1111
Dl VE
(Trafik, Kader, Kaza, Tevekkül, İrade, Ahlak ve Kul Hakkı )
-1-
Sempozyum Yürütme Kurulu Başkanı ve Yayına Hazırlayan Prof. Dr. Fikret KARAMAN
İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi .
Malatya 2016
3(T): TEVEKKÜL VE TRAFİK TEDBİRLERİ
Göksel Akar Fırat Çelik
İlçe Emniyet Müdürü Trafik Baş Polisi
Hızla küçülen ve değişen dünyada kasabalarımızdan tutun da köyleri
mizde yaşayan kardeşlerimize varıncaya kadar trafik sorunlarıyla karşılaş
maktayız. Trafikle mademki bu denli iç içeyiz, öyleyse hepimizin kazalara se
bebiyet vermemek için ister yaya ister sürücü konumunda olalım, dikkatli
olmak ve daha da ötesi, tedbirli olmak yükümlülüğü bulunmaktadır. Alaca
ğımız bu tedbirler hem bizim için hem de diğer insanlar için hayat kurtarıcı
olabilir.
Dünya Sağlık Örgütü karayollarında meydana gelen ölümlü kazaların
%31'inin araç sürücüleri, %23'ünün 2-3 tekerli motorlu araç sürücüleri,
%22'sini yayaların oluşturduğunu rapor etmektedir (WHO; Global Status
Report on Road Safety, 2015). Ölümlü trafik kazalarını tedbir-tevekkül açı
sından incelediğimizde aklımıza ilk gelen emniyet kemeri olmaktadır.Yine
aynı raporda emniyet kemeri kullanımının kaza sonrası araçlar içinde mey
dana gelen ölümleri% 30, ağır yaralanmaları %40 oranında azalttığı belir
tilmektedir. Ölümle sonuçlanan kazalarda oluşan yaralanmalar incelendi
ğinde ise yoğunlaşma% 48 ile baş-boyun yaralanmaları,% 37 ile göğüs-ka
rın-kalça yaralanmaları ve % 8 ile omurga ve göğüs duvarı yaralanmaları
üzerinde oluşmaktadır. Emniyet kemeri kullanımı bu olumsuz etkileri asga
riye indirmekte son derecede etkin bir role sahiptir.
TUİK verilerine göre ise 2005-2014 yılları arasındaki son 10 yılda ül
kemizde meydana gelen 1.237.747 ölümlü ve yaralamalı trafik kazasında
41.724 kişi yaşamını yitirmiş, 2.175.608 kişi yaralanmıştır. Sadece 2014 yı
lında meydana gelen ölümlü ve yaralamalı trafik kazalarının ise %75,l'inin
\
300 1 DİNVETRAFİK
yerleşim yeri içinde, %24,9'unun da yerleşim yeri dışında meydana geldiği,
yine bu kazalarda ölenlerin %42,7'sinin sürücü, %40,3'ünün yolcu %17'si
nin ise yaya olduğu, ayrıca bu kazalarda ölenlerin o/o 76,8'nin erkek, %23,2'si
nin kadın olduğu belirlenmiştir. Meydana gelen ölümlü ve yaralamalı trafik
kazalarındaki kusura bakıldığında ise %88,6'sının sürücü, %9,4'ünün yaya,
%1'inin yol, %0,6'sının taşıt ve %0,S'inin yolcu kaynaklı olduğunu görül
mektedir.
Sözlükte güvenmek, dayanmak, işi başkasına havale etmek anlamla
rına gelen tevekkül, İslam inancına göre hedefe ulaşmak için gerekli olan
maddi ve manevi sebeplerin hepsine başvurduktan ve yapacak başka bir şey
kalmadıktan sonra Allah'a dayanıp güvenmektir.Tevekkül bizde kaygı oluş
turan hususlarda yüce Allah'a güvenmek, ilgili kaygı konusunda bütün olum
suz düşünce ve duyguları içimizden atmaktır. (M.İyi; İslam Dergisi, 2013).
Öyle ki tevekkül ilgili kaygı durumu gerçekleşse bile bunun ancak yüce Al:
lah'ın izni ile ve bizim yararımıza uygun olduğu için yüce Allah tarafından
yaratıldığını kabul etmektir. Kadere iman, bu inancı zaten bizden istemekte
dir.
Bir işin tamamını başkasına ısmarlamak, birini vekil tayin etmek, bir
işte aciz olduğunu gösterip onu yapmayı başkasına verip beklemek, Allah'ın
kuvvet ve kudretinde olana mutlak surette güvenmek ve ümit bağlamak an
lamlarını ihtiva eden tevekkül ıstılahta ise; Allah'ın her şeyden mQ.nezzeh,
kuvvet ve kudret sahibi olduğuna inanarak, yapacağı iş ile ilgili olan adetten
bütün maddi ve manevi çalışma, tedbir ve sebepleri yerine getirdikten sonra
istenen sonucun elde edilmesi için Allah'a güvenilrnesidir. (Diyanet Dergisi,
sayı 125)
Tevekkülde sebepler dairesine dikkat ettikten ve kaygı duyduğumuz
hususlarda elimizden geleni yaptıktan sonra Allah'a güvenmek hadis-i şerif
lerde özellikle belirtilmiştir. Hatta bunu formüle eden bir hadis-i şerif pek
meşhurdur: "Deveni bağla, ondan sonra Allah'a tevekkül et!"Mescid-i Ne
bevi'ye gelen bir bedevinin devesini bağlamadan Allah Resulü (s.a.s) ile ko
nuşmaya başlaması üzerine bedevi bu hadis-i şerifle ikaz edilrniştir(Tırmizi;
Sıfat'ül-Kıyame, 60).
KAZA, KADER VE TEVEKKÜL BAGLAMINDA TRAFİK SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ 1 301
İnsanın fiilleri iki kısımda ele alınabilir; kalbimizin atması, kan dola
şımı, nefes alıp vermek gibi tamamen irademiz dışında meydana gelen fiille
rin yanı sıra kendi irademiz ile işlediğimiz fiiller vardır. Örneğin helal olan
şeylere bakabileceğimiz gibi harama da bakabilir, hayrı konuşabileceğimiz
gibi yalan ve gıybet de konuşabiliriz. Bu tür fiillere ihtiyari fiiller denir. Bun-
ların sorumluğu ve günahı Allah'a yüklenmez. Çünkü dinimizde bir işe baş- \
lamadan önce gerekli tedbirlerin alındıktan sonra Allah'a tevekkül edilmesi
emredilmektedir. Tevbe Suresi 51. ayette bu emir açıktır; De ki: "Hiçbir za-
man bize Allah 'ın bizim için takdir ettiğinden başkası dokunmaz. O bizim mev
lamızdır. Müminler yalnızca Allah 'a tevekkül etsinler." Tüm olaylarda olduğu
gibi trafik güvenliği konusunda da gerekli tedbirlerin alındıktan sonra Al-
lah'a tevekkül edilmesi gerekmektedir. Nasıl ki alkollü vaziyette araç kulla-
nan birisinin "Ben Allah'a güveniyorum. Allah beni korur" düşüncesi yanlışsa
aynı şekilde, aşırı hızlı araç kullanan birisinin yoldan çıkıp kaza yapması
veya kırmızı ışıkta geçen birisinin trafik kurallarına uygun yeşil ışıkta geçen
bir araç veya yayaya çarpmasını kadere bağlaması da son derece yanlış bir
düşüncedir ..
Trafik kazalarında yalnızca kazaya maruz kalanların değil, yaşamını
yitiren ve yaralanan insanların yanı sıra onların aile bireylerinin de dolaylı
olarak da olsa ciddi bir derecede etkilendiği unutulmamalıdır. Örneğin, bir
ailenin geçimin sağlayan bir bireyin trafik kazasında ölmesi veya yaralan
ması durumunda aile bireyleri bakıma muhtaç kalmakta, bu tür olaylar fert
ler üzerinde yıllar süren sarılması mümkün olmayan yaralara ve travmalara
yol açabilmektedir. Dinimiz sadece kişi kendinden sorumludur dememekte
dir. Topluma karşı sorumluluklarımızın başında birbirimizi sevmek ve kar
şılıklı haklarımıza saygı göstermek gelmektedir. Oysa yaptığımız bir trafik
kuralı ihlali karşımızdaki insanın hayatına veya kendi hayatımıza mal olabi
lir. Önemsemediğimiz veya trafik kurallarına gereken hassasiyetimizi gös
termediğimiz zaman bizim sebep olduğumuz kazaların sonucunda meydana
gelen maddi manevi zararlar bizi sorumluluk bilincinden kurtarmaz. Sakat
kalan kardeşimiz veya ölüp geride yetim kalan çocuklarının hesabını vermek
hiç de kolay değildir.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) birbirimizi sevmeyi, birbirimizin hak
kına saygılı olmayı imanın gereği olarak kabul etmiş ve şöyle buyurmuştur:
302 1 DİNVETRAFİK
"Müminler birbirlerini sevmede, birbirlerine acım ada ve merhamette bir vücut
gibidir. Bir organ rahatsız olduğunda diğer organlarda onunla birlikte rahat
sız olur." İslam dini fert ve toplum haklarına yönelik bütün haksızlıkları ya
saklamıştır. Bu çerçevede kişinin trafik kurallarında göstermiş olduğu bir
anlık sabırsızlık, aşırı hız, geçit ihlallerinin telafisi mümkün olmayan acılara
sebebiyet verebilmektedir. Efendimiz (s.a.s) "Acele şeytandan, teenni Al
lah'tandır"._ Büyüklerimizin acele giden, ecele gider sözlerine kulak vermeli
yiz. Toplum olarak trafikte araç kullanma konusunda kendimize normalden
fazla güvenmekteyiz. Meydana gelecek trafik kazalarının daima başkalarının
hataları nedeniyle kaynaklanacağını düşünmekteyiz. Hfübuki meydana ge
len kazaların çok büyük bir kısmının insan hatalarından kaynaklandığı bilin
mektedir.
Trafik güvenliğinde tevekkül ve taksir ilişkisi
Ceza Kanunumuzda taksir; dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık
dolayısıyla bir davranışın suçun kanuni tanımda belirtilen neticesi öngörül
meyerek gerçekleşmesidir ifadesiyle tanımlanmış ve bu şekilde meydana ge
len trafik kazalarında belirli bir cezai müeyyide uygulanması öngörülmüş
tür. Taksirle meydana gelen trafik kazalarında, kusurlu araç sürücülerine
kusur oranları ölçüsünde gerek hapis, gerekse de maddi ve manevi tazmi
natlara hükmedilmektedir. Bu müeyyideler bir nebze dahi olsa kaz_adan za
rar gören diğer mağdurları ve kamu vicdanını rahatlatmaktadır. Ancak bu
kazalardaki dini sorumluluklar sadece kaza ve kaderle ilişkilendirilerek so
rumluluktan kaçınılmaktadır. Hfübuki Nisa Süresinin 92. Ayetinde:
"Bir müminin bir mümini öldürmesi olacak şey değildir. Ancak yanlış
lıkla olması başka. Kim bir mümini yanlışlıkla öldürürse bir mü'min köleyi
azad etmesi ve bağışlamadıkları sürece ailesine diyet ödemesi gerekir. (Öldü
rülen kimse) mü'min olur ve düşmanınız olan bir topluluktan bulunursa,
mü'min bir köle azad etmek gerekir. Eğer sizinle kendileri arasında antlaşma
bulunan bir topluluktan ise ailesine verilecek bir diyet ve mü 'min bir köle azad
etmek gerekir. Bunlara imkan bulamayanın, Allah tarafından tövbesinin ka
bulü için iki ay artarda oruç tutması gerekir. Allah hakkıyla bilendir, hüküm
ve hikmet sahibidir." buyrulmaktadır.
KAZA, KADER VE TEVEKKÜL BAGLAMINDA TRAFİK SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ 1 303
Bu suretle bir kişiyi yanlışlıkla öldüren bir mümine maddi ve manevi
sorumluluklar yüklenmiştir. Bir mümin dini hayatında olduğu gibi içtimai
yaşantısında da hata yapmamaya özen göstermekle mükelleftir. Özellikle
trafik kurallarına uymada göstermiş olduğu yanlışlıkların hem kanuni hem
de dini cezai müeyyidelerinin olduğunun farkında olunması gerekmektedir.
Trafik kurallarının tamamında olduğu gibi yanlışlıkla kırmızı ışıkta geçen bir \
sürücünün ölümlü bir kazaya taksirle karışması durumunda bile hukuken
hapis cezasına ve maddi tazminatlara çarptırılacağının farkında olunması-
nın yanı sıra dinen de sorumluluğunun bulunduğu hakikati unutulmamalı-
dır. Yanlışlıkla veya taksirle bir trafik kuralının ihlal edilmesi durumlarında
dahi böyle ağır cezalarla karşılaşılırken, "bana bir şey olmaz" tarzında umur
samazlıkların daha ağır hukuki ve dini müeyyidelerinin olacağı akıllara gel
melidir.
Taksirle meydana gelen trafik kazalarında dikkat ve özen yükümlülü
ğünü yerine getirmeksizin trafik kazasına karışan bir kişiye hukuki yönden
cezai müeyyide uygulandığı gibi, tevekkül inanışı gereği olarak da, güvenli
bir yolculuk için gereken trafik tedbirlerini almadan trafiğe çıkan ve bu ek
siklikten dolayı trafik kazasına karışan bir sürücünün de aynı şekilde başta
kendi vicdanı olmak üzere insan hayatına önem veren tüm vicdanlarda so
rumluluğu bulunmaktadır.
"Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayınız." (Bakara,195) ayet-i
kerimesinin de ifade ettiği üzere, trafik konuları başta olmak üzere sosyal
hayatımızı ilgilendiren bütün alanlarda dikkat, tedbir, çalışma, gayret, yar
dımlaşma ve sorumluluk öngörülmektedir. Bu nedenle trafik kazaları; ken
dimizden uzak bireysel ve sübjektif bir anlayışla değerlendirilmemelidir.
Buna göre; tevekkül ve kader anlayışı karşılaşılan sorunlara çözüm getirecek
şekilde doğru yorumlanmalıdır. Karşılıklı hak ve hukuk prensibine saygı
gösterilerek akl-ı selim çizgisinden çıkılmamalıdır. Dikkat, tedbir, sabır ve
sorumluluk gibi ilkeler en tabii davranışlarımızın başında yer almalı, hatta
yaygınlaştırılmalıdır. Böylece toplumda "trafik bilgisi ve kültürü" nün yerleş
mesi için herkes ailede, işyerinde, okulda, camide, medyada ve çevresinde
üzerine düşen görevi yerine getirmelidir.
304 1 DİN VE TRAFİK
Trafik eğitiminde tevekkülün önemi
Ülkemizde Özel Sürücü Kurslarından aldığı teorik ve pratik eğitimle
rini başarı ile bitiren adaylar sürücü ehliyeti almaya hak kazanmaktadır. Bu
kurslardaki eğitimlerin genel amacı sürücülere trafik kurallarına uyma alış
kanlıkları kazandırarak güvenli araç kullanmayı öğrenmeye ve öğretmeyi
içermektedir. Sürücü kursunu başarı ile bitiren bir sürücü aldığı eğitim doğ
rultusunda gerek ülkemizde gerekse yurtdışında belirli yükümlülükleri ye
rine getirdikten sonra yasal olarak araç kullanabilmektedir. Ancak araç kul
lanan bir sürücü sadece kendi can güvenliğini değil, aynı zamanda aracında
bulunan diğer kişilerin ve trafikteki diğer kişilerin de can güvenliğini düşün
mesi gerekmektedir.
Trafik kazaları bazen sürücülerin kendi yaptığı hatalardan, bazen de
diğer sürücü ve yayaların yaptığı hatalardan kaynaklanabilmektedir. İyi eği
tim almış bir sürücü kendisinin hata yapma olasılığını minimum düzeye in
dirdiği gibi, karşı taraftaki sürücülerin de yaptığı hataları önceden görüp
tedbir alabilecek bilgi ve kabiliyette olmalıdır. Ancak bu sayede kendi can
güvenliğini koruduğu gibi başkalarının da can güvenliğini koruyabilir. Bu
bilgi ve beceriler her zaman sürücü kurslarında kazandırılamayabilir. Sü
rücü kendinde trafik güvenliği konusunda bir yetersizlik veya eksiklik oldu
ğunun farkında olarak araç kullanıyor ve bu kişi olası bir kaza durumunda
"benim ehliyetim var, ben gerekli tedbirleri aldım." demekle yetiniyorsa bu
durum tevekkülün ana teması olan tedbir yükümlülüğü ile ters düşmektedir.
Yine sürücülerin kendi eğitimlerini doğru bir şekilde tamamlamasının
yanı sıra sürücü kursları ve sürücü öğretmenlerinin de eğitimleri doğru bir
şekilde vermesi büyük önem arz etmektedir. İyi bir eğitim almamış bir kişiye
ehliyet verilmesinin uygun görülmesi telafisi mümkün olmayan ciddi mağ
duriyetlere yol açabilir. Trafik kurallarını tevekkül anlayışıyla değerlendir
mek gerekirse; sorumluluk payımıza düşen çok önemli işler vardır. Örneğin
sürücülerin trafik kaideleri hakkında teorik ve pratik yönden tam bir bilgi,
kültür ve uygulama melekesine kavuşmaları gerekmektedir. Sahip oldukları
vasıtanın fenni ve teknik olarak emniyetini temin etmeleri, trafik kurallarına
uymaları, yaya ve sürücülerin haklarına riayet etmeleri, yol, kavşak, viraj,
ışık gibi hususları dikkate almaları, sabır, inanç, azim ve akli muhakeme gibi
KAZA, KADER VE TEVEKKÜL BAGLAMINDA TRAFİK SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ 1 305
iradeyi denetleyen hususlara da riayet etmeleri de sürücüler için önemli di
ğer sorumluluklardandır.
Trafik mühendisliği ve trafik yönetimi
Düzenli ve güvenli bir trafik ortamında araç güvenliği ne kadar önem-
liyse, aynı şekilde karayolunun yapısının da o derecede önemi bulunmakta- \
dır. Tüm güvenlik imkanlarına sahip bir aracın standart dışı bir karayolunda
sürücü ve yolcu emniyetini tam olarak sağlaması mümkün değildir. Trafik
güvenliği için araç sürücüleri ve yayaların kullandığı karayollarının can ve
mal güvenliğini koruyacak şekilde standartlara uygun olması gerekmekte-
dir. Karayolu yapısının standartlara uygun olması halinde meydana gelebi-
lecek kazalardaki ölüm, yaralanma ve maddi hasarların azalacağı değerlen
dirilmektedir.
Karayolu yapısında trafik kazalarını azaltacak bir çalışma yapılmama
sının yanı sıra, karayolu üzerinde tedbir alınmadan sürdürülen yol çalışma
ları veya yoldaki mucurun temizlenmemesi, yolda meydana gelebilecek buz
lanmaya karşı gerekli tedbirlerin alınmaması gibi durumlar tevekkül inancı
nın hayatımızdaki uygulamasının eksikliğini ortaya koymaktadır. Ülkemizde
karayolunun yapım ve bakımından sorumlu kuruluşlara yoldan kaynakla
nan sorunlar nedeniyle meydana gelebilecek trafik kazalarında büyük so
rumluluklar düşmektedir. Bu kuruluşlar yolları inşa ederken, bakım, onarı
mını ve işaretlemeleri yaparken tevekkül inancı doğrultusunda azami dikkat
göstermelidir.
Günlük hayatımızı çevreleyen teknoloji ürünü vasıtalar kara, deniz
hatta havada yoğun bir trafik oluşturmaktadır. Bu doğal hareketliliğin bir so
nucu olarak karşılıklı hak, hukuk, sorumluluk ve önemli görev anlayışları
karşımıza çıkmaktadır. İnsanın insana ve topluma hizmet amacıyla ortaya
koyduğu bu yeniliklere karşı duyarsız ve tedbirsiz kalması düşünülemez. Ay
rıca günlük hayatımız ve tabii ihtiyaçlarımızla iç içe olan bu yenilikleri dinin
dışında tutmak da mümkün değildir. Her şey belli bir düzen ve ölçü içinde
yaratıldığına göre trafik kaidelerinin de bu ilahi düzen içinde insanlara zarar
vermeyecek biçimde bir işleyişi olmalıdır. İşte o zaman bu ulaşım vasıtaları
insanlar için bir lütuf ve nimet halini alır. O halde çağımızın olmazsa olmaz
bu nimet ve lütufları sorumsuzluğa bırakılmamalıdır. Öyleyse Allah'ın bu
306 1 DİN VE TRAFİK
olayları kapsayan kader, kaza, tevekkül, tedbir, sorumluluk ve sabır gibi hü
kümlerini ihmal etmemek gerekir.
Trafik ve sağlıklı sürücü
Ülkemizde sürücü belgesi almak için müracaat edenler, alacağı sürücü
belgesi sınıfına göre sağlık şartlarının yeterli olması gerekmekte, sağlık şart
ları yeterli olmayanlara sürücü belgesi verilmemektedir. Sürücü belgesini al
dıktan sonra sağlık şartları değişen ve güvenli sürüşü yetilerini kaybettiği
tespit edilen sürücülerin ehliyetleri geri alınarak iptal edilmektedir. Sürücü
belgesine sahip bir kişinin zaman içinde sağlık şartlarında kötüleşme mey
dana gelebilir. Bu kötüleşme nedeniyle de araç kullanması da mümkün ol
mayabilir. Sürücü araç kullanma yetilerini kaybettiğini anladığı andan itiba
ren herhangi bir kimse tarafından ikaza gerek kalmadan kendi kararıyla araç
kullanmaya son vermesi gerekmektedir. Örneğin sürücü belgesi aldıktan
sonra görme sorunları yaşayan bir sürücünün hiçbir kimsenin ikazına gerek
kalmadan araç kullanmaya son vermesi gerekmektedir. Yine aynı şekilde uy
kusuz ve yorgun bir sürücünün de aynı şekilde araç kullanmaması gerek
mektedir. Ancak bu şekilde kendi can güvenliğini koruduğumuz gibi başka
larının da can ve mal güvenliğini koruyabiliriz.
Yine trafik kazalarında önemli bir yer tutan alkol ve uyuşturucu
madde etkisiyle araç kullanan sürücüler içinde aynı durum söz konusudur.
Alkol ve uyuşturucu maddelerin etkisiyle araç kullanan sürücüler kendi can
güvenliklerinin yanı sıra karşısındaki diğer araç sürücüleri, yolcu ve yayaları
da tehlikeye atmaktadırlar. Güvenli araç kullanmak_için sağlıklı bir vücut ne
kadar gerekliyse sağlıklı bir kafa yapısı da bir o kadar gereklidir.
Alkol ve uyuşturucu maddelerin etkisi altında araç kullanan kişiler her
ne kadar bu maddelerin kendilerini etkilemediklerini iddia etseler bile fiz
yolojik olarak duyma ve görme gibi çevresel faktörlere normal tepki vere
mez, sağlıklı bir şekilde düşünemez ve sağlıklı karar veremezler. Alkol aldık
tan sonra kendi kusuruyla trafik kazasına karışan bir sürücünün, trafik gü
venliği konusunda üzerine düşen sağlıklı düşünme ve karar verme yetisini
bilerek ve isteyerek kaybeden bir sürücünün tevekkülün ana teması olan
tedbir yükümlülüğünü yerine getirmediği açıkça belli olmaktadır.
KAZA, KADER VE TEVEKKÜL BAGLAMINDA TRAFİK SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ 1 307
Aracın trafiğe hazır halde bulundurulması
Trafik kurallarına harfiyen uyan bir birey olsak dahi trafik kurallarına
uymayan başka bir sürücünün hatasından dolayı kendimizi bir trafik kazası
nın içinde bulabiliriz. Böyle bir durumda aracımızın güvenliği ön plana çık
maktadır. Aracımızda bulunan binlerce liralık aktif güvenlik önlemlerinin
yaıiı sıra sıradan ve nerdeyse maliyeti olmayan pasif güvenlik önlemlerinin \
başında emniyet kemeri gelmektedir. Aktif güvenlik önlemlerinin araçların
güvenliğini arttırdığı düşünülse bile hiçbir güvenlik sistemi kaza meydana
geldikten sonra emniyet kemeri kadar hayat kurtaramamaktadır. Emniyet
kemeri takıp hayatta kalacakken veya yaralanmayacakken, sadece emniyet
kemeri takmadığımız için yaşamımızı yetirmek ve sakat kalmak tevekkül
inancına göre üzerimize düşen görevleri yerine getirmediğimizi göstermek-
tedir. Emniyet kemeri takmak bize hayatta kalmak için verilen ikinci bir şans
olarak değerlendirilmelidir.
Trafik güvenliğindeki önemli hususların başında araçların trafiğe uy
gun bir şekilde bulundurulması gerekmektedir. Karayollarında kullanılan
araçlar ilk üretildiklerinde uluslararası trafik güvenliği standartlarına uygun
bir şekilde üretilerek müşterilerin kullanımına sunulmaktadır. Üretilen bu
araçlar belirli periyodik bakımları yapılması halinde karayollarında uzun
süre güvenli bir şekilde kullanılabilmektedir. Bu araçların mekanik periyo
dik bakımlarının yanı sıra, dış ışık donanımı ve lastiklerinin bakımı da çok
önemlidir. Bir aracın motoru ve diğer aksamları ne kadar iyi çalışırsa çalışsın
dış ışık donanımı bozuk bir aracın trafiğe çıkması veya kullanım ömürleri
bitmiş bir lastikle trafiğe çıkılması son derece tehlikelidir. Bu tehlike sadece
araç sürücülerini değil aynı zamanda trafikte kurallara uygun hareket eden
diğer insanları da etkilemektedir.
Bu konuda 1997 yılında trafikte görev yaptığım Çankırı ilinde yaşadı
ğım bir anıyı paylaşmak isterim. Şöyle ki; trafik ekibinde seyir halinde kont
rol yaptığımız bir esnada, şehrin dışında bir aracın yolun kenarında park ha
linde olduğunu fark ettik, şehirden uzak bir nebze ıssız sayılabilecek bir
yerde, gecenin ilerleyen saatlerinde bir aracın bu şekilde park etmesinin
normal olmadığını düşünerek dikkatli bir şekilde aracın yanına yaklaştık.
Aracın içinde bir ailenin olduğunu görünce merakımız iyice arttı. Bu ailenin
308 1 DİN VE TRAFİK
akaryakıt bitmesi veya araç arızası nedeniyle yolda kalmış olabileceğini dü
şünerek araç sürücüsüne park etme sebebini sorduğumuzda; kendisinin ai
lesi ile birlikte yurt dışından geldiğini, Ankara iline gittiklerini, ancak aracı
nın kısa huzmeli farlarının arızalandığını, uzun huzmeli farların ise karşıdan
gelen araç sürücülerinin gözlerini rahatsız edeceğini düşündükleri için sa
bahı beklediklerini söylemeleri üzerine kendilerini yakın bir tesise götüre
rek arızaJ:!ın giderilmesini sağladıktan sonra örnek bir davranış sergileyen
sürücüye teşekkürlerimizi bildirerek kendilerini yolcu ettik. Tabi bu şekilde
güvenli bir sürüş için gerekli tedbirleri alamadıkları için yollarına devam et
meyerek duyarlı bir hareket sergileyen sürücünün davranışları bizleri son
derece mutlu etmişti. Bu tür davranışların ülkemizde giderek artmaktadır.
Artık insanlarımız ışık donanımı bozuk bir araç ile yolculuk yapmanın ken
dileri ve başka araç sürücülerine yaratacağı tehlikelerinin farkına varmakta
dırlar.
Gerekli emniyet tedbirlerini almadan kullanım ömrü bitmiş ve diş de
rinlikleri aşınmış bir lastikle trafiğe çıkılması, frenleri bozuk, ışıkları ve sin
yalleri çalışmayan bir araçla yola çıkılması, arka ışıkları ve reflektörleri ol
mayan bir traktörün gece yola çıkarak arkadan gelen araçları tehlikeye dü
şürmesi gibi davranışlar tevekkül inancıyla tamamen ters düşmektedir.
Hatta mevsimsel şartlara göre yazlık ve kışlık lastiklerinde zamanında kul
lanılmaması da aynı şekilde tevekkül inancı ile örtüşmemektedir._ Tevekkül
inancı; karlı buzlu havalarda araç sürücülerinin kış lastiği, çivili lastik veya
zincir takmadan yola çıkmamayı, aracın mekanik, motor, fren ve elektrik gibi
bakımlarını yaptırıp tüm tedbirleri aldıktan sonra Allah'a dayanıp yola çık
mayı öğütlemektedir.
Trafik kurallarına uymada tevekkülün önemi
Trafik kuralları uzun tecrübeler sonucunda güvenli bir trafik ortamı
oluşturmak amacıyla konulmuştur. Trafiğin düzenlenmesi amacıyla konulan
bu kuralların pek çoğu geçmişte yaşanan acı olaylardan ders çıkartılmak su
retiyle genel kurallar haline gelmiştir. Örneğin motosiklet kazalarında kafa
bölgelerinden yaralanmaların daha kalıcı hasar verdiği anlaşılmış ve moto
siklet ve mobilet sürücülerine kask takılması zorunluluğu getirilmiştir. Mo-
KAZA, KADER VE TEVEKKÜL BAGLAMINDA TRAFİK SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ 1 309
tosiklet sürücülerinin karıştığı bir çok trafik kazasında takılan kask saye
sinde insanların bu kazalardan en az zararla kurtuldukları herkes tarafından
bilinmektedir. Kask takmadan seyahat eden bir sürücünün bir kaza anında
kask takması halinde kurtulması mümkünken bu kazada yaralanması veya
yaşamını yitirmesi kendisine düşen tedbir yükümlülüğünü yerine getirme-
diğini göstermektedir. Zira aynı kazada gerekli tedbirleri alarak kask takan \
bir sürücünün trafik kazasında zarar görmesi tevekkül inancıyla örtüşürken,
diğer durum tevekkül inancıyla tezat oluşturmaktadır.
Gelişen motor teknolojileri ile artık araçlar daha güçlü ve daha fazla
hız yapacak şekilde üretilmektedir. Tabi ki hız arttıkça kaza yapma riski de
artmaktadır. Otomotiv teknolojisi ne kadar ilerlerse ilerlesin, insanların ilk
insandan beri et ve kemikten oluştuğu hakikatini değiştirmemektedir. İnsa
nın bu yapısı nedeniyle trafikteki tehlikelere karşı kendini koruması her za
man mümkün olmayabilmektedir. Örneğin 40-50 km/h. hızla bir aracın ya
yaya çarpması durumunda yayanın hayatta kalma oranı yüksekken, bu hız
ların üstündeki çarpmalarda yayaların hayatta kalma oranları düşmektedir.
Bu nedenle kanun koyucu yayaların yoğun bulunduğu yerlerde araçlar için
hız sınırlaması getirmiştir. Güvenli bir seyir için azami hız sınırının 50 km/h.
olan bir karayolunda daha hızlı araç kullanılması tevekkülün ana teması olan
tedbir yükümlülüğü ihlal anlamına gelmektedir.
Bu örnekler daha da arttırılabilir. Trafik ışıklarına uymayan bir sürü
cünün kırmızı ışıkta geçmesi, şerit değiştirmenin yasak olduğu bir yerde ha
talı sollama yapılması, trafik tanzim ve düzenleme işaretlerine uyulmaması,
alkollü araç kullanılması, aşırı yük ve yolcu taşınması, öndeki aracı yakın ta
kip edilmesi gibi birçok trafik kuralı insanların güvenli bir trafik ortamında
bulunmalarını sağlamak için konulduğu bilinmelidir.
İyi bir insan ve Müslüman olabilmek için imandan sonra güzel amel
lerde bulunarak insanların haklarına saygılı olmak, onların can ve mallarına
saygı göstermek Yüce Allah'ın ilahi emridir. Sonuç olarak trafik kurallarında
gerek yaya veya yolcu olsun gerekse de araçlarla olsun alacağımız bütün ted
birlerden sonra Allah'a tevekkül ederek teslimiyetimizi göstermek imanımı
zın, inancımızın gereği olduğunu hatırımızdan çıkarmayalım. Yoksa cana ve
mala kasıttan insanların gözünde de Allah'ın katında da suçlu oluruz.
310 1 DİN VE TRAFİK
KAYNAKÇA WHO Global Status Report on Road Safety,2015 son erişim tarihi: 23.03.2016,
http: / /www.who.int/violence_injury _prevention/road_safety _status/2015 /GSRRS2015_Summary _EN_final2.pdf?ua=l
İyi, Muhsin; İslam Dergisi, 14.02.2013 http://www.islamdergisi.com/geneljtevekkul-tevekkul-nedir-allaha-tevekkul-nasil-edilir /
Diyanet Dergisi, Sayı:125