6

wxcxvcwxvcxvcw

Embed Size (px)

DESCRIPTION

wxcvxcwvwxv

Citation preview

Page 1: wxcxvcwxvcxvcw
Page 2: wxcxvcwxvcxvcw

Leonardo Noeren Franco...

Biz öyle uzun isim sevmeyiz. Dünya’da da böyle demek ki. Kısaltıvermişler Leonardo’nun adını; Leo Franco olmuş. İyi de olmuş. Yoksa kim yazacaktı o kadar uzun ismi sürekli buraya?

Tarih 20 Mayıs 1977’yi gösterirken hayata çift yumruk vurmuş mavi gözlü bir oğlan. Doğuştan belliymiş kaleciliği demek ki. He çift yumruk dediysek hemen göbek bağını kornere çelen bir bebek gelmesin aklınıza tabi. Her Güney Amerikalı erkek çocuğu gibi neden futbol oynamıyorum yahu demiş Leo. Indenpendiente’de futbola başlamış. Bizim Mondragon’un da bir zamanlar kalecilik yaptığı yerde yani. Oradan Belgrano’ya geçmiş. Daha sonra İspanya gözükmüş ufuktan. C. Ronaldo gibi karşılanmamış ama çok başarılı olacağı Mallorca’ya geçiş bu sayede olmuş. O’na İspanya biletini veren Merida’da 2 sezon kaldıktan sonra, artık büyük oynamaya başladı ve 2003’de Copa del Rey’i kazanacağı, 2000’de UEFA Kupası’nda çeyrek final oynayacağı Mallorca’ya geçti.

Burada hafif bir flashback yaşıyoruz ister istemez. O efsane takımı hatırlıyoruz. 16 Mart 2000, yer İspanya. Galatasaray o zamanlar çok fena oynuyor da rakip de çok formda. Rakibin kalecisi o zamanlar genç Leo. Babam kadar sevdiğim Hagi bu genç çocuğun maçlarında farkettiğini, takım arkadaşlarına fısıldıyor ve sonuç;

Page 3: wxcxvcwxvcxvcw

1-4. Atılan 4 golün 3’ü aşırtma. Eh daha o zaman-lar genç olan Leo’nun şanssızlığı da karşısında 100 yılın en değerli ilk 10 futbolcusundan biri olmasıydı sanırım.

Geri dönüyoruz Mallorca günlerine;

Mallorca’da yeteneğini ıspatladıktan sonra artık daha da büyük hedefler koydu önüne Leo. Önce-likli iş bu hedeflerini gerçekleştirebileceği bir kulüp bulmaktı. Buldu da. 2004 yılında Leo’yu İspanya’nın öteki dev Madrid’i Atletico istedi. O da kabul etti. 5 yıl boyunca bu kulüpte oynar. Ayrıca 10 yıl boyunca kaldığı İspanya’da 300 küsür maça çıkar ki en fazla forma giyen yabancı kalecidir İspanya’da. 2008 yılında transfer edilen Coupet’ye yerini başta kaptırsa da sonra formayı tekrar sırtına geçirip takımının en iyi kalecisi olduğunu tekrar ispat etmiştir.

Derken takvimler 2009’a gelir. Artık ayrılık vakti gelir elbet her zaman olduğu gibi. Zaten 2008-2009 sezonunda çıkar Galatasaray haberleri. O da 1 Temmuz 2009 günü imzasını atar Galatasaray’a. Artık sarı kırmızılı forma için akıtacaktır terini gü-zel gözlü bu adam.

Tabii ki herkesin aklına Mallorca - Galatasaray maçı gelir ama o zaman ki Leo ile şimdiki arasında her şeyden önce tecrübe farkı vardır. Eh Hagi de futbolu bıraktığına göre sorun da kalmamıştır aslında. Fakat öyle olmaz tabi. Forumlar olsun, spor yazarları olsun hala o maçta kalmıştır. Fakat Leo ilk maçıyla beraber teker teker siler o kötü izlenimi. Takımının son maçlarındaki en önemli oyuncularından biri olur...

Page 4: wxcxvcwxvcxvcw

Şimdi geçelim artılar ve eksiler konusuna;

Önce artıları diyelim ki ağzımızın tadı daha güzel olsun. Öncelikle Leo kesinlikle cezasahasının tamamını kullanan bir kaleci. Ne demektir bu? Ne zaman kalesini terkedeceğini iyi bilir ve bu konuda bir korkusu yoktur. Yani bir diğer mana ile çiz-gi kalecisi değildir. Bir diğer pozitif özelliği ise topu oyuna sokma konusunda çok hassastır. Çoğu maçında degaj bile dikmez. Topu defans oyuncularına en sağlam yolla, eliyle yollar. Bir diğer konu ise pozisyon almasındaki becerisi. En yakın örnek ise son Beşiktaş maçında Yusuf’un şutunu çok rahat bir şekilde tutması. Hatırlarsak pozisyon farklı olsa da geçen sene Kocaelispor’a Ali Sami Yen’de 5 gollü mağlup olduğumuz maçta sağ ayağının dışıyla köşeye topu bırakmıştı Taner. İşte bu şutun bir benzerini ileri doğru attığı 2-3 adım sayesinde açıyı daraltarak çıkardı Leo.Bir diğer önemli özelliği ise refleksleri. Belki çok refleksini konuşturacağı pozisyon olmadı ama İspanya’daki maçlarından 4-5 tanesini takip edenler bu özelliğine alışkın olacaktır.

Eksilere geçelim;

Bazı yantoplarda zayıf kalıyor. Korner olsun, cezasahasına orta olsun. Bu konuda Ne-zihi hocanın antrenmanları etkili olacaktır. Ve henüz eksi diyemesem de bazen defans ile anlaşmazlık yaşıyabiliyor. Eh bunun da oynayarak aşılacak bir sorun olduğunu düşünüyorum.

Tabii ki mükemmel, 4x4’lük bir kaleci değil Leo. Fakat mesleğine saygısı, takımına saygısı ile şimdiden kendini sevdirmeye başladı. Özellikle BJK maçındaki hırslı oyunu herkesin takdirini toplamıştır. Takımın iyi oynayamadığı anlarda, “Endişe etmeyelim, kalede Leo var.” güvenini vermeye başladı mavi gözlü adam.

Daha da iyi olsun. Bir 5 sene de Galatasaray’da kalsın dileğiyle..

Saygılar.

Page 5: wxcxvcwxvcxvcw
Page 6: wxcxvcwxvcxvcw