8
17 EKİM 2011 www.solunum.org.tr Bizi takip edin twitter.com/solunum facebook.com/TUSAD ağlık Bakanlığı Da- nışmanı Dr. Ali Edi- zer, SUT uygula- malarını değerlendirdi. So- runun SUT Uygulamala- rında Göğüs Hastalıklarına özel çizilmiş sınırlar olma- masından kaynaklandığını ifade eden Dr. Edizer, “Has- talığın adı solunum has- talıkları ancak sahibi sadece göğüs hastalıkları uzmanları değil. Türkiye’deki hekim ihtiyacından dolayı hasta erişimine engel olmamak adına, dahiliyeciler, en- dokrinologlar, göğüs hastalıkları uz- manları diğer branşlarla birlikte tedaviyi sürdürüyor. Sınır koyamadığımız sürece sorun devam edecek. Uzmanlık branşında statin gibi ilaçların reçete ve muafiyet raporla- rının yazılamaması gibi bir sorun vardı. Statin özelinde değil genelde olan bir sorun bu. Şu anda Sağlık Güvenlik Kurumu’nda taslak olarak imzayı bekliyor. Daha kap- sayıcı çözümler bulunacak. Bir önceki Sağlık Uygulama Tebliği’nde özellikle yatan hastalarda Antibiyotiklerin kullanılması ile ilgili sorunlar vardı. 3. basamakta pnömoni teşhisi ile yatan hastaların antibiyotikleri göğüs hastalıkları uz- manlarınca reçetelenibiliyor. Yapılan düzeltmeler, çok büyük oranda ihtiyacı karşılıyor. Daha önce sadece enfeksiyon hastalıkları uzmanlarının onayıyla kul- lanılabiliyordu.” dedi. ağlık Bakanlığı Personel Genel Müdür Yardımcısı Dr. Güven Bektemur, “Göğüs Hastalıkları Uzmanlarının is- tihdamı, Sağlık Bakanlığı uygulamaları ve diger ülke örnekleri” üzerinde durdu. Tür- kiye’de 1800 Göğüs Hastalıkları Uzmanının bulunduğunu ifade eden Dr. Bektemur, 2007’den 2011’e kadar yılda 100 göğüs hastalıkları uzmanının sisteme dahil oldu- ğunu söyledi. Türkiye’deBirGöğüsHastalıklarıUzmanına40BinKişiDüşüyor ongre’nin en ilgi çeken oturum- larından biri de “Mini Konferans” olarak düzenlenen ve oturum başkanlıklarını Dr. Mecit Süerdem ile Ali Kadri Çıtak’ın üstlendikleri oturum oldu. Uzmanlık öğrencisi, göğüs has- talıkları uzmanı, Sağlık Bakanlığı gö- zünden sorunların ve çözüm önerilerinin ortaya konduğu toplantı, katılımcıların yoğun ilgisi nedeniyle interaktif bir çalışmaya dönüştü. GÖĞÜS HASTALIKLARI UZMANLIK SORUNLARI TARTIŞILDI K SUTUygulamalarındaGöğüs HastalıklarınaÖzelÇizilmişSınırlarYok S S

GÖĞÜS HASTALIKLARI SUTUygulamalarındaGöğüs UZMANLIK ... · ve maling patoloji-lere neden olmuyor. NP’in allerjik, im-munolojik, inflama-tuvar, tromboembo-lik, destruktif,

Embed Size (px)

Citation preview

17 EKİM 2011 www.solunum.org.trBizi takip edin twitter.com/solunum facebook.com/TUSAD

ağlık Bakanlığı Da-nışmanı Dr. Ali Edi-zer, SUT uygula-

malarını değerlendirdi. So-runun SUT Uygulamala-rında Göğüs Hastalıklarınaözel çizilmiş sınırlar olma-masından kaynaklandığınıifade eden Dr. Edizer, “Has-talığın adı solunum has-talıkları ancak sahibi sadece göğüshastalıkları uzmanları değil. Türkiye’dekihekim ihtiyacından dolayı hasta erişimineengel olmamak adına, dahiliyeciler, en-dokrinologlar, göğüs hastalıkları uz-manları diğer branşlarla birlikte tedaviyisürdürüyor. Sınır koyamadığımız sürecesorun devam edecek. Uzmanlık branşında statin gibi ilaçların

reçete ve muafiyet raporla-rının yazılamaması gibi birsorun vardı. Statin özelindedeğil genelde olan bir sorunbu. Şu anda Sağlık GüvenlikKurumu’nda taslak olarakimzayı bekliyor. Daha kap-sayıcı çözümler bulunacak.Bir önceki Sağlık UygulamaTebliği’nde özellikle yatan

hastalarda Antibiyotiklerin kullanılmasıile ilgili sorunlar vardı. 3. basamaktapnömoni teşhisi ile yatan hastalarınantibiyotikleri göğüs hastalıkları uz-manlarınca reçetelenibiliyor. Yapılandüzeltmeler, çok büyük oranda ihtiyacıkarşılıyor. Daha önce sadece enfeksiyonhastalıkları uzmanlarının onayıyla kul-lanılabiliyordu.” dedi. �

ağlık Bakanlığı Personel Genel MüdürYardımcısı Dr. Güven Bektemur,“Göğüs Hastalıkları Uzmanlarının is-

tihdamı, Sağlık Bakanlığı uygulamaları vediger ülke örnekleri” üzerinde durdu. Tür-

kiye’de 1800 Göğüs Hastalıkları Uzmanınınbulunduğunu ifade eden Dr. Bektemur,2007’den 2011’e kadar yılda 100 göğüshastalıkları uzmanının sisteme dahil oldu-ğunu söyledi. �

Türkiye’de�Bir�Göğüs�Hastalıkları�Uzmanına�40�Bin�Kişi�Düşüyor

ongre’nin en ilgi çeken oturum-larından biri de “Mini Konferans”olarak düzenlenen ve oturum

başkanlıklarını Dr. Mecit Süerdem ileAli Kadri Çıtak’ın üstlendikleri oturumoldu. Uzmanlık öğrencisi, göğüs has-talıkları uzmanı, Sağlık Bakanlığı gö-zünden sorunların ve çözüm önerilerininortaya konduğu toplantı, katılımcılarınyoğun ilgisi nedeniyle interaktif birçalışmaya dönüştü. �

GÖĞÜS HASTALIKLARI UZMANLIK SORUNLARI TARTIŞILDIK

SUT�Uygulamalarında�Göğüs�Hastalıklarına�Özel�Çizilmiş�Sınırlar�Yok

S

S

Bizi takip edin twitter.com/solunum facebook.com/TUSAD

OTURUMLAR

igara kadınları erkeklere göre daha olumsuzetkiliyor. Sigara içmediği halde KOAH gelişenkadınların %85’i kadın.

Bunun nedeni hormonlar, biomasslar ve genetikfaktörler. Türkiye’de yapılan bir çalışmaya göre,

eğer evde biomass kullanılıyorsa, KOAH gelişmeriski 2.5 kat artıyor. Yurt dışındaki çalışmalardaKOAH’lı kadınların birinci derece kadın akrabalarınınakciğer fonksiyonlarının erkeklere göre daha kötüolduğu gözleniyor. �

Oturum başkanlığını Dr. Müzeyyen Erk ve Dr.Arzu Mirici’nin yaptığı oturumda kadınların akci-ğer hastalıklarına maruziyeti ele alındı. PaneldeDr. Esra Uzaslan “KOAH ve Kadın”, Dr. DaneEdiger “Astım ve Kadın” ve Dr. Günay Aydın “Ak-ciğer Kanseri ve Kadın” başlığı altında, akciğerhastalıklarının kadınlar üzerinde görülme sıklığınıve nedenleri konusunda katılımcıları aydınlattılar.

Astım�Kadınlarda�%50�Daha�Sık�Görülüyorstım kadınlarda %50 daha sık görünüyor vedaha ağır seyrediyor. Üreme dönemindeki kadınlarda menstrüel

siklusla astım kötüleşiyor. Kadın olmak astım içinşiddetini artıran bir durum.

Menopoz döneminde kadınlarda astım sıklığınınazaldığı ortaya konmuş. Bu durum astımda kadınhormonlarının önemini destekleyen bir bulgu. Me-nopoz döneminde HRT yapılıyorsa astım riski tekrarartıyor. �

Akciğer�Kanseri�Kadınlar�İçin�Mortalite�Riski�En�Yüksek�Kanserigara içen erkeklere göre sigara içen kadınlarınküçük hücreli, akciğer kanserine yakalanmariski daha fazladır. Erkeklerde risk: 11.4-

37.5 artarken, kadınlarda risk: 37.6-86 kat art-maktadır.

Kadınlardaki akciğer kanseri ölüm hızları ilesigara içme oranları arasında paralellik vardır.

Kadınlarda erkeklere kıyasla, karsinojen de-toksifiye eden bir genin eksik olduğu bildiril-miştir . �

AKCİĞER HASTALIKLARI VE KADIN PANELİ

2

S

A

S

KOAH�Kadınlarda�Daha�Kötü�Seyrediyor

Bizi takip edin twitter.com/solunum facebook.com/TUSAD

OTURUMLAR

3

anserli hastada yoğun bakımkriterlerinin neler olduğu, yo-ğun bakımda yaşam desteği-

nin nereye kadar sürdürülebileceği,akut solunum yetmezliği bu otu-rumda ele alındı. Oturum başkan-lıklarını Dr. Murat Sungur ve Dr.Oktay Demirkıran’ın üstlendikleripanel katılımcıların akıllarındakisoruları yanıtlamalarına yardımcıoldu.

Kanserli Hastalarda Yoğun Bakım Kriterleri Neler Olmalı?

Dr. Arzu Topeli İskitbu konuda şunları söyle-di:

� Yoğun bakıma yatışkararını verirken, kansertipi ve tedavi yanıtı çokönemlidir. � Mutlaka onkolog ve

yoğun bakımcı buna birlikte kararvermelidirler. Eğer hasta yeni tanı,remisyonda bir hasta ise ve yaşambeklentisi 1 yıldan daha yükseksetam destek verilmeli.

� Yaşam beklentisi düşük dahi olsabu hastalara yoğun bakım denemesiyapılmalı. � Birinci basamak tedavi alan has-talara yine yoğun bakım denemesiyapılmalıdır. � Beklentinin düşük olduğu hasta-larda, relaps refaklakter tablosu

olan hastalara çok fazlainvaziv mekanik venti-lasyon düşünülmemeli. � İkinci basamak tedavialan hastalarda, beklentiyüksekse tedavininolumlu sonuçlanması ne-deniyle bu hastalara daistisnai yatışlar uygula-nabilir.

� Otolog kemik iliği transplantas-yonu yapılan ama GVHD geliş-memiş hastalarda sağkalım oldukçayüksek o yüzden tam destek veri-lebilir. Ama allojenik KİT hastalarıözellikle GVHD geliştiyse bu has-taların prognozu çok kötüdür. Kont-rol altında bir GVHD varsa yoğunbakım denemesi yapılabilir.

Yoğun Bakımda Yaşam Desteği Nereye kadar?

Dr. Daniel De Backer: bu konudaşunları söyledi:

“Kanserli hastalarda yoğun ba-kımda nereye kadar gitmeliyiz, so-rusunun cevabı, tedavi amacımızdagizli. Hastanın durumunu ona özgüolarak bireyselleştirmeliyiz. Yoğunbakıma gelen hataların %40’ı solidtümörler, %50’sinden fazlası lösemive lenfoma hastası olarak geliyorlar.

Post operatif bakım ve sepsis gibinedenlerle de yoğun bakıma gelenlervar. Belki de yakın birgelecekte HİV hastalarınıda yoğun bakıma alaca-ğız.

Yoğun bakımda destekverdiğimiz hastanın has-talığının evresi de çokönemlidir. Akciğer kan-serinde erken evrede prog-noz, ileri evreye göre çok

daha iyidir. Daha agresif tedavi ver-mek için hastalığın evresi önem ka-

zanır. Yoğun bakımdahastanın tedavisininamacı hastanın yaşamınısonuna kadar kaliteli şe-kilde sürdürmesini sağ-lamaktır. Ancak bunuyaparken bazı sınırla-malar getirmemiz veönlemler almamız ge-reklidir.” �

KANSERLİ HASTADA YOĞUN BAKIM KAVRAMIK

Bizi takip edin twitter.com/solunum facebook.com/TUSAD

OTURUMLAR

4

GİRİŞİMSEL BRONKOSKOPİDE GÜNCEL KONULARturum Başkanlığını Dr. Benan Çağla-yan’ın yaptığı toplantıda Dr. SerdarErturan “Dinamik hayavolu kollapsi”,

Dr. Turhan Ece “Endobronşiyal volüm kü-çültme”, Dr. Levent Dalar “Alveoloskopi”konularını anlattılar.

Yedikule Göğüs Hastalıkları ve GöğüsCerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndenDr. Levent Dalar bize girişimsel bronkos-kopinin önemli uygulamalarından olan al-veoloskopiyi anlattı:

Alveoloskopi nedir?Bir mikroendoskopi sistemi. Bu

adın verilmiş olmasının nedeni al-veol yapısına kadar, bronş ağacınıgörüntüleyebilmeye olanak sağla-ması. Yaklaşık 10 yıldır gastroen-teroloji kliniklerinde günlük pratiktekullanılan, gastroenterolojinin kendiözellikleri nedeniyle de oldukçakullanışlı, fayda sağlayan bir yön-tem.

Göğüs hastalılarında kullanımı oldukçayeni. Bir takım özel topiklerde kullanımı

umut vaadediyor. Bunlardan bir tanesi in-terstısyel akciğer hastalıklarının yerinde gö-rüntülenmesidir.

Ülkemiz için henüz yeni ama Avrupa veAmerika için oldukça önemli bir hasta grubuolan akciğer nak yapılmış hastalarda, akutreddin ya da kronik reddin değerlendiril-

mesine olanak sağlıyor. Son ERS Kongre-si’nde bu konu ile ilgili çok sayıda çalışmavardı. Bunun nasıl verimli kullanıldığınadair onu baz alabiliriz. Bunun dışında mik-robiyal akciğer hastalıklarında, bir takımbakteriyel pnömoniler gibi özellik arz edenmorfolojiye sahip bakterilerin ya da orga-

nizmaların tanımlanmasında alveoloskopiçok yetkin bir yöntemdir.

Tecrübe gerektiyorAncak bir takım kısıtlılıklar da içeriyor.

Bunlardan bir tanesi görüntünün gerçekdoku rengi ile uyumlu olmayışı. Siyah beyazbir görüntü elde ediyorsunuz. Gastroenterolojiuygulamalarından farklı olarak histolojikyapı çok tipik, bakar bakmaz tanınabilecekbir yapı değil. O yüzden bir göz aşinalığı

ve kompetanlık istiyor. Gördüğü-nüz yerden herhangi bir doku ör-neği almanız da mümkün değil.Doku örneği alamadığınız için his-tolojik bir tanımlamaya da gide-miyorsunuz. Sadece yapanın göz-lem gücüne ve dökümantasyonadayalı. Bu bir hadikaptır. Üreticifirma bunu aşmaya çalışıyor. Muh-temelen önümüzdeki yıl ruhsatınıalacakları endomikroskopi siste-

mine adapteedilecek bir iğne de tasarladı.Bu sayede bir doku örneği alabilmek müm-kün olacak. �

O

5Bizi takip edin twitter.com/solunum facebook.com/TUSAD

HABERLER

ÜSAD AKADEMİ yönetim kurulu 15.10.2011 tarihinde toplandı. Dr.Mukadder Çalıkoğlu, Dr. Veysel Yılmaz, Dr. Oğuzhan Okutan,Dr. DenizKöksal, Dr. Arzu Mirici, Dr. Meral Gülhan, Dr. Ülkü Yılmaz Turay ve Dr.

Mustafa Özhan’dan oluşan TÜSAD AKADEMİ. Yönetim Kurulu toplantısınıgerçekleştirerek 2012 yılı kurs, bölgesel sempozyum ve AKADEMİ Kampı faa-liyetlerini planladı. Bilindiği gibi TÜSAD AKADEMİ, TÜSAD’ın kongre dışındakalan tüm bilimsel organizasyonlarını gerçekleştiriyor. �

TÜSAD�AKADEMİ�Yönetim�Kurulu�Toplandı

TÜSAD ve Türk Toraks Der-neği’nin bilimsel işbirliğisonucu ortaya çıkan Doğu

Karadeniz Buluşması toplantısınınbilimsel sonuçları yanında sosyalsonuçları da ortaya çıkıyor. Bi-

limsel paylaşımın, sosyal payla-şıma da dönüştürüldüğü organi-zasyona katılan hekimlerin çek-tikleri fotoğraflar SOLUNUM2011 Kongresi’de stand alanındasergileniyor. �

T

Doğu�Karadeniz�Buluşması�Fotoğrafları�Kongre’de�Sergileniyor

Posterlerimiz�Elektronik�OrtamdaSergilenmeyeDevam�Ediyor

ÜSAD çevreye duyarlılıkmisyonunu sürdürüyor. Or-manların yok olmaması için

bir katkı da TÜSAD veriyor. Geç-tiğimiz yıllarda başlattığı ve kağıtisrafını önlemeye yönelik e-pos-terlerin elektronik ekranlardan iz-lenmesi yöntemi bu yıl da devamediyor. E-poster uygulaması biryandan kağıt israfını önlerken,diğer taraftan da, poster sahiplerininkongreye ulaşımları sırasındakiseyahat konforunu artırıyor. �

T

6 Bizi takip edin twitter.com/solunum facebook.com/TUSAD

OTURUMLAR

on yıllarda ülkemiz de dahilolmak üzere dünyanın birçok yerindeki akademi çev-

relerince “Nanoteknoloji: geleceğinharika dünyası” başlığı altındantoplantılar, seminerler, paneller dü-zenlenmektedir.

Nanoteknoloji Nerelerde Kullanılıyor?

Bu gün itibarıyla 700-800 çeşitnanoteknoloji ürününün günlükyaşantımızda girdiği ifade ediliyor.Onlardan bir kaçı: bebeklerimizegiydirdiğimiz kir tutmaz elbiseler,yemek masalarımıza serdiğimizleke tutmaz masa örtüleri, evleri-mizin, arabalarımızı su tutmaz-ıs-lanmaz-kirlenmez boyaları, sabah-ları traş olduktan sonra kullandı-ğımız losyonlar, hepimizin vaz-geçilmezi olan güneş kremleri,hatta hatta “tanı ve tedavi ama-cıyla” bir takım ilaç-tıbbi uygula-malar…

Nanopartiküller Geleceğin Aspesti mi?

Biz akademisyenler kuşkulu ol-mak mutlaka madalyonun öbürtarafını da incelemek zorundayız.İinsanlık tarihi benzer trajedileriyaşadı, hala da etkisini görüyorbir kısmının…

Benzer Durum Aspestte de Yaşanmıştı

Dünyanın değişik yerlerinde tek-tük yapılan çalışmalardaki veriler

doğruysa ki çoğu doğrulanmış ça-lışmalardır; “nanopartiküller gele-ceğin asbesti olabilir” söylemininbile az olduğunu gösteren emarelervar. Çünkü asbestin bu kadar teh-likeli olmasındaki ana unsurlardanbiri asbest’in “lif” yapısında olması,yani en/boy oranının 1/3’ün üze-rinde olması; enine göre boyu nekadar uzunsa o kadar patojen ol-duğunun gösterilmesiydi. Bu özel-liği nedeniyle solunum yoluylaalındığında akciğerlerden temiz-

lenme potansiyeli azaldığı için pa-tolojik değişikliklere yol açmak-taydı. Ancak özellikle de yeni tipnano partiküllerde en-boy oranıboy lehine bırakın 3 katını binler-ce-on binlerce katını geçecek şekildelifsel özellik gösteriyor. O nedenleen tehlikeli asbest formlarıile kontrollü yapılan de-neysel hayvan çalış-malarında kanse-rojen (mezotelyo-ma) potansiyeliasbest liflerindençok çok daha fazlaboyuttadır...

NP açısındanişin vahim olandiğer bir yönü iseasbestin vücuttatehlike oluşturacaktek giriş yolunun so-lunum yolu olduğubilgisiydi. Yapılanbirçok çalışmada

asbest’in vücuda solunum-inhalas-yon yolu dışındaki cilt-sindirimyolları ile girişlerinde bir tehlikeninolduğuna dair somut veri yoktu,hala da öyle bir veri yok. Ancakmaalesef yapılan ilk deneysel ça-lışmalarda sindirim yolu ve hasarlı

cilt yoluyla vücuda NP giri-şinin mümkün olduğunu

gösteren çok ciddi ka-nıtlar mevcuttur. Bel-ki bundan da tehli-kelisi, NP sadeceasbest gibi solunumsisteminde bening

ve maling patoloji-lere neden olmuyor.

NP’in allerjik, im-munolojik, inflama-tuvar, tromboembo-lik, destruktif, irre-

versbl patolojilere deyol açabildiğinedair çok ciddi ka-nıtlar var. �

SNANOPARTİKÜL: GELECEĞİN KORKULU RÜYASI

KG2�Karşıt�Görüş�OturumuBugün�12.00-13.00�Salon�E

Prof. Dr. İbrahim Akkurt

7Bizi takip edin twitter.com/solunum facebook.com/TUSAD

arap, her şeyden önce canlıbir varlıktır. Doğar, büyür,olgunlaşır, yaşlanır ve ölür...

Kendine ait bir kültürü vardır...Yaşamdan aldığınız lezzeti art-tırmak için size önerilerde bulu-nur.Ama bunların hepsinde sizdenilgi bekler.. Siz şarapla ne kadarilgilenirseniz o size kendini okadar açar! Siz onu anlamayabaşlayıp daha çok ilgilendikçe odaha da serpilir. Bu, karşılıklısevgi ile artarak devam eder..

Şarap, tamamen kişiye özelbir içecektir. Bir başkasının be-ğendiği şarabı siz sevemeyebi-lirsiniz veya dünyanın en pahalışarabı sizin favorileriniz arasınagiremezken, sıradan bir şarapsizin en sevdikleriniz arasındaolabilir. “Ben şaraptan anlamam”aslında şarap için söylenebilecekson sözlerden biridir.

Şarabın Kalitesini BelirleyenUnsunlar nelerdir?

Şarabın kalitesini belirleyenen önemli faktör “terroir”- (teruar)yani, üzüm cinsi, bağ koşulları(yağmur, güneş, rüzgar, iklim)insan faktörü, üretim tekniği, yaş-landırılması, ve şişede saklanmakoşullarıdır. Bu koşulların hepsibirbirine bağımlıdır. Bir tekiningerçekleşmemesi şarabın kalitesiüzerinde olumsuz rol oynar.

İyi Şarabı Nasıl Anlarız?İyi bir şarabın özelliği renk

ve kokuda kusur bulunmaması,damakta dengeli olması ve ya-nında tercih edilen yemeklerleuyum sağlamasıdır.

Şarap alırken veya restaurantdaşarap seçerken dikkat edeceğinizen önemli nokta yanında yiyece-ğiniz yemektir. Eğer aperitif ola-rak şarap alıyorsanız, taneni (bu-

rukluk) düşük, orta asitli bir şarapseçebilirsiniz ya da peynir taba-ğının eşlikçisi olacaksa, yüksekasitli mesela Emir üzümündenyapılmış bir şarap doğru seçimolacaktır. Ancak, yemeğe uygunbir şarap içinse, şarabın yapıldığıüzümler ve üretildiği bölge hak-kında edineceğiniz birkaç bilgisize şarap seçiminde çok yardımcıolacaktır. Eğer restaurantdaysanız,servis elemanından da önerileralabilirsiniz. Bunun yanı sıra eti-ketlerdeki tarihler de size yolgösterecektir. Eski tarihli şaraplar,eğer özel koşullarda üretilmemişve gerektiği gibi saklanmamışsa,büyük bir olasılıkla bozuk olabilir.Bu sebeple şarap aldığınız yeride doğru seçmelisiniz. Doğrusaklama koşullarının uygulan-madığı yerlerden alacağınız şa-raplar sizi hayal kırıklığına uğ-ratabilir. �

ŞARAP KİŞİYE ÖZEL BİR İÇECEKTİRS

aşarılı bir kongrenin sonunayaklaşıyoruz. Çalışmaları-mızın ödüllerini almak, yor-

gunlumuzu atmak zamanı şimdi.Bu akşam “SOLUNUM 2011 BildiriÖdülleri” sahiplerini bulacak. Saat21.15’de Salon A-B-C’de yapılacakolan ödül töreninin ardından aynısalonda Levent Yüksel bizlerle bir-likte olacak.Kaliteli yaşamduruşununyanısıra mü-ziğiyle deTürk PopMüz iğ in inklasikleri ara-sına girmeyeaday olan Le-vent Yüksel,izleyenlere keyifli dakikalar yaşa-tacak. �

Levent�Yüksel�Konserini�Kaçırmayın

BPerran Arıbal

8 Bizi takip edin twitter.com/solunum facebook.com/TUSAD

TEMA Vakf� Çeşme’de Yetişen Sak�z Ağac�n� Koruyoratince adı “Pistacia Lentiscus”olan sakız ağacı, çok yavaşbüyüyen 100 yıldan fazla ya-

şayan (200 yıldan fazla yaşayanfertlere de rastlanmıştır), sarı siyahrenkli cilalanabilen odunlarının süseşyası yapımında kullanılmalarınedeniyle kıymet ihtiva etmektedir.Sakız ağacının asıl değeri kabuğu-nun çizilmesi suretiyle elde edilensakız maddesidir. Sakız, gıda (rakı,dondurma, tatlı) ve sağlık (ağız vediş sağlığı, diş macunu, kozmetik,sakız yağı, ülser ve kolestrol teda-visi) sektörlerinde ayrıca resim bo-yası ve resim yağı olarak kullanıl-maktadır.

Çeşme’de YetişiyorÜlkemizde en çok Çeşme Yarı-

madası üzerinde, kalker ana kayadanoluşan topraklarda, güney, güney-batı mailelerinde, doğal ve kültürolarak yer almaktadır. Ülkemizdemevcut verimli sakız ağaçları ge-

nellikle yöre içerisinde dağınık ola-rak bulunmaktadır ve bu türlerinbüyük bölümü bakımsızlık ve hay-van baskısı nedeni ile dejenere ol-muş durumdadır. TEMA Vakfı buamaçla mevcut doğal sakız (Pistacialentiscus) ve menengiç (Pistaciaterebinthus) sahalarında, sakız ağaç-larını korumak amacı ile Falım Sa-kızları A.Ş. sponsorluğunda “SakızProjesi”ni başlatmıştır.

1800 Adet Fidan DikilecekProje ile, İzmir Yüksek Teknoloji

Enstitüsü Yerleşkesi’nin güneyindeyer alan Çeşme Yolu kenarındaki

431 nolu bölmede yaklaşık 64,5hektarlık bir alanda proje uygulamaçalışmaları yapılmaktadır. Sahadaproje kapsamında başlangıç ola-rak; 1800 adet sakız fidanı di-kimi, 3550 adet teras yapımı,7800 adet canlandırma ke-simi, canlandırma kesimiyapılan ocaklarda sakızağaçlarından alınan ka-lemler ve gözler ilesakız aşısı ve 3800m. dikenli tel çit ihatauygulama çalışmalarıyapılmıştır.

Mevcut proje ile

proje sonunda; 8.000 adet fidan di-kimi ve 12.000 adet ocakta canlan-dırma kesimi yapılması ve aşılan-ması ile bölgenin doğal türü olansakız ağaçlarının ko-runması ve ağaç-lardan elde edi-lecek sakızile böl-

geye ekonomik gelir elde edilmesiplanlanmaktadır. Bu amaçla 2008yılında başlanan proje çalışmalarına

devam edilmektedir. �L