Upload
tayfunguler
View
302
Download
1
Embed Size (px)
Citation preview
“SESSİZLİĞİN ÇEMBERİNDE” İÇİN ÖVGÜLER
“Etki ve tepki arasında bir alan vardır. Bu sessiz
aralıkta, ya da alanda bizim seçim gücümüz yatar. Bu
seçimlerde huzurumuz, dengemiz, mutluluğumuz ve
gelişmemiz yatar. Bu küçük harika kitap sessizliğe ve
bilge seçimlere ilham verir. Bu bilgeliğe sürekli
ihtiyacım var. İbadet ederek, derinlemesine düşünerek
ve meditasyona odaklanarak geçirilen sessizlik tüm
hayatımda, gerek özel gerekse iş hayatımda gerçek
zaferin kaynağı olmuştur.”
Stephen Covey, The 7 habits of successful people.
“Bu kitap, size içinizdeki en iyi sizle yeniden bağlantı
kurmanızı sağlayacak çok güçlü, bilgelik içeren harika
bir kitaptır.”
Robin Sharma , The Monk Who Sold His Ferrari.
“Etkili liderlik ne yaptığımızdan daha fazlasıdır;
içimizde başlar. Büyük liderler, iç bilgeliği ve gücü,
yalnızlığı alışkanlık edinerek yakalarlar. Bu kitap
sessizliğin bölgesine girmek ve Tanrıya yakınlaşmak
için muhteşem bir rehberdir.”
Ken Blanchard, The One-Minute Manager, The
Servant Leader
“Sadece bir kaç okur Sessizliğin Çemberi’nde kitabını
sadece bir kere okumak için gerekli olan zamanı
harcayarak tatmin olacaktır ve kitabi orda bırakacaktır.
Bu kitap kitaplıkta durmayı reddeden bir kitap…
Bunun yerine, baş ucunuzda, cebinizde ya da
çantanıza duracak bir kitap… Güvendiğiniz bir ortağa
başvuracağınız gibi sürekli başvuracağınız bir kitap…
1
Manevi bir öğretmen, bir Guru, bir rehber… Vijay’ in
kitabıyla, onu bir rehber kabul ederek, kendi sessizlik
çemberinize daha derinlemesine gireceksiniz. Bu
güçlü kitap, sizi, en uç rüyalarınızın bile ötesinde
güçlendirecektir. “
John Milton Fogg, The Greatest Networker in the
World.
“Nadiren, okurlarının hayatını değiştiren, onları
azimle harekete geçiren bir kitap bulunur. Eswaran’ ın
gücü hem Batı hem Doğu dinlerini ve felsefelerini
temel alan seküler bir hayat felsefesi geliştirebilmiş
olmasındadır; ve bir yandan da basit ve açık dili, ve
dikkat çekici sunumu ile herkes tarafından erişilebilir
olmasındadır.”
Jojo Robles, Manila Standard-Today.
“Bu kitap, artık bir klasik haline gelmiş olan ve - “En
temel şeyleri gözler göremez.” - cümlesiyle unutulmaz
hale gelen bir kitabi, Küçük Prens’i hatırlatmakta.
Eswaran tarafından yazılan kitabin neden gerçek bir
keşif olduğu işte tam burada yatmaktadır. Bizi neyin
gerçekten öz ( siyasi ya da dini anlamda olmaksızın)
ya da temel olduğuna geri götürür. Sözlerle dolu – ve
dolayısıyla gürültü dolu – bir dünyada bu kitap temiz
hava esintisi gibi geliyor.”
Dante Velasco, The Philippine Daily Inquirer
“İş adamı, savaşçı farklı bir manevi öze sahiptir, ancak
burada okurlarını kendini keşfetmeye ve yeniden
gençleşmeye iten entelektüel bir seyahate
çıkarmaktadır.”
2
Alfred Yuson, The Philippine
Star.
SESSİZLİĞİN ÇEMBERİNDE
VIJAY ESWARAN
Aileme,
Bana olan sevgisiyle kalbimde kutsal bir yere sahip olan… daha küçükken bendeki merak duygusunun
kaynağını oluşturan… Merakımı ve hayal gücümü eski zamanların hikâyeleriyle harekete geçiren anneme…
Bana olan sevgisiyle tutkulu bir şekilde bilgi arayışımın temellerini oluşturan, bilgeliğiyle gelişme
çağlarımı dolduran... İnsanlığı önemsememi sağlayan... Babama… Onun vizyonunun büyüklüğü
hala beni besliyor.
Beni hiçbir şeyi ertelemeden arayışa iten merak ve kardeşlerim için vizyonumu harekete geçiren tutku
için teşekkür ederim.
Bana hayat verdin, bana sevgi verdin, ama hepsinden önemlisi, bu hayatta yapmayı tercih ettiğim şeyleri
yapmam için bana nedenleri verdin.
3
BU DÜNYA KORKAKLAR İÇİN
DEĞİLDİR
***
Uçmayın. Başarı ya da başarısızlık aramayın. Kendinizi bencil olmayan arzularınıza mükemmelce
adayın ve bunlar üstünde çalışın.
Başarmak için doğmuş olan aklın, kendini kararlı bir amaca bağladığını ve azimle devam ettiğini bilin.
Hayat savaşının tam ortasında yaşayın.
Herkes bir mağarada ya da uyurken sakinliğini koruyabilir.
Siz girdabın ortasında ve hareketin çılgınlığında durun ve merkeze ulaşın. Eğer merkezi bulursanız, hiçbir şey
sizi olduğunuz yerden hareket ettiremez.
VIVEKANANDA
5
ÖNSÖZ
JOSEPH BISMARK
Başarının sırrından bahseden bütün kitaplar arasında sadece bu kitap özellikle sessizliğin önemiyle uğraşmaktadır.
Vijay Eswaran günlük hayatımızı yönetmek için sessizliğin değeri hakkında yazar. Sessizce, iç gözlem yaparak oturmayı öğrenmekle netlik kazanırız ve içimizdeki tanrı vergisi potansiyeli yavaşça yakaladıkça, olabileceğimiz bizin en iyisi oluruz.
Bilge ve pratik kılavuzluk arayan okur için dikkatli talimatlar burada mevcuttur. Bu araç yirmi birinci yüzyılın değişen hızına ayak uydurmamız için mantalitemizi değiştirmemize yardım edecektir.
6
YAZAR HAKKINDA
GANESHA KURT G.R.RINCK
Bazı insanların geceleri zihinlerinin derinliğinde
düşledikleri söylenir ama gözü açık düşleyenler
düşledikleri şeyleri gerçekleştirirler ve dünyayı
değiştirirler.
Bu kitabın yazarı olan Vijay Eswaran da böyle bir
insandır. Sekiz yıl içinde, ondan bir şeyler öğrenme ve
onunla yetişme ayrıcalığına sahip oldum. Durmaksızın
öğrenmenin peşinden giden ve herkesten farklı bir
şekilde tüm kalbiyle okuyan ve yazan bir adam olan
Eswaran, şimdi konuşuyor ve yazıyor.
Buradaki bilginin çoğu eski bilgelikten alınmıştır
ancak Eswaran bize bu bilgiyi kolayca ulaşılabilecek
ve günlük hayatımızda pratik olarak takip edilebilecek
bir şekilde sunar.
Bu kitabın basit olması onu sıradan yapmaz, çünkü
Eswaran sıradan bir adam değildir. Kalbinin ve
ruhunun olduğu yerde bir ideal, hayatta
gerçekleştirilecek bir görev ve daha yüksek şeyler için
bir arayış vardır.
Bu adamı tanıdığım bunca süre içinde, anladım ki
onun için sadece ideal olan yeterince iyidir. Çoğu
insan bu ideal olandan menfaatleri ya da zayıf
karakterleri yüzünden vazgeçerken o ideal olana inatla
ve sıkıca sarılır.
O şirketinin kaptanı olarak, bu ideali kalbimize
beynimize, damarlarımıza girene kadar ve onun için ve
onunla çalışan insanların her hücresine işleyene kadar
bu idealin üzerinde durur. Dünyayı değiştiren hayatı ve
yaşadığı prensipleriyle diğer insanları asla iyi ve
müthiş olandan az olanın peşinden gitmemeye motive
eder.
Bu kitap bu ideali somutlaştırır ve sizin için bir sürü
şey yapacaktır; bunların en basiti yaşamınızı
kolaylaştıracaktır. Umarım sizde bu kitaptan benim
öğrendiğim kadar çok şey öğrenirsiniz.
7
YAZARIN ÖNSÖZÜ
VIJAY ESWARAN
Akıl insanlık tarihinde tanrı tarafından yaratılan en güçlü araçtır. Güneşin doğuşundan batışına kadar Tanrının yarattıklarına baktığımızda, Himalaya’ların tepelerinden okyanusun diplerine kadar insan aklının gücü kadar derin ve önemli bir şey yoktur. İnsan aklı teknemizde olan ve erişebileceğimiz bir şeydir, buna rağmen hayatımız boyunca onu görmezden gelmeyi tercih ederiz.
Aklımız başlı başına büyük bir okyanustur; buna rağmen her gün kıyıda durup tek bir damla almak için çay kaşığı kullanırız. Kocaman bir okyanustan faydalanabilecekken bu küçük damlalarla hayatta kalmayı tercih ederiz. Eninde sonunda göremediğimiz bir şey vardır; o da hiçbir şey, hiçbir bilgi ya da dışarıda bulabileceğimiz hiçbir kaynak zaten aklımızın derinliğinde bulamayacağımız bir şey değildir.
Değerli okur, Sessizliğin Çemberi ile ilgili bu küçük kitabın size öğretmeyi umduğu şey budur. Çay kaşığından kovaya geçmek ve aklınızın gücünü kullanmak… Paramızın ve zamanımızın çoğunu
vücudumuzu şekillendirmeye harcıyoruz ama bu zamanın bir kısmını bile zihnimizi şekillendirmeye harcarsak, bunun faydaları çok çeşitli olacaktır. Yaşayan hiç kimse Sokrat’ın ya da Konfüçyüs’ün ya da Bach ya da Beethooven’ın nasıl göründüğünü hatırlamaz ama onların ve akıllarının başarıları yüz yıllara yayılmıştır.
Sessizliğin Çemberi ile ilgili bu kitap, benim için hayat boyu öğrenmek ve okumak anlamına gelmekte ve ben size bunu en basit ama aynı zamanda düşündüren bir şekilde sunuyorum ve bununla beraber her sayfayı okuduğunuzda, daha derin düşüncelerin alanına yöneleceğinizi umuyorum.
Bütün bu girişim GAP ya da diğer adıyla Gerçeği Uygulama Programıyla başladı ve dünyanın her tarafından insanları motive ederek ve onlar tarafından motive edilerek, onlara ilham vererek ve onlardan ilham alarak geçen bu süre boyunca, bütün bu tecrübelerin içeriğini ve bilgeliğini bir kitap halinde birleştirmeyi düşündüm. Derin ve hesaplanmış bir çalışmadan bilerek kaçındım ve dili mümkün olduğunca basit bir şekilde kullanmaya çalıştım ki her düşüncem, benim kalbimden sizinkine bir ok gibi düz
8
ve basit olarak ulaşabilsin. Her şeyden öte, bu sizin için kim olduğunuzu ve ne olabileceğinizi yeniden değerlendirebileceğiniz bir fırsattır. Kim olduğumuzu şekillendirmeye yarayan fikirler yaşayacağımız hayatı da belirler.
Sessizliğin Çemberi basitçe amaç belirlemekten ve bunu uygulamadan fazlasıdır. Amaçlar değişen hedeflerdir. Sessizliğin Çemberinde kitabında, ideallerinizi analiz etme ve planlama yeteneğiniz geliştikçe amaçlarınız da değişecektir. Sadece amaçlarınızı değil, neden bu amaçları en başta belirlediğinizi, neden dün gerçekleştiremediğinizi ve neden bugünün amaçlarının yarının temel yapıtaşları olduğunu analiz edersiniz. Sessizliğin Çemberi karşınızda her gün temizleyip yeniden düzenlemeniz gereken bir ayna yaratır. Sizin düşünme şeklinizi belirler ve nefes almak kadar önemlidir. Bu süreç basitliğin ta kendisidir ama aynı zamanda nasıl yaşadığınızın temeli haline gelir.
Sessizliğin Çemberi ayrıca kısa süreli hafızanızı yapılandırır. Kısa süreli hafızanız ne kadar keskin ve hevesli olursa, sizinde hayatın maddi alanında etkileşiminiz ve yolunuzu açmanız o kadar kolay olur.
Son olarak, Sessizliğin Çemberinde bizi içimizde yaşayan Yaradan ile iletişime geçirir. Bu bir ibadet değildir ama hiç bir şeyin onun iradesi olmadan hareket bile edemeyeceğinin kabulü ve paylaşımıdır.
Görev, Bilgi, Kendini adama. Sessizliğin Çemberinde kitabını, iş hayatında ve özel hayatta başarıya ulaşmanın tek ve en güçlü aracı yapan şey işte bu üçünün birleşimidir.
Kitabın anafikrini özetlemek için, sizinle kumsalda uzanan iki adam hakkında bir anekdot paylaşmak istiyorum. Bu adamlardan biri güneşin doğuşunu on beş dakika izledikten sonra “Bu hayatımın en etkileyici tecrübesi. Güneşin doğuşunu ilk kez izledim ve bu tek kelimeyle müthiş.” dedi. Etrafındaki sivrisinekleri kovalamakla uğraşan diğer adam ise “Ne, güneşin doğuşu mu?” dedi.
Ne yazık ki çoğumuz güneşin doğuşunu sivrisinekler yüzünden kaçırıyoruz.
Sessizliğin Çemberinde kitabında güneşin doğuşunu görmeyi istemenizi sağlıyorum.
9
GİRİŞ
Doğduğumuz andan itibaren, bize vuran ve
saldıran kesintisiz bir gürültü vardır.
Uyuduğumuz anda bile durmaz. Bizi öyle
sarmalayan bir gürültüdür ki, duymayı
bırakırız. Bıraktığımızda bile, gürültüyü
duyarız, ama sessizliği duyamayız.
Bolluk zamanlarında da, panik ve depresyon
zamanlarında da huzur ararız. Ama huzuru
genelde insan aklının, onun yararına olmayan
heyecanlı eylemlerinde ararız. Son 400 yıldaki
gelişmenin yoğunluğu insanoğlunun evriminde
gerçek bir sıçramadır.
İnsanoğlu duyuları için zevk yaratmakta ve
onları tatmin etmekte ustadır, çünkü bunlar
yüzeysel bir şekilde yaratılmışlardır, ne
kalıcıdırlar nede gerçektirler. Duyularımızı
sürekli olarak yeni oyuncaklarla, sahnelerle ve
yeni zevklerle besleriz ama çok nadir
gerçekten huzurlu olduğumuz anlar vardır. Bu
yüzden aradığımız en önemli şeylerden biri
sakinlik ve sonuç olarak sessizliktir.
Sessizliğin çemberindeki süreç bizi içimizdeki
sessizliğe götürür. Bu çok eski zamanlara
kadar uzanan bir süreçtir. Bu huzur, olaylara
veya dış koşullara bağlı değildir. Büyük
adamlar bu huzuru savaşın ortasında,
zincirliyken bile onun verdiği özgürlüğü
hissederek, kendi içlerinde bulmuşlardır.
10
Sessizliğin Çemberi düzenli olarak
uygulandığında, çok güçlü bir araçtır. Tek bir
dine yöneltilmemiştir, evrensel olarak kabul
edilmiş ve gezegendeki tüm inançlarca
uygulanmıştır. Kendi iç benliğinizi sessizlikle
keşfedersiniz.
Bu kitap içinizdeki sessizliği bulmanıza
yardımcı olacaktır ve bu sayede dış huzuru ve
uyumu bulacaksınızdır.
Bu süreçte, Sessizliğin Çemberinde bulunmak
her birimizin içinde bulunan dengesizliğe hitap
edecek ve yapmaya ihtiyacımız olan şeyleri
kabullenmemiz için bize rehberlik edecektir.
Sonunda, kim olduğumuz ne olduğumuz ve
niye burada olduğumuz konularında daha iyi
olacağız. En sonunda, bu bizi kim olacağımıza
götürecek.
Zihin ile Sessizliğin Çemberi, güneş ışığıyla
nilüfer çiçeğine benzer. Nilüfer çiçeğinin
yapraklarını güneş ışığında açması gibi, zihin
de Sessizliğin Çemberinde, bizi bilgeliye
taşıyacak olan bilgileri alabilmek için açılır.
Kendimize iç ve dış sessizliği empoze etmeden
Tanrının varlığına benliğimizi yerleştiremeyiz. Bu
yüzden kendimizi ruhun, gözlerin ve dilin
durgunluğuna alıştırmalıyız.- Rahibe Teresa
11
KISIM BİR
BÖLÜM 1
SESSİZLİK
En yüce gerçek sessizlikte saklıdır, sınırlı kelimelerde
değil. -Sessizlik üzerine
1
12
Sessizliğin Ritmi
***
Dünya rotasında saniyeden daha az bir süreliğine
dursaydı ne olurdu?
Kaos olurdu ve gezegenler için bir felaket olurdu.
Her şeyde bir devamlılık bir ritim vardır, bizim de
hücresel yapımıza kadar bu ritim işlenmiştir.
Kainatla birlikte güneş sistemi hareket eder; güneş
sistemi hareket ettikçe güneşte güneş sistemiyle
birlikte hareket eder; güneş hareket ettikçe dünya da
güneşle birlikte hareket eder dünya hareket ettikçe biz
de onunla birlikte hareket ederiz; biz hareket ettikçe
hücrelerimiz de bizimle birlikte hareket eder.
Her şeyin bir kalıbı, bir ritmi vardır.
Fakat eğer biz bu evrenin akışına ters
gitseydik etrafımızda kaos ve delilik hakim
olurdu.
Sessizlik bizi, her canlının içinde
yatan gücün evrensel kaynağı ile
birlikte, tarihi evrenin tarihi kadar
eski olan o “ritme” geri götürür.
3
13
***
Yeni doğmuş bir bebek yüksek sesle
ağlamaya başlar çünkü doğduğu ana kadar
tam bir sessizlik içinde koza halinde
muhafaza edilmiştir
4
Hepimizin geldiği yer
olan sessizliğin sonsuz
çemberi hepimizin
hasretini çektiği, geri
dönmek istediği
yerdir.
***
İdeal adam, mükemmel sessizliğin ve yalnızlığın
ortasında en yoğun aktiviteyi; ve en yoğun aktifliğin
ortasında çölün sessizliğini ve ıssızlığını bulabilen
adamdır – Vivekananda 5
14
BÖLÜM 2
EN ESKİ KUTSAL KİTAP
Ruhun duymaya başlayabilmesi için önce insan
fısıltılara olduğu gibi haykırmalara karşı da, altın ateş
böceklerinin berrak vızıltılarına olduğu gibi bağıran
fillere karşı da sağır olmalıdır.
-Altın Öğütler Kitabı
6-7
15
İnsan Bedeni tanrının kendi eliyle
yazmış olduğu en eski kutsal
kitaptır.
***
İki elinizin, bir ağzınızın ya da iki gözünüzün olmasını
siz seçmediniz. Bedeninizin nasıl dizayn edileceği
hakkında ebeveynlerinizin herhangi bir söz hakkı
olmadı. Ama eğer bedeninize bakarsanız her şey çift
bir şekilde verilmiştir. Gözleriniz burun delikleriniz
kulaklarınız sağ ve sol beyin loblarınız sağ ve sol
elleriniz ve bacaklarınız sağ ve sol kalp karıncıklarınız
ve bunun gibi. Fakat yüzünüzün tam ortasında tek olan
sadece bir organınız vardır. Ağzınız, diliniz. Buradan
bir mesaj çıkartabilirsiniz.
8
Konuştuğunuzun iki katı kadar
görmüş olmalısınız. Konuştuğunuzun
iki katı kadar duymalı ve
düşünmelisiniz. Konuştuğunuzun iki
katı kadar çalışmalısınız.
Konuştuğunuzun iki katı kadar nefes
almalısınız.
***
Ama hepimiz dilimizin esiri oluruz. Hiç
susmaz. Konuşmadan önce çok nadir
düşünürüz. Uykumuzda bile konuşuruz. 9
16
İç sesinizi duymanızı engelleyen iki bariyer vardır.
Birincisi kendi yarattığınız gürültü ikincisi ise dış
dünyanın gürültüsü. Sessizliğin Çemberi ilk gürültü
kaynağını, sizi susturur. Kendinizi dinlemekle
meşgulken, başkalarını dinlemezsiniz. Dışarıda ve
içinizde çok fazla gürültü vardır.
***
Sessizliğin çemberi tüm vücudumuzun en fazla çalışan
organı olan dilimizi dinlendirmemizi sağlar. Öncelikle
onu susturmanız gereklidir.
Sonra dünyanın gürültüsünü kesersiniz. Dışarıdan
gelen her gürültüyü takip edip kenedinize bu sesi
duymadığınızı söyleyerek… Eğer söz kılıçtan güçlü
ise, söylediğimiz her söz değerdi olmalıdır.
Konuşmak akıp gittiği zaman
değersizdir. Ama eğer onu damla
damla bırakırsak, her damlanın
sesi çınlayacak ve her kelime
yankılanacaktır.
***
Sadece ağzımızın sessizliği değil, kalbimizin sessizliği
de gereklidir. Bu şekilde Tanrının sesini her yerde
duyabilirsiniz, bir kapının kapanışında, size ihtiyacı
olan birinde, öten kuşlarda, çiçeklerde, hayvanlarda…
İşte bu sessizlik, hayranlık ve şükretmektir. -Rahibe
Teresa 11
17
***
Henüz söylemediğiniz her sözün efendisi sizsiniz,
ama söylemiş olduğunuz her sözün de kölesisiniz.
Sarf ettiğimiz kelimelerin anlamı
olmalıdır, ancak onlara asıl değer
katan aralarında bıraktığımız
duraklamalardır, o sessizliktir.
12
Sessizlik güzeldir.
Eğer sessizliğin
ötesinde bir şey
yapamayacaksan,
sessizliği bozma!
***
Karşılıklı konuşmanın özü sadece doğru şeyi doğru
zamanda söyleyebilmek değil, yanlış şeyi en
kışkırtıldığın anda bile söylenmemiş bırakabilmektir.
-Dorothy Nevill 13
18
Sessizliğin çemberinin uygulamasında odaklanmak temeldir.
***
Bir zamanlar eski Hindistan’ın küçük köylerinden birinde dükkanı olan, ok yapan bir zanaatkar yaşarmış. Bir gün, okçu büyük bir dikkatle ve mükemmelce oklarını şekillendirirken kralın kafilesi dükkanının önünden geçer. Kralın gösterişli kafilesi okçunun önünden geçer ve okçu bir kez olsun başını kaldırıp bakmaz.
***
O sırada oradan geçmekte olan bir bilge, Dattatreya, okçuya kralın kafilesini görüp görmediğini sorar. Okçu cevaplar, “ Hangi kafile?” Dattatreya okçunun önünde eğilir ve şöyle söyler “Sen benim rehberimsin”
***
Sessizliğin Çemberinde düşünceleriniz sizin oklarınız olacaktır. Sessizliğin çemberi sizin oklarınızı şekillendirme sürecinizdir ve en az o okçu kadar odaklanmış olmalısınız ki, tüm dünya yanı başınızdan geçip gitse bile duymayacaksınız.
***
***
Düşünce, söz, davranış...
Düşünce ok; düşüncelerinizi
taşıyan kelimeler yay; oku
serbest bırakan hareket ise
ipin gerilmesidir.
15
19
BÖLÜM 3
EN BÜYÜK SAVAŞ
Bir çiçeğin açması olağan üstü bir an, onu
algılamamızın uyandığı an gibi. Bununla birlikte
güven bilgi ve kesinlik gelir.
Ruhun mola verdiği an merak ettiği andır ve
bundan sonraki an tatmin olduğu andır, o da
sessizliktir. -Yoldaki Işık
16 -17
20
KENDİNE HAKİM OLMA
***
Dağlarda seyahat eden bilge bir kadın bir nehirde
değerli bir taş bulur ve onu çantasına koyar. Ertesi
gün aç olan başka bir gezginle karşılaşır. Bilge
kadın yemeğini paylaşmak için çantasını açar.
Aç gezgin çantadaki değerli taşı görür ve kadına
taşı istediğini söyler. Kadın tereddüt etmeden taşı
adama verir. Gezgin şanslı talihine sevinerek neşe
içinde orayı terk eder. Bu taşın ona hayatı boyunca
güven sağlayacak kadar değerli olduğunu bilir.
Fakat birkaç gün sonra geri gelir ve taşı kadına
iade eder. “Kaç gündür düşünüyorum” der. “Bu
taşın ne kadar değerli olduğunu biliyorum ama
bana verebilecek daha değerli bir şeyinizin olduğu
umuduyla size bu taşı geri veriyorum. Bana bu taşı
bana verebilmenizi sağlayan içinizdeki şey her
neyse işte onu verin.”
Vizyonunuz ancak kalbinize
baktığınızda netleşir.
Dışarı bakan rüya görür. İçine
bakansa uyanır.
***
19
21
Mükemmel bir hayat yaşayan insan – bir taş
kömürü parçası - bir elmasa
dönüşebileceğinin farkındadır. Hiçbir kömür
parçası basınç ve cila olmadan elmasa
dönüşemez. Soru şudur; bir elmasa
dönüşebilmek için ödemen gereken bedeli
ödemeye hazır mısın?
***
Yönetmeye karar veren insan
öncelikle kendisini yönetmekle
başlamalıdır.
***
Doğru yaşamaya başlamayı sürekli erteleyen insan
nehri geçmek için nehrin kurumasını bekleyen köylüye
benzer. –Horace
*****
Sadece kendi kaderlerinin
hakimi olabilenler
başkalarını da idare
edebilirler.
Marangozlar odunu işlerler… Okçular oku, bilge
adamlar da kendilerini... –Budha
21
22
***
En büyük cihad
kendinizle olan
cihaddır.
- Hz. Muhammed
22
Sessizliğin çemberini uygulamak bizi başka
şeylerden koparır ve bizi gerçekte kim
olduğumuzu araştırmaya yönlendirir.
İnsanlığın yüzde doksanı bunun farkında
değildir. Birkaç olağanüstü adam dışında,
farklı bir hayat boyutunda yaşayan ve başka
bir amaca doğru yol alan liderler sanatçılar
yazarlar dışında. Onların farklı bir avantajı
vardır, kim olduklarını bilirler ve bu onların
gitmek istedikleri yere gitmelerine yardımcı
olur.
23
23
***
Bu Sessizliğin Çemberinin asıl
amacıdır; kendini tanımak.
24
İnsanın kendini öğrenmesi
bir yolculuktur, insanın
kendini yönetebilmeye
başlaması ise varış noktasıdır.
***
Kendini nasıl tanırsın; düşünerek değil, yaparak.
Görevlerini yapmaya çalış ve bu şekilde neler
yapabileceğini öğren. -Johann Wolfgang Von Goethe
25
24
BÖLÜM 4
İÇİMİZDEKİ DÜŞMAN
Sonsuz hayatın temiz ve berrak saf suları muson
fırtınalarının çamurlu sel sularıyla karışmaz.
-Sessizliğin Sesi
26-27
25
Öfke
***
Günahkar düşünceleriniz sizi ele geçirmeden önce
onlar üzerinde uğraşın. Onların sizi kullanacağı gibi
siz onları kullanın; eğer onlardan kurtulmazsanız kök
salarlar ve büyürler, şunu iyi bilin ki; bu düşünceler
size hakim olurlar ve sizi öldürürler. Dikkatli olun,
yaklaşan bu düşüncelerin gölgesi bile olsa göz
yummayın, yaklaşmasına izin vermeyin. Çünkü
büyüyecektir, gücü ve boyutu artacaktır, karanlık siz
karanlığın canavarının varlığının farkına bile
varmadan sizi içine çekecektir. – Sessizliğin Sesi
***
Eğer insanın en büyük savaşı
kendisiyle olan savaşı ise en
büyük düşmanı da öfkesidir.
Öfkelerinin korkusu ile yaşayan insanlardır
vardır.
***
Onca yılın faydalı emeği bir
anda öfkeyle yerle bir olabilir,
sıfırlanabilir.
***
Öfke bir bardak suyun içindeki bir damla
mürekkep gibidir. Bir kere öfkelendiniz mi,
artık geri dönüşü yoktur. Mürekkep süte bir
kere bulaştı mı, o süt artık sonsuza dek öyle
kalır.
29
26
***
Bir kere kapıldınız mı öfkeye,
ondan kurtulamazsınız. Kendini
besler ve daha fazla öfkeye sebep
olur. Bu yüzden döngü asla sona
ermez.
30
***
Öfkenin kullanım alanları vardır.
Kutsal kitaba göre, Tanrıda da
öfkelenir ama sadece sevgisinin
bir göstergesi olarak.
***
Sevgi gösterisi olan öfke ayrıdır. Bağlı olunan
birine olan öfke bir kılıç ya da tabanca gibidir,
eğer kişi kontrolü kaybederse, öfke zarar
verebilecek hatta öldürebilecek bir silahtır.
31
27
Öfke hiçbir zaman bir anlaşmazlığı çözmenin
etkili bir yöntemi değildir.
Sonunda hepimizi yok eder.
Öfkemiz başkalarına zarar verdiği
kadar bize de zarar verir.
Hayatları ilişkileri aileleri toplulukları yok
eder. Yolu üstündeki toplumların bağlarını
çözer, milletleri yok eder.
***
Hayat oyunu bumerang oyunu gibidir.
Düşüncelerimiz, davranışlarımız ve sözlerimiz aynı
şekilde eninde sonunda bize geri döner. -Florence
Shinn
***
Kendimize tekrar tekrar şunu
sormalıyız:
Öfkemiz gerçekten işe
yarıyor mu?
Çünkü öfkemiz çok nadiren
işe yarar.
33
28
Ego
***
Öfke egoya dayalıdır.
Egomuz büyük bir parçamızdır; çünkü bir ev inşa eder
ya da araba cilalar gibi onu inşa etmek için çok enerji
harcarız.
Egoyla beslenen kendini beğenmeyi, küstahlığı bir güç
sayarız, öyle olabilmek isteriz. Gerçekte bu hissedilen
bir aşağılık duygusunu örten bir zayıflıktır. Bu
sonunda kendimize zarar vermemize sebep olur.
EGO TANRIYI DIŞLAMAKTIR.
***
Bütünsel bir varlık olarak ayrıklığınızın illüzyonunu
yıkarsınız ve var olan her şeyle olan bağınızı ortaya
çıkarırsınız. Bu sizi hiçbir zaman ego güdümlü bir
benlik olamayacak kadar güçlendirir. -Wayne Dyer
***
Öfkemizin dalgasında yüzeriz ve neden
olduğunu sorgulamadan dalganın tepesinde
bekleriz.
Hiçbir zaman neden diye sormayız çünkü
cevabından korkarız.
Nedenini bilmek, çoğu zaman,
öfkeyi o anda dindirir.
35
29
***
Öfke bağlılıkla beslenir.
Felaketler bize bu dünyada hiçbir
şeye sahip olmadığımızı öğretir.
Sadece buradan geçip gidiyoruz.
Burada sadece geçici olduğumuzun
farkına vardıktan sonra öfke gereksiz
kalır.
36
Aldığımız her şey ödünç alınmıştır,
hayat döngüsü içinde, sonunda
Kaynağına geri dönecek olan
hayatlarımız dahil...
***
Her şey geçicidir; bizim
yaptığımız sadece anlık
olarak sahip olmak ve elde
tutmaktır.
***
Kendinle barışık olamadan sahip olduğun hiç bir şeyle
mutlu olamazsın. – Doris Mortman
37
30
Sonuçta düşmanımızın egomuz olduğu bir
savaşın ortasındayız.
Her gün yeni bir savaş meydana geliyor. Ve
savaş alanı kendi içimizde.
***
38
En iyimiz bunun bilincinde olarak
egosuyla savaşır ve bu sayede içimizdeki
en iyi biz ortaya çıkar.
***
En kötümüz, içimizdeki en
kötü bizin ego tarafından
yönlendirilmesine izin verir.
39
31
***
Kopuşta, öfke olsa olsa bir araç olabilir ve bir
çok büyük adam etki bırakabilmek için bunu
kullanmıştır.
Sessizliğin Çemberini uygulayarak,
bağlarımızdan kopabiliriz ve, bu bize dıştan
gelen öfkemizi, olması gereken şeye –
tutkuya- yönlendirmemizi sağlar. Bizi başarıya
ulaştıracak olan tutkuya…
Ancak; intikamın, nefretin ve kıskançlığın
merkezinde olan öfke bizim içimizdeki o
şeytani öfkedir. Bu öfke, her durumda bize
zarar verir.
Bağlılıklarımızdan ne kadar kurtulmaya çalışırsak, o
kadar güçlü oluruz.- Eva Gregory
Eğer bağlarınızdan
kopabildiyseniz, öfke sizin için bir
araçtır. Ama eğer bağlıysanız, siz
öfkenizin bir aracı olursunuz.
Öfkelenmek yerine,
sessizliğe çekilin ve nedenini inceleyin.
Cehaletten bilgiye doğru yol alırken, ego
ve onun öfkesi yok olurlar.
***
Bir insanın sahip olabileceği kendisine en çok zarar
verebilecek fikir, kendi hayatının kontrolünü elinde
tutamadığını düşünmektir. – Roger Dawson
32
Alçakgönüllülük
***
Gerçekten alçak gönüllü olan biri
sinirlenemez.
Mütevaziliğinizi bir ağacın olgunlaşan
meyvelerinin ağırlığından boynunu
büktüğü gibi yansıtın. Boş bir kibirle
kendini dik tutan ağaç verimsiz olan
ağaçtır.
Kelimenin atalarına göre zayıflığın bir simgesi olarak
kabul edilen alçakgönüllülük, aslında hayal
edilebilecek en büyük gücün simgesidir. -Anonim.
İnsan egosuz bir durumda ruhsal ve zihinsel
olarak dengede olmak zorundadır.
Bu kaosun içinde düzeni, düzenin içinde
kaosu görebilmemizi sağlar.
Aslında diğer her şeyde dengeyi
görebilmemizi, kendi iç dengemiz sağlar.
Bu yüzden, dışımızdaki kaos
sadece bir algıdır, içimizdeki kaos ise
egomuzun anlaşılmasıdır.
***
43
33
Sessizliğin Çemberi öfkeyi kontrol etmez ama
sizi ondan ayırır, onunla baş edebilmeniz için
size nefes alabileceğiniz bir alan tanır.
İçinizdeki sessizliğin derinliğine indiğinizde
ne kadar kendinizi beğenmiş ya da egoist
olursanız olun, öfkelenmekte zorlanırsınız.
Kendinizi bir an geri çekilip gülerken ve
“Neden sinirlenmiştim ben?” derken
bulabilirsiniz.
O halde, nedenlerinizi analiz edin.
***
***
Bir kılıç ya da silah
taşıyabilirsiniz ama onu
kullanmak zorunda
değilsinizdir. İşte öfke de böyle
bir şey.
45
34
BÖLÜM 5
DENGE ARAYIŞI
Tüm akıntıları ve nehirleri kendinde toplayan
okyanuslar gibi olun. Okyanusun durgunluğu
hareketsiz kalır, nehirleri ya da akıntıları
hissetmez.
–Altın Sözler Kitabı 47
35
Sessizliğin çemberini uygulayan
insan mükemmelliği elde etmeye
çalışmaktadır. Bu mükemmelliğin
kendisi için değil, ancak herhangi
bir uğraş alanında, en yüksek
seviyeye ulaşmak için gerekli olan
maksimum çabayı gösterebilmek
içindir.
***
Mükemmellik dengedir. Yüksek ya da alçak
değildir. Yüksekten etkilenmekle alçaktan
etkilenmek aynı şeydir.
Mükemmellik
en son nokta değildir.
Aradaki bir
denge noktasıdır.
49
36
***
Sessizliğin Çemberi sizi yüksek ve alçak
noktalardan ayırır.
Başarılar ve başarısızlıklar yas tutulacak
ya da kutlanılacak olaylar yerine
sadece önünüze çıkan
referans noktaları oldukça
sıradan hale gelirler.
İnsanın kendisini ele
geçirebilmesi için uç şeylere
ihtiyacı yoktur. Dengeye
ihtiyacı vardır.
***
51
37
Huzurun gerçek anlamı: “ Bir zamanlar, huzurun
resmini en güzel şekilde çizecek olan ressama ödül
vermeyi isteyen bir kral varmış. Birçok ressam
denemiş. Fakat kral sadece iki resmi beğenmiş ve
aralarından birini seçmek zorunda kalmış.
Resimlerden biri durgun bir göl resmidir. Göl, etrafını
çevreleyen huzurlu dağları bir ayna gibi mükemmel
bir şekilde yansıtmaktadır. Bu resmi gören herkes
huzuru en mükemmel yansıtan resmin o olduğunu
düşünmüş. Diğer resimde de dağlar vardır. Ama
bunlar engebeli ve çorak dağlardır. Üstünde yağmur
yağan ve şimşekler çakan fırtınalı bir gökyüzü vardır.
Dağların alt kısmında köpüren bir şelale vardır. Bu
resmin huzur dışında başka her şeyi yansıttığı
söylenebilir.
***
Ama şelalenin arkasında kayaların arasında bir
çalı yetişmiş. Çalının arasına bir kuş yuva
yapmış. Orada, şiddetli suyun tam ortasında
anne kuş yuvası üstünde oturmaktadır-
mükemmel bir huzur içinde oturmaktadır.
***
53
38
***
Sizce, hangi resim ödülü
kazanmıştır? Kral ikinci
resmi seçer.
Kral açıklar, “Çünkü huzur gürültünün
zorlukların ya da sıkı çalışmanın olmadığı bir
yerde olmak zorunda değildir.”
***
“ Huzur tüm bunların ortasında
olup hala kalbinizde sakinliğinizi
koruyabilmektir.”
55
39
***
Bağlarımızdan koparıldığımız
zaman telaşsız ve ölçülü bir
halimiz olur ve bu
çevremizdekilere de yansır.
56
Bağlarından koparılmış
olmak, her şeyin için de
yaşayıp etrafta olup
bitenden etkilenmeyecek
durumda olabilmektedir.
***
Karakter, aldığınız bir kararın, o kararı almanıza iten
duygularınız geçtikten uzun zaman sonra bile izinden
gidebilme yeteneğidir. -Brian Tracy
57
40
***
Uygulamaya koyulduğu zaman, Sessizliğin
Çemberi içinizde yetişecek olan sakinliğin
tohumlarıdır.
Farklı bir davul ritmiyle yürürsünüz.
Etrafınızdaki insanlar için güç ve
istikrar kaynağı olarak her şeyin
merkezinde sakince yer alırsınız.
Uygulandığı zaman bu
Çember sizinle birlikte ve sizin
içinizde her gün sizle iletişim
kurarak hareket eder. Sanki
siz de her gün Tanrıyla iletişim
kuruyormuşsunuz gibi
hissedersiniz.
Dualarımız istediğimiz şeyler bize verildiğinde değil,
kim olabileceğimiz olmaya zorlandığımız zaman kabul
olur. –Moris Adler.
59
41
BÖLÜM 6
BAĞLARIMIZDAN KOPMAK İÇİN
Kalbimizin gizli mağarasında hayatın kaynağında iki
şey saklıdır. Ego tatlı ve acı olan şeyleri tadar, tatlıyı
sever, acıyı sevmez. Üstün benlik ise tatlı ve acıdan
tadarken onu ya da bunu sevmez, ayırmaz. Ego
karanlıkta görmede el yordamıyla yolunu bulmaya
çalışırken, benlik aydınlıkta yaşar. – Upanişhad (Hint
Din Kitabı)
61
42
Kopuş
***
En iyi kararlar kopuşla beraber gelir, ve bu
kopuş Sessizliğin Çemberinin bir yan
ürünüdür.
İhtiyacınız olan şeyi yapabilmeniz için
kendinizi içsel olarak her şeyden
koparmanız ve her şeye bir adım
geriden bakabilmeniz gereklidir.
Çoğu zaman harekete hazırsınızdır, çok
yakınsınızdır. Aklınız, beyniniz ve diliniz aynı
anda çalışır.
Önce hareket edersiniz sonra düşünürsünüz.
Sessizliğin Çemberini
uygulamak, hareket
etmeden önce düşünmenize
yardımcı olur. Ve önceden
düşünmeniz, size üstünlük
sağlar.
***
Gerçek şudur ki, çoğunlukla yapılacak doğru şeyin ne
olduğunu bilirsiniz. Zor olan onu yapabilmektir. –
Norman Schwarzkopf
63
43
***
Bağlarından kopmuş
olan insanın kaybetmekten
korktuğu
hiç bir şey yoktur.
Sadece bağlı olduğumuz
şeyleri kaybederiz.
64
***
Bağlılığımızın olmaması demek net
kararlar alabilmek demektir.
Sonuç önemli olsa da, bu sonuçlara
bağımlı olmadığımız için tüm enerjimizi
kararın kendisine harcarız, sonuçlardan
etkilenmeyiz.
65
44
Gerçekten bağlarından kopmayı başarmış olan
insan bilir ki; hayatta gitmesine izin
veremeyeceği kadar değerli hiç bir şey yoktur.
***
Geliştikçe öyle bir kopma seviyesine geliriz ki
beklentilerimiz sıfıra iner ve evrenin her
zaman bizim için doğru olanı vereceğini
biliriz. Bu planlayamayacağımız ya da
öngöremeyeceğimiz bir şekilde gelişir.
66
***
Kopuş şu demektir:
Başarısızlıklar ve yenilgiler
kaçınılacak ya da özenilecek
şeyler olarak değil, bunun
yerine her başarı ve zaferin
birer parçası olarak kabul
edilmelidir.
67
45
Sevgi
***
Kopuş duygusuz ya da ilgisiz olmak değildir.
Sevgi yoksunluğu da demek değildir.
Aslında kopmak büyük
sevgi gerektirir. Sadece en
derin şekliyle sevgi,
bağlarından koparılabilir.
***
Yaşlı ve acı çekmekte olan çok sevdiğiniz köpeğinizin
acısını dindirebilmek için ondan kopabilmeniz gerekir.
Ebeveynlerinize ileri yaşlarda bakabilmek için
onlardan kopmanız gerekir, umutsuzluğa düşmeden
onlarla olarak ve onlara sevgi göstererek
yaşlanmalarını izlersiniz.
Çocuğunuzun yuvadan uçma vakti geldiğine onun
gitmesine izin verebilmeniz için ondan kopmanız
gerekir.
Aşkın ne olduğunu bilmeyen birinin gitmesine izin
verebilmek ve yine de onun için en iyi olanı
dileyebilmek için ondan kopmanız gerekir.
Özgürlük sizin olduğu gibi herkesin doğuştan
kazanılmış hakkıdır, herhangi birinin bu hakkını
kısıtlamamanız için onu özgür bırakabilmeniz için
ondan kopmanız gerekir. 69
46
***
Gerçekten ilgi
gösterebilmeniz için
gerçekten sevmeniz
gereklidir.
70
Biri için endişelenmek, ona ilgi
göstermek genelde bağımlılık
güdümlüdür ama tüm dünyayla
ilgilenebilmek için, tüm
bağımlılıklarınızdan kurtulmuş
olmanız gereklidir.
***
Kalp için, eğilip insanlara ulaşıp, onları oldukları
yerden kaldırmaktan daha güzel bir egzersiz yoktur. –
John Andrew Holmes
47
***
Kopuş asla hislerine
kapılmadan olamaz.
İçimizden gelen ilginin
kaynağıyla beslenmiş bir
şefkat duygusudur.
72
Tarih boyunca yüce ruhlarda canlanmış
şefkat ne acımadır ne de sempati
duymaktır.
Empati kurmak yada nezaket de değildir.
Sevgidir…
anlayışla güdümlenen…
Koşulsuz ve beklentisizdir. Kopuşta saklıdır.
İnsanlık tarihinin akışını tek başına
değiştirmiştir. Hala yaptığı gibi…
***
73
48
BÖLÜM 7
EN YÜCE
****
O, doğan ebedi fikir güneşinin ilk görkemli harelerini
yüzüne yansıttığı Batıya doğru beyaz bir sütun gibi
uzanıyor. Zihni durgun ve sonsuz bir okyanus gibi
kıyısız yerlere yayılıyor. Güçlü ellerinde yaşamı ve
ölümü tutuyor. –Sessizliğin Sesi
75
49
***
Ancak dilimizi susturduğumuzda ve zihnimizi
yatıştırdığımızda bilincimizi, etrafımızdaki ve
içimizdeki gerçekleri algılayacak seviyeye
getirebiliriz. Sessizliğin Çemberinde yavaşça,
gerçeği yaşayabileceğiniz ve görebileceğiniz
üst bir seviyeye geçersiniz.
76
Bu doğal olarak gerçekleşir. Zorla olmaz.
Aşama aşama ilerlersiniz. Yavaş yavaş
yoğunlaşır ve sonunda huzur içinde
olabileceğiniz bir seviyeye ulaşırsınız.
***
77
50
***
Tam sessizlikte, zihnimiz pasif hale
geçer ve içimizdeki en iyi bizi
yansıtan bir araç haline gelir.
***
Atalarımızın değimiyle bu çemberde
ne sizi çeken bir at arabası ne de
üstünde gidebileceğiniz bir yol
vardır. Kendi yolunuzu kendiniz
çizersiniz.
***
Sessizliğin
Çemberindeyken
sonunda
sizi daha iyi sorulara
götürecek
cevapları bulursunuz.
79
51
Sessizliğin Çemberinin
en üst düzeyinde olmak,
evren ile tam bir uyum içinde
olmak demektir. Bunu
başardığınız zaman evrenle
beraber hareket eder, yaşar,
konuşur… nefes alırsınız.
***
***
Ruhumuzun veya maneviyatımızın mutlak sessizliğinde, evrenin ahengiyle uyumlu hale gelirsiniz. O anda içinizde, yaradılış doğar ve orada O’nu bulursunuz.
Oraya dokunun, düşüncelerinizin kanatlarında yükseleceksiniz ve kendinizden önce zihninizin ufuklarında yaradılışın sonsuz manzarasını göreceksiniz. Ve o anda, zamanın durduğu yerde, sonsuzluğun farkına varacaksınız.
81
52
2. KISIM
BÖLÜM 8
SÜREÇ
Huzurlu zihin cesurdur, böylece gerçekler ve
zorluklarla korkmadan yüzleşebilirsiniz. Aynı zamanda
sağlamdır. Böylece herkesin hayatında karşılaştığı
sorunlarla siz kolayca yüzleşir, insanların zamanlarının
çoğunu harcadığı küçük detaylarla ilgili gereksiz yere
endişelenmezsiniz.- Ustanın Dizinin Dibinde
83
53
Hayatınızı
geri alın.
***
Şükran dolu bir dış sessizlik ortamı yakalamak ve
geliştirebilmek için, daha ciddi sessizlik alanlarına ve
zamanlarına saygı duymalıyız. Şükrederek sessizce ve
kibarca yaşamalı ve çalışmalıyız. Gereksiz her
konuşmadan kaçınmalıyız. Sadece mecbur olduğumuz
zaman yumuşakça, kibarca konuşmalı ve sadece ne
söylemememiz gerekiyorsa onu söylemeliyiz. Derin
sessizliği Tanrının dünyadaki sessizliğine çekildiğimiz
kutsal ve değerli bir zaman olarak kabul etmeli ve
bunun için heyecanla beklemeliyiz.- Rahibe Teresa
***
24 saatinizden
den 1’ini adayın
ve geri kalan 23
saatin kontrolünü
ele geçirin.
85
54
Bu 60 dakika boyunca bütün ve net bir sessizliği
gözlemleyin. Sessizlik sürekli olmalı ve eğer
bölünürse en baştan yeniden başlamalısınız. Mola ya
da bölüm yoktur. Telefona cevap vermek için bir
dakika duraklarsanız yine en baştan başlamanız
gerekir. Sessizliğin Çemberini uygularken müzik
dinlemeyin, televizyon ya da film seyretmeyin.
Uyumayın. Sessizliğin Çemberi tam olarak adadığınız
1 saattiniz olmalıdır.
***
Günün her saati uygundur ancak günün
sonlarına doğru olmasındansa güne Sessizliğin
Çemberiyle başlamak tercih edilmelidir. En
uygun zaman güneşin doğuşundan 1 saat önce
veya sonradır. Bu yaradılış zamanı, vücut
fonksiyonlarınızın maksimumda çalıştığı ve
zihninizin en açık olduğu zamandır.
86
Bunu alışkanlık haline getirebilmek için ardı ardına 21
gün boyunca uygulayın. Sessizliğin Çemberi hayat
boyu bir alışkanlıktır. Bu döngüyü bitirdikten sonra
Sinha Mouna’ yı uygulamayı denemelisiniz. Sinha
Mouna, Sessizliğin Çemberinin gün boyunca
uygulanmasıdır. Bu, derin düşünce, planlama, iç
gözlem, ve duayla geçen bir gündür.
***
Evininizin, içinde ya da dışında dikkat
dağıtabilecek şeylerden uzak olan ve rahatsız
edilmeyeceğiniz bir köşesini sessizliği
çemberini uygulamak için seçin.
87
55
Dış dünyayı pasif hale getirmek için şu egzersizi
yapın: Gözlerinizi kapayın, kendinize odaklanın ve
duyduğunuz her sesi dinleyin. Duyduğunuz her sesi
zihninizde ayırın. Her sesi tanımlayın ve sonra
kendinize “bu ses yok, onu duymuyorum” diyin.
Kuşların cıvıltısını duyuyorsanız şöyle söyleyin:
“bunu duymuyorum.” Bir çocuk ağlaması
duyuyorsanız şöyle söyleyin: “bunu duymuyorum.”
Bir süre sonra kendinizi sesleri dinlemeye çalıştığınız
halde hiçbir sesi duymazken bulacaksınız.
***
Albert Einstein beyninin sadece yüzde birle yüzde beşi
arasındaki bir kısmını kullanıyordu. Bizim yüzde
birini kullanabildiğimizi varsaysak bile geri kalan
yüzde 99’u işe yaramamaktadır.
Zihniniz size her aşamada engel olmaya
çalışacaktır. Zihnimiz dinlemek için
eğitilmemiştir. Tüm vücudumuz konuşmak
için eğitilmiştir. Normal dikkat aralığı 45
dakikadır. 45 dakikadan sonra zihnimizin
algılama kapasitesi düşer.
*
Vücudumuzun diğer bölümleri gibi
zihnimiz de ilk başta egzersiz yapmak
istemeyecektir. Daha önce hiç egzersiz
yapmamış biri egzersize başlamaktansa ölmeyi
tercih eder. Ama bir kere başladı mı bırakmak
yerine ölür daha iyi.
89
56
Zihniniz ilk kez egzersiz yaptığında kendini
durdurmaya meyillidir ve uyuya kalırsınız.
Evren size karşı çalışıyormuş gibi gelir.
***
Zihin çocukluktan beri
engellendikten sonra özgürlüğe
bir kez kavuşunca bir daha
durmak istemez. Bunun
sonuçlarını hayatınızın her
alanında hissedersiniz.
90
Çoğumuz hayatı uyur gezer gibi
geçiririz. Eğer hayatınızın üçte biri
uyuyarak geçiyorsa geriye çalışmanız
için sadece üçte ikisi kalır. Asıl problem
uyanık olduğunuzu düşündüğünüz anda
bile aslında uyuyor olabilmenizdir.
***
91
57
Disiplin
***
Şimdiye kadar denizde yüzen her
dalgayla beraber kıyıya vuran sahipsiz
bir nesne gibiydiniz.
Eğer kendinizi günün sadece bir saatini
Sessizliğin Çemberini uygulamaya
adamak için bile disipline
edemiyorsanız, günün geri kalan 23 saati
için ne söylersiniz?
Kendinize değer vermedikçe
zamanınızı
değerlendiremezsiniz.
Zamanınıza değer vermedikçe
harcadığınız o zaman içinde
hiçbir şey başaramazsınız.
***
94
58
Sessizliğin çemberi daha önce yapmış
olduğunuz hataları gözden geçirmenizi sağlar.
Sonunda aynı hataları tekrarlamış
olduğumuzun farkına varırız. Yenilerini
yaratmıyoruz aslında. Bu yüzden tek düze bir
hayat yaşarız. Eğer bu şekilde devam etmesine
izin verirsek zamanla kaderimizi belirleyecek
bir alışkanlık haline gelir.
Sessizliğin Çemberi durup düşünmemizi
sağlayarak bu süreci durdurur.
94
Bu bir saatlik sessizlik sizin nasıl
kontrolü ele aldığınızı gösterir. Her
şeyi kontrol edemezsiniz ama, aslında
kontrol edebilirsiniz. Bir yelkenliyle
giderken rüzgârı nerde
kullanacağınızı biliyorsanız bunu
yapabilirsiniz.
***
Çevremizde düzen kurabilmemiz için
öncelikle içimizde o düzeni
kurabilmeliyiz.
Devamlı yaptığımız şeylerdir bizi biz yapan.
Mükemmellik bir hareket değil bir alışkanlıktır.
-Aristo
59
Değişim
***
Eğer hayatınızın bir anlamı olacaksa, bu bugün başlamalı.
Her birimiz belli bir alanda dünya şampiyonu olmak zorundayız. O alanı bulmak bizim görevimizdir.
Ama her gün aynı şeyleri yapmak bir sonuç getirmez. Elde ettiğiniz sonuçları değiştirmek için “ne yaptığınızı” değiştirmeniz gerekir. Hayatınızı yaşayış tarzınızı değiştirmeniz gerekir.
Yaşayış tarzınızı değiştirmeniz demek düşünce tarzınızı değiştirmeniz demektir. Düşünce tarzınızı değiştirmeniz demek inandığınız ya da hayat ile ilgili kabul ettiğiniz doğruları değiştirmeniz demektir. Bu öyle zordur ki, umutsuzca değiştirmek isteseniz bile sefalet içinde kalmayı sırf size tanıdık ve rahat geldiği için tercih edersiniz.
Bu “güven alanının”* sizi felç eden
ölümüdür.
*güven alanı: comfort zone
***
Basitçe söylersek, iki çeşit insan vardır. Aslanlar ve koyunlar. Yüzde doksanımız koyunuzdur. Çünkü standartları takip etmeyi severiz. Standartlar bizim güven alanımızdır.
Güven alanı, içine yavaş yavaş battığımız ve battıkça da içinde daha çok zevk aldığımız yerdir.
Değişiklik risk almayı gerektirir. Ama ne kadar risk almaya istekliyiz? Komik olan risk almaktan korktuğumuz şeyler aslında riske atmadığımızda işe yaramayan şeylerdir. Bir kumarhanedeki fişler gibi.
Hayatınız onu riske atmadıkça sizin değildir.
Sahip olduğunuz şey sadece yaşama fırsatıdır. Güven alanınızı zorlayan şeylerden kaçtığınız ve risk almamayı tercih ettiğiniz her an o fırsatı kaçırıyorsunuzdur.
97
60
Azim
***
Şans söz konusu değildir. Dünya adil bir yerdir. Ne ekersen onu biçersin.
Eğer başarısızlığa uğradıysan demek ki başarısızlığa uğramış olman gerekiyormuş. Başarısızlık ileri doğru bir adımdır. Başarısızlık bedel ödemektir.
Başarı başlangıçta gelmez. Başarısızlık bir son da olmamalıdır. Sadece bir netice olmalıdır. Güzel olan ama gerekli olmayan…
Başarı sonuçlarla ilgili değildir. Aslında başarı gelişmeyle ilgilidir.
Everest tepesine olan yolculukların yüzde doksanı doruk noktasına ulaşmadan biter. Sör Edmund Hillary dünyanın doruk noktasındayken, çoğu dağcının tırmanışın son yüzde beşlik kısmında tırmanmayı bıraktığını fark eder.
98
***
Hiçbir şey çabalamadan elde
edilmez. Çabanın çabasız
gözüktüğü yere kadar
ulaşmak için çabalamak
gereklidir.
99
61
Mükemmellik dışarıdan bakanlara efor
sarf etmeden elde edilmiş gibi gözükür.
Ama o seviyeye ulaşmış insanlara göre
ise; sarf ettikleri efor, onlara efor gibi
gelmemektedir.
***
Elde etmeye çabaladığınız şeyi
sevmeyi öğrendiğiniz zaman bu
çaba olmaktan çıkar.
100
Takip edecek bir yönü olmayanlar için yenilgi,
depresyon çölünde kaybolmak demektir.
Azmi olmayanlar için yenilgi, çıkışı olmayan
bir umutsuzluğa lanet etmektir.
Ama azme ve belli bir yöne sahip olan ve
bunlarla beraber kendini adayan biri için
yenilgi, sadece yoluna dolambaçlı yollardan
devam etmektir.
***
101
62
Keşke
***
İnsanlığın yüzde doksanını tanımlayan basit ve üzücü
kelime “keşke” dir.
Keşke her şey farklı olsaydı.
Farklı olması gereken her şey
değil, sadece sizsiniz.
Eski bir Afrika sözü: Afrika’da uyanan bir aslan güne
koşarak başlar. Bilir ki karşılaşacağı en yavaş
ceylandan daha hızlı koşması gerekir yoksa aç kalır ve
ölür.
Ve bir ceylan uyanır ve “bugün karşılaşacağım en hızlı
aslandan daha hızlı koşmalıyım yoksa ölürüm” diyerek
güne başlar.
102
Dünyaya Bach, Mozart, Picasso, Da Vinci, Gandhi, ve
Rahibe Teresa gibileri geldi.
Onlar neyi farklı yapmışlardı?
Her sabah uyandıklarında fazla
zamanları olmadığını düşünürlerdi.
Her saniye onlar için değerliydi.
Everest Tepesine tırmananlar, kendi aralarında
başarıyla geceleri sessiz bir şekilde dışarı çıkmama
kararı aldılar.
Maalesef, hayatımızın en önemli olaylarından biri, bu
akşam televizyonda ne olduğunu merak etmek…
63
Sadece, eğer her gününüz ustaca
bir hamle şeklinde geçiyorsa
hayatınız bir başyapıt haline
gelebilir.
Sessizliğin Çemberinde, hayatınızı değiştirebilecek
olan o muhteşem güçle arkadaş olursunuz.
Zihninizle…
Bu egzersizin anahtar noktası tutarlılıktır.
Böylece, her gün daha derin bir hal alır ve yankı yapar.
Ve sizin planınız Yüce Plan ile uyum içinde olur.
***
Özellikle hayatınızı değiştirebildiğiniz
zaman kendinizi hayat dolu
hissedersiniz. İşte yeryüzünde bundan
daha güzel bir his yoktur.
Eğer kendinizi amaçsızca suda yüzen,
her dalga ve akıntıya kapılıp giden bir
tahta parçası gibi hissediyorsaniz, o tahta
parçasının üzerine bir yelken takın.
Ve denizleri aşmak için rüzgardan
faydalanın.
105
64
BÖLÜM 9
GÖREV
Eğer fikirleriniz olması gerektiği gibi ise,
davranışlarınızla çok az sorun yaşarsınız. Başkalarına
faydalı olabilmek için fikirlerimizi harekete
geçirmemiz gerektiğini unutmayın.
Tembelliğe yer olmamalı. Sadece yaptığımız hayırlı
işlerde sürekli aktif olmalıyız.- Ustanın dizinin dibinde
107
65
Uygulama
***
Sessizliğin Çemberinin ilk bölümü 30 dakikadan
oluşan görev yolculuğudur.
Görev yolculuğu dünyevi ve maddi hedeflerimize,
kariyerimize, ailemize, topluma ve ülkemize olan
sorumluluklarımıza işaret eder.
İlk 10 dakika, son 24 saatinizi nasıl geçirdiğinizi
inceleyerek başlayın.
Yapılmış her şeyi gözden geçirin, ve ajandanıza neler
daha iyi yapılabilirdi, değiştirilebilirdi ya da daha
farklı yapılabilirdi diye not alın.
108
İkinci 10 dakikada bugün için
hedeflerinizi belirleyin.
Sonraki 10 dakikada yarın içinki
hedeflerinizi belirleyin.
Son 10 dakikada ise uzun dönem
hedeflerinizi belirleyin.
***
Uzun dönem hedeflerinizi 3 gruba ayırın:
gelecek 7 gün için hedefleriniz, gelecek 12 ay
için hedefleriniz ve gelecek beş yıl için
hedefleriniz. Bu hedefleri her gün tekrar tekrar
not alın.
66
Sessizliğin Çemberinin bir yanı karar
almakla ilgilidir. Gerçekte, doğru ya da
yanlış karar diye bir şey yoktur. Sadece
doğru olarak alınabilecek kararlar vardır.
***
Bir boksör sağdan ya da soldan vuracağını ya da
rakibinin yumruklarından nasıl kaçacağını önceden
kararlaştırarak ringe çıkmaz. Ringdeyken anlık
tepkilerle kararlarını alıyormuş gibi gözükür ama
aslında 100 günlük antrenmanın ve 5 yıllık
boksörlüğün kazandırdıkları sonunda bu kararları
otomatik olarak alır.
***
Daha iyi hazırlandıkça daha iyi
içgüdüsel kararlar alırız.
Hazırlıksız alınmış kararlar yazı tura atmaya benzer.
İçgüdünüzle hareket edersiniz. Ama ya içgüdüleriniz
eğitilmediyse? Tahmin yürütmekten başka bir şey
yapmış olmazsınız.
***
Antrenmanlı bir dövüşçü hazırlanmış
olduğu için içgüdülerinin onu ele
geçirmesine izin verir. Antrenmansız bir
dövüşçü ise sadece başkalarına zarar
vermekle kalmaz, kendine de zarar verir.
***
Amatör bir eskrimci yanlış bir karar alabilir ve bu
yanlış olarak kalır. Usta bir eskrimci ise yanlış bir
67
karar alır ama sonrasında aldığı kararlarla onu doğru
hale getirir. 111
Ne zaman bir atlet kafasına
kazanmayı koyar, o an kazanmış
demektir. Eylem sadece bu kararın
peşinden gider.
***
Hiçbir karar bağımsız değildir çünkü
kendinden önceki kararların en tepe
noktasıdır ve bundan sonra alacak
olduğunuz kararların da temelidir.
112
***
Pratik yaptığınız her
zaman, kendinizle
yarışırsınız ve yaptığınız
68
her pratikle yeterlik
seviyenizi yükseltirsiniz.
Tüm engeller gerçekte içten gelir. Sizin engel olarak gördüğünüz şeyi bir başkası onu daha ileriye götürecek olan bir basamak olarak görür.
***
Bir dağcı üstünde bir kayalık görür. Kayalığın
etrafından tırmanır ve üstüne çıkar. Ve kayalık dağcı
için bir dinlenme yeri haline gelir. Ama sadece
etrafından tırmandığı zaman…
***
Kendini yetiştirmektir bu. Eğer bir engeli
üstesinden gelmeniz gereken bir şey olarak
görürseniz, o bir engel olarak kalacaktır.
Ancak o engeli eğer bir hedef ya da üstesinden
gelebileceğiniz bir şey olarak görürseniz, onu
sizi mücadeleye iten bir meydan okuma olarak
kabul edebilir ya da elde etmeniz gereken bir
zafer olarak görebilirsiniz.
Bir Çin atasözü:
Bir dilenci bir öğünden diğer öğüne yaşar.
Bir köylü bir gün doğuşundan diğer gün doğuşuna kadar yaşar.
Bir çiftçi bir mevsimden diğerine yaşar.
Bir asil yıldan yıla düşünür ve yaşar.
Bir kral bir nesilden gelecek nesle düşünür ve yaşar.
Ama bir imparator bir yüzyıldan diğer yüz yıla düşünür ve yaşar.
***
69
Eylem olmadan vizyon bir fanteziye benzer. Vizyon olmadan eylem ise
sadece bir anı olarak kalır.
115
Geçmişi Analiz etme (Retrospection)
***
Görev yolculuğunun ilk kısmı dünün analiz
edilmesinden oluşur.
Yarın bugün tasarladığınızın geliştirilmesidir.
Ve dünün neden olduğunu bilmeyen insan
bugün tasarlama yapamaz. Bu yüzden dünü
anlamak yarını planlamanın yapı taşıdır.
***
İnsanın sessizliğe ihtiyacı vardır. Yalnız ya da beraber
Tanrıyı sessizliğin içinde bulmaya çalışmak için.
Sessizlik yaradılıştan önceydi ve gökler hiçbir söz
söylenmeden birbirinden ayrılmıştı. -Rahibe Teresa
116
Planlama eylemi, planın kendisinden çok
daha önemlidir. Plan da sonuçlardan
önemlidir.
İyi planladığınız zaman, 10 plan
üzerinden geçer 9’ unu elersiniz.
Mükemmel bir plan yapmak istiyorsanız
100 plan üzerinden geçer 99’ unu
elersiniz. Bu seviyede hazırlamış
olduğunuz ama elediğiniz o 99 plan, sizi
bundan sonraki 10 karar verme
70
sürecinizi etkileyecek şekilde eğitir. Yani
planlama, iyi yapıldığında, her zaman
planın uygulanmasından veya
sonuçlarından daha önemlidir.
117
Aslında, geçmişin analizi özenli bir
şekilde yapıldığında, genelde yeni
hatalar yapmadığımızı fark ederiz.
***
Sadece eski hatalarımızı tekrar
ediyoruz.
***
Tekrar tekrar yaptığımız hatalarla
yüzleşmek istemeyiz, çünkü bu egomuz
için çok zorlu bir süreçtir.
***
Geçmişin analizi süreci aslında kendimize
ayna tutmaktır.
Çünkü artık kendinizi olduğunuz gibi
görmüyorsunuzdur.
Kafanızda kurduğunuz kendinize bakmayı
bırakıp, artık gerçekte kim olduğunuza
bakmaya başlamalısınız.
Gerçekte kim olduğunuzu
öğrenmeye başlarsanız, nereye
71
doğru gittiğinizi de öğrenmeye
başlarsınız.
119
Gelişim, eksikliklerimizi
zayıflıklarımızı öğrenip onları
kabullendiğimiz anda başlar.
Ancak buradaki anahtar kelime öğrenme
değil, kabullenmedir.
Çünkü kabullenmede pişmanlığın
yanında farkındalık da vardır.
Kendinizi her gün gözden geçirdiğinizde
kendinize verdiğiniz sözleri tutamadığınızın
farkına varırsınız.
120
Zihninizde bir sınır çizmeyi ve onu orda
tutmayı öğrenmek zorundasınız. Ancak sonra
kendi sözünüze saygı duyabilirsiniz.
Sizin kendi sözünüze saygınız
yoksa, başkalarının saygı
duymasını nasıl beklersiniz?
72
Bunu yapmamak kendinize yalan söylemenize
neden olur, ve sonuçta başkalarına yalan
söylemenize de…
***
121
***
Yaptığınız ya da yapmadığınız şeyler için kendi
içinizde sinirlenmeniz iyi bir şeydir. Liderlik yapan her
hangi biri için bu kesintisiz olarak süren bir süreçtir.
Eğer her gün bir savaşsa, kaybetmek deneyip başarısız
olduğunuz anlamına gelir. Zafere giden yolda hepimiz
kaybederiz. Tehlike, tekrar ayağa kalkıp
deneyememektir.
Öylece durmak kaybetmekten
kötüdür. Durmak geri gitmenin en
hızlı yoludur.
Büyük adamlara, her gün bir usturanın ucunda yürüme
cesareti veren ruh, içsel zihinsel disiplinden gelir. Eğer
büyük liderlerin hayatlarına bakarsanız, günlerinin her
24 saatte bitmediğini görürsünüz.
Bunun yerine, yaptıkları her şeyin bir amacı vardır.
Şimdiden günün 10-25 yıl ötesini görmek
zorundadırlar.
Sessizliğin Çemberinin en güzel
özeti şudur;
Bir kelime söyleyip başka bir
kelimenin semeresini alamazsınız.
73
Ne söylerseniz onun sonucunu
alırsınız. Kelimeler sizin
orağınızdır. Söylediğinizi her şeyi
bir şekilde size geri getirir.
***
123
Her problemin bir çözümü vardır ve eğer iyi
bakarsanız aslında sorunun kendisinin çözümü
sunduğunu görürsünüz. Yani sorunu iyi anlamak,
çözümün bir parçasıdır.
Her sorun aslında henüz fark
edemediğimiz bir çözümdür.
Her sorunda zorlukları aşabilmeniz için bir fırsat
vardır.
Her sorun bir armağandır. Ancak sorunla yüzleşip onu
benimseyip çözebildiğiniz zaman onun aslında bir
armağan olduğunu fark edersiniz.
Yüzleştiğiniz problemler sizi
tanımlar. Üstesinden geldiğiniz ya
da gelemediğiniz…
***
***
Şuan her nerdeyseniz, kendinizi
geliştirebilmek için en uygun olan
yerdesinizdir. Bu evrenin
kanunudur.
74
Bunu bir uyandırma servisi olarak kabul edin.
Değişmek zorundayım.
Değişmeye ihtiyacım var.
Değişmeliyim.
Değişeceğim.
125
Zorluklarla yüzleşmek karakterimizi
geliştirmenin ve içsel gelişimimizi
tamamlamanın en iyi yoludur.
Zorluklar bir insanı ya daha büyük yapar ya da
küçültür.
Asla eski halinde bırakmaz.
***
***
75
Bazıları zorluklarla
karşılaşınca yıkılır,
bazılarıysa rekorlar
kırar.
127
***
Talihsizliklerde geleceğin başarılarının
tohumları saklıdır. Umudu olmayanların,
dünyadaki her şeyin zekice tasarlandığına dair
inancı yoktur. Ama her yeni günün, her acının
ve mutluluğun anlamını yakalayabilen bizler,
huzur içinde yaşarız.
128
76
Her şeyin bir
sebebi olduğunu
bilin.
Bir insanın yapabileceği en büyük hata, hata
yapmaktan korkmaktır. -Ebbert Hubard.
129
Aile
***
Şuan olduğunuz yerde tesadüfen bulunmuyorsunuz. Görevinizin ilk halkasında aileniz bulunmaktadır. Çünkü onların sizin aileniz olmalarının bir sebebi vardır.
O yüzden, öncelikli göreviniz iyi bir eş ve iyi bir evlat olmaktır.
İkinci halkada göreviniz hayat yolculuğunda karşılaştıklarınızdır; dostlarınız, iş arkadaşlarınız ve tüm insanlık.
Aileniz aynı çatı altında olmak zorunda değildir.
Siz kimi aileniz olarak görüyorsanız, onlardır aileniz. Yaşadıkça, göreceksiniz ki aile iki halkayı da kapsayacaktır.
***
İyi bir karakter en iyi mezar taşıdır. Sizi sevenler ve sizden yardım görenler sizi, beni hatırla demeye gerek olmadan hatırlayacaklardır. İsminizi mezar taşı yerine kalplerine kazıyacaklardır.–Charles Haddon Spurgeon.
77
Etrafınızdaki insanları yüceltmek, onları
oldukları yerden daha iyi bir yere getirmek
sizin görevinizdir. Her birinin hayatınızda
olmasının ilahi bir nedeni vardır.
İlahi planda hata yoktur.
***
Bir insanın bir diğerinin hayatına her dokunduğu anda
dünya daha küçük bir yer haline gelir. –Bob Perks
131
***
Hayatımız boyunca
tanıştığımız herkes, bir
flütün üzerindeki
delikler gibidir.
132
78
Her delik her nota
çalınmalıdır.
***
133
Hizmet
***
Ne kadar çok para kazanırsanız kazanın, şirketinizde
ne kadar yükselirseniz yükselin, ne kadar saygı
duyulan bir girişimci olursanız olun ya da ne kadar iyi
bir ebeveyn olursanız olun, hayatınızın kalitesi
hizmetinizin kalitesi ile ölçülecektir.
Hayat boyu başarının en büyük
anahtarı; başkalarına hizmet edin!
Hayat kaliteniz artacaktır.
En basit, küçük nazik davranışlar bile, ihtiyacı olan
birinin hayatında derin değişiklikler yaratacaktır. –
Eva Gregory.
134
79
***
Yaşadığınız her günü
kutlamak için bir şekilde
birilerine yardım edin.
Varlık alıp vermektir. Bir kaya da aynen bir Aziz gibi
verdiğini alır. – Jacob Needleman
135
İbadet Eder Gibi Çalışın
***
Eğer Tanrıya inanıyorsanız onun yaptığımız
her şey de var olduğunuzu bilmelisiniz. Her
ilişkimizde. Her zorlukta. Her engelde. İş eğer
içimizde Tanrıyı hissederek yapılırsa ibadet
haline gelir. Onsuz yapılırsa kefaret olur.
Beklemeyin, doğru zaman asla gelmeyecektir. Nerede
duruyorsanız, oradan başlayın. Elinizin altında ne
varsa onu kullanın, zaten siz ilerledikçe zamanla daha
iyileri elinizin altında olacaktır. – Napoleon Hill.
136
80
Bir bütünlük içinde
yapılmış her şey aslında
ibadet yerine geçer.
***
Elleriyle çalışan bir işçi emekçidir, elleriyle ve
beyniyle çalışan bir işçi bir zanaatçıdır, ama elleriyle,
beyniyle ve kalbiyle çalışan bir işçi ise bir sanatçıdır. –
Louis Nizer.
137
***
Kendini beğenmişliğin bir mazereti
yoktur. Denge ve barış içinde yaşamayı
öğrenemedikçe ve evrenle uyumlu hale
gelmedikçe iç huzuru yakalayamayız.
Bu çaba gerektirir.
138
81
Eğer ayağınızı kıpırdatmaya niyetiniz
yoksa, Tanrıdan adımlarınızı
yönlendirmesini dilemeyin. Onun sizi
düştüğünüz yerden kaldırabilmesi için
bile, ilk adımı sizin atmanız gerekir.
***
Sonuç olarak, bu günün dürüst kararlarından başka,
cömert sözlerinden ve hayırlı davranışlarından başka,
insanın gelişmesinin bir yolu yoktur. – Clare Booth
Luce
İletişim
***
Sessizliğin çemberini uygulamak özünde, kişinin bir başkasıyla kurduğu ilişki gibi kendisiyle ilişki kurmasıdır.
Sessizliğin Çemberi tepe noktasına denk gelecek şekilde bir piramit hayal edildiğinde, Sessizliğin Çemberinin temellerini oluşturan üç prensip vardır. Bunlar Kutsal Üçlemeyi tanımlayan temel prensiplerdir.
1. Tutarlı olun
Bunun üzerinde çalışın ve derin derin düşünün: İnsanın kendisiyle ya da başkasıyla tutarlı bir iletişim kurması, bir ilişkinin kalp atışlarıdır.
Bu yüzden, Sessizliğin Çemberinin uygulaması hatasız olmalıdır. Bu sadece hayat tarzınızda yaptığınız ufak bir strateji değişikliği demek değildir. Sizin hayat tarzınız haline gelmesi demektir.
140
82
2. Özenli olun.
Tanrının varlığını bilin ve herkeste ve her ilişkinizde O’nu hissedin.
Umursayın ve bunu belli edin.
İlişkilerinizde samimiyeti bir yapıtaşı haline getirin, açık olun ve sözlerinizi bir kamuflaj gibi kendinizi gizlemek için değil de, kendinizi açıklamak için kullanın.
Umursamıyorsanız, iletişim bir mülakat ya da iş raporu gibi sadece bilgilendirici olur. Ama eğer umursarsanız, ilişkinizin üzerinde gelişeceği sağlam bir temel olur.
Özenle kurulmuş iletişim basit bir teknikten daha fazlasıdır.
İnanç sisteminizin temelinde yerleşmiş olmalıdır.
***
141
3. Kendinizi adayın.
Adanmışlık hep kaçındığımız ama başkasında
gördüğümüzde de saygı duyduğumuz bir
şeydir.
Ondan korkarız, çünkü bir başkası için bir
şeyler yapmak anlamına gelir.
Ama özünde insanin kendisi için bir şey
yapması demektir.
Verdiğiniz her vaat sizin kim
olduğunuzu tanımlar.
Vaatte bulunmak yeni bir sorumluluk almak
değildir, çünkü aslında zaten olan bir
sorumluluğunuzu kabul etmek demektir.
Kendinize olan saygınızın bir ölçüsüdür.
İlişkilerinizdeki güvenin temelidir.
***
83
***
Kendini adayabilmek, ilişkiye
hoşgörü katar, adamanın seviyesi
ise o ilişkiyi tanımlar.
Bu bağlılığı devamlı olarak ifade etmek nefes
almak gibidir, bir seçenek değil, hayatın bir
gereksinimidir.
Doğru kelimeleri kullanmak sadece
niyetlerinizi satarken, ne söylediğinizi
karşınızdakine göstermek güven satın alır; ama
söylediğinizi yapmak ise bu güveni kalıcı kılar.
143
BÖLÜM 10
BİLGİ
Yukarda yazılmış olanlar Öğrenme odasının
duvarına yazılmış ilk kanunlardır. Arayanlar
bulmalıdır. Okumak isteyenler okumalıdır.
Öğrenmek isteyenler öğrenmelidir. – Yoldaki
Işık
84
145
Uygulama
***
Sessizliğin Çemberinin ikinci aşaması
bilgi yolculuğudur. 20 dakika süren bir
süreçtir.
Bir kitap alarak başlayın, ama bir roman
ya da ucuz kurgu kitabı olmasın, felsefe
psikoloji, din ya da diğer akademi
dallarında yazılmış bilgi arayışında olan
bir kitap seçin.
Mesleki ya da motive edici bir kitap
olabilir. 15 dakika okuyun.
85
Hatırlamanız gerek noktaları işaretleyin.
Zihninizde tekrar etmek için bir dakika
ayırabilirsiniz.
15 dakikayı tamamladıktan sonra kitabı
kapatın ve hatırlamak istediğiniz o
noktaları not edin. 5 dakikanızı buna
ayırın.
Bu belki kulağa inanılmaz gelebilir ama,
kitabınıza ve ajandanıza aldığınız notları
gözden geçirdiğinizde, göreceksiniz ki
önemli olduğunu düşündüğünüz
noktaları unutmuşsunuz.
*** 147
Ertesi güne aldığınız notları
okuyarak başlayın.
Kitabı bitirene kadar, her güne
bir önceki gün aldığınız notları
okuyarak başlayın. Kitabı
bitirdiğinizde, elinizde kendi
yazdığınız bir özetiniz olacaktır.
***
86
***
Kısa dönemli
hafızanız, günlük
hayatınızda
kullanabileceğiniz en
büyük, en becerikli,
en güçlü ve en esnek
araçtır.
149
Yüzünüz nasıl duyacağınızı size anlatır. Yüzünüzün her iki yanında, bir sağa bir de sola bakan beyne doğru giden iki kulağınız vardır. Bir başka deyişle iki taraftan da duymanız gereklidir. Eğer sadece tek taraftan duyarsanız asla anlayamazsınız.
***
Japon bir savaşı ve onun hocası olan generalin hikayesi anlatılır. Eski zamanlarda, güvercinlerle mesaj yollarlarmış. Bu general de öğrencisi savaşçıya bir güvercinle mesaj göndermiş.
Ama kuş şiddetli bir yağmura yakalanmış ve mesaj öğrenciye ulaştığında yazının bazı kısımları okunmaz haldeymiş.
Yinede öğrenci hocası hariç etrafındaki herkesi şaşkına çevirerek, hocasının mektupta anlattığı komutları yerine getirmiş.
Bir öğrenci olarak o kadar odaklanmıştı ki, artık hocasının aklındakileri okuyabiliyordu. Sadece bir kelime okuyarak o cümlenin nereye varacağını tahmin edebiliyordu. Kulaklarının ve gözlerinin ötesindeki o karmaşık resmi görebilmişti.
87
***
Öğretmeninizi odaklanarak ve konsantre
olarak dinleyin, ancak bu şekilde onun
bilgeliğinin tüm faydalarından
yararlanabilirsiniz.
***
Ne kadar derin
anlayabileceği öğretmene
değil, öğrenciye bağlıdır.
151
İnteraktif dinleme yüzeyseldir. Öğretmenin
konuşmasının arasına giren en ufak şey bile
dikkat dağıtır. Sessiz olmalısınız. Araya girip
konuşmamalısınız. Önemli olan bilginin
zihninize direk girmesini sağlamanızdır.
***
Bir kadın tüm problemleriyle beraber bir
filozofa gider ve ona bunları nasıl çözebilirim
diye sorar. Filozof şöyle cevaplar: “köpek.” Ve
kadın filozofa teşekkür ederek mutlu bir
şekilde oradan ayrılır.
***
Kadının tüm problemlerinin çözümü tek bir
kelimede gizlidir, “köpek”. Ve kadın egosuna
yenik düşmeden filozofu dinlediği için, onun
demek istediğini anlayabilmiştir. Bir köpeğin
tüm iyi özelliklerini kendi hayatında
uygulamak… Sadakat, itaat, sevgi, sabır, azim,
istikrarlılık.
88
***
Eğer egonuz araya
girerse, hocanız 45
dakika da konuşsa tek bir
kelime
anlayamayacaksınızdır.
153
Bilgi de para, pozisyon veya silah gibi elde
edilir, depolanır, düzenlenir, endekslenir ve
saklanır.
***
Bilgi bolluk, güç veya askeri sanatlar gibi ele
geçirilebilir, gösteriş yapılabilir, biriktirilebilir,
miras kalabilir ve hatta terk edilebilir. Özünde
zihinseldir, yani bir beceridir ve iyi
kullanılmalıdır.
***
Fakat bilgelik zenginlik, asalet ya da cesaret
gibi sadece öğrenilebilir. Özünde ruhsaldır,
ancak bir insan olarak gelişiminizle ve Tanrının
lütfüyle elde edebilirsiniz.
89
***
Veri sizin kütüphanenizdir,
bilgi ondan ne
anladığınızdır, pratiğe
dökülmüş bilgi ise
bilgeliktir.
155
Okuyun
***
Neden okumalısınız? Çünkü zihnimizin yarattığı engellerle dolu bir dünyada yaşıyoruz. Ve bu engelleri severek, bir duvar gibi tuğla tuğla tek tek kendimiz örüyoruz.
Okuduğumuz zaman, belki 20, belki 200 belki de 2000 yıl önce yaşamış birinin zihnine giriyoruz ve nasıl düşündüğünü ya da nasıl hissettiğini öğreniyoruz. Bunu okumuş olmanın hayatımızı değiştirme potansiyeli vardır.
Okumak bizim gıdamızdır, düşünmek ise sporumuz.
Hafızamız ise bize sürekli oyunlar oynayan düşmanımızdır.
Eğer okuduğumuzu aklımızda tutamayacaksak, okumaya tenezzül
bile etmeyebiliriz.
90
Bilgelik, özünde, analiz edilmiş
deneyimlerden; kazanılmış
bilgiden; sezgisel düşünceden; iç
gözlemden; entelektüel
araştırmadan; ve içinizden gelen
bir güçle yönlendirilen , bir
tutkuyla güdümlenen yorucu ve
istikrarlı çalışmadan elde edilir.
***
157
***
Gerçek uygulanmaktansa, daha
kolay anlaşılır. Formüle
edilemez. Tanımlanamaz.
Yaşanır.
158
91
Gerçeği yaşamak,
bilgeliğin pratiğe
dökülmüş halidir.
***
Birinin anlayışını geliştirmesinin tek yolu
zihnini boşaltmasıdır, zihnindeki her türlü
düşünceye geçit vermesidir. – John Keats
159
Konsantrasyon
***
Konsantrasyonunuzu geliştirmek Sessizliğin
Çemberinin yan egzersizi gibidir.
Konsantrasyon size ışık tutar ve her şeyi sizin
için netleştirir. Bilim adamları bile bir sorunu
çözmeden önce ona konsantre olmaları
gerektiğini biliriler.
Çoğu zaman, insanın bir sorun için bulmaya
çalıştığı çözüm aslında zaten o insanın
içindedir. Bilinçaltında mevcuttur, ancak o
odaklanmadıkça asla açığa çıkmayacaktır.
92
Zihniniz odaklandığı
anda, cevaplar teker
teker önünüze
gelecektir.
***
Bilgeliğin tohumları havasız bir yerde
filizlenip büyüyemez. Deneyimlerinizi
yaşamak ve onlardan bir şeyler öğrenmeniz
için, zihninizin nefes almaya ve derinliğe
ihtiyacı vardır. – Sessizliğin Sesi
161
BÖLÜM 11
ADANMA
Ruh, kavramadan ya da hatırlamadan önce
şekil verilen kilin, çömleğin zihniyle birleşmesi
gibi, içindeki sessizliğe karışmalıdır. –
Sessizliğin Sesi
93
163
Uygulama
***
Sessizliğin Çemberinin son 10
dakikasını uygulamanın anahtar noktası,
düşüncenizi tanrıya olan bağlılığınızı
ifade etmek için konuşmadan kelimelere
dökmektir. Bunu kağıda da
dökmelisiniz. Bunun, Tanrıyla
bütünleşmeye uygun bir ruh hali içinde
yapılması önemlidir.
94
Tanrıyla konuşarak başlayın, O’na
sormak istediklerinizi not alın,
sorularınızı araştırın ve yüreğinizden
konuşun.
***
Ruhlarımızı beslemeyi başaramasak, yok
olurlar ve ruhumuz olmadan hayatın anlamı
olmaz. Yaratıcı süreç ruhla kurulan sürekli
diyalogun yokluğunda bozulur. Ve yaratıcılık
hayatı yaşamaya değer kılan şeydir. – Marion
Woodman
165
Gerçek
***
Siz Tanrının, Bütünün, Organik Sonsuzluğun, bu Ölümsüzlüğün bir damlasısınız. Tanrıyı anlayabilmenin en iyi yolu kendinizi anlayabilmenizdir.
Diğer görevlerinizin yanında Tanrıyı aklınızda ve niyetinizde bulundurmanız en önemli görevinizdir.
Egonuz, kendinizden başka bir şeyle bu kadar meşgul olmanıza izin vermeyecektir. Bu yüzden amaçsızca geziniriz.
Onu hatırladığımız durumlarda, gerçekten yaşarız. Ancak o zaman gerçek amacımız açığa çıkar.
En çok değer verdiğin şeyi ver bana. Böyle bir vermenin sonuçları sonsuzdur.- Krishna, Srimad Bhagavatam
95
Vicdan, Tanrının kalplerimizdeki sesidir.
Prensiplerimizi içimizdeki bu sesten
çıkartırız.
Bilgeliği bu prensiplere uyduğumuz
zaman elde ederiz.
Bu yüzden, bir insan ne kadar bilgeyse,
prensipleri o kadar değerlidir ve içindeki
tanrının sesi o kadar yoğundur.
Gerçek Tanrıdır. Onun içinde
yaşayın, kendinizi Tanrının içinde
kaybedeceksinizdir. Gerçeğin dışında
yaşayın, O’nu kaybederisiniz.
167
***
Eğer Tanrı dualarınızı kabul
ediyorsa inancınızı
artırıyordur. Eğer
erteliyorsa, sabrınızı
artırıyordur. Eğer kabul
etmiyorsa, sizin için
düşündüğü daha iyi bir şeyler
vardır.
168
96
Kendi deneyimlerimden gördüğüm
kadarıyla, ona yazdığım tüm
sorular bir şekilde kendi
cevaplarını buldular. Bir şekilde,
bir yerlerde neredeyse kaçınılmaz
bir şekilde cevaplar ortaya çıktı.
***
Kolay hayatlar için dua etmeyin. Daha güçlü
olmak için dua edin. Gücünüzün yeteceği
sorumluluklar için dua etmeyin.
Sorumluluklarına yetecek güç için dua edin.
Böylece yapmanız gerekeni yapmak bir mucize
olmayacaktır, siz bir mucize olacaksınızdır. –
Phillips Brooks
***
Sessizliğin Çemberindeyken,
düşünceleriniz birer ok haline gelir.
Orda değilken, düşünceleriniz bir
kayanın üzerindeki su gibidir. İçinize
işleyemez, sadece yüzeye çarpar. Ama
eğer düşünceleriniz bir ok gibiyse, her
biri içinize işler, en derine işler.
97
Eskinin büyük liderleri illa iyi
konuşmacılar değillerdi, ama
yaylarından bıraktıkları
düşünceleri ok gibi kalplerimize
işledi ve bugüne kadar geldi.
***
171
Sessizliğin Çemberini uyguladığınız
zaman, enerjiniz yayılmaya başlar ve
huzur içinde olursunuz. Çevrenizdekiler
için bir güç ve canlılık kaynağı
olursunuz. Bundan sonra nereye
giderseniz gidin, kimle görüşürseniz
görüşün, sizin içinizde bunu
göreceklerdir.
***
Sessizliğin Çemberini uyguladıkça
vicdanınız değişir.
98
Sessizliğin Çemberini
uygulayan birinin vicdanı
içindeki her şeyi yansıtan
tertemiz bir ayna gibidir.
***
173
***
Şunu lütfen anlayın, içinizde daha
büyük daha derin ve daha karizmatik
bir “siz” var.
Başkalarını arkasına alabilecek ve
onları hayran bırakabilecek bir “siz”.
Dünyayı sarsabilecek bir “siz”.
İçinizdeki bu sizi uyandırabilmek için,
kendi Sessizliğinizin Çemberinde
olmanız gerekli.
99
Yerinizden
kalkın ve onu
uyandırın!
***
175
***
1. GÖREV YOLCULUĞU
(10 dakika)
A. Dünü gözden geçirin, neyi geliştirebilirdiniz neyi daha iyi yapabilirdiniz.
B. Eğer sorumluluğunuzu yapmadıysanız, neden yapmadığınızı gözden geçirin.
(10 dakika)
A. Bu gün için tüm planlarınızı yazın.
B. Aşırı vaat vermeyin. Vaatleriniz yapabileceğinizden az da olmasın.
(10 dakika)
A. Bundan sonraki 7 gün için hedeflerinizi belirleyin
B. Bundan sonraki 12 ay için kısa dönemli hedeflerinizi belirleyin.
C. 5 yıllık uzun dönemli hedeflerinizi belirleyin.
D. Bu hedefleri her gün tekrar tekrar yazın.
100
2. BİLGİ YOLCULUĞU
(20 dakika)
1. Bilginizi arttıracak bir kitap seçin.
2. 15 dakika okuyun.
3. Sonraki 5 dakika boyunca, hatırladığınız önemli noktaları not alın.
4. Hangi noktaları kaçırdığınıza bir göz atın.
5. Atladığınız yerler varsa onları da notlarınıza ekleyin.
6. Ertesi gün kitabı okumaya devam etmeden önce notlarınızı bir kez okuyun.
3. ADANMA YOLCULUĞU
(10 dakika)
Bu sizin Tanrıyla olan kişisel diyalogunuzdur ve siz nasıl rahat hissediyorsanız o şekilde yapabilirsiniz.
Dua edin, sorgulayın, kalbinizdeki soruları sorun. Bu 10 dakikalık süreç de kâğıda dökülmelidir.
177
3. KISIM
21 SORU
101
Vijay Eswaran: Hangi rolü oynamaz ki? Eğer Tanrının varlığını kabul ediyorsanız o her şeye gücü yetendir, her şeyi bilendir, her yerdedir. Shakespeare, dünya bir sahne ve bizde birer oyuncuyuz demiştir. Bizler oyuncuyuz, Tanrı da yönetmen. Sessizliğin çemberinde Tanrıyla konuşmak şunu kabul eder; eğer Tanrıya inanıyorsanız, tüm nimetler ondan gelir, hayatın kendisi bize her gün onun tarafından bağışlanan bir nimettir.
Tanrı bazen bize nimetlerini bağışlar bazen de elini üstümüzden çeker diyemeyiz. Çünkü güneş de Tanrı gibi her zaman ışık yayar. Bir an bile sönmez. Sadece ayı görebildiğimiz gecenin karanlığında bile ışıldar. Ayı biz ay olarak görürüz ama o güneşin bir yansımasıdır.
Soru şu olmalı neden Tanrıyla konuşmalıyız. Çünkü o orda. O her zaman dinliyor ve onunla konuşmak onun varlığını kabul ettiğimizi ve her şeyin ondan geldiğini bildiğimizi gösteriyor. Eğer bir ateistseniz, o zaman söz konusu olan Tanrı değil, ahlak olacaktır. Bir ateist bile ne yaparsan onu bulursun sözüne inanır. O yüzden bu iyilikle ilgilidir. Bir Ateist için cümlelerimde Tanrı yerine İyiliği kullanacağım.
181
SORU 2:
Nasıl devam ediyorsunuz?
103
Vijay Eswaran: İlk 21 günü tamamlayarak devam
edebiliyorsunuz. 21 günün amacını en amatör bir
psikolog bile size anlatabilir. 21 gün bir
alışkanlığın kazanıldığı zaman dilimidir. Eğer
herhangi bir şeyi 21 gün boyunca tekrarlarsanız,
psikolojik ve zihinsel engelleri aşmış olursunuz ve
bunu en ideal seviyede yapmaya başlayıp,
alışkanlık haline getirirsiniz. Bu dünyada
olduğunuz yerde olmanızın sebepleri: sahip
olduğunuz alışkanlıkların bir parçanız haline
gelmesi; bu alışkanlıkların sizi olduğunuz yere
yönlendirmiş olması; sizi elde edebileceğiniz
başarılardan alı koymuş olması; ve olmanız gerek
insan olmanızı engellemiş olmasıdır. Bunlardan
kurtulmanız için, yeni alışkanlıklar yaratmalı, ve
bunları yeniden düzenlemelisiniz. 21 gün sonra
bozulması zor yeni bir alışkanlık düzeniniz
olacaktır.
183
SORU 3 :
Eğer Sessizliğin Çemberini bir gün
kaçırırsanız ne olur?
104
Vijay Eswaran: Diyetinizde ya da sporunuz da bir
gün kaçırdığınızda olduğu gibi, en baştan
başlamak çok zordur. Eğer spor yapıyorsanız ve
dayanma gücünüzü yapılandırmaya başladıysanız,
her gün olağan üstü bir gelişim gösterirsiniz. Bir
ayda günde 300 metrelik koşudan, 3 kilometreye
çıkarısınız. 6 aylık bir koşu egzersizinin sonunda
26 mil, yani bir maraton koşabilecek bir hale
gelirsiniz. Eğer sadece bir haftalığına bile ara
verirseniz, 26 milden 20 mile düşersiniz. 300
metreden 26 mile çıkmak 6 ayınızı almıştır, ancak
beşte birini sadece 1 haftada kaybedersiniz. Eğer
bir alışkanlık elde edebilmek için ihtiyacınız olan
21 gün ise, bu ilk 21 gün kritiktir. Eğer bir gün
kaçırırsanız bu 21 günün devamlılığını bozmuş
olursunuz ve en baştan başlamanız gerekir.
185
SORU 4
İç huzur neden başarı için gereklidir?
105
Vijay Eswaran: İç huzur aslında başarı demektir. İç
huzurunuz varsa başarıyı tanımlayabilecek kritere
sahipsiniz demektir. Başarı çok bireysel bir şeydir,
ve kişiden kişiye değişir. Herkes kendi için
başarının ne demek olduğunu tanımlamalıdır ve
sonuçta başarı huzura ulaştığınız yer olarak
tanımlanır. Eğer bir şey yapıyorsanız ya da inşa
ediyorsanız, ne yaptığınızı anlamanız için iç
huzura sahip olmanız gerekir. Sonuçta, iç huzur bir
anlamda kopma demektir. Ne yaptığınızı
anlamanız için ona bir adım geriden bakabilmeniz
gerekir.
187
SORU 5
Sessizliğin Çemberini uygulayan birinin
özellikleri nelerdir?
106
Vijay Eswaran: Bu Sessizliğin Çemberini
uygulamanın ilk temeli olmalıdır. Bu özelliklerin
neler olması gerektiğini bulmak. Bu herkes için
farklıdır. Disiplin size bunu anlamanız için
yardımcı olur. Sessizliğin Çemberi size iki şey
öğretir, iyi olmak ve iyi olanı yapmak. Tüm iyi
özellikler bundan doğar.
189
SORU 6
Sessizliğin çemberini uygularken
kendimizi nelerden korumalıyız?
107
Vijay Eswaran: Kesinlikle kendinizden. En büyük
düşmanınız sizsiniz. En büyük savaş insanın
kendisiyle olan savaşıdır. En büyük sorununuz
kendiniz olacaksınız. Sessizliğin Çemberini
uygulamamak için bahaneler üreteceksiniz.
Ürettiğiniz bahaneler inanılmazdır, çünkü sadece
yapmak istemediğiniz için bunları üretirsiniz.
Bahane uydurmak için harcanan enerji genellikle
Sessizliğin Çemberini uygulamak için
harcayacağınız enerjiden daha fazladır, ama yine
de uygulamazsınız.
191
SORU 7
Ne kadardır Sessizliğin Çemberini
uyguluyorsunuz?
108
Vijay Eswaran: Sessizliğin Çemberini 5 – 6
yaşlarımdan itibaren yetiştiğim yerdeki insanların
uyguladığı ruhani bir eğitim olarak uyguluyorum.
Büyükbabamdan ve sonrasında karşılaştığım diğer
ruhani liderlerden öğrendim. Batıda okumaya
başladığım zaman bıraktım, batılı olmanın bunları
geride bırakmak demek olduğunu düşünüyordum.
O zamanlar Rock n Roll Sessizliğin Çemberinden
çok daha fazla ilgimi çekiyordu. Dünyanın bu
kısmına geri döndüğüm zaman, içimde büyük bir
boşluğun olduğunu fark etmek sert bir uyanış oldu.
Ve yeniden başladım. Eğer net bir ölçü olarak
öğrenmek istiyorsanız, 18 yıldır uyguluyorum.
193
SORU 8
Bu hayatınızı nasıl değiştirdi?
109
Vijay Eswaran: Bu nefes almak gibi bir şey.
Hayatımı nasıl değiştirdiği değil burada asıl soru.
Nefes almadan yaşayabilir misiniz. Bu hayatımın
bir parçası haline geldi. Bu değerlendirmemi,
analiz etmemi, öğrenmemi, benimsememi, uyum
sağlamamı sağladı ve başkalarına karşı olan
tutumlarımda bana yardımcı oldu. Düşünme
sürecimin bir parçası olan bir araç haline geldi
benim için. Onsuz asla yapamam.
195
SORU 9
Başka kaç başarılı lider bunu
uyguluyor?
110
Vijay Eswaran: Winston Churchill kendine sessiz
zaman ayırırdı. Mahatma Ghandi de. Martin
Luther King ve Nelson Mandela. Leonardo Da
Vinci sessizlikte çalışmayı tercih ederdi. Picasso
da. Neredeyse tüm büyük sanatçıların,
politikacıların ya da liderlerin yalnız kalmak
istedikleri kendilerine ayırdıkları zamanlar vardır.
Bu aynen bu disiplin şeklinde olmayabilir, ama
onları oldukları kişiler yapan sessizlikte kalıp
çalışmayı tercih etmeleridir. Kendileri için en
yüksek kriterleri belirlediler ve başkasıyla değil,
kendileriyle yarıştılar. Kendileri için belirledikleri
standartlar herhangi birinin standartlarından çok
daha yüksekti.
197
SORU 10
Bu 21 gün sonra ne olmasını ummalıyız,
ne gibi sonuçlar almalıyız?
111
Vijay Eswaran: Bu herkes için farklıdır çünkü
herkes farklı bir bakış açısından başlar. Bazıları
için bu çok büyük bir kırılma yaratır, bir keşiftir,
yeniden doğuştur. Bazıları için, kendisiyle
uzlaşmaktır, gelişmelerine yardımcı olacak yeni bir
geçit keşfetmektir. Herkes için geçerli olan şey ise
bir şekilde etkisinin olacağıdır. Herkes bir farklılık
hisseder. Bunun derinliği yada boyutu kişiye
bağlıdır. Bu 21 günü ne kadar iyi uyguladıklarına
bağlıdır. Önemli olan kişinin bunu başarabilmek
için ne kadar fedakarlık yaptığıdır. Büyük ve
yoğun fedakarlıklarda bulunanlar için sonuçlar da
bir o kadar büyük ve yoğun olacaktır.
Fedakarlıkları sınırlı olanlar, Sessizliğin
Çemberine daha az önem vermişlerdir ve
sonucunda daha az şey elde ederler.
199
SORU 11
Sessizliğin Çemberinin başarının gizli
ama garantili sırrı olduğunu mu
söylüyorsunuz?
112
Vijay Eswaran: Hayatta hiçbir garanti yoktur.
Aldığınız tek garanti Sessizliğin Çemberinin
hayatınızı değiştireceğidir. Ve sonuçta değişiklik
başarının garantilerinden biridir. Onsuz başarılı
olabilirseniz, ama eğer başarı tanımınız henüz net
değilse, Sessizliğin Çemberi olmadan başaralı
olamazsınız. Sessizliğin Çemberi herkesin kendisi
için başarılı olmanın ne demek olduğunu
tanımlamasını sağlar. O zaman değişim tahmin
edebileceğimizden bile kolay olur. Kolay olmayan,
kendimizi bunu şimdi yapmamız gerektiğine ikna
etmektir. Değişim arzumuz vardır ve bunu sürekli
ifade ederiz ancak, bir türlü güven alanımızı terk
etmeye hazır olmayız.
201
SORU 12
Sizin kişisel başarı tanımınız nedir?
113
Vijay Eswaran: Başarı tanımım yıllar içinde
değişti. 18 yaşındaki başarı tanımım 28 yaşıma
gelince değişti. Şuanda da değişmeye devam
ediyor. Bugün başarı tanımım çok daha manevi.
Bundan 10 yıl önce bir banka hesabı ve maddi
kazanımlardı. Bugün ise manevi içerikli
kazanımlarla ilgili.
203
SORU 13
Bu takımınızla beraber uyguladığınız bir
şey mi?
114
Vijay Eswaran: Kesinlikle, buna şüphe
yok.
205
SORU 14
Kendinizi şiddetli bir şekilde
eleştirmenin özgüveninizi sarsma
ihtimali var mı?
115
Vijay Eswaran: Özgüveniniz çelik gibidir.
Vurdukça ve eğdikçe, daha sertleşir. Bu yüzden
neden korkacaksınız ki? Demiri çelik yapan onu ne
kadar çok dövdüğünüz ya da büktüğünüzdür.
207
SORU 15
Neden insanlar Sessizliğin Çemberini
uygulamayı bırakıyorlar?
116
Vijay Eswaran: Kendilerinden vazgeçtikleri gibi
bunu uygulamayı bırakıyorlar. Aslında değişmek
istemiyorlar. Güven alanından çıkmak
istemiyorlar. Bazıları aynı şeyi sürekli
tekrarlamanın onları sıktığını söylüyor. Ama
yinelenen bir şekilde olması gerekmiyor aslında.
Her gün aynı şeyleri yazıp duruyorsanız, durup
kendinize neden ilerleme kaydetmediğinizi
sormalısınız. Önünüzdeki bir sene boşlukları
doldurarak geçmelidir. Uygulamayı
yoğunlaştırdıkça, boşlukları doldurmaya
başlarsınız. Karalayarak başlarsınız, sonra bir
tabloya, tablodan fotoğrafa, fotoğraftan bir filme
ilerlersiniz.
209
SORU 16
Sessizliğin Çemberi farklı şekilde
uygulanabilir mi? Sırası değiştirilebilir
mi?
117
Vijay Eswaran: İlk başta hayır. Çünkü henüz bir alışkanlık kazanmaya çalışıyorsunuz. Ama sonuçta herkes için farklı olacaktır. Kişisel bir şey. Bireysel. Sizin hayatınıza bağlı. Siz geliştikçe her şey değişecektir. Sessizliğin çemberinin Görev, Bilgi ve Adama bölümlerinin olması size bunun her alanda kullanabileceğini ve hayatınızın her alanında değerli olabileceğini gösterir. Eğer odak noktanız maneviyat ise, tamamen adama bölümünden oluşabilir. Ancak bugün maddi hayat da hepimizin bir parçası, maddi hayatta başarılı olan biri ancak hayatın diğer alanlarında da başarılı olabilir.
Sonuçta başarılı olmak sizin kaderinizdir. Eğer Tanrının hata yapmadığını ve İlahi Planın kusursuz olduğuna inanıyorsanız, o zaman herkes başarılı olmalıdır. İdeal olarak maddi ve manevi başarı beraber gelmelidir. Maddi alanda başarılı olmuş bir kişi manevi olarak da başarılı olabilir çünkü aynı azmi, o da maddi alanda başarı olmak için gereken aynı çalışkanlığı, aynı sabrı, kararlılığı, ruhu ve enerjiyi gerektirir.
211
SORU 17
Bu alışkanlık nasıl daha fazla para
kazanmanıza yardımcı olur?
118
Vijay Eswaran: Bu daha fazla para kazanmanıza
yardımcı olmaz. Varlıklı olmak bir algıdır. Zengin
olmak sizi varlıklı yapmaz. Sessizliğin Çemberi
bunu anlamanıza yardımcı olur. Bunu anlamadan o
algıya erişemezsiniz. Zengin olmak bir işe
yaramaz. Zengin olmak sadece bir banka hesabıdır.
Varlıklı bir insan her şeyini kaybedebilir ancak
hala onu geri alabilecek güce sahip olabilir.
Dünyanın en zengin on insanının son kuruşuna
kadar her şeyini elinden alın, her kuruşunu tek tek
geri kazanacaklardır.
213
SORU 18
Sessizliğin Çemberi nasıl farklı
kültürlere ve dinlere hitap edebiliyor?
119
Vijay Eswaran: Dini spora engel olarak görüyor
musunuz? Egzersiz din ya da kültür için bir
problem mi? Sessizliğin Çemberi zihin
egzersizidir. Eğer vücudunuzu çalıştırmanın bir
engeli yoksa zihniniz için de olmamalıdır.
215
SORU 19
Ne kadar süre Sessizliğin Çemberini
uygulayacaksınız? Bunu hayatınız
boyunca mı uygulayacaksınız?
120
Vijay Eswaran: Ne kadar süre için spor yaparsınız?
Hayatınız boyunca mı? Ne zamana kadar fit olmak
istersiniz? Eğer 70inizden önce bir bitkiye
dönüşmek istiyorsanız, siz bilirsiniz. Şuan
aldığınız kararlar, yaşayacağınız hayatı belirler.
217
SORU 20
Sessizliğin Çemberinin İlahi Plan
içindeki yeri nedir? İlahi Planın ne
kadarı biziz ne kadarı Tanrı?
121
Vijay Eswaran: İlahi plan bir yol haritası gibidir.
Ne kadar hızlı gideceğiniz size bağlıdır. Harita
sizin daha hızlı sürmenizi ve hareket etmenizi
sağlamaz. Sadece gittiğiniz yolu belirler.
Zaman ve çaba harcadığınızda hedeflediğiniz
yere çok daha çabuk varabilir, bu sayede
kavuşmak istediğiniz şeylere daha çabuk
kavuşup tadını çıkarabilirsiniz. Yani İlahi Plan
değişmez. Sessizliğin Çemberi size bu planda
daha hızlı ilerlemenize yardımcı olur.
219
SORU 21
Sessizliğin Çemberi işimizi nasıl etkiler?
122
Vijay Eswaran: İşinizi nasıl yaptığınızı etkilemez.
Sizi etkiler. Eğer siz gelişirseniz, yaptığınız iş de
gelişir. Sonuç olarak, Sessizliğin Çemberi sizinle
ilgilidir, yaptığınız işle değil.
221
BİR OKUYUCUDAN
***
Sessizliğin kitabı sadece bir kitap değildir. Engin
derin bir kültürdür. Onu elime aldığım zaman
sadece okumuyorum, yaşıyorum. Kelimeler ve
anlamları içime akıyor… temiz hava gibi
damarlarımda dolaşıyor. Daha rahat nefes
alıyorum.
Kelimeler benim gibi astımlılar için bir nefes
açıcıdan çok daha fazla işe yarıyor. Beni farklı,
sağlıklı, huzurlu bir yere götürüyor. Olmak
istediğim yere… Sonra okuma aşamasından
uygulama aşamasına geçiyorum. Bunu yapmak
zaman alabilir- aradığım mükemmellik noktasına
ve huzura ulaşmak; kendimi tanımak; kendimle
verdiğim savaşı yenmek ve kendimi yeniden
yapılandırmak. Ama bu kitapla ben o yolda
ilerliyorum. Bu güzel armağan için teşekkür
ederim. –Wafa EL Tayeb Salih.
123