27
Ağustos 2014 | Yıl 22 | Sayı 267 DENİZ TİCARETİ Zafer Bayramı Mersin’de Coşkuyla Kutlandı DİR Uygulamalarında Karşılaşılan Sorunlar Tartışıldı Çağatay: ‘’Yelken Sporuna Beklenen Desteği Alamıyoruz’’

Deniz Ticareti Dergisi Ağustos 2014 Sayısı

Embed Size (px)

Citation preview

Ağustos 2014 | Yıl 22 | Sayı 267

DENİZ TİCARETİ

Zafer Bayramı Mersin’de Coşkuyla Kutlandı

DİR Uygulamalarında Karşılaşılan Sorunlar Tartışıldı

Çağatay: ‘’Yelken Sporuna Beklenen Desteği Alamıyoruz’’

Vatandaş mı yatandaş mı?...Vatandaşlık önemlidir!..Önemli olduğu kadar da sorumluluk gerektirir.Vatandaş sorumluluğunu yerine getirmezse o ülkede işler iyi gitmez...Nedir vatandaşın sorumluluğu?Vatandaş yasalara uymak zorundadır!Vatandaş bayrağına saygı duymak zorundadır!Vatandaş vergisini düzenli ve eksiksiz vermek zorundadır!(ki ülkenin refah düzeyi artsın.)Vatandaş seçimlerde oy kullanmak zorundadır! (18 yaş üstü için söylüyorum)Vatandaş çevresini korumak zorundadır!.Velhasıl, vatandaşın görevi saymakla bitmez.Vatandaş tam görevini yapmıyorsa vatandaşlık bilinci oluşmamış demektir.Böyle insanların yaşadığı ülkede de sıkıntılar bir türlü bitmek bilmez!“Peki vatandaşın sorumluluğu var da devletin yok mu?” diye soracak olursanız, yanıt, “olmaz olur mu hiç” olacaktır.Devlet vatandaş arasında ayırım yapmaz!Her bireyin özgürlüğü eşittir!Devlet vatandaşın çocuklarının eğitiminden sorumludur!Ve de vatandaşın can ve mal güvenliğini korumakla yükümlüdür.!Bunun yanında vatandaşı için gerekli sağlık yatırımlarını yapmak zorundadır!Vatandaşın devlete, devletin vatandaşa karşı sorumluluğu saymakla bitmez aslında...Vatandaş olmazsa devlet de olmaz!Ancak gel gör ki;Benim ülkemde yurdum insanının hatırı sayılır bir çoğunluğu vatandaşlık bilincinden uzaktır.Bunun da zaman zaman sıkıntısı yaşanmaz değil.Bunlar yalnızca konuşur ve bol bol eleştirir!Tıpkı, iş üretmeyen insanın laf ürettiği gibi.Sonuçta ortaya karışık bir tablo çıkar.10 Ağustos’ta Cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı.Vatandaşlık görevini yerine getirenlerin oranı yüzde 74, görevini yerine getirmeyenlerin oranı ise yüzde 26..Yani her dört vatandaştan biri görevini yerine getirmemiş.14 milyon vatandaş, onlara yatandaş da diyebiliriz sandığa gitmemiş!12 yıl içinde yapılan seçimlerde sandığa gitme oranı en düşük olan seçim olmuş.Yani vatandaşın sayısı artacağına yatandaşın sayısı artmış!Gel işin içinden çık çıkabilirsen.Sonrasında ne mi olmuş!Eskilerin çocukları avuttuğu gibi, “şeytan almış götürmüş!”Bu ülke bize Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün en büyük armağanı ve emaneti.Tıpkı vatandaşlık hakları gibi!Onun bu emanetlerine sahip çıkmak da vatandaşlık görevleri içinde en kutsalı.Vatandaş olabilene ne mutlu.Yatandaş olana ise sözüm yok!...

Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü (MDTO adına): M. Cihat LOKMANOĞLUGenel Koordinatör: Ali ADALIOĞLUYayın Kurulu: M. Cihat LOKMANOĞLU, Jozef ATAT, Atahan ÇUKUROVA, Mişel ŞAŞATİ, İskender BOTROS, Bedii CANATAN, Özcan BARUT, Korer ÖZBENLİYayın Planlama Yönetimi: Tetis Medya AjansıBasım Yeri: Alev Dikici Basım & Ambalaj Ltd. Şti Tel : 0322 435 13 13 Fax : 0 322 436 34 81 Adres: Döşeme Mahallesi Cumhuriyet Cad. No:133 01130 Adana Basım Tarihi: Ağustos 2014Yönetim Yeri: Pirireis Mah. İsmet İnönü Bulvarı No: 45 33110 Pk: 45 Mersin/Türkiye Tel: 0324 327 70 00 (pbx) Faks: 0324 329 52 30 E-posta: [email protected] [email protected] www.mdto.org.tr

MDTO’nın Aylık Yayın Organı Ağustos 2014 Yıl: 22 Sayı: 267

MDTD Basın Meslek İlkelerine Uyar.

İÇİNDEKİLER

Saygıyla Ali ADALIOĞLU

5Zafer Bayramı Mersin’de Coşkuyla Kutlandı8Denizcilik Sektörü Önerilerini Başbakan Erdoğan’a İletti10-11MDTO’dan Haberler13-16Kısa Kent Haberleri18-22Denizcilik Haberleri24-25Hatıra Kent Mersin26-28Hazine Taşınmazlarının Tersane Yatırımlarına Tahsisine İlişkin Mevzuat Değişiklikleri31Deniz Feneri32-33Denizcilik Gündeminden Kısa Kısa34Deniz Yolu ile Yapılacak Düzenli Seferlere Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapıldı38-41Farklı Tip ve Boyutta Gemilerin Seçiminin Bulanık Mantık Yöntemiyle İncelenmesi43-45Liman Ekonomileri, Limanlar Yönetmeliği ve Hukuki Çerçevesi46-48Çağatay: “Yelken Sporuna Beklenen Desteği Alamıyoruz”50İstatistik

Martılarla çevrelenmiş balıkçı gemisi limana dönerken

MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014

4 5

Mersin’de 30 Ağustos Zafer Bayramı do-layısıyla sabah saat 9.00’da Cumhuriyet Meydanı’nda tören düzenlendi. Mersin Valisi Güzeloğlu’nun tören kıtasını selam-lamasıyla başlayan törene, Akdeniz Böl-ge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Nejat Atilla Demirhan, AKP Mersin Milletvekili Nebi Bozkurt, CHP Mersin Milletvekille-ri Aytuğ Atıcı, Vahap Seçer ve İsa Gök, MHP Mersin Milletvekili Mehmet Şandır, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Bur-hanettin Kocamaz, askeri erkan, gaziler, il protokolü ve vatandaşlar katıldı.

Törende, Vali Güzeloğlu, Tuğamiral De-mirhan ve Başkan Kocamaz’ın Atatürk Anıtı’na çelenk sunmalarının ardından

saygı duruşu ve İstiklal Marşı eşliğinde Türk bayrağı göndere çekildi.

Daha sonra Cumhuriyet Meydanı’ndaki Kültür Merkezi’ne geçen Vali Güzeloğlu, Tuğamiral Demirhan ve Başkan Koca-maz, Şeref Salonu’nda tebrikleri kabul ettiler. Bayram kutlamasının yer aldığı törenin ikinci bölümünde ise Güzeloğlu, Demirhan ve Kocamaz, törene katılanla-rın ve halkın bayramını kutladılar. Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanlığı’nda gö-revli İkmal Yüzbaşı İlhan Tabur’un günün anlam ve önemini belirten konuşmasıyla devam eden kutlamalarda, şiirler okun-du, Büyükşehir Belediyesi Halk Oyunları Ekibi’nin gösterileri yer aldı. Vatandaşlar,

kutlamalara ellerinde Türk bayraklarıyla katılırken, 30 Ağustos Zafer Bayramı kut-lamaları, Türkiye Muharip Gaziler Derneği üyeleri ve askeri birliğin resmigeçit töreni ile sona erdi.

Törenin ardından meydanda basın men-suplarına açıklama yapan Vali Güzeloğlu, “Tüm yurtta olduğu gibi Mersin’de de bir büyük zaferi büyük bir coşkuyla kutla-manın mutluluğunu yaşıyoruz. Bugünleri bizlere armağan eden, cumhuriyetimizi kuran başka Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehitlerimizi rahmet, saygı ve minnetle anıyoruz. Cumhuriye-timizin kuruluşunu müjdeleyen bu büyük zaferden, cumhuriyetimizin kuruluşundan

Zafer Bayramı Mersin’de Coşkuyla Kutlandı

30 Ağustos Zaferi’nin 92. yıldönümü Mersin’de düzenlenen törenle coşkuyla kutlandı. Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, “Bir büyük zaferi büyük bir coşkuyla kutlamanın mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.

MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014

6 7

bugüne Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin birlik ve bütünlüğü, milletimizin sarsılmaz birliği uğruna hayatını feda eden tüm şe-hitlerimizi de milletçe rahmet ve minnetle anıyoruz. Kahraman gazilerimize milletçe şükran ve sağlık dileklerimi iletiyorum. Nice 30 Ağustoslara gelişen ve güçlenen, her geçen gün büyüyen, bölgesinde lider ülke olan Türkiye’nin her anlamda lider ülke olarak ulaşmasını diliyorum” dedi.

Mersin Büyükşehir Belediyesi, 26-30 Ağustos Zafer Haftası dolayısıyla çeşitli ilçelerde sportif ve kültürel etkinlikler dü-zenledi. 30 Ağustos Zaferinin, Türk milleti için çok büyük bir önemi olduğunu ve dün-ya tarihine geçmiş önemli savaş başarıla-rından birisi olduğunu kaydeden Başkan Kocamaz, “Bundan 92 yıl önce büyük ko-mutan Mustafa Kemal Atatürk önderliğin-deki Türk Ordusu, kendisini kuşatan iç ve dış düşmanlara karşı ve yedi düvele karşı büyük bir bağımsızlık mücadelesi vermiş-tir. Büyük bedeller ödediğimiz ve binlerce şehit verdiğimiz bu zafer, Türk milleti için büyük bir önem taşımaktadır ve her Türk vatandaşının gururla anlatacağı bir kahra-manlık destanıdır. Böylesi bir zafer sevin-cinin 92. yıldönümünü vatandaşlarımızla coşku içinde kutlamak için, Büyükşehir Belediyesi olarak Zafer Haftası programı düzenledik ve bu etkinliklerimizi her gün

değişik bir ilçemizde gerçekleştiriyoruz. Zafer Haftası programımızda sportif mü-cadelelerin yanı sıra, kültürel ve sanatsal etkinliklerimize de yer vererek, Mersin halkını sevdiği sanatçılarla buluşturuyor, böylece birlik ve beraberliğimizi daha da pekiştiriyoruz. Bu büyük zaferi kutlarken, bu zaferin mimarı olan başta Mustafa Ke-mal Atatürk olmak üzere, ebediyete intikal eden tüm kahramanlarımızı sevgi, rahmet ve özlemle anıyorum" dedi.

Öte yandan aralarında CHP, Atatürkçü Düşünce Derneği ve İP’nin de bulundu-ğu 15 siyasi parti ve sivil toplum örgütü, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla al-ternatif bir kutlama gerçekleştirdi. Grup temsilcileri Atatürk Anıtı’na kurumlarının çelenklerini sundu. Burada bir konuş-ma yapan CHP Mersin İl Başkanı Faruk Mehmet Akar, 30 Ağustos’un bir milletin esaret zincirlerinin kırıldığı ve yüce Türk ulusunun kaderinin değiştiği gün olduğu-nu belirterek, “Bu genç cumhuriyet, bütün insanına aş, iş vermiş, gelişen dünyanın tüm nimetleriyle insanlarını tanıştırmış, ülkenin doğusuyla batısını, kuzeyiyle gü-neyini bir araya getirmiş, vatandaşlık bi-linci etrafında insanlarını yaşanabilir bir modern gelecek için birleştirmiştir. İşte bu, büyük Atatürk’ün gerçekleştirdiği bü-yük idealdi. Teşekkürler Atam. Biz de bize

bırakmış olduğun emaneti her türlü zorluk altında koruyacağımıza, onu günün şart-ları içinde geliştireceğimize söz veriyo-ruz” diye konuştu.

30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları gece de devam etti. Zaferin 92. yıldönü-mü nedeniyle Mersin Valiliği tarafından bir resepsiyon verildi. Düzenlenen resep-siyona Mersin Valisi Hasan Basri Güze-loğlu ve eşi Ayşe Güzeloğlu, ev sahipliği yaptı. (İHA)

MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014

8 9

VII. Ticaret ve Sanayi Şurası, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Baş-bakan Yardımcısı Ali Babacan, Maliye Ba-kanı Mehmet Şimşek, Bilim Sanayi ve Tek-noloji Bakanı Fikri Işık, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın katılımıyla gerçekleşti. İş dünyasının temsilcilerinin de katıldığı top-lantıda Mersin Deniz Ticaret Odası’nı Genel Sekreter Korer Özbenli temsil etti.

TOBB Birlik Merkezi’nde gerçekleştirilen VII. Ticaret ve Sanayi Şurası’nda, ticaret ve sanayinin temsilcileri sorunlarını ve çözüm önerilerini birinci ağızdan hükümetle pay-laşma imkanı buldu.

Şura’nın açılışında konuşan TOBB Başka-

nı M. Rifat Hisarcıklıoğlu iş dünyası olarak huzur ve istikrardan yana olduklarını belir-terek, “Ekonomide atılım yapmamızı sağla-yan reform ateşi yeniden canlansın” dedi. İcracı ve reformcu anlayışın devam ettiril-mesi gerektiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, Türk özel sektörünün bu anlayış ile büyük başarı hikayeleri yazdığına değindi. Küresel risklerin hem iktisadi hem de coğrafi olarak yeniden artmaya başladığı bir dönemde olunduğuna dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, “Böyle zamanlarda ayakta kalabilmek için kendimize daha sağlam bir zemin hazırla-malıyız” diye konuştu.

Şura için oda, borsa ve konseylerin kap-samlı bir çalışma yaptıklarını ifade eden Başkan Hisarcıklıoğlu, özel sektörün mikro ve makro sorunlarının belirlendiğini sonra

da çözüm önerilerinin hazırlandığını anlattı.

7 bölge ve 3 büyük ilin ayrı ayrı sunum yap-tığı şurada Ticaret ve Sanayi Odaları Kon-seyi, Ticaret Odaları Konseyi, Sanayi Oda-ları Konseyi, Ticaret Borsaları Konseyi ile Deniz Ticaret Odaları Konseyi kendilerine ait sorunları ve çözüm önerilerini hükümetle paylaştılar.

Şurada sektörler tarafından hazırlanan çö-züm listesindeki bazı maddeler şöyle:

Deniz Ticaret Odaları Konseyi

- Denizcilik, teşvik politikasında öncelikli sektör olmalı.

- Yeni kurvaziyer limanlar faaliyete geçiril-meli ve revize edilmeli.

Ticaret ve Sanayi Odaları

- Tahsilat sorununun çözümü için alacak sigortası işlerlik kazansın.

- Sendika iş kolu barajının kalıcı olarak yüz-de 1'e indirilmesi önlenmeli.

- Çok daha spesifik ve nokta atışı sektörel ve bölgesel teşvikler getirilmeli.

Ticaret Odaları Konseyi

- Mesleki eğitim sistemi iş dünyasına dev-redilmeli.

- İstihdam üzerindeki yükler azaltılmalı.

- İş mahkemeleri sürekli işvereni cezalan-dırmakta. Burada yeni bir yapılanmaya gi-dilmeli.

Sanayi Odaları Konseyi

- Yatırım teşvik sistemi statik değil, dinamik devam etmeli, değişen koşullara göre ye-nilenmeli.

- KOSGEB'in sıfır faizli kredi destekleri yeni-den başlatılmalı.

Ticaret Borsaları Konseyi

- Lisanslı depoculuk yatırımları işletme aşa-masında desteklenmeli.

- Ürün İhtisas Borsası'nın kurulması hızlan-dırılmalı.

- Canlı hayvan borsalarının kurulması teşvik edilmeli.

Denizcilik Sektörü Önerilerini Başbakan Erdoğan’a İletti

Başbakan Erdoğan’ın da katılımıyla gerçekleştirilen VII. Ticaret ve Sanayi Şurası’nda, denizciler denizcilik sektörünün teşvik politikasında öncelikli sektör olmasını ve yeni kruvaziyer limanlarının faaliyete geçirilmesini istedi.

MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014

10 11

MDTO’DAN HABERLERMDTO’DAN HABERLER

Son yıllarda, deniz taşımacılığı yapan ge-milerin lojistik maliyetlerinin azaltılabilme-sini sağlamak üzere limanda işlem süreleri oldukça kısaldı. Konteyner taşımacılığının yoğunlaşması nedeniyle de özellikle kon-teyner gemileri limanlarda çok kısıtlı süre-lerde kalır hale geldi. Bugün, gemiler başta makine, seyir yardımcıları ve güvenlik ekip-manları olmak üzere gerek planlı bakım-larını gerek küçük çaplı arıza onarımlarını liman periyodu içinde tamamlamak zorun-dalar. Örneğin, gemideki can salları ve can filikalarının periyodik bakımları yapılarak süreli malzemelerin değişmesi, yenilenme-si, gerekli malzemelere yönelik işlemlerin yetkili servis istasyonunda tamamlanması, arızalanan bir elektrik motorunun sarılması, boşalmış yangın tüpü ya da teneffüs ci-hazlarının doldurulması, arıza yapan radar cihazının, telsiz cihazının sahilde bulunan servis istasyonunda tamiri ve testi gibi iş-lemlerin liman periyodunda tamamlanması gerekiyor. Gemilerin arıza ya da bakım iş-lemlerini liman periyodunda gideremedik-leri hallerde kalkışlarına izin verilmiyor ve daha da kötüsü gemi personeli denizde güvenlik riski ile karşı karşıya kalıyor.

Bilindiği gibi, halihazırda gemilerin liman periyodunda bu ve benzeri işlemlerin ta-mamlanmasına yönelik uygulama gümrük mevzuatımızdaki DİR (Dahilde İşleme Re-jimi) kapsamında yürütülüyor. DİR kapsa-mındaki işlemlerin (özellikle sözlü beyan sürecinin) uzun zaman alması ayrıca işlemi

yapan tamir bakım firmalarının bu işlemler için bir gümrük müşavirliği firmasına veka-let vererek işlem yaptırması aşırı maliyetler getiriyor. Örneğin 15-20 liraya doldurulan bir yangın tüpü için kimi zaman 100 katına varan masraflar gündeme gelebiliyor.

Mersin Deniz Ticaret Odası geçtiğimiz günlerde mevcut DİR uygulaması ile ilgi-li sorunları TOBB ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na iletti. MDTO’nun yapılan işle-min aslında dahilde işleme rejimi mantığı-na uygun bir işlem olmadığı, zira yurt içinde bir işleme tabi tutulmadığı, bu nedenle bu işlemlerin DİR uygulaması kapsamından çıkarılması yönünde yazdığı yazıların ardın-dan MDTO yetkilileri 17 Temmuz 2014 tari-hinde yapılan “DİR Değerlendirme Kurulu” toplantısına çağırıldı.

Ekonomi Bakanlığı’nda gerçekleştirilen ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile TOBB ilgili-lerinin de katıldığı toplantıda MDTO yetkili-leri tarafından mevcut uygulama nedeniyle Mersin Limanı’nda bu tür ihtiyaçların çözü-münde sıkıntılar yaşandığı, çoğu geminin bu tür işlemlerini yaptıramayarak hem gü-venlik zafiyeti yaşadıkları hem de gemilerin bu ihtiyaçlarını yabancı limanlarda daha kısa sürede ve daha az fiyata yaptırmaları nedeniyle ülkemizin döviz kaybettiği anla-tıldı ve uygulamayı kolaylaştıran mevzuat düzenlemesi gerektiği bildirildi.

MDTO’nun talebine istinaden Gümrük ve

Ticaret Bakanlığınca Mersin Limanı’na ge-len gemilerdeki tamir ve bakım işlemlerin-deki gecikmelerin önlenmesi kapsamında yerinde inceleme yapmak üzere 6 Ağustos 2014 tarihinde Mersin’de bir toplantı yapıl-masına karar verildi. MDTO’da düzenlenen toplantıya DİR Daire Başkanı Erkan Ertürk, Gümrük ve Ticaret Uzmanı Ali İhsan, Güm-rük ve Ticaret Uzman Yardımcısı Emre Eşref Koçak katıldı.

Bakanlık ilgililerine konu ile detayların ak-tarıldığı toplantıda, Mersin’deki Bölge Müdürlüğü’nün ilgili birimlerinin de görüşle-ri alınarak, bakım, onarım için gemilerden li-man dışına çıkarılacak malzemeler için söz-lü beyanname düzenlenmesi, global ya da münferit teminat sağlanması ile liman giriş çıkış kapısında Gemi Kontrol Kısım Amirliği-ne verilecek dilekçe ile (gemi kaptanlığınca düzenlenmiş “Landed Form” ekli) gemiye ait ekipmanın ülkemize giriş-çıkışının hızlı sağlanması yönünde mevzuat düzenleme-si gerektiği benimsendi. Toplantıda görü-şülen tereddütlü bir diğer konu ise, Deniz Ticaret Odalarınca veya şirketlerce verile-cek teminatın tüm ülkemizde geçerli olması ya da Gümrük Bölge Müdürlükleri nezdinde ayrı ayrı teminat işlemi gerekliliği konusuy-du. Olumlu geçen toplantının ardından Ba-kanlığın, ülkemiz limanlarına gelen yabancı gemilerin işlemlerinin liman periyodunda kısa sürede ve fazla maliyet getirmeden tamamlamasına yönelik yeni bir genelge oluşturması bekleniyor.

DİR Uygulamalarında Karşılaşılan Sorunlar MDTO’da Tartışıldı

Dahilde İşleme Rejimi (DİR) uygulamasına yönelik sorunlar Bakanlık yetkililerinin katıldığı toplantıda tartışıldı.

Tripoli (Trablus) Liman Müdürlüğü’nün talebi üzerine 15 Ağustos 2014 tarihinde Silifke Ticaret ve Sanayi Odası’nda düzen-lenen toplantıda Taşucu- Tripoli hattında yaşanan güvenlik ve lojistik sorunları tar-tışıldı. Toplantı Tripoli ve Taşucu Limanları yetkilileri ile UDHB Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Gümrük Muhafaza Bölge Müdürlüğü, Em-niyet Müdürlüğü, Silifke Ticaret ve Sanayi Odası, Akgünler, Filo ve Seawise Denizci-lik Şirketleri temsilcilerinin katılımıyla ger-çekleşti. Toplantıya Mersin Deniz Ticaret Odası’nı temsilen Genel Sekreter Yardım-cısı Kpt. Mesut Öztürk katıldı.

Toplantının açış konuşmasını yapan Taşu-cu Liman Başkan Vekili Avni Diniz, bu top-lantının Tripoli Liman İdaresi yetkililerinin talebi ve Dışişleri Bakanlığı ile Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın onayı ile düzenlendiğini söyledi.

Tripoli Liman Müdürü Dr. Ahmad Tamer ise amaçlarının iki liman arasındaki ilişkiyi geliştirmek, bu limanlar arasında taşınan yolcuların rahatlığını sağlamak, sorunlara daha hızlı çözüm üretmek ve Taşucu-Tripo-li hattının güvenirliğini ve itibarını arttırmak olduğunu ifade etti.

Son dönemde bu hatta yapılan taşımala-rın arttığını ve 2013 yılında 31.000 yolcu ile 7.000 araç taşındığını belirten Tamer, taşımaların artmasıyla birlikte kaçak yolcu sayısında da büyük artış olduğunu kay-detti. Taşınan yolcular arasında 300 sah-te pasaportlu yolcu yakalandığını, bunla-rının çoğunun Türkiye’den gelen Suriye vatandaşları olduğunu ve Türkiye’ye geri gönderildiklerini belirten Tamer, her iki ül-kenin güvenliği açısından yetkililerin bu konuya dikkat etmesi gerektiğini vurgula-dı. Lübnan’dan gelen yolcularda sahtecilik olmayacağı garantisini veren Tamer, ken-dilerinin bu konuda çok sıkı denetim yap-tıklarını söyledi.

Tripoli’den gemiye binen yolcuların bazıla-rının ailelerinin, liman yetkililerini aradıkları-nı, çocuklarının cihat için Türkiye’ye gitmek üzere gemiye bindiklerini ve çocuklarının seyahatine engel olunmasını istediklerini anlatan Tamer, böyle durumlarda söz ko-nusu yolcuların iade edilmesi konusunda Türkiye tarafında muhatap bulamadıklarını dile getirdi.

Konuşmasında yolcuların rahatlığı açı-sından gemilerin zamanında kalkmasının önemine de değinen Tamer, “Gemiler li-mandan zamanında kalkar, diğer limana zamanında varır ise yolcular deniz yolculu-

ğunu daha fazla tercih edecektir. Hattın ilk açıldığı döneme kıyasla yolcu şikayetleri giderek azalmaktadır” diye konuştu.

Toplantıda söz alan Emniyet Müdürlüğü yetkilileri ise Türkiye’ye giriş ve çıkışta Su-riye vatandaşlarına gerek Esad rejimi ge-rekse muhalif yönetim tarafından düzenle-nen değişik ebat ve formatta pasaportlar kullanıldığını, bu sıkıntılı duruma ilaveten Lübnan tarafından sahte pasaportlu ol-dukları gerekçesiyle iade edilenlerin pa-saportlarının delindiğini belirtti. Emniyet yetkilileri ellerinde sahte dahi olsa bir pa-saport bulunan Suriyelilerin bu işlem sonu-cunda tamamen pasaportsuz kaldıklarını, bu nedenle pasaportlarının delinmeden gönderilmesinin daha yararlı olacağını ifa-de etti. Tripoli Limanı’na konteyner kabul edilmediğini bildiren yetkililer, sadece TIR kabul ettiklerini, bu TIR’ların da X-ray ciha-zından geçirildiğini söyledi.

MDTO Genel Sekreter Yardımcısı Mesut Öztürk de, bu hatta taşınan yük miktarının arttırılması düşünülürken, güvenlik ve lojis-tik konuları ile birlikte emniyet unsurunun göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı. “Ülkemizde ve dünyada bu tür taşıma-ların yapıldığı hatlarda gerek limandaki yükleme-boşaltmalarda, gerekse yükün emniyete alınması hususunda zafiyetler yaşanıyor, sonuçta üzücü kazalar meyda-na geliyor” diyen Öztürk, bu konuda her iki liman yetkililerine de büyük görevler düş-tüğüne dikkat çekerek, bundan sonraki toplantının ana temasının emniyet olması gerektiğini belirtti.

Toplantının kapanış konuşmasını yapan UDHB Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü yetkilisi N. Hakan Pekşen, toplantıda ya-pılan konuşmaların bir rapor halinde Ba-kanlık yetkililerine iletileceği bilgisini verdi. Bundan sonraki toplantının Ankara ya da Tripoli’de yapılabileceğini ve toplantıya Dı-şişleri Bakanlığı yetkililerinin katılmasının faydalı olacağını belirten Pekşen, Lübnan Heyeti tarafından talep edilen “Kardeş Gümrük” uygulamasının pek görülen bir uygulama olmadığını, bunun yerine “Kar-deş Liman uygulamasının mümkün olabi-leceğini sözlerine ekledi.

Mersin-Tripoli Hattında Yaşanan Güvenlik ve Lojistik Sorunları Silifke’de Tartışıldı

Silifke Ticaret ve Sanayi Odası’nda düzenlenen toplantıda Mersin-Taşucu-Tripoli hattında yaşanan sorunlar masaya yatırıldı.

MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014

12 13

MDTO’DAN HABERLER

Mersin Kent Konseyi’nin yeni dönem genel kurulu, il genelinden delegelerin katılımıy-la Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşti-rildi. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Kocamaz’ın da katıldığı toplantıda, üniversite-ler, sivil toplum örgütleri, odalar, dernekler ve çeşitli kurumlardan temsilciler yer aldı.

Genel kurulun açılışında bir konuşma yapan Başkan Kocamaz, Türkiye’de ilk kent konsey-lerinden birinin Tarsus’ta kurulduğunu anım-sattı. İlk başta el yordamıyla işi yürüttüklerini belirten Kocamaz, “Ancak süreç ilerledikçe şu sonuca vardık: Bu işin belediyeler tarafın-dan ancak lojistik desteği sağlanmalı, beledi-yenin dışında bir yönetim tarafından kent kon-seyi kentin problemlerini masaya yatırmalı, tartışmalı ve çıkan sonucu da hem yerel hem genel yöneticilere aktarmalı. Bizim bu kararı almamızdan çok daha sonra bu iş yasa hali-ne geldi ve kent konseyleri Türkiye genelinde oluşmaya başladı. En çok önemsediğimiz nokta şudur: Belediye meclisleri biraz da siyasi saiklerle belirleniyor. Yani kimin daha fazla çevresi var, kim daha fazla oy getirir, be-lediyelerde böyle bir anlayış oluşuyor. Oysa kentin dinamikleri, kentte yaşayan insanların görüşleri her şeyden çok daha önemli. On-ların kent konseylerinde ortaya koyduğu dü-şünce, bilgi ve birikimlerini paylaşması bele-diye meclislerinin de önünü, ufkunu açacak ve kentin geleceğiyle ilgili verilecek kararlarda bir ortak tavır, ortak düşünce, bir konsensüs sağlanacak, yapılan işler daha da doğru ola-cak” diye konuştu.

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burha-nettin Kocamaz, “Kent Konseyi siyasi arena-ya dönüştürülmemeli, buradan çıkacak so-nuç Mersin’in ortak paydası olmalıdır” dedi.

“Yerel yöneticiler kesinlikle kent konseylerinde olmamalı”

Kent konseylerinde delegeler dışında dışarı-dan da zaman zaman destek alınabileceğini vurgulayan Kocamaz, “Kent konseylerinde yerel yönetimlerin temsilcileri olabilir ama ye-rel yöneticiler kesinlikle olmamalı. Ben dahil. Zira buradan çıkacak fikir ve düşünceler bize yol göstermeli, bizim dikte ettiğimiz bir kon-sey olmamalı. O zaman sağlıklı fikirler ortaya çıkmaz. Bizim göremediğimiz konuları hür ve bağımsız olarak buradaki arkadaşlarımız çok daha iyi değerlendirirler, bize de yol gösterir-ler” ifadelerini kullandı.

Mersin’in önünde çok büyük problemler ve

çözüm bekleyen konular olduğunu dile geti-ren Kocamaz, çöp sorunu ile ulaşımın kentin en önemli sorunları arasında olduğunun altını çizdi. Balıkçı barınakları, sahillerin durumu, ta-rımsal hizmetler, kentin tarihi değerleri, sosyal politikalar gibi birçok konuda daha problem olduğunu da kaydeden Kocamaz, “Kent Konseyi’nde, konseyin çeşitli aktivitelerinin masraflarını karşılamak üzere Büyükşehir Belediyesi’nden bir kişi olacak. Burası siya-si arenaya da dönüştürülmemeli. Geçmişte bunları hep yaşadık. Kesinlikle böyle bir ola-ya fırsat vermeyeceğiz. Buradan bir ortak fi-kir, bir tema çıkmalı. Buradan çıkacak sonuç Mersin’in ortak paydası olmalıdır” şeklinde konuştu.

Kocamaz’ın konuşmasının ardından Divan Başkanlığı’na Büyükşehir Belediye Başkan-vekili Kerim Tufan’ın seçildiği genel kurulda, Ekolojik Yaşam Girişimcileri ve Gönüllüle-ri Derneği üyesi Yasmina Lokmanoğlu ile Çevre ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği Başkanı Mustafa Göktaş, Kent Konseyi baş-kanlığına aday gösterildi. Yapılan oylama sonucunda Göktaş’a verilen 9 oya karşılık 69 delegenin oyunu alan Lokmanoğlu, Mersin Kent Konseyi’nin yeni başkanı oldu. Yeni baş-kan Lokmanoğlu, “Bu bir takım çalışmasıdır. Umarım hep beraber çalışır ve Mersin için en güzel olan şeyi yaparız” dedi.

Genel kurulda daha sonra katip üyeler ve Kent Konseyi Yürütme Kurulu’nun seçimi ya-pıldı.(İHA)

Mersin Kent Konseyi’nin Yeni Başkanı Yasmina Lokmanoğlu Oldu

Mersin Kent Konseyi’nin yeni dönem Genel Kurulu’nda, başkanlığa Yasmina Lokmanoğlu seçildi.

Türk Patent Enstitüsü (TPE) verilerine göre, Türkiye’de Temmuz ayında yapılan patent başvurularının yüzde 46,4’ü İstanbul’dan ger-çekleşti. Türkiye’de Temmuz ayında 274 pa-tent başvurusu yapıldı. İstanbul 127 başvuru ile ilk sırada yer alırken, Bursa 32 ile ikinci, An-kara 24 ile üçüncü sırada yer aldı. Temmuz ayında 31 ilden başvuru yapılırken, 50 ilden ise başvuru yapılmadı. Bu yılın Ocak-Tem-muz döneminde Türkiye’de 2 bin 513 patent tescil başvurusu yapılırken, 697 patentin ise

tescil işlemi gerçekleşti.

Temmuz ayında patent başvurusu yapan di-ğer iller ise şöyle:

“İstanbul 127, Bursa 32, Ankara 24, Konya 17, İzmir 11, Kocaeli 9, Sakarya 7, Tekirdağ 5, Antalya 4, Eskişehir, Gaziantep, Kayseri, Trabzon 3, Aydın, Balıkesir, Çorum, Isparta, Malatya, Manisa, Samsun, Karabük 2, Ada-na, Adıyaman, Denizli, Hatay, Mersin, Kahra-manmaraş, Sivas, Tokat, Uşak, Yozgat birer

başvuru.”

Temmuz ayında 94 patentin tescil işlemi ya-pıldı. İstanbul 53 patent tesciliyle ilk sırada, Ankara 9 tescil ile ikinci sırada, Manisa 7 tescil ile üçüncü sırada yer aldı. Tescil yapılan pa-tentlerin illere göre dağılımı ise şöyle:

“İstanbul 53, Ankara 9, Manisa 7, Bursa, Kocaeli 5, İzmir 4, Konya 3, Adana, Antalya, Aydın, Denizli, Eskişehir, Kahramanmaraş, Muğla, Niğde birer tescil.”

Türkiye’de Temmuz ayında 274 patent başvurusu, 94 patentin ise tescil işlemi yapıldı. En fazla başvuru ve tescil İstanbul’dan yapıldı.

TÜİK Temmuz Ayı Patent Başvuru Verilerini Açıkladı

KISA KENT HABERLERİ

MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014

14 15

Monorail Sistem Projesi’nin tanıtımı Kongre ve Sergi Sarayı’nda yapıldı. Şehir dışı prog-ramı nedeniyle Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ın katılmadığı toplantıda, sistemin Mersin’e uygulanabilirliği tartışmaya açıldı. Toplantıya, kamu kurum ve kuruluş yetkilisi ile sivil toplum kuruluşları ve odaların temsilcileri katıldı.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Mersin Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Kerim Tu-fan, seçim çalışmaları sırasında yaptırdıkları anketlerde toplu taşımanın, trafik sorununun hep ilk 3’ün içinde yer aldığını belirterek, bu nedenle toplu taşıma konusunu öncelikle ele aldıklarını söyledi. Toplu taşıma sorununun çözümü için sivil toplum kuruluşları ve ilgili odalarla bir araya gelerek fikir alışverişinde bulunduklarını dile getiren Tufan, “Monorail Sistemi, Çukurova’nın tamamını etkisi altına alacak ve geleceğini belirleyecek çok önemli bir proje. İlk başta Mersin merkez düşünülse de ikinci etabında Erdemli, Silifke, Tarsus hat-ta Adana, Antakya gibi geniş bir hinterlandı kapsayan ve bu kadar geniş bir kitleyi içine alan bir proje. Bugüne kadar Mersin’de dol-muşlar, otobüsler alınmış, yeni hatlar verilmiş ama toplu taşıma sorunu bir türlü çözüleme-miş, aksine daha karmaşık hale getirilmiş. Avrupa’da dolmuş diye bir kavram yokken bizde yüzlerce dolmuş var. Bu, Türkiye’nin

genelinde böyle” dedi.

“Mersin bu teknolojiye ilk sıralarda kavuşmuş olacak”

Monorail Sistem’in çok büyük bir proje ol-duğunun altını çizen Tufan, büyük projelerin büyük zaman aldığını vurguladı. Önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin yeni yeni tanımaya başla-dığı bu teknolojiye Mersin’in ilk sıralarda ka-vuşmuş olacağını söyleyen Tufan, sistemin son derece güvenli, ekonomik ve çevreci bir proje olduğunun altını çizdi.

“Monorail sistemde 100 yıldır hiç kaza yaşanmadı”

Toplantıda daha sonra Monorail Sistem’in Türkiye’deki tek yerli firmasının yetkilileri tara-fından, Mersin için hazırlanan proje katılımcı-lara anlatıldı. Ataray Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yö-netim Kurulu Başkanı Osman Alioğlu, yaptığı sunumda, projenin Mersin Tren Garı ile Mezit-li-Soli Kavşağı arasında kalan İstiklal Cadde-si üzerinden Gazi Mustafa Kemal Bulvarı’na gidecek 13,1 kilometrelik çift hat üzerinde toplam 18 istasyondan oluşan, yolcu taşı-ma amaçlı Monorail Sistemi’nin kurulmasını içerdiğini söyledi. Kurulacak olan Monorail hattının zeminden yaklaşık 8 metre yüksek-likte olacağını, çelik kolon ve çelik kirişlerden

oluşacak 3 fazlı 380 volt standart şehir şebe-kesinden elektrik enerjisi ile besleneceğini bil-diren Alioğlu, “Hat üzerinde her biri 5 vagon-dan oluşan 28 dizin çalışacak. Her bir araçta toplam 50 kişi seyahat edebilecek olup, 5 vagon bağlı olan bir dizi 50 metre uzunluğun-da olacak. Hat üzerindeki bir turunu 42 da-kikada tamamlayacak sistem, her türlü iklim koşullarından etkilenmeden, hiçbir makinist veya sürücüye gereksinim duymadan yolcu taşıma işlemini günün 24 saatinde gerçekleş-tirebilecektir. Monorail hattının tamamı çift hat olarak kurulacak. Monorail hattı zeminden yu-karıya kurulacağından, hat üzerinde bulunan karayolu ve yolcular etkilenmeyecek. Sistem 8-9 şiddetinde depremlere dayanıklı olacak. Araçları taşıyacak kiriş ve kolonlar korumalı olarak tasarlanıp, güvenlik üst düzeyde ola-caktır” ifadelerini kullandı. (İHA)

KISA KENT HABERLERİ

Tuğamiral İmren ve yeni Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Demir-han, görev değişikliği dolayısıyla Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu’nu ziyaret etti. Güzeloğlu, kabulde yaptığı konuşmada, Tuğamiral Demirhan’a Mersin’deki yeni görevinde başarılar dilerken, Tuğamiral İmren’e de Mersin’de gerçekleştirdiği başarılı hizmetlerinden dolayı teşekkür etti. Gü-zeloğlu, “Sayın Amiralimiz zaten Mersin’e yabancı değil, kendisi burada Kurmay Başkanlığı görevini yürütmüştür. O yüzden başarılı hizmetlerini ilimizde devam ettireceğine yürekten inanıyorum” dedi.

Tuğamiral Demirhan ise Güzeloğlu ile birlikte çalıştığını ve tekrar Mersin’de kendisiyle birlikte çalışacak olmaktan dolayı onur duyduğunu belirtti. Tu-ğamiral İmren de Güzeloğlu birlikte Mersin’de görev yapmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Tuğamiral Demirhan ve Tuğamiral İmren, kabul-de Valilik Şeref Defteri’ni de imzaladı. (İHA)

Akdeniz Bölge Komutanlığı’na Tuğamiral Demirhan AtandıYüksek Askeri Şura (YAŞ) kararlarıyla Gölcük Deniz Ana Üs Komutanlığı’na atanan Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren’in yerine İskenderun Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Nejat Atilla Demirhan atandı.

Mersin’in Ulaşım Sorununa Yeni Çözüm: MonorailMersin Büyükşehir Belediyesi, kentin ulaşım ve toplu taşıma sorununu Monorail (Tekray) Sistem ile çözmek için kolları sıvadı. Monorail Sistem’in Mersin’e uygulanabilirliğini tartışmaya açan Büyükşe-hir Belediyesi, sistemin hayata geçmesi halinde ilk etapta kentin doğu-batı ekseninde 13,1 kilomet-relik çift hat üzerinde 18 istasyon kurarak yolcu taşımayı planlanıyor.

KISA KENT HABERLERİ

Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanlı-ğı, Akdeniz’de icra ettiği görevleri kapsa-mında emrine dahil olan arama kurtarma gemisi TCSG Yaşam ile gücüne güç kattı. RMK Marine Tersanesi tarafından tama-men Türk mühendis ve işçiler tarafın-dan inşa edilen TCSG Yaşam gemisinin Mersin’de göreve başlaması dolayısıyla tören düzenlendi. Mersin Limanı 3 no’lu rıhtımda demirli gemide gerçekleştirilen törene, Mersin Valisi Hasan Basri Gü-zeloğlu, Akdeniz Bölge ve Garnizon Ko-mutanı Tuğamiral Hayrettin İmren, Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanı Albay Fatih Erhan ile protokol üyeleri katıldı.

TCSG Yaşam gemisiyle ilgili bilgilendir-menin ardından TCSG Yaşam Komutanı SG Yarbay Oğuz Balbek’in ant içmesi ile başlayan törende konuşan Sahil Güven-lik Akdeniz Bölge Komutanı Albay Erhan, TCSG Yaşam gemisinin, Sahil Güvenlik Komutanlığı’nı dünyadaki sahil güvenlik komutanlıkları arasında özel bir seviyeye taşıdığına inandıklarını ve Türk denizci-lik gücüne önemli katkılar sağlayan Sa-hil Güvenlik Arama Kurtarma Gemileri Projesi’nin dördüncüsü ve son gemisi ol-duğunu söyledi. Geminin, Suriye sınırın-dan Muğla sınırına kadar olan yaklaşık bin

200 kilometredeki sorumluluk alanlarında görev icra etmek üzere Mersin’de göreve başladığını ifade eden Albay Erhan, ‘Dos-ta Güven, Umutla Yaşa’ parolasıyla gemi isimlerinin Dost, Güven, Umut ve Yaşam olarak belirlendiği açıkladı. Erhan, “Sahil Güvenlik arama kurtarma gemilerinden Dost, Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanlığı emrinde Samsun’da, Gü-ven, Sahil Güvenlik Marmara ve Boğazlar Bölge Komutanlığı emrinde İstanbul’da, Umut, Sahil Güvenlik Ege Deniz Bölge Komutanlığı emrinde Marmaris’te, Yaşam ise Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komu-tanlığı emrinde Mersin’de konuşlanmıştır” dedi.

Bu gemilerin başta denizde can ve mal emniyeti olmak üzere düzensiz göç ve ka-çakçılıkla mücadele ile yasa dışı su ürün-leri avcılığının önlenmesi gibi her türlü asayiş olaylarında imkan ve kabiliyetleri-ne önemli katkılar sağladığını vurgulayan Erhan, “TCSG Yaşam, milli tersanemizde Türk mühendis ve işçilerinin yoğun çalış-maları ve alın teri ile denizcilik sektörünün son teknoloji yeteneklerine sahip olacak şekilde inşa edilmiştir. Bin 700 ton dep-lasman hacminde, 90 metre boyunda, 12 metre genişliğinde, 22 deniz mili sürat ya-

pabilen, kesintisiz olarak 8 gün boyunca denizde kalarak 3 bin deniz mili yol kat edebilen TCSG Yaşam, arama kurtarma merkezi, helikopter platformu ve harici yangın söndürme sistemleri yanında acil tıbbi müdahale odası ve ekibi, dalgıç personeli gibi denizde hayat kurtarmaya yönelik her türlü imkan ve kabiliyete sa-hiptir” diye konuştu.

TCSG Yaşam Gemisi Hakkında

Deniz şartlarından en az şekilde etkile-nebilmesi için 1 adet çift kanatlı yalpa sabitleyici sistemiyle donatılan Arama Kurtarma TCSG Yaşam gemisi, deniz suyundan günde 10 ton içme suyu üre-tebilme kapasitesine sahip. AB-412 Sa-hil Güvenlik helikopterinin iniş, kalkış ve konuş yapabilme imkan ve kabiliyetinde olan gemide, hava/su üstü arama ve seyir olmak üzere 2 adet radar sistemi bulunu-yor. Gemide ayrıca, 1 adet çift namlulu 40 mm otomelara top ve 2 adet 12,7 mm makineli tüfek yer alırken, 2 adet 30 deniz mili sürate ulaşabilen hızlı kurtarma botla-rı ve yangına müdahale amacıyla baş ve kıç tarafında 2 adet su topu mevcut. (İHA)

Sahil Güvenlik Komutanlığı Gücüne Güç KattıTamamen Türk mühendis ve işçilerinin eseri olan yerli yapım arama kurtarma gemisi TCSG Yaşam, Mersin’de hizmete girdi. Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanlığı emrinde hizmete başlayan ve son teknolojiyle inşa edilen TCSG Yaşam gemisi, hızı, yük deplasmanı, helikopter pisti ve 8 gün boyunca denizde kalma kabiliyetiyle her türlü imkana sahip.

MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014

16 17

2 Ekim’de seslendireceği Gala Konser ile perdelerini açacak olan MDOB, yaz bo-yunca sürdürdüğü yeni sezon hazırlıkları-nı bitirdi. Yeni sezonda birbirinden önemli başyapıtları sanatseverlerle buluşturmaya hazırlanan MDOB, iki dünya prömiyeri, 11 yeniden sahnelenecek eser, üç diğer ope-ra evlerinden Mersin sahnesine aktarılacak dönüşüm eser ve senfonik konserlerle Mer-sinli sanatseverlerin karşısına çıkacak. Çu-kurova ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin tek opera kurumu olan ve turneler yoluyla oldukça geniş bir alana hizmet götüren MDOB, senfonik konserler, çocuk müzi-kalleri, müzikaller, opera, operet ve bale eserleriyle yeni sezonda sanatseverlerle buluşacak.

2014-2015 Sanat Sezonu’nda Piri Reis ve Şahmeran eserlerinin dünya prömiyerine ev sahipliği yapacak olan MDOB, Anlat Şehra-

zat, Batı Yakası Hikayesi ve Afife eserlerinin de Mersin prömiyerini gerçekleştirecek. Sezon boyunca ayrıca repertuvara geçtiği-miz sanat sezonlarında kazandırılan La Bo-heme, Karyağdı Hatun, Seslerle Anadolu, Lüküs Hayat, Notre Dame’ın Kamburu, Ça-lıkuşu, Fındıkkıran, Keloğlan’ın Sırrı, Tosca, Değirmendeki Hazine eserleri sanatsever-lerle yeniden buluşturulacak. Mayıs ayında prömiyeri gerçekleştirilen ve olağanüstü ilgiyle konserleri kapalı gişe seslendirilen “Senfonik Neşet Ertaş Türküleri” yeniden seslendirilmekle birlikte turneler yoluyla başka sahnelerde de yerini alacak. Okul-larda gerçekleştirdiği eğitim etkinliklerine bu sezon da devam edecek olan MDOB, Kültür Merkezi Şeref Salonu’nda gerçekleş-tirdiği Ayın Konseri ve Atatürk Evi konserleri ile piyano eşlikli şan konserlerine de devam edecek.

MDOB Müdürü ve Sanat Yönetmeni Er-doğan Şanal, yeni sezona ilişkin yaptığı açıklamada, sanatın, bireyin ve toplumun yaşamındaki öneminin farkındalığıyla titiz bir çalışma sonucu yıllık repertuvarlarını oluşturduklarını belirtti. Sanatseverlerin an-cak büyük masraflarla dünya sahnelerinde görmeye alıştıkları eserleri Mersin’de seç-kin sanatçı kadrosu ile sahneleyerek paha biçilmez bir hizmeti de yerine getirdiklerini vurgulayan Şanal, “Yaz boyunca titiz bir çalışmayla yürüttüğümüz 2014-2015 Sanat Sezonu hazırlıklarını bitirmiş bulunmaktayız. Repertuvarımızın oluşmasında emeği ge-çen teknik ve sanatçı tüm çalışma arkadaş-larımıza gösterdikleri özveriden dolayı te-şekkür ederiz. Salonlarımızda bizleri yalnız bırakmayan değerli sanatseverlere sonsuz saygılarımızı sunar, yeni sanat sezonunun hayırlı olmasını dileriz” dedi.(İHA)

Yeni sanat sezonu hazırlıklarını tamamlayan Mersin Devlet Opera ve Balesi (MDOB), 2014-2015 Sanat Sezonu’nda Piri Reis ve Şahmeran eserlerinin dünya prömiyerine ev sahipliği yapacak.

MDOB Yeni sezonda Piri Reis ve Şahmeran Eserlerinin Dünya Prömiyerine Ev Sahipliği Yapacak

KISA KENT HABERLERİKISA KENT HABERLERİ

18 19

DENİZCİLİK HABERLERİ

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Aylık Göstergeler Mayıs Bülteni’nde yayınlanan liman başkanlıkları bazındaki istatistiklere göre, 2014 yılı Ocak-Mayıs döneminde Mersin Limanı’nda ihracat ve ithalat yük-lerindeki artış sonucunda elleçlenen yük miktarı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3 artarak 12 milyon 914 bin 834 ton oldu. Limandaki yük trafiğinde geçen yılın ilk 5 ayına göre yükleme tonajı yüzde 5 artışla 5 milyon ton, boşaltma tonajı ise yüzde 2 artışla yaklaşık 7,8 milyon ton seviyesine yükseldi. Mersin Liman Başkan-lığı, ilk 5 ayda elleçlenen yük miktarı bakımından Türkiye’deki liman başkanlıkları içinde 5. sırada yer aldı.

Mersin Limanı’nda yılın ilk çeyreğinde elleçlenen yük miktarı geçen yılın üzerinde seyir izlerken, Nisan ve Mayıs aylarında ise geçen yılın altında kaldı. 2014 yılı Mayıs ayında yükleme tonajı 2013 Mayıs ayına göre yüzde 10 azalarak 1 milyon 124 bin 712 tona geriledi. Öte yandan, aynı ayda boşaltma tonajında ise yüzde 3 artış kay-dedilerek 1 milyon 666 bin 309 ton seviyesine yükseldi. Limandaki toplam yük trafiği ise yüzde 3 azalarak 2 milyon 791 bin 21 tona geriledi.

Mersin Limanı’ndan ihraç edilen yük miktarı da ilk çeyrekteki artış eğilimine karşın Nisan ve Mayıs aylarında azaldı. Ancak, bu aza-lış geçen yılla karşılaştırıldığında yine de artışla sonuçlandı ve li-mandan yapılan ihracat geçen yılın ilk 5 ayına göre yüzde 5 arttı. Bu artışta makineler, taşıma teçhizatı, aksam ve çeşitli parçaları ile konteynerler yük grubundaki önemli miktardaki artış etkili oldu. Veriler aylık bazda incelendiğinde ise 2014 yılının Mayıs ayındaki cevher ve metal atıkları, kimyasallar, tarım ürünleri ve canlı hayvan yük grubunu kapsayan ihraç yüklerindeki gerilemenin etkisiyle ge-çen yılın Mayıs ayına göre ihracat yüzde 9 azaldı.

Yılın ilk 5 ayındaki ithalat verilerine bakıldığında da ithal edilen yük miktarı Mart ve Nisan ayları haricinde geçen yılın üzerinde gerçek-leşerek yüzde 4 oranında arttı. Hem yılın 5 aylık döneminde hem de 2014 yılı Mayıs ayında aylık bazda ithalat artışında makineler, taşıma teçhizatı, aksam ve çeşitli parçaları ile konteynerleri, gıda maddeleri ve hayvan yemleri yük grubu etkili oldu. Transit taşıma-cılıkta ise 5 aylık dönemde yüzde 59, dahili taşımacılıkta da yüzde 9’luk azalış kaydedildi.

2014 Ocak-Mayıs döneminde elleçlenen konteyner miktarı ise ge-çen yılın aynı dönemine göre yüzde 17 oranında artarak 644 bin 885 TEU’ya yükseldi. Bu yılın Mayıs ayındaki artış ise geçen yılın aynı ayına göre yüzde 8 olarak gerçekleşti ve 133 bin 678 TEU oldu. 2013 yılı Ocak-Mayıs döneminde Mersin Limanı, elleçlenen konteyner miktarına göre, Türkiye’deki konteyner limanları içerisin-de 2. sıradaki yerini 2014 yılında da korudu. Aynı dönemde Türkiye genelinde liman başkanlıkları bazında limanlara uğrayan gemi sa-yısına göre ise Mersin 4. sırada yer aldı.(www.denizhaber.com.tr)

Mersin Limanı’nda 2014 yılının ilk 5 ayında elleçlenen konteyner miktarı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17 oranında artarak 644 bin 885 TEU’ya yükseldi.

Mersin Limanı’nda Elleçlenen Yük Miktarı Yüzde 17 Arttı

Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi’nin İsken-derun’daki en dikkat çekici yatırımlarından olan Barbaros Hayrettin Denizcilik Fakültesi inşaatında sona yaklaşıldı. İskenderun yer-leşkesi içerisinde bulunan ve mimari görü-nümüyle fark oluşturan fakülte, kısa bir süre sonra eğitime açılacak.

Fakülte bünyesinde Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği, Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği, Deniz İşletmeciliği ve Yönetimi ile Gemi Makineleri İşletme Mühen-

disliği bölümleri yer alıyor. Modern çağın en son teknolojileriyle donatılan Barbaros Hay-rettin Denizcilik Fakültesi, öğrencilere evren-sel boyutta mesleği tanıtma iddiasını taşıyor. Projelendirme evresi bir yıl süren ve yaklaşık 16 milyon liralık devasa bütçesiyle öne çıkan fakülte, Türkiye için de önemli bir kazanç ola-rak görülüyor. Bulunduğu yer itibariyle deniz-cilik üssü olma potansiyeli taşıyan İskenderun ise fakülte ile birlikte Türkiye’nin en önemli de-nizcilik eğitimi veren bölgelerinden biri olarak tanınacak. (www.denizhaber.com.tr)

İskenderun’daki en dikkat çekici yatırımlarından olan Barbaros Hayrettin Denizcilik Fakültesi inşaatında sona yaklaşıldı

Gemi Görünümlü Barbaros Hayrettin Denizcilik Fakültesi Tamamlanmak Üzere

MERSİN DENİZ TİCARETİ TEMMUZ 2014 DENİZCİLİK HABERLERİ

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Uk-rayna krizi nedeniyle ülkesine ekonomik yaptırım uygulama kararı alan Avrupa Birliği ve ABD’ye sert bir karşılık vermeye hazırlanıyor. AB havayollarının uçuşların-dan Microsoft’un yasaklanmasına kadar birçok plan gündemde. Rusya’nın AB ve ABD ambargosunun ise Türkiye’ye yara-yacağı belirtiliyor. Rus Rosselkhoznadzor isimli tarım kuruluşu, Romanya’dan et ve hayvan, Ukrayna’dan meyve suyu ve süt mamulleri, Polonya’dan sebze, Yunanis-tan ile ABD’den kümes hayvanı ve beyaz et ithalatını engelleyeceklerini açıkladı. Rosselkhoznadzor’un başındaki Sergei Dankvert, Türkiye Tarım Bakanlığı ile yarın bir görüşme yapacaklarını belirtti.

Dankvert, Türkiye’den daha fazla yaş sebze ve meyve almak istediklerini söy-ledi. Tarım Bakanlığı yetkilisi Nihat Pakdil ile yapılacak olan görüşme sonrası uzun süredir Rus topraklarına sokulmayan Türk malları da bu coğrafyada satılabilecek.

Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği

(DKİB) Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan, Rusya’nın söz konusu ambargo kara-rının bu ülkelerden giden malların artık Türkiye’den temin yoluna gidileceği anla-mına geldiğini söyledi. Gürdoğan, “Suriye ve Irak’a yönelik ihracatta yaşanan kayıp bir anlamda Rusya pazarına açılma ile gi-derilmiş olacak” diye konuştu.

Gürdoğan şunları söyledi: “Rusya’ya açı-lan kapıda özellikle nakliyecilerin çoğu-nun Trabzonlu gemi sahiplerinin olması ve Sarp’tan Rusya’ya yeni açılan kapının da varlığı bu ambargoyu ülkemiz ve böl-gemiz lehine dönüştürebilmek için önem-

li bir fırsat olacak. Bu konuda devletler arasında başlayacak görüşmelerde özel-likle ihracatçılarımızın var olan sorunları-nın dile getirilmesi gerekiyor. Sorunların çözümü için bu önemli bir fırsat. Bunun dışında Gürcistan ve İran’la olduğu gibi Rusya ile de ikili ticaret anlaşılması yapıl-ması için de bir fırsat. Bu fırsatların çok iyi değerlendirilerek ihracatımıza olumlu ola-rak yansıtılmasını beklemekteyiz” dedi.

Ambargo uygulanan ülkelerden boşalan pazarın Türk müteşebbisler tarafından doldurulması için çok büyük bir fırsa-tın doğduğuna vurgu yapan Gürdoğan, “Türk ihracatçısının geçmişten bugüne gelen tecrübesinden yararlanılması ge-rekiyor. Özellikle Karadenizli ihracatçımız bu pazardaki bilgi birikimi ve altyapısıyla buna hazır. Bu konuda Türk ve Rus yet-kililer düzenlenecek toplantılarda Rusya tarafında yaşanan sorunların acilen çözü-münü sağlam temeller üzerine oturtarak hareket etmeli. Özellikle de geçmişteki hatalarda da ders alarak bu görüşmeler yapılmalı. Bu fırsatı kaçırmamalıyız” dedi.

Rusya’nın ABD ve AB ülkelerine yönelik ambargo kararı Türkiye’ye yarayacak. DKİB Başkanı A. Hamdi Gürdoğan, ambargo kararının bu ülkelerden giden malların artık Türkiye’den temin yoluna gidileceği anlamına geldiğini belirterek, “Bu hem var olan sorunların çözümü için hem de ihracatta çok büyük sıçrama yapabilmemiz için önemli bir fırsat. Bu fırsatı kaçırmamalıyız” dedi.

Rusya’nın Ambargo Kararı Türkiye’ye Yarayacak

Çinli bilim insanları, denizaltıların sualtın-da sesten hızlı ilerlemesini sağlayacak teknolojiyi geliştirmeye çok yakın olduk-larını açıkladı. Başarılı olması halinde, sü-personik denizaltı Şanghay ile San Fran-cisco arasındaki mesafeyi 100 dakikada kat edebilecek.

Çin’in Harbin Teknoloji Enstitüsü’nde görevli bilim insanlarının, denizaltı veya torpidoların sualtında sesten hızlı ilerle-mesini sağlayacak bir teknoloji geliştirdiği belirtildi. South China Morning Post gaze-tesinde duyurulan habere göre, Karmaşık Akış ve Isı Transferi Laboratuvarı’nda Pro-fesör Li Fengchen’in başında yer aldığı ekip, süper hızlı sualtı yolculuğu için kar-maşık bir ‘hava balonu’ yaptı. Li,’yaptıkları çalışmanın potansiyelinin heyecan verici

olduğunu’ söyledi.

Çinlileri geliştirdiği teknolojinin, Soğuk Savaş yıllarında Sovyetler tarafından ge-liştirilen ‘Supercavitation’ teknolojisine benzetiliyor. VA-111 Shkval adlı torpido için geliştirilen teknoloji, suyun neden ol-duğu engeli aşmak için sualtı aracının bir balon içinde ilerlemesini öngörüyor. Sov-yetlerin, söz konusu teknolojiyle Shkval torpidosunu 370 km hıza ulaştırdığı bili-niyor.

Birçok Alanda Kullanılabilir

Li, balonun suyla direkt temasını önlemek için içine tekerlek sistemi yerleştirdiklerini belirtti. Supercavitation ile su altına dala-cak olan araçların düzenli olarak yüzeyle-

rine su püskürterek nemli kalacağı bilgisi verildi. ‘Sıvı-zar’ yüzeyi sayesinde su ile sürtünmesi azalacak olan denizaltı, 75 kilometre hıza ulaştığında supercavitation moduna geçecek ve sürtünme kuvvetleri kontrol altında tutularak sesten hızlı ilerle-meye başlayacak.

Li, supercavitation yönteminin motorlarla sağlanan itme gücünden farklı olduğunu belirterek, sıvı-zar yöntemiyle sualtında çok yüksek hızlara erişebileceklerini ifade etti. Li, South China Morning Post’a yaptı-ğı açıklamada teknolojinin başarılı olması halinde birçok alanda kullanılabileceğini, sualtı taşımacılığının yanı sıra yeni nesil dalış kıyafetleri üretilebileceğini söyledi.(www.denizhaber.com.tr)

Çin’deki Harbin Teknoloji Enstitüsü’nde görev yapan bilim insanlarının ürettiği süpersonik denizaltı, yalnız-ca100 dakikada Şanghay’dan San Fransisco’ya ulaşabilecek.

Çin, Sesten Hızlı Giden Denizaltı İçin Çalışıyor

MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014

20 21

Paris, Tokyo, Akdeniz, Hint Okyanusu ve Karadeniz dahil tüm Liman Devleti Kont-rolü Memorandumlarının ortaklaşa düzen-leyeceği; vardiyalarda görevli personelin STCW’78 Konvansiyonu gereği (Manila de-ğişiklikleri dahil), istirahat sürelerine uygun-luğunu kontrol etmek amacıyla bir yoğun-laştırılmış denetim kampanyası başlatacak.

Bu kampanya 3 ay sürecek ve 1 Eylül 2014’te başlayıp 30 Kasım 2014’te sona erecek. Yoğunlaştırılmış denetim kampan-yası kapsamında, güverte ve makine dai-resi vardiyacılarının istirahat süreleri detaylı olarak denetlenecek. Bu amaçla denetçiler, Gemiadamları Donatımında Asgari Emniyet Belgesi’ne ve istirahat süreleri kayıtlarına

odaklanan, 10 maddeyi içeren kontrol lis-tesi kullanacaklar. Bunlara ilaveten; vardiya düzeni, Gemiadamları Donatımında Asgari Emniyet Belgesi’nin makina zabiti içerme-si ve geminin otomasyon sistemine sahip olmasına ilişkin bilgileri kaydedecek. ((Kay-nak: Türk Loydu)

TÜDAV Başkanı, İÜ Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bayram Öztürk proje için, “Kıyılarımızdaki anormal deni-zanası patlamalarını, zarar verici etkilerini anlamak, öğrenmek, konuyu bilimsel bir düzleme taşımak ve karar vericilere yol göstermek amaçlı bir proje. Avrupa ül-kelerinde ‘Citizen Science’ denilen kolay ve masrafsız bir şekilde, toplumsal fayda için veri toplamayı amaçlayan çalışmanın bize uyarlanmış hali” diyor. Zehirli deniza-naları Akdenize kıyı ülkelerde her yıl bin-lerce insanı hastanelik ediyor, ölümlere yol açıyor, nükleer santralleri kilitliyor, tu-rizme ve balıkçılığa büyük darbe vuruyor.

Sosyal Medya Üzerinden Yürüyecek Proje

TÜDAV, proje çerçevesinde, kıyılarımızda denizanalarını fotoğraflayıp belgeleyecek gönüllüler için www.yayakarsa.org, [email protected], [email protected] web sayfası mail adresleri, twitter ve Ins-tagram adresleri oluşturdu. TÜDAV’dan projeyle ilgili şu açıklama yapıldı:

“Son yıllarda İklim değişikliği ve besin ağındaki değişimlerle birlikte Akdeniz ve Karadeniz’de yoğun denizanası artışla-rı görülmektedir. Ayrıca Süveyş Kanalı yoluyla gelen ‘Lessepsian türler’, Doğu Akdeniz Havzası’nda güncel/önemli so-runlar yaratıyor. Bu denizanaları ve ben-zeri canlılar, balık ağlarının gözlerini tıka-makta, balıkçılığımıza zarar vermektedir. Denize girenlerin temas etmeleri halinde, özellikle yaşlı ve bebeklerde ciddi sağlık sorunlarına neden oluyor. Denizanası te-ması nedeniyle geçen yıllarda, Avrupa’da

ve ülkemizde binlerce kişinin hastanelere gittiğini biliyoruz. Projenin amacı, kıyıları-mızdaki anormal denizanası patlamaları-nı, zararlı etkilerini anlamak, öğrenmek, konuyu bilimsel bir düzleme taşımak, karar vericilere yol göstermek, toplanan verilerin, toplayanların da ortak olacağı yayınlarla bilim dünyasına aktarılmasıdır. Bir cep telefonuyla çektiğiniz, sizin için önemsiz bir denizanası veya başka bir canlı, deniz bilimciler için birçok bilim-sel anlam ve önem taşıyabilir. Projemize destek, denizel canlı kaynaklarımızın bi-linmesine, yabancı türlerin etkilerinin an-laşılmasına, toplumsal bir faydaya hizmet edecek. Denizanası gözlemlerinin haftalık raporlarının bir araya getirilmesi ve deni-zanası patlamalarına ilişkin bir veritabanı oluşturulmasını planlıyoruz.

Yüzen Tehlike Ya Da Katil Deniz Anaları

İNGİLTERE: Britanya kıyılarında Deniza-nası Tehlikesi-Temmuz2013. Denizlerin ısınmaya devam etmesi ile aşırı üreme olacağı tahmin ediliyor. Devon ve Corn-wall sahilleri en fazla etkilenen alanlar.

İSPANYA: Çoğalan denizanalarının işga-li, İspanya sahillerinde binden fazla tatilci-yi etkilemiş ve ilkyardım desteği almaları gerekmiştir.

FRANSA: ‘Yüzen tehlike’ denizanası is-tilası-Temmuz 2008. Nice ve Cannes arasında, 10 millik bir alanda kurtarma ekipleri bir gün içinde 500’den fazla de-nizanası sokması vakasına müdahale etti.

İTALYA: Katil denizanası saldırısı-Ağus-tos 2010. Maria Furcas (69) Sardinya adası sularında yüzerken ‘Portekiz Savaş-çısı’ türü istilacı denizanasının sokması nedeniyle bacağında ani bir acı ve alerjik reaksiyon nedeni ile hayatını kaybetti.

MALTA: Ocak 2013. Malta ve Gozo’nun kuzey kıyılarında denizanası gözlem ekip-leri leylak rengi, yakıcı denizanalarının (Pelagia noctiluca) aşırı artışını rapor etti.

KIBRIS: Ağustos 2012. Kıbrıs Ayia Napa sularında yüzen Kerry Sowersby’s deni-zanası sokması sonucu hayatını kaybetti, vücudunda ölümcül bir reaksiyon sonucu aşırı derecede adrenalin tespit edildi.

İSRAİL: Temmuz 2011. Denizanası isti-lası 3 ayrı nükleer santralın gücünün ke-silmesine neden oldu. İsrail kıyılarında nükleer güç santrali, deniz suyu soğutma sistemlerinin denizanası istilası ile tıkan-ması sonucu faaliyetine ara verdi. Benzer bir durum İskoçya kıyılarında Torness güç santralinin iki ünitesinin de geçici olarak devre dışı kalmasına neden olmuştu. Ja-ponya Shimane reaktörü benzer bir du-rumla karşılaşmıştı. (Vira Haber)

TÜRK Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV),Akdeniz ve Karadeniz kıyılarını istila eden Kızıldeniz kökenli, zehirli denizanalarıyla ilgili veri tabanı oluşturmak üzere Avrupa ülkelerinde uygulanan halkla beraber bilim (Citizen Science) projesini hayata geçirdi

TÜDAV Katil Deniz Analarını Araştırıyor

Yoğunlaştırılmış Denetim Kampanyası Eylül’de Başlıyor

DENİZCİLİK HABERLERİDENİZCİLİK HABERLERİ

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından devralı-nan Atatürk’ün yadigarı Savarona yatı, seçkin günlerine tekrar kavuştu.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün son günlerini geçirdiği 83 yıllık Savarona, bakanlık tarafından 10 ay sü-ren restorasyon ve bakımın ardından devlet büyüklerinin tarihi toplantılarında ve önemli kabullerinde kullanabilmesi için son aşama olan “tecrübe seferi”nden de başarıyla dön-dü.

İstanbul Kuruçeşme Limanı’nda ocak ayın-dan bu yana demirli bulunan Atatürk’ün yadigarı yat, tarihine yakışır şekilde devlet büyüklerinin Türkiye’de ve yabancı ülkelerde gerçekleştireceği toplantı ve görüşmelerde prestij amaçlı olarak değerlendirilmek üzere hazırlandı.

Tarihi yat, önemli konuklarını ağırlama-dan önce “tecrübe seferi” için Kuruçeşme Limanı’ndan demir aldı. Vatandaşların merak-

lı bakışları altında bütün ihtişamıyla İstanbul Boğazı’ndan geçen yat, Avşa’ya gitti. Halen dünyanın en güzel yatlarından biri olma özel-liğini koruyan Savarona, seferini başarıyla gerçekleştirdi.

Tarih Kokan Savarona

Başta Atatürk’ün kaldığı oda olmak üzere bü-tün odaların ve diğer birimlerin tek tek elden geçirildiği yat, bütün ihtiyaçlara cevap vere-cek şekilde hazırlandı.

Yatın bakımında ince elendi sık dokundu. Savarona’nın elektronik tesisatı ve cihazları başta olmak üzere lüzum görülen kısımları yenilendi, her yeri boyandı. Savarona, son teknolojiyle de donatıldı.

Gemide dinlenme salonu ve süitlerin yanı sıra Türk ve dünya mutfağından yemeklerin yapı-labildiği son teknoloji ile donatılmış mutfak da yer alıyor.

Şu anda koltuk grupları ile bir piyanonun süs-lediği geniş salonu ise gerektiğinde oturma, gerektiğinde yemek, gerektiğinde ise geniş katılımlı toplantılar için düzen alınabilecek şe-kilde düşünüldü.

Atatürk’ün Odası İlgi Çekecek

Savarona’da en çok ilgiyi Atatürk’ün kaldığı oda çekiyor. Atatürk’ün 55 gününü geçirdiği odaya, söz konusu dönemde çalışma odası olarak kullandığı bölümden girilebiliyor. Oda-ya girişte sağda “Atatürk” yazılı tabela göze çarpıyor.

Atatürk’ün çalışma odasında fotoğrafların-dan oluşan albümler, çok sayıda kitap ve Savarona’ya ait yazılı belgeler bulunuyor.

Mustafa Kemal’in odasına girince her şeyin o döneme uygun şekilde yerleştirildiği gö-rülüyor. Selanik’te kullandığı belirtilen ahşap karyolası ve yatağı, ziyaretçileri tarihi bir yol-culuğa çıkarıyor.

Atatürk’ün fotoğraflarının da yer aldığı odada üzerinde MKA yazılı sigarasının yanı sıra men-dili ve eldiveni dikkati çekiyor. Atatürk’ün el yazısının yer aldığı tabloyla Cumhurbaşkanlığı forsu, bardakları, bastonu da odada bulunan diğer eşyalardan bazıları.

Geminin güvertesine çıkış noktasında bulu-nan ve Savarona’ya ait o dönemden kalma tek belge olan kroki de gözlerden kaçmıyor. (Vira Haber)

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından devralınarak bakımdan geçirilen Atatürk’ün Savarona yatı, bun-dan sonra devletin önemli toplantı ve kabullerine ev sahipliği yapacak.

Tarihi Yat “Savarona” Kullanıma Hazır

Güney Kore merkezli Samsung Tersanesi Reliance Industries’den altı adet etan taşıyıcı VLEC (Very Large Ethane Carrier) gemi siparişi aldı. Gemilerin toplamda 723 milyon dolara mal olduğu belirtildi.

Samsung her biri 120 milyon dolar değerinde 88.000 metreküplük altı adet gaz taşıyıcı gemi siparişi aldığını duyurdu.

Reliance Industries Ltd şirketi ABD’de üç ayrı yatırım yaptı. Etan için düşük ma-liyetli bir kaynak olan şist gazı petrokimya şirketleri tarafından hammadde ya da besleme stoğu olarak kullanılıyor. Ayrıca etan cep telefonu, bilgisayar, lastik ve inşaat gibi bir çok plastik ürünlerin yapımında da kullanılabiliyor. (Vira Haber)

Samsung Tersanesi 6 adet VLEC Siparişi AldıSamsung Tersanesi Reliance Industries’den 6 adet VLEC siparişi aldı. Etan taşıyıcı olan VLEC’lerin toplam bedeli 723 milyon dolar.

MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014

22 23

DENİZCİLİK HABERLERİDENİZCİLİK HABERLERİ

Türk seyahatseverlerin gemi seyahatine ilgisi katlanarak artıyor. Türkiye’de yakın zamanda yaygınlaşmaya başlayan kru-vaziyer turizminde yabancı turistleri Türk limanlarına gösterdiği ilgi de dikkatleri çekiyor.

Pronto Tour Satış ve Pazarlama Müdürü Sarp Özkar, son dönemde turizm pasta-sındaki payını artıran kruvaziyer turizmini anlattı.”Gemi turları 2008’den bu yana her yıl yüzde 100’ün üzerinde bir ivmeyle bü-yüyor” dedi. Özkar, kruvaziyer turizminin geçen yıl, bir önceki yılla kıyasla satışının yüzde 155 artarak erken rezervasyonun şampiyonu olduğunu belirtti.

Türk pazarı büyüyor

Son yıllarda yabancı gemi firmalarının daha sık Türk limanlarını düzenli rotala-rına almaları dolayısıyla gemi firmalarının Kuşadası, İzmir, İstanbul’da temsilcilikleri de açıldığına işaret eden Özkar, “cruise” olarak adlandırılan gemi turlarının potan-siyelinin artık anlaşıldığını söyledi.

Özkar, şunları dile getirdi:”Türkiye’den yurt dışına gemi ile yılda yaklaşık 70 bin Türk turistik seyahat ediyor. Bunların 25 bin civarı İstanbul kalkışlı Ege-Adriyatik

turu, 25 bin civarı Yunan Adaları ve kalan 20 bini de uçakla gidilen paket turları ola-rak satılan Avrupa başlangıçlı gemi turları oluşturuyor. Ege Adriyatik ve Yunan Ada-ları gemi turlarından sonra, Akdeniz turları en çok satan rota. Gemi derken sadece cruise seyahatleri de değil, Avrupa’nın gözdesi popüler Nehir turları da her yıl yüzde 35’ler seviyesinde Türk pazarında büyüme kaydediyor.”

“Daha Ucuza Tatil”

Gemi seyahatini Avrupa’da pek çok yeri gezmiş seyahat kültürüne sahip kişilerin daha çok tercih ettiğine de değinen Öz-kar, balayı çiftlerinin sayısının da azım-sanmayacak kadar çok olduğunu dile getirdi.

Gemi turlarının avantajlarının fark edildi-ğini söyleyen Özkar, “Makul ücretlerle se-yahat edilebileceği artık biliniyor. İlk kez 2007 yılında bir Türk gemisiyle başlattı-ğımız vizesiz Yunan adaları turlarından itibaren, gemi seyahatinin aslında kara seyahatlerinin pek çoğundan daha eko-nomik olduğu algısını oluşturduk. Ger-çekten de 3 öğün yemeğin de gemide olduğu düşünüldüğünde, total hesapta gemi seyahatinde 4-5 ülke görüp daha

ucuza bir tatil yapmak söz konusu” diye konuştu.

Özkar, cruise turlarının kişi başı ortalama bin 100 avro, nehir turları ise bin 350 avro-dan satıldığını ancak mevsimine göre 299 avroluk ucuz paketlerin yanı sıra İstanbul çıkışlı 599 avrodan başlayan ekonomik turların da seçenekler arasında bulundu-ğunu ifade etti.

Türkiye’de Kruvaziyer Turizmi

Türkiye Seyahat Acentaları Birliğinin (TÜRSAB) yayımladığı Kruvaziyer Turiz-mi Raporu’na göre, ilk kez 1831 yılında İtalya’dan yola çıkıp İzmir’i de kapsayan bir Akdeniz turuyla başlayan kruvaziyer turizmi,2013 yılı sonunda dünya genelin-de 20,9 milyon yolcuya ulaştı.

Geçen yıl, kruvaziyer turistinin yüzde 11’nin yolu Türkiye’den geçerken, liman-larımızı ziyaret eden kişi sayısı 2,2 milyo-nu buldu.Bu yıl ise dünya genelinde kru-vaziyer turist sayısının yüzde 5 artışla 22 milyona ulaşması bekleniyor.(www.deniz-haber.com.tr)

Geçen yıl, kruvaziyer turistinin yüzde 11’nin yolu Türkiye’den geçerken, limanlarımızı ziyaret eden kişi sayısı 2,2 milyonu buldu. Bu yıl ise dünya genelinde kruvaziyer turist sayısının yüzde 5 artışla 22 milyona ulaşması bekleniyor.

Kruvaziyer Turizmine İlgi Katlanarak Artıyor

MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014

24 25

bulduklarını, sahibinin gelmesi için sakladıklarını, bir süre sonra bir hanımın kendilerine küpesinin kaybını iletmek için geldiğinde küpeyi verdiklerini de geçmiş bir olay olarak eklemişti.

Yukarıdaki anlatımı inanç vericiydi ama acaba bir yolculuk yapan yok muydu?

Şami ailesi Mersin’in eskilerindendir. Dostumuz rahmetli Mahir Sümen bu ailedendir. Annesinin yaşlı olması ve Kiremithane’de oturması sebe-biyle, bilse bilse o bilir diye düşünerek; Mahir’in matbaasına gidip, annesinden bu konuda bilgi almasını istedim. Annesine telefon açtı sordu. Annesinin söylediklerini aktardı.

“Mersin’de bir süre motorla işleyen, tek vagonlu bir tramvayın mahallelerinden geçtiğini, kendisi-nin de çarşıya gitmesi gerektiğinde buna bindiği-ni , işgal yıllarında seferlerin kesildiğini” anlatmış.

Mersinli yerli ailelerden bir dostumuz, benim de bulunduğum bir toplantıda Mersin’de tramvayın çalıştığı yolundaki iddiamızın yanlış olduğunu, çalışanın sadece dekovil olduğunu söyledi. Yaşı, itibarıyla hatırlaması mümkün olduğundan, itira-zı önemliydi. Ama aşağıda belirttiğim röportajı-nı sonradan gördüm. Vefat etmiş olduğundan, konu üzerinde görüşmem mümkün olmadı.

Rahmetli Gündüz Artan röportajında;

Gümrük Meydanı- Müftü Mahallesi arasında bir raylı sistemin hizmet verdiğini, çekicinin odunla çalıştığını, bir de yolcu vagonu olduğunu beyan ediyor.

Motorla çalışan, yolcu vagonu da olan, belirttiği-miz güzergahı takip eden bir raylı sistem mev-cutsa, adına ne derseniz deyiniz bu tramvaydır. Dekovil için yolcu vagonu gerekmez, genelde hayvan ve insan gücü ile çalışır ve sadece nakil işlerinde kullanılır.

Bir yağlı boya tabloda Mersin tramvayı görülüyordu

Tablo, Hüseyin Erkal’a aitti. Tramvayı görmüş de olabilir. Bir süre Halkevi’nde teşhir edilmişti. Son-ra aradım ama bugüne kadar tesadüf etmedim. Görünen fotoğraf değil, el yapması da olsa yine de tramvayın mevcudiyeti için bir kanıt.

Tramvayın Çekicisi; atılı olduğu yerde, uzun süre yatık durumda yol kenarında kaldı. Latin Kilisesi ile İstasyon arasında yolun solundaki su arkına yan yatmış minik lokomotifi okulumuza yakınlığı nedeniyle 1932 yılından sonra uzun süre orta okul yıllarımızda seyrettik.

Netice olarak; resmi bir tramvay ruhsatı bulun-ması, rayların fotoğrafta görülmekte olması, yan-

lışlığının hiçbir nedeni olmayan beyanlar ve diğer hususlar muvacehesinde biz Mersin’de Toplu Yolcu Taşıma Raylı Sisteminin çalıştığını kabul durumundayız.

Dekovil

1930’lu yıllarda Mersin’de parke yollarda parke seviyesinde toprak yollarda ise yol seviyesinde, kısa-kısa, kesik-kesik ray parçalarına tesadüf edilirdi. Ne işe yaradığını o yıllarda bilemezdik.

Bugün bilinen, İstasyon’dan Bodosaki Fabrikası’na gelen raylı sistem

İstasyon’dan o günkü adı ile İstasyon ve Hükü-met Caddesi’ni takiben Gümrük antreposuna kadar gelen raylı sistem.

Birincisi, 1910 yılında Mersin’in zengin Rumla-rından Bodosaki’nin kurduğu yağ, tekstil, un ve diğer tesisleri bulunan fabrika ile İstasyon ara-sında işleyen sistemdir. 1922 yılında Türkiye’yi terk ettikten sonra fabrika Milli Emlak’a geçmiş, önce Şaşati Biraderlerce, sonra sırasıyla İş Bankası, Çukurova Sanayi İşletmeleri tarafın-dan çalıştırılan fabrikanın geniş giriş kapısında ray parçaları 1930’lu yıllarda açıkça görülürdü. Sistem, İstasyon’dan başlayıp, şimdiki Çakmak Caddesi’ni geçip, Mesudiye Mahallesi’ne giriyor, Kadı Baba’nın (Okan Merzeci’nin dedesi) evinin yanından Hastane Caddesi’ne ve oradan da fab-rikaya dahil oluyordu. Fabrikanın ham madde ve mamul madde emtiası bu yolla naklediliyordu. Bodasaki, Türkiye’yi terk ettikten sonra fabrika ile İstasyon arasındaki bu dekovil siteminin çalıştırıl-dığı hakkında halen bir bilgi sahibi değiliz.

İkincisi, İstasyon-Gümrük Meydanı arası sistem

1930 yılında, Uray Caddesi Azak Han karşısında babamın küçük bir dükkanı vardı. Okul çıkışla-rında dükkanda ben otururdum. Damga pulu, sigorta kartpostal gibi şeyler satılırdı. Bir okul dö-nüşü Uray Caddesi’nde yol çalışmasına rastla-dım. Dükkandan da izledim. O yıllarda caddenin yolu siyah parke taşlarından oluşmuştu. Taşları kaldırılıp, arasından uzun raylar çıkarılıyordu. Hatta babam dükkana dönüşünde ne yapıldığını sormuştu, raylar sökülüyor demiştim.

-Yapma değil, bozma işlerinde yiğidiz, diye site-mini serdetmişti.

Yıllar sonra elimize geçen Latin Kilisesi civarına ait bir fotoğraf da dekovile ait vagonları gördük-ten sonra yine, dostumuz Zekeriya Hallaç’a baş-vurmuştum.

“Bu tesis Fransızlar tarafından işgal yıllarında ya-pıldı. Deniz yoluyla gelip, Adana yönüne gidecek silah ve sair malzeme iskeleden alınıp İstasyona getirilir. Vapurlara yüklenecekler de İstasyon-dan alınıp, Gümrük İskelesi’ne çekilirdi . Küçük vagonların götürülüp-getirilmesi işi motorlu bir araçla değil 20-25 Senegalli işgücü ile geçekle-şirdi.

Bir başkası, Küçük Hamam’ın önündeki yolda birkaç metrelik ray parçasını da görmüştüm. Bodasaki’nin Bahçe Mahallesi’ndeki un değir-meninin dekovil hattına ait olabilir denilmişti.

Bugüne kadar araştırmalarımızda Mersin’de raylı sisteme ait bilgimiz şimdilik bu kadar.

Hatıra Kent Mersin

Padişah Fermanı;

Önce elimizdeki resmi belge ile konuya girelim.

6 Teşrinisani 1304 (1888) 14 maddelik Mersin’de bir tram-vay inşası Hakkında Ruhsatname ve Talimatı Fenniye baş-lığı ile bir Hükümet-i Seniye Ruhsatnamesi yayınlanmış, inşaatın detayları dışında tramvayın ücretine kadar önemli hükümler belirtilmiş.

1- İstasyonla Fransız Acentesi arasında tramvay hattı inşa edilecek, uzunluk 100 metre

2- İnşaat, ehliyeti Nafıa Vekaletince tasdik olunacak bir mühendis tarafından icra edilecek

3- Belediyece hariçten getirilecek malzemeler için Gümrük Vergisi ödenmeyecek.

4- Tramvay memur ve müstahdemleri için Belediye kıyafet tespit edecek ve taşıma ücreti birinci mevki için 30, ikinci mevki için 20 para olacak, 3 ila 7 yaş arası çocuklardan yarım ücret alınacak.

Diğer huşular fenni şartnamede belirtilmiş.

Ama, Mersin Belediyesi bu ruhsatnamenin gereğini yapıp, Mersin’de tramvayı gerçekleştirememiş.

Tramvayı işletenleri buldum

Aşağıdaki resimde gördüğünüz bir ray sistemini ifade ediyor. Yer Müftü Camisi Meydanı. Mersin’de Tramvay Teşkilatı’nın kuruluşuna ait Hükümet_i Seniye’nin verdiği bir ruhsatı da biliyoruz. Araştırdık, 1912 yılında meclis üye-liği yapmış olan Mersin yerlilerinden Ahmet Hallaç hayatta değildi ama büyük oğlu Zekeriya Hallaç bilebilir denildi. İki defa kendisini evinde ziyaret ettim.

Mersin’de tramvayın hizmete girdiğini ve kendisinin de tramvayı çalıştırdığını kesin olarak belirtti.

“Mersin tramvay hattını Belediye 1912’de İstasyon-Fransız Acentesi değil, Gümrük Meydanı-Müftü Mahallesi arası sefer yapmak üzere inşa ettirmiş. İşgal yıllarında babası belediye başkanı olduğundan, büyük oğlu olarak kendi-si çalıştırmaya başlamış. Tramvayın güzergahı Gümrük Meydanı civarından başlayıp, Manifaturacılar Çarşısı de-vamından, şimdiki Ticaret ve Sanayi Odası karşısından Kışla Caddesi’ne , Rikards evi yanından Silifke Caddesi’ne Kiremithane Mahallesi içerisinden Müftü Mahallesi’ne gidiş ve aynı yoldan dönüş olarak belirlenmiş. Çekicisi odunla çalışıyormuş.”

Tramvayın tek vagonu bulunduğunu ve ücretin de 32 para olduğunu anlattıktan sonra, bir defasında değerli bir küpe

1912 Yılı ve Sonrası Mersin’de Raylı Sistem

1900’lü yıllarda Mersin’de taşıma işlerinde Dekovil Sistemi’nin mevcudiyeti ve kullanıldığı üzerinde hiçbir tereddüt yok. Mersinli tramvaya bindi mi ? Yazımızın konusu bu.

1930’lu yıllarda Hamidiye-Müftü Mahallesi Mersin tramvay hattı görüntüsü

Ş.Develi Arşivi

MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014

26 27

gerekli izin ve ruhsatların alınması” amacıyla verilebiliyor (Yönetmelik Md.13.2). Ayrıca Yeni Yönetmeliğe göre; tüm yatırım taleple-rinin ilan edilmesi, şeffaflık ve Ulaştırma De-nizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın süzge-cinden geçebilen tersane, yat imal ve çekek yeri yatırım taleplerinin Maliye Bakanlığı’nda kurulacak bir Komisyon marifetiyle ve katılım payı üzerinden arttırma ihaleleri ile değerlen-dirilmesi gerekiyor (Yönetmelik Md.12).

Eski Tebliğe göre; bir tersane sahibi (% 0,1 “ön izin bedeli”ne ilaveten) % 0,5’i “kul-lanma izin bedeli” ve %0,5’i “irtifak hakkı bedeli” olmak üzere, tersanenin başlangıç proje maliyetinin yaklaşık %1’i kadar her yıl devlete kira ödüyor ve bu kira her yıl TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranı kadar artıyordu. Buna ilaveten, yıllık işletme hasılatının %1’i de yine Hazine payı (hasılat payı) olarak ödeniyor-du. Yeni Yönetmeliğe göre ise; ön izin be-deli, kullanım izni bedeli ve irtifak hakkı be-deli tamamen kaldırılıyor. Yerine tersanenin yüzölçümünü esas alan “katılım payı bedeli” adında yeni bir bedel getiriliyor. Buna ilave-ten, tersane sahiplerinin Hazineye ödemesi gereken ve önceden %1 olan hasılat payı %0,1’e indiriliyor. (Tebliğ Md.10, Yönetmelik Md.11)

Eski Tebliğe göre; kullanma izni ve irtifak hakkı sözleşmesinin süresi 29 yıl ile sınırlı iken, Yeni Yönetmeliğe göre bu süre 30 yıl olarak belirleniyor (Yönetmelik Md.13.1).

Yeni Yönetmelik kapsamında yeni tesis ya-pılması amacıyla birden fazla tesisin buluna-cağı kooperatif veya ortak şirket yapısında olan yatırımcılar lehine irtifak hakkı tesis edi-lecek ve/veya adına kullanma izni verilecek alanların toplamı en az 100 bin m²’nin üze-rinde olur ise, bu alanların en az %10’luk bir kısmını Ar-Ge merkezi, eğitim merkezi, acil müdahale merkezi, tersane faaliyetleri için ortak kullanım alanı veya benzeri kullanım amaçları için Ulaştırma, Denizcilik ve Ha-berleşme Bakanlığı’na bırakılacağı yönünde kooperatiflerin veya ortak şirketlerin irtifak hakkı ve/veya kullanma izni sözleşmelerine özel hüküm konulması gerekiyor (Yönetme-lik Md.13.5) Eski Tebliğde buna benzer bir şart bulunmuyordu.

Yeni Yönetmeliğin “İdarece muhafazası uygun görülen tesisler” başlıklı “GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Onaylı imar planlarında te-sis olarak belirlenmiş bölgelerde 18/4/2013 tarihi itibariyle en az beş yıl süreyle tesis olarak sözleşmeye bağlı olmaksızın kulla-nılan ve kullanımlarının halen devam ettiği İdare kayıtlarında tespit edilen ve İdarece muhafazası uygun görülen mevcut tesisleri kullanan yatırımcı/yatırımcılar tarafından bu Yönetmeliğin yayımlandığı tarihten itibaren altı ay içerisinde İdareye müracaat edilme-si halinde ve sözleşme tarihine kadar varsa ödenmeyen ecrimisil bedellerinin gecikme zamları ile birlikte ödenmesi kaydıyla, bu tesislerin bulunduğu alanlar üzerinde ya-tırımcılar lehine doğrudan yirmi yıla kadar

irtifak hakkı tesis edilebilir ve/veya kullanma izni verilebilir.” denilerek; sözleşmeye bağlı olmaksızın faaliyet gösteren, halihazırda Ha-zinenin özel mülkiyetinde olan veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerleri bir şekilde işgal etmiş ve devlete (hazine-ye) karşı yükümlülüklerini yerine getirmeyen mevcut tesislere de 20 yıla kadar irtifak hakkı tesis edilerek ve/veya kullanma izni veriliyor.

4706 Sayılı Kanun Ve Yeni Yönetmelik İle Tersanelere

Sağlanan Mali Destek

4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun ek 2 nci maddesinin beşinci, al-tıncı, yedinci ve sekizinci fıkraları ile yapılan yeni düzenleme ile sadece Tuzla Tersaneler Bölgesi’nde 2013 yılında mevcut tersanele-re 70 milyon TL* destek sağlandığı belirtil-mekte olup, Tuzla Tersaneler Bölgesi’nde mevcut 27 tersane olduğuna göre tersane başına ortalama 2,6 milyon TL’lik destek sağlandığını söylemek mümkündür. (* Ulaş-tırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi ELVAN ile röportaj, Seanews, sayı:12, Hazi-ran 2014, s.19.)

Genel Değerlendirme ve Sonuç (Öneriler)

Hazinenin özel mülkiyetinde olan veya Dev-letin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerin tersane yatırımlarına tahsisi ile ilgili işlemler, 2004 yılında Maliye Bakanlığı’nca yayımlanan Hazine Arazilerinin Tersane Ya-tırımlarına Tahsisinde Uygulanacak Esas ve Usullere İlişkin Tebliğ’e göre yürütülmekte iken, 2013 yılında kabul edilen 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlen-dirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanunun-da Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un ek 2 nci maddesinin beşinci, altıncı, yedinci ve sekizinci fıkraları ile 2014 yılında yayımla-nan Hazine Taşınmazlarının Tersane, Tek-ne İmal ve Çekek Yeri Yatırımlarına Tahsi-sine İlişkin Yönetmelik’e göre uygulanmaya başlanmıştır.

Eski Tebliğe göre tersanecilerin hazineye ödedikleri ön izin bedeli, kullanım izni bedeli ve irtifak hakkı bedeli, 4706 sayılı Kanun ve Yeni Yönetmelik ile tamamen kaldırılmış ve %1 olan hasılat payı %0,1’e indirilmiş olup, tersanelerin yanısıra tekne imal ve çekek yerleri de teşvik kapsamına dâhil edilmiştir. Dolayısıyla, 4706 sayılı Kanun ve Yeni Yö-netmelik ile devletin tersanecilere çok ciddi bir mali destek sağladığı açıktır. Sağlanan bu destek ile 2013 yılında sadece Tuzla Ter-saneler Bölgesi’ndeki mevcut tersanecilerin

Hazinenin özel mülkiyetinde olan veya Dev-letin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerde, tersane yapmak isteyen gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerinin proje hazırlanma-sına, bu kişilere bedeli karşılığında ön izin verilmesine, kiralama yapılmasına, kullanma izni verilmesine ve irtifak hakkı tesisine iliş-kin esas ve usuller, 04 Eylül 2004 Tarihli ve 25573 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Hazine Arazilerinin Tersane Yatırımlarına Tahsisinde Uygulanacak Esas ve Usullere İlişkin Tebliğ” (Eski Tebliğ) kapsamında yü-rütülmekte idi.

2013 yılında kabul edilen 4706 sayılı Hazi-neye Ait Taşınmaz Malların Değerlendiril-mesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun ek 2 nci maddesinin beşinci, altıncı, yedinci ve sekizinci fıkraları ile tersanelerin hazineye ödedikleri ön izin bedeli, kullanım izni bedeli ve irtifak hakkı bedeli tamamen kaldırılmış ve %1 olan hasılat payı %0,1’e indirilmiş olup, söz konusu Kanun değişikliğinin uygulaması (Hazinenin özel mülkiyetindeki taşınmazlar ve/veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında-ki yerler üzerinde yat çekek yeri hariç, yeni tersane, tekne imal ve çekek yeri yapılmak amacıyla irtifak hakkı tesis edilmesi veya kullanma izni verilmesi ile mevcut olan tersa-ne, tekne imal ve çekek yerlerine ilişkin iş ve işlemler ve mevcut irtifak hakkı ve kullanma izni sözleşmelerinde yapılacak değişikliklere ilişkin usul ve esasları) ise 04 Temmuz 2014 tarihli ve 29050 sayılı Resmi Gazete’de ya-yımlanan “Hazine Taşınmazlarının Tersane, Tekne İmal ve Çekek Yeri Yatırımlarına Tah-sisine İlişkin Yönetmelik” (Yeni Yönetmelik) kapsamında yürütülmeye başlanmıştır.

Bu çalışmamızda; Hazinenin özel mülkiye-tinde olan veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki tersane yatırımla-rına ilişkin, Eski Tebliğ ile Yeni Yönetmeliğin karşılaştırmalı analizi yapılmaya çalışılmış olup, yapılan değişiklikler ve yeniliklerle ilgili önemli görülen noktalara vurgu yapılmıştır.

Eski Tebliğ İle Yeni Yönetmeliğin Karşılaştırmalı

Analizi

Eski Tebliğ sadece tersaneleri (gemi söküm yerleri dâhil) kapsarken, Yeni Yönetmelik ter-sanelere (gemi söküm yerleri hariç) ilaveten tekne imal ve çekek yerlerini de (yat çekek yerleri hariç) kapsıyor. (Tebliğ, Yönetmelik Md.1 & 2)

Eski Tebliğde hazinenin özel mülkiyetinde olan veya devletin hüküm ve tasarrufu al-tında bulunan yerlerin “kalkınma planları-nın hedef ve ilkelerine uygun” olan tersane yatırımlarına tahsisini uygun görürken, Yeni Yönetmelik ile bu şart ortadan kaldırılıyor. (Tebliğ, Yönetmelik Md.2)

Yeni Yönetmelik’te, Eski Tebliğ’de bulun-mayan, “Asıl alan”, “Asıl alana ilave alan”, “Katılım payı”, “Komisyon” vb. gibi yeni kav-ramlar ve açıklamalar yer alıyor. (Tebliğ, Yö-netmelik Md.4)

Yeni Yönetmeliğe göre; Hazine taşınmazları üzerinde tesis yapılmak amacıyla 18/4/2013 tarihinden önce lehlerine irtifak hakkı tesis edilen ve/veya adlarına kullanma izni verilen veya ön izin sözleşmesi devam eden mev-cut yatırımcıların, hazineye birikmiş borçlarını ödemeleri ve açtıkları davalardan feragat et-meleri şartıyla, irtifak hakkı ve/veya kullanma

izni sözleşmelerinin devri dâhil 18/4/2013 tarihinden geçerli olmak üzere toplam yıllık hasılatın binde biri oranında hasılat payı alı-nacağı ve ayrıca irtifak hakkı ve kullanma izni bedeli alınmayacağı yönünde düzenlemeler yapılmak suretiyle mevcut sözleşmelerde gerekli değişiklikler yapılarak uygulanıyor (Yönetmelik Md.5). (Mevcut sözleşmenin bitiş tarihi değişmiyor, sadece mevcut söz-leşmenin içeriği yeni konsepte göre revize ediliyor.

Eski Tebliğde ilan şartını ortadan kaldıran “özel” maddelere Yeni Yönetmelikte yer ve-rilmediği görülüyor. Yeni Yönetmeliğe göre; 18/4/2013 tarihinden itibaren Hazine taşın-mazları üzerinde yapılacak “yeni tesisler” için tüm alanlara irtifak hakkı tesis edilebil-mesi ve/veya kullanma izni verilebilmesi için ilana çıkılması zorunluk arz ediyor (Yönetme-lik Md.7&8).

Hazinenin özel mülkiyetinde olan veya dev-letin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlere tersane kurulmasına yönelik kullan-ma izni veya irtifak hakkı verilmesine yönelik değerlendirmeler Eski Tebliğ’e göre Deniz-cilik Müsteşarlığı’nın re’sen sübjektif tasar-rufu ile yapılıyor ve Maliye Bakanlığı’nın da görüşü alınıyordu. Öyle ki; “özel mülkiyet” vs. isimler altında “ilan yapılmadan” avan proje hazırlatma ve ön izin verme alt yapısı bile oluşturulmuştu (Bkz. Eski Tebliğ Md.8). Yeni Yönetmeliğe göre ise; ön izin sadece üzerinde ihale kalan yatırımcılara ve “fiili kullanım olmaksızın taşınmazın tescil, ifraz, tevhit, terk ve benzeri işlemlerin yapılması veya imar planının yaptırılması, değiştirilme-si ya da uygulama projelerinin hazırlanma-sı, onaylatılması ve ilgili kamu idarelerinden

Hazine Taşınmazlarının Tersane Yatırımlarına Tahsisine İlişkin Mevzuat Değişiklikleri

Fatih YILMAZ

Gemi İnşa ve Gemi Makineleri Mühendisi

Gemi Mühendisleri Odası Ankara Temsilcisi

MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014

28 29

cebinde 70 milyon TL* kaldığı ifade edil-mektedir.

Şahsi kanaatim şu ki; hazine tarafından sağ-lanan mali desteklerin tersanelerin üretken-liklerini arttırmaya ve teknik-teknolojik mo-dernizasyon/rehabilitasyona yönelik projeler karşılığında verilmesi daha yararlıdır fakat Yasama Organı tarafından onaylanan 4706 sayılı Kanun’da böyle bir şart getirilmemiş olup; bunun yerine birikmiş borçların öden-mesi ve hazineye karşı açılan davalardan feragat edilmesi gibi şartlar konulmuştur. Dolayısıyla, söz konusu düzenleme ile sağ-lanan mali desteğin asli amacının da hem tersaneleri karşılıksız desteklemek, hem de tersanecilerin birikmiş borçlarını ödemelerini ve hazineye karşı açtıkları davalardan fera-gat etmelerini sağlamak olduğu anlaşılmak-tadır. Devletin tersaneler için sağlamış oldu-ğu KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti, teşvik sistemi kapsamında yatırım indirimi, sigorta pirimi işveren desteği, faiz desteği vb. gibi teşvik unsurlarına ilaveten, karşılık-sız olarak verilen söz konusu “kira desteği” de genel olarak özel sektörü memnun etmiş gibi gözükmektedir.

Ayrıca, Yeni Yönetmeliğin “Geçici Mad-de-1(1)” maddesi ile de Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerde söz-leşmeye bağlı olmaksızın faaliyet gösteren tesislere de, katılım payı üzerinden artırım ihalesi süreçlerinden muaf tutularak, 20 yıla kadar irtifak hakkı ve/veya kullanma izni hak-kı verilerek avantaj sağlandığı görülmektedir.

Yeni Yönetmeliğin en dikkat çekici yönlerin-den biri, Hazinenin özel mülkiyetinde olan veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerin tersane vb. olarak yatı-rımcılara tahsisi ile ilgili bürokratik işleyişin şeffaflaştırılmasına yönelik teorik birtakım emareler barındırmasıdır. Şöyle ki; Deniz-cilik Müsteşarlığı döneminde uygulanan Eski Tebliğ’in 8.maddesindeki “Aşağıdaki koşulların herhangi birinin varlığı halinde, ilan yapılmadan avan proje hazırlanması ve Müsteşarlığa verilmesi konusunda yatı-rımcılara ön izin verilebilir.” şeklinde, ilana çıkılması şartını bütünüyle ortadan kaldıran “özel” hükümlere Yeni Yönetmelikte yer ve-rilmemiştir. Yeni Yönetmeliğe göre, İdarece belirlenen veya yatırımcılar tarafından talep edilen alanların tümünün -şeffaflık gereği- ilan edilmesi ve Ulaştırma Denizcilik ve Ha-berleşme Bakanlığı’nın süzgecinden geçe-bilen tersane, yat imal ve çekek yeri yatırım taleplerinin Maliye Bakanlığı’nda kurulacak bir Komisyon marifetiyle ve katılım payı üze-rinden arttırma ihaleleri ile değerlendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca yine Yeni Yönetmeli-ğe göre; ön izin sadece üzerinde ihale ka-

lan yatırımcılara ve “fiili kullanım olmaksızın taşınmazın tescil, ifraz, tevhit, terk ve benzeri işlemlerin yapılması veya imar planının yap-tırılması, değiştirilmesi ya da uygulama pro-jelerinin hazırlanması, onaylatılması ve ilgili kamu idarelerinden gerekli izin ve ruhsatların alınması” amacıyla verilebilmektedir.

Eski Tebliğe göre irtifak hakkı veya kullanma izni sözleşmesinin süresi 29 yıl ile sınırlı iken, Yeni Yönetmeliğe göre bu süre 30 yıl olarak belirlenmiştir. Ayrıca, Yeni Yönetmelik’te, Eski Tebliğ’de bulunmayan, “asıl alan”, “asıl alana ilave alan”, “katılım payı”, “komisyon” vb. gibi yeni kavram ve açıklamalar ile daha net ve anlaşılır bir mevzuat hazırlanmaya ça-lışıldığı da görülmektedir.

Hazinenin özel mülkiyetinde olan veya dev-letin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yer-lerin tersane yatırımların tahsisinde “kalkın-ma planlarının hedef ve ilkelerine uygun”luk şartı Eski Tebliğin uygulama döneminde pek dikkate alınmadığına kanaat getirilmiş olsa gerek ki Yeni Yönetmelikte bu şart tamamen kaldırılmıştır. Fakat yine de Yeni Yönetmeli-ğin “Taleplerin değerlendirilmesi” başlıklı 10. maddesi kapsamında belirlenmesi gerekli olan usul ve esaslar belirlenirken, Türkiye’nin gemi inşa ve gemi yan sanayii alanlarında Avrupa ve Uzakdoğu ile rekabet edebil-

mesine, en azından o seviyelere yaklaşa-bilmesine imkân sağlayacak ve “kalkınma planlarının hedef ve ilkelerine uygun” ölçek-teki yatırımların hedef alınmasının, ülkemizin menfaatleri açısından gerekli ve faydalı ola-cağı kanısındayım.

Ayrıca, Yeni Yönetmelik kapsamında yeni tesis yapılması amacıyla birden fazla tesisin bulunacağı kooperatif veya ortak şirket yapı-sında olan yatırımcılar lehine irtifak hakkı te-sis edilecek ve/veya adına kullanma izni ve-rilecek alanların toplamı en az 100 bin m²’nin üzerinde olur ise, bu alanların en az %10’luk bir kısmını Ar-Ge merkezi, eğitim merkezi, acil müdahale merkezi, tersane faaliyetleri için ortak kullanım alanı veya benzeri kul-lanım amaçları için Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na bırakılacağı yö-nünde kooperatiflerin veya ortak şirketlerin irtifak hakkı ve/veya kullanma izni sözleşme-lerine özel hüküm konulması gerekmektedir. Eski Tebliğde buna benzer bir şart bulunmu-yordu. Yeni Yönetmeliğin 13.5 maddesinde bahsi geçen Ar-Ge merkezi vb. tesisler için Yalova, Tuzla, Tekkeköy, Çamburnu vb. gibi mevcut tahsis edilmiş bölgelerde de aynı amaçla ortak alanların oluşturulmasına yö-nelik bir düzenleme yapılmasının faydalı ola-cağı kanaatindeyim.

MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014

30 31

DENİZ FENERİ

Eskiden derdim ki;

İnsanın başına gelebilecek en kötü şey

Bir gün yapayalnız kalmasıdır.

Öğrendim ki;

Hayatta insanın başına gelebilecek en kötü şey

Yapayalnız hissetmesine neden olan insanlarla yaşamasıdır.

Goethe

MDTO Uluslararası Fotoğraf Yarışması Katılımcısı

Bir insanın zamanı satın alınabilir.

Belirli bir yerde, istenen zamanda

fiilen hazır bulunması sağlanabilir.

Hatta belirli bir ölçüde maharet ge-

rektiren bedeni faaliyetleri de saat

veya gün olarak satın alınabilir.

Ama bir kişinin iş başarma yete-

neği, yani inisiyatifi satın alınamaz.

Sadakati satın alınamaz. Kalben,

zihnen, ruhen bağlanabilmesi satın

alınamaz.

Bunlar satın alınamazlar; ancak ka-

zanılabilirler.

Clarence Francis

Acının dili yoktur. İnsan ya da hayvan fark etmez. Hepsi aynı biçimde bağırır. Mehmet Eroğlu

Başkalarının günahlarıyla aziz olamazsın. Anton Çehov

Güneş herkesin üzerine eşit doğar. Ama gül başka, leş başka kokar.

Mevlana

Endişe sallanan sandalye

gibidir. Sizi meşgul etmeyi

başarır ancak hiçbir yere va-

ramazsınız.

Joyce Meyer.

Zamanı öldürmekten söz ederiz ama bizi öldüren za-mandır. Alponse Allais

Çok okuyanın gözleri bo-

zulur, okumayanın ruhu.

Servet Saygınoğlu

“Seni hiçbir zaman af-fetmeyeceğim” içerisin-de “Seni hiçbir zaman unutmayacağım”ı da ba-rındırır. C. Bukowski

Kalite kimse bakmadığında da doğru olanı yapmaktır. Henry Ford

İnsanlar her zaman kahra-

man olamayabilirler ama her

zaman insan olabilirler.

Benjamin Franklin

Hayatta en acıklı şey, insanın

problemin kendinden kaynak-

landığını görememesidir.

Carl Gustav Jung

Azim ile inat arasındaki fark, akıldır. Akılla direnme azimdir, akılsız diren-me inattır.

Mümin Sekman

Bir insan söyledikleri kadar söylemedikleri

ile de insanlaşır.

Albert Camus

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

32 33

MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014 DENİZCİLİK GÜNDEMİNDEN KISA KISA

İsveç Gothenburg Limanı 6 aylık ra-porunda, Gothenburg’dan Avrupa’ya ve Avrupa’dan Gothenburg’a deniz ticareti hacmi yılın ilk 6 ayında bir ön-ceki yıla göre artış gösterirken kon-teyner taşımacılığında %30’a varan düşüş yaşandığı bildiriliyor. http://www.hellenicshippingnews.com/european-trade-up-global-container-traffic-down/

İran son aylarda kendi limanları-na uğrayan yabancı bayraklı gemi sayısında artış olduğunu bildiriyor. Özellikle Bandar Abbas limanında Avrupa ve Uzak Doğu bayraklı ge-milerin sayısının belirgin oranda art-tığı ve İran’a yatırım yapmak isteyen ve hali hazırda İran’da yatırımları bulunan yabancı şirketler için mal taşıyan gemi sayısının bu artışta et-ken olduğu raporlanıyor.

İran Limanlarına Uğrayan Yabancı Ticaret

Gemilerinde Artış Olduğunu Raporluyor

Avrupa Ticareti Atıyor Küresel Konteyner Trafiği

Azalıyor

APM Terminals’in işlettiği Mumbai-Khalifa Bin Salman Limanında boş konteynerler için ödenmeyen üc-retler nedeni ile yükleme boşaltma faaliyetleri durmuş durumda. Liman yönetimi şirketleri, limanda bırak-tıkları boş konteynerlerin ücretlerini ödemeye zorlarken şirketler yüklü miktardaki ceza ve vergilerden ka-çınmak istiyorlar. Anlaşmazlık nede-ni ile limanda işler beklemede. http://www.hellenicshippingnews.com/port-fees-dispute-may-hit-sea-trade/

Liman Ücretleriyle İlgili Tartışma Deniz Ticaretini

Vuracak

Gemi Balast Suyu ve Sedimanlarının

Kontrolüne Çekinceli Katıldık

Gemi balast suyu ve sedimanları-nın kontrolü ve yönetimi hakkında uluslararası sözleşmeye Türkiye’nin çekinceyle katılımı Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre, taraflar, gemilerin balast suyu ve sediman-larının kontrolü ve yönetimi yoluy-la zararlı sucul organizmaların ve patojenlerin taşınmasını önlemek, azaltmak ve tamamen ortadan kal-dırmak amacıyla bu sözleşmenin hükümlerini tam ve eksiksiz şekilde yerine getirmekle ve balast suyu yö-netiminin ve standartlarının devamlı gelişimini teşvik etmekle yükümlü. (Deniz Haber)

Türkiye ve Kırım arasında MS Po-seidon feribotu sefer yapacak. Se-ferler, Zonguldak ve Kırım’ın Kerç limanı arasında haftada iki kez ya-pılacak. Feribot ayrıca Rusya’nın Novorossiysk limanına uğrayacak. Rusya Uluslararası Taşımacılar Derneği’nin internet sitesinden ya-pılan açıklamada, “Transcamion şirketi, bugünden itibaren, yeni feri-bot hattı olan Zonguldak-Kerç ser-visini sunuyor. Feribot şirketi, ayrı-ca Kerç limanından Novorossiysk’e ulaşımı da garanti ediyor” denildi. Zonguldak ve Kerç arasında yolcu-luk tam 24 saat sürecek. Gümrük işlemi, Kerç limanında yapılacak. Zonguldak-Kerç-Novorossiysk gü-zergahı üzerinden 16,5 metre uzun-luğunda bir trenin nakliye ücreti 1250 dolar olacak. (Aktüel Deniz)

Türkiye ve Kırım Arasında Yeni Feribot

Hattı Açıldı

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleş-me Bakanlığı’nın Deniz Yolu ile Ya-pılacak Düzenli Seferlere Dair Yö-netmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliği Resmi Gazete’de yayımlanarak, yürürlüğe girdi. Yeni düzenlemeye göre, düzenli sefer yapmak isteyen işletmeciler, idare-ce belirlenecek belgelerle idareye başvuruda bulunacak. Sorumluluk ve yasaklara uymayan gemiler için gemi işletmecisine uyarmadan, hat izin iptaline kadar artan cezalar uy-gulanacak.

Deniz Yoluyla Yapılacak Seferler İçin Yeni

Düzenleme

Nijerya’daki Amerikan Başkonso-losluğu Federal Hükümetin Ebola virüsünün limanlar yoluyla yayılma-sını engellemek için bir dizi önlem aldığını bildiriyor. Hastalık Kontrol Merkezi, hastalık şüphesi taşıyan kişilerin gemilerde çalışmalarına izin vermiyor. http://www.hellenicshippingnews.com/nigeria-safeguard-nigerian-ports-against-ebola-spread-says-u-s-envoy/

Nijerya Limanları Ebola Virüsünün Yayılmasına Karşı Koruma Altında

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, ma-den atıklarının karada uygun ortam bulunmaması halinde denize boşal-tılmasına vize vermeye hazırlanıyor. Maden Atıkları Yönetmeliği Taslağı-na göre maden atıklarının çevresel etkilerini en aza indirmek gerekçe-siyle denize boşaltılmasına ‘detaylı izleme şartıyla’ onay verilebilecek. Düzenlemeye göre maden atıkları, tehlikeli, tehlikesiz ve inert atıklar olarak üç sınıfta toplanacak. (http://www.denizhaber.com.tr)

Maden Atıklarının Denize Boşaltılmasına Vize

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Ekonomik

Büyümesini Jebel Ali Limanı’na Borçlu

Birleşik Arap Emirliklerinin jeolojik pozisyonu küresel ticarette merkez aktarma limanı konumunda. DP World ve Sharjah Gulftrainer firma-ları ilk altı aylık istatistikleri açıkladık-tan sonra BAE’nin ekonomik büyü-mesin ardındaki itici gücün Jebel Ali Limanı olduğu yönündeki yorumlar artış gösterdi. Jebel Ali Limanındaki büyümenin Çin, Güney Kore, Hin-distan, Avrupa ve Afrika’da artan ticaret hacmi ile bağlantılı olduğu bildiriliyor.

Leros Adası’na Gümrük Kapısı açılıyor

Ege’deki turizm merkezlerinden Leros Adası’na 1 Eylül tarihinde yeni bir gümrük kapısı açılıyor. Son dönemde Türk turistlerle hareketle-nen Yunan adalarının açılacak yeni gümrük kapısıyla birlikte canlılığını daha da artıracağı, Yunan işlet-melerin dört gözle Türk müşterileri beklediği belirtildi. (Vira haber)

Irak olayları, bu ülkeye önemli mik-tarda ihracat yapan, bu ülke pazarı için yatırım yapan illerde, özellikle sınır illerinde büyük kaygıya yol açtı. Gelişmeler iyi değil. İhracat rakam-ları kritik durumu yansıtıyor. Eğer bir an önce istikrar dönmezse rakam-lar, bu yıl Irak’ta ihracat kaybının 3 - 3.5 milyar doları bulabileceğini gösteriyor. Türkiye’nin Irak’a ihra-catı aylık 1 milyar doların üzerinde seyrederken, olayların patladığı ma-yısta sert bir inişe geçti, haziranda 725 milyon dolar, temmuzda ise 550 milyon dolar seviyelerine çekilerek yarı yarıya azaldı. Bu, Irak’a ihracat yapan sektörleri firmaları etkilemeye başladı. Asıl büyük olumsuz etki sı-nır illerinde... Bölgedeki illerin ticaret ve sanayi odası (TSO) başkanlarının açıklamalarına göre tek sorun ih-racat kaybı değil. Bölgede yatırımı olan bazı şirketler ciddi zarar gör-dü. Yatırımlar durdu. Bazı şirketler fiili saldırıya uğradı. Musul’da enerji yatırımı yapan bir firmanın makinele-rine el konuldu. Irak pazarı için yapı-lan hazırlıklar, ofis açma çalışmaları ertelendi. En önemli sorunlardan biri de alacaklar meselesi… Bölgeye ihracat yapmış, ya da hizmet sağ-lamış firmalar muhatap bulmakta zorlanıyor. (Dünya Gazetesi)

Sınır Kentlerindeki Ticaretin Durumu

Banglades, Chittagong ve Ashuganj limanlarını komşularıyla ekonomik entegrasyon sağlamak için Güney Asya ülkelerinin kullanımına açtı. Bu ülkeler limanları kullanabilecekler an-cak alt yapı ve yenilenme çalışmala-rında da katkı sağlayacaklar. Örneğin Hindistan limana yakın geçen Feni nehrini kullanarak limana yük gönde-rebileceğini ve aradaki yol inşa mali-yetini üstleneceğini duyurdu.

Bangladeş Limanlarını Komşularına Açıyor

Pire Limanının Geliri Düştü

Pire Limanı’nın konteyner limanı dı-şında kalan devlete ait bölümünde gelirler önceki yıla oranla %3,3 azal-dı. Liman, yılın ilk yarısında 4,3 Milyon Dolar net kar elde etti. Toplam gelir-ler ise 50,4 milyon Euro ile önceki döneme oranla %3,3 düşüş gösterdi.Pire Limanı’nın devlete ait olan ve yolcu ve yük taşımacılığı da yapılan bölümünü halen konteyner limanını 35 yıllık işletme hakkını alan Cosco Pacific firması özelleştirip almak isti-yor. (Deniz Haber)

MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014

34 35

çalıştırmak üzere hat izni başvurusu yapabilir.

(3) İşletmeci, hat izni almış olduğu geminin bakım ve onarımı da dahil olmak üzere mücbir bir nedenle çalışamaması durumunda hat izni almış olduğu geminin yerine eşdeğer gemi çalıştırmak amacıyla ilgili Liman Başkanlıklarına başvuruda bulunur. İlgili Liman Başkanlıkları tarafından yerine çalıştırılacak geminin izinli olunan hatta çalışmasının uygun bulunması halinde İdareye bilgi vermek kaydıyla iki aya kadar müsaade eder.

(4) İşletmeci hat izni bulunan bir gemiyi başka bir işletmeciye kiralaması halinde mevcut hat izni, bitiş süresinin değişmemesi kay-dıyla askıya alınır.”

MADDE 7 – Aynı Yönetmeliğin 7 nci maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 8 – Aynı Yönetmeliğin 8 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 8 – (1) İdare tarifeli sefer izinlerinde;

a) İlgili liman başkanlıkları tarafından hazırlanan iskelelerin, limanların ve gemilerin taşımacılığa uygunluk raporunu,

b) Bu Yönetmelik gereği istenilen belgeleri,

c) Varsa daha önceki hat izin süresi içerisinde İdare tarafından düzenlenen cezai müeyyideleri,

dikkate alarak değerlendirme yapar ve bu Yönetmeliğe göre yeterliliği tespit edilen gemilere, idarenin belirleyeceği ücret karşılığında klaslı gemiler için en fazla üç yıl, diğer gemiler için en fazla iki yıl süreli hat izin belgesi düzenler.

(2) Tehlikeli madde taşıyan gemilerin yapacakları seferler ilgili mevzuata göre değerlendirilir.”

MADDE 9 – Aynı Yönetmeliğin 9 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 9 – (1) İşletmeci, hat iznine sahip gemisi için ilave hat izni talep etmesi durumunda 6 ncı madde kapsamında idareye müracaat eder. Uygun görülmesi halinde, ilave hat izni idarenin belirleyeceği ücret karşılığında mevcut hat izni süresi bitimine kadar verilir.”

MADDE 10 – Aynı Yönetmeliğin 11 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 11 – (1) İşletmeci, süresi bitecek olan hat izninin yenilenmesi için, süre bitiminden en az bir ay önce İdare tarafından belirlenen belgelerle birlikte İdareye başvurur. İdare bu Yönetmelik kapsamında yapılan değerlendirme neticesinde uygun bulması halinde söz konusu gemi/gemilerin hat iznini izin bitim tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, idarenin belirleyeceği ücret karşılığın-da klaslı gemiler için en fazla üç yıl, diğer gemiler için en fazla iki yıl süreli hat izin belgesi düzenler.”

MADDE 11 – Aynı Yönetmeliğin 16 ncı maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Uyarma, para cezası, iznin askıya alınması

MADDE 16 – (1) Bu Yönetmelik kapsamında tüm gerekleri yerine getirerek İdareye başvuran işletmeler hariç olmak üzere hat izni olmadan tarifeli sefer yapan gemiler ile İdareden izin almış ancak 13 üncü ve 14 üncü maddelerde yer alan sorumluluk ve yasaklara uymayan gemiler için gemi işletmecisine Ek-1’deki tabloda belirtilen cezalar uygulanır. Ek-1’deki tabloda belirtilen para cezaları genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere, ilgili liman başkanlığı tarafından idari para cezası karar tutanağı düzenlemek suretiyle uygulanır.”

MADDE 12 – Aynı Yönetmeliğin 17 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 17 – (1) Gemilere verilen hat izinleri aşağıdaki hâllerde iptal edilir:

a) 16 ncı madde gereğince askıya alma yaptırımı uygulanan gemilerin bu Yönetmelikte belirtilen sorumluluk ve yasaklara tekrar uymaması hâlinde gemiye verilen hat izni/hat izinleri iptal edilir.

b) Hat izni alan işletmecinin talep etmesi hâlinde gemilerinin hat izni iptal edilir.

(2) Birinci fıkranın (a) bendi gereğince hat izni iptal edilen gemiler, iptal tarihinden itibaren altı ay süreyle hat izni alamaz ve bu süre zarfında o hatta çalışamazlar.

(3) 16 ncı madde kapsamında hat izni askıya alınan gemilerin, askıya alma süresi içerisinde bildirilen uygunsuzluğu gidermediği durumlarda hat izni iptal edilmiş sayılır. Gemiye ilişkin uygunsuzluğun olması hâlinde o gemiye ait hat izninin, işletmeciye ait uygun-suzluğun olması hâlinde işletmecinin almış olduğu tüm hat izinleri iptal edilir. İptal tarihinden itibaren geçerli olacak altı aylık hat izni alamama hususunun başlangıç tarihi, askıya alma tarihi olarak kabul edilir.”

MADDE 13 – Aynı Yönetmeliğin 19 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 19 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı yürütür.”

MADDE 14 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 15 – Bu Yönetmelik hükümlerini Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı yürütür.

Deniz Yolu ile Yapılacak Düzenli Seferlere Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapıldı

Deniz Yolu ile Yapılacak Düzenli Seferlere Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik 23 Ağustos 2014 tarih ve 29097 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Söz konusu yönetmelik ile 25.11.2010 tarih ve 27766 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Deniz Yolu ile Yapılacak Düzenli Seferlere Dair Yönetmeliğin 1 ve 2. maddeleri aşağıdaki şekilde değiştirildi.

Madde 1- (1) Bu Yönetmeliğin amacı Türkiye Cumhuriyeti liman/iskeleleri arasında yapılan düzenli seferlere ilişkin usul ve esas-ları belirlemektir.

Madde 2- (1) Bu Yönetmelik tüm sefer bölgelerinde Türkiye Cumhuriyeti liman/iskeleleri arasında yolcu motorları, yolcu, Ro-Ro /Yük , Ro-Ro/Yolcu ve feribot gemileri ile yapılan düzenli seferleri kapsar.

Bunun yanında aynı yönetmeliğin;

Dayanak başlıklı 3. maddesi,tanımlar başlıklı 4.maddesinin bi-rinci fıkrasının (ç) ve (f) bentleri , Başvuru başlıklı, 6.maddesi, Değerlendirme başlıklı 8.maddesi, Hat izinli gemilerle ilgili uy-gulama başlıklı 9.maddesi, Süresi sona eren hat izninin yenilen-mesi başlıklı 11.maddesi, İznin askıya alınması başlıklı 16.mad-desi başlığıyla birlikte İzin iptali başlıklı 17.maddesi ile Yürütme başlıklı 19.maddesi değiştirilmiş

Tanımlar başlıklı 4.maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi, Hat izni verilmesi başlıklı 5.maddesinin 2. fıkrası ile Aranan Nitelikler başlıklı 7.maddesinin 2.fıkrası yürürlükten kaldırıldı.

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığından:

DENİZ YOLU İLE YAPILACAK DÜZENLİ SEFERLERE DAİR YÖNETMELİKTE

DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK

MADDE 1 – 25/11/2010 tarihli ve 27766 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Deniz Yolu ile Yapılacak Düzenli Seferlere Dair Yönetme-liğin 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Türkiye Cumhuriyeti liman/iskeleleri arasında yapılan düzenli seferlere ilişkin usul ve esasları belirlemektir.”

MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 2 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, tüm sefer bölgelerinde, Türkiye Cumhuriyeti liman/iskeleleri arasında yolcu motorları, yolcu, Ro-Ro/Yük, Ro-Ro/Yolcu ve feribot gemileri ile yapılan düzenli seferleri kapsar.”

MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin 3 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 26/9/2011 tarihli ve 655 sayılı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 11 inci, 28 inci ve 34 üncü maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.”

MADDE 4 – Aynı Yönetmeliğin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi yürürlükten kaldırılmış, (ç) ve (f) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“ç) İdare: Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Deniz Ticareti Genel Müdürlüğünü,”

“f) Liman Başkanlığı: Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına bağlı Liman Başkanlıklarını,”

MADDE 5 – Aynı Yönetmeliğin 5 inci maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 6 – Aynı Yönetmeliğin 6 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 6 – (1) Düzenli sefer yapmak isteyen işletmeciler, İdarece belirlenecek belgeler ile İdareye başvuruda bulunur. İdare başvu-ruyu değerlendirirken:

a) Kalkış veya varış noktası ya da uğrak limanları farklı büyükşehir belediye sınırları içinde olan hatta araç taşımacılığı yapılacak olan gemiler için ilgili büyükşehir belediyesinin uygunluk görüşü esas alınır.

b) Aynı büyükşehir belediye sınırları içerisinde yer alan liman veya iskele arasında tarifeli sefer yapan gemiler için ilgili büyükşehir belediyesinin ruhsat belgesi aranır.

(2) İşletmeci, mevsimsel yoğunluk, işletim maliyeti gibi nedenlerle gemisini veya gemilerini hat izni süresi içerisinde farklı hatlarda

23 Ağustos 2014 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : 29097

YÖNETMELİK

MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014

36 37

Söz konusu Yönetmelik ile, Gemiadamla-rı Yönetmeliğinim 55. maddesi “Yabancı ülkelerde eğitim görmüş olup, hiç belge almayan hak sahiplerine, Yönetmelikte öngörülen yeterlik belgeleri ve/veya ge-miadamı cüzdanları, öğrenim sürelerinin denkliği Yükseköğretim Kurulu veya Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirlendikten sonra, ilgili eğitim kurumunun idarece de-netlenmesi ve ilgili mevzuat çerçevesinde yetkilendirilmesi neticesinde sınavla veri-lir” şeklinde değiştirildi.

Yönetmeliğe getirilen ek maddeler ise şöyle:

Ek Madde 7- Bu yönetmelikte yeterlik belgelerinin verilmesinde öngörülen açık deniz eğitimlerinin 500 GT ve üzerindeki, cinsi eğitim gemisi olarak tescillenmiş eğitim gemilerinde gerçekleştirilmesi ha-linde, staj sürelerinin hesaplanmasında bu gemilerde geçirilen bir gün bir buçuk gün olarak kabul edilir.

Ek Madde 8- Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatında çalışanlardan bu Yönetmelik kapsamında verilmiş Vardiya Zabiti veya Makine Zabiti ya da daha üst bir yeterlik belgesine sahip olmaları kaydıyla;

a)Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten

önce Bakanlıkta geçirdiği süreler dahil ol-mak üzere üçte biri deniz hizmeti olarak sayılır ve bu Yönetmelikte yeterlik belgesi-ne ek olarak sahip olunması zorunlu tutu-lan diğer sertifikalar doğrudan düzenlenir.

b) Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatın-da en az 3 yıldır çalışmakta olanlar; İdare tarafından yetkilendirilmiş eğitim kurum-larında en az 3 yıl görev yapan denizci eğitimciler, bu Yönetmelik hükümlerine göre sertifikaların yenilenmesinde öngö-rülen değerlendirme sınavlarından muaf tutulurlar.

Gemiadamları Yönetmeliğinde Değişiklik YapıldıGemiadamları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik 21 Ağustos 2014 tarih ve 29095 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Yazıda, Moskova Vnukova Havalimanı’nda uygulanmakta olan BGH (Basitleşti-rilmiş Gümrük Hattı) sisteminin; Karadeniz’deki Tuapse Limanı, Rusya Federas-yonu-Ukrayna sınırında yer alan Treybortneye kara sınır kapısı ve gerekli hazır-lıkların tamamlanmasının ardından Rusya Federasyonu- Gürcistan sınırında yer alan Yukarı Lars kara sınır kapısını da içerek şekilde genişletilmesi üzerinden mutabık kalındığı ve Rusya Federasyonu Federal Gümrük Servisi’nin 19.08.2014 tarihli yazısı ile Novorossisk Limanı’nın Rusya Federasyonu’na gerçekleştirilecek ihracatlarda BGH kapsamında işlem terminali olarak kullanılabileceği belirtildi.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Gümrük ve Ticaret Bakanlığının 22.08.2014 tarihli yazısına istinaden Novorosissk Limanı’nın Rusya Federasyonu’na gerçekleştirilecek ihracatlarda Basitleştirilmiş Gümrük Hattı kapsamında İşlem Terminali olaca-ğını bildirdi.

Basitleştirilmiş Gümrük Hattı Novorossisk Limanı’nda Başlıyor

Ukrayna Hava ve Deniz Limanları Geçiş ve Kontrol

Noktalarını Kapattı Ukrayna Bakanlar Kurulu 30 Nisan 2014 tarihinde kabul et-tiği bir kararname ile Kırım’da bulunan 27 adet hava ve deniz limanına ilişkin geçiş ve kontrol noktalarını geçici olarak kapattı.

Ulaştırma Denizcilik ve Haberleş-me Bakanlığı Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü’nün, Dışişleri Bakanlığı’nın 11.08.2014 tarih ve 6803348 sayılı yazı-sına istinaden gönderdiği 20.08.2014 ta-rih 4083 sayılı yazı ile; Ukrayna Bakanlar Kurulu’nun 30 Nisan 2014 tarihinde ka-bul ettiği bir kararname ile Kırım’da bulu-nan 27 adet hava ve deniz limanına ilişkin geçiş ve kontrol noktalarının geçici olarak kapatıldığı bildirildi.

Yazıda ayrıca, Kırım Haber Ajansı’nda 4 Ağustos 2014 tarihinde yayımlanan bir habere dikkat çekilerek Kırım limanlarına Rus gemilerden sonra en çok Türk gemi-lerinin geldiği ve 3 Ağustos 2014 tarihi itibarıyla Ukrayna yasalarını ihlal ederek Kırım’a gelen Türk sahipli veya işlete-ni Türk şirketi olan gemi sayısının 22’ye ulaştığı ifade edilerek, bahse konu gemi-lere ilişkin bir listeye yer verildiği belirtildi.

AÇIKLAMALAR:

1- Yukarıda belirtilen uygunsuzluklara verilen idari para cezası üst sınır olan 250.000 TL'yi geçemez.

2- Cezaların değerlendirme süresi takvim yılı içerisinde geçerlidir. Yeni takvim yılına geçilmesi ile gerçekleşecek uygunsuzluk ilk uygunsuzluk olarak değerlendirilecektir.

3- İşletmenin talebi doğrultusunda askıya alma cezası para cezasına çevrilebilir. Para cezası üst sınır olan 250.000 TL'yi geçmemek üzere İdari ilk para cezasının 10 katı olarak alınır.

UYGULANACAK CEZALAR (Uyarma, Para cezası (TL), Askıya alma, İznin iptali)

İlk Uygunsuzluk durumunda

Aynı uygunsuzluğun

1.tekrarı

Aynı uygunsuzluğun

2.tekrarı

Aynı uygunsuzluğun

3.tekrarı

1

2

3

4

5

6

7

8

9

Sefer programına uymamak Uyarma

Uyarma

Uyarma

Uyarma

10 gün süre ile askıya alma

10 gün süre ile askıya alma

10 gün süre ile askıya alma

10 gün süre ile askıya alma

10 gün süre ile askıya alma

10 gün süre ile askıya alma

10 gün süre ile askıya alma

Grostonx10 TL.

Grostonx10 TL.

Grostonx10 TL.

Hat İzni İptali

Hat İzni İptali

Hat İzni İptali

Hat İzni İptali

Hat İzni İptali

Hat İzni İptali

Hat İzni İptali

Sefer programının değişmesi durumunda ilgili liman başkanlıklarına ve seferlerin ilan edildiği tüm iletişim araçlarına bir hafta ön-cesine kadar bildirmemek.

Mücbir sebepler dışında seferlere on gün-den daha fazla ara verilmesi

Grostonx10 TL.

Grostonx10 TL.

Grostonx10x2 TL.

Grostonx10x2 TL.

Mücbir sebeplerle verilen aranın üç saat ön-cesinden bildirilmemesi

Uyarma Grostonx10 TL.

İzin alınmamış hatlarda düzenli sefer yapılması Grostonx20 TL. Grostonx20x2 TL. Grostonx20x3 TL. Grostonx20x4 TL.

Süresi biten sigorta poliçesini yenilememek

Grostonx30 TL. (Poliçe yenilene-ne kadar hat izni askıya alınır)

Hat İzni İptali - -

Denizyolundan başka ulaşım imkânı olmayan yerler için İdare tarafından alınacak kararlara uymamak.

Gerçeğe aykırı ve yanıltıcı tanıtım ve reklam yapılması, haksız rekabete sebep olacak iş-lemlerde bulunulması

Taşınan araç ve yolcu sayısına ilişkin istatis-tikleri, izin alındığı tarihten itibaren en geç 2 ay sonrasına kadar İdarenin belirlediği usul ve esaslara göre bildirmemek

Uyarma Hat başına 1000 TL

Söz konusu Bakanlar Kurulu Kararı ile 4458 sayılı Gümrük Kanunu-nun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkında Kararın 4. Maddesi aşağıdaki şekilde değiştirildi

(2) Nihai kullanıma tabi tutulacak eşyaya nihai kullanım düzenleme-lerine uygulanan gümrük vergisinin diğer hallerde uygulanabilecek vergiden daha düşük olmaması durumunda, söz konusu eşyaya 89.08 tarife pozisyonunda yer alan ‘sökülecek gemilerle, suda yü-zen sökülecek diğer araçlar’ hariç bu kısım hükümleri uygulanmaz.

Aynı kararın 13.maddesine aşağıdaki fıkra eklendi.

Madde 131-(1) Dökme gelen eşyanın taşınması sırasında ortaya çıkan,

a) Ek-13’deki listede yer alan eşyada aynı ekte yer alan oranları aşmayan

b) Ek-13’deki listede yer almayan eşyada %3’ü aşmayan,

c) Boru hatları ile taşınarak ithal edilenler haricindeki doğal gaz ürünlerinde %4’ü aşmayan farklılıklar için özet beyan eksikliği ve fazlalığı takibatı yapılmaz.

4458 sayılı Gümrük Kanununun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Kararın yürürlüğe konulması hakkında Bakanlar Kurulu Kararı 18 Ağustos 2014 tarih ve 29092 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı.

Gümrük Kanununun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar Yayımlandı

MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014

38 39

Denizcilik sektörü, diğer sektörlerden farklı olarak birçok ulusal ve uluslararası faktörün etkisi altındadır. Gemi işletmeciliğinde, ge-lecekte oluşabilecek gemi ve navlun fiyat-larını tahmin edebilmek oldukça güçtür. Bu güçlük, özellikle firmalar açısından ödeme planlarının yapılmasında, gelecek yatırım-ların planlanmasında ve firma stratejilerinin oluşturulmasında olumsuz bir etki oluştur-maktadır. Uluslar arası ekonomik ve siyasal nedenlerin dışında, meteorolojik, sosyal, stratejik birçok farklı neden deniz taşımacılı-ğında gemi fiyatlarını ve navlun fiyatlarını et-kilemektedir [1]. Gelecekte oluşacak gemi ve navlun fiyatlarını tahmin etmek ve buna bağlı olarak karar vermek oldukça güçtür. Farklı gemi tipleri için navlun fiyatları sürek-li farklılıklar göstermektedir. Son yıllardaki tanker navlunlarının değişimi Şekil-1’de ve dökme yük navlunlarının değişimi Şekil-2’de gösterilmiştir [2].

Şekil-1: Tanker Gemisi Navlunlarının Aylık Değişimi

Şekil-2: Dökme Yük Gemisi Navlunlarının Aylık Değişimi

Gemi işletmeciliğinde, gemilerin işletilme-sinin dışında hangi tipte ve hangi tonajda geminin işletilmesine karar vermek, yapı-lacak yatırımın karlı bir yatırım olabilmesi için gerekli bir şarttır. Gemi yatırımı yapı-lırken, mevcut fiyatı, işletme maliyetleri, çalıştırma maliyetleri ve navlun fiyatlarının dışında ölçülemeyen deneyim, beklen-tiler, işletim kolaylığı gibi faktörlerin de dikkate alınması gereklidir. Bu çalışma-da, gemi işletmeciline yeni başlayacak olan bir firma için ikinci el gemi piyasa-sından fiyatları ve mevcut karlılığı birbiri-ne yakın gemilerin seçimi bulanık mantık çok ölçütlü karar verme yöntemiyle irde-lenmiştir. Bu amaçla; mevcut fiyatları (15 Milyon USD) ve mevcut karlılığı birbirine yakın olan 8650 dwt tonluk bir dökme yük gemisi; 550 teu’luk konteyner gemisi ve 5850 dwt tonluk bir kimyasal tanker ara-sında yapılacak seçim, ekonomik faktör-

lerin dışındaki gemi işletmeciliği sürecini etkileyen faktörler göz önünde bulundu-rularak, bulanık mantık çok ölçütlü karar verme yöntemiyle çözüldü.

Gemi İşletmesinde Giderler ve Navlun Fiyatlarının Oluşumu

Gemi işletmelerinde, işletmelerin iki tür giderleri vardır: işletme maliyetleri (run-ning costs) ve çalıştırma maliyetleri (ope-rating costs).

İşletme Maliyetleri

İşletme maliyetleri, geminin işletimde ka-labilmesi için sürekli olarak yapılması ge-rekli olan masraflardır. Bunlar:

• Personel Masrafları: Gemide görev alan her türlü personelin maaş, beslen-me, prim, sigorta, ulaşım, eğitim, sağlık giderleridir. Ayrıca, personelin sağlandığı insan kaynakları firması varsa bu ücretler ve gemiye gönderilmek üzere personel hazır tutuluyor ise bu masraflar da perso-nel masraflarındandır [1].

• Tamir/bakım ücretleri: Gemi seyirdey-ken yapılan her türlü tamirat işleminin masrafları, bakım için girilen tersane masrafları ve periyodik olarak girilen ter-sane bakımı için ödenen masraflar, tamir/bakım ücretlerindendir. Geminin günlük işletim gideri, yıllık yapılan masrafın güne bölünmesiyle elde edilir. Geminin üç veya beş yıllık periyotlarda yapacağı tersane masraflarını yıllara bölmek, geminin gün-lük işletme giderinin hesaplanması için daha doğru bir yol olacaktır.

Doç. Dr. Özcan ARSLAN

İTÜ Deniz Ulaştırma Mühendisliği Doktora Programı

Öğr. Gör. Oğuzhan GÜREL

İTÜ Deniz Ulaştırma Mühendisliği Doktora Programı

Farklı Tip ve Boyutta Gemilerin Seçiminin Bulanık Mantık Yöntemiyle İncelenmesi

• Yedek parça ücretleri: Gemide bulun-durulması gerekli her türlü sarf ve yedek parça masraflarıdır.

• Sigorta ücretleri: Gemi için ödenen tek-ne, makine ve P&I sigorta ücretleridir.

• İşletme ve emniyet masrafları: Gemile-rin işletilmesi için gerekli şirket-ofis mas-rafları, her türlü sertifikasyon gideri, ge-milerin emniyetinin sağlanması için şirket yetkililerinin ve diğer kuruluşların gemiyi denetlemesi amacıyla yapılan masraflar-dır.

• Amortisman giderleri: Gemilerin yıllık değer kaybıdır.

Çalıştırma Maliyetleri

Çalıştırma maliyetleri, geminin yük ta-şıması için yapması gerekli giderlerden oluşur. Bu maliyetler:

• Yapılan sefer boyunca harcanan yakıt giderleri,

• Her türlü kanal ve boğaz geçiş ücretleri,

• Liman ücretleri ve vergileri,

• Acente hizmet ve ücretleri,

• Kılavuzluk hizmetleri,

• Römorkör hizmetleridir.

Bu masraflar, gidilecek limanın uzaklığı, geminin günlük yakıt sarfiyatı, gidilen ül-kedeki vergilerin ve hizmetlerin ücretle-rindeki değişimler, fırtınalı havalar, gel-git gibi meteorolojik ve oşinografik olaylar, kanal ve limanda bekleme süreleri, gemi-lerin manevra karekteristikleri gibi bir çok etkenden etkilenmektedir.

Yük taşıma ücretleri (Navlunlar)

Gemilerin giderlerine karşılık, yalnızca navlun gelirleri vardır. Gemi navlunları, dünya üzerinde deniz yoluyla taşınacak toplam yükün taşınacağı mesafe (ton x mil) ile dünya üzerindeki mevcut gemi-lerin taşıyabileceği yükün miktarı ve bu gemilerin hızları ve verimlilikleri arasında-ki arz-talep dengesine göre şekillenir [1]. Gemilerin verimlilikleri, gemilerin doluluk oranı, limanda kalma süresi ve tersane, tamir vb. gibi serviste olmadıkları süre göz önünde bulundurularak hesaplanır. Şekil-1 ve Şekil-2’den anlaşılacağı gibi, gemi navlunları çoğu zaman hareketli-dir. Gemi navlunlarındaki değişim, bü-tün dünyadaki gemi arzı, savaşlar, doğal felaketler, kuraklıklar, ekonomik krizler, büyük fırtınalar, tüketim alışkanlıklarında-

ki değişimler gibi pek çok faktörün etkisi altındadır. Gemilerin işletme ve çalıştırma maliyetleri çoğu zaman net hesaplana-mamakta, birçok birbirinden bağımsız ve çoğu zaman tahmin edilemez faktörden dolayı geleceğe ilişkin hesaplar yapıla-mamaktadır.

Bulanık Mantık

Bulanık Mantık kavramı, ilk kez 1965 yılın-da Lotfi Zadeh tarafından yayınlanan ma-kalelerden sonra yaygınlaştı[3]. Bulanık mantığın merkezini bulanık kümeler oluş-turmaktadır. Günlük hayatta kullandığımız bazı ifadeleri küme olarak düşündüğü-müzde, uzun boylu kümesi kişiden kişi-ye göre değişmektedir. Bulanık mantığın sağladığı en büyük fayda, insana özgü kavramların modellenebilmesi ve belirsiz durumların sayısallaştırılarak matematik-sel olarak ifade edilebilmesidir. Günlük yaşamımız, birçok belirsizliği bünyesinde barındırmaktadır. Sistemlerin günümüz gelişmiş dünyasında modellenmesi, kar-maşıklıktan uzaklaştıkça kolaylaşmakta, ancak karmaşıklıktan uzak modellerin gerçeği yansıtma oranı azalmaktadır. Zadeh’e göre, karmaşıklık ile kesin olma-mak birbiri ile ilişkilidir ve modeller kar-maşıklaştıkça gerçeği temsil etme oranı artar [4]. Bulanık mantığın avantajları, günlük hayattaki karmaşık tanımlamaları basit bir şekilde ifade edebilmesi; dene-yimlerin ve beklentilerin ifade edebilmesi; birçok karmaşık kural gerektiren işlemin basit kurallarla ifade edebilmesi ve kulla-nıcı girişlerine olanak tanımasıdır. Üyelik fonksiyonlarının seçiminin kişiden kişiye değişmesi; deneyimlere bağlılığın çok olması ve kararlılık analizlerinin yapılma-sına olanak vermemesi ise başlıca deza-vantajlarıdır.

Bulanık Üçgensel Sayılar ve Kümeler

Günlük hayatta, farkında olmadan bazı tanımlamalarda bulunuruz: uzun, kısa; ucuz, pahalı gibi. Satın alınması plan-lanan bir gemi için 10m USD makul bir fiyat olarak düşünülürken, 15 m USD pa-halı olarak düşünülmüştür. İkinci el gemi marketinde fiyatının 10m USD olmasını beklediğimiz geminin fiyatını 11m USD olarak gördüğümüzde alınıp alınmaya-cağına nasıl karar vereceğiz? Zadeh, bu problemi tanımlarken bulanık üçgensel sayılar kullanmıştır. Böylece, buna benzer tanımlama durumlarında, değerlendirme yaparken, 11m USD’lik fiyat ‘makul dışı’ olarak tanımlanmak yerine, üyelik derece-si ‘0,75’ ‘Makul’ fiyat olarak tanımlanmış

olacaktır. Böylece, zihnimizde oluşmuş fiyatı daha gerçekçi olarak ifade ederek, alacağımız kararlarda daha doğru adım-lar atmış oluruz. Şekil-3’Te, Zadeh’in bu-lanık üçgensel sayı tanımına uygun olarak fiyatın ucuz, makul ve pahalılık durumuna göre üyelik dereceleri gösterilmiştir.

 

0                    5m      6m                    8m                              10m                              12m          14m      15m            20m  

 1          0  

Fiyat  

ÜYELİK  DERECESİ  

Şekil-3: Fiyat Aralıklarının Üçgensel Ola-rak Gösterimi

Özellikle bilgisayar ve elektronik sistemle-rinin kullanılmasında, örneğin hava sıcak-lığının 30 derece ve üzerini ‘sıcak’ olarak programladığımızda, 29 derece sıcaklığı ‘sıcak değil’ olarak algılayacaktır. Oysa ki burada bulanık üçgensel sayılar kul-lanılmış olsaydı, üyelik derecesine bağlı olarak üyelik derecesi ‘0,9 üyelik dereceli sıcak’ olarak algılanacaktı. Bulanık mantık kullanılarak yapılan fotoğraf makinesi, ka-mera benzeri çok daha gerçekçi cihazlar üretilmiştir.

Bulanık Mantık ve Çok Ölçütlü Karar Verme

Herhangi bir karar verme durumunda, çoğu zaman bir ölçütten çok daha fazla ölçütü göz önünde bulundurarak karar veririz. Bu durumda tercihlerimiz ve öl-çütlerimizin ağırlığı öne çıkar [5]. Bir çok kriterli karar verme kümesi, en iyi seçimin yapılabilmesi için alternatifler kümesi A = {A1, A2, A3,….An} ve Kriterler kümesi C = {C1, C2, C3,….Cn}’den oluşur [6]. Geçmişte yapılan çalışmalar incelendi-ğinde çok kriterli karar verme problemleri, Fu, Chen, Fuller, Kulak, Yager vb. tara-fından yapılan bir çok çalışmada farklı açılardan incelenmiştir [7], [8], [9], [10], [11]. Chen ve Yager tarafından yapılan bazı çok kriterli karar verme çalışmala-rında kriterlerin birbirleri arasında önce-liklendirilmesi yöntemi kullanılmıştır. [12], [13]. Bazı durumlarda, insana özgü dil-sel anlatım kriterlerinin önceliklendirilmesi mümkün iken, bazı durumlarda kriterlerin birinin diğerinden daha fazla ağırlıklandı-rılması mümkün değildir. Çoğu zaman, değerlendirdiğimiz durum, ölçütlerimizin bir kısmını tam (üyelik derecesi 1) olarak karşılarken, bazılarını üyelik dercesi 1’den az olacak şekilde karşılayabilir. Buna benzer durumlarda, bulanık mantık çok ölçütlü karar verme yönteminin kullanıl-

MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014

40 41

ması daha doğru ve gerçekçi karar ver-memize yardımcı olur.

Problemin Tanımı

Bir gemi işletmeciliği firması, ikinci el gemi piyasasından gemi satın alarak iş-letecektir. Gemilerin fiyatları ve mevcut durumdaki navlunlara göre karlılıkları birbirine yakın değerlerdedir. 5850 DWT Kimyasal Tanker (KT), 8650 DWT Dökme yük gemisi (DY) ve 550 TEU’luk Kontey-ner gemisi (CONT) arasında kararsız kal-mıştır. Bu seçimi yaparken dikkate alaca-ğı dört kriter vardır: K1: Gemi türüne bağlı işletme deneyimi, K2: Finansman, K3: Gemi türü için mevcut riskler ve K4: Uzun vadeli ticari beklentilerdir. Bu kriterlerin satın alınacak geminin karlılığı üzerinde kısaca şu etkileri vardır:

K1: Gemi işletmesi, işletilecek gemile-rin tiplerine göre çok farklı bilgi, beceri, donanım, personel ve ekipman gerektir-mektedir. Örneğin, konteyner gemisinde görev yapmış bir gemi kaptanının, aynı yeterliği gerektirmesine kimyasal tan-kerde görev yapabilmesi hemen hemen imkansızdır. Gemi işletme deneyimi de o gemi tipini karlı olarak işletebilmek için gerekli şartlardandır.

K2: Finansman kriterine gemilerin uygun-luğu, fiyatı birbirine yakın olan gemiler için farklı olmasının sebebi, finansman kuru-luşlarının farklı gemi tiplerine göre farklı tutum sergilemeleri veya buna benzer şekilde farklı gemi tipleri için sübvansiyon veya destek uygulanabilmesidir.

K3: Gemiler, taşıdıkları yükler; büyüklük-leri; sefer bölgeleri ve bir tehlike sonu-cunda ortaya çıkarabilecekleri tehlikeler bakımından daha riskli olabilir. Örneğin bir kuru yük gemisinde çıkan yangınla, tehlikeli yük taşıyan bir kimyasal tankerde ortaya çıkabilecek tehlike aynı değildir.

K4: Denizcilikte, mevcut durumda farklı gemi tiplerinin navlunları yakın olsa bile, Şekil 1 ve Şekil 2’den de anlaşılabileceği gibi, siyasi, ticari, meteorolojik vs. birçok olay gemi tiplerinin navlunlarını zamanla değiştirmektedir.

Gemi işletmeciliği firması, yaptığı tespite göre, Bulanık Mantık Zadeh Notasyonuna göre ölçütlere uyumunun üyelik fonksiyo-nu aşağıdaki gibi tespit etmiştir:

K1: {1/KT + 0,5/CONT + 0,3/DY}

K2: {0,5/KT + 0,5/CONT + 0,9/DY}

K3: {0,4/KT + 0,7/CONT + 0,8/DY}

K4: {0,7/KT + 0,8/CONT + 0,6/DY}

Gemi işletmeciliği firması için gemi se-çiminde kabul kriterlerin üyelik fonksiyo-nundaki tercihi sırası ile K1:0,7, K2:0,6, K3: 0,8 ve K4: 0,6’dır. Yatırımcı gemi iş-letmeciliği firması, hangi gemiyi seçerek yatırım yapması gerektiğini bulanık man-tık çok ölçütlü karar verme yöntemiyle de-ğerlendirecektir.

Şekil-4: Gemilerin Ölçütlere Uyumu ve Tercih Ölçütü

Problemin Çözümü

Problemin çözümünde, kriterler ağırlıkla-rına göre önceliklendirilmemiş, bütün kri-terlerin ağırlıkları eşit olarak düşünülmüş-tür. Tercih kriterleri

K1= 0,7 K2= 0,6 K3=0,8 K4=0,6 ise,

bu kümelerin tümleyenleri:

K1=0,3 K2=0,4 K3= 0,2 K4=0,4’tür.

Problemin çözümünde Kimyasal tanker için ‘KT’, Konteyner gemisi için ‘CONT’, Dökme yük gemisi için ‘DY’ kısaltmaları kullanılmıştır.

Kimyasal tankerin bütün kriterlere uyu-munun kesişim kümesinin bulunması için yapılan en azlama ve en çoklama yönte-mine göre, tercih kriterlerine göre uyumu-nun kesişim kümesi

D(KT) = ( K1 U K1) ( K2 U K2) (K3 U k3) ( K4 U K4)

= (0,3 V 1) (0,4 V 0,5) (0,2 V 0,4) (0,4 V 0,7)

= 1 0,5 0,4 0,7

= 0,4 olarak tespit edilmiştir.

Konteyner gemisinin bütün kriterlere uyu-munun kesişim kümesinin bulunması için yapılan en azlama ve en çoklama yönte-mine göre, tercih kriterlerine göre uyumu-nun kesişim kümesi

D (CONT) = ( K1 U K1) ( K2 U K2) (K3 U k3) ( K4 U K4)

= (0,3 V 0,5) (0,4 V 0,5) (0,2 V 0,7) (0,4 V 0,8)

= 0,5 0,5 0,7 0,8

= 0,5 olarak tespit edilmiştir.

Dökme yük gemisinin bütün kriterlere uyumunun kesişim kümesinin bulunma-sı için yapılan en azlama ve en çoklama yöntemine göre, tercih kriterlerine göre uyumunun kesişim kümesi

D (DY) = ( K1 U K1) ( K2 U K2) (K3 U k3) ( K4 U K4)

= (0,3 V 0,3) (0,4 V 0,9) (0,2 V 0,8) (0,4 V 0,6)

= 0,3 0,9 0,8 0,6

= 0,3 olarak tespit edilmiştir.

Gemi işletmeciliği firması, yaptığı değerlen-dirmeler neticesinde Konteyner gemisine yatırım yaparak işletmeye karar vermiştir.

Sonuçlar

Günlük hayatımızda, iş hayatımızda, tra-fikte, her gün farkında olarak veya olma-yarak sürekli kararlar vermek durumunda kalıyoruz. Verdiğimiz kararlarda birbirinden farklı bağımsız ve çoğu zaman nicel olarak ölçülemeyen birçok ölçüte bağlı olarak bu kararları veriyoruz. Gerçek hayatta, karar vereceğimiz durum, bizim ölçütlerimizin çoğu zaman tam olarak karşılamaz. Bu gibi durumlarda ölçütlerimize en uygun olan doğru kararı verebilmek için bulanık üçgen-sel sayıları kullanmak ve bulanık mantık çok ölçütlü karar verme yöntemini kullanmak, daha doğru kararlar almamızı destekler. Bulanık mantık çok ölçütlü karar verme yön-temini kullanarak yaptığımız örnek gemi se-çimi probleminde, gemi işletmesi firmanın yaptığı değerlendirme neticesinde, kontey-ner gemisinin satın almasının daha doğru bir karar olacağı sonucuna varılmıştır. Bula-nık mantığın işletmelerce kullanılması, daha verimli, daha emniyetli ve daha karlı bir iş-letme modeli oluşturulması için faydalı bir yaklaşım modeli olacaktır.

Kaynaklar

[1] Drewry Shipping Consultant, “Ship Management”, Lon-don, 2006.

[2] Clarksson Research Services, “Shipping Intelligence We-ekly, Issue 813, London, 2008.

[3] Zadeh, L., Fuzzy sets, Information and Control 8 338–353, 1965.

[4] Zadeh, L., “Outline of a new approach to the analysis of complex systems and decision processes” IEEE Trans. Syst., Man, Cybern., Vol. SMC-3, pp.28-44, 1973.

[5] Yager, R. “A new methodology for ordinal multiobjective decisions based on fuzzy sets” Decision Sci. Vol. 12 pp:589-600, 1981.

[6] Bellman, R. E., & Zadeh, L. A. Decision-making in a fuzzy environment.Management Science, 17(4), 141–164, 1970.

[7] Fu, G. A fuzzy optimization method for multicriteria decisi-on making: An application to reservoir flood control operati-on. Expert Systems with Applications, 34(1), 145–149, 2008.

[8] Chen, S. M. A new approach to handling fuzzy decision-

making problems. IEEE Transactions on Systems, Man, and Cybernetics, 18(6), 1012–1016, 1988.

[9] Fullér, R., & Majlender, P. On obtaining minimal variabi-lity OWA operator weights. Fuzzy Sets and Systems, 36(2), 203–215, 2003.

[10] Kulak, O. A decision support system for fuzzy multi-attribute selection of material handling equipments. Expert Systems with Applications, 29(2), 310–319, 2005.

[11] Yager, R. R. On ordered weighted averaging aggregati-on operators in multi-criteria decision making. IEEE Transac-tions on Systems, Man, and Cybernetics-Part B: Cyberne-tics, 18(1), 183–190, 1988.

[12] Chen, S. J., & Chen, S. M. A prioritized information fu-sion method for handling fuzzy decision-making problems. Applied Intelligence, 22(3), 219–232, 2005.

[13] Yager, R. R. Second order structures in multi-criteria de-cision making. International Journal of Man-Machine Studi-es, 36(6), 553–570, 1992.

Not: Özcan Arslan ve Oğuzhan Gürel’e ait bu makale Hava-cılık ve Uzay Teknolojileri dergisinde, (Vol. 3, No. 4, 07/2008, s. 55-60) yayınlanmıştır.

MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014

42 43

Meryem BoğaMDTO Proje Finans Uzmanı

Liman Ekonomileri

Günümüzde limanların kendilerine ait bir ekonomileri vardır. Dünya ve ülkemizdeki limanlara baktığımızda limanların çalışma kapasitelerinin, yük çeşitliliğinin ve taşıma modlarının bulunduk-ları ülke ve bölge ekonomisi ile direkt ilgili olduğunu söyleyebili-riz. Ülke ve bölgeden ihraç edilen ürünler ya da, ülke ve bölgeye ithal edilen ürünler, limanların bulundukları yer ve hinterlandları ile nasıl bir ekonomik ilişkide olduğunu en iyi açıklayan göster-gelerdir. Limanlar mal transferinin yapıldığı yer olmanın yanı sıra

çoğu zaman yolcu terminallerinin de bulunduğu yerlerdir. Yolcu transferi de liman ekonomisini başlı başına etkileyen bir faktördür.

Limanların iki temel ekonomik fonksiyonu olduğunu söyleyebi-liriz. Bunlar;

1- Yolcu ve yüklerin transferinin yapıldığı ve limanın fiziksel ka-pasitesi ile direk ilgili olan taşıma fonksiyonu ve,

2- Limanlardaki yük akışının oluşturduğu yük çeşitliliği fonksi-yonudur.

Liman Ekonomileri, Limanlar Yönetmeliği ve Hukuki Çerçevesi

MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014

44 45

Yüklerin transferinde farklı yöntemler kullanılır. Bir gemiden diğer gemiye ya da bir gemiden kara aracına yüklemek gibi yöntemler en yaygın olanlarıdır. Bazen yükler dikey ya da yatay transfer yapılmadan önce liman sahasında ya da depolarda bekletilmek durumunda kalır. Dolayısıyla limanların akıcı transfer yapabile-cek ekipmana, bu ekipmanları emniyetli şekilde kullanabilecek yetişmiş personele ve depolama hizmeti dâhil diğer liman hiz-metlerini uygun maliyetle sunabilecek sistemlere ihtiyaçları var-dır. Tüm bu sistemler birlikte işleyebilen çarklar gibidir ve liman ekonomisinin temelini oluşturur. Bu bağlamda, limanların iyi yö-netilmesi ve limanlar arasında adil rekabet koşullarının oluşabil-mesi için liman yönetmelikleri de oldukça önemli ve gereklidir.

Dünyada ve Türkiye’de son yıllarda yaşanan ekonomik gelişme-ler, liman ekonomilerini, liman politikalarını ve liman yönetimle-rini yakından etkilemiştir. Liman ekonomilerine yeni anlayışların gelmesi ile liman yönetiminin belirli sistemlere bağlanması ve kendi içerisinde tutarlı olması zorunlu hale gelmiştir. Limanlar, liman yönetimi ve liman ekonomileri denizcilik sektöründe eko-nomik faaliyetlerin devamı için oldukça kritik bir yere sahiptir. Bunun sebebi tahmin edilebileceği gibi basittir, tüm yük ve yolcu taşıma faaliyetleri bir limanda başlar ve başka bir limanda sona erer.

Türkiye’nin coğrafi avantajları ülkemizde irili ufaklı 176 adet ticari amaçlı liman ve iskele oluşmasına imkân sağlamıştır. 2011 yı-

lında Türkiye’de faaliyet gösteren tüm bu limanlar ve iskelelerin işlem hacminde 2010 yılına göre %4’lük bir artış görülmüştür. Elleçlenen yükler Türkiye’yi Avrupa’da en çok yük elleçleyen 4. ülke konumuna taşımasına rağmen, Türkiye’nin dünyadaki payı sadece %4,3’tür. 2011 yılında elleçlenen toplam konteyner mik-tarı ise 2006 yılına göre %73 artarak 6,6 milyon TEU olarak ger-çekleşmiştir. Ancak bu rakam Çin’in tek bir limanında elleçlenen toplam konteyner miktarının %20’si kadardır. Liman ekonomileri milli ekonomiye direkt katkı sağlamaktadır. Elleçlenen toplam yükün son on yılda yıllık ortalama artışı ise %8 olarak gerçek-leşmiştir ve Türkiye’nin 2011 yılı büyüme oranı %8,3’tür. Liman ekonomilerindeki gelişmelerin, bulundukları ülke ekonomisine yansıması paraleldir. Dolayısıyla limanlarımızın artan ekonomik hacimlerinin dünyanın diğer limanları ile yarışabilmesi ve ülke ekonomisine daha fazla katkı sağlayabilmesi için limanlara ya-tırım yapılması ve liman ekonomilerinin iyi şekilde yönetilmesi bir zorunluluktur. Liman yönetmelikleri de bu bağlamda kritik bir değere sahiptir.

Limanlar Yönetmeliği

Dünyadaki limanların idari yapıları kanunlarla belirlenir. Liman idarelerinin sorumlulukları ve yetkileri her ülkede farklıdır, hatta ülke içerisinde dahi farklılık gösterebilir. Türkiye’de de limanlar-da farklı uygulamalar söz konusu iken “Limanlar Yönetmeliği” bu durumu bir standarda bağlamıştır. 31 Ekim 2012 tarihli Resmi

Gazete’de yayınlanarak ve yürürlüğe giren “Limanlar Yönetme-liği”; liman başkanlarının görev, yetki, sorumlulukları ile liman-larda uygulanacak kuralların çerçevesini belirleyen yeni bir yö-netmeliktir. Bütün limanlar için geçerli olacak bu yönetmeliğin İstanbul ve İzmit limanları için özel hükümler içermekle birlikte her limanda uygulanacak kurallarla ilgili geniş kapsamlı stan-dardizasyon sağladığını söyleyebiliriz. Söz konusu yönetmelik, özelleştirilmiş veya devlete ait limanlardaki farklı uygulamaların son bulması anlamında atılmış önemli bir adımdır. Yeni “Liman-lar Yönetmeliği” sayesinde uygulama farklılıkları nedeniyle yaşa-nan sıkıntıların azalacağı tahmin edilmektedir.

Yeni Limanlar Yönetmeliği’nin dayandığı yasal düzenlemeler şu şekilde sıralanabilir:

-14.4.1341 tarihli ve 618 sayılı Limanlar Kanunu,

-10.6.1946 tarihli ve 4922 sayılı Denizde Can ve Mal Koruma Hakkında Kanun

-26.9.2011 tarihli ve 655 sayılı Ulaştırma, Denizcilik ve Haber-leşme Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hük-münde Kararnamenin 2’nci, 9’uncu, 102’uncu, 11’inci ve 12’nci maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.

Yönetmeliğin amatör denizcileri de yakından ilgilendiren bazı maddeleri de vardır. Bunlardan biri, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nca yapılan bazı açıklamalarda 655 sa-yılı KHK’nın 43.maddesi gereğince hazırlanacak yeni Bağlama Kütüğü Yönetmeliği’nin (mevcut yönetmelik 2009 tarihlidir ve 491 sayılı KHK’ya dayanmaktadır ancak bu durum 655 sayılı KHK ile 2011 yılında yürürlükten kaldırılmıştır) amatör denizci-lerin sıkıntı yaşadıkları ruhsatlandırma, vergilendirme, bayrak değiştirme gibi sorunlara çözüm getirmesi beklenmektedir. Ma-

liye Bakanlığı’nca özel teknelerin ilk ediniminde uygulanan ve tekne kıymetinin %25’ini aşan orandaki ÖTV-KDV uygulamala-rında düzenleme yapılması ile ilgili çalışmalar devam ederken bir taraftan da Harçlar Kanunu’nda yapılacak değişiklikler konu-sunun gündemde olduğu bilinmektedir. Bağlama Kütüğü Kayıt Belgesinin, Harçlar Kanunu’nun 7. kısmında bulunan Gemi ve Liman Harçları kapsamında değerlendirilerek Gemi Tasdikna-mesi harcı seviyesine (mevcut uygulamaya göre net ton başına 13,2 kuruştur ancak 108,00 TL’den az ve 7266,15TL’den çok olamaz) indirgenerek yasal düzenlemeye konulması yönünde denizcilikle ilgili sivil toplum dernek ve kuruluşlarının talepleri ve beklentileri vardır.

Türkiye’nin denizci bir ülke olma yolunda attığı önemli adımlardan biri olan “Limanlar Yönetmeliği” uygulaması örneğinde olduğu gibi, amatör denizciliği teşvik eden ve amatör denizcilikte karşıla-şılan sorunların çözümüne yönelik ciddi adımlar atılması gerekli-dir ve bu konu ile ilgili yasal düzenlemeler beklenmektedir.

Deniz ticaretinin dinamik yapısı ve milli ekonomiye katkısının son derece büyük olması nedeni ile liman ekonomilerinin iyi yö-netilmesi, limanların ülke ekonomisinde daha fazla katkı sağ-layabilmesi için gerekli yatırımların yapılarak denizcilikteki yeni teknolojilerin dünya ile eş zamanlı olarak ülkemiz limanlarında kullanılması stratejik planlama gerektiren konulardır. Bununla birlikte, yerel armatörler ve amatör denizcilerin desteklenmesi için mevcut mevzuatlarda iyileştirmelerin ivedilikle yapılması bir mecburiyet halini almıştır. Bu bağlamda üç tarafı denizlerle çev-rili olan ve doğal limanlara sahip ülkemizin denizcilik sektörü geleceği için eşitlikçi ve yerel oluşumları destekleyecek, adil re-kabet edebilme koşullarını oluşturabilecek yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.

MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014

46 47

Türk Yelken Vakfı ne zaman kuruldu? Kuruluş öyküsünden kısaca bahseder misiniz?

Türk yelkeninin, yelkencisinin, antrenörü-nün, hakeminin ve yöneticisinin gelişme-sini ve yetişmesini sağlamak amacı ile 18 yelken sever tarafından kurulan vakfımız faaliyetlerine 1994 yılında başladı. Şu an mevcut 30 şahıs ve 45 kulüp olmak üzere 75 üyemiz (Mütevelli Heyeti) var. 1995 dö-neminde Türkiye Yelken Federasyonu’na destek olmak amacıyla mevzuat gereği bir vakıf kurulması gündeme geliyor ve 18 kişi tarafından vakıf kuruluyor. Vakfın bir de iktisadi işletmesi, limited şirketi var. Türkiye Yelken Federasyonu’na o zaman-ki kanun ve mevzuat çerçevesinde destek olmak amacı ile kurulmuştur. Amacımız Türk yelken sporuna katkı sağlamaktır. Yurtdışından tekneler ve botlar ithal edili-yor. Bunlar yelken kulüplerine tahsis edi-liyor. Dolayısıyla federasyonla bu şekilde ortak çalışmalar yapıyoruz. Günümüze gelirsek federasyonlar yurtdışından tekne ithalini yapabilmektedir. Çeşitli araçları ve gereçleri artık her kulüp kendisi ithal ede-biliyor. Dolayısıyla vakıf bu anlamda pa-sif kalıyor. Bu yıl 20. senemizi kutluyoruz. Son 5-6 senedir mevzuat ve kanunlar çer-çevesinde vakfımız eskiye nazaran daha az çalışma yapıyor.

Türk Yelken Vakfı olarak ne tür çalışma-lar yapıyorsunuz? Etkinlikleriniz hak-kında bilgi alabilir miyiz?

Hakemlerimiz, sporcularımız ve antrenör-lerimize yönelik seminerler düzenliyoruz. Toplumsal konularda yapılan sergi, panel vb. toplantılara destek veriyoruz. Türk Yel-ken Vakfı olarak yarışmalar düzenliyoruz. Bu çalışmaların hepsi federasyonla ortak yapılıyordu. Şu anda yat yarışı düzenliyo-ruz. Vakfımızın adını devam ettirmek ama-cıyla kültürel çalışmalara destek oluyoruz. Yelken ve denizcilikle ilgili sempozyumla-ra katılıyoruz, seminerlere destek veriyo-ruz. Kitap tanıtımlarına ve sergilere yine aynı oranda destek veriyoruz.

Düzenlediğiniz yelken yarışlarına kim-ler katılabiliyor? Yarışlar hakkında bilgi verebilir misiniz?

Düzenlediğimiz yat yarışlarına yarış ila-nında belirtilen özelliklerde olan tüm yat-lar ve lisanslı ekipleri katılabiliyor. Yapılan Hareketli Salma yarışlarında (Optimist-Laser-420-470-Pirat- Surf) lisanslı tüm sporcular katılabiliyorlar. Bunun dışında bir senede 2 ya da 3 tane yat yarışı dü-zenliyoruz. Bu yarışmalara bütün tekneler kayıt yaptırabilir. Herhangi bir kulüpten li-sanslı ya da ferdi lisanslı sporcular katıla-bilir. Ortalama bir yat yarışına 35 ya da 40

tekne katılıyor. Yaklaşık 250 kişilik sporcu katılımı gerçekleşiyor. Bunun organizas-yonu, hazırlanması ve deniz üzerinde yarışın icra edilmesi faaliyetlerini Türk Yel-ken Vakfı olarak biz yapıyoruz.

Yelken eğitimi her yaşta alınabilir mi? Türkiye’de bulunan Yelken kulüpleri-nin/okullarının sayısını ve eğitimlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Okullarda verilen eğitimleri yeterli görüyor musu-nuz?

Yelken sporuna küçük yaşta başlamak öğrenimi ve tecrübeyi arttırmakla birlikte, yetişkinlere yönelikte eğitimler de veril-mektedir. Yelken eğitimi veren kulüplerle ticari kuruluşların sayısı son zamanlarda artmış bu da rekabeti dolayısıyla kaliteli ve iyi eğitimi getirmiştir. Geçmiş yıllarda ‘denizlerde çoğalalım’ sloganıyla beraber denizciliğimizde ve yelkenciliğimizde bü-yük bir artış yaşandı. Her kurum ve kuru-luş hemen hemen aynı müfredatı izleye-rek karada ve denizde eğitimler vererek yelken sporuna katkı vermeye çalışıyor. Yelken sporuna başlama yaşı çocuklarda kabiliyetine bağlı olmak kaydıyla 7 yaşın-da başlayabilir. 8 yaşında lisans çıkarma işlemlerini başlatabilirler. 8-15 yaş grubu, küçük teknelerin yarıştığı Optimist eğitimi alabilirler. 15 yaştan sonra sporcunun fi-ziğine ve kabiliyetine bağlı olarak bir üst sınıfa geçilebilir. Küçük yaşta başlamayıp daha sonradan denize gönül verenler için yetişkinlere yönelik yine kulüplerimizin ve ticari kuruluşların eğitimleri mevcuttur. Yelken sporu bir takım sporu olduğu için, bugün şirketlerin çoğu kendi personeli-ne yelken eğitimi aldırmaya başladı. Son yıllarda şirketler arası yarışmalara yelken

“Yelken Sporuna Beklenen Desteği

Alamıyoruz”

Mustafa Çağatay:

Türk Yelken Vakfı Başkanı Mustafa Çağatay, “denizciliğimiz ve

yelkenciliğimiz yükseliyor ama beklediğimiz desteği

alamıyoruz” diyor. “Zenginlerin hobisi” olarak algılanan

yelken sporunun gelişmesi için bu algının değişmesi,

devletin ve yerel yönetimlerin desteğinin sağlanması gerektiğini

belirtiyor. Çağatay’a göre Türk yelkencilerinin en

büyük sorunu ise kulüplere yer tahsisi yapılmaması ve

bu nedenle yüksek kiralarla karşı karşıya kalınması.

RÖPORTAJ

MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014

48 49

sporu da eklendi. Bu eğitimlere katılım ol-dukça fazla. İsterlerse lisans çıkartıp ya-rışmalara da katılabiliyorlar. Kendi tekne-leri varsa bu teknelerle de yelken sporunu yapabiliyorlar.

Türkiye’deki yelkenciliğin durumu hak-kında neler söylersiniz? Yelkenciliğin gerek spor olarak gerekse hobi olarak geliştirilmesi adına neler yapılmalı?

Türkiye’de yelken sporu maalesef zen-ginlerin hobisi olarak algılanıyor. Bunun nedeni malzemelerinin pahalı olmasıdır. Yelken sporu geçmiş yıllara göre fede-rasyonların desteğiyle daha ileri seviyeye gidiyor. Sporcularımız Avrupa’da çeşitli dereceler alıyor. Ama bu yeterli değildir.

Akdeniz Oyunları’nın Mersin’de yapılması Mersin’deki yelkenciler için bir fırsata dö-nüştürülebilirdi. Yelken kulübüne geri alın-mamak kaydıyla bir yer verilseydi eğer, çok daha farklı olabilirdi. Marinalar bu ko-nuda elinden geleni yapmalıdır. Tekneyi bağlamak için marinalardan izin almamız gerekiyor.

Tüm branşlarda sporcularımızın başarılı olabilmesi için okul müfredatı ve mev-zuatı gözden geçirilmelidir. Çünkü belli dönemlerde çocuklar sportif aktivitelerini bırakmak zorunda kalıyorlar. Okul hayatı bu aktivitelere bir engel olarak değil, bir çözüm olabilmeli. Gençlerimizin spora

devam etmesi için okul döneminde bazı teşvikler verilmesi sporcumuzu daha çok motive edecektir. Çünkü spordan kop-tuktan sonra tekrar başlamaları genç-lerimiz için zor oluyor. Üniversiteler de bu konuda üzerine düşeni yapmalıdır. Üniversitelerimizde yelken takımları yeni yeni oluşturulmaya çalışıyor. Üniversiteler sporculara burslarla teşvik vermelidir. Yel-ken sporunu sevmiş fakat maddi anlam-da zorlandığı için bırakmış gençlerimize teşvik verilmesi gerekmektedir.

“Denizci Millet, Denizci Ülke” olabilme-miz için başta devlet olmak üzere birçok kurum kuruluşun yoğun çalışmalarda bu-lunması gerekmektedir. Kulüplerimizin yer (arazi) problemleri, sporcularımızın okul-ları ve eğitimleri ile aksaklıklar, bürokratik sorunlar bir an önce çözümlenmelidir.

Yerel belediyeler, kulüplerimizin yer tah-sisine önem vermemektedir. Şu an Türki-ye’deki bütün yelken kulüplerinin yer so-runu var. Yerel belediyeler bu konularda acilen devreye girmeliler. Çok yüksek ki-ralar isteniyor, sonuçta buralar ticari alan-lar değildir. Deniz kenarındaki yerlerimiz ticaret merkezine dönüşme aşamasında-dır. Anadolu kulüplerinin çoğunda işletme yok. Bu kulüplerin bir ofisi bulunmakta ama bu ofisler de şehrin göbeğinde bu-lunuyor. Genel anlamda denizciliğimiz ve yelkenciliğimiz yükseliyor ama beklediği-

miz desteği alamıyoruz.

Yelken sporu ‘Zenginlerin yaptığı spordur/hobidir” algısının önüne geçilmelidir. Spo-ra katkıda bulunacak daha çok sponsor ve destekçi bulunmalıdır. Bu noktada yel-kenciliğin gelişmesi adına Deniz Ticaret Odalarımıza da çok büyük görevler düş-mektedir.

Son olarak Mersin Deniz Ticaret Odası dergisi okurlarına neler söylemek ister-siniz?

Yelkencilik olarak Türkiye’de karşılaştı-ğımız genel sorunlarımızı röportajda dile getirmeye çalıştım. Yerel belediyelerden destek alamıyoruz. En büyük problemi-miz yer sorunudur. Devletten destek ala-madığımız zamanda bu spor alanında ilerleme kaydedemiyoruz. Bunu sadece yelken sporu için söylemiyorum. Bütün sporlarımızda devlet desteğini arkamızda hissetmeyince başarı da gelmez olmuyor.

Mersin Deniz Ticareti dergisinin bu örnek girişimini ve çalışmalarını en içten duy-gularımla destekliyorum. Bize bu imkanı sağladıkları için kendilerine çok teşekkür ederiz. Her zaman birlikte çalışmaktan mutluluk duyacağımızı ifade ederiz.

Rüzgarınız kolayına, pruvanız neta olsun. Selametle.

RÖPORTAJ

MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014

50

TOTAL (LOADED & DISCHARGED)= 2.690.573 TONS

LOADEDnum.

D+E+T D+I+TTRSHPMNT TRSHPMNTTOTAL TOTALnum. num.

DISCHARGED G. TOTAL

MERSİN CHAMBER OF SHIPPINGPORT STATISTICS

CARGO MOVEMENT - INWARDS/ OUTWARDSLOADED (IN TONS) DISCHARGED (IN TONS)

PORT OF : MERSİNMONTH OF : JUNE- 2014

COMMODITIES DOMESTIC EXPORT TRANSIT TRSHPMNT TOTAL COMMODITIES DOMESTIC IMPORT TRANSIT TRSHPMNT TOTAL

17.355 145 17.500 10.104 153 10.257 27.757 1.405 0 1.405 5.185 0 5.185 6.590 13.194 120 13.314 20.339 83 20.422 33.736 8.363 120 8.363 3.193 0 3.193 11.556 30.549 265 30.814 30.443 236 30.679 61.493 9.768 0 9.768 8.378 0 8.378 18.146 43.743 385 44.128 50.782 319 51.101 95.229 181.131 0 18.131 11.571 0 11.571 29.702 40.317 265 40.582 38.821 236 39.057 79.639 61.874 385 62.259 62.353 319 62.672 124.931

CEMENT 1.551 86.754 13.968 102.003 CEMENT 30 24 54

CEREALS 4.392 19.963 196 369 24.920 CEREALS 39.478 1.049 369 40.896

CHEMICALS 68.743 4.743 1.308 74.794 CHEMICALS 5.000 205.219 2.765 1.133 214.117

CITRUS 1.878 1.878 CITRUS 1.330 48 1.379

CNTR 150 36.287 36.437 CNTR 23.743 23.743

CONST. MACHINERY 957 26 19 1.002 CONST. MACHINERY 3.380 1.785 5.165

COTTON 8.463 721 9.184 COTTON 27.937 64 28.000

FERTILIZERS 1.917 60.531 37 62.485 FERTILIZERS 5.100 6.016 911 37 12.064

FOOD STUFF 119.023 5.602 1.308 125.933 FOOD STUFF 95.710 5.342 776 101.828

FROZEN MEAT 697 34 731 FROZEN MEAT 1.853 4.655 6.508

FRUITS 3.169 652 3.821 FRUITS 11.658 24.165 35.823

GENERAL CARGO 86 205.884 21.283 2.258 229.511 GENERAL CARGO 7.963 234.566 29.069 1.729 273.326

GLASS 10.808 23 6 10.837 GLASS 7.199 149 254 7.602

LEGUMES 22.160 40 22.200 LEGUMES 118.648 1.026 119.674

LIVESTOCK 91 5 96 MACHINERY 6 11.613 1.554 90 13.263

MACHINERY 5.458 76 13 5.548 MINERALS 85.827 93 85.920

MINERALS 202.223 160 202.383 PETR.PRODUCTS 42.304 338.049 349 380.701

PETR.PRODUCTS 121.973 121.973 RICE 30.350 723 31.074

RICE 17.159 2.560 19.719 SODIUM CARB. 25 25

SODIUM CARB. 33.266 30 33.296 SUGAR 64 125 189

SUGAR 89 342 431 TEXTILE 65.359 4.292 62 69.714

TEXTILE 3 28.136 969 179 29.287 TIMBER 26.884 685 106 27.675

TIMBER 584 83 21 688 VEGETABLE OIL 70.480 113 40 70.633

VEGETABLE OIL 5.669 2.688 60 8.417 VEHICLES 6.765 5.424 12.188

VEHICLES 1.126 309 1.435

TOTAL 6.032 966.343 151.058 5.578 1.129.011 TOTAL 60.373 1.388.440 108.153 4.595 1.561.562

25