Herkese merhabalar,

The Pack olarak kuruluşumuzdan bu yana FRP’nin Türkiye’de gelişmesine biraz da biz tuz serpelim düşünce-si ile ya bir etkinlik düzenledik ya da etkinliklerde görev aldık. İlk düzenlediğimiz etkinlik olan “Fantastik ve Bilimkurgu Çalıştayı” etkinliğimizden bu yana neredeyse bir yıl geçti. Ancak bu yazıyı okuyanların çoğu bizleri HüCon ve MetuCon’da açtığımız stantlar ile tanıyabilir. O etkinliklerde Vampire the Masquerade ve Harry Potter konulu bazı dokümanlar dağıtmıştık. Bu kitapçığın amacı da aynı doğrultuda ilerliyor. İnsan-ların ulaşmak istedikleri bilgiye Türkçe olarak okuma imkânı sunuyor. Elbette İngilizce bilenler için bu tarz kaynakları İngilizce okumak çok zor olmasa gerek ancak herkesin İngilizce bilmediğini düşünürsek bu ki-tapçıkların büyük bir kolaylık sağlayacağını düşünüyoruz. Umarız okuduğunuzda beklentilerinizi karşılar.

The Pack EkibiYazan Nil Tibet CasselTasarım: Umut Çomak

Vampire: The Masquerade, rol yapma oyunları arasında Dungeons & Dragons’dan sonra ismi en çok duyulan, oyuncular arasındaki anketlerde de Call Of Cthulhu’dan sonra en çok beğenilen oyundur. Mark Rein-Hagen tarafından yaratılan bu oyun, 1991 yılında White Wolf Publishing tarafından yayımlanmıştır. World of Darkness serisinin ilk ürünüdür.

BAŞLANGIÇ:

Oyunda, diğer rol yapma oyunlarında olduğu gibi bir Game Master ve bir veya birkaç oyuncu olması gerekir. Game Master, bu oyunda Storyteller unvanına sahiptir. Oyundan en iyi verimi al-abilmek için oyuncu sayınızı minimum 3, maksimum 5 arasında tutmaya çalışınız. World of Dark-ness evreninin teması gotik-punk bir çerçevede seyreder. Bu çerçeveyi daha yakından anlamak için Trainspotting, New Jack City, Silence of the Lambs, Blade Runner ve Tim Burton’un yapmış olduğu ilk Batman filmini izleyebilirsiniz. Vampirlik için ise Dracula, Nosferatu, The Hunger, Near Dark, Vamp, The Lost Boys, Salem’s Lot, Queen of the Damned filmlerini tercih ediniz. Dizi olarak Buffy The Vampire Slayer, From Dusk Till Dawn size yardımcı olacaktır. Ben dizi film izlemem, kitap yok mu kitap derseniz eğer Anne Rice kitapları önereceğim tek şey olacaktır. Ha bir de kesinlikle Twilight serisinden uzak durun!

Oyunun ana taşını zaten isimden anlamışsınızdır. Vampirler. Vampirler bildiğiniz üzere canlıların kanlarını tüketerek yaşayabilen, kısaca kan içen cesetlerdir. Son zamanlarda çıkan, güneş altın-da elmas gibi parlayan, aşkı için kan içmekten vazgeçen vampirlere aldanmayın! Vampire’ın vampirleri daha çok geçmişten günümüze gelen mitolojik bilgiler çerçevesinde oluşturulmuştur. Buna göre vampirler, ihtiyaçlarını masumlardan, çırpınanlardan, nadir zamanlarda da istekli olan-lardan karşılayan erotik avcılardır. Tarih öncesi çağlardan beri aramızda yaşarlar ve hala da yaşa-maktadırlar. Eğer aradığınız şey sıcak savaştan çok soğuk savaş ise bu oyunu tercih edin. Zira politika, gizlilik ve manipülasyon bu oyundaki en önemli üç unsurdur.

Vampirlere Dair:

Vampirler ölümsüzdür;Ancak hala çeşitli sebeplerle ölebilirler (yaralanarak, beslenmemekten, vs.). Doğal sebeplerle yaşlanmaz ve ölmezler. İnsanlar gibi yemek yeme, nefes alma gibi ihtiyaçları yoktur.

Vampirler yaşayan ölülerdir ve yaşamaya devam etmek için canlıların kanlarını içmek zorundadırlar.Vampirler klinik olarak ölüdürler. Kalpleri atmaz, organları çalışmaz, derileri soğuktur. Ancak hala normal bir insan gibi hareket edebilir, konuşabilir, düşünebilirler. Büyüsel ölümsüzlüğüne devam etmek için ise enerji sağlayıcıları canlı kanıdır. Canlıların kanını içmek için sivri ve normal bir insanınkinden daha büyük olan köpek dişlerini kullanırlar. Dişleri ile yaptıkları yaraları ise yalayarak kapatabilirler.

Vampir ısırığından ölenler vampir olmaz!Eğer olay böyle olsaydı dünyada insan kal-mazdı. Zombi kıyameti gibi vampir kıyameti yaşardık ki emin olun vampirler kazanırdı.

Vampir olmak için bir insanın Embrace (Ku-caklama) denen minör vampir ritüelinden geçmesi gerekir. Bu olay bir insanın kanının son damlasına kadar tüketilip boş bedenine vampir kanı verilmesidir. Bu olay için bir damla kan bile yeterlidir. Önemli olan kanın bedene girmesi.

Vampirler güneş ışığına karşı dayanıksızlar.Güneşe çıkan bir vampir anında kül olmaz ancak yanmaya başlar. Güneş ışınlarına karşı çok çok kısa bir süre aralığında dayanabilirler ancak muhtemelen sonunda öleceklerdir. Zira uzun zaman güneş görmemenin vampirler üzerinde psikolojik etkileri de olacaktır. Korku krizi yahut hayranlık, genellikle güneşe maruz kalan vampiri ölmeyecek olsa da öldürür. Ayrıca güneş, vampir gölgeli bir alanda, hatta tamamen güneşten izole bir alanda olsa bile üzerinde çok büyük bir ağırlık yaratacaktır. Bu yüzden bir vampirin güneşin olduğu zamanda ayağa kalkması bile neredeyse imkansızdır.

Vampirler sarımsak, kutsal su, haç veya diğer kutsal sembollerden etkilenmezler;Ancak gerçek inanç, vampirleri yavaşlatabil-ir hatta zarar verebilir. Heyhat gerçek inanca sahip insanlar oldukça azdır. Engüzisyon’a bağlı olup gerçek inanç sahibi olabilmiş insanların sayısı bile muhtemelen 100,000’de birdir.

Vampirlerin kalbine kazık saplanırsa ölmezler.

Kazık, ok gibi tahta uzun çubuklar vampirlerin kalbine saplandığında onları öldürmese de tor-por’a sokar. Torpor bir vampirin felç olmasıdır. Bu felç süresince uyurlar. Kazık kalpten çıktığı anda ise torpordan çıkarlar.

Vampirler yaşlandıkça güçlenirler.

Yeni dönüştürülmüş bir vampir, normal bir insandan birazcık daha güçlüdür. Yıllar geçtikçe vampirler kanlarını kullanmayı, kan büyülerini, özel disiplinler kullanmayı öğrenir ve güçlenirl-er. Bu yüzden genellikle vampirler, kendilerin-den jenerasyon olarak daha kıdemli olanlara saygı duyarlar.

Kindred:

Vampire oyununda vampirlere “Kindred” den-mektedir. İnsanlar ise “kine” olarak nitelendirilir. Yani vampirler arasında sıkça kullanılan “kindred and kine” aslında dünyada yaşayan herkes anlamı-na gelir.

İlk kindred, Habil ile Kabil hikayesinin baş kah-ramanlarından biri olan Kabil’dir. Özetle Kabil sebze, Habil ise hayvan yetiştirmektedir. Tanrı ikisinden de kurbanlar ister. Habil’in kurbanları tanrı tarafından daha çok kabul görür. Bu yüzden bir zaman sonra Kabil, tanrıyı mutlu etmek için kurban sunağında en değerlisini, kardeşini “kur-ban” eder. Bu yüzden tanrı tarafından bir lanet ile işaretlenip Nod’a sürülür.

Nod’da Kabil, Lilith ile karşılaşır. Lilith, Kabil’in babası ve ilk insan olan Adem’in ilk karısıdır. Lilith ile Kabil bir süre bera-ber kalırlar ve sonunda bir ilişkiye başlar-lar. Lilith’in

büyüsüne ve gücüne hayran kalan Kabil, Lilith’in gücünü paylaşmak ister. Lilith ise Uyanış adını verdiği bir seramoni düzenler ve kanını Kabil’e içirir.

Lilith’in kanını içtikten sonra sırayla Kabil’e üç melek görünür. Üçü de Kabil’in affedildiğini ve geriye çağrıldığını söyler. Ancak Kabil hepsini reddeder. Hepsi de sırasıyla Kabil’e lanetler ver-ir. Bunlar sırasıyla ateşe dayanıksızlık, güneşe dayanıksızlık ve içine işlenen, sürekli kan içmes-ine sebep olan canavardır (The Beast).

Bu seramoniden sonra Kabil, güçlerini kullanıp Lilith ile yollarını ayırmış, Nod’da gezmeye devam etmiştir. Kabil ilk vampir olduğu için 1. jener-asyondur. Onun yaratacağı her yeni vampir, 2. jenerasyon olacaktır. Jenerasyonlar bu şekilde devam eder. Bir vampirin jenerasyonu yüksel-dikçe Kabil’in kanından o kadar uzaklaşır. Bu yüzden genellikle daha güçsüz olurlar. 3. jenera-syon vampirler, Kabil’den ayrı olarak teker teker tekrar lanetlenmişlerdir. Bu 13 kardeş, lanetlerini

lanetlerini daha sonra özellik olarak kullanmaya başlamış ve yazının ilerleyen kısımlarında tek tek anlatacağım 13 tane klanı oluşturmuştur.

Antediluvian: Bu vampirler dünyanın neredeyse en güçlü varlıkları olarak geçerler. Klanların yaratıcıları yani 3. jenerasyon olan 13 vampir, bu isimle çağrılır. Söylentiye göre Antediluvian’lar çok uzun zamandır kendi istekleri ile dinlenmeye çekilmişlerdir. Tanrısal güce sahip bu 13 varlık, Gehenna zamanı geldiğinde uyanıp, kendi klan-larına ait olan bütün vampirleri vahşice tüketip açlıklarını susturmaya çalışacaklardır. Kısaca Gehenna, vampirsel bir kıyamettir. Bu olay da Book of Nod‘da yer alan Gehenna suresinde şöyle geçer:

Böylece büyük yaratıcılarımız kalkacaklar

yerin en dibinden

Oruçlarını bozacaklar

bizim parçalarımızla

Hepimizi tüketecekler…

Bir başka söylentiye göre ise Antediluvianların bazıları yok edilmiştir. Ama söylenen her şeye de inanmamalı, değil mi?Methuselah:Eğer kindredların tanrıları Antediluvainlarsa, Methuselahlar ise yarı-tanrılarıdır. Bir vampir, bin ile iki bin yaşları arasında bir zaman, genel-likle garip bir başkalaşım geçirir. Bu değişimler bazen fiziksel, bazen mental, bazen ise duy-gusaldır. Değişim her ne olursa olsun, sonu-cunda vampirin içinde hiçbir insanlık kırıntısı kalmaz. Dünya ile işi bitmiş olan vampir artık tamamen doğaüstü evrene aittir. Bu yüzden dünyadan kendilerini rahata çekerler ve genç vampirlerin aç dişlerinden uzakta bir yerde din-lenirler. Ayrıca Methuselahlar artık insanlardan beslenmezler.

İnsan kanının konsantresi onlar için artık ana ye-mek sonrası tatlısı olmuştur. Ana yemek ise artık vampirlerdir. Vampirlerden beslenirler.

ElderElderlar genellikle 6. ve 8. jenerasyonlar arasında yaşayan vampirlerdir ve yüzlerce sene yaşamış olurlar. İçlerinde gittikçe büyüyen güç hırsı, genellikle onları Cihat’ın (Jyhad) en aktif parçası yapar. Cihat, kendinden daha genç olanı, bec-erebiliyorsan ise daha yaşlı olanı manipüle edip onu piyon gibi kullanarak istediğini yaptırma savaşıdır. Cihat ile vampirler hem bir çok yere yetişmeyi, birçok cephede çarpışmayı başarırlar hem de olacak olan hatalarda başka vampirleri kullanmış olduğundan sıyrılıp, suçu onların üze-rine yıkarlar.AncillaeAncillaelar (Ankilla) kendilerini ve güçlerini kindred sosyetesine girebilecek kadar kanıtlamış, genç vampirlerdir (yüz ile iki yüz yıl arasında yaşamış).

NeonateSire’ı (yaratıcısı) tarafından azat edilmiş, tam an-lamıyla vampir ünvanını elde etmiş vampirlerdir. Genellikle yüz yaşına geldiğinde veya o civarlar-da bir vampir Neonate olma şansını kazanır. Bir vampirin Neonate sayılması için sire’ı tarafından azat edilmiş olması ve yaşadığı şehrin prensi tarafından Neonate sayılabilecek izni almış ol-ması gerekmektedir.

FledlingFledlingler daha yeni vampir yapılmışlardır. Henüz tam anlamıyla vampir sayılmazlar. Sire-larının kontrolü altında olan Fledlingler, bir hata yaptıkları taktirde bu hatalarından sireları so-rumlu tutulur. Tabiri caizse yaratıcılarının malları olarak görülürler.

Diger Tanımlar

AnarchAnarchlar Kabil’in geleneklerini ve onları zorladığını düşündükleri elderların diktalarını kabul etmeyen, onlara karşı gelen anarşist vampirlerdir. İronik olsa da anarch elder-lar komüniteleri içinde statü sahibidirler ve anarchlara bazı statüleri dağıtırlar. Böylece diğer elderlara karşı güç kazanmayı amaçlarlar. Anarchlar tutkuları ile ünlüdürler ve tutkuları herkes tarafından takdir görür. Ancak çoğu vampir tarafından çakal, pislik olarak görülürl-er.

CaitiffCaitiffler klansız vampirlerdir. Klanlarının ol-mayışı diğer vampirler tarafından eziklik simge-si olarak görülür ve hemen hemen tüm sosyete tarafından dışlanırlar. Vampirlerin yüz karası olarak görülürler. Bir vampir ya yaratıcısının hangi klana ait olduğunu bilmediğinden, ya da jenerasyonunun düşüklüğünden oluşan kan zayıflığından klansız sayılırlar. Diğer isimleri Thin Blood’dır (İnce Kan). Thin Bloodlar da Ge-henna suresinde yer almaktadır ve Gehenna’nın habercisi olarak görülürler.

“…

And you will know these last times by the

Time of Thin Blood, which will mark vampires

that cannot Beget,

You will know them by the Clanless,

who will come to rule

…”

Türkçesi:

“…

Ve bu son zamanları

Thin Bloodların zamanından bileceksin, vam-pirleri işaretleyen

çoğalamayacaklarına dair,

Bunları klansız olanlardan bileceksin,

yönetmeye gelecek olan

Gelenekler

Gelenekler, Kabil’in tüm vampirlere koymuş olduğu kurallardır. Tüm vampirlerin bu kurallar çerçevesinde yaşamasını ister. Camarilla’nın ku-ralları tamamen bu geleneklere dayalıdır. Sabbat bu gelenekleri tamamen reddeder, Anarchlar ise elderlara dair olan kurallar dışında genelde uygularlar.

İlk Gelenek: Gizlilik

“Thou shalt not reveal thy true nature to those not of the Blood. Doing so shall renounce thy claims of Blood.”

“Kanından olmayana gerçek kimliğini gösterme. Öyle yaparsan kanından feragat etmelisin.”

Bu gelenek oyunun ismini açıklayan gelenek-tir. İngilizcede “The Masquerade” olarak geçer. Kurala göre vampir kimliğini belli etmek, öldürülme sebebidir. Nihayetinde kuzu kılığına giren bir kurt, daha çok kuzu kaçırabilir, değil mi?

İkinci Gelenek: Mülk:

“Thy domain is thy concern. All others owe thee respect while in it. None may challenge thy word in thy domain.”

“Senin mülkün seni alakadar eder. İçindeyken herkes sana saygı gösterme yükümlülüğündedir. Senin mülkün içinde kimse senin sözüne itiraz edemez.”

İngilizcesi “The Domain”. Size ait olan bir mülk-te siz söz sahibisiniz. Sizin dediğiniz geçerlidir, son söz sizindir. İçindeyken ne isterseniz onun yapılması uygun düşer.

Üçüncü Gelenek: Evlat

“Thou shalt sire another only with permission of thine elder. If thou createst another without thine elder’s leave, both thou and thy progeny shalt be slain.”

“Sadece elder’ının izniyle birinin sire’ı olabilirsin. Eğer başkasını elder’ının izni olmadan yaratırsan, sen de evladın da öldürülsün.”

İngilizcesi “The Progeny”. İçinde bulunduğun topluluğun elder’ı izin verdiği sürece birini progeny olarak alabilirsin. Yani yeni bir vampir yaratabilir-sin. Ancak izin verilmezse ve progeny yaptığın orta-ya çıkarsa öldürüleceksin. Masquerade zamanında elder, bulunduğun şehrin prensi olarak geçer. Bu-lunduğun şehrin prensinden izin almadan progeny yapmak yasaktır.

Dördüncü Gelenek: Sahiplenme

“Those thou create are thine own childer. Until thy progeny shall be released, thou shalt command them in all things. Thy sins are thine to endure.”

“Senin yarattığın, senin çocuğundur. Progeny’n bırakılana kadar onu her şeyde komuta etmelisin. Onların günahları senin boynuna olacak.”

İngilizcesi “The Accounting”. Yeni yaratılan vam-pirler yani fledlingler sire’larına bağlıydı hatır-ladığınız üzere. Neonate olana kadar da bütün hataları sirelarının sorumluluğu altında idi. Bu ku-ral da onu göstermektedir. Progeny sire tarafından Neonate ilan edilene kadar yaptığı bütün şeylerden sire sorumludur.

Beşinci Gelenek: Misafirperverlik:

“Honor one another’s domain. When thou comest to a foreign city, thou shalt present thyself to the one who ruleth there. Without the word of acceptance, thou art nothing.”

“Başkasının mülkünü onurlandır. Yabancı bir şehre gittiğinde, orada hüküm sürene kendini takdim et. Kabul edilmeden hiçbir harekette bulunma.”

İngilizcesi “Hospitality”. The Domain geleneği ile birleşir. Birinin mülküne ayak bastığında, mülkün sahibine kendini tanıtman gerektiğini dile getirir. Mülkün sahibine kendini tanıt-madan mülk içerisinde herhangi bir harekette bulunmanı yasaklar.

Altıncı Gelenek: İmha:

“Thou art forbidden to destroy another of thy kind. The right of destruction belongeth only to thine elder. Only the elderst among thee shall call the blood hunt.”

“Kendi türünden olanı yok etmek yasaktır. Yok etme izni sadece elder’a aittir. Sadece aranızdan en yaşlı olan kan avını başlatabilir.”

İngilizcesi “Destruction” Bu gelenekte aslında iki tane yargı vardır. Birincisi vampir öldür-menin yasak olduğudur. Vampirler kendi aralarında hammurabi kurallarını uygularlar. Bu yüzden elder’ın izni olmadan bir vampir, başka bir vampiri öldürürse suçu ölümdür. İkincisi ise kan avı. Kan avının detayları gelenekte ver-ilmektedir. Topluluk içinde en yaşlı olan kişi bir vampire karşı kan avı başlatabilir. Bu, görüldüğü yerde ölü ya da diri yakalanması anlamına gelir. Eğer topluluk bir prens tarafından yönetiliyorsa, bu izin prense aittir.

Sektler:

Vampirler zaman zaman gruplaşmış olsalar da hiçbir zaman sekt oluşturacak kadar büyümemişle-rdir. Sektler, aynı ideolojileri paylaşan vampirlerin bir araya gelmeleri ile oluşur. Bütün vampir topluluklarının bildiği iki büyük sekt vardır. Birisi Camarilla, diğeri ise Sabbat. Bu sektlerin kuru-luşu 15. yüzyılda yaşanan Büyük Anarch Devrimi’ne dayanmaktadır. Vampirlerin çoğu bir sekte bağlıdır, diğerleri ise tarafsız kalmayı seçerler. En büyük sekt Camarilla’dır. Camarilla’nın özelliği gelenekleri kabul etmeleri ve bunları Camarilla’nın Kuralları olarak ortaya sunmalarıdır. Sabbat ise tam aksine kuralları yok sayar. Sabbat’a göre kurallar saçmalıktan başka bir şey değildir. “Ned-en vampirler insanları tek parmaklarıyla parçalayacak güce sahipken saklananlar vampir olsun

Camarilla

Camarilla gelenekler üzerinden yürütülen bir sekttir ve vampir sosyetesi içerisindekilerin en geniş olanıdır. Gelenekleri uygulayarak modern gecelerde bütün kinredlara bir yer açarlar. Kindredlar kabul etse de etmese de bütün hepsini üye olmuş kabul eden Camarilla, bir açık-sosyete kuru-luşudur. Hiç kimsenin jenerasyonu veya bağları Camarilla için önemli değildir; yeter ki kendileri-ni Camarilla’ya teslim etsinler.

YönetimCamarilla’nın en üst yönetiminde The Inner Circle (Merkezi Grup) vardır. Bunlar Camarilla’nın asıl yöneticileridir. Her 13 yılda bir Vene-dik’te toplanıp iş ve vampir sosyetesinin gelişimini konuşurlar. Her klandan sadece bir kişi bulunur; genellikle de bu klanın en yaşlı üyesi olur. Bu üyeler klanlarına vekillik ederler. Conclave adı verilen Camarilla toplantılarına başka üyeler de katılabilir ve konuşabilirler, ancak oylar daima Inner Circle tarafından kullanılır.

Inner Circle’ın en büyük amaçlarından biri de Justicarları atamaktır. Justicarlar 13 yılda bir seçilir ve seçildikleri andan itibaren Camarilla’nın en üst düzey yöneticileri sayılırlar. Her klan için bir Justicar seçilir. Sonuç olarak yedi tane Inner Circle üyesi olduğu gibi yedi tane de Justicar ola-caktır.

Justicar seçimi ile Inner Circle geri adım atar ve işi Justicarlara bırakırlar. Kısaca Inner Circle üyeleri kendilerine 13 yılda bir vekil seçerler, işleri onlara bırakıp rahatça köşelerine çekilirler. Bu süreç boyunca Inner Circle, Justicerlardan daha düşük rütbede sayılırlar. Ancak çok büyük bir olay olduğunda, Justicarların da izniyle Inner Circle yönetimi ele alabilir.

Inner Circle üyeleri sürekli aynı üyeler kaldığın-dan (biri ölmediği sürece hep de aynı kalacaktır) birbirlerine daha yakın olurlar. Bu yüzden Justicar seçerken daha iyi yönetebilecekten ziyade kendis-ine daha yakın olanı , ya da daha kolay manipüle edilebileceğini düşündüğü kişiyi Justicar olarak atar. Zira görünürde Justicar olsa da Camarilla’yı asıl yönetenler doğal olarak Inner Circle’dır. Jus-ticarlar, Inner Circle’a çok fazla ses çıkaramazlar; ki zaten bu çok da akıllıca bir hareket olmaz. Zira 13 yıl sonra yeni Justicar seçilirken, eksi Justicar beğenildiyse Inner Circle üyesi aynı Justicar’ı tekrardan atayabilir. Inner Circle’a karşı bir akıl oyunu ya da saldırı yapılacaksa eğer, Justicar’ın oldukça akıl dolu hareket etmesi gerekir.

Justicarlar ise kendilerine minyon olarak Archon seçerler. Archonların sayısı kısıtlı değildir. Bir Jus-ticar istediği kadar Archon atayabilir. Archonların görevi Justicar’ın verdiği görevlerle ilgilenmek. Bunlar genelde ayak işi olur (Bir suçlunun yaka-lanıp öldürülmesi, önemli bir mesajın iletilmesi, bir prensliğin denetlenmesi, vs.). Kısaca Archon-lar, Justicarların eli ayağıdır.

Camarilla’nın yönettiği her şehre bir Prens atanır. Bu prensler genelde Archonlar tarafından, na-diren Justicar’lar tarafından atanır. Prensin görevi şehirdeki düzeni sağlamak, şehri Camarilla’ya yaraşır şekilde yönetmektir. Prensler şehirdeki her vampirle bizzat ilgilenmekle yükümlüdür ve şehir içinde geleneklerin korunmasını sağlar. Eğer bir gelenek bozulursa, gereğini yapmak prensin yükümlülüğündedir.

Prens de kendisine bütün Camarilla klan-larının elderlarından oluşan ve Primogen adı verilen bir meclis kurar. Bu meclis, prense danışmanlık eder ve kendi klandaşlarının şehirdeki sözcüsü olur. Bunun dışında bir de yönetim meclisi vardır. Bunlar The Sheriff (Şerif), The Harpies (Harpy), The Whip (Kır-baç), The Seneschal (Kahya), The Keeper of Elysium (Elysium’un Bekçisi) ve The Scourge (Cellat)‘dur.

Şerif, prensin koruması ve kas gücüdür. Harpy, vampirler arasındaki fikir lideridir ve iş felsefe, politika, stil, tat gibi konulara geldiğinde modanın belirleyicisidir. Kırbaç, primogenler tarafından asistan olarak tutu-lur ve primogen-klan üyeleri arasındaki bilgi alışverişi ve git gel olaylarını gerçekleştirir. Kahya, prens olmadığındaki yöneticidir ve prensin danışmanıdır. Elysium’un Bekçisi, Elysiumlardan sorumlu kişidir. Cellat’ın işi prensliğin sınırlarında dolaşıp suçluları ve kendini prense tanıtmayanları bulmaktır. Bunların sonu genellikle ölüm olur.

ElysiumVampirlerin sosyalleşmesi için olan yapılardır. Prens istediği her yeri Elysium olarak seçebilir. Genellikle sanat galerileri, tiyatrolar, müzeler, üniversiteler gibi yerler Elysium olarak seçilir. Elysium’da genellikle sanat icra edilir ve politi-ka, ekonomi, sanat gibi konularda uzun ve tatlı konuşmalar yapılır. Burada kimin kim olduğu önemli değildir. Bir fledling, rahatça bir elder ile konuşabilir. Elysium’un kuralları basittir.

Şiddet yasaktır. (Genellikle prensler içeriye silah sokulmasına dahi izin vermezler.)Eğer herhangi bir sanatsal ögeye zarar veren olursa, sonucu Son Ölüm’dür.Elysium tarafsız bir bölgedir.Masqureade kurallarını her zaman hatırlayın.Aynı zamanda Elysium’a aç gelmek kabalık olarak karşılanır.

SabbatSöylentilere göre orta çağda bir ölüm tarikatı olarak başlamış ve sonradan bir sekt haline gelmiştir. Sektin üyeleri vahşi ve korkutucudur. Genellikle hiçbirinde insanlık kırıntısı kal-mamıştır. Aynı zamanda Black Hand (Kara El) olarak da bilinen sekt, gelenekleri kesinlikle reddeder. Sabbat, yaban otu gibi yayılır. Üyeleri herhangi birine progeny yapacaklarını söyle-mek zorunda olmadığı için çoğalma kontrol altında değildir. Sabbat’ın da zaten istediği kon-trolsüz çoğalmadır. Bu şekilde Camarilla’ya karşı daha fazla neferleri olacaktır. Ne yazık ki bu uygulama sonunda Sabbat’ın üyeleri genellikle birbirlerine saldırmaktadırlar.

Camarilla’nın aksine Sabbat Antediluvianlara inanmaktadırlar ancak onları düşman olarak bellemişle-rdir. Sabbat’a göre Antediluvianlar dünyayı yönetmektedirler ve en büyük piyonları da Camarilla’dır. Çoğu vampir Sabbat’ın iç işlerini bilmezler, Camarilla’dakiler ise hurafe olduğuna inanırlar. Elder-ların genç vampirleri dizginlemek için kullandıkları bir öcü olduğunu dile getirirler. Sekt hakkındaki söylentiler oldukça yayılmış durumda. İblislere iman etmek, diğer vampirleri avlamak, diableri (bir vampirin kanını son damlasına kadar içip yeteneklerini çalma işlemi) yapmak… Ancak en ünlü old-ukları konu vampirlerin ateşten korkmalarına rağmen Sabbat’ın ateşe açlık duyması. Zira geçtikleri her yeri yaktıkları söylenir.

Sabbat’ın üyeleri arasında iki klan vardır; Tzimisce ve Lasombra.

Inconnu

Inconnu genelde sekt olarak kabul edilmez. Daha çok aynı görüşe sahip vampirler olarak tanım-lanırlar. Ancak Inconnu da bir sekttir.

Inconnu üyeleri kendinden daha yaşlı olanların kuklaları olmaktan bıkmış ve kendinden küçükler-in sürekli manipüle edilmesinden yorulmuş, Cihat’tan ve tüm vampir ilişkilerinden kendini çekmiş bir sekttir. Çoğu Cihat’tan kendini soyutlamak için torpor’a yatmıştır.

Bazı kindredlar Inconnu’yu Antediluvianlara benzetmektedirler. Aynı onlar gibi dünyadan uzak-laştıklarını, zamansız, insanlık dışı bir zihniyete büründüklerini iddia etmektedirler. Bazıları ise Inconnu’nun Golconda‘ya ulaşmaya çalıştıklarını söylemektedirler.

Inconnu gevşek ve laubali bir organizasyon gibi gözükse de, kendi aralarında oldukça iyi iletişim kurmaktadırlar. Inconnu kindredlardan ne zaman saklanacağını, ne zaman kendilerini gösterip onları korkudan kaçıracaklarını iyi bilmektedirler. Inconnu’nun üyelerinin çoğu Methuselahlardır.

Tarafsızlar

Tarafsızları çok fazla anlatmak mühim değil. İki sekti de görüp ikisini de seçmemiş olan klanlar tarafsız klanlardır. Bu klanlar 4 tanedir. Bunlar Assamite, Giovanni, Follower of Set (Setites) ve Ravnoslardır.

GolcondaKabil’e melekler tarafından bahşedilen kurtuluş yolu. Eğer bir vampir insandan daha insancıl olursa, nihai kurtuluşa ereceği söylenmektedir. Yani bütün lanetlerinden arınacak, insan hayatına tekrar geri dönecektir.

KLANLAR

Kabil’e bağlı 13 klan vardır. Alfabetik sıraya göre bu klanları Assamite, Brujah, Fol-lowers of Set, Gangrel, Giovanni, Lasombra, Malkavian, Nosferatu, Ravnos, Toreador, Tremere, Tzimisce ve Ventrue olarak sıralayabiliriz. Kabil’in soyundan gelmeyen vam-pirler de vardır ancak Vampire oyunlarında bu klanlarla neredeyse hiç karşılaşılmaz.

Klanlar, daha önce bahsettiğim sektler içerisinde kendilerine yer edinmişler, yahut tarafsız kalmayı seçmişlerdir. Camarilla’ya bağlılığını ilan eden klan sayısı 7 tanedir. 2 klan Sabbat ile yollarına devam ederken, diğer 4 klan da tarafsız kalmayı uygun görmüşlerdir. Buna göre klanlar, aralarında şöyle ayrılırlar:

Camarilla Klanları

BrujahGangrelMalkavianNosferatuToreadorTremereVentrue

Sabbat Klanları

LasombraTzimisce

Tarafsız Klanlar

AssamiteFollowers of SetGiovanniRavnos

Klanlar sektlere bu şekilde dağılmış olsalar da her zaman karşıt fikirde olanlar bulun-maktadır. Örnek vermem gerekirse, bir Toreador kesinlikle Camarilla’da bulunmak zorunda değildir. Tarafsız da olabilir; hatta Sabbat’ta bile olabilir. Eğer sadakati Ca-marilla’ya olan klanlardan herhangi bir üye Sabbat’a geçerse, “karşıt görüşlü” anlamına gelen Antitribu olarak anılmaya başlar. Aynı şey, klan bağlılığı Sabbat’a olup da kendisi Camarilla’ya bağlı üyeler için de geçerlidir. Örneğin Sabbat’ta bulunan bir Toreador artık Toreador olarak değil, Antitribu Toreador olarak anılacaktır.

CAMARILLA KLANLARI

Brujah klanının çoğu “asiler” olarak anılır. Vampir so-syetesinin çoğu Brujahların serseri ve pislik dolu old-uğunu düşünmektedir. Ancak bunun sebebi tamamen kalplerinde yatan ve önüne geçemedikleri tutkularıdır.

Brujahlar inandıkları şeylere tutku ile bağlıdırlar ve inançlarını sonuna kadar koru-rlar. inandığı şeyin yanlış olduğunu anlatmak oldukça zor bir işlemdir.

Kalplerinde patlayan tutku fırtınası ile polemiğiniz muhtemelen çok kısa bir süre sonraBrujah’ın geçirdiği sinir krizi ile kırılmış birkaç masa, yıkılmış bir duvar ve şanslı

iseniz yerinde duran, şanssız iseniz yerde yuvarlanan kafanız ile son bula-caktır.

Bazı Brujahlar klanlarına tamamen bağlı, karizmatik üyeler olurken bir kısmı ise

gürültücü muhalifler olurlar. Ancak ortak bir düşman olduğunda, ne kadar zıt görüşte olurlarsa olsunlar bütün Brujahlar omuz omuza çarpışırlar. Ancak bu

kardeşlikleri, ortak düşman ortadan kalktığında yine eski haline döner.Genellikle diğer vampirlere göre hareketleri daha kaotiktir ve diğer klanlara göre bu kaotikliklerine daha çok tolerans gösterilir. Zira Brujahlar Camarilla’nın kavgacı çocuk-

Zira Brujahlar Camarilla’nın kavgacı çocuklarıdır ve bu durumları Camarilla’nın da hoşuna gitmektedir.

Sonuçta herkes politika yapsaydı, saldırılarda Camarilla’yı kim koruyacaktı?

Altın gibi sözler genellikle hayatınızın devam etmesini sağlar ancak bazen yaşamanız için altın gibi de bir yumruk gerekir.

Brujahların askeri zihin yapıları ve bir sancak altında toplanabilme hızları, onları Camarilla’nın fiziksel güç ünitesi haline getirmiştir. Brujah neo-nateleri genelde Camarilla’yı onları sınırlandıran bir kurum olarak gördükleri için genellikle klan ile sekt arasında büyük anlaşmazlıklar ve tartışmalar yaşanmaktadır. Zaten Anarchların çok büyük bir kısmını da Brujahlar oluşturur.

Diğer klanlara göre bir sorun olursa Camarilla’yı ilk terk edecek klan Brujah klanıdır. Zaten Brujahlar da bunun aksini iddia etmiyorlar.

“Think for yourself, or you’re better off dead. Either way, I’m satisfied.”

“Kendiniz için düşünün, ya da ölün daha iyi. Bana ikisi de uyar.”Lakap: Rabble (Ayak Takımı)

Sekt: Brujahlar Camarilla’ya bağlıdırlar. Tam sayıları belli olmasa da muhtemelen Anarchları savunan-ların sayısı daha fazla.

Dış Görünüş: Brujahların genellikle motorcu ceketleri, paramparça kot pantolonlar, postallar giydikleri düşünülür ancak çok az bir kısım gerçekte böyle gi-yinmektedir. Brujahların giyim tarzları çok geniştir. Yeni nesil giysiler, yeni moda saç tarzları Brujahları çekmektedir ancak Brujahlar daha çok ciddiye alınacaklarını düşündükleri giysileri gardıropların-da tutarlar.

Barınak: Nerede kalmak isterlerse orada yaşarlar. Diğer klanların aksine Brujahlar vampirlerle yakın yaşamayı tercih ederler. Bu yüzden bir barınakta genelde birçok vampirle beraber yaşarlar. Bunların çoğu Brujahtır. Aynı zamanda genellikle kendil-erine birden fazla sığınak tutarlar. Hatta Brujah neonateleri zaman zaman bir evde yaşamakta olan bir kişiyi öldürüp, evi kendilerine geçirirler.

Geçmiş: Brujahlar daha çok değişim arayanları tercih ederler ve genelde saflarına katacakları kişileri üniversitelerden, politik gruplardan ve ezilm-iş azınlıklardan seçerler. İnsan yaşamlarında da baskıya uğramış bu kişiler, kalplerinde parlayan bir tutkuyla vampir olurlar. Muhaliflerin hepsinin yolu bir şekilde Brujahlara düşer. Bomba sallayan anarşistler, gürültücü faşistler ve nihilist radikallere kadar… Klanın bu kadar organizelikten yoksun olmasının temel sebebi de budur. Birbirleri arasın-

ki nefret genellikle düşmanlarına olan nefretlerinden daha fazladır.

Karakter Yaratma: Genellikle şiddet ve suç içeren karak-terlerdir ancak bazıları da entelektüel ve oldukça sosyal kişilikler olurlar. Nature ve Demeanorları* agresif ve birbirine benzer olmalıdır zira duygularını saklamadan yaşarlar. Normalde Physical özelliklerin geliştirilmesi tercih edilir ancak bazen Mental özel-liklerin fiziksel özelliklerinin üzerine çıktığı da olur. Aynı zamanda Skills en çok kullanılandır ve Knowl-edge ondan sonra gelir. Backgroundları için Bru-jahlar daha çok Contacts, Allies ve Herd kullanırken çok az bir kısmı Mentor kullanır.

Klan Disiplinleri: Celerity, Potence, Presence

Zayıflıklar: Ateşli tutkunlukları, Brujahların hem iyi yanıdır hem de lanetidir. Bir davaya kendilerini ada-mak onlar için ne kadar kolaysa, frenzy’ye* düşmek de o kadar kolaydır. Frenzy’ye düşmemek için attıkları kurtarma zarlarının sınırları iki artar. Yani frenzy’e düşmemek için bir karakterin atması gerek-en başarı zarı 6 ve üzeri ise Brujah 8 ve üzeri atmak durumundadır.

*frenzy: Açlık, sinir gibi durumlarda vampirler-in kendilerini The Beast’e (canavara) teslim etme olayıdır. Frenzy’ye giren bir vampir kendini kesin-likle kontrol edemez. Karşısında en sevdiği kişi bile olsa frenzy anında bunun bir önemi yoktur, önünde duruyorsa vampir onu parçalayacaktır. Eğer bir oyun sırasında karakteriniz frenzy’ye girerse, karakterin-iz eski haline dönene kadar kullanım dışı kalır. Bir vampir, ona frenzy’yi ne yaşattıysa ortadan kalkana kadar kesinlikle eski haline dönemez. Yani açlık yüzünden başlamışsa beslenmeden, sinir yüzünden başlamışsa sinir olduğu şey ortadan kalkmadan, başka bir sebepten ise o ortadan kalkmadan vampir sakinleşemez.

Bunlar büyük ölçekli müzikal veya eğlence etkinlikleri görünümündeki sosyal buluşmalardır. Toplantılar-dan biri genelde diğerini izler ve toplantıların yeri ve zamanı genelde medyada şifrelenmiş bir biçimde dolaşır. Toplantılar neredeyse her zaman ayaklanma-lara dönüşerek sonuçlanır.

Soy: Sabbat’taki Brujah antitribu, ironik olarak kararlılığın kalesi gibidir. Kaos ve yıkımın hakim old-uğu bu korkunç sektte Brujah en güvenilebilir klandır. Sabbat Brujah genelde Camarilla’daki kardeşlerine göre kafaları daha az basar, daha akılsızdırlar. Tutku-ları ise sönüktür ve tahribata uğramıştır.

Diger Klanlar Hakkındaki Düsünceleri

Assamite: Bizim dünyamızda bir yere sahip olmak için ağaçtan oldukça uzağa düştüler. (Armut ağacın dibine düşer.)

Followers of Set: Yağcı piçler. Göstermeyi “umursa-madıkları” şeyin bu kadar iğrenç olduğunu görünce sakladıkları şeyleri merak etmek zorunda kalıyorum.

Gangrel: İyi dövüşüyorlar ve amaçları uğruna yolun sonuna kadar gidiyorlar. Belki Camarilla’yı bırakırlarsa onlarla birleşiriz. Belki de ilk biz bırakırız.

Giovanni: Olaylarının ne olduğuna emin değilim ama içinde ölülerle uğraşma var; kesinlikle iyi olamaz.

Lasombra: Bu Kindredlara önce vurup sonra soru soracaksın, yoksa kendi boynunu kesmene bile seni ikna edebilirler.

Malkavian: Bunlar tamamen yarasa boku, ama en azından senin kim olduğunu baz alarak direk senden nefret etmeye başlamıyorlar.

Organizasyon: Brujah klanı serkeş bir hayat sürdüklerin-den ve kendi aralarında ölümcül olabilecek çatışmalar yaşandığından gerçek bir organizasyon oluşturamaz ve resmi bir biçimde birbirleri ile görüşmezler. Küre-sel olarak destekledikleri sadece iki tane toplantı vardır; Rant ve Rave. Rantlar resmi olmayan Brujah toplantılarıdır ve asi olmaları kaydıyla bütün Kindred ve Kinelar davetlidir. Görüşmelerde herkes birbirler-ine avazı çıktığı kadar yüksek sesle bağırır ve böylece kendi düşüncesini diğerlerine aktarmayı amaçlar. Raveler isimlerini İngiltere’de başlamış olan ve bütün gece süren tekno partilerinden almıştır.

Nosferatu: Meh! Yine de bizim kadar sert vuruyorlar ve her konuda bilgileri var; yani en iyisi onlarla karşı nazik olmalıyız. Nitekim zavallı piçlerin elde edebil-dikleri kadar arkadaş edinmeye ihtiyacı var.

Ravnos: Benim bokuma dokun da senin s*ktiğimin kalbini sökeyim Avrupa pisliği!

Toreador: Bu Kindredlar gerçekten şu ana kadar her-hangi bir şey yaptı mı? Yoksa tek yaptıkları her gece gizlice birbirlerini röntgenlemek mi?

Tremere: Sanki birisi bir avuç D&D geekini vam-pire çevirmiş ve onlara büyülerinin gerçek olduğunu söylemiş.

Tzimisce: Benim tanıştığım Camarilla’daki bütün Kin-dredlardan daha güvenilire benziyordu ama düşün-meden edemiyorum, öyle olmasının nedeni belki de benden bir şey istemesiydi.

Ventrue: Bu faşist g*tverenler tamamen iki yüzlüler, aynı sağa sola saçacak kadar çok gücü olan birinin yapacağı gibi… Sire’ımın söylediğine göre bir süre önce bizim ağzımıza s*çmışlar. İntikam acıdır, o*ospu çocukları.

Caitiff: Klansızlar arasında birkaç arkadaşım var. Bu garibanları bizimle eşit gören tek klan biziz.

Camarilla: İki iblisten küçük olanı. En azından Sab-bat’tan daha organizeler.

Sabbat: Tekrardan, kararlı faaliyet için bir şeyler söylenmesi gerekir.

Bütün vampirler arasında Gangrel, muhtemelen iç doğasına en yakın olan vampirdir. Yalnız yaşamayı seven bu göçebeler,

toplum baskısını dikkate almazlar ve şehirleşmenin olmadığı doğal alanların konforunu tercih ederler.

Kurtadamlardan nasıl sakındıkları bir sır, belki de Gangreller-in kendilerinin de şekil değiştirmeleri ile ilgisi vardır.Bir ölümlü eğer kurda ya da yarasaya dönüşen bir vampirden

bahsediyorsa, muhtemelen bahsettiği vampir bir Gangrel’dir.

Brujahlar gibi Gangreller de iyi savaşçılardır. Ancak Gan-rellerin gaddarlığı Brujahlarda olduğu gibi anarşist sinirden

kaynaklanmaz. Daha çok hayvani içgüdüleri onları yönetir.Gangreller en yırtıcı Kindredlar arasındadır ve kendilerini av

peşinde kaybetmekten çok hoşlanırlar.Gangreller ruhlarındaki Beast ile oldukça iyi anlaşırlar. Gecelerini im-

rendikleri hayvanlar ile birlikte vakit geçirmeyi tercih ederler.Ruhlarındaki Beast ile o kadar birleşirler ki, frenzy’ye düştüklerinde çoğunlukla bazı parçaları hayvan parçalarına dönüşür ve öyle kalır.

Gangrellerin diğer Kindredlara karşı oldukça az itibarı ve on-larla oldukça az kontağı vardır. Bunun böyle olmasının bir sebebi muhtemelen Cihat’dan

(Jyhad) uzak durmak istemeleridir. Büyük bir kısmı ise kişisel istemsizliklerinden kaynaklanır. Genellikle sessiz, suskun ve münzevi olarak tanımlanırlar. Toreador ve Ventruelar gibi gösteriş sahibi değildirler.

Gangreller Romenlere ve Çingenelere yakından bağlıdırlar. Kültürün konuşma tarzı ve tutumlarını çokça barındırırlar. Söylentilere Romenler, Gangrel soyunun kurucusu olan Gangrel Antediluvian’ın soyundan gelmektedirler ve herhangi bir çingeneye zarar veren veya vampire çeviren birisi olursa, Antediluvian’ın gaz-abına uğrayacaktır. Ravnos klanının üyeleri bu uyarıya kulak asmamaktadırlar. Bu sebeple Gangrel ile Ravnos klanları birbirlerine yüzyıllardır süregelen bir nefret beslemektedirler.

“You provided worthy sport, mortal. Now, though, the chase is ended.”

“Güzel eğlence sağladın ölümlü. Gerçi şimdi takip sona erdi.”Lakap: Outlanders (Yabancılar)

Sekt: Gangrellerin çoğu Camarilla’dadır, tabi Sabbat üyesi Gangreller de mevcuttur. Gangrelerin çoğu sekti çok umursamaz. Son zamanlarda da Gangrel saflarında Camarilla’dan ayrılma sözleri dolaşmaya başlamıştır.

Dış Görünüş: Kaba yaşam stilleri ve modaya olan ilgisizlikleri doğrultusunda Gangreller daha çok kaba ve yaba-ni giyinirler. Hayvani özellikleri ile beraber, birleştiğinde Gangreller bazen korkutucu gözükebilirler. Bazı ölümlüler ve Kindredlar, Gangrellerde yırtıcı bir güzellik bulurlar. Gangreller bunu yanlış algılarlarsa ölümcül sonuçlara varabilir.

Barınak: Gangreller genelde kalıcı evler yapmazlar. Güneşten korunabilecekleri yerler onlara yetmektedir. Protean disiplininde kendini geliştirmiş olanlar, yerin içinde kalırlar. Ancak çoğu göçebe olmayı ve yabanda kalmayı tercih ederler. Ne yazık ki diğer Kindredlar gibi kurtadam saldırılarına karşı şansları yoktur. Bu yüzden ne olursa olsun, şehir sınırlarında kalmaları gerekebilir.

Geçmiş: Diğer Kindredlar gibi birçok sebepten dolayı Embrace edebilirler ancak lanetlerini kolayca ve sıra-dan bir şekilde geçirmezler. Genellikle yalnız kalmayı seven ve değişimin fiziksel, zihinsel değişimlerine karşı koyabilecek kişileri tercih ederler. Sire’ın eğitimi hırçın, ağır ve oldukça kısadır. Gangreller hayatlarının çoğunu kendileri tecrübe etmeleri için erkenden bırakılırlar.

Karakter Yaratma: Gangrellerin Nature ve Demeanor-ları genelde birbirine benzer. Nihayetinde Gangreller amaçlarına ulaşmak için çok hile kullanmazlar. Attri-butes’da Physical, Abilities’de Talents ya da Skills yay-gın olarak kullanılır. Çoğunlukla Background’larında Allies (Gypsies) ve/veya Mentor bulunur. En az ise Influence ve Resources kullanılır.

Klan Disiplinleri: Animalism, Fortitude, Protean

Zayıflıklar: Gangreller içlerindeki Beast’e çok yakındır-lar. Ona yenildikleri sürece, Beast arkasında izler bırakır. Gangrel frenzy’ye düştüğü her seferinde bir bölgesi hayvan parçası olarak kalır. Bu parça Storytell-er’ın isteği doğrultusunda değişir; örnek olarak kulak, kürk, kuyruk, gözler, hırıltılı ses gibi. Her beş parçada bir Gangrel’in Social Attribute’larından birisi kalıcı olarak bir puan düşer.

Organizasyon: Gangrellerin gerçek bir organizasyonu yoktur. Büyük işler başarmış veya yaşı ilerlemiş olan vampirlere saygı gösterilir ancak genç olanlar itaatkar değildirler. Gangreller “Gathers” adını verdikleri gru-plarda toplanırlar.Bu festivallerde dans eder, eğlenir ve gezintilerinden hikayeler anlatırlar. Gangreller arasın-daki kavgalar çoğunlukla ritüel savaşı ile son bulur. İlk kan döküldüğünde ya da pes edildiğinde savaş sona erer. Kavga vahşileşse de kaybedenin öldüğü kavgalar çok nadir olur. Genellikle yalnız avlanırlar, zaman da iki veya daha fazla kişi ile bir coterie oluştururlar. Buna da genellikle pack ya da pride ismini verirler.

Soy: Sabbat içinde iki soyları vardır: CountryGan-grel (taşra Gangreli) normal Gangrellere benzerler. CityGangrel (şehir Gangreli) in disiplinleri Celerity,

Obfuscate ve Protean’dır. İki tür de sadece Sabbat’ta görülür.

Diğer Klanlar Hakkındaki Düşünceleri

Assamite: Aslan olmaya çalışan çakallar.

Brujah: Çok az kazanç için çok fazla öfke.

Followers of Set: Hepimizden daha çok hastalık kokuyorlar. Sonuç olarak, hepimiz cesetiz.

Giovanni: Kimin umurunda? Bizle ne alakaları var?

Lasombra: Dürüst piçler. Yetenekli piçler. Yine de piçler.

Malkavian: Ya en gizemli sırları biliyorlar ya da bizi aptal yerine koydular. İki türlü de mesafemi ko-ruyacağım.

Nosferatu: Bilge gözlemciler ve kullanışlı müttefikler. Yine de bir bela çukurunda yaşamayı seçmezdim.

Ravnos: Bu onursuz o*ospuların bizimle kan bağı olduklarını iddia etmeleri hakarettir.

Toreador: Gereksiz çöp.

Tremere: Bunlar vampir değiller, olmaya çalışıyorlar. Hesaplaşma sadece ertelendi.

Tzimisce: Gereksiz çöp.

Ventrue: Bunların saçma güç oyunları diğerlerinin kafasını meşgul etti, o yüzden şimdilik katlanıyoruz.

Caitiff: Bu zavallıların çoğunun suçunu biz üstleni-yoruz. Eninde sonunda ellerinden geleni yapmak durumundalar.

Camarilla: Bir kan rüzgarı gelecek fırtınayı haber veri-yor; belki de barınak üzerimize yıkılmadan onu terk etmemiz gerekiyordur.

Sabbat: Kendi isteğimize göre ya kalıyoruz ya gidiy-oruz. Ya bağışlıyoruz, ya öldürüyoruz. Ey Kara El.

Diğer lanetliler bile Malkavianlardan korkarlar. Klanlarının lanetlenmiş kanızihinlerini kirletmiştir. Bunun sonucu

olarak dünyanın bir ucundan diğer ucuna kadar bütün Malkavianlar tedavi edilemez şekilde delidirler. Daha kötüsü de bir Malkavian’ın deliliğiher forma girebiliyor; yüksek seviyede öldürücülük

eğiliminden tutun da katatoniye kadar… Genellikle bir Malkavian’ı diğer “aklı başında”olan klanlardan ayırmanız mümkün değildir. Deli olduğu hemencecik seçilen Malkavi-anlar ise sokakta en çok korkulan vampirlerdir.Malkavianlar, en yaşlı Cainiteların bile hatırlayacağı kadar eski zamanlardan beridir vampir sosyetesini karıştırmaktadırlar. Büyük savaşlara girmeseler de, insan hükumet-lerini devirmeseler de bir Malkavian’ın herhangi bir şehirdeki varlığı, şehit için hoş vezekice bir değişim yaratmaktadır. Kaos sürekli Malkavianların zihinlerinin kapı gi-

rişinde beklemektedir ve sürekli zili çalmaktadır. En insancıl Malkavian ile dostluk edenler bile bir süre sonra kendilerini deliliğin değişiminde bulurlar.

Yakın bir zamanda Malkavianlar gelmiş geçmiş en büyük muzipliklerini gerçekleş- tirdiler. Diğer her yerden izole bir Avrupa köyündeki Malkavian Parlamentosu’ndamı yoksa kasvetli, unutulmuş ve şehirlerden uzak bir bozkırda mı yapıldığı bilin-miyor. Söylentilere göre bulaşıcı bir akıl hastalığı salgını, Malkav’ın kanından gelenler tarafından ortalığa salınmış. Amaç her neyse, dünyanın her tarafından Malkavianlar deliliklerinin tehlikeli bir tarafını göstermeye başladılar. Bütün

Kindred şehirlerinde tuhaf etkinlikler yapıyorlar. Uzun süredir devam eden Malkavian düşüncesi, Cihat’ı bir şaka yerine koymaktadır ve klanın kurucusu Malkav tarafından yapıldığı söylenmektedir. Bazı Kindredlar da bütün süredir Malkavianların bu şakayı onlara oynadıklarına inanmaktadır.

Bu delileri gerçekte neyin bu kadar tehlikeli yaptığını kimse söyleyemez. Delilikleri çoğunlukla onları acı çekme veya Son Ölüm korkularından arındırmaktadır. Bazıları korkutucu derecede öldürme dürtüleri yaşar-lar ya da duygudan tamamen yoksundurlar, merhamet de dahil. Mantık sınırları onlar için yoktur, istedikleri her şeyi yaparlar. Bu zihinsel özgürlüklerine esrarengiz sezgileri de ortaklık eder. Bu esrarengiz sezgileri onlara aklı başında olanların kavrayamayacağı, garip bir bilgelik vermektedir. Malkavianlar kara bir zekaya sahiptirler ve genellikle korkutma üzerine kullanırlar.

“Laugh if you like. Doesn’t matter. Asume that you’re so much smarter than the poor, broken lunatic. Doesn’t matter. But think about this: You’re a dead thing, same as me. You died and were reborn… as this. What makes you and me different? Simple – I remember what I saw when I was full and truly dead. You’d be mad, too.”

“İstersen gül. Fark etmez. Zavallı, çökmüş deliden çok daha zeki olduğunu farz et. Fark etmez. Ancak şunu bir düşün: Sen de benim gibi ölüsün. Öldün ve tekrar doğdun… benim gibi. Senle beni farklı yapan şey ne? Basit – Ben tamamen öldüğümde ne gördüğümü hatırlıyorum. Sen de delirirdin.”

Lakap: Lunatics (Deliler)

Sekt: Malkavianlar klanca… Camarilla ile… Yakın görüşlere sahipler. Az bir sayıda da Sabbat’ta üyeleri vardır. Sabbat’ta da grup dostlarını oldukça korkut-maktadırlar. Ama gerçek bağlılıklarının nereye ait olduğunu sorgularsak, sektleri geri planda tutmamız gerekir. Malkavianların bağlılıkları sektleri aşar. Gehenna kapıya dayandığında, kimse Malkavianların hangi tarafta olacaklarından emin olamaz.

Dış Görünüş: Malkavianların çizgisi oldukça geniştir. Korkunç şekilde psikopatça da görünebilirler, inanıl-maz şekilde düzenli de. Hatta bazı zamanlar her ikisi birden… Tıpkı seri katiller gibi, istedikleri herkes olabilirler; kendi kendine konuşan bir dilenciden tu-tun da sevimli ve sessiz komşuya, intiharın eşiğindeki müzisyene kadar. Bu vampirler oldukça kurnazdırlar ve genelde bir kişiye görmek istediğinden farklı bir yüz göstermezler. Ne görmek istiyorsanız, o olurlar.

Barınak: Bu delilerin çoğu hangi barınakta isterlerse orada takılırlar. Aynı zamanda bir kısmı eski hastan-eleri ve çok az bağış toplayabilmiş akıl hastanelerini kendi zevklerine uygun bulmaktadırlar. Birçoğu da umutsuz ölümlülerin arkadaşlığından hoşlanmaktadır. Bu kişiler de gecekonduları ya da tımarhaneleri kendi evleri olarak seçerler.

Geçmiş: Malkavianlar evlatlarını hayatın birçok yerin-den, birçok sebepten ötürü seçebilirler. Herhangi biri, sire’ının delice amaçları uğruna çalışmak için seçile-bilir, ancak çoğu Embrace ederken zaten hali hazırda deliliğe yakın olan kişileri hedef alırlar. Çoğu vampir Malkavianların çocuklarını bir anlık heves ile seç-tiklerine inanırlar. Malkavianlar da kendilerini genel-de kimse tarafından anlaşılmayan sebeplerden ötürü, kurnazca birilerini Embrace ederken bulurlar.Karakter Yaratma: Malkavian çektiğiniz her yere gele-bilen bir karakterdir, ancak çoğu Mental Attributeları ilk sıraya almayı tercih eder. Bunun sebebi klanın ileri derecedeki sezgileri ve bilgeliğinin baz alınmış ol-masından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, bütün her şey Malkavian’ın kim olmak istediğine bağlıdır. Belli geçmiş ve konseptler bir araya geldiği zaman bu deli vampirler istedikleri her yerde, istedikleri herkes olma şansına sahiptirler.Klan Disiplinleri: Auspex, Dementation, Obfuscate

Zayıflıklar: Malkav’ın kanından gelen bütün vampirl-er kurtarılamayacak biçimde delidir ve bu delilikleri

herhangi bir forma bürünmüş olabilir. Bazıları bunun, kanın bir çeşit laneti olduğuna inanırken, diğer bir kısım ise bunun bir kutsanma, onlara bahşedilmiş, hediye edilmiş bir ileri sezgi gücü olduğuna inanırlar. Bir Malkavian karakter yaratıldığında, oyuncu en az bir delilik seçmek zorundadır. Bu delilik zaman zaman willpower ile susturulabilir, ancak hiçbir zaman tama-men yok olmaz. Seçebileceğiniz delilikler:

Obsesif/Kompulsif BozuklukÇoklu Kişilik BozukluğuŞizofreniParanoyaMegalomaniBulimiyaHisteriManik Depresif BozuklukFüj (Füg)Sanguinar Animizm (Vampirlere özel hastalık, gerçek-te yoktur)

Organizasyon: Malkavianların hiyerarşisi, ki gerçekte böyle bir şey varsa, anlatılamayacak kadar karışıktır. Normalde birbirlerini pek umursamadan, herkesin istediği her şeyi yapması gerektiği görüşündeler. An-cak birbirlerine çokça ihtiyaç duydukları bu gecelerde, ahenk içinde hareket ederek esrarengiz bir oyun, bir yetenek sergilemektedirler. Üstelik başlarında bir lider olmadan, hatta adam akıllı iletişim kurmadan… Hep beraber, yek vücut olmuş şekilde ıssız avlarını terk edip karşılaştıkları problemlere anında müdahale edi-yorlar. Problem yok olduğunda ise rutin işlerine geri dönüyorlar. Malkavianlar klanca bir entrika çevirmeyi düşündükleri zaman, kendileri dışındaki kişiler tarafından anlaşılmaları neredeyse imkansızdır, ki bu da aslında onlara bahşedilmiş büyük bir lütuftur.

Soy: Dementation disiplini klan üyelerine salgın şek-linde bulaşmadan önce, (1997 civarları) Malkavian-ların çoğu zihin bükme güçlerini Domination disiplini ile gerçekleştirirlerdi. Bazıları ise deliliği iki katına çıkaran bu salgından sıyrılabilmiştir. Dementation yerine hala Domination kullanan Malkavianlar bu sınıfa girer. Klanın geriye kalan üyeleri bunların pek farkında değiller. Bunun gibi çok az değişim dışında Malkavian soyunda hiç değişim gözlenmez.

Diğer Klanlar Hakkındaki Düşünceleri

Assamite: Yani. Bu bitti o zaman.

Brujah: Senin sıradan Brujah’ını sevmek istiyo-rum, ama o lanet kafatası o kadar kalın ki onu kırıp, içinde varlığının bile farkında olmadığı güzel şeylere varamıyor. O yüzden unut gitsin.

Followers of Set: Onları anlayamıyorum. Hala delirmediler mi? Gördükleri şeyleri anlamıyor-lar mı? Kahrolsun. Kahrolsun…

Gangrel: Millet ne derse desin, onlar hayvan değiller. Cesetteki derinin altına bakın, sonra Beast’in altındaki tabakaya bakın, ne buluy-orsunuz? İnsandan, cesetten veya hayvandan daha kötü bir sır? Evet? Evet!

Giovanni: Bu salaklar kendi içlerindeki dedikodu için ne bedel ödediler? Bu dünün haberi, dinleyen herhangi biri zaten çözüme ulaşabilir. Giovanniler de buna “Büyük sır.” diyebilmek için ruhlarını sattılar. Feh.

Lasombra: (Histerik bir kıkırtı, ardından komple boğazdan patlayan bir kahkaha.)

Nosferatu: Kendi bedenlerinden o kadar mahcuplar ki algının öteki tarafındaki yanılgı duvarını delip geçmişler. Bir şeyin peşindeler, ancak oraya vardıklarında orada geriye kalmış bir şey olacak mı, kim bilir?

Ravnos: Bize kandırılmış mı diyorsun? Git ve bir süre bir Ravnos’a bak.

Toreador: Kendi iplerini çeken kuklalar, ya da iplerini, onları dans ettirmek isteyen herhangi birine sunabil-irler.

Tremere: Onlar. Üzerindeler. Bize.

Tzimisce: Penguenler. Suyu çok sevdiklerine karar verdiler, kanatlarını paletlere değiştiler. Ve çok yakın-lardı…

Ventrue: Hiçbir zaman kabul etmeyecekler, onlara bunu sunan kim olursa olsun. Sonra bizi uyarmadınız demeyin.

Caitiff: Sayıları yüzünden müjde ortaya çıkacak.

Camarilla: The Haunting on Hill House gibi, ama sonuna kadar bekleyemezsin.Uyandıkları zaman ve kendil-erinin ne olduğunun farkına vardıkları zaman!

Sabbat: Bu kadar çok uğraşmadıkça daha eğlenceli.

Kabil’in evlatları “Lanetlenmişler.” olarak çağrılırlar ancak hiçbir vampir bunu Nos-feratu klanının zavallı üyeleri kadar somut gösteremez. Diğer vampirler hala insan görünüp ölümlülerin arasında dolaşabilirken, Nosferatular vampirizmin laneti yüz- ünden deforme olmuş, eğilip bükülmüştürler. Diğer Kindredlar, Nosferatuların Antediluvain kurucusunun yapmış olduğu korkunç işler yüzünden Kabil’in bütün klan üzerine bir iz bırakmış olduğunu ürperti içinde söylerler. Nosferatular da kendilerini Kabil’in diğer evlatları tarafından dışlanmış ve nefret duyulan bir biçimde bulurlar. Diğer klanlar, Nosferatuların iğrenç olduğunu düşünürler onlarla sadece ihtiyaç duydukları zaman irtibata geçerler.

Embrace’den sonra Nosferatular değişimin acı veren döngüsüne kapılırlar. Her geçen hafta biraz daha insan görünüşlerini kaybederler ve sonunda kor-kunç canavarlara dönüşürler. Fiziksel dejenerasyonun korkunçluğunu genel-likle psikolojik travma izler. İnsanlar arasında gezinme yetilerini kaybeden Nosferatular, sonsuza kadar kanalizasyonlarda ve yeraltı yapılarında yaşa-mak zorunda kalırlar.

Embrace etmek için genellikle fiziksel ve/veya duygusal olarak yıpran-mış ölümlüleri seçerler. Vampirizm lanetini, ölümlüler için olası bir ke-faret aracı olarak görürler. İnanılmaz bir biçimde bu inanışın bazı yarar-ları vardır. Nosferatuların çoğu serin kanlı ve pratiktir. Obsesyonlara ve sinirsel bozukluklara onlarda yer yoktur. Kanalizasyon sıçanları bu bu sebepten ötürü çevrede olmaktan hoşlanmayı bir kenara bırakın, delice zevk duyarlar. Hatta bazıları bu korkunç, şoke edici grotesk dış görünüşleri-nin, başkalarına ilham verdiğini düşünürler.Nosferatuların hayatta kalma becerileri mükemmeldir. Sadece çok az varlık, ölümlü veya vampir, bir şehrin arka sokaklarını, karanlık köşelerini Nosferatuların bildikleri kadar bilebilir. Ayrıca Nosferatular gizlilik zanaatında ustalaşmışlardır; son dedikoduları ve olayları takip etme konusunda çok iyidirler. Bunu istediklerinden ötürü değil, yaşamak için yapmaktadırlar. Bilgi sim-sarlığında yükselen bir Nosferatu, elindeki bilgiler için daha çok para isteyebilir. Obfuscate disiplini ile Nosferatular gizlenerek diğerlerinin konuşmalarını dinleyebilirler. Hatta başarılı olanlar, “gizli” toplantılarda katılımcıların yanına oturup bilgileri diplerinden bile alabilir. Olur da bir Kindred şehirde yaşayanları ya da olan olayları öğrenmek isterse, danışacağı ilk adres bir Nosferatu olur.

Yüzyıllardır paylaştıkları deformasyon ve kötü yaklaşımlar bu canavarlar arasında sıkı bağların oluşmasını sağlamıştır. Diğer klanların aksine çekişmeleri ve kavgaları bırakmışlar ve ahenk içinde hareket etmektedirler. Birbirlerine oldukça kibar davranırlar ve bedava bilgi değişimlerinde bulunurlar. Bir Nosferatu’ya bulaşmak, bütün Nosferatulara bulaşmak demektir. Bunun sonuçları oldukça kanlı olabilir.

“Come here, little boy, howsabout a kiss? [phlegmy, wheezing hack] Whazza matter? Big bad gangbanger’s scared now? Don’t so much like being a victim, heh? Well, get used to it, ‘cuz you ain’t seen the half of it!”

“Gel buraya küçük çocuk; bir öpücüğe ne dersin? [Balgamlı, hırıltı öksürük] Sorun ne? Koca kötü serseri korktu mu yoksa? Kurban olmayı pek sevmedin, ha? Alışmalısın, çünkü daha yarısını bile görmedin!”

Lakap: Sewer Rats (Kanalizasyon Sıçanları)

Sekt: Masqureade’i koruma konusunda çektikleri zorluklara rağmen, sürpriz bir biçimde klan tamamen Camarilla’ya bağlıdır. Belki üyelerinin güvenliklerin-den dolayıdır, belki de diğer klanları daha yakından takip etmek istiyorlardır. Yine de az sayıda Nosferatu Sabbat’ta yer almaktadır. Yine az sayıda Nosferatu kendilerini autarkis (tarafsız) ilan etmiştir.

Dış Görünüş: İki tane Nosferatu bile birbirine benze-mez, ancak hepsi korkunçtur. Boşluklu, sivri diş dolu gırtlaklar, renk değişimleri, tümörler, burun yerine delikler, yarasa gibi kulaklar, yumrulu kel kafalar, bükülmüş omurgalar, pençeler, buruşmuş ciltler, kabarmış yaralar ve perdeli parmaklar Nosferatuların sahip olabileceği deformasyonlardan sadece birkaçı. Yer altında ve genelde kanalizasyonlarda yaşadıkların-dan dolayı kokuları da görünüşleri kadar güzeldir.

Barınak: Kötü görünüşleri, Nosferatuları ölümlülerin gözlerinden uzak yerlerde yaşamaya zorlamaktadır. Terk edilmiş depolar, bodrumlar, mezarlıklar bunlar-dan birkaçıdır. Büyük şehirlerde Nosferatuların hepsi kanalizasyonlarda ve metro tünellerinde yaşamayı uy-gun görürler. Bu “krallıklar”, özellikle de eski olanlar, çoğunlukla ölümlülerin ve Kindredların bildiklerin-den daha büyüktür. Yeraltı labirentleri karanlığın derinliklerine gömülür ve buraları korkunç ghoullar tarafından korunur. Prensler bile Nosferatu krallıkları-na dikkatle yaklaşırlar.

Geçmiş: Nosferatular progenylerini toplumun dışlan-mış kesiminden seçerler. Sahipsizler, akıl sağlığı bozuk olanlar ve asosyaller Nosferatu’nun başlıca seçenekleridir. Kindar Nosferatular ise bazen güzel, kibirli insanları Embrace edip neşe içinde adım adım

Karakter Yaratma: Nosferatu’nun konsepti herhangi bir şey olabilir ancak genelde yalnız, dışlanmış veya serseri karakterler temel alınır. Attributelarda bir-incil seçim genelde Physical veya Mental’dir (Social genelde son seçenektir). Stealth’e klan içinde oldukça değer verilir. Survival ise bir Kanalizasyon Sıçanı’nın barınmak için kendine uygun yer bulmasına yardımcı olacaktır. Nosferatular bazen hizmet etmesi için ghoul hayvanlar yaratırlar. Bazen insan ghoul yaptıkları da olur. Ama backgroundların klan için pek bir önemi yoktur.

Klan Disiplinleri: Animalism, Obfuscate, Potence

Zayıflıklar: Daha önce de bahsedildiği gibi, Nosferatu-lar yüzüne bakılacak son yaratıklar. Bütün Nosferat-uların Appearance puanları sıfırdır. Otomatik olarak gelen Appearance puanı da üzerine çizik atılarak silinecektir. Experience puanları ile de yükseltilemez. İlk izlenime bağlı olan sosyal aksiyonlar bu sebepten dolayı otomatik olarak başarısız sayılır. Intimidation gibi beceriler bunun dışında kalır.

Organizasyon: Nosferatular arasında Tremerelerde ve Ventruelarda olduğu gibi resmi protokoller yoktur. Paylaşmış oldukları deformasyonlar ve acılar, araların-da olağan üstü bir klan dayanışması olmasını sağlar. Diğer varlıklar tarafından aşağılanmak ve kaçınılmak, onları yalnızlığa ittiği için zorunlu olarak birbirlerine bağlanırlar.

Soy: Diğer klanlarda olduğu gibi Nosferatularda da Sabbat yanlısı antitribu soydaşlar vardır. Buna rağmen onlar da Nosferatulardan hem görünüş hem de ideolo-ji açısından çok farklı değildirler. Belli sireların soy-daşları bazen “imza” olarak adlandırılan deformasyon-lar taşır. Yani belli bir deformasyon, aynı soydan olan herkeste bulunmaktadır. Nosferatuların arasında moda veya akım farkı pek fazla yoktur.

Diğer Klanlar Hakkındaki Düşünceleri

Assamite: Bu çok kötü. Bu düpedüz kötü, bok gibi kötü. Kanalizasyonda takıl; belki seni ısırmak isteme-zler.

Brujah: Eşitlik ve diğer zırvalıklar hakkında çok fazla konuşuyorlar ama diğerleri gibi korkuyorlar.

Followers of Set: Bizim ihtiyacımız olan neye sahipler? Para? Hah. Süslü giysiler? Hah. Konforlu bir apart-man? Hah. Sevenler?!? Hah!!! Hali hazırda kirli olanı çürütemezsiniz, bahçe salyangozları.

Gangrel: Onlar anlıyorlar – diğerlerinin anladıkların-dan daha fazla anlıyorlar. Çok fazla konuşmuyoruz ve sessizlik yoğunca konuşuyor.

Giovanni: Güzel bir yağmurdan sonra cildimden çıkan kokuyu biliyor musun? O tanıştığım Giovanni’nin içinden aynı koku geliyordu. Kıçımı yalarken bana “ortaklık” sunduğunda ağzından bu koku geliyordu.

Lasombra: Zalim, zalim piçler. Gölgeler etrafındayken onlara bile güvenemezsin. Kolayca yenilmezler, onu şimdiden bir söyleyeyim.

Malkavian: Rüzgarda pis bir koku var ve bizden kaynaklanmıyor. Onları izleyin, yaptıkları şeyleri gözlemle-yin. Gözlerden kayboldukları vakit, kaçın veya saklanın.

Ravnos: Kolayca ihraç edildiler. Çok çok kolayca ihraç edildiler. Kötü, oldukça kötü bir hata yapmış olduğu-muzu düşünmeye başladım…

Toreador: Bu pislikler kendilerinden kolayca nefret ettiriyorlar, değil mi?

Tremere: Gerçekten abrakadabraların ve semender gözünün sizi Cihat’ın en derin yerlerine taşıyacağını mı sandınız? Aptallar. Cehennemde size iyi eğlenceler.

Tzimisce: Teoride onların yaratık oldukları için ortaya çıkmış kibirlerini anlıyorum. Pratikte ise sadece birer s*kik fahişeler ve onlardan nefret ediyorum.

Ventrue: Küçük Lord Fauntleroy bir tahta oturdu, Küçük Lord Fauntleroy orada yalnız başına öldü.

Caitiff: Ez ya da ezil, saksocu. Ben hangisini yapacağımı biliyorum.

Camarilla: Aşağıya in de bana o emri tekrar ver, Bay Prens. Evet, ben de öyle düşünmüştüm.

Sabbat: Yaptıklarının gerçekten özgürleştireceğini mi düşünüyorlar?

Toreadorların çok fazla lakabı vardır – “soysuzlar”, “artistler”, “numaracılar” ve “hedo-nistler” bunlardan sadece birkaçı… Ancak bu tarz lümpen kategori stilleri klana klana zarar vermektedir. Bireylere ve o anki ruh hallerine göre değişmektedir fakat Toreadorlar zarif, gösterişli, görkemli, komik, öngörüşlü ve ayyaştırlar. Toreador-lar kendi aralarında oldukça değişkendirler; ancak klana ve üyelerine yakıştırılabi-lecek tek kesin şey, estetik hevesidir. Bir Toreador her ne yaparsa yapsın, onu tut-kuyla yapar. Bir Toreador her ne olursa olsun, onu tutkuyla yaşar.

Toreadorlara göre sonsuz hayattan zevk alınması gerekir. Tore-adorların çoğu daha önceki yaşamlarında artist, müzisyen veya şairlerdi; kısaca sanatçılardı. Bazıları da yüzyıllarını harcasalar da ortaya sadece gülünç sanat eserleri çıkartmışlardır. Toreadorlar Toreadorlar kendileri hakkında insanlık için en iyisini düşünen kül-tivatörler olarak tanıtmaktadırlar. Bazen oldukça yetenekli ve yaratıcı olan kimseler, bu yeteneklerini sonsuza kadar tutabilsinler diye klan tarafından Embrace edilir. Buna bağlı olarak Toreador klanı, insanlığın en iyi san-atçılarından bazılarını kendi saflarına katmışlardır. Fakat ne yazık ki iki Toreador, genelde “yetenekli” ve “yaratıcı” kelimelerinin anlamlarının ne old-uğu konusunda pek anlaşamazlar.

Vampirler arasında ölümlü dünyaya en bağlı olanlar Toreadorlardır. Diğer vam-pirler kineları sadece gıda değerleri yüksek piyonlar olarak görürlerken, Toreador-lar yorulmadan ve zerafetle Canaille sosyetesinin arasına karışıp, her çağa ait olan gurme lezzetleri zevkle tadarlar. Toreador, ölümlülerle ilişki yaşamaya ve aşık olma-maya en yakın klandır. Kendilerini, dünyanın onlara sunabileceği en iyi, en zarif ve en lüks şeylerle – ve insanlarla – şımartırlar. Zaman zaman can sıkıntısından estetik değerleri boş verip manasız hedonizme başvururlar. Bu da Toreadorlar için oldukça trajiktir. Böyle Kin-dredlar vakit geçtikçe yıkılmış hovardalara dönüşürler ve bencil, kötü alışkanlıklara sahip olan tiplemelere dönüşürler.

Toreadorlar, Camarilla’ya bağlıdırlar ve Ventruelar ile beraber Camarilla’nın yüksek sosyetesini paylaşırlar ancak işleri yürütmek Toreadorların işi değildir. Sonuçta görevliler bu işler için var. Toreadorlara göre onların görevi cezbetmek ve ilham vermektir. Zekice konuşmaları, zarif eylemleri ve parıldayan varlıkları da zaten bunun göstergesidir.

“Oh, yes, isn’t she exquisite? Yes, she’s my newest find – I’m her muse, the sweet little creature. Imagine! And what of – oh, Thomas? Why, I could hardly say – after all, he had his “15 minutes.” as they say, but it just wasn’t going to last, and it all became so very tedious, so I had to say adieu. Suicide? Really? Silly boy – he should thank me, then, that I didn’t give him the Embrace. It would have made things so difficult, after all…

“Oh, evet, enfes değil mi? Evet, o benim en yeni keşfim – Onun ilham perisiyim, tatlı küçük yaratık. Hayal et! Ve şunu düşün – oh, Thomas? Neden, neredeyse söyleyemiyordum – sonuçta dedikleri gibi, o istediği “15 dakika”sını verdim, ama devam edecek gibi değildi, aynı zamanda çok sıkıcı bir hal almıştı, o yüzden adieu (Fransızca: Elveda) demek zorunda kaldım. İntihar mı? Gerçekten mi? Sersem çocuk – bana teşekkür etmesi gerekir, sonuçta onu Embrace etmedim. Eninde sonunda işleri çok zor bir duruma sokardı…”

Lakap: Degenerates (Soysuzlar)

Sekt: Toreadorların çoğu Camarilla’dadır çünkü sadece bu muhteşem organizasyon “kültürü” desteklemekte-dir ve Toreadorlara o çok sevdikleri ölümlüler arasın-da yaşamanın iznini onlara bahşetmektedir. Sabbat’ta olanların ise tuhaf “artistik” meşgaleleri vardır. İşkence ve kan boyama yapmak bu Sabbat’ta olanların favori sanat dallarıdır. Bunların dışında bazı yeraltı hare-ketlerinde de öncülük ederler.

Dış Görünüş: Toreadorlar herhangi bir sebepten Em-brace edebilecekleri gibi genellikle tutkuları sebebiyle Embrace ederler. Toreadorların çoğu üstün güzelliğe sahip olan varlıklardır. Bütün vampirler arasında Toreador, insanların moda ve eğilimlerini en çok takip eden klandır. Fakat tabi ki de yüzyıllardır var olan Soysuzlar, otuz yaşında, sıradan bir ölümlüden her halükarda daha stil sahibidir. Eğer yeni bir şey moda olursa, en azından bir Toreador o modaya uyacaktır.

Barınak: Toreadorlar kaldıkları yerin konforlu, rahat, sosyal ve – hepsinden üstün olmak kaydıyla – este-tik tatlarına uygun olduğundan emin olurlar. Artis-tik olan Toreadorlar, çalışmalarını sergilemek için barınaklarında geniş bir çatı katı olsun isterken, gösteriş meraklısı olan diğerleri, parti verebilmek için bereketli süitleri tercih ederler.

Geçmiş: Toreadorların konsept spektrumları oldukça geniştir. Yalnız, işkence çeken artistten tutun da ahlaksız sosyetelere kadar… Bazı Toreadorlar sadece stilleri beğenildiği için ya da güzelliklerinden dolayı Embrace edilir. Bunun için tutku dolu bir sire’ın çıkıp kişinin sonsuza kadar “korunması” gerektiğini düşün-mesi yeterlidir.

Karakter Yaratma: Social Attributes ve Abilities klan içinde oldukça değerlidir. Perception, hem yaratıcılık hem de eleştirebilmek için önemlidir. Artistler, Ex-pression ve Performance gibi estetik yeteneklere değer verir. Gösterişe daha çok önem verenler ise Subterfuge ve Etiquette’i ellerinden geldiğince geliştirmeye çalışır-lar. Toreadorlar sosyal varlıklardır ve ister Kindred, ister kine, her taraftan kendilerine hayran toplamaya çalışırlar. Bu sebepten ötürü Backgroundlarında en çok Allies, Contacts, Fame, Herd, Resources ve Status kullanırlar.

Klan Disiplinleri: Auspex, Celerity, Presence

Zayıflıklar: Toreadorlar olağanüstü bir biçimde estetik ve güzelliğe takık vaziyettedirler. Bu kadar hayranlık, tehlikeler yaratmaktadır. Eğer bir Toreador gerçekten güzel olan bir şey görür, duyar ya da koklarsa – insan, resim, şarkı, gün doğuşu – Self-Control zarı atmak durumundadır (zorluk 6). Başarısız olan Toreador güzellik karşısında transa geçer. Toreador bir süre mest olmuş şekilde kalır ve hareket edemez. Bu süre genelde onu transa sokan güzelliğin ortadan kalkması ile son bulur. Transa geçmiş Toreador, saldırıya uğrasa bile kendisini savunamaz. Her yara aldığında “büyüyü kırmak için” bir kere daha Self-Control zarı atmaya hak kazanır.

Organizasyon: Toreadorların pratikte neredeyse hiçbir organizasyonu yoktur, lakin sosyal birliktelikleri ef-sanevidir. Klan sürekli toplanır, ancak bir şeye erişmek için değil, genellikle savurgan partiler düzenlemek için birleşirler. Toreadorlar arasındaki statü dengesi oldukça çalkantılıdır. Ufak bir tebessüm veya eleştiri Toreador’u servete de taşıyabilir felakete de. Hiç kimse yerinde sağlam değildir.

Soy: Sosyetenin sevdiği bir vampir tarafından Embrace edilme şansını yakalayan bir progeny, bolca sevgi ve ilgi ile karşılaşır (en azından yüzüne karşı). “Düşüşte” olan bir sire’ın evladı ise sosyal aşağılanmaya maruz kalır. Bunlardan bazıları klanın yolundan sapmak-tadırlar. Sabbat’ın Toreador antitribusunun kayda değer bir istisnai durumu vardır. Bu vampirler, sadece muazzam güzellikten değil, aynı zamanda muazzam çirkinlikten de eşit seviyede estetik zevk duyarlar.

Diğer Klanlar Hakkındaki Düşünceleri

Assamite: Yaptıkları şeyde güzellik var, bu bir gerçek, ama bu, uzaktan izlenecek cinsten bir güzellik.

Brujah: İlk gece, tutkuları korkutur. İkinci gece, tut-kuları cezbeder. Üçüncü gece, tutkuları yakar. Ondan sonra… açıkçası, tutkuları sıkmaya başlar.

Followers of Set: Saf zevk ve sefaya düşkün insanlar, kaçınılmaz bir şekilde sonsuzluk yolunda bu… lez-zetsiz karakterlerden biriyle anlaşma yapacaktır. Deta-yları iyice kaydedin ve iyiliklerini acilen geri ödeyin.

Gangrel: Bir kaplan gibi, çekici bir şekilde yabani, bir ev kedisi kadar değerli.

Malkavian: Düşüncelerinin çatlak kaleydoskopları ilk görüşte büyülüyor. Uzun süre bakarsan eğer birinin başı fena şekilde ağrıyacak.

Nosferatu: İğrenç yaratıklar! Hele ki kültürün holüne kabul edildiklerini göz önüne alırsak! Oh, nasıl bir münasebetsizlik…

Ravnos: Bir sürü zevkli hikayenin baş kahramanları – yani, hikayenin içinde olmadığınız sürece zevkli hikayeler.

Tremere: Herhangi biri, kasap ve bürokrat ile sadece kolaylıklar sağladığı için iletişime geçer. Biri nazikçe verimli hizmetleri kabul eder. Birisi de suareye yardım kabul etmez, tanrı misafirlerini de hoş karşılamaz.

Tzimisce: Bu klanın uzaylı meyvelerini deneyimlemek neredeyse fiyatına değer. “Neredeyse”yi hatırla tatlım.

Ventrue: Her şaheserin bir çerçeveye, her büstün bir sütuna ihtiyacı vardır. Ventruelar bunu anlıyor ve işlerini beğenilecek şekilde yapıyorlar.

Caitiff: Gerçekten mi? Bunları kim içeri aldı?

Camarilla: Camarilla’nın himayesi altında Kindred ve kine uyum içinde yaşayabilir. İkisi de birbirinin varlığından yararlanmaktadır.

Sabbat: Şiddet içinde yuvarlanmak için neden sonsuzluğumu vereyim?

Korkulan, güvenilmeyen, endişe edilen veya kötülenen Tremere klanının izole vampirleri ne olursa olsunlar, göz ardı edilmezler.Klanın yapmış olduğu şeyleri duyanlar tipik olarak klan üyelerine şüphe ile yaklaşırlar ki bu da oldukça normal. Nihayetinde klan boş yere Warlocklar Kendi becerilerini kullanarak, ritüeller ve büyüler yardımıyla kendilerine has bir vampir sosyetesi oluşturmuşlardır. Bu becerileri en az Kan’ın diğer güçleri kadar etki-lidir. Sert hiyerarşik yapıları ve ateşli hırsları da göz önüne alındığında, Tremerelerin yeteneklerini bilen herkes bu güçlerinden çekinmektedir.

Bazı Kindred kayıtlarına göre Tremereler çok kısa bir zaman önce klan halini almışlar, hatta daha yeni vampir olmuşlardır. Efsaneye göre Karanlık Çağ sıraların-da bir büyücü tarikatı, uyumakta olan bir Antediluvain’ın bedeninin üzerine büyük bir ritüel yapıp vampirlik güçlerini gasp etmiştir. He-men ardından bir savaş patlak vermiştir. Bütün üyeleri fledling olan klan, kısa sürede Kindredlar tarafından kuşatılmışlardır. Ancak Tremerelerin hayatta kalma becerileri oldukça güçlüdür. İnsanlıktan kalma büyü güçleri yok olmuş olsa da, bir şekilde kanlarındaki gücü kullan-mayı öğrenmişlerdir. Şu anda Thaumaturgy olarak anılmakta olan bu disiplin, Tremerelerin hala vampir sosyetesi içinde bulunabiliyor olmalarının tek sebebidir.

Warlocklar, kendilerine katılan yeni tarikat üyeleri ile beraber diplomasi ve en-trika oyunlarını oynamaktan oldukça haz duymaktadırlar. Tremereler, yaptıkları anlaşmalarda her zaman biraz paranoya sahibidirler. Zira bilirler ki eskiden eskiden yaşanılan olaylar yüzünden en az üç klanın elderları hala onlara kin besle-mektedirler. Bu yüzden bir yandan büyüsel güçlerini geliştirmeye çalışırlarken, bir yandan da elde edebildikleri bütün dostları edinmeye çalışırlar. Yaşam yolunda az diye bir şey yoktur. Bu sebepten ötürü, Tremere klanı üyeleri, Kindredlar arasında en çok tahrik edilmiş olan üyelerdir ve onlardan daha bilge olanları yoktur. Bu ölümsüz büyücülerin sinirini bozup da korkmamış bir şekilde ayrılan çok kişi yoktur.

Tremereler Eski Dünya’nın vampirleridir ancak her yerde dayanakları olsun diye birçok sınırı aşmış, birçok yeri gezmişlerdir. Klanın güç noktası Viyana’dadır. Burada Tremere elderları, meclislerinde toplanarak klanın gelecekteki adımlarını tartışırlar. Bunun dışında dünya üzerindeki birçok büyük şehirde de Tremere “chant-ry”leri vardır ve bu chantryler , Tremerelerin evleridir. Bu evler genellikle üniversitelerin bir parçası, manas-tırlar ya da kalelerdir ve oldukça iyi korunurlar. Buralarda Tremereler birleşerek bilgi alışverişinde bulunur, düşmanlardan uzak bir şekilde vampirsel büyücülüklerini çalışmaya devam ederler.

“We are more than vampires. We are the next step in Cainite evolution. We will direct the others if they allow us to do so, or we will stand alone if we must. But we will survive.”

“Biz vampirlerden daha fazlasıyız. Biz Cainite evriminin bir üst basamağıyız. Eğer bize izin verirlerse diğer-lerini yönetiriz, zorunda kalırsak da yalnız başımıza dururuz. Ama hayatta kalacağız.”

Lakap: Warlocks (Büyücüler)

Sekt: Tremereler, Camarilla’nın ilk kurulduğu sıralarda sekte katılmış ve bundan oldukça hoşnut kalmışlardır. Kendilerini kısa bir sürede kanıtlayıp, klanın ayrılmaz bir parçası haline gelmişlerdir. Klan, Camarilla içinde-ki en önemli klanlardan biri sayılmaktadır. Camaril-la’yı güçlü tutmak, klanın en büyük isteklerinden biridir ve herkes de bunun farkındadır. Baş düşman-ları Tzimiscelerin Sabbat’ı yönetiyor olması ve her fır-satta minyonlarını Tremerelerin üzerine salıyor olması da bunun en büyük sebeplerinden biridir. Tremereler-in müttefiklere ihtiyacı vardır. Camarilla da, Tremerel-erin onlara sunmuş olduğu büyüsel güçlere karşın bu açığı hoşnutlukla kapatmaktadır. Camarilla’nın koruyuculuğu altında, Tremereler heyecanla arzu-ladıkları büyüsel ustalığa erişme çalışmaları konusun-da serbest bir şekilde hareket edebilmektedir.

Dış Görünüş: Tremerelerin tavırları tipik olarak oldukça azametli ya da meymenetsizdir. Bir kısmı klasik takım giymeyi tercih ederken, bir kısmı daha antika giysile-ri tercih eder. 1940’ların kesim stilindeki takımlar, Edward dönemi giysiler ya da Beat kuşağı, klasik siyah ve dik yakalı giysiler, eski tarzda giyinmeyi seven Tremerelerin en çok tercih ettikleri giyim türleridir. Bir çoğu, öğretilerini simgeleyen kabalistik veya farklı büyüsel simgeler içeren tılsım ve madalyonlar takarlar. Bazı Tremereler keskin çizgileri olan kusursuz giy-siler giyerken, bir kısmı oldukça dağınık ve eksantrik giyinebilir; fakat değişmeyen bir şey vardır ki, bütün Tremerelerin gözleri gizli sezgiler ve korkutucu zeka ile parlamaktadır.

Barınak: Tremereler kendi barınaklarına sahip ola-bilirler.Bu barınakları genellikle geniş kütüphaneler ile süslerler. Aynı zamanda klan her şehirde oldukça fazla Tremere’e ev sahipliği yapan chantrylere sahip-tir. Chantryler Tremerelerin kanından gelen herkese açık, diğer bütün herkese kapalıdır ve girmek yasaktır. Tremereler bu oldukça iyi korunan barınakları yüzün-den kötü şekilde eleştirilirler, zira bazı Tremerelerin bile alt etmekte zorlanacağı, çeşit çeşit mistik büyüler ile korunmaktadırlar.

Geçmiş: Birçok Tremere, hayatlarında okült ya da farklı bilimsel meşgalelerle uğraşmışlardır. Ancak bilinmeyenin cazibesi, bir Büyücü’yü çekmek için yeterli değildir; klan üyeleri “çıraklar” aramaktadırlar. Bu çırakların agresif mizaçlı, açık fikirli olmaları ve sersem New Age’cileri (New Age: 20. yüzyılın son-larında ortaya çıkmış spiritüalist bir akım) veya şapşal komplo teoristlerini takmamaları beklenmektedir.

Tremerelerin hakkında çok fazla konuşulmayan bir cinsiyetçilik geleneği vardır ve elderlarının çoğu erkek-tir. Ancillaelar, elderlara göre daha açık fikirlidirler. Hırslı ve kararlı olmaları kaydıyla her iki cinsiyetten de bolca yardımcıyı kendi saflarına katmaktadırlar

Karakter Yaratma: Tremereler tipik olarak Mental Attributelara ve Willpower’a yüksek puan verirl-er. Amatörler ve hödükler, büyücülüğün zahmetli yolunu adımlayamazlar. Ability olarak öncelikleri Knowledge’dır. Skills de büyük önem arz eder. Bazı Tremereler belli bir alanda mükemmelleşmeye çalışırken, çoğunluk olanlar daha kapsamlı bir şekil-de yeteneklerini geliştirmeye çalışırlar. Nihayetinde bir büyücü, kendinden başka kimseye tam anlamıyla güvenemez.

Klan Disiplinleri: Auspex, Dominate, Thaumaturgy

Zayıflıklar: Klanın kurallarına göre bütün yeni yaratılan Tremereler, yaratıldıktan sonra klanın yedi elderının kanını içmek zorundadır. Bütün Tremereler, nered-eyse elderlarının kan bağına maruz kalmıştır ve bu sebepten ötürü klanlarına oldukça bağlıdırlar. Bu yöntemle kendilerinin yapmış oldukları tarzda zorla yapılacak bağlama denemelerinin üstesinden gelmeye çalışmışlardır. Aynı zamanda bu bağlılık ritüeli yüzün-den Tremereler, elderlarının isteklerine karşı gelmekte oldukça zorlanırlar. Kendinden yüksek bir Tremere tarafından yapılan Dominate denemesinin zorluk seviyesi bir düşüktür.Organizasyon: İç yapısı daha sıkı olan hiçbir klan yoktur. Hiçbir klan, neonatelerini bu şekilde kendine bağlam-amaktadır. Hiçbir klan da amaçları üzerine böyle bir birlikte yürümemektedir. Genç klan üyeleri genellikle istediklerini yapmada özgür olsalar da, bazı durum-larda elderlarından talimatlar alır ve bunları yapmak zorunda kalırlar. Paranoyaları klanı çalışkan ve bir arada tutar.

Tremereler, grup içerisindeki bireysel başarıları da teşvik etmektedir. Bunu klanın gücünü yüksek tut-mak için Darwinist bir yöntem olarak görmektedirler. Bu kadar hırslı, güçlü genç vampirin işbirliği yapıyor olması ve övgüye değer klan birliği ile Büyücülerin bu kadar çok kindar ve kıskanç düşmana sahip olmaları şaşırtıcı değildir.

Tremerelerin hiyerarşi piramitleri birkaç rütbeden oluşmaktadır ve her rütbe yedi mistik “çembere” ayrılmaktadır. Rütbesini yükseltmek isteyen bir aday, bu yedi çemberi başarıyla tamamlamak zorundadır (ki hemen her Tremere’in amaçları arasında rütbe atla-mak vardır.). En düşük rütbe, çırak (apprentice), neo-

natelere aittir. Çırakların üzerinde naip (regent) vardır. Naipler, chantrylere başkanlık eder. Onlardan sonra lordlar gelir. Mülkleri içinde birkaç chantry bulunur. 49 Tremere, pontifex (Roma’daki rahiplere denir) un-vanını taşımaktadır. Oldukça büyük sorumlulukları vardır. Piramidin en üstünde de Inner Council of Seven vardır. Bunlar bütün sınırların efendisidir ve kendi aralarında sürekli mental iletişim halindedirler.

Soy: Tremerelerin katı organizasyonları gibi elderlarına olan sadakatleri dışında çok az özgür kaldıkları nokta vardır. Tremerelerin başka varyantları hayatlarını devam ettirememiştir. Asi bir grup Tremere zamanında Sabbat’a katılmıştır, fakat kısa bir süre öncesine kadar hepsi yok edilmiştir.

Diğer Klanlar Hakkındaki Düşünceleri

Assamite: Söylenecek ne var? Bizim büyülerimizi bertaraf etmeye kalkarlarsa, en hızlı şekilde onları dünyadan silmekten başka bir şansımız kalmaz – ya da başkasını ikna edip bizim yerimize yapmasını sağlarız.

Brujah: Zaman gaddarca davrandı. İlk tanıştığımızda Brujahlar türümüzün akademisyenleriydi. Şimdiyse acınılacak bir duruma düştüler; biz de onların yerine bilgeliğin ateşini taşımaya başladık. Uygun oldu, ama birazcık da müsrif görünüyor. Önemi yok.

Followers of Set: Lanet olsun onlara! Çekik gözleri ve çatal dilleri ile sürekli merak içerisindeler. Her zaman en karanlık köşelere kayıyorlar, sürekli gülümsüyorlar! Ne biliyorlar?

Gangrel: Bu yaratıklar bağlılık numarası yapıyorlar, fakat bir bahane bulunduğunda Tzimisceleri bize ver-ebilecek kadar istekliler. Kendimizi; eski, iyileşememiş yaralar yüzünden bizi suçlayan bu sırtlanlardan daha güçlü tuttuğumuza emin olmalıyız.

Giovanni: Sanata oldukça etkileyici bir gedik açtılar; dar görüşlü ve kısıtlı bir biçimde… Nekrofili yaşayan-lar için ne kadar zararlıysa, yaşamayan zihinler için de o kadar sağlıksızdır.

Lasombra: Sofistikelik üzerine olan bahanelerine rağmen Tzimiscelerle olan yatma istekleri göz önüne alındığında, gerçek yabanilikleri kendini gösteriyor.

Lasombra: Sofistikelik üzerine olan bahanelerine rağmen Tzimiscelerle olan yatma istekleri göz önüne alındığında, gerçek yabanilikleri kendini gösteriyor.

Malkavian: Bizim bilgimiz dahilinde olmayan “sezgil-er” hakkındaki gevezelikleri çok hızlı bir biçimde yoruyor. Kötü akşam yemeği misafiri olsalar da, olay-ları berrakça görebilen olağanüstü kahinlerdir. Böyle algısal kestirmeler için bir kısayol var, biz de bunu hala öğrenebiliriz.

Nosferatu: Bazı görevler bizim için bile oldukça iğrenç ve Nosferatular bu tarz durumlara oldukça yaraşan uşaklar oluyorlar.

Ravnos: Kendilerine büyücü diyor olabilirler, ama bana bu şarlatanlardan bir tanesi ile 10 dakika verin ve kimin sanatında gerçek güç varmış, görelim.

Toreador: Onlar Ezop’un çekirgesi, bizler ise karın-cayız. Partileri ve sanatları ile ölümsüzlüklerini savun-abileceklerini düşünüyorlar, fakat soğuk zamanlar, onların düşündüklerinden daha erken geliyor.

Tzimisce: Hepimizin ilk öğrendiği derslerden biri, bu Eski Dünya yaratıklarının hala bizim etimizi ke-miklerimizden ayırmaktan başka bir şey istemedikleri gerçeğidir. Eğer istedikleri ezgi buysa, çevrelerindeki çürüyen konakları yanarken nasıl dans ettiklerini göreceğiz.

Ventrue: Bu yaratıklar güce takmış durumdalar, fakat gücün ince noktaları için gereken hassaslığa sahip değiller.

Caitiff: Diğer klanlar bizim soyumuzu küçümsüyorlar, yine de yarattıkları onca piç evlada bakın.

Camarilla: Bir kulede güç vardır, bazı tuğlaların es-kimiş olması önemli değil.

Sabbat: Kendilerine özgür mü diyorlar? Aptallar.

Klan Ventrue’ya ait Kindredlar, onurlu, kibar olmaları ve kusursuz damak tatları ile ünlüdürler. İlk bilinen lk bilinen zamanlardan beri Ventruelar liderliğin klanıdır. Eski geleneklerin anması konusunda Kindredları zorlar ve onların kaderini şekillen-dirmeye çalışırlar. Eski zamanlarda Ventruelar soylulardan, tüccar prenslerden ve gücü elinde tutan diğerlerinden seçilirdi. Günümüzde ise servetleri eski zamanlara dayanan ailelerin üyelerinden, yükselmek-te olan acımasız tüzel şirket sahiplerinden ve politikacılardan seçil-irler. Orijinleri her ne olursa olsun, Ventrue vampirler Camarilla içindeki dengeyi korurlar ve düzeni sağlarlar. Diğer Kindredlar genelde bu durumlarını kibir ve açgözlülük ile karıştırmaktadır, fakat Ventruelara göre çoban rolü kendileri için bir onur değil, bir yüküm-lülüktür.

Ventruelar Masquerade’i gönülden desteklerler. Onun himayesi altında vampirlerin hayatlarını daha rahat devam ettirebilecekler-ini düşünmektedirler. Ventruelara göre diğer klanlar küstah ve sabırsızdırlar. Aynı şekilde onlara göre, diğer vampirler kısa sü- reli konforları için çok endişelenmektedirler. Bugün biraz kan elde edebilmek için yarınlarından sayısız gün verebilirler. Ventruelar olmadan Masquerade olmazdı, Masquerade olmadan ise vampirler olmazdı. Bu göz önüne alındığında Ventrue’ların omuzlarında Atlas’ın yükü vardır. Ventru-elar bu yükü metanetle ve soylulara yaraşır şekilde yerine getirirler. Gehen-na’nın yaklaşmakta olduğu bu son günlerde, Kabil’in Çocukları’nı bu klan-dan başka hiçbir klan yönetemez – ya da Ventruelar böyle söylemektedirler. Sonuçta itibarları buna bağlı.

Ventruelar kendilerini soylu olarak görürler. Kendilerinden düşük mevkide olanların mevkilerini koruyabilmek için savaşırlar. Onlar modern hayatın kral-ları, şövalyeleri ve baronlarıdırlar. Çarpışmaların savaş alanından toplantı oda-larına kayması ve atlı mızrak dövüşlerinin yerini oylamalara bırakmış olmasına rağmen Ventruelar düelloya devam etmektedir. Genç Ventruelar limuzinleri ve hücresel telefonları ile birlikleri toplayıp yönetirken, klanın elderları, gelebilecek gelebilecek tehlikeleri sezebilmek için ufukları izlerler. Camarilla’nın kontrolü altında olan holdingler, Ventruelar tarafından gözetilmektedir ve gayret ettikleri şeyler üzerindeki hakimi-yetlerini gevşetmek konusunda oldukça isteksizdirler. Ventrue klanında şöhret ve başarı, bir Kindred’ı ile-riye taşımak için yeterlidir, lakin vampirler üzerindeki etkinliğini kaybeden bir vampir için bunların hiçbiri geçerli değildir.Diğer vampirler genellikle Ventruelara çamur atarlar. Onları üstünlük taslamakla, kendini beğenmekle ve hatta gaddarlıkla suçlarlar; yine de bir olay ters gittiğinde, döndükleri yer Ventrueların yanı olur. Ventru-elar, kineların medyasını, polisini, politikasını, sağlık servislerini, organize suçlarını, endüstrisini, finansını, ulaşımını hatta dinini geliştirmekte, etkilemekte, eğer yapabilirse kontrol etmektedirler. Diğer vampirlerin yardıma ihtiyacı olursa Ventruelar bunu sağlayabilirler – bir bedel karşılığında.

Elbette Ventrueların sofistikelikleri onlara fayda sağlamakta ve onları kine sosyetesinin en üst kabuklarına taşımaktadır. Ventruelar, Toreadorlar ile aynı sosyal çevreyi paylaşmalarına rağmen kendilerini ciddiyet-sizliğe ve boş zırvalamacalara bırakmazlar. Liderliğin ayrıcalıklarını gururla taşırlar ve yüklerini stoacı bir zihniyetle çekerler. Bu hep böyleydi, hep de böyle olacaktır.

“The guidance of the Damned is my burden to bear, not yours. You would do well, however, to ask yourself whether your unlife is one of benefit to the Children of Caine, or a detriment. I have already made my judge-

ment.”

“Lanetlilere yol göstermek benim sorumluluğum, senin değil. Ancak sen de, hayatının Kabil’in Çocukları için bir yararı olup olmadığını sorgularsan iyi edersin. Ben seçimimi çoktan yaptım.”

Lakap: Blue Bloods (Mavi Kanlar)

Sekt: Zarif, aristokratik ve muhteşem Ventruelar, Camarilla’nın lordlarıdır. Camarilla’nın köşe taşlarını sağlayanlar Ventruelardır ve Camarilla’yı yönetip, en karanlık zamanlarda onu güvende de güçlü tutarlar. Modern çağda bile prenslerin büyük bir kısmı Ventruelardan oluşmaktadır. Zaten onlar da daha farklı olsun istemezler.

Dış Görünüş: Ventruelar klasik ve geleneksel giysileri tercih ederler. Aynı zamanda Ventrue vampirler genel-likle yaşadıkları dönemin stilinden etkilenirler. Herhangi biri, sık sık bir Ventrue’nun giysisine bakıp hangi dönemde yaşamış olduğunu çözebilir. Genç olanlar ise tiki stilinden omnipresent takımlara kadar, oldukça geniş ilgi alanlarına sahiptirler.Ventruelar zarif ve stil sahibi vampirlerdir, fakat couture (kutür: Kişisel tasarım) ya da butik giyimlere çoğu başvurmaz. Nihayetinde yapılması gereken göze çarpmaktır, çıkıntılık yapmak değil.

Barınak: Sadece en iyisini kabul ederler. Genellikle barınakları köşkler ve paha biçilemez malikanelerdir. Ventruelar genellikle zengin ailelerden gelirler. Bu sebepten ötürü bazılarının evleri, atalarından kalan antik evler olabilir. Eski bir Ventrue geleneğine göre klanın bir üyesi, klanın başka herhangi bir üyesine sığınabilir ve sığınma talepleri reddedilemez. Bu gelenek oldukça nadir kullanılmaktadır, zira sığınma talebinde bulu-nan vampir, daha sonra yardım sağlayan vampire oldukça borçlanmış olur. Yine de bu gelenek, birden fazla Mavi Kan’ın hayatını kurtarmıştır.

Geçmiş: Geleneksel olarak Ventruelar profesyonellerden veya yüksek sosyete üyelerinden oluşurlar. Ancak modern gecelerde, dikkate değer herhangi bir kişiyi talep edebilirler. Ventrue Embracelerinde yaş, bilgelik ve tecrübe oldukça büyük rol oynamaktadır. Bir Mavi Kan, asla keyfi olarak birini Embrace etmez. Bazı Ventru-elar, kendi ailelerinden olanları Embrace edip soylarını bozuk bir şekilde devam ettirirler. Diğer Kindredlar, Ventrueların bu huyu yüzünden onlarla “akraba evliliği ürünü” diye dalga geçmektedirler. Ventruelar ise kendilerini, ekinlerin sadece en iyi kısımlarının klan üyeliğine uygun olduğunu söyleyerek korumaktadırlar.Karakter Yaratma: Social ve Mental Attributelar eşit şekilde önemlidir ve klanın ünlü üyeleri ikisinin üzerine yüklenmişlerdir. Çok yönlü ve kabiliyetli olmaya önem veren klan için Skills ve Knowledges da eşit şekilde önemlidir. Backgroundlara da eşit şekilde önem vermektedirler. En önemlileri Fame, Influence, Mentor, Re-sources, Retainers se Status’tır.

Klan Disiplinleri: Dominate, Fortitude, Presence

Zayıflıklar: Ventrueların damak tadı, seçkinlik seviyesine kadar seyreltilmiştir. Mavi Kanlar sadece bir çeşit insandan kan içebilirler. Bu çeşit karakter yaratma sırasında seçilmektedir. Örnek vermek gerekirse, belirli bir Ventrue sadece bakirelerden kan içebilmektedir. Bu seçenekler sarışın erkekler, çıplak çocuklar, rahipler, genç kızlar gibi uzatılabilir. Ama çeşit sadece bir tane olabilmektedir. Karakter, ölmek üzere olsa da, başkası tarafından zorlanıyor olsa da başka hiçbir varlıktan kan içememektedir. Vampirlerden ise normal bir şekilde kan içebilmektedirler.

Organizasyon: Bir bölgeye ait olan Ventruelar, oldukça çok görüşmektedirler. Davetleri, salonlara (fikir ve alış-verişi yapılan toplantılar) ya da tartışmalara benzemektedir ve bu davetlerde, eyleme geçmeden önce işleri konuşarak halletmek amaçlanır. Tabi ki de bu ağır söylevler, işleri “medeniyetli” bir biçimde çözmenin tek yoludur. Düşünmeden hareket eden, aceleci Kindredlar, genellikle klanın sertliği ve sabitliği altında

sabitliği altında ezilirler. Daha genç olan, sabırsız Ventruelar ise “eski çocukların” holdingine ya da pozisyonuna direk olarak meydan okumaları ile ünlüdürler ki böyle bir hareket, oldukça büyük bir ihanet ve kabalık olarak görülmektedir. Böyle görülmeyen bir durumda, tabi ki genç olan Ventrue kazanır.

Soy: Klan içinde miras çok önemlidir. Aydın-ların evlatları, hatta onların da evlatları, klanın geriye kalan üyeleri tarafından saygıyla karşılanır (ya da kıskançlık). Sabbat’taki anti-tribu Ventrueların düşmanları, normal Ventru-elarınki kadar çok değildir. Sabbat Ventrueları

Diğer Klanlar Hakkındaki Düşünceleri

Assamite: Soyluluk bir ara bu klana aitti, fakat ahlaksız diableri amaçları uğruna onurlarını bir kenara fırlat-tılar.

Brujah: Eski yaralar Ayak Takımı’nın üzerinde izler bıraktı. Bu sinirli herifler, derinlerde kalmış nefret-lerini harpylerden bile daha güçlü besliyorlar. Yine de hoşgörülü olmalıyız. Sonuçta yüzyıllar boyunca başarısız olmak eminim ki kolayca taşınabilecek bir yük değildir.

Followers of Set: Yılanlarla olan ortaklıkları oldukça uygun bir durum, zira varlıkları ile yozlaştırdıkları herkese zehirlerini bulaştırıyorlar. Bunları kendi mülkünüze kabul etmeyin.

Gangrel: İyi çiftleştirilmiş köpekler kadar güvenilir ve kullanışlılar. Onları av zamanı gönderiyoruz, elimize hoş görevler ulaştığı zaman ise (köpek) kulübelerine geri çağırıyoruz. Bu şekilde herkes belirlenmiş olan görevini yerine getiriyor.

Giovanni: Kendi yozlaşmış düşüncelerini hayata geçirmeye devam edebilmek için, istikrarın sütununu yerle bir etmek isteyecek kişiler arasında en üst sırada-lar.

Lasombra: Aklın yetmediği kadar uzun zamanlardır bu sözde Muhafızlarla (Keepers) düello ediyoruz. On-ların Sabbat için başaramadıklarını ve bizim Camaril-la için neler yapabilmiş olduğumuzu görmek beni biraz rahatlatıyor. Dünya üzerindeki bütün suçlar ve kan-sporları bile yetersizliği gizleyemez.

Malkavian: Sözde aydınlanmaları için ödedikleri be-del, aldıkları yarardan katlarca kez daha fazla. Yine de onlardan öğrenebildiğinizi öğrenin.

Nosferatu: Bu gariban yaratıklar hala birçok gece önce sirelarından üzerlerine kalan borçları ödüyorlar. Kendi suçları değil.

Ravnos: Bu kaba sahtekarlarla uğraşırken, eski kral-larının bilgeliklerini araştırın.

Toreador: İçtenlikle söylemem gerekirse, çaresizce izlemek zorunda oldukları cisimleri yaratabilecek yetenekleri olmayan Kindredlar için yüksek tutkuları bir lanet olmalı.

Tremere: İstikrarı beğeniyor olmaları çok hoş. Diğer türlü hasarları, kazançlarına üstünlük sağlardı.

Tzimisce: Bunlardan hala var mı? Ne kadar ilginç!

Caitiff: Kimse ebeveynlerini ya da sire’ını seçemez. Bu yüzden hak etmedikleri taktirde onlara karşı kötü niyet beslemeyin.

Camarilla: Bizim hem onurumuz, hem de kefaretimiz.

Sabbat: Çocukça ve asice, Sabbat terk edip geri ödeme bekliyor.

klanın kara şövalyeleridirler ve kendi soylarının yaptıkları yanlışları yapmayıp Sabbat doktrinlerini sonuna kadar koruyacaklarına ant içmişlerdir. Genellikle Sabbat’ın paladinleri ve tapınakçıları arasında bulunurlar.

Diğer Klanlar Hakkındaki Düşünceleri