8

ı, =~:~::~:~E~~~~!:!n~:~~~:~~ b~::::~~;isamveri.org/pdfdrg/D02743/2009_16/2009_16_GUNAYDINYT.pdf · 2015. 10. 9. · ~ teracim-i ahval ve menakıb-ı alü'l-allerini muhtevtdir."

  • Upload
    others

  • View
    5

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: ı, =~:~::~:~E~~~~!:!n~:~~~:~~ b~::::~~;isamveri.org/pdfdrg/D02743/2009_16/2009_16_GUNAYDINYT.pdf · 2015. 10. 9. · ~ teracim-i ahval ve menakıb-ı alü'l-allerini muhtevtdir."
Page 2: ı, =~:~::~:~E~~~~!:!n~:~~~:~~ b~::::~~;isamveri.org/pdfdrg/D02743/2009_16/2009_16_GUNAYDINYT.pdf · 2015. 10. 9. · ~ teracim-i ahval ve menakıb-ı alü'l-allerini muhtevtdir."

YusufTuran GÜNAYDIN

Kadın V eliler Konusunun Osınanlı • ••

Sahasındaki Son Orneklerinden • Iınaınzade Salih Saiın'in

Muhadderat-ı Evliya'sı İmamzade Salih Saim (1867-1965) son devir Osman­

lı müelliflerinin Cuınhuriyet'e intikal etmi§ neslinden­

dir. Soyadı Kanunundan sonra "Unar" soyadıru almı§

bulunan müdlif Cumhuriyet devrinde adı unutulmu§

edebiyatçılardandır. Bir eserinin dı§ınd;ıki bütün eser­

leri Osmanlı devrinde ve eski harflerle yayınlanmı§tır.

Eserlerinin eksensi tasavvufl teracim-i ahval türünden

risalelerdir.1

Muhadderat-ı Evliya ise Salih Saim'in İslam tasavvuf

tarihinde adiarına rastlanan kadın veltleri konu alan ri­

salesidir. Son derece süslü bir üslupla yazılmı§ bulunan

bu eser, bu yönüyle ve ahlak! esaslara dikkat çeki§iyle

Salih Saim'in diğer eserleriyle bir bütünlük gösterir.

"Muhadderat" tabiri Osmanlı kültüründe saygıde­

ğer kadınlarla ilgili olarak kullanılan çoğul bir kelime­

dir. Tekili ise sık kullanılmaz. Kelime bu §ekliyle adeta

terimle§mi§tir.2 Lügat-ı Remzi'de bu kelimenin tekili

"muhaddir" olarak verilmi§, çağulu ise "muhadderat"

§eklinde kayde<Jilmi§tir. Bu Lügat, kelimeyi "Mu­

haddireler, ehl-i perde olan kızlar ve kadınlar" olarak

manalandırmı§tır. Muh~ddir kelimesinin ise "Ehl-i per­

de olan, nasa gözükmez olan" manasıyla birlikte "tıbbi­

yeden olup uyu§turucu, elem ve ağrıları teskın edici olan

ilaç" manasma geldiğini açıklamı§tır. Lugat-ı Remzl'nin

'muhaddir' kelimesinin iki ayrı manası için iki ayrı çoğul

vermesi ilgi çekicidir. Bu Lügat 'muhaddir'in ilk mana­

sı için "muhadderat" (ehl-i perde kadınlar), ikinci ma­

nası için ise "muhaddirat" (ilaÇlar) biçimindeki çağulu

vermi§tir. Buna kaqılık Şemseddin Sami konumuzu

ilgilendiren 'muhadderat' kelimesinin tekili olarak "mu-

haddere" kelimesini vermi§ ve böylece 'muhaddir' ile

'muhaddere'yi birbirinden ayırmı§tır.3 Bu durumda Ş.

Sami, Hüseyin Remzl'den farklı olarak muhaddir keli­

mesini sadece tıptaki manasıyla almı§ olmaktadır. Ger­

çekten de 'muhadderat'ın 'muhaddere'; 'muhaddirat'ın 1 li ise 'muhaddir' kelimesinin çağulu olması daha ~akul j

görünriıektedir. .

Kadın velller konusunun Osmanlı sahasında ilgi gö- 1 ren konulardan biri olduğunu gösteren son örneklerden '

biri olan Silih Saim'in Muhadderat-ı Evliya'sı, Servet-i

Fünun Edebiyatı anlayı§ına bağlı bir müellifin kalemin- ,

den çıkmı§tır ve son derece saygı duyduğu bir konuyu

ele alan müellifin bu saygısının bir sonucu olarak ortaya

koyduğu süslü üslubunu yansıtır. Osmanlı sahasında,

tevarüs edilen geleneğin bir uzantısı olarak saygı duyu­

Jan bir konuyu ele alan müdlifler üsluplarını son derece

süslemi§lerdir. Salih Saim'in bu eseri de ayru geleneğin

bir uzantısıdır. Muhadderat'ın iki ayrı baskı yapmı§ ol- 1

masına bakılarak, devrinde ilgi görmü§ bir eser olduğu

da söylenebilir.

Eserin unvan sayfasında müdlifinin kısa bir tanıtımı

yer alır:

"Kavm-i nedb-i İslam'dan bundan yüzlerce sene

mukaddem zuhur ile bu din-i celllin e§i"a-i füyilzat-ı

ilmiyyesinden bihakkın müstenir ve bi hikmetilli Teala

zamanlarının evliya-yı izamiyle hempaye ve belki de

birçoğundan daha sahib-i sermaye olarak harika ve

kerimetler ızharı.q.a ihraz-ı muvaffakiyet ve herkesi en­

gü§t ber-dehan-ı hayret etmek suretiyle §öhret, §an ve

kemalleri Hakgirolan evliya validderimizden bazılarının _._.,.~_..,, ·-·'""'"'=--"!"-"'""S':s-'t.-.J .. ""!''!'-,.. -~. ·~- - •-•-• -----~~=:-:= :z::.:· ======.:::.-_-... - L___:::: -- :. _ __::--~--...-6\

Page 3: ı, =~:~::~:~E~~~~!:!n~:~~~:~~ b~::::~~;isamveri.org/pdfdrg/D02743/2009_16/2009_16_GUNAYDINYT.pdf · 2015. 10. 9. · ~ teracim-i ahval ve menakıb-ı alü'l-allerini muhtevtdir."

~ ·: ~ teracim-i ahval ve menakıb-ı alü'l-allerini muhtevtdir." · ı · ı Daha sonra ise risalenin müellifi, baskı yeri ve tarihi j gibi bilgiler yer alır. 4

Metin

[3J MUKADDİME Cenab-ı Rabbü'l-İzzet, asr-ı maarif-hasr-ı hazret-i

padi§ahilerini bir gülzar-ı meafet, numılne-nüma-yı

huld ü cennet ve teb'a \!e efrad-ı sadıka-i mülukanesi

vasıl-ı akse'l-gaye-i saadet, etfal ü eviad-ı memalik-i

p husrevanesi müktesib-i feyz ü rif'at ve hele tahtgah-ı

11.

: meali-penah-ı hükümranisi bir dar-ı §an u §evket ol-

! mak üzere görmek\bahtiyarlığına mazhariyet gibi adeta

j sülale-i tahire-i ·ce~ab-ı Hilafet-penahtlerinden hemen

1 hiçbir padi§ah,, padi§ah-ı ecdada müyesser olamayan

§anlar içinde §aıilara, §erefler içinde §ereflere malik ve her

emr ü fer~an-ı adalet-unvan-ı hümayı1nlannda eser-i

ı, =~:~::~:~E~~~~!:!n~:~~~:~~ b~::::~~;: 1 sipihr-i saltanat, padi§ah-ı sadıkl-menkabet, §ehin§ah-ı

Farukl-haslet, §ehriyar-ı Osmaıll-stret,

taedar-ı Hayden-savlet, harnt-i

-' ı: ·.

i~

ulfun-ı diyanet, malıi-i [4] cehl ü

dalal ü sefalet, cami-i mehamid

ü ulviyet, vakıf-ı nükte-i kitab-ı

mahfel-ara-yı §an u kud­

siyyet efendimiz hazretlerini ta

be-rfiz-i kıyamet züyfir-efza­

yı taht ü tae ü mehabet buyur­

sun, amin.

Ah d-i feyzafeyz-i

tutan, kendisine· cid­

den bir edib-i hünerver,

bir mün§i-i dirayetperver

d.enilmek hakkını ka-

daha genç

ya§lannda ulum ve

sahib-i

rula

§ettada

yed-i

ve

haiz-i mertebe-i memduhiyyet-i giranbaha olan ihvan-ı

dinimizin -haklkaten eltaf. u a'taf-ı ma-la-nihaye-i

mülukane gibi- ta'dad ve hesaba gelmediğini ve hele bu

bidaa-daran-ı ümmet, bu erbab-ı fazl u liyakat arasında

eviad-ı ma'nevt-i "Padi§ah" olan muhterem kadınlarımı­

zın, muhadderat-ı İslamiyyemizin ehl-i iffet, pakdamen

hem§ire ve kenmelerimizin; evet, ehevat ve benat-ı din-i

mübtnimizin bir suret-i harikuladede meydan-ı kemal

ve iktidara çıkarak namlarını peyveste-i sema-yı edebiyat

etmelerini görüp i§itip de bargah-ı Vahdaniyet-penah-ı

Kibriya'ya secde ber-tahmid ü ubudiyet ve i§te kadını­

mıza, erkeğimize yani cümlemize bunca ~imetler, bun­

ca atıfetler, bunca ihsarılar, bunca ni§arılar bezl ü ata

buyuran O ruh-ı cism-i cihan, O nur-ı Çe§m-i alemiyan,

o Hudavendigar-ı reflü'§·§an, o §ehriyar-ı kadr-dana

mecbur-ı §ükran ve minnet olmamak kabil değildir.

[5] Tahdis-i nimet-i cihan-kıyınet yolunda sözü

uzattıkça uzattım. Halbuki tatv11-i kelam, haddizatında

m\kib-i sıda'-ı enam ve ta'attufat-ı §ahane ise gayr-ı

kabil-i beyan ve ifham olduğuna ve ne söyler, ne ya­

zarsam malumu i'lam olacağına mebrıl, artık maksad-ı

asliye atf-ı lisan ile §eref-i intisabiyle beyne'l-akvam

rnü§erref ü mümtaz ve benarn olduğumuz dtn-i eelll-i

İslamiyyetin füyı1zat-ı maddiyye ve maneviyyesiyle bu

kabtle-i nedbeden mertebe-i mukaddese-i velayete va­

ran ve bi-feyzihi Tea la zamanlannın rical-i sahib-kemali

ve §Ürefa-yı memduhu'l-ahvali olan evliya-yı izam ile

hempaye olarak nice harikalar, nice ke§f ü kerametler

ızlıanna ihraz-ı muvaffakıyet ve herkesi sebbabe-hay-ı

hayret eden arifat-ı nisa ve muhadderat-ı evliyarlan ba­

zılarının menakıb-ı güzide-i hayret-bah§asını vaz'-ı

enzar-ı itibar ve gıbta-bah§a-yı ed var u a 'sar olan §U ah d-i

kemalat-vefd-i §ehriyar-ı namdara yadigar etmek üzere

bu risaleyi meydan-ı inti§ara çıkarınağa ictisar eylediği­

mi muhterem karitn ü kariata arz u beyan eylerim.

Kabata§, Cuma.

Salih Saim

[6] Muhadderat-ı Evliya Veliyye-i Evve.liye R.abiatü'l-Adeviyye

-Kaddesa'llahu Teala sirreha-

Veliyye-i mü§aürün-ileyha, Basra ehlinden idi.

Page 4: ı, =~:~::~:~E~~~~!:!n~:~~~:~~ b~::::~~;isamveri.org/pdfdrg/D02743/2009_16/2009_16_GUNAYDINYT.pdf · 2015. 10. 9. · ~ teracim-i ahval ve menakıb-ı alü'l-allerini muhtevtdir."

Süfyan-ı Sevr! hazretleri gibi eazım-ı evliyarlan bir zat-ı . '

man1f kendisinden 'mes'ele'ler sorardı ve hanesine gi-

dip davet-i hayriyyesine ızlıar-ı rağbet ederdi. Bir gün

Süfyan-ı mü§arün-ileyh, kendisinin huzurunda elleri­

ni kaldırıp "Allahümme inni es'elüke's-selame"5 dedi.

R.abia ağladı. Sebebini sual edince IDܧarün-ileyha:

"Senin için ağlıyorum" buyurmu§tur.

Zirde muharrer nesayih-bah§a outklar mü§arün­

ileyhanındır:

"Her §eyin bir semeresi vardır. Marifetin semeresi Hak

Teala'ya müteveccih olmaktır."

[7] "Hak Teala'ya takarrübe ancak sebeb, dünyada ve

ahirette Zat-ı Ecell ü A'la'sından ba§kasını dost edinme­

mektir."

* Bir gün "Va haznah"6 diyen Süfyan-ı Sevr! hazretle­

rine; ''Yalan söyleme! Eğer sen malızun olaydın sana

zindegani ho§güvar olmaz idi." Yani "~u hayattan haz­

zetmezdin." dediler.

* "Benim gamım, gamgin olduğumdan na§i değil, belki

gamgin olmadığım içindir."

Lühahetü'l-Müteahhide -Kaddesa'llahu Teala Rı1hahı1-

Abide-i mü§arün-ileyha, Beyt-i Mukaddes ehlinden

idi. [Birisi] "Beni ba§ka §ey tefekkürüyle me§gı1l görecek

diye Hak Teala'dan utanırım. Orada ne dua edeyim?"

deyince "Hak Teala'nın senden ho§nı1d olup ho§nı1d ol­

duğu kullarının makamına eri§tirmesine ve seni dostları

içinde bi-nam etmesine dua eyle!'' buyurmu§tur.

[8] Meryem el-Basriyye -Kaddesa'llahu Teala sirreha-

Zahide-i mü§arün-ileyha, Basra ehlinden idi. R.abia

hazretleriyle hem-asr idi. Mü§arün-ileyha ile sohbet

ve kendisine hizmet etmi§ idi. Veliyye-i mü§arün­

ileyhadan sonra pek az ya§aını§tı. Gönlünde hükümran

olan a§kullahtan ria§i daima muhabbet-i ilahiyye zikr ü

fikriyle me§gı1l olur; hatta bazı kerre ga§y ü bihud olma

derecelerine gelir, bayılırd1:

En nihayet muhabbet sözlerinin mevki-i bahs ü

kelama konduğu bir mecliste zühresi çak olup der-an

teslim-i can ve azm-i gülsitan-ı cinan etmi§tir.

Estaizü billah: "Ve fı's-semai rizkuküm ve ma

ru'adı1n"7 ayet-i kerimesini i§itir i§itmez, asla nzk için

gam yememi§ ve onun talebinde zahmet çekmemi§tir.

Reyhane-i Valihe -Kaddesa'llahu Teala ruhaha-

ı \

i

j Mü'mine-i mü§arün-ileyha R.abia hazretleriyle ı

t muasıre [9] idi. Ve kendisiyle hem-sohbet ve ülfet idi. '

i Kırk sene gökten yana ba§ını kaldırmamı§, yani ser-i

bezmin-i seede-i ubudiyet olmu§ ve gündüz taaİn et­

memi§; geceleri de uyku uyumamı§tır. Bu hallerden

vazgeçmesiyçün "Nefsine ziyade zarar eri§ir" diyenlere

"Hiç zarar eri§mez. Gündüzün taamını geceye; gecenin

uykusunu gündüze saldım" buyurmu§tur.

A

'Akiretü'l-Ahide -Kaddesa'llahu Teala sirreha-

i ' ı ı ı

! ~

l i ı Müslime-i mü§arün-ileyha, Basra ehlinden idi. f.

Mu'aze-i Adeviyye ile sohbet etmi§ idi. Müddet-i örn- i' ründe o kadar ağladı ki; akıbet a'ma oldu. Bir kimse

"Gözsüzlük ne mü§kil §eydir" deyince; "Hak Teala'nın

yanında mahcub olmak ve evamir ve nevahisini anla­

mayıp kalb gözü a'ma olmak daha mü§kildir" cevab-ı

hayret-bah§asıyla mukabele ve saili mecbur-ı girye ve

tevbe eylemi§tir.

Şi'vane -Kaddesa'llahu Teala ruhaha-

Saliha-i mü§arün-ileyha, Acem ehlinden idi. Hub­

avaz idi. Nağamat-ı rengin, ifadat-ı dil-ni§in ile va'z

ederdi. Güzel §eyler okurdu . .Abid ve zahidler ve gönül

ehilleri onun meclisine hazır olurlardı.

ji )j ~ı lı

~i lı ıt tl 11 li jj ~i ' • '1

~ i Ji lı

Page 5: ı, =~:~::~:~E~~~~!:!n~:~~~:~~ b~::::~~;isamveri.org/pdfdrg/D02743/2009_16/2009_16_GUNAYDINYT.pdf · 2015. 10. 9. · ~ teracim-i ahval ve menakıb-ı alü'l-allerini muhtevtdir."

"Kan et I:?ine'l-müctehidati'l-hayifati'l-bakiyati'l- mazhar-ı hüsn-i sohbet ve ülfeti olduğum günden beri

mübkiyat" yani· Şi'vane "havf edici, ağlayıcı, ağlatıcı

müçtehidelerden idi."

Bir gün dediler ki; "Çok ağladığınızdan a'ma olacak­

sınız diye{korkuyoruz." Cevaben; "Ate§-i azab-ı cehen­

nem ile kör olmaktan ise dünyada çok ağlayarak a'ma

olmak bence ercah ve evladır." buyurmu§tur.

Kalb-i isınetine o kadar gam ve gussa galebe etti ki;

namaz ve ibadetten kaldı. Bir kimse alem-i ma'nada ona

gelip §U §i'r-i arabiyi okudu:

"Ezrf dumuuke amma küııte f&ciyeten

İnne'n-ııiyalıate tefflli'l-lıaıfnfııa

{ll} Cedd:Z·ve kavmfve savme'd-delm' dayibeten G i Fe-innem~'z-zube min fili'l-mutf'ftıa." ' ".

Uykudan pidarolduktan sonra bu kıt'a-i •

Arabiyyenin hüsn-i te'siriyle daire-i itaata

müracaat etti.ve bu ebyat ile terennüm

edip ağladı. Birçok harunları da ağlat­

tı.

İyaz ziyaretine gelip taleb-i dua

eyledi. Mü§arün-ileyha; "Ey Fu­

dayl! Hiç Cenab-ı Hakk ile senin

mabeyninde bir nesne var mıdır

ki; eğer dua eyler isem sebeb-i icabet

ola?" deyince mü§arün-ileyh bayılmı§­

tır.

Gerdiyye -K.addesa'llahu Teala Sirreha-

Bir rivayette Basra, diğer rivayette Ah vaz ehlinde;n idi.

Şi'vane hazrederine hizmet ederdi. Bir gece mü§arün­

ileyhanın hizmetinde iken ilca-yı tabiatle uykuya daldı­

ğını görünce Cenab-ı Şi'vane bir depme (tekme) vura­

rak; "Kalk! Burası u}'ku yeri değildir. Mahall-i [12] hvab

u sükUn ancak makberedir." nutk u ir§adiyle ikaz eyle­

mi§tir.

Mü§arün-ileyha, Gerdiyye'den Şi'vane'nin bereket-i

sohbet ve feyz-i mülakat ve hizmetinden ne kazandı­

ğı yani ne gibi §eyler, ne gibi fazilet ve meziyetlerden

hisseyab-ı intifa olduğu sual olunması üzerine; "Onun

dünyayı dost edinmedim ve nzk için gam yemedim. Ve

ehl-i dünyadan hiçbir kimse tama' cihetinden nazanm­

da ulu görünmedi. Ehl-i İslam'dan kimseyi haklr gör­

medim; tahkir etmedim." cevabında bulunmu§tur.

Hafsa binti Sirin -K.addesa'llahu Teala Ruhaha-

Muhammed b. Sirln'in hem§iresidir. Zühd ü itikadda

biraderi gibi idi . .Ayat ü keramat sahibi [sahibe] idi.

Mervidir ki: Bir gece hanesinde uykudan kalkmı§ ve çıra

yakarak namaz kılıp tekrar bi'l-itfa yatmı§ olduğu halde

ibadethanesi min kıbeli'r-Rahman ta besabah

ma'nen ziyadar-ı mi§kat ve misbalı olmu§ gö-

[13] Rabia-i Şamiyye -K.addesa'llahu Teala

Sirreha-

Mü§arün -ileyhaAhmed

b. Ebi'l-Havarl'nin zevcesidir.

Mü§arün-ileyh demi§tir ki; "Rabia'nın

alıvali muhteliftir. Kendisine kah a§k

·ve muhabbet, kah üns, kah havf u ha§yet

galebe eyler . .A§k u muhabbet galebe ettiği

vakit;

"Habibün leyse yuaddilehO hablb

Ve ma nesvahu il kalbi nasib

Hablbün ğate an basan ve §ahsi

Ve lakinne an fuadi la yağib."8

* Ü ns galebe ettiği zaman;

"Ve lekad cealtüke fi'l-fuadi muhdesi

Ve'bhat cessi li-men erade culOsi

Fe'l-cismü minni li'l-meclisi mevanis

Ve habibün kalbi fi'l-fuadi erus."

* Ha vf u ha§yete mağlOb olduğu halde:

[14] ''Ve zadi kalilün la-erahu meblaği

ez-Zadü ebka em li t:Uli mesafeti

Page 6: ı, =~:~::~:~E~~~~!:!n~:~~~:~~ b~::::~~;isamveri.org/pdfdrg/D02743/2009_16/2009_16_GUNAYDINYT.pdf · 2015. 10. 9. · ~ teracim-i ahval ve menakıb-ı alü'l-allerini muhtevtdir."

Eteharrakni bi'n:..nari ya ğayete'l-menni

Fe-eyne recai minke eyne mehafeti.

ebyat u kıtaatını okurdu.

* Ahmed b. Ebi'l-Havari demi§tir ki:

"Leste uhibbüke h~bbu'l-ezvac

İnnema uhibbüke hubbu'l-ihvan."

Yani "Benim sana olan muhabbetim, zevciyyet 'muhab­

beti değil, belki karde§lik muhabbetidir."

Mü§arün-ileyha hazretlerinin zevc-i alisine ihtiram ve

riayetipek ziyade idi. Her hayr ilı;: muvaffak olduğu §ey­

leri, hep Ebi'l-Havari hazretlerinin herekat-r

enfası ve zikr ü tesbihinden bilir idi.

Mü§arün-ileyhin bir gün önünde bir !e­

ğen duruyordu. Bakıp dtirurken; "Bu leğeni kaldınnız ki Harunu'r-Re§id'in vefatını ha­

ber veriyor." dedi. Fi'l-haklka [15] tahkık ve

tefahhus eylediklerinde mü§arün-ileyhin o gün vefat ettiğini İstihbar ve istidlal eyledi­

ler.

Hakime-i Dıma§kıyye -Kaddesa'llahu T eala Ruhaha-

Şam nisvanının ser-amedanından

idi. Rabia-i Şamiyye'nin üstadıdır.

Rabia-i Şamiyye demi§tir ki: "Haklme-i

Dıma§kıyye'nin ziyaretine gittim. Kur'an-ı

Kerim okuyordu. Ba'de hitami'l-kırae bana

dedi ki: "Ey Rabia! Sana bu ayetin tefsiri eri§­

memi§tir. Estaizü bi'llah: "İlla men era'llahe bi

kalbin selim."9 Yani; "Huda-yı Teala'ya eresin ve

gönlünde ondan gayri hiçbir §ey olmaya." demi§tir.

Rabia-i mü§arün-ileyha, dı§arı çıkıp o kelamın

te'siriyle hanesine öyle murasavvir ve mütefekkir gitti ki,

görenler la-ya'kıl zannetmi§lerdir diye utandı.

ÜmmüHassan -Kaddesa'llahu Teala Sirreha-

KUfe ehlinin gayetü'l-gaye abide ve zahidelerin~en

idi. [16] Süfyan-ı Sevri hazretleri, ziyaretinerağbet gös­

terirdi. Bir gün, hanesine azimetinde köhne bir hasır­

dan ba§ka bir §ey göremeyince; "~ucanızın oğuHanna

rnekrob ile arz-ı hal eyleseniz emrinize riayet ve itaat

ederler." diyerek e§ya-yı beytiyye tedarik ve istihzannı

taleb ve ima eylerliğinden na§i IDܧarün-ileyha cevaben;

"Ey Süfyan! Bu zamana kadar gözümde ve gönlümde

§imdikinden daha ulu idin. Teessüf ederim. Ben asla,

mal-i dünya talebinde bulunmadım ve bulunmam. Ben

müddet ü eyyam-ı hayarımdan bir dakikasını olsun

Hak Teala'dan ba§ka bir §ey ile me§glil olarak geçir­

meği vallahi istemem." demi§ ve bu sözleriyle Cenab-ı

Süfyan'ı mütefekkiren ve mahcuben giryan eylemi§tir.

Fatıma-i Ni§aburiyye -Rahimeha'llahu Teala-

. . Bu mübarek harun, nisvan-ı Horasan'ın

arife-i ma'rufe ve kadimesinden idi.

Bayezid-i Bistaı:rll hazretleri gibi mukad-

des ve muhterem bir veliyullahın mazhar-ı

senası olmu§, Zünnun-ı Mısri hazretleri gibi

bir ehl-i ilm ü keramet, kendisinin mes'eleler

sormu§tu. Mü§arün-ileyha, Mekke-i Mü-

kerreme [17] (Şerrefeha'llahu Teala ila

yevmi'l-kıyame) mücavirderinden idi.

Ahyanen [bazı kerre] Beyt-i Mukaddes'e

gider, yine avdet ederdi. Bayezid-i keramet­

pedid-i mü§arün-ileyh hazretleri; "Öm­

rümde bir kadın gördüm ki, o da Fatıma-i

Ni§aburiyye'dir. Kendisine her neye dair bir

haber vermek istedim; derhal ona ayan olur ve

o §eyi kendisi bana bildirirdi." buyurmu§tur.

Me§ayihten bir zat, Zünnun-ı Mısri hazrederine

hem-asrı olan raife-i nisadan en ziyade kimi ulu gör­

düğünü sual eylediğinde; "Mekke-i Mükerreme'de bir

kadın vardır. İsmine Fatıma-i Ni§aburiyye derler. ݧte bu

muhaddere-i veliyye Kur'an-ı Azimü'§-Şan'ın mearıi-i

§erifesinden söz söyler ki, bana hayret gelir" cevabını al­

mı§tır.

Zirde muharrer nutklar, mü§arün-ileyhanın

lisanından Arabi olarak sadır olmu§; buraya tercümesi

yazılmı§tır.

"Her kimse Hak Teala'yı mü§ahede etmek üzerine .1 ı

ler. Ve her kimse ki mü§ahede üzerine olsa Hak Teala amel eylemese her meydancia yürür ve her lisan ile söy- .· ı·

Page 7: ı, =~:~::~:~E~~~~!:!n~:~~~:~~ b~::::~~;isamveri.org/pdfdrg/D02743/2009_16/2009_16_GUNAYDINYT.pdf · 2015. 10. 9. · ~ teracim-i ahval ve menakıb-ı alü'l-allerini muhtevtdir."

onu dilsiz eyler ve 1daima Hak'tan ha vf ü ha ya ve ihlas

üzerine olur." * [18] "Sıdk u takva ehli bugün bir deryadadır ki ol de­

nizin dalgası on[lar]ı döğer ve Rab Teala'ya mağruklar

. gibi dua eder~r] ve K.adir-i Mutlak'tan halasve necat

ister [ler] . "

* Bir kimse Hak Sübhanehu ve Teala hazretlerini

mü§ahede üzerine amel etse ol kimse ariftir. Ve bir kim:­

se Zat-ı Ecell ü A'la kendisini mü§ahede buyurmak üze­

re amel etse o kimse muhlistir."

Zeytftne -Kaddesa'llahu Teala RG.hahu-

Mü§arün-iley.hanın ismi Fatıma'dır. Ebu Hamza,

Cüneyd, Nuri ~azeratı gibi eazım-ı evliyaya hizmet

etmi§tir. Mü§arün-ileyhimden ~un hazretlerinin bir

haline bir gı1ne itiraz etmi§ idi. Min indillah muateb ola­

rak der-akab itizar ve kemal-inedametle tevbe ve istiğfar

eyledi.

Fatıma binti Ebu Bekr el­Kettani

- Kaddesa'llahu Teala

Sirreha­

Mü§arün-ileyha o ka­

dar a§ıke bir veliyye idi

ki a§kullah-ı celle §anuhu

ve mahabbet-i Resuluilah

(Salla'llahu aleyhi ve sel­

lem) [19] ile teslim-i can

ve kendisiyle üç ki§i dahi

der-an azm-i dar-ı cinan

etmi§tir.

Fatımatü'l­Berde'iyye

ler arifat u salihattan idi. Me§ayihin bazıları kendisine

Cenab-ı Hak Teala ve mahoub-ı merğı1b-ı. Kibriya'ya

dair sualler sorarlardı. Yine bir gün bir zat "Ene celisün

men zekeranl'' 10 hadis-i §er!fıni vaz' -ı mevki'-i m übahase

ve mes'ele etmesi üzerine mü§arün-ileyha "İnne'z-zikre

en-te§hede zekere'l-mezkur leke ma'a devamİ zikrike

fe-yefna zikreke fi zikrihl ve yebka zikrehu leke h!ne

la mekan ve la zaman", yan!; "Sen zikrettiğin vakitte

mezkı1run seni zikrettiğini mü§ahede eyleyecek. Senin

devam-ı zikrine mukarin iken pes senin zikrin onun

zikrinde fan! ola. Ve onun seni zikettiği baki ola. Bir

zamanda ki, onda zaman ve mekan yoktur.''

.. [20] Unmü AU (Zevce-i Ahmed

Hadraveyh) -Kaddesa'llahu Teala Sirrehu-

Mü§arün-ileyha ekabir ü efazıl-ı me§ayihten bir zatın

kerimesi idi. Salıibe-i servet ü yesar bir veliyye-i rüzgar

iken cümlesini zuafa ve muhtadn ü fukaraya bezl ü !sar

ve eelb-i rıza-yı Cenab-ı Perverdigar eyledi. Her hal ü

kalini zevc-i allsi mü§arün-ileyh Ahmed hazrederine

tevfik eylemi§ti. Cenab-ı Bayez!d ve Ebu Hafs hazretle­

riyle mülakl olm u§ idi.

Bayez!d hazrederinden pek çok §eyler sormu§,

istiknah-ı mesai! eylemi§ti. Şeyh Ebu Hafs buyurmu§­

tur ki; "Öteden beri kadınların sözlerini rnekrUh tutar,

ahlclmına itimad eylemezdim. Fakat Ümmü All'yi gö­

rünce Cenab-ı Peyyaz-ı Mutlak'ın marifet-i ilahiyyesini

-kadın erkek demeyip- her kime dilerse ona ilisan eyle­

diğini anladım."

Hazret-i Bayezid dahi "Her kim ki, daima tasav­

vuf üzerine olmak isterse Ümmü All nam harun-ı

mukaddes-lıimmeti gibi himmet üzerine ola ve onun

:ahval-i memduhasına tevfik-ı harekat u ahlak eyleye."

buyurmu§tur.

[21] Bir gün Belh beldesi ahalisinden bir kadın ge­

lip "Sizin hizmetinize vakf-ı vücud eylemeğe geldim ki,

. -Kaddesa'llahu Teala .o vesile ile Cenab-ı Bar! ve Teala'ya takarrüb eyleyem."

Ruhahu- demesi _üzerine mü§arün-ileyha "Niçin doğrudan doğ-

Mü§arün-ileyha nük- ruya Hak Celle ve 'Ala'ya hizmet eylemek suretiyle mü­

teli, rumuzlu sözler söy- tekarrib ila'llah olmayasın?" buyurmu§tur.

Page 8: ı, =~:~::~:~E~~~~!:!n~:~~~:~~ b~::::~~;isamveri.org/pdfdrg/D02743/2009_16/2009_16_GUNAYDINYT.pdf · 2015. 10. 9. · ~ teracim-i ahval ve menakıb-ı alü'l-allerini muhtevtdir."

Ümmu Muhammçd (Valide-i Şeyh Ebu Abdullah lbn H afif)

-Kaddesa'llahu Teala Ruhahu-

Mü§arün-ileyha abidat ve lclnitattan idi. Malıdurn-ı

mükerremi Ebu Abdullah ile birlikte derya yolundan

hacca gitti. Kendisinin müka§efat ve mücahedatı çok­

tur.

Şeyh Ebu Abdullah §ehr-i Ramazan-ı §erifin a§r-ı

alUrinde ihya-yıleyali eder ve Kadr gecesine eri§mek için

her gece dam üstünde namaz kılar, ibadet eylerdi. Valide-i

mü§arün-ileyha ise hanesi içinde me§gıll-i taat olurdu.

Nagah leyle-i Kadr-i mübarekin envar-ı satıası derun-i

hanede tezahür ve tenevvür ediverince zat-ı isınet-simatı

mahdumuna hitaben; . "Oğlum Muhammed! Bargah-ı

Mutlak'tan zuhurunu taleb ü istirham etmekte olduğun

§ey, burada zahir oldu, [22] gel!" buyurdular. Cenab-ı

Şeyh, a§ağı inip hayretler içinde mü§ahede-i envar-ı

lamia-i Kadr eyleyince valide-i aliyyesinin min ind-i

Huda nasıl bir veliyye-i bi-hemta olduğunu derk ü te­

ferrüs ederek hernan ayaklarına kapandı ve ondan so~a

kadr-i alisini daha ziyade takdir ve tebcil eylemeğe b~§­ladı.

Fizza -Rahimehu'llahi Teala-

Mü§arün-ileyha salıibe-i keramet bir veliyye-i zi­

hürmet idi. ݧtihar eden kerametlerinden dolayı Şeyh

Ebü'r-Rebi' Malki hazretleri ziyaret-i aliyyesiyle §erefyab

olmu§ ve harikulade ahval mü§ahede eylemi§tir.

Bu muhterem harunun bir koyunu vardı. Bundan

dilediği kadar süt sağardı. Bir kurban bayramı mü§arün­

ileyhanın salihin-i ümmetten olan zevc-i muhteremi

kendisine mezkur koyunun rıza-yı Bari için zebh edil­

mesi arzusunda bulunduğunu söyleyince; "Biz faklriz.

Bu koyunumuz ancak. bizim idare-i mai§etimiz içindir.

Bunun için bunu adem-i zebhe min taratillah ruhsatı­

mız vardır." buyurmu§tur.

Olacak ya! O gün de hanelerine bir misafir gelir. Bu

sefer de mahza milıman-ı muhtereme ikram için. koyu­

nun [23] kesilmesini Cenab-ı Fizza arzu eder ve zevc-i

alisine der ki; "Misafirimizi it' am için bu hayvanı alınız,

bir uzak mahalde ve -çünki çocuklarımız görüp de ağla­

mamaları için- dıvar arkasında kesiniz."

Mü§arün-ileyh bi'l-muvafaka hariçte koyunu zebh

etip yüzedursun, nagah ayn-ı IDܧabehette bir koyun,

dıvann üstünden sıçrayarak eve girer. Mü§arün-ileyha

da zevcinin keseceği koyunu getirip her ikisi de sebbabe~

hay-ı hayret ve §U eltaf-ı ilahiyyeden dolayı secde ber­

§ükran ve ubudiyet olurlar.

* ; ı Mü§arün-ileyha bu mübarek hayvanın nasıl olup da t] adetin, me'mulün fevkinde böyle gayetü'l-gaye leziz i: süt vermesindeki hikmetinden sual edenlere; "Bu koyu­

numuz, mürldlerin gönlünde otlar. Onların gönlü ho§ ·

olursa bunun da sütü ho§tur. Yok, gönülleri mağmum ve

mütegayyir ise bunun da mütegayyirdir. İmdi gönülleri­

nizi ho§ eyleyiniz!" derdi.

* [24] İmam Yafii hazretleri bu harunun "müridler"

demesinden maksad, kendisi ve zevcidir. Lakin o

tabirlerle söylemesi setr ü muhafaza-i iffet-i zatiyyesiyle

beraber müridam tib-i kuluba, yani hüsn-i hulka, efal-i

memduha iktisabına tahris u te§Vık-i fikr ü emeline müs­

teniddir." buyurmu§tur.

*** Misafire ikram ve i'zaz ve it'amın mülclfatını Cenab-ı

Hak değil yalnız ahirette, dünyada bile ihsan buyurduğu

§U vak'a ile de sabit oluyor.

Dipnodar: • 1- Miiellifin biyogrojuini oynntılı bir biçimde inedt:miJ bulımııyom:. Bk- Y. T. Günaydın, "Bir TOJavvııf!tcr6cim-iA:hvfil Müellifi lmam::ôdeSolih Sfiim (Unar) ve Terficim-i Ah val-i Evliyıi'ıı", Ankara Univmiusi Ilahiyat Fakiiltai Dergisi, c. 46, 2005, S. 2. s. 131-151. Bır makaldeycralon nqmtiği ilk riıa~t:sinin dıpnda birkaç <serin i daha yroi harfiere aktar-dı k. Bk-YT~-· "Imfim-:fide Sfilih Sfiim 'in Ta.ravvıı[Tfirihine Dfiir Eseri" I-II. Oz/cnro Fark, AğliSios-Eylı711999, S. 37-38, s. 22-24; YTG., "İmam:öde Sfilih Söim {Unar}'ın "Mevliina Cdiilddin-i Rı? mi ve Şemseddin-i Tebriz i" Adlı RiJfi/t:si", Mcvliinfi Cdôlddin Rıimi: 8oq. Yıl, Tıirkiye Yazarlar Birliği Yayını, Ankara 2007, s. 189-203. lmfim:ıide'nin ıifok riıiilclerden olıqon kıilliyôtmı btitıi­

nii.yl~ ya)•ına hazırlamq bulunuyontz. 2- Dokı~r Hıiseyin Remzi, Luğôt·ı Rcrnz~ c. ll, Matbaa-i Hüseyin Remzi, Istanbul 1305, s. 444. 3- Bk- Şemseddin Sil mi, Kôm(ıs-ı Tıirki. Çağrı Y., 2. b. [tıpkıbasım], İıtanbııl 1987, s. 1308. 4- Mııharriri: Sôlih Sôim, •"lnôrif Nczôrct·i Cdilt:sinin 487 nıımero ve 23 Recebii'i-Jerd, sene 1314 ıorihli nıhsoınômt:siyle tah' olımmıqtıır. lston­bııl, Asır Matboası- Bôbıôli Côddt:sind• mım<rD 4, 1317. · 5- "Ey Al/ahım, srodro I<lômet dilerim." 6- •'AJı bu htiznıin elinden/" 7- ez-Zôriyôı (51}: 223 "Gökt• nzkınız v• size vaat olıınanlar vardır." 8- "Sevgi/iye hiçbir I<vgili denk değildir. Ka/bimıiı bir nası"bi olarak onu hiç ıınııtmom. Sevgili bakqımı ve ıahsiyetimi koplomqtır. Bırnun/o birlikte kalbimin dmnliklmnde de g6ib değildir." 9- Şuarô (26): 89: "( ... ) oncofr.köttilıiklerden onnmq bir kalp/c( ... )." 10- "Beni zikredcnlerle aynı mediste otunır gibiyimdir."