85
8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 1/85

100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 1/85

Page 2: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 2/85

İÇİNDEKİLER

I. GİRİŞ Soru 1: İşçi s ı n ı f ı nedir?Soru 2: Sendika nedir?Soru 3: İşçilerin hak alma araçlar ı nelerdir?

II. OSMANLIİMPARATORLUĞU DÖNEMİ Soru 4: İşçi s ı n ı f ı nas ı l ortaya ç ı ktı ?Soru 5: Osmanl ı Devleti’nin son dönemlerinde i şçi s ı n ı f ı n ı n nesnel durumu neydi?Soru 6: İşçi haklar ı n ı düzenleyen mevzuat nas ı l geliş ti?Soru 7: İşçi ve memur örgütlenmeleri nas ı l geliş ti?Soru 8: İşçi ve memur mücadeleleri ve eylemleri nas ı l geliş ti?Soru 9: İşçilerin ve memurlar ı n ücretleri ve çal ı şma ko şullar ı nas ı ldı ?

III. ULUSAL KURTULUŞ SAVAŞI DÖNEMİ Soru 10: İşçi s ı n ı f ı n ı n nesnel durumu neydi?

Soru 11: Ulusal Kurtulu ş Sava şı

llar ı

nda i şçiler lehine herhangi bir düzenleme yapı

ldı

?Soru 12: İşçi ve memur örgütlenmeleri nas ı l geliş ti?Soru 13: İşçi ve memur mücadeleleri ve eylemleri nas ı l geliş ti?

IV. 1923 - 1946 DÖNEMİ Soru 14: Ülkede genel siyasal, toplumsal ve ekonomik durum nas ı ldı ?Soru 15: İşçi s ı n ı f ı n ı n nesnel durumu neydi?Soru 16: İşçi ve memur haklar ı n ı düzenleyen mevzuat nas ı l geliş ti?Soru 17: İşçilerin sendikas ı z oldu ğu y ı llarda i şyerinde hak almada kullan ı lan ba şka yollar var m ı yd ı ?Soru 18: İşçi ve memur örgütlenmeleri nas ı l geliş ti?Soru 19: İşçi ve memur mücadeleleri ve eylemleri nas ı l geliş ti?

Soru 20: İşçilerin ve memurlar ı n ücretleri ve çal ı şma ko şullar ı nas ı ldı ?V. 1946 - 1961 DÖNEMİ Soru 21: Ülkedeki genel siyasal, toplumsal ve ekonomik durum nas ı ldı ?Soru 22: İşçi s ı n ı f ı n ı n nesnel durumu neydi?Soru 23: İşçi ve memur haklar ı n ı düzenleyen mevzuat nas ı l geliş ti?Soru 24: Toplu i ş sözle şmeleri imzaland ı mı ?Soru 25: İşçi ve memur örgütlenmeleri nas ı l geliş ti?Soru 26: “1946 Sendikac ı lı ğ ı ” Nedir?Soru 27: TÜRK-İŞ nas ı l kuruldu? TÜRK- İŞ’I Amerikalı lar m ı kurdurttu?Soru 28: TÜRK-İŞ’in 1952-1960 döneminde siyasal tavr ı nas ı ldı ?Soru 29: İşçi ve memur mücadeleleri ve eylemleri nas ı l geliş ti?Soru 30: İşçilerin ve memurlar ı n ücretleri ve çal ı şma ko şullar ı nas ı ldı ?Soru 31: İşçi Sigortalar ı Kurumu nas ı l kuruldu?Soru 32: Türkiye’de i şçi konut kooperatifçili ği nas ı l geliş ti?Soru 33: Cumhuriyet Türkiyesi’nde 1 May ı s’ ı “işçi bayram ı ” olarak kutlayan ilk ba şbakan kimdi?Soru 34: 27 May ı s’ta TÜRK-İŞ’in tavr ı ne oldu?

VI. 1961 - 1980 DÖNEMİ Soru 35: Ülkedeki genel siyasal, toplumsal ve ekonomik durum nas ı ldı ?Soru 36: İşçi s ı n ı f ı n ı n nesnel durumu neydi?Soru 37: İşçi ve memur haklar ı n ı düzenleyen mevzuat nas ı l geliş ti?Soru 38: 24 Temmuz i şçi bayram ı mı d ı r?Soru 39: İşçi ve memur örgütlenmeleri nas ı l geliş ti?Soru 40: İşkollar ı yönetmeli ği nedir?Soru 41: 12 Mart 1971 darbesinde TÜRK- İŞ’in ve DİSK’in tavr ı ne oldu?

Page 3: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 3/85

Soru 42: 12 Eylül 1980 darbesinde TÜRK- İŞ’in, DİSK’in ve HAK-İŞ’in tavr ı ne oldu?Soru 43: AAFLI nedir? Niçin önemlidir?Soru 44: Türk Hür- İş Konfederasyonu nas ı l kuruldu ve kapand ı ?Soru 45: Türkiye İşçi Sendikalar ı Dayan ı şma Konseyi nas ı l oluş tu ve da ğ ı ldı ? ÖZ-İŞ Konfederasyonu nedir?Soru 46: SADA nedir?Soru 47: D İSK nas ı l kuruldu? Faaliyetleri nas ı ldı ?Soru 48: 1975-1980 döneminde D İSK içinde ne tür sorunlar ya şand ı ? DİSK’in siyasal tavr ı nas ı ldı ?Soru 49: “S ı n ı f ve kitle sendikac ı lı ğ ı ” nedir?Soru 50: 12 Eylül 1980 öncesinde TÜRK- İŞ - DİSK ilişkileri nas ı ldı ?Soru 51: M İSK nas ı l kuruldu? M İSK’in siyasal tavr ı nas ı ldı ?Soru 52: HAK-İŞ nas ı l kuruldu? HAK- İŞ’in siyasal tavr ı nas ı ldı ?Soru 53: Sosyal Demokrat- İş Konfederasyonu nas ı l kuruldu?Soru 54: Türk Ülke- İş Konfederasyonu nas ı l kuruldu?Soru 55: Türkiye İşçi Partisi nas ı l kuruldu ve sendikalarla ili şkileri nas ı ldı ?Soru 56: Türkiye Çal ı şanlar Partisi giri ş imi nas ı l ortaya ç ı kt ı ve sonuçland ı ?

Soru 57: Partilerüstü politika nedir? TÜRK- İŞ’in siyasal tavr ı

nası

ldı

?Soru 58: 1968-1970 döneminde ö ğrenci gençlik - sendika ili şkisi nas ı ld ı ?Soru 59: DEV-GÜÇ neydi? Sendikalarla ili şkisi nas ı ldı ?Soru 60: Ulusal Demokratik Cephe (UDC) ve Demokratik Platform neydi?Soru 61: Sendika-içi demokrasi ne ölçüde vard ı ?Soru 62: İşçi ve memur mücadeleleri ve eylemleri nas ı l geliş ti?Soru 63: 15-16 Haziran 1970 olaylar ı nedir? Niçin önemlidir?Soru 64: İşçilerin ücretleri nas ı ldı ?Soru 65: Yurtd ı ş ı na çal ı şmaya gidenlerin Türkiye i şçi s ı n ı f ı ve sendikac ı lı k hareketi üzerindenas ı l bir etkisi oldu?

VII. 1980 - 1998 DÖNEMİ

Soru 66: Ülkede genel siyasal, toplumsal ve ekonomik durum nas ı ldı ?Soru 67: İşçi s ı n ı f ı n ı n nesnel durumu neydi?Soru 68: Kapitalizmin alt ı n ça ğ ı n ı n sona ermi ş olmas ı ve yeni uluslararas ı işbölümü, i şçi işverenilişkilerini nas ı l etkiledi?Soru 69: İşçi ve memur haklar ı n ı düzenleyen mevzuat nas ı l geliş ti?Soru 70: İşkollar ı Tüzüğü nedir?Soru 71: Sendikal haklar mücadelesinde Uluslararas ı Çal ı şma Örgütü nas ı l kullan ı ldı ?Soru 72: Türkiye’de i ş güvencesi var m ı d ı r? İş güvencesi niçin önemlidir?Soru 73: Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller nelerdir? Bu engellerin a ş ı labilmesi için neyap ı lmal ı d ı r?Soru 74: Sendikal hak ve özgürlüklere ili şkin yürürlükteki mevzuat, onaylanm ı ş ILOSözle şmelerini hangi aç ı lardan ihlal etmektedir?Soru 75: İşçi örgütlenmeleri nas ı l geliş ti?Soru 76: Kamu çal ı şanlar ı n ı n örgütlenmeleri nas ı l geliş ti?Soru 77: Çal ı şanlar ı n Ortak Sesi Demokrasi Platformu nas ı l kuruldu? Neler yapt ı ?Soru 78: TÜRK-İŞ nas ı l bir siyasal faaliyet sürdürdü?Soru 79: İşçi ve memur mücadeleleri ve eylemleri nas ı l geliş ti?Soru 80: Sendikac ı lı k hareketi çöküyor mu?Soru 81: İşçi s ı n ı f ı ve sendikac ı lı k hareketi, 1980’li y ı llar ı n sonlar ı nda yeni ko şullara nas ı l uyumsa ğlad ı ?Soru 82: Günümüzde i şçi s ı n ı f ı ve sendikac ı lı k hareketinin kar ş ı kar ş ı ya bulundu ğu sorunlar nelerdir?Soru 83: İşçiler ve memurlar son dönemdeki eylemlerinde niçin “kahrolsun IMF, ba ğ ı ms ı zTürkiye” slogan ı n ı at ı yorlar?Soru 84: İşçilerin ücretleri nas ı ldı ?

Page 4: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 4/85

Soru 85: SSK niçin bunal ı ma girdi? Sendikac ı lı k hareketine göre, SSK’n ı n sorunlar ı n ı n çözümüiçin ne yap ı lmal ı d ı r?Soru 86: İşçiler ve kamu çal ı şanlar ı n ı n özelle ş tirme konusundaki tavr ı nedir?Soru 87: Zorunlu tasarruf sorunu nedir?Soru 88: Türkiye sendikac ı lı k hareketinin uluslararas ı sendikal örgütlerle ili şkileri nas ı ldı r?Soru 89: Türkiye’de ücret sendikac ı lı ğ ı mı uygulanmaktad ı r?Soru 90: Ekonomik ve Sosyal Konsey nedir?Soru 91: Be ş li Giriş im ne zaman olu ş tu? Neler yapt ı ?Soru 92: İşçi ve kamu çal ı şanlar ı konfederasyonlar ı aras ı ndaki ilişki nas ı ldı r?Soru 93: Sendikac ı lı k hareketinin laiklik konusundaki tavr ı nedir?Soru 94: Sendikac ı lı k hareketi, de ğişen ko şullara uyum sa ğlayarak güçlenebilmek için neyapmal ı d ı r?Soru 95: Toplu sözle şme sendikac ı lı ğı başar ı lı olabilir mi?Soru 96: Halktan tecrit olmu ş bir sendikac ı lı k hareketi ba şar ı lı olabilir mi?Soru 97: Kitle eylemlerinin daha etkili olmas ı nas ı l sa ğlanabilir?Soru 98: İşçi s ı n ı f ı siyasal alandaki gücünü nas ı l kullanabilir?Soru 99: İşçi s ı n ı f ı n ı n tüketici olarak gücü sendikal mücadelede nas ı l kullan ı labilir?

Soru 100: Sendikalar yapı

lar ı

nda ve i ş leyiş lerinde nası

l bir de ğiş im yaşamaktadı

r veyaşamal ı d ı r?

Page 5: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 5/85

I. GİRİŞ

Soru 1: İşçi s ı n ı f ı nedir?

İşçi sı nı f ı , bir işverene i şgücünü satarak ald ı ğı ücret kar ş ı lı ğı nda ya şam ı nı sürdüren insanlar ı noluşturduğu toplumsal s ı nı ftı r. Bu işveren özel sektör de olabilir, kamu sektörü de. İşçi sı nı f ı , esasolarak, kapitalizmin ürünüdür. Ancak, kapitalizm öncesi üretim biçimlerinde de i şçiler vardı r; fakatbunlar ı n say ı s ı , ekonomik, toplumsal ve siyasal geli şmeleri etkileyebilecek boyutta de ğildir.

İşçileri, tarihte daha önceki dönemlerde ortaya ç ı kmı ş ve sömürülen s ı nı flardan ay ı ran temel özellik,özgürleşmiş emek olmalar ı dı r. Bu “özgürleşme” iki boyutludur. Birinci boyut, emeğin kölelik veya serflikbağı mlı lı ğı ndan kurtulmas ı , emekgücünün meta haline gelmesi ve böylece özgürle şmesidir. İkinci boyutise, üretim araçlar ı mülkiyetinden özgürleşmesi, kopmas ı dı r. Bu ikinci boyut, mülksüzleşmedir. İşçi,geçimini sağlayabilmek için işgücünü satmaktan ba şka yolu olmayan ve ayr ı ca işgücünü satabilmeözgürlüğüne sahip bulunan ve üretimi kendi ba ş ı na sürdürebilecek ba şka olanaklara sahip bulunmayan(mülksüzleşmiş) ücretlidir.

İşçi sı nı f ı çeşitli katmanlardan oluşur. Bu katmanlar, üretimin ve istihdam ı n yap ı s ı na, toplumsal vesiyasal ko şullara ve teknolojiye bağlı olarak de ğişiklik gösterir. Diğer bir deyişle, işçi sı nı f ı , homojen

değil, heterojendir. Ancak, ücretli emek olması

, farklı

tabakalar arası

nda ortak bir sı

f bağı

yaratı

r.İşçi sı nı f ı güne ş gibi düşünülürse, çekirdekte, eme ğini maddi bir ürüne dönüştüren üretken eme ğesahip olan kesim bulunur. Tar ı m, gı da, a ğaç işleme, metal işleme, elektrik enerjisi üretimi, inşaat gibisektörlerde do ğrudan üretimde çal ı şan veya üretime kafa eme ğiyle katkı da bulunanlar bu çekirdekte yer alı r. Bunun çevresinde, eme ğini maddi bir ürüne dönüştürmeden ücretli olarak çal ı şan ücretliler bulunur.Ulaştı rma, bankac ı lı k, sigortac ı lı k, temizlik, yükleme-boşaltma, e ğitim gibi alanlarda çalı şanlar buniteliktedir. Kürenin daha d ı ş kenarlar ı nda ise, i şçilik dı ş ı nda geliri olan, tam olarak mülksüzle şmemiş yar ı -işçiler vardı r.

Birçok ülkede çeşitli dönemlerde görülen önemli bir tabaka, i şçi aristokrasisidir. İşçi aristokrasisi,ücretli emek olmas ı na kar ş ı n, kı sa vadeli ç ı karlar ı gere ği işverenlerin yan ı nda yer alan tabakad ı r. İşçiaristokrasisinin ortaya ç ı kmas ı nda, nesnel konumun ötesinde, i şverenlerden yana bir bilinç unsuru dasöz konusudur.

Ayr ı ca, özellikle Türkiye’de kamu kesiminde istihdam edilen baz ı işçilerin konumlar ı nı anlatmada,“yapay proletarya” kavramı önem kazanmaktad ı r. “Yapay proletarya” ile kastedilen, siyasal iktidarlarcakamu kesiminde istihdam edilen ve genellikle ciddi bir biçimde çal ı şmalar ı beklenmeyen partisempatizanlar ı dı r.

İşçiliği mavi yakalı işçilikle özdeşleştirmek temel bir hatad ı r. Özellikle İkinci Dünya Savaş ı ’ndansonraki dönemde istihdam ı n yap ı s ı nda önemli de ğişiklikler yaşanmakta, beyaz yakal ı işçilerin istihdamiçindeki payı hı zla artmaktad ı r. İşçi sı nı f ı , beyaz ve mavi yakal ı ücretlilerin hemen hemen tümünükapsar. Yaln ı zca işveren ad ı na yetki kullanan üst düzey yönetici durumundaki ücretlileri işçi sı nı f ı nı ndı ş ı nda tutmak do ğru olur.

İşçi sı nı f ı , bağlı bulunulan yasa ve statüye göre tan ı mlanmaz. Örne ğin, günümüzde 1475 say ı lı İş Yasas ı ’na veya sözle şmeli personele ilişkin 399 say ı lı Kanun Hükmünde Kararnameye veya 657 say ı lı Devlet Memurlar ı Yasas ı ’na bağlı olarak çal ı şan ücretlilerin hemen hemen tümü i şçi sı nı f ı içindedeğerlendirilmelidir. Türkiye’de bir dönem işçi sı nı f ı nı n bir kesimi işçi aristokrasisi haline getirilerek“memur” statüsünde çal ı ştı r ı lmı ştı . Memurlar uzun süre bu ayr ı calı klar ı nı korudular ve kendilerini işçis ı nı f ı nı n diğer kesimlerinden ayr ı gördüler. Bu yanl ı ş bilinç, onlar ı n işçi sı nı f ı nı n parças ı nı oluşturmagerçe ğini değiştirmez.

İşçi s ı nı f ı , mesleklere göre de belirlenmez. Meslek, ba ğlı bulunulan toplumsal s ı nı f ı değil, yapı lan işigösterir. Tüm geliri, SSK hastanesinde çal ı şarak elde etti ği ücret olan bir hekim, işçi sı nı f ı nı n bir parças ı dı r. Bir özel inşaat şirketinde şantiyede veya bir kamu kurulu şunda atelyede çal ı şan bir mühendis de i şçi sı nı f ı ndand ı r.

İnsanlar ı n toplumsal s ı nı flar ı nı , bu konumlar ı nı n bilincinde olup olmamalar ı da belirlemez. İşçis ı nı f ı ndan bir kişi, farklı etmenlere ba ğlı olarak, kendi k ı sa veya uzun vadeli s ı nı f çı karlar ı na ayk ı r ı davran ı şlar içinde olabilir. Böylesi bir durum, işçi sı nı f ı nı n ortaya ç ı kmad ı ğı nı değil, işçi sı nı f ı nı n henüzkendiliğinden bir s ı nı f olmaktan çı karak kendisi için bir sı nı f olma aşamas ı na gelemedi ğini gösterir.

Page 6: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 6/85

İnsan ı n ücretli olarak çal ı şmaya ba şlamas ı onun hemen bilinçlenmesini getirmeyebilir. Ayr ı ca,bilinçlenmede de farkl ı aşamalar söz konusudur. Bunlar ı n birbirine kar ı ştı r ı lmas ı çeşitli değerlendirmehatalar ı na yol açar.

İşçinin, sorunlar ı nı n sorumlusu olarak kendi patronunu görmesi ve ona kar ş ı tavı r almayabaşlamas ı yla birlikte, “işçilik bilinci”nden söz edilebilir. Yeni işçileşen kesimlerde bu bilincin gelişmesiönemli bir zaman al ı r. Özellikle tam mülksüzleşmemiş ve işçiliğe geçici bir durum olarak bakan geçiciişçilerde işçilik bilinci kolay kolay ortaya çı kmaz.

İşçinin, sorunlar ı nı n sorumlusu olarak sermayedar s ı nı f ı görmesi ve diğer işçilerle birlikte sermayedar s ı nı fa kar ş ı tavı r almas ı yla birlikte, “sı nı f bilinci”nden söz edilebilir. Bu tavı r, henüz anti-kapitalist bir bilinç değildir. İşçi, kapitalist düzen çerçevesinde sermayedar s ı nı fa kar ş ı işçi s ı nı f ı nı n bir parças ı olarakmücadele ederek durumunu düzeltmeye çal ı şmaya ba şladı ğı nda, s ı nı f bilincine ulaşmı ştı r. S ı nı f olgusu,s ı nı f bilinci ve ona dayalı s ı nı f hareketi, 19. yüzy ı lı n ilk yar ı s ı nda da vard ı .

İşçinin, sorunlar ı nı n sorumlusu olarak kapitalist düzeni görmesi ve kapitalizme kar ş ı tavı r almas ı ise,s ı nı f bilincinin ötesinde bir siyasal bilinç anlamı na gelir. Türkiye’de uzun y ı llar sı nı f bilinci ile anti-kapitalist siyasal bilinç birbirine kar ı ştı r ı lmı ştı r.

Soru 2: Sendika nedir?

Sendika, işçilerin hak ve çı karlar ı nı korumak ve geliştirmek amac ı yla oluşturduklar ı örgütlenmelerdir.İşçilerin haklar ı nı n ve kı sa ve uzun vadeli ç ı karlar ı nı n ne olduğu konusunda farkl ı görüş ve eğilimler vardı r. Buna ba ğlı olarak da, farkl ı sendikal anlay ı şlar ve yap ı lar ve sendikal mücadele biçimleri ortayaçı kar. Farkl ı anlay ı ştaki sendikalar da birbirlerini suçlarlar.

Sendikalar ı n bir bölümü meslek sendikas ı dı r; yalnı zca ayn ı meslekten olan ücretlileri bünyesindebar ı ndı r ı r. Baz ı sendikalar, i şyeri sendikas ı dı r; yalnı zca belirli bir işyerindeki ücretliler bu sendikadaörgütlenebilir. İşkolu sendikalar ı nda, ayn ı işkolunda kabul edilen ücretliler biraraya gelir. Genelsendikalar ise tüm i şkollar ı ndaki ücretlileri örgütlemeyi amaçlar. Sendika birlikleri, genellikle, ayn ı yörede farklı işyerleri ve işkollar ı nda örgütlü sendikalar ı n üst örgütüdür. Federasyonlar ise, genellikle,farklı yörelerde ayn ı meslekte veya ayn ı işkolunda örgütlenmiş sendikalar ı n üst örgütüdür.Konfederasyon ise, genellikle, tüm meslekler, bölgeler, i şyerleri ve işkollar ı ndaki kuruluşlar ı n ulusal

düzeydeki örgütlenmesidir. Ancak bu kavramlar ülkeden ülkeye de ğişiklik gösterir. Her ülke, kenditarihinden kaynaklanan baz ı özelliklere bağlı olarak, sendikal örgütlenmesini biçimlendirir ve isimlendirir.Örneğin, İngiltere’deki konfederasyonun ad ı Sendikalar Kongresi’dir (Trade Unions Congress); çünkübugünün bu örgütü 1868 y ı lı nda her y ı l toplanan bir kongre biçiminde ortaya ç ı kmı ştı r. Amerika BirleşikDevletleri’ndeki üst örgütün ad ı , Amerikan Emek Federasyonu - Endüstriyel Örgütler Kongresi’dir (AFL-CIO); çünkü bu örgüt, önce ikiye bölünmü ş, daha sonra bu iki parça birle şince, ikisinin adlar ı yanyanagetirilmiştir. Türkiye’de ise yukar ı da belirtilen kavramlar kullanı lmaktadı r.

Sendikalar d ı ş ı nda da i şçi örgütleri vardı r. İşçiler, çeşitli dernekler, yardı mlaşma sand ı klar ı , konut vetüketim kooperatifleri ve siyasal örgütlenmeler de olu şturabilir. Bir biçimde kurulan bir örgütlenme, bir süre sonra bir ba şka biçim ve içerik de kazanabilir. Bir yard ı mlaşma sand ı ğı nı n veya bir derne ğinsendikaya dönü ştüğü birçok örnek vard ı r. Bu nedenle, sendikac ı lı k tarihinde, “ilk sendika” diye bir örnekaramak yanl ı ştı r. İnsan ı n, evrim kuramı nda aç ı klandı ğı biçimde evrilerek, evriminin belirli bir noktası ndainsan niteliklerinin ağı r basmas ı gibi, işçileşme sürecindeki üreticilerin veya i şçilerin oluşturduklar ı çeşitliörgütlenmelerin evrilme sürecinde bir noktada bu örgütlenmelere sendika ad ı verilmiştir.

İşçi sı nı f ı nı n yap ı s ı ve dinamikleri incelenirken, ele al ı nmas ı gereken öncelikli örgütlenme,sendikalard ı r. Ancak, diğer örgütlenmeleri de unutmamak gerekir.

Soru 3: İşçilerin hak alma araçlar ı nelerdir?

İşçi sı nı f ı kapitalist düzende gücü kadar hak al ı r. Ancak bu güç, genellikle zannedildi ğinin aksine,yalnı zca eylemlilik değildir. İşçi sı nı f ı nı n gücü tart ı ş ı ldı ğı nda, ücretli işgücünün yetersizli ği, beceriliişgücünün yetersizli ği, işsizlik düzeyi, işçilik bilinci, sı nı f bilinci, örgütlülük biçimi ve düzeyi, grev hakkı ,eylemlilik alı şkanlı ğı , siyasal bilinç, siyasal bilincin etkili olabildiği demokratik ortam gibi etmenler önemlidir. Bu ve benzeri etmenler, i şçi sı nı f ı taraf ı nı n gücünü belirler. Ancak, bu gücün al ı nan haklaradönüşebilmesi için, kar ş ı taraf ı n gücü ve olanaklar ı da etkilidir. İşçi sı nı f ı , ayn ı bilinç ve örgütlülükdüzeyiyle, ekonomik bunal ı m dönemlerine göre, ekonomik büyüme dönemlerinde daha fazla hak ve

Page 7: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 7/85

özgürlük elde edebilir. Sermaye cephesindeki çatlak veya gedikler ise i şçi sı nı f ı hareketiningüçlenmesine katk ı da bulunur. Örne ğin, irticaya kar ş ı verilen mücadelede sermaye cephesindemeydana gelen bölünmeler ve bu konuda i şçi sı nı f ı nı n siyasal ve toplumsal deste ğine duyulangereksinim, işçiler lehine çeşitli düzenlemelerin yap ı lmas ı nı olanaklı kı labilir.

Sermayenin denetiminde ve ç ı karlar ı doğrultusunda ya şanan küreselle şme sürecinde, s ı nı flar aras ı ndaki güç safla şmas ı ve dengelerine ulusal devletin s ı nı rlar ı nı aşan bir anlay ı şla yaklaşmakgerekir. Uluslararas ı Para Fonu ve Dünya Bankas ı ’nı n uluslarararas ı ve ulusötesi sermaye ad ı na yapt ı ğı müdahaleler ve i şçi sı nı f ı nı n yavaş yavaş güçlenmekte olan uluslararas ı dayan ı şmas ı da güçdengelerinin unsurlar ı dı r.

Kural olarak, haklı olunduğu için hak elde etmek olanakl ı değildir; gücü olmayan hak elde edemez;güç kadar hak elde edilir. Ancak bu güç bazan i şgücünün yetersizli ğidir, bazan eylemdir. Türkiye işçis ı nı f ı tarihinde baz ı dönemlerde eylemler olmadan hak al ı nabilmiş olmas ı , bu haklar ı n bağı şlanmı ş olduğu anlam ı na gelmez. Bu haklar, i şçi s ı nı f ı nı n bazan fark ı nda olmad ı ğı baz ı güçlerinin ürünüdür. Bir dönem ülkede mülksüzle şme düzeyinin geriliğine ve nitelikli veya becerili işgücünün yetersizliğine bağlı olarak, işçi sı nı f ı nı n çe şitli kesimlerine önemli haklar tanı nmı ştı r. Ancak günümüzde i şgücü veya beceriliişgücü yetersizliğinden kaynaklanan bir güç kayna ğı büyük ölçüde ortadan kalkm ı ştı r. İşçi s ı nı f ı nı n çokbüyük bir kesimi, ancak örgütlü sendikal ve siyasal mücadele ile hak alabilmektedir.

İşçi hak ve özgürlüklerini düzenleyen iki ana araç vardı

r: Mevzuat ve toplu iş sözleşmeleri. Mevzuat,genel kural olarak, işçilerin sendikalarda örgütlü olup olmad ı klar ı na bak ı lmaksı zı n uygulan ı r. Toplu iş sözleşmeleri ise, kural olarak, sendikalarda örgütlü bulunan i şçilerin yararlanabildiği bir araçtı r. Toplu iş sözleşmesi imzalanm ı ş bir işyerinde çal ı şan sendikas ı z işçiler, ilgili sendikaya, dayan ı şma aidat ı ad ı altı nda bir para ödeyerek, yürürlükteki toplu i ş sözleşmesinin getirdiği haklar ı n çoğundanyararlanabilirler. Sendikalar, yeni hak ve özgürlükler elde etme mücadelesinde, mevzuat ile toplu i ş sözleşmeleri aras ı nda uygun bir denge olu şturmak zorundad ı r. Mevzuata çok fazla a ğı rlı k verilirse,işçilerin sendikalarda örgütlenmeleri do ğrultusundaki e ğilimde bir azalma gözlenir. Fransa’da bugünsendikala şma oran ı nı n yüzde 9 dolaylar ı nda olmas ı nı n nedenlerinden biri bu durumdur. Toplu i ş sözleşmelerine çok fazla a ğı rlı k verilirse, işçi sı nı f ı nı n sendikalarda örgütlü kesimlerinin s ı nı f ı n diğer kesimlerinden tecrit olmas ı gibi bir sonuç doğabilir.

Ülkemizde, mevzuat ve toplu i ş sözleşmelerinin yanı s ı ra ba şka baz ı yollardan da hak elde

edebilmek mümkündür. Hizmet akdi, i şçinin tek baş ı na işvereni ile bağı tladı ğı sözleşmedir. Tak ı msözleşmesi, sendika üyesi olmayan bir grup i şçinin, işverenle görü şerek imzalad ı klar ı anlaşmad ı r.Umumi mukavele, Borçlar Yasas ı ’na göre, işçiler veya işçi örgütleriyle, işverenler veya i şveren örgütleriaras ı nda imzalanan anla şmad ı r. Bir işçi örgütü ile bir işveren aras ı nda imzalanm ı ş bir umumi mukavelebir toplu iş sözleşmesi demektir. Bakanlar Kurulu, bir işkolunda yürürlükte bulunan bir toplu iş sözleşmesini aynen veya gerekli gördü ğü değişiklikleri yaparak bir kararname ile sendikas ı z işçilerinçalı ştı ğı işyerlerine uygulatabilir (teşmil). Ayr ı ca, Türkiye taraf ı ndan onaylanm ı ş 94 say ı lı ILOSözleşmesine ve bu konuda ç ı kar ı lmı ş bir Bakanlar Kurulu karar ı na göre, kamu kesiminde ihale alan bir müteahhit, ta şeron veya fabrikatör, çal ı ştı rdı ğı sendikas ı z işçilere, o işkolunda imzalanm ı ş toplu iş sözleşmelerinde geçerli olan haklar ı kendiliğinden uygulamak zorundad ı r.

Belirli haklar ı n kağı t üzerine geçirilmesi ile uygulanmas ı aras ı nda da fark vard ı r. Örneğin, 94 say ı lı ILO Sözleşmesi ve ilgili Bakanlar Kurulu karar ı son derece önemli bir hakt ı r; ancak bu hak, Türkiye işçis ı nı f ı ve sendikac ı lı k hareketinin bilinçli mücadelesiyle elde edilmemiştir. Uluslararas ı işçi sı nı f ı vesendikac ı lı k hareketinin ILO’daki gücü ve çeşitli bazı başka etmenlere ba ğlı olarak, böyle bir Sözle şmeILO’da kabul edilmiştir. Türkiye de, 27 Mayı s 1960 ihtilalinden sonra, uluslararas ı alanda olumlu ad ı mlar atabilme çabas ı nı n bir parças ı olarak, bu Sözle şmeyi onaylam ı ştı r. Bu Sözle şmenin uygulanmas ı konusundaki Bakanlar Kurulu karar ı da, yine uluslararas ı sendikac ı lı k hareketinin ILO’daki çabalar ı sonucunda 1988 y ı lı nda ç ı kar ı labilmiştir. Bu Bakanlar Kurulu karar ı nı n ç ı kar ı lmas ı nda ülkemizsendikac ı lı k hareketinin bir etkisi olmamı ştı r. Bu nedenlere ba ğlı olarak, varolan bu hak uzun y ı llar kullanı lamam ı ştı r. Sendikac ı lı k hareketi ta şeronla şma sorununun iyice önem kazand ı ğı bir döneminard ı ndan ancak 1991 y ı lı nda bu konuda giri şimlerde bulunmaya ba şlamı ştı r ve henüz sonuçalamam ı ştı r. Haklar ı n elde edilmesi kadar kullan ı labilmesi de bilinci ve bazan ek mücadelelerigerektirmektedir.

1990’lı yı llarda sendikalar ı n baz ı girişimleri sonucunda ç ı kar ı lan teşmil kararnameleri ile baz ı toplu iş sözleşmelerinin sendikas ı z işyerlerine uygulanmas ı doğrultusunda önemli bir ad ı m at ı ldı . Ancak yaygı nişsizliğe, iş güvencesinin bulunmamas ı na, bu işyerlerindeki sendikas ı z işçilerin bilinçsizliğine ve

Page 8: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 8/85

sendikalar ı n yeterli çalı şmayı yapmamalar ı na ba ğlı olarak, teşmil kararnamesiyle ka ğı t üzerindesa ğlanan haklar uygulanamad ı .

Bu durum sermayedar s ı nı f ve hükümetler için de geçerlidir. Yasalar ı n yasaklad ı ğı baz ı eylemlerinyap ı lmas ı durumunda işverenlere ve hükümetlere çok geni ş yetkiler tanı nmı ştı r. Ancak işverenler vehükümetler, bu yetkileri kullandı klar ı nda kar ş ı laşacaklar ı tepkileri hesap ederek hareket ettiklerinde,bazan ad ı m atmaktan kaç ı nmaktad ı rlar. Örneğin, 20 Temmuz 1994 tarihinde TÜRK-İŞ bir genel eylemkarar ı almı ş, Çalı şanlar ı n Ortak Sesi Demokrasi Platformu’nu olu şturan örgütler de bu karar ı desteklemiştir. Bu eylem, hükümetin ald ı ğı baz ı kararlar ı n de ğiştirilmesini öngören bir yasad ı ş ı grevdir.Böyle bir karar ı alman ı n ve uygulaman ı n bu tarihte yürürlükte bulunan yasalara göre cezas ı , ilgilisendika ve konfederasyonlar ı n kapat ı lmas ı (2821/58), eyleme kat ı lan işçilerin tazminats ı z olarak iştençı kar ı lmas ı (1475/17/II/g) ve herbirine 6 aydan az olmamak üzere hapis cezas ı verilmesiydi (2822/73).

Ancak hükümet ve işverenler, işbaş ı nda iş durdurma biçiminde uygulanan 20 Temmuz genel eylemisonras ı nda bu yetkilerini kullanamad ı lar. Bu durumu, Say ı n Süleyman Demirel’in 3 Ocak 1991 geneleyleminden önce söyledikleri gayet güzel ifade etmektedir: “Yüzbinleri nas ı l cezaland ı racaks ı nı z? Yüzbinlerin bu çeşit harekete kalkmas ı , fiili suç bile sayı lsa, bu, yasay ı işlemez hale getirir. Yöneticiler, yüzbinleri cezaland ı rmayı düşünece ğine, işçiyi bu noktaya getiren nedenleri ortaya koysun, onlara ilgigöstersin.” (Milliyet, 3 Ocak 1991)

Aynı

durum kamu çalı

şanlar ı

için de geçerlidir. 657 sayı

Devlet Memurlar ı

Yasası

’na göre,memurlar ı n toplu eylem ve hareketleri (M.26) ve grev yapmalar ı (M.27) yasaktı r. Toplu eylem vehareketin cezas ı aylı ktan kesme, grevin cezas ı devlet memurluğundan ç ı karmad ı r (M.125). Memur vesözleşmeli personelin grev yapmas ı veya iş yavaşlatmas ı nı n cezas ı ise 4 aydan 1 y ı la kadar hapis vegeçici veya sürekli olarak memuriyetten ç ı kar ı lmaktı r. Bu eylemin dernek veya meslek kurulu şununaldı ğı karar sonucunda yap ı lmas ı durumunda, karar ı alanlar 1 y ı ldan 3 y ı la kadar hapislecezaland ı r ı lı rken, kat ı lan memurun sürekli olarak memuriyetten ç ı kar ı lmas ı öngörülmektedir (Türk CezaYasas ı , M.236).

Türk Ceza Yasas ı ’na göre, “her kim… cebir ve şiddet veya tehdit olmaks ı zı n, işyerini her ne suretleolursa olsun k ı smen veya tamamen i şgal ederse bir aydan bir seneye kadar hapis cezas ı yla”cezaland ı r ı lmaktadı r (M.201). Ancak bu madde de son y ı llarda işletilememiştir.

İşçi s ı nı f ı ile sermayedar s ı nı f ve hükümet aras ı nda, çok say ı da etmene ba ğlı olarak her gün de ğişen

bir güç dengesi vard ı r. Bu güç dengesi, ka ğı t üzerine geçirilen haklar ı ve bu haklar ı n kullanı labilirliğinibelirler. İşverenlere ve hükümetlere yasalarda tan ı nan yetkilerin kullanı labilmesinde de ayn ı ilkeler geçerlidir.

Günümüzde Türkiye’de hak almada en yayg ı n biçimde kullanı lan araç, toplu iş sözleşmeleridir. Topluiş sözleşmelerinde, ücret ve parasal ödemeler, çal ı şma süresi, i ş güvencesi, yönetime kat ı lmaya ilişkinkurullar, işçi sağlı ğı ve iş güvenliği ve diğer konularda önemli düzenlemeler vard ı r.

Toplu iş sözleşmesi, kapitalist düzen içinde belirli hak ve özgürlükler elde etmenin arac ı dı r. İşveren,işçilerin isteklerini kendi açı s ı ndan kabuledilemez bulursa, lokavta gitme veya i şyerini bir süre veyasürekli olarak kapatma yetkisine sahiptir. Bu nedenle, bir toplu i ş sözleşmesinde ula ş ı lacak sonucuaşağı daki etmenler belirler:

Ülkede, işkolunda, bölgede ve i şyerinde sendikala şma düzeyi, sendikal birlik, sendikalar ı n üyesay ı s ı ve maddi gücü, mücadele gelene ği ve gerçekle ştirilen mücadele;Demokratik ve siyasal haklar;Siyasal iktidar ı n yap ı s ı ;Kamu kesiminin genişliği;Diğer ücretlilerin ve emekçilerin deste ği;Sermayedar s ı nı f ı n örgütlülük düzeyi;Ekonominin genel durumu;Sektörün ekonomik durumu;

İşyerinin ekonomik durumu; İşçilik giderlerinin işletmenin toplam giderleri içindeki oran ı ;

Devletin ücretlere dolayl ı katkı s ı ;Ülkede, işyerinde ve işyerinin bulunduğu bölgede i şgücüne olan gereksinim ve i şsizlik düzeyi;

İşgücünün vas ı flı lı k düzeyi;Çocuklar ı n ve kad ı nlar ı n çal ı ştı r ı lmas ı ;

İşçilerin normal ihtiyaç olarak kabul ettikleri mal ve hizmetler (tüketim kalı bı );

Page 9: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 9/85

İşçilerin diğer gelir kaynaklar ı ve konut mülkiyeti;Teknolojik düzey veya emek üretkenli ği düzeyi.

II. OSMANLIİMPARATORLUĞU DÖNEMİ

Soru 4: İşçi s ı n ı f ı nas ı l ortaya ç ı ktı ?

Osmanl ı İmparatorluğu’nda işçi sı nı f ı öncelikle inşaat sektöründe, madencilikte ve askerlikte ortayaçı ktı . Örneğin, 1550-1557 y ı llar ı nda gerçekle ştirilen Süleymaniye Camii ve İmareti inşaat ı nda 2,7 milyonişgünü çal ı ş ı lmı ştı . Bu sürenin 1,5 milyon gününü (yüzde 55’ini) ücretli işçiler, 1,1 milyon gününü acemioğlanlar, 140 bin gününü de köleler gerçekle ştirmişti. Ücretlilerin çalı ştı ğı 1,5 milyon işgününün 290 bingünü vas ı fsı z işçilere aitti. 1631 yı lı nda Musul Kalesi’nin yapı mı nda ücretli olarak çal ı şanlar ı n (ücretliişçilerin) sayı s ı da 3035 idi. Devlete ait madenlerde de ücretli i şçi çalı ştı r ı lı rdı .

Osmanl ı İmparatorluğu’nda kap ı kullar ı nı n önemli bir bölümü de ücretli emektir. Örne ğin,kap ı kullar ı nı n acemi o ğlanlar kesimi onyedinci yüzyı ldan itibaren “özgür emek” niteliği kazanm ı ştı r.

Acemi oğlanlar, ücret kar ş ı lı ğı nda, inşaat sektöründe, kamu imalathanelerinde, kamu gemilerinde, odunambarlar ı nda, Tophane’de, kamu f ı r ı nlar ı nda, su yollar ı nda, bahçelerde, hasta odalar ı nda ve baz ı

bölgelerde de sultan hanı

mlar ı

n hizmetinde çalı

şı

rlardı

. Yeniçeriler, ücretli sava şçı

lardı

. Kapı

kullar ı

nCebeci Oca ğı ndaki cebeciler, silah yap ı mı , barut ı slah ı ve silah tamiriyle uğraş ı rlardı . Topçu Oca ğı veTop Arabac ı lar ı Ocağı mensuplar ı da ücretli üreticilerdi. Ancak bu ücretliler tarihsel süreç içindeyokoldu; çağdaş bir işçi sı nı f ı na dönü şme olana ğı ndan yoksundu.

İşçi sı nı f ı 19. yüzyı lı n ilk yar ı s ı nda Ege Bölgesi’nde yabanc ı lar taraf ı ndan kurulan tar ı m işletmelerindede ortaya ç ı ktı . Demiryollar ı inşaat ı da, tam olarak mülksüzle şmemiş birçok kişinin işçilik yaparak ekgelir elde etmesini sa ğladı .

Devlet memurlar ı ise Tanzimat’tan sonra ücretlile şti. Devlet fabrikalar ı nda ve daha sonraki y ı llardakurulan özel sektör fabrikalar ı nda da ücretli işçi istihdamı gelişti.

Dönemin gelişmiş kapitalist ülkelerinden farklı olarak, loncalar ı n s ı kı disiplini altı ndaki küçük üretimyayg ı n biçimde kapitalist üretime dönü şmedi. Buna koşut olarak, loncalarda örgütlü esnaf (ustalar)kapitalistleşemedi; ustalar ı n yan ı nda ücret kar ş ı lı ğı nda çal ı şan kalfa ve ç ı raklar, ça ğdaş anlamda bir işçi

s ı nı f ı na dönü şemedi.Soru 5: Osmanl ı Devleti’nin son dönemlerinde i şçi s ı n ı f ı n ı n nesnel durumu neydi?

Osmanl ı İmparatorluğu’nun son yüzy ı lı nda ülkede bir işgücü yetersizliğinden söz edilebilir. Ülkedenüfus az, küçük bir bedel kar ş ı lı ğı nda ekilebilir toprak boldu. Devlet, işgücü yetersizliği nedeniyle, yolyap ı mı nda, madencilikte ve ula ş ı mda zorla çal ı ştı rmaya ba şvuruyordu. Ancak buna kar ş ı n, kentlerdedüzenli iş olanaklar ı nı n s ı nı rlı lı ğı na ba ğlı olarak, işsizlik de vardı . İşsizlik genellikle vası fsı z işçiler aras ı nda yayg ı ndı . Ayr ı ca, İmparatorluğun da ğı lma döneminde ülkeye gelen göçmenler de zaten s ı nı rlı olan iş olanaklar ı nı n bir bölümünü kullanı yordu. 1854 Kı r ı m sava ş ı sonras ı ndaki on y ı llı k dönemde K ı r ı mve Kafkasya’dan 595 bin kişi Türkiye’ye göç etti. 1862 yı lı nda S ı rbistan’dan çekilme sonras ı nda çoksay ı da Türk, varlı ks ı z ve perişan bir biçimde Anadolu’ya s ı ğı ndı . 1876-1896 döneminde 850 bingöçmenin geldiği tahmin edilmektedir. Bu insanlar ı n büyük bir bölümü, göç nedeniylemülksüzleşmişlerdi. Ancak Anadolu’nun büyük toprak potansiyeli, bu insanlar ı n büyük bir bölümününyeniden arazi sahibi olmalar ı nı olanaklı kı ldı .

Madenlerde çal ı şanlar ı n büyük bir bölümü henüz tam olarak mülksüzle şmemiş yar ı -işçiydi. Tar ı m veinşaat sektörlerinde de ayn ı yap ı geçerliydi.

İmalat sanayii s ı nı rlı ölçüde gelişmişti. İmalat sanayiinde kamu kesiminin önemli bir yeri vard ı .Osmanl ı İmparatorluğu’nda 1911 y ı lı nda çal ı ştı rdı ğı personel say ı s ı 1000’in üstünde olan 13 kurulu ş

vardı : Tütün Rejisi (13.969 kişi), Şark Demiryollar ı (3758), Anadolu Demiryollar ı (2850), Aydı nDemiryollar ı (1607), İzmir-Kasaba ve temdidi demiryollar ı (1983), Seyrisefain İdaresi (1200), İmalat ı Harbiye fabrikalar ı (2733), Ereğli Kömür Şirketi (5185), Balya Karaaydı n Madeni (1018), Yorgi veRumbaki Kömür Şirketi (1488), Osmanlı Bankas ı (1216), Ziraat Bankas ı (1022), Hicaz Demiryolu(1628). Ayr ı ca, eve-i ş-verme sistemi de kundurac ı lı k, halı cı lı k ve dokuma gibi işlerde oldukça yayg ı ndı .

Osmanl ı İmparatorluğu’nda 1913 ve 1915 y ı llar ı nda sanayi say ı mı yap ı ldı . Bu say ı mı n kapsam ı dı ş ı nda b ı rakı lanlar ve ayr ı ca say ı mı n kapsam ı içinde olup da yay ı nlanmayan bilgiler de eklendi ğinde,

Page 10: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 10/85

Osmanl ı İmparatorluğu’nda sanayi kurulu şlar ı nda 1913 y ı lı nda 44 bin ve 1915 y ı lı nda da 38,8 bin ki şiçalı ş ı yordu.

Sava ş öncesindeki dönemde sanayi i şçilerinin önemli bir bölümü de yabanc ı uyrukluydu.1915 sanayi say ı mı nı n yayı nlanan sonuçlar ı kapsam ı nda 14,1 bin işçi çalı ş ı yordu. Bunlar ı n yalnı zca

yüzde 15’i Müslüman, yüzde 60’ ı Rum, yüzde 15’i Ermeni ve yüzde 10’u Yahudiydi. 1914 y ı lı ndaOsmanl ı Devleti’nin toplam nüfusunun 18,5 milyon ve bunun 15,0 milyonluk bölümünün Müslümanolduğu düşünülürse, sanayi i şçilerinin azlı ğı ortaya ç ı kacakt ı r.

Vas ı flı işgücünün azl ı ğı , meslek sahibi ücretlilere kendi i şyerlerini açma olana ğı nı tan ı yordu. Ayr ı ca,kolayca toprak edinebilme olana ğı da, tam olarak mülksüzle şmiş işçilerin bile davranı şlar ı nı etkiliyordu.

Donalt Quataert, 20. Yüzy ı lı n baş ı nda madenlerde çal ı şan işçi say ı s ı nı n 15 bin dolay ı nda olduğunutahmin etmektedir. Vedat Eldem’in 1911 y ı lı na ilişkin tahmini ise 14,8 bindir.

Osmanl ı Devleti’nde ayr ı ca memurlar vard ı . Memur say ı s ı nı n 1910 y ı lı nda 138 bin ve 1911 y ı lı nda 97bin olduğu tahmin edilmektedir. Yaln ı zca Düyun-u Umumiye’de 1912 y ı lı nda 9 bin memur çal ı ş ı yordu.

Ancak memurlar, kendilerini “ameleler”den farklı görüyorlardı .Osmanl ı Devleti’nin son yı llar ı ndaki sava şlar üretken insangücünü ciddi biçimde tahrip etti. Şevket

Süreyya Aydemir’e göre, Birinci Dünya Sava ş ı yı llar ı nda 2,9 milyon kişi askere al ı ndı ; sava şta 325 binkişi şehit oldu veya hastal ı ktan öldü. 400 bin kişi yaraland ı . 1,6 milyon kişi ise hastaland ı veya kay ı ptı .

Ahmet Bedevi Kuran’a göre ise, 550 bin ki şi şehid oldu; 891 bin kişi malül kaldı

. 104 bin kişi kayboldu.2,2 milyon kişi yaraland ı . 130 bin kişi esir düştü. Birinci Dünya Savaş ı ülkedeki işgücünü ciddi biçimdeazaltt ı . Birinci Dünya Savaş ı dönemindeki Ermeni tehciri de işgücünün azalmas ı nda etkili oldu.

Osmanl ı Devleti’ne kar ş ı ulusal bilinci geliştiği ve ulusal ayaklanmalar ı n yayg ı nlaştı ğı dönemde,Osmanl ı işçi sı nı f ı nda etnik, dinsel ve ulusal kimlik ön plana ç ı ktı ve işçiler aras ı nda s ı nı f bilinciningelişmesini olumsuz do ğrultuda etkiledi.

İşçi ve memurlar ı n say ı lar ı nı n göreceli olarak azl ı ğı na, bunlar ı n çoğunun henüz tam olarakmülksüzleşmemiş olmalar ı na, bir s ı nı f ı hareketi gelene ğinin bulunmamas ı na ve gelişen ulusalhareketlerin ya şattı ğı bölünmelere ba ğlı olarak, Osmanl ı işçi sı nı f ı zay ı ftı ve s ı nı f bilinci yeterincegelişmediğinden s ı nı f çı karlar ı doğrultusunda toplumsal ve siyasal geli şmelere a ğı rlı ğı nı koyamı yordu.

Soru 6: İşçi haklar ı n ı düzenleyen mevzuat nas ı l geliş ti?

Baz ı çevrelerin, “dünyan ı n ilk toplu iş sözleşmesi 1700 y ı llar ı nda Kütahya’da fincanc ı esnaf ı ile fincanişçileri aras ı nda imzalanm ı ştı r” iddiası kesinlikle yanlı ştı r. Sözkonusu metin, loncan ı n hakimi olanustalar ı n yöneticilerinin kendi aralar ı nda imzalad ı klar ı bir belgedir. Belgenin alt ı nda kalfalar ı n veçı raklar ı n imzas ı yoktur. Büyük olası lı kla, baz ı ustalar ı n daha yüksek ücret vererek birbirinin kalfa veçı raklar ı nı ayartmas ı nı ve düşük ücretler yoluyla haks ı z rekabete ba şvurulmas ı nı önlemek amac ı yladüzenlenen bu metin, kesinlikle bir toplu i ş sözleşmesi de ğildir.

Saptayabildiğimiz kadar ı yla, Osmanl ı İmparatorluğu’nda doğrudan işçilere yönelik ilk düzenleme,1834 y ı lı nda Mı s ı r Hidivi Mehmet Ali Paşa’nı n oğlu İbrahim Pa şa’nı n bir süre işgal ettiği Çukurovabölgesinde tar ı m işçileri için getirdiği kurallardı r. Bu düzenlemeyle, i şçiler haftada 1,5 gün tatil getiriliyor ve bu sürenin yar ı m günü için ücret ödenmesi öngörülüyordu.

1845 y ı lı nda kabul edilen Polis Nizamnamesi’nin 12. maddesi, polise, greve gitmeyi amaçlayan i şçiörgütlenmelerinin ortadan kald ı r ı lmas ı görevini de veriyordu.

Osmanl ı İmparatorluğu’nda ilk grev yasağı olarak düşünülebilecek düzenleme, 1867 y ı lı nda kabuledilen Memaliki Mahsusa Demiryollar ı nı n Usulü Zab ı tas ı na Dair Nizamname’de yer almaktad ı r. Bunizamnameye göre, “her ne suretle olursa olsun arabalar ı n seyrü hareketine mani olmak” suçunuişleyenler hakk ı nda bir seneden üç seneye kadar hapis cezas ı öngörülüyordu.

Önemli diğer bir düzenleme, 1865 y ı lı nda kabul edilen ve ne ölçüde uyguland ı ğı tartı şmalı olan,Dilaver Paşa Nizamnamesi’dir. Ere ğli sanca ğı nda bulunan 14 ilçe halk ı na uygulanmas ı öngörülen bunizamnamenin amac ı işçiyi korumak değil, kömür madenlerinde üretimi art ı rmaktı .

1868-1876 y ı llar ı aras ı nda yay ı nlanan Mecelle, işçiyi “ecir, nefsini kiraya veren kimse” olaraktan ı mlı yordu.

1876 Anayasas ı , milletvekili seçilebilmek için “bir kimsenin hizmetkarlı ğı nda bulunmama” ko şulunuar ı yordu. Seçimlere ilişkin diğer bir düzenleme ise, seçilme hakk ı nı , “az çok emlak sahibi bulunma”koşuluna ba ğlı yordu.

Anayasa, angaryan ı n yasak oldu ğunu da belirtiyordu.

Page 11: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 11/85

1908 y ı lı ndaki yayg ı n grevlerin ard ı ndan, Tatil-i Eşgal Cemiyetleri Hakkı nda Kanun-u Muvakkatyayı nland ı . Bu düzenleme, ufak de ğişikliklerle, 1909 yı lı nda Tatil-i Eşgal Kanunu’na dönü ştü. Bu YasaCumhuriyet döneminde de yürürlükte kald ı ve baz ı maddeleri ancak 1936 y ı lı nda kabul edilen 3008say ı lı İş Yasas ı ile yürürlükten kaldı r ı ldı . Yasa ile, kamuya ilişkin hizmetleri yerine getiren kurumlardasendikala şma yasakland ı . Ancak bu yasa ğı ihlalin yaptı r ı mı , 1 haftadan 6 aya kadar hapis veya 1liradan 25 liraya kadar para cezas ı ydı . Kamuya yönelik hizmetlerde greve gidilebilmesi için önce bir uzlaştı rma a şamas ı ndan geçme ko şulu kondu. Bu kurala uymadan greve gitmenin cezas ı ise 24saatten 1 haftaya kadar hapis ve 25 kuru ştan 100 kuru şa kadar para cezas ı ydı . Bu yaptı r ı mlar ı n çokyumuşak olduğu ortadad ı r.

Osmanl ı Devleti döneminde işçiyi koruyucu önemli düzenlemeler yap ı lmad ı . Yap ı lanlar ise, işçilerinbu doğrultudaki örgütlü mücadeleleri ve eylemlerinin sonucu olmaktan çok, ücretli i şgücü yetersizliğikoşullar ı nda üretimin sürekliliğini sağlayabilmek amac ı na yönelikti.

Soru 7: İşçi ve memur örgütlenmeleri nas ı l geliş ti?

Osmanl ı İmparatorluğu’nda işçi örgütlenmelerinin tarihine ilişkin çalı şmalar ı n büyük bir bölümünde,ilk örgüt olarak Ameleperver Cemiyeti gösterilmektedir. Gerçek ad ı Amelperver Cemiyeti olan ve 1

Nisan 1866 tarihinde İstanbul’da kurulmuş olan bu örgüt, bir işçi örgütlenmesi de ğil, bir yardı

mseverler derne ği veya hay ı r kuruluşudur. Bugüne kadarki çal ı şmalarda saptanan ilk örgütlenme, 1894-1895yı llar ı nda İstanbul’da Tophane fabrikas ı nda gizli olarak kurulmuş olan Amele-i Osmani Cemiyeti’dir. BuCemiyet de kurulmas ı ndan k ı sa bir süre sonra ortaya ç ı kar ı lmı ş ve da ğı tı lmı ştı r.

1908 darbesinden sonra k ı sa bir süre burjuva demokratik hak ve özgürlükler kullan ı labildi. İşçiler de,s ı nı f çı karlar ı veya parças ı nı oluşturduklar ı ulusalc ı hareketlerin ç ı karlar ı doğrultusunda örgütler kurdular.

Bu dönemde kurulan i şyeri örgütlenmelerinin bir örneği, Anadolu-Bağdat Demiryollar ı Memurin veMüstahdemin Cemiyet-i Uhuvvetkarisi idi. İstanbul, Selanik, İzmir, Zonguldak, Drama, Kavala, Ksanti,Gümülcine ve Gevgeli’de bu nitelikte örgütler oluşturuldu. İttihat ve Terakki de kendi denetimi alt ı ndaişçi örgütleri oluşturmaya çal ı ştı . İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin 1913 (1329) Kongresinde kabul edilennizamnamede şu hüküm vard ı (M.73) : “Büyük şehirlerde ayr ı ca esnaf ve amele kulüpleri kü şad

edilecektir. Bunlarda da muhitin zihniyet ve ahval-i içtimaiyesine göre esbab- ı istirahat nazar- ı dikkatealı nacakt ı r.” Sosyalist ve komünist hareket ve örgütlenmeler de bu sürece kat ı ldı . Örneğin, SelanikTütün İşçileri Sendikas ı , Bulgar komünistlerinin etkinliği altı ndayd ı . A. Benoraya ise Selanik Sosyalistİşçi Federasyonu’nu kurdu. Osmanl ı Devleti’ne kar ş ı ulusal bir mücadele içindeki hareketler de i şçi sı nı f ı içinde etkili olmaya çalı ştı .

Soru 8: İşçi ve memur mücadeleleri ve eylemleri nas ı l geliş ti?

Kapı kullar ı nı n enflasyon (akçe ta ğşişi) nedeniyle gerçek ücretlerinin dü şmesine tepki olarak, önceçorba kaplar ı nı ayaklar ı yla devirmeleri ve sonra da kutsal kabul edilen yemek kazanlar ı nı kaldı rmalar ı (“kazan kaldı rma”) da bir tür grevdir. Kapı kullar ı nı n bu tepkisi bazan kazan kald ı rmayı da a şarak,ücretlere zam ve yakla ş ı k bir yı llı k ücrete e şit olan cülus bah şişini alabilmek amac ı yla, padişahdeğiştirmeye kadar gitmekteydi. Kap ı kullar ı nı n en önemli kesimi olan yeniçerilerin bilinen bu niteliktekiilk başkaldı r ı s ı 1444 y ı lı ndad ı r. Akçenin ayar ı nı n düşürülmesi (enflasyon nedeniyle gerçek ücretlerindüşmesi) üzerine yeniçeriler Edirne’de ayaklanm ı şlar, yevmiyelerine yar ı m akçe zam yap ı lmas ı nakar ş ı n ayaklanmay ı sürdürmüşler ve padişah ı değiştirmişlerdir. Kapı kulu süvarilerinin bilinen ilkayaklanmas ı ise, yine akçe ta ğşişine bağlı olarak, 1588 y ı lı nda gerçekle şti; eylem amac ı na ula ştı vezam al ı ndı .

Kapı kullar ı nı n eylemlerinin dı ş ı nda saptayabildi ğimiz ilk grev izi, 1587 yı lı nda İstanbul’da MehmetPa şa taraf ı ndan yapt ı r ı lan camide çal ı şan duvarc ı , marangoz ve ta şçı ustalar ı nı n (işgüçlerinden ba şkasatacak bir şeyleri olmayan ücretli işçilerin) 12 akçe olan yevmiyelerinin yetmediğini bildirip 4’er akçezam istemeleri ve bu zamm ı n verilmesinden sonra da i ş durdurmalar ı olayı dı r.

18 Nisan 1845 tarihli Polis Nizamnamesinde polisin görevleri aras ı nda, “işini bı rakarak greve gitmeyiamaçlayan i şçilerin” derneklerinin ortadan kaldı r ı lmas ı da yer almaktad ı r. Baz ı kişiler, bu hükmünkonmas ı nı , bu dönemdeki çe şitli işçi eylemlerinin yarattı ğı gereksinim olarak yorumlamaktad ı r. Ancaksözkonusu Polis Nizamnamesi, Fransa’daki bir nizamnamenin çevirisidir. Ayr ı ca, 1845 y ı lı nda

Page 12: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 12/85

Prusya’da kabul edilen bir düzenleme de i şçi örgütlerinin oluşturulmas ı nı ve grev yap ı lmas ı nı yasaklamaktad ı r. Giderek a ğı r basan dü şünce, Polis Nizamnamesi’ndeki hükmün, Osmanl ı Devleti’ndeyaşanan bir gereksinimin ürünü olmaktan çok, Fransa ve Almanya gibi ülkelerdeki deneyimler ı ş ı ğı nda,bu ülkelerdeki mevzuat ı n çevrilmesi s ı ras ı nda yer ald ı ğı dı r.

Issawi ise, 1863 y ı lı nda Ere ğli kömür madenlerinde bir grev yap ı ldı ğı ndan söz etmektedir.Daha ayr ı ntı lı bilinen ilk grev ise, 1872 yı lı Şubat ay ı içinde Beyoğlu Telgrafhanesi i şçileri taraf ı ndan

gerçekle ştirilmiştir. Birçok yayı nda ilk grev olarak belirtilen Tersane i şçileri grevi ise, 11 ayd ı r ücretlerinialamayan i şçilerin 1873 yı lı Ocak ay ı nda yapt ı klar ı eylemdir. Oya Baydar’ı n saptamalar ı na göre, 1872-1906 döneminde 24 i şçi eylemi oldu.

Osmanl ı Devleti’nde ilk işçi eylemleri dalgas ı , burjuva demokratik devrimde bir ad ı m olan 1908darbesinden sonrad ı r. İşçi hareketlerine ilişkin genel bir kural, hakim s ı nı flar cephesinde bir gedi ğinortaya ç ı kmas ı ve iç çelişkilerin önem kazanmas ı durumunda, işçi sı nı f ı hareketinin kendiliğindengeliştiğidir. Ayr ı ca, 1905 Rus Devriminin de s ı nı rlı da olsa etkisinden söz etmek olanakl ı dı r. OyaBaydar’a göre, İkinci Meşrutiyet’I izleyen ilk üç aylı k sürede, 60 kadar grev yap ı ldı . Oya Baydar, bugrevlere kat ı lan işçi say ı s ı nı n 100 bini aştı ğı nı tahmin etmektedir. Mesut Gülmez ise 1908 y ı lı nda 110grevin listesini vermektedir. Bu grevlerin çoğundan önce i şçiler İttihat ve Terakki Partisi’ne ba şvurdular.Hükümetler bu grevlere kar ş ı idari ve hukuki engeller geliştirdi. Ancak bu grevler sı nı rlı bir örgütlülüğe

dayanı

yordu ve kalı

örgütlenmelere de yol açmadı

. Ayr ı

ca, bu grevlerde Osmanlı

Devleti’ne kar şı

ulusal mücadele içinde olan Rum ve Ermenilerin etkileri de gözönüne al ı nmal ı dı r. Grevler 1914 y ı lı başlar ı ndan sonra kesintiye u ğrad ı .

İşçi sı nı f ı nı n bir parças ı nı oluşturan memurlar da bu dönemde çe şitli eylemler yaptı lar. Eylemlerinana nedeni, ayl ı klar ı n zaman ı nda ödenmemesiydi. Örne ğin, 1906 yı lı Aralı k ayı nda, ücretlerininödenmesindeki gecikmeyi ve görev süresinin fazlal ı ğı nı protesto eden 450 kadar tayfa, BahriyeKomutanı Ahmet Pa şa’nı n evini bast ı , 3 subay ı nı dövdü, ev sahibini yaralad ı . Tayfalar ı n aylı klar ı hemenödendi.

Soru 9: İşçilerin ve memurlar ı n ücretleri ve çal ı şma ko şullar ı nas ı ldı ?

Geçmiş dönemlerde i şçilerin ve memurlar ı n ücretlerini ve çal ı şma koşullar ı nı bugünle de ğil, o

dönemin tüketim kalı plar ı içinde günün koşullar ı yla ve özellikle de ülke nüfusunun büyük bir bölümünüoluşturan köylülüğün koşullar ı yla kar ş ı laştı rarak de ğerlendirme yapmak gereklidir. Bu aç ı danbak ı ldı ğı nda, işgücü yetersizliği de düşünüldüğünde, işçi ücretlerinin ve memur aylı klar ı nı n gününkoşullar ı nda çok da kötü olmad ı ğı görülmektedir. Korkut Boratav, Gündüz Ökçün ve Şevket Pamuktaraf ı ndan yap ı lan bir araştı rmaya göre, 1839-1913 döneminde Osmanl ı Devleti’nde kentsel bölgelerdeparasal i şçi ücretleri yı lda ortalama yüzde 1,1 oran ı nda artt ı . Diğer bir deyişle, 1839 y ı lı ndan 1913 y ı lı nakadar yüzde 123’lük bir art ı ş yaşand ı . Gerçek ücretlerin de benzer bir çizgi izledi ği tahmin edilmektedir.Daha da önemlisi, bu dönemde Osmanl ı ücretlerinin İngiltere’deki ücretlerin yüzde 40’ı nı n üstündeolmas ı dı r. 1880-1889 döneminde Osmanl ı ücretleri İngiliz ücretlerinin yüzde 46’sı na kadar ç ı kmı ştı r.

Araştı rmac ı lar ı n da belirttiği gibi, İngiltere’de genel fiyat düzeyinin daha yüksek oldu ğu düşünülürse, ikiülke aras ı ndaki ücret fark ı daha da azalmaktad ı r. Ancak Birinci Dünya Savaş ı yı llar ı nda artan fiyatlar nedeniyle gerçek ücretler h ı zla geriledi. Osmanl ı Devleti’nin son dönemlerinde memurlar ı n en büyüksorunu ise düzenli ayl ı k alamamalar ı ydı .

III. ULUSAL KURTULUŞ SAVAŞI DÖNEMİ

Soru 10: İşçi s ı n ı f ı n ı n nesnel durumu neydi?

Ulusal Kurtuluş Sava ş ı s ı ras ı nda, İstanbul, İzmir, Adana ve Bursa gibi yerler d ı ş ı nda “milli hudutlar içinde” 33 bin işyerinde toplam 76 bin işçi çalı ş ı yordu. Bu işçilerin 35 bini tekstil, 17 bini deri işlemeişkolundayd ı . Metalurji işkolunda 8 bin, a ğaç ve marangozluk i şyerlerinde de 6 bin i şçi vardı . İşyeribaş ı na dü şen ortalama i şçi say ı s ı , 2,3’tü. Diğer bir deyişle, bu işletmeler, gerçek anlamda birer kapitalistişletme olmaktan çok, esnaf ve sanatkara ait i şyerleriydi (kapitalist üretimin önkoşulu olan genişletilmiş yeniden üretim yerine, basit yeniden üretim söz konusuydu).

İşçi-sermayedar çeli şkisinin gelişebileceği daha büyük işletmeler ise İstanbul, İzmir, Bursa ve Adana’da bulunuyordu.

Page 13: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 13/85

Bu dönemde i şçilerin önemli bölümü tam olarak mülksüzleşmemiş veya yeniden toprak sahibiolabilme veya kendilerine ait işyeri açabilme olana ğı na sahip ücretlilerdi.

Soru 11: Ulusal Kurtulu ş Sava ş ı yı llar ı nda i şçiler lehine herhangi bir düzenleme yap ı ldı mı ?

Ulusal Kurtuluş Sava ş ı devam ederken, Zonguldak bölgesinde çal ı şan kömür işçilerini ilgilendiren ikiyasa kabul edildi.

9 Mayı s 1337 (1921) gün ve 114 say ı lı Yasa, kömür tozlar ı nı n “amele heyeti idaresi” taraf ı ndan aç ı kartı rma ile sat ı lmas ı nı ve sat ı ştan elde edilen gelirin “amele heyeti” ad ı na Ziraat Bankas ı ’na yatı r ı lmas ı nı öngörüyordu.

12 Eylül 1337 (1921) gün ve 151 say ı lı Yasa ise, i şçiler için koğuş ve hamam yapt ı r ı lmas ı nı öngörüyor; işçilerin zorla çalı ştı r ı lmas ı nı ve 18 ya ş ı ndan küçüklerin çal ı ştı r ı lmas ı nı yasakl ı yor; işçilerinkuracağı “ihtiyat ve teavün sand ı klar ı na” işverenlerce i şçi ücretinin yüzde 1’inden az olmayacak bir miktar ı n yat ı r ı lmas ı nı zorunlu kı lı yor; hastalanan ve kazaya u ğrayan işçinin işverenlerce tedavi edilmesizorunluluğunu getiriyor; işveren hatalar ı ndan kaynaklanan i ş kazas ı nedeniyle ölümlerde i şçinin ailesineişverence tazminat ödenmesini zorunlu k ı lı yor; günlük çalı şma süresini 8 saatle s ı nı rlı yor; fazla çalı şmazorunluluğunu kald ı r ı yor; fazla çalı şma ücretini yüzde 100 zaml ı olarak belirliyor; madene iniş ve

madenden çı

ş sürelerini çalı

şma süresi içinde kabul ediyor; maden i şçileri için asgari ücretdüzenlemesi getiriyordu.Bu dönemde yabanc ı şirketler taraf ı ndan işletilen maden ocaklar ı nda çal ı şan işçileri korumak

amac ı yla 1921 yı lı nda kabul edilen bu yasalar, büyük ölçüde topra ğa ba ğı mlı yar ı -köylü niteliğindekimaden i şçilerinin örgütlü ve bilinçli mücadelesiyle değil, başta üretimde süreklilik sağlamak olmak üzere,başka kayg ı ve amaçlarla kabul edildi ve, tam mülksüzle şmemiş veya işçileşmemiş maden i şçilerininkararlı bir tavr ı gelişmediğinden, büyük ölçüde ka ğı t üzerinde kald ı ve uygulanmad ı .

Soru 12: İşçi ve memur örgütlenmeleri nas ı l geliş ti?

Bu yı llar ülkede ciddi bir yoksullaşman ı n yaşand ı ğı bir dönemdi. Gerek Anadolu’da, gerek İstanbul’daücretler düşük, çalı şma koşullar ı kötüydü. Ancak birçok insan, kendi konumunu daha büyük bir

yoksulluğun yaşand ı ğı kı rsal kesimle kar ş ı laştı rdı ğı nda, daha büyük tepki göstermek yerine durumunakatlanmay ı yeğliyordu. Ayr ı ca, y ı llar süren sava şlar nedeniyle meydana gelen i şgücü kayb ı na ba ğlı olarak, ücretli işgücünün göreceli baz ı avantajlar ı da vard ı .

Ulusal Kurtuluş Sava ş ı ’nı n verildiği dönemde Anadolu’da tüm olanaklar ortak ba ğı ms ı zlı k hedefi içinseferber edilmişti. Bu nedenle, ba ğı ms ı z işçi örgütleri son derece s ı nı rlı dı r.

İstanbul ise 1919-1923 y ı llar ı nda son derece canl ı bir dönem ya şad ı . İşgalci güçlerin ülkelerindekigöreceli demokratik ortam, Uluslararas ı Çalı şma Örgütü’nün kurulmas ı nı gereklı kı lan siyasal vetoplumsal koşullar ve bu Örgütün kuruluşu (1919), işgalci güçler aras ı ndaki çelişkiler, Bolşevizmkorkusu ve ulusalc ı güçlerin etkileri, oldukça geniş bir özgürlük ortamı nda çok çe şitli işçiörgütlenmelerinin doğmas ı na yol açt ı .

Bir tarafta, 1919 yı lı nda kurulan Komünist Enternasyonal’in ve 1921 y ı lı nda kurulan Sendikalar K ı zı lEnternasyonali’nin (Profintern) etkisi vard ı . Örneğin, ağı rlı kla Rum ve Ermeni işçilerin üyesi bulunduğuBeynelmilel İşçiler İttihadı , Profintern üyesiydi. 1919 y ı lı nda Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fı rkas ı kuruldu. Daha sonra Türkiye Komünist Partisi’nin İstanbul kanad ı olan Türkiye İşçi ve Çiftçi SosyalistFı rkas ı ’nı n işçiler aras ı ndaki çal ı şmas ı , 1921 y ı lı nda kurulan Türkiye İşçi Derneği arac ı lı ğı ylayürütülüyordu. Türkiye İşçi Derneği’nin fazla bir varlı k gösterememesi üzerine, 1923 y ı lı başlar ı ndaİstanbul İşçi Teşkilatlar ı Heyet-i Müttehidesi oluşturuldu. Bu birliktelik, siyasal partileri ve çeşitli işçicemiyetlerini birlikte bar ı ndı r ı yordu. İştirakçi Hilmi olarak bilinen Hüseyin Hilmi’nin Türkiye SosyalistFı rkas ı , İkinci Enternasyonal ile de ba ğlantı lı olarak, yar ı -parti yar ı -sendika gibi etkinlik gösteriyordu.

Ayr ı ca, Amele Siyanet Cemiyeti gibi işverenlerin denetiminde örgütlenmeler de do ğdu. İstanbulUmum Amele Birliği ise komünizmle sava şma amac ı yla işverenlerin deste ğiyle oluşturulmuştu. Aynı ekip, daha sonra da Türkiye Amele Birliği’ni kurdu. Türkiye Amele Birliği, 1923-1924 y ı llar ı nda İkinciEnternasyonalle ba ğlantı içine girmeye çal ı ştı .

Soru 13: İşçi ve memur mücadeleleri ve eylemleri nas ı l geliş ti?

Page 14: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 14/85

Ulusal Kurtuluş Sava ş ı ’nı n alan ı ve destekçisi durumundaki Anadolu’da bu y ı llarda önemli işçi eylemiolmadı . 1 Mayı s’larda çe şitli kutlamalar yapı ldı .

İstanbul ise önemli grevlere, eylemlere ve gösterilere sahne oldu. Özellikle i şgal kuvvetleri aras ı ndakiçı kar farklı lı klar ı bu eylemlerin gelişebilmesi aç ı s ı ndan uygun ko şullar yarattı . Sava ş yı llar ı nı nyoksullaşmas ı ve sosyalist-komünist örgütlerin ve çe şitli ulusalcı güçlerin yönlendirmeleri de eylemler için uygun koşullar ı oluşturuyordu.

1919-1922 döneminde özellikle demiryolu ta ş ı mac ı lı ğı ve kentiçi raylı taş ı mac ı lı kta grevler oldu. Ayr ı ca Kazlı çeşme deri işçilerinin, hamallar ı n ve temizlik işçilerinin grevleri önemliydi. Grev yapı lanyerler içinde yabanc ı sermayeli işletmeler önemli bir yer tutuyordu. Grevlerin büyük bir çoğunluğuİstanbul’dayd ı . Grevlerin önemli bir bölümünde Türkiye Sosyalist F ı rkas ı ’nı n önemli deste ği oldu. Ayr ı cabu yı llarda 1 Mayı s’lar, oldukça büyük kat ı lı mla yap ı lan gösterilerle kutland ı .

IV. 1923-1946 DÖNEMİ

Soru 14: Ülkedeki genel siyasal, toplumsal ve ekonomik durum nas ı ld ı ?

Ulusal Kurtuluş Sava şı

’nı

n kazanı

lması

n ardı

ndan, siyasal ba ğı

msı

zlı

ğı

güvence altı

na alacakendüstrileşmenin gerçekle ştirilmesi için büyük bir çaba başladı . Bu amaçla bir sermaye birikiminingerçekle ştirilmesi gerekiyordu. Ayr ı ca, on y ı lı aşkı n bir süre sürmü ş olan sava şlar ı n yı kı ntı lar ı nı n tamirizorunluydu. Osmanl ı İmparatorluğu’nun dı ş borçlar ı nı n bir bölümü Türkiye Cumhuriyeti’ne devredilmişti.Millileştirmeler, endüstrile şme için gerekli yatı r ı m ve demiryollar ı nı n yap ı mı da büyük kaynaklar ı nsa ğlanmas ı nı ve kullanı lmas ı nı gerektiriyordu. Ayr ı ca, yakla ştı ğı hissedilen İkinci Dünya Savaş ı ’nahaz ı rlı k da zorunluydu. Emperyalistlere kar ş ı ilk ulusal kurtuluş sava ş ı ve Osmanl ı İmparatorluğu’nakar ş ı son ulusal ba şkaldı r ı olan Ulusal Kurtuluş Sava ş ı sonras ı nda ülke içinde baz ı kar ı ş ı klı klar dayaşand ı . Kürt aşiretlerinin isyanlar ı ülkenin kaynaklar ı nı n önemli bir bölümünü tüketti. Osmanl ı Devleti’nden devralı nan ümmetin bir ulusa dönü ştürülmesi ve bir ayd ı nlanma sürecinin ba şlatı lmas ı çabalar ı , dine dayal ı bir devlet kurma niyetinde olanlar ı n tepkisini çekti. Bütün bunlara, 1927 tar ı mbuhran ı nı n, 1929 Büyük Buhran ı ’nı n ve İkinci Dünya Savaş ı ’nı n etkileri de eklenince, 1923-1946

dönemi, büyük çoğunluğunu köylülüğün oluşturduğu emekçi s ı nı f ve tabakalar için oldukça ciddisorunlarla dolu olarak geçti. Bu s ı kı ntı lara kar ş ı n, ülkede demokrasinin önko şulu olan laiklik anlayı ş ı nı nyerleştirilmesi ve aydı nlanma do ğrultusunda önemli ad ı mlar at ı ldı . Ancak, gelişkin bir işçi sı nı f ı olmadı ğı ndan, demokrasi geli şemedi. Ülke, 1923-1925 y ı llar ı ve 1930 y ı lı ndaki üç aylı k dönem d ı ş ı nda,1945 y ı lı nı n sonlar ı na kadar ülkedeki tek siyasal örgütlenme olan Cumhuriyet Halk Partisi taraf ı ndanyönetildi. CHP, Hükümet ve Devlet içiçe geçmi şti. Yaşanan bask ı lar ve ekonomik s ı kı ntı lar ve özelliklevergi toplanmas ı nda uygulanan yöntemler, emekçi s ı nı f ve tabakalarda CHP’ye kar ş ı önemli bir muhalefet oluşturdu. Çok partili düzene geçilmesiyle birlikte, bu tepki seçimlerde kullan ı lan oylar arac ı lı ğı yla ifade edildi.

Soru 15: İşçi s ı n ı f ı n ı n nesnel durumu neydi?

1923 ve sonras ı nda Türkiye’de mülksüzleşme de ğil, bir mülklüleşme dönemi ya şand ı . Ülkeyiterkeden Ermeni ve Rumlar ı n arazileri, işyerleri ve binalar ı birçok insana yeni olanaklar sa ğladı . On yı lı aşkı n süredir devam eden sava şlar nedeniyle ülkenin üretken insangücü ciddi biçimde zarar görmü ştü.Toprak işleyebilecek durumda olanlar oldukça kolay biçimde arazi edinebiliyordu. Ayr ı ca, Osmanl ı Devleti’nin son dönemlerinde ülkedeki vas ı flı işgücünün büyük bölümünü olu şturan Ermeni ve Rumlar ı nartı k büyük ölçüde bulunmamas ı na ba ğlı olarak, bir meslek edinen ve bir parça vas ı f kazanan kişilerinkendilerine ait dükkan açma olanaklar ı vardı . Bu dönemde birçok e ğitimli devlet memuru, memuriyettensa ğladı klar ı birikim ve iş deneyimiyle, s ı nı f değiştirebildi ve taşeronluk-müteahhitlik süreciyle veyadoğrudan fabrikatör bile olabildi. Vas ı flı işgücünün azl ı ğı na ba ğlı olarak, ücretli olarak işyerlerindeçalı şan vas ı flı işçilere ve memurlara göreceli olarak iyi ücretler ve çal ı şma koşullar ı sa ğland ı ve bir işçiaristokrasisi yarat ı ldı . Sendikac ı lı k hareketinin ba ş ı nı genellikle vas ı flı işçilerin çektiği düşünülürse, budurumun sendikac ı lı k hareketinin gelişimini (yasaklardan çok daha etkili olarak) nas ı l etkilediğigörülecektir.

Page 15: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 15/85

1927 y ı lı nda bir sanayi say ı mı yap ı ldı . Bu say ı mı n sonuçlar ı na göre, Türkiye’de 65 bin işletmede 257bin kişi çalı ş ı yordu. Bu işletmelerin yüzde 36’s ı tek kişilikti, yalnı zca işyerinin sahibi çalı ş ı yordu.İşletmelerin yüzde 8’inde ise, yaln ı zca işyeri sahibi ve aile üyeleri bulunuyordu. İşletmelerin diğer yüzde36’lı k bölümünde, işyeri sahibi dahil, 2-3 kişi çalı ş ı yordu. 4 ve daha fazla say ı da kişinin çalı ştı ğı işyerlerindeki 166 bin kişiden 11 bini patron, geri kalan ı işçi ve memurdu. Tüm Türkiye’de, çalı şan kişisay ı s ı nı n 100’ün üstünde oldu ğu işyeri say ı s ı 155 idi.

1932 y ı lı nda te şvik-i sanayi kanunu kapsam ı ndaki işletmelerde çal ı şan işçi ve ustaba ş ı lar ı n say ı s ı 52,2 bin, memurlar ı n say ı s ı 3,1 bindi. 1934 y ı lı nda bu işletmelerde 66,2 bin i şçi ve ustaba ş ı ile 2,9 binmemur çal ı ş ı yordu.

1936 y ı lı nda 3008 say ı lı İş Yasas ı kabul edildi. Bu yasa, 10 ve daha fazla say ı da işçi çalı ştı ranişyerlerinde uygulanaca ğı ndan, bir durum saptamas ı na gidildi. 1937 yı lı nda 5 ve daha fazla say ı daişçinin çalı ştı ğı 6,2 bin işyerinde 281 bin işçi istihdam ediliyordu. 1943 yı lı nda ise 10 ve daha fazlasay ı da işçi çalı ştı ran 3,2 bin işyerinde 301 bin işçi çalı ş ı yordu. Bu işçilerin önemli bir bölümü de tamolarak mülksüzleşmemişti. Tar ı mda işgücü gereksiniminin artt ı ğı aylarda birçok işçi işini bı rakı p köyünegidiyordu.

Bu yı llarda kamu kesiminde sistemli bir biçimde ba şlatı lan sanayile şme çabalar ı , becerili işgücügereksinimini artı rdı ; becerili işgücü aç ı ğı yaşand ı . Özellikle İkinci Dünya Savaş ı s ı ras ı nda işgücü aç ı ğı ,

nüfusu artı

rma çabalar ı

, çalı

şma yükümlülüğü, hükümlülerin ve askerlerin çalı

ştı

r ı

lması

, bazı

işkollar ı nda çal ı şan işçilere vergi ayr ı calı klar ı nı n tan ı nmas ı yoluyla kapat ı lmaya çal ı ş ı ldı .Bu dönemde ya şanan yoksulluk ve yoksulla şma, hükümetlerin uygulad ı klar ı politikalara,

sanayile şmenin s ı nı rlı lı ğı na, k ı rsal kesimde ortakç ı lı ğı n yeniden yayg ı nlaşmas ı na ve geçici ücretli iş olanaklar ı nı n bulunmas ı na ba ğlı olarak, yayg ı n ve kitlesel bir mülksüzleşmeye dönü şmedi vemilyonlarca köylünün yerleşmek amac ı yla kentlere akmas ı na yol açmad ı .

Devlet memuru say ı s ı ise 1938 y ı lı nda 88 bin iken, 1941 y ı lı nda 87 bine indi ve 1946 y ı lı nda 152 bineçı ktı .

Becerili işçiler açı s ı ndan işsizlik sorunu yoktu. Vas ı fsı z işçiler ve özellikle vergi ödeyebilmek ve temelgereksinimlerini kar ş ı layabilmek için gerekli olan nakit geliri kazanabilmek amac ı yla belirli mevsimlerdekentlere gurbete ç ı kan köylüler aras ı nda ise i şsizlik yaygı ndı .

Soru 16: İşçi ve memur haklar ı n ı düzenleyen mevzuat nas ı l geliş ti?Bu yı llarda işçilerle ilgili yasalar işçi-işveren ilişkilerini feodal kalı ntı lardan kurtararak kapitalist düzene

özgü bir hukuksal bir çerçeve içine ald ı . Bu konudaki en önemli ad ı m, 22 Nisan 1926 tarihinde kabuledilen Borçlar Yasas ı ’dı r. Borçlar Yasas ı , hanefi hukuk anlay ı ş ı na göre haz ı rlanmı ş ve 1868-1876 y ı llar ı aras ı nda yay ı nlanmı ş olan Mecelle’nin yerini aldı . Borçlar Yasas ı , işçilerin veya örgütlerinin, işverenler veya örgütleriyle umumi mukavele imzalamas ı na olanak veren bir düzenleme getirdi. Bu hükmedayan ı larak, daha sonraki y ı llarda, umumi mukaveleler (bazan da toplu i ş sözleşmeleri) imzaland ı .

1923 y ı lı nda 2608 say ı lı Amele Birliği İhtiyat Teavün Sand ı klar ı Talimatnamesi ile bugün de varl ı ğı nı sürdüren Amele Birliği kuruldu.

15 Ocak 1924 gün ve 394 say ı lı Yasayla, 10 bin ve daha fazla nüfuslu yerlerdeki i şyerlerinde haftadabir gün ücretsiz izin hakk ı tan ı ndı .

1924 Anayasas ı cemiyet kurma hakk ı nı tan ı yor, angaryay ı yasakl ı yordu.17 Mart 1925 gün ve 578 say ı lı Takrir-i Sükun Yasas ı doğrudan sendikalara ili şkin bir düzenleme

getirmiyordu. Ancak bu yasada verilen yetki kullan ı larak, baz ı işçi örgütleri kapat ı ldı .6 Mayı s 1930 gün ve 1593 say ı lı Umumi Hı fzı ss ı hha Yasas ı ile 12 yaş ı n altı ndaki çocuklar ı n

çalı ştı r ı lmalar ı na k ı s ı tlamalar getirildi; 50 ve daha fazla say ı da işçi çalı ştı ran işyerlerinde doktor bulundurma zorunluluğu kondu.

1 Haziran 1935 gün ve 2739 say ı lı Yasa ile ücretsiz genel tatil günleri düzenlendi.1 Mart 1926 gün ve 765 say ı lı Türk Ceza Yasas ı ’na, “ihafe veya tehdit veya cebr-ü şiddet veya

başka suretlerle s ı naat ve ticaret serbestisini men” edenlere kar ş ı bir aydan iki seneye kadar hapiscezas ı getirildi. Bu hükümle tanı mlanan eylem “grev” değildi. Nitekim, 1933 yı lı nda 201. madde yenidendüzenlendi ğinde ikinci f ı krada “grev” açı kça tan ı mlandı . 8 Haziran 1933 gün ve 2275 say ı lı yasan ı nikinci f ı kras ı şöyleydi: “Her kim cebr-ü şiddet veya tehdit ile gerek ameleyi ve gerek ticaret ve sanatsahiplerini veya müteahhitleri yevmiyeleri azalt ı p çoğaltmaya veyahut evvelce kabul edilen şartlardanbaşka şartlar altı nda mukaveleler kabulüne icbar etmek maksadiyle bir i şin tatiline veya nihayet

Page 16: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 16/85

bulmas ı na sebebiyet verir veya tatilin devam ı na amil olursa, alt ı aydan be ş seneye kadar hapis ilecezaland ı r ı lı r.” Dikkat edileceği gibi, bu düzenleme her türlü grevi yasaklamad ı ve cezaland ı rmad ı ;“cebr-ü şiddet ve tehdit” unsurunu arad ı .

1.6.1932 gün ve 2007 say ı lı Türkiye’de Türk Vatandaşlar ı na Tahsis Edilen San’at ve Hizmetler Hakkı nda Yasa ile, yabanc ı işçilerin Türklerle rekabeti önlendi. 27.12.1937 gün ve 3293 say ı lı S ı naiMüesseselerle Sigorta Şirketlerinde Kullanı lan Ecnebilere Mukabil Türk Memur ve MüstahdemiYetiştirilmesi Hakkı nda Kanun kabul edilerek, Türk i şgücünün e ğitimi ve istihdamı teşvik edildi.

31 Kanunuevvel 1935 günü Ere ğli Kömür Havzası Maden Ocaklar ı nda Çal ı şan Amelenin S ı hhiİhtiyaçlar ı nı n Teminine Dair Nizamname yay ı nland ı .

İlk İş Yasas ı (No.3008) 1936 y ı lı nda kabul edildi ve 1937 y ı lı nda yürürlüğe girdi. 1967 yı lı na kadar yürürlükte kalan bu yasada grev yasaklan ı yordu. Ancak grev yasa ğı nı ihlal etmenin cezas ı , on liradanyüz liraya kadar hafif para cezas ı ydı . Grevin, kamu hizmeti gören kuruluşlarda yap ı lmas ı durumunda,ayr ı ca bir aydan alt ı aya kadar hafif hapis cezas ı öngörülüyordu. Grevin, siyasal kararlar ı etkilemekamac ı yla yapı lmas ı durumunda, cezalar a ğı rlaş ı yordu. İş Yasas ı temel baz ı haklar ı düzenledi ve k ı demtazminat ı uygulamas ı nı getirdi. Çeşitli koşullarda işten ç ı kar ı lan işçinin 5 yı ldan fazla her k ı dem y ı lı için15 günlük ücreti tutar ı nda tazminat öngörülüyordu. Yasada öngörülen haklar ı n önemli bir bölümüyalnı zca kamu işletmelerinde uygulanabildi. 1946 y ı lı ndan itibaren kurulan sendikalar ı n önemli faaliyet

alanlar ı

ndan biri, 3008 sayı

İş Yasası

ve ba ğlantı

mevzuatı

n işçi lehine getirdiği bazı

hükümlerinuygulanmas ı nı sa ğlamaktı . 18.1.1940 gün ve 3780 say ı lı Milli Korunma Yasası ile İş Yasas ı ’nda yeralanbaz ı haklar ask ı ya al ı ndı ve ücret kar ş ı lı ğı nda çal ı şma yükümlülüğü (“ücretli iş mükellefiyeti”) getirildi.İş Yasas ı , “mahiyeti itibariyle yolunda işleyebilmesi için günde en az 10 i şçi çalı ştı rmağı icap ettirenişyerlerine” uygulanı yordu. Bu kapsam ancak 1950 y ı lı ndan ba şlayarak Bakanlar Kurulu kararlar ı ylagenişletildi.

17.6.1938 gün ve 3457 say ı lı S ı nai Müesseselerde ve Maden Ocaklar ı nda Mesleki Kurslar Açı lmas ı na Dair Yasa ile i şgücünün e ğitimine önem verildi. Sı nai Müesseselerde ve Maden Ocaklar ı ndaMesleki Kurslar Açı lmas ı Hakkı nda Nizamname de 6.5.1939 günü kabul edildi.

24 Mart 1939 günü İş İhtilaflar ı nı Uzlaştı rma ve Tahkim Nizamnamesi yay ı nland ı .Bakanlar Kurulu, İkinci Dünya Sava ş ı yı llar ı nda kabul ettiği baz ı kararnamelerle, önemli baz ı

düzenlemeleri mevzuata katt ı . Bakanlar Kurulu, 27.10.1939 günlü karar ı yla Fazla Saatlerle Çal ı şma

Nizamnamesini, 6.11.1940 günlü karar ı yla Günde Ancak Sekiz Saat Veya Daha Az Çal ı ş ı lmas ı İcabeden İşler Hakkı nda Nizamnameyi, 5.2.1941 günlü karar ı yla İşçilerin Sağlı ğı nı Koruma ve İş Emniyeti Nizamnamesini, 11.10.1943 günlü karar ı yla İş Müddetleri Nizamnamesini, ayn ı günlü karar ı ylaHaz ı rlama, Tamamlama Veya Temizlik İşleri ile Aralı İşler Nizamnamesini kabul etti. 11.8.1942 günü iseEreğli Kömür Havzası Maden Ocaklar ı nda Çal ı şan İşçilerin Sı hhi İhtiyaçlar ı nı n Teminine Dair Nizamname kabul edildi.

Tatil-i Eşgal Yasas ı kamuya yönelik hizmetlerde çal ı şan şirketlerde sendikala şma yasa ğı getiriyordu. Ancak bu yasak genellikle uygulanmad ı .

28.6.1938 gün ve 3512 say ı lı Cemiyetler Yasas ı ise s ı nı f esas ı na dayal ı cemiyet kurmay ı yasaklad ı . Ancak bu yasak, meslek sendikalar ı nı kapsam ı yordu. Öngörülen ceza ise bir seneye kadar hafif hapisti.İşçi sı nı f ı nda güçlü bir örgütlenme e ğilimi olmadı ğı ndan, bu s ı nı rlı yasa ğı n aş ı lmas ı doğrultusundaönemli bir çaba ya şanmad ı .

Devlet ve hükümetler, sanayile şmeyi sa ğlayacak teknik işgücünü ve Osmanl ı ’dan devral ı nan ümmetiçağdaş bir ulusa dönü ştürecek e ğitimli kadrolar ı “memur” statüsünde istihdam etti. 1926 y ı lı nda kabuledilen 788 say ı lı Memurin Yasas ı ve 1927 y ı lı nda kabul edilen 1108 say ı lı Maaş Yasas ı ile memurlaraönemli haklar tan ı ndı . Bunlarla ve daha sonra ç ı kar ı lan ek mevzuatla, memurlar ı n iş güvencesi vesosyal güvenlik haklar ı sa ğlandı . Memurlar ı n İkinci Dünya Savaş ı yı llar ı ndaki s ı kı ntı lar ı da, getirilen yenidüzenlemeler ve sa ğlanan ek ödemelerle azalt ı ldı .

Bu dönemde memurlara yasalarla, kamu kurum ve kurulu şlar ı ndaki işçilerin bir bölümüne de yasalar,tüzükler ve işyeri yönetmelikleri ile tanı nan göreceli olarak daha iyi ko şullarla bir işçi aristokrasisiyarat ı larak, bir taraftan Devlete ba ğı mlı bir tabaka oluşturuldu, diğer taraftan daha sonraki y ı llardagüçlenece ği bilinen işçi sı nı f ı içindeki çeşitli tabakalar aras ı nda önemli çelişkiler yaratı ldı . Buuygulamalar, Türkiye’deki sı nı rlı sosyal devletin çekirdeklerini de olu şturdu. Devletin, işgücü ve özelliklebecerili işgücü gereksinimini sa ğlamak ve işçi sı nı f ı nı n sendikal mücadelede geleneksel olarak ba ş ı nı çekmiş olan becerili önder kadrolar ı nı yan ı na alabilmek için getirdiği uygulamalar, 1950’li yı llarda arttı ,1960’lı ve 1970’li yı llarda da toplu iş sözleşmeleri arac ı lı ğı yla s ı nı f ı n bütününe yayg ı nlaştı .

Page 17: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 17/85

1923-1946 döneminde yasalar ve yönetmeliklerle i şçiler lehine getirilen düzenlemeler, i şçi sı nı f ı nı nörgütlü ve bilinçli bir mücadelesinin ürünü olmaktan çok, işgücü ve özellikle becerili işgücü yetersizliğineçözüm bulma ve işçi sı nı f ı nı n en nitelikli unsurlar ı ndan bir işçi aristokrasisi yaratarak ç ı kabilecektoplumsal sorunlar ı önleme çabalar ı nı n ve uluslararas ı ilişkilerin sonucuydu. Ayr ı ca, işçiyi koruyucumevzuat, işçiler lehine hiçbir ciddi düzenleme yapmam ı ş olan Osmanl ı döneminden farkl ı lı ğı nsunulduğu alanlardan biri olarak da dü şünülmüş olabilir. Bu dönemin dürüst ve vatansever bürokratlar ı nı n da bu mevzuatta i şçiler lehine düzenlemeler getirilmesinde önemli katk ı lar ı olmuştur.

Soru 17: İşçilerin sendikas ı z oldu ğu y ı llarda i şyerinde hak almada kullan ı lan ba şka yollar var m ı yd ı ?

Evet. 3008 say ı lı İş Yasas ı , on kişiden az olmamak üzere i şçilerin en az be şte birinin birliktebaşvurmas ı durumunda toplulukla iş uyuşmazlı ğı nı n ç ı kar ı labilmesine olanak veriyordu. İşvereneyap ı lan ba şvuruda bir sonuç al ı namazsa, durum resmi makamlara bildiriliyordu. Bu uzla ştı rmasürecinden de sonuç al ı namazsa, Vali, “ İş İhtilaflar ı Hakem Kurulu”nu topluyordu. Bu kurulun karar ı naitiraz edilmesi durumunda ise, konu “ İş İhtilaflar ı Yüksek Hakem Kurulu”nda kesin karara ba ğlanı yordu.Yüksek Hakem Kurulu’na yans ı yan ve Kurulun karara ba ğladı ğı ilk uyuşmazlı k, İzmir Tramvay ve

Elektrik T.A.Ş. işçilerinin başvurusu üzerine 5 Kası

m 1939 tarihinde gerçekle şti. 1941-1946 dönemindeİstanbul ve İzmir’deki çeşitli işyerlerindeki işçilerin yaptı klar ı başvurular konusunda Yüksek HakemKurulu kararlar ı yayı nland ı ve uyguland ı .

Soru 18: İşçi ve memur örgütlenmeleri nas ı l geliş ti?

Türkiye işçi sı nı f ı , Osmanl ı dönemindeki örgütlülükten fazla bir miras devralmad ı . 1923 y ı lı ndaİstanbul yöresinde 1919-1923 döneminin örgütlülü ğü vard ı . En önemli örgütlenme, i şveren denetimindedoğan ve daha sonra reformist bir sendikal çizgiye geçen Türkiye Amele Birli ği idi. Bu örgütün zayı flamasürecinde ise Amele Teali Cemiyeti do ğdu ve güçlendi. 12 Ağustos 1924 günü çe şitli işçiörgütlenmelerinin biraraya gelmesiyle olu şan ve içinde TKP kadrolar ı nı n da bulundu ğu Amele TealiCemiyeti, kı sa bir süre içinde etkisini art ı rdı . 1925 y ı lı nda yabanc ı destekli şeriatç ı ve Kürt milliyetçisi bir

ayaklanma olan Şeyh Sait isyan ı nedeniyle ç ı kar ı lan Takrir-i Sükun Yasas ı ’nı n verdiği yetkiler kullanı larak, mevcut işçi örgütleri kapat ı ldı . Cumhuriyet Halk Fı rkas ı , bundan sonraki 20 y ı llı k dönemdeişçi s ı nı f ı nı ya kendi denetimi alt ı nda örgütledi, ya da tümüyle örgütsüz b ı raktı . Amele Teali Cemiyeti de1925 darbesinden etkilendi; faaliyeti durduruldu. Ancak Amele Teali Cemiyeti 1927 y ı lı na kadar çalı şmalar ı nı sürdürdü. Cemiyette TKP üyeleri hakim konumdayd ı . 1927 TKP Tevkifatı s ı ras ı nda AmeleTeali Cemiyeti kapat ı ldı . Örgütün faaliyetine 1928 y ı lı Şubat ay ı nda yeniden izin verildiyse de, ayn ı yı liçinde bir daha aç ı lmamak üzere yeniden kapat ı ldı .

1932 y ı lı nda İzmir yöresinde CHP taraf ı ndan işçi dernekleri oluşturuldu. Bülent Varlı k’ı nara ştı rmas ı na göre, 1923 y ı lı nda İzmir’de kurulmuş bulunan Emekçiler Derne ği, Cumhuriyet HalkFı rkas ı ’nı n yönlendiriciliğinde 1932 y ı lı sonunda yapt ı ğı genel kurulunda İzmir Sanayi İşçileri Birliği’nedönüştü. Bu tarihte, İzmir’de çeşitli imalathane ve fabrikalarda çal ı şan 1000-1500 dolay ı nda işçi buörgütte örgütlenmişti. Bu sayı nı n 1935 y ı lı nda 2146’ya ve 1941 y ı lı nda da 5000’e ula ştı ğı tahminedilmektedir.

Cumhuriyet Halk Fı rkas ı , oluşturduğu İş Bürosu ve Esnaf ve İşçi Birlikleri Teşekkülleri Bürosuarac ı lı ğı yla bu kesimleri kontrol altı na almaya çal ı ştı . Daha sonra da, İzmir Valisi General Kaz ı m Dirik’ingirişimleri sonucunda 1934 y ı lı nda çe şitli meslek ve işkollar ı ndaki işçileri örgütleyen 31 kuruluş oluşturuldu. Bu örgütler 1935 y ı lı nda İzmir İşçi ve Esnaf Kurumlar ı Birliği’ni kurdular. Bu arada, işçilerinbu örgütlere üye olma zorunlulu ğu ve bu örgütlere üye olmayan i şçileri çalı ştı rma yasa ğı getirildi. Budönemde uygulanan ba şka politikalarla işçilerin tepkileri kontrol altı na al ı nabildiğinden, bir ölçüde İtalyave Almanya’dan esinlenen bu politikan ı n uygulanmas ı na fazla gerek kalmad ı .

Bu yı llarda işçiler ve memurlar halkodalar ı ve halkevleri arac ı lı ğı yla örgütlendi. Çeşitli yörelerdememur cemiyetleri ve kulüpleri kuruldu.

İşçi s ı nı f ı nı n bir kesimini oluşturan memurlar Cumhuriyet Halk Partisi ile bütünle şmişti. Esas ı nda, budönemde devlet-hükümet-CHP bütünle şmesi vard ı ve memurlar da bu yap ı nı n parças ı ydı .

Page 18: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 18/85

Bağı ms ı z sendikalar kurma do ğrultusundaki birkaç girişim ise ezildi. Bu yı llarda TKP’nin bu alandakiçalı şmalar ı son derece s ı nı rlı ydı . Diğer girişimler de, koşullar ı n uygun olmamas ı nedeniyle,başar ı s ı zlı kla sonuçland ı .

Bu yı llarda yard ı mlaşma sand ı ğı , dernek ve kulüp biçiminde oldukça çok say ı da işçi ve memur örgütü vard ı . Bunlar ı n bir bölümü 1946 yı lı ndan ba şlayarak sendikaya dönü ştü veya sendikalar ı noluşmas ı için gerekli maddi, manevi ve insani deste ği sağladı .

Soru 19: İşçi ve memur mücadeleleri ve eylemleri nas ı l geliş ti?

1923-1946 döneminde, i şçi sı nı f ı nı n say ı ca azl ı ğı na ve mülksüzle şme düzeyinin geriliğine, kamukesiminde çal ı şan işçilere ve memurlara tan ı nan ve emekçi halk ı n diğer kesimlerine göre daha iyi olanhaklara, tek parti yönetimine ve örgütlenme gelene ğinin yaratı lamam ı ş olmas ı na ba ğlı olarak, çok büyükişçi ve memur eylemleri olmad ı . Özellikle 1925 yı lı ndan sonra eylemler iyice azald ı . Gerçekle ştirileneylemler de genellikle bir örgütlülüğün yans ı mas ı değildi veya kalı cı bir örgütlülüğe dönü şmedi.Eylemlerin bir bölümü, tam mülksüzleşmemiş işçilerin haks ı zlı klara duyduklar ı geçici tepkiydi. Bir bölümünde ise iktidarda bulunan CHP’nin uygulad ı ğı ekonomik politikalara kar ş ı halkı n duyduğutepkiyle işçilerin tepkisi birbirine kar ı şmı ştı (örneğin, 1930 İzmir olaylar ı ). Bu dönemde, yükselen bir i şçi

f ı

hareketinden söz etmek olanaklı

değildir. Bazı

kaynaklarda bu dönemde gerçekle ştirildiği ilerisürülen büyük ve yayg ı n eylemler gerçekd ı ş ı dı r.

Soru 20: İşçilerin ve memurlar ı n ücretleri ve çal ı şma ko şullar ı nas ı ld ı ?

1923-1946 döneminde i şçi aristokrasisi konumundaki vas ı flı işçilerin ve memurlar ı n ücretleri veaylı klar ı , toplumun diğer kesimlerine göre oldukça yüksekti. Vas ı flı işçilerin çoğu da memur statüsündeistihdam ediliyordu. Örneğin, memurlar 1931 y ı lı nda faal işgücünün yüzde 1,2’sini olu ştururken, ulusalgelirden yüzde 7,1 oran ı nda bir pay al ı yorlardı . Hükümet, kamu kurum ve kuruluşlar ı nda daimi işçibulmak amac ı yla, çı kar ı lan yönetmelikler arac ı lı ğı yla, günün koşullar ı nda oldukça iyi ücretler veriyor,başka işyerlerinde görülmeyen haklar tan ı yor, lojman uygulamas ı nı yayg ı nlaştı r ı yordu. 1927 y ı lı ndanitibaren tar ı mda bir bunal ı mı n yaşand ı ğı , 1929 dünya bunal ı mı nı n öncelikle tar ı mda ciddi bir

yoksullaşmaya yol açt ı ğı ve İkinci Dünya Savaş ı koşullar ı nı n özellikle köylülerin yaşam koşullar ı nı dahada kötüleştirdiği düşünülürse, bu dönemde kamu kesiminde gelir güvencesiyle çal ı şan işçilerin vememurlar ı n tepkisizliği anlaş ı labilir. Tepkiyi önleyen, genellikle zannedildiği gibi mevzuattaki kı s ı tlamalar değil, bu koşullardı r.

Hükümetler, işçi sı nı f ı nı n potansiyel gücünü bildiğinden, farklı kesimlere farklı ücret politikalar ı uygulayarak ve kamu kesiminde çal ı şanlar ı n gelirlerini düzenli olarak elde etmelerini sa ğlayarak, s ı nı f ı böldü ve pasifleştirdi. Özellikle İkinci Dünya Savaş ı döneminde kamu kesimindeki ücretlilerin bir bölümüne verilen parasal ve malsal yard ı mlar, onlar ı n göreceli konumunu daha da geli ştirdi.

Özel sektördeki işçilerin sorunlar ı büyüktü. Ancak, işçiliğin alternatifi olan köylülüğün koşullar ı ylakı yasland ı ğı nda, yine de göreceli bir iyilikten söz etmek olanakl ı dı r. Ücretli işgücünün yetersizli ği de,işçilerin çalı şma koşullar ı nı düzeltici bir etki yapı yordu.

Sava ş döneminde enflasyon nedeniyle gerçek ücretler geriledi; çal ı şma ve ya şama ko şullar ı kötüleşti. Ancak bu sı kı ntı lara, “elle gelen dü ğün bayram” anlay ı ş ı yla katlanı ldı .

V. 1946-1961 DÖNEMİ

Soru 21: Ülkedeki genel siyasal, toplumsal ve ekonomik durum nas ı ldı ?

Bu dönem, Türkiye’nin toplumsal ve siyasal yap ı s ı nda çok önemli de ğişikliklerin yaşand ı ğı yı llardı r.1945 y ı lı nı n sonlar ı nda çokpartili parlamenter düzene geçildi; köylünün ve i şçinin “oyu para etmeye

başladı .” Dünyada Soğuk Sava ş rüzgarlar ı eserken, Türkiye, daha önceki dönemlerin d ı ş politikası ndaköklü bir değişikliğe giderek, anti-Sovyet bir çizgi benimsedi. Devletin iç politikas ı nda da benzer değişiklikler yapı ldı ; anti-komünist strateji çerçevesinde şeriatçı güçlerin gelişmesinin önündeki engeller kaldı r ı ldı ; kontrol altı nda bir sendikac ı lı k hareketi geliştirilmeye çalı ş ı ldı .

Bu yı llarda, İşçi Sigortalar ı Kurumu ilk kez geniş işçi kitlelerini, günümüz ölçütlerine göre yetersiz deolsa, sosyal güvenlik şemsiyesi alt ı na ald ı .

Page 19: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 19/85

Page 20: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 20/85

“Bir taraftan milli şuuruna ve istiklal ülküsüne ba ğlı olan Türk i şçisini zararl ı temayüllerdenkorumak, di ğer taraftan sadece meslek menfaatlerine hizmet etmesi gereken bu dernekleri her türlü siyasi cereyanlar ı n d ı ş ı nda tutmak ve bu arada milli ve mesleki menfaatlere gerçektenyararl ı teşekkülleri yard ı mlaşma ve ortam menfaatleri koruma bak ı mı ndan geni ş imkanlarlacihazland ı rmak amaçlariyle 5018 say ı lı İşçi ve İşveren Sendikalar ı ve Sendika BirlikleriKanunu tedvin edilmi ş tir.”18.6.1947 gün ve 5109 say ı lı Yasayla, maden ocaklar ı nda yeralt ı nda çal ı şan işçiler kazanç, buhran,

muvazene ve Hava Kuvvetlerine yard ı m vergileriyle damga resminden muaf tutuldu.22.7.1948 tarihinde Ağı r ve Tehlikeli İşler Tüzüğü ç ı ktı . 2.6.1949 günü 5417 say ı lı İhtiyarlı k Sigortas ı

Yasas ı kabul edildi ve 1.4.1950 tarihinde yürürlüğe girdi. 4.1.1950 günü ise 5502 say ı lı Hastal ı k ve Analı k Sigortas ı Yasas ı kabul edildi. Bu sigorta kollar ı da 1.3.1951 tarihinde kuruldu. 1950’li y ı llarda işçitemsilcilerinin de hakimlik yapması na olanak veren 5521 say ı lı İş Mahkemeleri Yasas ı ise 30.1.1950günü yasala ştı . İş Mahkemelerinde Görev Alacak İşçi ve İşveren Temsilcilerinin Seçimleriyle KendilerineVerilecek Ödenek Hakk ı nda Yönetmelik ise 4.8.1950 günü yürürlü ğe girdi.

25.4.1949 gün ve 5373 say ı lı Esnaf Dernekleri ve Esnaf Dernekleri Birlikleri Yasas ı ile, “esnaf ı n vebunlar ı n yan ı nda çal ı şanlar ı n” birlikte örgütlenmeleri öngörüldü.

23.5.1949 gün ve 5387 say ı lı Korunmı ya Muhtaç Çocuklar hakk ı nda Yasa ile, yeti ştirme yurtlar ı nda

kalan çocuklar ı

n işyerlerinde çı

rak olarak çalı

ştı

r ı

lmalar ı

düzenlendi.8.6.1949 gün ve 5434 say ı lı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandı ğı Yasas ı ile Emekli Sand ı ğı kurularak, memurlar ı n sosyal güvenli ği tek bir çatı altı nda topland ı .

25.1.1950 gün ve 5518 say ı lı Yasa ile k ı dem tazminat ı hakkı nda önemli bir iyileştirme sağland ı . 3yı ldan fazla çal ı şmı ş olan işçilere çal ı ştı klar ı tüm yı llar için her yı l kar ş ı lı ğı nda 15 günlük ücret tutar ı ndakı dem tazminat ı ödenmesi düzenlemesi getirildi. Bu düzenleme yasalarda 1975 y ı lı na kadar aynenkaldı .

Demokrat Parti döneminde özellikle 1954 sonras ı nda sendikalar üzerinde bask ı uygulan ı rken,işçilerin oylar ı nı n alı nabilmesi amac ı yla işçiler lehine önemli düzenlemeler yap ı ldı . İşçilerin DP’yesempatiyle bakmas ı nı n bir nedeni, DP’nin alternatifi olan CHP’nin 1923-1946 döneminde köylülü ğekar ş ı uygulad ı ğı politikalara eski köylü ve yeni işçi kitlelerin duyduğu tepki iken, diğer neden, DP’ninişçiler lehine yapt ı ğı yasa de ğişiklikleri, işçilerin gönlünü alı cı davran ı şlar ı ve işçilerin talebi üzerine veya

çı kar ı lan iş uyuşmazl ı klar ı nda işçiler lehine kararlar vermesi ve önemli zamlar uygulamas ı ydı . Ancak DPgrev hakk ı nı n tan ı nmas ı konusunda verdi ği sözü tutmad ı . Ayr ı ca 1955 ve 1957 y ı llar ı nda TÜRK-İŞ’in vebağlı sendika birliklerinin üzerine gitti, CHP’lilerin yönetiminde bulunduğu baz ı sendikalar vesendikac ı lar üzerinde bask ı lar uygulad ı . Ancak tüm bunlara kar ş ı n, bu yı llarda işçilerin DP yanlı s ı tavr ı ,kı sa vadeli ç ı karlar aç ı s ı ndan mant ı klı ydı .

İşçilerin çok da farkı nda olmad ı klar ı oy güçleri sayesinde elde edilen bu haklar, 1961 y ı lı nda Anayasa’ya konulan sosyal devlet anlay ı ş ı na da katk ı da bulundu. Bu mevzuat de ğişiklikleriyle, bir dönem yaln ı zca işçi aristokratlar ı na tan ı nmı ş baz ı haklar işçi sı nı f ı nı n geniş kesimlerine yayg ı nlaştı r ı ldı .

Bu dönemde i şçiler lehine yap ı lan mevzuat de ğişiklikleri ve diğer uygulamalar ı n en önemlileri şöyleözetlenebilir.

İş Yasas ı ilk çı ktı ğı nda 10 ve daha fazla say ı da işçi çalı ştı ran işyerlerinde uygulan ı yordu. 25.1.1950gün ve 5518 say ı lı Yasa ile yap ı lan değişiklikle, daha küçük işyerlerinin de İş Yasas ı kapsam ı naalı nmas ı konusunda Bakanlar Kurulu’na yetki verildi. Bu yetki DP döneminde etkili bir biçimdekullanı ldı .

30.11.1951 tarihinde İş Uyuşmazl ı klar ı nı Uzlaştı rma ve Tahkim Tüzü ğü ç ı kar ı ldı ve İş Yasas ı ’nda yer alan toplulukla iş ihtilaf ı çı karma süreci yayg ı n bir biçimde kullanı lmaya ba şlandı .

O tarihlerde fazla bir etkisi olmamakla birlikte, 8.8.1951 tarihinde 5834 say ı lı Yasa ile Uluslararas ı Çalı şma Örgütü’nün 98 say ı lı Örgütlenme ve Toplu Pazarl ı k Hakkı İlkelerinin Uygulanması na ilişkinSözleşmesi’nin onaylanmas ı , 1990 y ı lı nda kamu çal ı şanlar ı sendikalar ı nı n kurulmas ı nda önemli bir hukuksal dayanak sa ğladı . Bu yı llarda iç mevzuat üzerinde fazla etki yapmayan baz ı ILO Sözleşmeleridaha onayland ı .

Deniz işlerinde çal ı şan işçilerin çalı şma koşullar ı nı düzenleyen bir yasa yoktu. 10.3.1954 tarihinde6379 say ı lı Deniz İş Yasas ı kabul edildi.

Otel, lokanda, gazino gibi işyerlerinde çal ı şan garsonlar ı n ve benzeri i şçilerin ücretleri, aldı klar ı bahşişler ve yüzdeleri konusunda çal ı şanlar ı koruyucu bir yasal düzenleme yoktu. 1953 y ı lı nda ç ı kar ı lanbir yasayla bu haklar düzenlendi ve güvence alt ı na al ı ndı (28.1.1953 gün ve 6032 say ı lı Garson ve

Page 21: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 21/85

Benzeri İşçilerin Hizmet Kar ş ı lı klar ı hakkı nda Yasa). 4.5.1953 tarihinde de Garson ve Benzeri İşçilerinHizmet Kar ş ı lı klar ı Hakkı nda Nizamname kabul edildi.

İşçi Sigortalar ı Kurumu konut kredisi vermeye ba şladı . Ayr ı ca, 2.7.1953 gün ve 6096 say ı lı AskeriFabrikalar Tekaüt ve Muavenet Sand ı ğı na Bağlı İşçilere Mesken Yapt ı rmalar ı İçin Borç ParaVerilmesine Dair Yasa ile yeni bir olanak yarat ı ldı .

Tar ı m işçilerinin ücretleri hiçbir esasa ba ğlı değildi. Çalı şma Bakanl ı ğı , tar ı m işçilerine en az ne kadar ücret verilebileceğini düzenlemeye ba şladı .

18.1.1954 günlü İş ve İşçi Bulma Kurumu Mahalli Danı şma Komisyonlar ı Hakkı nda Nizamname ile,işçilerin de Kurum çalı şmalar ı na kat ı lmas ı sa ğland ı .

Açı k havada çal ı şan ve y ı lı n bir bölümünde çal ı şan işçilerle, mevsimli işçiler hafta tatili hakkı ndanyararlanam ı yordu. 1956 y ı lı nda ç ı kar ı lan bir yasayla, aç ı k havada ve y ı lı n bir bölümünde çal ı şan işçilerlemevsimlik işçilere hafta tatili hakkı tan ı ndı .

İş Yasas ı kapsam ı dı ş ı ndaki işyerlerinde yemek ve dinlenme paydoslar ı konusunda bir düzenlemeyoktu. 1954 yı lı nda kabul edilen bir yasayla, tüm ücretliler için ö ğle dinlenmesi hakk ı getirildi (2.3.1954gün ve 6301 say ı lı Yasa).

Bas ı n İş Yasas ı ilk kez 13.6.1952 tarihinde ç ı kar ı ldı (5953 say ı lı Bas ı n Mesleğinde Çal ı şanlarlaÇalı ştı ranlar Aras ı ndaki Münasebetlerin Tanzimi hakk ı nda Yasa).

9.8.1951 tarihinde kabul edilen 5837 sayı

İşçilere Hafta Tatili ve Genel Tatil Günlerinde ÜcretÖdenmesi Hakk ı nda Yasa ile, i şçinin çalı şmad ı ğı hafta tatili ve genel tatil günlerinde yar ı m gün ücretalmas ı sa ğland ı . 8.6.1956 gün ve 6734 say ı lı Yasayla da, i şçiye bu günlerde çal ı şmadan tam ücretverilmeye başland ı .

Eskiden birçok işyerinde haftan ı n yedi günü çal ı ş ı lı yor, işçiye hafta tatili de hafta aras ı nda bir günveriliyordu. Haftanı n yedi günü çal ı şmak zorunda olmayan i şyerlerinde hafta tatili çalı ş ı lmas ı na izinverilmedi. Böylece işçilerin Pazar günü hafta tatili yapabilmesi sa ğland ı .

Eskiden kamu kurum ve kurulu şlar ı nda ve belediyelerde çal ı şan işçilere ikramiye verilmezdi.28.12.1953 gün ve 6212 say ı lı Yasa ile İktisadi Devlet Teşekküllerinde çalı şan işçilere “ilave tediye” adı altı nda 26 yevmiye tutar ı nda ikramiye ödenmeye ba şlandı . 26.1.1955 gün ve 6452 say ı lı Yasayla da,İktisadi Devlet Teşekkülleri dı ş ı nda kalan kamu kurum ve kurulu şlar ı nda çal ı şan işçilere yı lda 26yevmiye ilave tediye uygulamas ı getirildi. 4.7.1956 gün ve 6772 say ı lı Yasa ile kamu kesimindeki tüm

işyerlerinde çal ı şan işçilere yı lda 52 yevmiye tutar ı nda ikramiye (“ilave tediye”) verilmeye başland ı .Madenlerde yeralt ı nda çal ı şanlara ödenen ikramiye ise 78 günlük ücret tutar ı na ç ı kar ı ldı . Asgari Ücret Yönetmeliği çı kar ı ldı (onama tarihi: 8.1.1951) ve yerel asgari ücretlerin saptanmas ı na

başland ı . Gazetecilerin asgari ücretlerinin saptanmas ı na ilişkin talimatname 29.1.1955 günlü ResmiGazete’de, gemiadamlar ı nı n asgari ücretinin saptanmas ı na ilişkin talimatname de 16.6.1955 günlüResmi Gazete’de yay ı nland ı .

Eskiden ya şlı lı k aylı ğı na hak kazanan bir i şçi emeklilik nedeniyle işten ayr ı lı rsa, k ı dem tazminat ı alamazd ı . Yap ı lan de ğişiklikle, yaşlı lı k aylı ğı na hak kazanan i şçinin emeklilik nedeniyle iştenayr ı lmas ı nda k ı dem tazminat ı hakk ı tan ı ndı . İşçinin hastal ı ğı veya elinde olmayan bir tak ı m mazeretler nedeniyle bir haftadan fazla bir süre i şine devam edememesi durumunda i şverenin işçiyi işten ç ı karmas ı durumunda, i şçinin kı dem tazminat ı na hakk ı doğmazd ı . Hastal ı k nedeniyle işini göremeyecek durumadüşen işçi işten ayr ı lı rsa, k ı dem tazminat ı alamazd ı . Ahlak ve iyi niyete sı ğmayan durumlar nedeniyleişinden ayr ı lmak zorunda kalan i şçiye kı dem tazminat ı ödenmezdi. İlk askerliğini yapmak için iştenayr ı lan işçiye kı dem tazminat ı ödenmezdi. 8.2.1952 gün ve 5868 say ı lı Yasayla, bu durumlarda k ı demtazminat ı hakkı sa ğland ı .

5.8.1953 tarihinde ç ı kar ı lan bir nizamname ile, gebe ve emzikli kad ı nlar için çeşitli tedbirlerinalı nmas ı , birçok işyerinde emzirme odalar ı nı n ve kreşlerin aç ı lmas ı zorunluluğu getirildi (Gebe veEmzikli Kadı nlar ı n Çal ı ştı r ı lma Şartlariyle Emzirme Odalar ı ve Kreşler Hakkı nda Nizamname).

CHP döneminde i şçilerle işverenler aras ı nda ç ı kan toplu iş uyuşmazl ı klar ı nı karara ba ğlayan VilayetHakem Kurullar ı nda ve Yüksek Hakem Kurulu’nda işçilerin ve işverenlerin temsilcileri yoktu. 1954yı lı nda İş Yasas ı ’nda yap ı lan bir değişiklikle, Vilayet Hakem Kurullar ı ile Yüksek Hakem Kurulu’naişçilerin temsilcilerinin katı lmas ı sa ğland ı (2.3.1954 gün ve 6298 say ı lı Yasa).

Asgari Ücret Tespit Komisyonlar ı nda sendikalar ı n temsili sağland ı . İş ve İşçi Bulma Kurumu’nunmahalli Danı şma Kurullar ı ’na sendikalar ı n kat ı lmas ı sa ğland ı (18.1.1954 gün ve 4/2253 say ı lı Nizamname).

Page 22: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 22/85

11.7.1956 gün ve 6794 say ı lı yasayla, Zonguldak Ere ğli Kömürleri İşletmesi Müessesesi, DevletLinyit İşletmeleri ve Devlete ait diğer maden ocaklar ı nda çal ı şan genç i şçilerin askere gitmeleridurumunda, k ı tada alt ı ay askerlik yapt ı ktan sonra, istedikleri taktirde eski i şlerine dönerek, askerli ğingeri kı sm ı nı madende askere al ı nmam ı ş gibi geçirme imkanı tan ı ndı . Ücretleri eskisi gibi verildi, bu sürekı demlerinden say ı ldı , sigortalı lı klar ı sürdü.

1952 ve 1953 y ı llar ı nda ç ı kar ı lan iki nizamname ile, parlay ı cı , patlay ı cı ve tehlikeli maddelerdenişçilerin nas ı l korunacağı ve madenlerde i şçilerin emniyetinin sağlanmas ı düzenlendi (12.8.1952 günlüParlay ı cı , Patlay ı cı ve Tehlikeli ve Zararlı Maddelerle Çal ı ş ı lan İş Yerlerinde Alı nacak Tedbirler Hakkı nda Tüzük; 28.5.1953 günlü Maden İşletmelerinde Alı nacak Emniyet Tedbirleri Hakk ı ndaNizamname). .

DP döneminde gerçekle ştirilen yasa de ğişiklikleriyle sigortalı lara çe şitli alanlarda önemli haklar sa ğland ı . 4.2.1957 gün ve 6900 say ı lı Maluliyet, İhtiyarlı k ve Ölüm Sigortalar ı Yasas ı ile sigorta kollar ı yeniden düzenlendi ve yararlanma kapsam ı genişletildi.

İş ve İşçi Bulma Kurumu 1950’li yı llarda daha etkin bir çal ı şma gerçekle ştirdi.25.5.1959 gün ve 7285 say ı lı Yasayla İş Yasas ı değiştirilerek, temsilcilik görevini yapması nedeniyle

işten ç ı kar ı lan işçiye bir yı llı k ücreti tutar ı nda tazminat ve di ğer işçilerin kötü niyetle işten ç ı kar ı lmas ı durumunda önellere ili şkin ücretin üç katı tutar ı nda tazminat uygulamas ı getirildi.

25.5.1959 gün ve 7286 sayı

Yasayla 5018 sayı

Yasa de ğiştirilerek, sendika özgürlüğününişverence ihlali durumunda bir y ı llı k ücret tutar ı nda tazminat getirildi.11.4.1960 gün ve 7467 say ı lı Yasayla da y ı llı k ücretli izin hakkı getirildi.27 Mayı s sonras ı nda gazeteciler lehine önemli bir düzenleme yap ı ldı . 4.1.1961 gün ve 212 say ı lı

Yasa ile gazetecilerin haklar ı genişletildi.1961 Anayasas ı ise sosyal devlet anlay ı ş ı nı anayasal koruma alt ı na ald ı , işçilerin grev hakkı nı ve

memurlar ı n sendikala şma hakk ı nı tan ı dı .1946-1961 döneminde mevzuatta i şçi lehinde de ğişiklikler yapı lmas ı nda belirleyici etmen, ekonomik

büyüme, artan i şgücü gereksinimi ve So ğuk Sava ş koşullar ı nda, parlamenter düzen içinde i şçinin artanoy gücüydü.

Soru 24: Toplu i ş sözle şmeleri imzaland ı mı ?

Genellikle zannedildiğinin aksine, Türkiye’de toplu iş sözleşmeleri 1963 y ı lı ndan önce de imzaland ı .Bu dönemde Borçlar Yasas ı ’nı n 316. ve 317. Maddelerine dayan ı larak imzalanan toplu iş sözleşmelerivardı r. Bunlar ı n bir örneği, daha sonra D İSK’in kurucular ı ndan olacak olan Maden- İş’in 11 Haziran 1958günü Dümeks Ticaret T.A.O. ile şirketin Eğmir İşletmesinde çal ı şan işçiler ad ı na imzalad ı ğı ve 1 Haziran1958 tarihinden itibaren 3 ay süreyle yürürlükte kalan kollektif akittir. Bu toplu iş sözleşmesi ile işyerindeeşit sayı da işçi ve işveren temsilcilerinden olu şan bir inzibat kurulu oluşturuldu; işçi ücretlerine zamyap ı ldı ; işçilere günde üç ö ğün yemek ve i ş elbisesi, mu şamba ve pabuç verilmesi kararla ştı r ı ldı .

Soru 25: İşçi ve memur örgütlenmeleri nas ı l geliş ti?

Türkiye’de sendikac ı lı ğı n yeniden ortaya ç ı kı ş ı 1946 y ı lı ndad ı r. Bu yı llar, daha sonraki 30-40 y ı llı kdönemde dünyada ve Türkiye’de sendikalar ı n yap ı ve işleyişlerinin biçimlenmesi açı s ı ndan son dereceönemlidir.

Dünyada 1941 sonras ı nı n anti-faşist ittifakı sendikac ı lı k hareketinde de birle şmeleri getirmişti. 1946yı lı sonlar ı ndan itibaren So ğuk Sava ş’ı n başlamas ı ise uluslararas ı sendikac ı lı k hareketinde ve çe şitliülkelerde sendikal alanda bölünmelere ve yeni politikalara yol açt ı . Sendikac ı lı ğı n köklü bir geleneğesahip oldu ğu ülkelerde de, sendikac ı lı ğı n yeni geliştiği ülkelerde de, işçi örgütlenmeleri benzer koşullarda biçimlendi. Bu koşullar, kapitalizmin bunalı ms ı z altı n çağı , düşük oranlı işsizlik ve SoğukSava ş’tı . Sendikal yap ı ve politikalar ı biçimlendiren bu temel koşullar, ehlileşmiş veya ehlileştirilmiş bir kapitalizmi, sosyal devleti veya refah devletini yaratt ı . Sermayedar s ı nı f, Soğuk Sava ş koşullar ı nda bir müttefik olarak gereksinim duyduğu sendikalar ı n önünde bir engel olu şturmad ı ; aksine onlara destekverdi. Ekonomik büyüme de, işçilerin bazı temel taleplerinin kapitalist düzen içinde kar ş ı lanabilmesiniolanaklı kı ldı . Düşük oranlı işsizlik ise işçilerin ve sendikalar ı n pazarl ı k gücünü art ı rdı .

Bu durum Türkiye’ye de yans ı dı . 1946 y ı lı nda s ı nı f esas ı na dayal ı cemiyet kurma yasa ğı nı nkalkmas ı nda d ı ş dinamikler belirleyiciydi. Dünyada 1941-1945 döneminde ya şanan geli şim, Türkiye’ye

Page 23: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 23/85

ancak 1946 y ı lı nda yans ı dı . 1946 y ı lı sonlar ı nda ba şlayan So ğuk Sava ş koşullar ı ise, 16 Aralı k 1946tarihinde sendikalar ı n bir bölümünün kapat ı lmas ı , 1947 y ı lı nda 5018 say ı lı İşçi ve İşveren Sendikalar ı veSendika Birlikleri Hakkı nda Yasa’n ı n kabul edilmesi ve CHP’nin 1947 y ı lı ndan itibaren işçiörgütlenmelerine yeniden önem vermesiyle gündeme geldi. Ayr ı ca, Türkiye Cumhuriyeti Devleti,sendikac ı lı k hareketini biçimlendirmeye ve yönlendirmeye, A.B.D. ise etkilemeye çal ı şmaya ba şladı .

1946 y ı lı nda, s ı nı f esas ı na dayal ı cemiyet kurma yasa ğı nı n kalkmas ı ndan sonra çe şitli türdesendikalar kuruldu. Baz ı işyerlerinde ve bölgelerde, i şçilerin dı ş destek ve yönlendirme olmadanoluşturduklar ı sendikalar ortaya ç ı ktı . Bunlar ı n çok küçük bir bölümü, daha önceden kurulmu ş derneklerin yeni koşullarda sendikalara dönü ştürülmesiydi. Örneğin, İzmir’de 1926 yı lı nda kurulan veyirmi yı l bir yardı mlaşma derne ği ve sağlı k sigortas ı kurumu gibi işleyen İzmir Tütüncüler Cemiyeti, 1947yı lı nda İzmir Tütün İşçileri Sendikas ı ’na dönüştü. 1946 y ı lı nda kurulan Türkiye Sosyalist Emekçi veKöylü Partisi’nin, Türkiye Sosyalist Partisi’nin ve bazı partilerin ve bağı ms ı z sosyalistlerin öncülü ğündesendikalar olu şturuldu. Bu sendikalar ülke çap ı nda bölge birlikleri kurmaya başladı . Ayr ı ca, işçileringücünden yararlanmak isteyen baz ı örgütlenmeler de ortaya ç ı ktı . Bunlar ı n bir örneği, 9 Temmuz 1946tarihinde kurulan ve işçilerin haklar ı nı koruma iddias ı nı n ötesinde, Çal ı şma Bakanl ı ğı ’na ve teşkilatı nayardı mcı olacağı nı ve “işverenlerin işçiler hakkı ndaki şikayetlerini dinleyip bertaraf edece ğini” belirten ve1947 y ı lı Ocak ay ı nda faaliyeti sona eren Türkiye İşçiler Derneği’dir.

Soğuk Sava ş koşullar ı

n 1946 yı

sonlar ı

nda belirginleşmesi üzerine, 16 Aralı

k 1946 tarihinde busendikalar ı n sosyalist-komünist örgütlenmelerle ba ğlantı lı olanlar ı kapat ı ldı . Bunun ard ı ndan, 1947yı lı nda CHP’nin veya devletin do ğrudan denetimi alt ı nda sendikalar olu şturulmaya ba şland ı . 1947 y ı lı nı nikinci yar ı s ı nda Türkiye’nin en büyük sendikas ı , 17.873 üyeli Ereğli Kömür Havzası Maden İşçileriSendikas ı idi. İzmir Tütün İşçileri Sendikas ı ’nı n 4316 üyesi, Tekel İstanbul Yaprak Tütün Bak ı m veİşletme Sendikas ı ’nı n 2500 üyesi, İstanbul Un ve Unlu Mamulat İşçileri Sendikas ı ’nı n 2138 üyesi, İzmir Mensucat İşçileri Sendikas ı ’nı n 1550 üyesi ve Samsun Tekel Tütün İşçileri Sendikas ı ’nı n da 1051 üyesivardı . 1948 y ı lı nda İstanbul İşçi Sendikalar ı Birliği kuruldu. Bu Birlik de doğrudan CHP’nin veya devletindenetimi altı ndayd ı .

Bu yı llarda çok say ı da işyeri sendikas ı kuruldu. Bu sendikalar ya bölge birlikleri, ya federasyonlar kurdular; ya da birleşerek daha büyük sendikalar olu şturmaya çal ı ştı lar. Bu süreçlerden birer örnekaşağı da sunulmaktad ı r:

Eskişehir Devlet Demiryollar ı Sanayi İşçileri Sendikas ı 19.11.1948 tarihinde kuruldu. Ard ı ndan,18.5.1949 tarihinde Sivas Devlet Demiryollar ı Sanayii İşçileri Sendikas ı , 2.7.1949 günü İzmir DevletDemiryollar ı Sanayii İşçileri Sendikas ı oluşturuldu. 1951 y ı lı nda Haydarpa şa Devlet Demiryollar ı I.İşletme Sanayi İşçileri Sendikas ı ve 1.8.1952 tarihinde Adapazar ı Devlet Demiryollar ı Vagon Atelyesiİşçileri Müstakil Sendikası ’nı n da kurulmas ı ndan sonra, bu be ş yerel sendika, 15.12.1952 tarihindeTürkiye Demiryollar ı İşçi Sendikalar ı Federasyonu’nu kurdular. TCDD’nin diğer işyerlerinde de yerelsendikalar ı n kurulmas ı yla ve Federasyon’a kat ı lmas ı yla güçlenen ve uzun y ı llar DYF-İŞ olarak devameden bu örgütlenme, 21.7.1983 tarihinde, günümüzdeki Demiryol- İş Sendikas ı ’na dönüştü.

21.3.1948 tarihinde İstanbul İşçi Sendikalar ı Birliği kuruldu. Bu örgüt, 1952 yı lı nda TÜRK-İŞ’inkurulmas ı na kadar bir ulusal merkez gibi hareket etti. Daha sonraki y ı llarda da, İstanbul İşçi Sendikalar ı Birliği ile TÜRK-İŞ Genel Merkezi aras ı nda gizli bir rekabet ya şand ı . 1940’lı ve 1950’li yı llarda Adanaİşçi Sendikalar ı Birliği, Ankara İşçi Sendikalar ı Birliği, Bursa İşçi Sendikalar ı Birliği, Çukurova İşçiSendikalar ı Federasyonu, Diyarbak ı r Bölgesi İşçi Sendikalar ı Birliği, Ege İşçi Sendikalar ı Federasyonu,Gaziantep İşçi Sendikalar ı Federasyonu, Güney Bölgesi İşçi Sendikalar ı Federasyonu, Hatay Bölgesiİşçi Sendikalar ı Federasyonu, İzmir İşçi Sendikalar ı Birliği, Karadeniz İşçi Sendikalar ı Federasyonu,Kocaeli İşçi Sendikalar ı Birliği, Sakarya İşçi Sendikalar ı Federasyonu gibi yerel örgütlenmeler oluşturuldu.

Baz ı sendikalar ise birle şmeyi yeğledi. Örneğin, günümüzdeki Tekg ı da-İş Sendikas ı , 1968 y ı lı ndaTütün Müskirat Federasyonu ile Tümg ı da-İş’in birleşmesinden olu ştu. Tütün Müskirat Federasyonu’na,örneğin, 1961 yı lı nda 33 sendika üyeydi. Tümg ı da-İş uzun bir birleşmeler süreci ya şad ı . 14.11.1962tarihinde Ege Bölgesindeki 11 sendikan ı n biraraya gelmesiyle Ege Tütün, Müskirat, G ı da ve Yard ı mcı İşçileri Sendikas ı oluştu. 1963 ve 1964 y ı llar ı nda bu örgüte 6 sendika daha kat ı ldı . Bu örgüt ise bir süresonra TOMİS’e kat ı ldı . TOMİS de ad ı nı Tümgı da-İş olarak de ğiştirdi. Diğer bir deyişle, Tütün MüskiratFederasyonu’nu olu şturan sendikalar ı n da baz ı birleşmeler yaşad ı ğı düşünülürse, bugünkü Tekg ı da-İş Sendikas ı , 1946-1947 y ı llar ı ndan ba şlayarak herhalde 100’e yak ı n sendikan ı n birleşmesinden ortayaçı ktı .

Page 24: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 24/85

TÜRK-İŞ ise, 1952 y ı lı nda, 6 y ı llı k sendikal çal ı şmalar ı n sonucunda, kuruldu.Devlet, gerek CHP, gerek DP hükümetleri döneminde, sendikac ı lı k hareketini s ı kı biçimde denetim

altı nda tuttu. Hükümetler de, sendikac ı lı k hareketinden siyasal amaçlarla yararlanmaya çal ı ştı . Devletinbelirlediği sı nı rlar ı n dı ş ı na ç ı kan sendikalar kapat ı lı rken, hükümetlerin ç ı karlar ı na uygun olmayandavran ı şlara giren sendikalar çe şitli baskı larla kar ş ı laştı . CHP’nin iktidarda bulunduğu dönemde DP’lisendikac ı lar, DP’nin iktidarda bulunduğu dönemde ise CHP’li sendikac ı lar bask ı gördü. Grev hakk ı nı nbulunmad ı ğı ve umumi mukavele ad ı altı nda toplu iş sözleşmesi imzalama olanaklar ı nı n s ı nı rlı bulunduğu koşullarda, sendikalar, üyelerine ba şka hizmetler sunarak onlar ı hoşnut etmeye çal ı ştı . Baz ı sendikalar bir yard ı mlaşma derne ği gibi görevler üstlendi. Baz ı sendikalar, üyelerine hal ı cı lı k kurslar ı açt ı ve hal ı tezgahlar ı nı n sa ğlanmas ı nda yard ı mcı oldu. Baz ı sendikalar yaln ı zca vas ı flı işçileri örgütledi.Yı llardı r sendikac ı lı ğı n komünistlikle özdeşleştirilmiş olmas ı na, 1946 y ı lı sonunda baz ı sendikalar ı nkapat ı lmas ı na ve yöneticilerin kovuşturmaya uğramas ı na, sendikalar ı n sa ğlayabildiği yararlar ı ns ı nı rlı lı ğı na, işçilerin önemli bir bölümünün tam mülksüzleşmemiş ücretliler veya ilk kuşak işçiler olmas ı na ve bu y ı llarda ülkede ya şanan göreceli refah ko şullar ı na ba ğlı olarak, sendikalara fazla ilgigösterilmedi. Sendikalar, çok dü şük aidatlarla ve sendikac ı lar ı n büyük özverisiyle ayakta kalabildiler.Birçok sendikan ı n genel merkezi, bir kahve kö şesindeki bir masa veya kamu kurulu şunun verdiği bir odayd ı . Sendikac ı lar ı n çok büyük bir bölümü hem işyerinde çal ı ş ı yor, hem de sendikac ı lı k yapı yordu.

Sendikalar ı

n ellerindeki olanaklar son derece sı

rlı

ydı

. İşçi sı

f ı

hareketinin ve devralı

nan mirası

nzay ı flı ğı na ba ğlı olarak, bu dönemin sendikac ı lar ı nı n eksiklikleri ve hatalar ı vardı ; ancak bu insanlar,sendikac ı lı k kavramı nı ve sendikalar ı Türkiye’de yeniden meşrulaştı rdı lar, tan ı ttı lar, ilk kez işçilikyapmaya ba şlayan tam mülksüzle şmemiş bir kitleyi sendikalarda örgütlediler.

TÜRK-İŞ 1954 y ı lı ndan sonra DP hükümetlerinin önemli bask ı s ı yla kar ş ı laştı . 6-7 Eylül 1955 olaylar ı bahane edilerek TÜRK- İŞ’in faaliyetlerine geçici bir süre son verildi. 1957 yı lı nda baz ı mahalli birlikler kapat ı ldı . Hükümetler, TÜRK-İŞ’in Uluslararası Hür İşçi Sendikalar ı Konfederasyonu’na üyeliğini 27Mayı s’a kadar engelledi. Hükümetler, di ğer taraftan, ellerindeki mali olanaklar ı kullanarak, TÜRK-İŞ’i vebağlı sendikalar ı kendi çizgilerinde kullanmaya çal ı ştı lar.

Bu dönemde Çal ı şma Bakanl ı ğı ’nı n sendikalar ve sendikalar ı n üye say ı lar ı na ilişkin verilerigüvenilirdir. Bakanlı k verilerine göre, 1948 y ı lı nda 73 sendikada 52 bin i şçi örgütlüydü. Sendikaüyelerinin say ı s ı 1949 y ı lı nda 72 bine, 1 May ı s 1950 tarihinde ise 76 bine yükseldi. DP’nin ilk y ı llar ı nda

bu say ı hı zla artt ı . Sendikal ı işçi say ı s ı 1954 y ı lı ortalar ı nda 180 bine ula şmı ştı . Bu işçiler 323 sendikadaörgütlüydü. 1 Eylül 1960 tarihinde Türkiye’de 432 sendikada örgütlü 282 bin i şçi vardı .Bu dönemde memurlar genellikle derneklerde örgütlüydü. En önemli örgütlenmeler ise

öğretmenlerindi.

Soru 26: “1946 Sendikac ı lı ğ ı ” Nedir?

“1946 Sendikac ı lı ğı ”, dünyada anti-faşist cephenin henüz So ğuk Sava ş’la parçalanmas ı nı nTürkiye’ye yansı mad ı ğı günlerde sosyalist-komünist kadrolar ı n oluşturduklar ı sendikalar ve örgütlenmeanlay ı ş ı dı r. Soğuk Sava ş’ı n Türkiye’ye yansı mas ı yla birlikte bu örgütlenmeler dağı tı lmı ştı r.

Türkiye 1945 yı lı sonlar ı ndan ba şlayarak, a ğı rlı kla dı ş dinamiklere bağlı bir demokratikleşmesürecine girdi. Bunun üzerine, TKP d ı ş ı ndaki sosyalistlerin bir bölümü 14.5.1946 günü Türkiye SosyalistPartisi’ni kurdular. TKP ise 20.6.1946 günü olu şturulan Türkiye Sosyalist Emekçi ve Köylü Partisi ilelegalite olanaklar ı nı kullanmaya çal ı ştı . Her iki örgüt de, varolan göreceli demokratik ortamda sendikalar örgütlemeye ba şladı .

Türkiye Sosyalist Partisi, işkolu esas ı na göre milli tip sendikalar kurmaya ba şladı . Bu anlay ı ş çerçevesinde Türkiye Tekel İşçileri Sendikas ı , Türkiye Deniz İşçileri Sendikas ı , Türkiye Mensucat İşçileriSendikas ı , Türkiye Demir ve Çelik İşçileri Sendikas ı ve Türkiye Bas ı n ve Bas ı n Makinistleri Sendikas ı kuruldu. Bu 5 sendikan ı n Türkiye İşçi Sendikalar ı Federasyonu’nu kurduklar ı da 14 Aralı k 1946 günüilan edildi. Ancak Türkiyeİşçi Sendikalar ı Federasyonu bir etkinlik gösteremeden kapat ı ldı .

Türkiye Sosyalist Emekçi ve Köylü Partisi ise her işyerinde ayr ı bir sendika kurulmas ı nı savunuyordu.Tüm işkollar ı ndaki bu sendikalar, 16 bölgede sendika birliklerini olu şturacakt ı . Ayr ı ca her işyerisendikas ı , kendi işkolundaki sendikalarla birlikte ulusal düzeyde bir federasyonun üyesi olacakt ı . Bölgebirlikleri ve işkolu federasyonlar ı da Türkiye İşçi Sendikalar ı Konfederasyonu’nu oluşturacakt ı . Buörgütlenme anlay ı ş ı nda bölge birliklerine ağı rlı k veriliyordu. Bu çerçevede, İstanbul İşçi Sendikalar ı

Page 25: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 25/85

Page 26: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 26/85

TÜRK-İŞ böyle bir ortamda 31 Temmuz 1952 tarihinde kuruldu. TÜRK- İŞ'i oluşturan örgütlerinyöneticileri, ülkedeki parti saflaşmalar ı nı n sendikac ı lı k hareketi için yarataca ğı sak ı ncalardan ürkerek,TÜRK-İŞ tüzüğünde ilginç bir yasaklama getirdiler; TÜRK-İŞ yöneticilerinin siyasal partilerde görevalmas ı nı yasaklad ı lar. Tüzüğün 41. maddesi şöyleydi:

"TÜRK-İŞ kademelerinde vazife alm ı ş olan sendikac ı lar, siyasi parti seçimlerinde, dini ve ticarigayeler için, TÜRK- İŞ'teki ünvan ve salahiyetlerini kullanamazlar, ayn ı zamanda siyasiteşekküllerde vazife alamazlar ve ünvanlar ı n ı propaganda vas ı tas ı yapamazlar, Yapt ı klar ı takdirde Konfederasyon'daki vazifelerinden müstafi say ı lı rlar."Bu yı llardaki baz ı siyasal gelişmeler, TÜRK-İŞ içinde siyasal faaliyet ve parti kurma tart ı şmalar ı nı

gündeme getirmi ş olsa gerektir.TÜRK-İŞ içinde siyasal parti tart ı şmalar ı na yol açm ı ş olmas ı gereken geli şmelerden biri, 1950 y ı lı nda

Demokrat İşçi Partisi'nin kurulmas ı dı r. Demokrat İşçi Partisi'nin kurucular ı aras ı nda, Üzeyir Kuran vebaşka işçiler de vard ı .

2 Mayı s 1954 genel seçimleri öncesinde 10 sendika önderi taraf ı ndan "İşçi ve İşçi DostuMilletvekillerini Destekleme Komitesi" hareketi oluşturuldu. Ancak sendikalar ı n de ğil ama sendikac ı lar ı nbu girişimi başar ı lı olamadan da ğı tı ldı .

TÜRK-İŞ ve ba ğlı sendikalar ı n yöneticilerinin bu dönemdeki genel e ğilimi, ağı rlı kla Demokrat Parti ve

bir ölçüde de Cumhuriyet Halk Partisi ile bireysel ilişkiler geliştirmek, onlar ı

n politikalar ı

etkilemeye vebu siyasal partilerin listelerinden milletvekili seçilmeye çal ı şmaktı . İşçilerin çok büyük bir bölümüDemokrat Parti'yi tutuyordu. Demokrat Parti işçilerin desteğini alabilmek amac ı yla yasalar arac ı lı ğı ylaönemli haklar veriyordu. Ayr ı ca, sendikalar ı n örgütlü bulunduğu kamu kesimi işyerlerindeki işçiler,Hükümetle ilişkiler aracı lı ğı yla, ücret zamlar ı da alabiliyorlardı . İşçilerin büyük bir bölümü ya tammülksüzleşmemiş ve köyle bağlar ı kopmam ı ş yar ı -işçilerdi, ya da ilk kuşak işçilerdi. Ayr ı ca, işçi s ı nı f ı nı nfarklı kesimlerini oluşturan işçilerle memurlar aras ı nda da önemli sorunlar ya şan ı yordu. İşçiler aras ı ndas ı nı f bilinci yeterince gelişmemişti. Bu koşullarda, bir işçi partisinin veya çal ı şanlar partisinin geni ş işçikitlesinin desteğini alabilmesi olanaklı değildi. Sosyalist nitelikli bir programı benimseyen ve "i şçi,""çalı şan" veya "emekçi" kimliğini öne ç ı karan siyasal örgütlenmeler ise i şçiler taraf ı ndan benimsenmedi,desteklenmedi.

Soru 29. İşçi ve memur mücadeleleri ve eylemleri nas ı l geliş ti?1946-1961 döneminde i şçi s ı nı f ı nı n hak almadaki ana arac ı , oy gücüydü. İşçiler, özellikle kendilerinin

“adam yerine konmas ı nda” büyük katkı lar ı olan Demokrat Parti döneminde, al ı ş ı k olmadı klar ı ve SoğukSava ş koşullar ı nda genellikle kamuoyu deste ği de sa ğlayamayan eylemlere pek ba şvurmad ı lar. Grevyap ı lmamas ı nı n ana nedeni, yasad ı ş ı grevde çok küçük olan yapt ı r ı m değil, bu etmenlerdi. Budönemde, bu nedenle, i şçi ve memur eylemleri çok azd ı r.

Soru 30: İşçilerin ve memurlar ı n ücretleri ve çal ı şma ko şullar ı nas ı ld ı ?

1946 sonras ı nda ve özellikle 1950-1957 döneminde i şçilerin gerçek ücretleri artt ı , çalı şma veyaşama ko şullar ı nda bir iyileşme gerçekle şti.

Özellikle 1950-54 yı llar ı aras ı nda işçi ücretleri artı r ı ldı . Bu konuda DP’nin 1954 y ı lı nda yay ı nlanmı ş bir propaganda kitab ı nda şöyle deniliyordu:

“1952 y ı lı ndan beri asgari ücret esas ı İstanbul, Hatay, İçel, Bursa, Seyhan ve İzmir’de tütün,ç ı rç ı r, pamuk ve mensucat i ş kollar ı nda tatbik edilme ğe ba ş lanm ı ş ve işçilerin mai şet şartlar ı üzerinde derhal tesiri görülmü ş tür.

“İşveren ile i şçi aras ı ndaki ücret ihtilaflar ı Yüksek Hakem Kurulunda halledilmektedir.1950’den bu güne kadar Yüksek Hakem Kurulu’na intikal eden 238 ücretlere zam talebinin149’u işçi lehine karara ba ğlanm ı ş tı r.

“İş Kanununun tatbiki neticesinde 2nci Cihan Harbinden evvel 50-100 Kr. ücretle çal ı şansan’ats ı z amelenin bugün ald ı ğı ücret 400-500 Kr. civar ı ndad ı r. Ve bu art ı ş ayn ı devreler aras ı ndaki geçim şartlar ı tereffüünün üstündedir. Bilhassa 1950-54 seneleri aras ı nda ücretler yükselmi ş ve hususi i şyerlerinde vasati % 31, Sümerbank’ta % 48, Etibank’ta % 30, Makina-Kimya Kurumu’nda % 30 gibi bir nisbete varm ı ş tı r.”

Page 27: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 27/85

Page 28: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 28/85

Soru 32: Türkiye’de i şçi konut kooperatifçili ği nas ı l geliş ti?

Devlet, 1930’lu yı llarda kurulan kamu fabrikalar ı nda çok say ı da lojman yaparak, kamuda çal ı şmayı çekici kı lmaya çal ı ştı . 1940’lı yı llarda da işçi ve memur konut kooperatifleri ba şladı . Örneğin, AnkaraDemiryolcular ı Ev Yap ı Kooperatifi 22.3.1943 tarihinde kuruldu ve 285 üyesi vard ı . Ancak işçi konutkooperatifçiliği İşçi Sigortalar ı Kurumu’nun konut kredisi vermesiyle yaygı nlaştı . Bu konudaki ilk girişim,Kayseri Sümer Yap ı Kooperatifidir. Bu kooperatif 1951 yı lı nda 34 işçi ortak taraf ı ndan kuruldu. Ayn ı kooperatif, 1952 y ı lı nda 53 konut, 1953 y ı lı nda 173 konut ve 1954 y ı lı nda da 72 konutun temelini att ı .İşçi Sigortalar ı Kurumu’nun verdiği konut kredileriyle, 1956 yı lı sonuna kadar on bin dolay ı nda işçi evsahibi yap ı ldı . İşçi konut kooperatifçiliği, 1960’lı ve 1970’li yı llarda daha da yayg ı nlaştı . Ayr ı ca, baz ı kamu kurum ve kuruluşlar ı nı n kredi vermesini sa ğlayı cı düzenlemeler geldi. Örne ğin, 2.7.1953 gün ve6096 say ı lı Askeri Fabrikalar Tekaüt ve Muavenet Sand ı ğı na Ba ğlı İşçilere Mesken Yapt ı rmalar ı İçinBorç Para Verilmesine Dair Yasa bu nitelikte bir ad ı mdı r.

Soru 33: Cumhuriyet Türkiyesi’nde 1 May ı s’ ı “işçi bayram ı ” olarak kutlayan ilk ba şbakankimdi?

Başbakan Adnan Menderes, bir askeri darbenin yakla şmakta olduğunu sezdi ğinde, işçilerden destekarad ı . İşçilerin önemli bir bölümü bu yı llarda Demokrat Parti’yi tutuyordu. Adnan Menderes, 1 May ı s1960 günü radyoda yapt ı ğı konuşmada şunlar ı söyledi: “Bugün 1 Mayı s İşçi Bayramı , işçikardeşlerimize elemsiz, kedersiz bir çok bayramlar idrak etmelerini ve onlar ı n refah ve saadetinitemenni ederken, bu gayede kendilerine her zaman yard ı mcı olmanı n en aziz emelimi te şkil ettiğiniifade etmek isterim.”

Soru 34: 27 May ı s’ta TÜRK-İŞ’in tavr ı ne oldu?

27 Mayı s 1960 günü ihtilalin işçi sı nı f ı ve sendikac ı lı k hareketi ve ülke aç ı s ı ndan getirecekleri aç ı k bir program olarak bilinmiyordu. Diğer bir deyişle, 1961 Anayasas ı ’nı n getirdiği demokratik düzenlemeler 27 Mayı s sabah ı aç ı k değildi. TÜRK-İŞ, buna kar ş ı n, 27 Mayı s’ı hemen ve tam olarak destekledi.

TÜRK-İŞ’in 19-21 Haziran 1957 günleri Ankara’da toplanan üçüncü genel kurulunda genelbaşkanlı ğa seçilen Nuri Be şer, Ba şbakan Adnan Menderes’in yak ı n arkada ş ı ydı . TÜRK-İŞ İdare Heyeti28 Mayı s 1960 günü ola ğanüstü olarak topland ı . İdare Heyeti üyeleri, Nuri Beşer’in istifası nı sa ğlamakamac ı yla imza toplad ı lar ve 18 Haziran günü toplan ı p konuyu görüşmeye karar verdiler. Nuri Be şer, 3Haziran 1960 günü görevinden istifa etti. İdare Heyeti, 13 Haziran günü toplanarak Nuri Be şer’inistifası nı kabul etti ve Nuri Beşer’I Haysiyet Divanı na verdi. Nuri Beşer, 18 Haziran günü toplananHaysiyet Divanı nca TÜRK-İŞ’ten ihraç edildi. Genel Sekreter Mehmet Ali Sar ı ise, 11 May ı s günü

Adnan Menderes’e çekilen ba ğlı lı k mesaj ı nedeniyle, zorunlu izin verdi. Nuri Beşer’e ilişkin karar,TÜRK-İŞ'in 1960 yı lı Kas ı m ay ı nda toplanan 4. Genel Kurulu'nda kald ı r ı ldı . Nuri Beşer 4. Kongreyekatı ldı ve 2,5 saatlik bir konuşmayla suçlamalar ı cevapland ı rdı .

VI. 1961-1980 DÖNEMİ

Soru 35: Ülkedeki genel siyasal, toplumsal ve ekonomik durum nas ı ld ı ?

1961-1980 dönemi, 1946-1961 döneminde ba şlayan siyasal ve toplumsal çe şitliliğin ve hareketliliğinhı zland ı ğı yı llardı .

Bu yı llarda sosyalist-komünist hareket ilk kez yayg ı n legal ve illegal örgütlenmeler olu şturdu. Türkiyeİşçi Partisi’nin (TİP) kuruluşundan k ı sa bir süre sonra girdi ği yol, Türkiye’de demokratik sosyalisthareketin kitlelerin gözünde me şruluk kazanmas ı na büyük katk ı larda bulundu. Kürtçü hareketler, uzunbir aradan sonra, sosyalist solla ittifak halinde yeniden ortaya ç ı ktı ve kitle taban ı oluşturmaya çal ı ştı .Devlet ve hükümetler, So ğuk Sava ş koşullar ı nda, Türkiye Cumhuriyeti’nin varlı ğı na ve bütünlü ğünekar ş ı en büyük tehdit olarak gördükleri Sovyetler Birliği ve sosyalist-komünist harekete ve Kürtçülü ğekar ş ı , şeriatç ı ve ı rkçı hareketleri desteklediler. Bunlar ı n yetersiz kald ı ğı dönemlerde ise, 12 Mart 1971darbesi ve 12 Eylül 1980 darbesi geldi. Bu gerginlik ortam ı nda, s ı nı fsal kimlikler birçok durumda ikinci

Page 29: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 29/85

plana itilerek, gerçek ç ı karlar ı yans ı tmayan bir “sağ” - “sol” kavgası yarat ı ldı ; alevi-sünni saflaşmalar ı körüklendi. Türkiye, enerjisinin ve gücünün önemli bir bölümünü, herkes için büyük ac ı lar yaratan busaflaşmalarda harcad ı . Bu saflaşma ve kavgalar, i şçi sı nı f ı hareketinin kendi s ı nı f çı karlar ı doğrultusunda gelişimini de olumsuz doğrultuda etkiledi. Özellikle 1978 yı lı nda Malatya, Sivas, Elaz ı ğ ve Kahramanmara ş ve 1980 y ı lı nda Çorum olaylar ı , halkı böldü ve çat ı şmalardan y ı ldı rdı . 6 Eylül 1980günü Konya’da düzenlenen Kudüs’ü Kurtarma Günü Mitingi ise 12 Eylül darbesini birçok insan ı ngözünde me şrulaştı rdı .

Ülkede önemli bir sermaye birikimi ve kapitalistleşme ya şand ı . Endüstrileşmede önemli ba şar ı lar elde edildi. Köyden kente göç h ı zland ı . Köylerde yaşayanlar ı n da toplumsal ve siyasal geli şmeleriizlemelerini kolaylaştı ran radyo ve televizyon yayg ı nlaştı . İşçi sı nı f ı ve sendikac ı lı k hareketi büyükölçüde ba ğı ms ı z ve etkili bir güç halini aldı . Ancak bölünmelerden de olumsuz biçimde etkilendi.Özellikle toplu iş sözleşmeleri arac ı lı ğı yla gerçek ücretler art ı r ı ldı , yeni haklar elde edildi.

Soru 36: İşçi s ı n ı f ı n ı n nesnel durumu neydi?

1961-1980 döneminde i şçi sı nı f ı nı n say ı s ı önemli ölçüde artt ı . 1965 y ı lı nda Türkiye’de gelir getirici bir işte çal ı şan ücretlilerin toplam say ı s ı 3,0 milyon iken, 1970 yı lı nda 4,2 milyon, 1975 y ı lı nda 5,4 milyon ve

1980 yı

nda da 6,2 milyona çı

ktı

.Ücretlilerin gelir getirici bir işte çal ı şanlara oran ı 1965 y ı lı nda yüzde 22,5 idi. Bu oran 1970 y ı lı ndayüzde 27,6’ya, 1975 y ı lı nda yüzde 31’e, 1980 y ı lı nda da yüzde 33,4’e yükseldi.

Hanehalk ı reislerinin sı nı fsal konumuna bak ı ldı ğı nda, ücretlilerin pay ı nı n daha da yüksek oldu ğugörülmektedir. 1970 y ı lı nda hanehalk ı reislerinin yüzde 35’i ücretliyken, bu oran 1975 y ı lı nda yüzde 39’ave 1980 y ı lı nda da yüzde 42,1’e yükseldi.

1961-1980 döneminde ücretlilerin say ı s ı ve gelir getirici bir işte çal ı şanlar içindeki oran ı artarken,ücretlilerin üretim araçlar ı mülkiyetiyle olan bağlar ı nda önemli bir kopma ya şanmad ı . Diğer bir deyişle,mülksüzleşme süreci h ı zlı bir biçimde gelişmedi. Avrupa ülkelerine çal ı şmaya gidenlerin gönderdikleriparalara ve toplu i ş sözleşmeleri ile gerçek ücretlerde meydana gelen art ı şlara ba ğlı olarak, baz ı bölgelerde bu sürecin s ı nı rlı bir ölçüde tersine i şlediği bile söylenebilir.

1970 y ı lı nda 4,2 milyon ücretlinin yüzde 34’ü toplumsal ve kişisel hizmetlerde, yüzde 20’si imalat

sanayiinde ve yüzde 14’ü tar ı m ve ormanc ı lı k sektöründe, yüzde 10’u in şaat sektöründe çal ı ş ı yordu.1980 y ı lı na gelindiğinde, 6,2 milyon ücretlinin yüzde 36,5’i toplumsal ve kişisel hizmetlerde, yüzde 24’üimalat sanayiinde, yüzde 10’u da tar ı m ve ormanc ı lı kta ve yüzde 12’si de in şaat sektöründe çal ı ş ı yordu.

1970 y ı lı nda ücretli olarak çal ı şan 4,2 milyon kişinin yüzde 19’u okuma yazma bilmiyordu; yüzde 10’uise okuma yazma bilmekle birlikte, herhangi bir okuldan mezun de ğildi.İlkokul mezunlar ı nı n oran ı yüzde49’du. Ortaokul ve dengi okul mezunlar ı nı n oran ı yüzde 7, lise ve dengi okul mezunlar ı nı n oran ı yüzde10’du.

Ücretlilerin büyük bir bölümü erkekti. Erkeklerin tüm ücretliler içindeki payı 1965 y ı lı nda yüzde 90iken, 1980 y ı lı nda yüzde 85’ti.

Soru 37: İşçi ve memur haklar ı n ı düzenleyen mevzuat nas ı l geliş ti?

1961 Anayasas ı nda oldukça geni ş olarak tan ı nmı ş bulunan sendikal hak ve özgürlükler, 24 Temmuz1963 tarihli Resmi Gazete’de yay ı nlanan 274 say ı lı Sendikalar Yasas ı ve 275 say ı lı Toplu İş SözleşmesiGrev ve Lokavt Yasas ı ile önemli ölçüde kı s ı tlandı . Özellikle grev hakkı na getirilen kı s ı tlamalar ve

Anayasa’da yer almayan lokavt yetkisinin i şverenlere tan ı nmas ı , önemli hak kay ı plar ı ydı . Bu yasalar,baz ı değişikliklerle, 1983 yı lı na kadar yürürlükte kald ı .

17.7.1964 gün ve 506 say ı lı Sosyal Sigortalar Yasas ı ile farklı sigorta kollar ı tek bir Yasayladüzenlendi.

624 say ı lı Devlet Personeli Sendikalar ı Yasas ı ile kamu çal ı şanlar ı na s ı nı rlı bir sendikala şma hakk ı tan ı ndı . Ancak toplu pazarl ı k ve grev haklar ı verilmedi.

657 say ı lı Devlet Memurlar ı Yasas ı ile personel rejimi yeniden düzenlendi. Bu Yasada memurlar ı ngrev yapmay ı yasaklan ı yordu. 657 say ı lı Yasan ı n mali konulara ilişkin düzenlemeleri 1970 y ı lı ndayürürlüğe girdi.

20.4.1967 gün ve 854 say ı lı Deniz İş Yasas ı , 10.3.1954 gün ve 6379 say ı lı Deniz İş Yasas ı ’nı n yerinialdı ve gemiadamlar ı nı n haklar ı nda iyileştirme sağladı .

Page 30: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 30/85

28.7.1967 gün ve 931 say ı lı İş Yasas ı ile 1936 yı lı nda kabul edilmiş olan 3008 say ı lı İş Yasas ı vebundan de ğişiklik yapan yasalar yenilendi ve baz ı yeni haklar elde edildi. Bu Yasa, Türkiye İşçiPartisi’nin başvurusu üzerine, şekli yönden, Anayasa Mahkemesi taraf ı ndan 12.11.1970 günündengeçerli olmak üzere iptal edildi. Bunun üzerine, 25.7.1971 gün ve 1475 say ı lı İş Yasas ı kabul edildi. BuYasa, baz ı değişikliklerle, günümüzde de yürürlüktedir.

23.10.1969 gün ve 1186 say ı lı Yasayla 506 say ı lı Sosyal Sigortalar Yasas ı değiştirilerek, 25 yı ldı r sigortalı olup 5000 gün prim ödeyen sigortal ı lar ı n yaşlı lı k aylı ğı na hak kazanabilmesinde ya ş s ı nı r ı kaldı r ı ldı . Böylece, erken ya şlarda emeklilik hakkı doğdu.

4.7.1970 gün ve 1317 say ı lı Yasayla 274 say ı lı Sendikalar Yasas ı değiştirilerek, sendika bölgebirlikleri yasaklandı , noter arac ı lı ğı yla sendika üyeliğinden istifa uygulamas ı getirildi ve yeni bazı başkadüzenlemelerle D İSK’in faaliyetleri sona erdirilmeye çalı ş ı ldı .

20.9.1971 gün ve 1488 say ı lı Yasayla 1961 Anayasas ı değiştirilerek, memurlar ı n sendikala şmahakkı kaldı r ı ldı ve memurlar ı n sendika kurmalar ı ve kurulu sendikalara üye olmalar ı aç ı k bir biçimdeyasakland ı .

4.7.1975 gün ve 1927 say ı lı Yasayla, birçok toplu iş sözleşmesinde elde edilmi ş olan bir hakyasala ştı r ı larak tüm işçilere uyguland ı . Kı dem tazminat ı na hak kazanabilmek için çal ı ş ı lmas ı gerekensüre 3 y ı ldan 1 y ı la indirildi. Her yı l için ödenecek k ı dem tazminat ı miktar ı da 15 günlük ücretten 30

günlük ücret tutar ı

na yükseltildi.1961-1980 döneminde a şağı da belirtilen tüzük ve yönetmelikler yoluyla da baz ı haklar ı n kullanı mı düzenlendi (Resmi Gazete’de yay ı n tarihleri): İşçi Çalı şma ve Kimlik Karnesi Tüzüğü (24.5.1973),İşyerlerinde Açı lacak Kantinler Hakkı nda Yönetmelik (19.6.1972), Sakatlar ı n ve Eski HükümlülerinÇalı ştı r ı lmalar ı Hakkı nda Yönetmelik (21.1.1972), İşçi ücretlerinden Ceza Olarak Kesilen Paralar ı Kullanmaya Yetkili Kurulun Kuruluşu ve Çal ı şma Esaslar ı Hakkı nda Tüzük (19.3.1973), Asgari ÜcretYönetmeliği (12.2.1972), Fazla Çal ı şma Tüzüğü (4.4.1973), Yı llı k Ücretliİzin Yönetmeliği (19.6.1972), İş Süreleri Tüzüğü (12.3.1973), İşyerlerinde İşin Durdurulmas ı na veya İşyerlerinin Kapatı lmas ı na İlişkinTüzük (19.2.1973), Haz ı rlama, Tamamlama, Temizleme İşleri Tüzüğü (12.3.1973), Kad ı n İşçilerinSanayie Ait İşlerde Gece Postalar ı nda Çal ı ştı r ı lma Koşullar ı Hakkı nda Tüzük (22.8.1973), Haftal ı kİşgünlerine Bölünemeyen Çal ı şma Süreleri Tüzü ğü (17.3.1973), Postalar Halinde İşçi Çalı ştı r ı larakYürütülen İşlerde Çal ı şanlara İlişkin Bazı Özel Usül ve Kurallar Hakkı nda Tüzük (4.4.1973), İşçi Sağlı ğı

ve İş Güvenliği Tüzüğü (11.1.1974), Parlay ı cı , Patlay ı cı , Tehlikeli ve Zararlı Maddelerle Çal ı ş ı lanİşyerleride ve İşlerde Alı nacak Tedbirler Hakk ı nda Tüzük (24.12.1973), Sa ğlı k Kurallar ı Bakı mı ndanGünde Ancak Sekiz Saat veya Daha Az Çal ı ş ı lmas ı Gereken İşler Hakkı nda Tüzük (19.2.1973), İşçiSa ğlı ğı ve İş Güvenliği Kurullar ı Hakkı nda Tüzük (19.2.1973), Ağı r ve Tehlikeli İşler Tüzüğü (9.4.1973),Gebe ve Emzikli Kadı nlar ı n Çal ı ştı r ı lma Koşullar ı yla Emzirme Odalar ı ve Çocuk Bak ı m Yurtlar ı (Kreş)Hakkı nda Tüzük (11.8.1973), İş ve İşçi Bulma Kurumu’nun Ödevlerinin Yapı lı ş Şekilleri Hakkı ndaTüzük, İşveren İşçi İsteklerini İş ve İşçi Bulma Kurumu’na Bildirmeleri Hakkı nda Tüzük (16.8.1973),

Askeri İşyerleriyle Yurt Emniyeti İçin Gerekli Maddeler İmal Olunan İşyerlerinin Denetim ve TeftişiHakkı nda Tüzük (10.12.1973).

1961-1980 döneminde i şçi haklar ı nı n geliştirilmesinde ana alan, toplu pazarl ı k süreciydi. Mevzuattayap ı lan de ğişikliklerde, işçi sı nı f ı nı n oy gücü etkili oldu. Toplu iş sözleşmeleri arac ı lı ğı yla elde edilenkazan ı mlarda ise, bir yan ı yla ithal ikameci sanayileşme modeli içinde h ı zla büyüyen iç pazar ı n sa ğladı ğı olanaklar, So ğuk Sava ş koşullar ı ve işçi sı nı f ı nı n oy gücü, diğer taraftan işçi hak ve özgürlükleri içinverilen mücadeleler, yap ı lan grevler ve diğer eylemler etkili oldu.

Soru 38: 24 Temmuz i şçi bayram ı mı d ı r?

1961 Anayasas ı ile oldukça geniş işçi hak ve özgürlükleri tan ı ndı . Ancak, 24 Temmuz 1963 günlüResmi Gazete’de yay ı nlanarak yürürlüğe giren 274 say ı lı Sendikalar Yasas ı ve 275 say ı lı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Yasas ı ile bu haklar ı n kullanı mı düzenlenirken, önemli k ı s ı tlamalara gidildi.24 Temmuz’un 1 May ı s’ı n alternatifi olarak işçi bayram ı olarak kutlanmas ı , bu nedenle, do ğru değildir.

Soru 39: İşçi ve memur örgütlenmeleri nas ı l geliş ti?

1961 ve özellikle 1963 sonras ı nda Türkiye’de sendika üye say ı s ı nda bir s ı çrama ya şand ı . Çalı şmaBakanlı ğı verilerine göre, 1961 y ı lı nda 511 sendikada örgütlü 298 bin üye bulunuyordu. Bakanl ı k

Page 31: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 31/85

verilerine göre, 1966 y ı lı nda sendika say ı s ı 704 ve sendikalar ı n üye say ı s ı 374 bindi. 1967 y ı lı ndasendika üye say ı s ı 835 bine, 1969 y ı lı nda 1 milyon 194 bine ve 1970 y ı lı nda da 2 milyon 88 bine f ı rladı .Bakanlı k verilerine göre sendikalar ı n üye say ı s ı özellikle 1975-1980 döneminde büyük art ı şlar gösterdi.1975 y ı lı nda 3,3 milyon olan bu say ı , 1977 y ı lı nda 3,8 milyona, 1978 y ı lı nda 3,9 milyona, 1979 y ı lı nda5,5 milyona ve 1980 y ı lı nda da 5,7 milyona yükseldi. 1967 y ı lı ndan itibaren bu resmi verilerin tümüyanlı ştı r. Özellikle 1970 sonras ı nda gerçek durum ile Bakanl ı ğı n resmi verileri aras ı ndaki fark daha daartmı ştı r. 1980 y ı lı nda sendikalar ı n gerçek üye say ı s ı , Bakanlı k verilerinde ileri sürüldüğü gibi 5,7 milyondeğil, 1,5 - 2,0 milyon dolaylar ı ndayd ı .

Bakanlı k verilerinin gerçek durumdan bu kadar sapmas ı nı n nedeni, bu y ı llarda birden fazlasendikaya ayn ı anda üyeliğin olanaklı olmas ı , sendika üyeliğinde noter arac ı lı ğı nı n aranmamas ı ,istifalar ı n, ölümlerin ve işten ayr ı lmalar ı n kayda geçirilmemesi ve Bakanl ı ğı n, kendisine sendikalar taraf ı ndan bildirilen üye say ı s ı nı doğru kabul ederek yay ı nlamas ı ndan kaynaklanmaktad ı r. 1967 y ı lı ndaDİSK’in kurulması , 1970 y ı lı nda 1317 say ı lı Yasa’n ı n ç ı kar ı larak ülke çap ı nda faaliyet gösterebilmek içinbelirli barajlar ı n getirilmesi ve 1975 sonras ı nda sendikal rekabetin artmas ı na ba ğlı olarak, üye say ı lar ı olağanüstü biçimde şişirilmiştir.

1963 y ı lı nda grev hakl ı toplu pazarl ı k düzenine geçilmesiyle ve sendikalar ı n üye say ı s ı nı n artmas ı ylabirlikte sendikalar ı n maddi olanaklar ı önemli ölçüde artt ı . 1946-1961 döneminde sendikac ı lı ğı n külfeti

çok, nimeti azken, 1963 sonrası

nda külfet azaldı

, nimet çoğaldı

. Bu da iç sorunlar ı

n daha da artması

ndaönemli rol oynad ı . Türkiye sendikac ı lı k hareketi bir taraftan h ı zla büyür ve güçlenirken, di ğer taraftanönemli bölünmeler ya şad ı . Sendikac ı lı k hareketi kitleselleşti ve siyasallaştı ; yeni mücadele araçlar ı geliştirildi.

1975-1980 döneminde Engels’in “yapay proletarya” olarak nitelendirdi ği olgu Türkiye’de yaygı nlaştı .Siyasal iktidarlar, kendi yanda şlar ı nı kitlesel biçimde işyerlerine yerleştirdiler ve bunlar arac ı lı ğı ylasendikalarda etkili olmaya ve sendikalar ı kullanmaya çal ı ştı lar. Kamu kesiminde siyasal amaçl ı istihdamda 1975 y ı lı ndan ba şlayarak görülen büyük art ı şa ba ğlı olarak, işyerlerinde işçiler ve sendikalar aras ı nda “sa ğ” - “sol” saflaşmalar ı ve kavgalar ı arttı . Toplumsal ilişkilerde ortaya ç ı kan bu safla şma veçat ı şma sendikal alana da yans ı dı . Özellikle Kemal Türkler, Sadı k Özkan, Aslan Sivri ve diğer baz ı sendikac ı lar ı n silahlı sald ı r ı lar sonucunda öldürülmesi, bu gerginlikleri, safla şmalar ı ve kavgalar ı dahada art ı rdı . Seydişehir Alüminyum, İskenderun Demir Çelik, Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu gibi

büyük kamu işyerlerinde sendikal mücadele silahl ı biçimler bile aldı .1948 ve sonras ı nda kurulan il ve bölge birlikleri, 1962 yı lı ndan ba şlayarak kapat ı ldı . 1970 y ı lı ndakabul edilen 1317 say ı lı Yasa ile bu nitelikteki birliklerin kurulması yasakland ı . Bu tavı r, sendikac ı lı khareketinin bir boyutunun güdük kalmas ı na neden oldu. Birçok ülkede sendikal örgütlenme dikey (i şyeriörgütlenmesi - işkolu örgütlenmesi - merkezi örgüt) ve yatay (i şyeri örgütlenmesi - de ğişik işkollar ı ndakiişçilerin ortak bölge örgütlenmesi-merkezi örgüt) biçimlerle güç sa ğlarken, 1960’lı yı llardan ba şlayarakyatay örgütlenmelerin kald ı r ı lmas ı ve daha sonra yasaklanmas ı , önemli bir eksiklik oldu.

Bu dönemde Türkiye sendikac ı lı k hareketi çe şitli bölünmeler yaşad ı . Bölünmelerin bir bölümü geçicinitelikteyken, DİSK, HAK-İŞ ve MİSK’in doğuşu, kalı cı nitelikte bir bölünmeye yol açtı .

İşçi sı nı f ı nı n memur statüsünde istihdam edilen kesimi 1961 Anayasas ı nda kendisine tan ı nansendikala şma hakk ı nı 1965 y ı lı ndan ba şlayarak kulland ı . 1965-1971 döneminde 658 memur sendikas ı kuruldu. Ancak memurlar ı n sendikala şmas ı nı n 1971 y ı lı nda yasaklanmas ı nı n ard ı ndan, memurlar ı nsiyasal görü şlere göre bölünmü ş dernekleşme dönemi ba şladı . 1971-1980 döneminde memurlar siyasalgörüşlere göre daha sert bir bölünme ve safla şma ya şad ı .

1965-1971 döneminde kurulan memur sendikalar ı , 16.7.1968 günü Türkiye Kamu PersoneliSendikalar ı Konfederasyonu’nu (TÜRKPERSEN) ve 24.4.1968 günü de Türkiye İktisadi Devlet Teşekkülve Te şebbüsleri Personel Sendikalar ı Konfederasyonu’nu kurdu. Ayr ı ca, 1968 y ı lı sonlar ı na kadar 16tane de federasyon kurulmu ştu. Ancak o yı llarda ad ı en fazla duyulan memur sendikalar ı , 10.7.1965günü kurulan Türkiye Öğretmenler Sendikas ı (TÖS) ve 12.7.1965 günü kurulan Türkiye İlkokulÖğretmenleri Sendikas ı ’dı r (İLK-SEN). Memur sendikalar ı nı n önemli bir bölümü, toplu pazarl ı k ve grevhaklar ı nı n bulunmad ı ğı koşullarda, yard ı mlaşma sand ı ğı kurarak; yazl ı k kamp, gezi ve e ğlenceler düzenleyerek; üyelere konut kredisi olana ğı sa ğlayarak; üyelere do ğum, hastal ı k, evlenme ve benzeridurumlarda yard ı m ederek; lokal açarak; üyelerin mesleki geli şimine yardı mcı olarak; hizmetiçieğitimlere katkı da bulunarak, üye çekmeye ve tutmaya çal ı ştı . Türkiye işçi s ı nı f ı ve sendikac ı lı k hareketitarihinde çok önemli yeri olan 1965-1971 dönemi memur sendikac ı lı ğı nı n bütünü konusunda hemenhemen hiç ara ştı rma yap ı lmamı ştı r.

Page 32: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 32/85

1971-1980 döneminde ise çok say ı da memur, memur derneklerine üye oldu. Bu derneklerin bir bölümü işyeri örgütlenmesini esas ald ı (EGO-DER, DDY-DER, TRT-DER, TÜM PTT-DER, GENEL-DER, TEK-DER, TÜM ZERBANK-DER, SAYIŞTAY-DER). Bir bölümünün örgütlenmesi işkolu esas ı nagöreydi (TÖB-DER, TÜTED, TÜS-DER, ÜLKÜ-BİR-ÖĞRET, ÜLKÜ-TEK, HÜR-ÖĞRET, HÜR-TEK). Bir bölümü ise tüm memurlar ı ayn ı çat ı altı nda örgütlemeyi temel alm ı ştı (TÜM-DER, MEM-DER, ÜLKÜM,

AK-MEM).TÖB-DER’in üye sayı s ı 200 bin dolay ı ndayd ı . TÜM-DER yaklaş ı k 100 bin memuru temsil ediyordu.

POL-DER’in ve TÜTED’in yaklaş ı k 15 bin, TÜS-DER’in 8 bin, ÜLKÜ-TEK’in 5 bin, TÜMAS’ı n 3 bin,ÜLKÜ-BİR-ÖĞRET’in de 40 bin dolayı nda üyesi vard ı . TÖB-DER’inşube say ı s ı 650 idi. TÜM-DER’in196 yerde, TÜTED’in 48 yerde, TÜS-DER’in 91 yerde, POL-DER’in 45 yerde, MEM-DER’in 30 yerde,TÜM SAĞLIK-DER’in 8 yerde, ÜLKÜM’ün 120 yerdeşubesi vard ı .

Türkiye sendikac ı lı k hareketi 1961-1980 döneminde Türkiye’nin toplumsal ve siyasal ya şam ı ndaönemli bir güç olarak yer ald ı .

Soru 40: İşkollar ı Yönetmeli ği nedir?

1963-1983 döneminde sendikalar ı n hangi işyerlerinde çal ı şan işçileri örgütleyebileceğini belirleyen

belge, İşkollar ı

Yönetmeliği idi. 20.2.1947 tarihinde kabul edilen 5018 sayı

İşçi ve İşveren Sendikalar ı

ve Sendika Birlikleri Hakkı nda Yasa’n ı n 1. Maddesi, “Aynı iş kolunda veya bu i ş kolu ile ilgili işlerdeçalı şanlar ı n yard ı mlaşmalar ı ve ortak menfaatlerini korumalar ı ve temsil etmeleri amaçlariyle kendiaralar ı nda kurabilecekleri dernekler i şçi sendikalar ı dı r,” düzenlemesini getiriyordu. 24.7.1963 günlüResmi Gazete’de yay ı nlanarak yürürlüğe giren 274 say ı lı Sendikalar Yasas ı ise bir İşkollar ı Yönetmeliği’nin çı kar ı lmas ı nı öngörüyordu.

22.8.1963 tarihli Resmi Gazete’de yay ı nlanan ve i şyerlerini 36 işkoluna göre da ğı tan ilk yönetmelik,28.2.1964 tarihinde Dan ı ştay Dava Dairelerince iptal edildi. 11.8.1964 tarihli Resmi Gazete’deyayı nlanan ve 1967 y ı lı ndaki bir değişiklikle 1971 yı lı na kadar yürürlükte kalan İşkollar ı Yönetmeliği deişyerlerini 36 işkolunda s ı nı flandı r ı yordu. 17.10.1971 tarihli Resmi Gazete’de yay ı nlanan ve 1983 y ı lı nakadar yürürlükte kalan İşkollar ı Yönetmeliği ise işyerlerini 33 işkoluna bölüyordu. Bu Yönetmelikte 1972,1974 ve 1975 y ı llar ı nda tart ı şmalı değişiklikler oldu. Ayr ı ca Dan ı ştay’ı n çe şitli kararlar ı da Yönetmelikte

değişiklikler yaptı .1971 y ı lı nda kabul edilen İşkollar ı Yönetmeliğinde a şağı daki işkollar ı vardı : 1. Tar ı m ve ormanc ı lı k, 2. Avcı lı k ve bal ı kçı lı k, 3. Madencilik, 4. Petrol, 5. Gı da sanayii, 6. Şeker, 7. Dokuma, 8. Deri, 9. Ağaç, 10.Kağı t, 11. Bas ı n, 12. Lastik, 13. Kimya, 14. Çimento ve toprak, 15. Cam, 16. Metal, 17. Gemi, 18. Yap ı ,19. Yol, 20. Enerji, 21.Ticaret, büro ve e ğitim, 22. Banka ve sigorta, 23. Kara ta ş ı tmac ı lı ğı , 24.Demiryolu taş ı tmac ı lı ğı , 25. Deniz ta ş ı tmac ı lı ğı , 26. Hava ta ş ı tmac ı lı ğı , 27. Ardiye ve antrepoculuk, 28.Haberleşme, 29. Sa ğlı k, 30. Konaklama ve e ğlence yerleri, 31. Güzel sanatlar, 32. Milli savunma, 33.Genel işler.

Soru 41: 12 Mart 1971 darbesinde TÜRK- İŞ’in ve DİSK’in tavr ı ne oldu?

Süleyman Demirel’in az ı nlı k hükümeti, Türk Silahlı Kuvvetleri taraf ı ndan verilen bir muht ı rasonucunda istifa etti. Bu dönemde baz ı kişiler sosyal gelişmenin ekonomik gelişmeyi aştı ğı nı ilerisürüyorlardı . Ayr ı ca, Türk Silahlı Kuvvetleri içinde bir grubun 9 Mart tarihinde bir girişimde bulunmas ı nı bekleyen kesimler de vard ı . 12 Mart muhtı ras ı verildiğinde, sol örgütlerin baz ı lar ı da bu girişimidestekledi. TÜRK-İŞ’in ve DİSK’in tavr ı da benzer nitelikte oldu.

TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu 12 Mart muhtı ras ı sonras ı nda şu değerlendirmeyi yapt ı :“Bugüne kadar, Anayasa düzenine, dolay ı s ı yla demokratik rejime ba ğlı lı ğ ı n en güzel

örneklerini vermi ş bulunan Türk Silahl ı Kuvvetlerinin, duruma, ortada hiçbir sebep yokkenmüdahale etti ğini söylemek mümkün de ğildir; çünkü, muht ı ran ı n verilmesine yol açan olaylar ve ortam ı n gerçek bir demokratik düzenle yak ı ndan uzaktan hiçbir ilintisi yoktur…

“TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu, Genel Kurmay Ba şkan ı ve Kuvvet Komutanlar ı n ı nmuht ı ras ı n ı n birinci maddesinde yer alan hususlar ı n gerçe ğin tam ifadesi oldu ğunda görü ş birliği halinde bulunmaktad ı rlar…

“Bu durum kar ş ı s ı nda, Türk Silahl ı Kuvvetlerinin karde ş kavgas ı na varan ve devletbütünlü ğünü tehlikeye atan bir anar ş i ortam ı içinde sessiz kalmas ı n ı beklemek, O’nun varolu ş

Page 33: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 33/85

Page 34: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 34/85

“12 Eylül 1980 tarihinde Türkiye’de olan şey bir darbe de ğildir; ülkenin Anayasas ı ndabelirtti ği gibi, Türk Silahl ı Kuvvetlerinin, normal komuta zinciri içinde ve bütünüyle birlikte,ülkedeki demokrasiyi korumak için me ş ru biçimde müdahale etmesidir…Ülkenin yeniAnayasas ı , TÜRK-İŞ’in de aktif katk ı lar ı yla haz ı rlanmaktad ı r… Askerler, çe ş itli vesilelerle, i şçihaklar ı ndan asla geriye gitme olmayaca ğ ı n ı aç ı kça belirtmi ş ler ve söz vermi ş lerdir.”TÜRK-İŞ İcra Kurulu 4 Kası m 1982 tarihinde yapt ı ğı aç ı klamada, 7 Kas ı m 1982 günü yap ı lacak olan

Anayasa Referandumunda “evet” oyu kullan ı n anlam ı na gelen bir aç ı klama yapt ı . Genel Ba şkan ı Şevket Yı lmaz, 4 Kas ı m 1982 günü radyo ve televizyonlarda yapt ı ğı konuşmada ayn ı çizgiyi sürdürdü.

Bu dönemde TÜRK-İŞ’e bağlı baz ı sendikalar da s ı kı yönetim komutanlı klar ı nca faaliyetten al ı kondu.Bunlar ı n bir bölümü hakkı nda davalar da aç ı ldı . TÜRK-İŞ’e bağlı YOL-İŞ Federasyonu üyesi İzmir Yol-İş, Ankara Yol-İş, Diyarbakı r Yol-İş ve İstanbul Yol-İş Sendikalar ı ile Petrol-İş ve Deri-İş gibi sendikalar bu sorunlar ı yaşad ı . S ı kı yönetim mahkemelerince kapat ı lan ilk önemli sendika, tüzüğünde yer alan “işçis ı nı f ı bilimine dayalı genel e ğitimi yaygı nlaştı rmayı , … sömürü ve soygunun ortadan kalkmas ı içinçalı şmayı ve emekçi halk ı mı zı n ülkenin yönetimini ele almas ı nı sa ğlamayı temel amaç edinir,” hükmünedeniyle, Ankara Yol-İş’ti. Ankara Yol-İş, Ankara S ı kı yönetim Komutanlı ğı 3 Numaral ı AskeriMahkemesi taraf ı ndan 20.5.1981 günü kapat ı ldı ; ancak daha sonra beraat etti.

TÜRK-İŞ Anayasa de ğişikliklerini ancak 1986 yı lı nda gündeme getirmeye ba şladı . Yürürlükteki

mevzuatı

n ILO’da eleştirilmeye başlandı

ğı

l da 1986’dı

r.1987 yı

ndan itibaren ise hükümetler kar ş ı s ı nda aç ı k tavı r alı ndı .1992 y ı lı Aralı k ayı nda Bayram Meral’in genel ba şkanlı ğa seçildiği Genel Kurul’da askeri darbeler

konusunda a şağı daki karar kabul edildi:“TÜRK-İŞ 16. Olağan Genel Kurulu, Türkiye Sendikac ı lı k Hareketinin parlamenter

demokrasinin y ı lmaz ve kararl ı savunucusu oldu ğunu ve amac ı ne olursa olsun, milletiniradesini hiçe sayan her türlü askeri darbe giri ş imi kar ş ı s ı nda parlamenter demokrasiyinamusu gibi koruyaca ğ ı n ı ifade eder.”DİSK ve bağlı sendikalar 12 Eylül darbesinin ma ğdurudur. DİSK Genel Merkez yönetimi 12 Eylül’den

birkaç gün önce bir darbe yap ı lacağı nı öğrenmişti. Ancak bu bilgiyi kamuoyuna açı klama yolunuseçmedi. D İSK’in o tarihteki iç kavgalar ı ve kamuoyunun terörden y ı lmı ş olmas ı nedeniyle, genel bir direnişin örgütlenme olana ğı yoktu. DİSK yöneticileri, büyük olası lı kla, direnmenin mümkün ve sonuç

alı cı olmadı ğı nı düşünerek ve 12 Mart döneminin çok da zarar verici olmayan deneyiminin yinelenece ğiumuduyla, darbeyi aç ı klama ve direnme örgütleme yerine, seslerini ç ı karmamay ı yeğlediler. Yüzlerceinsan teslim olabilmek için Selimiye Kı şlas ı önünde s ı raya girdi. DİSK taban ı ise, bir bütün olarakbak ı ldı ğı nda, DİSK ve bağlı sendikalar ı n yöneticilerinin yargı lanma sürecinde hapisteki yöneticilerine veailelerine sahip ç ı kmad ı , mahkeme salonlar ı nı doldurmad ı .

12 Eylül’den sonra k ı sa bir süre faaliyetten al ı konan HAK-İŞ ise darbeyi onaylad ı . HAK-İŞ’in 1981yı lı nda toplanan 3. Genel Kuruluna sunulan Çal ı şma Raporu’nda şunlar yaz ı yordu:

“12 Eylül öncesi günlerde, iller, ilçeler, köyler, mahalleler i şgal edilmi ş , rahatçaEnternasyonal Mar ş ı söylenmi ş , Komünizm ş iddet derecesine varm ı ş tı . Sanayi tesisleri,fabrikalar çal ı şamaz hale gelmi ş , yabanc ı ideolojiye ba ğlı işçi te şekkülleri ve bundanyararlanan sendika a ğalar ı türemi ş ti. Bu işçi örgütleri büyük şehirlerde kanl ı meydanlar oluş turmu ş lar ve baz ı politikac ı lar bile hareketlere kat ı lmı ş lard ı r.

“Bu durumlar kar ş ı s ı nda TÜRK ordusu ülke yönetimine tümüyle el koymu ş , 12 Eylül 1980tarihi yeni bir dönemin ba ş lang ı c ı olmu ş tur.”HAK-İŞ’in 19-20 Aralı k 1981 günleri toplanan 3. Genel Kurulu, Genel Ba şkan Aziz Yı lmaz’ı n

konuşmas ı yla aç ı ldı . Aziz Yı lmaz şunlar ı söyledi:“12 Eylül yönetiminin gerek ülkemiz içinde ve gerekse uluslararas ı münasebetlerdeki

keskin ve kararl ı tavr ı n ı gönülden destekliyoruz.”HAK-İŞ’in 1986 yı lı nda toplanan 5. Genel Kuruluna sunulan Çal ı şma Raporunda bile şunlar

yaz ı yordu: “12 Eylül harekatı nedenli hakl ı bulunmuş ise, getirdikleri de o denli tart ı şma konusudur.”HAK-İŞ bu tavr ı nı 1989 y ı lı nda de ğiştirdi. HAK-İŞ’in 1989 yı lı nda toplanan 6. Genel Kuruluna sunulan

Çalı şma Raporu’nda şöyle deniliyordu:“HAK-İŞ’in 12 Eylül’le yı ldı zı bir türlü bar ı şmad ı . Çünkü her şeyden önce HAK- İŞ 12 Eylül’ün

gerekçelerine kat ı lmı yor, ayr ı ca askeri idarelerin demokratik haklar ı geriye götürücü amaçtaş ı d ı ğ ı n ı bilerek her f ı rsatta kayg ı lar ı n ı dile getiriyordu.”

Page 35: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 35/85

Soru 43: AAFLI nedir? Niçin önemlidir?

AAFLI (Asya Amerika Özgür Emek Enstitüsü), Amerikan Sendikalar Federasyonu’nun (AFL-CIO: Amerikan Emek Federasyonu - Endüstriyel Örgütler Kongresi) büyük ölçüde A.B.D. Devleti’nden ald ı ğı parayla Asya ülkelerindeki sendikac ı lı k hareketini A.B.D. dı ş politikası nı n gereklerine uygun biçimdebiçimlendirmeye çal ı ş ı rken kullandı ğı bir araçt ı r. AAFLI’nin gerek genel merkezinde, gerek Türkiyebürosunda çal ı şanlar ı n en az ı ndan bir bölümünün Amerikan Merkezi İstihbarat Örgütü (CIA) ileyakı ndan ba ğlantı lı olduklar ı yolunda ciddi iddialar vard ı r. 1968 y ı lı nda kurulan AAFLI, 1971 yı lı ndaTÜRK-İŞ ile ilişkiye geçmiş ve yap ı lan anla şma uyar ı nca birçok ortak etkinlik düzenlemiştir. AAFLI,

Amerikan istihbarat örgütlerinin ülkemizde işçi sı nı f ı ve sendikac ı lı k hareketi ve toplumsal yap ı konusunda istihbarat toplamas ı nda ve işleyişi yönlendirebilme girişimlerinde bir araç olarakkullanı lmı ştı r. Ülkemizdeki baz ı ayd ı nlar da AAFLI’nin seminerlerine katı lmı şlardı r. TÜRK-İŞ içinde

AAFLI’ye kar ş ı 12 Eylül öncesinde Türkiye Gazeteciler Sendikas ı taraf ı ndan ba şlatı lan muhalefet, 1986yı lı nda Türkiye YOL-İŞ Sendikas ı taraf ı ndan yeniden gündeme getirilmi ş ve 1986 ve 1989 y ı llar ı ndaTÜRK-İŞ genel kurullar ı nda muhalefetin temel taleplerinden biri, AAFLI ile ilişkilerin kesilmesi olmuştur.TÜRK-İŞ’in 1992 yı lı ndaki genel kurulunda al ı nan kararlardan biri uyar ı nca, AAFLI ile ilişkiler kesilmiştir.Dünyadaki baz ı gelişmelere de ba ğlı olarak, AAFLI’nin faaliyetleri sona erdirilmiştir.

Soru 44: Türk Hür- İş Konfederasyonu nas ı l kuruldu ve kapand ı ?

TÜRK HÜR-İŞ (Türkiye Demokratik, Toplumcu ve Devrimci İşçi Sendikalar ı Konfederasyonu) 12Mayı s 1964 tarihinde kuruldu. Bu örgütün ortaya ç ı kmas ı ndaki ana neden, Türk Ula ş-İş Sendikas ı ’nı n,üyesi bulundu ğu TÜRK-İŞ’in yönetimi ile anlaşmazl ı ğa düşmesiydi. TÜRK HÜR-İŞ’in Genel Başkan ı Feridun Şakir Öğünç’tü. TÜRK HÜR-İŞ’in kurulma gerekçesi olarak, sendikac ı lı k hareketinde eskisamimiyet, ba ğlı lı k ve idealizmin yı kı lmı ş ve sendikac ı lar aras ı nda yak ı ş ı ks ı z husumet tohumlar ı nı nekilmiş olmas ı gösteriliyordu. Ayr ı ca, TÜRK-İŞ içinde “Demirsoy-Tunç’tan kurulu ikili bir cunta” oluştuğuileri sürülüyordu. Demirsoy ve Tunç, sendikac ı lı k ilkelerini çiğnemekle, sendikalar ve sendikac ı lar aras ı na fesat ve nifak sokmakla; çömez sendikalar ve çömez liderler yaratmakla suçlan ı yordu. Yap ı lanaç ı klamada, “Türk Sendikac ı lı ğı nda son zamanlarda bir a ğa sendikac ı zümresi yaratm ı ş

bulunmaktad ı r,” deniliyordu. Ancak bir süre sonra Türk Ula ş-İş’in TÜRK-İŞ’le olan sorunu çözümlendi ve Türk Ula ş-İş TÜRK-İŞ’egeri döndü. Bu gelişmeden sonra, Konfederasyon Genel Ba şkanlı ğı na İsmail Aras, İkinci Başkanlı ğı naMehmet Alpdündar, Genel Sekreterli ğine’de de Tuncer Kocamano ğlu getirildi. TÜRK HÜR-İŞ 1966 y ı lı başlar ı nda ba ğı ms ı z sendikalar ı örgütleyerek bir at ı lı m yapmaya çal ı ştı . 448 sendikay ı bir toplantı yadavet etti. Bu toplant ı , 118 sendikan ı n temsilcilerinin katı lı mı yla gerçekle şti ve Konfederasyon GenelBaşkanlı ğı na Mehmet Alpdündar getirildi. TÜRK HÜR-İŞ, 1967 y ı lı baş ı nda DİSK’in kuruluş çalı şmalar ı na kat ı ldı ve Mehmet Alpdündar DİSK’in kurucular ı ndan oldu.

Soru 45: Türkiye İşçi Sendikalar ı Dayan ı şma Konseyi nas ı l oluş tu ve da ğ ı ldı ? ÖZ-İŞ Konfederasyonu nedir?

T.Pancar- İş, T.İl-İş, T.Sa ğlı k-İş, T.Motor-İş, T.Koop-İş, T.Petrol-İş ve T.Tesisat- İş Sendikalar ı 1965yı lı nı n ilk aylar ı nda Türkiye İşçi Sendikalar ı Dayan ı şma Konseyi’ni oluşturdular. Konsey Ba şkanlı ğı naMehmet Kı lı nç getirildi. Konsey taraf ı ndan yap ı lan aç ı klamalarda, TÜRK-İŞ, işçi kitlesini parçalamakla,tepeden sendikalar olu şturmakla, haklı grevlerin kar ş ı s ı nda tav ı r almakla, Kozlu’da işçilerinkur şunlanmas ı kar ş ı s ı nda seyirci kalmakla, “kökü yüzde yüz d ı şarda olan kaynaklardan nemalanmakla,”

Amerikan Hükümetinin kurmuş olduğu kuruluştan kaynak almakla, yasay ı çiğnemekle suçland ı .Baz ı yayı n organlar ı , Konsey’i Türkiye İşçi Partisi’nin bir girişimi olmakla suçladı . Konsey taraf ı ndan

yap ı lan aç ı klamada bu iddia reddedildi.Türkiye İşçi Sendikalar ı Dayan ı şma Konseyi’ni oluşturan sendikalar ı n 17 tanesi 10 Aral ı k 1968

tarihinde ÖZ-İŞ’i kurdu (Türkiye Özgür İşçi Sendikalar ı Konfederasyonu). Konfederasyon GenelBaşkanlı ğı ’na Mehmet Kı lı nç getirildi. ÖZ-İŞ, hem TÜRK-İŞ ve hem de D İSK kar ş ı s ı nda bir tav ı r takı ndı ;DİSK’i de bir parti organı haline gelmekle suçlad ı . Ancak bu girişim de ba şar ı s ı z kaldı .

Bu süreçte bulunan sendikalar ı n da içinde bulundu ğu bir grup bağı ms ı z sendika (Tekstil, Petkim- İş,Sosyal-İş, Teknik-İş ve Karayol-İş Sendikalar ı ) 1970 y ı lı nda 274 say ı lı Sendikalar Yasas ı ’nı n

Page 36: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 36/85

değiştirilmek istenmesi sürecinde biraraya gelerek Türkiye Ba ğı ms ı z İşçi Sendikalar ı Genel Direniş Komitesi’ni oluşturdular. Bu sendikalar ı n ilk dördü de daha sonra D İSK’e katı ldı . ÖZ-İŞ Genel Ba şkan ı Mehmet Kı lı nç’ı n sendikas ı Petkim-İş de 1975 y ı lı Mart ayı nda DİSK’e üye oldu. Mehmet Kı lı nç, 1975-1977 döneminde D İSK Yürütme Kurulu üyesiydi.

Soru 46: SADA nedir?

Sendikalararas ı Dayan ı şma Anlaşmas ı (SADA), 1966 yı lı Temmuz ay ı nda Maden- İş, Bas ı n-İş,Lastik-İş ve Türkiye Gı da-İş Sendikalar ı taraf ı ndan imzaland ı . TÜRK-İŞ, Pa şabahçe grevi s ı ras ı ndaKristal-İş Sendikas ı ’na destek vermedi. TÜRK-İŞ’in karar ı dı ş ı nda bir destek veren sendikalar da onur kuruluna verildi ve geçici ihraçla cezaland ı r ı ldı . Bu ve benzeri tav ı rlar, TÜRK-İŞ’in TİP’le ilişkilerininsertleşmesi, ba şka baz ı alanlarda belirli sendikalar ı n TÜRK-İŞ’ten dı şlanmas ı ve TİP’te ayr ı bir örgütlenmeye gitme do ğrultusundaki baz ı eğilimler, sözkonusu dört sendikan ı n aralar ı nda örgütlenme,eğitim, toplu iş sözleşmesi, grev, hukuk, ara ştı rma, bas ı n ve yay ı n gibi mesleki ve sendikal konulardamaddi ve manevi yard ı mlaşmaya gitmelerini gündeme getirdi. Örne ğin, sendikalardan birinin grevegitmesi durumunda, kar ş ı lı klı bilgilendirme ve yardı mlaşma yap ı lacaktı . SADA, görünüşte yaln ı zca bir yardı mlaşma ve işbirliği anlaşmas ı ydı ; ancak yeni bir Konfederasyonun haz ı rlı k aşamas ı nı oluşturdu.

Soru 47: D İSK nas ı l kuruldu? Faaliyetleri nas ı ldı ?

Türkiye Devrimciİşçi Sendikalar ı Konfederasyonu (D İSK), 13 Şubat 1967 tarihinde, Türkiye Maden-İş, Lastik-İş, Bas ı n-İş, Türkiye Gı da-İş ve Türk Maden-İş Sendikalar ı taraf ı ndan kuruldu. Türk Hür-İş Konfederasyonu ve Türkiye İşçi Sendikalar ı Dayan ı şma Konseyi de TÜRK-İŞ’e benzer ele ştiriler yöneterek kurulmuşlar; ancak ba şar ı s ı z kalmı şlardı r. DİSK’in durumu farklı oldu.

15 Ocak 1967 tarihinde İstanbul’da Şafak Sinemas ı nda 17 sendikan ı n kat ı ldı ğı bir toplantı yap ı ldı (Bank-İş, İstanbul Bas ı n-İş, Ankara Bas ı n-İş, Türkiye Gı da-İş, Deniz-İş, Maden-İş, Zonguldak Maden- İş,Lastik-İş, Kimya-İş, Petkim-İş, Pancar- İş, Tekstil, T.Genel- İş, Toprak Su, T.Ta ş ı t-İş, İstanbul Yap ı -İş,

Ankara Yap ı -İş). Bu toplantı da, DİSK’in kurulması karar ı alı ndı . Toplant ı da kabul edilen ortak bildirideşunlar belirtildi:

“Bütün bunlar ve TÜRK- İŞ’in bağ ı mlı duruma gelmesi, bu örgütün içinde kalarakdüzeltilmesini, do ğru yola getirilmesini imkans ı zlaş tı rm ı ş tı r. TÜRK-İŞ Konfederasyonu bir i şçiörgütü olmaktan ç ı km ı ş tı r. TÜRK-İŞ Amerikan hükümetinin para yard ı mlar ı ile ayaktadurmaktad ı r. TÜRK-İŞ işçi haklar ı n ı ayaklar alt ı na alm ı ş tı r. TÜRK-İŞ partilerüstü politikadiyerek, i şçi davalar ı n ı savsaklam ı ş tı r.”DİSK’in kurucu 5 sendikas ı ndan 4’ünün Genel Ba şkanlar ı (Maden-İş Genel Ba şkan ı Kemal Türkler,

Lastik-İş Genel Ba şkan ı Rı za Kuas, Bas ı n-İş Genel Ba şkan ı İbrahim Güzelce ve Türkiye G ı da-İş GenelBaşkan ı Kemal Nebioğlu) 1961 yı lı nda TİP’i kuran 12 sendikac ı aras ı ndayd ı . Lastik-İş Genel Ba şkan ı Rı za Kuas, T İP Genel Sekreteri ve Ankara milletvekili, Türkiye Gı da-İş Genel Ba şkan ı Kemal Nebioğlu,TİP Merkez Yürütme Kurulu üyesi ve Tekirda ğ milletvekili idi.

DİSK’in “devrimciliği” ihtilalcilik değildi. DİSK’in kuruluş bildirisinde “devrimcilik” anlayı ş ı şöyle ifadeediliyordu:

“İşte biz, devrimcili ği; bugünkü tutucu, gerici ekonomik, sosyal ve politik ili şkilerinAnayasa uyar ı nca de ğiş tirilmesi ve yukar ı dan beri özetledi ğimiz ilkelerin hayata uygulanmas ı anlam ı na al ı yoruz. Devrimcilik, hepimizin mülk sahibi olmas ı n ı ve uygarl ı k nimetlerindeneş itçe yararlanma olana ğ ı sa ğlayaca ğ ı için bizim sendikac ı lı k çal ı şmalar ı mı zı n özünükapsayacakt ı r.”DİSK kurucular ı , TÜRK-İŞ’in 1962 yı lı ndan sonraki tutum ve davran ı şlar ı nı eleştirdiler. DİSK’in

kuruluşunda temel vurgu, TÜRK-İŞ’ten ayr ı lmayı haklı kı lacak ele ştirilerdeydi. Bu nedenle, TÜRK-İŞ,DİSK’in 1 No.lu yayı nı olan TÜRK-İŞ Çı kmaz ı kitabı ndan aktar ı lan aşağı daki örneklerde görüldü ğü gibi,eleştirildi:

"Türk-İş, uzun süre, sendikal ı Türk işçilerinin ekonomik, sosyal ve kültürel menfaatlerinikoruma yolunda türlü mücadele vermi ş tir. Fakat 1962'den bu yana her gün, biraz dahagerilemi ş ve para gücü artt ı kça, i şçi haklar ı n ı savunma yeterli ğini yitirmiş tir. O kadar ki, art ı kbugün Türk- İş için rahatl ı kla şöyle denebilir: Türk- İş, bir işçi örgütü olmaktan ç ı km ı ş tı r.İşçilerin kanuni haklar ı na kar ş ı ç ı kanlar aras ı nda Türk- İş de yer alm ı ş tı r. İşçilerin menfaatleri

Page 37: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 37/85

için ç ı rp ı nanlara kar ş ı cephe birli ği kuranlar aras ı nda Türk- İş de yer alm ı ş tı r. İşçilerinaileleriyle birlikte açl ı ğa mahkum edilmelerini savunanlar ı n en önünde gelenler ne yaz ı k kiTürk-İş yöneticileri olmu ş tur.""DİSK'in yard ı m alma görü şü: DİSK, hiç bir i şçi sendikas ı n ı n devletten, hele yabanc ı bir devletten yard ı m almas ı n ı kesin olarak reddeder. İşçi sendikalar ı na yap ı lacak yard ı m şunitelikte olabilir: (1) Yard ı mı bir işçi örgütü yapabilir. (2) Yap ı lan yard ı m eğitim ve teknikyard ı m şeklinde olabilir. (3) Yard ı mı yapan ı n, yard ı mı alana kendi şartlar ı n ı dayatmamas ı laz ı md ı r. (4) Yap ı lan yard ı m miktar ı n ı n, yard ı m alan te şkilat ı n bütçesinde a ğ ı r basmamas ı , yaniyard ı m kesilince o i şçi örgütünün kendi normal çal ı şmalar ı n ı aksatmadan devam ettirebilmesizorunludur.""Türk-İş, AID'den do ğrudan do ğruya yard ı m alarak, Amerikan politikas ı na uygun bir yolagirmiş tir."Türk-İş Üyeliğinden Ayr ı lma Hakk ı nda Rapor’ da da gerekçeler şu şekilde s ı ralan ı yordu:"Niçin Türk-İş'ten ayr ı lmak istiyoruz?"1) Çünkü Türk- İş, Anatüzü ğünde yaz ı lı ilkeleri ve kongrelerinde al ı nan kararlar ı art ı kuygulama gücünü yitirmi ş tir...2) Sendikalar Kanununa göre ç ı kar ı lan işkolu yönetmeli ğinin haz ı rlan ı ş ı nda uluslararas ı

normlar kasten bir kenara itilmi ş , işkollar ı

, işçi örgütlerinin ba şı

nda bulunanlar ı

n politikgörü ş lerine göre düzenlenmi ş tir. Bunun sonucu olarak da ana i şkollar ı parçalanm ı ş , işçiler güçsüz b ı rak ı lmı ş tı r.3) Türk-İş, bütün bu say ı lanlarla yetinmiyerek, Anatüzü ğündeki hükümleri aç ı kça ve hiçbir sak ı nca duymadan savsaklam ı ş , böylece kanun önünde gayrime ş ru bir örgüt durumunadüşme tehlikesini bile göze alm ı ş tı r: Öte yandan Türk- İş yöneticileri, kendi ki ş isel ç ı karlar ı nauygun bir ya şant ı n ı n içinde, sendikalararas ı dayan ı şma ruhuna ald ı r ı ş etmez olmu ş lard ı r...4) Türk-İş, hangi iktidar i şba ş ı nda ise, onun paralelinde bir yol izlemeyi kendisi için ba ş ilkesaym ı ş , bu yüzden önemli hiçbir i şçi sorununu çözümleyememi ş tir....5) Türk-İş, toplum gerçeklerine ayk ı r ı düşen bir politika izlemi ş tir. Böylece, i şçi haklar ı n ı nsa ğlanmas ı yolunu aç ı klı kla t ı kam ı ş tı r...6) Türk-İş, birbirleriyle çeli şen ve birbirleriyle sahte dostluklar kuran bir yönetici kadrosunun

elindedir. Bu kadro samiyetsiz ki ş ilerden kurulu bir kadrodur...7) Türk-İş milli bir kurulu ş olmaktan ç ı km ı ş , Amerikan yard ı mlar ı yla ayakta duran bir kurulu ş olmu ş tur...8) Türk-İş kendi bütçesiyle ve kendi aidat geliri ile memurlar ı n ı n ayl ı klar ı n ı veremez haledüşmüş tür...9) Türk-İş, Yurt gerçeklerine ve Türkiye şartlar ı na ayk ı r ı bir e ğitim politikas ı gütmekte,Amerikan Hükümetinin Türkiye'de uygulatmak istedi ği sendikac ı lı k politikas ı na göre hareketetmektedir...10) Türk-İş, tam ba ğ ı ms ı z, kiş iliği olan, onurlu bir politika izlenmesini isteyenlere kar ş ı , yaln ı zAmerikal ı lar ı n ç ı kar ı na göre ayarlanan bir düzeni kurma e ğilimindedir...11) Türk-İş, işçileri uyutucu ve i şçi haklar ı n ı n al ı nmas ı n ı güçle ş tirici bir oyalama politikas ı içindedir...12) Türk-iş bütün hakl ı grevlere kar ş ı ç ı km ı ş tı r...13) Türk-İş, kanunlar ı işçiler aleyhine yorumlam ı ş , kanunsuz i ş ler pe ş ine dü şmüş tür...14) Türk-İş yöneticileri, i şçilerin ya şama mücadelesinde topluca i ş ten ç ı kar ı lmalar ı n ı vesefaletin kuca ğ ı na b ı rak ı lmalar ı n ı insan ı hayrette b ı rakacak bir şekilde savunmu ş lard ı r...15) Türk-İş, Maden- İş'in geli şmesini önlemeye, Maden- İş'e kar ş ı sar ı sendikalar kurulmas ı nave işçi gücünü parçalamaya büyük önem vermi ş tir."DİSK’in kuruluşunun ayr ı ntı lı öyküsü henüz yaz ı lmamı ştı r. Ancak baz ı noktalara de ğinilebilir.TÜRK-İŞ’e bağlı sendikalar 1950’li yı llarda devletle sürtü şmeye girmeden, hükümetlerle iyi ilişkiler

kurarak ve siyasal gücü kullanarak çe şitli haklar elde ettiler. 1964 yı lı ndan itibaren kamu kesimindeimzalanan toplu iş sözleşmelerinde de ayn ı yöntem kullanı ldı . İlk dönem toplu iş sözleşmelerinin bir kı sm ı da işyerlerinde uygulanmakta olan i şyeri yönetmeliklerinin geliştirilmiş biçimiydi. 1964 yı lı ndakamu kesiminde imzalanan ba şar ı lı toplu iş sözleşmeleri özel sektör işçileri üzerinde de özendirici bir etki yaptı . Ancak, o tarihlerde TÜRK-İŞ’te hakim olan anlay ı şla özel sektörde ba şar ı lı sendikac ı lı k

Page 38: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 38/85

yapmak baz ı sorunlar yarat ı yordu. Bu koşullarda sendikal anlay ı ş farklı lı klar ı oluştu. Bu anlay ı ş farklı lı ğı ,belirli tarihsel koşullarda, iki ayr ı örgütlenmeyi gündeme getirdi.

TÜRK-İŞ’ten daha önceleri de ayr ı lmalar olmuştu. Ancak DİSK’in kuruluşunda hem bir ayr ı lma niyeti,hem de bir d ı şlanma vard ı r. TİP’in 1965 seçimlerindeki ba şar ı s ı nı n ard ı ndan yükseltilen anti-komünistdalga, TÜRK-İŞ’in 1966 yı lı nda yap ı lan genel kurulunda T İP’li sendikacı lar ı n Yönetim Kurulu’ndandı şlanmalar ı nı doğurdu. TİP’li sendikacı lar TÜRK-İŞ içinde yönetime gelebilme umutlar ı nı yitirdiler.TÜRK-İŞ yönetimi, işkollar ı nı n biçimlendirilmesinde ve yeni sendikalar ı n oluşturulmas ı nda da T İP’lilerinyönetiminde bulunduğu sendikalara kar ş ı bir tutum izledi.

Bu dı şlanman ı n diğer boyutu ise, ayr ı lma isteğiydi. TİP’in 1965 seçimlerindeki ba şar ı s ı , baz ı sendikac ı larda gelece ğe ilişkin büyük umutlar doğurdu. Baz ı sendikac ı lar, gücünü art ı raca ğa benzeyenbir TİP’in desteğiyle işçi s ı nı f ı ve sendikac ı lı k hareketinde büyük ba şar ı lar elde edebilecekleri umudunakap ı ldı lar. 1965 y ı lı nda kurulan baz ı memur sendikalar ı nda TİP’lilerin gücü, bu umutlar ı daha da art ı rdı .TİP’lilerin en azı ndan bir bölümü de, ilişkilerde ciddi sorunlar yaşad ı klar ı TÜRK-İŞ’e kar ş ı kendikontrollar ı nda olaca ğı nı umduklar ı bir sendikal merkezden yanayd ı lar. TİP’in 20-24 Kası m 1966 günleriMalatya’da yapı lan 2. Büyük Kongresinin resmi kararlar ı aras ı nda DİSK’in kurulması na ilişkin bir bölümyoktur. Ancak, bu konuda gayriresmi bir karar ı n al ı ndı ğı iddias ı da oldukça yayg ı nd ı r. Nitekim, TİP’in 13Şubat 1961 ve D İSK’in 13Şubat 1967 günü kurulmas ı , Sadun Aren’in de belirttiği gibi, rastlantı değildir.

DİSK’in kuruluşunda olası

diğer bir etmen, bir dönem İstanbul İşçi Sendikalar ı

Birliği ile TÜRK-İŞ aras ı nda ya şanan gerginliktir.DİSK’in 1980’e kadarki dönemde belirleyici ve en önemli özelliği, devletten ba ğı ms ı zlı ğı ve dönem

dönem hükümetlerin ötesinde devletle de kavgaya girmesi veya girmeye zorlanmas ı ydı . DİSK, 1967-1970 döneminde devletten ba ğı ms ı z bir biçimde hükümetlerle ve sermayeyle mücadele etti; 1971-1974döneminde devletle uyum içinde çal ı ştı ; 1975-1980 döneminde ise devlet taraf ı ndan ciddi bir tehlikeolarak alg ı land ı .

DİSK’in 1967-1970 dönemindeki temel talebi, 1961 Anayasas ı nı n uygulanmas ı ydı ; DİSK devlettenbağı ms ı zd ı , ancak devlete kar ş ı bir tavı r içinde de de ğildi. Nitekim, Kemal Türkler’in 15-16 Haziranolaylar ı yla ilgili olarak 16 Haziran 1970 günü yapt ı ğı aç ı klama ve 12 Mart 1971 müdahalesi kar ş ı s ı ndakitavı r, bu anlay ı ş ı n yans ı mas ı dı r. DİSK’in TİP’le ilişkisini sı nı rlı tutma konusunda gösterilen duyarl ı lı k,TİP’in bu dönemdeki parlamenter demokrat tavr ı (“güleryüzlü sosyalizm”) ve Sovyetler Birliği’nden

özenle korunan ba ğı ms ı zlı ğı , DİSK’in devlet taraf ı ndan bir tehdit olarak alg ı lanmas ı nı engelledi. 12 Martdöneminde Ankara S ı kı yönetim Komutanlı ğı 3 Numaral ı Askeri Mahkemesinde TÖS hakk ı nda davaaç ı lmı şken, DİSK hakkı nda benzer bir dava aç ı lmad ı . İstanbul S ı kı yönetim Komutanlı ğı 27 Nisan 1971günü TÖS’ün faaliyetini durdururken, DİSK’e dokunmad ı .

DİSK, 1971-1974 döneminde devletle uyum içinde çal ı ştı . 1974 Kı br ı s Bar ı ş Harekat ı konusundatakı nı lan tav ı r, bu dönemdeki anlay ı ş ı yans ı tmaktad ı r. DİSK, Kı br ı s olaylar ı yla ilgili olarak yayı nlad ı ğı bildiride, bağlı sendikalara üye tüm i şçileri devletin savaş fonuna asgari bir yevmiye ile kat ı lmayaçağı rdı ; bütün çal ı şanlar ı n günde bir saat fazla çal ı şarak devletin sava ş fonuna katk ı da bulunmas ı nı önerdi; tüm uyuşmazlı klar ı n anla şma ile sonuçland ı r ı lmas ı nı istedi.

DİSK, 1975-1980 döneminde devlet taraf ı ndan ciddi bir tehlike olarak alg ı land ı . DİSK ilk kez budönemde devletin temel düzenini de ğiştirmeye yönelik bir çizgi izledi ve bu doğrultuda çe şitli siyasalörgütlerle içiçe geçti; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 1946 sonras ı nda yeniden biçimlendirilmiş temelpolitikalar ı nı n dı ş ı na ç ı ktı .

DİSK’in hemen hemen tüm dönemlerde büyümesinde ana yol, yeni sendikalar ı n DİSK’e katı lmas ı ydı .Birçok sendika DİSK’e veya kendisini feshederek D İSK’e bağlı bir sendikaya kat ı ldı . DİSK’inkuruluşundan k ı sa bir süre sonra, Turizm- İş, Kimya-İş, Bank-İş, Ege Bölgesi Mensucat İşçileriSendikas ı , Gaziantep Tekstil İşçileri Sendikas ı , Serçip-İş ve Tahlis de D İSK’e üye oldu. 1973-1975döneminde Devrimci Yap ı -İş, Tümka-İş, Sosyal- İş, As-İs, Baysen, Devrimci Toprak- İş, Özgür Haber- İş,Tek-İş, Has-İş, Ziraat-İş, Çapa- İş, Petkim-İş, Tekstil, Yeni Haber- İş, Tek Bank-İş, Kapfer Genel-İş Sendikalar ı DİSK’e katı ldı . 1975-1977 döneminde üye olan sendikalar da Aster- İş, Bank-Sen, Genel- İş,Ges- İş, İlerici Deri-İş, Nakliyat-İş, Tar ı m İşçileri Sendikas ı , Teknik-İş, Oleyis, Mab-İş, Çağdaş Maden-İş,Besin-İş, Gam-Sen ve Ça ğdaş Gı da-İş idi. 1978-1980 yı llar ı nda ise Yeralt ı Maden-İş, Limter-İş, F ı nd ı k-İş, Devrimci Yapı -İş (üyelikten düşmüştü), Sosyal-İş (üyelikten düşmüştü), Sine-Sen, TF İS, Taper- İş veNakliyat-İş DİSK’e katı ldı .

Page 39: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 39/85

Soru 48: 1975-1980 döneminde D İSK içinde ne tür sorunlar ya şand ı ? DİSK’in siyasal tavr ı nas ı ldı ?

DİSK’in tarihinde birçok açı dan dönüm noktas ı , 21-24 Mayı s 1975 günleri toplanan 5. GenelKuruludur.

DİSK, 1967-1971 döneminde T İP’i destekledi; ama bu destek son derece s ı nı rlı kaldı . DİSK YönetimKurulu, 19 Eylül 1969 günü yaptı ğı toplantı s ı nda, 12 Ekim 1969 seçimlerinde T İP’i destekleme karar ı aldı . Karar şöyleydi:

“DİSK, işçi s ı n ı f ı n ı n sömürüden kurtulmas ı yolunda çal ı şan devrimci bir i şçikonfederasyonu olarak, tüm emekçileri bu seçimlerde Türkiye İşçi Partisi adaylar ı na oyvermeye ça ğ ı r ı r. Zafer, tam ba ğ ı ms ı z sosyalist Türkiye için çal ı şanlar ı n olacakt ı r.”DİSK yöneticileri TİP’in DİSK’i herhangi bir biçimde kullanması na izin vermediler. Sadun Aren, TİP

Olayı (1961-1971) isimli kitabı nda bu ilişkiyişöyle anlatmaktad ı r:“DİSK ve ba ğlı sendikalar yöneticileri, T İP’in görü ş lerinin -ki bunlar ayn ı zamanda kendi

görü ş leridir de- tabandaki i şçiler aras ı nda yay ı lmas ı na hiçbir kolayl ı k göstermemi ş lerdir. Öyleki, TİP’e yak ı nlı klar ı bak ı mı ndan D İSK’li işçilerle TÜRK-İŞ’e bağlı işçiler aras ı nda hemen hiçbir fark yoktur. Bunun nedeni, D İSK’li yöneticilerin de, di ğer sendikac ı lar gibi, konumlar ı n ı

güvence altı

na almak amacı

yla üyesi i şçileri özellikle sosyalist siyasal akı

mlar ı

n dı

şı

ndatutmak kayg ı s ı içinde olmalar ı d ı r. Bu kayg ı yı anlamak ve hak vermek gerekir. Çünkü sosyalistsiyasal dü şüncenin sendikal yönetime yans ı tı lmas ı , DİSK’in birliğini bozar, onun da ğ ı lmas ı naneden olabilirdi.”DİSK, 1973 seçimlerinde CHP’yi destekledi. Ancak bu destek, aç ı klamalar ı n fazla ötesine gitmedi.

DİSK Yönetim Kurulu’nun 8 ve 12 Eylül 1973 günleri yaptı ğı toplantı lar ı nda al ı nan karar şöyleydi:“DİSK, 1973 genel seçimlerinde anayasal özgürlükleri ve demokratik haklar ı ve uygarl ı kç ı

bir anlay ı ş ı savunan tek parti durumunda oldu ğu için işçileri, köylüleri, esnaf ı , memurlar ı vetüm dargelirli vatanda ş ı CHP’ye oy vermeye ça ğ ı r ı r.”DİSK, 9 Aralı k 1973 günü yap ı lan mahalli seçimlerde de CHP’nin desteklenmesi için bir ça ğr ı yaptı .1974 y ı lı nda Türkiye Sosyalist İşçi Partisi (TSİP) ve 1975 y ı lı nda Türkiye İşçi Partisi (TİP) kurulurken,

DİSK yöneticileri, bu partilerle hiçbir ilişkilerinin ve bağlar ı nı n olmad ı ğı nı aç ı kladı lar.

21-24 Mayı s 1975 günleri toplanan 5. Genel Kuruldan sonra ise tümüyle farkl ı bir durum sözkonusudur.Maden-İş’teki yönetim değişikliğinin ardı ndan DİSK’te 5. Genel Kurulda bir yönetim değişikliği

yaşand ı . İbrahim Güzelce D İSK Genel Sekreteri oldu. K ı sa bir süre sonra, D İSK Genel Kurulunda kabuledilmemiş, hatta hiç tart ı ş ı lmamı ş ve siyasal bir tercihin ifadesi olan baz ı sloganlar (örne ğin, “toplumsalilerleme”) DİSK yayı nlar ı nda kullan ı lmaya ba şland ı . Ayr ı ca, DİSK yönetiminin çeşitli sendikalara kar ş ı olumsuz tavr ı gelişti. Örneğin, TİP’lilerin yönetiminde bulunduğu Petrolkimya-İş Sendikas ı , Petkim-İş ilebirleştirilirken TİP’liler eritildi. Yine TİP’lilerin yönetimde olduğu Sosyal- İş Sendikas ı ’nı n üyeliğidüşürüldü. Devrimci Yol çizgisine yakı nlı ğı ileri sürülen Yeralt ı Maden-İş Sendikas ı , uzun süre D İSKüyeliğine kabul edilmedi. Yeralt ı Maden-İş üyelik için 2.8.1976 günü ba şvurdu. Üyeliğe ancak AbdullahBaştürk döneminde, 14.2.1978 günü kabul edildi. D İSK’in bazı bölge temsilcileri, DİSK’e üyesendikalara kar ş ı , kendi siyasal çizgilerindeki kişilerle alternatif sendikalar kurdular (İzmir’de As-İs’ekar ş ı 12.1.1976 günü A ğaç-Sen’in ve Keramik-İş’e kar ş ı 23.8.1976 günü Beton-Sen’in kurulmas ı ). DİSKyönetimi, yetkili organlar ı nı n karar ı olmaks ı zı n, TKP’nin Ulusal Demokratik Cephe politikası nı benimsedive savunmaya ba şladı . DİSK yönetimi, sosyalist-komünist hareketler veya örgütlenmeler aras ı ndakikavgada aç ı kça taraf oldu. Bu arada baz ı sendikalarda da siyasal yap ı larla içiçe geçme iddialar ı yoğunlaştı . Örneğin, Maden-İş’te, tüzükte yer alan gençlik ve kad ı n kollar ı çalı ştı r ı lmazken, İlericiGençler Derne ği ve İlerici Kadı nlar Derneği’nin bu Sendikada yoğun bir çabas ı başladı . DİSK’in ve bazı sendikalar ı n olanaklar ı , TKP çizgisinde yayı n yapan Politika Gazetesi’nin sat ı n alı nmas ı nda veyayı nlanmas ı nda harcand ı . Sendikalar ı n içinde de anti-demokratik uygulamalar, tasfiyecilik vebölünmeci eğilimler yaygı nlaştı .

TKP çizgisinin DİSK yönetiminde politikalar ı belirlediği dönemde D İSK seçimlerde CHP’yi destekledi.12 Ekim 1975 günü yap ı lan ara seçimler öncesinde, D İSK Yönetim Kurulu “ileri demokratik bir düzeninönkoşulu olarak CHP’yi destekleme” karar ı aldı (2 Ekim 1975). DİSK Yönetim Kurulu ve Başkanlar Konseyi, 21-22 Şubat 1977 günleri yapt ı ğı toplantı s ı nda da, 5 Haziran 1977 genel seçimlerinde CHP’nindesteklenmesi karar ı nı yineledi. İlgili karar şöyleydi:

Page 40: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 40/85

“Bugün ülkemizde iktidara en güçlü aday durumunda bulunan tek ilerici ve demokrasidenyana örgüt olan CHP’yi 1977 genel seçimlerinde D İSK’in V. Genel Kurulu 33 no.lu karar ı doğrultusunda ve ileri ve demokratik bir düzenin kurulmas ı n ı n ön şart ı olarak desteklemeyi;tüm demokratik kitle örgütleri ile demokrasiden yana olan tüm siyasi partileri de ayn ı doğrultuda davranmaya ça ğ ı rmay ı ; DİSK’e bağlı tüm sendikalar ı n Yürütme Kurullar ı , YönetimKurullar ı ve DİSK organlar ı n ı n seçimlerden önce muhtemel fa ş ist sald ı r ı lara kar ş ı seçimsand ı klar ı na sahip ç ı kmak üzere D İSK görevlilerini saptamak amac ı yla ayr ı ayr ı toplanmas ı nave saptanan görevlilerin bu konuda bilgilendirilmelerine karar vermi ş tir.”DİSK Yönetim Kurulu, 30 Haziran - 2 Temmuz 1977 günleri yapt ı ğı toplantı s ı nda, “goşist” ve “maocu”

unsurlar ı n tecrit edilmesi karar ı nı aldı .Genel kurullarda aç ı kça tart ı ş ı lmadan ve onaylanmadan siyasal hareketlerle (özellikle, gizli

örgütlenmelerle) içiçe geçme, D İSK’in iç yapı s ı nda çe şitli sorunlar yaratı rken, ona büyük bir dinamizmve atakl ı k da kazand ı rdı . Siyasal perspektifle hareket eden sendikal kadrolar, sendikac ı lı k hareketininbaz ı eksikliklerinin giderilmesine ve hatalar ı nı n düzeltilmesine önemli katk ı larda bulundu; sendikac ı lı ğabir coşku ve özveri ruhu katt ı . 1 Mayı s çok uzun bir aradan sonra ilk kez 1976 y ı lı nda Taksim’deyüzbinlerce insan ı n kat ı lı mı yla kutlandı . 16-19 Eylül 1976 DGM direnişi yapı ldı . Ülkenin birçokbölgesinde büyük ve önemli mitingler gerçekle ştirildi. Ancak bu döneme bir bütün olarak bak ı ldı ğı nda,

sendikalar ı

siyasal partilerin kitlelerle bağlantı

kayı

şı

olarak gören ve kullanan anlayı

şlar ı

n, işçi sı

f ı

vesendikac ı lı k hareketine de, söz konusu siyasal harekete de zarar verdi ği söylenebilir. DİSK’te budönemde uygulanan bu politikalar di ğer sendikalarda da anti-demokratik ve tasfiyeci uygulamalar ı vebölünmeleri gündeme getirdi. 1980 y ı lı geldiğinde, çe şitli sol grup, hareket veya partilerin çoğunun kendiküçücük sendikalar ı vard ı .

1977 y ı lı nda DİSK Yürütme Kurulu’nun TKP’nin çizgisinde Ulusal Demokratik Cephe çağr ı s ı yapmas ı üzerine, bölünme oldu. D İSK Yürütme Kurulu içinde Kemal Türkler, Mehmet Karaca ve Fehmi Iş ı klar,UDC çizgisini savundu. Mehmet Kı lı nç, R ı za Güven, Celal Küçük ve Kemal Nebio ğlu ise bu çizgiyekar ş ı çı ktı . DİSK Yönetim Kurulu içinde de UDC’yi savunan çizgi azı nlı kta kaldı . DİSK bir ara iki başlı gibiydi. Bu sorunlar, 1977 y ı lı Aralı k ayı nda yap ı lan 6. Genel Kurulda Abdullah Baştürk ekibininyönetime gelmesiyle farkl ı bir biçim kazand ı . İşin ilginç yanı , ilk ayr ı şmada Kemal Türkler’in yanı nda yer alan Fehmi Iş ı klar’ı n Genel Kurulda Abdullah Baştürk’ün genel sekreterliğine seçilmesiydi.

Yeni yönetim döneminde bu kez, yöneticileri TKP’ye yak ı n olduğu ileri sürülen Maden-İş, Bank-Senve Baysen s ı kı ntı lı günler yaşad ı . Bu sendikalar, D İSK Onur Kurulu taraf ı ndan “DİSK’in belirlediğisloganlar d ı ş ı nda slogan att ı klar ı ” türü ve benzeri gerekçelerle 15.3.1979 tarihinde 1 y ı l süreyle geçiciihraçla cezaland ı r ı ldı . Farklı bir siyasal hareketin denetiminde oldu ğu ileri sürülen Yeralt ı Maden-İş iseyine sudan gerekçelerle 4 ay geçici ihraç cezas ı aldı . Ayr ı ca, Kemal Türkler, Bahtiyar Erkul, Şinasi Kayagibi Maden-İş’e ve DİSK’e büyük katkı lar ı bulunmuş kişilerin de aralar ı nda bulundu ğu 13 kişi bir yı lsüreyle geçici olarak, aralar ı nda 1997-1998 y ı llar ı nda DİSK’in genel sekreterliğini yapan Kemal Daysalve Murat Tokmak’ı n da bulundu ğu 5 kişi ise kesin olarak ihraç edildi.

Yeni dönemde D İSK yönetiminin genel politikası , CHP’yi fazla kar ş ı ya almadan, sol içinde TKPdı ş ı ndaki örgüt ve hareketlerin önemli bir bölümüyle iyi ilişkiler kurmaktı . DİSK, örneğin, 14 Ekim 1979günü yap ı lan ara seçimler öncesinde yapt ı ğı aç ı klamada bu karma ş ı k çizgisinişöyle ifade ediyordu:

“1. Taban ı n ı n (gövdesinin) ilerici, demokrat unsurlardan olu şmas ı nedeniyle, fa ş izme kar ş ı mücadelede önemli görevler yapabilecek olan CHP’ye oy verilerek desteklenmesini,

2. İşçi s ı n ı f ı mı zı , emekçi halk ı mı zı kucaklayan siyasal örgütlenmenin henüz var olmad ı ğ ı n ı nbilincinde olarak, sosyalist, ilerici, tüm partilerin adaylar ı na da oy verilerek güç kat ı lmas ı n ı nfaş izmle mücadele ilkesine ters dü şmeyece ğini…”DİSK Yürütme Kurulu 1979 yı lı Kas ı m ay ı nda yetkili hiçbir organı n karar ı olmaks ı zı n bir parti kurma

çabas ı na girdi. Ancak kar ş ı laş ı lan sert tepkiler nedeniyle bu giri şimden hemen vazgeçildi.1975-1980 döneminde D İSK ve bağlı sendikalar ı n bir bölümü, genel kurullarda aç ı kça görüşülmeden

ve onaylanmadan, anti-demokratik bir biçimde siyasal parti yönlendirmesinin olumsuz etkilerini ya şad ı .Bu uygulamalar ba şka sendikal örgütlere de yay ı ldı . Böylece, siyasal bölünmeler sendikal alanayans ı yarak işçi sı nı f ı ve sendikac ı lı k hareketini böldü ve zay ı flattı . Ancak bu etki DİSK’in sendikalçalı şmalar ı nı n politize olmas ı nı , büyük bir özveri ve coşkuyla sürdürülmesini de sa ğladı .

Page 41: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 41/85

Soru 49: “S ı n ı f ve kitle sendikac ı lı ğı ” nedir?

DİSK'in 5. Genel Kurulu 21-24 Mayı s 1975 tarihlerinde topland ı . Genel kurulda al ı nan kararlarda da"sı nı f ve kitle sendikac ı lı ğı " kavramı geçmiyordu. Ancak, 1974 Kas ı m'ı ndan beri ara verilmi ş olan DİSKDergisi'nin yeniden ç ı kar ı lan ilk sayı s ı nda (Ekim 1975) "Devrimci Sendikac ı lı k: Sı nı f ve KitleSendikac ı lı ğı " başlı klı bir yazı yayı mland ı . "Devrimci sendikacı lı k"tan DİSK'i kuranlar ı n anlad ı klar ı ile, buyaz ı da anlat ı lanlar birbirinden çok farklı ydı . “Sı nı f ve kitle sendikac ı lı ğı ” kavramı ve anlay ı ş ı , DİSKTüzüğünde ve kararlar ı nda yer almadan D İSK'in politikası olarak DİSK Dergisi'nde böylece sunuldu.

DİSK'in, bazı önemli yönetim kar ı ş ı klı klar ı ndan sonra 1977 y ı lı Aralı k ayı nda toplanan 6. GenelKurulu'nda alı nan kararlar aras ı nda da "s ı nı f ve kitle sendikac ı lı ğı " konusunda bir karar yer alm ı yordu.Yalnı zca 6 no.lu kararda, "s ı nı f sendikac ı lı ğı nı n temel ilkesinden biri sendika demokrasisinin en geni ş ölçüde uygulanmas ı dı r" deniliyordu.

DİSK'te Aralı k 1977 Genel Kurulunda yönetime seçilen Abdullah Ba ştürk ve arkada şlar ı da, ideolojikolarak çok farklı çizgideki eski yönetimin Türkiye'ye getirdiği bu kavrama sahip ç ı ktı lar. 1-4 Ağustos1978 günü Ören'de D İSK ve üye sendikalar ı n yöneticilerinin katı ldı ğı bir toplantı düzenlendi. Butoplantı da görü şülen metin daha sonra D İSK Yönetim Kurulu taraf ı ndan 13-15 Şubat 1979 tarihindekabul edildi. Daha sonra "Demokratik S ı nı f ve Kitle Sendikacı lı ğı nı n Temel İlkeleri" olarak yayı nlanan bu

çalı

şma, bu kavram üzerine kurulmu ştu. DİSK, "sı

f ve kitle sendikacı

ğı

egemen kı

lmak" amacı

ylatek tip demokratik tüzüğü haz ı rladı . Tüzükte, DİSK üyesi sendikalar ı n, "sosyalist bir düzenin hayatageçirilmesine ilişkin çalı şmalarda bulunmay ı ilke sayaca ğı " belirtiliyordu.

S ı nı f sendikac ı lı ğı kavramı tartı ş ı lı rken öncelikle s ı nı f bilinci kavramı doğru anlaş ı lmalı dı r. S ı nı f bilinci,sosyalist olmak de ğildir. İşçilik bilincine sahip bir işçi, sorunlar ı nı n sorumlusu olarak yaln ı zca kendipatronunu görür. S ı nı f bilincine sahip bir işçi, sorunlar ı nı n sorumlusu olarak sermayedar s ı nı f ı görür.Sosyalist, komünist veya anar şist bilince sahip bir işçi ise sorunlar ı nı n sorumlusu olarak kapitalizmigörür. S ı nı f bilinçli bir işçinin sosyalist veya komünist veya anar şist olmas ı gerekmez.

S ı nı f sendikac ı lı ğı nı kavramada, onun ne oldu ğunu anlatmaktan çok, onun ne olmad ı ğı nı anlatmakbelki daha kolayd ı r.

Meslek veya işyeri sendikac ı lı ğı nı temel alan bir anlay ı ş, s ı nı f sendikac ı lı ğı nı reddeder. Bu anlay ı şta,ayn ı meslekten veya ayn ı işyerinde çal ı şan ücretlilerin çı karlar ı nı n korunmas ı önceliklidir. Meslek veya

işyeri sendikac ı lı ğı nda s ı nı f ı n bütününün ç ı karlar ı genellikle ikinci plandadı r. Ancak, kuruluşta meslek veişyeri sendikac ı lı ğı olarak ba şlayan bir anlay ı ş, zaman içinde federasyon veya bölge birlikleri arac ı lı ğı ylayeniden örgütlenebilir ve sendikal faaliyetin a ğı rlı ğı bu üst örgütlere kayd ı r ı larak s ı nı f ı n geniş kesimlerinin çı karlar ı nı temel alan bir mücadele de sürdürülebilir.

Belirli bir etnik kökenden veya mezhepten olanlar ı n birliğine dayal ı bir anlayı ş, s ı nı f sendikac ı lı ğı nı reddeder. S ı nı f sendikac ı lı ğı nda, s ı nı f kardeşliği, siyasal görü ş kardeşliğinin, etnik köken kardeşliğininve din-mezhep karde şliğinin çok daha önündedir, insanlar ı n ve örgütlerin davran ı şlar ı nda belirleyicidir.S ı nı f kimliğini değil de, etnik köken kimliğini ön planda tutan bir siyasal hareketin denetimindeki bir sendikan ı n s ı nı f sendikac ı lı ğı nı savundu ğunu ileri sürmesi son derece büyük bir çeli şkidir.

S ı nı f sendikac ı lı ğı nı n sendikal mücadelede kullan ı lan araçlar ve yöntemlerle de fazla ilgisi yoktur.Meslek veya işyeri sendikac ı lı ğı nı veya işçi sı nı f ı nı n bir kesiminin örgütlendiği işçi aristokratı sendikac ı lı ğı nı savunup, bu anlay ı ş çerçevesinde çok militan bir mücadeleyi verenler olmu ştur. Bunakar ş ı lı k, sı nı f ı n bütününü veya geni ş kesimlerini harekete geçirebilen ve militan ve sert eylemlerebaşvurmadan sonuç alabilen bir s ı nı f sendikac ı lı ğı da mümkündür.

Yalnı zca kendi üyelerinin sorunlar ı yla ilgilenen bir anlayı ş, s ı nı f sendikac ı lı ğı yla bağdaşmaz.Sendika, do ğrudan temsil ettiği üyelerin yanı s ı ra, s ı nı f ı n bütününün sorunlar ı yla ilgilendikçe sı nı f kimliğini geliştirir. Doğrudan temsil ettiği üyelerin sorunlar ı nı n çözümü de zaten s ı nı f ı n bütünününsorunlar ı nı n çözümü için çaba göstermekten geçmektedir. Demokratikle şmeden, asgari ücretinartı r ı lmas ı na kadar birçok talep bu niteliktedir.

Anti-demokratik sendikal uygulamalar sı nı f sendikac ı lı ğı yla bağdaşmaz. Anti-demokratikliğin bir boyutu, organlar ı n seçiminde ve denetlenmesindeki yanl ı ş davran ı şlardı r. Anti-demokratikliğin diğer boyutu ise, belirli siyasal hareketlerin veya partilerin, sendikalar ı n yetkili organlar ı nda aç ı kçatartı ş ı lmadan ve karara ba ğlanmadan, çe şitli oyunlarla, sendikalar ı dı şar ı dan yönetmeye veyayönlendirmeye çal ı şmas ı dı r. Örneğin, sendikalar ı bir siyasal partinin kitlelerle ilişkisindeki bağlantı kayı ş ı olarak gören anlay ı ş veya sendikalar ile siyasal partiler aras ı nda bir astl ı k ve üstlük anlay ı ş ı nı kabuleden yakla ş ı mlar, s ı nı f sendikac ı lı ğı yla bağdaşmaz. Belirli bir siyasal partiyle çeşitli düzeylerde ve

Page 42: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 42/85

biçimlerde ilişki içinde olunulabilir. Ancak buradaki önkoşul, bu ilişkinin sendikalar ı n yetkili organlar ı ndaaç ı kça tart ı ş ı lmas ı ve karara ba ğlanmas ı dı r.

Dünyada ve Türkiye'de sermayenin yeni sald ı r ı s ı , teknolojik gelişmeler ve diğer etmenler,sendikac ı lı k hareketinin içinde biçimlendiği ortamda köklü değişikliklere yol açmı ştı r. Sendikac ı lı k da,biraz gecikmeli olarak, önemli bir anlay ı ş ve yap ı değişikliğini yaşamaktad ı r. Fetişleştirilmiş kavramlardan bu olguyu kavramaya çal ı şmak yerine, olgunun kendisini incelemek ve kavramaya veetkilemeye çal ı şmak çok daha do ğru bir davran ı ştı r.

Soru 50: 12 Eylül 1980 öncesinde TÜRK- İŞ - DİSK ilişkileri nas ı ldı ?

Bu yı llarda TÜRK-İŞ’in ve DİSK’in yönetiminde bulunan sendikac ı lar, bir dönem ayn ı saflardamücadele etmi ş eski arkada şlardı . Ancak, TÜRK-İŞ’in geleneksel sendikal çizgisi ve D İSK’te genelkurullarda aç ı kça tart ı ş ı lmadan etkili kı lı nan siyasal ilişkiler, iki örgüt aras ı nda sürekli ve kal ı cı bir işbirliğini engelliyordu. Tabandaki işçiler aras ı nda da i şbirliği eğilimi güçlü değildi. İçinde bulunulankoşullar, mevcut haklar ı n korunmas ı için bir işbirliğinin zorunlu ve kaç ı nı lmaz olduğunun kavranmas ı nayol açmam ı ştı . Bu durum, işçi sı nı f ı nı n farklı kesimlerinin o günkü koşullarda kı sa dönemdeki

çı

karlar ı

n farklı

laşması

n ve uzun dönemli çı

kar bütünlüğünün önüne çı

kması

n da yansı

ması

ydı

.Bu dönemde ara s ı ra görüşmeler yap ı ldı ysa da, ortak bir emek cephesi veya çal ı şanlar cephesioluşturulmad ı . Ancak iki konfederasyona üye olan ve yönetimlerinde benzer siyasal görü şlerin hakimolduğu sendikalar aras ı nda işbirlikleri yapı ldı . Örneğin, DİSK üyesi Hür Cam-İş ile TÜRK-İŞ üyesiKristal-İş 22.11.1979 günü imzalad ı klar ı protokolle güç ve eylem birliği yapmay ı kararlaştı rdı lar. TÜRK-İŞ üyesi Tez Büro- İş ile DİSK üyesi Sosyal- İş ve Bank-Sen yöneticileri, 27.12.1979 günü ortak bir bas ı ntoplantı s ı düzenleyerek, güç ve eylem birli ği içine girme ve bu amaçla ortak bir koordinasyon komitesikurma kararlar ı nı aç ı kladı lar.

Soru 51: M İSK nas ı l kuruldu? M İSK’in siyasal tavr ı nas ı ldı ?

MİSK, 15-16 Haziran 1970 olaylar ı ndan k ı sa bir süre sonra, 23 Haziran 1970 tarihinde M İLLİ-İŞ

MİSK Konfederasyonu ad ı yla kuruldu. Ancak, MİSK’in faaliyetinin yoğunlaşmas ı 1975 y ı lı nda MilliyetçiCephe hükümetinin kurulmas ı sonras ı nda gerçekle şti. MİSK, MHP’nin görüşlerini benimsiyordu. MİSK’intemel belgelerinde, Dokuz I ş ı k Doktrini savunuluyordu. MİSK, 1977 genel seçimlerinde MilliyetçiHareket Partisi’ni destekledi. Konfederasyon, Mussolini’nin fa şist yönetiminde uygulanan tek ve mecburisendikac ı lı k anlayı ş ı nı savunuyordu. MİSK Eğitim ve Kültür Merkezi’nde 17 Temmuz 1979 günü bombayap ı lı rken bombalar patlad ı . MİSK ve bağlı sendikalar ve yöneticileri, çe şitli illerde silahlı sald ı r ı lara damaruz kald ı . 12 Eylül 1980 tarihinde MİSK’in temsil ettiği işçi say ı s ı yalnı zca 22 bindi.

Soru 52: HAK-İŞ nas ı l kuruldu? HAK- İŞ’in siyasal tavr ı nas ı ldı ?

Milli Selamet Partisi 1976 yı lı nda Milliyetçi Cephe Hükümetinin ortağı ydı . Çalı şma Bakan ı ve MSP’li Ahmet Tevfik Paksu, 1976 yı lı Ağustos ay ı başlar ı nda yapt ı ğı bir açı klamada, “Milli Selametzihniyetindeki işçi sendikalar ı nı bünyesinde bar ı ndı ran bir konfederasyon kurulmas ı için ön çalı şmalar ı nbaşladı ğı nı ” belirtti veşunlar ı söyledi:

“Gelecekte Türkiye’nin bütün müesseseleri Milli Selamet zihniyetinde i şçi isteyeceklerdir.Eğer işveren fabrika ve i şyerlerinde rand ı man istiyorsa, i şçisinde bu niteli ği arayacakt ı r.Ayr ı ca Milli Selamet zihniyetine sahip i şçi bugün r ı zkı n ı başka bir konfederasyondan aramakzorunda kalmayacakt ı r. Kendi konfederasyonumuzu kurarak, haklar ı mı zı müdafaa edece ğiz.”HAK-İŞ’in ilk tüzüğünde, laiklik, cumhuriyet ve demokrasi kavramlar ı yer almı yordu.HAK-İŞ’in Kuruluş Beyannamesinde, “HAK-İŞ işçi ve işverenin hakk ı nı hak terazisinde tartacak,

korkmadan, y ı lmadan hakl ı olana hakk ı nı teslim edecektir,” deniliyordu.HAK-İŞ Genel Sekreteri Mustafa Ta şçı 1977 y ı lı nda yapt ı ğı aç ı klamada Konfederasyon’u şöyle

tan ı tı yordu:“İslami anlay ı ş ta emek kutsald ı r. Sömürü yoktur, sömürene ve sömürücüye islamc ı

anlay ı ş ta hayat hakk ı tan ı nmaz. Bu anlay ı ş ı benimseyen ve dünya görü şünü kamuoyuna ilktakdim eden sendikal kurulu ş Hak-İş Konfederasyonudur.”

Page 43: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 43/85

Soru 53: Sosyal Demokrat- İş Konfederasyonu nas ı l kuruldu?

Türkiye Sosyal Demokrat İşçi Sendikalar ı Konfederasyonu (Sosyal Demokrat- İş) 22 Eylül 1978tarihinde Türkiye Oto-Metal-İş, Türkiye Özgür Yap ı -İş, İdeal Lastik-İş, Perkim-İş ve Demir-İş Sendikalar ı taraf ı ndan İstanbul’da kuruldu. Kurucu genel ba şkanlı ğa, bu sendikalar ı n hiçbirinin genel başkan ı olmayan Feridun Şakir Öğünç getirildi. Sosyal Demokrat-İş Feridun Şakir Öğünç’ün yönlendiriciliği veönderliğinde oluştu. Konfederasyon demokratik sosyalist bir çizgiyi savunuyordu ve TÜRK- İŞ içinde1970-1971 y ı llar ı nda ortaya ç ı kan 4’ler ve 12’ler hareketinin devam ı olma iddias ı ndayd ı . 1979 y ı lı içindegenel ba şkanlı ğa Ziya Hepbir getirildi. 12 Eylül 1980 tarihinde Sosyal Demokrat-İş’in üyeleri TürkiyeOto-Metal-İş, Özgür Yap ı -İş, Perkim-İş, Demir-İş, Özgür Besin-İş, Ekmek-İş ve Maden-Sen idi. AncakSosyal Demokrat- İş arzulad ı ğı ve hedefledi ği konuma gelemedi. 12 Eylül sonras ı nda da bir faaliyetiolmadı .

Soru 54: Türk Ülke- İş Konfederasyonu nas ı l kuruldu?

Türk Ülke-İş (Türkiye Milliyetçi, Adaletçi, Emekçiİşçi Sendikalar ı Konfederasyonu) 23 Temmuz 1976

tarihinde 15 sendika taraf ı

ndan kuruldu. Genel Ba şkanlı

k görevini Bayram Sökmen üstlendi. Kurucu 15sendikan ı n kurucular ı aras ı nda, 5 kişi 2 sendikan ı n, 4 kişi 3 sendikan ı n, 5 kişi 4 sendikan ı n, 2 kişi 6sendikan ı n ve 1 kişi de 7 sendikan ı n ayn ı anda kurucusuydu. 1977 y ı lı nda iki sendika daha Türk Ülke-İş’e katı ldı . Türk Ülke-İş 1979 y ı lı nda Çal ı şma Bakanl ı ğı ’na gönderdiği yazı da 355 bin üyeye sahipolduğunu bildirmekle birlikte, gerçekte hemen hemen hiç üyesi yoktu. Yay ı nlanan baz ı belgelere göre,Konfederasyon’a ba ğlı sendikalar, i şçilerin haberi olmadan ve i şverenlerin istedikleri biçimde toplu iş sözleşmeleri imzalayarak, işyerinde ba şka bir sendikan ı n örgütlenmesini önlüyorlar ve al ı nan baz ı paralar ı kendi hesaplar ı na geçiriyorlard ı . 12 Eylül sonras ı nda Konfederasyon Genel Ba şkan ı BayramSökmen, hem MHP çizgisindeki Esir Türkleri Kurtarma Ordusu’na ve hem de PKK’lı lara yard ı m ettiğiiddias ı yla tutuklandı . Ancak bu konudaki iddialar yarg ı sürecinde kan ı tlanamad ı . Ayr ı ca, yolsuzlukyap ı ldı ğı iddia edildi. Türk Ülke-İş 12 Eylül sonras ı nda faaliyetine son verdi.

Soru 55: Türkiye İşçi Partisi nas ı l kuruldu ve sendikalarla ili şkileri nas ı ldı ?Türkiye İşçi Partisi (TİP) 13 Şubat 1961 tarihinde, 1961 genel seçimlerine kat ı labilmek için parti

kurulmas ı na izin verilen son günde, 11 sendikac ı ve Kemal Türkler'in şöförü taraf ı ndan kuruldu. TÜRK-İŞ'e ba ğlı İstanbul İşçi Sendikalar ı Birliği'nde etkili olan sendikac ı lar ı n bir bölümü, herhangi bir yetkiliorgan karar ı olmaks ı zı n ve bir parti program ı bulunmaks ı zı n, mevcut parti boşluğundan yararlanmakamac ı yla bir siyasal parti oluşturdular. TİP'in kurucular ı : İbrahim Denizcier, Kemal Türkler, KemalNebioğlu, Adnan Arkı n (Kemal Türkler'in şöförü), Hüseyin Uslubaş, İbrahim Güzelce, SaffetGöksuzoğlu, Ahmet Muşlu, Salih Özkarabay, Avni Erakal ı n, Rı za Kuas, Şaban Y ı ldı z idi. Avni Erakalı n,Hüseyin Usluba ş, Saffet Göksuzo ğlu, Ahmet Muşlu ve İbrahim Denizcier bir süre sonra T İP'tenayr ı ldı lar.

Parti kurulmadan önce İstanbul'da toplant ı lar yap ı ldı . Ancak Şubat 1961 ba ş ı nda TÜRK-İŞ GenelSekreteri Halil Tunç'un bir aç ı klamas ı nda TÜRK-İŞ'in kurulacak partiyle bir bağı nı n olmad ı ğı belirtildi.Nuri Beşer ve Seyfi Demirsoy da, kuruculuk önerisini kabul etmediler. Ancak, buna kar ş ı n, TİP'intüzüğüne, örgütün feshi halinde mallar ı n TÜRK-İŞ'e devredilece ği hükmü kondu.

TİP, işçilerin büyük bir bölümünün Demokrat Parti'yi desteklediği koşullarda, programs ı z ve işçilerdenve ayd ı nlardan kopuk bir sendikac ı lar partisi olarak doğdu. TİP'in program ı , kuruluşundan yakla ş ı k 6 aysonra, iki ayd ı n taraf ı ndan haz ı rlandı . Program, güncel siyasal, toplumsal ve demokratik taleplerin bir bölümünün özeti biçimindeydi.

TİP ba şar ı lı olamay ı nca ve bu arada Çal ı şanlar Partisi girişimi önem kazan ı nca, TİP yönetimindekisendikac ı lar ayd ı nlarla ilişkileri geliştirmeye ve, parti tüzüğünün kuruculara verdi ği yetkilere dayanarak,ayd ı nlardan bir genel ba şkan belirlemeye çal ı ştı lar.

TİP'in genel ba şkanlı ğı önerilmesi düşünülen ve tart ı ş ı lan kişiler şunlard ı : Prof. Z.F. Fı ndı koğlu, AliRı za Ar ı , Dr.Ekmel, Mehmet Ali Aybar, Orhan Arsal, Sabahattin Zaim, Sedat Erbil, Ya şar Kemal, Prof.Sabri Esat Siyavu şgil, Esat Tekeli, Nadir Nadi, Esat Ça ğa.

Page 44: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 44/85

Sonunda Mehmet Ali Aybar üzerinde anla şma sa ğland ı ve TİP, 9 Şubat 1962 günü Aybar'a teslimedildi. TİP, bu tarihten sonra, sendikac ı lar partisi olmaktan ç ı karak, sosyalist bir partiye dönü ştü. Sadun

Aren'in belirttiği gibi, "12 işçi-sendikac ı nı n kurmuş olduklar ı TİP'in, Aybar' ı n genel ba şkan yap ı lmas ı ndansonraki TİP'le hiçbir ilgisi ve benzerliği yoktur."

Daha sonraki y ı llarda TİP içinde sendikac ı lar bir grup olarak varlı klar ı nı sürdürdüler. Ancak T İP,çeşitli nedenlerle, işçi sı nı f ı nı n geniş kesimlerini kucaklayan bir s ı nı f partisine dönüşemeyince, T İP’in, busendikac ı lar ı n yönetiminde bulundu ğu sendikalarla olan ilişkileri bile sı nı rlı kaldı .

Soru 56: Türkiye Çal ı şanlar Partisi giri ş imi nas ı l ortaya ç ı kt ı ve sonuçland ı ?

İstanbul İşçi Sendikalar ı Birliği 1948 yı lı nda kuruldu. Birlik, daha sonraki y ı llarda diğer bölgelerdebirliklerin ve federasyonlar ı n kurulmas ı nda öncülük etti, bir konfederasyonun yoklu ğunda fiilen bu rolüüstlendi. 1952 y ı lı nda TÜRK-İŞ'in kurulması nda da önemli bir rol oynad ı . Ancak daha sonraki y ı llarda,İstanbul İşçi Sendikalar ı Birliği ile üyesi bulunduğu TÜRK-İŞ aras ı nda belirli bir rekabet yaşand ı .

İstanbul İşçi Sendikalar ı Birliği'nin TİP girişiminin başar ı s ı z kaldı ğı ve ancak 31.12.1961 günü yap ı lanSaraçhane Mitinginin ba şar ı lı olduğu günlerde, TÜRK-İŞ Genel Ba şkan ı Seyfi Demirsoy yeni bir partikurma girişimini gündeme getirdi. Bu süreçte, Seyfi Demirsoy'un özellikle YÖN çevresiyle, Do ğan

Avcı

oğlu ve Mümtaz Soysal ile yakı

n ilişkileri vardı

. Sadun Aren de YÖN bildirisini imzalamı

ştı

vekurulacak parti çal ı şmalar ı na kat ı lı yordu.TÜRK-İŞ'in parti kurma girişimi YÖN'de ilk olarak "Çalı şanlar ı n Partisi" başlı klı imzas ı z bir yazı yla

(27.12.1961) tart ı şmaya aç ı ldı . Bu yaz ı da özellikle önemli olan bölüm, TİP'in yapt ı ğı hatayadüşülmemesi ve ayd ı nlarla yakı n ilişki kurulması uyar ı s ı ydı .

TÜRK-İŞ'in yetkili organlar ı nda bir parti kurma konusundaki ilk ciddi tartı şma 15 Ocak 1962 günübaşlayan Mümessiller Heyeti toplant ı s ı nda yap ı ldı .

Bu tartı şmalardan sonra bir önerge verildi. Önergede, “ mevcut siyasi partilerden tamamiyleümidini kesen i şçi kütlemiz, bütünü ile ayn ı ideal ve prensiplere ba ğlı bir tek partinin çat ı s ı alt ı nda bulunmaya art ı k karar vermi ş bulunmaktad ı r” deniliyordu. Önerge kabul edildi.

Bu dönemde i şçilerin büyük bir bölümü, 27 Mayı s İhtilali ile devrilen Demokrat Parti'yi destekliyordu.Mümessiller Heyeti'nde al ı nan bu karar, i şyerlerindeki işçilerin genel bir eğiliminin değil, 15 Ekim 1961

seçimlerinde belirli siyasal partilerden Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne girmeyi umut eden sendikac ı lar ı nbu siyasal partilere tepkilerinin sonucuydu.Yahya Kanbolat, Metin Toker'in de Akis Dergisi arac ı lı ğı yla bu girişimi desteklediğini belirtmekte ve

Doğan Avc ı oğlu ve Mümtaz Soysal'a ek olarak, tüzük ve program haz ı rlama sürecine kat ı lanlar aras ı nda Sadun Aren, Sina Pamukçu, Türkkaya Ataöv ve Kemal Sülker'i de saymaktad ı r.

Bu günlerde Seyfi Demirsoy imzas ı yla yayı nlanan bir bildiride, Türkiye Çalı şanlar Partisi'nin 20 Şubat1962 günü kurulaca ğı belirtildi.

Bu dönemde YÖN Dergisi'nin milliyetçi demokratik sosyalist çizgisi daha belirgin oldu. Taban ı büyükçoğunlukla Demokrat Partili olan TÜRK-İŞ yöneticilerinin bu işbirliğinden beklentileri azalmaya ba şlamı ş olsa gerektir. Diğer taraftan, böyle bir parti kurma niyeti bile, belirli çevrelerde gereken etkiyi yaratm ı ş,mevcut siyasal partilerle TÜRK-İŞ aras ı ndaki ilişkileri güçlendirmişti. TÜRK-İŞ, parti kurma tehdidinikullanarak ve ancak "partilerüstü kalarak" hem kendi taban ı ndan kopmamak, hem de etkili olmak gibi bir çizgiye oturdu. Nitekim, parti konusunun daha ilk tart ı şma gündemine girdi ği 15 Ocak 1962 Mümessiller Heyeti toplantı s ı na Ba şbakan İsmet İnönü kat ı ldı . TÜRK-İŞ'in ve bağlı sendikalar ı n Hükümetle olanilişkilerinde kar ş ı laş ı lan sorunlar ı n çözülmesi amac ı yla da, Hükümet temsilcileriyle birincisi 9.8.1962 veikincisi 18-19.9.1962 tarihlerinde gerçekle şen düzenli toplant ı lar yap ı lmaya ve bunlardan sonuçalı nmaya ba şlandı . Şubat ve Mart aylar ı nda parti kurma çal ı şmalar ı ciddi bir biçimde sürdürüldü. Ancakburada dikkati çeken nokta, bu çal ı şmalar ı n sendikalara ve tabana yay ı lmas ı değil, yalnı zca program vetüzük haz ı rlamakla s ı nı rlı tutulmas ı dı r.

Anlaş ı ldı ğı kadar ı yla, Seyfi Demirsoy, ayd ı nlarla yap ı lan tüzük ve program haz ı rlı k toplantı lar ı ndaonlara büyük umutlar veriyordu. İşçi sı nı f ı yla ve sendikac ı lı kla başka hiçbir ciddi ilişkisi olmayan ayd ı nlar da, ald ı klar ı cesaretle, İngiliz İşçi Partisi'nin oluşumuna benzer bir süreç ya şad ı klar ı nı zannetmeyebaşlı yorlar ve program ı milliyetçi demokratik sosyalist bir çizgide biçimlendiriyorlardı . Ancak herhalde butoplantı lardaki tüm tartı şmalar, ba şta CHP ve AP olmak üzere, çok çe şitli yerlere gidiyor, ama bir türlüTÜRK-İŞ'e ba ğlı sendikalara, şubelere ve i şyerlerindeki işçilere ulaştı r ı lmı yordu.

Page 45: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 45/85

Page 46: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 46/85

TÜRK-İŞ yönetimleri, TİP'in sosyalist bir çizgiye kaymas ı ve Türkiye Çalı şanlar Partisi girişiminindurdurulmas ı sonras ı nda, çe şitli partilerden mümkün olduğunca çok milletvekili seçtirmeye vemilletvekillerini izleyerek onlar üzerinde baskı uygulamaya çal ı ştı . Partiler değil, bazı milletvekillerikar ş ı ya al ı ndı . Ekonomik büyüme döneminde tüm partilerin genel olarak i şçilere ve özel olarak kendiyanda şlar ı na sa ğlayabildikleri bazı avantajlar, taban ı n bir parti etraf ı nda bütünle şmesini ve TÜRK-İŞ'inde bu partiyle özde şleşmesini önledi.

Bu yı llarda da, daha sonraki dönemlerde de, çe şitli partiler sendikacı lar ı listelerinden aday gösterdive bunlar ı n bir bölümünün milletvekili seçilmesini sağladı . Ancak, siyasal partilerin baz ı sendikac ı lar ı aday göstermeleri oylar ı nı çok fazla etkilemedi. İşçiler belirli partilere üye oluyor ve delege seçiliyorlardı .

Ancak bu partilerde "işçi grubu" oluşturup, diğer s ı nı f ve tabakalar ı n temsilcilerine kar ş ı ortak bir tavı r içine girme eğilimi ve alı şkanlı ğı da pek yoktu. İşçilerin üyeliği ve delegeliği, kişisel sorunlar ı nçözümünde parti deste ğini almaya yönelikti. Bu nedenle, parti üye ve delegelerinin, sendikac ı veya işçiadaylar ı parti içinde sistemli bir biçimde destekleme al ı şkanlı ğı da yoktu. Aksine, "kimse kendimemleketinden peygamber olmaz" anlay ı ş ı daha yayg ı ndı . Bu yı llarda siyasal partilerin yönetimlerindebulunanlar ı n bu konudaki genel görü şü şöyle özetlenebilir: "Siz herhangi bir partiyi destekleyipdesteklememe karar ı alsan ı z da, almasan ı z da işçi zaten tek tek kendi siyasal do ğrultusunda hareketediyor." "Herhangi bir partiyi desteklerseniz, di ğer partiyi kar ş ı nı za al ı rs ı nı z." Bu nedenle, baz ı

sendikacı

lar ı

n milletvekili aday listelerine alı

nması

, onlar ı

n parti içindeki güçlerinden veya sa ğlayacağı

destekten çok, sendikalar ı küstürmeme gibi bir anlay ı ştan kaynaklan ı yordu.TÜRK-İŞ, 1964-1965 y ı llar ı nda, parti grup kararlar ı nı n önemli olmad ı ğı A.B.D.'de AFL-CIO'nun

uygulamalar ı ndan büyük ölçüde etkilenerek, çe şitli milletvekillerini izlemeye aldı ve bir bask ı grubu rolüoynamaya çal ı ştı .

TÜRK-İŞ’in 1964 yı lı nda toplanan 5. Genel Kurulunda, TÜRK- İŞ Ana Tüzüğü'ne "partilerüstü politika"konusundaki a şağı daki hüküm eklendi:

Madde 3: "TÜRK-İŞ, İcra ve Yönetim Kurulu ile, TÜRK- İŞ'e ba ğlı teşekküllerin yetkili birer temsilcilerinin i ş tiraki ile meydana gelecek kurulun ortak karar ı olmad ı kça, siyasi partilere veonlara ba ğlı teşekküllere kar ş ı mutlak ba ğ ı ms ı zlı ğ ı n ı korumay ı ve partilerüstü bir politikagütmeyi amaç bilir."TÜRK-İŞ'in TİP'le ilişkilerindeki sorunlar da partilerüstü politikanı n benimsenmesinde etkili oldu. T İP'i

kuranlar ağı rlı kla İstanbul İşçi Sendikalar ı Birliği içinde örgütlü sendikalar ı n baz ı lar ı nı n yöneticileriydi.TİP'in M.A.Aybar'ı n genel ba şkanlı ğı na geçmesi ve demokratik sosyalist bir çizgiyi benimsemesisonras ı nda, kurucular ı n bir bölümü TİP'ten ayr ı ldı . Bu arada İstanbul İşçi Sendikalar ı Birliği'ninfeshedilmesi de TÜRK-İŞ genel merkezini güçlendirdi. Ancak, TİP içinde kalan ve sosyalist çizgiyibenimseyen baz ı sendikac ı lar, sendikal faaliyetleri arac ı lı ğı yla TİP'e fazla bir katk ı da bulunmad ı larsa da,TİP'in sa ğladı ğı ilişkileri ve olanaklar ı sendikal mücadelede ve sendika-içi ili şkilerde kullandı lar. TİP'lisendikac ı lar, TİP'in kamuoyundaki itibar ı nı n h ı zla yükseldiği bir dönemde, çe şitli sendikalardaki TİP'liler veya TİP sempatizanlar ı ile ilişki kurdular ve TÜRK-İŞ içinde, TİP'in toplumdaki gücünden daha fazla bir güç edindiler. Bu durum, TÜRK-İŞ yönetiminde çe şitli kaygı lara yol açt ı . 1965 y ı lı nı n ilk aylar ı ndaTÜRK-İŞ'te TİP'e kar ş ı aç ı kça olumsuz bir tav ı r oluştu. Bu süreç, TÜRK-İŞ'in 7-14 Mart 1966 günleritoplanan 6. Genel Kurulu'nda CHP'li ve AP'li sendikac ı lar ı n ittifakı sonucunda T İP'lilerin 21 kişilikyönetim kuruluna al ı nmamas ı sonucuna ula ştı .

TÜRK-İŞ, 1965 genel seçimleri öncesinde, 16 A ğustos 1965 günü, 9 milletvekilinin seçilmemesi içinbir kampanya ba şlattı . Milletvekillerinin 4'ü CHP'li, 3'ü AP'li, 1'i MP'li ve 1'i de YTP'li idi. TÜRK-İŞ taraf ı ndan Yeniden Seçilmemesi Gereken Milletvekilleri başlı klı 16 sayfal ı k bir broşür bast ı r ı ldı .

Ancak, Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesi, 18 A ğustos 1965 günü TÜRK- İŞ binas ı nı n aranmas ı na vebroşüre el konulmas ı na karar verdi. TÜRK-İŞ arand ı . Bir miktar broşüre el konuldu. TÜRK-İŞ ve baz ı sendikalar ı n yöneticileri hakkı nda dava aç ı ldı . Açı lan davalar takipsizlikle ve beraatle sonuçland ı .TÜRK-İŞ'in aleyhinde kampanya açt ı ğı 9 milletvekilinin yalnı zca 3'ü seçilebildi. Diğer 6 milletvekilinin bukampanya nedeniyle seçilememi ş olmas ı kuşkuludur. Herhalde milletvekilleri ile sı nı rlı bu niteliktekikampanyalar ı n Türkiye'de bu dönemdeki yarars ı zlı ğı ve etkisizliği görüldüğünden, bu uygulamaya bir daha ba şvurulmad ı .

1968 y ı lı ndaki Yedinci Genel Kurulda TÜRK-İŞ'in 23 ilkesi oybirliğiyle kabul edildi. 11 Mayı s 1970günü toplanan Sekizinci Genel Kurulda da bunlara 24. ilke eklendi. TÜRK- İŞ'i oluşturan farklı eğilimlerinortak paydas ı niteliğindeki bu genel talepler, daha sonraki y ı llarda bir siyasal partinin program çekirde ğiolarak da de ğerlendirilmek istendi. Ancak, iktidardaki partiler ekonomik büyümenin getirdiği olanaklar ı

Page 47: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 47/85

işçileri yanlar ı na çekmekte kullanabildi ğinden, işçilerden Parlamento'da temsil edilen partilerdensoğuma, onlardan kopma, onlara kar ş ı olma ve daha sonra da, 24 ilke temelinde bir program etraf ı ndabirleşme e ğilimi yoktu. Bu 24 ilke, bu nedenle, bağı ms ı z bir sendikac ı lı k hareketinin siyasal alandaetkinliğini artı rmada yolgösterici bir belge olamad ı .

Partilerüstü politikaya ilişkin tüzük hükmü, 1970 yı lı nda toplanan 8. Genel Kurul'da şu biçimi aldı :"İcra ve Yönetim Kurulu ile, TÜRK- İŞ'e ba ğlı kurulu ş lar ı n yetkili birer temsilcisinin kat ı lmas ı ilemeydana gelecek kurulun ortak karar ı olmad ı kça siyasi partilere ve onlara ba ğlı kurulu ş larakar ş ı mutlak ba ğ ı ms ı zlı ğı n ı korur ve partilerüstü bir politika güder."

Ancak 1969-1970 y ı llar ı nda yükselen i şçi sı nı f ı eylemleri ve özellikle 1970 yı lı nda ülkede ya şanansiyasal gerginlikler, TÜRK-İŞ içindeki siyasal tart ı şmalar ı ve TÜRK-İŞ'in toplumsal yaşamdaki öneminiartı rdı . TÜRK-İŞ'in baz ı siyasal partilerle birlikte tavı r almas ı nı isteyenler ço ğaldı . Özellikle, kendisine"sosyal demokrat" diyen baz ı sendikac ı lar 1971 y ı lı nı n baş ı nda bir ç ı kı ş yaptı lar.

Genel- İş Genel Ba şkan ı Abdullah Baştürk, D.Ulaş-İş Genel Ba şkan ı Feridun Şakir Öğünç, Yol-İş Genel Ba şkan ı Halit Mı s ı rlı oğlu ve Petrol-İş Genel Ba şkan ı İsmail Topkar taraf ı ndan 14 Ocak 1971 günütoplanan TÜRK-İŞ Yönetim Kurulu'na "1971 Türkiyesinde İşçi Hareketi ve Sendikalar ı m ı z, OrtakReform Yollar ı Üzerine Ele ş tiriler ve Ara ş tı rmalar " konulu bir rapor sunuldu. Raporda, partilerüstüpolitika sert biçimde eleştiriliyordu.

Bu görüşler, Genel- İş, Yol-İş, Türk Deniz Ulaş-İş, Petrol-İş, DYF-İŞ, Türk Harb-İş, Ges- İş, T.Oleyis,Besin-İş, Sa ğlı k-İş, Tez Büro-İş ve Kristal-İş yöneticileri taraf ı ndan 2 Temmuz 1971 tarihinde haz ı rlananTürk İşçi Hareketi İçin Sosyal Demokrat Düzen, İlkeler, Amaçlar , Yöntem raporunda da yinelendi.

Bu raporlar ı n Türkiye sendikac ı lı k hareketinde önemli bir etkisi olmad ı . TÜRK-İŞ'in 28 Mayı s - 5 Haziran 1973 günleri toplanan 9. Genel Kurulunda, bu raporlar ı haz ı rlayan

ve daha sonra kendilerine "Sosyal Demokrat Sendikac ı lar Konseyi" adı nı veren sendikac ı lar TÜRK-İŞ yönetimine aday oldular; ancak kazanamad ı lar. Genel Kurul'da TÜRK-İŞ Ana Tüzüğünün ilgili maddesiaşağı daki biçimde değiştirildi:

"TÜRK-İŞ, siyasi partiler kar ş ı s ı nda mutlak ba ğ ı ms ı zlı ğı n ı korur. Siyasi partilerle organik ba ğ kuramaz. Genel kurul karar ı olmad ı kça herhangi bir partiyi destekleyemez."TÜRK-İŞ'in 1976 yı lı ndaki 10. Genel Kurulunda siyasal partilerle ilişki aşağı daki biçimde yeniden

düzenlendi:

"TÜRK-İŞ'in takip edece ği siyasi politika:"TÜRK-İŞ siyasi partilere kar ş ı mutlak ba ğ ı ms ı zlı ğ ı n ı korur. Siyasi partilerle organik ba ğ kuramaz. TÜRK- İŞ, kendi ilke ve amaçlar ı n ı tahakkuk ettirmek için demokratik kurallarainanan herhangi bir siyasi partiyi destekler veya bir siyasi partinin kurulmas ı na öncülükyapar."Desteklemenin şekil ve şartlar ı yla kurallar ı , TÜRK-İŞ İcra ve Yönetim Kurullar ı n ı n ortaktoplant ı s ı nda karara ba ğlan ı r. Bu karar, kurullar ı n üye say ı s ı n ı n 2/3 ço ğunlu ğu ile al ı n ı r. Karar,Türkiye Büyük Millet Meclisi taraf ı ndan genel seçim karar ı al ı nmas ı tarihine kadar veya butarihten itibaren en geç bir hafta içinde ve bir toplant ı da al ı namazsa, derhal TÜRK- İŞ GenelKurulu ola ğanüstü toplant ı ya ça ğr ı lı r."TÜRK-İŞ, 1977 seçimleri öncesinde bu konuda bir karar alabilmek amac ı yla çalı şmalar ı nı

yoğunlaştı rdı . TÜRK-İŞ Yönetim Kurulu 15-17 Aralı k 1976 günleri Kı br ı s'ta ola ğanüstü olarak bir toplant ı yaptı . Bu toplantı da uzun vadede TÜRK- İŞ'in öncülüğünde bir siyasal partinin kurulmas ı , ancak buarada 1977 seçimlerinde bir siyasal partinin desteklenmesi konusunda karar al ı ndı . Ancak bu karar uygulanmad ı . TÜRK-İŞ, 1980 y ı lı na bu belirsizlik ve tartı şma ortam ı nda girdi.

Soru 58: 1968-1970 döneminde ö ğrenci gençlik - sendika ili şkisi nas ı ldı ?

Türkiye işçi sı nı f ı ve sendikac ı lı k hareketinin gelene ğinde işyeri işgali 1968 yı lı na kadar önemli bir yer tutmuyordu. İlk önemli işgal, üniversitelerdeki boykot ve işgal olaylar ı ndan k ı sa bir süre ba şlayanİstanbul’daki Derby işgalidir.

4 Temmuz 1968 günü İstanbul Bak ı rköy’deki Derby Lastik Fabrikası ’nda çalı şan 1600 i şçi, işyerindeKauçuk-İş Sendikas ı ’nı n kendilerinin dı ş ı nda toplu iş sözleşmesi imzalamas ı nı önlemek ve Lastik-İş Sendikas ı arac ı lı ğı yla çeşitli haklar elde etmek amac ı yla, işyerini işgal etti. İşgalin ikinci günü, İstanbulTeknik Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ve Özel Yüksek Okullar İşgal Konsey ve Komiteleri ad ı na

Page 48: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 48/85

gençlik heyetleri işyerini ziyaret etti ve işgalci işçilere “hak verilmez, alı nı r” yazı lı bir buket verdi.Öğrenciler ad ı na konu şma yapan İTÜ Öğrenci Birliği Başkan ı Harun Karadeniz şunlar ı söyledi:

“Bizler, devrimci Türk gençli ği olarak, her zaman emekçi halktan yana çal ı şmalar yapmakyolunda ve azmindeyiz. Patronlar ı n ezdi ği, sömürdü ğü siz emekçi karde ş lerimizi, babalar ı mı zı ,amcalar ı mı zı bütün gücümüzle desteklemekteyiz. Bu fabrikada sizleri, di ğer fabrikalarda dahabir çok emekçi halk ı sömüren patronlar şunu bilmelidir ki, bu i şçiler yaln ı z de ğildir. Bu halk ı nevladlar ı olan bizler, halka dönük düzeni kurana dek çal ı şaca ğ ı z. Bugün burada sizinyan ı n ı zday ı z. Sizi destekledi ğimizi ve her zaman siz emekçilerden yana oldu ğumuzu bilesinizdiye geldik. Gerekti ğinde yine gelece ğiz ve her hareketinizde sizle beraber olaca ğ ı z. Sizin buhareketinizin, haklar ı n ı n bilincine varan bütün emekçilerin haklar ı n ı alma çal ı şmalar ı na örnekolaca ğ ı na inan ı yoruz. Hepinize ba şar ı lar diler, kutsal hareketinizi candan destekleriz.”Gençler 1968-1970 y ı llar ı nda çe şitli fabrika işgallerini ve eylemleri desteklediler, 15-16 Haziran

olaylar ı na kat ı ldı lar. Ancak, öğrenci gençliğin gençliği, günlük ekmek kavgas ı nı n dı ş ı nda olmas ı , işçis ı nı f ı ve sendikac ı lı k hareketi konusundaki bilgisizliği ve deneyimsizliği, bu ilişkinin fazla gelişmesiniengelledi. Ancak, 1968-1970 y ı llar ı nda çok say ı da işyerinde gerçekle şen işgal eylemlerinin öğrencigençliğin üniversite işgallerinden önemli ölçüde etkilendi ği söylenebilir. Buna kar ş ı lı k, 15-16 Haziran1970 olaylar ı nı n yenilgiyle sonuçlanmas ı nı n, öğrenci gençlik içinde hayalk ı r ı klı ğı na yol açt ı ğı ve siyasal

savrulmalarda etkili olduğu da dü şünülebilir.Soru 59: DEV-GÜÇ neydi? Sendikalarla ili şkisi nas ı ld ı ?

DEV-GÜÇ, 1970’li yı llar ı n sonlar ı nda ortaya ç ı kan Demokratik Güçbirliği’nin ve 1993 sonlar ı ndaoluşan Çal ı şanlar ı n Ortak Sesi Demokrasi Platformu’nun ilk öncülü olmas ı aç ı s ı ndan önemlidir.

Türkiye Devrimciler Güç Birliği, 1 Nisan 1968 tarihinde Ankara’da çe şitli kuruluşlar ı n temsilcileritaraf ı ndan kuruldu. Kuruluşu, “İrticaa Kar ş ı Güçbirliği” olarak sunuldu. Yayı nlanan ortak bildiride şöyledeniliyordu: “Büyük Atan ı n önderli ğinde kurtulu ş sava ş lar ı n ı n bayra ğ ı n ı dalgaland ı ran büyükmilletimiz ulusal ülküyü bir bütünlük halinde yürütmeye devam edecektir. Hedef, tam ba ğ ı ms ı zve gerçekten demokratik bir Türkiye’nin kurulmas ı için, Türk halk ı na dü şman bütün güçlere kar ş ı mücadeledir.”

Bildiriye imza atan kuruluşlar da şöyleydi: 27 Mayı s Milli Devrim Derneği, Türkiye ÖğretmenDernekleri Milli Federasyonu, Türkiye Milli Talebe Federasyonu, DİSK, TGMT, Türkiye Öğretmenler Sendikas ı , Fikir Kulüpleri Federasyonu, Ankara Üniversitesi Talebe Birliği, Ankara Yüksek Okullar Talebe Birliği, TDD, ODTÜ Öğrenci Derne ği, Mülkiyeliler Birliği, Hacettepe Üniversitesi Ö ğrenci Derne ği,

A.Ü.Tı p Fak.Talebe Derne ği, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Talebe Cemiyeti, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Talebe Cemiyeti, Erkek Teknik Yüksek Ö ğretmen Okulu Öğrenci Derne ği, SiyasalBilgiler Fakültesi Öğrenci Derne ği, ODTÜ Sosyalist Fikir Kulübü, A.Ü. Fen Fakültesi Öğrenci Birliği.

DEV-GÜÇ’ün niteliği ve işlevi şöyle ifade ediliyordu:“Devrimciler Güçbirli ği, emperyalizme ve i şbirlikçilerine kar ş ı , tam ba ğ ı ms ı z ve gerçekten

demokratik bir Türkiye’nin gerçekle şmesinden yana daha çok devrimci ayd ı n ve ö ğrenciçevrelerini temsil eden millici örgütler taraf ı ndan kurulmu ş tur… Dev-Güç’ün temelslogan ı nda, ‘tam ba ğ ı ms ı z ve gerçekten demokratik Türkiye’ slogan ı nda, ‘ba ğ ı ms ı z Türkiye’bölümü bütün Türk ulusunun, her içtenlikle ‘Türküm’ diyenin kutsal ülküsünü ifade etti ği gibi,‘gerçekten demokratik’ bölümü de, özellikle Türkiye emekçilerinin gerçek ilham ve istekleriniifade eder.”Bu ara DİSK bu örgütlenmeden çekildi. DEV-GÜÇ genel kurulu 1968 y ı lı Mayı s ay ı başlar ı nda

topland ı . Bağlı kuruluşlar dört grupta topland ı . Öğrenci kuruluşlar ı grubu, mesleki kuruluşlar grubu, işçi,esnaf ve halk kurulu şlar ı grubu ve diğer dernekler grubu. Ö ğrenci kuruluşlar ı nı n koordinatörlüğüneTMTF ve FKF; mesleki kuruluşlar ı n koordinatörlüğüne TÖDMF ve TÖS; işçi, esnaf ve halkkuruluşlar ı nı n koordinatörlüğüne Aş ı klar Derneği, diğer kuruluşlar ı n koordinatörlüğüne de 27 May ı s MilliDevrim Derneği getirildi. DİSK’in ayr ı lmı ş olmas ı önemli bir sorun yaratt ı . Oluşturulan İcra Komitesi’nde,“DİSK’in yeniden dönmesi umudu muhafaza edilerek,” A ş ı klar Derneği de İcra Komitesine al ı ndı . İcraKomitesi, böylece, 27 Mayı s Milli Devrim Derneği, TMTF, TÖDMF, FKF, DİSK ve Aş ı klar Derneği’ndenoluştu.

Page 49: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 49/85

DİSK’in DEV-GÜÇ’e katı lmama karar ı üye sendikalara bildirildi. Ancak buna kar ş ı n, KemalNebioğlu’nun başkanlı ğı nı yapt ı ğı Türkiye Gı da-İş Sendikas ı DEV-GÜÇ’e katı ldı . Yap ı İşçileri Sendikas ı da Mayı s ay ı başlar ı nda DEV-GÜÇ’e katı lma karar ı aldı .

Soru 60: Ulusal Demokratik Cephe (UDC) ve Demokratik Platform neydi?

Ulusal Demokratik Cephe (UDC), DİSK yöneticilerinden baz ı lar ı nı n savundu ğu ve Milliyetçi Cephe’yekar ş ı ve “güvenoyu ald ı ğı taktirde 2. MC’yi bir an önce iktidardan uzaklaştı rmak için, ulusalbağı ms ı zlı ktan, demokrasi, bar ı ş ve toplumsal ilerlemeden yana olan parlamento içindeki ve d ı ş ı ndakitüm örgüt ve güçlerin” bir araya gelmelerini amaçlayan bir giri şimdi. Bu ifade aynı zamanda TKP’nin deslogan ı ydı . DİSK Genel Başkan ı Kemal Türkler’in, Genel Sekreter Mehmet Karaca’n ı n ve DİSKYürütme Kurulu üyesi Fehmi Iş ı klar’ı n savundu ğu bu anlay ı ş, 1977 y ı lı Eylül ayı nda DİSK YürütmeKurulu içinde bir bölünmeye yol açtı . 7 kişilik Yürütme Kurulu’nun 4’ü, bu tartı şmayla aç ı ğa vurulanköklü anlaşmazl ı kta, Kemal Türkler ve diğer iki üyenin kar ş ı s ı nda tav ı r aldı . DİSK Yönetim Kurulu daYürütme Kurulu’nun çoğunluğunun tavr ı nı benimsedi. D İSK bir süre iki genel sekreterle çal ı ştı . Sorun,22-26 Aralı k 1977 günleri toplanan 6. Genel Kurulda çözülebildi.

DİSK’in 6. Genel Kurulunda Genel Başkanlı ğa Abdullah Baştürk, Genel Sekreterli ğe de Fehmi I ş ı klar

seçildi. 6. Genel Kurul’da alı

nan “tüm ulusal, ilerici, demokrat, yurtsever örgüt ve güçlerin anti-fa şist,anti-emperyalist ve anti-tekel cephede sava ş ı m birliğinin kurulması ” karar ı uyar ı nca, DİSK karar organlar ı nda bir Demokratik Platform oluşturma karar ı kabul edildi. 25.11.1978 günü Ankara’da D İSK,TÖB-DER, TMMOB, Halkevleri, TRT-DER, TÜMÖD, TÜMAS, Bar ı ş Derneği, İm-Der, Türk TabipleriBirliği, Tüm-Der, Görsel Sanatç ı lar Derneği, DSDF, Tüm-Or-Der, TÜTED, Tüm Teknikerler Derneği,

Ankara Kadı nlar Derneği, İlerici Kadı nlar Derneği, DKD, Pahalı lı k ve İşsizlikle Mücadele Derneği,Sosyalist Gençlik Birliği, DHKD, Genç-Öncü, Devrimci Gençlik Dernekleri Federasyonu, DÖB, Dev-Gör,Genç Emekçiler Birliği, Sosyalist Gençler Birliği, Genç-Güç, Devrimci Gençlik Federasyonu ve İlericiGençler Derne ği’nin katı ldı ğı bir toplantı düzenlendi ve Ba şbakan Bülent Ecevit’e ortak bir mektupgönderildi. 29.11.1978 günü bir toplant ı daha yap ı ldı ve Bülent Ecevit’e gönderilmek üzere bir ortakmektup daha haz ı rlandı . Demokratik Platform’un çalı şma ilkeleri, amac ı , program ı ve işleyişi konusundabaz ı ön çal ı şmalar ı n ard ı ndan, 14.12.1978 günü yap ı lan toplant ı da bu haz ı rlı klar tartı şmaya aç ı ldı .

Ancak bu konularda bir anlaşma sa ğlanamad ı ğı ndan, Demokratik Platform girişimi, somut bir adı matamadan da ğı ldı .

Soru 61: Sendika-içi demokrasi ne ölçüde vard ı ?

Türkiye’de 1960’lı yı llardan beri tart ı ş ı lan bir konu, sendika-içi demokrasinin ne ölçüdeuyguland ı ğı dı r.

Türkiye’deki uygulamalar ı n büyük bir bölümü bu konudaki uluslararas ı düzenlemelere ve içmevzuata uygundur. Ancak, i şyerlerindeki delege seçimleri konusunda bazan sorunlar ya şanmaktad ı r.

Ayr ı ca, baz ı sendikalarda geçici i şçilerin seçme ve seçilme haklar ı konusunda tart ı şmalar sürmektedir.Sendika-içi demokrasinin daha da geli ştirilmesi, gerekli ve sendikal mücadelenin önündeki engellerinaş ı labilmesi aç ı s ı ndan çok önemli bir ad ı mdı r.

12 Eylül öncesinde sendika tüzüklerinde sendika-içi demokrasi ile ba ğdaşmayan hükümler dahaçoktu. Özellikle doğal delegelik, delegelik ve organlara seçilebilmek için öngörülen ko şullar,delegeliklerin iptali ve benzeri konularda anti-demokratik düzenlemeler vard ı . Bunlar ı n büyük bir bölümütüzüklerden ç ı kar ı ldı .

Günümüzde baz ı sendikalarda görülen baz ı anti-demokratik uygulamalar yürürlükteki mevzuattanveya tüzüklerden çok, anlay ı şlardan kaynaklanmaktad ı r. Aile içindeki demokrasiden, siyasal partileriniçindeki demokrasiye kadar birçok alanda demokratik gelenekler yerle şmeden, sendika-içi demokrasideönemli ad ı mlar ı n at ı lmas ı olanaklı değildir. Evinde tek hakim olma iddias ı ndaki bir işçinin, oy verdiğiveya daha aktif bir biçimde destekledi ği bir siyasal partinin birkaç veya bir yöneticisinin karar ı yla bir ilörgütünün görevden al ı nmas ı na ses ç ı karmayan bir kişinin, sendikas ı nda daha ileri düzeyde bir demokrasinin ya şama geçirilmesini ciddi olarak istemesi ve bu do ğrultuda mücadele etmesi olanakl ı değildir. Sendika-içi demokrasi tepeden emirle de ğil, taban ı n bu gereksinimi duymas ı yla tabandangelişir. Ancak, toplumsal ve siyasal ya şam ı n demokratikleştirilmesinden en büyük ç ı kar ı olan ve bu

Page 50: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 50/85

sürece öncülük edecek güç, i şçi sı nı f ı dı r. Bu doğrultuda öncelikle ad ı m at ı lmas ı gereken yer isesendikalard ı r.

Sendikalarda görülen baz ı eksiklikler ve hatalar, taban ile tavan aras ı nda bu konudakiuyumsuzluktan de ğil, taban ve tavanda ayn ı anda görülen eksiklik ve hatalardan kaynaklanmaktad ı r.Türkiye’de taban, çok büyük bir oranda, tavana yans ı yabilmektedir. Bu kanallar büyük ölçüde aç ı ktı r.

Sendikac ı lı k hareketiyle ilgili çalı şmalarda ve aç ı klamalarda yayg ı n olarak görülen bir hata, eksiklikler ve yenilgiler kar ş ı s ı nda yaln ı zca sendikac ı lar ı n suçlanmas ı dı r. Bu tavı r, sendika-içi demokrasininbulunmad ı ğı biçimindeki bir anlayı ş ı n da ifadesidir. Halbuki, işçi sı nı f ı ve sendikac ı lı k hareketinin bir bütün olarak güçsüzlü ğünden, yetersizli ğinden ve hatalar ı ndan söz etmek daha do ğrudur.

Soru 62: İşçi ve memur mücadeleleri ve eylemleri nas ı l geliş ti?

1961-1980 dönemi, Türkiye işçi sı nı f ı ve sendikac ı lı k hareketinin ülke çap ı nda ve tüm işkollar ı nı kapsayacak biçimde gerçekle ştirdiği eylemlerle doludur.

1961 y ı lı nı n en önemli eylemi, İstanbul İşçi Sendikalar ı Birliği’nin sendikal haklar için 31 Aralı k günüİstanbul’da düzenledi ği Saraçhane mitingiydi. TÜRK-İŞ 22.12.1962 günü Ankara’da bir komünizmi tel’inmitingi düzenledi. 24.8.1969 günü ise Ankara’da sosyal sigorta haklar ı için bir miting yapı ldı . 20 yı llı k bu

dönemde TÜRK-İŞ’in önemli mitingleri bu kadardı

r. Saraçhane Mitinginin ası

l düzenleyicisinin İstanbulİşçi Sendikalar ı Birliği olduğu düşünülürse, TÜRK-İŞ İstanbul’da ilk mitingini 1 Mayı s 1993 günü AbideiHürriyet Meydanı ’nda yapt ı .

1960’lı yı llar ı n başlar ı nda çe şitli işyerlerinde sakal boykotlar ı yap ı ldı . 1960’lı yı llarda İzmir ve Adanagibi illerde aracı lara, kasaplara ve manavlara kar ş ı et ve sebze boykotlar ı düzenlendi (1962 y ı lı ndaİzmir’de, 1964 yı lı nda İzmir, İstanbul ve Adana’da, 1965 y ı lı nda Konya’da, 1967 y ı lı nda İskenderun’da,1968 y ı lı nda Adana’da et boykotlar ı , 1965 y ı lı nda İzmir’de sebze-meyve boykotu). Bu tüketici boykotlar ı ,günümüzde sendikal mücadelenin araçlar ı olarak savunulan boykotlard ı r farklı ydı .

Bu dönemin ilginç ve önemli eylemlerinden biri, Fukara Tahir olarak tan ı nan Tahir Öztürk’ünbaşkanlı ğı ndaki Yap ı İşçileri Sendikas ı ’nı n örgütlediği 5000 dolay ı ndaki inşaat işçisinin 3 Mayı s 1962Meclis’e yaptı ğı yürüyüştür (“Açlar ı n Yürüyüşü”). Ayr ı ca, ayn ı sendikadan olan ve sendikac ı lı k hareketitarihinde önemli bir yere sahip bulunan İsmet Demir’in 1974 yı lı nda İskenderun Demir Çelik Fabrikas ı

inşaat ı nda örgütlediği direniş de unutulmamas ı gereken eylemler aras ı ndad ı r.1962 y ı lı nda Beyo ğlu, Üsküdar ve Eminönü mahalle bekçileri, Kuledibi’nden Taksim’e yürüdü.1963 y ı lı nda Kavel işçilerinin 36 günlük direnişi, işverenin 1963 y ı lı nda ikramiye ödememe ve

ücretleri düşürme karar ı na kar ş ı , Türkiye Maden-İş Sendikas ı ’nı n ve işçilerin Anayasa’da yer alan grevhakkı nı n kullanı lmalar ı ydı . Bu direniş, 274 say ı lı Sendikalar Yasas ı ve 275 say ı lı Toplu İş Sözleşmesi veGrev Yasas ı ’nı n çı kmas ı nı hı zland ı rdı .

1965 y ı lı nda Ere ğli Kömür İşletmesi Kozlu Bölgesindeki işçiler büyük bir eylem başlattı . İki işçininvurularak öldürüldüğü olaylar ancak büyük çabalar sonucu engellenebildi.

1966 Pa şabahçe grevinin ise D İSK’in kurulması nda (genellikle abart ı lan) bir etkisi oldu.Çorum Belediyesi’nde çal ı şan ve TÜRK-İŞ’e bağlı Genel- İş Sendikas ı ’na üye işçiler işten ç ı kar ı lı nca,

1966 y ı lı Temmuz Ağustos aylar ı nda Çorum-Ankara- İstanbul yürüyüşünü gerçekle ştirdi. ManisaBelediyesi’nde çal ı şan Genel- İş üyesi işçiler de 1967 y ı lı Temmuz ay ı nda Manisa-Ankara yürüyü şünüyaptı .

1968 y ı lı ndan ba şlayarak, üniversite ö ğrencilerinin boykot ve işgallerinden büyük ölçüde etkilenenfabrika işgalleri dönemi yaşand ı . 1968-1969 y ı llar ı nda şu işyerleri işçilerce işgal edildi: Akiş Dokuma,

Altı nel Pres, Bell Kimya, Çelik Halat, Deniz Nakliyat, Alpagut Kömür İşletmesi, Derby Lastik, Diyarbakı r Belediyesi, Emayeta ş, Gabriyel Gavriyeloğlu Dokuma, Güven Boya ve Apre, Kavel Kablo, KromManyezit, Per şembe F ı ndı k Tar ı m Sat ı ş Kooperatifi, Singer, Tekel Çamalt ı Tuzlas ı , Executor Gemisi,Türk Demir Döküm, Yar ı mca Seramik, Şehzadeba ş ı Sinemas ı ve Şişli’deki Ekmek Fabrikası . İşgallerinamac ı , işyeri sorunlar ı nı n çözülmesi ve i şyerinde sendikal hak ve özgürlüklerin önündeki engellerinkaldı r ı lmas ı ydı . İşgallerin siyasal bir amac ı yoktu. İşgallerin en ilginçlerinden biri de Alpagut Kömür İşletmesi’nde gerçekle şti. Çorum Özel İdare Müdürlüğü Alpagut Kömür İşletmesi’nde çal ı şan ve Çorumve Havalisi Birleşik Maden İşçileri Sendikas ı üyesi olan 786 i şçi, ücretlerini aylarca alamay ı nca 1969 y ı lı Haziran-Temmuz aylar ı nda üretime ve yönetime el koyarak, sat ı ştan elde ettikleri gelirle işçi alacaklar ı nı ödediler. 29 Aral ı k 1969 günü gerçekle şen Gamak olaylar ı nda Şerif Aygün vurularak öldürüldü.Grevlerde ise, mamul madde ç ı kı ş ı nı ve hammadde giri şini önlemek amac ı yla yap ı lan müdahaleler

Page 51: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 51/85

s ı ras ı nda olaylar ya şand ı . Diğer bir soruda ele al ı nan 15-16 Haziran olaylar ı bu hareketlenmeninzirvesiydi. 1970 yı lı Kas ı m ay ı nda Adana’da Bossa fabrikas ı ndaki işgal eylemi ve çat ı şman ı n ard ı ndan,3-4 yı l süren bir sessizlik ya şand ı .

1968-1970 işçi eylemlerinin bir bölümü DİSK’e bağlı sendikalar ı n karar ı veya deste ğiyle gelişti. 15-16Haziran 1970 olaylar ı ise DİSK’in programladı ğı gösterilerden farkl ı ydı . DİSK 1967-1971 dönemindeönemli başka eylem yapmad ı .

1960’lı yı llarda kamu çal ı şanlar ı içinde öğretmenler özellikle faaldi. Türkiye Öğretmen Dernekleri MilliFederasyonu taraf ı ndan 20 Şubat 1963 günü Ankara’da düzenledi ği Büyük Eğitim Mitingi, 292öğretmen derne ğinin deste ği ve 14 bin dolay ı nda ö ğretmenin kat ı lı mı yla gerçekle ştirildi. 15Şubat 1969günü TÖS’ün düzenledi ği Büyük Eğitim Yürüyüşü ve 15-18 Aralı k 1969 günleri TÖS ve İLK-SENtaraf ı ndan yap ı lan büyük öğretmen boykotu, bu dönemin önemli eylemlerindendir. Gencay Şaylan veErkan Oyal’ı n yapt ı ğı bir araştı rmaya göre, 1965-1971 döneminde memur sendikalar ı 37 kez protestoyürüyüşü düzenledi.

1970’li yı llarda astsubaylar ı n ve astsubay e şlerinin ve 1970’li yı llar ı n sonlar ı nda da polislerineylemleri oldu.

1974 ve sonras ı nda işçi eylemleri yeniden çoğaldı , çeşitlendi, zenginleşti, siyasallaştı .1974 öncesinde kamu kesiminde direni şler seyrekti. Bu seyrek direni şlerin nedeni ise bir taraftan

ücretlerin ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan di ğer haklar ı

n verilmemesi, diğer taraftan iş kazalar ı ydı .1974 ve sonras ı nda direnişlerin hem say ı s ı arttı , hem de daha önceki y ı llarda görülmeyen yeni

nedenlerle direni şler yap ı ldı .Bu dönemdeki direnişler çeşitli biçimlerdeydi: Kası tlı olarak hatal ı iş çı karma; makine ve teçhizata

özen göstermeme, bozulmalar ı na ve k ı r ı lmalar ı na göz yumma; i şi durdurarak oturma grevi yapma; i şidurdurarak işyerini terketme ve gösteri ve yürüyü ş yapma; işyeri işgali; grev döneminde hammaddegirişi ile mamul madde ç ı kı ş ı nı çeşitli biçimlerde engelleme; grev döneminde kendi iste ğiyle veya yasalolarak çal ı şacak personelin çal ı şmas ı nı engelleme; çe şitli biçimlerde iş yavaşlatma. Ayr ı ca yeme ğegirmeme veya yeme ği alı p yemeden ç ı kma biçiminde yemek boykotu; fazla çal ı şmaya kalmama; sakalbı rakma; hastaym ı ş gibi doktora çı karak muayenede vakit geçirme veya istirahat alma gibi yollara dabaşvuruluyordu.

1970'li yı llar ı n ikinci yar ı s ı nda kamu kesiminde s ı k sı k görülen direnişlerin nedenleri şöyleözetlenebilir: Sendikal örgütlenme ve sendika de ğiştirme; toplu sözleşme yetki işlemlerinin uzamas ı ;toplu sözleşme görüşmelerinin uzamas ı ; toplu sözleşme farklar ı nı n zaman ı nda ödenmemesi; toplusözleşmenin uygulanmamas ı ; ücretlerin ödenmemesi veya geç ödenmesi; yasal grev hakk ı nı nkullanı lamamas ı ; ücret azl ı ğı ; ek protokolla ücret zamm ı talebi; primlerin kesilmesi ve baz ı ödemelerinazalt ı lmas ı ; baz ı kişilerin görevden al ı nmas ı istemi; işletme içi görev de ğişiklikleri; yemeklerin kötülüğü;iş güvenliğinin olmamas ı .

Bu eylemlerin önemli bir bölümü istenilen amaca ula ştı . Ayr ı ca, bu eylemler, i şyerlerinde s ı nı f bilincinin gelişmesine de katk ı da bulundu. Ancak, 15-16 Haziran 1970 ve 16-19 Eylül 1976 eylemlerisonucunda i şten at ı lmalar ve uygulanan kara listeler, çok say ı da öncü i şçinin uzun süre i şsiz kalmas ı nave bunlar ı n baz ı lar ı nı n yı lgı nlı ğa kap ı lmas ı na neden oldu.

TÜRK-İŞ’in bu dönemde yürürlükteki yasalara göre yasad ı ş ı say ı lan tek eylemi, 15 Haziran 1975günü Halil Tunç taraf ı ndan elektriğin kesilmesiyle uygulanan ve sendikalar ı n çe şitli biçimlerde katı larakdesteklediği İzmir bölgesel genel greviydi.

1961-1980 döneminde grevlerin ve di ğer eylemlerin büyük bir bölümü özel sektördeydi. Kamudakiönemli direnişler ise belediyelerde ve tar ı m sat ı ş kooperatifleri birliklerinde yaşand ı . Belediyelerdekiyayg ı n grev ve direnişlerin nedeni, merkezi hükümetlerin belediyelere gerekli kayna ğı vermemesinedeniyle ücretlerin ve di ğer ödemelerin zaman ı nda ödenememesiydi. Tar ı m sat ı ş kooperatifleribirliklerindeki (Tariş, Antbirlik, Çukobirlik, v.b.) direnişlerin ve hatta çat ı şmalar ı n nedeni ise hükümetdeğişikliklerinin ardı ndan buralarda i şçi çı kar ı mı na ve yeni işçi alı mı na gidilmesiydi. Bazı sol örgütler budirenişleri hükümetle ve devletle çat ı şma alan ı na dönü ştürme gibi bilinçli bir politika da izliyordu. Ayr ı ca,1970’li yı llar ı n ikinci yar ı s ı nda İskenderun Demir Çelik ve Seydi şehir Alüminyum gibi işyerlerinde desendikalar aras ı nda sert kavgalar ya şand ı .

DİSK 1975 yı lı ndan itibaren ülkenin çe şitli bölgelerinde mitingler düzenledi. 6 Eylül 1975 günüİzmir’de ve 20 Eylül 1975 günü İstanbul’da Demokratik Hak ve Özgürlükler İçin Mücadele Mitingleriyap ı ldı . 1 Mayı s, 51 y ı llı k bir aradan sonra, 1976 y ı lı nda DİSK taraf ı ndan Taksim’de düzenlenen bir

Page 52: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 52/85

mitingle kutlandı . Bursa’da Maden- İş üyesi Muammer Çetinba ş’ı n öldürülmesi üzerine, Maden- İş’inBursa’da örgütlü olduğu 11 işyerinde iş durduruldu. Daha sonra da, 10 Temmuz 1976 günü D İSKtaraf ı ndan Bursa’da bir miting düzenlendi..

DİSK Yönetimi, Devlet Güvenlik Mahkemeleri Yasas ı ’nı n ç ı kmas ı nı önlemek amac ı yla bir direniş örgütledi; ancak işçileri açı kça direnişe ça ğı rmad ı . DİSK, 16-19 Eylül 1976 günleri Genel Yas ilan etti veüyeleri serbest b ı raktı . Böylece, eylemin cezai sorumlulu ğundan kurtulmaya çal ı ştı . DİSK’in karar ı şöyleydi:

“Bu iktidar ı n Anayasal ve demokratik yoldan dü şürülmesine ve halktan yana bir iktidar ı nkurulmas ı na kadar tüm ülkede GENEL YAS ilan ı ,

“Anayasal ve demokratik haklar ı n ı , DİSK’in ‘taban ı n söz ve karar sahibi olma’ temel ilkesiiçinde kullanabilmesi aç ı s ı ndan i şçi üyelerimizin serbest b ı rak ı lmas ı ,

“Örgütümüzün bulundu ğu merkezlerde her gün genellikle ö ğleden sonra D İSK taraf ı ndansessiz matem yürüyü ş leri veya mitingler düzenlenmesi,

“Bunun d ı ş ı nda D İSK taraf ı ndan düzenlenmeyen hiç bir yürüyü ş , miting gibi gösteriyeüyelerimizin kat ı lmamas ı ve bozguncu unsurlar ı n içeriden veya d ı şar ı dan gelecek tahriklerineolanak verilmemesi için üyelerimizin çok dikkatli ve titiz davranmalar ı kararla ş tı r ı lmı ş tı r.”DGM direnişi 20 Eylül günü sona erdirildi. Oldukça çok say ı da işçi önderinin işten at ı lmas ı yla

sonuçlanan bu eylemler, Devlet Güvenlik Mahkemesi Yasası

’nı

n çı

kması

engelledi.DİSK 1977 yı lı nda da 1 May ı s’ı Taksim’de kutlad ı .DİSK’in yeni yönetimi 1978 yı lı ndan ba şlayarak daha geni ş bir siyasal yelpaze içindeki eylemlere

katı ldı . 1975-1977 döneminde “go şist” olarak veya başka biçimde suçlanan hareketlerle eylemlerdedaha yak ı n ba ğlar kuruldu. 16 Mart 1978 günü İstanbul Üniversitesi’nde ö ğrencilere yap ı lan sald ı r ı da 7kişinin ölmesi üzerine, 20 Mart 1978 günü sabah 8 - 10 aras ı nda iki saatlik iş durdurma eylemi yap ı ldı .1978 y ı lı nda da 1 May ı s Taksim’de kutland ı . Kahramanmara ş katliamı nı protesto etmek amac ı yla 5Ocak 1979 günü Fa şizmi Lanetleme Eylemi ad ı yla 5 dakikalı k sayg ı duruşu yap ı ldı . 26 Ocak 1980 günüİzmir’de, 9 Şubat 1980 günü Antalya’da, 23 Şubat 1980 günü Ordu’da ve 22 Mart 1980 günü de İzmit’teİşçi Kı yı mı na, Zamlara, Pahal ı lı ğa, Anti-Demokratik Baskı ve Uygulamalara, Fa şist Sald ı r ı lara Kar ş ı Demokrasi Mitingleri yapı ldı . 30 Nisan 1980 günü baz ı işyerlerinde iş durduruldu. 1 Mayı s 1980 günüMersin’de miting düzenlendi. Kemal Türkler’in 22 Temmuz 1980 günü öldürülmesinin ard ı ndan birçok

işyerinde iş durduruldu. Yeni Çeltek Linyit İşletmesi’nin zarar ediyor gerekçesiyle kapat ı lmak istenmesiüzerine, Yeralt ı Maden-İş üyesi işçiler ocağı işgal ettiler ve üretimi sürdürdüler. Bu eylemler,tarihimizdeki politik amaçlı genel eylemler olmas ı aç ı s ı ndan da önemlidir.

1977 y ı lı nda DİSK’e bağlı Maden-İş’in MESS’le ve Tekstil’in Tekstilİşverenleri Sendikas ı ile giriştiğimücadeleler, grevler biçiminde geli şti. 1980 yı lı nda da, kat ı lan işçi say ı s ı bak ı mı ndan o zamana kadarkigrev rekoru k ı r ı ldı .

Memurlar 1970’li yı llarda da çe şitli eylemler yaptı lar. TÖB-DER, TÜM-DER ve TMMOB’nin budönemde çe şitli mitingleri, yürüyüşleri ve işyeri eylemleri oldu. 12 Mart sonras ı nda önemli ilk memur eylemi, 16 Şubat 1975 günü TÖB-DER taraf ı ndan 52 ilde gerçekle ştirilen Grevli, Toplu SözleşmeliSendika Hakk ı , Faşizmi, İşsizliği, Pahal ı lı ğı Protesto Mitingleri idi. 6 Aralı k 1975 günü TÖB-DER, Memur Kı yı mlar ı ve Hayat Pahal ı lı ğı nı Protesto yürüyü şledi düzenledi. Aralar ı nda TÖB-DER, TÜM-DER,TÜMÖD, TÜTED gibi memur derneklerinin de bulunduğu kuruluşlar, 13 Mart 1976 günü Ankara’daTando ğan Meydan ı ’nda Faşist Bask ı ve Memur Kı yı mı nı Protesto Miting ve Yürüyüşünü gerçekle ştirdi.TÖB-DER, TÜM-DER ve TÜTED, 22 Ocak 1977 günü Denizli ve Mersin’de, 29 Ocak 1977 günü Bursave Zonguldak’ta, 5 Şubat 1977 günü Ankara’da Ekonomik ve Demokratik Haklar Miting ve Yürüyüşlerinidüzenledi. TÜM-DER, kaybolan iki üyesinin bulunmas ı nı sa ğlamak amac ı yla, 23 Temmuz 1977 günü bir yürüyüş ve miting düzenledi. Memurlar, özellikle DİSK taraf ı ndan düzenlenen genel eylemlere de,örgütleri arac ı lı ğı yla etkili bir biçimde katı ldı lar.

Çalı şma Bakanl ı ğı verilerine göre, 1963-1980 döneminde en fazla say ı da işçinin greve ç ı ktı ğı vegrevde geçen i şgününün en yüksek oldu ğu yı llar şöyleydi: 1970 (21.156 işçi, 221 bin işgünü); 1974(25.546 işçi, 1 milyon 109 bin işgünü); 1977 (15.682 i şçi, 1 milyon 397 bin işgünü); 1979 (21.011 i şçi, 1milyon 148 bin işgünü); 1980 (84.832 i şçi, 1 milyon 303 bin işgünü). Ancak greve ç ı kan işçi ve grevdegeçen i şgünü konular ı nda resmi rakamlar aras ı nda büyük farklar vard ı r. Çal ı şma Bakanl ı ğı ’na göre1980 y ı lı nda grevde geçen i şgünü say ı s ı 1 milyon 303 bin iken, DPT’ye göre 7 milyon 709 bin, MaliyeBakanlı ğı ’na göre 4 milyon 298 bin, DİE’ye göre ise 5 milyon 409 bindir. Resmi kaynaklardan dahagüvenilir bir kaynak olan TÜBA İş-İşçi ve Çal ı şma Bülteni’ne göre ise, 1979 y ı lı nda 39.901 i şçi greve

Page 53: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 53/85

çı ktı ve grevde geçen i şgünü 2,2 milyondu. 1980 y ı lı nda ise 84.432 i şçi greve ç ı ktı ve grevde 7,7 milyonişgünü geçti. 1980 y ı lı nda greve ç ı kan işçilerin 62,8 bini DİSK’e bağlı sendikalara, 18,7 bini TÜRK-İŞ’ebağlı sendikalara üyeydi. 1980 y ı lı nda grevde geçen 7,7 milyon i şgününün 6,4 milyonu DİSK’e bağlı sendikalara, 1,0 milyonu da TÜRK- İŞ’e bağlı sendikalara üye i şçilere aitti.

1980 y ı lı nda 24 Ocak istikrar program ı sonras ı nda grevlerde büyük bir art ı ş görüldü. 25 Ocak 1980tarihinde yaln ı zca 6414 i şçi grevdeydi. 27 Haziran 1980 tarihinde ise grevdeki i şçi say ı s ı 57 bini aşmı ştı .1980 y ı lı nı n ilk sekiz ayı nda 131 bin işçinin grevleri ertelendi. Bu dönemde yürürlükte bulunan mevzuatagöre, erteleme süresi sonunda greve ç ı kma hakk ı doğuyordu. 12 Eylül darbesi grevleri yasaklamasayd ı ,1980 y ı lı nda greve ç ı kan işçi say ı s ı 200 bini bulacakt ı . 5 Eylül 1980 tarihinde 53.644 işçi grevdeydi. Buişçiler 15 Eylül günü işbaş ı yapt ı lar.

Soru 63: 15-16 Haziran 1970 olaylar ı nedir? Niçin önemlidir?

1968-1970 döneminde Türkiye’de i şçi sı nı f ı mücadelesinde bir hareketlenme ve sertle şme ya şand ı ;yayg ı n işgal eylemleri oldu. Bu eylemleri yalnı zca TİP, di ğer sosyalist hareketler ve bir ölçüde de CHPdestekliyordu. Bu gelişme, TÜRK-İŞ’i ve TBMM’de temsil edilen diğer tüm siyasal partileri rahats ı z etti.TÜRK-İŞ’in de katkı lar ı yla, 274 say ı lı Sendikalar Yasas ı ’nı ve 275 say ı lı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve

Lokavt Yasası

’nı

değiştiren iki tasar ı

hazı

rlandı

. Amaç, DİSK’i ve bağlı

sendikalar ı

fiilen iş yapamazduruma getirmek ve ortadan kald ı rmaktı .274 say ı lı Sendikalar Yasas ı ’nı değiştiren tasar ı 11 Haziran 1970 günü Millet Meclisi’nde 3,5 saat

süren bir görü şme sonucunda, T İP d ı ş ı ndaki tüm siyasal partilerin oylar ı yla kabul edildi. Tasar ı daöngörülen de ğişikliklerin en önemlisi, bir sendikanı n ülke çap ı nda faaliyet gösterebilmesi için i şkolundakisigortalı lar ı n en az üçte birini temsil etmesinin gerekli k ı lı nmas ı ydı . Ayr ı ca, konfederasyonlar ı n daTürkiye’deki sendikalı işçilerin en az üçte birini temsil etmesi ko şulu getiriliyordu. Tasar ı , CumhuriyetSenatosu’nda kabul edilip yasala şmadan önce, D İSK, bir gösteri düzenledi. Bar ı şçı l biçimde planlananve programlanan bu gösteri, İstanbul ve İzmit’te güvenlik güçlerinin müdahalesiyle çat ı şmalara dönü ştü.S ı kı yönetim ilan edildi.

15-16 Haziran, çe şitli işkollar ı nda ve illerdeki işçilerin ücret dı ş ı haklar için ortaklaşa ilk eylemi olması aç ı s ı ndan, Türkiye işçi s ı nı f ı ve sendikac ı lı k hareketi içinde özel bir yere sahiptir. 1968-1970 döneminde

gelişen olaylar, tek tek işyerleriyle sı nı rlı kalmı ştı . İlk kez 15-16 Haziran’da çe şitli işkollar ı ve illerdeki100 bin dolay ı nda işçi işyeri sorunlar ı nı aşarak ortak bir eylem gerçekle ştirdi.15-16 Haziran’ı n diğer bir özelliği, işçilerin, kendi destekledikleri partilerin tavr ı nı reddederek, ortak

s ı nı f tavr ı nda birleşmeleriydi.15-16 Haziran olaylar ı na Dev-Genç’liler ve TİP’liler de katı ldı . Ancak 15-16 Haziran olaylar ı bu

siyasal hareketlerin öncülü ğünde veya programlar ı na göre geli şmedi. Kendi çizgisini izledi. 15-16Haziran olaylar ı bir komünist ayaklanmas ı değildi. İşçilerin, DİSK’in çağr ı s ı üzerine ba şlattı ğı bar ı şçı lgösterilerinin, yapı lan müdahalelere ba ğlı olarak, sertle şmesiydi.

15-16 Haziran yenilgiye uğrad ı ; 274 say ı lı Sendikalar Yasas ı , 29 Temmuz 1970 günü kabul edilen1317 say ı lı Yasayla istenilen biçimde de ğiştirildi. Ancak bu yenilgi, 15-16 Haziran’ı n Türkiye işçi sı nı f ı tarihinde Paris Komünü gibi bir yer tutmas ı nı engellemez.

DİSK, olaylar ı n çat ı şmaya dönü şmesi kar ş ı s ı nda, bar ı şçı l gösteri tavr ı nı sürdürdü. DİSK GenelBaşkan ı Kemal Türkler’in 16 Haziran 1970 günü radyodan okunan mesaj ı şöyleydi:

“İşçi karde ş lerim, işçi s ı n ı f ı n ı n bilinçli temsilcileri, sizlere sesleniyorum. Beni iyi dinleyiniz.Anayasal haklar ı n ı z için direndiniz, direniyorsunuz. Anayasam ı z her türlü toplant ı veyürüyü ş lerin silahs ı z ve sald ı r ı s ı z olaca ğ ı n ı emreder. Bizler Anayasaya s ı ms ı kı bağlı işçiler oldu ğumuzdan, hiç bir hareketimiz Anayasaya ayk ı r ı olamaz. Ne var ki, bizim aram ı zda çe ş itlimaksatlar güden ki ş iler, çe ş itli kı lı klara bürünerek girebilirler. Hatta, kötüsü, gözbebe ğimizşerefli Türk Ordusunun bir mensubuna kötü maksatla ta ş atabilir, tahrikler yapabilirler. D İSKGenel Ba şkan ı olarak sizi uyar ı yorum.”15-16 Haziran olaylar ı sonras ı nda 5090 i şçi işten at ı ldı ve kara listeye al ı ndı . Bu da, 1961 sonras ı nda

ve özellikle 1968-1970 döneminde i şyerlerinde yetişen öncü i şçilerin önemli bir bölümünün mücadeledı ş ı na ç ı kar ı lmas ı demekti. Bu işçilerin büyük bir bölümü yı llarca iş bulamad ı lar. Bu darbe, 12 Mart’akar ş ı işçi sı nı f ı ndan bir tepkinin gelememesinin önemli nedenlerinden biridir. Ayr ı ca, 15-16 Haziran 1970olaylar ı sonras ı nda, son üç y ı lı n işçi hareketlerinin merkezi olan Marmara bölgesinde i şçi s ı nı f ı tümüylesessizle şti. İşçi sı nı f ı nı n bu geçici yenilgisi ise, özellikle gençler aras ı nda işçi sı nı f ı nı n tarihsel

Page 54: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 54/85

misyonuna kar ş ı duyulan güveni sarst ı , ortaya ç ı kan umutsuzluk, fokocu, şehir gerillacı ve öncü sava şçı siyasal e ğilimleri güçlendirdi.

15-16 Haziran olaylar ı nı n önleyemedi ği yasa de ğişiklikleri, TİP’in başvurusu üzerine, AnayasaMahkemesi’nin 19.10.1972 tarihli Resmi Gazete’de yay ı nlanan 9.2.1972 tarihli karar ı yla iptal edildi.

Ayr ı ca, bu tarihte sendika üyeli ğinde noter koşulu aranmad ı ğı ndan, DİSK’e bağlı sendikalar üyesay ı lar ı nı artmı ş göstererek yasa de ğişikliğinden olumsuz biçimde etkilenmekten kurtuldular.

Soru 64: İşçilerin ücretleri nas ı ldı ?

1963 y ı lı nda 275 say ı lı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Yasas ı ’nı n kabul edilmesinin ard ı ndantoplu iş sözleşmeleri yayg ı nlaştı . Bu durum, gerçek işçi ücretlerinde önemli art ı şlar sa ğladı . DPTverilerine göre, 1971 y ı lı na kadar hemen hemen sürekli olarak artt ı . 1972 y ı lı nda küçük bir gerilemegörüldü. Daha sonra yeniden yükseli şe geçerek, 1977 y ı lı nda zirveye ç ı ktı . 1977 y ı lı ndaki net gerçekücret düzeyi, 1963 y ı lı ndakinin 1,6 kat ı ydı . Daha sonra ise bir dü şüş yaşand ı . Ancak 1980 y ı lı ndakiücretler, 1963 y ı lı ndakinin yüzde 18 üzerindeydi.

Gerçek asgari ücret de 1963-1967 döneminde artt ı , 1968 y ı lı nda küçük bir gerilemeden sonra, 1969yı lı nda yüzde 32 oran ı nda bir art ı ş yaşad ı . 1971 y ı lı nda önemlice bir gerilemenin ard ı ndan 1979 y ı lı na

kadar çe şitli oynamalarla yükselişini sürdürdü. Ancak 1980 yı

nda bir önceki yı

la göre yakla şı

k yar ı

yar ı ya düştü.Bir bütün olarak bak ı ldı ğı nda, 1961-1980 döneminde Türkiye’de gerçek ücretler, ki şi baş ı na milli gelir

artı ş ı na koşut bir artı ş gerçekleştirdi. Bazı yı llardaki gerçek ücret art ı şlar ı daha da yüksek oldu. Ayr ı ca,toplu iş sözleşmeleri arac ı lı ğı yla çeşitli yan ödemeler yerleşti. Bu dönemde toplu pazarl ı k düzeniyerleşti. 20 Temmuz 1978 tarihinde Ba şbakan Bülent Ecevit ile TÜRK-İŞ Genel Ba şkan ı Halil Tunçaras ı nda imzalanan Toplumsal Anla şma ise ilişkilere yeni bir boyut getirdi.

Soru 65: Yurtd ı ş ı na çal ı şmaya gidenlerin Türkiye i şçi s ı n ı f ı ve sendikac ı lı k hareketi üzerindenas ı l bir etkisi oldu?

1960’lı yı llar ı n önemli özelliklerinden biri, Avrupa ülkelerinde yaşanan ekonomik canl ı lı k ve büyüme

koşullar ı nda işgücü aç ı ğı nı n ortaya ç ı kmas ı ve bu aç ı ğı n bir bölümünün Türkiye’den kar ş ı lanmas ı ydı .1961-1973 döneminde yasal yollardan 1 milyona yak ı n kişi Avrupa’ya çalı şmaya gitti. Bu gidenlerin bir bölümü işçi ve memur, bir bölümü küçük üretici veya topraks ı z ve az toprakl ı köylü ve esnaft ı . Avrupa’yagidiş, Türkiye’deki mülksüzleşme sürecini yava şlattı . Avrupa’ya çalı şmaya gidenler, Avrupal ı lara göredaha dü şük ücretler alsalar bile, çok kötü ya şama ko şullar ı nı kabullenip para biriktirdiler ve ailelerineönemli miktarda para gönderdiler. 1980’li y ı llara kadar Avrupa’da kalma beklentisi fazla yoktu.

Avrupalı lar da Türkiye’den gelenlere “konuk işçi” gözüyle bakı yorlardı . Avrupa’ya çalı şmaya gidenlerinçok büyük bir bölümünün Türkiye’de sendikal deneyimi olmam ı ştı . Bu nedenle, ilk ba şlarda sendikalmücadelenin d ı ş ı nda kald ı lar. Ancak zaman içinde, dayanacak bir güç olarak sendikaya, bulunduklar ı ülkenin yurttaş ı işçilerden daha fazla gereksinim duymaya ba şladı lar. Avrupa ülkelerinde yabanc ı lar veözellikle Türkler arası nda sendikala şma oran ı , yerlilerinkini aştı . Ancak, Avrupa ülkelerindeki işçilikyapanlarla Türkiye’deki işçi sı nı f ı ve sendikac ı lı k hareketi aras ı nda bir güçbirliği veya dayan ı şmagelişmedi. TÜRK-İŞ ile çeşitli ülkelerin sendikal merkezleri aras ı nda kurulan ba ğlar çok s ı nı rlı kaldı .

Avrupa’da edinilen sendikal deneyimlerin Türkiye’ye aktar ı lmas ı da sözkonusu olmad ı . Bu anlamda, Avrupa’ya çalı şmaya gidenlerin Türkiye işçi sı nı f ı ve sendikac ı lı k hareketi üzerindeki etkisi, ülkemizdemülksüzleşmenin geciktirilmesi ile sı nı rlı kaldı .

VII. 1980 - 1998 DÖNEMİ

Soru 66: Ülkedeki genel siyasal, toplumsal ve ekonomik durum nas ı ldı ?

1980-1998 dönemi 24 Ocak 1980 istikrar program ı yla başladı . Uluslararas ı tekelci sermayenin beynive sözcüsü konumundaki IMF ve Dünya Bankas ı ’nı n dayatmalar ı yla gündeme gelen bu program, ancak12 Eylül 1980 darbesiyle tam olarak uygulamaya konabildi. 1977-1980 döneminde tabana yay ı lmı ş,kontroldan ç ı kar ı lmı ş ve kitleselleştirilmiş siyasal şiddetten ve cinayetlerden bunalt ı lmı ş insanlar ı n çokbüyük bir bölümü, 12 Eylül darbesinin gerçekte neye hizmet etti ğini kavrayamadan, darbeyi destekledi.

Page 55: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 55/85

1980-1983 dönemi, Türkiye tarihinin, insan haklar ı , demokrasi, temel haklar ve i şçi hak ve özgürlükleriaç ı s ı ndan en karanl ı k yı llar ı dı r. Bu dönemi en iyi özetleyen ki şilerden biri, Türkiye İşveren Sendikalar ı Konfederasyonu Ba şkan ı Halit Narin’dir. Halit Narin, “20 yı l işçiler güldü, biz ağladı k; şimdi gülme sı ras ı bizde,” dedi.

1984-1991 döneminde ülkeyi yöneten ANAP, Türkiye’yi, uluslararas ı tekelci sermayenin denetimindeve ç ı karlar ı doğrultusunda biçimlenen küreselle şmeye tam olarak eklemlemek için gereken tüm çabay ı gösterdi. Emekçi s ı nı f ve tabakalar, h ı zlı bir enflasyonla yoksullaştı r ı ldı . Gerçek ücretler dü şürüldü.Mülksüzleşme h ı zland ı r ı ldı . Bireysel çözüm aray ı şlar ı , “köşe dönmecilik” teşvik edildi. Toplumsalyaşam ı n her alan ı nı etkileyen kapsaml ı bir özelleştirme amaçland ı .

1980-1990 döneminde, devlet, Türkiye Cumhuriyeti’nin varl ı ğı na ve bütünlü ğüne kar ş ı ana tehditolarak gördüğü Sovyetler Birliği’ne ve onun ülke içindeki uzant ı lar ı olarak de ğerlendirdiği sosyalist-komünist hareketlere kar ş ı , şeriatç ı lar ı ve ı rkçı lar ı kullandı ve destekledi. Hükümetler ise, bu kesimlerinoylar ı nı alabilmek amac ı yla, önemli tavizler verdi, yürürlükteki yasalar ı uygulamad ı (örneğin,

Anayasa’n ı n 174. Maddesinde özel koruma alt ı na al ı nmı ş olan Devrim Yasalar ı ), devlet olanaklar ı nı bukesimlere aktard ı . Emperyalizm ve özellikle ABD ise, Sovyetler Birliği’ni İslamc ı ülkelerle kuşatmapolitikası nı n (“Yeşil Kuşak”) parças ı olarak, Türkiye’dekişeriatç ı güçlere destek verdi.

Sovyetler Birliği ile Doğu ve Orta Avrupa ülkelerinde 1989 y ı lı nda ba şlayan ve 1990-1991 y ı llar ı nda

tamamlanan siyasal de ğişimle birlikte, Türkiye’nin konumunda önemli ve köklü dönüşümler yaşandı

. ABD ve Avrupa, en yumuşak ifadeyle, Türkiye’nin üniter devlet yapı s ı nı n korunmas ı konusundaduyarlı lı k göstermemeye ba şladı . Daha aç ı k bir ifadeyle, ulusötesi sermaye, yeni küresel köy olandünyada, azgeli şmiş ülkelerde ulusal devletleri bölme ve zay ı flatma çabalar ı nı yoğunlaştı rdı . Bu gelişim3-4 yı llı k bir süreç içinde, Türkiye’de devletin temel politikalar ı nda ve toplumsal safla şmalarda önemlideğişikliklere yol açtı . Türkiye Cumhuriyeti Devleti, varlı ğı na ve bütünlü ğüne yönelik ana tehdit olarak,şeriatç ı lı ğı , baz ı ülkelerce desteklenen ve şeriatç ı larla işbirliği içindeki Kürtçülüğü ve ABD ile bağlantı lı ve uyuşturucu-silah kaçakç ı lı ğı işine batm ı ş ve devlet içinde önemli mevzilere s ı zmı ş çeteleri görmeyebaşladı . Türkiye, bir İran-Yugoslavya-Kolombiya olma tehdidiyle kar ş ı kar ş ı ya kaldı . Bu dönemde i şçis ı nı f ı nı n ulusal ve s ı nı fsal çı karlar ı büyük ölçüde çak ı ştı , ayn ı leşti. Özellikle Uğur Mumcu ve JandarmaGenel Komutan ı Eşref Bitlis suikastlar ı ndan sonra, 1994-1995 y ı llar ı ndan itibaren, ulusal devletinbütünlüğünü ve ba ğı ms ı zlı ğı nı , laik ve demokratik sosyal hukuk devletini savunan güçler aras ı ndaki

işbirliği ve güçbirliği gelişmeye ba şladı . Özellikle Refahyol Hükümeti döneminde devlet-hükümetçelişkisi had safhaya ç ı ktı , Refahyol Hükümeti, ulusalc ı laik güçlerin çok başar ı lı ve ak ı llı bir operasyonuyla istifa etmek zorunda b ı rakı ldı . İşçi sı nı f ı hareketi bu y ı llarda tarihinin en kitleseleylemlerini ve grevlerini yaptı .

1980-1998 döneminde endüstrile şmede ithal ikameci politikalardan, ihracata dönük politikalarageçildi. Bu da Türkiye’nin ekonomik ve toplumsal yapı s ı nda yeni yap ı lanmalar ı gündeme getirdi. Ayr ı ca,kamu aç ı klar ı büyütüldü ve büyütülen iç ve d ı ş borçlar arac ı lı ğı yla hükümetlerin uluslararas ı ve yerlisermayeye ba ğı mlı lı ğı artı r ı ldı . Hükümetlerin asli görevi, borç anapara ve faizlerini zaman ı ndaödeyebilmek olarak alg ı lanmaya ba şlandı . 5 Nisan 1994 istikrar program ı yla, bu işleyişin yükü emekçis ı nı f ve tabakalar ı n s ı rtı na y ı kı ldı . Kamu kesiminde israf, yoluzluk, rüşvet arttı . Turgut Özal’ı n, “benimmemurum işini bilir” mantı ğı yayı ldı . Türkiye, dünya uyuşturucu trafinde önemli bir yere geldi.Uyuşturucu üretimi ve ticaretiyle elde edilen büyük gelirler, ekonominin diğer sektörlerinde yat ı r ı mayönelmeye ba şladı . Ayr ı ca, Anadolu’nun çe şitli yörelerinde (Kahramanmara ş, Gaziantep, Çank ı r ı ,Manisa, Çorum, v.b.) ve Trakya’da, önemli bir bölümü ihracata dönük, h ı zlı bir endüstrileşmegerçekle şti. Türkiye’deki yabancı sermaye yat ı r ı mlar ı da artt ı . Avrupa Birliği ile 1.1.1996 tarihindebaşlayan gümrük birliği, bu bütünleşme sürecini daha da h ı zland ı rdı .

Ekonomik politikalar açı s ı ndan belirli kesintiler dı ş ı nda bir bütünlük oluşturan 1980-1998 dönemindezaman zaman farkl ı toplumsal politikalar uygulandı ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temelpolitikalar ı nda 1946’dan sonra ilk kez köklü bir de ğişim yaşand ı . Türkiye işçi sı nı f ı ve sendikac ı lı khareketi, dünyada ve Türkiye’de ya şanan bu önemli ekonomik, politik ve toplumsal de ğişimkoşullar ı nda, varolabilmek ve güçlenebilmek için, önemli anlay ı ş ve yap ı değişiklikleri yaşad ı ve yaş ı yor.

Soru 67: İşçi s ı n ı f ı n ı n nesnel durumu neydi?

1980-1998 dönemi Türkiye işçi s ı nı f ı tarihinde en kapsaml ı mülksüzleşmenin ve en h ı zlı işçileşmeninyaşand ı ğı yı llardı r. Bu süreç özellikle 1990 sonras ı nda h ı zland ı . Mülksüzleşen insanlar ı n büyük bir

Page 56: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 56/85

bölümü yavaş bir süreç içinde işçileşinceye kadar geçici i şlerde kendi hesab ı na veya ücretli olarakçalı ştı . İşsizlik yaygı nlaştı . 1980 öncesinde uluslararas ı ve ülke içindeki siyasal kayg ı larla vehükümetlerin elindeki ekonomik olanaklar sayesinde geciktirilmi ş bulunan mülksüzle şme süreci, yeniekonomik, toplumsal ve siyasal ko şullarda h ı zlı bir mülksüzleşmeye dönü ştürüldü. Ancak bu gelişme,nüfus say ı mlar ı na ve nüfus say ı mlar ı temel alarak haz ı rlanan hanehalk ı işgücü anketi sonuçlar ı nayeterince yans ı mad ı .

1987 y ı lı nda DİE taraf ı ndan düzenlenen Hanehalk ı Gelir ve Tüketim Harcamalar ı Anketi’ne göre,işyerlerinde ücretli statüde çal ı şan 7,5 milyon kişi vardı . Bu insanlar ı n 5,9 milyonunun tek geliri aldı klar ı ücretti. 1,6 milyon ücretli ise, ücret gelirinin yanı s ı ra ba şka gelirler de elde ediyorlard ı . Bu kişiler ya tamanlam ı yla mülksüzleşmemiş üreticilerdi; ya da ücretleri yetmediği için isportacı lı k, v.b. işler yap ı yorlardı .Diğer taraftan, 970 bin ki şi de, gerçek konumu itibariyle ücretli olmamakla birlikte, ara s ı ra ücretli olarakçalı ş ı p ücret geliri elde ediyordu. Bu verilere dayanarak, 1980-1998 döneminde mülksüzle şmedüzeyinin oldukça gelişmiş olduğu söylenebilir.

Türkiye’de 1980 yı lı nda 6,2 milyon ücretli vard ı . Ücretlilerin sayı s ı 1990 y ı lı nda 9,0 milyona yükseldi.Günümüzde bu say ı daha yüksektir. Ayr ı ca, say ı lar ı artan işsizler, bir bölümü ücretli olarak çal ı şanemekliler, yayı lan çocuk eme ği ve hı zla yayg ı nlaştı r ı lan eve-iş-verme sistemi içinde çal ı şanlar dakatı lı rsa, bu say ı daha da yükselecektir. Böylece, ücretlilerin gelir getirici bir i şte çal ı şanlara oran ı 1980

nda yüzde 33,4 iken, 1990 yı

nda yüzde 38,5’e yükseldi. Bugün bu oran yüzde 50’ye yakı

ndı

r.1980 y ı lı nüfus say ı mı sonuçlar ı na göre, hanehalk ı reislerinin yüzde 42,1’I ücretliydi. Bu oran 1990yı lı nda yüzde 46,6’ya yükselmi şti.

1990 nüfus say ı mı sonuçlar ı na göre, gelir getirici bir işte çal ı şan 9 milyon ücretlinin 3,1 milyonutoplumsal ve kişisel hizmetlerde, 2,2 milyonu imalat sanayiinde, 1,1 milyonu da in şaat sektöründeçalı ş ı yordu.

1990 y ı lı nda en fazla say ı da ücretlinin bulunduğu il, İstanbul’du (1,9 milyon). Türkiye’deki ücretlilerintümünün yüzde 21’i İstanbul’daydı . İstanbul’da gelir getirici bir işte çal ı şanlar ı n yüzde 74’ü ücretliydi.

Ankara’da 758 bin ücretli, İzmir’de 657 bin ücretli çalı ş ı yordu. Ankara ilinde gelir getirici bir işteçalı şanlar ı n yüzde 69’u ücretliydi. Bu oran İzmir ilinde yüzde 61’di. İşçi say ı s ı nı n 100 binin üstündebulunduğu diğer iller de şunlard ı : Bursa (337 bin), Antalya (210 bin), Konya (206 bin), Kocaeli (199 bin),İçel (198 bin), Manisa (190 bin), Ayd ı n (177 bin), Gaziantep (159 bin), Zonguldak (154 bin), Bal ı kesir

(148 bin), Kayseri (143 bin), Hatay (140 bin), Denizli (122 bin), Samsun (121 bin), Eski şehir (117 bin),Tekirdağ (107 bin), Diyarbakı r (107 bin), Muğla (101 bin). Ücretlilerin gelir getirici bir işte çal ı şanlaraoran ı nı n yüzde 40 ve üstünde oldu ğu iller de şöyleydi: Kocaeli (yüzde 57), Bursa (yüzde 51), Eski şehir (yüzde 49), Tekirda ğ (yüzde 45), Adana (yüzde 44), Ayd ı n (yüzde 44), Gaziantep (yüzde 42), Kayseri(yüzde 42), Kı r ı kkale (yüzde 41) ve K ı rklareli (yüzde 40). Son y ı llardaki gelişmeler gözönünealı ndı ğı nda, Gaziantep, Kahramanmara ş, Çorum, Çank ı r ı , Manisa, Denizli ve Trakya’nı n bütünündehı zlı bir işçileşmeden söz edilebilir.

Türkiye’de işçilerin önemli bir bölümü küçük işyerlerinde çal ı şmaktad ı r. Çal ı şma ve Sosyal GüvenlikBakanlı ğı verilerine göre, 1997 y ı lı Temmuz ay ı nda Türkiye’de 545 bin işyerinde 4,2 milyon işçiçalı ş ı yordu. 1-9 işçinin çalı ştı ğı 482 bin işyerinde 1 milyon 142 bin vard ı . 10-24 işçinin çalı ştı ğı 38 binişyerinde 561 bin işçi çalı ş ı yordu. 25-49 işçinin çalı ştı ğı 13 bin işyerinde 444 bin işçi istihdam ediliyordu.50-99 işçinin çalı ştı ğı 6487 işyerinde 448 bin işçi vardı . 100-249 işçinin çalı ştı ğı 3859 işyerinde 588 binişçi çalı ş ı yordu. 250-499 işçinin çalı ştı ğı 1168 işyerinde 396 bin işçi istihdam ediliyordu. 500-999 işçininçalı ştı ğı 440 işyerinde 293 bin işçi vardı . 184 işyerinde 1000-4999 aras ı işçi çalı ş ı yordu ve bunlar ı ntoplamı 284 bindi. 6 işyerinde ise 5000 ve daha fazla say ı da işçi birarada bulunuyordu ve bunlar ı ntoplamı da 58 bindi. Bakanl ı k verilerine göre, bu işçilerin 919 bini kamu sektöründe, 3 milyon 296 bini deözel sektörde istihdam ediliyordu.

Sosyal Sigortalar Kurumu’na göre 1996 y ı lı nda 759 bin işyerinde 4 milyon 624 bin sigortal ı çalı ş ı yordu. Baz ı şirketlerin veya kuruluşlar ı n ayn ı il içinde veya çeşitli illerdeki işyerleri de ayr ı ayr ı say ı ldı ğı ndan, bu veriler şirketleri değil, fiilen işyerlerini göstermektedir. Sigortal ı lar ı n 349 bini 1 kişilikişyerlerinde, 1 milyon 307 bini 2-9 kişilik işyerlerinde (352 bin işyeri), 526 bini 10-24 kişilik işyerlerinde(34 bin işyeri), 487 bini 25-49 kişilik işyerlerinde (14 bin işyeri), 449 bini 50-99 kişilik işyerlerinde (6 binişyeri), 586 bini 100-249 kişilik işyerlerinde (3815 işyeri), 370 bini 250-499 kişilik işyerlerinde (1057işyeri), 294 bini 500-999 kişilik işyerlerinde (406 işyeri) ve 257 bini de 1000 ve daha fazla say ı da işçininçalı ştı ğı işyerlerinde (154 işyeri) istihdam ediliyordu. Bu veriler, çalı ştı rdı klar ı kişiler için bildirge veren

Page 57: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 57/85

işyerlerini kapsamaktad ı r. Ayr ı ca, çal ı ştı rdı klar ı işçilerin bir bölümü için bildirimde bulunup ayr ı ca kaçakişçi çalı ştı ran işyerleri de küçümsenmeyecek kadar çoktur.

Türkiye’de kaçak çalı şan ve bu nedenle İş Yasas ı ’nı n ve sendikala şma, toplu pazarl ı k ve grevhaklar ı nı n kapsam ı dı ş ı nda kalan i şçi say ı s ı nı n 4,5 milyon dolayı nda olduğu tahmin edilmektedir.

1990 nüfus say ı mı sonuçlar ı na göre, gelir getirici bir işte çal ı şan 9 milyon ücretlinin yalnı zca yüzde4,8’i okuma yazma bilmiyordu; yalnı zca yüzde 1,9’luk bölümü okuma yazma bilmesine kar ş ı n herhangibir okuldan mezun de ğildi. Halbuki 1970 yı lı nda bu oranlar, s ı ras ı yla, yüzde 18,6 ve yüzde 10,2 idi.1990 y ı lı nda ücretlilerin yüzde 53’ü ilkokul, yüzde 11’i ortaokul ve dengi okul, yüzde 18’i lise ve dengiokul ve yüzde 12’si de üniversite ve yüksek okul mezunuydu. E ğitimin bir sı nı f değiştirme arac ı olmaktan ç ı kmas ı yla birlikte, işçi s ı nı f ı nı n genel e ğitim düzeyinde daha da h ı zlı bir yükseliş yaşanmayabaşland ı . Ayr ı ca, yayg ı nlaşan televizyon, çe şitli bilgileri belirli kişilerin tekelinden çı kard ı .

1990 nüfus say ı mı sonuçlar ı na göre, Türkiye’deki ücretlilerin yüzde 16,6’s ı kad ı ndı . Çocuk eme ği ise,hı zla gerçekle şen mülksüzle şme ve artan i şsizliğe ba ğlı olarak, özellikle küçük işyerlerindeyayg ı nlaş ı yordu.

1994 y ı lı nda 1 milyon 412 bin memur vard ı . Memurlar ı n 484 bini kad ı ndı . Aynı yı l, 250 bin sözle şmelipersonel istihdam ediliyordu. Sözle şmeli personelin de 85 bini kad ı ndı .

Uluslararas ı ve ülke içindeki gelişmeler gözönüne al ı ndı ğı nda, önümüzdeki y ı llarda mülksüzleşme ve

işçileşme süreçleri hı

zlanarak devam edece ğe benzemektedir.Özellikle 1990 yı lı ndan sonra daha da h ı zlanan mülksüzle şme sürecine ba ğlı olarak işsiz say ı s ı ndaönemli artı şlar yaşand ı . Ancak bu art ı ş resmi verilere yans ı mad ı . Örneğin, DİE anketlerine göre 1994yı lı Nisan ay ı nda 1 milyon 864 bin işsiz varken, 1996 y ı lı Ekim ayı nda bu say ı 1 milyon 335 bine inmişti.DPT verilerinde de işsizlerin say ı s ı nda bir azalma oldu ğu ileri sürülüyordu. İşsizlerin önemli bir bölümükı sa bir süre önce kendisinin sahip oldu ğu üretim araçlar ı yla üretim yapan köylülerdi. Aile-içidayan ı şman ı n zay ı flamı ş olmas ı na kar ş ı n sürmesi, işsizliğin toplumsal çöküşe yol açmas ı nı büyükölçüde önledi. Ancak, özellikle bu kesimlerde örgütlü mücadele gelene ğinin bulunmamas ı na ba ğlı olarak, toplumun bu tabakalar ı nda çürüme e ğilimleri güçlendi ve şeriatç ı , ayr ı lı kçı milliyetçi veya silahlı eylemi temel alan siyasal hareketler etkili olabildi.

Bu yı llarda kı smi zamanl ı (part-time) çalı şma ve eve-i ş-verme sistemlerinde de h ı zlı bir yaygı nlaşmagerçekle şti.

Soru 68: Kapitalizmin alt ı n ça ğ ı n ı n sona ermi ş olmas ı ve yeni uluslararas ı işbölümü, i şçi-işveren ili şkilerini nas ı l etkiledi?

Kapitalizmin altı n çağı 1970’li yı llar ı n başlar ı nda bitti. Kapitalizm, ekonomik büyümenin kural vebunal ı mlar ı n istisna olduğu altı n çağı ndan, bunal ı mlar çağı na geçti. Bugün art ı k ekonomik bunal ı m kuraloldu; rekabet daha da artt ı ; ekonomik büyüme zorla ştı . 1970’li yı llardan ba şlayan yeni dönemi,kapitalizmin altı n çağı ndan ay ı ran temel özellikler şöyle özetlenebilir:

(A) Ekonomik bunalı m, büyük kamu kesimi aç ı klar ı , yükselen iç ve d ı ş borçlar ve artan rekabet(Türkiye açı s ı ndan ise son dönemde ayr ı ca Avrupa Birliği ile gümrük birliği);

(B) Yüksek oranlı ve yap ı sal işsizlik;(C) Soğuk Sava ş’ı n sona ermesi, Sovyetler Birli ği ile Orta ve Doğu Avrupa ülkelerindeki sistemin

çöküşü ve iktidardaki komünist partilerinin çoğunun demokratik sosyalist partilere dönü şmesi vesermayenin “komünizm” korkusunun kalmamas ı ;

(D) Uluslararas ı tekelci sermayenin dünyada artan hakimiyeti (küreselle şme ve Yeni Dünya Düzeni),emek-yoğun üretimi azgelişmiş ülkelere aktaran yeni uluslararas ı işbölümü ve azgeli şmiş ülkelerdeihracata yönelik sanayile şme;

(E) Sermayenin ç ı karlar ı doğrultusunda kullan ı lan yeni teknolojiler ile üretim yöntemleri veörgütlenmesi.

Bu gelişmelere ba ğlı olarak, üç grupta ciddi sorunlarla kar ş ı laş ı lmaktadı r:(A) İşverenler önce, "devleti küçültme" propagandas ı yla sosyal devlet anlay ı ş ve uygulamalar ı nı

reddettiler. Uluslararas ı tekelci sermaye, azgeli şmiş ülkelerdeki hakimiyetini sı nı rlayabilecek bir güç olanulusal devletleri de zay ı flatacak bir strateji izlemeye ba şladı . Etnik ve mezhepsel farkl ı lı klar kullanı larakiç ve bölgesel sava şlar körüklendi. Bunlara kar ş ı lı k, Türkiye işçi sı nı f ı ve sendikac ı lı k hareketi, insanhaklar ı na sayg ı lı , demokratik ve laik sosyal hukuk devletinin güçlü olmas ı gerektiğini daha davurgulamaya ba şladı . Kamu kesimi işçileri ise, kamu kurum ve kuruluşlar ı nı n verimli bir biçimde

Page 58: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 58/85

çalı ştı r ı lmas ı nı , üretimin artı r ı lmas ı nı savunmaya ba şladı lar. Ulusötesi sermayenin veya emperyalizminazgelişmiş ülkelerde ulusal devletleri zay ı flatmaya ve parçalamaya çal ı ştı ğı günümüzde, hükümetledevletin özenle birbirinden ay ı r ı lmas ı daha da önem kazand ı .

(B) Sermayedar s ı nı f, bunun yan ı s ı ra, sendikalar ı n meşruluğunu sorgulamay ı gündeme getirdi vesendikalar ı zay ı flatmaya ve yoketmeye ve sendikal hak ve özgürlükleri k ı s ı tlamaya yönelik sürekli vesistemli bir sald ı r ı başlattı .

(C) İşverenler ve onlar ı n siyasal alandaki sözcüleri, özellikle 1990'l ı yı llarda, işçileri koruyucumevzuat ı n etkisiz kı lı nmas ı için büyük bir çaba göstermeye ba şladı lar. Sermayedar s ı nı f, kaçak işçilik,"sahte" kendi hesab ı na çal ı şma, standart-d ı ş ı (veya atipik) istihdam biçimleri ve "esneklik" aracı lı ğı yla,işçilerin, yasal koruma ve toplu iş sözleşmelerinin kapsam ı dı ş ı na ç ı kar ı lmalar ı nı sa ğlamaya;sendikala şma, toplu pazarl ı k ve grev haklar ı ndan yararlanmalar ı nı engellenmeye önem verdi.

Özetle; kapitalizm, 2. Dünya Sava ş ı sonras ı nı n "ehlileş(tiril)miş" veya "sosyal" kapitalizminden, 19.yüzyı lı n vahşi kapitalizmine geri dönmektedir. İşçi s ı nı f ı nı n, iş güvencesi, sosyal güvenlik, sosyal devlet,kamu kesiminde istihdam, i şçiyi koruyucu mevzuat ve sendikal hak ve özgürlükler alan ı nda yüzy ı llı kmücadeleyle elde edilmi ş kazan ı mlar ı , vahşileşen kapitalizm taraf ı ndan yok edilmek istenmektedir.

Sermayenin sald ı r ı s ı Türkiye’de de yaşand ı .24 Ocak 1980 istikrar program ı , 12 Eylül 1980 askeri darbesi, 1983 sonras ı nda sivil hükümetler

döneminde uygulanan i şçi ve sendika kar şı

politikalar, 5 Nisan 1994 istikrar programı

hep bu saldı

r ı

nunsurlar ı dı r.Türkiye’de de (a) sosyal devlete, (b) sendikalara ve © temel i şçi hak ve özgürlüklerine yönelik bir

sald ı r ı yaşand ı ve yaşan ı yor. Anayasada Türkiye Cumhuriyeti'nin bir sosyal devlet oldu ğu belirtilmektedir. Sosyal devlet, "kerim

devlet" veya "baba devlet" diye ifade edilen anlay ı şa benzemektedir. Vatanda ş vergi verir, askere gider,ülkesi ve devleti için fedakarlı kta bulunur. Bunun kar ş ı lı ğı nda, kendisinin s ı kı ntı lı döneminde de onadevlet sahip ç ı kar. Kişi, beşikten mezara kadar devletin güvencesi alt ı ndad ı r. İşsizse, devlet ona i ş bulmak veya işsizlik sigortası yardı mı yapmakla yükümlüdür. E ğitim, sağlı k, toplu taş ı mac ı lı k, insanhaklar ı , işçi haklar ı , sendikal hak ve özgürlükler gibi konularda devlet tarafs ı z olmamal ı , işçinin,memurun, yoksulun yan ı nda yer almal ı dı r.

Devletin görevi yalnı zca güvenlik, yarg ı ve büyük altyap ı yatı r ı mlar ı alanlar ı ile sı nı rlı değildir.

Devletin, eğitim, sağlı k ve diğer sosyal konularda görevleri vard ı r. Devletin, ülkenin güçlenmesini veistihdam art ı ş ı nı sa ğlayacak büyük yat ı r ı mlar ı yapma görevi vard ı r. Devletin, insanlar ı n temel tüketimmallar ı nı güvenle ve ucuz almalar ı nı sa ğlamak amac ı yla fabrikalar kurmak, sat ı ş yapmak görevi vard ı r.Devletin, kar ı ndan ve kendi ç ı kar ı ndan ba şka bir şey düşünmeyenlerin halk ı istismar etmesini önleyecekdüzenlemeleri ve müdahaleleri yapma görevi vard ı r. Devletin, insan haklar ı , işçi haklar ı ve sendikal hakve özgürlükler konusunda temel düzenlemeleri yapma ve temel güvenceleri sa ğlama görevi vard ı r.

Türkiye’de Avrupa’nı n birçok ülkesindeki biçimiyle bir sosyal devlet hiçbir zaman olmad ı . Ancak,kamu kurum ve kuruluşlar ı yoluyla birçok hakkı n yayg ı nlı k kazanmas ı , sosyal devletin hayata geçirildi ğibir aland ı r. Ayr ı ca, tüm eksik ve hatalar ı na kar ş ı n, güçlü bir SSK’nı n ortaya ç ı kmas ı da sosyal devletanlay ı ş ı doğrultusunda önemli bir çabad ı r.

1980’li yı llarda özelleştirme, taşeronlaştı rma, devletin sosyal görevlerini ihmal etmesi ve benzeritavı rlar, rasgele olaylar de ğil, sosyal devleti yoketmeye yönelik sürekli ve sistemli sald ı r ı nı n unsurlar ı dı r.

Bu dönemde sendikalar ı n zay ı flatı lmas ı ve özellikle kaçak işçiliğin hı zla ve sistemli bir biçimdeyayg ı nlaştı r ı lmas ı da, sermayenin ç ı karlar ı doğrultusunda ve denetimindeki küreselle şme çerçevesindesürdürülen planl ı -programlı sald ı r ı nı n parçalar ı dı r.

Soru 69: İşçi ve memur haklar ı n ı düzenleyen mevzuat nas ı l geliş ti?

12 Eylül 1980 darbesiyle birlikte işçi s ı nı f ı ve sendikac ı lı k hareketi için hak kay ı plar ı dönemi ba şladı .Darbeyle birlikte, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve siyasal partiler feshedilerek, zaten sı nı rlı bir biçimdeuygulanabilen demokrasi ortadan kald ı r ı ldı . Milli Güvenlik Konseyi’nin aldı ğı kararlar Anayasa’n ı nüstünde kabul edildi. Toplu pazarl ı k düzeni ortadan kald ı r ı ldı . Tüm grevler yasakland ı . DİSK ve bağlı sendikalar ı n, HAK-İŞ ve ba ğlı sendikalar ı n ve MİSK ve bağlı sendikalar ı n faaliyetleri durduruldu. TÜRK-İŞ’e bağlı baz ı sendikalar ı n faaliyetleri durduruldu. Tüm sendikal faaliyetler izne ba ğlandı , yönetimkurulu toplantı lar ı bile ancak polislerin kat ı lı mı yla gerçekle ştirilebildi. Sendikalar ı kamuoyu gözündeitibarsı z kı lmaya yönelik sistemli bir kampanya sürdürüldü. 12 Eylül’e kadar örgütsüz kalm ı ş işyerlerinde

Page 59: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 59/85

yeni sendikal örgütlenme ve toplu i ş sözleşmesi ba ğı tlama olana ğı ortadan kald ı r ı ldı . Binlerce sendikac ı ,işyeri sendika temsilcisi ve ba ştemsilcisi ve üyesi gözalt ı na al ı ndı , işkenceden geçirildi, tutukland ı .Binlerce işçi ve memur, 1402 say ı lı S ı kı yönetim Yasas ı ’nı n tan ı dı ğı yetkiler kullanı larak işten at ı ldı veyasürgüne gönderildi.

Bu dönemde ç ı kar ı lan baz ı yasalarla haklar iyice k ı s ı tlandı .1982 Anayasas ı , 2821 say ı lı Sendikalar Yasas ı ve 2822 say ı lı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt

Yasas ı ile sendikala şma, toplu pazarl ı k ve grev haklar ı na büyük darbeler indirildi.Faaliyetleri Durdurulan Sendika, Federasyon ve Konfederasyonlara Kayy ı m Tayini Hakkı nda Yasa

(10.10.1980 gün ve 2316 say ı lı ) ile, Milli Güvenlik Konseyi veya Sı kı yönetim Komutanlı klar ı karar ı ylafaaliyetleri durdurulan sendikalar ı n malvarlı klar ı nı n, anti-demokratik bir biçimde belirlenmiş kayyı mlar eliyle yönetilmesi olanağı sa ğland ı .17.10.1980 gün ve 2320 say ı lı , 5.5.1981 gün ve 2457 say ı lı ve 10.12.1982 gün ve 2762 say ı lı yasalarla,kı dem tazminat ı na tavan getirildi.

1.3.1981 gün ve 2422 say ı lı yasa ile 506 say ı lı Sosyal Sigortalar Yasas ı değiştirilerek, sigortalı lar ı nayakta yap ı lan tedavilerinde kendilerine verilen ilaçlar ı n toplam bedelinin yüzde 20’si sigortal ı dankesilmeye ba şland ı ; emekli aylı ğı nı n hesaplanmas ı nda son be ş yı llı k kazançlar ı n en yüksek 3 y ı lı nı nortalamas ı yerine, son be ş yı lı n tümünün ortalamas ı alı nmaya ba şlandı ; yaşlı lı k aylı ğı taban oran ı yüzde

70’den yüzde 60’a indirildi; sigorta primi işçi payı

yüzde 12’den yüzde 14’e çı

kar ı

ldı

.19.4.1981 günlü Resmi Gazete’de yay ı nlanan 6772 Say ı lı Kanuna Bir Ek Madde Eklenmesi veİşçilere Toplu İş Sözleşmeleri İle Verilecek İkramiyeler Hakkı nda Yasa ile, yeralt ı madenciliği dı ş ı ndakitüm kamu işletmelerinde y ı llı k toplam ikramiye 112 yevmiye, özel kuruluşlarda ise 120 yevmiye ilekı s ı tlandı .

19.3.1981 günlü Resmi Gazete’de yay ı nlanan 2429 say ı lı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakk ı ndaYasa ile geçmi şte ücretli tatil yapı lan 5,5 gün, çal ı ş ı lan güne dönü ştürüldü. 20.4.1983 gün ve 2818 say ı lı Yasayla, 23 Nisan günü yeniden ücretli izin durumuna getirildi.

22.7.1981 gün ve 2495 say ı lı Bazı Kurum ve Kuruluşlar ı n Korunmas ı ve Güvenliklerinin Sağlanmas ı Hakkı nda Yasa ile özel güvenlik te şkilatı personelinin sendikalara üye olmas ı ve grev yapmas ı yasakland ı .

6.1.1982 gün ve 2577 say ı lı Yasa ile İdari Yarg ı lama Usulü Yasas ı değiştirilerek, grev, yürüyüş ve

benzeri haklar ı n kullanı mı nda yürütmenin durdurulmas ı na karar verilemeyece ği hükmü kabul edildi.26.3.1982 gün ve 2645 say ı lı yasa ile sosyal güvenlik alan ı nda yeni hak kay ı plar ı oldu. Bu yasa ile,SSK Yönetim Kurulu’nun yapı s ı önemli ölçüde de ğiştirildi. Yönetim Kurulu’nda işçi temsilcilerinin sayı s ı 2’den 1’e indirildi. SSK çalı şanlar ı nı n ve emeklilerin 1’er temsilcileri de Yönetim Kurulu’ndan çı kar ı ldı .

1982 Anayasas ı ile sendikala şma, toplu pazarl ı k ve grev haklar ı başta olmak üzere, tüm hak veözgürlüklere büyük darbeler indirildi. Ancak, memurlar ı n sendikala şmas ı na ilişkin yasağı n konmas ı unutuldu.

22.4.1983 gün ve 2820 say ı lı Siyasi Partiler Yasas ı ile, siyasal partilerin sendikalarla ilişkileriniyasaklayan Anayasa hükmü güçlendirildi.

16.6.1983 gün ve 2845 say ı lı Yasa ile devlet güvenlik mahkemeleri olu şturulurken, greve ilişkinsuçlar ı n da bu mahkemelerde yarg ı lanaca ğı düzenlemesi getirildi.

Baz ı yasalarla, çe şitli kamu kuruluşlar ı nda işçi statüsünde çal ı şanlar memur statüsüne geçirilerek,sendikal hak ve özgürlüklerden mahrum b ı rakı ldı .

29.7.1983 gün ve 2869 say ı lı Yasayla İş Yasas ı değiştirilerek, haftalı k çalı şma süresi 48 saatten 45saate indirildi. Bu nedenle ücretlerde bir indirime gidilmedi. Ayr ı ca, 15 ya ş ı ndan a şağı çocuklar ı nçalı ştı r ı lmalar ı yasakland ı .

4.10.1983 gün ve 2908 say ı lı Dernekler Yasas ı ve 6.10.1983 gün ve 2911 say ı lı Toplant ı ve GösteriYürüyüşleri Yasas ı ile, demokratik yaşam ı n en önemli unsurlar ı konusunda son derece ciddikı s ı tlamalar getirildi.

TRT Yasas ı değiştirilerek, TRT Yönetim Kurulu’nda işçilerin bir temsilcisinin bulunması olanağı ortadan kald ı r ı ldı .

19.10.1983 gün ve 2929 say ı lı Yasa ile, çok say ı da işçi istihdam edilen iktisadi devlet te şekküllerininyönetim kurullar ı nda işçileri temsilen bir üyenin bulunmas ı olanağı ortadan kald ı r ı ldı .

25.10.1983 günlü Ola ğanüstü Hal Yasas ı ile sendikal hak ve özgürlükler iyice k ı s ı tlandı .Yüksek Hakem Kurulu, 24.12.1980 gün ve 2364 say ı lı Yasayla (Süresi Sona Eren Toplu İş

Sözleşmelerinin Sosyal Zorunluluk Hallerinden Yeniden Yürürlüğe Konulmas ı Hakkı nda Yasa)

Page 60: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 60/85

kendisine tan ı nan geni ş yetkileri kullanarak, 1963-1980 döneminde toplu i ş sözleşmelerine konmu ş birçok önemli hükmü iptal etti.

Tüm ülkede 14.9.1980 gününden 1983 y ı lı sonuna ve s ı kı yönetim uygulanan illerde ise 1984 y ı lı Ekim ayı sonuna kadarki süre içinde, geçerli bir nedene dayanmadan i şçi çı kar ı lmas ı yasakland ı .Geçerli bir nedene dayanmadan i şten ç ı kar ı lan işçiler işe iade edildi. Gerekli ön izni almadan i şten işçiçı karan baz ı işverenlere de hapis cezas ı verildi.

Hak kayı plar ı ANAP döneminde de sürdü.8.3.1984 gün ve 84/7931 say ı lı karar ile, İşçi ve İşveren Sendika ve Konfederasyonlar ı nı n Devletçe

Denetlenmesi Esaslar ı na İlişkin Tüzük ile, denetim ad ı altı nda sendikalar ı n yoğun bir bask ı altı naalı nabilmesinin hukuksal dayanaklar ı daha da güçlendirildi.

8.6.1984 gün ve 233 say ı lı Kanun Hükmünde Kararname ile, kamu iktisadi te şebbüslerindesözleşmeli personel uygulamas ı getirildi. Amaç, özelleştirmenin daha kolay yap ı labilmesi için devletmemuru güvencesinin kald ı r ı lmas ı ydı .

15.6.1985 gün ve 3218 say ı lı Serbest Bölgeler Yasas ı ile, serbest bölgelerde, kurulduklar ı tarihtenbaşlayarak, on y ı l süre ile grev yasa ğı getirildi.

19.6.1986 günlü Resmi Gazete’de yay ı nlanan 3308 say ı lı Çı raklı k ve Meslek Eğitim Yasas ı ile, 50 vedaha fazla say ı da işçi çalı ştı ran işletmelerde toplam i şçi say ı s ı nı n yüzde 10’una kadar meslek lisesi

öğrencisi çalı

ştı

r ı

lması

na izin verildi. Böylece, grevlerde öğrencilerin grev kı

r ı

olarak kullanı

lmalar ı

yasallaştı . Ayr ı ca, işçi sendika ve konfederasyonlar ı nı n e ğitim fonlar ı nı n yüzde 25’inin Çı raklı k, Meslekive Teknik Eğitimi Geliştirme ve Yayg ı nlaştı rma Fonu’na yat ı r ı lmas ı zorunluluğu getirildi.

Bakanlar Kurulu, 12.7.1987 günlü Resmi Gazete’de yay ı nlanan karar ı yla, ihtiyaç fazlası askerlikyükümlülerinin, asgari ihtiyaçlar ı nı n kar ş ı lanmas ı kar ş ı lı ğı nda, kamu kurum ve kurulu şlar ı nda askeridisiplin altı nda işçi olarak çalı ştı r ı lmalar ı nı olanakl ı kı ldı .

2821 say ı lı Sendikalar Yasas ı , 25.5.1988 tarihinde kabul edilen 3449 say ı lı Yasa ile de ğiştirildi. Budeğişiklik, 1983 yı lı nda Çal ı şma Bakanl ı ğı ’na bildirilen üye listelerinde isimleri bulunan işçilerinsendikalara yeniden üye olmalar ı zorunluluğunu getiriyordu. Sendikalar bu yüzden yüzmilyonlarca liranoter masraf ı verdi.

12.8.1986 tarihinde Grev ve Lokavtlarda Mülkiye Amirlerince Alı nacak Tedbirlere Dair Tüzükyayı mlandı . Bu Tüzük ile, grevlerde kullanı lmak üzere ayr ı bir bir güvenlik kuvvetinin sürekli olarak hazı r

bulundurulmas ı öngörülüyordu. Tüzük, 12.6.1987 günü Dan ı ştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulutaraf ı ndan iptal edildi.Bu dönemde, gelir vergisi dilimleri enflasyonun alt ı nda oranlarla art ı r ı larak, ücretlilerin sı rtı ndaki gelir

vergisi yükü daha da ço ğaltı ldı .10.1.1986 tarihinde Resmi Gazete’de yay ı nlanarak yürürlüğe giren 3246 say ı lı Yasa ile, emekliliğe

hak kazanma ya ş ı kad ı nlar için 55’e, erkekler için 60’a çı kar ı ldı . Bu uygulamaya kademeli olarakgeçilecekti.

3.6.1986 gün ve 3299 say ı lı Yasa ile 2822 say ı lı Yasada yap ı lan de ğişiklikle, işletme tipi sözleşmeninkapsam ı genişletilerek özel sektörde örgütlenmenin önündeki engeller ciddi biçimde art ı r ı ldı .

4.6.1986 gün ve 3300 say ı lı Yasa ile, Sosyal Sigortalar Kurumu’nun her y ı l toplanan genel kurulununher üç y ı lda bir toplanmas ı uygulamas ı getirildi. SSK’nı n konut kredisi uygulamas ı sona erdirildi.

9.7.1987 gün ve 3395 say ı lı Yasa ile süper emeklilik uygulamas ı getirildi. Ayr ı ca, emekli ayl ı ğı nı nhesaplanmas ı nda yasan ı n yürürlüğe girdiği tarihten sonraki tüm sürelerin ortalamas ı nı n esas al ı nmas ı kararlaştı r ı ldı . Prim tavan ı yükseltildi. Yaşlı lı k aylı ğı taban oran ı yüzde 50’ye indirildi.

ANAP hükümeti, Bakanlar Kurulu kararlar ı yla, çeşitli işyerlerinde grev ertelemelerine ba şvurdu.Bu yı llarda, çal ı şma ya şam ı na ilişkin denetim yapan müfetti şlerin denetim ve yapt ı r ı m uygulama

yetkileri sı nı rlandı r ı larak ve say ı lar ı nı n artmas ı engellenerek, yürürlükteki mevzuat ı n etkin bir biçimdeuygulanmas ı daha da zorla ştı r ı ldı .

1988 y ı lı ndan itibaren mevzuatta olumlu geli şmeler de yap ı lmaya ba şland ı . Bu olumlu değişikliklerdebelirleyici etmen, 1986 y ı lı sonlar ı ndan itibaren gündeme gelen grevler ve 1989 y ı lı başlar ı ndan itibarenbaşlayan yayg ı n ve birlikte meşru kitle eylemleriydi. İşçi sı nı f ı nı n oy gücü ve tart ı ş ı lmaya ba şlananbağı ms ı z siyasal örgütlenmesi de bu iyile şme sürecinde etkili oldu. Ayr ı ca, bu eylemlerin kitleselliğisayesinde, 12 Eylül sonras ı nda getirilen yasaklar ve k ı s ı tlamalar birçok alanda fiilen aş ı ldı .

25.5.1988 gün ve 3449 say ı lı , 27.5.1988 gün ve 3451 say ı lı ve 8.11.1989 gün ve 3587 say ı lı Yasalarla, yürürlükteki mevzuatta bulunan baz ı kı s ı tlamalar kald ı r ı ldı . 4.4.1995 gün ve 4101 say ı lı ve26.6.1997 gün ve 4277 say ı lı Yasalarla ise oldukça önemli iyile ştirmeler yapı ldı .

Page 61: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 61/85

1982 Anayasas ı nda 23.7.1995 gün ve 4121 say ı lı Yasa ile yap ı lan değişiklikle, sendikalar ı n siyasalfaaliyetine ilişkin yasak kald ı r ı ldı . Ayr ı ca, kamu çal ı şanlar ı na sendikala şma hakk ı nı n ç ı kar ı lacak bir yasayla tan ı naca ğı düzenlemesi getirilerek, kamu çal ı şanlar ı nca o tarihe kadar özgürce kullan ı lansendikala şma hakk ı kı s ı tlandı . Ancak birçok kişi bu kı s ı tlamayı (büyük bir yanlı şlı kla) hak tan ı nmas ı olarak alg ı ladı .

1997 y ı lı Haziran ay ı nda 657 say ı lı Devlet Memurlar ı Yasas ı ’nı n 22. Maddesi de ğiştirilerek,memurlara sendika kurma ve kurulu sendikalara üye olmak hakk ı tan ı ndı .

Bu dönemin mevzuat aç ı s ı ndan önemli bir ad ı mı , Uluslararas ı Çalı şma Örgütü’nün temel niteliktekibaz ı Sözleşmelerinin onaylanmas ı ydı . Çocuklar ı n ve Genç İnsanlar ı n Sanayide İstihdam ı İçinUygunluklar ı Amacı yla Tı bbi Muayenesine ilişkin 77 say ı lı Sözleşme onaylanarak, 2.11.1984 tarihindetescil edilmişti. Madenlerde Yeralt ı nda İstihdama Kabul İçin Asgari Yaşa ilişkin 123 say ı lı Sözleşme deonaylanarak 8.12.1992 tarihinde tescil i şlemleri yapı ldı . 7 önemli Sözle şme 1993 y ı lı nda onayland ı ;ancak Cumhurba şkan ı Turgut Özal bunlardan i ş güvencesine ili şkin olanı nı yeniden görü şülmek üzereTBMM’ne iade etti. Ancak bu Sözleşme de yeniden onayland ı . Bu önemli Sözleşmeler ve Uluslararas ı Çalı şma Bürosu’na tescil tarihleri a şağı da sunulmaktad ı r: Çocuklar ı n Sanayide İstihdama Kabulünde

Asgari Yaş ı n Belirlenmesine ilişkin 59 say ı lı Sözleşme (12.7.1993), Örgütlenme Özgürlü ğü veÖrgütlenme Hakk ı nı n Korunmas ı na ilişkin 87 say ı lı Sözleşme (12.7.1993), İşletmede İşçi Temsilcilerine

Sa ğlanan Koruma ve Olanaklara ili şkin 135 sayı

Sözleşme (12.7.1993), İnsani Kaynaklar ı

nGeliştirilmesinde Mesleki Rehberlik ve Mesleki Eğitime ilişkin 142 say ı lı Sözleşme (12.7.1993),Uluslararas ı Çalı şma Standartlar ı nı n Uygulanmas ı nı Teşvik Etmek İçin Üçlü Danı şmalara ilişkin 144say ı lı Sözleşme (12.7.1993), Kamu Hizmetinde İstihdam Koşullar ı nı n Belirlenmesi İçin Prosedürler veÖrgütlenme Hakk ı nı n Korunmas ı na ilişkin 151 say ı lı Sözleşme (12.7.1993) ve İşverenin Girişimiyleİstihdam ı n Sona Erdirilmesine ilişkin 158 say ı lı Sözleşme (4.1.1995). 1998 y ı lı Haziran ay ı nda ise 29say ı lı Cebri veya Mecburi Çal ı ştı rma hakk ı nda Sözle şme ile 138 say ı lı İstihdama Kabulde Asgari Ya şailişkin Sözleşme onayland ı . Bu Sözleşmelerin ülke mevzuat ı na tam olarak yans ı tı lmas ı sa ğlanmamaklabirlikte, Sözleşmelerin onaylanarak iç hukuka dahil edilmesi, sendikal mücadelede önemli bir mevzioluşturdu.

Soru 70: İşkollar ı Tüzüğü nedir?

2821 say ı lı Sendikalar Yasas ı ’nı n 60. Maddesi işkollar ı nı belirlemektedir. Bu maddeye göre, i şyerleriaşağı daki 28 işkoluna göre s ı nı flandı r ı lmaktadı r: 1. Tar ı m ve ormanc ı lı k, avcı lı k ve balı kçı lı k, 2.Madencilik, 3. Petrol, kimya ve lastik, 4. Gı da sanayii, 5. Şeker, 6. Dokuma, 7.Deri, 8. Ağaç, 9. Kağı t,10. Bas ı n ve yay ı n, 11. Banka ve sigorta, 12. Çimento, toprak ve cam, 13. Metal, 14. Gemi, 15. İnşaat,16. Enerji, 17. Ticaret, büro, e ğitim ve güzel sanatlar, 18. Kara ta ş ı mac ı lı ğı , 19. Demiryolu taş ı mac ı lı ğı ,20. Deniz taş ı mac ı lı ğı , 21. Hava ta ş ı mac ı lı ğı , 22. Ardiye ve antrepoculuk, 23. Haberle şme, 24. Sa ğlı k,25. Konaklama ve e ğlence yerleri, 26. Milli savunma, 27. Gazetecilik, 28. Genel i şler.

Bu işkollar ı nı n ayr ı ntı lı düzenlemesi ise 10.11.1983 gün ve 83/7376 say ı lı Kararnameyle yürürlüğegiren İşkollar ı Tüzüğü’nde yap ı lmı ştı r.

Soru 71: Sendikal haklar mücadelesinde Uluslararas ı Çal ı şma Örgütü nas ı l kullan ı ldı ?

1919 y ı lı nda kurulan Uluslararas ı Çalı şma Örgütü’ne Türkiye 1932 y ı lı nda üye oldu. Kamuoyumuz1980’li yı llara ve özellikle de TÜRK-İŞ’in ILO’yu bir eleştiri platformu olarak kullanmaya başladı ğı 1986yı lı na kadar bu kurulu şu fazla tan ı mı yordu. Ancak, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetleri, onaylanmı ş bulunan ILO Sözleşmelerinin uygulanmamas ı nedeniyle ILO’nun çeşitli organlar ı nda ele ştirildiler.

Uluslararas ı Çalı şma Örgütü’nün Uluslararas ı Çalı şma Konferans ı her y ı l Haziran ayı nda Cenevre’detoplanı r. Onaylad ı klar ı Sözleşmeleri uygulamayan ülkelerin bir bölümü, Konferans s ı ras ı nda oluşturulanStandartlar ı n Uygulanmas ı Komitesi’nde (Aplikasyon Komitesi) eleştirilir. Türkiye, 1971-1998döneminde yaln ı zca 1973 ve 1992 y ı llar ı nda Standartlar ı n Uygulanmas ı Komitesi’nde eleştirilmedi.Türkiye’nin eleştirildiği uygulamalar, 42 say ı lı Mesleki Hastal ı klar ı n Tazmini, 81 say ı lı Sanayi veTicarette İş Teftişi, 87 say ı lı Örgütlenme Özgürlüğü ve Örgütlenme Hakk ı nı n Korunmas ı , 94 say ı lı Bir

Amme Makamı Taraf ı ndan Yap ı lan Mukavelelere Konulacak Çal ı şma Şartlar ı , 95 say ı lı ÜcretinKorunmas ı , 98 say ı lı Örgütlenme ve Toplu Pazarl ı k İlkelerinin Uygulanması , 105 say ı lı ZorlaÇalı ştı rman ı n Sona Erdirilmesi, 111 say ı lı İş ve Meslek Bak ı mı ndan Ay ı r ı m ve 119 say ı lı Makinalar ı n

Page 62: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 62/85

Gerekli Korunma Tertibat ı hakkı ndaki Sözle şmeleri ihlal ediyordu. Türkiye, Standartlar ı n Uygulanmas ı Komitesi’nin raporunda özel paragrafa (“kara listeye”) de al ı ndı . 1978 y ı lı nda 94, 95 ve 119 say ı lı Sözleşmeleri, 1980 y ı lı nda 94 ve 95 say ı lı Sözleşmeleri, 1983 y ı lı nda 98 ve 111 say ı lı Sözleşmeleri veson olarak da 1989 y ı lı nda 111 say ı lı Sözleşmeyi ihlal nedeniyle, Türkiye, özel paragrafta yer ald ı .

Hükümetlerin ILO’daki eleştiriler konusundaki duyarlı lı klar ı , ülkemizde baz ı mevzuat ı ndemokratikleştirilmesinde katkı da bulundu. Ancak, bir dönem ülke içinde bilinçli çabalar olmaks ı zı nonaylanm ı ş baz ı ILO Sözleşmelerinin uygulanmas ı da sa ğlanamad ı .

Kamu çalı şanlar ı sendikac ı lı k hareketinin gelişmesinde ise önce 98 ve ard ı ndan da 87 say ı lı ILOSözleşmeleri etkili birer araç olarak kullanı ldı .

Soru 72: Türkiye’de i ş güvencesi var m ı d ı r? İş güvencesi niçin önemlidir?

657 say ı lı Devlet Memurlar ı Yasas ı ’na bağlı olarak çal ı şan kamu çal ı şanlar ı nı n iş güvencesi vard ı r.1475 say ı lı İş Yasas ı ’na bağlı olarak çal ı şan işçiler ve 399 say ı lı Kanun Hükmündeki Kararname’yebağlı olarak çal ı şan sözle şmeli personelin ise i ş güvencesi yoktur.

İş Yasas ı ’nı n 13. Maddesine göre, i şveren, istedi ği say ı da işçiyi hiçbir gerekçe göstermeden i ştençı karabilir. Bunun için, işçiye belirli bir süre önceden haber vermesi ve i şçinin işyerinde bir yı l ve daha

uzun süreli çalı

şmı

ş olması

durumunda, kı

dem tazminatı

ödemesi gerekli ve yeterlidir. Yasanı

n 17.Maddesinin ikinci bendine göre, i şçinin aşağı daki hatalardan herhangi birini yapmas ı durumunda da, i şçiderhal ve tazminats ı z olarak işten ç ı kar ı labilir:

- İşçinin işe girerken işverene kendisi hakk ı nda yanl ı ş bilgi vermesi,- İşçinin işverene veya ailesine, onun şeref ve namusuna dokunacak sözler söylemesi,

İşçinin hı rs ı zlı k yapmas ı , işverenin meslek s ı rlar ı nı başkalar ı na duyurmas ı , İşçinin, işyerinde, yedi günden fazla hapisle cezaland ı r ı lan bir suç işlemesi; İşçinin, işverenden izin almaks ı zı n ve hakl ı bir nedene dayanmaks ı zı n, ard ı ard ı na iki gün veya bir

ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki i şgünü veya bir ayda üç i şgünü işine devametmemesi,

İşçinin, yapmakla görevli olduğu işleri, kendisine hat ı rlatı lmas ı na ra ğmen, yapmamas ı ; İşçinin, kendi hatas ı veya kast ı nedeniyle, 10 günlük ücreti ile ödeyemeyece ği bir hasar ve zarara

neden olmas ı .Türkiye taraf ı ndan onaylanan ve uygulanmas ı gereken 158 say ı lı ILO Sözleşmesine göre, i şvereninişçiyi tazminat ödeyerek dahi ç ı karmak istemesi durumunda, geçerli bir neden gerekmektedir. Bu geçerlineden, i şçinin veya işyerinin kar ş ı kar ş ı ya bulunduğu sorunlarla ilgili olabilir. Bir işçi, işveren taraf ı ndangeçerli olduğu ileri sürülen bir nedene dayan ı larak işten ç ı kar ı lı rsa, yarg ı ya ba şvuruda bulunma hakk ı vardı r. Mahkeme, işçinin işe iadesine karar verebilir. İşveren işçiyi işe geri almazsa, i şçinin kı demtazminat ı na ek olarak mahkemece belirlenecek ek bir tazminat ı ödemek zorundad ı r.

İş güvencesi, özellikle işsizliğin hı zla artt ı ğı koşullarda, sendikal örgütlenmenin ve i şçilerin yasalardave toplu iş sözleşmelerinde yaz ı lı olan hak ve özgürlüklerini hayata geçirebilmelerinin önko şuludur.

Soru 73: Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller nelerdir? Bu engellerin a ş ı labilmesi içinne yap ı lmal ı d ı r?

Günümüzde sendikal örgütlenmenin önündeki en önemli engeller, kaçak i şçilik, iş güvencesininyokluğu ve yürürlükteki mevzuat ı n anti-demokratikliğidir. Artan işsizlik ise bu sorunlar ı n olumsuzetkilerini daha da art ı rmaktad ı r. Kaçak işçilerin sayı s ı 4,5 milyona yaklaşmı ştı r. Bu say ı , ülkemizdekiücretlilerin yaklaş ı k yüzde 40’ı dı r. Kaçak çal ı ştı r ı lan işçilerin sendikaya üye kaydedilmeleri hukukenolanaklı değildir. Kaçak işçiliğin günümüzde h ı zla yayg ı nlaşan bir biçimi de eve-iş-verme sistemidir. Busistem içinde çal ı şanlar yasalar önünde i şçi bile kabul edilmemektedir. Ayr ı ca, ta şeronluğun ve k ı smisüreli çal ı şman ı n yayg ı nlaşmas ı da kaçak i şçiliği teşvik etmektedir. Yürürlükteki mevzuata göre,Türkiye’de işçilerin iş güvencesi yoktur. İşveren, hiçbir gerekçe göstermeksizin, belirli bir tazminatödemek ko şuluyla, işçi çı karabilmektedir. İşsizliğin hı zla artt ı ğı günümüzde, i ş güvencesininbulunmad ı ğı koşullarda sendikal örgütlenme ola ğanüstü biçimde zordur. Yürürlükteki 12 Eylül mevzuat ı ise, sendikala şmayı ve sendikal faaliyetleri daha da zorla ştı rmaktad ı r.

Sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin a ş ı labilmesi için öncelikle yapı lmas ı gereken, kaçakişçiliğin önlenmesidir. Kaçak işçiliğin önlenmesi, devletin vergi gelirlerini ve SSK’nı n prim gelirlerini de

Page 63: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 63/85

artı racakt ı r. İş güvencesi konusundaki talep ise, onaylanm ı ş bulunan 158 say ı lı ILO Sözleşmesininuygulanmas ı dı r. Böylece sa ğlanacak iş güvencesi, i şsizlik tehdidiyle kar ş ı kar ş ı ya bulunan işçiyesendikalara üye olma cesaretini verecektir. Ayr ı ca, onaylanm ı ş bulunan 94 say ı lı ILO Sözleşmesinegöre, kamu kurum ve kurulu şlar ı taraf ı ndan yap ı lan ihalelerde çal ı şan işçilerin, sendika üyesi olmalar ı nagerek kalmadan, i şkolunda imzalanm ı ş bulunan toplu iş sözleşmelerinin ücret ve diğer haklar ı na ilişkinhükümlerinden yararlanmalar ı gerekmektedir. Bu konuda, yetersiz de olsa, bir de 88/13168 say ı lı Bakanlar Kurulu vardı r. Kaçak işçilikle mücadele, iş güvencesi ve 94 say ı lı ILO Sözleşmesi’ninuygulanmas ı na ek olarak, mevzuat ı mı zda onaylanm ı ş ILO Sözleşmeleri doğrultusundagerçekle ştirilecek demokratikleşme ile, sendikal örgütlenmenin önündeki engeller büyük ölçüdekaldı r ı lmı ş olacakt ı r.

Soru 74: Sendikal hak ve özgürlüklere ili şkin yürürlükteki mevzuat, onaylanm ı ş ILOSözle şmelerini hangi aç ı lardan ihlal etmektedir?

Türkiye 1932 yı lı nda Uluslararas ı Çalı şma Örgütü’ne (ILO) üye oldu ve bugüne kadar 38 Sözle şmeyikabul etti. Ancak bu Sözle şmelerin uygulanmas ı konusunda ciddi eksiklikler bulunmaktad ı r. ILO denetimorganlar ı , Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni günümüzde öncelikle ve ağı rlı kla Sendika Özgürlü ğüne ve

Örgütlenme Hakkı

n Korunması

na ilişkin 87 sayı

, Bir Amme Makamı

Taraf ı

ndan Yapı

lanMukavelelere Konulacak Çal ı şma Şartlar ı na ilişkin 94 say ı lı , Örgütlenme ve Toplu Pazarl ı k Hakkı İlkelerinin Uygulanması na ilişkin 98 say ı lı ve Hizmet İlişkisine İşveren Taraf ı ndan Son Verilmesihakkı nda 158 say ı lı Sözleşmeyi ihlal ettiği için eleştirilmektedir. Ayr ı ca, iş teftişlerinin yeterli olmaması ,tam istihdama yönelik politikalar izlenmemesi, eve-i ş-verme sistemi içinde çal ı şanlar için asgari ücretsaptanmamas ı ve uygulanmamas ı konular ı da ele ştiri kaynağı dı r. Günümüzde en çok ele ştirilen konular ise, işçi, memur ve sözle şmeli personel statülerinde çal ı şanlar ı n örgütlenme, toplu pazarl ı k ve grevhaklar ı üzerindeki kı s ı tlamalar, serbest bölgelerdeki grev yasa ğı , iş güvencesinin olmamas ı , kaçakçalı ştı rma ve kamu ihalelerinden i ş alan işverenlerin kendi işçilerine işkolunda yürürlükte bulunan topluiş sözleşmesini sendika üyeli ği koşulu aranmadan uygulama yükümlülü ğünü yerine getirmemesidir.

Soru 75: İşçi örgütlenmeleri nas ı l geliş ti?

TÜRK-İŞ 1982 y ı lı na kadar askeri darbenin fazla bir zarar vermeyece ği umudundayd ı . Ancak Anayasa Tasar ı s ı nda tamamiyle işverenlerin isteklerinin kar ş ı landı ğı görüldüğünde, bir hayalk ı r ı klı ğı yaşand ı . TÜRK-İŞ Yöneticileri, bir an önce sivil yönetime geçilmesiyle birlikte sorunlar ı n çözümsürecinin ba şlayaca ğı umuduyla hareket ettiler. 1986 y ı lı na kadarki dönemde, ANAP’ ı n geçmişin DP ve

AP’sinden farklı olduğunu yaşarak öğrendiler. TÜRK-İŞ önce uluslararas ı alanda bir muhalefet ba şlattı . Ancak bunun da fazla etkili olmamas ı kar ş ı s ı nda çe şitli eylemler başlatı ldı . Bu eylemlilik, Bahar Eylemleri ile yaygı nlaştı , kitleselleşti. Yaşanan de ğişim 1992 yı lı sonunda bir yönetim de ğişikliğini degetirdi.

12 Eylül 1980 askeri darbesi sonras ı nda DİSK ve bağlı sendikalar ı n faaliyetleri durduruldu. Yöneticive temsilci konumundaki 1955 kişi gözaltı na al ı ndı , işkenceye tabi tutuldu. Deri-İş Genel Ba şkan ı Kenan Budak 25 Temmuz 1981 günü polislerce vurularak öldürüldü. İstanbul S ı kı yönetim Komutanlı ğı askeri mahkemesinde aç ı lan davada 1477 san ı k yargı land ı . Bu san ı klar ı n 78’i için idam cezas ı istendi.İstanbul S ı kı yönetim Komutanlı ğı 2 No.lu Askeri Mahkemesi, 24 Aralı k 1986 tarihli karar ı nda toplam2053 y ı l hapis cezas ı verdi. DİSK ve bağlı 28 sendika ise kapat ı ldı . Konu Askeri Yargı tay’da iken, 12Nisan 1991 günlü Resmi Gazete’de yay ı nlanan 3713 say ı lı Terörle Mücadele Yasas ı ile Türk CezaYasas ı ’nı n 141. Maddesi yürürlükten kald ı r ı ldı . Askeri Yargı tay da, 16 Temmuz 1991 günlü karar ı yla,DİSK ve bağlı sendikalar ve yöneticileri hakk ı nda aç ı lan davay ı beraatle sonuçland ı rdı . DİSK ve bağlı sendikalar malvarl ı klar ı nı 1992 y ı lı içinde geri ald ı lar.

HAK-İŞ’in faaliyetleri de 12 Eylül sonrası nda durduruldu. HAK-İŞ ve ba ğlı sendikalar ı n faaliyetlerine19 Şubat 1981 tarihinde yeniden izin verildi. HAK-İŞ özellikle 1984-1985 yı llar ı ndan sonra normalsendikal faaliyete a ğı rlı k verdi.

Çalı şma ve Sosyal Güvenlik Bakanl ı ğı verilerine göre, 1984 y ı lı Ocak ay ı nda Türkiye’de 1.247.744sendika üyesi vard ı . Temmuz ay ı nda bu say ı 1.427.271 oldu; 1985 y ı lı Ocak ay ı nda 1,6 milyon,Temmuz ay ı nda 1,8 milyon sendika üyesi oldu ğu bildiriliyordu. Bakanlı k verilerine göre, 1986 y ı lı Ocakay ı nda 1,9 milyon, 1987 y ı lı Ocak ay ı nda 2,0 milyon, 1988 y ı lı Ocak ay ı nda 2,1 milyon, 1989 y ı lı Ocak

Page 64: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 64/85

ay ı nda da 2,3 milyon sendika üyesi vard ı . Bakanlı k verilerinde 1989 yı lı Temmuz ay ı nda sendika üyesisay ı s ı 1,8 milyon gözükmektedir. Sendika üye say ı s ı ndaki azalma da gerçek bir dü şüşüyans ı tmamaktad ı r. 2821 say ı lı Sendikalar Yasas ı ’nda 1988 y ı lı nda yap ı lan bir değişiklikle bazı üyeler için getirilen noter arac ı lı ğı yla yeniden üye olma ko şulunun gereklerinin k ı smen yerine getirilmemesi buduruma yol açm ı ştı r. Bakanl ı k verilerine göre sendikal ı işçi say ı s ı 1991 y ı lı Ocak ay ı nda 2 milyon 77 bin,1994 y ı lı Ocak ay ı nda 2 milyon 607 bin, 1996 y ı lı Ocak ay ı nda 2 milyon 696 bin ve 1998 y ı lı Ocakay ı nda da 2 milyon 856 bin oldu. Ancak ödenti veren sendika üyesi say ı s ı nı n, iyimser bir tahminle, 1,2 -1,3 olduğu söylenebilir.

Soru 76: Kamu çal ı şanlar ı n ı n örgütlenmeleri nas ı l geliş ti?

1982 Anayasas ı Danı şma Meclisi’nde kabul edildiğinde memurlar ı n sendikala şmas ı nı yasaklayanaç ı k bir hüküm vardı . Ancak, Anayasa Tasar ı s ı Milli Güvenlik Konseyi taraf ı ndan ele al ı ndı ğı nda, bumadde kald ı r ı ldı . Bunun nedeni, 12 Eylül öncesinde de memur sendikalar ı nı n bulunmamas ı ndanhareketle, böyle bir anayasal yasa ğa yer olmad ı ğı düşüncesi olabilir. Ancak bu durumun ilk kez farkı navaran kişi o tarihte 1402 say ı lı Yasa ile üniversitedeki görevinden uzakla ştı r ı lmı ş olan Prof.Dr.AlpaslanIş ı klı oldu. Prof. Iş ı klı , 1985 y ı lı sonunda düzenlenen bir panelde bu konuya dikkati çekti. Daha sonra

yapı

lan yapı

lan ara ştı

rmalar sonucunda, yürürlükteki mevzuatta memurlar ı

n sendikala şması

yasaklayan bir hükmün bulunmad ı ğı saptand ı . Bunun üzerine, emekli ö ğretmenlerin ç ı karttı klar ı abecedergisi ve daha sonra kurduklar ı Eğit-Der’in büyük katkı lar ı yla, memurlar ı n sendika kurabilece ğidüşüncesi yayg ı nlaştı r ı ldı . Bu süreçte de Türkiye taraf ı ndan o tarihlerde onaylanm ı ş bulunan 98 say ı lı ILO Sözleşmesi etkili bir biçimde kullanı ldı .

Örgütlenme konusunda ilk ad ı m, 28 Mayı s 1990 günü E ğitim-İş’in kurulması oldu. Büyük özverigösterilerek ve ciddi tehlikeler göze al ı narak, idari ve yarg ı sal engeller a ş ı ldı ve kamu çal ı şanlar ı sendikac ı lı k hareketi oluştu. Kurulan sendikalar aras ı nda e şgüdüm sa ğlama çabalar ı sonucunda, KamuÇalı şanlar ı Sendikalar ı Platformu (KÇSP) ve Eşgüdüm Komitesi oluşturuldu. Bu iki girişim de 11-12Kas ı m 1995 günleri yap ı lan toplant ı da Kamu Emekçileri Sendikalar ı Konfederasyonu’nu (KESK)oluşturdu.

KESK’i oluşturan sendikalar ı n verdiği mücadeleyle yarat ı lan meşruiyet ortamı ndan ba şka

yararlananlar da oldu.Türkiye Kamu-Sen 1992 y ı lı nda, Memur-Sen 1995 y ı lı nda ve Demokrat Kamu- İş de 1995 y ı lı ndakuruldu.

KESK’e bağlı sendikalar ı n bir bölümü, uluslararas ı işkolu federasyonlar ı na üye oldu. KESK ise 1997yı lı sonunda Avrupa Sendikalar Konfederasyonu’na ve Uluslararas ı Hür İşçi Sendikalar ı Konfederasyonu’na üye oldu.

Soru 77: Çal ı şanlar ı n Ortak Sesi Demokrasi Platformu nas ı l kuruldu? Neler yapt ı ?

İşçi sı nı f ı nı n sorunlar ı nı n giderek artmas ı üzerine, 11 Kas ı m 1993 günü yap ı lan bir toplantı daDemokrasi Platformunun kurulmas ı kararlaştı r ı ldı . TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, DİSK, TMMOB, TTB, TÜRMOB,Kamu Çalı şanlar ı Sendikalar ı Platformu, Mülkiyeliler Birliği, Öğretim Üyeleri Derneği, Halkevleri, İnsanHaklar ı Derneği, Çağdaş Hukukçular Derneği, Ziraatçiler Derneği, İktisat Fakültesi Mezunlar ı Derneği,

Araştı rma Görevlileri Derneği, Eğitim-İş ve Genel Sa ğlı k-İş imzalı aç ı klamada, özelle ştirme, yeni dünyadüzeni, Terörle Mücadele Yasa Tasar ı s ı ve zamlar ele ştirilerek, “oluşturduğumuz Demokrasi Platformu,ülkemizin tüm çalı şanlar ı nı n ortak sesi olacakt ı r, yap ı lacak çal ı şmalar ı n organizasyonu, yürütümü içinbir sekreterya olu şturulmuştur,” deniliyordu.

Demokrasi Platformu, öncelikle “Çalı şanlar ı n Ortak Sesi” idi. Siyasal görüşü ne olursa olsun, tümçalı şanlar ı n ortak sorunlar ı nı gündemine al ı yordu. Çalı şanlar ı n Ortak Sesi Demokrasi Platformu, siyasalpartilerden ve hükümetten ba ğı ms ı zd ı ; siyasal partiler, gözlemci statüde bile olsa, Platformda yer alam ı yordu.

Demokrasi Platformu, kararlar ı nı oybirliğiyle alan çok gevşek bir ilişkiler bütünlüğüydü. Merkezi bir yap ı lanma hedeflenmiyordu. Çe şitli yörelerde oluşan yerel demokrasi platformlar ı yla örgütsel ba ğ kurmagirişimleri kesinlikle reddediliyordu. Demokrasi Platformu için ayr ı bir yer bile tutulmamı ştı . Örgütler,s ı ras ı yla, sekreteryaya olanak sa ğlı yordu. İlk kuruluşta yaşanan plans ı zlı k bir süre sonra denetim alt ı naalı ndı . Demokrasi Platformu’na kat ı lı m önerileri genellikle kabul edilmedi. Demokrasi Platformu,

Page 65: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 65/85

Page 66: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 66/85

menfaatlerinin korunmas ı ve geli ş tirilmesi amac ı yla yapacaklar ı faaliyetler ve aç ı klamalar siyasifaaliyet say ı lmaz."

Bu yasaklar ı n ihlalinin yaptı r ı mı da a ğı rdı . TÜRK-İŞ, bu aç ı k yasaklara ra ğmen, 1987 y ı lı ndanitibaren aç ı kça hükümet kar ş ı tı bir tavı r takı ndı . 12 Eylül 1980 tarihinde görevde bulunan politikac ı lar ı nsiyaset yasa ğı nı n kaldı r ı lmas ı konusunda 6 Eylül 1987 günü yap ı lacak referandum öncesinde TÜRK- İŞ "evet" kampanyas ı başlattı . TÜRK-İŞ, 1987 Kas ı m genel seçimleri öncesinde de ANAP'a oyverilmemesi için kampanya açt ı . 26 Mart 1989 tarihindeki yerel seçimler ve 1991 erken genelseçimlerinde organ karar ı yla ANAP'a kar ş ı bir tavı r almad ı .

Bu arada TÜRK-İŞ'in bir parti kurması tartı şmalar ı yeniden gündeme geldi. 1992 y ı lı nda Kas ı m ay ı sonlar ı nda Zonguldak belediye i şçilerinin eylemlerinde taş ı nan "Ar ı : Soktu; At: Tepti; Ok: Battı , İşçiler İktidara" pankart ı , bu dönemde ya şananlar ı gayet güzel özetlemekteydi.

1992 y ı lı nda parti kurma tart ı şmalar ı yeniden yoğunlaştı . Bu tartı şmalar sonucunda TÜRK- İŞ'in Aralı k1992 genel kurulunda parti konusunda bir karar da al ı ndı . Kararda, sendikac ı lı k hareketinin kar ş ı kar ş ı ya bulunduğu yeni sorunlar ve görevler s ı raland ı ktan sonra şöyle denildi:

"Bu yeni sald ı r ı yı , toplu sözle şmecilikle s ı n ı rlı bir sendikac ı lı k anlay ı ş ı ile durdurabilmekmümkün de ğildir... Yukar ı da ifade edilen sorunlar ı n çözümü ve taleplerin yerine getirilmesi,toplu sözle şmelerle s ı n ı rlı bir sendikac ı lı k anlay ı ş ı n ı n a ş ı lmas ı n ı , sendikac ı lı k hareketinin

siyasal alandaki ba ğı

msı

z gücünün güçlendirilmesini, hissettirilmesini ve gerekti ğindedemokratik biçimde al ı nan kararlar do ğrultusunda kullan ı lmas ı n ı ... gerektirmektedir."Koalisyon Hükümetinden rahats ı zlı klar arttı kça, yeni bir partinin kurulması tartı şmalar ı yoğunlaşmaya

başladı . TÜRK-İŞ Genel Ba şkan ı Bayram Meral, TÜRK-İŞ taraf ı ndan İstanbul'da 1 May ı s 1993 günüdüzenlenen mitingde yapt ı ğı konuşmada şunlar ı söyledi:

"İşçi s ı n ı f ı olarak, siyasal alandaki ba ğ ı ms ı z gücümüzü geli ş tirmek ve etkili bir biçimdekullanmak durumunday ı z."Mevcut siyasi partiler, i şçi s ı n ı f ı n ı n taleplerine kulaklar ı n ı tı kamay ı sürdürür vesermayedarlar ı n borusunu öttürmeye devam ederlerse, i şçi s ı n ı f ı kendi siyasi partisinikuracakt ı r. Kuraca ğ ı partiye namusu gibi sahip ç ı kacakt ı r. Tabandan yükselen ses budur."Böyle bir siyasi parti, k ı sa sürede ya iktidar partisi, ya da ana muhalefet partisi olacakt ı r.Buna yürekten inan ı yorum."

1994 Mart'ı nda yap ı lan yerel seçimler öncesinde, TÜRK- İŞ, Siyasi Partilerden Hesap Sor! isimli bir broşür yayı mladı . Yayg ı n olarak da ğı tı lan bu broşürde, oy kullanı lı rken s ı nı f çı karlar ı nı n gözönündebulundurulmas ı ve siyasal partilerin işçilerin ortak talepleri konusunda tak ı ndı ğı tavra göre oykullanı lmas ı çağr ı s ı yap ı lı yordu. TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu'nun 22 Mart 1994 tarihli toplantı s ı sonras ı nda yay ı nlanan bildiride de bu konu ele al ı nı yordu:

"TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu, TÜRK- İŞ'in siyasi partilerden ba ğ ı ms ı zlı ğ ı ilkesinden hareketederek, tüm çal ı şanlar ı n, emeklilerin ve i şsizlerin sorunlar ı na ve taleplerine kar ş ı duyars ı zkalan siyasi partilerden hesap sorulmas ı n ı ve siyasi tavr ı n belirlenmesinde bu toplumkesimlerinin ortak ç ı karlar ı n ı n ön planda tutulmas ı n ı talep etmekte ve çe ş itli partilerden vebağ ı ms ı z tüm i şçi-memur-emekli adaylara seçimlerde ba şar ı lar dilemektedir."1994 yerel seçimlerinde baz ı sendikalar ba ğı ms ı z adaylar gösterdi.TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu, 5 Nisan istikrar program ı nı görüşmek üzere 6 Nisan 1994 tarihinde bir

toplantı yapt ı . Toplant ı sonras ı nda yay ı nlanan bildiride DYP ve SHP'den istifa ça ğr ı s ı yapt ı :"TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu, bugüne kadarki uygulamalar ı ve son istikrar program ı nedeniyle,tüm sendikac ı lar ı ve işçileri DYP ve SHP'den derhal istifa etmeye ça ğ ı rmaktad ı r."Demokrasi Platformu taraf ı ndan 1994 y ı lı 1 Mayı s kutlamalar ı için hazı rlanan ortak bildiride de şu

ifade yer ald ı : "Üretimden gelen gücümüzü, siyasi alandaki gücümüzü ve tüketici olarakgücümüzü etkili bir biçimde biz kullanaca ğ ı z."

TÜRK-İŞ, 1995 y ı lı başlar ı nda bu talepleri daha düzenli hale getirdi ve 1 May ı s öncesinde tümişyerlerine gönderdi. Bu taleplerin bir bölümü, Çal ı şanlar ı n Ortak Sesi Demokrasi Platformu taraf ı ndanda benimsendi ve bir afi ş haline getirilerek bas ı ldı .

TÜRK-İŞ, bu taleplerini 1995 y ı lı Mayı s ay ı nda, herhangi bir ayr ı m yapmaks ı zı n, tüm siyasal partileregönderdi ve herbir talep konusunda siyasal partilerin görü ş ve tutumlar ı nı sordu. Bu mektuplara yaln ı zca

Anavatan Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi ve İşçi Partisi yan ı t verdi.TÜRK-İŞ'in 5-10 Aralı k 1995 günleri toplanan 17. Genel Kurulunda ise, temel siyasal, demokratik ve

ekonomik taleplerin yer ald ı ğı "Görüş ve Talepler" karar ı oybirliğiyle kabul edildi. Bu kararlar, bir dönem

Page 67: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 67/85

24 ilkede ele al ı nandan çok daha geni ş bir temelde işçi sı nı f ı nı n her kesiminin ortak olduğu çizgiyitan ı mlı yordu.

TÜRK-İŞ, 24 Aralı k 1995 genel seçimleri öncesinde de, DYP ve CHP'ye oy verilmemesi ça ğr ı s ı ndabulundu:

"TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu 20 Aral ı k 1995 günlü toplant ı s ı nda, … ülkemizdeki siyasal vesendikal durumu de ğerlendirerek 24 Aral ı k 1995 günü yap ı lacak genel seçimlere ili şkin şukararlar ı alm ı ş tı r:

"(1) Halkı mı za verdi ği sözleri 4 y ı llı k Koalisyon Hükümetleri döneminde yerine getirmeyenve özellikle 5 Nisan İstikrar Program ı ile işçi s ı n ı f ı mı z ve tüm çal ı şanlar için yeni ve ciddis ı kı nt ı lar yaratan DYP ve CHP'ye oy verilmemelidir.

"(2) Laik ve demokratik sosyal hukuk devleti anlay ı ş ı na ve Türkiye Cumhuriyeti'nin Misak- ı Milli sı n ı rlar ı içindeki üniter devlet yap ı s ı n ı n bütünlü ğüne ve ba ğı ms ı zlı ğ ı na sahip ç ı kmayansiyasi partilere oy verilmemelidir.

"(3) Başkanlar Kurulumuz, i şçilerin, memurlar ı n, işsizlerin, emeklilerin ve di ğer tümçal ı şanlar ı n oylar ı n ı kullan ı rken, TÜRK-İŞ'in önderli ğinde 1995 y ı lı nda verilen yo ğun işçimücadelelerini de gözönüne alacaklar ı na ve kendilerinden yana olan siyasi partileri tercihedeceklerine inanmaktad ı r."

Bu gelişmeler sonucunda, TÜRK- İŞ Başkanlar Kurulu'nun 3 Aralı

k 1996 günü yapı

lan toplantı

ndansonra yap ı lan aç ı klamada şu görüşlere yer verildi:"Başkanlar Kurulumuz, i şçi s ı n ı f ı ve sendikac ı lı k hareketinin siyasal alandaki ba ğ ı ms ı zgücünün demokratik bir biçimde geli ş tirilmesi ve güçlendirilmesi konusuna gereken önemivermeye devam edecektir. İşçi s ı n ı f ı mı z ve TÜRK-İŞ siyasete a ğı rlı ğ ı n ı koymal ı d ı r. TÜRK-İŞ'inönderli ğinde ve TÜRK-İŞ Genel Kurul kararlar ı doğrultusunda bir siyasi partinin olu ş turulmas ı konusunun tüm Te şkilatlar ı mı zda tart ı ş ı lmas ı sürdürülecektir."21 Aralı k 1996 günü İstanbul'da Bostanc ı Gösteri Merkezi'nde TÜRK-İŞ'e ba ğlı Sendikalar ı n Genel

Merkez Yöneticilere ile şube ba şkanlar ı ve işyeri temsilcilerinin katı ldı ğı "Türkiye'ye Sahip Çı k!"toplantı s ı nda yap ı lan konuşmalar ı n büyük bir bölümünde, TÜRK-İŞ'in öncülüğünde bir siyasal partininkurulmas ı için çalı şmalar ı n yoğunlaşmas ı talep edildi. Toplant ı sonucunda kabul edilen bildirgede bukonuda şu görüşler yer alı yordu:

"İşçi s ı n ı f ı n ı n sorunlar ı yaln ı zca toplu i ş sözle şmeleri ile çözülemez. Ülkemizin ve halk ı mı zı ntemel sorunlar ı n ı n çözüm yeri Parlamento'dur. Halk ı mı z, ço ğulcu, kat ı lı mc ı ve demokratikparlamenter düzene olan inanc ı n ı sürdürürken, Parlamento'da temsil edilen siyasi partilerinizledikleri yanl ı ş politikalar nedeniyle, bu partilere olan inanc ı n ı ve güvenini h ı zlayitirmektedir. Parlamento, zenginler kulübü olmamal ı d ı r. Ülkemizde bugün bir siyaset bo ş luğuyaşanmaktad ı r. Bu bo ş luğu, halk ı mı zı n öncüsü ve umudu TÜRK- İŞ doldurmal ı d ı r; ba ş ta işçis ı n ı f ı mı z olmak üzere tüm çal ı şanlar doldurmal ı d ı r. Türkiye nüfusunun yüzde 95'ini olu ş turanişçi s ı n ı f ı mı z ve di ğer çal ı şanlar, siyasete ve Parlamento'ya a ğ ı rlı ğ ı n ı koymal ı d ı r. İşçi s ı n ı f ı art ı k yönetilen de ğil, yöneten olmal ı d ı r. TÜRK-İŞ, halk ı mı zı n nüfusunun yüzde 95'ini olu ş turanişçilerin, memurlar ı n, emeklilerin, i şsizlerin, küçük esnaf ve sanatkarlar ı n ve köylülü ğünç ı karlar ı n ı koruyacak ve Türkiye'ye sahip ç ı kacak bir siyasal partinin olu ş turulmas ı çal ı şmalar ı na a ğ ı rlı k ve h ı z vermelidir."TÜRK-İŞ bu dönemde üç kez hükümet de ğişmesinde etkili oldu. TÜRK-İŞ, CHP’yi etkileyerek, kamu

kesiminde büyük grevlerin ba şlatı ldı ğı 20 Eylül 1995 günü CHP’nin Koalisyon Hükümetindenayr ı lmas ı nda belirleyici bir rol oynadı . 15 Ekim 1995 günü K ı zı lay Meydanı ’nda yap ı lan gösteri vetakı nı lan tav ı r, Tansu Çiller az ı nlı k hükümetinin güvenoyu almas ı nı engelledi. 1997 y ı lı nda RefahyolHükümeti’nin istifası sürecinde TÜRK-İŞ’in de içinde yer aldı ğı Beşli Girişim önemliydi.

Soru 79: İşçi ve memur mücadeleleri ve eylemleri nas ı l geliş ti?

1980-1998 döneminde i şçi ve memur eylemlerinde önce bir durgunluk, ard ı ndan da Türkiye tarihindeörneği görülmemiş bir çeşitlenme, yayı lma ve kitleselleşme yaşand ı .

12 Eylül Darbesine kar ş ı yayg ı n bir direniş olmad ı , olamazd ı . Tek tük işyerlerinde gerçekle ştirilenpasif direnişler de yeni eylemler getirmedi. İşçi sı nı f ı , üyesi ve sendikac ı s ı yla, sessizliği yeğledi.

Grevlerin yeniden ba şlamas ı 1984 y ı lı ndad ı r. Ancak, 1986 sonundaki Neta ş grevine kadar bir yı lgı nlı k ruhu içinde yalnı zca kaç ı nı lmaz olduğunda greve gidildi. 1982 Anayasas ı ve 1983 y ı lı nda kabul

Page 68: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 68/85

edilen 2822 say ı lı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Yasas ı nı n getirdiği yasaklar ve k ı s ı tlamalar, grevietkili bir araç olmaktan ç ı karmı ştı .

18.11.1986 - 18.2.1987 tarihleri aras ı nda 2650 i şçinin katı lı mı yla yapı lan Netaş grevi, toplu pazarl ı ksürecinde grev-d ı ş ı eylemlerin (yemek boykotu, yürüyüş, iş yavaşlatma, v.b.) ve s ı nı f-içi dayanı şman ı nönemini öğretti. Netaş grevi yenilmedi.

1987 y ı lı nda Petrol- İş’in 63 işyerinde, Tez Koop- İş’in Migros’ta, Tümtis’in 45 ambarda ve Deri-İş’in117 deri işyerinde yapt ı ğı grevler de, özel sektör i şçilerinin hareketlenmesinde yeni bir a şama olu şturdu.1987 y ı lı nda Türk Metal’in Seydişehir Alüminyum Tesislerindeki grevi de önemliydi.

TÜRK-İŞ ise 11 Mart 1988 günü ülke çap ı nda bir yemek boykotu düzenledi ve bu boykot oldukçabaşar ı lı bir biçimde uygulandı . TÜRK-İŞ bu dönemde çe şitli illerde mitingler de düzenledi.

6 Eylül 1988 günü ba şlayan ve 16 Ocak 1989 gününe kadar süren SEKA grevi de 1989 Bahar Eylemlerini hazı rlayan gelişmelerdendi.

1989 y ı lı nda ise kamu kesimi i şçilerinin Türkiye tarihindeki en yaygı n grev-d ı ş ı eylemleri başladı .İktidarda bulunan ANAP, 26 Mart 1989 yerel seçimlerindeki yenilgisinin şokunu atamadan, hiçbeklemediği yaygı nlı kta ve çe şitlilikte eylemlerle kar ş ı laştı ; tepki gösteremedi; i şçiler ilk darbede ba şar ı lı olup özgüvenlerini art ı r ı nca da, h ı zlı bir kitleselleşme yaşand ı .

Bahar Eylemleri ad ı verilen bu eylemlerde sendikalar ı n tavr ı farklı oldu. Baz ı sendika genel

merkezleri, işyerlerindeki işçiler ve şube yönetimlerince düzenlenen eylemlere kar şı

çı

ktı

. Bazı

lar ı

sessizliğini korudu. Bazı lar ı , başlayan eylemleri sistemle ştirdi ve yagı nlaştı rdı . Örneğin, YOL-İŞ, Ankara,İstanbul, Mersin gibi birkaç şubesinin eylemlerinin ard ı ndan ald ı ğı merkezi kararla, 25 Nisan 1989 günüülke çap ı nda servis araçlar ı na binmeyerek i şyerine yürüdü ve geç i şbaş ı yapt ı . 28 Nisan 1989 günü deülke çap ı nda sabah 8:30 - 9:30 aras ı nda işbaş ı nda iş durdurma karar ı aldı ve büyük ölçüdeuygulayabildi. Genel Merkezin karar ı na kar ş ı n bu eylemlere korku nedeniyle veya siyasal gerekçelerlekatı lmayanlar, zaman içinde korkular ı nı yendiler ve siyasal gerekçelerini a ştı lar.

1989 Bahar Eylemleri onbinlerce i şçinin işçilik yaşam ı ndaki ilk eylemiydi. Bu eylemlerin büyük bir çoğunluğu yürürlükteki yasalara göre yasad ı ş ı ydı ; ancak kamu vicdan ı nda me şruydu. Bu eylemler, s ı nı f içindeki farklı lı klar ı n aş ı lmas ı na önemli katk ı larda bulundu.

1989 Bahar Eylemleri dalgas ı nda gerçekle ştirilen eylemlerin en yaygı nlar ı şunlardı : İşyerinde direniş,iş yavaşlatma, viziteye toplu olarak ç ı kma, fazla mesaiye kalmama, vezne önünde kuyruk olu şturma, işe

geç ba şlama, ara dinlenmelerini “tam” olarak kullanma, miting ve toplantı yapma, gösteri ve yürüyü ş yapma, servis araçlar ı na binmeyerek yürüme, yal ı nayak yürüme, işyerini terketmeme, açl ı k grevi,yemek boykotu, dilekçe verme, ücret fi şlerini işverene veya yetkililere gönderme, toplu olarak telgraf çekme, toplu olarak mektup gönderme, toplu i ş sözleşmesi d ı ş ı ödemeleri reddetme, avans ı reddetme,işverence düzenlenen toplant ı ve törenlere kat ı lmama, alk ı şlama, sakal b ı rakma, Fak-Fuk-Fon’abaşvurma, toplu olarak dilenme, korna çalma, kefenli bas ı n toplant ı s ı düzenleme, tüketici boykotuyapma, siyah çelenk koyma, siyah gömlek giyme, belden yukar ı s ı nı soyunup gösteri yapma, i şyerindeverilen yemekleri ailelere götürme, pazar boykotu yapma, saç kesme, makina ve teçzihata i şvereninişçiye gösterdiği kadar özen gösterme, topluca f ı r ı na gidip ekmek alma ve yolu kapatarak yeme, görevdı ş ı iş yapmama, i şçi sağlı ğı ve iş güvenliği önlemleri alı nmam ı ş araç ve makineleri kullanmama,işyerinde kimse ile konuşmama, e ş ve çocuklarla gösteri yapma, e şleri boşamak için ba şvurma,çocuklar ı sat ı lı ğa ç ı karma, gömlekleri sat ı lı ğa ç ı karma, anacaddede oturarak trafi ği engelleme.

Bahar eylemleri, gerçek ücretlerdeki dü şüşü durdurdu; ancak çok daha önemlisi, kamu i şçileriaras ı nda “birlikte meşru kitle eylemleri” geleneğinin başlang ı cı nı oluşturdu. Kamuoyunun bu eylemlereverdiği destek de önemliydi.

TÜRK-İŞ Genel Merkezi, üye sendikalar ı n mücadelesini örgütleyerek bir üst düzeye s ı çratmad ı ;ancak, yapt ı ğı aç ı klamalarla destek verdi.

1989 y ı lı nda İskenderun ve Karabük Demir Çelik Fabrikalar ı işçilerinin 137 günlük grevi de sa ğlanans ı nı f-içi dayanı şma ve halk deste ği açı s ı ndan son derece ba şar ı lı ydı .

1990 y ı lı nda büyük grevler ya şand ı . Genel Maden- İş Sendikas ı , Türkiye Taşkömürü Kurumu veMaden Tetkik ve Arama Enstitüsü’nde 30 Kas ı m 1990 günü greve ç ı ktı . Bu işyerlerinde toplam 47 binişçi çalı ş ı yordu. 25-28 Aralı k 1990 günleri ise, MESS üyesi i şverenlerin işyerlerinde Türk-Metal,Özdemir-İş ve Otomobil-İş Sendikalar ı greve ba şladı . Metal işkolunda greve ç ı kı lan işyerlerinde çal ı şanişçi say ı s ı 100 bine yak ı ndı . Tükiye Taşkömürü Kurumu grevi süresince Zonguldak her gün bir mitingalan ı na çevrildi.

Page 69: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 69/85

3 Ocak 1991 günü TÜRK-İŞ tarihinde ilk kez tüm ülkede ve tüm işkollar ı nda işe gidilmeme karar ı ,önemli ölçüde ba şar ı lı bir biçimde, uyguland ı . 4-8 Ocak 1991 günleri ise 50 bin dolay ı nda maden i şçisive aileleri, Genel Maden- İş’in aldı ğı karar ı uygulayarak, Zonguldak’tan Mengen’e kadar yürüdü. Çe şitlieksiklik ve hatalar ı na kar ş ı n, yürüyüş muhteşem oldu ve tüm demokratik kitle örgütleri ve çe şitli siyasalpartiler taraf ı ndan desteklendi.

1991 y ı lı ilkbahar ı nda kamu kesimi toplu sözle şme görü şmeleri s ı ras ı nda ülke çap ı nda çe şitlieylemler yap ı ldı . TÜRK-İŞ 2 Haziran 1991 günü Bursa’da Haks ı zlı klara Hayı r Mitingi düzenledi. Grev-dı ş ı eylemler bu dönemde de yayg ı nlaştı . Bu yı llarda görülen eylemlerin en önemlileri ve ilginçlerişunlardı : İş durdurma, iş yavaşlatma, açl ı k grevi, yemek boykotu, fazla mesaiye kalmama, kanbağı şlama, saç-sakal uzatma, istifa etme, viziteye ç ı kma, alkı şlama, miting ve yürüyüş yapma, işyeriönünde gösteri yapma, siyah bant takma, siyah çelenk b ı rakma, işveren sendikas ı kap ı s ı na bozuk paraatma, siyah ba şörtüsüyle çal ı şma, toplu telgraf gönderme, imza toplama, a ğlayan çocuk kartpostal ı gönderme, ç ı plak gösteri yapma, Bakanlara 1000’er lira gönderme, çocuklar ı okula göndermeme,bay ı ğı n ve saçlar ı n yar ı s ı nı kesme, tek gözü korsan gibi kapama, i şe geç gitme, i şe gitmeme, ücretfişlerini Yüksek Hakem Kurulu’na postalama, ak ı l hastanesine ba şvurma, pazar ı boykot etme, bo ş tencerelerle “aç ı z” diye bağı rarak yürüme, Sosyal Yard ı mlaşma ve Dayan ı şma Fonu’na ba şvurma.

1991 y ı lı nı n son derece önemli eylemlerinden birini Kristal- İş Sendikas ı üyesi Pa şabahçe i şçileri

gerçekle ştirdi. İşverenin 2278 işçiyi işten çı

karmak istemesi üzerine, Pa şabahçe Cam Fabrikası

işçileri26 Temmuz 1991 günü üretimi durdurdular ve fabrikay ı işgal ettiler. 3 bin dolay ı ndaki işçinin aileleri defabrika civar ı nda topland ı . İşyerini terketmeme eylemi 21 gün sürdü ve ba şar ı yla sonuçland ı .

TÜRK-İŞ 1993 y ı lı ndan ba şlayarak yayg ı n kitle eylemleri düzenledi. 1 Mayı s TÜRK-İŞ taraf ı ndan ilkkez 1993 y ı lı nda İstanbul’da Abide-i Hürriyet Meydanı ’nda bir mitingle kutlandı . Aynı gün DİSK dePendik’te bir kutlama yapt ı .

5 Nisan İstikrar Program ı nı n aç ı klanmas ı nı n ard ı ndan TÜRK-İŞ’e bağlı sendikalar taraf ı ndanZonguldak, Beykoz ve Kı r şehir’de mitingler düzenlendi. TÜRK-İŞ de, 1969 y ı lı ndan sonraki ilk Ankaramitingini 24 Nisan 1994 günü yapt ı (İşsizlikle ve Pahal ı lı kla Mücadele Mitingi).

1 Mayı s, Demokrasi Platformu taraf ı ndan 1994 ve 1995 y ı llar ı nda, ba şta İstanbul olmak üzere, çe şitliillerde düzenlenen mitinglerle kutland ı .

TÜRK-İŞ 20 Temmuz 1994 günü i şbaş ı nda iş durdurarak bir genel eylem yapt ı . Demokrasi

Platformunu oluşturan örgütler de, 17 Temmuz günü bu eyleme kat ı lma karar ı aldı lar.Hükümetin 1995 bütçe kanunu tasar ı s ı nda önemli işçi haklar ı nı ortadan kald ı rmak istemesi üzerine,TÜRK-İŞ 26 Kas ı m 1994 günü bir miting düzenledi. Tando ğan’da toplanan 100 bini a şkı n insan,

Anı tkabirin içinden geçtikten sonra Parlamento’ya birkaç yüz metre uzakl ı ğa kadar yürüdü. Bu yürüyü ş sayesinde tasar ı istenilen biçimde de ğiştirildi.

TÜRK-İŞ, DİSK ve Kamu Çal ı şanlar ı Sendikalar ı , 17 Aralı k 1994 günü Samsun’da Demokratik veEkonomik Haklar ı mı za Sahip Ç ı kma Yürüyüş ve Mitingi’ni düzenlediler.

Hükümetin sosyal sigorta haklar ı nı IMF’nin ve Dünya Bankası ’nı n istekleri doğrultusunda de ğiştirmekistemesi üzerine, 30 Nisan 1995 günü İzmir’de ve 21 Mayı s 1995 günü Rize’de Mezarda Emeklili ğeHayı r mitingi düzenlendi.

TÜRK-İŞ’in 5 Ağustos 1995 günü düzenledi ği Emeğe Sayg ı Yürüyüş ve Mitingine yaklaş ı k 300 binkişi katı ldı . Yürüyüşçüler, izinli olmamas ı na kar ş ı n, Kı zı lay’a yürüdüler.

8 Ağustos 1995 günü, TÜRK- İŞ’in aldı ğı karar uyar ı nca, işbaş ı nda iş durdurma eylemi yap ı ldı . Gecede işyerini terketmeme karar ı alı ndı ; ancak, bu karar s ı nı rlı ölçüde uygulanabildi.

1995 y ı lı nda 20 Eylül - 27 Ekim tarihleri aras ı nda kamu kesiminde yakla ş ı k 300 bin kişinin çalı ştı ğı işyerlerinde grev uyguland ı . Grevler s ı ras ı nda Hükümetle büyük anla şmazlı klar yaşand ı . Türkiyetarihinin en büyük grevleri s ı ras ı nda, TÜRK-İŞ,15 Ekim 1995 günü K ı zı lay Meydanı ’nda, izinsiz bir miting düzenledi. Polis barikatlar ı nı aşa a şa gelen yakla ş ı k 100 bin kişi Tansu Çiller’in azı nlı khükümetinin güvenoylamas ı nda ba şar ı s ı z kalmas ı nda etkili oldu. 1 Mayı s 1996 günü İstanbul’da TÜRK-İŞ, DİSK, HAK-İŞ ve KESK’in ortak kutlaması s ı ras ı nda çe şitli radikal sol örgütlerin yol açtı ğı büyükolaylar yaşand ı . TÜRK-İŞ 5 Ocak 1997 günü Ankara’da Türkiye’ye Sahip Ç ı k! Demokratikleşme İçinMücadele Et” yürüyüş ve mitingi düzenledi. 1997 ve 1998 y ı llar ı nda da 1 May ı s İstanbul’da TÜRK-İŞ,DİSK, HAK-İŞ ve KESK taraf ı ndan birlikte kutlandı . TÜRK-İŞ 16 Mayı s 1998 günü S ı hhiye Meydan ı ’ndaİşsizliğe Hay ı r! Özelleştirme Talan ı na Son! Mitingi düzenledi.

Türkiye işçi sı nı f ı ve sendikac ı lı k hareketi ilk kez bu yı llarda bir bütün olarak demokratik ve siyasaltalepler doğrultusunda me şru eylemleri birlikte gerçekleştirdi. TÜRK-İŞ ve bir bütün olarak sendikac ı lı k

Page 70: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 70/85

Page 71: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 71/85

olmadı . 19-20 Ekim 1996 günleri çe şitli illerde Ekonomik ve Demokratik Haklar Mitingleri düzenlendi. Buara çe şitli sendikalar ı n eylemleri de oldu. Örne ğin, Eğitim-Sen 23 Kas ı m 1996 günü Milli EğitimBakanlı ğı önünde kitlesel bir bas ı n aç ı klamas ı yapt ı . 14 Aralı k 1996 günü ise Ankara Yürüyü şü veMitingi yapı ldı . Kı zı lay’da toplanan yakla ş ı k 70 bin kişi, Demokratik Devlet, Halkçı Bütçe Mitinginigerçekle ştirdi. 1997 yı lı nda 22 Mart ve 29 Mart günleri çe şitli illerde sessiz yürüyüşler yap ı ldı . 24 Kas ı m1997 günü E ğitim-Sen Tebe şir Bı rakma Eylemini gerçekle ştirdi. 6-7 Aralı k 1997 günleri Konya, Kayseri,Malatya, Aydı n, Amasya ve Şanlı urfa’da bölge mitingleri düzenlendi. Kas ı m-Aralı k aylar ı ndaki baz ı öneylemlerin ard ı ndan, 11 Aral ı k 1997 günü ülke çap ı nda iş bı rakma eylemi yap ı ldı . Bu arada, Sürekli

Aydı nlı k İçin Bir Dakika Karanlı k Eylemine de aktif bir biçimde katı lı ndı .

24 Ocak 1998 günü 55. Hükümetin kamu çal ı şanlar ı na ilişkin olarak haz ı rladı ğı tasar ı yı protestoetmek amac ı yla Sendikal Haklar İçin Ankara Yürüyüşü yap ı ldı . Yaklaş ı k 30 bin kişi Kı zı lay’da bas ı ntoplantı s ı yapt ı . 4 Mart 1998 günü ise, polisin tüm engellemelerine kar ş ı n, binlerce memur K ı zı layMeydan ı ’na girdi, saatlerce meydan ı işgal etti. Polis, ilk kez gaz bombalar ı da kullanarak kat ı lı mcı lar ı dağı ttı . Ancak kamu çal ı şanlar ı nı n eylemleri işyerlerinde, Ankara’da S ı hhiye Meydan ı ’nda ve diğer illerde daha sonraki günlerde de devam etti. Bu eylemler sayesinde, kamu çal ı şanlar ı nı n haklar ı nı kı s ı tlayacak yasa tasar ı s ı Meclis’te görüşülmeye ba şlanm ı şken, geri çekildi.

Kamu çalı

şanlar ı

bu dönemde Türkiye tarihinde örne ği olmayan bir mücadele verdiler. Onbinlercekamu çal ı şan ı nı n çeşitli biçimlerde cezalandı r ı lmas ı na, sürgünlere, memuriyetten ç ı kar ı lmalara,tutuklamalara ve diğer tür bask ı lara kar ş ı n, kamu çal ı şanlar ı hareketi son derece etkili eylemler gerçekle ştirdi. Dönem dönem bu eylemlerin kitleselliği konusunda geriye gidi şler yaşand ı . Ancak baz ı eksikliklerin giderilmesi ve hatalar ı n düzeltilmesiyle, bu eylemlerin me şruiyeti daha da yerle şti veeylemlere kat ı lanlar ı n güvencesi olan kitleselle şme sa ğlandı .

1989-1998 dönemi, Türkiye sendikac ı lı k hareketinin işçi, memur ve sözle şmeli personeliyle, kamu veözel sektör işçisiyle, ülkenin tüm illerinde hemen hemen tüm ilçelerinde hemen hemen tüm i şkollar ı ndagerçekle ştirdiği yasal grevlerle veya çok çe şitli grev-dı ş ı meşru eylemlerle dolu yı llardı r. Sendikas ı zişçilerin eylemleri ise s ı nı rlı kaldı . Sendikas ı z işçilerin az say ı daki eylemleri de genellikle bir sendikan ı ndeste ğindeydi. Bu durum, işçi sı nı f ı nı n mücadelesi aç ı s ı ndan sendikalar ı n önemini bir kez dahagündeme getirmektedir.

Bu eylemlerin kitleselliği ve kamuoyu vicdan ı ndaki meşruluğu da, ilgili yasalardaki yapt ı r ı mlar ı nuygulanmas ı nı engelledi.1989-1998 döneminde Türkiye i şçi sı nı f ı ve sendikac ı lı k hareketi tarihin en yayg ı n ve kitlesel

eylemler dönemidir. Eylemler a ğı rlı kla kamu kesimindedir. Konfederasyonlar ı n genel nitelikteki eylemkararlar ı nda a ğı rlı kla kamu kesiminde çal ı şanlar kat ı lmı ştı r. Özel sektördeki eylemler ise genellikleörgütlenme sürecinde veya daha sonra i şçi çı karmalara kar ş ı tek tek sendikalar ı n düzenledi ği veyasendikalar ı n dı ş ı nda ortaya ç ı kan eylemlerdir ve genelle şme e ğiliminde değildir. Kamu kesimindekiyasal ve/veya fiili iş güvencesi, bu eylemler nedeniyle i şten ç ı karmalar ı n s ı nı rlı kalmas ı nı sa ğlamı ştı r.

İşçilerin bu meşru eylemleri ve diğer baz ı etmenler, Türkiye tarihindeki en büyük gerçek ücretartı şlar ı nı n 1988-1994 döneminde olmas ı nı sa ğladı . Memurlarda eylemlilikleriyle gerçek gelirleriniartı rdı lar ve sendikal haklar ı nı geriletecek bir tasar ı nı n yasala şmas ı nı önlediler. Ancak, 1995 vesonras ı nda meydana gelen yeni ko şullar, eylemlerin enerji, telekom ve bankac ı lı k hizmetlerineyayg ı nlaştı r ı lmas ı nı , daha kitleselle ştirilmesini, işçi s ı nı f ı nı n tüketici olarak gücünün ve siyasal gücünündaha etkili bir biçimde kullanı lmas ı nı zorunlu kı ldı .

Soru 80: Sendikac ı lı k hareketi çöküyor mu?

İşçi sı nı f ı mı z ve halk ı mı z sendikac ı lı k hareketinden çok görev beklemekte; bunlar yerinegetirilmeyince de sendikac ı lı k hareketini sert bir biçimde ele ştirmektedir. Sendikac ı lı k hareketinden budenli büyük beklentiler olmas ı olumludur. Ancak sendikac ı lı k hareketi bu beklentilerigerçekle ştiremeyince, s ı k s ı k gündeme gelen bir soru, sendikac ı lı k hareketinin çöküp çökmedi ğidir.

İşçi sı nı f ı ve sendikac ı lı k hareketi canl ı dı r. Bugün içinde ya şad ı ğı mı z koşullar işçi sı nı f ı nı ortadankaldı rmamakta, işçilerin sorunlar ı nı azaltmamaktad ı r.

Tam tersine, dünyada ve ülkemizdeki geli şmeler sonucunda i şçilerin sayı s ı ve sorunlar ı daha daçoğalmakta, hak ve ç ı karlar ı nı koruma ve geliştirmenin bir arac ı olan sendikalara duyduklar ı gereksinimdaha da artmaktad ı r.

Page 72: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 72/85

Sermayenin uluslararas ı düzeyde ve Türkiye'de uygulad ı ğı yeni politikalar Türkiye'yi hı zlaişçileştirmektedir. Diğer taraftan, işçi s ı nı f ı nı n yap ı s ı nda önemli de ğişiklikler olmakla birlikte, sermayeninsald ı r ı s ı , s ı nı f ı n çeşitli kesimleri arası ndaki kı sa vadeli ç ı kar farklı lı klar ı nı azaltmakta; s ı nı f ı n içindekikı sa vadeli ç ı kar farklı lı klar ı , daha büyük ortak sorunlar kar ş ı s ı nda önemsizle ştirmektedir.

Günümüzde sendikac ı lı ğı n çökmesinden de ğil, anlayı ş ı ve yap ı s ı hı zla değişen ve de ğişecek olansendikac ı lı k hareketinin Türkiye'nin gelece ğinde etkisini daha da art ı raca ğı ndan söz etmek gerekir.

Soru 81: İşçi s ı n ı f ı ve sendikac ı lı k hareketi, 1980’li y ı llar ı n sonlar ı nda yeni ko şullara nas ı luyum sa ğlad ı ?

Türkiye işçi sı nı f ı ve sendikac ı lı k hareketi, 24 Ocak 1980 istikrar program ı ve 12 Eylül 1980 askeridarbesi ile büyük bir yenilgi yaşad ı . Eski dönemin koşullar ı na uygun biçimde biçimlenmiş olansendikac ı lı k anlayı şlar ı ile sendikalar ı n yap ı lar ı ve işleyişleri, yeni koşullara ayak uyduramad ı .

Sendikac ı lı k hareketi 1980-1986 y ı llar ı aras ı nda büyük s ı kı ntı lar yaşad ı ; birçok sendika yöneticisi veüyesi, kendi örgütlülüklerine olan güvenini yitirdi. Ancak 1986 yı lı sonlar ı ndan itibaren hava dönmeyebaşladı . 1989 bahar eylemleriyle birlikte, gerçek ücretlerin art ı r ı ldı ğı ve 12 Eylül döneminin yasaklar ı nı nişlemez hale getirildiği yaygı n ve kitlesel bir eylemlilik dönemi başladı . 1989-1992 döneminde gerçek

ücretlerde gerçekle ştirilen artı

şı

n geçmişimizde örneği yoktur. 12 Eylül döneminin birçok yasağı

ise,eylemlerin kitleselliği kar ş ı s ı nda uygulanamad ı ; meşru ve demokratik kitle eylemleri, birçok yasağı etkisiz kı ldı .

Bu gelişimin sağlanmas ı nda(A) işçiler aras ı nda s ı nı f bilincinin gelişmesi, s ı nı f kardeşliği anlayı ş ı nı n siyasal görü ş kardeşliğinin,

etnik köken karde şliğinin, mezhep karde şliğinin, meslek dayan ı şmas ı nı n önüne geçmesi,(B) Geleneksel kat ı siyasal parti taraftarl ı ğı nı n yumuşayarak, sendikalar ı n talimatlar ı na uyulmas ı ,(C) Çalı şanlar ve özellikle işçiler aras ı ndaki dayan ı şman ı n artmas ı ,(D) Grev-dı ş ı eylemlerin etkili bir biçimde kullanı lmas ı ,(E) Türkiye tarihinin 1991 yı lı na kadarki en büyük grevlerinin 1990 ve 1991 y ı llar ı nda yap ı lmas ı ,(F) Kamuoyu deste ğinin sağlanmas ı ve(G) 1989 ve 1991 seçimlerinde oy gücünün bir ölçüde kullan ı lmas ı etkili oldu.

Soru 82: Günümüzde i şçi s ı n ı f ı ve sendikac ı lı k hareketinin kar ş ı kar ş ı ya bulundu ğu sorunlar nelerdir?

İşçi sı nı f ı nı n yap ı s ı ve sorunlar ı değişmekte; mevcut yap ı s ı ve işleyişiyle sendikalar yetersizkalmaktad ı r.

İşçi sı nı f ı içinde hizmetler sektöründe çal ı şanlar ı n ve beyaz yakal ı işçilerin oranı artmaktad ı r.Sendikalar ı n doğduğu ve geliştiği imalat sanayii ve madenlerde çal ı şan işçilerin oranı birçok ülkedeazalmaktad ı r. Kadı nlar ı n ve çocuklar ı n işgücüne kat ı lı m oran ı yükselmektedir; yeni mülksüzleşmiş ilkkuşak işçilerin sendikalarda örgütlenme e ğilimi düşüktür. Yayg ı nlaşan ve yap ı sallaşan işsizlik, iş güvencesinin bulunmad ı ğı koşullarda, sendikala şmayı zorlaştı rmaktad ı r.

İstihdam istikrars ı zlaşmakta, k ı smi süreli çal ı şma, süresi belirli hizmet akdiyle çal ı şma, geçiciişçilik, kiralı k işçilik gibi bugüne kadar al ı ş ı k olunmayan çal ı şma biçimleri yaygı nlaştı r ı lmaktadı r.

İşçi sı nı f ı nı n bir kesimi küçük işyerlerinde kaçak ve geçici i şlerde çal ı şmakta, s ı k s ı k işsizkalmakta, işportac ı lı k gibi gelir kaynaklar ı na ba şvurmaktad ı r. İşçi sı nı f ı nı n işsiz kesiminin say ı s ı veoran ı artmaktad ı r.Bu süreçte ortaya ç ı kan somut sorunlar ve tehlikeler şu şekilde özetlenebilir:

Özelleştirme (KİT sat ı şlar ı , kamunun piyasay ı düzenleyici ve yönlendirici işlevinin ortadankaldı r ı lmas ı , v.b.), kamu sektörünün veya devletin küçültülmesi;

Müteahhitleşme, ta şeronlaştı rma;Yerli ve yabanc ı kaçak işçilik (kaçak işyeri; kayı tlı işyerinde kaçak i şçilik; veya, kayı tlı işyerinde

kayı tlı işçilerin ücretlerinin düşük gösterilmesi);Yayg ı n işten ç ı karmalar ve artan i şsizlik;

İşyerlerinin bölünmesi, küçültülmesi veya geçici olarak kapat ı lmas ı ;Geçici işçilik, süresi belirli hizmet akti ile çalı ştı rma;

Page 73: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 73/85

Memur ve sözle şmeli personel statülerine geçirerek baz ı temel sendikal haklardan mahrumbı rakma;

İşçi alacaklar ı nı n ödenmesinde gecikme;Zorunlu tasarruf fonunda biriken kayna ğı n çok düşük oranla nemaland ı r ı lmas ı ;Toplu iş sözleşmesi hükümlerinin uygulanmamas ı ;Esnek çal ı şma;Atipik veya standart-d ı ş ı çalı şma biçimleri (işçi kiralama, kı smi süreli işçilik, v.b.);Zorunlu emeklilik;Sahte kendi-hesab ı na-çal ı ştı rma : Eve-iş-verme, fason üretim, götürü i ş, vahidi fiyatla

çalı ştı rma;Yürürlükteki yasalar çiğnenerek, çocuk i şçiliğin yaygı nlaşmas ı ;Serbest bölgeler;

İş kazas ı ve meslek hastal ı klar ı nı n artmas ı ;Sosyal güvenlik sisteminin çökertilmesi ve sosyal güvenlik haklar ı na yönelik sald ı r ı lar;Kamu hizmetlerinin (eğitim, sağlı k, v.b.) sistemli olarak geriletilmesi, koruyucu hekimliğin

zay ı flatı lmas ı ; İşçileri etnik kökene, siyasal görü şlere ve dini inançlara göre bölme çabalar ı ;

Japon i şçi-işveren ilişkileri sistemi aracı

ğı

yla işçilerin bölünmeye çalı

şı

lması

;Kapsam-d ı ş ı personelin art ı r ı lmas ı ;Kamuoyunun sendikalar ve sendikal ı işçiler aleyhinde şartland ı r ı lmas ı .

Bütün bu gelişmelere ba ğlı olarak ortaya ç ı kan yeni sorunlarla veya a ğı rlaşan ve çözümü dahakarmaş ı klaşmı ş sorunlarla kar ş ı laş ı lı nca, 1989-1993 döneminin maddi kazan ı mlar ı 1994 y ı lı ndanbaşlayarak h ı zla erimeye ba şladı .

Türkiye tarihinin en büyük meşru ve demokratik kitle eylemlerinin ve grevlerinin 1994 ve 1995yı llar ı nda gerçekle ştirilmiş olmas ı na ra ğmen, gerçek ücretlerin bu y ı llarda düşmesinin önlenememi ş olmas ı da, sendikalar ı n yap ı s ı nda ve işleyişinde ve sendikal mücadele stratejisinde baz ı değişikliklerinzorunlu olduğunu somut olarak gösterdi.

Soru 83: İşçiler ve memurlar son dönemdeki eylemlerinde niçin “kahrolsun IMF, ba ğ ı ms ı z

Türkiye” slogan ı n ı at ı yorlar?İşçi sı nı f ı ve sendikac ı lı k hareketi sosyal devlete ili şkin talepler gündeme getirdi ğinde veya toplu

sözleşme masas ı na oturdu ğunda, kar ş ı s ı nda öncelikle uluslararas ı tekelci sermayeyi bulmaktad ı r.Ülkemizdeki sermaye gruplar ı da ayn ı safta yer almaktad ı r.

Uluslararas ı tekelci sermayeyi, onun sözcüsü ve beyni konumundaki Uluslararas ı Para Fonu (IMF)ve Dünya Bankas ı temsil etmektedir. Son y ı llarda işçi ve kamu çal ı şan ı eylemlerinde en çok at ı lansloganlardan birinin, “Kahrolsun IMF, bağı ms ı z Türkiye” olması nı n nedeni, i şçi s ı nı f ı nı n kar ş ı s ı ndaki enönemli gücün IMF’nin temsil ettiği uluslararas ı tekelci sermaye olmas ı dı r.

Günümüzde devletin iç borçlar ı 6 katrilyon lirayı aşmı ştı r, d ı ş borçlar ı da yakla ş ı k 85 milyar dolar düzeyindedir. Uluslararas ı sermayenin birinci sorunu, Türkiye'nin bu borçlar ı nı aksama olmadanödemesinin sa ğlanmas ı dı r. Halbuki, ülkemizde faizlerin bütçe içindeki payı hı zla artmakta,geriödemedeki sorunlar daha da ço ğalmaktad ı r. Faizlerin bütçe içindeki pay ı 1992 y ı lı nda yüzde 18,2iken, bu oran ı n 1998 y ı lı nda yüzde 40’a ç ı kmas ı , IMF'nin müdahalelerini daha da art ı racakt ı r.

Ülkemizde 1980 y ı lı sonunda 78 adet yabanc ı sermayeli şirket vardı . Bu say ı 1998 y ı lı nda yakla ş ı k4050 oldu. Bu şirketlerin önemli bir bölümü Türkiye'ye ucuz işçilik için gelmektedir.

Ücretlerin belirlenmesinde en önemli etmenlerden biri, bir i şçinin kendi kafas ı nda nelerin kendi hakk ı olduğuna ilişkin düşüncesidir. Kamu sektöründeki i şçiler veya kamu çal ı şanlar ı nisbeten yüksek ücretaldı klar ı nda, özel sektör i şçisi de onlara imrenmekte, onlar ı örnek almaktad ı r.

İşverenler de, kamu sektöründe ücretlerin yükselmesinin özel sektörde i şçi ücretlerini yukar ı çekece ğini bildikleri için, kamu sektöründeki ücret artı şlar ı nı n kar ş ı s ı ndad ı rlar.

Konunun bir boyutu, Türkiye'de doğrudan yat ı r ı m yapm ı ş olan yabanc ı sermayeli şirketlerin işçilerininücretleriyle ilgilidir. Konunun diğer boyutu ise, Türkiye'de yerli sermayedarlar ı n üretip, gelişmiş kapitalistülkelere satacaklar ı tişörtler, kazaklar, gömlekler, televizyonlar, buzdolaplar ı ile ilgilidir.

Page 74: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 74/85

Bugün Kahramanmara ş, Gaziantep, Denizli, Manisa, Çorlu, Lüleburgaz, Çorum, Çank ı r ı gibibölgelerde hemen hemen tümüyle ihracat için, sendikas ı z ve çok dü şük ücretli işçilerle gerçekleştirilenüretimin amac ı , gelişmiş kapitalist ülkelere düşük maliyetli ve fiyatlı mal sat ı lmas ı nı sa ğlamakt ı r.

Ayr ı ca, kamu harcamalar ı içinde işçilere ve kamu çal ı şanlar ı na ayr ı lan ödene ğin ve sosyal devletingerekli kı ldı ğı görevlerin pay ı nı n artmas ı , sermayedar s ı nı fa iç ve dı ş borçlar ı n ve faizlerininödenmesinde zorluklar ç ı karmaktad ı r. IMF ve Dünya Bankas ı , bu nedenle sosyal devletin tasfiyeedilmesini de istemektedir.

İşte bütün bu nedenlere ba ğlı olarak, toplu sözle şme görü şmelerinde, kamu çal ı şanlar ı nı naylı klar ı nı n art ı r ı lmas ı gündeme geldi ğinde ve sosyal devlet anlay ı ş ı nı n hayata geçirilmesi talebinde, i şçis ı nı f ı nı n kar ş ı s ı nda önce IMF, Dünya Bankas ı , bir bütün olarak uluslararas ı tekelci sermaye vard ı r.

Soru 84: İşçilerin ücretleri nas ı ld ı ?

1980-1998 döneminde i şçi sı nı f ı nı n çeşitli kesimlerinin ücretlerinde ve çalı şma koşullar ı nda farklı gelişmeler yaşand ı .

Kamu sektöründeki işçilerin gerçek ücretleri 1981 y ı lı nda, geçmi şte daha yüksek oranl ı bir enflasyonbeklentisiyle imzalanan toplu iş sözle şmeleri nedeniyle, artt ı . Bu durum, işçilerin 12 Eylül yönetimine

kar şı

tavr ı

n olumsuza dönü şmesini geciktiren etmenlerden biridir. 1983-1988 döneminde gerçekücretlerde sürekli bir dü şüş yaşand ı . 1989 y ı lı nda dü şüş durdu. Türkiye tarihinin en yüksek gerçek ücretartı şlar ı 1989-1993 döneminde gerçekle şti. Daha önce imzalanm ı ş ve enflasyona kar ş ı korunmuş topluiş sözleşmeleri, 5 Nisan 1994 kararlar ı nı n etkisinden büyük ölçüde kurtuldu. 1995 y ı lı yla birlikte, Türkiyetarihinin en büyük grevlerinin yapı lmas ı na kar ş ı n, gerçek ücretler geriledi. Kamu kesiminde Kamu- İş veTürk Kamu-Sen’e bağlı kamu işletmelerinde çal ı şan işçilerin 1987 yı lı ndaki aylı k ortalama net giydirilmiş ücreti 142 bin liraydı (çı plak ücret ve yan ödemeler toplam ı ). Bu miktar 1988 yı lı nda 241 bin liraya, 1989yı lı nda 567 bin liraya yükseldi. Kamu i şveren sendikalar ı Kamu-İş, Türk Kamu-Sen ve TÜHİS’e bağlı kamu işyerlerinde çal ı şan 500-550 bin dolay ı ndaki işçinin aylı k ortalama net giydirilmiş ücreti 1989yı lı nda 520 bin lirayd ı . Bu rakam, 1990 y ı lı nda 1 milyon 13 bin lira, 1991 y ı lı nda 2 milyon 510 bin lira,1992 y ı lı nda 4 milyon 502 bin lira, 1993 y ı lı nda 8 milyon 248 bin lira oldu. 1994 y ı lı nda 16,8 milyonliraya, 1995 yı lı nda 25,6 milyon liraya, 1996 y ı lı nda 34,7 milyon liraya yükseldi. Buna göre, 1989

yı lı ndaki gerçek ücretler 100 olarak kabul edilirse, net gerçek ücret endeksi 1990 y ı lı nda 122’ye, 1991yı lı nda 181’e, 1992 y ı lı nda191’e, 1993 y ı lı nda 211’e yükseldi. 1994 y ı lı nda 208’e, 1995 y ı lı nda 164’e ve1996 y ı lı nda da 124’e geriledi.

Kayı t içindeki özel sektör işyerlerinde çal ı şan sendikal ı ve sendikas ı z işçilerin gerçek ücretleri 12Eylül darbesinden daha h ı zlı etkilendi. Ancak 24 Ocak istikrar program ı kamu kesiminde daha kat ı bir biçimde uyguland ı ğı ndan, özel sektördeki ücretler, kamudakinin üstündeydi. 1989-1993 döneminde özelsektör işyerlerindeki ücret art ı ş ı daha mütevazi oldu. 1994-1998 dönemindeki dü şüş de göreceli olarakdaha azd ı .

1980-1998 döneminde i şçi ücretlerini olumsuz etkileyen önemli etmenlerden biri, say ı lar ı nı ngünümüzde 4,5 milyonu buldu ğu tahmin edilen kaçak i şçilerin kabullendiği düşük ücretlerdir.Önümüzdeki y ı llarda daha da h ı zlanacak olan mülksüzle şmeyle birlikte kaçak işçilik ve onun enac ı mas ı z biçimi olan eve-iş-verme sistemi daha da yayg ı nlaşacakt ı r. Kayı t-dı ş ı sektörde milyonlarca işçigenellikle asgari ücretle İş Yasas ı ve Sosyal Sigortalar Yasas ı nı n tan ı dı ğı haklardan yoksun olarakYasada öngörülen sürelerin üstünde süreler çal ı şmaktad ı r. Kaçak çal ı şan işçilerin çalı şma koşullar ı nı geliştirme olanaklar ı da yoktur. 19. yüzy ı lı n vahşi kapitalizmi bu işyerlerinde canlanm ı ş durumdad ı r.

İhracata dönük endüstrile şme politikası , yüksek kredi faizleri nedeniyle, rekabetin ana unsuru olarakişgücü maliyetini öne ç ı kardı . Bu da, gerçek ücretlerin dü şürülmesinin yan ı s ı ra, işyerindeki çalı şmakoşullar ı nı n gerilemesine yol açt ı . İş kazas ı ve meslek hastal ı klar ı na kar ş ı alı nan yetersiz önlemler bileihmal edilmeye ba şland ı . Kaçak işçilik nedeniyle kayı tlarda gözükmeyen i ş kazalar ı arttı . Meslekhastal ı klar ı nı n gerektiği gibi izlenmesi bile gerçekleştirilemedi. Ayr ı ca, özellikle son y ı llarda, toplu iş sözleşmeleri ve hatta mevzuattaki baz ı işçiyi koruyucu hükümleri “esneklik” adı altı nda etkisiz k ı lacakpolitikalar uygulanmaya çal ı ş ı ldı .

Devlet İstatistik Enstitüsü taraf ı ndan 1998 y ı lı ortalar ı nda yay ı nlanan bir rapora göre, 1996 y ı lı nı n ilkyar ı s ı nda Türkiye çap ı nda 10 ve daha fazla say ı da işçi çalı ştı r ı lan işyerlerinde işçilerin aylı k toplam brütkazanc ı (brüt çı plak ücret, fazla çal ı şma ücreti, ikramiye, prim, sosyal yard ı m) 42,7 milyon liraydı . Kamusektöründe ayda 54,2 milyon lira olan bu ortalama, özel sektörde 37,2 milyon lirayd ı . Sendikal ı

Page 75: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 75/85

işyerlerinde ortalama ayl ı k toplam brüt kazanç 54,1 milyon lirayken, sendikas ı z işyerlerinde bu miktar 25,4 milyon lira düzeyindeydi. Bu dönemde 16 ya ş ı ndan büyükler için aylı k asgari ücret brüt 8,5 milyonliraydı . 1-9 işçinin çalı ştı ğı işyerlerinde ayl ı k toplam brüt kazanç ortalamas ı 24,0 milyon lira iken, 500 vedaha fazla say ı da işçinin çalı ştı ğı işyerlerinde bu miktar 54,7 milyon liraydı .

Soru 85: SSK niçin bunal ı ma girdi? Sendikac ı lı k hareketine göre, SSK’n ı n sorunlar ı n ı nçözümü için ne yap ı lmal ı d ı r?

SSK’nı n bugün ciddi bir finansman aç ı ğı yaşamas ı nı n ve sundu ğu hizmetlerden kimsenin memnunolmamas ı nı n ana nedeni, hükümetlerin ve sermayenin SSK olanaklar ı nı doğrudan veya dolayl ı olarakyağmalamas ı dı r. 1965-1993 döneminde SSK’dan aktar ı lan kayna ğı n 20 milyar Dolar dolaylar ı ndaolduğu tahmin edilmektedir. SSK'n ı n kurtar ı lmas ı için öncelikle 10 konuda ad ı m at ı lmas ı gereklidir:

Kaçak işçi çalı ştı rma, bordroda dü şük ücret gösterme ve daha az süre çal ı şma göstermeuygulamalar ı önlenmelidir.

Kı smi süreli çal ı şma, eve-iş-verme sistemi ve benzeri atipik çal ı şma biçimlerinde istihdamedilenler sosyal sigortalar kapsam ı na al ı nmal ı dı r.

Devlet, sosyal güvenli ğin finansman ı na prim ödeyerek sistemli bir biçimde kat ı lmalı dı r.

Türkiye'de işverenlerin ödedikleri sosyal sigorta prim oranlar ı

düşüktür; artı

r ı

lmalı

r. Sosyalsigorta priminin kesilmesinde uygulanan tavan, ilk bak ı şta yüksek gibi gözüken prim oranlar ı nı AvrupaBirliği ortalamas ı nı n çok altı na indirmektedir. Ayr ı ca, sosyal sigorta primlerinin toplanmas ı nı kolaylaştı r ı cı önlemler al ı nmalı , prim borcu faizi aff ı yoluna gidilmemelidir.

Kamu kurum ve kuruluşlar ı , kendilerinden emekli olan işçilerin sosyal yard ı m zamm ı nı ödemektedir. Özel sektör i şverenleri de, emeklilere ödenen sosyal yard ı m zamm ı na, emeklinin işyerindegeçirdiği süre ile orant ı lı bir biçimde katı lmalı dı r.

SSK özerk ve demokratik bir yap ı ya kavuşturulmalı dı r.SSK kendi ilaç fabrikas ı nı geliştirmeli, diğer araç ve gereçlerde t ı bbi malzeme tekellerinin

sömürüsünü engelleyen üretim birimleri kurmal ı , SSK'n ı n olanaklar ı geliştirilerek hariçte yapı lantedavilerde k ı s ı ntı ya gidilmelidir.

SSK hekimlerinde tam gün çal ı şma uygulamas ı getirilmeli, SSK çalı şanlar ı nı n onaylanm ı ş

uluslararas ı sözleşmelerden kaynaklanan toplu pazarl ı k ve grev haklar ı uygulanmal ı , SSK'n ı n tümbirimlerinde yönetime katı lma sa ğlanmal ı dı r.Türkiye'de dializ hastalar ı nı n yüzde 86's ı , by-pass ameliyatlar ı nı n yüzde 80'i ve kanserli hastalar ı n

yüzde 90' ı sigortalı dı r. Gerçek sigortal ı olmayı p, uzun ve masrafl ı hastal ı klara yakalananlar ı n kı sa bir süre bir işyerinden prim ödeyerek SSK'n ı n hizmetlerinden yararlanmas ı ve SSK'n ı n giderlerini artı rmas ı önlenmeli, bu konuda yükü devlet üstlenmelidir.

İşverenlerin işyeri hekimliği konusundaki yükümlülüklerini yerine getirmeleri sağlanmal ı , işyeri işçisa ğlı ğı ve iş güvenliği kurullar ı işletilmeli, koruyucu hekimliğe önem verilmelidir.

Bu liste daha da uzat ı labilir. Ancak bu 10 noktada gerekli düzenleme yap ı lı rsa, SSK'n ı n finansmanaç ı ğı kapat ı lacak, SSK sa ğlı k hizmetleri düzelecektir. Eğer bütün bunlardan sonra hala bir aç ı k sözkonusuysa, o zaman, i ş güvencesi, i şsizlik sigortası , aile yard ı mı gibi konularla bir paket halinde, ya şlı lı kaylı ğı na hak kazanma ya ş ı veya sigortal ı nı n ödeyece ği prim oranlar ı tartı şmaya aç ı labilir.

Soru 86: İşçiler ve kamu çal ı şanlar ı n ı n özelle ş tirme konusundaki tavr ı nedir?

Sendikalar ı n özelleştirme konusundaki tavr ı zaman içinde bir evrim geçirdi. İlk başlardaözelleştirmenin işçi sı nı f ı ve sendikac ı lı k hareketi için nas ı l büyük bir tehdit oluşturduğunu göremeyenbaz ı sendikalar, özelle ştirmeye kar ş ı duyars ı z kaldı lar ve hatta özelle ştirmeden pay kapmaya çal ı ştı lar.

Ancak zaman içinde özelle ştirmenin içeriği ve sonuçlar ı yaşan ı larak öğrenilmeye ba şland ı ğı nda, bukonudaki tav ı rlar genellikle değişti. İlk başlarda tek tek işyeri ve kuruluş düzeyinde özelle ştirmeye kar ş ı çı kı şlar da, zaman içinde daha geni ş bir özelleştirme-kar ş ı tı cephenin olu şmas ı na do ğru evrildi.Özellikle Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Merkezi’nin (KİGEM) çalı şmalar ı , hem özelle ştirmeningeciktirilmesine, hem de işçilerin ve sendikalar ı n bu konuda e ğitilmesine önemli katkı larda bulundu.Baz ı sendikalar ise, özelle ştirmeye kar ş ı olduklar ı nı ifade ederken, dünya ölçe ğindeki bu dalgan ı nönüne geçilemeyece ğini, yapı lmas ı nı gereken en ak ı llı işin, bu ad ı mı n olumsuz sonuçlar ı nı asgariye

Page 76: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 76/85

indirecek biçimde işbirliği yapmak olduğunu savundular ve savunuyorlar. Ancak giderek a ğı r basaneğilim, cepheden kar ş ı çı kı ştı r.

Bugün TÜRK-İŞ, DİSK ve KESK özelleştirmeye kar ş ı çı kmaktad ı r. HAK-İŞ ise, Et ve Bal ı k Kurumuve Kardemir özelleştirmelerinde özelleştirmeden yana bir tav ı r almı ştı r.

Özelleştirmeye kar ş ı çı kı ş ı , yağma ve talanla veya i şçi kı yı mı yla s ı nı rlı tutmak doğru değildir.Özelleştirmenin temel amac ı sosyal devletin yok edilmesidir. Sosyal devletin unsurlar ı aras ı nda ise,devletin ürettiği güvenilir et, süt, yem, ayakkab ı , kumaş ve benzeri temel tüketim mallar ı da vard ı r. Bunedenle, Süt Endüstrisi Kurumu’nun (SEK) arazisi piyasa rayicinden sat ı lsa ve SEK işçileri iştençı kar ı lmasa bile, SEK'in sat ı lmas ı na kar ş ı çı kmak gereklidir.

Özelleştirmenin bir diğer amac ı , kı rsal kesimdeki küçük üreticiliğin tasfiyesidir. Küçük üreticiliğintasfiye edilmesi gerçekten gereklidir. Ancak bu tasfiye süreci, uluslararas ı ve yerli sermayenin istedi ğibiçimde, hı zda ve zamanda olunca, önemli toplumsal sorunlar ya şanmaktad ı r. Süt Endüstrisi Kurumu(SEK), Yem San., Et ve Bal ı k Kurumu (EBK), Tekel, Türkiye Zirai Donatı m Kurumu (TZDK), Tar ı mİşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM), Türkiye Gübre Sanayii A.Ş. (TÜGSAŞ) gibi kuruluşlar ı nözelleştirilmesi, sermayenin denetimindeki bu mülksüzle şme sürecini h ı zland ı racakt ı r.

Eğitimin ve sağlı ğı n özelleştirilmesi ise topluma telafisi mümkün olmayacak zararlar getirecektir.Öğretmenin, kar ş ı s ı nda duran ö ğrenciyi, hekimin, kar ş ı s ı na gelen hastay ı müşteri olarak görmesi

insanlı

k ayı

r. Eğitimin insanlı

ğı

n gelişimi için değil de, sermayedarlar ı

n gereksinimlerine görebelirlenmesi, gericiliktir. Koruyucu hekimliği tümüyle dı şlayan özel sa ğlı k sistemleri, halka ihanettir.SSK'nı n özelleştirilmesi ve Şili'dekine benzer bir emeklilik sisteminin getirilmesi, insanlar ı

yaşlı lı klar ı nda sefalete itecektir.Enerji, telefon, petrol rafinerileri, petrol dağı tı mı gibi alanlar ı n özelleştirilmesi, ülkemizin ekonomisini

ve savunmas ı nı büyük tehlikelerle ve tehditlerle kar ş ı kar ş ı ya b ı rakacakt ı r.Milli parklar ı n, ormanlar ı n, fidanlı klar ı n özelleştirilmesi, doğal zenginliklerimizin yok edilmesine neden

olacakt ı r.Limanlar ı n, hava ta ş ı mac ı lı ğı nı n ve havaalanlar ı nda yer hizmetlerinin özelle ştirilmesi, kaçakçı lı ğı n

daha da artmas ı na yol açacakt ı r.Cezaevlerinin özelle ştirilmesi, güvenliğimizi mafyaya teslim edecektir.Özelleştirmenin bir biçimi olan taşeronla şma, kaçak i şçiliği yaygı nlaştı rmaktad ı r ve daha da

yayg ı nlaştı racakt ı r.Özelleştirmenin amac ı , sosyal devleti yok etmek ve emperyalizm kar ş ı s ı nda tek direnme arac ı olanulusal demokratik devletleri zay ı flatmaktı r .

Sendikalar ı n özelleştirmeye kar ş ı çı kı ş ı giderek bu kapsama oturmaktad ı r.Parlamentoda temsil edilen siyasal partilerin tümünün şu yada bu biçimde özelle ştirmeci olması ise,

sendikalar aç ı s ı ndan ciddi sorunlar yaratmaktad ı r.

Soru 87: Zorunlu tasarruf sorunu nedir?

Bugün zorunlu tasarruf sorununun özü, hükümetlerin i şçiler ve memurlardan çok dü şük faizle borçalmas ı dı r. Hükümetler, y ı llardı r, çal ı şanlar ı n tasarrufa te şviki hesab ı nda biriken büyük miktarda paray ı düşük faizle borç almaktad ı r. 1998 y ı lı başlar ı nda bu fonda biriken para yakla ş ı k 930 trilyon liraydı .Yap ı lan hesaplara göre, bu kayna ğı n gerektiği gibi nemaland ı r ı lmı ş olmas ı durumunda, ula ş ı lacakrakam bu miktar ı n yaklaş ı k üç kat ı olacakt ı r. 1996 y ı lı nda y ı llı k enflasyon yüzde 80 ve devletinborçlanmas ı nda sermayedar s ı nı fa verdiği faiz yüzde 100’ün üstünde iken, zorunlu tasarrufta birikenparaya y ı llı k yüzde 5,2 oran ı nda nema ödenmi ştir. 1997 yı lı nda ise, y ı llı k enflasyon yüzde 99 ve devletinborçlanmas ı nda sermayedar s ı nı fa verdiği faiz yı llı k yüzde 110-120 dolay ı ndayken, işçilerin vememurlar ı n zorunlu tasarruf fonunda tutulan paras ı na y ı lda yüzde 17,2 oran ı nda faiz uygulanm ı ştı r.

Hükümetler, konut edindirme fonundaki paray ı da kendi istedikleri oranlarda nemaland ı rdı lar vekullandı lar. Bu para, 1997 y ı lı sonu itibariyle 166 trilyon liraydı .

Sendikalar önce zorunlu tasarruf kesintilerine kar ş ı çı ktı . Bu uygulaman ı n başladı ğı 1988 y ı lı ndagerçek ücretler çok dü şmüştü. En temel ihtiyaçlar ı n kar ş ı lanmas ı nda bile büyük zorluklar yaşan ı yordu.O yı llarda bu uygulaman ı n kaldı r ı lmas ı için binlerce işçiden imza topland ı . Ancak uygulamakaldı r ı lamad ı .

1990'l ı yı llarda olayı n farklı bir boyutu yaşanmaya ba şladı . Her yı lı n ilk aylar ı nda bu fondaki paran ı ngetirisinin, nemas ı nı n bir bölümü ödenmeye ba şland ı . Emekli olanlar da bu fonda birikmiş olan

Page 77: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 77/85

paralar ı nı aldı ğı nda, bu ek gelir insanlar ı n hoşuna gitti. Sendikalar bir süreç içinde bu konudakipolitikası nı değiştirdi.

Yeni politika, bu fonda biriken paran ı n işçiler ve memurlar taraf ı ndan yönetilmesiydi. 12 Eylülöncesinde, örne ğin, YOL-İŞ'te bir iş riski fonu vardı . İşçiden belirli bir oranda para kesilir, işveren debuna katk ı da bulunurdu. Ancak biriken para sendikan ı n denetiminde olurdu. Benzer bir uygulamaistendi. Ancak ANAP da, DYP-CHP de, Anayol da, Refahyol da, 55. Hükümet de bu iste ği kabul etmedi.

Meclis'te 28 Ağustos 1996 günü kabul edilen bir yasayla, i şçilerden yap ı lan kesinti ile işvereninkatkı s ı nı n durdurulmas ı öngörüldü. Birikmiş kaynağı n sahiplerine ne zaman ödenece ği ise boşluktabı rakı ldı .

Cumhurba şkan ı Süleyman Demirel, TÜRK-İŞ'in kendisine yapt ı ğı başvurudan sonra, bu yasay ı yeniden görü şülmek üzere Meclis'e geri gönderdi. Gönderme gerekçelerinden biri, i şverenin yüzde 3'lükkatkı s ı nı n işçinin kazan ı lmı ş hakk ı olduğu ve ücretlere eklenmesi gerekti ğiydi. Ayr ı ca, birikmiş paralar ı nödenme tarihlerinin de yasayla belirtilmesi isteniyordu.

Sendikalar zorunlu tasarruf konusundaki haklar ı n korunmas ı na büyük önem vermektedir. Bununbirkaç nedeni vard ı r.

(A) Üyelerin önemli miktarlara varan paras ı söz konusudur. 1998 y ı lı başlar ı nda emekli olan k ı demlibir işçi zorunlu tasarruf fonundan ortalama 300 milyon lira dolay ı nda bir para almaktad ı r. Bu

uygulamanı

n üç-be ş yı

l daha sürmesi durumunda, zorunlu tasarruf fonundan alı

nacak para neredeysekı dem tazminat ı na yaklaşacakt ı r. Ayr ı ca, işverenlerin katk ı pay ı olan yüzde 3'ün ücretlere eklenmesiyle,son y ı llardaki gerçek ücret dü şüşleri bir parça azalt ı lacaktı r.

(B) Elindekine haks ı z biçimde el konulduğunda sesini ç ı karmayan ı n, toplu iş sözleşmelerindekayı plar ı nı telafi edebilmesi veya sosyal güvenlik alan ı ndaki kayı plara direnebilmesi mümkünolmayacakt ı r. Hükümetler, bu nedenle de, i şçilerin ve memurlar ı n tepkisini yakı ndan izlemektedir.

© Yaklaş ı k 5 milyon ücretliyi yakı ndan ilgilendiren bu konuda verilecek mücadele, son y ı llardakaybedilen halk deste ğinin yeniden sa ğlanmas ı nda önemli bir rol oynayacakt ı r.

Hükümetler kaynak olmad ı ğı nı ileri sürmektedir. Bu iddia doğru değildir. Hükümet yalnı zca 1998 y ı lı Nisan ay ı nda 1 katrilyon 254 trilyon lira iç borç, 795 milyon dolar da dı ş borç ödemiştir. 1998 yı lı Mayı say ı nda ödenmesi gereken iç borç 1 katrilyon 337 trilyon lira, d ı ş borç ise 494 milyon dolard ı . 1998 y ı lı Haziran ay ı nda ödenen iç borç ise 4 katrilyon 167 trilyon lira, d ı ş borç da 867 milyon dolard ı .

Hükümetlerin elinde kaynak vard ı r. Sorun, mevcut kayna ğı n hangi s ı nı f için kullanı lacağı dı r. Eğer mevcut kaynak, sermayedar s ı nı fa olan iç ve d ı ş borçlar ı n ödenmesi için kullan ı lı r, işçiye ve memuraolan borçlar ertelenirse, Hükümetler sermayenin ç ı karlar ı nı savunuyor demektir. Hükümetler, i şçiye vememura olan borcunu öder, sermayeye olan borçlar ı nı ertelerse, i şçi sı nı f ı ndan yana tav ı r almı ş demektir.

Soru 88: Türkiye sendikac ı lı k hareketinin uluslararas ı sendikal örgütlerle ili şkileri nas ı ldı r?

TÜRK-İŞ ve DİSK eskiden beri Uluslararas ı Hür İşçi Sendikalar ı Konfederasyonu (ICFTU) ve AvrupaSendikalar Konfederasyonu’na (ETUC) üyedir. TÜRK- İŞ ayr ı ca Uluslararas ı Hür İşçi Sendikalar ı Konfederasyonu Asya Pasifik Bölge Örgütü’ne (ICFTU-APRO) ve OECD Sendikalar Dan ı şmaKomitesi’ne (OECD-TUAC) de üyedir. DİSK de bu son iki kuruluşa üye olmakla birlikte, aidatlar ı naödememekte ve etkinliklerine kat ı lmamaktad ı r. HAK-İŞ ve KESK ise 1997 y ı lı Aralı k ayı nda AvrupaSendikalar Konfederasyonu ve Uluslararas ı Hür İşçi Sendikalar ı Konfederasyonu’na üye olmu ştur.

Ulusötesi sermayenin ç ı karlar ı doğrultusunda ve denetiminde gerçekle şen küreselle şme süreci, i şçis ı nı f ı nı n uluslararas ı düzeydeki işbirliği ve dayan ı şmas ı gereksinimini her geçen gün daha daartı rmaktad ı r. Türkiye’de yabanc ı sermayeli şirket say ı s ı 4 bini aşmı ştı r. Ayr ı ca Türkiye’nin Orta AsyaCumhuriyetleri ile de ilişkileri gelişmektedir. Türkiye sendikac ı lı k hareketi henüz küreselle şmeningünümüzdeki a şamas ı nda ortaya ç ı kan yeni gereksinimler temelinde bir uluslararas ı ilişkiler sistemigeliştirememiştir. Uluslararas ı sendikal örgütler ve di ğer ülkelerin sendikac ı lı k hareketlerinde de benzer bir sorunun ya şanmas ı , uluslararas ı sendikal ilişkilerde yeni koşullara uyum sürecini uzatmaktad ı r.

Soru 89: Türkiye’de ücret sendikac ı lı ğ ı mı uygulanmaktad ı r?

Ücret sendikac ı lı ğı kavramı ile kastedilen, sendikan ı n tüm faaliyetlerinin ücret düzeyiyle s ı nı rlı kalmas ı dı r. Türkiye’de bu anlamda bir “ücret sendikac ı lı ğı ” yoktur. İşyerlerinde ba ğı tlanan toplu iş

Page 78: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 78/85

sözleşmeleri incelendiğinde, ücret ve yan ödemelere ek olarak, çal ı şma süreleri, iş güvencesi, yönetimekatı lma ve işçi sağlı ğı ve iş güvenliğine ilişkin çok kapsaml ı düzenlemelerin bulundu ğu görülecektir.

Ancak 1960’lı yı llardan ba şlayarak, sendikal çal ı şmalarda toplu iş sözleşmeleri ile mevzuat de ğişikliklerialanlar ı na verilen a ğı rlı ktaki denge, toplu iş sözleşmeleri lehine bozulmuştur. Bu nedenle, Türkiye’deyı llardı r bir “toplu sözleşme sendikac ı lı ğı ” yapı ldı ğı ndan söz edilebilir.

Soru 90: Ekonomik ve Sosyal Konsey nedir?

Ekonomik ve Sosyal Konsey, i şçi, işveren ve hükümet temsilcilerinin oluşturduğu bir diyalogplatformu, bir danı şma organ ı dı r. Ekonomik ve Sosyal Konsey Türkiye’de ilk kez 17.3.1995 tarihli bir genelgeyle olu şturuldu. Daha sonra yap ı s ı nda de ğişiklikler yapı ldı . 1998 y ı lı ndaki bileşimi, 23.7.1997gün ve 1997/44 say ı lı genelgeyle olu ştu. Buna göre, Ekonomik ve Sosyal Konsey’de Ba şbakan,Başbakan Yard ı mcı s ı , 4 Devlet Bakan ı , Maliye Bakanı , Tar ı m ve Köyişleri Bakanı , Çalı şma ve SosyalGüvenlik Bakanı , Sanayi ve Ticaret Bakan ı , DPT Müsteşar ı , TOBB’dan 2 üye, TZOB’nden 1 üye,TESK’ten 2 üye, TİSK’ten 1 üye, TÜRK-İŞ’ten 2 üye, DİSK’den 1 üye ve HAK-İŞ’ten 1 üyebulunmaktad ı r.

Ekonomik ve Sosyal Konsey’in ilk toplantı s ı 1995 y ı lı ndaki kamu kesimi grevleri s ı ras ı nda yap ı ldı .

Başbakan Tansu Çiller, bu organı

sendikalara kar şı

bir araç olarak kullanmak istedi. Sendikalar butoplantı yı boykot ettiler. Refahyol Hükümeti döneminde yap ı lan toplant ı dan somut bir sonuç ç ı kmad ı .Mesut Yı lmaz’ı n başbakanl ı ğı döneminde yap ı lan toplant ı larda da a ğı rlı kla sosyal güvenlik reformu, e şelmobil ve vergi reformu konular ı tartı ş ı ldı .

Ekonomik ve Sosyal Konsey, Türkiye’de işçi-işveren-hükümet ilişkilerinde önemli bir rol oynamadı .

Soru 91: Be ş li Giriş im ne zaman olu ş tu? Neler yapt ı ?

1996-1997 y ı llar ı nda Refahyol Hükümeti’nin ülke içinde ve d ı ş ı nda izlediği politikalar, devlet ilehükümet aras ı nda önemli bir çelişki yarattı . Hükümet, Devletin temel niteliklerini değiştirmeye yönelik bir çizgi izliyordu. Bu koşullarda, ilk olarak TÜRK-İŞ, DİSK ve TESK Genel Başkanlar ı 1997 y ı lı Şubat veMart aylar ı nda siyasal parti liderlerine birlikte ziyaretlerde bulundular. 28 Şubat 1997 günü Milli Güvenlik

Kurulu’nda alı nan kararlar bu süreci h ı zland ı rdı . Üç kuruluş, 14 Mart 1997 günü yapt ı klar ı ortakaç ı klamada, Refahyol Hükümeti’nin temsil ettiği anlayı ş kar ş ı s ı nda aç ı k bir tavı r aldı lar. Laik vedemokratik cumhuriyete yönelik tehditlerin daha da yo ğunlaşmas ı üzerine, bu üç kurulu şa TOBB veTİSK de eklendi. 21 May ı s 1997 tarihinde yap ı lan ilk ortak açı klamada, Devletin ve rejimin büyük bir tehdit altı nda olduğu vurguland ı . 6 Haziran günü ise i şyerlerinde ortak bir bildirinin okunması kararlaştı r ı ldı . Baz ı işyerlerinde okunabilen bildiride şöyle deniliyordu: “Türkiye, Orta Ça ğ ı nkaranl ı klar ı nda, irtican ı n, demokrasiyi ve insan haklar ı n ı yok etti ği ve halk ı mı zı ezdi ği günleregeri götürülmek istenmektedir. Anayasa ve yasalar sistemli bir biçimde çi ğnenmekte; Devletimizitahrip edici bir çizgi izlenmekte; Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararas ı alanda onurunu ve itibar ı n ı zedeleyici tav ı r ve davran ı ş lar kar ş ı s ı nda sessiz kal ı nmaktad ı r. Bu ülkede, Türk ulusunun birlikve bütünlü ğünün sembolü ay y ı ld ı zlı al bayra ğ ı mı zı n yerine, irtican ı n yeş il bayra ğ ı dalgaland ı r ı lmak istenmekte, bayra ğı mı za sayg ı s ı zlı k yapanlar ı cesaretlendirici bir tutumizlenmektedir.”

Beşli Girişim 23 Şubat 1998 günü İstanbul’da ve 25 Mart 1998 günü Ankara’da yeniden toplanarak,bas ı n aç ı klamalar ı yaptı . 25 Mart günü yap ı lan aç ı klamada şu değerlendirme yer al ı yordu: “Türkiye’ninacil siyasi sorunlar ı , baş ta irtica olmak üzere, terör, bölücülük ve Devletimizi ele geçirmeyeçal ı şmı ş olan çeteler; acil ekonomik ve sosyal sorunlar ı ise i şsizlik, enflasyon, adaletsiz gelir da ğ ı lı mı ve yoksulluktur… Üreten kesimler ve Devletimizi ayakta tutan sanayici-i şçi-esnaf örgütleri olarak, Parlamento ve hükümetlerin demokrasi dü şman ı irticaya kar ş ı aç ı klad ı ğ ı mücadele program ı n ı bu ba ğlamda içtenlikle destekliyoruz. Hükümetin bu program ı ciddi vekararl ı bir biçimde ödünsüz olarak uygulamas ı n ı bekliyoruz.”

Beşli Girişim, solun bir kanad ı ndan, Kürt milliyetçilerinden ve şeriatç ı lardan ele ştiri aldı . TÜRK-İŞ içinde 1998 y ı lı nda ola ğanüstü genel kurul toplamak isteyenlerin ana ele ştiri noktası da bu işbirliğiplatformuydu. Ağı rlı kla irticaya kar ş ı oluşturulan bu işbirliği platformu, Refahyol Hükümeti dönemindeDevlet ile Hükümet aras ı ndaki dengenin Devletten yana a ğı r basmas ı nda destek güç olu şturdu. ANAP-DSP-DTP Hükümeti dönemindeki işlevi ise, Devlete s ı zmı ş şeriatç ı lar ı n tasfiyesi, 8 y ı llı k eğitimin kabulü

Page 79: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 79/85

ve irticaya kar ş ı mücadele konusunda laik ve cumhuriyetçi güçlere destek olmakt ı . Beşli Girişim kendibaş ı na sonuç alabilecek bir i şbirliği platformu değil, laik cumhuriyete yönelik büyük tehdit kar ş ı s ı nda,Cumhuriyetin temel niteliklerine ve Devlete destek olma ve sahip ç ı kma çabas ı ydı . HAK-İŞ ve KESK buplatformun dı ş ı nda kald ı .

Soru 92: İşçi ve kamu çal ı şanlar ı konfederasyonlar ı aras ı ndaki ilişki nas ı ldı r?

TÜRK-İŞ, DİSK, HAK-İŞ, MİSK ile KESK, Türkiye Kamu-Sen, Memur-Sen ve Demokratik Kamu iş aras ı ndaki ilişkiler büyük farklı lı k göstermektedir.

MİSK ve Demokratik Kamu-İş’in diğer kuruluşlarla ilişkisi yok gibidir. Memur-Sen’in ilişkileri ağı rlı klaHAK-İŞ ile sı nı rlı dı r. Türkiye Kamu-Sen 1997 y ı lı başlar ı nda üç işçi konfederasyonu ve KESK ile yap ı lanbir ortak toplantı ya kat ı ldı . Ancak bu görüşme daha geli şkin bir ilişkiye yol açmad ı . Türkiye Kamu-Senyönetiminin işçi ücretleri ve kamu çal ı şanlar ı sendikalar ı yasa tasla ğı gibi konulardaki açı klamalar ı da builişkiyi kesintiye uğrattı .

TÜRK-İŞ, DİSK, HAK-İŞ ve 1995 y ı lı nda KESK’i oluşturan iki ayr ı yap ı lanma 1993 y ı lı sonlar ı ndaDemokrasi Platformu içinde işbirliği yaptı lar. 1994-1998 döneminde 1 May ı s’lar bu kuruluşlar taraf ı ndanbirlikte kutlandı . Ayr ı ca, SSK’nı n sorunlar ı ve dönem dönem gündeme gelen çe şitli konularda ortak

açı

klamalar yapı

ldı

. Dört örgütün biri taraf ı

ndan düzenlenen etkinliklere di ğer kuruluşlar da (çok etkiliolmasa bile) kat ı ldı lar. Ancak bu işbirliği ortamı , dönem dönem çeli şkilerin öne çı kmas ı nı daengellemedi. Örne ğin, TÜRK-İŞ’in ve bir ölçüde de DİSK’in çabalar ı sonucunda, HAK-İŞ’in laiklikkonusundaki tavr ı nedeniyle, HAK-İŞ’in Uluslararası Hür İşçi Sendikalar ı Konfederasyonu’na ve AvrupaSendikalar Konfederasyonu’na üyeli ği 4,5 yı l geciktirildi.

Bu işbirliği, 1997 yı lı nda TÜRK-İŞ, DİSK, TESK, TOBB ve TİSK’in Beşli Girişiminin ortaya çı kmas ı ylabiraz ikinci plana itildi. Ancak, 12 Eylül öncesi ilişkilerle kı yasland ı ğı nda, işbirliği ve güçbirliğinin çokdaha geli şkin olduğu söylenebilir.

Soru 93: Sendikac ı lı k hareketinin laiklik konusundaki tavr ı nedir?

Demokrasinin ve sendikal hak ve özgürlüklerin önko şulu laikliktir. TÜRK-İŞ ve DİSK ve bağlı

sendikalar, ülkemizde dini esaslara dayal ı bir devlet kurma anlay ı şlar ı na ve girişimlerine kar ş ı laikcumhuriyeti savunmu şlardı r ve savunmaktad ı rlar. Bu anlay ı ş, sendikalar ı n tüzüklerinin amaçmaddesinde ve çok say ı daki aç ı klamada yer almaktad ı r. HAK-İŞ’in tüzüğünde ise laiklik kavram ı yoktur.

Ancak, HAK-İŞ, 199…. Yı lı nda Demokrasi Platformu taraf ı ndan haz ı rlanan 1 May ı s bildirisinde, uzuntartı şmalardan sonra, laiklik kavram ı nı n altı na imza att ı . Ayr ı ca, Uluslararas ı Hür İşçi Sendikalar ı Konfederasyonu (ICFTU) ve Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) üyeli ğinin önüne TÜRK-İŞ taraf ı ndan konulmu ş olan engelin kald ı r ı labilmesi için, 1999 yı lı nda yap ı lacak olan genel kurulundatüzüğüne bu hükmün konaca ğı nı aç ı kladı . Daha sonra da yap ı lan birçok ortak aç ı klamada, laik vedemokratik cumhuriyetin korunmas ı amac ı nı savundu ğunu ifade etti.

Soru 94: Sendikac ı lı k hareketi, de ğişen ko şullara uyum sa ğlayarak güçlenebilmek için neyapmal ı d ı r?

Türkiye işçi sı nı f ı ve sendikac ı lı k hareketinin birinci görevi, ülkemizde demokratikleşmeninsa ğlanmas ı dı r. Bunun da yolu, bir taraftan yeni sald ı r ı lara kar ş ı elindeki hak ve özgürlükleri savunurken,diğer taraftan yeni mevziler kazanmakt ı r.

Uluslararas ı tekelci sermaye ve yerli sermaye, i şçi haklar ı nı ve sendikal hak ve özgürlükleri ortadankaldı rma çabas ı içindedir. Ayr ı ca, laik ve demokratik cumhuriyeti yok etmek isteyen irticac ı güçler,demokrasiyi ve sosyal hukuk devletini yok etmek isteyen çeteler, i şçi sı nı f ı bilincinin yerine etniksaflaşmalar ve kavgalar yaratmak isteyen bölücüler ve demokratik kanallar ı n yokedilmesinden yarar sa ğlayan terör örgütleri de i şçi sı nı f ı ve sendikac ı lı k hareketinin kar ş ı s ı ndad ı r.

İşçi s ı nı f ı ve sendikac ı lı k hareketi, ancak çok bilinçli, kapsaml ı ve sab ı rlı bir mücadeleyle mevcut hakve özgürlüklerini koruyabilir ve geliştirebilir. İşçi sı nı f ı nı n kendi sorunlar ı nı çözme mücadelesi ayn ı zamanda tüm emekçi s ı nı f ve tabakalar ı n ve Türkiye’nin de sorunlar ı nı n çözümünü sa ğlayacakt ı r. Buçerçevede bak ı ldı ğı nda, sendikac ı lı k hareketinde halen ya şanmakta olan ve h ı zland ı r ı larakgüçlendirilmesi gereken e ğilimler ile gereksinimler aşağı daki sorular ı n yan ı tlar ı nda özetlenmektedir.

Page 80: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 80/85

Soru 95: Toplu sözle şme sendikac ı lı ğ ı başar ı lı olabilir mi?

Yalnı zca toplu iş sözleşmeleri ile sı nı rlı bir sendikac ı lı k anlayı ş ı aş ı lmalı , toplu iş sözleşmeleri ileçözümü mümkün olmayan ve çözümü tümüyle siyasal alana kaym ı ş temel sorunlar için de etkili bir biçimde mücadele edilmelidir.

Bugün 87 ve 98 say ı lı ILO Sözleşmelerinden kaynaklanan toplu pazarl ı k ve grev haklar ı nı kullanamayan kamu çal ı şanlar ı sendikac ı lı k hareketi, daha da kitleselle şebildiği ve halk deste ğini dahaiyi bir biçimde arkası na alabildiği ölçüde, toplu pazarl ı k hakkı nı kullanarak veya ayn ı sonucu yaratacakbaşka yollardan haklar ı nı artı racak ve özgürlüklerini genişletecektir.

Sendikalar, daha iyi ücret alabilmek için bile, hayat ı n her alan ı ndaki sorunlarla yak ı ndan ilgilenmekzorundad ı r. Türkiye Cumhuriyeti'nin bütünlüğü ve ba ğı ms ı zlı ğı tehlikeye girerse, ücret zamm ı almakmümkün de ğildir. Türkiye'nin demokratikleşmesi sa ğlanamazsa, mevcut ücretlerin korunabilmesi bileolanaklı olmayacakt ı r.

Türkiye, mollalar ı n yönetimindeki bir İran, uyuşturucu çetelerinin devlet hakim oldu ğu bir Kolombiyaveya insanlar ı n etnik kökenlerine göre safla ş ı p birbirini boğazlad ı ğı bir Yugoslavya’ya dönerse, insanhaklar ı da, demokrasi de, i şçi haklar ı da, sendikal hak ve özgürlükler de, ücretler de unutulup gidecektir.

İşçi sı

f ı

n çe şitli kesimlerinin birbirinden kopuk sorunu gibi gözüken ve gerçekte uluslararası

sermayenin yeni politikas ı nı n ürünü olup birbiriyle bağlantı lı olan çe şitli sorunlar kar ş ı s ı nda ortak tav ı r alı nmal ı , dayan ı şma geliştirilmelidir. Bu belirleyici ortak sorunlar, işçi sı nı f ı nı n farklı tabakalar ı aras ı ndakiçı kar birliğini daha da güçlendirmektedir.

Bu anlay ı ş çerçevesinde,Türkiye Cumhuriyeti'nin bağı ms ı zlı ğı nı n ve bütünlüğünün korunmas ı ve güçlendirilmesi,Demokratikleşme sürecinin h ı zland ı r ı lmas ı ,Özelleştirmenin durdurulmas ı ve demokratikleştirilecek ulusal devletin ve diğer demokratik halk

örgütlenmelerinin ekonomideki a ğı rlı ğı nı n art ı r ı lmas ı , İrticaya, çetelere, bölücülü ğe ve teröre kar ş ı aç ı k bir tavı r alı nmas ı ,Hı rs ı zlı k, yolsuzluk, israf, rüşvet ve haks ı z kazançla mücadele edilmesi,Enflasyonla ve işsizlikle mücadele edilmesi, i şsizlik sigortası nı n kurulmas ı , gelir dağı lı mı

adaletsizliğinin azaltı lmas ı ,Yarg ı bağı ms ı zlı ğı nı n sa ğlanmas ı ,Devleti küçültme ad ı altı nda sosyal devleti yoketme çabalar ı na kar ş ı , eğitim ve sağlı k

hizmetlerinde ve hayat ı n her alan ı nda sosyal devlet anlay ı ş ı nı n güçlendirilmesi ve uygulanmas ı ,Kapitülasyonlar ı dünya ölçe ğinde yeniden getirecek Çok Tarafl ı Yat ı r ı m Anlaşmas ı nı n

imzalanmamas ı ,Onaylanm ı ş 158 say ı lı ILO Sözleşmesi uyar ı nca iş güvencesinin sa ğlanmas ı ,Teşmil kurumunun etkili bir biçimde kullanı lmas ı ,

İşkolu yetkisinin yeniden gündeme gelmesi ve i şkolu yetkisine dayan ı larak işyerinde ayr ı cayetki almadan toplu sözle şme yap ı labilmesi,

Kamu kesiminde teknolojiyi geliştirici yatı r ı mlar ı n yap ı lmas ı , üretimin ve emanet i şlerinartı r ı lmas ı ,

Uluslararas ı Çalı şma Örgütü'nün 94 say ı lı Sözleşmesi'nin ve 1988 y ı lı nda ç ı kar ı lan Bakanlar Kurulu karar ı nı n etkili bir biçimde uygulanarak, kamu kesiminde ihaleyle i ş yapt ı rman ı n vetaşeronluğun sendikas ı zlaşmaya ve işçilerin insanlı kdı ş ı bir biçimde sömürülmesine yol açmas ı naengel olunmas ı ,

Ormanc ı lı kta vahidi fiyat uygulamas ı nı n durdurulmas ı ,Kaçak işçilikle, bordroda düşük ücret ve daha az çal ı şma gösterme uygulamalar ı yla etkili bir

biçimde mücadele edilmesi,Anayasa'da öngörülen insan haklar ı na sayg ı lı , demokratik ve laik sosyal hukuk devleti

anlay ı ş ı nı n hayata geçirilmesi,Sendikal hak ve özgürlükler konusunda, onaylanm ı ş ILO Sözleşmelerinin iç mevzuat ı mı za

yans ı tı lmas ı ve bunlar ı n gereklerinin yerine getirilmesi,Hak grevi hakkı nı n tekrar tan ı nmas ı ,Asgari ücretin insanca ya şamaya yetecek bir düzeye ç ı kar ı lmas ı , vergiden muaf tutulmas ı ve

en az 6 ayda bir enflasyon oran ı nda art ı r ı lmas ı ,

Page 81: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 81/85

Page 82: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 82/85

Ülkemizin doğal zenginliklerinin korunması nda çevre koruma örgütleriyle i şbirliği yapı lmalı dı r.Öğrencilerin demokratik ve me şru mücadelesi desteklenmeli, provokasyonlar ı n önlenmesi için

çaba harcanmal ı dı r. Endüstri meslek liseleri ve tüm okullarla ilişki kurularak, sendikac ı lı k hareketinintan ı tı lmas ı sa ğlanmal ı dı r.

Soru 97: Kitle eylemlerinin daha etkili olmas ı nas ı l sa ğlanabilir?

Sendikac ı lı k hareketi, Hükümetle ve işverenlerle ilişkilerinde diyaloğu geliştirmeli ve ancak diyaloğunyeterli olmadı ğı yerde, özellikle son y ı llarda yapt ı ğı gibi, meşru ve demokratik kitle eylemlerini etkili vedaha yayg ı n ve kapsaml ı bir biçimde kullanmayı sürdürmelidir.

Bu meşru ve demokratik eylemlerde, bugüne kadar oldu ğu gibi, araya kesinlikle yabanc ı lar alı nmamal ı , taşkı nlı klara engel olunmal ı , kimsenin mal ı na en küçük bir zarar verilmesine bile izinverilmemelidir.

Kı sa süreli genel eylemlerde hükümetleri an ı nda etkileyen üç i şkolu, enerji, bankac ı lı k vehaberle şmedir.

Genel eylemlerde, hükümetler üzerindeki etkisi aç ı s ı ndan ikinci derecede önemli olan i şkollar ı isedemiryolu taş ı mac ı lı ğı , kent-içi denizyolu taş ı mac ı lı ğı , havayolu ta ş ı mac ı lı ğı , belediye otobüsleri,

limanlar ile sağlı

k ve eğitim hizmetleridir. Kı

ş aylar ı

nda bu gruba, kar mücadelesi nedeniyle, karayollar ı

da eklenebilir. Kı sa süreli genel eylemlerde di ğer işkollar ı nı n etkisi ancak bunlardan sonra gelmektedir.Meşru ve demokratik eylemlerde iki nokta önemlidir: Bu eylemler nedeniyle zarar görmemek, bu

eylemlerin sonuç ald ı racak etkide olmas ı .Eylemler nedeniyle zarar görmemenin yolu, halk ı n deste ğine sahip olmak ve eylemleri kitlesel

biçimde yapmaktan geçmektedir. Çe şitli işkollar ı ve bölgelerdeki işçiler, kamu emekçileri, işsizler veemekliler aras ı ndaki dayan ı şman ı n geliştirilmesi, eylemlerin daha da kitleselle ştirilmesine katkı dabulunacakt ı r.

Eylemlerin sonuç ald ı racak etkiyi yaratabilmesi ise, öncelikle enerji, haberle şme ve bankac ı lı k gibiişkollar ı nı n bu me şru ve demokratik mücadeleye katk ı s ı nı n art ı r ı lmas ı na ba ğlı dı r.

Soru 98: İşçi s ı n ı f ı siyasal alandaki gücünü nas ı l kullanabilir?

İşçi sı nı f ı ve sendikac ı lı k hareketinin siyasal birlikteliği ve birliği sağlanmal ı , siyasal güç etkili bir biçimde kullanı lmalı dı r.

Sorunlar ı mı zı n çözüm yeri art ı k Parlamento’dur. Ancak Parlamento’da i şçi sı nı f ı nı n doğrudantemsilcileri yoktur.

Türkiye'de işçiler 1946 yı lı ndan beri seçimlerdeki oy güçlerini belirli bir ölçüde kulland ı lar. Ancak buyolla sağlanan yararlar çok s ı nı rlı kaldı .

Çeşitli partilerde genellikle kendi çabalar ı yla faaliyet gösteren i şçilerin sağladı klar ı s ı nı rlı yarar dayalnı zca kendilerine oldu.

1985-1986 y ı llar ı nda yayg ı n olarak tart ı ş ı lan bir konu, işçi sı nı f ı nı n siyasal alandaki gücünüartı rabilmek amac ı yla, siyasal partilere üye olmak, bu partilerde çe şitli yönetici kademelere gelmekti."Bizim içimizde particilik yapmayı n, gidin kendi partinizde bizim adam ı mı z olarak çal ı ş ı n," anlayı ş ı yayg ı nlaştı r ı lmaya çal ı ş ı lı yordu. Baz ı işçiler bunu çe şitli partilerde denedi. Ancak istenilen sonuçalı namad ı . Bu işçiler, bu partilerin politikalar ı nı ve uygulamalar ı nı işçi s ı nı f ı doğrultusunda de ğiştirmedeyetersiz kald ı lar. Biraz güçlenmeye ba şladı klar ı nda önleri kesildi. Parlamentoda temsil edilen partiler işçileri kullanmaya çalı ştı , kendisini kullandı rtmad ı .

Daha sonra ba ğı ms ı z adaylar tart ı ş ı lmaya ba şlandı . Hatta 1994 yerel seçimlerinde çe şitli bölgelerdebu tür adaylar belirlendi. Ancak, aday belirleme sürecinde yeterince kat ı lı mcı olunmad ı ğı ndan ve yeterliçalı şma yap ı lamad ı ğı ndan istenilen sonuçlar al ı namad ı .

Daha sonra şu soru yayg ı n biçimde tart ı ş ı ldı : Kendisine "sağcı yı m" diyen işçi ile, kendisine"solcuyum" diyen işçi aras ı nda somut s ı kı ntı lar ı , sorunlar ve talepler konusunda ne fark vard ı r?

Tart ı şmalar ı n sonucunda, zenginlerin vergilendirilmesi; Devletin i şçiden ve memurdan yanadavranmas ı ; işçilerin gereksinimlerinin ve taleplerinin kar ş ı lanmas ı na öncelik verilmesi; eğitim ve sağlı khizmetlerinin devlet taraf ı ndan paras ı z ve kaliteli olarak sağlanmas ı ; Türkiye Cumhuriyeti'ninbağı ms ı zlı ğı ve bütünlüğünün özenle korunmas ı ; Türkiye’nin demokratikleşmesi konular ı nda ve benzeriisteklerde işçiler aras ı nda hiçbir farkı n olmad ı ğı ortaya ç ı ktı .

Page 83: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 83/85

Bu koşullarda, işçilerin, memurlar ı n, emeklilerin, işsizlerin partisini kurma tartı şmalar ı yoğunlaştı . Arzulanan, böyle bir partinin, tüm emekçi sı nı f ve tabakalar ı n ve ulusal demokratik devletin güçlüolmas ı ndan yana olan kesimlerin de deste ğini almas ı ydı . Bu işin ilk adı mı olarak da, mevcut partilerdenistifa kampanyalar ı nı n örgütlenebilece ği tartı ş ı ldı .

Bugün tabandaki birçok kişinin inancı , sendikalar ı n girişimleriyle oluşturulacak ve işçi sı nı f ı nı nöncülüğünde tüm emekçi s ı nı f ve tabakalar ı , eme ğin kurtuluşu mücadelesine inananlar ı vevatanseverleri örgütleyecek bir siyasal partinin, Türkiye'nin, halk ı mı zı n ve işçi sı nı f ı mı zı n gelece ğinikurtaraca ğı dı r.

Her görüşten, her kökenden, her i şkolu-meslek-statüden ücretlinin bir siyasal harekettebütünleştirilmesi, sendikalar ı n yetkili organlar ı nda demokratik biçimde al ı nacak kararlar do ğrultusundahayata geçirilmelidir. Hayat ı n siyasal çözümleri dayatt ı ğı koşullarda ve yayg ı n kitle eylemleri deneyimive gelene ği ve tabanda y ı llardı r süren tart ı şmalar temelinde geli ştirilecek böyle bir hareket, TİP’ten,Çalı şanlar Partisi’nden, D İSK’in 1979 yı lı ndaki parti kurma çal ı şmalar ı ndan çok farklı sonuçlar doğuracakt ı r.

1997 y ı lı nda 4277 say ı lı Yasayla, sendikalar ı n siyaset yasa ğı hemen hemen tümüyle ortadankaldı r ı lmı ştı r. Bu olanak da etkili bir biçimde kullanı labilir ve kullanı lmalı dı r.

Soru 99: İşçi sı

f ı

n tüketici olarak gücü sendikal mücadelede nası

l kullanı

labilir?Sendikalar, i şçilerin ve bir bütün olarak halk ı mı zı n tüketici olarak gücünü sendikal hareketin ç ı karlar ı

doğrultusunda etkili biçimde kullanmalı dı r.Türkiye’de sendikalar 1960’lı yı llar ı n başlar ı nda et boykotlar ı , sebze boykotlar ı yaptı lar. Ancak bu

dönemdeki boykotlar ı n amac ı , arac ı lar ı n ve sat ı cı lar ı n kar ı nı n azalt ı lmas ı ydı . 1970’li yı llarda ise işçilerintüketici olarak gücü birkaç grevde ve örgütlenme çabas ı nda kullan ı ldı . Bugün bu gücün çok etkili bir biçimde kullanı labilmesinin koşullar ı vard ı r ve bu araç genellikle zannedildi ğinden daha etkilidir.

Bir holdinge bağlı bir fabrikada işçilerin örgütlenmeleri nedeniyle işten ç ı kar ı lmalar ı veya örgütlübulunulan fabrikada greve ç ı kı lmas ı durumunda, bu araç kullan ı labilir.

Sendikalar, bu holdinge ba ğlı tüm işletmeleri ve bunlar ı n ürettikleri ürünleri kamuoyuna duyurabilir.Bunlar ı n sat ı n alı nmamas ı için çağr ı da bulunabilir. Bu mallar evlere de, tüketim kooperatiflerine de

sokulmaz. Bu kampanya sonucunda sözkonusu şirketlerin satı şlar ı yüzde 10-15 düzeyindedüşürülebilse bile, bu önemli bir güç kayna ğı dı r. Holdinglerin hakimiyetinin arttı ğı koşullarda bir holdingle böyle bir zı tlaşma olduğunda, tüm holding ürünleri boykot edilebilir. Bu tüketici boykotunakatı lmanı n kimseye getirdiği en küçük bir riskin bile bulunmamas ı , en yayg ı n kat ı lı mı n seferber edilebilmesini olanaklı kı lmaktadı r.

Gazetelerde tüketici kö şeleri giderek yayg ı nlaşmaktad ı r. Boykot edilen ürünlere ait ve o tarihe kadar gündeme getirilmeyen şikayetlerin ülkenin dört bir taraf ı ndan sistemli bir biçimde bu tüketici köşelerineaktar ı lmas ı da, şirketlerin durumunu zorlaştı racakt ı r.

Bu şirketler, tüketici haklar ı ve yapt ı klar ı reklamı n kötüye kullanı lmas ı aç ı lar ı ndan da s ı kı ştı r ı labilir.Holdinglerin, üretim şirketlerinin yanı s ı ra çe şitli alanlarda hizmet sunan birimleri de vard ı r. Örneğin,

greve ç ı kı lan işyerinin bağlı bulunduğu holdingin bir büyük mağazalar zinciri olabilir. Genellikle bumağaza zincirleri holdinglerin nakit akı ş ı nda önemli bir yer tutmaktad ı r. Akşamlar ı iş çı kı ş ı nda binlerceişçinin ve memurun bu ma ğazalara gitmesi, mü şteri olarak mağazay ı doldurmas ı , sonra da birer sak ı zalı p s ı raya girmesi ve kasadaki i şçiye bozulmak üzere 5 milyon lira vermesi durumunda, ma ğaza felçolacakt ı r. İşçi-memur eşleri ve çocuklar ı , emekliler, işsizler bunu her gün yapabilir. Her gün milyarlarcaliralı k sat ı ş yapan bu ma ğaza zincirleri böylece kolayca ve eyleme kat ı lanlara hiçbir risk getirmetenkilitlenebilir.

Holdinglerin bankalar ı vardı r. Bu bankalarda yat ı r ı lmı ş olan paralar çekilebilir. Ayr ı ca, greve ç ı kı lanveya işten işçi atan holdingin bankas ı nı n ülkenin dört bir taraf ı ndaki şubelerine binlerce i şçi-memur-emekli-işsiz gidebilir, hesap aç ı lmas ı için gerekli asgari miktarda parayla bir vadesiz mevduat hesab ı açt ı rabilir, ertesi gün de gelip paras ı nı çekebilir. Böylece, tamamiyle yasal bir hak kullan ı larak ve hiçbir risk alı nmadan bu bankalar ı n çal ı şmas ı önlenebilir.

1980 y ı lı na kadarki ekonomik ve siyasal ko şullarda, uluslararas ı ve yerli tekelci sermayeye aitişletmelerde sendikal örgütlenmede çok ciddi sorunlar ya şanm ı yordu. Özellikle Türkiye'de yatı r ı myapm ı ş kı s ı tlı say ı daki yabanc ı sermaye i şletmesinde sendikal haklar ı n kullanı lmas ı çok büyük

Page 84: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 84/85

sorunlara yol açm ı yordu. Ancak günümüzde hem küçük ve orta büyüklükteki i şletmelerde, hem debüyük işletmelerde ac ı mas ı z bir mücadele sürmektedir.

Sermayenin yo ğunlaşmas ı ve merkezileşmesi giderek daha da h ı zlanmaktad ı r. Küçük bir işletmedeişverenle sürdürülen mücadelede i şverenin ba şvurabileceği bir yol, atelyeyi veya fabrikayı kapat ı p, bir süre beklemektir. Ancak bir holdingin bu yola ba şvurmas ı olanaklı değildir. Bir holding çok dahagüçlüdür. Ama gücü daha fazlayken, kullanmas ı bilinirse, zayı flı klar ı da daha fazlad ı r.

Bu amaçla, sendikalar ı n önderliğinde kurulan tüketici dernekleri ve işçi tüketim kooperatifleri ile yakı nbir işbirliği gerçekleştirilmelidir.

Sendikalar, tüketicilerimizin yerli üreticilerce kalitesiz mallara mahkum edilme kayg ı s ı nı gözard ı etmeden, yerli mal ı kullanma kampanyalar ı açmal ı dı r.

Bir mal satı n al ı nı rken veya tüketim kooperatifleri için toplu alı m yap ı lı rken, belirli bir malı üretenlerinsendikal ı işçiler olmas ı da tercihte gözönünde bulundurulmal ı dı r.

Sendikalar ı mı z, ticari kuruluşlarla her türlü ilişkisinde, sendikal ı işçilerin çalı ştı ğı işyerlerine büyüköncelik vermelidir.

İşçi sı nı f ı ve sendikac ı lı k hareketinin tüketici olarak gücü ve bunun en etkili bir biçimde nas ı lkullanı lacağı , sendika e ğitimlerinde önemli bir konu olarak ele al ı nmal ı dı r.

Soru 100: Sendikalar yapı

lar ı

nda ve i ş leyiş lerinde nası

l bir de ğiş im yaşamaktadı

r veyaşamal ı d ı r?

Sendikalar, yo ğunlaşan sorunlarla daha ba şar ı lı bir biçimde başedebilmek için, iç yap ı lar ı nda,işleyişlerinde ve ilişkilerinde de de ğişikliklere gitmelidir.

Sendikalar, i şyeri örgütlenmelerini geliştirmeli, işyeri sendika temsilciliği kurumunu güçlendirmeli,işyeri sendika temsilcilerinin meşru ve demokratik mücadelede i şçi önderi olma özelliklerinipekiştirmelidir. Gerek görülen işyerlerinde, grevler s ı ras ı nda oluşturulan işyeri grev komiteleri gibi,sendikal yap ı ve disiplin içinde çalı şacak işyeri işçi komiteleri veya komisyonlar ı oluşturulabilir.

Kamu kesimi işyerlerinde işçi, memur ve sözle şmeli personel statülerinde çal ı şan ücretliler aras ı ndaki işbirliği ve güçbirliği geliştirilmelidir.Sendikalar ı n yerel örgütlenmeleri güçlendirmeli ve illerdeki şubeler ve işyeri sendika temsilcileri

aras ı ndaki işbirliği ve dayan ı şma geliştirmelidir. İşçi ve kamu emekçileri sendikalar ı aras ı nda etkin bir işbirliği örgütlemelidir. Yerel düzeyde televizyon kanallar ı , radyolar ve bas ı nla yakı n bir ilişkikurulmalı dı r. Sendikac ı lar ı n, çal ı şanlardan yana ki şilerle biraraya gelerek yerel televizyon kanal ı kurmalar ı da olanakl ı dı r.Sendikalar, kapsam-d ı ş ı personelin kapsam içine al ı nmas ı için gerekli çabay ı göstermelidir.Sendikalar, kad ı n işçiler birimleri ve çocuk ve genç işçiler birimleri oluşturmalı dı r.Sendikalar, üyelerinin e şleri ve çocuklar ı için birimler oluşturmalı , faaliyetler düzenlemelidir.Konfederasyonlar, merkezi bir örgütlenme stratejisi çerçevesinde, özel sektör örgütlenmesindekoordinasyon ve yönlendirme görevini yerine getirmelidir. Örgütlenme kampanyalar ı nda sendikalar aras ı ndaki işbirliği, dayan ı şma ve ortak davran ı ş geliştirilmeli ve güçlendirilmelidir.Sendikalar, üyelere do ğrudan hizmeti gündeme getirmelidir. Sendikalar ı n önderliğinde vak ı flar ı n, hasar-zarar fonlar ı nı n kurulmas ı teşvik edilmelidir. Üye çocuklar ı na burs verilmesi gibi uygulamalar yenidengündeme getirilmelidir. Ancak, sendikalar ı n ticari faaliyetleri konusunda çok dikkatli ve ihtiyatlı hareketetmekte ve tuzaklara dü şmemekte yarar vard ı r.Sendika e ğitimleri, bilgi aktar ı lan toplant ı lar ı n ötesinde, kar ş ı kar ş ı ya bulunulan temel sorunlar ı n elealı ndı ğı ve çözüm yollar ı nı n arand ı ğı toplantı lar haline getirilmelidir. Sendikalar ı n eğitim faaliyetlerikonusunda i şbirliği yapı lmalı dı r.Sendikalar ı n ve konfederasyonlar ı n bütünlüğü ve merkeziyetçi yan ı güçlendirilmelidir.Sendikac ı lı k hareketi, sermayenin ulusötesi niteli ğinin daha da artmas ı ve küreselle şme olgular ı ylabağlantı lı olarak Türkiye'deki yabanc ı sermaye yat ı r ı mlar ı ndaki art ı ş ı da gözönüne alarak, uluslararas ı alandaki ilişkilerini, uluslararası sendikac ı lı k hareketi ve diğer ülkelerdeki sendikal merkezlerle olanişbirliği ve güçbirliğini güçlendirmelidir.

Türkiye işçi sı nı f ı ve sendikac ı lı k hareketi, içinde ya şan ı lan koşullardaki değişime bağlı olarak,yukar ı da özetlenen do ğrultuda bir anlay ı ş değişikliğini yı llardı r yaşamaktad ı r. Bu değişikliğin daha dahı zland ı r ı lmas ı ve güçlendirilmesi, kar ş ı kar ş ı ya bulunulan sorunlar ı n aş ı lmas ı nı kolaylaştı racakt ı r.

Page 85: 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

8/2/2019 100 Soruda Türkiye'de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi - Yıldırım Koç

http://slidepdf.com/reader/full/100-soruda-tuerkiyede-isci-sinifi-ve-sendikacilik-hareketi-yildirim 85/85

Türkiye işçi sı nı f ı ve sendikac ı lı k hareketi bu zorluklar ı da a şacak, eme ğin kurtuluşu mücadelesineönemli katkı larda bulunacak,Türkiye'nin ve dünyan ı n sömürüsüz, e şitlikçi, adaletli, insancı l, huzurlu vemutlu gelece ğini yaratmada belirleyici bir rol oynayacaktı r.