28
1 31 M A Y I S 2 0 1 1 GELECEKTE IS YAPAN MESLEKLER . Göz Kliniği Göz Kliniği Göz Pratisyenlerimizi: Ms Perin Erdem Ms Reyhan Yilmaz Mr Taskin Hafouz-Housein 130 Blair StDallas VIC 3047 Tel: (03) 9309 6464 Mustafa Okur 0418 315 161 EMLAKÇILIKTA GÜVENİLİR İSİM Shop 1, 55 Paringa Blvd Meadow Heights VIC 3048 Telephone: (03) 9309 4888 Fax: (03) 9309 7400 Email: [email protected] 31 Mayıs 2011 Sayı: 99 Campbellfield Factory 362 Barry Road, Campbellfield Vic, 3061 T: (03) 9357 9922 w w w . s u l t a n m e a t . c o m . a u e - m a i l : s u l t a n @ s u l t a n m e a t . c o m . a u Smallgoods / Kebab / Meat Necmi Kul (Managing Director) Haberi sayfa 3’te Haberi sayfa 3’te . 2011 seçimleri gelecekte liderleri ve adayları yerinden eden “kaset skandalları”yla anılacak. Avustralya’da önümüzdeki 5 yıl içerisinde cazibesini Avustralya’da önümüzdeki 5 yıl içerisinde cazibesini yiƟrmeyecek mesleklerin listesi çıkarıldı. Madencilik yine gözde yiƟrmeyecek mesleklerin listesi çıkarıldı. Madencilik yine gözde olmaya devam edecek, peki ya diğerleri? olmaya devam edecek, peki ya diğerleri? . Kaset skandalları 2011’e Kaset skandalları 2011’e damgasını vurdu damgasını vurdu Sayfa 10’da Sayfa 10’da

Yeni Devir Edition 99

Embed Size (px)

DESCRIPTION

31 May 2011

Citation preview

Page 1: Yeni Devir Edition 99

131 M A Y I S 2 0 1 1

GELECEKTE IS YAPAN MESLEKLER

.

Göz KliniğiGöz KliniğiGöz Pratisyenlerimizi:

Ms Perin Erdem Ms Reyhan YilmazMr Taskin Hafouz-Housein

130 Blair StDallas VIC 3047Tel: (03) 9309 6464

Mustafa Okur0418 315 161

EMLAKÇILIKTA GÜVENİLİR İSİMShop 1, 55 Paringa Blvd

Meadow Heights VIC 3048

Telephone: (03) 9309 4888 Fax: (03) 9309 7400

Email: [email protected]

31 M

ayıs

201

1 S

ayı:

99y

yy

y

Campbellfield Factory362 Barry Road, Campbellfield Vic, 3061

T: (03) 9357 9922

w w w . s u l t a n m e a t . c o m . a u e - m a i l : s u l t a n @ s u l t a n m e a t . c o m . a u

Smallgoods / Kebab / Meat

Necmi Kul (Managing Director)

Haberi sayfa 3’teHaberi sayfa 3’te

.

2011 seçimleri gelecekte liderleri ve adayları yerinden eden “kaset

skandalları”yla anılacak.

Avustralya’da önümüzdeki 5 yıl içerisinde cazibesini Avustralya’da önümüzdeki 5 yıl içerisinde cazibesini yi rmeyecek mesleklerin listesi çıkarıldı. Madencilik yine gözde yi rmeyecek mesleklerin listesi çıkarıldı. Madencilik yine gözde

olmaya devam edecek, peki ya diğerleri? olmaya devam edecek, peki ya diğerleri? .

Kaset skandalları 2011’e Kaset skandalları 2011’e damgasını vurdudamgasını vurdu

Sayfa 10’daSayfa 10’da

Page 2: Yeni Devir Edition 99

31 M A Y I S 2 0 1 12

TÜKENMEZ KALEM

Mustafa Salih

[email protected]

We put you fi rstWondering the value of you property in the current market?

Call us today for a FREE market appraisal

JALAL ABDALLAH0425 778 166

Ev veya arsanızın şu andaki piyasa değerini mi merak

ediyorsunuz?

Mülkiye nizin tamamen ÜCRETSİZ olarak piyasa değerlendirmesi için bizi

hemen arayın.

HUSEYİN KUSET ALPOZGEN JP0418 992 524 - 9309 6000

ACİL kiralik ev veya işyerleri aranıyor!!!

Dürüst kiracılar mülkünüzü tutmayı bekliyor!!!

Mülkünüzün 3 ha a içerisinde kiranacağını garan ediyoruz

veya kiralama için ekstra ücret ödemeyeceksiniz

Kampanya sınırlı bir süre için geçerli olacak r

Kontak için She i’yi 9309 6000 numaradan arayınız

Shop 17/55 Paringa Boulevard, Meadow Heights www.firstnationalmh.com.au 9309 6000

NİSAN AYINDA REKOR SAYIDA EV VE İŞYERİ

KİRAYA VERİLDİ

GÜNCEL

Kamera şakası sandık!

AVUKATSEYİT ERCİYASZINDILIS BARRISTERS & SOLICITORS

* Ev alım-sa m işlemleri* İşyeri alım-sa m işlemleri* Aile hukuk ve boşanma davaları* Kira ve Lease işlemleri* Vasiyetname ve vekalet hazırlama* Ceza davaları* Trafi k ve iş kazaları davaları* Kontrat ve sözleşme hazırlanması* Hukuki danışmanlık

Shop 3, 785 Pascoe Vale Road, Glenroy, VIC 3046Ph: 03 9304 4444 Fax: 03 9304 4222

Email: s e r c i y a s 8 3 @ y a h o o . c o m . a u

Geçtiğimiz günlerde Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nden konuklar vardı Avustralya’da. Türkiye’den Avrupa’ya kadar olmasa da Avustralya’ya da sıkça ziyaretler yapılıyor artık. Bunların çoğu gezi amaçlı. Bazıları ne yazık ki devlet olanaklarını kullanıp dünyanın dibindeki koca kıtayı görme arzusunu gerçekleştiriyor. Aradaki mesafeyi de gözönünde bulundurduğumuzda gezilerin çok da verimli geçtiğini düşünmüyorum. Evet iki ülke ilişkilerine ivme kazandırma adına mutlaka bir nebze fayda sağlıyordur ama bizim gözlerimiz hep somut bir icraat arıyor.

İşte arkadaşlar bu iki GSGM görevlisinin de gelip toplum ile görüşmek istediklerini söylediklerinde hiç de heyecanlanmadım. Başbakanları, bakanları ağırlamış kişiler olarak iki GSGM görevlisinin beni heyecanlandırması beklenemezdi zaten.

Ancak bu kez ciddi bir şekilde yanıldım. Bu kişiler ile özel görüşme imkanımız oldu ve kendileri bize, buradan 100 genci Türkiye’ye götürüp kültürel ve tarihi bir gezi yaptıracaklarını söylediler. Önce ‘olabilir’ dedim. Belki de Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü sadec organizasyon yapacak. Yani herkes gezisinin parasını ödeyecek diye düşündüm.

Ama devam etti Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Gençlik Hizmetleri Daire Başkanı Adnan Gül: ‘Gezi için uçak rezervasyonunu yaptık, gençler her gittikleri şehirde 5 yıldızlı otellerde kalacaklar. Tüm masrafl arı kurumumuz karşılayacak.’ Kamera şakası gibi geldi bana. Bir ara heyecanlandım ama

Avustralya’da maddi sıkıntıdan yoksun bu gençlere bu kadar para harcanmasının, Türkiye’de onca muhtaç varken doğru olup olmadığı yönünde duygu karmaşıklığı içerisine girdim.

Bu karmaşıklık içerisinde, gerçekten hakkının verilmesi durumunda gençlerin topluma yeni bir heyecan getirebilecekleri düşüncesi hasıl oldu. Gerçekten de olur mu? 14 günlük gezi az bir zaman değil. Türkiye’de doğru insanlar ile tanışılması, mekan seçiminin özenle yapılması, gezinin turistik amaçtan uzak gerçekten de kültürel ve tarihi tanıma amaçlı bir gezi haline getirilmesi ve de gençlerin özenle seçilmesi ile neden olmasın?

Toplum dinamiğinin, inancının, örf ve adetlerinin, yaşam tarzlarının doğru tanıtılması durumunda gezi, yıllar boyu gösterilen çabaların iki haftada sonuç vermesi anlamına gelir ki, bunun etkileri bir nesil devam edebilir. Benim gezi ile ilgili en kötü senaryom, gençlerin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kesesinden bolca gezip eğlenmesi ve evine geri dönmesi olur. Umarım arzu ettiğimiz sonuç gerçekleşir.

Seçim öncesi herşey mümkünTürkiye’de 12 Haziran’da yapılacak

seçime artık sadece günler kaldı. Bir yandan heyecansız, öte yandan da bol komplolu ve gerilimli bir seçim dönemi yaşanıyor. Komplolar malumunuz MHP’lilerin kasetleri. Partinin karar alma yetkisine sahip başkanlık divanı üyesi 15 kişiden 9’u ahlaksız kasetler nedeni ile istifa ettiler. Daha önceki iki yazımda da yazmıştım yine tekrarlıyorum. Bu kasetleri çekmek, yayınlamek belli ki profesyonel bir ekip işi. Bunu yapanların hangi hesaplar peşinde olduklarını bilmiyoruz. Ergenekon da olabilir, parti içi muhalefet de olabilir, dış güçler de olabilir, olabilir, olabilir...

Ama emin olduğumuz birşey var ki, o da kasetlerdeki görüntülerin gerçek olduğu. Yani MHP Yönetimi’nin neredeyse tamamı evli-çocuklu demeden, Rus fahişe-üniversite öğrencisi ayrımı yapmadan ahlaksız ilişkilerde bulunmuşlar. Üstelik bazıları konuşmalarda hem kendi

partilerine, hem sağ seçmene hem de Müslümanlara hakaret ediyor. Bunun için, komployu kuranlar ile ilgili teori üretmektense, varolan gerçeğin üzerinde durmak daha doğru olur.

Seçim öncesi terör eylemlerinin artması beleniyordu. Nitekim üst üste patlama, bombalama ve operasyon haberleri geliyor. İlginçtir, normal zamanda dağdaki teröristi bulamayan, hatta katırlar ile ağır silahlar taşıyıp karakollarda onlarca şehit verilmesine anlam veremeyen genelkurmay, seçim

öncesi ne hikmetse bu teröristleri buluyor ve 7’şer 10’ar öldürebiliyor. Teröristler de aynı şekilde şehir merkezlerinde saldırılar düzenliyor. Olaylar, İngilizce’deki tabir ile ‘win-win’i hatırlatıyor. PKK ile Ergenekon’un Kandil’de görüştüğüne dair tarihli, isimli haberler çıkınca, seçim öncesi yaşanan gelişmelere daha rahat anlam verilebilir. Umarım seçime kadar çok fazla vatandaşımızın canı yanmaz. Zira hesaplar seçim üzerine, hem iç güçler hem de dış güçler seçimden çıkacak sonuca göre şekil alacak, plan yapacak.

Page 3: Yeni Devir Edition 99

331 M A Y I S 2 0 1 1

Bükreş’te misafi ri olduğum vak n bir köşesinde, halinden hüzün akan tese ürlü bir hanım oturuyordu. Rehberim, biraz önce bu Romen müslümanın kendisi gibi müslüman olan kocasının ani bir rahatsızlık geçirerek hastaneye kaldırıldığını söylediğinde, hanımın halini daha iyi tahlil edebildim.

Ama hikayenin asıl insanı hayrete düşüren yanı gerisi. Bu hikaye gerçekten ibretlik bir hikaye. Önce aktarayım, sonra alınacak ibretleri sıralayacağım.

Karı-koca Romen çi in serüveni işçi olarak çalış kları Almanya’da başlar. Orada tanış kları Müslüman Türkler eliyle dîn-i mübîn-i İslâm ile şerefl enirler. “Müslüman olduk cenne bulduk ya, bu bize yeter” demezler. İmanı korumanın ona ermekten daha zor olduğunu fark etmişlerdir bir kere.

Çocuklarını da alarak düşerler yola ve Türkiye’ye gelirler. Nasılını bilmiyorum, fakat sanırım birilerinin delale yle, İstanbul’da Fa h’i mesken tutmuş maruf bir cemaa n halkasına dahil olurlar. Çiçeği burnunda Müslüman Romanyalı çi , ar k kelimenin gerçek anlamında birer “mürid” (irade eden/isteyen) olup çıkarlar. Tek arzuları vardır: İslâm’ı tam

Mustafa İslamoğlu

Bir modern zaman menkıbesiöğrenmek ve öğrendikleri İslâm’ı eksiksiz yaşamak. Orta yaş kuşağını çoktan aş klarına aldırmaksızın üstad bildikleri efendinin dizi dibine oturarak âdâb-erkan öğrenmeye koyulurlar.

Bu arada ailenin geçim sorununu çözmek için aile reisi çalışacağı münasip işler arar. Her çareyi dener kimseye yük olmamak için. Sonunda cemaa n yardımıyla bir kokoreç tezgahı tedarik edilir. Hem kokoreççilik yapmakta, hem de ailece İslâm’ı öğrenmeye çalışmaktadırlar.

Bu arada bu mühtedi Romen ailenin Türkiye’de ikame sorun olmaya başlar. Bu sorunu bir türlü aşamazlar. En sonunda kaçak durumuna düşerler. Sığındıkları cemaa n de yardımıyla bu durum böyle sürüp gider. Aradan beş-al yıl geçer. Bir uygulama sırasında polis bu aileyi derdest ederek doğruca Romanya’ya sınırdışı eder.

Bütün bu sıkın ve zorluklar aile reisini aşırı yıpra r. Çok ağır bir illete duçar olur. Tek gözü görmez olur, diğerinin görüş mesafesi ise bir-iki metreye düşer. Ailenin yükünü omuzlamaya çalışan anne de bu duruma daha fazla dayanamaz. O da sıhha ni kaybeder.

Fakat asla vazgeçmezler. Türkiye’den sınırdışı edilip Romanya’ya vardıktan sonra kendi memleketlerine (yanlış ha rlamıyorsam Romanya’nın kuzey ucundaki Yaş şehri) yerleşirler. Tek başlarına inançlarında direnirler. Yalnızlık canlarına tak e ğinde Yaş’tan Bükreş’e gelip din kardeşlerini bulurlar.

İşte Cuma günü namazdan hemen önce orada melul mahzun gördüğüm tese ürlü hanım, kocası biraz önce ani bir kriz geçirdiği için hastaneye kaldırılan o kadındır. Onların bu durumunu görünce şu aye ha rladım:

“Yalnızca iman e k demekle, sınanıp denenmeden bırakılacağınızı mı sandınız?”

Üç ders çıkardım bu modern çağ menkıbesinden:1. İslâm’ın insanı dönüştürme gücü, ilk günkü kadar taze ve

etkilidir. Her gün yüzlercesi yaşanan bu modern çağ menkıbesi bunun isba dır. Dolayısıyla, İslâm bize muhtaç değildir. Aksine biz İslâm’a muhtacız. Aye n ifade e ği hakikat Allah için hiç de zor değildir: “Allah dilerse sizin kökünüzü kazır, yerinize yepyeni bir toplum ge rir”.

2. Adam olacak çocuk, adam olur. Gönüller Allah’ın kudret elindedir. Onları isterse bir lahzada çevirir. Biz Müslümanlar İslâm’ı gereği gibi temsil edemez de imanı ondan mahrum yüreklere ulaş ramazsak, Allah bunun daha başka yollarını da bulur. Fakat biz sınavı kaybetmiş olmanın onursuzluğunu yaşarız.

3. Hoşumuza gitmese de, çizgisini benimsemesek de, bazı yanlışlıklar ve yamukluklar görsek de, İslâmi yapıların varlığı birer nime r. Her biri haya n farklı alanlarında ve farklı mizaçlarda insan grupları için yeri ve zamanı geldiğinde birer sığınak ve barınak olmaktadır.

Geçmiş geçmişte kaldı. Bize yeni menkıbeler gerek.

MİLLİ GÖRÜŞMUSLIM FUNERAL SERVICE(Müslüman Cenaze Servisi)

15-17 Hudson Circuit, Meadow Heights, VIC 304815-17 Hudson Circuit, Meadow Heights, VIC 3048

Ph: (03) 9302 3030 Mob: 0403 Ph: (03) 9302 3030 Mob: 0403 356 173356 173

İRTİBAT

Bu meslekler iş yaparBu meslekler iş yaparAvustralya’da önümüzdeki 5 yıl içerisinde cazibesini yi rmeyecek mesleklerin listesi çıkarıldı. Madencilik yine Avustralya’da önümüzdeki 5 yıl içerisinde cazibesini yi rmeyecek mesleklerin listesi çıkarıldı. Madencilik yine

gözde olmaya devam edecek, peki ya diğerleri?gözde olmaya devam edecek, peki ya diğerleri?

Dünyanın en yaşanılabilir ülkelerinin başında gelen Avustralya’da kimi meslekler sayesinde bu rahatlığı devam et-tirmek daha fazla mümkün. Feder-al Hükümet tarafından açıklanan önümüzdeki 5 yılın popüler meslekler listesinin başında yine madencilik yer alıyor. Ülkenin en önemli gelir kaynağı olan maden-cilikte, önümüzdeki 5 yılda da

bugünlerde olduğu gibi rahatlıkla iş bulunabilinecek.

Hükümet tarafından yayımlanan rapora göre, psikolo-gluk, öğretmenlik, avukatlık, ber-berlik, su tesisatçılığı, madencilik, marangozluk ve pasta imalatçılığı gibi meslekler gelecek vadeden iş grupları arasında yer alıyor. Glob-al ekonomik krizin bütün hızıyla etkisini hissettirmesi devam

ederken, pek çok insan düzenli ve yeterli gelir getiren mesleklere yönelmeye çalışıyor. Buna göre, bankacılık sektörü sıkıntı yaşayan meslekler arasında yer almakta. Zira bankamatikler ve internet bankacılığı gibi seçenekleri bu meslek gurubuna duyulan ihtiyacı iyice azaltacak. Şimdi olduğu gibi gelecekte de iş bulma sıkıntısı

çekilmeyecek olan meslekler arasında su tesisatçılığı, maran-gozluk ve öğretmenlik gibi mesle-kler öne çıkmakta.

Berberlikte ve aşçılık da gelecek vadeden meslekler arasında. Ancak ayaküstü yiyecek satan küçük işletmelerde yiyecek satanlar için aynı şeyi söyle-mek mümkün değil. Bu sektör

günümüzde de sıkıntılı bir süreç yaşıyor. Enerji tasarrufl u evler popüler olacağı için, izolasyon işi yapanların iş bulması da nispeten daha kolay olacak gibi gözüküyor. Bunun dışında psikologluk, spor öğretmenliği, avukatlar ve pasta imalatçıları da iş piyasasının ta-lep çeken meslekleri arasında yer alacaklar.

Page 4: Yeni Devir Edition 99

31 M A Y I S 2 0 1 14 AVUSTRALYA

GÖRÜŞ

M.Ali Özcan

Yüce dinimiz İslam, sevgi ve merhamet dinidir. İslamın özü de, şu iki terimle kısaca ifade edilebilir. Haliki ta’zim ve mahluka şefkat. Haliki ta’zim demek’ tek yaratıcı olan Cenab ı Allahı yüceltmek ve O nun yarattığı insan dahil gözümüzle gördüğümüz veya göremediğimiz her şeye şefkat göstermemiz ve sevgiyle davranmamızdır. Özü bu olan bir inancı, değişik niyet ve maksatlarla kalkıp, başka kalıplara sıkıştırmaya çalışmanın hiçbir mantıklı izahı yoktur. İslam dininin hiçbir konusundan haberi olmayan, islami alanda hiç eğitim almamış birinin sırf kendi kafasının ve hafzalazasının kavrayamadığı bazı islami kavramları kastederek veya islamın herhangibir konudaki bakış açısını ele alarak, fi kir yürütmesi ve daha da garibi bunu yazıya dökerek başka insanları bilgilendiriyorum diye, aslında kendi cehaletini ortaya koyması, trajikomik bir durum meydana getiriyor. Bazı gazetelerde bu tarz yazı

Barnett, Türkiye’yi anlattıBarnett, Türkiye’yi anlattı

yazan, yazarlığı kendinden menkul insanların yazılarını gördüğüm zaman, daha bir anlıyorum ki “kişi bilmediğinin düşmanı”dır . Hani atalarımız güzel bir söz söylemişler “birşey biiliyorsan konuş ta, ibret alsınlar. Eğer bilmiyorsan, sus ta adam sansınlar” diye. Diğer atasözlerimiz gibi, ne güzel ve yerinde söylenmiş bir özlü söz. Pervasızca, islama olan kinlerinden veya cahilliklerinden dolayı yazdıkları, bu yazılarla, sığ akıllarıyla güya oturdukları yerden ahkam kesiyorlar. Bilhassa bu karalamalarını yapacakları zaman da, seçtikleri iki konu var . Birincisi; İslamdaki birden fazla evlılığe verilen ruhsat konusudur. İkincisi de; hırsızlık hususunda, islamda uygulanan el kesme cezası. Aslında bu hususu, böyle bilinçsizce yazılar yazıp islama saldırmayı vazife edinmiş insanlara; yine aynı gazetelerde bir köşeye oturmuş, islami tandans sahibi, kalem arkadaşları uyarmalı ve cevap vermeli . Bir müslümanın yapacağı ilk kulluk borcu başkalarına yardımcı olmaktır. Eğer bir müslümanın yakınında, birisi bir hata yapıyorsa, onu ikaz etmek ve doğruyu ona göstermek, ilk önce o müslümana düşen bir görevdir. Eğer bir müslüman, en yakınındakinden başlamak üzere, dışındakilere yardım etmiyorsa veya böyle bir yardımı aklından dahi geçirmiyorsa, vebaldedir, kulluk görevini gereği gibi yapmıyor demektir. Biz müslümanız ve hayatta

ki ilk görevimiz insanlara, iyi yolda yardımdır. Biz, “neme lazımcılık” yapamayız ve yapmamalıyız. Aklımız ne kadar eriyorsa, ne kadar gücümüz yetiyorsa, ne kadar bilgimiz varsa, muhakkak bu vasıfl arımız doğrultusunda, insanlara ve insanlığa yardım etmeye mecburuz. Bundan dolayı islam hakkında yanlış intibaları olan insanları doğru intiba sahıbi yapmak, hepimizin görevi olduğu gibi evvela aynı yayın organlarında kalem sallayan, islami bilgisi ve inancı olanların görevidir. Banane diyemeyiz, dememeliyiz, çünkü müslüman olarak mesulüz. Kaldi ki; yapılacak uyarılar, bu tarz bilgi eksikliği olan insanların da yanlış intibalarını ve kanaatlerini ortadan kaldıracağı için ayrıca onlar tarafından da teşekkürle karşılık bulacaktır. Neticede, tabii olarak islama yapabildiği bu gibi karalamaların yanlışlığını bilen her aklı selim, eğer kuru bir inat veya inkar sahibi değilse, hatalı eleştirilerini düzeltir. İşte, mahlukata şefkatli olmanın bir yoludur bu. Hem, yanlıştan bir insanımızı döndürmüş olacağız ve hem de, Yüce Rabbimizin dininin yanlış anlaşılmasını önleyerek, dinimizi yücelterek, Cenabı Allahın ululuğunu teyid etmiş olacağız. Selam ve dua ile, bütün müslüman kardeşlerimin mubarek üç aylarını kutluyorum. Receb, Şaban ve Ramazan aylarının, ümmete hayırlar getirmesini Cenabı Allahtan temenni ediyorum.

Müslüman olduktan sonra Bediüzzaman Müslüman olduktan sonra Bediüzzaman Said Nursi hakkında kitap da yazan ABC’nin Said Nursi hakkında kitap da yazan ABC’nin

emektar gazetecisi Peter Barne , ATİ’nin emektar gazetecisi Peter Barne , ATİ’nin organize e ği seminerde Türkiye ile ilgili organize e ği seminerde Türkiye ile ilgili

izlenimlerini anla izlenimlerini anla Avustralya Türk Enstitüsü’nün

seminerler dizisinin ikincisinde, ABC’nin emektar gazetecisi Peter Barnett konuştu. Yakın zamanda Said Nursi ile ilgili ‘Guardian of The Flame’ adlı bir kitap kaleme alan ve bunun için Türkiye’ye gidip görüşmeler yapan Peter Barnett, seminerde önce ailesinin Çanakkale Savaşları nedeni ile Türkiye ile ilgili görüşlerini açıkladı. Barnett, ailesinden kimilerinin Türkiye’yi düşman, kimisinin ise ülkesini savunan cesur savaşçıların ülkesi olarak gördüğünü söyledi.

Konuşmasının büyük bölümünde Türkiye izlenimlerini anlatan Barnett, şehirlerarası otobüslerde gördüğü servisten, küçük kasabalarda dahi yapılan TOKİ evlerine kadar bir dizi gözlemini anlattı. Türkiye’nin genelde iyi durumda olduğunu söyleyen Barnett, ancak kimi bölgelerde zenginlik görülürken, kimi yerlerde gördüğü çingene çadırlarının kendisine Aborjin kamplarını hatırlattığını söyledi.

Türkiye’nin dış politikası ile ilgili de bilgiler veren Barnett, Mavi Marmara baskını sonrası

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İsrail’e yönelik tepkisinin bölgede popüleritesini arttırdığını söyledi. Türkiye’nin komşuları ile sıfır problem politikası güttüğünü kaydeden Barnett, ancak İsrail ile ilişkiler, Kıbrıs ve Ermeni sorununun çözülemediğini belirtti.

Konuşmanın ardından soru cevap bölümüne geçildi. İzleyiciler daha çok İran ile ilişkiler, Kürt sorunu ve Arap coğrafyasındaki hareketlenmenin Türkiye’ye etkisi ile ilgili sorular yönelttiler. Konuşmaların ardından Barnett, Said Nursi ve Türkiye izlenimlerini kaleme aldığı ‘Guardian of The Flame’ kitabını okuyucular için imzaladı.

Bu arada seminerin açış konuşmasını Avustralya Türk Enstitüsü Başkanı Levent Özgürler yaptı. Özgürler, ATİ’nin yaptığı çalışmalar ile ilgili bazı bilgiler verirken, birlikte Türkiye’yi gezdiği Peter Barnett’in kendisi için bir baba gibi olduğunu söyledi.

Seminere katılan Melbourne Başkonsolosu Aydın Nurhan da Barnett’dan önce kürsüye gelerek kısa bir konuşma yaptı.

SATILIK MANTI MAKİNESİSATILIK MANTI MAKİNESİGünde 250-300 kilo mantı üretme kapasitesine sahip, 2 ton ağırlığında ve 2 parçadan oluşan mantı makinesi bütün malzemeleri ile birlikte satılıktır. Piyasada mantının kilosu 18-20 dolardan satılmaktadır. Buna karşın mantı makinesi ile mantının kilosunu nakliyat ücreti ile birlikte 2 dolara mal etmek mümkün. Mantı makinesi için ciddi alıcıların

araması rica olunur.

Tel: 0415 718 062 (Melbourne)

Page 5: Yeni Devir Edition 99

531 M A Y I S 2 0 1 1

AVUSTRALYA

‘İLİM’ GÖZ KAMAŞTIRDI‘İLİM’ GÖZ KAMAŞTIRDI

İlim Koleji’nin yap rdığı ek derslikler ve çok amaçlı salon, açılışa gelen davetlilerin büyük İlim Koleji’nin yap rdığı ek derslikler ve çok amaçlı salon, açılışa gelen davetlilerin büyük beğenisini kazandı. Açılış töreninde konuşan Okul Müdürü Yusuf Kırca, önümüzdeki 10 yıl beğenisini kazandı. Açılış töreninde konuşan Okul Müdürü Yusuf Kırca, önümüzdeki 10 yıl

içerisinde yeni tesisler ile okulun neredeyse tamamen yenileneceğini söylediiçerisinde yeni tesisler ile okulun neredeyse tamamen yenileneceğini söyledi

Melbourne kuzey bölgesinin her geçen yıl büyüyen okulu İlim Koleji, 5 milyon doların üzerinde bir harcama ile yaptırılan yeni derslikler ve çok amaçlı salonunu, onlarca davetlinin katılımı ile gerçekleştirdi. İlim Koleji’nin yakın zamanda hükümetlerin desteği ile inşa ettiği çok amaçlı salon ve yabancı dil-bilim binasının açılış törenine Melbourne Başkonsolosu Aydın Nurhan, Sosyal İşler Ataşesi Hüseyin Koç, Federal Milletvekili Maria Vamvakinou, Eyalet Milletvekilleri Frank McGuire ve Nazih Elasmar, Selimiye Vakfı Koordinatörü Ali Güngör, tesislerin mimarı Ted Wollen ile çok sayıda kanaat önderi, dernek-vakıf başkanı ve toplum üyesi katıldı.

Okulun yeni yapılan çok amaçlı etkinlik salonunda konuşan İlim Koleji Müdürü Yusuf Kırca, 21’inci yüzyıl kalitesine sahip Avustralya

eğitim yuvalarının ihtiyaçlarının görüldüğü bu tesislerin, Avustralya Hükümeti’nin çok değerli fonları ile yapıldığını belirtti. Projenin 5 milyon 220 bin dolara mal olduğunu söyleyen Kırca, önümüzdeki 10 yıl içerisinde VCE, idare ve sanat gibi alanlarda ihtiyaca cevap verecek yeni ek binalar yapılacağını müjdeledi.

Okulun sürekli büyüdüğünü hatırlatan Yusuf Kırca, bu yüzden daha fazla dersliklere ve yenilenmeye ihtiyaç olduğunu belirterek, Bölge Milletvekili Maria Vamvakinou’nun ailelerden gelen yüksek talebi bildiğini söyledi. Kırca ayrıca projelere verdiği destekten dolayı Maria Vamvakinou’ya teşekkür etti.

İlim Koleji’nin gerek ATAR gerekse de NAPLAN sonuçlarında büyük bir başarı yakaladığını söyleyen Kırca, son VCE sınavında bir öğrencilerinin 99.45’lik sonuç almasının da bunun bir kanıtı olduğunu söyledi. Bu arada İlim Koleji Müdürü Yusuf Kırca’nın açılış töreninde verdiği bilgiye göre, 3, 5, 7 ve 9’uncu sınıfl ar arasında yapılan NAPLAN sınavı sonucunda İlim Koleji öğrencilerinin yüzde 90’ının ulusal ortalamanın üstünde notlara sahip olduğu görülüyor.

Kırca elde ettikleri başarı nedeni ile müdür yardımcılarından öğretmenlere, velilerden öğrencilere kadar herkese teşekkür etti.

Açılış töreninde söz alan Melbourne Başkonsolosu Aydın Nurhan, Milletvekilleri Vamvakinou, McGuire ve Elasmar, İlim Koleji’nin elde ettiği başarılar ve açtıkları yeni

tesislerden dolayı tebrik etti ve başarıların bundan sonraki

yıllarda da devam etmesini diledi. Bu arada yeni açılan derslikler ve çok amaçlı salon ile ilgili bilgi vermek, okulun proje müdürü Ömer Onan’a düştü.

Törende İlim Koleji öğrencilerinin folklör gösterisi katılımcılar tarafından ilgi ile izlendi. Ankara ve Silifke yöresinden sergilenen oyunlar esnasında Başkonsolos Aydın Nurhan’ın elindeki tablet bilgisayar ile çekim yaptığı görüldü. Konuşmalar ve oyunlardan sonra törene katılan misafi rlere çiçek ve bir paket takdim edildi.

Tesislerin sembolik açılışını ise İlim Koleji Müdürü Yusuf Kırca, Başkonsolos Aydın Nurhan ve bölge milletvekilleri birlikte yaptı. Daha sonra yeni derslikleri gezen konuklar, son teknoloji ile donatılmış sınıfl ara olan hayranlığını gizlemediler. Kimi misafi rler öğrenciler ile sınıfta fotoğraf çektirdi. Tören, misafi rlere yapılan ikram ile sona erdi.

Page 6: Yeni Devir Edition 99

31 M A Y I S 2 0 1 16

2010 Eylülünde yapılan referandum aslında bir anlamda 12 Haziran genel seçimlerinin provası oldu. İnsanlar üç aşşağı beş yukarı tabloyu kes rebilir hale geldiler. Bu da beklen ler anlamında olumlu etki yara . Nitakim, iş çevrelerinin hüküme n tek başına ik dar olarak yola devam edeceğine dair inançları da geçen 8 aylık sürede ekonomik anlamda olağanüstü bir takım gelişmeler yaşanmasını engelledi.

Küresel krize güçlü bankacılık sistemi ile yakalanan Türkiye Ekonomisi bu krizi rsata çevirebilecek bir konuma geldi. Bu durumu ne derecede kullandı tar şılır. Fakat, ortada bazı gerçekler var: cari açık ve buna bağlı olarak büyüme oranı, işsizlik...

Cari açık bu günlerde ciddi seviyeye yükselmiş durumda ve yıl sonu i bari ile beklenen rakamlar biraz endişe verici ne yazıkki. İlk zamanlar dış caret hacmine oranla olağan karşılanan rakamlar, gelinen nokta i bari ile olağandışı bir hal aldı. Durumun farkında olan Merkez Bankası para poli kası araçlarını kullanarak, munzam karşılıkları ar rmak sure yle duruma müdahale e . Ama bu müdahale de iç talebin ateşini söndürmeye yetmedi. TL halen daha aşırı değerli, dış care e ihracat rekorları kırmamıza rağmen açık vermeye

devam ediyoruz. Bu durum da oldukça dikkat çekici.

2010 yılında % 8.9 büyüme oranı ile ciddi bir seviyeye ulaşmışız. 2011 yılında da durum daha farklı olmayacak gibi gözüküyor. Fakat, ülkelerin büyüme oranları, üre me ka lan nüfus, kapasite kullanım oranları, sanayi üre m oranı gibi parametrelere bakılarak hesaplanıyor. Kaba bir hesap yapacak olursak Türkiye’nin büyüme oranının yaklaşık % 5,5 seviyesinde olması uygun. Biz fazla büyümüşüz. Bunun da en büyük sebebi aşırı değerli TL ve sıcak para dediğimiz yabancı sermaye. Bu açıdan bakıldığında çok hassas bir noktada duruyoruz.

İşsizlik sorunumuz devam ediyor. İç talep bu kadar canlı olmasına rağmen, iç piyasa yapımız ithalata dayalı olduğu için üre m istenen düzeylerde değil. Firmalar etkin ve verimli insan kaynakları poli kaları uygulayamıyorlar. Genç nüfus giderek ar yor. Bu manada yapısal tedbirlerin alındığını ne yazıkki söyleyemiyoruz.

Bir felaket senaryosu hazırlama nihe nde değilim. Sadece makro ekonomik dengelerde önem arzeden durumları belir p, bu şekilde devam ederse ileride sorunlar yaşayabileceğimizi ifade etmek is yorum. Halk olarak bu poli kaların ve uygulamaların bize nasıl yansayacağını bilmemiz gerekiyor.

Öncelikle seçim sonrası Merkez Bankasında çok ciddi önlemler bekliyoruz. Daha önce de belir ğimiz gibi denge sadece para poli kası ile sağlanmıyor, maliye poli kasını da devreye sokmak gerekiyor. Bu anlamda yabancı sermayeye dolaşım vergisi düşünülebilir. Fakat, yabancı sermayenin bize ifade e ği önemden olsa gerek şimdilik böyle bir uygulamaya geçilmedi. İç talebi biraz olsun kırmak için faizlerin yükseleceğini söyleyebiliriz. Bu da bireysel ve konut kredileri oranlarında ar şa sebep olabilir. Yine, Merkez Bankasının aşırı değerli TL yi dengede tutmak amacı ile piyasadan döviz çekebilir. Bunu da kurların artabileceği şeklinde yorumlayabiliriz.

Yeni vergi yasası ile gelecek olan 60 milyar TL ye yakın rakamı da düşünürsek bütçede sorun yok gibi gözüküyor. Hükümet enfl asyon kaygısından arınırsa kamu harcamaları yapmak için daha iyi bir rsat bulamaz diye düşünüyorum. Bu anlamda da memur ve emekli maaşlarında iyileşme bekleyebiliriz.

Ortada çok ciddi bir tablo yok fakat, dengeli ve isabetli uygulamalarla mevcut durum iyileş rilebilir.

Murat Çemberci - Haber [email protected]

Murat Çemberci

12 Haziran sonrası ekonomiyi bekleyen tehlikeler

AVUSTRALYA

Eski Guantanamo Bay tutuklusu Avustralyalı Mamdouh Habib, pasaportuna kavuştuktan sonra özel mülakat için bir televizyon

kanalı ile anlaş

USD 1.60100 EUR 2.2930 AUD 1.7150DÖVİZ KURLARI

Afganistan’da zor günlerAfganistan’da zor günler

Habib için yeni bir yaşam

ABD’nin askeri cezaevi olarak kullandığı Guantanamo Bay’den 2005 yılında serbest bırakılan Mamdouh Habib, normal hayatına yavaş yavaş başlıyor. Yıllarca Guantanamo’da hakkında suçlama dahi yapılmadan tutulan Avustralyalı Habib, Avustralya pasaportunu geri aldıktan sonra bir televizyon kanalı ile de özel mülakat için anlaşmaya vardı. ‘Para aldım, pasaport aldım, herşeyi aldım, itibarım geri geldi’ diyen Habib, isim vermese de bir televizyon kanalı ile özel röportaj için anlaşmaya vardığını söyledi. Bu televizyon kanalının Kanal 10 olduğu da söylentiler arasında.

Ocak ayında Başbakan Julia Gillard’ın emri ile Habib’in yakalanması ve Mısır’da CIA tarafından gözaltına alınıp işkence görmesi ile ilgili Avustralya’nın rolünün araştırılması istenmişti. İddialar, Avustralya’nın CIA ile

işbirliği yaptığı yönünde. Avustralyalı yetkililerin

Kahire askeri cezaevinde görüldüğü yönünde kanıtlar ortaya atılması üzerine, Gillard’ın Habib ile gizli bir anlaşma yapılması ve kendisine para ödenmesi yönünde atım attığı belirtiliyor.

Habib, Ocak 2001’de şüpheli terrorist iddiası ile Pakistan’da

gözaltına alınmış ve daha sonra sırası ile Mısır, Afganistan ve Guantanamo Bay’de sorgulanıp işkence görmüştü. 2006 yılında ise ASİO’nun güvenlik değerlendirmesini gerekçe gösteren dönemin Dışişleri Bakanı Alexander Downer, Habib’e yeni pasaport verilmesi isteğini ret etmişti.

Avustralya güvenlik güçlerine 10 gün içerisinde 3 büyük saldırı gerçekleş . Afgan direnişçilerin saldırısında 1

Avustralyalı ölürken, 7 asker de yaralandıAvustralya, diğer mütte-

fi kler gibi Afganistan’da ağır kayıp vermeye devam ediyor. Son olarak geçtiğimiz günlerde Güney Afganistan’da askeri araç ile devriye gezen Avus-tralya askerleri, el yapımı bir bombanın patlatılması sonucu iki yaralı verdi. Askerler Torin Kowt Askeri Üssü’ne kaldırılıp tedavi altına alındı. Saldırı sonrası yaralılar helikopterler ile kaldırılırken, pat-lama ile hasar gören araç ise direnişçilerin kullanma ihtimaline karşı imha edildi.

Bu arada Avustralya’nın Af-ganistan savaşında kaybettiği asker sayısı 24’e yükseldi. Geçtiğimiz hafta Pazartesi günü iki ayrı yerde yaşanan olayda 1 asker ölürken, 5 asker de yaralanmıştı. Olayların ilkinde 32 yaşındaki Çavuş

Brett Wood yaşamını yitirirken, iki Avustralya askeri de ciddi bir şekilde yaralandı. Ölen Wood’un Victorialı olduğu, cesaret madalyası aldığı ve 2006 yılından bu yana Afganistan’da bulunduğu belirtildi.

Olaydan sonra Canberra’da basın karşısına geçen Genelkur-may Başkanı Marshal Houston, yaralı askerlerden birinin duru-mun ağır olduğunu söyledi. Yine

Afganistan’ın başka bir yerinde görev yapan diğer bir ekip, direnişçiler ile silahlı çatışmaya girdi. Çatışmada 3 Avustralya askeri yaralandı. Yaralı askerl-erin durumunun ağır olmadığı belirtildi.

Bu arada Brett Wood ile birlikte bu yıl Afganistan’da öldürülen Avustralya askeri sayısı 3’e yükseldi.

* * *

Page 7: Yeni Devir Edition 99

731 M A Y I S 2 0 1 1

AVUSTRALYA

Yüzen para makinesi!Dünyanın en büyük yüzebilen doğalgaz tesisini Avustralya yapıyor. Projenin Avustralya Ekonomisi’ne

45 milyar dolar kazandırması bekleniyor

Avustralya’nın en ucuz şehri

Adelaide, hem gıda hem de konut fi yatları bakımından ülkenin en ucuz ken ünvanına sahip oldu. Adelaide’dan önce bu ünvan Hobart’a ai

Ph: (03) 9351 1110 / 9309 5136 - Fax: (03) 9309 5830 Adress: 1C Olsen Place, Broadmeadows VIC 3047Online bookings now available: w w w . i i s s a t r a v e l . c o m . a u

We speak TURKISH - ARABIC - ALBANIAN

Manager: Ahmad Ayad

AMACIMIZ DÜRÜSTLÜĞÜMÜZLE

TANINMAK

DÜNYANIN HER YERİNE ÖZEL FİYATLARIMIZLA

HİZMETİNİZDEYİZ.

Avustralya, en büyük gelir kaynağı olan doğal kaynaklar için yeni yatırımlar peşinde. Bu amaçla Avustralya, dünyanın yüzebilen en büyük doğalgaz tesisini kurmak için kollarını sıvadı.

Federal Kaynaklar Bakanı Martin Ferguson, projenin ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacağını belirterek, "Söz konusu projemiz, Avustralya’nın gayri safi milli hasılasına 45 milyar dolar katkı sağlayacak ve yaklaşık 1000 kişiye iş imkanı

sunacak" dedi Batı Avustralya sahillerine

yaklaşık 200 km uzaklıkta bulunacak 488 metre uzunluğundaki yüzer gaz işleme platformu, Güney Kore’de bir tersanede inşa edilecek. Gemi, 600 bin ton ağırlığında olacak ve yapımında Sydney Harbour Köprüsü’nde kullanılan çelikten beş kat daha fazla sert olan demir kullanılacak.

Güçlü kasırgalara karşı çok dayanıklı olacak şekilde tasarlanacak yüzer platform,

okyanusta gaz rezervlerinin karaya ulaştırılmasını sağlayacak. Ayrıca, işlenmesi çok zor ve çok pahalıya mal olacağı için doğalgaz kaynaklarına denizden erişim imkanı bu şekilde sağlanmış olacak.

Edinilen bilgilere göre, platformda eksi 162 dereceye kadar soğutulmuş, sıvılaştırılmış doğalgaz üretimi yapılacak ve üretilen gaz başka gemilerle limana ulaştırılacak.

Platformun 2017 yılında faaliyete geçmesi planlanıyor.

Sosyal ve E k o n o m i k M o d e l l e m e Ulusal Merkezi tarafından yapılan bir araştırmaya göre eyalet b a ş k e n t l e r i arasında en ucuz kent Adelaide oldu. Yaşam koşulları r a h a t l ı ğ ı n ı n g ö z ö n ü n d e b u l u n d u r u l d u ğ u örneklemeye göre yakın zamana kadar en ucuz başkent olma özelliği taşıyan Tazmanya’nın Başkenti Hobart, Güney Avustralya’nın başkenti Adelaide’a geçilmiş oldu.

Sydney fi yatlarının temel alındığı araştırmaya göre Adelaide’da fi yatlar genel toplamda yüzde 6.81 daha ucuz. Ancak Adelaide sakinleri az ödemekle birlikte az da

kazanıyor. Buna göre Güney Avustralya’daki haftalık maaşlar Sydney’e göre yüzde 10.1 daha düşük. Yine maaşlar Batı Avustralya ve ACT sakinlerinin kazandığının hayli gerisinde.

Avustralya Sosyal Araştırmalar Enstitüsü Genel Direktörü Dr John Spoehr, diğer eyalettekilere göre daha az kazanmalarına rağmen Güney Avustralyalılar’ın durumunun daha iyi

olduğunu söyledi. Spoehr’a göre eyaletin potansiyel maden kaynakları, yaşam koşullarını biraz zorlaştırabilir. Bir diğer olumsuz veri ise inşaat masrafl arının, dolayısı ile konut alımının zorlanması olarak görülüyor.

Ulusal Araştırma Merkezi’nin yöntemi, Avustralya İstatistik Bürosu’na göre farklılık içeriyor. Araştırma Merkezi sadece yaşam için gerekli temel ihtiyaç harcamasının

ötesinde konut fi yatlarını da, yaşanılabilirlilik endeksinin içinde tutuyor.

Adelaide Metropolitan bölgesinde mortgage ödemeleri Sydney’e göre yüzde 39.4 daha düşük. Adelaide’da ayrıca kiralar da yüzde 38 oranında Sydney’e göre ucuz. Gıda fi yatlarında da Güney Avustralya’nın başkenti en ucuz şehir olurken, eğitim masrafl arı söz konusu olduğunda aynı kent ülkenin en pahalısı olarak öne çıkıyor.

Avustralya’ya yasadışı yollarla gelen sığınmacılar ar k başka ülkelere

gönderiliyor. Malezya ve Papua Yeni Gine, başvuru sonuçları ne celene kadar

tutulacak ülkeler arasında yer alıyor

Sığınmacıya Avustralya yüzü yok!

Avustralya Hükümeti yakın zamanda aldığı bir kararla yasadışı yollarla gelen sığınmacıları, işlemleri bitene kadar başka ülkelere ait adalara yerleştirmeye karar vermişti. Sığınmacı veya sığınmacı adaylarını vazgeçirmeye ve sindirmeye yönelik bu karar sonrası ilk sığınmacı grubu yeni adasına gönderildi.

Adaya ayak basan sığınmacılar kendilerini bekleyen otobüslere bindirilip adadaki sığınma merkezine götürüldüler. Yeni sığınmacıları ülke dışında tutma anlaşmaları gereğince Christmas Adasındaki mülteciler başka ülkelere gönderilecekler. Kendilerine Avustralya tarafından kalıcı vize verilene kadar Avustralya'nın anlaşma yaptığı başka bir ülkede gözetim altında tutulacaklar. Şu an için hangi ülke olacağı kesinlik kazanmamakla birlikte Malezya ya da Papua Yeni Gine'ye gönderilme ihtimali yüksek olan sığınmacıların gidecekleri ülkelerde ne kadar kalacakları ise belirsiz.

Öte yandan federal muhalefet hükümetten ülkeye son olarak ulaşan sığınmacıların akıbetinin ne olacağının açıklamasını istedi. Muhalefet, son ayarlamalardan beri ülkeye 80 kişinin ayak bastığını ve Malezya'nın sadece 800 sığınmacıyı kabul edeceğini, geri kalan sığınmacıların durumunun ise şimdilik belirsiz olduğunu ifade etti.

Page 8: Yeni Devir Edition 99

31 M A Y I S 2 0 1 18

BİZ BİZ OLALIM GERİSİ

Kılıç Aslan Öz

Ya olduğun gibi görün veya göründüğün gibi ol. En veciz sözlerden biridir, insanların kişiliklerini oluşturmada ve yansıtmada. Tabii olmak yani. Özü gibi olmak yani. Kendisini, nasıl ise öyle ifade etmek. Başkalarının gözüne girmek için, başkalarına şirin görünmek için, başkalarından yarar sağlamak için, başkalarının tal f etmesini ummak için değil; sadece kendisi kendi olduğu için ve kendisinin kendisi olduğundan gocunmamak, utanmamak için, tabii haliyle davranmak. Karşısındakini yanıltmamak ya da karşısındakini yanıltmadığı halde, kendisini kendisi gibi bilenleri yanıltmamak için davranmak.

Bir görev alırken, kendisine bir görev verilirken, görev verenleri yanıltmamak, kendisine umut besleyenleri hayal kırıklığına uğratmamak için, aynı anda bir kaç değişik insanı ve düşünce sahiplerini yanıltmamak için dikkat etmek. Başkalarına hoş görünmek için, eğilip bükülmemek. Fikir ve düşünceleri ha a inancı sağlam ise ve öyle inanıyorsa, ona göre davranmak.

Her düşünce ve inanca ve de mensuplarına saygı duymasının yanısıra, kendi mutlak doğrularını diğer düşünce ve inanclar karşısında pazarlık yapılabilirlik acziye ne düşürmeden davranış sergileyebilmek. İnsanı insan yapan öz ile, insana insanca ve diğer insanlara toleranslı davranabilmek. Aynı Mevlana hazretlerinin “kim olursan ol gel” felsefesinin esin kaynağı olan, yüce İslam inancının en önemli dusturu başka inançlara ve mensuplarına saygı duymak, onlarla birarada yaşamak

olduğu vechile her müslüman bu hususlara azami dikkat edegelmiş r tarih boyunca. Şahıs nezdinde böyle olduğu gibi, devlet nezdinde de, müslümanlar dünyaya hükme kleri devirlerde de, hem kendi tebaaları al ndaki diğer inanc mensuplarına, hem de diğer ülkerlere bu anlayışlayaklaşmışlardır.

Dünya ülkeleriyle ir bat, insanlar arası muamelat, inançlar arası diyalog çok güzel bir olgu. Bizim dinimiz, tebliğ dini olması hasebiyle, zaten bütün insanlarla diyalog ve ir batlı halde olmak mecburiye ndeyiz. Son kamil din olan, yüce dinimiz İslamı, diğer insanlara ulaş rmak ve tebliğ etmek görevine memuruz. Başka hiçbir inancı hafi fe almadan, kendi dinimizin evrenselliğini beyan etmek mecburiye ndeyiz. Kaldı ki; diğer iman e ğimiz peygamberlerin ge rdiği ilahi dinleri kesinlikle inkar edemeyiz. Ancak, bir müslüman olarak bizim imanımız o ilahi dinlerin tahrif edilmemiş orijinal hallerine olan imandır.

Biz bütün ilahi dinlere ve peygamberlere inanırız. Ancak, orijinalliği değiş rilmiş ve vahdet inancını yok sayan; Allah’tan başka ilahlar üre lmiş ya da Allah’tan başka ilah inancına haiz olduğunu söyleyen dinlerin mensublarına saygı duymamıza rağmen, inançlarının hak olduğunu söyleyebilmemiz ve inanç bazında ortak değerler üreterek, ha a kendi inanç sistemimizden ufak tefek de olsa tavizler vererek, bir noktada buluşmamız mümkün değildir . Bütün ilahi dinler, insanllığın babası ve ilk peygamber Hz. Adem’den bu yana Cenab-ı Allah tara ndan insanlığın idrak ve hayat şekline göre değiş rilerek ve geliş rilerek indirilmiş r. Devrin insanları arasında, gönderilen dinin esasları yozlaşmaya başladığında, Hz. Allah bir başka peygamberi vasıtasıyla, insanlığı ıslah edecek başka bir emirler ve yasaklar manzumesine havi din göndermiş r. İşte, ilahi dinler tarihine bak ğımızda

görüyoruz ki; Islam Dini son ve mükemmel din olarak, Allah tara ndan Hz.Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.v)’ e insanlığın ıslahı için indirilmiş r. İslam, inişi ile kendisinden önceki bütündinlerin hükmünü ortadan kaldırmış r. Bugün müslümanlar olarak, Allah’ın Kuran’da hükme ği gibi iman ediyoruz ki “Allah indinde tek din Islam”dır. Bizim, başka bir inanç formülüne ih yacımız yok. İmanda mükemmellik arıyorsak İslam inancı bu mükemmelliği şeksiz ve şüphesiz sunmuştur. Bize düşen sadece İslam’a teslim olmak r. Başkalarının da hidaye ne vesile olmak is yorsak; onlara İslam’ın inanç sistemini tavsiye etmek , islamı tebliğ etmekten başka alterna f yolumuz yoktur. Müslümanlar olarak bizler, dünyayı ıslah için çalışmak mecburiye ndeyiz.

Bizim diğer inanç mensublarıyla olan ir bat ve diyaloğumuz da, bizim inancımızın güzel ahlak sisteminden aldığımız; eği m ve davranışlarımız çerçevesinde, ama hiçbir zaman aşağılık kompleksine kapılmadan, müslümana yakışır bir sahsiyetlikle olmalıdır. Bugün, teknoloji ve sanayi alanında İslam alemi ba dünyasından geri kalmış r. Bu geri kalmışlık, bizimİslam inancımızdan değil tamamen müslümanlar olarak tembelliğimizden ve bu tembellik ne cesi, aslında haiz olmamamız gereken ba ya karşı aşağılık kompleksindenkaynaklanmaktadır. Oysa müslümanlar, ellerindeki nimetlerin kıyme ni anlayabilseler, inanıyorum ki; o zaman daha başları dik olacak veya oldukları gibi görünecekler ya da göründükleri gibi olacaklar. Bu çok zor değil. Yeterki biz, biz olabilelim.

Biz, biz olabildiğimiz zaman, diğer inanç mensuplarıyla daha rahat diyalog kurabileceğiz. Evrensel değerlerimizi daha rahat sunabileceğiz. Başkalarının hidaye ne vesile olabileceğiz. İnsanlık alemine geliş sebebimize mütenasip, bir görev yapmış olacağız.

Gençler Türkiye’ye gidiyorGençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, yurt dışındaki gençlerin Türkiye’yi daha yakından

tanıyabilmesi için başla ğı program kapsamında Avustralya’dan da 100 genci Türkiye’ye götürüyor. Kültürel amaçlı gezide tüm masrafl arı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü karşılayacak

Geçtiğimiz yıl Avrupa ül-kelerinden başlatılan program sayesinde Hollanda, Belçika ve Fransa’dan 400 genç, Türkiye’nin 8 ilini gezmiş ve bu sayede Osmanlı’nın kuruluşundan günümüze kadar tarihe dam-ga vurmuş olayların yaşandığı bölgelere bilgilendirici ziyaretler gerçekleştirmişti. Başbakanlığa bağlı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün organize ettiği kültürel gezilerde yaş sınırı bulu-nuyor. Buna göre tüm masrafl arın Türkiye Cumhuriyeti’nin kuru-mu tarafından karşılanan geziye katılabilmek için 16-24 yaşları arasında olmak gerekiyor.

Avrupa’daki Türk Gen-çleri Tarihini Öğreniyor ismi ile başlatılan programın Avustralya’yı da kapsaması için başlatılan çalışmanın bir sonucu

olarak geçtiğimiz günlerde Gen-çlik ve Spor Genel Müdürlüğü Gençlik İşleri Daire Başkanı Ad-nan Gül, Sydney ve Melbourne’de temaslarda bulundu ve projeyi tanıttı. Önce Sydney’de bir grup toplum lideri ve başkonsoloslukla biraraya gelen Gül, gezinin tari-hine de açıklık getirdi.

Buna göre 50’si Melbourne 50’si Sydney’den olmak üzere 16-24 yaş arası 100 genci Türkiye’ye götüreceklerini belirten Gül, bunun 4-18 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirileceğini müjdel-edi. Projenin Melbourne’deki tanıtımına da onlarca kişi katıldı. Melbourne Başkonsolos Muavini Derin Ersavcı’nın da katıldığı tanıtım toplantısının açılışını Avustralya Türk En-stitüsü Sekreteri Samet İştar yaptı. İştar, projeyi duyduğunda

kulaklarına inanamadığını ve bu müjde yüzünden bir önceki gece uyuyamadığını söyledi.

Projeyi anlatmak üzere kürsüye gelen Gençlik İşleri Daire Başkanı Adnan Gül, tıpkı Samet gibi kendisinin de hala aynı heyecanı yaşadığını söyledi. Geçtiğimiz yıl Avrupa ülkeler-inden başlattıkları programın büyük bir ilgi gördüğünü söyley-en Gül, 400 gence Osmanlı’nın kuruluşunun merkezi olduğu için Bilecik’ten Çanakkale’ye, İstanbul’dan Trabzon’a kadar tari-hi ve turistik yerleri gezdirdiklerini ve o geziye katılanların Avrupa’da biraraya gelerek arkadaşlıklarını devam ettirdiklerini söyledi.

Avustralya’da ara tatile denk geldiği için 4-18 Temmuz tari-hlerinin seçildiğini söyleyen Gül, bu tarihler arasında 50’si

Sydney, 50’si Melbourne’den gelecek gençlerin tüm yol ve ko-naklama masrafl arının kendileri tarafından karşılanacağını ve gençlerin Türkiye’de gezilecek 8 veya 9 şehirde 5 yıldızlı otel-lerde konaklayacaklarını söyledi. Gül, kültürel amaçlı seyahat bo-yunca gençlerin program dışına

çıkılmasına izin vermeyecekler-ini ve Türkiye’deki akrabaları ile de biraraya gelemeyeceklerini vurguladı.

İki haftalık gezide ayrıca alkol alınması kesinlikle yasak olacak ve gezinin huzurunu bozacak olan gençler hemen evlerine gön-derilecek. Geziye katılmak istey-enler, konsoloslukların dağıtacağı başvuru formlarını dolduracak-lar. Başvuru formları, konso-loslukta kurulacak bir komisyon tarafından değerlendirilip karara bağlanacak.

Bu arada Adnan Gül, kesin listelerin kendilerine 10 Haziran’a kadar verilmesi gerektiğini çünkü ona göre rezervasyon yaptıracaklarını söyledi. Gül, gençlerin Türkiye’ye götürül-mesi projesinin önümüzdeki yıl da devam edeceğini ve sayının arttırılabileceğini belirtti.

HABER

Page 9: Yeni Devir Edition 99

931 M A Y I S 2 0 1 1

BBP’nin eski genel başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve eski Başbakan Bülent Ecevit’le ilgili şok iddia...

Ecevit’i çürüğe çıkarma toplamtısı

MHP eski yöneticilerin-den Şevket Bülent Yahnici, 2001 yılında Bülent Ecevit’i Başbakanlıktan düşürmek için bir grubun toplantı yaptığını iddia etti.

MHP eski Genel Başkan Yardımcısı Şevket Bülent Yahnici, 4 Kasım 2001 tarihinde aralarında Kemal Derviş, Mesut Yılmaz ve Sümer Oral’ında bulunduğu kişilerin yaptıkları toplantıda eski Başbakan Bülent Ecevit’in çürüğe çıkarılması için görüştüklerini id-dia etti.

Yahnici, dün Cihan Haber Ajansı’nın sorularını yanıtladı. Bülent Ecevit’in sağlık raporuy-la Başbakanlıktan indirilmesi yönündeki girişimlerle ilgili bir soruya Yahnici, şu şekilde cevap verdi:

‘Ecevit’in çürüğe çıkarılması 4

“Laik kesim darbeleri provoka e ” diyen Birand, ar k onların hedefi nde...

Birand’ın itirafl arı fena

kızdırmış!Mehmet Ali Birand’ın darbelerle ilgili itirafl arı geçen hafta

Türkiye’yi sallamıştı. Önce “darbecilik genlerimize işledi” itirafında bulunan Birand’ın darbelerde medyanın rolünü sorgulayan son yazısı da çarpıcıydı. “Laik kesim askeri kışkırttı” diyen Birand bu yazıları nedeniyle Perinçek’in Aydınlık dergisinin hedefi haline geldi.

İşte Birand’ın bugünkü yazısından ilgili bölüm;Aydınlık Dergisi, benim yazılarıma takmış ve “Bakın, bugün

askere karşı çıkan Birand eskiden nasıl asker hayranıydı (!)” dile benim kitabımdan örnekler veriyor, hatta nikah şahidimin 1971’deki sıkı yönetim komutanı Faik Türün olduğuna dikkat çekiyor.

Kardeşim ben bunların aksini söylemedim ki...Askere övgü dolu tonla yazım var. Hepsini de, bilinçli yazdım.

Yazdıklarım da doğruydu. TSK’nın, bu ülkenin en disiplinli, en iyi organize ve en iyi eğitim alan kurumu olduğunu defalarca belirttim. Hala da bu kalitelerinin devam ettiğine inanıyorum.

Benim itirazım, siyasete müdahalesi, laik kesimle birlikte Türkiye’yi dizayn etmesiydi.

A r t ı k , T S K d a değişti...Türkiye ve uluslararası koşullar da değişti. Galiba tek değişmeyen Aydınlık Dergisi kaldı. Yıllardır benimle bir sorunları var da, ne olduğunu bir türlü anlayamadım.

* * *

Kasım tarihli liderler toplantısında dile getirilmiştir. Otoplantıda 3 lider, Kemal Derviş ve sanırım 1-2 kişi daha olabilir ve şu an MHP’den aday olan Sümer Oral. Böyle bir toplantıda Mesut Yılmaz ve Kemal Derviş, Ecevit’in bir rapor ihtiyacı olduğunu dile getirdi. Ama tarih baya ilerlemiş bir tarihti.”

BİZ HAKSIZLIK ETTİK BU ÜLKEYE

Yahnici, Ecevit’in hastalığı nedeniyle Türkiye’nin büyük bir yönetim boşluğu yaşadığını da be-lirterek, “Fiilen Türkiye’nin bir 1,5-2 sene Başbakansız olduğu açıktır. Hem Başbakan yoktu hemde veka-let eden yoktu. Bunun ceremesi ve neticesini halkımız 3 Kasım’da bizi meclis dışında bırakarak çektirdi. Biz haksızlık ettik bu ülkeye, 1,5-2 sene Başbakansız ve Başbakan yönetiminden ayrı düşünerek yönet-

meye kalktık, bu yanlıştı.”Şevket Bülent Yahnici ka-

set skandalından MHP’nin zarar görmeyeceğini söyleminin manasız olduğunu söyledi. Yahnici, “Ka-setlerin bu şekilde deşifre oluyor olması MHP’ye zarar verecektir. MHP, ‘Biz bu işten mağdur olduk, bu mağduriyet bizim işimize ya-rar’ şeklinde düşünüyorsa yanlış. Bu kasetle ilgili öne sürülenlerin MHP ile ilgili taban açısından hoş karşılanmayacağı açıktır” dedi. MHP’nin barajı geçip geçmeyeceği tartışmasının da talihsizlik olduğunu belirten Yahnici, “Bu talihsizlik du-rumuna neden olan yönetim, kaset talihsizliği ned-eniyle yönetim-den uzaklaştırılan arkadaşlarımızdır” dedi.

* * *

HABER

Page 10: Yeni Devir Edition 99

31 M A Y I S 2 0 1 110 MEDYA

c l a s s i c d e s i g n _ f u r n i t u r e @ h o t m a i l . c o m

Kaset skandalları 2011’e damgasını vurdu2011 seçimleri gelecekte liderleri ve adayları yerinden eden “kaset skandalları”yla anılacak.

Gül: İnternet fırtınalı bir okyanusCumhurbaşkanı Gül, “İsteyen herkes interne e özgürce dolaşabilmeli. Öte yandan, unutmayalım ki internet, r nalı bir okyanus.

Gemisini korumak isteyenlere de güvenli limanlar sunulabilmeli’’ diyerek “Güvenli İnternet Yönetmeliği”ne destek verdi.

www.imageonehomes.com.au k.ahmet@ymail .com

Manager Director:Ahmet Kurtoglu: 0412 171 546

CHP’de Deniz Baykal, onca yıllık genel başkanlık ka-riyerine, eski özel kalem müdiresiyle ilişkisini görüntüleyen bir kasetin internette yayınlanması sonucu veda etmek zorun-da kalmıştı. Kemal Kılıçdaroğlu’na lider-lik yolu o sayede açıldı. 12 Haziran seçim-lerine “beş kala” bu kez “Farklıülkücüler” adlı bir site üzerinden MHP’li adaylar ka-setler nedeniyle istifa ettiriliyor. MHP lideri Bahçeli’nin kasetler nedeniyle “okyanus ötesi”ne gönderme

yaptığı günlerde ABD’de de bir skandal koptu.

IMF Başkanı Strauss-Kahn, NewYork’ta Gineli bir kadına otelde tecavüzden tutuklandı. Cezaevine konuldu, birkaç gün sonra yüksek kefaletle serbest bırakıldı. Kahn Fransa’da Sosy-alistlerin Sarkozy’nin karşısına çıkaracakları güçlü başkan adayıydı. Otel skandalından sonra bu şansı kalmadı. IMF Başkanlığı’ndan da istifa etti. Kamusal görevler ve siyaset gibi topluma örnek olmayı gerektiren hizmetlerin “özel hayat”a kimi sınırlar koyduğu gerçeğinden hareketle Batı Avrupa, ABD gibi ülkelerde bu tür skandalların medyaya yansıması halinde “is-tifa” kaçınılmaz oluyor. Kamuoyu bunu bekliyor.

Kendisine yönelik soruları Twitter hesabı üzerinden yanıtlayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül internette san-sür tartışmalarının başladığı günlerde Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı yöneticiler-ini çağırarak kendilerinden bilgi aldığını söyledi.

22 Ağustos'ta yürürlüğe girecek "internette fi ltreleme"ye ilişkin yönetmelikle kimsenin özgürlüğünün kısıtlanmayacağını

söyleyen Gül, "Özel sektör, ürün-lerini aynı şekilde sunmaya de-vam edecek, kamu da, kendi sorumluluğu gereği alternatif bir ürün sunacak" dedi.

"Temelde hiçbir özgürlük kısıtlaması olmamalı" ifadelerini kullanan Gül, isteyen herkesin internette özgürce dolaşması gerektiğini vurguladı. Ancak Gül, "İnternet fırtınalı bir okyanus, gemisini korumak isteyenlere de güvenli limanlar sunulabilmeli"

diyerek bir anlamda "Güvenli İnternet Yönetmeliği"ne destek verdi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, izlediği fi lmleri merak eden tak-ipçilerinin de çok olduğuna işaret ederek, vizyon fi lmlerini takip ettiğini ama sinemanın vizyon fi lmlerinden ibaret olmadığını söyledi.

Pazar sabahları TRT’de yayımlanan klasik Western’lerden büyük keyif aldığını ve vakti

olduğunda izlediğini belirtti.

Gül ayrıca, İstanbul ve Ankara’da trafi ği kapat-mamaya özel önem verdiğini, helikopter ya da deniz yolunu kullandığını vurgula-yarak, ‘’Beşiktaş’ta dün meydana gelen trafi k tıkanıklığı bizimle alakalı olmamalı, zira Tarabya’dan

Dolmabahçe’ye de deniz yoluy-la gidip geldim’’ ifadelerini kullandı.

Türkiye’de alışkın olmadığımız şekilde üst üste patlayan “kaset skandalları”nda ayrıca sorgulanması gereken bir nokta var. İnsanların özel yaşamları, sesli ya da görüntülü nasıl ve kimler tarafından takibe alınıyor? Kasetler, partilerin içindeki mücadelenin sonucu olarak mı ortaya çılarılıyor? Yok-sa, iktidar odaklı “merkezi” bir dinleme sistemi George Orwell’in “Big Brother”i gibi herkesi gözaltında mı tutuyor? Kamuoyu bu sorulara yanıt arıyor. CHP ve MHP siyasi yönden üzerlerine düşeni yaptılar. CHP’de lider değişti. MHP’de adaylar çekildi. Sıra AKP Hükümeti’nde. Onlara düşen görev de bu “komplolar”ı kuranları ortaya çıkarmaktır.

Derya Sazak-MİLLİYET

Page 11: Yeni Devir Edition 99

1131 M A Y I S 2 0 1 1

TÜRKİYE

12 Eylül’ü soruşturacak savcılar bulundu

12 Eylül darbesinin yargılanmasında yaşanan kınaklık aşılıyor. Dosya Ankara ve İstanbul’da özel savcılara havale edilecek

Adalet Bakanlığı, 12 Eylül darbecilerinin yargılanması için ilk somut adımı atıyor. Radikal'in haberine göre, darbede görev alan askeri yöneticileri, Ankara ve İstanbul'da görevlendirilecek özel yetkili savcılar kovuşturacak. 15 gün içinde bu dosyaların ilgili savcılara gönderilmesi bekleniyor.

12 Eylül 2010'da yapılan referandumda, 12 Eylül darbesini yapanların yargılanmasını engelleyen Anayasa'nın geçici 15. maddesi kaldırılmıştı. Sekiz ay önce yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte savcılara gelen şikâyet dilekçesi sayısı 300'ü aştı. Bir süredir Ankara

Başsavcılığı'nca incelenen bu dilekçeler, tasnif edildi. Bir kısmıyla ilgili soruşturma aşamasına gelindi. Dilekçelerin az bir kısmı ise gereğinin yerel mahkemelerde yapılması için ilgili illerin savcılıklarına gönderildi.

DARBEYE ÖZEL YETKİLİ SAVCI

Ağır cezalık suç unsuru görülen dosyalara ise Ankara ve İstanbul'daki özel yetkili savcıların bakması kararlaştırıldı. Böylece kamuoyundaki 12 Eylül darbecilerinin yargılanamadığına ilişkin algı da ortadan kalkmış olacak. Eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin darbecilerin

yargılanmasıyla ilgili hem Ankara'da hem de İstanbul'da özel yetkili savcı görevlendiri lebileceğ ini söyledi.

Ergin'in görüşleri şöyle:"12 Eylül'den önce

Anayasa'daki geçici 15. madde dolaysıyla ihtilalciler hakkında dava dilekçesi bile verilemiyordu. Darbecilerin cezai sorumlulukları yoktu. Şimdi bu kalkan kalktı. Seçimlerden sonra somut adımların atılmasını bekliyorum. Çok önemli bir aşama."

* * *

Page 12: Yeni Devir Edition 99

31 M A Y I S 2 0 1 112 DÜNYA

Mübarek’e milyon dolarlık ceza

Göstericilerin öldürülmesi ve zimmete para geçirmek gibi

suçlamaların da yer aldığı yargılama sürecinde Hüsnü Mübarek’e ilk

ceza, telefon ve internet erişimini engellemesi

nedeniyle verildi.

Bazı Arap ülkelerinde baş gösteren ayaklanmaları, bezdiren işsizlik ve fakirliğin tetiklediği illeri sürüldü. Uzmanlar, yetkili-lerin bu tür problemlere çözüm bulma ve istikrarı tekrar sağlama adına acilen reform gerçekleştirmeleri gerektiğini

söylüyor.Kahire merkezli Arap İş Or-

ganizasyonu Genel Müdürü Ahmed Lokman, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerini etkisi altına alan karmaşanın hem fakir-lik hem işsizliği artırdığını ve işsiz Arap sayısının 18

milyonu aştığını söyledi.Londra merkezli Arapça El

Hayat gazetesine konuşan ve yerel medyada da çıkan haberlere göre Lokman, Arap ülkelerinin şu an reformlar üzerine yoğunlaşması

ve halklarının yaşam standartlarını iyileştirmek için daha çok yatırım çekmesi gerektiğini ifade etti. Yetkili,

‘Arap dünyasındaki yaygın fa-kirlik ve işsizliğin isyanları tetiklediğini, hükümetler-in bu iki problemi çözmek için çok yavaş davrandığını ve organizasyonlarının Arap

hükümetlerini bu konularda daha önce defalarca uyardığını’ be-lirtti.

Müdür Lok-man, geçtiğimiz dönemde çoğu Arap ülkelerine gelen yatırımların bazı şehirlerde y o ğ u n l a ş ı p diğer bölgelerin hem sermaye

hem gelişim fonlarından mah-rum kaldığını ve bunun da daha çok işsizlik ve fakirliğe se-bep olduğunu kaydetti. Bunun yanısıra Arap ülkeleri arasındaki yatırımların da ekonomik sektör-

lere yoğunlaştığı ve sosyal sektör-leri dikkate almadığı vurgulandı.

‘Bu politikaların başarısız kalması iç toplumda dengesizliğe neden oldu ve kalkınma tek ba-cak üzerine yoğunlaştı’ diyen Lokman, ‘İsyanların ardından Arap dünyası için parlak fırsatlar görüyoruz. Son iki ayda yapılan reformlar geçen 40 yıldaki reformları bile geçti fakat yeni hükümetler bu reformları mutlaka genişletmeli’ şeklinde konuştu.

Kaynaklara göre bugünkü fi -yatlarla Arap dünyasının kombine gayri safi milli hasılası 2008’de 1.93 trilyon dolar iken 2009’da 200 milyar dolar azalarak 1.7 trilyon dolara geriledi. Bunun neticesinde 2009’da kişi başına düşen gelir 6 bin 2 dolar iken 2009’da 5 bin 159’a düştü. Arap İş Organizasyonu’na göre işsizliğe çare bulmak için Arap ülkelerinin 2020’ye kadar yaklaşık 40 milyon yeni iş üretmek zorunda.

Refah sınır kapısı Refah sınır kapısı sonuna kadar açıldısonuna kadar açıldı

Mübarek yönetiminin sona ermesi, Mısır’ın Filistin politikasında köklü değişime neden oldu. Bu değişimde en somut adım bugün atıldı. Mısır, Gazze sınırındaki Refah Sınır Kapısı’nı tekrar geçişlere açtı.

Sınır kapısının açılmasıyla kadın, çocuk ve 40 yaşın üzerindeki tüm erkekler Mısır’a kolayca geçebilecek. Ancak 18 ila 40 yaş arasındaki Filistinli erkeklerin geçiş için izin alması gerekecek.

Sınır kapısının açılmasının Gazze ekonomisini de canlandırması bekleniyor. Sınır

kapısının açılmasıyla Gazze’ye uygulanan yaptırımlar ciddi olarak hafi fl eyecek

İSRAİL TEPKİLİİsrail ise Mısır’ın aldığı

bu karara tepki gösterdi. İsrail yönetimi, Filistinli militanların sınırı silah kaçakçılığı için kullanacağını savunuyor.

Mısır’ın devrik Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek, Hamas’ın 2007’de Gazze Şeridi’nin denetimini tamamen ele geçirmesinden sonra Refah sınır kapısından geçişlere kısıtlama getirmişti.

Gazze’de yaşayan Filis nlilerin Gazze’de yaşayan Filis nlilerin açıkhava hapishanesinde yaşamasına açıkhava hapishanesinde yaşamasına neden olan Mısır’ın Refah Sınır Kapısı neden olan Mısır’ın Refah Sınır Kapısı daimi olarak açıldı. Gazze’de bayram daimi olarak açıldı. Gazze’de bayram

var, İsrail ise tepkilivar, İsrail ise tepkili

‘Yunanistan’da ‘Yunanistan’da darbe olabilir’darbe olabilir’

CIA, Yunanistan’ın ekonomik kriz yüzünden kontrolden çıkabileceği ve ülkede darbe yaşanabileceği uyarısında bulundu.

Ekonomik krizle mücadele et-meye çalışan Yunanistan zor gün-ler geçiriyor. Ülkeyle ilgili nere-deyse her gün de yeni bir iddia ortaya atılıyor. Son iddia Alman Bild gazetesine ait. Gazeteye göre ülkede darbe olabilir.

CIA’in hazırladığı rapora dayandırılan habere göre Ameri-kan istihbaratı, Yunanistan’da şiddet eylemlerinin giderek artabileceği, hatta bir darbenin bile yaşanabileceği uyarısında bulundu. Buna göre, kemer sıkma politikası yüzünden durumun gi-derek gerginleştiği Yunanistan’da, Atina yönetimi kontrolü sağlamakta giderek zorlanabilir.

Atina Belediye Başkanı Yorgo Kaminis de bir süre önce, iç savaş benzeri durumlar yaşanabileceği

uyarısında bulunmuş, Atina’nın 1970’li yıllardaki Lübnan’ın başkenti Beyrut’a dönme tehlikes-inden söz etmişti.

ŞİMDİ DE POLİTİK KRİZÖte yandan ekonomik krizle

mücadele çabalarında hükümet bir darbe daha aldı. Avrupa Birliği’nin istediği kemer sıkma politikası konusunda muhalefe-tle uzlaşma sağlama çabasındaki Başbakan Papandreu, diğer par-tilerle bu konuda anlaşamadı. Bu durum Yunanistan’ın yeni borç almasını da engelliyor. IMF, Yunanistan’ın alacağı kredi için uzlaşmayı şart koşuyor. Bu du-rumda Papandreu’nun uzlaşı sağlayamasa da kemer sıkma politikasını hayata geçireceğini

belirtiyor.

YARDIM DURDURULABİLİRyunanistan’da bu gelişmeler

yaşanırken Euro bölgesi maliyebakanlarından Atina’ya bir uyarıgeldi. Maliye bakanları adınaaçıklamayı yapan LüksemburgBaşbakanı Jean-Claude Juncker,Yunanistan’ın 12 aylık ödemegücünü garanti edemediği içinIMF kurallarına göre yardımındurdurulabileceğini söyledi

Ülkeye 29 Haziran tarihinde12 milyar Euroluk bir ödemeyapılacak. Bu ödemenin 3,3 mil-yar Euroluk kısmı, IMF tarafındanverilecek. Ödeme, Yunanistan’averilen kurtarma paketinin beşincitaksiti olacak.

* * *

Page 13: Yeni Devir Edition 99

1331 M A Y I S 2 0 1 1

SULTAN MEATSSULTAN MEATSBroadmeadowsBroadmeadows

İSMAİL KULİSMAİL KUL0422 119 7450422 119 745

BROADMEADOWS ALIŞ VERİŞ MERKEZİNDE HİZMETİNİZDEYİZ

ASYA MUTFAĞININ SEÇKİN ÖRNEKLERİ:

* Her çeşit noodle* Teriyaki* Satay* Çorba çeşitleri* Deniz ürünleri* Asya Pilavı* Salata çeşitleri

Ürünlerimiz HELAL’dır.

ÇİN VİETNAM TAYLAND MALEZYA MOĞOLİSTAN

Broadmeadows Alışveriş Broadmeadows Alışveriş Merkezi’nde, Coles ve Merkezi’nde, Coles ve

Hoyts Cineması’nın Hoyts Cineması’nın arasındayız.arasındayız.

Contact Ahmet: 0418 566 345Contact Ahmet: 0418 566 345

R r e ı a g , e n n

e e -n a i

Av u s t r a l y a M i l l i G ö r ü ş Te ş k i l a t l a r ı S u n a r

Fe t i h ve G e nç l i k G e c e s iA SA Y UTH4MİLLİ GÖRÜŞ GENÇLİK

TARİH : 4 HAZİRAN 2011 CUMARTESİ SAAT : 19:30 - 21:30 ADRES : 30 INVERLOCH CRESCENT DALLAS 3047

MEHTER ŞİİR İLAHİ SİNEVİZYON SKEÇLER KONUŞMA

YER : İKM ( YENİ İLİM KOLEJİ KÜLTÜR MERKEZİ )

Page 14: Yeni Devir Edition 99

31 M A Y I S 2 0 1 114

Address: 41 Foden Ave, Campbellfi eld 3061Address: 41 Foden Ave, Campbellfi eld 3061Email: [email protected]: [email protected]

Tel: 03 9303 9997Tel: 03 9303 9997Fax: 03 9303 9994Fax: 03 9303 9994

Full Range Commercial Windows

Semi-Commercial WindowsDomes c Windows

FlyscreensSecurity doors, Bi-Fold Doors, Stacker Doors, Sliding Doors

55 Paringa Blvd. Meadow Heights Shopping Centre, Meadow Heights,

VIC 3048Tel: (03) 9309 8012

Page 15: Yeni Devir Edition 99

1531 M A Y I S 2 0 1 1

’den $25 ve üstü alış veriş yapan herkese benzin’in litresinde ¢4 indirim vardır

770 Pascoe Vale Rd. GlenroyTel: (03) 9304 25 80

25 Keilor Melton Hwy, Tailors LakeTel: (03) 9390 90 00

OPEN 24 HOURSOPEN 24 HOURSCONVEINCE STORE FOR ALL NEEDS

ÖMER GÜLTEKİNÖMER GÜLTEKİNMEHMET YILMAZMEHMET YILMAZ

795 Mt Alexander RdMoonee Ponds VIC 3039

SWEET TO LIPS CAFESWEET TO LIPS CAFE

Brunswick Market’te hizme nizdeyizBrunswick Market’te hizme nizdeyiz

Page 16: Yeni Devir Edition 99

31 M A Y I S 2 0 1 116 SAREERA GENÇLİK

Page 17: Yeni Devir Edition 99

1731 M A Y I S 2 0 1 1

GENÇLİĞİN SESİNamazın en önemli tezahürler-

inden birisi, hayata bakan yönünü kavrayabilmektir. Bu kavrayış genelde ibadetlere, özelde namaza aşık olmayı gerektirmektedir. Aşık, maşuku için her şeyi göze alabil-iyorsa ve maşukunu hayatın olmaz-sa olmazı olarak görüyorsa, bir mümin olarak bizlerde namaza aşık olmalıyız ve onu hayatın olmazsa olmaz rükünleri arasında görmek durumundayız.

Peki, namazın hayata bakan yönü nasıl olmalıdır sorusunu yönelttiğimizde cevap Rabbimizden gelmektedir.

“Rasulüm, sana vahyedilen kitabı oku/takip et-izle ve namazı kıl. Muhakkak namaz hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyacaktır. Allah’ıı anmak, elbette ibadetlerin en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir”.(Ankebut 45)

Burada namazın hayata bakan en önemli yanlarından birisi alan günahları engelleyici fonksiyo-nundan bahsedilmektedir.NAMAZIN GÜNAHLARI SİLİCİ

ÖZELLİĞİNamaz, günahlarımızı siler

mi? Eğer hayatımızı, namazdan önceki ve sonraki hayat diye kat-egorize edersek, namazdan önceki hayatımızda yaptığımız bir takım davranışları ve hataları, namazdan sonraki hayatımızda yapmıyorsak veya yapamıyorsak, işte bu du-rum, namazın günahları ve hataları silmesidir; çünkü artık namazlı bir hayatımız var ve namazımız o hata-lara dönmemize fırsat vermemekte-dir.

“Gündüzün iki ucunda, ge-cenin de ilk saatlerinde namaz kıl. Muhakkak ki iyilikler kötülükleri ve günahları giderir”.(Hud 114)

Bu ayetten anlamamız gereken geçmiş günahların silinmesinden öte, bundan sonra o günahlara dön-memeyi, onları bir daha yapmamayı anlıyoruz. Bu ifademizi biraz daha somut ve anlaşılır kılmak için şöyle bir örnek verebiliriz. Bir futbol müsabakasında 1-0 yenik durum-

dayken yapılacak iş, beraberliği yakalamaktır. Beraberliği yakal-amak, yeniliyor olmamak veya maçı kazanıyoruz anlamına gelmez, zira maç devam ediyor. Maçı kazan-mak için skoru 2- 1 yapmak lazım. Tabiî ki maçı kazanmış olmak, yenilen golü silmek anlamına gelmez. Yenilen golü silemeyiz; fakat daha fazla gol ata-rak, yenilen golün etkisini zayıfl atabiliriz.

İbadi eksikliklerimizi, kabahatlerimizi silemey-iz,; ancak daha fazla ve hakkıyla ibadet edersek, o, kabahatlerimizin etkilerini zayıfl atabiliriz.Yani bizim yapabileceklerimiz bir yere kadardır.Bundan sonrası Tevvab olan Rabbimize ait-tir.

“Ancak tevbe ve iman edip iyi davranışta bulunan-lar başkadır; Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Al-lah çok bağışlayıcıdır, engin mer-hamet sahibidir.” (Furkan 70)

Namaz, Allah’ı anmak için yapılabilecek ibadetlerin en müstes-na burçlarındandır. Yüce Rabbimiz, Musa Peygamberimize seslenerek:

“Muhakkak ki ben, yalnızca ben Allahım. Benden başka ilah yoktur. Bana kulluk et, beni anmak için namaz kıl”.(Taha 14)

Biz, Rabbimizi anmak için hakkıyla namaz kılarsak, Rabbi-miz de bizi anacaktır, bir kul için Rabbi tarafından anılmaktan daha güzel ne olabilir ki? İltifat marifete tabidir der büyüklerimiz. Anarsak, anılacağımızda kuşku yoktur; çünkü bu Rabbimizin bir vaadidir.

“Öyle ise beni anın ki, ben de sizi anayım…” (Bakara 152)

Hiç düşündük mü, acaba pe-ygamberlerin ne gibi özellikleri

vardı? Bu gün bizler o özellikleri taşıyabilir miyiz? Bu soruyu Kur’an’a sorduğumuzda alacağımız cevap, Peygamberi özelliklerin müminlerden hiçte uzak olmadığı şeklindedir.

“…Onlara, çok merhametli olan Allahın ayetleri okunduğunda, ağlayarak secdeye kapanırlardı.” (Meryem 58)

Burada secdenin-namazın- in-sana, göz ve gönül hoşnutluğu verdiğini görmekteyiz. Zira, Pe-ygamberler için geçerli olan bu tavır ve davranış bizler için de geçerlidir. Peygamberlerle aynı özellikleri taşımak, erdemlerin en yücelerindendir. Tüm Peygam-berler, insanları Allahın ilkelerine sımsıkı sarılmaya ve iyiliği yaymaya çağırmışlar ve bu yüce değerler için mücadele etmişlerdir. Rabbimiz, bu uğurda çalışanların ecirlerini zayi etmeyeceğini vaat etmektedir.

“Kitaba sımsıkı sarılıp, namazı dosdoğru kılanlar var ya, işte biz böyle iyiliğe çalışanların ecirlerini zayi etmeyiz”.(Araf 170)

Kitaba sımsıkı sarılmak, onu tak-

ip etmek, izlemek, onun öngördüğü hayatı yaşamak demektir. Bu hayatı yaşarken, bir takım güçlükler ve sıkıntılarla karşılaşmak mümkündür. Bütün Peygamberler ve inananları, bu olumsuzlukları yaşamışlardır.

Bunun en bariz örneğini, Hz. Lokman’ın oğluna yaptığı vasiyette görmekteyiz.

“Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış, başına gelenlere sabret. Doğrusu bunlar, azmedilmeye değer işlerdir”.(Lokman 17)

Namaz kılmanın, iyiliği emretmenin, kötülüklerden vazgeçirmeye çalışmanın bedelleri olacaktır; bunun için Mü’min demek, bedel ödemeye hazır delikanlı adam demektir. Bu delikanlı Mü’minlere Rahmanın bir müjdesi vardır:

“Mü’min erkeklerle Mü’min kadınlar birbirl-

erinin velileridirler. Onlar iyiliği emreder, kötülükten alıkorlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, Allah ve Rasulüne itaat ederler. İşte onlara, Allah rahmet edecektir. Şüphesiz Allah azizdir, hikmet sahibidir”.(Tevbe 71)

Namaz, yaşanan anı ve istikbali inşadır. Bu nedenle namazı, geçmişe dönük bir eylem gibi algılamak doğru bir anlayış olamaz.; çünkü Allahın kulunu hatırlaması, kulun Allah’tan yardım alması demektir. Oysa yardım, içinde bulunduğumuz an ve gelecek için geçerlidir. Bunun içindir ki, namaz mü’minin kendi-sine yardım etmesidir.

“Sabır ve namazla Allah’tan yardım isteyiniz.”(Bakara 45)

Hayatımızın inşasında namazı çok önemli bir unsur olarak öne çıkarırsak, hayatımıza olan etkilerini ve sonuçlarını görmek mümkündür.

Bakın bir insanın hayatını namaz inşa ederse, ortaya nasıl bir mü’min tipi çıkıyor, görelim.

“Mallarından, isteyene ve mah-rum kalmışa hak tanırlar, Ceza ve hesap gününün doğruluğuna inanırlar, Rablerinin azabından korkarlar, Namuslarını korurlar, Emanetlerine ve sözlerine riayet ederler, Şahitliklerini dosdoğru ya-parlar, Namazlarını korurlar, İşte bunlar, Cennetlerde ağırlanacak olanlardır” (Meariç 24-35)

Salât, kelimesinin türevlerinden biriside “korumak” anlamına gelme-ktedir. Namazın insanı, korumak gibi bir fonksiyonu da vardır. Bu hem bu dünya için, hem de ahiret yurdu için geçerlidir. Bizleri, iki dünyada da kurtaracak ve koruyacak olan bir namaza ne hakla “kılalım da kurtulalım, üzerimizde yüktü, attık ve kurtulduk” diyebiliriz. Yükü atıp, kurtulmak terk etmektir. Namazı terk edenlerin akıbetleri ortadadır. Zırha sarılırsak bizi koruyacaktır, bir kenara atılan zırh, bize ne yapsın?

“İman edip, iyi işler yapan, namaz kılan ve zekât verenler var ya, onların mükâfatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur, onlar üzüntü de çekmeyeceklerdir.” (Bakara 16)

Bir yerde, korkudan ve üzüntüden bir eser yoksa orada güven vardır, huzur vardır. Böyle bir yerde insan, İlahi bir koruma altındadır. Yukarıdaki ayette Rab-bimiz namazı, ilahi bir koruma ve güven duygusuyla ilişkilendirmiştir.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi; iltifat marifete tabidir. Bu iltifat edenin merhametli olan Allah olması bize yetmez mi? Bakınız merhamet-li olan Rabbimiz, namazı nasıl da rahmetiyle ilişkilendirmektedir.

“Namazı kılın, zekâtı verin; Pe-ygambere itaat edin ki merhamet göresiniz”.(Nur 56)

Geliniz, hep beraber, bihakkın yerine getireceğimiz namazlarımızla cennetlerimizi inşa edelim. Vesse-lam veddua...

Sareera’s 1st Movie Sareera’s 1st Movie Night for 2011Night for 2011

Sümeyye ÇetinkıranOn 21st of May Sareera Youth hosted its fi rst Movie On 21st of May Sareera Youth hosted its fi rst Movie

Night screening for 2011 with the movie Tangled. There Night screening for 2011 with the movie Tangled. There was an amazing attendance of 30 girls excited and eager was an amazing attendance of 30 girls excited and eager to interact and socialise with one another during the night. to interact and socialise with one another during the night. Even though some of the girls who attended for the fi rst Even though some of the girls who attended for the fi rst time, Sareera youth group created an environment in which time, Sareera youth group created an environment in which had a harmonious atmosphere and assisted the girls to freely had a harmonious atmosphere and assisted the girls to freely connect with their sisters in Islam and create their sisterhood connect with their sisters in Islam and create their sisterhood with one another. There was a raffl e ticket given to each with one another. There was a raffl e ticket given to each attendee with a prize given to the lucky girl that got her attendee with a prize given to the lucky girl that got her one drawn after the movie. While the raffl e ticket was being one drawn after the movie. While the raffl e ticket was being drawn out, the girls were very excited and awaiting for their drawn out, the girls were very excited and awaiting for their one to be drawn, and the lucky one to receive the prize was one to be drawn, and the lucky one to receive the prize was 10 year old Adeebah Iftikhar. It was truly a night that was 10 year old Adeebah Iftikhar. It was truly a night that was fi lled with beautiful smiles and laughs as the movie was fi lled with beautiful smiles and laughs as the movie was being screened and the most tastiest popcorn made by the being screened and the most tastiest popcorn made by the organzers. It was a night organized by Sareera to create an organzers. It was a night organized by Sareera to create an environment in which gives an opportunity for the youth environment in which gives an opportunity for the youth to establish friendships in a warm environment to relax to establish friendships in a warm environment to relax and have a great time with the company of one another. and have a great time with the company of one another. The success of the night was truly evident in the smiles The success of the night was truly evident in the smiles the young girls had and were asking when the next movie the young girls had and were asking when the next movie night screening would be held. Sareera youth group aims night screening would be held. Sareera youth group aims to continue to generate events and activities that aim to to continue to generate events and activities that aim to reach out for the youth with opportunities to maintain this reach out for the youth with opportunities to maintain this sisterhood we share in Islam.sisterhood we share in Islam.

NAMAZIN İNŞÂSIÖmer Naci Yılmaz

The chained elephantsAs my friend was passing by the elephants, he suddenly stopped, confused by the fact that these huge creatures

were being held by only a small rope ed to their front leg. No chains, no cages. It was obvious that the elephants could,

at any me, break away from the ropes they were ed to but for some reason, they did not. My friend saw a trainer

nearby and asked why these beau ful, magnifi cent animals just stood there and made no a empt to get away.

“Well,” he said, “when they are very young and much smaller we use the same size rope to e them and, at that age, it’s

enough to hold them. As they grow up, they are condi oned to believe they cannot break away. They believe the rope

can s ll hold them, so they never try to break free.” My friend was amazed. These animals could at any me break

free from their bonds but because they believed they couldn’t, they were stuck right where they were.

MoralLike the elephants, how many of us go through life hanging onto a belief that we cannot do something, simply because

we failed at it once before? So make an a empt to grow further. Why shouldn’t we try it again?

Your a empt may fail, but never fail to make an a empt&

CHOOSE not to accept the false boundaries and limita ons created by the past.

Our Youth Today

Tom

orro

w’s

Lea

ders

Exams are around the corner, and many of our Sareera youth members are studying very hard. May these dua’s ease their workload inshaAllah.

1. Dua to recite before studying“Allahumma infa’nii bimaa allamtanii

wa’allamnii maa yanfa’ununii. Allahumma inii as’aluka fahmalnabiyyen wa hifzal mursaleen al-muqarrabeen. Allahumma ijal leesanee aiman bi dhikrika wa qalbi bi khashyatika. Innaka ala ma-tasha’u qadeer wa anta hasbun-allahu wa na’mal wakeel.”

‘Oh Allah! Make useful for me what you have taught me and teach me knowledge that will be useful to me. Oh Allah! I ask you for the understanding of the Prophets and the memory of the messengers, and those nearest to you. Oh Allah! You do whatever you wish, and You are my availer and protector and best of aid.”

2. Dua while studying something diffi cult“Allahumma la sahla illama ja-‘altahu sahla

anta taj alu al hazana eza mashi’ta sahal.”‘Oh Allah! Nothing is easy except what you

have made easy. If you wish, you can make the diffi cult easy.’

3. Dua after studying‘Oh Allah! I entrust you with what I have read

and I have studied. Oh Allah! Bring it back to me when I am in need of it. Oh Allah! You do whatever you wish, you are my availer and protector and the best of aid.’

Page 18: Yeni Devir Edition 99

31 M A Y I S 2 0 1 118 SAĞLIK

‘Şeytan ye diyor’ ama siz yemeyin!

Bu başlık eminim sizide meraklandırmış r.S ağlığımıza gereken Bu başlık eminim sizide meraklandırmış r.S ağlığımıza gereken önemi vermediğimiz endişesiyle, yazarın verdiği röportajdan önemi vermediğimiz endişesiyle, yazarın verdiği röportajdan

bazı kesimleri sizlerinde bilgisine sunmak istedik.bazı kesimleri sizlerinde bilgisine sunmak istedik.

Beyniniz için faydalı

4 bitki

Birçok şifalı bitki ve bahara n bbi Birçok şifalı bitki ve bahara n bbi etkisi bulunuyor. Bunların içinde etkisi bulunuyor. Bunların içinde beyin sağlığını da destekleyenler beyin sağlığını da destekleyenler

de var. İşte daha keskin bir zekaya de var. İşte daha keskin bir zekaya sahip olmak için yemeniz gereken sahip olmak için yemeniz gereken

bitkiler!bitkiler! Reader’s Digest dergisinde yer Reader’s Digest dergisinde yer

alan habere göre, beyninizi, alan habere göre, beyninizi, ha zanızı korumak ve ha zanızı korumak ve

kuvvetlendirmek is yorsanız kuvvetlendirmek is yorsanız özellikle bu dört şifalı bitkiye özellikle bu dört şifalı bitkiye

odaklanmalısınız:odaklanmalısınız:

Şeytan Ye Diyor! kitabında Kur'an-ı Kerim'de zikredilen 'temiz gıda'nın gerçek anlamını arıyan, Gıda Güvenliği Hareketi Lideri Kemal Özer, konferansına katılan dinleyicilerin yönelttiği sorular ve artan bilgi talebinin sonucunda 'ne yiyeceğimizi şaşırdık' diyenlere bir rehber hazırlamak gerektiğini ve 'O halde ne yiyelim?' sorusunu bize 'Şeytan Ye Diyor! İnsan ne yemeli ne yememeli?' kitabını kaleme al-maya itti diyerek kitabının içeriği hakkında şu bilgileri veriyor:

Helal gıda nedir denildiğinde domuz, kan, sarhoş ediciler, Al-lah adı anılarak kesilmeden ölmüş hayvanlar ve yırtıcı hayvanlar akla gelir. Oysa Kur'an-ı Kerim gıdayla ilgili bir konuyu gündeme getirirken hep 'halalen tayyiba' kelimelerini kullanıyor. Yani 'helal ve temiz' di-yor. Helal kısmını anladığımıza göre 'temiz'den murat ne? İşte Müslüman-lar genellikle bu kısmını görmezden geliyor. İslam tüketilebilir nimetler-in fıtratının bozulmadan yaratılış amacına uygun bir şekilde tüketilm-esi ayrıca yasaklananlardan her şartta kaçınılmasını şart koşar. Öze-tle İslam gıdanın 'temiz' olmasını is-ter diyen Özer,Yaradanın, yedikler-

imizin temiz olmasını istemesindeki kastinin maddi manevi kirlerden arınmış olması dır derken bunu da şöyle açıklıyor;

Burada da haklı olarak 'maddi ve manevi kir nedir?' sorusu gelmekte. Manevi kirler birçok ilmihalde bu-lunabilecek bilgiler. Burada maddi kirden kasıt 'temizlenebilir görünür kirlenme mi, canlılar için zararlı tarım kimyasalları, antibiyotikler ve hormonlarla genetik değişiklikler mi ya da hepsi mi?' Kanaatimizce hepsi maddi kirlerdir ve ister Müs-lüman olsun ister olmasın insanların bundan kaçınması şart. Çünkü bu maddi kirler, insanın ruh ve beden sağlığını tehdit ediyor. İnsanla da kalmıyor tabiattaki bitki ve hayvan yaşamını da tehdit ediyor.

En temel yanlışın her-hangi bir zamanda herhangi bir şeyi sorgulamaksızın tüketmek olduğunu söyleyen yazar,daha da önemlisinin bundan hiçbir endişe duymadan, rafa çıkmış her ürünün gönül rahatlığıyla tüketildiğini, diğer canlıların böyle yapmadığını ve insanların bir ürünü tüketme-den önce birçok açıdan ele alması gerektiğini, en basit haliyle bir ihti-yaç mı, sağlıklı mı... veya bu ürün

içeriği ruh ve beden sağlığımı nasıl etkiler... bu sayede benden neşet edecek nesli nasıl şekillendirir...dinim buna nasıl bakar... bu ürün üretilirken çevreye ne kadar zarar verdiler ..gibi uzayıp giden soruları mutlaka sorması ve buna göre tüket-mesi gerektiğinin önemle üzerinde duruyor..

Çay tüketiminde İngilizlerden sonra ikinci sırada olduğumuzu söyleyen yazar, çayın son yarım asra kadar şekersiz içildiğini, illa tatlandırıcı eklenecekse bal veya pekmez eklenildini söylüyor ve çaya şimdi ise 'rafi ne beyaz zehir' eklendi diyor.Çoğu şeker hastaları ise şekere oranla onlarca kat daha tehlikeli yapay tatlandırıcılar ekli-yorlar. Bu çayı içmenin hiçbir anlam ve yararı yok. Çay mutlaka şekersiz içilmeli. Siyah çay yerine onlarca kat daha yararlı olan yeşil çay ter-cih edilmeli. Çay suyu fokurdata-rak kaynatılmamalı. 10-15 dakika demletildikten sonra en fazla 20 dakika içinde tüketilmeli. Şekersiz, mümkünse yeşil, kaynatılmamış, porselende demlenmiş çay, çaydır diyen Özere hak vermemek müm-kün değil.

Dünyada şeker için yasal uyuşturucu tabiri bile kullanılıyor. Ortalama bir insanın günlük 15 gr civarında şekere ihtiyacı var. Bu şeker ihtiyacını karşılamak için

dışarıdan şeker almasına hiçbir za-man gerek yok diyen yazar,düzenli olarak bitkisel gıdalar tüketilmesinin yeterli olacağını, soğan sarmısaktan, üzüm ve hurmaya kadar her bitkinin farklı oranlarda şeker içerdiğini ve hurmanın şeker gereksinimimizi karşılayabileceğimiz yeryüzündeki vitamin, mineral, protein, karbonhi-drat, yağı birlikte içeren korunmayı, taşınması tüketimi en kolay en değerli gıda olduğunu, sadece açlığımızı gidermediğini ve dahada önemlisi, kanserin en az görüldüğü Arap köylülerinin neden kanser olmadığını Fransız ve İranlı bilim adamlarının araştırmaları sürekli hurma yemelerine bağlıyor. Günde tüketmemiz gereken su miktarınında önemine binaen şöyle diyor: Bir erik düşünün daldan kopunca ne hale ge-lir? Kurur değil mi? İnsan da böyl-edir. İhtiyacı kadar su vermezseniz kurur ve ardından ölür. Normal kil-oda bir insanın günlük 2-2,5 litre su içmesi şart. Uyanınca birkaç bardak su içerek güne başlamalı. Susuzluk susuz kalan bitki gibi yapar insanı. İranlı Dr. Fereydoon Batmanghelidj bu durumu bize şöyle özetler: "Has-ta değil susuzsunuz!"

Annelerimizin annelerinden aldıkları mirası kızları ve gelin-lerine aktarmadıklarını bu yüzden 13 bin yıllık vahiy ve tecrübeyle harmanlanarak güne getirilen

bilginin kıymetini bilmedikler-ini yani s adece annelerin değil, herkesin tarhana, ekmek, pekmez, yoğurt, sirke, turşu, kurutma yap-mak gibi sair bilgileri öğrenmesi ve evinde mutlaka yapmasınıi yoksa sağlıksız bir neslin yanı sıra gelecekte elektriksiz kaldığımız bir günde çocuklarımızın becerik-sizlik yüzünden açlıktan öleceğini unutmamız gerektiğini ve ilgisizlik yüzünden bilgisizliğimizin arttığını söyledi. Bize emanet edilen tabiatı ve tohumları dolayısıyla gıdalarımızı bir anne şefkatiyle korumamız ger-ekiyor. Bunları bize verenler bu emanetin hesabını mutlaka soracak. Bu bilinç her Müslüman ve her in-san için kaçınamayacağı bir vecibe diyen gıda güvenliği hareketi lideri Kemal Özer insanlara Kehf Suresi 19, Taha 81, Bakara 205 iki okuyup anlamlarını diliyorum. Şeytan'ın 'ye' telkinine kulak asmamalarını, Hz Âdem s.a. hatasına düşmemelerini istirham ediyorum. Dualarımız ka-bul edilmiyor diyen Müslümanların önce gıdalarını kontrol etmeler-ini rica ediyorum derken müm-künse yeşil çay içilmesini ve şeker kullanılmamasını öneriyor. Eskiden tatlandırıcı yerine bal ve pekmez eklendiğini söyleyen Özer şekerin 'rafi ne beyaz zehir' olduğunun unutulmaması gerektiğinin altını çiziyor.

1. Zerdeçal: Bu hardal sarısı toz bir antioksidan ve aynı zamanda güçlü bir anti-infl amatuardır. Zerdeçalın her gün acı baharatların içinde yendiği Hindistan'da Alzheimer gelişme riskinin Amerika'dan yüzde 25 daha az olduğu belirtiliyor. Laboratuar çalışmalarında, zerdeçalın içindeki aktif madde olan "Curcumin" ile beslenen farelerde Alzheimer'la ilişkili ami-loid plaklarının daha az oluştuğu belirlendi.

Zerdeçalı baharatlı yemeklerinize ya da yu-murta salatanıza toz olarak atabilirsiniz. Ya da şehriye çorbasına ekleyebilirsiniz.

2. Adaçayı: Nane ailes-inin bir üyesi olan adaçayı, hafıza artırıcı olarak bilini-yor ve beyni Alzheimer'a neden olan belirli süreçlere karşı koruyor. İngiltere'de yapılan bir araştırmada, sağlıklı genç yetişkinlerin adaçayı hapları içtikten sonra kelime hatırlama testlerinde daha başarılı oldukları tespit edildi.

Adaçayını omletlere, domates sosuna, kızarmış tavuğunuza ekleyebil-irsiniz. Ya da 2 çay kaşığı kurutulmuş adaçayını kaynamış suya atıp şifalı bir etkiye sahip çay elde edebilirsiniz.

3. Wasabi: "Japon Hardalı" olarak da bilinen ve bayır turpundan elde edilen yeşil renkli macun Wasabi, hardal ailesinden geliyor. Genellikle suşi ile birlikte yeniyor. Sinir hücrelerinin birbirleriyle iletişim kurmalarına yardım ediyor.

Herhangi bir balık çeşidiyle iyi giden bu gıdayı tüp ya da toz şeklinde satın alabilirsiniz. Bu sosu ayrıca salata süslemelerinde veya lahana salatasının üzerinde kullanabilirsiniz.

4. Sarımsak: Kan pıhtılaşmasını önlemeyeyardımcı olmak için kanıincelten sarımsak, koles-terolü de düşürebiliyor.Sarımsağın strese diren-meye yardım edenkimyasalların üretiminiharekete geçirerek yaralan-ma ya da hastalıklardan kaynaklanan nöronlarıkoruduğu düşünülüyor.

Kıyılmış sarımsağı her türlü salamurada yada salata soslarında kul-lanabilirsiniz. Etinizde,tavuğunuzda, bifteğinizde, hamur işlerinizde veyasebze yemeklerinizde derahatça sarımsak tüketebil-irsiniz

Page 19: Yeni Devir Edition 99

1931 M A Y I S 2 0 1 1

TEKNOLOJI

Pilinizin ömrü nasıl uzar?Bilgisayarınızın ve cep telefonunuzun pili daha uzun ömürlü olsun ister Bilgisayarınızın ve cep telefonunuzun pili daha uzun ömürlü olsun ister

misiniz? O zaman, herkesin yap ğı bu hataları asla yapmayın.misiniz? O zaman, herkesin yap ğı bu hataları asla yapmayın.

Cebimiz beynimizi nasıl öldürüyor?

Vücudumaza sonradan eklenmiş bir organ haline gelen cep Vücudumaza sonradan eklenmiş bir organ haline gelen cep telefonlarının insan sağlığına zararlarını anlatan Nobel ödüllü çevre telefonlarının insan sağlığına zararlarını anlatan Nobel ödüllü çevre

uzmanı ikazlarıyla dehşete düşürdüuzmanı ikazlarıyla dehşete düşürdü

C e b i m i z d e , çantamızda, elimizde; her aygıtın bir pili var ve her yerde çalışıyorlar. Özel-likle yeniden doldurulabilir olanlar hayatımızı sürdüre-

bilmek için en önemli par-çalardan birisi. Hal böy-leyken onları yakından tanımak önemli bir mesele haline geliyor.

Dijital hayatımızı ay-

akta tutan pillere azami duyarlılığı göstermezsekbi-zleri yarı yolda bırakmaları işten değil. Peki siz pilleri ne kadar tanıyorsunuz? Hem bilginizi sınayın hem de pillerinizi daha verimli kullanın.

Pillerle ilgili olarak bilinen bazı doğruların, aslında çok yanlış uygu-lamalar olduğunu biliyor muydunuz?

Örneğin, cep tel-efonunuzun pili bitme-den şarj ettiğinizde pil ömrünün azalacağını mı düşünüyorsunuz hala? Ya da dizüstü bilgisayarınızı adaptöre taktığınızda pili çıkaranlardan mısınız?

Piller Enerji Depolar, İhtiyacım Olunca Verir mi?

Sağduyuya göre doğru

ama teknik olarak yanlış bir bilgi. Enerji depolayıp tekrardan devreye veren elemanlar aslında kon-dansatörlerdir. Piller ise üreteç olarak anılırlar; çünkü yaptıkları iş kimy-asal tepkimeyle elektrik üretmektir.

Şarj etme veya doldur-ma olarak andığımız iş ise elektriği kullanarak oluşan tepkimeyi tersine çevirmek ve tekrar oluşmasına imkan yaratmaktır.

Pillerle İlgili Doğru Bilinen Yanlışlar

Bilgisayarımın adaptörü takılıyken pili çıkartırsam pilin ömrü uzar!

Hem doğru hem de yanlış bir genelleme. Çağdaş pillerin ömrünü

kısaltan etmenler arasında ısı önemli bir yer tutuyor.

Eğer bilgisayarınız pil kısmı ısınacak bir yerdeyse ve pil yüksek ısıya maruz kalıyorsa bu durum pilini-zin daha da hızlı şekilde ömrünü yemesine sebep olacaktır.

Bu anlamda pilin ömrü uzamış oluyor ama daha önemli bir şeyden feragat

ediyorsunuz: Bir elektrik arızasında kaybolmayacak veri kaybolmuş oluyor.

Dizüstü bilgisayarlar, pilleri doluyken onları daha fazla şarj edeyim demezler. Dolayısıyla sürekli şarj ol-maya çalıştığı için kendini yiyip bitiren bir pil ancak elektronik bir arızanın so-nucu olabilir. Kafanıza tak-maya değmez.

Nobel ödüllü Onkolog ve Environmental Health Trust (Çevresel Sağlık Vakfı) Başkanı Devra Davis, Kadir Has Üniversitesi’nin düzenlediği, “cep telefonları ve sağlığımıza etkileri” adlı bir seminer için Türkiye’ye geldi. Türkçe’si de yayınlanan cep telefonlarının zararlı etkileri üzerine Disconnect (Bağlantıyı kes) kitabı ile bütün dünyada yankı yaratan Davis, ayrılmaz bir parçamız olan cep telefonlarının zararlı etkilerini ve çözüm yollarını anlattı.

Cep telefonun zararı nedir?

“Cep telefonları kanser riskini arttırır. Kulakta veya kulağa yakın mesafede 50 dakikadan fazla tutulmasıyla sağlıklı bir

bireyin beyninde değişikliklere yol açar. Telefonla görüşme halinde olmadığımız zaman, baz istasyonu ve cihaz arasında var olan mikrodalga r a d y a s y o n d a n kaynaklanan zarardır. Vücut ve beyin de her an cep telefonlarının yaydığı bu mikrodalga

radyasyonun yarısını emer. Telefon ile konuştuğumuz zamanlarda mikrodalga radyasyon nedeni ile beyin hücrelerimizin bir kısmı ölmeye başlar. Günde iki saat cep telefonu ile konuşan erkeklerin sperm miktarı dayüzde 30 oranında azalır. ”

Etkileriyle ilgili deney yapıldı

mı? “Atina Üniversitesi’nde cep

telefonun zararlı etkileri üzerine fareler üstünde bir araştırma yapıldı. Labirentin bir çıkışına konan peyniri her defasında bulabilen kobay fare, bir süre cep telefonunun etkilerine maruz bırakıldı ve yerini bulamamaya başladı.”

Çocuklarda etkisi nedir? “Çocuklar yetişkinlerden daha

fazla mikrodalga radyasyon emer. Çünkü kafatasları daha zayıftır ve beyin yetişkinlerden çok daha kısa sürede olumsuz etkilenir. Gençlerde de 10 yıldan daha kısa bir süre içerisinde 4 ila 5 kat daha fazla beyin kanseri oluşmaktadır. Çocukken mikrodalga radyasyona maruz kalmak bu süreci hızlandırır.”

Lazerle veri transferi rekoru

Alman araştırmacılar, lazerdeki ışığı renklerine bölerek ayrı kanallarda taşıttıkları veriyle saniyede 26 terabit hıza ulaşmayı başardı.

Nature Photonics bülteninde yer alan habere göre, fi ber optik kablo üzerinden gerçekleştirilen lazerle transfer denemesinde ‘Hızlı Fourier Dönüşümü’ yöntemi kullanıldı. Bu yöntemde lazer ışınının içinden 300 farklı renkte ışık ayırt edilerek her birine ayrı bilgi dizileri kodlanıyor, böylece ‘aynı anda çalışan 300 kanallı bir veri yolu’ elde ediliyor.

Araştırmanın ve makalenin sahiplerinden olan Karlsruhe Teknoloji Enstitüsü araştırmacısı Prof. Wolfgang Freude, aslında saniyede 100 terabit hıza ulaşmanın mümkün olduğunu, ancak amaçlarının maliyet anlamında da gerçekleştirilebilir teknolojilerle en yüksek hıza ulaşmak olduğunu söyledi.

Işık tabanlı veri transfer yöntemlerinin ilk örnekleri tek bir ışık üzerinden gerçekleştirilirken, son yıllarda renk farklılıklarından yararlanarak aynı ışık içinde pek çok kanal açılabiliyor.

Karlsruhe ekibinin ulaştığı 26 tbit/s hızla, Washington’daki dev Kongre Kütüphanesi’ndeki tüm bilgiler sadece 10 saniyede bir yerden başka yere aktarılabilir.

Page 20: Yeni Devir Edition 99

31 M A Y I S 2 0 1 120 KADIN - AİLE

Ahlaki değerler için sabırlı olmalı

Yeni Devir SofrasıYeni Devir Sofrası

BismillahirrahmanirrahimKakaolu Sarma tatlısı

MALZEMELER1 Lt. Süt 1 Su B. Toz Şeker 2 Çorba K. Un 1 Çorba K. Pirinç Unu 2 Çorba K. Kakao 1 Paket Vanilya

Zemini İçin:Antep Fıstığı

Üzeri İçin:1 Poşet Toz Şanti 1 Su B. Sü

Yapılışı

Sütü tencereye alıyoruz ve ocağa koyuyoruz. Şekerini ilave edip biraz karıştırdıktan sonra kakaosunu da ilave ediyoruz.

Vanilyayı, unu, pirinç

Ehow isimli internet sitesinde yer alan habere göre, çocuklar büyük bir karışıklığı temizlemede kolayca sıkılırlar. Onlara iş yaptırırken öncelikle küçük işlerden başlarsanız ve "Tüm arabalarını bu kutuya at" gibi basit

emirler verirseniz işiniz kolaylaşır. Çocuklarınızın yaşı büyüdükçe sorumluluklarını artırın, on-lara yapacakları işi seçme-lerine imkan tanıyın. Gün-lük ev işlerinizi ceza ya da ödül olarak kullanmayın.

Birçok aile evin

temizliği ve toplanmasıyla ilgili hep birlikte çalışır. Daha sonra da eğlenceli şeyler planlarlar ya da dışarı çıkarlar. Bunu hep birlikte düzenli olarak yapın. Bu işleri çocuklarınız küçük-ken yapmaya başlayın ve bunları sürekli aksatmadan uygulayın.

Çocuklarınızın evin temizliği için gösterdiği çabayı önemseyin, onları takdir edin ve duygularınızı açıkça söyleyin.

Çocuğunuzun yaşına uygun sorumluluklar verin. İşte çocuklarınızı yaşına uygun olarak üstlenebi-lecekleri sorumluluklar:

2-4 yaş arası: - Çorapları toplamak, - Bıçak hariç sofra

takımını toplamak, - Çöpü kapının önüne

çıkarmak, - Oyuncakları kutusuna

koymak.

5-7 yaş arası: - Yemekten sonra

masayı silmek, - Kirli çamaşırları to-

plamak, - Yatağını yapmak. 8-10 yaş arası:- Evi süpürmek, - Toz almak, - Banyoyu temizlemek, - Yıkanmış çamaşırları

katlamak. 10-12 yaş arası: - Çamaşırları ayırıp

makinede yıkamak, - Küçük ev işleri yap-

mak, - Yemek planı yapmak, 12 yaş ve üzeri: - Ütü yapmak, - Araba yıkamaya

yardım etmek, - Market alışverişine ve

yemek hazırlamaya yardım etmek.

Durum Çok İyiymiş Öyle mi?

Bazılarına laf anlatmak çok zor. Ne kadar delil get-irseniz kabul etmezler, Nuh derler Peygamber demezler, onların dedikleri dediktir.

Neler diyorlar?Durum çok iyidir, her şey

iyiye gidiyor, gelecek çok par-lak, ufuklar pespembedir di-yorlar.

Hiç de öyle değil!.. Kıyametin küçük alametler-inin hepsi zuhur etmiş, büyük alametlerin çoğu meydana çıkmıştır. Muhbir-i Sadık’ın (Salat ve selam olsun ona) bin dört yüz yıl önce haber vermiş olduğu büyük hadiseler gelip çatmıştır.

Şu Irak’ın haline bakınız... Afganistan’da savaş var... Somali’nin durumu içler acısı... Libya’da Müslü-manlar ölüyor... Filistin kan ağlıyor... Nijerya’da kanlı dolaplar dönüyor... İslam dünyasının birçok yerinde mü’minler öldürülüyor, ezili-yor, süründürülüyor...

Sonra birtakım tuzu ku-rular bu hengame içinde her şey iyidir ve iyiye gitmektedir şarkıları okuyor.

Diyebilirler ki: Evet bazı yerlerde durum kötüdür ama bizde iyidir...

Neresi iyiymiş söyle bana...

Namaz terk edilmiş, insanlar yığınlar halinde şehvetlerine uymuş.

Zinanın suç olmaktan çıkartıldığı bir İslam ülkesinde durum nasıl iyi oluyormuş bana anlatsana...

On beş yaşından küçük çocuklarına bir hoca tutup özel din ve Kur’an dersleri bile verdiremiyorsun. Neresi iyi bunun?

On beş yaşındaki baliğa kızını koleje başörtüsü ile gönderebiliyor musun? Gön-deremiyorsun... Sonra, durum çok iyi...

Komünist partisi kurmak serbest, kuruldu ve seçimlere de giriyor. Sen bir Müslüman olarak İslam Partisi kurabilir misin?

KDV’li kadın satışı yapılan evler yasal, sen bir Müslüman olarak bir tekke açıp yasal zikir yapabiliyor musun?

Birkaç müteşebbis Müslüman bir araya gelip, öğrencilerinin beş vakit namaz kılacağı güçlü bir İslam mek-tebi açmak istiyor. Onlara izin veriliyor mu?

Bu sorularıma cevap vere-

meyen adamlar ne diyorlar?“Yüz bine yakın camiden

Ezan okunmuyor mu?.. Akın akın hacca ve umreye gidilm-iyor mu? Ramazan’da isteyen oruç tutmuyor mu?.. Camiler-de kalorifer, klima, vantilatör ve renkli ışıklar yok mu?..”

Vah vah vah!.. İsa aley-hisselam “Ben biiznillah ölüleri dirilttim ama ahmak-lar için yapabileceğim bir şey yoktur” sözünü boşuna söylememiş.

Din iman elden gidiyor veya gitmiş. Bizimki cami hoparlörlerinden, kaloriferl-erinden, klima cihazlarından, renkli ampullerden dem vu-ruyor.

Ahkam-ı ilahiyenin tat-bik edilmediği bir yerde şadırvanların muslukları altından olsa ne çıkar.

Evet bazıları, kötü düzen ve sistemin haram ve necis rantlarını, ribalarını, yağlı kemiklerini yedikleri için çok memnunlar. Onlar, he-saba çekildikleri zaman bu durumun iyi mi çok mu kötü olduğunu anlayacaklar.

Fısk ve fücurun, isyan ve tuğyanın, nifak ve riyanın, lüks ve israfın, bin çeşit şehvet ve sefahatin hakim olduğu, günahların aşikare işlendiği bir yerde iyilik yok, kötülük vardır.

Bizim atalarımız, bugünkünden çok daha az kötülüklere bile razı olmamışlardı.

Dev bir gemi şimale gidi-yor. Onun üzerindeki bazı Müslümanlar da, geminin burnundan arkasına doğru yürüyor ve “Biz Kıbleye doğru yürüyoruz” diyorlar. Yemin etseler başları ağrımaz ama geminin nereye gittiğini de göz önüne almaları gerek-mez mi?

İyiliğin ve kötülüğün,Doğrunun ve yanlışın,Güzelin ve çirkinin,Marufun ve münkerin,Sevinilecek ve ikrah edi-

lecek şeylerin...Ölçüleri, hükümleri,

kıstasları Kur’anda, Sünnette, Şeriatta açıkça belirtilmiştir.

Müslüman değer hüküm-lerini bunlara göre verir.

Haram parayla zengin olmuş, durum çok iyiymiş...

Oğlunun, damadının, kardeşinin bir eli yağda, bir eli baldaymış, vaziyet mükemmelmiş...

Gafi ller!

Çocuk eği mindeki hatalardan biri meseleyi sadece sözel ifadelere dayandırma eğilimidir. Sürekli anla r, Çocuk eği mindeki hatalardan biri meseleyi sadece sözel ifadelere dayandırma eğilimidir. Sürekli anla r, eleş rir, uyarırız. Oysa ifadelerimiz öz olmalı ve çocuklara örnek olunarak desteklenmelidir. Bir diğer hata eleş rir, uyarırız. Oysa ifadelerimiz öz olmalı ve çocuklara örnek olunarak desteklenmelidir. Bir diğer hata

da acele sonuç beklemek r. A lan tohumun ağaca dönüşmesi, meyve vermesi yıllar alır. Esen her rüzgarda, da acele sonuç beklemek r. A lan tohumun ağaca dönüşmesi, meyve vermesi yıllar alır. Esen her rüzgarda, düşen her yaprakta, kırılan her dalda pes etmemeliyiz. Ümitsizliğe kapılmamalı, elimizden geleni yapmalıyız.düşen her yaprakta, kırılan her dalda pes etmemeliyiz. Ümitsizliğe kapılmamalı, elimizden geleni yapmalıyız.

üzerine krem şantiyi sürüyoruz ve yağlı kağıt yardımıyla bir kat rulo şeklinde sarıp kesiyoruz.

Üzerine de antep fıstığı serperek servis ediyoruz.

* * *

ununu da ekleyerek kıvamı koyulaşana dek karıştırıyoruz. Fırın kabının zeminine yağlı kağıt yerleştiriyoruz.

Yağlı kağıdın üzerine fıstığımızı serpiyoruz.

Hazırladığımız karışımı da üzerine dökerek soğumaya bırakıyoruz. Toz şantiyi ve sütü tencerede çırpıcıyla çırparak köpürtüyoruz.

Soğuyan tatlımızın

Page 21: Yeni Devir Edition 99

2131 M A Y I S 2 0 1 1

Zehra Türker

Annelik Duygusu...

Hiç bir duygu yaşanmadan tam olarak anlaşılamaz. Nasıl ki mutluluğun sevginin resmi çizilemez annelikte bir duygu çağlayanıdır asla resmedilemez yaşanmadan.

Annelik içinde sevgi, heyacan, sorumluluk, korku, endişe, merak, mululuk gibi çeşitli duyguları birarada barındırır. Karnınızda bir bebeğin tekmelerini hissederk-en, ‘sağlıklı olsun da cinsiye nin ne olduğu önemli değil’ diyerek dilinize dualar dolarsınız, doğum sancıları çekerk-en bile şikayet etmez, kendi bedeninizde büyüyen o canlıyı kucağınıza ilk aldığınız an çek ğiniz tüm sıkın ları unutup sevinç gözyaşları döker, yavrunuzu emzirirken sütüyle birlikte sevgisini de onun kalbine akı rsınız, bun-dan sonra haya nıza sıradan bir insan gibi devam ede-mezsiniz. Evladınızla birlikte kaina aki bütün çocukların ha a bütün yavruların annesi gibi hissedesiniz kendinizi.Ancak, bu duygularla evladlarımızı ye ş rmek ne kadar sağliklı yada doğru olur.Çünkü, evladlarımızın gelecekteki

başarıları ha a mutlulukları sizing onlara nasıl bir eği m verdiğinize bağlıdır.Biz anneler duygusal yaklaşımlarımızla zaman zaman onlara faydadan çok zarar verebiliyoruz istemedende olsa. Onların imanlı ye şmeleri, iyi bir ahl-aka sahip olmaları okuldaki başarılarından daha önemli olmalıdır.Bu sayede zaten evladlarımız sağlam ye şecek r. ‘Yaşlanınca bize baksınlar’ düşüncesini sevmiyorum ‘si-zin için saçımı süpürge e m’ anlayışıyla emeklerimin karşılığını beklemeyi de doğru bulmuyorum. Çünkü on-lara sahip olarak evlat sevgisini tatmanın en büyük ödül olduğunu düşünüyorum. Onları doğurmaktan ziyade ye ş rmenin daha önemli olduğuna inan bir anne olarak evladlarımızın bize Allah’ın verdiği çok özel emanetleri olduğuna inanıyorum.Onları ye ş rdik bu kadar emek verdik diye kölemiz olmaları gerekmiyor. Onların da bir hayatları var. Biz onları severek kendimizi tatmin ediyoruz. Ama haya mıza büyük anlam ka kları das u götürmez bir gerçek. Bir çocuğu doğurmak kadını anne yapmıyor. Asıl olan onu ye ş rip büyütmek, hayırlı bir insan olarak ye şmesine gayret göstermek r anne olmak. Sevmek emek vermek r, bedel ödemek r.

“İnsanlığa hizmet eden iyi bir evla an daha önemli bir eser ne olabilir ki? O çocuk kim bilir nerde yer alacak ve to-pluma şekil veren bir insan olacak r. Geleceğin dünyasına yön verecek nesilleri bugünün anneleri ye ş riyor.

Savaşlardan, adaletsizlikten, şidde en şikayet eden anneler, çocuklarını daha güzel ye ş rmeli. Bir anne kendi oğluna kadınlara şiddet uygulamamayı, nezake , kız kardeşinden üstün olmadığını öğretmeli. Kendi işini yapmayı öğretmeli. Oğullarım yalnız kaldıkları zaman kendi işlerini kendileri yapabiliyor. Bir erkek neden hiç yemek yapamasın, kendini doyuramasın? Bugün şiddet uyguladığından yada ilgisizliğinden,kabalığından şikayet e ğimiz erkekleri de biz anneler ye ş rmedik mi... Evladlarımıza karşı sorumluluklarımızın arasında bir fark olmadığına inanıyorum.Kişinin ailesine karşı harcadığı her kuruşun bile sadaka olduğunu söyleyen Yüce Mevlam a karşı sorumluluğunu bilen ana babaların çocuklarına daha çok değer vermeleri gerek ği asla göz ardı edilme-melidir. Dolyısıyla eğer bir baba evladının iyi ye şmesini is yorsa anneyi mutlu etmesinide bilmelidir. Çünkü, anne mutsuz olursa evladını asla mutlu edemez. Deme-kki! emeklerimiz boşa gitmesin is yorsak, eği min bir ömür boyu devam e ği gerçeğini göz ardı etmeyelim nolur.. Hayırlı evlat ye ş renin amel de eri öldükten sonra kapanmıyor biliyorsunuz. “Allah’ın rahme o kadar büyük ki, insanın kalbine evlat sevgisini koyarken daha dikkatli olması için endişeyi de koyuyor. Bu yüzden olsa gerek korkularım beni çok aşırı derecede duaya yönel ve Allah’a daha çok yaklaş ğımı hisseder oldum.

AİLE - HAYAT

Medine’li İlk Hanım Sahâbîlerden Huleyde Binti Kays (radıyallahu anhâ)

Huleyde binti Kays radıyallahu anhâ Ensar hanımlarının ilklerin-den... Kocası ile birlikte Mekke’ye gelerek ikinci Akabe görüşmesinde Rasûlullah sallallahu aleyhi ves-ellem efendimize biat etme şerefi ne nâil olan bir hanım sahâbî... Ümmü Bişr adıyla da anılır.

O, Medine’lidir. Babası Kays İbni Sâbit’tir. Kocası Berâ İbni Ma’rur (r.a)’dır.

Huleyde (r.anhâ) akıllı, zekî bir hanımdı. Hâdiseleri, hâtıraları zihninde iyi muhafaza ederdi. Al-lah Rasûlüne biat için çıktığı Me-kke yolculuğunda kocasının bir hâtırasını şöyle nakleder.

Yesrib’de İslâm yayılmaya

başlayınca bir grub Ensarlı Rasûlull-ah (s.a) efendimizi ziyaret etmeye karar verdiler. Berâ İbni Ma’rur ile birlikte ben de kafi leye katıldım. Yolda namaz kılmaya kalkıldığında Berâ (r.a)’ın gönlüne bir his geldi. Kendi kendine:

“Ben Kâbe’yi arkama almak istemiyorum. Ona doğru namaz kılmak istiyorum” demeye başladı.

Ashabtan Ka’b İbni Mâlik, Es’ad İbni Zürâre ve diğer ileri gelenler:

“Vallahi, biz Peygamberimizin sadece Şam tarafına doğru namaz kıldığını duyduk. Ona muhalefet et-mek istemiyoruz.” dediler.

Berâ (r.a) fi krinden vazgeçmedi ve: “Ben Kâbe’ye doğru namaz

kılacağım.” dedi.M e k k e ’ y e

geldiklerinde Berâ (r.a) Resûl-i Ekrem (s.a) efendimize yolculukta geçen hâdiseyi nakletti:

“Ya Rasûlallah! Ben bu yolculuğa, Al-lah beni İslâm nime-tine kavuşturduktan sonra çıktım. Kâbe’yi arkama almak bana ağır geldi. Ona doğru namaz kılmak gönlüme daha sıcak geldi. Bu konuda arkadaşlarım bana karşı çıktı. Bun-dan dolayı içime şüphe düştü. Sizin görüşünüz nedir?” dedi.

Fahr-i Kâinat (s.a) Berâ İbni Ma’rur (r.a)’a tebessüm ederek: “Sen zaten bir kıble üzer-indeydin. Keşke o konuda sabretseydin.” buyurdu.

Berâ (r.a) bu cevap üzerine tekrar

Şam tarafına doğru dönerek namaz kılmaya başladı. Fakat o, Kâbe’ye doğru ilk namaz kılan olarak tarihe geçmiş oldu.

Huleyde (r. anhâ)’nın Berâ İbni Ma’rur (r.a) ile evliliğinden Bişr adında bir oğlu olmuştu. Çocuğunu İslâmî güzelliklerle büyütebilmek için çok gayret sarfetti. Çocuğun eğitimine dikkat etti. Onun gönlünün Allah ve Resûlü sevgisiyle dolması için çırpındı. Yavrusunun bir İslâm mücâhidi olarak yetişmesini istedi.

Huleyde binti Kays (r. anhâ) oğlunun adından dolayı Ümmü Bişr b. Berâ diye de anılır oldu. Allah ve Resûlüne teslimiyeti tam olan oğlu Bişr, kahramanlık ruhuyla kalbi dolu olarak yetişti. Genç yaşta o, İslâm’ın bir mücâhidi oldu.

O, İki Cihan Güneşi efendimi-zle birlikte Bedir, Uhud, Hendek ve Hayber savaşlarına katıldı. Büyük kahramanlıklar gösterdi. Sonunda Hayber’de Fahr-i Kâinat (s.a) efend-imize hediye olarak ikram edilen zehirli kebabtan yiyerek şehadet şerbetini içti.

Huleyde binti Kays (r. anhâ) şehid annesi olmuş ve hayatta yalnız kalmıştı. Kocası da hicretten bir ay kadar önce vefat etmişti. Resûl-i Ekrem (s.a) efendimiz Yesrib’e hicret edince kocasının kabrini göstermek üzere başına geldi ve: “Ya Rasûlal-lah! Bu biat edenlerin ilki, Kâbe’ye yönelenlerin ilki, malının üçte birini vasiyet edenlerin ilki ve nakîblerden biri olan Berâ İbni Ma’rûr (r.a)’ın ka-bridir.” dedi.

Rasûlullah (s.a) efendimiz ashabıyla birlikte Berâ (r.a)’ın cenâze namazını kıldı ve şöyle dua etti: “Allahım! Ona mağfi ret et, ona acı ve ondan hoşnut ol.”

Huleyde binti Kays (r. anhâ) devamlı Kur’ân okumayı ve ilim

Uluslararası Kur’an sempozyumunda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, “Kur’an-ı Kerim’de aramamız gereken şeyleri başka yerlerde arar olduk” dedi.

meclislerinde bulunmayı sever-di. Hz. Aişe annemiz müslüman hanımlara hadis rivayet ederdi. O da bu derslere katılırdı.

Bir kuşluk vakti Huleyde (r. anhâ) Medine sokaklarında Fâtiha sûresini okuyarak yürüyordu. Karşısına Hz. Ali, İmran İbn Husayn ve Enes İbni Mâlik (r. anhüm) çıktı. Hz. Ali (r.a) ona: “Ümmü Bişr! Mırıldandığın nedir?” dedi. O da: “Fâtiha sûresini” okuyordum diye cevap verdi. Hz. Ali (r.a) onun gönlünü hoş edecek, ve yaptığı işin Rabbimizin rızasına vesîle olduğunu bildirecek şu müjdeyi verdi. Ben, Resûl-i Ekrem (s.a) efendimizin şöyle dediğini duy-dum. “Fâtihâ sûresi Arşın altındaki hazineden indirilmiştir.”

İmran İbn Husayn (r.a) da şöyle dedi: Ben de Rasûlullah (s.a)’in şöyle dediğini duydum. “Fâtiha ve Âyetü’l-Kürsî’yi kullar bir evde oku-sun da o gün onlara insan ve cin gözü dokunsun, bu mümkün değildir.”

Enes İbni Mâlik (r.a)’da Kur’ân’ın en faziletli sûresidir diye duyduğunu söyleyerek onu sevindirmişlerdir.

Huleyde (r. anha) Rasûlullah (s.a) efendimiz’in huzurunda rahat konuşurdu. Birgün “Ya Rasûlallah! Ölüler birbirlerini tanırlar mı?” diye sordu. Fahr-i Kâinat (s.a) efendimiz tebessüm ederek: “A iki eli bol olası, iyi ruhlar cennet içinde yeşil kuşlar gibi dolaşırlar. Ağaç üzerindeki kuşlar birbirlerini tanıdığı gibi temiz ruhlar da birbirleriyle tanışırlar.” buyurdu.

Huleyde binti Kays (r. anhâ) Resûl-i Ekrem (s.a) efendimizin rahatsızlığının arttığı son anlarında yapmış olduğu bir ziyaretini kendisi şöyle anlatır: Efendimiz’in yanına vardım. Onu sıtma nöbeti geçirirken gördüm. Mübarek alnına elimi koy-

dum. Şimdiye kadar görmediğim bir ateşle karşılaştım. Yüreğim dayanamadı ve:

“Ya Rasûlallah! Seni hiçbir kimsenin tutulmadığı bir hastalığa, sıtmaya tutulmuş görüyorum.” de-dim. İki Cihan Güneşi Efendimiz de bana: “Bize verilecek ecir ve mükâfat kat kat olduğu gibi, ibtilâlar, musî-betler de böyle kat kat olur.” buyur-du. Sonra “Halk benim hastalığıma ne diyor?” diye sordu. Ben de:

“Halk Rasûlullah’taki hastalık “zâtülcenp”tir diyorlar” dedim. Bunun üzerine Efendimiz: “Allah, Resûlüne böyle bir hastalık vermiş değildir. O sadece şeytanın bir ves-vesesidir.” buyurdu. Ben tekrar: “Ya Rasûlallah! Sen bu hastalığın neden ileri geldiğini sanıyorsun? de-dim. Sonra oğlum Bişr’in âteşli hâli gözümün önüne geldi de; oğlumun ölümünün ancak Hayber’de yemiş olduğu zehirli kebabdan ileri geldiğini sanıyorum!” dedim. İki Cihan Güneşi efendimiz de:

“Ey Ümmû Bişr! Ben de bu hastalığımın ancak ondan ileri geldiğini sanıyorum! Hayber’de onunla birlikte tatmış olduğum zehirli etin acısından şu anda kalb damarımın koptuğunu duymaktayım.” buyurdu.

Huleyde (r. anhâ) İki Cihan Güneşi efendimizin çektiği bu ateşli hastalığa dayanamadı ve: “Anam ba-bam sana feda olsun Ya Rasûlallah!” diyerek gözyaşları içerisinde huzu-rundan ayrıldı.

Huleyde (r. anhâ) bütün ömrünü Rasûlullah (s.a)’e sadakat, sevgi üzere geçirerek ebedi aleme göç ey-ledi.

Allah kendisinden razı olsun. Kabri pürnur, rûhu şâd olsun. Rabbi-miz bizleri şefaatlerine nâil eylesin. Amin.

[email protected]

Page 22: Yeni Devir Edition 99

31 M A Y I S 2 0 1 122

Haber Servisi : Mustafa SALİHReklam Sorumlusu: Tahir SOLAKGençlik Sayfaları : Sümeyye ÇETİNKIRANAile – Sağlık : Zehra TÜRKERKültür - Edebiyat : Hasan GÜREŞEN

Sahibi: Diyalog pty. ltd.

Yazıların yasal sorumluluğu sabihine aittir

Adres : P.O.Box 200 Dallas, Vic. 3047Telefon : (03) 9302 3030 Fax: (03) 9302 2929 Reklamlariniz icin: 0435 414 112’yi arayabilirsinizE-mail: [email protected]

Genel Yayın YönetmeniMurat KARADAĞ

SUDOKU Kolay

Labirent

ZorNasıl Oynanır?

Sudoku'nun kuralları son derece basittir; kuralları anlamak için matematikçi olmanıza gerek yok. Zor Sudoku'ların çözümü bazen uzun sürmekle birlikte, zorluk derecesi ne olursa olsun

çözüm yöntemi hep aynıdır.Toplamda 9 x 9 = 81 kare olan kümelere 1'den 9'a kadar rakamlar yerleştirilir. Her bir rakam, 3 x 3 = 9 kareden oluşan bloklarda da sadece bir kez

bulunabilir.Bulmacayı tamamlamak için tabloyu öyle bir şekilde doldur-malısınız ki dokuz kareden oluşan her satır, her sütun ve her blok 1'den 9'a kadar bütün rakamları içersin, hiçbir rakam tekrarlanmasın ve eksik kalmasın. Bazı rakamlar bulmacaya zaten yerleştirilmiş olacaktır. Bu rakamlar ne kadar artarsa bulmaca o kadar

kolaylaşır.

Bulmaca

SOLDAN SAĞA: 1.Bir çiçek adı 2.Düşkünlük, eksiklik, yetersizlik, zayıfl ık, dayanamama - Sualtı Taarruz Komandolarının kısa adı 3.Bir hanım adı - Çinko’nun simgesi 4.Vücudumuzun bir parçası - Bir nota - Bir haber ajansı 5.Evlenmemiş kimse 6.Horoz, hindi vb.nin tepesinde bulunan kırmızı deri uzantısı - Herhangi bir kas kümesinin irade dışı hareketi 7.Uygun bulmama, geri çevirme, kabul etmeme - Sıhhî tesisatta su borusunu üç yönlü kullanma durumuna getiren parça 8.Eğrilmekte olan yün, keten gibi şeylerin tutturulduğu, bir ucu çatal değnek - Tulyum’un simgesi 9.İstanbul’da adıyla anılan köşkü ile ünlü bir semt 10.Bir edat - Bir nota 11.”Demek”, “şu demek ki” anlamında kullanılan bir bağlaç 12.Gerçekleştirilmesi zamana bağlı istek

YUKARDAN AŞAĞI: 1.Bir araştırmacı yazar - 2.İnanmış, aklı yatmış - Önündeki iki uzaklıktan kendisine daha yakın olanı 3. Afrika’da bir ülke - Aynı biçimde, sürekli olarak, durmadan, kesintisiz 4.Labada - Söyleyiş biçimi, söyleme 5.Bir mastar eki - Ezgi, makam, nağme 6.Müzikte duraklama işaretinin adı - Tanrı tanımaz - Vilayet, Eyalet 7.Kuram niteliğinde olan, kuramsal, teorik - Türlü metallerden yapılmış, kopmaya karşı bir direnç gösteren ince uzun nesne 8.Yanardağ denildiğinde ilk akla gelen dağ – Kimyager

BULMACA

Page 23: Yeni Devir Edition 99

2331 M A Y I S 2 0 1 1

MİZAH

DUVAR YAZISIDUVAR YAZISI

Bir dinle, bin düşünBir dinle, bin düşün

Yurdum İnsanından Manzaralar

Adalet için en büyük talih-sizlik, devleti idare edenlerin zalimliğidir. Hz. Ali

Adalet, halkın dirliği ve düzeni, idarecilerin ise süsü ve güzelliğidir. Hz. Ali

Allahın gülü diken-li yarattığından şikayet edeceğimize, dikenler arasında gül yarattığına şükredelim.

Bir insan olursa sağır sen ona istediğin kadar bağır.

Mahmut USTAOSMANOĞLU

Günlerini say, servetini say, büyüklerini say, ama yerinde sayma!

Bilgisine göre davran-mayan kimse, üzerine kitap yüklenmiş hayvanlardan başka birşey değildir. Sadi ŞiRAZi

Paranı ver, gönlünü ver, se-lam ver, canını ver, ama sırrını verme!

Küçük şahsiyetler; kişilerle ugraşır. Vasat şahsiyetler; olaylarla uğraşır. Büyük şahsiyetler; Fikirlerle uğraşır.

Kelam - ı Kibar

Adalet ve eşitliği gözetmek siyasetlerin en iyisidir. Hz. Ali

Emek ver, kulak ver, bilgi ver, ama hiç bir zaman boş verme

Allah, kimine bal verir par-mak vermez; kimine de par-mak verir bal vermez.

Kelam - ı Kibar

Eşini beğen, işini beğen aşını beğen, ama kendini beğenme!

Aynı anadan babadan doğanlar, senin miras kardeşlerin; uzak yerlerden gelen, huyu suyu sana benzey-enler ise senin öz kardeşlerin sayılırlar. Hz. Ali

Gençliğe güvenip vakit çok erken derken/Belki elveda bile diyemezsin giderken

Necip Fazıl Kısakürek

Fidan büyüt, garip doyur, çocuk besle ama kin besleme!

Yalan öyle zehirli bir oktur ki, hedefi ni değil atanı yaralar.

Arap atasözü

İBRETLİK SÖZLERDavet et, hayır et, affet,

tövbe et ama ihanet etme!

Azla yetinen kimse zengindir. Hz. Ali

Akrebin düşmanlığı beter-dir ejderhadan/ejderha âşikar vurur, akrep gizli her zaman.

Nizami

Okumaktan zarar gelmez, oku ama lanet okuma!

Körler memleketinde görmek suçtur.

Kadına aşırı düşkünlük ahmakların işidir. Hz. Ali

Elini aç, gözünü aç, kapını aç ama ağzını açma!

Körler memleketinde şaşı padişah olur.

Kendi ayıbına bakan kimse ve onu ıslaha çalışan kişi, halkın ayıbına bakmaz.Hz. Ali

Hedefe koş, yardıma koş ama ortak koşma!

Kırk çürük yumurta bir sağlam yumurta etmez.

Prof. Dr. N. Erbakan

Kendisini beğenen ve kend-isinden razı olan kimse birçok üzüntü ve acı çeker. Hz. Ali

Satıcı ol, alıcı ol, kalıcı ol ama bölücü olma!

Fare huylulara, kedi bey olur. Mevlana

Kıskanç kimse daima hasta olur. Hz. Ali

Ev al, araba al, abtest al ama bedava alma

Silah korkakta, yönetim akılsızda olursa işler bozulur.

Hazreti Ebubekir

Yaklaş, konuş , tanış ama uzaklaşma!

Bâki hakikatler fani şahsiyetlere bina edilemez, edilirse hakikate zulümdür.

Said Nursi

Kıskançlık insanın kalbi ve sinirleri üzerinde kötü etkiler bırakır ve insanı hasta eder.

Hz. Ali

Rakibini geç ama gülüp geçme!

Ne etrafımızı kıracak kadar sert, ne de karşınızdakilere ce-saret verecek kadar yumuşak olunuz. Sadi

Doğru devril ama eğilme!

Acelenin meyvesi yanlışlıktır. Hz. Ali

İtil atıl ama satılma

Aç kalmak, alçalmaktan hayırlıdır.

Güzel söyle, doğru söyle ama yalan söyleme!

Açık kalpli, mert düşman, içinden pazarlıklı dosttan iyidir. Hz. Ali

Ananı babanı sev , kardeşlerini sev ama sevmeyi biliyorsan sev!

Ağaçlar ormanın görülmes-ine engel olmaktadır. Leibniz

Kin gütmeyi unut, haset etmeyi unut ama Allahını un-utma!

Geçmişine taş atanın geleceğine gülle atarlar.

Bahtiyar Vahapzade

Ev yap, okul yap, iyilik yap ama kötülük yapma!

Cihan bağında ey akıl, bu-dur makbul-i ins ü cin, Ne kimse senden incinsin, ne sen bir kimseden incin. i. Hakkı

Doğru ol, dürüst hareket et;doğruluk insanı mesut eder

Hareketi doğru olan insan ne der, dinle doğru insan her iki dünyayı kazanır.

Bir idare, yalnız bir adamın veya bir partinin değil, bütün bir neslin eseridir.

Said Halim Paşa

Daima iyilik yap, kötülük-ten uzak dur;ister otur, ister kalk, bundan sana hep iyilik gelir.

Ey diken arayan kimse! Cennete girsen bile, orada senden başka diken bulunmaz.

Hz. Mevlana

Kötü arkadaşa yaklaşma sana, zarar getirir, kötülük yılandır, dikkat et, seni sokar.

* * *

Page 24: Yeni Devir Edition 99

31 M A Y I S 2 0 1 124 SPOR

“Nuri ile daha güçlü olacağız”Real Madrid’in Türk kökenli oyuncusu Mesut Özil, gelecek sezon takım arkadaşı olacak olan milli

futbolcu Nuri Şahin ile daha güçlü olacaklarını söyledi. İspanya’nın Real Madrid

takımında oynayan Alman Milli Takımının Türk kökenli oyuncusu Mesut Özil, gelecek sezon takım arkadaşı olacak olan milli fut-bolcu Nuri Şahin ile daha güçlü olacaklarını söyledi.

Mesut, Alman Bild gazetesine yaptığı açıklamada, Real Madrid’de profesyonel bir aile havası içinde

olduklarını belirterek, “Nuri’nin Real Madrid’e gelmesine sadece ben değil, tüm takım seviniyor. Nuri ile daha iyi olacağız” dedi.

Real Madrid’de diğer takımlarda olmadığı kadar büyük bir rekabet ortamının olduğunu ifade eden Mesut, Nuri’nin bu ortamda da başarılı olacağına inandığını bildirdi.

Nuri’yi, birçok imkanlar sunan olağanüstü bir şehrin, çok güzel bir havanın ve dostane insanların beklediğine işaret eden Mesut, “Ona her şeyi göstereceğim” diye konuştu.

Gazetenin haberinde, Nuri ile Mesut’un, Real Madrid’in “rüya ikilisi” olabileceği görüşüne yer verildi.

FIFA, 2007-2008 ve 2008-2009 sezonunda Konyaspor forması giyen Milos Mihajlov’a alacağını ödemeyen yeşil-beyazlı kulübe 2 yıl transfer yasağı

ge rdi.

Konyaspor’a tarihi ceza

FIFA, Konyaspor’a 2007-2008 sezonunda transfer olan ve 1,5 yıl yeşil-beyazlı ekibin formasını giyen Milos Mihajlov’a geçmişe dönük alacaklarının ödemediği gerekçesiyle 2 yıl transfer yasağı getirdi.

Konyaspor Kulübü Başkanı Bahattin Karapınar, kararın bugün önce Türkiye Futbol Federasyonuna sonra da kendilerine iletildiğini belirtti.

FIFA Hukuk Kurulunun bugün mail yoluyla kendilerine tebliğ ettiği karara göre, oyuncuları Milos’a alacaklarının ödenmediği gerekçesiyle Konyaspor’a 2 yıl transfer yasağı geldiğini dile getiren Karapınar, tebligatta, Milos’un faiziyle birlikte alacağı olan 500 bin Avro’nun da ödenmesinin istendiğini ifade etti.

Karapınar, kararın sadece Konyaspor’u değil, Türkiye Futbol Federasyonunu da yakından

ilgilendirdiğini vurgulayarak, salı günü Konyaspor ve Federasyondan hukukçuların FIFA ile görüşmelere başlayacağını bildirdi.

Konyaspor yönetiminin cezanın kaldırılması için girişimlere başladığına işaret eden Karapınar, ‘’Türk futbol tarihinde görülmemiş bir cezayla karşı karşıyayız. Hem futbolcunun alacaklarını ödememiz isteniyor hem de 2 yıl transfer yasağı getiriliyor. Biz cezayı ödemeye razıyız ancak transfer yasağını kaldırmak için girişimlerde bulunacağız. Gerekirse konuyu CAS’a taşıyacağız. Transfer yasağının kaldırılması için elimizden gelen her şeyi yapacağız’’ dedi.

Sırp futbolcu Mihajlov, 2007-2008 sezonunun ikinci yarısında transfer olduğu Konyaspor’da 1,5 yıl forma giymişti.

Yıldıray Baştürk futbolu bıraktı

Almanya´da yaşayan Yıldıray Baştürk, futbolu bırak ğını açıkladı.

Almanya´da yaşayan Yıldıray Baştürk, futbolu bıraktığını açıkladı. Yıldıray gelecekte antrenörlük yapmak istediğini belirtip, "İlk etapta alt yapıda genç futbolcularla çalışmak, onlara futbol öğretmek istiyorum" dedi.

Alman Bundesliga´da yıllarca başarılı bir futbol ortaya koyan Yıldıray Baştürk, futbolu bıraktığını açıkladı. 32 yaşındaki milli futbolcu Alman Televizyonu 2. Kanalı ZDF´e konuşarak, "Henüz resmi bir açıklama yapmadım. Fakat geçen yıl futbolla ilgili hiç bir şey yapmadım. Aralık ayında 33 yaşına gireceğim. Bu yaşta bir futbolcunun futbolu bırakmak için en iyi yaş olduğunu düşünüyorum. Yıllarca hep üst düzeyde 1. Ligde oynadım. Ve bu seviyede de bırakmak için 2. Lig´den gelen teklifl ere hiç sıcak bakmadım" dedi.

BUNDESLİGA'DA 249 MAÇSon olarak İngiltere

Premiere Lig´de Blackburn Rovers´de futbol oynayan ve Temmuz 2010´da sözleşmesinin sona ermesinden sonra kramponlarını askıya asan Yıldıray Baştürk 24 Aralık 1978 tarihinde Almanya'nın Herne Kenti´nde doğdu. 1996 yılında Wattenscheid 09´da yetişip parlayan ve bir yıl sonra transfer olduğu VFL Bochum da Bundesliga prömiyerini yaşayan Yıldıray sırasıyla Almanya 1. Futbol Ligi´nde Bayer Leverkusen, Hertha Berlin, VFB Stuttgart formalarını da giydi. Yıldıray

Bundesliga´da 249 macta 32 gol attı. Ayrıca bir yıl İngiltere Ligi´nde Blackburn Rovers formasını giydi. Bu yıl Ocak ayında Beşiktas, Eskişehirspor ve Denizlispor´un kadrosuna katmak için teklif sunduğu Yıldıray ücret konusunda anlaşamayınca transferi gerçekleşmemişti.

ŞAMPİYONLAR LİGİ FİNALİNDE İLK TÜRK

FUTBOLCUYıldıray 2001 yılında transfer

olduğu Bayer Leverkusen ile ilk sezonunda takımıyla Şampiyonlar Ligi'nde fi nal oynadı. Böylece Şampiyonlar Ligi'nde fi nal oynayan ilk Türk futbolcu unvanını aldı. Aynı sezon takımı Bayer Leverkusen , Borussia Dortmund'un ardında ligi ikinci bitirdi.

MİLLİ TAKIMTürkiye A Milli Takımı'nın

formasını 21 Ocak 1998 tarihinde Arnavutluk ile oynanan hazırlık maçında giyen Yıldıray ilk ve tek milli golünü ise 2002 FIFA Dünya Kupası play off maçında Avusturya'ya karşı attı. Yıldıray, Türkiye'nin üçüncü olduğu Japonya ve Güney Kore´deki 2002 FIFA Dünya Kupası ve 2003 FIFA Konfederasyonlar Kupası kadrolarında da yer aldı. 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası'nın 26 kişilik kadrosunda yer alan Yıldıray, ancak kadronun 23'e düşürülmesiyle kadrodan çıkarılınca , Fatih Terim milli takımın başında bulunduğu sürece bir daha milli takım formasını giymeyeceğini açıklamıştı. Yıldıray, A milli takım formasını 31 kez giydi .

Page 25: Yeni Devir Edition 99

2531 M A Y I S 2 0 1 1

Bursaspor, genç yıldızları Sercan Yıldırım ve Volkan Şen için ardı kesilmeyen transfer taleplerine cevap vermeye çalışıyor.

Terim, Sercan ve Volkan’ı istiyor

Şampiyonluğu averajla Fenerbahçe’ye kap ran Trabzonspor, yıldız oyuncularının da ayrılmasıyla

yepyeni bir takım kurmayı hedefl iyor. Yabancı transfer çalışmalarını sürdüren Trabzonspor’un

öncelikli hedefl eri El Hamdaoui, Zokora ve Fuch.

Trabzon Sil baştan!

SPOR

Bursaspor, genç yıldızları Sercan Yıldırım ve Volkan Şen için ardı kesilmeyen transfer taleplerine cevap vermeye çalışıyor. Galatasaray'ın başına geçen Fatih Terim'in, çok beğendiği Sercan Yıldırım ve Volkan Şen'i Galatasaray'a kazandırmak için Bursaspor Başkanı İbrahim Yazıcı'yı aradığı öğrenildi.

Ligi üçüncü bitirerek büyük bir başarıya imza atan Bursaspor, bir yandan elindeki yıldız futbolcuları kadrosunda tutup, diğer yandan da

kaliteli oyuncularıtransfer etmeye çalışıyor. Bursaspor'un gözde futbolcuları Sercan Yıldırım, Volkan Şen ve Ozan İpek, büyük kulüplerin transfer listelerinde bulunuyor. Her defasında satılmayacağı açıklanan genç yıldızlar için Bursaspor Başkanı İbrahim Yazıcı'nın kapısını çalanlar arasına Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim de katıldı.

Sercan Yıldırım'ın hızı ve kalitesini öven Fatih Terim, Sercan'ın yanı sıra Volkan Şen'i

de kadrosunda görmek istediği belirtildi. Bu iki oyuncunun transferi için Başkan İbrahim Yazıcı ile telefonda görüştüğü belirtilen Fatih Terim'in, bonservis konusunda sıkıntı yaşanmayacağı teminatı verdiği ifade edildi.

Gelişmeler üzerine konuyu Teknik Direktör Ertuğrul Sağlam ile bir kez daha değerlendirecek olan Yazıcı'nın, bu oyunculara alternatif bulunması halinde transferlere izin verebileceği bildirildi.

* * *

Yattara, Selçuk İnan, Egemen Korkmaz ve Umut Bulut.

Şampiyonluğu averajla Fenerbahçe'ye kaptıran Trabzonspor, geçen sezonki başarıda pay sahibi olup takımdan ayrılan yıldız oyuncularının yerini doldurmaya çalışıyor.

Yattara'nın Suudi Arabistan, Selçuk İnan'ın Galatasaray, Egemen Korkmaz'ın Beşiktaş'a Umut’un Toulouse’a gitmesinin ardından Trabzonspor, gelecek sezon için takımı yeniden yapılandırmak zorunda kaldı. Teknik direktör Şenol Güneş, lig değerlendirmesini yaptığı toplantıda Cale, Colman ve Jaja'nın da takımdaki geleceklerinin belirsiz olduğunu söylemişti.

Gelecek sezon Şampiyonlar Ligi'nde mücadele etmek isteyen Trabzonspor'da hedef 20 Haziran'da başlayacak kampa kadar takımın iskeletini oluşturmak. Yönetim de yabancı transferi için çalışmalarına hız verdi.

Listenin üst sıralarında

Zokora, El Hamdoui ve Fuch yer alıyor.

Ajax'ın Faslı yıldızı El Hamdaoui için pazarlıklar sürüyor. Şenol Güneş'in ısrarla istediği Faslı oyuncu için yönetim, Ajax ile görüşmelerinde büyük mesafe kattetti.

Fildişi Sahilli Zokora için yaklaşık bir aydır görüşmelerini sürdüren bordo mavililer, Sevılla ile yaptığı pazarlıklar sonunda bonservis bedelini istediği rakama çekmeyi başardı. Zokora'yla da anlaşma zemini arayan Trabzonspor, Fildişi Sahilli oyuncuya imza attırmaya çok yakın.

Almanya'nın Mainz takımında forma giyen Christian Fuchs için ise girişimler sürüyor.

Bordo mavililer, Bucaspor'un genç futbolcusu Sercan Kaya ile anlaşma sağladı. Trabzonspor, Sercan ile 5 yıllık sözleşme imzalayacak. Bordo mavili kulüp daha önce de Bursaspor'dan Eren Albayrak'ın transferini gerçekleştirmişti.

* * *

Serdar Kesimal Fenerbahçe’deSerdar Kesimal Fenerbahçe’deFenerbahçe, Kayserispor’un milli stoperi Serdar Kesimal için kulübüyle Fenerbahçe, Kayserispor’un milli stoperi Serdar Kesimal için kulübüyle

kesin olarak anlaşmaya vardı ve genç oyuncuyu renklerine bağladı. kesin olarak anlaşmaya vardı ve genç oyuncuyu renklerine bağladı.

Fenerbahçe, dün her konuda anlaşmaya vardığı Serdar Kesimal'in transferini bugün noktalandırdı. Başarılı savunma oyuncusu gelecek sezon sarı lacivertli formayı giyecek.

Serdar Kesimal için Kayserispor Kulübü'ne, 3 oyuncu ve bir miktar para verileceği belirtildi.

Galatasaray'ın da ciddi şekilde ilgilendiği genç savunmacı için Almanya'nın Wolfsburg ve Rusya'nın Rubin Kazan'ın takımları da devredeydi. Ancak Kayserispor ile kesin olarak anlaşmaya varan Fenerbahçe, bugün de bu transferi kesin olarak bitirdi.

Fenerbahçe Kulübü'nün

resmi sitesinden yapılan açıklamada, "Kulübümüz, Kayserisporlu Serdar Kesimal'in transferi konusunda, Kayserispor Kulübüyle tüm şartlar üzerinde anlaşmaya varmış ve imzalar atılmıştır" ifadelerine yer verildi.

22 yaşındaki futbolcu, bu

sezon Kayserispor'da ligde oynadığı 29 maçın 29'unda da ilk onbirde forma giyerken rakip fi lelere de 2 gol atmayı başardı.

Serdar Kesimal, 2008-2009 sezonunda Kayserispor'a Almanya'nın Köln takımından transfer olmuştu.

Beşiktaş’ın geleceği: Necip Uysal Beşiktaş’ın geleceği: Necip Uysal

20 yaşındaki Necip, yıldızlarla dolu siyah beyazlıların geride kalan sezonda 20 yaşındaki Necip, yıldızlarla dolu siyah beyazlıların geride kalan sezonda en etkili isimlerinden oldu. Ligde 23 maça çıkan genç oyuncu, UEFA Avrupa en etkili isimlerinden oldu. Ligde 23 maça çıkan genç oyuncu, UEFA Avrupa

Ligi’nde 11, Ziraat Türkiye Kupası’nda da 6 maçta forma giydi. Ligi’nde 11, Ziraat Türkiye Kupası’nda da 6 maçta forma giydi.

Beşiktaş, 2010-2011 sezonunda yabancı yıldız oyuncularıyla gündem yaratırken, bu oyuncuların yanında istikrarlı ve başarıyı futboluyla genç oyuncusu Necip Uysal da adından söz ettirdi.

Siyah-beyazlı takımın altyapısında yetişen ve 20 yaşında (A) takımında oynama fırsatı bulan Necip, bu sezonki performansıyla uzun yıllar takımına başarıyla hizmet edebileceğini gösterdi.

Ligde ilk deneyimini Mustafa Denizli döneminde yaşayan ve 24 Ekim 2009 tarihinde Eskişehirspor maçıyla ''siftah'' yapan Necip, her gün üstüne koyarak takımın orta sahadaki önemli oyuncularından

biri oldu.Geçen sezon ligde 11 kez

sahaya çıkan siyah-beyazlı futbolcu, bu sezon ise sürekli görev alarak istikrarlı bir görüntü çizdi.

Necip, 2009-2010 sezonunda zaman zaman şans buldu. Siyah-beyazlı takımın altyapısından yetişen ve (A) takıma kadar yükselme başarısı gösteren genç oyuncu, devamını da getirdi ve zaman geçtikçe takımdaki yerini sağlamlaştırdı.

Geçen sezon ligde 11 karşılaşmada sahaya çıkan Necip, Türkiye Kupası'nda ise 3 kez forma giydi.

BU SEZON ZİRVE YAPTI

İlk sezonunda deneyim kazanan Necip, bu sezon ise takımın önemli oyuncuları arasına girmeyi başardı.

Bernd Schuster'in yanı sıra Tayfur Havutçu'nun da en çok güvendiği oyunculardan biri olan genç oyuncu, sezon boyunca sürekli oynama şansı yakalayarak zirve yaptı.

Spor Toto Süper Lig'de 24 kez sahaya çıkan siyah-beyazlı futbolcu, Ziraat Türkiye Kupası'nda ise 6 maçta görev aldı.

Necip, geride kalan sezon 24 lig, 11 Avrupa ve 6 da kupa maçına çıkarken, 2 kez de gol sevinci yaşadı.

Page 26: Yeni Devir Edition 99

31 M A Y I S 2 0 1 126 SPOR

Avrupa’nın en büyüğü Barcelona

İngiltere’nin Wembley Stadyumu’nda oynanan Şampiyonlar Ligi Final maçında Manchester United’ı İngiltere’nin Wembley Stadyumu’nda oynanan Şampiyonlar Ligi Final maçında Manchester United’ı 3-1 mağlup eden Barcelona kupayı müzesine götürdü. 3-1 mağlup eden Barcelona kupayı müzesine götürdü.

İngiltere'nin Wem-bley Stadyumu'nda oy-nanan Şampiyonlar Ligi Final maçında Manchester United'ı 3-1 mağlup eden Barcelona kupayı müzes-ine götürdü.

2009 yılında Roma’da Manchester United’ı ye-nerek Şampiyonlar Ligi Şampiyonu olan Barça, bu kez de Wembley’de ManU’yu devirerek Avrupa’nın en büyüğü oldu. Maçın ilk yarısı Pe-dro ve Rooney’in karşılıklı golleriyle geçilirken, Barcelona’ya galibiyeti getiren goller ikinci yarıda Messi ve David Villa’dan geldi.

Karşılaşmaya etkili başlayan taraf İngiliz ekibi Manchester United oldu. Savunmanın arkasına sarkan Rooney’i topla buluşturmaya çalışan ManU, ilk 5 dakikada Barcelona kalesinde etkili oldu.

Ancak maçın 10. dakikasından itibaren alışılagelmiş Barcelona sahadaydı. Özellikle orta sahadaki pasları ile oyunu kontrolüne alan İspanyol ekibi, Messi ve Iniesta’nın ataklarıyla üstünlük sayısını aradı.

Barça’nın beklenen golü ise 27. dakikada Xavi’nin güzel ara pası ile topla buluşan Pedro’nun sert şutuyla geldi. Sağ çaprazdan vuruşunu ya-pan Pedro, kaleci Van Der Sar’ın solundan topu ağlara gönderdi ve

takımını Şampiyonlar Ligi Finali’nde 1-0 öne geçirdi.

Yediği golün ardından daha çok hücumu düşünen Kırmızı Şeytanlar, Wayne Rooney ile beraberliği

yakaladı. Sağ kanattan tek başına topu sürükleyen Rooney, Giggs ile yaptığı verkaç sonrası ceza sahasında topla buluştu. Uzak köşeye çok sert bir şut çıkaran İngiliz oyuncu, çok güzel bir gole imzasını attı.

Dev fi nalin ilk devre-si iki takımın karşılıklı golleriyle 1-1 sona erdi.

Maçın ikinci yarısına ise İspanyol ekibi çok hızlı başladı. Rakip sahada yaptığı baskı ile Manches-ter United’ın sahasından

çıkmasına izin vermedi. 54. dakikada sahneye

Messi çıktı. Ceza sahası dışında topla buluşan Ar-jantinli, yaklaşık 25 metre-den çok sert vurdu ve Van Der Sar’ı avladı. İkinci yarıdaki etkili oyunu ile Barça yeniden öne geçmeyi başardı.

Üstünlük sayısının ardından daha rahat bir oyun sergileyen Barcelona, Xavi,Messi ve Iniesta’nın uzaktan etkili şutları ile farkı artırmak istese de, kalesi Van Der Sar bu kez izin vermedi.

Dakikalar 70’i gösterirken harika bir gol geldi Barce-lona adına. Messi sağ kanattan çalımlarla ceza sahasına girdi ancak içeri çevire-medi. Boşta kalan top ceza sahası dışındaki David Villa’ya kadar açıldı. Golcü oyuncu, iki direğin birleştiği noktaya muhteşem bir plase yaptı ve Barcelona’yı maçta 3-1 öne geçirdi.

Bu golle ra-hatlayan Barce-lona, maçın kalan

dakikalarında pas yaparak oyunu soğuttu. Oyuncu değişiklikleri ile süreyi eriten Barça, sahadan 3-1 galip ayrıldı ve 2009 yılının ardından bir kez daha Manchester United’ı yenerek Avrupa’nın en büyüğü oldu.

BARCELONA 4. KEZ KAZANDI

İspanyol ekibi Barce-lona, Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde bu gece Manches-ter United’ı yenerek 4. kez mutlu sona ulaştı.

Barcelona, 1991-1992, 2005-2006 ve 2008-2009 sezonlarında kupayı kazanırken, Manchester United ise 1967-1968, 1998-1999 ve 2007-2008 sezonlarında kupayı müz-esine götürdü.

MESSI, REKORA OR-TAK OLDU

Bu sezon Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde attığı 11 golle en golcü futbolcu olan Messi, Man-chester United karşısında 1 gol daha atarak Ruud Van

Nistelrooy’un 12 golle, bir sezonda en çok gol atan oyuncu unvanına da ortak oldu.

Ruud Van Nistelrooy, Manchester United’da forma giydiği 2002-2003 sezonunda UEFA Şampiyonlar Ligi’nde to-plam 12 gol atmış ve bir sezonda en çok gol atan futbolcu unvanını eline geçirmişti.

Barcelona, UEFA Avrupa Ligi’ni ka-zanan Portekiz’in Porto takımıyla Süper Kupa’yı almak için karşı karşıya gelecek.

BARCELONA: 3 - M. UNITED: 1

Barcelona: Valdes, Alves (Dk. 88 Puyol), Pique, Mascherano, Abidal, Busquets, Xavi, Iniesta, Pedro (Dk. 90 Afellay), Messi, David Villa (Dk. 86 Keita)

Manchester United: Edwin van der Sar, Fabio (Dk. 69 Nani), Ferdinand, Vidic, Evra, Valencia, Carrick (Dk. 76 Scholes), Giggs, Park, Rooney, Her-nandez

Goller: Dk. 27 Pedro, Dk. 53 Messi, Dk. 69 Da-vid Villa (Barcelona), Dk. 34 Rooney (M. United)

Page 27: Yeni Devir Edition 99

2731 M A Y I S 2 0 1 1

Page 28: Yeni Devir Edition 99

31 M A Y I S 2 0 1 128

TTFM

4

FULL-CERAMIC BURNER UNITFULL CERAM

CHAIN-FREEDIRECTDRIVE

MOTOR SYSTEM

HOT SPECIALS!!!

$15904 - BURNER

KEBAB MACHINE

Individual Flame-outThermocouple Sensor

on every burner

Durable and ReliableBattery Operated

Spark Igniter

Innovative Swing-inDesign gets close

to kebab

Safe & DurableStainless-Steel

Corrugated Gas Lines

www.kebabmachine.com.au

TTFM- SERIESKEBAB MACHINES

TTFM

3

TTFM

5

Showroom: 695 Sydney Rd, Coburg 3058 , Melbourne - Victoria, AustraliaTel: +61 3 9350 2943

Factory: 26~28 Glenbarry Road, Campbellfield 3061, Victoria AustraliaTel: +61 3 9357 0855

Email: [email protected]

Open 6 days:Monday - Wednesday 8am-5:30pm; Thursday & Friday 8am-7pm; Saturday 8am-5pm