E Tadında Sayı 22

e-tadındaTürkiye’nin Aylık Yemek ve Mekan Dergisi

Aralık 2014 Yıl:2 Sayı 22

e-tadında

Nurhan AzizoğluGamze Yavaş İnci Koç Sertan ÇelikbaşJale Balcı

Röpo

rtaj

Carl’s Jr.’dan efsane lezzetlerGİZEMLİLUCİNACAFE & BİSTRO

Mehmet Güleryüz’ün“Masal” Koleksiyonu

“MODA SAKLI KÖŞK”

2 e-Tadında ■ Aralık 2014

EDİTÖR

SelahattinDÜZGÜN

E -TADINDAİmtiyaz Sahibi

Metronom Medya Adına

Eyüp Kervangü[email protected]

EditörSelahattin Düzgün

MuhabirMerve BalkanEmir Çavdar

Reklam Ve TanıtımAyten Mert

[email protected]İzzet Gültekin-Gürsel Daşdemir

FotoğrafCengiz Güzel

TasarımMehmet Pınarcı

Hukuk DanışmanıBarış Çabuk

Katkıda BulunanlarHicran Yılmaz Oya Sözen

Yasemin Güzel Reyhan ÖzgüderUğur Kemal Tomruk

Hamza Özçelik Gökcen Gül

Web tasarımCeyhun Kocal

AdresMetronom Medya

Barbaros Mah. Mor Sümbül Sok. Deluxia Palace No:5 D.383

Batı Ataşehir/İstanbul

0 216 566 95 66 0 216 566 75 27

www.e-tadinda.comwww.metronommedya.com

E-Tadında dergisinde kullanılan haberler izin alınmadan,

kaynak gösterilmeden başka yayınlarda kullanılamaz.

Reklamlardan reklam veren firma sorumludur.

Keyifli okumalar

2014’ün son günlerinden Merhaba,

Yeni tariflerimizle sizleri selamlıyoruz. Bu ay evlerimizde güzel tarifleri hazırlamaya başlayacağız. Yeni yıla merhaba dememize sayılı günler kala, hazırlıklarımızı ve programlarımızı yapmaya başlayacağız. Haliyle en yoğun günleri yaşıyor olacağız. Bu ay, siz değerli e-tadında okuyucuları için, konuklarınıza hazırlayacağınız birbirinden lezzetli iki yeni tarif hazırladık. Bu tarifle sevdiklerinizin yüzünü güldürebilirsiniz. Yeni yılın sizler için, umut dolu, barışçıl ve sağlıklı geçmesini diliyorum.

Yeni yılda yeni tariflerle görüşmek dileğiyle…

Selahattin Düzgün

e-Tadında Aralık ■ 2014 3

İÇİNDEKİLER

18

26Aşktan bir

yemek kitabı

32

46

70

Döner STOP

Lucina CAFE & BISTRO

Köşebaşı

lokanta FARİNA

Yeni yılı müjdeleyen lezzetler


Kahve kokusu ve ona eşlik eden lezzetlerle sıcak bir atmosfer sunan Caffè Nero, yeni yılın tadını çıkarabilmeniz için pek çok seçenek sunuyor. Caffè Nero’nun tadına doyulmaz Praline Latte’sini sıcacık bir kruvasan ya da taptaze bir frambuazlı & çikolatalı kek ile tatlandırabilirsiniz.



zenginleştirecek leziz alternatifler

Kahvaltı sofralarınızı

Günün en keyifli saatlerinden biri olan, tüm ailenin bir araya geldiği kahvaltı sofralarında birkaç küçük ipucuyla harikalar yaratabilirsiniz. BTA’nın en sevilen markalarından Tadında Anadolu ve Cakes&Bakes, kahvaltılar için birbirinden lezzetli alternatiflerle tat avcılarına farklı deneyimler sunuyor.



YENİ YIL… YENİ

UMUTLAR... YENİ BİR

DENEYİMHer yıl yeni umutların yeşerdiği,

insanların sevdikleri için heyecanla planlar yaptığı en

keyifli zamandır yeni yıl… Bu özel gecede 2015’e yepyeni deneyim

ve paylaşımlarla “merhaba” demek isteyen misafirler

için, konforlu odaları, gurme restoranları ve huzur sığınağı

CHI, The Spa ile Shangri-La Bosphorus,

Istanbulyeni yıl kutlamaları için

birbirinden eğlenceli programlar

sunuyor.




Birinci sınıf burgerleri ve hizmet kalitesiyle 1941’den bu yana ‘orijinal burger’ lezzetinin temsilcisi olan Kaliforniya’lı Carl’s Jr., Amerika’da en popüler ürünleri arasında yer alan üç efsane lezzetini Türkiye’de de sunuyor. Double Western BBQ Burger, Acı Buffalo Soslu Chicken Fillet Burger ve Acı Buffalo Soslu Chicken Tenders, 14 Kasım tarihinden itibaren, Carl’s Jr. restoranlarında misafirlerin beğenisine sunuluyor.

Orijinal burger lezzetinin temsilcisi Carl’s Jr.’dan üç efsane lezzet aynı anda!


İyi Bir Şef Bu Bifteğin Nasıl Pişirileceğiniİyi Bilir

Doors Akademi dual eğitim modeli ile %40 okul, %60 işyeri uygulaması imkanı sunmanın

yanı sıra mezunlarına MEB ve IHK sertifikası vermektedir.*

Doors Akademi’nin uzman kadrosu tarafından verilen profesyonel eğitim programlarıyla

kariyerinize güçlü bir başlangıç yapın, mutfak alanında uzmanlaşma fırsatı yakalayın!

27-29 Kasım tarihlerinde sektör profesyonellerinin katılımı ile gerçekleşecek SIRHA fuarında Doors Akademi standını ziyaret ederek, profesyonel eğitim programlarımız ile ilgili detaylı bilgi alabilirsiniz.

*Sınavları başarı ile tamamlayan mezunlar sertifika almaya hak kazanır.

Yeni profesyoneleğitim dönemi15 Aralık’tabaşlıyor!



Türkiye yeni bir lezzetle tanışıyor.

Lezzetin sağlıkla buluştuğu marka: Crush!

Raflarda satılmaya başladığı günden beri sağlıklı ve

katkısız içeriği ile tüketici arasında sıkı bir bağ kuran hazır gıda markası Crush, Türkiye’de ilk ve tek gerçek meyvenin, saf çikolata ile bir araya geldiği yiyecek.



lezzetler “Döner Stop” daFark yaratan lezzetler “Döner Stop” farklı lezzetleri ile insanları büyüleyen Döner Stop, yeni yıla iddialı giriyor.

RÖPORTAJ



E-Tadında: Döner Stop adını günden güne duyurmaya devam eden bir marka yolunda devam ediyor, bu başarının hikayesi nasıl başladı?Nurhan Azizoğlu: Döner Stop, Can Köseoğlu’nun kendi yatırımını yapma kararı almasının ardından kurulan, CZK Lokantacılık İşletmeleri A.Ş. bünyesinde yarattığımız ilk marka. Döner Stop’u kurarken aklımızdaki temel hedef, yerel lezzetlerimizin hem Türkiye’de hem de yurtdışında gelişmesini sağlamaktı. Döneri modern bir anlayışla, lezzet ve hijyenden asla vazgeçmeden, keyifli ve fark yaratacak biçimde sunma kararı aldık. Ben

Döner işinde yeni olmasına rağmen adından söz ettiren, farklı lezzetleri ile insanları büyüleyen Döner Stop yeni yıla iddialı

giriyor. İşlerini profesyonelce yürüten, CZK Lokantacılık genel müdürü Nurhan Azizoğlu, Metronom Medya muhabiri Emir

Çavdar ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.ve yönetim kadrosundaki ekip arkadaşlarımın tümü uluslararası fast food zincirlerinde en az 20 yıllık tecrübeye sahibiz. Tecrübelerimiz ve vizyonumuzu bir araya getirerek yola çıktık. Amacımız global bir marka yaratmak ve dünyaya geleneksel lezzetimiz döneri, Döner Stop kalitesiyle tanıtmak. E.T: Dönercilik sektörü ülkemizde büyüyen bir pazar haline geldi, haliyle rekabet de artmaya başladı. Sizi diğer döner restoranlarından farklı yapan nedir? N.A: Döner Stop, yüzde yüz yerli ve özgün restoran konsepti ile ön plana çıkıyor. Sunumlarda geleneksellikten çıkarak


çağdaş bir tavır benimsedik. Kısacası menülerimizden mekan tasarımlarına kadar alıştığımız döner restoranlarından tamamen farklılaşan bir marka yarattık. Dinamik tarzımız ve bu tarza uyum sağlayan genç ekibimizle misafirlerimize yepyeni bir deneyim sunuyoruz.Global döner pazarının trilyonlarla ölçülen rakamlara ulaşmış durumda olduğunu biliyoruz. Döner şu anda dünyanın en çok ilgi gören ve yatırım alan sektörleri arasında kabul görüyor. Ancak sektörde özellikle standardizasyon, hijyen ve kalite anlamında problem var. Bizler rekabet ortamında öne çıkabilmek için lezzetlerimiz ve mekan konseptimizin yanı sıra bu üç konuda da fark yaratan adımlar atıyoruz. E.T: Müşterilerinizi nasıl bir menü bekliyor?N.A: Döner Stop’ta döner lezzetini yeniliklerle yorumluyor, sandviçlerimizi farklı soslarla zenginleştiriyoruz. Sandviç ve dürümlerimiz arasında şu anda Stop Klasik, Cheese Klasik, Cafe de Paris, Cheddar Mantarlı ve Jalapeno Biberli olmak üzere beş farklı çeşit bulunuyor. Lavaş üzerinde servis edilen Açık Klasik adlı bir ürünümüzü de geçtiğimiz günlerde servis etmeye başladık. E.T: Döner, müşterilerinize ulaşana kadar hangi aşamalardan geçiyor?N.A: Etlerimiz kesimden işletme tesisine kadar uzmanlarımız tarafından seçiliyor ve denetleniyor. Aynı şekilde üretim de kendi reçetelerimizle ustalarımız tarafından gerçekleştiriliyor. En üst kalite dana eti kullanılıyor ve katkı maddesi karıştırılmıyor. İnsanların aradığı döner lezzetinin Döner Stop’ta olduğunu söyleyebilirim. Öte yandan sandviçlerimizde kullandığımız ciabatta ekmeklerimiz zeytinyağı ile özel olarak hazırlanıyor ve restoranlarımızda taze taze pişiriliyor. Ürünlerimizin üretim ve pişirme süreçlerinden hijyene, mutfak dizaynlarımızdan şirket içi prosedürlerine kadar uluslararası standartlar dahilinde hareket ediyoruz.

E.T: İleriye dönük hedefleriniz nelerdir?N.A: İleriye dönük hedeflerimizin başında döneri yurtiçinde ve yurtdışında tanıtmak, markalaştırmak ve uluslararası bir restoran zinciri oluşturmak var. Şu anda İstanbul’da Kavacık, Mecidiyeköy ve Capitol AVM’de üç restoranla hizmet veriyoruz. 2015 sonunda ise bu sayıyı yurtiçinde toplam 15’e yükselteceğiz. Yurtdışında özellikle döner pazarı olan ülkelere girmek istiyoruz ama, önceliğimiz Avrupa ülkeleri olacak. Bu keyifli sohbet için Nurhan Bey’e teşekkür ederiz...


Barilla, Uluslararası

Resort Turizm Kongresi’ndeİTALYAN ŞEFLERLE ŞOV YAPACAK


Dünyanın önde gelen İtalyan gıda şirketi Barilla, 27-28 Kasım 2014 tarihlerinde turizm sektörünün profesyonelleri ile buluşacak. Turizm sektörünün yatırımcı ve yöneticileri başta olmak üzere seyahat endüstrisine kadar yüzlerce profesyonelin sektörü geleceğini masaya yatıracağı Uluslararası Resort Turizm Kongresi’nde Barilla yeni projelerini tanıtıp, İtalyan şefleriyle şov yapacak

Barilla, 27-28 Kasım tarihlerinde turizm sektörünün duayenlerini dördüncü kez bir araya getirecek Antalya Uluslararası Resort Turizm Kongresi’nde yeni projeleriyle yer alacak. Başta istihdam ve yatırım olmak üzere cari açığın kapatılması, döviz dengesinin kurulması, bölgelerarası denge, sosyal değişim gibi ekonominin can damarı olan konuların masaya yatırılacağı kongreye Barilla, İtalyan mutfağının lezzetleriyle katılacak.

Turizm yatırımcıları ve yöneticilerine geleceği görme vizyon oluşturma noktasında önemli bir rol oynayan kongrenin sponsorları arasında yer alan dünyanın lider makarna üreticisi Barilla, fuaye alanında açacağı Barilla Info Desk ile kongre katılımcılarına turizm sektöründe hayata geçirmiş olduğu yeni projelerini tanıtacak. Bu yıl 1.000 kişinin katılması beklenen etkinliğin ilk gününde açık büfe alanında Barilla Makarna Corner kuracak.

Ünlü İtalyan şef Fabio Foltran önderliğinde İtalyan’nın uzman şeflerinin yer alacağı etkinlikte, İtalyan mutfağının en lezzetli makarna çeşitleri şovlar eşliğinde kongrenin konuklarına ikram edilecek. Servis edilecek tüm makarnalar İtalya’nın alanında uzman şefleri ile birlikte profesyonel mutfaklar için özel olarak geliştirilen ‘’Selezione Oro Chef’ ürünleri ile hazırlanacak.


Ünlü İtalyan markası De’Longhi, yepyeni elektrikli ızgarasını görücüye çıkarıyor. De’Longhi elektrikli ızgara ile sağlıklı ve lezzetli yiyecekleri zahmetsizce hazırlayacaksınız.

DE’LONGHI’DEN DÖRT MEVSİM IZGARA KEYFİ


Sevdiklerinizle birlikte en keyif aldığınız ve hafta sonlarının vazgeçilmezi olan aktivelerden biri de ızgara yapmak. Izgara keyfini her ortamda ve her koşulda kolaylıkla yaşamak isteyenlerin kurtarıcısı ise elektrikli ızgaralar. De’Longhi’nin yeni elektrikli ızgarası ile mutfakta, balkonda, bahçede dumansız ve kokusuz ızgara yapmanın rahatlığına varabilir, dört mevsim mangal keyfini yaşayabilirsiniz.


HERŞEYİYLE AŞKTAN BİR YEMEK KİTABI; ÖZLEN ÇOPUROĞLU’NUN YENİ KİTABI “EV KOKUSU #herşeyaşktan” ÇIKTI.



Reklamcı ve Yazar Özlen Çopuroğlu’nun ikinci kitabı “Ev Kokusu #herşeyaşktan” raflardaki yerini aldı. Özlen Çopuroğlu, kapak fotoğrafı Nihat Odabaşı tarafından çekilen “Ev Kokusu #herşeyaşktan” kitabını “yüzünün boyasıyla uğraşan değil, çorbasını kendi yapabilen tüm kadınlara” ithaf ediyor. İlk kitabı Ev Kokusu’nda “Anne bak, kızıma ne yazdım” diyerek kaybettiği annesinden kendisine yadigâr kalan tatları ve kokuları tüm evlere yaymak amacıyla tariflerini paylaşan Özlen Çopuroğlu, ikinci kitabı “Ev Kokusu #herşeyaşktan” ile yine tarifler ve yemek kokuları eşliğinde eşinin “dağ babasını” kaybettiğinde yaşadığı yokluklardan öğrendiklerinin izini sürüyor. “Önce ailem demeyi ve terki terk etmeyi” öğrendim dediği, kelimelerle hikâyelendirilmiş Konya, Mekke ve Medine yolculukları sonrasında yazdığı kitap tasavvufun izlerini taşıyor.

Alfa Yayınları tarafından yayınlanan “Ev Kokusu #herseyasktan” kitabında, Tebbule, Tutmaç Çorbası, Etli Enginar Dolması, Patlıcan Beğendi, Pastırmalı Kuşkonmaz, Fırında Patates Graten, Wok’ta Sarımsak Soslu Mantar, Zeytinyağlı Yaprak Sarma, Kuzu İncik Taze Kekikli Fırında, Annemin Köftesi, Top Kadınbudu Köfte, Kiraz Domatesli Hamsi Buğulama, Pekmez Soslu Fırında Tavuk, Quessidelia, Kremalı Mantarlı Paperdelle, Paella, Otlu Tava Böreği, Lor Peynirli Pizza, Bademli Biscotti, Aşure, Cevizli Babaanne Kek, Çikolatalı Bademli Turta, Elmalı Crumble, Anne Şokolası, Pankek, Ev Usülü Sahlep, Tarhana gibi tamamı denenmiş 106 adet tarif yer alıyor. “Ev Kokusu #herseyasktan” yemeklerini aşk ile yapanları ve kokulu mutfaklarını yanında taşıyanları tüm kitabevlerinde bekliyor.



Gaggenau’dan şık mutfaklaraminimalist ve hızlı,yeni davlumbazlar


Gaggenau’nun yeni AI/AW 442 ada ve duvar tipi minimalist ve şık tasarımlı davlumbazı, mutfaklarda yerden tasarruf sağlarken, yemek buharlarını ve kokuları sessiz ve yüksek bir verimlilikle yok ediyor.


SAKİN VE GİZEMLİ“LUCİNA CAFE & BİSTRO”

Öncesinde çocuk yuvasıydı. Daha sonra otelin kafeteryası oldu. Ama zamanla bağımsız bir

cafe haline geldi. Eşinin tasarımıyla son halini alan Lucina cafe kapısını, E-Tadında okuyucuları

için açtı. Metronommedya muhabiri Emir Çavdar Lucina Cafe’nin sahibi

Gamze Yavaş ile söyleşi gerçekleştirdi.

RÖPORTAJ


E-Tadında: Şık ve huzurlu bir mekan olan “Lucina Cafe” ‘nin hikayesi nasıl başladı?Gamze Yavaş: Burası ilk önce çocuk yuvasıydı. Bina sahipleri eşimin ailesidir. Çocuk yuvası kapatıldıktan sonra, biz burayı nasıl değerlendirebiliriz diye düşünmeye başladık. Otel yapmaya karar verdik. Otel yaptık ama etrafına bir kafeteryası yok, biz buranın altına bir kafeterya yapalım dedik. Sonradan burayı biraz daha büyük ve otelden bağımsız yapmaya karar verdik. Eşimin ve kayınvalidemin sayesinde burası doğdu.

Buradaki bütün her şey eşimin tasarımıdır. İşletmesini şuanda ben yürütüyorum. Kısacası, bizim hayal ettiğimiz bir cafe düşündük ve o da Lucina cafe oldu.E.T: Lucina Cafe, diğer cafelere göre farklı bir konseptte müşterilerine hizmet veriyor. Bu konsepti seçmenizin özel bir sebebi var mı?G.Y: Biz nasıl bir yerde mutlu oluruz diyerek çıktık yola. Buradaki her şey özenle ve zevkle seçildi. Nasıl bir yerde rahat oluruz diye düşündük ve böyle bir yer yapmak için kolları sıvadık.


Buranın konseptinde, az önce de söylediğim gibi eşimin ve kayınvalidemin büyük emekleri vardır. İnsanların rahat edebilecekleri bir yer yaptığımıza inanıyoruz. Bu konsepti seçmemizin sebebi insanların kendini rahat hissedebilecekleri, kafa dinleyebilecekleri şık ve huzurlu bir yer yapmaktı. Elimizden geldiğince de yaptığımıza inanıyoruz.E.T: Çok geniş bir menünüz var. Menünüzü hazırlanırken hangi aşamalardan geçiyor?G.Y: Yeni girdiğimiz bir sektör olduğu için yine biz neleri seviyoruz diyerek başladık menü hazırlamaya. Dünya mutfağını yapmaya karar verdik. Daha sonra müşterilerimizin görüşlerine göre menümüz şekillendi. Menülerimizin taze kalması için sürekli yeniliyoruz.

E.T: Lucina ismi nereden geliyor?G.Y: Üç ay boyunca isim koymak için düşündük. İsmin enerjisi bizim için çok önemlidir. Lucina, ışık saçan anlamına geliyor. Mitolojik bir ismi var. Aslında Lucina, çocuk doğduğunda ona ışık veren tanrıçanın ismidir. İki ismi var. Bizde bu sektöre yeni katıldık. Lucina bizim için heyecan verici bir yer haline geldi. Buranın bizim için yeni olduğu için, ışık saçsın diyerek bu ismi koymaya karar verdik.

E.T: Sizce bir cafe’nin olmazsa olmazı nedir?G.Y: Güler yüz ve iyi servistir. Servis personeli müşteriyle ilk teması kuran kişi olduğu için öncelikle güler yüzün önemli olduğunu düşünüyorum. Servis personeli, burada hepimizi temsil ediyor. Bu yüzden serviste veya iletişim de herhangi bir sorun, burada çalışan herkesi etkileyecektir.Bu keyifli sohbet için Gamze Hanıma çok teşekkür ediyoruz... e-Tadında Aralık ■ 2014 35


Lindt ile çikolata tadında bir yıl sizi bekliyor


Lindt Çikolata Ustaları’nın mükemmeliyetçi yaklaşımları, üstün kalitede malzeme seçimleri, zengin deneyimleri ve bilgilerinin muhteşem birleşimini çikolata tutkunlarına sunan Lindt ile tatlı başlangıçlarla dolu yeni bir yıla hazır olun.Yılbaşında ister kendiniz ister sevdiklerinize Lindt ile tatlı başlangıçlar hediye edebilirsiniz. Lindt’in yılbaşı dönemine özel Ayıcık, Noel Baba ve Kardan Adam şekillerindeki çikolataları, küçük büyük tüm çikolata tutkunlarının kalbini çalacak. Yılbaşına özel Lindt çeşitleri, tüm Macrocenter’lar ile belirli Migros, Carrefour ve şarküterilerde, yeni yıla benzersiz çikolata lezzetleriyle başlamak isteyenleri bekliyor.

Lindt ile çikolata tadında bir yıl sizi bekliyor

Yeni yıla nasıl başlarsanız öyle geçermiş… Lindt’in yılbaşına özel Ayıcık, Noel Baba ve Kardan Adam şekillerindeki çikolataları, tadına doyum olmaz bir yılı müjdeliyor.


Lokum.com,

Lokum.com

yeni yıl sofralarımıza

lezzet katacak paketler

hazırladı. Her bütçeye ve her

zevke uygun bu paketlerin

içinde yok yok.

Artık kilo vermenin zamanı geldi diyorsanız yeni yıl iyi bir başlangıç olabilir sizin için… Sevdikleriniz de sağlıklı beslensin istiyorsanız onlara yeni yılda farklı bir hediye verebilirsiniz.Sağlıklı beslenmek için sevdiğiniz lezzetleri hayatınızdan çıkarmak zorunda değilsiniz… Rafinera’nın “beslenme kutuları” tam size göre… Üstelik, günlük 5 öğün içeren paket, aralık ayı boyunca 29 TL’lik özel fiyatla…Adrese teslim yemek hizmeti veren Rafinera, doğru besinleri, doğru porsiyon ve kombinasyonlar ile beslenme programına almanın kilo vermeyi ve fit kalmayı sağlayacağına inanıyor.

Yeni yıla formda girin formda kalın!



Merdiven’de kış başka güzel!İstanbulluların Yeni Buluşma Adresi Merdiven, Yenilenen

Mönüsüyle Kışa Hazır Stil, kalite ve eğlenceyi bir araya getiren ve

İstanbul’un en keyifli buluşma noktalarından birisi olan Merdiven, kışın da iddialı mönüsüyle

misafirlerini ağırlamaya hazır! Yöresel lezzetlerden, dünya mutfağına kadar damak tadına uygun tüm

seçenekleri bir araya getiren Merdiven’de Dana Kaburga, Balkabaklı Cheesecake ve Kış Çayı öne

çıkan tatlar arasında.

Şehir içinde enfes bir yemek keyfi yaşamak isteyenlerin vazgeçilmez adresi Merdiven,

kışa hazır! Şık dekoru, kalitesi ve özenli servisi ile dikkat çeken Merdiven, kış mönüsünü

ile oldukça iddialı. Misafirlerine akşam saatlerinde küçük ama eğlenceli sürprizler

sunacak olan Merdiven, ziyaretçilerine konfor, lezzet ve rahatlığı bir arada sunmaya devam ediyor. Birbirinden lezzetli yemekleri,

tatlıları ve huzur dolu bahçesiyle yaz aylarının vazgeçilmez eğlence noktalarından birisi

olmayı başaran Merdiven, şimdi de zengin kış mönüsü ve çarpıcı tatlar ile misafirlerini

şaşırtmaya hazırlanıyor.



TANDIR’IN EN FARKLI,

EN LEZZETLİ ADRESİ:

TANDIR CANDIR

Anadolu’nun geleneksel mirasları arasında yer alan

tandırı, farklı konsepti ve

özel lezzetiyle Ataşehir’de

İstanbullularla buluşturuyor.


Tandır Candır, Anadolu’nun geleneksel mirasları arasında yer alan tandırı, farklı konsepti ve özel lezzetiyle Ataşehir’de İstanbullularla buluşturuyor.Alışılagelmiş et restoranlarının aksine tandırı fast food ile buluşturan Tandır Candır, şehir hayatının yoğun temposu içerisinde kısıtlı zamanı olan İstanbullulara eşsiz bir ‘Tandır’ ziyafeti vaat ediyor. Kendine Özgü Teknikle 8 Saatte PişiriliyorTandır Candır, tandırı yeniden yorumladığı adresinde lezzet avcılarını buluşturuyor, 8 saatte pişen mis gibi tandır lezzetiyle bambaşka bir deneyim sunuyor. Et kalitesi yönünden Türkiye’nin en iyisi olan kıvırcık ırkı koyun etiyle hazırlanan tandır menüleri, kendine özgü pişirme teknikleriyle müşterilerine sunuluyor.

Profilo Ev Aletleri bu yılbaşında da birbirinden güzel hediye seçenekleri

sunuyor. Kendisi küçük marifetleri büyük waffle keyfini evinize taşıyan

PSM2101X mini tost makinesi, yapışmayı önleyen PEI0800B

elektrikli ızgara, kırmızılı yeşilli albenili renkleriyle yeni PCK1274A/K/C

serisi su ısıtıcılar, hem sağlıklı hem de lezzetli yemekler yapılmasını

sağlayan PSC1002V buharlı pişiricive nefis aroma kokuları ve lezzetleriyle

ağzınıza layık kahveler yapan PCM1000X filtre kahve makinesi

Profilo’nun sevgili küçüklerinden sadece bir kaçı…

Profilo’nun Küçük Ev Aletleri serisinden

yeni yıla özel hediye seçenekleri




Her “Köşebaşı”’nda aynı lezzet, aynı tat

“Köşebaşı’nda buluşalım, Köşebaşı’nda görüşelim” telaffuzu kolay, akılda kalıyordu. Bir gün, Yapı kredi Bankalar Genel Müdürü Burhan Karaçam burasının ismi Köşebaşı olsun dedi.


Her “Köşebaşı”’nda aynı lezzet, aynı tat


“Köşebaşı’nda buluşalım, Köşebaşı’nda görüşelim” telaffuzu kolay, akılda

kalıyordu. İsmi belli değildi ama köşebaşının üçüncü binasıydı. Bir gün,

Yapı kredi Bankalar Genel Müdürü Burhan Karaçam burasının ismi Köşebaşı

olsun dedi, öyle de kaldı. Bundan 20 yıl önce ilk şubesi Levent’te açılan

Köşebaşı, şimdilerde Arap ülkelerinde hizmet veriyor. İlerleyen hedeflerinde ise, Avrupa ülkelerinde ilerlemek var.

Kendilerini “ Bir kebapçının İstanbul için lüksleşmiş halidir” diye anlatan Köşebaşı Restoranları Baş Aşçısı ve Mutfaklar Koordinatörü Sertan Çelikbaş ile Metronommedya muhabiri Rüya Meriçboyu söyleşi gerçekleştirdi.


E-Tadında: Öncelikle Köşebaşı Restoran’ın tarihinden bahseder misiniz? Sertan Çelikbaş: Köşebaşı yaklaşık yirmi yıl önce, Levent’te kuruldu. İlk şubemiz Levent’te açıldı. Yavaş yavaş kendi içinde büyüyerek, dünya çapında 32 şube olduk. İstanbul’da yaklaşık 9 şubeden oluşuyoruz. Yurtdışında büyüyerek ve gelişerek devam ediyoruz. Bahreyn, Dubai, Abudabi, Fas gibi Arap ülkelerinde de şubelerimiz bulunmakta. Bu yıl 20. yılımızı kutluyoruz. Yıl sonunda da açılacak 20 şubemiz var.

Kendilerini “ Bir kebapçının İstanbul için lüksleşmiş halidir” diye anlatan Köşebaşı Restoranları Baş Aşçısı ve Mutfaklar Koordinatörü Sertan Çelikbaş ile Metronommedya muhabiri Rüya Meriçboyu söyleşi gerçekleştirdi.

E.T: Köşebaşı Restoran ‘ın tatları hangi bölgeden geliyor? S.Ç: Genelde et yemekleri ve Akdeniz mutfağına yönelik lezzetler sunuyoruz. Köşebaşı, bir kebapçının İstanbul için lüksleşmiş halidir. Gittiğiniz bir kebapçıyı düşünürseniz, bir kebap restoranın daha iyi bir lezzetle lüks bir şekilde servise sunulmuş halidir. E.T: Dünyaca ünlü Time dergisinde İstanbul’un en iyi kebapçısı olarak yer almışsınız. Bu başarınızı neye bağlıyorsunuz?


S.Ç: Dünyanın en iyi 50 restoran ödülünü aldık, ayrıca dünyaca ünlü Time dergisine İstanbul’un en iyi kebapçısı olarak yer aldık. Onun dışında İspanya’da birçok firma tarafından ödüle layık görüldük. Zaman zaman gazetelerde top10 restoranlarda sürekli yer almaktayız. Başarımızın sırrı ise, yıllarca süren kalitemizi ve servisi korumak. Ürünlerdeki hassasiyet devam ettiği zaman, kendi başarınızı korumuş oluyorsunuz. E.T: Köşebaşı denilince akla gelen bir lezzet var mı?S.Ç: Belirlenmiş, kalıplaşmış bir lezzet yok. Köşebaşı denildiği zaman akla gelen kebap, terbiyeli şiş, şaşlık, çöp şiş, Tarsus kebabı. Şaşlık denildiği zaman ben bir dakika durulmasını tercih ediyorum. Bölge olarak Adana, Mersin. Akdeniz bölgesi, Toros salatası’nın lezzetleri sunuluyor. E.T: Şeflerinizi seçerken belli bir kriteriniz var mı?S.Ç: Şeflerimizin hepsi, kendi bünyemizde yetişiyor. Dışarıdan bir kişiyi alıp, eğitmekle uğraşmıyoruz. Şubelerimizde çalışan kişilerden kendini gösterenleri kademe kademe yükseltiyoruz. Sürekli eleman değiştiren değil, köklü kadrosuyla devam eden firmayız. E.T: Etlerinizi nereden temin ediyorsunuz?S.Ç: Etlerimiz Trakya’dan temin ediliyor. Çiftlik konusunda da yatırımlarımız devam ediyor.


E.T: 2015’ adım adım yaklaşıyoruz. Köşebaşı 2015’i karşılamak için menü hazırlığı yaptı mı?S.Ç: Yılbaşı menülerimiz de şu anda hazırlanıyor. Yılbaşında hindi satışımız olacak. Daha çok alakart menü ile devam ediyoruz. E.T: Şubelerinizde Arap kralını ağırladınız mı? S.Ç: Orada olamasam da şifahen Dubai Kralının geldiğini biliyorum. Arap ülkelerinde çok sevilen ve rövanşta olan bir firma olduğumuz için, açtığımız yerler Emirlikler tarafından ziyaret ediliyor.

E.T: Avrupa ülkelerinde büyümeyi, gelişmeyi düşünüyor musunuz? S.Ç: Arap ülkelerinde büyümeye devam ediyoruz. İlerleyen zamanlarda Avrupa ülkelerinde de şube açılımlarımız olacaktır. Bu keyifli söyleşi için Sertam Çelikbaş’a teşekkür ediyoruz.


TÜRKLER BAHARATLI SEVİYOR

Yapılan araştırmada katılımcıların beyin sinyalleri, deri iletkenlikleri, nabız değerleri ve kalp ritimleri ölçülerek dört farklı et ürünü çeşidini beğeni seviyeleri ile bu ürünleri ne kadar baharatlı ve acı buldukları ölçüldü. Ölçümler sonucunda katılımcıların, gereğinden fazla acı buldukları et ürünlerinde dahi beğeni

seviyelerinin yüksek olduğu gözlemlendi.


www.neurolize.com

TÜRKLER BAHARATLI SEVİYOR

Yapılan araştırmada katılımcıların beyin sinyalleri, deri iletkenlikleri, nabız değerleri ve kalp ritimleri ölçülerek dört farklı et ürünü çeşidini beğeni seviyeleri ile bu ürünleri ne kadar baharatlı ve acı buldukları ölçüldü. Ölçümler sonucunda katılımcıların, gereğinden fazla acı buldukları et ürünlerinde dahi beğeni

seviyelerinin yüksek olduğu gözlemlendi.


Akademetre ve Neurolize, tarafından yapılan Nöromarketing araştırmaları ışığında Türk halkının baharatı bol et ürünlerini daha çok beğendikleri ortaya çıktı. Araştırmada, katılımcıların büyük çoğunluğunun bu çalışma öncesinde baharatsız / acısız et ürünlerini daha çok sevdiklerini söylemesine rağmen sonucun tam tersini gösteriyor olması dikkat çekti.Yapılan araştırmada katılımcıların beyin sinyalleri, deri iletkenlikleri, nabız değerleri ve kalp ritimleri ölçülerek dört farklı et ürünü çeşidini beğeni seviyeleri ile bu ürünleri ne kadar baharatlı ve acı buldukları ölçüldü. Ölçümler sonucunda katılımcıların, gereğinden fazla acı buldukları et ürünlerinde dahi beğeni seviyelerinin yüksek olduğu gözlemlendi.

Baharatlı sevdiklerini bilmiyorlardıAraştırmada en çok dikkat çeken nokta, katılımcıların büyük çoğunluğunun çalışma öncesinde yapılan anketlerde baharatsız/acısız et ürünlerini daha çok sevdiklerini söylemesine rağmen sonucun tam tersini göstermesi oldu. Çalışmada az baharatlı bulunan ürünlerden çok baharatlı bulunan ürünlere doğru beğeni trendinin yükseldiği göze çarptı. Yapılan çalışma ile ilgili Neurolize Genel Müdürü Okan Özbek: “Pazarlama dünyasında eksik bir nokta olan içgörü noktasını, nöropazarlama ile objektif bir şekilde ortaya koyuyoruz. Bilinçaltına bilimsel yöntemlerle inerek gerçekleri su yüzüne çıkarıyoruz” şeklinde konuştu.

Nöropazarlama firmaları daha derin ve güvenilir bilgiye ulaştırıyorAkademetre’nin 14 yıllık pazar araştırma sektörü tecrübesini ve gelişmiş saha altyapısını, en ileri seviye teknoloji sistemleriyle sunduğu nöropazarlama hizmetiyle harmanlayan Neurolize, Türk halkının tat ve koku tercihlerine ışık tutmaya devam ediyor. Dünyada başka bir örneği bulunmayan bu birliktelik yiyecek, içecek üreticilerinden kozmetik sektörüne kadar geniş bir yelpazedeki firmaları, tat ve koku testlerinde daha önce hiçbir yerde ulaşamadıkları derin ve güvenilir bilgiye ulaştırıyor.



Seçkin bir atmosferde klasikleşen lezzetlerle misafirlerini ağırlamayı ve iş stresinden uzaklaşmayı isteyen kişiler iş dünyasına özel set menulerden veya arzuya göre a la carte menu üzerinden sunulan indirim imkanından yararlanabiliyor. Cipriani; plazaların yoğun olarak bulunduğu Levent’te merkezi konumu, lezzetleri ve servisi ile dikkat çekiyor. Öğle ve akşam iş yemekleri, akşam üstü iş çıkışı aperatifleri için tercih edilmesi düşünülen iş dünyasına yönelik set menulerde; Cipriani klasikleri yanı sıra mozzarellalı hafif başlangıçlar, karides salatası ve fener balığı gibi özel tatlar da bulunuyor.

CIPRIANI’den iş yemeklerine özel..Levent’te iş dünyasının kalbinde, The Istanbul EDITION’da hizmet veren Cipriani; sonbahar kış sezonunda, öğle ve akşam yemeği servislerinde iş dünyasına özel menuleri ile kısıtlı zamanda gerçekleştirilen iş yemeklerini daha keyifli ve verimli hale dönüştürecek uygun ortam ve lezzetler sunuyor.



Kezban İstanbul’da…Akın Restoran’ın gözdesi Kezban, kısa sürede sevenlerinin kalbinde taht kurdu.

“Akın Restoran” rahat ve samimi dekore edilmiş köy kahvesi konseptini temel alan dekorasyonuyla, sizi sabah kahvaltısından, öğle yemeğine, akşam arkadaşlarınızla keyifle sohbet edebileceğiniz, lezzetli sofralarda ağırlıyor.



Menüsünün en önemli detayı olan organik ürünler; Datça, Kastamonu, Antep, Rize ve Sakarya gibi Türkiye’nin özel yörelerinden özenle seçilip, müdavimleriyle buluşuyor.

“Akın Restoran”ın menüsünde yer alan Kezban Kavurma ve Kezban Izgara hem yapılışları hem de lezzetleriyle organik lezzet avcılarının favorisi haline geldi.


“Akın Restoran” her gün 09.00-00.00 arası sizleri farklı lezzet deneyimleri yaşamaya davet ediyor…

Kastamonu’dan özenle seçilen köy tavukları ve Rize’den gelen tereyağıyla yapılan özel sosla, bakır sahanda Kezban Kavurma olarak karşımıza gelirken, kömür ızgarada baharatlar eşliğinde, piliç göğüs ve pirzola şeklinde Kezban Izgara olarak servis ediliyor.


Kameriye, Lale Hat, Misk-i Amber, Kaf Dağı, Seyran, Peyke, Fal-An Filan… Türk Çağdaş Sanatının önde gelen isimlerinden Mehmet

Güleryüz’ün, Porland için tasarladığı “Masal” Koleksiyonu Contemporary İstanbul’da Görücüye Çıktı.


Kameriye, Lale Hat, Misk-i Amber, Kaf Dağı, Seyran, Peyke, Fal-An Filan… Türk Çağdaş Sanatının önde gelen isimlerinden Mehmet

Güleryüz’ün, Porland için tasarladığı “Masal” Koleksiyonu Contemporary İstanbul’da Görücüye Çıktı.


Sanatçı Mehmet Güleryüz’ün Porland için tasarladığı “Masal” Koleksiyonu tanıtım etkinliği, Contemporary Istanbul sanat fuarı kapsamında gerçekleşti. Cemiyet hayatının tanınmış birçok simasını ve sanatseverleri bir araya getiren etkinliğe, Porland Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Pamukçu ve eşi Yönetim Kurulu Üyesi Seyhan Pamukçu ev sahipliği yaptı.

Üç yıllık bir çalışmanın eseri olan Porland “Masal” koleksiyonu; Mehmet Güleryüz’ün deyişi ile İstanbul masallarının büyüsünü yaşatacak bir hikâye oluşturmak arzusu ile yaratıldı. Mehmet Güleryüz Masal koleksiyonunu ve masalsı yemek ritüelini şu şekilde tarif ediyor:

“Adı Masal… Tarifi hatırlayalım; yer ve zaman belirtilmeden, öğelerin gerçek dışı olabileceği falan… Ama aklımızda kalan, bize anlatılırken çocukluğumuzda, zihnimizde canlandırdığımız o resimler, bugün bile yerli yerinde durmazlar mı? Yeri belli, geçmişte bir yerde. Zaman ise özlediğimiz zaman. O sarmaşıklar ve güllerle kaplı olan Kameriye hangi gizemli bahçede idi ve hangi kitabın sayfalarından geliyordu o rayiha ya da Misk-ü Amber gibi mi kokardı Kaf Dağı’nın ardındaki çiçekler… Büyükannem Peykede oturmuş içerken kahvesini dizilmiş yanı başına. Eee sonra? Fal-an filan işte…

Bir daha, baştan…”


Porland’ın Masal koleksiyonunda, Kameriye, Lale Hat, Misk-i Amber, Kaf Dağı, Seyran, Peyke, Fal-An Filan isimli İstanbul zarafetini yansıtan desenler bulunuyor. Koleksiyon toplam 27 parçadan oluşuyor.



Erkeklerin tercihi kabak çekirdeği

Kabak çekirdeği son dönemde gide-rek daha geniş ilgiy-le tüketiliyor. Papa-ğan Kuruyemiş’in verileri, daha çok 35 yaş ve özellikle de 50 yaş üstü er-keklerin kabak çe-kirdeğini satın aldı-ğını gösteriyor. Satış kanallarından gelen bilgiye göre orta ve üst yaş grubundaki erkek tüketicilerin bir bölümü, pros-tat büyümesine iyi geldiği düşüncesiyle kabak çekirdeğini tercih ediyor.


KAĞIT KEBABI

MALZEMELER

400 gr kuşbaşı kuzu eti

400 gr arpacık soğan

2 adet havuç

2 adet orta boy patates

1 su bardağı bezelye

3 adet sivri biber

2 adet domates

Yarım çay bardağı sıvıyağ

Taze çekilmiş karabiber

Kekik

Tereyağı

Tuz

Yağlı Kağıt

Yemeğimizin hazırlanışı: Tavayı ocağa koyup ısıtın. Ya-rım çay bardağı sıvı yağ dökün. Etleri koyun. Çevirerek soteleyin. Etlerin rengi döndüğünde soğanları ilave edin. Karıştırarak kavurun. Havucu ekleyip soteleyin. Küp, küp doğranmış patatesleri ekleyin. Sotelemeyi sürdürün. Sivri biber, bezelye ve tuzu ekleyin. Birkaç dakika daha soteleyin. Yağlı kağıttan 25 cm uzunlu-ğunda bir parça kesin. Kağıdın ortasına iç malzemeyi koyun. Kekik ve taze çekilmiş karabiber serpin. 1 tatlı kaşığı kadar domates ilave edin. Üzerine yarım tatlı kaşığı zeytinyağı gezdirin. Malzemelerin üzerine küçük bir küp tereyağı koyun. Yağlı kağıdı kapatarak paket yapmaya başlayın. Kağıdın uç kısımlarını katlayın. Pişerken hava alması için üzerine bıçakla bir delik açın. 200-220 derecede ısınmış fırına verip 45 dakika pişirin. Kağıt kebabınız hazır. Kağıdı açarak servis yapabilirsiniz.

Afiyet olsun.

SelahattinDÜZGÜN


YILBAŞI HİNDİSİ

MALZEMELER

1 adet hindi 10 adet arpacık soğan 1 adet defne yaprağı 1 çay bardağı zeytinyağı 2 adet domates 4 adet sivri biber Tuz, karabiber, kırmızı biber İç Pilav İçin: 2 su bardağı pirinç 2 doluca yemek kaşığı tereyağı 2 çorba kaşığı dolmalık fıstık 1 kuru soğan 200 gram kuzu ciğeri 2 çorba kaşığı kuş üzümü 3 su bardağı et suyu Yenibahar, karabiber, tarçın, tuz

Yemeğimizin hazırlanışı: Öncelikle kasaptan aldığınız orta boy hindiyi iyice yıkayıp, süzün. Ayrı bir yerde soğanları rendeleyin. Sarımsakları dövün veya küçük küçük doğrayın. İçine iki limon suyunu ilave edin. Salçayı, tuzu, karabiberi, kekiği ve şekeri ekleyerek tüm malzemeleri iyice karıştırın. Hazırladığınız bu sosu tel süzgeçten geçirip, içine sıvıyağ ilave edin. Hindinin iç ve dış kısmına bu sosu fırça ile sürerek buzdolabında bir gece bekletin. Sosun arta kalanını saklayın. Ertesi gün fırın tepsisini sıvı yağla yağlayın ve hindiyi fırın tepsisine yerleştirin. Kalan sosu bir kez daha hindinin üzerinde gezdirin. Orta ısılı fırında üzeri nar gibi kızarana dek pişirin. Yılbaşı için hazırlayacağınız hindinin ya da tavuğun daha lezzetli olması için, mutlaka tarifini verdiğimiz bu sosta bir gece bekletin ve hindinin içini kestaneli pilavla doldurun.

Afiyet olsun.


Antakya ve Akdeniz mutfağının harmanlanmış tatları

“Lokanta Farina”

Hobi olarak başladığı yemek işini profesyonel hayata taşıdı. Önce yemekle ilgili dersler aldı, sonra da yemek kitabını çıkardı. Aynı zamanda Latince’de un anlamına gelen Farina ismiyle Lokanta Farina’yı açtı.


E-Tadında: Öncelikle sizi tanıyalım isterseniz, Jale Balcı kimdir?Jale Balcı: Finans sektöründeki sekiz yıllık çalışma hayatımdan sonra, hobi olarak başladığım yemek işine profesyonelce devam ederek, yemek sektörüne ciddi bir adım attım. Geldiğim toprakların insanını mutfaktan uzak tutmanız zordur. Benim de mutfakla hep yakınlığım vardı. Beslenme uzmanlığı, aşçılık ve sofra düzenleme konularında, yurtiçi ve yurtdışındaki deneyimli isimlerden uzun süreli eğitimler aldıktan sonra 2006 yılında ilk kitabım olan Keyifli Sofralar İçin 50 Pratik Mönü kitabını ( şu an 9. Baskıda) ve 4. Baskıda olan Aperitif Mönüler kitabımı 2008 yılının Aralık ayında son olarakta Antakya ve yemekleri kitabımı 2010 yılında (4. Baskıda) Remzi Kitabevi’nden çıkardım. Ayrıca Antakya kitabımın İngilizce versiyonu da mevcuttur.E.T: Lokanta Farina kısa süre önce müşterilerine kapılarını açmasına rağmen adından söz ettirmeyi başardı. Lokanta Farina’nın hikayesi nasıl başladı?J.B: Antiochia, Antakya mutfağını 2008 de kurdum. 2012 yılında ayrıldım. Konsept, mutfakta çok yaratıcı ve farklı şeyler yapmanız çok mümkün olmuyor. Evimi taşıdığım Zekeriyaköy tarafı çok hoşuma gitti.

Sevilen sunumları, kitapları ve beğenilen lezzetleriyle adından daha çok söz ettirecek olan Lokanta Farina’nın

sahibi Jale Balcı ile Metronom Medya muhabiri Emir Çavdar söyleşi gerçekleştirdi.

Daha keşfedilmemiş bölge olması sebebiyle yapılabilecek çok şey olduğunu düşündüm. Benim özelliklerimi taşıyacak kendime ait bir yer istedim ve Antakya mutfağını da içeren Akdeniz yemeklerinin olduğu bir mönü ile Farina’yı kurdum. Asmalımescit’ ten sonra biraz zor bir bölge oldu. E.T: Yemek sizin için ne ifade ediyor?J.B: Yemek yapmayı, organize etmeyi ve mutfağı çok seviyorum. Belki klişe olacak ama gerçekten tutku ile yapıyorum. Genelde yemeklerimin lezzeti ve sunumu çok beğenilir. İşimi yaparken heyecan duyuyorum. Dolayısıyla mutlu olduğumda karşı tarafta mutlu oluyor.E.T: Lokanta Farina’nın ismi nereden geliyor? İsmini seçerken nelerden ilham aldınız?J.B: İsim seçerken çok zorlandım. Sonuçta bir marka yaratıyorsunuz. İsmi ile var olmak diye bir şey vardır, inanırım. Dolayısıyla yemekle ilgili bir isim seçmeyi özellikle istedim. Her kesimden kişiye danıştım ve genelde herkesin hoşuna gitti. Latince Bir kelime olan Farina “un “demek. Yabancılar söylerken hiç zorlanmıyor. Kolay ve bereketli anlamı büyük. E.T: Antakya mutfağı ile ön plana çıkıyorsunuz, Antakya mutfağının en çok beğendiğiniz yemeği hangisi?J.B: Ben Antakya da büyüdüm.


Ve neredeyse tüm yemeklerini çok seviyorum. Birçok bölgenin mutfaklarını hem denedim, tattım hem de yaptım ama iddia edebilirim ki Dünya’da ki en lezzetli mutfak diyebilirim. Farklı bir lezzet, bir tat var oralarda.. Yaşanmışlık ve çok kültürlülük yemeklere yansımış. En çok mercimekli bulgur ve kısırını seviyorum ve sadece kışın pişen kabak borani yemeğini.E.T: Lokanta Farina’yı tasarlarken nelerden ilham aldınız?J.B: Farina’yı tasarlarken Antakya müzesinin ve etrafının dokularından ilham aldık diyebilirim. Çok sevkli ve keyifli bir yer oldu. Burayı tasarlayan Zehra Uçar ile birlikte bayağı yoğun bir dönem çalıştık. Şu an ki dekorundan ve ortamından çok memnunum. E.T: Müşterilerinizin en çok beğendiği yemeğiniz hangisi?J.B: Genelde hepsi beğeniliyor. Ama en çok falafel, satır et, somon avokado tartar ve levrek en çok tercih edilen lezzetler oluyor. Ama şu an hazırlamış olduğum Tüm mönü gayet seviliyor ve beğeniliyor. Mutluyum.E.T: Müşterilerinizden ve dostlarınızdan nasıl tepkiler alıyorsunuz?J.B: Daha çok kulaktan kulağa duyarak geliyorlar. Gurme restoran olarak biliniyor. Genelde sevilen ve lezzetli bir mutfağa sahip olduğum ve başında, mutfağında sürekli durduğum için, herkesin takdirini ve beğenisini almış durumdayız. Açıkçası gidişattan çok memnunum.

Klasik olmayı hedefliyorum umarım güzel bir geleceği olur Farina’nın.Söyleşi için Jale Balcı’ya teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.



Siemens’ten lezzette ince ayarlı yeni ankastre fırın

“Gelecek evinizde” yaklaşımıyla ileri teknoloji ürünleri evlerle buluşturan Siemens Ev Aletleri, yeni paslanmaz çelik ankastre fırını HB539E3T ile 8 ayrı pişirme moduyla mükemmel pişirme sağlıyor.



Tarihi 1900’lere dayanan köşk şimdilerde çok şık bir restoran.

MODA’NIN EN ÖZEL KÖŞKÜ“MODA SAKLI KÖŞK”


EN ÖZEL KÖŞKÜ“MODA SAKLI KÖŞK”


Saklı Köşk’ün tarihi oldukça eski bize buranın tarihini biraz anlatabilir misiniz?İnci Koç: 1909 yılında Romanyalı işadamı Miltiadi Patos’un kızı Mari için dünyaya gözlerini açtı. İstanbul’un en özel semtlerinden biri olan Moda’nın, en güzel köşklerinden biri oldu. 1937’de yeni sahibi ünlü karikatürist

Tarihi 1900’lere dayanan köşk şimdilerde çok şık bir restorana dönüştürülmüş. Restoranın orijinalliğinin bozulmaması için her şey

özenle seçilmiş. Mutfak Dostları Derneği Başkanı Zeynep Kakınç’a ait olan mekanın işletmecisi, İnci Koç Metronom Medya muhabiri

Emir Çavdar ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.

Cemil Cem’di. 1950’ye kadar da onu, kalemini, fırçasını, dostlarını çatısı altında barındırdı. İşletme bize geçmeden önce bir sene kapalı kalmış. Onun öncesinde de yine restoran olarak faaliyet göstermiş. Şu anda hala Restoran olarak faaliyet gösteriyor.E.T: Sizin hayatınızda Moda Saklı Köşk’ün nasıl bir yeri var?


İ.K: Köşk aslında benim ve bütün çalışanlar için bir ev gibi diyebilirim. Burada çalışan herkes aile gibidir. Herkes birbirine anlayışlı davranır. Kısacası, aile dediğimizde ne geliyorsa aklımıza, bizim için de saklı köşk bunu ifade ediyor.E.T: Müşterileriniz yemeklerinizi çok övüyorlar. En çok beğenilen yemeğiniz hangisi?İ.K: Sıcak başlangıçlarda, deniz mahsullü içli köftemiz var. Bu her yerde bulabileceğiniz bir lezzet değildir. Onun dışında Arnavut ciğeri var. Hiçbir yerde bu kadar lezzetlisini yiyemeyeceğinizi garanti ederim. Bu konuda müşterilerimizde bizimle aynı fikirdeler. Soğuk başlangıçlar da 6 saatlik pişirme süresi olan barbunyamız var. 8 saat pişirilen kuzu butumuz da en çok sevilen yemeklerimiz arasındadır.E.T: Burada restorandan ziyade müze havası var. Müşterileriniz burada en çok neyi merak ediyorlar?İ.K: Daha çok Saklı Köşk’ün hikayesini merak ediyorlar. Onun dışında yemeklerimizin lezzetlerinin nereden geldiğini merak ediyorlar.


Bizim o konuda ki en büyük şansımız mekanın Zeynep Kakınç’a ait olmasıdır. Kendisi Mutfak Dostları Derneği başkanıdır. Zeynep Kakınç ve Adnan Şahin burası açılmadan önce Türkiye’yi karış karış gezip Anadolu’nun en meşhur yemeklerini buraya getirdiler. Adnan Şahin, Anadolu Halk Mutfakları Derneği başkanıdır. Kısacası buraya alınan her şey, yerinden, yöresinden gelir.E.T: Nasıl bir müşteri kitleniz var?İ.K: Entelektüel bir kitleye hitap ediyoruz diyebilirim. Yaş olarak bakarsak da, genç kesiminde oldukça ilgi gösterdiği ama orta yaşlı kesimin daha çok ilgisini çeken bir yer burası. Yabancı misafirlerimiz de yoğun ilgi gösteriyorlar. Köşk’ün her yeri ayrı bir hikaye olduğu için yabancı ve Türk misafirlerimiz buraya hayranlıkla bakıyorlar.E.T: Sizce buranın en büyük özelliği nedir?İ.K: Burada gördüğünüz her şey orijinaldir. Köşk’ün kendine özgü bir karakteri var.


Bizde, renk seçimlerinden çatal bıçak takımlarına kadar her şeyi bu karakteri etkilemeyecek şekilde seçiyoruz.

Buranın başka bir özelliği de az önce de söylediğim gibi Zeynep Kakınç’tır. Zeynep Hanım Köşk’e çok emek harcadı. Misafirlerimiz yemeklerimizi her beğendiğinde, buraya harcanan emeklerin boşa olmadığını bir kez daha anlıyoruz. Bu keyifli ve lezzetlerde dolu sohbet için İnci Hanıma çok teşekkür ederiz...


The Marmara Taksim Chocolate Shop’dan El Yapımı Yeni Yıl Çikolata Sepetleri


The Marmara Taksim Chocolate Shop’un yeni yıla özel olarak hazırladığı çikolata sepetleri

2015’i unutulmaz kılmayı amaçlıyor. Değişmeyen lezzeti,

kalitesi ve farklılığı ile öne çıkan Chocolate Shop’ta,

özel reçetelerle hazırlanmış el yapımı çikolatalardan oluşan yeni yıl sepetleri;

gümüş kaplama sepeti ve fuşya rengindeki ambalajıyla

müdavimlerini bekliyor.

Bu görkemli sepetin içerisinde; el yapımı spesiyal truffle,

çikolata kaplı gofret, portakal kabuğu, madlen çikolata,

çikolatalı lokum, pembe badem drajenin yanı sıra gümüş

kaplama saplı peynir tabağı ve peynir seti de yer alıyor.

Yeni yıla özel olarak hazırlanan el yapımı çikolata sepetleri lezzetiyle baş döndürürken, şık ve cazibeli ambalajıyla da göz dolduruyor.

84 e-Tadında ■ Aralık 201484 e-Tadında ■ Aralık 2014

100 yıllık deneyimini, yenilikçi ve dinamik üretim anlayışı ile birleştiren

Kemal Kükrer geliştirdiği lezzetler ile fark yaratıyor. Türk mutfağının

başrolündeki tatlardan biri olan “acı” Kemal Kükrer kalitesiyle sofralarımıza

geliyor. Yerli biberler kullanılarak hazırlanan Acı Sos, Türk damak tadına

uygun üretiliyor.

Dünyanın en zengin mutfaklarından birine sahip ülkemizde, hangi yöreye

gidilirse gidilsin acı tatların ayrı bir yeri olduğu muhakkak… Çorbalara eklenen,

etleri marine eden, makarna soslarını tatlandıran, sebze yemeklerinin cazibesini

artıran, mezelerde farklılık yaratan hep o meşhur biberlerimiz değil mi…

Sofraların vazgeçilmezi acıyı yöresellikten çıkaran Kemal Kükrer “Acı Sos”u üretti.

Arkasında 100 yıllık deneyimin gücü olan Acı Sos, üstün kalitesiyle lezzetten ödün

vermeyenlere hitap ediyor. Kemal Kükrer tesislerinde hazırlanan Acı Sos; özenle

seçilen yerli acı biberler ile (Antep, Urfa, Hatay yörelerinin kaypa, toz, pul, isot,

frenk, yakan biber, biberiye biberlerinden) Türk damak tadına uygun olarak üretiliyor.

Sevmek hiç bu kadar acı vermemişti…


Yemeksepeti online yemek sipariş alanında Ürdün’de pazar lideri olan ifood.jo’nun çoğunluk hisselerini satın alarak, global büyüme hedefleri doğrultusunda bir adım daha attı. Bu yatırımla hizmet verdiği ülke sayısını Türkiye dahil 8’e çıkaran Yemeksepeti bulunduğumuz coğrafyadaki liderliğini pekiştirdi. Online yemek siparişi pazarındaki en büyük global oyunculardan biri olduklarını söyleyen Yemeksepeti CEO’su Nevzat Aydın, “Potansiyel gördüğümüz pazarlarda satın almalarla yolumuza devam edeceğiz” dedi.

Yemeksepeti yurt dışında satın almalarla büyüyor

Ürdün ve bölgenin Türkiye’ye benzerliğinden bahseden Yemeksepeti CEO’su Nevzat Aydın, “Yeni girdiğimiz pazarlarda nüfus ve satın alım gücünün önemi kadar o pazarın dengeleri ve kültürünü de bilmek gerekiyor. Bu anlamda Yemeksepeti’nin Türkiye’de elde ettiği başarıyı tüm bölgede de yakalayacağını öngörüyoruz. Ürdün’de ifood.jo’ya yaptığımız yatırım, Yemeksepeti’nin yurtdışı hedeflerinde ne kadar kararlı adımlarla ilerlediğinin bir göstergesi. Bundan sonra da potansiyel gördüğümüz pazarlarda satın almalarla yolumuza devam edeceğiz” dedi.

Sevmek hiç bu kadar acı vermemişti…

e-tadındae-tadında

Bir sonraki sayımızda görüşmek üzere hoşcakalın

Documents

E Tadında Sayı 22