i İçindekilerReferans rapor değerlendirilirken arabuluculuk kurumunun ülkemizde yeni bir kurum...

Preview:

Citation preview

i İçindekilerYönetici Özeti ...............................................................................................................1

1. Giriş ..........................................................................................................................5

1.1. Arka Plan ve İçerik .............................................................................................5

1.2. Raporun Amacı ..................................................................................................5

2. Yöntem .....................................................................................................................7

2.1. Temel Veri Toplama Çalışması Yöntemi ............................................................7

2.2. Temel Veri Toplama Çalışması Kapsamı ...........................................................8

2.3. Temel Veri Toplama Araçlarının Hazırlanması ...................................................9

2.4. Araştırma Organizasyonu ve Alan Çalışmaları ................................................10

2.5. Veri toplama Aracı ...........................................................................................11

2.6. Çerçeveler .......................................................................................................11

2.7. Verilerin Toplanması ........................................................................................11

2.8. Veri Analizi .......................................................................................................11

2.9. Sınırlılıklar........................................................................................................12

2.10. Karşılaşılan Güçlükler ve Kolaylıklar .............................................................12

2.11. Gizlilik ve Araştırma Etiği ...............................................................................13

3. Analitik Bölüm .........................................................................................................14

3.1. Arabuluculuk Müessesesi ve Örgütlenmesi .....................................................14

3.1.1. Arabuluculuk Müessesesi .........................................................................14

3.1.2. Arabuluculuk Örgütlenmesi ve Dernekler .................................................19

3.1.3. Arabuluculuğun Bir Meslek Olarak Algısı..................................................23

3.1.4. Diğer mesleklere sahip kişiler arabuluculuk yapabilir mi? ........................29

3.2. Yasal Gereksinimler ve Zorunlu Arabuluculuk .................................................34

3.3. Arabuluculuya Güven ve Erişim.......................................................................40

3.4. Arabuluculuk Eğitimi ........................................................................................45

3.5. Arabuluculuk Uygulamalarının Farkındalığı ve Hizmetlerinin Etkin Kullanımı .56

3.5.1 Bir Çözüm Yöntemi Olarak Arabuluculuk ..................................................56

3.5.2 Bir Çözüm Yöntemi Olarak Arabuluculuk ..................................................60

3.5.3 Arabuluculuk Hizmet ve Uygulamalarının Etkililiği .....................................70

3.6. Tanıtım ve Farkındalık Artırma .........................................................................81

4. Arabuluculuk Sistemi ..............................................................................................90

ii 4.1. Mevcut Durum .................................................................................................90

4.1.1. Kurumsallaşma .........................................................................................91

4.1.2. İş Süreçleri................................................................................................93

4.1.3. Personel Yapısı ve Eğitim İhtiyacı ............................................................94

4.1.4. Arabuluculuk Merkezleri ve Taşra Teşkilatı ...............................................95

4.1.5. Arabuluculuk Eğitimleri, Yenileme Eğitimleri ve Sınavlar ..........................95

4.1.6. Tanıtımlar ve Farkındalık Artırma ..............................................................95

4.1.7. İzleme ve Değerlendirme..........................................................................95

4.2. Beklentiler ........................................................................................................96

4.2.1. Kurumsallaşma .........................................................................................96

4.2.2. İş Süreçleri................................................................................................96

4.2.3. Personel Yapısı ve Eğitim İhtiyacı ............................................................97

4.2.4. Yeni Yasal Düzenlemeler ve Zorunlu Arabuluculuk ..................................98

4.2.5. Tanıtımlar ve Farkındalık Artırma ..............................................................98

4.2.6. Arabuluculuk Eğitimleri ve Yenileme Eğitimleri .........................................98

4.2.7. İzleme ve Değerlendirme..........................................................................99

iiiŞekiller Dizini

Şekil 1 - Karma Araştırma...........................................................................................7

Şekil 2 - Keşifsel Sıralı Tasarım ..................................................................................7

Şekil 3 - Pilot İller ........................................................................................................8Şekil 4 - Hedef Gruplar ...............................................................................................9Şekil 5 - Pilot İller Bazında ve Cinsiyete Göre Sınavı Kazanarak Arabuluculuk Ünvanı Almaya Hak Kazananların Sayıları.............................................................. 14Şekil 6 - Pilot İller Bazında ve Arabuluculuk Sınavlarında Başarılı Olarak Arabulucu Siciline Kayıt Olan ve Kayıt Yaptırmayan Avukat Sayıları .......................15Şekil 7 - Pilot İller Bazında ve Cinsiyete Göre Sicile Kayıtlı Arabulucu Sayıları ve Oranları (%) .............................................................................................................16

Şekil 8 - Arabulucu Olma Nedenleri (%) ...................................................................16

Şekil 9 - Cinsiyete Göre Arabulucu Olma Nedenleri (%) .......................................... 17

Şekil 10 - Arabuluculuk Uygulamalarının İllere Göre Dağılımı (%) ......................... 17Şekil 11 - Pilot İllerde Arabulucu Başına Arabuluculuk Uygulaması ......................... 19

Şekil 12 - Herhangi Bir Arabuluculuk Derneğine Üyelik (%) ..................................... 20

Şekil 13 - Arabuluculuk Derneklerinin Çalışmalarının Yeterliliği (%) ........................ 20

Şekil 14 - Arabuluculuk Derneklerinin Çalışmalarının Yeterliliği (%) ...................... 21Şekil 15 - Arabuluculuk Meslek Örgütü Kurulsun mu? (%) ................................... 21Şekil 16 - Arabuluculuk Meslek Örgütü Kurulsun mu? (%) ..................................... 22

Şekil 17 - Arabuluculara Göre Arabuluculuk (%) ......................................................23

Şekil 18 - Arabulucu Olma Nedenlerine Göre Arabuluculuk Mesleği (%) ................. 24

Şekil 19 - Arabuluculuk Uygulaması Yapıp Yapmamasına Göre Arabuluculuk Mesleği (%)...............................................................................................................24

Şekil 20 - Arabuluculuk Süresine Göre Arabuluculuk Mesleği (%) ........................... 25

Şekil 21 - Hakimlere Göre Arabuluculuk Mesleği (%) ............................................... 25

Şekil 22 - Arabulucu mu? Avukat mı? (%) ................................................................26

Şekil 23 - Arabuluculuk Uygulamasını Yapanlara Göre Arabulucu mu? Avukat mı? (%)............................................................................................................................ 26Şekil 24 - Sicile Kayıtlı Arabuluculuk Süresine Göre Arabulucu mu? Avukat mı? (%) 27

Şekil 25 - Arabuluculuk Mesleğinde Süreklilik (%)....................................................27

Şekil 26 - Adliye Kullanıcılarına Göre Arabuluculuk (%) ........................................... 29

Şekil 27 - Arabuluculuk uygulamaları kim tarafından yapılmalı (%).......................... 30

Şekil 28 - Farklı Mesleklerin Arabuluculuk Çalışmasında Yer Alması (%) ................ 32

Şekil 29 - Farklı Mesleklerin Arabuluculuk Çalışmasında Yer Alması (%) ................ 32

ivŞekil 30 - Uygulama Yapmış Arabuluculara Göre Farklı Mesleklerin Arabuluculuk Çalışmasında Yer Alması (%) ...................................................................................33Şekil 31 - Arabuluculuk Uygulamaları ve İş Yükü (Hakimler) (%) ............................. 35

Şekil 32 - Hakim Tarafından Arabulucuya Yönlendirilmek (%) ................................. 35

Şekil 33 - Hakim Tarafından Arabulucuya Yönlendirilmek (%) ................................. 36

Şekil 34 - Arabuluculuk Uygulamalarına İlişkin Yasal Düzenlemeler (%) ................. 37

Şekil 35 - Zorunlu Arabuluculuk (%) .........................................................................39

Şekil 36 - Arabuluculuk İhtiyacı Olan Kişilerin Anlaşmazlık Çözümleri İçin Arabuluculara Güvendiklerini Düşünüyorum (%).....................................................40

Şekil 37 - Uygulamanın Etik Kurallar Çerçevesinde Sürdürüldüğünü Düşünüyor musunuz? (%) .........................................................................................................41

Şekil 38 - Arabuluculara Göre Arabuluculuk Uygulamaları Sırasında Karşılaşılan Zorluklar (%) .............................................................................................................43

Şekil 39 - Hakimlere Göre Arabuluculuk Uygulamaları Sırasında Karşılaşılan Zorluklar (%) .............................................................................................................44

Şekil 40 - Arabuluculara Erişim (%) ..........................................................................45

Şekil 41 - Arabuluculuk Uygulamaları Hakkında Yeterli Bilgiye Sahip Olma (%) ...... 46

Şekil 42 - Avukat Seçiminde Arabuluculuk Eğitiminin Önemi (%) ............................. 46

Şekil 43 - Arabuluculuk Eğitimlerinin İçerikleri Yeterlidir (%)..................................... 47

Şekil 44 - Arabuluculuk Eğitimlerinin Süreleri Yeterlidir (%)...................................... 49

Şekil 45 - Eğitimlerde Örnek Senaryolar (%) ............................................................50

Şekil 46 - Eğitimlerde Örnek Senaryolar (%) ............................................................50

Şekil 47 - Farklı Meslek Eğitmenlerinin Hukuk Dersleri Alması (%) ......................... 51

Şekil 48 - Eğitmenlerin Eğitimi (%) ...........................................................................51

Şekil 49 - Arabuluculuk Oryantasyon Eğitimi (%) .....................................................52

Şekil 50 - Eğitim Alınan Mekan ve Şartların Yeterliliği (%)........................................ 52

Şekil 51 - Eğitim Materyalinin Yeterliliği (%) .............................................................53

Şekil 52 - Eğitim Kuruluşlarının Denetlenmesi (%) ...................................................53

Şekil 53 - Adayların Geri Bildirimi (%).......................................................................54

Şekil 54 - Konulara Göre Adayların Geri Bildirimi (%) ............................................. 54Şekil 55 - Eğitimin Arabuluculuk Konusundaki Görüşlere Etkisi (%) ........................ 55

Şekil 56 - Arabuluculuk Yenileme Eğitimi Hakkında Düşünceler (%)........................ 56

Şekil 57 - Hakimlere Göre Toplumun Uzlaşmacı Ruha Sahip Olması (%) .............. 57

Şekil 58 - Cinsiyete Göre Arabulucu Olma Nedenleri (%) ...................................... 57

Şekil 59 - Arabuluculuk Dostane Bir Çözüm Yöntemi (%) ....................................... 58

Şekil 60 - Arabuluculuk Yaygınlaştırılmalı mı? (%) ..................................................59

Şekil 61 - Adliye Kullanıcıları Arasında Arabuluculuk Hizmetlerinin Bilinirliği (%) ..... 60

vŞekil 62 - Adliye Kullanıcıları Arasında Arabuluculuk Hizmetlerinin Duyulup Duyulmadığı (%) .......................................................................................................60

Şekil 63 - Adliye Kullanıcıları Arasında Arabuluculuk Hizmetlerini Duyanların Bilgi Sahipliği (%) .............................................................................................................61

Şekil 64 - Adliye Kullanıcıları olarak Vatandaşlar Arasında Arabuluculuk Hizmetlerini Duyanlar (%) ........................................................................................................... 61Şekil 65 - Adliye Kullanıcıları olarak Taraf ve Tanıklardan Arabuluculuk Hizmetlerini Duyanların Bilgi Sahipliği (%) ..................................................................................62

Şekil 66 - Arabuluculuk Hizmetlerini Duyan Adliye Kullanıcılarının Bilgi Sahipliği (%) 62

Şekil 67 - Arabuluculuk Hizmetlerini Duyan Adliye Kullanıcılarının İller itibarıyla Bilgi Sahipliği(%).......................................................................................................63

Şekil 68 - Adliye Kullanıcılarından Arabuluculuk Hizmetlerini Duyanların Bilgi Kaynakları (%) ..........................................................................................................63

Şekil 69 - Adliye Kullanıcılarından Arabuluculuk Hizmetlerini Duyanların İller itibarıyla Bilgi Kaynakları (%) ....................................................................................64

Şekil 70 - Meslek Örgütü Üyelerinin Arabuluculuk Hizmetleri Konusundaki Farkındalığı (%) ........................................................................................................65

Şekil 71 - Arabuluculuk Uygulamalarının İllere Göre Dağılımı (%) .......................... 66

Şekil 72 - Arabuluculuk Uygulamalarının Konularına Göre Dağılımı (%) ................. 67

Şekil 73 - Mesleki örgüt (TOBB/TESK) üyelerinden Arabuluculuk Hizmetlerini Duyanların bilgi kaynakları (%) ................................................................................67

Şekil 74 - Mesleki örgüt (TOBB/TESK) üyelerinden Arabuluculuk Hizmetlerini Duyanların bilgi kaynakları (%) ................................................................................68

Şekil 75 - Eğitmenlerin Arabuluculuk Konusunda Bilgi Sahipliği (%) ...................... 69

Şekil 76 - Eğitmenlerin Arabulucu olup olmadıklarına göre Arabuluculuk Konusunda Bilgi Sahipliği (%) ................................................................................69

Şekil 77 - Hakimlerin Arabuluculuk Konusunda Bilgi Sahipliği (%) ........................... 70

Şekil 78 - Adliye Kullanıcılarına Göre Arabuluculuğun Etkililiği (%) .......................... 71

Şekil 79 - 6 Pilot İldeki Adliye Kullanıcılarına Göre Arabuluculuğun Etkililiği (%) .... 71

Şekil 80 - 6 Pilot İlde Arabuluculuk Uygulamalarından Faydalanan ve Faydalanmayan Adliye Kullanıcılarına Göre Arabuluculuğun Etkililiği(%) ................ 72

Şekil 81 - 6 Pilot İldeki Adliye Kullanıcılarına Göre Arabuluculuğun Etkili Olmama Nedenleri (%)............................................................................................................72

Şekil 82 - 6 Pilot İldeki meslek odaları üyelerine göre Arabuluculuğun Etkili Olup Olmadığı (%) ...........................................................................................................73

Şekil 83 - 6 Pilot İldeki Meslek Odası Üyelerine Göre Arabuluculuğun Etkili Olmama Nedenleri (%) .............................................................................................73

Şekil 84 - 6 Pilot İldeki hakimlere göre Arabuluculuğun Etkili Olup Olmadığı (%) .... 74

Şekil 85 - Eğitmenlere Göre Arabuluculuğun Etkili Olup Olmadığı (%) ................... 75

viŞekil 86 - Tüm Gruplara Göre Arabuluculuğun Etkili Olup Olmadığı (%) ............... 75

Şekil 87 - Arabuluculuk İle Çözülen Davalar Mahkemelerde Çözülen Davalardan Sağlıklı Sonuçlar Doğuracaktır (%) .........................................................................76

Şekil 88 - Arabuluculuk Süreci Sonunda Alınan Kararların Uygulanabilir Olduğunu Biliyorum (%) ...........................................................................................................77

Şekil 89 - Arabuluculuğun Zaman Kaybı Olduğuna İnanıyorum (%) ...................... 77Şekil 90 - Arabuluculuk Uygulamaları İle Uyuşmazlıkların Daha Kısa Sürede Çözülenileceğini Düşünüyorum (%) ........................................................................78

Şekil 91 - Arabuluculuk Masralarının Mahkeme Masralarından Daha Az Olduğunu Biliyorum (%) ...........................................................................................................79

Şekil 92- Davalarım İçin Arabulucu Yerine Mahkemeyi Tercih Ederim (%) .............. 79

Şekil 93 - Arabuluculuk Hukuğun Hangi Alanlarında Kullanıldığı Konusundaki Bilgi Sahipliği (%) ............................................................................................................80

Şekil 94 - Adliye Kullanıcıları ve Meslek Örgütü Üyelerine Göre Arabuluculuğun Kullanıldığı Hukuk Alanları (%) ................................................................................80

Şekil 95 - Arabulucu ve Hakimlere Göre Arabuluculuğun Kullanıldığı Hukuk Alanları (%) ..............................................................................................................81

Şekil 96 - Arabuluculuk Konusundaki Bilgi Kaynakları (%) ....................................... 82

Şekil 97 - Arabuluculuk Konusunda Nereden Bilgi Almak İstersiniz? (%) ................ 82

Şekil 98 - Adliyelerde Arabuluculuk Merkezleri (%) ..................................................88

Şekil 99 - Arabuluculuk Görüşmelerini Nerede Yapılabilir (%) .................................. 89

Şekil 100 - Bilgilendirme Toplantılarına Katılma İsteği (%) ....................................... 89

Şekil 101 - Arabuluculuk Daire Başkanlığı Teşkilat Şeması (%) ............................... 91

Şekil 102 - Personel İş Süreçleri Değerlendirmesi .................................................. 93

viiTablolar Dizini

Tablo 1 - Hedef Gruplar ve Yöntemler .........................................................................9Tablo 2 - Sicile Kayıtlı Arabulucuların Arabuluculuk Sınavını Kazananlara Oranı (%) 15

Tablo 3 - Arabulucu Sayısı, Uygulama Sayısı ve İllere Gore Arabulucu Başına Uygulama Sayısı .......................................................................................................18

Tablo 4 - Arabuluculuk Uygulamasının Tanıtımı İçin Önerilen Faaliyetler (%) ........... 83

viii Kısaltmalar

Kısaltma Açık Yazılış

ADB Arabuluculuk Dairesi Başkanlığı

AK Avrupa Komisyonu

CEPEJ Avrupa Adaletin Etkinliği Komisyonu

DG Derinlemesine Görüşme

HSYK Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu

OGT Odak Grup Toplantısı

RTÜK Radyo Televizyon Üst Kurulu

STK Sivil Toplum Kuruluşu

TAA Türkiye Adalet Akademisi

TBB Türkiye Barolar Birliği

TESK Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu

TNB Türkiye Noterler Birliği

TOBB Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

VTAE Veri Toplama ve Analiz Ekibi

YÖK Yüksek Öğretim Kurumu

1 Yönetici Özeti

Bu rapor, İsveç Uluslararası Kalkınma ve İşbirliği Ajansı ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından birlikte fonlanan ve Avrupa Konseyi tarafından yürütülen “Türkiye’de Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabulu-culuk Uygulamalarının Geliştirilmesi Projesi” kapsamında uygulanan referans veri toplama çalış-malarından elde edilen bulguları sunmak üzere hazırlanmıştır. Rapor, TANDANS Teknoloji Analiz Danışmanlık Araştırma Şirketi tarafından 1 Temmuz - 10 Kasım 2015 tarihleri arasında uygulan-mış bulunan iki yüz-yüze, dört çevrimiçi, bir telefon yardımı ile anket, dört Odak Grup Toplantısı (OGT) ve yirmi yedi Derinlemesine Görüşme (DG) tekniği kullanılarak uygulanan karma temel veri toplama çalışması sonucunda hazırlanmıştır.

Temel veri toplama çalışması, arabuluculuk uygulamaları konusunda ülkemizdeki mevcut durum hakkında referans bilgi toplamak, paydaşların ve halkın arabuluculuk uygulamaları konusundaki farkındalıklarını, bakış açılarını ve beklentilerini tespit etmek ve belirlenen yedi hedef grup üzerinde yapılan nicel, nitel ve karma araştırma sonuçlarını aktarmak amacıyla hazırlanmıştır. Bahsedilen yedi hedef grup; altı pilot ilde (Ankara, Bursa, İzmir, İstanbul, Kayseri ve Mersin) görev yapan si-cile kayıtlı arabulucular, hakimler ve mahkeme çalışanları, arabuluculuk uygulamaları neticesinde uzlaşan taralar, arabuluculuk uygulama merkezlerinde eğitim veren eğitimci ve akademisyenler, mesleki örgütlerin seçilmiş üyeleri, adliye kullanıcıları ve Arabuluculuk Dairesi Başkanlığı perso-nelinden oluşmaktadır. Temel veri toplama çalışmasında elde edilen veri proje sonunda yapılacak olan takip veri toplama çalışmasından elde edilecek olan veriyle karşılaştırılacaktır. Ancak hem referans araştırma (temel veri toplama çalışması), hem de takip veri toplama çalışması sonucunda elde edilen veriler sadece proje faaliyetlerinin uygulanması sürecine değil, proje tamamlandıktan sonra da arabuluculuk müessesesinin sürekli olarak geliştirilmesi sürecine katkıda bulunacaktır.

Referans rapor değerlendirilirken arabuluculuk kurumunun ülkemizde yeni bir kurum olduğu, özel-likle hukukçuların kuruma kuşkuyla baktığı, bu durumun da toplumsal alanda kuruma karşı bir güvensizlik oluşturduğu göz önüne alınmalıdır.

Raporun ilk ve ikinci bölümlerinde temel veri toplama çalışmasının geri planı, amacı, tasarımı, kapsamı ile bu araştırmalarda kullanılan yöntemler, sınırlılıklar, uygulama sırasında karşılaşılan güçlükler ve sağlanan kolaylıklardan bahsedilmiştir. Temel veri toplama çalışması sırasında hem Avrupa Konseyi Proje Yöneticisi ve uzmanları hem de Adalet Bakanlığı, Arabuluculuk Dairesi Baş-kanlığı ile yakın işbirliği içinde çalışılmıştır. Avrupa Konseyi ve Adalet Bakanlığı görüşmelerin or-ganizasyonunda azami derecede katkı sağlamıştır.

Raporun üçüncü bölümünde karma araştırma sonucunda elde edilen bulgulara yer verilmiştir. Bu bölüm karma araştırma sonucunda tüm hedef gruplardan elde edilen bulguları içermektedir ve sırasıyla; mevzuat, pilot arabuluculuk uygulamaları, eğitim ve farkındalık bölümlerinden oluşmak-tadır. Bu sıralama Avrupa Adaletin Etkinliği Komisyonu’nun (CEPEJ) üç ana teması olan “Mevcu-diyet, Erişim ve Farkındalık” temalarına da uygundur. Üçüncü bölümde bu üç ana tema ayrıntısın-da arabulucular ve mesleki örgütlenme, arabuluculuk ile ilgili yasal düzenlemelere bakış açıları, arabuluculuk eğitimleri, eğitim hizmetlerinin kapasiteleri, pilot arabuluculuk uygulamaları, temel arabuluculuk programlarının etkinliklerinin değerlendirilmesi, arabuluculuk hizmetlerinin etkin kul-lanımı ve tanıtım çalışmaları ve hedef grupların farkındalıkları analiz edilmiştir.

Üçüncü bölümde öncelikle mevcut durum Arabuluculuk Dairesi Başkanlığı veri tabanında tutulan veriler aracılığıyla analiz edilmiştir. Bu verilerin elde edilmesi sırasında göze çarpan en büyük eksiklik bu veri tabanlarının çalışma sayfaları şeklinde tutuluyor olması ve anlık değerlendirmeler için göstergelerin geliştirilmemiş olmasıdır. Örneğin arabuluculara ilişkin talep edilen toplulaştırıl-mış veriler güçlükle alınabilmektedir. Bunları istatistik tablolar haline dönüştürmek için gereğinden fazla zaman harcamak gerekmektedir. Bu nedenle yapılan ilk öneri, Arabuluculuk Dairesi Başkan-lığı’nın daha sonra arabuluculuk sisteminin içindeki tüm bileşenlerin performansını yeterli, etkin ve etkili bir şekilde izleyebilmesi için temel bir yazılıma sahip olması gerektiğidir.

2Arabuluculuk Dairesi Başkanlığı verilerinden elde edilen en temel iki gösterge sınavı kazandığı halde sicile kayıt olmayan arabulucular ve arabulucu başına uygulama sayısıdır. Her iki gösterge de hesaplanmış ve analizi yapılmıştır. Arabulucu olmaya hak elde ettiği halde sicile kayıt olmayan-ların oranı %37’dir. Bu oran yüksek bir orandır ve nedenleri araştırılmalıdır. Diğer bir bulgu ise ara-bulucu başına uygulama sayısıdır. Bu sayı pilot illerde 0,70 iken diğer illerde 0,14 düzeyindedir. Pilot illerde en yüksek oran arabulucu başına 1,80 uygulama ile Bursa ilinde iken en düşük oran 0,27 uygulama ile Ankara ilindedir. Ankara ili için hem sicile kayıt olmayan arabulucu oranı yüksek hem de arabulucu başına uygulama düşüktür. Arabuluculuk kurumunun göreceli olarak yeni bir kurum olması bu durumu açıklamaktadır.

Hem çevrimiçi anketlerde hem de derinlemesine görüşmelerde arabuluculuğun tercih edilme ne-denlerine bakıldığında, en büyük gerekçenin toplumsal barışın sağlanmasına katkı olduğu görül-mektedir. Arabuluculuğu tercih edenler bu yöntemin karakterlerine uyduğunu ve mesleki tatmin duygusunu da yaşadıklarını belirtmektedir. Ekonomik nedenler en son sırada yer almaktadır. Bu-radaki temel neden arabulucu başına uygulama sayısının azlığıdır. Arabulucuların uygulama so-nucundaki çıktının ekonomik değere dönüştüğünü görmeleri uygulama sayısının azlığından dolayı henüz mümkün olamamaktadır. Ancak “arabuluculuğun alternatif bir meslek olarak algılanması” ve “mecburi hale gelebileceği beklentisi ile sistem içinde kalma ihtiyacı” da arka planda dile geti-rilen unsurlar arasındadır. İleride arabuluculuğun ayrı bir meslek olacağı düşünülmektedir. Dün-ya’daki gelişmeler de bu durumu teyit etmektedir.

Arabulucuların kolaylıkla örgütlenebildikleri gözlenmiştir. Türkiye’de 30 kadar arabuluculuk derne-ği olduğu ve arabulucuların %40’ının bu derneklere üye oldukları görülmüştür. Henüz herhangi bir derneğe üye olmayan arabulucuların %40’ının da dernek üyesi olmayı düşündükleri anlaşılmıştır. Arabulucuların çok daha organize olacakları beklenmektedir. Bu durum arabuluculuk konusunda farkındalığı artıracaktır. Derneklerle yapılan görüşmelerde ise derneklerin birleşerek bir konfe-derasyon veya birlik oluşturmayı tartıştıkları da kaydedilmiştir. Ankete katılan arabulucuların da %79’u bir meslek örgütü kurulması gerekliliğini dile getirmişlerdir.

Her dört arabulucudan üçü, arabuluculuğu ayrı bir meslek olarak görmektedir. Arabuluculuk uy-gulaması yapmış olanlarda, arabuluculuğu meslek olarak görme oranı %85 olarak tespit edilmiştir. Ancak kendilerini avukat mı yoksa arabulucu mu hissettikleri sorulduğunda kendisini arabulucu hissedenlerin oranı %25’tir. Arabuluculuk uygulaması yapanlarda bu oran %40’tır. Arabuluculuk kurumunun gelişmekte olduğu düşünüldüğünde bu durum normal kabul edilmelidir. Bu oranın ara-buluculuk uygulamaları arttıkça artması beklenmelidir. Hakimlerin de %86’sı arabuluculuğun ayrı bir meslek olduğu ikrinde birleşmektedir.

Cevap verenler arasında, hukuk altyapısı olduğu müddetçe, diğer mesleklere sahip kişilerin de arabuluculuk yapabileceği konusunda bir mutabakat göze çarpmaktadır. Her beş arabulucudan biri arabuluculuk çalışmalarında farklı meslek gruplarından kişilerin de yer alabileceğini belirtmek-tedir. Ancak arabuluculuk uygulaması yapmış olanlarda bu oran %15 civarındadır. Meslek örgütü üyelerinin ise yarıya yakını hukuk altyapısı olsun olmasın diğer meslek sahiplerinin de arabulucu-luk yapabileceğine inanmaktadırlar. Bu durum arabuluculuk kurumuna kuşku ile bakılması gerçeği ile açıklanabilir. Kuruma ilişkin uygulama artıkça bu yaklaşımın değişebileceği değerlendirilmelidir. Dünyadaki uygulamalarda arabulucu konusunda bir kısıtlama olmadığı halde arabuluculuk büyük ölçüde hukukçular tarafından yapılmaktadır.

Hakimlerin %40’ı arabuluculuk uygulamaları olmazsa yakın gelecekte mahkemelerdeki aşırı yo-ğunluk nedeniyle sistemin çökme noktasına geleceğini düşünürken, %92’si arabuluculuk uygula-malarının artmasının hakimlerin iş yükünü azaltacağını ifade etmektedir.Hakimler, taraları arabu-lucuya yönlendirmelerinin ciddi manada bir yasal altyapıya oturtulması gerektiğini belirtmektedir. Hakimlerin %37’si arabulucuya yönlendirdiği taraların müesseseye bakış açılarının olumlu oldu-ğunu ifade ederken, taraların %67’si arabuluculuk uygulamalarına uygun uyuşmazlıklar için haki-min kendilerini arabulucuya yönlendirmesini istemektedir. Hakimin taraları arabuluculuğa yönlen-

3dirmesinin psikolojik olarak olumlu etkisi olacağına şüphe yoktur. Bu konuda tek tip bir uygulama yapılması ve hakimlerin bu konuda eğitilmesi kuruma olan güveni artıracaktır.

Arabulucuların yalnızca %4’ü, hakimlerin ise %13’ü arabuluculuk uygulamalarına ilişkin yasal dü-zenlemelerin yeterli olduğunu belirtmektedir. Arabulucuların %52’sinin, hakimlerin ise %32’sinin arabuluculuk uygulamalarına ilişkin yasal düzenlemelerin yetersiz olduğunu savundukları tespit edilmiştir. Arabuluculuk konusunda yasal düzenlemeler irade serbestisi ilkesine göre düzenlen-miştir. Ancak zaman içinde zorunlu arabuluculuğun getirilmesi öngörülmüştür. Bu açıdan yasal değişiklikler yapılması yerinde olacaktır. Ayrıca, kanun reformu devamlılık içermelidir. Bu açıdan da kanunun gözden geçirilip gerekli değişikliklerin yapılması yerinde olacaktır.

Hakimlerin %91’i, arabulucuların %84’ü, eğitmenlerin ise %56’sı arabuluculuğun zorunlu olması gerektiğini savunmaktadır. Ancak zorunlu arabuluculuk için hem arabulucu niceliğinin hem de nite-liğinin bu zorunluluğu karşılayacak derecede yeterli olması gerektiğini de dile getirmişlerdir. TOBB/TESK üyelerinin %25’i, taraf ve tanıkların ise %20’si arabuluculuğun zorunlu olması gerektiğini düşünmektedir. Yukarıda açıklandığı gibi zorunlu arabuluculuk bu konudaki kanunlaşma hareketi-nin ikinci aşaması olarak öngörülmüştür. Zorunlu arabuluculuğun belirlenmiş alanlarda getirilmesi kurumu ileriye götürecektir.

Şu anda sistem henüz yeni olduğu için arabulucuya ihtiyacı olan kişilerin arabulucuya güvenlerinin çok düşük olduğu tüm hedef gruplar tarafından dile getirilmiştir.Bunun temel nedeni arabuluculuk neticesinde varılan anlaşmanın uygulanabilir olduğunu düşünmemeleri olarak belirlenmiştir. Bu-nun dışında arabuluculuk uygulamasına ihtiyaç duyan kişilerin uygulamanın etik kurallar çerçeve-sinde sürdürüldüğüne de kuşkulu baktıkları tespit edilmiştir. Arabuluculuk zaman içinde yaygınlaş-tıkça bu bakış açısının değişeceği beklenmektedir.

Arabulucular ve hakimler, uygulama sırasındaki en büyük zorluğun taraların arabuluculuk mües-sesesini tanımamaları ve taraf avukatlarının çekimser veya karşı duruşları olduğunu belirtmekte-dir. Bunun yanında arabulucular, hem taraf avukatlarının hem de hakimlerin arabuluculuk uygula-malarını yeterince bilmediklerini belirtmişlerdir. Hakimler ise taraları arabulucuya yönlendirmenin uygulama pratiğinin zor olduğunun altını çizmişlerdir. Bu durum arabuluculuk konusunda farkın-dalık faaliyetine devam edilmesinin gerekliliğini ortaya koymaktadır. Özellikle avukat, hakim ve meslek mensuplarının bu konuda daha ayrıntılı bilgilendirilmesi yerinde olacaktır.

Arabulucuların %21’i, hakimlerin %19’u ve eğitmenlerin ise %36’sı arabuluculuk uygulamaları ko-nusunda kesinlikle yeterli bilgiye sahip olduğunu belirtmektedir. Yeterli bilgiye sahip olduğunu be-lirtenlerin oranı arabulucularda ve eğitmenlerde %70, hakimlerde %78’dir. Bu oranın özellikle eğit-menlerde ve eğitim almış arabulucularda çok daha yukarı çıkması gereklidir. Eğitmenlerin sadece %40’ı arabuluculuk oryantasyon eğitimi aldıklarını belirtirken, %65’i eğitmenlerin eğitiminin gerekli olduğu üzerinde durmuşlardır. Eğitmen eğitimi tüm eğitmenler için zorunlu olmalıdır. Eğitmenlerin yalnızca %20’si, arabulucuların ise %29’u eğitim içeriklerinden memnundur. Eğitmenlerin %38’i, arabulucuların ise %28’i eğitim içeriklerinin yetersiz olduğunu düşünmektedir. Arabulucuların %80’i yani her beş arabulucudan dört tanesi eğitimlerde çok sayıda örnek senaryoların geliştirilmesine gerek olduğunu savunmaktadır. Eğitmenlerin yarıya yakını, arabulucuların ise %65’i eğitim mekan ve materyalinin yeterli olduğunu ifade ederken, eğitmenler eğitim kuruluşlarının denetiminin ye-tersiz olduğunun da altını çizmişlerdir. Eğitimlerin arabuluculuk uygulamaları konusundaki olum-suz yöndeki düşünceleri olumluya çevirme etkisinin bulunduğunu söyleyen arabulucuların oranı %28’dir. Her dört arabulucudan üçü yenileme eğitimi almayı düşündüğünü söylemiştir. Tüm bu hususlar arabuluculuk konusunda model eğitim kitapçığının oluşturulması ve eğiticilerin eğitilmesi gereğini ortaya koymaktadır. Adliye kullanıcılarının %60’ı, TOBB/TESK üyelerinin %52’si avukatını seçerken arabuluculuk eğitimi almış olanlardan seçmek istediklerini belirtmişlerdir. Meslek kurum-larına ilişkin farkındalığın artırılması durumunda bu oranların artacağı şüphesizdir.

Arabuluculuk uygulamalarının potansiyel kullanıcıları olarak taralar ve TOBB/TESK üyeleri ara-buluculuğun dostane bir çözüm yöntemi olduğu ikrinde % 60 oranında birleşmektedir. Her üç

4potansiyel kullanıcıdan ikisi arabuluculuğun yaygınlaştırılması gerektiği yönünde ikir belirtmiştir.

Pilot mahkemeler civarında görüşülen taraf ve tanıkların %69’unun arabuluculuk uygulamalarını duyduklarını ve bunların da %25’i bilgi sahibi olduklarını belirtmiştir. Yukarıdaki değerlere göre adliye kullanıcılarının arabuluculuk uygulamaları konusunda ortalama bilgi düzeylerinin %17’lerde olduğu hesaplanmıştır. Üstelik bu kişiler pilot mahkeme etrafında anket yapılan taraf ve tanıklardır. Bu kişiler bilgiyi genellikle adliyeden veya avukatından aldığını ifade etmiştir.

Meslek örgütü üyelerinin %61’i arabuluculuk uygulamalarını duyduğunu, %25’i de bilgi sahibi ol-duğunu belirtmiştir. Meslek örgütü üyelerinin büyük bölümü arabuluculuk uygulamaları konusun-daki bilgiye internetten ulaştığını, bir kısmı da TOBB/TESK yetkililerinden ve kamu spotu aracılığı ile bilgilendiklerini belirtmişlerdir.

Arabulucu olan eğitmenlerin %58’i, arabulucu olmayanların ise %29’u arabuluculuk uygulamaları konusunda kesinlikle bilgi sahibi olduklarını belirtmişlerdir.

Pilot adliye kullanıcılarının yalnızca üçte biri arabuluculuğun etkili olduğunu düşündüğünü be-lirtmiştir. Ancak arabuluculuk uygulamalarından faydalananların %80’i arabuluculuk uygulamala-rının etkili olduğunu belirtmektedir. Bu husus uygulamalardaki başarıların yaygınlaştırılmasının çok önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Meslek odaları üyelerinin neredeyse yarısı arabuluculuk uygulamalarının etkili olduğunu belirtirken, diğer yarısı adliye kullanıcıları gibi arabuluculuk uygu-lamalarının etkili olmadığını belirtmişlerdir. Eğitmenlerin %44’ü, hakimlerin ise %29’u arabuluculuk uygulamalarını etkili bulduklarını ifade etmişlerdir.

Adliye kullanıcılarının %8’i ve meslek örgütü üyelerinin %24’ü arabuluculuğun kesinlikle zaman kaybı olmadığını belirtmektedir. Adliye kullanıcılarının %7’si, meslek örgütü üyelerinin %21’i uyuş-mazlıkların arabuluculuk uygulamaları ile kesinlikle daha kısa sürede çözüleceğini düşünmektedir. Adliye kullanıcılarının %4’ü, meslek örgütü üyelerinin ise %11’i arabuluculuk masralarının mahke-me masralarından kesinlikle daha az olduğunu bildiklerini belirtmişlerdir.

Tüm hedef gruplar arabuluculuk uygulamalarının genellikle ticari uyuşmazlıklar ve iş (hukuku) uyuşmazlıkları alanında olduğunu belirtmişlerdir. Aile uyuşmazlıkları ve kamusal uyuşmazlıklar alanında bilinirlik düşüktür.

Adliye kullanıcıları, arabuluculuk uygulamaları konusunda bilgiyi hukuk danışmanından almak isterlerken, meslek örgütü üyeleri internet ve broşürler aracılığıyla almayı tercih etmektedir. Ara-buluculuk uygulamalarının tanıtımı için tüm hedef gruplar öncelikle kamu spotlarının önemini vurgulamaktadır. Bunun dışında hakimler zorunlu arabuluculuk uygulamaları başlatılırsa, bu uy-gulamaların kendiliğinden bir tanıtım mekanizması oluşturacağını belirtmektedir. Arabulucular ve eğitmenler ise STK’ların bu konuda bir mekanizma olabileceği ve bunun dışında şehrin farklı nok-talarına algı yaratıcı aişler asılmasının da farkındalığı artırabileceği yönünde ikir bildirmektedirler.

Arabuluculuk dernekleri kendi imkanları nispetinde tanıtım konusunda önemli faaliyetler yaptıkları da dile getirmişlerdir. Ancak üyelerin sadece %20’si derneklerin tanıtım konusundaki çalışmalarını yeterli bulmaktadır.

Raporun dördüncü ve son bölümünde ise arabuluculuk sisteminin mevcut durumu ile beklentiler Arabuluculuk Daire Başkanlığı özelinde tartışılmaktadır.

Yukarıdaki tüm değerlendirmelerden çıkan sonuç arabuluculuk kültürünün yaratılmasına başlan-dığı ve önemli yol alındığıdır. Ancak daha alınması gereken çok yol vardır. Böyle bir kuruma ilişkin kültür oluşturulmasının zaman alacağı gözden kaçırılmamalıdır. Bu açıdan mutlaka farkındalık fa-aliyetlerine daha da yoğun bir şekilde devam edilmelidir. Ayrıca arabuluculuk eğitiminde standardi-zasyon sağlanmalıdır. Zorunlu arabuluculuğun getirilmesi ve arabulucuların sivil toplum kuruluşları kurmaları da kurumun gelişmesine önemli katkılar sağlayacaktır.

5 1. Giriş

1.1. Arka Plan ve İçerikBu rapor, İsveç Uluslararası Kalkınma ve İşbirliği Ajansı ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından birlikte fonlanan ve Avrupa Konseyi tarafından yürütülen “Türkiye’de Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabulu-culuk Uygulamalarının Geliştirilmesi Projesi” kapsamında uygulanan referans veri toplama çalış-malarından elde edilen bulguları sunmak üzere hazırlanmıştır. Rapor, TANDANS Teknoloji Analiz Danışmanlık Araştırma Şirketi tarafından 1 Temmuz 2015 ve 10 Kasım 2015 tarihleri arasında uygulanmış bulunan iki yüz-yüze, dört çevrimiçi, bir telefon yardımı ile anket, dört Odak Grup Toplantısı (OGT) ve yirmi yedi Derinlemesine Görüşme (DG) tekniği kullanılarak uygulanan karma araştırma sonucunda hazırlanmıştır.

Türkiye’de Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Uygulamalarının Geliştirilmesi Projesi Aralık 2014 – Kasım 2016 tarihleri arasında yürütülmekte olup, projenin ana faydalanıcısı Türkiye Cum-huriyeti Adalet Bakanlığı’dır. Proje kapsamında;

• Türkiye’de hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuğun etkin şekilde uygulanmasına imkan tanıyacak şekilde yasal çerçevenin güçlendirilmesi,

• Türkiye’de özel hukuk uyuşmazlıklarındaki arabuluculuk uygulamalarının geliştiril-mesi için pilot uygulamalar gerçekleştirilmesi,

• Avrupa Adaletin Etkinliği Komisyonu (CEPEJ) ilkeleriyle uyumlu arabuluculuk eğitim programlarının ve eğitim kapasitesinin geliştirilerek yetkili kurumlarda kullanılması ve ülke çapında yaygınlaştırılmasının sağlanması,

• Özel hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk ve arabuluculuğun kullanımı, faydaları ve hukuki etkilerinin genel olarak kamuoyu, yargı, hukukçular ve adalet sisteminin kullanıcıları tarafından bilinmesi olmak üzere 4 temel hedef bulunmaktadır.

Temel veri toplama çalışması başlamadan önce, Adalet Bakanlığı, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), Yargıtay, Türkiye Barolar Birliği (TBB), Arabuluculuk Dernekleri, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) temsilcileriyle hakimler, arabulucular, akademisyenler ile diğer yerel ve ulusal paydaşların katılımıyla 25 Şubat 2015 tarihinde metodolojinin tartışılması ve söz konusu çalışmanın verimli ve zamanında yapıla-bilmesi için gerekli koordinasyonun sağlanması amacıyla bir çalıştay düzenlenmiştir. Temel veri toplama iili çalışması ise yüklenici irma TANDANS Danışmanlık ile 28 Mayıs 2015’te imzalanan kontratı takiben başlamıştır. Bu iili veri toplama süreci; yedi hedef grup için soru formlarının ta-sarlanması, dört hedef grup için çevrimiçi (online) veri toplama platformlarının hazırlanması, odak grup toplantılarında kullanılacak olan yönergeler ile yüz yüze anket ve derinlemesine görüşme-lerde kullanılacak soru formlarının çoğaltılması, hem çevrimiçi hem de yüz yüze anketlerin, odak grup toplantıları ile derinlemesine görüşmelerin uygulamasından oluşmaktadır Daha sonra açık-lanacağı gibi bu yoğun, karmaşık ve tempolu temel veri toplama süreci beş ay gibi kısa bir sürede tamamlanmıştır. Bu sürenin içinde adli tatil de bulunmaktadır.

1.2. Raporun AmacıTemel veri toplama çalışması, arabuluculuk uygulamaları konusunda ülkemizdeki mevcut durum hakkında referans bilgi toplamak, paydaşların ve halkın arabuluculuk uygulamaları konusundaki farkındalıklarını, bakış açılarını ve beklentilerini belirlemek amacıyla belirlenen yedi hedef grup üzerinde yapılan nicel, nitel ve karma araştırma sonuçlarını aktarmak amacıyla hazırlanmıştır. Referans araştırma sonucunda elde edilen veriler sadece proje faaliyetlerinin uygulanması süreci-ne değil, proje tamamlandıktan sonra da arabuluculuk müessesesinin sürekli olarak geliştirilmesi sürecine katkıda bulunacaktır.

Bu çalışma ülkemizdeki

arabuluculuk uygulamaları

konusunda mevcut

durumu ve halkın bu konudaki

bakış açısını belirlemek

amacıyla uygulanmıştır.

6Yukarıda bahsedilen yedi hedef grup; altı pilot ilde görev yapan sicile kayıtlı arabulucular, hakim-ler ve mahkeme çalışanları, arabuluculuk uygulamaları neticesinde uzlaşan taralar, arabuluculuk uygulama merkezlerinde eğitim veren eğitimci ve akademisyenler, mesleki örgütlerin seçilmiş üye-leri, adliye kullanıcıları ve Arabuluculuk Dairesi Başkanlığı personelinden oluşmaktadır.

Raporun ikinci bölümünde temel veri toplama çalışmasının tasarımı, kapsamı ile bu araştırma-larda kullanılan yöntemler, sınırlılıklardan, uygulama sırasında karşılaşılan güçlükler ve sağlanan kolaylıklardan bahsedilmiştir.

Raporun üçüncü bölümünde karma araştırma sonucunda elde edilen bulgulara yer verilmiştir. Sırasıyla arabuluculuk hizmetlerinin etkin kullanımı ve farkındalığı, yapılan tanıtımlar, mesleki örgütlenme, eğitim hizmetlerinin kapasiteleri ile temel arabuluculuk programlarının etkinliklerinin değerlendirilmesi, arabuluculuk ile ilgili yasal düzenlemelere bakış açıları analiz edilmektedir. Bu bölümde yedi hedef gruptaki arabuluculuk algısı da ortaya konacaktır.

Raporun dördüncü ve son bölümünde ise Arabuluculuk Sisteminin mevcut durumu ile beklentiler Arabuluculuk Daire Başkanlığı özelinde tartışılmaktadır. Bu bölümü hazırlamak amacıyla, Adalet Bakanlığı’nda arabuluculuk uygulamalarından sorumlu üst düzey yetkililerden, ara kademe yöne-ticilerden ve Arabuluculuk Dairesi Başkanlığı personelinden derinlemesine görüşmeler, hem odak grup çalışması ve yüz-yüze anketler aracılığı ile bilgi toplanmıştır.

Hakim Eğitimi, 4-8 Ocak 2016, Ankara

7 2. Yöntem

Bu bölümde temel veri toplama yöntemi ve kapsamı ile sınırlılıklardan bahsedilmektedir.

2.1. Temel Veri Toplama Çalışması YöntemiÜlkemizde, arabuluculuk uygulamaları hakkındaki tutumlar ve eksiklikler ile ilgili paydaş görüş-leri hakkında henüz kapsamlı bir araştırma gerçekleştirilmemiştir. Bu nedenle kısıtlı kaynaklarla uygulanacak olan temel veri toplama çalışması, hem projenin uygulanması ve değerlendirilmesi, hem de daha sonraki karar alma aşamaları için önemli bir çalışmadır. Veri Toplama ve Analiz Ekibi (VTAE) ileride bahsedilecek sınırlılıklar altında yeterli ve etkin, aynı zamanda araştırma olgusuna uygun yöntemler kullanmak adına “Karma Araştırma” yönteminde karar kılmıştır.

Şekil 1 - Karma Araştırma

Karma araştırma, hem niceliksel (kapalı uçlu) ve hem niteliksel (açık uçlu) verinin birbirine enteg-rasyonu ile yorumlanmasına imkan sağlayan 25 yıllık bir sosyal araştırma yaklaşımıdır. Karma araştırmadaki temel yaklaşım, niteliksel verinin açık kalan yönlerinin niteliksel veriden gelen tecrü-beler ve detaylar ile pekiştirilmesidir. Niceliksel veride tesadüi veya sistematik hataların etkisiyle ortaya çıkan anlaşılmazlıklar veya yanlılıklar da niteliksel veriden gelen yorum ve detaylarla yo-rumlanabilirler. Temel veri toplama çalışmasında “Karma Araştırma”, aşağıdaki şekilde gösterildiği gibi “Keşifsel Sıralı Tasarım” yöntemiyle uygulanmıştır.

Şekil 2 - Keşifsel Sıralı Tasarım

Niceliksel temel verinin toplanmasında çevrimiçi (online), telefon yardımıyla ve yüz yüze anket çalışmaları kullanılmıştır. Daha önce açıklandığı gibi verinin elde edilmesinde kullanılan soru form-ları ve elde edilen niceliksel verinin desteklenmesi ise niteliksel odak grup toplantıları ve yüz yüze derinlemesine görüşme teknikleri kullanılarak yapılmıştır.

8Temel veri toplama çalışmasında öncelikle altı hedef grup öngörülmüş ancak hedef grup sayısı mahkeme çalışanları ve Arabuluculuk Daire Başkanlığı personelinin de çalışmaya dahil edilmesiy-le tüm paydaşları kapsayacak şekilde genişletilmiştir. Temel veri toplanmasında hem kullanılması öngörülen araçların hem de görüşme yapılacak kişilerin sayısı artırılmıştır. Bu iki durum çalış-manın bütçesini etkilediği gibi zaman dilemmasını da ortaya çıkarmıştır. Ancak böylesine yoğun, tempolu ve karmaşık bu çalışma, daha önce de vurgulandığı gibi adli tatile rağmen beş ay gibi kısa bir sürede sonuçlandırılmıştır.

Nitel araştırmalar için analizler MAXQDA, nicel analizler ise IBM SPSS yazılımları yardımıyla ya-pılmıştır.

2.2. Temel Veri Toplama Çalışması KapsamıTemel veri toplama çalışmasında Şekil 3’te gösterildiği gibi altı pilot ilde (Ankara, Bursa, İstanbul, İzmir, Mersin ve Kayseri) yedi hedef gruptan (sicile kayıtlı arabulucular, pilot il mahkeme hakimleri ve çalışanları, taralar, eğitimciler ve akademisyenler, meslek örgütleri, adliye kullanıcıları ve ADB personeli) veri toplanmıştır. Ancak temel hedef gruplardan biri olan sicile kayıtlı arabulucular için online çevrimiçi anket formu tüm Türkiye’deki arabuluculara gönderilmiştir.

Şekil 3 - Pilot İller

Temel veri toplama çalışması özellikle aşağıdaki hususlara odaklanmıştır:

1. Arabuluculuk ile ilgili yasal çerçevenin etkinleştirilmesi,

2. Sadece pilot illerde gönüllü ve adli yönlendirme ile uygulanan mevcut arabuluculuk uy-gulamaları,

3. Arabuluculuk eğitim hizmetlerinin kapasitelerinin ve temel arabuluculuk eğitim program-larının etkinliklerinin değerlendirilmesi,

4. Arabuluculuk hizmetlerinin etkin kullanımı ve arabuluculuk çeşitleri hakkında kamuoyu-nun farkındalığı.

9Şekil 4 - Hedef Gruplar

Temel veri yukarıda belirtilen yedi hedef gruptan aşağıdaki yöntemler kullanılarak toplanmıştır:

Tablo 1 - Hedef Gruplar ve YöntemlerHedef Grup Tanım Yöntem / Gönderilen Anket (Cevaplanan)

Hedef Grup 1 Sicile Kayıtlı Arabulucular- Çevrimiçi (online) Anket – 1855 (739)- Odak Grup Toplantısı (OGT) – 1 - Derinlemesine Görüşme – 2

Hedef Grup 2 Hakimler ve Mahkeme Çalışanları

- Çevrimiçi (online) Anket – 50 (25)- Odak Grup Toplantısı – 2 - Derinlemesine Görüşme – 3

Hedef Grup 3 Taralar - Telefon yardımıyla görüşme – 10 (4)

Hedef Grup 4 Eğitimciler - Çevrimiçi (online) Anket – 310 (102)- Derinlemesine Görüşme – 2

Hedef Grup 5 Meslek Örgütleri - Çevrimiçi (online) Anket – 874 (114)- Derinlemesine Görüşme - 14

Hedef Grup 6 Adliye Kullanıcıları - Yüz yüze Anket – 185

Hedef Grup 7 Arabuluculuk Dairesi Başkanlığı (ADB) Personeli

- Yüz-yüze Anket - 13- Odak Grup Toplantısı - 1- Derinlemesine Görüşme - 3

Yukarıdaki Tablo 1’den görüleceği gibi adliye kullanıcıları dışındaki tüm hedef gruplarda toplanan veriyi desteklemek amacıyla farklı yöntemler kullanılmıştır.

2.3. Temel Veri Toplama Araçlarının HazırlanmasıTemel veri toplama araçları niteliksel veri toplamak için hazırlanan derinlemesine görüşmeler ve

10odak grup toplantılarında kullanılan yarı yapılandırılmış formlar ve yönergelerden, niceliksel veri toplamak için hazırlanan yüz yüze ve çevrimiçi uygulamalarda kullanılan anket formlarından oluş-maktadır. Tüm formlar Avrupa Konseyi ve CEPEJ uzmanları ile yakın işbirliği içinde hazırlanmıştır ve aşağıdakiler göz önünde bulundurulmuştur:

Kolay anlaşılabilecek soruların yazılması: Görüşmede sorulacak soruların görüşülen birey tara-fından kolayca anlaşılabilmesi için sorular mümkün olduğunca açık ve belirgin bir biçimde ifade edilmiştir.

Odaklı soruların hazırlanması: Hazırlanan sorular genel ve soyut olmamasına dikkat edilmiş, araş-tırmacılar soruları mümkün olduğunca görüşülen bireyin deneyimlerine göre düzenlemiştir.

Açık uçlu soruların sorulması: Görüşme soruları oluşturulurken, önceden kestirilebilir ve kısa ya-nıtlara neden olabilecek soru türlerinden olmamasına dikkat edilmiştir.

Yönlendirmekten kaçınılması: Araştırmacılar görüşme sürecinde soru sormak ve soruları açık hale getirmek amacıyla ipuçları sunmak dışında, verilen yanıtları yönlendirici tepkilerden kaçın-mışlardır.

Çok boyutlu soru sormaktan kaçınılması: Görüşülen bireylere sorular tek tek yöneltilmiş ve tatmin edici yanıtlar alındıktan sonra diğer soruya geçilmesine dikkat edilmiştir.

Soruların mantıklı bir biçimde düzenlenmesi: Görüşme formu hazırlanırken ve sorular düzenlenir-ken, görüşmeye güven oluşturucu bir giriş hazırlanmış, ilk sorular kolay yanıtlanabilecek şekilde düzenlenmiş, sorular özelden genele doğru sıralanmış, hassas konularla ilgili sorular sona bıra-kılmış, bilgi ve tecrübeye ait sorular deneyimlerle ilişkilendirilerek sorulmuş, bireysel bilgilere ait sorular başta sorulmuştur.

2.4. Araştırma Organizasyonu ve Alan ÇalışmalarıAraştırmanın planlanması ve yürütülmesi aşamalarında AK ve ADB ile işbirliği içinde çalışmıştır. Derinlemesine görüşmeleri ve odak grup toplantıları AK ve ADB ile koordine olarak organize edil-miş, görüşmeleri yapacak uzmanlar TANDANS tarafından sağlanmıştır. 25 Şubat 2015’te yapılan çalıştayda üretilen soru matrislerindeki soruların çeşitlendirilip kapalı uçlu soruların seçeneklerinin belirlenebilmesi amacıyla 15 ve 16 Haziran 2015 tarihinde ikisi hakimlerle ve biri arabulucular ile olmak üzere toplam üç OGT gerçekleştirilmiştir.

Saha çalışmasına 1-14 Temmuz 2015 tarihleri arasında öncelikle 6. hedef grup olan adliye kul-lanıcıları ile 6 pilot ilde yüz yüze anket görüşmeleri yapılarak başlanmıştır. Tüm hedef gruplarla gerçekleştirilen odak grup toplantıları ve derinlemesine görüşmeler 17 Ağustos 2015 tarihinde başlamış ve 10 Kasım 2015 tarihinde sonlandırılmıştır.

Görüşmeler esnasında Veri Toplama ve Analiz Ekibi (VTAE) tarafından;

• Soruların anlaşılır biçimde sorulması,

• Soruların ağır ağır ve önemli noktalar vurgulanarak okunması,

• Sorudan soruya geçerken yanıtlar için elverişli zaman aralıklarının bırakılması,

• Sorular arasında uygun geçişlerin sağlanması,

• İstenen yanıt alınınca hemen yeni bir soruya geçilmemesi, görüşülen kişinin açıkla-masını bitirmesinin beklenmesi,

• Ortaya çıkan yeni hususların genişletilerek açıklanmasının teşvik edilmesi,

• Son yanıt alındıktan sonra bile görüşmenin hemen bitirilmemesi, konuşmalara işbir-liği ilişkileri uyarınca son verilmesi sağlanmıştır.

11Bunlara ek olarak görüşülen kişinin görüşmeciye verdiği bilgilerin gizli tutulması için gereken ön-lemler alınmıştır. Toplanan bilgilerin içeriği araştırma ile ilgili ve yetkili kimseler dışında hiç kimse ile konuşulup tartışılmamıştır.

2.5. Veri toplama AracıTemel Veri Toplama uygulaması sırasında, yapılandırılmış ve yarı yapılandırılmış görüşme araçla-rı ile yönergeler VTAE tarafından oluşturulmuştur. Veri toplanmasında mülakat ve odak grup top-lantıları için kullanılan veri toplama aracı her bir grup (arabulucular, hakimler, eğitmenler, meslek örgütleri ve ADB personeli) için ayrı ayrı hazırlanmıştır. Veri toplama araçlarının oluşturulmasında hem proje ile ilgili mevcut dokümanlardan, hem proje ekibinin tecrübelerinden hem de başlangıçta yapılan odak grup toplantılarından yararlanılmıştır. Sorular hazırlanırken AK ve ADB ile işbirliği içerisinde birlikte çalışmış ve soruların nihai hale getirilmesinde ilgililerin görüşleri alınmıştır.

2.6. ÇerçevelerTemel Veri Toplama uygulaması sırasında kullanılan çerçeveler, çevrimiçi anketler için Adalet Ba-kanlığı Arabuluculuk Dairesi Başkanlığı, TOBB ve TESK tarafından sağlanan “Kayıtlı Arabulucular Listesi”, “Pilot Mahkemeler Personel Listesi”, “Pilot İller TESK Üyeleri Listesi”, “Pilot iller TOBB Üyeler Listesi”, “Eğitim Kurumları ve Eğitmenler Listesi”; OGT ve DG’ler için AK ve ADB tarafından görüşülmesi önerilen kurumlarla (barolar, odalar ve dernekler) yazışmalar sonrasında görüşülmesi uygun bulunan isimlerden oluşmaktadır. (Ek XXX)

2.7. Verilerin ToplanmasıÇalışmanın bu aşamasında, yüz-yüze ve çevrimiçi anketlerden ve odak grup toplantısı ve derin-lemesine görüşmelerden elde edilen veriler derlenmiştir. Temel veri toplama çalışmasından elde edilen veriler daha önce açıklandığı gibi üç farklı nicel (yüz-yüze, çevrimiçi ve telefon yardımıyla anketler), derinlemesine görüşmeler ve odak grup toplantıları olmak üzere iki farklı nitel araştırma yöntemi kullanılarak toplanmıştır.

Derinlemesine görüşmeler arabulucular, hakimler, mesleki örgüt temsilci ve üyeleri ve ADB per-soneli ile yapılmıştır. Görüşmeler 40 dakika ile bir buçuk saat arasında sürmüştür. Araştırmacı gö-rüşme sırasında görüşülen kişinin izni ile cihazla ses kaydı almış ve not tutmuştur. Görüşmecilere toplanan verinin gizli tutulacağı konusunda bilgi verilmiş ve neticesinde görüşülen kişilerden tümü kayıt alınmasını onaylamıştır.

Tablo 1.’de görüldüğü gibi odak grup görüşmeleri arabulucularla, hakimlerle ve ADB personeli ile gerçekleştirilmiştir. Odak grup görüşmesi 10-12 kişiden oluşturulmuş ve görüşmeler ortalama bir buçuk saat sürmüştür. Uzman araştırmacı yapılandırılmış sorular sorularak ve özetleme tekniği kullanılarak görüşmeyi yürütmüştür. Görüşmeler sırasında cihaz ile ses kaydı yapılmış ve raportör tarafından not tutmuştur.

2.8. Veri Analizi

Nitel verilerin analiz edilmesi ve yorumlanmasında betimsel analiz kullanılmıştır. Betimsel analiz, çeşitli veri toplama teknikleri ile elde edilmiş verilerin daha önceden belirlenmiş temalara göre özetlenmesi ve yorumlanmasını içeren bir nitel veri analiz türüdür. Bu analiz türünde araştırmacı görüştüğü bireylerin görüşlerini çarpıcı bir biçimde yansıtabilmek amacıyla doğrudan alıntılara sık sık yer verebilmektedir. Betimsel analizin temel amacı, elde edilmiş olan bulguların okuyucuya özetlenmiş ve yorumlanmış bir biçimde sunulmasıdır. Bu analizle; görüşme yapılan bireyleri tanı-tıcı bulgular değerlendirilmiş, nitel araştırma sonucunda elde edilen bulgular incelenen konunun derinlemesine keşfedilmesini sağlamıştır.

12Nicel veri analizi ise öncelikle IBM SPSS yardımıyla Keşifsel Veri Analizi yöntemi kullanılarak ya-pılmıştır. Keşifsel Veri Analizi, veri setlerinin temel niteliklerinin görsel yöntemlerin de yardımıyla ortaya çıkartılması yaklaşımıdır. Sonrasında ortaya konan hipotezler test edilmiştir.

Nitel verinin betimsel analiz ile nicel verinin ise keşifsel analizi ile elde edildiği araştırma sonrasın-da sonuçlar birbirine entegre edilerek sunulmuştur.

2.9. Sınırlılıklar• Çevrimiçi (online) anketlere katılımın düşük olması en büyük sınırlılık olarak karşımıza çık-

mıştır. Bu sınırlılığın aynı zamanda temsiliyeti de etkilemiş olabileceği düşünülmektedir. Ancak ADB veritabanları kullanılarak yapılan analizlerde özellikle Sicile Kayıtlı Arabulucuların para-metrelerinin cevap veren arabulucuların parametrelerine benzer olduğu tespit edilmiştir.

• Çözülmüş uzlaşmazlık sayılarının az olması nedeniyle taralara ulaşmak güç olmaktadır.

• Araştırmanın sonuçları sadece 6 pilot ili kapsadığı için Türkiye genelini temsil etmemektedir.

• TOBB ve TESK üyelerinin e-posta adreslerinin güncel olmaması veya bazı irmaların sadece info e-posta adreslerinin verilmesi elektronik anketin ulaştırılmasında sıkıntılara yol açmıştır.

2.10. Karşılaşılan Güçlükler ve Kolaylıklar• Çevrimiçi (online) anketlere cevap verme oranları genellikle düşüktür. Cevap oranları cevapla-

yıcılara sistematik olarak hatırlatmalar gönderilmesiyle artırılmıştır. Bu sınırlılık aynı zamanda odak grup çalışmaları ve derinlemesine görüşmelerle asgari seviyeye indirilmiştir.

• Meslek örgütü üyeleri çevrimiçi anketinde, anketi yanıtlayanların genellikle TESK üyeleri ol-duğu dikkati çekmiştir. TOBB üyeleri için çevrimiçi anket bağlantısı genellikle “info“ adreslere gönderilmiş, dolayısıyla cevaplanma sayısı hayli düşük olmuştur. Özellikle İstanbul ilinde ce-vaplamama oranı diğer illere göre yüksektir.

• Cevap verenlere tesadüi olarak ulaşılamaması nedeniyle çevrimiçi anketlerin kitleyi yansıt-makta sınırlılıkları vardır. Bu risk “sicile kayıtlı arabulucular”da derneklerin ankete sahip çıkma-sı ve “eğitimciler”de sürekli sistematik hatırlatmaların çalışmasıyla bir oranda aşılmıştır. Mes-lek örgütleri için oluşan risk orta düzeyde olmasına rağmen bu hedef grup için yeterli sayıda derinlemesine görüşme yapılarak risk azaltılmıştır.

• Taraların gizlilikten dolayı görüşmeyi reddetmeleri en önemli sınırlılıklardan biridir ve bu sorun ancak arabuluculuk uygulama sayılarının artırılması ile çözülebilir. Bu sınırlılık ADB ile yakın ilişki halinde ya raporun revizyonu sırasında veya takip uygulaması sırasında giderilebilir.

• TOBB, ticaret odaları, barolar ve hakimlerin yoğun gündemlerinden dolayı derinlemesine gö-rüşmelerin tarihleri güçlükle ayarlanabilmiştir. Bu konuda ADB tüm desteğini vererek görüşme-lerin ayarlanmasını sağlamıştır.

• Firmaların info adreslerinin sağlanması nedeniyle, Meslek Örgütleri Çevrimiçi Anketi’ne katılı-mın özellikle İstanbul ilinde düşük olmuştur. Bu katılım takip aşamasında ancak yüz yüze anket çalışması ile artırılabilir ancak bu önlem maliyeti artıracağı için ek bütçe gerektirecektir.

• Avrupa Konseyi ve Arabuluculuk Dairesi Başkanlığı ile yakın işbirliği kurulması saha çalışma-sının çok daha fazla uzamamasına katkı sağlamıştır.

• Adliye Kullanıcıları Anketi saha çalışması esnasında pilot illerdeki mahkeme çalışanlarının iş-birlikçi yaklaşımları çalışmanın verimli olması açısından oldukça faydalı olmuştur.

• Pilot illerde görüşülecek kişilere ve kuruluşlara ADB tarafından gönderilen resmi yazılar gö-rüşmelerin uygulanmasında yaşanabilecek olası problemlerin önüne geçilmesini sağlamıştır.

• Adli tatil, yaz tatili, ramazan ayı ve iki bayramdan dolayı görüşülecek kişilerin il dışında olması, izinli olması gibi sebeplerden ötürü bazı görüşmeler tasarlandıkları tarihten daha geç gerçek-leştirilmiştir.

132.11. Gizlilik ve Araştırma EtiğiAvrupa Konseyi için özel olarak tasarlanan bu araştırmanın tüm bulgularının kullanımı Adalet Ba-kanlığı’nın inisiyatiindedir. TANDANS Teknoloji Danışmanlık Analiz A.Ş. bağlı bulunduğu uluslara-rası ve ulusal meslek kuruluşları (ISO 9001, ISO 20152) tarafından belirlenen GİZLİLİK KURAL-LARINA riayet etmektedir. Bu çerçevede, temel veri toplama çalışması bulgularını bu çalışmadan sorumlu olan yöneticileri ve danışmanlar dışında üçüncü şahıslara kesinlikle iletmeyecektir.

Takip veri toplama çalışması da tamamlandıktan sonra, Veri Toplama ve Analiz Ekibi ve veri top-lama çalışmasının Avrupa Konseyi ve Arabuluculuk Daire Başkanlığı bünyesinde görevlendirilen personeli arasında yapılan tüm elektronik aktarımlar tutanaklarla silinecektir. Projenin tüm safhala-rın da oluşacak bilgi ve belgeler gizli tutulacaktır ve üçüncü şahıslarla kesinlikle paylaşmayacaktır.

Veri toplama çalışmaları kapsamında kullanılacak elektronik posta ve diğer iletişim adresleri ve telefonlar başka herhangi bir araştırmada veya ticari faaliyette kesinlikle kullanılmayacaktır.

Bu veri toplama çalışmaları sırasında insan haklarına dayanan bir yaklaşım ve sonuç temelli yö-netim stratejileri benimsenmiş olup bunlar, bu projeye uygun bir biçimde entegre edilmiştir. Araş-tırma; kültürler, bölgelerin gelenekleri, dini inançlar ve uygulamalar, kişiler arasındaki etkileşim kuralları ve cinsiyet rolleri, engellilik durumu, yaş ve etnik kökene göre değişen farklı etik değerlere saygılı bir biçimde yürütülmüştür. Ayrıca, gerekli açıklamaların yapılarak tüm katılımcıların izninin alınması ve gizliliğin korunması hususlarında gereken tedbirler alınmıştır.

Bu çalışmada yer alacak olan tüm danışmanlar ve araştırmacılar, “inançlara, özel hayata (mahre-miyet), davranış biçimlerine ve geleneklere karşı hassas olma ve değerlendirme çalışmasına dâhil olan tüm hedef gruplarla ilişkilerinde dürüst davranma” ve “bireylerle saygı çerçevesinde iletişim kurma” “isimlerin ve kişisel bilgilerin gizliliğini koruma” ilkelerine azami dikkat göstermişlerdir

Sahada derinlemesine görüşmeleri yapacak olan araştırmacılara proje kapsamında sorumlu ol-dukları çalışmaları yürütürken kendilerine yol gösterecek etik değerler hakkında gerekli bilgilendir-meler yapılmıştır. Taralar ve adliye kullanıcıları ile görüşülmeden önce kendilerine konu hakkında gerekli bilgilendirmelerin yapılması için standart bir prosedür uygulanmıştır.

Çalışma Ziyareti, 19-23 Ekim 2015, İtalya

14 3. Analitik BölümAnalitik bölüm karma araştırma sonucunda elde edilen bulguları içerecek şekilde tasarlanmıştır. Bölüm tasarlanırken hedef gruplar veya uygulanan nicel ve nitel araçlar sırasıyla değil konular bazında tüm hedef grupların görüşlerini bu konu içine yerleştirecek şekilde hazırlanmıştır. Sıra-sıyla mevzuat, pilot arabuluculuk uygulamaları, eğitim ve farkındalık bölümlerinden oluşmaktadır. Bu sıralama Avrupa Adaletin Etkinliği Komisyonu’nun (CEPEJ) üç ana teması olan “Mevcudiyet, Erişim ve Farkındalık” temalarına da uygundur. Raporun ayrıntısında ise arabulucular ve mesleki örgütlenme, arabuluculuk ile ilgili yasal düzenlemelere bakış açıları, arabuluculuk eğitimleri, eği-tim hizmetlerinin kapasiteleri, pilot arabuluculuk uygulamaları, temel arabuluculuk programlarının etkinliklerinin değerlendirilmesi, arabuluculuk hizmetlerinin etkin kullanımı ve farkındalıkları analiz edilmektedir. Bu bölümde yedi hedef grup için yukarıdaki detaylara göre elde edilen bilginin çerçe-vesinde arabuluculuk algısı da ortaya konacaktır.

3.1. Arabuluculuk Müessesesi ve ÖrgütlenmesiBu bölümde öncelikle “Arabuluculuk Dairesi Başkanlığı” veritabanlarından elde edilen veriler kul-lanılarak yapılan mevcut durum analizleri sunulacaktır. Bölüme arabulucular, arabuluculuk mes-leği ve örgütlenmesi konuları uygulanan çevrimiçi anketlerden elde edilen verilerin, odak grup toplantıları ve derinlemesine görüşme çözümleri ile desteklenerek tartışılması ile başlanacak ve araştırmanın yapıldığı dönemdeki mevcut durumun fotoğrafının ortaya konmasıyla devam edile-cektir.

3.1.1. Arabuluculuk Müessesesi

Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanlığı (ADB) internet sitesinde belirtildiği gibi “Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun Tasarısı” tüm modern ülke modelleri dikkate alınıp ince-lenerek oldukça geniş ve kapsamlı bir şekilde hazırlanmış, 03.06.2008 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sevk edilmiş ve TBMM’nin 7 Haziran 2012 tarihli oturumunda kabul edilerek ya-salaşmıştır.

Şekil 5 arabuluculuk sınavına girip başarılı olanların cinsiyetlerine göre dağılımını göstermekte-dir. Şekil temel olarak kadın hukukçuların (%50,65) arabuluculuğa ilgilerinin erkek hukukçulara göre (%49,35) göre biraz daha yüksek olduğunu göstermektedir. ADB istatistiklerine bakıldığında, kadınların arabuluculuğa olan ilgilerinin büyük illerde daha yüksek olduğu gözlenmektedir. İzmir (%62,8), Ankara (%58,2) ve İstanbul (%56,9) oranla önde yer almaktadır. Şekil 6’dan görülebile-ceği gibi sicile kayıt olanlar için de oranlar benzerdir.

Şekil 5 - Pilot İller Bazında ve Cinsiyete Göre Sınavı Kazanarak Arabuluculuk Ünvanı Almaya Hak Kaza-nanların Sayıları

Hukuk Uyuşmazlıklarında

Arabuluculuk Kanun Tasarısı

7 Haziran 2012 tarihinde yasalaşmıştır.

15Yasanın kabulünden Kasım 2015 tarihine kadar geçen yaklaşık 3.5 yıllık süre zarfında yapılan sınavlarda başarılı olup; sicile kayıt olarak “arabulucu” unvanını alan ve arabuluculuğa hak ka-zanmış ancak sicile kayıt olmayan avukat sayıları pilot iller ve diğer iller ayrımında Şekil 6’da gösterilmektedir.

Şekil 6 - Pilot İller Bazında ve Arabuluculuk Sınavlarında Başarılı Olarak Arabulucu Siciline Kayıt Olan ve Kayıt Yaptırmayan Avukat Sayıları

Aşağıda Tablo 2’de, altı pilot il için sınavda başarılı olanların sadece %63’ünün sicile kayıt yaptıra-rak bu unvanlarını aldıkları görülmektedir.

Sınavlarda başarılı olarak sicile kayıt yaptırma oranının en yüksek olarak Kayseri ilinde (%80.6) ve en düşük Ankara ilinde (%54.0) olduğu gözlenmiştir. Kayseri ilini, İzmir (%74,5) ve Mersin (%71,8) oranlarıyla takip etmektedir.

Pilot iller için arabuluculuk sınavlarında başarılı olarak sicile kayıt olan kadınların oranı (%61,9) ve erkeklerin oranı (%64,9) olduğu görülmektedir. En yüksek kayıt oranı olan Kayseri’de kadınların sicile kayıtlılık oranı (%92,3) erkeklere (%73,9) göre yüksektir. Ankara ilinde ise kadın ve erkekler için bu oran hemen hemen aynı düzeydedir. Sınavda başarılı olan kadınların sayıları yüksek oldu-ğu halde Ankara, İstanbul ve İzmir illeri haricinde sicile kayıt olmada erkeklerin daha önde olduğu görülmektedir. Pilot iller dışında kalan diğer illerde de kadınların sicile kayıt olma oranı (%61,9) erkeklerinkine (%53,9) oranla yüksektir.

Tablo 2 - Sicile Kayıtlı Arabulucuların Arabuluculuk Sınavını Kazananlara Oranı (%)Erkek Kadın Toplam

Ankara 54,59 53,62 54,02

Bursa 76,67 64,62 70,40İstanbul 65,94 60,63 62,92

İzmir 73,39 74,46 74,06Kayseri 73,91 92,31 80,56

Mersin 60,87 87,50 71,79

Pilot İller 64,92 61,85 63,17

Diğer İller 53,86 61,91 56,99

Toplam 60,04 61,87 60,96

Kaynak: Arabulucu Daire Başkanlığı, Kasım 2015

Araştırma yapılan illerde arabuluculuk

sınavında başarılı olanların sadece % 63’ünün sicile

kayıt olduğu tespit edilmiştir.

16Şekil 7’de hem pilot iller hem diğer iller hem de Türkiye’de sicile kayıtlı arabulucuların cinsiyetleri-ne göre dağılımları görülmektedir. Özellikle üç büyük ilimizde kadınların arabulucu olma konusun-da erkeklere göre daha istekli oldukları görülmektedir.

Şekil 7 - Pilot İller Bazında ve Cinsiyete Göre Sicile Kayıtlı Arabulucu Sayıları ve Oranları (%)

Kaynak: Arabulucu Daire Başkanlığı, Kasım 2015

Şekil 8’de verilen bilgiler, kayıtlı arabuluculara uygulanan çevrimiçi ankete verilen yanıtlardan elde edilmiştir. Görülebileceği gibi arabuluculuğu seçme nedenleri incelendiğinde arabuluculuk için ilk sebebin toplumsal barışa katkı sağlamak (%34) olduğu görülmektedir. Bunu karaktere uygunluk (%28) ve mesleki tatmin (%19) seçenekleri izlemektedir. Ekonomik nedenler (%10) ile ise en son tercih olarak yer almaktadır. Bunların dışında diğer seçenekleri içinde göze çarpan cevaplar “ara-buluculuğun alternatif bir meslek olarak algılanması” ve “mecburi hale gelebileceği beklentisi ile sistem içinde kalma” olarak belirlenmiştir.

Şekil 8 - Arabulucu Olma Nedenleri (%)

Ancak aşağıdaki şekil 9’da görüldüğü gibi bu nedenler cinsiyete göre ayrımlaştırıldığında istatistik-sel olarak anlamlı bulunmasa da kadınların erkeklere oranla daha fazla olarak ekonomik nedenleri tercih ettiği gözlenmektedir. (p>0.05)

Arabulucuların arabuluculuğu

seçme nedenleri arasında en fazla oranda

“toplumsal barışa katkı sağlamak”

seçeneği öne çıkmaktadır.

17Şekil 9 - Cinsiyete Göre Arabulucu Olma Nedenleri (%)

Erkekler ise çok farklılık olmasa da kadınlara göre daha fazla olarak “toplumsal barışa katkı sağ-lama”, “karakterime uygunluk” ve “mesleki tatmin” seçeneklerini işaretlemişlerdir. Bunun dışında erkekler ayrı olarak “arabuluculuk ile kısa sürede çözüm sağlanabileceğinin görüldüğünü”, “yargı üzerindeki yükü hailetmek için katkı sağlamaya çalıştıkları” ve “arabuluculuğun avukatlık dışında alternatif bir meslek olabileceğini” belirtmişlerdir.

Arabuluculuğun tercihi nedenleri konusunda derinlemesine görüşmelerde de aşağıdaki hususlara değinilmiştir.

“Alternatif bir meslek (gibi görünse de), avukatlara getirilmiş bir avantaj aslında.” – Ankara

“Bu işi bir meslek olarak (görüyor); sırf bundan para kazanılabileceğini düşünüyoruz. Sırf bunu ya-

pan insanların sayısı oldukça fazla. Şu andan itibaren bunun meslek olmasını kimse engelleyemez. Bu mesleğe doğru gider. Sırf bu işle uğraşan avukat kadar sayıda insan (arabulucu) olur.” - Ankara

“... meslektaşlarımız bu kuruma şu gözle bakıyorlar diye tahmin ediyorum. Benim şahsi görüşüm de o yönde hani elimizde bir mesleğimiz daha olsun... Aynen noterlik belgesinde olduğu gibi alalım kenarda dursun belgemizi mantığı hakim yani bilmiyorum ben öyle bir izlenim edindim. Yeni bir meslek, yeni bir vasıf. Avukatların ikinci bir vasıf kazanma çabası diye düşünüyorum.” – Kayseri

Aşağıdaki Şekil 10’da iller bazında arabuluculuk uygulamalarının oranları gösterilmektedir. Seçi-len pilot illerde şu ana kadar yapılan arabuluculuk uygulamalarının %91’i gerçekleştirilmiştir. Diğer illerde ise bu oran sadece %9’dur. Arabuluculuk uygulamaları gerçekleştirilmesi konusunda en yüksek orana sahip il İstanbul (%49) olarak öne çıkmaktadır.

Şekil 10 - Arabuluculuk Uygulamalarının İllere Göre Dağılımı (%)

18Yukarıdaki şekilde iller bazında arabuluculuk uygulamalarının oranları gösterilmektedir. Seçilen pilot illerde şu ana kadar yapılan arabuluculuk uygulamalarının %91’i gerçekleştirilmiştir. Diğer illerde ise bu oran sadece %9’dur. Arabuluculuk uygulamaları gerçekleştirilmesi konusunda en yüksek orana sahip il İstanbul (%49) olarak öne çıkmaktadır.

İlerleyen bölümlerde tartışılacağı gibi arabuluculuk uygulamalarının başarısını ve etkililiğini ölç-mek için bir takım göstergelere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu göstergelerden bazıları aşağıdaki şekil-de önerilebilir.

• Arabuluculuk uygulamaları sayıları

• Arabulucu başına arabuluculuk uygulaması,

• Arabuluculuk uygulamaları ile çözülmüş uzlaşmazlık sayılarının benzer nitelikteki davalara oranı,

• Arabuluculuk uygulamaları ile çözülmüş uzlaşmazlık sayılarının benzer nitelikteki ancak belirli şartlardaki davalara oranı,

Yoksa tek başına “arabulucu sayısı” veya “arabuluculuk uygulamaları ile çözülmüş uzlaşmazlık sayıları” etkin bir gösterge olarak kabul edilemezler.

Tablo 3 - Arabulucu Sayısı, Uygulama Sayısı ve İllere Gore Arabulucu Başına Uygulama Sayısı

Erkek Kadın ToplamUygulama

Sayısı

Arabulucu Başına

Uygulama Sayısı

Ankara 119 163 282 76 0,27

Bursa 46 42 88 158 1,80

İstanbul 331 402 733 512 0,70

İzmir 80 137 217 178 0,82

Kayseri 17 12 29 16 0,55

Mersin 14 14 28 18 0,64

Pilot İller 607 770 1377 958 0,70

Diğer 398 291 689 95 0,14

Toplam 1 005 1 061 2 066 1 053 0,51

Yukarıda yer alan tablo 3 il bazında sicile kayıtlı arabulucu sayıları ile uygulama sayılarını ve ara-bulucu başına düşen uygulama sayısını göstermektedir.

19Şekil 11 - Pilot İllerde Arabulucu Başına Arabuluculuk Uygulaması

Kaynak: Arabulucu Daire Başkanlığı, Kasım 2015

Bursa’da kayıtlı arabulucu başına arabuluculuk uygulaması 1,80 olarak hesaplanmıştır. Bursa ilini en yakından takip eden il ise 0,82 arabulucu başına uygulama sayısı ile İzmir’dir. En başarılı görü-nen İstanbul ise 0,70 arabulucu başına uygulama sayısı ile pilot iller ortalamasında yer almaktadır. Pilot iller içinde arabulucu başına arabuluculuk uygulaması sayısı en düşük il 0,27 ile Ankara’dır. Pilot iller dışında kalan diğer illerde ise ilginç bir durum mevzu bahistir. Esasen, bu illerde sicile ka-yıtlı arabulucu sayısı toplam arabulucu sayısının 1/3’ü olmasına rağmen yukarıda Şekil 11’den da görülebileceği gibi arabuluculuk uygulaması %9 ve arabulucu başına gerçekleştirilen arabuluculuk uygulaması 0,14’tür. Burada pilot illerde uygulanan proje etkisi göze çarpmaktadır.

3.1.2. Arabuluculuk Örgütlenmesi ve Dernekler

Ülkemizde arabuluculuğun bağımsız bir mesleki örgütlenmesi bulunmamaktadır ancak arabulucu-lar tarafından oluşturulan otuz adet arabuluculuk derneği mevcuttur.

Türkiye’de arabuluculuk konusundaki bütün görevler 6325 sayılı Kanuna göre Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü bünyesinde kurulan Arabuluculuk Daire Başkanlığı tarafından yü-rütülmektedir. Arabuluculuk Dairesi Başkanlığı’nın sekretaryasını yürüttüğü bir de Arabuluculuk Üst Kurulu mevcuttur. On beş kişiden oluşan üst kurulun Başkanlığı’nı Hukuk İşleri Genel Müdürü yapmaktadır. Arabuluculuk Üst Kurulu Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), Türkiye Baro-lar Birliği (TBB), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye Noterler Birliği (TNB), Kayseri Barosu, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK), Türkiye Adalet Akademisi (TAA), Ankara, Konya ve Kayseri Baro’larından oluşmaktadır. Kurul; arabuluculuk konusunda üst politika-ları belirlemekte, mart ve eylül aylarında olmak üzere yılda iki kere toplanmaktadır.

Pilot iller içinde kayıtlı

arabulucu başına arabuluculuk

uygulaması en yüksek olan il

Bursa’dır.

20Şekil 12 - Herhangi Bir Arabuluculuk Derneğine Üyelik (%)

Derinlemesine görüşmelerden elde edilen bilgilere göre Türkiye’de bulunan otuz adet arabulucu derneğinin kurulmalarındaki temel amaç “arabulucuların mesleki sorunlarını masaya yatırmak ve çözmek” olarak dile getirilmiştir. Bu temel amacın yanında arabuluculuğu toplumun her kesimine tanıtmak, arabuluculuk başvurularının yaygınlaştırılması için çalışmalar yapmak ve bu yolla daha çok anlaşmazlığın daha kısa sürede ve tatmin edici bir biçimde çözülmesine katkıda bulunmak için çaba göstermek derneklerin alt amaçları arasında sayılmaktadır.

Şekil 12’den görüldüğü gibi, çevrimiçi ankete cevap veren arabulucuların %39’u bir arabuluculuk derneğine üye olduklarını % 61’i ise henüz üye olmadıklarını belirtmiştir. Üye olmayanların da %41’i bir derneğe üye olmayı düşündüklerini ifade etmişlerdir.

Şekil 13- Arabuluculuk Derneklerinin Çalışmalarının Yeterliliği (%)

Arabulucuların derneklerinin çalışmalarını yeterli bulup bulmadıklarına ilişkin verdikleri cevaplar yukarıdaki şekilde görülebilir. Her beş arabulucudan bir tanesi derneklerin çalışmalarını yeterli bul-duklarını ifade etmiştir. Buna ilave olarak her iki arabulucudan bir tanesi derneklerin çalışmalarını kısmen yeterli bulduklarını belirtmişlerdir. Her üç arabulucudan bir tanesi ise derneklerin çalışma-larını yeterli bulmadıklarına ilişkin seçeneği işaretlemişlerdir.

Aşağıdaki şekilde ise arabulucu derneklerinin çalışmaları derneğe üyelik durumlarına göre ince-lenmiştir. Derneğe üye olmayanların ancak %5’lik kısmı derneklerin çalışmalarının yeterli oldu-

Türkiye’de yaklaşık 30 adet

arabuluculuk derneği

bulunmaktadır ve arabulucuların

% 40’ı bu derneklere

üyedir.

21ğunu belirtirken, üyelerin %45’i çalışmaları kısmen yeterli olarak bulmaktadır. Henüz herhangi bir derneğe üye olmayıp üye olmayı düşünenlerin ise ancak %8’lik bölümü dernek çalışmalarının yeterli olduğunu düşünse de herhangi bir derneğe üye olmayıp üye olmayı düşündüklerini de be-lirtmeyenlere göre dernekler hakkında daha pozitif bir algıya sahip oldukları görülmektedir.

Şekil 14 - Arabuluculuk Derneklerinin Çalışmalarının Yeterliliği (%)

Aşağıdaki Şekil 15’ten görülebileceği gibi çevrimiçi ankete katılan arabulucuların %91’i bir mesleki örgüt altında toplanmanın olumlu olabileceği yönünde cevap vermişlerdir. Hem Bakanlık tarafında hem de sayıları 30’a ulaşan arabuluculuk derneklerinden bazılarıyla yaptığımız görüşmelerde de bu konuya olumlu bakıldığı tespit edilmiştir.

Şekil 15 - Arabuluculuk Meslek Örgütü Kurulsun mu? (%)

Şekil 16’dan görülebileceği gibi istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olmasa da herhangi bir ara-buluculuk derneğine üye olanlar ve üye olmayı düşünenler arabulucular için bir mesleki birlik ku-rulması konusunda dernek üyesi olmayanlara göre daha pozitif düşünmektedirler.

22Şekil 16 - Arabuluculuk Meslek Örgütü Kurulsun mu? (%)

Derinlemesine görüşmelerden bu konuda elde edilen düşünceler aşağıda verilmektedir:

Sivil toplum örgütleri modern dünyanın ayrılmaz bir parçası. Ne kadar kuvvetli sivil toplum örgütleri olursa arabulucular için o kadar faydalı olur diye düşünüyorum. Arabulucu ar-kadaşların sivil toplum örgütleşmesi konusundaki arzuları iyi düzeyde, hemen her bölge-

de arabuluculuk derneği oluşturmuşlar. Tanıtım noktasında da bize yarar sağlayacaklar. Gayet olumlu. İleride konfederasyon olması da seslerinin daha iyi duyulması açısından faydalı olur.” – Bakanlık Müsteşar Yardımcısı

“Biz şu an o aşamadayız artık. Federasyona geçiş mi yapalım yoksa kanun değişikliği ile bir meslek birliği haline mi gelelim. Dernekler birleşip bir federasyon kurabilirler şu anda çok rahatlıkla. 30 dernek oldu bu sefer dernekler de yönetilemez duruma geldi. Bir araya gelip aynı çatı altında toplanmasında fayda görüyorum. İngiltere’de mesela konsey var, konseyin üzerinde kurullar var. Hukuk arabulucuları ayrı aile arabulucuları ayrı. Bene yakın zamanda federasyon veya meslek birliği olması kaçınılmaz. Biraz daha iş artarsa kaçınılmaz olacak çünkü kontrol mekanizması gerekiyor.” – Daire Başkanı

Artık bu derneklerin tek yapıya doğru toparlanması lazım, birleşerek federasyonlaşma-

sı lazım. Ortak sorunlara ortak çözüm bulunabilmesi için federasyonlaşmakta kesinlikle fayda var. Onun da ötesine giderek yavaş yavaş meslek ilkelerimizi ve çalışma yöntem-

lerimizi belirlememiz gerekiyor.” – Arabuluculuk Derneği

233.1.3. Arabuluculuğun Bir Meslek Olarak Algısı

Tanım olarak arabuluculuk; sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulun-mak amacıyla taraları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamaları ve bu suretle çözümleri-ni kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyari olarak yürütülen çözüm yöntemidir.

Arabulucu ise bu yukarıda açıklanan arabuluculuk faaliyetini yürüten ve Bakanlıkça düzenlenen arabulucular siciline kaydedilmiş bulunan gerçek kişiyi ifade eder. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlık-larında Arabuluculuk Kanunu uyarınca “arabuluculuk” bağımsız bir meslek olarak düzenlenmiştir. Bu doğrultuda, bağımsız bir kanunu, yönetmeliği, etik ve uygulama kuralları, ücret tarifesi olan arabuluculuk mesleği, avukatlık mesleğinden tamamen ayrı bir meslektir.

Şekil 17 - Arabuluculara Göre Arabuluculuk (%)

Türkiye’de arabuluculuğu sadece Adalet Bakanlığı arabuluculuk siciline kayıtlı arabulucular yap-maktadır. Arabulucular Bakanlık tarafından lisanslanan eğitim kurumlarından teorik ve pratik en az 48 saat eğitim almaktadır. Türkiye’de arabulucular sicil ve denetim bakımından da Adalet Bakanlı-ğı’na bağlıdır. Eğitim alan avukatlar Adalet Bakanlığı tarafından yılda iki kez açılan yazılı ve sözlü sınava girerek başarılı olduktan sonra arabuluculuk yapma hakkını kazanırlar. Ancak bu kişilerin arabuluculuk yapabilmeleri için Arabuluculuk Siciline de kayıt olmaları gerekmektedir. Arabulucu-luk yapanlar her yıl 8 saat yenileme eğitimi almak zorundadırlar.

Yukarıdaki Şekil 17 çevrimiçi anketimize yanıt veren arabulucuların arabuluculuğa bir meslek olarak bakıp bakmadıklarını göstermektedir. Şekilden görüldüğü gibi her dört arabulucudan üç tanesi arabuluculuğu bir meslek olarak görmektedir. Bunu kesin olarak vurgulayanların oranı ise %39’dur. Ancak her on arabulucudan bir tanesi ise arabuluculuğu bir meslek olarak değerlendir-mediğini belirtmiştir.

24Şekil 18 - Arabulucu Olma Nedenlerine Göre Arabuluculuk Mesleği (%)

Şekil 18 arabulucu olma nedenlerine göre arabuluculuğun meslek olarak görülüp görülmediğini göstermektedir. Arabuluculuğu meslek olarak görenlerde “ekonomik nedenler” seçeneğinin diğer-lerine oranla daha düşük oranda işaretlendiği buna karşın mesleğin “karakterine uygunluğunun” da daha yüksek oranda seçildiği gözlenmektedir.

Şekil 19 arabuluculuk uygulaması yapıp yapılmamasına göre arabuluculuğun meslek olarak gö-rülüp görülmediğini göstermektedir. Görülebileceği gibi arabuluculuk uygulaması gerçekleştirilme-si arabuluculuğun meslek olarak görülmesinde istatistiksel olarak anlamlı ve belirleyici bir etken olarak göze çarpmaktadır. Uygulama yapan arabulucuların %85’i arabuluculuğu meslek olarak görürken yapmayanlarda bu oran %73’tür. (p<0.05)

Şekil 19 - Arabuluculuk Uygulaması Yapıp Yapmamasına Göre Arabuluculuk Mesleği (%)

Şekil 20’den de görülebileceği gibi İstatistiksel olarak anlamlı bir fark olmasa da ilk arabulucuların (19-24 ay) arabuluculuğu meslek olarak görme oranlarının diğerlerine göre daha düşük olduğu tespit edilmiştir. (p>0.05)

25Şekil 20 - Arabuluculuk Süresine Göre Arabuluculuk Mesleği (%)

Şekil 21 - Hakimlere Göre Arabuluculuk Mesleği (%)

Çevrimiçi anketimize cevap veren hakimler arabuluculara oranla daha net olarak arabuluculuğun bir meslek olduğunu ifade etmişlerdir. Hakimlerin %86’sı arabuluculuğu ayrı bir meslek olarak gör-mektedir. Hakimlerin yalnızca %5’i arabuluculuğun ayrı bir meslek olmadığını belirtmiştir.

Araştırmaya katılan hakimlerin

% 86’sı arabuluculuğu

ayrı bir meslek olarak

görmektedir.

26Şekil 22 - Arabulucu mu? Avukat mı? (%)

Yukarıdaki Şekil 22 avukatların bir anlamda avukatlıkla arabuluculuk arasında kaldıklarını gös-termektedir. Buradan sicile kayıtlı arabulucuların büyük çoğunluğunun arabuluculuğun ayrı bir meslek olduğunda hem ikir olsalar da, avukatlık şapkalarını çıkaramadıkları görülmektedir. Sicile kayıtlı arabulucuların yalnızca dörtte biri kendilerini avukattan ziyade arabulucu olarak hissettikle-rini belirtmektedir.

Şekil 23 - Arabuluculuk Uygulamasını Yapanlara Göre Arabulucu mu? Avukat mı? (%)

Ancak arabuluculuk uygulaması yapan arabulucuların kendini avukatlığa nazaran daha fazla ara-buluculuğa yakınlaştıkları da yukarıdaki Şekil 23’den görülmektedir. Uygulama yapanların %40’ı kendini avukattan daha fazla arabulucu olarak görürken, uygulama yapmayanların yalnızca %24’ü kendini avukata nazaran arabulucu olarak hissettiğini belirtmişlerdir. Uygulama yapan arabulucu-larla uygulama yapmayanlar arasında bu konuda istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmuş-

Avukatların bir anlamda avukatlıkla

arabuluculuk arasında kaldıkları

görülmektedir. Sicile kayıtlı her

dört avukattan sadece biri

kendini avukattan ziyade arabulucu

olarak hissettiğini belirtmiştir.

27tur. (p<0.05)

Aşağıdaki Şekil 24, arabuluculuk süresine göre arabulucuların kendilerini avukat mı yoksa arabu-lucu mu olarak gördüklerini sorgulamaktadır. Burada görünen en önemli ayrım şudur; ilk arabulu-cular arabuluculuğu meslek olarak görseler de, avukatlık kimliklerini de beraberlerinde taşımakta-dırlar ve henüz kendilerini avukatlık kimliklerinden sıyrılmış bir avukat olarak göremediklerini ifade etmektedirler.

Şekil 24 - Sicile Kayıtlı Arabuluculuk Süresine Göre Arabulucu mu? Avukat mı? (%)

Şekil 25 sicile kayıtlı arabulucuların, şartlar olgunlaştığında arabuluculuğu sürekli olarak yapmak istediklerini açıkça göstermektedir. Arabulucuların %82 bu mesleği sürekli olarak yapmak istediği-ni ifade etmektedir. Sadece %5’i bu mesleği sürekli olarak yapmak istemedikleri seçeneğini işaret-lemişlerdir. Ankete cevap veren sicile kayıtlı arabulucuların ise %13’ü tam karar veremediklerini belirtmişlerdir.

İstatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olmasa da ilk arabulucuların yenilere göre daha fazla sürek-lilik yanlısı olduğu gözlenmektedir. En son arabulucuların ise %90’ı arabuluculuk uygulamalarını sürekli yapmak istese de bu oran eskilerle karşılaştırıldığında düşüktür.

Şekil 25 - Arabuluculuk Mesleğinde Süreklilik (%)

28Derinlemesine görüşmelerde ikirleri alınan 25 kişinin 22’si de arabuluculuğun farklı bir meslek olduğunu ifade etmişlerdir. Aşağıda bu konuda alınan bazı cevaplar görülmektedir:

“Arabuluculuk mesleği algılandığı gibi sadece avukatların yaptığı bir meslek değil; hukuk fakültesi mezunu olan ve arabuluculuk yapmasına engeli bulunmayan herkesin yapabileceği bir meslektir. Yani hukuk fakültesi mezunu bir bakkalın dahi gerekli koşulları yerine getirdikten sonra yapabile-

ceği bir meslektir. Burada şart hukuk fakültesi mezun olunması ve 5 yıllık mesleki kıdem. Arabulu-

culuk genelde avukatların tercih ettiği bir meslek ama sadece avukatlar yapabilir gibi bir düşünce yanlıştır.” - Ankara

“Avukat arkadaşım mesleğini bırakıp arabuluculuk mesleğine geçmeli mesela. Bu işi de iyi yapma-

lı.” – Mersin Baro

“Zaten hali hazırda Türkiye de arabuluculuk mesleğini süren meslektaşlarımızın çok yüksek bir oranı zaten avukat.” – İzmir Baro

“Arabuluculuğu bir meslek olarak görüyorum. Avukatlıktan ayrı bir meslek olarak görüyorum zaten.” – Bursa Baro

“Arabuluculuk; hukuk eğitimi almış, hukuk nosyonuna sahip, mesleğini özümsemiş, hukuku kendi-sine artık hayat tarzı edinmiş insanların yapabileceği ve yapması gerektiği bir kurumdur. Bunun için arabuluculuk hem meslektir hem de avukatlığın içinde yer alan bir alt daldır. Yani arabuluculuğun, avukatlık mesleğini ve hukukçuluk kimliğini gerçekten özümseyen insanlar tarafından yapması ge-

reken bir meslek olduğu kanaatindeyiz.” – Kayseri Baro

“Arabuluculuk bir görgü işi aslında. Belli bir yaş ve tecrübe gerektiriyor. Zaten kanun da o yüzden 5 yıllık tecrübeye sahip hukukçu diyor. Biz 5 yıldan sonra stajyer kabul edebiliyoruz avukat olarak.” - Ankara

“Arabuluculuk diye çıkartmışlar, adliyenin yükünü hailetmek için değil de, avukatlara iş temin et-mek için bu yasa.” - Ankara

“Ancak arabulucu olanlar da bir kere bunu gerçekten bir meslek olarak kabul ediyor mu etmiyor mu? Onu tartışmak gerekiyor. Çünkü sadece prosedür tamamlayayım diye bu şekilde arabulucu-

luk belgesi alan kişiler de var. CV’de bir meslek daha bulunsun diye yapanlar da var. İşin özünü benimsemeden yapan insanlar da var. Bunların ayıklanması gerekiyor. Ya da gerçek anlamda bilgilendirilmesi gerekiyor.” – Bursa Baro

“Aslında noter odası gibi, noterler gibi belli sayıda sadece bu işi yapacak arabulucu ile arabulucu-

luğun bir meslek haline getirilmesi gerekiyor. Yani arabulucu arabuluculuktan başka iş yapmamalı, aynen noter gibi. Diyelim ki Mersin’e kaç tane arabulucu lazım 200 tane, o halde 200 tane arabu-

lucu bürosu açılmalı. Belki de bunlar noter gibi oislerde olmalı, görselliği güven veren yerlerde olmalı, apartman katında olmamalı. İnsanların güvenle gelecekleri yerler olmalı veya onun yasal standardı belirlenmeli. Yani bana göre arabuluculuk ikinci veya yedekte bir meslek olmamalı eğer bu işi başarmak istiyorsak. Tam zamanlı meslek olmalı.” – Mersin Baro

Derinlemesine görüşme yapılan

25 kişiden 22’si arabuluculuğu

farklı bir meslek olarak

görmektedir.

293.1.4. Diğer mesleklere sahip kişiler arabuluculuk yapabilir mi?

Uygulanan yüz-yüze ve çevrimiçi anketlerde diğer mesleklere sahip kişilerin de arabulucu olup olamayacağı ve arabuluculuk yapıp yapamayacağı konusunda projede belirlenen hedef grupların görüşleri alınmıştır. Aşağıdaki şekil ve yorumlarda da görülebileceği gibi özellikle hedef grupların hukuk tabanlı bölümü bu konudaki hassasiyetlerini arabulucunun hukuk altyapısına sahip olma-sına yönlendirmişlerdir. Yani hukuk altyapısına sahip olduktan sonra farklı mesleklerden de ara-bulucu olunabileceği yönünde görüş bildirmişlerdir. Aslında 6325 Sayılı yasada da hukuk fakültesi mezunlarının herhangi bir meslekte beş yıllık tecrübe kazandıktan sonra arabulucu olabileceği yer almaktadır. Avukatlar dışındaki hukuk fakültesi mezunları da, örneğin müfettiş, uzman, hakim veya savcı kendi mesleklerinde 5 yıl tecrübe kazandıktan sonra arabuluculuk eğitimi alıp, Bakan-lıkça açılan sınava girip başarılı olarak arabulucu unvanını almaya hak kazanırlar. Hukuk fakültesi mezunu olmayanların şu anda arabulucu olması mümkün değildir. Ancak özellikle meslek odaları bu konuda hassasiyetlerini belirtmektedir. Hatta Kayseri Ticaret Odası yetkilileri 2007 yılında AB hibe fonları aracılığıyla 72 meslek sahibi kadına arabuluculuk ve müzakere tekniklerini iş hayatın-da kullanmak üzere eğitimler sağladıklarını ancak bu projenin kaynaklarıyla eğitim alan kişilerin maalesef yasa çıkınca değerlendirmeye alınmadığını belirtmişlerdir.

Şekil 26 - Adliye Kullanıcılarına Göre Arabuluculuk (%)

Yukarıdaki Şekil 26 adliye kullanıcılarının bu konudaki görüşlerini göstermektedir. Adliye kullanı-cılarının %88’i arabulucuların hukuk altyapısı olması gerektiğini belirtmişlerdir. Sadece %12’si ise arabulucuların hukuk altyapısı olup olmamasının çok önemli olmadığını ve hukuk altyapısı olsun olmasın tüm meslek gruplarının arabuluculuk yapabileceğini belirtmişlerdir. Her dört adliye kulla-nıcısından üçü ise avukatlar veya yalnızca hukuk fakültesi mezunlarının arabuluculuk yapması gerektiği konusunda görüş bildirmiştir.

Pilot Mahkemeleri Modeli Çalıştayı, 27-29 Nisan 2015

Adliye kullanıcılarının

% 88’i arabulucu olabilmek

için öncelikle bir hukuk

altyapısı olması gerektiğini

düşünmektedir.

30Şekil 27 - Arabuluculuk uygulamaları kim tarafından yapılmalı (%)

Şekil 27’den görülebileceği gibi adliye kullanıcıları arasında avukatlar, arabuluculuğu kim yaparsa yapsın hukuk altyapısı olması gerektiği yönünde cevap vermişlerdir. Yüz yüze anketi cevaplayan avukatların tamamı arabuluculuk uygulamalarının hukuk altyapısı olan kişiler tarafından gerçek-leştirilmesi gerektiğini ifade etmektedir

Her iki avukattan bir tanesi uygulamaların sadece avukatlar tarafından gerçekleştirilmesi yönünde ikir belirtmişlerdir. Bu husus, yani avukatlığın arabuluculuk için gerek ve yeter şart olup olmadığı pilot illerde yapılan derinlemesine görüşmelerde de aşağıdaki şekillerde dile getirilmiştir.

“Arabuluculuğun avukatlık mesleğini ve hukukçuluk kimliğini gerçekten özümseyen in-

sanların yapması gereken bir meslek olduğu kanaatindeyiz. Bizim bütün meslektaşları-mız bu kanıda zaten.” - Kayseri Barosu

“Hukuk fakültesi mezunu olmayanların arabulucu olmaması gerektiğini düşünüyorum. Mutlaka avukat olması gerekmez ancak hukuk fakültesi mezunu olması zorunludur. İlan hükmünde bir karar veriyor olması etkili bu görüşümde. Çünkü mahkeme hükmü niteli-ğinde bir karara dönüşebilecek tutanaklar çıkıyor. Hukuk nosyonu olmayan kişilerin bu-

nun için yeterli olacağını düşünmüyorum.” – Bursa Barosu

“Arabulucuların avukat olmaları çok büyük bir avantaj. Hem mesleklerin getirdiği müza-

kere ve hukuk nosyonunun etkin şekilde kullanılabilmesi bakımından hem de müzake-

reler sonunda düzenlenecek anlaşma tutanağının infaz edilebilir icra edilebilir bir şekil-de düzenlenmesini sağlayabilmeleri bakımından hukukçu olması dahası avukat olması bence çok önemli. Zaten İzmir Barosu olarak da bu görüşü savunuyoruz. Hatta bir adım öteye geçip bu meslek arabulucuların geneline değil sadece avukatlar tarafından yapılan bir meslek olmalıdır da diyoruz.” – İzmir Barosu

Ancak yine şekil 27’den görülebileceği gibi meslek örgütleri (TOBB/TESK) üyelerinden çevrimiçi ankete cevap veren her iki üyeden biri hukuk yapısı olsun olmasın diğer meslek gruplarının da arabulucu olabilmeleri gerektiğini belirtmişlerdir.

Derinlemesine görüşmelerde farklı meslek dallarından kişilerin de arabulucu olup olama-

yacaklarına ilişkin çeşitli görüşler ortaya çıkmıştır. Ancak aşağıda da dikkat edilebileceği gibi görüşülenler arabulucuların hukuk eğitimi almış olmasının çok önemli olduğu konu-

sunda birleşmişlerdir.

31“Bizim üyelerimizde öyle bir talep var. Neden sadece bunu hukukçular yapıyor diyorlar. Mevzuat da destek alınabilir diyor. Zaten işin uzmanıysa eğer taralar da bu kişiye güve-

niyorsa gelsin katılsın görüşmeye. Ama kesinlikle arabuluculuğu bir hukukçu yapmalı.” – Ankara Ticaret Odası

“Arabuluculuk ve mutlaka hukuk fakültesi mezun olmanın yanında alternatiler geliştirilir-se en azından etkisi daha yüksek olabilir. Ben de hukuk fakültesi mezununun arabulucu olmasını takdir ederim ancak yanında yan arabulucu da olabilir. Örneğin bir yeminli mali müşavir olabilir. Ücreti neyse iki arabulucuya da bölüştürülebilir.” – Bursa Ticaret ve Sa-

nayi Odası

“Hukukçular zaten yargının içinde ve hukuk yargılama üzerine kurulan bir mekanizma. Yani ya iyi diyeceksiniz ya da kötü. Ona göre yargılamanın içerisine gireceksiniz. Hâlbuki arabuluculuk yargıdan çok uzaktır. Yani bir taraf tutmadan yapılabilecek bir şeydir. Hu-

kukçular yargılamadan bunu nasıl yapacaklar? Çünkü senelerce yargılama üzerine eği-tim alıp, ondan sonra da hiç yargılamadan o iki kişiyi nasıl dinleyecekler de uzlaşmalarını sağlayacaklar diye çok düşündüm. Hâlbuki beni düşünürseniz ticaret odası içerisinde işçi işvereni daha net gözlemlerim, ticari hayattaki sıkıntıları daha net görürüm, iki işveren arasında, iki irma arasındaki diyaloglara daha net girebilirim. Ticaret hayatının içerisinde de bir işi bu şekilde görmüş bilmiş kişilerin de (arabulucular arasında) yer alması daha iyidir.” – Kayseri Ticaret Odası

“Bence arabulucu hukukçu olmalı mutlaka ama yanı sıra meslek erbapları ciddi iş ehilleri de olmalı diye düşünüyorum.” – Mersin Ticaret ve Sanayi Odası

“Toplumda tek başına farklı meslek erbaplarının arabulucu olması çok olası değil. Ama bir hukukçunun yanında bir avukatın yanında o konuda o meslek grubunda toplumda kabul görmüş insanların belki destek amaçlı olması yardımcı olabilir.” - İzmir Esnaf Sa-

natkar Odaları Birliği

“Hem sürecin yönlendirilmesi hem de süreç sonunda anlaşma tutanağının hazırlanması, icra edilebilir ve infaz edilebilir bir metin şeklinde yazılabilmesi için mutlaka bir hukukçu-

nun elinin değmesi lazım. Psikologlar, sosyologlar da müzakereyi sağlayabilirler ancak bu hiçbir zaman tam olmayacaktır.” – İzmir Barosu

Aşağıdaki Şekil 28’den görülebileceği gibi arabulucuların yalnızca %38’i arabuluculuk çalışma-larında farklı mesleklerden de kişilerin yer alabileceğini belirtmekteyken %62’si bu duruma karşı durmaktadır.

32Şekil 28 - Farklı Mesleklerin Arabuluculuk Çalışmasında Yer Alması (%)

Şekil 29’da farklı meslek gruplarının arabuluculuk çalışmalarında yer alıp almaması konusunda hakimlerin ve arabulucuların görüşleri karşılaştırılmaktadır. Bu konuda hakimler ve avukatlar fark-lı düşünmektedir. Hakimler farklı meslek gruplarının arabuluculuk konusundaki çalışmalarda yer alması ikrine açıkken daha önce de bahsedildiği gibi arabulucular bu konuda tamamen farklı dü-şünmektedir. Her beş hakimden dördü, her beş arabulucunun ise yalnızca iki tanesi farklı meslek gruplarının arabuluculuk çalışmalarına katılmalarını desteklemektedir

Şekil 29 - Farklı Mesleklerin Arabuluculuk Çalışmasında Yer Alması (%)

Şekil 30’da, arabuluculuk uygulaması yapan arabulucuların uygulama yapmamış olan arabulucu-lara oranla farklı meslek gruplarının arabuluculuk çalışmalarına katılmalarına karşı oldukları görül-mektedir. Uygulama yapmayanlarda karşı çıkma oranı %60 iken yapmış olanlarda bu oran %70’tir.

33Şekil 30 - Uygulama Yapmış Arabuluculara Göre Farklı Mesleklerin Arabuluculuk Çalışmasında Yer Alması (%)

Farklı meslek grubundan kişilerin arabulucu olması veya arabuluculuk çalışmasına katılması doğ-rultusunda ikir belirtenler bazı ihtilaf konularının teknik bilgi gerektirdiği o teknik bilgiye sahip olan arabulucunun daha verimli olabileceğini düşünmektedir. Dünya’da da arabuluculuğun önce hu-kukçularla başlayıp sonrasında diğer mesleklere yaygınlaştırıldığı belirtilmiştir. Türkiye’de her yıl ortalama 650 bin dava açılmaktadır ancak 2013’den şu ana kadar toplam yapılan arabuluculuk uygulaması bin civarındadır. Aşağıda bu konuda ikirler yer almaktadır:

“Arabulucu farklı mesleklerden de olsa neticede bir ihtilafın çözümü söz konusu.” – An-

kara

“Bu uygulamanın olduğu diğer ülkelerde her meslek grubundan insanlar bu işi yapıyordu. Benim kendi kanaatim; her meslekten birilerinin arabulucu olması yönünde. Mesela bili-şimle ilgili bir problem geldiğinde bir bilgisayar mühendisi burada arabulucu olabilmeli ya da kişilerin araçla ilgili sanayiyle ilgili bir sıkıntısı olduğunda bir makine mühendisi ya da inşaat mühendisi burada arabulucu olabilmeli, çünkü konuya vakıf.“ - Ankara

“Şu anki mevcut düzenimizde arabulucu karar veren organ değildir sadece kişileri ortak noktada buluşturur ama buluşturabilmesi için de bence o konuya vakıf olması gerekir diye düşünüyorum.” – Ankara

“Bizim toplum yapımızı değerlendirerek gitmek lazım. Yabancı ülkelerde bunun örnekleri-ni görüyoruz. Psikologlar, sosyal çalışmacılar, mühendisler, doktorlar ilan yapabiliyorlar. Ama hukuka en yakın meslek grubu Türkiye’de avukatlar, insanların gitmeye de alıştığı... Bizim arabuluculuk modelimizde arabulucunun bir hüküm verme ya da taraları hukuken de olsa yönlendirme yetkileri yok. Dolayısıyla uyuşmazlığa tam olarak vakıf olmasına da gerek yok.” - Ankara

“Bizim gibi taraların ifade etmediği bir şeyi uzman yardımıyla derinlemesine incelememi-zin imkanı yok. Ne söylüyorsa ne istiyorsa o. Aynı şey inşaat uyuşmazlığı için de geçerli. Doğru demir kullanılmadığı, fazla demir kullanıldığı gibi şeyleri ben de anlayabilirim çün-

kü işin içindeyiz, çünkü ticari davalar da açıyoruz. Sebebini anlamadan dava açamazsı-nız. Dolayısıyla inşaat bilirkişisine ihtiyacım yok.” - Ankara

“Taralar meseleyi anlasın yeter. Benim anlamama gerek yok. Benim amacım görevim;

34sistematik, basit ama çok etkili yöntemler kullanarak, taraların birbirini daha iyi anlama-

sını sağlamak. Dolayısıyla onların arasında bir bilgi köprüsü veya sen o hesabı nasıl yapıyorsun o hesap öyle değil diyecek bir fonksiyonum yok. Ben çok daha iyi bilen bir mühendis arabulucuyum ikinizde yanlış biliyorsunuz diyecek bir fonksiyonum olamaz, olmamalı da. Dolayısıyla çok gerekiyorsa, çok taralı çok büyük anlaşmazlıksa belki o zaman kullanılabilir.” – Ankara

“Doktorlar diyor ki ben niye arabulucu olamayayım, mali müşavirler diyor ben de istiyo-

rum, ticaret ve sanayi odası erbapları da istiyorlar; o zaman her grubun kendi arabulucu-

ları oluşacak. Tüm topluluklar kendi hukukunu oluşturmaya çalışacaklar ve tek hukuklu bir sistemden çok hukuklu bir sisteme doğru adım atmış olacağız. Dolayısıyla ben arabu-

luculuğun sadece hukuk fakültesi mezunları tarafından yapılmasına taraftarım.” - Mersin

“Bizim üyelerimizde (kendilerinin de arabulucu olması gerekliliğine ilişkin) öyle bir talep var. Neden bunu (arabuluculuğu) sadece hukukçular yapıyor diyorlar. Mevzuat zaten destek alabilir diyor. İşin uzmanıysa ve eğer taralar da bu kişiye güveniyorsa gelsin katıl-sın görüşmeye. Ama kesinlikle arabuluculuğu bir hukukçu yapmalı.” - İzmir

“Sadece dava olarak düşünmeyin. Mesela veliyle öğrenci arasındaki ilişki. Bütün bunları düzenleyecek bir mekanizma olmalı. Sağlık sektöründe de bakıyoruz doktorla hastaları arasında milyon tane sıkıntı var. Bunu anlayacak bu ilişkileri düzenleyecek algıdaki fark-

lılıkları, yargılamayı kaldıracak bir birim kurulsaydı. Bir arabuluculuk merkezi kurulsaydı. Başarılı olan avukat o listenin (arabulucu listesi) içerisinden otomatik seçilecek zaten. Bunlar eğitimci arabulucularımız, bunlar sağlıkçı arabulucularımız denmeliydi. Ama ne-

den korkuldu neden yapılmadı anlamış değilim.” - Kayseri

“Farklı meslek grupları da arabulucuların yanında yer almalı diye düşünüyorum. Yani arabulucu olmadan onlara destek vermeli.” - İzmir

“Farklı meslek erbapları da arabulucu olmalı bence. Öyle bir meslek var ki şimdi atıyorum oto tamirciliği aklıma geldi oto tamirciliğinde bir sıkıntı doğdu itilaf doğdu. Müşterisi ile arasında bir sıkıntı oldu veya başka birisi ile sıkıntı oldu. Şimdi hakim onu bilemeyebilir. Avukat da bilemeyebilir. Ama o mesleği bilen o mesleğin mutfağında yetişen insanlardan birisi orada görev alırsa (ihtilaf) daha çabuk çözüme ulaşır diye düşünüyorum.” - Bursa

3.2. Yasal Gereksinimler ve Zorunlu ArabuluculukBu bölümde yapılması beklenen yasal iyileştirmeler ve özellikle zorunlu arabuluculuğa ilişkin gö-rüş ve beklentiler tartışılacaktır. Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı’na göre arabuluculuk uygu-lamalarının yerleştirilmesi ve yaygınlaştırılmasındaki temel nokta; adliyeye gelen iş yükünün çok fazla olmasıdır. Adalet Bakanlığı Stratejik Planı’nda, hukuki sorunları çözmenin tek yolu çekişmeli dava usulü olmasından çıkartılarak, uyuşmazlıkların alternatif çözüm yollarının arasına 6325 Sa-yılı Kanun ile arabuluculuğun da katılmış olması olduğu belirtilmektedir. Planda aynı zamanda önümüzdeki dönemde arabuluculuk uygulamalarının yaygınlaştırılması ve etkinleştirilmesi için mevzuat değişikliği ile zorunlu arabuluculuğun hedelendiği de belirtilmektedir.

35Şekil 31 - Arabuluculuk Uygulamaları ve İş Yükü (Hakimler) (%)

Derinlemesine görüşmelerde arabuluculuğa temelde iş yükünün azaltılmasına çözüm olarak ba-kılmasıyla beraber arabuluculuğun kendi dokusundan kaynaklanan diğer faydaların da göz önün-de bulundurulduğuna değinilmiştir. Bunlardan biri arabuluculuğun taraların husumetini artırarak değil de azaltarak bir çözüm imkanı sağlaması ikincisi de maliyetinin düşük olması olarak dile getirilmektedir.

Hakimler de arabuluculuk uygulamalarının yargı üzerindeki yükü ve özellikle kendilerinin üzerine düşen iş yükünü azaltmada bir çözüm olduğunu düşünmektedir. Hakimlerin şu anda arabuluculuk uygulamalarının çok iyi bilinmemesi ve taraf avukatlarının da daha önce tartışılan farklı nedenlerle tepkili yaklaşımından kaynaklanan zorluklar hakkındaki görüşlerine rağmen, arabuluculuk uygu-lamalarının kendi iş yüklerini azaltabileceği beklentileri çok yüksektir. Şekil 31’de hakimlerin ara-buluculuk uygulamalarını kendi iş yükleri açısından değerlendirmeleri yar almaktadır. Hakimlerin neredeyse tamamı uygulamaların iş yüklerini düşüreceği beklentisi içindedir. Hakimlerin %91’i bu ikre kesin olarak katılırken , kalan %9’u da pozitif olarak bunu umduklarını belirtmektedir. Ancak hakimlerin ancak %40’ı arabuluculuk uygulamaları olmazsa sistemin çökme noktasına gelebile-ceğini düşünmektedir.

Şekil 32 - Hakim Tarafından Arabulucuya Yönlendirilmek (%)

Hakimlerin yaklaşık % 40’ı

arabuluculuk uygulamaları

olmazsa yakın gelecekte

mahkemelerdeki aşırı yoğunluk

nedeniyle sistemin çökme

noktasına geleceğini

düşünmektedir.

36Hakimler uyuşmazlığın taralarını arabulucuya göndermekle yükümlüdürler. Yargısal arabulucu-lukta hakimler devreye girerek ve kendiliğinden ya da taralardan birinin talebi üzerine taralara arabuluculuğa başvurmalarını teklif etmektedir. Avusturya ve Almanya’da yapılan araştırmalara göre taraların davanın başında arabulucuya yönlendirilmesi, başarılı uzlaşma oranını ciddi ölçüde artırmaktadır.

Şekil 32’den görülebileceği gibi her üç adliye kullanıcısı taraf veya tanıktan ikisi arabuluculuk uy-gulamalarına uygun bir uyuşmazlıkta arabulucuya yönlendirilmek istemektedir. Ancak bunların sa-dece %20’si arabulucuya yönlendirilmek istemediğini ifade etmiştir.

Bu konuda da derinlemesine görüşmelerde dile getirilen hususlar olmuştur. Bu hususlar genellikle yönlendirmenin hakimin yönlendirmesi veya tavsiyesinden ziyade zorunlu olması veya arabulucu-luk kapsamına girebilecek davaların belirlenerek bunların doğrudan zorunlu arabuluculuk uygula-maları ile çözüme götürülmesi şeklindedir.

“Arabuluculuk kurumu ne kadar hızlı ve ne kadar etkin bir biçimde sisteme dahil edilirse bu kurum o kadar çabuk şekilde yerleşecektir. Yargılamanın ve yargının iş yükü de o kadar çabuk düşecektir. Mahkemelerdeki mesela arabuluculuğun bir değişik pozisyonu olan uzlaştırma ceza mahkemelerinde hakimlerimizin “uzlaşma talebi yok” yazabilmek için formalite icabı sorularını bir kenara bırakılarak ve sorun yaşayan insanları arabulucu-

luğa yönlendirilmesinin zorunlu olduğu bir yasal düzenleme getirilmesi lazım. Belli başlı mevzular da arabuluculuk vasıtası ile çözülür, eğer bu sorun arabulucunun nezdinde çö-

zülemezse arabulucu tarafından tutulacak tutanak neticesinde adli makamlara müracaat etmeyi zorunlu hale getirmemiz lazım. Bu husus yani hakimin yönlendirmesi şu an keyfe keder bir pozisyonda, aynen uzlaştırma gibi formaliteden öteye gitmeyen bir pozisyonda. Hakim yönlendirmesinin ciddi manada yasal zemine oturtulması lazım.” - Kayseri

Şekil 33 - Hakim Tarafından Arabulucuya Yönlendirilmek (%)

Şekil 33’te hakim tarafından, arabulucuya yönlendirilen davalardaki taralara arabulucunun yak-laşımı ve taraların bakış açıları değerlendirilmektedir. Arabulucunun taralara sorun çıkarmadığı ama taraların bakış açılarının beklendiği kadar pozitif olmadığı yönünde değerlendirme yapılmış-tır.

37Şekil 34 - Arabuluculuk Uygulamalarına İlişkin Yasal Düzenlemeler (%)

Şekil 34 arabuluculuk uygulamalarına ilişkin yasal düzenlemelerin yeterli olup olmadığı konusunda arabulucular ve hakimlerin görüşlerini yansıtmaktadır. Arabulucuların %4’ü hakimlerin ise %13’ü yasal düzenlemeleri yeterli bulmaktadır. Buna karşı her iki arabulucudan ve her üç hakimden biri şu anki yasanın arabuluculuk uygulamaları konusunda yetersiz olduğunu ifade etmişlerdir. Her iki kesimin yine büyük bir bölümü de yasayı kısmen yeterli bulmaktadır.

6325 sayılı yasa ve yeni yasal düzenleme ihtiyaçlarıyla ilgili konularda derinlemesine görüşmeler sırasında dile getirilen hususlara aşağıda yer verilmiştir.

“Çocuk yanlış doğdu. Dolayısıyla böyle bir tablo varken onların ayrıntısına girebilecek konumda değilim. Yani olmamalı yapılmamalı, tam tersine eğer gerçekten arabuluculuğu Adalet Bakanlığı’nın hazırladığı Avrupa Birliği’yle birlikte hazırladığı o plan çerçevesinde, planda yazılı olduğu gibi yargı yükünü azaltabilecek bir alternatif yol olarak önerilmekte ve uygulanmakta ise, bu mevcut yasayla yapılamaz. Bu yasayla başarılı olunmasının imkanı yoktur. Bu kel kör topal bir yasadır ve başarılı da olmamalıdır. Ben arabuluculuğun kendisine karşı değilim. Sistemine ve uygulanışına karşıyım.” - İstanbul

“Ben geçmişte ceza hakimliği de yaptım uzlaşma kurumuna girildi uzlaşmada da sonuç alınamadı. Oradan biliyorum genelde baştan savma oluyor bu iş. O yüzden önce zorunlu arabuluculukla baş-

layıp herkesin duymasını ve öğrenmesini sağlayıp, ülkede oturmasını sağladıktan sonra gerekirse zorunluluğu kaldırıp yine bir yasal düzenlemeyle ihtiyari hale getirirsek sonuç daha iyi olur diye düşünüyorum.” - İstanbul

“Yasal düzenlemelerden en önemlisi zorunlu arabuluculuk olması. Belirli bir süre masraları devlet karşılayabilir.” – İstanbul

“Ama yeni yasal düzenleme yapılır da yani belirli sınırlar için arabulucuya gidilmesi zorunlu hale gelirse işleyişi çok hızlandıracak bir husus.” – Ankara

“Yeterli bir mevzuat olmaması, arabulucuyu kısıtlayan noktaların çok fazla olması arabuluculuk sis-

teminin gelişimini engelliyor şu anda diye düşünüyorum.” - Kayseri

Farz edelim ki bir şey oldu kendi meslek odasına bile gitmez çoğu üye bizde. Ne yapar? Önce bir avukata sorar maddi gücü varsa sonra gider davasını açar. Şimdi orada hakimin yönlendirmesi çok önemli siz arabuluculuğa gitseniz daha iyi olur. Eğer bu zorunluluk olarak getirilirse bunu hakim söylemek zorunda olacak. Yani burada bir şey olduğunu düşünüyorum. Yine zorunluluk açısından kanuni düzenlemenin eksik olmasına geliyor konu. O anlamda da hakimlerin eğitilmesi ve buna teşvik etmesi gerekiyor.” – Ankara

Arabulucuların % 52’si,

hakimlerin ise % 32’si

arabuluculuk uygulamalarına

ilişkin yasal düzenlemelerin

yetersiz olduğunu

düşünmektedir.

38“Bildiğim kadarı ile şu andaki mevcut yasal düzenleme içerisinde hukuk fakültesi mezunu şartı var fakat sanırım bunun ileride daha da geniş bir alana yayılarak arabuluculuk sisteminin geliştirilmesi için belli başlı alanlara da dağıtılması gibi gündem olabilir.” - Kayseri

“Yasal düzenlemelerin de biran önce kesin ve net bir şekilde yapılması gerekiyor. Yani belli başlı ve belli sınırlar içindeki sorunların çözümünü mutlaka ve mutlaka arabuluculuk vasıtası ile çözülmesi gerektiği gibi.” - Kayseri

“Ama arabuluculuğun yasal olarak mecburi olmaması şu anda sistemin önündeki tıkaçlardan biri. Mecburi olduğu zamanda bir hukukçu olarak özellikle bir avukat olarak şunu söylemem lazım ki, arabuluculuktaki taraların mutlaka avukatla temsil zorunluluğu getirilmekte yarar var. Arabulucuya geliyorsa bir vatandaş yanında avukatı da olsun ki arabulucu şöyle yapın böyle yapın demiyor, uz-

laşmaya ikna etmeye çalışıyor, yol gösteremiyor. Ama orda taralar ve birbirine bilenmemiş avukatlar olursa taralar daha rahat uzlaşabilir.” – Mersin

“Arabuluculuk kanunu son derece modern bir kanun hatta baroların tepkisi üzerine sadece hukuk fakültesi mezunlarına özgülenmesi belki de o anda ölü doğmamasını sağladı. Bir aşama sonra belirli bir miktara kadar mecburi arabuluculuk getirilecek getirilebilir.” - Mersin

“Düzenlemeleri ve yasayı tam okumuş değilim. Ama biraz önce dediğim gibi düzenlemeler düzensiz de olsa çalışmaya başlandıktan sonra nerede arıza var nerede sıkıntı var nerede eksikler var tespiti yapılabilir diye düşünüyorum. Mühim olan o yola girebilmek o yola girdiğimizde o sıkıntı ortadan kalkar diye düşünüyorum.” - Bursa

“Belli tip uyuşmazlıklarda ya da belli bir meblağa kadar parasal uyuşmazlıklarda yasal zorunluluk geldiği zaman insanlar ister istemez bakacak bu arabuluculuk neymiş.” – İs-

tanbul

“Yeni düzenlemeyle bu görüşme arabuluculukla çözüldüğü taktirde taraf avukatına da ödenecek ücret budur gibi bazı ilaveler yapılabilir. Avukatları sisteme çekebilmek için bu konuda idari ve yasal düzenleme yapılması lazım. Avukatlar burada kendilerine bir uyuşmazlık geldiği zaman; ben şimdi davadan 5 bin lira alacağım ama 5 yıl sürecek 500 alsam 5 saatte bitse nasıl olur, bunun muhakemesini yapabilmeli. Orada avantajlı oldu-

39ğunu görmeli.” - İstanbul

“Arabuluculuğun zorunlu olması çok nazik bir konu. Bu husus arabuluculuğun ihtiyari olması prensibiyle gönüllülük esasıyla çok çatışan bir şey. Ancak, başlangıçta yerleştirin-

ceye kadar zorunlu belli kıstaslara kadar; öyle bir tasarı da var sanırım mecliste; mesela 3 bin 5 bin liraya kadar uzlaşmazlığı olanların mahkemeye gitmeden arabuluculuk me-

kanizmasıyla çözülmesi meselesi. Ancak bu da uzun vadede arabuluculuğa zarar vere-

bilecek bir yöntem. Çünkü arabuluculuğu insanların gönüllü olarak katılabileceği şekilde geliştirmemizde fayda var.” - İstanbul

“Hakim, hakimin ücreti, yol parası, adliye mekanizmasındaki personel vs. olarak düşü-

necek olursak her davanın ciddi bir maliyeti var. Arabuluculuk masralarını her iki tarafın masralarını da devlet karşılayarak bu işe bir çözüm getirilebilir. Herkes mahkemeye gitse para ödeyecek, arabulucuya gitse para ödemeyecek. Bu bizim toplumuza çok uygun bir şey.” - İstanbul

Şekil 35 - Zorunlu Arabuluculuk (%)

Şekil 35, odak grup toplantılarında ve derinlemesine görüşmelerde sıklıkla dile getirilen bir terim olan zorunlu arabuluculuğa hedef gruplar tarafından nasıl yaklaşıldığını göstermektedir. Hedef gruplar zorunlu arabuluculuk konusunda iki bölüme ayrılmaktadır. Sırasıyla arabulucular (%60), hakimler (%32) ve eğitmenler (%26) oran ile arabuluculuğun “kesinlikle zorunlu” hale getirilmesin-den yana olduklarını belirtmişlerdir. Şekle arabuluculuk uygulamalarının “zorunlu” olmasını des-tekleyenler açısından baktığımızda hakimlerin (%91), arabulucuların (%84) ve eğitmenlerin (%56) oranında arabuluculuğun zorunlu olmasını destekledikleri görülmektedir. Ancak avukatlarda bu oran %8, taraf ve tanıklarda %19 ve TOBB/TESK üyelerinde %25’tir. Avukatların %64’ü zorunlu arabuluculuğa karşı çıkmaktadırlar.

Bunun yanı sıra derinlemesine görüşmelerde arabulucu sayısı ve bu sayının sınırlandırılıp sınır-landırılmayacağı da gündeme getirilmiştir. Bu konuda aşağıdaki ikirler ileri sürülmüştür.

“Yalnız arabuluculuk zorunlu olursa; arabuluculuğun zorunlu olması konusunda idari ve yasal mevzuat düzenlemesi yapılırsa o zaman ne kadar arabulucuya ihtiyaç olduğu da bir anlamda ortaya çıkacak. Ortaya çıktıktan sonra yasal düzenleme ile ortalama bir sayıyla sınırlandırılabilir. Fazla talep alıp mesleği daha az kişiyle yapılabilirken daha çok kişiyle ve kaliteyi düşürerek yapılmasının önüne geçilmiş olur. O açıdan bence sayı önemli.” - Bursa

Hakimlerin % 91’i,

eğitmenlerin ise % 56’sı

arabuluculuğun zorunlu olması

gerektiğini savunmaktadır.

Ancak avukatların

% 64’ü zorunlu arabuluculuğa

karşı çıkmaktadır.

40“Kaliteyi sağlamak gerekir. Yoksa sırf bir belge alıp arabulucu oldum diye çıkılmamalı. Bu kurumu da yıpratır. Bu işe soyunup bir çözüm de sağlamadıktan sonra. Güven de kalmaz biraz daha hassas davranılması gerekir. Şu aşamada en azından sınırlama mümkün. İlerde yoğunluk olur ona göre belki yine devam ettirilir ama şu anda olanlar yeterli gibi.” - İstanbul

3.3. Arabuluculuya Güven ve ErişimArabulucuya güven, arabuluculuğun etik kurallar çerçevesinde uygulanıp uygulanmadığı ve ara-bulucuya yönlendirme ve erişim de hem çevrimiçi anketlerde hem de derinlemesine görüşmelerde üzerinde durulan hususlardan biridir. Yukarıdaki bölümde tartışılan arabuluculuğun etkililiği ve et-kinliğinde de ne derecede önemli olduğu aşağıdaki Şekil 36’da görülebilmektedir.

Şekil 36 - Arabuluculuk İhtiyacı Olan Kişilerin Anlaşmazlık Çözümleri İçin Arabuluculara Gü-vendiklerini Düşünüyorum (%)

Aslında yukarıda tartışıldığı gibi arabulucuya güven veya işi çözmeye yetkin olup olmamasından ziyade etkililiğin düşüklüğündeki en önemli mesele arabuluculuğun sonunda varılan anlaşmanın uygulanabilirliği olarak ortaya çıkmıştır. Her on taraftan sadece bir tanesi arabulucunun tarafsız-lığına güven konusunda bir çekincesi olduğunu belirtmiştir. Hatta yetkinlik dahi etkililik üzerinde güvenden daha önde bir etken olarak gözlenmiştir.

Ancak bu konuda arabulucuya güvenden ziyade taraların birbirine güvenmesinin daha önemli olduğu, taralar arasında ihtilaf ortaya çıktığı anda arabulucuya gidilmediğinde çözümün daha zor olacağı dile getirilmiştir.

Yukarıdaki Şekil 36, arabulucuya ihtiyacı olan kişilerin anlaşmazlık çözümleri için arabulucuya güven duygusunun hedef gruplarca nasıl değerlendirildiğini göstermektedir. Arabulucuya güvenin en düşük düzeyde olabileceğinin algılandığı hedef grubun avukatlar olduğu (%48) görülmektedir. Bunu %40 ile hakimler ve %32 ile arabulucular izlemektedir. Görüşülen vatandaşlar ve ikirlerini çevrimiçi anket yoluyla dile getiren meslek örgütü mensuplarında bu oran diğerlerine göre düşük-tür.

41Şekil 37 - Uygulamanın Etik Kurallar Çerçevesinde Sürdürüldüğünü Düşünüyor musunuz? (%)

Şekil 37 uygulamanın etik kurallar çerçevesinde sürdürülüp sürdürülmediği konusuna hedef grup-ların bakış açısını göstermektedir. Bu konuda en yüksek güvenin hakimlerde olduğu görünmekte-dir. Tüm hakimler bu konuda pozitif düşünmektedir. Hatta her beş hakimden dördü uygulamanın etik kurallar çerçevesinde sürdürüldüğünü dile getirmiştir.

Bu konuda en yüksek şüphesi bulunan grup adliyelerde görüşülen vatandaşlar olarak ön plana çıkmaktadır. Bu düşünceye katılmayan adliye kullanıcıları vatandaşların oranı %8 olarak tüm he-def gruplar içinde en düşük de olsa, orta derecede katılıyorum seçeneğini dışarıda tuttuğumuz-da, her üç vatandaştan sadece birinin arabuluculuk uygulamalarının etik kurallar çerçevesinde sürdürüldüğünü düşünmekte olduğu anlaşılmaktadır. Arabuluculuk uygulamalarının etik kurallar çerçevesinde sürdürüldüğüne katılmama oranı ise TOBB/TESK üyelerinde (%21) ve avukatlarda (%15) olarak bulunmuştur.

Arabuluculuk uygulamalarının etik kurallar çerçevesinde sürdürülüp sürdürülmediği arabulucuya ve arabuluculuk uygulamalarına güven çerçevesinde tartışılabilir. Bu konuda derinlemesine görüş-meler sırasında açığa çıkan düşünceler aşağıdaki gibidir.

“Bu meslekte çok katı kurallarının artık olması gerekir. Ne bir hakimlik ne de avukatlığa benziyor. Bunun tarafsızlığı çok daha ileri safhada. Etik kuralları çok daha ileri safhada. Bunun içinde bu arabuluculuk sistemindeki emin ve güvenilir sıfatları gereğince hata ya-

panı bu meslekten dışarı koymak ve mesleğin bu itibarını ve güvenilirliğini devam ettir-mek gerekir.” - Ankara

“Güven zaten en başta bertaraf olmuş bir şey. Çünkü insanlar avukata gelmeden evvel, arabuluculuğu özellikle çok da düşünmeden evvel, güvenlerini zaten kaybetmiş oluyorlar. Çünkü avukata gelmiş uyuşmazlıklar zaten kangren olmuş uyuşmazlıklardır. Örneğin, şirketlerin düzenli, maaşlı çalıştırdıkları çok sıkı ilişkileri olan avukatları yok ise hukuki risklerini profesyonelce yönetmiyorlarsa el yordamıyla kendileri halletmeye çalışıyorlar, batırıyorlar ve bir yere geldikten sonra avukata havale ediyorlar.” – Ankara

“Arabuluculuğa güvenmek değil karşı tarafa güvenmek önemli olan husus. Uyuşmazlığın dozları var. Onu şöyle bölebiliriz; sözleşme kuruldu, uygulanıyor, sakatlıklar var sorun çıkmaya başladı sakatlıklar sözleşmenin yürümesini engellemeye başladı. Hukukun da-

hil olduğu yer. Bir aşamaya daha geldik. Ondan sonra bu engeller artık tahammül edile-

mez ve sürdürülemez hale geldi. Hukuk devreye girdi ama tahammül edilemez aşama güvenin zaten kaybedildiği bir aşama. İnsanların öncelikle birbirlerine güvenle yaklaş-

ması lazım ya da daha erken aşamalarda arabuluculuğa başvursun ki bu güvende kay-

Araştırmaya katılan beş

hakimden dördü arabuluculuk

uygulamasının etik kurallar

çerçevesinde yapıldığını

düşünmektedir.

42bolmamış olsun yani güven de kurtarılabilecek aşama da olsun, o zaman arabuluculuk etkinleşebilir.” – Ankara

“Zaman içinde ama arabulucuya kendinizin gittiğini düşünün. Karşınızdaki kişinin size önce güven vermesi gerekiyor. Bu hukuk fakültesinden 21 yaşında mezun olmuş şu an 26 yaşında arabulucu olan insan olma ihtimali düşük, belki yaş 35 gibi ya da 40 gibi olursa daha kolay güven telkin edebilir. Yani belki de daha yüksek bir yaş sınırını da ge-

tirmemiz gerekebilir.” – Mersin

“Mesela şu an kurulan sistemde (arabulucuyu) aişe etmeniz yani bu eğitimi aldı kazandı demeniz bir kere o insana (arabulucuya) zaten güvendirecek. Mesela bu (arabuluculuk) eğitimi almış bir kadın bir imtihana girmiş güvenilir. Ondan sonraki başarısı artık kendi başarısı. Evet bu eğitimi almış bununla olur ya da bu eğitimi almış ama bununla olmaz. Artık o listeden sonraki, insanların kendilerinin sağlayacağı güven ve kişisel başarıları.” – Kayseri

“Arabulucular hukukçu olduğu için diğer avukatların devreden çıkması evet mantıklı olan o ama bizim tahkimde de gözlemlediğimiz taralar avukatlarından vazgeçmiyorlar. Bir şekilde karşı tarafa çok güven olmadığından mıdır nedir dolayısıyla o müesseselerde de ben kolay vazgeçeceklerini zannetmiyorum.” – Mersin

“Arabulucu aslında hakim değil kendi kararını kendin vereceksin, karşı tarala bir görüş belki bir çözüm bulursunuz, çözümü siz kendiniz bulacaksınız arabulucu sadece size yol gösterecek, eşlik edecek, bunu anlatabilmek gerekiyor insanlara. Senin arabulucun benim arabulucum değil bir tane arabulucu, eğer istemiyorsan yine davanı açarsın. Bunu topluma iyi anlatabilmek gerekiyor.” – İstanbul

“O kişiler (arabulucular) ilk önce bir avukattır zaten. Mesleki kurallar ve etik kurallara uya-

rak aynı şekilde arabuluculuğu yapmaya çalışacaklardır diye düşünüyorum.” - İstanbul

“Arabuluculuğu bilmeyen, kabul etmeyen avukatlar o şekilde yönlendiriyorlar vekilleri. Hakim beni yönlendirdi arabulucuya git dedi, bu konuda ne yapabilirim diyor. Avukat sen boş ver arabulucuyu biz mahkemeyle çözeriz gibi telkinlerde bulunuyor. Ama şu an onları

43ikna etmekten başka yapacağımız bir şey yok” – İstanbul

“Adalet Bakanlığı arkasında Arabuluculuk Daire Başkanlığı devletin arabulucusu mantığı insana güven veriyor. Arabulucu demek ki güvenilir insan demek, emin insan demek.” – Ankara

“Gerçekten bu mesleği yapmak isteyenlerle devam etmek gerekiyor. Şimdi bunu seçme şansımız yok çünkü o noktada değiliz. Emin ve güvenilir bir meslek, en ufak bir yanlış yapan bile bu mesleğin dışına atılmalı. Hepsi için belli bir zaman ihtiyaç var.” – Ankara

“Avukat ama ilave bir eğitim alıp, uygulama sınavı ile belli bir süzgeçten geçen insanlar, yani güvenilir, dürüst insanlar. Ama insanlarda şu var güvene eşlik eden; arabulucu aca-

ba gerçekten bu işi anlıyor mu, biliyor mu, ben sorunumu anlattığım zaman beni anlaya-

bilecek kapasitede mi?” - Ankara

“Uyuşmazlıklara nasıl avukatlar erken aşamada dahil olursa daha çok faydaları oluyor, arabuluculuk sistemine de erken entegre olmak lazım. Zaten müzakere ve arabuluculu-

ğun önündeki engellerin birisi de geç aşamada arabuluculuğa başvurulması olarak düşü-

nülüyor. Bu arabuluculuk müessesinin değil, bunun içinde olanların eksik yönü.” – Ankara

Aşağıdaki Şekil 38 arabulucuların uygulamalar sırasında karşılaştığı veya karşılaşılabileceğini düşündüğü zorluklar olarak dile getirilmiştir. Arabuluculuk uygulaması yapmış olsun olmasın ara-bulucuların karşılaştığı veya karşılaşacağını düşündüğü ilk zorluk hakimlerin çekimserlikleri veya karşı duruşları olarak dile getirilmiştir. Arabuluculuk uygulaması yapmış olanların %85’i ve yap-mamış olanların %80’i bunu ilk zorluk olarak dile getirmektedir. Her iki grupta da ikinci zorluk taraf avukatlarının çekimserlikleri veya karşı duruşları olarak ortaya çıkmıştır. Arabuluculuk uygulaması yapmış olanlarda bu oran %80 yapmamış olanlarda ise %66’dır. Üçüncü zorluk ise arabulucu-luk uygulamalarını yapmış olanlar için taraf avukatlarının arabuluculuk uygulamalarını yeterince bilmemeleri (%71), uygulama yapmamış olanlar içinse hakimlerin arabuluculuk uygulamalarını yeterince bilmemesi (%61) olarak ileri sürülmektedir. Bunları, hakimlerin çekimserlikleri ve karşı duruşları, taraların arabuluculuk uygulamalarına sıcak bakmamaları ve diğer seçenekleri izlemek-tedir. Yukarıdaki graikte görülen nedenler dışında diğer nedenler olarak, taraların arabuluculuk uygulamalarına güvensiz bakması, hakimlerin arabuluculuk uygulamalarına usule ilişkin yakla-şımı, taraf avukatlarının ekonomik kayıp endişeleri ve yukarıda da tartışıldığı gibi uygulamaya güvensizlik olarak belirtilmiştir.

Şekil 38 - Arabuluculara Göre Arabuluculuk Uygulamaları Sırasında Karşılaşılan Zorluklar (%)

44Derinlemesine görüşme yapılan arabuluculuk derneklerinden biri aşağıdaki görüşü dile getirmiştir.

“Arabuluculuğa ziyadesiyle gönül vermiş tanıdığım hakimler var. Örneğin kendisiyle da-

vam olan bir hakim var. Bu hakim ön inceleme tutanağına, arabuluculuk nedir, gizlilik vs. kısaca açıklamış. Onun da ötesinde taraları teşvik etmek için 2-3 sayfa arabulu-

culuğu anlatarak taralara ve avukata gönderme yolunu tercih etmiş. Ama bu çok nadir gördüğümüz bir hakim. Çünkü bu hakim daha önce arabuluculuğu çevrelerden tanıma imkanı bulmuş, ilgilenmiş. İlgilendiği için biliyor. Diğer hakimlerimiz de eğer ilgilenirse iyi gelecektir. Fakat şu an bilmeme durumu var. Ne hakimimiz biliyor ne avukatımız biliyor.” – İstanbul

Aşağıdaki Şekil 39’da görülebileceği gibi hakimlerin arabuluculuk uygulamaları sırasında karşı-laştığı en önemli zorluk “taraf avukatlarının çekimserlikleri veya karşı duruşları olmaktadır. Ha-kimlerin %95’i bunun en önemli etken olduğu konusunda ikir birliği yapmışlardır. İkinci sıradaki zorluk “taraların arabuluculuk uygulamalarını yeterince bilmemeleri” (%81) ve üçüncü sırada ise “taraların arabulucuya gitmekte isteksiz davranmaları” (%45) olarak belirtilmiştir. Diğer seçenek-ler ise “arabulucuların yeterli donanıma sahip olmaması” ve “arabuluculuk sisteminin yeteri kadar tanınmaması” olarak vurgulanmıştır.

Şekil 39 - Hakimlere Göre Arabuluculuk Uygulamaları Sırasında Karşılaşılan Zorluklar (%)

Derinlemesine görüşme yaptığımız hakimlerimiz kendi açılarından uygulama sürecinde yaşadığı zorlukları aşağıdaki gibi açıklamıştır:

“Ben taraları davet ediyorum. İlgili taralara ilk tensiple birlikte bir davetiye çıkarıyorum arabuluculukla ilgili görüşme yapmak üzere taraları ve asilleri birlikte çağırıyorum. Du-

ruşma salonunda anlatıyorum. Arabuluculuğun ne olduğunu; böyle bir yöntem var, daha ucuzdur, dostane bir çözümdür diye. Taralar kendi yönlerinden ne düşündüklerini açıklı-yorlar. Daha rahat daha samimi bir ortam oluyor. Onları bilgilendirmeye çalışıyoruz. Biraz daha zorlayarak illa deneyin bu yolu lehinize olur gibi yönlendirmeye çalışıyoruz. Sonuçta daha hiç olumlu sonuç olmadı. Sonuçlananlar oldu ama olumlu sonuç olmadı. Arabulucu raporu verdi mesela -olmadı taralar benimsemedi- raporu geldi arabulucudan.” - İstanbul

“Uygulama pratiği zor. Yapmaya çalışıyorum. Her seferinde öncelikle formu koyuyorum, taraları davet ediyorum. Görüşme yapıyorum. Ama buna rağmen sıcak bakılmıyor. Gö-

45rüştüklerimizden bir sonuç alamıyoruz. Düşünelim diyorlar vazgeçiyorlar. Arabulucuya giderlerse de arabulucunun raporu olumsuz geliyor.” – İstanbul

Aşağıdaki Şekil 40’da görülebileceği gibi hemen hemen tüm gruplar arabuluculara erişimin çok da kolay olmadığını belirtmektedir. Arabulucuların %46’sı kendilerine erişimin kolay olmadığını belir-tirken, yakın bir oran da cevap da %41 ile TOBB/TESK üyelerinden gelmiştir. Avukatların %35’lik ve hakimlerin %22’lik bölümü arabuluculara erişimin kolay olmadığını belirtmektedir

Şekil 40 - Arabuluculara Erişim (%)

3.4. Arabuluculuk EğitimiYasada tanımlanan arabulucu özelliklerini taşıyan arabuluculuk adayının arabuluculuk sınavına girmesi için arabuluculuk eğitimine katılması gerekmektedir. Asgari 48 saatlik bir temel arabu-luculuk eğitimi vardır ve bu ders saati eğitimi veren tarafından daha da artırılabilir. Bu 48 saatin dörtte üçü teorik ve dörtte biri uygulamalıdır. Teorik kısım da kendi içinde 30 saat teknik bilgi ve beceri, 6 saat hukuk dersi olmak üzere gruplara ayrılmaktadır. Arabulucu adayının Bakanlıkça yet-kilendirilen eğitim kuruluşlarına başvurması gerekmektedir. Bu görev; bünyesinde hukuk fakültesi bulunduran üniversiteler, Barolar Birliği ve Türkiye Adalet Akademisi’ne verilmiştir. Bünyesinde hukuk fakültesi olan üniversiteler de Bakanlığa başvurup yeterliliklerini kanıtlamadan bu eğitimi açamamaktadır. Üniversitenin inansal altyapısı da dahil olmak üzere, eğitimin verileceği mekan-lar, eğitimi verecek olan eğitimcilerin özgeçmişleri incelenip değerlendirilmekte ve buna göre izin verilmektedir. Halihazırda 52 eğitim kuruluşu arabuluculuk eğitimlerini vermek üzere yetkilendiril-miş durumdadır. Eğitim kurumlarının listesi, arabulucu adayının kolay ulaşabilmesi için Bakanlık internet sitesinde yer almaktadır.

Şekil 41’de görülebileceği gibi öncelikle eğitmenlerin, sicile kayıtlı arabulucuların ve hakimlerin arabuluculuk uygulamaları hakkında yeterli bilgiye sahip olup olmadıkları konusunda kendi ken-dilerini değerlendirdikleri soru incelendiğinde; eğitmenlerin %36’sının, hâkimler ve arabulucuların %20’sinin kesin olarak yeterli bilgiye sahip olduklarına inandıkları görülmektedir. Ancak toplamda hakimlerin %78’i, sicile kayıtlı arabulucuların ve eğitmenlerin ise %70’inin arabuluculuk hakkın-da yeterli derecede bilgiye sahip oldukları görülmektedir. Eğitimcilerin %12’si, hakimlerin %8’i ve arabulucuların ise %4’ü arabuluculuk uygulamaları hakkında bilgiye sahip olmadıklarını belirtmiş-lerdir.1

1 Bu eğitimcilerin hukuk dışı alanlarda eğitim verdikleri düşünülebilir, ancak arabuluculuk uygulamaları konusunda bilgi sahibi olmadığını düşünen hakim ve arabulucular sistematik bir hatadan dolayı bu cevabı işaretlemiş olabilirler..

46Şekil 41 - Arabuluculuk Uygulamaları Hakkında Yeterli Bilgiye Sahip Olma (%)

Aşağıdaki Şekil 42 avukatların arabulucu olmayı düşünmeseler de arabuluculuk eğitimini almış olmalarının taralar üzerindeki etkisini göstermektedir. Taraf ve tanıkların ve meslek örgütü üyele-rinin avukatını seçerken bu eğitimin alınmış olmasına özen gösterebilecekleri gözlenmektedir. Va-tandaşların %60’lık bölümü, mesleki örgüt üyelerininse hemen hemen yarısı avukatların bu eğitimi almış olmasının kendilerine pozitif bir bakış açısı sağladığını düşündükleri söylenebilir. Tüm ke-simlerden sadece %20’lik bir bölüm avukat seçiminde bunun önemi olmadığına işaret etmektedir.

Şekil 42 - Avukat Seçiminde Arabuluculuk Eğitiminin Önemi (%)

Tabii bu husus arabuluculuk eğitimlerini, sadece arabulucu adayları veya uygulamayı yapmayı planlayanlar açısından değil diğer hedef gruplar açısından da de önemli hale getirmektedir.. De-rinlemesine görüşmelerde bu husus şöyle dile getirilmiştir.

“Arabuluculuk uygulaması yapmayı düşünmeyen avukatlar da bugün arabuluculuk eğiti-mi alıyorlar”- Ankara

47Arabuluculuk eğitiminin, yargıların kaldırılmasında, algıların değiştirilmesinde, olaya daha geniş bakılmasında çok katkısı var. Herkes almalı.” - Kayseri

“Arabuluculuk eğitimi sırasında edinmiş olduğumuz o güzel çözümleme tekniklerini avu-

katlık mesleğinde de kullanabiliriz.” - İstanbul

“Taraf arabulucunun rolünü tam anlamadığı zaman eğer avukatı o konuda arabuluculuk eğitimi ya da en azından arabuluculuğun ne olduğu hakkında eğitim aldıysa müdahalesi olumlu yönde olacaktır.” - İstanbul

“Hakimin kürsüdeki pozisyonunda arabuluculuktan çok arabulucuya yönlendirme amaçlı bir eğitim daha faydalı olur.” - İstanbul

Şekil 43 - Arabuluculuk Eğitimlerinin İçerikleri Yeterlidir (%)

Şekil 43’den görülebileceği gibi hem eğitim sağlayıcılar hem de eğitimi alan sicile kayıtlı arabulucu-ların ancak dörtte biri eğitimin içeriğinin yeterli olduğunu ifade etmektedir. Diğer bir bakış açısıyla da her üç eğitimciden biri ve her dört arabulucudan biri eğitim içeriklerini yetersiz bulduklarını ifade etmişlerdir. Sicile kayıtlı arabulucuların %10’u ve eğitmenlerin %13’ü eğitim içeriklerinin kesinlikle yetersiz olduğu yönünde ikir belirtmişlerdir. Eğitim içeriklerinin kesinlikle yeterli olduğunu belirten arabulucu ve eğitmenlerin oranı %3 civarındadır. Ancak hakimler kendilerine verilen seminerlerin içeriklerini yeterli bulduklarını ifade etmişlerdir. Hakimlerin % 72’si, yani her dört hakimden üçü se-miner içeriklerini yeterli bulmaktadır. Ancak eğitim içerikleri konusunda yapılan bir derinlemesine görüşmelerde aşağıdaki ikirler de ileri sürülmüştür.

“Amerika’da bir eğitimi aynı kişiden alıp çıkıyorsunuz. Bizde müfredat kabartılmış, köpür-tülmüş durumda. İngiltere’de psikoloji eğitimi yok. Psikoloji eğitiminin alındığı arabulucu-

luk eğitimi yok. Onlara psikoloji gerekmiyor mu? Zaten verilen eğitim ortalama bir kültür düzeyinde, lisede zaten bir psikoloji eğitimi almadık mı? O kadar yeterli. Biz bunu abart-tık, köpürttük. Dolayısıyla bu gereksiz dalların çıkarılması gerekiyor.” – Ankara

“Arabuluculuk çok basit bir eğitimle de olmamalı. Eğitim yani mesela biz 65 saat eğitim aldık çok ciddi manada katılım sağladık iziki şartlar, zaman bulma problemi vs. ama arabuluculuk öyle 65 saat eğitimin sonrasında gireceğimiz bir sınav ile geçiştirilecek bir kurum olmamalı.” - Kayseri

48“Kişisel gelişim, öfke yönetimi, beden dilini kapsayacak şekilde ya da zor insanla müca-

deleyi kapsayan eğitimler alınan eğitim paketinin içindeydi. Ancak çok da kapsamlı oldu-

ğunu düşünmüyorum. Çünkü hem saat itibariyle çok kısıtlı hem de böyle eğitimler ancak ve ancak uygulamayla anlatıldığı zaman daha verimli olacaktır. Ancak teoride yapıldığı için çoğu bilgiler askıda kalmakta, uçup buharlaşmakta. Birçok arkadaşımızın şöyle bir avantajı var, benim de mesela daha önce yapılmış eğitici eğitimlerim ya da aldığım kişisel gelişime yönelik eğitimler var. Bu açıkları onlarla kapatabiliyor insanlar. Ancak sadece arabuluculuk eğitimi için zorunlu kılınan kısımda verilen bu eğitimler yeterli değil.” – Kay-

seri

“Eğitimlerde standardizasyon yok. Maalesef, özel hukuk fakülteleri artık bunu bir para kaynağı görmeye başladı. Her üniversite arabuluculuk eğitimi vermemeli, örneğin Türki-ye’de 5 üniversite versin.” – Mersin

“Arabuluculara ilk eğitimi veriyoruz. Yazılı sınava giriyor sonra da mülakata. Ondan sonra her sene bu sınavın yenilenmesi lazım belki. Özellikle hukukla ilgili değil, kişisel gelişim NLP eğitimleri, NLP sınavları yapılması lazım.” – Mersin

“Bazı kurumlarda eğitim içeriği dolu görünse de kalitesi kesinlikle yetersiz ve homojen değil eğitim kurumları arasında. Bunlar için her başvuran kuruma eğitim lisansı veril-memeli. Lisans isteyen kurumlar kendilerince profesörlerin adlarını diziyorlar. Sonra bir gidiyorsunuz karşınıza psikoloji bölümünde araştırma görevlisi veya doktora yapan bir adam. Ama eğitim vereceği söylenen profesör doktor. Dolayısıyla lisans başvurusu ya-

parken eğitim vereceği söylenen adamlarla değil başkalarıyla eğitim vermeleri sebebiyle büyük sorunlar var. Böyle üniversiteler var. Apartman dairesinden bozma yerlerde eğitim alan insanlar var. Denetimlilik müessesi var. Ama bana şikayet gelmedikçe ne yapabilirim diyorlar. Ama böyle bazı eğitim kurumları Türkiye Barolar Birliği’nden çok ucuza eğitim veriyor. Bir tanesinde eğitmenlerin tamamı bu konuda düşünmüş çalışmış insanlar, bir tanesi de ben bu işten hiç anlamam ama ne yapalım eğitim vereceğiz siz de alacaksanız diyen bir hukukçu. İlk defa okumuş ne arabuluculuğun ruhuyla ne felsefesiyle ilişkisi var ne faydasını doğru düzgün biliyor. Lisans almaya geldim burası ucuz mantığıyla insanlar eğitim aldılar. İstanbul arabulucuları maalesef bu köhne yaklaşımın kurbanı oldu. Uygu-

ladıkları gerçekçi olmayan iyatları nedeniyle, nasılsa aynı belgeyi alacağız neden fazla vereyim ki mantığıyla çok kalitesiz eğitimler aldılar. Dolayısıyla şu an tekrar bazı arabulu-

cuları sınava soksanız %70’nin geçemeyeceği inancındayım. Arabulucuların çok büyük bir bölümünün sınırlamaları, ruhunu felsefesini kavramadığı ve hala %70’nin arabulucu-

49nun karar verdiğinin taraları yönlendireceğini düşündüğünü görüyorum. bunlar felsefe-

sini ruhunu kavramadığını, bunun tamamen ruhlarla ve bilgi dünyasına yerleşmediğin düşünüyorum.” - Ankara

“Dört farklı eğitmenden eğitim aldım. Ben memnundum. Ancak dernekte bir araya gelin-

ce şöyle bir sorun olduğunu fark ettik; eğitimlerin arasında standart yok, farklı farklı. Biz belki bir yönünü iyi aldık ama örneğin psikoloji yönü bizde hiç yoktu farklı gruba katılan arkadaşlarımız belki bu yönünü iyi aldı. Eğitim müfredat ve içerikleri tasarlanırken bu ek-

siklikleri de değerlendirip standardizasyona gidilmesi gerekiyor. Bence psikolojiye biraz daha ağırlık verilmeli.” – İstanbul

“Ben müfredatımı yetiştirmek için çabalamaktan bunaldığım için artık eğitim vermiyorum. Çünkü bir kendi kalitem var tarzım var bundan aşağısına razı olmadığım için, bu koştur-maca da beni yorduğu için günde 9 saat ders verme, o işin içinden çıktım. Yani yapılıyor eğitim. Ama benim gözüm görmüyor, gönlüm rahat en azından. Bir kere eğitim kurumları arasında çok farklılık var, hiç homojen değil. Birine 10 verirken birine 100 verebilirsiniz puan olarak. İkisi de aynı mezunu veriyor güya. İkincisi ders saatleri yetersiz. Üçüncüsü yan dallar psikoloji gibi, alanlarda insanlar niye arabuluculuk eğitimi verdiklerini bilmeden veriyorlar. Size nasıl yardımcı olacağımı bilmiyorum diye derse başlayabiliyorlar.” - Ankara

Şekil 44 - Arabuluculuk Eğitimlerinin Süreleri Yeterlidir (%)

Eğitmenler (%17) açısından eğitim sürelerinin yeterliliği arabuluculara (%42) göre düşüktür. Her iki eğitmenden biri, her dört arabulucudan biri eğitim sürelerini az bulmaktadır. Ancak hakimler eğitim sürelerinden, eğitim içerikleri kadar memnun olmadıklarını ifade etmişlerdir.

“Kısıtlı sürelerde bir takım bilgilerin tam olarak verilebilmesi zaten mümkün değil. Eğitim süresi belki uzatılabilir, müfredat genişletilebilir veya daha önemli kritik noktalar üzerinde daha çok durulabilir. Özellikle uygulama eğitimleri yapılabilir.” - İzmir

“Arabuluculuk böyle çok basit bir eğitimle de olmamalı.” - Kayseri

“Şu an için eğitim hem süre hem de içerik olarak yeterli gibi geliyor bana. Arabuluculuğun ilk etabında yeterli. Ancak sonradan hukuk fakültelerine ders olarak da yüksek lisans veya uzmanlaşma programı olarak da açılabilir. Tüm bunlar yapılamıyorsa eğitimler stan-

dartlaştırılarak 48 saat değil de daha uzun saatler yapılabilir veya bölüm bölüm zamana yayılabilir. Çünkü hem devam arandığı için ama aynı zamanda daha önemlisi kıdem

50arandığı için arabuluculuk eğitimi alacak olan arkadaşlarımızın da zamanlarını blok ola-

rak eğitimler için ayırmaları çok güç olabilir. Yani eğitimleri etap etap, ders ders yavaş yavaş alarak da tamamlama imkanı olabilmeli diye düşünüyorum.”- İstanbul

Şekil 45 - Eğitimlerde Örnek Senaryolar (%)

Yukarıdaki Şekil 45, eğitimlerde örnek senaryo kullanımına ilişkin arabulucuların beklentilerini göstermektedir. Arabulucuların %80’i, her beş arabulucudan dört tanesi eğitimlerde çok sayıda örnek senaryo geliştirilmesine gerek olduğunu savunmaktadır. Senaryoları yeterli bulanların oranı sadece %7’dir.

“Arabuluculuk eğitimlerinin belirli gerçek olay senaryolarına dayalı yapılması çok önemli. Bunun için de başarılı uygulamaların gizliliğe özen gösterilerek yaygınlaştırılması, bun-

ların senaryolaştırılması eğitimlere ciddi katkılar sağlayabilir. Eğer bunlar tamamlanırsa eğitim çok daha etkin ve etkili bir şekilde verilebilir. Böyle bir eğitimi alan arabulucular çok daha yetkin olabilir diye düşünüyorum. Bildiğim kadarı ile Arabuluculuk Daire Başkanlığı bünyesinde zaten onun eksikliğinin farkında oldukları için bir takım çalışmalar yürütü-

lüyor. Eğitim modelleri ve eğitim kurumlarının müfredatının etkinleştirilmesi çalışmaları devam ediyor. Muhtemelen yılsonuna doğru o işlemlerde tamamlanacak ve daha etkin bir model ortaya çıkacaktır.” – İzmir

Şekil 46’den görülebileceği gibi özellikle eğitim ve seminerleri alanlar, farklı meslek eğitmenlerinin hukuk dersleri almasının eğitimlere daha fazla katkı sağlayacaklarını ifade etmektedir. Her dört hakimden üçü ve her üç arabulucudan ikisi bunun gerekli olduğunu ifade etmişlerdir. Eğitmenlerde ise bu oran yarı yarıyadır denilebilir.

Şekil 46 - Eğitimlerde Örnek Senaryolar (%)

51Aşağıdaki Şekil 47’de görülebileceği gibi temel hukuk dersleri veren her dört eğitmenden üçü, diğer konularda eğitim veren eğitmenlerin hukuk alanında da eğitim almalarının yararlı olacağı-nı düşünmektedir. Farklı konularda eğitim veren eğitmenlerden ise özellikle toplantı yönetimi ve müzakere teknikleri veren eğitmenler hukuk eğitimi alınmasının yararlı olacağını düşünmektedir. Toplamda, farklı eğitimler veren her üç eğitmenden biri hukuk eğitimi alınmasının arabuluculuk eğitimlerine fayda sağlayacağı yönünde birleşmektedir. Buna hukuk eğitimi almanın yarar getirme-yeceğini düşünerek en fazla oranda karşı çıkanlarsa psikoloji, gelişim psikolojisi ve öfke kontrolü alanında eğitim veren eğitmenlerdir.

Şekil 47 - Farklı Meslek Eğitmenlerinin Hukuk Dersleri Alması (%)

Şekil 48’de görüldüğü gibi her üç eğitmenden ikisi (%68) eğitmenlerin eğitiminin önemli olduğunu vurgulamaktadır. Eğitmenlerin eğitiminin gerekli olmadığını savunanların oranı yalnızca %15’tir. Her beş eğitmenden biri de kararsız kaldıklarını ancak eğitmenlerin eğitimine sıcak baktıklarını belirtmişlerdir.

Şekil 48 - Eğitmenlerin Eğitimi (%)

52Şekil 49 - Arabuluculuk Oryantasyon Eğitimi (%)

Yukarıdaki Şekil 49 arabuluculuk eğitimi veren eğitmenlerin oryantasyon eğitimi alıp almadıklarını ve bu eğitimin yeterliliğine bakışlarını göstermektedir. Eğitmenlerin %40’ı arabuluculuk oryantas-yon eğitimi aldıklarını ve bu eğitimi alan her üç arabulucudan ikisi oryantasyon eğitimini kısmen yeterli bulduklarını belirtmişlerdir. Eğitim alanların %15’i bu eğitimi yeterli bulmadığını ifade etmiş-tir.

Şekil 50 - Eğitim Alınan Mekan ve Şartların Yeterliliği (%)

Şekil 50 ve 51 eğitim mekan ve şartları ile materyalin yeterliliğinin eğitmen ve arabulucular tara-fından nasıl değerlendirildiğini göstermektedir. Eğitmenlerin yarısı arabulucuların ise %60’ı mekan ve şartların aynı zamanda eğitim materyalinin yeterli olduğunu düşünmektedir. Ancak her dört eğitmenden biri ve her dört arabulucudan biri bunların yetersiz olduğunu düşünmektedir.

53Şekil 51 - Eğitim Materyalinin Yeterliliği (%)

Ancak eğitimler sırasında sağlanan materyale ilave olarak sürekli kullanılabilecek ve yenilenen bir materyal arşivinin de Arabuluculuk Daire Başkanlığı’nın web sitesinde olması gerekliliğine ilişkin aşağıdaki yorum burada aktarılmaktadır.

“Eğitimlerde sorduğumuz bütün sorulara doyurucu cevaplar aldık. O konuda hiçbir sıkıntı yok eğitmenler sunumlarında kullanıldıkları içeriklerde de gayet hazırlıklı bir şekilde gel-mişlerdi. Materyal konusunda sıkıntı yok fakat arabuluculuk eğitimi ile ilgili Arabuluculuk Daire Başkanlığı’nın internet sitesinde bu konuyla ilgili araştırma yapmak isteyen ve bu konu ile ilgili daha fazla şey öğrenmek isteyen kişilere yönelik olarak da eğitim paketleri olmalı. Yani “pdf” formatında bilgilendirme belgeleri evrakları ve benzeri. Yani henüz yer-leşmemiş oturmamış bir düzen karşısında bu eğitimi bu sınavı veya bu çaba içerisinde olanları ulaşabilecekleri bir kaynak olmalı. Yani bize göre bir şey yok aldığımız 2 tane kitap 1 tane cd. Biz bir kere okur geçeriz belki de geçemeyiz o da ayrı bir mevzu. Bu tür kaynaklarda çok büyük bir sıkıntı var.” - Kayseri

Aşağıdaki Şekil 52, eğitmenlerin eğitim kuruluşlarının denetimi konusundaki görüşlerini göster-mektedir. Eğitmenlerin %52’si eğitim kuruluşlarının denetiminin yetersiz olduğunu belirtirken, %39’u vasati derecede olduğu konusunda ikir betan etmektedirler. Sadece %9’u denetimlerin yeterli olduğu yönünde tercih belirtmektedir.

Şekil 52 - Eğitim Kuruluşlarının Denetlenmesi (%)

54Denetim konusunda Bakanlık: “Eğitim verilen kuruluşların denetlenmesi kanun ile Arabuluculuk Dairesi Başkanlığına verilmiş, iki yıl içerisinde biz de başlayacağız denetlemeye, iki buçuk yıl geçti son bir buçuk yıl kaldı. Yani iki yıl içerisinde biz denetleme yapmak zorundayız kanunen. Denetle-

me yaptıktan sonra eğer koşulların uygun olmadığını görürsek, bu eğitim kuruluşları eğitim verme haklarını kaybedecekler. “ şeklinde bir değerlendirme yapmıştır.

Şekil 53 - Adayların Geri Bildirimi (%)

Yukarıdaki Şekil 53 eğitimcinin arabulucu adaylarından eğitim konusunda aldığı geri bildirim konu-sundaki görüşlerini göstermektedir. Eğitimcilerden %67’si yani her üç eğitimciden ikisi adaylardan olumlu bir geri bildirim aldıklarını ifade etmişlerdir. Eğitimcilerden beşte biri ise arabulucu adayla-rından vasat bir geri bildirim aldıklarını ifade etmişlerdir.

Şekil 54 - Konulara Göre Adayların Geri Bildirimi (%)

Yukarıdaki Şekil 54’da görülebileceği gibi en yüksek pozitif geri bildirim “arabuluculukta uyulması gereken etik kurallar” (%81), “temel hukuk bilgisi” (%77) ve “uyuşmazlık çözümünde uygulanacak yöntemler”, en düşük pozitif geri bildirim ise “sosyal psikoloji” (%57), kişilik (%62) ve “toplantı yönetimi” (%63) alanlarındadır. Bu geri bildirim oranları arabuluculuk adaylarının hukuk veya ara-buluculuk mesleği ile doğrudan ilişkili gördükleri derslere aktif katıldıklarını, diğer dersleri ise ara-

55buluculuk uygulama ve mekanizması ile ilgili görmediklerinden aktif katılmadıklarını da gösteriyor olabilir. Bunun yanında negatif geri bildirim alınan alanların ise oranlara göre sırasıyla “sosyal psikoloji” (%15), “öfke kontrolü” (%11),“kişilik” ve “gelişim psikolojisi” (%10) olduğu gözlenmiştir.

Şekil 55 eğitim öncesi ve sonrası düşünüldüğünde alınan arabuluculuk eğitiminin arabulucuların bu konudaki düşüncelerini nasıl etkilediğini göstermektedir. Eğitimlerden önce her üç arabulu-cudan ikisinin olumlu (%66) bir tanesinin olumsuz (%64) görüşlere sahip olduğu görülmektedir. Olumlu görüşe sahip olanların %90’ı eğitimlerden sonra da bu olumlu görüşlerini korumakta ol-duklarını ifade ederken, olumsuz görüşte olanların %28’i’ de görüşlerinin olumlu hale geldiğini ifade etmişlerdir. Eğitimlerden sonra hala arabuluculuk konusunda olumsuz düşünen %10’luk bir arabulucu kitlesi olduğu görülmektedir.

Şekil 55 - Eğitimin Arabuluculuk Konusundaki Görüşlere Etkisi (%)

Şekil 56 arabulucuların arabuluculuk yenileme eğitimleri konusundaki taleplerini göstermektedir. Arabulucuların zaten arabulucu olduktan sonra yine bu eğitim kurumlarına başvurup her yıl zo-runlu 8 saatlik yenileme eğitimi alması gerekmektedir. Ancak yukarıdaki şekilde görüldüğü gibi her dört arabulucudan sadece üçü arabuluculuk yenileme eğitimi almak konusunda pozitif düşünmek-tedir. Arabuluculuk yenileme eğitimi almak istemeyenlerin detayına bakıldığında bu arabulucuların cevaplarından genellikle daha çok ekonomik nedenlerle arabulucu olmayı seçen, arabuluculuk uygulaması yapmamış, erkek, 35-54 yaşları arasında, 6 aydan 18 aya kadar arabuluculuk siciline kayıtlı olan kişiler oldukları gözlenmiştir.

Arabuluculuk konusundaki eğitim eksiklikleri ve yeniden eğitim alma konusunda derinlemesine görüşmelerde aşağıdaki görüşler ortaya konmuştur.

“Yenileme eğitiminin, bu konudaki (arabuluculuk) mevzuatta herhangi bir değişiklik ol-duğunda ya da uygulamadaki sonuçların istatistiksel veya performans değerlendirilmesi anlamında ve iyi uygulamaların paylaşımında bir faydası olabilir diye düşünüyorum. Yok-

sa 8 saatlik bir eğitimin eğitim anlamında çok fazla bir katkısı olacağını düşünmüyorum. Çünkü bu arada zaten arabuluculuk görüşmeleri de deneyimleri de kazanmışsa mes-

lektaşlarımız, o 8 saatin ona bir faydası olmaz sadece teknik ve yasal mevzuat ya da istatistiki anlamda yararlı olabilecek bilgilerin paylaşılması anlamında faydası olur diye düşünüyorum.” - İstanbul

56Şekil 56 - Arabuluculuk Yenileme Eğitimi Hakkında Düşünceler (%)

3.5. Arabuluculuk Uygulamalarının Farkındalığı ve Hizmetle-

rinin Etkin KullanımıAslında tüm bölümlerde sorulan sorulara verilen cevaplar farkındalığın bir göstergesi olsa da, bu bölümde, arabuluculuk konusunda doğrudan farkındalık, arabuluculuğun bir uyuşmazlık çözüm yolu olarak görülüp görülmediği, arabuluculuğa ve arabulucuya güven, arabuluculuğa yönlendir-me, arabuluculara erişim, arabuluculuk hizmetlerinden memnuniyet ve arabuluculuk konusunda farkındalık artırma konularına değinilecektir. Bunların yanı sıra, Arabuluculuk Kurulu tarafından belirlenmiş olan arabuluculuk hizmetlerine ilişkin temel ilkeler ve arabuluculuk meslek kuralları ile ilgili olarak toplanan bilgi de yine bu bölümde değerlendirilmektedir.

3.5.1 Bir Çözüm Yöntemi Olarak Arabuluculuk

Arabuluculuk Daire Başkanlığı’nın internet sitesinde etik kurallar bölümünde arabuluculuğun ta-rafsız bir üçüncü kişinin taralar arasındaki iletişimi, müzakereyi kolaylaştırdığı ve taraları uyuş-mazlık hakkında gönüllü bir karar vermeye teşvik ettiği özel bir uyuşmazlık çözüm yöntemi olduğu belirtilmektedir.

Ancak gönüllü uzlaşmacılık için toplumun uzlaşmacılık kültürüne sahip olması gerektiği hem çevri-miçi anketlerde hem de derinlemesine görüşmelerde çeşitli hedef gruplar tarafından vurgulanmış-tır. Yukarıdaki şekilde görülebileceği gibi hakimlerin %41’i toplumumuzun uzlaşmacı bir ruha sahip olduğunu belirtmişlerdir. Şekil 57’de ise her üç arabulucudan bir tanesi toplumsal barışı ve uzlaşı kültürünü geliştirmek için arabuluculuk mesleğini seçtiğini belirtmişlerdir.

57Şekil 57 - Hakimlere Göre Toplumun Uzlaşmacı Ruha Sahip Olması (%)

Esasen genel görüşlerden birisi Türk toplumunun uzlaşmacı bir ruha sahip olup olmadığı konusu-dur. Öncelikle toplumun bu yönteme açık olması için uzlaşmacı bir kültüre sahip olması gerektiği vurgulanmaktadır.

Şekil 58 - Cinsiyete Göre Arabulucu Olma Nedenleri (%)

58Cinsiyete göre de arabuluculuğun seçimindeki en büyük etkenin toplumsal barışa katkı sağlamak olduğu görülmektedir. Dolayısıyla arabuluculuğun dostane bir çözüm olması nedeniyle tercih edil-diği görülmektedir. Şekil 59’den görülebileceği gibi arabuluculuk uygulamalarını bir şekilde duymuş olan adliye kullanıcıları ve meslek örgütü üyeleri bilgisi olsun olmasın arabuluculuğun dostane bir çözüm yöntemi olduğu konusunda hemikirdirler. Ancak bilgi sahipliği bu konudaki oranı da artır-maktadır. Bilgi sahibi olanlar kısmen bilgi sahibi olanlara oranla daha kesinlikle arabuluculuğun dostane bir çözüm yöntemi olduğunu belirtmektedir. Bunun yanı sıra avukatların arabuluculuğa bakış açıları da en azından dostane bir çözüm yolu olduğu konusunda pozitiftir. Adliye kullanıcısı vatandaşlar da meslek örgütü üyelerine göre arabuluculuğun dostane bir çözüm yöntemi olduğu ikrine daha yüksek oranda katılmaktadır.

Şekil 59 - Arabuluculuk Dostane Bir Çözüm Yöntemi (%)

Derinlemesine görüşmelerde de görüşmeciler toplumsal barış ve uzlaşının arabuluculuğa katkısı konusunda aşağıdaki görüşleri dile getirmişlerdir.

“Özellikle iş davalarında, hem toplumsal barışın sağlanması açısından hem de iş yükünün azaltılması açısından bu işin (arabuluculuğun) zorunlu hale getirilmesi düşünülüyor.” – An-

kara

“(Arabuluculuğun) hem arabulucu hem avukat meslektaşları açısından bir gelir kalemi de olabileceğini düşünüyorum ilerleyen süreçte. Ama tüm bunları geri de bırakırsak bu ger-çekten toplumsal barışa hizmet eden bir alan. Belki görmüşsünüzdür haberlerde geçen gün İrlandalı turistle yaşanan bir olay var. Olayın çıkışı noktasına baktığınızda son derece basit iki tane pet şişe su şişesi yere düşüyor. Ortalık birbirine giriyor. İnsanlarımız çok ger-gin. Çatışma ortamı çok yaygın. Eğer arabuluculuk etkin bir şekilde uygulanırsa birbirimiz ile konuşabilir ve bir takım çok basit sorunlarımızı hiç mahkemelere gitmeden bir arabulucu gözetiminde çözebiliriz.” – İzmir

“İnsan fıtratında bir farklılık yok aslında. Uyuşmazlıkları nasıl yönetmeyi tercih ettiğimiz konusunda farklılıklarımız var. Bir Amerikalı da sinirleniyor ama kavga ederse başına ne geleceğini biliyor. Ama bizim Türk’ler bunu düşünmeyebiliyor. Dolayısıyla barışçıl olmak ya da olmamak konusunda bir farklılık yok. Olaylara tahammül ve tolerans göstermede farklı-lık var. Burada cahilliğimiz var bizim diğer insanlara, toplumlara göre. Çünkü neticesini pek düşünmüyoruz, umursamıyoruz ya da. Böyle olunca uyuşmazlıklara yaklaşımımız da farklı

59oluyor. Yani barışçıl olmaya yönlenme konusunda farklılıklarımız var. Dinamik aynı, ref-leksler aynı. Ama bu releksten çıkıp akılla yönetilmeye başlayınca farklılaşıyor.” - Ankara

“Alternatif bir çözüm yolu diyoruz ama bence aslında insanların özellikle hukuk uyuşmaz-

lıkları alanında el sıkışarak barışarak veya karşılıklı tatmin olarak o uyuşmazlığı çözmesi en iyisi.” - Mersin

“Arabuluculuğu anlatmak bir kere şart psikolojik anlamda insanlarda uzlaşma kültürünü yaratmak lazım. Biz mesela arabuluculukla uzlaşma kültürünü yaratabilsek belki de arabu-

luculuğa bile ihtiyaç duymadan pek çok olay dava ya da çekişme haline gelmeyecek. Hal-kımız uzlaşma kültüründen biraz uzak yani sadece arabuluculuğu anlatmak değil uzlaşma kültünün de ne olduğunu anlatmak gerekiyor belki de ilkokuldan (itibaren). Biriyle kavga ettin öğretmene şikâyet etmek yerine barışmayı dene. Ya da biriyle alacak verecek ilişkin var onunla anlaşarak çözersin demek lazım onu anlatmak lazım belki ilkokuldan itibaren çocuklara ve yeni nesillere. Onun için daha yolun çok başındayız.” -

“Yargılama sisteminde bir zıtlık durumu var birisi kazanacak birisi kaybedecek. O yüzden iki tarafın da kazanabileceği düşüncesi biraz daha uzlaşı kültürünün toplumdaki anlaşılma-

sı ve yaygınlaşmasıyla ilgili diye düşünüyorum. Bu biraz süreç alacak. Bu noktada bu süre-

cin kısalması anlamında (arabuluculuk önemlidir) yoksa arabuluculuğun normalde ruhuna aykırıdır arabulucuya başvuru zorunluluğu getirilmesi.” – İstanbul

“Uzlaşmaya çalışırsın; sonuçlandırırsan iyi. Yeter ki bu uzlaşma kültürünü deneyelim. As-

lında uzlaşma kültürü sadece kanunla olmaz, yukarıdan başlar. Herkes birbiriyle kavgalı toplumda. Kimse kimseyle oturup müzakere etmek istemiyor.

“Arabulucu şapkamı takmadan önce avukat olarak kendime bakarsam; birçok meslekta-

şımız gibi ben de “Arabuluculuk da nedir? Zaten yargılama var, mahkeme var, çok tercih edilmez, çok gelişecek bir meslek değil diye düşünüyorduk. Fakat o eğitimleri aldıktan son-

ra ben şunu düşündüm; zaten uzlaşmacı bir avukatım ben, yaptığım avukatlıkla aldığım eğitim (arabuluculuk eğitimi) birbirine benziyor.” – İstanbul

Aşağıdaki Şekil 60, meslek örgütü üyelerinin bir çözüm yöntemi olarak arabuluculuğun yaygın-laştırılıp yaygınlaştırılmaması konusundaki görüşlerini göstermektedir. Her iki meslek örgütü üyesinden biri (%66) arabuluculuk uygulamalarının bir çözüm yöntemi olarak yaygınlaştırılması konusunda ikir beyan etmişlerdir. TOBB/TESK üyelerinden %23’ü arabuluculuğun yaygınlaştırıl-masına tamamen pozitif bakmasa da negatif de bakmamaktadır, yaygınlaştırılmasına karşı çıkan-ların oranı ise yalnızca %11’di.

Şekil 60 - Arabuluculuk Yaygınlaştırılmalı mı? (%)

603.5.2 Bir Çözüm Yöntemi Olarak Arabuluculuk

Arabuluculuk hizmetlerinin odak noktasında bu hizmeti kullanacak olanlar, uyuşmazlığı bulunan vatandaşlar yer almaktadır. Aşağıdaki Şekil 61’da görüldüğü gibi 6 pilot ilde vatandaşlar (taraf ve tanık) ve vekilleriyle yapılan yüz yüze ankette, arabuluculuk hizmetlerini duyup duymadıkları ve bu hizmetler hakkında bilgi sahibi olup olmadıkları sorulmuştur. Cevap veren her üç kişiden biri bu hizmeti daha önce duymadıklarını belirtirken, hizmeti duyan ve bilgi sahibi olanların oranı %26 olarak belirlenmiştir. Arabuluculuk hizmetlerini duyanların yarısına yakını bu hizmet hakkında kıs-men bilgi sahibi olduklarını söylerken, ancak beş kişiden biri arabuluculuk uygulamalarını duyduğu halde hiçbir bilgi sahibi olmadığını belirtmişlerdir.

Şekil 61 - Adliye Kullanıcıları Arasında Arabuluculuk Hizmetlerinin Bilinirliği (%)

Şekil 62’den görülebileceği gibi pilot adliyelerde görüşülen avukatların %97’si, taraf ve tanıkların ise %61’i arabuluculuk hizmetlerini duyduklarını belirtmişlerdir. Ancak Şekil 58’de görülebileceği gibi arabuluculuk hizmetleri konusunda bilgi sahibi olup olmadıkları sorulduğunda; arabuluculuk hizmetini duyan taraf ve tanıkların sadece %24’ü bilgi sahibi olduklarını belirtirken, taraf avukat-larında bu oran %65’tir. Arabuluculuk hizmetlerini duyan vatandaşların %48’i kısmi bilgiye sahip olduklarını, kalan %28’i ise bu konuda hiçbir bilgiye sahip olmadıklarını belirtmişlerdir.

Şekil 62 - Adliye Kullanıcıları Arasında Arabuluculuk Hizmetlerinin Duyulup Duyulmadığı (%)

61Şekil 63 - Adliye Kullanıcıları Arasında Arabuluculuk Hizmetlerini Duyanların Bilgi Sahipliği (%)

Şekil 64’te görüldüğü gibi mahkeme kullanıcıları olarak vatandaşları taraf ve tanık olarak inceledi-ğimizde, taraların arabuluculuğu duyma oranının (%70) tanıklara göre (%60) daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Arabuluculuğu duyan tanıkların %31’i bilgi sahibi olduklarını belirtirken, tarala-rın sadece %18’i bilgi sahibi olduklarını bildirmişlerdir. Taraların %26’sı arabuluculuk hizmetlerini duymuş olmalarına rağmen bu hizmetler hakkında bilgilerinin olmadığını belirtirken, tanıklarda bu oran %31’dir.

Şekil 64 - Adliye Kullanıcıları olarak Vatandaşlar Arasında Arabuluculuk Hizmetlerini Duyanlar (%)

62Şekil 65 - Adliye Kullanıcıları olarak Taraf ve Tanıklardan Arabuluculuk Hizmetlerini Duyanların Bilgi Sahipliği (%)

Dolayısıyla arabuluculuk uygulamaları konusunda bilgi sahibi olan tanıkların oranı %18 ve ta-ralarda ise bu oranın %13 civarında olduğu hesaplanmıştır. Hatta bu oranlar ölçek sorularıyla kıyaslandığında çok düşük seviyelerde olduğu hesaplanmıştır. Yukarıdaki değerlere göre adliye kullanıcılarının arabuluculuk uygulamaları konusunda ortalama bilgi düzeylerinin %15’lerde oldu-ğu hesaplanmıştır.

Şekil 66 - Arabuluculuk Hizmetlerini Duyan Adliye Kullanıcılarının Bilgi Sahipliği (%)

Adliye kullanıcılarının bilgi sahipliği konusunda Soru A2 ile Soru A17/1 arasında çapraz kontrol ya-pıldığında ilk soruda bilgi sahibi olduğunu iddia edenlerin sadece %63’ü sonraki soruya verdikleri cevapla bunu doğrulamıştır. Kısmen bilgi sahipliğinde ise bu oranın %65 olduğu hesaplanmıştır.

63Aşağıdaki Şekil 67’de Adliye kullanıcıları arasında kadınların erkeklere göre daha fazla bilgi sahibi olduklarını iddia ettikleri görülmektedir. İller itibarıyla buna bakıldığında, Bursa ve Kayseri illerinde farkındalığın daha yüksek olduğu ve bu iki ili Ankara ve İstanbul’un takip ettiği görülmektedir. Adli-ye kullanıcıları arasında en düşük farkındalık İzmir ilinde gözlenmiştir.

Şekil 67 - Arabuluculuk Hizmetlerini Duyan Adliye Kullanıcılarının İller itibarıyla Bilgi Sahipli-ği(%)

Şekil 68, arabuluculuk hizmetleri konusunu duyanların ve bilgi sahibi olanların bu bilgiyi nereden aldıklarını göstermektedir.

Şekil 68 - Adliye Kullanıcılarından Arabuluculuk Hizmetlerini Duyanların Bilgi Kaynakları (%)

64Arabuluculuk konusunda bilgi sahibi olanların genellikle taraf avukatları oldukları gözlenmiştir. Ta-raf avukatları, arabuluculuk eğitimi almış olduklarını veya bu konuyu meslek icabı öğrendiklerini belirtmişlerdir. Diğer cevabı veren taraf ve tanıkların bir bölümü ise bilgiyi adliyeden aldıklarını söylemişlerdir. Bunun dışında bilgi sahibi olduklarını belirten taraf ve tanıklar, arabuluculuk ko-nusundaki bilgiyi sırasıyla avukatlarından, internetten ve akraba veya arkadaşlarından aldıklarını belirtmişlerdir. Kısmen bilgi sahibi olanlar ise genellikle akraba ve arkadaşlardan (%40), avukat-larından (%35) veya internetten (%25) bilgi aldıklarını belirtirken, ayrıca televizyonda yayımlanan kamu spotundan veya broşürlerden cevaplarını da işaretlemişlerdir.

Arabuluculuk hizmetlerini kısmen bilenlerin %16’sı bilgiyi kamu spotlarından aldıklarını söylerler-ken, arabuluculuk hizmetlerini iyi bildiklerini iddia edenlerin hiçbirisi kamu spotu seçeneğini belirt-memişlerdir.

Bazı derinlemesine görüşmelerde TV’lerde yayımlanan kamu spotunun bilgiyi kısmen aktardığı görüşmeciler tarafından aşağıdaki şekilde aktarılmıştır:

“Bir kamu spotu vardı yanlış hatırlamıyorsam. O kamu spotu yanlış anlamalara mahal verebilecek şeyler içeriyordu. Kaldırıldı zaten. Senaryo hatasıydı.”

“Şimdi zaten kamu spotlarında anlatılıyor. Ben bazı kamu spotlarını izledim. Belki halka inmeye çalışmışlar ama basit kalmış, avam değil ama anlatamıyor.”

“Mesela bizde dramatik ajitasyonun olduğu reklamlar ilgi çekiyor. Spotlar da böyle tasar-lanabilir.”

Şekil 69 - Adliye Kullanıcılarından Arabuluculuk Hizmetlerini Duyanların İller itibarıyla Bilgi Kaynakları (%)

Yukarıdaki Şekil 69 ise bilgi kaynaklarını iller itibarıyla ifade etmektedir. Adliye kullanıcılarının Mer-sin ve İstanbul’da genellikle akraba ve arkadaş kanalıyla, Ankara ve Kayseri’de hukuk danışman-ları veya avukatları kanalıyla İzmir’de genellikle internetten bilgi aldıkları görülmektedir. Aynı za-manda Kayseri ve Ankara’da görüşülen taraf avukatlarının etkisi de “diğer” seçeneğinde belirtilen cevaplardan olmuştur. Avukatlar arabuluculuk eğitimi aldıklarını veya bu konuyu kitap vb. diğer kaynaklardan öğrendiklerini belirtmişlerdir.

65Şekil 70 - Meslek Örgütü Üyelerinin Arabuluculuk Hizmetleri Konusundaki Farkındalığı (%)

Şekil 70’ten görüldüğü gibi, altı pilot ildeki mesleki örgüt (TOBB/TESK) üyelerinden her beş üye-nin üçü arabuluculuk hizmetlerini duyduklarını ifade ederken, iki üye bu hizmetleri duymadıklarını belirtmişlerdir. Üyelerden sadece %15’i bilgi sahibi, %35’i ise kısmen bilgi sahibi oldukları cevabını verirken, her on üyeden biri arabuluculuk hizmetlerini duyduğunu ancak hiçbir bilgisi olmadığını ifade etmişlerdir.

Pilot illerde ticaret ve esnaf odalarında gerçekleştirilen derinlemesine görüşmelerde arabuluculuk hizmetlerinin bilinirlikleri ile ilgili konu şöyle aktarılmıştır:

“(Üyelerimiz) tam anlamış değiller arabuluculuk sistemini bence. Türkiye’de duyulmamış olmasından kaynaklı. Bizim üyelerimizle ilgili değil genel olarak vatandaşlar da bilmiyor-lar. Ne yapacaklarını, nasıl başvuracaklarını, arabuluculuğun niteliği ne, arabuluculuğun sonunda ne oluyor, bunu tam bilemiyorlar.” – Ankara

“Türk milleti alışmış mahkemeye gidelim, mahkeme karar versin. En ufak bir huzursuz-

lukta bile mahkemeye giden bir milletiz. Zaten yargının yükü de bundan kaynaklanıyor. O yüzden tam oturmamış bir sistem olmasından kaynaklı bilmiyorlar.” – Ankara

“Bu yasa çok saçma bir yasa. Çünkü arabuluculuk diye çıkartmışlar, adliyenin yükünü hailetmek için değil de, avukatlara iş temin etmek için bu yasa. Ben adliyeyle avukatla iş yapacaksam zaten adliyeye gideceğim bir avukatım olacak. Adliye de bilirkişi çağırıyor, o işten anlayan kişiyi çağırıyor.” – Ankara

“Kimse bilmiyor sistemi. Tüketici hakkım var diyor vatandaş onu biliyor. Biz zaten anlaş-

tırmaya çalışıyoruz. Adliyede bir oda tutmuşlar. Anlaşın diyorlar. Çok basit hiç olmayacak bir şey arabuluculuk.” - Ankara

“Daha kanun yeni yürürlüğe girdiği için pek farkında değiller... Bu (arabuluculuk) dediğim gibi hukuk sistemine yeni girdiği için tanınması ve tanıtımının yapılması biraz zaman alacak.” – Bursa

“Şimdi tabi bu yeni bir sistem, yeni de demeyelim 3 senedir kullanılıyor. Şimdi bu sistemi millet tam bilmiyor. Benim şahsi olarak gayri resmi olarak yaptığım arabuluculuk şeklinde. Her gittiğim insanlar memnun kaldılar. Dolayısı ile böyle bir şey olduğu zaman elbette insanlarımıza anlatıldığı anda kendileri buna yüzde yüz sahip çıkacaklar yüzde yüz tabi olacak diye düşünüyorum.” - Bursa

“Onların (meslek örgütü üyelerinin) arabuluculuğa bakış açısı açıkçası şöyle. Doğruyu söylemek gerekirse şu anda çok iyi bilmiyorlar. Siz şimdi şuradan çıkın bir lokantaya girin

66arabuluculuğu biliyor musunuz diye sorun. Muhtemelen pek çoğu bilmiyordur.” – Ankara

“Bu yöntem nasıl ilerliyor ilimizde bunu teşhis edemiyoruz. Çünkü bizimle bağı koptu. Çünkü sadece hukukçuların ilgilendiği bir alan olunca, onların da bizimle bağ kurmayışın-

dan dolayı, bir ilişki yok. Arabuluculukta bize bir ihtiyaç hissettirilmedi.” – Kayseri

“Açıkçası tahkimden sonra heyecanlılar şimdi özellikle hep tahkim alternatii olarak söy-

ledik. Arabuluculuk geliştikten sonra tahkimdeki handikapımız şu iş hukukuna taraf olma-

dığı için iş hukukunda uygulanamıyor. Üyelerimizden özellikle iş hukukunda arabulucu olmayı, arabulucu kullanmayı istiyorlar.” – Mersin

“Şu ana kadar (üyelerimizden) en azından bize olumsuz bir görüş belirtilmedi.” – İzmir

“Çok net bir şey söyleyemeyiz. Kamuoyunda (arabuluculuk uygulamaları hakkında) çok net bir bilgi yok bu konuda. - İzmir

“Üyelerimizin büyük bir bölümünün bu işlerden daha haberi yok hani yeterli tanıtımı yapı-lamadı daha şu an için.” - Mersin

Şekil 71 - Arabuluculuk Uygulamalarının İllere Göre Dağılımı (%)

Arabuluculuk Dairesi Başkanlığı veritabanlarında tutulan istatistiklere göre İstanbul dışındaki iller-deki arabuluculuk uygulamaları bu illerden gelen bilgiyi doğrulamaktadır. İzmir ve Bursa’da meslek örgütlerinin uygulamaya bakış açısının pozitiliği uygulama sayısına da yansımış gibi gözlenmek-tedir. Ancak Mersin’deki pozitif bakışa rağmen arabuluculuk uygulamaları diğer illere nazaran çok az görünmektedir. Şekil 71 ve Şekil 72’deki bilginin kaynağı Arabuluculuk Dairesi Başkanlığı veri-tabanlarıdır.

Açılış Toplantısı, 26 Ocak 2016 , Strazburg

67Şekil 72 - Arabuluculuk Uygulamalarının Konularına Göre Dağılımı (%)

Şekil 72’den görülebileceği gibi her üç arabuluculuk uygulamasından ikisinin işçi-işveren alacak uyuşmazlıklarında, %16’lık bölümünün telif hakları ve tazminat ödemeleri hakkındaki uyuşmazlık-larda, %7’lik bölümünün ise maddi-manevi tazminat uyuşmazlıklarında çözüm ürettiği görülmek-tedir. Geriye kalan %10’luk bölüm ise 16 uyuşmazlık türü arasında dağılmaktadır. Bu anlamda çö-züm konularına bakıldığında özellikle meslek örgütlerinin arabuluculuk uygulamalarına dikkatinin çekilebileceği gözlenmektedir.

Daha önce de belirtildiği gibi, arabuluculuk hizmet ve uygulamalarının performans ve kalitesinin ölçülebilmesi için farklı göstergelerin de geliştirilmesi ve bu konuda istatistiklerin derlenmesi gerek-mektedir. Arabuluculuk uygulamalarının yanı sıra, dava, nüfus, çalışan veya işyeri başına düşen arabuluculuk sayısı bu konudaki gerçek ve karşılaştırılabilir istatistiksel performans ve kalite gös-tergelerinin ortaya çıkmasına da yardım edebilecektir.

Şekil 73 - Mesleki örgüt (TOBB/TESK) üyelerinden Arabuluculuk Hizmetlerini Duyanların bilgi kaynakları (%)

68Yukarıdaki Şekil 73’de çevrimiçi anketi cevaplayan TOBB/TESK üyelerinden bilgi sahibi olanların hangi kaynaktan bilgilendikleri görülmektedir.

Arabuluculuk hizmetini duyanların, yaklaşık dörtte birinden fazlası bilginin kendilerine üyeleri oldukları meslek örgütleri yetkilileri aracılığıyla verildiğini belirtmişlerdir, %23’ü internet, %22’si TV’deki kamu spotu, %9’u broşür ve el kitapları, %8’i hukuk danışmanı ve %7’si akraba/arkadaş kanalıyla bilgi aldıklarını belirtmişlerdir. TOBB/TESK üyelerinin belirttiği yukarıdakilerin dışında kalan yanıtlara baktığımızda %7’lik bir oran görünmektedir. Bunların cevapların büyük bölümü be-lirtilmemişse de; belirtilenler arasında bilgiyi TV dizisinden ve gazetelerden aldıkları ve arabulucu dernekleri tarafından ziyaret edilerek bilgilendirildikleri ifadeleri yer almaktadır.

Aşağıdaki Şekil 74 meslek örgütlerinin iller itibarıyla bilgi kaynaklarını göstermektedir. Meslek ör-gütlerinin İzmir ve Kayseri illerinde diğer illere oranla daha çok tanıtım yaptıkları gözlenmiştir. Ankara’da bulunan üyeler ise bu bilgiyi daha çok internetten edindiklerini belirtmişlerdir. Yine kamu spotunun ise Ankara, İzmir ve Kayseri’de etkili olduğu görülmektedir.

Şekil 74 - Mesleki örgüt (TOBB/TESK) üyelerinden Arabuluculuk Hizmetlerini Duyanların bilgi kaynakları (%)

Aşağıdaki Şekil 75 eğitmenlerin arabuluculuk konusundaki bilgi sahipliğine verdikleri yanıtları gös-termektedir. Eğitmenlerin yalnızca %71’i arabuluculuk konusunda bilgi sahibi olduklarını belirt-seler de, bunların yarısından azı arabuluculuk konusunda kesinlikle bilgi sahibi olduklarını iddia etmektedirler. İlginç olan husus arabuluculara eğitim veren eğitmenlerin %12’sinin arabuluculuk konusunda bilgi sahibi olmadıklarını belirtmeleridir.

69Şekil 75 - Eğitmenlerin Arabuluculuk Konusunda Bilgi Sahipliği (%)

Aşağıda eğitmenler konusunda bir eğitmenin derinlemesine görüşme sırasında belirttiği husus bulunmaktadır:

“Lisans isteyen kurumlar kendilerince profesörlerin adlarını diziyorlar. Sonra bir gidiyor-sun karşınıza psikoloji bölümünde araştırma görevlisi veya doktora yapan adam. Ama eğitim vereceği söylenen profesör doktor. Dolayısıyla lisans başvurusu yaparken eğitim vereceği söylenen adamlarla değil başkalarıyla eğitim vermeleri sebebiyle büyük sorun-

lar var.” – Ankara

Eğitmenlerin arabulucu olup olmamalarına göre arabuluculuk konusunda bilgi sahibi olup olma-maları incelendiğinde, aşağıdaki Şekil 71, arabulucu olduğu halde bu konudaki bilgisinden emin olamayan %14 civarında eğitmen olduğu gözlenmiştir. Arabulucu olan eğitmenlerin %86’sı bilgi-lerinden emindir, % 58’i ise arabuluculuk konusundaki bilgilerine tamamen güvenmektedir. Ara-bulucu olmayan eğitmenlerde arabuluculuk konusundaki bilgilerinden emin olanların oranı %68, tamamen emin olanların oranı ise %30 civarındadır.

Şekil 76 - Eğitmenlerin Arabulucu olup olmadıklarına göre Arabuluculuk Konusunda Bilgi Sahip-liği (%)

70“(Eğitim kurumlarının) bir tanesinde eğitmenlerin tamamı bu konuda düşünmüş çalışmış insanlar, bir tanesi de ben bu işten hiç anlamam ama ne yapalım eğitim vereceğiz siz de alacaksanız diyen bir hukukçu. İlk defa okumuş, ne arabuluculuğun ruhuyla ne felsefe-siyle ilişkisi var ne faydasını doğru düzgün biliyor.” – Ankara

Şekil 77 - Hakimlerin Arabuluculuk Konusunda Bilgi Sahipliği (%)

Çevrimiçi anketi yanıtlayan hakimlerin %77’si arabuluculuk uygulamaları konusunda bilgi sahibi olduklarını belirtirken, yalnızca %18’i kesinlikle bilgi sahibi olduklarını vurgulamaktadır. Hakimlerin %9’u ise arabuluculuk uygulamaları konusunda bilgi sahibi olmadıklarını belirtmişlerdir.

“Olabilir, hakimlerin ayrıca arabuluculuk eğitimi alarak bilgilenmeleri uygulamaları daha verimli hale getirebilecektir.” - İstanbul

3.5.3 Arabuluculuk Hizmet ve Uygulamalarının Etkililiği

Bu bölümde hem çevrimiçi anket, hem telefon, hem de derinlemesine görüşmelerle ulaşılan tüm hedef gruplara göre arabuluculuk algısı tartışılacaktır. Arabuluculuk konusundaki algı çevrimiçi ankette yer alan bazı sorulara verilen cevaplar ve derinlemesine görüşmelerden elde edilen ifade-lerle pekiştirerek tartışılmaktadır.

Adliye kullanıcıları açısından arabuluculuk algısını tartışmaya bu uygulamaların etkili olup olma-dığı, etkin olmama nedeni ve kimler tarafından gerçekleştirilmesi gerektiğine ilişkin sorularla baş-lanacaktır.

Şekil 78 adliye kullanıcılarına göre arabuluculuk uygulamalarının etkililiği hakkındaki görüşleri göstermektedir. Pilot illerdeki her üç adliye kullanıcısından biri arabuluculuk uygulamalarının etkili olduğunu düşünürken, her dört adliye kullanıcısından biri arabuluculuk uygulamalarının etkili ol-madığını düşünmektedir. Arabuluculuk uygulamalarının kısmen etkili olduğunu düşünenlerin oranı ise %36’dır.

71Şekil 78 - Adliye Kullanıcılarına Göre Arabuluculuğun Etkililiği (%)

İllere göre bu etkililiğe baktığımızda İstanbul (%59) ve İzmir’deki (%53) adliye kullanıcıları ara-buluculuk uygulamalarının etkili olduğunu diğer illerle karşılaştırıldığında daha yüksek oranla dü-şünmektedir. Bu konuda en düşük oran Mersin ilindedir (%5), ancak Mersin ili kısmen etkililiği göz önünde bulundurduğumuzda arabuluculuk uygulamaları konusuna Ankara ve Bursa’ya oranla daha pozitif bakmaktadır. Kısmen etkililiği eklediğimizde İzmir, Kayseri ve İstanbul illeri ilk üç sı-rayı paylaşmaktadır.

Şekil 79 - 6 Pilot İldeki Adliye Kullanıcılarına Göre Arabuluculuğun Etkililiği (%)

72Şekil 80 - 6 Pilot İlde Arabuluculuk Uygulamalarından Faydalanan ve Faydalanmayan Adliye Kul-lanıcılarına Göre Arabuluculuğun Etkililiği(%)

Şekil 80, pilot illerde yüz yüze görüşülen adliye kullanıcıları taraf ve tanıkların arabuluculuk uygu-lanmalarından faydalanıp faydalanmama durumlarına göre bu uygulamaları etkili bulup bulmadık-larını sorgulamaktadır. Pilot illerde arabuluculuk hizmetlerinden faydalanan vatandaşların %80’i bu uygulamaların etkili olduğunu düşünmektedir. Bu hizmet ve uygulamadan yararlanmayan va-tandaşlarda ise bu oran yarı yarıya düşmektedir (%40). Bu çerçeveden bakıldığında, arabuluculuk uygulamasını tecrübe etmek hizmet ve uygulamalara bakışı daha pozitif hale getiriyor denilebilir

Şekil 81 - 6 Pilot İldeki Adliye Kullanıcılarına Göre Arabuluculuğun Etkili Olmama Nedenleri (%)

Yukarıdaki Şekil 81, altı pilot illerdeki adliye kullanıcılarına göre arabuluculuğun etkili olmama ne-denlerini göstermektedir. Adliye kullanıcılarına göre en önemli etken arabuluculuğun sonucunda varılan anlaşmanın uygulanabilir olduğunun düşünülmemesidir (%51). Bunu arabulucunun yetkin-liği (%16) ve arabulucuya güven (%13) seçenekleri takip etmektedir. Diğer seçenekler arasında halkta uzlaşma kültürü olmaması, sistemin henüz oturmamış olması, uygulamalarının duyulma-mış olması ve anlaşmanın yanlı olabileceği endişesi de yer almaktadır.

73Şekil 82 - 6 Pilot İldeki meslek odaları üyelerine göre Arabuluculuğun Etkili Olup Olmadığı (%)

Yukarıdaki Şekil 82’de görüldüğü gibi, pilot illerdeki meslek odaları üyelerinden çevrimiçi ankete cevap verenlerin %47’si arabuluculuğun etkili olduğunu belirtirken, %37’si kısmen etkili olduğu cevabını vermişlerdir. Meslek odalarında arabuluculuk uygulamalarının etkili olmadığını belirten üye oranı yalnızca %4’tür ancak yanıt verenlerin %12’si ise bu konuda bilgi eksiklikleri olduklarını belirtmişlerdir.

Aşağıdaki Şekil 83’de görülebileceği gibi meslek örgütleri (TOBB/TESK) üyeleri için de arabulucu-luğun etkili olmama nedenleri adliye kullanıcılarının belirttiği nedenlerle uyum içindedir. En önemli etken olarak arabuluculuğun sonucunda varılan anlaşmanın uygulanabilir olduğunun düşünül-memesi (%55) gösterilirken, bunu arabulucunun yetkinliği (%19) yanıtı izlemektedir. Diğer şıkkı işaretlenmiş yanıtlar ise arabulucuların taraların birinin baskısı altında kalabileceği ve sistemin tam olarak bilinmemesi olarak dile getirilmiştir. Arabuluculuğa bakışı iller bazında incelediğimizde diğer illere oranla Mersin, Kayseri ve İzmir’de arabuluculuğun uyuşmazlığın çözümü için etkili bir yöntem olarak bulunduğu tespit edilmiştir.

Şekil 83 - 6 Pilot İldeki Meslek Odası Üyelerine Göre Arabuluculuğun Etkili Olmama Nedenleri (%)

74Aşağıdaki Şekil 84’de altı pilot ilde çevrimiçi ankete cevap veren hakimlerin %29’u arabuluculuk uygulamalarının etkili olduğunu belirtirken, her üç hakimden bir tanesi bu uygulamaların kısmen etkili olduğunu, %4’ü ise etkili olmadığını belirtmişlerdir. Hakimlere göre, arabuluculuk uygulama-larının etkililiği konusunda sırasıyla İstanbul, İzmir ve Bursa gelmektedir.

Bu durum ADB istatistikleri tarafından da doğrulanmaktadır. Yüz yüze görüşülen hakimler ise uy-gulamanın etkililiği konusundaki görüşlerini şu şekilde ifade etmişlerdir:

“Vatandaş bilmiyor. Bilmediği için de çok uzak kalıyor... Avukatlar da çok tepkili yakla-

şıyor. Hiç sıcak bakmıyorlar olaya. Bu işi hala benimsemediler. Taraf acaba dese dahi avukat hemen kendini geri çekiyor. Hiç gerek yok o yola girmeye diyorlar.” – İstanbul

“Her seferinde öncelikle formu koyuyorum, taraları davet ediyorum. Görüşme yapıyo-

rum. Ama buna rağmen sıcak bakılmıyor. Görüştüklerimizden bir sonuç alamıyoruz. Dü-

şünelim diyorlar vazgeçiyorlar. Arabulucuya giderlerse de arabulucunun raporu olumsuz geliyor.” – İstanbul

“Avukatlar ellerinden avukatlıkları alınacak gibi bir düşünceye girmiş olabilirler. Bu ne-

denle de uygulamalara olumlu yaklaşmıyor olabilirler.” – İstanbul

“Hakimlere eğitim verilmesi çok önemli. Pek çok arkadaşımız hala yabancı. Biz konuya hakimiz ve sıcak bakıyoruz. Davaların daha kolay çözüme ulaşacağını düşünüyoruz. Ama diğer arkadaşlarımız konudan uzak. Seminerlerle onların konuya daha sıcak baka-

cağını düşünüyorum.” – İstanbul

“Tam olarak uygulanabildiği takdirde etkili bir çözüm. Tam olaraktan kastım vatandaşın bilinçlendirilmesi. Özellikle vatandaşın bilinçlendirilmesi gerekiyor.” – İstanbul

Şekil 84 - 6 Pilot İldeki hakimlere göre Arabuluculuğun Etkili Olup Olmadığı (%)

Şekil 85’te görülebileceği gibi çevrimiçi ankete cevap veren eğitmenlerin %46’sı arabuluculuk uygulamalarının etkili olduğunu düşünürken, %43’lük bölümü bu etkililiğin kısmi olduğunu ifade etmiştir. Eğitmenlerin %11’i ise arabuluculuk uygulamalarının etkili olmadığı şeklinde görüş bildir-mişlerdir.

75Şekil 85 - Eğitmenlere Göre Arabuluculuğun Etkili Olup Olmadığı (%)

Eğitmenlerin bu konuda derinlemesine görüşmeler sırasında belirttikler nedenler aşağıdaki gibi ortaya konmuştur:

“Ülkemizin arabuluculuk uygulamaları anlamında ciddi problemler yaşayacağını düşünüyo-

rum. Çünkü ben bu işin içindeyim. Gerek eğitmen olarak gerek bunun düşünürü, Türkiye’de yerleşmesine çok emek sarf etmiş bir insan olarak; bunun uzun soluklu bir yol olduğunu bizim bile jenerasyon olarak her ne kadar bunu benimsemeye çalışsak da bunun toplumdan bir kül-tür olarak aşılanmadıkça tamamen oturmayacağı kanaatindeyim. Bizler de jenerasyon olarak eskiyeceğiz, sonraki jenerasyonlar bunu tam olarak sindirmiş olacaklar.” - Ankara

“Şu ana kadar arabuluculuk hizmetleri yok aslında. Arabuluculuk Daire Başkanlığı’nın istatisti-ğine yansımış uyuşmazlıklar esasında arabuluculukla çözülmedi. Onlar zaten anlaşacaklardı bir arabulucu da imzası atılsın işin içinde olduğu için bu iş arabuluculukla çözülmüş gözüksün istatistiği onlar. Gerçek manada taraların arabulucuya başvurup da arabulucunun sistematik teknikler uygulayarak, arabulucunun anlaştırdığını düşünmüyorum. O istatistikler, zaten anla-

şacak olan taraların istatistiği. Yani uygulamanın etkililiği sıfır.” – Ankara

Şekil 86 - Tüm Gruplara Göre Arabuluculuğun Etkili Olup Olmadığı (%)

76Şekil 86 tüm hedef grupların arabuluculuğun etkililiği üzerindeki görüşlerini göstermektedir. Ara-buluculuğun etkililiği üzerine en kötümser grubun avukatlar olduğu gözlenmektedir. Avukatların yalnızca %24’ü arabuluculuk uygulamalarının etkili olduğunu belirtirken, avukatları hakimler (%29) takip etmektedir. Ancak hakimler arabuluculuğun kısmen etkili olduğu konusunda en yüksek orana sahip olan grup olarak yanıt vermişlerdir. Hakimlerin sadece %5’i arabuluculuk uygulamalarının et-kili olmadığı yönünde görüş belirtmiştir. Bunun yanında meslek örgütleri üyeleri ve eğitmenlerin ise yaklaşık %50’si arabuluculuğun etkili olduğu şeklinde cevap vermişlerdir. Altı pilot ildeki adliyelere taraf veya tanık olarak gelen ve arabuluculuk uygulamaları konusunda bilgisi olan vatandaşlarda arabuluculuk uygulamalarının etkili olduğunu bildirenlerin oranı %43’tür. Bu vatandaşların %40’ı ise uygulamaların kısmen etkili olduğunu söylemiştir.

Şekil 87 - Arabuluculuk İle Çözülen Davalar Mahkemelerde Çözülen Davalardan Sağlıklı Sonuçlar Doğuracaktır (%)

Yukarıdaki Şekil 87 arabuluculukla çözülen davaların mahkemelerde çözülen davalara göre daha sağlıklı sonuçlar doğurup doğurmayacağına ilişkin yanıtların dağılımlarını göstermektedir. Bu bul-gu da diğer bulguları destekler niteliktedir. Burada da görülebileceği gibi avukatların arabuluculuk kurumuna bir çekinceleri vardır. Her beş avukattan ikisi arabuluculuk uygulamalarına kuşkuyla bakarken, yalnızca bir tanesi güvenmektedir.

Aşağıdaki Şekil 88 esasında bir anlamda yukarıdaki şekil 86’daki bulguyla çelişki içermektedir. Çünkü avukatların neredeyse %70’i arabuluculuk uygulamalarında alınan kararların uygulanabilir olduklarını bildiklerini ifade ettikleri halde, mahkemelerdeki sonuçların daha sağlıklı sonuçlar do-ğuracağını ifade etmişlerdir.

İzleme Ziyareti, 25-27 Kasım 2015, İstanbul

77Şekil 88 - Arabuluculuk Süreci Sonunda Alınan Kararların Uygulanabilir Olduğunu Biliyorum (%)

Farklı nedenlerle arabuluculuk süreci sonucu alınan karar uygulanabilir olsa dahi mahkemelere göre daha sağlıksız sonuç çıkabileceği endişesi aşağıdaki şekilde belirtildiği gibi de yorumlanabilir.

“Arabuluculuk uygulamasında hem taralar hem de arabuluculuk yapan arkadaşlarımız henüz emsaller oluşmadığı için zorluklar yaşamaktadır. Bunun yanında arabuluculuğun sadece taraları bir araya getirip onların görüşlerini birbirlerine aktarmasını sağlamak gibi de bir yönü var. Rahat bir ortam sağlamak, bir araya gelmelerini sağlamak gibi. Ancak arabulucuyu kısıtlayan bir sürü husus da mevcut. Bilgilendirme yapamaması, yönlen-

dirme yapılamaması gibi. Bazen yönlendirmek de gerekiyor taraları. Ancak öngörülen sistemde yönlendirme yapılamaması, bazen işlemin eksik ya da arızalı olmasına sebep olabilir diye düşünüyorum.” – Bursa

Aşağıdaki Şekil 89’da görülebileceği gibi adliyelerde görüşülen avukatların ve TOBB/TESK üye-lerinin beşte dördü arabuluculuğun zaman kaybı olmadığına inandıklarını belirtmişlerdir. Her 5 vatandaştan üçü arabuluculuğun zaman kaybı olmadığını ifade etmişlerdir. Yine avukatların (%80) arabuluculuk uygulamaları ile çözümün daha kısa sürede olacağına inandıkları görülmektedir. An-cak vatandaş (%52) ve meslek örgütü üyelerinde (%50) bu algı henüz avukatlardaki kadar yüksek değildir.

Şekil 89 - Arabuluculuğun Zaman Kaybı Olduğuna İnanıyorum (%)

78Arabuluculuk derneklerinde yapılan derinlemesine görüşmelerde ifade edilen bir başka unsur; ay-nen Şekil 89’da da görülebileceği gibi avukatların arabuluculuk uygulamalarındaki hızlı çözümü gördükleri ve ekonomik kayıplarının oluşacağı endişesi olarak dile getirilmiştir.

“Tabi bu arada sistemin işlemesi için arabuluculuğun avukatlık sisteminin önünü tıka-

maması ya da ekonomik anlamda avukatlığa zarar vermemesi gerekiyor. Eğer bu böyle algılanırsa özellikle avukatlardan ve barolardan arabuluculuğa karşı direnç oluşacaktır.” - Mersin

“Bilgi sahibi olmayan meslektaşlarımızda genellikle bir tepki bir olumsuz duruş söz konu-

su. Bir kısım meslektaşlarımız (arabuluculuk konusunda) herhangi bir görüş belirtmekten kaçınıyorlar bekleyip görelim bakalım bu gerçekten söylendiği gibi bir alternatif oluştu-

rabilir mi? şeklinde yaklaşıyorlar. Ama genel olarak tepki duyan meslektaşlarımızın ana korkusu arabuluculuk uygulamalarının avukatlık mesleğine zarar verecek avukat gelirle-

rini azaltabilecek bir durum olduğu yönünde.” - İzmir

“Meslektaşlarımızın büyük çoğunluğu arabuluculuğun avukatlığa alternatif bir meslek olarak öngörüldüğü gerekçesiyle, bunun avukatlık mesleğine saldırı olduğu önyargısıyla tamamen reddediyor.” - Bursa

Şekil 90’da görüldüğü gibi meslek örgütleri ve adliyede görüşülen taraf ve tanıkların henüz arabu-luculuğun hızlı bir çözüm yöntemi olduğunun farkında olmadığı tespit edilmiştir. Avukatların %80’i arabuluculuğun hızlı bir çözüm yolu olduğunu dile getirirken hem vatandaşlarda hem de meslek örgütü üyelerinde bu oran %50 civarındadır.

Şekil 90 - Arabuluculuk Uygulamaları İle Uyuşmazlıkların Daha Kısa Sürede Çözülenileceğini Düşünüyorum (%)

Aşağıdaki Şekil 91’den görülebileceği gibi pilot il adliyelerinde görüşülen avukatların bu konuda da bilgileri vatandaşa ve TOBB/TESK üyelerine göre daha yüksektir. Her on avukattan dokuzu arabu-luculuk masralarının mahkeme masralarından düşük olacağını ifade etmektedir. Hem vatandaş hem de TOBB/TESK üyelerinde bu bilgi avukatlara oranla daha düşüktür.

79Şekil 91 - Arabuluculuk Masralarının Mahkeme Masralarından Daha Az Olduğunu Biliyorum (%)

Derinlemesine görüşmelerde hem süre hem de masralarla ilgili konulardaki görüşler aşağıdaki şekilde ortaya konmuştur.

“Şimdi bir konu çıktı. Sizinle aramız açıldı. Mahkemeye düştük mahkemede bir masraf var. Avukat parası var. Günlerin geçiyor zaman kaybı oluyor. Halbuki arabuluculukta pek cüzi bir rakam talep ediliyor resmi olarak. Bizim üyelerimiz de başına bir hal sıkıntı (uzlaşmazlıkla karşılaştıklarında) geldiği zaman aman şu işten ne zaman kurtulabileceğim diye bir şey (duygu) içinde oluyor bir tereddüt içinde oluyor. Aman kurtulayım şeklinde bir hedef koymuş. Dolayısı ile üyelerimizin bu işe (arabuluculuk uygulamalarına) yüzde yüz sahip çıkacakları-na ve bu uygulamalardan memnun kalacaklarına inanıyorum.” - Bursa

“Mahkeme olmadan bir çözüm yöntemi bu işin can alıcı noktası bu. İkinci olarak; masraf vermeyeceksin; harç yok, bilirkişi ücreti yok, avukatlık ücreti belki vermeyeceksin eğer avu-

katınla katılmazsan. Tarife uygun, daha düşün maliyetlerle bu işi yapabileceksin.” - İstanbul

Şekil 92- Davalarım İçin Arabulucu Yerine Mahkemeyi Tercih Ederim (%)

80Şekil 92’de adliye kullanıcısı olan taraf ve tanıkların mahkemeyi arabuluculuk uygulamalarına ter-cih ettiği görülmektedir. Ancak adliyelerde görüşülen avukatlar ve TOBB/TESK üyeleri alternatif çözüm yöntemlerine de güvenilmesi gerektiği yönünde cevap vermişlerdir.

Şekil 93 - Arabuluculuk Hukuğun Hangi Alanlarında Kullanıldığı Konusundaki Bilgi Sahipliği (%)

Şekil 93, arabuluculuk uygulamaları hakkında bilgileri olduğunu belirten adliye kullanıcıları ve TOBB/TESK üyelerinin arabuluculuğun hukukun hangi alanlarında kullanılıp kullanılmadığını bilip bilmediklerine ilişkin sorgulamayı göstermektedir. Buna göre avukatların %87’sı, taraf ve tanıkların %47’si ve TOBB/TESK üyelerinin %55’i bunu bildiklerini belirtmişlerdir.

Şekil 94 - Adliye Kullanıcıları ve Meslek Örgütü Üyelerine Göre Arabuluculuğun Kullanıldığı Hukuk Alanları (%)

Yukarıdaki Şekil 94, arabuluculuk uygulamaları ve bu uygulamaların hukukun hangi alanlarında kullanıldığını bildiğini iddia eden adliye kullanıcıları ve meslek örgütü üyelerinin yanıtlarını göster-mektedir. Oranlar değişik olsa da her üç grup da bu uygulamaların öncelikle ticari ve iş uyuşmaz-

81lıklar alanında kullanıldığını belirtmektedirler. Her üç grup içinde üçüncü sırada aile uyuşmazlıkları alanı gelmektedir. Bu alanı avukatların %48’i, vatandaşların %47’si ve TOBB/TESK üyelerinin %25’i belirtmişlerdir. Burada seçeneklerde son sırada kamu uyuşmazlıkları alanı gelmektedir. Sı-rasıyla avukatların %19’u, TOBB/TESK üyelerinin %17’si, vatandaşların ise sadece %8’i bu alan-da da arabuluculuk uygulamalarının kullanılacağı seçeneğini belirtmiştir. Bunların dışında avu-katlar borçlar ve miras hukuku, TOBB/TESK üyeleri ise miras hukuku alanında kullanılabileceğini belirtmiştir.

Şekil 95 - Arabulucu ve Hakimlere Göre Arabuluculuğun Kullanıldığı Hukuk Alanları (%)

Şekil 95’te görüldüğü gibi aynı soru çevrimiçi anket aracılığıyla hakim ve sicile kayıtlı arabulucu-lara yönlendirildiğinde alanlar açısından benzer bir graik ortaya çıkmıştır. Ticari ve iş (hukuku) uyuşmazlıkları alanları her iki grup için de ilk iki sırada yer almaktadır. Ancak hakimlerin tamamı (%100) bu alanı seçerken, arabulucularda bu oran sırasıyla ticari hukuk için %97 ve iş hukuku alanı için %96’dır. Her iki grup içinde üçüncü sırada aile hukuku yer almaktadır. Sicile kayıtlı ara-bulucuların bu alanı belirtme oranı %81 iken hakimlerde bu oran %70’dir. Dördüncü sırada ise arabulucularda %46 ve hakimlerde %30 oranla kamusal uyuşmazlıklar alanı yer almıştır. Bunların dışında arabulucular tarafından basın ve medya hukuku, sigortacılık hukuku, borçlar hukuku, icra ve ilas hukuku, belli koşullar ve eşikler altında ceza hariç tüm hukuk alanları, boşanma, sorumlu-luk (doktor hasta vb.), ikir ve sanat eseri uyuşmazlıkları, vb. bir çok alan dile getirilmiştir. Hakimler ise borçlar hukuku, komşuluk hukuku, taralarca inisiyatii ile icra edilebilen her türlü alan olarak dile getirilmiştir.

3.6. Tanıtım ve Farkındalık ArtırmaEsasen yukarıdaki bölümlerde arabuluculuk mesleği ve uygulamaları konularındaki farkındalık ve bilgi eksiklikleri hem çevrimiçi anketlerde hem de derinlemesine görüşmelerde dile getirilmiştir. Adliye kullanıcı taraf ve tanıkların ve meslek örgütü üyelerinin üçte ikisinin arabuluculuk hizmet ve uygulamalarını duymuş olduğu ancak taraf ve tanıkların sadece dörtte birinin meslek örgütü üyelerinin ise yedide birinin bilgi sahibi olduğu yukarıdaki bölümlerde tartışılmıştır.

Tüm hedef gruplar

arabulucuk uygulamalarının genellikle ticari

uyuşmazlıklar ve iş hukuku

uyuşmazlıkları alanında

kullanıldığını belirtmişlerdir.

82Şekil 96 - Arabuluculuk Konusundaki Bilgi Kaynakları (%)

Şekil 96, adliye kullanıcı ve meslek örgütü üyelerinin arabuluculuk uygulamaları konusundaki bilgi kaynaklarını göstermektedir. Adliye kullanıcısı olarak her taraf ve tanıkların yarısı bu bilgiyi hukuk danışmanları veya avukatlarından aldıklarını belirtirken, TOBB/TESK üyelerinin %40’u internetten ve avukatların %65’lık bölümü ise eğitim ve mesleklerinden dolayı bu bilgiye sahip olduklarını be-lirtmişlerdir. Meslek örgütü üyelerinden her dört kişide bir kişi arabuluculuk hizmet ve uygulamaları konusundaki bilgiyi oda yetkililerinden aldığını belirtmişlerdir. Akraba ve arkadaş çevrelerinden duyanlar avukatlarda %22, taraf ve tanıklarda %32 ve avukatlarda %10 civarındadır. TV’de ya-yımlanan kamu spotundan bilgi alma oranı meslek örgütü üyelerinde %20, taraf ve tanıklarda %15 ve avukatlarda %5’tir. Arabuluculuk hizmet ve uygulamaları konusunda temel bilgi kaynaklarından biri olarak İnternet meslek örgütü üyelerindeki en önemli bilgi kaynağı olarak göze çarpmaktadır. İnternet; taraf ve tanıklarda her dört kişiden birinin, avukatlarda ise ancak on avukattan birinin başvurduğu bir bilgi kaynağıdır.

Şekil 97 - Arabuluculuk Konusunda Nereden Bilgi Almak İstersiniz? (%)

83Şekil 97 arabuluculuk hizmet ve uygulamaları konusunda adliye kullanıcı ve meslek örgütü üyele-rinin temel bilgi kaynaklarını korumak istediklerini göstermektedir. Her üç vatandaştan ikisi bu ko-nudaki bilgiyi hukuk danışmanı veya avukatından almak isterken, meslek örgütü üyelerinin %60’ı bu bilgi için internete başvurmak istediklerini belirtmektedir. Broşür ve el kitabının meslek örgütü üyeleri için bir kaynak olabileceği görülürken (%38), adliye kullanıcısı olan taraf ve tanıklar kamu spotu (%24) ve internet (%23) olarak ikincil bilgi kaynaklarını belirtmişlerdir. Taraf ve tanıkların çok az oranda da olsa diğer bilgi kaynağı adliyeler iken, meslek örgütü üyeleri arabuluculuk dernekle-rinin ziyaretleri dolayısıyla ve TV dizisinden de bilgi aldıklarını ifade etmişlerdir.

Aşağıdaki Tablo 4, arabuluculuk tanıtımları için sicile kayıtlı arabulucular, hakimler ve eğitmenlerin çevrimiçi anketlere verdiği yanıtlara göre oluşturulmuştur. Tablodan görülebileceği gibi ilk sırayı kamu spotları almaktadır. Her üç grup da kamu spotlarının etkin bir tanıtım aracı olduğu ikrinde birleşmektedir. Ancak ikinci sırada değişiklik mevcuttur. Hakimler zorunlu arabuluculuk ikrinin ta-nıtımlar için ikinci derecede önemli olduğunu belirtirken, arabulucular ve eğitmenler Sivil Toplum Kuruluşlarının (STK) tanıtımdaki önemini vurgulamışlardır. STK’ların önemi hakimler için de üçün-cü sırada yer almıştır. Arabulucular için üçüncü sırada şehirlerin farklı noktalarına yaratıcı aişlerin asılması, eğitmenler için ise seminerlerin ve çalıştayların düzenlenmesi gelmektedir. Yukarıdaki seçeneklere ilave olarak arabulucular, öncelikle adliyelerdeki arabuluculuk merkezlerinin önemi vurgulamış, sonrasında zorunlu arabuluculuk, taraf avukatlarının farkındalığının artırılması, harç iade ve indirimleri, vergi muaiyetleri getirilmesi, ilk ve orta öğretime konacak dersler, arabuluculuk ile çözülen ihtilaların duyurulması gibi faaliyetlerin de arabuluculuk uygulamalarının tanıtımında önemli faaliyetler olduğunu belirtmişlerdir. Hakimler, avukatların sürece aktif katılımının sağlan-ması için farkındalık artırma faaliyetleri, mahkeme harçlarının artırılması ve ilköğretime bu konuda dersler ilave edilmesini önermişlerdir. Eğitmenler ise hukuk fakültelerinde tanıtım faaliyetlerinin artırılması, başarı örneklerinin medyada yer alması, gerçek örnek olaylar aracılığıyla tanıtımlar, il-köğretime ve yüksek öğretime dersler konulması ve üniversitelerde stantlar açılmasının tanınırlığı artıracağı konusunda ikirler öne sürmüşlerdir.

Tablo 4 - Arabuluculuk Uygulamasının Tanıtımı İçin Önerilen Faaliyetler2 (%)

Faaliyetler Arabulucular Hakimler Eğitmenler

Seminerler / çalıştaylar düzenlenmeli 56,20 83,30 68,00Kamu spotları hazırlanmalı 80,20 95,80 81,40El kitapları basılmalı 37,30 58,30 44,30Sivil toplum kuruluşları ile toplantılar yapılmalı 73,00 83,30 71,10

Şehirlerin farklı noktalarına algı yaratıcı aişler asılmalı 67,50 79,20 58,80

Arabulucu tabelaları kullanılmalı 49,10 * *Hakimler tarafından taralar arabulucuya yönlendirilmeli ** 75,00 **

Zorunlu arabuluculuk uygulamaları başlamalı ** 87,50 **

Dava açıldığı zaman düzenlenen hazırlık tutanağına hakimler tarafından yazılmalı ** 54,20 **

Diğer 32,10 29,20 18,60

2 (*) Sadece arabuluculara soruldu,

(**) Sadece hakimlere soruldu.

84Zorunlu arabuluculuk uygulamalarının arabuluculuk hizmet ve uygulamalarının tanıtımını artıraca-ğı ikri derinlemesine görüşmelerde tüm gruplar tarafından dile getirilmiştir. Bunlara ilave olarak yukarıda tartışılanların yanında, derinlemesine görüşmeler sırasında da tanıtım ve farkındalık ar-tırma konularında önemli ölçüde bilgiler aktarılmıştır. Bu görüşler değiştirilmeden aşağıdaki gibi verilmektedir.

“Arabuluculuk sisteminin oturabilmesi için çok ciddi tanıtıma ihtiyaç var. Arabuluculuk sistemi ne zaman oturur; 70 milyon insanın 40 milyonu arabuluculuk kelimesini duyar, bu kelimenin ne olduğunu anlar. 10 milyon insan da, bunların 4’te biri, arabuluculuk davaya göre daha hızlıymış, daha çabuk çözümmüş, kendi kararımızı kendimiz verecekmişiz, gizliymiş diye bunun faydasını anlar o zaman biz arabuluculuğu tanıtmış oluruz.” – An-

kara

“Arabuluculuk konusunda kişinin, bir toplu taşıma aracında, dışarıda, alışveriş merkezin-

de kişiyi cezbedecek, okumaya sevk edecek ve merak uyandıracak bir slogan ve aişler tasarlıyoruz. Buradan kişiye mevcut hukuki uyuşmazlıkların mahkemeye değil de arabu-

lucuya ulaşarak daha hızlı ve daha kolay çözebileceğini ileteceğiz. İletişim stratejimiz bu yönde.” - Ankara

“Vatandaş bilmiyor. Bilmediği için de çok uzak kalıyor. Kamu spotu reklamlar veya ta-

nıtıcı broşürlerle vs. yoğun bir şekilde bilgilendirilmeleri şart. Bilinmediği için de uzak kalınıyor. Avukatlar da çok tepkili yaklaşıyor. Hiç sıcak bakmıyorlar olaya. Bu işi hala be-

nimsemediler. Taraf acaba dese dahi avukat hemen kendini geri çekiyor. Hiç gerek yok o yola girmeye diyorlar. Onun için avukattan meslektaştan çok vatandaşın bilgilendirilmesi onun kendi avukatına baskı yapması gerekiyor.” - İstanbul

“Daha benim ulaştığım insan sayısı ancak yüzde beştir diye tahmin ediyorum. Yüzde 95 henüz bunu duymadı, duysa da faydasını bilmiyor. Bunun için çok ciddi bir tanıtıma ihti-yaç var bu da parayla ilgili. İyi bir bütçe kullanmadan bu işin tanıtımını yapmak mümkün değil.” – Ankara

“Kaynağımız çok olsa çok şey yaparız. Bir kere herkesin arabuluculuğu duymasını sağ-

larız. Reklam, tanıtım, kamu spotu. Kamu spotları gece dönüyor sadece. İkinci kamu spotunu yapıyoruz şimdi. Bir komedi dizisi çekiyoruz, dörder beşer dakikalık, onları dön-

dürmeye çalışacağız. Yani amacımız insanlar artık arabuluculuk kelimesinin ne olduğu-

nu bilecekler. En az her dört kişide bir kişi arabuluculuğun faydasını bilecek. Faydasını bilmeden olmaz.” - Ankara

85“Arabuluculuğu tanıtım anlamında üyelerimize bir eğitim çalışması yaptık. Ankara’da da yaptık, bazı diğer illerde de. Sunumlar yaptık. Ama tabi amacımız daha geniş bir kitleye ulaşmak.” – Ankara

“Bizim üye kesimimiz açısında kesinlikle para birinci sırada olduğu için şuandaki ücretler bile onlar için yüksek ücretler. Kesinlikle mesela bir geçiş süreci konulabilir. Şu anda hani geçiş sürecinde belli bir süre bu hizmetin çok düşük ücretlerle yapılması tanıtım açısın-

dan yerinde olabilir.” – Ankara

“Mesela bizde dramatik ajitasyonun olduğu reklamlar ilgi çekiyor. Adalet bakanlığı top-

lumla iletişim kurmaya açık bir bakanlık olmadığı için buradaki ketumluğu atmaları uzun sürecek diye düşünüyorum.” – Ankara

“Özellikle TV Spotlarında veya aişlerde, broşürlerde tanınmış insanların yer alması la-

zım, ancak o zaman ilgi çekebiliyor konu. Mesela ünlü bir futbolcu, bir sinema veya dizi oyuncusu yer almalı.” - İstanbul

“Reklamlar, kamu spotları gerekir. Seminer tarzı değişik kurumlarda yapılan tanıtımlar yapılabilir. Burada da sadece aişler var koridorlarda yetersiz bence.” – İstanbul

“Kamu spotları, reklamlar, aişler ve broşürler yeterli değil. Daha yaygın olmalı.” – İstanbul

“Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) mevzuatına göre sadece sağlık ve aile bakanlık-

larının kamu spotları prime-time’da yayınlanır. Adalet Bakanlığı’nın kamu spotu maalesef prime-time’da yayınlanamıyor o yüzden de yeterli tanıtım sağlanamıyor. Eğer arabulucu-

luk kamu spotunun prime-time’da yayınlanması mümkün olabilirse çok daha geniş kitlele-

re duyurulması tanıtılması mümkün olacaktır. Onun dışında adliyelerde aişler var. Ancak bu daha geniş şekilde özellikle insanların yoğun şekilde kullandıkları metro istasyonları, otobüs durakları, belki üniversite veya hastane kantinleri gibi çok kişinin ziyaret ettiği yerlerde asılı olursa insanların daha çok dikkatini çekebilir diye düşünüyorum.” – İzmir

“Basın da arabuluculuk hizmet ve uygulamalarına tam olarak ilgi göstermedi. Basın da tam bilmiyor. Basından başlanabilir aslında. Basını daha iyi bilgilendirmek lazım. Basının

86bunu iyice bir ele alması lazım. Mesela evlendirme programları vs. var bu vatandaşın ilgisini çekiyor. Eğer bu da esaslı bir şekilde ele alınıp, sırf reklam olarak kamu spotu ola-

rak değil de böyle programlarla ele alınırsa ve kamuoyunun da yakından tanıdığı bildiği kişiler tarafından gündeme getirilirse daha iyi olacağını düşünüyorum.” - İstanbul

“Arabuluculuk için mutlaka az önce de bahsettiğimiz gibi sosyal medya ve kamu spotları kullanılarak Türkiye’de hukuk sistemine müracaat eden bütün insanlara ulaşmaya çalışa-

rak bu işin daha tanınabilir hala getirilmesi gerekiyor. Bu nasıl olur çağımız teknoloji çağı. Sosyal medya mutlaka bu konuda bir görev üstlenir. Sosyal medya, internet siteleri, yani az önce dediğim gibi Arabuluculuk Daire Başkanlığı’nın web sayfası çok basit alelade bir internet sitesi yani bunun daha kaliteli daha aktif ve interaktif hale getirilmesi gerekir. Ve yani tanıtımın yanında aynı zamanda adliyeye müracaat eden vatandaşların bu konuda bilinçlendirilmesi gerekir. Bunun için ayrı bir birim kurulması gerekir. Dava açmadan önce vatandaşın direkt oraya yönlendirilmesi gerekir.” – Kayseri

“Arabuluculuk tanıtımı yeterli değil. Bir kamu spotu vardı yanlış hatırlamıyorsam. O kamu spotunda yanlış anlamalara neden olabilecek hususlar içeriyordu. Kaldırıldı zaten. Se-

naryo hatasıydı. Ama onun dışında kamu spotları olabilir. Arabuluculuk mesleğinin so-

nucunda yaşananların ve başarılı uygulamaların aktarılması olabilir. Seminerler şeklinde düzenlemeler olabilir. Yurtdışından örnekler gösterilebilir.” – Bursa

“Meslektaşlarımıza gerek internet sitesinde gerekse defalarca kısa mesaj yoluyla bilgi-lendirme yaparak arabuluculuk faaliyeti ile ilgili kurs açmayı planladığımızı müracaatların yapılması gerektiğini duyurduk ve iki adet 50 kişiden oluşan eğitim açtık.” – Kayseri

“Baro yönetimi olarak şöyle bir hazırlık içerisindeyiz bizim daha önceden bir arabuluculuk komisyonumuz yoktu. Baromuzun alt birimlerinde çeşitli kollarda çalışan komisyonları var. Mesela çocuk hakları, kadın hakları, tüketici hakları gibi… Arabuluculukla ilgili de bir komisyon kurma çalışması içerisindeyiz. Bununla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Özellikle alternatif çözüm yöntemleri ve arabuluculukla ilgili daha önce bir tahkim komis-

yonumuz vardı. Ama tahkim arabuluculuktan tamamen farklı bir oluşum. O yüzden o ça-

lışmaları devam ettiriyor. Komisyonumuz kurulduktan sonra daha çok aktif hale gelecektir diye düşünüyorum.” – Bursa

87“Yerel TV’lerde de tanıtımlar yapılabilir, biz bu imkanları kullanmaya çalışıyoruz. Çünkü vatandaşın algısı bölgelere, bölgelerdeki ihtilalara göre de değişebiliyor.” - Kayseri

“Arabuluculuk hizmetini vermeye karar verdiğinde kurum, üyeleri çağırıp bir konuşma yapılacaktı. Mail attık, mesaj da attık, ulaştık, tanıtımlarını yaptık, broşürleri duvarlara astık. Ama çok katılım olmadı, beklediğimiz ilgiyi göremedik. Bu nasıl olur; basın, medya aklıma geliyor. Onun dışında insanlar bir iki gelip sorunlarına çözüm bulursa. Bu aslında bir tavsiyedir. Ben gittim, çözüm buldum, çok ucuz, çok kısa sürdü dediği zaman vatan-

daş, özellikle bizim üyelerimizin ilgisini çeker. Bu biraz referansla tavsiyeyle de yaygın-

laşabilecek gibi geliyor. Sivil toplum örgütleri, dernekler, arabulucu dernekleri bence çok etkili olabilir.” - Ankara

“İlgili yönetim kurulu kararlarımızı aldık ilgili meclis kararlarımızı aldık adalet bakanlığı ile görüşmelerimizi yaptık Türkiye Odalar ve Borsalar ,Birliği ile görüşmelerimizi yaptık. Meclisimizden bir Bursa Ticaret Sanayi Odası Tahkim ve Arabuluculuk Merkezi olarak bir merkezin kurulması kararını aldık kurduk... arabulucular nezdinde arabulucu siciline kayıtlı arabulucular marifeti ile çözümü için bizde üyelerimize destek olacağız. Hatta ara-

buluculuk masralarının bir kısmını biz üstlenmeyi düşünüyoruz” - Bursa

“Kimse bilmiyor sistemi. Tüketici hakkım var diyor vatandaş onu biliyor. Biz zaten anlaş-

tırmaya çalışıyoruz. Adliyede bir oda tutmuşlar. Anlaşın diyorlar. Çok basit hiç olmayacak bir şey arabuluculuk. İnsanın inanası gelmiyor. Meslek odalarının bakması lazım. Biz başvurduk. Olamazsın dediler. Yani özet olarak meslek odaları bu işi çözer, ticaret odala-

rı çözemez. Biz zaten bu işi yapıyoruz.” – Ankara

Derinlemesine görüşmelerden alınmış bu kısa bilgiler ve beklentiler esasında arabuluculuk konu-sunda bir iletişim stratejisine sahip olunması gerekliliği, bu stratejinin içinde de farklı iletişim araç-larının farklı hedef gruplar üzerinde etkin bir şekilde nasıl kullanılabileceği konusuna yoğunlaşıl-ması önerilmektedir. Arabuluculuk uygulamalarının sayısını artırmayı hedeleyen arabulucular ve arabulucu dernekleri ile uygulamanın iş yükünü azaltacağı beklentisiyle hakimler kişisel düzeyde tanıtım yaptıklarını ancak bunların yetersiz olduğunu belirtmektedir. İletişim stratejisinde paydaş-lara verilecek farkındalık artırma ve tanıtım görevleri tartışılabilir. İletişim stratejisi bölge bazında farklı iletişim taktik bileşenlerinden oluşabilir.

“Tanıtım için bir Çağlayan ve Kartal adliyelerinde arabuluculuk merkezleri oluşturuldu Bakırköy Adliyesi’nde de oluşturulması planlandı. Maalesef orada da adliye henüz yeterli olmadığı için oda sayısı yeterli değil. Ek binalar yapılmaya başlandı. Bize de bir ek bina yapılacak ödenek bekleni-yor. Ondan sonra orada da faaliyetlere başlayacağız.” – İstanbul

Yapılan derinlemesine görüşmelerde adliyelerde açılan veya açılması planlanan Arabuluculuk Merkezleri’nin şu anki mevcut ihtilaların yönlendirilmesi ve taraların daha geniş bilgilendirilebil-mesi açısından çok önemli olduğu izlenimi edinilmiştir. Aşağıdaki Şekil 98’de görülebileceği gibi taraf ve tanıkların %44’ü davaları için bu merkezlere müracaat edeceğini belirtirken, müracaat et-meyeceğini belirtenlerin oranı sadece %17’dir. Ancak önemli olan müracaat edebileceğini olasılıklı olarak belirten %39’u da bu potanın içine çekebilmektir.

Temel Veri Toplama Çalışması, 25 Şubat 2015, Ankara

88Şekil 98 - Adliyelerde Arabuluculuk Merkezleri (%)

Bir derinlemesine görüşmede belirtildiği gibi arabuluculuk merkezlerinin açılması için Arabulucu-luk Dernekleri ve Meslek Örgütleri de Adalet Bakanlığı’na destek olmaya çalışmaktadırlar. Ancak Bakanlıkta arabuluculuğu en ücra köşelere götürebilmek amacıyla ilçe bazında yapılanma isteği de gözlenmektedir.

“Bizim illerdeki birliklerimizde (arabuluculuk) merkezleri açalım diyoruz. Bu işi Adalet Ba-

kanlığı ile beraber yapacağız. Şu anda yapacağımız en hızlı hedef olarak onlar var. O merkezleri açmak.” – Ankara

“Taşra teşkilatına ihtiyaç var bu çok önemli. Ben şu an 3000 tane arabulucuyu koordine edemem. 64 ilde arabulucu var. Bu 64 ildeki arabulucular şikayetleri nelerdir, ne yer, ne içer, ne yapar, ne düşünür, nasıl yapar bunları nasıl koordine edeceğim. Burada tabii derneklerin katkıları çok önemli.” – Ankara

Bunun yanı sıra aşağıdaki Şekil 99’da görüldüğü gibi Arabuluculuk Merkezleri aynı zamanda ara-bulucuların görüşmelerinin yapılabileceği potansiyel bir yer olarak görülmektedir. Örneğin TOBB/TESK üyelerinin %40’ı ve adliyelerde görüşülen taraf ve tanıkların %22’si bu arabuluculuk görüş-melerini Arabuluculuk Bilgilendirme Merkezi’nde, yapabileceklerini belirtmişlerdir. Taraf ve tanık-ların %50’ye yakını bu görüşmelerin adliyede de gerçekleştirilebileceğini bildirmişlerdir. Arabulu-cunun bürosu da hem taraf avukatları (%68) hem de meslek örgütü mensupları (%44) tarafından benimsenmiştir. Arabulucunun bürosunu potansiyel görüşme mekanı olarak belirten taraf ve tanık-ların oranı %20 civarında kalmıştır.

Eğitim Çalıştayı, 11-14 Mart 2015

89Şekil 99 - Arabuluculuk Görüşmelerini Nerede Yapılabilir (%)

Aşağıdaki Şekil 100 adliyelerde görüşülen taraf ve tanıkların ve çevrimiçi ankete cevap veren TOBB/TESK üyelerinin arabuluculuk uygulamaları konusunda yapılabilecek bilgilendirme toplan-tılarına katılma taleplerini göstermektedir. Her iki tarafta da talebin %80 civarı olduğu görülse de kuvvetli derecede bunu isteyenlerin %56 ile meslek örgütü üyeleri olduğu görülmektedir. Taraf ve tanıkların ise ancak %40’ı bu tür tanıtım toplantılarına katılmak istediklerini kesin bir şekilde belirtmişlerdir.

Şekil 100 - Bilgilendirme Toplantılarına Katılma İsteği (%)

90 4. Arabuluculuk SistemiBu bölüm Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğüne bağlı Arabuluculuk Daire Başkanlı-ğı’nın (ADB) arabuluculuk sistemi içindeki yeri ve kapasitesi hakkında ikir vermek üzere tasar-lanmıştır. ADB’nın bağlı olduğu Müsteşar Yardımcısı, Hukuk İşleri Genel Müdürü ve Arabuluculuk Kurulu Başkanı, ADB Daire Başkanı, ADB Şube Müdürleri ile derinlemesine görüşmeler ve ADB personeli ile Odak Grup Toplantısı’ndan elde edilen nitel veriler ile personele uygulanan yüz-yüze anket verilerinden elde edilen nicel veriler analiz edilerek tarafsız bir aşağıda biçimde aktarılmıştır.

Bu bölüm mevcut durum ve beklentiler olarak ikiye ayrılarak tartışılacaktır. Bölüm içeriğinde teş-kilatlanma ve görevler, kurumsallaşma, personel, eğitim ve diğer ihtiyaçlar ve dile getirilen diğer hususlar tartışılacaktır.

4.1. Mevcut DurumBu bölümde arabuluculuk hizmetlerinin uygulanması, izlenmesi, denetlenmesi ve değerlendirilme-si konusundaki mevcut durum tartışılmaktadır.

6325 Sayılı Yasa’da tanımlandığı gibi arabuluculuk hizmetlerine ilişkin olarak bu Kanunda belirtilen görevleri yerine getirmek üzere, Bakanlık bünyesinde “Arabuluculuk Kurulu” oluşturulmuştur. “Ara-buluculuk Kurulu”; Hukuk İşleri Genel Müdürü, Arabuluculuk Dairesi Başkanı, Hakimler ve Sav-cılar Yüksek Kurulu (HSYK), Türkiye Barolar Birliği (TBB), Türkiye Noterler Birliği (TNB), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK), Türkiye Adalet Akademisi (TAA) ve Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) kurum ve kuruluşlarından oluşmakta-dır. Ancak başkan ihtiyaca göre diğer kurum ve kişileri davet edebilmektedir. Kurul’un başkanlığını Hukuk İşleri Genel Müdürü ve sekretaryasını Arabuluculuk Dairesi Başkanlığı yürütmektedir.

Şekil 102’de görüldüğü gibi arabuluculuk hizmet ve uygulamalarından sorumlu olarak Arabulucu-luk Kurulu’nun sekretaryasını yürüten Arabuluculuk Dairesi Başkanlığı, Hukuk İşleri Genel Müdür-lüğü’ne bağlıdır.

Daire başkanlığının temel görevi arabuluculuk hizmetlerinin düzenli ve verimli olarak yürütülmesini sağlamaktır. Bu temel görevin detayları arasında arabulucu sicilini tutmak, arabuluculuk eğitimi verecek olan kuruluşların başvurularını incelemek ve bu kuruluşları denetlemek; arabulucular ta-rafından düzenlenen son tutanakların kayıtlarını ve arşivini tutmak; yıllık arabuluculuk ücret tari-fesini hazırlamak; sistemin performansını ölçmek için ülke genelinde arabuluculuk uygulamalarını izlemek, ilgili istatistikleri tutmak ve yayınlamak; arabuluculuk kurumunun tanıtımını yapmak, bu konuda kamuoyunu bilgilendirmek, ulusal ve uluslararası kongre, sempozyum ve seminerleri dü-zenlemek veya desteklemek sayılabilir.

Yukarıda anılan arabuluculuk hizmetlerinin uygulanması, izlenmesi ve denetlenmesi 6325 Sayılı Yasa ile Arabuluculuk Daire Başkanlığına verilmiştir. Ancak yasada anılmasa da değerlendirme kısmının yılda iki kez mart ve eylül aylarında toplanacak olan “Arabuluculuk Kurulu” tarafından yerine getirilebileceği yorumu yapılabilir.

Eğitim Çalıştayı, 11-14 Mart 2015

91Şekil 101 - Arabuluculuk Daire Başkanlığı Teşkilat Şeması3 (%)

Şu andaki mevcut teşkilatlanma yapısında bahsedilen Arabuluculuk Merkezleri’nin bu yapıya ne şekilde bağlı olduğuna dair bir belirti yoktur. İllerde arabuluculuk merkezleri açılmaya başlamıştır. Bu merkezlerin isimlerinde de henüz bir standart bulunmamaktadır. Kimisi “Arabuluculuk Merkezi”, kimi “İhtilaf Çözüm Merkezi” olarak açılmaktadır. Bazıları adliyelerde bazıları da meslek örgütleri-nin çatıları altında açılmıştır.

4.1.1. Kurumsallaşma

Kurumsallaşmanın temelinde esas olan bir kurumun kendi faaliyetlerini sürdürmesinde, kurum personelinin kişisel yöntemlerine bağımlı olmadan, kurumun kendi iş süreçlerini üretmesi ve çalı-şanların kurumlarından veya pozisyonlarından ayrılsalar dahi tanımlanan işlerin aksamadan yürü-mesi için ilgili yapı ve süreçlerin oluşturulması yer almaktadır.

Yukarıdaki Şekil 101’de belirtildiği gibi çalışanların %46’sı görevi ile ilgili süreçlerin yazılı olarak tanımlanmadığını belirtmektedir. Yasa ile tüm daireye verilen görevler belli olsa da bunların çalı-şanların kadroları bazında tanımlanmamış olduğu görülmektedir.

3 http://www.adb.adalet.gov.tr/Sayfalar/Teskilat/teskilat_semasi/teskilat.html

92Şu anda 6325 Sayılı Yasa ile “Arabuluculuk Dairesi Başkanlığı”na verilen görevler, mevcut yöne-tici ve çalışanların sisteme sahip çıkıp ellerinden gelenin en iyisini yapmayı hedeledikleri ölçüde yürümektedir. Sistemin başarısını ölçebilecek göstergeler henüz geliştirilmediğinden sistemin per-formansı yani yapılan işlerin verimli ve zamanında yapılıp yapılamadığının ölçülmesi çok güçtür. Görüşülen yönetici ve personel kendilerini başarılı bulmaktadır. Bununla birlikte sistemde yer alan ve ilgili yasa ile Arabuluculuk Kurulu’nun bünyesinde yer alan paydaşların büyük çoğunluğu da “Arabuluculuk Daire Başkanlığı”nı “Arabuluculuk Uygulamaları”nın şu ana kadar ki performansın-da başarılı bulmaktadır.

Arabuluculuk Dairesi Başkanlığı bir büro olarak kurulmuş ve şu anki haline dönüşmüştür. Devletin birçok alanındaki yüzyılı geçkin tecrübeye bakıldığında, Daire Başkanlığı’nın kurulduğu zamandan bu yana çok kısa zamanda çok yol kat edilmiş olduğu gözlenmektedir. Özellikle görüşülen perso-nelin bu konudaki ifadeleri aşağıda yer almaktadır, ancak paydaşlarla yapılan görüşmelerde de bazı hususlar dile getirilmiştir.

“Arabuluculuk Strateji Belgesi şu ana kadar gündemimize gelmedi. Ama olsa daha iyi olur. Şu ana kadar bir strateji oluşturma gayretinde olunmadı bildiğim kadarıyla. Ayrı bir eylem planı da yok. Ancak belli bir süre içerisinde ne şekilde yapılacağı adımlar belli ve Arabuluculuk Daire Başkanlığı da güçlü bir şekilde bununla uğraşıyor. Ama ayrı bir eylem planı yok. Atılacak adımlar da genel olarak yargı reformu stratejisi içinde yer alıyor.”

“Yani devletin global bir yaklaşımının bize daha çok hitap ettiğini, mikro düzeydeki plan-

ların bazı kurumları/insanları dışarıda bırakacağını sahiplenmelerine engel olabileceğini düşünüyorum. Bu nedenle şu andaki mevcut Adalet Bakanlığı Stratejik Planının yeterli olacağını düşünüyorum. Bu demek değildir ki ileride yapılmayacak.”

“Şu anda Arabuluculuk Kurulu’nun bağımsızlık konusunu çok dile getirmedik. Şu aşama-

da erken görüyoruz, eğer yeni yeni organizasyonlar kurup fonksiyonel hale getiremezsek bu sefer de idareyi hantallaştırmış oluyoruz.”

“Kurumsallaşmak anlamında baktığımızda ilerde ortaya çıkacaklar için (personel sayı-mız) şu anda yeterli değil o ilerde olacak. (Mevcut personelimizin) eğitime ilan ihtiyaçları yok. Arabuluculuğu biliyorlar, konuyu biliyorlar, herhangi bir sorun yaşamıyoruz bu konu-

da.”

“Arabuluculuk Daire Başkanlığına bir şey sormak için bir hafta telefonuna ulaşamadım. Şimdi arabuluculuk üzerinde bu kadar bu etkin bir şekilde durmak isteniyorsa bir kere telefonun ucunda bizler birini bulmalıyız. ... barosu genel sekreteri olarak Arabuluculuk Daire Başkanlığına bir hafta boyunca telefonuna ulaşamadım. Kimse telefonuma bakma-

dı. Bu şekil de kurumsallaşmayı veya organize olmayı arzu eden bir kurum da telefonun ucunda her daim biri olmalı yani en azından biz bu işe gönül vereceksek ciddi manada çalışmalar yapacaksak yargının iş yükünü azaltmak adına bizim telefonun ucunda mutla-

ka danışabileceğimiz biri olmalı.”

“Arabuluculuk daire başkanlığı internet sitesi çok basit, alelade bir internet sitesi yani bunun daha kaliteli daha aktif hale getirilmesi gerekir.”

“Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Dairesi var ve sanıyorum Daire Başkanı çok yoğun çaba sarf ediyor. Çok iyi çalışan modern bir daire olmuş. Bir an önce ona bağlı olarak teşkilatın (yapılandırılması) kurulması gerekiyor. Barolar mesela bağımsızdır. Biz Türkiye barolar birliğinden de bağımsız ama arabuluculuk öyle olmamalı. Alternatif bir hukuk çözüm mer-keziyse Adalet Bakanlığı alt yapısında birleşmeleri lazım.”

“Denetimi de burası (ADB) yapacak. Kanunda var olan ama uygulamada başlatamadı-ğımız bir mekanizma, denetim mekanizması. Bu iş yaygınlaştıkça bize şirketler gelecek, şirketler geldikçe de bunun sorunları başlayacak.”

934.1.2. İş Süreçleri

Arabuluculuk hizmet ve uygulamalarının yürütülmesine yönelik iş süreçleri 6325 Sayılı Yasay-la verilen görevlere uygun olarak tanımlanmıştır. Yani yasada verilen arabuluculuk görevlerinin etkinleştirilmesi için arabuluculuk hizmetleri, arabulucularla ilgili bireysel sicil kayıtları için sicil, arabuluculuk eğitimleri ve yenileme eğitimleri için eğitim ve denetleme mekanizmasının çalıştırıla-bilmesi için de denetim büroları kurulmuştur. Bu bürolar yasada belirtilen görevleri etkin bir şekilde uygulamak için de yukarıdaki Şekil 102’de belirtildiği sayıda personel ile donatılmıştır. Personelin yasada belirtilen iş süreçleri hakkındaki farkındalığı da hem derinlemesine hem de odak grup gö-rüşmelerde yüzeysel olarak incelenmiştir.

Şekil 102 - Personel İş Süreçleri Değerlendirmesi

Yukarıdaki şekil, daire başkanlığı personelinin görevleriyle ilgili iş süreçlerine hakimiyetlerini öl-çebilmek amacıyla daha önce geliştirilen 36 sorulu bir ölçeğin kullanılmasından sonra sadece göreceli olarak yüksek oranda “katılmıyorum” ve “tarafsızım” ifadeleri içeren sorulardan oluştu-rulmuştur. Bu 9 soru daire başkanlığı personelinin yaptıkları işlerle ilgili süreçlerin yazılı olarak tanımlanmadığını dolayısıyla süreçlerin takibinin, geliştirilmesinin ve iyileştirilmesinin de güçlükler içerdiğini göstermektedir.

Aslında ADB’nın yeni kurulmuş bir daire başkanlığı olarak arabuluculuk konusunda işleyişi ve iş süreçlerini de el yordamıyla, problemlerle karşılaştıkça ve kendi içinde tartışarak oturtmaya çalış-makta olduğu tespit edilmiştir. Bu konuda aşağıdaki husus dile getirilmiştir.

“Tabi yani biz çok güzel çalışıyoruz, harika bir sistemimiz var dersek yalan söylemiş olu-

ruz, kendimizi kandırmış oluruz. Hepimizin Yasada yazılı görevleri yerine etkili ve yeterli olarak yerine getirebilmemiz için kafamızda tasarladığımız bir çalışma şekli var, bu du-

rum çalışmadığında arkadaşlarla görüş alışverişinde bulunuyoruz bu işi nasıl yapsak, bir karşılıklı görüş alışverişinde bulunarak bu işi daha sağlıklı daha temiz nasıl yapabiliriz onu kararlaştırıyoruz ve artık o iş bizim rutin işimiz ve yöntemimiz oluyor. Yeni bir bi-rim olduğumuz için işleyişi kendimiz oluşturuyoruz bir nevi. Tuğlaları hep beraber birlikte diziyoruz. İçinden çıkamadığımız bir durum olduğu zaman yöneticilerimizle tartışıyoruz konuyu. Bu şekilde üstesinden gelmeye çalışıyoruz problemlerin. Çünkü yeni bir iş uy-

guluyorsunuz, uygulamada yeni karşılaştığımız durumlar oluyor. Şahsi olarak bir yorum yaptığınızda sadece bu sizin yorumunuzla kalıyor. Kurumsal bir yorum yapmanız gereki-

94yor. Bunları da karşılıklı görüş alışverişinde yapıyoruz. Örneklerimizi oluşturuyoruz; me-

sela yazı şablonu oluşturuyoruz. Kişinin bize bir talebi vardır, bu talebi nasıl karşılasak. Talebe verilen bir cevap var onun şablonunu oluşturduktan sonra da o artık bizim şablo-

numuz oluyor. Böylece personel de benzer bir işlem geldiğinde ne yapılacağını biliyor. Bu uygulamayı sağlamaya çalışıyoruz. (Bu iş süreçlerini) Standartlaştırmaya çalışıyoruz.”

Görüşülen yöneticiler çalışan personelin iş dağılımının belli olduğunu söylemişlerdir. Sosyal çalışmacıların arabuluculuğun tanıtımında ve projelerde çalışmakta olduğunu, memurların yardımcı iş akışının sağlanmasın ve yazışmalarda katkı sağlamakta olduğu-nu belirtmişlerdir.

Bütün personelin tüm iş süreçlerini bilmesinin daha etkin ve etkili bir çalışma süreci ve ortamı yaratabileceğine inanılmaktadır.

“Bütün arkadaşlar her işi bilmeliler. Yani hizmetler bürosundaki arkadaş eğitim bürosunu ve sicil bürosunu bilmek zorunda, bu bize alternatif oluşturuyor. Şöyle alternatif oluş-

turuyor; uygulama sınavında personel görevlendiriyoruz. O sırada başvuru aldığımızda sicilden aktarma yapma şansımız oluyor. Yani bir arkadaş izine ayrıldığı zaman takviye yapmamız gerekiyor. Yani bütün arkadaşlarım her işi bilmelerini işitiyoruz.”

“Takdir edersiniz ki her iş yerinde herkesin aynı kapasitede olması beklenemez. Her per-sonelin anında verilen işi yapması, anında verilen şeyi cevaplaması beklenemez. Burada da böyle bir durum var. Bir kişiye bir iş verirsiniz sadece bahsedersiniz sizin istediğiniz-

den daha iyisini yapar daha çabuk zaman içerisinde yapar, öbürü ortalama bir şey yapar daha fazla sürede yapar, bir diğeri istediğinize yakın bir şey yapar farklı sürede. Biz eğer işimiz acilse daha çabuk ve kaliteli yapan arkadaştan yararlanıyoruz. Bu demek değildir ki diğer arkadaşları göz ardı edip hep bu arkadaşlara yükleniyoruz. Uzun sürede de yap-

sa diğer arkadaşların öğrenmesini istiyoruz.”

Personelin, yasa ile tanımlanan görevleri çok iyi bildikleri ve eğitime ihtiyaçları olmadığı belirtilmiş-tir. Ancak bu hususlar hem yukarıda belirtilen ikirlerden hem de personel ile odak grup toplantı-sında tartışıldığında bazı eğitimlere ihtiyaç olduğu ortaya konmuştur. Bu eğitimler ilgili bölümde tartışılacaktır.

4.1.3. Personel Yapısı ve Eğitim İhtiyacı

ADB, 6325 Sayılı Yasa ile kendisine verilen bu görevleri yapmak üzere Şekil 102’de görüldüğü gibi yapılanmıştır. Arabuluculuk Dairesi temel görevlerini Başkanlığa bağlı Arabuluculuk Hizmetleri Bürosu, Sicil Bürosu, Eğitim Bürosu ve Denetim Bürosu aracılığıyla yerine getirmektedir. Bu dört temel büro dışında Başkanlıkça arabuluculuk alanında yürütülen projelerin tasarlanması ve yürü-tülmesi faaliyetlerinden sorumlu bir Proje Bürosu mevcuttur. Bu bürolar üç Tetkik Hakimine bağ-lıdır. Özellikle arabulucu adayları ve arabulucularla doğrudan ilgili faaliyetler iki şube müdürüne bağlı 3 şube tarafından yürütülmektedir. 6325 Sayılı Yasa’da tanımlanan görevleri yöneticiler dahil olmak üzere toplam 25 personel tarafından yürütülmektedir. Bu personelin yedi tanesi yönetici pozisyonundadır. Geriye kalan 18 personel farklı bürolarda görev yapmaktadır.

Derinlemesine ve Odak Grup Toplantıları sırasında hem yöneticiler hem de personel, Daire Baş-kanlığında görev yapan çalışan sayısının şu anki mevcut koşullarda denetim hariç yukarıda tanım-lanan diğer mevcut görevleri yerine getirmek üzere yeterli olduğunu ifade etmişlerdir. Denetimin de kimler tarafından ve nasıl yapılacağı da henüz üzerinde karar verilmemiş bir husus olarak dile getirilmiştir.

Ancak belirli hususlarda, özellikle arabuluculuk uygulamalarının sayılarının artması ile ve buna ilave olarak denetim gereklilikleri düşünüldüğünde farklı alanlarda ve özellikle de denetim yapacak çok sayıda personele ihtiyaç duyulabileceği üzerinde durulmuştur.

95“İlk başta 3 büro olarak kurulduk şimdi 5 büroyuz. Yarın zorunlu arabuluculuk geldiğinde bu büroların sayısı artacağı gibi personel sayısı da artacak. Hali hazırdaki sistemde ar-kadaşlar mevcut ihtiyacı karşılamakta, nitelik olarak da karşılamaktadır.”

4.1.4. Arabuluculuk Merkezleri ve Taşra Teşkilatı

Daha önce de tartışıldığı gibi arabuluculuğun en ücra köşelere yaygınlaştırılması için arabuluculuk merkezlerinin kurulması planlanmaktadır. Arabuluculuk merkezleri aynı zamanda taşra adliyele-rinde de kurulacaktır. Dolayısıyla taşradakiler de dahil olmak üzere adliyelerdeki arabuluculuk merkezlerinde ikişer kişi görevlendirildiğinde sadece arabuluculuk merkezlerindeki hizmetlerin yürütülebilmesi için 1600 civarı personel görevlendirilmesi gerektiği hesaplanmaktadır. Bu durum aynı zamanda yönetim mekanizmasını da etkileyecek bir durum olarak gündeme gelmektedir. Halihazırda arabuluculuk merkezlerinde görevlendirilenlerin nereye bağlı olduğu ve sonrasında olacağı da tartışmalar arasında.

4.1.5. Arabuluculuk Eğitimleri, Yenileme Eğitimleri ve Sınavlar

Arabuluculuk konusundaki eğitim görevleri bünyesinde hukuk fakültesi bulunduran üniversiteler, Barolar Birliği ve Türkiye Adalet Akademisi’ne verilmiştir. Hem arabuluculuk hem de yenileme eği-timleri 52 eğitim kuruluşu tarafından verilmektedir. Eğitimin kalite ve standartlarının bu eğitimi veren kuruma göre değişiklik gösterdiği derinlemesine görüşmeler sırasında hem eğitmenler hem de arabulucular tarafından dile getirilmiştir. Eğitim yerleri, materyali ve içeriğine ilişkin de çeşitli görüşler bu eğitimlerin paydaşları tarafından dile getirilmiştir. Bakanlık, eğitim kurumlarının ilk baş-vurularında denetlendiğini ancak daha sonra denetlenmediğini dile getirmiştir. Bunun temel sebebi bu konuda herhangi bir şikayetin Bakanlığa iletilmediği olarak gösterilmiştir.

Arabuluculuk sınavları genelde Erzurum Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi tarafından yapılmak-tadır. Üniversite ile birlikte karşılıklı görüş alışverişine göre Ankara, İstanbul, İzmir ve Bursa illerine ilave olarak eğer o dönemde yoğun olarak arabuluculuk eğitimi verilen başka bir il varsa onların da ilavesiyle sınav merkezleri belirlenmektedir. Sınavlar yılda iki kez yapılmaktadır. Sınav başvu-ruları internet yoluyla yapılmaktadır ve sistem yeterli olarak kurulmuş ve etkin olarak işlemektedir. Sınavdaki başarı ortalaması %80 civarındadır.

Yenileme eğitimleri, tüm arabulucular için yılda 8 saat olarak planlanmıştır.

4.1.6. Tanıtımlar ve Farkındalık Artırma

Kamuoyunun farkındalığının artırılması hem harici hem de dahili kaynaklarca yapılmaktadır. Ta-nıtım konusu tüm paydaşların, özellikle ADB ve arabuluculuk derneklerinin gündemindedir. Bu konuda baroların büyük bölümü ve meslek örgütleri de destek vermektedir.

4.1.7. İzleme ve Değerlendirme

Stratejiler oluşturma, eylem ve taktik planları yapma ve bunların izleme ve değerlendirmesi sis-temin performansının ölçülmesi açısından çok önemlidir. Arabuluculuk Daire Başkanlığı şu anda sadece çok basit, sayma temelli istatistikler kullanarak izleme görevini yerine getirmeye çalışmak-tadır. Şu anda mevcut sistemde arabuluculuk sınavına girenler, sınavda başarılı olanlar ve arabu-luculuk siciline kayıt olanlar cinsiyete, meslek gruplarına, yaş gruplarına ve illere göre verilmekte-dir. Bunun yanında arabuluculuk uygulamaları da, konularına, taraf sayısına, sonuçlarına ve illere göre verilmektedir. Bunun yanı sıra ADB’nin yapacağı faaliyetlere ilişkin iş planları haftalık olarak yapılmakta ve takip edilmektedir. Bu planlardan sapmaların acil ve beklenmedik durumlarda en fazla 1-2 hafta olduğu belirtilmektedir.

Sistem performansı mevcut istatistiklere göre izlenmekte ve değerlendirilmektedir, henüz objektif olarak performansı değerlendirilebilecek göstergeler tanımlanmamıştır.

96 4.2. Beklentiler

Bu bölümde ise kurumsallaşma, teşkilatlanma, personel yapısı ve eğitim ihtiyaçları, iş süreçleri ile izleme ve değerlendirme süreçlerine ilişkin beklenti ve hedeler tartışılmaktadır.

4.2.1. Kurumsallaşma

Teşkilatlanma ve görevler konusunda Arabuluculuk Kurulu’nun bağımsız olmasına yönelik bir stra-teji olmadığı anlaşılmıştır. Arabuluculuk Kurulu’nun Adalet Bakanlığı’na bağlı ve Bakanlık tarafın-dan yönlendirilen bir Kurul olarak devam etmesi, Kurul’un ise Arabuluculuk Daire Başkanlığı’nın daha da kuvvetlendirilmesiyle destekleneceği benzer yapının sürdürülmesi düşünülmektedir. Bu-nun yanı sıra, daha önce de tartışıldığı gibi arabuluculuğun en ücra köşelere yaygınlaştırılması için arabuluculuk merkezlerinin sayılarının artırılması planlanmaktadır. Ancak bu merkezlerin ne şekilde yönetileceğine ilişkin mevcut bir karar olmadığı da dile getirilmiştir.

Arabuluculuk hizmetlerinin etkin olarak yürütülmesi için daha bağımsız olarak kurumsallaşan bir yapı beklentisi olmasına rağmen görüşülen yöneticiler teşkilatlanma yapısının değişebileceği ko-nusunda sinyaller vermemiştir. Değişim olsa da bu değişimin sadece güçlendirilmiş bir daire baş-kanlığı olarak devam edeceği görüşündeler.

En yüksek düzeydeki yöneticiden en alt düzeydeki personele kadar tüm çalışanlar, “Arabuluculuk Sistemi” içinde tanımlanmış olan iş süreçlerinde kendilerine tanımlanmış olan işi yapacak asgari düzeyde bilgi ve yetenek ile donatılmış olarak tanımlanarak görevlerini yerine getirebilecek şekilde tasarlanmalıdır. Yasa ile tanımlanan bu sistemin en iyi şekilde yönetilmesi ve çalıştırılabilmesi için sistemin hem yeterli sayıda hem de karşılık gelen kadrolara yerleştirilecek bilgi ve yeteneğe sahip çalışanlardan oluşması gerekmektedir.

Bu arada derneklerin de birleşerek konfederasyon veya meslek örgütü olabileceği beklentisi de mevcut. Arabuluculuğun farklı bir meslek olduğunda tüm hedef gruplar ikir birliği yapmaktadır. Dolayısıyla temel bir paydaş olarak bu tip bir yapılanmanın da kurumsallaşma olgusu içinde tartı-şılması gerekliliği tüm paydaşlar tarafından dile getirilmektedir.

“İşte biz şu an o aşamadayız artık. Federasyona geçiş mi yapalım yoksa kanun değişik-

liği ile bir meslek birliği haline mi gelelim.”

“Kim neyi nasıl yapacak, nasıl hareket edecek, nereden neyi öğrenecek, meslek birlikleri ne yapacak biz bunu şu an kontrol altında tutabilecek bir yapıda değiliz. Biz merkezdeyiz bir taşra teşkilatımız yok, tamamen bağımsız şekilde gidiyoruz. Bu da doğru bir şey değil. 60 ilde arabulucumuz var ancak kontrol mekanizmamız yok. Ancak 4-5 ile gidip kontrol yaptık. Proje dolayısıyla yoğunlaştığımız iller oldu ama diğerleri ne yapıyor bilemiyoruz. Bir merkezleri yok. Öyle olunca biz kapasitemizin yüzde yirmi beşinde, otuz beşinde çalışıyoruz.”

4.2.2. İş Süreçleri

Görüşmeler sırasında iş süreçlerinin işleri yaptıkça en iyi uygulamaların yerleştirilmesi yöntemiyle yapıldığı anlaşılmıştır. Yani yeni bir iş süreci çıktığında çalışabileceği düşünülen yöntemler de-nenmekte, geliştirilmekte ve standartlaştırılmaktadır. Eğer bunun için belirli şablonlar gerekiyorsa onlar da hazır hale getirilmektedir.

İş süreçlerinin yazılı olarak geliştirilmesi ve bu süreçlere yönelik personel alt yapısına sahip olun-ması gerekliliği mantıken olumlu bulunmasına rağmen, arabuluculuk sisteminin yeni olması ne-deniyle iş süreçleri uygulamalar neticesinde ortaya çıkmakta olduğu belirtilmiştir. Arabuluculuk sistemine ilişkin bir stratejik veya eylem planının olmaması, bazı faaliyetlerle ilk kez karşılaşılması ve uygulamada oluşan bazı belirsizliklerin de etkisiyle iş süreçlerinde “dene-düzelt-öğren-yerleştir” mantığı ön plana çıkmaktadır.

97Henüz denetleme gerekliliğin ne şekilde yerine getirileceğine ilişkin bir konsensüs mevcut değildir. Denetlemenin ADB mi yoksa Bakanlık müfettişlerince mi yerine getirileceği konusunda bir açıklık yoktur.

Dolayısıyla “Arabuluculuk Hizmetleri Uygulama” mekanizmasının iş süreçlerinin ortaya çıkarılması aynı zamanda hem kurumsallaşma hem de izleme, denetleme ve değerlendirme mekanizmaları-nın etkin olarak ortaya konmasında önemli bir rol oynayacaktır.

4.2.3. Personel Yapısı ve Eğitim İhtiyacı

Ancak belirli hususlarda, özellikle arabuluculuk uygulamalarının sayılarının artması veya zorun-lu arabuluculuğun yasalaşması ve buna ilave olarak denetim gereklilikleri düşünüldüğünde farklı alanlarda ve özellikle de denetim yapacak personele ihtiyaç duyulabileceği üzerinde durulmuştur.

Mevcut görevlerin daha etkin olarak yerine getirilmesi konusunda personelin eğitimi ile ilgili görüş ve beklentiler de hem derinlemesine hem de odak grup toplantılarında aşağıdaki gibi belirtilmiştir.

“Ama kurumsallaşmak anlamında baktığımızda ilerde ortaya çıkacaklar için şu anda ye-

terli değil o ilerde olacak. Ama eğitime ilan ihtiyaçları yok. Arabuluculuğu biliyorlar, konu-

yu biliyorlar, herhangi bir sorun yaşamıyoruz bu konuda.”

“Eğitime her insanın her yaşta ihtiyacı olduğuna inanıyorum. Burada da bütün arkadaş-

ların ben de dahil olmak üzere eğitime ihtiyacı var. Gerek yaptığımız iş, gerek insanlarla iletişimimizde kendimizi geliştirmek için eğitime ihtiyacımız var. Bu eğitimler neler olabi-lir; halihazırda mesela sistemlerimiz var, UYAP sistemlerimiz yapılıyor. Bunlara yönelik UYAP’ın daha nasıl kullanabileceğine yönelik eğitimler olabilir. Yazışma programlarına ilişkin eğitimler olabilir.”

“İnsanlarla iletişime ilişkin eğitimler olabilir. Bu şekilde eğitimler düzenlenebileceğini dü-

şünüyorum. Şu an aklıma gelenler bunlar. Bunların kişi üzerine etkisinin olacağını düşü-

nüyorum. Eğitim her insana her yaşta şart”

“Muhatap olduğumuz insanlar belli bir eğitim seviyesine ulaşmış hukuk fakültesi mezunu insanlar ama ister istemez bazen anlaşmazlıklar olabiliyor. Ya bizim anlattığımızı onlar ya da onlarınkini bizim anlayamadığımız görüşmeler olabiliyor. Arabulucu talep ederken vatandaş da bizi arıyor. Aynı zamanda destek hattımızdaki arkadaşlarımız da var. Sos-

yolog psikolog arkadaşlarımızın insan ilişkilerinin eğitimini aldıkları için iletişim görevinin onlar tarafından yapılması uygun görüldü. Burada belki direk sınava girecek adaylarla da iletişimi sağlamak için belki eğitim alabilirler. Bilgisayarla da ilgili eğitimler olabilir. Çünkü teknolojinin ucu bucağı yok. Şimdi web tasarımı konusunda arkadaşlarımız ellerinden geleni yapıyorlar. Eğitim alarak değil kendileri internette araştırarak öğreniyorlar bunları. Profesyonel destekle onlara da bir eğitim verilebilir ki bunu ben isterim. Çünkü bu hizmeti ne kadar geliştirebilirlerse, bu bizim ileride sunacağımız hizmetleri daha iyi, daha kaliteli şekilde vereceğimiz anlamına gelir. Hizmeti dışarıdan alsak bile teknik olarak bizden bir arkadaşımızın alacağımız eğitime öncü olması bizim dilimizi karşı tarafa daha rahat ak-

tarabileceğini düşünüyorum. Böyle bir eğitim verilebilir.”

Bu kapsamda personelin aşağıdaki eğitimleri almasının ADB’nin hizmetini daha etkin ve etkili ola-rak sunmasına faydasının olabileceği anlaşılmaktadır:

• Web tasarımı ve uygulama geliştirilmesi eğitimi,

• İletişim eğitimi,

• İleri düzey Word ve Excel eğitimleri,

• İstatistik eğitimi,

• Proje oluşturma ve yönetimi eğitimi,

98• UYAP kullanım eğitimi,

• Yabancı dil eğitimi.

4.2.4. Yeni Yasal Düzenlemeler ve Zorunlu Arabuluculuk

Temel Veri Çalışması kapsamında tartışılan “zorunlu arabuluculuk” tüm paydaşlar tarafından bek-lenmektedir. Bu beklenti aynı zamanda yargıdaki yükün azalacağını ama arabuluculuk uygulama ve hizmetleri tarafında yükün de beklenmedik ölçüde ve kontrolsüz bir şekilde artabileceği endişe-lerini de ortaya koymaktadır. Ancak mevcut yasanın revizyonu yapıldığı ve revizyon sırasında da tüm eksiklik ve risklerin tartışıldığı da yönetim kademesi tarafından belirtilmektedir. Bu konuda dile getirilenler değiştirilmeden aşağıdaki gibi aktarılmaktadır.

“(Arabuluculuk Yasası’nın revize edilmesi için) çalışmalarımız zaten var ama şu haliyle de bu işin önünde engel olduğunu düşünmüyorum. Arabuluculuğun yapılması, yaygınlaş-

tırılması konusunda arabuluculuk kanunun bir sıkıntısı olduğunu düşünmüyorum. Elbette ki aksayan ya da bu işi ateşlemesi gereken noktaların gerektiğini gibi hususların eksik kaldığını biz de görüyoruz. Çalışıyoruz zaten.”

“Bu işin bir sistematik içerisinde gitmesi gerekiyor. Yani bir sistem dahilinde gitmesi gere-

kiyor. Kanun çerçevesinde de yol haritasının belli olması lazım. Vatandaş bir işe başlar-ken nereden başlayacak ne yapacak bilmesi lazım. Bunu da en güzel zorunlu arabulucu-

luk sağlar. Nereye başvuracağını, hangi sonucu alacağını, sonuç alamazsa mahkemeye gideceğini vs. bunları en kapsamlı bir kanun metninde görür, ne yapacağını bilir. En büyük işletmelerin de en küçük işletmelerin de elinde bu yol haritası olur, herkese ortak hitap eden bir şey. Bu işleri hem kısaltır hem kolaylaştırır. Zorunluluğun ötesinde belki de bu zorunluluk kelimesi çok hoş bir kelime gibi gelmiyor ama bu işlerin prosedürünün ortaya konması onun da anlaşılmasını kolaylaştıracağını düşünüyorum.”

“Bir eşleştirme projesi olacak. Bu proje ile mevzuatta engel olarak görülen ya da arabulu-

culuk uygulamalarının ivme kazanmasını engelleyen zorluklar çözülmeye çalışılacak. Bu konuda hükümetin de taahhüttü var. Yani bizim için zorunlu bir yol arabuluculuk. Bu yolu devletin bütün kademeleri kabul etmiş durumda.”

4.2.5. Tanıtımlar ve Farkındalık Artırma

Tanıtımlar ve farkındalık artırma konusunda Bakanlık kaynaklarının eskiye nazaran artırıldığı ve arabuluculuk konusunda yeni TV spotlarının çekildiği belirtilmekte ve bunların yakın zamanda gösterime girmesi beklenmektedir. Buna ilave olarak ortaöğretim kurumlarında da adalet dersi seçmeli ders olarak okutulmaya devam edecektir ve bu dersin müfredatında da arabuluculuk uy-gulamalarına yer verilmektedir.

En önemli görünürlük faaliyetlerinden biri olarak arabuluculuk logosu değiştirilmiştir ve tanıtımda kullanılan aişler yenilenmektedir. Tanıtımlarda arabulucuyu tanıtmaktan çok arabuluculuk sistemi-nin tanıtılması yoluna gidilecektir. Tanıtımların en önemli hedef göstergesi olarak, kırk milyon kişiye ulaşılıp on milyon kişinin arabuluculuğun ne olduğunu öğrenmesini sağlamak olarak belirlenmiştir.

4.2.6. Arabuluculuk Eğitimleri ve Yenileme Eğitimleri

Arabuluculuk eğitimleri 52 eğitim kurumu tarafından sağlanmaktadır. Bu iki sene içinde onların de-netlenmeleri de gündeme geleceği belirtilmektedir. Eğitim kadrosuna bakıldığında yeterli oldukları düşünülmektedir. Ancak zorunlu arabuluculuk uygulaması başlarsa bir talep yığılması olabilecektir ve ilave sınav yapılması gündeme gelebilecektir.

994.2.7. İzleme ve Değerlendirme

İzleme ve değerlendirme aynı zamanda denetleme fonksiyonuna da yardımcı olabilecek şekilde geliştirilebilir. Arabuluculuk sisteminde eğitimden uygulamaya kadar tüm alt bileşenler için gös-tergeler geliştirilmesi sistemin genel ve arabulucu bazında özel olarak da izlenmesine ve değer-lendirmesine olanak sağlayabilecektir. Arabuluculuk Dairesi Başkanlığı’nın izleme, denetleme ve değerlendirmeyi yeterli, etkin, ve etkili yapabilmesi için elde edilecek olan verinin sağlıklı ortamda tutulabilmesi, kolaylıkla değişken ve göstergeler haline dönüştürülebilmesi ve bu göstergelerin gereken raporlara hem hızlı hem de doğru bir şekilde aktarılabilmesi için bir yazılıma ihtiyaç du-yulmakta olduğu açıktır.

Çalışma Ziyareti, 2-5 Haziran 2015, İngiltere

Recommended