124
“SESSİZLİĞİN ÇEMBERİNDE” İÇİN ÖVGÜLER “Etki ve tepki arasında bir alan vardır. Bu sessiz aralıkta, ya da alanda bizim seçim gücümüz yatar. Bu seçimlerde huzurumuz, dengemiz, mutluluğumuz ve gelişmemiz yatar. Bu küçük harika kitap sessizliğe ve bilge seçimlere ilham verir. Bu bilgeliğe sürekli ihtiyacım var. İbadet ederek, derinlemesine düşünerek ve meditasyona odaklanarak geçirilen sessizlik tüm hayatımda, gerek özel gerekse iş hayatımda gerçek zaferin kaynağı olmuştur.” Stephen Covey, The 7 habits of successful people. “Bu kitap, size içinizdeki en iyi sizle yeniden bağlantı kurmanızı sağlayacak çok güçlü, bilgelik içeren harika bir kitaptır.” Robin Sharma , The Monk Who Sold His Ferrari. “Etkili liderlik ne yaptığımızdan daha fazlasıdır; içimizde başlar. Büyük liderler, iç bilgeliği ve gücü, yalnızlığı alışkanlık edinerek yakalarlar. Bu kitap sessizliğin bölgesine girmek ve Tanrıya yakınlaşmak için muhteşem bir rehberdir.” Ken Blanchard, The One-Minute Manager, The Servant Leader “Sadece bir kaç okur Sessizliğin Çemberi’nde kitabını sadece bir kere okumak için gerekli olan zamanı harcayarak tatmin olacaktır ve kitabi orda bırakacaktır. Bu kitap kitaplıkta durmayı reddeden bir kitap… Bunun yerine, baş ucunuzda, cebinizde ya da çantanıza duracak bir kitap… Güvendiğiniz bir ortağa başvuracağınız gibi sürekli başvuracağınız bir kitap… 1

Sessizligincemberinde

Embed Size (px)

Citation preview

“SESSİZLİĞİN ÇEMBERİNDE” İÇİN ÖVGÜLER

“Etki ve tepki arasında bir alan vardır. Bu sessiz

aralıkta, ya da alanda bizim seçim gücümüz yatar. Bu

seçimlerde huzurumuz, dengemiz, mutluluğumuz ve

gelişmemiz yatar. Bu küçük harika kitap sessizliğe ve

bilge seçimlere ilham verir. Bu bilgeliğe sürekli

ihtiyacım var. İbadet ederek, derinlemesine düşünerek

ve meditasyona odaklanarak geçirilen sessizlik tüm

hayatımda, gerek özel gerekse iş hayatımda gerçek

zaferin kaynağı olmuştur.”

Stephen Covey, The 7 habits of successful people.

“Bu kitap, size içinizdeki en iyi sizle yeniden bağlantı

kurmanızı sağlayacak çok güçlü, bilgelik içeren harika

bir kitaptır.”

Robin Sharma , The Monk Who Sold His Ferrari.

“Etkili liderlik ne yaptığımızdan daha fazlasıdır;

içimizde başlar. Büyük liderler, iç bilgeliği ve gücü,

yalnızlığı alışkanlık edinerek yakalarlar. Bu kitap

sessizliğin bölgesine girmek ve Tanrıya yakınlaşmak

için muhteşem bir rehberdir.”

Ken Blanchard, The One-Minute Manager, The

Servant Leader

“Sadece bir kaç okur Sessizliğin Çemberi’nde kitabını

sadece bir kere okumak için gerekli olan zamanı

harcayarak tatmin olacaktır ve kitabi orda bırakacaktır.

Bu kitap kitaplıkta durmayı reddeden bir kitap…

Bunun yerine, baş ucunuzda, cebinizde ya da

çantanıza duracak bir kitap… Güvendiğiniz bir ortağa

başvuracağınız gibi sürekli başvuracağınız bir kitap…

1

Manevi bir öğretmen, bir Guru, bir rehber… Vijay’ in

kitabıyla, onu bir rehber kabul ederek, kendi sessizlik

çemberinize daha derinlemesine gireceksiniz. Bu

güçlü kitap, sizi, en uç rüyalarınızın bile ötesinde

güçlendirecektir. “

John Milton Fogg, The Greatest Networker in the

World.

“Nadiren, okurlarının hayatını değiştiren, onları

azimle harekete geçiren bir kitap bulunur. Eswaran’ ın

gücü hem Batı hem Doğu dinlerini ve felsefelerini

temel alan seküler bir hayat felsefesi geliştirebilmiş

olmasındadır; ve bir yandan da basit ve açık dili, ve

dikkat çekici sunumu ile herkes tarafından erişilebilir

olmasındadır.”

Jojo Robles, Manila Standard-Today.

“Bu kitap, artık bir klasik haline gelmiş olan ve - “En

temel şeyleri gözler göremez.” - cümlesiyle unutulmaz

hale gelen bir kitabi, Küçük Prens’i hatırlatmakta.

Eswaran tarafından yazılan kitabin neden gerçek bir

keşif olduğu işte tam burada yatmaktadır. Bizi neyin

gerçekten öz ( siyasi ya da dini anlamda olmaksızın)

ya da temel olduğuna geri götürür. Sözlerle dolu – ve

dolayısıyla gürültü dolu – bir dünyada bu kitap temiz

hava esintisi gibi geliyor.”

Dante Velasco, The Philippine Daily Inquirer

“İş adamı, savaşçı farklı bir manevi öze sahiptir, ancak

burada okurlarını kendini keşfetmeye ve yeniden

gençleşmeye iten entelektüel bir seyahate

çıkarmaktadır.”

2

Alfred Yuson, The Philippine

Star.

SESSİZLİĞİN ÇEMBERİNDE

VIJAY ESWARAN

Aileme,

Bana olan sevgisiyle kalbimde kutsal bir yere sahip olan… daha küçükken bendeki merak duygusunun

kaynağını oluşturan… Merakımı ve hayal gücümü eski zamanların hikâyeleriyle harekete geçiren anneme…

Bana olan sevgisiyle tutkulu bir şekilde bilgi arayışımın temellerini oluşturan, bilgeliğiyle gelişme

çağlarımı dolduran... İnsanlığı önemsememi sağlayan... Babama… Onun vizyonunun büyüklüğü

hala beni besliyor.

Beni hiçbir şeyi ertelemeden arayışa iten merak ve kardeşlerim için vizyonumu harekete geçiren tutku

için teşekkür ederim.

Bana hayat verdin, bana sevgi verdin, ama hepsinden önemlisi, bu hayatta yapmayı tercih ettiğim şeyleri

yapmam için bana nedenleri verdin.

3

Bunu, ilk çabamı, sevgiyle ve minnettarlıkla sana, ilk Guru’ma, adıyorum

4

BU DÜNYA KORKAKLAR İÇİN

DEĞİLDİR

***

Uçmayın. Başarı ya da başarısızlık aramayın. Kendinizi bencil olmayan arzularınıza mükemmelce

adayın ve bunlar üstünde çalışın.

Başarmak için doğmuş olan aklın, kendini kararlı bir amaca bağladığını ve azimle devam ettiğini bilin.

Hayat savaşının tam ortasında yaşayın.

Herkes bir mağarada ya da uyurken sakinliğini koruyabilir.

Siz girdabın ortasında ve hareketin çılgınlığında durun ve merkeze ulaşın. Eğer merkezi bulursanız, hiçbir şey

sizi olduğunuz yerden hareket ettiremez.

VIVEKANANDA

5

ÖNSÖZ

JOSEPH BISMARK

Başarının sırrından bahseden bütün kitaplar arasında sadece bu kitap özellikle sessizliğin önemiyle uğraşmaktadır.

Vijay Eswaran günlük hayatımızı yönetmek için sessizliğin değeri hakkında yazar. Sessizce, iç gözlem yaparak oturmayı öğrenmekle netlik kazanırız ve içimizdeki tanrı vergisi potansiyeli yavaşça yakaladıkça, olabileceğimiz bizin en iyisi oluruz.

Bilge ve pratik kılavuzluk arayan okur için dikkatli talimatlar burada mevcuttur. Bu araç yirmi birinci yüzyılın değişen hızına ayak uydurmamız için mantalitemizi değiştirmemize yardım edecektir.

6

YAZAR HAKKINDA

GANESHA KURT G.R.RINCK

Bazı insanların geceleri zihinlerinin derinliğinde

düşledikleri söylenir ama gözü açık düşleyenler

düşledikleri şeyleri gerçekleştirirler ve dünyayı

değiştirirler.

Bu kitabın yazarı olan Vijay Eswaran da böyle bir

insandır. Sekiz yıl içinde, ondan bir şeyler öğrenme ve

onunla yetişme ayrıcalığına sahip oldum. Durmaksızın

öğrenmenin peşinden giden ve herkesten farklı bir

şekilde tüm kalbiyle okuyan ve yazan bir adam olan

Eswaran, şimdi konuşuyor ve yazıyor.

Buradaki bilginin çoğu eski bilgelikten alınmıştır

ancak Eswaran bize bu bilgiyi kolayca ulaşılabilecek

ve günlük hayatımızda pratik olarak takip edilebilecek

bir şekilde sunar.

Bu kitabın basit olması onu sıradan yapmaz, çünkü

Eswaran sıradan bir adam değildir. Kalbinin ve

ruhunun olduğu yerde bir ideal, hayatta

gerçekleştirilecek bir görev ve daha yüksek şeyler için

bir arayış vardır.

Bu adamı tanıdığım bunca süre içinde, anladım ki

onun için sadece ideal olan yeterince iyidir. Çoğu

insan bu ideal olandan menfaatleri ya da zayıf

karakterleri yüzünden vazgeçerken o ideal olana inatla

ve sıkıca sarılır.

O şirketinin kaptanı olarak, bu ideali kalbimize

beynimize, damarlarımıza girene kadar ve onun için ve

onunla çalışan insanların her hücresine işleyene kadar

bu idealin üzerinde durur. Dünyayı değiştiren hayatı ve

yaşadığı prensipleriyle diğer insanları asla iyi ve

müthiş olandan az olanın peşinden gitmemeye motive

eder.

Bu kitap bu ideali somutlaştırır ve sizin için bir sürü

şey yapacaktır; bunların en basiti yaşamınızı

kolaylaştıracaktır. Umarım sizde bu kitaptan benim

öğrendiğim kadar çok şey öğrenirsiniz.

7

YAZARIN ÖNSÖZÜ

VIJAY ESWARAN

Akıl insanlık tarihinde tanrı tarafından yaratılan en güçlü araçtır. Güneşin doğuşundan batışına kadar Tanrının yarattıklarına baktığımızda, Himalaya’ların tepelerinden okyanusun diplerine kadar insan aklının gücü kadar derin ve önemli bir şey yoktur. İnsan aklı teknemizde olan ve erişebileceğimiz bir şeydir, buna rağmen hayatımız boyunca onu görmezden gelmeyi tercih ederiz.

Aklımız başlı başına büyük bir okyanustur; buna rağmen her gün kıyıda durup tek bir damla almak için çay kaşığı kullanırız. Kocaman bir okyanustan faydalanabilecekken bu küçük damlalarla hayatta kalmayı tercih ederiz. Eninde sonunda göremediğimiz bir şey vardır; o da hiçbir şey, hiçbir bilgi ya da dışarıda bulabileceğimiz hiçbir kaynak zaten aklımızın derinliğinde bulamayacağımız bir şey değildir.

Değerli okur, Sessizliğin Çemberi ile ilgili bu küçük kitabın size öğretmeyi umduğu şey budur. Çay kaşığından kovaya geçmek ve aklınızın gücünü kullanmak… Paramızın ve zamanımızın çoğunu

vücudumuzu şekillendirmeye harcıyoruz ama bu zamanın bir kısmını bile zihnimizi şekillendirmeye harcarsak, bunun faydaları çok çeşitli olacaktır. Yaşayan hiç kimse Sokrat’ın ya da Konfüçyüs’ün ya da Bach ya da Beethooven’ın nasıl göründüğünü hatırlamaz ama onların ve akıllarının başarıları yüz yıllara yayılmıştır.

Sessizliğin Çemberi ile ilgili bu kitap, benim için hayat boyu öğrenmek ve okumak anlamına gelmekte ve ben size bunu en basit ama aynı zamanda düşündüren bir şekilde sunuyorum ve bununla beraber her sayfayı okuduğunuzda, daha derin düşüncelerin alanına yöneleceğinizi umuyorum.

Bütün bu girişim GAP ya da diğer adıyla Gerçeği Uygulama Programıyla başladı ve dünyanın her tarafından insanları motive ederek ve onlar tarafından motive edilerek, onlara ilham vererek ve onlardan ilham alarak geçen bu süre boyunca, bütün bu tecrübelerin içeriğini ve bilgeliğini bir kitap halinde birleştirmeyi düşündüm. Derin ve hesaplanmış bir çalışmadan bilerek kaçındım ve dili mümkün olduğunca basit bir şekilde kullanmaya çalıştım ki her düşüncem, benim kalbimden sizinkine bir ok gibi düz

8

ve basit olarak ulaşabilsin. Her şeyden öte, bu sizin için kim olduğunuzu ve ne olabileceğinizi yeniden değerlendirebileceğiniz bir fırsattır. Kim olduğumuzu şekillendirmeye yarayan fikirler yaşayacağımız hayatı da belirler.

Sessizliğin Çemberi basitçe amaç belirlemekten ve bunu uygulamadan fazlasıdır. Amaçlar değişen hedeflerdir. Sessizliğin Çemberinde kitabında, ideallerinizi analiz etme ve planlama yeteneğiniz geliştikçe amaçlarınız da değişecektir. Sadece amaçlarınızı değil, neden bu amaçları en başta belirlediğinizi, neden dün gerçekleştiremediğinizi ve neden bugünün amaçlarının yarının temel yapıtaşları olduğunu analiz edersiniz. Sessizliğin Çemberi karşınızda her gün temizleyip yeniden düzenlemeniz gereken bir ayna yaratır. Sizin düşünme şeklinizi belirler ve nefes almak kadar önemlidir. Bu süreç basitliğin ta kendisidir ama aynı zamanda nasıl yaşadığınızın temeli haline gelir.

Sessizliğin Çemberi ayrıca kısa süreli hafızanızı yapılandırır. Kısa süreli hafızanız ne kadar keskin ve hevesli olursa, sizinde hayatın maddi alanında etkileşiminiz ve yolunuzu açmanız o kadar kolay olur.

Son olarak, Sessizliğin Çemberinde bizi içimizde yaşayan Yaradan ile iletişime geçirir. Bu bir ibadet değildir ama hiç bir şeyin onun iradesi olmadan hareket bile edemeyeceğinin kabulü ve paylaşımıdır.

Görev, Bilgi, Kendini adama. Sessizliğin Çemberinde kitabını, iş hayatında ve özel hayatta başarıya ulaşmanın tek ve en güçlü aracı yapan şey işte bu üçünün birleşimidir.

Kitabın anafikrini özetlemek için, sizinle kumsalda uzanan iki adam hakkında bir anekdot paylaşmak istiyorum. Bu adamlardan biri güneşin doğuşunu on beş dakika izledikten sonra “Bu hayatımın en etkileyici tecrübesi. Güneşin doğuşunu ilk kez izledim ve bu tek kelimeyle müthiş.” dedi. Etrafındaki sivrisinekleri kovalamakla uğraşan diğer adam ise “Ne, güneşin doğuşu mu?” dedi.

Ne yazık ki çoğumuz güneşin doğuşunu sivrisinekler yüzünden kaçırıyoruz.

Sessizliğin Çemberinde kitabında güneşin doğuşunu görmeyi istemenizi sağlıyorum.

9

GİRİŞ

Doğduğumuz andan itibaren, bize vuran ve

saldıran kesintisiz bir gürültü vardır.

Uyuduğumuz anda bile durmaz. Bizi öyle

sarmalayan bir gürültüdür ki, duymayı

bırakırız. Bıraktığımızda bile, gürültüyü

duyarız, ama sessizliği duyamayız.

Bolluk zamanlarında da, panik ve depresyon

zamanlarında da huzur ararız. Ama huzuru

genelde insan aklının, onun yararına olmayan

heyecanlı eylemlerinde ararız. Son 400 yıldaki

gelişmenin yoğunluğu insanoğlunun evriminde

gerçek bir sıçramadır.

İnsanoğlu duyuları için zevk yaratmakta ve

onları tatmin etmekte ustadır, çünkü bunlar

yüzeysel bir şekilde yaratılmışlardır, ne

kalıcıdırlar nede gerçektirler. Duyularımızı

sürekli olarak yeni oyuncaklarla, sahnelerle ve

yeni zevklerle besleriz ama çok nadir

gerçekten huzurlu olduğumuz anlar vardır. Bu

yüzden aradığımız en önemli şeylerden biri

sakinlik ve sonuç olarak sessizliktir.

Sessizliğin çemberindeki süreç bizi içimizdeki

sessizliğe götürür. Bu çok eski zamanlara

kadar uzanan bir süreçtir. Bu huzur, olaylara

veya dış koşullara bağlı değildir. Büyük

adamlar bu huzuru savaşın ortasında,

zincirliyken bile onun verdiği özgürlüğü

hissederek, kendi içlerinde bulmuşlardır.

10

Sessizliğin Çemberi düzenli olarak

uygulandığında, çok güçlü bir araçtır. Tek bir

dine yöneltilmemiştir, evrensel olarak kabul

edilmiş ve gezegendeki tüm inançlarca

uygulanmıştır. Kendi iç benliğinizi sessizlikle

keşfedersiniz.

Bu kitap içinizdeki sessizliği bulmanıza

yardımcı olacaktır ve bu sayede dış huzuru ve

uyumu bulacaksınızdır.

Bu süreçte, Sessizliğin Çemberinde bulunmak

her birimizin içinde bulunan dengesizliğe hitap

edecek ve yapmaya ihtiyacımız olan şeyleri

kabullenmemiz için bize rehberlik edecektir.

Sonunda, kim olduğumuz ne olduğumuz ve

niye burada olduğumuz konularında daha iyi

olacağız. En sonunda, bu bizi kim olacağımıza

götürecek.

Zihin ile Sessizliğin Çemberi, güneş ışığıyla

nilüfer çiçeğine benzer. Nilüfer çiçeğinin

yapraklarını güneş ışığında açması gibi, zihin

de Sessizliğin Çemberinde, bizi bilgeliye

taşıyacak olan bilgileri alabilmek için açılır.

Kendimize iç ve dış sessizliği empoze etmeden

Tanrının varlığına benliğimizi yerleştiremeyiz. Bu

yüzden kendimizi ruhun, gözlerin ve dilin

durgunluğuna alıştırmalıyız.- Rahibe Teresa

11

KISIM BİR

BÖLÜM 1

SESSİZLİK

En yüce gerçek sessizlikte saklıdır, sınırlı kelimelerde

değil. -Sessizlik üzerine

1

12

Sessizliğin Ritmi

***

Dünya rotasında saniyeden daha az bir süreliğine

dursaydı ne olurdu?

Kaos olurdu ve gezegenler için bir felaket olurdu.

Her şeyde bir devamlılık bir ritim vardır, bizim de

hücresel yapımıza kadar bu ritim işlenmiştir.

Kainatla birlikte güneş sistemi hareket eder; güneş

sistemi hareket ettikçe güneşte güneş sistemiyle

birlikte hareket eder; güneş hareket ettikçe dünya da

güneşle birlikte hareket eder dünya hareket ettikçe biz

de onunla birlikte hareket ederiz; biz hareket ettikçe

hücrelerimiz de bizimle birlikte hareket eder.

Her şeyin bir kalıbı, bir ritmi vardır.

Fakat eğer biz bu evrenin akışına ters

gitseydik etrafımızda kaos ve delilik hakim

olurdu.

Sessizlik bizi, her canlının içinde

yatan gücün evrensel kaynağı ile

birlikte, tarihi evrenin tarihi kadar

eski olan o “ritme” geri götürür.

3

13

***

Yeni doğmuş bir bebek yüksek sesle

ağlamaya başlar çünkü doğduğu ana kadar

tam bir sessizlik içinde koza halinde

muhafaza edilmiştir

4

Hepimizin geldiği yer

olan sessizliğin sonsuz

çemberi hepimizin

hasretini çektiği, geri

dönmek istediği

yerdir.

***

İdeal adam, mükemmel sessizliğin ve yalnızlığın

ortasında en yoğun aktiviteyi; ve en yoğun aktifliğin

ortasında çölün sessizliğini ve ıssızlığını bulabilen

adamdır – Vivekananda 5

14

BÖLÜM 2

EN ESKİ KUTSAL KİTAP

Ruhun duymaya başlayabilmesi için önce insan

fısıltılara olduğu gibi haykırmalara karşı da, altın ateş

böceklerinin berrak vızıltılarına olduğu gibi bağıran

fillere karşı da sağır olmalıdır.

-Altın Öğütler Kitabı

6-7

15

İnsan Bedeni tanrının kendi eliyle

yazmış olduğu en eski kutsal

kitaptır.

***

İki elinizin, bir ağzınızın ya da iki gözünüzün olmasını

siz seçmediniz. Bedeninizin nasıl dizayn edileceği

hakkında ebeveynlerinizin herhangi bir söz hakkı

olmadı. Ama eğer bedeninize bakarsanız her şey çift

bir şekilde verilmiştir. Gözleriniz burun delikleriniz

kulaklarınız sağ ve sol beyin loblarınız sağ ve sol

elleriniz ve bacaklarınız sağ ve sol kalp karıncıklarınız

ve bunun gibi. Fakat yüzünüzün tam ortasında tek olan

sadece bir organınız vardır. Ağzınız, diliniz. Buradan

bir mesaj çıkartabilirsiniz.

8

Konuştuğunuzun iki katı kadar

görmüş olmalısınız. Konuştuğunuzun

iki katı kadar duymalı ve

düşünmelisiniz. Konuştuğunuzun iki

katı kadar çalışmalısınız.

Konuştuğunuzun iki katı kadar nefes

almalısınız.

***

Ama hepimiz dilimizin esiri oluruz. Hiç

susmaz. Konuşmadan önce çok nadir

düşünürüz. Uykumuzda bile konuşuruz. 9

16

İç sesinizi duymanızı engelleyen iki bariyer vardır.

Birincisi kendi yarattığınız gürültü ikincisi ise dış

dünyanın gürültüsü. Sessizliğin Çemberi ilk gürültü

kaynağını, sizi susturur. Kendinizi dinlemekle

meşgulken, başkalarını dinlemezsiniz. Dışarıda ve

içinizde çok fazla gürültü vardır.

***

Sessizliğin çemberi tüm vücudumuzun en fazla çalışan

organı olan dilimizi dinlendirmemizi sağlar. Öncelikle

onu susturmanız gereklidir.

Sonra dünyanın gürültüsünü kesersiniz. Dışarıdan

gelen her gürültüyü takip edip kenedinize bu sesi

duymadığınızı söyleyerek… Eğer söz kılıçtan güçlü

ise, söylediğimiz her söz değerdi olmalıdır.

Konuşmak akıp gittiği zaman

değersizdir. Ama eğer onu damla

damla bırakırsak, her damlanın

sesi çınlayacak ve her kelime

yankılanacaktır.

***

Sadece ağzımızın sessizliği değil, kalbimizin sessizliği

de gereklidir. Bu şekilde Tanrının sesini her yerde

duyabilirsiniz, bir kapının kapanışında, size ihtiyacı

olan birinde, öten kuşlarda, çiçeklerde, hayvanlarda…

İşte bu sessizlik, hayranlık ve şükretmektir. -Rahibe

Teresa 11

17

***

Henüz söylemediğiniz her sözün efendisi sizsiniz,

ama söylemiş olduğunuz her sözün de kölesisiniz.

Sarf ettiğimiz kelimelerin anlamı

olmalıdır, ancak onlara asıl değer

katan aralarında bıraktığımız

duraklamalardır, o sessizliktir.

12

Sessizlik güzeldir.

Eğer sessizliğin

ötesinde bir şey

yapamayacaksan,

sessizliği bozma!

***

Karşılıklı konuşmanın özü sadece doğru şeyi doğru

zamanda söyleyebilmek değil, yanlış şeyi en

kışkırtıldığın anda bile söylenmemiş bırakabilmektir.

-Dorothy Nevill 13

18

Sessizliğin çemberinin uygulamasında odaklanmak temeldir.

***

Bir zamanlar eski Hindistan’ın küçük köylerinden birinde dükkanı olan, ok yapan bir zanaatkar yaşarmış. Bir gün, okçu büyük bir dikkatle ve mükemmelce oklarını şekillendirirken kralın kafilesi dükkanının önünden geçer. Kralın gösterişli kafilesi okçunun önünden geçer ve okçu bir kez olsun başını kaldırıp bakmaz.

***

O sırada oradan geçmekte olan bir bilge, Dattatreya, okçuya kralın kafilesini görüp görmediğini sorar. Okçu cevaplar, “ Hangi kafile?” Dattatreya okçunun önünde eğilir ve şöyle söyler “Sen benim rehberimsin”

***

Sessizliğin Çemberinde düşünceleriniz sizin oklarınız olacaktır. Sessizliğin çemberi sizin oklarınızı şekillendirme sürecinizdir ve en az o okçu kadar odaklanmış olmalısınız ki, tüm dünya yanı başınızdan geçip gitse bile duymayacaksınız.

***

***

Düşünce, söz, davranış...

Düşünce ok; düşüncelerinizi

taşıyan kelimeler yay; oku

serbest bırakan hareket ise

ipin gerilmesidir.

15

19

BÖLÜM 3

EN BÜYÜK SAVAŞ

Bir çiçeğin açması olağan üstü bir an, onu

algılamamızın uyandığı an gibi. Bununla birlikte

güven bilgi ve kesinlik gelir.

Ruhun mola verdiği an merak ettiği andır ve

bundan sonraki an tatmin olduğu andır, o da

sessizliktir. -Yoldaki Işık

16 -17

20

KENDİNE HAKİM OLMA

***

Dağlarda seyahat eden bilge bir kadın bir nehirde

değerli bir taş bulur ve onu çantasına koyar. Ertesi

gün aç olan başka bir gezginle karşılaşır. Bilge

kadın yemeğini paylaşmak için çantasını açar.

Aç gezgin çantadaki değerli taşı görür ve kadına

taşı istediğini söyler. Kadın tereddüt etmeden taşı

adama verir. Gezgin şanslı talihine sevinerek neşe

içinde orayı terk eder. Bu taşın ona hayatı boyunca

güven sağlayacak kadar değerli olduğunu bilir.

Fakat birkaç gün sonra geri gelir ve taşı kadına

iade eder. “Kaç gündür düşünüyorum” der. “Bu

taşın ne kadar değerli olduğunu biliyorum ama

bana verebilecek daha değerli bir şeyinizin olduğu

umuduyla size bu taşı geri veriyorum. Bana bu taşı

bana verebilmenizi sağlayan içinizdeki şey her

neyse işte onu verin.”

Vizyonunuz ancak kalbinize

baktığınızda netleşir.

Dışarı bakan rüya görür. İçine

bakansa uyanır.

***

19

21

Mükemmel bir hayat yaşayan insan – bir taş

kömürü parçası - bir elmasa

dönüşebileceğinin farkındadır. Hiçbir kömür

parçası basınç ve cila olmadan elmasa

dönüşemez. Soru şudur; bir elmasa

dönüşebilmek için ödemen gereken bedeli

ödemeye hazır mısın?

***

Yönetmeye karar veren insan

öncelikle kendisini yönetmekle

başlamalıdır.

***

Doğru yaşamaya başlamayı sürekli erteleyen insan

nehri geçmek için nehrin kurumasını bekleyen köylüye

benzer. –Horace

*****

Sadece kendi kaderlerinin

hakimi olabilenler

başkalarını da idare

edebilirler.

Marangozlar odunu işlerler… Okçular oku, bilge

adamlar da kendilerini... –Budha

21

22

***

En büyük cihad

kendinizle olan

cihaddır.

- Hz. Muhammed

22

Sessizliğin çemberini uygulamak bizi başka

şeylerden koparır ve bizi gerçekte kim

olduğumuzu araştırmaya yönlendirir.

İnsanlığın yüzde doksanı bunun farkında

değildir. Birkaç olağanüstü adam dışında,

farklı bir hayat boyutunda yaşayan ve başka

bir amaca doğru yol alan liderler sanatçılar

yazarlar dışında. Onların farklı bir avantajı

vardır, kim olduklarını bilirler ve bu onların

gitmek istedikleri yere gitmelerine yardımcı

olur.

23

23

***

Bu Sessizliğin Çemberinin asıl

amacıdır; kendini tanımak.

24

İnsanın kendini öğrenmesi

bir yolculuktur, insanın

kendini yönetebilmeye

başlaması ise varış noktasıdır.

***

Kendini nasıl tanırsın; düşünerek değil, yaparak.

Görevlerini yapmaya çalış ve bu şekilde neler

yapabileceğini öğren. -Johann Wolfgang Von Goethe

25

24

BÖLÜM 4

İÇİMİZDEKİ DÜŞMAN

Sonsuz hayatın temiz ve berrak saf suları muson

fırtınalarının çamurlu sel sularıyla karışmaz.

-Sessizliğin Sesi

26-27

25

Öfke

***

Günahkar düşünceleriniz sizi ele geçirmeden önce

onlar üzerinde uğraşın. Onların sizi kullanacağı gibi

siz onları kullanın; eğer onlardan kurtulmazsanız kök

salarlar ve büyürler, şunu iyi bilin ki; bu düşünceler

size hakim olurlar ve sizi öldürürler. Dikkatli olun,

yaklaşan bu düşüncelerin gölgesi bile olsa göz

yummayın, yaklaşmasına izin vermeyin. Çünkü

büyüyecektir, gücü ve boyutu artacaktır, karanlık siz

karanlığın canavarının varlığının farkına bile

varmadan sizi içine çekecektir. – Sessizliğin Sesi

***

Eğer insanın en büyük savaşı

kendisiyle olan savaşı ise en

büyük düşmanı da öfkesidir.

Öfkelerinin korkusu ile yaşayan insanlardır

vardır.

***

Onca yılın faydalı emeği bir

anda öfkeyle yerle bir olabilir,

sıfırlanabilir.

***

Öfke bir bardak suyun içindeki bir damla

mürekkep gibidir. Bir kere öfkelendiniz mi,

artık geri dönüşü yoktur. Mürekkep süte bir

kere bulaştı mı, o süt artık sonsuza dek öyle

kalır.

29

26

***

Bir kere kapıldınız mı öfkeye,

ondan kurtulamazsınız. Kendini

besler ve daha fazla öfkeye sebep

olur. Bu yüzden döngü asla sona

ermez.

30

***

Öfkenin kullanım alanları vardır.

Kutsal kitaba göre, Tanrıda da

öfkelenir ama sadece sevgisinin

bir göstergesi olarak.

***

Sevgi gösterisi olan öfke ayrıdır. Bağlı olunan

birine olan öfke bir kılıç ya da tabanca gibidir,

eğer kişi kontrolü kaybederse, öfke zarar

verebilecek hatta öldürebilecek bir silahtır.

31

27

Öfke hiçbir zaman bir anlaşmazlığı çözmenin

etkili bir yöntemi değildir.

Sonunda hepimizi yok eder.

Öfkemiz başkalarına zarar verdiği

kadar bize de zarar verir.

Hayatları ilişkileri aileleri toplulukları yok

eder. Yolu üstündeki toplumların bağlarını

çözer, milletleri yok eder.

***

Hayat oyunu bumerang oyunu gibidir.

Düşüncelerimiz, davranışlarımız ve sözlerimiz aynı

şekilde eninde sonunda bize geri döner. -Florence

Shinn

***

Kendimize tekrar tekrar şunu

sormalıyız:

Öfkemiz gerçekten işe

yarıyor mu?

Çünkü öfkemiz çok nadiren

işe yarar.

33

28

Ego

***

Öfke egoya dayalıdır.

Egomuz büyük bir parçamızdır; çünkü bir ev inşa eder

ya da araba cilalar gibi onu inşa etmek için çok enerji

harcarız.

Egoyla beslenen kendini beğenmeyi, küstahlığı bir güç

sayarız, öyle olabilmek isteriz. Gerçekte bu hissedilen

bir aşağılık duygusunu örten bir zayıflıktır. Bu

sonunda kendimize zarar vermemize sebep olur.

EGO TANRIYI DIŞLAMAKTIR.

***

Bütünsel bir varlık olarak ayrıklığınızın illüzyonunu

yıkarsınız ve var olan her şeyle olan bağınızı ortaya

çıkarırsınız. Bu sizi hiçbir zaman ego güdümlü bir

benlik olamayacak kadar güçlendirir. -Wayne Dyer

***

Öfkemizin dalgasında yüzeriz ve neden

olduğunu sorgulamadan dalganın tepesinde

bekleriz.

Hiçbir zaman neden diye sormayız çünkü

cevabından korkarız.

Nedenini bilmek, çoğu zaman,

öfkeyi o anda dindirir.

35

29

***

Öfke bağlılıkla beslenir.

Felaketler bize bu dünyada hiçbir

şeye sahip olmadığımızı öğretir.

Sadece buradan geçip gidiyoruz.

Burada sadece geçici olduğumuzun

farkına vardıktan sonra öfke gereksiz

kalır.

36

Aldığımız her şey ödünç alınmıştır,

hayat döngüsü içinde, sonunda

Kaynağına geri dönecek olan

hayatlarımız dahil...

***

Her şey geçicidir; bizim

yaptığımız sadece anlık

olarak sahip olmak ve elde

tutmaktır.

***

Kendinle barışık olamadan sahip olduğun hiç bir şeyle

mutlu olamazsın. – Doris Mortman

37

30

Sonuçta düşmanımızın egomuz olduğu bir

savaşın ortasındayız.

Her gün yeni bir savaş meydana geliyor. Ve

savaş alanı kendi içimizde.

***

38

En iyimiz bunun bilincinde olarak

egosuyla savaşır ve bu sayede içimizdeki

en iyi biz ortaya çıkar.

***

En kötümüz, içimizdeki en

kötü bizin ego tarafından

yönlendirilmesine izin verir.

39

31

***

Kopuşta, öfke olsa olsa bir araç olabilir ve bir

çok büyük adam etki bırakabilmek için bunu

kullanmıştır.

Sessizliğin Çemberini uygulayarak,

bağlarımızdan kopabiliriz ve, bu bize dıştan

gelen öfkemizi, olması gereken şeye –

tutkuya- yönlendirmemizi sağlar. Bizi başarıya

ulaştıracak olan tutkuya…

Ancak; intikamın, nefretin ve kıskançlığın

merkezinde olan öfke bizim içimizdeki o

şeytani öfkedir. Bu öfke, her durumda bize

zarar verir.

Bağlılıklarımızdan ne kadar kurtulmaya çalışırsak, o

kadar güçlü oluruz.- Eva Gregory

Eğer bağlarınızdan

kopabildiyseniz, öfke sizin için bir

araçtır. Ama eğer bağlıysanız, siz

öfkenizin bir aracı olursunuz.

Öfkelenmek yerine,

sessizliğe çekilin ve nedenini inceleyin.

Cehaletten bilgiye doğru yol alırken, ego

ve onun öfkesi yok olurlar.

***

Bir insanın sahip olabileceği kendisine en çok zarar

verebilecek fikir, kendi hayatının kontrolünü elinde

tutamadığını düşünmektir. – Roger Dawson

32

Alçakgönüllülük

***

Gerçekten alçak gönüllü olan biri

sinirlenemez.

Mütevaziliğinizi bir ağacın olgunlaşan

meyvelerinin ağırlığından boynunu

büktüğü gibi yansıtın. Boş bir kibirle

kendini dik tutan ağaç verimsiz olan

ağaçtır.

Kelimenin atalarına göre zayıflığın bir simgesi olarak

kabul edilen alçakgönüllülük, aslında hayal

edilebilecek en büyük gücün simgesidir. -Anonim.

İnsan egosuz bir durumda ruhsal ve zihinsel

olarak dengede olmak zorundadır.

Bu kaosun içinde düzeni, düzenin içinde

kaosu görebilmemizi sağlar.

Aslında diğer her şeyde dengeyi

görebilmemizi, kendi iç dengemiz sağlar.

Bu yüzden, dışımızdaki kaos

sadece bir algıdır, içimizdeki kaos ise

egomuzun anlaşılmasıdır.

***

43

33

Sessizliğin Çemberi öfkeyi kontrol etmez ama

sizi ondan ayırır, onunla baş edebilmeniz için

size nefes alabileceğiniz bir alan tanır.

İçinizdeki sessizliğin derinliğine indiğinizde

ne kadar kendinizi beğenmiş ya da egoist

olursanız olun, öfkelenmekte zorlanırsınız.

Kendinizi bir an geri çekilip gülerken ve

“Neden sinirlenmiştim ben?” derken

bulabilirsiniz.

O halde, nedenlerinizi analiz edin.

***

***

Bir kılıç ya da silah

taşıyabilirsiniz ama onu

kullanmak zorunda

değilsinizdir. İşte öfke de böyle

bir şey.

45

34

BÖLÜM 5

DENGE ARAYIŞI

Tüm akıntıları ve nehirleri kendinde toplayan

okyanuslar gibi olun. Okyanusun durgunluğu

hareketsiz kalır, nehirleri ya da akıntıları

hissetmez.

–Altın Sözler Kitabı 47

35

Sessizliğin çemberini uygulayan

insan mükemmelliği elde etmeye

çalışmaktadır. Bu mükemmelliğin

kendisi için değil, ancak herhangi

bir uğraş alanında, en yüksek

seviyeye ulaşmak için gerekli olan

maksimum çabayı gösterebilmek

içindir.

***

Mükemmellik dengedir. Yüksek ya da alçak

değildir. Yüksekten etkilenmekle alçaktan

etkilenmek aynı şeydir.

Mükemmellik

en son nokta değildir.

Aradaki bir

denge noktasıdır.

49

36

***

Sessizliğin Çemberi sizi yüksek ve alçak

noktalardan ayırır.

Başarılar ve başarısızlıklar yas tutulacak

ya da kutlanılacak olaylar yerine

sadece önünüze çıkan

referans noktaları oldukça

sıradan hale gelirler.

İnsanın kendisini ele

geçirebilmesi için uç şeylere

ihtiyacı yoktur. Dengeye

ihtiyacı vardır.

***

51

37

Huzurun gerçek anlamı: “ Bir zamanlar, huzurun

resmini en güzel şekilde çizecek olan ressama ödül

vermeyi isteyen bir kral varmış. Birçok ressam

denemiş. Fakat kral sadece iki resmi beğenmiş ve

aralarından birini seçmek zorunda kalmış.

Resimlerden biri durgun bir göl resmidir. Göl, etrafını

çevreleyen huzurlu dağları bir ayna gibi mükemmel

bir şekilde yansıtmaktadır. Bu resmi gören herkes

huzuru en mükemmel yansıtan resmin o olduğunu

düşünmüş. Diğer resimde de dağlar vardır. Ama

bunlar engebeli ve çorak dağlardır. Üstünde yağmur

yağan ve şimşekler çakan fırtınalı bir gökyüzü vardır.

Dağların alt kısmında köpüren bir şelale vardır. Bu

resmin huzur dışında başka her şeyi yansıttığı

söylenebilir.

***

Ama şelalenin arkasında kayaların arasında bir

çalı yetişmiş. Çalının arasına bir kuş yuva

yapmış. Orada, şiddetli suyun tam ortasında

anne kuş yuvası üstünde oturmaktadır-

mükemmel bir huzur içinde oturmaktadır.

***

53

38

***

Sizce, hangi resim ödülü

kazanmıştır? Kral ikinci

resmi seçer.

Kral açıklar, “Çünkü huzur gürültünün

zorlukların ya da sıkı çalışmanın olmadığı bir

yerde olmak zorunda değildir.”

***

“ Huzur tüm bunların ortasında

olup hala kalbinizde sakinliğinizi

koruyabilmektir.”

55

39

***

Bağlarımızdan koparıldığımız

zaman telaşsız ve ölçülü bir

halimiz olur ve bu

çevremizdekilere de yansır.

56

Bağlarından koparılmış

olmak, her şeyin için de

yaşayıp etrafta olup

bitenden etkilenmeyecek

durumda olabilmektedir.

***

Karakter, aldığınız bir kararın, o kararı almanıza iten

duygularınız geçtikten uzun zaman sonra bile izinden

gidebilme yeteneğidir. -Brian Tracy

57

40

***

Uygulamaya koyulduğu zaman, Sessizliğin

Çemberi içinizde yetişecek olan sakinliğin

tohumlarıdır.

Farklı bir davul ritmiyle yürürsünüz.

Etrafınızdaki insanlar için güç ve

istikrar kaynağı olarak her şeyin

merkezinde sakince yer alırsınız.

Uygulandığı zaman bu

Çember sizinle birlikte ve sizin

içinizde her gün sizle iletişim

kurarak hareket eder. Sanki

siz de her gün Tanrıyla iletişim

kuruyormuşsunuz gibi

hissedersiniz.

Dualarımız istediğimiz şeyler bize verildiğinde değil,

kim olabileceğimiz olmaya zorlandığımız zaman kabul

olur. –Moris Adler.

59

41

BÖLÜM 6

BAĞLARIMIZDAN KOPMAK İÇİN

Kalbimizin gizli mağarasında hayatın kaynağında iki

şey saklıdır. Ego tatlı ve acı olan şeyleri tadar, tatlıyı

sever, acıyı sevmez. Üstün benlik ise tatlı ve acıdan

tadarken onu ya da bunu sevmez, ayırmaz. Ego

karanlıkta görmede el yordamıyla yolunu bulmaya

çalışırken, benlik aydınlıkta yaşar. – Upanişhad (Hint

Din Kitabı)

61

42

Kopuş

***

En iyi kararlar kopuşla beraber gelir, ve bu

kopuş Sessizliğin Çemberinin bir yan

ürünüdür.

İhtiyacınız olan şeyi yapabilmeniz için

kendinizi içsel olarak her şeyden

koparmanız ve her şeye bir adım

geriden bakabilmeniz gereklidir.

Çoğu zaman harekete hazırsınızdır, çok

yakınsınızdır. Aklınız, beyniniz ve diliniz aynı

anda çalışır.

Önce hareket edersiniz sonra düşünürsünüz.

Sessizliğin Çemberini

uygulamak, hareket

etmeden önce düşünmenize

yardımcı olur. Ve önceden

düşünmeniz, size üstünlük

sağlar.

***

Gerçek şudur ki, çoğunlukla yapılacak doğru şeyin ne

olduğunu bilirsiniz. Zor olan onu yapabilmektir. –

Norman Schwarzkopf

63

43

***

Bağlarından kopmuş

olan insanın kaybetmekten

korktuğu

hiç bir şey yoktur.

Sadece bağlı olduğumuz

şeyleri kaybederiz.

64

***

Bağlılığımızın olmaması demek net

kararlar alabilmek demektir.

Sonuç önemli olsa da, bu sonuçlara

bağımlı olmadığımız için tüm enerjimizi

kararın kendisine harcarız, sonuçlardan

etkilenmeyiz.

65

44

Gerçekten bağlarından kopmayı başarmış olan

insan bilir ki; hayatta gitmesine izin

veremeyeceği kadar değerli hiç bir şey yoktur.

***

Geliştikçe öyle bir kopma seviyesine geliriz ki

beklentilerimiz sıfıra iner ve evrenin her

zaman bizim için doğru olanı vereceğini

biliriz. Bu planlayamayacağımız ya da

öngöremeyeceğimiz bir şekilde gelişir.

66

***

Kopuş şu demektir:

Başarısızlıklar ve yenilgiler

kaçınılacak ya da özenilecek

şeyler olarak değil, bunun

yerine her başarı ve zaferin

birer parçası olarak kabul

edilmelidir.

67

45

Sevgi

***

Kopuş duygusuz ya da ilgisiz olmak değildir.

Sevgi yoksunluğu da demek değildir.

Aslında kopmak büyük

sevgi gerektirir. Sadece en

derin şekliyle sevgi,

bağlarından koparılabilir.

***

Yaşlı ve acı çekmekte olan çok sevdiğiniz köpeğinizin

acısını dindirebilmek için ondan kopabilmeniz gerekir.

Ebeveynlerinize ileri yaşlarda bakabilmek için

onlardan kopmanız gerekir, umutsuzluğa düşmeden

onlarla olarak ve onlara sevgi göstererek

yaşlanmalarını izlersiniz.

Çocuğunuzun yuvadan uçma vakti geldiğine onun

gitmesine izin verebilmeniz için ondan kopmanız

gerekir.

Aşkın ne olduğunu bilmeyen birinin gitmesine izin

verebilmek ve yine de onun için en iyi olanı

dileyebilmek için ondan kopmanız gerekir.

Özgürlük sizin olduğu gibi herkesin doğuştan

kazanılmış hakkıdır, herhangi birinin bu hakkını

kısıtlamamanız için onu özgür bırakabilmeniz için

ondan kopmanız gerekir. 69

46

***

Gerçekten ilgi

gösterebilmeniz için

gerçekten sevmeniz

gereklidir.

70

Biri için endişelenmek, ona ilgi

göstermek genelde bağımlılık

güdümlüdür ama tüm dünyayla

ilgilenebilmek için, tüm

bağımlılıklarınızdan kurtulmuş

olmanız gereklidir.

***

Kalp için, eğilip insanlara ulaşıp, onları oldukları

yerden kaldırmaktan daha güzel bir egzersiz yoktur. –

John Andrew Holmes

47

***

Kopuş asla hislerine

kapılmadan olamaz.

İçimizden gelen ilginin

kaynağıyla beslenmiş bir

şefkat duygusudur.

72

Tarih boyunca yüce ruhlarda canlanmış

şefkat ne acımadır ne de sempati

duymaktır.

Empati kurmak yada nezaket de değildir.

Sevgidir…

anlayışla güdümlenen…

Koşulsuz ve beklentisizdir. Kopuşta saklıdır.

İnsanlık tarihinin akışını tek başına

değiştirmiştir. Hala yaptığı gibi…

***

73

48

BÖLÜM 7

EN YÜCE

****

O, doğan ebedi fikir güneşinin ilk görkemli harelerini

yüzüne yansıttığı Batıya doğru beyaz bir sütun gibi

uzanıyor. Zihni durgun ve sonsuz bir okyanus gibi

kıyısız yerlere yayılıyor. Güçlü ellerinde yaşamı ve

ölümü tutuyor. –Sessizliğin Sesi

75

49

***

Ancak dilimizi susturduğumuzda ve zihnimizi

yatıştırdığımızda bilincimizi, etrafımızdaki ve

içimizdeki gerçekleri algılayacak seviyeye

getirebiliriz. Sessizliğin Çemberinde yavaşça,

gerçeği yaşayabileceğiniz ve görebileceğiniz

üst bir seviyeye geçersiniz.

76

Bu doğal olarak gerçekleşir. Zorla olmaz.

Aşama aşama ilerlersiniz. Yavaş yavaş

yoğunlaşır ve sonunda huzur içinde

olabileceğiniz bir seviyeye ulaşırsınız.

***

77

50

***

Tam sessizlikte, zihnimiz pasif hale

geçer ve içimizdeki en iyi bizi

yansıtan bir araç haline gelir.

***

Atalarımızın değimiyle bu çemberde

ne sizi çeken bir at arabası ne de

üstünde gidebileceğiniz bir yol

vardır. Kendi yolunuzu kendiniz

çizersiniz.

***

Sessizliğin

Çemberindeyken

sonunda

sizi daha iyi sorulara

götürecek

cevapları bulursunuz.

79

51

Sessizliğin Çemberinin

en üst düzeyinde olmak,

evren ile tam bir uyum içinde

olmak demektir. Bunu

başardığınız zaman evrenle

beraber hareket eder, yaşar,

konuşur… nefes alırsınız.

***

***

Ruhumuzun veya maneviyatımızın mutlak sessizliğinde, evrenin ahengiyle uyumlu hale gelirsiniz. O anda içinizde, yaradılış doğar ve orada O’nu bulursunuz.

Oraya dokunun, düşüncelerinizin kanatlarında yükseleceksiniz ve kendinizden önce zihninizin ufuklarında yaradılışın sonsuz manzarasını göreceksiniz. Ve o anda, zamanın durduğu yerde, sonsuzluğun farkına varacaksınız.

81

52

2. KISIM

BÖLÜM 8

SÜREÇ

Huzurlu zihin cesurdur, böylece gerçekler ve

zorluklarla korkmadan yüzleşebilirsiniz. Aynı zamanda

sağlamdır. Böylece herkesin hayatında karşılaştığı

sorunlarla siz kolayca yüzleşir, insanların zamanlarının

çoğunu harcadığı küçük detaylarla ilgili gereksiz yere

endişelenmezsiniz.- Ustanın Dizinin Dibinde

83

53

Hayatınızı

geri alın.

***

Şükran dolu bir dış sessizlik ortamı yakalamak ve

geliştirebilmek için, daha ciddi sessizlik alanlarına ve

zamanlarına saygı duymalıyız. Şükrederek sessizce ve

kibarca yaşamalı ve çalışmalıyız. Gereksiz her

konuşmadan kaçınmalıyız. Sadece mecbur olduğumuz

zaman yumuşakça, kibarca konuşmalı ve sadece ne

söylemememiz gerekiyorsa onu söylemeliyiz. Derin

sessizliği Tanrının dünyadaki sessizliğine çekildiğimiz

kutsal ve değerli bir zaman olarak kabul etmeli ve

bunun için heyecanla beklemeliyiz.- Rahibe Teresa

***

24 saatinizden

den 1’ini adayın

ve geri kalan 23

saatin kontrolünü

ele geçirin.

85

54

Bu 60 dakika boyunca bütün ve net bir sessizliği

gözlemleyin. Sessizlik sürekli olmalı ve eğer

bölünürse en baştan yeniden başlamalısınız. Mola ya

da bölüm yoktur. Telefona cevap vermek için bir

dakika duraklarsanız yine en baştan başlamanız

gerekir. Sessizliğin Çemberini uygularken müzik

dinlemeyin, televizyon ya da film seyretmeyin.

Uyumayın. Sessizliğin Çemberi tam olarak adadığınız

1 saattiniz olmalıdır.

***

Günün her saati uygundur ancak günün

sonlarına doğru olmasındansa güne Sessizliğin

Çemberiyle başlamak tercih edilmelidir. En

uygun zaman güneşin doğuşundan 1 saat önce

veya sonradır. Bu yaradılış zamanı, vücut

fonksiyonlarınızın maksimumda çalıştığı ve

zihninizin en açık olduğu zamandır.

86

Bunu alışkanlık haline getirebilmek için ardı ardına 21

gün boyunca uygulayın. Sessizliğin Çemberi hayat

boyu bir alışkanlıktır. Bu döngüyü bitirdikten sonra

Sinha Mouna’ yı uygulamayı denemelisiniz. Sinha

Mouna, Sessizliğin Çemberinin gün boyunca

uygulanmasıdır. Bu, derin düşünce, planlama, iç

gözlem, ve duayla geçen bir gündür.

***

Evininizin, içinde ya da dışında dikkat

dağıtabilecek şeylerden uzak olan ve rahatsız

edilmeyeceğiniz bir köşesini sessizliği

çemberini uygulamak için seçin.

87

55

Dış dünyayı pasif hale getirmek için şu egzersizi

yapın: Gözlerinizi kapayın, kendinize odaklanın ve

duyduğunuz her sesi dinleyin. Duyduğunuz her sesi

zihninizde ayırın. Her sesi tanımlayın ve sonra

kendinize “bu ses yok, onu duymuyorum” diyin.

Kuşların cıvıltısını duyuyorsanız şöyle söyleyin:

“bunu duymuyorum.” Bir çocuk ağlaması

duyuyorsanız şöyle söyleyin: “bunu duymuyorum.”

Bir süre sonra kendinizi sesleri dinlemeye çalıştığınız

halde hiçbir sesi duymazken bulacaksınız.

***

Albert Einstein beyninin sadece yüzde birle yüzde beşi

arasındaki bir kısmını kullanıyordu. Bizim yüzde

birini kullanabildiğimizi varsaysak bile geri kalan

yüzde 99’u işe yaramamaktadır.

Zihniniz size her aşamada engel olmaya

çalışacaktır. Zihnimiz dinlemek için

eğitilmemiştir. Tüm vücudumuz konuşmak

için eğitilmiştir. Normal dikkat aralığı 45

dakikadır. 45 dakikadan sonra zihnimizin

algılama kapasitesi düşer.

*

Vücudumuzun diğer bölümleri gibi

zihnimiz de ilk başta egzersiz yapmak

istemeyecektir. Daha önce hiç egzersiz

yapmamış biri egzersize başlamaktansa ölmeyi

tercih eder. Ama bir kere başladı mı bırakmak

yerine ölür daha iyi.

89

56

Zihniniz ilk kez egzersiz yaptığında kendini

durdurmaya meyillidir ve uyuya kalırsınız.

Evren size karşı çalışıyormuş gibi gelir.

***

Zihin çocukluktan beri

engellendikten sonra özgürlüğe

bir kez kavuşunca bir daha

durmak istemez. Bunun

sonuçlarını hayatınızın her

alanında hissedersiniz.

90

Çoğumuz hayatı uyur gezer gibi

geçiririz. Eğer hayatınızın üçte biri

uyuyarak geçiyorsa geriye çalışmanız

için sadece üçte ikisi kalır. Asıl problem

uyanık olduğunuzu düşündüğünüz anda

bile aslında uyuyor olabilmenizdir.

***

91

57

Disiplin

***

Şimdiye kadar denizde yüzen her

dalgayla beraber kıyıya vuran sahipsiz

bir nesne gibiydiniz.

Eğer kendinizi günün sadece bir saatini

Sessizliğin Çemberini uygulamaya

adamak için bile disipline

edemiyorsanız, günün geri kalan 23 saati

için ne söylersiniz?

Kendinize değer vermedikçe

zamanınızı

değerlendiremezsiniz.

Zamanınıza değer vermedikçe

harcadığınız o zaman içinde

hiçbir şey başaramazsınız.

***

94

58

Sessizliğin çemberi daha önce yapmış

olduğunuz hataları gözden geçirmenizi sağlar.

Sonunda aynı hataları tekrarlamış

olduğumuzun farkına varırız. Yenilerini

yaratmıyoruz aslında. Bu yüzden tek düze bir

hayat yaşarız. Eğer bu şekilde devam etmesine

izin verirsek zamanla kaderimizi belirleyecek

bir alışkanlık haline gelir.

Sessizliğin Çemberi durup düşünmemizi

sağlayarak bu süreci durdurur.

94

Bu bir saatlik sessizlik sizin nasıl

kontrolü ele aldığınızı gösterir. Her

şeyi kontrol edemezsiniz ama, aslında

kontrol edebilirsiniz. Bir yelkenliyle

giderken rüzgârı nerde

kullanacağınızı biliyorsanız bunu

yapabilirsiniz.

***

Çevremizde düzen kurabilmemiz için

öncelikle içimizde o düzeni

kurabilmeliyiz.

Devamlı yaptığımız şeylerdir bizi biz yapan.

Mükemmellik bir hareket değil bir alışkanlıktır.

-Aristo

59

Değişim

***

Eğer hayatınızın bir anlamı olacaksa, bu bugün başlamalı.

Her birimiz belli bir alanda dünya şampiyonu olmak zorundayız. O alanı bulmak bizim görevimizdir.

Ama her gün aynı şeyleri yapmak bir sonuç getirmez. Elde ettiğiniz sonuçları değiştirmek için “ne yaptığınızı” değiştirmeniz gerekir. Hayatınızı yaşayış tarzınızı değiştirmeniz gerekir.

Yaşayış tarzınızı değiştirmeniz demek düşünce tarzınızı değiştirmeniz demektir. Düşünce tarzınızı değiştirmeniz demek inandığınız ya da hayat ile ilgili kabul ettiğiniz doğruları değiştirmeniz demektir. Bu öyle zordur ki, umutsuzca değiştirmek isteseniz bile sefalet içinde kalmayı sırf size tanıdık ve rahat geldiği için tercih edersiniz.

Bu “güven alanının”* sizi felç eden

ölümüdür.

*güven alanı: comfort zone

***

Basitçe söylersek, iki çeşit insan vardır. Aslanlar ve koyunlar. Yüzde doksanımız koyunuzdur. Çünkü standartları takip etmeyi severiz. Standartlar bizim güven alanımızdır.

Güven alanı, içine yavaş yavaş battığımız ve battıkça da içinde daha çok zevk aldığımız yerdir.

Değişiklik risk almayı gerektirir. Ama ne kadar risk almaya istekliyiz? Komik olan risk almaktan korktuğumuz şeyler aslında riske atmadığımızda işe yaramayan şeylerdir. Bir kumarhanedeki fişler gibi.

Hayatınız onu riske atmadıkça sizin değildir.

Sahip olduğunuz şey sadece yaşama fırsatıdır. Güven alanınızı zorlayan şeylerden kaçtığınız ve risk almamayı tercih ettiğiniz her an o fırsatı kaçırıyorsunuzdur.

97

60

Azim

***

Şans söz konusu değildir. Dünya adil bir yerdir. Ne ekersen onu biçersin.

Eğer başarısızlığa uğradıysan demek ki başarısızlığa uğramış olman gerekiyormuş. Başarısızlık ileri doğru bir adımdır. Başarısızlık bedel ödemektir.

Başarı başlangıçta gelmez. Başarısızlık bir son da olmamalıdır. Sadece bir netice olmalıdır. Güzel olan ama gerekli olmayan…

Başarı sonuçlarla ilgili değildir. Aslında başarı gelişmeyle ilgilidir.

Everest tepesine olan yolculukların yüzde doksanı doruk noktasına ulaşmadan biter. Sör Edmund Hillary dünyanın doruk noktasındayken, çoğu dağcının tırmanışın son yüzde beşlik kısmında tırmanmayı bıraktığını fark eder.

98

***

Hiçbir şey çabalamadan elde

edilmez. Çabanın çabasız

gözüktüğü yere kadar

ulaşmak için çabalamak

gereklidir.

99

61

Mükemmellik dışarıdan bakanlara efor

sarf etmeden elde edilmiş gibi gözükür.

Ama o seviyeye ulaşmış insanlara göre

ise; sarf ettikleri efor, onlara efor gibi

gelmemektedir.

***

Elde etmeye çabaladığınız şeyi

sevmeyi öğrendiğiniz zaman bu

çaba olmaktan çıkar.

100

Takip edecek bir yönü olmayanlar için yenilgi,

depresyon çölünde kaybolmak demektir.

Azmi olmayanlar için yenilgi, çıkışı olmayan

bir umutsuzluğa lanet etmektir.

Ama azme ve belli bir yöne sahip olan ve

bunlarla beraber kendini adayan biri için

yenilgi, sadece yoluna dolambaçlı yollardan

devam etmektir.

***

101

62

Keşke

***

İnsanlığın yüzde doksanını tanımlayan basit ve üzücü

kelime “keşke” dir.

Keşke her şey farklı olsaydı.

Farklı olması gereken her şey

değil, sadece sizsiniz.

Eski bir Afrika sözü: Afrika’da uyanan bir aslan güne

koşarak başlar. Bilir ki karşılaşacağı en yavaş

ceylandan daha hızlı koşması gerekir yoksa aç kalır ve

ölür.

Ve bir ceylan uyanır ve “bugün karşılaşacağım en hızlı

aslandan daha hızlı koşmalıyım yoksa ölürüm” diyerek

güne başlar.

102

Dünyaya Bach, Mozart, Picasso, Da Vinci, Gandhi, ve

Rahibe Teresa gibileri geldi.

Onlar neyi farklı yapmışlardı?

Her sabah uyandıklarında fazla

zamanları olmadığını düşünürlerdi.

Her saniye onlar için değerliydi.

Everest Tepesine tırmananlar, kendi aralarında

başarıyla geceleri sessiz bir şekilde dışarı çıkmama

kararı aldılar.

Maalesef, hayatımızın en önemli olaylarından biri, bu

akşam televizyonda ne olduğunu merak etmek…

63

Sadece, eğer her gününüz ustaca

bir hamle şeklinde geçiyorsa

hayatınız bir başyapıt haline

gelebilir.

Sessizliğin Çemberinde, hayatınızı değiştirebilecek

olan o muhteşem güçle arkadaş olursunuz.

Zihninizle…

Bu egzersizin anahtar noktası tutarlılıktır.

Böylece, her gün daha derin bir hal alır ve yankı yapar.

Ve sizin planınız Yüce Plan ile uyum içinde olur.

***

Özellikle hayatınızı değiştirebildiğiniz

zaman kendinizi hayat dolu

hissedersiniz. İşte yeryüzünde bundan

daha güzel bir his yoktur.

Eğer kendinizi amaçsızca suda yüzen,

her dalga ve akıntıya kapılıp giden bir

tahta parçası gibi hissediyorsaniz, o tahta

parçasının üzerine bir yelken takın.

Ve denizleri aşmak için rüzgardan

faydalanın.

105

64

BÖLÜM 9

GÖREV

Eğer fikirleriniz olması gerektiği gibi ise,

davranışlarınızla çok az sorun yaşarsınız. Başkalarına

faydalı olabilmek için fikirlerimizi harekete

geçirmemiz gerektiğini unutmayın.

Tembelliğe yer olmamalı. Sadece yaptığımız hayırlı

işlerde sürekli aktif olmalıyız.- Ustanın dizinin dibinde

107

65

Uygulama

***

Sessizliğin Çemberinin ilk bölümü 30 dakikadan

oluşan görev yolculuğudur.

Görev yolculuğu dünyevi ve maddi hedeflerimize,

kariyerimize, ailemize, topluma ve ülkemize olan

sorumluluklarımıza işaret eder.

İlk 10 dakika, son 24 saatinizi nasıl geçirdiğinizi

inceleyerek başlayın.

Yapılmış her şeyi gözden geçirin, ve ajandanıza neler

daha iyi yapılabilirdi, değiştirilebilirdi ya da daha

farklı yapılabilirdi diye not alın.

108

İkinci 10 dakikada bugün için

hedeflerinizi belirleyin.

Sonraki 10 dakikada yarın içinki

hedeflerinizi belirleyin.

Son 10 dakikada ise uzun dönem

hedeflerinizi belirleyin.

***

Uzun dönem hedeflerinizi 3 gruba ayırın:

gelecek 7 gün için hedefleriniz, gelecek 12 ay

için hedefleriniz ve gelecek beş yıl için

hedefleriniz. Bu hedefleri her gün tekrar tekrar

not alın.

66

Sessizliğin Çemberinin bir yanı karar

almakla ilgilidir. Gerçekte, doğru ya da

yanlış karar diye bir şey yoktur. Sadece

doğru olarak alınabilecek kararlar vardır.

***

Bir boksör sağdan ya da soldan vuracağını ya da

rakibinin yumruklarından nasıl kaçacağını önceden

kararlaştırarak ringe çıkmaz. Ringdeyken anlık

tepkilerle kararlarını alıyormuş gibi gözükür ama

aslında 100 günlük antrenmanın ve 5 yıllık

boksörlüğün kazandırdıkları sonunda bu kararları

otomatik olarak alır.

***

Daha iyi hazırlandıkça daha iyi

içgüdüsel kararlar alırız.

Hazırlıksız alınmış kararlar yazı tura atmaya benzer.

İçgüdünüzle hareket edersiniz. Ama ya içgüdüleriniz

eğitilmediyse? Tahmin yürütmekten başka bir şey

yapmış olmazsınız.

***

Antrenmanlı bir dövüşçü hazırlanmış

olduğu için içgüdülerinin onu ele

geçirmesine izin verir. Antrenmansız bir

dövüşçü ise sadece başkalarına zarar

vermekle kalmaz, kendine de zarar verir.

***

Amatör bir eskrimci yanlış bir karar alabilir ve bu

yanlış olarak kalır. Usta bir eskrimci ise yanlış bir

67

karar alır ama sonrasında aldığı kararlarla onu doğru

hale getirir. 111

Ne zaman bir atlet kafasına

kazanmayı koyar, o an kazanmış

demektir. Eylem sadece bu kararın

peşinden gider.

***

Hiçbir karar bağımsız değildir çünkü

kendinden önceki kararların en tepe

noktasıdır ve bundan sonra alacak

olduğunuz kararların da temelidir.

112

***

Pratik yaptığınız her

zaman, kendinizle

yarışırsınız ve yaptığınız

68

her pratikle yeterlik

seviyenizi yükseltirsiniz.

Tüm engeller gerçekte içten gelir. Sizin engel olarak gördüğünüz şeyi bir başkası onu daha ileriye götürecek olan bir basamak olarak görür.

***

Bir dağcı üstünde bir kayalık görür. Kayalığın

etrafından tırmanır ve üstüne çıkar. Ve kayalık dağcı

için bir dinlenme yeri haline gelir. Ama sadece

etrafından tırmandığı zaman…

***

Kendini yetiştirmektir bu. Eğer bir engeli

üstesinden gelmeniz gereken bir şey olarak

görürseniz, o bir engel olarak kalacaktır.

Ancak o engeli eğer bir hedef ya da üstesinden

gelebileceğiniz bir şey olarak görürseniz, onu

sizi mücadeleye iten bir meydan okuma olarak

kabul edebilir ya da elde etmeniz gereken bir

zafer olarak görebilirsiniz.

Bir Çin atasözü:

Bir dilenci bir öğünden diğer öğüne yaşar.

Bir köylü bir gün doğuşundan diğer gün doğuşuna kadar yaşar.

Bir çiftçi bir mevsimden diğerine yaşar.

Bir asil yıldan yıla düşünür ve yaşar.

Bir kral bir nesilden gelecek nesle düşünür ve yaşar.

Ama bir imparator bir yüzyıldan diğer yüz yıla düşünür ve yaşar.

***

69

Eylem olmadan vizyon bir fanteziye benzer. Vizyon olmadan eylem ise

sadece bir anı olarak kalır.

115

Geçmişi Analiz etme (Retrospection)

***

Görev yolculuğunun ilk kısmı dünün analiz

edilmesinden oluşur.

Yarın bugün tasarladığınızın geliştirilmesidir.

Ve dünün neden olduğunu bilmeyen insan

bugün tasarlama yapamaz. Bu yüzden dünü

anlamak yarını planlamanın yapı taşıdır.

***

İnsanın sessizliğe ihtiyacı vardır. Yalnız ya da beraber

Tanrıyı sessizliğin içinde bulmaya çalışmak için.

Sessizlik yaradılıştan önceydi ve gökler hiçbir söz

söylenmeden birbirinden ayrılmıştı. -Rahibe Teresa

116

Planlama eylemi, planın kendisinden çok

daha önemlidir. Plan da sonuçlardan

önemlidir.

İyi planladığınız zaman, 10 plan

üzerinden geçer 9’ unu elersiniz.

Mükemmel bir plan yapmak istiyorsanız

100 plan üzerinden geçer 99’ unu

elersiniz. Bu seviyede hazırlamış

olduğunuz ama elediğiniz o 99 plan, sizi

bundan sonraki 10 karar verme

70

sürecinizi etkileyecek şekilde eğitir. Yani

planlama, iyi yapıldığında, her zaman

planın uygulanmasından veya

sonuçlarından daha önemlidir.

117

Aslında, geçmişin analizi özenli bir

şekilde yapıldığında, genelde yeni

hatalar yapmadığımızı fark ederiz.

***

Sadece eski hatalarımızı tekrar

ediyoruz.

***

Tekrar tekrar yaptığımız hatalarla

yüzleşmek istemeyiz, çünkü bu egomuz

için çok zorlu bir süreçtir.

***

Geçmişin analizi süreci aslında kendimize

ayna tutmaktır.

Çünkü artık kendinizi olduğunuz gibi

görmüyorsunuzdur.

Kafanızda kurduğunuz kendinize bakmayı

bırakıp, artık gerçekte kim olduğunuza

bakmaya başlamalısınız.

Gerçekte kim olduğunuzu

öğrenmeye başlarsanız, nereye

71

doğru gittiğinizi de öğrenmeye

başlarsınız.

119

Gelişim, eksikliklerimizi

zayıflıklarımızı öğrenip onları

kabullendiğimiz anda başlar.

Ancak buradaki anahtar kelime öğrenme

değil, kabullenmedir.

Çünkü kabullenmede pişmanlığın

yanında farkındalık da vardır.

Kendinizi her gün gözden geçirdiğinizde

kendinize verdiğiniz sözleri tutamadığınızın

farkına varırsınız.

120

Zihninizde bir sınır çizmeyi ve onu orda

tutmayı öğrenmek zorundasınız. Ancak sonra

kendi sözünüze saygı duyabilirsiniz.

Sizin kendi sözünüze saygınız

yoksa, başkalarının saygı

duymasını nasıl beklersiniz?

72

Bunu yapmamak kendinize yalan söylemenize

neden olur, ve sonuçta başkalarına yalan

söylemenize de…

***

121

***

Yaptığınız ya da yapmadığınız şeyler için kendi

içinizde sinirlenmeniz iyi bir şeydir. Liderlik yapan her

hangi biri için bu kesintisiz olarak süren bir süreçtir.

Eğer her gün bir savaşsa, kaybetmek deneyip başarısız

olduğunuz anlamına gelir. Zafere giden yolda hepimiz

kaybederiz. Tehlike, tekrar ayağa kalkıp

deneyememektir.

Öylece durmak kaybetmekten

kötüdür. Durmak geri gitmenin en

hızlı yoludur.

Büyük adamlara, her gün bir usturanın ucunda yürüme

cesareti veren ruh, içsel zihinsel disiplinden gelir. Eğer

büyük liderlerin hayatlarına bakarsanız, günlerinin her

24 saatte bitmediğini görürsünüz.

Bunun yerine, yaptıkları her şeyin bir amacı vardır.

Şimdiden günün 10-25 yıl ötesini görmek

zorundadırlar.

Sessizliğin Çemberinin en güzel

özeti şudur;

Bir kelime söyleyip başka bir

kelimenin semeresini alamazsınız.

73

Ne söylerseniz onun sonucunu

alırsınız. Kelimeler sizin

orağınızdır. Söylediğinizi her şeyi

bir şekilde size geri getirir.

***

123

Her problemin bir çözümü vardır ve eğer iyi

bakarsanız aslında sorunun kendisinin çözümü

sunduğunu görürsünüz. Yani sorunu iyi anlamak,

çözümün bir parçasıdır.

Her sorun aslında henüz fark

edemediğimiz bir çözümdür.

Her sorunda zorlukları aşabilmeniz için bir fırsat

vardır.

Her sorun bir armağandır. Ancak sorunla yüzleşip onu

benimseyip çözebildiğiniz zaman onun aslında bir

armağan olduğunu fark edersiniz.

Yüzleştiğiniz problemler sizi

tanımlar. Üstesinden geldiğiniz ya

da gelemediğiniz…

***

***

Şuan her nerdeyseniz, kendinizi

geliştirebilmek için en uygun olan

yerdesinizdir. Bu evrenin

kanunudur.

74

Bunu bir uyandırma servisi olarak kabul edin.

Değişmek zorundayım.

Değişmeye ihtiyacım var.

Değişmeliyim.

Değişeceğim.

125

Zorluklarla yüzleşmek karakterimizi

geliştirmenin ve içsel gelişimimizi

tamamlamanın en iyi yoludur.

Zorluklar bir insanı ya daha büyük yapar ya da

küçültür.

Asla eski halinde bırakmaz.

***

***

75

Bazıları zorluklarla

karşılaşınca yıkılır,

bazılarıysa rekorlar

kırar.

127

***

Talihsizliklerde geleceğin başarılarının

tohumları saklıdır. Umudu olmayanların,

dünyadaki her şeyin zekice tasarlandığına dair

inancı yoktur. Ama her yeni günün, her acının

ve mutluluğun anlamını yakalayabilen bizler,

huzur içinde yaşarız.

128

76

Her şeyin bir

sebebi olduğunu

bilin.

Bir insanın yapabileceği en büyük hata, hata

yapmaktan korkmaktır. -Ebbert Hubard.

129

Aile

***

Şuan olduğunuz yerde tesadüfen bulunmuyorsunuz. Görevinizin ilk halkasında aileniz bulunmaktadır. Çünkü onların sizin aileniz olmalarının bir sebebi vardır.

O yüzden, öncelikli göreviniz iyi bir eş ve iyi bir evlat olmaktır.

İkinci halkada göreviniz hayat yolculuğunda karşılaştıklarınızdır; dostlarınız, iş arkadaşlarınız ve tüm insanlık.

Aileniz aynı çatı altında olmak zorunda değildir.

Siz kimi aileniz olarak görüyorsanız, onlardır aileniz. Yaşadıkça, göreceksiniz ki aile iki halkayı da kapsayacaktır.

***

İyi bir karakter en iyi mezar taşıdır. Sizi sevenler ve sizden yardım görenler sizi, beni hatırla demeye gerek olmadan hatırlayacaklardır. İsminizi mezar taşı yerine kalplerine kazıyacaklardır.–Charles Haddon Spurgeon.

77

Etrafınızdaki insanları yüceltmek, onları

oldukları yerden daha iyi bir yere getirmek

sizin görevinizdir. Her birinin hayatınızda

olmasının ilahi bir nedeni vardır.

İlahi planda hata yoktur.

***

Bir insanın bir diğerinin hayatına her dokunduğu anda

dünya daha küçük bir yer haline gelir. –Bob Perks

131

***

Hayatımız boyunca

tanıştığımız herkes, bir

flütün üzerindeki

delikler gibidir.

132

78

Her delik her nota

çalınmalıdır.

***

133

Hizmet

***

Ne kadar çok para kazanırsanız kazanın, şirketinizde

ne kadar yükselirseniz yükselin, ne kadar saygı

duyulan bir girişimci olursanız olun ya da ne kadar iyi

bir ebeveyn olursanız olun, hayatınızın kalitesi

hizmetinizin kalitesi ile ölçülecektir.

Hayat boyu başarının en büyük

anahtarı; başkalarına hizmet edin!

Hayat kaliteniz artacaktır.

En basit, küçük nazik davranışlar bile, ihtiyacı olan

birinin hayatında derin değişiklikler yaratacaktır. –

Eva Gregory.

134

79

***

Yaşadığınız her günü

kutlamak için bir şekilde

birilerine yardım edin.

Varlık alıp vermektir. Bir kaya da aynen bir Aziz gibi

verdiğini alır. – Jacob Needleman

135

İbadet Eder Gibi Çalışın

***

Eğer Tanrıya inanıyorsanız onun yaptığımız

her şey de var olduğunuzu bilmelisiniz. Her

ilişkimizde. Her zorlukta. Her engelde. İş eğer

içimizde Tanrıyı hissederek yapılırsa ibadet

haline gelir. Onsuz yapılırsa kefaret olur.

Beklemeyin, doğru zaman asla gelmeyecektir. Nerede

duruyorsanız, oradan başlayın. Elinizin altında ne

varsa onu kullanın, zaten siz ilerledikçe zamanla daha

iyileri elinizin altında olacaktır. – Napoleon Hill.

136

80

Bir bütünlük içinde

yapılmış her şey aslında

ibadet yerine geçer.

***

Elleriyle çalışan bir işçi emekçidir, elleriyle ve

beyniyle çalışan bir işçi bir zanaatçıdır, ama elleriyle,

beyniyle ve kalbiyle çalışan bir işçi ise bir sanatçıdır. –

Louis Nizer.

137

***

Kendini beğenmişliğin bir mazereti

yoktur. Denge ve barış içinde yaşamayı

öğrenemedikçe ve evrenle uyumlu hale

gelmedikçe iç huzuru yakalayamayız.

Bu çaba gerektirir.

138

81

Eğer ayağınızı kıpırdatmaya niyetiniz

yoksa, Tanrıdan adımlarınızı

yönlendirmesini dilemeyin. Onun sizi

düştüğünüz yerden kaldırabilmesi için

bile, ilk adımı sizin atmanız gerekir.

***

Sonuç olarak, bu günün dürüst kararlarından başka,

cömert sözlerinden ve hayırlı davranışlarından başka,

insanın gelişmesinin bir yolu yoktur. – Clare Booth

Luce

İletişim

***

Sessizliğin çemberini uygulamak özünde, kişinin bir başkasıyla kurduğu ilişki gibi kendisiyle ilişki kurmasıdır.

Sessizliğin Çemberi tepe noktasına denk gelecek şekilde bir piramit hayal edildiğinde, Sessizliğin Çemberinin temellerini oluşturan üç prensip vardır. Bunlar Kutsal Üçlemeyi tanımlayan temel prensiplerdir.

1. Tutarlı olun

Bunun üzerinde çalışın ve derin derin düşünün: İnsanın kendisiyle ya da başkasıyla tutarlı bir iletişim kurması, bir ilişkinin kalp atışlarıdır.

Bu yüzden, Sessizliğin Çemberinin uygulaması hatasız olmalıdır. Bu sadece hayat tarzınızda yaptığınız ufak bir strateji değişikliği demek değildir. Sizin hayat tarzınız haline gelmesi demektir.

140

82

2. Özenli olun.

Tanrının varlığını bilin ve herkeste ve her ilişkinizde O’nu hissedin.

Umursayın ve bunu belli edin.

İlişkilerinizde samimiyeti bir yapıtaşı haline getirin, açık olun ve sözlerinizi bir kamuflaj gibi kendinizi gizlemek için değil de, kendinizi açıklamak için kullanın.

Umursamıyorsanız, iletişim bir mülakat ya da iş raporu gibi sadece bilgilendirici olur. Ama eğer umursarsanız, ilişkinizin üzerinde gelişeceği sağlam bir temel olur.

Özenle kurulmuş iletişim basit bir teknikten daha fazlasıdır.

İnanç sisteminizin temelinde yerleşmiş olmalıdır.

***

141

3. Kendinizi adayın.

Adanmışlık hep kaçındığımız ama başkasında

gördüğümüzde de saygı duyduğumuz bir

şeydir.

Ondan korkarız, çünkü bir başkası için bir

şeyler yapmak anlamına gelir.

Ama özünde insanin kendisi için bir şey

yapması demektir.

Verdiğiniz her vaat sizin kim

olduğunuzu tanımlar.

Vaatte bulunmak yeni bir sorumluluk almak

değildir, çünkü aslında zaten olan bir

sorumluluğunuzu kabul etmek demektir.

Kendinize olan saygınızın bir ölçüsüdür.

İlişkilerinizdeki güvenin temelidir.

***

83

***

Kendini adayabilmek, ilişkiye

hoşgörü katar, adamanın seviyesi

ise o ilişkiyi tanımlar.

Bu bağlılığı devamlı olarak ifade etmek nefes

almak gibidir, bir seçenek değil, hayatın bir

gereksinimidir.

Doğru kelimeleri kullanmak sadece

niyetlerinizi satarken, ne söylediğinizi

karşınızdakine göstermek güven satın alır; ama

söylediğinizi yapmak ise bu güveni kalıcı kılar.

143

BÖLÜM 10

BİLGİ

Yukarda yazılmış olanlar Öğrenme odasının

duvarına yazılmış ilk kanunlardır. Arayanlar

bulmalıdır. Okumak isteyenler okumalıdır.

Öğrenmek isteyenler öğrenmelidir. – Yoldaki

Işık

84

145

Uygulama

***

Sessizliğin Çemberinin ikinci aşaması

bilgi yolculuğudur. 20 dakika süren bir

süreçtir.

Bir kitap alarak başlayın, ama bir roman

ya da ucuz kurgu kitabı olmasın, felsefe

psikoloji, din ya da diğer akademi

dallarında yazılmış bilgi arayışında olan

bir kitap seçin.

Mesleki ya da motive edici bir kitap

olabilir. 15 dakika okuyun.

85

Hatırlamanız gerek noktaları işaretleyin.

Zihninizde tekrar etmek için bir dakika

ayırabilirsiniz.

15 dakikayı tamamladıktan sonra kitabı

kapatın ve hatırlamak istediğiniz o

noktaları not edin. 5 dakikanızı buna

ayırın.

Bu belki kulağa inanılmaz gelebilir ama,

kitabınıza ve ajandanıza aldığınız notları

gözden geçirdiğinizde, göreceksiniz ki

önemli olduğunu düşündüğünüz

noktaları unutmuşsunuz.

*** 147

Ertesi güne aldığınız notları

okuyarak başlayın.

Kitabı bitirene kadar, her güne

bir önceki gün aldığınız notları

okuyarak başlayın. Kitabı

bitirdiğinizde, elinizde kendi

yazdığınız bir özetiniz olacaktır.

***

86

***

Kısa dönemli

hafızanız, günlük

hayatınızda

kullanabileceğiniz en

büyük, en becerikli,

en güçlü ve en esnek

araçtır.

149

Yüzünüz nasıl duyacağınızı size anlatır. Yüzünüzün her iki yanında, bir sağa bir de sola bakan beyne doğru giden iki kulağınız vardır. Bir başka deyişle iki taraftan da duymanız gereklidir. Eğer sadece tek taraftan duyarsanız asla anlayamazsınız.

***

Japon bir savaşı ve onun hocası olan generalin hikayesi anlatılır. Eski zamanlarda, güvercinlerle mesaj yollarlarmış. Bu general de öğrencisi savaşçıya bir güvercinle mesaj göndermiş.

Ama kuş şiddetli bir yağmura yakalanmış ve mesaj öğrenciye ulaştığında yazının bazı kısımları okunmaz haldeymiş.

Yinede öğrenci hocası hariç etrafındaki herkesi şaşkına çevirerek, hocasının mektupta anlattığı komutları yerine getirmiş.

Bir öğrenci olarak o kadar odaklanmıştı ki, artık hocasının aklındakileri okuyabiliyordu. Sadece bir kelime okuyarak o cümlenin nereye varacağını tahmin edebiliyordu. Kulaklarının ve gözlerinin ötesindeki o karmaşık resmi görebilmişti.

87

***

Öğretmeninizi odaklanarak ve konsantre

olarak dinleyin, ancak bu şekilde onun

bilgeliğinin tüm faydalarından

yararlanabilirsiniz.

***

Ne kadar derin

anlayabileceği öğretmene

değil, öğrenciye bağlıdır.

151

İnteraktif dinleme yüzeyseldir. Öğretmenin

konuşmasının arasına giren en ufak şey bile

dikkat dağıtır. Sessiz olmalısınız. Araya girip

konuşmamalısınız. Önemli olan bilginin

zihninize direk girmesini sağlamanızdır.

***

Bir kadın tüm problemleriyle beraber bir

filozofa gider ve ona bunları nasıl çözebilirim

diye sorar. Filozof şöyle cevaplar: “köpek.” Ve

kadın filozofa teşekkür ederek mutlu bir

şekilde oradan ayrılır.

***

Kadının tüm problemlerinin çözümü tek bir

kelimede gizlidir, “köpek”. Ve kadın egosuna

yenik düşmeden filozofu dinlediği için, onun

demek istediğini anlayabilmiştir. Bir köpeğin

tüm iyi özelliklerini kendi hayatında

uygulamak… Sadakat, itaat, sevgi, sabır, azim,

istikrarlılık.

88

***

Eğer egonuz araya

girerse, hocanız 45

dakika da konuşsa tek bir

kelime

anlayamayacaksınızdır.

153

Bilgi de para, pozisyon veya silah gibi elde

edilir, depolanır, düzenlenir, endekslenir ve

saklanır.

***

Bilgi bolluk, güç veya askeri sanatlar gibi ele

geçirilebilir, gösteriş yapılabilir, biriktirilebilir,

miras kalabilir ve hatta terk edilebilir. Özünde

zihinseldir, yani bir beceridir ve iyi

kullanılmalıdır.

***

Fakat bilgelik zenginlik, asalet ya da cesaret

gibi sadece öğrenilebilir. Özünde ruhsaldır,

ancak bir insan olarak gelişiminizle ve Tanrının

lütfüyle elde edebilirsiniz.

89

***

Veri sizin kütüphanenizdir,

bilgi ondan ne

anladığınızdır, pratiğe

dökülmüş bilgi ise

bilgeliktir.

155

Okuyun

***

Neden okumalısınız? Çünkü zihnimizin yarattığı engellerle dolu bir dünyada yaşıyoruz. Ve bu engelleri severek, bir duvar gibi tuğla tuğla tek tek kendimiz örüyoruz.

Okuduğumuz zaman, belki 20, belki 200 belki de 2000 yıl önce yaşamış birinin zihnine giriyoruz ve nasıl düşündüğünü ya da nasıl hissettiğini öğreniyoruz. Bunu okumuş olmanın hayatımızı değiştirme potansiyeli vardır.

Okumak bizim gıdamızdır, düşünmek ise sporumuz.

Hafızamız ise bize sürekli oyunlar oynayan düşmanımızdır.

Eğer okuduğumuzu aklımızda tutamayacaksak, okumaya tenezzül

bile etmeyebiliriz.

90

Bilgelik, özünde, analiz edilmiş

deneyimlerden; kazanılmış

bilgiden; sezgisel düşünceden; iç

gözlemden; entelektüel

araştırmadan; ve içinizden gelen

bir güçle yönlendirilen , bir

tutkuyla güdümlenen yorucu ve

istikrarlı çalışmadan elde edilir.

***

157

***

Gerçek uygulanmaktansa, daha

kolay anlaşılır. Formüle

edilemez. Tanımlanamaz.

Yaşanır.

158

91

Gerçeği yaşamak,

bilgeliğin pratiğe

dökülmüş halidir.

***

Birinin anlayışını geliştirmesinin tek yolu

zihnini boşaltmasıdır, zihnindeki her türlü

düşünceye geçit vermesidir. – John Keats

159

Konsantrasyon

***

Konsantrasyonunuzu geliştirmek Sessizliğin

Çemberinin yan egzersizi gibidir.

Konsantrasyon size ışık tutar ve her şeyi sizin

için netleştirir. Bilim adamları bile bir sorunu

çözmeden önce ona konsantre olmaları

gerektiğini biliriler.

Çoğu zaman, insanın bir sorun için bulmaya

çalıştığı çözüm aslında zaten o insanın

içindedir. Bilinçaltında mevcuttur, ancak o

odaklanmadıkça asla açığa çıkmayacaktır.

92

Zihniniz odaklandığı

anda, cevaplar teker

teker önünüze

gelecektir.

***

Bilgeliğin tohumları havasız bir yerde

filizlenip büyüyemez. Deneyimlerinizi

yaşamak ve onlardan bir şeyler öğrenmeniz

için, zihninizin nefes almaya ve derinliğe

ihtiyacı vardır. – Sessizliğin Sesi

161

BÖLÜM 11

ADANMA

Ruh, kavramadan ya da hatırlamadan önce

şekil verilen kilin, çömleğin zihniyle birleşmesi

gibi, içindeki sessizliğe karışmalıdır. –

Sessizliğin Sesi

93

163

Uygulama

***

Sessizliğin Çemberinin son 10

dakikasını uygulamanın anahtar noktası,

düşüncenizi tanrıya olan bağlılığınızı

ifade etmek için konuşmadan kelimelere

dökmektir. Bunu kağıda da

dökmelisiniz. Bunun, Tanrıyla

bütünleşmeye uygun bir ruh hali içinde

yapılması önemlidir.

94

Tanrıyla konuşarak başlayın, O’na

sormak istediklerinizi not alın,

sorularınızı araştırın ve yüreğinizden

konuşun.

***

Ruhlarımızı beslemeyi başaramasak, yok

olurlar ve ruhumuz olmadan hayatın anlamı

olmaz. Yaratıcı süreç ruhla kurulan sürekli

diyalogun yokluğunda bozulur. Ve yaratıcılık

hayatı yaşamaya değer kılan şeydir. – Marion

Woodman

165

Gerçek

***

Siz Tanrının, Bütünün, Organik Sonsuzluğun, bu Ölümsüzlüğün bir damlasısınız. Tanrıyı anlayabilmenin en iyi yolu kendinizi anlayabilmenizdir.

Diğer görevlerinizin yanında Tanrıyı aklınızda ve niyetinizde bulundurmanız en önemli görevinizdir.

Egonuz, kendinizden başka bir şeyle bu kadar meşgul olmanıza izin vermeyecektir. Bu yüzden amaçsızca geziniriz.

Onu hatırladığımız durumlarda, gerçekten yaşarız. Ancak o zaman gerçek amacımız açığa çıkar.

En çok değer verdiğin şeyi ver bana. Böyle bir vermenin sonuçları sonsuzdur.- Krishna, Srimad Bhagavatam

95

Vicdan, Tanrının kalplerimizdeki sesidir.

Prensiplerimizi içimizdeki bu sesten

çıkartırız.

Bilgeliği bu prensiplere uyduğumuz

zaman elde ederiz.

Bu yüzden, bir insan ne kadar bilgeyse,

prensipleri o kadar değerlidir ve içindeki

tanrının sesi o kadar yoğundur.

Gerçek Tanrıdır. Onun içinde

yaşayın, kendinizi Tanrının içinde

kaybedeceksinizdir. Gerçeğin dışında

yaşayın, O’nu kaybederisiniz.

167

***

Eğer Tanrı dualarınızı kabul

ediyorsa inancınızı

artırıyordur. Eğer

erteliyorsa, sabrınızı

artırıyordur. Eğer kabul

etmiyorsa, sizin için

düşündüğü daha iyi bir şeyler

vardır.

168

96

Kendi deneyimlerimden gördüğüm

kadarıyla, ona yazdığım tüm

sorular bir şekilde kendi

cevaplarını buldular. Bir şekilde,

bir yerlerde neredeyse kaçınılmaz

bir şekilde cevaplar ortaya çıktı.

***

Kolay hayatlar için dua etmeyin. Daha güçlü

olmak için dua edin. Gücünüzün yeteceği

sorumluluklar için dua etmeyin.

Sorumluluklarına yetecek güç için dua edin.

Böylece yapmanız gerekeni yapmak bir mucize

olmayacaktır, siz bir mucize olacaksınızdır. –

Phillips Brooks

***

Sessizliğin Çemberindeyken,

düşünceleriniz birer ok haline gelir.

Orda değilken, düşünceleriniz bir

kayanın üzerindeki su gibidir. İçinize

işleyemez, sadece yüzeye çarpar. Ama

eğer düşünceleriniz bir ok gibiyse, her

biri içinize işler, en derine işler.

97

Eskinin büyük liderleri illa iyi

konuşmacılar değillerdi, ama

yaylarından bıraktıkları

düşünceleri ok gibi kalplerimize

işledi ve bugüne kadar geldi.

***

171

Sessizliğin Çemberini uyguladığınız

zaman, enerjiniz yayılmaya başlar ve

huzur içinde olursunuz. Çevrenizdekiler

için bir güç ve canlılık kaynağı

olursunuz. Bundan sonra nereye

giderseniz gidin, kimle görüşürseniz

görüşün, sizin içinizde bunu

göreceklerdir.

***

Sessizliğin Çemberini uyguladıkça

vicdanınız değişir.

98

Sessizliğin Çemberini

uygulayan birinin vicdanı

içindeki her şeyi yansıtan

tertemiz bir ayna gibidir.

***

173

***

Şunu lütfen anlayın, içinizde daha

büyük daha derin ve daha karizmatik

bir “siz” var.

Başkalarını arkasına alabilecek ve

onları hayran bırakabilecek bir “siz”.

Dünyayı sarsabilecek bir “siz”.

İçinizdeki bu sizi uyandırabilmek için,

kendi Sessizliğinizin Çemberinde

olmanız gerekli.

99

Yerinizden

kalkın ve onu

uyandırın!

***

175

***

1. GÖREV YOLCULUĞU

(10 dakika)

A. Dünü gözden geçirin, neyi geliştirebilirdiniz neyi daha iyi yapabilirdiniz.

B. Eğer sorumluluğunuzu yapmadıysanız, neden yapmadığınızı gözden geçirin.

(10 dakika)

A. Bu gün için tüm planlarınızı yazın.

B. Aşırı vaat vermeyin. Vaatleriniz yapabileceğinizden az da olmasın.

(10 dakika)

A. Bundan sonraki 7 gün için hedeflerinizi belirleyin

B. Bundan sonraki 12 ay için kısa dönemli hedeflerinizi belirleyin.

C. 5 yıllık uzun dönemli hedeflerinizi belirleyin.

D. Bu hedefleri her gün tekrar tekrar yazın.

100

2. BİLGİ YOLCULUĞU

(20 dakika)

1. Bilginizi arttıracak bir kitap seçin.

2. 15 dakika okuyun.

3. Sonraki 5 dakika boyunca, hatırladığınız önemli noktaları not alın.

4. Hangi noktaları kaçırdığınıza bir göz atın.

5. Atladığınız yerler varsa onları da notlarınıza ekleyin.

6. Ertesi gün kitabı okumaya devam etmeden önce notlarınızı bir kez okuyun.

3. ADANMA YOLCULUĞU

(10 dakika)

Bu sizin Tanrıyla olan kişisel diyalogunuzdur ve siz nasıl rahat hissediyorsanız o şekilde yapabilirsiniz.

Dua edin, sorgulayın, kalbinizdeki soruları sorun. Bu 10 dakikalık süreç de kâğıda dökülmelidir.

177

3. KISIM

21 SORU

101

179

SORU 1:

TANRININ, BAŞARILI BİR HAYATTA

OYNADIĞI ROL NEDİR?

102

Vijay Eswaran: Hangi rolü oynamaz ki? Eğer Tanrının varlığını kabul ediyorsanız o her şeye gücü yetendir, her şeyi bilendir, her yerdedir. Shakespeare, dünya bir sahne ve bizde birer oyuncuyuz demiştir. Bizler oyuncuyuz, Tanrı da yönetmen. Sessizliğin çemberinde Tanrıyla konuşmak şunu kabul eder; eğer Tanrıya inanıyorsanız, tüm nimetler ondan gelir, hayatın kendisi bize her gün onun tarafından bağışlanan bir nimettir.

Tanrı bazen bize nimetlerini bağışlar bazen de elini üstümüzden çeker diyemeyiz. Çünkü güneş de Tanrı gibi her zaman ışık yayar. Bir an bile sönmez. Sadece ayı görebildiğimiz gecenin karanlığında bile ışıldar. Ayı biz ay olarak görürüz ama o güneşin bir yansımasıdır.

Soru şu olmalı neden Tanrıyla konuşmalıyız. Çünkü o orda. O her zaman dinliyor ve onunla konuşmak onun varlığını kabul ettiğimizi ve her şeyin ondan geldiğini bildiğimizi gösteriyor. Eğer bir ateistseniz, o zaman söz konusu olan Tanrı değil, ahlak olacaktır. Bir ateist bile ne yaparsan onu bulursun sözüne inanır. O yüzden bu iyilikle ilgilidir. Bir Ateist için cümlelerimde Tanrı yerine İyiliği kullanacağım.

181

SORU 2:

Nasıl devam ediyorsunuz?

103

Vijay Eswaran: İlk 21 günü tamamlayarak devam

edebiliyorsunuz. 21 günün amacını en amatör bir

psikolog bile size anlatabilir. 21 gün bir

alışkanlığın kazanıldığı zaman dilimidir. Eğer

herhangi bir şeyi 21 gün boyunca tekrarlarsanız,

psikolojik ve zihinsel engelleri aşmış olursunuz ve

bunu en ideal seviyede yapmaya başlayıp,

alışkanlık haline getirirsiniz. Bu dünyada

olduğunuz yerde olmanızın sebepleri: sahip

olduğunuz alışkanlıkların bir parçanız haline

gelmesi; bu alışkanlıkların sizi olduğunuz yere

yönlendirmiş olması; sizi elde edebileceğiniz

başarılardan alı koymuş olması; ve olmanız gerek

insan olmanızı engellemiş olmasıdır. Bunlardan

kurtulmanız için, yeni alışkanlıklar yaratmalı, ve

bunları yeniden düzenlemelisiniz. 21 gün sonra

bozulması zor yeni bir alışkanlık düzeniniz

olacaktır.

183

SORU 3 :

Eğer Sessizliğin Çemberini bir gün

kaçırırsanız ne olur?

104

Vijay Eswaran: Diyetinizde ya da sporunuz da bir

gün kaçırdığınızda olduğu gibi, en baştan

başlamak çok zordur. Eğer spor yapıyorsanız ve

dayanma gücünüzü yapılandırmaya başladıysanız,

her gün olağan üstü bir gelişim gösterirsiniz. Bir

ayda günde 300 metrelik koşudan, 3 kilometreye

çıkarısınız. 6 aylık bir koşu egzersizinin sonunda

26 mil, yani bir maraton koşabilecek bir hale

gelirsiniz. Eğer sadece bir haftalığına bile ara

verirseniz, 26 milden 20 mile düşersiniz. 300

metreden 26 mile çıkmak 6 ayınızı almıştır, ancak

beşte birini sadece 1 haftada kaybedersiniz. Eğer

bir alışkanlık elde edebilmek için ihtiyacınız olan

21 gün ise, bu ilk 21 gün kritiktir. Eğer bir gün

kaçırırsanız bu 21 günün devamlılığını bozmuş

olursunuz ve en baştan başlamanız gerekir.

185

SORU 4

İç huzur neden başarı için gereklidir?

105

Vijay Eswaran: İç huzur aslında başarı demektir. İç

huzurunuz varsa başarıyı tanımlayabilecek kritere

sahipsiniz demektir. Başarı çok bireysel bir şeydir,

ve kişiden kişiye değişir. Herkes kendi için

başarının ne demek olduğunu tanımlamalıdır ve

sonuçta başarı huzura ulaştığınız yer olarak

tanımlanır. Eğer bir şey yapıyorsanız ya da inşa

ediyorsanız, ne yaptığınızı anlamanız için iç

huzura sahip olmanız gerekir. Sonuçta, iç huzur bir

anlamda kopma demektir. Ne yaptığınızı

anlamanız için ona bir adım geriden bakabilmeniz

gerekir.

187

SORU 5

Sessizliğin Çemberini uygulayan birinin

özellikleri nelerdir?

106

Vijay Eswaran: Bu Sessizliğin Çemberini

uygulamanın ilk temeli olmalıdır. Bu özelliklerin

neler olması gerektiğini bulmak. Bu herkes için

farklıdır. Disiplin size bunu anlamanız için

yardımcı olur. Sessizliğin Çemberi size iki şey

öğretir, iyi olmak ve iyi olanı yapmak. Tüm iyi

özellikler bundan doğar.

189

SORU 6

Sessizliğin çemberini uygularken

kendimizi nelerden korumalıyız?

107

Vijay Eswaran: Kesinlikle kendinizden. En büyük

düşmanınız sizsiniz. En büyük savaş insanın

kendisiyle olan savaşıdır. En büyük sorununuz

kendiniz olacaksınız. Sessizliğin Çemberini

uygulamamak için bahaneler üreteceksiniz.

Ürettiğiniz bahaneler inanılmazdır, çünkü sadece

yapmak istemediğiniz için bunları üretirsiniz.

Bahane uydurmak için harcanan enerji genellikle

Sessizliğin Çemberini uygulamak için

harcayacağınız enerjiden daha fazladır, ama yine

de uygulamazsınız.

191

SORU 7

Ne kadardır Sessizliğin Çemberini

uyguluyorsunuz?

108

Vijay Eswaran: Sessizliğin Çemberini 5 – 6

yaşlarımdan itibaren yetiştiğim yerdeki insanların

uyguladığı ruhani bir eğitim olarak uyguluyorum.

Büyükbabamdan ve sonrasında karşılaştığım diğer

ruhani liderlerden öğrendim. Batıda okumaya

başladığım zaman bıraktım, batılı olmanın bunları

geride bırakmak demek olduğunu düşünüyordum.

O zamanlar Rock n Roll Sessizliğin Çemberinden

çok daha fazla ilgimi çekiyordu. Dünyanın bu

kısmına geri döndüğüm zaman, içimde büyük bir

boşluğun olduğunu fark etmek sert bir uyanış oldu.

Ve yeniden başladım. Eğer net bir ölçü olarak

öğrenmek istiyorsanız, 18 yıldır uyguluyorum.

193

SORU 8

Bu hayatınızı nasıl değiştirdi?

109

Vijay Eswaran: Bu nefes almak gibi bir şey.

Hayatımı nasıl değiştirdiği değil burada asıl soru.

Nefes almadan yaşayabilir misiniz. Bu hayatımın

bir parçası haline geldi. Bu değerlendirmemi,

analiz etmemi, öğrenmemi, benimsememi, uyum

sağlamamı sağladı ve başkalarına karşı olan

tutumlarımda bana yardımcı oldu. Düşünme

sürecimin bir parçası olan bir araç haline geldi

benim için. Onsuz asla yapamam.

195

SORU 9

Başka kaç başarılı lider bunu

uyguluyor?

110

Vijay Eswaran: Winston Churchill kendine sessiz

zaman ayırırdı. Mahatma Ghandi de. Martin

Luther King ve Nelson Mandela. Leonardo Da

Vinci sessizlikte çalışmayı tercih ederdi. Picasso

da. Neredeyse tüm büyük sanatçıların,

politikacıların ya da liderlerin yalnız kalmak

istedikleri kendilerine ayırdıkları zamanlar vardır.

Bu aynen bu disiplin şeklinde olmayabilir, ama

onları oldukları kişiler yapan sessizlikte kalıp

çalışmayı tercih etmeleridir. Kendileri için en

yüksek kriterleri belirlediler ve başkasıyla değil,

kendileriyle yarıştılar. Kendileri için belirledikleri

standartlar herhangi birinin standartlarından çok

daha yüksekti.

197

SORU 10

Bu 21 gün sonra ne olmasını ummalıyız,

ne gibi sonuçlar almalıyız?

111

Vijay Eswaran: Bu herkes için farklıdır çünkü

herkes farklı bir bakış açısından başlar. Bazıları

için bu çok büyük bir kırılma yaratır, bir keşiftir,

yeniden doğuştur. Bazıları için, kendisiyle

uzlaşmaktır, gelişmelerine yardımcı olacak yeni bir

geçit keşfetmektir. Herkes için geçerli olan şey ise

bir şekilde etkisinin olacağıdır. Herkes bir farklılık

hisseder. Bunun derinliği yada boyutu kişiye

bağlıdır. Bu 21 günü ne kadar iyi uyguladıklarına

bağlıdır. Önemli olan kişinin bunu başarabilmek

için ne kadar fedakarlık yaptığıdır. Büyük ve

yoğun fedakarlıklarda bulunanlar için sonuçlar da

bir o kadar büyük ve yoğun olacaktır.

Fedakarlıkları sınırlı olanlar, Sessizliğin

Çemberine daha az önem vermişlerdir ve

sonucunda daha az şey elde ederler.

199

SORU 11

Sessizliğin Çemberinin başarının gizli

ama garantili sırrı olduğunu mu

söylüyorsunuz?

112

Vijay Eswaran: Hayatta hiçbir garanti yoktur.

Aldığınız tek garanti Sessizliğin Çemberinin

hayatınızı değiştireceğidir. Ve sonuçta değişiklik

başarının garantilerinden biridir. Onsuz başarılı

olabilirseniz, ama eğer başarı tanımınız henüz net

değilse, Sessizliğin Çemberi olmadan başaralı

olamazsınız. Sessizliğin Çemberi herkesin kendisi

için başarılı olmanın ne demek olduğunu

tanımlamasını sağlar. O zaman değişim tahmin

edebileceğimizden bile kolay olur. Kolay olmayan,

kendimizi bunu şimdi yapmamız gerektiğine ikna

etmektir. Değişim arzumuz vardır ve bunu sürekli

ifade ederiz ancak, bir türlü güven alanımızı terk

etmeye hazır olmayız.

201

SORU 12

Sizin kişisel başarı tanımınız nedir?

113

Vijay Eswaran: Başarı tanımım yıllar içinde

değişti. 18 yaşındaki başarı tanımım 28 yaşıma

gelince değişti. Şuanda da değişmeye devam

ediyor. Bugün başarı tanımım çok daha manevi.

Bundan 10 yıl önce bir banka hesabı ve maddi

kazanımlardı. Bugün ise manevi içerikli

kazanımlarla ilgili.

203

SORU 13

Bu takımınızla beraber uyguladığınız bir

şey mi?

114

Vijay Eswaran: Kesinlikle, buna şüphe

yok.

205

SORU 14

Kendinizi şiddetli bir şekilde

eleştirmenin özgüveninizi sarsma

ihtimali var mı?

115

Vijay Eswaran: Özgüveniniz çelik gibidir.

Vurdukça ve eğdikçe, daha sertleşir. Bu yüzden

neden korkacaksınız ki? Demiri çelik yapan onu ne

kadar çok dövdüğünüz ya da büktüğünüzdür.

207

SORU 15

Neden insanlar Sessizliğin Çemberini

uygulamayı bırakıyorlar?

116

Vijay Eswaran: Kendilerinden vazgeçtikleri gibi

bunu uygulamayı bırakıyorlar. Aslında değişmek

istemiyorlar. Güven alanından çıkmak

istemiyorlar. Bazıları aynı şeyi sürekli

tekrarlamanın onları sıktığını söylüyor. Ama

yinelenen bir şekilde olması gerekmiyor aslında.

Her gün aynı şeyleri yazıp duruyorsanız, durup

kendinize neden ilerleme kaydetmediğinizi

sormalısınız. Önünüzdeki bir sene boşlukları

doldurarak geçmelidir. Uygulamayı

yoğunlaştırdıkça, boşlukları doldurmaya

başlarsınız. Karalayarak başlarsınız, sonra bir

tabloya, tablodan fotoğrafa, fotoğraftan bir filme

ilerlersiniz.

209

SORU 16

Sessizliğin Çemberi farklı şekilde

uygulanabilir mi? Sırası değiştirilebilir

mi?

117

Vijay Eswaran: İlk başta hayır. Çünkü henüz bir alışkanlık kazanmaya çalışıyorsunuz. Ama sonuçta herkes için farklı olacaktır. Kişisel bir şey. Bireysel. Sizin hayatınıza bağlı. Siz geliştikçe her şey değişecektir. Sessizliğin çemberinin Görev, Bilgi ve Adama bölümlerinin olması size bunun her alanda kullanabileceğini ve hayatınızın her alanında değerli olabileceğini gösterir. Eğer odak noktanız maneviyat ise, tamamen adama bölümünden oluşabilir. Ancak bugün maddi hayat da hepimizin bir parçası, maddi hayatta başarılı olan biri ancak hayatın diğer alanlarında da başarılı olabilir.

Sonuçta başarılı olmak sizin kaderinizdir. Eğer Tanrının hata yapmadığını ve İlahi Planın kusursuz olduğuna inanıyorsanız, o zaman herkes başarılı olmalıdır. İdeal olarak maddi ve manevi başarı beraber gelmelidir. Maddi alanda başarılı olmuş bir kişi manevi olarak da başarılı olabilir çünkü aynı azmi, o da maddi alanda başarı olmak için gereken aynı çalışkanlığı, aynı sabrı, kararlılığı, ruhu ve enerjiyi gerektirir.

211

SORU 17

Bu alışkanlık nasıl daha fazla para

kazanmanıza yardımcı olur?

118

Vijay Eswaran: Bu daha fazla para kazanmanıza

yardımcı olmaz. Varlıklı olmak bir algıdır. Zengin

olmak sizi varlıklı yapmaz. Sessizliğin Çemberi

bunu anlamanıza yardımcı olur. Bunu anlamadan o

algıya erişemezsiniz. Zengin olmak bir işe

yaramaz. Zengin olmak sadece bir banka hesabıdır.

Varlıklı bir insan her şeyini kaybedebilir ancak

hala onu geri alabilecek güce sahip olabilir.

Dünyanın en zengin on insanının son kuruşuna

kadar her şeyini elinden alın, her kuruşunu tek tek

geri kazanacaklardır.

213

SORU 18

Sessizliğin Çemberi nasıl farklı

kültürlere ve dinlere hitap edebiliyor?

119

Vijay Eswaran: Dini spora engel olarak görüyor

musunuz? Egzersiz din ya da kültür için bir

problem mi? Sessizliğin Çemberi zihin

egzersizidir. Eğer vücudunuzu çalıştırmanın bir

engeli yoksa zihniniz için de olmamalıdır.

215

SORU 19

Ne kadar süre Sessizliğin Çemberini

uygulayacaksınız? Bunu hayatınız

boyunca mı uygulayacaksınız?

120

Vijay Eswaran: Ne kadar süre için spor yaparsınız?

Hayatınız boyunca mı? Ne zamana kadar fit olmak

istersiniz? Eğer 70inizden önce bir bitkiye

dönüşmek istiyorsanız, siz bilirsiniz. Şuan

aldığınız kararlar, yaşayacağınız hayatı belirler.

217

SORU 20

Sessizliğin Çemberinin İlahi Plan

içindeki yeri nedir? İlahi Planın ne

kadarı biziz ne kadarı Tanrı?

121

Vijay Eswaran: İlahi plan bir yol haritası gibidir.

Ne kadar hızlı gideceğiniz size bağlıdır. Harita

sizin daha hızlı sürmenizi ve hareket etmenizi

sağlamaz. Sadece gittiğiniz yolu belirler.

Zaman ve çaba harcadığınızda hedeflediğiniz

yere çok daha çabuk varabilir, bu sayede

kavuşmak istediğiniz şeylere daha çabuk

kavuşup tadını çıkarabilirsiniz. Yani İlahi Plan

değişmez. Sessizliğin Çemberi size bu planda

daha hızlı ilerlemenize yardımcı olur.

219

SORU 21

Sessizliğin Çemberi işimizi nasıl etkiler?

122

Vijay Eswaran: İşinizi nasıl yaptığınızı etkilemez.

Sizi etkiler. Eğer siz gelişirseniz, yaptığınız iş de

gelişir. Sonuç olarak, Sessizliğin Çemberi sizinle

ilgilidir, yaptığınız işle değil.

221

BİR OKUYUCUDAN

***

Sessizliğin kitabı sadece bir kitap değildir. Engin

derin bir kültürdür. Onu elime aldığım zaman

sadece okumuyorum, yaşıyorum. Kelimeler ve

anlamları içime akıyor… temiz hava gibi

damarlarımda dolaşıyor. Daha rahat nefes

alıyorum.

Kelimeler benim gibi astımlılar için bir nefes

açıcıdan çok daha fazla işe yarıyor. Beni farklı,

sağlıklı, huzurlu bir yere götürüyor. Olmak

istediğim yere… Sonra okuma aşamasından

uygulama aşamasına geçiyorum. Bunu yapmak

zaman alabilir- aradığım mükemmellik noktasına

ve huzura ulaşmak; kendimi tanımak; kendimle

verdiğim savaşı yenmek ve kendimi yeniden

yapılandırmak. Ama bu kitapla ben o yolda

ilerliyorum. Bu güzel armağan için teşekkür

ederim. –Wafa EL Tayeb Salih.

123

124