78
3. Adam Anlatıyor MİT CIA İlişkisi Bu kitabın yayın hakları Analiz Basım Yayın Tasarım Uygulama Ltd. Şti.nindir. Birinci Basım: 1991 İkinci Basım: Aralık 1996 Kapak: Mehmet Özalp Teknik Hazırlık: Analiz Basım Yayın Baskı: Yaylacık Matbaası ISBN: 975-343-144-9 KAYNAK YAYINLARI: 94 ANALİZ BASIM YAYIN TASARIM UYGULAMA LTD. ŞTİ. İstiklal Caddesi 184/4 80070 Beyoğlu-İstanbul Tel ve Faks: (0212) 252 21 56 - 252 21 99

3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

3. Adam Anlatıyor MİT CIA İlişkisi

Bu kitabın yayın hakları Analiz Basım Yayın Tasarım Uygulama Ltd. Şti.nindir. Birinci Basım: 1991 İkinci Basım: Aralık 1996 Kapak: Mehmet Özalp Teknik Hazırlık: Analiz Basım Yayın Baskı: Yaylacık Matbaası ISBN: 975-343-144-9 KAYNAK YAYINLARI: 94 ANALİZ BASIM YAYIN TASARIM UYGULAMA LTD. ŞTİ. İstiklal Caddesi 184/4 80070 Beyoğlu-İstanbul Tel ve Faks: (0212) 252 21 56 - 252 21 99

Page 2: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ
Page 3: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ
Page 4: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ 7 I- MİT'İN ÜÇÜNCÜ ADAMI SAVAŞMAN'IN ANILARI Jimmy'Ie Tanışmamız 11 ClA'yla Temas 16 Teşkilât-İsrail-İran Üçgeni 21 Teşkilât'ın Ordudan istihbarat Elde Etmesini Sağladım 25 Cunta'yla Karşı Karşıya 29 İşkence 33 Yakalanışım 36 II-SAVAŞMAN OLAYI (Mehmet Eymür'ün Anıları) 40 Fabrikatör 54 III-DOĞU PERlNÇEK'lN "EYMÜR'ÜN ANILARI”NA YANITI Altı Karşılaşma 71 Savaşman, ClA-MlT işbirliğini Sergiledi 72 CÎA'nın "Our Boys"unun Hedefiydik . 73 ABD Tutmazsa İngiltere 74 O da Olmadı, Almanya 75 Olmadı. "FKÖ Casusu" 76 Hep ABD ile Özal'la Birlikte 77 Eymür'ün Doğruları 78 Hiram Bey'in Körfez Politikası 78 Eymür Niçin Piyasaya Sürülüyor? 79

Page 5: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

ÖNSÖZ Elinizdeki kitap üç bölümden oluşuyor, ilk bölümde, eski MİT istihbarat Başkan Yardımcısı Sabahattin Savaşman'ın anılarını bulacaksınız, ikinci bölüm, eski MİTçi Mehmet Eymür'ün anılarından aktarılıyor. Üçüncü bölüm de ise, Mehmet Eymür'ün yazdıkları konusunda Doğu Perinçek tarafından yapılan açıklama yer alıyor. Mehmet Eymür MİT Güvenlik Dairesi Başkanı'ydı. Adı son yıllarda "MİT Raporu" diye bilinen skandalla birlikte ünlendi. Eymür, MİT bilgilerini Turgut Özal'ın siyasal hesaplarına uygun biçimde düzenleyip bir rapor haline getirmişti. Özal raporu kullanarak siyasal rakiplerini haklayacaktı. Hesap geri tepti. Şubat-Mart 1988 tarihlerinde 2000'e Doğru dergisi raporu ele geçirip yayımladı. Kenan Evren, Turgut Özal başta olmak üzere MİT'in başındakilerin de taraf olduğu uzun süreli hesaplaşmalar sonunda Raporcu Eymür ve Patronu Hiram Abas emekli edilerek MlTten atıldılar. Hiram Abas, o zaman MİT'in Müsteşar Yardımcısı'ydı. Mehmet Eymür, üç senelik bir suskunluktan sonra I991'de anılarını yazdı. Milliyet gazetesine 150 milyona sattı. Anıların geniş bir özeti Mayıs 1991'de Milliyet'te dizi olarak çıktı. Mehmet Eymür anılarında Aydınlıkçıları, Türkiye işçi Köylü Partisi'ni (TİKP) ve Doğu Perinçek'i kendisine baş düşman seçmişti. Aydınlık gazetesi 1970'li yılların ikinci yansında devletin işkence örgütü Kontrgerillayı açığa çıkardı, işkenceci Kontrgerilla şefleri, bütün suçları belgelerle kanıtlanmış olarak kamuoyuna sunuldular. Hiram Abas ve Mehmet Eymür teşhir edilen işkenceciler arasında, önemli isimlerdi. Eymür, anılarında, Aydınlıkçıları suçlarken sadece Raporu'nun açığa çıkarılmasından duyduğu kini ortaya koymakla kalmıyordu. Yapabilirse Aydınlık gazetesi zamanından kalma hesabı da görecekti. 7

Page 6: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Doğu Perinçek, Mehmet Eymür'ün anılarındaki suçlamalara geniş bir açıklamayla yanıt verdi. Açıklama Milliyet'in 10, 11. 12 Haziran 1991 tarihli sayılarında özetlenerek yayımladı. 2000'e Doğru, Eymür'ün anılarını henüz Milliyetle, çıkmaya başlamadan elde etmişti. Dergi konuyu 19 Mayıs 1991 tarihli 12. sayısında kapak yaptı. "Belgeleriyle CIA-Özal'ın Perinçek operasyonu, Eymür'ün anılan provokasyon" başlıklı kapak haberinde dergi, Eymür'ün Aydınlıkçılara yönelik suçlamalarının tamamını yayımladı; Eymür'ün amacını, anıların siyasal konjonktür içindeki yerini gerçekler temelinde analiz etti. Mehmet Eymür'ün anıları, devrimcileri hedef aldığı bölümleriyle bir psikolojik harekâtın parçasıydı. 2000'e Doğru, güvenilir kaynaklardan aldığı bilgilere dayanarak 24 Aralık 1989'da Doğu Perinçek'in psikolojik operasyon hedefi içine alındığını duyurmuştu. 1991 Mayıs ayında, yani Eymür'ün anıları yayımlanırken daha garip gelişmeler yaşandı. Bir gizli el siyasal partilere, basın organlarına Doğu Perinçek ile Abdullah Öcalan'ın Bekaa'da birlikte çekilmiş resimlerini postalıyordu. Fotoğraflar gizli değildi ve benzerleri 2000'e Doğru'da çıkmıştı. Yollayan merkez esrarengiz bir görüntü oluşturmayı amaçlıyordu. Fotoğraflara bir de sahte mektup eklenmişti. Mektup, "PKK ile Dayanışma Politikasına Karşı Bir Grup Sosyalist Partili" imzasını taşıyordu. 2000'e Doğru, tertibin TİB kaynaklı olduğunu saptadı. TİB, yani Toplumla ilişkiler Başkanlığı. Milli Güvenlik Kurulu'na bağlı çalışan ve Kontrgerilla'nın psikolojik harekât işini yürüten koluydu. Aynı tarihlerdeki diğer psikolojik harekât uygulamaları ise şöyle sıralanıyordu: Cengiz Çandar, devlet kurumlarını 2000'e Doğruya karşı göreve çağırdı. Çandar, kendisine danışarak hazırladığı anlaşılan yazısında devrimciler için aynen Eymür'ün sözleriyle, "Bunlar yabancı devlet ajanıdır, üzerlerine yürüyün" dedi. 2000'e Doğru; Çandar'ın MİT mensubu olduğunu, Pentagon'a da çalıştığını, Özal'ın özel kuryesi olduğunu ortaya çıkarmıştı. Çandar, daha sonra Çankaya'ya resmen danışman oldu ve Özal tarafından Yatırım Finansman Kurumu Yönetim Kurulu üyeliğine getirildi. 8

Page 7: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Aynı günlerde, Kıdemli MİT'çi Necdet Küçüktaşkıner, Tuzla'daki cinayet suçundan sanık polislerin avukatı olarak mahkemeye üç sayfalık bir dilekçe verdi. Taşkıner, dilekçesinde davayla hiçbir bağlantısı yokken Eymür'ün Aydınlıkçıları hedef alan suçlamalarını tekrarladı. Taşkıner, 12 Mart işkencecisi ve 1 Mayıs 1977 Taksim katliamının tertipçilerinden biri olarak Aydınlık tarafından tespit edilip açığa çıkanlmıştı. Yeni Düşünce gazetesi, kampanyaya provokatör Murat Ağartıcı'yı kullanarak katıldı. MÇP'li Yeni Düşünce, özel harpçi emekli subay Ferruh Sezgin tarafından yönetiliyor. Gazete, Murat Ağartıcı ile iki yıl önce yaptığı bir söyleşiyi çekmecesinden çıkardı. Manşetten Doğu Perinçek'e saldırdı. Saldırıda Eymür'ün suçlamaları tekrarlandı. Yörünge dergisi röportaj tekniğini kullandı. Kadroları içinde eski MHP'lilerin önemli yer tuttuğu, Türk-İslam sentezci Yörünge, Mehmet Eymür'ün suçlamalarını bu kez soru haline getirmişti. Eymür'ün anılarında MİT'in elçilik dinlediği, belgesiyle itiraf ediliyor. Milliyet, anıların bu bölümünü yayımlamadı. Mehmet Eymür, 2000'e Doğru Ankara Temsilcisi Hasan Yalçın'ın Büyükelçi Abu Firaz'la Filistin Elçiliği'nde yaptığı bir görüşmenin dinleme kayıtlarına yer veriyor. Eymür, dinleme kayıtlarını Hiram Abas'ın evinde bulduğunu söylüyor. MİT'in elçilik dinlemesi uluslararası bir skandaldır. Eymür'ün buna cesaret etmesi, provokasyon ihtiyacının büyüklüğünü ortaya koyuyordu. Görüşmede Hasan Yalçın, Sayın Abu Firaz'dan Hiram Abaslarla ilgili bilgilerin yayımlanması için ambargoyu kaldırmasını istiyordu. Eymür, 2000'e Doğru'yu "FKÖ'nün işbirlikçisi" diye suçlamak için bu ses kayıtlarını delil olarak ileri sürüyordu. 2000'e Doğru ve Hasan Yalçın, Filistin halkıyla ve FKÖ ile dayanışına içinde olmaktan şeref duyduklarını, bir CIA'cının devrimciler arası ilişkiye leke süremeyeceğini açıkladılar. 2000'e Doğru, daima ezilenlerden yana olduğunu, emperyalistlere ve ajanlarına karşı mücadele ettiğini vurguladı. Sabahattin Savaşman'ın anıları bu kitabın ana unsurudur. Savaşman MİTte üçüncü adamdı. Aralık 1977'de ClA'ya bilgi verirken Hiram Abas ekibi tarafından yakalandı. Ekipte Eymür de vardı. Casuslukla suçlandı, mahkûm oldu. 9

Page 8: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Savaşman, MİT'in istihbarat örgütü olduktan sonra yakaladığı ilk ve tek CIA ajanıdır. Bir de 1983'te Turan Çağlar aynı suçlamayla yakalanmıştır. Çağlar cezaevinde esrarengiz bir şekilde ölmüştür. Sabahattin Savaşman CIA'ya bilgi sattığını anılarında da kabul ediyor. Ayrıca bu işin MİT açısından son derece doğal olduğunu kanıtlıyor. MİT'in, CIA'nın bir şubesi olarak çalıştığı, MİT'in en yüksek görevlilerinin CIA'ye resmen bilgi verdikleri, CIA'ya yaranarak yükseldikleri ortaya çıkıyor. CIA, MOSSAD ve MİT arasındaki çok yönlü ilişkilerin birinci elden bilgisi anıların dokusunu oluşturuyor. Esrarengiz istihbaratçı dünyasının rezaletleri halk için öğrenilebilir hale geliyor. Aydınlık, Sabahattin Savaşman'ın anılarını, "CIA'nın Ortadoğu zinciri. Teşkilat. Üçüncü Adam'ın not defteri" başlığıyla 30 Temmuz 1979'dan başlayarak yayımlamıştı. Mehmet Eymür, Savaşman olayını, Patronu Hiram Abas ve kendisi için bir pay çıkarırım umuduyla gündeme getirdi. Şimdi amacının tersi bir sonuç ortaya çıkıyor. Savaşman'ın anıları bütün Abasların, bütün Eymürlerin ipliğini pazara çıkarıyor, istihbarat bağımlılığı, yani MİT'in, CIA'ya bağlı oluşu. Amerikan emperyalizminin Türkiye'deki denetiminin araçlarından biridir. Bu kitabın yayına hazırlandığı günlerde, 12 Haziran tarihli Hürriyet. CIA ile MİT arasında Washington'da yapılan yeni bir işbirliği anlaşmasının haberini veriyordu. 19 Temmuz 1991 tarihli Günaydın, "MİT'in birçok ülkeden para aldığını" dönemin MiT Müsteşarı Hamza Gürgüç'ün anılarından aktarıyordu. ClA'nın Türkiye topraklarında resmen de faaliyet göstermesini kararlaştıran anlaşma ve Hamza Gürgüç'ün açıklaması, bir bakıma Savaşman'ın sergilediği gerçeğin yeni bir itirafı oluyor. Artık ilişkinin gizlisi saklısı da kalmıyor. Savaşman'ın anıları, halk için bir eğitim malzemesidir. Devlet çarklarının kimler tarafından kimler hesabına döndürüldüğünü ciltler dolusu teoriden daha çarpıcı biçimde gözler önüne seriyor. Sol açısından ise. devrimci uyanıklığı öğretiyor ve pekiştiriyor. KAYNAK YAYINLARI 10

Page 9: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

I MİTİN ÜÇÜNCÜ ADAMI SAVAŞMAN'IN

ANILARI

Jimmy'le Tanışmamız Bir vakitler komutanlığını yaptığım alayda şimdi cezaevindeyim. Kader... Gerçekten suçlu muyum, bilemiyorum. Böyle bir hadise şimdiye kadar vuku bulmuş mudur? Benim seviyemde bulunan bir yönetici böylesine ağır bir suçtan hüküm giymiş midir? Bu düşünceler içinde, sıkıntılı bir başkent gecesinde elime kalemi alıyorum. Ülkenin içinde bulunduğu şartların meydana getirdiği bir olayı yaşadım. Zincirin bir halkası da, hasbelkader ben oldum, ilahlar, makam ve menfaat kapışmasının bir kurbanı olarak beni seçtiler. Ve on yıl öncesinin parlak kurmay albayı, şimdi anarşistlerle, asker kaçaklarıyla, gaspçılarla beraber.... Ben: Teşkilat'ın temel direği, istihbarat Okulu Komutanı, medenî insan, ilmî istihbaratçı burda demir parmaklıklar arkasındayım. En önemli vazifeleri deruhte ederken, ismim bile bilinmiyordu. Ama memleket için alçaklık sayılacak bir görünüm içindeyken, gazete sütunlarına geçtim. Belki de "bu da böylesine bir hadise, bir ajan yakalanmış" deyip geçilecek. Yüksek Mahkemenin kararı sonucu, belki de ömrüm burada nihayet bulacak. Bugünlere nasıl geldiğimi yazmak arzusu bende bu tenakuzun yarattığı düşüncelerle doğdu. Memleketin ve Teşkilat'ın içinde bulunduğu durumu açıklamam, haklı ve haksız yere kurban edilen insanların iç dünyasına bir nebze olsun ferahlık sağlayabilir fikrindeyim. 11

Page 10: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

2 Haziran Bugün cumartesi. Yıllar önce bir cumartesi gecesi Jimmy'le tanışmamızla başladı hadiselerin gelişimi. Haddi zatında ona bir CIA ajanı bile demek doğru değildir. Zira kendisi CIA'nın memleketimizdeki heyetine mensuptur ve bu heyet Amerikan servisinin Teşkilat'taki kolu mahiyetindedir. Jimmy, bu heyetin Bay Peel'den sonra gelen mühim bir temsilcisidir. Kendisinin başkentte bir evi, bir arabası ve bir bayan sekreteri mevcuttur. Ailesi de yanındadır. Diplomatik bir hüviyete sahiptir ve bu hüviyeti dolayısıyla her gittiği yerde saygı görür, kolaylıklara sahip olur. CIA'nın Teşkilat'la işbirliği yapan: Teşkilat’ın içinde bir temsilcilik görevi, bir ölçüde de üst organ misyonu taşıyan 20 küsur kişilik heyeti vardır. Bu heyet en mükemmel istihbaratçılardan kurulmuştur. Bunlar hem istihbarat alışverişini sağlamakta, hem de ülke içindeki ve ülke dışındaki olaylarda müşterek operasyonlara katılmaktadırlar. Zaten hiçbir önemli istihbarat CIA'nın katkısı ya da bilgisi olmadan elde edilememiştir. Teşkilat. 1950'lerden itibaren Amerikan servisiyle beraber çalışmaktadır. Yani isim değiştirmeden önce mevcut olan durum, isim değiştikten sonra da aynen süregelmiştir. Teşkilatın kullandığı bütün teknik malzemeler CIA tarafından temin edilmiştir. Birçok personel Amerikalılar tarafından yurtdışında kurslarda eğitilmiş. Teşkilat okulu büyük çabalarla CIA tarafından kurulmuş ve onların tahsis ettiği eğit¬menler sayesinde tedrisat yapmıştır. Yakından bildiğim ve içinde yaşadığım sorgu odalarındaki teçhizat, en iptidaisinden en modernine kadar CIA tarafından verilmiştir. Teknik gelişmelere paralel olarak bu teçhizatta meydana gelen yenilikler her sene CIA kanalıyla takip edilmiş ve aynı kanal vasıtasıyla ihraç edilmiştir. Her türlü bilgi alışverişi yapılmış, bunların karşılığı olarak senede milyonlarca dolar akmıştır. Personel, senelerden beri CIA ajanları gibi çalışmakta. Amerikan servisi hesabına görevler almakta, yurtiçindeki ve yurtdışındaki operasyonlarda ücret kabul etmektedir. Bunu ben, Teşkilat’ın üçüncü adamı olarak yazıyorum ve her an ispat etmeye hazırım. Jimmy. işte böyle faaliyetler içinde bulunan kalabalık bir temsilciler heyetinin mensubu olarak memlekette bulunmaktaydı. Bu durumu Teşkilat tarafından yakınen bilinmekteydi. 12

Page 11: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Teşkilat'ın bütün esas unsurlarının hepsi kendisini tanırlar, severler ve sayarlardı. Dilimizi gayet iyi bilir, ülkemizin politik konularında hepimizin üstünde malumata sahip olarak sık sık konuşmalar yapardı. Özellikle dış görev ve geziler konusunda tesirli olduğu yakından bilindiği, hoş sohbet, centilmen bir kişiliğe sahip olduğu için her çevrede kabul görürdü. Birçok Teşkilat unsuru kendisiyle temas etmeye can atardı ve zaten temas etmişlerdi de. Teşkilat tarafından bu derece bilinen, Teşkilat arasında bu kadar tanınan ve adeta bizim camiamızın bir parçası olan böyle bir zatı, ajan olarak mütalaa etmenin manasını doğrusu hâlâ kavrayamamaktayım. Ona ajan dediğimiz takdirde, bütün temsilciler heyetinin ve bu heyetle temas halinde bulunan bütün yöneticilerin ajan sıfatını taşıması gerektiği kanaatine kolaylıkla varırız. Gerçi memleket ve Teşkilat şartları, ülkemizin içinde bulunduğu ilişkiler ve millî çıkarlarımız göz önünde tutulduğunda hangi uygulamaların ne şekilde göz önüne alınması gerektiği de tartışılması yapılabilecek bir konudur. Jimmy pek çok yöneticiyle olduğu gibi, bana da resmen Teşkilat tarafından tanıtılmıştır. Kendisiyle resmî temasa geçmem onlar tarafından sağlanmıştır. Bugün, karşımda suçlayıcı durumda bulunanlar böyle bir temastan dolayı ve temasın içinde ele alınabilecek, usulsüz de olsa bazı uygulamalar yüzünden sorumlu tutulamaz mı? Dediğim gibi. Jimmy'le ilk bir araya gelişimiz Teşkilat’ın onun memleketimize gelişi münasebetiyle verdiği kokteylde, o mahut köşkte olmuştu. Böyle kokteyller verildiği, sadece CIA mensuplarının değil, İngiliz, Al¬man, Fransız, italyan, israil ve yakın bir geçmişe kadar Iran servislerinin de bu kokteyllerde bizimkilerle resmî temaslarda bulundukları bilinen bir hakikattir. Her sene böylesine kokteyllerin sayısı onlarcayı bulur. Sadece köşk değil, büyük şehirlerin ünlü otelleri de öyle temaslara sahne olmaktadır. Böyle toplantılarda. Teşkilat mensupları, eşleri, bazen diğer yakınlarıyla beraber yabancı servis temsilcileriyle samimi sohbetlerde bulunurlar. Teşkilat yöneticilerinin şahsi özellikleri, ailevi durumları, hayatları, bu şekilde tamamıyla aleni bir durum alır. En yetkili makamlarda oturanlar bütün özellikleriyle tanınırlar, şahsi üstünlük ve zaafları da istihbarat unsuru olarak değerlendirilebilecek seviyeye gelir. 13

Page 12: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Teşkilat mensupları, sadece servisler arası değil, dışişleri, asker sivil bürokrasi ve iş aleminin parlak şahıslanyla da böylesi yerlerde bir araya gelirler. Memleketin politik, iktisadi, sosyal bütün meseleleri buralar¬da enine boyuna tartışılır. Dış ve iç konjonktürel gelişmeler hep beraber ele alınarak, muhtemel hadiseler üzerine tahminler yürütülür. Bu derece temasın olduğu bir muhitte elde edilecek istihbaratın adeta kesin netice vereceğinden şüphe yoktur. Üç yıl önce başlayan tanışmamı/, karşılıklı görüşmelerle ilerledi. Kendisi daha önceden de elde ettiği bilgilerle beni yakından tanıyordu. Bence akıllı ve işinin ehli bir istihbarat kadrosuydu. Ordu kökenli olduğumu, kızım, damadım ve oğlumun istikballe ilgili meselelerini, ailemizin durumunu, özelliklerini öğrendi. 10 yıl gibi, teşkilatımız için nispeten kısa sayılabilecek bir süre içinde hemen hemen üçüncü mühim mevkiye kadar yükselmiştim. Belli bir sosyal çevremiz, alışkanlıklarımız, bu kadar yıl içinde intibak ettiğimiz insanlar mevcuttu. Bir düğün masrafı, karımın oyun ve geziler için harcaması zaruri olan masraflar, benim itibarıma sahip bulunan bir idareci için kaçınılması mümkün olmayan şeylerdi. Esasen, teşkilat içinde kudreti elinde bulunduran, kendi konusunu en iyi bilen, istihbaratçılık alanında uzman, gayet iyi yabancı dile sahip, kabiliyetli ve zeki bir insanın bu kadar itibara sahip bulunması normal karşılanmalıydı ve Jimmy de İstihbarat Okulu hakkında duyduklarından sonra bunu kavrıyordu. En büyük hizmetleri yapmış, okul yaratmış, reorganizasyon ve modernizasyon faaliyetlerini tanzim etmiş, inşa edilen okulun müfredatından mefruşatına kadar her şeyiyle yakından ilgilenmiş, durum odasında gerekli düzenlemeleri sağlamış kişiydim. Bir yığın haberi istihbarat haline getirmenin, istihbarat mantık metodlannın, politikanın istihbaratta oynadığı rolün, kıymetlendirme yollarının değerlendirmesini yapmıştım. Bu konu hakkında memleketin en yetkili şahsı olarak eserler ortaya koymuş ve bu eserleri askerî okullarda tedris ettirerek ülkenin güvenliğine elimden geldiği kadar katkıda bulunmuştum. Bilhassa dış temaslarda edindiğim izlenimlerle kendi personelim olduğu kadar, yabancı servis elemanlarının da takdirini kazanmıştım. 14

Page 13: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Jimmy'le temaslarımızı ilerletmek bütün bu bakımlardan hem bana hem de kendisine yararlı oluyor, iki müttefik ülkenin istihbaratçıları olarak birbirimize fayda sağlamaya çalışıyorduk. Kendisiyle birlikte, özel ve yüksek amaçlı birçok toplantılara katıldık. Bu toplantılar bilhassa bölgesel işbirliği örgütlerinin bünyesinde gerçekleştiriliyor ve karşılıklı istihbarat ve güvenlik yararlan sağlama amacına yöneliyordu. Gizli ve belli amaçlı bu toplantılar Teşkilat başkanlığı adına katılıyor Heyetlerde dışişleri ve diğer temsilcilik mensuplarına da rehber ve idareci rolünü oynuyordum. Bu temaslar sayesinde ilerlemem elbette ki. Teşkilat içindeki bazı kuvvetlerin nazarî dikkatini celbetmişti. Makam ve menfaat hevesleriyle benim yerimde gözü olup da, beni bir engel olarak görenler mevcuttu. Bunların önemli bir bölümünü de kısmen ikbal, kısmen geçmiş suçların örtbas edilmesi, kısmen de politik amaçlarla hareket eden belli bir grup meydana getiriyordu. Fakat ben, Teşkilat'ın normal yapısı içinde faaliyetlerime devam ediyor, iç ve dış planlamaları sürdürüyor, bir yandan da bilgi ve görgümü artırmaya çalışıyordum. İki yıl önce, bölgesel işbirliği kuruluşunun yine özel bir toplantısı için dış görev almam durumu ortaya çıktı. Dışişleri temsilcisi ve Teşkilat'tan başka bir personelle beraber Washington'a girecektik. Heyet başkanlığı görevini üzerime almam bana önemli sorumluluklar yüklü-yordu. CIA'nın başkentteki misyonu adına Amerika'ya gerecek üye de o günlerde belirlendi. Jimmy bizimle beraber olacaktı. Heyetimiz Jimmy'le beraber bulunacak, adeta aynı heyetin mensuplarıymışız gibi davranacaktık. Bu dış görev dolayısıyla evimde bir parti düzenledik. Jimmy ve ekibi. Entelligance Servis'ten Hood, İranlı meslektaşlar, Teşkilat'tan arkadaşlar geldiler. Teşkilat'ın imkânlarıyla gerçekleştirilen, garson, aşçı. uşak gibi hizmetler Teşkilat tarafından karşılanan böyle bir toplantı çok sonraları benimle CIA ve Entelligance elemanları arasındaki temasın başlangıcı olarak değerlendirildi. Jimmy ve Hood ile Washington'da yapılacak çalışmaları planlamıştık. Fakat bundan Teşkilat'ın elbette ki haberi vardı. Tabiî başkan ve daire başkanlığı işin derin teferruatlarıyla uğraşmıyorlardı, ama bu da icracı bir başkan yardımcısı olarak şüphesiz benim vazifemdi. 15

Page 14: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Jimmy'le konuşurken, ikide bir gözlerini kaydıran karşı-casusluk mensuplarını görmüyor değildim, fakat rahat bereket tarzımız herhangi bir suç işlemediğimizden emin olduğumuzu gösteriyordu. Toplantıdan bir müddet sonra. Londra üzerinden Washington'a hareket ettik. Jimmy de beraber biz dört arkadaş bir motele yerleştik. CIA heyeti temsilcisi bize ev sahipliği etti ve temaslarımızı sağladı. CIA'yla Temas Bugün, bütün gün televizyon başında kaldım. Bir yandan da, dün yazdıklarımı düşündüm. Yakınlarımın çarşamba günü idareye teslim ettikleri yeni Philips'in dün sabah koğuşa sokulması herkesi memnun etti. içinde haberleşme cihazı olup olmadığını kontrol için bu kadar bekletmişler. Aslında böyle bir cihaz bulunsa dahi, onların fark edeceklerini zannetmem, idarede cuntanın bir adamının bulunmasından şüphe ediyorum. Sarışın yüzbaşı böyle ilişkiler içine girmiş olabilir. Zaten hepsi istenildiği takdirde Teşkilat'a hizmet etmekten kaçınmayacak kişilerden seçilmiştir. Bana. herşeye rağmen mevkime uygun muamele ediyorlar. Bu sayede hayatla temasım burada bulunan çocuklara nazaran daha kolay. Dışardaki sağ kuruluşlarla haberleşmem için, benim imkânlarımdan yararlanmak istiyorlar. Bu ortamda birbirimize ihtiyacımız bulunduğunu düşünürsek, herhalde bu isteklerini yerine getirmeye mecbur kalacağım. Televizyondan sonra dün yazdıklarımı inceledim. Aslında aleyhte delil mahiyetinde pek bir şey yok. Zaten mahkemede de burada yazdıklarımın bir benzerini ifade etmiştim. Bir genel arama yahut sadece bana karşı bir tedbir alınsa dahi notların ele geçmeyeceği kanaatindeyim. 4 Haziran Washington'da geçen günlerimizi hâlâ tatlı bir hatıra olarak anıyorum. Jimmy, üçümüze de elinden geldiği kadar yardımcı oluyor, şehrin gece kulüplerini, akşam yemeği yenecek yerlerini, vakit geçirilecek diğer köşelerini tanıtıyordu. Toplantı dışında birkaç günlük bir zaman, heyetlerin ağırlanması için ayrılmıştı. CIA ile bu müddet zarfında özel ilişkilerimiz de oldu. Jimmy'le beraber ilgili bölümdeki meslektaşlarla görüştük. 16

Page 15: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Aradan aylar geçtikten sonra bu görüşmeleri casusluk olarak tarif etlen yetkililer, herhalde hakikati işlerine geldiği gibi çarpılmanın telaşı içerisindeydiler. Zira. biz Teşkilat olarak Jimmy'nın başında bulunduğu heyete istihbaratı, kendi ülkemizin başkentinde, düzenli raporlar halinde takdim ediyorduk. Hatta bununla kalmıyor, konular üzerinde tartışmalı toplantılar düzenliyor. CIA mensuplarının sorularını cevaplıyorduk. Kendileri akıllarına takılan bir husus olduğunda, benim mevkime kadar başvurmaya dahi lüzum görmeden istedikleri elemanı çağırıyor ve bilgi alıyorlardı. Konu üzerine eğilen bir devlet yetkilisi, yapacağı küçük bir araştırmada CIA'ya istihbarat teminiyle ilgili anlaşmaları görebilir. Kanıma göre. Teşkilat sadece hükümete, ilgili bakanlıklara ve Genelkurmaya bilgi vermekle vazifelidir. Oysa yapılan ikili anlaşmalar, buna tamamen aykırıdır. CIA'ya Jimmy kanalıyla verilen belgeler incelendiğinde bunların sıradan malzemeler olmadığı da görülecektir. Çoğunun üzerinde TOP SECRET (çok gizli) damgası bulunmakladır. Sadece rakip istihbarat örgütleriyle ilgili bilgileri değil, bölge durumuyla ilgili bütün bilgileri ve ülke içi durumla ilgili bilgileri kapsamakladır. Normal işleyişte, iki bölümümüzden, koordinasyon örgütü vasıtasıyla bilgi toplamayla ilgili olanı, her türlü neticeyi bize bildirir, biz bunları kıymetlendirip istihbarat haline getirdikten sonra, bir kopyasını üst yönetime, bir kopyasını da CIA irtibat Heyetine göndeririz. Bu durumdaki bir yetkilinin Amerikan başkentinde CIA ile görüşmeler, yapmasında mahzur olmadığı ortadadır. Ayrıca resmî işleyişte durum böyleyken, uygulamada daha toplama safhasındaki değerlendirme yapılmamış ham bilgiler doğrudan CIA heyetine ulaştırılır. Teşkilat'ın üçüncü adamı olarak Washington'daki merkezde Steiger. Peel ve Jimmy'le görüşürken daha çok politika ve kuruluşumuzun içindeki bazı meseleler üzerinde durduk. Daha sonra metodlar kararlaştırıldı. Alternatif görüşmeler, mazeret hikayesi, randevu ortamları belirlenerek, Anny Mary'nin ve subay Owen'in evleri tespit edildi. 17

Page 16: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

İstihbarat konusunda talep karşı taraftan. Bay Peel'in vereceği karar üzerine gelecekti. Böyle bir talep olunca, kararlaştırılmış bir isim söylenerek "Bay X'in evi orası mı?" diye bizim numara aranacaktı. Ben ise kararlaştırılmış numarayı arayarak mobilyacı olduğumu söyleyecek, ısmarlanan malların hazır olduğunu belirtecektim. Bunun üzerine randevu yeri olarak saptanan evlerde ışıkların örtülüp açılmasına göre. belirlenmiş buluşmalar gerçekleştirilecek. Eğer bunlar gerçekleşemezse alternatif tarihler gündeme gelecekti. Memlekete döndükten sonra Jimmy'le birçok görüşme yaptık, ilk faaliyetim, memleketimize sığınan bir Sovyet subayı ve bir Habeş'in ifadeleri hakkında elde ettiğimiz malumatla ilgili oldu. Jeostratejik durumumuz dolayısıyla bu gibi iltica olaylarına pek sık rastlanmaktadır. Fakat servisimiz bu hadiseleri kendisiyle ilgili kabul etmemekte ve fazla bilgi edinmek için çalışmamaktadır. Yapılan anlaşmalar ve teamül gereği bütün mülteciler. Amerikan ya da Alman servislerine teslim edilirler. Bunlar ön sorgulamayı memleketimizde yaptıktan sonra, mülteciyi kendi imkânlarıyla ülkelerine götürürler. Sovyet subayının ilticasından sonra, bu kişinin ilk ifadesi Teşkilat elemanları tarafından sınırda alındı. Başkentte tarafınızdan herhangi bir sorgulama yapılmadı.' Hemen Alman servisi ile temas kurularak subay onlara verilmek istendi. Çünkü. Doğu Almanya'daki rakip kuvvetler hakkında bilgisi bulunduğu anlaşılıyordu. Fakat nedense Almanlar böyle bir işi üstlenmek istemediler. Daha sonra Amerikan servisine teklif yapıldı. Onlar teklifi kabul ettiler ve bu şahsı Amerika'ya götürdüler. Habeş ise. Emniyete teslim olmuştu ve ifadesi orada alınmıştı. Sonra. Batıya gitti. Sovyet subayının sınırda alman ifadesi Habeş'in Emniyet ifadesi, bunlarla ilgili kıymetlendirmeler ve benim elde ettiğim neticeler üzerinde Jimmy'le birlikte çalıştık. Bunu bir casusluk eylemi olarak mütalaa etmem imkânsızdı, çünkü Teşkilat, adamların bizzat kendilerini Amerikalılara ve Almanlara teslim etmişti. Benim, bu kişiler hakkında bazı fikirlerimi meslektaşlara iletmem, olsa olsa kişisel bir girişim ve avantaj arama isteği olarak düşünülebilirdi ve bence, bir Teşkilat yöneticisinin öyle davranmaya hakkı vardı. 18

Page 17: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Büyük şehirdeki toplama yetkilisinin, konsolosluktaki Amerikan servisi temsilcisi¬ne bilgi vermesini de aynı .şekilde olağan karşılıyorum. Bu bilgileri önce bizim bölümün başkanına, ondan da koordinasyon dairesi kanalıyla CIA'ya verdiğimizde bu bir ulusal görev oluyorsa, bu kademeleri atlayarak yaptığımız bir uygulama en fazla usulsüzlük olarak suçlanabilir. Kaldı ki benim gibi Teşkilat tarafından sürekli yabancılarla temasla görevlendirilen, istihbarat konulu konferanslarda ülkesini temsil eden bir kişinin bu kademelere harfi harfine riayet etmesi de fazla bir hassasiyet olmaktadır. İngiliz servisinden Hood'la temaslarımız da bence aynı çerçeve içinde düşünülmelidir. Mr. Hood. İngiliz istihbarat Servisinin Teşkilat'taki temsilcisidir. Yani bir gizli ajan değil, resmî hüviyete sahip bir Amerikan servisinden farklı olarak İngilizlerin Teşkilat'ta bir temsilciler heyeti bulunmamaktadır. Mr. Hood. bu vazifeyi "işbirliği düzenleyicisi", istihbarat alışverişi yürütücüsü ve ortak operasyon koordinatörü olarak tek başına yürütmektedir. Mr. Hood'u tıpkı Jimmy gibi görevim gereği tanıdım, daha doğrusu Hood bana Teşkilat'ın protokol şubesi tarafından tanıtıldı. Ortak vazifelerimiz gereği sık sık buluşup konuştuk, istihbarat tealisinde bulunduk. Okulumuzun reorganizasyon çalışmalarına İngiliz servisinin yardımlarını sağlamak amacıyla planlar hazırladık. Washington gezimden evvel kendisiyle beraber Londra'ya gitmiştik. Orada, İngiliz istihbarat Okulunun faaliyetlerini birlikte inceledik. Beraber toplantılara, kokteyllere katıldık. Birçok temas yaptık. Ülkeye dönünce Mr. Hood ve İngiltere'nin tüm istihbarat personeli onuruna. Teşkilat, yemek ve kokteyller düzenledi. Daha sonra bir İngiliz servis personelinin evinde defalarca görüş¬tük. Oxford Üniversitesinde düzenlenen istihbaratla ilgili ilmi bir toplantıya katılmadan önce, kendisinden bilgiler aldım, İngiltere'deki temasları ele alarak tartıştık. Dönüşte oradaki izlenimlerim ve ele alınan planlar üzerinde fikir alışverişi yaptık. Mr. Hood. ülkesinin menfaat iare gereği daha çok petrol bölgeleriyle ilgileniyordu. Bu yüzden komşu ülkeler, bu ülkelere yönelik istihbaratımız ve karşı-casusluk faaliyetleri konusunda araştırmalar yapmaktaydı. Benim durumum, bu konuda kendisine zaten ulaştırılan raporlar dışında, kıymetlendirmede yardım yapmaktan ibaretti. 19

Page 18: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Çoğu zaman toplama servislerindeki elemanlarımızla direkt temas halinde bulunabildiğim için. onların raporlarında yeterince ifade edemedikleri hususları netleştiriyor, bu sahada Mr. Hood'la birlikte çalışıyorduk. Tüm bu çalışmalardan, bilhassa bilgi ve görgümü artırmak bakımından kendim de şahsi avantaj ekle etmiş sayılabilirim, ama esas yararlı çıkan Teşkilat olmuştur. Çünkü kuruluşumuz, sadece CIA'dan değil İngiliz servisinden de her yıl yüklü bir para almaktadır. Oxford'dan döndükten sonra Jimmy'le olan faaliyetimiz, de belli bir dönüm noktasına geldi. Amerikan servisi, memleketimizin karşı casusluk çalışmaları konusunda derli toplu bir belgeye ihtiyaç duyuyordu. O günlerde toplanması beklenen genişletilmiş kurulda böyle bir rapor ele alınacaktı. Şüphesiz buradaki karşı casusluk faaliyeti sadece bölge¬deki küçük ülkelere karşı yapılan faaliyetlerdi. Zaten, Sovyetler'e karşı yapılan bütün operasyonlara ve Çın Halk Cumhuriyeti ile ilgili faaliyete CIA mensupları her zaman katılıyordu. Harekete geçtik. Teşkilat’ın hazırladığı belgenin bir kopyasını, oturumda ele alınmadan evvel. Amerikan heyetine ulaştırmak istedim. Fakat şahsi başarıma gölge düşürmek için olacak, bu raporun hazırlanmasında devreden çıkarıldım. Toplama ile ilgili bölüme dahil olan karşı-casusluk görevlileri, raporu kendi başkanlarına, oradan da doğrudan üst yönetime intikal ettirerek hükümete ulaştırmayı planlamışlardı. Aslında böyle bir uygulama bizim bölümün değerlendirme yapma imkânını da ortadan kaldırıyordu. Arkadaşlarla işbirliği yaparak, ilgili daireden raporun taslağını temin ettik, üzerinde yapılacak düzeltmeleri ise kademelerden geçtikçe öğrenecek ve ek raporlar hazırlayacaktım. Bu alandaki başarımız. Amerikan servisi elemanları tarafından olumlu karşılandı. Memleketimizin imkânları konusunda yaptığım değerlendirme örnek bir istihbarat çalışması ve ilmi bir inceleme olarak kabul gördü. Tabiî bunu sağlamak için Jimmy kanalıyla oldukça yüklü malî imkânlar ve önemli kolaylıklar bulmak zorunda kaldık. 20

Page 19: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Teşkilat-İsrail-İran Üçgeni Bugün ziyaret günüydü. Damadım geldi. Avukatlar da geldi. Yüksek Mahkeme gelecek ayın sonuna doğru karar verecek. Hatırat yazarken, geçmişte geleneklere uygun olmayan işler yaptığımı, usullere riayet etmediğimi, mesleğimde yükselmek ve itibarıma uygun bir tarzda yaşayabilmek için yabancı desteğine gereğinden fazla başvurduğumu düşünüyorum. Fakat yine de. birçoklarının böyle yollara başvurması, hele de onların ne yeteneklerinin ne de bilgilerinin kafi olmadığı halde bunu yapmaları beni bir parça rahatlatıyor. En çok ailemin, çocukların çevrede karşılaştığı muamele, hakkımızda yapılan dedikodular üzüyor beni. Onların çeşitli düşüncelerini bir bakıma normal karşılamak gerek, istihbarat faaliyetinin çeşitli yönlerini, bir istihbaratçının hayat tarzını ve karşılamak zorunda bulunduğu güçlükleri bilemezler elbette. Neticede bir ceza yesem bile. burada senelerce kalmayacağıma güveniyorum. Toplama bölümü bir miktar kanıt toplamışsa da. zannımca bunlar beni en fazla 1980'in sonlarına kadar cezaevinde tutabilir. Bu derece yüksek makamlara gelmiş bir kişinin, böyle ağır ithamlara uğradıktan sonra bir müddet yatıp tahliye olması cemiyete haksızlığa uğradığımız fikrini kabul ettirebilir. Zaten hakkımdaki delillerin yeterince kuvvetli olmadığı, mahkeme kararı ve duruşmalar esnasında izlenen tutumdan da açığa çıkıyor. Ne kadar bir cezayla kurtulacağım konusunda zihnimde hiçbir tereddüt yok. Kanunda böyle bir madde olsaydı benim yabancı bir devlet hesabına uzmanlık yapmaktan ve yaptırmaktan yargılanmam gerekirdi. Mesela. Jimmy'ye verirken yakalattığım dokümanlardan biri. yabancı ülkelerle iktisadi münasebetlerimizi ele alıyordu ki. bunu personele bizzat ben hazırlatmıştım. Bu doküman, açık kaynaklara dayanılarak hazırlanmış, basın ve plan teşkilatının imkânlarından yararlanılmıştı. Bu dokümandaki bilgiler devletin resmî yayın organı tarafından, çok daha geniş bir şekilde önceden açıklanmıştı. Bir diğer doküman, Amerika Birleşik Devletlerinin araştırmaya ihtiyaç duyduğu uluslararası bir konuyla ilgiliydi. Bir devlet yetkilisi olarak, bu konuda Amerikan hükümetinin bir plan hazırladığını öğrenmiş, bu planın mümkün olduğu kadar bizim yararımıza olmasını sağlamaya çalışmıştım. 21

Page 20: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Doküman, politik ve sosyal durumu tartışılan bir ülke hakkında çeşitli rakamları ihtiva etmekteydi, istatistik rakamlarında göçmen işgücü sayıları, iki topluluk arasındaki lisan problemleri, bazı sosyal problemler, kültür ayrılıkları bunlarla ilgili hükümet tasarılarının dayandığı temeller mevcuttu. Bu rakam ve bilgilerin. Birleşik Devletler hükümeti tarafından başka yollarla da rahatça elde edilebileceği bence açık bir hakikattir. Bunu dikkate alarak, müttefik devletin hükümetini olumlu yönde enforme etme amacıyla bu dokümanı yine kendi personelime hazırlattım. Bir kısım bilgileri, ilgili dairelerden temin ettirdim. Konuyla ilgili değerlendirme çalışmasını da yaptım. Netice olarak, bu da bir uzmanlık çalışmasından ibaretti. En önemli kabul edilen belge ise, Sovyet ajanıyla ilgilidir. Aslında bu konudaki operasyon da yine CIA'yla birlikte yapılan müşterek operasyonlardan biridir. Ve tarih bakımından aktüalitesini kaybetmiştir. Burada benimle Teşkilat arasında bur zıtlık doğmuş, onlar bununla ilgili bilgilerin silah satışlarının başlamasını teşvik eder mahiyette kullanılmasını istemişler, ben buna karşı çıkmışımdır. Teşkilat burada bir dezenforme yapmak istemiştir. Yani benim Jimmy'ye verdiğim belge yine Jimmy'ye verilmek için hazırlanmıştır. Burada, meseleyi hukuki açıdan ele alırsak, mesele bir devlet faaliyetini zamanından daha önce yapmakla sınırlıdır. Şüphesiz, bu derece karışık olan istihbarat işlerini çözmeye hukuk yetmemektedir. Olayın özü. Teşkilatın dezenformasyon denemesinin üçüncü yetkili tarafından boşa çıkarıldığı iddiasıdır. Demek ki. bilgi vermek durumu mevzubahis bile olamaz, zira onların vermek için hazırladığı ve benim önceden verdiğim belgede yazılı olanlar, doğru bilgiler değildir. Bir diğer doküman ise, yine komşu bir ülkenin askerî yöneticisinin başka bir komşu ülkeye yaptığı ziyaret ve burada elde ettiği askerî menfaatlerle ilgilidir. Bu belgeyi de aleyhimde önemli bir delil olarak kullanmak istediler. Bunun yabancı servisler tarafından hazırlandığı şeklindeki itirazım üzerine. Teşkilat bunu resmen reddetti ve belgeyi kendilerinin temin ettiğini öne sürdü. Fakat belge incelenince İngiliz kaynaklı olduğu açıkça görüldü. Böylece, koskoca Teşkilat adalet organları önünde yalancı durumuna düşürülmüş oldu. 22

Page 21: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Aslında doküman bize İngiliz Servisinden ulaşan bir haberden çıkarılan bazı bilgi fişlerinden ibaretti, İngiliz Servisi, haberi bize ulaştırmıştı ve bu konuda bizim bilgimiz olup olmadığını soruyordu. Yani, normal işleyişte eğer bu konuda bizim bilgimiz varsa, mutlaka İngiliz Servisine verilecekti, tabiî aynı bilgiler hem doğrudan, hem de İngilizler kanalıyla CIA'ya ulaştırılacaktı. Benim meseleye girişim ise. nihayet mesleki bir endişeden oldu. İngilizlerin sorusuna cevap verecek olan bendim. Birikmiş bilgiler benim kontrolüm ve sorumluluğum altında bulunuyordu. Bu soruya cevap vermek mesleki bir itibar sorunuydu ve benim kariyerimle ilgiliydi. Bu bakımdan Jimmy'den yardım istemeyi uygun bulmuştum. Bu son doküman ne tarafımızdan elde edilmiştir, ne de herhangi bir yerde istihsal edilmiştir. Yabancı bir ülkenin, başka bir yabancı ülke hakkındaki çalışmalarının sonucudur. Bu gibi bilgiler bir yana bunlardan çok daha gizlilerini (TOP SECRET dereceli olanlar de dahil). Teşkilat her zaman CIA'ya, İngiliz. Fransız. Alman, İtalyan, İsrail servislerine ve yıkılışına kadar SAVAK'a vermiştir. Teşkilat, benim suçlandığım gibi bir suçu sürekli ve resmen işlemekledir. Bundan özel avantajlar elde etmem suç ise, suçlama da buna göre yapılmalıdır. Bu gibi bilgilerin beni suçlamak için icat edilen tabirle "yabancı ajanlara" verilmesi. Teşkilat tarafından sadece rapor ve belgeler halinde değil, karşılıklı konuşmalar ve toplantılarda da çok sık olmaktadır. Jimmy'nin işini yapmakla görevli, bütün bu ülkelerin temsilcileri var¬dır başkentte ve büyük şehirlerde. Biz aslında bütün haberleri bunlara vermekle vazifeli bulunduğumuz için, kendi başkanlığımıza veya diğer servislere verdiğimiz raporların üzerine daha önce herhangi servislere verildiğini de kaydederiz. Herhangi bir devlet yetkilisi, açıklamalarımızı belki de suç farz edecek olan herhangi bir hakim veya savcı bu tür belgeleri Teşkilat'tan isteyip inceleyebilir. Hatta sadece Teşkilat'a sorması da yeterlidir. Bu raporların üzerinde CIA'ya verildiği açıkça yazılıdır. SAVAK'a. MOSSAD'a ve diğerlerine verildiği de yazılıdır. Ve Teşkilat'ın kodlamasında CIA "bayrak" koduyla adlandırılmıştır, ilgililerin bir tesadüf eseri bu raporları incelediklerinde bahis konusu kodları anlayabilmeleri mümkündür. 23

Page 22: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

CIA'yı bayrak olarak adlandıranlar diğer servisleri de ülkelerinin veya milletlerinin belirgin bazı özelliklerine bakarak adlandırmışlardır. Bu kodlamalar. bilgilerin bana dahi ulaşmadan toplama ekipleri tarafından doğrudan doğruya aynı kademedeki yabancı servis temsilcisine ulaştırıldığını göstermektedir. Teşkilat'la ilgili kanun gizli değildir. Herkes temin edebilir. Bu kanuna bakıldığında görülecektir ki. Teşkilat’a mensup herkes, bu uygulamalar ile-her gün. her saat suç işlemektedirler, üstelik bu suçlar ülkenin temel menfaatlerini ilgilendirdiğinden bir anayasa suçu mahiyetindedir. Bu anayasa suçunun işlenmesine kaynak teşkil eden hadise, ikili anlaşmalardır. Haddi/atında, bu ikili anlaşmaları, bilhassa istihbaratla ilgili özel anlaşmaları iptal etmeden aynı uygulamayı sürdüren hükümetler de bu ağır sorumluluğu paylaşıyorlar. Bu mevzu sadece millî egemenlikle değil, üzerinde o kadar titizlikle durduğumuz, demokratik hürriyetçi nizamla da ilgilidir, Zira iç hadiselerle ilgili raporlar da istenildiği zaman yabancı servis tarafından edinilmektedir. Yabancı servislerle ilgili vazifemiz. sadece istihbarat alışverişinden de ibaret değildir. Ben vazifemin başında ve İran’da Şahlık rejimi mevcutken, birkaç ayda bir. SAVAK ve İsrail Servisi MOSSAD'la periyodik buluşmalar yapmaklaydık. Bu periyodik görüşmeler sadece idareci makamlar seviyesinde.değildir. Çeşitli seviyelerdeki Teşkilat kuruluşları müttefik servisin kendi eviyelerindeki organlarıyla görüşürler. Bu görüşmede, yalnız, uluslararası konular değil, ulusal konular da ele alınır. Her ülkedeki sol faaliyetler, millî azınlıkların faaliyetleri, tedhişçi Filistin'e karşı önlemler, yıkıcı diğer faaliyetler, anarşi hakkındaki ikili üçlü temaslar kurulur. Bu görüşmelerde genellikle yol gösterici olan, üstün tekniğiyle MOSSAD'ın ve MOSSAD'ın memleketimizde hayli geniş imkânları bulunmaktadır. Şahsi ve politik menfaatlerine engel olduğum için benim ekarte edilmem operasyonuna katılan karşı-casusluk ekibindeki şahıs Beyrut'ta böyle temaslarda çok bulunmuştu. Lübnan'da ClA'yla beraber operasyonlara katılan, onlardan yüklü ücret ve ikramiyeler temin eden, Filistin kamplarındaki bir kısım solcu genci hedef alan faaliyetlerde gösterdiği başarı sonucu mükafatlandırılan bu kişinin, şimdi kendisini benden daha temiz olarak göstermesini de şayanı hayret buluyorum. 24

Page 23: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Alman istihbarat Servisi de ayrı bir periyodik görüşme unsurudur. O ülkedeki meslektaşlarla da, her üç ayda bir Münih'te ve bizim başkentle görüşmeler yapılır ve dahili konular bizim dahili konularımız, üzerinde durulur. Şüphesiz, çünkü bizim onlara söyleyecek herhangi bir sözümüz yoktur. Bu temaslarda, bütün dünya hakkında elde edilmiş askerî veya politik, ekonomik veya sosyal ne kadar istihbarat varsa hepsi onlara teslim edilir. Zaten, maddi kaynağımız, orasıdır. Sosyal faaliyetler, kokteyller, eğlence yerlerini ziyaret vesaire arasında ise yazılı raporlarda eksik kalan unsurlar, kişisel görüşmeler yoluyla tamamlanır. Teşkilat'ın Ordudan İstihbarat Elde Etmesini Sağladım Gazetelerde katliam davasından söz ediliyor. Misilleme, silahlı taarruzlar birbiri ardından devam ediyor. Burası iyice kalabalıklaştı artık. Gençlerle konuşurken istihbarat metodlannın neredeyse ortaokul çocuklarına kadar yayıldığını hayretle görüyorum. Böyle bir ortamda meseleyi ilmi olarak ele almanın lüzumu ortaya çıkıyor. Uluslararası işlerde, herhangi bir ipucunu değerlendirirken metodu tahlil etmek en başta gelir. Servislerin yıllar yılı uygulayarak ekol haline getirdikleri metodlar vardır. Bir işe bakıldığı zaman ufak tefek ipuçları bile perde ardından hangi servis bulunduğunu ortaya koyar. O servise has planlar, damgasını basmıştır bu hadiseye. Çocukların anlattıklarını dinleyince de. istihbarat okulunda verdiğim dersler aklıma geliyor. Oradakiler, bir mesleği seçtikleri için oldukça ciddi davranıyorlardı. Şüphesiz. Birçoğu cinayet suçlusu olmasına rağmen, buradaki çocuklar bir macera filmi yaşıyor gibiler. Bir kısmı tıpkı başıma bu hadiseyi saran Siyasal Okul mezunu mason gibi macera, şiddet ve konspirasyon heveslisi. Doğrusu hadise oldukça iyi planlanmıştı. Teşkilat'ın mühim bir yetkilisini bu derece açmaza düşürmek, ancak o adamın kafasından çıkan bir entrikaya dayanabilirdi. Bütün hareketlerimin takip edildiğini, beni belli bir noktaya doğru sürüklemek istediklerini, baştan engellemeleri mümkünken son ana kadar beklediklerini yeni anlıyorum. 25

Page 24: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Bir cumartesi günü Teşkilat merkezine getirilerek gözaltına alındım. Başka zamanlar odamın yanına yaklaşmaya cesaret edemeyenler, hemen makamıma gidip arama yaptılar. Orada ne bulacaklarını biliyorlardı şüphesiz. Ordu dairesindeki kader arkadaşları daha önceden getirilmesini istediğim dokümanların listesini evvelden onların ellerine teslim etmişler. Bunlar kara, hava ve deniz birliklerimizin durumu, müdahale kuvvetlerimizin dağılımıyla ilgili bilgiler ve haritalardı. Teşkilat’ta askerî durumla ilgili bilgilerin bulundurulması müdahale döneminden itibaren başlamıştır. Aslında sivil bir kuruluş olması gereken Teşkilat, uzun yıllar askerî idare uygulanması yüzünden orduyla yakın bağ içinde gelişmiştir. Darbe döneminden Teşkilat'la ordunun istihbarat kuruluşu arasında çok sıkı irtibat kuruldu. Ordu istihbaratıyla ilgili konularda bizlerin yetkisi arttı. Müdahale sırasında ordu istihbaratının çok yetersiz kaldığı görülünce, devreye tamamen Teşkilat girdi. CIA'yla müşterek çalış¬tığı için Teşkilat'ın teknik imkânları ve tecrübesi oldukça fazlaydı. Bu dönemde harekâtla ilgili bütün bilgiler, asker arkadaşlarımızın şahsi temaslarıyla bana geliyor, ben bunların değerlendirilmesini yaparak brifingler düzenliyordum. Kendi askerî durumumuzla ilgili bilgileri, yasal olarak almamız mümkün değildi. Fakat arkadaşlarımızın bunları temin etmelerine kimse mani olmuyordu. O günlerden kalan harita ve krokiler hâlâ odamızda durmaktadır. Bunlar üzerinde zaman zaman yeni durum işaretlenmiştir. Rakip kuvvetlerin değerlendirmesini yapabilmemiz için müdahale birliklerimizi, rakibin yığınağını ölçebilmemiz için bölgedeki ordumuzun durumunu, onların deniz kuvvetlerini bilmemiz için kendi deniz kuvvetlerimizi bilmemiz gerekirdi. Deniz Kuvvetlerimizin hareketleri ve denizdeki arama faaliyetlerimiz Teknik Bölümümüz tarafın¬dan günü gününe dinleniyor: elde edilen bantlardaki bilgiler harita üzerine işaretleniyor ve bana ulaştırılıyordu. İki sene önce müdahale birliklerimizin personel sayısını öğrenmekte büyük güçlük çektik, ilgili yerlerdeki asker arkadaşlar, insan sayısıyla ilgili bilginin gizlilik açısından çok önemli olduğunu sandıklarından belirgin bir tedirginliğe düştüler. 26

Page 25: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Bu konudaki güçlüğü de. Amerikan heyetinden öğrendiğimiz bir yöntemle çözdük. Yine şahsi temaslarla birliklerimizin masraf çizelgesini elde ettik. Bunun üzerine yaptığımız hesaplamalarla personel sayısını kesin olarak çıkarttık. Komşu yöneticinin raporuyla ilgili dokümanı da basında çıkan haberlerin doğru olup olmadığını tahkik etmek için hazırlatmıştım. Bu rapor hakkında Teşkilat’ın ve istihbarat bölümünün herhangi bir bilgisi yoktu. Çeşitli ilişkiler bakımından ihtiyaç hissettiğimiz bu istihbaratı mutlaka elde etmemiz gerekiyordu. Masamın gözünde ve karteks dolabında bulunanlar bunlardan ibaretti. Ayrıca, pasaportum, uçak biletlerim ve bir miktar dolarla sterlin vardı. Bu sonuncuları dış gezilerim sırasında temin etmiştim. Karşı-casus ve arkadaşı bütün bu belgeler hakkında zabıt tutup, delil olarak savcılığa vermişler. Mevkileri benden çok düşük olan, biri siyasal diğeri iktisat mezunu bu iki kişi, okuduklarını değerlendirecek bilgiye sahip değildi hâlbuki. Teşkilat yönetimi, bu belgeler hakkında görüşü sorulunca bir kısmının delil mahiyetinde olduğunu ileri sürdü. Oysa görüldüğü üzere, bütün dokümanlar birbiriyle benzerlik ihtiva etmektedir. Birbirlerini tamamlamaktadır. O halde nasıl oluyor da, bir kısmı delil de diğerleri değil? Bunun açıklanması kolaydır. Çünkü ben kendilerine defalarca konuyla ilgili kıymetlendirmeler sunmuşumdur, harita üzerinde duru¬mu arz etmişimdir. Hatta kendisinden rica ederek eksik olan bilgilerin tamamlanması için yardım istemişimdir. Ve onun gereken bilgilerin sağlanması için orduya yazdığı bir yazı mevcuttur. Bu yazının altında imzası bulunmaktadır. Benim, ordumuzun durumuyla ilgili ayrıntılı bilgiye sahip olduğumu bilmektedir. Yabancı servis mensuplarıyla sürekli temas halinde bulunduğumu da tabiî ki bilir. Geçmişteki usulsüz durumda kendisinin de sorumluluğu vardır. Bunun için masamın gözündeki dokümanların delil mahiyetinde olup olmadığı sorusunu yuvarlak cevaplarla geçiştirmektedir. Enteresandır, daha yakalanmazdan bir gün önce beni yakalayan şahıslarla birlikte yöneticilere ortak brifing vermişizdir. Bu brifingde kullandığımız dokümanlarda ordudan şahsi temaslarla elde edilmiştir. Eğer şahsi temas metodu suç olarak görülüyorsa, bu suçun sorumlusu hepimiz olmalıyız. 27

Page 26: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

En azından, diğerlerinin de suçlu olmadıklarını is¬pat için kesin belirtiler bulunmalıdır. Öyle gelenekler, öyle kolaylık metotları uygulanmaktadır ki, bu durumda bütün personelin bilgi satma imkânı ve böyle ihtimaller mevcuttur. Hakim kararı ve hükümet onayıyla, Teşkilat’ta bir arama yapılacak olsa öyle belgeler bulunacaktır ki, bunlar kuruluşumuzu da, hükümeti de oldukça /ör bir duruma sokar, iç güvenlikle ilgili kayıtlar ve kişisel bilgi fişleri bir yana, personel tarafından bilinmesi uygun olmayan her türlü askerî ve diplomatik bilgi dökük saçık durumda saklanmaktadır. Evrak bölümünde yetkili olarak çalışan personel, buraya yasal durumu uygun olmamasına rağmen nüfuz ticareti yoluyla getirilmiştir. Önceden destekleyici eleman olarak kullanılanların personel statüsüne getirilmeleri yasak olmasına rağmen, böyle kişiler önemli köprübaşlarındadır. Daha bunun gibi pek çok misal sayılabilir. Bu durumdaki bir kuruluşa değil dost, müttefik ve anlaşmalara bağlı okluğumu/- CIA. isteyen her istihbarat örgütü kolaylıkla sızabilir. Avrupa ülkelerinde çok sayıda Doğu Bloku ajanı yakalanırken, aynı türden bir çalışmayı memleketimizde de gösteren rakip servislerden kimsenin yakalanmaması bu hakikatin bir ifadesidir. Netice olarak ben casusluk suçuyla hüküm giymiş bir yöneticiyim. Oysa mesela dışişlerinin elçilerle kurduğu haberleşmenin şifreleri senelerdir elimdedir. Benden çok daha düşük mevkidekiler bile bu bilgilere sahiptir. Bütün birliklerimizin haberleşme kodları ve diğer gerekli anahtarlar da elimizde mevcuttur. Tatbikatların senaryosunu da istediğimiz zaman elde edebiliriz. Bu kanuni olmayan usuller o kadar gele-ncklcşıniştir ki, askerî makamlar bizden bu konularda yardım isterler. Askerî istihbarat, stratejik istihbarat ve muharebe istihbaratı olmak üzere iki dalda mütalaa edilir. Birincisi uzun dönemli askerî bilgileri, ihtiva eder. Silahlı Kuvvetler, muharebe istihbaratı yapmak için Tcşkilat'tan yardım almıştır. Yaptığımız hizmetlerin belgeleri ellerinde bulunmaktadır. Bunu müteakip, çabalarım sonucu devletin en üst yetkilileriyle Teşkilat arasında bir toplantı yapılmış, burada gerekli istihbaratın aramızda dcğiş-tokuş edilmesi karara bağlanmıştır. Benim de katıldığım bu toplantıyla ilgili protokol de bir belge olarak her an bulunabilir. Suçlanmayı kabul ederim, fakat suçlama bütün bu hakikatler de belirtilerek yapılmalıdır. 28

Page 27: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Evet, bu protokol sayesinde bilgi kaynaklarım çoğalmış, bu yüzden yabancı servislerle ilişkilerim güçlenmiş ve itibarım artmıştır. Fakat üst kademedeki yöneticilerin hala ve ihmallerinin bu nahoş durumlara yol açtığı da belirtilmelidir. Uygulamalara getirdiğim başka bir yeniliği daha açıklamak isterim. Tcşkilat'ın yapı ve görevleriyle ilgili kanun, düşman tarafın imkânlarını ve yeteneklerini bilmemiz için kendi birliklerimizin durumunu da bilmemiz gerekliğini ortaya koyuyordu. Fakat kanunda, askerî istihbaratla ilgili herhangi bir kayıt bulunmamaktaydı. Üst yönetimin izniyle, istihbarat Bölümümüz için bir görev talimatı hazırladım ve buraya askerî istihbaratta bulunabileceğimiz hakkında bir madde de koydum. Bu durumda, kanun ve görev talimatı birleşince kendi ordumuz içinde istihbarat yapma hakkımız kendiliğinden doğuyordu. Bir yerde, ordu istihbaratının yerini almış oluyorduk, halta avantajlı durumumuz nedeniyle onların bir üst organı rolünü oynamaya başlamıştık. Böyle bir reorganizasyon yabancı servis elemanlarının şüphesiz takdirini kazandı. Çünkü anlaşma gereği. Teşkilat'tan rahatça bilgi alabiliyorlardı. Üstelik, bu bilgileri en geniş şekilde elde etmek için Teşkilat'ımızla yakın temas halindeydiler. Onlar için ilginç olan, Tcşkilat"ın üçüncü kademesinde bulunan benim gibi bir yetkilinin, pek fazla çaba da göstermeden tüm istihbarat sistemini değiştirebilmesiydi. CUNTA'yla Karşı Karşıya Akşam yemeğinden sonra yeniden kalemi elime aldım. Bizimkiler daha yemeğe oturmamışlardır bile. Belki salonda güneşin batışını seyrediyorlardır. Karşı kıyıda Amerikan Okulu'nun sivri çatıları görünür. Öteki Başkanlığın yardımcısının evi de oradadır. Amerikan karargâhıyla içli dışlıdır ahbabımız. Ama eski dostluk günleri geride kaldı artık. Evde, büyük ceviz masanın etrafında toplanır, saatlerce oyun oynanır, politikadan bahsederdik. Karım, yine o masanın abonesi tabii. Uzak bozkır kasabası günlerinden beri hiç değişmedi. Demir cevherinin yanındaki lokali hatırlarım. 29

Page 28: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Hayatın ilk basamaklarını adımlarken, bizimkiyle neler konuşurduk. Bana hep sonradan görme zengin kadınlarını anlatırdı. Kolları dirseklerine kadar altında dolu olduğu için bizi kendileriyle bir tutarlarmış. Hakettiğimiz gibi bir hayat yaşayamasak da. yine de daha huzurluyduk o zamanlar. Kurmay oldum. Binbaşı oldum. Albay oldum. Tcşkilat'a girdim. Yükseldim. Kudretli adamdım artık. Her şeyi. herkesi duyan, bilendim. Ama onun gözünde sadece bir şikayet mercii, maddi imkân kaynağı... "Kızım ne olacak, damat ne olacak?".. Neticeten buradayız. Her şeyi onlar için yaptığıma Allah şahittir. Gözaltına alınmadan sonra Teşkilat'tan çıkarılan kızımı, durumumu etkileyeceğini bile bile Amerikan Elçiliğine yerleştirmekten geri kalmadım. Bu, hayatını ailesine adamış bir insanın dramıdır. CIA ve Entelligence'deki meslektaşlarla temasımı bir entrika vesilesi saydılar. Her zaman kendilerinin de yaptığı artık gelenekselleşmiş temasları cspiyonaj gibi göstermeye kalktılar. Makam ve menfaat anarşistlerinin diğer kurbanlarına da benzcmiyordum. Teşkilat tarihin¬de hiç olmamış şekilde kısa zamanda üst kademelere yerleşmiştim. Bu yüzden, en tesirli metodu kullanmaktan çekinmediler. Ama onlar da, diğerleri gibi değildi, birbirleriyle işbirliği halinde bir politik klik teşkil ediyorlardı. Devlet kuruluşlarını, özel teşebbüsü, siyasi hayatı alt üst eden hu makam ve menfaat zıtlaşmaları ta kuruluşundan beri Teşkilat'ta da görülür. Ama bizdeki, hiçbir yerde görülmeyen karışık ve karanlık metodlarla doludur. Ve menfaatlerin çok büyük, hareket sahasının son derece geniş olması, çeşitli çevrelerle ilişkili onlarca ekibin doğmasına neden olmuştur. Bu ekipler ortak çalışır, kurban ararlar. Bu kurbanlar cemiyet içinde olabileceği gibi Teşkilat içinde de olabilir. Yükselme hırsının önüne dikilen herkes bir engeldir. Gizlilik metoduyla çalışılır, kurbanlar savunmasız, delilsiz bırakılır. Gizli yöntemler, hedefi istenildiği gibi. istenildiği yerde yakalamaya izin verir. Kurban seçilen insanın elinden bütün araçları alınır. Darbenin nereden geleceğini kimse bilmez. Hele benim gibi, dedektiflik işleriyle uğraşan ekiplerin karşısında olanlar, inisiyatifi tamamen kaybederler. Ekipler, birbirlerine emir-kumanda zincirleriyle bağlı kimselerdcn kurulmuştur. Birbirlerinin sözünden çıkmazlar. 30

Page 29: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Teyp montaj, foto montaj, gizlice evlere girme, delil yerleştirme, karanlıkta fotoğraf çekme, açık veya kapalı dinleme yapma imkânları ellerindedir. Gizli sorgu yerlerinde, en iptidaisinden en modernine kadar çeşitli araçlar mevcuttur. Devlet yetkililerinin bile giriş izni yoktur buralara. Teşkilat'ta en büyük zıtlaşma, geleneksel olarak sivillerle askerler arasındadır. Bu büyük çekişme çoğu zaman politika sahasında da oturur. Darbe öncesi sivil kesimin hükümet, asker kesiminin genellikle ihtilalcilerden yana olduğu görülmekteydi. Amerikan Servisinin eğitimiyle yetişmiş, şirketler ve iş hayatıyla yakın teması bulunan sivil kesim daha çağdaş özellikler taşımaktaydı. Darbeden sonra iki büyük şehre karargâh kurmuş ve yönetimin en üst katlarından kaynaklanan askcr-sivil karması bir ekip doğdu. Cunta adı verilen bu ekip bu dönemde kader birliği etmiş, birçok kanun dışı olayın sorumlusu olmuştu. Avantajlar elde etmişlerdi. Hem bunları korumak, hem geçmiş defterlerin açılmasını önlemek, hem depolitik mülahazalarla devrin hükümetlerini etkilemek için bir arada kaldılar. Personel, büyükşchir ve başkent yönetimi, toplama bunların elinde kalınca patron ve yardımcısını da etkileme imkânını ele geçirdiler. Kağıt üzerinde olmasa da fiiliyatta en müessir makamlar bunların güdümünde idi. Sökrcdite, örtülü ödenek, avantajlar, pozisyonlar mevcut. Bu imkânlarla, on yıl öncesinden beri en az elli eleman diskalifiye ettiler. Bunların biri sekreter, bir kısmı emekli generaldi. Bana karşı düzenlenen operasyonun planlarını yapan kişi Cunta'nın karşı casusluk bölümündeki koludur. Kendisi ile aramda uzunca bir süredir husumet bulunması hadisenin nedenidir. Bu kişi sivil bir okuldan mezundur. Açık tarafları çoktur. Darbe döneminde yaptığı işkenceler saymakla bitmez. Şimdi kendisini bir CIA ajanını yakalamış gibi gösteren kişi nasıl oluyor da, yakın bir tarihte komşu bir ülkede CIA ajanlanyla ortak operasyona katıldığını gizliyor. Bu komşu ülkede yapılan operasyon sırasında yüklüce bir ücret elde ettiği de bilinmektedir. Daha sonraları ben kudret kazanınca. menfaat yolları kapandı tabiî. Aktif görev imkânları kalmadı. Bir bölgenin başına da gelemedi. 31

Page 30: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Yabancı uyruklu bir kadınla ilişkisini açığa çıkarmam bana olan nefretini daha da artırdı. Bana yaptıklarını basın ataşesine ve daha önce amirine de uygulamıştı. Şimdi önünde bir engel teşkil ettiğim için bana çarptı entrika rüzgârı. Darbe döneminin beşli çclesi içinde yer almıştı bu şahıs. Meşhur köşkte bir araya gelen bu beş kişi, CIA'ya yaptıkları hizmetlerini örtbas etmek, kanundışı eylemlerini unutturmak için şimdi de bana karşı birleştiler. Bakanın "CIA içimizde" sözünün etkisi de böyle kırılacaktı, içlerinden bazıları daha değişik emeller peşinde koşanlara da hizmet ediyorlardı. Suçlu yalnız ben miyim? Birçok Teşkilat mensubu, kendi memleketimizde de yabancı istihbarat elemanlarıyla sık sık yalnız temas etmektedirler. Jimmy çok sayıdaki personelin ahbabı olarak bu tür ilişkiler içindedir. Kendisiyle birçok yönetici başbaşa yemek yemiştir. Ekarte edilmemden çok kısa bir zaman önce, Jimmy, yeni gelen üç CIA görevlisi. Teşkilat'tan bir arkadaş ve eşlerimizle beraber bir başkent lokantasında baş başa bir gece geçirmemiz buna misaldir. Bana dü/.cnlcncn operasyonun önemli adamı Kafkas asıllı kişi, Jimmy'nin benden de samimi dostudur. Bu kişinin gerek Jimmy'yc. gerek diğer Amerikalılarla içtiği su ayn gitme/.. Yazın, onların kamplarında bütün ailesini barındırır. Amerikan dostu bir işadamının yakın ahbabıdır. Üstelik doğrudan doğruya anarşik olayların içinde bulunması temasının vchamctini artırmaktadır. Ve bana karşı düzenlenen operasyon sırasın¬da, biz Jimmy'le otururken ekip başı görevini bu kişinin oynaması şüphelerimi çoğaltmıştır. Belki de Jimmy'nin de dahiliyle başka hesaplar sahneye konmuştur. Teşkilat'ın İsrail'de, Almanya'da ve İran'da personeli, heyeti vardır. İran'dakiler ne yapmaktadırlar bilemem ama. diğerlerinin aktif göreve devam ettikleri bir gerçektir. Bu ülkelerdeki adamlarımız, o ülke istihbarat elemanlarıyla daima yalnız olarak temas eder. Adamımız o ülkenin casusu mu olmuştur, olmamış mıdır bunu bu faaliyet tarzıyla bilmemiz mümkün değildir. Bugünkü Teşkilat yöneticilerinden birçoğu yıllarca bu ülkelerde kalmışlardır. Almanya gibi rejimi bize yakın ülkelerde bulunmaları bir yana, İsrail ve Şah iran'ı gibi ülkelerde yıllarca kalan ve sıkı işbirliği geliştiren böyle elemanların rejimimiz için birer tehlike olacakları akla getirilmiş midir? 32

Page 31: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Bizce hayır. Çünkü, Teşkilat zaten eğitim ve kafa yapısıyla özellikle darbe döneminden sonra oldukça şartlanmıştır ve oralarda kalanlarla burdakilcrin arasında esaslı bir fark görülmeyecektir. Sık sık değindiğim gibi. Teşkilat bütün devlet kurumları içinde kendine has bir çalışma şekli olan, denetlenmesi oldukça güç bir kuruluştur. Hakikaten kanuna göre suç teşkil eden bazı uygulamalar içindedir. Ama iktidarlar yıllarca süren uygulamalarla bazı gelenekler getirmiştir. Kanaatimce, örneğin benim gibi bir yöneticinin uygulamalarını kanunsuz bulmak, mahkemede de belirttiğim gibi Teşkilat'ın öteden beri uyguladığı bilinen sorgu yöntemlerini, telefon dinlemeyi, izinsiz evlere girmeyi, dinleme cihazları yerleştirmeyi de kanunsuz bulmayı gerektirir. İşkence İstihbarat Okulu'nda verdiğim sorgulama tekniği derslerinin bir gün bana karşı kullanılacağını hiç düşünmemiştim. Bu konuda, en son Amerikan kaynaklarını tarayarak derlemeler yapmıştım. Sorgu değerlendirmesi için eski destekleyici elemanlardan bir öğretim kadrosu hazırlatmıştım. Moral ve psikoloji açısından bilgi unsurunun durumunu gözden geçiren örnek testler düzenlemiştim. Teşkilat merkezine götürüldüğümde, bana yapılan uygulamaların nasıl bir seyir izlediğini, adeta dala önce gördüğüm bir filmi tekrar sahne sahne seyreder gibi takip etlim. Ama apaçık, savunmasız bir şekilde gözaltına alındığım için. dayanacak hiçbir şey kalmamıştı. Teşkilat merkezine emrimde bulunan memurlar tarafından götürüldüm. Normal zamanda yanıma yaklaşmayan insanlar tarafından ağır şekilde dövüldüm. Eşim ve çocuklarım bitişik odaya getirilmişlerdi. Sorgu odasına daha önce benim yerleştirdiğim elektrikli işkence aletleri ve ışık verme aparatları bir tehdit aracı olarak bulunduruluyordu. Eşimin yandaki odadan duyulan çığlıkları, ses araçlarıyla daha da yükseltilmişti. Cunta'nın takip elemanlarından darbe uzmanı ve yardımcısı, ellerimi yukarı kaldırtarak vücudumun hassas noktalarına karate vuruşları yaptılar. Yıkıldığım zaman, dayak ve tehditle tekrar kaldırıp vurmaya devam ediyorlardı. 33

Page 32: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Vücudumda morartı olmaması için, ısıtılmış bir yün kuşak getirdiler, onu iyice sardıktan sonra vurmaya devam ettiler. Karım ve çocuk¬larıma baskı yapacaklarına dair tehditleri ileri sürdüler. Ve bütün işkence araçlarını bir bir gösterdiler. Zaten çöküntü içinde bulunduğum için. her şeyi kabul ettim ve savcı karşısında kabul etmemek elimden gelmedi. Zaten, kanunda mümkün olmamasına rağmen, savcı ifademi almak için Teşkilat merkezine gelmişti. Ve bu, gözaltına alınmamdan tam dört gün sonra oluyordu. Savcı, ifademi alırken, odadaki konuşmalarımızın bir kısmım teypten tekrar dinlettiler. Savcının ifade aldığı odada da mikrofon tesisatı vardı. Bunu daha önceden biliyordum. Çünkü sorgu odalarındaki ifadeleri çoğu zaman kendim dinlerdim. Savcı, daha sonra kendi makamında da ifademi aldı. Ama orada da. Teşkilat'ın gorillerinden biri vardı. Odamdaki dokümanlarla, yani casusluk suçlamasının kendi memleketim aleyhine olan kısmıyla ilgili birkaç şey söylemek istediysem de. bunları mahkemeye ertelemem istenince sustum, ilk mahkemeye yine Teşkilat'tan, Teşkilat'ın aracıyla getirildim. Hadisenin enteresan olan tarafı, benim daha önce verdiğim derslerde işkencenin maddi ıstırabı üzerine değil, metodlu bir şekilde beyin yıkanması ve psikolojik etkiler üzerinde sıkça durmamdı. Hatta birçok meslektaş beni robotlaştırma uzmanı olarak tanırlardı. Sonun¬da, benim gösterdiğim yöntemlerle ben karşılaştım ve uygulamalar Teşkilat merkezindeki pazarlık gücümü zayıflattı. Normal bir yetkilinin, kendi aleyhine bu kadar delili bile bile kabul etmesi ve altlarına imza atması inanılacak gibi değildi oysa. Bir ara sigara ve su içmemi engelleyerek beni yalnız bıraktılar. Su daha sonra karşıma konuldu, bir muhafız getirildi ve onun emanetine bir paket sigara bırakıldı, ifademe başlamadan evvel zorla içirdikleri alkollü içki ve çok tuzlu yiyecekler yüzünden dilim damağıma yapışmış ve konuşamaz durumdaydım. Daha sonra, dayağın da etkisiyle bayıldım. Gözlerimi açtığımda Teşkilat'ın doktoru karşımda telaş içindeydi. Bana uyguladıkları metodların her türlü belirtisini yok etmek istiyorlardı. Tansiyonumu ölçtüler, bazı ilaçlar verdiler. Teşkilat doktoru beni sık sık muayene etti. 34

Page 33: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Aslında, kendisi beni gerektiğinde muayene etmek için hazır tutuluyordu. Yoksa o gün normal olarak izinli olması gerekirdi, işkenceler konusunda son derece ileri bir bilgiye sahip olan bu insan, darbe döneminde büyük bir ihtisas kazanmıştı. Daha sonra verdiği raporlarda, bu doktor, vücudumda hiçbir iz olmadığını söyledi. Halbuki beni ilk muayenesi sırasında oldukça kötü durumumu kendi gözleriyle görmüştü. Cezaevinde de. gelir gelmez bütün tutuklulara yapıldığı gibi muayene edildim. Cezaevi doktoru, kendisine cesaret edip de hiçbir şikayette bulunmadığım halde yüzümdeki ve vücudumdaki yara ve bereleri tespit ederek rapor hazırladı. Onların darbe izleri olduğunu zaten herkes bakar bakmaz anlardı. Aslında, gözaltına alınmamdan tutuklanmama kadar uzanan safha, bir kısmına benim de muttali olduğum bazı pazarlıkların bir ifadesiydi. Daha Teşkilat merkezine götürüldüğüm gün, makamım için arama karan çıkaltılmıştı. Yani savcılık benim durumumdan haberdardı. Ama. ifademi almaya ancak dört gün sonra gelebildi. Bu dört gün karşılıklı tartışmalar içinde geçti. Ellerinde çok sayıda fotoğraf, teyp bandı ve takip raporları bulunuyordu. Bunların bir kısmını mahkemeye vereceklerini, sonunda birkaç yıl ile işin atlatılabileceğini, işi büyütürsem ve elimdeki imkânları kullanırsam cezanın da büyüyeceğini belirttiler. Ve çizmeyi aştığım takdirde cezanın akla gelmeyecek ölçülere ulaşacağını söylediler. İşkenceden de korkuyordum. Üzerinde anlaşmaya vardığımız noktalardan saparsam metodların kademe kademe şiddetlendirilebileceğinden çekiniyordum. Yıllar önce, bir sosyalist ülke hesabına casusluk yaptığı iddiasıyla bir görevlimizin ifadesi alınmıştı. Sorgu sırasında uyguladığımız yöntemler sonunda kendisinin de katkısıyla eşsiz bir senaryo hazırlandı. Ama mahkeme safhasında, her şeyi inkâr etti ve heyete bir kibrit kutusu uzattı. Kulunun içinde, sorgu odasında topladığı soyulmuş deri parçaları bulunuyordu. Sonunda, bizim delillerle görevli ağır bir cezaya çarptırıldı. Ancak, Yüksek Mahkemenin karan sonunda beraat etti. Fakat biz, yaptığımız uygulamayla kalmış, görevi¬mizi yerine getirmiş ve bir engeli aşmıştık. 35

Page 34: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Şimdi, düşünüyorum da. işkencenin etkinliği konusunda verdiğim konferanslara kendim de inanmışım diyorum. Daha soğukkanlı olsam, yaratılmak istenen ortama kapılmasam, kendime güvenimi yitirmesem ve avantajlarımı kullansam bütün zorlamalara rağmen kurtulabilirdim diyorum. Darbe döneminde, yapılan baskılara rağmen moralini yitirmemiş ve tutamaklarını kaybetmemiş birçok gençle karşılaştık. Aslında, kendinden emin, suç işlemediğine ya da yaptığı işin suç olmadığına inanan herkes için bu böyledir. Eskiden, füze üssünde görevli bir subaydan şüphelenilmiş, adam sorguya alınmıştı. Bütün baskılara rağmen, karısının, çocuklarının istikbalini düşünen ve bizim suçlamalarımızı samimi olarak "vatana ihanet" olarak görüp de böyle bir şerefsizliği üstlenmek istemeyen subay her şeyi reddetmişti. Daha sonra biz adalet makamlarına başvurduk. Adamın tutuklanmasını, böylece moralinin bozulmasını ve tekrar sorguya devam edebilmemizin şartlarının yaratılmasını isledik. Adamın şansı iyi gitti, mahkeme bunu kabul etmedi ve delil olmadıkça kimseyi tutuklamayacağını söyledi. Biz tekrar, "istenilen delilleri biz bu şahsın üzerine yerleştiririz bu millî çıkarlarımızla ilgili bir konudur" dediysek de ine kabul edilmedi. Hatta daha da sertleşti. Tam bu sırada da, üsle ilgili hiçbir şeyin çalınmadığı ortada hiçbir suçlu bulunmadığı anlaşıldı. Yakalanışım Hatıratımı, yakalandığım anı anlatarak bitirmek istiyorum. Yağmurlu bir kış günüydü. Jimmy'le buluşmak için. oğlumun işlerini örtü olarak kullanmayı kararlaştırmıştık. Odamdaki masanın gözünden belgeleri alarak eve getirmiştim. Bunlar yabancı bir ülkeyle ilgili olduğu için riski azdı. Durum odasmdakilcr hakkında ise defterimde notlar bulunuyordu. Evden belirlenmiş saatte çıktık, kontr-takipçinin peşimde olduğunu sanıyordum. Oğlumu bıraktıktan sonra eve dönerken. Jimmy'nin evinin bulunduğu bir alt sokakla arabayı park ettim. Bizim takipçiden ses seda yoktu. Hiçbir şeyden şüphelenmediğim ve ziyaretimi Amerikalıların bayramı vesilesine bağlayabileceğim için eve girdim. Bizimki, arkadaşı, aileleri hep oradaydı. Daha esas mevzuya girme imkânı bile bulamadan kapı çalındı. Meslektaşım, sakin bir şekilde yerinden kalktı, kapıyı açınca beynimden vurulmuşa döndüm. 36

Page 35: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Kafkasyalı ve silahlı adamları karşımdaydı. Demek uzun bir süredir izliyorlardı. Bir anda şimşek çaktı kafamda; Jimmy'le irtibat halinde miydiler? Kafkas, hemen masanın üzerinde duran çantama yöneldi. Şapkam, küçük çantam, şemsiyem oradaydı. Belgeleri eliyle koymuş gibi buldu. Film makineleri çalışmaya başladı, bir memurun teybin düğmesine bastığını duydum. Sorular yağmaya başladı, zabıt tutuluyordu. Kafkas. Jimmy'e soruyordu: "İşiniz, kimliğiniz, nerede çalışırsınız, göreviniz, üstünüzdeki belgeler vs..." Oysa kendisi Jimmy'i benden iyi tanırdı, beraber birçok operasyonlara girmişti, yemek ve kokteyl arkadaşıydı onun. Heyet Başkanı Peel'in onuruna verilen yemekte onunla beraber bulunmaları herkesin dikkatini çekmişti. Nasıl sorabiliyordu bu soruları? Ve bu sorulan sorarken. Jimmy'nin üzerinde bulunan notların kime ait olduğunu neden sormuyordu? Jimmy. diplomatik durumunu açıklayarak sorulardan kurtulabilirdi. Niçin bunu yapmamıştı? Not defterini niçin bana ait gibi göstermek istemişti? Jimmy'nin arkadaşı olan aracı, diplomatik bir hüviyeti bulunmasına rağmen niçin bu davaya dahil edilmemiştir? Baskını yapan kişinin ClA'yla bu derece yakın ilişkide bulunan bir kişi olması benim şüphelerimi artırmıştı. Bu kişi, ilişkileri sayesinde iki büyük şehirde de yükselmişti. Her sone tatilini Amerikalıların imkânlarıyla gerçekleştirdiğini bilmeyen yoktu. Özellikle, özel konularda Amerikalılara çok şeyler borçluydu. Bu operasyonda karşıma çıkarılanlar hep o günkü iktidarın, hatta iktidarın bir kanadının adamlarıydı. Hükümet, bakanın çok eskiden düşünmeden verdiği bir demeç yüzünden kamuoyunda zor bir durumda kalmış, ayrıca Amerikalılarla da aramızda tatsız bir hava esmişti. Bakanın bir yakınının da yabancı olması bu tatsız havaya etkide bulunuyordu. Teşkilat'ın köprübaşlannı ellerinde tutanlar, devlet kuruluşlarını bu gibi ilişkilerden tenzih etmek ve inandırıcılık sağlamak açısından bir kurban seçtiler. Amerikalılarla ilişki içinde olan ihtiyatsız ve heyecanlı şahıs, yani ben yuvadan atıldım. Böylece hem hükümete yaranıldı, hem Teşkilat korundu, itibarı sağlandı, hem operasyonu gerçekleştiren ekip onurlandı, geçmiş falsoları örtbas edildi, hem de gelecek hükümetin düzenlemelerine set çekildi. 37

Page 36: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Yine bir yardımcı unsur heba edilmişti. Basın ve kamuoyu incelenirse görülecektir, işkence iddialarından, darbe tezgahlamaya kadar esas sorumluluğu taşıyor gösterilenler, hep muavinlerdir. Büyük şehrin muavini, başkentin muavini, başkanın muavini, insanın aklına, hiç sorumluların sorumluluğu yok mu sorusu geliyor. Benim CIA'ya temin ettiğim bilgilerin önemli olduğunu hakikaten kabul ederim. Fakat hükümetin bölge meseleleriyle ilgili bütün politikalarının Amerika'ya anında verildiği de bir hakikattir ve üst katlarda yapılan çalışmalar resmiyet perdesi içinde sürdürüldüğü için günah ol¬mamaktadır. Bu politik mcvzularla ilgili haritalardan, toplantı tutanaklarına kadar her şeyin şimdi Amerikalıların ve tabiî bütün müttefiklerimizin elinde olduğu inkâr edilmez bir gerçektir. Ve bizim devlet büyüklerimiz. Washington'u ziyaret ettiklerinde, karşılarındaki şahısların kendilerinin bile bilmediği birçok olaydan bahsettiklerini duyunca şaşkına dönmektedirler. Bunun bir örneği ve buna karşı sorumlu bir askerî yöneticinin gösterdiği tepki daha yakın zamanda yaşanmıştır. Jimmy'nin ülkemizde istihbarat yapabilmesi için her türlü şart mevcuttur ve fazla yorulmaya da ihtiyaç yoktur. Jimmy. her zaman Teşkilat'Ia beraber çalışan bir eleman gibidir. Teşkilat'ın içindedir. İstediği insanla, istediği yerde görüşebilir, yemeklere, davetlere, çağrılır, herkesin girdisini-çıktısını yakından bilir. Bütün bilgiler çeşitli kademelerde kendisine verildiği gibi, istediği her türlü malumat sağlanır. Esasen operasyonlar beraber yürütülür. Teknik araç-gereçler onlardan alınır, onlar tarafından monte edilir, bakımını onlar yapar. Amerikan Elçiliğinin personeli ikili anlaşmalar gereği her türlü bilgiyi elde eder. Zaten ordunun birkaç küçük birliği hariç hemen hepsi hakkındaki etraflı malumat, organizasyon içindeki anlaşma gereği Amerika tarafından alınır. 38

Page 37: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Yakın geçmişte dağılan bölgesel işbirliği kuruluşu da böyle bilgi alışverişlerine müsaitti. Savunma araç ve gereçlerinin tümü belli yerlerden temin edildiği ve eşitsiz anlaşmalarla bağıntılı olduğu için, zaaf ve avantajlarımız onların tamamıyla malumudur. Ekonomik ilişkilerimiz incelendiğinde, yapılan yardım ve krediler karşılığında ayrıntılı bilgi istendiği ve bütün harcamaların kontrol edildiği unutulmamalıdır. Command, ordumuzun içinde bir karargaha sahiptir. J bölümü, üst komutanlıkta, özel ve en önemli servislerle iç içedir. Hava birliklerimiz müttefiklerimizin hava üs ve birlikleriyle iç içe. yan yanadır. Bu¬ralarda kulaklarını duvara dayayarak dahi her türlü istihbaratı elde edebilirler. Amerikan tesisleri. Amerikan askerleri. Amerikan dinleme cihazları, uzmanlar, geniş bir istihbarat kaynağroluşturmaktadır. Her Amerikalı asker birkaç kişiyle temas etse, çok geniş bir istihbarat ağı oluşabilir. Amerikan şirketlerinin gayet geniş imkânları bulunmaktadır ve bu imkânlarla etkili çevreler içinde faaliyet göstermek gayet kolaydır. Askerî haritaların dahi birlikte yapıldığı ve birlikte yararlanılacağı düşünülerek üzerine ingilizce yazılar yazıldığı herkesin malumudur. Kaldı ki, bu haritaların üzerinde "gizli" gizlilik dereceleri de bulunmaktadır. Mesleğim gereği, bir memleketin en değerli varlığının "bilgi" olduğunu anlamış bulunmaktayım. Benim bu seviyeye gelmem de bunun eseridir. Siyaset biliminin bu kadar geliştiği modern çağda istihbarat, altından da. petrolden de değerlidir ve benim gibi ihtiyatsızları çarpmaktadır. 39

Page 38: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

II SAVAŞ MAN OLA YI

(Mehmet Eymür'ün Anıları) 1975'te Ankara'ya. Blg. D. Başkanlığı Takip Şube Müdürü oldum. Daire Başkanım YS Albaydı. Onun emrine layin olmaktan dolayı sevinçliydim. YS Albay, beni şube personeline en iyi şekilde takdim etti. Çalışkanlığımdan, başarılarımdan bahsederek bana olan yakınlığın¬dan ve itimadından bahsetti, ilk defa bu kadar kalabalık bir topluluk karşısında konu olmaktan heyecanlanmıştım. Birkaç kelime de ben konuştum. Konuşurken bacaklarımın titrediğini hissediyordum. 1970'te yaptığım evlilik iyi gitmemiş, boşanmıştım. Bu evliliğimden olan 3 yaşındaki oğlum Ankara'da annesinin yanında kaldığı için onu daha sık görebilecektim. Takip Şubesi kontrolü zor bir şubeydi. Ankara'nın çeşitli bölgelerinde sabahın erken saatlerinden gece yarılarına kadar sokaklarda görev yapan personeli denetlemek, önemli işlerde işin başında olmak gerekiyordu. Personel miktarı ile araç gereç ve telsizlerin artması çalışmayı tersine etkilemişti. Gözetleme yaptıkları yerin yakınında bir yere takip aracını çekip hep birlikte içinde oturuyor, gazete, mecmua okuyup, sohbet ediyorlardı. Bu görevi menfi yönde etkiliyor, hem kısa zamanda çevrenin dikkatini çekiyor, hem de kendi dikkatleri dağıldığından bazan hedefi görmüyor, kaçırıyorlardı. Takipçilerin görev bitiminde yazdığı raporlar da tefcrruatsız ve baştan savma idi. Takip edilen şahısla ilgili diğer Şubeler Takip Şubc-si'nin işine karışıyor, görev yerine gidip müdahalede bulunuyor, bazen tetkik etmeden Ankara'da olmayan bir şahsın takibini istiyorlardı. 40

Page 39: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

YS Albayın da desteği ile zaman içinde bütün bu olumsuzlukları asgari seviyeye indirerek Takip Şubesini Ankara Bölgesinin en iyi ünitelerinden biri haline getirdik. Ankara'da Kavaklıdere'de bir çatı katında yalnız oturuyordum. 1976'da Hiram Bey de istanbul Bölge Daire Başkan Yardımcılığından Ankara'ya Müsteşarlık Karargâhının Kontrespiyonaj Daire Başkanlığına tayin edildi. Çocukların tahsili nedeniyle ailesi istanbul'da kalmıştı. Benim oturduğum evde birlikle kalmaya başladık. Hiram Bey, uyumlu, düşünceli, medeni bir ev arkadaşı idi. Ev kirasına katılma talebini reddettiğim için habirc eve bir şeyler alıyor, bana masraf ettirmiyordu. Genellikle geç yattığımdan sabahlan zor uyanıyordum. Bana "Hadi kalk artık tembel adam" diye seslendiğinde o çoktan sporunu yapmış, çayı demlemiş, kahvaltıyı hazırlamıştı. Zaman buldukça akşamları birlikte geziyor, dışarıda veya evde yemek yiyorduk. Ona mesai haricinde "ağabey" diye hitap ediyordum. Yakından tanıdıkça daha çok sevmiş, bir ağabey gibi benimsemiştim. 1974 Kıbrıs Barış Harekâtından sonra Ağustos ayında Hiram Bey'le birlikte kısa süreli bir görevle Beyrut'a gönderilmiştik. Orada bazı temaslarda bulunup FKÖ'nün EOKA'cıları eğittiğine, lastik bollarla Kıbrıs'ın güneyine silah ve mühimmat sevk ettiklerine dair bilgiler aldık. O tarihler için önemli bilgilerdi. Bu seyahatte. Beyrut Elçiliği Konsolosu Bilge Erol'la tanıştık. Renkli bir kişiliği olan Dışişlerinin "Korkunç Yengesi" ile dostluğumuz takip eden yıllarda da devam etti. Onun dostu olmak, her zaman, düşmanı olmaktan daha iyiydi. Bir kez hışmına uğradım ve birbirimize girdik, ama sonra ilişkimiz düzeldi. Herkesin birbirini vurduğu Beyrut'a giderken bize bu kritik görev emrini veren zamanın Müsteşarı rahmetli Em. Amiral Bahattin Özülker, sanki geri dönmeme ihtimalimiz varmış gibi sarılıp bizi öpmüş, sırtımızı sıvazlamıştı. Hiram Beyi, babası Abbas Kaptandan, beni ise Bahriyeli olan dayılarım dolayısıyla tanıyordu. Her ikimizle de şakalaştı. Bana "Ne o bıyıklar öyle, manavlara dönmüşsün" diye takıldı. Yanından ayrılır ayrılmaz bıyıklarımı kestim. Dönüşte beni görünce "Yahu sen bayağı doğru dürüst adammışsın" diye yeniden takıldı. Arnavut Bahattin, sağlık şartları elvermediği halde zamanın Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'ün isteğini emir telâkki edip 1974 yılında Müsteşarlığa gelmişti. 41

Page 40: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Aynı yıl Samsun'da Teşkilat'ı denetlerken geçirdiği bir kalp krizi neticesinde öldü. Kısa Müsteşarlığı zamanında Teşkilat'ta çok sevilmişti, ömrü vefa etseydi, kendisini diğer Müsteşarlardan ayıran özellikleri ve dünya görüşü ile Teşkilat'ı çok ileriye götürebileceğini tahmin ediyorum. Kıbrıs Harekâtından sonra Türk Silahlı Kuvvetlerinin durumu ve hükümetin, askerî ve diplomatik konularda alacağı kararların gizlilik derecesi artmıştı. Amerika Birleşik Devletleri Türkiye'ye karşı ambargo kararı almış, karşılık olarak Amerikan üslerinin faaliyetlerini durdurmayı gündeme getirmiştik. Dostlarımızla ilişkilerdeki soğukluk istihbarı alandaki işbirliğine de yansımıştı. Hızla silahlanan Yunanistan'dan saklanması gereken bilgilerin ABD ve İngiliz Habcralma Örgütleri kanalıyla bu ülkeye sızmaması için gerekli tedbirler alınıyordu. Bilgi teatisi ve işbirliği çok düşük seviyedeydi. Kıbrıs'taki Türk Silahlı Kuvvetlerinin miklan. faaliyetleri, yabancı istihbarat kuruluşlarının ilgi odağıydı. 25 Aralık 1977 tarihli gazetelerin manşetlerinde "MİT istihbarat Başkan Yardımcısı Casusluk iddiası ile Tutuklandı". "Sabahattin Savaşman Amerika ve ingiltere Hesabına Casusluk Yapmakla Suçlanıyor" ibareleri yer alıyordu. Bu haberden birkaç ay kadar öncesine gidelim. Ankara Bölge Daire Başkanı YS Albay beni çağırdı. Verilen çok önemli, hassas bir görevdi. Teşkilat içinden birinin takip ve kontrole alınması isteniyordu. Hem de istihbarat Başkan Yardımcısı, kuruluşa göre Müsteşarın altında Başkanlıklar vardı. Birimler; Başkanlık. Daire Başkanlığı, Şube Müdürlüğü gibi sıralanıyordu. O tarihte istihbarat Başkanlığı teşkilatın fonksiyonel ana ünitelerinden biriydi ve Savaş¬man da bu Başkanlıkta Yardımcılık görevini deruhte eden emekli bir Kurmay Albaydı. Konu vatana ihanet şüphesi ile ilgili olduğu için emri alıp hemen harekete geçtim. Daha önce YS Albayın ilettiği bu tip bir emre, usulüne uygun bir şekilde itiraz etmiş. Müsteşarlıktan gelen bu emrin tekrar gözden geçirilmesi konusunda kendisini ikna etmiştim. Konu o tarihte istihbarat Başkanı olan Em. General NY'nin ve Diyarbakır bölgesinin başında iken Ankara'ya tayin edilen FK ile ilgiliydi. Onların da takibi istenmişti. 42

Page 41: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

NY Paşa, istanbul Daire Başkanlığı yapmış, ben de emrinde çalışmıştım. Babamın yardımcılığını yaptığından, halef-selef olmuştu. Atatürk çizgisinde, sevdiğim, saydığım, güvendiğim bir âmirimdi. FK hizmetleri ile teşkilatla efsaneleşmiş, Suriye'de yakalanıp eziyet görmüş, personeli ile arkadaş ilişkisi içinde olan biriydi. FK'nın Süleyman Demirel'e yakın olduğu herkesçe bilinirdi. O da bu yakınlığı saklamaz, açık hareket ederdi. YS Albay'a: Teşkilat içinde kendisinin de bildiği gibi üst kademede çekişmelerin olduğunu, bizi de alet edip kullanmaya çalıştıklarını, bu insanların inandığımız, sevip saydığımız âmirlerimiz olduğunu, bir hıyanetleri mcvzubahisse her türlü imkânı kullanıp kendilerini kontrol allında tutabileceğimizi, ancak bunu tamamen o tarihlerde Personel Daire Başkanı olan Nuri Bey ile MAH Başkanlığına vekâlet eden Mehmet Ali Bey'in Teşkilat'ın kontrolünü ellerine geçirmek ve rakiplerini tasviye etmek ar/usundan kaynaklandığını ifade ettim. Müsteşarın da bu emir için yanlış yönlendirildiği kanaatinde olduğumu: Teşkilat içinde herkesin birbirini takip ettirmesi halinde başka işlerle uğraşmaya vakit bulamayacağımızı söyledim. YS Albay'da özel bir yerim vardı. Bana güvenir, oğlu gibi sever, bazen dik kafalı hareketlerimi ve taşkınlıklarımı hoşgörü ile karşılardı. Babacan yönleri olan bir insandı, istanbul'da en zor günlerde birlikte çalışmış, kader birliği etmiştik. Bıkmadan, usanmadan yeni bir memur heyecanı ile çalışırdı. Rütbesini hiçbir zaman bir üstünlük mevzuu yapmadı. Küçüklerinin önerilerine kulak veriyordu. Ön sezileri kuvvetli idi ve genellikle onu yanıllmazdı. Müsteşarla bir daha görüşüp, kararın yeniden gözden geçirilmesini önereceğini bildirdi. Neticede NY Paşa ve FK'nın takip isteğinden vazgeçildi. Zaten FK da bir müddet sonra emekliliğini isteyip Teşki-lat'tan ayrıldı. Ayrılmadan önce ve sonra Teşkilat'taki rakipleri, hakkında, özellikle kadın kız ilişkileriyle ilgili birçok çirkin iddiayı yaydılar. O tarihlerde MAH Başkan Yardımcılığı boşalmıştı. FK, YS Albay, eski istanbul Daire Başkanı TD en kıdemli Daire Başkanları idi. Nuri Bey. Hiram Bey'den devraldığı Ortadoğudaki görevinden dönmüş ve Ankara'da Personel Daire Başkanlığına getirilmişti. 43

Page 42: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Nuri Bey. tesir kabiliyetini ustaca kullanarak Müsteşar Hamza Paşa'yı etkisine almış. Teşkilat'ta rcorganizasyon yapmak bahanesi ile Teşkilat'ın şemasını değiştirerek, kademe kademe yerini sağlamlaştırmaya başlamıştı. Personel Daire Başkanlığı İdari tşler Başkanlığına bağlıydı ve başında da Celal Bayar'ın eski yaveri Kemal Eker vardı. Nuri Bey Kemal Eker ile geçinemiyordu. Kemal Eker'in gelini Sonia. Belçika asıllıydı. Bir süre sonra, zannedersem Cumhuriyet gazetesinde. Kemal Eker'in gelininin, makam otomobiline binerken resmi çıktı. Tabiatıyla bu iş için benim başında bulunduğum Takip Şubesi kullanılmıştı. Bu olay, Kemal Eker'in Teşkilat'ta sonu oldu. Emekliye sevkedilen Kemal Eker. kendinden önce MİT Okulunda görevliyken emekli edilen beş kişi gibi Danıştay'da iptal davası açtı. 28 Ekim 1976 tarihli Cumhuriyet gazetesi "Atama ve emeklilik işlemlerinin devam ettiğini ve örgütte bazı istifalar olduğunu, bu işlemlerin MİT içinde yeni kadrolaşma çalışmalarına yönelik olduğunun sanıldığını" belirtiyordu. Temmuz 1990'da gazetelerde Kemal Eker'in 7 yaşındaki oğlu Doruk'u görmek üzere Belçika'dan gelen eski gelini Sonia Dhont'u tabancayla üç yerinden ağır şekilde yaraladığını okudum ve üzüldüm. Belçikalı gelin Kemal Eker'in kader çizgisinde şanssız bir rol üstlenmişti. Kemal Eker'in emeklilik olayı benim de gözümü açtı ve başında bulunduğum ünitenin bir daha bu tip olaylarda kullanılmamasına gayret ettim. Neticede Nuri Bey'in Personel Dairesi, idari işlerden koparak Müsteşara bağlı müstakil bir ünite haline geldi. MAH Başkan Yardımcılığının boşalması üzerine o tarihte emsalleri arasında en kıdemsiz olan Konya Bölge Daire Başkanı Mehmet Ali Bey vekâleten bu göreve atandı. Kendisinin FK'nın maiyetinde çalıştığı söyleniyordu. Bir-iki kez Konya'dan Ankara'ya geldiğinde YS Albayın odasında görmüştüm. YS Albaya "Ağabey bence Türkiye'de en büyük tehlike sağcılar. Bir solcu kaçsa tutun desen yüzlerce kişi tutar, bir din adamı kaçsa kimse yakalamaz" mealinde laflar ediyordu. Bölge Daire Başkanlığı yapaıı bir kimsenin bu basit benzetmelerle sağ-sol olaylarına teşhisler koymasını garipsediğimi hatırlıyorum. 44

Page 43: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Savaşman'ın takip ve kontrole alınması istenildiği tarihte Hiram Bey, Kontrespiyonaj yani Casusluğa Karşı Koruma Daire Başkanıydı. Amiri durumunda olan Savaşman'ın batılılarla ilgili çalışmalara özel ilgi göstermesi, bu konulardaki evrakları bir müddet elinde alıkoyması dikkatini çekmiş, şüphelerinin doğruluğunu tespit için birkaç denemede bulunmuştu. Denemeler neticesinde kanaatleri pcklcşmiş, sonuçta bu tereddütlerini istihbarat Başkanı NY Paşa'ya açmıştı. NY Paşa da. araştırması sonucunda Savaşman'ın davranışlarında bir acayipliğin olduğunu anlamış ve konu Müsteşar Hamza Gürgüç'e intikal ettirilmişti. Teşkilat'ın içinden birinin takibi zordu. Konu önemli olduğundan hedefin 24 saat kontrolde tutulması, Savaşman'ın Karargâhtan çıkışından itibaren takibe alınması, evinin devamlı gözetlenerek giriş çıkışının ve gelip gidenlerinin izlenmesi gerekiyordu. Bütün bunlar hem Karargâhtaki diğer personele hem Savaşman ve çevresine hiç sezdirilmeden yerine getirilmeliydi. Ayrıca Takirf Şubesinde daha önce Savaşman ile çalışmış ve ona yalan bir-iki personel de yardı. Onların da ağızlarını sıkj tutmaları gerekiyordu. Şube personelini toplayarak görev hakkında bilgi verdim. 24 saat faaliyet esasına göre ekipleri hazırladık. Karargâhta da çalışmamızı yaptık, çalışma sahalarımızın kcysinglerini (kroki) çıkararak bekleme ve gözetleme noktalarımızı saptadık. Ankara Bölgenin diğer şubelerini de faaliyetten haberi olmayacak, takip ve gözetleme faaliyetinin yanı sıra her türlü teknik, tctkik-tahkik işlemlerini biz yürütecektik. Tam bir gizlilik esastı. Bir faaliyete rastlarsak dökümantc etmemiz, yaııi faaliyeti fotoğraf ve filme almamız gerekiyordu. NY Paşa ve Hiram Bey ile de koordinc ederek bütün hazırlıkları aynı gün içinde tamamladık. Bölge Daire Başkanlığından güvenilir 3-4 hanım arkadaşla ekibimizi takviye ederek göreve başladık. Göreve başlamadan önce Savaşmana yakın olan personelle ayrı ayrı konuşarak ağızlanın sıkı tutmalarını tembihledim. Takipçiler; meşakkatli işlere alışık, teşkilatın en fazla yükünü çeken, genellikle lise mezunu personeldi. Netice alamadıkları, günlerce aylarca beklemeli monoton görevlerden sıkılır, ne kadar ağır olursa olsun önemli ve hareketli işlerde bütün güçleri ile çalışırlardı. 45

Page 44: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Ben Şube Müdürlüğüne getirilinceye kadar bu şubede hiç kadın personel çalışmamıştı. Israrlı önerilerim üzerine başarılı olarak şubeye ve Teşkilat'a büyük katkıda bulundular. Çoğunlukla hedefler arkasından yürüyen, bir arabada bekleyen erkeklerden şüpheleniyor, ancak kadınlar olduğunda tedirginlik duymuyorlardı. NY Paşa, Savaşman'ın Karargâhtan çıkışını telsizle bize bildiriyor ve biz Savaşman'ın makam arabasını Karargâhtan itibaren kontrole alıyorduk, ilk günler genellikle alışverişten sonra evine soktuk ve sabaha kadar gözetleme devam ettiği halde olağanüstü hiçbir harekete rastlamadık. Çankaya'da oturduğu apartmana gelip giden herkesi de ayrı ayrı kontrol ediyorduk. Zamanla apartman sakinlerini tanıdık. Ekipler vardiya halinde çalışıyor, ben bütün vardiyalarla birlikte çalışıp ekipleri sevk ve idare ediyordum. Aynı günlerde bir gün Karargâha idari işler Başkanı TT Albay'ın yanına uğramıştım. Zannedersem öğlen tatili idi. Odada bir iki kişi daha vardı. TT Albay sık sık görüştüğüm, özel hayatımda da dostluk kurduğum ve sevdiğim bir kişiydi. Görevi sırasında ciddi durduğu, pek kimselerle samimi ilişki kurmadığı ve fazla eğilip bükülmediği için Teşkilat'ta pek sevilmeyen, çekimlen bir kimseydi. Halbuki özel ilişkilerinde nüktedan, yaşamayı eğlenmeyi seven, sözüne güvenilir mert bir insandı. Kendisini sever, sayar, o da bana bir arkadaş gibi davranırdı. Odasında otururken Savaşman da geldi. Kendisini bir kez Teşki-lat'tan birinin düğününde görmüş, aynı masada oturmuştum. Onun da beni fazla tanımadığını sanıyordum. Takip Şubesi Teşkilal'ta hem her faaliyet ünitesine hizmet verdiği için bu ünitelerce bir nevi ayak işlerini yapıyormuş gibi hakir görülen, hem de faaliyet açısından Teşkilat'ın en kritik görevlerinin geçtiği kapalı bir kutuydu. Altlarında telsizli arabaları ile şehrin her yerinde dolaşan, polis kuvvetlerinin bile girmeye cesaret edemediği kurtarılmış bölgelerde faaliyet yürüten bu insanlar diğer personelin merakını çeker, onlardan bir parça da ürkerlerdi. 46

Page 45: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

TT Albay'ın odasına gelen Savaşman'ın devamlı beni süzdüğünü hissediyor, bundan rahatsızlık duymama rağmen rahat davranıyordum. Tabiatıyla gizli faaaliyet yürüten birinin kendisini izleme mevkiinde olan diğerine tedirginlikle bakması doğaldı. TT Albay konuşma sırasında Savaşman'a takılıyor, onun çay ısmarlamamasından bahisle şaka yollu hasisliğine değiniyordu. Bir müddet sonra gitmem gerektiğini söyleyerek ve hepsiyle vedalaşarak ayrıldım. Savaşman takip ve gözetleme faaliyetinin başlamasından 4-5 gün sonra bir akşamüstü Karargâhtan elinde büyükçe bir evrak çantası olduğu halde çıktı. Hava erken kararıyordu. Makam arabası doğrudan doğruya Savaşman'ın Çankaya'daki evine geldi. Savaşman apartmana girip otomotiğe bastığında makam arabası da civardan uzaklaşıyordu. Merdiven otomatiği söndüğünde hedefin eve girdiğini düşündük. Fakat kısa bir süre sonra Savaşman elinde çantası olduğu halde karanlıktan dışarıya süzüldü. Bütün ekipler hareketlenmiş, sinirler gerilmiş, telsiz konuşmaları sürekli hale gelmişti. Takipçiler telsizin muhtemel dinlenmesine karşı kodlu konuşur, âdeta yeni bir lisan gibi rakamları yan yana getirerek cümleler kurarlardı. Bu onlara şubeye yeni başladıklarında ilk öğretilen işlerden biriydi. Takipçiler hedef hakkında birbirlerine bilgi verir, devamlı olarak hem takip edilenin, hem de kendilerinin tam yerlerini bildirirlerdi, iyi yapılan bir takibi en tecrübeli istihbaratçının dahi sezmesi zordu. Ancak böyle çok hassas takip faaliyetleri için bazen en az 6-7 araç ve 15-20 personel kullanılması gerekir, bunlar araçlarla ve yaya olarak takip edilenin arkasında, önünde ve yanlarında hareket halinde olur, devamlı değişerek hedefi bir top gibi paslaşarak götürürlerdi. Herhangi bir nedenle hedefin dikkatini çeken ya en geri planda kalır, ya da faaliyetten çekilirdi. Takip personelinin, fiziği, giyim kuşamı ve davranışları ile dikkat çekmeyen, her gün rastlanan sıradan insanlardan olması esastır. "118-52-17. 126-14-161..." Telsizden hedefin yanında çantası olduğu halde evinin yanındaki merdivenlerden Güvenlik Caddesi istikametinde ilerlediği, çok tedirgin olduğu, sık sık arkasını kontrol ettiği bildiriliyordu. Hedefin mchtcranlar gibi ikide bir durup arkasını kontrol ederek yürüyüşü video ve fotoğraf ile dükümante edilmeye başlandı. 47

Page 46: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Savaşman genç yaşta, şoförlük öğrenen ve arabayı acemice kullanan birine benziyordu. Tecrübeli bir istihbaratçı hiçbir zaman bu şekilde anormal hareketler yapmaz, birtakım ustaca testlerle kontrolde tutulup tutulmadığını araştırır, en ufak şüphede faaliyetini ertelerdi. Savaşman arkasını araya araya Güvenlik Caddesinin ortalarında, bahçe içindeki iki katlı villâ tipi eve gelip girdi. Hemen civarda tertibatımızı aldık. Ben video ve fotoğraf ekibine katıldım. Eve başka giren çıkan olmadı. Bir-birbuçuk saat kadar sonra Savaşman evden çıktı. Dönerken gelişine göre daha.rahat bir hali vardı. Ertesi gün Güvenlik Caddesindeki evde oturan tek kollu. 55-60 yaşlarındaki adamı kontrole almış, hizmetçi dahil evde oturanların kimliklerini ve resimlerini öğlene kadar tespit etmiştik. Ev sahibi İngiliz uyruklu A. Denton Thompson'du. Birleşmiş Milletlerde görevliydi. Asker orijinli olup bir kolunu savaşta kaybetmişti. Savaşman'ın İngilizlerle gizli bir faaliyet içinde olduğunu kanaat getirmiştik. Öğleden sonra gerekli ekipmanları alıp Müsteşarın odasına gittik. Fotoğrafları ve videoyu Hamza Paşa'ya göstererek konu hakkında arzda bulunduk. Savaşman'ın hareketleri o kadar barizdi ki Hamza Paşa "şimdiye kadar tereddütlerim vardı. Ancak filmi seyrettikten sonra ben de kanaat getirdim. Faaliyete devam edin" dedi. Hamza Paşa belli başlı Başkanlarla görüşüp konuyu onlara da açmış, ne yapılması gerektiği konusunda fikirlerini almıştı. Hiram Bey'in suç üstü yapılması teklifine karşı Mehmet Ali Bey ve Nuri Bey bir Başkanlar Toplantısında konuyu ortaya alıp Savaşmaıı'ı itirafa zorlamayı telkin etmişlerdi. Kesin bir karar alınamamıştı. (Esasında bu tip faaliyetlerde Personel Daire Başkanının opcrasyoncl konularda bilgisi olması ve fikir yürütmesi mutat bir davranış değildi.) Gizli buluşmalar genellikle muayyen aralıklarla olur. Biz yakın ta¬rihte bir buluşma beklemiyorduk. Thompson'un evine gidişinden birkaç gün sonra Savaşman yine çantası ile Karargâh'tan çıktı. Sonradan .yakalandığında o gün çıkarken Mehmet Ali Bey'e rastladığını, onun kendisine "Sabahattin çantan yeni mi?" diye sorduğunu, bunun kendisine yapılmış bir ikaz olduğunu o anda anlayamadığını hayıflanarak belirtti. 48

Page 47: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Savaşman o akşam yürüyerek ve yine etrafını kollayarak Çankaya'dan inip Nenchatun Caddesinin allbaşlarmdaki bir apartmanın birinci katındaki daireye girdi. Bu sefer uzaktan kontrole aldık, herhangi bir fotoğraf ve video çalışması yapmadık. Ertesi gün daire sahiplerini tespit edip kontrole aldık, herhangi bir fotoğraf ve video çalışması yapmadık. Resimlerini temin ettik. ABD uyruklu astsubay Inarae Onsager Tuslog'da görevliydi ve eşi Lyle ile bu adreste oturuyordu. İkinci bir adres ve arka arkaya yapılan buluşmalar bizi şaşırtmıştı. Evlerin sahipleri daha önce Türkiye'de istihbarı faaliyetleri tespit edilmemiş, hiç bilinmeyen kişilerdi. Acaba bu bir ABD-lııgiliz müşterek operasyonu muydu? Çok önemli bir konu olduğu için mi üst üste gizli buluşma gerçekleşmişti? Her buluşmada ayrı ayrı evler mi kullanılıyordu? Bu soruların cevabını bir an önce öğrenmeyi arzuluyorduk. Neticede Karargâh Savaşman'a suçüstü yapılmasına karar verdi! Savaşman evlerden herhangi birine, yine aynı şekilde gittiği zaman kapıda bekleyecek ve çıkışında suçüstü yapacaktık. Evlerin içine girmemiz uygun görülmemişti. Ben. böyle bir suçüstü yapılmasının Savaşman'a suç yüklemeyeceğini, bunun tek taraflı bir suçüstü olacağını ve ileride Savaşman'ın her şeyi inkâr ederek kendisini hukuki yönden kurtaracağım düşünüyordum. Bunu YS Albay'a da söyledim. "Ne yapalım Mehmet, ben de aynı şeyleri söyledim, ama neticede bu emirde ısrar ettiler" dedi. Hiram Bey de böyle bir suçüslü yapılmasına köpürmüş, "böyle yapılacaksa hiç yapılmasın daha iyi" diyordu. Neticede hazırlıklara başladık. YS Albay Ankara Bölgenin teknik ekibini de şubenin emrine verdi. Ses tespiti yapacak, video ve fotoğraf çekecek, kapıdan çıkar çıkmaz Savaşmaıı'ı enterne edecek personel toplu halde ve ayrı ayrı, her iki adrese göre talimallandırıldı. Savaşman alındıktan sonra bindirileceği kapalı minibüs bile hazır durumdaydı. Savaşman yakalandıktan sonra takipçiler hem her iki adresi, hem de bilinen ABD ve ingiliz istihbaratçılarını kontrole alarak neler yapacaklarını ve tepkileri tespit edeceklerdi. Ekipler günlerce hazır bir durumda Savaşman'ın evlerden birine gitmesini beklediler. Beklenen gün nihayet geldi. O günlerde Karargâhta Savaşman'a, bazı batılılarla ilgili ikinci derecede hakiki evraklarla birlikte kasıtlı olarak hazırlanmış sözde çok önemli bir faaliyetle ilgili evrak da arz edilmiş. Savaşman evrakları alıkoymuştu. 49

Page 48: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Her zamanki gibi çantası ile çıkan Savaşman'ın hangi eve gideceğini merak ediyorduk. Bütün personel doğal olarak çok heyecanlıydı. Savaşman'ın bir başka adrese de gidebileceğini düşünüyor ve hata yapmamaya çalışıyorduk. Savaşman. Çankaya'dan aşağıya Nenehatun Caddesinin altındaki eve doğru yürüyor, tereddütlü adımlarla kaderine doğru gidiyordu. Adres belli olmuştu. YS Albay heyecanla operasyon ekiplerine katılmıştı. Savaşman Onsager'in evine girdikten bir müddet sonra YS Albay, ben, teknik ekip. birkaç takip personeli apartmanın içine girdik. YS Albayla On-sager'in kapısına kadar gelip kulağımı/.ı dayayıp içeriyi dinlemeye çalıştık. Diğerleri merdivenlerde bekliyordu, içeriden gelen konuşmalar anlaşılmıyordu. Bir ara üst üste çekilen ve bir fotoğraf makinesinin deklânşör sesine benzeyen bir ses duyduk. Arada evin içinde gelip gidenlerin ayak sesleri duyuluyordu. Her şey bir anda oldu. Kader Müsteşarlığın emirlerini dinlememiş ve Savaşman'ın kurtulmasına imkân vermemişti. Birden kapı açıldı ve Lyle Onsager ile karşı karşıya geldik. Kocası Inarae de arkasındaydı. Ev sahipleri evi terkcdiyordu ve Savaşman yanlarında yoktu. Aniden bir hala yapıp yanlış daire tespit edebileceğimizi düşündüm. YS Albay ayağını araya koyarak kapıyı yüzümüze kapatmak isteyen ev sahiplerine mâni oldu. kapıyı iterek önde biz arkada ses ve film ekibi ve de diğerleri içeriye girdik. Koridorun sağında oturma salonu vardı. Salonda Savaşman ve gözlüklü bir şahıs ayakta duruyorlardı. Bizi gören Savaşman birden paniğe kapılıp sağa sola koşuşmaya başladı. Takipçiler hemen onu yakaladılar. Gözlüklü şahıs kanepenin önünde duran birtakım evrakı telaşla ceketinin iç cebine atlı. YS Albay'ın müdahale edip bunları almak istemesi üzerine şiddetle mukavemet ederek boğuşmaya başladılar. Sert bir şekilde müdahale etmem üzerine şahıs "Diplomat, diplomat" diye bağırmaya ve İngilizce olarak dokunulmazlığı olduğunu söylemeye başladı. Kendisine casusluk faaliyeti ile diplomatlığın bağdaşmadığını, cebindekileri çıkarmadığı takdirde zor kullanacağımızı söyledim. 50

Page 49: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Bilahare CIA mensubu William Philips olduğunu anladığımız şahıs sakinleşerek cep defterini, Savaşman'a imzalattığı para makbuzlarını, hüviyetini çıkardı, ceplerini boşalttı. Kanepenin önündeki sehpada gizlilik dereceli evraklar duruyordu. Evin bir köşesinde çam ağacı ve altında hediye paketleri vardı. Karı-koca ev sahipleri ise diğer bir köşede tedirgin bir şekilde duruyor, meraklı gözlerle onları izliyorlardı. Takipçiler. Savaşman'ı yemek masasının yanına bir sandalyeye oturtturmuşlar ve kollarını arkaya kıvırmışlardı. Savaşman'ın canının acıdığını söylemesi üzerine kollarını bırakmalarını söyledim. Takipçiler faaliyet sırasında işe kendilerini kaptırır, hedefe hep hırslanırlar. Ancak çoğunlukla bu hırslarını gideremezler. Şimdi ellerine fırsat geçmiş, casus yakalanmıştı. Kollarını kıvırarak hırslarını almak istiyorlardı. Kapıdan girişimizden itibaren ses ve görüntü tespitleri devamlı yapılıyordu. Evde kısa bir arama yaptık, zabıt tuttuk. Kapıyı dinlerken duyduğum fotoğraf makinesine benzer bir sesin kaynağını bulamadık. Halbuki dışarıdayken duyduğum sesten evde gizli belgelerin resimlerinin çekildiğine bayağı kanaat getirmiştim. Neticede delilleri ve Savaşman'ı alarak daireyi terk ettik. William Philips başını ellerinin arasına almış kara kara düşünüyordu. Savaşman'ı kapalı bir minibüse bindirip Ankara Bölge Daire Başkanlığına getirdik. YS Albay'ın makam odasının yanında istirahat için ayrılmış banyolu küçük bir bölüm vardı. Savaşman oraya yerleştirildi ve başına nöbetçi konuldu. YS Albay telefonla gerekli yerlere bilgi verdi. Savaşman yakalanmış ancak faaliyet bitmemişti. Takipçiler göreve devam ediyor, teknisyenler olay anında çekilen fotoğrafları tab ediyorlardı. Olay yerinden diğer evraklarla birlikte William Philips'in ajanda tipi cep defterini de almıştık. Defterde Savaşmanla kararlaştırılmış randevuları gözüküyordu. Küçük bir şekilde bu tarihlerin yanına SS diye yazmıştı. Küçük küçük şifreli yazıldığı anlaşılan başka ibareler de vardı. Gözüme belli tarihlerin yanında aynı şekilde küçücük yazılmış M. Ali yazısı takıldı. YS Albay'a gösterdim. "Yoksa o da mı?" dedi. 51

Page 50: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Bilahare "Belki resmî randevularla ilgilidir" dedi. Bir müddet sonra Mehmet Ali Bey, arkasından da Nuri Bey geldi. Mehmet Ali Bey askerlik arkadaşı Savaşman'a üzülmüştü. Gözyaşlarını tutamadı. Süleyman Bey kısaca suçüstü faaliyeti hakkında bilgi verdi, bu arada CIA mensubunun defterine ve randevulara da değindi. Mehmet Ali Bey'e "Defterde sizin de adınız var"dedim. Durakladı, "Hani nerede bakayım" dedi. Defteri kendisine gösterdik. Hafifçe gülümsedi ve bir yorum yapmadı. William Philips'in cep defterindeki M. Ali isminin oraya neden yazıldığı, defterdeki tarihlerin resmî görüş tarihleri olup olmadığı araştırılmadı ve hiçbir zaman öğrenilmedi. Nuri Bey de Savaşman'a üzüntüsünü gözyaşları ile ifade etti. Konu hakkında konuşuluyordu ki nöbetçi memuru gelip Hiram Bey'in geldiğini söyledi. Mehmet Ali Bey bana gönüp "Şu herifi buraya almayın" dedi. Ben tepki gösterdim, "Siz kendiniz söyleyin" diye cevap verdim. O sırada Hiram Bey'in sesi koridordan duyuldu. YS Albay hemen çıkarak Hiram Bey'i karşıladı ve yandaki toplantı odasına aldı. Müsteşarlığın emri üzerine Savaşman'ın sorgusuna Hiram Bey, YS Albay ve ben katıldım. Savaşman büyük bir moral çöküntüsü içindeydi. Durmadan sigara içiyor, zaman zaman ağlıyordu. Pişmanlık duyuyordu. Bu utançla yaşamayacağını ve cezaevinde kahrından öleceğini söylüyordu. Yaşarsa yapacağı en iyi şeyin kitap yazmak olacağını belirtti. Hiram Bey'in kanaati Savaşman'ın İran'da Askeri Ateşelik yaptığı zaman angaje edildiği idi. Ancak Savaşman Amerikalılara hizmetinin bir yıl gibi yakın bir tarihte başladığını belirtiyordu, ilk önceleri İngilizlerle olan ilişkisini de gizledi. Güvenlik Caddesindeki evi bildiğimizi anladığı zaman, o evde SIS'den (İngiliz Gizli Servisi) Robin Seeley ile buluştuğunu, her iki servise de birbirinden habersiz hizmet ettiğini bildirdi. Suçüstü sırasında elde edilen para makbuzlarından Savaşman'a o ayki maaşının yanı. sıra üstün hizmetleri dolayısıyla bir maaş kadar ikramiye verildiğini anlamıştık. Esasen bu para dolar olarak Amerika'da bir çöpçünün alabileceği kadar düşüktü. Savaşman ise buna karşılık Kıbrıs'taki askerî gücümüz, MİT'in kontrol altında tuttuğu batılı istihbaratçılar ve faaliyetleri gibi yüzlerce önemli konuda bilgi aktarmıştı. 52

Page 51: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Devletin hayati, çok gizli millî bilgileri ucuza satılmıştı. Sorgusu kısa sürmüştü. Kendisine iyi muamele etmiştik. Akşam yemeklerinde beraber oluyor, zaman zaman gece dışarıya yürüyüşe çıkarıyorduk. Birçok teferruat karanlıkta kaldığı halde fazla üzerine gitmedik. Sorgusu bittikten sonra Askerî Mahkemeye giderken gözyaşları içinde sarılarak veda etti. bizleri yorduğu için özür diledi. Savaşman'ın avukatlığını sol çevrelerce iyi tanınan meşhur bir hukuk profesörü üstlendi. Ancak ismi ortaya çıkmadı ve perde arkasında kaldı. Mahkemede Savaşman bir komploya uğradığını söyleyecek, seneler sonra cezaevinden Genel Kurmay Başkanına yazdığı mektupla tarafımdan işkenceye tâbi tutulduğunu belirtecekti. Genelkurmay Askerî Mahkemesi maddi delilleri yeterli görmüş ve Savaşman'ı ağır hapis cezasına mahkûm etmişti. Olaydan sonra Haraza Gürgüç Paşa, ABD ve ingiliz Servis Başkanlarına ağır bir mektup yolladı. Her iki servisten de gelen cevapta özür dileniyor, bu tip faaliyetlerin bir daha yapılmayacağı belirtiliyordu. Savaşman'ı sevk ve idare edenler suçlarını kabulleniyorlardı. Amerikalılar Savaşman'ın yakınlarına Sefarette görev vererek ona olan vefa borçlarını ödemeye devam ettiler. Geçen yıl Hiram Bey ailece gittiği bir restoranda Savaşman'la karşılaşmıştı. Şık giyimli olan Savaşman ve ailesi kalabalık bir masada yemek yiyorlardı. Sclamlaşmadılar ve birbirlerini görmemezlikten geldiler. Savaşman yemeğin bitişinde ayağa kalktığında Hiram Bey onun felç geçirmiş olduğunu anlamıştı. Savaşman restorandan çıkarken Hiram Bey'in arkasına geldiğinde iki elini omuzlarına koyup "Hiram ne haber?" demiş. Hiram Bey de kısaca "iyiyim" karşılığını vermişti. Hiram Bey her şeye rağmen Savaşman'ın felç geçirmesine üzülmüştü. Savaşman olayından sonra âmirleri Hiram Bey için. "Operasyonun planlanmasından çökertilişine kadar geçen süre zarfında gösterdiği hassasiyet, dikkat, titizlik, gizliliğe riayet ile kısa zamanda hasıla alınmasına medar olan üstün gayret ve disiplinli çalışmaları, her türlü takdirin fevkindedir. Bu nedenle, örnek çalışmaları; Üstün Başarı Hizmet Belgesi ile Şilt Beratı Talimatının 4. maddesinin a, b, c, d, ve g bendlcrine uyan Kontrespiyonaj Daire Başkan Vekili Hiram Abas'ın, "Üstün Başarı Belgesi" ile, Personel Talimatının 106 ve 107. maddelerine göre de "Takdirname ve Ödülle" taltifi ve bu durumun Teşkilat içerisinde tamim edilmesi uygun mütalâa edilmektedir." diyorlardı. 53

Page 52: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Neticede. 19 Aralık 1977 tarihinde Müsteşar tarafından Hiram Bey 1500 TL., ben 500 TL. ödül ve taltif edildik. Hiram Bey'in sayısını bilmiyorum, ancak bu, benim meslek hayatımın başlangıcından itibaren aldığım teşekkür, takdirname ve ödüllerin onuncusuydu. Fabrikatör(24) Aralık 1977'de Savaşman'a suçüstü yapılmasından hemen sonra Savaşman'a suçüslü yapanlara karşı taarruz hazırlıkları başladı. Hiram Bcy'in özel evraklarından yararlanarak bu konuyu inceleyelim. Hiram Bey'e göre "Covert Action Operation"(25) için kullanılan fabrikatör, başında Doğu Perinçek'in bulunduğu TİKP’nin yayın organı Aydınlık gazetesiydi. 1968 yılında TİP'nin (27) gençlik örgütü olan Fikir Kulüpleri Federasyonu Başkanlığına gelen Doğu Perinçek. 1966 yılında Millî Demokratik Devrim konusunda Mihri Belli ile arasında görüş ayrılığı çıkması üzerine Beyaz Aydınlık isimli grubun liderliğini üstlenmişti. 1971 yılında, Perinçek, Ömer Özerturgut ile birlikte PDA(28) hareketinin illegal partisi olan TİİKP'ni kurdu. TİKP kendisini Mustafa Suphi ve Şefik Hüsnü dönemindeki TKP’nin (30) mirasçısı sayıyor, Zeki Baştımar ve İsmail Bilen dönemindeki TKP'yi hain olarak nitelendiriyordu. SSCB baş düşman olarak ilan edilmişti. 24 Fabrikatör-Amerikan istihbaratı Servisi tarafından kullanılan bir terim olup "siyasi ve şahsi maksatlar için genellikle hakiki ajan kaynaklarına sahip olmaksızın uydurma veya şişirme haber üreten şahıs veya grup" anlamındadır. Paper Mili (Kağıt Fabrikası) tabiri de aynı maksatla kullanılmaktadır. 25 Covert Action Operation-Örtülü (Gizli) Faaliyet Operasyonlan: Hakiki organizatörü gizlemek ve gerektiğinde onun ilişkisini ve sorumluluğunu reddetmek imkânı yaratmak amacıyla planlanan ve uygulanan operasyonlardır. 26 TİKP - Türkiye İşçi Köylü Partisi 27 TİP - Türkiye İşçi Partisi 28 PDA - Proleter Devrimci Aydınlık 29 TİİKP - Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi 30 TKP - Türkiye Komünist Partisi 54

Page 53: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

1978 yılında Perinçek, TİKP'yi kurdu ve Genel Başkanlığını deruhte etti. Parti taktikleri arasında: fırsat kollamak, uzun süreli bir çalışma ve mücadele yürütmek, düşmanı daraltmak, birleşebilinecek bütün güçlerle birleşmek gibi yöntemler vardı. Hedef legal olanakları sonuna kadar kullanarak güçlenmekti. Silahlı eylemler ilerideki aşamada düşünülmeliydi. 12 Eylül'den sonra Perinçek; partisine, yasalara dikkat edilmesini, yönetim aleyhine herhangi bir tavır alınmamasını, aleyhte söz söylenmemesine özen gösterilmesini tembih etmişti. Yönetim diğerleri gibi TİKP'yi de kapattı. Perinçek, 1 Şubat 1988'de SP'yi kurdu. Parti. Millî Demokratik Devrim stratejisini benimsemekte ve sosyalist bir devlet biçimini amaçlamaktaydı. Parti aynı zamanda bir zamanlar en büyük düşmanı olan PKK'nın ve Abdullah Öcalan'ın da propagandasını yapıyordu. İşte. Hiram Bey'in Fabrikatörün başı olarak nitelendirdiği Perinçek, çizgileri sık sık değişen bu adamdı... Fabrikatör, yani Aydınlık, yayınına 1978 Mart aynını ortalarında başladı. "Ne Amerika, Ne Sovyetler Birliği" sloganları ve sokak afişleri ile birdenbire ortaya çıkan TİKP. proleter devrimci çizgide, ABD ve Sovyet aleyhtarı tutumda. Maoist düşüncede bir görüntü sergiliyordu. Ara sıra Amerika'ya ve batı devletlerine de çatıyor gözükmekle birlikte esas hedefi Emperyalist Sovyetler ve sahte TKP idi. Hiram Bey Fabrikatör'iin arkasındaki gücün. Savaşman'ın bilgi sattığı ülkeden biri yani ABD veya İngiltere olduğu kanaatindeydi. Amerika zaten senelerdir içimizdeydi. Bazen hissettirerek, bazen hissettirmeden Türkiye'nin kader çizgilerini ellerinde tutuyorlardı. Türkiye Cumhuriyetinin tarihe mal olmuş Başbakanı İsmet İnönü. 1963 yılında Bakanlar Kurulunda Kıbrıs bunalımı ile ilgili olarak yaptığı bir konuşmada bu iç içelikten rahatsızlığını açık bir şekilde dile getirmişti. 55

Page 54: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Ordular yönetmiş, savaşlar kazanmış. Cumhuriyetin kurulmasında rol almış olan İsmet Paşa bu konuda çaresiz kaldığını belirtiyor: "Daha bağımsız ve şahsiyetli dış politika izlenmesini istiyorsunuz. Herkes aynı şeyden bahsediyor. Nasıl yapacağım ben bunu? Karar vereceğim ve işi teknisyenlerime havale edeceğim. Onlar etraflı çalışma yapacaklar, teklifler hazırlayacaklar. Yapabilirler mi bunu? Hepsinin etrafında uzman denilen yabancılar dolu, iğfal etmeye çalışıyorlar, muvaffak olamazlarsa işi sürüncemede bıraktırmaya çalışıyorlar. O da olmazsa karşı tedbir alıyorlar. Bir görev veriyorum. Neticesi bana gelmeden Washington'un haberi oluyor. Sonucu memurumdan önce sefirimden öğreniyorum. Böyle mi teslim ettik biz devleti? Bana şimdiye kadar bunlar tarafımdan hazırlanmış, derdimize dava bir rapor göstermediler. Hepsi yasak savma kabilinden şeyler. Ne yaparsak yine biz kendi elemanlarımız ile yapıyoruz. Peki bu binlerce adam, 'avara kasnak' gibi dolaşmıyor. Elbette kendileri için önemli marifetleri var. İstiklâl Harbi'nden sonra sulh anlaşmasında esas mücadele bu uzmanlar konusunda oldu. Yoksa hudutlar meselesi fiilî bir durum idi. Tazminat işini iki devlet biz aramızda hallederdik. Bütün mücadele, idaremize tasallut yüzünden çıktı. Bir tek uzman vermek için büyük tavizler vermeye hazırdılar. Dayattık: biz onların niçin ısrar ettiklerini biliyorduk. Onlar, bizim niçin inatla reddettiğimizi biliyorlardı. Böyledir bu işler. Peygamber edası ile size dünyaları vaad ederler, imzayı attınız mı ertesi gün gelmişlerdir. Personeli gelmiştir. Üsleri gelmiştir. Ondan sonra sökebilirsen sök, gitmezler. Ancak bu meselenin üzerine vakit geçirmeden eğilmek lâzım. Yoksa bağımsız dış politika güdemeyiz. Fakat zannetmeyiniz ki kolay bir iştir. Savuşturulan iki iç badire bunun yanında çok kolay kalır. Teşebbüs ettiğimiz zaman başımıza neler geleceğini kestiremem" diyordu. Bütün dünyada adı çıkmış olan Amerika'nın ve CIA'nın rolünü aşağı yukarı herkes biliyor, birçok gizli faaliyetin arkasında onlar aranılıyordu ama. yurdumuzda sessiz sedasız faaliyet gösteren diğer batılı ülkelerden, birçok kimsenin fazla bilgisi olduğunu zannetmiyorum. Fabrikatör Aydınlık 'in ilk günlerinde "Haber ve Makalelerden Sorumlu Müdürü" S. Aydoğan Büyüközden eski bir örgüt üyesiydi, İstanbul'da Robert Kolej'de görevli bir İngiliz'e ait lojmanda telsizlerle ve başında perukla yakalanmıştı, İngiliz'e ait bu ev, örgüt mensuplarının saklandığı bir barınak haline gelmişti. 56

Page 55: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Olayda İngiliz'in rolü pek irdelenmemişti. Kontrespiyonajla diğer ünitelerin arasındaki çalışma ve düşünce farkı bir kez daha ortaya çıkmıştı. Bir İgiliz'in evinde faaliyet gösteren Büyüközen'in şimdi Fabrikatör'de önemli bir mevkide olması ilginçti. Hiram Bey, Perinçek grubunun aktif bir mensubu olan ve bir basın kuruluşunun temsilcisi olarak İngiltere'ye yerleşen Nuri Çolakoğlu'ndan da şüphe duyuyordu. Resmî bir toplantıda ingilizlerden Çolakoğlu ile ilişki derecelerini sordurdu, İngilizler topu Almanlara altılar. "Bazı İngiliz diplomatlarının Çolakoğlu ile birkaç teması olmuştu ama Çolakoğlu'nün Almanlarla ilişkili olduğunu zannediyorlardı" Ortaya birde Almanlar çıkmıştı. Birçok illegal Türk örgütünü bünyesinde barındıran. PKK faaliyetine destek veren Almanya'nın böyle bir faaliyetin arkasında olması pek de garipsenecek bir şey değildi. Hatta bu durum Perinçek'in son günlerdeki PKK yanlısı çizgisine de bayağı uyuyordu. Belki de Fabrikatör, yurdumuzun iplerini ellerinde tutmak isteyen batılı devletlerce müştereken yürütülen, Türkiye'ye yönelik bir "Liaison Opera!ion"’ın (31) mahsulü çok babalı bir çocuktu. Hiram Bey'in şüphelendiği Çolakoğlu hakkında verilen menfi rapora rağmen bir müddet sonra TRT'de önemli bir mevkiye tayin edildi. Hiram Bey'e göre Perinçek ve Fabrikatör'ün Türkiye'deki misyonu şöyleydi: 1. Türkiye'de hızla gelişen ve batı dünyası için tehlikeli hale gelen Sovyet yanlısı aşırı solu. yani bir doktrinle bölmek, birbirine düşürmek, parçalamak, etkisiz hale getirmek. 2. Devlet içinde, Ordu'da. MİT'de. Polis'te. Özel Harp'te tarafsız çizgide olan. düşünce ve faaliyetleri ile organizatör için tehlikeli hale gelen unsurları çeşitli yöntemlerle tasfiye etmek. Bu kilit müesseselerde etkinliği artırmak. 31 Liaison Operation-Liyezon opcrasyonları: Bir yabancı servisin mensupları ile ilişkilere dayalı olarak en basit anlamdaki işbirliğinden başlayıp, ortak operasyonlara kadar yönetebilen her türlü faaliyet. Deception-Yanıltma (Bir millet, grup veya şahsı, yanlış yola sevk etmek amacıyla düzenlenmiş faaliyet) 57

Page 56: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

3. Türkiye'de politik ve ekonomik istikrarsızlığı pompalayan faali¬yetleri devam ettirerek, ülkenin güçlenip organizatörün emelleri dışın¬da tamamen bağımsız ve millî bir politika izlemesini engellemek. Fabrikatör, 1980 yılına kadar misyonu başarılı bir şekilde yerine getirdi. 1980'den sonra devamı olan 2000'e Doğru ve Yüzyıl dergileri göreve devam ettiler. Fabrikatör, 7 Ağustos 1978 günü "Koııirgerilla Şeflerini Açıklıyoruz" diye yayına başladı, ilk hedef istanbul Bölge Daire Başkanlığı eski yardımcısıydı. Aynı gün. Fabrikalör'dc Pcrinçck'in beyanatı da yer aldı. Perinçck "Kıbrıs'taki Bayraktarlık Türkiye'deki tertip ve kışkırtmaların ocağı¬dır" diyor. "Bayraktarlığın Özel Harp Dairesinin Kibns'daki Özel Şubesi olduğunu" söylüyordu. Demek ki Kibns'daki Türk faaliyeti bi¬rilerini rahatsız etmiş. Özel Harp Dairesinin millî menfaatler doğrultu¬sunda kullanılması bu birilerini kızdırmıştı. Ay» açıklamada Pcrin-çck'c göre "Hıranı Abas, 12 Marttan bu yana gerçekleştirilen bütün provokasyon/ardan doğrudan doğruya sorumluydu." 8 Ağustos 1978 tarihli Aydınlık gazetesinin birinci sayfasında manşetten verilen haber şöyleydi: "ClA'nın okullarında 4 yıl eğitilen Kontrgerilla şefi istanbul'daki bütün provokasyon ve tertiplerin ardındaki beyin: M. Hiram Abas * Hiram Abas, istanbul'daki bütün provokasyon, tertip ve operasyonları planlayan Kontrgerilla şefiydi. CIA ve MİT adına Faik Türün'e danışmanlık yapıyor, İstanbul Kontrgerilla Karargâhı ile CIA ve MİT’in irtibatını sağlıyordu. *Gemi batırma olayları, Elrom olayı, Fırtına Tatbikatları gibi tertip ve saldırılar Hıram Abas'ın başı altından çıktı. *Hiram Abas, işkence ve operasyon hastası. Görevli olmadığı halde 12 Mart'taki bütün baskınlara, operasyonlara en önde katıldı. Provokasyonları yönetti. Yeni işkence yöntemleri geliştirdi ve bu yöntemlerin uygulanmasına bizzat katıldı" 58

Page 57: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Fabrikatör baş köşeye Hiram Beyin 18x12 cm. ebadında bir fotoğrafını koymuştu. Fotoğrafın altında şunlar yazıyordu: "Künyesi Adı : Mustafa Hiram Abas Doğum Yılı ve Yeri : 1932-Istanbul Ana Adı : Fatma Baba Adı : Hilmi Bitirdiği Okullar : 1952'de Saint Joseph Fransız Lisesi, 1957'de Siyasal Bilgiler Fakültesi 12 Murat'ta Görevi : CIA ve MİT adına Faik Türün'e danışmanlık. Kontrgerillanın giriştiği bütün provokasyon, tertip ve saldırı harekâtlarını planlamak, İstanbul Kontrgerilla Karargâhı ile CIA ve MİT'in irtibatını sağlamak. İstanbul'daki Adresi : Cemil Topuzlu Caddesi 32/2 Çiftehavuzlar Tel:554 170" Bu adres, Hiram Bey'in şehit edildiği tarihe kadar oturduğu evin adresi idi. Fabrikatör. Batılılara casusluk yapan bir kişinin yakalanmasında önemli rol üstlenen Hiram Abas'ı, ClA'nın adamı gibi göstererek, karşı güçlerin hedefi haline getirmişti. 12 yıl önce fotoğrafı, adresi, otomobilinin markası verilerek hedef gösterilen, ClA'nın değişik yerlerdeki okullarında 4 yıl eğilim gördüğü, provokasyon, sabotaj ve işkence yöntemleri öğrendiği, Mason olduğu, Marmara yolcu gemisi ile Eminönü araba vapurunun batırılması, İsrail Başkonsolosu Efraim Elrom'un öldürülmesi gibi provokasyon eylemler düzenlediği, insan öldürmeye düşkün olduğu, yeni işkence yöntemleri geliştirdiği ve sorgulananlara "cop soktuğu" iddia edilen Hiram Abas'm bu kadar yaşaması bile mucizeydi. Fabrikatör'ün esas gayesini bilmeyen ve oyun içinde ne gibi oyunlar olduğunu tahmin edemeyen normal bir yurttaş bile eline fırsat geçse Hiram Bey'i boğup öldürmek, böyle bir insan kasabını ortadan kaldırmak islerdi. Hiram Bey. bu yayınlardan 10 yıl kadar sonra. Müsteşar Yardımcısı olduğu zaman, ilk kez resmî temaslar için bir haftalığına Amerika'ya gitmişti. ABD'de 4 yıl sabotaj, provokasyon ve işkence eğitimi gördüğü tamamen yalan ve maksatlıydı. 59

Page 58: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Peki Hiram Bey'in fotoğrafı ve biyografisi ile onun "Batum'a. Atina'ya ve 30.9.1968 ila 1.12.1970 arası Beyrut'a gönderildiği" gibi normal bir basın kuruluşunun ulaşması mümkün olmayan doğru ve gizli bilgiler Fabrikatör'ün eline nasıl geçmişti? Demek ki organizatör personelin biyografisine ve çeşitli operasyonel bilgilere ulaşabilecek kadar Teşkilat'a sızabilmişti. Fabrikatör ertesi gün. yani 9 Ağustos 1978 günü yine Hiram Beyi manşet etmişti. Hiram Bey'in evinin ve otomobilinin resimleri bulunan bu yayında şöyle deniliyordu. "Hükümet neden susuyor? Halen devlet görevlisi olarak işbaşında. M. Hiram Abas, Ankara MİT Merkezindeki MAH Başkanlığında görevli. Casusluk iddiası ile yakalanan MiT İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı Sabahattin Savaşman'ı Hiram Ahas ihbar etti. Hiram Abas, Sabahattin Savaşman olayında önemli rol oynadı. Bilindiği gibi bu yılın başlarında, MİT istihbarat Daire Başkan Yardımcısı Sabahattin Savaşman, Kıbrıs konusundaki bazı gizli karar ve haritaları CIA ve İngiliz Entelijans ajanlarına verirken yakalandı ve tutuklandı. Yakalanma olayı, MİT'in Gaziosmanpaşa semtindeki "Misafir evi-Guesthouse"nde (32) meydana geldi. Savaşman burada, belgeleri CIA ajanı William Philips'e verirken üç MİT ajanı tarafından yakalandı. Aslında Savaşman, MİT ajanlarının sürekli yaptığı işlerden birini yapıyordu. MİT ajanları gerekliği zamanlar, gelişmelerden ClA'yı haberdar eder, ClA'nın vardım ve tavsiyelerini alırlar. Ama bu seferki olayın bilinmeyen ilginç bir yönü de vardı. Savaşman'ı ihbar eden. ClA'nın okullarından yetişen ve 12 Mart sırasında bütün gelişmelerden ClA'yı haberder eden Hiram Abas'tı. Hiram Abas, Savaşman'ı yalnızca ihbar etmekle kalmadı. Misafir evine bizzat giderek onu yakaladı. 32 Halbuki suçüstü daha önce de bahsedildiği gibi Amerikalılara ait bir evde meydana gelmişti. Olayın MİTe ail bir evde meydana geldiği belirtilerek konu kasıtlı olarak saptırılıyor. MlT’ten bir grup MİT’e ait bir evde diğer MİT mensubuna tertip yapmış havası veriliyor. 60

Page 59: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

ClA'nın adamı Hiram Abas, neden Savaşman'ı CIA ajanı diye ihbar ederek birdenbire "vatansever" pozuna girmişti? işin aslı şuydu: 12 Mart'tan sonra Hiram Abas'ın ve MİT içindeki bir kesimin itibarı sarsılmış ve bunlar tasfiye edilme tehlikesiyle karşı karşıya kalmışlardı. Bir olay yaratarak tekrar itibar kazanmaları gerekiyordu. Bunun için Savaşman "feda" edildi. Bu görevi de provokasyon ve baskın ustası Hiram Abas yerine gelirdi. Hiram Abas, Savaşman'ı yakalayarak MiT içindeki bugünkü itibarlı ve etkili yerine ulaştı ve verini iyice sağlamlaştırdı." Fabrikatör. Savaşman'ı müdafaa eden yazıları ile hata yapmış, esas amacını belli etmişti. Fabrikatör bununla da kalmadı. 30 Temmuz 1979 tarihinde "Teşkilat, ClA'nın Ortadoğu Zinciri. Üçüncü Adamın Not Defteri" başlığı ile cezaevindeki Savaşman'ın kendi ağzından onun casusluk hikayesini yayınladı. Savaşman nedense bu ilginç hikayesini o kadar büyük gazete varken belli okuyucusu olan sıradan bir gazeteye vermişti.... 7 gün süren casusluk hikayesi buram buram kokuyordu. CIA ve ingiliz Gizli Servisinin Ajanı Savaşman masum, tertibe, işkenceye maruz kalmış ve zavallı gibi gösteriliyordu. Esas hedef Hiram Bey ve bizlerdik. Yavuz hırsız ev sahibini bastırıyor. Savaşman'ın İstihbarat Başkanı NY'dcn sonra Fabrikatör'ün 24 Ağustos 1978 tarihli yayınında manşet bendim. Benden sonra 26 Ağustosta YS Albayla ekip tamamlanmıştı. Var olmayan bir "Kontrgerilla Örgütü" içinde gösterdikleri diğer kişileri topluca teşhir ederken bizlere özel bir yer ayırmışlardı: "Erenköy İşkence Merkezindeki Binbaşı" "Mehmet Eymür" Yayında benim fotoğrafım diye. oturduğum evin önünde Renault bir arabaya binen dazlak başlı bir şahsın resmini basmışlardı. Resmin altında "Mehmet Eymür (Cengiz Abaoğlu):" başlığı altında hakkımda bilgiler vermişlerdi. Fabrikatör Hiram Beyle ilgili yayında hata yapmış, açıklar vermiş, kaynaklarını zor duruma sokmuştu. Bu sefer basit yanlışlıklar yaparak kaynakları kurtarmaya çalışıyordu. 61

Page 60: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

O tarihte. Bebek'te oturduğum evin adresine ulaşan, zemin katta oturduğuma kadar bilgi edinen Fabrikatör nedense yan apartmanın en üst katında oturan bir komşumun fotoğrafını çekmek yanlışlığını yapmıştı. Ayrıca benim takma ad olarak kullandığımı söylediği" Cengiz Abaoğlu" ismi de Teşkilat'ta çalışan bir arkadaşıma aitti. Fabrikatör benimle ilgili yayında şunları ilave etmişti. "Erenköy'deki işkence merkezinde "Binbaşı" olarak çağrılırdı. Buradaki bütün işkenceleri M. Eymür yönetti ve uyguladı. Babası eski MlT'çilerden Mazhar Eymür. Babasının himmetiyle MİT içinde hızla yükseldi. Halen MİT'te önemli bir mevkide bulunuyor. Eymür 35 yaşlarında, uzun boylu, kumral, soluk benizli ve dazlak. Beşiktaş'ta Resim ve Heykel Müzesinin yanındaki MİT Merkezinde çalışıyor. Küçük Bebek'te oturuyor. Muhabirlerimiz, Eymür'ün yukarıdaki fotoğrafını evinden çıkarak turuncu renkli Renault arabasına binerken çektiler. İstanbul Kontrgerilla Karargahındaki "Beşli Çete" istanbul Kontrgerillasında fşkence. Provokasyon ve İstihbaratı Yöneten "Beşli Çete"den Mehmet Eymür, "Cengiz Abaoğlu" Takma ismini de Kullanıyor. Eymür, Eyüp Özalkuş'un Yardımcısı olarak Erenköy İşkence Merkezindeki Bütün İşkenceleri Yönetti ve Uyguladı. Eymür İşkence Merkezinde "Binbaşı" Diye Çağrılırdı. Eymür MİT İçindeki MC Yanlısı Cuntadan" Fabrikatörün bizlerle ilgili Deception'ını (33) çözmek bizim için zor değildi. Ancak bizim çözmemiz bir şey değiştirmedi. Fabrikatör görevini en iyi şekilde yerine getirmiş ve zamanın başbakanı bile etkilenerek "Kontrgerilla. İşkence" edebiyatına katılmıştı. MİT, Polis pasifize edildi. MİT sorgulardan çekildi. Özel Harp Dairesi sıkı bir denetim altına alındı. Neticede 1979'da artan iç çatışma ve istikrarsızlık 12 Eylül 1980 ihtilâlini getirdi. Türkiye yine ayağa kaldırılmamış, ölmemiş ama sürünen bir ülke statüsünü muhafaza etmesi sağlanmıştı. Savaşman olayından sonra CIA Başkanı. Müsteşar Hamza Gürgüç'e yazdığı mektupta bu tip olayların tekerrür etmeyeceğine dair teminat vermişti. Ancak bu söz tutulmadı. Fabrikatör yanı Aydınlık gazetesine el altından bilgi veren ve yazılar hazırlayan Em. Hava Kurmay Albay Turan Çağlar, 16 Mart 1983 tarihinde İstanbul'da CIA mensubu ile gizli bir buluşma sırasında suçüstü yakalandı. 33 Deseption: Yanıltma (Bir millet, grup veya şahsı, yanlış, yola sevk etmek amacıyla düzenlenmiş faaliyet) 62

Page 61: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

İstanbul Bölge başarılı bir çalışma yapmış, olay iyi bir şekilde delillendirilmiş ve ayrıca tenha bir yerde gerçekleşen gizli buluşma görüntülenmişti. Amerikalı John, 34 CA 200 plakalı aracı kullanıyordu. İhtilâl faaliyeti ile ilgili "Balon Operasyonu"nda da ismi geçen Orduda, Teşkilat'ta üst düzeyde ilişkileri bulunan Fethi ve Sabire oğlu 1921 istanbul doğumlu Turan Çağlar, sorgusunda bugüne kadar kamuoyuna yansımayan ilginç şeyler anlatmıştı. Turan Çağlar, casusluk faaliyetini on yılı aşkın bir süredir devam ettiriyordu, İngiliz Haberalma Servisi SIS'den John, Amerikan Merkezi Haberalma Servisinden Nick, Billy, John ve ismini hatırlayamadığı, "sarhoş" adını taktığı kişiler ile ilişki kurmuştu. "Devletin emniyeti ve dahili veya beynelmilel siyasî menfaatleri icabından olarak gizli kalması gereken bilgileri" bu kişilere yazılı olarak veriyordu. Suç sabitti. Ayrıca evinde yapılan aramada da yeni birçok delil elde edilmişti. Görüleceği üzere Amerikalılarla birlikte bu olayda da İngilizler mevcuttu. Turan Çağlar tevkif edildi, mahkemesi kamu güvenliği sebebiyle kapalı olarak yapıldı ve yayın yasağı konuldu. Belki bir gün bu yasak kalkar ve Çağlar'ın anlattığı ilginç olaylar kamuoyuna yansır. Çağlar, tutuklu bulunduğu cezaevinden İstanbul Bölge Daire Başkanlığına bir mektup yazdı ve sorgusu sırasında kendisine gösterilen yumuşak ve nazik muameleye teşekkür etti. Bir müddet sonra gazeteler Turan Çağlar'ın cezaevinden kalp krizinden öldüğünü yazdılar. Em. Hava Kur. Alb. Turan Çağlar gazetelerde çıkan birkaç ufak haberle kaldı ve unutulup hafızalardan silindi. İlginç olan basın kuruluşlarının hiçbirinin ulaşamadığı bilgilere her nasılsa ulaşabilen Fabrikatör'ün, bu sefer bu konuda suskun kalmasıydı. Hem Çağlar eski bir kaynakları ve yazarları olduğu halde.... Fabrikatör tarafından bu kadar hırpalanan Hiram Bey, Amerikalılara ve İngilizlere veya batılı diğer ülkelere düşman mıydı? Hayır. Bu büyük ülkelere ve onların dünya çapında operasyonlar yürüten kuvvetli istihbarat teşkilatlarına sempati ile baktığını ve onların Türkiye ile yakın işbirliğine inandığını rahatlıkla söyleyebilirim. 63

Page 62: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Suçu, yapması gerekeni yapmak, kendi devletinin menfaatlerini ön planda tutup, bu büyük ülkelerin Türkiye'deki haksız menfaatlerini engellemekti. Bu yüzden hiç affedilmedi. Fabrikatör, ölümüne kadar ve hatta ölümünden sonra bile onunla uğraşmaya devam etti. Onu ölümünden sonra "Mafyanın Adamı", "Silah Kaçakçısı", "Uyuşturucu Kaçakçısı" olarak göstermeye gayret etti. Tanımayan, bilmeyen kişilere "lâyığını bulmuş" dedirtecek cinsten yayınlar yaptı. Adeta azmettirenin kendileri olduğunu belirtir ve devletin adaletine meydan okurcasına "Biz zaten gidici olduğunu çok önceden bildirmiştik" diye başlık attı. Burada, Fabrikatör'ün bütün faaliyetlerine yer verip Hiram Bey gibi vatanına bağlı, başarılı bir istihbaratçının yükselme ihtimali olduğu tüm devrelerde neler yaptığını anlatmak mümkün değil. Bunun için birçok belgeler ortaya koyarak ayrı bir kitap yazmak gerekir. Üzücü olan ciddi haber vermesi ile tanınan birçok gazetenin Fabrikatör'ün yayınlarını kendilerine kaynak olarak kullanmasıdır. Ölümünden sonra Hiram Bey'in "Amerika'da 4 yıl istihbarat eğitimi gördüğü" gibi. Hiram Bey'in, Fabrikatör'ün çalışmalarını dikkatle izlediği belki de Teşkilat'ta bile başkalarının bilmediği bazı karşı operasyonlarla Fabrikatöre sızdığı muhakkaktı. Aski takdirde, emin olması sunduğum ve sunacağım kanaatleri açıklamazdı. Onun evrakları arasında bu konuda birçok ilginç belge çıktı. Şimdi bunlardan, şu anda yayınlanması kabil olan birini aşağıda açıklayacak, arkasından Hiram Bey'i konuşturup bu konudaki görüşünü aldıktan sonra, konuya şimdilik son vereceğim. Belge. Haziran 1987'de dört kişinin bulunduğu bir görüşme ile ilgiliydi. Görüşmenin ağırlığı iki "Temsilci" arasında geçiyordu. Fabrikatör'ün Ankara Temsilcisi Hasan Yalçın ile Filistin Kurtuluş Örgütü Türkiye Temsilcisi Abu Firaz. Kaynak, görüşme ile ilgili bazı yorumlarda da bulunmuştu. Büyükelçi statüsündeki Abu Firaz, Türkiye'ye, Filistinlilerin An-kara'daki Mısır Sefaretine yaptığı baskında arabuluculuk yapmak için gelen heyetteydi. Hani şu İçişleri Bakanının teröristlerle öpüştüğü meşhur olay. 64

Page 63: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Kanaatimce Türkiye'nin böyle bir arabuluculuk için Filistinlileri çağırması yanlış ve hükümranlık haklarına aykın bir davranıştı. Filistinliler, arabuluculuğu pazarlık konusu yaparak karşılığında uzun zamandan beri arzuladıkları "Ankara'da Temsilcilik" açılmasını gündeme getirdiler. Teklifleri kabul edildi. Olayda bilinmeyen bir yön vardı. Arabuluculuk için gelenlerden Abu Firaz. bizzat bu eylemin bir parçasıydı. Daha önce bir grupla aynı eylemi gerçekleştirmek için Türkiye'ye gelmiş, alınan güvenlik tedbirleri nedeniyle eylemi yapamamışlardı. Silah ve patlayıcılar Gebze tarafında bir çiftlikte muhafaza ediliyordu. Firaz bombalı mektuplar ve sabotaj konusunda deneyimli bir Filistin gcrillasıydı. Türk teröristlerinden birçok talebesi vardı. Abu Firaz, Türkiye'de Suriye ve Abu Nidal Örgütüne müteveccih bir çalışmada bu örgüt mensuplarının yanında yer almış ve MİT'e Emniyete, özellikle- Hiram Bcy'e ateş püskürmüştü. Bu tutumu bizleri şaşırtmıştı. Zira o tarihle FKÖ, Suriye ve Abu Nidal'e düşmandı. Hiram Bey FKÖ'ye sempati ile bakıyordu. Hatta FKÖ'de Beyrut'tan tanıdığı üst düzeyde dostları bile vardı. Olay garipti. İşte daha sonra Temsilci olan ve Hasan Yalçın'la görüşen kişi bu Abu Firaz'dı. Acaba aralarında ne gibi müşterek bir konu var bir bakalım: (Hasan Yalçın. Abu Firaz'a rapor olayı ile ilgili gelişmeleri anlattı) "Hiram Abas gidecek. Şimdi ambargoları kaldırabiliriz. Hiram Abas gideceği için bu haberler haber olmaktan çıktı. Bunları bir an evvel yapmamız faydalı olacak. Rapor konusunu inceleyen komisyonun teftiş neticesine göre Mehmet Eymür MİT'ten atıldı. Atilla Aytek'in başka yere tayini çıktı. Hiram Abas resmen emekliye ayrıldı. Emekli edilmeye zorladı. Çeşitli gazeteler Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş'ın Mehmet Eymür ve Atilla Aytek'in hakkında hapsi gerektirecek derecede suç bulunduğuna dair haberler verdiler. Hiram Abas'ın durumu ise daha kötü. Çünkü artık hükümetin himayesi altında değil. MOSSAD ile ilişkileri iyice çıktı, afişe edildi. 1-2 ay zarfında tüm ilişkiler iyice ortaya çıkacak ve sonra muhtemelen unutulacak. Dolayısıyla size konan ambargonun ortadan kalkacağını tahmin edersiniz herhalde" 65

Page 64: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

(Abu Firaz) "Size daha önce söylemiştim. Hiram Abas bu işi yırtma süreci içinde. Biz ona nasıl darbe indireceğimizi biliyoruz. (Abu Firaz'ın kullandığı 'biz' lafından kimleri kastettiği anlaşılmadı) Hiram Abasın kendi ulusu çıkarlarına çalışmadığını biliyoruz. Bu da bize bu adama karsı bir şeyler yapılması için fırsat doğurdu. Perinçek bana daha önce bu adamın kalıcı olduğunu söylemişti. Fakat ben inatla gidecek demiştim. Eğer bir iki hafta önce Hiram Abas aleyhine böyle şeyler yayınlasaydık tersine sonuç alınır ve Hiram Abas lehine kamuoyu oluşurdu ve en az 1-2 yıl daha kalırdı. Bu gün de bu kanaatimi muhafaza ediyorum. Emekliliğini imzalamadan önce yapılacak bir yayın ona yardımcı olur. Emekliliğini geciktirir. Daha önce ben size onun gideceğine dair elimde bilgiler var demiştim. Fakat içeriğini söylememiştim. Bu hikaye eski ve çok"önemli, Kenan Evren de bu konuyla doğrudan bağlantılı. Bu konuda bir hata yapılması sayın Cumhurbaşkanı açısından çok yanlış olur. Çünkü onun samimi olduğuna inanıyoruz. Gerek israilliler, gerekse ABD'liler bu adamın kalması için uğraşıyorlar. Şimdi biz bir hata yaparsak bu adanı gitmez. Cumhurbaşkanı bize vaatte bulundu. (Herhalde Hiram Abas ekibinin tasfiye edileceğine dair bir vaat) Şimdi biz onun vaadini hiçe sayarak bir de basın yoluyla baskı yapmak islemiyoruz." (Hasan Yalçın aleyhteki yayınların hemen yapılması konusunda ısrar ediyor.) "Hiram Abasın gideceğini sizinle birlikle yapılan bir istişareden sonra, bundan 1-2 ay önce yazmıştık. Nasıl olsa emekliliğini istedi artık. Süreç geri dönmez. Bu nedenle biz sizden aldığımız hu haberleri başka bir tarzda belirtiriz. Bu haberlerin şimdi kullanılması çok iyi olacak." (Abu Firaz düşünceli ve mütereddit. Sözlerini seçerek konuşuyordu. Ağzından çıkanların kendisini zor duruma düşürmesinden endişeli.) "Şimdi Cumhurbaşkanı durumu bütün ayrıntılarıyla biliyor. Bizim elimizdeki şeyleri biliyor. Eğer 2000'e Doğru'dan birtakım şeyler yazılırsa, Cumhurbaşkanı da Başbakan da benden çıktığını bilirler ve benim hakkımda Yaser Arafat'a şikayette bulunabilirler. Bu nedenle lütfen benim adımı kullanmayın. Keza İsrailliler de artık Hiram Abas'ı bıraktılar. (Daha önce kalması için uğraşıyorlar demişti) ve yerine bir başka şahsın gelmesine çalışıyorlar. Bu adam Rüştü Naiboğlu olabilir. Biz bunu engellemeye çalışacağız. Onlar da ortalığı sessizce takip ediyorlar. O bakımdan Hiram Abas hakkında bunları yayınlamanın zamanı değildir." 66

Page 65: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

(Hasan Yalçın. Abu Firaz'a tasvip etmediği hususları yazmayacaklarına dair garanti verdi.) "Bizim istediğimiz, bu haberler ilk kez 2000'e Doğru'da çıksın. Bu haberi kullanacağımız zaman haberleşelim ve ilk biz verelim. Bu bizim hakkımız değil mi? Biz yazdıklarımız: size göstereceğiz, işinize gelmezse yazmayız." (Hasan Yalçın Sabah Gazetesinin Hiram Abas ile yaptığı röportaja değindi.) "Hiram ClA'nın kurbanı olduğunu ifade ediyormuş Güngör Mengi'ye anlatırken. Hiram Abasın CIA tarafından harcandığı söyleniyor. Gerekçe olarak Türkiye aleyhine düzenlenen fesatça tertipleri ve espiyonajfaaliyetleri gösteriliyor. Bu gazete DYP'nin burjuvazi karakterini yansıtıyor. (Abu Firaz) "Korkarım ki Demirel'in kendisine Hiram Abas tarafından oyun oynanacak. Neden bu insanlar Hiram Abas'ı korumaya çalışıyorlar" (Hasan Yalçın) "Geçen hafta Hiram Abasın emekli olacağını söylemiştik, bu gerçekleşti. Ayrıca Türk burjuvazisi üst kademesi ikiye bölünmüş durumda. Hükümet ve Cumhurbaşkanlığı. Bölünme şu şekilde Hükümet, Hiram Abas, Mehmet Eymür, Atilla Aytekler bir tarafta. Yani tasfiye edilenler hükümetin kanadı altında. Öbür tarafta Cumhurbaşkanı ve onun Servisi var. Savaş bunların arasında cereyan ediyor. Tekrar dönebileceklerini tahmin etmiyorum. Bu anı kaçırırsak iş soğumuş olacaktır. Çok güzel idare etmek lâzım. Cumhurbaşkanı ile görüşme imkânı olsaydı kesinlikle darbe vurulmasını isteyecektik. " (Abu Firaz) "Sahip olduğum malzemenin unsurlarını dikkatli şekilde kullanabilirisiniz. Fakat lütfen beni karıştırmayın. Bu işin ucu bana dokunmasın. Birinci olarak Hiram Abasın, Arafat'a gönderdiği 'Abu Firaz'ı buradan alın, size Türkiye olarak her türlü kolaylığı sağlayacağız' mesajını kullanın. FKÖ'yü Arafat ile beni ismen zikretmeyin. Yoksa anlaşılır. Bir Arap diplomat ve bağlı olduğu makamlar deyin. Bunu ilgili olan kişiler anlar. Ayrıca Hiram Abas'ın Alia Levin ile buluşması ve 4 Filistinli genç aleyhine komplo tezgahlamasını yazabilirsiniz. 67

Page 66: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Bunu tamamen özel kaynaklardan aldığınızı söyleyin. Esas hedef FKÖ Temsilciliğinin kapatılmasını sağlamak ve Türkiye-FKÖ ilişkilerini koparmaktı. Bu tamamen Bay Komplonun (Hiram Abas'tan 'Bay Komplo' olarak bahsediyor) iş,i idi. Hiram Abas'ın yerine Rüştü Naiboğlu denilen şahıs gelecek herhalde" (Hasan Yalçın) "Bu şahsın getirilmesinin muhtemel olduğu söyleniyor. Hiram Abas'ın MOSSAD ile ilişkisi olduğuna dair başka ilave edecek bir sözünüz var mı?" (Abu Firaz) "14 Şubat 1987 tarihli Güneş'te Abu Firaz gitti, bir daha Türkiye'ye dönmeyecek diye bir haber çıkmıştı. Tüm bunları Hiram Abas yazdırmıştı. Bunları kim yazdırdı diye sorabilirsiniz. Bundan bir gün önce Mehmet Barlas ile Hiram Abas birlikte yemek yemişlerdi. Mehmet Barlas, Hiram Abas'ın çok yakın arkadaşı" Her halde bu ilginç görüşme. Fabrikatörün maksatlı yayınlarının yabancılarla birlikte nasıl hazırladığı hakkında iyi bir fikir vermiştir. Fabrikatörün Ankara Temsilcisi Hiram Bey için "MOSSAD ile ilişkileri iyice çıktı, afişe edildi. Bir-iki ay zarfında tüm ilişkiler iyice onaya çıkacak" diye FKÖ temsilcisini provokc ederken. FKÖ temsilcisi de Alia Levin diye hayali bir isim ortaya atarak Hiram Bey'in bu şahısla komplolar düzenlediğini iddia ediyordu. Keza Hiram Bey'in gazeteci Mehmet Barlas'la ne yakın arkadaşlığı ne de birlikte yemek yemişliği vardı. Yalçın-Firaz görüşmesinden sonra sözü Hiram Beye bırakalım:" (34) "1978'de Aydınlık Gazetesi yayınları mevcuttur. Bu Aydınlık Gazetesinde benim evimin de fotoğrafını çıkardılar. Benim talebelik fotoğrafımı çıkardılar. Ben işkenceci olarak gözüktüm. Ben ruhi bozuklukla köpeklerimi kurşuna dizen bir adam olarak gözüktüm, vs. Bu hemen Sabahattin Savaşmanın yakalanmasından sonradır. Sabahattin Savaşman olayında yakaladım ve güzel bir operasyondu ve ondan sonra bu yayın hemen başladı. SORU: Solcu Perinçek'in Amerika hesabına casusluk yapan bir adamı yakalayan kişiye hasmane bir tutum alması çelişki değil mi? Evet... Yalnız Perinçek'in çok iyi etüd edilmesi lâzımdır. (34) 10 Haziran 1988 tarihli Sabah Gazetesi 68

Page 67: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Başbakanla yaptığım Suriye seyahatinden sonra bu sefer MİT içerisinden bir sivilleşme hikayesi ortaya atıldı ve aday olarak gösterildim. .. Yine bir odak noktası haline geldiğim anda da, tekrar 2000'e Doğru'da yayınlar başladı. Suriye seyahatinden sonra aleyhimde yapılan yayınlarda, bütün Aydınlık hikayelerini tekrarladılar, başka bir şey yok... Ve sonuçta da bu sivilleşme hikayesi herhalde kendilerini fevkalede rahatsız etti, tekrar üzerimize geldiler. Bunlar 1978'de MİT hakkındaki yayınlarla MİT'i pasif duruma sokabildiler. SORU: Başardılar mı? Evet... Sadece kısa süre için başardılar. Bunu kabul edebilirsiniz, başardılar.... Şimdi 1978-88'deki benim aktivitemin yöneltmek istediğim yerler, kurduğum daire, çalışmalar, Güneydoğıı'da biraz terörün azalması.... Ve PKK faaliyetine bakarsanız, PKK faaliyeti Güneydoğu'da bir eylemdir. Ama esas büyük faaliyet Avrupa'da ... Ermeniler gibi beynelmilel sahada muvaffak olacaklar. Para bütünüyle Avrupa'dan gelmektedir. Bu çapta bir faaliyetin tek başına bir Güneydoğu olarak düşünülmesi hatalıdır. Ve ben bunun için çok geniş çapta bir çalışma gerekliği kanısındayım. PKK sadece bir terör faaliyeti değildir. PKK Türkiye'yi bölme faaliyetidir. PKK Avrupa'daki Kürtleri, Kürt asıllı Türkleri bölme faaliyetidir. Bunun bir bütün halinde görülmesi lâzım. Ve ona göre mücadele lâzım. Görev kime düşüyor? Başta bize... Politik faaliyeti Dışişleri Bakanlığı yapar ama, bize düşüyor yani eski bize. Ben bunu koruyorum. Yani neticede herhalde yine sıkıntılar başlamıştır malûm yerlerde ve bunun neticesinde Doğu Perinçek yine üzerime üzerime geldi. Doğu Perinçek iyi bir kafa, kabul etmek lâzım. Ve bunun yanında 'bazı başka şeyler de yapıyor. Mesela benim hakkımda yazdıracağı, yazacağı bazı yazılar olursa, öğrendiklerime göre, dış ülkelerden yayınlattırıyor. Ordan iktibas ediyor, suça da girmiyor. Şimdiye kadar ben Doğu Perinçek'in yazdıkları üstüne hiç gitmedim. Benim hakkımda yaptığı en büyük suçlama, ağrıma giden bir suçlama benim CIA ajanı olduğum, CIA tarafından yetiştirildiğim, bunun yanında MOSSAD'la çok yakın ilişkiler içerisinde olduğum vs. Bu bir iddiaydı, üzerinde durmadım. Çünkü ben mesleğimle devletime karşı sorumluyum. Kendimi müdafaa etmek için daha fazla afişe edemem. Aldırmadım da." 69

Page 68: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Bu kitabın yazıldığı, 1990'ın son, 1991'in ilk aylarında. Fabrika-tör'ün yeni tertip ve kışkırtmalar içine girdiğini, bazı düzmece telefon ihbarlarına dayanarak yayınlar yaptığını. Aydınlık döneminde yayınlamış oldukları birtakım sansasyonel yalan haberleri aynı resim ve aşağı yukarı benzer lallar kullanarak yinelediklerini, bir takım insanların ağzından çıkmış gibi yorumlar vererek tüm dünyanın ve Türkiye'nin kritik günler yaşadığı şu günlerde, ülke zararına çabaya ve bitmeyen hastalıklı kampanyaya devam ettiklerini ilgi ile izliyorum. Kanaatimce Fabrikatör basit bir yıkıcı yayın olarak düşünülmemeli, ilgililerce konu bir cspiyonaj faaliyeti olarak ele alınıp, arkasındaki güçler her kimse, deşifre edilmeli, faaliyet tamamen bir casusluk faaliyeti olarak dikkate alınmalıdır. Aynca adli makamların da, Fabrikatör'ün sorumluları hakkında, Hiram Bey ve birçoğunun cinayeti ile ilgili olarak, yayın yolu ile cinayete azmettirmekten soruşturma açması gerekir düşüncesindeyim. 70

Page 69: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

III DOĞU PERİNÇEK'İN

"EYMÜR'ÜN ANILARF'NA YANITI Gazetenizde yayımlanan "Mehmet Eymür'ün anılan" dizisinin 25 ve 26 Mayıs 1991 tarihli , "Fabrikatör" ve "Fabrikatör açık veriyor" başlıklı bölümleri beni, başında bulunduğum yayın organlarını ve Sosyalist hareketi hedef alıyor, psikolojik harekât merkezlerinde üretilen yalanlan içeriyor. Dizide ismim "Güney Sadık" diye değiştirilmiş. Gerek seçilen bu ad. gerekse öz geçmişim, siyasal kimliğim ve konumumla ilgili her türlü ayrıntının verilişi, isimleri saklı tutmak gibi düşünceyle hareket edilmediğini yeteri kadar ortaya koyuyor. Böyle bir yola başvurularak MlT'çi Eymür'ün iftiralarına esrarengiz bir hava verilmiş, suçlama bu yöntemle ağırlaştırılmıştır. Adımızın mertçe yazılmasını yeğlerdik. CIA'nın ve MiT içindeki adamlarının iftiralarından korkmayız. Korkmadığırnızı. Eymür'ün bizim hakkımızda yazdıklarını daha Milliyette çıkmadan 2000'e Doğru'nun 19 Mayıs 1991 tarihli 12. sayısında aynen yayımlayarak kanıtladık. Şimdi Milliyet okuyucularının gerçekleri öğrenmesine yardımcı olmak üzere bu açıklamayı yayımlamanızı rica ediyorum. Altı Karşılaşma Biz Aydınlıkçılar Hiram Abas-Mehmet Eymürlcrle ilk kez. onların verdiği adla Kontrgerilla işkencehanelerinde tanıştık. Onlar CIA'dan öğrendiklerini uygulayanlar, biz de operasyonun hedefleri olarak. İkinci karşılaşmamız, Lübnan Nahrel Bared'teki FKÖ kampında. Dokuz arkadaşımız, Savaşman'ın anılarında belirtildiği gibi, Hiram Abas'ın MOSSAD ile işbirliği sonucu bir İsrail askerî baskınıyla şehit edildiler. Biri de esir edildi. 71

Page 70: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

1978, 79, 80 yıllarında Aydınlık gazetesinde Kontrgerilla kampanyalarıyla faaliyetlerini sergiledik. Hiram Abas. bizi bir süre "pasifize ettiler" diye değerlendirdi bu üçüncü karşılaşmayı. Dördüncü karşılaşma, 12 Eylül döneminde. Özellikle Kontrgerilla'yı açığa çıkardığımız için hapislere atıldık, bir kısım arkadaşımız işkence gördüler. Beşinci karşılaşma, MİT Raporu'nu açığa çıkarmamız. Abas ve Eymürlerin meslek hayatlarına hiç olmazsa resmi planda son verdik. Abas, "MİT'i ikinci kez birkaç yıl için felce uğrattılar" diye değerlendirdi. Altıncı karşılaşma. Körfez kriziyle başladı ve devam ediyor. Onlar gene ABD'nin Ortadoğu harekâtının istihbarat elemanları ve biz gene ABD'ye direnen yurtsever güçlerin parçasıyız. ABD'nin istikbali hiç de parlak görünmüyor. Savaşman, CIA-MlT işbirliğini Sergiledi Önce Savaşman olayı. Sabahattin Savaşman MİT'in önde gelen şeflerindendi. CIA'ya bilgi verirken yakalandı, mahkum oldu. Eyrnür, anılarında bizim. Aydınlık gazetesinde Savaşman'ı savunduğumuzu söylüyor. Patronu Hiram Abas ile birlikte Savaşman'ı yakalamışlar, biz de takdir edecek yerde kendilerine saldırmışız! Aydınlık'ın Kontrgerilla yayını Eymür'ün göstermek istediği gibi Hiram Abas'ın sergilenmesinden ibaret değildir, yayın Hiram Abas'la da başlamadı. Aydınlık, 1978. 1979. 1980 yıllarında aralıklarla süren kampanya boyunca CIA işbirlikçisi bir provokasyon ve işkence örgütünü bütün önemli şefleriyle, çalışma tarzıyla ve suçlarıyla halkın önüne getirdi. Abas ve Eymür bu yayından suçlan oranında yer buldular. Aydınlık. 9 Ağustos 1978 günlü yayınında Savaşman olayının püf noktasına dokundu. 30 Temmuz 1979 tarihinden başlayarak yedi günlük bir dizi halinde de Savaşman'ın anılarını yayımladı. Savaşman, CIA ajanı olduğunu inkâr etmek şöyle dursun, anılarında bütün açıklığıyla itiraf ediyor. 72

Page 71: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Soru şuydu: CIA tarafından örgütlenen, elemanları CIA okullarında eğitilen, CIA'ya resmen ve en yüksek görevlileri eliyle istihbarat taşıyan, bu iş karşılığında elemanları CIA'dan maaş alan MİT, nasıl ve niçin bir Amerikan casusu yakalamıştı. CLA ile MİT arasındaki ilişkinin niteliği ve boyutları hele bugün iddia konusu değil, kitaplar yazılarak kanıtlanmış gerçeklerdir. Eymür de, anılarında bu olguyu itiraf etmektedir. Aydınlık bir gerçeği ortaya çıkardı: CIA, en sadık, en çok gelecek vaat eden adamları Hiram Abaslann yolunu açabilmek için Savaşman'ı feda etmiştir. Savaşman olayı, daha önemli bir CIA ajanının yükseltilmesi için ötekinin harcandığı bir CIA operasyonuydu. Operasyonla Abas ve adamları itibar kazanacak, birtakım yerlerin gözüne gireceklerdi. Aydınlık, bu gerçeği saptadı ve yazdı. Savaşman'ın Aydınlık'ta çıkan anılarını önümüzdeki dönemde kitap olarak da yayımlayacağız. Herkes CIA ile MİT ilişkilerini somut bilgilerle bir kez daha okuyacak, öğrenecek. Bu anılar, Eymür'ün iddia ettiği gibi Savaşman'ı masum göstermiyor. Tam tersine MiT'in nasıl bir CIA şubesi gibi çalıştığını, önde gelen şeflerin CIA'nın gözüne girmek için nerelere kadar eğildiklerini, Abaslann İsrail Gizli Servisi MOSSAD başta olmak üzere emperyalist ve faşist istihbarat örgütleriyle hangi ilişkileri geliştirdiklerini sergiliyor. Savaşman, "Hepimizin, her zaman yaptığımız işi yaptığım sırada beni neden cezalandırıyorlar" diye şaşmaktadır. Unutulmasın, Savaşman MİT'in üçüncü adamıydı. Bu bile CIA'nın MİT'İ hangi düzeylerde ele geçirmiş olduğunu kanıtlamaya yeter. CIA'nın "Our Boys"unun Hedefiydik Mehmet Eymür, Milliyetle çıkan anılarında, Turan Çağlar'dan da söz ediyor. Turan Çağlar, Kontrgerilla yayını sırasında Aydınlık 'a bilgi veren yüzlerce kaynaktan biriydi. Belirtildiğine göre Amerikalılara ve İngilizlere casusluk yaparken yakalandı, mahkûm oldu. Turan Çağlar, daha sonra arkasında büyük kuşkular bırakan bir şekilde cezaevinde öldü. Eymür, bizim bu olay karşısında suskun kaldığımızı söylüyor. Suskun kalmadık, susturulmuştuk. Olayın tarihi 1983. Aydınlık generailer tarafından kapatılmış, Aydmlıkçılar ya hapiste, ya aranıyorlar. 73

Page 72: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Aslında bu bile Eymür'ün iftirasını çürütmeye yeter. 12 Eylül'dc CIA'nın "our boys" yani "bizim oğlanlar" dediği generaller darbe yaptılar, ilk icraatları Aydınlık'ı kapatmak oldu. 12 Eylül, on sene boyunca bizden Kontrgerilla yayınımızın hesabını sordu. Ben ve arkadaşlarım 12 Eylül döneminde yıllarca hapis yattık, işkence gördük. CIA ajanı yakalamış kahraman MİTçiler ise "our boys"un emrinde devrimci avını sürdürdüler. Bize sorgularda. Başsavcı ve polis şefleri. Kontgcrillaya karşı mücadelemiz nedeniyle 12 Eylül rejiminin hedefi olduğumuzu açıkça söylediler. Biz. özellikle 1980'e doğru Sovyet sosyal emperyalizmine karşı Batı istediği için değil. Marksist ve anti-emperyalist olduğumuz için kararlı bir tavır aldık. Sovyetler Birliği gerçeği bugün herkesçe görülüyor. Yandaşlarının Marksizmi bırakması da görülüyor. Sovyetler Birliği'ndcki devlet tahakkümü ve yayılmacılığına karşı mücadeleci tavır Marksizm! yaşattı. Nitekim bugün ABD ile koyun koyuna olan Sovyet yöneticileri ve yandaşlarıdır. Onlar, Hirarn Abaslar ve Eymür-Ierle buluştular. ABD Tutmazsa İngiltere Mehmet Eymür ve arkasındakiler bize Amerikancılık bulaştıramayacaklarını biliyorlar. Bu nedenle olmalı, bir de İngilizcilik suçlaması ycdeklemişler. Eymür'ün komik bir masalı var. Sonradan Aydınlık'ın Sorumlu Müdürü olan Aydoğan Büyüközden'in 12 Mart 1971 darbesinde, "Robert Kolej'de görevli bir İngiliz'e ait lojmanda telsizlerle ve başında perukla yakalandığını" söylüyor. Yalan. Bir kez, Aydoğan Büyüközdcn o lojmanda yakalanmadı, ikincisi, o lojman İngiliz'e ait değildi. Robcrt Kolej'indi. Öğretmen ve öğrencilere ayrılmıştı, üç katlıydı. Bizim davamızda yargılanan bir öğrenci, lojmanın bir katında kalıyordu, ingiliz öğretmene ise. Kolej, lojmanın başka bir katını ver¬mişti. Bütün bunlar. MİT. savcı tarafından araştırılıp iddianameye geçmiş olaylardır. Aynı suçlamayı, geçtiğimiz günlerde Tuzla cinayetinin sanıkları olan polislerin avukatı olarak mahkemeye verdiği bir dilekçede Necdet Küçüktaşkıner yaptı. 74

Page 73: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Taşkıner de Aydınlık'ın açığa çıkarıp teşhir ettiği bir işkencecidir, 1 Mayıs katliamı tertibindcki rolü Aydınlık'la açıklanmıştır. Eymür'Ie aynı zamanda, aynı iddia ile ortaya çıkması psikolojik harekâtı ele veriyor. Eski işkenceciler tertibin aleti olarak sahneye sürülüyorlar. Ama ellerinde malzeme yok. O da Olmadı, Almanya Mehmet Eymür. Hiram Abas'a dayandırarak Nuri Çolakoğlu'nun Almanlarla ilişkili olduğunu öne sürüyor. Çolakoğlu 1980 öncesinde Aydııılık'm bir mensubu olduğuna göre Aydmlıkçılar Almanlar hesabına çalışıyor olabilirlermiş. Eymür'ün mantığı bu. Suçlamaları işte bu kadar pervasız ve bu kadar ucuz. Milliyet, bizlere yönelik Almanya suçlamasını veriyor, fakat Eymür'ün bu suçlamanın kanıtı olarak Çolakoğlu hakkında yazdıklarını garip bir şekilde yayımlamaktan kaçınmış. Ancak, Eymür'ün iftiralarını sergilemek ve yerine oturtmak için bunu biz gündeme getiriyoruz. Çolakoğlu, 1980 öncesinde Aydınlık'ia çalıştı ve TlKP üyesiydi. 12 Mart'ta tutuklandı, işkence gördü, hapis yattı. 12 Eylül'de bizimle ilişkisini kopardı. 1980 sonrasında ilişkileri konusunda bilgimiz yoktur. Uzun bir süre Milliyet'lc çalıştı. Daha sonra Özal tarafından TRT'nin Genel Müdür Yardımcısı yapıldı. O günlerde Bakan Adnan Kahveci. Çolakoğlu'nun MİT'teki dosyasının "temizlendiğini" açıklamıştı. Biz. Çolakoğlu hakkında şimdi de kesin bir hüküm belirtmiyoruz. Ancak CIA'ınn ve öteki emperyalist istihbarat örgütlerinin devrimciler arasına ajan soktuklarını biliyoruz. Bunlardan bazılarını da teşhis edip içimizden almışızdır. Eymür de patronu Hiram Abas'ın Aydııtlık'a sızmak için nasıl çabalar harcadığını anılarında yazıyor. Yabancı istihbarat örgütlerinin casuslarını yakalamak devletin görevi. Bu Hiram Abaslar. Mehmet Eymürlcr de güya böyle görevlerde bulunmuşlardır. Çolakoğlu ile ilgili kuşkuları var idiyse aydınlatmamış olmak onların suçudur. Arkadaşımız Hasan Yalçın bunu kendisine söylediğinde Eymür cevap verememiştir. 75

Page 74: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Eymür, Çolakoğlu Aydınlıkta muhabir olarak (yönetici değil) çalıştığı için bizimle Almanya arasında bağlantı kuruyor. Peki Çolakoğlu hem de 1980'li yıllarda Milliyetle üst düzeyde görev yaptı. O zaman aynı mantık Milliyet için geçerli olmaz mı? Milliyet pekala Nuri Çolakoğlu'na da bir kod ismi vererek ilgili bölümleri yayınlayabilirdi. Görüldüğü gibi ipsiz sapsız bir muhakeme hiç kimseyi masum bırakmaz. Almanya ile bağlantı suçlamasının bir kanılı da PKK oluyor. Bırakalım bizimle PKK arasında bir organik bağ bulunmayışını, bu örgütün Avrupa yöneticileri yıllardır Almanya zindanlarında hücrelerde yatırılıyor. Olmadı, "FKÖ Casusu" Bir istihbarat örgütüne sempati duymayı şerefsizlik sayan bir ideolojiye ve pratiğe sahibim. Bizi suçlamaya kalkanlar ise CIA'ya hayranlıklarını kendi kalemleriyle açıklıyorlar. Mehmet Eymür Milliyette şunu yazıyor: "Hiram Bey. Amerikalılara, ingilizlere. Fransızlara. Almanlara veya Batılı diğer ülkelere düşman mıydı? Hayır. Bu büyük ülkelere ve onların dünya çapında operasyonlar yürüten kuvvetli istihbarat teşkilatlarına sempati ile baktığını ve onların Türkiye ile yakın işbirliğine inandığını rahatlıkla söyleyebilirim." Bunu rahatlıkla söyleyebilenler, ömürlerini Amerikan emperyalizmine, CIA'ya onun MİT içindeki adamlarına karşı mücadele ile geçirmiş olanları nasıl oluyor da suçlayabiliyorlar? Ben ve arkadaşlarım, 1970, 1980 ve 1990'larda son üç kuşakla iş-kcncchanclcri ve hapishaneleri paylaşan az sayıda insanlar arasındayız. 25 yıllık çizgisi ve mücadelesi belli bir hayattır bu. Hiram Abas ve ekibi CIA'nın adamlarıydılar, ilişkilerini bir "sempati" ve "işbirliği" ilişkisi gibi göstermeleri yanlıştır. Aydınlık ve 2000'e Doğru birçok haberiyle bu gerçeği kanıtladı. Filistin devletinin Ankara Büyükelçisi Abu Firaz, Hiram Abas'ın CIA ve MOSSAD ile ilişkilerini kanıtlarıyla 2000'e Doğruya, bizzat bana anlatmıştı. Bu nedenledir ki Abas ve adamları bizi "FKÖ'nün casusu" gibi de göstermeye çalıştılar. Aynı şeyi Mehmet Eymür de söylüyor anılarında. 76

Page 75: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Biz o zaman da söyledik, şimdi de söylüyoruz; casusluktan nefret ederiz. Ezilen halkların yanındayız, onların mücadelesini desteklemekten şeref duyarız. Herkes safını açıkça ilan ediyor. Yalnız roller farklı. Hiram Abas, Mehmet Eymür ve arkadaşları 12 Mart'ta Ziverbey işkencehanesini çalıştırdılar. Amerikancı 12 Mart darbesi hesabına devrimcileri öldürdüler. Mehmet Eymür anılarında Ulaş Bardakçılara, Mahir Çayanlara, Ziya Yılmazlara karşı Amerika adına yürüttükleri kanlı operasyonları kahramanlık öyküsü gibi ballandıra ballandıra anlatıyor. 12 Eylül'den sonra Hiram Abas ve Mehmet Eymür'ün ülkücü cinayet mahkumlarını örgütleyerek Ortadoğu ve Avrupa'da karanlık işlere giriştikleri de biliniyor. Beyrut'ta MOSSAD'la birlikte yaptıkları operasyonları da 2000'e Dogru'üa yazdık. Hep ABD ile ve Özal'la Birlikte Hiram Abas ve ekibi, her dönemde Amerika'nın ve Türkiye'deki en Amerikancı takımın adamı oldular. Son olarak Özal'ın hizmetindeydiler. Özal'ın Amerika karşısındaki konumunu belirtmeye gerek var mı? Abas ve Eymür, Zcynep-Asım olayında Ö/alların özel "sorunlarını" bile MiT'in olanaklarıyla çözmeye soyunmuşlardı. Rakiplerini hakla-yabilmcsi için Özal'a ünlü MiT Raporunu hazırladılar. Bu rapor da 2000'e Doğru tarafından açığa çıkarıldı. Abaslar ödül olarak MiT'in başına getirilmeyi umuyorlardı. Kaybettiler. Özal bütün çabalarına rağmen Abas ve Eymür'ün tasfiye edilmesini önleyemedi. Abas. MİT'ten ayrıldıktan sonra da Amerika ve Özal hesabına çalışmayı sürdürdü. Eymür'ün anılarında, "Yüce Makam" dedikleri Özal'a raporlar vermeye devam ellikleri, rapor örnekleriyle anlatılıyor. Abas, Özal tarafından çok önemli bir göreve getirilmeyi ummaktan hiçbir zaman vazgeçmemiştir. Eymür buna tanıklık ediyor. Aydınlık ve 2000'e Doğru, bu ekibi her zaman suçüstü yakaladı ve gerçek kimlikleriyle halkın önüne çıkardı. Bunu Abas, "odak noktası haline geldiğim anda" diye ifade ediyor, Eymür ise "Hiram Beyin yükselme ihtimali olduğu tüm devrelerde" diyor. Nefretlerinin kişisel sebebi budur. 77

Page 76: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Eymür'ün Doğruları Eymür'ün yazdıklarında doğrular da var. Şöyle diyor: "Fabrikatör görevini en iyi şekilde yerine gelirmiş ve zamanın başbakanı bile etkilenerek 'kontrgerilla işkence' edebiyatına katılmıştı. MİT, polis pasifize edildi. MİT sorgulardan çekildi. Özel Harp Dairesi sıkı bir denetim altına alındı." Hiram Abas ise şunları söylüyor: "Bunlar 1978'de MİT hakkındaki yayınlarla MİT'i pasifize duruma sokabildiler." Gerçeğin önünde şapka çıkarırız! Aydınlık kimi pasifize etmiş? İşkencecileri. Kimin denetim altına alınmasını sağlamış? Türk Gladiosu'nun. Tüm NATO ülkelerinde Gladioların CIA'ya bağlı olarak kurulup faaliyet gösterdiğini kanıtlandı. Ama Türk Gladiosu hâlâ işinin başında. Saflar bir kez daha beliriyor. Aydınlık ve Aydınlıkçılar Gladio'nun, Kontrgerillanın karşısında: Abaslar Eymürler ise ömürboyu Kontrgerilla! Eymür'ün bizi kimin adına suçladığını biliyoruz. Eymur anılarında sadece Aydınlıkçıları dinmez bir kinle karşısına alıyor. Hiram Bey'in Körfez Politikası Eymür'ün şu satırları bütün tartışmayı noktalayacak nitelikte: "Körfez Savaşından sonraki gelişmeleri izlerken onu sık sık andım. Hiram Bey Türkiye'nin Ortadoğu'da aktif politika izlemesini istiyordu. Onun ölümünden kısa bir süre sonra Türkiye, onun düşündüğünden de aktif bir politika içine girdi. Hiram Bey, Türkiye'ye karşı düşmanca tutum izleyen komşu devletlere yönelik olarak onlara karşı olan güçlerin desteklenmesini istiyordu. Son günlerde Talabani ve diğerleri ile vaki temaslar bu arzusunun da yerine geldiğini gösteren emareler." Amerika'nın Türkiye'ye vermek istediği ve Özal sayesinde verdiği rol burada net olarak özetlenmiş bulunuyor. CIA, Hiram Abas vasıtasıyla Özal'a danışmanlık yapmış, yol göstermiş. Sovyetler Birliği'nin diz çökmesinden sonra Amerika gözünü Ortadoğu'ya dikti. Türkiye'yi Güney'e yönlendirmek için bütün adamlarını seferber etti. ABD yanlıları, birkaç yıldır,Türkiye'de bu iş için kolları sıvamış bulunuyorlar. Körfez savaşı ise Türkiye'nin Israilleştirilmesi planının fırsatını yarattı. 78

Page 77: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Türkiye, kendi kaymakamını ingiliz askerinin tokatlamasına sessiz kalacak duruma düşürülmüştür. Amerika ile birlikte ve Amerika hesabına bölge ülkelerini tehdit ediyor, komşu ülkelerin işgalinde köprü rolü oynuyor, işte Hiramlann Türkiye'yi getirmek istedikleri nokta burasıdır. CIA ile işlevlerin buluştuğu yer de burasıdır. Eymür Niçin Piyasaya Sürülüyor? Mehmet Eymür'ün anı yazacağı yoktu. Korktuğunu, adını unutturmak istediğini hem çevresine, hem de 2000'e Doğru'ya söylemişti. Şimdi belli bir odak Mehmet Eymür'ü cesaretlendirip piyasaya sürüyor. "Sivilleştirme" adı altında MİT’in daha da CIA'ya bağlanması planı yürürlükte. Asker kökenli MİT mensuplarına saldırıları göz önüne alındığında Eymür'ün anıları CIA'nın "sivilleştirme" operasyonunun bir parçasıdır. Eymür, bu planın sonunda tekrar MİT'te önemli bir yere getirileceğini ummaktadır. Bize karşı girişilen saldırıya gelince açıkça saptıyoruz: Bölgeye yönelik Amerikan stratejisinin önündeki engel, öncelikle sosyalistlerdir. Bu hedefe karşı girişilen psikolojik savaşa bugünlerde hız veriliyor, Olguları alt alta yazdığımızda bize savaş açan odağın kimliği ve amacı bir kez daha ortaya çıkıyor. Cengiz Candar'ın MİT mensubu ve Pentagon'un adamı olduğunu onaya çıkardık. Çandar, bize Eymür'le aynı temaları kullanarak saldırıya geçti. "Yabancı istihbarat örgütlerinin maşası" olabileceğimizi söyledi. Güvenlik güçlerini bize saldırmaya davet etti. Eski MİT işkencecisi Avukat Necdet Küçüktaşkıner, Tuzla cinayetinden sanık polislerin avukatlığını yaptığı mahkemeye durup dururken bir dilekçe verip Aydinlık'ı ve bizleri suçladı. Suçlamalar Ey-mür'ünkilerle aynı. Cümleleri bile aynı. Talep de aynı: Devletin balyozu Aydınlıkçıları ezsin. Geçtiğimiz aylarda ise benzer suçlamaları bana MÇP'nin Yeni Düşünce gazetesi, provokatör Murat Ağartıcı'yı kullanarak yöneltti. 79

Page 78: 3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

Eymür'ün Milliyet'teki anılarını kullanarak yeniden, suçladı. Şu günlerde, aynı merkezin başka bir faaliyetini tespit ettik. Benim Abdullah Öcalan'la Bekaa'da çekilmiş fotoğraflarım basına ve partilere gönderiliyor. Bir de sunuş yazısı var. Yazının altındaki imza. "PKK ile Dayanışma Politikasına Karşı Bir Grup Sosyalist Partili." Ben Öcalan'la çekilmiş resimlerimi 2000'e Dogru'da zaten yayımladım. Provokasyon merkezi devrimciler arasında düşmanlık yaratacağı ve bizi tecrit edebileceği umuduyla hareket ediyor. Bütün bu olguların böylesine üst üste gelişini rastlantıyla açıklamak olanaksızdır. Aynı merkezden yürütülen psikolojik harekâtı teşhis etmek zor değil. Hiram Abas ve Mehmet Eymür'ün cinayet mahkumu ülkücülerle iç içelikleri sabit. Yeni Düşünce gazetesindeki Ferruh Sezgin gibi elemanların eski özel Harpçiler oldukları biliniyor. Son olarak Millî Güvenlik Kurulu'na Bağlı Toplumla İlişkiler Başkanlığı'nın (TİB) bazı ülkücü subay ve emekli subaylarca nasıl kullanıldığı Fatih Güllapoğlu'nun "Tanksız Topsuz Harekât" kitabıyla da kamuoyuna açıklandı. TİB daha önce de. beni ve devrimcileri hedef alan, "2000'e Doğru'nun Yayınları ve Gerçekler", "Muhbirlik. Devrime ihanet ve Doğu Perinçek" gibi başlıklarla kitapçıklar ve çeşitli provokasyon bildirileri çıkardı. TİB. bu yayınlarında. "Türkiye Fikir Ajansı" "Doğrudan Eylem" gibi illegal yayınevi isimleri kullanıyor. Eski MHP'lileri kullanan bir odağın saldırısıyla karşı karşıya olduğumuz görülüyor. Mehmet Eyınür. bizimle ilgili yazdıklarını tıpkı Çandar. tıpkı Taşkıner gibi devlet terörünü kışkırtarak bitiriyor. Güvenlik güçlerini, adli makamları göreve çağırıyor. CIA'nın. CIA'cıların meydan okumalarından yılmayız. Onların nefreti ve düşmanlığı bizim için en büyük ödüldür. Biz polisin ve MiT'in sorgularından da adli makamların yargılamalarından da geçtik. Sıkıyönetimi de. Olağanüstü Hali de biliyoruz. Işkencehanede de kaldık, cezaevinde de. Halka hizmetten bizi kimse döndüremedi. Şunu söylebilirim: Bugüne kadar olduğu gibi bu kez de komplo, tertipçilerin ayağına dolanacaktır. 80