100
* ISO BAŞKANI TANIL KÜÇÜK İLE RÖPORTAJ: YTÜ ile İşbirliğimizi Sürekli Artırmayı Ümit Ediyorum YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ YAŞAM KÜLTÜRÜ DERGİSİ YIL:01 SAYI:4 / EKİM 2009 YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar Tazelendi

YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

  • Upload
    others

  • View
    2

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

* ISO BAŞKANITANIL KÜÇÜK İLE RÖPORTAJ:YTÜ ile İşbirliğimizi Sürekli

Artırmayı Ümit Ediyorum

YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ YAŞAM KÜLTÜRÜ DERGİSİ YIL:01 SAYI:4 / EKİM 2009

YTÜ Açılış TörenindeGeleceğe İlişkin

Umutlar Tazelendi

Page 2: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı
Page 3: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

rektördenPROF. DR. İSMAİL YÜKSEK[ [

Yeni bir akademik yılın başlangıcında ve dergimizin yeni sayısında değerli Yıldızlıları sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Üniversitemizin tüm paydaşları-nın gelecekle ilgili beklentileri olduğu kuşkusuzdur. 2009-2010 akademik yı-lının saygıdeğer personelimiz ve sevgili öğrencilerimizin beklentilerini karşı-lamasını temenni eder, herkese başarılar dilerim.

Üniversiteler köklü değişime uğrarken, değişime uyum sağlama stratejile-rimizi gerçekleştirmek için iç ve dış dinamiklerimizi iyi yönetme zorunlulu-ğumuz bulunmaktadır. Üniversitemizdeki tüm birimlerimizin paralel işlem-ci gibi hareket etmesi ve gerçekleştirilen her eylemde kendi sorumlulukları-nı yerine getirmesi gerekmektedir. Hedefimiz, işbirlikli bir çalışma sistemi ile tüm birimlerimizin değişimin hızına uyum sağlama sürecinde arzulanan çıktılara ulaşmasını sağlamaktır. Bu süreçte, bütün ön yargıları öngörülere çevirme uğraşımız devam etmektedir.

100. yılımıza yaklaştığımız şu günlerde Üniversitemizin kapılarını dünyaya, dünyanın kapılarını da Üniversitemiz için ardına kadar açmak için çalışmala-rımız devam etmektedir. Bulunduğumuz bölge ve Ülkemizdeki ilgili kurum-lar ile bütün işbirliği köprülerini kurmak ve ortak çalışmalar yapmak tanı-nırlığımızı artıracak ve girişimci üniversite kimliğimizi oluşturmamıza katkı sağlayacaktır. Sosyal sorumluluk bilinci içerisinde çalışmalar yapma ve ülke yararı için daha büyük projeleri gerçekleştirmek için kaynak oluşturma ara-yışlarımız kesintisiz devam edecektir.

Günümüz yükseköğretiminin en önemli özelliklerinden birisi hareketliliktir. Bu yüzden uluslararası düzeyde öğrenci ve öğretim üyesi değişimine büyük önem vermekteyiz. Akademisyenlerimiz için yüksek lisans, doktora ve dok-tora sonrası araştırma imkanlarını sağlamak için Amerika’da 6 üniversite ile çeşitli temaslarda bulunup anlaşmalar imzaladık. Çok yakın bir zamanda konu ile ilgili bilgilendirme toplantısı yapacağız. Çift diploma ve dönemlik yurtdışı eğitim fırsatlarından yararlandırma gibi öğrencilerimizin gelişimine katkıda bulunabilecek olanakları artıracak anlaşmaları yaparak, eğitim hare-ketliliğini hızlandırmaya gayret ediyoruz. Ayrıca, bu hareketliliğe katkı sağ-lamak amacıyla, yabancı dil programlarımızı oluşturarak hem yabancı öğ-renci çekmeyi, hem de daha fazla sayıda öğrencimizin yurt dışına gitmesi-ni hedefliyoruz. Bu amaca yönelik olarak başlatılmış olan çabaları bir mer-kezden yönetebilmek için Uluslararası Ofis kurma çabalarımız tamamlan-mak üzeredir.

Dergimizin bu yeni sayısında emeği geçen tüm çalışanlara teşekkür eder, değerli akademik ve idari personelimizi saygıyla selamlar ve sevgili öğrenci-lerimizi gözlerinden öperim.

Merhaba,

Page 4: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

EKİM 2009

3412

içindekiler

34 Bir Emin Onat Tasarımı: “YTÜ Makine ve Elektrik Mühendisliği Laboratuvarı Binası”

38 YTÜ ve Alman Otto-Von-Guericke Magdeburg Üniversitesi Arasında Protokol İmzalandı

40 Üniversiteler Arası İşbirliğine Güzel Bir Örnek: Eski Türk Edebiyatı Çalışmaları

44 RÖPORTAJ İSO Başkanı Tanıl Küçük: YTÜ ile İşbirliğimizi Sürekli Artırmayı Ümit Ediyorum

50 YTÜ AB Ofisi LLP-Erasmus Yoğun Dil Kursu (EYDK)

58 Yıldızlılık Sevgi Bileşkesi

60 ÖĞRENCİ KÜRSÜSÜ Şehr-i Yar

62 ÖĞRENCİ KÜRSÜSÜ Bir Başarı Hikayesi “Girişimcilik Ruhunu Üniversite Sıralarına Taşımak”

66 ÖĞRENCİ KÜRSÜSÜ Mücadele Ruhu

68 GDO Hakkında Herşey

76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı Geliştirme

80 Yeni Spor Salonumuz Üniversitemizin Hizmetinde

82 Hidrojen Uygarlığının Destanı

88 Öğrencilerin Matematikteki Başarısında Etkili Olan Faktörler

90 Kalite ve Verimlilik Kulübü’nün Yükselen Yıldızı: “Seminer Eğitim Projesi”

94SANAT GÜNDEMİ

95KİTAP

96DVD

1REKTÖR’DEN Prof. Dr. İsmail Yüksek

4SPOT

9EDİTÖR’DEN Öğr. Gör. Hakan Karataş

10SPOT

12 AÇILIŞ YTÜ 2009-2010 Akademik Yılı Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar Tazelendi

18 RÖPORTAJ Yıldızımızın Teknik Üniversite Olma Yolculuğunu Bir Yıldızlıdan Dinledik

22 Bütün Çalışmalarımız, Sizin Gönlünüzün Çektiği ile Bizim Gücümüzün Yettiğini Bir Yerde Buluşturma Çabasıdır

26 Marmara Depreminin 10. Yılında “Afet, Çocuk ve Okullar” Konulu Bir Etkinlik Düzenlendi

30 e-Eğitimde Dev Güçbirliği

Page 5: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 3EKİM / 09

Ekim 2009 Yıl 1 Sayı [email protected]

Yıldız Teknik Üniversitesi Adına İmtiyaz SahibiRektör Prof. Dr. İsmail Yüksek

Genel Yayın KoordinatörüProf. Dr. Tamer Yılmaz

Yayın Yönetmeni Halkla İlişkiler KoordinatörüYrd. Doç. Dr. Zehra Yumurtacı

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüÖğr. Gör. Hakan Karataş

YAPIM / YAYIN YÖNETİMİ

EditörÖzlem Şahin Ekinci

Yazı İşleriMine UlutaşSare Kuş

Görsel YönetmenBülent Erguvan

FotoğrafMine Atacan

Reklam Tuğçe Uzun

Ajansfa İletişim Bilgileri:Gülbahar Mh. Esentepe Cd.No.6/6 (Bozkır İşhanı)Mecidiyeköy/İSTANBULTel: 0 212 272 61 06Faks: 0 212 272 61 [email protected]

Baskı:C&B Basımevi2. Mat. Sit. No:ZA16Topkapı/İSTANBULTel: 0 212 612 65 22

Ücretsiz dağıtılır. Para ile satılmaz.Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarına aittir. Reklamların sorumluluğu ise reklam verene aittir. Dergide yayınlanan yazı ve resimler kaynak göste-rilmek suretiyle iktibas edilebilir.

50

38

60

44

yildizlar

Page 6: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

4 Yıldızlar EKİM / 09

SPOTH A B E R L E R E T K İ N L İ K L E R O L A Y L A R

‘Küresel ısınma’ dünyanın ekolojik den-gesini olumsuz etkilerken, çevre bilincine sahip birey ve topluluklar artık attıkları her adıma dikkat etmeyi görev sayıyor. Kuruluşundan bu yana, ciddi çevre sorunlarına yol açan ‘trafik’ konusunda özenli çalışmalar yürüten İSPARK, sosyal sorumluluk kapsamında gelecek nesillerin sağlık-lı bir çevrede hayata merhaba demesine katkı sağlama-yı hedefliyor.

İstanbul’da bisiklet severlerin bisikletlerini güvenle park edebilecekleri parkların sayısı giderek artıyor. İSPARK, tüm dünyada düzenlenen ‘CAR FREE DAY - Otomobilsiz Gün’ etkinlikleri kapsamında; çevre bilincini geliştirmek, kent içi ulaşımda ekolojik, ekonomik, psikolojik ve doğal yaşama en uygun olan bisiklet kullanımını teşvik etmek amacıyla 5 otoparkta bisiklet park alanları açtı. Çalışmalarını devam ettiren İSPARK, kent genelinde 21 bisiklet parkını da İstan-bulluların hizmetine sundu.

Kentte halen 21 noktadaki 32 ünitede bisiklet parklar mev-

cut. İSPARK özellikle kısa mesafelerde otomobile binmek yerine, sağlıklı bir ya-şam için İstanbulluları pedal çevirmeye teşvik ediyor.

İSPARK Genel Müdürü Kadir Gurbet-ci ‘’Sürdürülebilir sosyal sorumluluk ça-lışmaları yaparak, daha yaşanılabilir bir kent için bisiklet parkları vatandaşlarımı-zın hizmetine sunduk. Hep birlikte, ge-lecek nesillerin sağlıklı bir çevrede ya-şamasına katkı sağlamak durumunda-yız ‘’ dedi.

Kurumsal sosyal sorumluluk çerçevesin-de insanları bisiklet kullanmaya özendi-rip, çevre kirliliği ve trafik keşmekeşinin önüne geçerek daha yaşanılır daha te-miz bir çevre için İSPARK ‘ın hayata geçir-diği kent genelindeki Bisiklet Parklar... II

Bisiklet Parklarla Sağlıklı Yaşama Pedal Çevirin

BİSİKLET PARKLAR: BOSTANCI İDOKARTAL İDOKADIKÖY AÇIKBOSTANCI AÇIKÜSKÜDAR KAT OTOPARKIÜSKÜDAR İSKELEKADIKÖY NİKAH DAİRESİKADIKÖY YENİ SALI PAZARIKARTAL DRAGOS İBB TESİSİ ÖNÜMERTER P+RYENİKAPI İDOEMİNÖNÜ İDOBEŞİKTAŞ İDOORTAKÖY İDOG.SARAY ÜNİV. ÖNÜKABATAŞ İDOİNÖNÜ STADI ÖNÜKARAKÖY İDOİNCİRLİ METROBÜSFLORYA GÜNEŞLİ 1 K. ÇEKMECE BELEDİYE YANI

Page 7: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 5EKİM / 09

Page 8: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

6 Yıldızlar EKİM / 09

SPOTH A B E R L E R E T K İ N L İ K L E R O L A Y L A R

East London Üniversitesi Bilgisa-yar, Bilgi Teknolojisi ve Mühendislik Fakültesi Dekan Yardımcısı Hamid Jakanhi resmi temas-ları başlatmak amacıyla Eğitim-Öğretim Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Mesut Güner’in davetlisi olarak Üniversitemizi ziyaret etti. Rektörümüz Prof. Dr. İsmail Yüksek ile görüşmede bulunan Jakanhi Üniversitemiz, fakültelerimiz ve ensti-tülerimizin genel yapısı ve işleyişi ile ilgili bilgi aldı. Görüşmenin devamında; Elektrik Mühen-disliği, Elektronik ve Haberleşme Mühendisli-ği, Bilgisayar Mühendisliği, Mimarlık ve İnşaat Mühendisliği Bölümlerini ziyaret ederek, ilgi-li bölümlerin hocalarıyla bilgi alışverişinde bu-lundu. Üniversitemizin Mühendislik bölümle-

riyle ortak programlar düzenlemeyi amaçladığını belirten Jakanhi, Kasım ayı içerisinde Üniversitemizin yetkilileriy-le İngiltere’de kendi üniversitelerinde bir araya geleceklerini ve işbirliğinin detayları hakkında mutabakata vararak anlaşma imzalamayı hedeflediklerini belirtti. Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Mesut Güner ise en önemli misyonların-dan birinin Üniversitemizi yurtdışına açmak olduğunu ifade ederek, öğrencilerimiz ve akademisyenlerimize araştır-ma ve eğitim konularında farklı yurtdışı seçenekleri sunmak amacıyla yeni Uluslararası Ofisi kurduklarını ve yurtdı-şı temaslarının çeşitlenerek ve derinleşerek artacağını vurguladı. II

Yıldız Teknik Üniversitesi ve University of East London İşbirliği

1911 yılında kurulan asır-lık çınarımız Üniversitemiz, tatlı bir te-laş içerisinde yeni bir yüzyılı karşıla-ma planlarını yapıyor. Üniversitemizin 100. yılının hak ettiği bir şekilde kutla-nabilmesi için 100. Yıl kutlama komite-si oluşturuldu. Fakültelerimiz, Yükseko-kullarımız, Enstitülerimiz ve idari perso-nelimizden oluşan komisyon, Rektörü-müz Prof. Dr. İsmail Yüksek başkanlığın-da ilk toplantısını gerçekleştirdi. Kutlama programının içeriği ile ilgili karşılıklı görüş alışverişinin yapıldığı ilk toplantıda, ilginç fikirler ortaya atıldı. Bilimsel, kültürel ve sosyal sorumluluk projelerinin gündeme geldiği toplantı-da ana fikir olarak, Üniversitemizin 100. yılı kutlamaları çerçevesinde yapılacak etkinliklerin planlanmasına ve bir sonraki toplantıda proje önerilerinin tar-tışılmasına karar verildi. Bundan sonra daha sık toplanacak olan komisyon, 100. yılımızda ulusal ve uluslararası ol-mak üzere en az 100 proje gerçekleştirme kararı aldı. II

YTÜ 100. Y›l Kutlama Çal›şmalar›na Başlad›

Page 9: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 7EKİM / 09

Page 10: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

8 Yıldızlar EKİM / 09

SPOTH A B E R L E R E T K İ N L İ K L E R O L A Y L A R

Prize ihtiyaç duymadan, bir bantın üs-tünde hem mp3, hem dijital fotoğraf makinesi hem de cep telefonu şarj edebilmeniz artık mümkün. Üs-telik elektrik kabloları gereksiz şekilde ayağınıza do-lanmayacak. Ancak bunun için ödenecek maliyetler hâlâ yüksek sayılır. Powermat kablosuz şarj cihazı, üzerine bıraktığınız cihazları kendi alıcısı üzerinden şarj ediyor. Yani tabak gibi Mat’ın üstüne alıcı takıl-mış telefonu veya mp3 çaları bıraktığınızda rahat-lıkla şarj oluyor. Sadece Mat’ı şarja takmak yeterli oluyor. Böylece her cihaz için ekstra şarj cihazı taşı-maya gerek kalmıyor. Bu çok kullanışlı cihazın fiyatı 35 dolarla 99 dolar arasında değişiyor. II

Şarj Artık Sorun Olmayacak

En Güvenli Flash Disk

Yeni Yol Arkadaşınıza Merhaba Deyin!

USB sürücünün içindeki önemli kişisel veya finansal verilerin kaybolması ya da çalınması kulla-nıcıların kabusu haline gelmişti. Verbatim’in yeni Execu-tive Güvenli USB sürücü, premium 256-bit AES donanım şifreleme ve güvenli kontrol donanımı sayesinde yasal olmayan kullanıma karşı koruma sağlıyor. Entegre edi-

len şifre koruması ile birlikte kolaylıkla devreye giren emniyetli bellek USB sürücü, üstün veri güvenliği sunuyor. 20 kez başarısız şifre girişiminden sonra cihaz, sürücüdeki kayıtlı tüm verileri otomatik olarak siliyor ve şifreyi bilmeyen yabancı kişilerin verilere erişim yolunu engelleme garantisi sağlıyor. USB arabirimi de fiziksel sürgü-lü mekanizma ile ayrı bir kapak ihtiyacını engellemiş oluyor. Sürücünün çalıştığının ve bilgi transferi yaptığı-nın anlaşılmasına yarayan dahili bir LED ışık mevcut. Okuma hızı 11 MB/sn’den yüksek, yazma hızı ise 8 MB/sn. 4 – 8 ve 16 GB kapasitelerindeki Executive Güvenli Sürücü, perakende satış mağazalarında satışa sunuluyor. II

Alman otomotiv devi Audi, son model otomobillerde ar-tık standart hale gelen yol bilgisayarını daha da geliştirerek “Aida” isim-li yol robotunu üretti. Torpidoya monte edilen bu sevimli robotun en bü-yük özelliği öğrenebiliyor olması. Günümüz otomobillerinde bulunan yol bilgisayarı ve GPS navigasyon sisteminden daha gelişmiş özelliklere sahip olan Aida, sürücünün günlük rutin hareketlerini hafızasına kaydedip, bir kaç gün sonra herhangi bir GPS navigasyonuna ihtiyaç duymadan sürü-cüyü iş yerine veya evine götürebiliyor. Sürücü mutluyken mutlu olan, üz-günken başını eğerek üzgün görünebilen sevimli yol arkadaşı Aida, sürü-cülerin en iyi dostu olacağa benziyor. II

Page 11: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

editördenÖĞR. GÖR. HAKAN KARATAŞ[ [

Yıldızlar Yaşam Kültürü dergisi olarak 2009-2010 akademik yılının Üniversi-temiz için hayırlı olmasını temenni eder, tüm akademik-idari personelimiz ve öğrencilerimize başarılar dileriz. Güzel haberlerle dolu dergimizin Ekim sayı-sını sizlerin ilgisine sunarken hem gözleri, hem gönülleri, hem de beklenti-leri tatmin edebilmek ve çok genç olan dergimizi farklı kılabilmek için büyük çaba sarf etmekteyiz.

Dergimizi bu sayısında, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Milli Eğitim Bakanı Sayın Nimet Çubukçu’nun teşrifleriyle onur-landırdığı Açılış törenimiz; İstanbul Sanayi Odası Başkanı Sayın Tanıl Küçük ile yaptığımız röportaj; uluslararası üniversitelerle kurduğumuz yakın ilişki-ler; Üniversitemizde düzenlenen seminer, sempozyum ve konferans haberle-ri; öğrenci kulüplerinin etkinlikleri ve öğrenci yazıları; İnsan Kaynaklarını Ge-liştirme Merkezi tarafından yürütülen “Hedef 2023” sosyal sorumluluk proje-si; teknik üniversite olma yolculuğumuzun en yakın şahitlerinden meclisli bir Yıldız mezunu olan Sayın Turgut Tekin ile yaptığımız röportajı bulabilirsiniz.

Günümüzde diğer bütün kurumsal yapılarda olduğu gibi eğitim kurumları-nın da, gerçekleştirdikleri uygulamalarda toplam kaliteyi yakalamaları gerek-mektedir. İster bilimsel, ister eğitim ya da kültürel olsun yapılan kaliteli çalış-malar kamuoyunun ilgisini çekmekte ve ilgili eğitim kurumlarını cazibe mer-kezleri haline getirmektedir. Sadece bir yönden ilerleme sağlayan üniversite-lerin gelişimi, tatmin edici ve sürdürülebilir olamaz. Bilim, eğitim ve kültür kavramları birbirleriyle etkileşim içerisinde gelişimi ve ilerlemeyi tetiklemeli-dir. Kültür organı içerisinde yer alan bizim gibi dergilerin de, bu etkileşimi ha-rekete geçirmek ve hizmet ettiği kurumdaki gelişmelerden toplumu haber-dar etmek öncelikleri arasında olmalıdır.

Bu nedenle, takip etmemizi istediğiniz tüm çalışmalarınız ve etkinlikleriniz için önceden dergimizi bilgilendirmeniz daha sistemli çalışmamızı sağlaya-caktır. Özellikle öğrencilerimizle ilgili başarı haberlerini duyurmak ve düzen-ledikleri sosyal etkinliklerde onların yanında olmak bizi mutlu etmektedir.

Biriminizle ilgili dergimizde yayınlanmasını istediğiniz etkinlikler, haberler, projeler ve duyurmak istediğiniz çalışmalarınız için [email protected] adre-sinden bize ulaşmanızı bekliyoruz. 2010 Ocak ayında birinci yılını tamamla-yacak olan dergimizin yeni sayısında sizlerle buluşmak dileğiyle sevgi ve say-gılarımızı sunuyoruz.

Sevgili Yıldızlılar,

Page 12: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

10 Yıldızlar EKİM / 09

SPOTH A B E R L E R E T K İ N L İ K L E R O L A Y L A R

Vücut Direncinizi Maden Suyu ile Koruyun

U2 2010 Yılında İstanbul’da

Halk arasında soda ve maden suyu eş anlamlı kullanılmasına rağmen ikisi birbirinden farklıdır. İçilebilir herhangi bir suya karbondioksit eklendiğinde soda yapılmış olur. Maden suyu ise yerin en derin katmanlarından çıkar ve çıkar-ken geçtiği katmanlardan mineralleri de beraberinde getirir. Yani maden suyu mineralce zengin iken soda mineral içermez. Maden suyu içinde bulundurdu-ğu mineraller nedeniyle vücut sağlığımız için son derece doğal, faydalı bir içe-cek. Kış mevsimini yaşadığımız şu günlerde maden suyu tüketmek, içinde bulu-nan mineraller yardımıyla, vücudun direncinin artmasına ve bulaşıcı hastalık-larla mücadelesine yardımcı oluyor. Ayrıca cildin gerekli olan su ve mineral ihti-yacını da karşılayarak cilde gergin, pürüzsüz ve canlı bir görünüm sağlanması-na yardımcı oluyor. II

Dünyanın en büyük rock grubu U2, hayranlarının yıl-lar süren bekleyişinden sonra 360° Tour kapsamında nihayet Türkiye’de. Live Nation tarafından Pozitif ve İKSV iş birliği ile İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında 6 Eylül 2010 tarihinde İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadı’nda gerçekleştirilecek konserin biletleri satış-ta sunuldu. U2 360° Turnesinin Avrupa ayağı, 10 Ağustos 2010 tarihin-de Almanya’nın Frankfurt şehrinde başlıyor. Turne, Hannover şehrindeki konserin ardından Danimarka, Finlandiya, Rusya ve Avusturya’daki, kon-serlerle devam edecek. U2, 3 Eylül 2010’da vereceği Atina konserinden sonra İstanbul’a gelecek. U2 360° Tour, İstanbul konserinin ardından Al-manya, Fransa, İspanya ve Portekiz’deki konserlerle devam edecek. II

Japon bir firma, genleriyle oynayarak ürettiği mavi gülleri gelecek ay piyasaya sürüyor. Suntory adlı fir-ma 20 yıldır mavi gül üretmek üzerine çalışıyordu. Daha çok mora çalan bir rengi olan güllere hercai menekşelerde olan mavi pigment yerleştirilmiş. Lüks mallar kategorisine giren Applause (Alkış) adlı gülün özel günler için satılması bekleniyor. Güllerin tanesi 15 ila 20 sterlin arasında bir fi-yata satılacak. Bu fiyat, Japonya’da satılan güllerin fiyatı-nın 10 katına denk geliyor. II

Japonlar’dan Mavi Gül!

Page 13: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı
Page 14: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

12 Yıldızlar EKİM / 09

Ü

AÇILIŞ

YTÜ 2009-2010 AKADEMİK YILI AÇILIŞ TÖRENİNDEGELECEĞE İLİŞKİN UMUTLAR TAZELENDİ

haber, MİNE ULUTAŞ

Cumhurbaşkanı Abdullah GÜL:“2009-2010 akademik yılında Yıldız Teknik Üniversitesi’nin değerli öğretim üyeleri ve görevlileri ile sevgili öğrencilerine başarılar diliyor, selam ve sevgilerimi iletiyorum.”

1911 yılında o zamanki adıyla Kondüktör Mektebi Alisi olarak kurulmasından günümüze kadar 98 yıl geçmiş. Bu süreçte Ülkemizin birçok üniversi-telerinden birçok genç yetişti. Bu gençlerin bir bö-lümü mezun oldukları üniversitelere akademis-yen olarak döndü ve oraya katkı sağlarken diğer taraftan Ülkemizin geleceğine katkı sağladılar. Ülkemizin kalkınması ve ilerlemesinde Yıldız Tek-nik Üniversitesi de sadece mühendis yetiştirmek-le kalmadı; siyasette, ekonomide, ticarette, sanat-ta ve sosyal alanda çok sayıda başarılı ismi Ülke-mize kazandırdı. Nitekim benim de mesai arka-daşlarım içerisinde Yıldız’dan mezun olmuş aka-demisyenler olduğu gibi birçok öğrenci de var. Bu üniversiteye emeği geçen herkese Ülkem ve mil-letim adına teşekkür ediyor ve aramızdan ayrılmış tüm emektarları da rahmetle anıyorum” dedi.

Başbakan Erdoğan, görevde oldukları yedi yıllık süreçte en büyük hedefleri ve ideallerinin eğiti-min kalitesini ve yaygınlığını artırmak, üniversite-lerin dünya ile rekabet edebilecekleri zemini inşa etmek ve üniversiteleri özgün ve özgür düşünce-nin merkezi haline getirmek olduğunu vurguladı.

Üniversitemizin 2009 – 2010 Akademik Yılı Açılış Töreni, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Re-cep Tayyip ERDOĞAN’ın teşrifleriyle gerçekleşti-rildi.

07 Ekim 2009 tarihinde Beşiktaş Yerleşkesi Odi-toryum Salonu’nda düzenlenen görkemli tören-de, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN, Milli Eğitim Bakanı Sayın Ni-met ÇUBUKÇU, İstanbul Büyükşehir Belediye Baş-kanı Sayın Dr. Kadir TOPBAŞ, akademik ve idari personelimiz, öğrencilerimiz ve değerli konukları-mız bu mutlu ve coşku dolu günü Yıldızlılarla pay-laştılar.

Açılış töreninde söz alan Başbakan Erdoğan, Ülke-mizin en köklü üniversitelerinden birinde bulun-maktan, değerli hocalar ve sevgili öğrencilerle bir arada olmaktan ve onlara hitap etmekten duydu-ğu memnuniyeti ifade ederek konuşmasına baş-ladı.

Başbakan Erdoğan “Yıldız Teknik Üniversitesi do-ğuşu itibariyle 1911 yılına varan bir geçmişe sa-hip ve bu durum köklü ve asırlık bir üniversite ol-manın bir ifadesidir. Yıldız Teknik Üniversitesi’nin

Page 15: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 13EKİM / 09

>> Başbakan Recep Tayyip Erdoğan:“Bu üniversiteye emeği geçen herkese Ülkem ve milletim adına teşekkür ediyor ve aramızdan ayrılmış tüm emektarları da rahmetle anıyorum.”

Page 16: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

14 Yıldızlar EKİM / 09

Başbakan Erdoğan “Eminim ki Yıldız Teknik Üni-versitesi’nde 81 vilayetimizin her birinden gelmiş öğrencilerimiz bulunuyor. Bu zenginliğin toplum-la iletişim kurma ve toplumsal sorunlara karşılık-lar üretme noktasında önemli bir fırsat olduğu düşüncesindeyim. Üniversitelerimizin toplum-la, özellikle de iş dünyasıyla, ekonomiyle, ticaret-le, sanayiyle iletişim kurması, işbirliği oluşturma-sı karşılıklı bir etkileşimi doğuracaktır. Bu durum-dan hem üniversitelerimiz hem de Ülkemiz isti-fade edecektir. İçine kapanan, etrafına duvarlar ören, surlar diken bir üniversite kendisine de öğ-rencilerine de ülkesine de hizmet edemez. Hükü-met olarak biz üzerimize düşen neyse imkanlar ölçüsünde yerine getiriyoruz. Aynı şekilde üniver-sitelerimizin bu sürece katkı vermesini istiyoruz. Son dönemde üniversitelerin bu katkıyı veriyor ol-malarından son derece memnunuz. Ben üniversi-telerimiz adına umut doluyum. Uluslararası üni-versitelerle rekabet edecek duruma geldiklerine ve büyük başarılar elde edebileceklerine inanıyo-rum” diyerek konuşmasını tamamladı.

Milli Eğitim Bakanı Nimet ÇUBUKÇU: “Yıldız Teknik Üniversitesi, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal kalkınmasına geçmişte olduğu gibi günümüzde de bilimsel araştırmalar ve teknolojik gelişmelerin yanı sıra nitelikli insan gücü yetiştirerek çok önemli katkılarda bulunuyor.”

Page 17: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 15EKİM / 09

Yıldız Teknik Üniversitesi’nin 2009-2010 Akade-mik Yılı açılış törenine davetiniz için teşekkür edi-yorum.

Bilgi üreten, ülkenin ihtiyaç duyduğu donanımlı bi-reyleri yetiştiren, bilimsel çalışmalarıyla topluma ve sektörlere rehberlik eden ve geleceğe ışık tutan üniversiteler, ülke kalkınmasının itici gücüdür. Bu itibarla üniversiteler eğitim, sağlık, bilim, kültür, sanat ve spordaki gelişmelere yön verirler.

Üniversitelerin, bilgiye dayalı üretimin egemen ol-duğu çağımızda, bir yandan bilimsel faaliyetlerini yoğunlaştırırken, diğer yandan da toplumsal haya-tı şekillendirecek yeni adımların atılmasına, fikirle-rin yeşermesine, tartışılmasına imkan sağlamaları büyük önem taşımaktadır.

Üniversiteler, ülkenin bilim ve teknoloji alanındaki potansiyelini harekete geçirecek, bilgi üretme ka-biliyetini geliştirecek en önemli aktörlerden biri-dir. Dolayısıyla üniversitelerin daha çok proje üret-meleri, Ar-Ge çalışmalarına yoğunlaşarak, yeni bu-luşlarla Ülkemizin rekabet gücünün yükselmesine katkılarını artırmaları gerekmektedir. Rekabetçi ve bilgiye dayalı ekonominin şartlarını ancak bu şekil-de karşılayabiliriz.

Bütün üniversitelerimizin iyi eğitim veren, modern bir ilim ve irfan yuvası haline gelmesi, dünya öl-çeğinde ses getiren bilimsel yayın ve çalışmalara imza atması temel arzumuzdur. Gerek üniversite-lerin gelişmesinin önünü açmak gerek yükseköğre-tim imkanlarını artırmak gerekse eğitimde gençle-re fırsat eşitliği sunmak amacıyla ilgili tüm taraflar yoğun bir gayretin içindedir.

Toplumdan kopuk, gelişmelerden uzak bir üniver-sitenin işlevlerini yerine getirmesi mümkün değil-dir. Bu nedenle üniversitelerin bulundukları şehirle bütünleşmeleri elzemdir.

Ülke meseleleri konusunda fikir ve çözüm üretme-si, üniversitelerin görevleri arasında yer almakta-dır. Ancak üniversitelerin bunu yaparken siyasal-laşmamaları büyük önem taşımaktadır.

Üstlendikleri misyon bakımından üniversiteleri, Türkiye’yi yarınlara hazırlayan kurumlar olarak de-

ğerlendiriyor ve her zamankinden daha çok gayret göstermelerini bekliyoruz.

Türkiye’nin öngörülebilir, istikrarlı, modern, ge-lişmiş, müreffeh bir ülke olarak dünyadaki konu-munu pekiştirmesi konusunda üniversitelerimiz-de eğitim gören gençlerimiz en önemli gücümüzü oluşturmaktadır. Bütün gençlerimizin sorumluluk-larının bilinciyle, inançla ve güvenle çalışarak ülke-mizi her alanda yükselteceklerine inancım tamdır.

Bu duygu ve düşüncelerle, 2009-2010 akademik yı-lında üniversitenizin değerli öğretim üyeleri ve gö-revlileri ile sevgili öğrencilerinize başarılar diliyor, selam ve sevgilerimi iletiyorum.

Abdullah GÜL

Cumhurbaşkanı

Bütün gençlerimizin sorumluluklarının bilinciyle, inançla ve güvenle çalışarak ülkemizi her alanda yükselteceklerine inancım tamdır.

Page 18: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

16 Yıldızlar EKİM / 09

öğrenim düzeyinin o ülkenin her açıdan kalkın-mışlığının göstergesi olarak kabul edilmesinin te-melinde, az önce saydığım faktörleri başarıyla ye-rine getirmesi yatmaktadır” dedi.

Bugün Avrupa’da yükseköğrenim ve teknolo-ji geliştirecek, rekabeti artıracak ve ülke kalkın-masının motoru olan Ar-Ge çalışmalarının dev-let tarafından ciddi bir şekilde desteklendiği-ni belirten Bakan Çubukçu, üniversitelerin yap-tıkları çalışmalar, ürettikleri patentler ve yetiş-tirdikleri öğrencilerle üstlenmiş oldukları göre-vi hakkıyla yerine getirdiklerini ve ülkenin eko-nomik kalkınmasına ve refah düzeyinin artırıl-masına ciddi katkıda bulunduklarını bildiklerini ifade etti.

Bakan Çubukçu “Yıldız Teknik Üniversitesi’nin de Türkiye’nin ekonomik ve sosyal kalkınması-na geçmişte olduğu gibi günümüzde de bilim-sel araştırmalar ve teknolojik gelişmelerin yanı sıra nitelikli insan gücü yetiştirerek çok önemli katkılarda bulunduğunu biliyoruz” diyerek duy-gularını dile getirdi. II

Açılış töreninde konuşma yapan Milli Eğitim Ba-kanı Nimet ÇUBUKÇU, Türkiye’nin önde gelen ve köklü üniversitelerinden biri olan Yıldız Teknik Üniversitesi’nin değerli akademisyenleri ve sev-gili öğrencilerinin yeni akademik yılını kutlayarak söze başladı.

Teknoloji ve bilim üreten, teknoloji geliştiren ve kullanan, insan gücünü yetiştirme görevi-ni üstlenen üniversitelerin, bu görevi en et-kin bir şekilde yerine getirmelerinin rekabet ve küreselleşme ortamında kaçınılmaz oldu-ğunu ifade eden Bakan Çubukçu, köklü ve ku-rumsallaşmış üniversitelerimize bakıldığında her zaman toplumun önünde olduklarını ve değişen dünyaya uyum sağlayarak toplumun ihtiyaçlarını ve yararını gözeterek bilim üret-tiklerine dikkat çekti.

Bakan Çubukçu “Üniversitelerimiz, bilgi üretimi ve nitelikli işgücü yetiştirmesinin yanı sıra çeşit-li alanlarda sundukları hizmetlerle yalnız bulun-dukları kente değil ülkeye, sağlığa, mutluluğa ve esenliğe de hizmet etmelidir. Bir ülkenin yüksek-

Page 19: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 17EKİM / 09

Page 20: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

18 Yıldızlar EKİM / 09

Ü

RÖPORTAJ

YILDIZIMIZINTEKNİK ÜNİVERSİTE OLMA

YOLCULUĞUNUBİR YILDIZLIDAN DİNLEDİK

röportaj, ÖĞR. GÖR. NİHAL YURTSEVEN

Başarılarımızı Yıldız Teknik Üniversitesi hesabına yazdık.

Üniversitemizin İstanbul Mühendislik ve Mimar-lık Akademisi dönemi mezunlarından Turgut Te-kin dergimizin konuğu oldu. Üniversitemizin bu değişim ve gelişim dönemine çok yakından şahit-lik etmiş olan Tekin, bütün duygularını bizlerle iç-tenlikle paylaştı.

Öncelikle Yıldız Teknik Üniversitesi’ne gelip, bizi onurlandırdığınız için teşekkür ederiz. Tekrar hoş geldiniz.

Hoş bulduk. Sizler baş tacısınız.

Teşekkür ederiz. Özgeçmişinizden biraz bahseder misiniz?

1939 yılında Adana’nın Karataş ilçesi Küçük Kara-taş köyünde dünyaya geldim. İlkokulu Karataş’ta bitirdim. Daha sonra Adana’ya geçtim, orta-okul ve liseyi Adana’da bitirdim. Adana’dan son-ra İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi’nden İnşaat Mühendisi olarak mezun oldum. Daha önce Işık Mühendislik ve Mimarlık’ta okudum. Buradan Yıldız’a geçtim. O meşhur sar-maşıklı binada 2 sene okudum ve mezun oldum. Onun için bahtiyarım. Mühendis olduktan son-ra serbest mühendislik yaptım. Ondan sonra Fen İşleri’nde mimar müşavirliği yaptım. Burada ba-şarılarımızı Yıldız Teknik hesabına yazdık. Çün-kü Yıldız çok önemli bir okuldur. Yaptığımız her şey Yıldız’ındır. Yıldız bizim yuvamızdır. Fen İşleri Müdürlüğü’nden sonra tekrar serbest mühendis-

liğe döndüm ve serbest çalışmalar yaptım. Daha sonra siyasete atıldım ve Adalet Partisi çatısı al-tında çalıştım. Daha sonra Doğru Yol Partisi 19.dö-nem milletvekilliği görevini yürüttüm. Sizinle bu-luşmamıza da bir vesile oldu.

O dönemde yaptığınız çalışmalardan biri de Yıldız Üniversitesi’ne yeni bir profil kazandırmaktı. Biraz ondan bahsedelim isterseniz.

Meclisin çalışma salonundaydım. Orada iken bir memur arkadaş geldi “Misafirleriniz var” dedi. Ben de çıktım, baktım. Fakat hiç birini tanıya-madım. 8 tane profesör, Yıldız’dan meclise gel-mişler. Yıldız’ı teknik üniversite yapmak istiyor-larmış. Benim adımı da albümden almışlar. “Sen bizim öğrencimizsin, bu işi sana getirdik” dedi-ler. Ben de bunu bir şeref kabul ettim ve “Bu böy-le olmaz” dedim. “Ya nasıl olur?”dediler. Başların-da da rektör olarak Turgut Bey vardı. Hepsini al-dım kuliste oturtturdum, çay ve kahve ikram et-tim. Gittim basını getirdim. Basın bizim resimle-rimizi çekti ve ertesi sabah gazetede “Yıldızlılar mecliste buluştu” diye bir haber çıktı. Bu da bü-yük bir şeref oldu bizim için. Biz Yıldız’ın bayrağı-nı meclise dikenlerdeniz. Allah’a şükür biz Yıldız’ın mahsulüyüz. Yıldız bizim ışığımızdır. Ondan son-ra işi ele aldık. Oradaki Yıldız’lı arkadaşlarla da gö-rüştüm. O dönemde mecliste 21 tane Yıldız mezu-nu vardı. Biz kanunu çıkarttık. Komisyondan ge-çirdik. Ben bu işin takipçisi oldum. Arkadaşlarla is-

Page 21: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 19EKİM / 09

tişare yaptım. Sonunda Yıldız Teknik Üniversite-si oldu. Çok kısa bir sürede gerçekleşti ve 3 Tem-muz 1992 tarihinde 3837 sayılı Yasa’yla üniversi-tenin adı Yıldız Teknik Üniversitesi olarak değişti. Sonra bazı arkadaşlarımıza da haber ettik ve Yıldız Teknik Üniversitesi’nde çok güzel bir açılış yaptık. O zaman rektör Turgut Bey’di. Açılışa, o dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel geldi.

Yıldız böylelikle Yıldız Teknik Üniversitesi oldu. Yıl-dız, Türkiye’ye ve dünyaya çok şey kazandırmıştır. Artık mezun olanlar ve olacaklarla beraber, el ele, omuz omuza verip Yıldız’ı daha yüksek yerlere ta-şıyacağız. Yıldız Teknik Üniversitesi pek çok konu-da en iyi okullardan biridir. Bilhassa tatbikat mü-hendisliğini hepsinden daha iyi bilir. Mesela ben işe başladığımda staj yaptırmadılar bana. Sen za-ten mühendis olmuşsun dediler. O bakımdan Yıl-dız çok önemlidir.

Yıldız çok çile çekmiş bir okuldur. 1911’de dünyaya gelmiş. 1922-1937 yılarında Nafiye Mektebi olarak tanınır. Nafiye, şimdiki Bayındırlık Bakanlığı’na bağlı demektir. Bir müddet tekniker okulu olarak çalışmış. Önceleri 2 senelik okulken sonra 3 sene-

lik okula çıkmış. Ondan sonra yüksek okul olmuş, ondan sonra akademi ve akademiden sonra da fa-külte olmuş. Gördüğümüz kadarıyla, Türkiye’nin en tarihi binalarına sahip ve ter dökerek meyda-na gelmiş okuludur.

Yıldız Teknik Üniversitesi hiç şüphesiz sadece ismi değişen bir okul değil. Teknik üniversite olma sü-recinde bir takım değişiklikler olmuştur. Biraz o süreçten bahsedebilir misiniz?

Yıldız, teknik üniversite olduktan sonra birçok fa-külte ilave edildi. Yeni bağlantıları oldu, binalar yapıldı. Daha da zenginleşti. Bilhassa fakülte ba-

>> Mezun olanlar ve olacaklarla beraber, el ele, omuz omuza verip Yıldız’ı daha yüksek yerlere taşıyacağız.

Page 22: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

20 Yıldızlar EKİM / 09

kımından pek çok gelişme oldu. Biz burada birçok açılış yaptık. Yıldız Teknik Üniversitesi, Türkiye’nin en iyi 10 üniversitesi arasındadır. Teknik üniversi-te olmak Yıldız’ın hakkıydı.

Peki, mecliste kabul edilmesi sürecinde herhangi bir itirazla karşılaşıldı mı?

Olmadı, çünkü komisyona çıkarıldı. Önce komis-yondan geçirildi ve daha sonra mecliste oylama yapıldı. Biz vardık arkasında. Yıldızlılar çok büyük bir kitleydi. Milli Eğitim Komisyonu’nda da arka-daşlarımız vardı. Bir önceki meclis başkanı, o za-manın Milli Eğitim Bakanıydı. Hakkımızı verdiler. Ama çalışmasak bu olmazdı. İtiraz eden hiç olma-dı. Benim de o gelen 8 hocaya şükran borcum var-dı. Biz de okulumuza böyle şerefli bir ismi verme-ye vesile olduk. Ama bunun en büyük vesilesi ora-ya gelen hocalardır.

Şu an gözlemlediğiniz kadarıyla Yıldız Teknik Üni-versitesi sizin için ne ifade ediyor?

Yıldız Teknik Üniversitesi serbest piyasanın çok tutulmuş bir okuludur. Bilhassa tatbikat mühen-disliğini hepsinden çok daha iyi meydana getir-miş bir okuldur. Bütün mezunları, mühendisliği çok iyi tatbik etmiş kişilerdir. Yıldız, tatbikat bakı-mından dünya çapında bir okuldur. İnşallah daha da iyi yerlere gelecektir. Ama bu, eski ve yeni me-zunları buluşturmakla en iyi mümkün olacaktır.

Çok önemli bir noktaya değindiniz aslında. Yıldız Teknik Üniversitesi çok yüksek mezun potansiye-line sahip bir üniversite. Bunu değerlendirebilirse farklı açılımlar yapabilir.

Tabii. Bir defa Yıldız Teknik Üniversitesi’nin en azından büyük illerde temsilcilikler kurması la-zımdır. Temsilcilik kurulması lazım ki; mezun olan arkadaşlar bir araya gelerek istişare yapabilsin.

Yıldız Teknik Üniversitesi’nin mezunlarıyla ileti-şim devam ettirebilmesi için en iyi yol hangisidir?

Her vilayete şubeler açmasıdır. O vilayetlerde ya-

En azından büyük illerde temsilcilikler kurulmalı ve senede bir sefer mezunlar günü düzenlenmelidir.

Page 23: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 21EKİM / 09

şayan arkadaşları üye yapması lazımdır. Ben bu-raya gelmesem, Yıldız Teknik Üniversitesi’nin bu kadar şaha kalktığını göremem. Hocasıyla, rektö-rüyle, öğrencisiyle hep el ele vermişler, çalışıyor-lar. Bunlar mühim meselelerdir.

Peki tekrar sizin Yıldız’da öğrenci olduğunuz dö-nemlere bakacak olursak, o dönemdeki öğrenci ve öğretim üyesi profili nasıldı?

Bizim zamanımızda İstanbul 2,5 milyon nüfusu olan bir şehirdi. Yıldız’dan mezun olan arkadaşlar-la tanışma imkanımız daha iyiydi, daha rahattık. Eski Yıldızlılar birbirlerini hep tanırlar. Yalnız tek-noloji değiştikçe, bilim değişiyor. Ona bir şey ya-pamayız. Ama bizim zamanımızda fedakarlık var-dı, ideoloji yoktu. İdeolojinin girdiği yere ilim gi-remiyor. O bakımdan şimdiki sıkıntımız, nüfusun çok fazla olması ve Türkiye’de ideolojinin olma-sıdır. Bu zarar veriyor. Ama insanlık ve samimi-yet eskiden çok daha güzeldi. Birbirimizi bir yerde görsek kucaklaşırdık. Aradaki fark bu yani.

Peki, şu an Yıldız Teknik Üniversitesi çalışanları ve öğretim üyeleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Yıldız Teknik Üniversitesi artık hiç kimseye ihtiyacı kalmamış ve ihtiyacı dağıtan bir üniversite haline gelmiş. Bu da benim için ayrı bir gurur kaynağıdır.

Yıldız Teknik Üniversitesi’nin son dönemlerde yurtdışına açılım konusunda farklı adımları var. Örneğin teknoloji alanında ve bilimsel çalışmalar-da, birçok üniversiteyle proje ortaklıkları bulunu-yor. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Mühendislik mesleği, üreten bir meslektir. Ben bir ağabey sıfatıyla şunu söyleyebilirim. Senede bir sefer hiç olmazsa mezunlar günü temin etme-si lazım. Başka okullar bunu yapıyor. Toplantı ya-pıp, konferanslar verilmesi gerekiyor. Her vilaye-te gidip, toplantılar yapılması gerekiyor. Örneğin, mezunu olan yerler için gazeteye ilan verip, dep-rem bölgesi olan muhitlerimizi aydınlatmak la-zım. Bu mühendislerin tabii vazifesidir. Yıldız Tek-nik Üniversitesi’nin öncülük yapması lazım. 1990 yılında mezun olan öğrenciler, Eskişehir’in filan yerinde buluşmaya davet edildi. Burada tanış-ma, konferans verme, yeni çıkan kitapları dağıt-ma gibi organizasyonları yapması lazım. Biz mut-laka her sene bir mezuniyet tarihi belirleyerek, be-lirli illerde toplantılar yapmalı ve her dalda kon-feranslar vermeliyiz. Konuşmacı arkadaşların çık-ması lazım, bunun için uğraşmalıyız.

Yani şunu demek istiyorsunuz herhalde. Yıldız, sa-dece bilimsel ve akademik çalışmalarla kendi ka-buğu içinde kalmamalı ve dış dünyaya da kendi-sini tanıtmalı.

Tabii. Çeşitli vilayetleri, belediyeleri ziyaret etme-li. Yani bu memlekette, millet bina bakımından mağdur olmuşsa, bunun sebebi mühendislerdir. Niye? Çünkü benim dediklerimi yapmıyorlar. Bir yerde bir bina yıkılmışsa, gidip kontrol etmek la-zım. Bunu bir vazife addedeceksin. Mektep bitti? Mektep bitmez, mühendislik bitmez! Esas mek-tep bittikten sonra her şey başlıyor. Hep birbirleri-ni ziyaret etmeleri lazım.

Şu anda üniversitemizin mühendislik bölümle-rinde okuyan öğrencilerimize iletmek istediğiniz önemli bir mesajınız var mı?

Bu soruya cevabım, yavrularımızın kulağına küpe olsun. Mühendis olan adam, okulunda hocası-nı iyi dinleyen adamdır. Gelecek sınıfına, masaya oturacak, notunu alacak. Gidecek eve temize çe-kecek ve onu ömrü billah atmayacak. Onu kitap-lığına koyacak. Hocadan dinleyip, mühendisliği öyle yaparsan, daha faydalı olursun. Hâlihazırda mühendislik öğrencisi olanlara söylüyorum: Mut-laka derse girip hocayı dinlemek lazım. Çünkü defterden çalışarak geçmek başka, kitaptan çalı-şarak geçmek başka. Onun için ben buradan mü-hendis olacak arkadaşlara sesleniyorum. Devam şarttır. Not tutmak şarttır. Bilemediklerini hocaya sorup, onu bilir hale getirmek şarttır. Çünkü mü-hendis, mühendis olduktan sonra o notları hazır bulamaz.

Başta rektörümüz, hocalarımız, iltifatıyla beni bu-raya çağırmanız ve düşüncelerimi kamuoyuna ak-tarmanız, beni fazlasıyla mutlu ediyor. Sizlere te-şekkür ederim. Yavrularımızın başarı sağlamaları-nı temenni ederim. Rektörümüze, dekanlarımıza ve tüm bölüm başkanlarımızla hocalarımıza bu-radan selam ve saygılarımı söylerim.

Biz de geldiğiniz ve bizi onurlandırdığınız için te-şekkür ederiz.

Ben her zaman bu çatının evladıyım. Bu çatının al-tında, gücüm yettiği ve elimden geldiği kadar her şeye hazırım. Buranın toprağını, suyunu içtim, bu-ranın ekmeğini yedik. Halen de yemekteyiz. Bura-da okuyan arkadaşlara da başarılar dileriz. Allah onlara da yardım edecek. II

>> Yıldız Teknik Üniversitesi, Türkiye’nin en iyi 10 üniversitesi arasındadır.

Page 24: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

22 Yıldızlar EKİM / 09

BÜTÜN ÇALIŞMALARIMIZ,SİZİN GÖNLÜNÜZÜN ÇEKTİĞİ İLE BİZİM GÜCÜMÜZÜN YETTİĞİNİ BİR YERDE BULUŞTURMA ÇABASIDIRPROF. DR. İSMAİL YÜKSEK | REKTÖR

>> Önce kendimize güveneceğiz, güvendikçe değişeceğiz, değiştikçe gelişeceğiz, geliştikçe herkes için, ülkemiz ve dünya için umut olacağız.

Page 25: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 23EKİM / 09

Ü

rimizin bütün ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir yer-leşke haline dönüştürmektir.

Yaşamının son otuz yılını Yıldız Yerleşkesi’nde geçi-ren birisi olarak bu yerleşkenin benim için değerini ve ne anlam ifade ettiğini belirtmeme gerek yok.

Dünyada marka haline gelmiş üniversitelerin büyük-lüğü yıllardır aynı mekanda ya da merkezi bir konum-da olmalarından değil, sağladıkları eğitim-öğretim kalitesi, mezunlarının uluslararası alanda tercih edil-meleri ve sahip oldukları kurum kültüründen gel-mektedir. Yıldız Teknik Üniversitesi’nin büyüklüğü de zaman ve mekanla sınırlı değildir. Amacımız, Üni-versitemizi tamamen Davutpaşa Yerleşkesi’ne taşı-yarak Yıldız Yerleşkesi’ni kaybetmek değil, aksine ta-rihi dokusunu koruyarak Yıldız Yerleşkesi’nin değeri-ni arttırmaktır. Yıldız Yerleşkesi’nde Üniversitemizin en çok iki fakülte ve araştırma enstitülerini muha-faza ederek; ulusal ve uluslararası kongre, seminer, sempozyumlar ile sanat etkinliklerinin düzenlenece-ği mekanlar oluşturmak ve böylelikle cazibe merke-zi olacak bir yerleşke oluşturmayı amaçlamaktayız.

Teknopark

Devletimizin bize tahsis ettiği bütçenin dışında fi-nansman kaynağı oluşturmak, büyük ölçekli proje-lere imza atmak, sanayi ile AR-GE faaliyetlerini yü-rütmek, bölgesel ve yerel ekonomiyi canlandırmak, akademisyenlerimize AR-GE fırsatları sunmak, öğ-rencilerimizi mezun olmadan sanayi ile tanıştırmak

Üniversite tanımı ve anlayışının değişeceği günler yaklaşıyor. Eskiden sadece bilgi üretmesi beklenen üniversitelerden artık ürettiği bilgiyi etkin bir şekil-de kullanması ve yeni üretimler için kaynak oluştur-ması beklenmektedir. Büyük ölçekli akademik araş-tırma yapmak isteyenler, farklı finansman seçenek-lerini değerlendirmeye çalışmaktadır. Araştırma ve öğretim yuvası olarak görülen üniversiteler, artık bi-lim ve teknoloji temelli yeni ticari etkinliklerin ku-luçka merkezi olarak görülmektedir. Son yıllarda en-düstriyel ve diğer araştırma kuruluşlarıyla kaynaşan üniversitelerimiz, know-how merkezleri haline gel-meye başlamıştır.

Bu gelişmeleri yakından takip eden ve 2011 yılın-da 100. yılını kutlayacak olan Türkiye’nin dev eğitim kurumu Yıldız Teknik Üniversitesi 25.000 öğrencisi, 3.000’e yakın akademik ve idari personeli, 10 fakül-tesi, 3 Yüksekokulu ve 2 enstitüsü ile uluslararası bi-lim sahnesinde oyuncu değil, yönetmen olma zorun-luluğunun bilincindedir.

Mekan sorunlarına çözüm arayışlarımız

Üniversite olarak tarihi mekanlarda eğitim-öğretim hizmetini sürdürmenin olumlu ve olumsuz yönleri-ni aynı anda yaşamaktayız. Böyle bir mekanda eği-tim vererek öğrencilerimizi tarihi ve kültürel değer-lerimiz konusunda bilinçlendirme fırsatı yakalarken, mekansal esneklik konusunda sıkıntı yaşamaktayız. Tarihi bir mekanda bulunan Yıldız Yerleşkesi’nde, yeni mekansal düzenlemeler yapılamadığından aka-demik ve idari birimlerimizin mekan sorunlarını çöz-me arayışı içerisindeyiz.

Bu çerçevede, mevcut sorunumuza çözüm bulmak ve eğitim kalitemizi arttırmak amacıyla, bazı fakül-telerimizin Üniversitemize tahsis edilen Davutpaşa Yerleşkesi’ne taşınması kararı alınmış ve bu plan uy-gulamaya koyulmuştur. Bu nedenle, kütüphaneden spor mekanlarına, teknoparktan laboratuarlara kadar öğrencilerimizin eğitim, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılayacak bütün oluşumlar, devletimizin desteği ile Davutpaşa Yerleşkesi’nde inşa edilmektedir.

Fen-Edebiyat Fakültemizin ek bina inşaatlarını ta-mamladık ve taşınma işlemini gerçekleştirdik. Geçti-ğimiz ay Elektrik-Elektronik Fakültemiz, kütüphane-miz, ek binalarımız ve hidrolik laboratuarının inşaat-larına başlandı. Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından yapılacak olan 1.150 kişilik öğrenci yurdunun inşaatı-na başlandı ve 15 Haziran 2010 tarihinde, Davutpa-şa Yerleşkesi’nde düzenlenecek olan Dünya Genç-lik Kongresi’nden önce tamamlanacak. Davutpaşa Yerleşkesi’nde İstanbul Büyükşehir Belediyesi tara-fından gerçekleştirilen çevre düzenleme çalışmala-rının 1. etabı tamamlanmak üzeredir. Yapılan bütün işlerin tek amacı, Davutpaşa Yerleşkesi’ni öğrencile-

>> Yıldız Yerleşkesi’nde Üniversitemizin en çok iki fakülte ve araştırma enstitülerini muhafaza ederek; ulusal ve uluslararası kongre, seminer, sempozyumlar ile sanat etkinliklerinin düzenleneceği mekanlar oluşturmak ve böylelikle bu yerleşkeyi bir cazibe merkezine dönüştürmek istiyoruz.

Page 26: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

24 Yıldızlar EKİM / 09

rumluluk projemiz, bu yıl Elazığ’ın Maden ilçesine bağ-lı Kavak-Hazar İlköğretim Okuluydu. Bu projenin ama-cı, tespit edilen yardıma muhtaç okulların fiziki şartları-nı iyileştirmek, öğrencilerin giyim, kitap ve kırtasiye ih-tiyaçlarını karşılamak ve üniversiteli öğrencilerle yöre halkını kaynaştıracak etkinlikler düzenlemekti.

Bu proje aynı zamanda Yıldız Teknik Üniversitesi’nin temel hedeflerinden biri olan “Ulusal ve uluslarara-sı işbirliği ve dayanışma anlayışıyla toplumun kalkın-masına ve yaşam kalitesinin yükseltilmesine yönelik çalışmalar düzenlemek” ilkesini de hayata geçirmiş oldu. 100. yılımızı kutlayacağımız 2011 yılında, Ülke-mizin değişik yörelerinde tespit edeceğimiz 10 okula da aynı sosyal sorumluluk anlayışı ile yardımlar yap-mayı planlıyoruz.

Bugünü iyi değerlendireceğiz

Üniversitemize ve Ülkemize hizmet için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Görev yaparken üzdü-ğümüz üzüldüğümüz, sevindiğimiz sevindirdiğimiz, umutlandığımız umutlandırdığımız günler oluyor. Ancak, biz her zaman doğru ve akılcı çözümler üret-meye çalışıyoruz. Bütün çalışmalarımız, sizin gönlü-nüzün çektiği ile bizim gücümüzün yettiğini bir yer-de kesiştirme çabasıdır.

Yeni eğitim-öğretim yılına başlarken karmaşık duy-gular içerisindeyiz. Gelecekle ilgili endişelerimiz, te-reddütlerimiz, heyecanlarımız, beklentilerimiz ve hedeflerimiz var. Üniversitemize ve Ülkemize hiz-met yolculuğumuzda bütün bu duygularımıza ihti-yacımız olacak. Hepimizin sorumlulukları var. Sahip olmadıklarımızı hayal etmeden önce, sahip oldukla-rımızın kıymetini bileceğiz. Birey olarak, kurum ola-rak, ülke olarak bugünü iyi değerlendireceğiz. Dün yaşanmışlara üzülerek, yarın yaşanacaklardan kor-karak bugünü mahvetme lüksümüz yok. Önce ken-dimize güveneceğiz, güvendikçe değişeceğiz, değiş-tikçe gelişeceğiz, geliştikçe herkes için, Ülkemiz ve Dünya için umut olacağız.

Ülkemizin kurucusu Atamızın “Bir ulus sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe, yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez.” sözü ge-reği; Ülkemizin birliği, bütünlüğü, beraberliği, huzuru ve gelişimi için uygulanacak her projeye Üniversite olarak tam destek vereceğiz, saygıla-rımı arz ederim. II

gibi birçok amaca hizmet edecek TEKNOPARK pro-jemiz önümüzdeki ay hayata geçiyor. Teknoparkı-mız, Ülkemizdeki ilk ruhsatlı teknoparktır. Davutpa-şa Yerleşkesi’nde 200.000m2 alan tahsis ettiğimiz Teknopark projemiz gittikçe büyüyecek ve yeni üni-versite anlayışımızın temel taşlarından birini oluştu-racaktır.

Dünyaya açılıyoruz

Üniversitemizi her yönden dünyaya açma çabası içerisindeyiz. Amacımız; uluslararası bilgi, kültür ve vizyona sahip akademisyen ve öğrenci yetiştirmek-tir. Uluslararası üniversitelerle ilişkiler kurmak ve bu ilişkiler sonucunda akademisyenlerimiz ve öğren-cilerimiz için yeni işbirliği fırsatları oluşturmak için bir eylem planı hazırladık. İlk olarak Almanya’da Ber-lin Teknik Üniversitesi başta olmak üzere dört bü-yük üniversite ile öğrenci ve akademisyen değişimi, ortak proje, program ve konferans konularında gö-rüşmeler yaparak protokoller imzaladık. Görüşmeler sonucu Braunschweig Teknik Üniversitesi tarafın-dan Almanya’da kazanılan 25 milyon Euro’luk Avru-pa Birliği projesinin ortağı olduk. İstanbul’da kurul-ması planlanan Türk-Alman Üniversitesi’nin kuru-luş aşamasında oluşturulan komisyonda Üniver-sitemiz yer almaktadır. Yine Avrupa, Amerika ve Uzak doğu ülkelerindeki üniversiteler ile Lisans ve Lisansüstü programları ile değişik araştırma konu-larında işbirliği çalışmalarına başlanmıştır. Bir diğer hedefimiz ise beyin göçünü tersine çevirebilmek ve çok değerli akademisyenleri Üniversitemize ve Ülke-mize kazandırabilmektir.

AB Ofisimiz aracığıyla bu yıl 300 öğrencimiz değişik ülkelere eğitim için gönderilmiştir. Aynı şekilde yurt dışından Üniversitemize 200 civarında öğrenci gel-miştir. Kurulan yeni üniversitelerin desteklenmesi amacıyla öğretim üyesi yetiştirme ve FARABİ prog-ramlarına Üniversitemiz aktif olarak destek vermek-tedir. FARABİ programı kapsamında yurt içinde bu-lunan 35 üniversite ile yapılan ikili anlaşmalar gere-ği, öğretim üyesi ve öğrenci değişimine bu yıl başla-nacaktır.

Her yıl bir okul, her yıl bir bölge

Üniversite yönetimi olarak toplumsal bütünleşmeye ve topluma hizmet yarışına büyük önem vermekte-yiz. “Her yıl bir okul, her yıl bir bölge” konulu sosyal so-

>> Teknopark projemiz gittikçe büyüyecek ve yeni üniversite anlayışımızın temel taşlarından birini oluşturacaktır.

Page 27: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 25EKİM / 09

Page 28: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

26 Yıldızlar EKİM / 09

M

GÜNCEL

haber, MİNE ULUTAŞ

Marmara Depreminin 10. yılı nedeniyle pek çok kuruluş çeşitli toplantılar düzenledi. Bu toplantılarda 1999 dep-reminden bu güne kadar yapılanlar, yapılamayanlar ve yapılması gerekenler sorgulandı. Bu toplantılardan biri vardı ki, sadece çocuklar üzerineydi. Yıldız Teknik Üni-versitesi Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi öncülüğün-de ve ev sahipliğinde Jeoloji Mühendisleri Odası İstan-

bul Şubesinin desteğiyle yapılan bu etkinliğe uzman-lar, devletin çeşitli kurumlarından, sivil toplum örgüt-lerinden, odalardan, sendikalardan ve basından çok sa-yıda konuşmacı katıldı. Bir gün süren konuşmalarda önce Dünya’da son yıllarda meydana gelen afetlerin artan sayılarının ve şiddetinin yarattığı can ve ekono-mik kayıplar ile Türkiye ve Marmara’nın deprem gerçe-ği ortaya kondu. Ardından Okullar ve çocuklar afetlere hazır mı? Sorusu yanıtlanmaya çalışıldı. Son olarak sivil toplum örgütlerinin ve basının afetlerdeki rolü ele alındı.

Neden çocuklar?

Neden çocuklar sorusunu Düzenleme Kurulu Başkanı ve Yıldız Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy şu sözlerle açık-ladı. “Çocuklar, yaradılışları gereği afetlerde en kırılgan, en duyarlı en fazla zarar gören kesimdir. Kendileri ko-ruma ve savunma mekanizmaları fazlaca gelişmediği için korunmaya ve savunulmaya gereksinimleri bulun-maktadır. Bu görev ebeveynlerine ve devlete düşmek-tedir. Neslimizi geleceğe sağlıklı biçimde aktarmanın yolu çocukları iyi yetiştirmekten ve onları korumaktan geçmektedir. Dünya Bankası 2004 yılı verilerine göre, okul öncesi çocuklar da dâhil olmak üzere toplam okul çağı öğrenci sayısı kabaca 4 milyardır. Gelişmekte olan ülke ölçütlerine göre bile (okul başına düşen çocuk sa-yısı 500 olduğunda) 2015 yılına kadar 26.800 adet yeni okulun yapılması gerekir. Dünya’daki mevcut okulla-rın 2/3’ü güvensizdir. Kabaca toplam 2 milyon okulun güvenli hale getirilmeye gereksinimi vardır. Yaklaşık 10 yıldan beri Endonezya, El Salvador, Venezuela, İtal-ya, Kamboçya, ABD, Hindistan, Pakistan, Çin ve Türki-

MARMARA DEPREMİNİN 10. YILINDA“AFET, ÇOCUK VE OKULLAR”KONULU BİR ETKİNLİK DÜZENLENDİ>> Kocaeli ve Düzce depremleri 18.000’e yakın insanımızın ölmesine neden olmuş ve çocuklarımızın ne kadar güvensiz bölgelerde yaşadığını ortaya koymuştur.

Page 29: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 27EKİM / 09

talamayı nasıl değiştirdiği kolayca anlaşılabilir. Dün-ya Bankası verilerine göre 10 milyondan fazla okul ço-cuğu sağlam olmayan, güvensiz binalarda doğa afet-lere karşı risk içinde eğitim görmektedir. 1999 yılında ardı ardına meydana gelen Kocaeli ve Düzce deprem-leri 18.000’e yakın insanımızın ölmesine neden olmuş ve çocuklarımızın ne kadar güvensiz bölgelerde yaşa-dığını ortaya koymuştur. Her iki büyük depremin okul saatleri dışında meydana gelmesi, belki de ölü bilan-çosunun daha da büyümesini engellemiştir. 1999 dep-reminde Kocaeli’nde 43 okul onarılamayacak derece-de çökerken, 381 tanesi de az ya da orta derecede ha-sar görmüştür. 4 ay boyunca kapalı kalan okullar dep-remden 80 km uzakta olan İstanbul’da bile 1.500 den fazla okulun yüzde ellisinin hasar görmesine neden ol-

ye gibi ülkelerde özellikle çocuk ölümlerinin artmasına neden olan afetler meydana gelmektedir. Bu güvensiz okullarda yaklaşık 28.000 öğrenci ve öğretmen hayatı-nı yitirmiştir. Örneğin sadece Hindistan’da 4.500 okul tamamen yıkılmış ve 37.000 okul da ağır hasar gör-müştür. Her yıl meydana gelen sel, su baskını gibi afet-lerde, yaklaşık yarım milyon çocuk okullarından uzak-laşmak zorunda kalmaktadır. UNICEF verilerine göre 2005 Kashmir depreminde yaklaşık 7.000 okul yıkılmış ve 18.000 okul çocuğu binaların çökmesi sonucu haya-tını kaybetmiştir. 2008 yılında Çin’in Sichuan bölgesin-de meydana gelen depremde ise 7.000 okul yıkılmış, 19.000 çocuk hayatını kaybetmiştir.

Türkiye en üst sıralarda

Türkiye bu durumda, dünya ortalamasına altında de-ğil en üst sıralarında yer almaktadır. UNICEF’in 2007 verilerine göre 18 yaş altı çocuklarımızın sayısı 24,623 milyon iken, 5 yaş altı çocuklarımız sayısı ise 6,646 milyondur. 2007-2008 yılında okul öncesi ile fakül-te ve yüksek okul dışındaki yaklaşık 14 milyon öğren-cinin okuduğu okul sayısı (ilköğretim, lise, teknik lise) 46.292’dür. İstanbul Valiliği Web sayfasındaki sayı-lara göre, Türkiye’deki toplam okul sayısı 45.973’dür. Buna okul öncesi eğitim kurumları da dâhildir. Ortala-ma 330 öğrenciye bir okul düşmektedir. Bu sayı birkaç bin öğrencinin okuduğu okullar düşünüldüğünde iyi gibi görünmektedir. Fakat bu durum aldatıcıdır. Çün-kü pek çok köy okulunda (özellikle ilköğretim) çocuk sa-yısının 50-100 dolayında düşünülürse, bu durumun or-

>> 1999 depreminde Kocaeli’nde 43 okul onarılamayacak derecede çökerken, 381 tanesi de az ya da orta derecede hasar görmüştür.

Page 30: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

28 Yıldızlar EKİM / 09

muştur. Bunların bir kısmı (yaklaşık 35 tanesi) deprem-den veya yüksek onarım maliyetleri nedeniyle yıkılmış-tır. Bir kısmı güçlendirilmiştir. Birkaç yüz okul da güç-lendirmeyi beklemektedir. Bu afetleri takip eden 2002 Çay (Afyon) ile 2003 Bingöl depremleri, bu tehlikenin büyüklüğünü bize bir kez daha hatırlatmıştır.

Binaların güçlendirilmesi

İstanbul Valiliği’ne göre özel ve resmi olmak üzere okul öncesi, ilköğretim, orta öğretim okullarının top-lam sayısı 2.707’dir. Öğrenci sayıları ise 2.323.628’dir. Öğretmen sayısı 84 binden fazladır. Derslik başına düşen öğrenci sayısı 45’dir. İstanbul’da İstanbul Sis-mik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Proje-si (İSMEP) çerçevesinde depreme dayanıklılığı konu-sunda gözden geçirilen kamu binası sayısı 2.473’dür.

Güçlendirilmesine karar verilen kamu binasının sa-yısı ise 1.000’e yakındır. Güçlendirmelere 2006 yılın-da başlanmıştır. İstanbul İl Özel İdaresi bütçesinden 84 okulun güçlendirilmesi ve depreme dayanıklı ol-mayan 175 okul binasının yıkılarak yeniden yapımı tamamlanmıştır. İSMEP projesi çerçevesinde ise 315 okul binasının güçlendirilmesi yapılmış ve 45 okul da yeniden inşa edilmiştir. 2010 yılına kadar güçlendi-rilmesi planlanan okul sayısı 505’dir. Kamu binaları-nın güçlendirmesinde ve yeniden yapımında dış des-tekli en büyük pay 144 milyon ABD Doları ile okullara ayrılmıştır. Geriye kalan okulların hızla ele alınması için başka desteklere gereksinim vardır. Dış destek-li güçlendirme ile yapılacaklar yeterli görünmemek-tedir. Mutlaka Ulusal iradeye sahip seferberlikler ge-rekmektedir. Ülkemizdeki iç dinamikler harekete ge-çirilmelidir. Aksi takdirde her birinde yüzlerle, hatta binlerle ifade edilebilecek okul çocuğunun okudu-ğu binalarda, doğa olaylarının birer afete dönüşme-si kaçınılmaz olur.

Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye geneli okulların dep-rem güvenliğini test ettirmek için 7 triyon TL ayırmış-tır. Birinci derece deprem kuşağında yer alan iller ön-celikli olmak üzere, depreme karşı inceleme çalışmala-rına ilişkin 56 il valiliği emrine son olarak 50 milyar lira ile 400 milyar arasında değişen miktarlarda ödenek gönderilmiştir. Depremsellik derecelerine göre belirle-nen söz konusu 56 ilin isimleri şöyle: Adana, Adıyaman, Ağrı, Amasya, Antalya, Ardahan, Aydın, Balıkesir, Bar-tın, Batman, Bayburt, Bilecik, Bingöl, Bitlis, Bolu, Bur-dur, Bursa, Çanakkale, Çankırı, Çorum, Denizli, Diyar-bakır, Düzce, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Eskişehir, Ga-ziantep, Giresun, Gümüşhane, Hakkâri, Hatay, Isparta, İzmir, Kahramanmaraş, Karabük, Kastamonu, Kırıkka-le, Kırşehir, Konya, Kütahya, Malatya, Manisa, Muğla, Muş, Ordu, Osmaniye, Samsun, Siirt, Sinop, Sivas, Te-kirdağ, Tokat, Uşak, Van, Zonguldak. İnşaat Mühendis-leri Odası’nın okulların güçlendirmesi konusunda ver-diği bilgiye göre, 1 metrekarelik alanın güçlendirilmesi için 200 TL gerekmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı “Eğiti-me Yüzde Yüz Destek Projesi” çerçevesinde okul yapan hayırseverlerin bunu vergiden düşebileceğini ve vergi indiriminin % 5’den % 100’e çıkarıldığını açıklamıştır.

Deprem okul güçlendirilmelerini beklemeyebilir. Aile-lerinden uzakta güvensiz yapılarda okuyan öğrenciler afetler ne kadar hazırdır? Unutmayalım Güçlü Okullar, Güçlü Beyinler demektir. Geleceğimizi depremlere kur-ban etmeyelim. II

>> Milli Eğitim Bakanlığı “Eğitime Yüzde Yüz Destek Projesi” çerçevesinde okul yapan hayırseverlerin bunu vergiden düşebileceğini ve vergi indiriminin % 5’den % 100’e çıkarıldığını açıklamıştır.

Page 31: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 29EKİM / 09

Page 32: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

30 Yıldızlar EKİM / 09

M

>> Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinden Yıldız Teknik Üniversitesi, yazılım devi Microsoft ve Ülkemizin Uzaktan Eğitim Teknolojilerini en etkin şekilde kullanan kurumu Element Eğitim Teknolojileri, güçlerini ve sinerjilerini tek çatı altında birleştirdiler.

e-EĞİTİMDEDEV GÜÇBİRLİĞİ

Microsoft, Yıldız Teknik Üniversitesi ve Element Eğitim Teknolojileri; Ülkemizde ilk kez e-Eğitim metodolojisi ile dünya standartlarında verilecek “Sistem ve Ağ Uzmanlığı”, “Yazılım ve Veritabanı Uzmanlığı” ile “Microsoft Office” eğitimlerini, Yıl-dız Teknik Üniversitesi’nin akademik kontrolün-de, Microsoft IT Academy çatısı altında ve Element Eğitim Teknolojileri’nin internet üzerinden canlı olarak ders işlemeye imkan veren e-Eğitim sistem-leri ile hayata geçiriyor.

Sadece bilgi sahibi değil, meslek sahibiolacaksınız...

Kısa sürede iş hayatının her alanında kullanılan dünyadaki en yaygın program haline gelen Mic-rosoft Office Eğitimi ve bilişim teknolojileri ala-nında nitelikli uzmanlar yetiştiren, sektör çalışan-larının kendilerini geliştirmelerine aracı olan Sis-tem Ağ Uzmanlığı Eğitimleri, güçlü akademik alt-yapı, uygulanacak teknoloji ve eğitim kalitesiyle Türkiye’de alanında benzersiz ve çok başarılı bir

program olacak. Yazılım ve Veritabanı Uzmanlı-ğı Eğitimi ile de ülkemizde ihtiyaç duyulan fark-lı yetenek ve becerilere sahip çok yönlü uzmanla-rın yetiştirilmesi hedefleniyor. Temel amacı ülke-mizin bilişim sektöründeki nitelikli iş gücüne katkı sağlamak olan bu eğitimler sayesinde halen sek-törde aktif olarak çalışan personel, üst seviyede bi-lişim altyapısı kurabilen, bu yapıyı yönetebilen ve sorunlarını çözebilen sektör profesyonelleri haline gelecek.

Microsoft IT Academy çatısı altında uluslararası standartlarda tasarlanan eğitim, hızla gelişen bili-şim ve internet teknolojileri ile yazılım sektöründe faaliyet gösteren uzmanların uluslararası trendler ve sektörel ihtiyaçları göz önünde bulundurularak, büyük ölçekli yazılım projelerinde görev alabilecek bireyler yetiştirmek hedefi ile tasarlanmıştır.

Eğitim evinize geliyor

Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail

haber, ÖĞR. GÖR. HAKAN KARATAŞ

Page 33: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 31EKİM / 09

ğimiz bu eğitim programları, bilgi sahibi olmanın önemine inanan ancak zaman ve mekan unsurları nedeni ile geleneksel eğitimden faydalanamayan sektör çalışanlarına evlerinden ayrılmadan eğitim alma şansı ile büyük kolaylık sunuyor. Bu nedenle Microsoft ve Yıldız Teknik Üniversitesi ile gerçek-leştirdiğimiz bu önemli proje ile sektöre pek çok başarılı profesyonel kazandırma mutluluğunu ya-şıyoruz” diye konuştu.

Hedef 2023 Projesi ve karşılıksız eğitim bursu

İnsan Kaynaklarını Geliştirme Merkezi tarafından yürütülen projenin koordinatörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz, proje kapsamında Yıldız Teknik Üniversite-si İnsan Kaynaklarını Geliştirme Merkezi ve Ele-ment Eğitim Teknolojileri’nden bilişim sektörüne “Hedef 2023” projesi sunarak 100 lise birincisine yüzde 100, 2023 öğrenciye ise yüzde 50 karşılıksız eğitim bursu vermeyi planladıklarını ifade etti.

Yılmaz, Türkiye’de internet üzerinden canlı ola-

Yüksek: “Yıldız Teknik Üniversitesi, İnsan Kaynak-larını Geliştirme Merkezi aracılığıyla Bilgi Tekno-lojileri Eğitiminde bir ilki gerçekleştiriyor. Üniver-sitemiz, alanlarının en iyilerinden oluşan eğitmen kadrosuyla ve titizlikle hazırlanmış eğitim içerikle-riyle, üniversitedeki sınıf ortamını bilgisayarınıza taşıyarak canlı e-sınıf sistemi ile Bilgi Teknolojileri eğitimleri vermeye başlıyor. Sistem ve Ağ Uzman-lığı, Yazılım ve Veritabanı Uzmanlığı ve Bilgi Tek-nolojileri ve Ofis Eğitimlerine bilgisayarınızın ba-şından katılacak, sorularınızı canlı olarak soracak, yapılan dersleri daha sonra tekrar kayıtlardan iz-leyebileceksiniz. Tüm öğrencilerin birebir ilgi gö-receği, hiçbir dersin kaçırılmayacağı eğitimler Ele-ment Eğitim Teknolojileri A.Ş.’nin teknik altyapısı, Microsoft IT Academy güvencesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi kalitesi ile sunulacaktır“ dedi.

Element Eğitim Teknolojileri Yönetim Kurulu Baş-kanı Vedat Eşkinat: ”Yıldız Teknik Üniversitesi ve Microsoft IT Academy işbirliğinde gerçekleştirece-

>> İnsan Kaynaklarını Geliştirme Merkezi tarafından yürütülen projenin koordinatörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz, Hedef 2023” projesi kapsamında; 100 lise birincisine yüzde 100, 2023 öğrenciye ise yüzde 50 karşılıksız eğitim bursu verileceğini açıkladı.

Page 34: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

32 Yıldızlar EKİM / 09

rak ve interaktif katılıma imkan veren e-sınıf sis-temi ile uzaktan eğitim anlayışını değiştiren Yıl-dız Teknik Üniversitesi İnsan Kaynaklarını Geliştir-me Merkezi ve Element Eğitim Teknolojileri; yeni başlattıkları bir eğitim programı kapsamında üni-versiteye giremeyen gençlere iş imkanı yaratacak bir karşılıksız burs programını hayata geçirdikleri-ni belirtti.

Yılmaz “Yıldız Teknik Üniversitesi, Element Aka-demi ve Microsoft işbirliği ile Microsoft IT Aca-demy Program eğitimleri Türkiye’de ilk kez in-ternet üzerinden e-sınıflarda canlı olarak işlene-cek derslerle veriliyor. Yıldız Teknik Üniversitesi ve Element Eğitim Teknolojileri ilk kez senkron ve asenkron e-eğitim metodolojileri ile gerçekleştiri-lecek bu eğitim projesini “Hedef 2023” adını ver-dikleri bir sosyal sorumluluk projesi ile pekiştire-rek, Türkiye’deki bilişim sektöründe bulunan nite-likli insan kaynağı eksiğini gidermeyi amaçlıyor-lar” dedi.

Yıldız Teknik Üniversitesi ve Element Akademi-nin bu kapsamda üniversite sınavına giren an-cak bir bölüme yerleştirilemeyen 100 lise birinci-si öğrenciye yüzde 100 karşılıksız burs vereceği-ni ifade eden Yılmaz, bu kapsamda 100 öğrenci-nin Türkiye’nin herhangi bir yerinden şehir deği-şikliğine ihtiyaç duymadan Yıldız Teknik Üniver-sitesi - Microsoft IT Academy Program eğitimle-rinden birine katılabilme şansını elde edeceği-ni ve Microsoft IT Academy Program eğitimlerin-den Sistem ve Ağ Uzmanlığı ile Yazılım ve Verita-banı Uzmanlığı Eğitimlerinin üniversiteye yerleş-tirilemeyen lise birincilerinin meslek sahibi olma-larına imkan verme açısından büyük önem arz et-tiğini vurguladı.

Hedef 2023 projesi kapsamında ayrıca yine ÖSS sonrası herhangi bir üniversiteye yerleştirileme-miş 2023 öğrenciye de yüzde 50 karşılıksız eği-tim bursu verilerek, aydınlık Türkiye’nin gençleri-ne eğitim verilmesi ve bu eğitimleri alan kişilerin 21.Yüzyılın yükselen değeri bilişim sektöründe is-tihdam fırsatı yakalamalarına ve meslek sahibi ol-malarına imkan verilmesi hedeflenmektedir.

Burs almak isteyen 2023 öğrencinin Element Aka-demi ya da YTÜ İnsan Kaynaklarını Geliştirme Merkezi’ne 31 Aralık 2009 tarihine kadar internet üzerinden (www.elementakademi.com / www.ikgm.yildiz.edu.tr) online başvurması gerekmek-tedir. Burs alacak öğrenciler, programlara müra-caat sırasına göre burs imkanından yararlanacak-tır. II

>> Proje Koordinatörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz:100 lise birincisine yüzde 100, 2023 öğrenciye ise yüzde 50 karşılıksız eğitim bursu vermeyi planlıyoruz.

Page 35: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 33EKİM / 09

Page 36: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

34 Yıldızlar EKİM / 09

BİR EMİN ONAT TASARIMI:“YTÜ MAKİNE VE

ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ LABORATUVARI BİNASI”

yazı, DOÇ. DR. CENGİZ CAN / MİLLİ SARAYLAR VE TARİHİ YAPILAR MESLEK YÜKSEKOKULU MÜDÜRÜÖĞR. GÖR. BURCU SERBES / MİLLİ SARAYLAR VE TARİHİ YAPILAR MESLEK YÜKSEKOKULU

Bilindiği gibi Ord. Prof. Emin Halid Onat, Türkiye’de mimarlık alanında özel bir yeri olan, ulusal ve uluslararası boyutta tanınmış bir mi-mardır. 1908’de İstanbul’da doğan Onat, Vefa Sultaniyesi’ni tamamladıktan sonra 1926’da Yük-sek Mühendis Mektebi’ne girmiş, 1930’da henüz üçüncü sınıf öğrencisiyken gösterdiği başarılar nedeniyle “Öğretim Üyesi” payesi ile İsviçre’de bulunan Zürih Teknik

Üniversitesi’ne gönderilmiştir. 1934’de bu okulun mimarlık bölümünden birincilikle mezun olup yurda dönen Emin Onat, 1935’de Yüksek Mühen-dis Okulu Mimarlık Şubesi’nde “Doçent”, 1938’de de “Profesör” ünvanını alarak Mimarlık Şube-si Şefliği’ne getirilmiştir. 1943’te Yüksek Mühen-dis Okulu İTÜ’ye dönüştürülünce yeni kurulan Mi-marlık Fakültesi’nin ilk dekanlığına getirilmiş ve bu görevi iki dönem sürdürmüştür. 1950-1953 yıl-ları arasında İTÜ’nün rektörlüğünü yapan Onat, 1954-1957 yılları arasında İstanbul Milletvekili se-çilmiştir. Milletvekilliği sonrası üniversitedeki gö-revine dönmüş, ancak 1961’de erken yaşta yaşa-mını yitirmiştir.

Emin Onat günümüze, üniversite yapıları, ko-nut, kamu yapıları, işhanları gibi farklı yapı türle-rinde eserler bırakmıştır. Ancak şüphesiz bu ya-pılar içinde en çok bilineni, 1942’de Doç. Orhan Arda ile birlikte hazırladığı Anıtkabir Projesi’dir. Hazırlanan bu proje düzenlenmiş olan ulusla-rarası mimari proje yarışmasında 49 proje ara-sında birinci seçilen üç projeden biri olmuş ve 1944-1953 yılları arasında uygulanmıştır. Prof. Dr. Emin Onat, Anıtkabir projesindeki bu başa-rısı nedeniyle “Ordinaryüs” unvanını almıştır. Onat’ın diğer yapıları arasında Ankara’da Em-niyet Sarayı (1956), Cenab And Evi (1952); İ stanbul’da Darüşşafaka Kız Enstitüsü (1953), İstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültele-

>> Emin Onat günümüze, üniversite yapıları, konut, kamu yapıları, işhanları gibi farklı yapı türlerinde eserler bırakmıştır.

Page 37: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 35EKİM / 09

ri (1944), Adalet Sarayı (1951-1955), Devres İşhanı (1961), Hazik Zigal Villası (1939), Sporel Apartma-nı (1956-1957), Moda Deniz Kulübü Tesisleri (1956-1957) ve Zonguldak’ta İl Özel İdaresi Binası (1941) gelmektedir.

İşte Türkiye’de mimarlık alanında bu kadar özel bir öneme sahip olan Emin Onat’ın Yıldız Teknik Üniversitesi yapılar topluluğunda da bilinen iki mimarlık uygulaması bulunmaktadır. Bunlar, Yıl-dız Sarayı İkinci Harem Avlusu’nda aynı yıllarda gerçekleştirilmiş ve 1942-1943 ders yılında kulla-nılmaya başlanmıştır. Dönemin mimari anlayışı-nı yansıtan yapılardan günümüzde Mimarlık Fa-kültesi olarak kullanılanı, gerçekte 19. yüzyıl son-larında inşa edilmiş Damatlar Dairesi binasının bir eğitim yapısına dönüştürülmesi ile elde edil-miştir. İkinci yapı Makine ve Elektrik Mühendisliği Laboratuvarı olarak inşa edilmiştir.

Makine ve Elektrik MühendisliğiLaboratuvarı Binası

Günümüzde Yıldız Teknik Üniversitesi Makine ve Elektrik Mühendisliği Laboratuvarları olarak kulla-nılan yapı ilk kuruluşundaki işlevini sürdürmekte-dir. İkinci Harem Avlusu’nu doğusundaki Şale Köşkü bahçesinden ayıran yüksek duvara paralel, duvarla arasında iki metre gibi sınırlı bir mesafe bırakacak biçimde konumlanmıştır. Bu yerleşimi ile yapı, sa-ray ara duvarı üzerindeki kapıyı da görünmez ve kul-lanım dışı bırakmıştır. Günümüzde yaklaşık 90x19 metre ölçülerinde uzun dikdörtgen bir tabana otu-rur, İkinci Harem Avlusu’nun diğer yapılarında oldu-ğu gibi kuzey-güney yönünde konumlanmıştır. Priz-matik kütle, güney yönünde on metrelik bir ek ya-pılarak 1960’lı yıllarda uzatılmıştır. Sözü edilen ek, Emin Onat tasarımının özgün mimarisinin kütle et-kisinde rahatsız edici bir değişiklik oluşturmaması-

Page 38: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

36 Yıldızlar EKİM / 09

iki kat yüksekliğindeki büyük ölçülerdeki boşluk-lardan oluşan iki laboratuvar mekanıdır. Güneyde zaman içinde büyütülmüş ve güney cephesinde ofisler eklenmiş Elektrik Laboratuvarı, kuzeyde ise Makine Laboratuvarı yer alır. Galeri katları öğre-tim üyeleri odalarını içerir. Laboratuvar binasının iki giriş kapısının bulunduğu ön avluya bakan batı

cephesi ana cepheyi oluşturur. Cephenin güneye yakın giriş kapısı ana giriş ola-

rak düşünülmüştür. Burada rüzgarlık niteliğindeki bir mekandan ulaşılan merkezi mekan her iki yandan came-kanlı çift kanatlı kapılarla iki labora-tuvara giriş imkanı vermekte, karşıda ise geniş merdiven holü yer almakta-dır. Merkezi mekanı üst kat galerisi-ne ve bodrum katına bağlayan mer-diven tasarımı, iki kollu, geniş sa-hanlıklı ve ortasında galeri boşlu-ğu ile güçlü bir mekansal kompo-sizyon sunmakta, yapının yatay ve düşey bağlantılarının rahatlıkla al-gılanmasını ve yönlenmeyi başa-rı ile sağlamaktadır. Yapının ikinci girişi ise yine batı cephesinde ku-zeye yakındır. Buradan girilen sı-nırlı ölçülerdeki mekan, Makine Laboratuvarı ve üst kata bağlan-tıyı sağlamaktadır.

Yapının ana görünüşünü oluştu-ran batı cephesi, dönemin Emin Onat mimarisinin yaklaşımını yansıtır. Ahşap bir saçakla taç-landırılmış cephe iki giriş kapısı-nın düz atkılı taş kemerli ve yalın profilli sövelerle vurgulanmış mi-

marisi ile bezenmiş, iki kapı arasın-da yer alan iki kat yüksekliğindeki Makine Laboratu-varı cepheye büyük ölçülerde yüksek pencere sırası ile yansıtılmıştır. Söz edilen tasarım iç mekan orga-nizasyonu ve cephe mimarisi ile Yıldız Sarayı İkinci Harem Avlusu’nda Cumhuriyet Dönemi’nin korun-ması için gerekli özelliklere sahip bir eğitim ve labo-ratuvar yapısı örneğini oluşturmaktadır. II

Kaynaklar:M. Emin Onat Yapıları Rehberi, TMMOB Mimarlar Odası Yayını, İstanbul, 2009.Yıldız Teknik Üniversitesi, İnsan Kaynakları Geliş-tirme Merkezi Arşivi.Yıldız Teknik Üniversitesi, Yapı İşleri Daire Başkan-lığı Arşivi.

na rağmen, güney cephesinde özgün yapının kom-pozisyonuna uyum sağlamayı hedeflememiş, açığa çıkan bodrumla birlikte üç katlı olarak izlenen sıra-dan geniş pencereler ana yapı ile olduğu kadar gü-neyindeki tarihi bahçe ile de uyumsuzluk yaratmış-tır. Yapının içinde de zaman içinde ihtiyaca cevap verebilmek amacıyla müdahaleler yapılmış, öğre-tim üyesi ofisleri eklenmiş, ancak özgün plan özel-likleri ve laboratuvar mekanları olabildiğince korun-muş, cephe mimarisi ve üslup özellikleri günümüze ulaşmıştır.

Yapı kısmi bodrum kat, zemin kat ve galeri katın-dan oluşmaktadır. Ancak tasarımın asıl kurgusu

>> Prof. Dr. Emin Onat,

Anıtkabir projesindeki

başarısı nedeniyle

“Ordinaryüs” ünvanını

almıştır.

Page 39: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 37EKİM / 09

Page 40: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

38 Yıldızlar EKİM / 09

YTÜ VE ALMAN OTTO-VON-GUERICKE MAGDEBURG ÜNİVERSİTESİ ARASINDA PROTOKOL İMZALANDI

haber, ÖĞR. GÖR. HAKAN KARATAŞ

>> Protokol, iki üniversite arasındaki kültür, eğitim ve araştırma alanlarında işbirliğini kapsıyor.

Page 41: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 39EKİM / 09

2009 Mart ayında Rektörümüzün Almanya üniversi-te gezileri kapsamında temaslar başlatılan Otto-von-Guericke Magdeburg Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kla-us Erich Pollmann ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Jens Strackeljan, Üniversitemizi ziyaret ederek iki üniversite arasındaki işbirliğine resmiyet kazandırmışlardır.

Protokolün ayrıntıları

İmzalanan protokol, iki üniversite arasındaki kültür, eğitim ve araştırma alanlarında işbirliğini kapsamak-tadır. Anlaşma; öğrenci değişimini, akademisyen ve araştırmacı değişimini, eğitim alanında ortak projeler gerçekleştirmeyi, bilimsel ve teknolojik araştırma alan-larında her iki üniversitede de yürütülen araştırmalara katkıda bulunmayı içermektedir. Eğitim ve araştırma alanlarında kurumsal ve kişisel olarak kalıcı bağlantılar oluşturmak; yenilikçi eğitim etkinliklerinin geliştirilme-sinde işbirliğinde bulunmak; eğitim, araştırma etkinlik-leri ve çoklu ortam materyallerinin paylaşımını sağla-mak, karşılıklı olarak sempozyum ve benzeri faaliyetle-re katılmak ve düzenlemek, her iki üniversitenin de il-gilendiği alanlarda ortak yayın yapmak ya da bilimsel dergi çıkarmak, ders kredi ve değerlendirme sistemleri-ne ilişkin fikir alışverişinde bulunmak protokolün diğer önemli noktalarıdır.

Toplantılar ve sunumlar

Rektör ve Rektör Yardımcısı ziyaret kapsamında, Elektrik-Elektronik Fakültesi Dekanlığı ve bölüm baş-kanlıklarıyla toplantılar yapmış ve kendilerine fakülte ve bölümlerin eğitim ve araştırma faaliyetlerine ilişkin bilgilendirme sunumları yapılmıştır. Daha sonra Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü ziyaret edilmiş ve aktif

>> Üniversitemiz Makine ve Elektrik-Elektronik Fakültelerinden bir heyet, ortak araştırma konuları bulmak ve projeler geliştirmek üzere Otto-von-Guericke Magdeburg Üniversitesi’ni ziyaret edecek.

durumda olan yüksek lisans ve doktora programlarına ilişkin değerlendirmeler yapılmıştır. Son olarak, Makine Fakültesi Dekanlığı ve ilgili fakültenin bölümleriyle ayrı ayrı toplantılar yapıldıktan sonra Davutpaşa Yerleşke-si gezilmiştir.

Özellikle, Üniversitemizin 100. yıl kutlamaları kapsa-mında Otto-von-Guericke Magdeburg Üniversitesi ile ortak seminer, sempozyum ve konferans düzen-lenmesi konusunda anlaşmaya varılmıştır. Yakın bir zaman içierisinde protokol kapsamında, ortak araş-tırma konuları bulmak ve projeler geliştirmek üzere Üniversitemiz Makine ve Elektrik-Elektronik Fakül-telerinden bir heyet Otto-von-Guericke Magdeburg Üniversitesi’ni ziyaret edecektir. II

Page 42: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

40 Yıldızlar EKİM / 09

lı dönemi Türk edebiyatı çalışmalarında nice-lik ve nitelik olarak 1980’lerden itibaren gözle görülür bir artış olmuş ve kültürel mirasımızın önemli bir parçası olan Osmanlı edebiyatının bugüne kadar üzerinde çeşitli nedenlerle duru-lamayan konuları gün ışığına çıkmaya başlamış ya da üzerine çalışma yapılmış konular, yeni bil-gilerin ve bakış açılarının eşliğinde yeniden ele alınmıştır. Bununla birlikte, Osmanlı dönemi Türk edebiyatına odaklanmış kesintisiz süren bilimsel toplantıların yok denecek kadar az ol-duğu dikkat çekmektedir. Sadece Osmanlı dö-nemi Türk edebiyatını ele alan ilk ve tek toplan-tıyı, Osmanlı Dünyasında Şiir: Uluslararası Sem-pozyumu, 1999 Kasım ayında Yapı Kredi Banka-sı düzenlemiştir. Şiir odaklı bu toplantıda su-nulan bildirilerin basılması gündemde olmakla birlikte, aradan geçen bu zamana rağmen he-nüz basılamamıştır.

Eski Türk Edebiyatı Çalışmalarıtoplantı dizisi2005 yılında, alandaki toplantı, dolayısıyla da akademik güncel bilgi alışverişi ve meslekî da-

2005’ten bu yana kesintisiz olarak Nisan ayı-nın son Cuma günü yapılan Eski Türk Edebiya-tı Çalışmaları üstbaşlıklı toplantı dizisinin Şiirin İnşâsı: Düzyazıda Dil, Üslûp ve Türler altbaşlı-

ğını taşıyan beşin-cisi, 24 Nisan 2009 Cuma günü Yıldız Teknik Üniversitesi Oditoryumu’nda ba-şarıyla gerçekleştiril-di. Bu yılki toplantıyı ve konusunu anlat-madan önce, bu ça-lıştay dizisinin çıkış noktasından, ama-cından ve önceki yıl-larda yapılan toplan-tılardan söz etmek yerinde olacaktır.

Akademik kurumlar-da ve çalışmalarda genellikle Eski Türk Edebiyatı olarak ad-landırılan Osman-

>> YTÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü ile Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyeleri, her yıl, Osmanlı dönemi Türk Edebiyatının bir konusunun ele alınmasını amaçlayan toplantı dizisi başlattı. PROF DR. HATİCE AYNUR YTÜ /FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ TÜRK DİLİ EDEBİYATI BÖLÜMÜ

ÜNİVERSİTELER ARASI İŞBİRLİĞİNE GÜZEL BİR ÖRNEK:ESKİ TÜRK EDEBİYATI ÇALIŞMALARI

Page 43: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 41EKİM / 09

yanışmanın eksikliğini hisseden Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Hatice Aynur ile Mimar Sinan Güzel Sanat-lar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Hanife Koncu ve Yrd. Doç. Dr. Müjgân Çakır, her yıl, Osmanlı dönemi Türk Edebiya-tının bir konusunu nesnel ve bilimsel bir ba-kış açısıyla ayrıntılı bir şekilde ele alınması-nı ve aynı zamanda toplantıda sunulan bildiri-lerin en kısa zamanda kitap olarak basılmasını amaçlayan bir toplantı dizisini başlatmaya ka-rar verdi. Her iki üniversitede dönüşümlü ola-rak yapılması planlanan toplantının ilki Yıldız Teknik Üniversitesi’nde gerçekleştirildi. Bu ara-da, toplantı dizimizin ardından Osmanlı döne-mi Türk edebiyatı alanı çalışmaları bir ivme ka-zandığı ve farklı üniversitelerin toplantı dizileri başlatmış olduğunu haber vermekten memnu-niyet duyduğumuzu ifade etmek isterim.

İkinci yıl düzenleyiciler arasına Washington Üniversitesi Yakın Doğu Dilleri ve Uygarlığı Bö-lümü, Türklük Çalışmaları yöneticisi Doç. Dr. Se-

>> Toplantı dizimizin “Nazımdan Nesire Edebî Türler” altbaşlıklı dördüncüsü, uluslararası katılımlı olup TUBİTAK desteği de almıştır.

Bugüne kadar toplantıdizisinin çıkan kitapları

1. Eski Türk Edebiyatı Çalışmaları 1: Sözde ve An-lamda Farklılaşma: Sebk-i Hindî, 29 Nisan 2005, bildiriler. Hazl. Hatice Aynur, Müjgân Çakır, Ha-nife Koncu. İstanbul: Turkuaz Kitabevi, 2006. 242 s.

2. Eski Türk Edebiyatı Çalışmaları 2: Eski Türk Edebiyatına Modern Yaklaşımlar I, 24 Nisan 2006, bildiriler. Hazl. Hatice Aynur, Müjgân Ça-kır, Hanife Koncu, Selim S. Kuru. İstanbul: Tur-kuaz Kitabevi, 2007. 254 s.

3. Eski Türk Edebiyatı Çalışmaları 3: Eski Türk Edebiyatına Modern Yaklaşımlar II, 27 Nisan 2007, bildiriler. Hazl. Hatice Aynur, Müjgân Ça-kır, Hanife Koncu, Selim S. Kuru, Ali Emre Özyıl-dırım. İstanbul: Turkuaz Kitabevi, 2008. 307 s.

4. Eski Türk Edebiyatı Çalışmaları 4: Nazımdan Nesire Edebî Türler, 25 Nisan 2007, bildiriler. Hazl. Hatice Aynur, Müjgân Çakır, Hanife Kon-cu, Selim S. Kuru, Ali Emre Özyıldırım. İstanbul: Turkuaz, 2009. 230 s.

Page 44: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

42 Yıldızlar EKİM / 09

lim S. Kuru, dördüncü yıl ise Yıldız Teknik Üni-versitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Ali Emre Özyıldırım da katılmış ve top-lantı dizimizin her anlamda başarıyla yürütül-mesine katkıda bulunmuşlardır.

Toplantıların detaylarıEski Türk Edebiyatı Çalışmaları toplantı dizisi-nin ilki, Sözde ve Anlamda Farklılaşma Sebk-i Hindî; ikincisi, Eski Türk Edebiyatına Modern Yaklaşımlar I; üçüncüsü, ikinci toplantının de-vamı niteliğinde olan Eski Türk Edebiyatına Mo-dern Yaklaşımlar: Cumhuriyet Dönemi II ve dör-

düncüsü Nazımdan Nesire Edebî Türler başlık-ları altında düzenlenmiştir.

Toplantı dizimizin Nazımdan Nesire Edebî Türler altbaşlıklı dördüncüsü uluslarara-sı katılımlı olup TUBİTAK desteği de al-mış bulunmaktadır. Bu toplantımıza, Leiden Üniversitesi’nden Dr. Jan Schmidt, Viyana Üniversitesi’nden Doç. Dr. Edith Gülçin Amb-ros ile Hülya Hancı ve Londra, School of Ori-ental and African Studies’ten Dr. Yorgo Dedes bir bildiri ile katılmışlardır.

Her toplantıda sunulan bildirilerin hemen hepsi makale haline getirilerek bir sonra-ki toplantı günü davetli ve okuyucuların il-gisine sunulmaktadır. Kitapların düzgün, ka-liteli ve düzenli olarak basılmasında Turku-az Kitabevi’nin ve sahiplerinden Sayın Ned-ret İşli’nin önemli katkısı bulunduğunu bura-da eklemek gerekir.

“Nesrin inşâsı: Düzyazıda Dil,Üslûp ve Türler” toplantısı Bu toplantı, 24 Nisan 2009’da YTÜ Oditor-yumu’nda gerçekleştirilmiştir. “Nesrin inşâsı: Düzyazıda Dil, Üslûp ve Türler” başlığını ta-şıyan toplantımızın iki oturumunda, deği-şik üniversitelerden değerli meslektaşlarımız tarafından dokuz bildiri sunulmuştur. Bildiri sunanlar, Osmanlı nesri /düzyazısı konusun-da çok önemli çalışmalara imza atmış, teknik ve tematik değerlendirme ve yorumlarıyla ne-sir konusunun ayrıntılı bir çalışma alanı ha-line getirilmesine katkıda bulunmuş uzman-lar olup nesir konusuna yaklaşırken yöntem-bilimsel sorgulamalardan çok bugüne kadar yapılmış çalışmalara getirilen yorumları ve bu kazanımların bir değerlendirilmesini ön plana çıkarmışlardır. Bu bildirilerin nesir konusunda daha kuramsal çalışmalara bir zemin hazırla-yacağına kuşku yoktur.

Kapanış oturumu ve değerlendirmesini ya-pan Doç. Dr. Selim S. Kuru, toplantının bun-dan sonra Osmanlı nesri üzerine yapılacak çalışmalara önemli bir zemin hazırladığını vurguladı.

Önümüzdeki yıl 30 Nisan 2010 günü Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde ya-pılacak 6. toplantıda da, her zaman olduğu gibi eski Türk edebiyat çalışmalarının eksik kalmış yönlerinden birinin konu edilmesi kararlaştırıldı. II

>> “Nesrin inşâsı: Düzyazıda Dil, Üslûp ve Türler” başlıklı toplantının iki oturumunda, değişik üniversitelerden değerli meslektaşlarımız tarafından dokuz bildiri sunulmuştur.

Page 45: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 43EKİM / 09

Page 46: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

44 Yıldızlar EKİM / 09

RÖPORTAJ

Page 47: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 45EKİM / 09

İSO BAŞKANI TANIL KÜÇÜK:

YTÜ İLE İŞBİRLİĞİMİZİ SÜREKLİ ARTIRMAYIÜMİT EDİYORUMhaber, ÖĞR. GÖR. HAKAN KARATAŞ

>> Yıldız Teknik Üniversitesi ile bugüne kadar yaptığımız çalışmalar, hem nitel hem de nicel olarak etki uyandırıcı olmuştur.

İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kuru-lu Başkanı Sayın Tanıl Küçük ile Oda-nın faaliyet alanları ve projeleri hak-kında konuştuk.

Kısaca kendinizden bahseder misi-niz?

1956 yılında Zonguldak’ta doğdum. Orta ve Lise öğrenimimi Saint-Benoit Fransız Erkek Lisesi’nde tamamladık-tan sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldum. İlk defa 1981 yılında İstanbul Sanayi Odası Meclis üyeliğine seçildim. 1993 yılında Yönetim Kurulu üyesi oldum. 1997-2001 yılları arasında iki dönem Yöne-tim Kurulu Başkan Vekilliği görevinde bulundum. İlk kez 2001 yılında Yöne-tim Kurulu Başkanlığı’na seçildim ve bu görevi 2001 yılından bu yana ara-lıksız olarak sürdürmekteyim. 2009 Mayıs ayından itibaren TOBB Yöne-tim Kurulu Başkan Yardımcılığı gö-revini de yürütmekteyim. Sanayicili-ğe adım attığım tarihten beri faaliyet alanım, değişmeksizin, çikolata ve şe-kerleme sektörü olmuştur.

İstanbul Sanayi Odası’nın kuruluş amacı ve geldiği nokta ile ilgili bilgi

verebilir misiniz?

Türkiye, bazı tarihsel nedenlerin so-nucu olarak, sanayi devrimi yaşaya-mamış ve sanayileşme sürecine son-radan katılan ülkelerden biri olmuş-tur. Genç Cumhuriyetimiz, sanayileş-meyi kalkınma yolundaki en önem-li hedef olarak tespit etmiştir. Ne var ki, devir alınan mirasta, sanayi adına pek fazla bir şey yoktur. Pek çok ül-kede olduğu gibi ülkemizde de, sa-nayileşmeye başlangıçta devlet ön-cülük etmiştir. Ancak kısa süre sonra, 1950’lerle birlikte, başta İstanbul Sa-nayi Odası olmak üzere, sanayi oda-larının kurulması, sanayide özel sek-törün varlığını hissettirmeye başladı-ğının en önemli işaretidir. İstanbul Sa-nayi Odası, 1952 yılında 750’ye yakın sanayicinin yazılı isteği ile kurulmuş-tur. Odamızın amacı, üyelerinin müş-terek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak ve geliş-tirmek, mesleki disiplin, ahlak ve da-yanışmayı korumak ve kanunda yazı-lı hizmetler ile mevzuatla odalara ve-rilen görevleri yerine getirmektir. Bu-gün, İstanbul Sanayi Odası, 14.700

üyesi ile Türkiye’nin en köklü ve en büyük sanayi odasıdır. Türk sanayinin en önemli temsil kurumlarından biri-dir. İSO üyesi sanayi kuruluşları, top-lam sanayi katma değerinin yakla-şık %40’ını, GSMH’nın %9’unu yarat-maktadırlar. Türkiye ihracatının %35’i İSO üyelerince yapılmaktadır. Top-lam sanayi istihdamının %17’si İSO üyesi kuruluşlarca sağlanmaktadır. Türkiye’nin 500 büyük sanayi kurulu-şunun 209’u İSO üyesidir. Tüm bu ra-kamlar, İSO’nun temsil ettiği ekono-mik ağırlığı ortaya koymaktadır. An-cak, kanaatimizce, İstanbul Sanayi Odası kamuoyu nezdinde, temsil etti-ği ekonomik gücü aşan, bir saygınlık ve itibara sahiptir. Bunda en büyük et-ken, Türk sanayini kuran, sanayici bü-yüklerimizin bizlere miras bıraktığı, kurum kültürüdür; yazılı olmayan ku-rallarımız, geleneklerimiz, teamülleri-mizdir. İstanbul Sanayi Odası, 57 yıllık tarihi boyunca, her zaman aktif siya-sete mesafeli bir çizgi izleme çabası içinde olmuştur. Ülke menfaatine ay-kırı gelişmeler, yanlışlar, yapılan ha-talar her zaman dile getirilmiştir. İs-tanbul Sanayi Odası’nın meclis top-

Page 48: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

46 Yıldızlar EKİM / 09

lantılarında, yalnızca sanayinin değil, Türkiye’nin tüm meseleleri objektif ve çok boyutlu bir şekilde ortaya kon-makta, tartışılmaktadır.

İSO’nun en temel faaliyet alanları ve verdiği hizmetler nelerdir?

İstanbul Sanayi Odası, faaliyet alanla-rını ve hizmetlerini rekabet gücünün geliştirilmesi misyonu çerçevesinde düzenlemektedir. Bu hedef doğrul-tusunda, üye kuruluşlarımıza yöne-lik destek ve bilgilendirme çalışmala-rı yapmaktayız. Üyelerimizin, verimli-liğinin yükseltilmesine, Ar-Ge, inovas-yon, tasarım ve markalaşma kapasi-tesinin geliştirilmesine yönelik çalış-malarımız da bulunmaktadır. Ener-ji, çevre, finansman, yazılım ve bili-şim gibi konuları kapsayan seminer-ler, teknoloji odaklı toplantılar gerçek-leştirmekteyiz. Eğitimlerle ve rapor-larla üyelerimizin ihracat faaliyetleri-ne yol göstermekteyiz. Diğer taraftan, üyelerimizin nitelikli eleman ihtiyacı-na cevap vermekte, mesleki eğitimin yaygınlaştırılması ve geliştirilmesine çalışmaktayız. Bu faaliyetimiz çerçe-vesinde, sanayicilerimiz ile üniversi-telerimizi bir araya getirecek projeler gerçekleştirmekteyiz. Çevreye yöne-lik çalışmalar bir diğer önceliğimizdir. Öte yandan üyelerimizin finansman sıkıntılarını hafifletmek amacıyla, uzun vadeli ve uygun koşullarda kre-di sağlamaya yönelik işbirliklerimiz de bulunmaktadır. Odamızın üyelerimi-ze yönelik olarak yürütmekte olduğu diğer hizmetler de şunlardır: kayıt ve tescil faaliyetleri, kapasite raporları, ekspertiz raporları, teşvik belgeleri, çı-raklık, kalfalık ve ustalık sözleşmeleri.

İSO’nun sosyal sorumluluk alanında yaptığı çalışmalar nelerdir?

İstanbul Sanayi Odası, sosyal sorum-luluğuna daima önem veren bir kuru-luş olmuştur. Sosyal sorumluluk pro-

jelerimizi hayata geçirmek üzere İs-tanbul Sanayi Odası Vakfı kurulmuş-tur. Sosyal sorumluluk anlayışımızın merkezinde, eğitim, özellikle de mes-leki eğitim yer almaktadır. Odamız çok uzun yıllardır, ihtiyacı olan öğ-rencilere burs desteği sağlamaktadır. Ayrıca, bütçe imkanlarımız doğrultu-sunda, sanat ve kültüre de destek ve-rilmektedir. İSO, Türkiye Teknoloji Ge-liştirme Vakfı (TTGV), İktisadi Kalkın-ma Vakfı (İKV) ve İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı (İKSV) olmak üzere birçok dernek ve vakfın kurulmasında öncü rol oynamıştır.

İSO’nun eğitim alanında yaptığı çalış-malar ve yürüttüğü projeler nelerdir?

İstanbul Sanayi Odası, kurulduğu yıl-lardan itibaren sanayinin temel ihti-yaçlarından biri olan eğitimli işgücü-nün geliştirilmesine yönelik çalışma-lar gerçekleştirmektedir. İstanbul Sa-nayi Odası Vakfı (İSOV) ise çalışmala-rında mesleki eğitime özel bir önem vermektedir. Bu doğrultuda, Vakfımı-zın hayata geçirdiği en önemli proje-lerden biri, İstanbul Akatlar’da “İSOV Akatlar Mesleki Eğitim Kompleksi”dir. Türkiye’deki endüstri meslek liseleri-ne örnek teşkil edecek niteliklere sa-hip olan meslek lisesinin de bulundu-ğu bu kompleksde, öğrencilere sana-yide kullanılan son teknolojileri içe-ren eğitimlerle birlikte bilgisayar ve iletişim alanında dersler verilmekte-dir. Akatlar’daki okul ve merkezimi-zin dışında, pilot okul olarak seçilen İSOV Zincirlikuyu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi, Şişli Teknik ve Endüst-ri Meslek Lisesi ve Şehit Büyükelçi Ga-lip Balkar Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi’nde rehabilitasyona ve teknolo-jik yenilemeye yönelik çalışmalar ya-pılmaktadır. Bunların haricinde, Oda-mız sürekli eğitim ve gelişim man-tığı çerçevesinde seminer ve eğitim programlarıyla, üyelerine kesintisiz

ve güncel hizmet sunmaktadır. Yılda ortalama olarak 60 seminerin düzen-lendiği Odamızda, yıl bazında ulaşılan katılımcı sayısı 5000’i geçmektedir. Her yıl sonbahar döneminde yapılan eğitim ihtiyacı analizi ile de üyelerimi-zin güncel olarak hangi konularda ih-tiyaçları olduğu tespit edilmektedir. Bu vesileyle, Odamız hem ihtiyaçların tespit edilmesinde hem de hizmetle-rin sunulmasında güncel noktayı ya-kalamayı başarabilmektedir.

İSO’nun üniversitelerle ilişkilerinin kapsamı nedir? Gerçekleştirilen ortak projeler var mı?

İSO, üniversite sanayi işbirliğine, üni-versite ve sanayini gündeminin bu-luşturulmasına büyük önem ver-mektedir. Türk sanayi için hedefi-miz, Ar-Ge ve teknoloji geliştirme ye-teneği yüksek, yüksek katma değer-li bir üretim yapısına geçiştir. Üniver-sitelerdeki araştırma ve bilgi birikimi-nin ticari ürün ve ülke için katma de-ğere dönüşmesi, ancak üniversite sa-nayi işbirliği ile mümkündür. Odamız,

>> İstanbul Sanayi Odası, 14.700 üyesi ile Türkiye’nin en köklü ve en büyük sanayi odasıdır.

Page 49: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 47EKİM / 09

>> Odamız, 1996 yılında kurulan İSO Sanayi-Üniversite İşbirliği Çalışma Grubu ile sanayinin teknolojiye yönelik ihtiyaçları ile üniversitelerin bilgi kaynaklarını ve potansiyelini bir araya getirmeyi amaçlıyor.

1996 yılında kurulan İSO Sanayi- Üni-versite İşbirliği Çalışma Grubu ile sa-nayinin teknolojiye yönelik ihtiyaçla-rı ile üniversitelerin bilgi kaynakları-nı ve potansiyelini bir araya getirme-yi amaçlamaktadır. İSO, sanayi- üni-versite işbirliği çalışmaları kapsamın-da yürütülen çalışmalarımız şunlar-dır: “İSO-İTÜ Doktora / Yüksek Lisans Tezlerine Sanayi Desteği Projesi”, “İSO-İTÜ KOBİ’ler için Endüstriyel Ta-sarım Projesi”, “İSO-İTÜ Endüstri Mü-hendisliği Bitirme Ödevleri İşbirliği Projesi”, “İSO-Yıldız Teknik Üniversite-si Bitirme Tezleri İşbirliği Projesi”, “Yıl-

dız Teknik Üniversitesi Yıldızlı Projeler Yarışması” ve “YÖK ile Endüstri Dene-yimini Artırma Projesi”, “YÖK ile İstan-bul Sanayi Odası Kontenjanları Liste-si Çalışması”

Teknopark oluşumları ile ilgili görüş-leriniz nelerdir?

Günümüzde rekabet gücünün, bilim ve teknolojide yetkinlik ile sağlandı-ğı tartışmasız bir gerçektir. Ar-Ge’de, teknoloji geliştirmede, inovasyonda başarı sağlayan firmalar, ülkeler, kü-resel rekabet yarışında öne geçmek-tedir. Türk sanayi olarak, küresel reka-bet koşullarında başarılı olma hede-

fiyle, bizler de bu mücadelenin içinde-yiz. Ancak Ar-Ge ve teknoloji geliştir-menin, zahmetli, uzun vadeli ve yük-sek miktarlarda kaynak gerektiren bir çalışma alanı olması, işletmelerimizi zorlamaktadır. Teknopark olarak ad-landırdığımız teknoloji geliştirme böl-geleri, bu bölgelerde faaliyet göstere-cek firmalara, karşılaşacakları zorluk-larla mücadele etme anlamında ko-laylık sağlamakta, çeşitli alanlarda vergi muafiyeti tanımaktadır. Tekno-loji geliştirme bölgelerinin, yeni ve ya-ratıcı fikirleri ürüne dönüştürmek is-teyen girişimcilere iş kurma olanağı

Page 50: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

48 Yıldızlar EKİM / 09

vermesi ve ülkemizin rekabet gücü-ne büyük katkı sağlaması nedeniyle Odamız, daha önce, İTÜ Teknopark’a kurucu üye, Kadir Has Üniversite-si Teknopark’a kurucu ortak ve Mar-mara Teknokent’e şirketi ortağı ol-muştur. Son olarak, İstanbul Üniver-sitesi bünyesinde yer alan İstanbul Teknopark’a Odamız ortak olmuştur.

İSO olarak üzerinde çalıştığınız ulusal ya da uluslararası projeler hakkında bilgi verebilir misiniz? Üyesi olduğu-nuz uluslararası kuruluşlar var mıdır?

Öncelikle, Odamızın bugüne kadar ka-zandığı en yüksek miktarlı ve en uzun süreli AB projesine değinmek istiyo-rum. Avrupa Birliği, Rekabet Edebilir-lik ve Yenilikçilik Programı (CIP) kapsa-mında “Avrupa İşletmeler Ağı” adın-da yeni bir oluşum hayata geçirmiştir. Bu çerçevede faaliyet göstermek üze-re Odamız tarafından tasarlanan ve Av-rupa Komisyonu tarafından kabul edi-len proje teklifimiz, Odamız bünyesin-de faaliyet gösteren “Avrupa İşletme-ler Ağı –İSTANBUL” Merkezi tarafın-dan yürütülmektedir. 2008-2013 yılla-rında faaliyet gösterecek bu yeni yapı-lanma ile KOBİ düzeyinde, Avrupa Bir-liği ile ilgili bilgilendirme hizmetlerinin yanı sıra, firmaların teknoloji alanındaki işbirliklerinin artırılması, özel sektörün Ar-Ge çalışmalarının yaygınlaştırılma-sı yönünde daha kapsamlı destek faa-liyetleri hayata geçirilecektir. Bu proje-

si sayesinde Odamız, sadece İstanbul’a değil, tüm Trakya Bölgesi’ne de hizmet götürecektir.

Öte yandan, AB müktesebatına uyum konusunda firmalarımızı bilgilen-dirmek amacıyla, Avrupa İşletme-ler Ağı-İSTANBUL Merkezi aracılığıy-la “Firmam AB’ye ne Kadar Uyumlu?” çalışması başlatılmıştır. Firmalarımı-zın sektörlerindeki AB mevzuatı hak-kındaki bilgi seviyelerini ve uyum du-rumlarını ölçen çalışma, firmalar ye-rinde ziyaret edilerek uygulanmak-tadır. Bu çalışma sonucunda, ihtiyaç duyulan sektörlere, uygun eğitim ve bilgilendirme faaliyetlerinin yanı sıra danışmanlık hizmeti de verilmesi amaçlanmaktadır.

Üyelerimizi AB çevre mevzuatı konu-sunda bilgilendirmek amacıyla baş-lattığımız “How green is my firm” projesini de çok önemli bulmakta-yız ve bu proje kapsamında kim-ya sektörümüzün AB ve Türk Çevre Mevzuatı’na uyumunun değerlendi-rilmesi hedeflenmektedir.

İşletmelerimizde kurumsallaşma, yaratıcılık ve yenilikçiliğin gelişme-sine katkı yapmayı amaçlayan Sa-nayi Kongrelerimize, yeni dönem-de farklı bir boyut getirilmiştir. Aralık 2009’da gerçekleştirilecek 8. Sanayi Kongremiz’de yeni bir anlayış ile İno-vasyon Sergisi’ne de ev sahipliği ya-

pılacaktır. Ana teması “Sürdürülebilir Rekabet Gücü: Kriz Sonrası Yeni Yön” olarak belirlenen “İSO 8. Sanayi Kong-resi ve İnovasyon Sergisi” ile firma ve kurumların, yenilikçi ve teknoloji ön-celikli ürün veya sonuçlanmış projele-rini tanıtmaları ve işbirlikleri oluştura-bilmeleri amaçlanmaktadır. Firmalar ve kurumlar, sergiye konu ürün veya sonuçlanmış projelerini “Bilgi”, “Fi-kir ve Proje” ve “İnovasyon” tematik alanlarında yer alacak standlarda ser-gileyebileceklerdir. Kongere’ye, ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşların üst düzey temsilcileri konuşmacı ola-rak katılacaktır.

Ayrıca, nitelikli eleman ihtiyacının gi-derilmesi yönündeki çalışmalarımızın son halkası olan ve 2008 yılının son döneminde hayata geçen “Özgeçmiş Bankası” projemiz ile mesleki eğitim almış işgücünü internet ortamında üyelerimizle buluşturmaktayız.

Üyesi olduğumuz uluslararası kuru-luş bulunmamaktadır. Bununla birlik-te, yukarda da ifade ettiğim gibi çeşit-li uluslararası kuruluşlarla işbirlikleri gerçekleştirmekteyiz.

Yıldız Teknik Üniversitesi ve dergi-mizle ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz?

Öncelikle belirtmek isteriz ki, sanayi-üniversite işbirliği Odamız açısından çok önem atfedilen ve kritik olarak değerlendirilen bir konudur. Bu bağ-lamda konuyla ilgili proje ve çalışma-larımızı artırma gayreti içindeyiz. Ka-bul edilmelidir ki, bu tip işbirliklerinde Odamız kadar üniversitelerin de faal olması gerekmektedir. İşte bu nokta-da sevinerek paylaşmak isterim ki Yıl-dız Teknik Üniversitesi ile bugüne ka-dar yaptığımız ve yukarıda geçen ça-lışmalar hem nitel hem de nicel ola-rak etki uyandırıcı çalışmalar olmuş-tur. İşbirliğimiz sırasında edinilen tec-rübelerle, işbirliğimizin yaygınlığını ve derinliğini sürekli artırmayı ümit et-mekteyim. Diğer taraftan, Yıldızlı Ya-şam Kültürü Derginiz de titiz bir çalış-manın ürünüdür ve konunun ilgilileri-ne yol gösterici olmaktadır.. II

>> Türkiye ihracatının %35’i İSO üyelerince yapılıyor.

Page 51: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar49EKİM / 09

Page 52: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

50 Yıldızlar EKİM / 09

YTÜ AB OFİSİ LLP-ERASMUSYOĞUN DİL KURSU (EYDK)>> Türkiye’ye gelecek ERASMUS öğrencilerine temel ve/veya orta düzeyde Türkçe öğreterek daha kolay bir ERASMUS değişimi dönemi yaşatmak, Türk dilini yaygınlaştırmak ve Türk kültürünü tanıtmak ERASMUS Yoğun Dil (Türkçe) Kursları’nın temel amaçlarıdır.haber, YRD.DOÇ.DR. AYLA ŞAYLI / AB OFİSİ KOORDİNATÖR YARDIMCISI

Page 53: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 51EKİM / 09

LLP-ERASMUS Yoğun Dil Kursları (EYDK), yaygın sayılamayacak kadar az kullanılan dillerin konu-şulduğu ERASMUS programına katılan ülkeler-de, gelen öğrencileri ERASMUS dönemine hazır-lamak amacıyla düzenlenen kısa süreli yoğun dil kurslarıdır. Bu kurslar sayesinde öğrenciler, aka-demik çalışmalarına veya stajlarına başlamadan önce gittikleri ülkenin yerel dilini ve kültürünü öğ-renmektedirler. ERASMUS Yoğun Dil Kursları, Bel-çika (Flemenk Topluluğu), Bulgaristan, Güney Kıb-rıs Rum Kesimi, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Es-tonya, Finlandiya, Yunanistan, Macaristan, İzlan-da, İtalya, Letonya, Litvanya, Malta, Hollanda, Nor-veç, Polonya, Portekiz, Romanya, Slovakya, Sloven-ya, İsveç ve Türkiye olmak üzere yirmi üç ülke tara-fından düzenlenmektedir.

Kurs, en az üç, en çok altı hafta sürmekte ve en az altmış ders saati olarak programlanmakta-dır. Kurslara yalnızca ERASMUS Öğrenci Öğrenim veya Staj Hareketliliği için seçilmiş öğrenciler ka-tılabilmektedir. Türkiye’ye gelecek ERASMUS öğ-rencilerine temel ve/veya orta düzeyde Türkçe öğ-reterek, daha kolay bir ERASMUS değişimi döne-mi yaşatmak, Türk dilini yaygınlaştırmak ve Türk kültürünü tanıtmak ERASMUS Yoğun Dil (Türkçe) Kursları’nın temel amaçlarıdır.

Yıldız Teknik Üniversitesi 2009/2010 ERAS-MUS Türkçe Yoğun Dil Kursu

Yıldız Teknik Üniversitesi AB Ofisi tarafından dü-zenlenen Erasmus Yoğun Dil Kursları, 10 Ağustos 2009 – 4 Eylül 2009 tarihleri arasında gerçekleş-tirilmiştir. Dört hafta süren kursta haftada 5 gün, 09.00 – 13.00 saatleri arasında olmak üzere top-lam 80 saat eğitim yapılmıştır. Kurslarda 15’er ki-şilik dört sınıftaki toplam 60 öğrenciye Türkçe dil eğitimi verilmiştir. Kursu tamamlayan öğrenci-lere, kurs bilgilerini, başarı derecelerini ve 10 ECTS aldıklarını gösteren sertifika verilmiştir.

ERASMUS Yoğun Dil Kursu’nun düzenlenmesi ama-cıyla, 2009 yılının Ocak ayından itibaren hazırlık ça-lışmaları başlatılmıştır. 6 Şubat 2009 tarihinde ya-pılan başvurunun 3 Nisan 2009 tarihinde kabulü ile Yıldız Teknik Üniversitesi 2009/2010 akademik yılı yaz döneminde ERASMUS Yoğun Dil Kursu düzen-

>> Yıldız Teknik Üniversitesi 2009/2010 akademik yılı yaz döneminde ERASMUS Yoğun Dil Kursu düzenleyen on üniversite arasında yer almıştır.

Page 54: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

52 Yıldızlar EKİM / 09

leyen on üniversite arasında yer almıştır. ERASMUS Yoğun Dil Kursu başvurusu Ulusal Ajans tarafından kabul edilen üniversiteler, öğrenci sayıları vb. bilgiler Tablo-1’de sunulmuştur.

ERASMUS Yoğun Dil Kursu başvurusunun kabul edilmesinden sonra AB Ofisi, “YTÜ EYDK Web say-fası” hazırlamış http://www.eu.yildiz.edu.tr/doc/EILC/EILC2009_intro.htm adresinden duyurusu-nu yapmıştır.

15 Nisan 2009 – 01 Haziran 2009 tarihleri arasın-da YTÜ AB Ofisi öğrenci başvurularını almıştır. EYDK’ya Avrupa Birliği üniversitelerinde okuyan ERASMUS öğrencilerinden toplam 121 başvuru yapılmıştır. Bu başvurular değerlendirilmek üze-re Ulusal Ajans’a gönderilmiştir. Ulusal Ajans’ın kurs açan diğer üniversiteler arasında yaptığı de-ğerlendirme ve dağıtım sonucunda 60 öğrenci seçilerek YTÜ AB Ofisi’ne bildirilmiştir.

YTÜ ERASMUS Yoğun Dil Kursu’na katılan ve on iki ülkeden gelen altmış öğrencinin 38’i kız, 22’si erkektir. Öğrencilerin ülkelere göre dağılımı-na bakıldığında, Almanya’dan 19, Hollanda’dan 10, Fransa’dan 7, İtalya’dan 6, Polonya ve Çek Cumhuriyeti’nden 4’er, Avusturya, İspanya ve Portekiz’den 2’şer, Belçika, İngiltere, İsveç ve Litvanya’dan 1’er öğrencinin kurslara katıldığı gö-rülmektedir. Öğrencilerin geldikleri ülkelere göre dağılımı Grafik-1’de verilmiştir.

ERASMUS Yoğun Dil Kursu öğrencilerinin yakla-şık yarısı, sosyal bilimler alanındaki farklı dallarda eğitim görmektedir. Bunun yanı sıra, mühendis-lik bilimlerinde 9, mimarlık alanında 8, zirai bilim-ler alanında 3, coğrafya, insan bilimleri, edebiyat ve filoloji, iletişim ve enformasyon bilimleri alan-larında 2, sanat ve tasarım, hukuk ve matematik-enformatik alanlarında 1 öğrenci öğrenimini sür-dürmek üzere ülkemize gelmiştir.

ERASMUS Yoğun Dil Kursu’na katılan öğrencile-re, YTÜ Maslak Öğrenci Yurdu’nda konaklama im-kanı sağlanmıştır. Yurtta kalma talebinde bulu-nan 25 kız ve 16 erkek, toplam 41 öğrenci için ge-

Öğrenciler YTÜ Maslak Öğrenci Yurdu’na götürülüyor.

Grafik 1: 2009-2010 YTÜ EYDK Öğrencilerinin Geldikleri Ülkeler

Havaalanı Karşılama...

Havaalanı Karşılama...

Öğrenciler Beşiktaş Meydanı’nda...

Page 55: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 53EKİM / 09

rekli olan tüm düzenlemeler, 2009 Temmuz ayın-da yapılmıştır. Ayrıca, kursun yapılacağı YTÜ Mer-kez Yerleşkesi’ndeki derslikler belirlenmiş ve ders-lerin yürütülmesine ilişkin kitap, not vb. araç ge-reçler hazırlanmıştır.

Türkiye’ye 7 Ağustos 2009 tarihinde Atatürk Havalimanı’ndan giriş yapan öğrenciler, ha-valimanında karşılanmış ve üniversitemize ait araçlarla YTÜ Maslak Öğrenci Yurdu’na götü-rülmüştür.

Kurslar yürütülürken öğrencilere, Türkçe dersleri-nin yanı sıra, Türk kültürünü ve sosyal yaşamını tanıtmak ve uyumlarını sağlamak için çeşitli sos-yal ve kültürel etkinlikler düzenlenmiştir. Etkinlik-ler, 8 Ağustos 2009 Cumartesi günü Beşiktaş’ta yapılan kahvaltı ile başlamıştır. Kahvaltının ar-dından öğrencilerin çeşitli acil ihtiyaçları karşılan-mıştır. Daha sonra üniversitemize ve öğrenci yur-duna yakın bölgeler ve bu bölgelerdeki postane, İETT, vb. ihtiyaç duyulabilecek merkezler tanıtıl-mıştır.

10 Ağustos 2009’da YTÜ Merkez Yerleşkesi Çu-kursaray Binası’nda bulunan dersliklerde dersle-re başlanmıştır.

12 Ağustos 2009 saat 19.30’da Yıldız Çatı Restau-rant ’ta öğrenciler için bir akşam yemeği düzen-lenmiştir.

13 Ağustos 2009 Perşembe günü öğleden sonra YTÜ Davutpaşa Yerleşkesi’ndeki yüzme havuzuna gidilmiştir.

>> 15’er kişilik dört sınıftaki toplam 60 öğrenciye Türkçe dil eğitimi verilmiştir.

Dersane Hazırlık...

Dersler Başladı...

Çatı Restaurant’ta Akşam Yemeği

Öğrenciler Taksim Meydanı’nda...

Page 56: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

54 Yıldızlar EKİM / 09

15 Ağustos 2009 Cumartesi günü Tarihi Yarımada’nın Sultanahmet bölgesine gezi düzen-lenmiş, Ayasofya Müzesi, Topkapı Sarayı gibi tari-hi yapılar tanıtılmıştır.

22 Ağustos 2009 Cumartesi günü Çekmeköy’de piknik düzenlenmiştir.

ERASMUS Yoğun Dil Kursu, 4 Eylül 2009 tarihinde YTÜ Rektörlük Binası Hünkar Dairesi Salonu’nda düzenlenen sertifika töreni ile sona ermiştir.

ERASMUS Yoğun Dil Kursu sertifikalarını almış olan 60 öğrenciden 10’u halen üniversitemizin değişik bölümlerinde öğrenim görmektedir. Di-ğerleri ise İstanbul, Ankara ve İzmir’de yer alan toplam 18 farklı üniversitede eğitimlerini sürdür-mek üzere aramızdan ayrılmışlardır. II

Kaynaklar: 1)http://www.ua.gov.tr/index.cfm?action=detay&yayinid=51263477A1789344FDCF2FCC7EFB2CACC59EA&CFID=1515888&CFTOKEN=66961732

AB Ofisi Koordinatörlüğü İletişim Bilgileri:Adres: Yıldız Teknik Üniversitesi, Rektörlük Binası,34349, Barbaros Bulvarı, Yıldız, Beşiktaş/İstanbulTelefon: 0212 383 20 69 - Faks: 0212 236 71 92E-mail: [email protected] Web: www.eu.yildiz.edu.tr

Çatı Restaurant’ta Akşam Yemeği

>> YTÜ ERASMUS Yoğun Dil Kursu’na katılan ve on iki ülkeden gelen altmış öğrencinin 38’i kız, 22’si erkektir.

Davutpaşa Yerleşkesi’ndeki yüzme havuzuna gidilmiştir.

Çatı Restaurant’ta Akşam Yemeği

Çekmeköy’de Piknik...

Page 57: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 55EKİM / 09

Ayasofya... Sertifika Töreni...

>> Kurslar yürütülürken öğrencilere, Türkçe derslerinin yanı sıra, Türk kültürünü ve sosyal yaşamını tanıtmak ve uyumlarını sağlamak için çeşitli sosyal ve kültürel etkinlikler düzenlenmiştir.

Sertifika Töreni...

Sertifika Töreni...

Page 58: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

56 Yıldızlar EKİM / 09

Page 59: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 57EKİM / 09

Page 60: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

58 Yıldızlar EKİM / 09

Üniversitemiz Vakfı Ankara Şubesi’nin geleneksel olarak düzenlediği Yıldızlılar iftar yemeği, 4 Eylül günü Ankara’da Vakıf sosyal tesisinin yeni hizmete giren bölümünde ger-çekleştirildi.

Yemekli toplantıya Rektörümüz Sn. Prof. Dr. İsmail Yüksek, Sanayi ve Ticaret eski Bakanı Sn. Ali Coşkun, Yıldızlı Millet-vekilleri; Abdurahman Kurt ve Metin Arif Ağaoğulları, Va-kıf Başkanı Süleyman Caner, Savunma Sanayi Müsteşar Yardımcısı Faruk Özlü, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Ar-Ge Genel Müdürü Ziya Karabulut, Vakıf 1. Başkan Yardımcısı ve Teknopark Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Bektaş, diğer üst kademe bürokratlar, Yıldızlı iş adamları ve Vakıf Anka-ra Şube yönetim kurulu üyeleri ile mezunlar Derneği An-kara Şubesi yöneticileri katıldılar.

Vakıf 2. Başkan Yardımcısı ve Ankara Şubesi Başkan Yar-dımcısı Ahmet Sarıgül açılış konuşmasında; şubenin 1995 yılında kurulduğunu, vakıf sosyal tesisinin Vakıf Başkanı Süleyman Caner’ in başkan olduğu 2001 yılında satın al-dıklarını ifade etti. Süleyman Caner, Ankara sosyal tesisi-nin alınması ve vakıf çalışmaları hakkında bilgi verdi.

Rektör Sayın Prof. Dr. İsmail Yüksek; ülke içinde 35 üniver-site ile öğretim üyesi mübadele anlaşması yapılarak, özel-likle yeni kurulan üniversitelere katkıda bulunduklarını, Almanya’da birkaç üniversite ile işbirliği yaptıklarını, ya-kında Amerika’da bir Üniversite ile de işbirliği anlaşma-

>> Rektör Sayın Prof. Dr. İsmail Yüksek; ülke içinde 35 üniversite ile öğretim üyesi mübadele anlaşması yapılarak, özellikle yeni kurulan üniversitelere katkıda bulunduklarını, Almanya’da birkaç üniversite ile işbirliği yaptıklarını, yakında Amerika’da bir Üniversite ile de işbirliği anlaşması yapacaklarını açıkladı.

YILDIZLILIK SEVGİ BİLEŞKESİ

haber, BİLGE OK

Page 61: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 59EKİM / 09

sı yapacaklarını açıkladı. Rektör Yüksek ayrıca, Davutpaşa Yerleşkesi’ndeki çalışmalar hakkında bilgi verdi.

Teknopark Projesi konuşuldu

Sanayi ve Ticaret Eski Bakanı ve vakıf kurucusu Ali Coşkun, bakanlığı döneminde Teknopark için 2 trilyon TL ayırdıkla-rını, fakat sorunlar nedeniyle kullandıramamaktan üzün-tü duyduklarını, Ar-Ge Genel Müdürü Ziya Karabulut’un Teknopark sorununun çözümü için büyük çabalar sarf et-tiğini ve gelinen noktanın sevindirici olduğunu ifade etti.

Teknoparkın son durumu ile ilgili, Vakıf 1. Başkan Yardım-cısı ve Teknopark Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Bektaş özet broşür sundu. Ayrıca, son durumla ilgili açıklamalar yapıldı.

Öğrenci bursları gündeme getirildi

Ankara Şubesi Başkan Yardımcısı Ahmet Sarıgül, yemeğe katılan Yıldızlı iş adamlarına öğrenci burslarının durumu hakkında yaptığı açıklamada; Vakıf ve şubenin öğrencilere sağladığı miktarın Üniversitemizde okuyan öğrenci sayı-sının %1’ni bile bulmadığını ve katkı beklediğini ifade etti.

Söz alan Yıldızlı işadamları, toplam 34 öğrenciye burs ve-receklerini belirttiler. Sarıgül, yıldızların altında, Yıldız Tek-nik Üniversitesi Vakfı’nın Yıldız Restoranı’nda buluşan Yıl-dızlılar olarak, Yıldızlılık sevgi bileşkesi oluşturduklarını, bir sonraki toplantıda buluşma umudunu taşıdıklarını ifade etti. Gece, Yıldızlılar Marşı’nın okunmasıyla son buldu. II

>> Sanayi ve Ticaret Eski Bakanı ve vakıf kurucusu Ali Coşkun, Teknopark sorununun çözümü için büyük çabalar sarf edildiğini ve gelinen noktanın sevindirici olduğunu ifade etti.

Page 62: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

60Yıldızlar EKİM / 09

“ŞEHR-İ YAR”ASLIGÜL TOPUZ / İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ 3. SINIF ÖĞRENCİSİ

ÖĞRENCİ KÜRSÜSÜ

Bu güzel şehir her defasında yüzlerce kişiye kollarını açar, bağrına basar, kimseye yabancılık çektirmez, kurum-kapris

yapmaz, iş verir, aş verir, yuva verir, eğitim imkânı sağlar.

Page 63: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 61EKİM / 09

İnsanoğlu kedi misali nankördür biraz. En nankörü de evlâtlardır belki, bayramlarda tatile gidip ana babalarının ellerini öpme-yi “Eskimiş” bir âdet saymalarına rağmen, tüm gün yollarını gözle-yen annelerinin yanında…

Ama ne derler dertli anneler, içle-ri yanarken;

“Zaman değişti, evlâdım da de-ğişti ama ben o ne desem, ne ah etsem de tutmaz. Sütümü verdim ona, emeğim var üzerinde.”

İstanbul…

Bugüne kadar sayısız ismi taşı-mış, yedi cihanın göz bebeği, kurt-ların üzerine üşüşmek için her an uygun zamanı kolladıkları, sahip-lerinin de ne bu kurtlardan ne de diğer sinsi mahluklardan haber-dar olduğu bu güzel şehir…

Bu güzel şehirde yalılar ve ge-cekondular omuz omuza dizi-lir, altı yüz yıllık Osmanlı mira-sı çeşmelerin taşları kaldırımın orta yerine “Aman başkası ge-lip de arabasını koymasın!” diye apartman sakinlerince olağan bir şekilde yerleştirilir. İki kıtaya yayılıp, dünyada ortasından de-niz geçen tek şehir olma özelli-

ğini taşıyan İstanbul Boğazı’nın en güzide sahillerine her gün defalarca lâğım suları salıverilir. İstanbul’umun nadide boğazın-da “doğal ebru” desenleri…

Türkiye’de siyaset hariç sana-yi, ekonomi, kültür… vb. her ala-nın kalbi Marmara’da İstanbul’da atar. Her yıl yüzlerce kişi türlü imkânsızlıklar yüzünden kalkar memleketinden buralara gelir ve bu güzel şehir her defasında yüz-lerce kişiye kollarını açar, bağrı-na basar, kimseye yabancılık çek-tirmez, kurum-kapris yapmaz. İş verir, aş verir, yuva verir, eğitim imkânı sağlar. Ve umutla bura-ya gelen insanların bir kara top-rak vardır sadık yâri, bir anası, bir İstanbul. Çünkü O Anadolu, Trak-ya ayırt etmeden herkese kepçe ile dağıtır bereketinden, nimetin-den. Öyle ki yaşama mücadelesi uğruna gurbete gelenler, holding sahibi olup başka başka ülkelere “Gurbete” giderler.

Zamanında az mı kavga edilmiş, az mı kan dökülmüş bu şehir uğ-runa? Elden çıkamaması için sur-larla mı çevrilmemiş, zincirlerle mi kapatılamamış, hutbeler mi okutulmamış… Ve bugün her sa-bah iş trafiğinde “Hay canına yan-

dığım İstanbul, burada yaşanır mı be!” diye söylenip, tüm suçu üze-rimizden atıp, işin içinden sıyrıl-mıyor muyuz?

Bir tartışma esnasında bir taraf sesi çıktığınca bağırırken, diğer taraf inadına sakin, hiçbir şey ol-mamışçasına dinleyip tepki ver-miyorsa, hararetli taraf iyice kı-zar, ortalık daha bir darmaduman olur ya, işte bu güzel şehir ve bu güzel şehrin insanları yani bizler, aynı böyle bir tartışma içerisin-de değil miyiz şimdi? Biz bağırıp, vurup kırdıkça, nankörlük ettikçe şehrimiz İstanbul sabrediyor ve farkında olmasak da gözümüzde bir kat daha büyüyor. Eminim kı-zamıyor bize, kızsa da bizim yap-tığımız gibi beddua etmiyor çün-kü biliyor etse de tutmaz beddu-ası. Süt vermese de anamız kadar emeği var üzerimizde, hakkı var.

Evet;

Bir kara topraktır, buraların insa-nının sadık yâri, bir anası, bir de İstanbul.

Burası benim İstanbul’um. II

Bir kara topraktır, buraların insanının sadık yâri, bir anası, bir de İstanbul.

Page 64: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

62 Yıldızlar EKİM / 09

BİR BAŞARI HİKAYESİ“GİRİŞİMCİLİK RUHUNU

ÜNİVERSİTE SIRALARINA TAŞIMAK”

CEMİL EROL - UĞUR AKKUŞ / YTÜ BİLGİSAYAR VE ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ BÖLÜMÜ

ÖĞRENCİ KÜRSÜSÜ

Üniversiteden içeri adım attığımızda her şey tozpembe değildi. Hayat asıl şimdi başlıyor-du bizim için. Hayat gerçek yüzünü gösterme-ye başlamış, maddi olarak zor dönemler geçir-meye başlamıştık. Okurken de çalışma fikri o zamana kadar ilgilenmediğimiz bir durumdu. İlgilenmek için bir nedenimiz de yoktu aslında. Part-time olarak nerde çalışabilirdik? “Ne yapa-bilirdik?” derken başladık part-time iş aramaya. Ama gördük ki mağazaların vitrinlerine asılan ilanlar dışında üniversite öğrencilerinin kolay ulaşabileceği part-time işler yoktu. İş bulmak-ta zorlanıyorduk. Sonra neden part-time ilanla-rı bir çatı altında toplayıp, sadece üniversite öğ-rencilerinin faydalanabileceği bir platform yap-mayalım ki dedik? Biz kapı kapı gezip part-time iş aradık. “Neden başkaları da bizim gibi aynı çi-leyi çeksin, aynı zorlukları yaşasın” düşüncesiy-le temellerini 1 Mayıs 2008 tarihinde attığımız, part-time işleri tek çatı altında toplayan unis-bul.com’u kurduk.

Pilot bölgemiz İstanbul’duİlk kayıtlarımız İstanbul’dan gelmeye başlamış-tı Kısa sürede baktık ki unisbul.com, dalga dal-ga yayılmaya başlıyordu tüm üniversitelerde. Ciddi reklam yatırımları yapmamıştık, ama bir-den üye alımlarında patlamalar yaşamaya baş-lamıştık. Nedeni ne olabilirdi? Anadolu’dan biri nasıl olmuştu da sitemizi duyabilmişti? O za-manlar çok önemliydi bu bölgeler bizim için. Sonradan farkına vardık ki, aslında biz en iyi

Page 65: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 63EKİM / 09

reklamı yapmıştık. İyi hizmet sunmuş, kaliteli part-time ilanlar yayınlayarak üniversite öğren-cileri gözünde güvenilir bir platform haline gel-miştik, hizmetimiz karşılığını bulmuştu.

Şu anda ise bu hizmetimizi 42.000 öğrenciye sunmaya devam ediyor, yeni kayıtlarla gücü-müze güç katarak büyüyoruz.

Unisbul.com olarak çekirdek bir ekipten oluşu-yoruz. Ayrıca üniversitelerde temsilciliklerimiz de mevcut. “Ben de unisbul.com‘da bir şeyler yapmak istiyorum” diyen arkadaşlarımız için fi-kirlerini paylaşabilecekleri “Söz Üniversiteli Ya-zarlarda” bölümü oluşturduk.

01.05.2008 tarihinden bugüne kadar 3.000 ka-dar öğrenciye staj ve part time iş imkanı sağla-dık. Sitemizin üniversite öğrencileri arasında bu kadar hızlı yayılmasının nedeni, bize başvuran-ların büyük bir çoğunluğunun kısa süre içersin-de olumlu sonuç almalarıdır.

YTÜ Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Bölü-mü öğrencilerinden Cemil EROL ve Uğur AKKUŞ unisbul.com’un kurucu ortaklarıdır. Kurucuları olarak YTÜ öğrencisi olmamıza rağmen, Platfor-

mumuz sadece Yıldız Teknik Üniversitesi öğren-cileri ile sınırlı olmayıp, Türkiye’de bulunan tüm devlet ve özel üniversitelerden gençler sitemi-zin iş ve staj imkanlarından faydalanabiliyor. Hatta şöyle ki; Almanya’da üniversite okuyan ve ikamet eden 2 Türk asıllı öğrenci ana dillerini geliştirmek için Türkiye’de staj yapmak istedi-ler ve bize başvurdular. Bunun gibi Avrupa’nın değişik ülkelerinden Türk öğrenciler, Türkiye’de hem okuyup hem de part-time işlerde çalışmak için bize başvuruyorlar. Amerika’ya Work and Travel programıyla giden Türk öğrenciler, dö-nüşte de çalışmaya devam edebilmek için site-miz üzerinden iş aramaya devam ediyorlar.

Türkiye’de part-time çalışmaalanı genişliyor1.000’e yakın firmayla iletişim içindeyiz. Bu fir-maları birebir ziyaret ederek, facebook’u et-kin bir şekilde kullanarak, çevremizi de katarak unisbul.com’dan haberdar ettik. Zaten kalite-li hizmet sunduktan sonra duyuluyorsunuz ve firmalar sizden eleman temin etmek istiyorlar. Biliyorsunuz ki Amerika’da part time iş oldukça gelişmiş bir alan. Türkiye’de ise yeni yeni revaç-

Page 66: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

64 Yıldızlar EKİM / 09

ta olmaya başladı. Bu açıdan, firmaların üniver-site öğrencisine çok kolay bir şekilde ulaşmasını sağlamak unisbul’u ön plana çıkarıyor.

Hedef kitlemiz öğrencilerHedef kitlesi öğrenci olan bir topluluk oluş-turduğumuz için platformumuzun değeri çok yüksek. Bunu değerlendirmek isteyen reklam şirketleri olduğu takdirde reklam alanları-mız mevcut. Reklamlar sitenin gelir kaynağı-nı oluşturuyor.

İş bulmak dışında üniversite hocalarıyla, iş dün-yasıyla röportaj yapıp üniversite öğrencileri-ni hem röportaj yaptığımız kişiler hakkında bil-gilendirmek, hem de öğrencilerin kişisel geli-şimlerine faydalı olabilmek için çalışıyoruz. Şu ana kadar birçok değerli insanla röportajlarımız oldu. Röportaj yaparken dikkate aldığımız önce-lik, üniversite öğrencilerinin okuduğu, izlediği bu röportajdan fayda sağlıyor olabilmeleri.

İleriki günlerde, firmalarla üniversite öğren-cilerini buluşturma, proje ışığında üniversite öğrencilerini bir araya getirme gibi hedefleri-miz var. Teknik geziler yaparak üniversite - iş dünyası bağlantısını da devam ettirmeyi dü-şünüyoruz.

Part time iş imkanı sağladığımız öğrencilerin

sayısının oldukça fazla olması, bizi bu pazarda etkin kılıyor. Sektörün önde gelen kariyer sitele-rinden bizi öne çıkaran ise genç, dinamik ve ni-telikli bir kitleye hitap etmemizdir.

Gelişen Dünya ve piyasayla birlikte firmalar için nitelikli, kültürel ve sanatsal etkinliklerle yoğ-rulmuş kişiler bulmak önem arz etmektedir. Unisbul.com olarak bunun bilincindeyiz ve ça-lışmalarımız tüm hızıyla devam ediyor.

Bugünün üniversiteli gençliğinin, geleceğin Türkiye’ye ve Dünyaya yön veren önemli insan-ları olacağının farkındayız. Bu yüzden, üniversi-teli gençlerin üniversite yıllarında zorlanmama-ları için çalışmalarımızı büyük bir titizlikle sür-dürüyoruz.

Kariyer hedeflerimizKariyer hedeflerimiz arasında öncelik olarak bö-lümümüzü bitirdikten sonra, kariyer sitemiz unisbul.com‘u daha profesyonel bir şekilde de-vam ettirmek istiyoruz. Bununla birlikte kişi-sel gelişimimiz olarak, İngilizce yanında bir dil daha öğrenmeyi ve yüksek lisansla birlikte eği-timimizi devam ettirmeyi hedefliyoruz.

Üniversitemize bize vermiş olduğu destek için çok teşekkür ediyoruz. II

Page 67: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 65EKİM / 09

Page 68: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

66 Yıldızlar EKİM / 09

MÜCADELE RUHUNEVZAT DEMİR / ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ 4. SINIF ÖĞRENCİSİ

ÖĞRENCİ KÜRSÜSÜ

Page 69: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 67EKİM / 09

Ben size bir şey söyleyeyim, mücadele ruhu ile il-gili; hangi okulda, hangi master hangi doktora yaptığınızın hiçbir önemi yoktur. Gidin dünyanın en iyi üniversitesinde profesör olun gelin, o alan-da dünyanın en iyilerinden biri olun gelin, müca-dele ruhunuz yoksa yarın en ufak sıkıntıda bavu-lunuzu toplar gidersiniz köyünüze. Fakat ilkokul mezunu olun mücadele ruhunuz olsun, ülkeyi ye-rinden oynatırsınız. Ahmet Nazif Zorlu ilkokul me-zunudur ya da Zeki Triko’nun sahibi Zeki Başes-kioğlu ilkokul mezunudur, ama hala sabahları er-kenden uyanır, müthiş bir hırsla mücadele eder-ler. Mücadele ruhunuz yoksa, üniversiteyi bitirdi-ğinizde her şeyden korkun, iş bulamıyorum, şu ol-muyor, bu olmuyor her şeyden korkun. Ama mü-cadele ruhunuz varsa hiçbir şeyden korkmayın.

Benim peder esnaf, Mardin’in Nusaybin ilçesin-deyiz, ortaokulu bitirdim, diplomada iyi, hafif bir ukalalıkla çıktım pederin makamına “Dükkana”,

-Baba üç günlük dünya, bu gün varız yarın yokuz, hala bir bilgisayarım yok benim.

-Oğlum bilgisayar mı istiyorsun?

-Evet baba.

-Neden daha önce söylemedin, lafı mı olur, gel ba-kalım, dedi tuttu elimden gidiyoruz.

İlçe küçük, hafifte yaramaz bir çocuktum o za-man, bütün esnafı tanıyorum, soruyorlar yolda nereye diye?

-Pedere söyledim bilgisayar alacak, diyorum gu-rurla.

Biraz sonra fark ettim ki benim bildiğim bilgisa-yarcıyı geride bıraktık, sebze haline doğru gidiyo-ruz.

Dedem de halde köyden getirdiği karpuzları satı-yor, dedim herhalde oraya gideceğiz, peder diye-cek ki; dedesi bak torunu iyi dereceyle okulu bitir-

di ben ona bilgisayar alacağım, sen de bilgisayar oyunu alırsın. Neyse geldik sebze haline ben bir koşu dedemin elini öptüm, diyorum nasıl olsa bil-gisayar oyunu alacak peşin peşin öpeyim elini. Pe-der dedi ki; dedesi torunun bilgisayar istiyor, ya-nında çalışsın karpuz satsın para kazansın ona bil-gisayar alacağız! Ben bir kızardım, gözlerim doldu neredeyse ağlayacaktım.

Ben karpuzları satmaya başladım, ama pederi defterden silmişim. 18 yaşına gelince, ben bilirim yapacağımı diyorum içimden. Neyse öğrendim işi satıyorum karpuzları, bağırıyorum “Karpuza gel” diye.

Bir gün sınıftan hoşlandığım kız bir çıktı karşıma!

-Nevzat, dedi ne yapıyorsun?

- Para kazanıp fakir bir komşumuz var ona yardım edeceğim, dedim. Fakat ben bittim, yerlerdeyim karizma sıfır…

Neyse ben bir ay çalıştım, parayı biriktirdim, kat-ladım düzelttim, pederin makama ”Dükkana” bir çıktım, peder gözlükleri takmış gazete okuyor. Pa-rayı masaya koydum!

- Bana bilgisayar al! dedim

Peder, günün şartlarında iyi sayılacak, oyun oyna-yabileceğim toplama bir bilgisayar aldı bana.

Yıllar sonra öğrendim ki benim o para bilgisaya-ra oyun CD’si almaya ancak yetermiş. Ama bana o gün şunu öğretti peder, “Bir şeyi istiyorsan çaba göstereceksin”.

Üniversiteyi kazandım geleceğim, babam bana banka hesabı açtırmış, hesap cüzdanını uzat-tı içinde yüklü bir para var meğer bir arabası var-dı, onu satıp daha düşük bir model almış. O gün bana bilgisayar almayan baba, çok sevdiği araba-sını benim için satmış. II

Page 70: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

68 Yıldızlar EKİM / 09

TTransgenik (gd) ürünler nedir?

Bir canlıya, genellikle farklı türlerden olmak üzere; “trans-gen/ler” olarak adlandırılan bir veya daha çok genin ak-tarımı veya eklenmesiyle elde edilen yeni canlı, -Gene-tik olarak Değiştirilmiş Organizma(GDO) - (genetiği mo-difiye edilmiş organizma ve ürünler GMO/GMÜ) veya transgenik canlı olarak tanımlanır. Değiştirilen veya ekle-nen farklı genetik materyalin kaynağına bağlı olmak üze-re, çeşitli genetik modifikasyon tipleri geliştirilebilmekte-dir. FAO’nun (Gıda Tarım Organizasyonu) açıklamalarına göre; temelde 3 farklı grupta değerlendirilen kalıcı değişik-

likler (mutasyonlar) söz konusudur:

Geniş aktarımlar: Bir canlı âleminden bir başkasına (örne-ğin, bir bakteriden - bir bitkiye) yapılan aktarımlar,

Kapalı aktarımlar: Aynı canlı alemi içinde, bir türden diğe-rine (örneğin, bir bitki türünden diğerine) yapılan aktarımlar,

Dönüştürme: Esasen söz konusu türde hedef gen mevcut olmasına karşın, doğal dizilimlerinin değiştirilerek belir-li bir modele dönüştürülmesi çalışmaları. (örneğin, E.coli bakterisinden bu tarz modifikasyonla geliştirilen artırılmış / yavaşlatılmış fonksiyonlar)

GDO HAKKINDA HERŞEY>> Ülke ekolojisi ve canlı sağlığı tehdit altındadır.PROF DR. R. ŞEMİNUR TOPAL / FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ-BİYOLOJİ BÖLÜMÜ

Page 71: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar69EKİM / 09

Yaklaşık 10 bin yıl önce, yabani hayvan ve bitkiler gıda ola-rak kullanılabilmek üzere, ürün veya çiftlik hayvanı şeklin-de evcilleştirilmeye ve üretim amaçlı kullanılmaya başlan-mıştır. Evcilleştirme işlemi ise çeşitli bitki ve hayvan türle-ri için, bölgesel alanlarda ve belirli çeşitler için yoğunlaş-mıştır. Son yıllarda genetik değiştirme ile oluşan yayılım da aynen böyle gerçekleşerek, günümüzde biyoçeşitliliği ciddi biçimde etkileyecek boyutlara gelmiştir. Evcilleştiri-len canlılar, belirli tohumlar, orman ağaçları, hayvan tür-leri (balık dahil) gibi tür ve çeşitler olarak nasıl yabani tür-lerinden farklılaşarak yayılım gösterdiyse, GD-türler ve çe-şitler de günümüzde aynı durumdadır. Ancak bu kez do-ğal değil, yapay olarak geliştirilen karakter özelliklerinin çevreye salınımı ve kontrolsüz yayılımı da söz konusu-dur. Uygulamada bazen bir bakterinin (Bacillus thuringi-ensis - Bt) toksik karakterli bir geni; örneğin mısır bitkisi-ne, o bitkiyi böceklere karşı dirençli hale getirilmek üzere eklenmektedir. Bazen de, okyanusta yaşayan soğuğa da-yanıklı bir balıktan alınan antifriz geni, bu kez aynı özelli-ği kazandırmak üzere bitkiye eklenmektedir. Bu ve benze-ri değişimlerle çok çeşitli türevler halinde uygulama yay-gınlaştırılmaktadır.

Bu uygulamaların dünyadaki yayılımı nasıldır?

Transgenik ürünlerin kültüre alındığı alanların, genel bir değerlendirmeyle 1996-2001 arasındaki dönemde 1.7 ‘den, 52.6 milyon hektara kadar genişlediği, ancak 2003 yılı verilerine göre 67.7 milyon hektarı aştığı ve buna göre 1996’dan bu yana 40 kat artış göstererek yayılım sağladı-ğı bildirilmektedir. Halen 125 milyon hektarda (dünyada-ki toplam tarım alanının yaklaşık %3,6’sında) transgenik tarım yapılmaktadır. Ancak bu dağılım ülkelere göre belli oransal düzeni izlememektedir; örneğin Brezilya’da 2003 yılı içinde 1 yıllık süreçte %10’luk bir artışla 3 milyon hek-tara ulaşmıştır. Yine açıklamalara göre, toplam 17 ülkede yaklaşık 10 milyon çiftçi transgenik ürün tarımı yapmak-tadır. Son 8 yıllık süreçte, mevcut transgenik ürünlerin özellikle %30’u (20 milyon hektar), gelişmekte olan ülke-lerde yetiştirilmektedir. Ancak bu ülkelerin güney kesim-deki ekim alanlarının yayılımı, kuzeydekilerin (%11), iki katı (%28) dolayındadır. Tüm transgenik ürünlerin, üretimini hemen hemen tamamıyla (toplam %99 oranında) elin-de bulunduran başlıca 6 ülkenin (2002 ‘de 4 ülke egemen durumdaydı) sıralaması şöyledir: Birleşik Amerika (%63), Arjantin (%21), Kanada (%6), Brezilya (%4) ve Çin (%3). Çin (Bt pamuk) ve Güney Afrika ‘da 2003 ‘deki transgenik ürün üretim artış hızı %33’le doruğa tırmanmıştır. Transgenik çeşitlerin ise 2003 yılı itibariyle ağırlıklı olarak; soya (%55), pamuk (%21), kanola (%13) ve mısır (%11) olmak üzere baş-lıca 4 temel üründe dağılımı yoğunlaşmıştır. Ancak, ilerle-yen süreçte yeni ürünlerin de eklenmesiyle, 4 ürün için bu toplam değer %73’lere çekilmiştir.

Transgenik tarım değişim değerlerine bakıldığında; İspanya’da (Bt mısır) %3’lük, Hindistan’da (Bt pamuk) %100’lük üretim artışı gerçekleşmiştir. Yine Uruguay ve

Romanya’da GD üründe 50 bin hektarlık ilk üretim baş-larken, Kolombiya ve Honduras’da daha ılımlı bir gelişim gözlenmiştir. Brezilya ve Filipinler’de ilk kez bu yıl GD mısır ve Brezilya’da herbisit toleransı yüksek soya tarımı ilk kez başlamıştır. GD tarım ürünlerinin 11 gelişmekte olan ve 7 endüstrileşmiş ülkede ekimi yapılmaktadır. Bu uygulama-ların yaygın olduğu alanların 40,6 milyonu (%77’si) her-biside (yabani otla mücadele için kullanılan kimyasalla-ra) dayanıklı, 7,8 milyon hektarı (%15’i) böceklere dayanık-lı hale getirilen ve 4,2 milyon hektarı (%8’i) da her iki daya-nıklılık özelliğini taşımak üzere değiştirilmiş bitki üretimi-ne dayanmaktadır. Bütün bunlara ek olarak; GD ürünlerle yapılmakta olan binlerce tarla denemesi, geniş alanda ve çeşitli türlerle sürdürülmektedir. ABD ‘de yapılan bu çalış-malar daha çok mısır, patates ve soyayı, AB ülkelerindeki çalışmalar ise çok sınırlı ve kontrollü olmak koşuluyla daha çok mısır, şeker pancarı ve kanolayı kapsamaktadır. Halen

>> Ticari kaygılar, bilimsel gerçeklerin önüne geçiyor.

Page 72: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

70 Yıldızlar EKİM / 09

Venezüella ve Macaristan bu tarımı başından beri redde-derken, 11 Avrupa ülkesi de (Fransa, İsviçre, Yunanistan, Ro-manya, vb.) bu tarım ürünlerini tüketmekten vazgeçerek, yasaklamaya gitmişlerdir.

Türkiye ‘de yaygın üretilip tüketilen transgenik ürünler var mıdır?

Halen bu konunun Türkiye’deki kayıtları resmen açıklan-mamakta veya yanıltıcı açıklamalar yapılmaktadır. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, bu konuda sadece kontrollü alan denemeleri yapıldığını ifade etmektedir. Oysa yapılmış bu

denemeler açık alan denemelerdir ve doğal gen kaçışları-na karşı ciddi önlemler alınmamış durumdadır. Ayrıca bu-güne kadar tamamen ithalatçı beyanına dayanan bir uy-gulamayla, tonlarca GD ürün ülkeye hiç bir kontrol yapıl-madan ithal edilmiştir. Yine bazı şirketler tarafından, çift-çiye kontrolsüz ve ücretsiz tohumluk dağıtımı yapılabil-mektedir. Bu konuda günümüze kadar ciddi bir denetim ve izleme mekanizması kurulmamıştır. Ancak firmaların beyanına bağımlı kalınarak hammadde ve tohumluk ithal edilmesi bugüne kadar ilgili makamlarca inkar edilmesi-ne karşın, çıkarılan yeni yönetmeliğe verilen tepkilere ce-vaben mevcut uygulama hataları açığa çıkmaya başlamış-tır. Yapılan bu ithalatların boyutları da çok büyüktür. Ham-madde olarak alınan bu ürünler ise doğrudan işlenerek birçok türev ürünle halen tüketiciye doğrudan ulaşmak-tadır. Türkiye ‘ye ithal edilen ürünler; özellikle mısır, soya, kolza (kanola) patates ve pamuk ile bunların türevleridir. Tohumlukların getirildikleri ülkeler ise genellikle esas üre-tici ülke konumundaki ABD, Arjantin, Kanada ve Çin’dir. Bu ürünler genellikle yemlik, yağlık ve mısır gibi nişasta baz-lı şekerlerin üretiminde kullanılmak üzere ithal edilmek-tedir ve GDO’lu olma olasılıkları çok yüksektir. Bunların it-halat miktarları yılda yüz binlerce ton düzeyindedir; hiçbir nitelik sınırlaması, gümrüklerde herhangi bir kontrol ve analiz yapılmadan ülkemize girmektedir. Üstelik bu konu-da tüketiciye yanıltıcı bilgiler de verilerek, ithalat yapıldığı reddedilmektedir. Oysa bu ürünler pek çok gıda maddesi ve türevi olarak üretilip pazardaki yerini almakta ve tüke-ticiye sunulmaktadır.

Bu ürünlerin ve teknolojinin fayda ve zararları nelerdir?

Giderek kısıtlanan doğal kaynaklar karşısında yeni kaynak alternatifleri arayan araştırmacılar, gelişen teknolojik yapı doğrultusunda her geçen gün başka olanakları değerlen-dirmeye çalışmaktadırlar. Bu bağlamda, biyoteknolojik ge-lişmeler doğrultusunda son 20 yıldır özellikle yeni kaynak üretiminde ilk başvurulan bu teknikler ön plana geçmiş-tir. Canlı organizmalar üzerindeki ilk aktif genetik değiş-tirme araştırmaları 1980’lerde başlamış, halen son yıllar-da hızla artan bir ivme ile endüstriyel boyutlarda devam etmektedir. Bununla birlikte; tarımda GDO çalışmalarının büyük ölçekli uygulamalara dönüşmesiyle, 1996’dan beri de transgenik ürünler teknolojisi her gün daha da yaygın-laşarak, doğal kaynaklara istenilen karakter özellikleri ka-zandırmak üzere, tarımsal ve ticari yaşamda endüstriyel boyutlu üretimlerle gündeme yerleşmiştir. Bütün bunlara ek olarak; insanlara ve hayvanlara yönelik bireye özgü ilaç, aşı, tanı kitleri üretimi gibi amaçlarla tıbbi alanda üretim-lerinde de GD’li bitki ve hayvanlardan yararlanılmaktadır. (Kolera aşılarında patatesin, aşının kolay tüketimi için ilgili genin transferi yapılmış muzların, kistik fibrosis tedavisin-de koyunlardan üretilen proteinlerin kullanımında olduğu gibi) Bu özellikler yanında tarımda tuzluluğa, soğuğa, ku-raklığa, böceklere dayanıklı, raf ömrü uzatılmış türler ye-

>> Tarımda tuzluluğa, soğuğa, kuraklığa, böceklere dayanıklı, raf ömrü uzatılmış türler yetiştirilmesi, GD üretim çalışmalarının başlıca örneklerini oluşturuyor.

Page 73: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 71EKİM / 09

tiştirilmesi, GD üretim çalışmalarının başlıca örneklerini oluşturmaktadır. 2001 yılı için yapılan değerlendirmelere göre; GD ürünlerin %77’si herbisitlere toleransı artırmak üzere değişime uğratılmıştır. Bunlara ek olarak; %15’i bir toprak bakterisi olan Bacillus thuringiensis (Bt)’in ürettiği toksin üretme gücündeki geni içermektedir. Hem böcekle-re dayanıklılık özelliği, hem de herbisit toleransına bir ara-da sahip olanlar ise, %8 oranında olarak bildirilmektedir. Orman alanları için uygulanan çalışmalarda ise; daha çok zararlı otlara ve böceklere dayanıklı, ağaçlarda tozlaşma olmadan kağıt endüstrisi için hasat edilebilecek geç çiçek-lenen ürünler veya lignin miktarı azaltılmış ağaçların el-desi hedeflenmektedir. Böylece de kağıt endüstrisinde ve çevresel kirlenmede maliyetin azaltılacağı hesaplanmak-tadır. GD ağaç teknolojisindeki çalışmaların temel ama-cı, pulp ve kağıt endüstrisine yönelik zorlukları ve maliye-ti azaltmaya yönelik önlemler geliştirebilmektir. Balıklar

için yapılan uygulamalar ise, deneysel boyutlarda kalan ve büyüme artışının sağlanması biçimindeki genetik modifi-kasyonları kapsayan gen aktarımlarıyla, yaklaşık 20 trans-genik türde balık (sazan, kedi balığı, somon, kiremit balığı gibi türler başta olmak üzere) çeşitli amaçlarla üretilmek-tedir. ABD ‘de somon ve Küba ‘da kiremit balığı olmak üze-re, iki transgenik balık türü için yasal izin hala karar aşa-masındadır. Somon balığında büyümeyi hızlandırmak için büyüme hormonu genini ve özellikle de okyanus tipi ye-tiştiricilik için soğuk koşullara dayanıklılığını artırmak üze-re antifriz işlevini üstlenen genin, hızlandırıcı olarak akta-rımını esas almaktadır. Ancak bu durum; hibrit karakter-li GD olan türlerden, olmayan türlere doğru gen kaçışını ve büyük balıkların küçük doğal balıkları yemeleri sorunu-nu da gündeme getirmektedir. Bunlar kısmen fayda sağ-lanan uygulamalar olarak sıralanabilirse de, bu gen akta-rımlarının doğadaki yayılışları sırasında hedef bitki ile sı-

>> Tohumlukların getirildikleri ülkeler genellikle esas üretici ülke konumundaki ABD, Arjantin, Kanada ve Çin’dir.

Page 74: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

72 Yıldızlar EKİM / 09

nırlı olmadığı, ancak bunun zaman içinde bir negatif eko-lojik etkileşime neden olacak şekilde gerçekleştiği bildiril-mektedir. Böylece doğal biyoçeşitliliği ortadan kaldırabil-meye yönelik çevresel riskleri de ortaya çıkarmaktadır.

Transgenik ürünlerin tarımsal uygulamalarının yaratabileceği riskler nelerdir?

Gen aktarımı tekniği çok yeni olup, hızla yaygınlaştığı için henüz kesinleşmemekle birlikte, ileriye yönelik çeşitli risk olasılıkları ve bunların henüz tam bilinmeyen olası diğer yansımaları tartışılmaktadır. Bu riskler; sağlık riskleri, çev-resel (ekolojik) riskler, ekonomik ve ticari riskler, sosyal ve hukuksal riskler, etik açıdan gelişebilecek sosyo-ekonomik riskler olarak sıralanabilmektedir. Gen aktarımlarıyla gen-lerin dizilimlerinde veya yapılarında yapay olarak yaratılan değişimler, tüketicinin sağlık sorunları yaşabileceği öngö-rülen yaygın yaklaşımlardır. Özellikle alerjik reaksiyonlar, metabolizmaya zarar verici enzimatik hasarlanma etkileri, tetikleyici kanserojenik riskler, yabancı proteinden kaynak-

lanabilecek Alzheimer, deli dana gibi hastalıklardaki artış-lar, vitamin sentezleme yetisindeki kısıtlayıcı etkileşimler, antibiyotiklere direnç, bağışıklık sistemindeki değişimler, istenmeyen hücresel başkalaşımlar gibi olası sağlık riskle-ri arasında sayılmaktadır.

Bitkiler için bir popülasyondan diğerine polenlerin yayılı-mı ile doğal gen kaçışı gerçekleşmektedir. Polenler genel-likle rüzgar, su veya hayvanlar gibi çeşitli taşıyıcılarla çev-reye yayılabilirler. Böylece polenler veya tohumlarla genle-rin çeşitler arası kaçışı yaygınlaşmaktadır. GD olan veya ol-mayan topluluklar arasında gerçekleşen dış çapraz bula-şılarla fertil (döllenmiş) hibritler oluşmaktadır. Dış çapraz bulaşıların oluşumu bazen varyeteler arası da gerçekleşe-bilmektedir. Örneğin ‘mısır ile darı’ arasında veya ‘pirinç, buğday ve arpa’ arasında da kendiliğinden çapraz bulaş-ma gerçekleşebilmektedir. Böylece genlerin tohum veya polenlerle yayılımı ve dağılımı ile geri dönüşü mümkün ve kolay olmayan ciddi değişimler yaşanmaktadır. Bunun sonucunda da doğal yerel veya endemik (ülkelere has) çe-şitlerin yitirilmesi, ya da karakter değiştirmesi riski yaşa-nabilmektedir. Hayvanlar ve balıklar arasındaki gen ak-tarımlarının kontrolsüz yayılışını sağlayan doğal kaçışlar, GD olmayan üyelerle diğerleri arasındaki bireysel temas-larla veya döllenmiş yavruların ileri nesillerdeki karışımı ile gerçekleşebilmektedir. Bunun sonucunda doğal çeşit-lerde kayıp, dolayısıyla biyoçeşitlilikte kayıplar veya deği-şimler ile sürdürülebilirlik açısından ciddi riskler doğabil-mektedir.

Ticari kaygı bilimsel gerçeklerinönüne geçerse…

Biyolojik kirlenmeye ve genetik olarak müdahale edil-miş ürünlerin toplum sağlığına ve çevreye etkileri ile ilgi-li olarak Genetik Endüstri Devleri durumunda olan firma-lardan birinin üst düzey yöneticisinin görüşleri şu sözle-rinde özetleniyor: “Bizim işimiz genetik olarak müdaha-le edilmiş ürünlerin güvenliğini sağlamak değil, bunların satılmasıdır. Bu ürünlerin güvenliği halk sağlığı birimleri-nin görevidir”. Bu durumda kaynak sahibinin yorumu çok anlamlı bulunmalıdır. Ticari kaygıların bilimsel gerçeklerin nasıl önüne geçtiğinin de göstergesi niteliğindedir.

Gen kaçışlarının insanlar üzerindeki etkileşimi, henüz çok iyi ve net olarak bilinmemektedir. Genellikle GD’li ürünle-rin ticari ilişkiler veya yardım desteği için gönderimleri, ya da tohum stoklarından transferlerle istem dışı kullanım-larının; GD olmayan türlere doğru, çiftçiler aracılığı ile is-tem dışı ve illegal olarak dağılımı söz konusu olabilmekte-dir. Eğer bir kez gen kaçışı başlamışsa, transgenik mater-yalin GD olmayan popülasyonlara bulaşması, ileriki jene-rasyonlara da aktarılacağından önlenemez hale gelmek-tedir. Bu sonuç, GD olan ve olmayan canlı toplulukları ara-sında da gelişecek ve ileriki nesillerde devam edecek olan çapraz bulaşı sonucu -döllenmelerle verimlilik de yüksek olduğundan-, daha da hızla yaygınlaşacaktır. Böylece ha-

>> Bugüne kadar tamamen ithalatçı beyanına dayanan bir uygulamayla, tonlarca GD ürün Türkiye’ye hiç bir kontrol yapılmadan ithal edilmiştir.

Page 75: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 73EKİM / 09

sarlı olan türevler de dahil olmak üzere aynı şekilde yayı-larak, yerel çeşitler zaman içinde tamamen yitirilecektir. Bu durum özellikle gelişmekte olan ülkelerde en çok dik-kat edilmesi gereken noktaların başında gelmektedir. Po-tansiyel gen kaçışlarıyla yerel çeşit ve türlerdeki gen kayıp-larının boyutları genetik kirlenme olarak nitelendirilmek-te olan bir duruma gelmiştir. Diğer ifade ile bir zamanla-rın yeşil devrim nitelemeleri, günümüzde genetik kirlen-me olgusuna dönüşmesi endişesini getirmektedir. Öz-gün tür ve çeşitlerin kaybedilmesi ve doğal coğrafik çeşit-lilik dağılımının etkilenmesi ve doğal yapının değişmesi, birçok türlerin (kuşlar, kelebekler ve diğer tozlayıcılar) si-linmesi gibi yansımaları da (günümüzde arılarda yaşanan sağlık sorunları ve ölümlerde olduğu gibi) sergilemekte-dir. GDO’lardaki gen değişimleri; çapraz kirlenme ve buna bağlı gelecek ve doğal rekabet kaygısı, geri dönüşümsüz değişimler, bunlara bağlı potansiyel riskler, gen kaçışları ve polen yayılımının önlenmesi, orijinal türler ve biyoçeşit-lilik karmaşası üzerinde oluşmuştur. Ayrıca; GD olmayan popülasyonu geri dönüşümsüz ve baskın etkileme güçle-ri, diğer bir ifade ile genetik kirlenme durumu ele alınarak tüm dünyada tartışılmaktadır.

Bunun yanında konunun sağlık boyutuyla ilgili uzantında yapılan pek çok araştırmada, hayvan denemeleriyle sapta-nan olumsuzluklar da artık sonuçlanmaya ve yayınlanma-ya başlamıştır. Bunlara göre GD’li ürünle besleme çalış-malarında, artan allerjik hassasiyetler, azalan vücut ağır-lıkları, organ külmeleri, ileriki nesillerde gözlenen kısırlık-lar saptanmış ve rapor edilmiştir. Öte yandan eğer çeşit-ler çiftçiler tarafından kültüre alınma durumunda ise, bu kez GD’li bitki veya hayvan varyeteleri ihmal edilme duru-munda kalarak, doğal döllenme ile genetik olarak çeşitlili-ğini büyük oranda kaybedebildiğine ilişkin veriler de elde edilmektedir. Bu doğrultuda geleneksel yayılımla pek çok çeşit, sonunda homojen etkileşim ürünü haline gelebile-cektir. Böylece doğal mutasyonların yayılımı yaşanarak, biyoçeşitliliğin sınırlanması ve sürdürülebilirliğin engel-lenmesi riski ile de karşılaşılabilecektir. Bunun da tarım-sal çiftlikler aracılığıyla gelişebilecek, ekosistem ve tarım-sal karakterlerin değişimlerine gidebilecek ve sonuç olarak bağımlılık, doğal kıtlık veya çevresel felaketlere varabilen sonuçlar doğurabileceği ileri sürülmektedir. Bu konudaki tartışmalar henüz tam açıklık kazanmamıştır. Bunun ev-rensel boyutta ne kadar süre kontrolsüz genetik değişim açısından tehlike sınırında olabileceği konusunda da kesin bilgiler verilememektedir. Bunun daha çok zararlı olabile-cek genin etkileşim gücüne göre değişebileceği bilinmek-tedir. Tersine, evcilleştirilmiş ve tarımı yapılan türlerin, do-ğal seleksiyonla hastalıklara dayanıklılık değerleri yüksek-se, bu kez lokal çeşitlerin canlılığını garanti etmek gibi bir fayda da sağlayabileceği ileri sürülmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde, küçük çiftliklerin yaygınlığı, gen kaçışların-da önleyiciliği engellemekte ve bir seri ekonomik önemde-ki hukuksal sorunlar yaşanmaktadır. Bu da gelişmiş ülkele-

rin önemli şirketleriyle kavgaların yaşanmasını kaçınılmaz kılmaktadır. GD bitki polenlerinin yayılımı ile ciddi kayıp-lar oluşmaktadır.

Sosyal, etik ve ekolojik açıdan tartışılansorunlar nelerdir?

Bunun dışında Terminatör gen olarak da adlandırılan kı-sır tohumların yaygınlaşması, çiftçilerin ürünlerinden ken-di tohumluklarını alamamasına neden olmakta ve ulusla-rarası tekellere sürekli bağımlılığı artırmaktadır. Bu ise pek çok ticari sorunları da birlikte getirmektedir. Ayrıca gen ak-tarılmış çeşitlerin patentlenmesi doğrultusunda da çeşit-li hukuksal, sosyal ve etik sorunlar şekillenmektedir. Bü-tün bunlara bir de uluslararası baskılarla yaşanan yönet-sel ve politik zafiyetler de eklenince, sorunlar ülkesel ve ev-rensel boyutlarda devleşecektir. Terminator bitki uygula-ması; biyolojik kalıtımın bir meta haline getirilerek, doğal yaşama el konulması sürecinin ulaştığı son nokta olarak tanımlanmıştır. Ayrıca gelişmekte olan ülkelerin genellik-le birkaç tarım ürününe dayalı dış satımlarında, gen kaçış-larına bağlı olarak ortaya çıkabilecek pazar kayıplarını to-lere edebilecek güçte olmadıkları ve GD olmayan ürünlere karşı mevcut tercihlerinin bu yüzden yoğun olduğuna iliş-kin savunmalar yapılmaktadır. Bu bakımdan bölgesel gi-rişlerinde genetik evolüsyona uğramamış ürünleri tercih etmeleri ve açık alan denemelerinden kaçınmaları öne-rilmektedir. Böyle bir stratejinin izlenmesi sonucunda da, seçilmiş pazarlara ulaşılabilmesi avantajı bakımından da ciddi sorunlar yaşanacaktır. Böylece ulusal tarım strateji-lerini ve doğal zenginlikleri kaybetme riski de ortaya çıka-

Page 76: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

74 Yıldızlar EKİM / 09

bilmektedir. Bütün bunların yanında kontrol sistemleri ve yasal yapılanmaların da bulunmayışı veya yetersizliği ile ithalatta sadece ticareti gerçekleştiren kuruluşların ege-men kılınması, olası riskleri ileriye yönelik geri dönüşüm-süz hale getirecektir.

Gen aktarımı işlemi sonucunda, yeni türler baskın karak-terler haline geleceğinden ve bitki polenlerinin doğal or-tamda kontrol dışı ve kilometrelerce uzaklara taşınabil-me özelliği bulunduğundan, bu kontrolsüz yayılımın gi-derek yaygınlaşan istem dışı türler haline gelmesine ve ekofloranın önemli ölçüde değişmesine neden olacaktır. Trakya’daki yerel ayçiçeği çeşitlerinin kaybı, buğdayımız-daki yerel çeşit kayıpları, yerli mısırımız ve domatesimizin kayıpları, bu risklerin yansımalarına ilişkin örnekler olarak gösterilebilir.

Günümüzde biyolojik tarımın önemli dayanağı olan Ba-cillus thuringiensis’den (Bt) elde edilen bir böcek öldürü-

cü (insektisit) toksik genin, transgenik bir bitkinin doku-larında üretilme riskiyle yaşıyoruz. Bu kaygı gerçekleşir-se, seleksiyonda baskı yaparak hedef böceklerin duyarsız-laşması sonucunu beraberinde getirebileceğinden de söz edilmektedir. Oysa bu transgenik ürün tohumlarını alan çiftçilerin, ürünlerinin verdiği yeni tohumları tarlalarına ekme hakları yok. Bu bir nevi sözleşmeli kısırlık olarak ta-nımlanabilir. Komşusundan tohum alan çiftçinin önünde ise, türün patent ile korunuyor olmasından dolayı bir de hukuki kısırlık vardır. Bunun yanında üretici firmalar ayrı-ca tarımsal mücadele ilaçlarını da kendileri üretmekte ve tohum alan çiftçiye başka bir ilaç kullanımını yasaklamak-tadırlar. Bunlarla da belirli başka bir bağımlılık yaratılmak-tadır.

Toplumsal sorumluluk anlayışı ve yaklaşımları açısından durum nedir?

Biyoteknolojik işlem ve ürün bazında; virüsler, bakteriler ve diğer her türlü canlı organizmalar kullanılarak yapılan geniş aralıklı genetik çalışmaların gen kaçışlarıyla olan so-nuçlarının, tarımı büyük ölçüde ve güçlü bir şekilde etki-leyeceği ileri sürülmektedir. Ayrıca gen kaçışlarının ne-gatif sonuçlarına bağlı olarak gelişebilecek bir ekonomik veya sosyal zararlanmalar söz konusu olduğunda, birinin bu sorumluluğu mutlaka üstlenmesi gerektiği, bunun da mal sahibi olması gereği ifade edilmektedir. Bu, mülkiye-tin riski durumu olarak değerlendirilmelidir. Bununla bir-likte; çevresel olaylarda “Kirleten öder” ilkesi benimsen-melidir. Her ne kadar tarımda, genellikle saf ürünlerin üre-tildiği tarlaların, diğerlerinden yeterince ayrılarak korun-ması (sığınak zonu uygulaması) sorumluğu üreticiye ait-se de, yine gen kaçışları nedeniyle geleneksel ve organik tarım alanlarının dahil olduğu tarlalar bakımından Mek-sika, ABD ve Kanada’da ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Bu durumda da gen aktarımlı ürün tedarikçileri, sorumlulu-ğu kabul etmekte isteksiz davranmaktadırlar. GDO ve GD ürünlere karşı Amerikan Gıda İlaç İdaresi (FDA) ise, AB’den daha hoşgörülü davranmaktadır. Bu konu internet orta-mında da çeşitli kuruluşlarca tartışılmakta ve sorgulan-maktadır.

FAO-Biyoteknoloji Komisyonu’nun7. Forum’unda tartışılan konular

FAO- Biyoteknoloji Komisyonu’nun 31 Mayıs–5 Temmuz 2002 tarihleri arasındaki 7. Forum ‘unda; GD tohumlar, or-man ağaçları, balık veya diğer hayvanlar da dahil olmak üzere çeşitli canlı gruplarının potansiyel önemleri, GD ol-mayan türler üzerindeki olası etkileşimleri ve bu üretim-lerin gelişmekte olan ülkeler üzerindeki etkileri ele alına-rak tartışılmıştır. Bu bağlamda “Saflıkla – kirlenme arasın-

>> 11 Avrupa ülkesi, GDO’lu tarım ürünlerini tüketmekten vazgeçerek, yasakladılar.

Page 77: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 75EKİM / 09

daki bir açılımla, çeşitliliği genetik olarak etkileyen gen ka-çışları sonucunda, geleneksel ve doğal florayı kayıp boyut-lu ve derinden etkileyerek tarımsal çeşitliliğe yol açacaktır” sonucuna varılmıştır. Bu bakımdan GD bitki ve hayvanlar-dan ekosisteme gen kaçışları potansiyelinin etkileşim gü-cünün genetik açıdan biyoçeşitliliğe etkileri; türler içi, tür-ler arası ve bunların toplumsal ve toplumlar arası boyut-ları olmak üzere 3 temel açıdan ele alınmalıdır. Söz konu-su risklerin ortadan kaldırılması açısından, bu tehlikelerin sınırlandırılması yönünde çalışılmalıdır. GD’lerden, GD ol-mayan canlılara doğru gen kaçış transferlerindeki sorun-lar; ekolojik, politik, ekonomik, sosyal ve patojenik (hasta-lık yapma özelliğindeki) yansımalarıyla ele alınarak, çev-re açısından risk yönetimi yaklaşımıyla ilgili diğer etkile-şim problemleri incelenmelidir. Temel elementler 8 ana alt tema halinde özetlenmiş, kapsamlı boyutlarla tartışıl-mıştır. Tartışmaların odak noktası olan tohum sektörü ile ilgili gen kaçışları ile orman ağaçlarından hayvanlara ka-dar uzanan etkileşim zinciri; politikaları üretenler, tüketi-ciler ve araştırıcılar boyutlarıyla irdelenmelidir.

Yaşanabilecek sorunların felakete dönüşmemesi için yapılması gerekenler

Ayrıca tüketici bilinçlendirme çalışmaları ile toplumsal ka-tılım ve duyarlılık, tüketici tepkisi canlı tutulmalıdır. Bilim-sel, sosyo-kültürel konuların iç içe bir karışımı niteliğinde-ki bu değerler, doğal genetik kaynakların ileriki dönemler-de kayba uğramamasını ve korunmasını sağlamak üzere, birbiri içinde yok edilecek şekilde karmaşa yaratılmama-lı ve bu konuda daima uyanık davranılmalıdır. Buna göre; özellikle GD uygulamalarına ilişkin baskıların yoğunlaştı-ğı bölgelerde çiftçiler, yerel çeşitleri kullanmaya özendiril-melidir. Gelişmekte olan ülkeler için çok önemlidir ve do-ğal genetik kaynakların korunmasına öncelik verilmelidir. Bazı görüşlere göre; “GDO’lar doğrudan zarar vermeyebi-lir, fakat çevreyi işgal ederek çevresel yıkıma yol açar.” Bu ise, konuya yönelik hassasiyeti gerektirmektedir. Organik tarım açısından en hassas konu olan gen kaçışı, verebile-ceği zararlar nedeniyle bu alanlarda GDO’ların kullanımı-na izin verilmez. Bu bakımdan en kapsamlı belirleyici ta-ramalar bu bölgeler için planlanmalıdır. Bu konuda Avru-pa Birliği bünyesinde ciddi yasal ve kontrol boyutlu yapı-lanma ve yasal güncelleme gelişimleri, etiketleme zorun-luluğu getirilmiştir. Yine çeşitli uluslararası organizasyon-lar tarafından konu hassasiyetle ele alınmakta ve ileriye yönelik yaşanabilecek olumsuzlukların bir felakete dönüş-memesi açısından stratejik ve sistematik önlemler gelişti-rilmesine ve uygulanmasına yönelik çalışılmaktadır. Bir di-ğer önemli etkileşim, akıllıca geliştirilmiş yasal yapılanma-larla patent sahiplerinin zorlanmaları şeklinde olmalıdır. Bu bakımdan Risk Yönetimi anlayışı ile olaylara yaklaşıl-maktadır; son ürünü, tarlaya kadarki geçmişinde sorgula-yabilen bir izleme sistemi kurulmuştur. Ayrıca yasal yapı-lanmada tüm bileşenlerin (tarım yapanlar, akademisyen-ler, yasa koyucular, sağlık otoriteleri, sivil toplum örgütle-

ri, medya mensupları, vb.) katılımcılığı ve etkinliği sağlan-makta ve tüketiciyi bilgilendirmede şeffaflık ilkesine çok büyük bir özen gösterilmektedir. Riski sorgulayan bir yak-laşımla karar verilmektedir.

Ekolojik ve geleneksel tarım yöntemleri ile kıyas-landığında durum nedir?

Türkiye ekolojik koşulların uygunluğu ve zengin doğal gen kaynaklarının varlığı nedeniyle tarımsal sürdürülebilirliği sağlayabilmek açısından şanslı konumdadır. Bu şansını da yitirmemesi açısından geleneksel ve organik tarıma ağır-lık vermeli, bu kulvarlarda ve pazarlar da etkin hale gele-bilmeyi başarmalıdır. Tarımsal verimliliği artırmaya yöne-lik gelişmiş tarımla, geleneksel tarım uygulamalarını güç-lendirmeli ve bu alandaki uzmanların birikimlerinden ya-rarlanmaya özen göstermelidir. Tarımsal alandaki araştır-malar desteklenmeli ve dış güdümlerle yönlendirilen bir tarım politikası uygulamaktan vazgeçilmelidir. Ekolojik ta-rım ürünlerinin iç ve dış pazarlarda gördüğü itibardan ya-rarlanmak üzere, bu alandaki teşvikleri artırarak, genelsel uygulamaları geliştirmeye ve güçlendirmeye yönelik stra-tejileri gerçekleştirmeye yönelmelidir. Ekolojik ürünlerin geliştirilmesi ve fiyatlarının erişilebilir hale getirilmesini sağlayacak ulusal stratejiler geliştirilmelidir. Böylece ülke ekonomisi, ekolojisi ve tüketici sağlığı açısından da olum-lu gelişmelere hizmet sağlanmış olacaktır. Bunun yanında gelecek nesillere karşı da sorumluluklar yerine getirilecek-tir. Bütün bu yaklaşımlar teknolojik gelişimleri objektif ola-rak izleyebilme ve bilimsel gelişimlerden yararlanabilme erdeminde olarak katılımcılığın özünü oluşturmaktadır.

Ulusal tarım politika ve stratejisi oluşturulup – korun-madan, yeterli kontrol, güvenlik önlemi, yasaklayıcı ya da kısıtlayıcı önlemler alınmadan ve gerçekçi bir ya-sal yapılanma kurulup tam olarak işlerliği sağlanma-dan, bu ürün ve hammaddeler Türkiye’ye girmeye de-vam ederse, tüketici sağlığı ve çevre güvenliği korun-mamış olacaktır. Olay çok uluslu şirketlerin daha fazla para kazanma hırsından kaynaklanmaktadır. Sonuç ola-rak tüm ülke ekolojisi ve canlı sağlığı tehdit ve risk altı-na girmektedir. II

*Bu çalışma ‘Topal R.Ş. Tüketici Çevre ve Tarım Güvenliği Açısından

Transgenik Ürünler. Gıda Bilimi ve Teknolojisi Dijital Dergisi. 6, (29),

4-21, Ekim-Kasım 2005. www.puntoyayin.com yayınından güncellene-

rek hazırlanmıştır.

>> GD tarım ürünleri, 11 gelişmekte olan ve 7 endüstrileşmiş ülkede ekilmektedir.

Page 78: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

76 Yıldızlar EKİM / 09

Avrupa Komisyonuna bağlı olarak yütürülen ve kısa adı ESSPD olan “Daha Güvenli Avrupa Okulları Or-taklığı Geliştirme” Comenius 3 Ağ projesinin ama-cı; Demokratik Yurttaşlık Eğitimi ve şiddeti engelle-me üzerine çalışan, belirli bir bilgi ve uygulama be-cerisine sahip kuruluşlardan, öğretmen yetiştiren üniversite ve dengi kurumlardan ve okullardan olu-şan gruplar aracılığıyla “Şiddetin Olmadığı Demok-ratik Okullar için Avrupa Sözleşmesi”nin (Europe-an Charter for Democratic Schools without Violen-ce) proje ortağı olan ülkelerde hayata geçirilmesidir.

Avrupa Komisyonu, 2002 yılından itibaren Avrupa okullarında şiddetin azaltılarak demokrasinin yer-leştirilmesine yardımcı olmak için yeni oluşumlara destek vermeye başlamıştır. Bu kapsamda 25 Avru-pa ülkesinden öğrenci ve öğretmenlerin katılımıyla “Şiddetin Olmadığı Demokratik Okullar için Avrupa Sözleşmesi” kaleme alınmış ve yine Avrupa çapında 82 okul öğrencisi tarafından elektronik referandum ile oylanıp kabul edilmiştir. Avrupa Birliği Bakan-lar Konseyi tarafından resmen kabul edilip okullar-da uygulanması tavsiye edilen sözleşme, aşağıda-ki posterde yer alan 7 maddeden oluşmaktadır. Söz-leşmenin yerleştirilmesi ile okullarda şiddetin olma-dığı, demokratik yaşam biçiminin benimsendiği bir kültür oluşturulması hedeflenmektedir.

European Safer Schools Partnership Development (ESSPD)

DAHA GÜVENLİ AVRUPA OKULLARI ORTAKLIĞI GELİŞTİRME

(Comenius Ağ Projesi Avrupa Komisyonunun Ref: 230211-CP-1-2006-1-UK numaralı ödeneği ile yürütülmektedir)

>> 25 Avrupa ülkesinden öğrenci ve öğretmenlerin katılımıyla “Şiddetin Olmadığı Demokratik Okullar için Avrupa Sözleşmesi” kaleme alınmış ve yine Avrupa çapında 82 okul öğrencisi tarafından elektronik referandum ile oylanıp kabul edilmiştir. haber, BURCU POLAT

Page 79: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 77EKİM / 09

Ekim 2006-Ekim 2009 arasındaki üç yıllık dönemi kapsayan projenin hedef grubu; öğrenciler, oku-lu destekleyen temel aktörler, veliler, okul çalışan-ları ve öğretmen yetiştirenler, okul paydaşları, şid-det, suç önleme temel görevi olan başta polis olmak üzere diğer kuruluşlardır.

Proje ortakları

Uluslararası koordinatörlüğünü Londra Metropoli-tan Police kurumunun yaptığı projenin ortakları İr-landa, Finlandiya, İsveç, Bulgaristan, Fransa, İtalya, Romanya, Polonya ve Türkiye’dir. Projenin Türkiye resmi ortağı Yıldız Teknik Üniversitesi’dir. Projede Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri öğretim elemanla-rından Prof. Dr. Ali İlker Gümüşeli, Yrd. Doç. Dr. Er-kan Tabancalı, Yrd. Doç Dr. Nermin Çiftçi Arıdağ ve Arş. Gör. Zuhal Zeybekoğlu Çalışkan görev almakta-dır. Projeye ilişkin detaylı bilgi www.esspd.org adre-sinden alınabilir.

Proje’nin yerel ortakları, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Bölümü, İstanbul’dan beş okul ve YÖRET Vakfı’dır. Ayrıca başta Üsküdar Çocuk Şube Müdür-lüğü olmak üzere Sarıyer İlçe Emniyet Müdürlüğü ve Adile Sadullah Mermerci Polis Meslek Yüksek Okulu ile bağlantılar kurulmuştur. Proje okullarındaki ça-lışmaların devamı ve sözleşmenin daha fazla okula ulaşması için Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hiz-metleri Şube Müdürü Sayın Güner Ergenç ile yapı-lan çalışmalar devam etmektedir.

Şiddetin azaltılması ve demokrasininyerleştirilmesi

Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi (Beşiktaş), Halil Ve-dat Fıratlı İlköğretim Okulu (Yeşilköy), İbni Sina İl-köğretim Okulu (Bakırköy), Mecidiyeköy Lisesi (Me-cidiyeköy) ve TEB Ataşehir İlköğretim Okulu (Ataşe-hir) olmak üzere beş okulda, proje çerçevesinde söz-leşmenin yerleştirilmesi için çeşitli çalışmalar yapıl-maktadır. Öncelikle beş okulda ihtiyaç analizi çalış-ması yapılarak, okullarda sözleşmenin yerleştirilme-sinde temel teşkil eden şiddetin azaltılması ve de-mokrasinin yerleştirilmesi için yapılması gereken-ler belirlenmiştir. Sonrasında ise her okul için eylem planları hazırlanmıştır. Eylem planlarında yer alan çalışmalardan bazıları şunlardır: Okul el kitapçıkla-rının hazırlanması, okulda faaliyet gösteren kurul-ların işlerliğinin arttırılması, çocuk hakları, çocuk is-tismarını önleme gibi konularda okul meclisi çalış-maları, veli ve öğretmenler için demokrasi ve şid-

det konusunda bilgilendirici seminerler, demokrasi temalı öğrenci yarışmaları (şiir, resim ve kısa öykü), ders planları ve materyallerine demokrasi kavramı-nın entegre edilmesidir. Uygulamada okullara des-tek vermek amacıyla, okullarla belirli aralıklarla top-lantılar düzenlenmektedir.

Seminerler ve toplantılar

Proje kapsamında, Eylül 2007 ile Mart 2009 arasın-daki dönemi kapsayan süreçte altı uluslararası se-miner düzenlenmiştir. Bu toplantılardan ilki 27-30 Eylül 2007 tarihleri arasında Wojkowice (Polonya) şehrinde gerçekleştirilmiştir. Bu toplantıda proje sü-reci tartışılmış, Polonya’da okullarda şiddet konu-sunda faaliyet gösteren kurumlardan bilgi alınmış ve okul ziyaretleri yapılmıştır. Projenin ikinci top-lantısı ise 1-6 Aralık 2007 tarihleri arasında Rousse (Bulgaristan) şehrinde yapılmıştır. Her ülke, ihtiyaç analizi çalışmalarının sonuçlarını sunmuştur. Ayrıca yine aynı toplantıda şiddet konusunda seminerler verilmiş ve okul ziyaretlerinde bulunulmuştur.

Aralık 2007 ve Ocak 2008 dönemlerinde, projede yer alan okullara Comenius Çok Taraflı Okul Ortaklığı Projeleri Geliştirme eğitimi verilmiştir. Bu eğitimler-de okullara, proje geliştirme sürecine ilişkin detay-lı bilgi verilmiştir. Sonrasında ESSPD Ağ Projesinin bir çıktısı olarak, her okulun projenin temel konula-rı olan şiddetin azaltılması ve demokrasinin yerleşti-rilmesi konularıyla ilişkili Comenius Çok Taraflı Okul Ortaklığı projeleri geliştirmeleri sağlanmıştır. Pro-jenin Timisiora (Romanya) şehrinde 28-31 Ocak ta-rihlerinde yapılan üçüncü uluslararası toplantısına proje ortağı her ülke, yerel ortamda çalıştığı okulla-rı davet etmiştir. On ülkeden okulun katılımıyla Co-menius projelerine son hallerini verilmiştir. Geliştiri-len projeler Ulusal Ajans tarafından başarılı bulun-muştur ve Eylül 2008’de okullar proje çalışmalarına başlamıştır.

Projenin uluslararası dördüncü toplantısı, 10 ülke-den 55 kişinin katılımı ile 25-27 Mart tarihleri arasın-da İstanbul’da yapılmıştır. Eğiticinin eğitimi semi-

>> Okullarda şiddetin olmadığı, demokratik yaşam biçiminin benimsendiği bir kültür oluşturulması hedeflenmektedir.

Page 80: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

78 Yıldızlar EKİM / 09

nerleri, bu toplantıda da devam etmiştir. Katılımcı-lar farklı ülkelerden gelen eğitmenler eşliğinde, şid-detin önlenmesi ve azaltılması konularında grup ça-lışmaları yapmıştır. Benzer çalışmalar, projenin 5-7 Mayıs tarihleri arasında Corato (İtalya) şehrinde ya-pılan altıncı toplantısında da devam etmiştir. Bu toplantıda ayrıca, her ülkede hazırlanan eylem plan-ları sunulmuş ve değerlendirilmiştir. Kasım ayında

Bordeaux (Fransa) şehrinde yapılan toplantıda da, proje süreci değerlendirilmiştir. Bu toplantıda, ortak ülkelerde demokratik yurttaşlık eğitimi konusunda yapılan çalışmalar sunulmuş ve okullarda demokra-tik bir yaşam biçiminin benimsenmesi için yapılma-sı gerekenler tartışılmıştır.

Proje çerçevesinde geliştirilen eylem planlarının uy-gulama ve izleme çalışmaları okullarda devam et-mektedir. Ayrıca ilk yıl beş okul için yapılan Come-nius Çok Taraflı Okul Ortaklığı Projeleri Geliştirme çalışmaları, 2009 dönemi için de tekrarlanmıştır. Projeye yeni beş okul (Fatih Akşemsettin İlköğretim Okulu, Gaziosmanpaşa Yildız Tabya İlköğretim Oku-lu, Küçükçekmece Nasreddin Hoca İlköğretim Oku-lu, Kağıthane Anadolu Lisesi ve Şişli Mehmet Pisak Lisesi) daha dahil edilerek ESSPD Comenius Ağ Pro-jesi çerçevesinde proje geliştiren okulların sayısı 10’a yükseltilmiştir. II

>> Proje çerçevesinde geliştirilen eylem planlarının uygulama ve izleme çalışmaları okullarda devam ediyor.

Page 81: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 79EKİM / 09

Page 82: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

80 Yıldızlar EKİM / 09

Davutpaşa Yerleşkesi’nde yeni yapılan kapa-lı spor salonu Rektör Prof. Dr. İsmail YÜKSEK ta-rafından 2009 yılı Nisan ayında hizmete açılmış-tır. Spor salonumuz 2500 m2 alana oturmakta ve içerisinde basketbol, voleybol, hentbol, korf-bol ve futsal maçlarının yapıldığı ana salon ile

çeşitli amaçlara uygun çalışma yapılmasına ola-nak veren üç ayrı salon bulunmaktadır. Bu salon-ların biri dans ve bale gibi çalışmaların yapılma-sına uygun aynalı salon, ikincisi ise masa tenisi çalışmalarının ve müsabakalarının yapılmasına imkan verecek özellikte, üçüncü salon ise güreş

YENİ SPOR SALONUMUZÜNİVERSİTEMİZİN HİZMETİNDE>> Sporcu öğrencilerimize, Yıldız Teknik Üniversitesi Vakfı tarafından 2009-2010 öğretim yılında başarı bursu verilecektir.YRD. DOÇ. DR. M. ÜMİT GÜMÜŞAYSPOR ETKİNLİKLERİ KOORDİNATÖRÜ

Page 83: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 81EKİM / 09

ve uzak doğu sporlarının yapılmasına imkan ve-recek şekilde düzenlenmiştir. 3 antrenman salo-nu, 10 ayrı soyunma odası ve bir hakem odası bu-lunmaktadır. Ayrıca, salonumuzda ses sistemi ve kablolu/kablosuz internet bağlantısı bulunmak-tadır.

Spor Etkinlikleri Koordinatörlüğü kuruldu

YTÜ Spor Etkinlikleri Koordinatörlüğü, Beden Eği-timi Bölümü ve Sağlık Kültür ve Spor Daire Baş-kanlığı ile Birlikte YTÜ Öğrencilerinin beden ve ruh sağlığının korunmasına yönelik spor etkin-liklerinin düzenlenmesi, yönetilmesi, Üniversite-mize ait spor alanlarının verimli kullanılmasının sağlanması ve Üniversitemizde çalışan perso-nelimizin spor tesislerimizden yararlanabilmesi, spor tesislerimizin bakımı, yönetimi ve yeni tesis-lerin yapılması için araştırmaların koordine edil-mesi için kurulmuştur. Koordinatör olarak İnşa-at Fakültesi öğretim üyelerimizden Yrd. Doç. Dr. Ümit Gümüşay görevlendirilmiştir.

Spor etkinliklerinin daha iyi duyurulmasını sağ-lamak için http://www.ytuspor.yildiz.edu.tr web sitesi yapılmıştır. Web sitesinde spor salonunun fotoğrafları ve salon hakkında daha fazla bilgi-yi bulmak mümkündür. Spor salonunun 3 boyut-

lu modelinin oluşturulması ve coğrafi bilgi siste-minin yapılması için Harita Mühendisliği Bölümü öğrencilerine bitirme çalışmaları hazırlatılmıştır. Yrd. Doç. Dr. Ümit GÜMÜŞAY’ın yönettiği lisans bitirme çalışması yapan Gözde ÇELEBİ 3DMax programı ile Yeni Kapalı Spor Salonu’nun 3 bo-yutlu modelini oluşturmuştur. Bu çalışmanın web’den yayınlanma süreci devam etmektedir.

Kapalı spor salonunda Beden Eğitimi Bölümü okutmanları Okutman Erşan EKMEKÇİ ve Selim AKBIYIK’ın desteği ile üniversite personeli arasın-da futsal, basketbol ve voleybol turnuvaları dü-zenlenmektedir.

Lisanslı Sporculara Burs

Spor Etkinlikleri Koordinatörlüğü’nün başvurusu ile Yıldız Teknik Üniversitesi Vakfı tarafından spor-cu öğrencilerimize 2009-2010 öğretim yılında ba-şarı bursu verilecektir. Branşında milli sporcu olan, milli takım kampına çağrılmış olan ya da takım sporlarında yıldız-genç seviyesinde 4 yıl oynamış olan ve halen spora devam öğrencilere on ay sü-reyle burs imkanı sağlanacaktır. Öğrencilerin ilgili branşta Yıldız Teknik Üniversitesi’nde faaliyete ka-tılma zorunluluğu vardır. Başvurular Spor Ekinlikle-ri Koordinatörlüğü’ne yapılacaktır. II

Page 84: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

82 Yıldızlar EKİM / 09

1960’larda şehirlerdeki hava kirliliği insan sağlığını teh-dit eden önemli bir konu haline gelmişti. Ben genel ola-rak çevresel konularla, özellikle de hava kirliliği konu-suyla ilgileniyordum. Çevreyi hiç ya da neredeyse hiç kirletmeyecek olan bir yakıt bulmak umuduyla, olası araç yakıtları üzerinde çalışmaya başladım. Gazohol-lerin yanı sıra (benzin ve metanol ve/veya etanol karı-şımları), özellikle metanol, etanol, amonya ve hidroje-ni inceledim. Ulaşımda kullanılacak yakıt araştırmam 5 yıl sürdü. Elde ettiğim sonuca göre, hidrojen en temiz, aynı zamanda da en etkili yakıttı. CO, CO2, SOx, hidro-karbonlar, is veya parçacıklar oluşmasına sebep olmu-yordu. Oksijenle yanma olduğunda, hidrojen NOx olu-şumuna da sebep olmuyordu. Havada yanacak oldu-ğunda, ancak o zaman biraz NOx ortaya çıkıyordu.

Enerji krizi

1973’lerin başında, enerji krizi patlak verdi. Ortadoğu’da petrol üreten ülkeler petrol ihracatını durdurdular. Dünya ekonomisi neredeyse durma noktasına geldi. Bazı fabrikalar durdu ve/veya yarı zamanlı olarak çalış-maya başladı. Ulaşım da bu durumdan olumsuz etki-lenmişti. Benzin istasyonlarının önünde uzun kuyruk-lar, caddelerde çok az sayıda araba vardı. Hava trafiği de azaltılmıştı.

Temiz Enerji Araştırma Enstitüsü

Her zaman mühendisler ve bilim insanlarının in-sanlığı ve dünyayı etkileyen sorunlara çözüm üret-meleri gerektiğini savunduğumdan, 1973’te, Miami Üniversitesi’nde Temiz Enerji Araştırma Enstitüsü’nü (CERI) kurdum. Bu enstitünün amacı, enerji sorununa çözüm ya da çözümler üretmekti. Böylelikle dünya eko-nomisi işlerliğini sürdürecek ve insanoğluna yüksek ya-şam standartları sunacaktı. Enstitünün bir diğer ama-cı da kirliliğe yol açmayan, bitkiler, hayvanlar ve insan-

HİDROJEN UYGARLIĞININDESTANI

>> Yenilenebilir enerji kaynakları, güneş var olduğu sürece – beş milyar yıl daha – var olacaktır. T. NEJAT VEZİROĞLU / BAŞKAN, ULUSLARARASI HİDROJEN ENERJİSİ KURUMUTEMİZ ENERJİ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ, MİAMİ ÜNİVERSİTESİ

Page 85: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 83EKİM / 09

ların yaşam alanlarına ve dünya adlı gezegenin çevresi-ne zarar vermeyecek temiz enerji yöntemleri bulmaktı.

CERI ciddi olarak çalışmalarına başladı. Hızlıca bütün olası temel enerji kaynaklarına baktık: Güneş ve rüz-gar enerjisi; akıntılar, dalgalar, gelgitlerin ürettiği ener-ji; jeotermal enerji, nükleer üreticiler ve termonükleer enerji. Hepsi de fosil yakıtlarından çok daha temizdi ve daha uzun süreliydi. Fosil yakıtlarını 1860’larda, Sana-yi Devrimi’nin ilk zamanlarında kullanmaya başlamış-tık. Önce kömür kullandık, sonra petrol ve daha sonra da doğalgaz kullanmaya başladık. Petrol şirketleri sıvı haldeki fosil yakıtlarının birçoğunun 2060’a kadar tü-ketilmiş olacağını tahmin ediyorlar. CO2 salınımına bir çözüm getirildiği takdirde, kömür, katran kumu ve killi şist petrolü 100 yıl daha var olabilir. Ancak, yenilenebi-lir enerji kaynakları, güneş var olduğu sürece – beş mil-yar yıl kadar daha – var olacaktır.

Hidrojen Enerjisi Sistemi

Her ne kadar bu temel enerji kaynakları fosil yakıtlar-dan daha uzun süreli ve daha temiz olsa da hiç kulla-nışlı değildi. Nükleer enerji dışındaki diğer kaynaklar saklanabilir ya da taşınabilir de değildi. Yine deniz ula-şımında kullanılan nükleer enerji dışında hiçbir kaynak, ulaşımda yakıt olarak kullanılamazdı. Belli ki bu soru-nu çözmek için, bu temel enerji kaynaklarını kullana-rak sentetik bir yakıt üretmemiz gerekmekteydi. 10 yıl-lık (1962 – 1972 yılları arasındaki) çalışmamın ve araş-tırmamın sonucu olarak hidrojenin en iyi sentetik yakıt

olabileceğini biliyordum. Hidrojen en hafif, en verimli, en temiz ve ulaşım için en iyi yakıttı. Ortaya çıkan ener-ji sistemine “Hidrojen Enerjisi Sistemi” ya da “Hidrojen Ekonomisi” adını verdim, çünkü enerji ekonominin lo-komotifidir. Bunun fosil yakıtlarındaki azalmaya ve bu yakıtların küresel çapta yol açtığı küresel ısınma, ik-lim değişimi, ozon tabakasında seyrekleşme, asit yağ-murları, hava kirliliği, petrol sızıntıları v.b. gibi çevre-sel sorunlara karşı en iyi çözüm olacağından emindim. Emin olduğum bir şey daha vardı: Er ya da geç, Hidro-jen Enerji Sistemi’nin günümüzde kullanılan fosil yakıt sisteminin yerini alması kaçınılmazdı.

Hidrojen Ekonomisi Miami Enerji Konferansı

Bu çözümle ilgili bilimsel camiayı bilgilendirmek ve onlardan dönüş almak amacıyla, Hidrojen Ekonomisi Miami Enerji Konferansı (THEME) adlı uluslararası bir konferans düzenlemeye karar verdim. Washington’a gittim ve Ulusal Bilim Kurulu’nda fikrimi açıkladım.

>> Bizi “Hidrojen Romantikleri” adıyla etiketleyerek, olmayacak şeylerin hayalini kurduğumuzu söylediler.

Page 86: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

84 Yıldızlar EKİM / 09

Onlar da Temiz Enerji Araştırma Enstitüsü’ne konfe-ransı düzenlemesi için 70.000$ verdiler. Enerjiye dair ve genel olarak çevresel sorunları çözmekle ilgilenen ve ilgilenebilecek olan ne kadar bilim insanı varsa hep-sine broşürler ve mektuplar gönderdik. Konferansı en kısa zamanda, yaklaşık sekiz ayda düzenleyebilmek için gece gündüz çalıştık.

Bilim adına bir dönüm noktası olacak THEME konfe-ransı, 18 Mart 1974’te Miami Beach’teki Playboy Plaza Oteli’nde seksene yakın ülkeden gelen 700 kişinin ka-tılımıyla başladı. Açılış konuşmamda Hidrojen Ener-ji Sistemi’ni fosil yakıtların tükenmesi ve bu yakıtların kullanımının küresel çevre sorunlarına yol açmasının tek kalıcı çözümü olarak tanıttım. Açılış konuşmam-dan sonra farklı ülkelerden ona yakın bilim insanı yanı-ma gelip şöyle diyordu: “Sayın Veziroğlu, size katılıyo-ruz, gerçekten de Hidrojen Enerji Sistemi fosil yakıtların yerini alabilecek en iyi olası sistem.” Aynı günün akşa-mında, bu kişilerle otelin çatı katında toplandık. Adla-rı daha sonra “Hidrojen Romantikleri” olarak anılan bu

on bir bilim insanı, dünyanın hemen her bölgesini tem-sil ediyorlardı. Bu temsilciler, Mısır ve Arabistan’dan Hussein K. Abdel-Al, İngiltere ve Avustralya’dan John O’M Bockris, Amerika’dan William J. D. Escher ve William D.Van Vorst, İtalya ve Avusturya’dan Ce-sare Marchetti, Venezuela’dan Anibal R. Martinez, Japonya’dan Tokio Ohta, İsviçre’den Walter Seifritz, Türkiye ve Amerika’dan T. Nejat Veziroğlu, Almanya ve Amerika’dan Kurt H. Weil ve Amerika’dan Robert M. Zweig’di. Otelin çatı katında hararetli, ama bir o kadar da ölçülü bir tartışma vardı. Hidrojen Enerji Sistemi fik-rinin artık zamanının geldiği konusunda herkes hem-fikirdi. Bu, kullanılmakta olan yakıtların tükenmesinin kalıcı çözümüydü. Daha sonra resmi bir kuruluşa ge-reksinim olup olmadığı tartışması başladı. Önceleri sa-dece bu topluluğun konu ettiği, daha sonra ise kaçınıl-maz ve evrensel hale gelen Hidrojen Enerji Sistemi’nin savaşını sürecek bir kurum kurulması konusunda en çok ısrarcı olan kişi Venezuela’dan Anibal Martinez’di, ki kendisi petrol karteli OPEC’in de kurucularından bi-

Page 87: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 85EKİM / 09

riydi. Bu da ironik bir durumdu; çünkü Martinez OPEC’i çürüten bir örgütün kurulmasını teklif ediyordu.

Uluslararası Hidrojen Enerjisi Dergisi

Çatı katı toplantısının bir sonucu olarak, 1974’ün son-larında Uluslararası Hidrojen Enerjisi Kurumu (IAHE) kuruldu. Ben (Nejat Veziroğlu) IAHE’nin başkanı ola-rak seçildim, William J.D. Escher genel sekreter seçildi ve Hidrojen Romantiklerinin birçoğu da Yönetim Ku-rulunu oluşturuyordu. IAHE büyük bir istekle işe koyul-du. 1975’te iki tane bülten yayımladık. Hidrojen Enerji-siyle ilgili bilimsel bir dergi çıkarmak için bazı görüşme-ler yaptık ve Pergamon Press yayıncımız olmayı kabul etti. Uluslararası Hidrojen Enerjisi Dergisi’nin ilk sayısı Ocak 1976’da yayımlandı. İlk üç yıl dergimiz üç ayda bir çıkıyordu. 1979’da iki ayda bir, 1982’de ise ayda bir çıka-rılmaya başlandı. Bu yıl, dergi 18 sayı çıkarılacak. Ocak 2008’den beri dergi, önemi gittikçe artan Hidrojen Ekonomisi’nde gündemi yakalayabilmek için iki hafta-da bir çıkarılıyor.

Dünya Hidrojen Enerjisi Konferansları Bienali

Hidrojen Enerjisi için dünya çapında bir platform oluş-turmak amacıyla Dünya Hidrojen Enerjisi Konferansla-rı Bienali (WHECs) düzenlemeye karar verdik. İlki Mİa-mi Beach’te olmak üzere, Zürih, Tokyo, Pasadena, To-ronto, Viyana, Moskova, Honolulu, Paris, Cocoa Ada-sı, Stutgart, Buenos Aires, Pekin, Montreal, Yokoha-ma, Lyon ve Brisbane’de bienaller düzenledik. Gele-cek WHEC konferansları 2010’da Almanya Essen’de ve 2012’de Kanada Calgary’de düzenlenecek.

Elbette ki hiçbir teknoloji, standartlar olmadan kök salamaz ve evrensel olan hiçbir teknoloji uluslarara-sı standartlar olmadan kurulamaz. İsviçre’den Gustav Grob, merkezi Cenevre’de olan ISO’ya başvurarak Hid-rojen Enerjisi Teknolojileri için uluslararası standartlar getirmeleri talebinde bulundu. Oluşturulan bir komite standart hazırlamakla görevlendirildi. Altı yıl önce do-kuz tane Uluslararası Hidrojen Enerji Teknolojileri stan-dardı belirlendi ve halen bu konu üzerinde çalışmaları-mız devam ediyor.

UNIDO ICHET’in kuruluşu

Hidrojen Enerji Sisteminin kaçınılmaz olduğu ortaday-dı. Dünya çapında yapılan araştırmalar, WHEC konfe-ransları ve Uluslararası Hidrojen Enerjisi Dergisi’nde yayınlanan makaleler sayesinde Hidrojen Enerji Siste-mi kuruluşları oluşturuluyordu. Artık uygulamaya geç-menin zamanı gelmişti. Birleşmiş Milletlere ait bir mer-kezin Hidrojen Enerji Sistemini dünya çapında kurabil-mek için en iyi kurum olacağına karar verdik. Bu sebep-le 1988’de Birleşmiş Milletler Sanayi Gelişim Örgütü’ne (UNIDO) teklifte bulunduk. UNIDO görevlileri bu fik-re sıcak bakıyordu, ancak UNIDO genel kurulundan da onay çıkması gerekiyordu. UNIDO temsilcileriyle birlik-

>> Hidrojen Enerji Sistemi’nin, günümüzde kullanılan fosil yakıt sisteminin yerini alması kaçınılmazdı.

Page 88: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

86 Yıldızlar EKİM / 09

te birçok ülke gezdik (ABD, Japonya, Çin, Hindistan ve Avrupa Birliği üye ülkeleri) ve böyle bir merkezin kurul-ması için onların onayını almak istedik. Sonuç olumluydu.

1996’da UNIDO genel kurulunun oybirliğiyle aldığı ka-rarla, İstanbul’da da bir merkezin açılmasına karar ve-rildi; çünkü İstanbul gelişmekte olan ülkelerle endüstri ülkelerinin tam ortasında bulunuyordu. Ardından Türk hükümeti ile UNIDO arasında son müzakereler başla-dı. Yılmaz, Ecevit ve Erdoğan hükümetleri ve Milli Gü-venlik Kurulu bunu onayladı. Ekim 2003’te Türkiye ve dünya için Hidrojen Enerjisinin çok önemli olduğuna inanan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Viyana’da UNIDO ile anlaşma imzaladı ve gerçek an-lamda uluslararası bir merkez olan UNIDO ICHET ku-ruldu. Merkezde dünyanın pek çok ülkesinden, Türki-ye, Amerika, Bulgaristan, Kırgızistan…v.b. bilim insan-ları ve personel yer almakta. Günümüzde bu merkez dünya çapında pilot projeler geliştirmekte, uluslararası konferanslar, eğitimler ve çalıştaylar düzenlemektedir.

Petrol endüstrisi

Zaman zaman engellerle karşılaştığımız da oldu. On bir bilim insanı olarak IAHE’yi kurduğumuzda petrol firmalarının çıkarları tehlikeye girmiş oluyordu. Bizi “Hidrojen Romantikleri” adıyla etiketleyerek, olmaya-cak şeylerin hayalini kurduğumuzu söylediler. 1973’teki enerji krizinden sonra ABD Kongresinde elektrik, alkol ve hidrojen arabalarının kullanımını destekleyen bir yasa taslağı oluşturulması gündeme geldi. Petrol lobi-si hidrojen arabalarının yasa taslağını kaldırdı, ardın-dan da petrol şirketleri Hidrojen Enerjisiyle savaşmak için bir konsorsiyum kurdular. Konsorsiyumun ama-cı fosil yakıtlarının temiz olduğunu, hidrojen yakıtların ise kullanılamaz olduğunu ispatlamaktı. Bu amaçla, bu fikri destekleyen araştırmalara yüklü miktarda yatırım yaptılar. Bu araştırmacılar, şehirlerdeki hava kirliliğinin araba, otobüs ve kamyonlardan çıkan gazlardan değil de, uzaklarda patlayan volkanlardan ortaya çıkan koku ve tozdan kaynaklandığını iddia ediyordu. Küresel ısın-manın fosil yakıtların yanmasıyla ortaya çıkan CO2‘den değil de, ineklerin yediklerini geri çıkarmalarından kay-naklandığını savunuyorlardı.

1990’lara gelindiğinde birçok endüstri hidrojeni gele-ceğin yakıtı olarak görüyordu ve hidrojeni kullanabil-mek için prototipler üretmeye başlamışlardı. En belir-gin olanları hidrojen arabaları, hidrojen otobüsleri, hid-rojen klimalar ve hidrojen araç gereçlerdi. Hava taşıtı şirketleri hidrojen yakıtlı uçaklar üzerinde çalışmaya başladılar. Ancak hiç çaba göstermeyen bir endüstri de vardı: petrol endüstrisi.

Anti-hidrojen konsorsiyumunun dağılması

1998 yılı Haziran ayında, Buenos Aires’te düzenlenen Dünya Hidrojen enerjisi Konferansı’ndan iki ay sonra

>> Büyük-küçük tüm petrol şirketleri Hidrojen kafilesine katıldılar.

Page 89: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 87EKİM / 09

Shell Petrol Şirketi anti-hidrojen konsorsiyumundan ayrıldı ve petrol üretimi, taşınması ve rafinerisi dışın-da dördüncü bölüm olan Hidrojen bölümünü kurdu. Bunu British Petrol’ün konsorsiyumu terk etmesi ta-kip etti ve anti-hidrojen konsorsiyumu dağıldı. Ardın-dan da büyük-küçük tüm petrol şirketleri Hidrojen ka-filesine katıldılar.

Tabi ki ekonomi önemlidir ve ekonomiyi hareketlen-direcek olan yakıtın maliyeti, mümkün olduğunca dü-şük olmalıdır. Diğer tüm faktörlerin yanı sıra maliye-ti asıl belirleyen, yakıtın kullanıma uygunluğu ve yakı-tın sebep olduğu çevresel zarardır. Temiz Enerji Araş-tırma Enstitüsünde yaptığımız araştırmalar gösteri-yor ki, Hidrojen en verimli yakıttır. Fosil yakıtların küre-sel ısınma, iklim değişikliği, asit yağmurları, ozon taba-kası seyrelmesi, hava kirliliği ve petrol sızıntıları yoluyla sebep olduğu çevre ve sağlık hasarı yılda altı trilyon do-lara mal oluyor ve bu her geçen yıl artıyor. Hidrojenin yüksek verimliliği ve fosil yakıtların sebep olduğu hasa-rı hesaba katınca, hidrojen şüphesiz en verimli yakıttır.

ABD’deki kongre komitesine katılarak Hidrojen Ener-ji Sisteminin gelecek için tek kalıcı yakıt çözümü ol-duğuna dair ifade vermem istendiğinde, açıklamala-rımın sonunda California Komite Başkanı Brown, “Dr.Veziroğlu, ABD’de serbest bir ekonomik sistemimiz var. Eğer Hidrojen anlattığınız kadar iyi bir enerji taşıyıcısı ise bırakın piyasada yarışsın ve kazansın.” dedi. Benim cevabım da “Sayın Brown, ABD’de serbest ekonomi sis-temi olabilir, ama bu adil bir ekonomi sistemi değil. Eğer bütün malların oluşturduğu çevre ve sağlık hasa-rından sorumlu tutan bir yasa çıkarırsanız artık herkes petrol değil hidrojen satar.” oldu. Diğer bir deyişle, pet-rol, kömür ve doğal gaz nispeten daha ucuzdur; çünkü sebep oldukları çevre ve sağlık hasarının bedelini öde-

mezler. Bu bedel –doğrudan ya da vergilerle dolaylı ola-rak- halk tarafından ödenir!

…Ve bugün Hidrojen Enerji Sisteminin uygulamasını birçok şekilde görebiliyoruz. Bazı hidrojen yakıt pilleri piyasaya sürüldü bile. Bütün büyük otomobil şirketle-ri, çeşitli modellerde deneysel hidrojen arabaları üret-tiler. Dünyanın belli başlı birçok şehrinde, hidrojen ya-kıtlı otobüsler deneme sürüşleri yapıyor. Airbus ve Boe-ing şirketleri hidrojen yakıtlı, ses hızını geçen, süperso-nik ve hipersonik yolcu uçakları üretmek için program-lar başlattı. Hidrojenle çalıştırılan ev eşyaları üretilerek test edildi. Hidrojen elektrik pilleri pazarlanıyor.

Şimdi de 21.yüzyılın sonlarına doğru, yani Hidrojen Enerji Sisteminin mevcut fosil yakıtların yerini aldığı dünyamıza uzaktan bir bakalım. Kirleticiler yok, ozon tabakasına zarar verecek kimyasallar yok, asit yağ-murları yok, petrol sızıntıları yok, dünyanın ısısı en-düstri öncesinde olduğu seviyelere dönmüş, küresel ısınma son bulmuş ve dünyanın iklimi normale dön-müş. Bitki örtüsü, hayvanlara ve insanlara sunduğu yaşam alanı ile en yaşanılır gezegen haline gelecek. Her bir ülke, ekonomisi için ihtiyaç duyduğu hidrojen yakıtını üretmek için yenilenebilir enerji kaynakları-nı kullanıyor olacak. Sonuç olarak da ülkelerin geli-şimi hızlanacak, nüfus artışı normal bir seviyeye ula-şacak, hatta duracak, insanlar daha yüksek yaşam standartlarına ulaşacak ve gelişmekte olan ülkeler-de gelişmiş sanayi ülkelerine doğru yasal olmayan göçler sona erecek. Petrol savaşları da, elbette ki ta-rihe karışacak. Dünya cennete dönüşecek. Ukraynalı Viktor Golstov’un da 2000’li yılların başında öngör-düğü gibi dünya ve sakinleri için son noktaya varıldı: Hidrojen Uygarlığı! II

Page 90: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

88 Yıldızlar EKİM / 09

ÖĞRENCİLERİNMATEMATİKTEKİ BAŞARISINDA ETKİLİ OLAN FAKTÖRLER>> Ailenin sosyo-ekonomik ve kültürel düzeyinin artmasıyla, öğrencinin başarısı da artıyor. haber, MİNE ULUTAŞ

Page 91: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar89EKİM / 09

YYıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakül-tesi İstatistik Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İbrahim Demir, aynı bölüm Araştırma Gö-revlisi Serpil Kılıç ve Genar Araştırma Danış-manlık Şirketi analistlerinden Özer Depren tarafından Uluslararası 5. Balkan Eğitim ve Bilim Kongresinde sunulan bildiride ilginç so-nuçlar gözlemlendi.

Kendine ait çalışma ortamı ve bilgisayar

Öğrencilerin matematik başarısı üzerinde hangi faktörlerin etkili olduğunun belirlen-mesi amacıyla, PISA 2006 Türkiye verileri kul-lanılarak anne veya babanın eğitim düzeyi, ailenin sosyo-ekonomik statüsü, öğrencinin okuduğu okul türü, matematiğin öğrenci için önemi gibi faktörlerin öğrencinin matematik performansı üzerinde nasıl bir etkiye sahip ol-duğunun araştırıldığı çalışmadan elde edilen bulgulara göre; okul türü, öğrencinin erkek olması, kendine ait çalışma ortamının olması, bilgisayara sahip olmasının öğrencinin ma-tematik başarısını arttıran önemli faktörler olduğu ve ayrıca ailenin sosyo-ekonomik ve kültürel statüsünün, ebeveyn eğitim düzeyi-nin artması ve öğrencinin matematiği önem-li görmesinin de matematik başarısını önemli ölçüde arttıran etkenlerden olduğu görüldü.

Yaklaşık 250.000’in üzerinde öğrenciye, ma-tematik, fen bilimleri, okuma ve problem çöz-me becerilerini ortaya koyacak 2 saatlik bir test uygulanmış ve PISA 2003 projesinin test ve anketleri, ülkemizde 2003 yılının Mayıs ayında 7 coğrafi bölgeden seçilen 12 ilköğre-tim okulu ve 147 lisede okumakta olan 1987 doğumlu toplam 4.855 öğrenciyle yapılmıştır.

İmkânlar önemli

Yapılan analiz sonucunda, Türkiye’de aslında bilinen okul türleri arasındaki başarı farklılı-ğı bir kez daha görülmüştür. Düz Liselere göre en başarılı lise Fen Liseleri, daha sonra Anado-lu Liseleri ve Anadolu Meslek Liseleridir. Öğren-cinin çalışma masasına ve bilgisayara sahip ol-masının da başarıyı arttıran önemli etkenler ol-

duğu için matematik başarısının yüksek olma-sında mümkün olduğu kadar bu imkânların sağlanması gerektiği önerilmiştir. Fakat bilin-diği gibi her ailenin sosyo-ekonomik durumu bu imkânları sağlayamayacağı için öğrencilerin evde olmasa da okullarında bu ortamları bula-bilmelerinin oldukça önemli bir hal aldığı vur-gulanmıştır. Bu olanakların yaratılmasında ise devletimizin coğrafi bölge ayırmaksızın her böl-geye yatırım yapmaya elverişli bütçe planları yapması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bu bul-gular, analiz sonucunda elde edilen, öğrencinin ailesinin sosyo-ekonomik ve kültürel düzeyinin artmasıyla öğrencinin başarısının arttığı sonu-cuyla paralellik göstermektedir. Bu da ebeveyn eğitim düzeyinin artması sonucunda, öğrenci-nin matematik başarısının da arttığı sonucunu doğrulamaktadır. Ayrıca öğrencinin bilgisayarı sadece internet ve eğlence amaçlı kullanması-nın, matematik başarısını düşürdüğü gözlem-lenmiştir. Bu sorunun üstesinden gelebilmek adına, bilgisayarın eğitim ve araştırma için kul-lanımına ilişkin gerekli bilgilerin okullarda veril-mesi, gerekirse araştırma ödevleri ve bu konu-lar ile ilgili küçük seminer veya etütlerin yapıl-ması önerilmektedir. Öğrencinin matematiğe olan ilgisinin artması doğal olarak matematikte başarılı olmasını sağladığı, ancak bu durumun her öğrenci için geçerli olmayabileceği belirtil-miştir. Bu sebeple, öğrencilerin kendi ilgi alan-larıyla bağlantılı okullar veya bölümlere yönlen-dirilmeleri gerektiği ve burada da doğru rehber-lik hizmetinin profesyonellerce veya aile içinde iyi bir araştırma sonucunda sağlanması gerekli-liği öne çıkmaktadır. II

>> Öğrenciler, kendi ilgi alanlarıyla bağlantılı okullar veya bölümlere yönlendirilmeli.

Page 92: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

90Yıldızlar EKİM / 09

ÖĞRENCİ KULÜBÜ

2008-2009 öğretim yılı tek kelimeyle Kalite ve Verimlilik Kulübü’nün yılıydı diyebiliriz. Ulusal, uluslararası ve üniversite içi birbirinden başarılı etkinliklere imza atan Kulüp, yaptığı 41 etkinlikle kendisine 41 kere maşallah dedirtti.

Kalite ve Verimlilik Kulübü’nün bu başarıya ulaş-masında, önceki sayılarda bahsettiğimiz Kali-

te Günleri, Lojistik Eğitim Kampı ve kulübün di-ğer 7 projesi dışında “Seminer Eğitim Projesi” çok önemli rol oynadı. Biz de bu sayımızda kendi kap-samı içerisinde 22 etkinlik yaparak, Kalite ve Ve-rimlilik Kulübü’nün (KVK) dinamolarından biri haline gelen ve Kulübün Yükselen Yıldızı Seminer Eğitim Projesi’ne değineceğiz.

KALİTE VE VERİMLİLİK KULÜBÜ’NÜN YÜKSELEN YILDIZI:“SEMİNER EĞİTİM PROJESİ”>> Etkinliklerimize katılan herkese çok teşekkür ediyoruz.SAMET ÇELEBİ / 2008-2009 KVK SEMİNER EĞİTİM PROJESİ LİDERİ

Page 93: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 91EKİM / 09

Seminer Eğitim Projesi (SEP) 2005 yılında kurul-du. Kurulmasındaki amaç, KVK’nın yapacağı et-kinlik sayısını ve çesidini artırarak, kulübün yıl boyunca daha aktif olmasını sağlamak ve kendini iş ve kariyer anlamında geliştirmek isteyen yeni üyelere kapısını açmaktı. Bu düşüncelerle faali-yetlerine başlayan proje, 2008-2009 dönemi iti-bariyle çok iyi bir çıkış yakalayarak KVK’nın, oku-lun tüm kılcal damarlarına ulaşan bir kolu hali-ne geldi.

Yapılan etkinliklerde, ülke duyarlılığı, toplumdaki huzur ve refahın artırılması, bireylerin istedikleri işlerde çalışması gibi düşünceler ön plana alındı. Bu amaçlara yönelik seminerler, eğitimler, söyle-şiler programlama yoluna gidildi.

Söyleşiler

Söyleşilerle öğrencilerin keyifli zamanlar geçir-mesi hedeflendi. Bu söyleşilere işlerini severek yapan, güler yüzlü, yaşadığı hayattan zevk alan, hayalleri olan ve bunları başaran kişiler davet edildi. Öğrencilere istek ve yeteneklerini keşfet-me, sevdiği işi yapabilme ve geleceklerine yön verme konusunda bilgiler verildi.

Ülke duyarlılığı, toplumun refah ve huzurunu ar-tırmak konusunda çalışan kişilerden ilk bahset-memiz gereken isim TEMA Vakfı Kurucusu ve

Page 94: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

92 Yıldızlar EKİM / 09

Onursal Başkanı Hayrettin Karaca’dır. Karaca, “Toprağın Önemi ve Ülke Topraklarının Satılma-sının Getirileri” konusunda gençlerin dikkate al-ması gereken çok önemli noktalara değindi. Bü-yük şehirlerde artık neredeyse bitmiş olan; fakat dünyada giderek daha fazla önem kazanan yar-dımsever, komşusu açken tok yatmayan Anado-lu insanı ve kültüründen bahsetti. Aslında ne ka-dar güzel insanlara sahip olduğumuzu, verdiği örneklerle bir kez daha gösterdi.

Eğitimler

Yine aynı anlayışla; ülke için, ülkeye yön verecek gençler için çok önemli konular işlendi. Teknolo-jinin yakalanması ve Ar-Ge’nin önemi, kurumsal-laşma, marka oluşturma, marka yönetimi, strate-jik yönetim, ekonomik dengeler gibi konulara se-minerlerde yer verildi.

Proje kapsamında, 40-50 arası eğitim ve danış-manlık firması ile görüşmeler yapılarak, öğrenci-lere en uygun ve kaliteli eğitim imkanlarını sağ-lamak için çalışıldı. Bütün bu eğitimlerle, birbi-rinden farklı bölüm ve üniversite öğrencilerine, araştırma görevlilerine ve şirket çalışanlarına eğitim imkanı sağlanmış oldu.

>> Kalite ve Verimlilik Kulübü’nün önümüzdeki senelerde rehavete kapılmadan, aynı şekilde sıkı çalışmasını ve kendini aşmasını bekliyoruz.

Page 95: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 93EKİM / 09

Sosyal sorumluluk

Tüm bunlar ‘Sosyal Sorumluluk’ duygusu içe-risinde planlanarak ilgililerin isteğine sunuldu ve ne mutlu ki gerekli karşılığını da aldı. Bunun dışında Rektörlük kapsamında Üniversitemizde geleneksel hale gelen Sosyal Sorumluluk Proje-si içinde, Erkan Oğur – İsmail Hakkı Demircioğ-lu Yardım Konseri organize edildi. Müzik Kulü-bü ile ortak yapılan bu etkinlikle, üniversite ça-pında gerçekleşen Sosyal Sorumluluk Projesi adına, Elazığ Maden İlçesi Kavak Köyü Hazar İlk Öğretim Okulu için maddi katkı sağlandı.

Tüm bu etkinliklerde çok güzel arkadaşlıklar ve yeni sosyal çevreler oluştu. Günümüz dün-yasında birçok genç zamanını boş işlerle geçi-rirken, yanlış işlerle uğraşırken, verilen bu uğ-raşlarla hem kendine hem de çevresine fayda sağlamaya çalışan bir kitle oluşturulmak isten-di. Bu uğurda oluşturulan süper kitle, bir yıl bo-yunca zorlu derslerle mücadele ederken, ger-çekten aşırı derecede bir çaba harcadı.

Kalite ve Verimlilik Kulübü’nün önümüzdeki se-nelerde rehavete kapılmadan, aynı şekilde sıkı ça-lışmasını, kendini aşmasını bekliyor ve biz de ku-lübe, gösterdiği başarıdan ve gerçekleştirdiği 41 etkinlikten ötürü 41 kere Maşallah diyoruz.... II

KVK’NIN 2008-2009 YILINDAGERÇEKLEŞTİRDİĞİ AKTİVİLER

1) 27 Ekim Gençsen Geleceksin

2) 21 Kasım Ekonomik Krizlerin Tarihi ve

Mevcut Ekonomik Kriz

3) 26 Kasım Atölye Stajı Eğitimi

4) 4 Aralık Haberin VAY mı ? (Vaka Analizi Eğitimi)

5) 17 Aralık Serkan ALTUNİĞNE söyleşi

6) 18 Aralık Gen Aktarım Teknolojileri ve

Yansımaları (Davutpaşa)

7) 20 Şubat Ali KIRCA söyleşi

8) 23 Şubat Visual Basic Eğitimi (Davutpaşa)

9) 24 Şubat Visual Basic Eğitimi (Davutpaşa)

10) 25 Şubat Visual Basic Eğitimi (Davutpaşa)

11) 5 Mart Yönetim Setifika Programı (Kriz

Yönetimi,Yönetimde İlişki Yönetimi)

12) 9 Mart Personel Seçme ve Mülakat Teknikleri

Eğitimi (Davutpaşa)

13) 13 Mart Erkan OĞUR-İsmail Hakkı Demircioğlu

Konseri Sosyal Sorumluluk Projesi

14) 19 Mart Google, 2020’de Teknoloji, Web’in

Geleceği ve E-Ticaret Semineri (Davutpaşa)

15) 20 Mart Girişimcilik Sertifika Programı

16) 26 Mart Değişim ve Proje Yönetimi Eğitimi

17) 10 Nisan Kurumsallaştır Markalaştır

18) 17 Nisan Stratejik Yönetim Eğitimi (Davutpaşa)

19) 21 Nisan Hayrettin Karaca Söyleşisi

20) 27 Nisan Levent Üzümcü Söyleşisi

21) 30 Nisan Bengü Söyleşisi

22) 30 Nisan Erdil Yaşaroğlu Söyleşisi

Page 96: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

94 Yıldızlar EKİM / 09

SANAT GÜNDEMİ

İSTANBUL

KONSER İstanbul Resitalleri 13.01.2010

DEJAN LAZİÇ Saat: 20.00Mekân: MKM Atilla İlhan SalonuBilgi İçin: www.biletix.com

07.02.2010

PETER JABLONSKI Saat: 20.00Mekân: MKM Atilla İlhan SalonuBilgi İçin: www.biletix.com

CAZIN USTALARI 06.02.2010

JAMES’ FARM - JOSHUA REDMAN Saat: 20.00Mekân: İş Sanat Kültür MerkeziBilgi İçin: www.biletix.com

30.12.2009

BABA ZULA FEATURINGDR. DAS Saat: 21.30Mekân: BabylonBilgi İçin: www.biletix.com

25.01.2010

BORUSAN YAYLI ÇALGILAR DÖRTLÜSÜ Saat: 20.00Mekân: Kadıköy Süreyya OperasıBilgi İçin: www.biletix.com

SAHNE SANATLARI 24.01.2010

BİLMELİSİN Kİ! Saat: 15.00Mekân: MKM Atilla İlhan SalonuBilgi İçin: www.biletix.com

27.12.2009

LOS VİVANCOS Saat: 20.00Mekân: CRR Konser SalonuBilgi İçin: www.biletix.com

Page 97: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

Yıldızlar 95EKİM / 09

KİTAP

Atilla Dorsay

Yayınevi: Remzi

Kitabevi

Sayfa: 231

Sinemamızda Çöküş ve Rönesans Yılları Patasana

Türk Sineması 1190-2004

Sinemamızın ´yakın takipçisi´ Atilla Dorsay, 1990´ların başla-rındaki çöküşten bugünkü ´rö-nesansa´ kadar Türk sineması-nın serüvenini mercek altına alı-yor. Yılda 6-7 filmin çekilip on-ların bile sinemalara geleme-diği dönemden, tüm zamanla-rın rekorlarını kırması beklenen G.O.R.A filmi dönemine nasıl ge-lindi? Hangi filmler dönüm nok-tası oldu, hangi evrelerden geçil-di, hangi başyapıtlar ya da fiyas-kolar çekildi? Tüm önemli film-lerin eleştirileri ve genel çerçe-ve yazılarıyla, bu 15 yılın tüm aşa-maları artık elinizin altında. İs-ter bir film kılavuzu olarak, ister-seniz bir sinemanın romanı diye okuyun... II

Bir coğrafyanın kanlı gele-neği anlatılıyor Patasana’da. Anadolu’nun güneydoğusun-da bugün yaşananlar ile üç bin yıl önce yaşananlar paralel bir biçimde gözler önüne serili-yor. Poe’nun öykülerindeki gi-zem, Christie’nin romanlarındaki klostrofobik ortam, Anadolu gü-neşinin parlak ışığı altında bir-leşerek etkileyici yeni bir biçime bürünüyor. Patasana trajik öykü-lerle dolu bir kitap, ama asla ka-ramsar değil. Tüm iyi romanlar-da olduğu gibi, Patasana’da da bilgelik, belirsizliğin üzerinde yükseliyor. II

Açlık Oyunları

Bir zamanlar Kuzey Amerika olarak bi-linen bir yerin yıkıntıları içerisinde Pa-nem ulusu yaşamaktadır. Başkent Capitol’ün etrafında 12 bölge bulun-maktadır. Capitol şiddetli ve acımasız-dır ve bölgeler bir hat boyunca sıralan-mıştır. Onların her biri her yıl yapılan Açlık oyunlarına katılmak zorundadır. Yarışma için her bir bölgeden yaşları 12 ila 18 arasında değişen birer erkek ve bir kız çocuğu göndermek durumun-dadır. Açlık oyunları TV’den canlı yayın-lanan ölümüne bir kavgadır.

On altı yaşındaki Katniss Everdeen an-nesi ve 12 yaşındaki kız kardeşi ile ya-şamaktadır. Oyunlarda kız kardeşinin yerine geçerek ölüm cezasını üzerine alır. Ancak Katniss daha önce de ölü-me çok yaklaşmıştır ve bu kez kız kar-deşi için ikinci kez hayatta kalma mü-cadelesi verecektir. Gerçekten ne anla-ma geldiğini bilmeden bir yarışmacı ol-muştur. Eğer bu mücadeleyi kazanır-sa hayatta kalma seçeneğini başlatmış olacaktır. II

Ay Hırsızı

Sunay Akın yeni kitabı Ay Hırsızı’nda gözünü Ay’a dikiyor ve bir arkeologun sabrıyla kazı-yor, insanlığın ortak birikiminin üzerine çöken tozu toprağı… Or-taya çıkardığı bilgiyi şair duyar-lılığıyla ilmek ilmek dokuyor ve okurunu hayrete düşürecek öy-küler bir bir diziliyor karşımıza. Cervantes ve Mimar Sinan hangi caminin inşaatında buluştu? En-ver Paşa’nın uçağı kaç kez düş-tü? Piri Reis’in haritası Topkapı Sarayı’nda nasıl bulundu? İstan-bul Boğazı’nı yürüyerek geçen Atilla Hülagü’nün sırrı neydi? 157 yıl yaşayan Zaro Ağa’nın Ameri-ka seferi… Atatürk neden hiç uça-ğa binmedi? II

Sunay Akın

Yayınevi: İş

Kültür Yayınları-Sayfa: 235

Ahmet Ümit

Yayınevi: Doğan

Kitapçılık

Sayfa: 402

Suzanne Collins

Yayınevi: Pegasus Yayınları

Sayfa: 385

Akışkanlar Mekaniği / Temelleri ve UygulamalarıYunus A. Çengel, John M. Cımbala - Yayınevi: Güven Bilimsel - Sayfa: 938

Akışkanlar Mekaniği / Temelleri ve Uygulamaları kitabı mühendislik öğrencileriyle sade ve net bir üslupla doğrudan iletişim kurmaktadır. Kitap akışkanlar mekaniğinin temel ilkeleri-ni ve denklemlerini, çok sayıda ve farklı gerçek mühendislik örnekleriyle açıklamaktadır. Ki-tabın içeriği, fiziksel esaslara yapılan vurgu ve bunu destekleyen ilgi çekici şekiller, çok sayı-da fotoğraf ve görsel açıklamalarla öğrencilerin akışkanlar mekaniğini kolayca anlayabilme-lerine yardımcı olmaktadır. II

Page 98: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı

96 Yıldızlar EKİM / 09

Yönetmen : Kevin MacdonaldSenaryo : Paul Abbott , Matthew Michael Carna-han , Tony Gilroy , Billy Ray Oyuncular :Ben Affleck (Stephen Collins) , Russell Crowe (Cal McCaffrey) , Rachel McAdams (Del-la Frye) , Jason Bateman (Dominic Foy) , Robin Wright Penn (Anne Collins) , Helen Mirren (Ca-meron Lynne) , Jeff Daniels (George Fergus)Tür : Gerilim / Dram / SuçGösterim Tarihi : 17 Nisan 2009Görüntü Yönetmeni : Rodrigo PrietoMüzik : Alex HeffesYapım : 2009, ABD / İngiltere , 132 dk.

yorum, ESRA DAGÜLOĞLU

Devlet Oyunları***

Gazeteci filmleri, 1930’lu ve 1940’lı yıllarda ortaya çıktı-lar. Bu türün klasikleşen karakterlerini; umursamaz ve ra-hat gazeteci Cal McAffrey, iş hayatının başında olan Della Frye ve sinirli, otoriter ve işini çok önemseyen editör Ca-meron Lynne ile sunan film, bunların arasındaki bağı kla-sik örneklerine uygun bir biçimde kuruyor. Mesela edi-tör Cameron’ın filmin başkarakteri konumunda bulunan gazeteci Cal’e karşı takındığı sinirli, argo dolu ve taham-mülsüz tavırlar, bu filmlerin klasiği olan editör-gazeteci arasındaki sevgi ve nefreti bir arada barındıran ilişkiyi iç-tenlikle yansıtıyor. Yine aynı şekilde Cal ve çaylak muha-bir Della’nın iş rekabeti, kadın-erkek çekişmesi ve karşılık-lı sürtüşmeye dayalı ilişkileri de yine bu türün doğal yapı-sında bulunan komedi unsurunu filme katıyor.

Kevin Macdonald yönetmenliğindeki film, 1930’lı yıllar-la bugünün kadın-erkek ilişkilerini karşılaştırmanın yanı sıra, teknolojiyi kullanış biçimleri hem de çalışma disip-linleri açısından eski nesil-yeni nesil gazeteci farkını da vurgulamaya çalışıyor. Bunu da filmin başından itibaren eski kasa bir bilgisayar kullanan Cal ile LCD ekran yepye-ni bir bilgisayara sahip olan Internet gazetecisi Della’nın farklılıklarını basit bir biçimde vurgulayarak yapıyor.

Cal ve Della, tehlikeli bir cinayet ve yolsuzluk olayı ile ür-künç bir siyasi savaşın içine yükselen bir heyecan ile gi-riyorlar. Gazeteci olan kahramanların savunmasızlığı, her fırsatta vurgulanıyor. Bir dedektif gibi çalışan Cal ve Della’nın; kiralık katillere ve profesyonel askerlere kar-şı verdikleri mücadelede, kendilerini savunmak için her-hangi bir silahlarının bulunmadığını görüyoruz.

Kevin Macdonald’ın filmi, her ne kadar önceden tahmin edilmesi son derece olası manevralarla süslü bir hikaye anlatıyor olsa da, karakterlerin gazeteci kimlikleri ve sa-vunmasızlıkları üzerinden yaratılan heyecanla, sürükle-yici olmayı başarıyor. Özellikle Cal karakterinin, anlatılan siyasi skandalın merkezinde yer alan Stephen Collins ile olan arkadaşlığını ve araştırdığı skandala olan duygusal yaklaşımını kullanarak izleyicilere birçok sürpriz hazırla-yan “Devlet Oyunları,” en bilindik manevraları bile seyre-denlerin heyecanını ayakta tutacak bir üslupla anlatma-nın üstesinden geliyor. II

DVD

Page 99: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı
Page 100: YTÜ Açılış Töreninde Geleceğe İlişkin Umutlar TazelendiGDO Hakkında Herşey 76 Daha Güvenli Avrupa Okulları Ortaklığı ... ÜSKÜDAR KAT OTOPARKI ... temiz için hayırlı