17
V GÖZÜYLE YA YlNLARI

DİNLER TARiHÇiLERİ GÖZÜYLE - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D147715/2005/2005_MALKOCMN.pdf · 2015. 9. 8. · DİNLER TARİHİ ARAŞTIRMALARI-V DİNLER TARiHÇiLERİ GÖZÜYLE

  • Upload
    others

  • View
    12

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: DİNLER TARiHÇiLERİ GÖZÜYLE - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D147715/2005/2005_MALKOCMN.pdf · 2015. 9. 8. · DİNLER TARİHİ ARAŞTIRMALARI-V DİNLER TARiHÇiLERİ GÖZÜYLE

DİNLER TARİHİ ARAŞTIRMALARI-V

DİNLER TARiHÇiLERİ GÖZÜYLE

TÜRKİYE'DE MiSYONERLİK

TÜRKİYE DİNLER TARİHİ DERNEGİ YA YlNLARI

Page 2: DİNLER TARiHÇiLERİ GÖZÜYLE - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D147715/2005/2005_MALKOCMN.pdf · 2015. 9. 8. · DİNLER TARİHİ ARAŞTIRMALARI-V DİNLER TARiHÇiLERİ GÖZÜYLE

TÜRKİYE DİNLER TARİHİ DERNEGİ

Yayın No: 5

ISBN: 975-94505-5- O

Bütün Yayın Hakları Türkiye Dinler Tarihi Derneği"ne Aittir. Birinci Baskı: Kasım 2005, 700 adet

Page 3: DİNLER TARiHÇiLERİ GÖZÜYLE - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D147715/2005/2005_MALKOCMN.pdf · 2015. 9. 8. · DİNLER TARİHİ ARAŞTIRMALARI-V DİNLER TARiHÇiLERİ GÖZÜYLE

İSTANBUL VE ÇEVRESİNDE MisYONERLİK

M. Nurnan MALKOÇ*

Konuşmama başlamadan önce bu görevin bana yeni verilmesi nedeniyle, konuşmaını ağırlıklı olarak çalışma alanımla ilgili olan Protestan misyonerliği üzerine yapacağımı belirtmek istiyorum.

Bilindiği gibi İs~nbul ve çevresi hem nüfus o1arak hem de din ve akımlar açısından Türkiye'nin en zengin bölgesidir. Bu nedenle birçok din ve akımın

propaganda çalışmaları yoğun bir şekilde devam etmektedir. Bu çalışmalar çeşitlilik göstermektedir. Bazıları kendi dinlerini açık ya da gizli olarak yaymaya çalışırken, bazıları da kendilerini bir öğreti olarak nitelemekte ve bütün dinleri birleştirmekte ve uzlaştırma çabası göstermektedir. Bu din ve akımların İstanbul'daki faaliyetleri elde edinebildiğimiz bilgilere göre şöyledir:

Babailik Babailik Osmanlı topraklarında doğmuş ve yayılmıştır. Babailik Bahaullah

olarak adlandırılan Mirza Hüseyin Ali (1817-1892) tarafından kurulmuştur 1 • Mirza Hüseyin Ali, kendisinin geleceği vaat edilen peygamber olduğunu açıklamış bunun sonucunda İstanbul ve Edirne'ye sürgüne gönderilmiş, zaman içinde Bahai inancını yaymıştır2 •

Babailer 1920'li yıllarda Abdullah Cevdet'in desteğini almış ve İstanbul'da Ehl-i Sulh Birliği isimli bir örgüt kurmuşlardır. Ancak Cumhuriyetin ilk yıllarında (1925-1941) Bahailerin çalışmalarını engellemeye yönelik kararlar alınmıştır. Fakat 1956-1960 yıllarında birçok şehirde yayılma imkanı bulmuşlardır. 1987'de İstanbul'da kiralanan bir yerde "Bahai Dini Ofisi" açılmıştır. 1987'de İstanbul Beyoğtu'nda bulunan Pera Palas Oteli?nde ilk resmi toplantılarını yaprİıışlardır3 • .

Bahailik Türkiye'de 13.10.1962 tarihli Yargıtay kararıyla din olarak kabul edilmemiştir. Bu yüzden Babailer Türkiye'de kanunen bir ibadethane yapamadıkları gibi resmen tanınan diğer diniere verilen haklardan da yararlanamamaktadırlar4• İstanbul'un da içinde bulunduğu çeşitli illerde sosyal ve kültürel faaliyetler düzenledikleri bilinmektedir5

.

Günümüzde Türkiye genelinde birkaç bin Bahai ve bir yayınevi bulunmakta propaganda çalışmaları da devam etmektedir. Üyeleri arasında Üniversite hocaları ve

* Dinler Tarihi Bilim Uzmanı. 1 Süleyman Özkaya, Osmanlı Arşiv Belgeleri Işığında Bahailik Hareketi, İzmir 2000, s. 17. 2 Özkaya, s. 45-53. 3 Ahmet Fettahoğlu, "Bahailer", Tarih ve Düşünce, Şubat 2001, s. 23. 4 Prof. Dr. Mustafa Öz, "Bahailik", Türkiye' de Misyonerlik Faaliyetleri, İstanbul 2004, s. 319. 5 Öz, s. 322- 323.

245

Page 4: DİNLER TARiHÇiLERİ GÖZÜYLE - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D147715/2005/2005_MALKOCMN.pdf · 2015. 9. 8. · DİNLER TARİHİ ARAŞTIRMALARI-V DİNLER TARiHÇiLERİ GÖZÜYLE

bürokratlar da bulunmaktadır. Bahailer birbirlerini parmakianna taktıkları kaşlı yüzük ile tanımaktadırlar6 •

Mormonlar Joseph Spori 1884'te İstanbul'a gelen ilk Mormon misyoneridir. Misyonerlik

faaliyeti aktif olarak 1888'de F. F. Hintze'nin İstanbul'a gelmesiyle başlamıştır. İstanbul'a gelen misyonerler ilk olarak Morman prensiplerini anlatmışlar, Protestanlardan ayrı olarak çalışma yürütmüşlerdir. Mormanlar da Protestanlar gibi propagandalarının engeJienebileceği düşüncesiyle çalışmalarını Ermeniler üzerinde yoğunlaştırmışlardır. Zamanla bazı Ermeniler Mormonluğu kabul etmişlerdir. 1888'de Sivas Zara'da ilk Morman mabedi kurulmuştur. Zaman içinde Mormonluğu kabul edenler ABD'deki Utah Eyaletine götürülmüşlerdir. Kurtuluş Savaşı sırasında

misyonerlik çalışmalarına ara vermişlerdir. Günümüzde Türkiye, Morman Misyonu içinde Bulgaristan Sofya Misyonuna bağlıdır. Kendi internet sitelerinde 1990 yılında Türkiye'de 200 Morman olduğu yazmaktadır7.

Morman kitabı ?002'de Türkçe'ye çevrilmiştir: Mormanların İstanbul'da bir kiliseleri bulunmaktadır. Mormonluğa geçen Türklerin sosyal durumlarının orta ve ortanın üstü olduğunu bilmekteyiz8

Moonculuk Mooncuların 1980'li yıiiardan itibaren İstanbul'da propaganda faaliyetine

başladıkları bilinmektedir. Bu tarihlerde 4 misyoner aileleri ile birlikte Türkiye'ye gelmişler ve İstanbul merkezli propaganda çalışmalarını yürütmüşlerdir. Mooncular zaman zaman düzenledikleri panel ve konferanslada gündeme gelmişlerdir. 29 Ekim-02 Kasım 1986 tarihinde İstanbul Hıdiv Kasrı'nda "İslam Dünyasında Uzlaşma ve Birliğin ilerlemesi" konulu, 08-14 Mayıs 1988'de de yine İstanbul'da "Hıristiyanlar ve Daha Kapsamlı Ekümenizm" konulu sempozyumlar düzenlemişlerdir. 1989'da "İslamda Aile ve Hukuk", 1991 'de ise İstanbul President Otel'de "Hıristiyan-Müslüman Diyaloğu" konulu konferanslar vermişlerdir. Bu konferans ve sempozyumlar sonraki yıJiarda da devam etmiştir9 .

Mooncular zaman zaman düzenledikleri konferanstarla ve toplantılarla basın

tarafından gündeme getirilmektedir. Hedef kitlesi elit tabaka olan Mooncuların

çoğunluğu İstanbul'da bulunan az sayıda üyesi ve sempatizam vardır10.

Yehova Şahitler~ Yehova Şahitlerinin Türkiye'deki sayısı 2002 de 1.600 kişidir. Yargıtay'ın

1986'daki kararıyla Yehova Şahitliği farklı bir din olarak kabul edilmiş ve ibadet özgürlükleri Anayasa güvencesi altına alınmıştır. Yehova Şahitleri son yıllarda artan

6 Ahmet Fettahoğlu, "Bahailer", s. 23. 7 Fuat Aydın, "Mormonlar isa Mesih'in Son Gün Azizleri'nin Kilisesi", Türkiye'de Misyonerlik Faaliyetleri, istanbul 2004, s. 262-265. 8 Aydın, s. 264-265. 9 Mustafa Bıyık, Küresel Bir Din Projesi Olarak Moonculuk, istanbul2002, s. 150-154. 10 Bıyık, s. 157-158.

246

Page 5: DİNLER TARiHÇiLERİ GÖZÜYLE - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D147715/2005/2005_MALKOCMN.pdf · 2015. 9. 8. · DİNLER TARİHİ ARAŞTIRMALARI-V DİNLER TARiHÇiLERİ GÖZÜYLE

oranda örgütlenme faaliyetlerine başlamış olup, "Uyan" adlı aylık "Gözcü Kulesi" (Tarassut Kulesi) adlı 15 günlük 2 düzenli dergi yayınlamaktadırlar. Ayrıca "Kule Yayınevi" adı altında bir de yayınevleri vardır.

Doğu Kökenli Dinler Evrensel yaşam enerjisi anlamına gelen Reiki, Sahaja Yoga ve Hintli Shri

Mataji'nin Meditasyon tekniği, Transandantat Meditasyon, Metapsişik Tetkikler ve ilim Derneği (Ruhçular), Dünya Kardeşlik Birliği Mevlana Yüce Vakfı (Prizmacılar) gibi Doğu kökenli akımlar daha ziyade İstanbul ve Ankara'da özellikle ekonomik durumları iyi veya Türkiye ortalamasının üzerinde olan ve çoğu yüksek eğitim almış, kentli nüfus arasında yayılan hareketlerdir11

Bu ve benzeri akımların beklentileri daha çok maddi olup insanları kendi dinlerine çevirme çabaları görülmese de reenkarnasyon gibi İslam'da olmayan inançlarla kişilerin itikatlarını bozmaktadırlar.

Katolik Misyonerliği Osmanlı padişahlarının Fransa 'ya XVI. yüzyılda vermeye başladığı ayrıcalıklar

(Kapitülasyonlar) zaman içinde Katalik misyonerierin işine yaramıştır12 • Cizvit ve Kapuçin misyonerierin İstanbul'a gelişleri 1583'te olmuştur. Bu

yıllarda başarılı olamamışlardır13 • Ancak XVII. yüzyılın ilk yıllarındaki misyon çalışmaları Katalik misyonerierin etkili çalışmalarının başlangıcı olmuştur14 • İstanbul'daki Katalik propagandası XVII. yüzyılda F(ansiskenler, Dominikenler ve Cizvitlerle yapılrnıştır 1\ Katalik misyonerler XVII. yüzyılda özellikle Ermeniler üzerinde yoğun bir propaganda çalışması yürütmüşlerdir16 •

XVII. ve XVIII. yüzyıllarda Osmanlı topraklarındaki Katalik propagandası Hükumeti rahatsız etmiştir. Önceleri alınan tedbirler zamanla gevşetilmiş ve misyonerler daha rahat çalışma imkanı bulmuşlardır17 • XVII. yüzyılda Fransız Katalik papazlar mezhep değiştirme propagandasıyla, Osmanlı Devletindeki Ermeni toplumunun huzurunu bozmuşlardır 18 • Bunun sonucunda Katoliklerle Ortodoks Ermeniler arasında XX. yüzyıla kadar çok sayıda çatışma yaşanmıştır 19 •

06 Ocak 1830 tarihinde Sultan II. Mahmut tarafından yayınlanan ferman ile birlikte Katalik Ermeni topluluğu "millet" olarak kabul edilmiştir20 •

Katalik Kilisesi II. Vatikan Konsin'nden sonra misyon anlayışında değişime

gitmiştir. Bu yeni misyon anlayışı üç temele dayanmaktadır. Birincisi, diğer dinlerde

11 Ali İhsan Yitik, "Hint Menşe'li Dinlerin Türkiye'deki Faaliyetleri", Türkiye'de Misyonerlik Faaliyetleri, İstanbul2004, s. 335.-341 12 Charles A. Frazee, Catholics and Sultans: The Church and the Otoman Empire: 1453-1923, London 1983, s. 67-68. 13 Frazee, s. 73-7 4. 14 Frazee, s. 85-87. 15 Davut Kılıç, Osmanlı İdaresinde Ermeniler Arasındaki Din! ve Siyasi Mücadeleler, Ankara 2000, s. 56-57. 16 Kılıç, s. 62-63. . 17 Kılıç, s. 67. 18 Kılıç, s. 128-129. 19 Kılıç, s. 133-156. 2° Kılıç, s. I 78.

247

Page 6: DİNLER TARiHÇiLERİ GÖZÜYLE - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D147715/2005/2005_MALKOCMN.pdf · 2015. 9. 8. · DİNLER TARİHİ ARAŞTIRMALARI-V DİNLER TARiHÇiLERİ GÖZÜYLE

doğru bulunan esaslar İncil'e hazırlık olarak kabul edilmektedir. İkincisi, Lütuf teolojisi ile yaratılış teolojisini Mesih'te birleştirmiştir. Buna göre kilise bütün mensuplarıyla topluma ait her türlü gelişmede aktif rol oynayacaktır ve yönlendirilecektir. Üçüncüsü de adaptasyon prensibi dir. Hıristiyan vahyi kültüre sokulmalıdır2 ı.

Günümüze ait misyon metotları en fazla kültürel adaptasyona önem vermektedir. Ayrıca, misyon alanlarında değişik milletierin değerlerine saygı duyarak onları

desteklemek de yer alır22• Katalikler günümüzde düzenledikleri diyalog konferanslarıyla gündeme

gelmektedir. Bunun dışında Katoliklerin günümüzde İstanbul'da aktif bir propaganda çalışması yaptıkları konusunda bir bilgiye rastlanmamıştır. İstanbul'da Katolik Hıristiyanların propaganda sonucu Hıristiyanlaştırdıkları kişilerden oluşan herhangi bir kiliseleri bulunmamaktadır. Bunun yanında 154 Katolik sosyal hizmet örgütünün oluşturduğu 1897 yılında Almanya'da kurulan ve birçok ülkede teşkilatianan ve 1851 'de adı "Caritas Internationalis" olarak değiştirilen Cari tas, yardım etkinlikleriyle gündeme gelmektedir. Merkezi İstanbul' da olan Cari tas, 17 Ağustos depreminde Adapazarı ve Düzce'de bürolar açmıştır23 •

Ortodoks Misyonerliği Ortodoksların İncil veya propaganda içeren yayınlar dağıtmasına rastlanmamakla

birlikte bir kilise ve ayazma turizminden söz etmek mümkündür. İstanbul'da bulunan bu yerleri ziyaret edip dilekte bulunanlar ve şifa arayanlar arasında ne yazık ki Müslümanlar da bulunmaktadır.

Büyükada Aya Yorgi Kilisesi, Ayazma Unkapanı gibi yerlerde özel ayinler yapılarak dileklerde bulunulmakta, hastalara şifa aranmaktadır. Zeytinburnu Balıklı

Rum Kilisesi, Aya Kiryaki Kilisesi ve Ayazması da ziyaret edilen kiliseler arasındadır. İsliim'a ters olan bu inanışların bazı Müslümanlar tarafından da kabul edilmesi ve batı! inançlara yönelmeleri düşündürücüdür24 •

Protestan Misyonerliği XIX. yüzyılda İstanbul ve Anadolu sadece Osmanlı'nın değil, Balkanlardan Orta

Asya'ya, Orta Doğudan Kafkaslara kadar uzanan geniş bir coğrafyanın da tabii merkeziydi. Bir Amerikan misyonerin misyonerlik açısından "Türkiye, Asya'nın

anahtarıdır" sözü bu durumu çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır25 . Bu yüzden Osmanlı toprakları Hıristiyan misyonerierin daima ilgi alanı olmuştur.

XIX. yüzyılın başlarında İstanbul'da görevleri nedeniyle bulunan az sayıda Protestan vardı. Bu Protestanlar daha sonra gelecek olan misyoneriere birçok konuda

11 Ali isra Güngör. Cizviıler, Ankara 2002. s. 158-159. n Güngör, s. ı6ı. . 2.ı Ali Rıza Bayzan, Küresel Vaftiz, istanbul2004, s. 168-171. 24 Ahmet Hikmet Eroğlu, ''Türkiye'de Ortodoks Misyonerliği", Türkiye'de Misyonerlik Faaliyetleri. İstanbul 2004, s. 145-146. 25 Ömer Turan, Avrasya'da Misyonerlik, Ankara 2002, s. 6; H. Esra Danacıoğlu, Osmanlı Anadolu'sunda Angio-sakson (Protestan) Misyoner Faaliyetleri (1816-1856) (basılmamış doktora tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü), s. 82.

248

Page 7: DİNLER TARiHÇiLERİ GÖZÜYLE - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D147715/2005/2005_MALKOCMN.pdf · 2015. 9. 8. · DİNLER TARİHİ ARAŞTIRMALARI-V DİNLER TARiHÇiLERİ GÖZÜYLE

F

yardirncı olmuşlar ve doğu kiliseleriyle misyonerler arasında köprü görevi üstlenmişlerdir26•

Osmanlı topraklanna ilk örgütlü misyonerierin gelişi Moravya Kilisesi olarak da bilinen Brethren's Society for the Furtherance of the Gospel Among the Heathen (Moravian Church veya United Brethren) misyonerleri olmuştur.-Bu misyonerler 1740 yılında İstanbul'a gelmişler ve bazı yerel kilise yetkilileriyle görüşmeler yapmışlardır. İlk misyonerler, bölgede yaşayan Müslüman, Hıristiyan ve Musevilerin din!, sosyal ve ekonomik durumları hakkında bilgi veren, sonraki misyoneriere ışık tutabilecek çalışmalar yapmışlardır27•

Diğer taraftan Kutsal Kitap Cemiyetleri de İncil Propagandasına yönelik hazırlıklar yapmışlardır. Bunun için, Russian Bible Societies (Rus Kutsal Kitap Cemiyeti), Ermeni toplumunun ruhsal durumu ile ilgilenmiş, buna bağlı olarak 1813-1815 yılları arasında Russian Foreign Bible Societies ile işbirliği yapmış ve Kitabı Mukaddes'i Ermenice'ye çevirerek basmışlardır. Böylece Ermeniler arasında, daha sonraları etkili olacak bir uyanış başlatılmıştır28 •

1820 yılından itiÇaren Anadolu'da örgütlenen ve Kongregasyonalist bir çizgiye sahip olan The American Board of Commissioners for Foreign Missions (ABCFM) kuruluşu bu topraklarda en etkili misyonerliği yapmıştır. İlk olarak Müslüman olmayan topluluklarla ilgilenen misyonerler, Yahudiler, Nasturiler, Asuriler, Ortodoks Ermeniler, Rumlar ve Bulgarlar misyonerlerle bağlantı kurmuşlardır29 •

1851 'de Rumları "aydınlatmak" için Rumca bilen bir misyoner, önce Kıbrıs'a ve ardından Bursa'ya yollanmış, yüzyılın sonuna kadar İstanbul ve diğer şehirlerde başka misyonerler tarafından Rumiara yönelik Protestanlık propagandası yapmışlardır30 • İstanbul'da misyonerlik çalışmaları sonucu Protestanlık inancına ilk olarak ilgi duyanlar Türkçe Konuşan Rumlar (Karamanlılar) olmuştur. Protestanlığın resmen tanınmasından bir yıl sonra 1851 yılında beşi kadın yirmi kişiden oluşan küçük bir Rum Protestan topluluk oluşmuş ve bir süre sonra bu grup Ermeni Evangelist Kilisesi'ne katılmıştır. Ancak, misyonerler Rumlar arasında yaptıkları propagandadan beklediklerini bulamamışlardır. Buna rağmen, l880'1erde Rumlar üzerine yapılan ikinci bir propaganda atağı sonucu küçük bir Protestan Rum Kilisesi kurulmuştur31 .

İstanbul misyonunu idare eden William Goodell Ermeni patriğine başvurarak okul açmak için yardımını istemiş, bundan sonuç alamayınca Reformİst görüşte olan Peştemalciyan'ın okuluna başvurmuştur. Kisa bir süre sonra bu okuldan yetişmiş

Şahakyan adında bir Ermeni arkadaşı ile birlikte Amerikalı misyonerierin okulunda

26 Warren M.A.C., "Christianity, Religion in the Middle East, ed. A. J: Arberry, Cambridge 1969, s. 536-537. 27 Erol Güngör, Türkiye'de Misyoner Faaliyetleri, İstanbul1999. 18-19, Turan, 8, 147; Danacıoğlu, s. 56-62. 28 H. G. O. Dwight, Christianity in Turkey, London 1854, s. 17-20; Mehmet Can, Ortadoğu'da Amerikan Politikaları, İstanbul 1993. 54-55; Süleyman Kani İrtcrn, Şark Meselesi Osmanlının Sörnürgeleşrne Tarihi, Haz. Osman Selim Kocahanoğlu, s. 263; Ayrıca bkz. Erdal Açıkses, Amerikalıların Harput'taki Misyonerlik Faaliyetleri, Ankara 2003, s. 6. 29 Turan, s. 9-1 O. 3° Konstantia P. Kiskira, "19. Yüzyılın Çokuluslu İstanbul'unda Arnerikan Misyonerleri", 19. Yüzyıl İstanbul'unda Gayrimüslirnler. ed. Pinelopi Stathis, istanbul 1999, s. 68; Ayrıca bkz. Gerasimos Augustinos, Küçük Asya Rurnları, çev. Devrim Evci, Ankara 1997, s. 190-192. 31 Kiskira, s. 77; Augustinos, 190, s. 192-199.

249

Page 8: DİNLER TARiHÇiLERİ GÖZÜYLE - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D147715/2005/2005_MALKOCMN.pdf · 2015. 9. 8. · DİNLER TARİHİ ARAŞTIRMALARI-V DİNLER TARiHÇiLERİ GÖZÜYLE

öğretrnenliğe başlamışlardır32 • Bu gelişmelerle Amerikalı Protestan Misyonerlerinin Osmanlı Anadolu'sunda oluşturacakları Protes~an cemaıı.tin temelleri atılmış oluyordu. Goodell'in evinde 1834 yılında yapılan sohbet toplantıları bir Ermeni Protestan topluluğun oluşumunu hızlandırdı. Bu durumdan rahatsız olan yerli Ermeni ve Rum Ortodoks Kiliseleri Amerikalı misyonerierin faaliyetlerine engel olmaya çalışsalar da misyonerler zaman içinde İngiltere ve Amerika Hükumetlerinin desteğiyle bir çok haklar elde etmişlerdir. 1835 yılında Protestanlığa geçen bir Ermeni papazı babasının evinde bir ibadethane ve okul açmıştır33 •

Müslümanları, Musevileri ve Rumları Protestanlaştırmada bekledikleri başarıyı elde edemeyen misyonerler, doğu Hıristiyanlarına özellikle de Ermenilere yönelmişlerdir34 . Durumdarı rahatsız olan yüksek mevkilerdeki Ermenilerin, Padişah Sultan IL Mahmud'a misyonerierin gerçek niyetlerinin, Osmanlı topraklarında siyasi bir Protestanlık kurmak olduğunu, İslam aleyhine kitaplar bastırdıklarını ve amaçlarının Müslümanları Protestanlaştırmak olduğunu iletmeleri sonucunda35 okullarda görevli Protestan öğretmenler ve ev ev dolaşıp İncil propagandası yapan misyoner papazlar kontrol altına alınmıştır. Fakat aynı dönemde ortaya çıkan Mısır sorunu ve ardından IL Mahmut'un ölümü Hükümetin misyonerlik çalışmalarına karşı aldığı önlemlerin zayıflamasına neden olmuştur. Ancak, Ermeni Ortodoks Kilisesi'nin misyoneriere karşı, Protestanların hastırdığı kitapları yaktırmak, Protestanlaşan Ermenilerle ilişkiyi kesrnek şeklindeki tepkileri uzun yıllar devam etmiştir36 •

Tanzimat'ın ilanı misyoneriere nefes aldırmış ve onları cesaretlendirmiştir37 • Ermeni Patrikhanesinin 1846 yılında Protestanlığı kabul edenleri aforoz etmesi

ile birlikte Protestanlada açıkça alay edilerek sokaklarda kovalanmaya başlanmıştır. İngilizlerin desteğine rağmen Protestanların sıkıntıları bir süre devam etmiştir. Çok geçmeden İngiliz Elçisi Stratford Channing'in girişimleriyle Protestanlar, işlerini serbestçe yapabilme, medeni haklarına riayet edilme gibi bazı haklar elde etmişlerdir38 • Yine 1846 yılında üçü kadın olmak üzere kırk Ermeni, "Evangelist Union" adını

verdikleri ilk Ermeni Protestan Kilisesi'ni (Gizli Evangelik Birliği) İstanbul'da kurmuştur. Papaz olarak da, Peştemalcıyan'ın okulundan mezun olan Haçadoryan seçilmiştir39 . Bu olayı takip eden yıllarda Anadolu'nun değişik şehirlerinde de yeni Protestan Kiliseleri kurulmuştur. 1847 yılında Protestanların, bağımsız bir din! topluluk olduğunu ilan eden bir ferman alınmıştır40 .

32 Açıkses, s. 50; İrtem, s. 265 33 İrtem, s. 266-267. 34 Pars Tuğlacı, İstanbul'daki Ermeni Kiliseleri,, İstanbul 1991, s. 313-314; Turan, s. 9-10; Kılıç, s. 104. 35 İrtem, s. 267. 36 Kılıç, s. 167, 175; İrtem, s. 268. 37 İrtem, s. 268-269. 38 İrtem, s. 271-273. 39 Kiskira, s. 75; Kılıç, s. 168; irtem, s. 271-273; Uygur Kocabaşoğlu, Kendi Belgeleriyle Anadolu'daki Amerika (XIX. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğundaki Misyoner O kullan), İstanbul 1991, s. 73-76; Tuğlacı, s. 3 16; Danacı oğlu, s. 98, 1 15. 40 İrtem, s. 271-274.

250

Page 9: DİNLER TARiHÇiLERİ GÖZÜYLE - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D147715/2005/2005_MALKOCMN.pdf · 2015. 9. 8. · DİNLER TARİHİ ARAŞTIRMALARI-V DİNLER TARiHÇiLERİ GÖZÜYLE

İstanbul'daki Protestan cemaat, 1850 yılında İngiltere'nin baskıları sonucu Abdülmecid tarafından "millet" yani "yasal dilli cemaat" olarak tanınmıştır4 ı.

28 Şubat 1856'da iHin edilen Isiahat Fermanı ile din değiştirme yasağı da kaldırılmış ve Müslüman olmayan halka çeşitli haklar verilmiştir42• Bu ayrıcalıklardan ve haklardan sonra 1860 ve 1870 tarihleri arasında Protestanlığın Anadolu'da hızlı bir şekilde yayıldığı görülmüştür43 •

Önceleri İncil'i açık propaganda ile yayan Protestanlar 1860'Iardan sonra eğitim kurumlarına önem vermişler ve birçok bölgede okullar açmışlardır44 •

Protestanların çalışmalarında, 1822'de Malta'da kurdukları matbaa, 1853 yılında İstanbul'a, 1872'de de "Rıza .Paşa yokuşundaki Bible House45 binasına taşınmış ve yaptığı değişik dillerdeki kitap ve dergi gibi yayınlarla Protestanlığın yayılmasına

önemli ölçüde katkıda bulunmuştur46• Zaman geçtikçe misyonerler, özellikle de gençlere yönelik kurumlarıyla Osmanlı

topraklarına yerleşmişlerdi. YMCA (Hıristiyan Genç Erkekler Cemiyeti) bunlardan biriydi. American Board'un yanında XIX. yüzyılın ikici yarısında misyonerlik çalışmalarına başlayan ve XX. yüzyılda bu çalışmalara devam eden YMCA'ın İstanbul Beyoğlu ve Çarşıkapı'da iki yeri bulunuyordu. Bu iki şubede de spora çok önem veriliyor, yüzücülük, voleybol, basketbol, atletizm, futbol, tenis gibi alanlarda faaliyet gösteriliyordu. Sporun yanında basın-yayın ve eğitim alanlarında da faaliyet gösterilmişti. YMCA 1939 yılında bu faaliyetlerine ara verdi ve bir süre sonra Amerikan Lisan ve Ticaret Dershanesi adı altında çalışmalarına yeniden başladı. Ayrıca aynı bünyede çalışan bir diğer grup da Hıristiyan Genç Kadınlar Cemiyeti (YWCA)'dir. Cemiyet, Fındıklı'da bulunan Amerikan Lisan ve Sanat Kursu adıyla çalışmalarına

devam etti. Bu iki misyonerlik kuruluşu savaş yıllarında zor durumda olanlar arasında çalışmış ve Anadolu'nun çeşitli yerlerinde kimsesiz ve fakir çocuklarla ilgilenmiştir47 •

XIX. yüzyılda İstanbul'da yarısı kadın olmak üzere yüz misyoner çalışmıştı ve bunların önemli bir bölümü, bütün Türkiye'nin yayın ihtiyacını karşılayan yayın

biriminde görev almıştır. Yine bu dönemde American Board'un ekonomi servisi, misyonerlik ve din! örgutlerin yanında ABD ve İngiltere'de siyası yapıya sahip Ermeni örgütlerden gelen parayı da kullanıyordu. Bu durumda dini ve siyasi çıkarlar iç içe

41 Eleanor Abdella Doumato, "Protestantism and Protestant Missions", Encyclopedia of the Modem Middle East, Reevas Simon-Philip Matter, New York 1996, lll, s. 1483; Kocabaşoğlu, s. 71; Tuğlacı, s. 315; Warren, s. 499; Joseph L. Grabill, Protestant Diplomacy and Near East Missionary Influence on American Policy 1810-1927, Minneapolis 1971, s. 4. 42 Bkz. Yaşar Yücel-Ali Sevim, Türkiye Tarihi, IV, Ankara 1992, s. 288-298; Ayrıca bkz. Barker, G., O'nun izinde Hıristiyanlık ve Laiklik Tarihi, İstanbul 1985, s. 231, Kocabaşoğlu, s. 72; M. Hidayet Vahapoğlu, Osmanlı'dan Günümüze Azınlık ve Yabancı Okulları, İstanbul 1992, s. 30, 48. 43 Kocabaşoğlu. s. 114; Açıkses, s. 227-228; 1878 yılqıda yayınlanan Protestan Cefl)aati Nizamuarnesi için bkz. Gülnihai Bozkurt, Alman-İngiliz Belgelerinin ve Siyasi' Gelişmelerin lşığı Altında Gayrimüslim Osmanlı Vatandaşlarının Hukuki' Durumu (1839-1 914), Ankara 1996, s 17.8-180. 44 Cem Tarık Yüksel, "Osmanlı İmparatorluğunda Misyoner Faaliyetleri", Bir Amerikan Misyonerinin Merzifon Amerikan Koleji Hatıralan, George E. White, İstanbul 1995, s. 30. 45 Bu binanın Türkiye Hıristiyan Misyonları tarihinde çok önemli bir yeri vardır. Bkz. Güngör, s. 24. 46 Kocabaşoğlu, s. 46-48, 89; Kiskira, s. 69. 47 Zafer Toprak, "YMCA", Dünden Bugüne istanbul Ansiklopedisi, VII, istanbul 1993-1994, s. 531-532; Güngör, s. 20, 58-60; Açıkses, s. 298.

251

Page 10: DİNLER TARiHÇiLERİ GÖZÜYLE - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D147715/2005/2005_MALKOCMN.pdf · 2015. 9. 8. · DİNLER TARİHİ ARAŞTIRMALARI-V DİNLER TARiHÇiLERİ GÖZÜYLE

·şf4s Ayrıca İngiltere ve ABD Hükumetleri tarafından desteklenen Protestan ~~;~n:rl~rinin çaİışmalan, dolaylı olarak Ermeni milliyetçiliğini de diriltmişti49•

Misyonerler XIX. yüzyıl boyunca, başa~ısız olmalarına rağmen Müslümanları Hıristiyanlaştırmak isternişlerdi. Bu ümidi hiçbir zaman kaybetmemişler, şehirlerde, kasaba ve köylerde kilise kurarak, Kitabı Mukaddes ve değişik yayınlar bastırıp dağı tarak, _hastane, okul ve dispanserler açarak, çalışmalarına yı lmadan devam

. ı d" ' 0 etmış er ır .

Protestan misyonerler, propaganda yaptıkları insanları değiştirmeyi,

düşüncelerine, yaşam tarziarına müdahale etmeyi hedeflemişlerdir. Kurdukları

okullarda, bastırdıkları kitaplarda, bütün propaganda çalışmalarında insanları değiştirme d sı umudu taşımışlar ır .

L Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı sırasında çalışmalarına ara veren misyonerler Cumhuriyetin ilanından sonra da önemli bir gerileme yaşamışlardır. Protestan nüfus göç etmiş ve birçok kurum da kapanmıştır52•

Açık kalan misyoper kurumlarında da zaman zaman problemler yaşanmıştır53 • Gelişen olaylar halkın misyoneriere karşı tepkisini de gitgide arttırmıştır. 1929

yılında ülkede yapılan misyonerlik çalışmalarına tepki olarak ''Türk Matbuat Birliği" kurulmuş, yine Türk gazeteciler tarafından ''Misyonerleri Kovma Cemiyeti" adında başka bir kurum da oluşturulmuştur54•

1930'1arda Türkler arasında da Hıristiyanlık propagandası yapılmıştır.

Protestanlar çalışmalarını okul ve hastanelerin haricinde oyun bahçelerinde, okuma salonlarında, sosyal merkezlerde, zirai çalışmalarda da sürdürmüşlerdir. Bu yıllarda misyonerler, büyük bölümü kırsal alanda ve küçük şehirlerde yaşayan Türk halkı ile daha kolay bağlantıya geçilmesi düşüncesiyle yerli Hıristiyan yardımcılam ihtiyaç duymuşlardır55 .

Protestan misyonerlerinin 1928 yılında gençlere yönelik bastırdıkları kitap ve broşürler büyük ilgi görmüştür. Ayrıca, Türk yayınevleriyle işbirliği yaparak dolaylı yollardan kendi fikirlerini yayınlatmışlardır. 1929 yılında Muhit isimli aylık aile dergisi çıkartmışlar, mail sıkıntıianna rağmen dini broşür bastırmaya devam etmişler, 1937 yılında İncil'in yeni Türkçe tercümesini basarak Müslümanlara dağıtmışlardır. 1920 yılında İstanbul'da bir dil okulu ve okuma odası açılmıştır56 .

Protestan misyonerierin çalışmaları özellikle Cumhuriyetin ilanından sonra Hükiimetin politikaları ve IL Dünya Savaşı nedeniyle de daha önce süren gerilerneye devam etmiştir57 • Bu gerileme döneminde misyonerlik Çalışmaları ağırliklı olarak yerli

48 Kiskira, s. 67-68. 49 Kılıç, s. 101. 5° Can, s. 52-54. 51 DanacıoQiu, s. 2 ı O. 52 Can, s. IG3; Yüksel, Merzifon, s. 1 08; Vahapoğlu, s. 33. 53 Sevinç, s. 350-351; Turan, s. 54-57. 54 Güngör, s. 100. 55 Turan, s. 61-62. 56 Turan, s. 63. 57 Gündüz, s. 38-39; Turan, ı O.

252

Page 11: DİNLER TARiHÇiLERİ GÖZÜYLE - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D147715/2005/2005_MALKOCMN.pdf · 2015. 9. 8. · DİNLER TARİHİ ARAŞTIRMALARI-V DİNLER TARiHÇiLERİ GÖZÜYLE

Protestanlar tarafından yürütülmüştür ve kurumsal olmaktan çok bireysel çabalar gösterilmiştir.

Ermeni Protestan·bir papazın anılarından 1928 yılında İstanbul'daki kilisede bir durgunluk yaşadığını, Mesih'e iman eden çok az kişi olduğunu, kilise üyelerinin büyük bir kısmının başka ülkelere göç ettiğini öğrenmekteyiz. Ayni kaynaktan edindiğimiz bilgilere göre 1930'dan sonra küçük bir hareketlenme olmuştur. Gedikpaşa'da bir evde toplanan Protestanlar, burada Kitabı Mukaddes okuyarak, ilahiler söyleyerek ibadetlerini sürdürmüşlerdir. Bunu takip eden yıllarda Topkapı, Edirnekapı, Yedikule, Balat, Hasköy, Beyoğlu ve Üsküdar gibi değişik semtlerde de dua toplantılan yapılmaya başlanmıştır58 • Ayrıca, yollarda, vapurlarda ve tramvaylarda da İncil'i yayma çalışmaları yapılmıştır. 1940'Iarda ise Gedikpaşa bu faaliyetlerin merkezi konumuna gelmiştir59 •

Ünlü bir Baptist misyoneri olan Bill Graham'in de bu yıllarda Türkiye'de bulunduğunu ve Taksim Meydanı'nda bir miting düzenlediğini, aynı dönemde, çalışan birkaç misyon olmasına karşılık hiçbirinin amacına ulaşamadığını da bir başka

misyonerin hatıralanndan öğrenmekteyiz60• Her ne kadar propaganda çalışmalarına devam etseler de, misyonerler açısından

1923-1961 yılları arası karanlık dönem olarak kabul edilir. 1961 'den itibaren misyonerierin çalışmalarında bir hareketlilik yaşanmış61 , 1970'lerden sonra ise Türkiye'deki çalışmalarını ciddi bir şekilde arttırmışlardır62• 1967-1968 yıllarında Amerikalı, İngiliz ve İsviçreli misyonerierin İstanbul, Konya, İzmir ve Ege bölgesinde broşürler dağıtarak çalışmalar yaptıklarını dönemin gazetelerinden öğrenmekteyiz63 .

Cumhuriyet Türkiyesi, misyoneriere ve kurumlarının çalışmalarına yabancı ve din! olmalan nedeniyle şüpheyle bakmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında misyonerierin durumlan üç dönemde değerlendirilebilir. Cumhuriyetin kuruluş yıllan olan 1920-1924 döneminde misyoner kuruluşlarının hukuk! destekleri Türk iç hukuku sınırları içine çekilmiştir. 1924-1927 yıllarını içine alan ikinci dönemde idan ve hukuk! tedbirlerle misyonerierin çalışma alanları daraltılmıştır. Gereken şartlara uymayan okullar kapatılmış ve pek çok misyonerlik kuruluşu Türkiye'deki çalışmalarına son vermiştir. Bir kısmı da yeni şartlara uymayı kabul etmiş ve çalışmalarına laik ortamda devam etmiştir. 1927 yılından sonraki üçüncü dönemde ise açık kalan misyoner okulları ve hastanelere ağır vergiler konulmuş ve çalışmaları zorlaştırılmıştır. Ancak misyonerler

58 Yukanda adı geçen semtlerin haricinde Protestan nüfusun yoğun olduğu başka semtler de bulunmaktaydı. 1 930'1u yıllarda çoğunluğunu masaniann oluşturduğu, İngiliz. ve Amerikalar tarafından Protestanlaştın lan Ermeniler yine İngilizlerin teşvikiyle istanbul'daki Adalar'a yerleşmeye başladı. Ancak sonraki yıllarda yerlerini Protestan olmayan Ermeniler ve Rumlar aldı, Bkz. Levon Panos Dabağyan, Türkiye Ermenileri Tarihi, İstanbul2003, 230-231. 59 Bkz. Doğan İrdel Hayatbulan, Yıldızlar Gibi Parlayacak (Vahram Tatikyan'ın Yaşam Öyküsü). İstanbul 1995. 19-23,27,31,38-39,43,50,63-78,98-130. 60 Bkz. Rose Macaulay, Trabzon Kuleleri İngiliz Misyonerler Karadeniz' de, çev. Billur C. Tiğrek, İstanbul 1987,s.18-19,23, 71,91-94.• 61 Turan, s. 12-13. 62 Şinasi Gündüz, Mahmut Aydın, Hıristiyan Misyonerler, Misyonerlik Yöntemleri ve Türkiye'ye Yönelik Faaliyetleri, İstanbul 2002, s. 108. 63 Slimiha Ayverdi, Misyonerlik Karşısında Türkiye, İstanbul 1969, s. 224-228; Osman Cilacı, Hıristiyanlık Propagandası ve Misyoner Faaliyetleri, Ankara 1982, s. 94-95.

253

Page 12: DİNLER TARiHÇiLERİ GÖZÜYLE - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D147715/2005/2005_MALKOCMN.pdf · 2015. 9. 8. · DİNLER TARİHİ ARAŞTIRMALARI-V DİNLER TARiHÇiLERİ GÖZÜYLE

dalaylı yollardan da olsa, Türk insanım Hıristiyanlaştırma düşüncesinden

vazgeçmernişlerdir64 • II. Dünya Savaşından sonra Avrupa Birliği'nin temellerinin atılması ve

Türkiye'nin 1961 yılında Ankara Anlaşmasını imzalayarak bu birliğe yönelmesi misyoner çalışmalarını yeniden artırmıştır. Türkiye'nin 1980'lerde Avrupa Birliği'ne girme yönündeki girişimleri, aynı yıllarda Sovyetler Birliği'nin dağılması, insan hakları, demokratikleşme ve küreselleşmeden söz edilmesi, misyonerlik çalışmalarına daha da hız vermiştir. 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi ve Şubat 2001 Ekonomik·Krizi misyonerierin işlerini kolaylaştırmış, mağdur olan depremzedelere yardım etme bahanesi ile sempati kazanmaya çalışan rnisyonerler, bu yardırnın yanında Hıristiyanlık propagandası da yaparak, dönernin gazetelerine konu olmuşlardır65 .

Daha önce de bahsettiğimiz gibi misyonerlik dini anlamda Hıristiyanlar

tarafından yapılması gereken bir görev olarak kabul edilir66. İncil'e dayandınlan bu

düşünce bazı Protestan kiliselerinin hazırladıkları İnanç Bildirgeleri ve Tüzüklerinde de yer alır. Buna göre İncil'in mesajının duyurulması ve yeni kiliseler oluşturulması amaçlardan biri olarak ifade edilmiştir67 •

Misyonerliğe verilen önem, Türkiye'deki bir Protestan önderinin misyonerlik hakkında yazdığı kitabında da açık bir şekilde ortaya konulmuştur. Protestan din adarnma göre, misyonerierin iyisi de kötüsü de vardır. Ona göre misyonerler dörde ayrılabilir.

l.Bunlar; samimi bir şekilde inanan ve tebliğ görevini yerine getirenler; 2.Dünyanın herhangi bir yerinde yaşayıp duayla ve ekonomik olarak

misyonerleri destekleyenler; 3.0rganizasyonlar içinde çalışanlar68

4.Ülkemiz aleyhine faaliyet gösterebilecek olanlardır. Yazar, son sayılan grubun faaliyetlerini doğru bulmadığını ifade etmiştir69 •

Günümüzde Protestan misyonerler, İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde çok sayıda bulunan ve propaganda merkezi olarak çalışan ev kiliselerinde sohbetler düzenlemekte, kalabalık yerlerde İncil, broşür ve el ilanları dağıtmaktadırlar. Ayrıca üniversite öğrencilerine burs vererek, yaz aylarında gençlik kampları

düzenleyerek ve buna benzer yollarla gençleri kendilerine ısındırmaktadırlar70 .

64 Turan, s. 67-68. 65 Süleyman Kocabaş, Misyonerlik ve Misyonerler, İstanbul 2002, s. 18 1, 190-191 66 Turgay Üçal, Hıristiyan inancına Göre Misyonerlik, İstanbul 2002, s. 13. 67 Anadolu Türk Protestan Kilisesi İnanç Bildirgesi ve Uygulamalan, İstanbul 2003, 13; İstanbul Protestan Kilisesi Vakfı İlınihai ve ibadet Kılavuzu, İstanbul 2003, s. 20, 33; Türk Protestan Kilisesi İçtüzük, İstanbul 1995, s. 12. 68 Bunlar misyon kuruluşlannda olmalan nedeniyle diğerlerine göre daha planlı çalışırlar ve bu tür misyonerler kitap bastınp dağıtabilir ve çeşitli etkinlikler düzenleyebilirler. 69 Üçal, s. 12, 63-65; 71-78. 70 Gündüz, s. 114-1 15; Kocabaş, s. 194; Ergun Poyraz, Misyonerler Arasında Altı Ay, Ankara 2001, s. 32-33.

254

Page 13: DİNLER TARiHÇiLERİ GÖZÜYLE - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D147715/2005/2005_MALKOCMN.pdf · 2015. 9. 8. · DİNLER TARİHİ ARAŞTIRMALARI-V DİNLER TARiHÇiLERİ GÖZÜYLE

Son yıllarda misyonerierin işini kolaylaştıncı bazı gelişmeler de olmuştur.

Avrupa Birliğine Uyum süreci içinde Protestanlar ve diğer gayrimüslim topluluklar çeşitli haklar elde etmişlerdir71 •

Protestanların basın yayın alanında çalışmaları şöyledir:

Kendilerine Mesih inanlısı adını veren, önceleri broşür dağıtarak Hıristiyan inancını tanıtan üç kişi tarafından 1993 yılında Kapsam Yayıncılık Şirketi kurulmuş ve Kapsam Gazetesi yayınlanmaya başlamıştır. 2001 yılı verilerine göre, yurt içinde ve dışında 190 bağımsız muhabiri bulunan ve tirajı 4-12 bin arasında değişen gazete, önceleri ayda bir yayınlanırken sonraları iki ayda bir yayınlanmıştır72•

XX. yüzyılın ikinci yarısında yayınlanan dergiler ise şöyledir: Yerel cemaate yönelik bir aile dergisi olan "Müjde", Müjde Yayıncılık tarafından 1992 yılında

yayınlanmaya başlamış Temmuz 1994 tarihinde yayıniarına son vermiştir. 1996 yılında yayınlanmaya başlayan "Agape" (Karşılıksız Sevgi) ismini taşıyan dergi ancak bir sayı yayınlanabilmiştir. Temmuz 1997'de yayın hayatına başlayan ve aralıklarla

yayınlanmaya devam edçn "Gerçeğe Doğru" dergisi akti.lel konu ağırlıklı, çok yöİı.lü ve kapsamlı bir içeriğe sahiptir73

Ülkemizde Protestanların sayısı 1980 yılından sonra, özellikle de 1990 yılından günümÜZe kadar hızla artınıştır. Günümüzde çeşitli kaynaklardan ve internet sitelerinden elde ettiğimiz bilgilere göre İstanbul'daki 33 kilisenin önemli bir kısmı 1990 yılından sonra misyonerierin önderliğinde kurulmuştur.74 •

Protestan kiliselerini incelediğimizde bunların değişik yapılarda oldukları

görülmektedir. Bunlar; !.Osmanlı döneminde Protestanlaştırılan Ermeni ve Süryani gibi azınlıkların

kurduğu ve günümüze kadar gelen kiliseler, 2.0smanlı zamanında misyonerler tarafından kurulan, elçiliklerin ve

konsoloslukların himayesinde çalışmalarını sürdüren kiliseler, 3."Uluslararası. .. " adıyla kurulmuş olan, çoğunluğunu yabancı uyruklu kişilerin

oluşturduğu Protestan kiliseler, 4.Sonradan Protestan olan Türklerin çoğunlukta bulunduğu kiliseler, 5.Uluslararası Protestan misyoner organizasyonların Türkiye'deki kolu olan

kiliseler şeklinde sınıflandınlabilir. GünümÜZde İstanbul'da Beyoğlu, Kadıköy, Beşiktaş, Şişli, Kocamustafapaşa,

Fatih, Eminönü, Bakırköy, Bostancı, OrtakÖy, Bahçelievler, Göztepe, Maltepe, ~arta!, Üsküdar, Avcılar ve Güngören'de Protestan topluluklar bulunmaktadır75• Bunların çoğu küçük topluluklar olup, bir kısmı özel kilise binalarında, bir kısmı otel salonlarında, han veya apartman dairelerinde faaliyetlerini sürdürmektedirler.

71 Devlet Planlama Teşkilatı, Avrupa Birliği İle İlişkiler Genel Müdürlüğü Türkiy~'nin Avrupa Birliğine Katılım Sürecine İlişkin 2002 Yılı İlerleme Raporu, Ankara Ekim 2002, 29-30; http://ekutup. dpt.gov.tr/ab/uyeliklilerle02.pdf, s. 1 1.01.2004. 71 www.kapsamgazetesi.com, 10.01.2004. 73 Mustafa Nurnan Malkoç, İstanbul'daki Protestan Kiliseler, istanbul 1999, s. 152-153. 7" Bkz. Malkoç, s. 33-138; www.isamesih.org, 26.02.2003; Uğur Yıldırım, Türkiye'de Misyonerlik, İstanbul

2005, s. 200-206. 75 Yıldınm, s. 200-206.

255

Page 14: DİNLER TARiHÇiLERİ GÖZÜYLE - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D147715/2005/2005_MALKOCMN.pdf · 2015. 9. 8. · DİNLER TARİHİ ARAŞTIRMALARI-V DİNLER TARiHÇiLERİ GÖZÜYLE

Protestan misyonerler, propaganda yaptıklan semt veya şehirlerdeki çalışmalan sonucu oluşan gruplann belirli bir sayıya ulaşmasından sonra yeni kiliseler kurmaktadır lar.

Türkiye'deki Protestan topluluklann bir kısmı kendilerine "Mesih inanlısı" demekte, Protestan adını kullanmamaktadır. Bu kiliselerden bazıları kendi içlerinde özerk bir yapıya sahiptir76

1986 yılından itibaren, İstanbul ağırlıklı olmak üzere çeşitli şehirlerdeki Protestan kiliseleri bir araya gelerek "Bağımsız Protestan Kiliseleri Danışma Kurulu" adı altında bir yapı oluşturmuşlardır. Bu tarihten itibaren, kiliseler üç a~da bir düzenli olarak bir araya gelmiştir. Zamanla bu kurula yeni kiliseler katılmaktadır7 •

Protestaniann radyoculuk alanında da çalışmaları olmuştur. Müjde FM: 1993 yılında kurulan ve FM kanalı 89.6'dan yayın yapan İstasyanun

yayın içeriği Hıristiyanlığı tanıtıcı niteliktedir78• Diğer bir radyo istasyonu olan Radio

Lihgt ise FM kanalı l03.6'dan yayın yapmaktadır79• Günümüzde İstanbul'da yerli ve yabancı Protestanlara ait çeşitli yayınevleri

bulunmaktadır. Halen faaliyette olan ve bir kısmını misyonerierin kurduğu yayınevleri şunlardır:

Haberci Basın Yayın, dağıtım ve yayıncılık alanında faaliyet göstermektedir80•

Kitabı Mukaddes Şirketi, 1804 yılında İngiltere'de, "İngiliz ve Yabancı Kitabı Mukaddes Şirketi" (British and Foreign Bible Society) adıyla kurulmuştur. Birçok Protestan topluluk temsilcisinin oluşturduğu şirketin .Türkiye şubesi 1812 yılında

"İngiliz ve Ecnebi Kitabı Mukaddes Şirketi" adıyla faaliyete geçmiştir. 28 Kitabı Mukaddes Şirketinin 1916 yılında New York'ta bir araya gelmesiyle kurulan "Amerikan Kitabı Mukaddes Şirketi"nin (American Bible Society) Türkiye şubesi

1920'de ~çılmıştır. 1946 yılında bu kurumlar birleşmiş ve "Birleşmiş Kitabı Mukaddes Şirketleri" (United Bible Society) kurulmuştur. Bu kuruluşun halen 160 ülkede şubesi bulunmaktadır. Merkezi İstanbul Eminönü'nde bulunan Kitabı Mukaddes Şirketi'nin Türkiye Şubesi (British And Foreign Bible Society of Turkey) halen İstanbul'da, Beyoğlu İstiklal Caddesi'nde ve Adana'da faaliyet göstermektedir8 ı.

Lütuf Yayıncılık, 27 Aralık 1991 tarihinde kurulmuştur. Hıristiyanlığı tanıtıcı

kitapları bulunmaktadır82 . Yeni Yaşam Yayınları, 1987 yılında kurulmuştur. İncil, Kutsal Kitap bölümleri,

Kutsal Kitap ile ilgili araştırmalar ve Hıristiyanlara rehberlik edebilecek çeşitli kitaplar yayınları arasmdadır83 .

76 Mesih inanlıları'nın Türkiye'deki Hakları Hukuki Bir Rapor, Ankara, s. 5. 77 Malkoç, s. 32. 78 Malkoç, s. 154: Gerçeğe Doğru, Eylül-Ekim 1997, s. 8. 79 Radyo Kumru: Orta Dalga (MW) 1170 Khz üzerinden 22:00 - 22:30 arasında yayın yapan Radyo Kumru'nun bir internet sitesi de bulunmaktadır, bkz. www.radyokumru.com, 08. ı 2.2003, Ayrıca Ankara'dan 98.00' dan yayın yapan Radyo Shema vardır, bkz. www.radyoshema.com, 08.10.2005. 80 www.habercibilgi.com, 15.10.2005 81 www.kitabimukaddes.com., 03.12.2003; Ana Britannica, "Kitabı Mukaddes Şirketleri", istanbull986- I 990, xnı. s. 370. 82 Malkoç, s. ı 52. 83 Yeni Yaşam Yayınları (Tanıtım Broşürü), istanbul, 2001.

256

Page 15: DİNLER TARiHÇiLERİ GÖZÜYLE - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D147715/2005/2005_MALKOCMN.pdf · 2015. 9. 8. · DİNLER TARİHİ ARAŞTIRMALARI-V DİNLER TARiHÇiLERİ GÖZÜYLE

. Zirve Yayıncılık, yeni kurulan bir yayınevidir. Görsel yayınlannın yanında Hıristiyanlığı tanıtmaya yönelik basılı yayınları da bulunmaktadır84 •

Bu çalışmaların yanında ayrıca, Bostancı Protestan Kilisesi üyeleri 10.11.1999 tarihinde İstanbul Protestan Kilisesi Vakfını kurmuşlardır85 •

Protestan Misyonerierin gösterdikleri etkinlik alanlan da şöyledir: İstanbul'da bulunan Protestan kiliselerinin tamamı dua toplantısı

düzenlemektedir. Bu toplantılar kilise binalarında ya da evlerde yapılmaktadır86 • Protestan misyonerler zaman zaman değişik gazetelere bedava İncil ve İncil

kursu ile ilgili küçük ilanlar vermekte ve konu ile ilgilenenlerle mektuplaşmaktadırlar. Üniversitelerde Cikuyan gençlere yönelik çalışmalar yapılmaktadır. İstanbul ve

diğer büyük şehirlerde Yeni Yaşam adı verilen gruplar oluşturulmuştur. Bu gruplar her hafta ayrı yerlerde toplanmaktadır87 •

Protestan toplulukların çoğunluğu İncil Kursu düzenlemektedir88• İncil dersleri

"Alfa Kursu" adıyla da verilmektedir89.

Ayrıca mektupla sertifika programları da düzenlenmektedir. İncil, kitap ve broşür dağıtımları özellikle kitap fuarlarında ve üniversitelerde

yapılmaktadır. Ayrıca zaman zaman sokaklarda da broşür ve İncil dağıtılmaktadır90 • Son yıllarda İstanbul ve diğer bazı şehirlerde İncil ve kitap dağıtılması, dairelerde ibadet yapılması nedeniyle bazı misyonerler gözaltına alınmış, yabancı uyruklu olan bazıları da sınır dışı edilmiştir91 •

Misyonerierin yeni bir etkinlik alanı da internettir. İnternette Protestanların hazırladığı propagandaya yönelik çok sayıda site bulunmaktadır. Bu siteler, kiJiselerin özel siteleri, propagandaya yönelik siteler, Hıristiyanlıkla ilgili genel konuları içeren siteler ve ilahiyat ağırlıklı siteler olarak sınıflandırılabilir92. Dini ve propagandaya yönelik internet sitelerinden bazılarında İslam dinine ve Müslümanlara karşı ağır ve hakaret içerikli yazılar bulunmaktadır93 .

Yukarıda bahsedilen sitelerin tamamında Hz. İsa'nın yaşamını anlatan ücretsiz VCD ve İncil siparişi bulunmaktadır.

İstanbul'da düzenlenen kitap fuarlarına propagandaya yönelik ve Hıristiyanlıkla ilgili kitapların satışını yapan yayınevleri de katılmaktadır94 • Ayrıca bu fuarlarda, konuyla ilgilenenlerle sonradan irtibat kurmaya yönelik broşürler de dağıtılmaktadır. Ayrıca, 18 Eylül-05 Ekim 2003 tarihleri arasında İstanbul'a gelen ve "Dünyanın En

84 www.zirveyayincilik.com, 27.12.2003. 85 www.protestankilisesivakfi.org., 25.02.2003. 86 Gündüz, s. 55-56; Turan. s. 14; Bkz. Malkoç, s. 33-138. 87 www.istanbulyeniyasam.org, 03.12.2003: http://members.truepath.com/yeniyasamsitesi, 08.12.2002. 88 www.sevgiyayinlari.com, 06.12.2003; www.gnmmujde.com, 27.12.2003; www.agape.tr.gs, 14.01.2004. 89 www.yeniyasam.com, 05.12.2003; www.lighthouseic.org, 03. I 2.2003. 90 www.kapsamgazetesi.com. 10.01.2004: Cilacı. s. 94-95. '" Bkz. Gerçeğe Doğru, Ocak-Şubat I 998, s. 13: Gerçeğe Doğru, Mart-Nisan 1998. s. 13; Gerçeğe Doğru, Eylül-Aralık 1998, s. I 3: Gerçeğe Doğru, Eylül-Ekim 1999, s. 12; Gerçeğe Doğru, Ocak-Şubat 2000, s. 13; Gerçeğe Doğru. Temmuz-Ağustos 2000, s. 21; Gerçeğe Doğru. Mayıs-Haziran 2001, s. lO. 92 www.isamesih.org, 03.03.2001; http://isa.mesih.sitemynet.com, Ol .09.2003; www.presbiteryen.org, O 1.09.2003; www.yuhanna.tk, I 3.0 1.2004, http://yedidya.tr.gs, I 4.0 1.2004. 9J bkz. www.agape.tr.gs, 14.01.2004.

94 Gerçeğe Doğru. Aralık I 997, Yıl: l, Sayı:3, s. I 3; Gerçeğe Doğru, Eylül-Aralık I 998, s. 13.

257

Page 16: DİNLER TARiHÇiLERİ GÖZÜYLE - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D147715/2005/2005_MALKOCMN.pdf · 2015. 9. 8. · DİNLER TARİHİ ARAŞTIRMALARI-V DİNLER TARiHÇiLERİ GÖZÜYLE

Büyük YÜZen Kitap Gemisi" olarak tanınan Daulos'un (Yunanca hizmetkar anlamına gelir) güvertesinde sergilenen yayıniann önemli bir bölümü Hı~istiyanlıkla ilgilidir ve gemide İncil ve Kitabı Mukaddes satışı da yapılmıştır. Ayrıca Istanbul Kuruçeşme'de kaldığı süre içinde, çoğunluğunu Batılı ve Uzak Doğuluların oluşturduğu 320 personeli tarafından müzik ve dan; gösterileri gibi çeşitli etkinlikler düzenlenmiştir95•

1998 yılında "Tapınma Şenliği" adında bir etkinlik düzenlenmiştir, Dünyaca ünlü Graham Kendrick ve grubu Türkiye'ye gelerek Harbiye Kenter Tiyatrosu'nda konser vermiştir. Ayrıca panel ve serninerler de düzenlenrniştir96• Aynı Tiyatro'da 08-10 Eylül 2005 tarihinde yerli topluluklar tarafından propaganda amaçlı halka açık bir tiyatro gösterisi sunulmuştur. Ayrıca, yaz aylarında, Güney Kore'li rnisyonerlerce yine propaganda amaçlı, özellikle gençlere yönelik uzak doğu sporları gösterileri sunulmuştur.

Celebrant Singers Müzik Topluluğu 01-15 Temmuz 1998 tarihinde bir konser vermiştir97 .

Arjantinli vaiz Luiz Palau 25-27 Şubat 1999 tarihinde Gedikpaşa Protestan Kilisesi'nde konferanslar vermiştir98 . Bu tür konferanslar zaman zaman yerel kilise vaizleri tarafından da kiliselerde verilmektedir.

Protestanlar sık sık medyada misyonerlik haberleriyle gündeme gelmektedir. Bazı televizyon kanalları bu konuda haber prograrnları yapmışlardır99 •

SONUÇ İstanbul yüzyıllar boyu birçok konuda olduğu gibi çeşitli din ve akımların

propaganda çalışmalarının da merkezi olmuştur. XVII. ve XVIIT. yüzyıllarda Katoiikler, XIX. ve XX. yüzyıllarda da Protestanlar propaganda çalışmalarında öne çıkrnışlardır. Zaman içinde ortaya çıkan yeni din ve akımlar da tanıtımlarını yapmak ve taraftar kazanmak için İstanbul merkezli çalışmalar yapmışlardır. Bir kısmı da farklı niyetlerle İstanbul'a gelmişler ve misyoner maskesi altında amaçları doğrultusunda çalışmalarını yürütmüşlerdir.

Osmanlı dönernindeki misyonerlik ile günümüzdeki misyonerliği

karşılaştırdığırnızda benzer birçok yöne rastlamaktayız. O dönernde de, günümüzde olduğu gibi ev kiliselerine, sokaklarda İncil ve kitap dağıtılrnasına, misyonerierin aileleri ile birlikte misyonerlik yapmalarına, batılı devletlerden destek almalarına

rastlamaktayız. Bunun yanında misyonerierin kullandığı bazı yöntemlerde değişiklikler de olmuştur. Osmanlı' da kurdukları okul ve hastane gibi kururnların yerini, sesli ve görsel yayınlar ile internet almıştır. Enüzücü olan farklılık da Osmanlı'da Müslümanlar arasında başarısız olduğu için Ermeniler üzerinde yürütülen misyonerliğin günümüzde Müslümanlara yönelik olarak sürdürülrnesidir.

Son zamanlarda kiJiselerin ve ev kiliselerinin sayılarında bir artış yaşanrnaktadır. Bununla birlikte Hıristiyanlaşanların sayısında aynı hızda bir artış görülrnernektedir.

95 www.turkiyegazetesi.com, 04.10.2003; www.aksam.com.tr, 04.10.2003. 96 Gerçeğe Doğru, Temmuz 1997, s. 7. 97 Gerçeğe Doğru, Temmuz-Ağustos 1998, s. 28-29. 98 isa Karataş, Gerçeğe Doğru, Mart-Haziran 1999, s. 8-9. 99 Bkz. Gerçeğe Doğru, Eylül-Ekim 1997, s. 4.

258

Page 17: DİNLER TARiHÇiLERİ GÖZÜYLE - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D147715/2005/2005_MALKOCMN.pdf · 2015. 9. 8. · DİNLER TARİHİ ARAŞTIRMALARI-V DİNLER TARiHÇiLERİ GÖZÜYLE

· Katelik Misyonerliği de tarihteki durumundan farklı bir şekil almıştır.

Günümüzde Katelikler daha çok diyalog konferanslarıyla gündeme gelmekte, inançlarını dolaylı olarak yerleştirmeye çalışmaktadırlar.

Yeni çıkan din ve akımlar da halkımızın bilgi eksikliğinden istifade etmektedirler. Bu gruplar sıra dışı yönlerini kullanarak buna yatkın olan kişileri taraftar olarak toplamaktadır. Doğu kökenli akımlar ise kendilerini bir din olarak değil de bir yaşam tarzı, tedavi metodu, huzur aracı olarak tanıtmakta ve halkımızın itikadını bozucu inançları yerleştirmektedirler.

Ayrıca televizyon yayınlarında çıkan ve halk arasında söylenen "nasıl olsa aynı Allah'a inanıyoruz", "kilise de Allah'ın evi" şeklindeki, inançları birbiri ile karıştıran ve dinleri birbirinden ayıran özellikleri ve değerleri yok eden sözler kanaatimizce kasıtlı olarak yapılan bir propagandanın ürünleridir. Bu konularda da dikkat edilmelidir.

Misyonerierin hedef kitlesi genellikle inancı olmayan ya da zayıf olan, çaresiz, umutsuz, ihtiyaç içindeki insanlardır. Maddi ve teknolojik imkanlar kullanılarak bu fırsatlar değerlendirilmeye çalışılmaktadır. Buna karşılık Müslümanların bu özelliklere sahip olanlara karşı çalışmaları, misyonerierin çalışmalarının yanında kıyaslanamayacak derecede zayıf kalmaktadır.

Her şeye rağmen misyonerlerin, yapılan çalışmalarla hedefledikleri başanya ulaşamadıklarını söyleyebiliriz. Basında çıkan misyonerierin ve din değiştirenierin

sayıları hakkındaki abartılı haberler maalesef yaptıkları propagandalam destek olmaktadır. Kanaatimizce misyonerlik ne abartılmalı, ne de görmezden gelinmelidir. Son zamanlarda yapılan düzenlemelerle önlerindeki birçok engeli kaldırılan

misyonerierin önündeki en büyük engel insanlarımızın dinlerini doğru bir şekilde

öğrenmeleridir. Bunun için de okullarda din derslerinin saati artırılmalı, din görevlileri çevreleriyle daha çok ilgilenmeli, özellikle görsel medyaya önem verilmelidir. Maalesef halkımız son yıllarda din! yönden cahil kalmış, bunun sonucunda ateist, dinsiz ve satanistlerin sayıları, misyonerlik yüzünden din değiştirenierin sayılarının çok üstüne çıkmıştır. Zaten din değiştirenierin önemli bir bölümü ateist kişilerden oluşmaktadır. Bu durum da göz ardı edilmemeli, bu büyük tehlike ile de mücadele edilmelidir. Ayrıca İslam içinde şüpheler çıkartan ve dini ifsat etmek isteyenlere de fırsat verilmemelidir.

259