28
TEKNOLOJİNİN KÜRESELLEŞMESİ VE TÜRKİYE AÇISINDAN BİR DEĞERLENDİRME Yrd. Doç.Dr. Muhittin ADIGÜZEL* 1. GİRİŞ İnsanlık tarihinin hiçbir döneminde teknoloji ve yeniliğin dünyamızı ve yaşamımızı, bugünümüzü ve yarınımızı bu kadar etkili olarak belirlemediğini söylemek abartı olmayacaktır. Günümüz dünyasının şekillendiği düzlemin X ve Y koordinatları bağlamında “Bilgi Toplumu” ve ekonomisi olarak “Yeni Ekonomi”, koordinatlardan biri olurken “Küreselleşme” diğeri olmaktadır. Bu iki sürece entegrasyondaki başarınız günümüzde ve gelecekteki yerinizi, konumunuzu belirleyen en önemli faktördür. Başarısız entegrasyon durumunda bugünki Sahra altı Afrika örneğinde olduğu gibi yerinizde bile kalmanız mümkün değildir. Bu süreçte teknoloji, hem bilgi toplumunca üretilip üretenlere üstünlük sağlarken aynı zamanda küreselleşmeyi şekillendiren başat iki faktörden birisi olarak fonksiyon görmektedir. Küreşelleşmenin diğer başat faktörü ise neo-liberal kapitalizmdir. Bugünümüzü ve geleceğimizi şekillendiren teknoloji; ekonomik, kültürel, siyasal alanlarda kısaca yaşamın her alanında, refah düzeyinizi, rekabet gücünüzü, büyümenizi, kalkınmanızı belirleyen bir değişken olarak ihmal edilmesi imkansız bir olgu/faktör olarak karşımızda durmaktadır. İç içe geçmiş ve birbirini etkileyen, belirleyen ve aynı zamanda günümüz dünyasının üzerinde şekillendiği üçlü saç ayağı; “Bilgi Toplumu-Teknoloji- Küreselleşme”dir. Geleceğimizi belirleyen bu üç dinamik irdelendiğinde, bilgiyi, teknolojiyi ve yeniliği sınırlı sayıdaki gelişmiş ülke üretmektedir. Aynı ülkeler küreselleşmeyide istedikleri yönde neo- emperyalist bir süreç olarak şekillendirmektedir. Sahip oldukları sermayenin rantını maksimize için dolaşımı serbestleştirilmiştir. ÇUŞ’ler dünyanın her yerinde mal ve hizmet üretimi yapmaktadır. Teknoloji ve yenilikleri üreten bu şirketler teknolojileriyle ürettikleri mallar için dünyanın her yerinin Pazar olmasını sağladılar. Özetle yatırımda, ticarette ve finansta oyunun kuralları, tam yol küreselleşme olarak konulmuştur. Bugünki dünyayı ve geleceği şekillendirdiğini ifade ettiğimiz teknolojinin bu süreçteki konumu, durumu nedir? Madem her ülke vatandaşlarına iyi bir gelecek kurmak istemektedir, o halde bu geleceği oluşturacak en önemli ve ihmal edilemez araçlardan olan teknoloji ile ilişkisini doğru ve etkin kurmak zorundadır. Bu nedenlede teknolojinin durumunu irdelemek gerekmektedir. Bu çalışmamızın amacı bu konuda bir tartışma oluşturmaktır. ------------------------------------------------------------------------------------------- * İstanbul Ticaret Üniversitesi İktisat Bölümü Öğr. Üyesi [email protected]

TEKNOLOJİNİN KÜRESELLEŞMESİ VE TÜRKİYE AÇISINDAN …ticarette ve finansta oyunun kuralları, tam yol küreselleşme olarak konulmuştur. ... ulaştırma, haberleşme ve bilgi

  • Upload
    others

  • View
    10

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: TEKNOLOJİNİN KÜRESELLEŞMESİ VE TÜRKİYE AÇISINDAN …ticarette ve finansta oyunun kuralları, tam yol küreselleşme olarak konulmuştur. ... ulaştırma, haberleşme ve bilgi

TEKNOLOJİNİN KÜRESELLEŞMESİ VE TÜRKİYE AÇISINDAN BİR

DEĞERLENDİRME

Yrd. Doç.Dr. Muhittin ADIGÜZEL*

1. GİRİŞ

İnsanlık tarihinin hiçbir döneminde teknoloji ve yeniliğin dünyamızı ve yaşamımızı,

bugünümüzü ve yarınımızı bu kadar etkili olarak belirlemediğini söylemek abartı

olmayacaktır. Günümüz dünyasının şekillendiği düzlemin X ve Y koordinatları

bağlamında “Bilgi Toplumu” ve ekonomisi olarak “Yeni Ekonomi”, koordinatlardan biri

olurken “Küreselleşme” diğeri olmaktadır. Bu iki sürece entegrasyondaki başarınız

günümüzde ve gelecekteki yerinizi, konumunuzu belirleyen en önemli faktördür.

Başarısız entegrasyon durumunda bugünki Sahra altı Afrika örneğinde olduğu gibi

yerinizde bile kalmanız mümkün değildir. Bu süreçte teknoloji, hem bilgi toplumunca

üretilip üretenlere üstünlük sağlarken aynı zamanda küreselleşmeyi şekillendiren başat

iki faktörden birisi olarak fonksiyon görmektedir. Küreşelleşmenin diğer başat faktörü

ise neo-liberal kapitalizmdir. Bugünümüzü ve geleceğimizi şekillendiren teknoloji;

ekonomik, kültürel, siyasal alanlarda kısaca yaşamın her alanında, refah düzeyinizi,

rekabet gücünüzü, büyümenizi, kalkınmanızı belirleyen bir değişken olarak ihmal

edilmesi imkansız bir olgu/faktör olarak karşımızda durmaktadır. İç içe geçmiş ve

birbirini etkileyen, belirleyen ve aynı zamanda günümüz dünyasının üzerinde

şekillendiği üçlü saç ayağı; “Bilgi Toplumu-Teknoloji- Küreselleşme”dir. Geleceğimizi

belirleyen bu üç dinamik irdelendiğinde, bilgiyi, teknolojiyi ve yeniliği sınırlı sayıdaki

gelişmiş ülke üretmektedir. Aynı ülkeler küreselleşmeyide istedikleri yönde neo-

emperyalist bir süreç olarak şekillendirmektedir. Sahip oldukları sermayenin rantını

maksimize için dolaşımı serbestleştirilmiştir. ÇUŞ’ler dünyanın her yerinde mal ve

hizmet üretimi yapmaktadır. Teknoloji ve yenilikleri üreten bu şirketler teknolojileriyle

ürettikleri mallar için dünyanın her yerinin Pazar olmasını sağladılar. Özetle yatırımda,

ticarette ve finansta oyunun kuralları, tam yol küreselleşme olarak konulmuştur.

Bugünki dünyayı ve geleceği şekillendirdiğini ifade ettiğimiz teknolojinin bu süreçteki

konumu, durumu nedir? Madem her ülke vatandaşlarına iyi bir gelecek kurmak

istemektedir, o halde bu geleceği oluşturacak en önemli ve ihmal edilemez araçlardan

olan teknoloji ile ilişkisini doğru ve etkin kurmak zorundadır. Bu nedenlede teknolojinin

durumunu irdelemek gerekmektedir. Bu çalışmamızın amacı bu konuda bir tartışma

oluşturmaktır.

-------------------------------------------------------------------------------------------

* İstanbul Ticaret Üniversitesi İktisat Bölümü Öğr. Üyesi

[email protected]

Page 2: TEKNOLOJİNİN KÜRESELLEŞMESİ VE TÜRKİYE AÇISINDAN …ticarette ve finansta oyunun kuralları, tam yol küreselleşme olarak konulmuştur. ... ulaştırma, haberleşme ve bilgi

Bu nedenlede dünya düzenine hakim güçlülerin, istediklerini küreselleştirdikleri

günümüzde teknoloji ne kadar küreselleşmekte, ne kadarı küreselleştirilmektedir.

Kalkınmakta olan bir ülkenin politika üreticileri bunu irdelemek zorundadır. Çünki

teknolojiyi edinmenin hayati bir zorunluluk haline geldiği bir dünyada yaşamaktayız.

2. YENİ EKONOMİ

Son birkaç yüzyıldaki değişimin devamı olarak 1980’lerin ortasından itibaren

ortaya çıkan ve bir anlamda bilgi toplumunun ekonomisi olarak

değerlendirebileceğimiz ‘Yeni Ekonomi’, değişim sürecindeki gelişmelerin son

örneğidir. Yirminci yüzyılın son çeyreğinde bilgisayar mühendisliği, malzeme, mikro

elektronik, robotik, ilaç sanayi, biometri ve elektronik fon transferi gibi birçok

alandaki teknolojik gelişmeler ve keşifler ekonomi dünyasında önemli sonuçlar

yaratmış ve günümüzün bu bilgi temelli ekonomisi “yeni ekonomi” olarak

tanımlanmaya başlanmıştır.

Yeni ekonomi küresel niteliğiyle küresel ekonomik sistemi kökünden değiştirip

sarsmaktadır. Eski ekonomi önemini, kârlılığını, istihdam gücünü, üretim

kapasitesini yavaş yavaş yitirirken, ortaya yeni sektörler çıkmakta ve ekonomik

büyümenin lokomotifi olmaktadırlar. Teknolojik gelişmenin büyük ölçüde

dijitalleşmeye ve internete bağlı olan yeni ekonomi tıpkı dominant bir gen misali eski

ekonomiyi yani eski organizmayı kuşatıp yavaş yavaş yok etmektedir. Yeni

ekonominin; dijitalleşme, araştırma geliştirme faaliyetlerinin artması, küreselleşme

ve insan kaynakları profilinde yaşanan radikal değişim gibi temel birçok

özelliğinden bahsedebiliriz.1

“Yeni Ekonomi” kavramı çeşitli şekillerde tanımlanmaktadır. Atkinson ve

Court yeni ekonomiyi, son 15 yılda ortaya çıkan ve ekonominin kurallarını, yapısını

ve fonksiyonlarını değiştiren nicel ve nitel gelişmelerin tümü şeklinde

tanımlamaktadır.2 Yeni ekonomiyi, devam eden bilgi ve haberleşme teknolojisindeki

gelişmelerin yayılması, benimsenmesi ve yüksek verimlilik nedeniyle ortaya çıkan

yüksek oranlı ve uzun dönemli büyüme olarak da tanımlamak mümkündür.3 Ayrıca

yeni ekonomi, ekonomik ihtiyaçların değişmesi ve bu ortamda düşünme ve faaliyette

bulunma gerekliliğinin doğduğu bir ekonomik yapıyı ifade etmektedir.4

Uluslararası rekabet gücünün, fiziki sermayeden ziyade fiziksel sermayeye

dayalı olduğu yeni ekonomi, bilgi ve iletişim teknolojilerinin 20. yüzyılın sonlarına

doğru büyük bir ivme kazanmasıyla birlikte yeni dünya düzeninin önemli

unsurlarından biri olarak ağırlığını artırmaya başlamıştır.

Page 3: TEKNOLOJİNİN KÜRESELLEŞMESİ VE TÜRKİYE AÇISINDAN …ticarette ve finansta oyunun kuralları, tam yol küreselleşme olarak konulmuştur. ... ulaştırma, haberleşme ve bilgi

Yeni ekonomide ulusların ekonomik konumlarını belirleyen ve gelişmiş ülkeleri

gelişmekte olan ülkelerden ayıran etmenlerin başında “teknolojik gelişmişlik

düzeyleri” gelmektedir. Gelişmiş ülkelerin uluslararası rekabet güçleri büyük ölçüde

teknoloji ve yenilikçilikteki ileri düzeylerinden kaynaklanmaktadır. Bilim ve

teknolojiyi ekonomik ve toplumsal faydaya dönüştürebilme becerisi, bugün genel

olarak yenilik becerisi ve yetkinliği olarak ifade edilmektedir.

Teknolojik gelişmeler mevcut rekabetçi üstünlüklere göre daha güçlü rekabetçi

üstünlükler yaratmaktadır. Ancak rekabetçi üstünlüğü sürekli kılmak için, teknolojik

yenilikler sürekli daha üst seviyeye ve karmaşık hale gitmektedir. Dünya ekonomisi

gittikçe artan bilgi ve iletişim teknolojisinin egemenliğiyle daha rekabetçi ve daha

küresel olmaktadır. Bu nedenle teknoloji üretimi ve geliştirilmesi, kalkınma ve

küresel rekabet açısından büyük önem taşımaktadır.5

Dünyada ileri teknoloji ve beceri isteyen ürünlerin üretimi ve pazarı hızla

yükselmektedir. Bilim ve ileri teknolojiye dayalı yöntemlerin üretim süreçlerine

uygulanması; ülkelerdeki gelir dağılımını, ekonomilerin büyümesini, üretim

sistemlerinin köklü değişikliğini, kaynak dağılımını ve kullanımını, toplumsal

sınıfların yapılarını, iş organizasyon ve örgütlenmelerinin yanı sıra toplum düzenini

oluşturan tüm kurumsal yapıları değişikliğe uğratmaktadır.6

Yeni teknolojik gelişmeler dünya ekonomisinde yeni bir dönüşüme yol açmış

olup bu süreçte: Nitelikli iş gücü, enformasyon teknolojisine dayalı yeni teknoloji

üretimi, esnek üretim, esnek uzmanlaşma, ileri esnek otomasyon, toplam kalite

anlayışı, sistemsel otomasyon, özgül taleplerin oluşturduğu üretim yapısı, kalite

çemberleri, Ar-Ge’ye yatırım, kalite yönetimi, firmalar arasında temelde esneklik ve

iş birliğine dayanan ilişkiler ve ortak ürün geliştirme, ürün ve üretim işlemlerinde

sürekli gelişme, sıfır hatalı ve tam zamanında üretim ve teslimat, etkin bir pazarlama,

esnek imalat yöntemlerinin uygulanması, çok yönlü-yetenekli iş gücü ve iş gücünün

etkin kullanımı gibi teknik ve yönetsel teknolojik yenilikler ve gelişmeler ulusal

rekabet gücünü ve üstünlüğünü belirleyen unsurlar olarak öne çıkmaktadır.7 Artık

gücün de zenginliğin de ana kaynağı endüstri değildir; bir malın bilgisinin üretimi,

kendisinin üretiminden çok daha önemli hale gelmiştir.8

Hayatın hiçbir alanı teknolojik gelişmelerin dışında kalamamıştır.

Bilgisayarların yaygınlaşmasından, ulaştırma, haberleşme ve bilgi işlem

teknolojisinin hızlanmasından ve büyük oranda ucuzlamasından9 para, mal ve diğer

faktörlerin akışkanlığı büyük bir hız kazanmıştır. Fiber optik ve uydu teknolojilerinin

nerede ise devrimci gelişmeleri, süper bir bilgi otobanı oluşturarak bütün dünyayı

eskisinden daha yakın ve daha etkilenebilir hale getirmiştir.10

Page 4: TEKNOLOJİNİN KÜRESELLEŞMESİ VE TÜRKİYE AÇISINDAN …ticarette ve finansta oyunun kuralları, tam yol küreselleşme olarak konulmuştur. ... ulaştırma, haberleşme ve bilgi

Diğer taraftan günümüzün hâkim paradigması “küreselleşme” sürecinin temel

bir bileşeni teknolojidir. Teknolojik değişim ve küreselleşme arasında kompleks bir

karşılıklı etkileşim ve ilişki vardır. Bir tarafta yeni teknolojiler uzak toplumlar arasında

bilginin yayılmasında güçlü bir araç olarak davranmaktadır. Örneğin; yeni bilgi ve

enformasyon teknolojilerinin varlığı olmadan finansal piyasaların mevcut

küreselleşmesini hayal etmek bile güçtür. Diğer tarafta, yeni teknolojilerin üretilmesi

ve yayılması süreci, bireylerin, malların ve sermayenin akımlarıyla şekillendirilmekte

ve güçlendirilmektedir. Bunun yarattığı sirkülasyon prosesi ile teknoloji

küreselleşmeyi, küreselleşme de teknoloji üretimini ve dağılımını

kolaylaştırmaktadır.11

Teknolojik gelişmeler küreselleşmenin temel dinamikleri olarak dünya

ekonomisini etkileyen önemli sonuçlar doğurmuştur. Bunlara örnek gösterilirse,

birincisi hızlı teknolojik gelişmeler iletişim ve taşıma maliyetlerini azaltmıştır.

İkincisi, teknolojik gelişme ürün çeşitliliğini arttırmış, uzmanlaşma ve değişim

nedeniyle endüstri-içi ticaret gelişmiştir. Üçüncüsü, yine teknoloji ile ilişkili olarak

büyük ölçek ekonomileri büyük miktarlarda üretimi daha etkin kılmış ve yurtiçi

talebi aşan miktarlar firmaları yurtdışı pazarlar aramaya zorlamıştır. İlave olarak

Araştırma ve Geliştirmenin yoğun olduğu endüstriler yüksek Araştırma-Geliştirme

giderlerini amorti edebilmek için büyük rakamlarda üretim ve daha çok ihracat

yapmaya yönelmek zorunda kalmaktadırlar.12

Bugün dünyadaki bütünleşme büyük oranda bilgisayarlaşma,

minyatürleştirme, sayısallaşma, uydu iletişimi, fiber optikler ve internet gibi

küreselleşme ile iç içe girmiş birçok teknoloji tarafından yönlendirilmektedir.

Küreselleşme, soğuk savaşa benzemeksizin homojenleştirme yönünde davranan

kendi dominant kültürüne sahiptir. Bugünkü küresel sistemin çok farklı katkıları,

kuralları, teşvikleri ve özellikleri vardır. Soğuk savaş, bölünme ile ifade edilirken

küresel sistemin karakteristiği teknolojinin ittiği bir bütünleşme olup bu sistem

tek bir sembolle ifade edilebilir: World Wide Web13

Bu bağlamda, “günümüzde birbirine on-line olarak bağlı dünya finans

piyasalarında bireysel yatırımcılar dahi haftada 7 gün 24 saat alım satım

yapılabilmekte olup bunun gerçekleşmesi elektronik iletişim ağları ile mümkün

olabilmektedir.14 1970’lerde başlayan iletişim ağının sayısallaşması ve

bilgisayarlaşması, küreselleşme kapsamında bir devrim gerçekleştirmiştir. Endüstri-

sonrası ekonomide küreselleşme, ticaret ve göç ile sınırlı değildir. Sermaye ve para

piyasaları, tüketici servisleri, kültürel ve bilimsel araştırmaların üretilmesi,

bilgisayarların entegrasyonu ve iletişim ağlarından büyük faydalar sağlamışlardır.15

Page 5: TEKNOLOJİNİN KÜRESELLEŞMESİ VE TÜRKİYE AÇISINDAN …ticarette ve finansta oyunun kuralları, tam yol küreselleşme olarak konulmuştur. ... ulaştırma, haberleşme ve bilgi

Diğer taraftan 20. yy sonlarında genişleyen ve derinleşen ekonomik

entegrasyonun ve hızlanan teknolojik yeniliklerin ve gelişmelerin sonucu olarak,

küresel piyasalardaki rekabet “yüksek yoğunluklu rekabet” veya “hiper rekabet”

kavramı ile ifade edilmeye başlanmıştır. Hiper rekabet ortamı, bir rekabetçi için

reaksiyon göstermek amacıyla hareket etmeden önce karar için beklemenin artık

mümkün olmadığı bir ortamdır.16 Küreselleşme, ülkelerin dünya ekonomisine ve

ticaretine entegrasyonunu arttırmış ve bunun sonucunda rekabetin şiddeti ve alanı

genişlemiştir. Bu yoğun rekabet ortamı “Yeni Rekabet” (New Competition) olarakta

adlandırılmaktadır.17 Yüksek yoğunluklu bu “Yeni Rekabet” veya “Hiper Rekabet”,

neoklasik tip rekabetten çok dinamik Schumpeteryan rekabetin karakteristiklerini

taşımaktadır.18

Artan küresel rekabetin önemli nedenlerinden birisi de teknolojik değişimin

hızlanması ve ürün yaşam devrinin giderek kısalmasıdır. Özellikle ileri teknoloji

endüstrilerinde yoğun rekabet ve Araştırma - Geliştirme nedeniyle yenilik hızı

giderek artmakta, ürünlerin bir üst modelinin piyasaya arz süresi giderek

kısalmaktadır. Bu husus yenilik için yapılan harcamaların amortize edilmesini

güçleştirmektedir. Bu hiper rekabet ortamının yaşandığı küresel ekonomideki

herhangi bir endüstride bir firmanın rekabetçi avantajını sürdürebilmesi çok güç hale

gelmiştir.19

Ülkeler, teknolojik düzeylerinin yükseltmenin, ihracatlarını artırmanın, rekabet

güçlerini ve yabancı ithal ürünlerle rekabet edebilme becerilerini geliştirmenin

yollarını aramaktadır. Bu bağlamda günümüzde gerek sanayileşmiş ülkelerde

gerek sanayileşmekte olan ülkelerin birçoğunda küresel rekabette bilim ve

teknolojinin vazgeçilmez ve en önemli bir silah haline geldiği, yeni bîr vahşi “ ileri

teknoloji neo-merkantilizmi”nden söz etmek mümkündür. Ülkeler (ya da iktisadi

birlikler) birbirlerini bir adım geçebilmek için son yıllardaki neo-merkantilist

uygulamalarıyla; başta bilim ve iktisat politikaları olmak üzere, tarife dışı engellerden

yatırımların regüle edilmesine, temel/uygulamalı Ar-Ge çalışmalarından nitelikli insan

gücü yetiştirilmesine ve patent/telif haklarından komşunun teşvik sisteminin yıkılması

kadar girişimlerine varan, geniş bir alana hükümetlerin aktif politikalarıyla müdahale

ettikleri görülmektedir. 20

Teknoloji kullanımı ve teknolojik değişim, işletmelerin pazarlarda rekabet etmede

kullandıkları temel araç haline gelmiştir. Artık küresel rekabet gücü; klasik üretim

faktörlerine dayanmaktan çok, teknolojik altyapı ve seviye ile yenilikçilik kapasite ve

sisteminin şekillendirdiği “yapısal bir rekabet gücü”ne dayandırılmaktadır. Bu

bağlamda sanayileşmiş/gelişmiş ülkeler yeni teknolojik buluşların ve yeniliklerin

Page 6: TEKNOLOJİNİN KÜRESELLEŞMESİ VE TÜRKİYE AÇISINDAN …ticarette ve finansta oyunun kuralları, tam yol küreselleşme olarak konulmuştur. ... ulaştırma, haberleşme ve bilgi

gerek arz gerek talep koşullarına sahipken, sanayileşmekte/gelişmekte olan ülkelerin

bu konudaki yetersizlikleri nedeniyle söz konusu ülkelerde bilim, teknoloji, endüstri

politikaları ve bu politikaların yapıcısı-uygulayıcısı olarak devlet bu koşulları

yaratmakta önemli görevler yüklenme zorunluluğu taşımaktadır.21 Bilim ve teknoloji

stokunun hala bir avuç ülkede ve bölgede yoğunlaşması söz konusu olmakla birlikte

teknolojik uygulama bilgisi akışları dünya üzerinde giderek yayılım göstermektedir.

“Sanayileşmiş ülkelerde uzun vadeli ekonomik büyümenin yarıdan fazlası

verimliliği artıran veya sanayilerin geliştirilmesine yol açan teknolojik değişikliklere

dayanmaktadır. Son otuz yılda, dünya ekonomisi daha öncekilere göre çok daha

yoğun bir bütünleşme sürecine girmiştir. Bu süreçte dünya ticaretinin hızla

büyümesi devam etmektedir. Uluslararası sermaye hareketleri patlamıştır. Bilgi ve

teknoloji eskiye göre çok daha fazla transfer edilmektedir.

Uluslararası rekabette açık şekilde, düşük ücret temelli rekabetten, teknoloji

temelli rekabete ve pazara yeni teknoloji sunmaya geçiş olmuştur. Firmalar kalite,

hizmet ve yenilik temelli ürünlerinde tüketicinin istediği yeni ürünler ve en son

teknolojiler geliştirmek için yarışmaktadır. Bu daha iyi ürün teknolojisi, daha iyi

proses teknolojisi, daha iyi üretim ve yönetim sistemleri ile ilgilidir.22 Shumpeter’e

göre bir firmanın uzun dönemde bekasını ve sürdürülebilir rekabet gücünü

belirleyen yeni mal, yeni teknoloji, yeni arz kaynakları ve yeni tip organizasyondur.23

Özetle bugün küresel rekabet gücü, teknoloji temelli olup ileri teknoloji içeren

yenilikçi ürün ve hizmet geliştirebilmeyi ve üretebilmeyi gerektirmektedir.

Küreselleşmeyle birlikte değişen rekabet ortamında ayakta kalabilmek ve

süreklilik sağlayabilmek için firmaların ürün ve hizmetlerini farklılaştırarak piyasaya

sunmaları ve üretim yöntemlerini daima yenilemeleri gerekmektedir. Bu ise ancak

teknolojik gelişim ve yenilik sayesinde gerçekleştirilebilmektedir. 1980’ler de ortaya

çıkan “Yeni Büyüme Kuramı/İçsel Büyüme Kuramı” teknolojik gelişme ve beşeri

sermayeyi büyümenin temel belirleyicileri olarak kabul etmektedir. Bu kuram

büyümenin motor gücü olarak Araştırma-Geliştirme (Ar-Ge/ARGE/A+G)

faaliyetlerinin önemini vurgulamaktadır.

Bu bağlamda dünya ekonomisindeki gelişmelere ve artan rekabete bağlı olarak

“yenilik” konusuna ilgi gittikçe artmaktadır. “Yenilikçilik, özgün fikirleri, yeni

yöntem, ürün veya hizmetlere dönüştürerek rekabet yoluyla sağlanabilecekten daha

iyi ve daha hızlı bir şekilde ticari getiriler elde etme becerisini gösterebilmektir.”

Yenilik/inovasyon; işletme içi uygulamalarda, iş yeri organizasyonunda veya dış

ilişkilerde yeni veya önemli derecede iyileştirilmiş bir ürün (mal veya) hizmet veya

Page 7: TEKNOLOJİNİN KÜRESELLEŞMESİ VE TÜRKİYE AÇISINDAN …ticarette ve finansta oyunun kuralları, tam yol küreselleşme olarak konulmuştur. ... ulaştırma, haberleşme ve bilgi

süreç, yeni bir pazarlama yöntemi veya yeni bir organizasyonel yöntemin

gerçekleştirilmesidir.24

Teknolojik ilerleme yüksek verimliliğe ve sürekli ekonomik büyümeye katkıda

bulunmaktadır. “Uzun dönemde büyümenin temel kaynağı yeni teknolojilerdir.”25

Teknoloji, ülkelerin rekabet üstünlüğünün neredeyse tek belirleyicisi haline

gelmiştir. Bundan dolayıdır ki teknolojik üstünlüğe sahip olan ülkeler uluslararası

düzende belirleyici rol oynamaktadır.26

Teknolojiden rekabet anlamında bir avantaj sağlamak için sadece dünyanın en

iyi teknolojisine sahip olmak yeterli değil, onu geliştirmekte gerekmektedir. Bu, bir

ülkeden veya şirketten diğerine gerçekleştirilen teknoloji transferinin küresel

rekabetçilik oluşturmak için yeterli olmadığı anlamına gelmektedir. Bir teknoloji

transfer edildiğinde genellikle bugün rekabetçi olan şey ertesi gün geçerli

olmamaktadır.

Teknolojik gelişmeler her alanda maliyetleri düşürerek, tüm dünyada ülkeler

ve bölgeler arasındaki engelleri kaldırarak27 ve yeni ürünler, prosesler ve

uygulamalar geliştirerek küreselleşmenin artışında çok önemli bir rol oynamıştır.

Bugün bilgi ve iletişim teknolojilerinin girmediği, kullanılmadığı alan yok

sayılabilecek kadar azdır. Bilgi ve iletişim teknolojileri bugünki “Yeni Ekonomi”nin

(Bilgi Ekonomisi) merkezinde yer alırken yeni ekonomi, küreselleşmeyi etkileyen ve

belirleyen en önemli faktörlerin başında gelmektedir.

Diğer taraftan teknolojik gelişmeler sonucunda üretim süreçlerinin bölünebilir

hale gelmesi ile bir malın parçalarının üretiminin dünyanın farklı yerlerinde

gerçekleştirebilmesi üretimin küreselleşmesini teşvik etmiştir.

Taşıma ve iletişim maliyetleri azalırken Araştırma Geliştirme maliyetlerindeki

artış firmaları yeni ürünlerini tüm dünyaya aynı anda arz etmeye ve çok sayıdaki

piyasada birden bulunmaya zorlamıştır.28 Özellikle ileri teknoloji alanlarındaki

Araştırma Geliştirme maliyetlerindeki artış Çok Uluslu Şirketleri uluslararası ortak

Ar-Ge için stratejik ittifaklar kurmalarını, Ar-Ge faaliyetlerini uluslararası düzeyde

yaymalarını hızlandırmıştır. Bütün bu gelişmelerin küreselleşmenin artması

yönünde etkisi olmuştur.

Bu beş ağ tipi şunlardır:29

1. Tedarik Ağları,

2. Üretim Ağları,

3. Müşteri Ağları,

Page 8: TEKNOLOJİNİN KÜRESELLEŞMESİ VE TÜRKİYE AÇISINDAN …ticarette ve finansta oyunun kuralları, tam yol küreselleşme olarak konulmuştur. ... ulaştırma, haberleşme ve bilgi

4. Standart Koalisyonları,

5. Ürün tasarımı ve ürün teknolojisinin elde edilmesini kolaylaştıran, ortak

üretimi, ürün işlemenin gelişimini sağlayan, jenerik bilimsel bilginin ve

araştırma geliştirme çalışmalarının paylaşımına izin veren Teknoloji İş

Birliği Ağları.

Bu ağların hepsi teknolojinin küreselleşmesine katkıda bulunmaktadır.

Bugünün küresel ekonomisi artan şekilde teknoloji yönlendirmelidir

(technology-driven). Ulusal ekonomilerin büyümesi ve kalkınması bilim ve teknoloji

kaynaklarına ulaşmalarına ve bu kaynaklardan etkin biçimde yararlanmalarına

bağlıdır. Bilimle ilişkili sanayilerin yükselişiyle beraber, kimya sanayisinin büyümesi,

otomobillerin ve elektronik ürünlerin geliştirilmesiyle belirginleşen pek çok yeni

ürünün yaygınlaşmasıda birlikte olmuştur. Bu gelişmelerin en genel sonucu, gelişmiş

ekonomilerin başarısının tamamen yeni teknolojileri üretmelerine ve kullanmalarına

bağlı olmasıdır. Bu durum büyük oranda bu ülkelerin özgün bilimsel ve teknolojik

kapasitelerine dayanmaktadır.30

Ekonomik büyümenin temel belirleyicileri; fiziksel sermaye, beşeri sermaye ve

teknolojik gelişme birikimleridir.31 Ayres, ekonomik gelişmeye katkıları bakımından

teknoloji üzerine diğer faktörlere göre daha çok vurgu yapmakta teknolojik

gelişmeyi ekonomik kalkınma ile eş değer görmektedir.32

Teknolojinin tabiatı bir bakımdan küreseldir ve yetenekten daha çok bilime

dayanır. Bir içten yanmalı motor veya dizüstü bilgisayar İstanbul, NewYork veya

Lahor’da’da aynı şekilde çalışır. Teknoloji, sosyal sistem, adetler, kültür ve politik

düzenlerden farklı şekilde her yerde aynı özelliklere sahiptir. Ancak, teknoloji

küresel tabiatının tersine, kendiliğinden dünyanın tüm yerlerine açıkça yayılmaz.33

Bilginin kompleks modelleri onun geliştirildiği ve kullanıldığı çevreler içinde kalma

özelliği gösterir. Bu nedenle bilgi yapışkanlığı, onun orijinal kaynağından

ayrılamazlığı olarak tanımlanabilir. Teknolojik bilginin yapışkanlığı, bir

organizasyonun sınırları içerisinde bile bilgi transferinin zorlukları ile gösterilebilir.34

Endüstriler küreselleşmiş olabilmekle birlikte, yeni teknoloji ve yenilikler

çoğunlukla ve kesin şekilde küresel değildir. Bunun çok sayıda nedeni vardır.

Birincisi, yenilik, yenilikçi bir ortam ve topluluk içinde gelişme eğilimindedir.

İkincisi, patent istatistikleri çoğu Çok Uluslu Şirketin araştırma ve geliştirmelerini

kendi ana ülkelerinde gerçekleştirdiğini göstermektedir. Üçüncüsü, teknolojinin

yayılması serbest değildir ve bir maliyeti vardır. Teknolojik yakalama kolay olmayan

bir süreçtir. Teknoloji transferi üzerine son zamanların literatürü teknolojinin

Page 9: TEKNOLOJİNİN KÜRESELLEŞMESİ VE TÜRKİYE AÇISINDAN …ticarette ve finansta oyunun kuralları, tam yol küreselleşme olarak konulmuştur. ... ulaştırma, haberleşme ve bilgi

kolaylıkla transfer edilemeyen birçok örtülü (tacit) bilgi içerdiğini göstermektedir.

Landes (1969), teknolojilerin göreli olarak daha basit olduğu zaman bile Kıta Avrupa

ülkelerinin İngiliz teknolojilerini asimile etmesinin nasıl onlarca yıl aldığını

göstermiştir. Son zamanlara kadar, yaygın olarak, açık ticaret sisteminin teknolojinin

hızlı difüzyonuna izin verdiği kabul ediliyordu. Bu nedenle Batı Avrupa’nın ve

Japonya’nın teknolojinin seviyelerini ve dünyanın lider ülkesinin (ABD) etkinliğini

yakalaması göreli olarak düzgün olmalı idi. Gerçekte, sanayileşmiş ülkeler arasında

bile eşit olmayan bir teknolojik gelişme vardır. Bazıları, sadece kısmi olarak

yakalarken, diğerleri bazı önemli sektörlerde dünyanın teknoloji lideri ülkeyi -ABD-

yetişip geçtiler. Soete ve Verspagen (1993), OECD ülkeleri arasında verimlilik

yakınsamasının 1970’lerin sonundan beri durduğunu göstermiştir. Ar-Ge verileri ve

ABD patent bilgileri 1970’lerin başından beri teknolojik birikim için ulusal

kapasitelerde yakınsamayı gösteren bir delil olmadığını göstermektedir.35

Teknolojinin, kullanıcısının yeni vasıflara, rutinlere, teknik bilgiye ve

örgütlenme bilgisine yatırım yapmasını gerektiren “zımni” (gizli/örtülü) unsurları

vardır. Bu tür yatırımlar, çözüm için müdahale gerektiren piyasa aksaklıklarıyla

ve kurumsal aksaklıklarla karşı karşıyadır. Teknolojiler doğal olarak zımni

özelliklerine ve dışsallıklarına göre farklılık gösterdiğinden, müdahaleler de seçici

olmak zorundadır. Gelişmekte olan ülkelerin sınaî başarısı -hatta günümüzün

gelişmiş dünyasının sanayileşmesinin ilk evreleri- hükümetlerin söz konusu

piyasa aksaklıkları ve kurumsal aksaklıklar ile mücadelesinin başarısına bağlı

olmuştur. Başlangıç kapasitesini ve bunu izleyen gelişme döneminde, piyasa

aksaklıklarıyla karşı karşıya kalınabilir. Her iki işlemin de -işlevsel ve seçici-

desteğe ihtiyacı vardır. Bu destek, yenidoğan sanayilerin korunmasına ek olarak,

farklı bir politika demeti gerektirir. Örneğin yeni sınaî faaliyetlerde başlangıç

kapasiteleri kurulurken, yüksek, öngörülemez öğrenme maliyetleri ve yaygın

dışsallıklar olduğunda, yeni teknolojilere yatırım için serbest piyasalar doğru

işaretleri vermeyebilir.36 Teknoloji politikasını; teknolojik yeteneklerin

kazanılması sürecini ve yönünü teşvik etmek ve yönetmek için hükümetlerin

kullandığı araçlar seti olarak tanımlamak mümkündür. Hükümetler teknolojik

gelişmeyi çeşitli kanallarla etkileyebilir. Kanalların en önemlileri, beşeri sermaye

ve eğitimin geliştirilmesi, yenilik sisteminin ve Ar-Ge’nin geliştirilmesi ve bu

yolla teknolojik yeteneklerin oluşturulması olarak belirlenebilir.37

Dünya ekonomisi, Schumpeteryan bir ekonomi haline gelmiştir. Küreselleşen

dünya ekonomisinde, rekabet gücü, yeni teknolojiler üretme ve bu yeni teknolojileri

hızla yeni ürünlere ve üretim süreçlerine dönüştürme yeteneğine dayanmaktadır.

Bugün “yeniliğin” rekabet gücünün motoru olduğu genel kabul görmektedir.

Page 10: TEKNOLOJİNİN KÜRESELLEŞMESİ VE TÜRKİYE AÇISINDAN …ticarette ve finansta oyunun kuralları, tam yol küreselleşme olarak konulmuştur. ... ulaştırma, haberleşme ve bilgi

İşletmeler giderek artan rekabet ortamı karşısında ayakta kalabilmek için, bilgi ve

bilgiye bağlı teknoloji üretmek veya ithal etmek zorundadırlar. Araştırma-Geliştirme

(Ar-Ge) ve yeni bilgi, uluslararası rekabet ortamında üretimin ön şartı olmuştur.38

Yenilik, Ar-Ge ve teknoloji temelli bir küresel rekabet ortamı; teknoloji, altyapı,

sermaye ve insan kaynağına sahip olan ülkelere avantajlar sağlamaktadır. Bu

kaynaklara yeterince sahip olmayan, düşük ücretlerle rekabet etmeye çalışan

ülkelerin küresel rekabet ortamında sürdürülebilir bir rekabet üstünlüğü sağlamaları

mümkün değildir. Ekonomi tarihinde de böyle bir istisna yoktur. Bu bağlamda

Türkiye’nin bugünki bilimsel ve teknolojik kapasitesi ve Ar-Ge düzeyi göz önüne

alındığında Türkiye için küresel rekabet gücü oluşturmanın ön koşulunun; Teknoloji,

yenilik ve Ar-Ge kapasitesini küresel rekabet ortamının gerekleri düzeyine arttırmak

ve getirmek olduğu süphe götürmez şekilde ortadadır.

“Yeni Büyüme Teorisi” veya “İçsel Büyüme Teorisi” (Endogenous Growth

Theory) olarak adlandırılan yaklaşıma göre büyüme, neoklasik modeldeki gibi

piyasa mekanizmasının kontrolü altında olmayan dışsal teknolojik değişme

(exogenous technological change) yerine, merkezi olmayan bir piyasa yapısı içinde

serbestçe faaliyet gösteren ekonomik güçlerce içsel olarak belirlenmektedir.39 Bu içsel

büyüme teorisi çerçevesindeki çalışmaların önemli bir yönü, gelişmiş ve gelişmekte

olan ülkeler arasında büyüme eğiliminde gözlenen farklılıkları belirleyen faktörler

üzerinde durulmasıdır. Diğer bazı gelişmeler olarak, mikro temeller üzerinde daha

fazla durulmaya başlanması, matematiğin modelleme sürecinde giderek artan bir

şekilde kullanımı, ekonometrinin modelleme süreci ve modellerin sınanmasında

getirdiği olanaklar, böylelikle geleneksel olarak analizlerde kapsanmayan faktörlerin

dikkate alınabilmesi sayılabilir.40

İçsel Büyüme Teorileri, öncelikle teknolojik gelişmenin-neoklasik teorinin

aksine - ekonomik sisteminin içinde içsel olarak oluştuğunu, dolayısı ile ekonomik

kararlardan etkilendiğini ifade etmektedir. İkinci olarak yakınsama teorisi

reddedilmektedir. Bunun sonucu olarak gelişmekte olan ülkeler gerekli önlemleri

almazlarsa gelişmiş ülkeler ile aralarındaki gelir farkları gittikçe artabilecektir.

Üçüncü olarak İçsel Büyüme Teorileri, optimum büyüme oranına ulaşılması için

devlet müdahalelerinin gerekli olduğu ortaya konulmaktadır.41

İçsel büyüme modelinde teknoloji transferi, bilginin dünyada yayılması

nedenlerinden dolayı dışa açıktır. Teknolojinin gelişmiş ülkelerden, gelişmekte olan

ülkelere aktarılarak yayılması (spill over) gerçekleşmekte ve bundan bütün ülkeler

yarar sağlamaktadır. Bu modellerde bilgi yayılmakta, teknoloji transfer edilmekte ve

üretimin kendisi bilgi stokunu yaratmaktadır. Bilgi stoku, sermaye stoku gibi

Page 11: TEKNOLOJİNİN KÜRESELLEŞMESİ VE TÜRKİYE AÇISINDAN …ticarette ve finansta oyunun kuralları, tam yol küreselleşme olarak konulmuştur. ... ulaştırma, haberleşme ve bilgi

büyümeyi ateşlemektedir. Bu modellerde sermayenin marjinal verimliliği sadece

sermaye stokuna değil, bilgi sermaye stokuna da bağlıdır. Bu çerçevede Ar-Ge

faaliyetlerinin, beşeri sermayenin, bilgi yayılmasının gündeme gelmesi, ölçeğe göre

sabit getiri varsayımını ortadan kaldırmakta ve ölçeğe göre artan getiriyi gündeme

getirmektedir. Bu durumda gelişmiş ülkelerin büyüme hızlarının düşeceği varsayımı

geçerliliğini yitirmekte ve sonuç olarak gelişmiş ülkeler büyümelerini

sürdürmektedir.42

Yeni İçsel Büyüme Teorileri içinde, büyümenin sürekliliğini sağlayacak

asıl itici gücün Ar-Ge sektöründen kaynaklandığına ve bu sektörle ilgili girdilerin

desteklenmesinin gerekliliğine ilişkin modellerine örnek Paul Romer’in (1990)

modeli; Romer ve Rivera-Batiz modeli (1991); Aghion ve Howitt’in (1992)

modelidir. Bu büyüme modelleri, Ar-Ge faaliyetlerine, bu sektörde istihdam

edilen beşeri sermayeye ve bu sektörce üretilen yeni ürünlere dayanmaktadır.

Ekonomi bu girdilere ne kadar çok sahipse ve ekonominin bu sektöre araştırmacı

(bilim adamı, mühendis, teknik elemanlar) kaynaklarını ne ölçüde başarıyla Ar -

Ge sektörüne aktararak yeni ürünlerin ve teknolojilerin geliştirilmesini sağlıyorsa,

o ölçüde de yüksek bir büyüme oranına sahip olacaktır.43

Yukardaki açıklamalarımız bağlamında ülkelerin ve özelde ülkemizin

geleceğini belirleyen iki ana sürecin bugün içinde yaşadığımız bilgi toplumu ve

ekonomisi olan yeni ekonomi ile küreselleşme olduğu açıkça görülmektedir. Bu iki

sürecin ekonomik çekirdeği teknoloji ve yenilikçiliktir. Bu çerçevede ülke olarak

geleceğimizi belirleyecek olan teknolojik ve yenilikçilik yetkinliklerini

kazanabilmemizin ön koşulu, konunun çeşitli yönleriyle irdelenerek mevcut durumu

anlamamızı ve geleceğe yön verecek politikalar üretebilmemiz için teorik/ampirik

bilgi birikiminin sağlanmasıdır. Frederıck Betz44 2000 yılından sonrasını teknolojinin

küreselleşmesi olarak tanımlanmakta olup Şekil-1’de bilim ve teknolojinin

küreselleşme süreci şematize edilmektedir. Teknolojinin üretilmesinin, yayılmasının

ve kullanılmasının çeşitli formları vardır. Teknolojinin küreselleşmesi bu formlarda

olduğu göz önüne alındığında küreselleşmesinin irdelenmesi teknolojinin dünyaya

yayılımının ne şekilde olduğunu ortaya koyacaktır.

Sürdürülebilir kalkınmasını ve refah ekonomisi olma hedefini

gerçekleştirebilmesi için teknoloji edinme ve üretme zorunluluğunda olan ülkemiz için

teknolojinin küreselleşmesinin irdelenmesi büyük önem taşımaktadır. Bu

çalışmamızla bu konuyu tartışmaya açmak ve küçük bir katkıda bulunmayı

amaçladık. Teknoloji politikalarımız ve tercihlerimiz sadece ekonomiyi değil, tüm

geleceğimizi şekillendirmektedir.

Page 12: TEKNOLOJİNİN KÜRESELLEŞMESİ VE TÜRKİYE AÇISINDAN …ticarette ve finansta oyunun kuralları, tam yol küreselleşme olarak konulmuştur. ... ulaştırma, haberleşme ve bilgi

Şekil 1: Bilim, Teknoloji ve Endüstrilerin Küreselleşmesi

1600'ler 1700'ler 1800'ler 1900'ler 2000'ler

1600-gelecek:

Bilimin

küreselleşmesi

Fizik, kimya, biyoloji

ve matematik

bilimsel disiplinleri

1800-1950:

Ulusal

endüstrileşmeler

Avrupa, Kuzey

Amerika ve

Japonya’nın

endüstrileşmesi:

inşaat, makine,

elektrik ve kimya

disiplinleri

1950-gelecek:

Endüstrileşmenin

küreselleşmesi

Güney Kore, Tayvan,

Singapur ve Çin’in

endüstrileşmeleri:

bilgisayar mühemdisliği

ve biyomühendislik

disiplinleri

1750-2000: teknolojide

ulusal ilerleme

Buhar gücü, çelik, tekstil,

demiryolları, buharlı gemiler,

kimyasallar, telgraf, telefon,

radyo, otomobiller, uçaklar vb.

2000-gelecek:

Teknolojinin küreselleşmesi

IC çip elektroniği,

bilgisayarlar ve

biyoteknoloji

Kaynak: Betz, Frederick, 2010, s. 67.

3.TEKNOLOJİNİN KÜRESELLEŞMESİ

Bilim adamları teknolojinin yayılımının ve küreselleşmesini genel olarak

Archibugi ve arkadaşlarının yaptıkları sınıflandırmayı esas alarak; 45

1. Ulusal çerçevede üretilen teknolojinin uluslararası kullanımı,

2. Yeniliklerin küresel üretimi (the global generation of inniovations),

3. Küresel teknolojik ortak faaliyetler (global technological collaborations

Page 13: TEKNOLOJİNİN KÜRESELLEŞMESİ VE TÜRKİYE AÇISINDAN …ticarette ve finansta oyunun kuralları, tam yol küreselleşme olarak konulmuştur. ... ulaştırma, haberleşme ve bilgi

Şeklinde sınıflandırılmaktadır.

Çalışmamızda teknoloji ve yeniliklerin küreselleşmesi bu sınıflandırma

çerçevesindeki bir sistematiklik içinde irdelenmiştir. Bu bağlamda ;

1. Teknolojinin uluslar arası kullanımı yoluyla küreselleşmesi, özellikle ileri

teknoloji ürünleri olmak üzere teknolojik ürünlerin ve/veya teknolojinin bizzat

lisans, patent, know-how gibi formlarda ticareti ile gerçekleşmekte olup diğer

bir yolu teknolojiye sahip ÇUŞ’lerin yurtdışındaki DYY’larıdır. İleri teknoloji

ürünlerinin dünya ticareti içindeki payı giderek artmakta olup 1995 yılında %

37 olan bu pay 2007 yılında % 60 oranına yükselmiştir. Dünya yüksek

teknoloji ürünleri ihracatında en büyük pay % 21,5 ile Çin’e aittir. Bunun

arkasındaki en önemli neden Çin’in bu alandaki Ar-Ge faaliyetlerini ve

harcamalarını büyük oranda arttırmasıdır. İkinci sırada % 16,7 pay ile Avrupa

Birliği, üçüncü sırada % 14,1 pay ile ABD yer almaktadır. Türkiye’nin payı %

0,1 (binde bir) dir. Dünyada teknolojinin içerilmemiş olarak ticareti de artmakta

olup teknolojinin bu yolla transferi, yeterli Ar-Ge faaliyeti ile desteklendiğinde

teknolojinin özümsenmesini ve teknolojik düzeyin yükselmesini

sağlamaktadır. Yeni sanayileşen ülkelerin bu konuda olumlu tecrübeleri vardır.

ÇUŞ’lerin DYY’larının özellikle imalat sanayi yatırımları yoluyla teknolojinin

küreselleşmesinde önemli bir rol oynadıkları bilinmekle birlikte söz konusu

yatırımların her durumda ev sahibi ülkenin teknolojik düzeyini yükselttiği

söylenemez.

2. Teknolojinin küreselleşmesinin ikinci formu, yeniliklerin ve teknolojinin

uluslararası üretimini sağlayan Ar-Ge’nin uluslararasılaşması olup bu

konudaki tespitler aşağıdadır;

a. Ar-Ge’nin uluslarasılaşması son 30 yılda giderek artmakta olup 1993

yılında, yabancı menşeli şirketlerin ev sahibi ülkelerde yaptıkları Ar-Ge

harcamaları özel sektörün küresel Ar-Ge harcamalarının % 10’u olarak

gerçekleşirken 2003 yılında bu % 16 oranına ulaşmıştır.46

b. Ar-Ge’nin uluslarasılaşmasındaki bu artışta ÇUŞ’lerin maliyet hesapları,

nitelikli bilim adamı ve araştırmacı temini, farklı ülke ve bölgelerin

Ulusal Yenilik Sistemlerinin yetenek ve kapasitelerinden fayda sağlama

(Şekil-2) ve küresel bir yenilik ve teknoloji üretim ağı kurmak nedenleri

önemli bir yer tutmaktadır.

Page 14: TEKNOLOJİNİN KÜRESELLEŞMESİ VE TÜRKİYE AÇISINDAN …ticarette ve finansta oyunun kuralları, tam yol küreselleşme olarak konulmuştur. ... ulaştırma, haberleşme ve bilgi

Şekil 2: Ulusal Yenilik Sistemleri ve ÇUŞ’lerin Uluslar arası Ar-Ge Yatırımları

Ana Ülkenin Ulusal Yenilik

Sistemi

Ev Sahibi Ülkenin Ulusal Yenilik

Sistemi

ÇUŞ’lerin Uluslararası Üretim

Sistemi (Küresel ARGE Ağı)

Yabancı

ÇUŞ’ler

Yabancı

bağlı

şirketler

Yerel

Firmalar

DevletŞirket

olmayan

Kurumlar

Kaynak: Liang 2004, p. 171’den adapte eden WIR 2005,s.181

c. Uluslararası Ar-Ge faaliyetleri Şekil-3’de de görüldüğü gibi istisnai

olarak bazı gelişmekte olan ülkeler dışında genel olarak gelişmiş Triad

(Kuzey Amerika, Avrupa ve Pasifik Asya) bölgesinde

gerçekleşmektedir.

d. Uluslar arası Ar-Ge faaliyetlerinin büyük oranda yüksek teknoloji

alanlarında gerçekleştirilmektedir.

3. Teknoloji ve yeniliklerin küreselleşmesinin üçüncü formu olarak

Uluslararası Bilimsel ve Teknolojik İşbirliği; uluslararası bilimsel temaslar,

ortak çalışmalar ve makaleler, firma, üniversite ve kurumların uluslar arası

Page 15: TEKNOLOJİNİN KÜRESELLEŞMESİ VE TÜRKİYE AÇISINDAN …ticarette ve finansta oyunun kuralları, tam yol küreselleşme olarak konulmuştur. ... ulaştırma, haberleşme ve bilgi

teknik ve bilimsel işbirliği ve ortaklıkları ile genişlemekte ve teknolojinin

küreselleşmesinin artmasını sağlamaktadır.

Şekil 3:Dünyadaki çoğunluk hissesi yabancılara ait Arge iştiraklerinin

lokasyonu,2004

Page 16: TEKNOLOJİNİN KÜRESELLEŞMESİ VE TÜRKİYE AÇISINDAN …ticarette ve finansta oyunun kuralları, tam yol küreselleşme olarak konulmuştur. ... ulaştırma, haberleşme ve bilgi

Kaynak: WIR 2005,s.128

Not:2603 ArGe Birimi

Diğer taraftan biz, teknolojinin küreselleşmesine farklı bir açıdan bakarak farklı

şekilde sınıflandırılmasını önermekteyiz. Bu yeni sınıflandırma üç katmanlı bir

sınıflandırmadır (Şekil 4). Üçgenin en altında teknolojik ürünlerin kullanılması

katmanı vardır ve en geniş olanıdır. Bu alan satın alma gücü olan tüm tüketicileri

içine almaktadır ve bugün ki küresel kapitalist sistemde teknolojinin bu formda

küreselleşmesi bir zorunluluk olduğundan, bu çeşit küreselleşmede ciddi bir engelde

yoktur. Hatta Dünya Ticaret Örgütü ve diğer kurumlarca bu engeller

kaldırılmaktadır.

Page 17: TEKNOLOJİNİN KÜRESELLEŞMESİ VE TÜRKİYE AÇISINDAN …ticarette ve finansta oyunun kuralları, tam yol küreselleşme olarak konulmuştur. ... ulaştırma, haberleşme ve bilgi

Şekil 4: Teknolojinin Küreselleşmesinin Katmanları

İkinci katmanda teknolojinin bizzat kendisinin üretim sisteminde kullanılması

vardır. Burada teknoloji içerilmiş veya içerilmemiş olarak edinilmekte ve ara malı,

yatırım malı, proses teknolojisi, ürün teknolojisi gibi formlarda üretim sistemine

içerilerek üretim sistemine dışşal olarak teknoloji enjekte edilmektedir. Üretim

sisteminin teknolojik düzeyinin bu enjeksiyonla yükselmesi için iki önemli husus

vardır. Birincisi üretim sisteminin teknolojik düzeyinin bunu absoplama

yeterliliğinde olması, ikincisi gerekli teknolojik efor ile bu teknolojinin kullanımını

içselleştirmesi gerekmektedir. Aksi taktirde montajcılığın aşılması mümkün

olmamaktadır. Bugün Türkiye’de orta teknoloji düzeyindeki otomotiv sektörü bu

içselleştirmeyi yapabilmişken, ileri teknoloji düzeyinde olan elektronik sektöründe

bu içselleştirme yapılamadığı için montaj düzeyi geçilememiştir. Bugün yeni

sanayileşen ülkelerin yaptığı bu içselleştirmeyi sağlayıp teknoloji üretim düzeyine

Teknolojik malların küresel

kullanımı/ticareti

Teknoloji transferi

/DYY

Teknoloji

üretimi

Page 18: TEKNOLOJİNİN KÜRESELLEŞMESİ VE TÜRKİYE AÇISINDAN …ticarette ve finansta oyunun kuralları, tam yol küreselleşme olarak konulmuştur. ... ulaştırma, haberleşme ve bilgi

gelmeleridir. Gelişmekte olan birçok ülke teknolojinin bu formda küreselleşmesinden

faydalanma uğraşı içindedir. Üçgenin orta kısmına denk gelmektedir.

Teknolojinin küreselleşmesini bu özgün çerçevemiz içinde ve bu çalışmamız

bağlamındaki tespitlerimiz ile irdelersek;

1. En alttaki teknolojik mal ve hizmetlerin kullanılması bağlamında

küreselleşme bir anlamda ticaretin küreselleşmesi olup hızla devam

etmektedir.

2. İkinci tür teknolojik küreselleşme, ülkelerin üretim, eğitim, yenilik

sistemlerinin düzeyine ve Çok Uluslu Şirketlere sundukları fırsat ve

olanaklar çerçevesinde mal dolaşımına göre daha sınırlı olarak

gerçekleşmektedir.

3. Üçüncü tür teknolojik küreselleşme, yani teknolojinin küresel üretimi ise,

zaten teknoloji üretim kapasitesi olan ülke ve bölgelerin daha çok

birbirlerinin ulusal yenilik sistemlerinden, fırsat ve olanaklarından

faydalanmayı amaçlayan, bunun yanısıra bilim adamı ve maliyet konusunda

cezbeden bazı gelişmekte olan ülkelerin ortamıda kullanılarak gelişmiş

ekonomiler ligi şeklinde bir teknolojinin küreselleşmesi söz konusudur.

Uluslararası ArGe’yi gerçekleştirenler dev Çok Uluslu Şirketlerdir.

Gerçekleştirdikleri yerler gelişmiş Triad bölgesi ve birkaç istisna

lokasyondur.

Özetle Teknolojinin küreselleşmesi üç boyutta/katmanda farklı içerik ve

yoğunlukta gerçekleşmektedir. En alt katmandaki küreselleşme bugünki küresel

kapitalizmin can damarıdır. Teknolojik üstünlüğün ranta dönüşmesi için

zorunludur. İkinci katmandaki teknolojik küreselleşme, birinciye göre daha sınırlı ve

belli koşulları gerektiren bir küreselleşme formudur. Teknolojinin içerilmemiş olarak

küresel yayılımı, teknoloji transfer ederek üretim sisteminde kullanmak veya

Doğrudan Yabancı Yatırımları ile gerçekleşmektedir. Hem teknoloji transferi hem

DYY’larının gerçekleşmesi için gerekli koşullar mevcut olmalıdır. Teknolojinin

üçüncü tür küreselleşmesi, sadece, zaten teknolojiyi üretebilenler kulübüne üye

olanlar içerisinde gerçekleşmektedir. Bunun istisnaları çok azdır ve son elli yılda

Asya’da birkaç örnek yaşanmıştır. Bu örneklerden alınan en büyük ders ise bu

ülkelerin, teknolojinin küreselleşerek piyasa tarafından kendilerine getirilmesini

beklememeleri ve aktif politika ve uygulamalarla bu yetkinliklerini kazanmalarıdır.

Page 19: TEKNOLOJİNİN KÜRESELLEŞMESİ VE TÜRKİYE AÇISINDAN …ticarette ve finansta oyunun kuralları, tam yol küreselleşme olarak konulmuştur. ... ulaştırma, haberleşme ve bilgi

4.TÜRKİYE İÇİN DEĞERLENDİRME;

Yabancı sermayeli firmaların yüksek-, orta- ve düşük-teknoloji sanayilerindeki

piyasa payına bakıldığında, 1980’lerin ortalarından itibaren, yabancı yatırımların

özellikle yüksek- ve orta-teknoloji sanayilerinde hızlı bir şekilde arttığı görülmektedir.

1990’ların sonlarına doğru bu iki sanayi grubunda yabancı sermayeli firmaların piyasa

payı % 45’e ulaşmıştır. Düşük-teknoloji sanayilerine fazla ilgi göstermeyen yabancı

firmaların piyasa payı tüm dönem boyunca % 10’lar düzeyinde kalmıştır. Yabancı-yerli

firma üretkenlik farklılığı zaman içerisinde azalma eğiliminde olmasına karşın, dönem

boyunca ortalama olarak yabancı firmalar yerli firmalardan üç kat daha üretken

olmuştur. Yabancı firmaların yüksek- ve orta-teknoloji sanayilerin üretkenliğine etkisi

%20’leri geçmiştir. 1983-2000 döneminde yüksek-teknoloji sanayilerindeki yabancı

firmalar, yerli firmalardan ortalama olarak 1.5-2 kat daha fazla üretken olmuşlardır.

Orta-teknoloji sanayilerinde yabancı-yerli firmalar arasındaki üretkenlik farklılığı

1990’ların başlarında itibaren giderek açılmış ve 2000 yılında %200’e ulaşmıştır. Bunun

en önemli nedenlerinden biri işyeri büyüklüğündeki farklılıktır. Örneğin 2000 yılında

ortalama bir yabancı işyerinde 325 kişi çalışırken, yerli işyerinde çalışan sayısı ortalama

94 kişidir.47

Doğrudan Yabancı Yatırım 2005’e kadar çok düşük seyretmiş ve Türkiye’deki

DYY akışı 2006 yılında 19 milyar ABD dolara (GSYİH’nın yüzde 5’i) yükselmiştir. Bu

2003 yılına kadar yılda gelen miktarın yaklaşık yirmi katıdır.48 Doğrudan Yabancı

Yatırım stokunun dünya yabancı sermaye stoku içindeki payı açısından Türkiye

yüzde 0.34 payı ile en zayıf performansı gösteren ülkedir.49 2005 yılı ve ertesindeki

ciddi artışta özelleştirme politikalarının ve bazı büyük bankaların satışından elde

edilen gelirin çok büyük bir rolü vardır. Son zamanlardaki artışa karşın, Türkiye’ye

gelen Yabancı Doğrudan Yatırım (DYY) kısıtlıdır ve hizmet sektöründe mevcut olan

işletmeleri edinmek üzerinde odaklanmaktadır. Bu durum, hem bu tip yatırımların

yararlı etkilerinin çok düşük seviyede olmasına hem de bu tip yatırımların

sürdürülebilirliğinin sorgulanmasına neden olmaktadır.50

Türkiye'deki 2002-2010 arasındaki Doğrudan Yabancı Yatırımlarının Sektörlere

Göre Dağılımı Tablo-34’de yer almaktadır. Tablo-34’de görüldüğü gibi DYY’nın

büyük çoğunlukla hizmet sektörüne yöneldiği görülmektedir. Örneğin DYY nın en

çok olduğu 2007 yılında yapılan toplam 19.137 milyon dolarlık DYYlarının 14.012

milyon doları, 2006 yılındaki 17.639 milyon dolar DYYnin 15.533 milyon doları

hizmetler sektörüne yapılmıştır. Bu yıllarda bankacılık ve haberleşme sektörlerindeki

Page 20: TEKNOLOJİNİN KÜRESELLEŞMESİ VE TÜRKİYE AÇISINDAN …ticarette ve finansta oyunun kuralları, tam yol küreselleşme olarak konulmuştur. ... ulaştırma, haberleşme ve bilgi

özelleştirme ve yabancı bankaların yerli bankaları satın almaları söz konusu

olmuştur.

Türkiye’ye DYY akışı daha önce benzeri görülmemiş özelleştirmeler ile paralel

gitmiştir. Hükümet, devletin sahip olduğu yaklaşık 60 şirketi 2005 yılında

özelleştirmiş ve 17 milyar ABD Doları’nı aşan bir gelir elde etmiştir. 2003 tarihli

Yabancı Doğrudan Yatırımlar Kanunu yatırım prosedürlerini düzenleyerek, yabancı

yatırımcıların haklarını arttırarak ve minimum sermaye şartlarını ortadan kaldırarak

DYY'nin artmasına yardımcı olmuştur. Bankacılık ve telekomünikasyon gibi hizmet

sektörleri yabancı yatırımların en büyük kısmını çekmiştir. Finans sektöründeki kriz

sonrası reformlar, Türk bankacılık sektörüne DYY akışındaki önemli patlamayı teşvik

ederek yardımcı olmuştur. Yatırım akışlarının çoğunluğu ‘yeşil alan’ projeleri yerine

mevcut işletmeleri edinmek için kullanılmıştır. Türkiye’nin imalat sanayisi DYY

aracılığıyla teknoloji transferinden önemli ölçüde yarar sağlayabilmesine karşın,

Doğrudan Yabancı Yatırımlarının bu sektördeki payı son dönemde azalmıştır.51

Şekil-29’de Türkiye’ye gelen yabancı sermayenin sektörlere dağılımı

görülmektedir. Teknoloji transferinin sağlanmasında önemli rolü olan imalat

sanayiindeki DYY oldukça düşük seviyelerde kalmakta olup 2010 yılındaki payı

%13, 3 olmuştur.

Şekil 29: Türkiye’ye gelen yabancı sermayenin sektörlere dağılımı

Kaynak: Türkiye Yatırım Ortamı Değerlendirmesi, TEPAV, 2007, S. 20

Page 21: TEKNOLOJİNİN KÜRESELLEŞMESİ VE TÜRKİYE AÇISINDAN …ticarette ve finansta oyunun kuralları, tam yol küreselleşme olarak konulmuştur. ... ulaştırma, haberleşme ve bilgi

Dünya Bankası tarafından geliştirilen ve 155 ülkeyi kapsayan “İş Ortamı”

sıralaması, ticari veya sınai alanda faaliyet gösteren sanal (generic) bir firmanın 10 alt

bileşen ve 39 göstergede karşılaştığı idari-hukuki formaliteler ile bunların ortaya

çıkardığı maliyetler tarafından belirlenmektedir. Türkiye, “İş Ortamı” sıralamasında

155 ülke arasında 93. sırada, yer alarak zayıf bir performans göstermektedir.52

Üçüncü ve üçgenin en üst kısmındaki katman, teknolojinin üretilmesi

katmanıdır. En zor ve Çok Uluslu Şirketlerin yarış alanı haline gelen, ülkelerin ve

firmaların bugününün ve geleceğinin belirlendiği alan, bu alandır. Bu alanda

yetkinlik kazanmak ülkenin geleceği açısından hayati önem taşımaktadır. Günümüz

teknolojik düzeyinde ve kompleksliliği artmakta olan bir durumda her alanda

yetkinlik kazanmak mümkün değildir. Sermaye, bilgi birikimi, nitelikli personel, gerek

şartlar olmakla birlikte yeterli değildir. Teknolojinin bu formda küreselleşmesi en zor

olanıdır.

Ar-Ge’nin yüksek kalitede iş gücü ve altyapı gerektiren bir alan olduğu göz

önüne alındığında, bu özelliklere sahip gelişmekte olan ülkelerin avantajlı konumda

olacağı tahmin edilebilir. Türkiye kendi Ar-Ge faaliyetleri açısından zayıf olsa da iş

gücü ve bilişim altyapısı açısından ev sahipliği yapabilecek düzeydedir ya da en

azından Ar-Ge Türkiye’nin rekabet gücünü artırabileceği bir alandır. Ancak

Uluslararası Şirketlerin Ar-Ge yapmak için tercih ettikleri ülkeler konusunda yapılan

anket sonuçlarına göre Türkiye ‘nin ankete katılanlar tarafından tercih oranı % 1,5

olmuştur (Tablo 1).

Tablo 1. Uluslararası Şirketlerin Ar-Ge Yapmak İçin Tercih Ettikleri Ülkeler

Ülke

Ankete

Katılanlar

Tarafından

Tercih Oranı

(%)

Ülke

Ankete

Katılanlar

Tarafından

Tercih Oranı

(%)

Çin 61, 8 Vietnam 1, 5

ABD 41, 2 Türkiye 1, 5

Hindistan 29, 4 Tunus 1, 5

Japonya 14, 7 İsveç 1, 5

İngiltere 13, 2 İspanya 1, 5

Page 22: TEKNOLOJİNİN KÜRESELLEŞMESİ VE TÜRKİYE AÇISINDAN …ticarette ve finansta oyunun kuralları, tam yol küreselleşme olarak konulmuştur. ... ulaştırma, haberleşme ve bilgi

Rusya 10, 3 G. Afrika 1, 5

Fransa 8, 8 Romanya 1, 5

Almanya 5, 9 Polonya 1, 5

Tayvan 4, 4 Norveç 1, 5

Singapur 4, 4 Faz 1, 5

Hollanda 4, 4 Meksika 1, 5

Kanada 4, 4 İsrail 1, 5

Tayland 2, 9 İrlanda 1, 5

Kore 2, 9 Çek

Cumhuriyeti

1, 5

Malezya 2, 9 Brezilya 1, 5

İtalya 2, 9 Avustralya 1, 5

Belçika 2, 9

Kaynak: UNCTAD http://ekutup.dpt.gov.tr/disekono/öik686.pdf

Türkiye’nin üç tür teknolojik küreselleşme karşısındaki durumu özetlersek; En

alttaki teknolojik ürünlerin kullanılmasında küreselleşmeye sınırsız bir eklemlenme

içinde olup bu kategoride sınırsız teknolojik küreselleşmeye tabidir. İkinci kategorideki

teknolojik küreselleşmeden istifade etmek, teknoloji satın alınması ve bunu

özümseyerek üretim sisteminin teknolojik düzeyini yükseltmesi, bunun yanısıra

teknolojik düzeyi yüksek ve üretim sistemine yayılan Doğrudan Yabancı Sermaye

çekmesi gerekmektedir. Bu alanda çeşitli sorunlar vardır. En önemlilerinden olmak

üzere birincisi, ileri teknoloji alanlarında ciddi bir dönüşüm sağlıyacak yatırım yoktur.

İçerilmemiş teknoloji alımı yetersizdir. İkincisi Doğrudan Yabancı Yatırımlar giderek

hizmet sektöründe yoğunlaşmakta, ülkenin sanayi üretim sisteminin teknolojik

düzeyini yükseltebilecek içerik ve miktarda DYY gelmemektedir. Teknolojinin

küreselleşmesinin bir yolu olan Doğrudan Yabancı Yatırımlarının faydalarının yanı

sıra maliyetlerinin de olduğu hususu tartışılmakla birlikte doğru ve stratejik bir

doğrudan yabancı yatırım politikası ile ülkeye sağlanacak DYY’ları ülkenin

teknolojik düzeyini arttırması, sermaye açığını gidermesi, ihracat kapasitesi

sağlaması ve yukarıda da sayılan diğer katkılar ile bir ülkenin rekabet gücünü

geliştireceği değerlendirilmektedir. Teknolojinin küreselleşmesinin en üst katmanı olan

teknolojinin Uluslar arası Ar-Ge yoluyla yayılımından Türkiye’nin faydalanmadığı ve

ÇUŞ’ler için bir cazibe merkezi olmadığı ortadadır. Bu, Ulusal Yenilik Sistemimizin ve

bilimsel-teknolojik yetenek ve kapasitemizin yetersizliğindendir.

Page 23: TEKNOLOJİNİN KÜRESELLEŞMESİ VE TÜRKİYE AÇISINDAN …ticarette ve finansta oyunun kuralları, tam yol küreselleşme olarak konulmuştur. ... ulaştırma, haberleşme ve bilgi

4.SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

Teknolojik küreselleşme bağlamında teknoloji içerilmiş ürün ve uygulamalar

tüm dünyaya yayılmaktadır. Ancak bilim, teknoloji ve yenilik üretiminin birkaç

ülkede, birkaç bölgede yoğunlaştığını söylemek mümkündür. Teknoloji ve yenilikler

giderek ÇUŞ’lerin dünyanın dört bir köşesindeki araştırma birim ve kaynaklarınca

oluşturulan çok yönlü teknoloji ve yenilik üretim ağlarının katkılarıyla

gerçekleştirilmektedir. Bilim ile teknolojinin üretimi çok merkezli, küresel ağlara

kaymakta olup bu ağlar dahilindeki lokasyonlar bağlamında teknolojinin

küreselleşmesi artmaktadır.

Diğer taraftan dünya mal piyasasının talep yapısındaki değişime ayak uydurmaya

çalışan Türkiye imalat sanayi, son yıllarda düşük teknoloji ürünlerinden orta teknoloji

ürünlerine geçiş yaşamaktadır. Ancak, üretim sisteminin bu yapısal dönüşümde yatırım

ve ara malı konusunda yetersizlikle karşı karşıya kaldığı görülmektedir. Bu dönüşümün

gerektirdiği üretim yeteneği ve kapasitesi konusunda zorlanılmaktadır. Bunun bir

yansıması üretimin ithalat bağımlılığının artmasıdır.

Bir alandaki teknolojiye sahip olmak demek, o alandaki bilimsel ve teknolojik

bilgi, beceri ve yeteneklere sahip olmak demektir. Bu da eğitim, yatırım ve bilgi

birikimi ile sağlanabilecektir. Kendi teknolojisini üretebilecek düzeyde bilimsel ve

teknolojik yeteneğe sahip olmayan ülkelerin teknoloji transferi ile başladıkları süreci

teknoloji üretmeye dönüştürebilmeleri bu alandaki etkin bir özümseme ve öğrenme

sürecini başarıyla sürdürmelerine bağlıdır. Dolayısıyla, teknoloji üretebilme

yeteneğine giden yol da, sadece teknoloji satın almaktan değil, evrimsel bir yetkinlik

geliştirme sürecinden geçer. Teknoloji Transferi ve üretimi, bir “tek işlem” değil, bir

“süreç”tir. Bu süreçte farklı kurumların farklı düzeydeki çalışmaları ve katkıları

olmakta ve birbirlerini tamamlamaktadırlar.

Gelişmiş ülkelerde teknoloji politikaları, stratejik hedefler paralelinde

oluşturulmuş ekonomi politikalarının ayrılmaz bir parçasıdır. Bu ülkelerde teknoloji

politikaları ile planlı bir biçimde önceden seçilmiş alanlarda yoğunlaşılır ve ülkenin

bu alanlardaki küresel rekabet gücünün geliştirilmesine çalışılır.

Çağdaş dünyada başarının basit formülleri yoktur. Başarıların altında yatan

temel unsurlar, izlenen politikalardadır. Bu bağlamda, Yirminci Yüzyılın son

yıllarında ortaya çıkan küresel ekonomi içinde kalkınarak ve küresel rekabet gücü

kazanarak gelişmiş ülkeler ligine katılmak kendiliğinden gerçekleşen bir süreç

olmayıp; kollektif, sürekli, sistematik ve stratejik yaklaşım içeren bir süreci ve

çabayı gerektirmektedir. Kalkınma nitelikli insangücü, teknolojik yetenek,

Page 24: TEKNOLOJİNİN KÜRESELLEŞMESİ VE TÜRKİYE AÇISINDAN …ticarette ve finansta oyunun kuralları, tam yol küreselleşme olarak konulmuştur. ... ulaştırma, haberleşme ve bilgi

yenilikçilik, yatırımlar, kurumsal kalite ve daha birçok alanda gelişmeyi ve

yetkinliği arttırmayı gerektirmektedir. Bu yetenek, birikim ve yetkinliklerin hiçbiri

kendi başına oluşmaz. Bu durumda, sorun hükümetlerin bu sürece müdahale edip

etmemesi değil, en doğru ve etkin şekilde nasıl müdahale edeceği noktasına

gelmektedir. Çünkü, günümüzün hâkim paradigma ve düzeni olarak küreselleşme

bu yetkinliklerin oluşmasını sağlamaz. Tersine, ülkelerin ortaya koydukları

nitelikler ve yetkinlikler küreselleşmiş dünyada konumlarını belirlemektedir.

Bugün teknoloji ve yenilik üretmedeki başarı, sistemli bir yapıyı ve yaklaşımı

zorunlu kılmaktadır. Yenilik süreci, eğitim politikasından vergi politikalarına,

araştırma politikalarından finansman ve para politikalarına, pek çok politika alanını

ilgilendirmektedir. Politika tasarımına bilim, teknoloji ve yenilik faaliyetleri ile ilgili

bütün tarafları katmak, uygulamada başarı kazanmanın ön koşullarından biridir. Bu

nedenle, hem politikaların tasarlanması hem de uygulanması süreçlerinde çeşitli

kurum ve aktörlerin katkısı ve görev alması gerekmekte olup bu süreçlerde ilgili

olabilecek her aktörün rol almasının koordine edilmesi ve sağlanması da

hükümetlerin/devletin görevidir.

Türkiye’nin kilitlendiği bugünkü nokta; orta gelir tuzağına düşme ve buradan

kurtulmanın hemen hemen tek yolunun ileri teknoloji ürünlerinde katma değer

üreten, bu payı artıran bir ülke olma zorunda olmasıdır. Bu çerçevede durumumuzu

değerlendirmenin bir yolu bir nevi kan değerleriniz gibi bilim teknoloji değerlerinize

bakmaktır, çok önemlidir. Bu noktada GSMH’dan Ar-Ge’ye ayırdığımız pay olsun

tüm GSMH içindeki ileri teknoloji ürünlerinin üretimdeki payı olsun ihracattaki payı

olsun yetersiz düzeylerdedir. Son 15 yılda bir gelişme olmakla birlikte yeterli

olmadığı açıktır. Ar-Ge, teknolojik yenilikler ve yeni bilginin uluslararası rekabet

ortamında önemi bilinmektedir. Yenilikçi ve teknoloji temelli küresel rekabet ortamı;

teknoloji, altyapı, sermaye ve gelişömiş insan kaynağına sahip ülkelere büyük ve

geniş avantajlar sağlamaktadır. Türkiye ekonomisinin bilgi ekonomisine dönüşümü,

gerekli teknolojik değişimin sağlanması ve bunu sağlayacak “Ulusal Yenilik

Sistemi”nin etkin bir şekilde çalışması ile mümkün olabilecektir. Ulusal yenilik

sisteminizin kalitesi bir yerde ülkeler ligindeki klasmanınızı belirlemektedir.

Bugün ki küresel ekonomide, ülkemizin bugünü ve geleceği olan teknoloji ve

yenilik üretim yeteneğinin, gerçekte olmadığı için görünmeyen piyasanın görünmez

eliyle veya teknolojinin küreselleşmesi ile kazanılamıyacağı açıktır. Dünya Ticaret

Sisteminde devlet müdahalesinin ve sübvansiyonların izin verildiği hemen yegâne

alan bu alandır. Türkiye’nin teknoloji üreten bir düzeye yükselmesi, bu yetkinliğe

sahip bir Ulusal Yenilik Sistemi oluşturmuş, stratejik politika ve uygulamalar

planlayan ve uygulayan etkin bir devlet ile sağlanabilecektir.

Page 25: TEKNOLOJİNİN KÜRESELLEŞMESİ VE TÜRKİYE AÇISINDAN …ticarette ve finansta oyunun kuralları, tam yol küreselleşme olarak konulmuştur. ... ulaştırma, haberleşme ve bilgi

Diğer taraftan,”Küreselleşme” süreci dikkate alındığında, ulusal bir sisteme ger-

çekten gerek olup olmadığı sorulabilir. C. Freeman’a göre: Küreselleşme ile ilgili

yapılan bazı çalışmalarda söylenenlerin aksine, ulusal ve bölgesel yenilik sistemleri

ekonomik çözümlemelerin temel eksenlerinden biri olmaya devam etmektedir. Bu

sistemlerin önemi, yeniliğe yönelmiş herhangi bir firmanın kurması gereken ilişkiler

ağından kaynaklanır. Uluslararası bağlantıların önemi elbette artmaktadır, ama

(firmanın yeniliğe yönelmesinde) ulusal eğitim sisteminin, sanayi ilişkilerinin, teknik

ve bilimsel kurumların, hükümet politikalarının, kültürel geleneklerin ve başka pek

çok ulusal kurumun, özetle büyük ölçüde Ulusal Yenilik Sisteminin etkisi başarıda

belirleyicidir.53

Özetle, küreselleşmiş dünya olsa bile ulusal (veya bölgesel) yenilik sistemleri

kalacak ve farklı coğrafi alanlarını büyüme olanaklarını farklı formlarda

şekillendirmeye devam edecektir.54Ekonomik büyüme yeniliğe eskiden

olmadığından daha çok dayanıyor. Bu trendin devam edeceği görülmektedir. Yenilik

politikalarını yönetmek daha kompleksleşmekte ve hükümetlerin stratejik bir

yaklaşım bulma yeteneğine daha çok bağlı hale gelmektedir.55Yenilik yönlendirmeli

ekonomilerde önemli ana trend yenilik politikasına sistem yaklaşımıdır.

Bu nedenle,”hükümetlerin/devletin yenilik sürecindeki rolü, bilim, teknoloji ve

inovasyon politikalarının ve bu politikaları hayata geçirmeyi mümkün kılacak uy-

gulama araçları ile yasal ve kurumsal düzenlemelerin tasarlanması ve yürürlüğe

konması açısından son derece önemlidir ve ikamesi mümkün olmayan bir roldür.56

Sonuç olarak küreselleşmeye entegrasyonun ve bilgi toplumu süreçlerinin yetkin

bir şekilde yönetilmesi gerekmektedir. Bununda stratejik bir yönetim ve bilimsel

yöntemlerle yapılması gerekmektedir.

1) Karekteristiklerini küreselleşme ile bilgi toplumu ve yeni ekonominin

belirlediği küresel rekabet ortamında, refah toplumunu gerçekleştirecek tek

yolun küresel rekabet gücü olduğu ve küresel rekabet gücünün de bugün

nitelikli insan, bilim ve teknolojiye dayandığı gerçeğinden hareketle,

(a) Eğitim Politikası

(b) Bilim ve Teknoloji Politikası

(c) Sanayi, Ticaret ve Yatırım Politikaları

büyük önem kazanmıştır. Bu politikaların yine stratejik bir yaklaşımla

belirlenmesi ve uygulanması hayati bir öneme haizdir.

Page 26: TEKNOLOJİNİN KÜRESELLEŞMESİ VE TÜRKİYE AÇISINDAN …ticarette ve finansta oyunun kuralları, tam yol küreselleşme olarak konulmuştur. ... ulaştırma, haberleşme ve bilgi

Türkiye’nin, teknoloji politikaları çerçevesinde öncelikle kısa ve uzun vadede

teknolojik düzeyini geliştirmek ve yeterli bir teknolojik taban oluşturmak için

başlangıçta teknoloji transferi yapması gerekecektir. Kısacası kısa ve orta vadede

teknoloji transferi teknoloji politikasının en önemli unsurudur. Bu nedenle

dünyadaki teknolojilerin izlenmesi,teorik olarak özümsenmesi, teknolojik gelişim

öngörülerinin yapılması ve bu bağlamda teknolojik politikaların oluşturulması,

ülkeye uygun ve jenerik bir teknoloji altyapısının kazandırılması için gerekli

teknolojilerin transfer edilmesi büyük önem taşımaktadır. Halen Türkiye’de bu

fonksiyonu gören ve görebilecek (TÜBİTAK dahil) bir kurumun ve yapısının

olmaması büyük eksikliktir. Bilim ve teknoloji politikası kapsamında bu konunun

çözüme kavuşturulmasının özel önem taşıdığı değerlendirilmektedir.

2. Önceki madde bağlamında küresel rekabet gücü, ekonomik üretim yapısının

teknolojik ve bilgi temelli bir yapıya dönüşümünü ve bu çerçevede ileri

teknoloji endüstrilerinde gelişmeyi gerektirmektedir. İleri teknoloji

sektörlerinin araştırma geliştirme yoğun sektörler olduğu gereğinden

hareketle;

(a) Araştırma Geliştirme faaliyetlerinin artırılması gerektiği,

(b) Ekonomide yapısal dönüşümün sağlanması amacıyla ileri teknoloji

alanlarında yatırımların ve üretimin artırılması gerektiği

(c) (a) ve (b) şıklarının birbirini destekler ve birlikte sinerji yaratacak şekilde

gerçekleştirilmesinin büyük önem taşıdığı değerlendirilmektedir.

Araştırma-Geliştirme faaliyetlerinde yetersiz bir ileri teknoloji sektörünün

gelişmeyeceği gibi, ileri teknoloji endüstri üretim yeteneğine sahip

olmayan bir ekonomide Araştırma-Geliştirme harcamalarını ve

faaliyetlerini arttırmanın olumlu etkisi çok sınırlı ve etkinlikten uzak

olacaktır.

(4) Küresel rekabet günün geliştirilmesinde devletin stratejik bir konumu ve

fonksiyonu vardır. Küresel rekabet gücü yaklaşımımızın bir unsuru olan

stratejik devletin yukarıdaki önerilerimizi ve tespitlerimizi kapsayacak

şekilde bir “ Küresel Rekabet Gücü ve Yapısal Dönüşüm Projesi”

başlatması ve bu bağlamda konunun Türkiye için taşıdığı önem ve

sistematik bir yaklaşım gerektirmesi nedeniyle bir proje bütünlüğü ve

metodu içinde ele alınmasının uygun olacağı ve gerektiği

değerlendirilmektedir

Page 27: TEKNOLOJİNİN KÜRESELLEŞMESİ VE TÜRKİYE AÇISINDAN …ticarette ve finansta oyunun kuralları, tam yol küreselleşme olarak konulmuştur. ... ulaştırma, haberleşme ve bilgi

1 KAYA Altan: Yeni Ekonomi ve Türkiye içinde http://frmtr.com/ekonomi-iktisat-isletme/1034686-yeni-ekonomi-ve-turkiye.html, 7 ocak

2011.

2 www.neweconomyindex.org ‘den aktaran Tolga KARA (2007): “Yeni Ekonomi ve Basın İşletmeleri Üzerine Etkisi”, İçinde Küreselleşme Üzerine Notlar, Ed. Oğuz KAYMAKÇI, Nobel Yayınevi, Ankara S.151-175,s. 152

3 MASİ, Paula; M. ESTEVAO;L. KODRES(2002): Who Has A New Economy?” Finance And Development, Vol. 38, Number 2, s.24

den aktaran, Tolga KARA (2007): “Yeni Ekonomi ve Basın İşletmeleri Üzerine Etkisi” İçinde Küreselleşme Üzerine Notlar, Ed. Oğuz

KAYMAKÇI, Nobel Yayınevi, Ankara S.151-175, s. 152.

4 NAKAMURA, L.I. (2002); “Economics and the New Economy: The Invisible Hand Meets Creative Destruction”, Harward Business,

Review, November-December 1991, s 15-30).

5 www.ekodialog.com/kalkınma_ekonomisi/kalkinma_teknoloji.html;ekodiyalog. com, “Teknolojik Gelişmenin Kalkınmada Önemi”,

erişim tarihi:25.9. 2010.

6 ATALAY, Mehmet (2002): “Küreselleşme, Gelişmekte Olan Ülkeler ve Türk İmalat Sanayi”, DPT, Planlama Dergisi Özel Sayı, Ankara,

s.81;ESER, Uğur (1993):s. 30 ;William E. KOVACİC (2002): Journal Of Regulatory Economics, 2002, Vol.21, No:1, S. 26 ; ÇİFTÇİ

Hakkı (2004): İktisadi Gelişmede Uluslararası Rekabet ve Ulusal Kurumlar Dinamiği, Seçkin Yayıncılık, Ankara, s.19.

7 Kahn ALFRED E..(2002): “The Deregulatory Tar Baby: The Precarious Balance Between Regulation And Deregulation, 1970-2000 And Henceforward”, Journal Of Regulatory Economics, 2002, Vol. 21, İssue 1, Pages 35-56. S. 35; William E. Kovacic (2002): Journal Of Regulatory Economics, 2002, Vol.21, No:1, S. 26 ‘Den Aktaran, Çiftçi Hakkı (2004): İktisadi Gelişmede Uluslararası Rekabet Ve Ulusal Kurumlar Dinamiği, Seçkin Yayıncılık, Ankara, S.20.

8 BOZKURT, Veysel (2003); “Bilgi Toplumun Getirdikleri ve Türkiye”, Endüstri İlişkileri ve İnsan Kaynakları Dergisi, Sayı:2, Bursa, s.

14.

9 AKKAYA, Yüksel (1998), "Globalleşme: Neo-Korporatizmin Sonu mu?", Prof. Dr. Metin Kutal'a Armağan, Türk Ağır Sanayi ve

Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası Yayınları,, s. 429 -446. s. 429.

10 AXFORD, Barrie (1995), The Global System, New York, St. Martin's Press. s. 108 -110.

11 ARCHİBUGİ, Daniel; J. Howells ve J. Michie (1999); ”Intraduction”, içinde Innovation Polcy in a Global Economy, Ed. Daniel

Archibugu, J. Howells ve J. Michie, Cambridge Un. Press, s. 10.

12 O'LOUGHLİN, John ; Lynn Staeheli, Edward Greenberg (2004): “Globalization And Its Outcomes;An Introduction” İçinde Globalization

And Its Outcomes, The Guılford Press, NewYork, s.3-24.

13 ROMANET, Ignacio (1999); “Dueling Globalisation: A. Debate between T.L. FRİEDMAN and I. ROMANET”, Foreign Policy, Fall

1999, s. 110-127, s. 111 .

14 ROCKEFELLER, Barbara (2001): CNBC 24/7 Yatırım, Scala Yayıncılık, İstanbul, 2001, s. 53.

15 GANGOPADHYAY, Partha Ve Manas Chatterji (Ed) (2005); Economics Of Globalization İn Asia, Ashgate, England, s. 92.

16 FLUERY, Alfonso ve Maria Tereza FLUERY (2003); “Compotitive Strategies And Core Competencies: Perspectives For The

İnternationalisation Of İndustry İn Brazil”, Integrated Manufacturing Systems, Vol:14/1, ss.16-25, s. 17.

17 FRANCİS, Arthur (1992); “The prosess of National Industrial regeneration and competitiveness”, Strategic Management Journal,

Vol:13 pp.61-78.

18 D’AVENİ, R. A.; Hypercompetition, Free Pres, NewYork, 1994

19 SENGUPTA, Jati K.(2005): Competition and Growth: Innovations and Selection in Industry Evolution, Palgrave Macmillan.

20 YENTÜRK, Nurhan(1991): Teknoloji Yoğun Mallar Açısından Türk Sanayiinin Rekabet Gücü, Gelişme Stratejileri ve Politika

Önerileri, s.248.

21 YENTÜRK, Nurhan (1991): s.248.

22 CHENEY, David W(1993); ‘Enternational Competitiveness and Sustainable Development’ Economic Development Review; Summer 1993 S.68–71, s.68

23 LEMBKE, Johan, 2002; Competition for Technology Leadership EU Policy for High Technology, Edward Elgar, U.K. , 2002, s.23

24 Oslo Kılavuzu, 2005: Yenilik Verilerinin Toplanması ve Yorumlanması İçin İlkeler, TÜBİTAK, 3.Baskı, 2005, s.3

www.europa.eu/documents/comm/green_papers/pdf/com95_688_en.pdf

25 GÜRAK, H. (2003), Büyüme, Teknoloji, Nitelikli Emek İlişkisi, (Yayınlanmamış Kitap), s.37 den aktaran

www.sakarya.edu.tr/~hgurak/yazilar/makale/ Agulmez.doc

26 GÜLMEZ, Ahmet: Türkiye, Güney Kore Teknoloji Politikaları Karşılaştırması,

www.sakarya.edu.tr/~hgurak/yazilar/makale/Agulmez.doc

27 FORSTY, Peter (2005); “International Aviation: Globalisation And Global Industry” içinde ECONOMICS of Globalization (Ed. Partha

Gangopadhyay ve M. Chatterji), Ashgate, Cornwall, s. 181

28 PRAKASH, Aseem (2001); “The East Asian Crisis and The Globalization Discourse”, Review of International Political Economy Vol. 8

(1), Spring2001 s. 119-146, s.126.

29 CASTELLS, Manuel (2005); Ağ Toplumunun Yükselişi, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, s. 261.

30 FREEMAN, C. ve L. Soete (2003): Yenilik İktisadı, TÜBİTAK Yayınları, Ankara, s. 335.

31 RODRİK, Dani (2000); Yeni Küresel Ekonomi ve Gelişmekte olan Ülkeler, Sabah Yayınları, İstanbul, 2000, s.24.

32 CYPHER J. M., J. L. Dietz (2004);The Process of Economic Development, Routledge, Cornwall, s.172.

33 SENGUPTA, Jati K.; Competition and Growth, Palgrave, Macmillan, 2005.

Page 28: TEKNOLOJİNİN KÜRESELLEŞMESİ VE TÜRKİYE AÇISINDAN …ticarette ve finansta oyunun kuralları, tam yol küreselleşme olarak konulmuştur. ... ulaştırma, haberleşme ve bilgi

34 NONAKA ve TAKEUCHİ, (1994)’ den aktaran, Poul Houman ANDERSON (1999); “Organizing International Technological

Colloboration in Subcontractor Relationship: An İnvestigation Of The Knowledge Stickiness Problem”, Research Policy, Vol.28, s. 625-

642, s 627.

35 DOSI, Giovanni, D. J. Teece; Technology, Organization and Competitiveness, Oxford University Press, New York, 1998, s.292.

36 LALL, Sanjaya (2009): “Sanayileşme Stratejisini Yeniden Düşünmek: Küreselleşme Çağında Devletin Rolü” içinde Neoliberal

Küreselleşme ve Kalkınma, Fikret Şenses (ed.), İletişim Yayınları, İstanbul, s. 477.

37 LALL, Sanjaya (2009:477).

38 AKKAYA, Şahin (1999), “Bilim, Teknoloji ve Ülkemizde Bilim Teknoloji Politikaları”, T.C. Marmara Üniversitesi-Kurucu

Rektörümüz Pof. Dr. Orhan Oğuz’a Armağan, İstanbul, ss:31-40, s.32.

39 ROMER, P.M. (1994) “ Origin of Endogenous Growth”, Journal Of Economic Perspective, vol.8. no 1 pp.3-22, p.3 den aktaran, Nihal Y.

ERCAN (2000: 129). 40 ERCAN, Nihal Y.(2000): İçsel Büyüme Teorisi Genel Bir Bakış,DPT Dergisi, Sayı : 42 S.129-138, s.129.

41 YÜLEK, Murat (1999) : “İçsel Büyüme Teorileri, Gelişmekte olan Ülkeler ve Kamu Politikaları Üzerine”, Hazine Dergisi, Nisan 1999 Sayı : 614, s.2

42 YAY, Gülsün (2003); “Büyümenin Determinantları.” İçinde İktisatın Dama Taşları İ.Ü. İktisat Fakültesi Mezunları Cemiyeti İktisat

Dergisi, İstanbul, s.124-142,s.126

43 ATEŞ, Sanlı (1998);”Yeni İçsel Büyüme Teorileri ve Türkiye Ekonomisinin Büyüme Dinamiklerinin Analizi”, Yayımlanmamış

Doktora Tezi, Çukurova Üniversitesi, Adana.

44 BETZ, Frederick, 2010.Teknolojik Yenilik Yönetimi, TÜBİTAK Yayınları, Ankara, s.67.

45 ARCHİBUGİ, D. & J. Michie (1995) “The Globalisation of Technology: A New Taxonomy”, Cambridge Journal of Economies,

19:121-40.

46 WIR 2005,s. 123.

47 TAYMAZ, Erol ve Halit SUİÇMEZ, 2005, s.41.

48 TEPAV ve Dünya Bankası. 2007:Yatırım Ortamını Değerlendirme Raporu, Tepav, Ankara.

49 YÜKSELER, Zafer (2006):Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları Ve İş / Yatırım Ortamı İlişkisi; Türkiye Ekonomi Kurumu Tartışma

Metni 2006/1; http ://www.tek. org.tr

50 SUBAŞAT, Turan: 2010, “Cari Açık Nedir? Doğurduğu Riskler Nelerdir”, İçinde Küresel Kriz Çerçevesinde Türkiye'nin Cari Açık

Sorunsalı, Ed. T.Subaşat ve H.Yetkiner, Efil Yayınevi,Ankara,2010, s.6.

51 TEPAV ve Dünya Bankası (2007):Yatırım Ortamını Değerlendirme Raporu, Tepav

52 YÜKSELER, Zafer :(2006) 53 FREEMAN, C, (1995)’den TÜSİAD, Ulusal İnovasyon Sistemi; Kavramsal Çerçeve, Türkiye İncelemesi ve Ülke Örnekleri, Ya. No.

TÜSİAD-T/2003/10/362, İstanbul, Ekim 2003, s.38

54 ARCHIBUGI, D., J. Howells and J.Michie (Eds)(1999); Innovation Policy in a Global Economy, Cambridge , s. 40-41

55 OECD; Dynamising National Innovation Systems, OECD, Paris 2002, s.13

56 TÜSİAD (2003); Ulusal İnovasyon Sistemi; Kavramsal Çerçeve, Türkiye İncelemesi ve Ülke Örnekleri, Ya. No. TÜSİAD-

T/2003/10/362, İstanbul, Ekim 2003,s. 65