32
Siyaset bilimi eğitimi verebilme imkânına sahip ol - duğumuz kanısındayım. Eğitim programının içeriği - ni akademik seviyede tutarak üniversite hocalarının eğitmenliğinde kurslar verdirmeliyiz. Gerektiğinde Hollanda dışından konusunda uzman akademisyen yada siyasi parti liderlerine dersler verdirerek vizyon ve misyon sahibi diplomalı politikacılar yetiştirmeliyiz. IOT’NİN YENİ bAŞKANI EMRE ÜNvER 19'da 16-17 24'de Hem Erdoğan hem de Rutte, STK'lara misyon yüklediler ve müslüman ailelerin, bakıcı aile olmaları yönünde kamuoyuna çağrıda bulundular. TOP SiZDE KİM NEREDE GÖRÜLDÜ? 0 ct/dk Türkiye’yi arayın * *Daha fazla bilgi için lütfen içeri bakın. NU PLEEGOUDER WORDEN! BAŞBAKAN ERDOĞAN: "MÜSLÜMAN ÇOCUKLARI MÜSLÜMAN AİLELERE VERİN" BAŞBAKAN RUTTE: "HOLLANDA"DA YETERİNCE BAKICI MÜSLÜMAN AİLE YOK" STK'LARIMIZ SAĞDUYUYA ÇAĞIRIYOR NESLiHAN 17 yaşında yuvasına döndü GİRİŞİMCİ BULUŞMALARI • 2013 vergi kanunlarında değişiklikler • Muhasebe tutarken dikkat edilecek noktalar • Vergi kontrolü geldiğinde dikkat edilecek hususlar Vergi kontrolünde nasıl davranılmalı? WORKSHOP: 1 SiyaSet Okulu kurulSun Neslihan 17 yaşında ve hayatının 14 yılını Hollanda- lı bir koruyucu ailede, son 1 yılını da kimsesiz, prob- lemli çocukların yaşadığı evlerde geçirmiş. Babasının ve annesinin Neslihan daha bebekken ayrılması, onu Jeugdzorg’un kucağına iterek, Hollandalı bir bakıcı aileye verdirmiş. 2013 Mart ayı başlarında öz babasına kavu- şan Neslihan'ı evinde ziyaret ettik ve Hollandalı bakıcı aile yanında yıllarca çektiği dramı kendisinden dinledik. İTİLİP KAKILAN, DOMUZ ETİ YEDİRİLEN NESLİHAN'IN HİKAYESİ ŞİMDİ İŞ HOLLANDALI TÜRKLERE DÜŞTÜ Geçtiğimiz ay cami yatılı yurtlarını gündeme getiren Hollanda med- yasının Jeugdzorg yatılı yurtlarındaki uy- gulamaları görmezden gelmesi, toplumda kutuplaşmaya yol açacak spekülatif yayın- ları, son dönemde çoğalan Türk siyasileri- nin çeşitli iddialarla gündeme getirilmesi, Arnhem'deki bazı gençlerin bilinçsizce sarf edilen sözlerini bütün Türk toplu- muna mal edip antisemitizm ile suçlayıcı yayınlarını artırması, Türklerin hedef se- çildiği şeklindeki kaygıları artırıyor. ÖZEL HABER İSLAM OKULLARINDAN REKOR PUAN CITO'DA 550 Gorinchem'de Türk olmak ne demek? HOGİAF’IN YENİ bAŞKANI ŞÜKRÜ MASMAS 2'de 2'de 18'de 12'de 4'te 6'da NİSAN APRIL 2013 w w w . h a b er nl HABER ISSN:1879-9981 Yıl/Jaar:4 Sayı/Nr: 33 H A Y A T A D A İ R H E R Ş E Y

HABER Gazetesi

  • Upload
    haber

  • View
    228

  • Download
    0

Embed Size (px)

DESCRIPTION

HABER Gazetesi nr-33 Nisan Sayisi April Edition

Citation preview

Page 1: HABER Gazetesi

MARJİNALLEŞTİRİLEMEYECEKLERDEN MİSİNİZ?

Siyaset bilimi eğitimi verebilme imkânına sahip ol-duğumuz kanısındayım. Eğitim programının içeriği-ni akademik seviyede tutarak üniversite hocalarının eğitmenliğinde kurslar verdirmeliyiz. Gerektiğinde Hollanda dışından konusunda uzman akademisyen yada siyasi parti liderlerine dersler verdirerek vizyon ve misyon sahibi diplomalı politikacılar yetiştirmeliyiz.

IOT’NİN YENİ bAŞKANI

EMRE ÜNvER

19'da

16-17

24'de

Hem Erdoğan hem de Rutte, STK'lara misyon yüklediler ve müslüman ailelerin, bakıcı aile olmaları yönünde kamuoyuna çağrıda bulundular.

TOP SiZDE

KİM NEREDE GÖRÜLDÜ?

0ct/dk Türkiye’yi arayın*

*Daha fazla bilgi için lütfen içeri bakın.

NU PLEEGOUDER WORDEN!

BAŞBAKAN ERDOĞAN: "MÜSLÜMAN ÇOCUKLARI MÜSLÜMAN AİLELERE VERİN" BAŞBAKAN RUTTE: "HOLLANDA"DA YETERİNCE BAKICI MÜSLÜMAN AİLE YOK"

STK'LARIMIZ

SAĞDUYUYA

ÇAĞIRIYOR

NeslihaN 17 yaşında yuvasına döndü

GİRİŞİMCİ BULUŞMALARI

• 2013 vergi kanunlarında değişiklikler • Muhasebe tutarken dikkat edilecek noktalar• Vergi kontrolü geldiğinde dikkat edilecek hususlar

Vergi kontrolünde nasıl davranılmalı?WORKSHOP:

1

SiyaSet Okulu kurulSun

Neslihan 17 yaşında ve hayatının 14 yılını Hollanda-lı bir koruyucu ailede, son 1 yılını da kimsesiz, prob-lemli çocukların yaşadığı evlerde geçirmiş. Babasının ve annesinin Neslihan daha bebekken ayrılması, onu Jeugdzorg’un kucağına iterek, Hollandalı bir bakıcı aileye verdirmiş. 2013 Mart ayı başlarında öz babasına kavu-şan Neslihan'ı evinde ziyaret ettik ve Hollandalı bakıcı aile yanında yıllarca çektiği dramı kendisinden dinledik.

İTİLİP KAKILAN, DOMUZ ETİ YEDİRİLEN NESLİHAN'IN HİKAYESİ

ŞİMDİ İŞ HOLLANDALI TÜRKLERE DÜŞTÜ

Geçtiğimiz ay cami yatılı yurtlarını gündeme getiren Hollanda med-

yasının Jeugdzorg yatılı yurtlarındaki uy-gulamaları görmezden gelmesi, toplumda kutuplaşmaya yol açacak spekülatif yayın-ları, son dönemde çoğalan Türk siyasileri-

nin çeşitli iddialarla gündeme getirilmesi, Arnhem'deki bazı gençlerin bilinçsizce sarf edilen sözlerini bütün Türk toplu-muna mal edip antisemitizm ile suçlayıcı yayınlarını artırması, Türklerin hedef se-çildiği şeklindeki kaygıları artırıyor.

ÖZEL HABER

İSLAM OKULLARINDAN

REKOR PUANCITO'DA 550

Gorinchem'de Türk olmak ne demek?

HOGİAF’IN YENİ bAŞKANI

ŞÜKRÜ MASMAS

2'de

2'de

18'de

12'de

4'te

6'da

NİSAN APRIL2013

www. haber•nl

HABERISSN:1879-9981Yıl/Jaar:4 Sayı/Nr: 33

HAYATA DAİR HER ŞEY

Page 2: HABER Gazetesi

HABER 2NİSAN / APRIL 2013HABER 2

Yunus'un annesinin yıl-lardır çocuğunu almak için verdiği mücadeleyi ATV ek-ranlarına taşımasıyla Türkiye ve Hollanda gündemine oturan ve toplumda büyük infiale yol açan bakıcı ailelik (pleegzorg) konusu toplu-mun tüm katmanlarında tartışılmaya devam ediyor.

MedyaTürk medyasında haber Hollanda

devlet ve kurumlarının Türkleri asimi-le etmek ve Türk çocuklarını yaşlanan Hollanda için gelecek garantisi olarak aldığı tezi işleniyor. Buna karşılık Hollan-da medyası Türkler´in Hollanda değer-lerine dolayısıyla entegre olmaya karşı oldukları tezi öne çıkarılıyor. Diğer yan-dan bir takım Hollanda medyasının son zamanlarda Türk toplumunu ve kurum-larını olumsuz anlamda çokça gündeme getirmesi de düşündürücü bulunuyor.

SiyaSetTürk kamuoyunda başbakan

Erdoğan’ın Hollanda'ya ziyaretinin Yunus'u almak için olduğu beklentisi oluşturulur-ken, diğer yandan Erdoğan'ın herhangi bir müdahalesinin Hollanda içişlerine karış-mak olarak kabul edeceği ve bunun kabul edilemez olduğu, Türkiye’nin insan hakları

konusunda söz söylemeye hakkı olma-dığı gibi tezler Hollanda politikacıları tarafından işleniyor. Erdoğan'ın bu özel konuyu oy kazanmak için kullanmak

istediği ve buradaki Türklerin topluma uyumlarına engel olduğu ve Yurtdışında-ki Türkler Dairesinin oluşturulmasıyla da Türk devletinin uzun elinin buraya kadar uzandığı tezi de işleniyor. Buna karşın Türk toplumunda Hollanda’nın yeri geldiğinde Türkiye’ye karşı insan hakları bağlamın-da ve AB sürecindeki çıkışlarının içişlerine karışmak olarak değerlendirilebileceği ve çifte standart gündeme getiriliyor. Diğer yandan büyük umut ve beklenti oluşturu-lan Erdoğan ziyaretinden görünen somut bir çözüm çıkmaması da reel politiğin çok boyutlu tarafını da gözler önüne seriyor.

toplumTwitter ve Facebook gibi sosyal med-

yada “çocuklarımıza dokunma Hollanda” adıyla açılan sayfalarda benzer durumdaki birçok ailenin dramı paylaşılırken, Bureau Jeugdzorg aleyhine protestolar düzenleni-yor, Hollanda aleyhtarı söz ve yazılar çoğa-lıyor. Buna karşılık Hollandalıların 'mem-nun değilseniz defolun' sesleri yükselirken toplumun siz-biz kutuplaşmasının tekrar alevlendirildiği endişesi dillendiriliyor du-yarlı siyasiler, toplum kuruluşları ve önde gelenler tarafından.

FinanSBureau Jeugdzorg adlı kurum ailele-

rinde problem olan ya da dayak ve cinsel istismar rizikosu taşıyan çocuklara daha güvenli ve sevgi dolu bir ortam oluştur-mak için ailelerinden alınıp bakıcı aile-lere verildiği ve bunu yaparken çocuk için en iyi olan ortamı bulmaya çalıştı-ğını ifade ediyor. Diğer yandan Bureau Jeugdzorg'un ailesinden alınan her çocuk için devletten yıllık ortalama en az 45.000 Euro ödenek aldığı ve bu işi artık çocuk pazarlığına dönüştürdüğü iddia ediliyor. Aileler ve bazı avukatlar çok saçma gerek-çelerle çocuklarının ellerinden alınmasını buna örnek gösteriyorlar. (2012 yılının ilk 9 ayında Pleegzorg bütçesi 1,1 milyar Euro'yu aşmış, 2011'de 20.500 çocuk ai-lesinden alınmış.

Ama ne yazık ki toplumsal, medyatik, siyasi ve finansal kaygılar yüzünden belki de en önemli faktör göz ardı ediliyor: O da annelerin ve özellikle çocuklarının bir hayat boyu taşımak zorunda kalacakları travmalar.

JeuGDZoRG'a DiKKat!Erdoğan'ın ziyareti sırasında çocuk-

ların koruyucu aileye yerleştirilirken dini ve kültürel değerlerinin hesaba katılması gerektiğini söylemesi üzerine Rutte "biz Hollanda'da din ve cinsel ter-cih konusunda ayrım yapmıyoruz" de-mişti. Ancak bu Hollanda'nın da imza-ladığı Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesini bir anlamda hiçe saymak oluyordu. Çünkü bu sözleşmede açıkça çocuğu korumaya yönelik önlemlerde çocuğun kültürel, etnik ve dini değer-lerinin hesaba katılması maddesine de imza atılmıştı. Diğer yandan Wet Jeugdzorg kanununun 15. maddesi de çocuğun kültürel ve dini değerlerin-den yola çıkılması gerektiğini açıkça belirtmesine rağmen Yunus'un Türk toplumunun dini ve kültürel değerleri-ne ters bir koruyucu aileye verilmesini de politikacılar yeterince müslüman koruyucu aile olmaması bahanesiyle açıklıyorlar. Bu bir açıdan toplumumu-zun bundan sonra bu eksikliği gider-mesi gerektiğini ve artık çocuklarımıza sahip çıkılması gerektiğini gösteriyor. Tabi diğer yandan Jeugdzorgun bu ko-nuda ne kadar hassas davrandığı uygu-lamalarıyla soru işaretleri oluşturur-

ken, bir iddia da var olan müslüman ailelerin ısrarlarına rağmen onlara neden çocuk verilmediği konusun-da gündeme geliyor.

ATV ekranlarında Yunusun anne-siyle birlikte 4 farklı aile görüntüye gelir. Görüntülerde Letonyalı ailenin çocuklarının zorla alınışı ve çocukların “annemin yanında kalmak istiyorum” çığlıkları Jeugdzorgun 'her şeyi çocuk-ların iyiliği için yapıyoruz' tezlerini çü-rütecek boyutta. Çocukların bu ve bun-dan sonraki travmaları nasıl atlatacağı sorusu gündeme geliyor.

Hollanda medyasının olayı sadece eşcinsellik ve Hollanda değerlerine karşı olan Türkler boyutuna indirge-meye çalışması mahkeme kararının ortaya çıkmasıyla dahi değişmiyor. Mahkeme 2007 yılında Jeugdzorg'un gerekçelerinin yersiz olduğunu ve Yunus'un annesine verilmesine gerek-tiğini kararlaştırmıştı. Üstelik Yunus'u alan bakıcı annenin, Jeugdzorg'daki so-rumlu kişinin yakın arkadaşı olduğu ve sayede şaibeli bir eşleşme yapıldı-ğı, hastane raporuyla belgelenmişti. Annenin haklılığını gösteren bu bel-geleri joop.nl ve Volkskrant'ın haber yapmasından sonra daha önce sert bir dille Erdoğan’ı içişlerine karışmaması konusunda uyaran ve Jeugdzorg'u ka-yıtsız şartsız savunan bazı politikacı-lardan da hiç ses çıkmıyor.

Diğer yandan 2011 yılında Hol-landa medyası VARA'da yayınlanan koruyucu ailelerle ilgili bir program tekrar gündeme geldi. Gençlik Dairesi bakıcı aile seçiminde çok titiz davra-nıldığı ve çocukların bakıcı ailelerde ihtiyaçları olan sevgi ve huzurlu ortamı bulduğu savunmasını çürüten ve bazı bakıcı ailelerdeki korkunç boyutlarda-ki istismarı gözler önüne seriyor. İki stajyerin bu bakıcı ailedeki işkence ve (cinsel) istismarı ihbar etmesiyle orta-ya çıkan gerçek gösteriyor ki, bu sistem bütün koruma ve kontrol önlemlerine rağmen istismarı önleyemiyor. Bakıcı aileliğin uygulamaya alınıp kanunlaş-tırılması, öz ailelerinden işkence ve (cinsel) istismar gören veya bakımsız bırakılan çocukları devlet koruması altına alınıp sağlıklı ve huzurlu bir ortamda yetiştirmeyi hedefliyordu. Ancak uygulamada çok büyük hata-lar yapıldığını ve iyi niyetle oluştu-rulan sistemin kolayca kötüye kulla-nılabileceğini gözler önüne serdi bu örnekler.

Geçtiğimiz ay cami yatılı yurtlarını gündeme getiren Hollanda medyası-nın Jeugdzorg yatılı yurtlarındaki uy-gulamaları görmezden gelmesi, son dönemde çoğalan Türk siyasilerinin çeşitli iddialarla gündeme getirilmesi, Arnhem'deki bazı gençlerin bilinçsizce sarf edilen sözlerini bütün Türk toplu-muna mal edip antisemitizm ile suç-layıcı yayınlarını artırması, artık Türk toplumunun hedef seçildiği şeklindeki kaygıları artırıyor.

Bu olayın bize göre çok boyutlu ta-rafları var ancak biz toplumumuza çö-züm önerilerinde bulunmak istiyoruz:

Kısa vadede, halkımıza görev-ler düşüyor: Hızla değişen çağda ve iki kültür arası yaşadığımız ortamda özellikle gençlik problemlerimizi inkar edemeyiz. Zor durumda olan çocuk-larımıza geçici bir sure için yuvamızı açmak ve bakıcı aile olmak kısa vade-de yapabileceğimiz en büyük yardım. Bakıcı aile olmak için bölgenizdeki en yakın kuruma başvurabilirsiniz ve ayda 500-700 Euro arasında değişen ödenek alabilirsiniz.

orta vadede, Sivil Toplum Kuru-luşlarına görevler düşüyor: Bureau Jeugdzorg'un partner olarak tanıdığı ve birlikte çalıştığı, Hıristiyan çocuk ve ailelere yönelik pleegzorg hizmeti veren Leger des Heils ve SGJ Christe-lijke Jeugdzorg gibi kurumlar var. Buna benzer Müslüman çocuklara ve ailelere yönelik güçlü bir kurum oluşturmak da STK'larımıza ve toplum önderlerimize düşüyor.

uzun vadede, arabuluculuk yapan, zor durumda olan çocukları almak ye-rine evlerinde destek veren kurumlar oluşturmak. Eğitim kurumları, STK'lar, devlet ve toplumumuza da büyük görev-ler düşüyor: Çocuklarımızı eğiten anne-babaların eğitimi, kişilik ve ahlak eğitimi araştırmaları ve hizmeti verecek güçlü vakıflar kurulması ve birlikte çalışmak. Bu olaylar aslında bize aile ve akrabanın, dayanışmanın önemini tekrar hatırlatı-yor. Toplum olarak yapmamız gereken aile ve akrabalık bağlarını güçlendirip böyle durumlarda çocuklarımıza akra-balar olarak sahip çıkmak. Belki aile ve akrabalar arası sorunları çözmeye yöne-lik çalışmalar yapacak vakıfları hayata geçirmek ve yaşatmak.

Bakıcı aile olarak ödenek alabilir miyim?

Bir bakıcı aile olarak çocuğun bakımı ve yetiştirilmesi için bir ödenek alabilir-siniz. Bunun için bakıcı organizasyonuna (pleegzorgorganisatie) başvurmanız gerekmektedir.

BaKıcı öDeneğiBakım ödeneği, hükümetin planladığı yıllık temel bir miktardır. 2013 yılında,

aylık minimum € 516,- olarak belirledi. Bu miktar çocuğun yaşına göre değişir. Bazı durumlarda bir ek ödenek alabilirsiniz.

18 yaşınDan BüyüK çocuKlaR için BaKıcı öDeneğiNormal şartlarda çocuklar 18 yaşına kadar bakıcı ailenin yanında kalırlar.

Bazı durumlarda çocuk 18 yaşından sonra da bakım ve desteğe ihtiyacı olduğu için 23 yaşına kadar ailede kalmaya devam eder ve çocuk ailenin yanında kaldığı sürece aile bakım ödeneği almaya devam eder.

BaKıcı öDeneği temel miKtaRıyaş gurubu aylık miktar Günlük miktar0 - 8 yaş arası € 516,00 € 16,909 -11 yaş arası € 522,00 € 17,1012 -15 yaş arası € 568,00 € 18,6216 -17 yaş arası € 628,00 € 20,5818 yaş ve üzeri € 634,00 € 20,79

eKStRa maSRaFlaRBakıcı ödeneğinin yanında ek(stra) ödenek aldığınız durumlar:• Özel dönemlerde yapılan ek masraflar• Engelli çocuğa bakıyorsanız• 3 veya daha fazla çocuğa bakıyorsanız, bu durumda üçüncü çocuk-

tan itibaren ek ödenek başlar. Ek ücret 2013 yılında günlük çocuk başına maksimum € 3,38 dir. Sadece aşağıdaki koşullar altında ilave ücret alınır:• Zorunlu ihtiyaçlar için• Eğerbugiderleritemelödenektenödeyemediğiniziispatlarsanız• Başkahiçbiryerdenyardımalamazsanız

Bakım ödeneği gelir olarak sayılmaz. Bakıcı ödeneği gelir olarak sayılmıyor. Bu durumda kişinin gelir/

bütçesine veya kişisel bütçesini (persoonsgebonden budget PGB) hiçbir şekilde etkilemiyor. Kira yardımı için başvuru yaptığınızda bakım ödeneği aldığınızı söylemenize gerek yok.

Bakıcı ödeneği, kaç çocuk olduğuna bakılmaksızın vergiden muaf tutulur. Vergi dairesi bakıcı ödeneğini bakım gideri olarak görüyor.

Hollanda dışına taşınma durumunda bakıcı aile olarak ödenek alma hakkınızı kaybetmiş olursunuz.

Bakıcı aile olmak için gerekli şartları ayrıntılı olarak öğrenmek ve farklı çocukların hikayelerini duy-mak için İMRAN VAKFI yetkilileriyle görüşebilirsiniz. İMRAN VAKFI aynı zamanda bu konuda şehrinizde seminer de organize edebiliyor. Vakıf yetkililerine 0681-496337 telefon numarasından ulaşabilirsiniz.

BAKICI AiLE OLMADAN ÇOCUKLAR KURTULMUYOR

BAŞBAKAN ERDOĞAN: "MÜSLÜMAN ÇOCUKLARI MÜSLÜMAN AİLELERE VERİN" BAŞBAKAN RUTTE: "HOLLANDA"DA YETERİNCE BAKICI MÜSLÜMAN AİLE YOK"

ARAŞTIRMA ve DÜZENLEMERabia Karaman

BAŞTA NOS OLMAK ÜZERE ÜLKESEL

BASIN, HOLLANDA'DA ÇOK AZ MÜSLÜMAN

BAKICI AİLE OLDUĞUNU YAZDI VE TOPU

MÜSLÜMAN AİLELERE ATTI.

Bakıcı aileye finansal destek bilgileri: http://www.rijksoverheid.nl/onderwerpen/pleegzorg/vraag-en-antwoord/krijg-ik-een-vergoeding-voor-pleegzorg.html sitesinden bulabilirsiniz.

2011 yılı Haziran ayında attığımız manşette, Hollanda'daki çocuklarımızın dramına ve toplumumuzda bu konudaki insiyatif eksikliğine değinmiştik.

DOSYA

ANALiZ

Page 3: HABER Gazetesi

HABER3 NİSAN / APRIL 2013

UETD tarafindan yapı-lan yazılı açıklamada, hem Türkiye, hem de

Hollanda’daki bazı yayın organları-nın son dönemdeki tavırlarının ola-yın siyasallaşmasına ve Hollanda ku-tuplaşmaya yol açtığı vurgulanarak, şu ifadelere yer verildi:

SoRun naSıl çöZüleBiliR?"Şayet bu meseleye sürdürülebi-

lir bir çözüm bulunmak isteniyorsa konuyla ilgili önce doğru bir analizin yapılması gerekir. Siyasiler ve yetki-liler de bu analizlerden sonra orta-ya çıkan resme bakarak aksaklıkları gidermek için çaba sarf etmelidirler. İyi bir analiz için hayati bir takım so-ruların cevaplanması gerekir.

Çocuk esirgeme kurumlarının temel ilkeleri nelerdir?

Çocukların ailelerinden alınma sebepleri nelerdir?

Ailelerinden alınan Türk veya Müslüman çocukların sayısı ve ora-nı nedir?

Çocukların ailelerinden alınması süreci nasıl işlemektedir?

Kimin girişimi ile çocuk(lar) aile-lerinden alınır?

Nihai kararı kim verir? Çocukları alınan ebeveynlerin

söz hakkı var mıdır? Çocuk(lar) nerelere veya kimlere

teslim edilmektedir? Bunun için belirlenmiş bir politi-

ka var mıdır? Evlerinden alınan çocukların

ebeveynleriyle ilişkileri nasıl olmak-tadır?

Bir yere yerleştirmede çocukla-rın dini ve kültürel kimliği göz önüne alınıyor mu?

Koruyucu aile veya kurumların kendi inançlarını çocuklara empoze etmesi münkün müdür?

Koruyucu aileler bakma yüküm-lülüğünü aldıkları çocukları kendi ibadethanelerine götürebilirler mi?

Çocukların kendi inanç ve kül-türlerinden yabancılaştırılması du-rumunda çocuk esirgeme kurumu nasıl bir tavır alır?

Bazı çocukların koruyucu ailelerin dinine geçtikleri doğru mudur? Şayet doğruysa sorumlu çocuk esirgeme ku-rumlarının tavrı ne olmuştur?

Yukarıdakilere eklenecek en can alıcı soru ise bakıma muhtaç Türk ve Müslüman çocuklara yuvasını açan Türk ve Müslüman aileler mevcut mudur? Mevcutsa ihtiyaca göre ora-nı nedir?

Kutuplaşma SeçeneK olmamalı!Bu soruların cevabını almadan

yapılan her tartışma sağlık-sız bir zeminde yapılacaktır ve faydadan çok zarar getire-cektir. Hamaset, farkında ol-madan birlikte yaşamak zo-runda olduğumuz topluma karşı nefret aşılamak, hem kısa hem de uzun vadede çok pahalıya mal olacaktır. Üstelik yapılan, hep şikayet ettiğimiz ‘biz’ ve ‘onlar’ öteki-leştirmesinden başka bir şey değildir. Tabii ki Türk kimliği-ne sahip Hollandalılar olarak meselelere sahip çıkacağız, ama bunu yaparken toplu-mun genelinin bu meseleleri sahiplenmesini de sağlaya-cağız. Bu da ‘siz-biz’ yakla-şımıyla değil, ‘biz’ yaklaşı-mıyla mümkündür. Nitekim Hollanda Anayasası yerli Hollandalıya ne kadar sahip çıkıyorsa bizim gibi göçmen kökenlilere de o kadar sahip çıkmaktadır. Uygulamadaki hata ve istismarları sanki genel kabul görmüş bir uy-gulama gibi gösterip kamu-oyunu yanlış yönlendirmek her şeyden önce gerçeklere karşı saygısızlıktır. Maksat üzüm yemek olmalıdır, bek-çi dövmek değil.

çocuK eSiRGeme KuRumlaRı yanlış KaRaR veReBiliR!

Çocuk esirgeme kurum-larının kararlarının her za-man doğru olduğunu iddia etmek şüphesiz mümkün de-ğildir. Her ne kadar objektif kriterler olsa da, bunları yo-rumlayan yetkililer sübjektif karar vermektedirler. Bu ka-rarlar zaman zaman da yan-lış olabilmektedir. Yapılması gereken bu tür yanlışların asgari seviyeye indirilmesi-dir.Şayet bu yanlışlar maddi yanlışlarsa bununla ilgili ge-reken tedbirler siyasiler ta-rafından alınmalıdır. İşte bu noktada kamuoyu baskısı önemlidir. Kamuoyu baskısı oluşturabilmek için de sivil toplum örgütlerine sahip ol-mak gerekir.

Peki bizim gündemi meşgul eden konuya sahip çıkacak sivil toplum örgüt-lerimiz yok mu? Tabii ki var. Mesela CMO (Contactorgaan Moslims & Overheid) adlı

içinde Türklerin de olduğu bir çok Müslüman sivil toplum kuruluşunu temsil eden bir kurum var. Müslüman çocukların durumuyla ilgilenmesi gereken bu kurumdur. Hem Hollanda Türk toplumunun hem de Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinin bu kuru-ma destek vermeleri gerekir. Böyle

bir yol çözüme gider, mevcut tartış-malar değil.

iKili ilişKileRe ZaRaR GelmeSin!Son olarak Sayın Başbakanımızın

ziyaretinin bu konuya odaklanma-ması, şayet gündeme getirilecekse bir arabulucu gibi davranılması hem

ikili ilişkiler hem de aksaklıkların dü-zeltilmesi açısından daha uygun ola-caktır. Aksi takdirde PVV gibi Türkiye düşmanı çevrelerin ekmeğine yağ sü-rüleceği gibi, son zamanlarda yeni bir ivme kazanan AB pazarlık sürecine zarar verecektir. Üstelik tartışmala-rın ne derece gerçeği yansıttığı bile

şaibelidir."

UETD gündemi iyi okudu, toplumu sağduyuya çağırdı

KuTuPLaşMa sEÇEnEK OLMaMaLıAvrupa Türk Demokratlar Birliği (UETD) Hollanda Başkanı Veyis Güngör ile Genel Sekreteri Ahmet Suat Arı “bakıcı aile” konusunda son günlerde Türkiye ve Hollanda’da yaşanan tartışmaları “kaygı verici” olarak değerlendirdiler ve Hollanda Türklerini sağduyulu olmaya ve davranmaya çağırdılar.

Page 4: HABER Gazetesi

HABER 4NİSAN / APRIL 2013HABER 4

Hollanda gün-demini gün-lerce esir alan Yunus konusu, beraberinde

yeni aksakları da ortaya çıkar-dı.Yunus gibi durumu ve akıbeti meçhul binlerce çocuğun oldu-ğu Hollanda’da çocuklar ailele-rinden alınıp iç açıcı olmayan şartlarda bakıcı ailelere veri-liyor. Bunun en son örneği ise bizzat yeni evine giderek röpor-tajını yaptığımız buruk bakışlı Neslihan. Neslihan 17 yaşında ve hayatının 14 yılını Hollandalı bir koruyucu ailede, son 1 yılını da kimsesiz, problemli çocuk-ların yaşadığı evlerde geçirmiş. Babasının ve annesinin Nesli-han daha bebekken ayrılması, onu Jeugdzorg’un kucağına ite-rek, Hollandalı bir bakıcı aileye verdirmiş. 2013 Mart ayı başla-rında baba ocağına döndü Nes-lihan, gerçek babasına kavuştu. Annesinin akli dengesi pek ye-rinde olmadığı için sonraki yıl-larda bakıcı ailenin yanınday-ken bile annesi ile görüşmemiş. Anne sevgisinden yoksun olarak büyümüş. Babası ile her 2 ayda görüşmesine rağmen bu sevgiyi geliştirecek bir şey değil tabi.

Şimdi baba ocağında, (üvey) annesi ve kardeşleriyle çok mut-lu bir hayat sürmeye başladılar. Neslihan’ın ve cici kardeşlerinin bol görüntülerini aldık. İlerle-yen günlerde okurlarımızla bunu paylaşmaya devam ede-ceğiz.

Küçüklüğünden çok fazla şey hatırlamıyor Neslihan, ama hatırladığı ve bildiği şeyler çok çarpıcı. Kendisinin bir Türk babanın kızı olduğunu akli er-meye başladığında öğrenmiş “Türk olduğumu çok sonradan öğrendim” diyor. Hollandalı olan bakıcı ailesi (bakıcı anne ve ba-kıcı baba) ne babası hakkında, ne de Türk kimliği hakkında hiç bir şey anlatmamış Neslihan’a. Aklı ermeye başladığında bu yönde sorduğu bütün sorulara da “Boşver unut oraları, sen bir Hollandalısın, takma kafana” demişler.

Bakıcı ailenin yanında kaldı-ğı yıllarda, kendisi gibi pek çok çocuğun da bu ailenin yanında geçici veya sürekli kaldığını söy-lüyor. Bakıcı ailenin kendilerinin olan 2 çocukları var. Bir ara 6 tane farklı çocuğu da evlerine alıyorlar bu Hollandalı aile. İlk bakışta güzel birşey gibi gözü-ken bu olay, Neslihan’ın olayı anlatmasıyla farklı bir boyuta ulaşıyor.

Bakıcı ailenin aslında bu işi sırf para için yaptığını belirtiyor Neslihan. Çünkü baktıkları her çocuk için ödenek alan bakıcı anne ve baba, ortalama çocuk başı 400 ile 500 Euro arasında bir miktar alıyormuş. Sırf bu sa-yede oturdukları evin yanındaki evi de satın alıyorlar ve aradan bir kapı açıyorlar. Bakıcı annesi full-time bu işi yapmaya başlı-yor. (Basit bir hesapla sadece Neslihan’dan bu bakıcı ailenin 100 bin Euro’ya yakın gelir elde etmiş olduğunu görüyoruz).

Sevgi görmüyor bu aileden

Neslihan, bu yüzden de sadece iş olarak baktıklarından emin. Bakıcı ailenin anne ve babası zaman zaman, sinirli tavırlarla yaklaşıyorlar kendisine. Bağırıp çağırıyorlar. Kavgalı oldukların-da bakıcı annenin saclarından tutup, sürükleyip kafasını duva-ra vurduğunu anlatıyor zaman zaman.

Neslihan’ın ergenlik döne-minde, anne ve babanın tavrı iyice değişiyor, bağırıp çağırma-lar daha çok dövmelere dönüşü-yor. Hatta bakıcı babanın tekme-lerine maruz kalıyor Neslihan. Bunları tekrar hatırlarken göz-leri doluyor. Bir defasında bir tartışma anında bakıcı babanın arkasından koştuğunu, yukarı merdivenden kaçarken ayakla-rından tutup yere çektiğini ve vücudunun farklı yerlerinde morluklar oluştuğunu anlatıyor.

Bu durumları şikayet etmek için her defasında Jeugdzorg’a gidiyor ancak ne Jeugdzorg’u ne de polisi bu konulara inan-dırabiliyor. Bakıcı anne ve ba-

banın her defasında lafı evirip çevirerek yetkilileri, kendilerine inandırdıklarını anlatıyor bize. Koruyucu baba, Jeugdzorg’a ço-cukları dövmediğini ama sadece ‘een tik geven’ yaptığını soylu-yor söz olarak ve Jeugdzorg yet-kilileri bunu sorun etmiyorlar neticede.

Gün geçmiyor ki, Neslihan evdeki kendi odasında ağlama-sın, tek başına ve çaresiz. Bun-ları anlatırken düşünceli, boynu bükük ve kendinden hiç emin olmayan bir kız olarak gözlem-liyoruz bu güzel kızı. Çektiği acı-lar nedeniyle zaman içinde iyice unutkan olmaya başladığını da farketmiş.

Hayatının en kötü günü ola-rak adlandırdığı bir günde, yine babayla tartışırken, çaresizce bir bıçak alıyor eline ve “benim hayatımı zehir etmek istiyorsa-nız, alın şu bıçakla canımı alın” diyen Neslihan’a bakıcı anne ve babanın tavrı ise çok acı: “Kendi hayatına son vermek istiyorsan o senin bileceğin bir iş Neslihan,

bizi ilgilendirmez!”Türk kültürüne ve yemekle-

rine karşı çıkıyor aile. Neslihan Türkçe öğrenmek istiyor buna karşı çıkıyorlar. Gerçek babası-na karşı da tavır koymasını isti-yorlar, onun hakkında kötüleyici şeyler söyleyip ondan soğutmak istiyor aile. Çünkü babasına gitmesi demek, aylıklarından eksilmiş olması demek. Bu da evde bulunan temizlikçiyi veya okullardan ayarlanan stajyer işçilerin maaşlarını ödeyemez hale gelmek demek. Bunun kor-kusuyla zaman zaman, kavga-lardan sonra, tekrar Neslihan’ın yanına gelip barışmak istedik-lerini ve sarılmak istediklerini soyluyorlar. Neslihan ise bu sah-te sevgi gösterisinin kendisine ne kadar acı verdiğini söylüyor. Bakıcı anne, Neslihan’a çoğu za-man çeşitli küfürlü kelimeler et-miş ve bu kelimeleri birer birer hatırlayıp dillendirdikçe gene gözleri doluyor.

16 yaşında bir kızı gecenin bir vakti eve gelmesini sorun

etmiyor aile. Hatta gecenin bir vakti otobüslerin artık gitmediği bir saatte kendisini istasyondan alınması için aradığında, “saat geç oldu biz yatıyoruz, kendin gel, geldiğinde görüşürüz” diye-biliyor bu ‘anne’ ve ‘baba’.

Yemek konusunda ise, do-muz etinin yenmemesi gerek-tiğini bilmediğini, okuldaki müslüman arkadaşlarından sonradan öğrendiğini söylü-yor. “Bilseydim Müslümanlıkta yasak olduğunu yemezdim ki zaten’ diyor Neslihan. Alkol de içirdiklerini, hatta bütün çocuk-larla özel günlerde şarap veya Pisang (alkollü içecek) içtikleri-ni ve bunun da yasak olduğunu sonradan öğrendiğini söylüyor.

Şimdi baba ocağına dönün-ce umudu yeniden yeşermiş Neslihan’ın, geleceğinden, şim-diki ailesinden, babasından, üvey anne ve kardeşlerinden coşkuyla bahsediyor.

Kuaför eğitimi alıyor ve okulunu bitirdiğinde babası Neslihan’a bir kuaför dükkanı

açmaya söz vermiş. Gözlerinin içi gülüyor onu anlatırken. Ev-lenmek istediğini ve kendi ço-cuklarının olmasından bahse-diyor, sevinçli bir şekilde. Belli ki babasına ve yeni ailesine ka-vuşması Neslihan’a huzur ve se-vinç vermiş. Babasından aldığı sevginin gerçek sevgi olduğunu söylüyor, şimdiye kadar hisset-mediği kadar mutlu.

Türkçeyi öğrenmeyi çok is-tiyor, sadece 4-5 kelime Türkçe biliyor. Türkiye’yi hiç görme-miş ve ilk defa bu yaz tatilinde Türkiye’ye gitmeyi planlıyor. Artık odasında ağlamıyor, geç-mişini de düşünmek istemiyor Neslihan. Önüne bakıp yeni bir hayat kurma peşinde.

Ailenin bizim için demlediği çayı içmeden ayrılmak istiyoruz ekibimizle. İçmiş gibi olduk di-yoruz, boğazımız düğümleniyor çünkü. Babasının verdiği hakiki baba sevgisini, annesinin ve kar-deşlerinin açtığı kucağı görüp bir nebze teselli oluyoruz.

neslihan yuvasına döndü

Halit Bey'in çocukları Yüsra, Cebrail ve Mikail, yeni ablaları Neslihan'ın eve gelmesiyle daha bir neşeliler. Halit Bey kızı Neslihan'a kavuşmanın sevinci içerisinde, "Benim başı-ma geldi, başkalarının başına gelmesin" diye uğraşıyor.

17 yaşında

Page 5: HABER Gazetesi

HABER5 NİSAN / APRIL 2013

www.delightmobile.nlÜcretsiz SIM Kartınızı Alın

Uluslararası dakika başına arama ücreti*Karşılaştırmalar operatörlerin 22/03/2013 tarihinde yayınlanan standart fiyatları baz alınarak yapılmıştır.

Bu karşılaştırmalar kredini ikiye katla (Lebara ve Lyca tarafından önerilen ama Delight Mobile’ın önermedigi), teklif ya da promosyonlarını içermez. Başlangıç ücreti uygulanır (Delight 9.5ct, Lebara 19ct, Lyca 19ct).

0ct/dk

Türkiye’yiarayın

Bizi Karşılaştırın*

50 14ct/dk

ct/dk

ct/dk

Delight Lyca Lebara

Şartlar ve koşullar uygulanacaktır. Bilgi için lütfen ziyaret edin www.delightmobile.nl

Page 6: HABER Gazetesi

HABER 6NİSAN / APRIL 2013

GİRİŞİMCİ BULUŞMALARI

Tarih: 25 Nisan 2013, PerşembeSaat: 17:00 - 20:00Yer: Konyalı Otantik, Rotterdam

Proğram: Workshop + Akşam yemeğiKatılım ücreti normal: 45,- EuroAbonelere: 15,- Euro.

Konular: • 2013 vergi kanunlarında değişiklikler (ticari/zakelijk)• Muhasebe tutarken dikkat edilecek noktalar• Vergi kontrolü geldiğinde dikkat edilecek hususlar• Araba masrafları

Vergi kontrolünde nasıl davranılmalı?

Bilgi: 0686-10 18 [email protected]

Siyaset Okulu Açılmalı

Erdinç Saçan'dan İstanbul'da bilgilendirme semineri

Son günlerde Rotterdam Anakent ve Fijenoord belediyelerinde Türk kö-kenli meclis üyelerine yönelik karala-ma kampanyaları Türk toplumunun örgütlenme modelini tartışmaya aça-cağı kanısındayım. Halen mevcut olan sivil toplum örgütlerimiz geçmişin ih-tiyaç ve gereksinimlerini karşılayacak şekilde dizayn edildiği için ses getiren güçlü bir lobi oluşumunun doğmasına fırsat tanımamıştır. Kısaca özetleyecek olursak şahidi olduğumuz bütün olum-suzluklardan hareketle Lobicilik konu-sunda sınıfta kaldığımızı kabul etmek durumundayız. Bu münasebetle yeni bir yapılanmayla değişim ve şartlara uyumlu çağdaş bir örgütlenme modeli geliştirmek zorundayız.

Hatırlanacağı gibi 07 mart 2006 yerel seçimlerinde Türk ve yabancı seçmenlerin tercihli oylarıyla en ka-zançlı çıkan PvdA partisi ve dönemin lideri W. Bos sonuçları değerlendirir-ken seçilenlerle ilgili endişelerim var mesajını vermişti. Aynı partinin Türk kökenli milletvekili ve devlet sekreteri Nebahat Albayrak ise “ De Volkskrant” gazetesine verdiği mülakatta tercihli oyların doğru ve haklı olduğunu savu-narak partisinde var olan hoşnutsuzlu-ğu doğrulamak zorunda kalmıştı. O dö-nemde seçilen Türk kökenli adayların çokluğu ve bu adayların bilgi birikimi ve politik deneyimlerinin eksik olması-nın yaratacağı sıkıntılar tartışma konu-

Fontys Hogescholen Öğ-retim Üyesi Erdinç Saçan geçtiğimiz ay Avrupa Bir-

liği Erasmus programı vasıtasıyla İstanbul Kültür Üniversitesinde üç seminere katıldı. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat bölümün-de gerçekleştirilen iki seminerde Hollanda’da yüksek eğitim ve Tür-kiye’deki öğrencilerin Hollanda’ya nasıl gelebilecekleri ve nelerle kar-şılaşabileceklerine dair öğrencile-ri bilgilendirdi. Bunların yanı sıra Sosyal Medya ve Pazarlama hakkın-da da seminer veren Erdinç Saçan, 30 öğrenci ve öğretim görevlileri-nin katıldığı programda Sosyal Med-ya nedir, şir-ketler ve şa-hıslar nasıl yararlana-bilir, tehli-keleri nedir konularına değindi. Se-m i n e r l e r sonunda İs-tanbul Kül-

tür Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. T. Me-sut Eren tarafından Erdinç Saçan’a plaket takdim edildi.

İstanbul gezisinde 1999 yılında üç Türk kardeş Cevat, Avni ve Faruk Yerli tarafından Almanya'da kurul-muş olan Crytek oyun şirketine de bir ziyarette bulunan Erdinç Saçan, burada Crytek İstanbul Genel Mü-dürü, Serhat Bekdemir ile görüştü.

METİN YAZAREL

su olmuştu. Bugün zaman onları haklı çıkartmış olsa dahi görülüyor ki gözü kapalı sisteme entegre olmak sorun-ları çözmediği gibi birlikte yaşama ve birlikte yönetme arzusunu körelterek insanları yan yana gelmekten kaçınır hale sokmuştur. Toplumumuz adına geleceğe daha emin ve daha güvenle bakmak istiyorsak siyaset ve toplum bi-limi eğitimi almış politikacılar yetiştire-rek sosyal adalet ve toplumsal huzuru tesis etmelerine imkânlar sağlayacak yöntemler geliştirmeliyiz.

Politikoloji konusuna gelince sa-dece hafta sonlarını içeren ve ulaşım imkânları dikkate alınarak seçilecek merkezi bir yerde siyaset bilimi eğiti-mi verebilme imkânına sahip olduğu-muz kanısındayım. Eğitim programı-

nın içeriğini akademik seviyede tutarak üniversite hocalarının eğitmenliğinde kurslar verdirmeliyiz. Gerektiğinde Hollanda dışından konusunda uzman akademisyen yada siyasi parti lider-lerine dersler verdirerek vizyon ve misyon sahibi diplomalı politikacılar yetiştirmeliyiz.

Çevrenin, siyasetin, meydanın, de-mokrasi ve insan hakları gibi kavramla-rın kirletildiği bir iklimde geleceğimizi kurtarmak istiyorsak işi erbabına, ema-neti ise ehline teslim etmeliyiz. Yoksa içerisinde yaşadığımız ülkelerin azınlık ve Müslümanları bir kültür ve iç güven-lik tehdidi olarak algıladığı sürece top-lum olarak elimize verilen demokrasi oyuncağıyla oynamakla yetinir çocuk-larımızın geleceğini heba etmiş oluruz.

1Sunum: Drs. Selim Şafaklıoğlu

(Belasting Adviseur)

Kartvizitinizi

getirmeyi

unutmayın

Page 7: HABER Gazetesi

HABER7 NİSAN / APRIL 2013

Sevgili İbrahim,İlgi sayı ve Haber gazetesi 4 üncü

sayfadaki köşe yazınızı okudum. Yazdıklarınızın tamamına yakını

gerçek tespitler olmasına rağmen ek-sik bilgiler içerdiği için kamuoyuna yanlış yansıyacağı düşüncesi ile size yazma ihtiyacı duydum.

HOTİAD ’ın genel sekreterlik için kuruluş aşamasında (2004) 35 bin Euro ayırdığı doğrudur; ancak bunun yanı sıra faaliyetler ve Eğitim Komis-yonu için ayrılan bütçeler hatırı sayılır büyüklükteydi.

Buna rağmen HOTİAD YK bununla da yetinmeyip bütün üyelerle almış olduğu ortak karar ile yürütme ve ya-pılacak faaliyetlerde 'HOTİAD bütçe-sinde bulunmayan veya eksik kalan bölüm üyeler arasında eşit bir şekilde bölünerek ödenir' kararı vardır.

Zira siz de takdir edersiniz ki bu böyle olmasaydı her biri en az 120.000 Euro'ya mal olan Maastricht zirveleri nasıl yapılabilirdi? (Toplamda 5 zirve yapıldı). Ayrıca orta büyüklükte her biri yaklaşık 50.000 Euro'ya gerçek-leştirilen Yatırım Cenneti Türkiye (top-lamda 3) ve buna benzer daha küçük

büyüklükte SS Gemisi ve AB ve Türk İşadamları konulu T.C. Bakanlarının katılımı, Amsterdam'da yapılan top-lantı ve daha birçok örneğini sayabi-leceğim Türkiye’den gelen borsa tica-ret odaları ve işadamları karşılama ve ağırlama vs gibi birçok faaliyetler ve buna bağlı olarak yapılan harcama ve giderler bahsettiğiniz gibi Genel Ku-rulda açıklanan 70.000 Euro'luk bütçe ile nasıl yapılabilirdi ?

İkinci Başkanımız Sayın Celal Oruç Bey'le yapmış olduğunuz röportajda, üstü kapalı ancak kamuoyuna HOTİ-AD üyelerinden birilerinin olabileceği ORRO Enerji ücretlerini ödemedikleri için iflasa gittiği haberinizde eksik bil-giler içerdiğini düşünmekteyim. Be-nim bildiğim Hollanda kanunlarına göre yeterli üye sayısına ulaşamadığı için sadece lisansı iptal edilmiştir ama bu bir iflas değildir.

ORRO Enerji'den ben de şirketim için enerji almaktayım ve sonuna ka-dar da aldım. Hatta daha önceki enerji şirketinden daha ucuz olduğu için de-ğil, sadece ve sadece milliyetçi duygu-larla aldım ve enerji ücretini zammını da seve seve ödedim. ORRO Enerji'den

enerji satın alan HOTİAD üyesi bütün firmaların da aynı duyarlılıkla hareket ettiğini düşünüyorum; hatta buna ben şahsen kefilim.

Netice olarak kısmen size katıl-makla beraber HOTİAD’ın daha bir kurumsal yapıya sahip olması ge-rektiği vs konularda henüz istenilen düzeyde olmadığı konusunda sizinle hemfikirim ve bu bir gerçektir ancak bu dışarıya yansıyan veya ilgilendiren bir konu olmadığını düşünüyorum. Bu süreç ile alakalı bir konudur; tak-dir edersin ki HOTİAD’ın kurulduğu günden beri hep yükseliş trendinde olması ve bunun hala devam etmesi ve yakın gelecekte eksiklerini de ta-mamlayacağı kamuoyunun sadece beklentisi olmalıdır ama eleştireceği bir konu olmamalı.

Bu görüş ve yorum HOTİAD Yö-netim Kurulu adına yazılmış bir yazı değildir, sadece sizin köşe yazınıza cevap niteliğinde şahsi görüş ve yo-rumumdur.

Bilgilerinize,Her şeyin gönlünüzce olması dileği

ile başarılarınızın devamı ve işleriniz-de kolaylıklar temenni ederim.

Saygı-Sevgi ve Selamlarımla,mehmet SoytürkOnursal Başkan

Adres:Galvanisstraat 13-153316 GH Dordrecht

Telefoon:078 - 618 21 89

Mobiel:06 11 - 12 10 31

A-Team Kozijnen kendi alanında Hollanda'nın 2012'deki en iyi firması seçilmiştir.

www.ateamkozijnen.nl

+ A Kwaliteit+ Garantie op kleurechtheid+ Certificaat+ Terrasoverkappingen

- Kozijnen- Aluminium Kozijnen

- Houten Kozijnen- Profiel soorten - Deuren

- Dakkapellen

- Schuifpuien- Gevelbekleding- Aanbouwen- Horren- Dak opbouw- Zonwering

PVC yerine HVL

(Hout Venster

Look

43 minuten brandwerendheid! (Klassering EW30)Brandwerendheid en kunststof kozijnen gaan

niet samen. Dit is met K-vision verleden tijd.

De 30 minuten grens is in de TNO test ruim gehaald (43 minuten!).

Bij projecten waar brandoverslag een thema is, is K-vision de enige

mogelijkheid in kunststof kozijnen.

GlasWin, Slank, slanker, slankst!Het GlasWin systeem is een exclusief product. Het lijnenspel wordt zeer

slank omdat er geen naar binnendraaiende ramen in het zicht komen.

Het GlasWin systeem combineert de uitstekende statische eigenschappen

van structurele beglazing met de bijzondere warmte-isolerende

eigenschappen van kunststof kozijnen.

Egtis kunststof voordeuren, veilig, sterk en mooi.Met een Egtis deur is iedere woningbezitter verzekerd van een

innovatieve, kwalitatief hoogwaardige deur. Het gebruik van kras- en

stootvaste acrylaat materialen en de afwerking met 4 laklagen

garanderen een lange levensduur en een eenvoudige reiniging.

Uiteraard hebben deze deuren een uitstekende warmte- en geluidsisolatie

en voldoen ze aan inbraakwerendheidsklasse 2. Egtis deuren worden op

maat gemaakt. Men kiest één van de vele modellen en completeert deze

met glas, kleur en beslagaccessoires (waaronder rvs).

Er bestaat zelfs de mogelijkheid een Egtis deur geheel naar

eigen ontwerp te laten maken!

BDA Geveladvies DuurzaamheidsrapportEen onafhankelijke inspectie van 30 jaar oude projecten in Nederland.

Resultaat: duurzaamheidsverwachting > 50 jaar!

K-vision is het enige gevelelement met dit rapport!

Omdat gevelelementen in Nederland bijzonder zijn:

• naar buiten draaiende ramen en deuren met sponningwisselingen

• toepassing van zeer grote gevelelementen

• kozijnen en draaidelen hebben vaak verschillende kleur

• buitenzijde kleur, binnenzijde vaak wit of crème

geldt dit certificaat alleen voor de Nederlandse fabrikanten.

De montage dient ook onder verantwoordelijkheid van deze Nederlandse

kozijnenfabrikant plaats te vinden.

TREND

CITY

STEP

CLASSIC

K-visionK-vision is het allernieuwste

profielsysteem van profine, speciaal

ontwikkeld voor de Nederlandse

markt. Vorm, kleur en flexibiliteit

staan centraal. U kunt kiezen voor

een vlak of verdiept kozijn.

In de mooiste kleuren kiest u voor

de Renolit cachering of voor de

Acrylaat PMMA toplaag.

Ook de verdiepte kozijnprofielen

met typerend sprongetje zijn

standaard mogelijk. De nieuwe

subsystemen noemen we Trend,

City, Step en Classic.

Kortom, u kiest, wij maken het.

Kunststof kozijnen met de grote K van Klasse!

MADE IN HOLLAND

MADE IN HOLLAND

K-VISION

Hollanda'nın en büyük 'kozijnen showroom'unu Dordrecht'te hizmetinize sunduk. Gelin istediğiniz her kalitede ve çeşitteki çerçeveyi yerinde inceleyin.

YENi

Türkiye-Hollanda ilişkileri geliştikçe, Hollanda Türklerinin gündemi daha da yoğunlaşmaya ve her alandaki hareket-lilik artmaya başladı. Anadolu’nun farklı yerleşim birimlerinden ve farklı yöresel alışkanlıklardan kopup gelerek, Avrupa Türkleri dediğimiz bu ilginç yapılanma, yakın çevremizde kendilerine has alışkan-lıklar, hareket tarzları, iş kurma ve yönet-me teknikleri de oluşturan Türk insanı, özgün bir yaşam biçimi de geliştiriyor. Hatta Avrupa aksanlı Türkçelerimiz bile Türkiye Türkçesinin yanında hemen ken-dini belli ediyor.

Samsun’dan, Kırşehir’den, Kars’tan, Sivas’tan, Karaman’dan, Yozgat’tan, Isparta’dan, Türkiye’nin hangi bölge-sinden ve yöresel adetlerinden gelirse-niz gelin, Avrupa’ya geldiğimizde farklı ortak noktalar geliştiriyoruz birlikte. Hollanda’nın açık sosyal kültürü, gelişime açık olan yönü, sistematiği ile birleştirdi-ğimizde, Türkiye’nin herhangi bir yöre-sinde bulamayacağınız bir insan profili karşımıza çıkıyor. Bunun farklı zaman ve mekanlardaki dezavantajını göz ardı eder-sek, farklı özellikleri akıllıca kombinledi-ğimizde Avrupa’da oluşan bu yeni Türk profilinin sayısız faydaları olacağına inanı-yorum, bize ve bizden sonraki kuşaklara.

Hollanda teknolojisinin ve yenilik-çiliğinin, katılımcılığın, insan faktörüne bağlı kalmaksızın oturtulan prosedürel yapının, taşıdığımız doğu kültürünün artı noktalarıyla birleştirildiğinde, önümüzde-ki yıllarda enteresan bir insan modelinin oluşturduğunu da göreceğiz.

Konjünktürel manada etkili olmak ve gündem belirlemek için bazı olmazsa ol-mazlar var tabi. 1.si içinde yaşadığımız ül-kenin dilini çok iyi bileceğiz, 2.si toplumun her katmanında aktif ve katılımcı olup, bulunduğumuz her yerde çözümün bir parçası olacağız. Eğitim asla vazgeçme-yeceğimiz bir temel olmalı.

Politikada aktif ve kalıcı olabilmek için ise yeni formüller bulmalıyız. 'Siya-set Okulları Oluşturmalıyız'. Bu ilginç tez bu sayımızda okuyacağınız gibi Metin Yazarel’e ait ve ciddi ele alınması gereken bir proje olarak addediyorum. Tüm ül-kede yüzlerce politikacımız var, her dö-

nemde birkaç milletvekilimiz oluyor, an-cak stratejik anlamda bütün bunları alt alta topladığımızda istediğimiz toplamı elde edemiyoruz. Kurulacak siyaset okul-ları ya da işadamlarımızın destekleyeceği bu türdeki akademiler insanımızı en do-nanımlı şekilde alana hazırlayacak olan temellerdir.

çöZümün paRçaSı olamayan SoRunun KenDiSi oluR

Hollandalı Türklerin ilginç profillerini analiz ederken bunu dünyanın çeşitli yer-lerindeki Türklerden tamamen bağımsız düşünmek olmaz elbette. Bunu pratik olarak en iyi Burdur’da yaşıyorduk. Yurt-dışı bedelli askerlerinin kısa süreliğine de olsa biraraya geldiklerinde oluşturdukları zengin mozayik, doğrusu bir defalığına görmeye ve yaşamaya değerdi. Farklı ül-kelerin, çok farklı kültürleriyle büyüyen yurtdışındaki gençlerimizin, o ülkelerin olumlu özellikleriyle donanımlı bir şe-kilde alana inmiş olmaları ve herkesin kendi çevresinde 'çözümün bir parçası' olmaya uğraş göstermesi takdire şayandır. Çünkü biz biliyoruz ki, çözümün parçası olamayanlar eninde sonunda sorunun kendisi olmaya başlayabiliyorlar. Bu za-viyeden baktığımızda 28. sayımızdaki atmış olduğumuz tüRKleR toplum-Sal Dönüşüme GeBe manşeti elbette öylesine atılmış bir manşet değildi. Hem Hollanda’da mikro düzeyde, hem de tüm dünyada makro düzeyde, Türklerin top-lumsal dönüşümle içiçe olmasını kastet-tik. İçinde bir nebze ‘wishful thinking’ de barındıran bu aforizma önümüzdeki onyıllar boyunca bizi sürekli meşgul ede-cektir, etmelidir. Çünkü eğer ki toplumsal dönüşümü henüz beceremiyorsak, bu aforizma 'artık toplumsal dönüşümü ele alalım ve pozitif manada değişelim, ye-nilenelim ve gelişelim' düşüncesidir ileri sürülmek istenen. STK’larımızda, öğrenci derneklerimizle, camilerimizdeki yapılan-malarımızla, enstitülerimizle, federasyon-larımızla, işletmelerimizle ve toplumsal bağlantılarımızda kendimizi yenilemeli, yeni çağın gereklerine ayak uydurmalı ve tüm Hollanda hatta Avrupa ve dünya için yeni manifestolar üretebilmeliyiz. TV'deki

Pauw & Witteman proğramında ana ko-nuşmacı olarak katılan Anatolia Öğrenci Derneği Başkanı Mehmet Akkoç'un, Pauw & Witteman'ı bile şaşırtan yapıcı düşün-celeri takdire şayandır.

Bahsi geçen 'toplumsal Dönüşümü' Türkiye son yıllardaki ekonomik atılımı-sayesinde bir nebze olsun yakalamıştır ve şimdi hedef buna istikrar getirmektir. Eskiden Avrupa ülkeleri karşısında ürkek tavırlarımız ne kadar yanlışsa, macerape-rest bir politika da o kadar yanlışlar içe-ren bir durum idi. T.C. Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Hollanda medyasının birtakım provakatif yaklaşımlarına rağ-men, Hollanda Başbakanı Rutte karşısında göstermiş olduğu temkinli ve ayarlı per-

formans buna iyi bir örnektir. Erdoğan

ne Hollanda ülkesel medyasının beklediği gibi

kabadayılık göstermiş ne de ürkek davra-narak ezilen bir kimliğimizin olmadığını göstermiştir. Reel politik tam da budur.

Bakıcı aile konusunda ATV'de çıkan haberler ve Facebook’da oluşturulan grupların karanlığa küfreder gibi “Çocuk-larımıza Dokunma Hollanda” sloganı sorumluluğunu taşıyamayacağımız bir ka-badayılık içeriyor. Böyle davrandığımızda, Hollanda sistemi adına Başbakan Rutte “Kalk bir mum da sen yak!” demekte haklıdır. Sistemin yanlışlarını eleştirmek doğrudur, sistemin yanlışlarına küfretmek

yanlıştır. Fakat eleştirirken bilinçli olmak, inisiyatif sahibi olmak ve sorumluluk sahi-bi olmak gerekir. 'Koruyucu ya da Bakı-cı aile' olma konusunda 2 yıl önce man-şetten “Bir çocuk da sen kurtar” çağrısı yapmıştık. O zamandan beri sürekli bu konuda yazılar yazdık, haberler verdik.

Canımız bugün gündemden dolayı acıyor olduğu için değil, bu bizim kültü-rümüzde bir sorumluluk gerektirdiği için böyle ele almalıyız. Bu çocukları kurta-rabilmek için önce önyargılardan kurtul-malı, sonra konu bilgisi depolamalı, sonra çocuklara bakıcı aile olmak için inisiyatif göstermeliyiz. Kurtarılan bir çocuğa, sa-dece 1 çocuktur diye bakmamalı, gelecek nesilleri hazırladığımızı düşünmeliyiz.

İBRAHİM KARAMAN [email protected]

31.sayımızdaki"HOTİAD Tabela Derneği mi?'başlıklıhaberimiziniçeriği-nideğerlendirenköşeyazıma,değerliişadamıMehmetSoytürk'ünkamuoyunubilgilendirmemaksadıylayazdığımailinideğerliokurlarımızlapaylaşıyoruz:

KaRanLıĞa KüFRETMEyİ BıRaK, KaLK BİR MuM da sEn yaK

Page 8: HABER Gazetesi

HABER 8NİSAN / APRIL 2013

Hollanda'da iflas eden şirket sayısında rekor

Merkezi İstatistik Bürosu (CBS) tarafından yapılan açıklamada, geçen ay iflas eden şirket ve kurum sayısının Ocak ayına kıyasla 21 artarak 755'e çıktığı belirtildi. Bunun aylık bazda şimdiye kadar yaşanan en yüksek rakam olduğuna değinilen açıklamada, tek kişilik şirket iflaslarının bu rakama dahil edilmediği kaydedildi. CBS'in verilerine göre 2012 genelinde iflas eden toplam şirket sayısı ise 7 bin 400 olarak gerçekleşirken, işçi ve işveren temsilcileri yaşanan durumu endişe verici bulduklarını açıkladı.

alManlar tÜrkiye'de rekordaTürkiye yi 30 milyon turistin ziyaret ettiği geçtiğimiz yıl 5 milyonun

üzerinde Alman turist gel-mesiyle , Almanlar 1. Sırayı korumaktadır. 2013 yılında da gelecek Alman turist sa-yısının 5 milyon 300 bin sı-nırına yaklaşması bekleniyor.

BaşBaKan uETd GEnÇLİKLE BuLuşTuekonoMi bakanı Zafer Çağlayan dinaMik tavırlarıyla dikkat Çekti

tÜrkiye basınından ÇıkartMa

MevlÜt Çavuşoğlu genÇlerle ÖZel ilgilendi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Hollanda ziyareti esnasında resmi proğram dışındaki tek proğramda, UETD Gençlik'le buluşması renkli geçti. Gençlerle özel ilgilenen ve sorular soran Başbakan Erdoğan, gençlere çok çalışmaları gerektiğini söyledi. Hollanda ziyaretine Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve Avrupa Birliği'nden sorumlu Devlet Bakanı Egemen Bağış ve Ak Parti Dış İlişkilerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Çavuşoğlu ile beraber gelen Başbakan Erdoğan'ın Hollanda ziyaretini, Türk basının önemli isimlerinden HaberTürk Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ve Yenişafak Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül ile bir grup gazeteci de izlediler.

Ak Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Çavuşoğlu, UETD Hollanda Başkanı Veyis Güngör'den Gençlik Kolları hakkında bilgi alarak, gençlerle buluştu.

Adı geçen buluşmada T.C. Rotterdam Başkonsolosluğu'ndan Mu-avin Konsolosu Aslin Savran da Gençlik örgütlenmesiyle bir süre sohbet etti ve yetkililerin önümüzdeki aylardaki plan ve proğram-ları hakkında bilgi edindi.

Başbakan Erdoğan kısıtlı proğramına rağmen Amsterdam Okura Otel'de gençlerle bir süre sohbet etti. Kulislerde, UETD Gençlik Örgütlenmesi'nin basına duyurulması için Mayıs ayında Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç'ın Hollanda'ya geleceği konuşuluyor.

HABER muhabirimiz Fatih Karaman, aralarında HABERTÜRK Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, Zaman Gazetesi Genel Ya-yın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, Yenişafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül'ün de aralarında bulunduğu Türk ulusal basınının genel yayın yönetmenleri ve Avrupa Birliğinden Sorumlu Devlet Bakanı Egemen Bağış'la HABER Gazetesi'nin tanıtımında bulunarak bulunarak hatıra fotoğrafı çektirdi.

UETD Genel Başkanı Süleyman Çelik ve UETD Hollanda Başkanı Veyis Güngör'ün davetiyle

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'la buluşan gençlik kolları üyelerine bakan Zafer Çağlayan, Hollanda'daki

gençlerimizin ekonomik yönden güçlendirilmelerini tavsiye etti.

Başbakan Erdoğan kısıtlı zamanına rağmen UETD Gençlik Kolların örgütlenmesini çok önemsediğini belirterek gençlerle tek tek ilgilen-di. Başbakan Erdoğan'ın geldiği akşam Hollanda 1 televizyonunun en çok izlenen tartışma proğramlarından Pauw en Witteman'a çıkan Anatolia Öğrenci Derneği Başkanı Mehmet Akkoç'un başarılı performansı dikkat çekti. Pauw & Witteman yapımcıları bu güncel fotoğrafı HABER Gazetesi'nden temin ederek, ekranda fon fotoğrafı olarak kullandılar.

Buluşmada

Hollanda Türk

basınından sadece

HABER Gazetesi

hazır bulundu.

Page 9: HABER Gazetesi

HABER9 NİSAN / APRIL 2013 HABER9

ekonoMi bakanı Zafer Çağlayan dinaMik tavırlarıyla dikkat Çekti

tÜrkiye basınından ÇıkartMa

aLManya İÇİn dE TüRKİyE’nİn önEMİ GİTTİKÇE aRTıyORTAVAK Vakfı Yönetim

Kurulu Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen yaptı-

ğı basın açıklamasında "Angela Merkel 2013 yılında Türkiye’nin tam AB üyeliği konusundaki çe-kincelerini azaltma zorunlulu-ğundadır. Almanya nın ekonomik açıdan Türkiye’ ye ihtiyacı artıyor. Türkiye 2002 -2011 yılları arasın toplam % 59 luk bir büyümüme gösterirken, Almanya’nın 2002 -2011 yılları arasında büyümesi toplam % 12 oldu. Türkiye bu yıl % 4 lük bir büyüme beklerken Almanya’ daki uzmanların görü-şü Almanya’ nın % 0, 4 den daha fazla büyümeyeceğine yöneliktir." dedi. Yapılan açıklama da şu gö-rüşlere de yer verildi:

Türkiye yi 30 milyon turistin ziyaret ettiği geçtiğimiz yıl 5 mil-

yonun üzerinde Alman turist gel-mesiyle, Almanlar 1. Sırayı koru-maktadır. 2013 yılında da gelecek Alman turist sayısının 5 milyon 300 bin sınırına yaklaşması bek-leniyor.

Eskiden Alman Dış İşleri Ba-kanlarının Türkiye’ ye gelmesi çok nadir bir olaydı ve bunların Türkiye’ ye gelmesi büyük hadise olurdu. Alman dış işleri bakanı Guido Westerwelle, dış işleri ba-kanlığı sürecinde 8 kere Türkiye ye geldi ve son olarak Almanya da yaptığı açıklamadan Türkiye nin AB muhakkak tam üye olması gerektiğini dile getirdi.

Almanya da küçük ve orta Al-man şirketleri büyük Alman ku-ruluşlarının yanında Türkiye’ yi kendileri için iyi bir pazar olarak görüyorlar ve yatırım yapıyor-

lar.2012 yılında Türkiye’ de ya-tırım yapmış 4000 nin üstünde irili ufaklı Alman kurluşu var ve bunlar Almanya’ da kazandıkları paradan çok daha fazlasını Tür-kiye ‘de kazanıyorlar.

Alman Misafir İşçiler ( Gastar-beiter) Türkiye’de

Göç konusunda ilginç bir geliş-me, artık Türkler Almanya’ ya göç etmezken, Almanların Türkiye ye göç ettiklerini görüyoruz. 15 bini İstanbul olmak üzere 55 bine ya-kın Alman Türkiye de göçmen statüsünde yaşıyor ve çalışıyor-lar. Tüm bu gelişmeler çerçeve-sinde Alman başbakanı Angela Merkel in Türkiye ye yapacağı ziyarette sorunların ele alınması konusunda etkileyici olabilir.

Hayallerinizi Corendon’la Yaşayin

BAŞLAYAN FIYATLARLAVERGILER DAHILDIR

€59’dan

.com

Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplu-luklar Başkanlığı,

2013 Yılı Mali Destek Prog-ramlarını açıkladı. 4 baş-lık altında duyurulan Mali Destekler için başvurular 01.11.2013 tarihine kadar yapılabilecek. Başkanlık bu süre içerisinde, Uluslararası Öğrencilere Mesleki ve Aka-demik Rehberlik Mali Des-tek Programı, Yurtdışındaki Vatandaşlarımız İçin Eğitim Mali Destek Programı, STK Kapasite Geliştirme Mali

Destek Programı ve Doğru-dan Proje Desteği Mali Des-tek Programı olmak üzere dört farklı başlık altında su-nulan projeleri değerlendi-recek.

Başkanlık tarafından sağlanacak destekler, dö-nemsel olarak hazırlanan doğrudan proje desteği programı ya da çağrı prog-ramlarına bağlı olarak veri-lebilmektedir.

Yurtdışında çocuklarına el konulan ailelerin yaşadığı sorunlar dolayısıyla günde-

me gelen Gençlik Daireleri de proje kapsamına alındı. Bu kapsamda, Yurtdışında yaşayan Türk ailelerin ya-pısının güçlendirilmesi ve Gençlik Daireleri ile ilgili farkındalığın artırılması, hedef kitlenin Türkiye ile kültürel ve sosyal bağlarını güçlendirecek kültürel işbir-liği ve değişim programları uygulanması gibi konularda çalışma yapacak kuruluşla-ra destek verilecek.

Yurtdışı Türkler Başkanlığı 2013 Mali Destek Programlarını Açıkladı Bakıcı aile kurumları

da yardımdan faydalanabilecek

Bakıcı aile dramı gündemi hala meş-gul ederken, Moslimvandaag.nl aracılı-ğıyla ulaştığımız bir başka acı hika-ye ise sonradan müslümanlığı seçen Jennifer'in hikayesi.

Jennifer 23 yaşında Hollanda ve Surinam anne-babadan doğma bir genç kadın. Ekim 2012'de ikiz ço-cuklarını dünyaya getirmek için gittiği hastanede henüz yatakta iken çocuk-ları elinden alınıp bakıcı aileye veril-miş. Bakıcı aileden şikâyeti yok, ancak Gençlik Dairesi (Jeugdzorg), William Schrikker Groep ve Çocukları Koruma Konseyinin (Raad voor de Kinderbesc-herming) kendisine haksızlık ettiğini ve kurban edildiğini söylüyor. “Has-tane odasında çocuklarımın alınma-sına isyan etmem üzerine raporlara 'bayan intihar eğilimli' diye yazdılar.” Jennifer'in kendisinin bakıma ihtiyacı olduğunu, çocuklarına bakamayaca-ğını da yazıyorlar raporlarında. Oysa Jennifer kendisine verilecek yardımla çocuklarına bakabileceğini, devletin tanıdığı bir başka vakıf, BUD vakfının da kendisini desteklediğini söylüyor. Ancak hâkim sadece William Schrik-ker Groep'u dinliyor ve çocuklarına yardımla olsa dahi bakma imkânını

elinden alıyor.Jennifer kendisi 8 aylıkken ağa-

beyiyle birlikte farklı bakıcı ailelere verilmiş ve 7 yaşına kadar yanlarında kaldığı aile kendisine çok kötü dav-ranmış ve hatta dayak atmış. Yedi ya-şından itibaren yatılı yurtlarda kalmış, şimdi de bağımsız 'destekli yaşam evlerinde kalıyormuş.

Jennifer'in 4 yaşındaki büyük oğlu başka bir ailenin yanında ve büyük ihtimalle bu oğlu üzerindeki vela-yet hakkını da kaybedecek. Büyük oğlunun babası da Gençlik Dairesi yurtlarında kalmış ve orada tanıştığı Antilyanli bir genç. Birlikte yetiştirme-yi düşündükleri çocuklarının babası kendi kendisiyle sorunlar yaşamaya başlayınca Jennifer'i ve oğlunu terk ediyor ve Jennifer'in oğluna iyi bak-madığı gerekçesiyle ilk oğlunu o za-mandan elinden alıyorlar.

2011 yılının sonlarına doğru Jen-nifer çevresinin de genişlemesiyle Müslüman oluyor. Tanıştığı Yemen´li arkadaşı hamile kaldığını öğrenin-ce çocuklarını aldırmasını istiyor Jennifer'dan. Jennifer ise ona “sen anne-babandan korkuyorsun, ama ben Allah'tan korkuyorum” diyerek

çocuklarını aldırmayı reddediyor. Bu-nun üzerine çocuklarının babasından hiç haber alamıyor Jennifer.

İlk oğlunun bakıcı aileye bağlan-dığını ve orayı terk etmemesi gerek-tiğini söyleyerek Jennifer’ı ikna eden aile velisine (gezinsvoogd) inandığı için pişman olduğunu söylüyor. Ha-mileyken aile velisinin bu çocukların da alınma ihtimalinde ne yapacağını sorması üzerine, “eğer çocuklarım alı-nacaksa Müslüman bir bakıcı aileye gitmelerini isterim” diye yanıtlıyor. Buna rağmen çocuklarının acımasız bir şekilde ve haince alınmasını hiç beklemediğini belirtiyor.

Aile velisi (gezinsvoogd) Utrecht ve çevresinde Müslüman bakıcı aile olmadığını söylüyor ve 4 çocuklu bir aileye yerleştiriliyor ikiz çocuklar. An-cak bunun doğru olmadığını, sadece Amersfoort'ta 5 Müslüman ailenin ba-kıcı ailelik için De Rading'e başvurdu-ğunu belirtiyor bakıcı ailelerden bir tanesi. Bugüne kadar bu dört aileye hiç çocuk verilmemiş ve çocuk verilen tek aile ise sık sık Rading'e telefon edip Müslüman çocuk olup olmadığını araştırıp isteyerek ve kendi gayretle-riyle bunu başarmış.

Jennifer, aile velisine itiraz ettiğinde ya da kendi inisiyatifiyle Müslüman aile arayıp bulduğunda aile velisi (ge-zinsvoogd) önlemler alacağını bildiren, çocuklarını göremeyebileceği tehdidini içeren bir mektup yazmış. Raporlara doğru olmayan bilgiler ve yorumlar yazılarak hakkındaki olumsuz değer-lendirme güçlendirilmeye çalışılmış.

Kendisinin aptal olmadığını, ha-mileyken kendi hayatına yön vere-cek çeşitli inisiyatifler alması ve ço-cukları elinden alındığında haklarını aramaya çalışması gösteriyor. Buna rağmen kendi hayatına yön vermesi engelleniyor ve hâkim de kendisini dinlemediğinden hakkındaki haksız değerlendirmelerin kayıtlardan kaldı-rılmasını başaramıyor Jennifer.

Her şeye rağmen Jennifer çocukla-rını kendisi yetiştirmeyi umut ediyor ve mücadelesini sürdürmek istiyor. Çocuklarını geri alabilmek için bir avukata başvurmuş ama sekreterin ilk söylediği “avukat parasını ödeye-bilecek misin?” olmuş. “Anladım ki parası olan kazanıyor Hollanda'da” diyor Jennifer.

“Gözlerim İslam sayesinde açıldı, şimdi birçok şeyi daha iyi anlayabi-

liyorum. Başıma gelenlerin çok kötü bir şey olduğunu biliyorum, ama bunu bir sınav olarak görmeye çalışıyorum. Türk arkadaşlarımın yanında ve cami-de çok rahat hissediyorum kendimi. Camide gönüllü olarak çalışıyorum, temizlik yapıyorum alışveriş yapıyo-rum. Bunu yaptığım zaman huzur buluyorum, çünkü bunu Allah için yapıyorum.”

Not: Kendisiyle görüştüğümüz bahsigeçenbakıcıailebuolaylarıdoğrulayarakbir kez daha olayların içyüzünün görü-nendendahaacıolduğunutasdiketmiştir.

İşte Jennifer'in hikâyesi İKİZLERİnE daHa dOĞMadan EL KOyduLaR

Page 10: HABER Gazetesi

HABER 10NİSAN / APRIL 2013HABER 10

Kös

e

Adv

ocat

en Law

Offi

ce Av. Dilek AbotayUzmanlık alanları:

Boşanma davaları; nafaka davaları; çocuk esirgeme kurumuna karşı davalar, medeni kanun davaları

Tel: 010 - 215 13 11www.koselaw.nl

durMuş doğan roC okulları yÖnetiMinde

Leiden ve çevresinde eğitim veren meslek (ROC) okullarının yeni dönemde öğrencilere daha iyi hizmetler verebilmesi için bölge üst düzey yöneticilerden tavsiye yönetimi (Raad van toezicht) oluşturuldu. Aralarında Bio Sience park müdürü Netti Buitelar, Rabo Bank bölge müdürü Rene de Jong, Ticaret odası müdürü Bastiaan de Roo, bulunduğu 10 kişilik yönetime Leiden ve çevresi Türk girişimciler derneği TOVER başkanı ve aynı zamanda Leiden Ticaret odası KvK yönetim kurulu üyesi olan Durmuş Doğan da seçildi.

2014 seÇiMlerinde 2.5 Milyonu aşkın yurtdışı seÇMeni

2014'te yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 2 milyon 550 bin yurtdışında yaşayan seçmen ilk kez oy kullanacak

Türkiye ve Hollanda başbakanları sıcak gündemde buluştular

Erdoğan: Türkiye-Hollanda ticaret hacmi 15 milyara çıkmalı

Necati YILDIZ06-24621082

[email protected]

* STUCKWERK* SPACHTELPUTZ* PLAFONDAFWERKING* SIERPLEISTERWERK* ONDERHOUD* WANDAFWERKING* TEGELS

Başbakan Erdoğan, yaptığı ko-nuşmada, bu sabah Kraliçe Beatrix ile çok verimli bir görüşme gerçek-leştirdiklerini söyledi.

Erdoğan, ''Nisan sonu itibarıyla onların da görevlerini veliaht pren-se devriyle birlikte Hollanda'da ta-bii bu sürede yeni bir dönem başla-yacak. Bu dönemin de Hollanda ile ilgili olarak başarılarla dolu olması-nı özellikle temenni ediyoruz'' dedi.

Ayrıca Başbakan Rutte ile önce dar kapsamlı yaptıkları görüşmede Türkiye-Hollanda ilişkilerini en ge-niş manada ele alma imkanlarının olduğunu belirten Erdoğan, ''Özel-likle şu vurgulamak istiyorum, Türkiye'nin bölgedeki sorunları, Suriye ile ilgili konuyu ele alma imkanımız, fırsatımız oldu. Ardın-dan tabii yine şu anda Türkiye'nin bölgedeki bu sorunlarının yanında terör örgütüyle ilgili mücadelede attığımız adımlar ve bu konunun Avrupa'daki yansıması, Avrupa'da-ki yine terör örgütünün yapılanl-malarına yönelik geçmişten bu güne olan süreci değerlendirme fırsatımız oldu'' diye konuştu.

Türkiye'de AK Parti iktidarı-nın attığı kararlı adımları özellikle vurgulamak istediğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

''Son dönemdeki, bunun adı çö-züm sürecidir, bu çözüm sürecine yönelik attığımız adımı özellikle kendilerine de ifade ettim. Nitekim bugün Diyarbakır'da yapılan mi-ting ile bu mitingde okunan mek-tup öyle zannediyorum ki halkımız arasında samimi yaklaşanlar açı-sından olumlu tepkiler doğurmuş-tur. Ama bu süreci özellikle olum-suz etkileme gayreti içerisinde olan bazı marjinal gruplar tarafından da tabii ki bunlar, olumsuz yaklaşım-lar devam edecektir. Çünkü terör üzerinden beslenen gruplar var ül-kemizde. Bu terör üzerinden besle-nen grupların oyununu da bozan bir süreçtir.

Bundan dolayı bunu özellikle vurgulamak istiyorum. Tabii gönül şunu çok arzu ederdi, onu açıkça söylemem lazım, Diyarbakır'da yapılan böyle bir çözüm süreci mi-

tinginde orada Türk bayraklarının olması gerekirdi. Türk bayrağının orada olmayışı, aslında hala bu süreci olumsuz etkilemek gayreti içerisinde olanların bana göre bir provakatif yaklaşımıdır. Çünkü bunu Türkiye Cumhuriyeti Baş-bakanı olarak özellikle bir millet kavramı içerisinde tek millet, tek bayrak, bunu sürekli, Diyarbakır'da dahi söyleyen bir Başbakan olarak bir tek vatan, tek devlet anlayışıyla buna yaklaşan ki nitekim Öcalan'ın mesajının içerisinde de bunları gö-rüyoruz. Mesajın içinde bunlar da var. Ama bu uygulamalar mesaja ne yazık ki ters düşüyor. Temenni ede-rim ki zaman içerisinde bunlar da giderilmek suriteiyle ülkemizde 30 yıldır yaşanan sıkıntıyı böylece bir an önce aşmış oluruz diyoruz. Ve si-lahlar bırakılır, sınır dışına geçmek isteyenler sınır dışına geçmek su-retiyle ülkemiz o beklediği, aradığı refahı, huzuru, mutluluğu yakalar.''

Türkiye ile Hollanda arasında-ki ticaret hacminin 7 milyar dolar olduğunu belirten Erdoğan, ''Den-geli bir ticaret hacmimiz var. İtha-lat ihracat noktasında Türkiye'den Hollanda'ya, Hollanda'dan Türkiye'ye. Bu güzel bir durum'' diye konuştu.

Hollanda'nın Türkiye'de 2 bin 100 civarında girişimcisi, firması bulunduğunu ve 17 milyar dolarlık yatırımlarının söz konusu olduğu-nu ifade eden Erdoğan, aynı şekilde Türk yatırımcıların da Hollanda'da 6 milyar dolar yatırımlarının bulun-duğunu, bunun da iki ülke arasındaki münasebetlerin her geçen gün çok daha iyi-ye gittiğinin en güzel ifadesi olduğunu söyledi.

''Bütün bunlarla birlik-te beklentilerimiz şu, onu da bugün aramızda karar-laştırdık. Ticaret hacmi 7 milyar dolar ama yeterli değildir. 2015 sonu itiba-rıyla bunu 15 milyar dola-ra çıkarabilir miyiz dedik ve mutabık kaldık. Azmimiz, kararlılığımız bu, bunu ba-şaracağız'' dedi.

Özellikle Yunus ile ilgili konuyu da aramızda görüştük. Bu konu-da da yine ilgili bakanlarımız ve STK'lar vasıtasıyla bir adım atmak suretiyle bunu da bir çözüme ka-vuşturma noktasında bizler de STK'ları devreye sokalım istiyo-ruz. Bu konuya, değerli mevkida-şım, kendileri de STK'lara biz de bu konuda çok önem veriyoruz. Onlar vasıtasıyla bu tür vakaları, olayları çözebiliriz noktasındayız. Bu adı-mı da müşterek olarak atmamız-da çok büyük faydanın olduğuna inanıyorum.''

Ziyaretin çok verimli olduğuna inandığını ifade eden Erdoğan, şun-ları kaydetti:

''Kısa bir süre önce yapılan Tür-kiye ziyaretinden sonra bizim de 4 ay gibi kısa bir sürede böyle bir iade-i ziyareti gerçekleştirmemiz olmamış ve bakanlarımızın arasın-da bundan sonraki süreçte yapa-cakları karşılıklı ziyaretler ve bütün bunların yanında işadamlarımızın karşılıklı ziyaretleri ki biraz sonra Amsterdam'da yanımda getirdi-ğim 30 tane işadamımız var. Bunlar Türkiye'nin en önde gelen işadam-ları. Yıllık ciroları 80 milyar dolardır ve yanlarında çalıştırdıkları insan sayısı 300 bindir. Bu işadamları-mız ile Hollandalı işadamları bir arada olacağız. Kendileriyle daha bu konuda sıkı ilişkiler içerisine girmelerini kendilerinden özellik-le isteyeceğiz. Bizden ne istiyorlarsa biz kendilerine yardımcı olacağız. Böylece süreci hızlandıracağız'

"Türkiye, aB üyesi olmayı istemeyebilir"

“Basın özgürlüğü, Kürt sorunu, anayasa değişikliliği, ifade özgürlüğü, dinî özgürlük ve etnik azınlık grupların haklarının korun-ması gibi konularda, Türkiye önemli giri-şimlerde bulundu. Bu sorunların çözülmesi Türkiye'nin önünü tamamen açacaktır.” diyen Hollandalı Senatör René van der Linden, Av-rupa ülkelerini Suriye konusunda eleştirdi. Van der Linden, Avrupa'nın Suriye'deki ya-şanan drama sessiz kalması Avrupa tarihine kara bir leke olarak geçecektir. Avrupa'nın bir an önce Suriye'deki duruma el atması lazım.” şeklinde konuştu.

2012'de Türkiye ve Hollanda arasında diplomatik ilişkilerin 400'üncü yıl dönümü kutlandı. Bu yıl dönümü vesilesiyle Türki-ye ve Hollanda arasında önemli faaliyetler gerçekleşti. 400'üncü yıl dönümü Hazırlık Komitesi'nin Başkanlığını, Avrupa Konse-yi Parlamenterler Meclisi'nin ve Hollanda Senatosu'nun eski Başkanı René van der Lin-den üstlendi. Van der Linden şu an Hristiyan Demokratlar Partisi (CDA) adına Hollanda Senatosu'nda senatörlük görevini yürütüyor. Geçen hafta Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde Van der Linden onuruna düzenlenen törende, Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca sadece iki kişiye verilen Cumhuriyet Nişanı’nın üçün-cüsü Van der Linden’e takdim edildi. Törende konuşan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Tür-kiye ve Hollanda arasındaki ilişki-lerin bugün ola-ğan üstü noktaya gelmesinin arka-sındaki en önem-li itici güçlerden birisi olduğu için, Cumhuriyet Nişanı'nı Van der Linden'e takdim etmekten büyük mutluluk duydu-

ğunu belirtmişti. Senatör Van der Linden, Türkiye-Hollanda ve Türkiye-Avrupa ilişki-leri, aşırıcı sağcı Özgürlük Partisi'nin (PVV) lideri Geert Wilders'ın göçmenler ve İslam hakkında yaptığı açıklamalar, Mali ve Suri-ye iç savaşı gibi gündemde olan birçok konu hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Devlet başkanları haricinde diğer kişile-re verilen Türkiye'nin en büyük nişanı olan Cumhuriyet Nişanı'nı alan üçüncü kişi olarak tarihe geçtiniz. Bu sizin için ne ifade ediyor?

Bu değerli ödülün bana takdim edilmiş olması benim için gerçekten olağanüstü bir onur. Türkiye ile aramda senelerdir özel bir ilişki mevcut. Avrupa Konseyi'nde ve Hol-landa Senatosu'nda kendimi her zaman Türkiye'ye yakın hissettim. Bunun yanı sıra, Garanti Bank International'ın Amsterdam'da bulunan merkez bürosunda komisyon üye-siyim. Türkiye'ye karşı hissettiğim bağlılık Türkiye'de, Abdullah Gül önde olmak üze-re, Ali Babacan, Egemen Bağış, Mevlüt Ça-vuşoğlu, Murat Mercan ve geçen sene vefat eden Cevdet Akçalı gibi birçok kişiyle dostluk kurmama neden oldu. Birçok Türk ile kişisel bağlantımın olması aldığım bu değerli ödüle artı bir değer katıyor. Ödülü alırken Türki-ye ve Hollanda arasında mevcut olan özel ilişkiye sağladığım katkıların Türkiye tara-fından takdir edildiğini hissettim ve bu beni

çok mutlu etti. Bu de-ğerler sadece Batı'ya mensup değildir. Bu değerler evrensel değerlerdir. Demok-rasi, hukuk devleti, özgürlük, insan hak-ları, sosyal uyum, din-ler ve kültürlerarası diyalog ve saygı gibi değerler her devletin bel kemiği olmalıdır." dedi.Rene van der Linden ve Abdullah Gül

Page 11: HABER Gazetesi

HABER11 NİSAN / APRIL 2013 HABER11

tüRKiye’nin uZun eli HollanDa’ya Da DoKunDu!

Hepimiz şahit olduk. Tür-kiye hiç bir zaman bu kadar

Hollanda medyasını meşgul et-memişti. Başbakanımız Sayın Re-cep Tayyip Erdoğan’ın Hollanda’ya yapacağı ziyaretin tarihi bile açık-lanmadan, Hollanda medyası ola-ğanüstü bir yayın yaparak ka-muoyunu adeta yönlendirmeyi denedi. Yaklaşık dört hafta sü-reyle; ülkedeki Türk kökenli siyasetçiler başta olmak üze-

re, Türkiye hakkında oldukça olumsuz haberler yayınlandı. Başbakanımızın değişik fotoğ-rafları manşetlerden düşmedi bu süre içinde. Son dört haftaya şöyle bir göz attığımızda şu ha-berleri görmekteyiz Hollanda medyasında. Rotterdam’ın ilçe belediyesi Fijnoord’da görev yapan Türk kökenli siyasetçi-lerle başlayan tartışma, Rot-terdam Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı Hamit Karakuş’u da içine alarak

devam etti. Türk seç-menin Türk kökenli

siyasetçileri teh-dit ederek korkut-

tukları, Fijnoord

Belediyesi’nde Hollandalılarla Türklerin bir çatışma aşamasına geldiği, haksız yere Türk kuruluşlara subvansiyon verildiği haber-leriyle Hollanda gündemine Türkler olumsuz bir şekilde taşındı. Aynı tarihlerde Hollanda’nın en büyük hastanelerinden Amster-dam Sloterdijk Hastanesi’nin Türk kökenli müdiresi bir baha-neyle görevinden uzaklaştırıldı. Bütün bunlar devam ederken, Başbakanımızın Hollanda ziyaretine on gün kala Hollanda’nın en önemli gazetelerinden Trouw, Volkskrant ve NRC bu sefer Türkiye aleyhine haberler ve yorumlar yayınlamaya başladılar. Türkiye’nin uzun elinin artık Hollanda’ya da ulaştığı başlığın-dan hareketle, Türkiye’nin Hollanda’daki Türkleri kontrol altına almak niyetinde olduğu iddia edildi. Milletvekili Ayhan Üstün başkanlığında TBMM’de kurulan İnsan Hakları Komisyonu’nun, Hollanda ve Avrupa’da ailelerinden alınan Türk çocuklarının ai-lelerine döndürülmesi yönünde çalışmalar yaparak, çocukların Hristiyan ve homoseksüel ailelerden geri alınacağı, gerekirse bu çocukların Türkiye’ye götüreleceği yazıldı. Devamla, YTB’nin oluşturduğu 70 kişilik danışma kuruluna değinilerek, 2001 yı-lından itibaren İtalya’nın seçimlerde uyguladığı yurtdışı vatan-daşların bulundukları ülkelerde oy kullanarak Roma’da temsil edilmeleri gibi, gelecek seçimlerde yurtdışındaki Türklerin de seçimlerde bulundukları ülkelerde oy kullanarak katılacakları belirtildi. Diğer taraftan şu anda iktidar partisi VVD’nin ideolog-larından, her ne kadar eski liberal görüşü temsil etse de, Bolkes-tein ile yapılan söyleşilerde, Türkiye’nin hiç bir zaman Avrupa Birliği’ne üye olamayacağı, Merkel’in de üzerinde durduğu özel bir ortaklığın en iyi seçenek olduğu kamuoyuna yansıtıldı. Baş-bakanımız, işte böyle bir havanın estirildiği bir süreç sonrası 21 Mart’ta Hollanda’yı ziyaret etti. Gece saat 22.00’de otele gelişin-den ertesi gün katıldığı son programa kadar Başbakanımızın ziyaretine çok geniş bir şekilde yer verildi Hollanda medya-sında. Ve asıl beklenen toplantı, iki başbakanın birlikte basının karşısına çıkmasıydı. Hollanda kamuoyu Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın bakıcı ailelere verilen çocuklarla ilgili yapacağı

açıklamaya hazırlanmıştı. Oysa suni olarak oluşturulan gergin hava bir anda yerini normale terkediverdi. Başbakan Erdoğan orta yolu seçti, makul bir açıklama yaptı. Beklendiği veya arzu edildiği gibi ortalık alt üst olmadı. Dört hafta süreyle gerilen Hollanda toplumunun havası adeta bir anda iniverdi. Bu kadar olağanüstü yayın, ki çoğu zaman dezenformasyondu diyebili-riz, niye yapıldı, hesap, kitap neydi bilemiyoruz. Bildiğimiz ve gördüğümüz bir şey var ki, o da T. C. Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu işte gayet temkinli, ılımlı ve bir o kadar da va-kar bir tavır ortaya koymasıydı. Bence bu ziyaretten Türkiye ve Türkler kazançlı çıktı. Ya da bu ziyarete yeni Türkiye’nin damgası vuruldu. Kim ne derse desin.

yeRelDen KüReSele BiR GençliKSon günlerde UETD Hollanda farklı Gençlik temsilcileriyle

‘Nasıl Bir Gençlik Hareketi’ konulu tarama toplantıları yapıyor. Gençlik UETD’nin en önemli hedef kitlelerinden birisi olarak görülüyor. Zira UETD Hollanda geçtiğimiz aylarda ‘Hollanda’daki Türk Gençlerinin, Sivil Toplum Kuruluşlarına İlgileri Üzerine Bir Anket’ yaptırdı. Anketin en önemli sonuçlarından ikisi şöyle: Türk gençlerine ‘Herhangi bir Hollanda sivil toplum kuruluşuna (vakıf, dernek, öğrenci derneği, siyasi parti) üye misiniz? Sorusu yöneltilmiş. Verilen cevap ne yazık ki, %70 ‘Hayır’ üye değilim’ şeklinde. Diğer taraftan Türk gençlerinin %49’u yaşadıkları top-luma karşı sorumluluk hissetmediklerini belirtmişlerdir.

Bu sonuçlar, UETD Hollanda’yı ‘yerelden küresele sorumlu bir Gençlik Hareketi’nin oluşturulması için harekete geçmesinde önemli bir etken oldu. Ve UETD tarama toplantılarında yerelden küresele vizyonu, iddiası, ideali ve tabii ki projeleri/düşünceleri olan gençlerle tanışıyor ve ortak çalışma çağrısında bulunuyor. Güçlü, yarınlar için çok çalışan, büyüklerine saygılı, ama hedefi bakanların, milletvekillerinin, belediye başkanlarının ve tabii ki abilerinin yerinde olan bir gençlik hedefliyor UETD. Milli ve manevi değerlinden taviz vermeden, küresel ölçekte proaktif, gençlik sorunlarını kendine dert edinmiş, sahiplenmiş, hemhal olmuş bir halde yeni ufuklara doğru yürüyen, sosyal sorumlu bir gençlik arzu ediyor UETD. Bize de başarı dilemekten başka bir şey kalmıyor bu gençlere tabii ki.

Bütün bunlar devam ederken, Başbakanımızın Hollanda ziyaretine on gün kala Hollanda’nın en önemli gazetelerinden Trouw, Volkskrant ve NRC bu sefer Türkiye aleyhine haberler ve yorumlar yayınlamaya başladılar. Türkiye’nin uzun elinin artık Hollanda’ya da ulaştığı başlığından hareketle, Türkiye’nin Hollanda’daki Türkleri kontrol altına almak niyetinde olduğu iddia edildi...

VEYİS GÜNGÖR [email protected]

Veyis Güngör is advisuer van SMHO (Samenwerkende Moslims Hulp Organisaties) in Amsterdam. Tevens is hij voorzitter van UETD Nederland (Union of European Turkish Democrats).

KONYALIO T A N T i KEtli Ekmek/Pide Adana Kebap

Açık büfe kahvaltı (Her Pazar 10:00-13:00 arası)

Putsebocht 1133073 HE Rotterdam010-484 63 [email protected]

Döner Kebap

Gegrilde kipfilet

T O TA L Q U A L I T Y

C E R T I F I C A T I O N

Page 12: HABER Gazetesi

HABER 12NİSAN / APRIL 2013HABER 12

Fresh Food

GÖREME FOODGrill, Tapas, Maaltijden en Broodjes SpecialistBurg De Vlugtlaan 162-164 • 1063 BS • Amsterdam

020-411 43 18

www.schoonmaakbedrijfschiedam.nlinfo@schoonmaakbedrijfschiedam.nl

Her türlü dış cephe temizliği hizmetlerimiz mevcuttur.

Tel: 0655-38 45 54

Ofis ve işyerlerinizin cam temizliĞi

İSLAM OKULLARINDANREKOR PUAN

Bosna doğumlu olan Hamza 1 yaşın-da Hollanda'ya gel-

miş. Ibn Ghaldoen Kolejinde'ki gymnasium'a gitmek istiyor ve teknik bir bölüm düşünüyor ama ne olmak istediğine karar verememiş. “Waterschap” ile ilgili olabilir mesela diyor babası, hem bu tam ona göre, hem de geleceği olan bir bolum. Zekasını hem an-nesinden hem babasından almış. Babası: “ben aslında 550'nin en yüksek puan olduğunu dahi bil-miyordum” diyor, söyleşiye katı-lan herkes gülümsüyor.

Evde hiç ders çalışmıyormuş neredeyse, “ bir kere duymak ye-

tiyor bana” diyor hiç o değilden. Ayda aşağı yukarı 10 tane kitap okuyor. Evde %100 Boşnakça ko-nuşuyor. Hamza iki dille büyüdü hem Hollandacası hem Bosnakca-sı gayet iyi. Babasına göre.

Hamza okul dışında tekvan-do ya ve haftada iki kere kuran öğrenmek için camiye gidiyor. Bunun yanında her cuma spo-ra gidiyor. Bosna'lı olduğu için arkadaşları da çoğunlukla Bos-na'lıymış.

Babası 550 puanın en yük-sek puan olduğunu duyunca ilk tepkisi “Maşallah!” olmuş. "Biz çok gayret etmedik, kendisi de fazladan gayret göstermedi. Bu gerçekten Allah'ın bir nimeti" di-yor Hamza´nın babası. Hamza'nın çok kitap okuduğunu söylüyor ve bunun çok faydası olabileceğini düşünüyor. "Ayrıca evimizdeki mutlu ve huzurlu ortam da ço-cuklara yardım etmiştir" diye de ifade ediyor Hamza´nın babası.

Abdurrahman, ileride doktor, mimar veya

mühendis olmak istiyor. Seneye Rotterdam'da Eras-miaans Gymnasium'a baş-layacak. Abdurrahman'ın 7 kardeşi daha var. Zekasını babasından aldığını söylü-yor. Grup 7’de yaptığı ent-ree toets’dan yüksek bir skorla %92’lik bir dilimi yakalamış. Sipor Müdürü

Cihan Gerdan, 4 okuldaki öğrenci sayısını ayrı ayrı söylüyor ve çocuklara so-ruyor toplamda kaç öğ-rencimiz var diye, daha 2 saniye geçmeden Abdur-rahman hesap makinesi gibi 1141 deyiveriyor. Ma-tematiği çok güçlü.

Okul dışında Abdurrah-man Icarly'yi ve çocuk ha-berlerini (jeugdjournaal) günlük izliyor.

AbDURRAHMAN

Abdurrahman´ınbabası:Oğlumçokgayretliveçokkütüphaneyegider.AyrıcaKur'anöğrenmekiçinhaftadabirkaçgüncamiyegidervediğerçocuklarlailişkisideiyidir.

Hamza küçükken aile çocuklarla birlikte umreye gitmiş veBeytullah’ıziyaretesnasında,minikHamza,Hacer-ülEsved’idokunmakisterkenkafasıçarpmış.Babası,“HerhaldeHamza’nınzekasıoankafasınıHacerülEsved’eçarpmasındangeliyor,çünkühiçdersçalışmaz”diyorvegülüyoruz. Okulu: Yunus Emre İslam İlkokulu (DEN HAAG)Okulu: Ibn-i Sina İslam İlkokulu (Rotterdam)

Okulu: Noen İslam İlkokulu (Rotterdam) Okulu: Al Ghazali İslam İlkokulu (Rotterdam)

CITO'DA 550Seviye teSBit Sınavı: cıto

Her yıl Hollanda genelinde bin-lerce ilkokul son sınıf öğrencisinin katıldığı CITO seviye tesbit sınavı sonuçları Mart ayında açıklandı. Bu sınavda alınan sonuçlara göre öğrenciler VWO, HAVO ya da VMBO gibi çeşitli seviyelerdeki okullara gönderiliyorlar. CITO'nun resmi web sitesinde yapılan açık-lamaya göre bu yıl 165.000 rekor sayıda öğrenci bu sinavı yaptı ve geçen yıllara kıyasla Hollanda ge-nelindeki sonuçlarda bir düşüş gözlendi. Bu senenin Hollanda genelinin ortalaması 535,1 pu-anla geçen yıldan 0,4 puan daha düşük. Bu yıl yeni bir sisteme ge-çişin bunda etkili olup olmadığı

tartışılırken, bu seneden itibaren CITO sonucunun ağırlığının aza-lacağı ve okulun tavsiyesinin daha etkili olacağı gündeme gelmiş du-rumda.

iSlam oKullaRı vaKFı: SıpoRAncak bu genel düşüşe rağmen

bazı İslam okullarındaki yabancı öğrencilerin başarısı dikkat çeki-yor. Rotterdam ve çevresindeki dört okulu bünyesinde barındıran SIPOR Vakfı (Stichting Islamitisch Primair Onderwijs Rijnmond) bu yıl CITO'dan 3 öğrencisinin 550 tam puan almasıyla üstün bir ba-şarı elde etti.

Hollanda'da 1988'de ilk kuru-lan Al-Ghazali (Rotterdam-Span-gen), Ibn-i Sina (1989, Rotterdam-

Charlois), Ikra (2004, Dordrecht) ve Noen (2005, Rotterdam-Croos-wijk) İslam ilkokullarının birleş-mesiyle oluşan SIPOR'da toplam 1141 öğrenci öğrenim görüyor.

Diğer yandan geçen ay, orta ve ilkokul seviyesindeki tüm okullar arasından seçilip devlet tarafın-dan “excellente school” (mükem-mel okul) nişanesi verilen 52 okul-dan 2 tanesinin de İslam ilkokulu olması dikkat çekiyor. Bunlar Gou-da İslam ilkokulu Al-Qalam ve Ma-astricht İslam ilkokulu El-Habib.

Bu başarıyı elde eden çocuklar Abdurrahman, Aicha, Hamza ve İlknur, ebeveynleri, öğretmenleri ve SIPOR müdürüyle yaptığımız söyleşiyi yayınlıyoruz:

Hollanda'da EXCELLENTE SCHOOL (Üstün Başarılı) seçilen 52 okuldan 2 tanesi de İslam ilkokulu.

550Rekor puan

Aicha, ilerde doktorluk ile ilgili birşey yapmak istiyor. Seneye Marnix

Kolejine başlayacak. Aicha zekasını hem annesinden

hem babasından aldığını söylüyor. (Annesi ve babası gülümsüyorlar). 5 çocukları olduğunu ve Aicha´nın ortanca olduğunu anlatıyorlar. İs-lam okulunda önceki okuyan 2

kardeşi de 537 ve 539 almış, ama Aicha bu kez aile rekoru kırmış. Genellikle kendi başına çalışmış, son birkaç hafta annesi ile de alış-tırmalar yapmış.

Aicha hobi olarak 2 yıldır at bini-ciliği yapıyor. Onun dışında hikaye-ler yazmayı, kütüphaneye gitmeyi ve kitap okumayı çok seviyor. Okuduğu kitabı hemen bitirmek istiyor.

AICHA

Aicha'ninannesi:Hollandacadilveyazımı(spelling)birazzayıftıvebukonularüzerineöğretmenindenyazımkartlarıalıpçalıştık.Bununçokfaydasıoldu.Tabikendisideistiyorvegayretediyor-du,yataktadahiçalışmakistiyordu.Budabizimdahaduyarlıolmamızısağladı.Yardımisterdi,amaençokkendisigayretetti.

550Rekor puan

HAMZA

550Rekor puan

550Rekor puan

ilknur Küçüksu (ortada) 550 puanamine madani charif (solda) 549 puanabdullahyıldız (sağda) 548 puan

iLKNUR

Page 13: HABER Gazetesi

HABER13 NİSAN / APRIL 2013 HABER13

Kös

e

Adv

ocat

en Law

Offic

eHollanda’da en büyük Türk avukatlık bürosu5 avukat ve 3 hukukçusuyla hizmetinizde.

Her avukatımızın kendine özel uzmanlık alanı vardır. Ankara Antlaşması'ndan doğan ek oturum hakları, (ağır) ceza davaları, boşanma davaları, sosyal sigortalar hakları, iş davaları, ticari davalar vs.

Merkezimiz Rotterdam’dadır. Amsterdam şubemizde de randevu verilmektedir.

Tel: 010 - 215 13 11www.koselaw.nl

Biz çocuklarımızın seviyesini takip ediyoruz, bunlar için çeşitli sistemlerimiz var. Okullar arası yarışma yapmıyoruz. Sim-di üç tane yeni müdürümüz var ve ben okul-larımızın müdürlerinden çok memnunum. Onlar ve okullarımız için büyük planlarımız var. Gelecekte bu tür yarışmalar ve aktivite-ler organize etmek gibi planlarımız da var.

ISBO eski öğrencilerimizi bulabil-mek için bir araştırma başlattı, şimdi ner-deler, neler yapıyorlar? Tabi taşınmalar ve adres değişikliklerinden dolayı bu öğrenci-leri bulabilmek kolay değil. Okullarımız ve personelimiz ayrıca çok yoğun, bu tür işleri yapmak için gönüllülere ihtiyacımız var.

Al-Ghazali bütün okullar arasında en eski okul ve onların Voila adında mezun öğrenci dernekleri var.

Hamza'nın sınıfında 27 öğrenci var ve 6 öğrenci 540 üzerinde not aldı.

Aicha'nın sınıfında 23 öğrenci var ve 7 tanesi 540 üzerinde not aldı.

Abdurrahman'ın sınıfında 27 öğrenci var, hatta ikinci olan öğrencimiz 549 aldı.

Mesela Noen 537,7 ortalama ile Hol-landa ortalamasından yüksek bir puan aldı. Bizim okullarımız genelde ülkesel ortalama-nın üstünde not alıyor. Ikra'ya “Excellente School” vasfı almak için başvurmayı düşü-nüyoruz. Müfettiş Noen'dan çok memnun olduğunu ifade etti. Kanada'dan eğitimci bir profesör okulumuza gelmişti, sınıfları-mızı ziyaret edince çok iyi bir okul olduğunu ifade etti. Ibn-i Sina birkaç hafta önce iki müfettiş tarafından teftiş edildi ve okulu-muzdan övgüyle bahsettiler, örnek bir okul olduğunu ifade ettiler.

Medyada duyduğumuzun aksine SIPOR okulları çok başarılı. Dordrecht ve Rotterdam'da çocuk sayısı azalan ve kapan-maya yüz tutan okullara el uzatıp, bunları randımanlı hale getirdik. Medyadaki asıl korkunun sebebi de bu: İslam okullarının başarısı nedeniyle, zayıflayan ve kapanması gündeme gelen okulların İslam okullarına dönüştürülmesi ve öğrencilerinin sayısının artması. Zaten bizi karalamalarının altında da bu korku yatıyor.

Siz yönetim olarak medyanın bu ne-gatif haberlerine karşı nasıl tepki göste-riyorsunuz?

Tevafuken bugün kendi çocukla-rı başka bir okulda olan bir Türk fırının-daydım. Kendisi çocuklarının okulundan memnun olmadığını ve çocuklarını bizim okulumuza yazdırmadığından pişman oldu-ğunu söyledi. Bu veli medyanın negatif ha-berlerinden etkilenerek çocuklarını bizim okulumuza yazdırmamış. “İslam okulları başarısız diye çocuklarımı diğer okullara gönderdim ve simdi burda çocukların 550 puan alabildiklerini görünce ve çocukların doktor, avukat olduklarını görünce çok piş-man oluyorum” dedi bana.

Bizim hedefimiz hem kaliteli eğitim vermek hem de güçlü bir kimlik oluştur-mak. Evdeki ortamla okul ortamının uyumlu bir şekilde olması ve dolayısıyla çocuğun kendini güvende hissedip hem entellektüel açıdan hem de kişilik açısından iyi bir şe-kilde gelişebileceği bir ortam oluşturmayı hedefliyoruz.

Deventer’de eğitime devam eden ilkögretim okulu De Zonnebloem’da anlamlı kutlama

Deventer’de 2010-2011 eği-tim sezonunda açılan İslami il-kögretim okulu

De Zonnebloem, 99’uncu öğrencinin kaydı münasebetiy-le; Deventer Belediye Başkanı Andries Heidema’nın da katıldı-ğı anlamlı bir programa imza attı. Okul Yönetimi ve Aile Birliği, oku-lun ulaştığı 99 öğrenci sayısını Esma-ül Hüsnâ ile sembolleştirdi.

Deventer’de 2011-2012 eği-tim sezonunda hizmete başlayan SIMON (Orta ve Doğu Hollanda bölgesi İslâmî ilköğretim Okulları vakfına) bağlı olan De Zonneblo-em (Ayçiçeği) İlköğretim Okulu, 99’uncu öğrencisinin kaydolma-sını anlamlı bir program ile kut-ladı.Okul müdürü Henk ‘t Jong, kutlamayı 100’üncü değil de 99’uncu öğrenci onuruna yap-malarının sebebini şu sözlerle anlattı: “Biz Kur’an-ı Kerîm’den, Allahın 99 isminin olduğunu

biliyoruz. Bugün bu programla, Allahın bu isimleri ile öğrenci sa-yımız arasında bir bağlantı kur-mak istiyoruz. Dolayısıyla, her öğrencimize Allahın bir ismini, küçük birer armağan eşliğinde takdim ediyoruz”.

99’uncu iSmi BeleDiye BaşKanı taKDim etti

Program, isimlerin ve he-

diyelerin öğrencilere takdim edilmesi ile devam etti. Okula 99’uncu öğrenci olarak kaydo-lan Talia Özmen isimli öğrencinin hediyesini bizzat Belediye Baş-kanı Andries Heidema, kısa bir konuşma eşliğinde takdim etti. Öğrencilerle birlikte bir de hatıra fotoğrafı çektiren Heidema, böyle bir programa katılmış olmanın kendisini mutlu ettiğini ifade etti.

Cihan Gerdan, Genel Müdür

SIPOR İSLAM OKULLARI GENEL MÜDÜRÜNE SORDUK "2 yıl önce de Rotterdam'daki Ibn-i Sina'da aynı sınıftan 3 çocuk 550 puan almıştı. Çocuklarımız çok başarılılar maşallah."

sıPOR Okullarının CıTO ortalaması

Okul: 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013Al-Ghazali 537,6 536,3 539,7 533,9 535,6 535,8 534,9Ibn-i Sina 536,3 537,4 535,5 535,4 538,8 535,4 536,0Ikra 536,6 537,0 535,3 537,2 536,1 535,5 536,5Noen 538,0 534,8 534,8 533,7 535,8 535,5 537,5

Hollanda 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013Ortalaması 535,1 535,4 535,1 535,4 535,3 535,2 534,8

Page 14: HABER Gazetesi

HABER 14NİSAN / APRIL 2013HABER 14

Geçen sayıdaki “Koruyucu aile tartışmaları ve gerçekler” başlıklı yazımda, toplum olarak kendi sorumluluğumuza işaret etmiştim. Her-hangi bir sebeple ebeveynlerinden ayırılmak durumunda olan çocukların kendi inanç ve kültürlerine uzak koruyucu ailelere yerleştiril-mesinin asıl sorumluluğunun Türk ve Müslü-manlarda olduğunu, hamasi ifadelerle başkala-rını suçlamak yerine kendi sorumluluğumuzu yerine getirelim demiştim. Aradan geçen bir ay gibi bir zaman zarfında da bu konu dallanıp budaklanıp bir ‘milli mesele’ye dönüştü.

‘Milli mesele’ olur da hamaset olmaz mı? İşin içine biraz da duygu sömürüsü ekledin mi yeme de yanında yat. Bazı yazılı ve görsel med-ya organları konuyu adeta bir şova dönüştürüp gerek Hollanda’da gerekse Türkiye’de büyük bir infiale yol açtılar. Oyle bir tablo çizildi ki, sanki Hollanda devleti tüm kurum ve kuruluş-larıyla Türklere karşı top yekün bir savaş içine girmiş ve bütün dertleri bizim çocukları binbir entrikayla ailelerinden koparıp asimile etmekmiş de haberimiz yok-muş. Haliyle bu durum, Hollanda’da son yıllardaki göçmen kökenliler-le ilgili olumsuz havanın da etkisiyle halkımızın tepkisini çekti. Sadece tepki çekmekle kalmadı, millet galeyana getirildi. Başbakan’ı-mızın Hollanda’ya yapacağı ziyaret bu durumla ilişkilen-dirildi. Bazıları öyle haddi aştı ki, Sayın Başbakan için yol haritası bile çizmeye kalktı. Gözler, bu ahval ve şerait içinde Sayın Başba-kanımızın 21 Mart tarihin-de gerçekleştireceği resmi ziyarete çevrildi. Türk toplumunda olup bitenler tabii olarak Hollan-da medyasının da gözünden kaçmadı. Konu hemen hemen bü-tün aktüalite ve tar-tışma programlarında gündeme geldi.

Bu süreç esnasında sivil toplum kuruluşları üç maymunu oynarken, kurumsal olarak ilk mü-dahaleyi tarafımdan ka-leme alınan bir bildiriyle UETD yaptı. Bildiride gelişmelerden duyduğumuz kaygıyı dile getirip, meselenin nasıl çözülmesi gerektiği konusunda ciddi analiz teklifini dile getirdik. Bildirinin yayınlanmasının akabinde gerek Hollanda gerekse Türkiye de dahil, değişik Avrupa ülkelerinden bir çok teşekkür mesajı

aldık. Hollanda’da yaşayanlardan bir çoğu bil-diriyi kendi çevrelerinde da dağıtıp geniş ke-simlere ulaşmasını sağladılar. Bu talep bizden gelmedi, kendileri bunun için bizden talepte bulundular. Eleştiren olmadı mı? Tabii ki oldu, ancak bir elin parmakları kadar az. Birisi bu olumsuz havanın oluşmasında büyük emeği olan ve bunu da gururla anlatan bir gazeteci dostumuz, birisi bu dostumuzun eşi (talimatla olduğu her halinden belli), bir iki tane de bizim her yaptığımıza muhalefet etmeyi üstüne vazi-fe bellemiş pek ciddiye bile alınamayacak kişi.

Oldukça büyük takdir alan UETD bildirisi gazeteci dostumuzu çok kızdırmış olmalı ki, kendi gazetesinde yazdığı haber/yorumda kla-sik itibarsızlaştırma taktiğini devreye sokma ihtiyacı hissetmiş. Altında imzam olduğu hal-de, “Ahmet Suat Arı tarafından kaleme alındığı anlaşılan ve sosyal medayada büyük tepkiler alan” bildiriden bahsetmektedir. Bildiri sosyal

medyada harıl harıl paylaşılırken, kendi-leri birldiriyi talihsiz bir açıklama olarak niteleyip, bize de aba altından sopa gös-termeye yeltenmiştir. Eleştiriye karşı tahammülsüzlüğünü bildiğimiz pek de

umursadığımızı söyleyemeyiz. Ben üzen egosuna başkalarını da alet etmesidir. Bence hatası-nın farkına vardı, ancak itiraf edecek olgunluk olmadığı için bunu alenen ifade edemiyor. Hatasının farkına vardığını son bir kaç yazısında görmek mümkündür.

Son olarak da kasten ve ta-mamen art niyetli bir güruha dikkat çekmek istiyorum. Federasyon kavramının an-

lamından bile haberi olmayan, ama kurduğu sözüm ona fede-rasyonun başkanı olarak or-talıkta dolaşan ve bünyesinde her türlü ahlaksızlığı barındı-

ran bu zat ve arkasındaki abi-leri, şahsım ve UETD hakkında uydurma haberleri, internetten indirdikleri resimleri de manipü-le ederek değişik yayın organla-rına servis etmektedirler. Uydur-dukları haberlerde söylenmemiş sözler, düzenlenmemiş toplan-tıların haberleri yapılmaktadır. Tam bir iftira ve ahlaksızlık ör-neğidir bunların yaptıkları. Biz ilk değiliz, son da olmayacağız. So-rumluluk sahibi kişi ve kurumları

bunlara karşı tedbir almaya davet ediyorum. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın mentalitesine takılmaz inşallah! Sinek küçüktür ama mide bulandırır!

Ahmet Suat ARI is groepsleerkracht en onderbouwcoördinator op een VSO ZML-school te Enschede. Hij schrijft columns in diverse bladen en is o.a. secretaris van UETD-Nederland.

KUrUmSAl SOrUmlUlUğUn GErEğİ Oldukça büyük takdir alan UETD bildirisi gazeteci dostumuzu çok kızdırmış olmalı ki, kendi gazetesinde yazdığı haber/yorumda klasik itibarsızlaştırma taktiğini devreye sokma ihtiyacı hissetmiş. Altında imzam olduğu halde, “Ahmet Suat Arı tarafından kaleme alındığı anlaşılan ve sosyal medayada büyük tepkiler alan” bildiriden bahset-mektedir. Bildiri sosyal medyada harıl harıl paylaşılırken, kendileri birldiriyi talihsiz bir açıklama olarak niteleyip, bize de aba altından sopa göstermeye yeltenmiştir. Eleş-tiriye karşı tahammülsüzlüğünü bildiğimiz pek de umursadığımızı söyleyemeyiz.

AHMET SUAT ARI [email protected]

Lahey Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri ve Hol-landa Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mus-tafa Ünver ile Rotterdam Baş-konsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi ve HDV Yönetim Ku-rulu Üyesi Dr. İsmail Hilmi Bilgi HDV Venray Hacı Bay-ram Camii tarafından orga-nize edilen “Çanakkale Şe-hitlerini Anma Programı”na katıldı.

Program, İstiklal Marşı

ve Kur’anı Kerim tilavetiyle başla-dı. Din Hizmetle-

ri Ataşesi Dr. İsmail Hilmi Bilgi ve Venray Beledi-ye başkanı Hans Glissen ta-rafından yapılan selamlama konuşmalarıyla devam etti. Selamlama konuşmalarının ardından Venray Gençlik kol-ları tarafından şiirler okundu.

Daha sonra kürsüye ge-len Prof. Dr. Mustafa Ünver, Çanakkale Şehitlerini anma programlarının HDV Cami-lerinde özellikle kutlandığını, çünkü o destanı yazan neslin çok olumsuz şartlarda gös-

terdiği bu başarının hikaye-sinin Hollanda’da yaşayan gençliğimize aktarılmasının önemli olduğunu belirterek, Çanakkale’de gösterilen gay-retin günümüz gençliğince de örnek alınması ve başta eği-tim olmak üzere, şartlar ne kadar olumsuz olursa olsun her alanda başarıya ulaşma-nın mümkün olduğunu gös-terdiğini anlattı.

Program, Grup Gökkuşağı tarafından sunulan Çanakka-le tiyatrosu ve semazen gös-terisinin ardından Venray din görevlisinin teşekkür konuş-masıyla sona erdi.

vEnRay'da ÇanaKKaLE şEHİTLERİ anıLdı

Cihan Uçar İstanbul'da Estetik Cerrahi artık ödenebilir fiyatlarla hizmetinizde

ESTETİK GÜZELLİKTİR

Aesthetic & Plastic Surgery

FİYATLARIMIzA HERşEY DAHİLDİR.

Karşılama ve transfer +

7 gün otel konaklaması +

Hastanede ameliyat dahil.

Burun estetiği

meme estetiği

karın estetiği

(silikon-dikleştirme-küçültme) 2950,- euro

2950,- euro

2450,- euro

Hollanda müşterilerimiz için indirimli fiyatlarımız devam

etmektedir. Fiyatlarımıza uçak haricindeki herşey dahildir.

Op.Dr.Cihan uçar estetik Plastik Cerrah

İrtibat Tel: +90 532 2852173 İstanbul Ofis: +90-212-347 07 00Geniş bilgi için Hollanda Temsilcisi:Nur & Handan: 0686 - 10 18 26

[email protected]

M.D. Surgeon

Page 15: HABER Gazetesi

HABER15 NİSAN / APRIL 2013 HABER15

Page 16: HABER Gazetesi

HABER 16NİSAN / APRIL 2013

2013

HABER'e en çok ilgi gösterenlerden biri de Yenişafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül oldu. Solda Fatih Altaylı, ortada İbrahim Karagül.

Rotterdam Birlik Camii'nin düzenlediği Hamsi partisine Rotterdam Türk medyası davetliydi. Davet sahibi Orhan Erdoğan ve Birlik Camii Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Akbulut misafirlerle yakından ilgilendi.

Göreme Ayran CEO'su Meh-met Demirel,

Ahmet Maranki Seminer'ine

hazırlıklarını son aşamaya getiren Zeke-riya Arslan ile

Konyalı Otantik Restoran'da bir-

likte yaptıkları kahvaltı son-

rasında sohbet esnasında.

UETD Yönetim Kurulu adına düzenlenen başarı plaketi-ni Meram CEO'su Erdoğan Yüce, Bakan Egemen Bağış'ın elinden alırken, Meram Dostluk Vakfı adına da Kamil Saygı Bakan Egemen Bağış'a bir Hollanda değirmeni minyatürü hediye etti.

Hollandalı BIS B.V ile distribütorlük antlaşması yapan TURKNED şirketi Türkiye’de rüzgar türbinlerini üretecek. Nisan ayında İstanbul Başkent Hastanesinde ilk projeleri gercekleştirilecek.Türkiye Öğrenci Konseyi tarafından düzenlenen "Yarının liderleri

başarı ödülleri" törenle sahiplerini buldu. Hollanda'yı temsilen katılan Hollanda Öğrenci Konseyi Başkanı Rıza Doğan ulusla-rarası dalda ödül aldı.

İlhan Karaçay’ın yayınladığı ‘ Türkiye-Hollanda Arasındaki 400 Yıllık Resmi İlişkiler ve Hollanda’ya Türk Göçünün 50’nci Yılı’ adlı kitap için, İstanbul’da bir tanıtım resepsiyonu düzenlendi. Hollanda’nın İstanbul Başkonsolosluğu’nda verilen kitap tanıtım resepsiyonunda iş, sanat ve medya dünyası bir araya geldi.

Radyo Deniz ve Mahzen Restorant olarak organize ettigimiz 40 Tavlacinin katildigi ve 4 hafta suren Tavla Turnuvamiz sona erdi. Finale kalan 5 kisi birbirleriyle kiyasiya mucadele ederek ilk ucu belirlediler. Puan durumu ile yapilan Final maclarinda ISMAIL COSKUN : 17 puan ile Birinci olurken CEMSULTAN OZDEMIR : 15 puan ile ikinci OKAN OZTURK : 4 puan ile ucuncu oldu.

Hollanda Sivaslılar Platformu Yönetim Kurulu üyeleri, göreve yeni seçilen Hol-landa Türk İşadamları Derneği (HOTİAD) Başkanı Hikmet Gürcüoğlu’nu ziyaret etti. Hotiad yönetimine 'hayırlı olsun' diyen Hollanda Sivaslılar Platformu Yönetim Ku-rulu Başkanı İbrahim Çitil, kurumlardaki yönetim değişikliğini olumlu bulduğunu söyledi.

Hollanda Türk Federasyon’a bağlı Dordrecht Ayasofya Cami teşkilatının “Çanakkale Ruhu” adlı programı yoğun ilgi gördü. Altıyüz kişilik tiyatro salonunda biletler yok sattı

Politikacı ve basın mensupları bir araya geldiği Simit Sarayı’nın, Rotterdam merkezdeki şubesinin İşletme müdü-rü Seda Aslan davetlilerle birer birer ilgilendi. Seda Aslan'ın güleryüzlülüğü tüm davetlilerin dikkatini çekti.

Page 17: HABER Gazetesi

HABER17 NİSAN / APRIL 2013

HABER Gazetesi Halkla İlişkiler Müdürü Nur Öztürk Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'a HABER Gaze-tesini takdim etti. Hollanda Senatosu'nu ziyareti esna-sında Başbakan Erdoğan'a "Hoşgeldiniz Sayın Başba-kanım, Nasılsınız?" diyen Nur Öztürk'e yönelen ve Nur Hanım'la tokalaşan Başbakan Tayyip Erdoğan, bir süre kendisiyle sohbet etti. İkilinin hatıra fotoğrafı çektirmek için objektiflere dönmeleri üzerine Başbakan'ı izleyen basın ordusu karşı yakaya geçti. Kalabalıktan dolayı muhabirimizin fırsat bulup çekemediği fotoğrafı, gezi-ye Türkiye'den katılan Anadolu Ajansı muhabiri Cem Öksüz Bey'den temin etmek zorunda kaldık.

Başbakan Tayyip Erdoğan, Nur Hanım'ın

kendisine takdim ettiği HABER Gazetesini

daha sonra incelemek üzere danışmanlarına

verdi ve gazetemiz Başbakan'ı taşıyan aracın

bagajına yerleştirildi.

T.C. Başbakanı Tayyip Erdoğan'ın Hollanda'ya gerçekleştirdiği resmi geziyi, Türkiye ulusal basınının bazı genel yayın yönetmenleri de izlediler. Amsterdam'da kaldıkları Okura Otel'in lobisindeki keyifli sohbet görülmeye değerdi. HABER'i inceleyen Ekrem Dumanlı ve Fatih Altaylı, o günün tek fotoğrafçısı Fatih Karaman'la (adaş esprisi yapıldı elbette) hatıra fotoğrafı çektirmeyi ihmal etmediler. HABER kadrosunu İstanbul'daki ofislerine de davet eden genel yayın yönetmenleri güleryüzlü ve hoşsohbet oluşlarıyla da dikkat çekti.

Sadece HABER oradaydıHollanda Türk medyasından

HTIB Türkçe'nin peşini bırakmıyor

HDV’de Üç Yeni Komisyon Daha Kuruldu

Rotterdam DHB'nin güzel bayanları daha sağlıklı bir hayat için, soğuk-ayaz demeden, yaz henüz gelmeden, spor hocası Mehmet Can denetiminde powerwalking kursuna başladılar.

DİKKATİnİzİ çEKTİ mİ bU ArAlAr HOllAnDA

mEDyASınDA Hİç nAm-ı DİğEr GEErT HAbErİ çıKmıyOr.

HAlbUKİ OrTAlıK TOz DUmAn, vElvElE. AcAbA TürKİyE'DEn

özür DİlEyEn İSrAİl'İn bUnDA bİr pArmAğı OlAbİlİr mİ?

mAnJET

HTIB tarafindan Avrupa’daki vatandaşlarımızın ortak so-runlarına ve beklentilerine

ilişkin hazırlanan kapsamlı rapor Baş-bakan Recep Tayyip Erdoğan’a gön-derildi. Raporla ilgili bir basın açıkla-ması yapan Hollanda Türkiyeli İşçiler Birliği (HTİB) Genel Başkanı Mustafa Ayrancı, “Avrupa’nın çeşitli ülkelerin-de yaşayan 5 milyon insanımızın so-runlarını ve beklentileri derlediğimiz raporu beş farklı bakanlığın yanısıra TBMM’nde grubu bulunan tüm siyasi partilere de gönderdik’ dedi.

HTİB Türkçe anadil eğitiminin Hollanda’da ilkokullarda seçmeli ders olarak verilmesinin sağlanması için de çalışmalarını sürdürüyor. Türk avukat-lar Fadime Kılıç ve Nazmi Türkkol’un aracılığyla Hollanda Eğitim, Kültür ve Bilim Bakanlığına bir mektup yazan

Mustafa Ayrancı “Hollanda hükümeti-nin iddia ettiği gibi anadil entegrasyo-nun önünde engel değildir, tam tersine uyumu desteklemektedir. Her şeyden önce eğitimin yeri okuldur bu yüzden anadil dersleri de okullarda verilmeli-dir. Anadil bir haktır ve biz bu hakkın geri kazanılması için bütün olanakları kullanacağız.” dedi.

Hollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu tarafından üç yeni alt komisyon daha faaliyete geçirildi. HDV Şube cami yöneticileri ve din görev-lilerinin komisyonlara isim tavsiyeleri değer-lendirilerek bu isimler arasından oluşturulan üç komisyon HDV Yönetim Kurulu tarafından kabul edildi. Bu komisyonla-rın isimleri HDV Tercü-me ve Telif Komisyonu, HDV Ar-Ge Komisyonu ve HDV Spor Komisyonu olarak belirlendi.

HDV Yönetim kuru-luyla tanışan Komis-yon üyeleri yapacakları çalışmalar konusunda Vakıf Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ünver’den bilgi aldılar. Prof. Dr. Mustafa Ünver’in verdiği bilgi-ye göre, her komisyon kendi alanında yapaca-ğı çalışmaları, proje ve tavsiyeleri HDV Yöne-tim Kuruluna bildirecek, HDV Yönetim Kurulu da bu proje ve tavsiyeleri hayata geçirmeye çalı-şacak.

Komisyonlar daha sonra kendi aralarında toplanarak Komisyon Sorumlusu, Sorumlu yardımcısı ve sekreter olmak üzere görev dağı-lımı yaptılar. Yılda en az iki kez HDV çatısı altında toplanacak komisyonlar, oluşturacakları mail gru-bu üzerinden de görüş alış verişlerinde bulu-nabilecek.

Page 18: HABER Gazetesi

HABER 18NİSAN / APRIL 2013HABER 18

Gorinchem'de Türk olmak ne demek? Bu soruya geçti-

ğimiz bir kaç ay boyunca Gorinchem bölge arşivin-de cevap aranmaya çalışıl-dı. İlk araştırma sonuçları, “Türklerin Gorinchem'deki 50 yıllık tarihi” adı altında bölgesel arşiv, sergi binasın-da görücüye sunuldu.

Gorinchem'deki Türk-lerin yaşantısıyla alakalı fotoğraflar, belgeler ve nes-neler bir araya toplanmış. Bölgesel arşiv binasında 27 Eylül 2013 tarihine kadar görülebilecek. Bunun yanı-sıra Türk kültürüyle alakalı

çeşitli aktiviteler de yer alacak.

Bu özel sergi fikri 2012 yılının ilk aylarında oluşmuş. Ali Koçak, İlhan Tekir ve İbrahim Elmacı, belediye meclis üyeleri, Türkiye Hollanda 400. yıl kutlamalarının yanı sıra Gorinchem'deki Türkler-le ilgili bir serginin, iyi bir fırsat olacağını düşün-

müşler. Hemen bölge arşi-viyle görüşülüp bir çalışma gurubu kurulmuş.

Gorinchem'deki Türk-

ler üç kuşaktır burada yaşıyorlar ve şu anda Go-rinchem'daki Türk nüfu-su:1784.

Sergi geçtiğimiz hafta-larda Rotterdam Başkon-solosu Togan Oral'ın ve Go-rinchem Belediye Başkanı Piet Ijssels'ın da katıldığı bir törenle ziyaretçilere açıldı.

Her iki konuşmacı da yaptığı konuşmalarında, Gorinchem'deki Türklerin tüm diğer topluluklarla bir-likte iyi bir uyumun takdire şayan olduğunu dile getir-diler.

Başkonsolos Togan Oral konuşmasında “Geçmişiniz-den ve Hollandalı oluşunuz-dan gurur duyuyorsanız, sa-adete erişmişsiniz demektir. Bu projeye hayat verenlere

çok teşekkür ederim” di-yerek memnuniyetini dile getirdi.

Gorinchem Belediye Başkanı Piet Ijssels farklı geçmişlere sahip birçok in-sanı bir arada görmekten mutluluk duyduğunu ve hep birlikte uyum içinde yaşamaktan mutlu olduğu-nu ifade etti.

1964 yılının yaz ayların-da yerel gazetede çıkan bir haber, ilk iki Türk'ünDeVri-esRobé'deki fabrikada ça-lışmak üzere Gorinchem'e geldiğini yazmış. Konuyla ilgili olarak Zübeyde Renda Çavuşoğlu üç kuşak Türk-lerden farklı 23 kişinin hikâyesini 'Gorinchem'da-ki türklerin 50 yıllık tari-hi' adlı kitapta topladı.

Gorinchemli Türkler örnek bir güne imza attılar

Sadece internet bağlantısı yeterliOfis ve işyerleri için ideal

Daha fazla bilgi için: www.ipturk.nl ya da hemen arayın: 010-4376022

Anten takması yasak olan evlere ideal

Türkiye yayınları (Avrupa yayınları değil)

+ =Internetiniz varsa, hiçbir abonelik ücreti ödemeden, Türkiye'deki 33 Tv kanalına rahatlıkla bakabilirsiniz.

Internet sizden, 33 Türkiye

kanalı bizden

Kampanya fiyatı şimdi sadece

bu kadar basit1+1=2

IP-TV

€ 249,- euro

*Fiyatlara Tv dahil değildir, sadece cihaz ve yayın hakkı dahildir.

*

Gorinchem'de Türk olmak ne

demek?

İlhan Tekir Togan Oral

Page 19: HABER Gazetesi

HABER19 NİSAN / APRIL 2013 HABER19

ankara'da her bütçeye uygun sahibinden satılık imaRlı aRSalaR

Para Harcanır gayrimEnkul kalır

TEL: +31 - 652 675100 TEL: +90 - 544 2056837

Hollanda Türk Federasyon tarafından ilk defa tertiplenen Nevruz yemeği yoğun bir ilgi ve alaka ile gerçekleşti. Katı-lımcıların heyecanları ve güzel dilekleri gelecekte yapılabi-lecekler için umut verdi.

Fotoğraflarla Gündem

Nevruz yemeği Türk soyluları bir araya getirdi

Leiden Yuksekokulu ogrencileri (HBO) Turkiye ile ilgili tica-ret firsatlari hakkinda bilgi almak uzere Leiden ve cevresi Turk Girisimciler dernegi (TOVER) baskani Durmus Dogan i ziyaret ettiler.Avrupanin en buyuk biyolojik arastirma ve gelistirme merkezi olan Bioscience park da faliyet goste-ren firmalarin yeni urunlerinin Turkiye pazarina sunulmasi konusunda yuksekokula verdikleri arastirma tekliflerini gerceklestirmek uzere yuksekokul ogrencileri bu ziyareti gerceklestirdiler.

Yüksekokul öğrencilerinden ziyaret

internet teknoloji

internet teknoloji

internet teknoloji

internet teknoloji

internet teknoloji

internet teknoloji

internet teknoloji

Webtasarım

Webshops

Webhosting

Kurumsal kimlik (huisstijl)

Reklam/Flyer tasarım

Dynamic fl ash banner

Website scan (bedava)

Profesional team

Güvenebileceğiniz doğru adres

internet teknoloji

AyyildizWebBroekstraat 32-2156828 PZ Arnhem

Baskıya gitmeden tüm tasarım işleriniz yapılır

T : +31(0)26 711 32 32 E : [email protected] W : www.ayyildizweb.nl

HOGİAF yönetim kurulu’nun 6 mart 2013 tarihinde

yapılan toplantısında, Şük-rü Masmas HOGİAF başkanı seçildi. İki dönemdir Hogiaf başkanlığını yürüten Mehmet Kabakyer’in görev süresi-

nin dolması nedeniyle yapı-lan seçim neticesinde Şükrü Masmas oy birliği ile başkan seçildi. Den Haag İş adamları derneği(DİAD) başkanlığı gö-revini sürdüren Masmas yap-tığı konuşmada zor bir vazife-ye seçildiğini bir ekip ruhu ile

hareket ederek daha da güzel işler yapacaklarını söyledi. Masmas, Mehmet Kabakyer’e de bu zamana kadar yapmış olduğu katkılardan dolayı te-şekkür ettiğini bildirdi.

HOGİaF’ın yeni başkanı şükrü Masmas

HOGİAF’a üye 8 derneğin temsil-cilerinin hazır bulunduğu toplantıda yapılan seçimler sonunda HOGİAF yönetim kurulu şu isimlerden oluştu;

Şükrü Masmas (Başkan)Vecih Er (İkinci Başkan )İsmail Meral (Başkan Yardımcısı)Ahmet Taşkan Sakir Yaşar Bahattin GülerŞuayb Ceyhan Yılmaz ÖzHüsnü Dal Ömer SolmazZeki GüngörMevlüt CakıÖzkan Bayraktar

Page 20: HABER Gazetesi

HABER 20NİSAN / APRIL 2013HABER 20

Voor alle functies in de Techniek bent u bij ons welkom!lasser

Ben jij op zoek naar die uitdagende job in de metaal?neem dan nu contact met ons op! 010 - 477 33 77

ıJzerwerker / metaalbewerkerDe functieWil je als lasser aan de slag bij een leuk bed-

rijf of ben je toe aan een nieuwe uitdaging? Dan komen wij graag met jou in contact!

Maliflex is continue op zoek naar ervaren en gemotiveerde lassers op verschillende niveaus en met verschillende lasprocessen:

- Co2- Elektrode- ArgonJe werkt langdurig of projectmatig bij bedrij-

ven in de regio. Projectmatig betekent regelma-tig wisselen van opdrachtgever. Op deze manier doe je ontzettend veel ervaring op in een korte tijd.

De vraagJe bent in het bezit van een geldige lascertifi-

caat.VCA Basisveiligheid is een pré.Wij zijn continue op zoek naar gemotiveerde

lassers met enige jaren ervaring en die zijn bero-ep met plezier beoefent!

De functieDe ijzerwerker / metaalbewerker voert zelfstandig

op instructie en/of aan de hand van tekeningen ge-compliceerde werkzaamheden uit ten behoeve van reparatie of vernieuwing van delen of onderdelen aan schepen en staalconstructies die ter reparatie lig-gen aan de werf.

Het afschrijven, maken van secties, aanbrengen en samenstellen van delen van secties aan boord van schepen behoort tot de werkzaamheden.

Wil je als ijzerwerker aan de slag bij een leuk bed-rijf of ben je toe aan een nieuwe uitdaging? Dan ko-men wij graag met jou in contact!

Je werkt langdurig of projectmatig bij bedrijven in de regio. Projectmatig betekent regelmatig wisselen van opdrachtgever. Op deze manier doe je ontzettend veel ervaring op in een korte tijd.

De vraagTechnisch tekeninglezen is een pré..VCA Basisveiligheid is een pré.Wij zijn continue op zoek naar gemotiveerde ijzer-

werkers met enige jaren ervaring en die zijn beroep met plezier beoefent!

mathenesserplein 99 B - 3023 la Rotterdam www.maliflex.nl tel: 010 - 477 33 77 - Fax: 010 - 477 49 94 - email: [email protected]

Your fantasy, our creation

[email protected]

Adres: Liendertseweg 70 b3814 PM AMERSFOORT

Tel: 06-39805636

Ankara Anlaşması'na dayanılarak sınır dışı kararı durduruldu

Hollanda'da bir Türk va-tandaşı hak-kında verilen

sınır dışı kararının, Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) ara-sında imzalanan 1963 ta-rihli Ankara Anlaşması'na dayanılarak yürütmesi dur-duruldu.

Rotterdam Mahkeme-si, Hollanda Göç ve Vatan-daşlık Dairesi'nin (IND), 10 yıldır Hollanda'da ka-çak durumda kalan Hicri Özkurt'un aile birleşimi çerçevesinde oturma izni alabilmek için Türkiye'ye geri dönmesi gerektiği yö-nündeki kararın yürütme-sinin durdurulmasına karar verdi. Özkurt'un avukatı Ej-der Köse, Hollanda'da kısa süreli oturma izniyle ilgili yasanın 1998 yılından bu yana yürürlükte olduğunu

belirterek, "Bu yasaya göre Hollanda'ya herhangi bir şe-kilde gelen, ama sonrasın-da kaçak duruma düşen bir Türk vatandaşının aile bir-leşimi çerçevesinde oturma iznine başvurduğunda ret kararı alarak 24 saat içinde sınır dışı edildiğini." söyledi.

Müvekkili için de ben-zer bir kararın alındığını, karardan hemen sonra mahkemeye başvurduk-larını anlatan Köse, 1963 tarihli Ankara Anlaşması ve sonrasında imzalanan 1980 tarihli Ortaklık Kon-seyi Kararı'na (OKK) göre, Türk vatandaşlarının kaza-nılmış haklarında geriye dö-nüşün mümkün olmadığını ve mahkemenin de bunu dikkate alarak yürütmeyi durdurma kararı aldığını ifade etti.

Mahkeme kararından

sonra ilgili bakanlığın 6 hafta için-de karar vermesi gerektiğinin altı-nı çizen Köse, müvekkilinin büyük ihtimalle oturma izni alabileceği-ne dikkati çekti. Ortaklık Konseyi Kararı'nın 10. maddesine göre Türk vatandaşlarının AB üyesi ülke va-

tandaşlarıyla eşit haklara sahip ol-duğunu belirten Köse, müvekkilinin oturma izninin yanı sıra çalışma izni hakkı olduğunu da ifade etti.

"Mahkemenin kararı emsal nite-liğinde olabilir" diyen Köse, bunun Hollanda dışındaki diğer AB üyesi

ülkelerde yaşayan Türkleri de yakın-dan ilgilendirdiğini söyledi.

Hicri Özkurt ile eşi Çiğdem Tez-gel-Özkurt ise mahkemenin kararı-nın kendilerini sevindirdiğini söy-ledi. Yıllardır Hollanda'da sınır dışı edilme endişesi yaşadığını anlatan

Hicri Özkurt, “Mahkeme kararıyla rahatladık. İnşallah oturma izni de alırım. 12 yıldır Türkiye'ye gideme-dim. Yıllardır göremediğim babamı görmeyi çok arzuluyorum.” şeklinde konuştu.

Page 21: HABER Gazetesi

HABER21 NİSAN / APRIL 2013 HABER21

* Kalitede 1 numara

Bos en Lommerweg 159/161

1055 Ds amsterdam

020-6860623

• Helal kesimde titizlik

• Ürünlerde çeşitlilik

• Güleryüzlü elemanlarSera Supermarkt

Daha fazla bilgi almak için www.adagroep.nl adresinden websitemizi ziyaret edebilirsiniz.

Mali Müşavirlik

Vergilendirme ve vergi mevzuatı

Personel muhasebesi

Online (uzaktan) muhasebe işlemleri

Danışmanlık

Girişimci olarak, sorularınıza en doğru cevapları alacağınız bir yere gelmeyi istiyorsunuz. Bunun

bilincinde olarak, ADA GROEP, "tek duraklık işyeri" prensibiyle, siz girişimcilere hizmet

sunmaktadır. ADA GROEP, size en yakın ve en fonksiyonel danışmanlık noktanızdır. Birlikte, en

kısa sürede çözümler üretebiliriz. ADA GROEP siz girişimcilere, sabit fiyat garantisi ile standart

hizmet paketleri sunmaktadır.

2013'de yeni bir muhasebeci ile mi çalışmayı düşünüyorsunuz?

SİZE YENİ KAPILAR AÇIYORUZaDa amSTErDamt.t. Vasumweg 18

1033 sC amsterDamt: +31 (0) 20-6946600F: +31 (0) 20-6941800

aDa DEn-HaagHoefkade 875

2525 HC Den-HaaGt: +31 (0) 70-4274357F: +31 (0) 70-3638097

aDa arnHEmBroekstraat 32

6826 PZ ARNHEMt: +31 (0) 26-3895377F: +31 (0) 26-4437152

aDa nıJmEgEnKerkenbos 1234

6546 Be nıJmeGent: +31 (0) 24-8 100 100F: +31 (0) 24 66 374 66

Öyleyse, şimdi muhasebecinizi değiştirmenin tam zamanı!

Page 22: HABER Gazetesi

HABER 22NİSAN / APRIL 2013HABER 22

N-TEL TECHNIEKMelbournestraat 46b 3047 BJ Rotterdam

Tel: 010 - 467 48 11 Mobiel: 0644-180 834

Web: www.ntel.nl E-mail: [email protected] türlü güvenlik sistemi

SAFETY & SECURITY

Hırsızlık güvenliği Yangın güvenliği Giriş kontrolü Kablosuz alarm sistemi Acil çıkış aydınlatması Netwerk Kamer güvenliği Her türlü elektrik işleri

N-Tel techniek is VEB erkend beveiligingsbedrijf met zowel zakelijke als particuliere klanten. Naast het leveren en

installeren van inbraakbeveiliginssystemen, is N-telactief op het gebied van brandbeveiliging, camera/videobewaking (CCTV),

toegangscontrolesystemen, telecommunicatie, noodverlichting en elektrotechnische installatie

Ecdat mirasına sahip çıkılması ve onun yaşatılması için gençleri farklı alanlarda bir araya getiren Hollanda Mehteran, 18 takımın ve iki yüz civarında izleyicinin ka-tılımıyla 1. Voleybol Turnuvası’nı gerçekleştirdi. Turnuvaya, Hollanda’nın farklı şehirlerinden 18 takım katıldı.

2010 yılında kurulan ve ilk profesyonel gösterisini 2011 Mart ayında gerçekleştiren Hol-landa Mehteran, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde düzenlenen 100’e ya-kın programda konserler verdi.

Hollanda’nın ilk ve tek profes-yonel ekibi olan Hollanda Mehte-ran 2 yıldır, Avrupa’nın mehteran ihtiyacına cevap vermekle birlikte, farklı organizasyonlarla da genç-leri bir araya getirmenin uğraşını veriyor.

3 grupta verilen mücadeleler sonucunda, gruptaki ilk 4 takım ikinci tura yükseldi. İkinci tur maç-

larında birer maç oynandı ve ga-lip gelen takım çeyrek finale yük-seldi. Çeyrek finalde birbirleriyle kısayıya mücadele eden 8 takım, performanslarıyla izleyenlerden tam not aldı.

Yarı finale yükselen, Ay-Yıldız, Mehteran 1, Karadeniz, Nogay 1 ve Mehteran 2, takımları, oynadıkları oyunlarla göz doldurdu. Turnuva-nın final maçı, Mehteran 1 ile Kara-deniz takımları arasında oynandı.

Zorlu ve başabaşa geçen mü-cadele sonucunda Karadeniz ekibi, 1 puan farkla 1. Mehteran Turnuvası’nın şampiyonu olarak, kupayı müzesine götürdü. İkinci-liği Mehteran 1 alırken, Ay-Yıldız, üçüncü, Mehteran 2, dördüncü oldular.

Dostluk havası içerisinde ge-çen turnuvanın yılda birkaç kez tekrarlanması istek ve dileğinde bulunan katılımcılar, hoş ve keyifli bir gün geçirdiklerini ifade ettiler.

Serap: Futbola ne-rede ve nasıl başladın?

Sezgin: Futbola küçük bir kulüpte başladım son-ra Sparta' ya geçtim, orada C1' de oynarken Feyenoord' ta oynayan bir arkadaşımın antrenmanını izlemeye gitti-ğimde ortamı ve antrenmanı beğendim ve hemen oraya mail gönderdim, sonrasında bir antrenmana çıktım, beni beğendiler ve hemen kontrat teklif ettiler. Ben oniki yaşım-da iken KNVB' nin scoutları beni görmüşler ve seçtiler. Üç sene de orada oynadım. Ora-da devam edemedim maalesef çünkü Uluslararası KNVB Tur-nuvası oynanırken ben bir be-yin kanaması geçirdim ve tur-nuvayı tamamlayamadım. Bu sezon Feyenoord' ta dördüncü yılım. Artık onların seviyesin-den yüksek olduğumu düşün-düğüm için yeni kontrat imza-lamadım, bu son sezonum.

Serap: Hollanda’da mı türkiye' demi futbola devam etmek istiyorsun.

Sezgin: Aslında bir Türkiye tecrübem var. Ben B1'de oynar-ken etraftan bilgiler geliyordu bana, yeni kulüpler ya da beni görüp beğenen kulüplerden. Bu sırada Rotterdam Galata-saray Futbol Okulu'nun açıl-dığını duyduk. Oraya gittim ve antrenmana çıktım, oradaki hocalar benimle çok ilgilendi-ler ama oradaki futbol seviye-si Feyenoord'tan çok düşüktü. Ama bana oradakiler 'senin

seviyen diğerlerinden yüksek, sen burada kendini gösterirsen seni İstanbul’a Galatasaray'a götürebiliriz' dediler. Ben hep orda antrenmanlara gittim ve bir süre sonra bize İstanbul’a gideceğimiz söylendi. Bizde kendimiz bilet ve otel masraf-larını ödeyip İstanbul’a gittik. U18' e karşı oynayacaktık, hat-ta bana seviyem diğerlerinden yüksek olduğu için U19'la ant-renmana çıkacağım söylendi. Ama oraya gittiğimde böyle ol-madı, biz Galatasaray Florya' ya gitmedik, Galatasaray’ın U18 ya da U19'u ile oynamadık. Yol kenarında bir sahada durduk, ben çok şaşırdım çünkü sahayı gördüm içinde borular gecen delikler vardı, saka sandım! Meğerse bizi Galatasaray’ın oradaki futbol okullarından birine götürmüşler. Bir maça çıktık, karşı takım yaş olarak bizden küçüktü, ben ciddiye bile almadım maçı bu olan-

lardan sonra. Çünkü hiç böyle düşünmemiştim. Hemen orada bizi oraya götüren Rotterdam Galatasaray Futbol Okulu Baş-kanı Uğur Bey'e sordum ' bu-nun için mi buraya geldik' diye. Bana ' bak bu maçta seni sekiz kulüp beğendi, burada scoutlar var' dedi. Baktım orda çimenle-rin içinde birkaç adam var ama ben onların scout olduğuna inanmadım. Sonra otele geri döndük, birde duyduk ki otele Fransız kafile gelmiş, oda yok, bizi bir odaya aldılar, dört kişi kaldık bir odada. Hollanda'ya geri döndüğümde hemen Rot-terdam Futbol Okulu ile ilişi-ğimi kestim. Çünkü bize bura-da anlatılanlar ile İstanbul’da ki yaşadıklarım hiç birbirine uymadı, kandırıldığımızı dü-şünüyorum. Ben çok hazır-lanmıştım, hem antrenman olarak hem de bir şans olarak görmüştüm bunu. Döndüğüm-de annem Rotterdam Galatasa-

ray Futbol Okulu Başkanı Uğur Bey' i aradı, aralarında bir tar-tışma yaşandı, sonrasında bir daha oraya gitmedim. İki ay sonra annemi arayıp İstanbul Galatasaray'dan bir hocanın burada olduğunu ve bir maçta oynamamı istedi. Ben yine bir fırsattır diye düşünüp o maça gittim, meğer karşı takım çok iyi bir takımmış ve bende iyi bir futbolcu olduğum için oraya çağrılmışım. Yani ortada beni görmeye gelen biri yok, kul-lanıldım. Bir sure sonra Den Haag'ta eskiden futbol oyna-mış biri ile tanıştık, O'da beni beğendi ve İstanbul’a götürdü, Tepcikspor ve Samsun spor’a karşı maç yaptık, beni daha ciddi bir iş olarak götürmüştü, ama oradan da bir haber gel-medi.

Serap: Bu yaşadığın tecrü-belerden sonra yaşıtın olan diğer genç futbolculara ne önerirsin?

Sezgin: Ben bir Türk olarak şansımı Türkiye’de denemek istedim, biraz acele ettim, doğ-ru insanlarla, doğru zamanda gitmek gerek. Türkiye’de oy-namak zor çünkü fizik gücüne dayalı, buna alışmak uzun sü-rer, çok iyi antrenman yapmak gerek ki; ben bunu yapabilecek durumdayım. Hollanda' da ya da Türkiye’de seviyeme göre bir kulüple anlaşıp profesyo-nel futbolcu olmak istiyorum, yaşım onsekiz artık zamanı geliyor.

Röportaj:Serap Torremans

KuZuLaRınıZı KuRTLaRa KaPTıRMayın

Her anne baba çocuğunun geleceği iyi olsun ister. Hele ki çocuğu yetenekli bir futbolcuysa. Aman Dikkat! O çocukları büyük kulüplere taşıyacak yetenek avcıları gibi, fırsatçılarında gözleri çocuklarınızın üzerinde.

Hollanda'daki her Türk ailesinde mutlaka en az bir çocuk bir futbol okuluna gidiyordur. Pro-fesyonel futbolcu olmak istemenin dışında sadece hobi olarak futbol oynayan birçok çocuk var. Şu an onsekiz yaşında, Feyenoord altyapıda oynayan Sezgin Karakoyun yaşadığı tecrübeleri anlattı. Özellikle Türkiye’ye dönüş yapmayı düşünen ailelerin bu konuda ne kadar dikkatli olmaları ge-rektiği konusuna vurgu yapmak için bir uyarı niteliğinde yazmayı uygun gördük.

Mehteran Turnuvası’nda dostluk kazandı

lettertype Bauerbodini bt (bold)

www.asv-advocaat.nlE-mail:[email protected]

Stille Veerkade 25 2512 BE DEN HAAG

Tel: 070 394 63 45Fax: 070 393 10 04

• Schuldsanering ya da iflas davaları• boşanma/nafaka davaları• Toevoeging (pro deo)• Uitkering davaları• Incasso davaları• Anlaşma hukuku (Contractrecht)• İş hukuku (Arbeidsrecht)• Ticaret hukuku

Tuğba HarmankayaAvukat

Page 23: HABER Gazetesi

HABER23 NİSAN / APRIL 2013 HABER23

Page 24: HABER Gazetesi

HABER 24NİSAN / APRIL 2013HABER 24

Millî Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan, hicretinin ikinci yılında vefat tarihi olan 27 Şubat Çarşamba günü Schie-dam İslam Merkezi’nde düzen-lenen bir programla sevenleri tarafından dualarla anıldı. Schi-edam İslam Merkezi ve Zafer Gençlik’in ortaklaşa tertip etti-ği anma programına, İlahiyatçı-

Erbakan Hoca dualarla anıldıIOT’nin yeni başkanı Emre ÜnverIOT tarafından yapılan basın açıklamasında,

22 Şubat'ta yapılan Genel Yönetim Kurulunda Emre Ünver (31) IOT yeni başkanı seçildi. Gö-rev süresinin dolması nedeniyle başkanlıktan ayrılan Aydın Akkaya’nın yerine seçilen Emre Ünver, 2009 yılından beri HTİB adına IOT Yö-netim Kurulu’nda görev yapıyordu. Seçildikten sonra bir konuşma yapan Emre Ünver, ken-disine duyulan güvenden dolayı tüm üyelere teşekkür etti. Aydın Akkaya’nın görevde kaldığı yaklaşık 3 yıllık süre içinde önemli hak kaza-nımlarının olduğunu belirterek, katkılarından

dolayı kendisine te-şekkür etti.

Amsterdam do-ğumlu olan ve yüksek eğitimini Amsterdam Üniversitesi'nde ta-mamlayan Emre Ün-ver, 2006 yılından beri İşçi Partisi (PvdA) adı-na Amsterdam Belediye Meclisi Üyesi ve aynı zamanda Grup Başkan Vekilliği yapıyordu.

IOT’ye üye 9 federasyonun temsilcilerinin hazır bulunduğu toplantıda yapılan seçimler sonunda IOT Yürütme Kurulu şu isimlerden oluştu;

Emre Ünver, Başkan (Hollanda Türkiyeli İşçiler Birliği-HTİB)Göksel Soyugüzel, İkinci Başkan (Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu, TİKDF)Hüseyin Yanmaz, Sayman (Hollanda İslam Federasyonu, NIF) Sevil Ertürk, Sekreter (Hollanda Türkiyeli Kadınlar Birliği, HTKB)Ali Koçak, İkinci Sekreter (Hollanda Türk Spor ve Kültür Federasyonu, HTSKF)

HABER ve FOTOĞRAF: ZEYNELABİDİN KILIÇ

Schiedamseweg 2133026 AN Rotterdam

www.adacams.nl

010-462 35 69

GÜVenLik sistemLerinDe DOğru aDres

HD videobewaking in een nieuwe dimensie5 x hoger resolutie en realtime - over coax met HD - SDI

cUlTıFEST ve mUlTıFESTıJn'deki standlarımızla hizmetinizdeyiz

Nu voor elke nieuwe klant een gratis Iphone 5! *

*alleen bij aankoop van HD camera set

Beveilig uw woning, kantoor of winkel met het beveiligingssysteem van ADACAMS

eğitimci ve Millî Görüş eski Başkanvekili Dr. Yusuf Işık konuşmacı olarak katıldı. Yoğun bir katılımın gözlendiği progra-ma, hem hüzün hem de coşku hakimdi.

“onu anmaKtan ZiyaDe anla-maK GeReKiR”

27 Şubat 2011 günü hakka yürü-yen 54. Hükümet Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan, vefatının ikinci yıldönümünde Türkiye'de olduğu gibi dünyanın çeşitli yerlerinde de farklı etkinliklerle anıldı. Hollanda’da da bu maksatla pek çok program tertip edildi.

Schiedam İslam Merkezi’nde düzen-lenen porgrama yaklaşık bin kişi katıldı.

Gençlik Teşkilatı Eğitim Başkanı Ömer Kıraç tarafından sunulan prog-ram, Camii Eğitim Başkanı Mustafa Arslan’ın Kur’an tilavetiyle başladı.

Davetliler, güzel ses ve benzersiz yo-rum eşliğinde çağlara meydan okuyan Kur’an ikliminin feyiz veren atmosferini uzun süre soludular.

24 kişilik ekibiyle programda hazır olan Hollanda Mehteran, verdiği mini konserle katılımcıların duygularına ter-cüman oldu. Özellikle, merhum Erbakan Hoca adına bestelenen ‘Savunan Adam’ adlı eseri kendilerine has bir yorumla seslendiren Hollanda Mehteran, katı-lımcılardan büyük alkış ve tam not aldı. Program akışında ve konser sonrasında gençler, salonu ‘Mücahid Erbakan’ nida-ları ile adeta inlettiler.

“Dinin yıldızı, yüzyılın müceddidi...”Schiedam İslam Merkezi Camii Baş-

kanı Zekeriya Budak selamlama konuş-masında, geleceğimizi inşa edebilme-nin yolunun onu anlamaktan geçtiğine dikkat çekti.

Erbakan Hoca’nın sadece problemle-ri konuşmadığına, sorunlara, insanî ve İslamî çözümler sunarak, insanlığı içine düştüğü girdaptan çıkarmaya çalıştığı-na vurgu yapan Zekeriya Budak, “Önce Ahlak ve maneviyat” diyerek meşakkatli bir yolculuk başlatan Erbakan’ın, fikir-leriyle, yaptığı çalışmalarla bir devrim gerçekleştirdiğini ifade etti.

Siyonizm, ırkçılık, sağcılık, solculuk, emperyalizm, kapitalizm gibi insanları felakete sürükleyen düşünce akımları-nın tehlikelerinden insanlığı haberdar

eden tek kişinin Erbakan Hoca oldu-ğuna işaret eden Budak, onun verdiği mücadele ile Müslümanların ‘öz’lerine döndüklerini ve bu hasletleriyle dünya Müslümanlarının onu ‘lider’ olarak gör-düklerini ifade etti.

“ümmetin Başı SağolSun!”Merhum Erbakan Hoca’nın hayatının

ve mücadelesinin anlatıldığı sinevizyon gösterisinin ardından Güney Hollanda Millî Görüş Başkanı Mehmet Erdoğan söz aldı.

Sadece Müslümanların değil, bütün insanlığın saadeti ve kurtuluşu için mücadele eden Millî Görüş erleri ola-rak, Erbakan Hoca’nın idealine ancak ve ancak bu soylu çabanın sürdürüle-rek ulaşılacağına dikkat çeken Başkan Erdoğan, “Yaşadığımız ülkede, Müslü-manlar olarak İslam’ı en saf ve en güzel haliyle temsil etme gibi çok önemli, ağır bir görev ve sorumluluğumuzun olduğu asla unutulmamalıdır. Millî Görüş cami-ası olarak, şubesiyle, bölgesiyle, genel merkeziyle Erbakan Hoca’mızın idealini teşkilatlarımızın ruhunda, bünyesinde yaşatmak ve ona olan sevgimizde aşı-rıya gitmeden, onun insanlığa sunduğu kurtuluş reçetesini ve yaktığı ümmet bi-linci meşalesini ilerilere taşımak bizim aslî görevimizdir; böylelikle Hocamıza olan sadakatımızı göstermiş, vefa bor-cumuzu ödemiş ve ruhunu şad etmiş olacağız. O Türkiye siyasetinde söz sa-hibi olabilmek ve Türkiye’yi layık oldu-ğu şekilde yönetebilmek için, yönetim koordinatlarını bile formatlamıştı." di-yerek sözlerini tamamladı.

Merhum Erbakan Hoca’nın örnek yaşamından sunulan kesitler ve onun, hakk adına zalimlere karşı verdiği onur-lu mücadele serüveni, salonu dolduran yüzlerce Erbakan sevdalısına duygu dolu anlar yaşattı.

Regenboog Sanat Merkezi’nin katkı ve destekleriyle hazırlanan program, Zafer ve Birlik Gençlik Teşkilatlarının gönül erleri tarafından günler öncesin-den merhum Erbakan Hoca’nın ruhuna okunmak için başlatılan ‘1000 Hatim Projesi’nin duası ile son buldu. Dua, camii imamı İbrahim Ersin tarafından yapıldı.

Page 25: HABER Gazetesi

HABER25 NİSAN / APRIL 2013 HABER25

İzmit'te 3500 Euro'ya devremülkİşadamı Turgut To-

runoğulları İzmit Gölcük'te Hollan-

da'daki vatandaşlarımı-za çok avantajlı bir tatil imkanı sunduklarını söy-ledi. Gölcük’te yaptıkları beş yıldızlı otel ve devre mülklerin bitim aşama-sında olduğunu ve artık satışa geçtiklerini belir-ten Turgut Torunoğulları verdiği demeçte: “insan-larımızın faydalanmaları için onlara güzel olanaklar sunmaya devam ediyoruz. Gölcük’te deniz manzaralı devre mülklerimizin satışı-na başladık. Hazırladığımız 70 m2'lik konutlarda 2 oda, 1 salon ve mutfak mevcut. orka thermal life devre-mülk isminde ve aynı za-

manda yanında 5 yıldızlı o t e l v a r .

Orka Thermal Life devremülke ömür boyu sahip olmak için bir defaya mahsus 3500,- Euro ödemeniz yeterliv

Orka Thermal Life Sabiha Gökçen'e 45 dakika, İzmit'e ise sadece 5 km

Kadınlara özel gece kulübü mevcut

Turgut Torunoğulları

Burada vatandaşlarımız bir de-faya mahsus 3500 euro ödeye-rek, hem her yıl devremülkle-rinde tatil yapabilecekler, hem de 5 yıldızlı otelin bütün ola-naklarından faydalanabilecek-ler. otelde de her türlü imkanla-rımız mevcuttur. Kapalı ve açık havuzlar, sosyal tesisler, terapi odaları, masaj salonları, fitness spor kompleksi, buz odası, aile banyoları, hamamlar, saunalar, kese odaları ve bayanlara özel gece kulübü var. Konum olarak ise Gölcük Kaplıcaların termal-lerin üstünde, ormanın için-

de ve deniz manzaralı. Sabiha Gökçen Havalimanı 45 dakika ve izmit şehir merkezine ise 5 km uzaklıkta.

Bir insan yılda bir defa ta-tile giderse zaten ortalama 1500 euro civarında bir para harcar, bu da demek oluyor ki, iki defa tatile gitmekle bunun parasını çıkartabiliyorsunuz. Devremülkü satın alan vatan-daşlarımız isterlerse dairele-rini kiraya verebilirler ya da arkadaşlarını gönderebilirler kendi yerlerine. ömür boyu her yıl kullanma fırsatı olacaktır.

Bu devremülkler hakkında daha fazla bilgi için: 00-90-532-503 65 12 (metin Bey) ya da Hollanda'da 073 622 00 25 nolu telefonları arayabilirsiniz.

ADVERTORIAL

Hoofdweg 6561055 AB AmsterdamTel.: (020) 386 84 35

E-mail: [email protected]

HABER Gazetisi'ni zi-yaret eden Hollanda Türk Federasyonu

Başkanı Murat Gedik ve sek-reteri Erin Bey, "Biz açılım po-

litikasi güdüyoruz, kapılarımızı açtık aynı zamanda da kendimiz ziyaretlerde bulunuyoruz farklı kesimlere. " açıklamasında bu-lundu. Asgari müştereklerde

bütün insanlarımızla aynı sevi-yede buluşmamız lazım, böyle de yapıyoruz zaten. Biz artık sadece Türkiye'nin politikasını değil, buradaki gençlerimizi de düşünerek focus noktamızı Hol-landa ve sosyal politika hayatına odaklanıyoruz. Hollanda'daki Türk toplumunun yaşam biçi-mine, buradaki geleceğimize ve gençlerimize odaklanıyoruz. Çok sayıda eğitim seminerleri duzenliyor, bunlara ağırlık veri-yoruz. Sekiz kişiden oluşan bir yönetimimiz tamamen gönül-lülerden oluşuyor. 20 tane bina-mız var, 60 noktada aktifiz. Daha cok yarı-profesyönel çalışmala-ra dönmemiz lazım artık" dedi.

Murat Gedik:"Teşkilatımızı semi-profesyonel çalışmalara hazırlıyoruz"

Tekvando'da Esengül fırtınası

Kendinden üç yaş büyük olan Fas'lı rakibini 7-1 gibi

net bir skorla yenerek 46 kiloda Hollanda tekvan-

do şampiyonu olan Esengül Özçiçek için T.C. Rotterdam Başkonsolosluğu'nda kutlama toplantısı düzenlendi.

Altı yaşında tekvandoya başlayan 1998 doğumlu Esen-gül Özçiçek, şimdiye kadar yaklaşık otuz tekvando turnu-vasına katıldı. Geçen sene 46 kiloda şampiyonluğu kıl payı kaçırarak ikinci olan Esengül, bu sene aynı kategoride şam-piyon olmayı başardı. Her haf-

ta en az üç gün Lahey kentinde bulunan Koryo tekvando oku-lunda ablası Ayşegül Özçiçek ile beraber antrenman yapan Esengül, başarısını bu antre-manlara ve ailesinin kendine verdiği desteğe borçlu oldu-ğunu belirtti. Yakın gelecekte Türkiye için mücadele ver-meyi istediğini vurgulayan Esengül, hiç yılmadan çalışa-rak yeni şampiyonluklar ka-zanacağını belirtti.

Page 26: HABER Gazetesi

HABER 26NİSAN / APRIL 2013HABER 26

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

SC_A3_Poster.pdf 1 11-3-2013 21:43:27

HOTİAD'ın yeni atağı:Türk girişimcilerden güç birliği

Hollanda’daki Türk gi-rişimciler ortak sorunlarla daha etkin mücadele yürü-tebilmek amacıyla güç birliği kararı aldılar. Hollanda Türk İş Adamları Derneği’nin (HO-TİAD) inisiyatifiyle Rotterdam Ticaret Odası’nda düzenlenen toplantıya HOTİAD yöneticile-rinin yanı sıra Hollanda Genç İş Adamları Federasyonu

(HOGIAF) Başkan Yardımcısı Vecih Er, Arnhem Türk İşve-renler Derneği (TOV) Başka-nı Rahmi Gemril, Leiden Türk İşverenler Derneği (TOVER) Başkanı Durmuş Doğan, Tüm Sanayiciler ve İş Adamları Derneği (TÜMSİAD) Hollanda Başkanı Rıza Bora, Tilburg İş-verenler Derneği (TOTİL) Baş-kan Yardımcısı Selim Yılmaz

ve Hollanda Yozgatlı İşadam-ları Derneği Başkanı Kadir Aç-kalmaz ile çeşitli sivil toplum kuruluşlarından temsilciler katıldılar.

Toplumsal yaşamın her alanında olduğu gibi iş dünya-sında da sorunların her geçen gün arttığı bir dönemde güç birliği içinde ortak hareket et-menin önemine vurgu yapılan

toplantıda, belirli noktalarda birlikte hareket edebilmek için ortak bir çalışma grubu oluşturulması kararlaştırıldı.

Toplantıda bir konuşma yapan Hollanda Türk İş Adam-ları Derneği (HOTİAD) Başka-nı Hikmet Gürcüoğlu, uzun sü-redir iş adamları olarak ortak sorunlarla etkin mücadelenin yollarını aradıklarını belirte-

rek, prensip olarak oluşturul-masına karar verilen çalışma grubunun ilk etapta dernekler arasında koordinasyonu sağ-lamaya çalışacağını kaydetti.

Gürcüoğlu, Hollanda’daki Türk girişimci derneklerinin birlikte hareket etmesini sağ-lamayı amaçladıklarını ifade ederek, yaşamın her alanında artan sorunların çözülmesi-

ne sağduyu ile hareketin ivme kazandıracağını söyledi. Hik-met Gürcüoğlu, “Bu toplumda kendimizi ve sesimizi hisset-tirmemiz lazım. Ekonomide ve ticarette varsanız, yükleri paylaşıyorsanız o zaman daha çok hissedilmeniz lazım. Türk toplumunun hissedilmesini sağlayacak olan bu tür der-neklerdir” ifadesini kullandı.

HOllAnDA'DAKİ bAKıcı AİlEyE mUHTAç çOcUKlArı SUİSTİmAl

EDEn çOcUK ESİrGEmE KUrUmU Gİbİ KUrUm vE KUrUlUŞlArı,

AvrUpA İnSAn HAKlArı mAHKEmESİnE GöTürEcEK bİr

bAbAyİğİT ArAnıyOr.

mAnJET

Utrecht Ulu Cami minarelerine kavuştu

Utrecht'te yapımı devam eden Ulu Cami geçtiğimiz hafta yapılan bir törenle minarelerine kavuştu.

2009 yılında temeli atılan Ut-recht Ulu Camii’nin inşaatı Proje Müdürü Kris Kreijns ve Mevlüt Bilecen’in teknikerliğinde hızlı bir şekilde devam ediyor. Mima-risi ve sahip olduğunu minare-lerin yüksekliğiyle dikkat çeken Utrecht Ulu Cami’nin inşaatın-

da sona yaklaşılırken, geçtiğimiz hafta düzenlenen törenle mina-relerin alemleri yerlerine yerleş-tirildi.

Minarelerin 44 metre yük-sekliğe sahip olduğunu ifade eden Utrecht Ulu Camii Yöne-tim Kurulu Başkanı Yücel Ayde-mir, “Utrecht şehrinin anıtsal bir sanat eseri olarak yükselmiştir. Sadece basit bir beton bina de-ğildir.’’ dedi.

Kös

e

Adv

ocat

en Law

Offic

e

Av. Havva Yılmaz-Altındağ

Tel: 010 - 215 13 11www.koselaw.nl

Uzmanlık alanları: (Ağır) ceza davaları; çocuk ceza davaları;

ehliyet davaları; ceza temyiz davaları

Page 27: HABER Gazetesi

HABER27 NİSAN / APRIL 2013 HABER27

Biz de siziçok Seviyoruz

Meent 15 3011 JA Rotterdam

Rotterdam Meent’te

Türkiye’de marka ha-line gelen ve yurtdı-şında birçok ülkede

şube açmaya devam eden Simit Sarayı’nın, Rotterdam merkez-deki şubesini 2 Karamanlı gur-betçi franchising olarak hizmete sundular.

Henüz resmi açılışın yapıl-madığı şubede, politikacı ve ba-sın mensupları bir araya gelerek Hollanda ve Türkiye gündemini değerlendirdiler.

Aslen Karaman ili Çatak Köyü'nden olan Mustafa Duyar ve Mustafa Korkmaz tarafından Rotterdam’ın merkezindeki Me-ent caddesinde açılan yeni Simit Sarayı şubesinde bir araya ge-

len Hollanda´daki Türk kökenli politikacılar ile Türk basını, son güncel konuları konuşma fırsatı da buldular.

Simit Sarayı’nın Rotterdam Meent 15 numaradaki şubesin-de gerçekleşen toplantıya Hol-landa Sosyal Demokrat İşçi Par-tisi (PvdA) Milletvekili Tunahan Kuzu, Rotterdam Anakent Bele-diye Meclis Üyesi Zeki Baran, IJs-selmonde İlçesi belediye meclis üyesi Necat Kaya, Crooswijk-Kra-lingen İlçesi belediye meclis üyesi Oktay Ünlü, Hollanda Çataklılar Derneği Başkanı Mustafa Koçak ve basın mensupları katıldı.

İşletme müdürü Seda Aslan tarafından yönetilen toplantıda

bir konuşma yapan işletme sahibi Mustafa Duyar, “Şehrin merkezi-ne açtığımız bu yeni şubemizle, Hollanda´da yaşayan insanların ayağına İstanbul´u getirdik. Kon-septimiz Türkiye´deki diğer şu-belerimiz ile bire bir aynı. Elbette kalitemizde aynı ve aynı kalacak. Günlük yaklaşık altmış bin kişinin uğradığı Blaak-Merkez pazarının hemen yanındaki şubemizde gü-leryüzlü bir şekilde müşterileri-mize hizmet edeceğiz" dedi.

Milletvekili Tunahan Kuzu, “Dünyadaki global krize rağmen bu tür işletmelerin açılması çok önemli. Hem bölgelerinde iş istih-damı sağlıyorlar, işsizliğin asgari düzeye düşürülmesine katkıları oluyor hem de insanların gönül rahatlığı ile gelip oturacakları te-sisler kuruyorlar. Umuyorum ki yatırımcılarımız bu tür yeni me-kanlar açmaya devam ederler" şeklinde konuştu.

Rotterdam'ın 3. Simit Sarayı Meent'te

Yeni şube 40 kişilik iç mekana ve 30 kişilik teras

alanına sahip

Stratejik İşbirliği için Avrasya Sivil Toplum Forumu

Hollanda’da yaşayan Türk ve Akraba Topluluklar ara-sında stratejik işbirliğini art-tırmak amacı ile Avrasya Sivil Toplum Forumu oluşturuldu.

Geçtiğimiz yıl Mültifes-tijn’deki Kazak çadırında start verilen çalışma, Amsterdam Türkevi’nde yapılan ikinci top-

lantıda yapı ve faaliyet alanları ele alınarak daha geniş bir katılımla tartışıldı. Toplantı-ya, Hollanda`da temsil edilen Uygur, Kazak, Özbek, Azeri, Türkmen, Kırım, Nogay kuru-luş temsilcileri katıldı. Ayrıca Boşnak, Mısır, Batı Trakya, Bul-garistan, Makedonya, Ahıska,

Afganistan Türkleri kuruluşla-rı da desteklerini bildirdiler.

UETD Hollanda öncü-lüğü ve desteği ile Avrasya Buluşmaları’nın ilki, Hollanda Türkmen ve Belh Dostları Derneği’nin açılışı ile Türkmen Günü olarak hayata geçiril-mişti.

TİKDF’tan Ataşe’ye ziyaret

Geçtiğimiz ay kongresini ta-mamlayan Hollanda Türk İslam Kültür Dernekleri Ferderfasyo-nu 11 kişilik yeni yönetim ku-rulu üyeleri Genel Başkan Arif Yakışır, Genel Başkan Yardımcı-

sı İbrahim Çitil, Genel Sekreter Göksel Soyuğüzel, Genel Muha-sip Ahmet Arslan, Genel Muha-sip Yardımcısı Sami Üşenti, Eği-tim Komisyonu Başkanı Metin Çift, Eğitim Komisyonu Başkan

Yardımcısı Bekir Özel, Eğitim Ko-misyonu Sekreteri Sami Üşenti, Koruyucu aile çalışma Komis-yonu üyesi Adnan Berkcan, İOT temsilcisi Zekeriya Açkalmaz ve gönüllü olarak yönetime katkıda bulunan Ali Alıcıkuş ile birlikte T.C. Rotterdam Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi Dr. İsmail Hilmi Bilgi’yi makamında ziyaret ederek; “Federasyon ve çalışma-ları hakkında bilgiler verdiler ve çalışmalarında başarı dileklerin-de bulundular.

T.C. Rotterdam Başkonsolos-luğu Din Hizmetleri Ataşesi Dr. İsmail Hilmi Bilgi, ateşelik olarak her zaman işbirliği yapmaya hazır olduklarını dile getirdi ve yöneti-cilere nezaket ziyaretinden dolayı teşekkür etti.

Hollanda'da kiMlik taşıMa Zorunluluğu Herkesi kapsıyor

Den Haag'da bir temyiz mahkemesi, kimlik taşıma zorunluluğundan Yahudile-rin muaf tutulamayacağına hükmetti. Muhafazakar bir Yahudinin başvurusunu de-ğerlendiren Den Haag Tem-yiz Mahkemesi, söz konusu şahsa, dini gerekçeler öne sürerek, kimlik göstermediği için kesilen 90 Euroluk para cezasını onayladı. Mahke-me kararında, Hollanda'da yaşayan 14 yaşın üstündeki herkesin kimlik kartını her zaman yanında bulundur-masının ve gerektiği hallerde polise göstermesinin kanuni bir yükümlülük olduğunu be-lirtilerek, bu konuda dinlere göre bir istisna yapılmasının söz konusu olamayacağı vur-gulandı.

Page 28: HABER Gazetesi

HABER 28NİSAN / APRIL 2013HABER 28

Sedat Çakır, göçebe aile yapısından kaynaklanan genetik yapıyla Sultanlar Yolu’nu hazırladı ve yürüdü, yine aynı genetik yapının değiştirici etkisiyle değişim danışmanlığı yapıyor.

Bütün hizmetlerimizden Türkçe ve Hollandaca olarak faydalanabilirsiniz!

Yeminli mali müşavirlik Muhasebe Vergi işlemleri Ticari plan ve proje hazırlanması Araştırma ve yönlendirme İş yatırımı danışmanlığı

Vergi Danışmanlığı ve Muhasebe uzmanlık işidir

Hulsenboschstraat 94251 LR WERKENDAMTel: 0183-617218Fax: 0183-617316

Her ülkede kendi içi ve dışında gelişen olaylar olur. Gazete, dergi,televizyon, internet vs.medyayı takip ettiğinde bir dönem sonra bazı biyometrik sonuçlara ulaşırsın. Daha doğrusu bu tip yayınları yapanlar ve/veya yaptıranlar belirli sonuçlara varırlar.

Irak savaşında bunu görmüştük, yapılanlar yayınlar sonunda batıdaki devletlere ve ABD Başkanı George Bush jr. e güvenme-yenler ile kendilerini çelişkide buldular. Batı sömürge düzeninin yaptığı genelde bu oluyor.

Ülkeler içinde de dinamikler üç aşağı beş yukarı aynı şekil-de çalışır. Sömürgeci düzen yükselen veya yükselmeye çalışan azınlıkları pek sevmez. Sevmemesine rağmen 'sevmiyorum' demez veya neden bu kadar hızlı yükseliyorsun da demez. Sana 'maşallah ne de güzel çalışıyorsun nasıl güzel bu kadar iyi kazanıyorsun, ne güzel 5 milletvekili çıkarıyorsun' der ama arka planda kıskançlık tohumları atıldığından belli belirsiz ve temelde tek yerden yönetilmeyen, ama olumsuz bir konu ortaya atıldığında hemen azınlığın altını deşmeye hazır bir hareket başlar. Bunlardan bazıları alenen olur, ama bu alenililikte de bir yapmacık bir koruma duygusu sergilenir. Birden bakarsınız azınlık milletvekillerine saldırı başlamıştır. Çok başarılısın ama bu olmasaydı olayı başlar ve garibim yabancı da kuyruğunu nasıl kurtaracağını kara kara düşünür.

Milletvekili Kuzu’nun başına gelen olay budur. Tunahan Kuzu’ya bir ders ve mesaj verilmiştir. Tunahan Kuzu bu mesajı aldığından ve algıladığından kendi de yeniden görev verilerek mükafatlandırılmıştır. İnşallah yeni bir Çoşkun Çörüz oluşumu-nu görmeyiz, temennimiz odur.

İş dünyasında olay değişik midir? Yükselen işdalları oldu-ğunda ilk önce pohpohlamalar başlar ve sonra küçük bir neden bulunur ve işadamlarının başına vergi dairesi, fiod, polis ve çeşitli kurumlar aracılığıyla baskılar başlar. Bir bakarsın ki ken-dinde Irak olayında olduğu gibi kendi işadamlarımızın ne kadar kötü ve hazırlıksız olduğunu düşünmeye başlarsın. Devletten teşvik, destek ve reklam alan işadamları dernekleride buna bakar ve birşey yapmaz ve yapamaz. Çünkü reklam giderleri

yok olacaktır. En son kişisel olarak saldırıya uğrayan Aysel Erbudak için yazı yazan bir dernek görülmedi. Aynı konuda parlementoda soru önergesi veren de olmadı. Nedenini kendimize sormalıyız.

Seçtiklerimiz bizi domuz çiftliği sahiplerini koru-yan CDA’lı milletvekilleri kadar koruyamı-yorsa ve seçilenler kısa zamanda Çörüz-leşiyorsa bunun çözümü nasıl olacak?

Arada bu köşede yazıyorum ve çok-ça da ikili konuşmalarda anlatıyorum. İlk önce sağlam bir basın gerekiyor. Basında sağlam adamlar var. Yıllar-ca kişisel fedakarlıklarla gazete ve dergi çıkartan arkadaşlar var. Özcan Özbay gibi Internet üzerinden yıllarca asgari ücretten de az bir paraya yayın hazırlayan arkadaşlarımız var. Hotiad ve Hogiaf’a ve özellikle buralara üye olan ve Türk iş camiasının kaymak tabakası olduğunu varsayan arkadaş-larımızın belli bir reklam politikası uygulayarak basınımızın en kısa za-manda güçlenmesini sağlaması gere-kiyor. Aysel Erbudak için biraz geç kalındı ama sizin için henüz geç değil. Sömürgeci ülkelerde, Hollanda buna dahil, sıra bir gün mutlaka size gelecektir. Bu düzen yal-nız arkası sağlam olan gruplara saldırmaz. Sağlam medya size sağlam bir gelecek pers-pektifi oluşturur.

Kuvvetli bir Hollanda Türklüğü di-leklerimle.

Not:Mağduranneleriunutmadım.Çocuklarıannelerdenkopartmayalım.

iş dünyasında olay değişik midir? yükselen işdalları olduğunda ilk önce pohpohla-malar başlar ve sonra küçük bir neden bulunur ve işadamlarının başına vergi dairesi, fiod,polis ve çeşitli kurumlar aracılığıyla baskılar başlar. Bir bakarsın ki kendinde ırak olayında olduğu gibi kendi işadamlarımızın ne kadar kötü ve hazırlıksız olduğunu dü-şünmeye başlarsın. Devletten teşvik, destek ve reklam alan işadamları dernekleri de buna bakar ve birşey yapmaz ve yapamaz. çünkü reklam giderleri yok olacaktır.

SEDAT ÇAKIR [email protected]

sömürgeci düşünce

Hollanda YÖK’ünün (NVAO) 5 Mart 2013 kararıyla, 2010 yılında gerçekleşen “master bölümü”nün tanınmasının ardından, “Avrupa ta-rihinde bir ilk” olarak Rotterdam İslâm Üniversitesi’nin İslâm İlahi-yatı “Bachelor-Lisans Bölümü” de tanındı.

Halihazırda sadece İlahiyat Fa-kültesi (lisan+yüksek lisans) bulu-nan ve bu anlamıyla aslında İslâm teoloji üniversitesi olma hüviyeti de taşıyan İUR, eğitim faaliyetini tamamen Hollanda yüksek öğre-tim kanununa uygun olarak yürüt-mektedir. Buna bağlı olarak da bu fakülte bünyesinde 4 ayrı eğitim-öğretim programı yer almaktadır:

• Bachelor Islamitische We-

tenschappen (İlahiyat Bac-helor/Lisans),

• Master Islamitische We-tenschappen (İlahiyat-Yük-sek lisans),

• Master Islamitische Gees-telijke Verzorging (İslâm Manevî Rehberlik-Mastır),

• Master Imam Opleiding (İmam Eğitimi)

Birbirini tamamlayan ve yaşanı-lan ortamın karakteristik özellik-lerini de dikkate alan bu lisans ve yüksek lisans programları sayesin-de İUR, öğrencilerinin, genelde Av-rupa özelde de Hollanda’da İslâm’ı en güzel bir şekilde temsil edebile-cek donanımlı olarak yetişmesine katkıda bulunmayı hedefliyor.

İslam Üniversitesi’nin İslam İlahiyatı Lisans Bölümü de tanındı

Hollanda Diyanet Vakfı’ndan yapılan bir açıklamada, Rotter-dam Ibn Ghaldoun Lisesi’nde İmam Hatip Lisesi Proğramına başlama kararı aldıkları bildirildi. Yapılan açıklamada “Rotterdam şehrinde VWO düzeyinde eğitim-öğretim sunan İbn Ghaldoun Li-sesi ile temaslarda bulunduk ve bu okulun çatısı altında başlan-gıçta biri kız, diğeri erkek olmak üzere 25’er kişilik iki derslikte İmam Hatip Lisesi programına başlamaya mutabık kaldık. İmza aşamasına getirdiğimiz protokole göre, İbn Ghaldoun VWO Lisesine kayıt hakkı kazanmış 12 yaşındaki öğrenciler arasından İmam Hatip

Lisesi programını takip etmek is-teyen öğrencileri İHL 1. sınıfına kaydedecek ve 2013 Eylül ayında derslere başlayacağız. İmam Ha-tip Lisesi programına kaydedece-ğimiz öğrencilerimiz normal gün-lük derslerine ilave olarak günlük 2 saat, haftalık 10 saat alacakları ek derslerle İmam Hatip progra-mını takip edeceklerdir. Bu lise mezunları doğrudan üniversi-teye gidebilmekte oldukları için Uluslararası İlahiyat Fakültesine devam etmek isteyenler bu fa-külteye, başka alanlarda üniver-site okumak isteyenler de başka üniversitelere gidebileceklerdir” denildi.

İbn Ghaldoun'da İmam Hatip programı başlıyor

Page 29: HABER Gazetesi

HABER29 NİSAN / APRIL 2013 HABER29

Page 30: HABER Gazetesi

HABER 30NİSAN / APRIL 2013HABER 30

OPEN AVOND

OPEN DAG

Locatie Putsebocht woensdag 23 januari 2013 19:00 t/m 22:00

Locatie Schere donderdag 21 februari 2013 19:00 t/m 22:00

Locatie Putsebocht zondag 10 maart 2013 11:00 t/m 16:00

Locatie Schere zondag 17 maart 2013 11:00 t/m 16:00

Locatie PutsebochtPutsebocht 21, 3073 HD RotterdamTelefoon 010 423 22 77 | Fax 010 432 80 65

Hoofdlocatie SchereSchere 47, 3085 DT RotterdamTelefoon 010 481 69 35 | Fax 010 481 12 24

www.ibnghaldoun.nl | [email protected]

Sizsiniz’i arayıp durumu anlattım. Bana bir şans verdiler ve ikinci tura katıldım. Hollanda'da denediğim, eski kot pantolonlara hayat verme projesi vardı. Burada 5 dakikada ceket, pantolon, çanta ve etek yap-mayı planladım ama heyecandan dolayı 7 dakika sürdü, bu yüzden seyircilerden %33 oy alabildim.

acun’la kulisteki görüşmen nasıl geçti?

Acun Bey ve Hülya Hanım yap-tıklarımı çok beğendiler ve daha yüksek bir puan beklediklerini söylediler. Bir pantolon dikmemi istediler, henüz bitmedi ve özenle çalışıyorum, çünkü program esna-sında giyecekler ve benim yaptığı-mı söyleyecekler. Onlarla tanışmak çok güzeldi.

İstanbul’da Ahmet Selçuk İnan ile tanıştım. Kendisi söz ya-zarı. Atölyeye geldi, benim kollek-siyonumu beğendi ve vitrinlerde görmek istediğini söyledi. Aynı gün kolleksiyonum atölyenin vitrinine koyuldu.

Bu olaylar ne kadar süre için-de oldu?

8 ay.peki, geriye baktığında 8 ay

içinde olanların medyanın gü-cünü nasıl tanımlarsın?

Türkiye’de medyanın gücü çok fazla, televizyona veya gazeteye çı-kınca hızlı meşhur oluyorsun ve çevren bir anda genişliyor.

eğer Hollanda’da benzer bir programa katılsaydın aynı etki olur muydu?

Hayır, zannetmiyorum.

istanbul'da bilmediğimiz bir moda dünyası ile karşılaştım

önceki yaptığımız rö-portajda dünya turu yap-mak istediğini söylemiştin. istanbul’a gittiğinde daha farklı bir yol çizdin kendine nasıl oldu bu?

Amacım 2 senelik dünya turu yapmaktı. Türkiye’ye ak-rabalarıma veda etmek için gitmiştim bu arada birkaç ta-sarımcı ile görüşmek istedim. “Ünlü olmadığım için benimle görüşmek istemediler”, çok üzüldüm randevu bile alama-dım, hatta bir tasarımcı bana Hollanda’da isim yapmış ola-bilirsin ama Türkiye’de tanıdık değilsin” dedi. Bu çok zoruma gitti, sonuçta ben de bir türküm, yardim edebilirlerdi. Büyük şir-ketler bile ilgilenmediler.

Olaylar böyle gelişirken bir kaza geçirdiğim için 1 ay bir şey yapamadım. Sokakta yürürken magazine colonik adında bir medya şirketi beni tanıdı, çok şaşırdım tabii. Adapazarı’nda bir film çekimi olduğunu ve birlikte gidebileceğimizi söyle-diler ve baktım ki Tuğba Özay, Çılgın Sedat gibi ünlüler de orda.

Hangi film?“Daltonlar ve laz kit” adlı

bir film çekiliyordu. Film ve et-rafındaki olaylar çok hoşuma gittiği için ve zaten dünya turu-na çıkma planlarımı ertelemek zorunda kalmıştım “en azından burada kalıp gezerim ve kendi-mi tanıtırım” düşüncesiyle bu-

rada kaldım. Ufak bir rol teklif ettiler, yabancı ders veren bir öğretmeni canlandırdım. Hatta filmde olan 4 karakter için şal-var diktim. Dikiş makinesi ve kumaşları yanımda getirdiğim için bu çok zor olmadı. Film he-nüz vizyona girmedi, ne zaman çıkacağını bilmiyorum. Sette ta-nıştığım ünlüler İstanbul’a gel-diğimde bana yardımcı olacak-larını söylediler ama İstanbul’a geldiğimde hiç kimse bana yar-dim etmedi .

türkçenin yetersiz olma-sını nasıl karşıladılar?

Bu konuda biraz zorlandım ama bu durum hoşlarına gitti ve hemen o an benim için bir rol uyarladılar. Bana yaban-cı öğretmen rolünü verdiler. Amaçları ismimi kullanmaktı bunun nedeni ise Pathe gibi bir sinemada vizyona girmesiydi. Ve Hollanda’da tanınmış biri olmam işlerine geldi.

Bu olaylar beni biraz üzdü ve artık dünya turuna çıkmalı-yım diye karar verdim. Tam o esnada kuzenim bana neden yetenek sizsiniz programına katılmadığımı sordu ve bir kaç kişi tanıdığını ve belki yardımcı olabileceklerini söyledi. Bunun üzerine aklıma daha önceden Hollanda’da yaptığım bir proje geldi ve 1 dakikada elbise yap-ma tekniğini bir daha deneme-liyim diye düşündüm ve başvu-ruda bulundum.

yetenek sizsiniz deki Jüri yeteneğini çok basit bulur diye düşündün mü hiç?

Jüri basit bulur düşünce-si olmadı çünkü bir dakikada elbise yapmak özel bir şey ol-duğunu düşünüyorum. Onun için özel bir numaram var. Hiç kesilmemiş kumaşı elbise yap-manın zor olduğunun kanısın-dayım. Başvuru yaptığım hafta beni hemen geri aradılar ve hat-ta enteresan buldukları için ön elemelere bile katılmama gerek olmadığını söylediler.

Sahneye çıkmadan önce jüri üyeleriyle görüştün mü?

Hayır, görüşmedim sadece Alp Kırşan ile görüştüm. O, ya-pabilir misin çok heyecanlı gö-rünüyorsun diye sordu. Evet çok heyecanlıydım, çünkü hep ulusal kanala çıkmak istiyor-dum ve bu isteğim gerçekleşi-yordu.

Sergen sana biraz fazla yüklendi…

Sergen de dahil seyirciler ku-maşın içinde kafasını geçirmek için bir delik var zannetti ama orda yaptığım numarayı görme-diler. Hülya Avşar gösterimi çok beğendi çünkü bu yaptığım iş zor bir şey ve Hülya Hanım'ın ilgi alanı.

Yarışmaya katılmamın asıl amacı adımı duyurmaktı, bu-raya kadar gelebileceğimi hiç düşünmedim. Televizyona çık-tığım günden beri çok güzel

tepkiler, tebrikler ve iş teklifleri alıyorum. Tekliflerden bir tane-si Haliç Üniversitesi'nden geldi mesela. Moda bölümünde her cuma 2 saat ders veriyorum. İstanbul’a geldiğimde ilk başta yardım etmek istemeyen insan-lar beni aramaya başladı. Artık ismim duyulmuştu ve tanını-yordum Türkiye´de.

Modacı Gülüfer Aktaş Facebook’dan beni bulup atöl-yesine davet etti. Kendisi Zerrin Özer ve Funda Arar gibi isimler için çalışıyor. Tanışıp konuştuk-tan sonra atölyesinde çalışabile-ceğimi söyledi Gülüfer Hanım. Hem ona yardım ediyor hem de kendi kolleksiyonum için çalışı-yordum.

Bir projeye nasıl başlıyor-sun?

Gördüğüm duyduğum her şeyi yazıyorum. Ve kolleksiyon-larımla bir mesaj vermek istiyo-rum. Diğer modacılardan beni ayıran bir şey olsun istiyorum.

yaptığın tasarımlardan kaç tane yapıyorsun, mesela bir ceketten sadece bir tane mi var?

Evet, yaptığım tasarımlar-dan sadece 1 tane var. Aynı ceket isteyenler için de farklı kumaş kullanırım ama aynısı-yapma taraftarı değilim.

ve ikinci tur?O dönemde rahatsızlandım

ve ikinci tura katılamadım.1,5 ay sonra Yetenek

YETENEK SİZSİNİZ'DE YARIŞTI,

TÜRKİYE'NİN ÜNLÜLERİYLE TANIŞTI

Page 31: HABER Gazetesi

HABER31 NİSAN / APRIL 2013

COLOFON

Laan op Zuid 474 3071 AB Rotterdam Nederland

Hoofdredacteur(Genel Yayın Yönetmeni)İbrahim Karaman / [email protected]

Redactie: (Yayın Kurulu)Mehmet GüzelyurtRabia KaramanÇiğdem YükselZeynep R. Taylan

Art Direction & Fotografie:M. Fatih Karaman / [email protected]

Advertenties / (Office: 010-2 900 900)Nur Öztürk / [email protected] 68 79

Interviews & Correspondenten:Çiğdem Yüksel, Serap Torremans, Suna Floret, Burhaneddin Carlak, Özlem Hasip, Merve Karaman,Ayşe Özkaya.

Columnisten:Erdinç Saçan, Ahmet Suat Arı, Sedat Çakır, Veyis Güngör, Nafize Şener, Güneş Çobanoğlu, Ayhan Tonca, Kemal Şahin.

Bloggers:Esengül Birler, Makbule Orman, Tülay Demir, Melek Usta, Willem Lageweg, Ahmet Taşkan.

Cinema:Aysun Keser, Neslihan Keser

Repr. LeidenSerap Torremans

Repr. EindhovenAli Yücel

Repr. Arnhem en NijmegenKürşat Bal

Repr. LimburgMuzaffer Bozaslan

Repr. AnkaraDr. Hüseyin Keleş

Abonnementen:[email protected]

e-mail & website:

[email protected]

HABER

KArAmAn'DA KİrAlıK GAyrİmEnKUl İlAnı

İletişim: Şahin Darar 0648-130 710

Karaman'da Organize'nin karşısında, ana yola yakın, ulaşımı kolay, 1500 m2 kapalı alana ve 45.000 m2 'lik geniş araziye sahip, birbirinden bağımsız iki dairesi ve terası mevcut gayri menkul kiralıktır. Hayvancılık için gayet uygundur. 500 büyükbaş hayvan besleme kapasitesi vardır. Orta ölçekli her türlü üretim faaliyetlerine uygundur. Tüm arazi ve bina temiz ve bakımı yapılmış bir durumdadır.

"Sorumluluk alıp koruyucu aile olmak şart, ana mesaj buydu"

Mini-BLOG

Er was in de afgelopen periode veel te doen over ons voedsel. In veel gevallen werden consumenten niet eerlijk geïnformeerd over de samenstelling of de herkomst van ons eten. En dat is onaanvaardbaar. Bedrijven die zich hier schuldig aan maken moeten hard worden gestraft. Deze bedrijven brengen zowel aan consumenten als aan de hele voedselsector grote schade toe. In de voedselsector is gelukkig ook sprake van veel goede

ontwikkelingen. Er is steeds meer aandacht voor gezond en eerlijk voedsel. Minder vet, minder suiker, minder zout, minder vlees maar meer smaak en niet te duur is goed voor iedereen. Bedrijven en consumenten moeten worden gestimuleerd hier nog meer aan-

dacht aan te besteden. Het is belangrijk dat we er met elkaar veel over praten. En dat goede

initiatieven worden beloond met meer omzet en tevreden consumenten.

Willem LagewegGezond en eerlijk

[email protected]

Directeur MVO Nederland

Selçuk ÖztürkTunahan Kuzu

Tunahan Kuzu: tunahan

Kuzu ve Selçuk

öztürk Facebook'da

yazdıkları makaleyle

gündeme oturdular

Geçtiğmiz günlerde Hollanda'yı çalkala-yan Koruyucu Aile

ve Yunus meselesi üzerine PvdA Milletvekilleri Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk Face-book üzerinden konuyla ala-kalı bir açıklama yayınladılar. Facebook üzerinde hararetli tartışmalara da sebep olan bu açıklama üzerine konuş-tuğumuz Tunahan Kuzu ko-nuyla ilgili yaptığı açıklamada "Facebook’ta yayınladığımız yazımızda söylediğimiz birkaç şey var. temel me-saj orada, insanlar sokağa döküleceğine sorumluluk alsınlar. Sorumluluk almak ise bu davada, kendini koru-yucu aile olarak yazdırmak. protesto etmek tabii ki en doğal haklarıdır insanları-mızın, ama bir yandan da sorumluluk alıp koruyucu aile olmak şart, ana mesaj buydu" dedi.

Jeugdzorg'un Hollanda’da iyi işlemediğini de belirten Tunahan Kuzu "Meclis'te bu zaten zaman zaman ve sıkça tartışılıyor, yani ‘Jeugdzorg’u daha düzenli bir hale getirmek için yıllardır konunun eyalet-lerden belediyeye taşınması görüşülüyor zaten, ‘decent-

ralisatie’ denilen bu olay da 2015 yılından itibaren bele-diyenin sorumluluğu altına girecek. Geçtiğimiz aylarda Jeugdzorg’la alakalı tartışma-larda biz dedik ki, “netwerk-beraad” diye birşey var, bir çocuk kontrol altına alınırsa veya en kötü ihtimalle evden çıkartılırsa, Jeugdzorg devreye girmeden önce, ailenin yakın çevresinde ya da akrabala-rında bir çözüm bulunabilir mi tarzında 6 haftalık süreç içerisinde istenilen düzeyde kültürel çerçevede bir çözüm aranacak " dedi.

"İkincisi de bizim dediği-miz şey şu, Yunus sembol hali-ne geldi, yaptığımız açıklama-da zaten Yunus hakkında özel bir şey söylemiyoruz, bizim dediğimiz, çocuğun biyolojik ailesiyle, bakıcı ailenin daha iyi bir eşleşme gerektirdiğini düşünüyoruz. Bu sadece bu-günün problemi değil yılların problemi, Yunus her ne kadar sembol olsa da, vatandaş artık bilinçlenmeye başladı diye dü-şünüyorum".

2015’den itibaren Jeugdzorg’un işlevini neden belediyelerin devralacağı sorusuna ise Tunahan Kuzu "Ben 2007 PWC’de iken Bu-

reau Jeugd-zorg Noord-holland ile alakalı bir

araştırma yaptık, ve sistemde ne kadar çok hata olduğunu o zaman da görmüştük, bu araş-

tırma neticesinde Bure-au Jeugdzorg Noord-Holland istifa etmesine sebep oldu verdiğimiz rapor. Jeugdzorg’un bi-naları var eyalet ve bü-yük şehirlerde ve insan-lardan uzak çalışıyorlar. Bu hükümetin ve geçen hükümetin de düşünce-

si buydu, Jeugdzorg’un sorumluluğunu bele-diyeye taşıyarak, daha iyi hizmet sağlamak, ve belediye bağlı olan ku-rumlarla daha işbirlikçi çalışır hale getirmek.

"Jeugdzorg'un bir so-runu ise de bir çocuğun dosyasında onlarca kişi uğraşıyor, çocukla, ailey-le. Bizim düşüncemizde ve hükümet anlaşmasın-da da belirtildiği gibi, 1 çocuk, 1 aile ve 1 kişi on-dan sorumlu olacak. Şu anda bakıyorsun 1 çocuk üzerinden 10 tane yar-

dımcı çalışan var, hepsi de aileye yol gösteriyor, bunu bir araya getirmek birleştirmek gerek.

Kısaca özetlemek ge-rekirse 'Netwerkberaad' adını verdiğimiz yöntem doğrultusunda, bu konu-yu insanlarımıza daha geniş çaplı bilgilendir-mek gerekiyor ve ikinci olarak da sorumluluğu-muzu almamız lazım, müslüman koruyucu ai-lelerin çoğalması lazım, bu geçtiğimiz günlerde de bu olmaya başladı za-ten çok şükür" dedi.

Page 32: HABER Gazetesi

DOnmez: Jaar:4 Nr: 33

ALLES OVER HET LEVEN

HABERISSN:1879-9981APRIL 2013

HABER OKUYOR

ONLAR DA SIZIN GIBI

Gazete dediğin çokyönlü ve çokseslidir. Hayatınıza dokunur, düşüncelerinize yön verir. bilgi verir, ayrıntı verir, ilham verir. Her sayısıyla, her sayfasıyla keyiflendirir.

HAbEr Gazetesi 4 yıldır siz değerli okurlarımıza bunları vermeye çalışıyor.

sadık Yemni

mehmet Demirel

kamil saygı

Levent akçay

ahmet taşkan

atilay uslu

Fadime kılıç

Fikri Demirtaş

Durmuş Doğan

Togan Oral

rahmi Gemril

Hamit karakuş

turgut torunoğulları

muhlis ayboğan

kadir topbaş

Theo Massa

Zekeriıya arslan

aytekin Fındık

ibrahim Öztürk

ali ihsan Ünal

Hülya Çelik

muzaffer Çetin

ahmet Şerif izgören

Burhan Carlak

Özgür Çetin

ibrahim Özgül

Nebahat Albayrak

seyit Yeyden

ismail Üngüç

Osman Çelik

Nilay Külci

arif Yakışır

Mehmet Kabakyer

Yıldıray karaer

rahim sarıçam