8
Tekstil İşçileri Bülteni Köle değil işçiyiz!.. Güvencesiz çalışmaya, geleceksiz yaşamaya karşı Fiyatı 25 Kr. Nisan 2010 İşçi Bülteni Özel Sayı: 563 [email protected] 1 1 M M a a y y ı ı s s t t a a a a l l a a n n l l a a r r a a ! !

TİB - Nisan 2010

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Tekstil İşçileri Bülteni Nisan 2010

Citation preview

Page 1: TİB - Nisan 2010

Tekstil İşçileriBülteni

Köle değil işçiyiz!..

Güvencesiz çalışmaya,

geleceksiz yaşamaya karşı

Fiyatı 25 Kr. Nisan 2010

İşçi Bülteni Özel Sayı: 563

[email protected]

11MMaayy ıı ss ’’ ttaa

aa ll aann ll aarraa !!

Page 2: TİB - Nisan 2010

Bir yandan sefalet içerisinde yaşayıp köleceçalışırken, bir yandan da can bedeli kazanılmışolmasına karşın bütün haklarımıza göz

dikildiğini “çaresizce” seyrediyoruz. Yaşamlarımız;adına “neoliberal politikalar” dedikleri saldırılarlaadeta cehenneme çevriliyor. Bu saldırıların sebebi isesermayenin kar hırsından başka bir şey değil.

Kendimize sıklıkla soruyoruz: “Neden çalışıyoruz,neden katlanıyoruz?” diye. Zorunlu ihtiyaçlarımızıdahi karşılamayan ücretlerimizi aldığımız günlerdeözellikle soruyoruz bu soruyu. İşçi veya memur olarakçalışmamıza rağmen artan borçlarımızı düşünürken,asgari ücretin bile altında çalıştırılırken, zorunluolarak mesaiye kaldığımız, sigortasız, iş güvencesizçalıştırıldığımız, öğle paydosunda yemek sırasına giripbir an önce dinlenebilmek için koştururken “hayvanmısınız?” diye bize hakaret edilirken soruyoruz.

Bizler kendimize defalarca soru sorarken, sermeyegrupları boş durmuyorlar. Nasıl mı boş durmuyorlar?Asgari ücreti çok buluyorlar, kıdem tazminatının

kendilerine yük olduğunu ve kaldırılmasıgerektiğini, özel istihdam bürolarıyla esnek

çalışma ve iş güvencesiz çalışmamız gerektiğinisöyleyerek, yasalaşması için hazırlıklar yapıyorlar.

Bizim için dayatılan bu yaşamı kabul mu edeceğizyoksa can bedeli kazanılmış haklarımızı koruyupinsanca yaşayabileceğimiz koşullar için mücadele miedeceğiz? Önümüzde iki seçenek var:

Ya bize dayatılan kölece yaşam koşullarını kabuledeceğiz ya da hem günümüz hem de yarınlarımız içinonurlu mücadeleyi seçeceğiz.1 Mayıs’la sembolleşmiş“Birlik, mücadele ve dayanışma” gününde aydınlıkgüzel günler için alanlara çıkıp, taleplerimizihaykırmalıyız.

1 Mayıs’ta alanlara!

Sermayenin saldırılarına karşı

1 Mayıs’ta alanlara!

2 Tekstil İşçileri Bülteni

Page 3: TİB - Nisan 2010

3

19. yüzyılda üretim ağırlıklı olarak kol emeğinedayanıyordu. Işçiler ağır çalışma koşullarıaltında 14-15 saat boyunca çalıştırılırken küçük

yaştaki çocuklar karın tokluğuna çalıştırılırdı. Işgüvenliğinin ve sağlıklı çalışabilme koşullarınınolmadığı, örgütlenme ve grev hakkının bulunmadığıböyle bir dönemde işçiler daha da yoksullaşırken,patronlar eşi görülmemiş bir şekilde semiriyordu.

1881 yılında yarım milyon işçiyi temsilen kurulanÖrgütlü Meslek ve Emek Birlikleri Federasyonu “8saatlik iş günü” mücadelesini ülke geneline yaymakve işçilerin kararlılıklarını göstermek amacıylamücadeleyi yükseltti.

ABD’nin Şikago kentinde 40 bin tekstil işçisininbu talep için başlattığı eylem kanla bastırıldı. Aynıkentte, bir fabrikada greve çıkan 1400 işçi işten atıldı.Aynı tarihlerde greve çıkanlara ateş açıldı ve 4 işçiyaşamını yitirdi.

Saldırılar, mücadele ateşini söndürmedi, aksinekörükledi. ABD ve Kanada’da sendikalar ve diğerörgütlerin yükselttiği mücadele sonucu 1 Mayıs1886’da yaklaşık 350 bin işçi greve çıktı. Tarih işçisınıfının böylesine örgütlü ve kararlı tepkisine ilk keztanık oluyordu. Tüm ülkede yaşam durdu. İşçilerüretimden gelen güçlerini kullanıyordu.

İşçilerin bu topyekün isyanı, kuşkusuz ki asalakpatronların tepkisini çekti. Chicago’da greve çıkan 40bin işçinin eylemini bastırmak için, saldırılardüzenlendi. Patronlar, grevi kırmak için sokakçeteleriyle anlaştı. Faşizan çeteler bir taraftan işçileresaldırıyor, bir taraftan da grev kırıcılığı yapıyordu.Grevci işçilerle sokak çeteleri arasında çıkançatışmalar sırasında, polisin işçilerin üzerine ateşaçması sonucu 4 işçi yaşamını yitirdi.

Hükümet ve patronlar, işçi eylemini kolay kolayiçlerine sindiremiyordu. 1 Mayıs sonrası işten atmalar,baskılar yoğunlaştı. Olaylara neden olduklarıgerekçesiyle 8 işçi hakkında idam istemiyle dava

açıldı. İşçiler idam cezasına çarptırıldı.

Dört yiğit işçi önderi Albert PERSONS, AdolphFISCHER, George ENGEL ve August SPIES, 1886yılında 8 saatlik iş günü mücadelesinde önderlikyaptıkları için idam edildi.

Albert PERSONS isimli işçi, özür dileme şartıylaaffedileceğinin söylenmesi üzerine, mahkemeheyetinin karşısında tarihe geçecek sözlerini söyledi:“Bütün dünya biliyor suçsuz olduğumu. Eğerasılırsam cani olduğumdan değil, emekçi olduğumdanasılacağım.”

İşçi önderlerinin cenaze törenine yüz binlerce insankatıldı. ABD’de yaşanan bu olaylar uluslararası işçiörgütlerini harekete geçirdi. II. Enternasyonal 1889’daParis’te düzenlediği kongrede, Amerikan işçilerininmücadelesini desteklemek amacıyla dünya çapındagösteriler düzenledi. 1890’dan başlamak üzere 1Mayıs da, “Uluslararası birlik, mücadele vedayanışma günü” olarak kabul edildi.

Mücadele tarihimizde

1 Mayıs

Page 4: TİB - Nisan 2010

4 Tekstil İşçileri Bülteni

TEKEL işçilerinin 78 gün süren direnişi,çadırların toplanması ile birlikte fiili olaraksona erdi. İşçiler sendika bürokratlarının

oyunlarını altedemeyerek evlerine döndüler. Ancakbu onurlu direniş işçi sınıfına üzerindeki ölü toprağınıatması için önemli bir imkan sundu. TEKEL işçilericoğrafyanın dört bir yanında işçi ve emekçilere umutolurken “genel grev” şiarını da bir kez daha etekemiğe büründürerek gündeme getirdi. KısacasıTEKEL direnişi, yıllardır yaşadıkları tüm saldırılarave katmerleşen sömürüye karşı güçlü bir karşı çıkışörgütleyemeyen işçi sınıfına yeniden direnmeyiöğretti. TEKEL direnişçileri, biz işçi ve emekçileri birkez daha kavgaya çağırdı.

TEKEL’in kavga çağrısına pek çok yerden yanıtgeldi. Kentimizde bulunan TARİŞ direnişi yalnızcaörneklerden biri. TEKSİF sendikasında örgütlü TARİŞişçileri fabrikalarının kapatılarak kapının önünekonmalarına karşı başlattıkları direnişlerini 45 günsürdürdüler ve direnişin 46. gününde kazanım eldeettiler. Direniş süresince işçiler “slogan atmayı dahi”

TEKEL işçilerinden öğrendiklerini her fırsatta dilegetiriyorlardı.

TEKEL etkisini sadece direnişlerle değil,örgütlenme ihtiyacının açığa çıkması ile degösteriyor. TEKEL direnişinin ardından sendikalörgütlenmelere ilgi gözle görülür biçimde artarkenişçiler sorunlarının ortak olduğunu görmeye veçözümü birlikte arama yönlü çaba harcamayabaşlıyorlar.

1 Mayıs’ta alanlara, 26 Mayıs’ta hayatı durdurmaya!

TEKEL işçileri kölece çalışma koşullarına karşı işve gelecek güvencesi için kavgaya atılmışlardı.TEKEL işçilerinin karşı çıktığı kölelik koşulları,aslında bize hiç de yabancı değil. Sigortasız-sendikasız çalışma, düşük ücret, sıfır zam, zorunlumesai, tazminatsız kapı önüne konulma gibiuygulamalar tekstil sektörünün alışılmışı.

Bu yüzden TEKEL işçilerinin verdiği mücadeletekstil işçilerine de doğrudan bir çağrı anlamı taşıyor.Bu çağrıya yanıt vermenin yolu ise örgütlenmektenve asalak patronların boynumuza vurduğuprangaları söküp atmaktan geçiyor.

TEKEL’den TARİŞ’e; 1 Mayıs’tan 26 Mayıs’a...

Emeğin baharına yürüyoruz!

Page 5: TİB - Nisan 2010

5

Bu mücadelemizde önümüzde duranköşe taşlarından biri de kuşkusuz ki 1 Mayıs.

Tekstil işçileri asalak patronlara duyduğu öfkeyi işçisınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan1 Mayıs meydanlarında bir kez daha dosta düşmanakarşı haykıracak.

1 Mayıs’ta alanları dolduracak olan işçilerinönündeki ikinci önemli tarih ise 26 Mayıs geneleylemi olacak. 4 sendika konfederasyonu tarafındanilan edilen eylem işçilerin gücünü sermayeyegöstermesi için büyük önem taşıyor. Eylemi genelgreve dönüştürmek için şimdiden hazırlıklara

başlamak, haklı taleplerimizi 26 Mayıs’taişi durdurarak patronların yüzüne vurmak fırsatınıiyi değerlendirebilmemiz gerekiyor.

Bugün TEKEL direnişi fiili olarak sona erdi.Ancak TEKEL’in yaktığı meşale emeğin baharınıörgütleme mücadelemizde elden ele geziyor.TEKEL’den TARİŞ’e uzanan direniş, 1 Mayıs ve 26Mayıs eylemleriyle işçi sınıfının yolunu çiziyor.

Gün örgütlenme ve taleplerimizi dosta düşmanakarşı haykırma günüdür! Gün kolkola girerek emeğinbaharını örgütleme günüdür!

Köle değil işçiyiz, örgütlüysek güçlüyüz!

“Ne yapalım” deyip seslenelim, hakkımızı isteyelim!Merhaba,Şu an çalıştığım işyerinde 5 aydır çalışmaktayım. Geldiğim ilk aylar işler yoktu. Bir gün gidiyorduk, iki

gitmiyorduk. Gitmediğimiz günleri hem sigortadan, hem de ücretten kesiyorlardı. Şimdi gece-gündüz mesaiye kalıyoruz. Cumartesi ve Pazar da dahil mesai parası normal veriliyor. Yani %150

mesai ücreti almıyoruz. Sigorta da kimimizin tam yatarken kimimize yarım yatırılıyor. 150 kişilik fabrikada kimseninsesi bu haksızlıklara karşı çıkmıyor. “İşten çıkarırlar” deyip boyun eğiyorlar.

Asgari ücret zammı almadık, “vereceğiz” diyorlar. Ama ne zaman verilecek belli değil… Üstelik fabrikadamakinacılar bile asgari ücretin altında çalışıyor. Emeklerinin karşılığını bile alamıyorlar.

Çok fazla mesaiye kaldığımızı söylemiştim. Mesaiye kalmamızın yanı sıra sürekli bizden sayı istiyorlar.Bircumartesi mesaisinde 13.00’e kadar çalışacağımız söylenmişti. Saat geldiğinde bu kez 16.00’ya kadar kalacağımızsöylendi. 16.00’da ise saat 19.00’a çıktı. Sanki bizimle çok rahatından dalga geçiyor gibiydiler. Bizlerde hep birlikteişi durdurduk ve çalışmayacağımızı söyledik. Bunun üzerine 19.00 mesaisine kalmadık. Bizi muhatap almak zorundakaldılar. Haklı olduğumuzu, mesaileri daha düzenli hale getireceklerini söylediler.

“Ne yapalım” deyip seslenelim, hakkımızı isteyelim. Emeğimize sahip çıkalım. TEKEL emekçileri kar-kışdemeden direndiler. Seslerini duyurmaya, haklarını savunmaya çalıştılar. Biz de tıpkı onlar gibi direnelim vehakkımıza sahip çıkalım. Sömürücülere karşı susmayalım, 1 Mayıs’ta tekstil işçileri olarak tek-el, tek-yumruk olarakalanlara çıkalım.

Gaziemir’den bir tekstil işçisi

Geleceğimiz için 1 Mayıs’a!Merhaba Tekstil İşçileri Bülteni okurları...Ben 25 yaşında bir tekstil işçisiyim. Şu an çalıştığım işyerinde üç senedir zam almıyoruz. Ve yediğimiz hakaretler

de cabası. Maaş zaten asgari ve hatta altı. Kısacası patron cebini dolduruyor. Biz varlıkla yokluk arasında yaşamayaçalışıyoruz.

Soruyorum hangimizin çocuğu Amerika’da okuyor. Hangimizin altında yüz bin Euroluk araba var. Çoğumuz açız.Benim patronlarımın yaşam tarzı böyle. Ve bu hep böyle mi olacak. Yok arkadaşlar yok. Bu böyle gitmez. Gelindökülelim alanlara, gelin dar edelim alanları onlara. Kim güçlü kim zayıf görsün herkes.

İlk adım olarak hepinizi 1 Mayıs’a çağırıyorum. Kendiniz için, çocuğunuz için, geleceğiniz için...Gıda Çarşısı’ndan bir tekstil işçisi

Page 6: TİB - Nisan 2010

Yalova’da bir iş cinayeti daha!

Yalova-İzmit karayolunun üzerinde kurulubulunan Alkım Tekstil’in işçileri, 9 Nisanakşam saat 22.00’ye kadar yaptıkları fazla

mesainin ardından evlerine dönmek üzere fabrikanınservisiyle yola çıktılar. Şoförün kontrolü kaybetmesiüzerine araç yoldan çıkarak bariyerlere çarparken, beşkadın işçi feci şekilde can verdi. Serviste bulunan 18işçi de yaralandı.

Resmi makamlar ilk açıklamalarda olayın“sürücünün aşırı hız yapması sonucu” iddia ederkenşoförün alkollü araç kullandığına dair despekülasyonlar yapmayı ihmal etmediler.

İş yasasında işçilerin işyerlerine taşındıkları araçlarişyeri tanımı içerisinde yer almasına rağmen konubağlayıcı noktalara geldiğinde tanımlamanın bu yönü“gözardı” ediliyor. Burjuva medyada yapılantartışmalarda taraflar “şoför” ve “karayolları”yla sınırlıtutuluyor. Oysaki Alkım Tekstil patronu Yusuf Eroğluda beş işçi kadının hayatından birinci derecedesorumludur. Kayıtlara “trafik kazası” olarak geçen olay açık bir iş cinayetidir.

Gerek geçtiğimiz yıl Pamek Tekstil’de yaşanan cinayet, gerekse de her yıl onlarca mevsimlik işçinin ve tarımişçisinin kamyon ve traktör kasalarında taşınırken hayatını kaybetmesi benzer akıbetlere maruz kalmakta. PameksTekstil işçilerinin hayatından yarı yarıya sel sorumlu tutulurken, mevsimlik işçierin hayatları ise neredeyse yoksayılarak “trafik kazası” olarak kayıtlara geçmekte ve patronların sorumlulukları perdelenmektedir.

6 Tekstil İşçileri Bülteni

Tekstil işçileri 8 Mart alanındaydı…

8Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, İzmir’de deSümerbank önünde yapılan bir miting ile kutlandı.Tekstil işçileri de kesik kumaşlardan yaptıkları

pankartları ile 8 Mart etkinliğinde yerlerini aldılar. Tekstilişçileri, 1857’de New York’ta katledilen kadın tekstilişçilerine gönderme yaparak “New York’lu tekstil işçilerininyolundayız! / Tekstil İşçileri Bülteni” şiarlı bir pankart ileeyleme katıldılar.

Gümrük Telekom önünden başlayan yürüyüş Sümerbankönüne gelinmesiyle sona erdi. Burada direnen TEKEL işçisikadınlar, tutsak yakınları, işçi ve emekçi kadınlar söz alarakkadının kurtuluşunun mücadeleden geçtiğini vurguladılar.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü etkinliğigerçekleştirilen bir tiyatro ve müzik eşliğinde çekilenhalaylar eşliğinde son buldu.

Page 7: TİB - Nisan 2010

7

Çemen Tekstil işçileri kazandı!

Gaziantep Başpınar 3. Organize Sanayi Bölgesi’ndekurulu bulunan Çemen Tekstil fabrikasında 74günlük grevin ardından 26 Mart’ta anlaşma

sağlandığı açıklandı. Toplu iş sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde anlaşma

sağlanamaması üzerine DİSK’e bağlı Tekstil İşçileriSendikası tarafından 12 Ocak 2010 tarihinde grev kararıalınmıştı.

Örgütlenme çalışmalarının ardından fabrikada çoğunluğusağlayarak yetki alan DİSK Tekstil, patronun toplu işsözleşmesi masasına oturmayı kabul etmemesi üzerine 12Kasım günü fabrikaya grev pankartını asmış, görüşmelersonuç vermeyince de 12 Ocak günü greve başlamıştı.

Krizi bahane ederek ücretleri aşağıya çeken ve sendikalörgütlülüğü tanımayan, grev sürecinde ise birçok kez grev kırıcılığına başvuran Çemen Tekstil patronu KamilÇetinkaya, işçilerin verdiği kararlı mücadele sonrasında geri adım atmak zorunda kaldı.

26 Mart’ta yapılan 5 saatlik görüşmenin ardından DİSK Tekstil Genel Sekreteri Muzaffer Subaşı bir açıklamayaparak anlaşma sağlandığını belirtti. Patronun işçilerin işe sendikalı olarak dönmesini, ücretlere yüzde dokuz zamvermeyi ve geriye dönük ikramiyeleri için 500’er TL ödeme yapmayı kabul ettiğini belirten Subaşı, bu duruma ilişkinbir yıllık sözleşme imzalandığını ifade etti.

TARİŞ direnişi kazanım ile son buldu

TARİŞ işçileri fabrikalarının kapatılması ve tazminathaklarının gaspedilmesine karşı 1 Mart günüAlsancak’ta bulunan TARİŞ genel müdürlüğü

önünde direnişe başlamıştı. Direniş, 46. gün fabrikayönetimi ile varılan anlaşmanın ardından son buldu.

Büyük ölçüde fabrika önünde bekleyiş biçiminde sürendirenişin temel talebi olan tazminatların ödenmesi, patrontemsilcileri tarafından taksite bağlanarak da olsa kabuledildi. Yapılan anlaşmaya göre:

Direniş süresince genel müdürlük önüne gelerek direnişekatılan 348 işçi, ücretlerinin %35’ini 20 Nisan’da, %35’ini4 Mayıs’ta, %15’ini 30 Haziran’da, %15’ini 30 Temmuz’daalacak. Direnişe katılmayanlara ise %10 ila %15 arasıoranda ödeme yapılacak.

TARİŞ işçilerinin 45 gün süren direnişi bir kez daha direnen ve mücadele eden işçilerin haklarını aldığını gösterdi.Sınırlı taleplerle süren direniş, önüne fabrikanın kapatılmasına engel olmak gibi bir hedef koyamamış olmasınarağmen başından beri ödeme yapmaya yanaşmayan patronu tazminatları ödemeye mecbur bıraktı.

TARİŞ işçilerinin büyük bir kesimi yapılan anlaşmadan memnun görünüyor. Öncü işçiler ise kazanımın sınırlıolduğunu, esas hedefin fabrikanın satışını engellemek olması gerektiğini belirtiyorlar. Ödeme konusunda patronunverdiği sözü ve yapılan anlaşmayı yerine getirip getirmeyeceği de ilerleyen günlerde belli olacak.

Page 8: TİB - Nisan 2010

İşçi Bülteni Özel Sayı: 563 * Fiyatı: 25 YKr * Nisan 2010 * Sahibi ve S. Yazı İşleri Md.: Ayten Özdoğan * EKSEN Basım Yayın Ltd. Şti. * Mollaşeref Mah. Simsar Sk. No 5 D 3

Fatih/İstanbul * Tel/Fax: 0 (212) 621 74 52 * Baskı: Özdemir Mat Davutpaşa Cad Güven Sanayi sit C Blok No: 242 Topkapı İstanbul * 577 54 92

1 Mayıs Marşı

Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır

Ancak bu böyle gitmez sömürü devam etmez

Yepyeni bir hayat gelir bizde ve her yerde

1 Mayıs 1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı

Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı

Yepyeni bir güneş doğar dağların doruklarından

Mutlu bir hayat filizlenir kavganın ufuklarından

Yurdumun mutlu günleri mutlak gelen gündedir

1 Mayıs 1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı

Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı

Vermeyin insana izin kanması ve susması için

Hakkını alması için kitleyi bilinçlendirin

Bizlerin ellerindedir gelen ışıklı günler

1 Mayıs 1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı

Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı

Ulusların gürleyen sesi yeri göğü sarsıyor

Halkların nasırlı yumruğu balyoz gibi patlıyor

Devrimin şanlı dalgası dünyamızı kaplıyor

Gün gelir gün gelir zorbalar kalmaz gider

Devrimin şanlı yolunda kül gibi savrulur gider