16
Yıl : 1 Sayı : 30 / 23 - 29 Haziran 2014 Haftalık Yerel Gazete 5.00 ¨ Ülke çapında kırkbir yöreden gelen Türkmen ve Yörük beylerinin oy birliğiyle “bey” seçimi: Orhaneli Belediye Başkanı İrfan Tatlıoğlu Bu kurultay, bu şölen yediyüz yıl önceki ruh ile yapılmaktadır. Kimse bu şölende temsili tiyatrolar veya canlandırmalar ara- masın. Bu şölen yediyüz yıl önceki heyecanın aynı duyguları ile ve yüzde yüz gerçek olarak yapılmaktadır. Biz yediyüz yıl önce toprağımız, bayrağımız ve Kur’anımız için ne yaptıysak, bugün de aynısını yaparız.” dedi 8-9’da Uludağ’a çıkmanın en güzel yolu... İnanılmaz güzel manzara ve ormanın içinden Uludağ’a başlayan yol- culuğun her anını doya doya yaşamak için vagonun içinde dört dö- nüyordum. Bursa’yı gördüğümde beton bejine boyanmıştı ve içimi acıttı. Altımdaki kestane ağaçlarını uzun zamandır böyle sağlıklı görmemiştim. Her metrede hava serinlemeye başladı. Pırıl pırıl güneş ama tatlı bir serinlik vardı. Bu duygu teleferik değil uçak yol- culuğu duygusuydu. Balık istifi, havasız, ter kokulu, manzara olarak önündekinin ensesini gördüğümüz günler geride kalmıştı. Bunlara ilaveten şiddetli sayılabilecek kadar hızlı rüzgârın bile olumsuz etkisi olmayacağını öğrendiğimde artık Uludağ’a gitmek için tek seçenek vardı. Bursa İpeği “KOZA”sından çıkıyor... Bu yıl 2. kez gerçekleştirilen ‘Kozadan Kumaşa Bursa 2. Koza ve İpek Festivali’ ile Bursa’nın en önemli değerlerinden olan ipek ve koza kültürü vatandaşlara tanıtılıyor ve en önemlisi, gelenek- sel kültürümüz geleceğe taşınıyor. 83 yaşında hayatını kaybeden Ömeragiç’in cenazesi, 21 Haziran 2014 Cumartesi günü saat 13:00'de doğup bü- yüdüğü kasaba olan Zrenanin‘de toprağa verilecek. Kemal Ömeragiç, 1976-1977, 1977-1978, 1982-1983, 1983- 1984 ve 1986-1987 sezonlarında Bursaspor A Takımı’nda Teknik Direktörlük yapmıştı. “Piliçlerin” babasını kaybettik Bursaspor’da görev yaptığı sürelerde gençlere şans vermesiyle tanınan ve onları ‘piliçlerim’ diye yüreklendiren Ömeragiç öldü. Müzik Akademisi’nde hasat zamanı 4’de 6’da 14’de Kan renklerinin hepsi kırmızı olan Kürt, Laz, Çerkez, Roman, Türk, Muhacir çocuklarının ruhlarını işleyip bir potada eri- ten elleri öpülesi öğretmenlerin taç giyme töreni olan me- zuniyet gecesi, muhteşem bir izleyici topluluğu ile birlikte yapıldı. Bozdur bozdur harca 1 Temmuz-31 Aralık 2014 tarihleri arasında geçerli olacak düzenlemeyle yılın ikinci yarısı için yüzde 5,88 zam yapılacak. Şuanda brüt 1,071, net 846 lira olan asgari ücret, yüzde 5.88'lik zamla brüt 1,134, net 891,03 lira olacak. Asgari ücretteki 45 liralık artışın ar- dından, asgari ücretlinin net yevmiyesi 29,70 lira, net saat ücreti ise 3,96 lira olacak. Balyoz davası başladığından bu yana “Kanunseverler” ile “Hukuk- severler” arasındaki mücadele de malumun ilanının sahte ve düz- mece deliller ile 4.5 yıl sonra açık- lanması asla bir “normalleşme süreci” olarak izah edilemez. Or- talama 75 yıllık insan ömrünün yaklaşık %6sını ahlaksız bir iftira ile zindanda geçiren insanların acısı aslında hukuk tarihimize bir “balyoz” gibi inmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin Balyoz Davası sanıklarına ’hak ihlali yapıl- dığı’ yönündeki kararının ardın- dan savcılık, tüm sanıkların infazlarının durdurulması ve yar- gılamanın yenilenmesi yönünde mütalaa verdi. Savcının mütalaasını alan mah- keme de, sanıkların tamamı için tahliye ve yeniden yargılama ka- rarı vermesinin ardından tahliye- ler başladı. Anayasa Mahkemesi “Balyoz”u gömdü

Bursapost sayı 30

Embed Size (px)

DESCRIPTION

BURSAPOST ONLINE

Citation preview

Page 1: Bursapost sayı 30

Yıl : 1 Sayı : 30 / 23 - 29 Haziran 2014 Haftalık Yerel Gazete 5.00 ¨

Ülke çapında kırkbir yöreden gelenTürkmen ve Yörük beylerinin oybirliğiyle “bey” seçimi: OrhaneliBelediye Başkanı İrfan Tatlıoğlu

Bu kurultay, bu şölen yediyüz yıl önceki ruh ile yapılmaktadır.Kimse bu şölende temsili tiyatrolar veya canlandırmalar ara-masın. Bu şölen yediyüz yıl önceki heyecanın aynı duygularıile ve yüzde yüz gerçek olarak yapılmaktadır. Biz yediyüz yılönce toprağımız, bayrağımız ve Kur’anımız için ne yaptıysak,bugün de aynısını yaparız.” dedi 8-9’da

Uludağ’a çıkmanın en güzel yolu...İnanılmaz güzel manzara ve ormanın içinden Uludağ’a başlayan yol-culuğun her anını doya doya yaşamak için vagonun içinde dört dö-nüyordum. Bursa’yı gördüğümde beton bejine boyanmıştı ve içimiacıttı. Altımdaki kestane ağaçlarını uzun zamandır böyle sağlıklıgörmemiştim. Her metrede hava serinlemeye başladı. Pırıl pırılgüneş ama tatlı bir serinlik vardı. Bu duygu teleferik değil uçak yol-culuğu duygusuydu. Balık istifi, havasız, ter kokulu, manzara olarakönündekinin ensesini gördüğümüz günler geride kalmıştı. Bunlarailaveten şiddetli sayılabilecek kadar hızlı rüzgârın bile olumsuz etkisiolmayacağını öğrendiğimde artık Uludağ’a gitmek için tek seçenekvardı.

Bursa İpeği “KOZA”sından çıkıyor...

Bu yıl 2. kez gerçekleştirilen ‘Kozadan KumaşaBursa 2. Koza ve İpek Festivali’ ile Bursa’nın enönemli değerlerinden olan ipek ve koza kültürüvatandaşlara tanıtılıyor ve en önemlisi, gelenek-sel kültürümüz geleceğe taşınıyor.

83 yaşında hayatını kaybeden Ömeragiç’in cenazesi,21 Haziran 2014 Cumartesi günü saat 13:00'de doğup bü-yüdüğü kasaba olan Zrenanin‘de toprağa verilecek.Kemal Ömeragiç, 1976-1977, 1977-1978, 1982-1983, 1983-1984 ve 1986-1987 sezonlarında Bursaspor A Takımı’ndaTeknik Direktörlük yapmıştı.

“Piliçlerin” babasını kaybettikBursaspor’da görev yaptığı sürelerde gençlere şans vermesiyletanınan ve onları ‘piliçlerim’ diye yüreklendiren Ömeragiç öldü.

Müzik Akademisi’nde hasat zamanı

4’de 6’da

14’de

Kan renklerinin hepsi kırmızı olan Kürt, Laz, Çerkez, Roman,Türk, Muhacir çocuklarının ruhlarını işleyip bir potada eri-ten elleri öpülesi öğretmenlerin taç giyme töreni olan me-zuniyet gecesi, muhteşem bir izleyici topluluğu ile birlikteyapıldı.

Bozdur bozdur harca1 Temmuz-31 Aralık 2014 tarihleri arasında geçerliolacak düzenlemeyle yılın ikinci yarısı için yüzde5,88 zam yapılacak. Şuanda brüt 1,071, net 846 lira

olan asgari ücret, yüzde 5.88'lik zamla brüt 1,134, net891,03 lira olacak. Asgari ücretteki 45 liralık artışın ar-dından, asgari ücretlinin net yevmiyesi 29,70 lira, netsaat ücreti ise 3,96 lira olacak.

Balyoz davası başladığından buyana “Kanunseverler” ile “Hukuk-severler” arasındaki mücadele demalumun ilanının sahte ve düz-mece deliller ile 4.5 yıl sonra açık-lanması asla bir “normalleşmesüreci” olarak izah edilemez. Or-talama 75 yıllık insan ömrünün

yaklaşık %6sını ahlaksız bir iftiraile zindanda geçiren insanlarınacısı aslında hukuk tarihimize bir“balyoz” gibi inmiştir.Anayasa Mahkemesi’nin BalyozDavası sanıklarına ’hak ihlali yapıl-dığı’ yönündeki kararının ardın-dan savcılık, tüm sanıkların

infazlarının durdurulması ve yar-gılamanın yenilenmesi yönündemütalaa verdi.Savcının mütalaasını alan mah-keme de, sanıkların tamamı içintahliye ve yeniden yargılama ka-rarı vermesinin ardından tahliye-ler başladı.

Anayasa Mahkemesi “Balyoz”u gömdü

Page 2: Bursapost sayı 30

2 Haziran / 4 Sayı : 30

Osman GÜRÇAY [email protected]

Bir zamanlar Bursa için basılan kartpostalları süsle-yen kırmızı kabinli 40 kişilik Teleferik Türkiye’de birilk olarak Bursa’nın markası olmuştu. Kötüydü de-meye dilim varmıyor zamanının teknolojisi ile yapıl-mıştı ve maksadın hasıl olmasında önemli bir yerivardı. İki etaptan oluşan Teleferik hattının ilk durağıolan Kadıyayla’da inilir, Sarıalan’dan gelen vagonbeklenir ve ikinci etap yolculuğu başlardı.

Türkiye’nin en uzun teleferiği olan Uludağ Te-leferiği Bursa’dadır. Yıldırım’daki Teferrüç semti ileUludağ’daki Sarıalan Yaylası arasında 1963’te kurul-muştur. Kadıyayla istasyonundaki aktarma ile top-lam 4766 metre uzunluğundadır. 374 m’lik rakımdanbaşlayan yolculuk, yaklaşık 20 dakika sonra 1634m’lik rakımda sona erer. Bu teleferik aynı zamandaTürkiye’nin ilk teleferiğidir.1963’ten bu yana zorunlu bakımlar ve tel değiştir-meler dışında üzerine tuğla konmamış Uludağ Te-leferiği için şehir efsaneleri yazılmıştır. Çok sık olan

ve çabuk halledilmeyen elektrik kesintileri ve meka-nik sorunlara ilaveten ünlü rüzgâr problemi ile se-ferler aksardı. Eşlerinin haberi olmadan “konukomşu” günübirlik pikniğe giden Teleferik yolcuları,rüzgâr ya da arıza nedeniyle akşam evde olama-yınca mahkemelik olaylar yaşanırdı.Fiziksel olarak da günümüzde kullanılabilecek birçizgisi yoktu. Karşılıklı iki vagon aynı anda istasyon-lardan çıkardı ve uzun süre beklemek gerekirdi. Va-gonlar ön ve arkada altışar kişilik oturma yerleriolan, ayakta da 28 kişi alınan sıkış tepiş tam bir kon-serve kutusunda yolculuk yapılırdı. O sebepten deulaşım için değil, nostaljik bir anı olarak binilirdi.

Ben bugün teleferiğe bindim...Bugün yeni teleferiğin resmi açılışı vardı. Büyük birheyecanla ve erkenden Teferrüç’e gittim. Benim git-tiğimde konuşma platformu hazırlanmış, izleyici veprotokol tribünleri kurulmuştu ama beklenen hazi-rundan kimse yoktu. Televizyonlar tripotlarını ayar-layıp kameralarını yerleştiriyorlardı. BŞB’nin basın vetörenden sorumlu A Takımı son denetlemeleri yapı-yordu. O arada boynuma bir basın kimliği astılar. İç-eriğine baktığımda karekod’u okutun ve teleferiğebinin yazıyordu.Hava çok sıcaktı ve beklemeye tahammülüm yoktu.Madem ki ‘okutun ve binin’ yazıyordu, ben de oku-tup “Teleferiğe binmek” için ana binaya doğru yü-rüdüm. İçeri girdiğimde şaşkına döndüm. Benimaklımdaki teleferik binası uçmuş gitmiş, yerine mo-dern bir havaalanı lobisi beni karşılıyordu. Giriş ho-lünün bitiminde yürüyen merdivenlerle “apron”aulaştım. Etrafıma bakındım her yer ve her şey mü-kemmel görünüyordu. Balkondan tören alanına birgöz attım. Protokolün alana geldiğini gördüm.Kimse kızmasın ama bu tür konuşmaları üç aşağıbeş yukarı bildiğimden önümden yaklaşık 10 sani-yede bir geçen vagonları hayran hayran seyretmeyebaşladım. Salonda bulunan birkaç tane kaçak(!) yol-cuya törenden önce vagonlara binilemeyeceği söy-lenince içim cızzz etti. Görevliye kartımı göstererekbasın olarak yukarıya çıkmak istediğimi ve protokolüorada karşılamak istediğimi söyledim, Ve “bingoooooo”..!İlk karşıladığım vagona bindim. Bembeyaz bir kuğugibiydi ve yolculuk başladı. Önce önüm arkam sobededim ve içeriye baktım. Karşılıklı dörder kişilik ikiyumuşak bant koltuk vardı. Oturduğunuz her yer-den çevrenizi görmeniz mümkündü. Geniş alınlıcamlar dağ manzarasını vagonun içine alıveriyordu.Sarsıntı yok denecek kadar azdı ve her 10 saniyedekarşıdan gelen vagona temenna çakıyordunuz. İlkdirek ilk heyecandı. Biz eskiden direkten geçerken“Hoooooooopppss” diye bağırırdık ya! Artık o danostalji olarak eskilerde kaldı. Her direkte beton as-falttan, soğuk kaplamaya geçiş gibi sesini duyuyorama sarsıntıyı hissetmiyorsunuz bile.

Uludağ’a çıkmanın en güzel yolu...İnanılmaz güzel manzara ve ormanın içinden Ulu-dağ’a başlayan yolculuğun her anını doya doya ya-şamak için vagonun içinde dört dönüyordum.Bursa’yı gördüğümde beton bejine boyanmıştı veiçimi acıttı. Altımdaki Kestane Ağaçlarını uzun za-mandır böyle sağlıklı görmemiştim. Her metredehava serinlemeye başladı. Pırıl pırıl güneş ama tatlıbir serinlik vardı. Bu duygu teleferik değil uçak yol-culuğu duygusuydu. Balık istifi, havasız, ter kokulu,manzara olarak önündekinin ensesini gördüğümüzgünler geride kalmıştı. Bunlara ilaveten şiddetli sayı-labilecek kadar hızlı rüzgârın bile olumsuz etkisi ol-mayacağını öğrendiğimde artık Uludağ’a gitmekiçin tek seçenek vardı.

Ağaç katliamı var mı?Benim akılcı çevre duyarlılığımı bilenler bilir. Bilme-yenler bu saatten sonra öğrenmese de olur. Ben hatboyunca dağa o eleştirel gözle baktım. Yeni siste-min 1963 yılında dikilen direklerden hiç bir farkı yok.

Bu yaz için doğal olarak çalışma yapılan yerlerdetoprak görünüyor. Ama ilk yağışlarda toprak yeşere-cek kendi doğal ortamını oluşturacaktır. Yani her di-reğin etrafına binalar yapılmamış, büfeler kirayaverilmemiş, sadece bir kuşak oluşturulmuş ki buyangın ihtimalinde bile olması gereken bir bandolarak görünüyor. Direk sayısı artınca doğal olarakağaç kesilmeleri de olmuş ama esas ağaç kesme işiotellere gidecek olan üçüncü etapta olacak gibi gö-rünüyor. O üçüncü hat gerekli midir? Evet gereklidir.Uludağ’ı düştüğü çukurdan çıkarmak için, resmisosyal tesis yağmasından kurtarmak için, hizmetedair aksaklıkların giderilmesi için, Uludağ’a kırk yılönceki önemini ve itibarını iade etmek için gerekli-dir. Üçüncü etap direk ve vagonları Sarıalan’dakişantiyede yerini aldığına göre bu etaba da merhabademek yakındır.Sarıalan’da şölen sofrası kurulmuştu. Meraklıların bil-gisine rejimde olduğumdur. Bunun tanığı ise SevgiliFehim Ferik ve Yusuf Kayışoğlu’dur.Ben inerken protokol geliyordu. Hepsini tek tek kar-şıladım ve görevimi yapmanın keyfi ve Uludağ’ı yenikonforla yaşamanın zevki ile Bando Şefi ile paylaştı-ğım vagonla sarı sıcağa geri döndüm.

Yazarın okuruna hediyesidir!Önümüz Ramazan ayıdır. Bence fırsatı olan herkesiftarını Uludağ’da açsın. Mesai bitimi ile İftar Vaktiarasında ciddi bir zaman aralığı var. O sıcaklarda biziUludağ paklar. Yol stresi yok. Benzin parası yok. Parksorunu yok. Harika bir yolcuğunun sonunda YeşilCennet sizi bekliyor. Allah için bilet bedelini bilmi-yorum ama ağanın eli tutulmaz, BŞB Recep Altepehiç olmazsa Ramazan için can yakmayan bir tarifeuygulayıverir.

Bir zamanlar Teleferik…

Page 3: Bursapost sayı 30

Haziran / 4 Sayı : 30 3

Canan Ekinci YILMAZ [email protected]

Eski günlerde bu kadar hızlı akmıyor olmalıydızaman.Yaz günleri ne kadar öğlen uykusuna yatacak kadaruzunsa, kış geceleri de soba başında masallar anla-tılıp kestaneler patlatılacak kadar uzundu.Mesafeler hep uzak, misafirlikler en az günübirlikti.Komşu değilse eğer gelen, yatıya kalırdı. Yüklükler-den çıkartılarak kabartılan yün döşeklerin üzerine,bembeyaz patiska çarşaflar, yine aynı patiskaylakaplı yorganlar yayılırdı misafir için.Evlerde eşya az, yaşayanlar için yer çoktu…Çocukluğun verdiği zamanı algılayamama mıydıbilmem….55 yaşında ölmek benim için çok normaldi mesela.“Tam adam olduğu zaman” derlerdi o yaşta ölen bi-risi için.Bense “Yaşamış işte yeterince ve ölmek için yete-rince yaşlanmış” derdim.19’unda evlendiyse bir adam, hemen de çocuğu ol-duysa, 40 yaşında torun sahibi olan bir dede olmasıçok normaldi.Kadınların 16’sında evlendiğini düşünürsek 40 ya-şına gelmiş bir kadın görmüş geçirmiş bir büyük-anne olarak köşesine çekilmeliydi.Hele ki 55 yaş.Çok yaş çok…

Ya Sultan Mehmet’in henüz 21 yaşında iken İstan-bul’u fethetmesine ne demeli?Bir de şimdinin 21 yaşına bakalım.Sonra da Onlar mı daha hızlı yaşadılar hayatı, yoksabiz mi? diye sorgulayalım.

Zamanın bu kadar hızlı akmasından olsa gerekhayat artık uzaklara ötelendi. Sindire sindire yaşanamayan günler ileride yaşan-mak üzere biriktirildi.

O günler kâh değerlendi, kâh değerlenmedi.Pek çok umut ve hayal saklandıkları dehlizlerde ogünkü heyecanlarını yitirip, çürüyüp gitti.Okullar bitmeden, masterlar yapılmadan, işler bulu-nup her şeyler tam olmadan evlenilemediği için ev-lilik ve çocuk zamanları geldi 40’lara dayandı.Böylelikle de ilk analık-babalık heyecanı eskinintorun sevilecek yaşlarında yaşandı.****Bir şehirden bir şehire gitmek değil saatlerle, gün-lerle ölçülürdü eskiden.Şimdiyse sabırsız saatlerde yarım saatin hesabında-yız. Daha kısa, daha hızlı, daha çabuk…İletişim ona keza. Çevirmeli telefonların kendisiniedinmek yıllara yayılan bir dava idi. İyisi mi, ellerindeki telefonun bir tık’ıyla neredeysediğer gezegenlere bağlanacak durumdaki gençlikyurtdışı ile görüşme mücadelelerimizi hiç duyma-sınlar... Onlar gibi biz de alıştık her şeyin bu hızda seyret-mesine. Sabrımız yok hiç beklemeye. Ne trafikte, ne de telefon elimizde...Işıklar hep yeşil yansın, telefonla aradığımız kişi ikin-ciye çaldırmasın, telefonu hemen açsın.Maazallah, hele de sosyal medya kesintiye uğrarsa!O yüzden 3 G’miz 7x24 aktif olmak zorunda.E hani baz istasyonlarına karşıydık… Hani mahalle-mizden kaldırılsın diye bas bas bağırıyorduk…Telefonumuz arka odada çekmedi diye şimdi buneyin isyanı?

Zamanda yolculuk zamanı

Geçtiğimiz hafta Orhaneli’ye gittik şenlik için. Yörükler kendilerine has kıyafetleri içinde eski gün-lere götürdüler bizi. Çadırlar, rahvan koşan atlar, poturlar, keçe halılar, ki-limler, develer, çayır çimen, saz söz…

Tam o havaya girmiş ve ortamla bütünleşmişken,elindeki açık laptopuyla önümüzden geçen biryörük, öte tarafta akıllı cep telefonuyla konuşan birbaşkası, kadınların giydiği katkat elbiselerinin üze-rinde, başlarına bağladıkları örtülerin çevrelediğiyüzlerinde bugüne ait gözlükler, kulak misafiri olu-nan kısa sohbette “Bu şenlik için akşam yazlıktangeldim” diyen bir diğeri…Ve bir anda birbirine geçen zamanlar…

Zaman içinde geri dönüşler yaşansa da hiç umma-dığımız yerden yakaladığımız ufak bir ayrıntı bizihemen bugüne taşıyor.Zihnimizde ve bütün bedenimizde bugünün alış-kanlıkları varken o günlerin ruhuna girmek pek demümkün olmuyor…Zaman hızla ilerliyor ve asla geriye akmıyor…Zamanda yolculuk hayalleri de bir bir suya düşü-yor...****Asırlardır olduğu gibi her nesil kendi hızında yaşa-yarak atacak imzasını geleceğe.Dedenin başlayıp torunun bitirdiği ahşap el oymasısehpaya bakarken kafamı karıştıran zaman mef-humu, görmeyeceğim yılların hızını kestiremeye-cek…Biz eskinin 6 saatte gidilen yolunu 2 saatte almayasevinirken şimdi, bizim şükrettiğimiz iki saati bileyaşamayacak birileri.Bu çılgın koşunun sonu belki de ilk çağa dönüşlesonlanacak.Kimbilir…

Şairin dediği gibi,Baki kalan bu kubbede bir hoş sada olabilmekte iş…Ötesi koskocaman bir boşluk…

Zaman boşluğunda bir nefes alımlık bu ömür

Page 4: Bursapost sayı 30

Her yıl yapılarak geleneksel hale gelenÖzhan Çalışanları Piknik Şenliği son yıl-lardaki gibi yine Yukarı Sölöz Ayazma

Piknik Alanı’nda yapıldı. Özhan Marketler Zin-ciri Genel Müdürü İbrahim Özhan’ın hoş geldi-niz konuşmasının ardından ilk olarak 20 yılınıdolduran Hülya Bozkurt başta olmak üzere, 10-15 yıl kıdem alan personele plaket verildi. 15 yı-lını dolduran Elif Özhan Ak’ın plaketini kendisi

yurtdışında olduğundan İbrahim Özhan tara-fından Yönetim Kurulu Başkanı Tevfik Özhan’averilmesi çok anlamlı oldu. Plaket verilmesininardından toplu fotoğraf çekildi.

Sabah ilk olarak gözleme ayran çay ile başlayankahvaltı sonrasında piknik alanında üslenen or-ganizasyon, müzik, çeşitli oyun standları vecanlı yarışmalar ile katılımcıları coşturdu. San-dalye kapma yarışması, dansta balon patlatmayarışması, yoğurt yarışması, Rodeo yarışması

çok hoş ve ilginç görüntülere sahne oldu. Ka-zananlara çeşitli ödüller verildi.

Özhan Pikniklerine ilk başladığı zamandan berikatılırım... Orada insana dair o kadar çok şeybulurum ki; piknik dönüşünde sadece dinlen-menin değil, ruh dinginliğine erişmenin dekeyfini yaşarım...

Pikniklerde en çok koşturan ve her şeyin mü-kemmel olması için çabalayan Özhan Market-ler zinciri yönetimidir. Yönetim Kurulu BaşkanıTevfik Özhan gözleme dağıtır. Başkan VekiliMustafa Uluçay lojistik desteği eksiksiz sağlar.

Genel Müdür İbrahim Özhan her an, her yerde,boşluk bulduğu anda sahnededir. Yönetim Ku-rulu üyeleri bazen mangal başında, bazen ço-cukların yanında oyunlara katılırlar. Basın veHalkla İlişkiler Sorumlusu Ayşen Yılmaz ise tümtrafiği kazasız belasız yönetir.

Hal böyle olunca da piknik şölene dönüşür. Onyıllardır kimsenin kastığını görmedim. Kimse-nin gönülsüz oynadığına tanık olmadım. Kim-senin ‘yesek de gitsek’ dediğini duymadım.Takım ruhunun en güzel örneklerini ÖzhanPikniklerinde görebilirsiniz.

Sölöz’de bulunan Özhan Zeytin İşleme tesisle-rinin sorumlusu Nurhan Özhan ise her senepikniklerde ev sahibi olmanın en güzel örnek-lerini sergiler.

Bu yıl da aynı güzellikleri yaşadık. Ayazma’nındoyumsuz dağ ve göl manzaralı ortamı içindeher türlü imkânın bulunduğu piknik alanındabedenimizle beraber ruhumuzu da dinlendire-rek döndük. Siz İznik Gölü’ne tepeden bakma-nın tadını yaşarken piknik yapmak istersenizAyazma’yı piknik takvimine işleyiniz...

Haziran / 4 Sayı : 304

YEREL SÜRELİ YAYINYıl : 1 Sayı : 30 İMTİYAZ SAHİBİ

BURSAPOSTMedya,İletişim ve Görsel Sanatlar

HizmetleriGökçe Gürçay

Genel Yayın YönetmeniOsman Gürçay

Sorumlu Yazı İşleriMüdürü

Erhan Kural

Grafik Tasarım & ITCan Ginyol

Haber DirektörüCanan Ekinci Yılmaz

Grafik Tasarım &İstihbaratSercan Erol

Bursapost GazetesiAltıparmak Caddesi, Yahşibey Mahallesi 9. Kısa

sok. Çağın Apt. No: 3 Daire: 4 Osmangazi / BURSA

Tel: 0 224 223 21 25 Fax: 0 224 223 21 [email protected]

BURSAPOST, basın meslekilkelerine uymaya söz vermiştir.

Yeni Yüz MatbaacılıkReklamcılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Sakarya Mah.

Sezen Sok. No:25/A Osmangazi / BURSATel: 0224 250 21 81

23 - 29 Haziran 2014

BursaPost’ta yayınlanan köşeyazılarından yazarları sorumludur

Dağıtım : SEÇ Kurye

Gazetemiz resmi üyesidir.

Osman GÜRÇAY

farkıyla piknik “şölen” olur!

Page 5: Bursapost sayı 30

Haziran / 4 Sayı : 30 5

Direniş uluslararası boyutta Nilüfer’demercek altına alındı.Gezi Direnişi’nin birinci yıldönü-münde “Nilüfer’de Özgürlük ve De-mokrasi Günleri” temalı etkinliklerserisi düzenleyen Nilüfer Kent Kon-seyi, “Direniş Dünyayı Değiştirir Mi?”forumuyla sona erdi.Nilüfer’de Özgürlük ve DemokrasiGünleri adı altında çeşitli etkinliklerdüzenleyen Nilüfer Kent Konseyi, “Di-

reniş dünyayı değiştirir mi?” konulupanelde direnişi uluslararası boyuttamercek altına aldı. Dünyadan şehir is-yanlarında yer alan direnişçilerin katı-lımıyla gerçekleştirilen etkinlik, Nilüfer3 Fidan Gençlik Parkı’nda gerçekleşti-rildi. Türkiye, Ukrayna, Brezilya, Ro-manya ve Yunanistan’dan demokratikhak mücadelesi yapan aktivistlerin ka-tılımıyla gerçekleşti. ModeratörlüğünüAraştırmacı Yazar Foti Benlisoy’un

yaptığı Direniş Dünyayı Değiştirir mi?formunda söz alan Ukraynalı aktivistOlekxandra Riazantseva, Ukrayna’dason zamanlarda yaşanan direniş mü-cadelesinde yaşadıklarını paylaştı. Kısazamanda yaşadıklarının tüm hayatınıdeğiştirdiğini ifade eden OlekxandraRiazantseva, başlangıçta izleyicisi ol-duğu eylemlerde polisin çok sert şid-detiyle karşılaştıklarını söyledi. Direnişsırasında trajik olayların da yaşandığınıanlatan genç aktivist kendisini ölüm-den kurtaran arkadaşının bir günsonra polis tarafından vurularak haya-tını kaybetmesinin onu çok üzdüğünüifade etti. Direnişin dünyayı değiştire-ceğine inandığını da sözlerine ekleyenOlekxandra, polis tarafından uygula-nan şiddetin insanları daha çok diren-meye ittiğini belirtti. Romanya’dan katılan Tudor Lulian da,Romanya’da madenlere karşı verdiklerimücadeleyi aktardı. İlk olarak köylüle-rin başlattığı küçük bir direnişin tümülkeye yayıldığını kaydeden Tudor Lu-lian, örgütlü mücadele ile direnişi ka-zandıklarını belirtti. Nilüfer Kent Konseyi tarafından dü-zenlenen foruma Mersin Akdeniz Be-lediyesi’nden katılan Yüksel Mutlu da“Kadınların tarih boyu verdikleri diren-işlerin büyük rol oynadığını belirtti.

Darbeler tarihi gibi olan Türkiye’de 12Eylül darbesi sonrasında da sokağa ör-gütlü olarak kadınların çıktığını belirte-rek, Rosa’lardan, İsrail’de SiyahlıKadınlara, Paris’den, Türkiye’ye cumar-tesi annelerine, barış annelerine,özelde de Kürt kadınlarının hem kendifeodal yapılarına hem de kadın özgür-lük mücadelesinde verdikleri büyükmücadeleler sonrasında bugün bukürsülerde oturabildiklerini, konuşabil-diklerini belirterek örgütlü mücadeleeden kadınlara borçlu olduklarını söy-ledi. Geniş katılımın olduğu foruma LGBTİadına katılan Şişli Belediye Başkan Da-nışmanı Boysan Yakar da “Siz yoksa-nız, haklarınız da yok” diyerek LGBTİbireylerin siyasi süreçlere katılımın art-ması ile görünürlük kazanıldığının al-tını çizdi. Boysan Yakar, Gezi süreciiçerisinde bulunanlar arasında önyar-gıların kırıldığını ve LGBTİ dostu bele-diyelerin gündeme geldiğini ifade etti. Uluslararası düzeyde Nilüfer KentKonseyi tarafından gerçekleştirilen“Direniş Dünyayı Değiştirir mi? etkinli-ğinde Yönetmen Ümit Kıvanç, Gaze-teci Yazar Ender İrmek, Latin AmerikaSendikalar Birliği Proje KoordinatörüBülent Karlıdağ da konuşmacı olarakyer aldı.

Nilüfer “Direniş dünyayı değiştirir mi?”yi sorguladı

Bursa Büyükşehir Belediyesi’ninGemlik-İstanbul arasında yolcu taşı-ması yapan deniz uçağı gelin uçağıoldu.Gemlik’ten İstanbul’a gelin gidenDilan Silvan’a jest yapan Bursa Bü-yükşehir Belediyesi’ne bağlı Burulaşfirması, gelin ve damadı deniz uçağıile kısa sürede İstanbul’a ulaştırdı.Gelinin babası Ferit Silvan ve diğer

aile büyükleri tarafından deniz uça-ğıyla uğurlanan Dilan ve Deniz çifti,yaklaşık 20 dakikalık uçuşun ardın-dan İstanbul’a vararak düğünün ya-pılacağı Beylikdüzü KültürMerkezi’ne ulaştı. Genç çift BursaBüyükşehir Belediyesi ve Burulaşyetkililerine teşekkür ederek, “Bizimiçin unutulmayacak bir anımız oldu”dediler.

Uçtu uçtu gelin uçtu!

Uludağ Üniversitesi, ilkokul öğrenci-lerinin zihinsel ve bedensel gelişim-lerine katkıda bulunmak amacıyla,Görükle Yerleşkesinde bulunan or-manlık alanın bir bölümünü “DoğadaBir Gün” projesine tahsis etti. Uzun yıllar Bursa’da eğitim sistemi-nin pek çok alanında görev almışolan Meral Akbulut’a ait “Doğada BirGün” projesi, 5-15 yaşındaki çocukla-rın el ve iletişim becerilerini geliştir-meyi hedefliyor. İstanbul’da 13 yıldırbaşarıyla sürdürülen proje, Bursa’dailk kez 23 Nisan 2004 tarihinde baş-ladı. Yaklaşık 4 bin öğrenci, yerleşkeiçindeki ormanın bir bölümünde Ha-ziran sonuna kadar “doğada bir gün”geçirecek.Projeye katılan öğrenciler, öğret-menler ve liderler eşliğinde, yıl için-deki çalışmalarını destekleyici, oyunkurgusu içinde interaktif bir etkinlikiçinde yer alıyor. Öğrenciler, sabah

saat 09:30’da kahvaltı edip etkinlik-lere başlıyor. Öğle yemeğinin ardın-dan saat 16:00’ya kadar etkinliklersürüyor ve ardından öğrenciler ser-vislerle önceden belirlenen adreslerebırakıyor.

REKTÖR DİLEK’TEN ZİYARETUludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.Kamil Dilek, “Doğada Bir Gün” proje-sine katılan son grup öğrencileri zi-yaret ederek, öğrenciler veeğitmenlerle sohbet etti. RektörDilek, öğrencilere “Büyüyünce Ulu-dağ Üniversitesi’nde okumayı düşü-nür müsünüz?” diye sorunca,öğrencilerin büyük çoğunluğuolumlu yanıt verdi.“Doğada Bir Gün” projesinin BursaKoordinatörü Ufuk Kaçar da, bir günboyunca yapılan etkinlikler hakkındaRektör Prof. Dr. Dilek’e bilgi verdi.

İlkokul öğrencileri için ‘Doğada Bir Gün’ projesi

Kamyonlara künye denetimiBüyükşehir Belediyesi Hal Şube Mü-dürlüğü ekipleri, kentin giriş çıkışnoktalarında yaş sebze meyve taşı-yan tüm kamyonlarda künye dene-timi yapıyor.Büyükşehir Belediyesi, halk sağlığınıdoğrudan ilgilendiren gıda güvenliğikonusunda denetimlerini artırdı.Özellikle 5957 sayılı Hal Kanunukapsamında yaş sebze ve meyve ta-şıyan kamyonlarda künye deneti-mine ağırlık veren Hal ŞubeMüdürlüğü ekipleri, hangi ürünlertaşındığı, ürünlerin nereden nereye

gittiği ve kayıt altında olup olmadı-ğını inceliyor.Ankara yolu üzerinde İnegöl çıkı-şında, İzmir yolunda Karacaoba me-zarlığı mevkiinde ve İstanbul yoluüzerinde Gemlik çıkışındaki Ulaş-tırma Bakanlığı’nın ağırlık kontrolmerkezinde yapılan denetimlerdeMayıs ayı içinde 690 kamyon dene-timden geçirildi. Denetimi yapılankamyonların yüzde 90’ının künyeyesahip olduğu belirlenirken, künyesibulunmayanlar hakkında ise yasalişlem yapıldı.

Osman GÜRÇAY

Page 6: Bursapost sayı 30

Haziran / 4 Sayı : 306

Bursa’nın ilk özel kongre ve etkinlik merkezi olanPlaza 16 bünyesindeki Nilüfer Nikâhevi, ikametgâhadresinin olduğu ilçede nikâh kıydırma zorunlulu-ğunun kaldırılmasının ardından Bursa’nın 17 ilçe-sindeki çiftlerden büyük ilgi görmeye başladı.Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, evlene-cek çiftleri, Bursa’nın en konforlu Nikâhevi Plaza16’ya davet ederek, “Nilüfer ilçemizdeki Plaza 16Nikâhevi, evlenecek çiftlere, hem yüksek konfor vehizmet kalitesi, hem de uygun fiyatlarla yeni ha-yatlarına mutlu bir şekilde başlangıç yapma fırsatısunuyor. Nilüfer artık tüm Bursa’yı evlendiriyor”dedi. Nilüfer’de yap-işlet-devret modeliyle hayata geçi-rilen Plaza 16 Nikâhevi’nin çalışmalarını kamuo-yuyla paylaşmak üzere basın mensuplarıylabiraraya gelen Nilüfer Belediye Başkanı MustafaBozbey, Nilüfer’in aşkın ve mutluluğun ilçesi oldu-ğunu kaydetti. Bütün Bursa’yı evlenmek için Plaza16 Nilüfer Nikâhevi’ne beklediklerini söyleyen Ni-lüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey Bursa’nın 17ilçesinin de aşka ‘Evet’ diyeceği yerin, Plaza 16 Ni-

lüfer Nikâhevi olacağını söyledi.5 yıldızlı otel konforuna sahip mekânlarda çiftlere120 kişilik kapasiteden 500 kişilik kapasiteye kadar3 farklı salonda nikâh kıyma olanağı sağladıklarınave nikâh salonlarında uyguladıkları fiyat politikası-nın da emsallerine göre daha cazip olduğuna dik-kat çeken Pamukçular Grup GenelMüdürü Mustafa Altın, “Buradaki ola-nakları görünce çoğu kişi inanamıyor,ancak bizim her bütçeye uygun alter-natiflerimiz var. Yüksek kalite-düşükfiyat prensibimizden şaşmıyoruz. Ni-kâhlar için 100 TL’den başlayan ücret-lerle nikâhlar Plaza 16 NilüferNikâhevi’nde kıyılabiliyor” diye ko-nuştu. Mustafa Altın, çiftlerin özengösterdikleri konular arasında salontahsis sürelerinin geldiğine işaret ede-rek, “Konukların salona girişi, nikâhınkıyılması ve salonun boşaltılmasınınyarım saat gibi bir zaman dilimine sı-kıştırılmasını istemeyen çiftler yakut

salon dışındaki salonlarımızı 1 saate kadar kullana-biliyorlar. Yakut salonu ise 2 saat gibi bir zaman di-limine kadar kullanabiliyorlar. Üstelik Plaza 16Nilüfer Nikâhevi’nde nikâhlar için gece 22:00’yekadar saat verilebiliyor” şeklinde konuştu.

“Nilüfer artık tüm Bursa’yı evlendiriyor”

Bursa’da ipekçiliğin geliştirilmesi ve yaygınlaştırıla-rak geleceğe taşınması hedefiyle Büyükşehir Beledi-yesi’nin destekleriyle gerçekleştirilen Koza ve İpekFestivali, vatandaşlardan yoğun ilgi gördü.

“BİGDER’in isimsiz kahramanları ipeği yeniden Bursagündemine sokmak için gece gündüz demeden ça-lışıyorlar. Zaman içinde tanıdığım bu özel insanlaraher gün birilerini ekliyorum. “İpek Ana” Yüksel Ünalve oğlu Mehmet Ünal ile ipekle ilgili uzun bir yolcu-luğa çıkmıştık. Ardından Bursa İpekçilik GeliştirmeEnstitüsü Y.K. Başkanı ipek aşığı Durmuş Yılmaz’ınher türlü saygıyı gerektiren çabalarına tanık oldum.Bugün de açılışını ziyaret ederken tanıştığım bir özelbir sanatçıdan ipek ile keçenin nasıl mutlu bir bera-berlik yaşadığını öğrendim. Mükerrem Turhan’ıneserlerini de bu etkinlikte ziyaret edip görmek gere-kir.”Büyükşehir Belediyesi’nin destekleriyle, kentte ipek-çiliğin geliştirilerek geleceğe taşınması amacıylaBursa İpekçiliğini Geliştirme Derneği (BİGDER) tara-fından düzenlenen ‘Kozadan Kumaşa Bursa 2. Kozave İpek Festivali’, Orhan Gazi Parkı, Koza Han giri-şinde başladı.

“İpek kültürü geleceğe taşınıyor”Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Abdülkadir Kar-lık, festivalin açılışında yaptığı konuşmada, Büyükşe-hir Belediyesi’nin kentin değerlerini geleceğetaşıyan projelere imza attığını belirterek, “Bu yıl 2.kez gerçekleştirilen ‘Kozadan Kumaşa Bursa 2. Kozave İpek Festivali’ ile Bursa’nın en önemli değerlerin-den olan ipek ve koza kültürü vatandaşlara tanıtılı-yor ve en önemlisi geleneksel kültürümüz geleceğetaşınıyor” diye konuştu..

“İpekçilik Eylem Planı” çağrısıVali Yardımcısı Samet Ercoşkun da ipekçiliğin geliş-mesinin önemine değinerek, bu noktada hükümetinoluşturacağı bir ‘İpekçilik Eylem Planı’ ile sektördekalıcı faaliyetler yapılmasına öncülük edilebileceğini

kaydetti. Ercoşkun, Bursa’da düzenlenen festivalingelecek yıl uluslararası boyuta taşınması gerektiğinevurgu yaptı.

“Koza ve ipek kültürüne sahip çıkmayı hedefliyoruz”Bursa İpekçiliğini Geliştirme Derneği (BİGDER) Baş-kanı Mehmet Ünal ise ipek ve kozacılığın tarihinianlattığı konuşmasında, “15. yüzyıldan bu yana Bur-sa’da var olan ancak günümüzde kaybolmaya yüztutan ipekçilik kültürünün yeniden gelişmesi ve hakettiği değeri bulabilmesi için çalışmalarımızı sürdü-rüyoruz. Festivalimizi de bu nedenlerle gerçekleşti-riyor, koza ve ipek kültürünü halka sevdirip, budeğerlere sahip çıkmayı hedefliyoruz” şeklinde ko-nuştu.

Bursa İpeği “KOZA”sından çıkıyor...

Page 7: Bursapost sayı 30

Haziran / 4 Sayı : 30 7

Marmarabirlik’e üye zeytin üreticisiortaklarının uzun yıllardır sıkıntı çek-tiği devir hakkı nihayet çözümlendi.4572 sayılı Tarım Satış Kooperatiflerive Birlikleri Kanunu’nda yapılan de-ğişiklikle ortaklık payları devir hakkıyeniden düzenlendi. Düzenlemeyegöre, ortaklık paylarının kooperatiflerarası ve üreticiler arasında devredile-bilmesi hükmü getirildi.Marmarabirlik Yönetim Kurulu Baş-kanı Hidamet Asa konuyla ilgili yap-tığı açıklamada ortaklık devir hakkısıkıntısının zeytin üreticisinin enönemli sorunlarından biri olduğunusöyledi. Başkan Asa özellikle yaşlıortakların oğlu, kızı, torunu ya dagelinine kooperatifte bulunan üyelikhakkını devir edemediğini ve bununüretimde büyük engel olarak karşıla-rına çıktığını söyleyerek açıklama-sında şunlara yer verdi:“Bakanlık nezdinde uzun süredir

yaptığımız girişimler sonunda üreti-cimize müjdeli haberi vermenin se-vincini yaşıyoruz. Tarım SatışKooperatifleri Birliği Kanunu’nda ya-pılan değişiklikle bundan böyle koo-peratif ortaklarımız ortaklık paylarını,haklarını yönetim kurullarına yazılıbaşvuru ile yapabilecekler. Yöneti-min onaylaması halinde başta yaşlıortaklarımız olmak üzere üretimdenvazgeçen ya da birinci ve ikinci de-recedeki yakınına devretmek isteyenher ortağımız bedelsiz devir hakkınıgerçekleştirebilecek.”Marmarabirlik Yönetim Kurulu Baş-kanı Hidamet Asa yeni düzenleme-nin ayrıca ortakların intibakişlemlerini de kolaylaştırıcı imkansağladığını söyleyerek “Söz konusuuygulama kanun değişikliğinin 11Nisan 2013 tarihinde Resmi Gaze-tede yayınlanarak yürürlüğe girme-siyle başladı” dedi.

Kısa adı BOSSEK olan Bursa OtomobilSporları Kulübü tarafından CrownPlaza Bursa, Dyo Boyaları, Ströer Kent-vizyon ve Bursa Büyükşehir Belediyesikatkıları ile organize edilen Oyak Re-nault 39.Yeşil Bursa Rallisi, 14-15 Hazi-ran tarihlerinde Uludağ eteklerinde yeralan 10 özel etapta koşuldu.Baştan sona büyük çekişmeye ve he-yecana sahne olan zorlu ralliyi, sonözel etaplarda yaptığı atak ile 6.1 sa-niye farkla Castrol Ford Team Türkiyeekibi Murat Bostancı-Onur Vatanseverkazandı. Yarışın genel klasman ikincili-

ğini Tok Sport WRT adına MINI JCWRRC ile yarışan Yağız Avcı-Bahadır Gü-cenmez ekibi elde ederken, üçüncülükyine yanı takımdan Burak Çukurova-Ünal Tezel’in oldu. Bu yarış öncesindesadece 0,2 puan farkla şampiyonadalider durumda yer alan Avcı, bu zaferleliderliğini korudu. Yarışın N4 sınıfı birinciliğini Tok SportWRT adına Mitsubishi Lancer EVO X ileyarışan genç ekip Yiğit Timur-EmirŞahin elde ederken, RC3 sınıfında Pe-gasus Racing adına Fiat Punto S1600ile yarışan Murat Soyçopur-Bora Yıl-maz birinciliğin sahibi oldu. RC4 sınıfıve İki Çeker klasmanı birincilikleriniCastrol Ford Team Türkiye ekibindenFerhat Tanrıbilir-Burak Koçoğlu kaza-nırken, Genç Pilotlar Birinciliği’ni deaynı takımdan Ümitcan Özdemir eldeetti. 2 günü süren zorlu rallinin KadınPilotlar Birincisi Mitsubishi Lancer EVOIX ile son 2 yılın Türkiye Kadınlar Birin-cisi Simin Bıçakcıoğlu olurken, Kadınco-pilotlar birincisi Bonus Unifree Par-kur Racing’den Ercan Kazaz ile yarışan

Emire Cantürk, genç co-pilotlar birin-cisi Kerim Tar ile yarışan Kutay Ertuğ-rul oldular.30 yaş üzeri ralli otomobillerine açıkhistoric klasmanında Bonus UnifreeParkur Racing takımından Engin Kap-Başar Yavuz Ford Escort MKII ile zafereulaşırken, aynı takımdan benzer bir

otomobille Kerem Üstünkaya-ÖzdenYılmaz ikinciliği elde etti. Historic klas-manında Ford Fiesta MKI ile üçüncü-lüğü elde eden Kemal Gamgam-ErhanArıkan aynı zamanda Kategori 1 birin-ciliğinin sahibi oldu.

Oyak Renault 39. Yeşil Bursa Rallisi kıran kırana geçtiSezonun ilk toprak randevusu Oyak Renault 39. Yeşil Bursa Rallisi, Castrol Ford Team Türkiye takımından MuratBostancı - Onur Vatansever ekibinin birinciliği ile sonuçlandı.

Bilişim Sektörü İşadamları Derneği(BİSİAD) yönetim kurulu üyeleri, zi-yaret ettikleri Bursa Bilim ve Tekno-loji Merkezi’ne (BTM) hayran kaldı.BTM’nin Yalova Yolu’ndaki merkezyerleşkesinde gerçekleşen ziyarete;Büyükşehir Belediye BaşkanvekiliAtilla Ödünç, BİSİAD Yönetim KuruluBaşkanı Osman Akın, BTM Genel Ko-ordinatörü Rıfat Bakan ve BİSİADüyeleri katıldı. BTM Genel Koordina-törü Rıfat Bakan’ın anlatımıyla bilimve teknoloji platformlarını inceleyenBİSİAD üyeleri, Büyükşehir Belediye-si’nce oluşturulan merkeze hayrankaldı.Ödünç’ten çocuklara çağrı

Büyükşehir Belediye BaşkanvekiliAtilla Ödünç, BİSİAD üyeleriniBTM’de ağırlamaktan duyduklarımemnuniyeti dile getirdi. BTM’ninokullarda öğrenilen teorik bilgilerinpratikte nasıl uygulandığını 7’den70’e herkese gösterdiğini belirtenÖdünç, “Kıymetli BİSİAD üyelerinenazik ziyaretleri için teşekkür ediyo-ruz. Öncelik Bursa olmak üzere tümTürkiye’deki çocuk ve gençleri mer-kezimize bekliyoruz” dedi.BİSİAD Yönetim Kurulu BaşkanıOsman Akın ise, bilim ve teknolojiyledirekt bağlantılı bir sektörde faaliyet

gösterdiklerini belirterek, BTM’ninkendisine bir Bursalı olarak gururverdiğini söyledi. Bursalı tüm çocuk-ları BTM’ye davet eden ve aileleri bukonuda ısrarcı davranmaları konu-sunda uyaran Akın, “Şimdiki çocuklarçok şanslı çünkü Büyükşehir Beledi-yemiz böyle önemli bir imkanı ken-tin imkanına sunmuş durumda.Ebeveynlerin çocuklarını kollarındantutarak buraya getirmeli. Çocuklaryetişme çağlarında burayı mutlakagörmeli” diye konuştu.

BİSİAD BTM’de çocuklar gibi şendi Marmarabirlik’ten devirhakkı müjdesi!“Kooperatif  ortakları bedelsiz haklarını devir edebilecek”

Page 8: Bursapost sayı 30

Haziran / 4 Sayı : 308

Orhaneli Türkmen ve Yörük Şenliği’ni her Bursa in-sanının yaşaması ve soluması gerekir. Yediyüz yılönce Osmanlıyı kuran iradenin buluştuğu bu top-raklara yeniden aynı tohumu ekmenin gerekliliğiniyaşadığımız günler bize öğretmektedir.Bir hafta sonunu çam kokularının içinde KaragözPiknik Alanında geçirmenin güzelliği anlatılmazancak yaşanır.

Yıllardır Bursa ölçeğinde bir gün için yapılan şenlik-ler, bu yıl Büyükşehir Belediyesi’nin de katkıları ile 3günlük tam bir ulusal şölene dönüştürülerek, kırktanfazla ilden gelen Yörük ve Türkmen beylerinin veheyetlerin katılımı sağlanarak bir Türk yurdu şahla-nışına sahne oldu.

Ağa alıcıdır, Bey vericidir...İlk gün ilçe içinde yürüyüş ve çelenk koyma ile baş-layan şölen, ikinci gün alanda yapılan açılış konuş-

maları ile başladıktan sonra etkinliklerin ve konser-lerin yanı sıra seçim yapılarak ‘beylerin beyi’ seçildi.Yapılan seçimde Orhaneli Belediye Başkanı İrfanTatlıoğlu oy birliği ile Kurultay’ın beyi seçildi. OğuzBoyları Fedarasyonu onursal Başkanı Niyazi Çapa,Orhaneli Belediye Başkanı İrfan Tatlıoğlu’nu YörükBeyi ilan etti.Törende Onursal Başkan Türkmen Beyi’nin konuş-ması ders niteliğindeydi. “Bizde ağalık yoktur, Beylikvardır. Çünkü ağa alıcıdır, sömürücüdür ama beyvericidir, sarıp sarmalayıcıdır. O nedenle bizim gele-neğimizde ağalık yoktur beylik vardır. Bizim Yörükve Türkmenleri tarlada çiftçi, fabrikada işçi, askerdenöbetçi görmek isteyenlere bir cevabımız vardır. Bizyeni neslimizi okutacağız ve fabrikalarda müdür,hastanelerde doktor, üretimde mühendis yapmakiçin elimizden gelen her şeyi yapacağız” diyerek tö-rene katılanların ruhlarının bam teline dokundu.

Beylerin beyi...Beyce’nin Beyi iken, şölenin Beylerbeyi olan Orha-neli Belediye Başkanı İrfan Tatlıoğlu da son yaşananbayrak indirme krizinden ve bölgedeki olumsuz ge-lişmelerden etkilenerek yaptığı duygusal konuş-mada “Bu kurultay, bu şölen yediyüz yıl önceki ruhile yapılmaktadır. Kimse bu şölende temsili tiyatrolarveya canlandırmalar aramasın. Bu şölen yediyüz yılönceki heyecanın aynı duyguları ile ve yüzde yüzgerçek olarak yapılmaktadır. Biz yediyüz yıl öncetoprağımız, bayrağımız ve Kur’anımız için ne yaptıy-sak, bugün de aynısını yaparız.” dedi.

Tek yürek tek bayrak...Karagöz Piknik yerinin tören alanında, Canım Türki-ye’min her köşesinden insanlar yöresel kıyafetleri ile

rengarek dolaşıyorlardı. Her kıl çadırın gölgesi al-tında bir ikram vardı. Kadınlı erkekli oyunlar oynanı-yordu. Ben atalarımız olan Yörük ve Türkmenlerdekadına verilen değeri, onlara gösterilen saygının ta-nığı oldum. Herkesin flamaları vardı. 16 Türk Devle-tinin Bayrakları da vardı ama yer gök yine Albayraktı. Tek bir parti flaması ve bayrağının olma-ması özellikle dikkatimi çekti.

Panayır şenlikleri ve konserler...Geleneksel Panayır etkinliklerinin yanı sıra tarımaletlerinin, traktörlerin ve araçların sunulduğustandlar ormanın içine serpiştirilmişti. Standlarınher noktasını gezdim ve ‘halka’ attım ama karavanaoldu. Penaltı atma yarışmasının bir özelliği kalecile-rin kadın olmasıydı. Halka açık konserlerde önemlisanatçılar sahne aldı ve özellikle Coşkun Sabah veFerhat Göçer gençlerden büyük ilgi gördü.

Şölen sahibinin yüreğini gösterir...Ben Başkan İrfan Tatlıoğlu’nu salonda centilmen, si-yasette delişmen, hanesinde evcimen ve Bey-ce’sinde Bey olarak tanıdım ve sevdim. Aslında

onun fazla bilinmeyen bir yanı da gürültüden uzakbütün proje etkinliklerini dinleyici olarak takip et-mesi ve oradan Beyce’sine ne kazandırabileceğininhesabını yapması ve sonunda da istediğini alabil-mesidir. İşte bu noktada yüreğini sevdiğiniz adamasaygı da duymaya başlıyorsunuz. Kırk kralla barışıkolan insan tarafını ihanet dışında hiçbir şey değişti-

Sadece dağda çoban, tarlada çiftçi, fabrikada işçi değil; Bu toprakların gerçekbeyleri olan Yörük ve Türkmenler “Beyce” den birlik ve dirlik mesajı verdi.

Page 9: Bursapost sayı 30

Haziran / 4 Sayı : 30 9

remez diye düşünüyorum.

Seneye Orhaneli’de çok şey değişecek...Seçimlerde, içerden yaralanmak istenmesine rağ-men başarı ile çıkan İrfan Tatlıoğlu ile şölende birfırsat bulup iki lafın belini kırdık. “Biz Belediye olarakilçe merkezindeki temel altyapı sorunlarını büyük

oranda çözdük. Şimdi sıra köylerimizin dertlerinederman olmaya geldi. Orhaneli olarak nakdimiz var,vaktimiz yok. İlçemizin hizmet açlığını gidermekiçin kaybedecek bir dakikamız bile olmadığını bili-yor, planlarımızı buna göre yapıyoruz. İlçe tarihimi-zin en büyük projesi olan Atıksu arıtma tesissimizinbüyük bölümünü bitirdik ve Orhaneli’ye yepyeni ka-zanımlar yaratacağız, yakında bunu uzun uzun ko-nuşuruz” dedi.

Bence seneye yapılacak olan şöleni beklemeyin. Or-haneli’ye ilk fırsatta gidin. Karagöz Piknik Alanı’ndasize rahat bir gün geçirmeniz gereken bütün altyapımevcuttur. Dönerken de Sadağı Kanyonu’na uğra-yın. Kendinizi masal aleminde hissedeceksiniz. Ve Sadağı Kanyonu ile asıl buluşma için gün saya-caksınız...

Page 10: Bursapost sayı 30

Haziran / 4 Sayı : 3010

Burulaş tarafından Pazargünleri haftada bir seferlebaşlatılan ancak yoğun ilgiüzerine önce Cumartesi-Pazar, sonra da Çar-şamba-Cumartesi-Pazarolmak üzere haftada 3’eçıkarılan Büyükada sefer-lerine, 27 Haziran’a kadar3 ek sefer daha eklendi.Burulaş’ın İstanbul ŞehirHatları Turizm Sanayi veTicaret A.Ş.’den satın al-dığı, Hamdi Karahasan

yolcu gemisi ile sadecePazar günleri olmak üzerebaşlattığı Mudanya-Büyü-kada seferlerinde bugünekadar 4 sefer yapan gemiBüyükada’ya bin 500 kişitaşıdı. Haftada iki sefer ol-masına rağmen, bilet bul-makta zorlananvatandaşların yoğun ta-lepleri üzerine Burulaş,sefer takvimine Çarşambagünlerini de ekledi. Sefer-lerin haftada üç güne çı-karılmasına rağmen,yoğun talebi göz önünealan Burulaş, 20 HaziranCuma, 26 Haziran Per-şembe ve 27 HaziranCuma günlerine de eksefer koydu. Yeni sefer ta-rifesine göre gidiş-geliş 20TL olan kampanyalı yolcu-luk ise 27 Haziran 2014

Cuma günü sona erecek.Büyükada seferlerindesabah saat 08.30’da Mu-danya BUDO iskelesindenkalkacak gemi, Büyüka-da’ya demirleyecek. GünüBüyükada’da geçirme im-kânı bulacak vatandaşlarsaat 18.30’da da Büyü-kada’dan Mudanya’ya dö-necek. Ayrıca Hamdi Karahasangemisi, düğün, toplantıgibi her türlü organizas-yon için de kiraya verilebi-lecek. En az üç saatlikkiralama sistemiyle hizmetverecek olan organizas-yonlarda saat ücreti 900TL olarak belirlenirken, buhizmetlerde ister körfezturu atılabilecek ister, iste-nirse bir notaya demir atı-labilecek.

Cumalıkızık’ta gözler UNESCO’daUNESCO’nun “Dünya Miras Listesi”ne girmeye hazırlanan Cumalıkızık,listeye kabulü halinde 1000. Miras olarak literatüre girecek. 700 yıllık tarihi köy, 3 yıllık aday adaylığı sürecinin ardından Dünya MirasListesi’ne girmeye çok yakın. 25 Haziran’da İsviçre’in Doha kentindeaçıklanacak olan sonuçlar Cumalıkızık Köyü halkı tarafından meraklabekleniyor. Bu yılki dolu yağışıyla mahsülde önemli bir yara alan Cuma-lıkızık Köyü halkı tüm umudunu UNESCO’nun sonuçların bağladı.

Bursa Kıbrıs’a uçuyor!Akgünler Turizm ileBorajet firmalarınınişbirliği ile Bursa Yeni-şehir HavaalanındanKıbrıs’a direkt uçuşlarbaşlıyor. Borajet yenilediği fi-losu ile ilk uçağınınismini Bursa koyarak,Yenişehir-Kıbrıs arasıkarşılıklı seferlerine 11Temmuz’da başlıyor.

Büyükada’ya 3 ek sefer daha

Ulusal Restorancılar Birliği Fuarı olanNRA 2014’e katılan İnoksan, sektördevlerinin ilgisini çekti. Üretiminin %35’ini 5 kıtaya ihraçeden İnoksan, Türkiye’nin ve dünya-nın dört bir yanında konumlananbayileriyle büyümesini sürdürüyor.Yurtiçi ve yurtdışında dünyaca ünlümarkaların mutfaklarını tasarlayanendüstriyel mutfak sektörünün lideriİnoksan, bir mutfağın ihtiyacı olantüm ürünleri insan sağlığı, can malemniyeti, hijyen ve enerji tasarrufuöncelikleriyle üretiyor. Uluslararasıstandartlara uygun yüksek kalitedeürettiği ürün ve ekipmanları ileAmerika Chicago da düzenlenenNRA 2014 fuarına katılan İnoksan,döner ocakları, bulaşık yıkamamakineleri ve kombi fırınlarıyla zi-

yaretçilerin ve üretici firmaların ilgiodağı oldu. İnoksan İcra Kurulu Başkanı GürhanAkdoğan NRA 2014 fuarı ve teknikişbirlikleri ile ilgili olarak; “Endüstriyelmutfak sektöründeki cironun enbüyük payına sahip olan Amerika’da2014 yılı başında açtığımız bayimizleyerimizi sağlamlaştırırken pazardaürün kalitemiz,, kullandığımız yüksekteknoloji gücümüz ve nitelikli insankaynaklarımızın hizmet etkinliği ilepazarda, işbirlikleri içinde tercihedilen firma konuma geldik. Bufuarda gördük ki, ürün gruplarımızınkalitesi ile Amerika pazarında çokbüyük bir avantaj yakalamışdurumdayız. Ürünlerimizin pazardaçok rahat bir şekilde dolaşımı içinAmerikan standartlarından hijyenkoşullarını sağlayan NSF ve ürüngüvenliği konularında ETL’i kap-sayan sertifikalarını da edindiğimiziçin müşterilerimize sorunsuzulaşıyoruz” dedi. Akdoğan ayrıcadevam eden teknik işbirliklerinde ilkparti üretimlerinin ardından yeniprojeler içinde anlaşma yaptıklarınıbelirtirken, Meksika, Brezilya veAmerika’daki büyük ve önemli üreticifirmalarla da çeşitli ürün grupları içinyeni teknik işbirliklerine imzaattıklarını söyledi.

İnoksan, Amerika Pazarındakiyerini güçlendiriyor

Uçurtma Şenliği çocuklarıhavalara uçurduHadim Alışveriş Merkezleri ve İnegölBelediyesi’nin bu yıl 8.sini düzenle-diği Babalar Günü Uçurtma Şenliği,İnegöl Hikmet Şahin Kültür Parkındabüyük bir coşku ile gerçekleştirildi.

Yüzlerce ailenin katıldığı şenliktegökyüzü rengârenk uçurtmalarlarenklenirken, çocuklar animatörlereşliğinde gün boyunca doyasıya eğ-lendi. Şenliğe katılan tüm ailelereHadim A.V.M ve İnegöl Belediyesi ta-rafından uçurtma hediye edilirken,tüm çocuklara da ücretsiz içecek vedondurma ikramında bulunuldu.Şenlik kapsamında yapılan uçurtmayarışmalarında en büyük ve en güzelel yapımı uçurtma kategorilerindedereceye giren uçurtma sahiplerinehediyeler verildi.Şenlikte konuşan Belediye Başkanı

Alinur Aktaş, öncelikle tüm babalarınbabalar gününü kutladı.Aktaş, uçurtma şenliğinin İnegöl Be-lediyesi tarafından 2007 yılından buyana düzenlendiğini belirterek:“Uçurtma Şenliğini düzenlemedekiamacımız; sokak oyunları kültürüiçinde ayrı bir yeri olan uçurtmanın,tarifsiz keyif ve coşkusunu yaşatmak,insana doğa sevgisi ve mutluluk aşı-layan bu güzel oyuncağı daha da ge-lişmiş ve zenginleşmiş bir değerolarak bizden sonraki kuşaklara mirasbırakmaktır. Umuyorum ki bugün buamaca ulaşmayı başarmışızdır. Buönemli etkinliği birlikte organize etti-ğimiz; Hadim Alışveriş Merkezlerininyönetici ve çalışanlarına da çok te-şekkür ediyorum. Ben bir kez daha,babalar gününüz kutlu olsun diyor,hepinize iyi eğlenceler, güzel günlerdiliyorum” dedi.

Genelkurmay Başkanlığı, Atatürk’ün Anıtkabir’desergilenen Cumhurbaşkanlığı döneminde kullan-dığı makam araçlarını restore ettirecek.Atatürk’ün Anıtkabir’de sergilenen makam araçla-rından 1934 model üstü açık Lincoln, 1936 modelzırhlı Cadillac ve 1934 model zırhlı Lincoln markaotomobillerin restorasyonu, Antika Otomobil Fede-rasyonu Yetkilileri ile iş birliği halinde İstanbul İkitel-li’deki tesislerde yapılacak ve restorasyon işlemininfinansmanı Anıtkabir Derneği’nce karşılanacak.Araçların nakil sigortalama işleri bedelsiz olarakAnadolu Sigorta tarafından üstlenildi.Anıtkabir’de düzenlenen törende konuşan AnıtkabirKomutanı Piyade Albay Muzaffer Taytak, “Ulu

Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün en büyük eseriolan Cumhuriyet’e ve temsil ettiği manevi değer-lere sahip çıkmak ve Türkiye Cumhuriyeti’ni ve bı-raktığı diğer eserleri onun ilkeleri doğrultusundayaşatmak, Türk halkının temel görevidir. AnıtkabirKomutanlığı’nın ise Yüce Önder’in manevi mirası-nın yanı sıra maddi mirasını da sonsuza dek ko-ruma görevi vardır ”dedi.Yapılan tören, restorasyona gönderilecek ilk araçolan üstü açık Lincoln marka otomobilin teslimprotokolünün imzalanmasıyla sona erdi. Araçta dik-kat çeken noktalar ise, kadrajının 180 km’ye kadarçıkabiliyor ve 3879 km yol yapmış olması.

Atatürk’ün makam araçları yenilenecek

Page 11: Bursapost sayı 30

Haziran / 4 Sayı : 30 11

Vicdan Kayır [email protected]

Çok eskiden löküs lambasının yandığıköy kahveleri vardı, mavi uyanışla bir-likte denize nazır İsmail Dalkılıç’ınkahvesinin önü süpürge ile ıslatılıp su-lanan toprağın kokusunda güne uya-nılırdı…Köy olup da meydanı olmaz mı?Tozun meydandan nasibini almasındiye süpürge ıslaklığından köy mey-danı da nasibini alır, otları kesilir vegün hareketliliğinde deniz-zeytin ko-kularında yaşam başlardı.Tüm köyde hareket ve canlılık gün vegeceler boyunca yaşanırdı.Köyümüzde yol yoktu!.. Kayıklarlasonraki yıllarda da taka Nuri’nin tellekapanın mavi minibüsü ile Gemlik’ealışverişe gidilirdi: Salı Pazarı günleri…Sahilde ise Kanarya denilen zeytinlik-lerin altında Öğretmenler Kampı vardı.Her yaz aynı grup tarafından kurulanbu kampın sakinleriyle her gün öğlesonrası köy kahvesi balkonunda köy-lülerle kahve-çay keyifleri yaşanırdı.Kadınlı-erkekli bu muhabbete köy ka-dınları da katılırdı.Köy Meydanı ne mühimdir. Meydankültürü köylülerle sahil komşularınıbuluşturur. Sosyal yaşam alanı kahve-ler ise sohbet eviydi!... Yüzün üzerindebalık çeşitlerinin yoğunluğunda çakıl-lara vuran balıklar vardı… Balık-Zeytinve maviliklerin sohbetlerinde kanaviçeişleyen kızlar ile boyunlarına ipleri ge-çirip örgüsünü örerek komşularını zi-yarete giden kadınlar vardı..Köyün üç kahvesi tıka basa dolardı.Pire Mehmet lakaplı bakkal ile Sarı Hü-seyin’in bakkalı vardı… Gripin hapın-dan tutun da fare zehrine, donlastiğine kadar her türlü ürün vardı.Telefon yoktu.İşler bitince kahve sohbetleri akşamvaktinde mola verirdi, yemek zamanı.O nedenle kahveden çıkan kahveninhemen karşısında yer alan rakip ikibakkaldan birinden akşam ekmeğini

alıp evinin yolunu tutan reisadamlarvardı.Gemlik’in Köyü olan Kurşunlu’dan sözediyoruz. Şimdi mahallesi oldu B.Bü-yükşehir B.B Recep Altepe’nin kollarınıaçacağını söylediği, Bursa’nın Denizidediği köy şimdi ne halde!...Yıl 2014…Şimdilerde dört yol var, teknolojininher çeşidi… Her ne kadar tek yol kulla-nılsa da, yol bolluğunda yoksulluğunadresi burası.Ne acıdır ki, Köy Meydanı yok! Bırakınüç kahveyi, bir tek kahvesi yok. Köylü-nün bakkalı da yok… Sahil hizmetin-den kopuk mezraya dönmüş bir köyyaşar Bursa’nın asdenizköyünde… Köyiçini temizleyecek hiçbir mercii mev-cut değil. Köyde otlar insan boyunugeçmiş orman hallerinde yılan korku-sunu yaşayan köylüler onlar.Çöp bidonlarının kapaklarının çoğukapanmıyor. Gemlik Belediyesi’ninçöp alma işi yapan ekibi çöpleri bo-şalttıktan sonra kapaklarını kapatma-dan çekip gidiyor. İşte tam buortamda öbür program devreye giri-yor. Terk edilmiş kediler, köpekleryaşam alanı çöp tenekelerinin içleriniboşaltıp yol üstlerine, kapı önlerinedağıtıyor. Çocuk bezinden tutun dakadın pedine kadar her şey, her yerde,her an!..Ancaaak, sahil tarafında ise her çeşithizmet var, gün boyu temizleniyor,çiçek vs her türlü bakımları yapılıyor.Köy halkının yaşadığı yer yok sayılı-yor!.. Kimsesizlerin huzursuzevlerineterk edilmişçesine.Gelelim köy tarafında elektrik direkle-rinin dalga ile mücadelesine... Sahilinsıkça doldurma işlemlerinden dolayıbir gün deniz elektrikten ateş kapabi-lir!.. Çakıllardaki elektrik direkleri düştüdüşecek!.. Teller ise sallanıyor beşikgibi!..Bir zamanlar yaşanması mutluluk

veren Kurşunlu Köyü içinde bugünyaşayanlar ‘yazı mikroba bulaşmadannasıl atlatılırız,’ diye düşünüyorlar. Vel-hasıl içler acısı köyün hali… Gündoğdu’dan Kurşunlu’ya doğru yolalırken, o muhteşem Bursa’nın man-zaralarına ait coğrafya parçası ise kan-grene dönüşmüş durumda… Yolkenarlarında duran biracı gençler tara-fından bir birahanenin arka bahçesin-deki çöplüğünle karşı karşıyakalıverirsiniz bir anda.Herhalde Bursa’dan olsa gerek eski eş-yalarını -yatak-yorgan dahil- atanlarbile var bu yolda.Hele ki o metal evler!... O doğanıniçinde beton görürken içimiz burkulurya betona razı olurcasına Çamlık vezeytinliklerin içinde paslanmış kontey-nerden yapılmış villalar var.Üstelik bu bölgeler imar dışında…Kaptı kapanların elinde!..O kadar yoğun olan bu yol güzergâ-hında bunlar nasıl görülmüyor, nasılmüdahale edilmiyor, kimin rantı var,bilinmiyor.Köyün değerini düşürüyor; Konteynervillalar (teneke villalar)..Ya su sorunu?Üç yıl önce su boruları değiştirildi,yeni saatler takıldı. BBŞ Belediyesi suverecek, dendi. Ancak ortada hiçbirsu hareketi yok!... Su sözler suya ya-zıldı mı? Sidikli-çamurlu sular akıyor!..Gelelim Kurşunlu Köyü’nün Pazar hal-lerine ki, dudak uçuklatır…Bursa’nın denizi demek kolay da, hiz-met olmayınca, Bursa’dan gelen pik-nikçiler sahil kenarlarında konmuşmasalarda piknik mangallarını yakı-yorlar…Unutmadan hemen belirteyim, de-nize yakın çöp konteynerlerinin di-binde de halı yayıp mangal keyfi-çöpgünü de yaşanıyor, sıkça..Yerlere kilim serip yürüme yolu üze-rinde piknik yapılıyor... ve Pazar ak-

şamı terk edildiğinde tüm çöpler deterk edilip gidiliyor.Çöp tenekeleri almıyor, üç-dört te-neke çöp alacak şekilde birikiyor…Pazar günü park sorunu var, düzen vekontrol sistemi yok. Bu düzeni sağla-ması gereken jandarmayı bile bulmakmümkün değil. Onlar bile sıvışıyorlarbu kargaşadan.Şimdinin mahallesi olarak geçen Kur-şunlu Köyü’nün pazarı kurulduğundatrafik tıkalı, jandarma bile kaçıyor. Ara-balar dilediği yere diledikleri gibi parkediyorlar; yolun her iki tarafına da...İnanılmaz bir karmaşa yaşanıyor.Pazar günleri Kurşunlu’ya gelmek akıllıinsanın yapacağı bir iş değildir.Hangi mekanizma, hangi kontrol sis-temi yerleşim bölgesi içinde piknik ya-pılmaması gerektiğini anlatacak?Yazlığını geçirmek ev alanların evininönüne kilim yayılmış, ızgara kokula-rında piknik yapılıyor. Piknikçilerdenkurtulmak adına ektiği üç ağacı kes-mek durumunda kalanlar var.Her isteyen her istediğini yapma öz-gürlüğüne sahip mi bubeldede?.. Beni ziyarete gelen arka-daşlarım, “Kurşunlu’nun yönetimiyok?” diyor böylesine güzel bir sahilköyüne dair.Kovboy kasabalarına benziyor. Yaniresmi yönetimin gözükmediği buyerde herkes kendine uygun yasalarüretiyor.Kuzenim Baki Dalkılıç ile bir Pazarsohbetimizden teneke villaların imar-sızlığından, dalgalara karışan elektrikdireklerinden, çöp oyunundaki piknik-çilerden tutun da, yerel yasalarınhüküm sürmediği Kurşunlu’nun sonyıllardaki fotoğrafıdır bu…Löküs lambası ışığında, sahil sakinle-riyle kahve-çay demindeki günlerehasret yaşamak niye?Köyümüzü istiyoruz!...

Kovboy Köyü Kurşunlu

Page 12: Bursapost sayı 30

Haziran / 4 Sayı : 3012

Prof. Dr. Nihat SAPAN [email protected]

U.Ü. Tıp FakültesiÇocuk Sağlığı veHastalıklarıAnabilim Dalı Öğretim Üyesi

Avrupa Allerji ve Klinik İmmünoloji Derneğinin Yıllık Kon-gresi Danimarka’nın Kopenhag şehrinde 6-11 Haziran2011 tarihleri arasında yapıldı. Beş gün süren kongredeçocuklarda ve erişkinlerde görülen alerjik hastalıklar dü-zenlenen panel, konferans ve seminerlerde tartışıldı. TürkHava Yollarının İstanbul-Kopenhag seferi ile 3 saate yakınbir yolculuğu takiben Kopenhag’a vardık ve beş gün bo-yunca bir yandan bilimsel toplantılar, akşam saatlerindeise Kopenhag park ve caddelerinde yürüyüş, müze ziya-retleri ile birlikte, lokanta ve kafelerinde geçirilen zamaniçinde, farklı bir atmosferin tadına vardık. Son bilgilerinelde edilmesinde kongrelerin yeri çok önemli.Avrupa Allerji ve Klinik İmmünoloji Derneği, Avrupa ülke-lerinde görülen alerjik ve immünolojik hastalıklarla ilgiliproblemlere çözümler getirmeyi amaçlayan ve bu çerçe-vede konu ile ilgili hekim, yardımcı sağlık personeli vehastalara yeni gelişen bilgileri aktarmayı hedefleyen, has-talıklarla ilgili araştırmaları destekleyen, sonuçlarının du-yurulması için çalışmalar yapan bir dernek. Türkiye’dençocuk ve erişkin alerji uzmanlarının da üye olduğu der-nek her yıl değişik ülkelerde kongreler yapmakta olup2011 yılı kongresi bizim ev sahipliğimizde İstanbul’da ya-pılmıştı. Her yıl Haziran ayında yapılan Avrupa AllerjiKongrelerine dünyanın çeşitli ülkelerinden 9.000 kadarkatılım olmaktadır. Kongrenin en önemli konularından biri alerjik hastalıkla-rın bütün dünyada artış göstermesi ile ilgiliydi. Gerçektenyapılan çalışmalarda tüm dünyada alerjik hastalıkların sık-lığının arttığı dikkat çekiyor. Bu artışın nedeni ise henüzortaya konabilmiş değil. Çeşitli hipotezler var. Bunlardanbiri yaşam biçimiyle ilgili olup, daha temiz ve daha koru-malı bir yaşam biçimi ve yeni çocukluk çağı aşılarının ge-liştirilmesiyle, daha çok hastalığa karşı korunmasağlanması, sonuç olarak daha az enfeksiyon hastalığınayakalanan ancak alerjik hastalıklara maruz kalan çocukla-rın sayısında artışa neden olmakta. Diğer hipotezlerdenbiri giderek daha çok kullanılan besin katkı maddelerininetkisi, bir diğeri yoğun olarak kullanılan kimyasal temizlikmaddeleriyle ve fosil yakıtların kullanılması sonucu or-taya çıkan çevresel kirlilik nedeniyle bağışıklık sistemininetki altında kalarak alerjik cevaba yol açması. Başka hipo-tezler de var. Bu hipotezlerin doğruluğu yapılacak olançalışmalarla test edilecek. Özellikle fosil yakıtların kullanıl-masının azaltılabilmesi çok önemli. Fosil yakıtlar yerinerüzgar ve güneş enerjisinin tercih edilmesi acilen destek-lenmelidir. Kopenhag’ta yeni yapılan kongre binasınınelektrik desteğinin sağlanması için hemen yakınına yapı-lan rüzgâr santrali gerekli olan enerjiyi çok temiz bir şe-kilde sağlamaktaydı. Önemli bir nokta bu rüzgâr enerjisisantralinin gürültüsü yoktu. Oysa ülkemizdeki rüzgârsantralleri yakın çevresini etkileyecek şekilde gürültü çı-kartıyor. Bu gürültü o bölgede yaşayan insanları stresesokuyor ayrıca diğer canlıları da etkilediği bilinmektedir. Ayrıca otomobillerin kullanımının azaltılabilmesi içingünlük kullanımda bisiklete daha sık yer verilmesi birçözüm olabilir. En azından yokuş olmayan düz yerleşimbölgelerinde bisiklet yollarının yasak savar tarzda değilgerçekten geniş olarak yapılması ve metro istasyonla-rında bisiklet park yerlerinin yapılması yararlı olacaktır.Toplu taşıma sistemlerinin yaygınlaştırılması diğer bir ön-celikli hedef olmalıdır. Otomobillerde elektrik enerjisininkullanılması bir başka çözüm olacaktır. Güneş enerjisinindaha yaygın kullanılması desteklenmelidir. Almanya’dakigüneş enerjisi kullanımı ülkemizden daha fazladır. Oysabizim ülkemizde güneşin etkisinden daha iyi yararlanmaolanağımız vardır. Bu gibi uygulamaların geliştirilmesi ay-rıca enerji alanında ülkemizin dışa bağımlılığını da azalta-caktır.Allerjik hastalıklardan en önemlisi olan astımın ülkemiz-deki durumuna bakacak olursak, ülkemizde yaşayan her100 erişkinin 4-5’inde, her 100 çocuğun 8-10’unda olmaküzere yaklaşık 4 milyondan fazla astımlı erişkin ve çocukolduğu bir gerçek. Allerjik hastalıklar, diğer kronik kronikhastalıklardan farklı olarak daha az ölümcül, ancak, yaşamkalitesini daha çok bozdukları için günlük yaşamı etkili-yorlar ve daha fazla sağlık harcamalarına neden oluyorlar.

Avrupa Allerji KongresiDanimarka’da yapıldı Diyetisyen Canan Aksoy, Ramazan’ın yazın en

sıcak günlerine denk geldiği için iftar ile sahurarasında en az 2 litre su tüketilmesi gerektiğinisöyledi.Aksoy yaptığı açıklamada, on bir ayın sultanı Ra-mazan ayının bu yıl yazın en sıcak aylarındantemmuza denk geldiğini belirterek, “Hem sıcakhem de uzun bir oruç dönemi bizleri bekliyor.Beslenme düzenimizin tamamen değiştiği budöneme dikkat etmeliyiz” dedi.Aksoy 27 Haziran’da başlayacak Ramazanayında beslenmenin çok önemli olduğunu, bes-lenmeye dikkat edilmediği takdirde ciddi sağlıksorunlarının ortaya çıkacağına dikkat çekerekşunları kaydetti:“Sıcak hava ve oruç tutulan sürenin uzunluğusebebiyle en çok dikkat edilmesi gereken nokta-lardan biri sıvı dengesi. Uzun saatler sürecekaçlık ve susuzluktan dolayı, vücudumuz ciddimiktarda sıvı ve elektrolit kaybeder. Ramazanboyunca sürecek olan yeni beslenme düze-ninde iftarla imsak arasındaki sürede vücut içingerekli sıvı ve elektrolitleri düzenlemek gerekli-dir. Günde en az 2 litre su tüketilmelidir. İftardanyatana kadar geçecek sürede ve sahurda bol sıvıtüketilmeli ancak bu sıvıların, yüksek şeker, gazve yüksek kafein içermemesine dikkat edilmeli-dir. Su, açık çay, bitki veya meyve çayları, ayran,kefir ve maden suları sıvı ihtiyacının ve elektrolitdengesinin sağlanması açısından tercih edilebi-lecek sıvı kaynaklarıdır. İdrar çıkışları günde 6-7kere olacak şekilde sıvı alımı mutlaka sağlanma-lıdır. İftar ile sahur arasındaki zaman aralığındave sahurda bol su tüketilmelidir.”Bütün günün açlığından sonra sofraya oturdu-ğunuzda önceliğin su olması gerektiğinin altınıçizen Aksoy, “16 saat sıcakta susuz kalan meta-bolizmamızın önceliği de su olacaktır. Suyun ar-dından çorba tüketeceksek ayran çorbası gibisoğuk bir çorba yaz menüsü için ideal olabilir.Soğuk çorba içmek istemezseniz herhangibaşka bir çorbayı tercih edebilirsiniz. Ancak tü-keteceğiniz çorbaların az yağlı olması sindirimikolaylaştıracağı gibi gereksiz kalori yükünden desizi kurtaracaktır. Çorba tüketmeyecekseniz ortayağlı bir peynir, birkaç tane zeytin ve yanındamutlaka tam tane (tam buğday-tam çavdar) ek-meği tüketilmesi gün boyunca düşmüş olan kanşekerinizin düzenlenmesine yardımcı olacaktır.

Orucunuzu açtıktan sonra gün boyunca dur-muş olan sindirim sisteminizin çalışmaya başla-ması için sindirim sisteminize biraz zamanvermeniz gereklidir. Su ve çorbayı içtikten sonra,10-15 dakika ara verip ardından ana yemeğedevam etmek sindirimi kolaylaştıracaktır. Anayemek olarak az yağlı etli sebze yemekleri, ız-gara veya fırında pişmiş et-tavuk-balık veya ku-rubaklagil yemekleri tercih edilebilir. Yaznedeniyle zeytinyağlı sebze yemekleri hemposa ihtiyacımızı sağlaması hem de soğukyenen yemekler olması itibariyle Ramazan sof-ralarımızda bulundurabileceğimiz diğer bir sağ-lıklı tercihtir. Ramazan pidesi sofralarımızınvazgeçilmezidir ancak tüketiminde aşırıya kaç-mamak gerekir” diye konuştu.Aksoy, kalsiyum ve protein ihtiyacımızı karşıla-mak için almamız gereken yoğurt ürünleri, sof-ramızda cacık, haydari, yoğurtlu salatalar veyaayran olarak yerini alabilmesi gerektiğine işaretederek şöyle devam etti:“Yemeklerin ardından tatlı tüketeceksenizhemen yemekten sonra değil bir iki saat sonratüketmenizde fayda var. Hamurlu- şerbetli tatlı-lar yerine, sütlü ve meyveli tatlıları tercih et-meye çalışın. Dondurma yazın rahattükettiğimiz ve nispeten kalorisi düşük bir tatlı-dır. Tüm Ramazan boyunca her gün tatlı yemekyerine yaz meyvelerinin tadını çıkartmanızı datavsiye ederim. İftarın ardından mutlaka hare-ketli olmaya özen gösterin. Hareketsiz kalmak,hem kan şekerimizin yükselmesine, hem sindi-rim sisteminizin yavaşlamasına hem de yedikle-rimizin daha kolay yağa dönüşmesine sebepolur.”

‘İftar ile sahur arasında en az 2 litre su tüketin’

Dr. Rahşan Erkan, yanlış dondurma tüketimininözellikle çocuklar üzerinde çeşitli sağlık sorunla-rına neden olabileceğini belirtti.Kula Sağlık grup başkanı Dr. Rahşan Erkan, yanlışdondurma tüketiminin özellikle çocuklar üze-rinde çeşitli sağlık sorunlarına neden olabilece-ğini, bu yüzden de sağlık ve hijyen kurallarınauygun hazırlanmış dondurmaların tercih edil-mesi gerektiğini belirtti. Erkan “Süt ve süt ürünlerigrubunda yer alan dondurmanın, protein, kar-bonhidrat ve yağın yanı sıra A, B, C, D, E vitamin-leri, kalsiyum, fosfor, magnezyum, sodyum,potasyum, demir ve çinko gibi mineralleri içerdi-ğini ve özellikle çocuklar tarafından çok sevilenbir tatlı olduğunu söyledi.Dr. Erkan “Dondurmanın yeterli ve dengeli bes-

lenme için faydalı olduğunu vurgulayarak, “Zen-gin içeriği nedeniyle, dondurma aynı miktar sütegöre daha yüksek oranda enerji, mineral ve vita-min kaynağıdır. Dondurma yazın herkes tarafın-dan çok tüketilen bir besindir. Genellikleçocuklar yaz aylarında daha az süt tükettikleriiçin kalsiyum ihtiyaçları artar. Dondurma, sütsevmeyen çocuklar için de iyi bir süt seçeneği-dir. İştahsız, zayıf, spor yapan çocuklar içinönemli bir besin kaynağıdır. Sağlık sorunu olma-yan her çocuk dondurma yiyebilir. Diğer yandangünün büyük bir bölümünü televizyon ve bilgi-sayar başında geçiren, oyun oynamayan, sporyapmayan çocukların ise dondurmayı dikkatlitüketmesi gerekir. Ayrıca 1 yaşına kadar bütünbesinlerle yeni tanışan, alerji riski yüksek olançocuklara dondurma vermek doğru değildir. İneksütü ve yumurta alerjisi olan veya diyabetik ço-cuklara dondurma yedirilmemelidir.1 yaşından büyük çocuklarda ise aşırıya kaçma-dan, günde 1-2 top dondurma tüketimi yararlı-dır” dedi. Çocukların tükettiği dondurmalardahijyene dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizenKula Sağlık Grup Başkanı Dr. Rahşan Erkan, “Ka-palı olan kutular içerisindeki dondurmaların şekilbozukluklarının olmamasına özellikle dikkat et-meliyiz. Ayrıca açıkta satılan dondurmaları güve-nilir yerlerden almalıyız ve tarihi geçmiş olandondurmaları kesinlikle tüketmemeliyiz” diyerekuyarılarda bulundu.

Her gün iki top iyidir

Page 13: Bursapost sayı 30

Haziran / 4 Sayı : 30 13

Emre BALICA [email protected]

“Türkiye, ilk çeyrekte % 4,3 oranında büyüdü”.....“Cari açık, Nisan ayında 4,79 milyar dolar ile beklen-tilerin altında gerçekleşti.”.....“Nisan ayı sanayi üretimi bir önceki aya göre %1 ar-tarak, %4,6 olarak gerçekleşti.”Yok, bu kadar.Bir hafta içinde ekonomide olumlu diyebileceğimiz;önem sırasına göre de üst sıralarda yer alabilecek,neler var diye gazetelerin internet sayfalarını karış-tırdığınızda ancak bu kadar haber bulabiliyorsunuz.Bunlar da iyileştirilmiş haberler diyebilirsiniz. Yaniaslında kötünün iyisi.İlk çeyrekte büyümeden bahsederken, enflasyonbeklentilerini görmezden gelmeniz, genel ekono-mik eğilimleri umursamamanız gerekiyor. Ya dadolar, altın nereye fırladı bakmayacaksınız. Diğer ta-raftan cari açık beklentinin altında kaldı ama cariaçıkta süre gelen riskimiz nedeniyle kırılgan beşlininkalecisiyiz.Her an gol yemeye hazır. (Dünya kupası da var-ken...)Sanayi üretimini tartışmaya gerek var mı? Bu soruyasiz rahatlıkla cevap verebilirsiniz.Gerçekten, “muhalif olayım” , “şunu da yazayım” kay-gısı değil. Tarafsız olarak, siz bakın. Varsa sizi umuda taşıyan bir ekonomik gelişme, be-nimle de paylaşın. Gerçekten satır arasında okuyabi-liyorsanız Büyük Türkiye imajını, mail üzerindenbana da gönderin.Bir hafta içinde gerçekleşen olumsuz ekonomi ha-

berlerini ve gerçekten önemli gördüklerimi alt altayazsam, siz de benim gibi bunalıp, kafayı rahatlat-manın yolunu ararsınız.Süreci, detaya girmeden önünüze açayım. Dibimiz-deki saatli bomba IŞİD tehlikesi, Rusya-Ukrayna’nınister soğuk olsun ister sıcak savaş çanları ki, Avrupave ABD de dahil olursa seyredin cümbüşü. İçimiz-deki karın ağrısı PKK; Çözüm (!) süreci, Cumhurbaş-kanlığı seçimi ve çatı adaylığı bilmecesi. Suyundanda koyayım.Araya karışan Galatasaray-Fenerbahçe basketbolmeydan savaşları. (futbolu halletik, sıra basketteydizaten...)Bitti mi, yooo...Toplu taşımaya gelecek zamlar, benzine gelmesibeklenen zam, Havanın bile bu seneki muhalefetinesebep, sebze ve meyvede beklenen fiyat artışları,

dövizin, altının hareket bereketini, ona keza borsa-nın gel-git’lerini, tartıştıkça genişleyen ekonomik afpaketini,..... veeee en sevdiğim, okurken şaşkınlığımı gizleye-mediğim, Merkez Bankamız bağımsız değilmiş,yoksa bağımsız mı, yok canım bağımsızdır yahu...Size öyle gelmiştir. Koskoca Merkez Bankası kimebağlı olacak ki....Biz böyleyiz de, dünya farklı mı? Değil...Sürekli bir kâhin, küresel ekonominin nasıl daha dakrize gireceğini açıklıyor. Gel de umutlan. İngilterebir taraftan, “faiz artırsam mı ?” diye niyetine girmiş.FED, deseniz zaten dünyayı kıldan köprüde tutuyor.AB ekonomileri, bir o kadar karışık, ki Almanya bilekaralar bağlamış düşünüyor...Neyse, Dünya Kupası başladı.İzlemeye devam...

Vurdu, gol oldu!

Page 14: Bursapost sayı 30

Haziran / 4 Sayı : 3014

Dezavantajlı grupta bulunan çocukların yanı sıra,engelli ve kimsesiz çocukların da müzik, tiyatro vehalk dansları dalında eğitim gördüğü Bursa MüzikAkademisi, 2013-2014 eğitim öğretim yılını tamam-ladı.

Bursa’da kurulan sivil dayanışma örgütlerinin enkutsalı, en hayırlısı olan “Müzik Akademisi”ni ziyare-timizden sonra okurlamızla hem BURSAPOST’da,hem de www.bursakent.com’da paylaştıklarımızageri dönüşler bizi çok mutlu etti. Evet, kan renkleri-nin hepsi kırmızı olan Kürt, Laz, Çerkez, Roman,Türk, Muhacir çocuklarının ruhlarını işleyip bir po-tada eriten elleri öpülesi öğretmenlerin taç giymetöreni olan mezuniyet gecesi, muhteşem bir izleyicitopluluğu ile birlikte yapıldı.

Yıldırım Belediyesi tarafından organize edilerek Kap-lıkaya Cazibe Merkezi Zeki Müren Salonu’nda ger-çekleştirilen sertifika töreninin ardından öğrencilergösterilerini sundu. 18 ay boyunca gitar, bağlama,piyano, keman, kanun, klarnet, ritim ve perküsyoneğitimi alan öğrencilerden 16 yaşındaki Sema MiraçDöbeş’in gitar çalışı ile 8 yaşındaki Sevgi Konez’inkeman çalışı konukların büyük beğenisini kazandı.Ritim çalarak tüm konukları eğlendiren görme en-

gelli 13 yaşındaki Oktay Türkmen ise herkesi hemduygulandırdı hem de gururlandırdı.Toplumumuzun yaban gülleri olan çocuklarımızıeğitirken gösterikleri sabrın Hz. Eyyup sabrındanfarkı yoktu. O öğretmenlerin her biri için geçerliolan bu benzetmeyi ancak özürlü evladı, kardeşi,yakını olanlar anlayabilir.

Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali’nin,başlamış olan bu muhteşem insanlık projesine des-tek vererek Türkiye’ye örnek teşkil edecek bir halegetireceğine inanıyoruz. Ne yöneticiler, ne de öğ-retmenler kendileri için tek bir istekte bulunmuyor-lar ve ‘Ne yapılacaksa çocuklar için olsun’ diyorlar.Benim gördüğüm eksiklik ise fiziksel koşulların ve

lokasyonun uygun olmadığıdır. Bunu da en iyi hal-ledecek kişi, bilgi, birikim ve mesleki kariyeri ile Ede-bali Başkan’dır diye düşünüyorum.O okula gidin, sizi inanılmaz bir saygı ile konuk ede-ceklerdir. Kullanmadığınız bir gitar, bir saz, birkeman, bir flüt, bir klavye ya da bir perküsyon aleti-nin orada nelere hizmet edebileceğini görsenizmutluluktan kanatlanırsınız.O çocuklar bizim çocuklarımız ve ancak onlarasahip çıkarsak topluma kazandırırsak ülkenin gele-ceğinin aydınlık olabileceğini bilmeliyiz. Bursa Valiliği, Yıldırım Kaymakamlığı, Yıldırım Bele-diyesi ve Bursa Roman Müzisyenlerle Dayanışma veYardımlaşma Derneği arasında yapılan protokol ilekurulan Bursa Müzik Akademisi’nden bu dönemde500 öğrenci sertifika almaya hak kazandı. Bursa Müzik Akademisi’nde eğitim alan çocuklarınmüzik sektöründe daha bilinçli görev yapacağınıbelirten Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Ede-bali yaptığı konuşmada, “Kurulduğu günden buyana büyüyen müzik akademisi geleceğimizin te-minatı çocuklarımıza hizmet vermekte. Çocukları-mızı kötü alışkanlıklardan korumak ve meslekedinmelerini sağlamak için bu tür birlikteliklerin çokbüyük önemi var. İdeal şehir uygulamasına idealgençlerle erişeceğiz” dedi.

İnsanlığın zirvesi Müzik Akademisi’nde hasat zamanı

Page 15: Bursapost sayı 30

Haziran / 4 Sayı : 30 15

Suat SAPAN [email protected]

Geçtiğimiz haftaki yazımda; Beko BasketbolLigi’nde finali ne yazık ki Fenerbahçe ve Ga-latasaray’ın oynayacağını, eğer yöneticiler ve

federasyon sağduyulu hareket etmezse çok dahakötü gelişmelerin olabileceğini belirtmiştim.Daha sonraki süreçte kendi seyircisi önünde Fener-bahçe durumu 3-2 yaptı. Abdi İpekçi’deki maç Gala-tasaray’ın cezası nedeniyle kadın ve çocuklaraaçıktı. Bu karşılaşmayı Galatasaray kazandı. Fakatözellikle son çeyrekte çok ilginç görüntüler izledik.Galatasaray maçı az farkla önde götürüyordu amaFenerbahçeli oyuncular ve koç Obradovic oldukçasakindiler. Ne doğru dürüst hücum ettiler, ne de sa-vunma yaptılar. Şöyle bir mesaj vardı sanki: “Biznasıl olsa kendi sahamızda ve seyircimizin önündebunları rahat yeneriz. Kupayı da orada kaldırmakdaha zevkli olur.” Ayrıca bir maç daha oynanması-

nın maddi anlamda getirisi de yüksekti tabi.Fenerbahçe’nin kendi sahasında oynadığı son maç-taki olaylar nedeniyle sahasının kapanacağı beklen-tileri vardı. Ancak federasyon para cezasınahükmetti. Galatasaray buna çok sert tepki gösterdi.Hatta tepkiyi o kadar abarttı ki, doğrudan BaşkanÜnal Aysal’ın ağzından son maça çıkılmayacağıaçıklandı kamuoyuna. Bu durumda kurallara göre; Fenerbahçe doğal ola-rak şampiyonluğunu ilan edecek. Galatasaray 20-0’lık skorla hükmen yenik sayılacak. Disiplinkuruluna sevkedilecek. Para cezası ve yöneticilerhakkında 1-3 yıl hak mahrumiyeti kararları uygula-nabilecek.İşin en ilginç yönü; olayların bu noktalara gelme-sinde en büyük rol kendilerine ait olmasına karşın,yöneticilerin inatla ortamı kaşımayı sürdürmeleri.

Kendi seyircilerine şirin görünme ve onları gaza ge-tirme adına twitter atışmaları.Ülkemizde basketbolu sevenlerin benim gibi düşün-düklerine eminim!Müessese takımları döneminin güzelliği, özellikle buiki büyük takımın basketbol ligine girmesiyle yokolup gitti.Şimdi Galatasaray’ın bu kararının ardından, basket-bol liginden çekilmeyi düşünmesini ve onu Fener-bahçe’nin izlemesini diliyorum.Bu basiretsiz yöneticilerle hiçbir güzelliğe ulaşıla-mayacağı artık çok açık değil mi?

San Antonio-Miami mücadelelerinin tadı damağı-mızda kalmışken, ülkemizde bizleri bu çirkinliklerlebaşbaşa bırakanları asla affetmeyeceğim.

Bursaspor Kulübü, Futbol Federasyo-nu’ndan kredi talebinde bulundu.Federasyon’da 8 milyon liralık bir ra-kamla bu isteği yerine getirdi. Ancak bankaya yatırılan bedele tem-lik nedeniyle el konuldu.Ellerimizi yine havaya açtık yani!

- Frey, Taiwo ve Civelli ile ilgili henüzolumlu bir gelişme sağlanamadı.Başkan Bölükbaşı, her üç futbolcu-nun da 30 Haziran’da Bursa’da olaca-ğını ve kendileriyle görüşüleceğinisöyledi.Yaşları ilerlemiş futbolcularla uzunsüreli sözleşmeler yapılmasının sıkın-tılarını yaşadıklarını belirtti.Hele Volkan gibi, başka hiçbir şansıolmayan futbolcuyla imzalanan akıl-lara ziyan sözleşmeye ne demeli bile-miyorum!

-Futbol Federasyonu kulüplerin geç-tiğimiz sezonki cezalarını silip, kısmitribün kapatma konusunda hazırlıkla-rını tamamladı.Bursaspor bu seneye sarkan 3 maçcezadan da kurtulmuş oluyor böyle-likle.Yeni uygulamada sıfır tolerans ilkesi-nin devam etmesi benimsendi.1 saniye bile küfür edilmesi cezayıgerektirecek. Para cezaları katlamalıolarak artacak.Yeni yönetimin tribün liderleriyle sıksık toplantı yapması ve konununönemini iyice anlatması gerekecek.Cebine güvenen taraftarların küfür

etmesinde bir sakınca yok!

- 23 Haziran’da Şampiyonlar Ligi veUEFA Avrupa Ligi’nde 1. ve 2. öneleme kuraları gerçekleştirilecek.Sivasspor ve Eskişehirspor’un şike sü-recindeki belirsizlikleri nedeniyleUEFA Bursaspor’dan daha önce bilgiformu istemişti.Şimdi de Futbol Federasyonu aracılı-ğıyla kura çekimine davet edildi.Şimdi CAS’ın Sivas ve Eskişehir’le ilgilivereceği kararlar beklenecek.Eğer bu kulüpler turnuvalardan menedilirse, Bursa 2., Karabük 3. ön ele-meden itibaren Avrupa Kupalarındaoynama şansı elde edecek.Bu arada transferlerin netleşmemesikamp programını da olumsuz etkile-yecek.

Dünya Kupasında, Brezilya ve Meksikaarasında oynanacak maç öncesi ilginçbir gelişme yaşandı.İnterpol tarafından kırmızı bültenlearanan bir uyuşturucu kaçakçısı yaka-landı.Meksika ve Amerika Birleşik Devletleriarasındaki kaçakçılığın en önemliisimlerinden biri olduğu belirtilen kişi-nin Rio’da turist olarak saklandığı açık-landı.Uyuşturucu kaçakçısı eşi ve iki çocu-

ğuyla birlikte birlikte maçın oynana-cağı Fortaleza kentine gitmek üzerehavaalanında beklerken yakalandı.Futbol böyle bir şey işte. İnsanın enönemli korkularının bile önüne geçe-biliyor.Dünyanın en fanatik futbol seyircileriolan İngilizler, holiganlıklarının bedeliolarak ellerinden maç izleme özgür-lüklerinin alınacağını anlayınca yel-kenleri suya indirmediler mi?

Meireles Fenerbahçe’nin sabıkalı fut-bolcularından biridir.Süper Lig’teki birçok maçta izi vardır.Ama o yaptığı hareketlerin abartıldı-ğını söyler, kulübü de sürekli arkasın-dadır. Meireles ülkesi Portekiz’in dünya ku-pasına katılması nedeniyle bu kezuluslararası arenada sahne aldı.Takımdaki 1 numaralı isim Ronal-do’ydu tabi!Daha sonra Beşiktaş’tan tanıdığımızAlmeida ve Real Madrid’li olmanınayrıcalığıyla birçok cezadan yırtan“Altın Kasap Pepe” vardı.Portekiz’in en büyük şanssızlığı ilkmaçını Almanya gibi bir futbol de-viyle oynamasıydı.Herkes Ronaldo’yu izleyip neler yapa-cağını görmeye çalışırken, Pepeondan önce davranıp arka arkayayaptığı anlamsız iki hareketle kendi-sini oyundan attırmayı becerdi.Bu olayla ilgili olarak hakemin çevre-sinde yoğun tartışmalar yaşanırkenMeireles iki elinin orta parmağı yuka-rıda olacak şekilde hareketini yap-makta bir sakınca görmedi.Uluslararası anlamda küfür sembolüolan bu tepkiyi hakemler görmediama kameralar yakaladı.Bu arada Portekiz Futbol Federasyo-nu’nun yaklaşımı Fenerbahçe’nin deötesine geçti. Öyle olmaz böyle olurdedirtti adeta!“Futbolcumuz Meireles tamamenyanlış anlaşılmıştır. Kendisi o arada

takım arkadaşı Bruno Alves’e, kırmızıkartın ardından teknik direktörümüzPaulo Bento’nun talimatlarını gösteri-yordu. Meireles o hareketiyle orta sa-hadan defans bölgesine geçeceğinibelirtmek istedi.”Bundan sonra Meireles’ten yeni hare-ketler bekleyecek gözlerimiz. Bakalımliteratüre daha hangi anlamlı çalış-malar geçecek!Fenerbahçe’nin diğer saatli bombasıBruno Alves ise sahanın en masumla-rındandı bu kez.Pepe ve Meireles varken benim esa-mem okunmaz diye düşündü her-halde!

Portekiz usulü Bursaspor’dan

Her şey futbol için

Basketbolun katilleri!

Page 16: Bursapost sayı 30