29
1 İKİNCİ BÖLÜM ÂYETLERİN DİLİNDEN KUR’ÂN’IN VASIFLARINI 1- el-Bakara, 2 : َ قيّ تُ مْ ل ك ى لً دُ ه ك فيهَ بْ يَ رَ ُ ابَ ت ك كْ الَ ك ٰ ذ“İşte bu, içinde şüphe bulunmayan ve takvâ sahiplerine rehber olan Kitap’tır.” 2- el-Bakara, 97 : ْ نَ مْ لُ قٰ ْ شُ بَ ى وً دُ هَ و ك هْ يَ دَ يَ ْ يَ ا بَ م ك ا لً ق كٰ دَ صُ م كٰ ٰ نك اْ ذ ك ك َ ك بكْ لَ قٰ َ عُ َ ّ زَ نُ هّ ن ك اَ فَ يلْ جك ك ا لّ وُ دَ عَ نَ َ ني ك مْ مُ مْ ل ك ى ل“(Yahudiler’e) de ki : Kim Cebrâil’e düşmansa (bilsin ki), önceki Kitaplar’ı doğrulayan ve müminlere rahmet ve müjde olan Kur’an’ı Allah’ın izniyle senin kalbine o indirmiştir.” 3- el-Bakara, 185 : ك انَ قْ رُ فْ الَ ى وٰ دُ هْ الَ ن ك مٍ اتَ كنٰ يَ بَ و ك اسّ لن ك ى لً دُ هُ نٰ اْ رُ قْ ال ك فيهَ زكلْ نُ ى اّ اَ انَ ضَ مَ رُ رْ هَ ش“Ramazan, insanlığa rehber olmak üzere doğru yolun, hak ve bâtılın apaçık delillerini içeren Kur’an’ın indirildiği bir aydır (…)”

ÂYETLERİN DİLİNDEN KUR’ÂN’IN VASIFLARINI...3 10- en-Nisâ, 174 : ا ب ار ك اك ا ز ا و ك ك بر ك ن ا ˴ ب Ü ء اˣ ˲ س اҩ ا ا ي Ҫ ا ي “Ey insanlar!

  • Upload
    others

  • View
    5

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: ÂYETLERİN DİLİNDEN KUR’ÂN’IN VASIFLARINI...3 10- en-Nisâ, 174 : ا ب ار ك اك ا ز ا و ك ك بر ك ن ا ˴ ب Ü ء اˣ ˲ س اҩ ا ا ي Ҫ ا ي “Ey insanlar!

1

İKİNCİ BÖLÜM

ÂYETLERİN DİLİNDEN

KUR’ÂN’IN VASIFLARINI

1- el-Bakara, 2 :

الككتاب ل ريب فيهك هدى لكلمتقي ذلك

“İşte bu, içinde şüphe bulunmayan ve takvâ sahiplerine rehber olan

Kitap’tır.”

2- el-Bakara, 97 :

قا لكما بي يديهك وهدى وبش قل من ك مصدك ذنك الل ك ك بك ل عل قلبك ه نز ن بيل فاك ا لكجك ني كن عدو ى لكلمممك

“(Yahudiler’e) de ki : Kim Cebrâil’e düşmansa (bilsin ki), önceki Kitaplar’ı

doğrulayan ve müminlere rahmet ve müjde olan Kur’an’ı Allah’ın izniyle

senin kalbine o indirmiştir.”

3- el-Bakara, 185 :

ن الهدى والفرقانك كنات مك ى انزكل فيهك القران هدى لكلناسك وبي … شهر رمضان ال

“Ramazan, insanlığa rehber olmak üzere doğru yolun, hak ve bâtılın apaçık

delillerini içeren Kur’an’ın indirildiği bir aydır (…)”

Page 2: ÂYETLERİN DİLİNDEN KUR’ÂN’IN VASIFLARINI...3 10- en-Nisâ, 174 : ا ب ار ك اك ا ز ا و ك ك بر ك ن ا ˴ ب Ü ء اˣ ˲ س اҩ ا ا ي Ҫ ا ي “Ey insanlar!

2

4-Âl-u İmrân, 3 :

قا لكما بي يديهك لحقك مصدك ل عليك الككتاب بك …نز

“Kitab’ı sana, gerçeğin bizzat kendisi ve önceki Kitaplar’ı doğrulayıcı olarak

parça parça Allah indirmiştir (…)”

5- Âl-u İmrân, 7 :

ات نه ايت محكات هن ام الككتابك واخر متشابك ى انزل عليك الككتاب مك … هو ال

“Kitab’ı sana Allah indirmiştir. Onun bir kısım âyetleri muhkem ki, bunlar

Kitab’ın aslıdır, bir kısmı da müteşâbihdir (…)”

6- Âl-u İmrân, 103 :

ك جيعا بلك الل موا بك …واعتصك

“Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın (…)”

7- Âl-u İmrân, 138 : ظة لكلمتقي هـذا بيان لكلناسك وهدى وموعك

“Bu (Kur’an) insanlık için bir bildiri, takvâ sahipleri için doğru yol rehberi

ve bir öğüttür.”

8- en-Nisâ, 82 :

ك ل ندك غيك الل ن عك وجدوا فيهك اختكلفا كثياافل يتدبرون القران ولو كن مك

“Onlar Kur’an’ı derinlemesine düşünmezler mi? Eğer Kur’an Allah’tan

başkasının sözü olsaydı, onda bir çok çelişki bulurlardı.”

9-en-Nisâ, 170 :

ن لحقك مك سول بك ا الناس قد جاءك الر كك ي اي …رب

“Ey insanlar! Şüphesiz Peygamber size Rabbinizden gerçeği getirmiştir (…)

Page 3: ÂYETLERİN DİLİNDEN KUR’ÂN’IN VASIFLARINI...3 10- en-Nisâ, 174 : ا ب ار ك اك ا ز ا و ك ك بر ك ن ا ˴ ب Ü ء اˣ ˲ س اҩ ا ا ي Ҫ ا ي “Ey insanlar!

3

10- en-Nisâ, 174 :

ليك نورا مبينا كك وانزلنا اك ن رب ا الناس قد جاءك برهان مك ي اي

“Ey insanlar! Şüphesiz size Rabbinizden bir delil geldi ve size apaçık bir nur

indirdik.”

11- el-Mâide,15 :

ك نور وككتاب مبي ن الل قد جاءك مك

”(…) Şüphesiz size Allah’tan bir nur ve gerçeği açıkça gösteren bir Kitap

geldi.”

12- el-Mâide, 48 :

نا عليهك ن الككتابك ومهيمك قا لكما بي يديهك مك لحقك مصدك ليك الككتاب بك …وانزلنا اك

“Sana da daha önceki Kitapları doğrulamak ve onlardaki hükümleri

korumak üzere her yönüyle gerçek olan Kur’an’ı indirdik (…)”

13- el-En’âm, 19 : رك بكه ومن بلغ نذك ل هـذا القران لك اك …واوحك

“(…)Bu Kur’an, sizi ve kendilerine ulaşan herkesi onunla uyarmam için bana

vahyedildi (…)”

14-el-En’âm, 92 :

ر ام القرى ومن حولها ى بي يديهك ولكتنذك ق ال … وهـذا ككتاب انزلناه مبارك مصدك

“ Bu, kendisinden önceki Kitaplar’ı onaylayan, bütün şehirlerin anası olan

Mekke ile çevresindekileri uyarman için indirdiğimiz mübârek bir Kitap’tır

(…)”

Page 4: ÂYETLERİN DİLİNDEN KUR’ÂN’IN VASIFLARINI...3 10- en-Nisâ, 174 : ا ب ار ك اك ا ز ا و ك ك بر ك ن ا ˴ ب Ü ء اˣ ˲ س اҩ ا ا ي Ҫ ا ي “Ey insanlar!

4

15- el-En’âm, 104 :

كك ن رب … قد جاءك بصائكر مك“Size Rabbinizden gerçeğin delilleri gelmiştir (…)”

16- el-En’âm, 114 :

ل ليك الككتاب مفص ى انزل اك ك ابتغى حكا وهو ال لحقك افغي الل كك بك ن رب ه منل مك ين اتيناه الككتاب يعلمون ان … وال

“(Onlara şöyle de) : “Allah size bütün gerçekleri apaçık ortaya koyan Kitab’ı

göndermişken, doğruyu yanlışı öğrenmek için Allah’tan başka hakem mi

arayacağım? Kendilerine Kitap verdiklerimiz, onun (Kur’an’ın), bizâtihi

hakikat olarak Rabbin tarafından indirildiğini bilirler. (…)”

17- el-En’âm, 115 :

ماتكه ل لككك دقا وعدل ل مبدك كك صك مت رب ت كك …وتم

“Rabbinin sözü doğruluk yönüyle de, adalet yönüyle de mükemmeldir.

O’nun sözlerini değiştirmeye kimsenin gücü yetmez (…)”

18- el-En’âm, 115 :

…وهـذا ككتاب انزلناه مبارك “Bu, indirdiğimiz mübârek bir Kitap’tır.”

19- el-A’raf, 2 :

ليك فل يكن ىف ص ني ككتاب انزكل اك كرى لكلمممك ر بكه وذك نه لكتنذك دركك حرج مك

“(Bu) sana indirilmiş Kitap’tır. Ondan dolayı yüreğinde bir sıkıntı olmasın.

Sen onunla insanları uyarır, müminlere öğüt verirsin.”

20- el-A’raf , 204 :

ك ترحون توا لعل عوا ل وانصك تمك ذا قركئ القرآ ن فاس واك

“Kur’an okunduğu zaman ona kulak verin, susup dinleyin. Böylece Allah’ın

rahmetine nâil olursunuz.”

Page 5: ÂYETLERİN DİLİNDEN KUR’ÂN’IN VASIFLARINI...3 10- en-Nisâ, 174 : ا ب ار ك اك ا ز ا و ك ك بر ك ن ا ˴ ب Ü ء اˣ ˲ س اҩ ا ا ي Ҫ ا ي “Ey insanlar!

5

21- el-Enfal, 2 : م ايته زادتم ذا تلكيت عليك لت قلوبم واك وجك ر الل ذا ذكك ين اك نون ال ما المممك ن ون اك م يتوك ك اميان وعل ربك

“Müminler o kimselerdir ki (…)kendilerine Allah’ın âyetleri okunduğu

zaman bu onların imanını artırır, onlar yalnızca Allah’a tevekkül ederler.”

22- Yûnus 10, 1 : الر تكل ايت الككتابك الحكميك

”Elif Lâm Râ. Bunlar hikmet dolu Kitab’ın âyetleridir.”

23- Yûnus , 37 :

ن دونك ا ى مك ن ربك العالمي وما كن هـذا القران ان يفت ى بي يديهك وتفصيل الككتابك ل ريب فيهك مك ك ولـككن تصديق ال لل

“Bu Kur’an, Allah’tan başkası tarafından ortaya konulabilecek bir Kitap

değildir. O, kendisinden önce indirilen kitapları doğrulayan, Allah’ın

hükümlerini açıklayan, kendisinde hiçbir şüphe olmayan ve âlemlerin

Rabbinden gelen bir Kitap’tır.”

24- Yûnus, 57 :

ة لكلمممك دورك وهدى ورح فاء لكما ىفك الص كك وشك ن رب ظة مك ا الناس قد جاءتك موعك ني ي اي

“Ey insanlar! Size Rabbinizden bir öğüt, gönüllerin derdine devâ,

müminlere doğru yolu gösteren bir rehber ve rahmet gelmiştir.”

25- Yûnus, 108 :

ا الناس قد جاءك الحق مك كك قل ي اي ن رب

“Ey insanlar! İşte size Rabbinizden gerçek gelmiştir (…)”

Page 6: ÂYETLERİN DİLİNDEN KUR’ÂN’IN VASIFLARINI...3 10- en-Nisâ, 174 : ا ب ار ك اك ا ز ا و ك ك بر ك ن ا ˴ ب Ü ء اˣ ˲ س اҩ ا ا ي Ҫ ا ي “Ey insanlar!

6

26- Hûd, 1 :

ن حكمي خبي ن ل لت مك ت ايته ث فصك الر ككتاب احكك

“Elif Lâm Râ. Bu Kitap her şeyi yerli yerince yapan ve her şeyden haberdar

olan Allah tarafından âyetleri kesin delillerle güçlendirilmiş ve iyice

açıklanmış bir Kitap’tır.”

27- Hûd, 120 :

ني … كرى لكلمممك ظة وذك هك الحق وموعك وجاءك ىف هـذك

“(…) Bu sûrede sana gerçeğin bilgisi, müminlere bir öğüt ve ibret gelmiştir.”

28- Yûsuf, 1,2 : لون الر تكل ايت الككتابك المبيك اكن انزلناه قرءن عربكيا لعلك تعقك

“Elif Lâm Râ. Bunlar hakkı açıklayan apaçık Kitab’ın âyetleridir.”

“Biz onu, anlayasanız diye Arapça bir Kitap olarak indirdik.”

29- Yûsuf, 111 :

ى بي يديهك وتفصيل كك شئ … ى ولـككن تصديق ال نون ما كن حديثا يفت ة لكقوم يممك وهدى ورح

“(…) Bu Kur’an uydurulabilecek bir söz değildir. O kendinden önce gelen

Kitaplar’ı doğrular, her şeyi iyice açıklar, iman eden kimselere de doğru yolu

gösterir bir rehber ve rahmettir.”

30- Ra’d, 1 :

نون كك الحق ولـككن اكث الناسك ل يممك ن رب ليك مك ى انزكل اك املر تكل ايت الككتابك وال

“Elif Lâm Mîm Râ. İşte bunlar Kitab’ın âyetleridir. Rabbinden sana indirilen

bu Kitap bir gerçektir. Fakat insanların çoğu iman etmez.”

Page 7: ÂYETLERİN DİLİNDEN KUR’ÂN’IN VASIFLARINI...3 10- en-Nisâ, 174 : ا ب ار ك اك ا ز ا و ك ك بر ك ن ا ˴ ب Ü ء اˣ ˲ س اҩ ا ا ي Ҫ ا ي “Ey insanlar!

7

31- er-Ra’d, 37 :

انزلناه حكا عربيا وكذلك

“İşte böylece biz Kur’an’ı Arapça bir hüküm ve hikmet kaynağı olarak

indirdik.”

32- İbrahim, 1 :

اطك العزيزك الر م اكل صك ك ذنك ربك ك لماتك اكل النورك بك ن الظ ليك لكتخركج الناس مك الحميدك ككتاب انزلناه اك

”Elif Lâm Râ. İşte bu, insanları Rablerinin izniyle karanlıklardan aydınlığa

çıkarman, karşı konulmaz kudret sahibi ve övülmeye lâyık olan Allah’ın

yoluna ulaştırman için sana indirdiğimiz bir Kitap’tır.”

33- İbrahim, 52 :

كر اولوا اللبابك د ولكيذ لـه واحك ما هو اك هـذا بلغ لكلناسك ولكينذروا بكه ولكيعلموا ان

“Bu Kur’an, insanların, kendilerini bekleyen tehlikelere karşı uyarılmaları,

Allah’ın tek bir ilâh olduğunu bilmeleri ve akıl sahiplerinin duyup öğüt

almaları için bir duyurudur.”

34- el-Hicr, 9 :

ظون ن ل لحافك كر واك لنا الك ن نز اكن ن

“ Kur’an’ı şüphesiz biz indirdik ve elbette onu biz koruruz.”

35- el-Hicr, 87 :

ن المثاىن والقران العظمي بعا مك ولقد اتيناك س

“Elbette biz sana devamlı tekrarlanan yedi âyeti (Fâtiha Sûresi’ni) ve şu yüce

Kur’an’ı verdik.”

Page 8: ÂYETLERİN DİLİNDEN KUR’ÂN’IN VASIFLARINI...3 10- en-Nisâ, 174 : ا ب ار ك اك ا ز ا و ك ك بر ك ن ا ˴ ب Ü ء اˣ ˲ س اҩ ا ا ي Ҫ ا ي “Ey insanlar!

8

36- en-Nahl, 44 :

م ولعلهم يتفكرون لكلناسك ما نزكل اكليك كر لكتبيك ليك الك وانزلنا اك

“(…) İnsanlara kendilerine indirileni açıklaman ve onların da (üzerinde)

düşünmeleri için sana bu Kur’an’ı indirdik.”

37- en-Nahl, 64 :

ن ة لكقوم يممك ى اختلفوا فيهك وهدى ورح ك لهم ال ون وما انزلنا عليك الككتاب اكل لكتبيك

“Biz sana bu Kitab’ı özellikle anlaşmazlığa düştükleri şeyleri onlara

açıklayasın ve iman edenlere rehber ve rahmet olsun diye indirdik.”

38- en-Nahl. 89 :

لنا ع ئنا بكك شهيدا عل هملءك ونز هكم وجك ن انفسك م مك ة شهيدا عليك ك شئ وهدى ورح ويوم نبعث ىف كك ام ى ليك الككتاب تكيان لك ة وبش

لكلمسلكمي

“(…) Bize sana her şeyi açıklamak, doğru yolu göstermek, rahmet kaynağı

olmak ve müslümanlara da müjde vermek üzere bu Kitab’ı indirdik.”

39- en-Nahl, 98 :

جميك يطانك الر ن الش ك مك لل ذ بك تعك فاكذا قرات القران فاس

“Kur’an okuyacağın zaman, kovulmuş şeytandan Allah’a sığın.”

40- en-Nahl, 102,103 :

ى لكلمسلكمي ولق ين امنوا وهدى وبش ت ال ك لحقك لكيث كك بك ن رب ل روح القدسك مك كمه بش لك قل نز ما يعل ن م يقولون اك ى سان اد نعل ان ل

مبي ى وهـذا لكسان عربك مك ليهك اع دون اك يلحك

“De ki : “O Kur’ân’ı, müminlerin imanını pekiştirmek, müslümanlara bir

rehber ve bir müjdeci olmak üzere Rabbinden değişmez bir gerçek olarak

Rûhu’l-Kudüs indirmiştir.”

Page 9: ÂYETLERİN DİLİNDEN KUR’ÂN’IN VASIFLARINI...3 10- en-Nisâ, 174 : ا ب ار ك اك ا ز ا و ك ك بر ك ن ا ˴ ب Ü ء اˣ ˲ س اҩ ا ا ي Ҫ ا ي “Ey insanlar!

9

“Onların “Kur’ân’ı, ona kesinlikle bir insan öğretiyor” dediklerini elbette

biliyoruz. Kur’ân’ı ona öğrettiğini ileri sürdükleri kimsenin dili yabancıdır,

Kur’an ise açık ve anlaşılır bir Arapça’dır.”

41- el-İsrâ , 9 :

ا الكحاتك ان لهم اجرا كبيا اكن هـذا القران يدى لكلىت هك ين يعملون الص ني ال المممك قوم ويشك

“Gerçekten bu Kur’an insanları en doğru yola iletir, salih ameller işleyen

müminlere kendileri için büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler.”

42- el-İsrâ, 82 :

الكمي اكل خسارا ني ول يزيد الظ ة لكلمممك فاء ورح ن القرانك ما هو شك وننكل مك

“Biz Kur’an’dan müminler için şifa ve rahmet olan şeyler indiriyoruz. Kur’an

zalimlerin ancak zararlarını artırır.”

43- el-İsrâ , 88, 89 :

ثلك ولو ك تون بكمك ثلك هـذا القرانك ل ي توا بكمك ن عل ان ي ك اجتمعتك الكنس والجك ناسك ىف هـذا ن بعضهم لكبع ههيا ولقد صفنا لكل قل لئك

ن كك مثل فاب اكث الناسك اكل كفورا القرانك مك

“De ki : “Eğer insanlar ve cinler, bu Kur’ân’ın bir benzerini getirmek için bir

araya toplansalar ve birbirlerine yardım etseler, yine de onun gibisini

meydana getiremezler.”

“Andolsun ki biz bu Kur’an’da her konuyu örnekleriyle insanlara açıkladık.

Fakat insanların çoğu kabul etmeyip inkâr etmekte direttiler.”

44- el-İsrâ, 105-109:

ا ونذيرا وقران فرقناه لكتق لحقك نزل وما ارسلناك اكل مشك لحقك انزلناه وبك لناه تنيل ق راه عل الناسك عل م وبك نوا كث ونز نوا بكه او ل تممك ل امك

بح ذقانك سدا ويقولون س ون لكل ر م يك ذا يتل عليك ن قبلك اك ل مك ين اوتوا العك ر اكن ال كنا لمفعول ويك كنا اكن كن وعد رب ن لكلذقانك يبكون وان رب

ويزيده خشوعا

Page 10: ÂYETLERİN DİLİNDEN KUR’ÂN’IN VASIFLARINI...3 10- en-Nisâ, 174 : ا ب ار ك اك ا ز ا و ك ك بر ك ن ا ˴ ب Ü ء اˣ ˲ س اҩ ا ا ي Ҫ ا ي “Ey insanlar!

10

“Biz Kur’ân’ı gerçeği ortaya koymak üzere indirdik ve o da bizâtihi gerçek

olarak indi (…)”

“Biz Kur’ân’ı, insanlara yavaş yavaş okuyasın diye bölümlere ayırdık ve

parça parça indirdik.”

“Şöyle de : Kur’an’a ister inanın, ister inanmayın; daha önce kendilerine ilim

verilenlere Kur’an okunduğu zaman, hemen yüzüstü secdeye kapanırlar.”

“Ve şöyle derler : “Rabbimiz her türlü kusurdan ve ortaktan uzaktır.

Rabbimizin vaadi kesin olarak gerçekleşti.”

“Onlar ağlayarak yüzüstü secdeye kapanırlar; Kur’ân’ın okunması, onların

Allah’a olan saygısını artırır.”

45- el-Kehf, 1,2 :

سا شديد ر ب ما لكينذك وجا قيك عل ل عك هك الككتاب ولم ي ى انزل عل عبدك ك ال ن ل الحمد للك ين يعملون اا مك ني ال المممك الكحاتك ان نه ويشك لص

نا لهم اجرا حس

“Hamd bütünüyle, kuluna Kitab’ı indiren ve onda hiçbir tutarsızlığa yer

vermeyen Allah’a aittir.”

“Allah bu tutarlı ve dosdoğru Kitab’ı, inanmayanları kendi katından gelecek

şiddetli bir azap ile uyarmak, sâlih ameller işleyen müminleri de

kendisinden sürekli yararlanacakları bir mükâfât ile müjdemelek için

indirmiştir.”

46- el-Kehf , 27 :

كك ن ككتابك رب ليك مك اك ن دونكه ملتحدا واتل ما اوحك د مك ماتكه ولن تك ل لككك ل مبدك

“Rabbinin Kitabı’ndan sana vahyedileni oku! Onun sözlerini değiştirecek bir

güç yoktur (…)”

Page 11: ÂYETLERİN DİLİNDEN KUR’ÂN’IN VASIFLARINI...3 10- en-Nisâ, 174 : ا ب ار ك اك ا ز ا و ك ك بر ك ن ا ˴ ب Ü ء اˣ ˲ س اҩ ا ا ي Ҫ ا ي “Ey insanlar!

11

47- el-Kehf , 29 :

ن ومن شا كك فمن شاء فليممك ن رب …ليكفر ء ف وقلك الحق مك

“De ki : Gerçek Rabbinden gelmiştir. Dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin

(…)”

48- Meryem, 97 :

ا ر بكه قوما ل بكهك المتقي وتنذك نه بكلكسانكك لكتشك ما يس ن فاك

“Biz bu Kur’an’ı senin dilinde indirip kolaylaştırdık ki, takvâ sahiplerini

onunla müjdeleyesin; boş bir inatla direnenleri de yine onunla uyarasın.”

49- Tâhâ, 1-4 :

ن خلق الرض والس م مواتك العل طه ما انزلنا عليك القران لكتشقى اكل تذككرة لكمن يش تنيل مك

“Tâ Hâ.”

“Biz bu Kur’an’ı sana güçlük çekesin diye indirmedik.”

“Onu Allah’tan korkan kimselere bir öğüt olsun diye indirdik.”

“O Kur’an, yeri ve yüce gökleri yaratan tarafından parça parça indirilmiştir.”

50- Tâhâ, 113,114 :

كر ث لهم ذك دك ن الوعيدك لعلهم يتقون او ي فنا فيهك مك انزلناه قران عربيا وص الحق ول تعجل بك ا فتعال وكذلك الملك ن قبلك ان الل لقرانك مك

ليك وحيه وقل ربك زكدىن عكلما يقض اك

“İşte biz onu Arapça bir Kur’an olarak indirdik, Allah’a karşı gelmekten

sakınsınlar, Kur’an onlar için bir öğüt, bir ibret ortaya koysun diye

tehditlerimizi onda çeşitli üsluplarla açıkladık.”

“(…) Sana vahyedilişi tamamlanmadan önce Kur’ân’ı okumada acele etme!

‘Rabbim! İlmimi artır’ de.”

Page 12: ÂYETLERİN DİLİNDEN KUR’ÂN’IN VASIFLARINI...3 10- en-Nisâ, 174 : ا ب ار ك اك ا ز ا و ك ك بر ك ن ا ˴ ب Ü ء اˣ ˲ س اҩ ا ا ي Ҫ ا ي “Ey insanlar!

12

51- el-Enbiyâ, 50 :

كر مبارك انزلناه … وهذا ذك

“Bu Kur’an bizim indirdiğimiz mübârek bir öğüttür (…)”

52- el-Hac, 16 :

ان كنات وكذلك …زلناه ايت بي

“İşte biz Kur’an’ı böyle apaçık âyetler halinde indirdik (…)”

53- en-Nûr, 34 :

ظة لكلمتقي ن قبلكك وموعك ين خلوا مك ن ال نات ومثل مك ليك ايت مبيك ولقد انزلنا اك

“Doğrusu biz size her şeyi açıklayan âyetler, sizden önce yaşayıp gidenlerden

örnekler ve takvâ sahipleri için öğütler indirdik.”

54- en-Nûr, 46 :

نات لقد انزلنا ايت مب …يك

“Doğrusu biz her şeyi apaçık ortaya koyan âyetler indirdik (…)”

55- el-Furkân, 1 :

ه لكيكون لكلعالمي نذيرا ل الفرقان عل عبدك ى نز تبارك ال

“Bütün insanlara ve çağlara bir uyarıcı olsun diye, kuluna Furkân (hak ile

bâtılı ayıran Kur’ân) ı indiren Allah yüceler yücesidir.”

56- el-Furkân, 5, 6 :

ى يعل السك لي اكتتبا فهكىى تمل عليهك بكرة واصيل قل انزل ال ه كن ف وقالوا اساطي الو ن مواتك والرضك اك ورا رحما ىفك الس

“Dediler ki : “Bu Kur’an, eskilerin masallarıdır. Peygamber onları başkasına

yazdırmıştır. Bu masallar ona sabah akşam okunmaktadır.”

Page 13: ÂYETLERİN DİLİNDEN KUR’ÂN’IN VASIFLARINI...3 10- en-Nisâ, 174 : ا ب ار ك اك ا ز ا و ك ك بر ك ن ا ˴ ب Ü ء اˣ ˲ س اҩ ا ا ي Ҫ ا ي “Ey insanlar!

13

“De ki : “Bu Kur’an’ı, göklerin ve yerin bütün sırlarını bilen Allah indirmiştir

(…)”

57- el-Furkân,32 :

لناه ترتيل ورت

“(…) Ve biz onu tertîl üzere (ağır ağır,tane tane) okuduk.”

58-eş-Şuarâ, 2 :

تكل ايت الككتابك المبيك “Bunlar, gerçekleri açıklayan apaçık Kitab’ın âyetleridir.”

59-eş-Şuarâ, 192-194 :

وح المي عل قلبك ه لتنيل ربك العالمي نزل بكهك الر ن ن واك رينك لكتكون مك … المنذك

“Şüphesiz bu Kur’an, âlemlerin Rabbi olan Allah tarafından indirilen bir

Kitap’tır.”

“Uyaranlardan olasın diye onu senin kalbine Rûhu’l-Emîn indirmiştir.”

60-en-Neml, 1,2 :

ني ى لكلمممك طس تكل ايت القرانك وككتاب مبي هدى وبش

“Tâ Sîn. Bunlar Kur’ân’ın ve her şeyi açıklayan apaçık bir Kitab’ın

âyetleridir.”

“Müminlere hidâyet ve müjde olarak (indirilmiştir).”

61- en-Neml, 76,77 :

ني اكن هـذا الق ة لكلمممك ه لهدى ورح ن تلكفون واك ى ه فيهك ي ران يقص عل بىن اكسئيل اكث ال

“Şüphesiz bu Kur’an, İsrâiloğullarına üzerinde anlaşmazlığa düştükleri pek

çok şeyi anlatmaktadır.”

Page 14: ÂYETLERİN DİLİNDEN KUR’ÂN’IN VASIFLARINI...3 10- en-Nisâ, 174 : ا ب ار ك اك ا ز ا و ك ك بر ك ن ا ˴ ب Ü ء اˣ ˲ س اҩ ا ا ي Ҫ ا ي “Ey insanlar!

14

“Çünkü o, iman edenlere doğru yolu gösteren bir rehber ve bir rahmettir.”

62- en-Neml, 92 :

وان اتلوا القران … “(…)Ayrıca Kur’an okumam da bana emredildi.”

63-el-Kasas, 1,2 :

طسم تكل ايت الككتابك المبيك “Tâ Sîn Mîm.”

“Bunlar, her şeyi açıklayan apaçık Kitab’ın âyetleridir.”

64-el-Kasas, 52,53 :

ه ن م قالوا امنا بكه اك ذا يتل عليك نون واك ن قبلك ه بكه يممك ين اتيناه الككتاب مك ن قبلك مسلكمي ال كنا اكن كنا مك ن رب الحق مك

“Kur’an’dan önce kendilerine Kitap verdiklerimiz buna da inanırlar.”

“Onlara Kur’an okunduğu zaman, “Biz buna iman ettik, çünkü o,

Rabbimizden gelen gerçeğin tâ kendisidir. Bundan önce de biz Müslüman

idik!” derler.”

65-el-Kasas, 85 :

ى فرض عليك القران …ك اكل معاد لراد اكن ال

“Kur’ân’ı sana indirip, onunla amel etmeyi farz kılan Allah seni dönülecek

yere tekrar döndürecektir (…)”

66-el-Kasas, 86 :

ليك الككتاب اكل كك وما كنت ترجوا ان يلقى اك ن رب ة مك … رح

“Sen aslında bu Kitab’ın sana vahyedileceğini ummuyordun. Ama

Rabbinden bir rahmet eseri olarak sana indirildi (…)”

Page 15: ÂYETLERİN DİLİNDEN KUR’ÂN’IN VASIFLARINI...3 10- en-Nisâ, 174 : ا ب ار ك اك ا ز ا و ك ك بر ك ن ا ˴ ب Ü ء اˣ ˲ س اҩ ا ا ي Ҫ ا ي “Ey insanlar!

15

67-el-Ankebût, 45 :

ن ليك مك اك الككتابك اتل ما اوحك

“Sana Kitap’tan vahyedileni oku! (…)”

68-el-Ankebût, 47-51 :

ن بكه وما وكذلك ن هملءك من يممك نون بكه ومك ين اتيناه الككتاب يممك ليك الككتاب فال رون وما كن انزلنا اك يتكنا اكل الكفك حد بك ن ي ت تتلوا مك

ذا لر ه بكيمينكك اك ن ككتاب ول تط يتكنا اكل اقبلك مك حد بك ل وما ي ين اوتوا العك كنات ىف صدورك ال لون بل هو ايت بي الكمون لتب المبطك ظ

ما ان نذ ن ك واك ند الل يت عك ما ال ن كه قل اك ن رب م اك وقالوا لول انزكل عليهك ايت مك ير مبي اولم يكفكهكم ان انزلنا عليك الككتاب يتل عليك ن ىف ذلك

نون كرى لكقوم يممك ة وذك لرح

“Önceki peygamberlere Kitap indirdiğimiz gibi sana da bu Kitab’ı

indirdik. Kendilerine Kitap verdiklerimiz buna inanırlar (…)”

“Sen bu Kur’an’dan evvel ne bir kitap okuyordun, ne de onu elinle

yazıyordun! Öyle olsaydı, bâtıla uyanlar şüpheye düşerdi.”

Gerçekte bu Kur’an, kendilerine ilim verilen kimselerin gönüllerinde yer

eden apaçık âyetlerdir. Bizim âyetlerimizi zâlimlerden başkası inkâr etmez.” “ Kâfirler dediler ki : “Ona Rabbinden bir takım mûcizeler verilseydi ya!” De

ki : “Mûcizeler ancak Allah katındadır. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.”

“Kendilerine okunan bu Kitab’ı sana indirmemiz mûcize olarak onlara

yetmez mi? Hiç şüphesiz bunda iman eden bir toplum için bir rahmet ve

öğüt vardır.”

69-Lokmân, 2,3 :

ني ة لكلمحس ك امل تكل ايت الككتابك الحكميك هدى ورح

“Bunlar hikmetli Kitab’ın âyetleridir.”

“İyilik yapan ve iyi kulluk edenler için bir hidâyet ve rahmet (olarak

indirilmiş) tir.”

Page 16: ÂYETLERİN DİLİNDEN KUR’ÂN’IN VASIFLARINI...3 10- en-Nisâ, 174 : ا ب ار ك اك ا ز ا و ك ك بر ك ن ا ˴ ب Ü ء اˣ ˲ س اҩ ا ا ي Ҫ ا ي “Ey insanlar!

16

70-es-Secde, 2,3 :

ن ربك العالمي ام يقولون افت ر قوم یتنيل الككتابك ل ريب فيهك مك كك لكتنذك ن رب ن قب ه بل هو الحق مك ن نذير مك لعلهم ا ما اتيم مك لك

يتدون

“Bu Kitab’ın, âlemlerin Rabbi tarafından indirildiğinde hiçbir şüphe

yoktur.”

“Yoksa “Onu kendisi uydurmuş” mu diyorlar? Doğrusu, bu, Rabbinden

gelen hakkın tâ kendisidir ki, senden önce kendilerine hiç uyarıcı gelmemiş

bir kavmi uyarman için gönderilmiştir (…)”

71-el-Fâtır, 29-32 :

ا وعلنكية يرج ا رزقناه سك م لوة وانفقوا مك ك واقاموا الص ين يتلون ككتاب الل ن اكن ال يم اجوره ويزيده مك ك ارة لن تبور لكيوف ه ون تك ن فضلك اك

ل ى اوحينا اك ه لخبي بصي ث اورثن فور شكور وال بادك بكعك قا لكما بي يديهك اكن الل ن الككتابك هو الحق مصدك ين اصطفينا ا ايك مك لككتاب ال

لخي نم سابكق بك د ومك نم مقتصك ه ومك نم هالكم لكنفسك ن فمك بادك ن عك هو الفضل الكبي مك ك ذلك ذنك الل ك اتك بك

“Allah’ın Kitabı’nı okuyan, namazlarını gerektiği şekilde kılan ve

kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden gizli ve açık bağışta bulunan

kimseler, hiç ziyan ihtimali olmayan bir ticareti ümit ederler.”

Çünkü Allah onların mükâfatlarını eksiksiz verecek, hatta lütfundan onlara

daha fazlasını da ihsan edecektir. Zira O çok bağışlayan ve şükrün karşılığını

verendir.”

“Kendisinden öncekileri tasdik edici olarak sana vahyettiğimiz Kitap,

hakkın tâ kendisidir. Şüphesiz ki Allah kullarından haberdardır ve onları

görmektedir.”

“Sonra kullarımız içinden seçtiklerimizi o Kitab’a mîrasçı kıldık. Onlardan

kimi vardır, nefsine zulmeder. Kimi vardır, dengelidir, orta yolu tutar. Kimi

de vardır, Allah’ın izniyle hayırda öne geçer. Bu ise pek büyük bir lütuftur.”

Page 17: ÂYETLERİN DİLİNDEN KUR’ÂN’IN VASIFLARINI...3 10- en-Nisâ, 174 : ا ب ار ك اك ا ز ا و ك ك بر ك ن ا ˴ ب Ü ء اˣ ˲ س اҩ ا ا ي Ҫ ا ي “Ey insanlar!

17

72-Yâsîn, 5 :

حميك تنيل العزيزك الر

“Bu Kur’an karşı konulmaz kudret ve sonsuz rahmet sahibi olan Allah

tarafından peyderpey indirilmiştir.”

73-Yâsîn, 69 :

كر وقران مبي اكن هو اكل ذك

“(…) O ancak bir öğüt ve apaçık bir Kur’an’dır.”

74-Sâd, 1 :

كرك ى الك ص والقرانك ذك“Sâd. And olsun şanlı şerefli, öğüt dolu Kur’an’a.”

75-Sâd, 29 :

بروا ايتكه ولكيتذكر اولوا اللبابك ليك مبارك لكيد ككتاب انزلناه اك

“Bu mübârek bir Kitap’tır ki, âyetleri üzerinde iyice düşünsünler, akıl ve

iz’an sahipleri öğüt alsın diye sana indirmiş bulunuyoruz.”

76-Sâd, 87 :

كر لكلعالمي اكن هو اكل ذك“O, bütün bir âleme öğüttür.”

77-ez-Zümer, 1,2 :

ك العزيزك الحكميك اكن انزلنا اكليك ن الل لحقك تنيل الككتابك مك الككتاب بك

“Bu Kitap, karşı konulmaz kudret sahibi olan ve her işi yerli yerince yapan

Allah tarafından parça parça indirilmiştir.”

“Biz sana Kitab’ı gerçeği ortaya koymak üzere indirdik (…)”

Page 18: ÂYETLERİN DİLİNDEN KUR’ÂN’IN VASIFLARINI...3 10- en-Nisâ, 174 : ا ب ار ك اك ا ز ا و ك ك بر ك ن ا ˴ ب Ü ء اˣ ˲ س اҩ ا ا ي Ҫ ا ي “Ey insanlar!

18

78-ez-Zümer, 23 :

ا مثاىنك تاب متشابك ل احسن الحديثك كك نز … الل

“Allah sözün en güzelini, âyetleri birbiriyle uyumlu ve tutarlı, gerçekleri

farklı üsluplarla tekrarlayan bir Kitab’ı parça parça indirmiştir (…)”

79-ez-Zümer, 27,28 :

هم يتذكرون قران عربيا غي ن كك مثل لعل بنا لكلناسك ىف هـذا القرانك مك وج ولقد ض …ذى عك

“İyice düşünüp öğüt alsınlar diye, biz bu Kur’an’da insanlara her türlü misali

vermişizdir.”

“O, hiçbir tutarsızlığı olmayan Arapça bir Kur’an’dır (…)”

80-ez-Zümer, 41 :

لحق اكن انزلنا عليك الككتاب لكلناسك بك

“Biz sana Kitab’ı bütün insanlık için bir hakîkat olarak indirdik (…)”

81-el-Mümin, 2 :

ك العزيزك العلميك ن الل تنيل الككتابك مك

“Bu Kitap, karşı konulmaz kudret sahibi olan ve her şeyi iyi bilen Allah

tarafından parça parça indirilmiştir.”

82-Fussilet, 2,3 :

لت ايته قران عربيا لكقوم يعلمون حميك ككتاب فصك نك الر ح ن الر تنيل مك

“Bu Kitap, Rahman ve Rahîm olan Allah tarafından parça parça

indirilmiştir.”

“Bilen bir topluluk için, âyetleri ayrılıp açıklanmış Arapça bir Kur’an’dır.”

Page 19: ÂYETLERİN DİLİNDEN KUR’ÂN’IN VASIFLARINI...3 10- en-Nisâ, 174 : ا ب ار ك اك ا ز ا و ك ك بر ك ن ا ˴ ب Ü ء اˣ ˲ س اҩ ا ا ي Ҫ ا ي “Ey insanlar!

19

83-Fussilet, 26 :

ين كفروا ل تسمعوا لكهذا القرانك والغوا فيهك لعلك تغلكبون وقال ال

“İnkâr edenler : “Bu Kur’an’ı dinlemeyin, okunurken şamata çıkarın”

dediler. Böylelikle iman edenlere üstün gelirsiniz.”

84-Fussilet, 42 :

ن حكمي حيد ن خلفكه تنيل مك ن بيك يديهك ول مك ل مك تيهك الباطك ل ي

“Kur’an’a hiçbir yönden bir noksanlık erişmez. O, her işi yerli yerince yapan

ve her türlü övgüye lâyık olan Allah tarafından indirilmiştir.”

85-Fussilet, 44 :

مىا ولو ين ل يم جعلناه قران اع فاء وال ين امنوا هدى وشك قل هو لكل لت ايته ءاعمي وعربك نون ىف ا لقالوا لول فصك م مك م وقر وهو عليك ك ذانك

ن مكن بعيد ع ى اولئكك ينادون مك

“Biz o Kur’an’ı yabancı bir dilde indirseydik, mutlaka : “Âyetleri açıklansaydı

ya! Araplara yabancı dilde kitap olur mu?” diyeceklerdi. De ki : “İman

edenler için o bir hidâyet ve şifadır. İman etmeyenlerin ise kulaklarında

ağırlık vardır; Kur’an kendilerine kapalıdır. Sanki onlara çok uzak bir

yerden sesleniliyor.”

86-eş-Şûrâ, 7 :

ك ل ر يوم الجمع ر ام القرى ومن حولها وتنذك ليك قران عربيا لكتنذك اوحينا اك ب فيهك ري وكذلك

“Şehirlerin anası olan Mekke ile onun çevresindekileri uyarman ve

geleceğinde şüphe bulunmayan toplanma gününden sakındırman için, sana

böylece Arapça bir Kur’an vahyettik (…)”

Page 20: ÂYETLERİN DİLİNDEN KUR’ÂN’IN VASIFLARINI...3 10- en-Nisâ, 174 : ا ب ار ك اك ا ز ا و ك ك بر ك ن ا ˴ ب Ü ء اˣ ˲ س اҩ ا ا ي Ҫ ا ي “Ey insanlar!

20

87-eş-Şûrâ, 52 :

ن ما كنت تدرى ما الككتاب ول الميان ولـككن جعلناه ن امرك ليك روحا مك اوحينا اك ك لتدى وكذلك ن ن واك بادك ن عك نورا ندى بكه من نشاء مك

تقمي اط مس اكل صك

“Daha önceki peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da emrimizden bir ruh

vahyettik. Sen Kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Biz Kur’an’ı bir nur yaptık

ki, onunla kullarımızdan dilediklerimize yol gösteriyoruz (…)”

88-ez-Zuhruf, 2-4 :

حكمي والككتابك المبيك اكن جعلناه قر ينا لعلك ه ىف امك الككتابك ل ن لون واك ك تعقك ان عربيا لعل

“Hakkı açıklayan apaçık Kitab’a and olsun.”

“Düşünüp anlamanız için biz onu Arapça bir Kur’an olarak indirdik.”

“O, katımızdaki Ana Kitap’ta bulunan pek yüce ve hikmet dolu bir

Kur’an’dır.”

89-ez-Zuhruf, 30,31 :

رون وقالوا لول نزكل هـذا القران عل ن بكه كفك ر واك ا جاءه الحق قالوا هـذا سك ن القريتيك عظمي ولم رجل مك

“Fakat onlara hak geldiğinde : “Bu bir büyüdür; biz buna inanmıyoruz”

dediler.”

“Bir de : “Bu Kur’an iki şehirden birindeki büyük bir adama indirilseydi ya”

dediler.”

90-ez-Zuhruf, 36 :

يطان فهو ل قرين نك نقيك ل ش ح كرك الر ومن يعش عن ذك

“Kim Rahmân’ın zikrine (Kur’an’a) karşı körlük ederse, biz ona bir şeytan

musallat ederiz, artık o kendisine arkadaş olur.”

Page 21: ÂYETLERİN DİLİNDEN KUR’ÂN’IN VASIFLARINI...3 10- en-Nisâ, 174 : ا ب ار ك اك ا ز ا و ك ك بر ك ن ا ˴ ب Ü ء اˣ ˲ س اҩ ا ا ي Ҫ ا ي “Ey insanlar!

21

91-ez-Zuhruf, 44 :

ئلون ك وسوف تس كر ل ولكقومك ه لك ن واك

“Bu Kur’an senin için de kavmin için de büyük bir şereftir. Yakında ondan

sorguya çekileceksiniz.”

92-ed-Duhân, 2,3 :

رين والككتابك المبيك اكن انزلناه ىف ليل مباركة اكن كنا منذك

“Hakkı açıklayan apaçık Kitab’a and olsun.”

“Biz onu mübârek bir gecede indirdik (…)”

93-ed-Duhân, 58 :

هم يتذكرون نه بكلكسانكك لعل ما يس ن فاك

“İyice düşünüp öğüt alsınlar diye, biz bu Kur’an’ı senin dilinde indirdik ve

kolaylaştırdık.”

94-el-Câsiye, 11 :

هـذا هدى “Bu Kur’an bir hidâyet rehberidir (…)”

95-el-Ahkâf, 2 :

ك العزيزك الحكميك ن الل تنيل الككتابك مك

”Bu Kitap, karşı konulmaz kudret sahibi olan ve her işi yerli yerince yapan

Allah tarafından parça parça indirilmiştir.”

96-el-Ahkâf, 8 :

يته فل تملك يهام يقولون افت ئا هو اعل بكما تفيضون فيهك كفى بكه شهيدا بيىن وبينك وهو الغف قل اكنك افت ك ش ن الل حمي كون ل مك ور الر

“Yoksa “Onu kendisi uydurdu” mu diyorlar? De ki : “Onu ben

uydurmuşsam, sizin gücünüz beni Allah’ın azabından kurtarmaya asla

Page 22: ÂYETLERİN DİLİNDEN KUR’ÂN’IN VASIFLARINI...3 10- en-Nisâ, 174 : ا ب ار ك اك ا ز ا و ك ك بر ك ن ا ˴ ب Ü ء اˣ ˲ س اҩ ا ا ي Ҫ ا ي “Ey insanlar!

22

yetmez. Kaldı ki o, kendi Kitab’ı hakkında yaptığınız taşkınlıkları pek iyi

biliyor.”

97-el-Ahkâf, 12 :

ين هلموا ر ال ق لكسان عربكيا لكينذك ة وهذا ككتاب مصدك ن قبلك ككتاب موس اكماما ورح ني ومك ى لكلمحس ك وبش

“Oysa Kur’an’dan önce de, bir rehber ve bir rahmet olarak, Mûsâ’nın Kitab’ı

vardı. Bu Kur’an ise, zulmedenleri uyarmak ve iyiliği ilke edinenleri

müjdelemek için Arap diliyle indirilmiş, kendisinden öncekileri doğrulayan

bir Kitap’tır.”

98-el-Ahkâf, 29,30 :

ا قضك توا فلم وه قالوا انصك ا حض عون القران فلم تمك نك يس ن الجك ليك نفرا مك فنا اك ذ ص رين قالوا ي قومنا اك واك هكم منذك وا اكل قومك تاب ول عنا كك ك ن

قا لكم ن بعدك موس مصدك تقمي انزكل مك ل طريق مس ا بي يديهك يدى اكل الحقك واك

“Bir zaman da, Kur’ân’ı dinlemeleri için, cinlerden bir topluluğu sana

yönlendirmiştik. Onu dinlemek için hazır hale geldiklerinde, birbirlerine :

“Susun, dinleyelim!” dediler. Kur’an okunduktan sonra da kavimlerine birer

uyarıcı olarak döndüler.”

“Ey kavmimiz!” dediler. “Biz Mûsâ’dan sonra indirilen ve daha önceki

Kitaplar’ı doğrulayıp hakka ve dosdoğru bir yola ileten bir Kitap dinledik.”

99-Muhammed, 24 :

ان ام عل قلوب اقفالها افل يتدبرون القر

“Onlar Kur’an’ı iyice düşünmüyorlar mı? Yoksa kalplerinin üstünde kilitler

mi var?”

100-Kâf, 1 :

ق والقرانك المجيدك “Kâf. Şerefi pek yüce olan Kur’an’a and olsun.”

Page 23: ÂYETLERİN DİLİNDEN KUR’ÂN’IN VASIFLARINI...3 10- en-Nisâ, 174 : ا ب ار ك اك ا ز ا و ك ك بر ك ن ا ˴ ب Ü ء اˣ ˲ س اҩ ا ا ي Ҫ ا ي “Ey insanlar!

23

101-Kâf, 45 :

لقرانك من ياف وعيدك فذككر بك

(…) Benim tehdidimden korkanlara sen Kur’an ile öğüt vermeye devam et!”

102-et-Tûr, 33, 34 :

قي ثلك اكن كنوا صادك ديث مك نون فلياتوا بك ل بل ل يممك ام يقولون تقو

“Yahut “Onu kendisi uydurdu” mu diyorlar? Doğrusu onlar inanmazlar.”

44. “Doğru söylüyorlarsa, onun gibi bir söz getirsinler.”

103-en-Necm, 4,5 :

مه شديد القوى اكن هو اكل وح يوح عل

“Onun söyledikleri kendisine vahyolunandan başka bir şey değildir.”

“Kendisine onu muazzam kuvvetlerin sahibi öğretti.”

104-el-Kamer, 17 :

ككر ن مد كرك فهل مك ن القران لكلك ولقد يس

“And olsun, Biz Kur’ân’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Fakat hani

ibret alacak olan?”

105-er-Rahmân, 1,2 :

القران ن عل ح الر “er-Rahmân.”

“Kur’ân’ı öğretti.”

106-el-Vâkıa, 77-80 :

ن ربك العالمي ه اكل المطهرون تنيل مك ه لقران كرمي ىف ككتاب مكنون ل يمس ن اك

Page 24: ÂYETLERİN DİLİNDEN KUR’ÂN’IN VASIFLARINI...3 10- en-Nisâ, 174 : ا ب ار ك اك ا ز ا و ك ك بر ك ن ا ˴ ب Ü ء اˣ ˲ س اҩ ا ا ي Ҫ ا ي “Ey insanlar!

24

“Bu çok şerefli bir Kur’an’dır.”

“O korunmuş bir Kitap’tadır.”

“Tertemiz olanlardan başkası ona dokunmasın.”

“O âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir.”

107-el-Hadîd, 9 :

ن الظ كنات لكيخركجك مك ه ايت بي ى ينكل عل عبدك … لماتك اكل النورك هو ال

“Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kuluna apaçık âyetleri indiren

O’dur (…)”

108-el-Haşr, 21 :

ع عا متصدك ك لو انزلنا هـذا القران عل جبل لرايته خاشك يةك الل ن خش …ا مك

“Şayet biz bu Kur’ân’ı bir dağa indirseydik, sen onu Allah korkusundan baş

eğmiş, parça parça olmuş görürdün (…)”

109-et-Teğâbün, 8 :

بكما تعملون خبي ى انزلنا والل ك ورسولك والنورك ال لل نوا بك فامك

“Onun için, Allah’a, Resûlüne ve indirmiş olduğumuz Nûr’a iman edin (…)”

110-el-Kalem, 52 :

ي كر لكلعالمك وما هو اكل ذك

“Halbuki Kur’an, bütün âlemler için öğütten başka bir şey değildir.”

111-el-Hâkka, 40-43; 48,50,51 :

ه لقول رسول كرمي وما هو بكق ن ن ربك العالمي اك ن قليل ما تذكرون تنيل مك نون ول بكقولك كهك ر قليل ما تممك ولك شاعك

ه لحق اليقيك ن رين واك ة عل الكفك ه لحس ن ه لتذككرة لكلمتقي واك ن واك

Page 25: ÂYETLERİN DİLİNDEN KUR’ÂN’IN VASIFLARINI...3 10- en-Nisâ, 174 : ا ب ار ك اك ا ز ا و ك ك بر ك ن ا ˴ ب Ü ء اˣ ˲ س اҩ ا ا ي Ҫ ا ي “Ey insanlar!

25

“Bu Kur’an, çok şerefli bir elçinin getirdiği sözdür.”

“O, bir şair sözü değildir (…)”

“O, bir kâhin sözü de değildir (…)”

“O, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir.”

“Şüphesiz bu Kur’an, takva sahipleri için bir öğüttür.”

“Ama o, kâfirler için bir pişmanlıktır.”

“O, kesin gerçeğin tâ kendisidir.”

112-el-Cin, 1,2 :

ش با يدى اكل الر عنا قران ع ك نك فقالوا اكن ن الجك تمع نفر مك ه اس اكل ان كنا احدا قل اوحك دك فامنا بكه ولن نشكك بكرب

“De ki : Bana, cinlerden bir topluluğun Kur’an dinlediği ve sonra da şöyle

dediği vahyedildi : “Biz harikalâde bir Kur’an dinledik.”

“O, doğru yola iletiyor; biz de ona iman ettik. Artık Rabbimize hiçbir şeyi

ortak koşmayacağız.”

113-el-Müzzemmil, 4,5 :

كلك القران نلقى عليك قول ثقيل ورت ترتيل اكن س “(…) Ve Kur’an’ı tane tane oku!”

“Biz sana sorumluluğu ağır bir söz vahyedeceğiz.”

114-el-Müzzemmil, 20 :

ن القرانك مك فاقرؤا ما تيس

“(…) Artık Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun.

115-el-Müddessir, 54, 55 :

ه تذككرة ن فمن شاء ذكره لك اك“Anca bu Kur’an bir hatırlatma ve bir öğüttür.”

“Dileyen ondan öğüt alır.”

Page 26: ÂYETLERİN DİLİNDEN KUR’ÂN’IN VASIFLARINI...3 10- en-Nisâ, 174 : ا ب ار ك اك ا ز ا و ك ك بر ك ن ا ˴ ب Ü ء اˣ ˲ س اҩ ا ا ي Ҫ ا ي “Ey insanlar!

26

116-el-Kıyâme, 16-19 :

ع قرانه بك عه وقرانه فاكذا قرانه فات ركك بكه لكسانك لكتعجل بكه اكن علينا ج ث اكن علينا بيانه ل ت

“Vahyi çabucak ezberlemek için dilini kıpırdatma.”

“Onu toplamak da, okutmak da bize aittir.”

“Biz onu sana okuduğumuzda, sen okunuşunu izle.”

“Sonra onu açıklamak da bize aittir.”

117-el-İnsan, 23 :

لنا عليك القران تنيل ن نز اكن ن“Şüphesiz biz Kur’an’ı sana parça parça indirdik.”

118-Abese, 11-16 :

يدى سفرة ككرام مة مرفوعة مطهرة بك ف مكر ا تذككرة فمن شاء ذكره ىف ص بررة لك اكن

“(…) Çünkü bu Kur’an âyetleri bir hatırlatma ve bir öğüttür.”

“İsteyen ondan öğüt alır.”

“O, çok şerefli, yüce, tertemiz sayfalardadır.”

“Saygın ve itaatkâr kâtiplerin elleriyle yazılmıştır.”

119-et-Tekvîr, 19-21; 25,27,28 :

ى العرشك مكي مطاع ث امي ند ذك ة عك ه لقول رسول كرمي ذى قو ن اك

يطان رجمي وما هو بكقولك ش

تقمي نك ان يس كر لكلعالمي لكمن شاء مك اكن هو اكل ذك

“O Kur’an, gerçekten çok şerefli bir elçinin getirdiği sözdür.”

“Bir elçi ki pek kuvvetli, Arş sahibi katında itibarlıdır.”

“Orada sözü dinlenir, ona güvenilir.”

“Bu Kur’an, Allah’ın huzurundan kovulmuş şeytanın sözü değildir.”

Page 27: ÂYETLERİN DİLİNDEN KUR’ÂN’IN VASIFLARINI...3 10- en-Nisâ, 174 : ا ب ار ك اك ا ز ا و ك ك بر ك ن ا ˴ ب Ü ء اˣ ˲ س اҩ ا ا ي Ҫ ا ي “Ey insanlar!

27

“O bütün âlemler için bir öğüttür.”

“İçinizden, dosdoğru bir yol tutmak isteyenler için.”

120-el-İnşikâk, 21 :

م القران ل يسجدون ذا قركئ عليك واك

“Kendilerine Kur’an okunduğunda secde etmiyorlar.”

121-el-Bürûc, 21,22 :

بل هو قران مجيد ىف لوح محفوظ

“Doğrusu, bu, şânı pek yüce Kur’an’dır.”

“O Levh-i Mahfûz’da korunmuştur.”

122-et-Târık, 13, 14 :

لهزلك ه لقول فصل وما هو بك ن اك

“Bu Kur’an, hiç şüphesiz, hak ile bâtılı ayırt eden bir sözdür.”

“O şaka değildir.”

123-el-A’lâ, 6 :

نقركئك فل تنس س “Biz sana Kur’an’ı okutacağız; unutmayacaksın.”

124.-el-Kadr, 1 :

اكن انزلناه ىف ليلك القدرك “Biz Kur’ân’ı Kadir gecesinde indirdik.”

Page 28: ÂYETLERİN DİLİNDEN KUR’ÂN’IN VASIFLARINI...3 10- en-Nisâ, 174 : ا ب ار ك اك ا ز ا و ك ك بر ك ن ا ˴ ب Ü ء اˣ ˲ س اҩ ا ا ي Ҫ ا ي “Ey insanlar!

28

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

HZ. PEYGAMBER KUR’ÂN’I NASIL OKURDU ?

1. Enes b. Mâlik (ö.93/712) kendisine Peygamber (sav)'in Kur’ân’ı nasıl

okuduğunu soran bir sahâbîye : “Resûl-i Ekrem (sav)’in kıraati medli idi1”

diye cevap verdikten sonra ‘bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm’i okumuş ve şu

açıklamayı yapmıştır : "Peygamber (sav) besmeledeki bismi’l-lâh’ın lâm’ını,

er-Rahmân’ın mîm’ini ve er-Rahîm’in hâ’sını med ile (uzatarak) okurdu 2”.

2. Ümmü Seleme (ö.59/679) şöyle demiştir : “Peygamber (sav), Kur’ân-ı

Kerîm’i okuduğunda -âyetleri- ayırırdı. ( âyetini okur ve ( احلمد هلل رب العاملني

dururdu; ardından ( الرمحن الرحيم) âyetini okur sonra tekrar dururdu”3.

3. Ümmü Seleme bir başka rivayette : “Peygamber (sas) ’in kıraati harf

harf idi; (okurken âyetler) tefsir ediliyormuş gibi olurdu”4 demiştir.

4. Ebû Zer el-Gıfârî (ö. 32/653) demiştir ki : “Peygamber (sav) bir gece

namazda ‘Eğer onlara azap edersen onlar senin kullarındır; eğer

bağışlarsan hiç şüphesiz sen mutlak güç sahibisin, hüküm ve hikmet

sahibisin’ ayetini5 sabaha kadar tekrar tekrar okudu”6.

1 Uzatılması gereken harfleri uzatarak okumak. 2 Buhârî, Fezâilü’l-Kur’ân, 29; Ebû Dâvûd, Vitir, 20; Nesâî, İftitâh, 82; İbn Mâce, İkâmetü’s- Salevât,

179. 3 Tirmizî, Kıraat,1. 4 Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân, 23. 5 Mâide, 118 6 İbn Mâce, İkâmetü’s-Salevât, 179.

Page 29: ÂYETLERİN DİLİNDEN KUR’ÂN’IN VASIFLARINI...3 10- en-Nisâ, 174 : ا ب ار ك اك ا ز ا و ك ك بر ك ن ا ˴ ب Ü ء اˣ ˲ س اҩ ا ا ي Ҫ ا ي “Ey insanlar!

29

5. Huzeyfe b. Yemân (ö. 36/656) : “Peygamber (sav) namazda rahmet

ayetini okuduğunda Allah’tan ister; azap ayetinde O'na sığınırdı; tenzîh7

ayetlerine geldiğinde ise Allah’ı tesbîh ederdi”8 demiştir.

6. Berâ b. Âzib (ö. 71/690)'den gelen rivayette o şöyle demiştir :

“Peygamber (sav)’i işittim, yatsı namazında ‘Tîn’ sûresini okuyordu. Sesi ve

kıraati ondan daha güzel bir kimseyi dinlemedim”9.

Peygamber (sav)'in kıraatini tavsif eden bu rivayetlerden şu sonuçları

çıkarmak mümkündür :

A- Peygamber (sav) Kur'ân-ı Kerîm'i tertîl üzere (ağır ağır, tane tane)

okumuştur.

B- Harf ve kelimeleri hakkıyla telâffuz etmiş, vakıf yapılması gereken

yerlerde durmuştur.

C- Kur'ân-ı Kerîm'i güzel sesiyle kıraat ederek sahâbîlerin dikkatini

çekmiştir.

D- Mânaları üzerinde düşünerek ayetleri okumuş, zaman zaman bazı

ayetler üzerinde tekrarlar yapmıştır.

E- Kıraat esnasında Kur'an ile bütünleşmiş, kalbi ilâhi kelamla ülfet ettiği

sürece okumaya devam etmiştir.

F- Azap ayetlerini okurken Allah’a sığınmış, müjde içeren bölümlerde

Allah’ın rahmetini dilemiştir.

G- Gereken yerlerde secde, dua ve istiğfar etmiştir.

H- Gece ibadetlerinde uzun surelerden okumayı tercih etmiştir.

I- Kıyamet ve hesap gününün dehşetinden bahseden ayetleri okurken göz

yaşlarını tutamamıştır.

7 Allâh’ı noksan sıfatlardan uzak tutma. 8 a.y. 9 Buhârî, Ezân, 102.