Upload
berkay-inkaya
View
254
Download
7
Embed Size (px)
DESCRIPTION
Travianseverin dergisi...
Citation preview
Y:1S: 3
3
Merhaba arkadaşlar,
Travian Mecmuası 3. sasyısı ile yine karşınızda. Affınıza sığınaraktan aramıza yeni katılan pragmaduane ve Berkan arkadaşlarımıza hoş geldin diyerek başlayayım. Size daha iyi bir ürün sunabilmek için bu aydan itibaren bizimle beraber emek vermeye başladılar.
Adminlerimizin anasayfa jesti ile forum kullanıcısı olmayan oyunculara da ulaşabilirliğimiz önemli ölçüde arttı. Görüntülenme sayımız 20 binleri aşarak bir önceki sayının neredeyse 5 misli fazlasına ulaştı. Özverileri için her birine ekibimin adına teşekkür ederim.
Bu ay yine bomba gibi bir sayı ile karşınızdayız. Geçen ay duyurulan Avrupa Şampiyonası’nın heyecanı henüz dinmeden, T4 ile ilgili ilk görselleri karşıladık. Bu sayıda tahmin edebileceğiniz gibi T4’ü, Şampiyona elemeleri gidişatı hakkında kısa bir birgilendirmeyi ve her zamanki gibi oyun hakkındaki nüans ve haberleri içeren görsel sayfalarımızı göreceksiniz. Okurken keyif almanızı dileyerek yazıyı fazla uzatmadan 3. sayımızı beğeninize sunarız.
Saygılarımla…
Gibbon (Genel Koordinatör)
Genel Koordinatör Gibbon
Tasarım Koordinatörü Jelanie
Ekip HAFATÜ rihtisempra Principal pragmaduane Berkan rchrdskjmr SpeLiaR iskenderunlu daren
Katkılarından dolayı whocares ve PeacE’e teşekkür ederiz.
2010 - Y:1, S:3
http://forum.travian.com.tr
İçindekiler
Yeni Versiyon T4: 6 Aslında Herşey Canlıdır (Ferah Yaşamlar) - Arda Daren: 18 Röportaj / Hint Admin Tullia: 20 Yenileniyoruz: 24
Enstantene: 26 Gezmeden Görelim Paris : 28 KP: 30 Unutulmayanlar - Oscar Wilde: 32 Eğlence 35 Bunları Biliyor Muydunuz? 36
6
Merhaba arkadaşlar,
Bildiğiniz üzere üstünde çalışmaları hızla süren T4 versiyonu 2011 İlkbaharında çıkacak. Adminlerimiz tarafından bilgilendirme bir blog sayfasıyla yapıldı, şu anlık yalnızca 2 part’ı yayınlandı. İlerleyen zamanlarda diğer part’lar da siz sevenleriyle buluşacak.
Travian T4 Blog Sayfası için > http://dev.travian.org
İşte T4.
Açıklamaların altlarında adminlerin, benim ve Gibbon’un yorumlamaları bulunacak.
Principal
7
Oyundan
TAŞÇI
Merkez Bina seviye 5'te ve yalnızca merkez köyde inşa
edilebilir. Önkoşul olarak Saray seviye 3 kaldırıldı, onun
yerine ilk köyde Köşk ile kurulabilecek.
Principal yorumluyor:
Hemen hemen her Travian oyuncusu ilk köyüne
Köşk kurarak yeni köyler kurmaya başlar. Ancak
T4’den evvelki sürümlerde Taşçı’nın ön koşulu
olarak Saray seviye 3 vardı. Bu yüzden bazı
oyuncular ilk köylerine taşçı kuramıyordu.
Yapılan bu değişiklik ile oyuncular ilk köylerinin
mancınıklanma ihtimaline karşı Taşçı inşa
edebilecek. Tüm ırkların faydasına olabilecek bir
yenilik olarak görüyorum.
TURNUVA YERİ
Askerler 20 sektör mesafe uzaklıktaki köylere giderken hızlanacak (önceden 30 sektördü).
Adminler yorumluyor:
Güzel... Bu fikir forumda bir kaç kullanıcımız tarafından önerilmişti.
Bu yenilik orta ve uzun mesafedeki savaşlara teşvik edecektir.
Saldıran ve savunan oyuncularımız bu yenilikten istifade
edecektir.
Gibbon yorumluyor:
Çok faydalı bir düzenleme olmuş. Ancak asker
hızlarına paralel pazarcı hızlarınında bina seviyesi
ile doğru orantılı artması hemen her köyde
kurulmasına teşvik olacağı gibi oyuncularada çok
büyük avantajlar sağlayabilir.
8
KAHRAMAN KIŞLASI
Ele geçirilmiş tüm vahalar genel bir
şekilde görülebilecek
(önceden ayrı ayrıydı).
Ele geçirilmiş tüm vahaların bonusları
genel bir şekilde görülebilecek
(önceden ayrı ayrıydı).
Fethedilmiş tüm vahalar
Kahraman kışlasında gösterilir.
Kahraman kışlası seviye 1'de
inşâ edilirse, kahramanımız o köyden
kontrol edilebilir.
(Önceden kahraman kışlası seviye 1 olmak
zorundaydı ve önceden kahraman o köye gönderilmiş
olmalıydı.)
Principal yorumluyor:
Oyunu kolaylaştıracak bir yenilik daha. “Acaba bu vaha hangi
köyüme bağlı, kaç vaham var?” gibi merak eden oyuncular
için tüm vahalar genel bakışta görüntülenebilecek. Tüm
ırklar için yararlı bir yenilik olarak buluyorum.
Gibbon yorumluyor:
Kahraman Kışlası kurulmadan yollanan kahraman
destek atılan köyden kullanılmak istendiğinde gereksiz
zaman kaybına yol açıyordu, bunun önlenmesigüzel
olmuş. Vahalara genel bakış konusunda söylenecek fazla
bişey yok tek kelime ile harika bir fikir.
9
Oyundan
TUZAKÇI
Seviye 1
T4 80 120 70 90Önceden 100 100 100 100
1 Tuzak
T4 35 30 10 20Önceden 20 30 10 20
Eğer rakip oyuncu askerleri başarılı bir saldırı
sonucunda kurtarırsa tuzaktaki askerlerin %25'i
ölecek. (Eskiden tüm askerler geri dönüyordu)
Eğer rakip oyuncu askerleri başarılı bir
saldırı sonucunda kurtarırsa hiç bir
tuzak otomatik tamir olmayacak.
(Eskiden %33'ü tamir oluyordu)
Adminler yorumluyor:
Oyuncularımız Galya
tuzakçısını daha avantajlı hâle
getirebilmek için öneriler sundu.
Birçok öneri vardı:
Esir aldığımız askerleri kendi •
askerlerimiz gibi kullanabilelim.
Tuzakçı sahibi esir askerleri öldürebilsin.•
Eğer rakip oyuncu zorla askerleri almaya gelirse (saldırı •
gönderirse) tuzakçı binası otomatik olarak esirleri öldürsün.
ve bunun gibi bir çok öneri...•
10
Birinci öneri kolayca istismar edilebilir. Şöyle düşünün; Cermen bir oyuncu çok ucuza
ürettiği askerleri Galya oyuncuya verebilir. Böylece Galya oyuncusu hem ucuz askerle
elde edecek hem de kışla ve ahırdan asker üretebilecekti.
İkinci öneri Galyalıları çok avantajlı duruma getirir. Oyunun başında oyunun
dengesini bozar. Bir galya oyuncusuna ilk 2 hafta kimse saldırmaz.
Gördüğünüz gibi 3. öneriyi kabul ettik. Bunun oyuncular arası
iletişimi artıracağını düşünüyorum. Galya oyuncunun
tuzaktaki askerleri serbest bırakması için bazı talepleri
olabilir(hammadde/saldırının tekrar etmeme istemi
vs.) Bu yenilik oyunun dengesini bozmaz ancak
Galya'yı biraz daha güçlendirir ve oyuncuları
iletişime teşvik eder.
Bir tuzağın yapımı için artan madde miktarı (15
odun) bahis konusu dahi olamaz.
Principal yorumluyor:
Cermenlerin gelip zorla aldığı askerlerin %25’inin
tuzakçı tarafından öldürülmesinin oyunun başında
dengeleri bozacağını düşünüyorum. Oyunun başında çoğu
oyuncu 30+ nüfus galyalara saldırmaya çekinirler. Çünkü bilirler ki ya tuzak
basmıştır ya da phalanx. Gelen T4 versiyonuyla birlikte eğer bir galya tuzakçısını
seviye 2’ye getirip 22 tuzak bastığını ve bir Cermen’in 20 tokmak sallayanını
esir aldığını varsayalım. Cermen oyuncusunun esirleri kurtaracak başka askerinin
olmadığına mı dert yansın yoksa kurtarsa dahi ölecek olan 5 askerine mi? 5 asker
diye gülüp geçmeyin oyunun başında 1 askerin dahi önemi çok büyük.
Gibbon yorumluyor:
Oyunun başında yağma yapabilme dezavantajı büyük olan Galya ırkının oyundan
daha zor düşmesini sağlayacak bir yenilik olmuş. Masrafların pek önemli olduğunu
düşünmüyorum.
11
Oyundan
SİLAH/ZIRH DÖKÜMHANESİ (Henüz isim koyulmadı.)
Silah/Zırh dökümhanesi tek bir binaya dönüşüyor. Sizin de gördüğünüz üzere bu binayı T4
versiyonuna göre tasarladık. Ancak hala yeni binanın isminin ne olacağı hususunda tartışıyoruz.
Demirci? Demirhane? Demir ocağı? Silah/Zırh dökümhanesi
tek bir binaya dönüşecek.
Eklenen saldırı/savunma bonusları bu
binadan görüntünebilecek.
Bu binayla birlikte oyunculara +1 boş
inşa alanı kalacak.
Yeni bina için gereksinimler:
- Merkez binası s: 3
- Akademi s: 1
Principal
yorumluyor: Tek binaya dönüşmesi hoş olmuş. Oyuncular oyunun başında hammadde yönünden rahatlarlar, oyunun ilerleyen bölümlerinde de +1 inşa alanı doğması güzel. Verilen bonusların bu binada görüntülenmesi güzel bir yenilik. Tasarıma gelince, madem silah dökümhanesiyle birleştiriliyor; hem silah dökümhanesine hem de zırh dökümhanesine benzeyen bir bina tasarlanabilirdi.
Gibbon yorumluyor:
Şu ana kadar açıklanan en büyük yenilik bence bu bina. Ön koşullar hafif olması bu binanın ön koşul olarak isteneceği ahırın daha çabuk kurulması ve yağmanın hızlanması açısından. İnşa yeri avantajı ile bu binaları kurarken ve yıkarken harcanan zaman kaybının önlenmesi ve en faydalısı da sağlanan avantajın aktüel olarak görüntülenebilmesi yoluyla binada yapılacak geliştirmelerin teşvik edilmesi… Tümü birbirinden yaratıcı yenilikler olmuş.
12
SUR, ÇİT, TOPRAK SİPER
Bir köyün temel savunması sur/çit/toprak siper (bundan sonra sur olarak bahsedeceğim)
ile artırılabilir. Her ırkın verdiği savunma farklıdır. Surun savunma askerleri vereceği değer
değişmeyecektir, ancak surun verdiği bonus, köy savunmasına eklenen bir değerdir.
Her seviyedeRoma Cermen Galya
+10 savunma puanı +6 savunma puanı +8 savunma puanı
Adminler yorumluyor:
Daha evvelden de duyurduğumuz üzere T4 versiyonunda askeri üs sınırlamasını kaldırdık. Bu
uygulamanın amacı büyük köylerin büyük bir orduyla bir çok köyü yağması altına almasıydı.
Yapacağımız bu değişiklikle saldırı sayısını sınırlandırmıyoruz. Bunun yerine az askerle bir çok
köyü yağma altına almayı daha riskli hâle getireceğiz. Travian'da bazı oyuncular sur dahi
kurmadan erkenden oyunu bırakıyor. Bu da T3.5'de oyuncuların daha risksiz yağmalanabileceği
anlamına geliyor.
Bir galya defansını örnek verecek olursak; eğer suru seviye 5 yaparsa 40 defans puanına sahip
olur. Bu da bir phalanx savunmasına eş değerdir. Yani bir Cermen boş galya köyüne saldırırken
sanki 1 phalanx ile savaşıyormuş gibi sayılır.
Yağmacılara karşı savunma için yeni bir rehber yeni bir kılavuz yazılmalıdır biz bunun
farkındayız
Diğer taraftan T4 en çok Galya ırkını zayıflatacak. Bir Roma yahut bir Cermen verdiği kayıpları
kolayca önleyebilir. Ancak bir Galya yalnızca 15 saldırı gücüne sahip bir phalanx'la yağma
yaparken vereceği kayıpları önleyemeyecektir. Ama bu kesinlikle bizim istediğimiz bir şeydir. Bir
galya oyunun başında dezavantajlı olmalıdır. Bir galya oyuncusu -yukarda belirtilen tüm ırklar
gibi- oyunun başında sur kullanmayan oyuncuları rahatlıkla yağmalayabilecektir.
Bu değişiklikler bu taktikleri de beraberinde getirecek gibi; Koçbaşılar oyunda daha sık
kullanılacak. Genellikle oyunun ortalarında ve sonlarında kullanılar koçbaşılar oyunun başında
mikro yağmalamada (az askerle bir çok köyü yağma altına alma) daha çok kullanılacak.
13
Oyundan
Principal yorumluyor:
Hali hazırda bir çok oyuncu bu binanın % bonus değerlerini aktüel miktarlar olarak
algılıyor. Köşk/Saray yapısının verdiği aktüel savunma puanları bu binanın etkisine
yorulabiliyor. Faydalı bir değişiklik olarak görüyorum. Bahsedildiği üzere oyun
başında Koçbaşı’nın geliştirilmesi ve basılması için bir teşvik olacaktır. Asker kaçırma
ve kitlemenin yanında hiç ölmeyecek bir grup defans askerini kim istemezki :)
Gibbon yorumluyor:
Oyunu zorlaştıracak güzel bir yenilik. Bu puanların biraz daha artması daha iyi
olabilir diye düşünüyorum. Orta seviyelerde Köşk/Saray ve Sur/Çit/Siper ikilisi
ile ölümsüz küçük bir defans hattı oluşacak. Yağmalamanın tabiri caizse astarı
yüzünden pahalı olan bir getirisi olabilecek ve geri plandaki Galya ırkının daha
fazla tercih edilmesine etken bile olabilecek bir yenilik.
PAZAR YERİ
Pazarda yalnızca bir kaç değişiklik olacak. 2011'de kendi birliğin ile ticaret
sınırlayıcısının yanı sıra savaşta olunan birliklerden teklif gizleme gibi özellikler
bulunuyor. Ancak T4'ü çıkarmayı istediğimizden beri, bu yeniliklerimiz arasında
yoktu; muhtemelen daha sonra eklenecek.
Oyuncularımızdan gelen bir istek de her hammadde türü için 'nadirlik göstergesi'
idi. T4 versiyonunda oyuncuların her hammaddeden ne kadan ticaret yaptığını
görebileceksiniz. Ayrıca pazara oyuncunun ırkıyla birlikte sunduğu teklif için renkler
ekledik. 1:1 ya da daha iyi ticaret teklifleri için yeşil, 1:1 ve 1:1,5 arasındaki teklifler
için sarı, 1:1,5'in üstündeki teklifler için ise kırmızı renk kullanılacak.
Gibbon yorumluyor:
Gayet hoş olmuş. Özellikle birlik anlaşmalarının Pazar boykotuna dönmesi hoşuma
gitti :)
ASKERİ ÜS
Askeri üssün genel görünümü üstünde değişiklik yapacağız. 2011'de gelen saldırıları
filtreleme gibi bir özellik eklenebilir. Yani sadece yağmalamaları, sadece saldırıları,
sadece destekleri vb.
14
Zaten bu özelliğin bir kısmı T3.6'ya eklendi. Gelen saldırıları/yağmalamaları farklı renklerde 1.
işaretlebiliyordunuz. Buna ek olarak her başlığa ayrı renk kodları gelecek. İşte renklerin
manası:
Red: Karşı atak ya da yağmalama
Green: Size gelen destekler ya da saldıradan geri dönen askerler
Sarı: Sizin gönderdiğiniz saldırılar
Mor: Köyünüzden vahanıza gönderdiğniz askerler
İki ile işaretlenen bölümde saldıradan gelen, saldıraya giden askerlerin koordinatlarını 2.
görebileceksiniz. Bu bir çok oyuncu tarafından isteniyordu.
Askeri üs yeni bir özellik kazanacak. Eğer saldırıya giden askerlerin sayısı, savunan 3.
köyün askeri üs seviyesinden küçükse savunan taraf saldıranın hangi askerle saldırdığını
görebilecek. Sayısını değil yalnızca asker türünü. Verilen resimde mızrakçı ve mancınığın
geldiğini görüyorsunuz. Daha ayrıntılı bilgi için "Adminler Yorumluyor " kısmını okuyunuz.
Birliğinizdeki, birleşme birliğinizdeki yahut ateşkesteki oyunculara saldırmak istediğinizde bir 4.
uyarı alacaksınız. Bu bir çok oyuncu tarafından istenen bir özellikti zaten.
"Favori Sömürge Köyler" ve "Yağmalama İstatistiği" bölümümü yeni bir görünüm alacak.5.
Mancınıklı bir saldırı yaptığınızda, askeri üsten nereyi hedef aldığınız gözükebilecek.6.
Adminler yorumluyor:
2. yazımızda da duyurduğumuz üzere T3.6'da askeri üs sınırlamasını kaldırdır. Bunun bir amacı
da fake saldırıları önlemekti (fake: oyuncuları korkutmak amacıyla bir askerle saldırmak). Askeri
üste yapacağımız düzenleme ile fake saldırıları önlemek istiyoruz. Aslında bu konu bir çok
forumda yer edindi. Bunu genellikle "Gözetleme Kulesi" olarak adlandırdılar. Yer sayısı kısıtlı
15
Oyundan
olduğundan bunun için yeni bina yapmak istemedik. Askeri üssün seviyesini yükseltmek reis veya
mancınık kullanan oyuncular için mühim değildi. Bu düzenleme savunan oyuncunun askeri üs
seviyesini artırmasını sağlayacaktır.
Hadi Saldirgan açiSindan HeSaplamalara Bakalim;
Başka bir kısıtlama yapılmayacak. Eğer bir oyuncu bir tane gerçek saldırısını 100 tane fake
ile korumak isterse bunu yine yapabilecek, ancak ödeyeceği bedel değişecek. Eğer savunan
oyuncunun askeri üssü seviye 1 ise saldırgan oyuncu (fake saldırılara) bir mancınık bir de başka
tür asker eklerse savunan oyuncu hangi tür askerle geldiğini anlamayacak. Ancak savunan
oyuncunun askeri üs seviyesi yüksek ise, saldırgan oyuncu görünmemek için en az 20 askeri
birimle saldırmalı.
Cermenler en ucuz ünitelere Roma'lar ise en pahalı ünitelere sahip olduğundan bir Roma bir
Cermen'den daha fazla madde harcayacaktır.
Bu Hesaplamanın Bırıncı Kısmıydı. Hadı Şımdı serverın devamında ne GıBı etKıler OlacaK Ona BaKalım;
Askeri üsteki yenilikler ilk hafta kullanılmayacaktır. Köy sayısı az iken çoğu oyuncu mancınık
kullanmayacağından, oyunun ilerleyen bölümlerinde reislemelerde kullanılacağını bekliyorum.
Bu yüzden 10. Haftadan sOnraKı duruma BaKalım;
Dünya genelindeki serverlar incelendiğinde mancınık kullanan oyuncuların %90'ının Cermen
olduğu gözlemlendi. Bu yüzden bu değişiklikten en çok Cermen ırkı etkilenecek. Hatta eğer diğer
ırklar saldırıları gizlemek için daha çok hammaddeye ihtiyaç duyduğundan Cermenler daha
önce etkilenir.
Zamanla diğer ırklar Cermen'lere yetişir. Eğer 5 ay sonra bir server'a bakarsak mancınık
kullanan oyuncuların oranının %90'dan %50'lere kadar düştüğünü görürüz, 7 ay sonra ise bu
oran hemen hemen eşittir.
Artık her ırk saldırılarını koruyabilmek için fake saldırılara başvuracaktır. Cermenler ucuz
askerlerle bunu yaparken Roma ise pahalı askerlerle bunu yapacaktır. Bu da Cermen ırkını yine
avantajlı duruma getirecektir.
Bize göre bu değişiklik oyunun dinamiğinde bir değişiklik oldu. T3 versiyonunda Cermen
daha avantajlıydı sonra Roma daha avantajlı oldu. Bu değişiklik ile Cermenler saldırılarını
gizleyebilmek için daha çok hammadde verecek, bu da Roma ve Galya ırkına avantaj verecektir.
16
Ancak 5-6 ay sonra Cermen arayı tekrar kapatacak ve avantajlı duruma gelecektir. Bu
değişiklikten en az etkilenen ise Galya ırkıdır.
Gibbon yorumluyor:
Bu yeniliği uygulamada görmeden bir şey söylemek istemiyorum. Aslında teorikte çok güzel
bir yenilik. İşime yarayacağını da itiraf etmeliyim. Ancak Casus Tılsımı’nın önemini nispeten
kaybedecek olması ve oyuna belli sürelerde geç başlayanlara dezavantaj
olacağı görüşündeyim. Ayrıca Galya ırkına da oyun başında büyük
kayıplara mal olabilir. Server henüz başlamışken Phalanx ile yağma
yapan bir Galya’lı, üssünün seviyesi 1 seviye daha yüksek olan
bir Romalının leyyonerlerinden muzdarip olabilir ve bu
Galya hesaplarının silinmesi ya da gelişiminin
epey gerilemesi anlamına gelebilir. Kısacası yeni
Askeri Üs Tuzakçı’da yapılan değişikliği oldukça
gölgeleyebilecek bir yeniliği de getiriyor. Tabii
bunları pratikte görmeden emin olamayız.
SIĞINAK
T4 versiyonunda Cermen ırkının 'yağmalama
bonusu' kaldırılacak. Cermen askerleri karşı köyün
sığınaklarının %20'sini yağmalayamayacak.
DONANIMLAR ve BİRKAÇ RAPOR ÇEŞİDİ
Ticaret Raporları
Gönderen ve alan gösterilecek. Gönderenin ve alanın birliği gösterilecek. Gönderen, alıcı ve
birliğinin profilinde linkler görebilecek (tıpkı yapılan saldırılar gibi).
Casuslama Raporları
Eğer saldıran köy hammadde miktarını görmek için casuslama seçeneğini seçerse, aynı
zamanda karşı köyün sığınak kapasitesini de öğrenebilecek.Eğer saldıran; köyün surunu, köşk/
saray seviyesini görmek için casuslama seçeneğini seçerse, aynı zamanda karşı köyün askeri üs
seviyesini de öğrenebilecek.
Savaş Raporları
Genel görünümlü bir sayfada yağmalama/hücum seçeneği görülüp tekrar aynı saldırı
gönderilebilecek. Köyün koordinatları ve aynı asker birimleri ikona tıkladıktan sonra askeri üste
17
Oyundangörünecek. Raporlara "önceki", "sonraki butonlarına tıklayarak göz atabilirsiniz. Raporu açıp
ordan arşive taşıyabilirsiniz. (Eskiden geri gel, işaretle, arşive taşı yapılıyordu). Raporu açıp
ordan silebilirsiniz (Eskiden geri gel, işaretle, sil yapılıyordu). Eğer yağma raporu fulse yalnızca
bir butona tıklayarak aynı asker miktarını gönderebilirsiniz. Köyün koordinaları ve ismi askeri
üste gözükür. Sayfa başına rapor miktarını ayarlayabilirsiniz. Standart olarak 10'dur. Ancak T4
ile bir sayfada 99'a kadar rapor görüntülenebilir.
Yeni özellik: Çevre Raporu
Travian T4'de oyuncular çevre köylerde neler olup bittiği hakkında özet bir rapor alacak. Hiç bir
ayrıntı gösterilmeyecek, ancak tüm uygun haberler hakkında oyuncuya bilgi verilecek.
Bir veya daha fazla olaylar en fazla 15 sektörlük alanda takip edilebilecek.
Raporlardan birkaç örnek; (İsimler hayal ürünüdür)
Principal adlı oyuncu 01-PrinciPal adlı köyünün ismini |01| PrinciPal olarak değiştirdi.
Principal adlı oyuncu yeni bir köy kurdu.
Principal adlı oyuncu Gibbon adlı oyuncunun bir köyünü reisledi.
Principal adlı oyuncu |07| Principal adlı köyünü kaybetti (Bu köy tamamen yerle bir edildi)
Principal adlı oyuncu boş bir vaha elegeçirdi.
Principal, Jelanie adlı oyuncunun bir vahasını elegeçirdi.
Principal adlı oyuncu bir vahayı terk etti.
Principal adlı oyuncunun |05| Principal köyünde bir savaş oldu.
Principal adlı oyuncu, Travian Mecmuası Birliği'ne üye oldu.
Principal adlı oyuncu, Travian Mecmuası Birliği'ndan ayrıldı
Renkli yazılarda oyuncunun profiline, köyüne ya da birliğin profiline linkler vardır.
Adminler yorumluyor:
Yeni eklenen çevre raporu özelliğinin tarihsel bir kaydı yoktur. Son 6 saat içinde meydana gelen
değişiklikler gösterilecek. Örnek olarak; Eğer Principal adlı oyuncu Gibbon adlı oyuncun |09|
Gibbon köyünü ele geçirdiyse 2 saat sonra Jelanie adlı oyuncu fetih raporunu alacak (Vatan
sevgisi düşürme raporu değil, yalnızca ele geçirme raporu). Çevre raporu özelliği oyuncuların
çevresindeki önemli olaylardan kendisini haberdar etmek için tasarlanmıştır. Biz yine de
oyuncuların çevresini sık sık kontrol etmenizi öneririz. Bu çevre raporu özelliği oyunculara kendi
bölgesinde yardımcı olacaktır, ama bu komşularınızın üzerindeki bir göz gibi olmamalı.
Gibbon yorumluyor:
Söylenecek pek fazla şey yok tek kelimeyle harika oldu. Yağmalama bonusunun kalkması
Cermen ırkını tercih eden oyuncularımızı üzecek ve muhtemel itirazları beraberinde getirecek
ama şahsi kanaatim çok doğru bir düzenleme olduğu yönündedir.
18
Sevgili mecmua okurları sizlere bu ay çok ilginç bir konudan bahsetmek
istiyorum.
Eskiler ev seçerken ferah veya karanlık diye tabirler kullanmışlardır.
Çok eskiler bu tabirleri bilinçli kullanırlarken sonraki nesiller hissettikleri halde ne anlama geldiğini bilmeden bu
tabirleri kullanmaya devam etmişler, bizim kuşağımız ise bu kelimeleri de içindeki
anlamları da bilmiyor ve anlayamıyorlar.
Evet, insanlar bazı evlere karanlık ve kapalı derler, üzerime üzerime geliyor daralıyorum burada
derler.
Dünya da insanlar, hayvanlar ve bitkilerle birlikte yaşayan mikro organizmalar vardır. En az diğer canlılar kadar yaşam
haklarına sahiptirler. Fakat bu mikro organizmalar diğer canlılardan farklı bir şekilde evlerimizdeki vazolarda, sürahilerde, saksılarda ve hatta
duvarların içindeki tuğlalarda bizimle birlikte yaşamalarına rağmen biz bu canlıları yok sayarak yaşamımıza devam ederiz.
Bir mikro organizmalar toprakta iken biz onu aldık çamurdan şekil verdik, fırınlarda pişirdik ve tuğla haline getirdik. Daha sonra bu tuğlaları aldık ve ev haline getirdik. Sonra evlerin içine girdik ve orda bir yaşam başlattık. Bu mikro organizmalar artık evin içinden bir yere kıpırdayamaz oldular ve hayatlarının kalan kısımlarını aynı mekan da geçirme mecbur kaldılar.
Şimdi dikkatle takip edelim;
Bu canlılar evin gözle görünmeyen canlılarıdır ve manevi güçleri çok fazladır, bir evi basık ve karanlık bir hane haline de getirebilirler, aydınlık ve ferah bir hale de.
Bulundukları evde evin sakinleri huzurlu bir hayat sürüyor, birbirleri ile güzel geçiniyor büyüklere saygı küçüklere sevgi gösteriliyorsa, evde küfür edilmiyorsa, kişiler kendilerine zarar vermiyorsa, sarhoş olunmuyorsa, dedikodu yapılmıyorsa, dedikodu yapılan ve özel hayatlar irdelenen tv programlarının sesi ve görüntüsü evin içini doldurmuyorsa, evde toplanan kadınlar veya erkekler diğer arkadaş
19
Yenilik
veya komşularını çekiştirmiyorsa, yaşlılara eziyet edilmiyor güzel davranılıyorsa, çocuk veya bebeklere gereken şefkat gösteriliyorsa, ağır metal müzik veya rock müzik türünde yüksek gürültülü sesler odaları doldurmuyorsa, tv veya bilgisayarlarda gayri ahlaki filimler veya resimler sergilenmiyorsa, alt veya üst komşuya eziyet eder derecesinde gürültü yapılmıyorsa, yiyecek ve içecekler çöpe atılmıyorsa, dua ediliyorsa, evde yaşayan hayvanlara iyi bakılıyorsa, çok misafir kabul edilip yemek ikram ediliyorsa, eskimeyen eşyaların yerine sadece zevk için yenileri alınmıyorsa, gereksiz ev aletlerine para harcanmıyorsa, evde genel olarak israftan kaçınılıyorsa..
Fazla uzatmak istemiyorum, bu organizmalar mutlu ve neşeli oluyor ve istem dışı olarak bulundukları evi aydınlatıyor ve ferah bir hale sokuyorlar. Aksi durumlarda ise üzülüyor ve adeta ev halkına küsercesine içlerine kapanıyor ve ömür boyu yaşamak zorunda kaldıkları bu hanede bulundukları için kahrediyorlar. Bu da bu evi karanlık ve basık bir mekân haline getiriyor.
Yukarıda yazılanlar aslında insanlığa zararı olan davranışlar olduğundan insanlar hem manevi çöküntüler yaşıyor ve aynı zamanda evlerinde gerekli mutluluk ve huzuru bir türlü yakalayamıyorlar, sonra çareyi doktorlarda veya farklı tedavi yollarında arıyor veya kendi haline bırakıyorlar.
Aslında tedavi mantık yürütmekte ve her şeye saygı duymakta saklıdır, insan her şeye ama istisnasız her varlığa ve en başta kendi bünyesine ve sağlığına saygı gösterdiğinde gerçek anlamda bir insan olmaya başlar ve manevi olgunluğa ulaşabilir.
Benden bu aylık da bu kadar, umarım faydalı bir makale olmuştur.
Kalın sağlıcakla.
20
Gerçek adım Laura. Temmuz ayımda 30’uma girdim. Doğruyu söylemek gerekirse bu durumdan hiç hoşnut değilim. Büyüdüğümü kabullenemiyorum!
İngiltere, Manchester’lıyım. Tabi ki herkes Manchester United isminden ötürü duymuştur Manchester’ı… Fakat Manchester şehrini özel ve havalı kılan futbol kulübünden başka birçok kültür ve arkadaşlık atmosferi gibi etmenler var. Ben burada büyüdüm. Fakat, üniversite eğitimim ve bir kaç yıllık iş deneyimim yüzünden Manchester’dan uzak kaldım. Eve dönüş yaptığım için sevinçliyim. Çift mesleğim var. Hafta içi ofiste çalışıyorum. Bu durum gerçekten sıkıcı… Ama bu durum benim ev kredimi ödememe yardımcı oluyor açıkçası. Akşamları ve hafta sonları ise, yaşları 16 civarındaki çocuklara İngilizce, matematik ve fen bilgisi öğretiyorum. Bu ise gerçekten eğlenceli bir meslek.
tullıa Kımdır? GerçeKteKı adınız, yaŞınız, medenı durumunuz, yaŞadığınız ŞeHır, ıŞ BılGılerınız… Kısacası Kendınızden BaHseder mısınız?
21
Travian’a geri döndüğümde Eylül 2007 idi. Bu dönüşü yapmadan önce UKx’de oynamıştım. Oyun hakkında veya nasıl oynandığına dair birinden yardım almamıştım. Travian oynadığım ilk gerçek zamanlı oyun olmuştur. Son oynadığımız bölümde yaklaşık olarak 500. falandım. Bölüm bittiğinde birlik olarak yeni serverde reform yapmaya karar verdik ve ilk serverde ne kadar çok şey öğrendiğimizi gösterdik. Server bittiğinde birlik olarak 1. Sıradaydık. Serverde oldukça erken bir zaman diliminde lider konuma geldim. Gerçekten, gerçek zamanlı bir oyunda bu kadar çok başarı beni oyunu hızlı öğrenmeye itti. Bu yüzden birlik sorularına cevap verebiliyordum. –ki birlik oldukça büyük bir birlikti ve o birlik oyuncularından bazıları hala Travian’a devam etmekteler.
UK ekibine 3. Speed serverimi bitirdikten sonra Support olarak girdim. Supportluktan hoşlanmıştım. Gerçekten faydalı ve bir çok yeni kullanıcıya yardım etmemi sağlayan bir işti. Bundan birkaç ay sonra Multihunter’lik denedim. Şubat 2009’da Travian forumda daha fazla vakit harcayacak zamanı buldum ve ardından mod oldum. Aynı yılın Paskalya Bayramı’nda .co.za ekibinde görev yapan Spychic isimli bir bayan beni aradı. Ardından bu yılın başlarında co.uk ‘teki görevimi bıraktım ve Hindistan’daki ekibe MH olarak geçtim. Zaten orda tanıdığım birkaç arkadaşım vardı ve oyun admini Shantanu’ya gerçekten saygı duyuyordum. Kendisi gerçekten bu işi iyi yapan ve adil bir insan. Multihunter olarak görev yaptığım zamanlarda çok eğlenmiştim. Büyük bir takım ruhu vardı ve forum admini tarafından mükemmel etkinlikler düzenleniyordu. Bizde onlara yardım ediyorduk. Bu yüzden, hala foruma katkıda bulunuyorum. Daha sonra Forum Admini Blackewe görevinden ayrılmak zorunda kaldı ve Shantanu bu görevi benim yapıp yapamayacağımı sordu. Benim için karar vermek oldukça basit oldu. Çünkü forum için çalışmayı zaten seviyordum.
travıan ıle ne zaman tanıŞtınız?
ne zaman admın Oldunuz? Bunu öğrendığınızde ne yaptınız?
22
Bize Biraz Hindistan forumundan BaHsedeBilir misiniz?
Hindistan forumu hakkında soru sormanız beni çok onure etti gerçekten. Çünkü, Hindistan forumunun çok özel bir yeri olduğunu düşünüyorum. Birçok forumdan küçük olmasına rağmen oldukça arkadaş canlısı ve çok farklı bir atmosferi var. Biz gerçekten bir çok ülkenin insanlarını bir araya toplamayı başarabilmiş ve görüşlerini açık bir şekilde ifade etmesine olanak sağlamış canlı bir platformuz. Ekibimiz bile büyük ve farklı ülkelerden oluşan bir topluluk. Biz Hindistan ekibindeyiz tabi ki! Ama, İngiltere, Norveç, Hollanda, Avustralya, ve Amerika’dan gelip, toplanmış bir ekibiz. Bu büyük bir kapta bizi eritip birleştirmeye benziyor. Forum kültürünün faydalarından biri de bu. Hoşgörülü kişilerle zamanını çok iyi harcayabiliyorsun.
Tabi ki de bu durum çok mükemmel değil… Forum nedir ki? Farklı insanlar ile birlikte sohbet ettiğimiz, eğlenceli ve değişik aktivitelerin olduğu ve birbirinden farklı kültürleri tanıdığımız bir platformdur. Forumumuza daha fazla Türk arkadaşın katılması bizi sevindirir ayrıca. Hepinize şimdiden hoş geldiniz diyeyim!
Hindistan forumunun çok eğlenceli ve çok renkli bir yer olduğunu biliyoruz. bunu nasil başardiniz?
Öncelikle eski FA’dan Blackewe ile bunun için çok sıkı bir çalışma sürdürüğümüzü söylemem gerekli. Fakat ben zaten şanslıydım. Tüm moderatör ekibi forumu eğlenceli bir mekan kılmak için tüm yolları arıyorlardı. Biz üyelerin forumda harcadıkları zamanı güzelleştirebilirdik. Modlarımızdan
ToySoldier’in vBullettin ile arası çok iyi. O’nun teknik uzmanlığı ile ne yapabiliriz sorusuna karşılık olarak üyelerin mesajlarına “Beğen” butonu ekledik. Taulphin ayrıca UK ekibinde biçimlendiricilerden biriydi. Kendisi ekibimiz için çekici ve güzel userbarlar tasarladı. Eğer ben FA’da iyi bir yöneticiysem bunu kesinlikle ekibime ve bizim için bir şeyler yapan arkadaşlarımıza borçluyum.
Ben forumdaki yenilikler için daha çok Hindistan’ın kendisinden esinlendim. Yönetimdeki ve forumdaki Hindistanlı arkadaşlarla konuştum, Hindistan gerçekten büyüleyici, canlı ve gizemli bir ülke olarak görünüyr bana. Hindistanlı kullanıcılarımız ülkeleriyle gurur duyuyorlar. Oldukça vatanseverler… Bu yüzden yaptığımız görsel değişiklikleri Hindistan’ı baz alarak gerçekleştirdik. Bayrağındaki renkleri kullandık ve yaptığımız userbarlarda Hindistan’a ait imgelere ağırlık verdik. Ayrıca son zamanlarda Hindistan Bağımsızlık Günü nedeniyle forumumuz daha bir renkli hal almış vaziyette…
Geleceğe yönelik konuşursam, büyüyen ve gelişen bir forum olduğumuzu söyleyebilirim. Zaten kullanıcı sayımızı da eskiye göre arttırdık. Fakat bu sayının daha da artması için yeni şeyler yapmak istiyoruz. Kılavuz ve sorular bölümlerini daha da iyileştiriyoruz. Yeni oyuncularımız için daha iyi bir platform oluşturma çabasındayız. “Oyunla İlgisiz (Off Topic)” bölümünde yeni yeni eylemler, aktiviteler yapıp; yarışmalar düzenliyoruz. Üyelerimizin forumumuzda vakit geçirmesi ve sürekli online olmasını sağlayacak bir sürü neden var.
23
travian’da başiniza gelen en komik olay nedir?
Sanırım oyuna yeni başladığım acemilik dönemlerinde başıma gelen bir olay vardı. Gerçekten o zamanlar oyunun nasıl oynandığına ya da forumun varlığına dair hiçbir bilgim yoktu. O zaman oynadığım serverin ortasında temsilci ayarlamadan İtalya’ya tatile gitmiştirm. Üstelik internet bağlantım falan da yoktu. Ne kadar acemice değil mi? EE doğal olarak tatilden döndüğümde geriye sadece bir köyüm kalmıştı. Büyük oyuncular tarafından yağmalanmış ve birliğimden atılmıştım. Fakat daha sonra birlik lideriyle irtibata geçerek geri gelmem için bana bir şans daha vermelerini söyledim. O günden sonra o kişi beni koruması altına alarak, akıl hocalığı yaptı ve oyunun inceliklerini öğretti. Hala benim için çok iyi bir arkadaştır. Kendisi Travian hakkında gerçekten bir hayli bir bilgiye sahip.
travian t4 versiyonu Hakkinda ne
düşünüyorsunuz?
Güzel olacak. Bazı değişiklikler benimde hoşuma gitti. Aslında daha önce hiç Galya ile oynamadım. Yeni tuzakçı sistemi onlar için büyük bir gelişme. Bu değişiklikler bu ırkı denemem için yeterli gibi görünüyor. Teknik olarak da birçok değişiklik oyuna eklenecek. Yeni incelikler olacak… Bu değişiklikler oyunu biraz daha yumuşatabilir herkes için belki. Ayrıca, oyun geliştiricileri gerçekten gösteriyor ki, kullanıcıların sözlerine ve fikirlerine önem gösteriyorlar...
İtiraf etmek gerekirse değişiklik yapılacak noktalar hakkında net bir bilgiye sahip değilim aslında. Bence herkes değişiklikleri net bir biçimde görene kadar bu konu hakkında bir şeyler söylemek zor. Aman Tanrım!!! Bu heyecan verici süreci blogda görmek mümkün ama…
HerHangi bir serverda travian oynuyor musunuz?
Şu an oynamıyorum açıkçası. İşten fırsat bulamıyorum pek. Güzel bir gündüz ortağı bulana kadarda oynayamam sanırım. Bazı arkadaşlarım tarafından USx’e davet edildim. Server resetlendiğinde yeni bir isimle kaydolup, T4’de geçmeden, son T3 serverimde yeni kişilerle tanışabilirim.
ve son olarak, yeni oyunculara önerileriniz var midir?
Yeni oyunculara oyunun tamamını bir an önce kavramayı beklememeleri gerektiğini söyleyebilirim. Travian beceri ve stratejiyi temel alan bir oyundur ve ince bir şekilde öğrenmek, yeni bir müzikal enstrüman veya bir yabancı dil öğrenmek kadar zaman alabilir. İlk başlarda yağmalanacaksınız, baskınlar yiyeceksiniz, canınız sıkılacak ve cesaretiniz kırılacak… Fakat pes etmek yerine oyuna devam ederseniz, gerçek hayatta eğlendiğiniz birçok arkadaşınız olacak ve ilk baştaki acemiliğinize nazaran daha fazla asker basabilir konuma geleceksiniz. Şunu unutmayın ki, tüm bunları yaptığınız her zaman sonunda kazanan siz olacaksınız…
24
25
Yenilik
Evet her şey değişir. Çok geç olmadan köylerinizi PrintScreen ile kopyalayın,
anasayfamızı da tabii ki.
Travian Games 30 Ağustos 2010 itibari ile Almanya ve takiben COM sunucularında
yeni bir background kullandı. Travian yakın zamanda tüm dünya serverlarında yeni
yüzü ile karşımızda olacak. Resimleri aşağıda sizin için örnekledik. Biz çok beğendik sizinde bizle aynı fikri paylaşacağınızdan kuşku yok.
Daha hoş bir görüntü olduğu kesin. Ne diyelim tüm Travian’cılara hayırlı olsun…
26
27
Enstantene :)
28
Paris’ten sevgiler arkadaşlar. Hiçbir masraftan kaçınmadık sizin için geldik buralara :) Gezmeden görebilesin diye… Şimdi turistik yalakalıkları geçelim keşke Antalya, Adana, Trabzon, Edirne, Bursa’ya falan gitseymişiz. Burada şehrin ortasına çubuğu dikmişler abartısız 300 m… Gerçekten abartmadım kitapçıkta yazıyor. Bahsettiğim çubuk Eyfel Kulesi… Şaka bir yana gerçekten görülesi bir yer bu şehir.
Yalnızca Şanzelize ve Kule etrafını tavsiye listemize alalım eğer gelecek olursak. Sanat müzeleriyle dolu bir şehir sınırı geçince baş döndürebiliyor. 300 m’den fotoğraf çektim ama yeşil fona karınca yuvasından farksız oluyordu biraz daha aşağıdan çektim tabii.
Napolyon’un şehriymiş burası. O meşhur sözün sahibi (Para, para, para…)… Adam haklı epey pahalı bir yer para da bir yere kadar. Eyfel’i tam olarak görebileceğiniz bir yerde bir çay 2 Avro, kulenin etrafında bir uçan balon 5 avro… Hatta kurbağa bacağı sattıklarını duydum restorantlarda, ama restoran kelimesinden anlayacağınız üzere Napolyon Amca buralarada uğramış, ben
uğramadım…
Geldiğim gün bana Eyfel’den değil ilk önce kanalizasyonlardan bahsettiler burasıyla
alakalı konunun
29
GezmedenGörelim
kanalizasyonu çıkmasın diye yazının bu kısmına yazayım dedim. Burada şehrin altında başka bir şehir varmış. Girip bakmamakla beraber (kokudan muzdarip) çapı 5 m.’leri bulan hatlardan söz ediliyor. Hatta belli suçlara karışmış failler ile evden kaçan çocukların bu hatlarda bulundukları sık rastlanan bir olaymış. Niye bu kadar büyük yaptıklarına gelince 2. Dünya Savaşı ve öncesinde karışık bir memleketmiş. Bu kanalizasyonları tünel olarak kullanırlarmış…
Ayrıca Şanzelize’de Napolyon’un Zafer Anıtını görmeniz mümkün. Adını anmadım diye es geçmeyin sakın Avrupa’nın nispeten yakın olan tarihinin en büyük göstergesi sanırım.
Yine buraya yakın bir yerde bir nehir kıyısında beton üzerine yığılan tonlarca kum ile oluşturulmuş yapay bir kumsal var. Bu kumsal Dünya’da bu yolla oluşturulan tek kumsalmış. Sanırım denize ve havuza girmeden sadece güneşlenmek için bu kadar insanın bir araya toplandığı tek yer olma özelliğini de taşıyor. Buraya çoluk çocuk gelmemenizde fayda var, kalabalık saatinde fotoğraf koymamamın sebebi de bu. Hoş yine de bir kişi yakalandı deklanşörüme ama pek müstehcen sayılmaz. :) (Bir de bana gazozcu derler forumda.)
Son olarak resimlerde beni göremediğiniz için üzüldünüz biliyorum ama Gibbon koydurmadı. Merak edenler forumdan özel mesaj yolu ile ulaşırlarsa severek gösteririm resimlerimi. Gazozu da benden :)
Önümüzdeki ay başka bir şehirde görüşmek üzere…
iskenderunlu .
30
Ölümcül Deney 4: Sonraki Yaşam (Resident Evil: Afterlife)
Fanatikleri bilir Resident Evil 3’lemesinin kalitesi tartışılmaz. Milla Jovovich’in eşsiz performansının verdiği etkiyle gözümüz kapalı öneriyoruz. Filme gitmeden önce ilk 3 filmi izlemenizi de tavsiye ederiz. Film bu ay içerisinde vizyonda olacak.
Öyküye gelecek olursak;
Dünya virüsün etkilerinden sarsılıp insanlar zombilere dönüşürken, Alice sağ kalanları bulup onları kurtarma macerasına devam ediyor. . Umbrellayla olan savaşı yeni boyutlar kazanıyor, fakat Alice (Milla Jovovich) beklenmedik eski bir arkadaşından yardım alıyor. Yeni bir yol buluyorlar ve bu yol zombilerden uzak Los Angeles daki bir sığınağa gidiyor. Fakat, şehre vardıklarında şehir binlerce zombi ile dolu olmaktadır, Alice ve arkadaşları
ölümcül bir tuzağa doğru adım atmaktadır.
Annemin Ardından
İş Bankası Kültür Yayınları'ndan çıkan "Annemin Ardından", annesine ulaşma umuduyla bir yetişkinle arkadaş olan 11 yaşındaki Sam'in duygusal ve fantastik hikayesini anlatıyor.
Vasconcelos'un "Güneşi Uyandıralım"ını okumuş muydun? Ölen babasının yerine Fransız aktör Maurice Chevalier'yi koyan Zeze'nin yürek burkan fantastik hikayesiydi. Onu seven, "Annemin Ardından"ı da seviyor. Sam, bir beyin tümörü sebebiyle annesini kaybettikten sonra ablası ve babası ile yaşamaya başlayan bir ufaklık. Annesi, biraz ruhani bir kadın olduğu için ölmeden önce Sam'e hep yakınlarında olacağını söyler. Annesinin cenaze töreninde telefonuna gelen isimsiz "seni düşünüyorum" mesajı ile annesinin oralarda bir yerde olduğuna inanır. Sam, annesinin el yazısı ile buzdolabına yazılmış bir numaraya mesaj atarak kamyon şoförü Tony'yle konuşmaya başlar ve Tony’nin hala annesi ile kontak halinde olduğuna, annesine ulaşmasında anahtar rol oynayacağına karar verir, kısa sürede Tony ile yakın arkadaş olur. Artık amacı, noel gecesine kadar annesini eve getirmektir. "Annemin Ardından", durağan ve göz yaşartıcı ilk ve biraz daha fantastik ikinci yarısı ile ölümün arkasından gelen kederin bertaraf edilemez bir his olduğunu anlatıyor.
İzle
Oku
31
KP
Başlangıç Keşfedilmemiş ülkeye buyrun: Inception
Metafizik hırsızlık filmi "Inception" için çok şey konuşulacak ama kimse söylemeden biz söyleyelim: "The Matrix'i ziyaret etmiş James Bond filmi." İlk bizden duydun!
Ücretini öderseniz sizin için de çalışabilecek Dom Cobb, rüyalara girip fikir çalan bir ajan, kısaca bir endüstriyel hırsız. Karşılaştığı zorluklar, bilinç altına girdiği kurbanın hayal gücü ölçüsünde limitsiz. Bu kez imkansız bir görev için kiralanıyor; rüyalarına girip kurbanın aklına bir fikir ekmek, kurbanın beynini bu fikri kendisi bulmuş gibi kandırmak. Aslında konunun hiç önemi yok. Nolan'ın yazmak için on yıl harcadığı filmin bütün numarası, filmin ilerleyiş süreci. "Sonu başından belliydi" demeye başlayanlar, sonunu anlamış olabilir ama filmden hiçbir şey anlamadıklarına emin olabilirsiniz.
Nolan, Fas çöllerinden Alp buzullarına altı farklı ülkede, 160 milyon dolara çektiği epik bilim kurgusuna kafa yoranı da, yormayanı da farklı derecelerde ödüllendiriyor.
Olasılıksız
Adam Fawer, edebiyatın potansiyel rock star'ı
Adam Fawer, gizem denince Türkiye’de akla gelen ilk isimlerden biri olma yolunda haldır haldır koşturuyor.
Dilimize “Olasılıksız” adı ile çevrilen “Improbable”, 2006’da Thriler Writers Award kazandı. Türkiye’de “best seller” gibi bir kavram yok biliyorsunuz, olsaydı, 250.000 adet ile (korsanı saymıyoruz) “çok satan” ödüllerinin en platin plak olanını kapardı mutlaka. “Olasılıksız”dan sonra “Empati”yi yazan bu adam, iki kitapla Türkiye’nin en çok okunan yazarlarından biri haline geldi.
Ekonomi okumuş, edebiyatla alakası olmayan, kendi deyimiyle “ben bir matematik insanıyım ve bundan önce yazdığım en uzun şey bir elektronik postaydı” diyen mülayim bir adam kendisi.
İzle
Oku
32
Dünya edebiyatında ismi belki de en çok bilinen yazar ve şairlerden birini tanıtmayı görev bildik bu kez: Oscar Wilde. İsimlerini bildiğimiz bu büyük insanların kitaplarından iki tanesini söyle deseler çoğumuz bilemeyeceği için bu yazıları hazırlayarak biraz ilginizi çekmeye çalışıyoruz farkındaysanız. Tanıyalım, gidelim kitapçıya, kitaplarını alıp okuyalım, okutalım. Amaç bu.
Oscar Fingal O’Flahertie Wills Wilde, 1854’te İrlanda’nın başkenti Dublin’de doğmuş. Babası ünlü bir doktormuş ama aynı zamanda arkeoloji ve folklor konulu kitaplar da yazıyormuş, annesi ise devrimci şiirleriyle tanınan bir şairmiş. Başarılı bir öğrenci olarak büyüyen Wilde, bunun karşılığında çeşitli burslar kazanarak ailesine yük olmadan eğitimini sürdürmüş. Oxford Magdalen College’den şeref listesine girerek mezun olduktan sonra sanat eleştirmeni olarak çalışma hayatına atılmış.
Edebiyat daha küçüklüğünde kanına girmiş olan sanatçı, 1878 yılında halen üniversite öğrencisiyken yazdığı “Ravenna” isimli şiiriyle Newdigate Ödülü’nü kazanmış. Dublin’de âşık olduğu Florence Balcome, onun yerine Dracula’nın yazarı Bram Stoker ile nişanlanınca, İrlanda’yı terk etmiş. Londra’ya yerleştikten bir süre sonra ilk kitabı “Poems” (Şiirler) yayımlanmış. 1884 yılında evlenmiş ve iki oğlu olmuş. “Sanat sanat içindir” anlayışını sonuna kadar benimsemiş, sanatta estetik akımının yılmaz bir neferi olmuş kişilik Wilde, bu konudaki bir konferanslar dizisi için gittiği Amerika’da kaldığı dönemde önemli yazar ve şairlerle tanışma olanağı bulmuş. Oradan Avrupa’ya döndüğünde ise yerleşmek için sanat şehri Paris’i seçmiş.
“Duchess of Padova” (Padova Düşesi), “The Importance of Being Earnest” (Ciddi Olmanın Önemi) gibi çok bilinen oyunlarını kaleme alan Wilde, yaşamının tek romanı olan “The Picture of Dorian Gray” (Dorian Gray’in Portresi)’i de 1891’de yayımlamış.
Oyunlar ve makaleler yazan, sanat eleştirmenliğine devam eden Wilde, evlenmesine ve çocukları olmasına
33
Unutulmayanlar
rağmen cinsel tercihinin bu yönde olmadığını gösteren davranışları nedeniyle yargılanmış ve hapse girmiş. Zira devir, bu tip bir yaşam tarzını kaldıracak bir zaman dilimine rastlamıyormuş. Cezası onaylandığında her şeyi de elinden alınmış. Hapisteyken, oradaki gözlemleri, yaşadıkları ve sevgilisine seslenişini içeren kitabı “De Profundis”i yazmış.
Serbest kaldıktan sonra kimse tarafından sevilmediğini ve onaylanmadığını hisseden sanatçı, ismini değiştirip Sebastian Melmoth adını almış ve ne yapacağını bilmeden gezmeye başlamış. Orada burada parasız bir şekilde dolaşmaktan hastalanıp yatağa düşen ve 1900’de Paris’te ölen sanatçının cenazesine bile sadece bir avuç insan katılmış.
Zamanında kıymeti anlaşılmayan ve sefil bir hayat sürmek zorunda bırakılan sanatçılar kervanının en önemli üyelerinden biri olan Oscar Wilde, kitapları, şiirleri, masalları ve oyunları kadar sıkça sarf ettiği özlü sözleriyle de tanınıyor. “Saf ve basit gerçek nadiren saftır ve hiç basit değildir”, “Deneyim, insanların hatalarına verdikleri isimdir”, “Hiç kimse geçmişini satın alabilecek kadar zengin değildir”, “Benimle ne kadar fazla kişi aynı fikirdeyse, yanılıyor olma ihtimalim o kadar büyüktür” gibi çok aranan, çok kopyalanan sözler söylemiştir.
Hapse girmeden önceki rahat zamanlarındaki yaşamında güzellik ve estetiği hep ön planda tutmuş, bir yandan duygusal yapısı, öte yandan sivri dili ve ukalalığıyla bilinen Wilde, küçük yaşta kaybettiği kız kardeşinin bir tutam saçını söylenene göre küçük bir zarf içinde her zaman yanında taşımış.
Masalları da var dedik ya tüm zamanların en acıklı masallarından biri olan “Bülbül ve Gül”ün de yazarı aynı zamanda Oscar Wilde.
Hani genç öğrencinin sevdiği kızı baloya götürebilmesi için kırmızı bir güle ihtiyaç duyduğu masal... Sevdiği kız ancak kendisine kırmızı bir gül verirse kendisiyle dansa gideceğini söylemiş ama bahçesinde kırmızı güller olmadığı için ağlayan genç çocuğa âşık olan bülbül, onun için çiçeği bulmaya çalışmış. Ne yaptıysa bulamamış ama bir şey öğrenmiş: Dolunayda beyaz bir gülün dikenini kalbine saplarsa çiçek kırmızı bir güle dönüşecekmiş. Aşk için kendi canından vazgeçerek öğrenciye kırmızı bir gül vererek ölen bülbül, kalbimizi hep sızlatır ama daha da beteri, giydiği elbisenin rengine uymadığı için artık kırmızı gül istemediğine karar veren şımarık kız faktörü. Neyse uzatmayalım, isterseniz Oscar Wilde’ın tüm eserlerini İngilizce olarak şurada bulabilirsiniz.
Son eseri, hapishanede tanık olduğu bir idamı konu eden “The Ballad of Reading Gaol” olan Wilde hakkında filmler, diziler çekilmiş, oyunlar sahnelenmiş, yaşam öyküsü her zaman en çok ilgi çeken biyografiler arasında yer almıştır. “Wilde” isimli film bunlardan en popüler olanlarından biri.
Ayrılmalarından bir süre sonra ölen eski eşi, vefatından önce çocuklarının ve kendisinin soyadını Holland olarak değiştirmiş. Wilde’ın oğullarından Cyril 1. Dünya Savaşı sırasında öldürülmüş, diğer oğlu Vyvyan ise hayatta kalarak yazar ve çevirmen olmuş, 1954 yılında da anılarını yazmış. Oğlu Merlin Holland, büyükbabasının bazı çalışmalarını düzenleyerek yayımlamış.
Hani ünlü kişiliklerin ölürken sarf etmiş olduğu söylenen sözleri vardır ya Wilde bu konuda gayet gerçekçi bir yaklaşım sergilemiş: “Duvar kâğıdımla ben ölümüne düello ediyoruz. İkimizden biri gitmek zorunda”.
34
35
Eğlence
36
İçecek fabrikasında "İçin gençler ... için"
yazdığını biliyor muydunuz?
Bir sığınağın seviyesi 10 yapıldıktan sonra 19 tane daha sığınak kurulabildiğini
biliyor muydunuz?
En fazla oyuncunun 203.886 oyuncu; 35'i normal 2'si speed server içeren BAE'de olduğunu
biliyor muydunuz?
Pazacı hızlarının sırasıyla Galya > Roma > Cermen
olduğunu biliyor muydunuz.
Hazine binasının WoW köylerinde kurulamadığını biliyor muydunuz?
Elçiliği en yüksek olan kişi birlikten çıktığında birlikten
oyuncu çıkmadığında birliğin kaldığını, ancak birliğe üye alımı yapılamadığını biliyor muydunuz?
Bunları Biliyor Muydunuz
Comming Soon...