Upload
selma-erdal
View
28
Download
5
Embed Size (px)
DESCRIPTION
Bursa kentine ilişkin çevresel,ekonomik ve toplumsal bir değerlendirme yazısı
Citation preview
BURSA’YA GENEL BİR BAKIŞ
Bursa Güney Marmara’da bir kent… Ülkemizin GSMH’sına olan katkısıyla ve de
her yıl bir Anadolu ili kadar nüfusun göçünü alışıyla nedense bir türlü “Ülkenin 4.
büyük ili” sıralamasında, dolayısıyla da milletvekili sayısıyla TBMM’de temsil
gücü olarak durumu değişmeyen ya da değiştirilemeyen bir kent…
Önceleri YEŞİL BURSA OVASI ile ülkemizin meyve-sebze ambarı olan kent, 60’lı
yılların sonunda sanayileşme aldatmacasıyla ilk organize sanayi bölgesi
oluşumuyla toprakları kirletilmiş, ama sonuçta Batı’nın montaj atölyesine dönmüş
bir kent… Anayasamız’ın 45.maddesine göre ve de 1978’de imzalanan OVA
KORUMA PROTOKOLU’ne göre korunması gereken 1. sınıf tarım toprakları
konumundaki ovası; sanayileşme ve kentleşme nedeniyle yapılaşmaya açılmış,
yeşili talan edilmiş ve giderek kent kimliğini yitirmiştir ki o kimlik de kentin adıyla
birlikte anılan YEŞİL olma özelliğidir.
1950 sonrasında Marshall yardımıyla birlikte, NATO’ya giren ülkemize, tarımda
makinalaşma bağlamında traktörün girmesinin ardından tarım ülkesi olarak
tanımlanan Türkiye; sanayileşme dolayısıyla da gelişme özlemleriyle tarım
alanlarını teker, teker yitirmeye başlamıştır. Kuşkusuz bu durum kimilerince
gelişme sayılmış, sanayileşme ülke kalkınmasının önkoşulu olarak belirlenmiştir.
Oysa bilinmektedir ki en verimli yatırım; toprağa ve insanın eğitimine yapılan
yatırımdır. Bu düşüncenin tersi işleyen bir sürecin sonucunda da Ulu Önderimiz
ATATÜRK’ün tanımlamasıyla bu ulusun efendisi köylü, köleliğe düşürülmüştür.
Elbetteki “sanayileşme, bundadır gelişme” diyenler için Bursa; sanayinin
başkentidir. Özellikle de otomotivde ve tekstilde en çok dışsatımı gerçekleştiren
kenttir. Ama nasıl ?... Elbetteki dışa bağımlı olarak…
Osmanlı’dan beri dokumacılıkla anılan, “Bulunmaz Bursa ipeği”ni Dünya’ya
armağan eden Bursa’da dut ağaçları kesilmiş, Bursa ipekçiliği sentetik
dokumacılığa yenilmiş, sun’i/yapay ipliklerle Bursa artık bir TEKSTİL kenti
olmuştur.
Oysa Türkiye gibi bir ülke için olması gereken tarımsal üretime dayalı
sanayileşmedir; hammaddesini dışarıdan almayıp, kendi üreten bir ülke olarak
varolmaktır ki dutlukları kesilerek yapılaşmaya açılan, ATATÜRK’ün
SÜMERBANK’ı, MERİNOS’u kapatılan bir ülkede olanaksızdır tarıma dayalı bir
sanayileşmeyi gerçekleştirmek…
Dolayısıyla Bursa dokumaları, ipeklileri varken; “basma da fistan giyemem diye
türküler söyleyen Bursalı’yı; Hintli’nin, Çinli’nin çaputlarına muhtaç etmek aklın
alacağı işler değildir…
Bursa için yazmak; Bursa’da yaşananlardan yakınmak, dünü bilip de bugün
kentimizde gerçekleşenler nedeniyle kimliğini yitiren Bursa için yanmak ve
yarınlarımız için kaygılanmak… Gönül isterdi ki yazgımız böyle olmasaydı…
BURSA EKONOMİSİ
Bursa’da ülke ekonomisi içinde varolan bütün temel sektörler bulunmaktadır ve bu
sektörlerin ülkenin genel üretimi içindeki payı ilk sıralardadır ki ekonomi diliyle
Gayri Safi Milli Hasıla’ya (GSMH) katkısı oldukça büyüktür. Yine vergi
toplanması bağlamında da önde gelen illerdendir. Bununla birlikte Bursa’nın
toprağında konuşlanmış olan pek çok kuruluşun genel merkezi İstanbul’da olduğu
için, Bursa üretime katıldığı oranda vergilerden ve toplanan vergilerin refah/gönenç
olarak kente geri dönüşünden hak ettiğini alamaz/almamaktadır ki bu durum
Bursalı çevre dostlarının/ Bursa dostlarının eleştirisine konu olmaktadır.
GENEL OLARAK BURSA’DA SEKTÖRLER:
*TARIM SEKTÖRÜ:
Bursa’nın doğal yapısı ve iklim koşullarının elverişliliği tarımsal üretimde nitelik,
çeşitlilik, verimlilik bağlamında çok iyidir. Tarımsal üretimde; bitkisel üretim,
hayvansal üretimden önde gelmektedir. Tarımsal üretim küçük işletmelerde ve
makinalaşmaya dayalı olarak gerçekleştirilmekte ve bu sektörde önemli sayıda
çalışan bulunmaktadır “ istihdam bağlamında”… Tarımsal üretim kentte bulunan
gıda sanayine dayalı işletmelere ham madde sağlamaktadır ki özellikle
konservecilik ve dondurulmuş gıda alanlarında…
Bursa’da tarımsal üretim yapılan alanlar yaklaşık 477.094 hektar olarak
belirlenmiş olsa da, köylerin mahalleye dönüştürülerek kırsal alanların imara
açılması son yıllarda oldukça hızlandığından, TOKİ aracılığıyla resmi elden talan
yapıldığından tarım alanlarının giderek azalmakta olduğunu kaygıyla, acıyla ve
endişeyle ileri sürebiliriz.
HAYVANCILIK:
Mera ve çayırların bolluğu nedeniyle Bursa’da hayvancılık da oldukça gelişmiştir.
Başta koyun olmak üzere, kıl keçisi ve sığır beslenir. Bursa’da yaklaşık 32.000 arı
kovanı ve lezzetli balı vardır.
Karacabey-Mustafakemalpaşa arasında bulunan Karacabey harası; Türkiye’nin en
büyük harasıdır.
ORMANCILIK:
Bursa ilinin yüzölçümü 1.081.954 hektardır ve bu alanın 490.325 hektarı
ormanlıktır. Bu ormanların ekolojik yapısı da üç bölümde incelenir:
1-Kuru orman ( maki-kızılçam) bölümü
2- Nemli orman bölümü (kayın, kestane, ıhlamur, meşe, göknar)
3-Yarı nemli orman (meşe-karaçam)bölümü
Kentin ormanlarında üretim işlemleri; hastalıklı, kurumuş, yaşlı, birbirine yakın ve
birbirinin büyümelerini engelleyen ya da herhangi bir etkiyle devrilen ya da
kırılmış ağaçların yasa, yönetmelik ve tebliğlere uygun olarak orman köylülerine ya
da bunların kurmuş olduğu orman kooperatiflerine yaptırılmaktadır.
Kentin ormanlarında ana orman ürünlerinin yanı sıra; defne, kestane, ıhlamur,
süpürge çalısı, fıstık çamı meyvesi gibi yan ürünlerin de üretimi yapılmaktadır. Ve
zaman, zaman da Bursa’nın ormanları kaçak yapılaşma için baltalanmaktadır,
yakılmaktadır, tarikat şeyhlerine ve müridlerine Uludağ’ın serininde konaklar
yapılsın, ülkemize, ulusumuza tuzaklar kurulsun diye Bursa Büyükşehir
Belediyesi’nce de bu saldırılara göz yumulmaktadır.
*TEKSTİL SEKTÖRÜ :
Kentte iplik hammaddesinden, konfeksiyona değin geniş bir üretim yelpazesinde ,
ileri teknoloji ve yüksek kapasitede varolan tekstil sanayi kentin lokomotifidir.
Bu alanda üretimde olan 8000 dolayında çeşitli büyüklükte işletme bulunmaktadır,
bu işletmelerde yaklaşık 60.000 kişinin istihdam edildiği ileri sürülse de son
yıllarda işten çıkarmalar, işyeri kapatmalar gerçeği karşısında işletme sayısına da, iş
gören sayısına da kuşkuyla bakmak gerekir.
Yine de Bursa’da sağlanan katma değerin %25’den çoğunu tekstil sektörü
yaratmaktadır.
*OTOMOTİV SEKTÖRÜ:
Kentin ekonomik yapısında tekstilden sonra ikinci sırada gelen sektördür. Bursa
Ticaret ve Sanayi Odası’na kayıtlı 3 tane otomobil üretim fabrikası bulunmaktadır.
Bu üç fabrikanın toplam istihdamının da 11.000 kadar olduğu ileri sürülse de son
yıllarda yaşanan işten çıkarmalar nedeniyle bu değerlere de kuşkuyla bakmak
gerekir.
Bursa’da Bu 3 büyük fabrikayla birlikte, genellikle onlar için üretim yapan
200’den çok “oto yan sanayi” fabrikası bulunmaktadır.
*MAKİNA SEKTÖRÜ:
Kentin ekonomik yapısında ağırlıklı olan bir diğer sektör de makinadır. Özellikle
üretim makinaları üreten bu sektörde ki kısaca “iş makinaları” demek daha doğru
olacaktır; ağaç işleyen makinalar, elektrik makinaları, özel endüstri makinaları,
metal işleyen makinalar ve ziraat makinaları üretilmektedir.
*GIDA SEKTÖRÜ:
Bursa’nın doğal koşulları toprak ve iklim bağlamında tarımsal üretimin bolluğu
gıda sektörüne hammadde sağlamaktadır. Bu sektörde et ve sütlü ürünlerin üretimi,
sebze ve meyve işlemecilik, bitkisel ( ayçiçeği ve zeytinyağı) ve hayvansal
yağcılık, unlu besinler ile soğuk depoculuk önde gelen uğraş alanlarıdır.
BURSA’DA TİCARET:
Bursa’da ticaret oldukça eski dönemlerden beri süregelmektedir. Özellikle
ipekböceği yetiştiriciliği, sentetik, polyester iplik, pamuklu-ipekli kumaş ve kadife
üretimi Bursa’nın ticaret alanında da oldukça etkili olması sonucunu doğurmuştur.
Bursa’da yaratılan üretim değerleri, bu ürünlerin toptan ve de perakende olarak
ticaretinin yapıldığı pazar alanı olagelmiştir.
İHRACAT (DIŞSATIM) YAPISI:
İstanbul’un ardından en çok ihracat yapan ildir. İhracat ürünlerinde sanayi ürünleri
birinci sıradadır. Bununla birlikte ihracat ürünleri arasında; tarım, orman,
hayvancılık, su ürünleri, madencilik bulunmaktadır. Bu ihracatın %68’i AB
ülkelerine yapılmaktadır.
BURSA’DA TURİZM:
Bursa tarih, doğa, kültür kenti olma özellikleriyle de bir turizm kentidir. Aynı günde
hem dağda kar görmek , hem de denizde güneşlenmek olanağını sunan sayılı
kentlerimizdendir. Dağ, deniz, kaplıca ve kış sporları açısından her mevsim
turistlerin ilgi odağıdır.
Kısa başlıklar olarak Bursa’da turizm çeşitleri:
*Kıyı turizmi…*İnanç turizmi ( Hıristiyanlar için İznik) …*Kongre turizmi…
* Termal turizmi… *Kış turizmi… *Ekolojik turizm ( Uludağ’daki endemik
bitkiler çeşitliliği bağlamında)… *Botanik turizmi.. *Kamp-karavan turizmi…
*Kamp-Piknik alanları…*Mağara turizmi… * Av turizmi… * Akarsu turizmi
(rafting)… *Doğa yürüyüşü (trekking)… *Gençlik turizmi… *Yaşayan Osmanlı
Köyü (Cumalıkızık)…
BURSA’NIN SORUNLARI:
*Bu başlık altında, Bursa’nın sorunları üzerine yapılan toplantılardan çıkan eleştiri-
yorum ve sonuçlardan en önemlisi olarak değerlendirebileceğimiz; TMMOB’nin
BURSA KENTİNE ÖZGÜ ÇÖZÜMLER SEMPOZYUMU ( 5-7 Nisan 2007)
SONUÇ BİLDİRGESİ’ne yer verilmiştir:
- Kentimizde, toplumun tamamını yakından ilgilendiren doğal kaynakların
kullanımında; kentleşme ve kentlileşme gibi konularda geri dönüşü olmayan
noktaya gelinmeden, doğal kaynaklarımızın korunmasını ve toplumun da sığ
günlük politikalarla değil, doğal kaynaklarımızın korunmasını ve toplumun
da sığ günlük politikalarla değil, kalıcı, bilimsel çözüm yolları irdelenerek
ivedilikle ele alınmalıdır.
- Bursa kenti ve civarında jeotermal kaynakları, maden oluşumları ve bunların
kullanılmasında ortaya çıkan sorunlar ile mermerciliğin durumu; ilgili
meslek odaları, sektör temsilcileri ve siyasilerin de katılımıyla günlük
politikalarla değil, kalıcı, bilimsel çözüm yolları irdelenerek ivedilikle ele
alınmalıdır.
- Bursa’da sanayi gelişimi ve enerji kullanımı, ülkemizin bu konuda yaşadığı
sorunlardan farklılık göstermemektedir. Bursa’da elektrik enerjisinin on
yıllık geçmişine bakıldığında elektrik yatırımları, enerji üretiminde en pahalı
girdilerden olan doğalgaz ile çalışan santrallere yönelik otoprodüktör
firmalar dışında yapılmamaktadır. Ayrıca ülkemizin enerji sorununun tek
çözümü, nükleer enerji olmadığı unutulmamalıdır. “Yenilenebilir enerji”
kaynakları, ülkeyi yönetenler tarafından öncelikle değerlendirmeye
alınmalıdır.
- Ülkemizde bütün sanayi alanlarında olduğu gibi tekstil sektöründe de
planlama ve sektörel bilgi envanteri bulunmamaktadır. Devlet, tüm ülke
düzeyinde planlama yaparken, sektörel bilgi envanterlerini, akademik ve
bilimsel düzeyde hazırlanmasını sağlamalıdır. Tekstil sektöründe, daralma
yaratan ithal girdiler, üniversite-sektör sanayicileri ve ilgili kurumlarla ciddi
değerlendirmeye alınmalıdır.
- Bursa ovası sanayi ve konut yerleşimine kurban edilmemelidir. Ovada tarım
üretimi yıldan yıla hızla düşmektedir. Ayrıca hayvancılık konusunda AB
destekli birkaç proje dışında, teşvik ve planlama bulunmamaktadır. Bursa’nın
tarım ve hayvancılık olanakları, Dünya’daki üretim tekniklerindeki
teknolojik gelişimlerin transferi ve ürünlerin ihracatı düşünüldüğünde çok
yüksektir. Bu kapsamda kooperatifçilik desteklenmeli, ithalat kontrol altında
tutulmalıdır. Süt sektöründe ise üretimde belli sağlık standartları sağlanmalı;
peynir gibi geleneksel ürünlerimiz tescillenmelidir ( Örneğin; Mihaliç
Peyniri)…
- Toplumsal sağlığın genel durumu kapsamında, Bursa için sağlık göstergeleri
yetersizdir. Yoğun göç alan Bursa’da, nüfus artışına rağmen sağlık personeli
sayısındaki azalma tamamen siyasi nedenlerden kaynaklanmaktadır. Bir
sanayi şehri olan Bursa’da meslek hastalıkları konusunda hastane
bulunmamaktadır. Bursa’ya en kısa sürede meslek hastalıkları hastanesi
kazandırılmalıdır. Ayrıca yerel yönetimler de, halk sağlığı araştırma
merkezleri ile ortak çalışmalar yapmalıdır.
- Kentimizin katı atık, atık su ve çöp yönetiminde önemli çalışmalar olmakla
birlikte, bu çalışmalar arttırılarak sürdürülmeli, yeni yapılan tesisler bağımsız
kurumların denetimine açılmalıdır.
- Küresel ısınma nedeni ile Bursa için çok büyük hayati önem taşıyan su
kaynaklarımızdaki kirlenmenin önüne geçebilmek için içme suyu
havzalarında çok sıkı denetim yapılması ve su kirliliğine neden olabilecek
etkinliklere izin verilmemesi, arıtılmış dahi olsa içme suyu havzalarına atıksu
deşarj edilemeyeceği gerçeğinden hareketle ve arıtma işleminin kent atıksu
tesislerinde yapılabilmesi için, Uludağ Oteller bölgesindeki turistik tesislere
kesinlikle su arıtma tesisi yapılmaması, oteller bölgesi atıksularının ortak
bir kanalizasyon hattı yapılarak, arıtma tesisi ile sonlanan BUSKİ
kanalizasyon şebekesine alınması, Doğancı ve Nilüfer barajı havzasındaki
köylerin, baraj rezervuarında neden oldukları kirliliğin önlenmesi için
sızdırmaz fosseptik ve/veya kanalizasyon sistemleri ile içme suyu havzası
dışına taşınması gerekmektedir. Uluslar arası RAMSAR sulak alanları
koruma sözleşmesi kapsamında bulunmasına rağmen Uluabat gölünün de
kirlenmeden nasibini aldığı saptanmış olup, bölgedeki sanayi kuruluşlarına
sıkı denetim ve yaptırımlar getirilmeli; RAMSAR Sözleşmesi kuralları
mutlak, eksiksiz uygulanmalıdır. Uludağ pınar kaynaklarını kiralayarak
ambalajlanmış su üreten özel firmaların yeteri kadar denetlenmediği,
kendilerine tahsis edilen debinin çok üzerinde su çekimi yaptıkları saptanmış
olup, kiraya verilen pınar kaynaklarına sayaç takılarak sürekli denetlenmesi
gerekmektedir.
- Özellikle kış aylarında kentteki hava kirliliği, ülke düzeyindeki en üst
noktalara dek ulaşmaktadır. Hava kirliliğine çözüm olarak sunulan
doğalgazın çözüm olamadığı, araçlardan kaynaklanan kirlilikten, endüstri ve
konutlardan kaynaklanan kirliliğe kadar konu bir bütün olarak ele alınmalı;
geçmiş yıllarda yapılan çalışmalarda olduğu gibi konunun tarafları olan
Belediye, uzmanlık alanına giren meslek odaları, üniversite bir araya
getirilerek kurumlar arası işbirliği ile çözülmelidir.
- Kentimizdeki gürültü kirliliğinin boyutları, Nilüfer ilçesinde yapılan
ölçümlerle ortaya konmuştur. İnsan sağlığını etkileyen etkenlerden biri olan
gürültünün Nilüfer’de olduğu gibi kent genelinde önlenmesi boyutunda
bilimsel çalışmalar başlatılmalı, gürültü kirliliği haritası çıkarılarak ilgili
kurumların tedbir almaları sağlanmalıdır.
- Bursa kent medyasında perde arkası, ülke medyasının perde arkasından farklı
gözükmemektedir. Kentsel rantın paylaşılmasında medya kullanılmakta,
bağımsız gazetecilik gün geçtikçe zorlaşmaktadır.
- Bursa’dan hareketle ülke genelindeki genç kentlilerin eğitim ve öğretim
sistemi içindeki yeri ve gelecekleri ile mesleki teknik eğitimin sorunlarının
çözümleri ilgili bakanlıklar, ilgili kurumlar, sendikalar ve eğitimcilerden
oluşturulacak özgür tartışma platformlarında üretilmelidir.
- Turizm olanakları açısından zengin bir kent olan Bursa bu olanaklarından
yeterince faydalanamamaktadır. Dünya’da ilk defa “İnanç turizminde Yeni
Bir Rota” bildirisinde yer alan Yerkapı Mahallesi Kilisesi ve Uludağ
(Tekfurdağı) köylerindeki kiliselerinin arkeolojik bulgularının uluslar arası
platformlarda etkin duyurularının yapılması Bursa’nın tanıtımında önemli bir
yer tutacaktır. Ancak gerek inanç, gerek sağlık, gerekse kongre turizmi
olanakları en güçlü yönü olmasına rağmen, belirli niteliklere sahip yatak
kapasitesinin yetersizliği Bursa turizminin acil çözüm bekleyen en zayıf
yönüdür. İlin turizm potansiyelini ortaya koyan coğrafi bilgi sistemi destekli
turizm haritası yapılmalıdır.
- Bursa’nın kent-ekosistem ilişkisi açısından çok önemli değerlere sahip bir
kent olduğu bilincine ulaşılması konusunda geç kalındığı ortadadır. Bundan
sonra, kente yapılacak her türlü düzenlemenin çıkış noktası; kentin sahip
olduğu ekolojik değerlerin korunması olmalıdır. Kentin ekolojik anlamda
hassas olan ve kentleşme baskılarından özenle korunması gereken bölgelerin
başında gelen, tüm doğal ve sonradan oluşturulmuş yeşil alanlar gelmektedir.
Bu anlamda Kültürpark’ın ve değişik ölçekteki tüm yeşil alanların niceliksel
ve niteliksel bozulmalarının önüne geçilmelidir. Bunun yanı sıra Bursa’nın
tüm yaşamsal konularında her zaman birinci sırada olan Uludağ bütünüyle
korunmalıdır.
- Bursa, deprem konusunda İstanbul veya deprem tehlikesi taşıyan diğer
illerden risk boyutunda daha farklı durumda değildir. Bu konuda çalışmalara
ivedilikle başlanmalıdır. Afet aşamasında kent planlamasında ve kentsel
lojistik ihtiyaçlara akademik pencereden bakılmalı, yerel yönetimlerce
hazırlanan planlamalar revize edilmelidir. İl/ilçe kriz merkezleri teknik
eleman ve ekipman açısından güçlendirilmeli, il acil yardım planlarına
belediyelerin zorunlu aktif desteğini sağlayıcı yasal düzenlemeler, günümüz
koşullarına uygun olarak Büyükşehir ve belediyeler kanunlarında yeniden
yapılandırılmalı; buna bağlı olarak da Afetler kanunu bu çerçevede acilern
yenilenmelidir. Ayrıca kriz yönetiminde karar destek için coğrafi bilgi
sistemleri kurulmalıdır.
- Kent İzleme Komisyonları, ülke düzeyinde her yerleşim bölgesinde
kurulmalıdır. Üniversite bilim insanları, meslek kuruluşları, sivil toplum
örgütleri, kent aydınları ve yeni/eski kent yöneticilerinden oluşturulacak bu
komisyonun ortaya koyacağı bilimsel çözüm önerileri, eleştiriler, kenti
yönetenler tarafından önemsenmeli, uygulamalarda mutlak göz önüne
alınmalıdır. Böylelikle bilimsel bakış açısının, kent yönetiminde olumlu
sonuçları kullanılmalıdır.
Kuşkusuz Bursa’da sorunlar çok… Kente karşı duyarlılık ve sorumluluk
taşıyan kişi ve kurumlar bu sorunlara ilişkin çalışmalar yapmaktalar, öneriler
getirmekteler ve bu çalışmalarının sonuçlarını Bursa kamuoyu ile
paylaşmaktadırlar. Bununla birlikte; önemli ve değerli bularak yazımızda
değindiğimiz TMMOB’nin “Bursa Kentine Çözümler Sempozyumu”nda ya da
küçük, büyük boyutlardaki başka çalışmalarda da “yaşanabilir bir Bursa için”
yapılan değerlendirmelerde; hiçbir kişi ya da kurum aşağıda kısaca yer verdiğimiz
başlıklara hiç değinmemektedir. Araştırmacılar, ilgililer, odalar, dernekler; sanki bu
başlıklar üzerinde tartışmaktan çekinmektedir… Oysa bu konular Bursa’ya özgü
sorunların çözümünde ya da daha da büyümesini önlemede kanımızca önemlidir,
önceliklidir. Üzerinde öncelikle ve önemle durulması önerilen konular; aşağıdaki
başlıklarda kısaca verilmektedir:
-NÜFUS PLANLANMASI,
-BÖLGELERARASI DENGESİZLİK,
-TOPRAKSIZLIK VE TERÖR GİBİ EN BİLİNEN OLUMSUZLUKLARIN
YANISIRA, BÖLGELERARASI DENGESİZLİĞİN DE İTMESİYLE BATI’YA,
ÖZELLİKLE DE BURSA’YA YÖNELİK GÖÇÜN DURDURULMASI,
DOLAYISIYLA KENTİN BÜYÜMESİNİN DONDURULMASI…
Bu bağlamda yine sıkça Bursa’nın öncelikli sorunları arasında sayılan ULAŞIM
konusuna sıra geldiğinde de; bu sorunun da kente yönelik göçün olumsuz bir
dışsallığı olduğunu ileri sürmek yanılgı olmayacaktır. Yol/araç orantısı
kurulduğunda en çok aracı barındıran bir kent olan Bursa’da, ulaşım sorununa
çözüm bulma amacıyla, yeşil alanlar yitirilmekte, Bursa Ovası yapılan çevre
yollarıyla sürekli saldırıya uğramaktadır. Bu durumda Bursa kentinin sınırları
sürekli büyümekte, yollar yeşil alanları yutmakta, Bursa’nın kentinin sınırları
giderek Mudanya, gemlik kıyılarına dayanmaktadır.
60’lı yılların sonunda alınan bir kararla ülkemizdeki ilk organize sanayi bölgesi
oluşumuyla, kent içindeki dokuma fabrikaları kentin dışına taşınmış (yeni yapılan
sanayi bölgesine), kentsel yaşam alanlarıyla, sanayi alanları birbirinden ayrılmıştır.
Buna karşın sanayi kenti Bursa’da iş bulurum umuduyla kente göçenler, bir
zamanlar masum barınma gereksinimi olarak değerlendirilen gecekondularıyla;
kaçak yapılaşmaya, kentin tarım topraklarının arsa mafyalarının elinde kara
para/rant sağlama aracı olarak talan edilmesine neden olmuşlar ve de olmaktadırlar.
Bu konuda acımasızca eleştiriler elbetteki umut için büyük kente göçen Doğu
insanının hakkı değildir ama kolaycı yaşam uğruna artık yaprak yeşiliyle değil de
beton grisiyle anılan Bursa’nın da hiç hakkı değildir.
Selma ERDAL