93
T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO :2008/209 CELSE NO :60 CELSE TARİHİ :05.03.2009 BAŞKAN :KÖKSAL ŞENGÜN 20909 ÜYE :HASAN HÜSEYİN ÖZESE 28298 ÜYE :SEDAT SAMİ HAŞILOĞLU 37266 C. SAVCISI :MEHMET ALİ PEKGÜZEL 33954 C. SAVCISI :NİHAT TAŞKIN 36924 KATİP :AHMET ELMALI 116766 05/03/2009 tarihli oturum açıldı. Tutuklu sanıklardan Hayrettin Ertekin, Ümit Sayın, Muhammet Yüce, Erkut Ersoy, Mehmet Adnan Akfırat, Mete Yalazangil ve Semih Tufan Gülaltay dışındaki tutuklu sanıklar cezaevinden getirildi. Bağsız olarak huzurdaki yerlerine alındı. Tutuksuz sanık Güler Kömürcü Öztürk ile bir kısım sanıklar müdafileri sanık kahraman Şahin müdafii Av. Süleyman Erbaş, sanık Erol Ölmez müdafii Av. Adem Murat Beyoğlu, sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar müdafii Av. Mehmet Cengiz, sanık Hayati Özcan müdafii Av. Cihan Öztugay ın geldikleri görülmekle huzurdaki yerlerine alındı. Açık yargılamaya devam olundu. Sanık Kahraman Şahin huzura alındı. CMK nın 147 ve 191. maddesindeki yasal hakları kendisine izah edildi. Mahkeme Başkanı :” Avukatlarınız hazır, suçlandığınız konular ile ilgili cevap vermeme hakkında sahipsiniz, lehinizde toplanacak bütün isteme hakkına sahipsiniz, bu haklarınızı biliyorsunuz, buna göre savunmaya hazır mısınız.” Sanık Kahraman Şahin :” hazırım efendim.” SANIK KAHRAMAN ŞAHİN SORGU VE SAVUNMASINDA : Sayın başkanım şahsınızda yüce mahkeme ve iddia makamına saygılarımı sunuyorum. İddianamede şahsıma yönelik suçlamaları elimden

T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

  • Upload
    others

  • View
    2

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI

ESAS NO :2008/209CELSE NO :60CELSE TARİHİ :05.03.2009

BAŞKAN :KÖKSAL ŞENGÜN 20909ÜYE :HASAN HÜSEYİN ÖZESE 28298ÜYE :SEDAT SAMİ HAŞILOĞLU 37266C. SAVCISI :MEHMET ALİ PEKGÜZEL 33954C. SAVCISI :NİHAT TAŞKIN 36924KATİP :AHMET ELMALI 116766

05/03/2009 tarihli oturum açıldı.Tutuklu sanıklardan Hayrettin Ertekin, Ümit Sayın, Muhammet Yüce, Erkut Ersoy, Mehmet

Adnan Akfırat, Mete Yalazangil ve Semih Tufan Gülaltay dışındaki tutuklu sanıklar cezaevinden getirildi.

Bağsız olarak huzurdaki yerlerine alındı. Tutuksuz sanık Güler Kömürcü Öztürk ile bir kısım sanıklar müdafileri sanık kahraman

Şahin müdafii Av. Süleyman Erbaş, sanık Erol Ölmez müdafii Av. Adem Murat Beyoğlu, sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar müdafii Av. Mehmet Cengiz, sanık Hayati Özcan müdafii Av. Cihan Öztugay ın geldikleri görülmekle huzurdaki yerlerine alındı.

Açık yargılamaya devam olundu.Sanık Kahraman Şahin huzura alındı.CMK nın 147 ve 191. maddesindeki yasal hakları kendisine izah edildi.Mahkeme Başkanı :” Avukatlarınız hazır, suçlandığınız konular ile ilgili cevap vermeme

hakkında sahipsiniz, lehinizde toplanacak bütün isteme hakkına sahipsiniz, bu haklarınızı biliyorsunuz, buna göre savunmaya hazır mısınız.”

Sanık Kahraman Şahin :” hazırım efendim.”SANIK KAHRAMAN ŞAHİN SORGU VE SAVUNMASINDA: Sayın başkanım şahsınızda yüce mahkeme ve iddia makamına saygılarımı sunuyorum.

İddianamede şahsıma yönelik suçlamaları elimden geldiğince en anlaşılır ve en özet açıklamalarla kendimi savunmaya çalışacağım. Kişisel savunmamın yanı sıra adalete yardımcı olmak çabasında olacağım. Peşinen ifade etmek isterim ki iddianame yer alan üzerime atılı suçların kesinlikle kabul etmediğim gibi bir vatandaşınız olarak herhangi bir konuda suçlu olmadığıma her şeyden önce kendi vicdanımda inanıyorum. Huzurlarınızda sanık sandalyesinde olmam kendime duyduğum saygı ve yüce türk adaletine duyduğum inanç ve güveni zerre kadar sarsmamıştır. Yargılanmayı aklanma hakkı olarak değerlendiriyorum. Saygıdeğer başkanım, 1974 Kırşehir doğumluyum. Beş çocuklu bir ailenin ferdiyim. Hayatımı ticari araç alım satımı ve buna bağlı olarak trafik müşavirliği yaparak kazanıyorum. Bunun yanı sıra eğitimimi Ahi Evren Üniversitesi İşletme bölümünde inşallah buradan çıkarsam devam edeceğim. Bir kız çocuğu babasıyım. Hayatımda siyasetle ilgili herhangi bir parti, herhangi bir kuruluşta herhangi bir kaydım yoktur. Saygıdeğer başkanım Kuvai Milliye derneğinde sayman olarak görev yaptığımdan dolayı buradayım. Kuvai Milliye ye nasıl girdim? 1997 yılında Hüseyin Görüm ün bir araç satışının gazetedeki ilanını bulup o arabayı bir vatandaşa satmamız ile başlayan bir süreçte tanıştım. Kendisi bu aracı bir market sahibi olan bir insana satmış bende bunu ilanlarda gördüm. gazete ilanında o şahıs da satıyormuş, araba onların üzerine olduğu için o şekilde bir

Page 2: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:2

tanışmamış gerçekleşti. Saygıdeğer başkanım bu tanışmadan sonra aracın ruhsat işlerini yaptığımdan dolayı tanıştık daha sonra bu şirketin bütün işlerini almaya başladım. Yani ticari faaliyet gösterdiği zamanlarda. Araç işleri olduğu zamanlarda ruhsat çıkartacakları zamanlarda. Burada ismi geçen Raif Görüm Yusuf Görüm ile de o zaman tanışmışımdır. Bu bu süreçten sonra Raif görüm ile çok sıkı bir dostluğumu oluşmaya başladı. Onun da arabasını aldık sattık. Ruhsat işlemlerini yaptım. Daha sonra arabalar aldık normal binek araç, bu şekilde bir tanışmışlığımız bir birlikteliğimiz bir dostluğumuz oluştu. 2004 yılının ağustos ayında askere gittim. 2005 in onuncu ayında askerden döndüm. Döndüğümde artık trafik müşavirlik işini günün koşullarından dolayı yapmamaya karar verdim. Başka bir iş ile uğraşacağım diye. İş aramaya başladım. Raif Görüm arkadaşım olduğu için amcasının da Maltepe de bu konteynır diye bahsedilen yerde ki yazıhanesini söyledi bana. Oraya gittim yanına gittim ben Hüseyin Görüm ün. Hüseyin Görüm bir dernek açacağından bahsetti bana Kuvai Milliye. Buraya bir inşaatı kötü durumda olan bir inşaatı aldıklarını söylediler. Ve buranını yapımından buranın tadilatında görevli yani oraya gidip geleceksin buranın işlerini takip edersin diye bu şekilde başladım ben. Yaklaşık başkanım nisan ayı idi galiba tam hatırladığım kadarı ile mart yada nisan ayına kadar bu inşaat sürdü. Ben sürekli gittim geldim. Bütün her şey ile ilgilendim. Çok kötü durumda olan bir inşaat içerisi dışarısı her tarafı mahvolmuş, çok kötü bir durumda idi yani bir harabe diyelim size. Bunun içinde işte Hüseyin görüm ün de anlattığı gibi çeşitli insanlar yani sokakta kalan insanlar, işte bali çekenler işte o tip insanların kaldığı bir yerdi. Yani çok kötü bir durumda. Elimden geldiğince sonuçta devletimizin yeridir. Elimden ne geliyorsa yaptım bir alt katı vardı saygıdeğer başkanım artık af edersiniz lağım basmış pislik içersinde işçi dahi giremiyor ordan iki kamyon şey attım ordan pislik attım dışarı yani burayı o şekilde orayı hem devletimize kazandırdık en güzel bir şekilde yaptırdık. Arada bir gidip gelmeye başladık işte bu Hüseyin Görüm ün de anlattığı şekilde İbrahim Özcan işte Ali Özoğlu genel başkanımız Mehmet Fikri Karadağ, onlar orda görev yapmaya başladılar. Biz Maltepe deyiz. Danıştay davası oldu başkanım, Hüseyin Görüm Ankara ya gitti. tabi burada ben kaldım Hüseyin Görüm ün yakını gibi yanındaki adam olarak. Bana da şey yapmaya başladılar orda, işte Hüseyin Görüm gelmeyecek oraya gitti çeşitli şeyler yaptı. Sanki suçlu imiş gibi, karar vermişler bana saldırmaya başladılar.”

Mahkeme Başkanı :” mişleri mişleri aç mişleri. Mişleri diyorsun ya onları aç. Mişler diyorsun ya saldırmışlar etmişler yapmışlar kim o mişler. Kim onlar kim. İsim ve kişi bazında konuşsana bizimle.?”

Sanık Kahraman Şahin :” işte İbrahim Özcan,”Mahkeme Başkanı :” işte isim söyle yani nasıl oldu.”Sanık Kahraman Şahin :” İbrahim Özcan, Ali Özoğlu, o insanlar karar vermişler

kafalarında sanki bir şey var, tabi yanındaki yakın insan kim benim. Geçmişten de bir şeyimiz olduğu için bana saldırmaya başladılar yani beni uzaklaştırmak istiyorlar. Dernekte biz kalacağız senin herhangi bir ilgin alakan yok. gideceksin gibisinden, aradan iki üç gün geçti tabi Hüseyin Görüm döndü. Neler oldu neler bitti işte. Anlattım böyle böyle durumlar oldu tabi o zamana kadar biz oraya gidip gelmiyoruz sürekli. Maltepe de kalıyoruz. Gizemli olaylar işte orayı kapatıyorlar, orta katı kapatmışlar işte altı yedi kişi var çalışan bilgisayarlarda onlar kitap basıyorlarmış meğer orda yani kendi özel işlerini görüyorlar Ali Özoğlu. Kitapçı kendisi. Hüseyin Görüm geldi işte durumları ben bahsettim işte böyle böyle tabi onlar da bana karşı şimdi bir de onların istedikleri olaylar olmadı. Onların düşünceleri gerçekleşmedi. Bunları Hüseyin abi kovdu ordan. Hepsini. Bir paşa kaldı yani. Mehmet Fikri Karadağ. Biz bu sefer Kadıköy e gidip gelmeye başladık. Sürekli ordayız kapıları açtık, insanlar gelmeye başladı başkanım. Kitaplar falan vardı onları dağıttık. Bir güzel bir hareketlenme başladı orayı öyle şey yapmışlar ki. O şekilde başladık yani bende gidip gelmeye başladım. Benim görevim orda başkanım gelen insanlarla konuşup üye olmak istiyorsa üye yapıyorum. Defterler tutuyordum yani üye defterlerini. Aidatları alıyordum. Öyle bir görevim vardı. 2007 nin saygı değer başkanım ağustos ayında bir Ankara ya bir miting anıtkabire, bir de

2

Page 3: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:3

cumhuriyet bayramında bir mitingimiz oldu. Oraya gittik geldik, burada iddia makamı mitinglere katıldığımı organize ettiğimi söylüyor, bunlar yasal olan mitinglerdir. Valilikten işte kaymakamlıktan izin alınarak yapılmıştır. Bunun dışında başka bir şey varsa benim bilmediğim hatırlatırlarsa sevinirim. Cumhuriyet mitinglerine de katıldım saygıdeğer başkanım, saygıdeğer üyeler, bunlar tabi benim kişisel kendi dernek olarak herhangi bir karar alıpta katılmışlık yoktur. Ben kendim katıldım. Bunun dışında örgüte eleman kazandırma bahsettiğim gibi benim görevim saymanlıktı orda işte gelen insanları derneğe kaydetmek aidatları almak, örgüte eleman kazandırma diye nitelendirdikleri herhalde budur tahmin ediyorum. Örgüte gelir temin etme. Örgüte gelir temin etmeyi bırakın evime haciz geldi benim. Buradan özür diliyorum babamdan babam ödemesini yaptı çünkü. İstihbarat topladı. İstihbaratımız ancak polis ve jandarma ya ancak öyle bir istihbarat gelse de ancak yönlendirebileceğimiz yer bellidir. Bizim yoksa başka ne bir kuvvetimiz vardır, ne herhangi bir şeyimiz vardır. sivil toplum hareketlerini organize ettiği, veya katıldığı, evet sivil toplum hareketlerine katıldım. Ama yasal olanlara, yasal olmayan hiçbir organizeye hiçbir mitinge katılmadım. Saygıdeğer başkanım, bizim derneğimizde herhangi bir siyasi görüşümüz, herhangi bir parti ile bağlantımız hiçbir şekilde olmadı. Gelenler oldu siyasi partilerden bizleri destekleyin diyerek fakat biz hiçbir siyasi partinin bir birleştirici unsur olduğunu düşünmüyoruz ülkemizde. Çünkü bütün siyasi partilerin ne olduğunu sizler daha da iyi biliyorsunuz. Hepsi paramparça bölük börçük insanlarımız. Aramalarda elde edilen deliller var başkanım burada şunu söyleyeyim, Kuvai Milliye de 9. aydan sonra 9. ayın bitimi idi tahmin edersem, yalan konuşmayım tam hatırladığım kadarı ile ayrıldım ben. Nasıl ayrıldım yani kötülüğünden falan değil. çalışmam gerekiyordu, orada çünkü herhangi bir kazancım olamadı. Bu derneğe Hüseyin bey in de anlattığı gibi birilerinin bir şey yapabileceğini zannediyorduk ama kimsenin bir tarafından tutmadığı hep Hüseyin Görüm ün kendi kazanmış olduğu paralarla ancak yürütebildik o kadar. Kimsenin bir lira katkısı olmadı başkanım. Bir lira. Olmadı yani. yeri geldi çorba içtik uzun zaman elli kiloya düşmüştüm artık ailem de kızmaya başlamıştı. Ne oluyor sana diye. Tabi dava yürütmek kolay olmuyor yani başkanım. Çoğu insanlar geldi oraya ellerinde çantalar, pazarlamacılar diyorum ben onlara, bir şeyler yani bu derneği kullanıp da bu ismi bir şeyler kazanabilir miyiz bir şeyler elde edebilir miyiz, bir işler yürütebilir miyiz, çok gelen giden oldu ama bunlara hiçbir zaman fırsat verilmedi orda. Kesinlikle çünkü orası ticarethane değildi onu biliyoruz. Ne diyeceğimi de tam olarak şey yapamıyorum başkanım, yani bu bir buçuk iki yıllık dönem benim bütün şeyim odur. Bu işlerle ilgilenmemin şeyi, fakat şunu çok samimiyetle söylüyorum ben hiçbir kötü şey görmedim. Hiçbir kötü bir şey yaşamadım, bize kimse bir şey emredip de şunu yapacaksın, bunu kıracaksın bunu öldüreceksin cebir şiddet herhangi bir terör saygıdeğer başkanım şunu izin verirseniz anlatmak istiyorum. Benim ailem köklerim yani inanıyorum ki sizin de öyledir, belki birbirlerini de tanıyorlardır, hep şehit ailesi çocuklarıyız bizler. Kırşehir den hiç duydunuz mu terörist çıktığını başkanım. Öyle bir şey duydunuz mu Anadolu nun ortasından ve karşınızda ben terörist olarak karşınızda duruyorum. Bu suçlama ile böyle bir şey olabilir mi başkanım. Ailemde savaşa gidip hiç dönmeyen insanlar künyesi gelmeyen insanlar var, aileme de çok şeyler oldu çok üzüldüler onlardan da özür diliyorum buradan. Anneme, babama, kardeşlerime, bir kızım var başkanım eşimden ayrıldım. Annem bakıyor şeker hastası bir de rahatsız. Onun için çok üzülüyorum özellikle. Telefon görüşmeleri var başkanım, evet yani biraz abartılı biraz da kendime yakıştıramadığım okuduğumda şeyler konuşmuşum ama inanın bu sadece konuşmaktan ibaret. Çoğuda zaten kesilmiş başkanım anlam yitirmiş, anlam değişikliğine çevrilmiş buradan ben tekrar sizden çok çok rica ediyorum. Bu telefon görüşmelerini bizzat dinlerseniz bir daha bu telefon görüşmelerinde ne olduğunu anlayacağınıza kesinlikle inanıyorum. Yani bu konuşmalardan herhangi bir sonuç ç çıkacağını siz de göreceksiniz başkanım. Bir de gizli tanık 17 var, gizli tanık 17 Niyazi Kıyak tır sayın başkanım. Dernekte sürekli olduğum için bir gün bir telefon geldi başkanım, işte ben Niyazi kıyak bursa dan İnegöl den arıyorum, işte televizyonlarda şeylerinizi gördüm yemin töreninden dolayı, işte

3

Page 4: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:4

şöyledir böyledir ben böle milliyetçiyim, böyle vatanseverim, çok hoşuma gitti falan iyi güzel, işte buradayız Kadıköy deyiz yerimiz burda bizim gelirseniz örgüte eleman kazandırma diyorlar ya başkanım, yasal bir dernek bu devlet onay vermiş onay vermiş. Nasıl yasa dışı onuyor onu da anlamıyorum yani, geldi bir zaman geçti aradan bisiklet ile geldi başkanım, bisikletle bütün dünyayı dolaşmış, resimleri falan vardı. O yüzden ona şeytan arabası var diyordu Hüseyin abi. Geldi işte bize bir takım şeyler vatanseverlikler falan işte ben dedi çalışmak istiyorum dedi, bu davayı yürütmek istiyorum. Bir de yeniyiz başkanım hiçbir dernekte hiçbir şeyde bir şeyimiz olmamış yani etrafımızı sarmış şeytanlar af edersiniz, bilmiyoruz daha önce böyle bir şey yapmadık, böyle bir iş yapmadık yani. tecrübesiziz yani açıkçası ki herkese inanıyoruz zannediyoruz ki herkes bizim gibi. Ordan ayrıldı işte ben dedi Bursa ya gideceğim dedi orda bir çiftlikte dedi bekçilik yapıyorum,arada bir telefon açıyor işte birisinin telefondan veriyor konuşturuyor bizle şöyledir böyledir biz her zaman sizlerle birlikteyiz gibisine birkaç kişi böyle tabi seviniyoruz adam çalışıyor bir şeyler yapmaya çalışıyor, tanıtmaya çalışıyor. Meğer başka şeylerin ortamını hazırlıyormuş. Yine aradan bir zaman geçti derneğe geldi, ondan sonra da sürekli kalmaya başladı. Bu arada tabi bir takım şeyler de yapıyor yani acayip bir adam yani başkanım acayip bir adam. Hiçbir dakika durmaz gece iki üç saat uyur. Gerçekten yani şeytan gibi bir adam acayip bir adam. Bizim türk insanına para vermezsen çalışmıyordu başkanım. Bunu da öğrendim o gün. Yok bilmem ne imiş bilmem ne imiş bunları şey yapmıyorlar. İşte mitingler falan oldu o arada başkanım onlara gittik geldik burada mesela bir yerde Çanakkale mitingine gittik biz. Oda vardı. Şimdi gizli tanık ya anlattığı şeylerde bizim ikili yaşadığımız şeyler var o yüzden bunun Niyazi olduğuna adım gibi eminim. Çanakkale ye gittik biz mitinge cumhuriyet mitinglerine başkanım bir saat falan onun bir de evi vardı orda. Oraya bir uğradık. Ordan mitinge geçtik işte burda mitingde diyor ki yok askeriye nin kamerası var, ben öyle bir şey görmedim. Görsem de söylerim buradan. Bir saat mi bir buçuk saat mi yalan söylemeyeyim, o kadar bir süre kaldık orda siyasi platforma çevirmişler artık CHP liler işte bu Tuncay Özkan, hatta münakaşa ettik. Yanımızda metin diye bir arkadaş var, o gün Hüseyin görüm de bahsetti lokantası var bu arkadaşın hem o tarafta bir işi varmış başkanım, özellikle bizim için gitmedi yani. daha sonra da gidebilirdim şimdi de gitsem olur dedi yani öyle bir telefonla görüştük. İşte siyasi bir arenaya çevirmeye çalışıyorlar, biz birlikten bahsediyoruz partisiz şunsuz bunsuz insanlarımız ve öyle çıkıldı yani bu mitingler öyle olarak lanse edildi. Kamuoyuna gittik siyasi platforma çevirdiler. Yani bölücülük, sinirlendik başkanım hatta o metin boksördür biraz şey yapılı bir insan. Dedim bırak şey yap çıkacak nerdeyse yani orda ayrımcılık kötü şeyler konuştu. Ordan çıktık, şehitliği bir gezdik başkanım dolaştık dua falan ettik. İki saat falan da öle kaldık ordan döndük geldik. Bütün olay budur işte yok burda Veli Küçük telefon açmış bilmem ne olmuş. Veli Küçük kesinlikle bizim oraya gelmedi başkanım. Yalan söylüyor yani. bir yerde daha irtibatlandırmaya çalışmış, oraya da ikimiz gittik bir tek. Çanakkale mitingi böyle geçti başkanım, aradan bir zaman geçti tekrar izmir açılışımız var, izmir e gittik işte bu zeytin operasyonu deniyor ya zeytin operasyonu da bu Erol Ölmez in bir arkadaşı var zeytinci bir şey zeytin getirdi bize çok da güzel zeytinde Allah razı olsun, yiyerek gittik geldik yoldan da ekmek aldık, temel reis var reis yani. Karadenizlidir Allah r azı olsun ondan da akrabaları varmış bursa da uğradık yol üzerinde. Aldık gittik başkanım hem açılışımız vardı hem öyle denk geldi. Yine oraya gittik gene aynı senaryolar orda. Her tarafı kapatmışlar başkanım DSP liler, CHP liler, orda isim de veriyorum işte Kuvai Milliye yi sokmayın. Bayrak taşıyorum başkanım bayrak da var elimde şapkalarını takmışlar nerde ise bize saldıracaklar. Nerdeyse yani ben biraz münakaşa etsem birbirimize gireceğiz o kalabalığın içinde. Neyse çıktık gittik tekrar geri dündük aynı gün. Açılışımızı da yaptık tabi Nilgün hanım vardı orda başkanımız izmir in, izmir mitingi de böyle geçti izmir deki hem açılışımız hem miting. Her hangi bir şey olmadı kimsenin ne burnu kanadı ne bir şey oldu. Onu dışında başkanım bana sormak istediğiniz bir şey varsa eğer öğrenmek yardımcı olabilirsem ne gerekiyorsa ilk atlayarak şey yapıyorum, unutuyorum biraz da heyecanlıyım başkanım kusura

4

Page 5: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:5

bakmayın. Parça parça gibi olmasın. İlk kurulduğu aşamada bu Yürobont lardan bahsetmişti Hüseyin Görüm başkanımız dernek kurulma şeyinde iken başkanım binamız yeni kuruldu tabi bu çantacılar gelmeye başladı. O Hazer Holding in sahibi geldi, Ahmet Bülent Hazer, kendisinin de milliyetçi olduğunu, aynı paralel fikirleri taşıdığımızı, matbaacılık yaptığını, Afrika da para bastığını özal döneminde, işte bu Gazprom ile bir takım işler yaptığından bahsetti. Bu yürobont lardan bahsetti başkanım biz şeylerimizi falan bastı yani o üyelik formaları var bizim üyelik formlarımız vardı ilk formu doldurulur sonradan deftere geçilir. Onları falan bastık baya bir basıldı başkanım. Bu arada tabi gelip gidiyor bu yüro bontlardan bahis olundu. İşte Afrika daki bu sömürge ülkelerine Amerika nın vermiş olduğu, basıp vermiş olduğu yüro bontlar bir tane sayfa 100 milyon dolar, toplan 750 milyar dolar. İşte dedi bunu dedi ne yapabiliriz falan o dönemde de bu Tayyip Erdoğan ın bacanağı var Nuri Vardarbaşı o da çantacılık yapıyor gene. Ona verdik başkanım. İşte götür Hüseyin bey verdi götür işte devletimizin borcu silinsin. Borcumuz kalmasın. Ama yürek lazım insanda yani onu yapabilecek. Gitti tabi olumsuz, baktık işte orda iş bitirmeye çalışıyor bir şeyler yapacak, yok silah ruhsatı ile yok bilmem ne idi, Hüseyin abi bunu kovdu. Ben de rozetini çıkarttım. Rozetini çıkarttım. Hiçbir fayda da sağlamadı yani bize hiçbir şey olmadan gitti. bu yüro bontlardan dolayı saygıdeğer başkanım Kaan Soyak ona da verildi bir tane, ondan da bir şey çıkmadı yani bir şey becerilemedi. Biraz cesaretle gidilebilse bir şeyler yapılabilirdi. Ülkenin borcu sıfırlanabilirdi yani ama yapan olmadı. Onu yapamadılar yani bu gün de Amerika 750 milyar dolar ile krize girdi. İnşallah diyoruz ki bizi o şeylerden dolayıdır diyoruz , inşallah da öyledir o mazlum ülkelerin sömürüp de hak yiyenler inşallah öyle cezalandırılıyordur. Onun dışında başkanım yaşadığım şeyleri anlatıyorum ben herhangi bir şey de yazılı bir şey hazırlamadım. Her ailede de olur bu karı koca bile kavga eder. Baba oğul ile kavga eder. Olur yani bir tartışma oldu bunu sürekli şeylerde veriliyor televizyonlarda Hüseyin bey ile Mehmet Fikri Karadağ arasında sonradan tabi kendi aralarında anlaştı öpüşüldü tekrar şey yapıldı. Bundan herhangi bir şey çıkarılmasın yani. herhangi bir kötülük çıkarılmasın çünkü ben ordaydım bizzat. Benim de kamerayla çektiğim falan söyleniyor evet çekildi yani. bizler Türkiye cumhuriyetinin bir vatandaşıyız, cumhuriyetin bize yüklemiş olduğu görevlerde elimizden geldiği kadar yerine getirmeye çalışıyoruz. saygıdeğer başkanım ben ne Atatürk ü ne tam doğru düzgün biliyordum, nede dinimizi, ikisini bir arada yaşadım ben ikisini bir arada öğrendim. Ama gerçeği ile. Gerçeği ile, Mehmet Fikri Karadağ Atatürk ü tahmin ediyorum ki Türkiye de anlatabilecek bir insan varsa gerçekten yani onu gösterebiliriz. Parmakla dinimizi de Hüseyin görüm kendisine de teşekkür ediyorum hiçbir zaman kimsenin eline silah vermedi kesinlikle. Gidin şunu yapın bunu yapın demedi. Bir işi de olsa sonuna kadar da giderim onunla beraber yani. eminim ki o hiçbir hiç bir kötü bir şey yapmaz buna eminim yani tanıdığım bildiğim bir insan olduğu için. Tabi bunları da öğrenmeye başladık saygıdeğer başkanım bizim öğrendiklerimiz gibi falan değil yani. bilinenler anlatılanlar bir taraf Atatürk ile aldatıyor insanları bir tarafta din ile aldatanlar var. saygıdeğer başkanım biraz de bu telefon görüşmelerinden veya bana kafanızda bir şey varsa lütfen hatırlatın veya sorun. elimden geldiğince cevap vermeye çalışayım. Çok heyecanlanıyorum unutabilirim yani. her türlü adalete yardım etmek istiyorum. Elimden geldiği kadar ne biliyorsam. saygıdeğer başkanım birde bu gizli tanık ile biz Ümraniye de bir iş hanına gittik. Kadıköy e birkaç arkadaş geliyor genç. Pazarcılık işi yapıyorlar giyim işi falan. Gelirler giderler işte samimi olduk. Üye oldular.arkadaşlarını çevresindeki insanları getirdiler. Bir gün ağustos ayı mı idi yanlış hatırlamıyorsam temmuz muydu o zamanlarda böyle yaz bir aydı. Biz fazla dışarı çıkmıyorduk başkanım yani. Kuvai Milliye den dışarı çıkmıyorduk orda yatıp kalkıyordum ben bu Ümraniye den gelen gençler arasında birisi vardı arkadaşımız yine, dedi bir doğum günümüz var dedi. Niyazi ye telefon etmişler oda görüşüyor. Bizi davet etmişler. Bana dedi ki hadi gidelim çok dedi burada şey yaptık duruyoruz bunalıyoruz gidelim değişiklik olsun. İyi dedim gidelim, başkanım gittik, oturduk böyle arkadaş muhabbeti başka bir şey yok, ben kimin neresi kimin yeridir ne onu sordum ne bir şey yaptım. İşte burada dedikleri zikrettikleri bir isim var Gülay Tuğlukçu diye ve

5

Page 6: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:6

onunmuş Veli Küçük onun adamları imiş öyle bir şey de yok başkanım. Kesinlikle bunun da yani öğrenilmesini arz ediyorum, sizlerden. Çünkü Veli Küçük ne ben tanırım, ne Hüseyin Görüm tanır. Biliyorum gelse ben görürüm mutlaka görürüm ama mutlaka görürüm. Kesinlikle yalan yani bir şeyden bir bağlantı kurmaya çalışıyorlar. Ama bunu da niçin yaptıklarını anlamıyorum. Bu şekilde bir ifade vermiş. Bunun da gerçeği bu şekildedir. Bir doğum günü pasta falan şey yapmışlar çocuklar işte kuruyemiş bilmem ne. Hatta içki şey yapmışlar ben içki içmiyorum bu Niyazi kıyak orda içki içti falan ordan çektik geldik. İki saat mi ne iki buçuk saat bir zaman geçirdik orda. Bu pazarcıların alışveriş yaptığı yani toptan eşya aldığı giysi falan satıyorlar bunlar Anadolu ya falan da çıkartıyorlar arabaları falan var. esnaf insanlar yani. genç ama yani genç insanlar ora öyle bir yermiş kiralarını tam büyük bir yer kiralarını falan ödemedikleri için de ora boşaltılma tasfiye aşamasında idi öyle gittik oturduk geri geldik başka bir şey ortada hiçbir şey yok başkanım. Hiçbir şey yok. yalan söylüyor yani. Allah tan da korkmuyor, yalan söylüyor. Sürekli orda olduğum için başkanım. Tabi başkanım bir taraftan da teşkilatlanmaya çalışıyoruz zaten birilerini rahatsız eden de o oldu. Kuvai Milliye nin oyla herhangi bir siyasi şeyle hiçbir zaman işi olmadı. Herkes bu konuda rahat edebilir. Para olmadığı için saygıdeğer başkanım Kuvai Milliye de gelen ya en fazla kalan bir ay, onu da ceketimizi gömleğimizi çok özür dilerim iç çamaşırlarımıza kadar alıp giden insanlar oldu orda. Ben söylerken utanıyorum özür diliyorum bu konuda. İşte denmiş ki esnaf tan para topladılar denmiş, başkanım orayı yaparken Kuvai Milliye binasını, çevredeki bütün esnaf o binadan o kadar rahatsız imiş ki, neden diyeceksiniz çünkü gelip gidenler gece gelip gidenler oraya artık yani kaderine terk edilmiş bir binaydı ora. Polis giremiyormuş yani, bizim öğrendiğimiz yani benim gözümle görmediğim fakat çevredeki esnaf böyle söylüyor. Biz geldik bütün esnaf teşekkür etti orada bize. Allah razı olsun sizden dediler başkanım, bir tane esnaf gösterin ki biz gidip de onunla bir lira para istediğimizi bunu ispat edin rica ediyorum ispat edin yani. esnafın hepsi o kadar memnun di ki başkanım, hepsi teşekkür etti bizzat. Bir de hediye alıp geldiler yani. kuruluş bitti oraya geçtiğimizde hediye alıp gelen esnaflar vardı. Özel kuvvetler olayı var başkanım bu ismi de ben şey yaptım yani, kimsenin şeyi değildir. bunun amacı da yani ben askerim özel kuvvet adam toplayım vurayım kırayım kesinlikle böyle bir şey yok başkanım bu tip şeyleri yapan insan onu yapmaz zaten. Böyle bir zaafı da kullansaydım başkanım öyle bir zaafı yani o genç insanları kullanmaya çalışsaydım gerisini düşünün yani. eğer kullansaydım. Özel kuvvetlerden kastımız tabi afetlerden burada Hüseyin görüm açıkladı depremi yaşadığını, saygıdeğer başkanım 17 ağustos depreminde Adapazarı nda o gece atladım gittim bir vatandaş olarak atladım gittim başkanım çok üzgünüz tabi. Bir çok ceset çıkarttım. Kolu kopmuş bacağı kopmuş, kafası kopmuş, elimden geldiğince ellerimin içleri hep patladı. Ellerimle kazdım. Ve böyle bir şey yapmak kararını aldık biz. Burada işte diyor ki apoletli diyor bilmen neyli resim çekilmiş başkanım bunun sırtında arkasında Kuvai Milliye arama kurtarma özel kuvvet Kuvai Milliye arama kurtarma diye yazı yazar. Bu cdlerin içinde olması lazımdı ama tabi bunu artık gördünüz mü bilmiyorum bu resmi. Burda askeri üniformaya benzetilmiş, öyle bir şey de yok başkanım yani. o anda çekildi hatta bunu da yapan Niyazi Kıyaktır resimleri falan çeken. Arkasında koskoca yazı var. kötü bir şey mi başkanım. Kötü bir şey mi. Zonguldak ta gelen işçiler hep insanları çıkarttı oralardan. Gene yani maden işçileri kazma kürek sallayanlar. Ben onlarla birlikteydim orda. Üç ay kendime gelemedim o kokulardan o görüntülerden üç ay kendime gelemedim. Gece yatarım hep gözümün önüne gelir. Üç ay. Tabi yaşamak lazım, şimdi ne anlatsak boş. Erkut Ersoy başkanım dün burda açıkladı, Hüseyin görüm ün bir yakın akrabası vardır, Rukiye Güdü öğretmendir kendisi tarih öğretmeni bende tanırım kendisini işte bizim kuruluş aşamamızda bilgisayarımızdan web sitesi yaptırmak için uğraşıyoruz bir taraftan bir türlü de kısmet olmadı başkanım. Bir türlü kısmet olmadı iyi de olmamış bu gün kim bilir neler gelecekti ordan başımıza. İşte düzce li bu Erkut Ersoy arkadaşım söylemiş Hüseyin beye, Hüseyin bey bana dedi ki böyle böyle kahraman dedi bu çamlıca da bir toplantıları varmış dedi, sende git bir görüş dedi hem bu web sitesi için dedi. Hem de tanışırsın

6

Page 7: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:7

atladım gittim başkanım dört lira mıydı üç lira mıydı bir para verdim bir garnitür yemek öyle gizli de değil, bir tarafta o grup bir tarafta da oranın günlük gelip giden müşterileri yani gizli bir toplantı değil bu. Gittik işte başkanım oda Kuvai Milliye den bahsetti, bende bahsettim bir saat veya bir buçuk saat ordan çıktık geldik. Durumu anlattım böyle böle oldu diye ondan sonra da ben Erkut Ersoy ile görüşmedim de gelip gittiğini dahi bilmiyorum. Başkanım tabi ülke siyasetini ülkede olup biten olayları da takip ediyoruz bir taraftan gün oluyor şehitlerimiz oluyor on beş tane yirmi tane biliyorsunuz 2007 yılında insanlar bir infial ile oraya geliyor. Kuvai Milliye ye. Üye olan almayan. Ne olacak insanların içi acıyor çünkü üzülüyoruz. Ne yapabiliriz ne edebiliriz. Bu tip infialler çok oldu. Gelen giden insanlar oluyordu. İşte toprak satımından yakınanlar, ülkenin borçlarından yakınanlar işsizlikten yakınanlar yani bizim artık şeyimize yerleşmiş sorunlar deyim size. Bir türlü çözülemeyen çözüme kavuşmayan. Askeri sıfatlar diyor kullanıldı. Bir askeri sıfat bana yüzbaşım diyorlardı başkanım, onun da bir açıklamasını yapayım ben bir Erol ile Erol sevdiğim bir insandır matraktır biraz. Yani şaka yapılır cinsten bir insan. Konuştuğunuz zaman güldürür sizi gülersiniz. Yani insan hani kendisini serbest bıraktığı zamanlar olur ya başkanım öyle bir insandır . boş boğazlılıksa bunu kabul ediyorum başkanım. Boşboğazlık yapmışım ben. Ama başka bir insan ile de böyle bir görüşmem yok burada telefonlarda mevcut. Bunu diyen başka insanlarda söyleyebilirdi bunu bana, bir tek o insan. Bir de başkanım kısa bir şey söyleyeceğim, 74 yılında doğdum ben Kıbrıs harbinde amcam var Mustafa Şahin bir yüzbaşının ismini koyuyor, ordan herhalde biraz onun ruhundan geçmiş bir şeyler var yani askerliği olan bir sevgi var içimizde. İşte haraç diyorlar bir şeyler diyorlar kesinlikle öyle bir şey yok başkanım, kesinlikle. İnanın bana yok. saygıdeğer başkanım Abdullah Arapoğulları, erol ölmez, Erkut Ersoy dan bahsettim. Abdullah Arapoğulları gelen kişileri kaydettiğim için başkanım çoğunu tanırım yani Kuvai Milliye ye girip çıkan insanları. Genç arkadaşımız gelmiş, telefon kartı satıyor dergide bir öyle bir şey gazeteci öyle bir şey geçmiş zaman konuştuk. Kuvai Milliye den bahsettik. Kendisi de o fikirleri taşıyan insan olduğunu bahsetti. Fakat zamanla çok heyecanlı bir insan olduğunu anladım ben. İnsan anlar. Ben şimdi sizin karşınıza çıktım siz bir bakışta neyin ne olduğun anlayabilecek bir insansınız. Tecrübenizle, terörist ile vatandaşı ayırabilecek kapasitede olduğunuzu çok iyi biliyorum. Heyecanlı insan yani nasıl ki bir insan birisine bir kendini biraz daha özel hissettirmeye çalışır, o tip bir insan. Dernek te tabi maddi sıkıntıları çok çektik başkanım, ama kimseye de şey yapmadık böyle eğer fikrimizi bozsak zikrimizi bozsak birilerinin gelip oraya oturttursak eminim para da gelirdi yani. ama biz bağımsız bağlantısız şeyimizi kaybederdik. Abdullah Arapoğulları ile bir takım işlerden bir takım şeylerden bahsediyor inanın başkanım bildiğim için kalpte kırmayı pek sevmem, beceremem de başkanım bu şekilde konuşmalarımız biliyorum ki yani sonunda bir şey yok. zaten dikkat ederseniz bir yerden bir yere atlıyor, birm yerden bir yere atlıyor, telefon görüşmelerinde işte telefonumuz dinleniyor Allah söyletecek ya ben kesinlikle telefonlarımızın dinlendiğini bilmiyorum. Bilmiyorum, bilsem zaten aptal mıyım böyle konuşacak. Gelip giden insanlar oluyor elektrikçi naim abi vardı bizim elektriklerimizi yapan binayı baştan aşağıyı yaptığımız için her şeyini dinlenme var dedi herkesi dinleyebilirler, aletler satılıyor diyordu. Herkesi dinleyebilirler diyordu. Ben de ordan biraz şey yaptım işte yani telefon dinleniyor falan gibisinden. Erol ölmez ile bir görüşmemiz var başkanım bu sürekli gündemde tutuldu, basının da çok hoşuna gitti bu haber işte ismailağa tarikatını işte adam göndermişiz de saygıdeğer başkanım bu telefon görüşmesinin bir başı var, iddia makamı zaten çoğunluğunda öyle, bir kısmını almış şimdi hani adama dersiniz ya seni gülmekten öldüreceğim, gülmekten i çıkartırsan seni öldüreceğim kalır. Hani tırpanlamışlar mı diyorlar aynı o şekilde devam ediyor bütün telefon görüşmelerimizin çoğunda. Raif görüm var başkanım raif görüm Hüseyin görüm ün yeğenidir. Abisinin oğludur. Ailesi yurt dışındadır. Kendisi burada doksan yedi yılından beri görüşürüz, evine giderim kalırım yatarım kalkarım, öyle bir dostluğumuz var. öyle bir arkadaşlığımız var. Gökhan sipahioğlu var başkanım, kendisini yüksek mühendis olarak tanıttı ilk. ………sonradan tekniker olduğunu iğrendik biz, bu nano teknoloji ile uğraşıyormuş. Gözle görünmeyen o

7

Page 8: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:8

şeylerden yapıyormuş bu şeylerden anlattı ama ben tabi tam bilmediğim için teknolojinin içini tahmin ediyorum oda burda anlattıkları gibi oda yalandır. Durumumuz kötüydü başkanım. Dedim ki ben bir Hüseyin abiye de söyledim. Ben dedim bu recep Gökhan sipahioğlu ile gideyim bir müddet çalışayım dedim. Sürekli gelip gidiyor o aralar, İstanbul teknik üniversitesinde bir iş yapmış başkanım işte malum gündemdeki siyasi kavga var ya hani bölünmüşlük, ondan dolayı parasını alamıyormuş, işte sıkıntı yaşıyor bilmem ne meğer bizi şey olarak götürmüş yanında ne bir par aldım. Bırakın para vermeyi verdiğimiz para var Hüseyin beyin evi vardı Yalova da orayı sattı, bir miktar para verdi tamamını alamadık başkanım. Bu şahsın da ben evine de giderdim ailesini komple tanıyorum zaten ailecek gelip gidiyorlardı. İşte öyle bir adam geldiği zaman zaten göreceksiniz. Deniz yıldırım var başkanım, şu anda cezaevinde bu gün iddia makamı hükümlü olduğunu söyledi ama galiba tutuklu olduğunu biliyorum, mektuplarında öyle yazıyordu çünkü. Kesinleşmiş bir ceza yani aldığı bir şey yok. işte bir takım bir şeylerden şey yapmış bahsetmiş, saygıdeğer başkanım bu konuda cezaevine bir deniz yıldırım ın bulunduğu hangi cezaevinde ise herhangi bir Kahraman Şahin in gidip görüşmüşlüğü var mı herhangi bir mektubu var mı bunların istenilmesini arz ediyorum. Başkanım deniz yıldırım levent taraflarında bize geldiğinde levent tarafında oturduğunu, o bölgede bir şube açmak istediğini belirtti bize. İşte gelip gidiyor tabi biz bunun herhangi bir iş yaptığını herhangi bir böyle bir şeye karıştığını arandığını bilmiyoruz o gün de anlattı Hüseyin görüm karşımızda bir komşumuz var kafeteryası var adamlar bize telefon ettiler işte burda iki kişi var sürekli sizin orayı şey yapıyorlar sürekli orayı kesiyorlar, ben çıktım Hüseyin abiye dedim böyle böyle bir durum varmış hemen yürüdük gittik oraya birisi oturuyordu bir kişi daha var yanında Hüseyin abi dedi ki adama, kimsiniz dedi hem buyrun gelin içeri dedi sürekli bakıyormuşsunuz oraya. Öyle bir konuşma geçti ben polisim dedi. Hayırdır buyur gene gel, buyur gene gel herkesin yeri orası çünkü hepimizin yeri. Dedi böyle böyle bir kişiyi arıyoruz dedi takipteyiz. Buraya girip çıktığını görüyoruz dedi. Kim işte deniz yıldırım. Neden, işte böyle bir durum var. gittik içeriye oda içerde oturuyor başkanım böyle böyle bir şey var mı yok dedi. Polisi çağırdık polis geldi buyur kardeşim bu adam böyle bir şey olmuş. Buyrun aldı gitti. tabi daha sonradan bu mektuplar geldi böyle bir suçlama ile karşı karşıya kaldığını, zaten mektuplar ortada başkanım. iddianame var. ek delil klasörlerinde hepsi mevcut. O tarihten sonra ne gittim ne gördüm. mektup yazdı cevabını da vermedim. Yani bir şey ile irtibatlandırmaya çalışıyorlar çünkü. Sürekli. Açıldığımızdan beri başkanım. Açıldık müfettişler gelmeye başladı. Kime ne rahatsızlık verdiysek, verildiyse.Bir ton şeyle suçlanıyor alakası olmayan şeyler. Saygıdeğer başkanım Mehmet fikri Karadağ bizim de şeyimiz var tabi dedik ki sen bağımsız milletvekili adaylığını koy. Herhalde kimse inanmayacak bize çünkü kimisi bilmem nerenin adamı yapıyor kimisi bilmem nerenin adamı yapıyor bizi. Dedik ki bağımsız milletvekili ol baba. Tamam dedi. Bağımsız milletvekili adayı oldu başkanım. Kadıköy e gidiyoruz meydana bu vodafone şeyleri bulunmuş kartları delil olarak şey yapmışlar, kamil isminde bir arkadaş geldi bir yerden bir yere atlıyorum başkanım bağlayacağım ikisini kamil diye bir arkadaş geldi başkanım, vodafone şeyleri satıyormuş kartları işte böyle derneklere şirketlere falan ucuz tarife ile bu Niyazi kıyak on tane hat aldı başkanım erol aldı on tane, bu temel reis dediğimiz aldı. On tane kendi aile içinde kullanacak çok ucuza geliyor. Bu kamil gelip gidiyor tabi hat sattı ya onlarda prim falan alıyormuş gelip giderken işte dedik ki ses şeyi lazımdı bize işte o Kadıköy meydanına çıkıyoruz, bağımsız adayımız tanıtıyoruz. Çıktık tanıtıyoruz bir parti gibi. Ses sistemi lazımdı oda dedi ki ağabeyim benim bu işlerle uğraşıyor o bize böyle bir ses sistemi verdi. Kullanmak amacı ile geri tekrar iade ettik. Bu arada da orda bulunan kartlar hiç şey olmamış yani hat verilmemiş öyle bıraktı idi oraya. Bunlar dedim fazla numaralıdır onlar, numaraları var beğendiğin zaman açılır. Onların bilgisi dahilinde yani. eğer onlar sokarlarsa onların bilgisi olmadan her hangi bir şey olmuyor. Açılmıyor. Kayıt olmuyor. Bu recep Gökhan sipahi burda demiş ki beni çağırdılar, kendisi gelirdi başkanım yalan söylüyor. Kendisi gelirdi katılırdı bir de şey takardı kafasına kalpak takıyordu. Böyle bir insan yok çocuğunu şey yapmışız da kendi çocuğumuz gibi onun çocuğu da.

8

Page 9: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:9

Yok tehdit edilmiş de falan yani yalan yalan hem de tam alası yani. başkanım bu seçimler oldu bitti. Tabi biz oy falan da alınmadı. İşte dediğim gibi yani siyasi partilerinden falan sıyrılmaya çalışıyoruz, insanlar bizi bir yere bağlamaya çalışıyor, biz kendimizi biliyoruz ama dışardan gören işte yav Atatürk ü görüyor CHP limi, adam dinden bahsediyor AKP li mi. ya bundan bir türlü kurtulamadık. Biz kimsenin adamı olmadık hiçbir zaman, hiçbir parti Mehmet fikri Karadağ bize bir baba gibidir. Baba deriz paşa deriz, işte ölürüm demişim de askerin demişim de o sevginin bir ifadesidir. Belki sizinle de tanışsak sizin de o şeyde kanaatinize varsak size de derim başkanım. Sizin için de ölürüm başkanım. Kötü bir şey mi başkanım. Bir insana bunu demek illa ki öldüreceğim asacağım mı yani. buna mı getirmek bir kelimeyi. Muhammed yüce başkanım, bir gün telefon açtı Mehmet Fikri Karadağ , oğulcuğum dedi oğulcuğum der bize, oğulcuğum dedi ben dedi evden çıktım geliyorum, Bursa dan bir asker gelecek dedi, biz tabi kendi belki geçmiş askeri kökenli olduğu için asker dedi falan öyle düşünüyoruz, dedi ki ben geliyorum oraya araba ile dedi, bir de yerimiz caddenin önümüz hemen yol Kadıköy ün Pendik minibüsleri geçer ordan, Kadıköy altı yola gelmeden dönerler ordan yani işlek bir cadde. Fakat yokuş olduğu için orası yol kenarlarını da biliyorsunuz İstanbul un. Park sorununu. Bir yer dede şey yap dedi önümüzde çünkü taksi durağı var orda oraya önümüzü kapatıyorlardı bazen. Orda işte belirtmişler sayın iddia makamı Muhammet Yüce geldi, içeri girdi ben konuşmadım bile, bir dakika mı geçti iki dakika mı geçti içeri girdikten sonra beş dakika mı geçti Mehmet Fikri Karadağ geldi onla görüştüler. Başka da hiçbir görüşmemiz bizim herhangi bir irtibatımız bütün tanımışlığımız yani bu başkanım. Bir dakika bir insanın bakarsın yüzüne o kadar olsa mutlaka zaten telefon görüşmemiz olurdu. İddia makamı da öyle bir şey de yazmamazlık etmezdi tabi. Bu başkanım şeyi atladım ben geçtim bu İsmail ağa cemaati, işte telefon görüşmelerine bakıldığı zaman ne olduğu çok iyi anlaşılacaktır. Tekrar tekrar arz ediyorum bakılmasını, tekrar dinlenilmesini arz ediyorum. Bir de şey göndermişler bu İsmail ağa cemaati başkanım, F tipinde kalıyoruz Edirne de dergi göndermişler bize. Furkan diye yani şey yapıyorlar tehdit ediyorlar. Onlardan korkan onlar gibi olsun. Ama buradan tekrar söylüyorum basın çarpıtmalarıdır onlar. Lobi falan işte belgeler falan işte dedik ya başkanım Allah tan yani bilgisayarımızda şey yok sitemiz yoktu. olsaydı tahmin ediyorum ki mutlaka bizden esirgemezlerdi bunları. Tahminim yani mutlaka bize de gelirdi başkanım. Ama Allah tan o web sitesi açılmamış, Allah ta açtırmadı bir türlü kısmet olmadı. Yapamadık beceremedik. Konuşmalar başkanım ben burda karşınızda utanıyorum özür diliyorum. Çoğu palavradan ibaret işte şey yani biraz atma deyim yani nasıl deyim bilmiyorum suçsa da suçunu da kabul ediyorum başkanım. Şimdi başkanım burada görüyorum burada Kuvai Milliye den gördüğüm insanlar var tanıdığım insanlar var bu Niyazi kıyak niye burada yok. başkanım niye yani, o her yerde niye yok yani ben özellikle de onu burada tanıklık yapmasını istiyorum başkanım. Getirtirseniz bulabilirseniz onun çünkü bisikleti var başkanım onu yakalamak zor bir iş yani şeytan yakalanır mı. ama size çok güveniyoruz o konuda başkanım Kuvai Milliye olarak bu konuda çok güveniyoruz. Başkanım izin verirseniz burada Hüseyin görüm biraz dinimizden bahsediyor insanların duymadığı gerçekleri anlatıyor işte laik değimlisin diye bir şeyi var soru geldi biz de diyoruz ki Atatürk hangi izde ise hangi yolda ise inşallah biz de o yoldayız. Başka hiçbir yolumuz yok. atatürk ün yolu da hak yoluydu bunu herkes bilsin yani. bir türlü bağdaştıramıyorlar bir araya getiremiyorlar. Bir takım insanlar deyim artık başkanım bir araya getiremiyorlar yani. şehitliğe inanmayan Mustafa kemal askerine ölmeyi emretmez. Tabi kitabımızda da Lokman 33. de diyor ki başkanım, o aldatıcı şeytan sizi Allah ile aldatmasın. Adit 27 de diyor ki ruhbanlık yok diyor. ben kısa keseceğim başkanım. Bakara da diyor ki dinde zorlama yoktur diyor, bilmeyenler de öğrensin buradan ufak bir şey bahsetmek istiyorum başkanım 1. dünya savaşında Almanlarla müttefik olduğumuz için o dönemki damat Ferit paşa, bizim askerimiz dururken alman general var ………. İsmi var bizim bizim üçte iki askerimiz başkanım Çanakkale de bu general sayesinde yok ediliyor. öldürülüyor üçte bir askerle Mustafa kemal bir tarih yazıyor. Tarih yazanlara söylüyorum ben buradan bana lütfen sadık kalın. İngiliz

9

Page 10: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:10

lordlar kamarasından lord George diyor ki bir tek türk kalmayıncaya kadar hepsini kesin diyor, haksızı kimse sevmez değil mi başkanım zulmedici zulüm yapan biz de bunları sevmiyoruz. Bir de başkanım bu örgütler konusunda kendi şahsi bir kanaatimi belirtmek istiyorum, elin adamı başkanım o kadar güzel kuruyor ki tuzakları bir örgüt kuruyor, onun üzerinden her türlü silahını satıyor her türlü şeyini yapıyor, her türlü zulmü yapıyor birilerine bir şeyler veriyor nemalandırıyor örgütler kuruyor başkanım buna dikkatinize çekiyorum. Amerikanın siyasi oyunlarından tıpkı ikiz kulelerin bombalanmasından sonraki yaptığı vahşetler burda herkes anlattı başkanım ben bu konuda sizi sıkmak istemiyorum. zaman da almak istemiyorum. tek bir şey söyleyeceğim başkanım, birinci dünya savaşı sonrası kurtuluş savaşından sonra yeni meclis kurulunca hep amerikan mandacıları varmış başkanım, Sivas ta Erzurum da kararlar alınırken amerikan mandacıları hep amerikanın himayesine girmek istemişler. Atatürk öldükten sonra bunlar da gerçekleşmiş başkanım bizim şu andaki yaşadığımız ortama bakıldığında başkanım bu derneklerin çoğu da mutlaka bir yerlere bağlı mutlaka ama. Niyazi’nin işi Başkanım bunu benim yapımda yapmıştı. Kendini de çizmiş. Başkanım bunlar sizde var vereyim mi vermeyeyim mi kararını siz verin meşgul etmeyin sizi. İşte bende çıkan cd ler var ya başkanım bilirkişi raporları, önceden hazır edilmiş sanki bu gün için arama tutanağı başkanım, herhangi suç ve suç unsuruna rastlanılmamıştır diye. Zaten olsaydı başkanım bizi paramparça ederlerdi kesinlikle yani bir de başkanım ben poliste ifade vermedim diyeceksin ki niye vermedin başkanım evime geldiler sabah uyuyorum, işe girmiştim başkanım Ankara ya gidip geliyorum sabah bir baskın ben uyuyorum ailem açmış ailemin yanında kalıyorum bir de kızım var sekiz yaşında o da okula gidecek Allah tan annem falan kalkmıştı çocuğu da uyandırmış, kapı şey yapıldı, birisi şey yaptı gözümü açtım ben çok da yorgunum acaip yorgunum birini gördüm ama geri gözümü kapattım geri yattım. Bir daha s eslendi şey yaptım ayıldım tamamen kalk dedi kalktım hayırdın dedim bu kim ya falan, işte polis dedi ne oldu dedim hiçbir şey söylemiyorlar yani niçin geldiklerini dahi söylemediler oturttular beni oturma odamız var yüzümü yıkayamadım yani oturdum şey gibi bekliyorum öyle, bir şey mi oldu diyorum kendi kendime ben bir şey mi yaptım kendi kendimden şüphelendim yani. aradılar her tarafı darma duman ettiler her tarafı. Anacığımdan da özür diliyorum senin evini dağıttılar çok özür diliyorum sizden sizi çok üzdüm. Kızım başkanım okula gidecek geldi atladı kucağıma Allah’ım dedim yani içimden ne oldu diyorum çocuk da var polis o çocukta ne etki bırakacak acaba ilerde bir de olayı anlatacağım bunla ilgili, başkanım bir kız kardeşim var kaynarca da oturuyor babam kızımı da alıyor oraya gidecek yolda trafik çevirmesi var, polis durduruyor babam işte ehliyet ruhsat falan babamın yanında oturuyor polisi görünce şey yaptı birden hırçınlaştı diyor babam, polise tükürmüş babamı niye bırakmıyorsun. Yani bir çocuğun yaşayabildiği şeyleri o psikolojiyi nasıl yansıdığını başkanım birde dün burada arz edildi Salı günü işte 11. ayın 16 sına kadar biz tabi burada da bir hafta oldu onu öğreneli yani siz biliyorsunuz başkanım yani işin ustası siz olduğunuz için arife tarif gerekmez herhalde. İfade vermedim başkanım şeyde, emniyette emniyette vermedim onu da niye vermedim başkanım herhangi bir gizlediğim bir şey mi var. belki bir muamma yaratmasın aşağıda verdim aslında ben. İki üç kere çıkarttılar beni buradan emniyete emniyet ile en ufak herhangi bir şeyim yoktur, kişiler kendi karakterini yansıtır sadece. Kurumu bağlamaz diye düşünüyorum üç tane polis var başkanım ifade alıyorlar, soruyorlar ben konuşuyorum söylüyorum ne olduğunu arkada da bir tane arkamda oturmuş artık ne tipi ise ben bilmiyorum onun tipini Allah çevirecek ya bir anda döndüm böle başkanım ordan bir hareketler böyle, göstermek istemiyorum o hareketi emniyete de maletmiyorum ben hepsinde de çünkü dediğim gibi kişinin karakteri kurumu bağlamaz. Yukarı aldılar başkanım gerçek şey ordaymış herhalde aşağıda bir tane şey geldi başkanım bir bayan avukat yukarı çıktık. Cumhur hatın diye birisi geldi. Tabi biz ilk görüyoruz yani daha önceden ne görmüşlüğüm var ne tanımışlığım var, dedi ki soruşturma dosyasını dedi göremedik dedi. Orda dedi ki yasak var, terör suçu ile dedi. Ben dedim terörist değilim ya. Ben terörist değilim ki dedim yani vermiyorum dedim ya. Ben dedim savcıya gidip vereceğim. Cumhuriyet savcısına. Teröristin

10

Page 11: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:11

yeri bellidir aslında saygıdeğer başkanım savcılığına geldik savcılıkta ifademi verdim. Sayın Haşlıoğlu mahkememize baktı, kendisine de en ufak bir kızgınlığım yok. inşallah bu davada inşallah bir kilometre taşlarını sami Bey katedecek diye umut ediyorum. Başkanım ben terörist değilim. Böyle bir terör örgütü de duymadım Ergenekon isminde. Olsa mutlaka herhalde bizden önce siz duyardınız. Siz inanıyorsanız bende inanıyorum başkanım. Hani yaş kemale erdi derler ya başkanım kemale ermiş bir yaşınız var çünkü sizin tecrübeniz sizin ustalığınız ben inanıyorum buna şahsım olarak başkasının ne dediği beni ilgilendirmez ben inanıyorum buradan inanıyorum. Siz var diyorsanız bende var diyorum. 14 aydan beri tutukluyum başkanım saygıdeğer başkanım sağ olsun buradan teşekkür ediyorum Hüseyin Görüm e Mehmet Fikri Karadağ a dedim ki bir üniversite sınavlarına gireyim başkanım orda şeydeyiz. Bunu da kazandım başkanım sağolsun ben girmeyecektim Hüseyin abi zorladı beni, gir dedi kazandım çıkarsak okuyacağız çıkamazsak da başkanım bunun dışında benim diyeceğim birm şey yok dinlediniz.”

Mahkeme Başkanı :” bitti mi savunmanız.”Sanık Kahraman şahin: “ bitti başkanım eğer bana yardımcı olacağım bir şey varsa lütfen

sorun. “ Mahkeme Başkanı :” Klasör 83 dizi 165 deki susma hakkını kullandığına dair zabıt

okundu. Sanık Kahraman Şahin:” sebebini anlattım başkanım, benim anlattığımın dışında başka

bir şey yok yani çünkü bana terörist dediler, terörist yani bundan alıyoruz dediler ben terörist olmadığımı biliyorum. “

Mahkeme Başkanı :” Klasör 83 dizi 171 deki savcılık ifadesi okundu.soruldu.Sanık Kahraman Şahin:”evet doğru.”Mahkeme Başkanı :” Klasör 83 dizi 170 deki savcılık ifadesinin 1,2,3,4.paragrafları

okundu.soruldu.Sanık Kahraman Şahin:”başkanım onu bir açıklama getirebilir miyim müsaade ederseniz,

hatırlamıyorum demişim ya başkanım, burda tapeler okuyunca ben hatırlayabildim tek bir görüşmedir, bu Kenan şarvan başkanım bostancı da tamirci dir. Büyük bir yeri vardır. bir akşam içmiş başkanım kafası da iyi, işte artık kimle tartıştı ise bana diyor ki bana bir yardım et gel falan, zaten tapeleri okuduğunuz zaman benim de nasıl ona hitap ettiğimi anlayacaksınız başkanım. “

Mahkeme Başkanı :” Klasör 83 dizi 170 deki savcılık ifadesinin 5,6,7,8. okundu.soruldu.Sanık Kahraman Şahin:” başkanım burada temel amaç denilmiş, temel amaç diye

kullanmadım ama şimdi burda karakolda doğru söyler mahkemede şaşar gibi olmasın burada Hüseyin bey anlattı oraya neden karargah dediğimizi. Artı o ikinci katı başkanım orası dört katlıdır altta bir zemin kat vardır. ikinci üçüncü katta başkanım orayı biz kütüphane şekline getirdik. Okuldan gelen genç çocuklar vardı. Üniversiteden gelen genç insanlar vardı. Buradan gelip herhangi bir kaynak istedikleri zaman ordan yararlanabiliyorlardı. Oda odur başkanım.”

Mahkeme Başkanı :” Klasör 83 dizi 170 deki savcılık ifadesinin 9,10,11,12.paragrafları okundu.soruldu.

Sanık Kahraman Şahin:” başkanım şimdi özür dilerim sözünüzü kesiyorum ama başkanım işte Kuvai Milliye Atatürk var, insanlarda bu çağrışımı uyandırıyordu. Onu anlatmaya çalışıyorum orda. “

Mahkeme Başkanı:” Klasör 83 dizi 170’ deki savcılık ifadesi 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22.paragraflar okundu.soruldu.

Sanık Kahraman Şahin:” çoğu da başkanım özür dilerim savuşturmak içindi çoğu da.”Mahkeme Başkanı :” Klasör 83 dizi 170 deki savcılık ifadesinin 23,24,25,. paragrafları

okundu. soruldu.Mahkeme Başkanı :” doğru mu bu erol hani Erol, Ölmez mi.?”Sanık Kahraman Şahin:” başkanım bu Erol Ölmez evet, başkanım bu tapeden önceki

tapelerin dinlenmesini istiyorum ben arz ediyorum sizlere başkanım lütfen. o zaman bunu

11

Page 12: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:12

anlayacaksınız bu çünkü çok meşgul etti gündemi, yalan yanlış bir ton şeyler yazıldı. Lütfen başkanım bunu özellikle rica ediyorum bunun dinlenmesini.bunun çünkü bir başı var bu konuşmanın. O başını okuduğunuz zaman anlayacaksınız ne olduğunu.yani aynı tape değil başkanım bundan önceki yani bu konuşmanın daha önceki açılan telefonların. Dinlemelerden elde edilen. Bunu çünkü çok ısrarla bu konu işlendi basında da ”

Mahkeme Başkanı :” Klasör 83 dizi 170 deki savcılık ifadesi26,27.paragrafları okundu.soruldu.

Sanık Kahraman Şahin:” evet efendim, Muhammet Yüce söylediğim şekil belki bir dakika gördüm başkanım ondan sonra da benim ne konuşmuşluğum var ne görüşmüşlüğüm var, “

Mahkeme Başkanı :”yani bir görmüşlüğünüz, var tanımam diyorsunuz ama.”Sanık Kahraman Şahin :” gördüm gördüm yani yalan söylemeye gerek yok.”Mahkeme Başkanı :” Klasör 83 dizi 169 deki savcılık ifadesi okundu.soruldu.Mahkeme Başkanı :” doğru mu bu ifade.?”Sanık Kahraman Şahin:”Başkanım doğrudur, bu maaş konusunda ben bir şey söyleyim

size, Hüseyin bey kesinlikle kimsenin hakkını kimsede bırakmaz, vermese de helal ediyorum. Ama kimsenin hakkını kimsede bırakmaz. Borcu da olsa. Kuruş da olsa bırakmaz.”

Mahkeme Başkanı :” Klasör 390 dizi 78 deki hakim ifadesi okundu.Mahkeme Başkanı :” doğru mu “Sanık Kahraman Şahin :” başkanım, buradan Hüseyin görüm Erkut Ersoy u anlattım, Erol

Ölmez şey yaptım sadece Alparslan sadece Alparslan geçmişler. Bu Alparslan buradaki Alparslan Alparslan Arslan değil yani onu çağrıştırmaya çalışmışlardı ama. “

Mahkeme Başkanı :” Alparslan Abdulkadir “Sanık Kahraman şahin:” evet efendim, Alparslan Arslan da hiç tanımam.“Mahkeme Başkanı :” diğer beyanın doğru mu.?”Sanık Kahraman Şahin:” Burada başkanım kendimde şifreli konuşuyordum dedim, sayın

sami bey ben hatırlayamadım öyle bir şey söylediğimi ama bir de rakamsal kodlama ile tamamen polis konuşmaları bu da Niyazi nin çıkarttığı bir şeydi başkanım. Niyazi nin öyle yani ben şaka gibi şey gibi görüyordum ama burada karşımıza tamamen şey gibi çıktı. Demek ki onun bir bildiği varmış. “

Mahkeme Başkanı :” sanığa nüfus ve sabıka kaydı okundu.”Sanık Kahraman Şahin :” evet efendim, “Mahkeme Başkanı :” devamlı çantacılardan falan bahsediyorsun devamlı, sözünü

kesmedim, kim bu adamlar. Kim yani kim geliyor senin yani senin işyerine kim geliyor, o derneğe kim geliyor da iş istiyor, beş kuruşumuz yok diyorsun, çantacılar geliyor sizden iş istiyorlar nasıl oluyor bu, bunu izah et bize bakalım?”

Sanık Kahraman Şahin :” yer güzeldi biliyor musun, yerimiz çok güzeldi yani başkanım, dışardan göründüğünde de böyle.”

Mahkeme Başkanı :” albenisine mi geliyorlar.”Sanık Kahraman Şahin :”güzel bir yer içeri giriyorlar tabi, herhalde bura çok zengin.”Mahkeme Başkanı :” e ne diyorlar size ne yani onları anlat bize.”Sanık Kahraman Şahin :” anlatacağım başkanım lütfen anlatacağım, geliyor mesela

adam diyor ki işte ne yapacağız dernek işte falan yahu şurda şey var milli emlak ın yeri var var mı tanıdığınız, bakıyor işte devletin birimi sanki. Yok öyle bir şey. Yani çoğu bu şekilde geldi. Demek ki artık yani böyle yiyorlar demek ki oraları. Başkanım. Bunlar çıktı yani,”

Mahkeme Başkanı :” ……… Bülent Hazer dan, nuri vardar dan bir de Kaan Soyak tan bahsettin bunun dışında var mı gelen.

Sanık Kahraman Şahin :” gelen çok ama yani öyle biz çoğunu kovaladığı için Hüseyin abi gelen oluyordu yani.”

12

Page 13: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:13

Mahkeme Başkanı ;” peki paralar falan milyonlar milyarlardan bahsettin, 700 milyar dolarlardan bahsettin. “

Sanık Kahraman Şahin :” başkanım işte nasıl deyim size şöyle”Mahkeme Başkanı :” o kadar şey nedir o.”Sanık Kahraman Şahin :” bir yüz milyon dolar ………. O zaman ki “Mahkeme Başkanı :” tek adet mi 100 milyon dolar nedir yani. “Sanık Kahraman Şahin :” ben hayatımda yüz , tabi tek tek, sandıklar içinde imiş, bunun

yani gerçek olup olmadığına dair ekspertiz raporu falan verdi, sandıklar içersinde mühürlü imiş bunlar. “

Mahkeme Başkanı :” iyi de şimdi bunu yapan adam bunu yapacak kişi sana niye geliyor, size niye geliyor, yani elinde bu kadar para olan adam sizi niye bulsun niye gelsin size, kendisi alır çantayı gider devlete aha işte borcunuzu ödeyin der.”

Sanık Kahraman Şahin :” halledememiş işte yani öyle bir şeye.”Mahkeme Başkanı : “ yani direk olarak devlete, para kendisinde para kendisinde sizi aracı

kullanacak. Niçin, niye.”Sanık Kahraman Şahin :” başkanım bize kendisinde olduğunu söyledi ve o kağıtları verdi.

Onları söyledi. Tahsil edebilir miyiz. İşte Kuvai Milliye ye başkanım. “Mahkeme Başkanı :;” sonra Nuri Vardar a mı verdiniz paraları.”Sanık Kahraman Şahin:”nuri vardarbaşına verildi. “Mahkeme Başkanı :” verdiniz, aldı çantayı gitti öyle mi paraları alıp gitti mi.”Sanık Kahraman Şahin .” para şey değil bir tane işte bir tane numune, götürmüş “Mahkeme Başkanı :” Öbürleri nerde ötekiler.”Sanık Kahraman Şahin :” ötekiler kendisinde yani ben gözümle görmedim. Hepsini yani bir

arada görmedim. Ekspertiz raporu birde işte o bontlardan “Mahkeme Başkanı :” kim var bu grubun içersinde Nuri vardarlar var, Bülent Hazer, “Sanık Kahraman Şahin :” bunlar aynı şey değil, Nuri vardarbaşı bizim ordaydı o zaman

başkanım, bizim Kuvai Milliye de idi. “Mahkeme Başkanı :” orda çalışıyor,orda mı görevli.”Sanık Kahraman Şahin :”orda oturuyordu bir masası vardı, “Mahkeme Başkanı :” ne masası vardı, neydi masası olan adamın bir görevi olur.”Sanık Kahraman Şahin :” işte genel başkan yardımcısı olarak ta o zaman. Ama daha

sonra tabi Hüseyin abi onu gönderdi.”Mahkeme Başkanı :” kimin Fikri Karadağ ın yardımcısı mı.”Sanık Kahraman Şahin :”evet, efendim.ilk kuruluşta bu ama. “Mahkeme Başkanı :” onların olduğu ortamda mı geldi Nuri ?”Sanık Kahraman Şahin :” o da şöyle başkanım babası Kuvai Milliye ci imiş, babası Kuvai

Milliyeciymiş. İşte şeyleri falan var o zamanki istiklal madalyası falan var. onları gösterdi, ordan yani Tayyip Erdoğan la da bacanak olduğunu biliyorum ben “

Mahkeme Başkanı :” Markaları o paraları kim getirdi, “Sanık Kahraman Şahin :” Ahmet Bülent Hazer getirdi başkanım, “Mahkeme Başkanı :”Yani sizin başkan yardımcınız, o zaman.”Sanık Kahraman Şahin :” o zaman Ahmet Bülent hazer bu iş adamı, bu Afrika nın

paralarını basmış başkanım. Evet evet Ahmet Bülent Hazer getirdi. Yoktu galiba tam hatırlamıyorum ama Ahmet Bülent Hazer i çok iyi biliyorum.”

Mahkeme Başkanı :” bir de bir kavgadan bahsettin kameraya çektiğin kavga ne idi sebebi.tartışma diyelim, kavga demeyelim de, tartışma diyelim……………….. ”

Sanık Kahraman Şahin :” başkanım şimdi o ortamda yaşamınız lazımdı aslında görmeniz gerekir, Mehmet Fikri Karadağ a birisi gider fiskos fiskos der, belki yalan yanlış onun kafasını

13

Page 14: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:14

karıştırır. Hüseyin abi ye gider birisi bir şey söyler fiskos fiskos bundan dolayı bir şeylik oluştu yani, bir yani insanlar “

Mahkeme Başkanı :” yani Mehmet Fikri Karadağ a gelen grup ayrı bir grup daha değişikbir grup, Hüseyin görüm ile görüşen başka bir grup mu iki ayrı grup mu geliyor. Yani fiskos

ediyorlar nedir bu.”Sanık Kahraman Şahin :” ayrı grup gelme falan olayı yok yani orda gelip giden insanlar

oluyor. Bir de Hüseyin abi orda eğer ki bir mesela kuran okuyorsa adama gidiyor diyorlarmış ki ya bize kuran anlatıyor bilmem ne bir şeyler. “

Mahkeme Başkanı :” o bir şeyler bir şeyler ne işte o bir şeyler dediğin ne, ne diyor ona ne o bir şeylerde ne var.”

Sanık Kahraman Şahin :” hiç doldurma hani bir insanı doldurursunuz ya, ben yanında değildim ki başkanım. Ben yanında değildim ki. “

Mahkeme Başkanı :” Yanında değildin de dolduruşa getirildiğini ne biliyorsun, ne biliyorsun dolduruşa getirildiğini, yanında olmadığın konuşmayı duymadığın bir şey hakkında nasıl böyle ahkam kesiyorsun. “

Sanık Kahraman Şahin :” yani olay oydu, ben çünkü Hüseyin abi ile yan yana duran insanım.”

Mahkeme Başkanı :” birbirleri ile kavga ettiklerinden dolayı mı ki diyorsun birbirlerine düştüler.”

Sanık Kahraman Şahin :” yani öyle büyük bir kavga olmadı orda. “Mahkeme Başkanı :” bak yemine varan kanım sana helal, seninki bana helal şeklinde Sanık Kahraman Şahin :” o konuyu ben bilmiyorum orayı ben 2005 tarihinden yani kuruluş

aşamasına kadar olan kısmı biliyorum.”Mahkeme Başkanı :” Fikri Karadağ ın ayrılmasına sebebiyet veren kavga yı mı

anlatıyorsun. “Sanık Kahraman Şahin :” valla ayrılması başkanım bu şeye “Mahkeme Başkanı :” kavgadan sonra mı ayrıldı Fikri Karadağ .”Sanık Kahraman Şahin :” kavgadan sonra ayrıldı ama daha büyük nedeni şeydir, o şeye

girdi ya başkanım milletvekili olaylarına, ordan dolayı şey yaptı yani.ayrıldı.ondan sonra baktı ki millette hiçbir şey yok. yani herhangi bir demek ki biz kendimizi iyi anlatamadık diye ondan dolayı ayrıldı ordan. Ben ondan önce ayrılmak zorunda kaldım yani. ”

Mahkeme Başkanı :” ifadende bir de yanlış adamlara inandım falan diyorsun, kim inandı kimlere, kim hangi adamlara inandın, etrafındaki inandım falan dedin savunmanda.kimlerde o inandığın adamlar, seni yanlış yönlendirdiğine inandığın adamlar kim.?”

Sanık Kahraman Şahin :” yani o fiskosçuları mı diyorsunuz başkanım.”Mahkeme Başkanı :” seni inandırmışlar işte, kimler inandırmış seni yanlış yönlere.”Sanık Kahraman Şahin :” beni kimse bir şeye inandırmadı başkanım. Orda bir tartışma

oldu bu tartışmanın da yalan yanlış …………. Gökhan ın Gökhan bir yalancı Mehmet Fikri Karadağ a gitmiş bir ton şeyler söylemiş mesela. Hüseyin görümü ordan çıkartıp işte bilmem ne gibisinden. O tip şeyler yani başkanım yani iki insanın arasını açmak.

Mahkeme Başkanı :” senin orda yönlendirmeye çalışan kimse oldu mu.”Sanık Kahraman Şahin :” beni mi beni kimse yönlendiremez.”Mahkeme Başkanı .” dışardan gelenlerden seni yönlendirmeye çalışan oldu mu.”Sanık Kahraman Şahin :” yok, beni “Mahkeme Başkanı ;” teşkilatı yönlendirmeye çalışan oldu mu. Bu bahsettiğin kişiler

haricinde.”Sanık Kahraman Şahin :” bu Gökhan bir oluşum kurmaya çalışmış kendi başına bize gelip

gittikten sonra. Gittikten sonra değil de gelip gidiyor hem bir taraftan geliyor hem bir taraftan yanımıza gelen mesela bu temel reis vardı, Karadenizli adama telefon etmiş ben yeni bir dernek

14

Page 15: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:15

kuracağım, işte bizle beraber ol fesupanallah o tip şeyler oldu yani başkanım. Elli tane şeytanla mücadele ettik biz orda.dıştan insan gibi gördüğünüz “

Mahkeme Başkanı :” savcı bey var mı sualiniz.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Başkanım müsaadenizle birkaç soru sormak

istiyoruz. Kahraman şahin isimleri okuduğum kişileri tanıyor musunuz diye soruyorum. bu kişilerin dernekle ve Mehmet Fikri Karadağ ile bağlantılarını. Muzaffer Tekin.”

Sanık Kahraman Şahin :” ben tanımıyorum,”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Oktay Yıldırım .”Sanık Kahraman Şahin :” tanımıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sevgi Erenerol “Sanık Kahraman Şahin :” tanımıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Kemal Kerinçsiz “Sanık Kahraman Şahin :”tanımıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bu şahısların Mehmet Fikri Karadağ ile

görüştüğünden haberiniz var mıydı.”Sanık Kahraman Şahin :”hiç görmedim hiç şahit olmadım. “Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sedat Peker “Sanık Kahraman Şahin :”görmedim yok.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Semih Tufan Gülaltay”Sanık Kahraman Şahin :” yok görmedim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sami Hoştan”Sanık Kahraman Şahin :” yok görmedim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”bu şahıslar derneğe herhangi bir yardım

gönderdi mi.”Sanık Kahraman Şahin :” kesinlikle, kimsenin Kuvai Milliye kimsenin başkanım, bir lira

parası girmedi oraya. Bu böyle bilinsin yani onları yazıyorsunuz ama saygı değer iddia makamı yok öyle bir şey. Çünkü biz maddi çok büyük sıkıntılar çektik orda. Çekiliyordu orda.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” siz derneğin saymanı idiniz değil mi. bütün hesaplar sizden mi geçiyordu.”

Sanık Kahraman Şahin :” bütün hesaplar benden geçiyordu derken ben gelen insanları başkanım kayıt ediyordum. Aylık bir lira yıllık on iki lira aidat alıyordum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Öztürkler sitesinden sizin derneğe gelenler oldular mı.”

Sanık Kahraman Şahin :”bizim derneğe gelen olmadı bir telefon görüşmesi geçiyor başkanım bu konuda başkanım bir arkadaşın, fakat benim öztürkler ile ilgili herhangi bir şeyim olmadı. Hiçbir şeyim olmadı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Kuvai Milliye derneğinde ihale işlerinin takip edildiği doğru mudur.”

Sanık Kahraman Şahin :” ihale çalışıldı ama olmadı herhangi ihale bir şey. “Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”ne gibi çalışmalar yaptınız.”Sanık Kahraman Şahin :” bir erol un bir arkadaşı vardı, zeytincilik işi yapıyor başkanım,

Ayhan, izmir e giderken zeytin verdi demiştik ya, ha murat dı ismi teşekkür ederim, bu şeyde bursa da bir yerde askeriyenin içinde şeyler varmış başkanım,zeytin ağaçları bayağı bir varmış burda ihale oluyormuş herhalde anlattı hatırladığım kadarı ile söylüyorum ben, dedi ki buraya dedi bir ihaleye girebilir miyiz dedi. Gir dedik kardeşim git gir, işte Mehmet fikri Karadağ bize yardımcı olabilir mi. ben baba ya söyledim bu olayı, oğlum dedi oranın ihalesi dedi askeriyedir dedi. Gitsin girsin dedi. Ben Genelkurmay mıyım orda bir şey yapayım dedi. Biz de kendisine böylece söyledim ben. Sonra girdi mi girmedi mi onu da bilmiyorum.”

15

Page 16: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:16

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Rasim Görüm ün sizinle ve dernekle herhangi bir bağlantısı var mıydı. Tanıyor muydunuz “

Sanık Kahraman Şahin :”Rasim görüm başkanım ben yasin olarak biliyorum, bir şeyim yoktur bir samimiyetim görmüşlüğüm bir el sıkışmışlığım dahi yoktur. Fakat ben Hüseyin görüm ü tanıdığım için Raif görüm benim çok iyi arkadaşımdır, tanıdığım için ordan az çok ailesindeki isimleri Türkan görüm ü tanırım mesela ailesinden, “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”derneğe geliyor muydu bu şahıs. Veya etkinliklerde gördünüz mü.”

Sanık Kahraman Şahin :” hiç görmedim, hiç görmedim. İki üç sefer bir telefon görüşmesi oldu onda benim telefonum ile yaptı Hüseyin bey, ama yeğeni dir ağabeyinin oğludur bundan daha doğal ne olabilir başkanım. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”telefon görüşmenizin sonunda uyuşturucu ile ilgili birçok telefon görüşmesi var bu konu tefrik edilip ayrı bir dava konusu yapılmış ancak bu uyuşturucu satışı ile ilgili dernek yöneticilerinin Hüseyin görüm ve Mehmet Fikri Karadağ ın herhangi bir haberi var mıydı. Bu konuda bir gelir elde ediyor muydunuz.”

Sanık Kahraman Şahin :” böyle bir şey olmadı burda kovuşturmaya yer yoktur diye bir yazı geldi bana. Orda da Kuvai Milliye nin ismi geçiyor, beni Kuvai Milliye den almadı polis, evimden aldı. Öyle bir şey olmaz buna da kimse izin vermez.

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” denekte yapılan aramada el konulan bilgisayarların incelemesinde Kuvai Milliye antetli kağıt üzerinde Genel başkan Mehmet Fikri Karadağ genel başkan yardımcısı Hüseyin Görüm yönetim kurulu denetleme kurulu saymanlık, Kahraman Şahin ismi yer alan komisyonlar oluşturulduğu görülüyor, özel kuvvetler komisyonu Hüseyin kerim bayraktaroğlu başlığı altında bu komisyon savaş anında seferberlik anında ve şanlı ordumuz tarafından ihtiyaç duyulduğu anlarda görev yapacak olan milli kuvvetleri oluşturmak ve hazırlamakla görevlidir. Komisyon yönetiminde şanlı ordumuzdan emekli subaylar ve komutanlar görev yapacaktır. Komisyon ayrıca Kuvai Milliye nin güvenliğinden sorumlu olup alt gruplar oluşturacak güvenlik şirketi ve benzeri ticari ilişkilere girecek. Doğal afet ve olağanüstü durumlarda halkımızın yardımına koşacaktır. Din komisyonu, yayın komisyonu, strateji komisyonu, eğitim komisyonu, büyük birleşme komisyonu şeklinde komisyonlar var Mehmet Fikri Karadağ ifadesinde bunu sizin hazırlamış olabileceğinizi söyledi. Siz bunu hazırlarken tek başınıza mı hazırladınız, yoksa dernek yöneticileri Hüseyin görüm ve Mehmet Fikri Karadağ ın emri ile mi hazırladınız, bunları hayatiyata geçirdiniz mi.”

Sanık Kahraman Şahin :” şimdi ben böyle bir şey görmedim orda başkanım zaten ben bilgisayar kullanmam sınırlıdır yani. tam iyi bilmiyorum. Fakat şöyle bir tahminde bulunabiliyorum. Onu da yani Allah bilir günahını bu Niyazi yapmış olabilir bunu. Benim böyle bir şeyden onların da böyle bir şeyden haberi yoktur zannetmiyorum. çünkü zaten bilgisayar kullanamaz ki kullanamıyor yani onlar. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” dernekte ne tür görevler vardı kimler hangi görevi yapıyordu. Özel kuvvetler diye birim var mıydı.”

Sanık Kahraman Şahin :” işte özel kuvvetler ismini ben şey yaptım yani burada Mehmet Fikri Karadağ bana çok kızdı. Bu konuda. Çok kızdı bayağı kızdı bunu yanlış değerlendirirler dedi. Evlat dedi, bir şeylerin altında bir şeyler ararlar. Bunu dedi çok kötü değerlendirirler dedi. Bunu kullanma dedi. Ben şey yaptım yani ben şey eğer suç varsa ben kabul ederim bunu fakat kesinlikle onların bunda bir şeyi yok. “

Mahkeme Başkanı :” kim dernekte görevli kimler var diye sordu.”Sanık Kahraman Şahin :”dernekte görevli,Mehmet fikri Karadağ genel başkanımız,

yardımcısı Hüseyin bey. Ben vardım, “Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”görevlerini de sayarsanız.sizin göreviniz

diğerlerinin görevleri.”

16

Page 17: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:17

Sanık Kahraman Şahin :” ben sayman olarak görev yapıyordum, bir cd de şey yaptım ben gençlik kolları başkanıyım diye konuştum. Onu da arz edeyim başkanım öyle bir konuşmaydı cd ye konuştum. Çekildi o da kamera ile. Cumhuriyet.

Mahkeme Başkanı :” başka kim var.”Sanık Kahraman Şahin :” başka ayşe ceylan Gençoğlu vardı ben ordayken, başkanım ben

o şeyleri yapıyordum, kayıtları falan daha sonra ona devrettim yani gideceğim zamana yakın. Onun dışında Alparslan oğuz , oğuz Alparslan abdulkadir o dönem geldi ben bir ay falan olmuştu tanıyalı, yanında bir şey vardı Abdullah diye şey vardı, amcasının oğlu muydu teyzesinin oğlu muydu neydi. Rahmetli olmuş biz burda öğrendik onu da. Mide rahatsızlığından dolayı kanaması geçirmiş herhalde. O insan vardı o da sayman olacaktı. Çünkü gidecektim yani. o insanlar vardı onun dışında da tabi üyeler gelip gidiyordu ama görevli hatırladığım yok yani.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”gizli tanığın beyanlarını kabul etmediğinizi söylediniz ben tek tek sormak istiyorum. Diyor ki Kahraman Şahin derneğin gençlik kollarından sorumlu, Binbaşı lakabı kullanır, Hüseyin görüm tarafından esrar içmeye alıştırılmış, dernekte aktif olarak görev yapar hatta derneğin borçlarından dolayı kendisine haciz gelmiştir. Doğru mudur.”

Sanık Kahraman Şahin :”başkanım beni kimse öyle bir şeye alıştırmadı. Arada bir kullanırım yalan söylemeyim. Ama müptelası falan değilim. Burası adaletin huzuru.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Binbaşı lakabını kullandığınız.”Sanık Kahraman Şahin :”binbaşı lakabını da ben başkanım onu da arz ettim ifademde erol

ile bir tek görüşmemizde geçen şaka mahiyetinde olan bir konuşmadır onun dışında başka ben hiçbir insanala böyle ast üst rütbe ilişkisi falan öyle bir kesinlikle bir şey yoktur başkanım.kesinlikle. ben asker değilim bir kere.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Çanakkale mitinginde Tuncay Özkan kürsü ye çıkarak solcuların birleşmesi konusunda konuşma yapması üzerine biz kaç kişiyiz hareketi isimli giymiş olan kişilerle aranızda yumruklaşmaya varan bir tartışma olduğu, ve Kuvai Milliye grubu olarak sizin mitingden ayrılıp slogan atarak Çanakkale nin içinden geçip minübüslere binip geriye döndüğünüz ve bu konuda Mehmet Fikri Karadağ ın o mitinge katılmadığı halde dönüşte sizi fırçaladığı doğru mudur.”

Sanık Kahraman Şahin :” yalan kocaman bir yalandır. “Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”böyle bir olay olmadı mı hiç.”Sanık Kahraman Şahin :” kesinlikle olmadı. Şimdi oraya gittiğimizde başkanım

tekrarlayacağım şimdi siz tekrarı pek sevmiyorsunuz ama oraya gittiğimizde dedim biz birleştirici cumhuriyet adına gittik, Tuncay Özkan ın ismine gitmedik. Veya başka partinin ismine de gitmedik. Cumhuriyet için gittik sadece. Orda tabi baktık siyasi şeylere çevirdiler arenaya çevirdiler orayı yanımızdaki insanlarda ya bizi siyasi için içine falan öyle bir şeye mi geldik gibisinden sinirlendiler tabi. Kalkmış orda siyasi parti şeyi yapıyor başkanım. Propagandası yapıyor.”

Mahkeme Başkanı:” tartıştınız mı kimseyle.”Sanık Kahraman Şahin :” tartışmadık ona ben mahal vermedim yani orda bir de şey

başkanım, yok asker falan o çekiyordu falan bilmem ne, öyle bir şey ben görmedim ben böyle bir şey görmedim burda da tahmin ediyorum ordumuza bir şey atmaya çalışıyor ama. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” olaydan sonra Mehmet fikri Karadağ herhangi bir şey söyledi mi size bu konu ile ilgili, “

Sanık Kahraman Şahin :”Mehmet fikri Karadağ bu konu ile ilgili bana bir şey söyleyebilir mi. başkanım söyleyebilir mi “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bu mitingden iki üç gün sonra veli Küçük ün derneğe geldiği ve on kişi ile birlikte Mehmet fikri Karadağ ın odasında görüştüğü konusunu yalanladınız, böyle bir şey yok dediniz, daha sonra 150 tane genç işe alıp başlatacağını

17

Page 18: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:18

bahsettiği ve bu iş ile ilgili eleman temini için duvara bir ilan hazırlanıp derneğin iç kısmına asıldığı böyle bir konu var mıdır. “

Sanık Kahraman Şahin :” kocaman bir yalandır bu da.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”derneğe herhangi bir alım için.”Sanık Kahraman Şahin :” derneğe öyle bir şey astım, ben astım o da dedik ki o tabi afetler

ve deprem konusunda doktor hemşire yani bu tip vasfı olan insanların gönüllü olarak derneğe kayıt olmasını istediğimiz bir tabela astık. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” ne yazıyordu o kağıdın üzerinde tam olarak.”Sanık Kahraman Şahin :” işte deprem ve tabi afetlerle ilgilenen işte doktor hemşire gönüllü

insanlar.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”müracaat eden oldu mu.”Sanık Kahraman Şahin :”müracaat eden oldu evet, “Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”kaç kişi oldu.”Sanık Kahraman Şahin :”ben ordayken doktor geldi, hemşire vardı bir tane bayan bir

hanım efendi, ondan sonra bir veteriner vardı. Tabi biz o zaman tam şey arefesindeyiz yani resmi olarak bir şeyi faaliyete geçirmedik. Resmi bir faaliyeti yoktur yani onun. Sadece böyle bir yoklama öyle bir insanlar buna ilgi duyacak mı gösterecek mi ona göre şeye gidecektik başkanım biz dernekler masasına, bunu bildirip tamamen onay alıp başlayacaktık yani. o işte durum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”bu olaydan on gün sonra Niyazi kıyak ile sizin veli küçük Ümraniye ilçesindeki güvenlik şirketi aracılığı ile korumasını yaptırdığı bir binaya gittiğinizden bahsediyor. Bu binanın eski anayasa mahkemesi başkanına ait olduğu, on beş kişinin bulunduğu burada, bunlarla ilgili bir bilgi verir misiniz siz Niyazi kıyak ile bir yere gittiniz mi bu şekilde. Görüştünüz mü nedir kimdir bu şahıslar.”

Sanık Kahraman Şahin :” gittik evet, bu gizli tanık diyorsunuz ya biz oraya Niyazi kıyak ile gittik başka hiç kimse yoktu başkanım, ben ordan hemen anladım bunun Niyazi kıyak olduğunu, bu gizli tanığın, gizli tanık 17 var ya başkanım. Bu Niyazi kıyak dedim. Şimdi iddianame yi okuyunca anladım tabi. O zamana kadar öyle bir şeytanlığını bilmiyorum. Biz oraya gittik ama anlattığım şekilde bir arkadaşımız geliyordu derneğe gelen pazarcı “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”mahsur yoksa isim verebilir misin.”Sanık Kahraman Şahin :” ismi şu anda aklıma gelmedi başkanım, bir saat yada bir buçuk

saat görüştük. Ethem ethem, di ismi. Soy ismini hatırlayamadım. Hatırlasam söyleyeceğim size, ethem di ismi. “

Mahkeme Başkanı :” Doğum gününe gittiğini bahsettiğin olay değil mi bu.”Sanık Kahraman Şahin :” evet evet başkanım evet başkanım. Niyazi kıyak ile ikimiz gittik

sadece, yani Hüseyin beyin haberi dahi yok. öyle çıktık gittik. Gizli tanık diye koymuşlar ya başkanım. Buradan yani gizli tanık Niyazi kıyaktır yani. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Selim akkurt ve coşkun çalık ı tanıyor musunuz,

Sanık Kahraman Şahin :” tanımıyorum, yok burada selim Akkurt arkadaşı tanıdım bir tek”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Muhammet Yüce’yi de daha önce

tanımadığınızı beyan etmişsiniz ancak şimdi bir defa gördüğünüzden bahsettiniz. Neden daha önce tanımadım dediniz?”

Sanık Kahraman Şahin :”Nerede tanımadım demişim”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”savcılık ifadenizde”Sanık Kahraman Şahin :”öyle demedim, ben dedim ki bir kere gördüm dedim”Mahkeme Başkanı : “savcılıkta tanımadığınızı söylediniz de açıklayın ondan”Sanık Kahraman Şahin :” belki o anda isim olarak hatırlamamış olabilirim, oraya

geldiğinde tanıdım ben onu, gördüm yani. bir sefer anlattığım şekilde.”

18

Page 19: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:19

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:zaten bir telefon görüşmesi var mehmet fikri Karadağ sizin karşılamanızı söylüyor, “

Sanık Kahraman Şahin .” evet aynen öyledir, “Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:Erol Ölmez ile sizi yan yana görüşürken

gördüğünü söylüyor.”Sanık Kahraman Şahin :” Erol yanımızda değildi, erol a kendisine tabiî ki burada

başkanım soracaktır, erol ne ordaydı Kuvai Milliye deydi, yani zamanını da hatırlıyorum.Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:kendi beyanına göre öyle demiş.”Sanık Kahraman Şahin : seçimler arefesiydi çünkü.hatırladığım kadarı ile.sonraydı veya

ama öyle bir şey yok zannetmiyorum.Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” yazar Orhan pamuk a veya başka birisine

yönelik suikast girişimi hazırlığından haberiniz var mıydı.”Sanık Kahraman Şahin :valla öyle bir şeyden haberim yok olsa buna ilk karşı çıkan

Hüseyin görüm olur ben olurum niye biliyor musunuz, o tip bir insana paye verilmesi demektir öyle şeyin olması, paye veriliyor adama.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” siz dernekte maaşlı çalışan bir kişi olduğunuzu ifadenizde beyan etmişsiniz, Hüseyin görüm buradaki savunmasında Kuvai Milliye 1919 da çalışanlara herhangi bir ücret ödenmediğinden bahsetti, kimlere ne kadar ücret ödeniyordu, niye Hüseyin görüm böyle bir şey ödenmediğini söylediği halde siz maaş aldığınızdan bahsettiniz. Geçiminizi ne şekilde sağlıyordunuz maaş almıyorsanız.”

Sanık Kahraman Şahin :” ben başkanım ilk girdiğim zaman sağolsun parası da vardı o zaman bana maaşımı da veriyordu. Fazla istesem fazla da veriyordu. Öyle bir insan. Yani on lirası olsun diyelim ki gidin deyin ki benim ihtiyacım var tutar bir lirasını ayırmaz on lirayı da size verir bırakır öyle bir insandır. Ben tanıdığım için konuşuyorum başkanım yani onun burada övmek anlamında düşünmeyin lütfen bunu kişiliği o çünkü o adamın ben baya bir müddet paramı aldım. Daha sonradan adamın durumu kötü olunca alamadım. Şimdi burada şey mi işçi min maaşını ödemedim mi desin adam. Ben helal ediyorum, helal ediyorum. Fazlasıyla helal ediyorum hakkımı. Ne hakkım geçti ise ellerim bu tırnaklarım kanadı oraları temizleyip şey yaparken hepsi helal olsun Kuvai Milliye ye. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Mehmet Fikri Karadağ ile yaptığınız telefon görüşmesinde Mehmet Fikri Karadağ turgay diye bir arkadaşı gönderiyorum yanına Ümraniye de bir E200 mercedes çalınmış, Maltepe grubu çalmış oralarda işte. Tuzla şifa suyuna göndermiş 50-55 Euro luk bir araba doksan milyarlık arabayı bulursak oradan bizim de hakkımızı verecek. Satacağız galeride 90 milyara 90-95, tamam onu turgay ile siz anlaşırsınız, onu diyor siz de tamam diyorsunuz devamında yeniden arayarak bu konuyu anlatıyor, ama oralarda dolaşıyormuş o araba onu jandarmaya mı buldurursak biz bulursak otuz lirasını alırız en az otuz lirasını alırız. Bir gidin bakayım bir araştırın nedir, yani dernekte böyle hırsızlık olayları veya başka olayları araştırma gibi bir göreviniz var mıydı. Kimin arabasını ne şekilde araştırdınız veaya buldunuz, komisyon mu alıyordunuz ne yapıyor dunuz. Açıklar mısınız.“

Sanık Kahraman Şahin :” başkanım bu turgay dediği şahıs bizim Mehmet Fikri Karadağ ın komşusu, bir arabası çalınmış, oda üç yıl olmuş. Üç sene geçmiş aradan kim bilir kimler parçalayıp götürdü. Bana dedi ki böyle böyle dedi evlat dedi. Durum var dedi. Eğer bulabilirsek dedi bir kıyak yapacak dedi borcumuz harcımız var ya başkanım. Kuvai Milliye nin. Bizde trafik işleri ile uğraştık yani bu işin kurduyumdur. Araba işlerinin az çok. Yani a dan z ye sıfır arabanın el değiştirmiş arabanın ruhsatını çıkartırım satışını yaparım aklınıza gelen sigortasını yaparım muayenesini yaptırırım. Yani bu işin şeyiyim ben erbabı bir insanım. Alım satımda da öyle, yani araba konuları ile bu şekilde bir ilgim vardır benim birincisi, ikincisi de yani kaybolmuş ben gittim Maltepe ye şeyi sordum, emniyetine. Yok dedi tanıdığım trafik tescil de polisler vardı onlara

19

Page 20: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:20

söyledim dedim böyle böyle bir durum var dedim bir tanıdığımız aklınızda olsun meğer üç sene önceymiş. Başkanım yani yerinde artık yeller esmiş onun. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” başka bir görüşmede 10 mayıs 2007 fahri isimli bir şahıs ile fahri size çok büyük bir elli milyarlık bir işim var tamam mı moruk sana ihtiyacım var ben senle konuşmam lazım, cemi silkelemem bu numaradan anlamaz beni hemen ofisten ara yada ben seni arayayım hemen ara adamlar bekliyorlar beni, nedir bu elli milyarlık iş nedir siz dernek olarak göreviniz nedir işiniz nedir. Fahri denen kişi kimdir. ”

Sanık Kahraman Şahin :” ben o konuşmalarımız, dokuzuncu ayın sonundan sonra dernek ile bir bağlantım kalmadı, yani “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”10 mayıs 2007.”Sanık Kahraman Şahin :” 10 mayısta böyle bir görüşme hatırlamıyorum ama, daha sonra

oldu o olay yani çünkü son bahar falandı galiba hatırladığım kadarı ile. Bir arkadaşımız var bizim onun oturduğu yerde “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” kimdir bu fahri kimdir.”Sanık Kahraman Şahin :” fahri Raif Görümdür, babasıdır fahi de fahri görüm, raif görüm

ün babasıdır, Hüseyin bey in abisidir. Kendisi yurt dışında çalışıyor. “Mahkeme Başkanı :” 10 mayıs 2007 tarihli tapede fahri isimli bir şahıs ile konuşuyorsun. “Sanık Kahraman Şahin :” benim tahminim başkanım,”Mahkeme Başkanı .” o tarihlerde de Kuvai Milliye desin.”Sanık Kahraman Şahin :” son bahar dönemi diye hatırlıyorum ben bu konuşmayı ama, “Mahkeme Başkanı :” beşinci ay mayıs ayı”Sanık Kahraman Şahin .” tam olarak hatırlayamadım elli milyarlık ne iş ise, keşke olsaydı

öyle bir iş keşke. “Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”17 mayıs 2007 ferdi isimli şahıs ile

yapıyorsunuz görüşmeyi, bizim özgür ü vurdular öldü diyorlar valla bir çatışma yaptık yukarda bir olay hastanede yoğun bakımda öldü möldü diyorlar, biz şoktayız şu an diyor ve abi başımızdan bir olay geçti bir şeyler yapmak lazım bak bir tane iki dane ev var abi o evleri bitirelim ya. Sende de telefonda görüşme yapılmaz bu şekilde şeklinde uyarıyorsun. Kimdir bu şahıs kim vuruldu, nedir ferdi kimdir, vurulma olayı nedir çatışma nedir ev meselesi nedir bir açıklar mısınız, “

Sanık Kahraman Şahin :” valla bütün bildiğim de benim o telefon görüşmesinde konuşulanlardır. Bu şahıs ile daha sonra hiç görüşmedim “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” niye sizi arıyorlar bu şahıslar adam vurulunca veya başka bir şey olunca.”

Sanık Kahraman Şahin :” bu ev diyor bitirme işi diyor ama ben tam şey yapamadım yani ben herhangi bir emniyet müdürü değilim bir şey değilim, “

Mahkeme başkanı:” iyi de bu telefon görüşmelerinde yani alo kimsiniz falan da denmiyor yani hemen alo dediğinde karşıdaki ses de anlaşılıyor, nasılsınız diye muhabbete giriliyor yani ben hasan ben Hüseyin falan da denmiyor, bu kadar rahat bir görüşme çok rahat görüştüğünüz birisi. “

Sanık kahraman şahin;” Doğrudur görüştüğüm bir insan, ondan sonra görüşemedim ben onunla yani başkanım. O tarihten sonra görüşemedim, doğru ferdi diye bir arkadaş. Gaziosmanpaşa da oturur, zannetmem öyle bir şey olduğunu varsa da emniyet müdürlüğünden öğrenilmiş benim herhangi bir alakam yok bir şey yok. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”mahkemeye yardımcı olacağınızı söylediniz, bu konuları biliyorsanız açıklar sanız.”

Sanık Kahraman Şahin :” sayın iddia makamı elimden ne geliyorsa yapacağım, yapmaya çalışıyorum fakat böyle bir şeyi ben sadece telefon görüşmesinden sınırlı kaldım ben ne herhangi bir yardımda bulundum, ne herhangi bir ölü gördüm, ne duydum basından, bir yerden

20

Page 21: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:21

böyle bir şey yaptım. Varsa eğer enim bir alakam ilgim bu kadardır yani telefon görüşmesi başka bir şey yok. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Başka bir görüşmede 5 haziran 2007 tape no 135 Hakan la yaptığınız görüşmede hakan ın bir tane züppenin birisi ile uğraşıyorum bakalım herhalde onun işi bitirilecek, ya bir tane Bingöllü, gel görüşelim beraber hallederiz biz. Diyorsunuz bu nedir yani neyi hallediyorsunuz, kimin işi bitiriliyor, niçin bitiriliyor bunları bir açıklarsanız. Sizinle görüşüyorlar, hakan kimdir, “

Sanık Kahraman Şahin :”herhalde bir PKK lı olması lazım, başkanım hatırladığım kadarı ile, emniyete falan bitirelim demesi odur yani. emniyete bildirilim mi diye orda herhalde propaganda yapıyormuş herhalde. Daha sonra ben dedim ki kendisine,”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”hakan kim bu şahıs kim, “Sanık Kahraman Şahin :” derneğe gelip giden bir şahıs.gelip gidiyordu yani arada bir

uğruyordu. “Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” bu tür istihbaratlar geliyor muydu derneğinize

işte şu PKK faaliyeti yapıyor şu irtica faaliyeti yapıyor, başka bir şey yapıyor şeklinde.istihbari bilgiler geliyor muydu.

Sanık Kahraman Şahin :” ya insanlar tabi söyleyenler oluyordu ama tabi biz mercii olarak ya git emniyete bildir böyle bir şey varsa, ya jandarmaya bildir, ya savcıya bildir, biz şey değiliz ki yani devletin bir yasal bir kurumu değilim ki ben. Ne yapabilirim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” niye size bildiriyorlardı. Siz demiyor muydunuz emniyete bildirin, jandarmaya bildirin, “

Sanık Kahraman Şahin :” işte ben dediğim şekilde söylemişimdir böylece gelen söylüyor başkanım söylemem mi diyelim, “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” dernekte bu şekilde konuşuluyor muydu istihbarat toplayın şeklinde.”

Sanık Kahraman Şahin :” size bile bir ihbar gelse sonuçta kökünü araştırıyorsunuz bir şey yapıyorsunuz bizim böyle bir yetkimiz yok şeyimiz yok amacımız yok. olsa da ben bunu gider emniyete bildiririm yani. kesinlikle bildiririm. Devletime niye yardımcı olmayayım ki ben. Kim olmaz yani. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” evet bu konuları emniyete jandarmaya bildirdiğinizi söylüyorsunuz,17 haziran 2007 tarihinde şevket isimli başka bir şahıs ile yaptığınız görüşmede, abi hani geçen gün demiştim ya kafası gözü kırılacak birisi var boş vaktin olur mu bu hafta diyor siz de olabilir ya ben sana iki tane kardeşimizi göndereceğim, o zaman hallolur sen bana telefon aç ne zaman olacağını diyorsun. Bu şevket kimdir kafası kırılacak kişiler kimlerdir, iki tane kardeşiniz kimdir kimi gönderdiniz, kimin kafasını kırıyorsunuz, bir açıklar mısınız.”

Sanık Kahraman Şahin :” saygıdeğer başkanım, bu konuşmanın sadece bunu koymuş iddia makamı adam bir daha telefon ediyor iki üç gün sonra ben diyor işimi kendim konuştum hallettim diyor. gelip sana gerek yok. ben zaten gitmem. Gebze temsilcimizdir bu birkaç kişi rahatsız etmiş işte Atatürk posterini niye asıyorsun buraya falan gibisinden öyle yani öyle bir konu. Kimseyi göndermedim daha sonraki tapeleri de koysaydınız saygıdeğer iddia makamı önce onu buraya koymazdınız. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” diğer sanıklardan Abdullah Arapoğulları sizin hakkınızda kendisine ve getirdiği arkadaşlara Kuvai Milliye derneğinin askeri bir kuruluş olduğunu, paşalar tarafından yönetildiğini söylediğinizi ifade etmektedir. Siz derneğe üye kazandırmaya çalışırken nasıl bir yöntem takip ediyorsunuz, “

Sanık Kahraman Şahin :” Abdullah Arapoğulları öyle bir şey söyledi ama ben burda tapelerde okudum. Onun şeylerini okurken kendisine de sordum, ben dedi emekli paşa var dedim bizim paşayı kast ettim diye söyledim, takip ettiğimiz yol Atatürk nasıl bir yol takip ediyorsa öyle bir yol takip ediyoruz. birlik beraberlik kesinlikle bölücülük yok, kesinlikle. Kuvai

21

Page 22: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:22

Milliye ruhunu başkanım siz daha iyi biliyorsunuzdur mutlaka. Hepimiz Kuvai Milliye ruhu taşımıyor muyuz. O köklerden gelmiyor muyuz. Öyle bir yol izliyorduk başkanım.ama günlük özür dilerim , günlük tabi siyasi şeylerde tartışılıyor yani kahvede konuşulan şeyler iki insanı birbirin arasına konuştuğu şeyler. Bunlar da insanlar arasında muhabbet amacı ile konuşuluyor, insanlar siz belki bir şey seversiniz, siz sevmeziniz öbürü sever. O tip şeyler. Bunun dışında başka bir şey yok yani. bizim ülkemiz işgal altında değil ki. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” siz derneğinizin üye sayısını arttırmak için çalışmada bulundunuz mu.”

Sanık Kahraman Şahin :” herhangi bir çalışmam olmadı, bizim kapımız aslında Kuvai Milliye nin 75 milyon üyesi var. artırmak gibi bir şey de sadece orda kaydı yoktur. O ruh herkeste vardır .artırmak gibi bir şeyimiz olmadı yani. başkanım bizim gazeteye falan ilan vermedik. Bir şey yapmadık. Her dernek ne yapıyorsa aynen bize verilen devletin vermiş olduğu yetki çerçevesinde ne gerekiyorsa onu yaptık. İllegal en ufak bir şey olmamıştır. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” telefon görüşmelerinde size askeri sıfatlarla hitap edildiği görülmekte bu konu yeterince anlaşılmadı, sizin bu sıfatları kullanmanızı birisi mi tavsiye etti, siz kendiniz mi kullandınız .”

Sanık Kahraman Şahin :”saygıdeğer başkanım buna ben herhalde çok iyi açık ifade verdiğimi zannediyorum, tekrar bir daha yenileyim ben bunu bir tek erol ölmez ile var, bir tek. Başka da kimse ile böyle bir telefon görüşmem yoktur. Onu da dediğim gibi şaka mahiyetlidir. Bunu da ona diyorum.”

Mahkeme Başkanı .” yani böyle bir tabir kullanmıyorsun, öyle bir …….. yok sadece onunla mı.yani genelleme yok senin o zaman.”

Sanık Kahraman Şahin :” yok yok sadece kesinlikle. Ben asker değilim ki başkanım asker değilim başkanım, yok yok kesinlikle ben dernekte gelen gidene yok yüzbaşıyım yok öyle bir şey kesinlikle yok. şaka amaçlı konuşadır sadece erol ile.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”diğer tutuksuz sanıklardan erdem irten sizin hakkınızda ekibini oluştur şeklinde tavsiyelerde bulunduğunuzu söylemektedir, siz de bizzat telefon görüşmelerinizde ekip kurmaktan bahsediyorsunuz, sözünü ettiğiniz ekip nedir, nasıl ve kimlerden kurulacaktır, ne iş yapacaktır, açıklar mısınız.

Sanık Kahraman Şahin :” şimdi bu Abdullah geldiğinde derneğe başkanım benim dedi arkadaşlarım falan var dedi. Çevrem çoktur dedi. Bende dedim ki üye orda temsilcilik gibi orda bir şey şey yapalım falan. Zaman geçti tanımaya başladım yani yürütemeyeceğini anladım.ekip kurdum doğduruyorum başka bir şey yok. başkanım. Ekibe de ihtiyacımız yok ki bizim. Ne için yani ekip ne ya kasdetmek istediğiniz şeyi bir bilsem ben.”

Mahkeme Başkanı :” o kasdetmiyor savcı bey kast etmiyor, telefonu okuyor sana telefondaki görüşmede kullanılan terim bu ne anlamda kullanıldı diye soruldu size.başka bir şey kast edilmiyor. ”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” bir temsilcilik.”Mahkeme Başkanı :,” siz onu temsilcilik olarak algıladınız, “Sanık Kahraman Şahin .” Ekip işi değil midir bir yere açmak kurmak. Başkanım.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” ancak başka bir telefon görüşmenizde Erdal irten ekibi

kurduğunu ancak ekipteki bazı kişilerin ne iş yapacakları konusunda tereddütleri olduğunu söylüyor, siz de öyle fazla soru soran adama gerek yok diye açıklıyorsunuz, eğer bunu derneğe üye bulma çalışmaları olarak açıklıyorsanız, neden soru soran adam istemiyorsunuz. “

Sanık Kahraman Şahin :” şimdi ben dediğim gibi belli bir zaman geçtikten sonra şahısları tanıdım az çok, yani bu işi yürütemeyeceklerini ben biliyorum. Ben onlara şey verdim tüzük vermiştim başkanım, tüzüğümüz budur bizim. Bir de para istiyorlar bizim zaten para bulamıyoruz ki orda yani para istiyor ki orda bir yer açalım, ben parayı bulamıyorum ki sana vereyim. Öyle bir durum oldu. Geçiştirme laflarıdır başka bir şey değil başkanım. “

22

Page 23: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:23

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Erol Ölmez ile görüşmenizde kendisini Çarşamba da görevlendirdiğinizi mollaların arasına girdiğini, sakal bıraktığını söylüyor, siz de bu telefon görüşmelerinin tamamının yapılması öncesi ve sonrası ile birlikte anlaşılabileceğini söylüyorsunuz. Siz yine de burada açıklayınız, burada kast edilen şey nedir. “

Sanık Kahraman Şahin :”başkanım ben şimdi burada erol arkadaşı da şey yapmak istemiyorum. “

Mahkeme Başkanı “ ne yapmak istemiyorsun, ne yapmak istemiyorsun,”Sanık Kahraman Şahin :” burda rencide etmek istemiyorum, “Mahkeme Başkanı .” neyi niye rencide etmek istemiyorsun. Gerçeği anlat kimse rencide

olmaz, gerçeği anlat.”Sanık Kahraman Şahin :” ya kökünde bir şey yok başkanım, erol dedi ki ben dedi

evleneceğim dedi, temiz kapalı bir insan ile böyle bir izdivaç kurmak istiyorum dedi. Bu zeytinci var ya başkanım zeytinci de fatih de oturuyor. Onun yanında takılıyormuş meğer öyle söyledi bana çünkü ilk telefonda işte, burda takılacağım bir tane kendime münasip bir şey arıyorum, “

Mahkeme Başkanı ;” o telefon görüşmesinin evveliyatı olan telefon görüşmesi bu bahsettiğin “

Sanık Kahraman Şahin :” evveliyatı budur başkanım, budur başkanım başka hiçbir şey yok yani ben git orda istihbarat yap falan bütün mesele budur başkanım, bunu buraya getirdiler basında da sürekli gazete sürekli tehdit şeyi yapıyor dergileri gönderiyorlar bize o kimse o tehdit eden bizim Allahtan başka hiç kimseden öyle bir çekincemiz korkumuz yoktur Allah a şükürler olsun. O konudur başkanım başka bir şey yok. dinlediğiniz zaman zaten güleceksiniz ben eminim. Ama tabi onu koymamışlar, anlam değişmiş seni sevmek gülmekten öldüreceğim diyeceğinize gülmeyi çıkartmış seni öldüreceğim kalmış,

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Mehmet fikri Karadağ ın Amerikalı bir şahıs ile yaptığı görüşmede sizin de hazır bulunduğunuzdan bahsedildi, konu nedir siz bu görüşmede var mıydınız.mahiyetini açıklar mısınız.”

Sanık Kahraman Şahin :” evet ben o görüşmede ordaydım başkanım gazeteci olduğunu söyleyen endru soy ismini hatırlayamıyorum şeyde seyrettim onu Edirne deydik kanal 7 ye çıktı, kanal 7 miydi Samanyolu muydu ne hatırladığım kadarı ile oraya geldi gazeteciyim dedi. Mehmet Fikri Karadağ ile yukarı çıktı bende orda dikildim. İşte konuştular ne falan diye baba konuştu baba konuştukça küçülmeye başladı dev gibi bir adamdı. Baya dev gibi yani böyle iyi bakmışlar herhalde. “

Mahkeme Başkanı “ ne konuştu da küçüldü.”Sanık Kahraman Şahin .” işte dernek hakkında konuştular yani sizin amacınız ne

gibisinden, ondan sordu ondan sonra bizim genel başkanımız da ırak konusuna falan girdi orda. Amerika yı siz sevmiyor musunuz falan dedi. Biz dedi Amerika halkını seviyoruz ama dedi başındakileri sevmiyoruz dedi iki üç milyon insanı öldüren demokrasi götüreceğim diye demokrasiyi götürdüler ya oraya başkanım insan katledenleri sevmiyoruz dedi. Tabi o ……… küçülmeye başladı bu endru denilen adam. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Abdullah Arapoğulları ile bir görüşmenizde müzikhol işinden bahsediyorsunuz ve siz Kuvai Milliye olarak işe el koyduğunuzu söylüyorsunuz, Abdullah da bu işi yapılabilmesi için kimlik gerektiğinden bahsediyor aynısı ile şimdi bizde o Kuvai Milliye nin kimliğini taşıyacağız üzerinde şey yazması lazım, sadece ona gösteririz, istihbarat bir de araştırdım daha önceden Kuvai Milliye yi herkes istihbarat çı olarak biliyor, korkuyorlar yani. yine aynı konu ile ilgili bir görüşmede yine Abdullah, bizim silah taşımamız için kimlik falan o kimlik falan çıkarttırın, bana üç dört tane diyor. soruşturmada gerçekten bazı kişilerde üzerinde Kuvai Milliye istihbarat görevlisi yazan kartlar ele geçirildi. Sizin el koyduğunuzu söylediğiniz işin mahiyeti nedir. Bu iş için neden Kuvai Milliye nin istihbarat kartının gerektiğini söylüyor bu konuyu açıklayabilir misiniz. “

23

Page 24: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:24

Sanık Kahraman Şahin :” açıklayım tabiî ki başkanım istihbarat konusu biz mersinde bir şeyimiz vardı gazetemiz çıktı, bir tek orda belki bir kişiye ben istihbarat kartı verdim ona onu da şeye gazetecilik şeyi vardır kartı vardır raif görüm e verdim. Ondan haberi yoktur Hüseyin görüm ün dedim arkadaşım olduğu için verdim.buradaki müzikhol den de zaten Abdullah ın söylediği işlerden bir tanesi bitsin biz zaten kurtardıydık paçamızı. Kuvai Milliye de kurtulduydu başkanım. Ama ben biliyorum ki hep boş dikkat ederseniz on tane iş söylüyor, incelediyseniz başkanım, tabi bunların hiçbirisi gerçekleştirilmedi. Sadece bir sefer Abdullah bana dedi ki bir fırın var dedi o zaman da Kuvai Milliye den ayrıldı idim, bir fırın dedi aldık dedi ağabeyimden falan şuraya bir gelebilir misin dedi burada beraber şey yapalım, bende Kırşehir liyim başkanım, benim babamın ismi Karabey şahin Kırşehir den herkes saygı duyar, küçüğünden muhtarından valisine kadar milletvekillerine kadar, öyle bir insandır bizim Anadolu biliyorsunuz buğday ambarıdır. Oraya gittim bunlarında şeye ihtiyacı var, una. Erol u da aldım yanıma erol ile de görüşüyoruz biz o dönem erol u da götürdüm başkanım. Bunu un yaptılar bu şeyi yaptılar bilmem ne gittim baktım bir hesap yaptım ben muhasebe işlerinden az çok anlarım ticaret lisesinden mezunum. İşte kaç kapasitesi şunu ne bunu ne baktım orda bir kişi ancak zor bir aile kendini zor kurtarır yani, öyle çıktık gittik başkanım, başka hiçbir şey yok. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Ali Solmaz adına kayıtlı bir telefondan konuşan kişi ile yaptığınız görüşmede Mehmet Fikri Karadağ a ulaşamadığınızdan bahsediyor sunuz ve siz ortamın gergin olduğundan bir takım insanları genel kurmayın geri çağırdığından ve telefonda fazla konuşamadığınızdan bahsediyorsunuz ali nin de babayı da çağırdılar mı size soruyor, siz de öyle bir durum var fazla konuşmuyorum diyorsunuz burada konuşulan konu nedir, açıklar mısınız.”

Sanık Kahraman Şahin :” başkanım savuşturma, savuşturma yani başka hiçbir şey değil. Mahkeme Başkanı :” savuşturma imiş, “Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Abdullah Arapoğulları ile yaptığınız başka bir

görüşmede İsrail daha doğrusu birkaç görüşmede İsrailli bir adamın kandırılmasından bahsediyorsunuz hatta Abdullah Arapoğulları bu iş için sırf Karadeniz den bir adamın yola çıktığını söylüyor, bu konu nedir.

Sanık Kahraman Şahin :” valla bana öyle bir şeyden bahsetti ama konuştu da ben öyle bir şeye zaten kesinlikle sıcak bakmam başkanım. Birincisi o, ikincisi de mühim olan sonuçtur, yani herhalde benim bildiğim kadarı ile her şeyin sonucu. Varsa bir İsrailli böyle bir şey teknik takip yapmış güzel polis takip ediliyoruz mutlaka bir şey olurdu. Hayali diyorum ben başka bir şey demiyorum. Ve bunun sonucunda da hiçbir şey olmamıştır. Öylece konuştukları ile kalmıştır. İşte dedim ya Abdullah şey bir insan yani kötü bir insan değil ama tahmin ediyorum ki oda kendine göre bizim gibi gevezelik yapmış, konuşmuş. Sonucunda bir şey yok yani on tane iş söylüyor Abdullah bir tane iş yok yani elle tutulur. Elle tutulur bir iş vardı işte bahsettim ya başkanım fırın onu da zaten takip edilmiş, belli ne olduğu. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”başka bir Abdullah ile görüşmenizde Mehmet Fikri Karadağ ın dernekten ayrılmasından konuşuyorsunuz siz, devlette ama dedi ki ben ayrılmış değilim, yine geleceğim dedi, öyle bir durum Abdullah abi diyorsunuz, siz devamında o zaman ki olaylardan bahsederek insanların dernekten kaçtığını ve insanların derneğin iç yüzünü bilmediğinden bahsediyorsunuz. Burda Mehmet Fikri Karadağ ın dediğiniz gibi dernekten göstermelik olarak ayrılması söz konusu mudur. Geri geleceğini söylemiş midir.”

Sanık Kahraman Şahin :” şimdi şöyle bir şey bu Abdullah mersin temsilciliğimizin birm adamıdır başkanım aradı böyle böyle ulaşamamış, orda da bir tek bende cep telefonu vardı başkanım. Bana dedi böle böyle falan ben onları söylemek zorunda şimdi bir dernekte şey mi söyleyim işte böyle oldu şu oldu bu oldu bunu mu söyleyelim öyle bir laf geçiştirmesi yapmışım yani sonradan da zaten kapatıldı mı artık bir toparlanma süreci yaşıyoruz. O kadar bir şey söylemişim yani. Mehmet Fikri Karadağ “

24

Page 25: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:25

Mahkeme Başkanı :” olmayan bir şey söylediniz öyle mi.”Sanık Kahraman Şahin :” Evet gelip gittiğini de bilmiyorum. Ben ondan önce bir ay evvel

ayrıldım. “Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” aynı görüşmede yine siz.”Sanık Kahraman Şahin :”insanları yani başka bir şey anlam çıkarmasın diye

konuşmuşumdur. Ben kendimi de ayrıldım diye lanse etmedim kimseye Kuvai Milliye nin çünkü bir günahı yoktur. Şahsa da bağlı değildir. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”görüşmenin devamında siz bir takım şeyler verildi zamanında bunlar yerine getiremedi anlıyor musun, otuz yaşında insanım, hayvan bir laf edersin yemeğini vermezsen onu yürütemezsin anlıyor musun abi diyerek dernek kurulurken bir takım vaatler de bulunuldu bunların yerine getirilmediği konusunda imada bulunuyorsunuz, daha doğrusu söylüyorsunuz, bu konu nedir, dernek kurulurken bir vaat mi verilmiştir.”

Sanık Kahraman Şahin :” herhangi bir vaat verilmedi başkanım öye bir şey yok. bilmiyorum şey yaptığımı fakat durumumuz belli ortada yani. öyle değil mi başkanım yani size para vermesele burada oturur musunuz. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”dışarıda bulunan insanların derneğin iç yüzünü görmediğini bilmediğini söylüyorsunuz,”

Sanık Kahraman Şahin :” yani bu parasızlıktan dolayı yani insanlar dışardan baktığı zaman zengin zannediyor. Onu kast ettim ben başka bir anlam yok yani.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” tespit edilemeyen bir kişi ile görüşmenizde size Halil arkadaşın selamı var, diye söylüyor, 29 ekimde katılacağınız gösteri ile ilişkin konuşuyorsunuz burda bahsi geçen Halil kimdir. “

Sanık Kahraman Şahin :” şimdi güneşli den bir arkadaş vardı, 29 ekimde biz başkanım şeye Kadıköy de.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” ben Halil i soruyorum size.”Sanık Kahraman Şahin :” efendim”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Halil size selam gönderen Halil in kim olduğunu

soruyorum.”Sanık Kahraman Şahin :” valla o selam göndereni söyleyen adamı o arkadaş tam bir şey

yapamıyorum bilemiyorum. Bir sefer geldi ise gelmiştir. Bilmiyorum tam olarak hatırlamıyorum, simasını görsem hemen tanırım. İsim olarak şu anda çıkartamıyorum onu.başkanım açıklama getirmek istiyorum ben bu tapeyi okudum ben şeyden ek klasörlerin içersinden okudum çıkarttım. Kadıköy de 29 ekim veya 30 ağustos da orda tören düzenlendiği zaman biz de gidiyorduk başkanım. Kuvai Milliye olarak katılıyorduk. Hakkımız değil mi. gelin dedik arkadaşlar sizle beraber çıkalım dedik. Zaten var 29 ekim diye. Belirtmişim yani. konuşmamızda .”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Burada selim Akkurt un Halil lakabını kullandığı iddianame de yazıyor ben onun içüin size sordum, 29 ekim i açıklamanızı istemedim. “

Sanık Kahraman Şahin :”başkanım o Halil ile takma adı falan kullanıyor ben onu bilmiyorum, bir selim olarak biliyorum, selim olarak tanıdım yani burda tanıdım. Yani tanımıyorum selim Akkurt u tanıyor musun diye soruyorsanız ben onu tanımıyorum. O Halil de o değil yani öyle bir takma adı varsa da ben bilmiyorum. Hiç tanışmadım yani selim ile ben hiç tanışmadım. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Erol ölmez ile yaptığınız bir telefon görüşmesinde yine maddi sıkıntılardan bahsediyorsunuz erol bir adamdan bahsederek çok güzel ekmekler yeni yani sahip çıkılması gereken bir insan bu. Siz de Kuvai Milliye olarak sahip çıkacağınızı söylüyorsunuz, devamında, önümüzdeki ay bu dava bittiği an hepimiz rahattayız. Çünkü Kuvai Milliye olarak şu ayın 22 isinde değil mi şey bitiyor seçim ondan sonra rahatlıyoruz bitiyor yani bizim sıkıntımız o zamana kadar anladın mı, ekonomik sıkıntılarınızın seçime endeksli olarak anlatıyorsunuz, burda anlatmak istediğiniz şey nedir, neden seçimde ekonomik sıkıntılarınız bitecek.”

25

Page 26: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:26

Sanık Kahraman Şahin :” sıkıntı her zaman vardı, başkanım şeyden sonra da devam etti bu. Taki buraya alınana kadar. Ondan sonra da darma duman olmuş orası. İşte o konuda da ne diyeceğimi bilmiyorum. Çok örnekler var. öyle bir herhangi bir şey yok yani, herhangi bir tezgahlanma veya öle bir o günden sonrasına herhangi bir şey düzenlenmedi öyle bir şey yok yani ama insanlar tanıyorsa durumunu da biliyorsa ya bir iş var şunu yapabilir miyiz, ama hiçbir iş de gerçekleşmedi. Hiçbir şey de olmadı. Olsa sizin çok iyi bileceğinize ben eminim.

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Niyazi kıyak ile yaptığınız görüşmede siz birlikte Ümraniye ye gittiğinizden bahsettiniz Ümraniye deki kardeşler geldi, iki tane yeni üye getirdiler. Ve sizin olmadığınızdan bahsederek sen yoksun diye şeysi olmadı sen yoksun ya anladın demi manzarayı 21 16 diyor siz de aynı kodla cevap veriyorsunuz. Bu Ümraniye den gelen kişiler kimdir, ad olarak biliyor musunuz, “

Sanık Kahraman Şahin :” o zaman ben orda değildim yani ayrılmıştım, ama telefonla öğrendim o konuyu, oraya gelen insanlar.”

Mahkeme Başkanı :” ağustos ayı görüşmesi daha ayrılmamışsınız.”Sanık Kahraman Şahin .” ağustos ayında başkanım arada bir gelip gidiyordum. Yani

sürekli orada değildim. Ama ondan önceki dönem seçimden önceki tarihe kadar sürekli ordaydım orda yatıp kalkıyordum. Bir yere gitmiyordum. Ondan sonra evime gidip gelmeye başladım. Onların kim olduğunu ben bilmiyorum şu anda ama şöyle bir şey söyleyim orda görsem tanırım yani yüzünü görsem tanırım. Yüzünü görsem tanırım.yeni getirdiği insanları da orda dernek kaydını yapan insan var şey var kişiler bana bağlı değil ki. Dernekler ismi kalır ama görev makam değişebilir Türkiye Cumhuriyetinde nasıl başbakan değişiyor, cumhurbaşkanı değişiyor, mahkemenizde başkanı değişiyor savcı değişiyor mesela. Bende ordan ayrılmışım başkası gelmiş değişmiş yani. bir tek bana bağlı değil ki orası. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” bu konudan bahsedildi ancak erol ölmez ile yaptığınız bir görüşmede cingöz diye hitap ettiğiniz bir kişinin arayarak kendisinden bahsettiğini siz erola aktarıyorsunuz, ve o kişinin erol un dernekten ayrılıp ayrılmadığını size sorduğu anlaşılıyor siz de karşı tarafa geçti dedim görev yapmak için dedim, karşıya görevlendirdik dedim görevli dedim yani diye erol a aktarıyorsunuz cingöz ile konuşmanızı daha önceden Erol Ölmez in kendisinin görev konusundaki beyanlarını dinledik ancak burada bizzat siz görev konusundan bahsediyosunuz hatırladınız mı bu görüşmeyi.”

Sanık Kahraman Şahin :” tam şey yapamadım ama görev dediğim özellikle Kuvai Milliye den verilmiş birm görevi yok. siz gene şeyi kast etmeye çalışıyorsunuz galiba anladığım kadarı ile ismailağa cemeatini başkanım lütfen onu rica ediyorum dinlerseniz o konuşmalar o zaman mutlaka iddia makamı da aydınlanacak. Kafasındaki şüphe de gidecektir. Mutlaka eminim ben buna. Yani öyle bir görevlendirme yoktur.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”peki son olarak Kuvai Milliye derneğini Kadıköy deki binasında bir toplantı halinde Mehmet Fikri Karadağ ile Hüseyin görümün tartışma şeklindeki görüntülerini siz çektiğinizi söylediniz, bu bir gizli çekim mi idi.”

Sanık Kahraman Şahin :” bu gizli bir çekim değil, ben çekmedim başka bir arkadaş vardı, şeytan Niyazi evet. niyazi çekti, ondan sonra da bastırmış işte dağıtmış. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” yani herkesin haberi var mı bu “Sanık Kahraman Şahin :” var orda on kişi var açık bir şey yani öyle zaten saygıdeğer

başkanım Hüseyin görüm burada ne dedi, büyük davalar açık davalardır bizim hiçbir gizlimiz hiçbir saklımız olmadı. Kesinlikle. Olsa zaten gereğini yapacağına eminim ben. Bir yerlerin bizim gizli saklı bir işimiz olsa çünkü biz biliyoruz ki biz kurulduğundan beri biz gözetim altındayız. Az çok biliyoruz yani az çok biliyoruz yani, çünkü Kuvai Milliye rahatsız ediyor bir takım insanları nedense onu da anlamış değilim. Bizim veremeyeceğimiz hesap yargının önünde özellikle veremiyeceğimiz hiçbir hesabımız yok zaten saygıdeğer başkanım iddia makamının meslektaşları olan işte geçen burda dinledik biliyorum sizi de çok rahatsız ediyordur mutlaka

26

Page 27: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:27

eminim çünkü siz adaleti temsil ediyorsunuz başkanım yanlış bir olayı kesinlikle müsaade etmeyeceğinize adım gibi eminim. Adım gibi.bir şey bulunmamış.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” daha önceki duruşmalarda sorulan sorularda bu toplantının Mehmet Fikri Karadağ a karşı Hüseyin görüm ün bir komposu olduğu yönünde sorular soruldu. Siz bu kanaatte misiniz. Nasıl bir hava sezinlediniz.”

Sanık Kahraman Şahin :” yok yok ben kesinlikle öyle bir komplo yok baba oğul türünde bir şey konuşma tartışma olmuştur. Bizim ben orda sonradan bir kırgınlık yaşanmadı yani.

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”bu toplantıda olanları sayar mısınız. “Sanık Kahraman Şahin :” bu Niyazi orda işte Gökhan Sipahioğlu orda, “Cumhuriyet savcısı Nihat taşkın:” ali kutlu vardı,”Sanık Kahraman Şahin .” tam da hatırlayamıyorum yani şey vardı, temel reis vardı

başkanım, Alparslan da vardı, “Cumhuriyet savcısı Nihat taşkın:” temel reis ten kimi ?”Sanık Kahraman Şahin :” temel reis dediğimiz bizim Karadenizli, kendisi harbi temel reis

başkanım gerçek temel reis. Öyle bir insan.”Mahkeme Başkanı :” başka kim vardı,”Sanık Kahraman Şahin :” onlar dı hatırladığım kadarı ile öyle şeyde yani işte Alparslan

vardı, ayşe ceylan vardı, orda olanlar vardı. İnsan vardı yani orda kapalı bir şey yok.”Duruşmaya saat 14:00 a kadar ara verildi.Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.Mahkeme Başkanı: Bu aradan tutuklu sanıklardan Hayrettin Ertekin ile bir kısım sanıklar

müdafileri av. Fatma Handan Gülçevirir, av. Cengiz Kurter, av. Gönül Kerinçsiz, av. Yusuf Utku Tekayak, av. Zeynep Küçük ve av. Ülkü Çekiç’in gördükleri görülmekle huzurdaki yerlerine alındı. Sanık Kahraman Şahin huzura alındı sorunuz var mı,

Sanık Kemal Kerinçsiz söz istedi verildi : “ sayın başkanım bir iki sualim olacak kahraman Şahin kendiside söyledi tefrişatından itibaren yaklaşık iki buçuk yıllık süreç içerisinde binanın içerisinde yatıp kalkmış hem üyelerle hem yöneticilerle son derece sıkı ilişkisi olan biri kendisi beni tutuklanmadan önce her hangi bir şekilde tanıyorlar mı”

Sanık Kahraman Şahin :” başkanım yaklaşık iki yıl kaldım orda iki buçuk yıl belki daha az ben Kemal Kerinçsizi hiç görmedim. “

Sanık Kemal Kerinçsiz : “benim Kuvai Milliye derneğine geldiğimi her hangi bir şekilde birinden duydu mu veya gördü mü”

Sanık Kahraman Şahin :” yok duymadım görmedim ben sizi tanımıyorum zaten”Sanık Kemal Kerinçsiz : “yine benim Kuvai Milliye derneğinin Çanakkale de Ankara da

veya her hangi bir yerde düzenlediği etkinliğe katıldığımı gördü mü veya duydu mu”Sanık Kahraman Şahin :” görmedim yok görmedim”Sanık Kemal Kerinçsiz : “ siz veya üyeleriniz başkanınız yöneticileriniz büyük hukukçular

birliğinin düzenlediği basın açıklamalarına veya etkinliklere katıldığını gördünüz duydunuz mu”Sanık Kahraman Şahin :” hayır görmedim “Sanık Kemal Kerinçsiz : “Fikri Karadağ’ın benimle görüştüğünü tanıştığına yada birlikte

hareket ettiğine ilişkin her hangi bir görgüsü duygusu bilgisi var mı”Sanık Kahraman Şahin :” benim hiçbir bilgim yok bu konuda “Sanık Kemal Kerinçsiz : “böyle bir şey olsaydı dernekte konuşulur muydu duyarmıydı”Sanık Kahraman Şahin :”kesinlikle bilirdim ben”Sanık Kemal Kerinçsiz : “son olarak efendim, Niyazi Kıyak vasıtasıyla dernekleri

tarafından bana bir plaket gönderildiği söyleniyor. Böyle bir konu dernek içerisinde konuşuldu mu böyle bir şey olsa duyar bilir miydi.”

27

Page 28: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:28

Sanık Kahraman Şahin :” böyle bir konu olsa mutlaka bilirdim ama ben mutlaka bilirdim bunu bir kere bir insana plaket vermek heralde çağrılıp ne konuda verdiğin niçin olduğunu ufak bir törenle bir şeyle verilir başkanım öyle bir şey olmadı bu tamamen bir uydurmadır. “

Sanık Kemal Kerinçsiz : “teşekkür ederim”Sanık Erol Ölmez söz istedi verildi : Müsaadenizle bir kaç tane soru soracağım sayın

başkanım Kahraman Şahine Hüseyin Görüm tarafından size verilen bir emir ile fatih Çarşamba semtinde İsmail Ağa cemaatinde istihbarat topladığım iddia edilmektedir. Sizce bu doğru mudur.”

Sanık Kahraman Şahin :” kesinlikle doğru değildir bu ikimizin arasında konuştuğumuz ikili görüşmedir sadece”

Sanık Erol Ölmez :” Fatih Çarşamba da ben kimin yanında kalıyordum bu şahsı tanıyor musunuz.”

Sanık Kahraman Şahin :” murat murat diye bu zeytinci arkadaş var onun yanında kalıyordunuz yani öyle söylüyordunuz. Ben gidip bizzat orda şahit olmadım başkanım.”

Sanık Erol Ölmez :” hiçbir zaman Fatih Çarşambaya geldiniz mi “Sanık Kahraman Şahin :” semt olarak bilirim ama yani ben zaten Anadolu yakasında

oturuyorum kesinlikle gitmedim o tarihlerde zaten.”Sanık Erol Ölmez :” Abdullah Araboğlu nun fırına ne amaçla gittik hangi konuları konuştuk

“Sanık Kahraman Şahin :” iş konusunda gittik iş konuştuk sadece”Sanık Erol Ölmez :”ben Kuvai Milliye de kaç ay kaldm.”Sanık Kahraman Şahin :”yaklaşık her halde 3 3-5 falan tahminim yani en fazla”Sanık Erol Ölmez :” benim her hangi bir şekilde görevim var mıydı Kuvai Milliye de”Sanık Kahraman Şahin :”yoktu”Sanık Erol Ölmez :”bu kadar teşekkür ederim sayın başkanım”Sanık Hüseyin Gazi Oğuz söz istedi verildi : kahraman Şahin Pendik Kuvai Milliye

derneğinin açılış tarihi olan 24,6,2007 den itibaren Pendik pardon Kuvai Milliye genel merkezinde beni hiç gördünüz mü”

Sanık Kahraman Şahin :”görmedim”Sanık Hüseyin Gazi Oğuz : teşekkür ederim.”Sanık Rasim Görüm söz istedi verildi : gerçi iddia makamı bu soruyu sordu ama

yenilemekte fayda var, beni tanıyor musunuz “Sanık Kahraman Şahin :”ismen tanıyorum.”Sanık Rasim Görüm :” beni hiç dernekte gördün mü beni “Sanık Kahraman Şahin :” yasin yasin olarak biliyorum yani tanıyorum görmedim”Sanık Rasim Görüm :” duydun mu derneğe gidip geldiğimi İstanbul gelip gittiğimi”Sanık Kahraman Şahin :” yok görmedim görmedim görmedim, daha önce Hüseyin

ağabeyle birlikteymişsin ama derneğe kesinlikle benim olduğum tarihlerde zamanlarda kesinlikle ne geldi ne gördüm”

Sanık Rasim Görüm :” beni telefonla aradınız mı hiç”Sanık Kahraman Şahin :” seni telefonla aradım.”Sanık Rasim Görüm :” ne için aradınız”Sanık Kahraman Şahin :”amcanız arattırdı. Sizinle görüşecekti ne konuda görüştüğünüzü

ben bilmiyorum.”Sanık Rasim Görüm :” tahminen kaç sefer aramışsınızdır. “Sanık Kahraman Şahin :” ya iki sefer ya üç sefer”Sanık Rasim Görüm : “ teşekkür ederim “Sanık Oğuz Alpaslan Abdulkadir söz istedi verildi : “beni ne zaman tanıdınız “

28

Page 29: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:29

Sanık Kahraman Şahin :” sizi ben bu milletvekili yani seçimlerden bir ay öncemiydi Abdullah diye birisi vardı yanınızda teyzenizin oğlumuydu amcanızın oğlumuydu onunla birlikte “

Sanık Oğuz Alpaslan Abdulkadir :” 2000 yılında seçimlerde tanıdınız”Sanık Kahraman Şahin :” seçimler yani o o aradaydı bu bir ay”Sanık Oğuz Alpaslan Abdulkadir :” Niyazi Kıyak ile kavga ettiğimi biliyor musunuz

duydunuz mu “Sanık Kahraman Şahin :” tam olarak bilmiyorum “Sanık Oğuz Alpaslan Abdulkadir :” görev aldığım yönetimde olduğum dönemde derneğe

geliyor muydunuz “Sanık Kahraman Şahin :” sizin sizin göreve göreve tam başlayacağınız dönemlerde ben

ayrıldım.”Sanık Oğuz Alpaslan Abdulkadir :”bizden önceki yönetim kurulunu sayar mısınız”Sanık Kahraman Şahin :” sizden önceki mi”Sanık Oğuz Alpaslan Abdulkadir :” sizin de bulunduğunuz yönetim kurulunu sayar

mısınız.”Sanık Kahraman Şahin :” Mehmet Fikri Karadağ vardı” Sanık Oğuz Alpaslan Abdulkadir :” önce”Sanık Kahraman Şahin :” ilk açılırken mi “Sanık Oğuz Alpaslan Abdulkadir :” sizin yeni seçilen yönetim kurulundan bir önceki genel

kurulu sayar mısınız yönetim kurulunu üyelerini”Sanık Kahraman Şahin :” ben vardım işte Hüseyin bey vardı. Mehmet Fikri Karadağ başka

kim vardı, Nevzat Çetin vardı her halde öyle o kadardı tahminen”Sanık Ali Kutlu söz istedi verildi : “ birkaç sorum olacak müsadenizle sayın kahraman

Şahin Ali Kutluyu ilk defa nerde gördünüz hangi tarihlerde hatırladığınız kadarıyla”Sanık Kahraman Şahin :” hatırladığım kadarıyla İstanbul a gelmiştiniz 2007 nin 1. ayımıydı

yani kış kış ayıyıdı tahminen o aylardaydı.”Sanık Ali Kutlu: “ gizli tanık 17 nin söylediği şahsımla ilgili 2005 yılında bölücüler

tarafından Türk bayrağını yakma girişiminde bulunmuşlardır Mersin de gizli tanık 17 bunu Ali Kutlunun yaptırdığını Ali Kutlunun ağzından duydum demektedir. Sayın Şahin siz benden veya dernekte başkasından böyle bir şey duydunuz mu konuşuluyor muydu. Hiç şahit oldunuz mu bu olaya”

Sanık Kahraman Şahin :” ben öyle bir şeye hiç şahit olmadım ve Türkiye de en son bayrak yakacak adam olarak tanıyorum ben sizi”

Sanık Ali Kutlu : “ teşekkür ederim, Ali Kutlu ima yoluyla da olsa yasa dışı bir şey yapalım diye imada bulunmuş mudur. Böyle bir şey teklif etmiş midir etmiş miyimdir size”

Sanık Kahraman Şahin :”kesinlikle öyle bir şey teklif olmadı duymadım da yani”Sanık Ali Kutlu : “ fikir ve düşünce beraberliğinin dışında her hangi bir samimiyetimiz

ilişkimiz beraberliğimiz var mıdır sizinle “Sanık Kahraman Şahin :” yoktur “Sanık Ali Kutlu : “ Ali Kutlu Kuvai Milliye 1919 derneğinde Kadıköy deki binada tam olarak

görevi yaptığı iş nedir ne yapıyordu Ali Kutlu sayın Şahin”Sanık Kahraman Şahin :” evet ben ilk geldiğinizde zaten yatıp kalktınız bir iş miş bakmak

için benim şeyim daha sonra gittiniz kısa bir zaman kaldınız bir iki hafta mı üç haftamı öyle bir şey hatırladığım kadarıyla daha sonra tekrar bir daha geldiniz o dönemde işte Hüseyin abi işte suyu falan suyumuzu kesmişlerdi başkanım suyunu falan getiriyordu öyle işler iş için gelmişti daha doğrusu “

Sanık Ali Kutlu : “ sayın başkanım sabrınızla müsadenizle son sorumu soruyorum sayın şahin Ali kutluyu Kuvai Milliye 1919 derneğinde kaç gün kalmıştır. Sizin bildiğiniz ve gördüğünüz kadarıyla “

29

Page 30: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:30

Sanık Kahraman Şahin :” benim ayrıldığım tarihe kadar her halde bi iki iki haftaydı her halde tahminen o zaman içerisinde iki hafta gördüm yani ben iki hafta veya belki üç hafta”

Sanık Ali Kutlu : “ teşekkür ederim.”Sanık Hüseyin Görüm söz istedi verildi : bir iki soru sormak istiyorum müsadenizle, sevgili

Kahraman Şahin Kaan Soyak tan bahsettiniz Kaan soyak hiç Kadıköy binaya geldi mi”Sanık Kahraman Şahin :” gelmedi “Sanık Hüseyin Görüm :” nerde gördünüz “Sanık Kahraman Şahin :” o Ataşehir de adamın ismi neydi Vahit Vahit Özkaya nın

bürosuna gittiğimizde gördüm” Sanık Hüseyin Görüm :” bir de burada iddianamede de geçiyor bu icra konusundan dolayı

Kuvai Milliye mi icraya gönderdi size icra yaptı onu açıklar mısınız.”Sanık Kahraman Şahin :” bu icra konusu murat Çağlar’a ben bir giysi konusunda kefil

oldum. Parayı ödemediğinden dolayı evime haciz geldi özür diliyorum buradan babamdan da benim olduğunu biliyordu ama”

Sanık Hüseyin Görüm :” son olarak Kuvai Milliye 1919 adına teşekkürlerimi sunuyorum. Emeklerinle hak ettiğin için Allah razı olsun, sağ ol kardeşim”

Sanık Kahraman Şahin :”teşekkür ederim.”Sanık Murat Çağlar söz istedi verildi :” Kahraman Şahin beni Kuvai Milliye’de ilk ne zaman

gördünüz”Sanık Kahraman Şahin :”sizi ilk bu birinci ay mıydı 12. ay mıydı o dönemlerde gördüm kış

kış ayıydı “Sanık Murat Çağlar :” Kuvai Milliye nin üyesi miyim ben “Sanık Kahraman Şahin :” üyesi değilsiniz. İlk önce üye oldunuz sonra biz üyelikten

çıkardık sizi.”Sanık Murat Çağlar :” icralık ben dolayı bir icralık olayınız varmış nedir onu mevzuyu

açabilir misiniz ben bir öğrenmek istiyorum icralık mevzunuzu”Sanık Kahraman Şahin :” sizin gayet iyi bildiğinizi biliyorum ama yine de açayım başkanım

isterse, sevgili başkanım murat Çağlar bize geldiğinde işte otelim falan var diyordu. Biz öyle biliyorduk biz çünkü insanlara inandığımız için o dönemde de bir Ahmet diye birisiyle geldi. Geliyordu Kuvai Milliyeye bir toplantım var dedi iş görüşmem var dedi. İşte üzerindeki kıyafette iyi değildi. İşte bir yerden bir kıyafet alalım diye gittik benim de bir tanıdığım vardı. Bu Gencallar mağazası var Kadıköy de oradan giysi aldık komple paltosuyla bilmem neyiyle her şeyiyle ben dedi öderim bunu dedi teşekkür etti bana hatta öyle gitti. Ben ödüyor biliyorum en son içeri düştüğümde evime haciz gelmiş yani babamın evine gelmiş daha doğrusu.”

Sanık Murat Çağlar :” siz her yeni tanıdığınız kişiye daha doğrusu tanımadığınızı söylüyorsunuz tanımadığınız kişilere elbise mi alıyorsunuz.”

Sanık Kahraman Şahin :” inandığımız insanlara biz ağzından laf çıkan insana hele ki cüssesi biraz da babayiğit insansa kesinlikle inanırız ama sonuç sonucu öyle yani “

Mahkeme Başkanı: “evet evet başka bir soru var mı”Sanık Murat Çağlar :” var sayın başkanım. Kuvai Milliye ye hiç maddi bir yardımım oldu

mu?”Sanık Kahraman Şahin :” sizin mi”Sanık Murat Çağlar :” evet benim, mesela bir Kuvai Milliye nin market borçlarını ödemiş

olabilir miyim.”Sanık Kahraman Şahin :” olabilir o iki bilgisayarı sattığınız zaman olabilir. “Sanık Murat Çağlar :” onu bana değil Yusuf’a sorman lazım. Sayın başkanım bir sorum

daha olacak Kuvai Milliye ye icra geldiği zaman yüklü bir miktarda meblağa kefil olmamı istemişler mi acaba.”

30

Page 31: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:31

Sanık Kahraman Şahin :” bizim oraya icra sen olduğunda her halde kefil diye bir şey söyledik sana zannetmiyorum. Onu da hallettik zaten sana da gerek kalmadı”

Sanık Murat Çağlar :” son sorum son sorum son sorum olacak efendim, Kahraman Şahın Kuvai Milliyede ki görevi görevi nedir bir de uyuşturucu kullanıyor mu kendisi”

Sanık Kahraman Şahin :” ben ara ara sıra”Mahkeme Başkanı: “onlar kullandığını söyledi kendisi ikisi ikisini de söyledi başka bir

şeyiniz var mı”Sanık Murat Çağlar :” başka sorum yok savunmam da hepsini anlatacağım efendim

teşekkür ediyorum”Sanık Erol Ölmez müdafii av. Adem Muratbeyoğlu söz istedi verildi : sayın Kahraman

Şahin 2215. sayfasında iddianamenin Erol Ölmez’in Çarşamba semtinde tarikatlar hakkında istihbarat toplaması için Mehmet Fikri Karadağ ve Hüseyin Görüm’ün talebiyle sizin Erol Ölmez’i görevlendirdiğiniz yazılı böyle bir talebi Mehmet Fikri Karadağ ve Hüseyin Görüm’den aldınız mı Erol ölmez’e bu yönde de görev verdiniz mi”

Sanık Kahraman Şahin :” kesinlikle böyle bir talimat yok zaten böyle bir görev yok ben saygıdeğer başkanıma ve üyelere de arz ettim bu konuyu inşallah o konuşmalarımızdan önceki tapeleri okudukları zaman kanaatleri perçinleşecektir bence”

Sanık Erol Ölmez müdafii av. Adem Muratbeyoğlu :”ayrıca iddianamenin 2214. sayfasında Erol Ölmez’in Hüseyin Görüm ve Kahraman Şahin’e bağlı olarak istihbarat topladığı ve yasa dışı tahsilat işleri yaptığı yazılı bu yöndeki eylemlere yönelik her hangi bir bilgi görgün var mı. “

Sanık Kahraman Şahin :” böyle bir şey yok kesinlikle “Sanık Erol Ölmez müdafii av. Adem Muratbeyoğlu :” sağ olun başkanım.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Fikri Karadağ’ın niçin Kuvai Milliye derneğinden

ayrıldığını biliyor musunuz. Genel başkanlıktan niçin ayrıldığını biliyor musunuz.”Sanık Kahraman Şahin :” hakim bey ben zaten bir ay önce ayrıldım bu seçimlerden dolayı

biraz kırgınlığı vardı başkanın ondan dolayı biraz şey oldu. Biraz da işte bizden maddi imkansızlıklar falan bizi yani çok zorladı yani böyle yani gerçekten çok zorladı “

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” daha sonra kim genel başkan oldu Kuvai Milliye derneğine”

Sanık Kahraman Şahin :”Hüseyin Görüm biliyorum.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Kuvai Milliye derneğinde ne kadar süre kaldınız”Sanık Kahraman Şahin :” başkanım oranın inşaatı yaklaşık 3. aya kadar mı 4. aya kadar

mı yani bir yanlışlık yapmayım. O aralarda bitti zaten ondan sonra faaliyete geçti. 3. aydı galiba tam olarak “

Sanık Kahraman Şahin :” yani kaç aylık süre kaç aylık veya yıllık süre”Sanık Kahraman Şahin :” ben ilk önce üyeydim ben normal yani normal çalışıyordum daha

sonra”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” 6 ay bir sene 9 ay ne bileyim böyle süre verebiliyor

musunuz.”Sanık Kahraman Şahin :” tabi tabi “Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” ne kadar”Sanık Kahraman Şahin :” yaklaşık bir bir buçuk seneyi geçti”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” bu süre zarfında kimler gelip gidiyordu yani dernekte

kalıyordu.”Sanık Kahraman Şahin :” dernekte ben kalıyordum Hüseyin Görüm kalıyordu. Bazen işte

gariban dışarıda kalmış insanlar oluyordu günü birlik kalanlar oldu.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” Ali Kutlu katılıyordu yani Erol Ölmez kalıyordu”Sanık Kahraman Şahin :” Ali Ali Kutlu yani sürekli değildi Ali Kutlu da 3 hafta kaldı mesela

ilk önce ondan sonra gitmişti. Daha sonra bir daha geldi o zaman da ben hatırladığım kadarıyla 2

31

Page 32: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:32

hafta ordaydı ondan sonra ben gittim oradan ondan sonra ne kadar kaldı bilmiyorum. Ama ayrıldığını söyledi bana Erol da yaklaşık işte dediğim gibi 2 hafta mı 3 haftamı öyle bir süre yattı kalktı ondan sonra da ayrılmıştı.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” peki Ali Kutlu Mersin de olduğu halde ne amaçla gelip gidiyordu derneğe.”

Sanık Kahraman Şahin :” benim tam şeyim yani bir iş bir para kazanmak için hani kalacak gidecek bir yeri yoktu. Bizden yani öyle bir yardım gibi şey fikir fikri de aynı bizler gibi bir insandır o öyle bir bayrak mayrak şeyi de yoktur o yalan söylüyor o Niyazi.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” peki derneğin gelirleri nedir.”Sanık Kahraman Şahin :” derneğin geliri üye gelirlerimiz vardı onun dışında bir gelirimiz

yok. “Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” bağış yapanlar oluyor muydu derneğe “Sanık Kahraman Şahin :” yok yok yani öyle diyelim ki hani bir milyar iki milyar öyle bir

bağış yok kesinlikle yok olmadı yani ben olsa ben söylerim size, çünkü ben bütün makbuzları tutan benim o zamana kadar.”

Sanık Kahraman Şahin :” peki dernekte binbaşı diye bir ünvanınız var mıydı “Sanık Kahraman Şahin :”öyle bir şey yok saygıdeğer Hasan Hüseyin Özese öyle bir şey

yok ben burada açıkça söyledim öyle bir şey de olsa söylerim ban açık yüreklilikle sadece kendi aramızda ikili ilişkiden samimiyetten kaynaklanan başka bir şey yok yani “

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” peki kendisine bu tür unvan verilenler var mıydı “Sanık Kahraman Şahin :” yok yok kesinlikle öyle bir şey, biz biz asker değiliz ki hakim bey

yani öyle bir rütbe verebilir miyiz öyle bir şey “Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” hayır bir biri neyse onu söylersin. Bu Maltepe dedki

konteynıra gelip gittiniz mi Hüseyin Görüm’ün Sanık Kahraman Şahin :” tabi tabi evet evet, ilk ben oraya zaten o zaman zaten harabe

haldeydi şey Kadıköy deki yer. “Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” orada kaldınız mı “Sanık Kahraman Şahin :” orda yok kalmadım evim zaten ordaydı. Orda kalmadım.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” peki, o konteynıra gelip gidenler oluyordu değil mi “Sanık Kahraman Şahin :” gelen giden oluyordu tabi”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” ne yapılıyordu orda toplantı falan mı muhabbet

sohbet mi”Sanık Kahraman Şahin :” bir şey yok yok öyle muhabbet insan hani normal bir insanın

yazıhanesi olur geleni gideni olur eşi akrabası dostu öyle muhabbet çay içer giderler öyle.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” bu dernekte kaldığınız süre içerisinde katıldığınız

toplantı ve gösteriler ne vardır nelerdir sayar mısınız”Sanık Kahraman Şahin :” var benim 29 ekimde anıtkabire gittik pardon 30 ağustos ta gittik

2006 nın bir de 29 ekim de gittik. Onun dışında benim bireysel kendimin katıldığım bir çağlayan mitingine katıldım ben kendim bir de şeye gittim Çanakkale ye gittim. Bir de İzmir e gittik oranın İzmir in açılışı vardı denk geldi yani bunun dışında hiçbir şeye katılmadım. He bir de şeye katıldım özür dilerim unuttum onu ben başkanım b Kuvai Milliye şey dağıtılıyordu bu Vedat Yenerer’ in o zaman oraya da gittim. Özür dilerim onu ben unuttum çünkü. “

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” murat Çağlar savcılıktaki beyanında şöyle diyor. Bir gün dernekte bulunduğum sırada 5-6 kişilik bir grup derneği bastı. Kahraman Şahin’e saldırıp Hüseyin Görüm’ün odasına çıktı. Ertesi gün geldiğimde Kahraman Şahin bana gelen kişilerin Maltepe deki karargahın adamları bu kişiler özel ekiptir dedi. Bu kişilerin sürekli orada kaldıklarını söyledi. Ancak bize anlatmadı. Kahraman bize çoğu şeyi anlatmazdı. Kahraman Şahin oradaki en yetkili adamlarından biriydi. Ne diyorsunuz bununla ilgili”

32

Page 33: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:33

Sanık Kahraman Şahin :” doğrudur yetkili bir insandım ama öyle tek başına karar veren falan öyle bir yetkim yoktu benim.

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” bu derneği 5-6 kişi bastı olayıyla ilgili ne diyorsunuz.”Sanık Kahraman Şahin :”şöyle bir şey oldu Hasan Hüseyin bey bizim orda gelen

gidenlerimiz oluyordu. Kadıköy de şahsın ismini tam hatırlayamıyorum yani burada bölücü falan gibi bir şey olmasın doğu kökenli Kuvai Milliye de Kuvai Milliye ye geldi işte, oranın gitti oradan bilgiler falan aldı bir şeyler aldı. Biz tabiî ki normal her zamanki gibi açıklamalarımızı falan yaptık orada bir kişi daha kalıyordu arkadaşı onunla birlikte geldiler işte ben de orda şeyim Hüseyin abi var ben varım baba zaten sürekli gelip giden bir insan değil. Bir tartışmamız oldu. Bunlar kendi şeylerine yedirememişler geldiler bana bir tanesi saldırdı. Doğrudur yani anlattığı fakat öbür taraftan yok özel bilmem nedir falan yok öyle bir şey yani hem benim adamım kendi bana mı saldıracak öyle bir şey olsa bu mantık böyle bir şey yok. Orda da öyle bir adamlarımız yoktu zaten kapanmıştı orası yani. Bir bekçimiz vardı konteynıra bakan bu şekilde yani öyle bir şey oldu ama bana saldırdılar.

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” burada karargahın adamları şeklinde bir beyanınız olmuş bunu açıklar mısınız “

Sanık Kahraman Şahin :”yok yok yok öyle bir karargah adamı falan yok. Karargahın adamı gelir şeyine oradaki insana vuru mu veya bir şey yapar mı çok “

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” bir son soru “Sanık Kahraman Şahin :” çok şeylerle mücadele ettik ama bu tip insanlarda çıktı arada bir Sanık Kahraman Şahin :” bu derneğe askeri ihale almak isteyen kişiler geliyor muydu.”Sanık Kahraman Şahin :” askeri ihale, bir tek bu şeyi hatırlıyorum ben bu zeytin için gelen

Murat arkadaş var bu Erol’un arkadaşı zeytincidir kendisi bursa da Bursa da tam olarak yerini hatırlayamadım şimdi.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” başka var mı ihale almak isteyen olup da derneğe gelip de müracaat edenler”

Sanık Kahraman Şahin :” asker asker askeri şey olarak ben görmedim bir tek o konuyu biliyorum ben sadece “

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese :” teşekkür ederim”Sanık Kahraman Şahin :” ben teşekkür ederim”Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük söz istedi verildi : gizli tanık 17’nin

beyanlarıyla ilgili size birkaç soru sormak istiyorum. Çanakkale mitinginden iki veya üç gün sonra gece saat 23 sıralarında Veli Küçüğün Kuvai Milliye derneğini ziyaret ettiğinden bahsediyor. İfadelerinden sizin o sırada Kuvai Milliye derneğine aktif olarak devam ettiğinizi anladım. Doğru mudur.

Sanık Kahraman Şahin :” kesinlikle doğrudur.”Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük : “ 5 mayıs 2007 Çanakkale mitingi o

dönemde Kuvai Milliye de aktif olarak görevdeydiniz değil mi”Sanık Kahraman Şahin :” evet o görevdeydim ben “Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük :” orda geçirdiğiniz zaman içerisinde veli

Küçüğü hiç gördünüz mü”Sanık Kahraman Şahin :” hiç görmedim ben sadece basından tanıyorum. Oda Niyazi

Kıyağın yani gizliliği kalmadı bunun çünkü benlen bire bir gittiği yerleri biliyorum ben Niyazi Kıyaktır o yani tanık gizli tanık dedikleri”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük :” peki gelip gitseydi bundan haberdar olur muydunuz”

Sanık Kahraman Şahin :” olmaz mıyım ben benden baş orda kalan insanım ben bilmez miyim”

33

Page 34: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:34

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük :” evet, bir de orda gene gizli tanık 17 nin ifadelerinde Veli Küçüğün bu derneğe geldikten sonra 150 kişilik bir cumhuriyet muhafızları adında bir birim oluşturacağı dernekte konuşulmuş böyle bir konuşmaya şahit oldunuz mu “

Sanık Kahraman Şahin :” kesinlikle böyle bir şey yok. Cumhuriyetin muhafızları bellidir zaten.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük :” hatta gene gizli tank 17 nin beyanlarında şöyle diyor bu birimin oluşturulmasıyla ilişkili olarak 150 kişinin bulunmasıyla ilgili ilk görüşmeleri sizin yaptığınızı beyan etmiş bu tip bir görüşmeniz hiç oldu mu gelenlerle”

Sanık Kahraman Şahin :” kesinlikle öyle bir şeyimiz olmadı. “Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük :” Veli Küçüğün ortağı olduğu şirketin

korumalığını yaptığı Tülay Tuğcuya anayasa mahkemesi başkanı Tülay Tuğcuya ait olduğu iddia edilen gizli tanık iddia ediyor bunu ki öyle bir şirket yok Veli Küçük tarafından şirketine ortak olduğu korumasını yapılan eski bir hipermarket olan bir binada Veli Küçüğün bu kişileri eğiteceği ve sizin de bundan haberdar olduğunuz gizli tanık tarafından gene ifade ediliyor bu konuda bir bilginiz var mı.”

Sanık Kahraman Şahin :” o da kocaman bir yalan gene ben burada başkanıma anlattım. Oradaki olan bütün olayları kesinlikle zaten oraya sadece ikimiz gittik yani oradan anlıyorum ben bu kişinin Niyazi Kıyak olduğunu ve yalan söylüyor kesinlikle Veli Paşa da gelse oraya kesinlikle ben bunu söylerim burada geldi derim ama gelmedi başkanım.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük :” dernekte şöyle bir konuşma geçti mi Ahmet, bordo bereler yaptırılıyor veli Küçük tarafından kalpaklar siyah bereler bunlar o 150 kişinin cumhuriyet muhafızlarının kafasına geçiriliyor başlara da Veli Küçük tarafından Ahmet Hurşit Tolon koyuluyor ve beraber meclise yürüyorlar. Bu dernek içerisinde ve meclisin içerisindeki askerler bu görüntüden korkarak silah bırakıyorlar ve bu şekilde meclis binası basılıyor. Bununda dernek içinde konuşulduğu gizli tanık 17 tarafından iddia ediliyor. Dernekte bu sürekli konuşuluyordu diyor. Siz böyle bir konuşmaya şahit oldunuz mu.”

Sanık Kahraman Şahin :” ben böyle bir şeye şahit olmadım duymadım. Eğer sizler inanıyorsanız ben de inanayım yani. Ve saçma bir şey olmaz mı devletin polisi var jandarması var kim yani burası şey mi yani anlamadım adam adam mı bilmem ne mi bir şey mi yani bu inanılacak bir şey mi başkanım”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük :” bunları bizzat Mehmet Fikri Karadağ’ın ağzından duyduğunu söylüyor gizli tanık 17, Mehmet Fikri Karadağ’ın ağzından böyle bir şey duydunuz mu.”

Sanık Kahraman Şahin :” Mehmet Fikri Karadağ her zaman şunu söyler bizlere eşkıya dan hükümdar olmaz der. Kesinlikle yani kesinlikle böyle bir şeye öyle bir şey birisi bir şey yapsa kendisi çıkartır silahıyla vurur adamı. Öyle bir şey yok bunların hepsi uyduma palavra yani artık nereye hizmet ettiğini bilemiyorum ben bu Niyazi kıyağın”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük :” peki gerek polis sorgunuz sırasında veya gerekse savcılık sorgunuz sırasında size zabıtlara geçmeyen ifade zabıtlarınıza geçmeyen her hangi bir soru soruldu mu veya her hangi bir yönlendirme yapıldı mı bu konuda bize söyleye bileceğiniz bir şey var mı.”

Sanık Kahraman Şahin :” bana kimse yönlendirme yapmadı gayet her şey poliste gayet iyi davrandı bana savcılıkta iyi davrandı. Sami bey de iyi davrandı. Yani kimse zorla hiçbir şey söylet yani öyle bir şey olmadı kesinlikle”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük :”tamam, teşekkür ederim”Sanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı söz istedi verildi : Mahkeme Başkanı: “soru sormayacaksanız oturtacağım, “Sanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir.

Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin ifadesi bu

34

Page 35: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:35

gün sonlandı ancak ilk gün de ifade ettiğim gibi kendilerine devleti yıkmak hükümetin çalışmasını sabote etmek isnadıyla göz altına alındığı günde daha sonrada huzurunuzda da ifade ettiğim gibi bunların yarısını şimdi bırakın İstanbul un yolunu bulabilecek durumda değiller. Türkiye cumhuriyeti devleti bir muz devleti değil 4 tane evinin yolunun bulamayacak ama zavallı insanların da omzuna basılarak insanları korkutan sindiren bir yola sapılmasını da tasvip etmiyoruz. Bir örnek söyleyeceğim bürom kurbağalı derenin kenarında İstanbul u bilenler iyi bilir. Burada balıkçılar var. Sohbet esnasında söz dinlenmeden açıldı. Adam kir pas ıslaklık içerisinde geldi elinde balık kovası beni de dinliyorlar dedi. Güldüler seni niye dinlesinler hepimiz güldük, tabi dinliyorlar dedi benim oğlum çok çalışkan çok zeki Bedrettin Dalan’ın okulunda burslu okuyor dedi. Şimdi toplumun en alt kesimi demeyeyim ama siyasetten en uzak kesiminin bile bu kadar sindirildiği bir davayı Türkiye cumhuriyeti devleti ve milleti yaşamadı. Şimdi sayın iddia makamına soruyorum. Ne özelliğiniz var mersin savcısı takipsizlik vermiş, meslektaşları Beşiktaş’taki Mehmet Gülen böyle bir taleple tutuklama yapamam demiş, Kadıköy den bir savcı tutuklama talebine bir de üniversiteden yanlışlık yapmayım bilirkişice bir mütalaa alayım ona göre karar vereyim demiş. Ve bilirkişiden de mütalaa alarak böyle saçma iddialarla insanlar ve kurumlar en demokratik haklarını kullanmaktan men edilemez demiş ve talebi reddedilmiş. Bir manevrayla söz konusu savcının elinden dosyalar alınmış sayın iddia makamının veya arkadaşlarının önüne getirilmiş palas pandıras da herkes tutuklanmış ben iddia ediyorum yaptığınız şu iddianamede her hangi bir konuyla ilgili bir üniversiteden mütalaayı alın şu tutuklananlar haklıdır burada yatmaları gerekir diye ben bu mesleği de yapmam bundan sonra da hukuk adına da ağzımdan tek kelime çıkarmam. Bunlar yok, mahkemenizin ve iddianamenin üzerinden bu ülkede siyaset yapılıyor. Çetelerle mücadele adı altında huzurunuzda gördük burada iki unsur geldi müdahale talebinde bulundu birisi PKK birisi bilmem hangi mihraplarca takunya terlik derneklerince müdahil arzusu olma arzusu taşıyan insanlar. Siz emniyetteki fetbaz teşkilatlanmayı herkes biliyor. Hiç düşünüyor muyuz dinle ilgili olan din alimi olan ne bileyim bir her hangi bir dini grubun liderliğini yapan faninin en büyük arzusu Mekke veya Medine ye gidip yerleşmek peygamberine ve Kabe sine yakın olmak arzusu taşır. Ama en büyük din alimleri en büyük organizasyon emniyette yargıda sivil kadrolarda en büyük organizasyonun piri Amerika da yaşıyor. Demek ki dini akidelerden oldukça uzak kalmayı kendi menfaati için veya kendine emredenler için uygun buluyor. Ama bunun organizasyonunun hıncını milletim çekiyor. Lütfen iddianın üzerinden yürüyen sindirme hareketine mahkeme olarak bir dur diyelim. Bu günler geçer yatanlar da yattığıyla kalır dışarıda üzülenler de üzüldüğüyle kalır. Kimseyi zırhlı araçlar kurtarmaz her kes kurtarsa manen o araç sahibini boğuyordu kimseye hayrı olmaz. Hiçbir ayrıcalığı olmayan meslektaşlarımızın saltanat adı altına bu sorguyu daha fazla sürdürmelerini doğru bulmuyorum. Kuvai Milliye bu davaya monte edilmiş kaç yerden mütalaa var bu suçlamalarla huzurunuzda da gördük savcı bey soruyor. Derneğinize üye kaydetme çalışmasında bulundunuz mu. Tabi bulunacağım böyle bir soru olabilir mi ben niye bu dernekte varım. Bu dernek IBDA-C mi DHKP-C mi PKK mı değil devletin resmi mühürlü imzalı izniyle çalışmasına müsaade edilmiş yasal bir dernek düşüncesi varsa bunu kamuoyuna açıklayacak eğer bir marifeti varsa sayısını çoğaltacak, ha şahıs olarak bir suç yakaladık mı silahlı bir eylemi var mı silahları var mı asfaltlarda mağaralarda bulunanlardan bahsetmiyorum. Ama huzurunuzda devletini hükümetini yıkmakla suçlanan derneğin ortalıkta ekmek parası olmayan telefon tapelerinde hiç mevzuu geçmedi Arapoğlu’yla konuşuyor, oğlum niye aramıyorsun, yahu nasıl arayım konturum yok diyor. Şimdi konturu olmayan pantolonu olmayan gömleği olmayan adamı bu devleti yıkmakla suçluyoruz. Böyle bir şey yok bu devleti yıksa yıksa gemileri olanlar yıkar, fabrikaları olanlar yıkar, emniyette teşkilatlanması olanlar yıkar yoksa bu yalın ayakların hiçbir şey kendilerinden başka ailelerinden başka kimseye zarar verecek halleri yok. Burada ısrarla söylüyoruz, bütün bunların organizasyonunu yapan burayı kiralayan Nuri Vardarbaşı diyoruz. Duymamazlıktan geliniyor. Bu Tayip in bacanağı. Ha demek ki bu derneğin kuruluşundan

35

Page 36: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:36

yıkılışına ve yıktırılışına yargılanışına kadar en zirvenin haberi var, bir yönlendirmesi var bir destek var, arkalarından iteklemişler sonra çekilmişler yoksulluk bellerini bükerken bir de suçlamayla derdest edilip huzurunuzda buraya getirilmişler. Yani hukuki bir mesnetini göremediğimiz mitinge katıldın niye katıldın. Allah Allah 100 bin kişinin katıldığı bir mitinge niye katıldın sorusu var. Anlatıyorlar gidip gelene kadar bir çömlek zeytin yedik Allah razı olsun diyor. Şimdi zeytin ekmek grubunun bu devlete vereceği fazla bir zarar yok. Yıkılmasını istenilen devletin pardon hükümetin faaliyetine mani olunmakla suçlanan insanların anayasa mahkemesince teşhisi konmuş ama ülkenin jeopolitik durumu stratejik durumu mevcut projoktur kapatılmasına mali olunduğu için ihtarla geçiştirilmiştir. Devletten aldığı para yasak edilmiş yani masum bir yönetim şekli yok ortada ama bağrımıza taş basıp Bu günleri geçirip krizleri geçirip ülkemizi daha mamur ve müreffeh görmeliyiz. Ama bunlar neyin peşindeler, anayasanın değiştirilemez maddelerinin seçim sonrası değiştirilmesi yani yıkılmasını her Türk vatandaşı he Türk insanı gibi ben de canı gönülden istiyorum ama asla bir silahlı eylem bir silahlı çete daha evinin yolunu bulamayacak insanlarla kurulacak bir düzen böyle bir şeyi aklın mantığın alması zaten doğru bulmuyorum. Kimsenin de bulacağını zannetmiyorum. Operasyonun adına Ergenekon dedik, kim yazdı bunu ziya Gökalp Ergenekon yurdun adı börteçine kurdun adı 400 yıl durdun hadi çık ey 100 bin mızrağımız. Ergenekon bizim mitolojimiz niçin bu ada veriliyor. Böyle bir şeye kimin hakkı var kimin haddi var bir destanı karalamaya, destanlar milletin kökünü gösterir kimin hakkı var lütfen operasyonunuzun adına başka bir şey deyin. Takunya deyin terlik deyin ne derseniz deyin ama asla Ergenekon demeyin. Daha fazla vaktinizi almayım sayın yargıcım yeri yurdu belli köyü belli yurdu belli evi belli bu arada üniversiteyi de kazandı. Bir zavallı var karşınızda yılı aşkın süredir yatıyor. Zaten iki müvekkilim var birisi Hüseyin Görüm birisi Kahraman Şahin huzurunuzda dinlenirken bir sanık değil sanki bir tanık dinleniyor bir itirafçı dinleniyor gibi oldum sorduğunuz soruların karşılığında verilen cevaplarda da bir suç unsuru yok üzerlerinde de bir suç unsuru yok. Ama tutuklular bütün bunlara bir son vermenin gerektiğini düşünüyorum. Çok yaygın bir insanlar bir birine anlatıyor fıkra var onu size nakledip talebimi yenileyeceğim sayın yargıcım. Hükümet ortalığı toz duman ediyor diye fillerin tutuklama kararını çıkarmış her kesin önünde tavşan kaçıyor muş her kes filler kaçar ama sen niye kaçıyorsun diye sormuşlar duyduğuma göre fil olmadığımı anlata kadar aylar yıllar geçiyormuş onun için bir an evvel kaçıp saklanmak istiyorum. Yani tüm kahvelerde bu konuyla ilgili benzetilerek anlatılan bir fıkra denebilir ise bu hale geldik sindirilmemize saklanmamıza PKK azgınlığına yol açan milli refleksimizi yok eden bu tutum ve davranışlara son vermek sizin ve yüce heyetinizin omuzlarında buna bir neşter atıp ülkeyi yeniden sağlıklı düşünen bir birini aramaktan korkmayan ama bir birini seven insanların ülkesi haline getirmek sizin elinizde bu iddianame ne derse desin 2005 sayfada 500 kusur bulamayan bu iddianameyi bir kenara koyarak hukuk adına karar vermenizi müvekkilim Kahraman Şahin’in tahliye edilerek eğitimine başlamasına müsaade etmenizi saygılarımla arz ve talep ediyorum. “

Mahkeme Başkanı: kahraman kalk bakalım. Sanık Kahraman Şahin’e soruldu, ne diyorsun anlatılanlara,

Sanık Kahraman Şahin: başkanım avukatım kendisi çok iyi bir insandır. Fakat şunu ben belirtmek istiyorum Kuvai Milliye bağımsız bağlantısızdır. hepimizindir yani bunu da belki şey yapacak ama ben onun rozetini söktüm, teşekkür ederim”

Mahkeme Başkanı: “Erol Erol Ölmez nerde, sanık Erol Ölmez huzura alındı. CMK’nın 147 ve 191. maddesindeki yasal hakları kendisine izah edildi. Avukatınız hazır suçlandığınız konularla ilgili susma hakkına sahipsiniz. Tüm lehinize

delilleri toplamak toplatmak istemek bunları istemek hakkına sahipsiniz haklarınızı biliyorsunuz savunmaya hazır mısınız.”

Sanık Erol Ölmez : “hazırım sayın başkanım “

36

Page 37: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:37

SANIK EROL ÖLMEZ SORGU VE SAVUNMASINDA : “Sayın başkanım değerli üyeler savunmamı nasıl başlayacağım tam bilemiyorum. Yalnız

parça parça yavaş yavaş kendimi izah etmeye anlatmaya çalışacağım. Şimdi sayın başkanım önce Kuvai Milliye den başlamak istiyorum. Şimdi Kuvai Milliye 1919 a 2006’nın kasımında gelmiştim. 3 ay kadar kaldım işte o ara Hüseyin Görümü gördüm. Nasıl geldiğimi izah edeyim. Fikirtepe den Kadıköy e gitmekte olan bir minibüse bindim. Bu minibüste Kuvai Milliyenin pankartını gördüm. Dikkatimi çekti minibüsten indim bir gireyim içeriye o ara zaten karşıya doğru geçiyordum orda da bir ev bakma durumlarım vardı tam kalacak da yerim olmadığından dolayı kalpaklı bir adam gördüm yaşlı kapıda kapalıydı dedim ki amcacım biz buraya girebilir miyiz dedim. Tabi dedi girebilirsin zile bas dedi. Zile bastım tabi kapıyı açtılar içeriye girdim merhaba nasılsınız iyi misiniz ben Erol Ölmez tanıştık öyle konuşmalar oldu daha sonra Hüseyin Görüm geldi. Kendisiyle tanıştık oturduk konuştuk sonra kendisine Anlattım derdimi dedim ki dedim ki ya ben işte ne iş yaparsın anlatmaya başladım ben bitkilerle uğraşırım o ara bitkilerle uğraşıyordum sayın başkanım ne iş yaparsın ne edersin derken işte karşıya geçeceğim kalacak bir yerim olmadığından dolayı kendime bir yer arıyorum dedim inşallah hani karşıdan onu dedim bakacam olursa olur olamazsa olmaz bana dedi ki Hüseyin Görüm ya dedi kardeşim öyle kendini de sıkma madem senin kalacak yerin yok derdini de anlattın bize istiyorsan gel dedi burada dedi kalacak yerimiz var kalırsın tabi ki sayın başkanım orda burda kaldığımızdan dolayı stres, sıkıntı, bulanımlar dayız iş yok güç yok cebimizde paramız yok buda iyi oldu benim için daha doğrusu tabi ki ben Kuvvai Milliye de kalmaya başladım o aralar sağ olsunlar ordaki insanlar yardımcı oldular özellikle Kahraman Şahin işte kalacağım yeri gösterdi bana Kuvvai Milliye de kalmaya başladım Kuvvai Milliye’de kaldığım sürelerce sayın başkanım işte orda ki olan herhangi bir şekilde sohbetlerimiz Hüseyin abinin dini konuları anlatması benim ona anlatmam öyle böyle derken zaman geçti o arada ben dışarı tabi gidiyorum başka yerlere gidiyorum iş yapma peşindeyim. Akşamları olduğu zaman geliyorum bazen gündüz kalıyorum hiç gitmiyorum, bazen gidiyorum bu şekilde benim bir kışı atlattım ben çünkü kalacak yerimiz olmadığı için bir kışı atlattım daha sonra benim Fatih’te Murat denilen arkadaşım Murat Aydoğan kendisi Rami’de zeytin toptancılığı yapıyor aynı zamanda zeytin işleriyle uğraşıyor bizim Kuvvai Milliye ye geldi gelirken zeytin falanda getirdi tanıştırdım sonra onla biraz sohbet ettik onun hanımı astım hastasıydı dedi ki ya Erol böyle böyle ne yapıyon ne ediyon ne olsun dedim Murat işte böyle buradayız ama işte inşallah biraz paramız olursa durumu bir düzeltirsem kendime dedim bir ev tutacağım ya Erol dedim benim hanım dedi köye gönderdim çocuklarla astım hastası burada dedi kaldığı yer dedi zaten rutubetli ona dedi gelmiyor sen burada benim yanımda kal istersen Fatih Çarşamba’da oturuyor bu arkadaş bende ömrü hayatımda Çarşamba’yı bilmem Fatih’e gittim çok kere ama Çarşamba’yı bilmiyorum neyse beni aldı Çarşamba’ya geçtik Çarşamba’da ben kalmaya başladım evinde beraber Murat Aydoğan ile beraber kaldım arkadaşla tabi ki o aralar biz birkaç kere onla beraber Kuvvai Milliye geldik zeytin getirdik, zeytin yağı getirdik işte sonra beraber şeyleri dalaşmaya başladık pazarlara çıkıyordu o beraber çıkmaya başladık öyle bir koşturmaya başladık şimdi iddia makamı iddia ediyor hani sabah 8, akşam 8 sabahın 7’sinde kalkıyordu o Murat erken kalkıyordu sabah sanamazına kalkıyordu bende işte sonra beni kaldırıyordu o camiye gidiyordu geliyordu kaldırıyordu beni sabah onla çıkıyorduk biz önce bir ramiye gidiyorduk başkanım rami’i açıyorduk ondan sonra araba vardı onda servis arabası işte Salı pazarı, Pazar pazarı, Pazartesi pazarı, Cuma pazarı derken böyle dolaşıyorduk onla aynı zamanda hem zeytinleri ben tenekelerini taşıyordum yardım ediyordum ona bu şekilde zeytin yağlarına yardım ediyordu oda müşterilerin yanına gidiyordu bu şekilde koşturuyorduk iş yapmaya çalışıyorduk hani bir şeyler yapmanın peşindeydik daha doğrusu neyse sayın başkanım tabi o ara benim Ahmet Turgut Turgutoğulları turizm firması ben kendisini tanımıyordum Özgün abi var beraber açmışlar şeyde Fındıkzade’ de dediler ki Özgün abi aradı beni ya Erol dedi böyle böyle biz bir yer açtık sen dedi bizim yanımıza dedi bi gel daha önce

37

Page 38: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:38

2003’de turizm firmasında Efe turizmde sen beraberdin iş yaptın bu işten de anlıyorsun çevrende senin geniş yani bize biraz faydalı ol ya dedim abi dedim işte böyle zeytin işiyle uğraşıyorum falan filan bir anlattım derdimi olur abi dedi niye olmasın yani iş olsun sonuçta bir şeyler olsun biz Murat arkadaşımla beraber gittik uğradık çaylarını içtik sohbet ettik falan neyse dedi Erol Ahmet abi falan tanıştık Ahmet abiyle 60 yaşlarında bir insan dedi oğlum ben dedi işte 60 yaşında bir adamım burası dedi benim dedim 8-9 tane aracım var binek aracımda var sen dedi turizmden anlıyormuşsun Özgün senden bahsetti akıllı bir çocukmuşsun, girgin bir insanmışsın sen dedi iş yaparsın yap dedi kazan dedi bir şeyler yap dedi hatta dedi gerekirse dedi senle beraber notere gidelim noter tasdikli dedi seni dedi şirkete ortak edildim ya ben sevindim bir anda böyle milli piyango çıkmış gibi tamam abi dedim niye olmasın oraya da ortak oldum sayın başkanım hem bir yandan o işi koşturuyorum hem bir yandan o işi öyle tabi benim çevremde tanıdığım insanlar vardı daha önce 2003’de kalma fabrikalar vardı onları ben tabiî ki Efe turizm olarak daha sonra dağıldı o o çevreleri oraya sokmaya başladım bunları Fabrikaları fabrika müdürleriyle görüşmeye başladık birkaç tane servis bağlamaya başladık bu 8 tane araç oldu 37-38 tane araç oldu iyi de bir para kazanmaya başladık tabi o ara ben Çarşamba’da kalıyorum yine hem ondan sonra maddi destek sağlamaya başladım kirası 350 milyon YTL bir kira vardı bende yardım etmeye başladım bu şekilde kalmaya başladım o aralar işte Kuvvai Milliye’ de gidip geliyordum birkaç kere gittim geldim misafirlerim oldu, arkadaşlarımı götürdüm, işadamı dedim şöyle bir şey var sayın başkanım bu konuya ben değinmek istiyorum Kuvvai Milliye nin cebinde 5 kuruş parası yok elektrik borç, su borç, kira verilmemiş hiçbir şey yok hani bizde kaldık, yattık sağ olsun işte bize yardımcı oldular dışarıda kalmama sebep olduklarından dolayı bir vefa borcu vardır insanın ödemesi gereken bir vefa borcu vardır. Bizde tabi tanıdığımız insanları şimdi insanlar geliyor dediğimiz aynı şekilde yani Murat’ da söyledi Karaman’da izah etti yani askeriyenin bir ihalesi var Zeytinlikle ilgili hani bir şeyler yapabilir miyiz biz bu Kuvvai Milliye yi nasıl kurtarabiliriz yani bunun bu sıkıntısı nasıl ortadan kalkabilir bu maddi olan borcu nasıl bitebilir şimdi önüne gelen insanlar Kuvvai Milliye ye geliyor ben şunu yaparım ben bunu yaparım herkes sadece gelsin yesin içsin gitsin başka bir şey yok tabi sayın başkanım kusura bakmayın biraz başınızı ağrıtacağım herhalde dağınık dağınık oluyor da ben hani her şeyi baştan konuşmak istiyorum da sayın başkanım tabi bir şey yapamadık Allah var hiçbir şey yapamadık Kuvvai Milliye ha cebimizde paramız olduğu zaman 3-5 torba bir şeyler aldık böyle bakkaldan, marketten veya sigara götürdük bunlar önemli değil bunlar hiçbir şey değil bir şeyler yapmaya çalıştık ama yapamadık yani ben ora kendim koşturuyorum tabi Hüseyin ağabeyler diyor ya zeytin operasyonu adını verdi işte bizim Murat zeytinleri getirmişti Murat’la beraber biz getirmiştik. Hatta İzmir’e gittikleri zaman birde Pendik açılışında falan bende o ara Turgut Oğullarındayım araba rica ettiler araba sağladım hani bir faydam olsun bir vefa borcu kardan kıştan kurtardılar neyse öyle bu şekilde oldu bir insanlığımızı bu şekilde şey yaptık sayın Kahraman tabi beni arıyor ben görüşüyorum, ben arıyorum Kahraman’ı Kahraman’la pek fazla konturu olan bir insan değildi ben çalıştığım için beni kontörümde olurdu bende biraz yanlış anlamayın yani böyle telefonlarda geyik muhabbetini yapmasını, şaka yapmasını, gırgır şamata mesela benim için iddia makamı demiş ki Erol ha ejder oldu ha aslında ben telefonumda Erol ha ejderoğlu diyordum, işte ben profesör doktor şehit bin seyit Erol Ölmez han hazretleri diyordum, işte ben cibali karakolundan abuzittin baş komiser diyordum ben böyle gırgır telefonlarda böyle konuşan bir insanım hani şaka mahiyetinde işte nasıl anlatayım sabah 8 akşam Çarşamba ‘da Çarşamba’da şöyle mevzu oldu benim tam çaprazımda butikçi bir bayan vardı kendisiyle ben böyle ara sıra selam ün aleyküm. aleyküm selam, merhaba nasılsınız iyi misiniz diye diye bir samimiyetim oldu benim güzelde bir bayandı hoşlandım kendisinde zaten ben bekar bir adamım öyle bir samimiyet oldu derken samimiyetimiz dışarılara taştı yani gezmeye dolaşmaya başladık ya iş ciddiye geldi artık yani öyle bir hal aldı ki ben ciddi ciddi dedim ki ben artık bir yuva kurayım bir ev kurayım kendimi bir toparlayayım artık bir şekle gireyim dedim yani ben bir şeklim olsun benim yani bu orda burda

38

Page 39: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:39

orda burda bu bir hayat değil dedim yani kendi kendime neyse sayın başkanım sonra devreye bir ağabeylerimi koydum babası bunun işte Ak partiliymiş bende Ak partiyi hayatta Ak partili değilim sevmemde yani nasıl olacak dedim ya bu dedim şimdi tesettürlü ben böyle birde ben Atatürk milliyetçisi bir insanım bunun babası dedim hayatta kapıdan içeri almaz nasıl ikna etsek, nasıl ikna etsek sonra benim bulduğum insanlar devreye girdi babasıyla bir sohbete girdiler babasıyla sohbette derken öyle böyle öyle böyle en sonunda sayın başkanım iş ciddiye bindi babası beni çağırttı evine gittim dedi ki gel bakayım sen buraya sen böyleymiş böyle biz seni şimdi araştıracağız, soruşturacağız adreslerini ver araştırdı evime kadar gitmişler, ailemi görmüşler bizim kardeşimiz bahsetmişler iş ciddiye bindikten sonra hadi isteyelim isteyelim sayın başkanım abimi aldım götürdüm eniştem falan istedik babası verdi Allah bende sevindim ev kuruyoruz, yuva kuracağız artık tabi artık oda olmayacak sağ olsun iddia makamı sağ olsun emniyet bize paldır küldür aldılar niye aldılar bende hala da çözmüş değilim burasını aldılar bizi nişanlıklar aldık her şeyi aldık nişanlıkta gitti her şey bitti, yani anlayacağınız suya düştü sayın başkanım oda gitti o bitti yani o olay babası bu saatten sonra Ak partili bir adam kalkıp da kızını bana verir mi çok zor neyse sayın başkanım yani ben kusura bakmayın ben içimi dökmeye çalışıyorum daha konuşacağım çok şey var kendimi tam 14 aydır hazırlıyorum birazda psikolojim şey ailemde tabiî ki terörist muamelesinden gelelim gidelim olmadı cezaevine sağ olsunlar onlarda korktular onlara da yani sayın başkanım şimdi ben alınmış alındığım ana geleceğim nasıl ben gözaltına alındım şimdi Kuvvai Milliye den çıktık sayın başkanım tabi o ara Ahmet abiyle biz tartıştık ayrıldık sen alacaklı oldum halen alacaklıyım hale getirecekler neyse tabi Murat’ın ailesi geldi o ara ben kendime Fındıkzade de küçük bir tek odalık bir yer tuttum öyle 10 metrekare ufak bir eşyaları var içinde 150 YTL kirası inanın başkanım yani bunlar söylenmez onu bile ödeyemedim bir ay verdim ikinci ay veremedim 150 YTL sağ olsun arkadaşım var benim yapım firması ve aynı zamanda dizilerle bu casting ajans Baymento casting sahibi benim zamanında buna çok büyük iyiliklerim oldu insanlıklar yaptım zaten hep insanlık yapa yapa bu hale geldik ya önemli değil yani iyilik yap denize at işte kul bilmezse hak bilir diye neyse sayın başkanım arkadaşımı aradım dedim ya böyle böyle müftü ağa ben dedim sıkıntıya düştüm artık kirayı veremez yani dostum ne yapıyorsun ya dedi öyle bir şey mi olur dostum dedi hemen arabayla geldi durumu çok çok iyi aldı beni bulunduğum yerden ya dedim Müftü ağa 3-5 parça zaten eşyayla zaten kazak şunlar bunlar ne bir şeyim yok tamam mamam ev sahibi de hatta 150’de bir borcum daha vardı biraz daha elektrik borç vardı dedi ki bazı şeyler var onları vermiyorum dedi parayı getir öyle tamam dedik getiririz kalsın dedik sende şimdilik arkadaşın yazıhanesinde kalmaya başladım işi öğrenmeye başladım ondan sonra orda çay may işleri derken bazen ekip işleri oluyordu ekip götürdüğünüz zaman başkanım yani ekibi siz götürdüğünüz zaman 20 YTL yazılır hanenize günlük iyi para 20 YTL tabi ekip işini de öğrenmeye başladım dizilere adamları götürüyorum o aklınıza gelen sanatçılarla hepsiyle senli benli oldum tanışıyoruz artık böyle güzel giyiniyoruz, temiz giyiniyoruz ekip dediğimiz o 30-40 kişi ekibi hazırlıyorsunuz oyuncular veya figüranları bunları götürüyoruz bu şekilde tabi sayın başkanım bunlar böyle götüre götüre derken öğrendik arkadaşında Kanal 7 ile anlaşması oldu 11 tane dizi filmi çekmesi gerekiyor her şeyi bana bıraktı orda dedi ki Erol sana bırakıyorum, sana güveniyorum sen benim çocukluk arkadaşımsın aileni bilen ailemizi bilen insansın yani her şeyim sana ait sağ olsun oda neyse sayın başkanım ben uzatmayacağım gecenin bir saati bizim ertesi gün 100 kişi ayın 22’si 100 kişi kaldırmamız lazım ekip olarak AKM’nin önünde toplanacaklar otobüslerle kaldıracağız çekim yerine gidilecek hatta bende kendim Kuzey rüzgarında oynadım işte birkaç dizide oynadım yani annem dizisinde falan öyle bazen ihtiyaç oluyor adam yok ordan hemen arkadaş diyor ki Erol sen gir diyo a giriyorum 40 kağıt parası var başkanım bedava para bir ha hu yapıyorsun 10 dakika fazla değil 40 lira para bedava para neyse sayın başkanım ben tabiî ki gittim o gün morelimde bozuktu içime birde daraltı düştü dedim ne oluyor acaba bugün böyle benim müdürler çalışıyorlar herkes sabaha kadar çalıştılar onlar bilgisayarda falan ekipleri hazırlıyorlar sabah 100

39

Page 40: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:40

kişi hazırlanacak Erol’da bunların başında gidecek ben dedim ki saat olmuş baya geç yatayım dedim sabah dedim zaten erken kalkacağım arada bazen bizim ekipten böyle gece çalışan çocuklar evine gidemezler gidemediği zaman şirkete gelirler kapıyı vururlar ben açarın şirkette kalırlar sabah giderler sayın başkanım bir baktım kapı bam bam bam vuruldu Allah Allah dedim ne oluyor bizim Serkan müdür, Ebru hanım hepsi çalışıyorlar bende o anda irkildim tabi uyuya kalmışım katlım şöyle bir baktım birden içeri daldılar Allah Allah ellerinde böyle silah milah falan bir şeyler dedi Allah Allah ne oluyor dedim ben ben anlamadım bunlar dedim acaba kendi kendilerine bizim dedim dizi oyuncuları bana dedim şaka mı yapıyorlar bize oyuna mı getiriyorlar bizi anlamadım ki polis polis çünkü bizde polis kılığına giriyorduk, asker kılığına giriyorduk dizi oyuncu olan herkes her kılığa girer başkanım anlamadım birden hepsini herkesin ellerine kelepçe benimde kelepçe ben zaten yataktan aldılar attılar yere hemen arkamdan böyle bir kelepçe ben bir şey anlamadım şimdi ne oluyoruz dedim ya Erol Ölmez kim dedim Erol Ölmez benim heee Kuvvacı sensin dedi uzun boylusu birde çökmüş üstüme ya bir Dakka dur nefes alayım bir Dakka dur baktım başkanım adam silah nerde silah nerde ya ne silahı dedim Allah Allah ben hayatımda çakı taşımayan bir adamım silahla ne işim olur dedim ya kaldırın beni bir yerden dedim ya bir anda geldiler böyle sinirlendim yani neyse aradılar beni yerden kaldırmıyorlar diğerlerini kaldırdılar kelepçeyi çözdüler sonra beni arıyorlar arıyorlar inanın şirketini arkadaşın darma dağın ettiler darma dağın hiçbir şey bulamadılar başkanım hiçbir şey yav olmaz ki Erol ölmez’de ne olsun Erol Ölmez’de buldular telefonumu buldular telefonun içindeki cüzdanımı buldular başka bir şey yok cuzdanımın içindeki kartlar telefon şeyleri kartları falan filan hatta Kuvvai Milliye kartını bulamadılar da ben astarın içindeydi dedim ki Kuvvai Milliye kartı da var onu da alın dedim onu da bu dedi ne Kuvvai Milliye astarı yırttı öyle buldu Kuvvai Milliye kartını sonra bana böyle yaptı dedi ki sen havamı atıyorsun dedim ben ne hava atacağım millete dedim ya benim durmuş cebimde kalmış ben hayatta kimsede bilmez şirkette de kimse bilmez ben demem böyle böyle diye sayın başkanım tabi polisler aldılar beni götürdüler nereye götürdüler ordan kelepçe ben anlıyorum biliyor musunuz sayın başkanım şimdi bu polisler geldi beni aldı ya nereye alıyorsunuz siz beni yani ben şimdi şaşırdım nereye gidiyoruz sen gel bizimle gidiyoruz ya nereye gidiyorum sen bana bir söyle bakayım belki avukatlara avukata haber vereceğiz, ailemize haber vereceğiz insanları nereye götürüyorsunuz siz beni sayın başkanım tabiî ki ben zannettim ki o gün o sabah alınmadan önce bir gün önce bizim tam karşımızda börekçi var börekçi bir tane tartışmıştık hatta sinirlendim ona börek torbasıyla kafasına vurdum orda bir tane fakir bir adam vardı adamı kovdu dedim bırak kardeşim parasıyla değil mi ben vereceğim parasını sen niye kovuyorsun adamı fakir diye insanları böyle hor görüyorsun utanmaz dedim ona börekçiye börekçi üstüme şey yapmaya başladı bende torbayla vurdum kafasına sinirlenmiştim o gün onun yanına da çok polisler gidip geliyor bende ara beni arabaya koydukları zaman ben dedim ki börekçi dedim herhalde bu beni aldırdı ya bilmiyorum ki ben nereye gidiyorum sayın başkanım önce bir hastaneye götürdüler doktora muayeneye girdik muayeneden çıktık muayeneden aldılar beni götürdüler Fatih Çarşamba’daki Murat denilen arkadaşımın evine Murat’ı kapıyı çaldılar Murat çıktı tanıyor musun dediler evet dedi tanıyorum dedi Erol ölmez dedi dedi beraber mi kaldınız evet dedi beraber kaldık bir evi arayabilir miyiz dedi. Buyurun arayın aradılar bir şey bulamadılar dediler ki Erol burada ne iş yapıyordu, ne ediyordu oda anlattı Erol’un kalacak yeri yoktu benim dedi yanımda kaldı beraber kaldık işte bir kışı böyle geçirdik zeytin işi yapıyordu şeyde anlatmaya başladı yaşadıklarını anlattı orda polislere ha tamam bir tanesi de not alıyor elim halene arkadan kelepçeli tamam dediler kapıya kapadılar iyi günler arabaya yeniden bindirdiler Terörle mücadeleye geldik şimdi Terörle mücadeleye geldik bakıyorum ya ben nereye geldim şimdi bilmiyorum ki geldik terörle mücadeleye beni aldılar bir odaya attılar. Ondan sonra sayın başkanım odaya attılar yanıma bir tane avukat verdiler Fuat Turgut hatta bu davanın sanığı aslında Fuat Turgut beni arada bir kaldırıyor bana diyor ki işte Kuvvai Milliye nin 5 milyon doları varmış doğrumu, yok şunlar varmış

40

Page 41: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:41

doğrumu, bu kadar iş yapmışsınız doğrumu falan ya bende şaşırdım polisler geliyor buna sigara veriyor, dürüm getiriyorum ekmek arası ben uyandım orada dedim ki ya bu kendi kendi bu avukatım diyor yoksa benim yanıma polis mi verdiler bu dedim beni konuşturmaya mı çalışıyor bir şeyler mi söyletmeye çalıyor ya dedim arkadaşım sen kimsin dedim ben Avukat ya dedim ne 5 milyon doları ne neysi bunlar nerden çıkıyor yani emniyet müdürlerinin yanına çıkıyor geliyor provokatör ajan bunu ben öğrendim daha sonrada öğrendim sayın başkanım aradan bir gün sonra beni bir odaya aldılar beni odaya aldılar sayın başkanım ben şimdi bu odada polisler beni iki tane polis bir tanesi badem bıyıklıydı beni odada oturtturdu sandalyeye otur bakayım Erol Ölmez kuvvacı otur oturduk artık emniyettesin bir şeyde yok işte diyor bana böyle yapıyor sayın başkanım bakın ya böyle bir şey olur mu işte sen diyor işte çok şey biliyorsun Erol sen bize her şeyi anlatacaksın sen burda her şeyi konuşacaksın bize diyor yardımcı olacaksın bizi diyor seni diyor buradan diyor savcı beyi arayacağız serbest bıraktıracağız ben dedim ne biliyor muşum dedim siz madem çok şey biliyorsunuz benle ilgili bildiğiniz dedim yetinin ne biliyorsanız ben dedim bir şey bilmiyorum bırak dedi Erol dedi işte Kuvvai Milliye paralar nerden geliyor. Yok dedi işte silah milah var dedi yüklü miktarda bunlar dedi nerden geliyor ya dedim ne silahı geliyor, ne parası geliyor işte diyor Hasan Kundaçı’yı tanıyor musun, Alaattin Parmaksız’ı tanıyor musun, Vural Savaş başladı bana isimler saymaya ya ben dedim tanımıyorum kimseyi bilmiyorum siz bana ne soruyorsunuz ben dedim kendi halinde gariban bir adamım benden ne istiyorsunuz yok yok dedi sen öyle değil çok şey biliyorsun bak dedi bizimle anlaş işbirliği yap biz dedi seni buradan dedi serbest bırakacağız dedim ki ben dedim sizinle ne anlaşırım ne işbirliği dedim işbirliği neymiş ya bana dedim öyle şey soruyorsunuz ki yok dedim ben bir şey bilmiyorum sinirlenmeden konuş diyor sakin ol ya dedim niye sinirlenmeyeyim bana dedim böyle şunu biliyor yok ben dedim bir şey bilmiyorum neyse sayın başkanım tabiî ki bunlar kızdı badem bıyıklı hadi dedi şunu götürün odasına şeye aldılar tekrardan aynı odaya geçtik sonra işte şeye gittik parmak izi şuydu buydu derken işte doktorlara moktorlara götürdüler getirdiler neyse doktorlar gittik geldik en son şeye gelelim bir tane avukat geldi bana barodan onla konuştum Fuat Turgut böyle yaptı bana yanına geçtikten sonra avukat geldi onla görüştüm yok dedi onla görüşme benim dedi arkadaşım var dedi Yalçın bilmem ne işte dedi o sana yardımcı olur tabi ben işi bilmiyoruz ya ilk kez böyle düşmüşüm böyle bir şeyin içine bize şimdi şey yapacaklar başkanım neyse biz tabiî ki gittik girdik sayın başkanım yukarı aldılar sorgu odasına avukat yok hiçbir şey yok ben dedim ki ordaki memura badem bıyıklı aynı beni sorgulayan badem bıyıklı ya dedim ki iyi güzel diyorsunuz da dedim yani beni dedim siz yani avukatım yokken ben ne konuşayım bana dediler ki işte bekle gelecek iyi bekliyoruz sayın başkanım bir şey hatırlatmak istiyorum bu ara heyecandan unutmuş olabilirim beni emniyet aldıkları zaman gözaltına gözaltına aldıkları zaman kamera ile çekiyorlardı kimlik aldılar şirketten ben dedim ki o kimlik şirkete ait bakın müdürlerde burada dedi savcı beye söyleyin pardon ben buraları unuttum biraz heyecanlıyım kusara bakmayın sonra yine kameraya alıyorlar işte şu neydi bu neydi benim birde cüzdanımdan çıkan not tuttuğum şirketle veya çalıştığım insanlar ilgili onları yerlere atıyorlar işine yarayanı alıyor işine yaramayanı almıyor polis uzun boylusu sarı neyse aşağıya indirirken kameraya çekiyorlar bir yandan bir yandan da uzun boylusu bana böyle yapıyor bastırarak diyor ki kuvvacı Erol gelsin seni Mustafa Kemal’in kurtarsın diyor sen dedim ne diyorsun dedim polise bu polisler hakkında 24.07.2008 tarihinde İstanbul cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulundum sayın başkanım kimmiş o öyle diyor polis olmuşsun ama insan bir kere adam olsun nasıl böyle sorular söylüyorsun, yerlere yatırıyorsun biz kimiz ya biz sen kime hizmet ediyorsun Türkiye Cumhuriyetinin bir polisi misin yoksa sen işgal kuvvetimizin ya böyle şey olur mu neyse sayın başkanım ifademi alacaklar avukat yok e biz dedi avukata haber verdik avukat beylikdüzü taraflarında gelecek sana şey yapacak bekle 1,5 saat beklettiler ama o ara benim ifademi almaya başladılar ufak tefek dedi sana sorular soracağız bana sorular sordu daha sonra tabiî ki avukat geldi avukatın şeyinde de alındı sorulara ben cevap vermeye başladım bu şekilde işte savcı

41

Page 42: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:42

Zekeriya Öz beyin yanına çıktık çıktık tabiî ki sorular soruyor ilk sorusu şu sen dedi başbakanın dedi nasıl böyle bir başbakan için böyle konuşursun yok ayağını ayıracam bilmem ne falan filan küfürlü ağır şeyler konuşuyorsun ee ondan sonra sen emniyet için niye küfürlü ağır şeyler konuşuyorsun ee ondan sonra sen emniyet için niye küfür ediyorsun ya dedim emniyete dedim ben dedim küfür etmişim iyi güzel beni ne dinliyor dedim dinleyecek Türkiye Cumhuriyetinde bir tek ben mi kaldım dedim başka adam yok mu dedim yani dinleyecek tabi hiddetlendi savcı Zekeriya Öz ondan sonra anlat dedi bende anlatmaya başladım ona kendisine bana şunu sordu dedi ki aşağıdakiler ne yapıyor dedi dedim ki aşağıdakiler o gün günlerden de Cuma ydı ayın 25’i 25 Ocak dedim ki aşağıdakilerle dedim hep beraber bir araya geldik Cemaat yapacaktık da dedim Cumayı kılacaktık ama maalesef dedim izin vermediler kalmış onu da şeye koymuş çünkü benim avukatımda şey elinde gazetecilerden almış başkanım siz söyleyin gazetecilerin kartlarını habere gazeteciler arıyor o gazeteciler arıyor çıkıyor dışarı çıkıyor giriyor çıkıyor giriyor barodan gelen avukat tabiî ki sağ olsun sayın Haşıloğlu karşısına çıktık bana sorular sordu ben şimdi cevap vermeye çalıştım bana bilgisayar kullanabiliyor musunuz dediniz iki kere tekrar ettiniz ben hayatımda bilgisayar kullanmadım yine tekrar ediyorum ömrümde, hayatımda bilgisayar kullanmadım ama benim adıma bir arkadaşım vardı bizim Kemal abi o bir şeyler yazıyordu benle ilgili abi gir diyordun benle ilgilide bir şeyler yazı yazıyordu o benle ilgili bir şeyler yazıyordu ama ben kullanmıyor hatta burda yeni yeni şimdi bu cd’lerden dolayı mecbur hocanın sayesinde girdim çıktım öğrenmeye başladım yani artık öğrenmek gerekiyormuş bazı şeyleri bu yaştan sonrada sayın başkanım şimdi ben iddialara giriyorum yavaş yavaş benle ilgili olan iddialara girmeye başlayacağım yani çok iddia ettikleri savcı beylerin özellikle iddia makamının yani suçladığı inanın ben hayret ediyorum inanın yani böyle bir şey olur mu ya yani nerden dedim ben Çarşamba, Perşembe gel böyle dedim Kahraman’a komutanım momutanılı konuşuyorum yani ben gırgır şamata konuşan bir insanım ben buradan da çıksam inanın başkanım açık yüreklilikle eğer cezaysa ceza hiç önemli değil ama ben burada açık yürek ben buradan çıktıktan sonra telefonumda bundan sonra ben diyeceğim hür generalim ya ben derim ben Erol ölmez’im ben konuşurum ben gırgır yaparım, şamata yaparım konuşurum ben ya ben her türlü ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım ben gırgır yapamayacak mıyım adam benle biri arıyor bizim Hikmet var mesela yanında manita oldu mu, kız oldu mu, veya adamlar oldu mu hava atmak için Erol vuracağız, kıracağız tamam abi vururuz kırarız ederiz diyor ama hiçbir şey yok bana bir delil çıkartın deyin ki Erol Ölmez şunu yapmışsın sen bir adam cebir şiddet bana öyle bir şeyler koymuşlar ki telefon konuşmaları göre ya ben bunların hepsini anlatacağım sayın başkanım biraz vaktinizi alacağım kusura bakmayın içim dolu yani gerçekten şu içimi bir boşaltayım uyuyamıyorum yani inan uyuyamıyorum onun içinde anlarsınız yani anlayın lütfen. Şimdi sayın başkanım ben aslında çok konuşacaktım bazı şeylerimde vardı burda girecektim farklı konulara şimdi hem sizin değerli vaktinizi, zamanınızı bölmek istemiyorum yani buradaki diğer arkadaşlarımı da o fırsatı yani bir fırsat verme istiyorum yani böyle fazlada girmek istemiyorum konulara ben ayrıntılı az öz, kısa olarak gireceğim daha sonra burada bazı göstereceğim şeyler olacak TİB’den istedim daha sağ olsun aydın abi Salı günü verdi bana daha yeni aldım bakın 2,5 ay oldu aldım yoksa şimdiye kadar size önünüze ne belgeler çıkartacaktım ama olmadı sayın başkanım işte bunlarla yetinmeye çalışacağım şimdi ben iddialara benle ilgili tapelere ve iddialar var ben bunlara gireceğim ama girmeden önce sayın başkanım tutuklandık sağ olsunlar tutukladık iyi ki de tutuklamışsınız çünkü bir yandan mutluyum neden mutluyum tutuklandığıma seviniyorum çünkü onurlu ve şerefli insanlarla bir arada ben milyon dolar para versem bu güzel insanlarla bir araya gelemezdim 30-40 kontura boş konuşmanın, geyik muhabbetine geldim o yüzden tutukladığınız için teşekkür ediyorum sayın başkanım ben birazcık açıklık getirebilir miyim bazı konulara cezaevinde yaşadığım yaşantılara eğer vaktinizi çalmayacaksam daha sonra konular bitiyor zaten sayın başkanım ben tutuklandım kartal cezaevinden sonra 6 gün kaldım ordan da Tekirdağ 1 nolu kapalı cezaevine getirildim. 1 nolu’da sayın Muzaffer Tekin ve

42

Page 43: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:43

Mahmut Öztürk bulunduğu koğuşa yerleştirildim orda kaldım orda kaldıktan sonra 1-1,5 ay sonra beni ortak sohbete çıkarttılar orda işte Kuddusi Okkır ile sohbete girdik, Sayın Mehmet Zekeriya Öztürk ile sohbetlere girdik öyle bir sohbet ortamımız oluyordu tabiî ki Kuddusi Okkır hiç konuşmuyordu ben merak ediyordum bu insan niye konuşmuyor böyle öyle bir kendi halinde bir insandı sonralar devamlı psikolog geliyordu yanına geliyordu gediyordu bende merak ettim yani Allah Allah doktora gidiyordu geliyordu tabi bende psikologa gittim bu aralar artık bir bunalıma girdim ailem gelmiyor insanlar gelmiyor, herkes terör Erol ölmez terörist herkes korktu ailem sıkıntıya girmiş, herkes sıkıntıya girmiş, arkadaşlarım herkes anlatamam bunu yani ne demek yani kaç aydır ailemden bir kişi gelmiyor hanede gelmiyor bir arkadaşım geldi inanın bir arkadaşım geldi başkanım daha yeni 1-1,5 ay anlattım hatta burada çıkıp onu bile almışlar 2 gün ondan sonra sorgu sormuşlar nerden tanıyorsun, ne yapıyorsun ya böyle şey olur mu ya hani bize kimse gelmesin maddi manevi yardımı olmasın neyse sayın başkanım Kuddusi Okkır rahmetli kendisi psikolog devamlı yanına geliyordu gidiyordu bende psikologa çıktım bir gün psikolog benle konuştu dedi ki Kuddusi okkır sohbet ediyorsunuz kendisi dedi ağır hasta hasta bu insan dedim ki nesi var valla biz dedi onun dedi Akciğerlerinden şüpheleniyoruz ama bir de psikoloji olarak dedi her halde her şeyi içine atmış dedi tüberkülozda olabilir dedi bilmiyoruz tam dedi Allah Allah dedim ya dedim hiç belli etmiyor dedim tamam dikkatimizi çekiyor doktora gidiyor, geliyor gidiyor geliyor ama bir anlamıyoruz yani neyse kendisiyle ben konuştum Kuddusi abiyle dedim Kuddusi abi sen dedim hastasın şeyin var niye dedim şey yapmıyorsun yani kendinle ilgili doktora gidiyorsun derdini de anlatsana doktorlara ya ben anlatmıyorum onlarda işte bakıyorlar ediyorlar tabiî ki bu benim içim cız etti ben biraz şeyimdir yumaşağımdır. Ben sayın başkanım savcı Zekeriya Öz'e başladım mektuplar yazmaya yani iste sayın savcım şöyle böyle falan filan hatta ben bir şey yazdım hani beni bir çağırtsın Kuddusi abiyle birde ben hastaneye gittim ayın 22’inde beraber gittik ordaki doktorlar dedi ya durumu ağır artık zayıflamış adam sayın başkanım ben yazmaya başladım tabiî ki kendimi gizemli hale sokacağım mektuplar yazıyorum şöyle böyle efendik çok önemli şeyler anlatacağım şunlar bunlar aslında bir şey yok amacım tek amacım var sayın başkanım rahmetli Kuddusi Okkır için ben bu insan için ne yapabilirim ya bir insan hayatı için Erol Ölmez ne yapabilir burada ne yapabilir insanız hepimiz neyse sayın başkanım hatta bir mektubunda burada var göstereceğim onu dedim ki işte bende hafıza kaybı var ben şimdiden şeyler hatırlamaya başladım ek ifade vermek istiyorum diyerekten gönderdim tabiî ki göndere göndere savcı Zekeriya Öz'e sadece ve sadece Kuddusi Okkır için ne yapabiliriz sayın başkanım bir gün bir baktım kağıt geldi çok acele diye Erol ölmez’i getiriniz Perşembe günü 10 Nisan 2008 çok acele ibareli dilekçe geldi 10 Nisan 2008 günü tarihinde savcı Zekeriya Öz'ün huzuruna çıktım sayın başkanım çıkmadan önce top sakallı bir avukat karşıladı beni dedi ki Erol ölmez evet benim dedim biz dedi işte Erol bey dedi savcı beyle konuştum, görüştüm sen gelmeden önce senin durumunu durumunla ilgili sen dedi kendisine eğer dedi yardımcı olursan kendisi iyi niyetiyle belki bugün burada bir şeyler olabilir Allah Allah dedim sonra elinde kağıt kalem vardı birde bunun bu avukatın avukat baktım bana şeyler soruyor işte yok TİT’le ilgili Türk İntikam Tugayla bağlantınız var mı, Atabeylerle bağlantınız var mı, vatanseverler le ne gibi irtibatınız var bilmem ne sorular soruyor notluyor ya dedim benim onlarla ne işim olacak dedim avukata bizim ne işimiz olur ben tanımam dedim kimseye avukata ya dedi sen işte dedi Erol Ölmez dedi yani bir şeyler biliyorsan dedi e işte yardımcı ol savcı bey dedi kolaylık gösterecek kapı o ara açıktı sayın başkanım kapı o ara açıktı tabiî ki baktım bana savcı Zekeriya Öz sesleniyor savcı Zekeriya Öz sesleniyor Erol Ölmez sayın binbaşım buyurun diyor tabi iddianamede geçiyor ya binbaşı sayın başkanım iyi girdik avukat beraber jandarmada girdi kolluk ast subay mıydı, uzman mıydı unuttum herhalde astsubay olacaktı girdik birde cam kenarı var onun balkon tarafı orda askerler iki tane asker bekledi dışarıda da var evet dedi Erol Ölmez anlat bakalım ne yapıyorsun ne ediyorsun, nasıl geçiyor günleri şimdi konuya böyle girdik sayın başkanım savcı Zekeriya Öz ile iyi güzel dedi ki sen dedi nerde kalıyorsun dedi şimdi dedim

43

Page 44: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:44

37’deydim o ara 38’e geçtim başkanım sayın Mehmet Fikri Karadağ ile sayın Mehmet Zekeriya Öztürk’ün adasına geçtim onu söylüyorum 37’de kim vardı dedim sayın dedim işte Muzaffer Tekin ile dedim Mahmut Öztürk beraber kalıyorduk ben dedim işçi partililer geldiği zaman dedim Adnan beyi oraya aldılar ben oraya geçtim yan tarafa geçtim bana dedi ki ne yapıyorlar ne konuşuyorlar dedi dedim ne yapsınlar haksızlığın ötesinde olan bu gelişmelerden dolayı biran önce tahliyelerini bekliyor yani ne yapsınlar dedim insanlar dedim niçin alındığını bilmiyor dedim neyle suçlandığını bilmiyor dedim ha öylemi dedi peki dedi Erol dedi ne konuşuyorlar sen dedi veya benim bilmek istediğim bir şey var mı dedi konuştukları benim bilmek istediğim bir şey var mı dedim yok dedim bilmek istediğiniz ne olabilir ki dedim ya dedi Erol bak dedi ben dedi seni dedi araştırdım arkadaşın dedi şirketinde kalıyormuşsun ediyor muşsun zor durumdaymışsın, gariban bir adammışsın dedi yani böyle böyle mağdurmuşsun zaten dedi sen dedi zaten fazla bir şey yok sen dedi fazla suçta yok sen dedi bana dedi yardımcı olursan dedi bugün dedi senle ilgili güzel şeyler gelişebilir burada dedi bende dedim ki ne gelişecek benle ilgili dedim sayın savcım ben şimdi uyanmaya çalıyorum bir şey var birde biryandan da seviniyorum başkanım yani acaba dedim kendi kendime beni dedim tahliyemi edecek beni dedi bir tahliye kararı mı verecek şey mi olacak dedim yani hani dedim savcı dedim yani vicdanı şey oldu da bizi dedim tahliye mi ettirecek tabi biliyoruz ya suçumuz yok orda kendiside teyit ediyor sayın başkanım neyse sayın başkanım Erol dedi şimdi senle eğer oturursak bir anlaşalım bakalım dedi avukat ta burda dedi konuşalım dedi sen dedi Kuvvai Milliye ile ilgili ne biliyorsun en anlatıyorsun hani ne biliyorsun neler biliyorsun dedim bir şey bildiğim yok Kuvvai Milliye kendi halinde bir Kuvvai Milliye ya öyle mi iyi dedi peki dedi sana dedi şey soracağım Erol dedi sen dedi şimdi işte Muzaffer Tekin’i tanıyorsun, onu tanıyorsun hani tanıdığın ettiğin hepsini dedi e bir şeyler bilmediğini söylüyorsun dedi şeylerde yani hiçbir şekilde dedi bir şeyler dedi tanık olmadığını söylüyorsun iyi güzel dedi peki dedi biz dedi senle bir anlaşalım dedi Erol yani bak dedi ben dedi sana dedi yardımcı olacağım peki dedim nasıl yardımcı olacaksınız ben o anda anladım bir şey var şey var ama ne var savcı Zekeriya Öz de bir şey var ama ne var savcı Zekeriya Öz'de bende tabiî ki o anda başladım şeye yatmaya aman dedim savcım yardımcı olun Allah için bilmem ne gerekiyorsa yapın beni tahliye edin yeter artık daraldım sıkıldım gibilerden başladım savcı Zekeriya Öz bana böyle yaptı sen dedi bir otur bakayım ayaktaydım tabi karşısında otur oturttu bizi tabiî ki ondan sonra kalktı benim avukatım o ara telefonla oynuyor bir mesaj geldi efendim dedi benim aşağıda bir misafirleri var ben dedi bir görmem lazım kendilerini hemen geleceğim dedi avukat çıktı sonra savcı Zekeriya Öz dedi ki işte dedi şeye jandarmaya dedi ki siz dedi biraz dedi dışarıda bekleyebilir misiniz tabi jandarma kolluk kuvveti dışarı çıktı savcı Zekeriya Öz bana aynen şöyle konuşuyor Erol’um dedi şimdi sen dedi bak dedi bana Erol’um diyor şimdi ben tatlı yaklaşıyor bana güzel yaklaşıyor ben dedim yani ya dedim kendi kendime içimden de diyorum ki dedim hani bir şeyler var herhalde dedim buradan dedim tahliye olacağız ama bir şey istiyor dedi Erol’um dedi ya dedi şimdi bak dedi o ara çekmecesini açıyor çekmeceden bir evraklar çıkartıyor önünde böyle bir şey var klasör bir şeyler var bakıyor Erol diyor sen diyo Alparslan Arslan’ı tanıyor musun dedim ben Alparslan arslan’ı nerden tanıyacağım basından dedim o malum Danıştay olayın yapmış dedim ordan dedim biliyorum basından biliyorum ya ben biliyorum zaten sen tanımıyorsun onu tanıyacaksın ben şimdi şaşırdım nasıl tanıyacaksın ya sayın savcım tanıyacaksın dedi sen dedi şimdi ben dedi senden bir şeyler isteyeceğim bak dedi Erol beraber konuşuyoruz sen dedi ne yapacaksın ne yapacağım sen dedi işte ben dedi söylediklerimi yazacaksın kendi el yazınla senin tarafından ek verilmiş gibi bana vereceksin bunu ne olacak bu işte verilmiş gibi yani senin tarafından verilmiş olan bir ek ifadeymiş gibi vereceksin ee işte ondan sonra sen daha cezaevine varmadan ben seni tahliye edeceğim dedim ne yapmam lazım ne söyleyeceksiniz sayın savcım işte Erol dedi sen dedi bak dedi şimdi dedi Muzaffer sayın Muzaffer Tekin sayın Veli Küçük ondan sonra sayın Kemal Kerinçsiz, Oktay Yıldırım, sayın Oktay Yıldırım işte bunlarla dedi bir arada olduğunu işte bunların dedi ne konuştuklarını ben dedi

44

Page 45: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:45

her şeyi anlatacağım bunlarla ilgili dedi ben söylüyorsam yazacaksın seni dedi tanık korumaya alacağız bende şimdi tanık koruma dedim tanık koruma nedir yani sayın savcım anlatır mısınız sen dedi gizil tanık olacaksın ya dedim gizli tanık nedir. gizli tanık işte dedi sen dedi gizli tanık olacaksın ben dedi burada dedi sana dedi her şeyi dedi yazacaksın bu yazdıkların dedi imzanı atacaksın ondan sonra yine bir ifade vereceksin ifaden alınmıştır diyerekten bende hatta seni ordan sen daha cezaevine varmadan taliye olacaksın ben sayın savcıya şöyle dedim sayın savcım ben tanımadığım insanlar hakkında iftira atacam yalan konuşacağım ee ondan sonra kalkacağım ya bu dedim bu onursuzluk, bu şerefsizliktir dedim ya ben bunu yapamam dedim ya siz dedim devşirecek başka birini bulun sen dedi ne diyorsun bana neyse tabi o ara gelen gidenler var ben onları biliyorum eğer savcım sorular sorarlarsa ben onların cevabını da vereceğim şuan onların cevabını vermiyorum oda bende kalsın hani neler yaşandı oradakileri ben çok iyi biliyorum onları da biliyorum yani ayrıntıya kadar hani Erol Ölmez’in hafıza kaybı var ya gazetelerde çıktı ya şimdi sayın başkanım böyle bir şey olabilir mi ya Erol Ölmez gariban diye, Erol Ölmez kimsesiz diye Erol Ölmez’in parası pulu yok diye, Erol Ölmez onursuz bir adam mı Erol Ölmez küçük bir adam mı sen kimsin ya bana böyle onu bunu devşir diyorsun sen kimsin nasıl devşirttireceksin böyle şey mi olabilirmiş benim için ölmek daha şereftir. Daha onurludur. Neyse sayın başkanım hop kızdı işte dedi aramızda kalsın diyor bana tabi aramızda kalacak ama ne zamana kadar kaldı ona da geleceğim sayın başkanım tabi kolluğu çağırdık ettik ifademi aldı ifadem belli eğer okursanız ek ifademde göreceksiniz ben pişman mişman falan filan diyor yok öyle kendi kendine yazdı etti hatta dikkat ederseniz ek ifademde ben Erol Ölmez olarak dedi aynı şöyle dedim o tabiî kendi istediği gibi yazdı sonra avukat geldi imzaladı çıktı avukat baronun avukatı devşirilmiş avukat o avukat üç kere geldi hatta cezaevinde beni ziyarete geldi bana bildiklerini anlat bak tahliye edeceğiz diye üç kere Abdullahamit bilmem ne üç kere geldi neyse sayın başkanım kalk yani ben aynen şöyle söyledim ben Erol Ölmez olarak dedim cezaevinde çok iyiyim üç öğün dedi yemeğimi yiyorum bakın dedim beni üç tane sandalyenin üstünden aldınız şimdi dedim çok güzel dedim sıcacık döşeğim var döşeğimde yatıyorum, doktoruma gidiyorum tedavime görüyorum ben rahatım dedim ben cezaevinde rahatım tabi öyle ifademi verdim kolluk kuvveti geldi çıkarttı tabi gittik aradan birkaç gün sonra aynı avukat geldi işte dedi falan filan o ara Kuddusi okkır’ı bir gün sonra zaten bizim yanımıza verdiler verdiler ama rahmetli Kuddusi Okkır yani bize ölüyü verdiler yani canlı bir şey vermediler ölü verdiler tabi hani iyi niyetliyiz ya sayın başkanım bir şey yapacağız ya insan gözümüzde bunları söylemek istemiyor gerçi benim adıma konuşanlar oldu buruda dediler ki Erol şöyle yaptı böyle yaptı şahit olanlar var en başta sayın Mehmet Fikri Karadağ anlattı bana verdikleri zaman tırnakları büyümüş deri artık kir katlamış, yani adam bitmiş yani her şey sakal saç sakal karışmış elbiseleri altına yapmış kokuyor her tarafı kokuyor ölüyü verdiler yani ben Erol Ölmez olarak onu güzel bir soydum banyoya soktum sıcak suyla güzel bir şekilde yıkadım çocuk gibi yıkadım sayın başkanım Allah gani gani rahmet etsin helal olsan yani ne yaptıysak Neyse tırnaklarını hatta tıraşını yaptım güzel bıyıklarını da kestim bayağı bıyıkları da vardı. Güzel bir traş ettim. Üstünü elbiselerini de yıkadım. Astım. Kokuyordu onlar, yeni elbiseler benim elbiselerim var onları verdim ona. Temiz temiz giyinsin diye. Tabi o ara yemek yiyemiyor ben elimle zorla yedirmeye çalışıyorum. İlacını vermeye çalışıyorum. Yatağına yatırıyorum. Bazen çıkartıyorum, avluya çıkartıyorum yani hava güzel sıcak, o ara ben mektuplar yazıyorum gözümün önünde oturuyorum avluda kendi kendime yazıyorum habire, mektup yazıyorum. Yani eklere koymuşlar okusam inan gülersiniz Sayın başkanım, eklerde görün okumak istemiyorum yani ben yine iyi niyetle yaklaşıyorum savcı beye. Allah diyorum sizi iki cihanda aziz etsin şudur budur falan Kuddusi Okkır ona o ara baktım doktorlar hani ilgileniyorlar geliyorlar gidiyorlar dedim herhalde pardon orayı da ben Kuddusi Okkır için geldiğimizi söylemiştim savcı bey e de savcı bey yani bırak onu sana mı kaldı şimdi doktorun şeyin devletin hastanesi var doktoru var demişti. Kuddusi Okkır için geldim oraya ben. Tabi onu ciddiye almadı savcımız kafasında başka şeyler vardı.

45

Page 46: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:46

Neyse atlıyorum ben bazen kafam gidip geliyor kusura bakmayın Sayın başkanım, biraz heyecan da var. tabi stres, rahmetli tabi ki biz hep habire yazıyoruz, savcı Zekeriya öz e o ara 5 mayıs unutmuyorum, 5/5/2008 tarihinde sayın Nihat savcımın karşısına çıktım, çağırdı yine beni celp, tabi ben yine güzel bir mektup yazmışım Kuddusi Okkır ile ilgili yardımcı olduğunuz için teşekkür falan yani benim amacım tahliye olması yani şu adamı artık tahliye edin ya bu adam ölüyor yani gözümün önünde ölüyor ya bu insan ölüyor. Sen buna tahliye, yani ben ne anlatayım daha. Savcı Zekeriya öz e anlatıyoruz ya ölen bir insan ölmek üzere bu insana faydalı olun. İnsan bu yani insanlık namına nedir yani, Kuddusi Okkır tahliye etsen ne olacak yani ne kaybedeceksin, kasa ne kasası kasa dediler. Neyse Sayın başkanım, sayın savcım Nihat taşkın ın yanına geldim, en başta kendim bir şeyler yazmıştım. Bir de bir gazete vardı gazetenin kenarına bir şeyler yazdım. Yani öyle ne yazdığımı da şey yapacağım hatta bana soru olarak ta sorabilir. Neyse dedim ki yani ben Kuddusi Okkır için geldim. Ya bu adam hasta böyle böyle eğer bir şey yapıyorsam bunun için yüzü burda. Yani bir insan hayatı için bir insan hayatı için Erol Ölmez tek başına mücadele veriyor, tek başına. Ben veririm yani ne olacak ya. Bende bir insanım sonuçta bu dünya yani burada bu gün varız, yarın yokuz yani. ölümlü dünya insanlık yapacağım tabi ne yapayım. Bir insan hayatı kurtaracağız. Tabi Kuddusi abi yi o ara şeye götürmüşler işte o Bayrampaşa ya orda da atmışlar adamı pis bir halde bırakmışlar, ya nasıl anlatayım haberleri geldi yani. ya Kuddusi Okkır Sayın başkanım, inanın şu davanın şehitlerindendir, cumhuriyet şehididir, bunu bilin yani. Kuddusi Okkır inanın katledildi. İnanın katledildi. İddia makamı tarafından ben bunu iddia ediyorum. İddia makamı tarafından nedir ya ben sizin karşınıza kadar gelmişim kokuşmuşum, geldim karşınıza kadar geldim anlatıyorum ölecek bu insan diyorum yardımcı olun, sen beni ne devşirmeye kalkıyorsun sen insan ile ilgilensene acaba bu adam doğru mu söylüyor, açsana cezaevine bir telefon desene kardeşim ya burda bir Kuddusi Okkır böyle böyle Erol Ölmez geldi bu adam ölüyormuş ölmek üzereymiş böyle bir şey var mı, veya sen bir savcısın bir insansın gelsene cezaevine kadar bir gör bakalım kendi gözünle gör ondan sonra tahliyesini yap. Yok ölecek ondan sonra ne oldu yardımcı olduk öldürdükten sonra. Sayın savcımızın yanına geldim Nihat savcımızın yanına geldim, bende dedim hiçbir bilgi falan yok. dedi ki ya niye geldin ya dedim işte yok falan en sonunda çekindim tabiî ki, ya dedim ben size bir şeyler vereyim ondan sonra Kuddusi Okkır la girdim. Verdiğim şeyler de şu, kendisine ya benim mektuplarımı bile koymuşlar yani gönderdiğim mektupları erol da bir şey bulamamışlar ya Sayın başkanım, hep böyle şey koymuşlar mektup Erol Ölmez mektup göndermiş, ya böyle şey olur mu, Sayın başkanım, şöyle bir şey yazmıştım.adı üzerinde bunu da eklere koydular sağolsunlar bununla ilgili anlatayım. Yardımcı olmak istiyorum dedim. Hatta dedim ki alın dedim bu insanları ben buradan isimlerini verdim, diplomat dedim bu insan böyle böyle anlattım kendisi yüzü burda dedim diplomattır böyle böyledir, bunları dedim alın, ama alamazlar Fethullahçı alamazlar. Bunu alamaz, dedim ki bakın bu insanlar dedim bakın dedim isim veriyorum bir iş adamı biri şey diyorum. Bunlar hatta dedim evraklar var, 783 milyon dolarlık dedim işleri var evrakları var getirmiştim, ben dedim anlamadığım için bu dedim hikmet var bizim hikmet ilgileniyor onda da evraklar vardır gidin ilgilenin dedim yani. bu insanlarla ama bunlar dedim Fethullahçıdır. Yani Fethullahçı olamadıkları için alamadılar. Benim dosyama koydular bu insanları önemli değil yani bunun hiçbir delili yok. burda bulunan insanlarla da alakası yok benim verdiğim insanlar belli. Mehmet demişim Mehmet Atalay demişim, yani kim demişim, Ayşegül candan demişim, diplomat demişim bakın buraya, diplomat muhittin topal demişim, bunlarla ilgili buda benim davamla ilgili yani benle ilgili şahsım ile ilgili olan konular. Şahsımın yaşadığı bir konu vardı o konuyu arz ettim. Ya dedim böyle böyle hani hizmet yardımcı olalım ama siz de yardımcı olun. Tahliye edin Kuddusi Okkır ı. Kuddusi Okkır tahliye olsun, hani yardım karşılıklı ya Sayın başkanım bir şey verirsin bir şey verirler. Karşılıklı ya tabi Kuddusi Okkır a çok güzel yardımcı oldular sağ olsunlar. Kendilerini rahmetli ettiler daha doğrusu ben verdiğim her şeye kabul ediyorum, ne verdiysem bana soru sorsunlar istiyorum bana istediği

46

Page 47: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:47

kadar soru sorsunlar hiç önemli değil Erol Ölmez her şeye açık. İddianame iddia makamı iddialar, baştan sona saçma bir taraftan Erol Ölmez şimdi benden bahsediyor iddia ediyor tape diyor o tapenin bir tarafı başka bir tarafa bağlı. Aynı tape aslında onlara da geleceğim. Sayın başkanım, neyse kuddusi okkır rahmetli oldu. Ben cezaevinde bayağı sinirlendim tabi ki bu aralar işte biz de kendimiz artık aile de gelmiyor insanlar da yok gelenimiz de yok depresyona iyice şeye girdik bir de suçumuzun ne olduğunu bilmeden suçlandık. Yani sayın savcım Erol Ölmez in vermiş olduğu mektuplar eklerde vardır, eklerde sadece Kuddusi Okkır ile ilgili eğer bunlarla ilgili bir suç varsa suçla ilgili bir şey bulabilirseniz ben burda yetmiş sene kalmaya razıyım. Buradaki insanlarla da şey yok buradaki insanlar bile zaten suçsuz ve suçun ne olduğunu bilmediği halde yalandan iddianamenin yani iftiraname olduğu buradan apaçık belli öyle bir şey olur mu ya saçmalık olur mu. Niye geldik biz buraya, 14 aydır cezaevindeyiz ya. Sayın başkanım şu konuya da değinmek istiyorum. 22/07/2008 Salı günü cezaevinde iken adalet bakanlığından gelen iki tane müfettişi 22/07/2008 Salı günü adalet bakanlığından gelen iki müfettiş Kuddusi Okkır için benden bilgi aldılar. İfademe başvurdular ben onlara her şeyi anlattım aynı zamanda savcı Zekeriya öz ile aramda yaşanan bütün gerçekleri anlattım. Ondan sonra aradan birkaç gün sonra insan hakları inceleme komisyonu başkanı AKP milletvekili Zafer Üskül aradı, cezaevi yönetimini telefonla arayarak benle Kuddusi Okkır için her şeyi ama her şeyi bildiğini yaz, gönder kapalı zarf olarak 7 tane zarf hazırladım yani 7 yaprak yaptım kapalı bir zarf olarak zafer üskül e gönderdim kendisine kayıtlarda vardır. ondan sonra tabiî ki beni göz altına alan polisler hakkında da suç duyurusunda bulundum ben 24/02/2008 tarihinde İstanbul cumhuriyet başsavcılığına nasıl olur ki sen bana zulüm yapıyorsun, gelsin seni Mustafa kemal in kurtarsın diyorsun, anlamıyorum ben bunları yani nasıl kimi işte emniyetin içindeki Fethullah yapılanmaları başka bir şey değil zaten çoğu da badem bıyıklıydı. İfademi alanlar badem bıyıklı belli yani. her şeyinden belli. Sayın başkanım şimdi ben kısa olarak giriyorum, 2006 kasım ayı içersinde dernekler kanununa göre kurulmuş bulunan Kuvai Milliye 1919 derneğine giderek üye oldum. Dernekte genellikle temizlik bazen de çay demleme işini yapıyordum başkaca kalacak yerim olmadığı hatta şunu ifade etmek istiyorum çay işi yapıyordum ama çayı herkes yapıyordu Hüseyin görüm de çay demliyordu, bende kahraman da o da bu da ben emniyette beni baskı altına aldıklarından dolayı ben çaycıyım dedim. Ben çaycıyım dedim yani beni emniyette baktım baskı altına alıyorlar. Dedi sen ne iş yapıyordun Kuvai Milliye de. Ben dedim çaycıyım, kimseyi tanımam kimseyi bilmem,sen bana niye böle baskı yapıyorsun yani bana 5 milyon dolar Erol Ölmez in cebinde beş yüz dolar parası olsa evini tutacak ev tutacak eşya alaca öyle saçmalık olur mu. Bunları nerden bu soruları bulmuşlar bu polis ben bunları anlamış değilim. Ben orda o anda çaycıyım dedim. Kuvai Milliye de kimse çaycı değildir. herkes çaycıdır Kuvai Milliye de herkes hizmet eder Kuvai Milliye de herkes yemek de yapar. Ben yemek te yaptım çay da yaptım, bu ortaklaşa yani Kuvai Milliye de ben yoktur, biz varızdır. Biz kelimesi yani herkes eşittir orda sen ben yok yani. herkes eşittir öyle büyüklük reislik şunluk bunluk yok. zaten üç kaydım üç ayda neyin ne olduğunu anladım. Dediğim gibi ben bu der7neğe üye oldum. İsmini tutuklanmam sebebiyle sonradan öğrendim Ergenekon isimli bir örgüte girmedim bu örgütün ne üyesiyim nede istihbaratçısıyım, nede tetikçisiyim bu yöndeki iddiaların tamamı asılsız olup senaryolardan ibarettir. İddia makamı Tuncay Güney isimli ne olduğu neye hizmet ettiği ortaya çıkan şahsiyetsiz şerefsiz vatan haini birinin beyanlarının doğru olduğu peşinen kabul ederek bu temel üzerine tahkikat yürütüp bu beyanlarda isimleri geçen şahısların birbirleri ile telefon görüşmelerinden toplantıda bulunmalarından vesaire gibi nedenlerden hareketle bu şahıslar arasında örgütsel irtibat vardır sonucuna ulaşarak burada bulunan bütün sanıklar hakkında terör örgütü yöneticisi veya üyesi olarak yargılanmamızı veya cezalandırılmamızı istemiştir. Tuncay Güney in beyanları doğru mudur değil midir kesinlikle araştırılmamış doğru farz edilmiş veya böyle istenmiştir. İddia makamında cumhuriyet savcıları değil savcılar oturmaktadır durum böyle olunca geniş halk kitlelerinin siyasi parti sendika ve derneklerin iştiraki ile laiklik ilkesine karşı eylemlerin odağı

47

Page 48: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:48

olduğu anayasa mahkemesinin 1 e karşı 10 oyla kabul edilen AKP iktidarına karşı demokratik bir hakkın kullanımı olarak birçok ilimizde hayata geçirilen cumhuriyet mitinglerini terör örgütü faaliyetleri olarak değerlendirilir. Sayın mahkeme heyeti gelelim iddia makamının hakkımdaki asılsız iddialarına, bir iddianamenin 74. sayfasında silahlı örgüt mensupları ve eylem tetikçi grupları başlığı altındaki açıklamalarda ismim zikredilerek örgütün silahlı tetikçi grubunda yer aldığım iddiası asılsız olmakla birlikte komik ve gülünçtür. Sayın mahkeme heyeti, yakalandığımda üzerimde bir çakı bıçağı dahi çıkmamış üzerimde ne herhangi bir yaralama öldürme eylemi atfında bulunulmamış, şahsım nasıl olur da örgütün tetikçisi olarak suçlanır. Sayın savcılar tetikçiliğin ne demek olduğunu bilmiyorlar mı. bilmiyorlarsa nasıl olur da bu iddiaları teyit eden en ufacık bir delil bulunmamasına rağmen beni tetikçilikle suçluyorlar yoksa iddianame yi kendileri değil de başkaları mı yazdı. Hüseyin görüm ve kahraman şahin e bağlı olarak istihbarat toplama yasa dışı tahsilat işleri yapma faaliyetleri ile görevlendirildiğim iddiasına gelince gülmemek için kendimi zor tutuyorum. Kimse bana böle bir emir veremez. Fatih Çarşamba semtinde cumhuriyet düşmanları yobaz sürüsü veya neler yaptığını devletin istihbarat birimlerinin tamamı hatta savcılarımız ve halkımız da bilmektedir. Benim onlar hakkında istihbarat toplamama ihtiyaç yoktur. Sayın mahkeme heyeti, ben alevi Bektaşi Bektaşi inanç ve felsefesine göre yetiştim. Bektaşiliğin esasında kuranda olduğu gibi insan sevgisine dayanır, şekilden uzaktır, Allah peygamber ve insan sevgisi bana yeter. Böyle şeylere ihtiyacım yok . sayın mahkeme heyeti, sakal bırakarak Çarşamba semti ismailağa cemaati hakkında bilgi topluyor muşum. Dosyada aleyhime hiçbir delil bulunmadığı için sayın iddia makamı kıldan bile medet ummaktadır. Kılda keramet olsaydı malum yerlerde bitmezdi. İsmailağa cemaati içersine girmem mümkün değildir. onların içersine girip kamufle olabilmem onlar gibi düşünüp onlar gibi yaşamak ve ibadet etmekten geçer bu da biraz evvel arz ettiğim gibi benim için mümkün değildir sayın mahkeme heyeti iddia makamı beni mafyacılık ile suçlayarak hakaret etmektedir, hangi bilgi belge ve delile dayanarak yasa dışı tahsilat işleri yaptığım hakkında istihbaratta bulunmaktadır. Sorarım size kimi gasp etmişim, kimden zorla para toplamışım veya haraç almışım,. Var mıdır bu işleri yaptığıma dair dosyada en ufacık bir delil iddia makamı, lehimdeki ve aleyhimdeki delilleri toplamak ve ona göre hareket etmek görevini yerine getirmek zorundadır. Asılsız ve mesnetsiz iddialarla hakkımda dava açılması savcılarımızın görevini kötüye kullandığını gösterir. Herkes ama herkes kanunlara riayet etmekle mükelleftir. Sayın başkanım, sayın Fikri Karadağ ın oğlu Gökhan Karadağ bana 50 YTL yatırmıştı hatta böyle elli elli diye benim sağolsun Mehmet Fikri Karadağ oğluna anlatıyor ailesine Erol Ölmez geleni yok gideni yok diyerekten o çocukta arkadaşımız da üzülmüş, para yatırmış bana ben sevindim mutlu oldum tabi ki bunu bile iddianame ye koymuşlar sayın savcılar. Hani bir irtibat belirlemeye çalışıyorlar. Fikri Karadağ ile Erol Ölmez i ha işte bak irtibatı var böyle saçmalık olur mu. Sayın savcılarımızdan adıma cezaevine para gönderirlerse kabul edeceğimizi huzurunuzda beyan ediyorum, korkmasınlar bana para gönderdikleri için örgüt üyesi yardım yataklıktan suçlanmazlar. Gönderebilirsiniz yani rahat olun. Sayın mahkeme heyeti, tutuklandıktan sonra Tekirdağ cezaevinde rahmetli Kuddusi Okkır ile aynı koğuşta kalıyordum. Rahmetlinin hasta olduğunu bildiğim ve bu durumu bildirerek tedavisini temin etmek gayesi ile savcı zekeriya öz e devamlı mektup yazarak ifade vereceğime dair dilekçeler verdim. En sonunda savcı bey beni çağırarak ifademi almak istediğini, direk olarak rahmetli kuddusi ab inin hasta olduğunu tedavi edilmesi gerektiğini beyan ettim fakat hiç kale almadılar rahmetli bakımı tuvalet ihtiyaçları gidermesini banyosunu ve ben yapıyordum. Rahmetli göz göre göre ölüme gönderilmiştir. Bunda da uyarılarımı dikkate almayan savcı Zekeriya bey in çok büyük kusuru vardır. Sayın başkanım rahmetli Kuddusi Okkır rahmetli olduktan sonra bu konuya giriyorum, ayın 7. ayda ben o anda yani rahmetli olduktan sonra artık devrim döndü başladım hakimler ve savcılar yüksek kuruluna savcı Zekeriya öz hakkında iddia makamı hakkında suç duyurusunda bulundum. Kuddusi Okkır ın ölümüne sebebiyet verildi diye. Kendileri hakkında suç duyurusunda bulundum

48

Page 49: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:49

Sayın başkanım, suç duyurusunda bulundum tabi ki suç duyuruma göre adalet bakanlığından anlattığım gibi müfettişler geldi ondan sonra AKP milletvekili zafer Üskül falan Sayın başkanım ondan sonra benim başıma neler gelmedi, ben yavaş yavaş giriyorum, tabi sayın başkanım artık Erol Ölmez ne oldu, savcıların düşmanı oldu hedef adam oldu hedef. Hedef adam oldum. Bir anda gündeme oturmaya başladık önce zaman gazetesi kimdir bunlar Fethulahçı, çarşambaya sızma girişimi, bizi etiket yaptılar her tarafta Çarşamba da sızma girişimi, başladılar artık çarşambaya sızma girişimi, aynen devam ediyor, yine Çarşamba ya sızma girişimi devam ediyor Erol Ölmez e şimdi saldırıyorlar. Şimdi Sayın başkanım Erol Ölmez her yerde. Sağ olsunlar Erol Ölmez her tarafta Erol Ölmez , kimler yeni şafak, vakit, zaman, yani ondan sonra Sayın başkanım, bu konuya da değineceğim, daha sonra bu amerikan konsolosluğuna götürüldüm ya, buna da değineceğim Sayın başkanım, amerikan konsolosluğuna ifade vermeye gittim. Savcı Zekeriya öz Fikret seçen olmazı lazım savcımız bana şimdi sorular soruyorlar, tanıyor musun ediyor musun ya ben 2003 yılında bir bayanla tanışmışım Sayın başkanım, telefon muhabbeti ile tabi zamanlar efe turizm zamanları eski, tesadüf aramış o ben derken ya ben de de yanlış anlamayın Sayın başkanım, ben biraz yani hızlı yaşayan bekar adamım çapkın bir adamım yani konuşurum ben yani ne olacak Erol Ölmez im ben her türlü konuşurum. Oda benle tatlı konuştu öyle bir arkadaş olduk bayanla biz bunla olduk sohbet mohbet samimi derken ilerledi. Ben ne bileyim bunun anlında da yazmıyor ki ailesi kalkmış gitmiş sayın başkanım hatta bana diyordu ki yok ağabeyimin telefonundan arıyorum, babamın telefonundan arıyorum, amcamın telefonundan arıyorum gibilerden yengemin telefondan o telefonu bende arıyordum dertleşiyorduk. Neyse işte kısmet ya biz Ergenekon a alındık bu olay çıktı bir de bu. Hani bu bayan çıkacak ya kısmet ya işte biz Allah tan yani ne istesek başımıza geldi. Amerikan konsolosluğunda Erol Ölmez aldılar beni, gel bakalım sen amerikan konsolosluğundaki saldıranları tanıyorsun ya arkadaş ben nerden tanıyacağım yani hayatımda görmediğim konuşmuş olabilirim görüşmüş olabilirim. Yani olamaz mı oda benim kısmetim işte. Allah ın takdiri ilahisi Sayın başkanım. Neyse tabi ki ifademi verdim sonralar işte Kuvai Milliye derneğinin çaycısı Erol Ölmez ile telefon görüşmesi tespit edilmiştir. İşte diyor Erol Ölmez ön şüpheli olarak ifadesine başvurulmuştur. Savcılık beş buçuk ay dır devam eden soruşturma sonunda saldırının Ergenekon terör örgütü tarafından yapıldığı Bülent çınar ile Erol Ölmez arasında telefon görüşmesinde örgütsel içerikli olduğuna dair kesin delil bulunamadı. Yani Ergenekon la bir alakası olmadığı ortaya çıktı. Nerdeyse Ergenekon a bağlayacaklar, benden tarafa bağlayacaklardı bulamadılar ya bir şey yok ellerinde tapeler var konuşmalar var var da ben hep geyik muhabbeti bana diyor ki savcı bey af edersiniz ya ne konuşuyorsunuz ya ben konuşuyorum ya sen ne yapacan yana ilişkimi ya bunlar anlatılır mı ben genç adamım yani konuşurum ben, neyse Sayın başkanım en sonunda bana eylem var telefonlarımda bizim şirkete bağlı figüran bayan bunlar oyuncular diyor ki eylem bir eylem iki yazmışsın diyor savcı dedi o eylem bir eylem iki ney, ya dedim eylem bir eyleme iki işte yani nedir, ya nasıl anlatayım eylem bir eylem iki. Ya en sonunda ya eylem bir eylem iki yani anlayın dedim yani sayın savcım. Anla dedim yani anla biraz mantıklı adam bak yanınızda bayan var, yazıyor ben konuşabilir miyim onun yanında. Hadi birebir olsak anlatayım ben sana. Ha ha uyandı tamam dedi yazdı şeyimi sonra gönderdiler beni. Halen onla ilgili bana Erkut Ersoy da şey oldu ama Erol Ölmez ile ilgili daha soruşturmaya yer olmadığına dair karar gelmedi. Çünkü Erol Ölmez konuşursa ha çünkü bana aba altından sopa gösterdiler ya Sayın başkanım, diyorlar ki onlar şunu düşünüyor, tamam nasıl olsa Erol Ölmez yarın bir gün tahliye olacak bu olursa alırız. Erol Ölmez i alırız Erol Ölmez in kimseden korktuğu yok, Erol Ölmez Allah tan başka gözü gördüğü hiçbir şeyden korkmuyor. Onları alsa ne olacak en fazla emniyette sallandırırlar kaldırırlar, sallandırırlar kaldırırlar, ne olacak cezası zaten yatıyoruz Allaha şükürler olsun ben üç öğün yemek bulamıyordum şirkette günde bir öğün yiyordum bazen poğaça ile geçiştiriyordum vallaha Allaha şükür kilo aldım. Başkanım altmış iki kilo ile girdim, 77 kiloyum başkanım. Allah a çok şükür olsun devlet iyi baktı bana. Neyse Sayın başkanım kendime geldim biraz, girmem

49

Page 50: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:50

gerekiyormuş yani gerçekten hayatta da en çok korktuğum cezaeviydi biliyor musunuz, hep korkuyordum böyle anlatıyorlardı bana inanın başkanım vallahi yani çok korkuyordum cezaevine girdim yani en sonunda ya kısmet işte korktuğun başına gelir ya geldi. İyi ki de gelmiş yani ne güzel insanlar tanıdım burda çok şükür Allah a. Neyse Sayın başkanım tutuklandıktan sonra Tekirdağ cezaevinde bunu anlattım. Kuddusi Okkır a bakımını yaptık. Emniyet gözaltında kaldığım süre içersinde görevli polis memurları suçumun olmadığını, diğerleri aleyhine ifade vermem karşılığında savcı bey ile görüşülerek serbest bırakılmamın sağlanacağı vaadinde bulunuldu ve ben bu teklifle herhangi bir bilgim olmadan nasıl olur da başkaları hakkında yalan yanlış beyanda bulunurum diye reddettim. Aynı nitelikte savcı Zekeriya öz tarafıma ifade yazacaklarını sadece altını imzalamamı istediler, ben böyle bir şerefsizlik yapmayacağımı söyleyerek kabul etmedim ve savcı Zekeriya öz hakkında hakimler ve savcılar yüksek kuruluna şikayette bulundum. Bana yapılan bu teklifi kabul ettiremediler. Fakat Niyazi kıyak isimli gizli tanık 17 ye kabul ettirmişler. Niyazi kıyak ın da telefon görüşmeleri dosyada mevcut olmasına rağmen hakkında dava açılmamış olması bu durumu ortaya çıkarmaktadır. Eminim ki gizli tanık 17 ifadeyi bizzat savcı Zekeriya öz tarafından yazdırılmış ve imzalattırılmıştır. Çünkü hiçbir zaman sakal bırakmadım, traş olmadığım zamanlarda birkaç günlük kirli sakalım olurdu. Sakal bırakmadım ki sakalımı Niyazi kıyak görsün sadece telefon görüşmemde sakal bıraktığımı Kahraman Şahin e söylememden hareketle bu durumu doğrulamak amacı ile tanık ifadesini eklemişlerdir. İddianame Hüseyin görüm ve Kahraman Şahin e bağlı olduğum söylenmektedir, telefon görüşmesinde aynen ben hoca adamım biliyorsun sakal bıraktım haberin yok galiba diyorum. Bağlı bulunduğum amirim Kahraman Şahin sakal bıraktığımı bilmiyorsa gizli tanık 17 nerden bilebilecek Sayın başkanım. Nerden bilecek yani devşirmişler ya hani beni devşiremediler onu devşirmişler. Arz ettiğim gibi hakkımdaki iddiaların tamamı asılsız ve mesnetsizdir, hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum sadece yasalara uygun olarak kurulan Kuvai Milliye 1919 derneğine üyeliğim söz konusudur. Üyeyim ama kararda Mehmet Fikri Karadağ yok diyor, Hüseyin görüm mesela yoktur diyorlar da var mıyım yok muyum bilmiyorum orasını, hatta sözlü ve yazılı olarak da istifa etmiştim ben. Evleneceğim falan diyerekten, derneğe üyeliğim söz konusu oldu bundan daha fazla üç ay gibi kısa bir süre içersinde Ergenekon isimli terör örgütü var mıdır, yok mudur onu ben bilemem fakat devletin istihbarat birimlerinden böyle bir örgütün varlığını delalet edebilecek herhangi bir bilgi dosyaya gelmemiştir. Sayın mahkeme heyeti telefon konuşmalarımızda birbirimize komutanım diye hitap etmemizin nedeni dernek başkanına komutanım diye hitap ediyorduk. Bir gün bir arada bulunduğumuz esnada Hüseyin abi de şaka mahiyetinde söylemişimdir, yüzbaşı komutanım binbaşı Kahraman da bu şekilde konuşuyorduk. Yani birbirimize rütbe verdik Kahramanla konuşuyor bir de hikmetle konuşuyorduk, hikmet vardı bir de bizim arıza hikmet diyordum ben ona. Telefon görüşmem hakkında hatırlayabildiklerimi açıklamak istiyorum. Hatta telefon konuşmalarım bu bir de ben bu hani iddia makamı telefon tapeleri ile ilgili böyle cımbızla almışlar montelemişler yapıştırmışlar ya burda bazı şeyleri de açıklamak istiyorum bakalım nasıl yani telefon görüşmeleri montelemişler koymuşlar Sayın başkanım, ben telefon konuşmalarına giriyorum. Tape 428, nebil bey var ben Kuvai Milliye ye getirmiştim de nebil abi gitmiş hatta şeye, Hüseyin görüm e demiş ki ya bize erol böyle böyle gitti demiş bize bak paramızı aldı vermiyor falan nebil ağabeyle biz aynı zamanda turizmcidir onun otellere falan servislerini de çekiyorduk beraber şey yapıyorduk. Çok sevdiğim Türkmen bir ağabeyimizdir, iyi bir insandır yani gerçek bir türk milliyetçisidir. Tabi ona borcumuz oldu ona borcumuzdan dolayı Hüseyin abiye gitmiş sonra tabiî ki ben geldi işte Mazot fişi dedim abi ben sana vereyim mazot fişi bizde bir alışveriş olur şoförlerin arasında şeyleri paran olmadığı zaman mazot fişi verirsin. Veya anlaşırsın gerçi Ahmet abi vermiş parayı Ahmet Turgut benim ortak olduğum. Neyse 4218 tape, telefon konuşması 428, nebil beye borcum vardı ödeyemedim, o nedenle benden mazot fişi istedi emanet kastım budur, yeni şafakta Kuvai Milliye ile ilgili haber çıkmıştı, dinlendiğimden kuşkulanarak mazot fişi …………. Aramızda şey olmasın dedim. Bir de

50

Page 51: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:51

bir an önce konuşuyor benle gel gel diye hatta ispat edeceğim onları da şey yapamıyorum yani gidemiyorum utanıyorum adamın karşısına çıkamıyorum en sonunda gittim saat 3,4 dedim geleceğim abi gittim konuştum Ahmet abi sonra arkamdan geldi konuştuk hallettik, hallettiler yani daha doğrusu Ahmet abi ile arasında. Nebil abi aslında bana kıyakçılık yapacaktı, bir güzellik yapacaktı hani beni kurtarmak istiyordu da onlara da gireceğim Sayın başkanım, yani nasıl anlatayım. Tape 429, çalıştığım turizm firmasının aracı jandarma tarafından bağlanmıştı, yardımcı olması için Hüseyin görüm ile konuştum fakat resmi işler yapıldığı için sorunu çözemedik, şimdi sayın Mehmet Fikri Karadağ komutan olduğu için hani muhakkak bir tanıdığı vardır dedik, bizim araç bu beylikdüzü taraflarında jandarma bölgesinde bağlanmış, Ahmet abi de beni arada Ahmet Turgut, ya erol dedi ya şeye söyleyelim yani dedi bu kahramanlara falan bir arada oğlum bak arabayı bağlamışlar, araba bağlamak demek arabada yani evrak eksiği olduğu zaman jandarma veya emniyet bağlıyor, bir eksik olunca. Tabi sen personel taşımacılığı yapıyorsun millet içerde arabayı milleti görüyor evraklarını alıyor, jandarma bir eşlikle arabayı bağlıyor orda indiriyor herkesi alıyor yani otopark a çekiyorlar. Nasıl çözeceğiz bunu, tabi düşünüyorum, düşünüyorum dedim bir arayalım soralım. Tabi o da yardımcı olamadı. Tabi yardımcı olamadığı için öyle kaldı araba cezası verildi daha sonra araba çıkartıldı. Biz bir an önce fazla ceza vermeyelim şeyini yapıyorduk. Hüseyin görüm ile görüştük fakat resmi işler yapıldığı için sorunu çözemedik, bekar hayatı yaşıyorum zorluklarla geçindiğim için gidenim gelenim olmasını istemediğim için adresimin belli olmasını istememiştim. Şunu ifade etmek istiyorum. Ben telefon tapelerinde diyorum ki Sayın başkanım telefon tapelerinde Ahmet abi ile konuşuyorum, Ahmet Turgut ile diyorum ki Ahmet abi ben hani bahsettim ya baştan Sayın başkanım 150 YTL lik bir yer tuttum, Ahmet abi ben ya benim 10 metre kare yer bırak dedim yani kimse gelmesin bilmesin, istemiyorum dedim bizim şoförlerde çoğu bekar bir de alemcidir istemiyorum ben yalnız yaşamayı seven bir adamım yani ben öyle demişim diye bak işte Erol Ölmez adres bile kendini ne hale getiriyor adresini bile vermiyor diyor iddiada. Allah Allah vermeyebilirim ben adresimi niye vereyim adresimi yani Ahmet ağabeyime söylüyorum bilmesin şoförler bilmesin niye bilsin ki adam kalkacak ha bekar erol tamam, güzel gel git gel ben kendimle derdimle uğraşıyorum on metre kare yer tutmuşum zaten. Bunu da bir ay verdik bir ay sonra veremedik, Ahmet ile anlaşamadık işler ters gitti, Sayın başkanım, Halil denilen şahıs halkalı gümrüğünde takılan seksen tane Fransız malı bir oto parça getittirmiş Fransa dan bu ya dedi erol böyle böyle senin çevren geniştir böyle bir yardımcı ol benim de bir gümrükçü ab imiz vardı bizim Aksaray da ismini unuttum şimdi. Onla konuştum yardımcı olabilir miyiz abi diyerekten seksen parçası takılmış gümrük te biraz evrak işlemleri şey çıkmış onun yardımcı olacaktım, tabi bana biraz da şey yapacaktı yani yardımcı olduğum zaman bir 200-300 her neyse bir şeyler verecekti tabi. İnsanlık yapıyoruz aracı oluyoruz koşturuyoruz gidiyoruz girecek gelecek senin gümrüğün ile uğraşıyoruz yani. ben anlamam gümrükçü ağabeyimiz vardı oda konuştular görüştüler sonra dedi ki erol yapamam ben o işi evrakları dedi onu n biraz şeyli getirmiş şekilli bağlamışlar gümrükte vermezler dedi. İyi abi bırak kalsın dedim, bu. Ondan sonra tape 431 öyle şeyler koymuşlar ki başkanım yani ben okuyorum ama başınızı ağrıtıyorum kusura bakmayın Ahmet ile aramızda sorun vardı hariçten beni tehdit ediyormuş yani diye öyle geçiyor iddiada duymuşum. Bunu konuşuyorduk kendisinden kurtulmak ile bizim hikmet abi Ahmet ile aslında Ahmet benim bu tartışırdık biz bunla telefonda hikmet abiye verdim hikmet yılmaz a dedim ki ya bunla bir konuş buda benim nişanlanacağım kızın halasının, yani annesinin yeğeni, annesinin yeğeni bu Ahmet dediğim kişi. Onla tartışıyoruz o geliyor gidiyor sonra olaylar tabi büyüdü biraz sıkıntı oldu bizle ilgili ya yok dedi ben buna macun yapacaktım başkanım, ben baştan anlatayım bitkilerden anlarım ben. Bir benden macun istedi, macun yapmayınca hatta bana mesaj göndermiş benim Kuvai Milliye de olduğumu bildiği için mesaj gönder bunu bile şeye almışlar yani diyor işte erol bak diyor senin arkanda devlet de olsa hani macun yapacaktın, macunu yapmadan arkanda diyor devlet de olsa ya bu yaptığın ayıp diyor böyle bir mesaj geliyor bunu

51

Page 52: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:52

bile aa devlet kelimesi var ya ya espiri yap insanlar espiri yapamayacak mı yani başkanım. Sonra Ahmet gelmiş konuşmuşum macun, git demişim mısır çarşısından Ayfer kavur a yazmışım onu al şunları getirdi hatta bir bal ile karıştırdık öyle gitti oda bir sıkıntısı vardı onun yani anlatılmaz. Bitkilerden anladığım için seksen bir çeşit merkez efendi macunu yaptım ben. Biraz kendine gelsin diye. Sayın başkanım ben böyle bir adamım. Yani ben anlamıyorum yaparım inşallah, basında Kuvai Milliye hakkında olumsuz yazılar çıkıyordu yani devamlı gazetelerde çıkıyordu kuvayi milliye ile ilgili ben de şey yapmadım yani benim başıma gelen olumsuzlukları başkasının başına gelmesin istemedim yani özellikle de nebil ibrahimoğlu ile ilgili. Bir de bizim Ahmet şeyin sorunu vardı Sivaslı Mehmet vardı bizim bir arkadaşımız aynı hemşeri idi bunlar. x şahıs diye geçmişler. Benim hatırladığım o. Onun da öyle bir problemi vardı macun ile ilgili ona da bir macun yapacaktık, yapmamam üzerine bana böyle mesaj gönderdi yani macunlarla bitkilerle uğraşıyoruz hatta iddianame de yazmış iddia makamı ot diyor, şimdi Erol Ölmez Kuvai Milliye bir çuval ot getirmiştim Sayın başkanım koymuştum. Karabaş otu, sinameki yani ısırgan otundan tutun yani ne geliyorsa aklınıza onları koymuştum, kahraman ile konuşuyorum tabi ayrıldım gittim orda kaldı hani dedim ki kahraman otlar öyle durmasın orda sonra da rutubetlenir, onları alın ayırın veya atın yani. onu almışlar ot diye ya ot diye daha sonra çöpe atmışlar şimdi Erol Ölmez i sorduğunuz zaman benim çevremden dediğiniz zaman ya erol ölmez in en iyi yaptığı şey nedir diye sorsanız, ticaret haricinde ben on yedi yaşından beri ben bitki hastalığı bir şeyim var bir de uzmanlığım var bitkilerden çok iyi anlarım Sayın başkanım ben yani böyle bitkilerle ilgili gerçekten insanları neyin ne faydası olduğunu iyi bilen bir insanım. İyi bilirim yani. gerçi babamı kurtaramadım onla uğraştım, o on yedi yaşında ondan sonra bende bu dedim ki bundan sonra insanlara faydam olsun diye hep kitaplar okudum çok okudum. Bunun ilmini bu nedir neyin nesidir. Neyse Sayın başkanım, tape 439, dikkat ederseniz hikmet ile konuştuklarım dinlemek istemediği için tamam başkan diyorum ben ona diyerek geçiştiriyorum, dinlemediğim için ne gayeyle bu şekilde konuştuğunu hatırlamıyorum. Konuşmamda geçen Ahmet Ahmet turguttur, Turgutoğullarını şirketine birlikte ortaktık. Ortaklıktan ayrılmam karşılığında bana verecekleri parayı vermeyip geciktirmişlerdi. Bu konuyu konuştuk. Tape 448, 428 de belirttiğim gibi nebil abiye borcum vardı ödeyememiştim, bu husus konuştuk. Tape 451, fatih Çarşamba dan murat aydoğan adlı arkadaşımla ikamet amacı ile aynı evde kalıyorduk ,gözaltına alındığımda bu evde arandı, suç unsuruna rastlanmadı, diğer konuların tamamı ise gırgır dan ibarettir. Tape454 bir şahsın zeytinlik arazisi vardı, kiralanacaktı fakat adam bir jip istemişti bizden o da olmadı. Tape 457 askeri alanda kalan zeytinlik in kiralanmasına yönelik ihaleye bir de Kahraman Şahin ile konuşmamda bu oluyor bir de başbakan bayılıp arabada kilitli kalması olayını konuştuk, tabiî ki biraz argoca konuşmuşuz öyle. Kahraman ile konuştum yani daha doğrusu başbakan ile ilgili. Mehmet ve arkadaşları, tape 458 mehmet ve arkadaşları Süleyman abi vardı bizim şeyin Mevlana restorantların sahibi idi bu Zeytinburnu nda benim doğup büyüdüğüm yerde Süleyman abi, onu dolandırmışlar da buda dedi ki erol ben bunları bilirsin bunlar eni ararlar ederler ya şunları bul da dedi bana yardımcı ol. Bende bu şahısları buldum kendisi ile görüştürdüm alacaklarını aldılar. Tape 459 mehmet candan isimli şahıs iş yapacağı bir kişi hakkında benden yardım istedi. Araştırmamı istedi bende şahıs hakkında biraz çevresindeki arkadaşları dostlarınla ilgili baktım araştırma yaptım, şahıs ile ilgili olumsuz bilgiler edindim ve Mehmet abi dedim bu kişilerle iş yapma bunlar dedim sana yaramaz bu şekilde şey oldu. Tape 358, Ukraynalı bir iş adamı ile ticari iş olarak ne yapabiliriz i konuştuk. Sayın başkanım bir de şimdi iddia makamı benim ismini burda öğrendiğim daha önce ismini bilmediğim Abdullah Arapoğulları var şu an sanık Abdullah Arapoğulları ben kendisini Kahraman geldi taksim den aldılar beni Abdullah Arapoğulları ile beraber gittik. Amaç şuydu işte fırın vardı fırında işte hatta Abdullah Arapoğulları abisi le de konuştuk. Dedi ki orda ne kadar ekmek çıkartırız, ne yapabiliriz bir de bir pastane var burayı nasıl işletebiliriz diyerekten bu konuyu konuştuk işte ben ne yapabilirim, un buluruz, işte çalışırız ben fırında kalırım, veya Erol sen pastanede kalırsın gibi yani amaç ticaret yapmak

52

Page 53: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:53

bunları konuştuk iki üç saat hatta Abdullah Arap oğulları bana sordukları zaman emniyette ben dedim tanımıyorum dedim Abdullah Arapoğulları kim, çünkü kahraman ona kardeşim kardeşim diyordu, tanımadığım için sonralar öğrendim, burda öğrendim.Abdullah Arapoğulları olduğunu. Sayın başkanım görüldüğü üzere telefon görüşmelerim suç oluşturmamaktadır. Sırf telefon görüşmelerimin yorumla yolu ile aleyhime delil teşkil edecek mahiyetinde değerlendirilmesi yanlıştır. Varsa iddia makamı elinde somut başkaca delilleri o zaman telefon görüşmelerim aleyhimde tamamıyla delil teşkil eder. Eğer benle ilgili şeyleri varsa Sayın başkanım ben bir iki bir şey okumak istiyorum. Çok şey var da başkanım ben fazla vaktinizi almak istemiyorum. çok şey hazırladım. Almak istemiyorum fazla zamanınızı bölmek istemiyorum. organize suçlardan aldığım şey başkanım bu tape ile ilgili konuşmalar. Kahraman Şahin ile konuşmalarımı hep böyle şey yapmışlar Sayın başkanım yani işte biz hani sonuçta biz hani Kahraman Şahin ile şey yapıyoruz ya istihbarat çı mistihbaratçı diye böyle iddia ediyorlar ya. Telefonda şimdi kahraman ben kahraman ı arıyorum zaten kahramanda fazla kontör olmazdı genelde ben arardım. Fazla kontör olmazdı hep gırgır şamata o beni arardı, çağrı atardı ben konuşurdum. İşte efendim alo efendim sayın binbaşım nasılsınız, oo merhaba erol um ne haber ya sağol ya ne yapıyorsun Eminönü ndeyim, nerdesin Eminönü, yav Eminönü yok mu Eminönü ha Eminönü tamam ha sen ne yapıyorsun ne yapalım koşturuyoruz moruk iyi sen ne yapıyorsun, taksime geçiyorum, ordan da Çarşamba ya geçeceğim, ben taksime geçeğim diyorum ordan da hemen siyah geçmişler bunlar çok önemli ya Çarşamba deyince çok önemli oluyor nedense. İftardan sonra akşam sekiz sabah sekiz yani nöbete devam sen ne yapıyorsun ne var ne yok diyorum. Ne yapalım koştur işte ne yapayım, bende diyorum ki cevap veriyorum ya bizde mollaların arasına takıldık, girdik işte ne yapalım diyorum, ya soktunuz bizi o taraf bakın o taraf diyor o taraf derken bunu devamını getirmiyor yani şu tapelerin bir devamını sizden arz ediyorum. Yani şunları okursanız inanın kahraman şahin ile benle ilgili okuyun Sayın başkanım otuz saniye dinleyin yani dinleyin görüşmeleri inanın iddia makamına dersiniz, ya bu nedir yani bu nasıl bir böyle bir şey olmaz ya böyle bir şey olamaz, çarşambaya ya hayırlısı olsun be kardeşim görevi yerine getir de diyor kahraman bana, görevini yerine getir bende gırgırla işte, iyi getir ne yapacan kartal dayım ben şimdi kartal damısın kartal dayım, o kartal da. Ben nerdeyim o nerde. Konuşuyoruz yani aramızda bir de sağa sola hava atacağız ya, yanımızdaki insanlara. Ha bir de şu var bu da fethullahçı nın dikkatini çekmiş hep o yüzden devamlı savunuyor ya yok ben tutarım ben hoca adamım biliyorsun sakal bıraktım haberin yok galiba, yav şimdi prof. Dr. Erol ölmez han hazretleri diyorum, hoca adamım diyorum ben her şeyi diyorum telefonda gırgır yapıyorum. Bunu bile almışlar buraya koymuşlar yani ben bunları anlamıyorum yani Sayın başkanım, Karargah karargah dediğimiz bizim zamanımızda Kuvai Milliye nin gazi Mustafa kemal Atatürk ün orda orayı karargah olarak kullandığından dolayı biz oraya karargah diyorduk, bazen dernek diyoruz, bazen bunları konuşuyoruz, bazen karargah diyoruz. Yani bunlar suç yani suç. bunlar için suç Sayın başkanım. Şimdi Sayın başkanım,bir şey daha okuyayım Kahraman Şahin ile ilgili beraber konuşuyoruz, ben arıyorum efendim diyor, erol ölmez alo efendim sayın binbaşım merhaba efendim nasılınız iyisiniz, sağ olun efendim, fendim siz nasılınız ne olsun uğraşıyoruz işte nerdesin ya sayın diplomatlarla beraber bizim zeytinci murat var arkadaşlarımız geldik onun yanına çay içelim diye Çarşamba dayız. Ha geldik o da bana diyor ki çarşambayı perşembeyi bağlamaya çalışsın o zaman ya perşembeyi perşembeyi bağlayacaktın ya yanak ta aldım diyorum ondan arkadaştan yanak alıyorum o ara. Baksanıza bize ne zeytin getirmiyor ya ramazan geldi ya diyor kahraman. Ben de diyorum ki söyleriz diyorum, zeytin zeytinağı, söylerim ona, oda diyor ki imam Hüseyin özellikle istiyor de öyle nerde kendisi şu an, kendisi diyor şu an Kadıköy de efendim öyle mi evet efendim, karargahta mı, evet efendim, iyi iyi siz ne yapıyorsunuz, iyi ne yapalım koşturuyoruz işte. Erol he ya bizi hiç takmıyon kendine diyor, bizi takmıyor bende gırgır yapıyorum, gel seni takayım kendime diyerekten yani işte öyle yani takıyım abi tak beni ya, kendi şeyine diyor takayım abi gel parayı buldurayım diyorum kahraman a. Gel

53

Page 54: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:54

buldurayım tabi gelse parayı buldururum ne olacak zeytinleri taşırsın, yağları taşırsın teneke teneke ne olacak bizim işimiz bu ben burda gırgır yapıyoruz onla. Parayı buldurayım ha. Parayı buldurayım hadi gel bulalım beraber iyi ama ya benim aldığım paralar farklı diyorum ben yerine göre diyorum vuracan kıracan diyorum, bakın şimdi Sayın başkanım, ben burda gırgır yapıyorum vuracan kıracan, Erol Ölmez araştırın Erol Ölmez i sorun soruşturun Erol Ölmez hayatında eğer vuracak kıracak olsaydı alacakları olan insanlardan veya evimi malımı mülkümü almışlar. Hayatımı almışlar yine Erol Ölmez kendi halinde bir Erol Ölmez olmuş kimseye zarar vermemiş, ya ben bu telefonda ben konuşurum, ben konuşuyorum Sayın başkanım, bunun nesi suç. bu şekilde konuşuyoruz, bazı vatandaşlar var diyorum hakları var diyorum, ………….. bunları da kurtaracağız başka bir şey yok biz iyilik ediyoruz işte Allah adına, işte para kazanacağız tamam mı diyorum. Öyle konuşuyorum, Kahraman Şahin ile benim konuşmalarım hep gırgır, sohbet, samimiyet şimdi kahraman ile biz bir şeyler yapmanın peşine düştük. Ne yapabiliriz kahraman yani kahraman diyor işte bir şeyler yapalım erol bende Kuvai Milliye den ayrıldım ettim. Benim de bir kızım var çocuğum var, ya biz ne olacağız hatta ben diyorum ki bizim dizilerle ilgili diyorum ki kahraman gel bizim buraya şirkete, bak diyorum kendine birkaç tane adam bul, insan bul getir diyorum, bizim diyorum işte kuzey rüzgarı şu bu dizilerimizdi diyorum, korumaları olur. Korumaları nerden baksan yetmiş milyon para alıyoruz biz şirket olarak. Ajanslardan şeyden yapım firmasından yani bunu kırk lirasını veriyorsun otuz lira kalıyor, günde en az on on beş tane korumaya iş çıkar, koruma işte vuruyor yalandan ölüyor falan işte dizi, hesabı televizyonlarda görüyorsunuz. Yani günde dedim bazen dedim 200 milyon alırsın bazen dedim ayda dedim 2 milyar para alırsın alan var, 7-8 milyar alan vardı yani, bu işten sırf. Bul dedim ekip bul insan bul dedim getir bunları, senle dedim beraber bende şirketteyim gelirsin görürsün tanıştırırım seni buradaki insanlarla.ne olacak oda dedi ki hatta tapelerde var. ya benim diyor motorum var iş yapar mı. ya dedim motorunla ne iş olacak sen gel diyorum ona sen gel, hani bir ekmek çıkar bir para çıkar bir şey kazanırsın bir şeyler yaparsın, Kahraman Şahin yani kahraman biz konuşurduk kahraman şahin ile yani biz birbirimize karşı böyle zararlı olan insanlar değiliz ki yani konuşuyoruz, konuşabiliriz geyik muhabbeti yaptık, şaka yaptık sohbet ediyoruz, yani ben buradan şimdi telefonda çıksam sayın hani çıksam telefonda derim ki ben hür general erol ölmez derim ben gırgır yapıyorum. İnsanlarla bir de yani niye gerçekleri yazmıyor iddia makamı neden, yani her şey aleyhimize koymuş, ya lehimize bir şey yok mu. Şimdi Ahmet Turgut oğlu diyoruz ya Sayın başkanım eklerde bulduğumda Ahmet Turgutoğulları şirketi Turgutoğulları kart bir de benim cüzdanımdan çıkan yazdığım notlar, bir de işte Kuvai Milliye nin kimlik kartı, bunlar işte bunlarla ilgili bir iki tane mektup falan mektuplar şey olmuş eklere koymuşlar. Oda Kuddusi Okkır için anlattım rahmetli için hani ne yapabilirim bir insan hayatı için Sayın başkanım, Sayın başkanım, emniyet ifademi siz herhalde şey yapacaksınız ben orda bir iki tanesini değiştireceğim Sayın başkanım, emniyette ben ifade alınırken bir, anlattığım gibi bir bir buçuk saat öncesine geldiler. Benle ilgili bir bir buçuk saat. Avukat geldi bir bir buçuk saat sonrasına geldi ondan sonra benim zaten alıyorlardı o ara. Tanımadığım bir insan yani kartal da tanıdım Muhammet Yüce yi , hatta mahkemenize Tekirdağ iddianame çıktıktan sonra Tekirdağ dan ben mahkemenize Muhammet Yüce ile ilgili dilekçe yazdım kendisini tanımadığım halde ben hesapta yani ben onu Kahraman Şahin ile Kuvai Milliye de konuşurken görmüşüm. Bir kere ben o arada Kuvai Milliye de yoktum. Emniyet kendi yazıyor Sayın başkanım, yazmış. Bu yalan ifadedir bunun değiştirilmesini arz ediyorum. Bir de avukat öyle bir geldi ki yani bir al eline emniyetteyiz, erol sor bana de ki ya bu bu böyle bunları kabul ediyor musun şunları kabul ediyor musun yok. saat bir de gece olmuş, uyku sersemi kaldırmışlar bizi bir de gecenin bir saati ondan sonra avukat hemen danışlı dövüşlü ya şeyin fuat Turgut un adamı, zaten onlar bir dışarı çıktılar. On beş yirmi dakika polisle kaldılar ne konuştular bilmiyorum sonra geldiler tamam işin bitti hemen bir imza Erol Ölmez in işi bitti. Sayın başkanım ben fazla konuşmak istemiyorum, iddia makamının benle ilgili soruları varsa bu soruları cevaplarım, aklımda kaldığı kadarı ile cevap

54

Page 55: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:55

vermeye çalışırım. Onun haricinde onun haricinde yani ne ile suçlandığımı bilmiyorum. Hiçbir şekilde hiçbir suçları kabul etmiyorum, şimdi Sayın başkanım, kısa bir şeye değinmek istiyorum. Bende iddia ettikleri iddia makamını, kısa bir şey bitecek zaten yani ben tepeleri elimden geldiğince cevaplamak istedim de sayın başkanım yani şimdi sayın başkanım ben bir şey anlamak istiyorum, Raif Görüm diyor şimdi ben Raif Görüm’ ü burda Cezaevinde tanıdım bende 6 kez konuşmuş bu nasıl oluyorsa, böyle bir şey yok ben anlamıyorum yani, Karaman Şahin ile 400 küsur kere diyor ondan sonra 235 kere diyor bunlar nasıl olabilir ya kontura para dayanmaz, Sayın Başkanım eklerde Erol Ölmez’ le ilgili Karaman Şahin’ inde izah etti bizim Niyazi dediğimiz 17 nolu gizli tanık şimdi bu bir gün şey yaptı; Sayın Başkanım bir gömlek getirdi, Karaman’ da bu gömleğin arkasına şey yazmış; İşte Özel Kuvvetler Kuvayi Milliye arama kurtarma ekibi diye gömleğin arkasında yazılı Niyazi’ de onun elinden aldı, Sayın Başkanım ya dur dedi şunu şöyle şey yapalım, ne yapalım, aldı elinden Sayın Başkanım, kartonlardan şuralara apolet, apolet diyoruz ya er, dikkat edilirse fotoğraflardan belli olur apolet yaptı zımbaladı zaten onları, bir de bir siyah bere vardı, bizde tabiî ki şey olsun ya bir hani berede taktık sırf hava olsun aslında bir şey yok fotoğrafı da Niyazi çekiyor Niyazi Kıyak fotoğraf çekti işte beni çekti, Hikmet’ çekti şeyi çekti kahramanı falan fotoğraf burda kartonlar vardı kartonlarla zımbaladı yaptı onları nasıl yaptı ise şeytan Niyazi bu yapar. Yaptı öyle biz fotoğraf çektirdik. Şimdi Sayın başkanım, bu bir dakikada yani suç oldu yani Allah tan ben dizilerde oynadığım zaman üniformamı giyiyordum, polis kıyafeti giyiyordum, bilmem ne giyiyordum bunlarla iyi ki fotoğrafım olmadı yanmıştım o zaman. Yanmıştım yani, neyse Sayın başkanım, Niyazi kıyak on yedi nolu gizli tanık şimdi benimle ilgili diyor ki işte Erol Ölmez ile ilgili binada yatıp kalkıyordu Hüseyin görüm ün kendisine binbaşı rütbesi vermişti. Bir de fatih teki Çarşamba semtinde tarikatlar hakkında istihbarat toplamak için görevlendirildiğini biliyorum. Ya bu kadar büyük bir yalan olmaz yani. şimdi Sayın başkanım buradan Çarşamba ya gidelim beş tane esnaf tanıyorum, beş tane esnaf veya ordaki esnaflar çay içtiğim kontör aldığım kahvaltı yaptığım yemek yediğim yerler var ismailağa cemaatinin tam karşısında hatta ismailağa ceamaatının içinde dışında böyle dışında artık ne hale sokmuşlar o camiyi bilmiyorum her tarafta kamera var. öyle bir şey olsa kamera kayıtlarını isteyebilirsiniz. Ben ne camiye ne onların içine girdim ne girerim. Benim ne işim olur öyle insanlarla. istihbarat mış bilmem ne benim ne işim olur istihbarat ile ordaki insanlara sorun Erol Ölmez kim çok güzel izah ederler. Sayın başkanım, şimdi ben bir de tetikçi olduğum iddia ediliyor, şimdi tetikçi yani nasıl yani tetikçi ben ne yapmışım tetikçi işte erol ölmez, tetikçi olduğum iddia ediliyor iddianame öyle. Benim hayatımda silahım olmadı ki veya ben çakı dahi taşımadım ki tetikçi olan bir insan nasıl yani nasıl bir şey ben bunu anlamıyorum neye göre tetikçi sözde diyorlar, iddianame nin sonunda sözde. İşte ben örgüte maddi gelir temin ediyor muşum yani Erol Ölmez adamın da cebinde beş kuruş parası yok. cebinde beş kuruş parası yoktu beş kuruş, bu nasıl böyle maddi gelir temin ediyormuşum örgüte, ben bunu anlamıyorum. Ondan sonra cebir, bir kere cebir ile ilgili benle ilgili böyle bir isnat olabilir mi şiddet, tehdit ben kimi tehdit kimi şiddet kimi yani bunlar nasıl bir şey ben bunu anlamıyorum. Ondan sonra silah bulundurma gibi eylem veya eylem hazırlıklarında içersinde yer aldığı diyor yani böyle anlamıyorum ya, Sayın başkanım ben fazla uzatmak istemiyorum yani inanın bu iddianame nasıl bir iddianame ise nasıl bir iftiraname haline gelmiş parça parça iddianame nin bir başı başka bir sonu başka değişik değişik yani inanın yani anlatamıyorum yani böyle niçin insanlar suçlandığını bilmiyor suçsuz ve yani haksız bir şekilde burada tutuluyor. Burda kimse suçlu değildir Sayın başkanım, tek suçlu bize bu iftirayı atanlar atanlardır. Emniyetin içindeki Fethulahçı polislerdir ve iddia makamıdır. Asıl suç onlarda böyle iddia mı olur ben ilk okulu yedi senede bitirdim ben daha güzel iddia hazırlarım. Benle ilgili her şeyi gördünüz, inanın Erol ölmez i ne zaman ben mahkemeye verdim hani şey yaptım suç duyurusunda bulundum. O zaman meşhur ettiler, Sayın başkanım. Her yerde Erol Ölmez her tarafta Erol Ölmez , her tarafta tetikçi yok işte bilmem neci, vurucu kırıcı başbakan ın ayağına sıkacakmış. Erol Ölmez . her tarafta Erol Ölmez , şuraya bakın Erol Ölmez buyurun, ya ben

55

Page 56: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:56

neymişim başkanım ya. Vallahi ben ne imişim ya ben yani anlamıyorum yani demek ki savcılarla uğraşılmıyor iddia makamı savcılarla, uğraştığınız zaman başınıza bu işler geliyor. Ben sonuna kadar giderim ben Atatürk milliyetçisiyim Sayın başkanım, ,Atatürk milliyetçisiyim. Haksızlığı gördüğüm zaman sonuna kadar giderim bana yok işte ceza verecekler yok şey olacak ceza yatacağım hiç önemli değil Erol Ölmez ben yatarım benim zaten gidecek yerim yok, beni şimdi burda tahliye eden başkanım yemin ediyorum evim de dağıldı, ailem dağıldı herkes bir paramparça oldu kimse gelmiyor korkudan şirket dağıldı adam da gelmiyor şirket sahibi de almaz bu saatten sonra. İnanın gidecek yerim yok. inanın yok hani bunu şey olarak söylemiyorum. Yok ben burda rahatım bak ne güzel sıcacık kış da gelmiş beni şimdi hiç tahliye etmeyin, beni bahar da tahliye eden yaz. Ağustos falan o. Şimdi etseniz ben otele de gidemem param yok. buradan çıksam tahliye olsam Sayın başkanım yemin ediyorum beni gönderseniz cebinde beş kuruş para yok. inanın yani bunu yürekle söylüyorum yani. artık buradan birinden borç alacağım gideceğim. Otobüse binip yok. ve ben gelir temin ediyor muşum, örgüte kendine önce Erol Ölmez gelir temin etsin. Örgütmüş, ne örgütü örgütü diye bir şey yok Sayın başkanım, inanmıyorum ben yüreğimle konuşuyorum, açıkça konuşuyorum yok böyle bir şey. Burda herkesi oyalıyorlar. Yok böyle bir şey yukardan aldılar hükümet kendi kafasına göre siyasi baskı yapıyor başka hiçbir şey yok Sayın başkanım, başka hiçbir şey yok. Siyasi baskıdır bu. Bu bir siyasi baskıdır. Bu Fethullahçıların Amerika nın ve aynı zamanda kendini bilmez takunyacı cemaat ve tarikatçıların baskısı ile bu geldi, ulusalcı vatansever insanlar toplandı. Başka bir şey yok burda herkes vatanını milletini seven gerçek yurtseverlerdir. Herkes milliyetçidir. Teşekkür ederim başkanım ben bu kadar konuşuyorum, fazla konuştum kusura bakmayın.”

Mahkeme Başkanı :” Klasör 86 dizi 49,48, daki emniyet ifadesi okundu.soruldu.Sanık Erol Ölmez :”evet, doğrudur.”Mahkeme Başkanı :” Klasör 86 dizi 47 deki emniyet ifadesinin 1. cevabı okundu.soruldu.Sanık Erol Ölmez :” doğrudur, şimdi evet, doğrudur, yalnız şöyle bir şey var Sayın

başkanım, Ali Kutlu diyor şimdi ben ali kutlu yu mersinli ali olarak biliyorum ama soy ismini bilmiyorum.”

Mahkeme Başkanı :” Diğerlerini tanımıyorum dedin,”Sanık Erol Ölmez :” evet, ali Kutlu yu burda şey yaptım ismini öğrendim bizim Ali Kutlu yu

tanıyorum, Kuvai Milliye de görmüştüm kendisini, ali Kutlu yu.”Mahkeme Başkanı :” o da soruldu sana, “Sanık Erol Ölmez .” soruldu ama Kutlu olarak yani soy ismini bilmediğim için Ali dedim

hangi ali dedim bilmiyorum ama bana mersin li ali deselerdi evet tanıyorum derdim.”Mahkeme Başkanı :” tanıyorsun onu ?”Sanık Erol Ölmez :” evet tanıyorum tabiî ki başkanım. Kuvai Milliye de gördüm kendisini.”Mahkeme Başkanı :” Klasör 86 dizi deki emniyet ifadesinin 2. cevabı okundu.soruldu.Sanık Erol Ölmez :” Sayın başkanım daha önce izah ettim anlattım size Muhammet Yüce

ile ilgili polisin yazdığıdır o ben Muhammet yüce yi görmedim. Muhammet yüce yi de kartal cezaevine biz kartal cezaevinde kaldık o zaman ben Muhammet yüce olduğunu anladım. Ben Muhammet yüce yi tanımıyorum. “

Mahkeme Başkanı :” diğerleri doğru.”Sanık Erol Ölmez :” polisin yazdığıdır o.”Mahkeme Başkanı :” Klasör 86 dizi 46 daki emniyet ifadesinin 1. cevabı okundu.soruldu.Sanık Erol Ölmez :” doğrudur başkanım. Kendim verdim polislere.”Mahkeme Başkanı :” Klasör 86 dizi 46 deki emniyet ifadesinin 2.3. cevabı okundu.soruldu.Sanık Erol Ölmez :” doğrudur sayın başkanım.”Mahkeme Başkanı :” Klasör 86 dizi 45 deki emniyet ifadesinin 1.2. cevabı okundu.soruldu.Sanık Erol Ölmez :” doğru.”Mahkeme Başkanı :” Klasör 86 dizi 45 deki emniyet ifadesinin 3 cevabı okundu.soruldu.

56

Page 57: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:57

Sanık Erol Ölmez :” yoktur, afetle ilgili zaten özel kuvvetler kimlik kartı aldık o afetler ile ilgili afet deprem insanlar.”

Mahkeme Başkanı :” Klasör 86 dizi 45 deki emniyet ifadesinin 4. cevabı okundu.soruldu.Sanık Erol Ölmez :” doğru.”Mahkeme Başkanı :” Klasör 86 dizi 44 deki emniyet ifadesinin 1. cevabı okundu.soruldu.Sanık Erol Ölmez :” evet hatta dernek 2005 te kurulmuş bak Sayın başkanım, onu bile

söyleyemiyorum yani 2004 diye şey yapıyorum. 2005 te kurulmuş. “Mahkeme Başkanı :” Klasör 86 dizi 44 deki emniyet ifadesinin 2. cevabı okundu.soruldu.Sanık Erol Ölmez :” bilmiyorum yani zaten askeri şahıs olarak şey değil yani emekli

olursa öyle emekli olmuş adam gelmiş elli beş altmış yaşına öyle geçerken görür gelirdi. Emekli olan. Bir kişi iki kişi.”

Mahkeme Başkanı .” yani burda anlattıkların o eli altmış yaşında olan mı geçerken öyle ne var diye gelen mi adamlar bunlar. “

Sanık Erol Ölmez :” tabi, böyle bakar emekli Atatürk ün fotoğrafını görünce içeri giren insanlar yani emekli olmuş konuşuyor yani bir içinde bir de Kuvai Milliye ismi, uhde olmuş insanın içinde emekli olanlar gelir giderdi, öyle oraya asker şu bu yok yani muvazzaf subaymış onlar bunlar buraya gelmezdi yani. Sayın başkanım, oraya.”

Mahkeme Başkanı :” Klasör 86 dizi 44 deki emniyet ifadesinin 3. cevabı okundu.soruldu.Sanık Erol Ölmez :” doğrudur Sayın başkanım, ağabeyime sırf hava olsun diye yani öyle

kız mevzusu Sayın başkanım. Başkada bir şey yok yani. “Mahkeme Başkanı :” Klasör 86 dizi 43 deki emniyet ifadesinin 1.2.3. cevabı

okundu.soruldu.Sanık Erol Ölmez :” doğrudur,”Mahkeme Başkanı :” Klasör 86 dizi 42 deki emniyet ifadesinin 1.2. cevabı

okundu.soruldu.Sanık Erol Ölmez :”evet “Mahkeme Başkanı :” Klasör 86 dizi 42 deki emniyet ifadesinin 3. cevabı okundu.soruldu.Sanık Erol Ölmez :”Sayın başkanım bir şey hatırlatabilir miyim, 1. kolordu ben hani

bilmiyoruz ya cezaevinde bir gün komutanıma sordum, ya dedim 1. ben dedim böyle böyle bahsettim. 1. kolordu ya dedi1. kolordu değil, 1. ordu var dedi kolordu nerden çıkartıyorsun, yani şimdi onu bile bilmiyorum yani düşünün yani. Sayın başkanım, yani bilinçsizce konuşulan şeyler. İstem dışı sözler işte. “

Mahkeme Başkanı :” Klasör 86 dizi 41 deki emniyet ifadesinin 1. cevabı okundu.soruldu.Sanık Erol Ölmez :”Hataylı Mehmet.“Mahkeme Başkanı :” Klasör 86 dizi 41 deki emniyet ifadesinin 2. 3. cevabı

okundu.soruldu.Sanık Erol Ölmez :” doğrudur, başkanım.”Mahkeme Başkanı :” Açık adresini bilmiyorsun adamın, kaldığın şeyin açık adresini

bilmiyorsun.”Sanık Erol Ölmez :” kimin murat ın mı kaldığım yerin mi, bilmiyorum.şey olarak yani

apartmanın ismi de şeydi, numara olarak tam bilmiyorum ben hatta polislere de, bakın beni alan polisler çok iyi biliyordu onu beni aldılar polisler kendileri götürdüler eve. “

Mahkeme Başkanı :” Klasör 86 dizi 40 deki emniyet ifadesinin 1.2.3.4. cevabı okundu.soruldu.

Sanık Erol Ölmez :”doğru, “Mahkeme Başkanı :” Klasör 86 dizi 39 deki emniyet ifadesinin 1.2. cevabı

okundu.soruldu.Sanık Erol Ölmez :” doğrudur,”Mahkeme Başkanı :” Klasör 86 dizi 38 deki emniyet ifadesinin 1.cevabı okundu. soruldu.

57

Page 58: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:58

Sanık Erol Ölmez :” evet, Yusuf karlıoğlu bir ekleme yapabilir miyim Sayın başkanım, Yusuf karlıoğlu ve Mehmet dalmaz vardı Kuvai Milliye de Yusuf Karlıoğlu zaten Kuvai Milliye nin bütün daha sonra öğrendim yani Kahraman Şahin in veya arkadaşların Hüseyin görüm ün eşyalarını çalmış gitmiş götürmüş, yani böyle bir insan. Yusuf Karlıoğlu, bir gün ben vatan caddesinden gelirken Mehmet Dalmazla beraber gördüm bunu. Ben hemen dedim gideyim şunlara bakayım ne yapıyor bunlar görünmüyor gelmiyorlar, gitmiyorlar bunlar ne yapıyorlar, baktım emniyete doğru gidiyorlar. Baktım emniyete girdiler tam herkesin girdiği yerden değil polislerin girdiği yerden girdiler bende hemen arkalarından şey yaptım girdi onlar, bizim daha önce Zeytinburnu ndan tanıdığım Bülent diye bir çocuk vardı polis kendisi koruma idi, onu gördüm kapıda Bülent dedim bu iki kişi giriyor bunlar kimdir dedim ya dedi erol abi bunları böyle yaptı, dedim bu ne oluyor, bunlar dedi şey polis muhbiri. Ha dedim demek o yüzden beni arıyor bunlar böyle Yusuf şu bu falan bazı şeylere giriyordu ondan sonra öğrendik, yani bu işin içinde bunlar bu yani. polisten öğrendik, polis muhbiri olduğunu.”

Mahkeme Başkanı :” Klasör 86 dizi 38 deki emniyet ifadesinin 2. cevabı okundu.soruldu.Sanık Erol Ölmez :” doğrudur,”Mahkeme Başkanı :” Klasör 86 dizi 37 deki emniyet ifadesinin 1.2.3. cevabı

okundu.soruldu.Sanık Erol Ölmez :” doğrudur,”Mahkeme Başkanı :” Klasör 86 dizi 36 deki emniyet ifadesinin 1.2. cevabı

okundu.soruldu.Sanık Erol Ölmez :” doğrudur,”Mahkeme Başkanı :” esrar kullandığını söylemişsin, Hüseyin Görüm ün. O telefon

görüşmesinde.”Sanık Erol Ölmez :” zaten kendi de açıklıyor, söylüyor kullanıyorum diye.”Mahkeme Başkanı :” Klasör 86 dizi 35 deki emniyet ifadesinin 1. cevabı okundu.soruldu.Sanık Erol Ölmez :” hikmet ile konuşuyorum Sayın başkanım işte hikmet işte öyle hikmet

evet.”Mahkeme Başkanı :” Klasör 86 dizi 35 deki emniyet ifadesinin 2. cevabı okundu.soruldu.Sanık Erol Ölmez :” doğrudur Sayın başkanım, hikmet boş konuşan bir insandır başkanım

devamlı arardı konuşurdu, benle onla öyle konuşurdum.”Mahkeme Başkanı :” Klasör 86 dizi 35 deki emniyet ifadesinin 3. cevabı okundu.soruldu.Sanık Erol Ölmez :” doğrudur,”Mahkeme Başkanı :” Klasör 86 dizi 34 deki emniyet ifadesinin 1.2.3. cevabı

okundu.soruldu.Sanık Erol Ölmez :” doğrudur,”Mahkeme Başkanı :” Klasör 86 dizi 33 deki emniyet ifadesinin 1.2. 3. 4.5.cevabı

okundu.soruldu.Sanık Erol Ölmez :” doğrudur,”Mahkeme Başkanı :” Klasör 86 dizi 32 deki emniyet ifadesinin 1.2.3. cevabı

okundu.soruldu.Sanık Erol Ölmez :” doğrudur,”Mahkeme Başkanı :” düzelttiğin şeyleri düzelttin zaten, diğerleri doğru mu.”Sanık Erol Ölmez :” doğrudur sayın başkanım. Muhammet yüce yi zaten kendisini

cezaevinde tanıdığımı söyledim.”Mahkeme Başkanı :” Klasör 86 dizi 54 teki savcılık ifadesi okundu.soruldu.Sanık Erol Ölmez :”Sayın başkanım, pişmanım derken şu var şöyle bir konuşmuştum öyle

savcı Zekeriya öz yazmış, ben dedim kızdığım zaman dedim mesela küfür edebilirim, normaldir bu dedim, küfür ettiğim zaman kendi kendime dedim pişman olurum dedim. Bundan dolayı dedim savcı beye, kızarım küfür ederim sonra kendi kendime ben niye böyle dedim diyerekten pişman

58

Page 59: T · Web viewSanık Kahraman Şahin Müdafi av. Süleyman Erbaşı :” sorum yok efendim otura bilir. Sayın başkanım muhterem heyet aylardır süren bir duruşmadan sonra müvekkilimin

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05/03/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:60 Sayfa:59

olurum dedim. Ha oda pişmanım diye yazmış, aslında o küfür ettiğimden hani kızarım kendi kendime sonra pişman olurum.”

Mahkeme Başkanı :” Klasör 86 dizi 59 teki savcılık ifadesi okundu.soruldu.Sanık Erol Ölmez :”doğrudur.şirketten aldılar beni zaten, sandalye de yatarken.”Mahkeme Başkanı :” Klasör 86 dizi 71 deki ek-2 savcılık ifadesi okundu, soruldu.Sanık Erol Ölmez :” doğrudur, evet.”Mahkeme Başkanı :” doğru mu bu ifade.”Sanık Erol Ölmez :” doğrudur, rahmetli oldu tabiî ki Kuddusi Okkır, şimdi Sayın başkanım

Mahmut Öztürk ile beraber gitmiştik, Mahmut Öztürk savcı Nihat taşkın a her şeyi anlatmış orda işte kavga ettik şu oldu bu oldu, cezaevinde olan olayı gitmiş orda anlatmış, o benim yanıma geldi aşağıya dedi ben tam savcının yanına çıkaktım, Erol ben işte her şeyi anlattım şunu söyledim bunu söyledim, dedim ne söyledin, dedi bıçak mıçak mevzusu ya dedim nedir bu bıçak mevzusu dedim ne diyor, ben o ara çıktım yukarıya hatırlamadım hatta savcım Nihat taşkın hatırlattı, konuyu aydınlatınca ha dedim böyle bir şeyler oldu ama bu cezaevinin bir psikolojisidir yani insanlar kavga eder barışır cezaevinde insan her gün dört duvar arasında bunalıma girilir normaldir bunlar yani bunları anlattım ben. Yani olmuş, oda hatta Mahmut Öztürk 3,5 saat kaldı, ben on dakika mı onbeş dakika mı öyle bir şey kaldım. “

Mahkeme Başkanı :Klasör 86 dizi 222 deki hakim ifadesi okundu. Soruldu.Sanık Erol Ölmez :” doğrudur Sayın başkanım.”Mahkeme Başkanı :” Bu ifadeye ekleyeceğin bir şey var mı.?”Sanık Erol Ölmez :” sayın başkanım ifadeye etkileyeceğim şöyle bir şey şimdi sayın

savcılarım hani soru da soracaklar, yani aklıma gelen her türlü cevabı vermeye hazırım. Yani nasıl bir sorular sorulacaksa nasıl edilecekse yalnız şunu ifade etmek istiyorum ifadem şudur benim Kahraman Şahin ile bizim aramızda görüşmelerimiz sadece espri mahiyetinde olan sözlerden ibarettir. Hatta hikmet yılmaz dan bahsediliyor iddianame hikmet yılmaz insanlara yanındaki ve çevresindeki oda bizim gibi yani hava atmasını bilen, kişiliği öyle bir farkı bir insan olan öyle bir yapıya sahip bir insandır. Onu da dikkate hikmet yılmaz ile ilgili konuları da dikkate almamanızı arz ve talep ediyorum.”

Mahkeme Başkanı :” saatin 17:15 olduğu görüldü, bu arada bir kısım sanıklar müdafileri Av. Nurperi sancak, Av. Naci Gürkan ve Av. Ramazan Zeybek ile tutuksuz sanık Rafet Arslan ın da geldikleri anlaşıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Oturuma 06.03.2009 Cuma günü 09:30 da kaldığı yerden devam edilmek üzere arar

verilmesine oy birliği ile karar verildi.05/03/2009

Başkan-20909 Üye-28298 Üye-37266 Katip-116766

59