40
2015 SONBAHARINDA TÜRKİYE EKONOMİSİNİN GÖRÜNÜMÜ Prof.Dr.Havva TUNC

Türkiye ekonomisine bir bakış son

Embed Size (px)

Citation preview

2015 SONBAHARINDA TÜRKİYE EKONOMİSİNİN GÖRÜNÜMÜProf.Dr.Havva TUNC

Ödemeler Dengesi I Bir ülke ekonomisini değerlendirmek,

genel görünümü hakkında bilgi sahibi olmak, diğer ülke veya ülke gruplarıyla kıyaslayabilmek için o ülkenin dönemler itibarıyla ödemeler dengesine bakılır.

Ödemeler Dengesi II Ödemeler Dengesinde belli bir dönemde

ulusal ekonomi ile dış dünya arasında yapılan tüm ekonomik faaliyetlerin sistematik olarak gösterilir.

“Tüm ekonomik faaliyet” meali dış dünya ile yapılan her türlü mal, hizmet ve sermeye hareketi.

Ödemeler dengesi ülkenin ekonomik fotoğrafıdır.

Politikaların Oluşması Ödemeler Dengesi mal ve hizmet ve

de sermaye hareketlerinin dünden bugüne hareketlerini gösterir ve iktisat politikalarını şekillenmesine rehberlik eder.

Türkiye Ekonomisi görünümlü bu toplantıda Ödemeler Dengesi verileri bağlamında dinamik analiz yapılarak Türkiye Ekonomisi yorumlanacak.

Ticaret Hacmi Yıllar itibarıyla Türkiye ekonomisinin

ticaret hacminin, ithalat ve ihracat bağlamında,artış trendinde olup 2013 den itibaren azalmaktadır.

Ticaret Hacmi sırasıyla,300’den 200 ve 180 milyar dolara inmiştir.Ve ihracatın ithalatı karşılama oranı son 5yıl ortalaması yaklaşık % 66-67.

2014 ve 2015 ticaret hacmi küçülmekte olup açık daralmaktadır. İyi mi?

İthalatın % 70 Enerji oluşturuyor.

Katma Değer ve Teknoloji(%4.6) Söz konusu dönemde ihracatın ithalatı karşılama oranı yıllık

olarak artış trendi olmasına rağmen gelişmiş ülke ekonomileriyle kıyaslandığında yetersiz olduğudur.

İhracata söz konusu olan mal ve hizmetler ne kadar katma değeri yüksek ise ülke ekonomisinin gelişimi o kadar olumlu olmaktadır.

İhracat hacmindeki artışa karşı yaratılan katma değerin düşüklüğü ülke ekonomisi üretmesine rağmen büyüyemediği kalkınamadığı.

OECD 2015 raporuna göre Türkiye’nin ihracata söz konusu mal ve hizmetler içinde teknolojik ürünlerin payının çok düşük olduğu ve bunun artırılması gerektiği ifade edilmektedir.

Ülkenin gelişim trendinin yakalanabilmesi orta gelir tuzağından çıkılabilmesi için teknoloji yoğunlukta mal ve hizmet üretmeli ve ticarete konu olmalıdır.

Yapısal Sorun :Üretmek İçin İthalat Sanayiden tarım sektörüne üretebilmek

için, temel girdiler bağlamında, ithalat yapmak zorundayız. Türkiye ekonomisinin girdi bağlamında bu yapısal sorunu çözecek politikaların belirlenmesi ve acilen uygulaması gerekmektedir.

Tarımda Bile Girdi İthal Tarım sektöründe bile buğdaydan karpuza üretimde kullanılan tohum, gübre ve makine teçhizat ithal edilmekte olup sektörün gelişimine bu durum engel oluşturmaktadır.

Beşeri Kaynağın Önemi Diğer taraftan Türkiye ekonomisinin

sahip olduğu beşeri kaynağın temel bir girdi olduğu varsayılırsa bunun niteliğini artıracak eğitim politikaları gelişim için önemlidir

Gıda Fiyatlarındaki Artış Gıda fiyatlarındaki artış Türkiye Ekonomisi üzerinde

enflasyonist baskı oluşturmakta olup bunun temel nedeni

uygulanmakta olan tarım politikalarıdır. Uygulanan vergisiz ithalat politikası sektörde kısa dönemli iyileşmeler sağlarken uzun dönemde bozulmalar daha şiddetli olmaktadır.

Gıda Enflasyonu ve Enflasyon

GDP   2014 GDP 850 Milyar Dolar 2015

800 Milyar Doların altına düşeceği ve keza büyümenin 3 olacağı beklentisi yönünde revizyonlar yapılmıştır. Kısacası gerek 2014 gerekse 2015 Türkiye Ekonomisi üretim açısından düşük gelişme göstermekte.

İşgücü ve İşsizlik ve İGK İşsizlik ve işgücüne katılım

oranındaki değişim ekonomi için önemli bir gösterge olup sırasıyla %11 ve %60 dır.

Küresel Sorun: Genç İşsizlik İşsizlik,üniversite mezunu genç işsiz, her

beş üniversite mezunundan biri işsiz.Aslında genç işsizler sadece Türkiye’nin değil küresel bir sorun.

İspanya ,İtalya gibi AB ülkelerinin üniversite mezunu gençlerin işsizlik sorununa çözüm arayışları Davos zirvesine taşınmış olup giderek artan genç üniversite mezunu işsizlere çözüm bulmak için vakıf kurulmuştur ve sorun incelenmektedir.

Paradoks: İGK ve işsizlik artıyor

  İşgücüne katılım oranı artış seyrinde olmasına rağmen işsizlik azalmamakta. Nedeni nüfus

artışıdır. Türkiye Ekonomisinde izlenmekte olan nüfus artış

politikasıyla doğurganlık teşvik ve desteklenmekte olup yaratılan istihdam mevcut işsizliği ve artan nüfusu absorbe edecek büyüklükte olmadığından işsiz sayısı gün be gün artış göstermektedir.

Tıpkı artan üretim ve ihracata rağmen ülkenin belli bir büyümenin üstüne çıkamaması(orta gelir tuzağı) gibi.

Cari Denge/GDP Cari denge kabaca bir gelir gider

dengesi dir.Yıllar itibarıyla açık vermekte. Üretimdeki artışla beraber cari açık da artmaktadır.

2010…. 6.2 2011…..9.7 2012…...6.1 2013…..7.1 2014…..6.4

Tasarruf Eğilimi Gelişmiş ülkelerde sermaye birikimi ve

tasarruf eğilimi gelişen ülkelere göre yüksektir.

Tasarruf oranı:Türk(15)/Çin(50)/ABD(22)

Tasarruf Eğilimi Tasarruf eğilimim diğer ülke

ortalamalarının oldukça altında olması sermaye birikiminin yetersiz olması anlamına geldiğinden hedeflenen yatırımların gerçekleşebilmesi finansman ihtiyacı sorununu beraberinde getirmekte olup 2007 başlayıp hala devam eden sistemik finans krizi, MB izlemekte olduğu özellikle FED’in para ve kur politikası, bu sorunun daha artmasına yol açmıştır.

Merkez Bankası ve Görevleri Para ve finans piyasasının temel aktörü, istikrar

sağlayıcısı Merkez Bankaları olup izledikleri politikalarla finans piyasaları hatta ülke ekonomileri yönetilmektedir.(FED,ECB)

Türkiye’de finansın patronu, TCMB, oldukça başarılı olup hedeflere ulaşılmasında karşılaşılan güçlüklerin nedeni dış dinamiklerdir.

Türk finans piyasası gelişen ülke finans piyasalarından, ulusal paranın Dolar karşısındaki değer kaybı, sermaye girişi vs bağlamında, ayrışması hem ekonominin yapısal konumu hem de siyasi algılamanın etkisi olmuştur.

Dünya Ekonomileri ve Büyüme Sorunu

Küresel bağlamda dünya ekonomileri GDP artıramamakta yani üretememekte kısacası büyüyememektedir.

Reel piyasaların özellikle imalat sanayinin azalan kar hadleri yatırımcıların yatırımlarını reel piyasalar yerine finans piyasalara yöneltmeleri .

Paranın getirisinin negatif olduğu günümüzde bile finans piyasalardan çıkmakta direnmeleri dünya ekonomisinin neden büyüyemediğini açıklar.

Türkiye ve Enflasyon FGS artış ile Türkiye gelişen

ekonomilerden ayrışmakta olup paranın birim maliyetindeki yükseklik yatırımlar önünde önemli bir engel. Borçlar GDP içindeki payı özellikle kısa vadeli borçların payındaki artış önemli olup düşürülmelidir.

Enflasyon Seyri

Borçların GDP Oranı Japonya (%219)ve ABD (%107), 3. büyük borçlu AB % 96 ve Türkiye’nin % 40.

Cari Açığın GDP Oranı Cari açığın GDP içindeki payı en yüksek

ülkelerin başında ABD gelmekte olup 17 trilyon Dolarlık bir GDP ve açık %7.5.Türkiye’nin ise 850 milyar Dolar,

% 7dir.

Göstergeler İtibarıyla Kırılganlık

Dış Borç/Cari Açık/Enflasyon/Döviz Rezervi/ Kredi Artışı/Kamu Borcu kriterlerine göre oluşturulan kırılganlık endeksinde gelişen ekonomiler içinde Türkiye en kırılgan ülke olarak saptanmış.

S&P çalışmasında Türkiye, Gana ve Ukrayna aynı

Kırılganlık Sıralaması ve Türkiye Hindistan / Türkiye Endonezya / Rusya G. Afrika / Brezilya Meksika / Filipinler Çin / Kolombiya Tayland / Malezya Şili / Kore / Tayvan

Dış Dünya’dan Bir Örnek:AB-CAP 1958 yıllarda AB tarım ürünlerinde ihracatçı iken 80

sonrasın ihracatçı konuma gelmiş temel ihracatçı ülkelerle rekabet eder pozisyonu yakalamıştır. İşin ilginç yanı bunu 28 üyeli bir AB ile yakalamıştır. Başarı izlenmekte olan CAP sonucu olmuştur.

Türkiye Ekonomisi de izlenmekte ve izlenecek olan politikalarla uyumu ve dengeyi yakalarsa, gelişimi ve ilerlemeyi elde etmesi kaçınılmazdır.

Örnekleri çoğaltmak olası. Güney Kore gibi ülkeler. Kısacası büyümek ilerlemek zor bir durum olmayıp

sadece neyi niçin nasıl yapacağız soruna verilen cevapları uygun politika araçlarla örtüştürüldüğü zaman hedeflenen başarı yakalanabilmektedir

AB ve Türkiye Kıyaslaması Ekonomik kriterler enflasyon, mali,

istikrarlı döviz kuru ve faiz oranı itibarıyla Türkiye 28 AB ülkeleri ile kıyaslandığında enflasyon hariç daha iyi konumdadır.

Enflasyon ve Mali Kriter Enflasyon Kriteri, en iyi oranın %1,5

sınırları içinde olması gerekmektedir. Ve ek olarak deflasyonist süreç

Mali Kriter, borcun GDP oranının %60’dan az ve bütçe açığının GDP’nın %3’den az olması gerekmektedir

İstikrarlı Döviz Kuru İstikrarlı Döviz Kuru, Üye devletlerin

döviz kurunda en az iki yıl istikrarlı bir yol izlemeleri . Merkez Bankaların izleyeceği kur kambiyo politikaları önemli. TCMB ile ECB çok farklı.

Faiz Oranı ve Para Politikası Faiz Oranı Seviyesi, AB ile Türkiye

farklı .Negatife yakın faiz iken Türkiye’de % 8 . Enflasyonist ve deflasyonist süreç.

Çevrilecek Borcun/GDP Yunanistan(18),

İtalya(11),Portekiz(8),İspanya(7,8),İspanya(6),İngiltere(5.8), Fransa(4.8),Almanya(4.6)dır.

Kamu Borcun/GDP

Yunanistan(143),İtalya(119),Belçika(97), İrlanda(96),Portekiz(93), İspanya(60), Fransa(82),Euro alanı(85), AB-27(80).

Bütçe Açığı/GDP  

Yunanistan(10.5),İtalya(4.6),Belçika(4.1), İrlanda(32.4),Portekiz(9.1), İspanya(9.2), Fransa(7),Euro alanı(6), AB-27(6.4).

Nasıl Yorumlanmalı? Türkiye Ekonomisi, özellikle bütçe

dengesi, Borçlar/GDP olumlu gelişim içinde olmakla beraber göstermiş olduğu performans itibarıyla değerlendirildiğinde AB ülkeleriyle kıyaslanmayacak kadar iyi durumdadır.

Peki Türkiye Ekonomik görünümü Nasıl Yorumlamalıyız?

Büyüme ve Kalkınma

Büyüme ve Kalkınma Son on yıllık büyüme % 4.8 .Büyümenin

motoru dönem dönem farklılaşmaktadır. 2014 yılında inşaat sektörü, kamu harcamaları büyümeye ivme vermiştir.

Türkiye Ekonomisi ve Çözüm Türkiye ekonomisi gerek kaynakları özellikle

beşeri kaynağı itibarıyla genç girişimci bir yapıya sahiptir. Türkiye Ekonomisinin yapısal sorunlarını giderecek politikaların uygulanmasıyla, izlenecek destek ve teşviklerin eşliğinde, finans ve maliye politikalar arasındaki uyum ve dengenin sağlanmasıyla hem artan nüfusu mas edilerek işsizlik azalacak ve bu iyileşme büyümeye ivme verecektir. Ve böylece hedeflenen büyüme ve kalkınma yakalanabilecektir.