106
THE INSTANT MILLIONAIRE (ANLIK MİLYONER)

Milyoneraklinsirlari

Embed Size (px)

Citation preview

THE INSTANT

MILLIONAIRE

(ANLIK MİLYONER)

THE INSTANT

MILLIONARE

(ANLIK MİLYONER)

Akıl Ve Zenginliğin Öyküsü

“Tekrar tekrar okunacak enfes bir kitap olanAnlık Milyoner, tüm olanaklarınızaerişebileceğiniz bir öngörü aşılar.”

-Wess Roberts,P.D

Leadership secrets ofAtilla the hun’un yazarı

Mark Fisher

2

İÇİNDEKİLER

1.BÖLÜM

Genç adam zengin bir akrabasına danışıyor

2.BÖLÜM

Genç adam yaşlı bahçıvanla karşılaşıyor

3.BÖLÜM

Genç adam fırsatları yakalamayı ve risk almayı

öğreniyor

4.BÖLÜM

Genç adam kendini hapsedilmiş buluyor

5.BÖLÜM

Genç adam güvenmeyi öğreniyor

6.BÖLÜM

Genç adam hedefine odaklanmayı öğreniyor

7.BÖLÜM

Genç adam kendi fikrinin değerini kavrıyor

8.BÖLÜM

Genç adam kelimelerin gücünün farkına varıyor

3

9.BÖLÜM

İlk defa genç adam gülün kalbi gösteriliyor

10.BÖLÜM

Genç adam bilinçsiz aklına hükmetmeyi öğreniyor

11.BÖLÜM

Genç adam ve akıl hocası rakam ve yöntemleri

tartışıyor

12.BÖLÜM

Genç adam mutluluğu ve hayatı öğreniyor

13.BÖLÜM

Genç adam hayattaki isteklerini ifade etmeyi

öğreniyor

14.BÖLÜM

Genç adam gül bahçesinin sırrını çözüyor

15.BÖLÜM

Genç ve yaşlı adam farklı seyahatlere çıkıyor

SON SÖZ

4

YAYINCI’NIN ÖNSÖZÜ

Her devir kendi hikayesini gerektirir özellikle de Webster’in dediği gibi “faydalı bir gerçeği uygulayın.”Bu küçük kitap bize hayatımızın en faydalı gerçeklerinden birini: finansal zenginliği, hayatı iyi yaşamayı eğer başarının prensiplerini anlayıp uygularsak hedeflerimize ulaşabileceğimizi anlatan güçlü ve orijinal bir hikayeyle sunmaktadır.

Belki de bir hikaye, gerçekleri sunmanın en iyi yoludur Çünkü hikayenin çocuksu basitliği yardımıyla bilinçaltımızın çocuksu basitliğiyle iletişim kurabilir ve de hayatımızda büyük olumlu değişiklikler yapabiliriz.

Amerika’da bu kitabı yayımlamaktan gurur duyuyoruz. Neredeyse tüm Batı Avrupa, Çin, Japonya, Meksika ve Brezilya da dâhil olmak üzere 10 ülkede daha basılmıştır. Kitabın yazarı gerçek bir milyoner: gibi biri” ve bu küçük hikâyesi hafife alınacak türden değil.Bu, okunacak, yeniden okunacak, çalışılacak ve de uygulanacak bir kitaptır. Bu, sizi bir çok yönden ve maddi zenginlikten daha değerli ve tatmin edici şekilde zenginleştirecek, mükemmel tasarlanmış bir kitaptır.

-MARC ALLEN

5

1.BÖLÜM

Genç adam zengin bir akrabasına danışıyor

Bir zamanlar zengin olmayı isteyen zeki ve genç bir adam vardı. Hayal kırıklıkları ve aksiliklerden adil payını almıştı,bu inkar edilemezdi,ama yine de talih yıldızına inanıyordu.

Şansın yüzüne gülmesini beklerken, küçük bir reklam ajansında bütçe sorumlusu olarak çalışıyordu.Yetersiz miktarda para alıyordu ve bazen işinin ona çok az haz verdiğini düşünüyordu.Açıkçası bu işi yapmaya isteği kalmamıştı artık.

Başka bir şey yapmayı hayal ediyordu, belki de onu zengin ve ünlü yapacak,maddi problemlerine bir kereliğine ya da tamamen son verecek bir roman yazmaktı bu.Ama bu hevesi biraz gerçeklikten uzak mıydı? Çok satan bir kitap yazmaya yetecek kadar yeteneği ve tekniği var mıydı,yoksa sayfalar onun iç sefaletine ayna tutan kasvetli,odaklanılmamış düzensizliklerle mi dolu olacaktı?

6

Bir yılı aşkın bir süre , işi günlük kabus olmuştu.Patronu üç saatlik öğle yemeğinin tadını çıkarmak için ortadan kaybolmadan önce her sabahın çoğunu gazete okuyarak ve notlar alarak geçirirdi.Aynı zamanda fikrini sürekli değiştirir ve çelişkili emirler yağdırırdı.

Fakat sadece patronu değil, yaptıkları şeyden bıkmış olan iş arkadaşları tarafından da çevresi kuşatılmıştı.Herhangi bir görme duyusunu kaybetmiş,topluca vazgeçmiş gibi görünüyorlardı.Genç adam hiç birine her şeyi bırakıp bir yazar olmak isteme fantezisini anlatmaya cesaret edemiyordu.Onların buna şaka gibi davranacağını biliyordu.İşteyken ,başka bir ülkedeymiş ,oranın dilini konuşamıyormuş gibi dünyayla sık sık bağlantısını keserdi.

Her pazartesi sabahı, nasıl olacak da ofiste başka bir haftayı daha geçireceğim diye merak ederdi.Sigaralarını,arabalarını,biralarını satmak için yaygara koparan müşterilerin ihtiyaçlarıyla ilgili masasının üzerine üst üste yığılmış dosyalar tamamen yabancılaşmıştı.Altı ay önce istifa mektubunu yazmıştı. Patronunun ofisine doğru pek çok kere cebinde yanıp tuştan mektupla yürümüştü fakat bunu hiçbir zaman başaramamıştı. Bunu yapmak eğlenceliydi. Üç dört yıl öncesine kadar bunu yapmak için tereddüt bile etmezdi ama şimdi ne yapacağından emin değil gibi görünüyordu.Bir şey onu engelliyordu; bu ya bir çeşit kuvvet ya da en basitinden korkaklık mıydı?

7

Geçmişinde istediği her şeyi elde etmesine daima yardımcı olan yürekliliğini yitirmiş gibi görünüyordu

-Uygun zamanı yakalayana kadar bekledi, harekete geçmemek için tüm bahaneleri de üretti,gerçekten başarılı olup olamama düşüncesiyle merak içinde kıvranıyordu.Yoksa sürekli hayal kuran bir adam mı olmuştu?Onun bu derdi borçlarla uğraşmasından mı kaynaklanıyordu? Yoksa sadece geleceği görme kabiliyetimizden vazgeçtiğimiz dakikaları kaçınılmazca tetikleyen bir süreçten yani yaşlanmaya başlamaktan mıydı?

Günün birinde , hakikaten hayal kırıklığına uğramış hissediyordu ki birden aklına milyoner amcasını ziyaret etme fikri geldi.Belki amcası ona bir iki tavsiye daha da iyisi biraz para verebilirdi.Onunla görüşmeyi kabul eden amcası sıcakkanlı ve arkadaş canlısı biriydi.Ona borç para vermeyi üstüne üstlük yeğenine iyilik yapmayı reddetmişti.

Yeğeninin acıklı hikayesini dinledikten sonra

“Kaç yaşındasın?”

“32 “ diye ürkekçe yanıtladı genç adam.

“Bu zamana kadar John Paul Getty’in ilk milyonunu kazandığında 32 yaşında olduğunu biliyor muydun? Ya da benim senin yaşındayken

8

yarım milyonum olduğunu? Bu yüzden nasıl oluyor da bu yaşta borç para almak zorunda kalıyorsun?”

“Aklım ermiyor ki! İt gibi çalışıyorum. Bazen haftada 55 saat…”

“İnsanın çok çalışmakla zengin olabileceğine gerçekten inanıyor musun?”

“Ben …Sadece tahmin ediyorum.Yani hep inandırıldığım şey bu.”

“Bir yılda ne kadar kazanıyorsun? 25.000$ ?

“Evet, o civarlarda.”“Sence 250.000$ kazanan biri haftada senden 10 kat fazla mı çalışıyor? Tabi ki hayır! Demek ki ;bir başkası senden daha fazla çalışmadan senin kazandığının on mislisini kazanıyorsa senin yaptığından farklı bir şey yapıyordur.Senin hiç farkında olmadığın bir sırrı vardır.

“Doğru olmalı”

“Anladığın için şanslısın en azından.Bir çok insan bu farkı anlamaz bile.Geçinmeye çalışmakla o kadar meşgullerdi ki maddi sıkıntılarından nasıl kurtulabileceklerini düşünmeye fırsatları olmaz.İnsanların çoğu nasıl zengin olabileceklerini,neden zengin olmayı başaramadıklarını bulmak için bir saatini bile ayırmaz.”Bitip tükenmeyen hırsına ve para kazanma hayaline rağmen genç adam,durumu üzerine düşünmeye

9

sahiden vakit ayırmadığını kabul etmek zorunda kalmıştı.Galiba her şey onun dikkatini dağıtmış,açıkça en temel en önemli görevle yüzleşmekten bir şey onu alıkoymuştu.

Genç adamın amcası bir süre sessiz kaldıktan sonra gülümsedi.

“Sana yardım etmeye karar verdim.Seni zengin olmamda bana yardımcı olan kişiye göndereceğim.Adı “.”Hiç dudun mu bu ismi?

“Hayır,hiç duymadım.”

“Bu ismi seçmiş ; çünkü para kazanmanın gerçek sırrını bulduktan bir gece sonra milyoner olduğunu iddia ediyor.Bir gecede milyonerliği,en azından milyonerlik zihniyetini kazandırmaya yardım edebileceğini öne sürüyor.”Amcası duvardaki büyük haritaya dönerek haritada küçük bir noktayı,biraz sapa bir kasabayı gösterdi.“Gittin mi hiç oraya?”“Hayır”.Neden denemiyorsun o zaman?Git ve onu bul!Sana da sırrını açıklayabilir.Mükemmel bir evde oturuyor.Kasabanın en güzel evi.Bulmakta hiç zorluk çekmemen gerekir.”

“Niçin sırrı siz vermiyorsunuz?O zaman oraya gitme zahmetine de katlanmamış olurum.”

10

“Buna hakkım yok da ondan. bu sırrı bana verdiğinde, ilk olarak kimseye söylemeyeceğime dair yemin ettirdi. Ama insanlara kendisinden bahsedebileceğimi de söyledi.”

Bunların hepsi genç adama hem şaşırtıcı hem de karmaşık gelmişti. Şüphesiz onu daha da meraklandırmıştı.“Bana hiçbir şey söylemeyeceğine emin misin? Hiçbir şey mi?”“Kesinlikle eminim. Yapabileceğim tek şey sana ’i şiddetle tavsiye etmektir.”Büyük, meşeden masanın çekmecesinden zarif bir kağıt ve kalem çıkardıktan sonra aceleyle birkaç satır karaladı. Daha sonra da kağıdı katladı, bir zarfa koydu ve yeğenine verdi.“İşte senin giriş belgen ve de adresin. Unutmadan son bir şey daha, bu mektubu okumayacağına dair söz vermelisin. Uyarıma rağmen bu mektubu açarsan ve hala mektubun sana yardımcı olmasını istiyor olursan, mektubu hiç açmamış gibi davranmak zorunda kalırsın.Yaptığın şeyi nasıl telafi edebilirsin ki?”

Amcasının söyledikleri hakkında en ufak bir fikri bile olmamasına karşın yine de kabul etti. Amcası tuhaf adamdı doğrusu ama ne de olsa ona iyilik yapmıştı bu yüzden mektubu açmamakta karar kıldı. Samimi bir teşekkürden sonra oradan ayrıldı.

11

2.BÖLÜM

Genç adam yaşlı bahçıvanla karşılaşıyor.

Genç adam ’in yaşadığı kasabaya doğru hızla ilerliyordu, aklı otomobilinden daha da hızlı çalışıyordu. Bu adamla karşılaşmak ne kadar zor olabilirdi ki? Beklenmedik bir ziyaretçiyi hoş karşılayacak mıydı?Zengin olmanın yöntemini söyleyecek miydi?

Milyonerin evine yaklaştıkça merakına yenik düşerek, amcasının tüm uyarılarına rağmen giriş mektubunu açtı. Şok oldu.Kalbi hızla atmaya başladı.Ter içinde kalmıştı.Amcasının bir yanlışlık yaptığını veya ona şaka yapıp yapmadığını merak ediyordu çünkü;”mektup” bomboştu.

Milyonerin evinin kapısına geldiğinde güvenlik görevlisi gözüne çarpmıştı . Görevlinin ifadesi sertti; koruduğu kale nasıl geçilmezse ifadesi de öyleydi.

“Sizin için ne yapabilirim?”diye ifadesizce sordu görevli.

12

“Anlık Milyoner’le görüşmek istiyorum”

“Randevunuz var mı?” “Hayır, ama…”

“Peki o zaman, giriş mektubunuz var mı?”

Genç adam yarı yolda mektubu cebinden çıkarmış ve hızla geri yerine koymuştu.

“Mektubunuzu görebilir miyim diye bastırarak söyledi nöbetçi.

Genç adam, amcasının “Mektubu açarsan, açmamış gibi davranmalısın.”dediğini hatırladı.

Mektubu gardiyana okumadan verdi.Yüzü ifadeden tamamen yoksundu.

Nöbetçi, genç adama nereye park edeceğini gösterdikten sonra, onu milyonerin lüks, Tudar stili evinin ön kapısına götürdü.Kusursuz giyimli bir Kahya kapıyı açtı.

Yardım edebilir miyim? diye sordu.

“le görüşmek istiyorum.” “Şu an sizinle görüşemez. Lütfen bahçede bekleyin.”

Kahya, genç adama, ortasında parlayan bir havuzu olan bahçenin girişine kadar eşlik etti. Güzel

13

çiçekler, çalılar ve ağaçlar arasında hayranlıkla dolaşırken gözü bir çalı güle eğilmiş bahçıvana çarptı.70 veya seksenlerinde olmalıydı ve gözlerini kapayan geniş kenarlı hasır bir şapka giymişti.

Genç adam, kendisine yaklaşınca, işini bıraktı ve genç adamı gülümseyerek karşıladı.Yaş adamın parlak, neşe saçan mavi gözleri vardı.

Sıcak ve arkadaşça bir tonla:

“Buraya niçin geldiniz?” dite sordu.

“le görüşmeye geldim”

“Anlıyorum. Eğer özel değilse, niçin geldiğinizi söyler misiniz? “Peki, Ben … Sadece tavsiye almak için gelmiştim” Bahçıvan gülleriyle uğraşmaya devam etmeye başlamıştı ki durdu ve dönerek:

“Bu arada 10 dolarınız yok değimli?

“10 dolar mı?” yüzü kızararak

“Üzerimde sadece o kadar kaldı. “dedi.

“Harika. Benim de tam 10 dolara ihtiyacım var.”

Bunu söylerken, çok ağır başlı görünüyordu. Tavrından sıra dışı zarafet ve sevimlilik sızıyordu.

14

“Onu size vermeyi gerçekten isterdim, ama eve geri dönecek başka param yok sorun bu.”

“Bugün eve gitmeyi planlıyor musun?

“Hayırrr… yani, bir fikrim yok. “

Bir hayli kafası karışmıştı genç adamı” Anlık Milyoner’i görene kadar bir yere gitmek istemiyorum.”

“Eğer paraya bugün ihtiyacım yoksa, neden bana parayı ödünç vermekte gönülsüzsün? Belki yarın bu paraya ihtiyacın olmayacak. Kim bilir? Belki milyoner olacaksın.”

Böyle bir mantık (düşünce) genç adama çok mantıklı gelmemişti ama yine bir parayı yaşlı bahçıvana verdi. Bahçıvan gülümsedi. “Çoğu insan bir şeyler sormaktan korkar, en sonunda sorduklarındaysa da, yeterince ısrar etmezler. Bu bir hatadır.” Tam o sırada Kahya bahçeye geldi ve yaşlı adama saygıyla:

“Bayım bana 10 dolar verebilir misiniz? Aşçı bugün işten ayrılıyor ve parasını almakta ısrarcı. Sadece 10 dolar eksiğim kaldı.”Bahçıvan elini bol cebine soktu ve cebinden büyük bir deste banknot çıkardı. Üzerinde nakit

15

binlerce dolar olmalıydı, çünkü genç adam, üzerindeki 10 dolar hariç, yüzlerce dolar görmüştü. Bahçıvan, genç adamdan aldığı 10 doları ayırarak kendisine başın teşekkür eden, yaltaklanırcasına başıyla selam veren, sonra da hemencecik evin içinde gözden kaybolan kahyaya verdi.

Genç adam çileden çıkmıştı. Hayatında bu zamana kadar gördüğümden daha fazla nakit parayla dolu olan bu adam ne yüzle genç adamın cebindeki son dolara el koyardı?

Öfkesini elinden geldiğince gizlemeye çalışarak:

“Neden benden 10 dolar istedin ki? İhtiyacın yokmuş!” “Hayır tabiî ki ihtiyacım vardı. Baksana, hiç 10 dolarlık banknotum yok.”elindeki kalın ruloya şöyle bir göz attıktan sonra.”Sana bir yüzlük vereceğimi hiç düşünmedim değil mi?

“O benim cep harçlığım.”üzerimde acil durumlara karşı her zaman 25.000 dolar taşırım.” “Uuu… 25.000 dolar mı? Diye hızlıca dona kalmıştı.

Aniden her şey netleşmişti çok kibar kahya, inanılmaz miktarda çok cep harçlığı … “Anlık Milyoner sizsiniz, değil mi?

16

“Şimdilik” dedi bahçıvan.” Geldiğinize memnun oldum.“

“Söyler misin? Nasıl oldu da hala zengin olmadın? Bu soruyu ciddi ciddi sordun mu kendine.” “Hayır, gerçekten sormadım.”

“Öyleyse, bu senin yapmam gereken ilk şeydir belki. Senin fikir zincirini takip etmeyi deneyeceğim.

Genç adam birkaç güçsüz girişim yaptı ama sonra vazgeçti.

“Anlıyorum.” dedi milyoner. Sesli düşünmeye alışık değilsin. Senin yaşındakilerin birçoğunun zengin olduğunu biliyor muydun? Hatta bazıları milyoner. Diğerleri ilk milyonlarını kazanmanın eşiğindeler. Aristotle Onassis’in 26 yaşında, İngiltere’ye Shiping Empire’ı kurmayı planladığı yere gittiğinde bankada 500.000 doların olduğunu biliyor muydun?

“Sadece 26 mı?”

“Evet. Başladığında, kendi adına sadece birkaç yüz doları vardı. Üniversite diploması yoktu ve de zengin dayıları yoktu.”

“Şimdi akşam yemeği vakti. Bana eşlik etmek ister misiniz?

17

“Teşekkür ederim.İsterim.”Genç adam, yaşına rağmen adımlarında

canlı sekişlerini koruyan milyoneri takip etti. İki kişilik bir masanın hazırlanmış olduğu yemek odasına gittiler.

“Lütfen oturun.” Milyoner masanın sonunu, her zaman misafire ayrılmış yeri, işaret etti. Genç misafirinin sağına, “Vakit nakittir.” Deyişiyle işlenmiş bir kum saatinin tam önüne oturdu.

Kahya bir şişe şarapla geldi ve bardakları doldurdu.

Milyoner kadehini kaldırarak:

“Hadi senin ilk milyonuna içelim.” dedi.

Tüm gece boyunca sadece bir yudum aldı şarabından. Sam balığı bifteğinden birkaç lokma aldı. Az yemek yedi.

“Geçiminizi sağlamak için yaptığınız işten memnun musunuz?” diye sordu milyoner genç adama.

“Sanırım. Ofisteki şartlar bira zorlayıcı.”

“Kariyerinle ilgili seçimlerinde pozitif olduğundan emin ol. Tanıdığım ve yıllardır birkaçıyla tanıştığım milyonerlerin hepsi işlerini seviyordu. Çalışmak onlar için hoş bir hobi kadar

18

boş zamanlarında yapılan bir iş olmuştu.Bu yüzden zengin insanların çoğu nadiren tatile giderler.Neden bu kadar sevdikleri şeyden kendilerini mahrum etmeleri gerekiyor? İşte bu yüzden birkaç defa üst üste milyoner olduktan sonra bile çalışmaya devam eder.

“Ama işinden zevk almak mutlak bir şart olmasına rağmen, yeterli değil. Zengin olmak için, zenginliğin sırlarını bilmek zorundasın. Söyle bakalım, gerçekten böyle sırların olduğuna inanıyor musun?

“Evet, inanıyorum.”

“Güzel. Bu ilk adım. İnsanların çoğu zenginliğe ulaşmada böyle sırların olduğuna inanmaz. Zengin olabileceklerine bile inanmıyorlar. Haklılar, tabi ki. Zengin olabileceğini düşünmezsen, olman çok zordur. İşe yapabileceğine inanarak başlamak zorundasın ve şiddetle istemelisin. Çok basit şekilde açıklansa da çoğu insan bu sırları kabul etmeye hazır değildir. En büyük engelleri hayal güçlerindeki eksikliktir. Bu yüzden zenginliğin gerçek sırları, yeryüzünde tutulan en iyi sırlardır.

“Edgar Allan Poe’nin hikayesindeki çalınan mektuba benzer biraz.” Diye devam etti milyoner. Hatırlıyor musun? Hikaye polisin aradığı ama hiç bulamadığı bir mektupla ilgili mektubu hiç bulamamışlar çünkü; mektup uzakta bir yere

19

saklanması yerine, en az muhtemel noktada çok açık görülebilecek bir yerdeydi.Hayal güçlerinde eksiklik ve yerleşmiş önyargılar polislerin mektubu bulmalarını engelledi. Basit bir yerde bulacaklarını düşünmedikleri için, mektubu hiç görmediler. Genç adam milyoneri pür dikkat dinliyordu. BuSırların ne oldugunu öğrenmek için yanıp tutuşuyordu. Her halükarda, kesin olan bir şey vardı:

Milyonerin gerçekten hiçbir sırrı yoksa bile, okesinlikle, etkileyici bir manzara yaratmaktaustaydı.

20

3.BÖLÜM

Genç adam fırsatları yakalamayı ve Risk almayı öğreniyor

“Şimdi, zenginliğinin sırlarını öğrenmek için ne kadar ödemek istersin?”

Milyoner’in sorusu gen adamı şaşırtmıştı.

“Öğrenmek için para ödemek istersem bile, on centim bile yok.”

“Fakat, paran olsaydı, ne kadar ödemek isterdin? Herhangi bir rakam söyle. Aklına ilk geleni söyle.”

Genç adamın sorudan kurtulmanın bir yolu yoktu. Milyoner çok kesin bir soru soruyordu. “Bilmiyorum” diye yanıtladı.

“Yüz dolar?”

21

Milyoner kahkahalara boğulmuştu.

“Yalnızca 100 dolar mı? Bu sırların var olduğuna inanmıyorsun değil mi? Eğer inansaydın, kesinlikte bu sırlar için daha fazlasını ödemeye hazır olurdun. Haydi! Sana ikinci bir şans daha vereceğim. Başka bir rakam söyle. Bu çok önemli bir konu oyun değil.

Genç adam tekrar düşündü.

“Cevap verip vermemek umurumda değil.” dedi. Fakat, hatırlatırım beş parasızım.”

“Endişelenme bu konuda”

“Ama param yoksa, kollarım bağlı.” Dedi genç adam şaşırarak.

“Off” diye haykırdı milyoner

“Daha gidecek uzun yolumuz var!Zaman başladığından beri zenginler diğer insanların parasını kullanıyorlar servetlerini biriktirmek için. Kimsenin para kazanmak için paraya gerçekten ihtiyacı yoktur. Bununla, kişisel nakiti kastediyorum. Bir de çek defterin olmalı.”

Genç adam inkar etmek istedi fakat o sabah çek defterini cebine koymuştu. Tanrı biliyor ya hesabında tam tamına 4 dolar 20 centi vardı. Talan söylemeyi düşündü, fakat milyoner öyle

22

keskin bir bakış attı ki, düşünce okuyabiliyormuş gibi görüyordu.

Genç adam, adeta derin, karanlık bir sırrı itiraf ediyormuşçasına kekelediğini işitti, “Evet, ge- getirdim”

Bir an isyan etme isteği aklından geçse de, çek defterini cebinden bir robot gibi otomatik olarak çıkardı. Bu adam tarafında büyülenmişti. Bir hipnotizmacının elindeki biri giydi. Ama milyonerden korkmuyordu; iyi niyet saçtığı için. Hatta biraz eğlenmiş de gibiydi.

“Güzel” dedi milyoner.” şimdi hiçbir problem olmadığını görebiliyor musun?

Zarif bir kalemin kapağını açıp genç adama verdi.

“Aklındaki miktarda bir çek yaz ve imzala.”

“Ama ne kadar yazacağımı bilmiyorum.”

“Tamam. Söylüyorum, yaz 20.000 dolar.”

Milyoner bu rakamı açık ve net bir şekilde en ufak küstahlık barındırmadan söylemişti.

“Ne… 20.000 Dolar mı?” diye haykırdı genç adam. “Şaka yapıyor olmalısın.”

23

“İstersen 50.000 Dolar yaz.” o kadar sakin söylemişti ki bu sözü, genç adam milyonerin ciddi mi olduğu şaka mı yaptığını artık anlamıyordu.

24

25.000$ bile çok fazla görünüyor.Bu arada çeki bozduramazsın çünkü karşılıksız.Elde edceğin tek şey, deli olup olmadığımı merak eden kızgın bir banka müdürü olurdu.Ve çok da haklı olurdu.''

''Bu benim hayatımdaki en büyük alışverişimi nasıl üstlendiğimdi.25.000$'lık bir çek imzalamıştım ve de bu çeki karşılayacak parayı bulmak zorundaydım.Ama o çeki orda o anda imzalamasaydım, büyük bir fırsatı da kaçırmış olacaktım.''

''Bu benim ilk önemli iş derslerimden biriydi.''dedi.''Bir yerlere gelmek için tüm koşulların olmasını bekleyenler asla bir şey elde edemezler. Harekete geçmek için ideal zaman:Şu andır.

Bu küçük alıştırmanın sana verebileceği diğer ders şudur: hayatta başarılı olmak istiyorsan, başka bir şansın olmadığını bilmek zorundasın. Sırtını duvara yaslamalısın.Risk almayı istemeyip reddeden insanlar asla bir yerlere gelemezler; çünkü ellerinde ilkelerin hepsi yoktur.Sebep basit.Tüm çıkışlarıkapattığında ve sırtını duvara yasladığında tüm iç kuvvetlerini harekete geçirmiş oluyorsun.Her bir hücrenle istemelisin eğer bir şey olmasını istiyorsan.Peki niye bekleyesin genç adam? Sırtını duvara yasla ve 25.000$ yaz çeke.'' Genç adam sayıları ve ardından kelimeleri yavaşça doldurarak çeki yazdı. Fakat iş imzalamaya gelince,kolay kolay imzalayamadı.

25

''Hayatımda hiç bu kadar büyük çek yazmamıştım.''

''Eğer gerçekten milyoner olmak istiyorsan bir gün bir yerden başlamak zorundasın. Bundan daha büyük çekler yazmaya alışmak zorunda kalacaksın.Bu sadece başlangıç. ''

Ama genç adam çeki hala imzalayamıyordu. Her şey çok hızlı gelişmişti. Yeni tanıştığı bir adama, birkaç belirsiz sır karşılığında 25.000$ bir çek vermek üzereydi.

''İmzalamaktan alıkoyan şey nedir?Her şey güneş ışığı altında görecelidir.Hiç bir zamn bu miktar sana önemsiz görünmeyecektir.''

''Miktar değil.''diye mırıldandı genç adam.

''Peki, o zaman ne?'' Neden imzalayamadığınızı biliyorum. Sırlarım sayesinde milyoner olacağınıza inanmıyorsun.

Gerçekten ikna olmuş olsaydın, bir çırpıda imzalardın. Söyle bakalım bu sırların, 1 yıldan kısa bir sürede, daha fazla çalışmak zorunda kalmadan hattadaha az çalışarak 100.000dolar fazla kazanmana yardım edeceğime inansaydım imzalarmıydın bu çeki?

''Tabi ki imzalardım.''demek zorunda kaldı.''75.000 $ kar ederdim''

26

''İmzala o zaman .''Bu miktarı kazanacağını garanti ederim.''

''Bunu yazıya dökmek ister misiniz? Milyoner bir kez daha kahkalara boğuldu.

''Seni sevdim genç adam.Kendini sağlama almakta karalısın.Bu çok ihtiyatlı bir davranıştır çoğunlukla.

Kaynaklarından tamamıyla emin olsan bile,bu yoluna çıkan ilk insana güveneceğin anlamına gelmez.''

Masadan ayrıldı, çekmeceyi karıştırdıktan sonra hazır bir anlaşma çıkardı.Bu genç adamın hiç hoşuna gitmemiştir.

Milyoner sırlarını toptan üretip herkese mi satıyordu?

Milyoner teminatım imzaladıktan sonra hızlıca göz atan ve okuduğu şeyden memnun kalan genç adama verdi.Yaşlı adam o anda fikrini değiştirdi.

''Başka bir fikrin var.İddia ya girmeye ne dersin?''

Cebinden bozuk para çıkardı ve avucunun içinde çevirdi''Haydi yazı tura oynayalım. Ben kaybedersem cebimdeki 25.000 doları sana

27

vereceğim. Kazanırsam sen bana çeki verirsin.2 durumdan birinde teminatı unuttum.''tek problem size anlattığım şey. Hesabımda neredeyse hiçpara yok.Ben size bu çeki versem bile para alamasınız.''dedi genç adam.

''Sorun değil.Acelem yok.Tarihi neden 1 yıl ileri atmıyoruz?''

Genç adam duraksadı.

''Peki.Bu koşullar altında iddiayı kabul ediyorum.''

Her halükarda, banka değiştirmek hesabını kapatmak yada çeki durdurmak için dopdolu bir yılı vardı.

Kaybedecek bir şeyi yoktu.Üstelik, milyonerin yeni teklifi sayesinde, tamı tamına bir kaç dakikada, zerre kadar çalışmadan 25.000 dolar bile kazanana bilecektir.

Kendine rağmen, kendinden emin bir gülümseme yerleşiverdi dudaklarına.Milyonerin fark etmeyeceğini umuyordu. O anda milyoner, genç adamın şüphelerini hemen doğrulayan bir açıklama yaptı.

''Yalnız, bir şey var.Eğer bahsi kaybedersen bu çeki ödeyeceğine dair dinin üzerine yemin etmek zorundasın.''

28

Çekinerek söyleyecekti ki, milyoner parayı tam atmak üzereyken, hemen müdahale etti.

''Parayı görebilir miyim?''

Milyoner gülümsedi.

''Hiç şüphen olmasın.Seni gerçekten sevdim, genç adam.Tedbirlisin.Bu huyun birçok hata yapmanı engeller.Emin ol ki birçok iyi fırsatı kaçırmana sebep olmaz.''

Milyoner parayı verdi.Genç adam paranın iki yüzünü de kontrol eder etmez, milyoner yazı mı tura mı diye sordu.

''Yazı.''

Milyoner parayı attığında genç adamın kalbi doğduğu günkü gibi hızlı atmaya başlamıştı. Hayatında ilk defa 25.000$ kazanma şansınasahip olmuştu.

Paranın havada dönüşünü izlerken, endişesi aniden artmıştı. Para masaya düştü.

''Tura.''dedi milyoner sevinç içinde; fakat hemen ardından sempatikçe ''Üzgünüm.''diye de ekledi.Samimi miydi yoksa kibar mıydı anlamak zordu.Genç adam çeki imzalarken kendini titremekten alamıyordu. Belki bir gün bunun gibi büyük çekleri

29

imzalamaya alışacaktı ama bu noktada, bu durumdan dolayı çok garip hissediyordu.

Çeki, kabataslak inceleyen, katlayan sonra da cebine koyan milyonere verdi.

''Şimdi sırları öğrenebilir miyim?''

''Tabi ki.Kağıdın var mı?Sırları yazacağım ki unutmayasın.''

Genç adam, milyonerin sözlerini anlamakta zorluk çekiyordu.Tüm sırları özellikle de 25.000$'a aldıklarının bir kağıda sığacağını hiç düşünmemişti.

''Üzgünüm ama yanımda kağıt yok.''

''Buraya geldiğinde yanında bir giriş belgen yok muydu?Yıllardır amcanın gönderdiği tüm insanların giriş belgeleri vardı.''

Genç adam mektubu cebinden çıkardı.Milyonere verdi.Yaşlı adam mektubu açarken dikkatlice adamın yüzünü seyretti.Fakat milyoner mektubun tamamen boş olmasına hiç de şaşırmış gibi görünmüyordu.Kalemini aldı ve masaya yaslandı.Tam bir şeyler yazacakken başını kaldırdı ve genç adama kahyayı çağırmasını rica etti.

''Orada koridorun sonunda, mutfakta bulabilirsin kahyayı.”

30

Genç adam kâhyayla beraber geldiğinde milyoner zarfı gayet halinden memnun bir şekilde mühürlüyordu.

''Misafirimiz bu geceyi burada geçirecek. Onu odasına götürür müsünüz lütfen?''

Daha sonra genç adama döndü ve ''İşte sırlar.'' dedi. Ayağa kalktı ve mektubu geenç adama verdi.Hayatındaki en önemli işlerdenbirini tamamlamış gibi ellerini ovaladı.

''Senden tek ricam; bu mektubu açıp sırları açmadan önce yalnız kalmayı beklemendir. Ve bir şartım daha var. Yazdıklarımı okumadan önce, hayatının bir kısmını bu sırları senin kadar şanslı olmayanlarla paylaşmaya söz vermelisin. Eğer kabul edersen, bu sırları direk verdiğimson insan sen olacaksın. Benim işim burada bitti. Daha büyük bir bahçede güllere bakmaya hazırlanacağım.

''Şayet bu sırları paylaşmaya hazır değilsen, anlaşmayı bozmak için zamanın var.Ama o zaman mektubu açamayacaksın.Çekini sana geri vereceğim.Ve sen de evine geri dönüp bu zamana kadar sürdürdüğün hayatını yaşamaya devam etmekte serbest olacaksın.''

Madem ki sırların içinde olduğu mektuba sonunda eli değmişti, geri dönme ihtimali de yoktu. Merakı daha da artmıştı.''Söz veriyorum.''

31

4. BÖLÜM

Genç adam kendini hapsedilmiş bulur

Çok geçmeden, genç adam odada yalnız kaldı. O da o kadar lükstür ki; genç adam odayı incelemekten kendini alamadı. Yerden oldukça yüksek olan pencereye yöneldi ve dışarıdaki parka baktı. Milyoner'i şefkat ve sevgiyle güllere bakarken bulduğu ilk yeri görebiliyordu.

Gece çökmüştü. Dolunay her şeyin üzerine parlak bir kızıllık saçıyordu. Genç adam beklentiler içindeydi. Nihayet bunca yıldır kendisinden kaçan para kazanma sırlarını öğrenecekti.

Yavaşça mektubu ve ardından da kağıdı açtı.Kağıt yine tamamen boştu.kağıdı ters çevirdi.İki yüzünde de ufacık bir çizik bile yoktu.Yaşlı adamın kendisini kandırmasına izin verecek kadar aptaldı.Var olmayan bir şey inanılmaz tutarda bir çek imzalamıştı.

32

Milyoner o kadar da dürüst görünüyordu ki; genç adam onu sevmeye bile başlamıştı.

Genç adam, daha dikkatli olması gerektiğini belki de tüm bu yaşananların arkasındaki gerçeğin dürüst insanların asla zengin olamayacaklarıolduğunu fark etmişti. Hiç iş mantığı olmadığına belki de bu yüzden hala fakir olduğuna inandırılmıştı.Ama şimdi daha da fakirdi.İsyan etme hissi yutuvermişti genç adamı.Kağıdı odasın diğer köşesine fırlattı.

Ne yapabilirdi ki?İyi tasarlanmış bir plana dahil olmayı kendisi istemişti.Mümkün olduğunda çabuk oradan ayrılmak tek alternatifiydi.Kimbilir?Belki hayatı da tehlikedeydi.Geceleyin bu yerde kalmak istemiyordu.

Yapılacak en iyi şeyin mümkün olduğunca sessiz bir biçimde oradan sıvışmak olduğuna karar verdi.Ayaklarının ucunda kapıya yürüdü, kapının kolunu çevirdi;ama kapı dışarıdan kilitlenmişti.Tek çıkış yolu pencereydi; ama o da yerden otuz adım yüksekteydi.Atlasa kesinboynunu kırardı.Geriye kalan tek çare kahyayı aramaktı.

Zile bastı ve bekledi; fakat kimse gelmemişti.

Zile yeniden bastı. Hiç bir değişiklik yoktu; belki de zil bozuktu.

Evde çıt yoktu. Genç adam resmen hapsolmuştu.

33

Yatağa uzandığında, gün boyu yaşadıkları gözünün önünden geçiyordu. Ona hakim olmaya başlayan anlamsız duygusuyla savaşmak içinyapılacak çok az şey vardı.25.000$'a aldığı boş kağıt gözünün önünde dalga geçercesine duruyordu.

Sonunda uykuya dalmıştı. Rüyasında, tanımadığı birinin, çok önemli, hayati ve ölüm kalım bir doküman imzalatmaya çalıştığını gördü.Şiddetle karşı çıktı. Bir yanlışlık olmalıydı. Çünkü belge tamamen boştu...

34

5.BÖLÜM

Genç adam güvenmeyi öğreniyor

Ertesi sabah, genç adam üzerinden 3 tonluk bir kamyon geçmiş gibi hissediyordu.

Aynaya baktı.Giysilerile uyuyakalmıştı.Berbat görünüyordu; ama bu kararlılığını daha da perçinliyordu.Aklındaki tek şey; yaşlı adamı bulupona sırlarını verip çekini de geri almaktı.

Parmaklarıyla saçlarını düzelttikten sonra kapıya yöneldi.O sırada kapının bir gece önce kilitli olduğunu hatırladı.Ama şimdi kilitli değildi.Uzun ve hızlı adımlarla odadan çıkarak yemek odasına gitti.

Milyoner masada sakince oturuyordu. Üzerinde bir önceki gün giydiği temiz ama eskimiş bahçıvan kıyafetleri vardı. Geniş, sivri uçlu, genişkenarlıklı şapkası önünde, masanın üzerinde duruyordu.

Milyoner havaya bir para atıyor ve de düşünce sayıyordu.

35

Gözlerini paradan bir an olsun bile ayırmadan "9!Nalet olsun!" diyerek başını kaldırdı.

"Bir türlü 10'u geçemedim. Sırayla 10 kere istediğimi alıyorum ama 11.yi de aynı şekilde atmama rağmen başarısız oluyorum."

Genç adam bir gece önce adamın kendisine dolandırdığını hatıladı.

"Babamın başarılı bir sihirbazdı ve hep 15'e kadar gelirdi; ama bu yeteneği bana geçmemiş."

Genç adam parayı görmek istedi. milyoner neşeli birtavırla parayı uzattı ve genç adam parayı havaya fırlattı. yazı, tura... Eğer dikkatinden kaçan bir şey yoksa, paranın hileli olmadığı çok açıktı.

"Dünkü bahsimizde hile yoktu. Para kazanmak için sadece yeteneğimi kullandım. Bazı insanları sahtekarlığa yetenekleri vardır; fakat bu ikisi çokfarklı şeyler."

Genç adam mektubu sallayarak masanın üzerine attı.

"Beni aldatarak çok iyi iş başardınız bayım. Boş birkağıtla 25.000$ kazandınız."

"Bu zenginliğin sırrıdır."

"Peki. şimdi söyle bakalım beni deli mi zannettin?"

36

"Deli mi? Tabi ki hayır. Sadece öngörüde birazyetersizsin. Bu da gayet normal. Zihnin hala olgun değil."

"Belki değil; ama yine de gördüğüm zaman boş kağıdı tanıyabiliyorum."

"Temin ederim ki sadece boş bir kağıtla gerçekten çok zengin olabilirsin. Ben boş kağıdı gördüğümde geriye kalan tek şeçenek milyoner olmaktı. Biraz sonra sevgili güllerimle ilgilenmeye devam edeceğimden, şimdi sana yardım edeceğim. Dikkatledinle; çünkü bu sırrı paylaştığında başkalarıyla dapaylaşmak zorunda kalacaksın. Kendini fakirliktenkurtardığında ali kolu olanlara da yardım edeceksin.Dün verdiğin sözü tutacak mısın?"

Şüphesiz ki; milyoner olağanüstü ikna edici bir adamdı. Bir kaç dakaki önce genc adam onu lanetlemeye hazırken, şimdi dikkatle dinliyordu.Sözünü yeniledi.

"Seni uyarmalıyım. Milyoner olmak oldukça basitgörünür. Bu basitliğin seni aldatmasına izin verme!Şüphelenmeye başladığın anda, Mozart'ın gerçek deha basitliklerde gizlidir sözünü hatırla. Baştaşüphelerin olacaktır. Zamanla zenginlik senimıknatıs gibi inanılmaz bir şekilde çekmeye başladığında anlamaya başlıcaksın."

"Bak; benim tüm kalbimle istediğim şey; anlamak."

37

"Bu kadar istemek daha iyi. Bu sırrı öğrendiğinde neden inanacağını da bileceksin. Fakat başta basit olmasına rağmen bu sır seni o kadar şaşırtacak kianlatmakta hata inanmakta zorluk çekebilirsin.Şimdi senden bir parça güven istemek zorundayım.Eğer sır varsa,güvenin sayesinde her şeyi kazanmış olacaksın.Eğer yoksa, bir şey kaybetmiş olacaksın."

38

6.BÖLÜM

Genc Adam hedefine odaklanmayı öğreniyor

''Aklından geçen her soruyu sormaktan çekinme.Cevap vermek benim için bir zevk. Yakında bunuyapamayacaksın. Beraber geçirdiğimiz zamankısıtlı. Bu yüzden vaktimizi boş tartışmalarlaharcamayalım. İşte kalem. Kağıdın var mı?''

''Evet,burada.''

''Gerçekten zengin olmak istiyor musun?''

''Kesinlikle evet.''

''Tamam ozaman.Ne kadar para kazanmakistiyorsun ve bu parayı kazanmak için kendine ne kadar süre tanıyorsun yaz.''

''paranın cennetten düşen peniler gibi mi geleceğinidüşünüyorsun;çünkü ben bu kağıda bir çift numarayazdım.''

''Evet öyle düşünüyorum. Seni bu sırrın basitliği hakkında uyarmıştım. Bu zamana kadar tanıştığımtüm milyonerler kendilerine bir miktar ve onu

39

kazanacak bir tarih belirledikleri anda zenginolduklarını söylediler. Nereye gittiğini bilmiyorsan,bir yere gitme şansında olmaz.''

''Sihir gibi sanki.''

''Evet tam da bu, sayısallaştırımış hedefin''Sihri.''

''Sorusuna başka bir açıdan bakalım.Farz edelim ki iş arıyorsun. Tüm gerekli aşamalrı geçtin ve sonunda görüşmedesin. Kısa bir süre sonra,seni işe almayı düşünüyorlar.Sonra birde bakmışsın ki işealınmışsın ve çok para kazanacaksın. Ne tepkiverirdin? Başta kendinle gurur duyardın.Onlarcabaşarı! Üç aydır işsiz olduğun için bunun sanaverilmiş bir şans olduğunu düşünürsün. Ama ilkmutluluk halin geçtikten sonra tepkin ne olurdu?''

''İşin ne zaman başlayacağını merak ederdin.Dahasonra 'daha çok para'nın tam anlamını bilmek isterdim. Herşey birbiriyle bağlantılıdır. Ne kadar maaş alacağım,ne gibi olanaklarım olacak onlarıöğrenmeye çalışırdım.''

''Güzel!Örneğin;yeni patronuna çok paradan kastının ne olduğunu sorsaydın;ama onun tekşeyin sana kesinlikle çok para garanti etmek olsaydı, tatmin olmazdın değil mi?Daha da kötüsüdürüstlüğünden kuşku duymaya başlayabilirdin.Kesin bir rakam söylememsinin arkasında bir şeyolduğunu, maaşının kastettiği kadar çok

40

olmayacağını da düşünebilirdin. Bir de işe başlayacağın kesin tarihi söylemezse, hakikatenşüphenelerdin değil mi?O'nu açıklamaya zorlamayı denerdin.''

''Ve ısrar etmene rağmen,hala istediğin detaylarıöğrenemediysen,işi kabul etmez ve başka bir işebakmaya başlardın.Aslında böyle yapmak da çok da haklı olurdun.''

''Haklısın.Bir teklif ardında istenecek bir çok teklif bırakır.''

Milyoner gayet mennun görünüyordu.Devam etmeden önce bir dakika kadar duraksadı,yüzünde dalgacı ama iyi bir gülümsemesi duruyordu.

''Muhtemel patronuna sorduğun sorular zor şeylerelde etmek amaçlıydı.Doğrumu mu?Sadece çok parakazanmak amaçlı değildi.Ne kadar kazanacağını dabilmek istedin.İşi aldığını bilmek de seni mennunetmedi.Kesin başlama tarihini de bilmek istedin.Belkide bunların hepsinin yazıya dökülmesiniisteyecektin;çünkü yazılı bir sözleşme sözlü bir sözleşmenin bel kemiğidir.Ağızdan çıkan sözlergeçicidir;yazılı olanlarsa kalıcı...

''Çoğu insanın, en azından başarısız olanların farkedemedikleri şey; hayatın bize ondan ne istiyorsakonu verdiğidir. Bu yüzden yapılacak ilk iş kesin

41

olarak ne istiyorsak hayattan da onu istemektir.Eğer istediğin şey belirsizse, elde edeceğin şey debelirsiz olur. En azını istersen,en azını alırsın.

''Bulacağın her istek tamamen net olmalıdır.Maddi zenginlik açısından bakarsan,bir miktar vebu miktarı kazanacağın bir tarih belirlemelisin.Genelde insanlar ne yapıyor?Para ve paradan dahafazlasını isteyenler bile bir miktar ve tarihbelirlemeyerek aynı hataya düşüyorlar.Emin olmakistiyorsan,birine git ve gelecek yıl tam olarak ne kadar para kazanmak istediğini sor.Hemen cevapvermesini iste.Bu insan başarı yolunda ilerliyorsa,nereye gittiğini gerçekten biliyorsa ve sana sır vermekten çekinmiyorsa,sana hemen cevapverebilecektir.On kişiden dokuzu bu basit soruyo anında cevap veremeyebilir.Bu yapılan yaygın birhatadır.Hayat,ondan tam olarak ne istediğimizi bilmek ister.İstemezsen,elde edemezsin.

''Hadi seni testen geçireyim.Bana zengin olmakistediğini söylemiştin.''

''kesinlikle.''

''Söyle bakalım gelecek yıl ne kadar kazanmak istiyorsan?''

Genç adam söyleyecek söz bulamadı. Milyoner'insözlerini takip etmekte hiç zorluk çekmemiş veszölerini gönüldende katılmıştı. Zengin olma arzusuyla yanan ama ne kadar kazanmak istediğini

42

bilmeyen çoğunluktan biri olduğunu kabul etmekzorundaydı. Mahçup olmuştu.

''Bilmiyorum.Ama hatalarımdan birini,belki de enönemlisini anladım.''diye kabul etmek zorundakaldı.

''Çok ciddi bir hata.Hadi bu hatayı düzeltelim.Aklındaki miktarı yaz bakalım.''

''Gerçekten en ufak bir fikrim bile yok.''diye mırıldandı genç adam.

''Ama çok kolay.Gelecek yıl içinde kazanmak istediğin miktarı yaz.ne yapacağınımızı ben biliyorum.Bir kaç dakika düşün.Zaman dolduğunda, bir miktar yazmak zorundasın.Bugünden itibaren bir yıl olmak üzere bir bitiş tarihimizde olacak. Yani düşünmek zorundaolduğun tek şey; miktar. Hadi düşün! Zaman akıpgidiyor."

Bunları söylerken altın kum saatini aldı ve masanın üzerine koydu.

Genç adam oyunun büyüsüne hemen kapılmış ve hayatında ilk defa bu kadar fazla konsantre olması gerektiğini de fark etmişti. Her tür rakam, farkında olmadan aklından geçiyordu. Zaman da geçiyordutabi. Son kum tanesi düştüğünde, genç adam hala net bir rakam belirleyememişti.

43

"Güzel" dedi gözlerini kum saatinden alamayanmilyoner.

''Aklındaki rakam nedir?''

Genç adam en sonunda aklına gelen en son rakamıyazdı.

''Sadece 50.000$ mı yani? Oldukça az bir rakam;ama bu daha başlangıç. Ben olsam 500.000$derdim. Anlık Milyoner olmadan önce yapman gereken çok şey var. Göreceksin ki;bunlar çoğu insanın tahmin ettiği kadar yorucu olmayacak. Sonunda neyle uğraşmayı seçersen seç,bu senin hayatında yapacağın en önemli şey olacak. Buna kendin üzerine çalışma denir.

44

7.BÖLÜM

Genç adam kendi fikrinin değerini kavrıyor

Kahya elinde kahve kuruvasanlarla yemek odasınageldi.Genç adam kahyanın getirdiklerini yerken,ders de devam ediyordu.

''Şimdi,birkaç dakikalık düşünme süresinde ne olduğunu anlamam için sana bir dizi sorusoracağım.''

''Farkına varmam gereken ilk şey;kağıda yazdığınmiktarın düşündüğünden daha fazla anlamıolduğudur.Aslında yazdığın miktar,yaklaşık olaraksenin layık olduğun miktarı temsil eder.Kabul et ya da ,etme kendi gözünde sen yılda 50.000$degerindesin.Ne bir penny fazla ne de az.''

''Bunu nasıl söyleyebildiğinizi anlayamıyorum.Aslında benim bu miktarı seçmen mantıklı veayakları yere basan biri olduğunu gösterir. Şimdilikdaha fazlasını nasıl kazanabileceğimi de

45

anlayamıyorum.Ne de olsa,çok iyi bir işim ,mevkimya da bankada param yok.''

''Düşüncen bir yere kadar doğru.Her halükardasaygı duyuyorum.Tek sorun;bu davranışının şuanki durumunun sebebi olması.Dış koşullarhakikaten önemli değil.Hayatındaki tüm olaylardüşüncelerinin ikiz görüntüsüdür,bunu aklında iyitut!Dış faktörlerin hayatını yönlendirdiğidüşüncesini sürdürüsen,aklın bu ilkeyi kabuledemez.Gerçekte,hayattaki her şey davranışların birer özüdür.Hayat;sen onu nasıl resmediyorsantam da öyledir.Başına gelen her şey düşüncelerininürünüdür.Bu yüzden,hayatını değiştirmek istiyrsan,işe düşencelerini değiştirmekle başlamalısın.Şüphesiz,birazbasmakalıp düşünüyorsun.Çoğu 'akıllı'birey bu ilkeyi inatla yalanlıyor.

''Fakat gerçek şu ki hangi alanda olursa olsun hayatta çok büyük işler başarmış insanlar, 'akıllı'insanların ısrarla itiraz etmelerine hiç aldırış etmemişlerdir.

"Bu kesinlikle zekaya karşı olduğum anlamına gelmiyor. Tam tersi, başarıyı yakalamak için muhakeme ve mantık önemlidir; ama yeterli değildir. Onlar birer araç ve sadık hizmetkârdan başkası olmamalıdırlar.

46

"Bir çok durumda, muhakeme ve mantık büyük başarıların önünde engel teşkil ediyor.Büyük işler düşünce gücüne inaanlar tarafında başarılır.Başarılı insanlar koşulların onları bunaltmasına aslaizin vermez.Aslına bakarsan,başaran büyükkişilerin geçmişte karşılaştıkları durumlarınakranlarının karşılaştıkları durumlar gibi hatta dahada zor olduğunu;ama bunların onları manaviyönden daha derinden etkilediğini görürsün.Kazananlar,büyük işler yapacaklarına gönülden inanaıyorlardı.Zengin olanların tümü zenginolacaklarına derinden inandılar.Ve bu sayadebaşardılar.

''Şimdi kağıdımıza gelelim ve şu soruyu cevaplayalım.Kağıda yazdığın 50.000$ aklına gelenen yüksek rakam değildi,değil mi?''

''Haklısınız,değildi?''

''neydi o zaman?''

''Aklımda bir çok rakam vardı...''

''Mesela?''

''100.000$''

''Peki,neden yazmadın?''

''Bilmiyorum.Çok erişilemez göründü sanırım.''

47

“Erişebileceğine inana kadar da öyle olmaya devam edecek.”

“Sadece 50.000$’la başladığı için, önümüzde yapacak büyük bir işimiz var. Yapmazsak, milyoner olman çok uzun zaman alır. O yüzden sana erişilebilir görünen en yüksek rakamı yaz. Zorla kendini!”

Bir dakikalık düşünmeden sonra, genç adam 75.000$ yazdı.

“Tebrikler, birkaç saniyede 25.000$ kazandın. Fena değil, değil mi?” diye çabucak yanıtladı milyoner.

“Daha kazanmadım.”

“Kazandın sayılır. En büyük adımı attın. 50.000$ yerine 75.000$ kazanacağını düşünerek kendi düşünceni geliştirdin. Çok büyük bir adım değil; ama yine de bir ilerleme. Unutma ki; Roma bir günde kurulmadı!”

“Senin içinde de her insan da olduğu gibi bir Roma yatıyor. Şaşırtıcı taraf şudur ki; bu şehir hem resmettiğin gibi hem de hayretlere düşürecek kadar değişkendir. Şehrin büyüklüğü çizdiğin sınır kadardır. Yazdığın rakamı büyülterek, şehrin sınırlarını genişlettin. İçindeki Roma büyüdü ve bu daha bir başlangıç.”

48

“Bilge düşünürlerin hepsinin söylediklerine göre en büyük kısıtlamalar kişinin kendine koyduklarıdır. İşte bu yüzden başarının önündeki en büyük engel zihninde yarattığın engellerdir. Zihninin sınırlarını genişlettikçe, hayatının sınırlarını da genişletirsin. Zihnindeki sınırlamaları ortadan kaldırırsan hayatındakileri de kaldırmış olursun. Hayat şartların sihirli bir değnek değmişçesine değişecek. Tecrübelerim üzerine yemin ederim ki bu doğru.”

“Zihinsel sınırlamalarımın ne olduğunu nasıl öğreneceğim peki? Söylediklerinizin hepsi mantıklı; ama çok da soyut.”

“ Kendi düşüncene uyan sınırı nasıl bulacağını anlattım. Rakamı yazdığında onu somutlaştırdın. Her bireyin kendini düşündüğünü görmek hakikaten büyüleyici. Birisi bu araştırmayı her yaptığında, aklına basit bir rakam gelir. Hayatta karşılaştığı sınırlamalarla fevkalade uyum gösteren sınırlamalarla karşılaşır. Farkında olsun yahut olmasın, hayat onun koyduğu sınırlara boyun eğer. Genellikle başarısız olan insanlar, başarı ve zenginliğin bu anahtar ilkelerinden en az haberdar olanlardır. Başarılı bireyler bunun farkında olup kendi düşünceleri üzerinde çalışmak için ellerinden gelenin en iyisini yapmışlardır.”

“Kendi düşüncelerin üzerinde çalışmaya başlamanın en kolay yolu, eline bir kâğıt alıp durmadan artan miktarlar yazmaktır. Hadi ufak araştırmamıza

49

yeniden başlayalım! Bu sefer daha cesur bir rakam yaz.”

Genç adam birkaç saniye düşündükten sonra kıvranarak ve de hayal edebileceği en yüksek rakam olduğunu söyleyerek 100.000$ yazdı.“Hayal edebileceğin en yüksek rakam olabilir ama kazanabileceğin en yüksek rakam kesinlikle değil. Oldukça düşük bir miktar. Bazı insanlar bu parayı bir ayda, bazıları bir haftada hatta bir günde yılın her günü kazanıyor. Ama yine de seni kutlamalıyım. Şaşırtıcı bir ilerleme katlettin. Kazancını böylece de zihinsel sınırlarını iki kat arttırdın. İstediğim kadar olmadı; ama seni zorlamak istemiyorum. Kendine cesurca aynı zamanda da mantıklıca düşüneceğin bir hedef koyarak başlamalısın işe.”

“Herhangi bir hedefin sırrı; hem iddialı hem de ulaşılabilir olmasıdır. Şunu da unutma ki bazı insanlar çok tutucudur ve zihinlerindeki sınırları yok etmek istemezler. Zihinsel sınırlamaları bir çeşit alışkanlıklara dönüştürmüşlerdir. Hayal etmeden de idare edebilmeye alışmışlardır. Hayatın bu olduğuna inanırlar. Hayal etmekten korkarlar.”

“Zihnindeki sınırları genişletmekten korkmamalısın. Bir saat içinde gittikçe artan rakamlar yazarak şaşılacak bir başarı yakaladın. Birkaç dakikada hedefini ikiye katlamayı başardın. Daha sonra yalnızken diğer araştırmayı yap.

50

Odanda tek başına otur ve finansal kaderinin sürecini yaz.”6 yıl içinde milyoner olacağım. ” yazacaksın. Bu beni yapan pratik alıştırmadır. Belki 6 uzun yılda milyoner olacağın fikrine karşı çıkacaksın. Sana hak veriyorum; ama finansal kaderini ve talihini garanti edecek olan sırrın anahtarını etkinleştirmek bir saniyeni alacak.

“Bana gelince, yaşlı milyonerin bana ödünç verdiği ve şuan 25.000$’a tekabül eden bir parayla başladım işe. İlk milyonumu kazanmam tamı tamına 5 yıl 9 ayımı aldı. O zamandan beri, aynı yöntemi hep artan rakamlarla kullanarak daha da zengin oldum. Bu yöntem bazılarını hep güldürdü ve güldürmeye devam da edecek. Ama gülenlerin hiç biri zengin değil.”

Genç adam düşünceli bir biçimde başını salladı. Tam ikna olmamıştı, ama her şey gayet kolay görünüyordu.

“Açıkça, bu yöntem milyonerden başka bir şey olmak isteyenler için geçerli. Yine de herkes bu hırsı gütmez. Bu da kesinlikle sırrın güzelliğidir. En mütevazisinden en aşırısına, tüm hayallerde işe yarar. Bir yılda gelirinde 5.000$ veya iki katını kazandırır ve unutma ki bu gerçekleştirilmesi tamamen mümkün bir şeydir.”

“Bu yüzden, şimdi ben değerli günlerimle ilgilenirken sen de odana git ve sana verdiğim

51

Cümleyi, 6 yıl içinde, şu yılda, şu ayda, şu yılda milyoner olacağım, yaz. Ne olursa olsun aklına gelen her şeyi not aldığından emin ol. Masanın üzerinde bir kağıt bulacaksın. Şunu unutma: milyoner olma fikrine alışmadığın, bu fikrin hayatının ve kişisel düşüncelerinin ayrılmaz bir parçası olmadığı sürece, hiçbir milyoner olmana yardım edemez.”

“Şimdi git ve yöntemim yahut ifademin ne dersen artık onun üzerinde düşün. İzin ver 6 yıl boyunca sana rehberlik eden

bir ilke olsun.”

52

8.BÖLÜM

Genç adam kelimelerin gücünün farkına varıyor

Bir saat sonra kâhya, kaçık milyonerin ona verdiği alıştırmalara dalmış olan genç adamı almaya gelmişti. Vakit sanki hiç gelmemişti.

Kâhya milyonerin kendisini bahçede beklediğini söyledi ve genç adama sessizce bahçeye kadar eşlik etti. Yeni kesilmiş bir gülle uğraşan ev sahibi bankta oturuyordu. Genç adamın yaklaştığını duyduğu zaman başını kaldırdı. Yüzünde nazik gülümsemesiyle, keyifli bir o kadar da kendinden geçmiş gibiydi.

“Nasıl gitti? Alıştırma işe yaradı mı?”

“Evet işe yaradı; ama aklımda bir çok soru var.”

“Bu yüzden buradayım.”

Genç adamın yanına oturmasını rica etti.

53

“Bu çılgın cümleyi yazıp üzerine düşünsem bile, 6 yıl içerisinde nasıl milyoner olacağımı bilmiyorum. Beni sıkan şey bu. Milyoner olabileceğime kendimi nasıl ikna edeceğim? Hangi alanda çalışmak istediğimi bile bilmiyorum. Ve hala milyoner olamayacak kadar genç olduğumu düşünüyorum.”

“Gençlik engel değil. Sayısız insan senden daha genç yaşlarda milyoner oluyor. En büyük engel sırrı bilmemek yahut bilip de uygulamamaktır.”

“Uygulamaya hazırım; fakat tek sorun; kendimi milyoner olabileceğim konusunda dürüstçe ikna edemem.”

“Yapılacak tek bir şey var. Bu da istesen bile milyoner olamayacağına kendini nasıl ikna ettiysen şimdi de öyle ikna edeceksin.”

“Gelecek birkaç gün veya en fazla birkaç hafta boyunca anlık milyonerlik davranışını ilerleteceksin. Doğal olarak, yıllardır alışkanlık edindiğin her şeyi bir anda yıkmak biraz zaman alacak. Bu kişiliği geliştirmenin sırrı, düşüncelerin kendini ifade ettiği özel yalan resimlerle birleşmiş kelimelerde yatar. Sahip olduğun her düşünce, şu veya bu, bir şekilde hayatında kendini gösterme ister. Karakterin ne kadar güçlüyse, düşüncelerin de o kadar güçlüdür ve o kadar çabuk kendini gösterme eğilimindedir. Böylece de hayatının şartlarını şekillendirir. Bu,

54

şüphesiz “Karakter kaderdir.” diyen yunan filozof Herakleitos’dan esinlenilmiştir. “İstemek, düşüncelerini en çok destekleyen şeydir. Daha içten istersen, istediğin şey hayatında daha çabuk belirir. Zengin olmanın yolu en çok istemekten geçer. Hayatın her alanında, içtenlik ve şevk başarı için gerekli malzemelerdir.”

“Ama ben zaten zengin olmayı içten istiyorum. Bu zamana kadar elimden gelen her şeyi yaptım, ama hiç biri işe yaramadı.”

“Çok istemek gereklidir; ama yeterli değildir. Senin eksiğin inanç. Milyoner olacağına inanmalısın.”

“Nasıl inanabilirim?”

“Bu konu üzerine birçok kitap okudum ve benim kendi akıl hocam bana ulaşabileceğim sonuçların yerini tutan şeyler öğretti. İnanç kazanmanın yolu, kelimeleri tekrar etmektir. Kelimeleri iç ve dış dünyamızda olağanüstü etkileri vardır. Kelimelerin gücü her şeye yeter. İnsanların çoğu bunu bilmezler ve dolayısıyla kullanmazlar. Hayır hayır sözümü geri alıyorum. Kelimelerin gücünü kullanırlar; ama genelde kötülüklerine, zararlarına.”

“Size karşı çıkmak istemem; ama bence abartıyorsunuz. Kelimeler benim milyoner olmama nasıl yardımcı olabilir ki gerçekten anlamıyorum.

55

Önemlidir; ama başka şeyler kesinlikle daha önemli ve daha güçlüdür.”

Milyoner cevap vermedi. Bir an için düşüncelere daldı. Ardından “Odandaki masanın üzerine bu teoriyi açıklayıcı bir şekilde anlatan bir kitap bırakmıştım. Git ve bul onu! Oku ve geri gel. O zaman tartışmaya devam ederiz.”

Genç adam odasına geri döndü, kapıyı kapattı ve masadaki kitapçığı aramaya başladı. Kitapçık falan yoktu; ama üzerinde ismi olmamasına rağmen ona gönderildiği belli olan bir mektup buldu. Üzerinde Genç milyonere mektup yazıyordu.

Mektubu açtı. Kırmızı mürekkeple tek bir kelime yazılmıştı.”HOŞÇA KAL. Anlık Milyoner.” diye de imzalanmıştı.

Genç adamın kalbi çıldırmış bir kelebek gibi atmaya başladı. O anda arkasında tuhaf bir ses duydu. Döndüğünde daha önceden fark etmediği bir bilgisayar gördü. Yazıcı hızla bazı kelimeler çıkarıyordu. Genç adam yazıcıya yaklaştı ve çıktıyı okumaya koyuldu. Çıktıda defalarca tekrarlanmış tek bir cümle vardı.

YAŞAMAK İÇİN BİR SAATİN KALDI

YAŞAMAK İÇİN BİR SAATİN KALDI

YAŞAMAK İÇİN BİR SAATİN KALDI

56

YAŞAMAK İÇİN BİR SAATİN KALDI

Eğer bu şakaysa, hakikaten eşek şakasıydı. Yine de şaka olmalıydı. Anlık Milyoner neden onun ölmesini istesin ki? Genç adam ona hiç bir şey yapmamıştı; fakat burada her şey çok garipti. Belki de milyoner cinayetlerini, kanlı eğilimlerini saklamak için iyi huyluluk maskesini takmış bir deliydi.

Genç adamın aklı bir hayli karışmıştı. Yine de bir şeyden emindi; bu bir şaka olsun ya da olmasın, riske girmeyecekti; kaçacak, çek ve milyonerin kolay aldanan hayal gücünü körüklemek için kullandığı sihirli tüm teorileri unutacaktı.

Mektubu yere fırlattı ve kapıya yöneldi. Ama kapı yine sıkı sıkıya kilitlenmişti. Panikle alt üst oldu.

Kapı kolunu sallıyor, kapıyı zorla açmaya çalışıyordu ama hiç umut yoktu.

Genç adam resmen kudurdu pencereye koştu ve milyonerin bahçede çalıştığını gördü.

Bağırdı ama cevap gelmedi. Deli gibi haykırdı. Yine cevap gelmedi. O sırada kâhya geldi. Genç adam acınacak bir sesle ona bağırdı. Ama sanki hiç bağırmıyormuş gibiydi.

Ne tür korkunç bir kâbus görüyordu?

57

Tekrar tekrar bağırdı. Kâhyanın birkaç adım arkasında başka bir hizmetçi geldi. Oda mahkûmun yardım çığlıklarına tamamen kayıtsız kalmıştır. Genç adam daha da umutsuz hale gelmiştir.

Çaresiz dolanırken, telefonu fark etti. Ne kadar aptaldı! Geçen sefer niye düşünmemişti bunu? Belki de bilgisayar gibi oda orada yoktu.

Operatörü aradı ve en yakın polis karakolunun numarasını istedi. Operatör numarayı verdi. Çok alışa gelmedik bir sesi vardı. Karakolu hemen aradı ama meşgul çalıyordu. Ne uyuz bir sesti! Tekrar aradı. Hala meşguldü. Tekrar tekrar aradı ve fark ettiği gözünün önündeki numarayı arıyor. Aradığı numara kullandığı telefonun numarasıydı. Kendi odasını arıyordu!

Genç adam çıldırmışçasına kapıyı açabileceği bir şeyler arıyordu. Pencerenin yanından geçerken, eve doğru gelen bir adam gördü. Adamın siyah geniş bir manto ve geniş kenarlı siyah bir şapkası vardı. Genç adamın göğsü daralmış, korkudan nefesi neredeyse kesilecekti. Bu adam onu öldürmeye gelen kiralıktan başka kim olabilirdi ki. Çok açıktı. Tuzağa düşmüştü. Ölecekti.

Biraz sonra kapısına ağır adımlarla yaklaşan ayak sesleri duydu. Haklıydı. Zamanı sonuna gelmişti. Sağında solunda kendini savunacak bir şey, aradı ama hiçbir şey bulamadı. Anahtarın delikte

58

döndüğünü duydu. Kapının kolu hareket etti ve kapı açıldı. Kapının eşiğinde dikilen şey sessizce bekleyen heykel gibi hareketsiz olan sonrada hakiki bir insan şekline dönüşen, karanlık siyah bir gölgeydi. Elini cebine soktu. Genç adam silahla öldürülecek zannetti, ama gizemli yabancı cebinden siyah bir kâğıt çıkardı. Şapkasının siperini kaldırdı genç adam nefesini tutmuş ve en kötüsünü umuyordu bir de baktı ki milyoner.

“Bahçede söylediğin rakamları unuttun. Sana bahsettiğim kitapçığı buldun mu?”

“Hayır. Onun yerine buldum.” dedi. Öfkeyle mektubu yerden aldı.

“Bu oynadığınız garip senaryo ne anlama geliyor. Biliyorsunuz, sizi davet ederim.”

“Ama… onlar sadece bir kağıda, bir bilgisayar ekranında olan kelimeler. Sen bana kelimelerin gücüne inanmadığını söylememiş miydin? Şu haline bir bak…”

Genç adam birden bire milyonerin neyden bahsettiğini anladı.

“Sana çabuk bir ders vermek istedim.”

“Tecrübe sadece bir tecrübeden çok daha iyi bir öğretmendir. Tecrübe hayattır.

59

Goethe’nin felsefesi değil miydi? “Yaşam ağacı her daim yeşildir, teorisi ise gri.”

“Şimdi kelimelerin gücünü anladın mı? Okadar güçlüdürler ki insanların üzerinde etkiliolabilmek için doğru olmalarına bile gerek yoktur.Seni temin ederim ki hiçbir zaman sana karşı suçniyetim olmadı”

“Nereden bilseydim?”dedi yavaş yavaşsakinleşen genç adam.

“Aklını kullanıp mantıklı düşünebilirdin. BenSeni neden öldürmek isteyeyim ki? Sen bana zararVermedin. Zarar verseydin bile, asla zamanımıİntikam almak için harcamazdım. Tek istediğim gülBahçeme bakmak için özgür, rahat olmak.

“Mantığa güvenmeliydi. Ama böyle birDurumda mantık nasılda güçsüz düşüyor fark ettinmi ? Pencereden bize bağırırken , bizde seniduymuyormuş gibi yaparken hakikaten umutsuzluğa düşmüştün. Hatan kelimeleri okumak değil, onlara inanmaktı. Böyle yaparak insan aklını yöneten en önemli büyük konulardan birine içgüdüsel olarak uydun. Hayal gücü ve mantık birbiriyle çelişirken hayal gücü daima galip gelir.”

Milyoner yazıcıya yöneldiği, kâğıdı aldı yırttı veGenç adamdın eline verdi. “Sana bile yöneltilmeyen tehlikeye kapıldın. “Kâğıdın en başından yabancının adı yazıyordu. Genç adam sadece bunun tamamen düpedüz uydurma olduğuna değil ilk başta kendisi için olmadığına şaşırıp kalmıştı.

60

9.BÖLÜM

İlk defa genç adama gülün kalbi gösteriliyor.

“Bugün önemli birçok şey öğrendi. Umarım ki bunların hepsini sadece kafanla değil kalbinle de anlamamışsındır.”

“Şimdi biliyorsun ki istesek de istemesek de,sözcükler hayatımızı derinden etkiliyor. Bir düşünceyanlış bile olsa, doğru olduğuna inanırsan bizi etkileyebiliyor. Bir düşüncenin değerinin yani senin düşünceye verdiğin değerin ayırt etmeye öğrendiğinde zihnin sükunetini yeniden kazanacakveya sürdürecektir. Tehdide anlam yükleyen senin zihnindi.O mektup başka bir günde yazılmış olsaydı,hiç dikkat bile etmeyecektim.”

Bir dakika sessiz kaldıktan sonra, milyonerSözlerine devam etti. “İlerde bir problemle her yüz yüze geldiğinde.” Zenginliğe giden yol engellerle doluOlduğunda bu özel tehdidi hatırla. KarşılaştığınProblemin bu tehdidin sona erdiği kadar az zararVereceğini hatırlat. Kendini problemle uğraşmak zorunda olduğun için sana gerçekçi görünmeye bilirim. Doğurduğu endişeyi omuzlamak ya da birProblemin seni yaralayacak kadar çok önemli Olmasına izin vermek zorunda değilsin. Bu noktaya

61

geldiğinde – ki kolay değildir – sana garanti ederim ki , paha biçilemez bir beceri kazanmış olacaksın vede tüm hayallerini gerçekleştirebileceksin.

“ Ama yine de seni uyarmalıyım. Bu beceriyiKazanmayı başarana kadar olan yolculuk uzun ve Güç olabilir. Ama asla pes etme!Söz veriyorum zahmetine değecek.Gün gelecek bir gün kaderine hâkim olmanın ve hayallerini gerçekleştirmeninhayatın asıl amacı olduğunu öğreneceksin, gerisi önemsiz”

İkisi de kendi düşüncelerine dalmış bir biçimde sessiz kaldılar. Genç adam,milyonerin gözlerininHüzünle dolduğunu fark etti.

Milyoner bu zamana kadar söylediği her şeyi özetlergibi devam etti:

“Ruh haline bağlı olarak,hayal bir gül bahçesi yahut Cehennem olabilir.Her sorun çıktığında bir gülünKalbinde kaybol ve sorunların yükünü omuzlanmakzorunda olmadığını hatırla.”

Ardından gelen sözleri daha da vurguladı:

“Çoğu insan ne dediğimi anlayamaz. Saflık ve iyimserlik olduğuna inanırlar; oysaki daha derin anlamları vardır. Dünya, iç dünyamızın biryansımasıdır. Hayat şartları iç dünyanın ikiz görüntüsüdür. Gülün konsantre ol.Hayatında sana Rehberlik etmesine ihtiyacın olan gerçeği ve sezgiyiorada bulacaksın.

“Orada gerçek zenginliğin iki sırrını da bulacaksın:Yaptığın şeye ve de başkalarına duyduğun aşk…”

62

10.BÖLÜM

Genç adam bilinçsiz aklına hükmetmeyi öğreniyor.

Bu uzun ve samimi açıklamadan sonra, yaşlımilyoner yorgun görünüyordu ve birçok kez dakikalarda sessiz kalmıştı. Daha sonra,herkelimeye dikkatle vurgu yaparak dum etti.

“Sana verdiğim yöntem veya ifade çokgüçlü.Başta milyoner olacağına çok az inansan da ,olabilirsin.

Doğru kabul et ve bilgisayar ekranındakiMesajla yaptığın yöntemin aynısını uygula.Eğer bir şey bileceğine inanırsan , başarırsın.”

“Bilgisayar olayında,kandırılmama müsaadeEttim.Kafam karıştı.Bu bambaşka bir konu.Benim 6 yıl içinde milyoner olacağıma inancım yok.

Bu yönteme şimdilik inanmasan bile,işeYaramaya başlayacaktır.Ne kadar çokİçselleştirirsen o kadar güçlü hale gelir.İkna etmenGereken mantığın veya bilincin değil.Tehdidi Hatırla.Senin parçan ,hayal gücün,onu gerçek

63

saydığı ve hayal gücü bazı insanların bilinçsiz akıldedikleri şeydir.Zihninin gizli bir parçasıdır ve bilinçli kısımdan güçlüdür,tüm hayatınıyönlendirir.Bilinçsizlik teorisi üzerinde seninlesaatlerce konuşabilirim.Ama bilinçsiz kısımımkelimelerin gücünü aşırı duyarlı olduğunu bilmen şuan senin için yeterdi.Şimdi inkar edilemez 6 yıldan az bir sürede milyoner olabileceğin düşüncesine inanmakta neden bu kadar zorluk çektiğini biliyormusun?

“Hayır.Bilmiyorum.”

Peki,olay yıllardır kendi kendineolmayacağını söylemeden geliyor.Kelimelerbilinçsiz kısma derinden kazınmış.Aslında ,herdenetimin,her düşüncen,duyduğun her sözbilinçsiz kısma silinmeyecek şekilde çakılmış.nihayetinde bu büyük hafıza sinin kendi görüşün haline gelmiş.Bunun fark etmeden,geçmişdeneyimlerin ve iç sesin,tarafsız konuşmakgerekirse milyoner olabilecek tümvasıfların,olmasına buna yapabileceğine ve de hayalettiğinden daha kolay yapabileceksin bile ; iç ses vegeçmiş deneyimlerin seni milyoner olabilecek bir tipolmadığına ikna etmişler.Herkes gibi kendidüşüncen o kadar güçlü ki habersizce kaderin olabilir.Dış koşullar senin görüşünü şaşırtıcı birkesinlikle karşılaştırırken son bulur.Zengin olmakiçin, kendine yeni bir görüş yaratmak zorundasın.

64

“Belki, yaratabilirim. Denemeye çok istekliyim. Tek engel gerçekten nerden başlayacağıma gerçekten emin olmamam.”

“Başıma gelen tehdidi düşün. Gerçekdeğildi ama gerçekmiş gibi etkiledi seni. Tek yapman gereken kendi üzerin de aynı hileyebaşvurmak. Bilinçaltı tarafından daha akıllı olmayacak bu sefer. Çocukluğundan beri kabulettiğin her öneri, yanlış olsa da senin bilinç altınayerleşti.

Bariz doğru olmayan şeyleri bile kabul etmişolabilirsin.Şimdi aynı şeyi deneyecektir.Bilinçsizkısmın bir istekten etkilenecek, çocuk oyunu kadarbasit.Hem bir kere nasıl olmasını istiyorsan öyleolur,hayattan tam olarak ne istiyorsanalabileceksin.Neden? Çünkü bilinçaltı tüm şeylerielde edebileceğine ikna olur.Şimdi hayattan daha fazlasını alamayacağını kabul ettiği gibi tüm bunlarında kabul edecek.Bu daha önce söylediğim şeyebağlantılı insan bilinçaltında depolanmışdüşüncelerin bir yansımadır.

“En önemlisi; bir şey doğruymuş gibi davranabildiğin kadar davranmaktır.Neden bu bilinçaltıyla çalışıyor? Sebep basit çünkübilinç altı güçlü olsa da gerçek ve yanlışı ayırt edemez.”“Evet ama bilinç ve bilinçaltı arasında çelişki varsane olur ? Bilincim zengin olma fikrini reddederse ne olur ?”

65

“ En iyi çözüm tekrar etmek. Bu tekniğeKendini ikna etme yöntemi derler genelde. Hayatımız boyunca her birimiz bu tekniğe tabiyizdir. Her (geçen) gün iç ve dış uyarılardan etkileniriz. Hepimizin sürekli yaşadığı iç monologlar hayatımızı şekillendirir. Bazılarımız kendi kendimize asla başarılı olamayacağımızı tekrar ederiz çünkü hep kaybetmiş aileden gelmişizdir veya başarısızlıklarımız vardır veya yeterli eğitimimiz olmadığını düşünürüz yahut yeterince paramız, yeteneğimiz, zekamız, yöntem kabiliyetimiz, şansımız vs. yoktur. Böylece başarısızlıktan başarısızlığa sürükleniriz ama bu başarmak için gerekli vasıflarımız olmadığından değil. Bilinçsizce kendimizi böyle resmettiğimizdendir.”

“Bazı insanlar partnerlerini asla etkileyemeyeceklerine inanırlar. Halbuki tüm çekici özellikleri de vardır. Potansiyel partnerler ve bağdankaçıyormuşçasına onlardan kaçarlar. Bilinçaltınınyansıması olan kendi görüşünün gücü bununsorumlusudur. Başkalarını ondan kaçıracak şartlarıo yaratır.”

“Fakat hayatımızda bu kadar büyük etki Yapan negatif yöntemlerin tekrarı başka şekilde de kullanılabilir. Ve bizde bunu yapacağız. Bilinçaltı çok güçlü olduğu için bize hükmedebilen bir köledir. Ama aynı zaman da kördür ve onunla nasıl oyun oynayacağını öğrenmek zorundasın.”

66

Genç adam milyonerin söylediği her şeyi tamamen anlamamıştı ama daha fazla çok şey öğrenmek de istedi.

“Bu teorinin güzel yanı onu kullanmakiçin gerçekten için inanmak zorunda olmamandır.Fakat sonuçları alman için bu teoriyideğerlendirmesini kendi kendilerine sihirli şekildegelmeyecekler. Dediğim gibi, her şey tekrara bağlı.Başta inanmasan da, en azından birkaç gün de olsadene. Etkilerini hissetmeye başlamana yetecek zamanı.”

“ Basit görünebilir, ama dünya üzerindeki en güçlü/kuvvetli sırdır. Kelimeleri çok güçlüdür. St. John’un incildeki ilk kelimelerini hatırla; kelime başlangıçtadır. Kendini ikna etme hayatlarımızda çok önemi bir rolü vardır. Eğer bunun farkına varmazsan, daha çok lehineçalışacağına aleyhine çalışır. Kullanmaya karar verirsen, tüm muhteşem güçleri senin lehinde olacaktır.”

“Doğruyu söylemek gerekirse hala biraz şüpheliyim ama sanırım beni denemeye ikna ettiniz.”

“Her şey yolunda. Hükümlerinizi zihinsel

kıstaslardan çok sonuçlara bağlaman gerektiğini de hatırlatırım. Şimdi gel benimle ne yapacağını gösteriyim.”

67

11.BÖLÜM

Genç adam ve akıl hocası rakam ve yöntemleri tartışıyor

Milyoner masaya oturdu ve genç adamı da yanına çağırdı. Bir kâğıt ve kalem aldıktan sonra bazı rakamlar yazdı.

“Senim yöntemin de böyle görünebilirdi” dedi. Kâğıda yazdığı şey şuydu;” Bu yılın sonuna kadar 31.250 dolarlık servetim olacak.5 yılda her yıl bu serveti ikiye katlayacağım böylece (burada bir ara verdi) milyoner olacağım.”

“Servetiyle geliri karıştırmamalısın.”Varlık, mevcut fatura ve vergiler ödendikten sonra elinde kalandır. Varlık, gayrimenkuller. Hisse senedi veya bonolarla bankadaki birikimlerle veya yatırım fonlarıyla, altın, sanat eseri, mücevherat, değerli koleksiyonlar vb. madem 6 yıl içinde milyoner olmak istiyorsan ki benim önerdiğim gerçekçi bir hedef yöntemin bu model üzerine kurulu olmak zorunda, yok. İlk yılın sonuna kadar 31.250 dolarlık

68

bir varlığın olursa bunu her yıl 2’ye katlamak zorundasın böylece 6 yıl içinde milyoner olursun.”

“Neden her yıl varlığını 2’ye katlayacaksın? Çünkü bu bilinçaltının kolayca üstesinden gelebileceği bir çalışma ve senin içinde hatırlaması kolay. Ayrıca daimi gelişimini de garanti ediyor.”

Bu başlangıç noktası sana çok geldiyse,başka bir yıl belirle kendine. 7 yıl içinde milyoner olmakta gayet güzel. O zaman ilk yılda hedefin 15.625 dolarlık bir servet olur. İnan bana, söylediğimde erişilmez değil. Eğer 15.625 dolarlı bir para belirlersen ilk yılın sonuna kadar yaparsın.

“Hala çok fazla geliyorsa toplam 8 yıl olacak gibi bir yıl daha ver kendine. Böylece ilk yılki hedefin 7.812.50D olur.”

“Senin formülün ve tasdik sayesinde milyoner olacağım (ay, yıl, 6, 7 veya 8 yıllık süreyiyaz).Ayrıca zengin olma yolculuğunda motive olmana yardımcı olacak. kendine kısa vadeli hedefler, dönüm noktaları belirlemelisin. Yıllık hedef de önemlidir.” “Ama en önemli şey hedeflerini bir kâğıda yazmaktır. Bir kalem al eline ve bir rakam ve yıl salla korkma bir gün sana zararı olmaz. Sen onlarla oynadıkça miktarlar sana daha tanıdık

69

gelmeye başlar. Milyonlarca insan zengin olmak istiyor ama yüzlercesinden

Biri bile hedefine ulaşmak için yolunu belirleme inisiyatifinde bulunmuyor. Farklı ol! Planlarını ve tablolarını belirle. Sana uygun plan bulana kadar projeler çiz. Bu senin planın olacak.”

İlham olarak verdiğim örnekleri kullan sonra hayal gücünü rahat bırak. Zengin olmak için hayal etmekle başlamalısın sonra hayalini nicelendirmek ve belirli miktar para ve tarihe dönüştürmelisin. Bu aslında yapman gereken ilk egzersiz. Rakamlarla oyna. Göreceksin ki bu küçük oyun senin gerçekte kim olduğunu gösterecek.

“Hedeflerini son tarihleri, miktarları kâğıda yazmak gibi basit bir iş senin hedefini maddesel eşleniğine dökmende ki ilk adım.”

“5 veya 10 yıl içinde milyoner olmayı çok isteyenler şu notu almalı… eğer şuan yılda 20.000 dolar kazanıyorsanız ve yıllık %10artıştan fazlasını beklemiyorsanız, sadece küçük yüzdesini biriktirebilip yatırım yapıyorsanız ve ek iş yapmıyorsanız asla milyoner olamazsınız.”

Bundan ayıplanacak bir şey yok tamamen objektif bir gözlem. Her yıl servetini ikiye katlamak ya da bir önceki yıllara göre yükseltmek

70

milyoner olmanın tek yolu değil. Yine de sayıya dökülmüş bir hedef (miktar ve erişeceğini tarih) başarılı olmak isteyen herkes için geçerli bir sırdır.

“Örneğin, gelirini yılda 5.000 $ arttırmak istiyorsun.Eğer şu an 25.000 $ kazanıyorsan 30.000 de kazanabilirsin, biraz daha çaba meselesi.Veya belki 30.000 $ kazanıyorsun veya 40.000 $ kazanmak istiyorsun ekstradan motgoge ödemeleriyle uğraşmadan daha iyi bir eve taşınmak için.Yada biraz daha lüks olan yeni bir araba alabilmek isteyebilirsin.''

''Bunu yapmak için sürekli kendi kendine şunu tekrarla.''Bu yıl gelirimi 5.000 $ veya 10.000$ arttıracağım ve 30.000,40.000 $ kazanacağım bunun gibi.''

''Nasıl yapacağını bilmene gerek yok.Şimdiki işinde yıllık yüzde 10'luk bir artış istediğine, ek bir iş yapmak isteyip istemediğine,hedefine erişmek için kalacağından farkına varmalısın.Çok açık ama binlerce insan maddi durumlarını geliştirmek istese de hiçbir sey yapmıyorlar.Bu cehalet değil de ne?Her Allah'ın günü şikayet etseler de bu aslında durumlarından memnun olduklarını göstermez mi?''

Bir kere hayatında hedeflerine ulaşmak için bir değişiklik yapmaya karar verdiğinde, düşünmekten

71

başka çarenin olmadığının düşünürken bulursun kendini. Ve ihtiyacın olan 5.000 veya 10.000 doları nasıl kazanacağını düşünürsün.Endişelenmeyegerek yok, bu çok önemli bir ikilem değildir.Biliçaltı gereğince miktar ve tarihi belirten yazılmış hedefi işle!Biliçaltın geri kalanını halledecektir.Sadece aklarının üzerinde dur.Olayların kendi kendine iyiye gitmediğine anladığından, karşına bir fırsat çıktığından, duraksamadan kaçırmasın.Çoğuinsanı hayallerinden alıkoyan korkunun seni felç etmesine izin verme.Hiç bir şey yapmayarak yükselemeyeceğini biliyorsun.Bu yüzden hedefine giden adımları atmaktan çekinme.

Doğru programlandığında, bilinçaltın sana mucizeler yaratacak. Gelirini 10.000$ arttırmaya karar verdiysen, bilinçaltın bunu kesinlikle başaracaktır.Her gün bunu bilinçaltına hatırlattığında, misyonun onun mükemmel bir saplantısı haline geldiğini göreceksin. Uzaktan bir müze gibi, hedefini vurmakiçin yolundaki tüm engelleri yenecektir.

''Hedef ne peki? Patlama ne zaman olmalı? Hedef 10.000$ ve patlama tarihi de şu andan itibaren 1 yıl.Bunlar biliçaltının ve sayısallaştırılmış hedefin birer mucizesidir.

''Hedeflerini belirlerken, çoğu insanın aşırı dikkatli olduğunu aşırı dikkatli olduğunu aklından çıkarma. Bir şeyleri hak ettiklerine inanmazlar.

72

''Birkaç yıl önce''diye gizlice fısıldadı genç adama.''şirketlerimden birine bir yönetim müdürü almayı düşünüyordum.Maaşını konuşma vakti gelince, emredici ve gergin bir sesle ''50.000$'ın altında hiçbir ücreti kabul etmeyeceğim''dedi.

''Uzun bir süre bekledikten sonra, ''Referansına bakarak 50.000$'a benim için iyi dedim.''

''60.000 ya da 70.000$ isteseydi verecektim.Aslında, görüşmeden o kadar memnun kaldım ki ücreti 100.000$'a bile çıkartabilirdim.

''Böylece3, işe aldığım kişi birkaç dakika içinde kendine 30.000$ kaybettirdi.Çok para.Ve bunu kolayca yaptı çünkü 80.000$'lık gelirini hak ettiğineinanmıyordu.Doğrusunu söylemek gerekirse, mevki ve maaş isteklerini duyduktan sonra bir an duraksadım ve onu işe almamayı düşündüm.O'nun değerini en iyi kendi bilirdi.Ben 80.000$'lık birini ararken o bana yöneticilik yeteneklerinin sadece 50.000$ ettiğini söyledi.Yanlış bir seçim mi yapıyordum?İlerleyen zaman onu kendine az güvenmesi ve kendi değerini küçümsemesiydi.O yıllarca bu sorunla gitgide uğraştı bu da maaş artışlarında tuzluya mal oldu.Ama buna değdi.

73

“Bu basit örnekten çıkarman gereken şey benim bu müdürle hayatın her birimizle uğraştığı gibi uğraşmam olmalı.Hayat bize ondan tam olarak ne istersek onu verir.Ne daha fazlasını ne de azını.Her zaman hayatın fark ettiğimizden fazlasını vermeye hazır olduğunu unutma eğilimindeyizdir.

''Çok konuştum. Bunların hepsinden ne anladım, genç adam?

''Gerçek olamayacak kadar iyi görünüyor.''

''Ama, beni ve paylaştığım tüm insanların milyoner olmasına yardım eden şey bu basit ve küçük yöntemden başka hiçbir şey değil.

''Daha önce de söylediğim gibi, kelimeler çok güçlü araçlardır. Karakterin ne kadar güçlenirse, ağzından çıkan kelimelerde o kadar gerçek hükümler haline gelir. Ağzından çıkan, derin bir inançla körüklenen ve de tekrarın ateşiyle güçlenen her şey, çok daha çabuk şekil alacaktır.

''Bu alıştırmayı yapmak zorundasın. Kimse senin için bunu yapmaz.Gece gündüz formülü en az elli kere sesli bir şekilde tekrar edeceksin.Yapabiliyorsandaha da fazla.Hatta günde yüz kere.Bu kendi içinde bir alıştırmadır.İlk birkaç kere uzandım ve zeminde parmaklarımla saydım sonra beş kere iki elimlesaydım.Alıştırma gerektiriyor.

74

“Başta kolay olmadığını düşünebilirsin. Akıl karışmaya yatkındır. On kere tekrarladıktan sonra, kendini başka bir şey düşünürken bulacaksın. Aklını işe geri getir ve yeniden sıfır noktasından başla ta ki elliye ulaşmayı başarıncaya dek. Çünkü bu kadar basit bir disipline uyamazsan, zengin olma hayalinden vazgeçmelisin.

''Sana meydan okuyorum benim genç arkadaşım. Ve yapabileceğini de biliyorum. Tek ihtiyacın olan şey ısrar etmek.''

''Peki neden formülü sesli tekrar edeceğim?''

''Zihnine daha güçlü etki eder.Bilinçaltına verdiğin emir dışarıdan geliyormuş gibi görünür böylece de kulağa daha hükmedici gelir.Sihirli bir kelime ya daBudistlerin dediği gibi mantra monotonluğunda söyle!Zamanla formül kendi yaşamını kazanacaktır.

''İlk başta sesinden ve tekrar ettiğin formülden dolayı biraz sıkılacaksın.Ama gittikçe alışacaksın.Başta çok cüretkar görünen hedefin sana erişebilir hattabaşarılması kolay gelecek.''

''Korkarım kendimi tamamen gülün hissedebiliri.''

''Özellikle o dakikalardan ısrar etmelisin.Şüpheni yenmelisin.Beni düşün, canlı bir kanıtım ben senin için.Buradan uzakta bir bahçede olsam bile enerjimseninle olacaktır.Şüphe ettiğin dakikalarda sana verdiğim sözcüğü hatırla.Başaracaksın.”

75

Hala tamamen ikna olmayan genç adam:

''Neyden eminsin?''

''Neden şüphe edeyim ki?Sende benim olduğum gibi bir anlık milyoner olacaksın.Gerçekte bir milyoner olman için biraz zaman gerekiyor.Çok yakında zihninde milyoner olacaksın ve işte en önemlisi de bu.''

''Üstelik 5 kuruş bile vermeden.''

''Formülü tekrarlamaya devam et.Yavaş yavaş içinde bir şeylerin değiştiğini göreceksin.Hedefin gittikçe daha da basit gelecek.Nasıl bu zamana kadar dar birgörüş, hayal gücünün yıpranmış bir figürü, edindiysen aynı şekilde bu da senin bölünmez bir parçan olacaktır.Zihninin geçmişte aldığı şekil yeniden biçimlendirilebilir.Bu şekilde sen de geleceğini istediğin şekilde biçimlendirebilecek ve en sonunda da kendi kaderinin efendisi olabileceksin.Mümkün olduğunu kabul etmeden önce, bu bizim gizli hayalimiz değil mi?''

Yaşlı adamın söylediklerine katılan genç adam, kaderinin efendisi olma ihtimali duygusuyla alt üst olmuştu.İlk inandığından daha fazla önem taşıyordu yaşlı adamın sözleri.Tabi yöntemleri biraz garipti.Ama belki de işe yarıyordu.

76

12.BÖLÜM

Genç adam mutluluğu ve hayatı öğreniyor.

''Sana yardım etmek ve de destek olmak için genel bir formül daha vereceğim.Hayatın boyunca bu formülden çok yaralanacaksın.Bu formül seni hem içine hem de dışına döndürecek.Aslında, sadece maddi kazanımlardan ibaret olmayan gerçek zenginliği bulmanı sağlayacak.Gerçek zenginlik daha geniştir.

''Para formülün başarılı olmanı hatta belki de maddi hedeflerini gerçekleştirmeye yardımcı olacak.Fakat zenginliği ararken, mutluluğu kaybedersen bunu unutma.Paranın peşinde koşmak, hayattan zevk almanı engelleyecek bir hırsa kolayca dönüşebilir.İnsan tüm dünyayı ele geçirse ama ruhunu kaybetse ne işe yarar ki?Para mükemmel bir hizmetçi ama zalim bir efendidir.''

''Para ve mutluluk bir arada olamazlar mı yani bunu mu kastediyorsunuz?''

''Tam tersine bakış açısını kaybetmemek için uyanık kalmalısın. Dünyadaki en zengin adamlardan biri olan John D.Rockefeller'in kafası endişelerinin

77

ağırlığıyla o kadar meşguldü ki, elli yaşına kadar küçük yaşlı bir adamdı.Midesi o kadar bozulmuştu ki ekmek ve sütten başka bir şey kabul etmiyordu.Hep parasını kaybetme ve ortaklarınca aldatılmanın korkusuyla yaşadı. Para onun efendisi oldu.Artık tadını çıkaramıyordu.Güzel bir yemeğin zevkini çıkaran basit bir büro memurundan daha zavallıydı.''

''Zenginliğinle aklımı çelmeye çalışırken aynı zamanda beni korkutmayı başarıyorsun.''dedi genç adam.

''Ama niyetim bu değil. Sana vermek üzere olduğum formül bir çok servet arayan kişinin düştüğü tuzağa düşmeni engelleyecek. Temelde hala fakir olaninsanlar istediklerine ulaşmak için gönülsüzce çalışanlardır. Kazandıkları ilk para sabit hırslarını tetikler ve daha da fazlasını istemelerine sebep olur.vebüyük paralar kazanmaya başladıklarında kaybetmekten de korkmaya başlarlar.

''Bu ünlü doktor Emile Coué'nun kliniğinde hastaları için geliştirdiği bir formüldür: Her gün, her şekilde, daha ve daha iyi oluyorum. Bu formülü sabah akşam ve gün boyunca yapabildiğin her vakit elli kere sesli tekrar et! Ne kadar çok tekrarlarsan, o kadar büyük etki eder üzerinde.Genç adam yanındakisandalyede oturan adamın hayatında görüldüğü ilk gerçek mutlu adam olduğunu düşünürken buldu kendini.

78

''İnsanların çoğu mutlu olmak ister ama ne istediklerini bilmezler.Ve kaçınılmaz şekilde, istediklerini bulamadan ölürler.Bulsalar bile, nasıl tanıyacaklar?Onlar tam olarak zenginliği arayan insanlar gibidir.Gerçekten zengin olmak isterler.Fakat birden yılda ne kadar kazanmak istediklerini sorduğunda cevap veremezler.Nereye gittiğini bilmediğinde, genelde hiçbir yer gitmezsin.''

Bu genç adamın aklına baya yattı.O kadar disarmingly basitti ki neden bunun daha önce aklına gelmediğini merak etti.Bu zamana kadar ne istediğini tanımlamak ve gerçekten düşünmek için hiç vakit ayırmamıştı.Oracıkta ilerde daha fazla düşüneceğine ve hayatında önem taşıyan şeylere yansıtacağınadair ant içti.Bu belki birçok hatayı önleyebilirdi.

''Mutluluk sayısız farklı şekillerde tanımlanmıştır tabiî ki.Her birimiz için hatta daha fazla düşünenler için bile birçok şeye dönüşebilir.Ama sana mutluluğun anahtarını vereceğim.Bu anahtarla, hayatının herhangi bir zamanında mutluysan, seni mutlu edecek şeyi yapıyorsan şüphe gölgesinin ötesini bilebileceksin.Kendine şunu sor:Eğer bu gece ölürsem, ölüm anında o güne kadar yapmak istediğim her şeyi yaptığımı söyleyebilecek miyim kendime?

''Her gün içindeki sesin sana yapman gerektiğini söylediği şeyleri tamamen yaparsan, her gün bu

79

dünyayı terk etmek için rahat olacaksın.Yapman gereken şeyi yaptığında tamamiyle emin olmak için sevdiğin şeyi yapmak zorunda olacaksın.Zevkalmadıkları şeyi yapan insanlar mutlu değildir.Onlar zamanlarını ne yapmak istediklerini hayal ederek geçirirler.Ve insanlar mutsuz olduklarında, birdenbire ölmeye de hazır olmazlar.''

''Yaşam benim için ancak siz ölüm kapıdaymış gibi ölümden bahsettiğinizde başladı.'' dedi genç adam.

''Kabul etmeliyim ki bu felsefe başta korkutucu gelebilir.Fakat yüzde yüz yaşamın bir felsefesidir.Gerçekten zevk aldıkları şeyleri asla yapmayanlar,hayallerinden böylece de konuşmaktan vazgeçenler, yaşayan ölülerdir.Kastettiğim şeyi gerçekten anlamak için, kendine o soruyu sor ve tamamıyla içtenlikle cevap ver.Yalan söylersen, sadece kendine yalan söylemiş olursun ve de bu oyunun kaybedeni olursun.Yarın öleceğini bilseydin, bugünkü planlarını değiştirmez miydin?Bu zamana kadar yaptığın şeyler yerine hayatında başka şeyler yapmaz mıydın?''

''Eminim,yapardım.''

''Gerekli düzenlemelerle başlardın belki işe.Yazmadıysan vasiyetini yazardın, ailene ve arkadaşlarınla vedalaşırdın.Farz edelim ki tüm bunlar bir saatini aldı.Kalan yirmi üç saatinde ne yapardın?Tanıdığın herkese bu soruyu

80

sor. Cevapları hep iki kategoriye ayrılacaktır.Hayatlarından zevk almayan, mutsuz insanlar tamamen farklı şeyler yapacaklarını söyleyecekler.Peki neden sadece yirmi dört saatleri kalmışken nefret ettikleri yapmaya devam edeceklerdi ki?

''İkinci kategoride ve ne yazık ki azınlıkta olanlar ise normal hayatlarında ne yapıyorlarsa onu yapmaya devam edeceklerdi. Neden bir şeyleri değiştireceklerdi ki?İşleri tutkularıydı.Son nefeslerini verene kadar işlerini yapmaları oldukça anlaşılır bir şey değil mi?Bach bu kategorideki insanlardan biriydi.Ölümdöşeğinde son müzik parçasının düzenlemelerini yapıyordu.Ama sen ölene kadar çalışmayı isteyecek bir dahi olmak zorunda değilsin.Her birimiz toplumtarafından kabul görmese bile kendi yolumuzda ve işimizde birer dahi olabiliriz.Dahi olmak, zevk aldığın şeyi yapmak anlamındadır sadece.Bu hayatın gerçek dehasıdır.Sıradan olarak, başkalarının söyleyecekleri ve güvenliğini kaybedeceğin korkusuyla, sevdiğin şeyi asla yapmaya cesaret edemezsin.''

''Güvenlik daha sık bir yanılsamadır değil mi?diye sordu genç adam.

''Doğru.Kendine şu soruyu sor:Yarın ölecek olsam, hayatımın son saatleriyle ne yapardım?Kendime yeterince güvenmeyerek, kendimi nefret ettiğim bir işi yapmaya zorlayarak, gerçek benliğimin bir

81

gölgesi olmayı kabul eder miydim? Mesela bir arkadaşını ev işlerine yardım etsin diye evine çağırdın. En kirlileri arkadaşına mı verirdin? Tabi ki hayır. Peki neden kendini bu kadar alçaltıcı bulduğun işleri yapmaya zorluyorsun? Neden kendinin baş düşmanı oluyorsun? Neden en iyi dostun olmuyorsun?

Bir dakikalık bir suskunluktan sonra, yalı adam genç adama direk sordu:

“Yarın ölecek olsaydın, ne yapardın? Yaptığın şeyleri mi yapardın?”

“Hayır, yapmazdım.”

“Şimdi, bir sonraki fikri düşün. Yarın ölmeyeceğine inanmanın ne kadar kendinden emin bir ifade olduğunu düşünmüyor musun?”

Genç adam tedirgindi. Yaşlı adam geleceği görmekte olağanüstü bir yetenek sergiliyordu, muhtemel ölümünü mü söylüyordu yoksa? Milyoner düşüncelerini okuyor gibi görünüyordu.

“Endişelenme! Yarın ölmeyeceksin. Çok uzun yaşayacaksın. Şimdi izin ver de sorgulamama devam edeyim. İnsanların tüm yaşamlarının önlerinde olmalarına inanmaları küstahlık değil mi sence? Bir çok durumda, ölüm aniden gelir. Ama insanlar önlerinde çok zaman olduğu fikrine kapılarak yerine getirmeleri gereken kararları sürekli ertelerler. Kendilerine:”Zamanım var. Bu işi sonra

82

hallederim” derler. Yaşlılık kapıya dayanınca da henüz hiçbir şey yapmadıklarını anlarlar.”

“Bana duyduğum bu sözü hatırlattı “Gençlikte bilseydim, yaşlılıkta yapabilseydim.” dedi genç adam.

“Kesinlikle. Yani mutluluğun sırrı her günü son gününmüş gibi yaşamaktır. Ve de her gününü yapmak istediğin şeyi yaparak doldurmaktır. Eğer saatlerin sayılı olsaydı, yapacağın şeydir bu. Çünkü gerçekte saatlerin sayılı. Genellikle, çok az vaktimiz kaldığında farkına varırız. Ama çok geç olur. Bu yüzden hemen harekete geçecek kadar cesur olmalısın. Aklında şu fikirle yaşa: İstediğimi yapacak kadar cesaretim olmadan ölmeyi reddediyorum. toplumun beni kandırdığı, beni yenen ve hayallerimi yok eden korkunç düşünceyle ölmek istemiyorum. Korkularının hayallerinden daha büyük olduğu ve zevk aldığın şeyi asla keşfedememe gibi kötü hisle ölmemelisin. Nasıl cesaret edeceğini öğrenmelisin.”

“Kesinlikle katılıyorum ama yaptığım şeyi sevip sevmediğimden yüzde yüz emin değilsem ne olacak? Mücadele gerektirmeyen hiçbir iş bilmiyorum.”

“Çok haklısın. Bizi ateşleyen bir işin bile olumsuz yönleri vardır. Ama işinin seni gerçekten memnun edip etmediğini öğrenmek için kendine şunu sor: Bankada bir milyon dolarım olsaydı, hemen şimdi, bu işi yapmaya devam eder miydim? Açıkçası cevabın hayır olurdu çünkü işini yeterince

83

sevmiyorsun. Kaç kişi aniden milyoner olup da aynı işi yapmaya devam ediyor söyler misin? Çok nadir kişiler. Zaten bu soruya evet yanıtını verenler ise genelde milyonerlerdir. Tanıdığım milyonerlerin çoğu emekli olmayı reddediyor. Çok geç yaşlara kadar çalışmayı sürdürüyorlar. Şunu söylemek istiyorum, tüm milyonerler en azından milyonlarını kendileri kazanmış olanlar, kesinlikle işlerini sevdikleri için servete sahip oldular.

“Dönüp dolaşıp aynı noktaya geldim. Milyoner olmak için işini sevmelisin. İşlerinden nefret ettikleri halde işlerine devam edenler iki kere cezalandırılır. Sadece işlerinden nefret etmekle kalmazlar daha da kötüsü işlerinden zengin de olamazlar. Aslında, çoğu insan çelişkili bir hayat sürer. Neden? Çünkü korkuları yüzünden, başarı kurallarının dehasının farkında değildirler. Vasat bir güvenliğe bağlı kalarak, gerçek bir zengin olma şanslarını ve hayatlarını mahvederler. Zenginliğin başkalarından gizli olduğunu, kendilerinin yeterinde yeteneği olmadığını zannederler. Peki neden bu yanılsamalara kanmalarına izin veriyorlar? Çünkü zihinleri inançlarının birer yanılsama olduğunu ve gerçekleri görmeye şartlanmamıştır. Unutma “ Karakter kaderdedir.” Zihnini güçlendir, o zaman koşullar isteklerine boyun eğecektir. İşte o zaman hayatının kontrolünü eline alacaksın.”

“Siz her zaman mutlu muydunuz?”diye sordu genç adam.

84

“Hayır, hiç de değil. Çok üzgün olduğum zamanlar oldu. Cinayet işlemeyi bile düşündüğüm zamanlar… Ama işte o zaman benim sana anlattıklarımı bana anlatan tuhaf, yaşlı bir milyonerle karşılaşmıştım. İlk başta çok şüpheciydim. O yaşayan bir kanıt olsa da bu teoriye inanmadım ve uygulamadım. Tüm her şeyi denememe rağmen hala başarısızdım, kaybedecek bir şeyim yoktu ve denemeye karar verdim. Otuz yaşındaydım ve hayatımı boşa geçirdiğimi hissediyordum. Her şey parmaklarımın arasından kayıp gidiyordu sanki.”

“Eminim bugün bu tavsiyeyi aldığınıza pişman değilsinizdir.”

“Bana hayatımın kontrolünü elime alabileceğimi ve hayatımda olan tüm olayları yönetebileceğimi sık sık söyledi. Ama ben ona hiç inanmadım tıpkı bir bilim kurgu misali. Bir gün kendine tekrar tekrar aynı şarkıyı söylediğini duyduktan sonra, kendi kendime belki de haklıdır dedim. Belki de hayat hep düşündüğüm gibi şans veya kaderin yönettiği tahmin ve kontrol edilemez olaylar bütünü değildi. Zihinlerimizi yönetirsek belki kaderimizi de yönetmek mümkün olabilirdi. Kısa bir süre sonra böyle düşünmeye başladım adeta aklımda bir devrim oldu. Her gün, her şekilde daha ve daha iyi olacağım diye bir süre kendi kendime tekrar ettikten sonra oldu bu devrim.”

85

“Akıl hocamın bana öğrettiği bence daha güçlü olan, en azından kendi deyimlerime göre, ve sana da şiddetle tavsiye edeceğim bir formül daha var. Bazı insanları bazı insanları alıkoyan doğanın hafif dinsel formülüdür. Çok üzücüdür çünkü akıl üzerine inanılmaz etkisi vardır. Bu formülü tekrarlamak gergin ve endişeli olduğumda beni rahatlattı, cevaplara çok ihtiyacım olduğunda bana cevapları getirdi. Huzur gücün en büyük göstergesidir.”

“Sakin ol! Ve tanrı olduğumu bil! Bu sözü hergün tekrar edebildiğin kadar et. Bana hayatın sıkıntılarını anlatmam için gereken sükûneti getirecektir. Akıl hocam bu formülü bana açıklamaya kara verdiğinde, bunun dünyadaki sırlar içinde en değerlisi olduğunu söylemişti. Bu tıpkı benim sana bıraktığım gibi onun da bana bıraktığı manevi mirasıydı.”

“Başta garip gelen bu formülü tekrarlayarak, yeni içsel bir güç geliştirdim. Yıllardır gelişmeye devam eden bu formül, hep bana yaşlı milyonerin tekrar tekrar söylediği bir sözü hatırlattı. Kaderimin efendisi olduğumda her şeyi yapabilirim, hiçbir şey imkansız değildir. Böylece hayatımın nereye gitmesini istiyorsam oraya yönlendirebileceğime kendimi yavaş yavaş ikna ettim. Bu formülü uygulamaya devam ediyorum ve senin de aynı şeyi yapmanı istiyorum.”

86

13. BÖLÜM

Genç Adam hayattaki isteklerini ifade etmeyi öğreniyor

Formülü yazarak, hedefini sayısallaştırarak, miktar ve tarih belirleyerek ilk adımı çoktan atmış oldun. Şimdi sıra ikinci adımda: bir tane kağıt al ve hayattan istediğin her şeyi bu kağıda yaz. Şekillenmesini istiyorsan hayalin kendin olmalı. Yıllar önce sana ilk olarak ne istedim onları ve bugün ettikleri dolar karşılığını göstereceğim:

5 yıl içerisinde maddi hedeflerim aşağıdadır:

*500.000$ değerinde bir ev*300.000$ değerinde ikinci bir ev*60.000$’lık yeni bir BMW*40.000$ değerinde eski, yeniden düzenlenmiş bir Mercedes*Kişisel borçlara son*300.000$nakit ve başka likit değerler*300.000$’lık menkul kıymet yatırımı ve diğer yatırımlar*Satın alındıktan sonra 5 yıl içinde 3.000.000$’a yükselecek 500.000$’lık emlak alımı.

Maddi olmayan hedeflerimde şunlardı:

*Ne zaman ihtiyacım olursa yılda en az üç kere ikişer haftalık tatil

87

*Kendi patronum olmak ve de haftada otuz saatten fazla çalışmamak*İşte ve zanaatte zeki arkadaşlar edinmek*Beni seven ve cazibeli bir eş ve güzel çocuklar; doyurucu bir aile hayatı*Tüm görevlerden elimizi eteğimizi çektirecek bir hizmetçi bir de aşçı.

Genç adam Anlık Milyoner’in çizdiği resim karşısında donakaldı.

“Gerçek olamayacak kadar iyi görünüyor, değil mi? ben de istediklerimin taslağını bitirdiğimde fazla abarttığımı düşünmüştüm. Tereddüdüm ve korkularım negatif zihinsel tutumundan ve de sabitleşmiş küçük düşünme alışkanlığım yüzündendi. Fark etmeden bile bunu yapıyordum.

“Bunun gibi bir liste yapmak dar görünüşü keşfetmenin mutlak yoludur. Bu tür yaşam planının başarılmaz olduğunu düşünen insanlar haliyle küçük düşünenlerdir. Güneşin altında göreceli olan her şey için bu tutku hiç de aşırı değildir. Çoğu zengin insan, bahsettiğim cüzi şartlarla yetinmek zorunda kalsaydı aşırı mutsuz olurlardı. Birçoğunun milyon dolarlık bir evi, bir düzine hizmetçisi, kendi çiftliği, özel uçakları, tropikal adaları vb. var. Çoğu zengin olduğunu düşünmüyor bile. Zengin olmadıkları herhangi bir durumda her zaman onlardan daha fazla parası olan arkadaşları iş ortakları vardır.”“Niçin bu tür yaşam tarzını doğal bulurlar? ya zengin doğmuşlardı ya da hayallerini gerçekleştirmek için büyük düşünmüşlerdi.”

88

Yapamayacaklarına asla inanmamışlardı. Yapamayacağım düşüncesiyle başlarsan, kendini anında engellersin.

“Bu yüzden alıştırmayı yap. Hiçbir şeyi atlamadan hayattan ne istediğini en ufak ayrıntısına kadar yaz. Bu sana tutkularının ve de zihniyetinin sınırların gösterecektir. Gerçekten neyi hayal ediyorsun? Neyle memnun olacaksın? Mümkün olduğunca tüm ayrıntılarıyla yazmak çok önemlidir. Yalnız sakınman gereken tek şey hayallerinin evini özel bir adreste seçmektir çünkü bu özel ev hiç müsait olmayabilir ve sen de çok istek ve iradenin gücüne rağmen hayallerini hiç gerçekleştirmeme riskini göz önüne almış olursun. Ama kaldı ki mümkün olduğu kadar özel ol.”

“Düşünecek önemli bir şey daha var. Hayallerini başkalarına zarar verme olasılığı… Unutma ki; hayallerin bir başkasına zarar veriyorsa, başkalarının iyiliğinin yanı sıra senin iyiliğin için de kaçınılmalıdır olanlardan.”

“Bu portre sana aslında kim olduğunu gösterecek. İstediklerinin somut şekli olacak. Düşüncelerin canlıdır. Tasvirin ne kadar çok açık olursa, hayata geçirme şansında bir o kadar yüksek olur. Detaylar çok önemlidir. Gizemli ve umulmadık bir şekilde düşüncelerin git gide büyüdü ve gerçek olmalarına izin veren şartlara sebep oldu.”

Genç adam bira şüphelenmiş gibi görünüyordu.

“Bunların hepsini ütopik geldiğini biliyorum amasana söylediğim gibi, aklın ne kadar güçlenirse başaramayacak hiçbir şey olmadığını bir o kadar fark edersin. Mucizeler olur. 500.000$’lık bir eve

89

sahip olmak kadar sıradan bir hayali konuşmanın, fark etmenin daha da sıradan olduğunu düşünmüyor musun? Aklın çoğu insanın düşündüğünden daha da ötesi inandığından çok daha güçlü olduğuna inanmıyor musun? Christ’in dediğini hatırla: “İnanç dağları yerinden oynatır.”“Aklını daha etkili bir biçimde kullanmak için, onun gücüne en azından sana söylediğim kadar güçlü olma ihtimaline inanarak işe başlamalısın. Bu yüzden listeni yap.”

“Düşünmek için zamana ihtiyacım var.” dedi genç adam.

“Peki. Sana söylediklerimi düşün. Bir tarafın dediklerime inanıyor. Ama en yaratıcı tarafın yıllarca yanlış eğitim ve şanssız deneyimlerle kör olmuş, fakat hala yaşıyor. Senden sadece bir işaret bekliyor. Çaresizce olaylarca örselenmiş, işkence görmüş bir köle olmak yerine nasıl varlığının bir lordu efendisi olacağını gösterecek. Bunu yapmak için aklının kuytularında uyuyan o küçük iç sesi dilmemeyi öğrenmeli ve de ona kendini ifade etmesi için daha çok özgürlük tanımalısın. Bu senin sezgin ruhunun sesidir. Gizli gücüne giden yoldur. Sakin ol ve Tanrı olduğumu bil formülü ne kadar çok tekrar edersen, iç sesin bir o kadar güçlenecek ve sana kesinlikle daha çok yol gösterecektir.”

Genç adamın kafası dolmuştu, mola vermeye hazırdı.

“Gel, hadi rahatlayalım ve biraz bahçede yürüyelim. Burada son yürüyüşümü bir arkadaşla yapmak isterim.”dedi milyoner. Bu hüzünlü sözler genç adamı üzmüştü. Yaptığı ilk ima değildi bu.”

90

14.BÖLÜM

Genç adam gül bahçesini sırrını çözüyor

İki adam, milyoner muhteşem bir gül yığınının önünde durana kadar bahçede sessizce yürüdüler. “Bu gülleri neredeyse binlerce kez kokladım; ama her kokladığım ayrı bir deneyimdi. Neden biliyor musun? Çünkü ben burada şu anı yaşamayı ne geçmişe nede geleceğe odaklanmamayı öğrendim. Odaklanma, düşünme, meditasyon gibi daha bir çok kelimeyle tanımlanabilecek bir çeşit zihinsel konsantrasyon. Yaptığın şeye, önündeki kişi veya nesneye ne kadar konsantre olursan, bir o kadar şu anı yaşarsın. Bu odaklanma, bu konsantrasyon hayatın tüm alanlarında başarının anahtarıdır. Konsantrasyonun ne kadar iyi olursa, daha hızlı ve verimli çalışırsın. Başkalarının görmediği detayları görürsün.”

“Bütün zengin ve başarılı insanlar detaylara dikkat etmeyi öğrenmişler mi?”

91

“Evet, gerçekten. Konsantrasyon gücünü geliştirerek, mantıklı gözlemler yapabileceksin. Tanıştığın insanları doğru değerlendirmeyi öğreneceksin. Konsantrasyon gücün, bir bakışta kim olduklarını anlamanı sağlayacak. Olayları olduğu gibi göreceksin, kelimenin tam anlamıyla gerçekçi bir insan olacaksın.”

“İnsanların çoğu, uyurgezerler gibi hayatı sürekli dalgın yaşarlar. Karşılaştıkları nesne veya insanı gerçekten görmezler. Rüyalardaymış gibi yaşarlar. Şu anda değillerdir. Hata ve yanlışları onları avlar. Akılları gelecek korkusuyla dolar.”

“Anlattıklarınızdan, konsantrasyonun başarılması oldukça güç bir şey olduğu hissine kapıldım.”

“Alıştırma gerektiriyor; ama alıştırmayı yapan herkes de başarılı olmuyor. Fakat zihnin belirli bir konsantrasyon seviyesine ulaştığında, sorunları çözme yeteneğin müthiş olacak. Birçok insanın uğraştığı sorunların üzerinden geçebileceksin. Enerjini tırnaklarını yiyerek boşa harcayacağına, sorunların çözümüne harcayacaksın. Aşırı endişeli olmak asla bir şeyi çözmez sadece ülser ve kalp krizi riskini tetikler o kadar.”

“Konsantrasyon gücünü geliştirdikçe, imajın da değişecek. Her insan bir muammadır; ne yazık ki çoğumuz sadece başkalarına değil kendimize de muammayız. Bunun nedeni konsantrasyon eksikliği.”

92

Genç adam dikkatle dinliyordu.

“Konsantre olarak, neden dünyadaki yerine, bulunduğun bu noktaya yerleştiğini anlayacaksın. Daha da netleşecek ve açık olacak. Aklına rahatlatıcı, güven verici düşünceler işlenecek, uzun ve derin bir uykudan kalkmış gibi hissedeceksin kendini: “Ah! Bu benim. Bu yüzden, şu anda buradayım. Bu yüzden bu insanlayım. Bu yüzden yaptığım şeyi yapıyorum.” Kader hissiyatı denebilecek şeyi yaşayacaksın. Kaderini anlayacaksın. Ve de kabullenme hissi oyundaki yerini alacak. Bu, kaderine boyun eğeceğine değil, şu andaki konumunu daha berrak bir vizyonla göreceğin, kabul edeceğin ve de kişisel başlangıç noktan kabul edeceğin anlamına geliyor. Bu, sana kariyerinde yol gösterecek ve kaderinin dizginlerini sıkı sıkıya eline almana müsaade edecektir.”

Milyoner eğildi ve güllerin kokusunu içine çekti.

“Gül, hayatı simgeler. Dikenler de her birimizin varlığımızın güzelliğini anlamamız için verilen mücadeleler, denemeleri; tecrübe yolunu temsil eder.”

Cebinden bir bahçe makası çıkarıp bir tane gül budadıktan sonra, gülü genç arkadaşına uzattı.

“Bu gülü sakla. Talih yüzüne gülecek. Ona güven. Onu düşüncelerinle sev. Ne sormak istiyorsan

93

cevabını verecektir. Öyle ya da böyle her başarılı insan şansa inanır.

“Bu basit gülle, başlamış oluyorsun. Her ihtiyacın olduğunda, bu gülü bul. Sana güç verecektir. Kendinle ilgili her şüphen olduğunda, hayat sana katlanılmaz geldiğinde, bu sembolik güle bak ve neyi temsil ettiğini hatırla. Her zor iş, sorun, hata bir gün muhteşem bir yaprağa dönüşecektir.

“Gülün kalbine konsantre olmak için her gün biraz zaman ayır. Sakince kendi kendine Sakin ol! Ve tanrı olduğumu bil! diye tekrar et. Tekrar ederken güle uzun uzun dikkatle bak. Bunu 20 dakika yapabilirsen, konsantrasyonun baya gelişmiş olur.”

“Kalbin gül gibi olduğunda, hayatında değişecek.”

Genç adam gülün mis gibi kokusunu içine çekti.

“Unutmaman için, müsaade edersen söylediklerimi tekrar edeceğim. Zihnin konsantrasyon egzersizleriyle daha güçlü ve kendinden emin hale geldiğinde, hayattaki sorunların seni artık engellemediğini fark edeceksin. Zihnin ne kadar önemli olduğuna inanıyorsa onların da o kadar önemli olduklarını anlayacaksın. Sorun yalnızca sen onu sorun ettiğin zaman sorundur. Zihnin ne kadar güçlüyse, sorunlar da bir o kadar önemsizdir. Bu iç huzurun kaynağıdır yani konsantrasyondur. İç huzur, başarının en büyük anahtarlarından biridir.

“Hayatın tümü zihni güçlendirme alıştırmasıdır. Ruh ölümsüzdür. Bir hayattan başka bir hayata

94

geçeriz ve zamanla akıl kendini keşfeder ve geliştirir. Bu çıraklık dönemi genelde uzun sürer. Hedeflerinde sıradan bir başarının ötesine geçememiş insanlar, henüz yüksek konsantrasyon seviyesine ulaşamamış olanlardır. Belki tüm başarılı insanlar özel konsantrasyon egzersizine önem vermiyordur. Ama hayatta diğerlerinden daha kolay başarılı olmalarını sağlayan yüksek konsantrasyon seviyesine çıkmalarına yardımcı olacak bir çok şey yaşamışlardır. Aklın en yüksek konsantrasyon seviyesine ulaştığında, hayal ile gerçeğin kesiştiği sıra dışı bir dünyaya adım atacaksın.”

Genç adam ve milyoner eve doğru yürümeye başladılar. Hava kararmış ve konağın üzerini bulutlar kaplamıştı. Yemek odasına geçtiklerinde, milyoner bir şamdan yaktı. Daha sonra pencereye yönelerek perdeleri çekti ve gökyüzüne doğru baktı.

“Belirli bir zirveden sonra bulut yoktur, bunu hiç unutma! Hayatında bulutlar varsa, bu ruhunun yeterince yükselmemesindendir.”

“Bir çok insan sorunlarıyla savaşma hatasına düşer. Yapman gerekense ilk ve son kez bu problemleri aşmaktır. Gülün kalbi seni bulutların üzerine, gökyüzünü sonsuza kadar tertemiz olduğu yere götürecektir. Vaktini bulutları kovalayarak harcama; çünkü onlar hep yeniden oraya çıkar…”

Genç adam ve milyoner yemek masasına oturdular. Kâhya, ekmek ve şarapla yemek odasından içeri girdi.

95

“Uzun süredir bir şeyi merak ediyorum. Bana söylediğiniz her şeyin doğru olduğunu düşünüyorum. Ve inanıyorum ki eğer bana verdiğiniz formülleri uygularsam gönül rahatlığıyla ve çok kısa bir sürede milyoner olabilirim. Ama hâlâ hangi alanda para kazanabileceğimi merak ediyorum.”

Bu merakı belli ki milyonerin hoşuna gitmişti.

“Hayata ve aklın gücüne inanmalısın evlat. Endişelenme! İlk olarak hedefini belirle ve derinlikteki bilinçaltına seni zenginliğe giden yola yöneltmesini rica et. Sor ve bekle. Cevabın gelmesi uzun sürmeyecektir.”

Genç adam hayal kırıklığına uğramıştı; çünkü biraz daha kesin bir şey bekliyordu.

Milyoner anlayışla karşıladı ve çabucak sözüne devam etti: yüreğini tatmin edecek işi bulmalısın. Bunu düşün. Seni memnun edecek tüm unsur ve uğraşlar senin içinde zaten var. Sen bunları sadece tanımlayamıyorsun; çünkü henüz gerçek doğayla uyum içinde değilsin. Konsantre olmaya, daha da fazla kafa yormaya devam ettikçe, gerçek özünle bağlantı kuracak ve ihtiyacın olan tüm cevapları alacaksın. Ve en güzeli, çoğu insanın hayatları boyunca ümitsizce aradığı fakat hiç bulamadığı şeyi yani varlığının gizemli amacını anlayacaksın. Ve bunu sadece kafanla değil kalbinle başaracaksın.

96

“Gülün kalbine konsantre olmakla istediğin her şeyi alabilirsin. Orada, varlığının en önemli şeyini bulacaksın. Bunu zamanla fark edeceksin.”

Biraz durduktan sonra şarabından nazikçe koklayarak bir yudum aldı. Gözlerini bir tür dinsel huşuyla kapattı.

“Bir çeşit işe başlamak istediğimi biliyorum; fakat işe başlayacak parayı nereden bulacağım? Tek kuruşum bile yok.”

“Ne kadar paraya ihtiyacın var?”

“Bilmiyorum, en az 25.000$. O da düşünmem gereken minimum miktar.”

“bilebilmelisin. Biraz düşün. Hangi olanakları düşünebilirsin?”

“Hiç bir şey düşünemem. Bana borç para verecek bir banka bilmiyorum. Teminat olarak göstereceğim bir şey de yok. Hiç bir şey etmeyen arabanın dışında, bir şeyin sahibi olamadım her ay sonu maaşımdan artakalan azıcık parayla…”

“En azından bir şey denemeyi düşünmüyor musun? Başlayacak bir yer?”

“Gerçekten hayır…”

“Bu senin asla tekrarlamaman gereken bir hata. Denemeden vazgeçen çoğu insan gibi olma! Bu hiçbir şey yapmamanın başaramamanın en iyi

97

yoludur. Ve eyleme geçmiş ama içten içten başaramayacağını düşenen insanlarla aynı tuzağa düşme.Düşüncelerini ve eylemlerini bir bütün haline getir.kendinle uyumlu ol!’’

“Çok istiyorum; hiç olanak görmüyorum.’’

“Önce sorununa ideal bir çözümün olduğundan kesinlikle emin olmalısın. Aklının gücü ve hedefinin sihri varlığından şüphe bile etmeyeceğin yollarla sana çözümü mutlaka getirecektir. Başaracağına içten inan o zaman başarırsın.Şüpheye mahâl verme.Aklının gücüyle şüpheyi yok et o zaman zihnin tüm gücünü toplayacaktır.Şüphe ve iyimserlik sürekli çatışır.Şüphe gibi hayatında yer etmeye çalışan tüm düşünceler için sürekli bir mücadele vardır.Borç bulacağına gerçekten emin olursan, bulursun.

“Mevcut koşullarda, hedefine ulaşmak için ne yapman gerekiyor yani borç alman mı?’’

“Gerçekten bilmiyorum.’’

“Eğer kendi işini kurmak için çok az zamanın olsaydı hadi bir saat diyelim, ne yapardın?’’

“Hiç..hiç bir fikrim yok.’’

“Karşında sana başarının sırlarını veren, seni yüreklendiren bir milyoner var ve sen ne yapacağını bilmiyor musun? Bu parayı bulmak için tek bir şey bile gelmiyor mu aklına?”

98

Birdenbire kafasına dank etti. Belki de ihtiyacı olan şey parayı milyonerden istemekti. Bir an duraksadı ve derin bir nefes aldı.

“İhtiyacım olan 25.000$’ı verir misiniz?’’

“İşte bu kadar! Kolay değil miymiş? Yapman gereken tek şey sormak. İnsanlar sormaya nadiren cesaret ederler, isteme cesaretinde bulunmalısın.’’

Milyoner, cebinden 25.000$ çıkardı.Çıkardığı kalın para destesine nostaljik bir bakış attıktan sonra, parayı heyecanla alan genç adama uzattı. Hayatında hiç bu kadar çok parayı eline almamıştı.

“İlerde senin için para kazanmanın benim için olduğundan daha zor olması için hiçbir sebep yok. Ne yazık ki; genellikle paranın çok çalışmayla ve de çok zor kazanıldığına inanılır. Aslında işin değeri aklın yapısını güçlendirmek içindir. Çok para kazandığında, ki temin ederim bu çok uzun sürmüyecek, sana öğrettiğim sırları uygularsan, önemli olanın zihinsel davranışın, isteğinin gücünün, ve bu gücü belirli maddi hedefin yardımıyla yönetmenin önemli olduğunu anlayacaksın. Unutma ki; dış koşullar ruh halini ve içindeki sağlam inancı yansıttığında son bulur.’’

Genç adam 25.000$’a o kadar sevinmişti kimilyonerin tavsiye sözlerini tamamen dinlemedi.

“Şunu hep hatırla genç adam: paraya ihtiyacın olduğunda, eğer pozitifsen parayı kolay ve çabucak elde edersin. Şüphe beynini kemirmeye başladığı

99

anda, elde ettiğin 25.000$’ı düşün. Yapman gereken tek şey sormak. Sorduğun anda alacağından emin olursan, zaten seninmiş gibi davranırsan, alırsın.

“Şüpheye düştüğünde kendi kendini telkin et.Kelimelerini emirler haline dönüştür. Zihnin o güce eriştiğinde, her bir telkin ferman olacaktır. Kelimelerin gerçeklikle bütünleşecek. Ve emirlerini gerçekleştirmek üzere kabul ettiği zaman daha da kısa olacak en sonunda da birden olacak.

“Ve her zaman başkalarının iyiliğini istemeyi unutma ki kelimelerin gücü sana dönsün.’’

Tekrar duraksadı ve kalın para destesini göstererek:

“Bu para… Bu parayı sana ödünç vermiyorum.’’

Bir saniye duraksadı, genç adamın korkmuş ifadesi hoşuna gitmişti.

“Bunu sana ödünç vermiyorum. Bu parayı sana veriyorum. Böyle yaparsak her şey eski haline gelmiş olur. Bu benim akıl hocamın işe başlamam için verdiği para. Başka bir şey için kullanma. Veİncil’de paralarını kullanmak yerine gömen adam gibi de yapma. Korkunun rehberin olmasına izin verme. Korku, şüphenin kardeşi senin de en azılı düşmanındır, onu yen. Korkusuz ve cesur ol.Herhangi biri tedbirli ve mantık bahanesiyle o parayı gömer ve çok büyük bir ihtimalle de daha fazlasını kazanamaz. Bırak para çoğalabilmek için özgürce aksın.

100

“Benim sana verdiğim bu para yine de borç sayılır.İlerde, karşılığında sen de bunu başka birine vermelisin. Yıllar sonra sen de senin şu anki durumunda olan biriyle karşılaşacaksın. Sezginle tanıyacaksın onu. Bu para şimdi neyi temsil ediyorsa eşitini sen de ona vermelisin. O zaman o da yüklü miktarda parayla işe başlayabilir. O zaman istediği paranın senin için cep harçlığı gibi küçük bir miktar olmasından emin ol.’’

Genç adam minnet içerisinde yaşlı adamın dediklerini kabul ettikten sonra samimiyetle ona teşekkür etti.

“Bilmen gereken bir şey daha var…’’

“Bunu söyler söylemez, yağmur yağmaya başladı.Milyoner, yağmuru ciddi bir ifadeyle seyretti.“Tüm işaretler gelmeye başladı.’’ diye mırıldandı kendi kendine. Ve tekrar genç adama döndü.

“Dediğim gibi bilmen gereken bir şey daha var: Sana verdiğim tüm sırlar kendin için belirlediğin tüm hedeflerde etkili olacaktır. Bu kadar büyük bir servet kazanmamın amacı parayı çok sevmem değil; inancı az olan kadın ve erkeklere aklın gücünü göstermek içindi.

“Sahip olduğumuz en değerli şey özgürlüğümüz ve zenginlik sana özgürlüğü sağlayabilir.Bu özgürlüğü bilmen senin için iyi olacaktır. Bunun sayesinde tüm yanılsamaların yok olacak.Ayrıca gerçek özgürlüğün kopmakta olduğunu anlayacaksın. Sadece boş ellerle ayrılanlar sonsuz güllerle meşgul

101

olanlardır. Tüm var oluşumun amacı bu özgürlüğü kazanmaktı. Başkaları ne düşünürse düşünsün ben ağırbaşlı bir bahçıvandan başka kimse olmadım.

“Neden tüm bunları bana anlatıyorsun? Neden bu parayı bana verdin? Bana borçlu değilsin.Benim yerimde başkası da olabilirdi…’’

“Ama kimse gelmedi. İsteğin seni bana getirdi. Bu hayatta olan bir şeydir. Sana hiç söylemediler mi disiplin sağlandıktan sonra öğretmenin geldiğini?’’

Milyoner gülümsedi. Ciddi ve soğuk ifadesi silinmişti yüzünden artık sevgiyle bakıyordu genç adama.

“Ruh ölümsüzdür. Her ruh kaderini tamamlamak için bir hayattan kendi gibi ruhlarla çevrili başka bir hayata seyahat eder. Hayatımız boyunca karşılaştıklarımız asla tesadüf eseri değildir.’’

Milyoner, genç adama tıpkı bir kral gibi yaklaştı.Yüzü kendi ışığıyla parlıyordu adeta. Sağ işaret parmağıyla genç adamın alnına yavaşça dokunarak:“Gerçekten kim olduğunu keşfet. Bu gerçek seni sonsuza dek özgür bırakacaktır.’’

Dışarıda, fırtına ne kadar çabuk başladıysa o kadar çabuk da geçmiş güneş tüm parlaklığıyla birden ortaya çıkıvermişti. Yaşlı adam şamdanı alarak tek kelime söylemeden gitti.

Genç adam yalnız kalmıştı. Elinde milyonerin verdiği parayla düşüncelerle dolmuştu kafası.

102

15. BÖLÜM

Genç ve yaşlı adam farklı seyahatlere çıkıyor

Genç adam artık yalnız değildi; çünkü kâhya elinde bir mektupla çıkagelmişti.Mektubu genç adama verdikten sonra: “Patronum beni bu mektubu size vermekle görevlendirdi. Odanızda özel olarak okumanız gerektiğini burada bir gün daha geçirebileceğinizi ve daha sonra da gitmeniz gerektiğini söyledi. Bunların hepsi patronumun istekleri.’’

Genç adam teşekkür eder etmez odasına gitti. Ama bu sefer odasının kapısını hafif açık bırakarak da tedbirini aldı.

Mektup, kırmızı bir mumla gül şeklinde mühürlenmişti.Genç adam yatağın kenarına oturdu ve mührü dikkatlice açtı. Güzel gül kokuları geliyordu. Ve Anlık Milyoner’in gönderdiği şeyi zarftan çıkardı.

“Bu sıra dışı vasiyetname, büyük ve şahane harflerle yazılmıştı sanki milyonerin kendi hayatı vardı

103

içinde. Yanında bir de siyah mürekkeple yazılmış bir mektup vardı.

“Bunlar benim son ricalarım. Sana kütüphanemdeki tüm kitapları bırakıyorum.Bazı insanlar kitapların değersiz olduğunu düşünüyor. Kendileri dünyayı yeniden keşfedeceklerine inanırlar. Kitaplardaki bilgilerden yararlanmadıkları için de ne yazık ki;atalarından kalan hataları tekrar ederler. Böyle yaparak da hem zamanlarının hem de paralarının çoğunu boşa harcarlar.

“Diğer yandan, senden önce gelenlerin senin düşünceni senin için oluşturmalarına izin verecek şekilde kitaplara tamamen inanmak tuzağına da düşme. Sadece zamanla daha çok geçerli olanları aklında tut.

“Karşılaştığımız ilk andan beri, sana bu yaşıma kadar edindiğim altın öğütleri vermeye çalıştım. Benim ruhsal mirasımı temsil eden birkaç düşünce bulacaksın bu dokümanda.Bunları aktarabildiğin kadar çok insana aktarmanı istiyorum. İnsanlara karşılaşmamızı ve öğrendiğin sırları anlat. Ama bunu yapmadan önce onları sına. Denenmemiş ve de kanıtlanmamış bir yöntem tamamen değersizdir.

“6 yıl içerisinde milyoner olacaksın. İşte o zaman bu sırları insanlarla paylaşmakta özgür kalacaksın.

“Şimdi gitmem gerek. Güllerim beni bekler.’’

Genç adam çok duygulanmıştı. Biraz sessizce oturdu.

104

Bu çok değerli hediyeler için milyonere teşekkür etmek istedi. Hemen yemek odasına gitti; ama kimsecikler yoktu. Kâhya’ya seslendi yine ses yoktu.

Bahçeye koştu. Yaşlı adam, yolun ortasında bir gül yığınının önünde yatıyordu.

“Ne kadar tuhaf! Bahçenin tam ortasında yatıyor’’diye düşündü. Ama yanına yaklaştıkça dehşete kapıldı.

Yaşlı adamın elleri göğsüne kitlenmiş ve elinde bir tek gül vardı. Yüzünde de huzur…

Öleceği tam zamanı biliyor muydu? Ayrılış zamanını buna göre mi seçmişti? Ölmek mi istiyordu?

Bu, milyonerin yanında götürdüğü tek sırdı.

Genç adam ayrılma vaktinin geldiğini düşündü. Gülü almak için uzandı; ama elini geri çekti. Çünkü o gül yaşlı adama aitti. Bu onun nihai yoldaşıydı.

Milyonerin başında, yapabileceğinin en iyisini yapıp öğretilerini başkalarına da aktaracağına dair söz verdi. Ve de eve dönmek için yola koyuldu.

Milyonerin kütüphanesi kadar büyüktü ki; genç adamın dairesinde kendi eşyaları için çok az yer kalmıştı. İkilemde kaldı başka bir yere mi taşınmalıydı yoksa bazı kitaplardan kurtulmalı mıydı? Genç adam gönül rahatlığıyla başka bir eve taşındı.

105

SON SÖZ

Milyoner’in tahmin ettiği gibi, genç adam ilk milyonunu 6 yıl dolmadan kazandı. Ve sözünü de tuttu: bir ayını ayırdı ve Anlık Milyoner’le karşılaşmalarını ve onun hayat veren felsefesini yazdı milyonunu 6 yıl dolmadan kazandı. Ve sözünü de tuttu: bir ayını ayırdı ve Anlık Milyoner’le karşılaşmalarını ve onun hayat veren felsefesini yazdı.

106