Upload
enes
View
28
Download
2
Embed Size (px)
DESCRIPTION
GENÇ HEKİMLER DERNEĞİ TARAFINDAN GERÇEKLEŞTİRİLEN UZMANLIK EĞİTİMİ PROGRAMLARI VEASİSTANLARIN ÇALIŞMA ŞARTLARI ÇALIŞTAYIIN SONUÇ BİLDİRGESİ
Citation preview
UZMANLIK EĞİTİMİ PROGRAMLARI VE
ASİSTANLARIN ÇALIŞMA ŞARTLARI ÇALIŞTAYI
23 MART 2013
SONUÇ BİLDİRGESİ
Ankara
Uzmanlık Eğitimi Programları ve Asistanların Çalışma Şartları Çalıştayı – 23 Mart 2013
1
Uzmanlık Eğitimi Programları ve Asistanların Çalışma
Şartları Çalıştayı Sonuç Bildirgesi
23 Mart 2013, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ankara
Kullanılan Kısaltmalar
TUK: Sağlık Bakanlığı Tıpta Uzmanlık Kurulu
TUKMOS: Tıpta Uzmanlık Kurulu Müfredat Oluşturma ve Standartları Geliştirme Sistemi
YÖK: Yükseköğretim Kurulu
TTB: Türk Tabipleri Birliği
TTB – UDEK: Türk Tabipleri Birliği Uzmanlık Dernekleri Eşgüdüm Kurulu
Önsöz
Genç Hekim Platformu’nun tıp fakülteleri ile işbirliği içerisinde gerçekleştirdiği toplantı
serisinin bu ayağında 23 Mart 2013 tarihinde Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Uzmanlık
Eğitimi Programları ve Asistanların Çalışma Şartları konulu bir çalıştay düzenlendi.
Toplantıya Ankara’daki uzmanlık eğitimi kurumlarının asistanları davet edildi. Toplantının
düzenlenmesi ve etkili sonuçlara ulaşılmasında desteğini esirgemeyen Gazi Üniversitesi Tıp
Fakültesi öğretim üyesi ve Tıpta Uzmanlık Kurulu üyesi Sn. Prof. Dr. Mehmet Zeki Taner’e
öncelikli şükranlarımızı sunmayı bir borç biliriz.
Toplantıya değerli birikimleri, çalışmaları ve farklı bakış açıları ile derinlik katan davetli
konuşmacılara da teşekkür ediyoruz. Konuşmacıların sunumlarına
http://www.genchekimplatformu.org adresinden ulaşılabilir.
Prof. Dr. Mehmet Zeki Taner, TUK üyesi
Prof. Dr. İskender Sayek, TTB – UDEK Başkanı
Uzm. Dr. Engin Uçar, TUK sekreteryası
Dr. Melda Pelin Yargıç, TTB Merkez Konseyi Üyesi
Uzmanlık Eğitimi süreci ile alakalı asistanların görüşlerinin yapılandırılması ve bir araya
toplanması ülkemizin bu konuda içinden geçtiği dönem düşünüldüğünde büyük önem
taşımaktadır. Genç Hekim Platformu’nun hedefi, uzmanlık eğitimine yeni ve geniş bir bakış
açısının gelişmesine aracılık edebilmektir. Bu hedefe ulaşabilmek için birbirini de etkilemekte
olan değişkenleri farklı bakış açılarını dahil ederek analiz etmek ana yöntemlerden birisi
olarak belirlenmiştir.
Bir sonuç bildirgesi özelliği taşıyan bu çalışma, ülkemizdeki tüm uzmanlık öğrencilerinin
(asistan hekimlerin) önerilerine sunulacak olan gelişime açık belgedir. Farklı
üniversitelerimizin ev sahipliğinde toplantılar devam ettikçe birçok konu derinlemesine
incelenebilecek ve daha etkin öneriler belirebilecektir.
Ülkemizdeki tüm asistanlarla birlikte uzmanlık eğitiminin tüm bileşenlerini bu değişim ve
gelişim sürecine dahil olmaya davet ediyoruz.
GENÇ HEKİM PLATFORMU
Uzmanlık Eğitimi Programları ve Asistanların Çalışma Şartları Çalıştayı – 23 Mart 2013
2
Yönetici Özeti:
Birimlerde, bölümlerde, kurumlarda ve ülke genelinde etkin asistan temsiliyetinin
sağlanabilmesi öncelikli konularımız arasında kabul edilmiştir. Genç Hekim Platformu’na
göre temsiliyet sadece ilgili kurullara katılma ve oralarda oy verilmesi işlemi değil, eğitim
kurumlarımızda tabandan başlamasını arzu ettiğimiz eğitim anlayışı gelişimine ve sosyal
değişime aracılık edebilmektir. Bu bakış açısı ile asistanların temsiliyeti yaşayan bir süreçtir.
Eğitim kurumlarımız, öğrenme ve öğretme deneyiminde gelişimi tetikleyecek adımları
atarken, asistanların bu gelişimin aktif bir bileşeni olmalarını teşvik ederek her kademede
asistan temsiliyetinin tesis edilmesinin gerekliliğini mensuplarına hissettirebilirler.
Asistan temsiliyetinin önemli işlevlerinden birisi de sosyokültürel sınıfların (yabancı uyruklu,
kadın, engelli, politik grup mensubu, rotasyoner vs) kendi sorunlarına odaklanan izole bakış
açılarını anketler, konseyler, referandumlar ve senelik genel toplantılarla genişletebilecek
olmasıdır. Bu çerçevede, ülke genelinde asistan temsiliyeti önemsenmesi gereken bir konudur.
Genç Hekim Platformu, geliştireceği projelerle Yükseköğretim Kurulu(YÖK) ve Tıpta
Uzmanlık Kurulu(TUK) bünyesinde asistan temsiliyetini tesis etmeyi kısa vadeli çalışma
planına dahil etmiştir. Bu genel şema içerisinde farklı grupların kendilerine özel durumlarını
tartışabilecekleri alt çalışma komiteleri oluşturulması da ihmal edilmeyecektir.
Asistan yorgunluğunu azaltmak ve hasta güvenliğini artırabilmek için asistan çalışma
saatlerinin düzenlenmesi gerekliliği üzerinde birçok kez durulmuştur. Bunun yanında ağır bir
iş yükünü daha kısa çalışma süreleri içerisine sıkıştırmaya çalışmak asistan yorgunluğunu
azaltmayacağı gibi eğitim kalitesi ile ilgili ek sorunlar oluşturabilecektir. Yine de ülkemiz için
henüz belirlenmemiş olan haftalık azami çalışma süresinin belirlenmesi önemli bir başlangıç
olacaktır. Tabi, bunun yanında asistanların iş yükünün zamanı daha verimli kullanabilecekleri
şekilde planlanıyor olmasının önemi de atlanmamalıdır.
Asistanların sağlığı, gerek bugün hizmet sunumu noktasında üstlendikleri görevin sürekliliği
gerekse geleceğin başarılı uzman hekimleri olarak yetişmelerinin gerekliliği için korunmalı ve
geliştirilmelidir. Asistan sağlığı, asistan güvenliği, hasta güvenliği, çalışma koşulları ve iş
yükünü bir arada değerlendirmek Genç Hekim Platformu’nun öncelik vereceği konulardan
olacaktır.
Aynı eğitim programına dahil olan, aynı çalışma şartlarında gayret gösteren farklı asistan
gruplarının oluşması uzmanlık eğitiminde bütüncül gelişimin önünde engel oluşturabilecek
faktörlerdendir. Ülkemizin son dönemde değişen küresel rolü çerçevesinde yabancı uyruklu
asistanların durumu yeniden gözden geçirilmelidir. Sağlık hizmetlerinden uygun şekilde
yararlanmaları, ek ödeme sisteminden ve tuttukları nöbetlerden mali katkı alabilmeleri
sağlanmalıdır.
TUKMOS üstün bir gayret sergileyerek çekirdek eğitim müfredatlarını şekillendirirken
kurumlarımız bu müfredatları bir adım daha ileri götürerek kendilerine özgü genişletilmiş
eğitim müfredatlarını oluşturmalıdırlar. TUKMOS komisyonlarında asistan görüşlerinin
direkt dahil olmasını sağlayacak düzenlemelerin yapılması da daha etkili sonuçlara
ulaşılmasına aracılık edebilir.
Uzmanlık Eğitimi Programları ve Asistanların Çalışma Şartları Çalıştayı – 23 Mart 2013
3
Asistanların uzmanlık eğitimi sürecinde gelişimlerinin düzenli olarak değerlendirildiği yapıcı
/ geliştirici yöntemlerin kullanılması düşünülmeli ve bir yapıya kavuşturulmalıdır. Asistan
karneleri ve asistan gelişim portföyleri uzmanlık öğrencisi ile eğitim sorumluları arasındaki
etkin iletişimi sağlayacak şekilde çevirim için olarak yapılandırılabilir. Uzmanlık eğitimine
başlayan her asistanın tez yapabileceği imkana sahip olacağı alt yapı oluşturulmalı, var olanlar
geliştirilmelidir. Uzmanlık Eğitimi’nde gündeme dahil edilmiş olan merkezi sınavların
yapılandırılması sürecinde asistanların, uzmanlık derneklerinin, eğitim kurumlarımızın ve
YÖK’ün önerileri değerlendirilmelidir.
Eğitim kurumlarımızın standartları ile ilgili göz ardı edilmemesi gereken noktalardan bir
tanesi de fiziki şartların eğitime ne kadar uygun olduğudur. Kurulurken, yeniden yapılırken
veya bakım / onarımdan geçilirken atılacak her adımda buraların bir eğitim ortamı olarak
uygunlukları değerlendirilmelidir. Şurası bilinmektedir ki YÖK’ün bu konuda derin
tecrübeleri vardır. Uzmanlık eğitimi veren kurumlarla alakalı olarak da YÖK’ten görüş ve
destek alınabilir.
Konu Başlıkları
A. Asistan Temsiliyeti
1. Uzmanlık eğitiminde Kalite güvencesi sistemleri (Yükseköğretim Kurulu ve/veya
Tıpta Uzmanlık Kurulu’nca oluşturulmuşlar ve harici bağımsız kurullarca
yapılanlar) uzmanlık öğrencilerinin uzmanlık eğitimi kurumları ile ilgili
geribildirimlerini değerlendirmeye almak durumundalardır.
2. Tıpta Uzmanlık Yönetmeliği’nde de belirtilmiş olan Uzmanlık Öğrencilerinin
(Asistanların) eğitimin nitelik ve niceliği ile ilgili değerlendirmelerini
kaydedecekleri takip sistemi değerli ve desteklenmesi gereken bir gelişmedir. Bu
sistem aracılı elden edilen eğitim ile alakalı asistan görüşleri senelik olarak
kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
3. Eğitim kurumlarımızda birimlerde ve kurum genelinde gerek bireysel gerekse
bütünsel asistan temsiliyetinin sağlanması önemli bir gereksinimdir. Birimler,
eğitim programlanması ve geliştirilmesi süreçlerinin uygun bileşenlerine
asistanları dahil edebilmelidirler. Kurum genelindeki akademik kurullarda asistan
temsiliyeti geliştirilmeli, birim/bölüm temsilcileri ile genel temsilciler arasında
iletişim kanalları ve eş güdüm içerisinde çalışma imkanları artırılmalıdır.
4. Asistanların sorunlarının yakından ve yerinde gözlemlenerek birim ve kurum
yönetimleri ile birlikte merkezi düzenleyici mekanizmalara (YÖK ve TUK aracılı)
da ulaşması sağlanmalıdır. Bu sorunların belirlenmesi ve sorunlara çözüm
aranması süreci asistanların, birimlerin veya kurumların denetlendiği izlenimini
oluşturmayacak bir yaklaşımla yapıcı ve geliştirici bir süreç olarak düşünülmeli ve
planlanmalıdır.
Uzmanlık Eğitimi Programları ve Asistanların Çalışma Şartları Çalıştayı – 23 Mart 2013
4
5. Birimlerde, bölümlerde ve kurum genelinde asistan temsilcileri
atama/görevlendirme yönteminden ziyade seçim ile göreve gelmelidir. Bu
yaklaşım, görevin sahiplenilmesini artırması bakımından önem taşıyabilir.
6. Asistanların bütününün görüşlerinin temsilciler aracılığı ile ilgili kurullarda temsil
edilmesinin yanında her asistanın bireysel olarak da görüş ve önerilerini
yansıtabileceği kanallar artırılmalıdır.
7. Ülke genelinde, Tıpta Uzmanlık Kurulu bünyesinde olmak üzere, asistan
temsiliyeti teşkil edilmeli ve bu temsiliyetin kurumsal temsilcilerle eş güdümü
sağlanmalıdır.
8. Tıpta Uzmanlık Kurulu Müfredat Oluşturma ve Standartları Geliştirme
Komisyonları (TUKMOS)’nda asistan temsiliyetinin sağlanması içeriğin
geliştirilmesi ve güncellenmesine katkı sağlayacaktır.
B. Çalışma Süreleri ve Nöbetler
1. Ülkemiz genelinde haftalık azami çalışma süresinin hekimler için belirlenmemiş
olması önemli bir eksiklik olarak en fazla asistanları etkilemektedir. Yetkiyi
elinde bulunduran kurul ve kurumlar bu konuda Avrupa Birliği standartlarını da
göz önüne alarak bir çalışma yapmalıdırlar.
2. Gerçekçi ve uygulanabilir çalışma saatleri asistan hekimler için ülkemiz şartları
özelinde belirlenmelidir. İdeal azami çalışma saati haftalık 56 saat olmakla birlikte
bu üst sınır 80 saati kesinlikle aşmamalıdır. Asistanların eğitim oturumlarında,
bilimsel toplantılarda, kendi bilimsel araştırmalarında ve üstlendikleri idari
görevlerde geçirdikleri zaman bu asgari toplam süreye dahil olmalıdır.
3. Asistanlar nöbet tuttukları günlerde toplamda 32-36 saat kesintisiz çalışmak
zorunda kalmaktadırlar. Hasta güvenliğinin güvenceye alınabilmesi için böyle bir
durumda 16.saatin ardından en az 5 saatlik izole uyku zamanı ayrılması gerektiği,
uyumaya elverişli rahat bir yerde 5 saat kesintisiz dinlenildikten sonra en fazla
30.saate kadar çalışmaya devam edilebileceği gösterilmiştir. Ülkemiz şartları
dahilinde kurumlarımız bu hususu da değerlendirmelidir.
4. Sağlık Bakanlığı’nın son genelgesi ile asistanlara gün aşırı nöbet tutturulmasının
önüne geçilmesi şimdilik yeterli olmasa da ileri düzeyde olumlu bir gelişmedir.
Belirttiğimiz şekilde haftalık azami çalışma saatleri belirlendiğinde nöbet sayısı
sorunu da kendiliğinden çözüme kavuşacaktır.
5. Gündelik rutin ile fazlaca meşgul edilmekte olan asistanların eğitimleri, kişisel
gelişimleri ve bilimsel araştırmaları için izole zaman ayırabilmeleri sağlanmalıdır.
Gerek öğretim üyeleri gerekse asistanlar için önceden belirlenmiş haftalık çalışma
programları bu hedefin gerçekleşmesine yardımcı olabilir.
6. Hasta güvenliği ve asistan güvenliği birbirinden ayırt edilmemesi gereken iki
önemli kavramdır. Bu kesişim, hizmet sunumunda önem taşıyan gözetim
Uzmanlık Eğitimi Programları ve Asistanların Çalışma Şartları Çalıştayı – 23 Mart 2013
5
kavramını, nöbet devirlerinin eksiksiz yapılmasını sağlayacak düzenlemeleri,
çalışma saatleri ve nöbet sayılarının belirttiğimiz hususlar da dikkate alınarak
analiz edilmesini, iş yükünün dikkatli planlanmasını ve asistanların sağlığının
geliştirilmesine yönelik alınacak önemleri içerir.
7. Toplumların agresif davranış sergileme potansiyeli ile anksiyete düzeyleri
arasında yakın ilişki gösterilmiş olsa da sağlık hizmeti sunumu ortamında bu
konuyu sadece hasta ve hasta yakınları faktörleri ile açıklamaya çalışmak
kolaycılık olacaktır. Agresif davranışların bir sorun olarak belirdiği örneklerin
ülkemiz genelinde artıyor gibi görünmesi endişe vericidir. Sorunun çözümü
güvenlik elemanlarının artırılması veya hekimlerin kendilerini sakınacak
yöntemleri geliştirmesi ile de olamayacaktır. Düşüncemiz şu yöndedir ki, bu
konunun bileşenleri olan hasta güvenliği, asistan güvenliği, çalışma süreleri, iş
yükü ve asistan sağlığı bir arada ele alınmalıdır. Bu bileşenlerin analizinde
asistanlar, eğitim kurumları ve merkezi düzenleyici kurullar birbirini
tamamlayacak roller üstlenmelidir.
C. Yabancı uyruklu asistanlar
1. Eğitim almak üzere ülkemizde yer alan yabancı uyruklu asistanların sağlık
hizmetlerinden ücretsiz yararlanabilmesi hususunda yasal düzenlemelere ihtiyaç
vardır.
2. Yabancı uyruklu asistanlar birincil olarak eğitim görmek amacı ile ülkemizde yer
almakla birlikte sağlık hizmeti sunumunda ve nöbetlerde Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşları ile aynı çalışma koşullarına sahiptirler. Üretilen sağlık hizmeti
karşılığında kurumlarımıza yapılan katkılarla dönmekte olan ek ödeme
sisteminden ve tuttukları nöbetlerden mali katkı alabilmeleri durumu yönetmelikle
güvence altına alınabilir.
3. Yönetmeliklerde düzenleme yapılıncaya kadar, eğitim kurumlarımız, varsa,
kendilerine bırakılmış inisiyatifleri kullanmalıdırlar. Ülke içi farklı kurum ve
kuruluşların yabancı uyruklu asistanlara sundukları burs imkanları eğitim
kurumlarınca bilinmeli ve uygun yöntemlerle duyurulmalıdır. Tıpta Uzmanlık
Kurulu bünyesinde, bu konuda merkezi bir düzenleyici komisyon oluşturulabilir.
4. Süreç içerisinde, bu konuda yapılması düşünülebilecek bir düzenleme de yabancı
uyruklu asistanlara ait olacak hususi kadroların ihdas edilmesidir.
D. Uzmanlık Eğitimi Programlarının ve Asistan Gelişiminin
Değerlendirilmesi
1. Kurumlarımızca oluşturulacak uzmanlık eğitimi müfredatlarının TUKMOS
çekirdek eğitim müfredatları ile uyumlu olarak şekillendirilmesi ve bu gerekliliğin
TUK tarafından kontrol ve takibi öncelikler arasına alınmalıdır.
Uzmanlık Eğitimi Programları ve Asistanların Çalışma Şartları Çalıştayı – 23 Mart 2013
6
2. TUKMOS çekirdek eğitim müfredatı direkt alınarak ilgili birimin müfredatı
olarak ilan edilmesi kolaycılığına kaçılmamalı, farklı kurumlarımızda
oluşturulacak çeşitli genişletilmiş uzmanlık eğitimi müfredatları ile her kurumun
kendine has birikimsel özellikleri yansıtılmalıdır. Standardizasyonda hedef, tek tip
kurum oluşturulması değil, her kurumun kalitede belirli bir çıtanın üzerinde
olmasıdır.
3. Uzmanlık eğitimi sürecinde asistanların bilimsel çalışmalarının teşvik edilmesi
gerekir. Yapılması zorunlu tezler, bu amaca az ya da çok hizmet ediyor olmaları
anlamında önemli bir öğretim metodu olarak kabul edilebilirler. Tez
zorunluluğunun kaldırılması düşüncesi tartışmalarına bir de bu açıdan bakabilmek
gerekir. Uzmanlık eğitimine başlayan her asistanın uzmanlık eğitimi sürecinde tez
yazabilmesi güvenceye alınmalıdır.
4. Akademik kariyere devam edebilmek için tez yazma / yapma zorunluluğu
asistanları bu yönde teşvik edebilmesi açısından olumlu olarak kabul edilebilse de,
akademik ilerlemeler için bilimsel yeterliliği kanıtlayacak farklı yolların olduğu
da unutulmamalıdır. Eş zamanlı doktora programları, bilimsel bakış açısını ve
yeterliliği geliştirebilecek olsa da, bunu yapmadan da üst düzeyde bilimsel
kimliğe kavuşmuş uzman hekimler yetiştirmiş olduğumuz gerçeğini görebilmemiz
gerekir.
5. Mevcut uygulama ile uzmanlık eğitimi programı sonunda yapılan tek bir sınavla
eğitim çıktılarının değerlendirilmeye çalışılması kimi zaman yetersiz
olabilmektedir. Düşüncemiz, asistanların eğitim programı süresince yapıcı
değerlendirmelere tabi tutularak öğrenim kazanımlarının değerlendirilmesi
yönündedir. Şunun altını çizmek gerekir ki, kastedilen asistanların sürekli olarak
geçecekleri sınavlar silsilesi değil, yapıcı / geliştirici değerlendirme metotlarıdır.
6. Uzmanlık eğitimini bitirme sınavı merkezi bir sınav olarak da şekillendirilebilir.
Bu yapılırken önemli olan herhangi başarılı bir asistanın süre kaybına sebebiyet
vermeyecek şekilde senede en az 2 defa yapılan ve eğitiminin son senesindeki tüm
asistanların girebileceği bir merkezi sınavın yapılandırılmasıdır. Bu sınav sadece
çoktan seçmeli sorulardan oluşan bir test haline de dönüşmemelidir. TUK, bu
merkezi sınav ile alakalı olarak; asistanların, uzmanlık alanında faaliyet gösteren
derneklerin, TTB – UDEK ‘in ve en önemlisi YÖK’ün görüş ve önerilerini almalı
ve olabildiğince görüş birliği zemininde hareket etmelidir.
7. Asistan karneleri ve asistan izlem portföyleri asistanların eğitim sürecindeki
gelişimlerini takip edebilmek açısından değerli birer aracıdırlar. Çevirim içi
karneler oluşturularak öğretim üyeleri ve asistanlar arasında akıcı bir iletişim
sağalabilir. Bu sayede becerilerin takibi ve değerlendirilmesi daha etkili
olabilecektir. Bu konuda bazı aşamalar kaydedildiğinde gündeme gelebilecek bir
diğer düşünce hastane otomasyon programı ile asistan karnesi arasında eş güdüm
sağlanarak asistanların uyguladığı işlemlerin direkt olarak karneye kaydının
sağlanması ve bu şekilde bir takibin oluşturulmasıdır.
Uzmanlık Eğitimi Programları ve Asistanların Çalışma Şartları Çalıştayı – 23 Mart 2013
7
E. Kurumların ve eğiticilerin standartlarının geliştirilmesi
1. Uzmanlık eğitimi veren kurumlarımızda eğitici olarak görev yapan öğretim üyeleri ve
öğretim sorumlularının mesleki becerilerine paralel olarak eğitim becerilerini sürekli
olarak güncelleyerek geliştirmeleri yönünde teşvik edici düzenlemeler yapılmalıdır.
2. Öğretim üyelerinin, erişkinlerin eğitilmesi formasyonunu veya eğiticilerin eğitimi
kurslarını almaları zorunluluğu olumlu gelişmeler arasında sayılabilecek olmakla
birlikte, bundan daha önemli olan eğitim becerilerinin geliştirilmesi düşüncesinin
eğitim kurumlarımızda bir felsefe olarak yer bulmasını sağlamaktır.
3. Eğitim kurumları olma özelliğini taşıyan hastanelerin fiziki yapılarının birer eğitim
kurumu oldukları bakış açısı ile şekillendiriyor olması gerekmektedir. Örneğin, YÖK ‘
ün bu konuyu üniversitelerin kuruluş aşamasında ileri düzeyde önemsediği
bilinmektedir. Bu bakış açısı sadece yeni kuruluşta değil, herhangi bir onarım ve
yeniden yapılanma sürecinde de muhafaza edilmelidir. Eğitim kurumlarının her türlü
fiziki yapım/onarım sürecine bu konuda derin tecrübesi olan YÖK’ten onay almasını
sağlamak olumlu bir gelişme olabilir.
4. Kurumlar, asistanların bilimsel gelişimleri için ilgili kaynakları ayırmalıdır. Ayrıca,
ilgili danışmanlık kalitesi artırılarak bilimsel gelişim daha sağlam temeller üzerine
inşa edilebilir.
http://www.genchekimplatformu.org