58
www.yuruyus.com [email protected] Haftalık Dergi / Sayı: 469 17 Mayıs 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) www.yuruyus.com [email protected] KATLİAMCILAR İTİRAF ETTİ: “HAYATA DÖNÜŞHER AŞAMASI PLANLANMIŞ DEVLET KATLİAMIDIR! MİT, katledilecek devrimcilerin fotoğraf albümünü hazırlayıp katliam timlerine dağıttı ! Katliam timleri aylar öncesinden maketler üzerinde tatbikat yaptı ! 19-22 Aralık 2000: 20 hapishanede 28 devrimci tutsak katledildi! Katliamc Katliamc ı ı lar 15 Y lar 15 Y ı ı ld ld ı ı r AKP Taraf r AKP Taraf ı ı ndan Korunuyor! ndan Korunuyor! K K A A T T L L İ İ A A M M I I N N T T Ü Ü M M S S O O R R U U M M L L U U L L A A R R I I H H A A L L K K I I N N A A D D A A L L E E T T İ İ N N E E H H E E S S A A P P V V E E R R E E C C E E K K ! ! ALMAN DEVLETİ DEMOKRATİK KURUMLARA SALDIRIDA AKP FAŞİZMİYLE YARIŞIYOR! AKP Faşizmi: Gençlik Federasyonu, İdil Kültür Merkezi, Halk Meclisi Bürosu ve Kocaeli Gençlik Derneği’ni bastı! Alman Devleti: Köln Sanat Atölyesi, Dortmund Aile ve Gençlik Dayanışma Evi (DayEv), Berlin Yorum Kültürevi ve Stutgart Halk Kültür Evi’ni bastı! NE OL İ GAR Şİ N İ N NE DE ALMAN DEVLET İ N İ N NE OL İ GAR Şİ N İ N NE DE ALMAN DEVLET İ N İ N SALDIRILARI DEVR İ MC İ LER İ YILDIRAMAZ! SALDIRILARI DEVR İ MC İ LER İ YILDIRAMAZ! İstanbul’da Gençlik Federasyonu bu hale getirildi!

Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

www.yuruyus.com

[email protected]

Haftalık Dergi / Sayı: 46917 Mayıs 2015

Fiyatı: 1 TL (kdv dahil)

ww

w.y

uru

yu

s.c

om

info

@yu

ruyu

s.com

KATLİAMCILAR İTİRAF ETTİ: “HAYATA DÖNÜŞ”HER AŞAMASI PLANLANMIŞ DEVLET KATLİAMIDIR!

MİT, katledilecek devrimcilerin fotoğraf albümünü

hazırlayıp katliam timlerine dağıttı ! Katliam timleri aylar öncesinden maketler üzerinde tatbikat yaptı !

19-22 Aralık 2000: 20 hapishanede 28 devrimci

tutsak katledildi!

KatliamcKatliamc ıılar 15 Ylar 15 Y ııldld ıır AKP Tarafr AKP Taraf ıından Korunuyor!ndan Korunuyor!

KKAATTLL İİAAMMIINN TTÜÜMM SSOORRUUMMLLUULLAARRII HHAALLKKIINN AADDAALLEETT İİNNEE HHEESSAAPP VVEERREECCEEKK!!

ALMAN DEVLETİ DEMOKRATİK KURUMLARA SALDIRIDA AKP FAŞİZMİYLE YARIŞIYOR!

AKP Faşizmi: Gençlik Federasyonu, İdil Kültür Merkezi,Halk Meclisi Bürosu ve Kocaeli Gençlik Derneği’ni bastı!

Alman Devleti: Köln Sanat Atölyesi, Dortmund Aile ve Gençlik DayanışmaEvi (DayEv), Berlin Yorum Kültürevi ve Stutgart Halk Kültür Evi’ni bastı!

NE OLİGARŞİNİN NE DE ALMAN DEVLETİNİN NE OLİGARŞİNİN NE DE ALMAN DEVLETİNİN

SALDIRILARI DEVRİMCİLERİ YILDIRAMAZ!SALDIRILARI DEVRİMCİLERİ YILDIRAMAZ!

İstanbul’daGençlik

Federasyonu bu hale getirildi!

Page 2: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.Billurcu Sok. No: 20 / 2 Beyoğlu/İSTANBUL

Ofset Hazırlık: Ozan YayıncılıkAdres: Zübeyde Hanım Mah. FevziÇakmak Cad. 1297. Sokak No: 1 Daire: 1S l i / İSTANBUL

Yurtdışı Büro: Vakıf EFSANE Pieter de Hoochstr. 303021 CS Rotterdam/Nederland

ISSN: 1305-7944

Baskı: Ezgi MatbaacılıkSanayi Cad Altay Sok No: 10

Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım

Pazarlama San. ve Tic. A.Ş.

Tel: (0-216) 585 90 00

Avrupa: 4 Euro

Almanya: 4 Euro

Hollanda: 4 Euro

İngiltere: £ 3

Haftalık Süreli

Yerel Yayın

Siyasi Dergi

Fiyatı: 1 TL

ÖÖğretmenimizğretmenimiz

Tel: (0-212) 251 94 35 www.yuruyus.com [email protected]

Açlığın ve zulmün olduğu yerdehalklar meşru direnme hakkını

kullanacaklar!Direnme Hakkını Yok Etmeye Kalkan

Bir İktidar Faşizmin İktidarıdır.Ezilen, sömürülen, baskı altında tutulan,

haksızlığa uğrayan her halksömürü ve zulüm düzenlerine karşı

direnme hakkına sahiptir. Bu, tarihsel, sınıfsal haklılıktan

kaynaklanır ve zulme karşı silahlanmayıda, zulüm düzenini yıkmayı da,

baskı ve terör altında tutulmadan,sömürülmeden, köleliğe

mahkum edilmeden yaşayacağıyeni bir düzeni kurmayı da içerir.

CUNTA ŞEFİ FAŞİST KENAN EVREN ÖLDÜ!

CENAZESİNİ TOPRAK BİLE KABUL ETMEYECEK!Bir halk düşmanı, bir katil, bir faşist

daha öldü. Kenan Evren, 12 Eylül 1980 as-keri faşist darbesinin cunta şefi olarak Tür-kiye’nin en kanlı dönemine imza atmış, eli-ne halkın kanı bulaşmış, Amerikan emper-yalizmine son nefesine kadar hizmet etmişbir caniydi. Eceliyle ölmesi dışında üzü-lecek hiçbir şey yoktur. Asker yönetimeel koymuş, 650 bin kişi işkencelerden ge-çirilmiş, tutuklanmış. 50 kişi idam edilmiş-ti. 12 Eylül 1980 Anadolu halklarına bü-yük acılar çektirilmesinin başlangıç günü-dür.

“Arkasından konuşanlar”a bakıyoruzda, faşistliği, halk düşmanlığı ayyuka çık-mış biri için “kötü” sözler ettiğini düşünü-yorlar belli ki; ancak söz konusu kişi Ke-nan Evren olunca söylenenler pek naif, ade-ta iltifat gibi kalıyor. Eli kanlı bir diktatörartığıdır konuşulan; görünümü insan ola-bilir ama yaptıklarını, ettiklerini, söyledik-lerini bir insana yakıştırmak imkansızdır.

Dini falan karıştırmayın, “ölünün arka-sından kötü konuşulmaz” ayetlerine sarıl-mayın, adil olun. “Ölü” Kenan Evren ise,35 yıldır bu ülkedeki insanların çektiği tümacıların adeta tek sorumlusu olan bu faşis-te hak ettiği lafları edin! Cenazesine katıl-mayacaklarmış, aman ne büyük protesto,alkışlayalım “milletçe”...

CHP’sinden AKP’sine, MHP’sindenen küçük burjuva partisine, hepsi 12 Ey-lül’ün sürdürücüsüdürler. 12 Eylül’ün baştemsilcisi AKP iktidarıdır. Şimdilerde fa-şist AKP ile “çözüm süreci” yürütenler1980’den bugüne kadar katliamları yapanve savunanları meşrulaştırıyorlar. 35 yıl-dır TBMM’ye giren bütün partiler 12 Ey-lül Anayasası’yla çalışmıştır. İktidarlar12 Eylül’ü yargılayacaklarını söylemişfakat ne onun anayasasını kaldırmış ne de12 Eylülcüleri yargılamıştır. Burjuva par-

tilerin hepsi 12 Eylül’den bes-lenmiş, 12 Eylül ile büyümüşgelişip serpilmişlerdir. Çünkühepsi halk düşmanıdır! Halkdüşmanı olanların 12 Eylül ileyolları mutlaka kesişmiştir.

Şimdi 12 Eylül muhasebe-si yapan yazarlara da bir çift lafetmek elzem olacak. FaşistŞef Evren, bizzat kendi yazdı-ğı kitapla rezil etmiştir bunla-rı. Utanmazlar ama bu bilebüyük bir utanç kaynağıdırkendileri için. İçlerinde Ev-ren’e sadakatini 35 senedirbıkmadan usanmadan kanıtlayan ErtuğrulÖzkök’e ayrı bir sayfa açmak gerekiyoryalnız. AKP’nin bile cenazesine katılma-yacağını açıkladığı bir işkenceciye, bir ka-tile, bir caniye, bir halk düşmanına, bir iş-birlikçiye bu denli açık destek verecek ka-dar alçağına rastlamak mümkün değildir.Özkök “imkansız” bir alçaktır, Evren’i öv-mek onun gibilerine yaraşır zaten.

Faşist cunta şefi Evren tarihin çöplüğün-deki yerini aldı. Bir halk düşmanı daha or-tadan kalktı. Riyakarca kem sözler eden-ler, gizli gizli üzülenler düşünsün ne ola-caklarını. Evren’in suçuna ortak olanlar dü-şünsün, halka düşmanlıkta sınır tanımayan-lar düşünsün! Halk düşmanlarının adını buhalk unutmadı, unutmayacak er geç hesa-bını soracak.

12 Mayıs 2015

İdil Kültür Merkezi

Grup Yorum

Kültür Sanat YaşamındaTavır Dergisi

İdil Halk Tiyatrosu

FOSEM (Fotoğraf ve SinemaEmekçileri)

Halk düşmanı,12 Eylül Cuntası’nın şefi

Kenan Evrenhalkın adaletine hesap

vermeden eceliyle öldü. Kenan Evren, son anına

kadar yaptıklarınısavunan tescilli bir halk

düşmanıdır. Bin kezhalkın adaletine hesap

vermeyi hak etmiştir. Cuntanın şefi öldü,uygulamaları AKPiktidarı tarafından12 Eylül’e rahmet

okutacak şekildesürdürülüyor.

Kenan Evren’insorulamayan hesabını da

AKP’den soracağız!

Page 3: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

45 Yine işbirliği yapın,

yine polislerinizi gönderin,

biz direniş çadırındayız!

46 Adalet yoksa barış da yok!

48 Yasaklara karşı İstanbul’dan

Ankara’ya pedallıyorum!

50 Hayatın Öğrettikleri:

Bataklıktan kafasını

kaldıranlara elimizi uzatalım

51 Bu Halk Bu Vatan Bizim:

Gönül zenginliği, halkın

erdemidir...

52 Merhaba canım yoldaşım

Bahtiyar

53 Tüm baskılara rağmen

Yürüyüş’ümüz sürecek

halka umut ve ışık olmaya

devam edecek

54 Avrupa’da Yürüyüş:

Bin yıl geçse yoldaşlarımızı

unutmayacağız!

56 Yitirdiklerimiz...

58 Kulağımıza Küpe Olsun

59 Öğretmenimiz...

İİ ç i n d e k i l e r23 DHKC: Ahmet Hakan

bir rütbe daha atladı;pezevenk oldu!

30 Kürdistan’da Tek YolDevrim: Düzenin istikrarıHDP’nin işi olamaz!Devrimcilerin görevidüzenin kriziniderinleştirmektir!

33 Nazi ruhuyla saldıran

Almanya, AKP faşizmiyleişbirliğinden vazgeçmelidir!

36 Katilleri koruyan

faşizmin adalet sarayından

halkın adaleti geçti -2

38 10 Soruda: Cüret

40 Ülkemizde Gençlik:Ahlaksız polis çocukkurtarmaz! Çocuklarımızıişkence yaparak tutuklatır!

42 AKP’nin çocuk katillerinden

“çocukları kurtarma”operasyonu!Berkin’imizin sesiylerüyalarınıza giriyoruz!

44 Kamu Emekçileri Cephesi:Hatice Yüksel’e sahipçıkmak yarınımıza sahipçıkmaktır!

4 İstiyoruz Yapacağız: Yöneticiyetiştirmek için kolektivizmihayata geçirmeliyiz

7 Katliamcılar itiraf etti:“Hayata Dönüş her aşaması

planlanmış devlet katliamıdır!

10 “Operasyon İçişleri Bakanı veAdalet Bakanı’nın emriyle

yapıldı”

11 Adaletin kılıcı halkın elindeoldukça hak yerini bulacaktır

12 Sol’un Köşe Taşları:Figen Yüksekdağ

15 Emperyalizm, kendi celladınıkendisi yaratıyor

17 İşbirlikçi hain Aydınlık,MİT ve CIA talimatıylaDHKP-C’ye saldırıyor

20 Devrimci İşçi Hareketi:Meşruluk kazanmaktır

20 TAYAD’lı Aileler: Şehit vetutsak aileleri olarakbu saldırıya karşı ilmek ilmekbarikat öreceğiz

KATLİAMINTÜM SORUMLULARI HALKIN

ADALETİNE HESAP VERECEK!

Çözümsüz değil örgütlüyüz,Meclislerle güçlüyüz!

Tüm Halkımızı Pikniğimize Davet Ediyoruz…

Ulaş m için: Sabah 08.00’ daotobüsler kald r lacakt r…İrtibat:Muzaffer: 0541 343 62 23Cengiz: 0535 396 76 00Sedat: 0533 556 91 73

30 Mayıs CumartesiKocaeli Maşukiye

KamuEmekçileri

Meclisi

Page 4: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

İktidar mücadelesinin olanaklarınıve araçlarını kadrolar yaratır.

Kadroyu yaratacak olansa ideo-lojik eğitim ve kolektif pratiktir.

Kolektivizm; kelime anlamı ola-rak sözlükte “Üretim vâsıtalarınınmahallî, millî veya dunya ölçusundeortaklaşa kullanılmasını gaye edineniktisadî sistem” olarak tanımlanıyor.Yani sosyalist üretim biçimidir.

Kolektif işleyiş ve kolektif ör-gütlenme olmadan kadro yaratılamaz.Yani kadrolaşma için; kolektif birorganlaşmaya, kolektif iş üreten me-kanizmalara ihtiyaç vardır.

Bireyci çalışma tarzı apolitikleş-meye; dolayısıyla da örgütsüzlüğeneden olur. Örgüt yaratmak, örgütübüyütmek için kadrolaşma faaliyetisürekli olmak zorundadır. Kadrolarıeğitecek olansa kolektif işlerliktir.Kolektif mekanizmalar içinde halkıörgütler; halkı kadrolaştırırız. Birdevrimin sürekliliği halkla kurduğubağ ölçüsündedir.

Kolektif çalışmanın temel aracıkomitelerdir.

Örgütlenecek her faaliyetin ilkadımı komite kurmak olmalıdır.Komite kurmak da yeterli değildir.Komite işletilmelidir.

Komite sadece bir iş paylaşımıdeğildir. Birlikte çalışmak, birliktedeğerlendirme yapmak; birlikte po-litika üretmektir.

Komiteler kadroların kolektivizmiöğrendikleri; kendilerini geliştirdik-leri, eğittikleri okullardır.

Okulumuz, pratiğimizdir. Her ko-mite faaliyeti, her kolektif mekanizmakısacası örgütlü çalışmanın her aşa-ması birer kadro okuludur.

Komiteler kadrolara örgüt yarat-

mayı; örgütü büyütmeyi ve "beyinleriörgütlü" yeni insanlar yaratmayıöğretirler. Bu anlamda her kadro bir"örgüt"tür; her kadro yeni bir kad-ronun yaratıcısı ve okuludur.

Örgütü geliştirmek; kolektivizminkurumlarını geliştirmektir.

Sınıf mücadelesinin değişmez ku-ralı şudur:

Herhangi bir alandaki insanlarıngelişmesi ve deneyim kazanması içinkolektivizm zorunludur. Her yöne-ticinin görevi kolektivizmin ete ke-miğe büründüğü bir mekanizmayıyaratmaktır.

Yönetici halktan ve diğer örgütlüinsanlardan kopamaz.

Komiteleri örgütlemeyerek ya daçalıştırmayarak, kendisini ve yoldaş-larını öğrenmeye kapatıyor; örgütünhayat damarlarını kapatıyor demektir.

Niyeti ne olursa olsun komite ça-lıştırmayan yönetci örgütsüzlüğü vebireyciliği yayıyor demektir.

Dayı "İçimizden veya dışımızdan,nereden ve nasıl, hangi görünümaltında gelirse gelsin örgütü işlet-meyen; kendini dayatan, savaşı ge-rileten, engelleyen, insanlarımızı

moral bozukluğuna sürükleyen; bir-liğimizi zayıflatan ve parçalayanherkes, her şey, düşman cephesindensayılmalıdır" diyor.

Kolektivizmi hayata geçirmeyenyönetici de eksikliğini bu çerçevedeele almalı; komite örgütlememeyibizi gerileten ve düşmana hizmeteden bir tarz olarak görmelidir.

Hiç kimse bir örgütün hayat da-marlarını; halkla kurduğu bağları ke-semez. Halkı kadrolaştırmak ve sa-vaşın devamlılığını sağlamak gibihayati bir görevi yok sayamaz.

Komiteler YöneticiYetiştiren Okullardır

Komite çalışması insanları tanı-manın en önemli araçlarındandır. Tektek insanlar üzerinden yapılan bireyselçalışma günübirlik ve sınırlı gözlemlersunar. Kolektif mekanizmanın çokyönlülüğü ve pratiğin zenginliğinikavrayışı yoktur, bireysel çalışma-nın.

Ne kadar çok çaba ve emek har-canırsa harcansın bireysel emeğin,kolektif emek karşısında her zamansınırları ve kısıtlılığı olacaktır. Bukısıtlılık insan tanımayı; olumlu veolumsuz yanlarını tam olarak göre-memeyi sağlar. Yani bireysel çalışma"subjektif"tir. Kolektif çalışma ise,"objektif gerçeğe" en yakın olançalışma tarzıdır. Objektif gerçeği ya-kalamak; kadro adayının olumsuz-luklarını eğitimle dönüştürmek, olum-luluklarını ise büyütmek için önem-lidir.

Kadrolaşmanın en özlü tanımı"eğitimin sürekliliği" ise eğitimdeneyi hedefleyeceğimizi bize kollek-tivizm öğretir.

YÖNETİCİ YETİŞTİREN YÖNETİCİLER OLMALIYIZ-2

Yönetici Yetiştirmek İçinKolektivizmi Hayata Geçirmeliyiz

İSTİ

YORUZ

YAPACAĞIZ

İnsanların tecrübe biriki-minden yoksun olmaları, ye-terli siyasi eğitimden geçmemişolmaları vb konulardaki ye-tersizlikleri, ancak kollektiförgütlenme içinde aşılabilir.Kollektif örgütlenmeye gidil-mediği sürece, insanları dahayakından tanımak, yetenek vekapasitelerini gözleyebilmek,eksiklerini tespit ederek gi-dermek mümkün değildir.

Yürüyüş

17 Mayıs2015

Sayı: 469

19 ARALIK KATLİAMI’NIN TÜM SORUMLULARI4

Page 5: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

Kolektivizm bilimsel yöntemdir;bilimsel yöntemle sonuç almaktır.

Gerçeklerden kopmadan çelişkileridoğru bir tarzda ele almamızı vedevrim yararına çözebilmemizi sağlar.

Bireysel ilişki tarzındaki subjek-tivizm duyguları, tek yanlılığı, kişi-selleştirmeleri öne çıkarıyorsa kolektifilişki tarzı ise toplumsallığı içerir.Politik olan, devrimci olan kolektifilişkilerdir.

Kişisel ölçülerin, apolitikliğin veduygusal değerlendirmelerin olduğuilişki tarzı örgütü ve yoldaşlık iliş-kilerini çürütür.

Bir örgütün her türlü burjuvaideolojisine karşı en önemli sigortasıkolektivizmdir.

Kolektivizm ve komiteler yoksakadrolaşma da hemen hemen yoktur.

Bu gerçeği yılların tecrübesiylebiliyoruz. Tarihimiz bir kez dahabize öğretiyor: "İnsanların tecrübebirikiminden yoksun olmaları, yeterlisiyasi eğitimden geçmemiş olmalarıvb konulardaki yetersizlikleri, ancakkolektif örgütlenme içinde aşılabilir.Kolektif örgütlenmeye gidilmediğisürece, insanları daha yakından ta-nımak, yetenek ve kapasitelerinigözleyebilmek, eksiklerini tespit ede-rek gidermek mümkün değildir."(Yolun Neresindeyiz)

Siyasi eğitim eksikleri, tecrübebirikiminden yoksunluklar bir komiteiçinde aşılabilir. Çünkü "kolektivizmbilgiyi paylaşmaktır." Ve bu bilgininortaya çıkardığı gücün birleşimidir.Kolektivizmin ortaya çıkardığı gücünönünde hiçbir kuvvet duramaz. Ge-lişmeleri, düşünceleri, bakış açıları-mızı, edindiğimiz tüm birikimi, öne-rileri birleştirmektir.

Kadro adaylarının bilginin gücüyledonanacakları; yeri geldiğinde onlarıhatalardan ve yanlış pratiğin içindençekip çıkacak, onları sarıp sarmala-yacak olan kollardır kolektif yapı-lar.

Kolektif mekanizmalar yaratıl-madan halk kitlelerinin mücadeleyekatılımları sağlanamaz. Bu meka-nizmalar halkın yaratıcı ve üretkenyanlarını açığa çıkaracak, onların

söz ve karar hakkını ortaya koyabi-lecekleri yerlerdir.

Komiteler "örgütleme" olduğukadar aynı zamanda da birer “de-ğerlendirme" mekanizmalarıdır.

Halkı faaliyetlerin örgütlenmesineve değerlendirilmesine katmayan;öneri, eleştiri ve değerlendirme al-mayan, alsa bile buna pratikte değervermeyen bir pratik işleyişin yanikolektivizmin olmadığı örgütsel iş-leyişler edilgenlik ve duyarsızlaşmayaratır. Duyarsızlaşma, kayıtsızlıkapolitikleşmeyi ve örgütsüzlüğü bü-yütür.

Dolayısıyla şekilsiz bir kitle ortayaçıkar ki; bu da insan kaybı anlamınagelir.

Canlı, dinamik bir örgüt; taraf-tarlarımızdan kitle ilişkilerine kadarherkesi içine çeken bir kolektivizmyaratılabilmişse mümkündür.

Tersi ölü, en azından bürokratik,gelişmeye kapalı bir yapı olur.

Yöneticilerimiz kolektivizmin ge-rekliliğini kafalarında netleştirmeli,bunu günlük ilişkilere taşımalıdırlar.

Kadrolar, sempatizanlar, kitle iliş-kileri vb. çeşitli düzeylerde konularıntartışılacağı, önerilerin getirileceği,eleştiri-özeleştirilerin yapılacağı me-kanizmalarımız olmalıdır. Bu meka-nizmalar herkese tek tek "şu konudane düşünüyorsun" sorusu sorulma-dan herkesi pek çok konuda düşün-meye zorlayıcı ve öneriler getirmegöreviyle donatan, devrimci bir ortamıyaratmalıdır.

Sorumluluk duygusu ve sahip-lenme bu ortamda gelişebilir ancak.

Halkta ve kadrolarda "ben örgütüm"düşüncesini ve duygusal şekillen-mesini yaratmak için komite çalışmasıtemel olmak zorundadır.

Kendini devrime sunmanın, ge-lişmenin anahtarı işte bu düşüncedir.Kendisini "örgütün sahibi" ve "dev-rimin planlayıcısı" olarak gören in-sanlar yetiştirmek sosyalizmin enbüyük gücüdür. Biz bu gücü yaratanolmalıyız.

Bu gücü yaratacak olan yönetici-lerimizdir.

Kolektivizmin işlemesinde yöne-tici kilit konumdadır. Emeğiyle, plan-lamasıyla, programıyla kolektivizmehayat verecek olan en başta odur.Yönetici, bu mekanizmaya hayat ver-diği ölçüde, o mekanizma da örgüt-lenmeye hayat verir.

Kolektivizmin uygulanması politiküretkenlik, iş üretkenliği ve kadroüretkenliği demektir.

"Gerçekten de, Che Guevaraadamlarına kolektif bir görev vermeyoluyla, disiplini korumaya ve on-ların sorumluluk hislerini canlı tut-maya büyük önem veriyordu. Bütündevrimciler gibi Che Guevara dayapıcı ve örgütleyici bir karakteresahipti" (Debray, Che’nin Gerillası,sayfa 123)

Yönetici baktığı yerde komite gö-rendir.

Devrimci yöneticinin bulunduğuyerde örgütlülük, komiteleşme vardır.Kolektivizmin olmadığı yerde eğitimde olmaz. Yapılan eğitim çalışmasıise kendini tekrara dönüşür. Çünküyöneticinin kitleyle bir bağı yoktur.Bağı olmayanlar sadece soyut ve ki-tabi bilgileri aktarırlar. Hayatla bağlarıyoktur onların. Ki bu da eğitim değil,sıradan bir aktarımcılıktır.

Kolektivizm sosyalist düzendir;yeni insandır. Kollektivizmi öğret-meyen yönetici düzeni öğretiyor de-mektir.

Kolektivizm İdeolojikMücadelenin Zeminidir

Yanlışlara, çarpıklıklara karşı ba-rikatımızdır...

Siyasi eğitim eksikleri, tec-rübe birikiminden yoksunluklarbir komite içinde aşılabilir. Çün-kü "kolektivizm bilgiyi pay-laşmaktır." Ve bu bilginin or-taya çıkartığı gücün birleşimidir.Kolektivizmin ortaya çıkarttığıgücün önünde hiçbir kuvvet du-ramaz. Gelişmeleri, düşünceleri,bakış açılarımızı, edindiğimiztüm birikimi, önerileri birleş-tirmektir.

17 Mayıs2015

Yürüyüş

Sayı: 469

5HALKIN ADALETİNE HESAP VERECEK!

Page 6: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

Kolektif bir işleyiş yoksa insan-ların yetersizliklerini zamanında gö-remeyiz. Çeşitli görevler üstlenendeneyimsiz insanlarımızın aldıklarıişleri yerine getirememesi; kolekti-vizmin desteğinden yoksun olarakmoralsizleşmelerine sebep olabilir.

Kolektif yapılar içindeki canlıakış, eleştiri-özeleştiri mekanizma-sının sağladığı bilgi aktarımı ve de-netim devrimcileri çok daha güçlükılacaktır.

İnsanların kendisini hareketin birparçası olarak görmelerini sağlayacakolan kolektivizmdir. Kolektivizm birörgüt gerçeğinde "ben" i "biz"yapan harçtır. İnsanlar bu anlayışiçinde örgütle bütünleşirler.

Bireycilik kapitalizme, kolek-tivizm sosyalizme aittir. Bu nedenlebireyciliği dayatanlar esas olarakdevrimin saflarında kapitalizmin ideo-lojisini yaşatmış olurlar. Kolektiviz-min küçümsenmesi, bir ihtiyaç ve

zorunluluk olarak ele alınmamasıdevrime ve devrimciliğe aykırıdır.

"Kolektif işleyiş insanlarımızaeksiklerini, zaaflarını aşma fırsatıverir. Kolektif işleyiş, karşılıklı de-netim, eleştiri-özeleştirinin altını dol-duracak kolektif değerlendirmelerolmadığında herkes aldığı eleştirilerleve eksikleriyle baş başa bırakılmışolur. Eleştiri de işlevini kaybeder.

Ünlü Sovyet eğitimbilimcisi Ma-karenko’nun bir sözü vardır:

'Kusurlu olan insan değil, ara-larındaki ilişkilerdir.'

Herhangi bir alandaki, birimdekiinsanlarımız arasındaki ilişkilere doğ-ru bir yön verecek zemin ise kolektifbir işleyişten başka bir şey değildir.Makarenko’nun sözünü şöyle devamettirebiliriz: “İnsanların aralarındakiilişkilerin doğru kurulmasını isti-yorsanız, kolektif bir hayat örgüt-leyin" (Devrimci Sol, sayı 19)

Ayrıca kolektif tartışma ve üreti-min olmadığı yerlerde ideolojik be-lirsizlik doğar. Bireycilik kolekti-vizmin yerini aldığında örgütsel il-keler, kurallar, değerler, tarihsel birimve deneyimler bir yana bırakılır. Ge-riye küçük burjuvazinin başına buy-ruk, ben bilirimci, programsız, plansız,sonuç almayan tarzı ortaya çıkar.

Biz kolektivizmi büyüttükçe in-sanlarımızı da, örgütü de büyütmüşoluruz.

Sıfırdan başlamış da olsa kitleleresabır ve emek veren; kendi yetersiz-liklerini kitlelerin yaratıcılığıyla telafieden her insamız, bulunduğu yerdebir örgüt yaratır.

Kolektivizm bir yöneticinin üs-tün vasfı değildir. Yöneticiliğin te-mel özelliklerindendir.

Kolektivizmi doğal bir ihtiyaçhaline getiren herkes hem kendisinihem de yeni yöneticileri örgütleye-cektir.

Halk Cepheliler 9 Mayıs tarihinde, Gazi Cemevi’ndeDHKC savaşçıları Şafak Yayla, Bahtiyar Doğruyol veElif Sultan Kalsen için verilecek 40 yemeği için sesliçağrı yaptı. Gün boyunca Gazi Mahallesi’ni bölge bölgegezerek halka çağrı yapan Halk Cephelilere çeteler sal-dırdı. Nalbur bölgesinde halka kırk yemeği için çağrıyaparken, AKP'nin eli kanlı çeteleri pompalı silahlarlasaldırıda bulundu. Saldırıda Halk Cepheliler zarar gör-mezken sokağa çıkan, evlerinin camına çıkan halka çe-teleri ve AKP’nin politikalarını teşhir ederek sloganlarıyla,coşkularıyla çalışmalarını sürdürmeye devam ettiler.Çekilen ajitasyonda; “31 Mart’ta Çağlayan Adliye’sindeBerkin Elvan’a adalet için savcı Mehmet Selim Kiraz’ırehin alma eyleminde şehit düşen Cephe gözlü Şafak,Cephe gülüşlü Bahtiyar ve Vatan’ı işkencecilere dareden alev saçlı Elif cenazeleriyle de halk düşmanlarınıkorkutuyor. Tüm saldırılara rağmen biz halkın savaşçılarınısahipleneceğiz. Onları geleneklerimize uygun, onlaralayık bir şekilde uğurlayacağız. Faşist AKP'nin baskılarıbizleri yıldıramaz" dendi.

Gazi Halk Cephesi, 8 Mayıs günü yapılan saldırıylailgili şunları söyledi:Şehitlerimiz Halka Umut, Düşmana Korku Salıyor!

"9 Mayıs tarihinde, DHKC savaşçıları Şafak Yayla,Bahtiyar Doğruyol ve Elif Sultan Kalsen'i sahiplenmemize

tahammül edemeyen çeteler pompalı tüfeklerle saldırdılar.31 Mart’ta Çağlayan Adliye’sindeki rehin alma eylemindeşehit düşen adalet savaşçıları Şafak, Bahtiyar ve ElifSultan'ın cenazeleri dahi halk düşmanlarını korkutuyor.Yapılan saldırılar, Halk Cephelilerin şehitlerinin cenazesinisahiplenmelerini engelleyemedi. Adalet savaşçıları halkınmücadelesinde yayaşacak. Halka kurşun sıkan çetelerdenhesap soracağız." denildi

ADALET SAVAŞÇILARINI SAHİPLENMEMİZİ ENGELLEYEMEYECEKSİNİZ!Hepimiz Şafak, Bahtiyar, Elif Olup Karşınıza Çıkacağız!

Yürüyüş

17 Mayıs2015

Sayı: 469

19 ARALIK KATLİAMI’NIN TÜM SORUMLULARI6

Page 7: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

“Ben emirleri icra ettim!”

Bu sözün sahibi 19 Aralık Katlia-mı’nı yöneten Albay Burhan Er-gin…

Basın “Hayata Dönüş Operas-yonunda 15 yıl sonra gelen itiraf.Hayata Dönüş Davasında operas-yonu yöneten albay ilk kez konuştu”diye verdi haberi.

19 Aralık Hapishaneler Katlia-mı’nın üzerinden 14 yılı aşkın birsüre geçti. O günden bugüne katliamakatılanların itirafları peş peşe geldi.

İşte bugünlerde de katliamı yö-neten Albay Burhan Ergin’in ifade-lerinde ve 19 Aralık davasına gönde-rilen belgelerde yeni gerçekler ortayaçıktı.

“Ergin, ‘Ben bu olayla ilgili ola-rak hakkımda iddianame hazırlan-dığını öğrendim. Tanıklık yapmakistiyorum’ dedi. Jandarma Genel Ko-mutanlığı’nın takdir ettiği görevleriyaptığını belirten Ergin, şu bilgileriverdi: ‘Operasyonda ölenler olmuş-tur. Bu yüzden başarı sağlayıp sağ-lamadığı konusunda bir şey diyemem.Cezaevinde otorite sağlanmıştır. Na-killer gerçekleşmiştir. Ancak terörörgütü lider kadrolarının sebep ol-duğu garip, sahipsiz insanlarımızınhayatını kaybetmesi üzüntü vericidir.’İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanı’nınemriyle operasyonun yapıldığını söy-leyen Ergin, ‘Aynı cezaevinde PKKdirenmemiş, kimsenin burnu kana-mamıştır. Ancak diğer örgütler kendimahiyetinde topladıkları gençleri on-ların hayatlarını kaybetmesine nedenolmuştur. Ölenlerin bir kısmının ölümorucunda olanlardan olduğunu zan-nediyorum. Bizim güvenlik kuvvetiolarak hiçbir vatandaşın canını kay-betmesine sebep olma gibi bir du-rumumuz söz konusu olamaz’ dedi.”(6 Mayıs 2015, DHA)

“Hayata Dönüş Operasyonu Da-vası”na gönderilen belgelerde “hayatadönüşün” demagojiden ibaret olduğu,hazırlıkların öldürmek için yapıldığıitiraf ediliyordu.

“19 Aralık 2000’deki Hayata Dö-nüş operasyonuna ilişkin ‘Tufan Pla-nı’nın ekleri, birliklerin görev yerlerive müdahale hazırlığının ayrıntıları,15 yıl sonra ortaya çıkmaya devamediyor. Bakırköy 13. Ağır Ceza Mah-kemesi’ne gönderilen İçişleri BakanıSadettin Tantan ve Jandarma GenelKomutanı Aytaç Yalman imzalı “Ce-zaevleri Müdahale Harekât Em-ri’nde, operasyonun İçişleri Bakan-lığı’nın talimatıyla gerçekleştirildiğibelirtildi. MİT’in görevi de ‘baştaliderler olmak üzere örgüt üyelerininfotoğraf albümlerini hazırlayarakG gününden (operasyon günü) önceİl Jandarma Komutanları’na ve İlEmniyet Müdürlerine teslim etme’olarak belirlenmiş.” (Cumhuriyetgazetesi, 8 Mayıs 2015)

Korkuyorlar! Adaleti sağlayan silahlarımızı en-

selerinde hissettiklerinde korkularıdaha da büyüyor.

Elifler’in, Şafaklar’ın, Bahtiyar-lar’ın saf, temiz devrimciliklerinde,cüretlerinde, tereddütsüzlüklerindekendi sonlarını görüyorlar.

Bekleyin itirafları artacaktır, suçubirbirlerinin üzerine yıkacaklardır.

19-22 Aralık, Katliamın veDestansı Direnişin Adıdır

19 Aralık’ta ne yaşandı?

Emperyalizm ve oligarşi, F tipihapishaneler ve TECRİT’le bir halkınkurtuluş umudunu yok etmek isti-yordu…

Saldırıyı ve saldırı politikasınınönemini çok iyi kavrayan Cephe tut-

MİT, katledilecek

devrimcilerin fotoğrafalbümünü hazırlayıp

katliam timlerine dağıttı!

Katliam timleri aylar

öncesinden maketlerüzerinde tatbikat yaptı!

19-22 Aralık 2000:

20 hapishanede28 devrimci tutsak

katledildi!

KKaa tt ll ii aammcc ıı ll aarr 1155 YY ıı ll dd ıı rr

AAKKPP TTaarraaff ıınnddaann

KKoorruunnuuyyoorr !!

KATLİAMIN TÜMSORUMLULARI

HALKIN ADALETİNE

HESAP VERECEK!

KATLİAMCILAR İTİRAF ETTİ: “HAYATA DÖNÜŞ”

HER AŞAMASI PLANLANMIŞ HER AŞAMASI PLANLANMIŞ DEVLET KATLİAMIDIR!DEVLET KATLİAMIDIR!

17 Mayıs2015

Yürüyüş

Sayı: 469

7HALKIN ADALETİNE HESAP VERECEK!

Page 8: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

sakları F tipi hapishaneler açılmadandirenişe başladılar. Önce tüm ka-muoyuna oligarşinin emperyalizmdestekli saldırı politikasını deşifreettiler. Saldırıyla amaçlanan şeyi an-lattılar. Anlatmakla kalmadılar be-denlerini ölüm orucuna yatırdılar. 20Ekim 2000’de ölüm oruçları başladı.

Direnişin erken başlaması, dire-nişle birlikte devrimci tutsakların ka-muoyunun geniş kesiminin desteğinialması ve F tipi tecrit saldırısınakarşı bir halk muhalefetinin yaratılmışolması nedeniyle oligarşi bu havayıdağıtmak, kendi lehine çevirmek içinadına “Hayata Dönüş” diyeceği ha-pishaneler katliamını gündemine aldı.

19 Aralık 2000 tarihinde devrimcitutsakların bulunduğu 20 hapishaneyekarşı operasyon duzenlendi. Hapis-haneler yakılıp yıkılarak, 28 tutsakkatledildi. Bine yakın devrimci tutsakF tiplerine sevkedildi.

Amaç 20 Ekim 2000 tarihindebaşlayan ve başta F tiplerinin kapa-tılması olmak üzere siyasal talepleride içeren direnişi kırmaktı.

Devrimci tutsakları katlederek,zorla F tiplerine doldurarak yılgınlıkve korku yayacağını düşünen oligarşibaşaramadı.

Cepheliler’in olduğu hiçbir ha-pishaneye elini kolunu sallayarak gi-remedi. Her hapishanede, her koğuştadişe diş, ölümüne bir direnişle kar-şılaştılar. Her türlü silahla kuşandıklarıhalde, bedenlerinden başka silahlarıolmayan özgür tutsakların karşısınaçıkmaya cesaret edemediler.

Ölümle korkutmayı amaçlıyor-lardı: Katliam operasyonunu durdur-mak için bedenlerini ateşe verenölüm orucu savaşçılarımızla karşıladıkonları.

19 Aralık Katliamı’yla F tiplerine

sevk ederek ölüm oruçlarını bitirmeyihedefliyorlardı. Ancak F tiplerindeyüzlerce yeni devrimci tutsak ölümorucu başlayarak cevap verdi oligarşiye.

İşte bunun için 19-22 Aralık kat-liam olmanın dışında görkemli birdirenişin adı olmuştur.

Ya Düşünce DeğişikliğiYa Ölüm DayatmasınıFeda KültürümüzleBoşa Çıkarttık

Emperyalist politikanın özü; yadüşünce değişikliği ya ölümdür. Em-peryalistler NATO toplantılarındakarar almışlardı.

19 Aralık, tecrit ve F tipi saldırısıbu politikanın sonucudur.

Ölümlerimizle meydan okudukemperyalizme ve işbirlikçisi oligar-şiye; “ya öleceğiz ya düşünceleri-mizle yaşayacağız” dedik.

19 Aralık tecrit, F tipi saldırısındaifadesini bulan emperyalist saldırıve buna karşı direnişin anlamı bü-yüktü. Bu gerçek bugün olduğu gibio gün de çok açıktı; görmek isteyenaçısından netti.

Biz değil, bizzat katiller söylü-yordu 19 Aralık’ın, tecrit saldırısınınpolitik, ideolojik önemini.

Katliamın hemen sonrasında katilBaşbakan Bülent Ecevit “Devlet oto-ritesi tesis edilmiştir” diyerek özet-liyordu amaçlarını. Benzer bir açıklamakatil İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’danda gelmişti: “Asıl amaç ölüm oruç-larını bitirmek değil, onun yanındadevletin otoritesini sağlamaktır.”

Otoriteyi bozan devrimcilerdi.Devlet otoritesinin olmadığı yerdeemperyalizmin hedeflerini, emper-yalist politikaları hayata geçirmekzordu. Bu açıdan önemliydi devlet

otoritesi.

“Cezaevleri sorununun çözülmesigeleceğe umutla bakmamıza etkenoluyor” diyordu katil Ecevit 2001yılbaşı demecinde.

Onlara göre cezaevleri ülkeninen önemli sorunuydu... Neden?

Emperyalist tekellerin geleceğiaçısından halkın mücadelesinin halkmuhalefetinin bastırılması, ezilmesigerekiyordu.

Devrimin, devrimciliğin olduğuyerde emperyalistler ve oligarşi ge-leceğe umutla bakamazdı elbette.

19 Aralık katliam operasyonu iştebunun için emperyalizm ve oligarşininsaldırı planlarının doruk noktasıydı.

“Bu proje yapılacak. Biz bu ül-kede bir düşünceyi yok etmek isti-yoruz. Biz bu düşünceyi ne pahasınaolursa olsun ortadan kaldıraca-ğız.” (Ceza ve Tevkif Evleri GenelMüdürü Ali Suat Ertosun)

Bu katil daha da açık ifade ediyorduamaçladıklarını. Bitirmek istedikleridevrimci düşünceydi, devrim düşün-cesiydi. Böylece önlerini tümüyledüzlemiş olacaklardı. Saldırının sadecedevrimci tutsakları hedeflemediği,devlete karşı gelen tüm düşünceleri,hak aramayı, direnme hakkını, mu-halefeti yani kısacası tüm halkı he-deflediğinin itirafıydı yukarıdaki sözler.

“Ölüm orucundakileri örgütünelinden ve ölümden kurtarmak içinbugün hapishanelere müdahale et-tik” diyor bir başka katil, Adalet Ba-kanı Hikmet Sami Türk. Ucuz dema-gojilerden birini ifade ediyordu o da.

“F tipi uygulamasıyla terör ülkegündeminden çıkarılacaktır” (İçişlerive Jandarma Komutanlığı’nın basınbrifinginde Kurmay Albay Ali Aydın)

Ve katliam saldırısından yıllarsonra 19 Aralık Katliamı’nda binbaşıolarak görev yapan Zeki Bingöl şuitirafı yapıyordu: “Operasyon, soluulusalcı kanada getirmek için ya-pıldı, DHKP-C’ye karşı yapıldı.”

Tüm bu açıklamalar, bizim çokfazla bir şey dememize gerek bırak-madan her şeyi özetliyordu aslında.

Cepheli tutsaklar bu bilinçle di-

Yürüyüş

17 Mayıs2015

Sayı: 469

19 ARALIK KATLİAMI’NIN TÜM SORUMLULARI8

Page 9: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

rendiler. F tipleripolitikası büyükoranda boşa çıkar-tıldıysa, 19 Ara-lık’taki destansıdirenişin ve 7yıla varan büyükdirenişin rolütartışmasızdır.

Dünyada eşibenzeri olmayan

bu direniş “7 yıl ölüm orucu mu olur?” diyen emper-yalizmi de şaşkınlığa uğratıyordu.

Bu direnişte büyütülen feda kültürü emperyalist sal-dırıyı tuzla buz etmiştir.

19 Aralık Hesap Sorma veSavaşma Nedenimizdir

Katiller, katliam emrini verenler, onun uygulayıcılarıbugün pek çok şeyi itiraf ediyorlarsa, gerçekler bir biraçığa çıkıyorsa bunda belirleyici olan hiç kuşkusuzbüyük direnişin, teslim alınamazlığımızın ve en önemliside katillerden er geç hesap soracağımızın rolüdür.

Suçu üzerlerinden atmanın telaşıyla itiraf yarışınagiriyorlar. 19 Aralık günlerinde savaş kazanmış komutanedasıyla açıklamalar yapanlar bugün kendilerinin “emirleriyerine getirdiklerini” söylüyorlar. “can kaybı olma-sından üzüntü duyduklarını” dile getiriyorlar.

Sözde sol, komünist geçinen kimileri o günlerde“bittiğimizi” ilan etmişti.

Parti-Cephe’yi yeterince tanımayan emperyalizm veoligarşi de belki bir an için “bittiğimizi” düşündü. Ancak7 yıla yayılan büyük direnişte, hücre hücre, beden bedensüren direnişte, direnişin devam eden her saniyesindeemperyalistlerin, onların uşaklarının ve çürüyen solun“bittiğimize” dair umutları da tükendi.

Biz direndikçe umudu büyüttük. Biz direndikçe düş-manlarımızın ve sahte dostlarımızın umutları tükendi.

Umutları tükendikçe korkuları büyüdü. Çünkü hesapsoracağız demiştik. Korkuyorlar. Umutları tükendikçeçürümeleri de büyüdü. Çünkü savaşmayan çürür demiştik.Çürüme değil artık ölüyorlar. O gün, 19 Aralık’ta neiçin direndiysek bugün de onun için savaşıyoruz.

Seyhan’ın kömürleşmiş bedeninde, 122’lerin hücrehücre eriyişlerinde biz sadece düşmanın alçak ve vahşiyüzünü görmüyoruz. Biz o bedenlerde intikam isteğimizi,sınıf kinimizi, iktidar iddiamızı görüyoruz. Her savaşçımızkömürleşmiş bedenlerden talimat aldılar ve almayadevam edecekler.

Adalet için savaşıyoruz.

Devrim için savaşıyoruz.

Biz oldukça, bu topraklarda bu düşünce ve değerleribitiremeyecekler.

19 Aralık hapishaneler katliamının siyasisorumluları ve katliam emrini verenlerdir!Bunlardan hesabı er ya da geçmutlaka sorulacaktır!

“1 yıldır bu plan üzerinde çalışıyorduk” (Döneminİçişleri Bakanı Sadettin Tantan)

1 yıldır hapishaneler katliamı planı üzerinde çalışı-yorlardı. F tipleri ne olursa olsun açılacak dediler!

Siyasi ortamı, psikolojik yanları, destek güçleri iledevlet saldırıya ciddi biçimde, bir savaşa gider gibi ha-zırlandı.

Cumhuriyet tarihinin Kıbrıs harekatından sonra enbüyük ikinci askeri operasyonu olan 19-22 Aralık Ha-pishaneler Katliamı’nda 28 devrimci tutsak yakılarak,kurşunlarla katledildi, yüzlerce tutsak da yine ateşli si-lahlarla veya yakılmak suretiyle yaralandı. Devlet 19Aralık’a kadar Buca, Ümraniye, Diyarbakır ve Ulucanlarhapishanelerinde katliamlar yapmıştı. Ancak 19 AralıkKatliamı gerek hazırlanışı kullanılan teçhizat ve araçlarıgerekse de sonuçları ile en büyük hapishane katliamıolma özelliğini taşımaktadır.

Adına “Hayata Dönüş Operasyonu” demişlerdiancak gerçek açığa çıktı ki amaçlanan hayata döndürmekdeğil katletmekti. Dolayısıyla kamuoyuna “hayata dö-nüş” diye yansıttıkları operasyonun gerçek adı da bunagöre seçilmişti: Tayfun Operasyonu...

19 Aralık günü sabaha karşı Türkiye’nin 20 hapis-hanesinde JİTEM, özel tim, polis, jandarma ile operasyonbaşladı...

Saldırıda 8 jandarma komando taburu, 37 bölükolmak üzere 8 bin 335 personel görevlendirildi.Bunun yanı sıra ihtiyaç duyulacak ilave kuvvetinemniyet ve asayiş yardım planına göre karşılanmasıiçin valiliklere İçişleri Bakanlığı tarafından talimatverildi.

Toplam 20 bini aşkın gaz bombası kullanıldı.(Bunun 5 bin 48 adeti sadece Çanakkale Hapisha-nesi’nde kullanıldı.)

Ümraniye Hapishanesi’nde katliamda toplam 1500jandarma görev aldı.

Ümraniye, Bayrampaşa ve Çanakkale hapishanele-rinde Skorsky helikopterleri de kullanıldı.

Bayrampaşa Hapishanesi’nde 12 (6 kadın diridiri yakılarak), Uşak 2, Bursa 2, Ümraniye 5, Ceyhan1, Çanakkale 4 ve Çankırı Hapishanesi’nde 2devrimci tutsak katledildi.

19 Aralık katliamı sonrası bine yakın tutsak tecrithücrelerinden, işkenceden ibaret olan F tipi hapishaneleresevk edildi.

19-22 Aralık sadece katliamla anılan bir gün değildi.Aynı zamanda büyük, destansı direnişin de adıydı.

Dünya tarihinin bunca sansüre, yok sayılmaya, bas-kıya, tutuklamaya, direnişi bitirmek için özel yasalara,tahliye rüşvetlerine vb. rağmen devam eden en uzunve en büyük direnişidir yaşanacak olan...

19-22 ARALIK’TA YAŞANAN, KATLİAM VE BÜYÜK DİRENİŞTİR

17 Mayıs2015

Yürüyüş

Sayı: 469

9HALKIN ADALETİNE HESAP VERECEK!

Page 10: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

19 Aralık 2000 Hapishaneler Kat-liamı’nın üzerinden on beş yıl geçti.On beş yıldır, adalet mücadelesi ve-riyoruz, katliamcıları affetmeyeceğiz,hesap sormaktan vazgeçmeyeceğizdedik, öyle yaptık. Vazgeçmedik, onbeş yıldır, iğne ile kuyu kazır gibisabırla gerçeği ortaya çıkartma mü-cadelesi verdik.

19 Aralık Katliamı, devrimcilerinplanlı bir biçimde katledilmesi ope-rasyonuydu.

Bunu gösterdik. Bu katliam siyasidüşüncelerin, gelecek umudunun,halkın öncü gücünün tasfiye edil-mesiydi. Bunu da gösterdik. Verdi-ğimiz mücadele nedeniyle Bayram-paşa Hapishanesi’nin katliamını so-ruşturan savcı görevi ihmal etmektencezalandırılmak zorunda kaldı.

Şimdi yine Bayrampaşa Hapis-hanesi’ne müdahale eden birliğin enbaşındaki kişi olan Burhan Ergin,on beş yıl soruşturmadan kaçtıktansonra tanık olarak çağrıldığı mahke-meye gelip ifade verdi.

Albay rütbesi ile Jandarma ÖzelHarekat Birlik Komutanı olarakkatliamı gerçekleştiren Burhan Er-gin Bakırköy 13. Ağır Ceza Mah-kesi’nin talimatıyla Bodrum AğırCeza Mahkemesi’nde verdiği ifadede operasyon yaptıklarını itirafetti.

Operasyona birliğinin alay düze-yinde katıldığını, operasyondan yak-laşık bir hafta önce İstanbul’a gel-diklerini, Jandarma Genel Komutan-lığı’nın takdir ettiği görevleri yaptığınıbelirtti ve avukatının sorusu üzerineşu bilgileri verdi: “Cezaevinin ta-mamına bizim birliğimiz müdahaleetti. Operasyonda kadro silah ve teç-hizatı kullandık. P-90 bizim kadrosilahımızdır ancak operasyonda kul-lanılmamış olması gerekir. Av tüfeğivardı. O da gaz fişeği atmak içinkullanılan bir silahtır. 12 kişi öldü.Envanter dışında patlayıcı bir silahkullanılmadı. Göz yaşartıcı gaz dı-

şında herhangi bir kimyasal maddekullanmadık. Yaklaşık 12 saat sürdü.”

Operasyonunu provasının yapılıpyapılmadığı sorusunu da “Her ope-rasyonun bir provası yapılır. Ne ka-dar sürdüğünü hatırlamıyorum, ancakoperasyonun provası operasyonunbaşarıyla gerçekleşebileceğinin inan-cı oluşana kadar devam eder” dedi.

Katılanlar vekilinin, Adli Tıp Ku-rumu raporlarına göre mermi çekir-deği ile öldüğü, 50 kişinin de silahlayaralandığının hatırlatılması üzerine:“Bir kısım kişinin silahla yaralan-dığını ben de duydum. Ancak bu ya-ralanmalar bizim tarafımızdan ya-pılmamıştır. Kendileri tarafından ya-pıldığını düşünüyorum. Operasyonsırasında mermilerin nereden geldi-ğine dair bir tespitin yapılması müm-kün değildir. Cezaevi içerisinde heryer açıktı. Kimin nereden ateş ettiğinintespiti mümkün değildir. Operasyondaölenler olmuştur. Bu yüzden başarısağlayıp sağlamadığı konusunda birşey diyemem. Cezaevinde otorite sağ-lanmıştır. Nakiller gerçekleşmiştir.Ancak terör örgütü lider kadrolarınınsebep olduğu garip, sahipsiz insan-larımızın hayatını kaybetmesi üzüntüvericidir... Operasyon İçişleri Bakanıve Adalet Bakanı’nın emriyle yapıldı.

Aynı cezaevinde PKK direnmemiş,kimsenin burnu kanamamıştır. Ancakdiğer örgütler kendi mahiyetinde top-ladıkları gençleri onların hayatlarınıkaybetmesine neden olmuştur. Ölen-lerin bir kısmının ölüm orucundaolanlardan olduğunu zannediyorum.Bizim güvenlik kuvveti olarak hiçbirvatandaşın canını kaybetmesine sebepolma gibi bir durumumuz söz konusuolamaz. Oraya yapılan müdahaledetemel konu hiç kimsenin hayatınıkaybetmemesi idi. Ancak maalesefölümler engellenemedi” dedi.

Burhan Ergin suçunun ağırlığınınfarkında, bu nedenle kendini kurtarmaderdine düşmüş. Provaları yapılmış,aylar öncesinden hazırlanmış ope-rasyona ölümler engellenemedi diyor.Oysa dönemin siyasileri 200'e yakınölüm beklediklerini o zamandan açık-lamışlardı. Ölüm sayısı 12'de kalmışsabu devrimci tutsakların direnişi sa-yesinde olmuştur. Ve 12 devrimci,vahşice katledildi. 6 erkek devrimci,silahlarla katledildi. Kullandıkları si-lahlar belli olmasın diye mermilervücutlarından alındı, 6 kadın devrimcikimyasal gazlarla yakıldı. Bedenleribir avuç kömüre dönüştü. O kadarçok silah kullanmışlardı ki, hapis-hanenin tadilattan geçmesine rağmenyıllar sonra yapılan keşiflerde kat-liamın izleri duruyordu. O kadar çokkimyasal gaz kullanmışlardı ki, kalındemir parmaklıklar erimişti.

Burhan Ergin, masum ayaklarınayatarak, suçunu başkasına atarak kur-tulamaz. 12 devrimcinin katledilme-sinden, onlarca kişinin yaralanma-sından sorumludur. Burhan Ergin he-sap vermek zorundadır. 15 yıl sonragelip ifade vermesi halkın adaletindenkaçamayacağını bilmesindendir. Bur-han Ergin savunmaya girip, kendinisıyırmak istiyor. Yalanlarla suçunusavuşturabileceğini sanıyor. Gerçeklerçok güçlüdür. Yerin yedi kat dibinede gömseniz gerçekleri gizleyemez-siniz. Yerin yedi kat dibine de girsenizsaklanamazsınız. Hesap vereceksiniz.

Hapishaneler Katliamında Bir İtiraf Daha:

“Operasyon, İçişleri Bakanı veAdalet Bakanı’nın Emriyle Yapıldı”

DEVLETİN ADIM ADIMPLANLI BİR KATLİAMI:“Cezaevleri Müdahale Hare-

kât Emri’nde, operasyonun İç-işleri Bakanlığı’nın talimatıylagerçekleştirildiği belirtildi. MİT’ingörevi de ‘başta liderler olmaküzere örgüt üyelerinin fotoğrafalbümlerini hazırlayarak G gü-nünden (operasyon günü) önceİl Jandarma Komutanları’na veİl Emniyet Müdürlerine teslimetme’ olarak belirlenmiş.” (Cum-huriyet gazetesi, 8 Mayıs 2015)

Yürüyüş

17 Mayıs2015

Sayı: 469

19 ARALIK KATLİAMI’NIN TÜM SORUMLULARI110

Page 11: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

Kara zulmün kalesini kurmuşlar

Toprağıma

Saplamışlar

Alçaklığı pek yüksek bir hançeri

Bağrıma

Ve umudun delikanlısına pusu

Ve sıkmışlar sinsice

Amerikan malı kurşunlarıhalkın ciğerine

Fakat sanıyor musunuz ki

Vurulduğuyla kalır delikanlılar

Ve döküldüğüyle kalır kanımız

Hayır!

Bin kere hayır...

Ne zaman arşa çıkarsa adaletsizlik

Yeryüzüne halkınADALET SAVAŞÇILARI iner

***

Adalet kelimesinin anlamıyla baş-layalım yazımıza:

"Hak ve hukuka uygunluk, hakkıgözetme, doğruluk...

Herkese kendine uygun düşeni,kendi hakkı olanı verme..."

Bu tanımlara bakarak, adalet kav-ramının nasıl bir can damarı olduğunuanlayabiliriz. Adalet uğruna verilensavaşların, dökülen kanların, çekilencefaların, ödenen bedellerin anlamıdaha güçlenecektir; eğer adaletinönemini kavrarsak.

Adalet, sınıfsal bir kavramdır.Burjuva diktatörlüğünde burjuvazininhalka karşı tehdit aracı olarak kul-landığı adalet, burjuvazi için adalettir.Proletarya diktatörlüğünde ise halkiçin adalet olacaktır. Halkın mı bur-juvazinin mi adaleti kıyaslaması ya-pacaksak eğer, önce adaletin nasılişlediğine bakalım.

Diyelim ki evimize hırsız girdi.Hırsızı aramak için nereye gideceğiz?

Hırsız AKP'nin eli kanlı polisine...Hırsız bulundu, tutuklandı... Hak-kında dava açacağız... Nereye gi-deceğiz? Mahkemeye...

Adalet İstemek ParaylaAdaleti istiyorsanız parayı peşin

ödemek zorundasınız. Suçlu da, suç-suz da olsanız önce para ödemelisiniz.Olur da davayı kazanırsanız tümmasraflar size geri ödeniyor.

"Adalet Sarayı" dedikleri, adaletinalınıp satıldığı bir ticarethane olmuş.

Adalet aramanın, dava açmanınücretlerine bakarak, ticarethanedeadalet olmayacağını görebiliriz:

"- Tebligat gideri (kişi başı): 30lira

- Tanık gideri (kişi başı): 21 lira

- Keşif harcı-ulaşım: 205 lira

- Sulh Hukuk Mahkemesi: 150lira

- İcra Mahkemesi: 150 lira

- Asliye Hukuk Mahkemesi: 250lira

- Aile Mahkemesi: 200 lira

- İş Mahkemesi: 200 lira

- Kadastro Mahkemesi: 200 lira

- Tüketici Mahkemesi: 150 lira

- Fikri ve Sınai Haklar Mahke-mesi: 300 lira

- Ticaret ve Denizcilik İhtisa Mah-kemesi: 300 lira

- Diğer Maliyetler (Tüm Mahke-meler için): 50 lira

- Davadaki taraf sayısı kadar teb-ligat gideri: 2 X 30= 60 lira

- Tanık sayısı kadar tanık maliyeti:2 X 21= 42 lira

- Bilirkişi maliyeti: 250 lira"

Düzenin adaleti parayla alınıp sa-tılabiliyor. Zengine adalet var, yoksulaise kaderine razı olma... Paran kadartanık getirebilirsin, paran kadar bi-lirkişiye danışabilirsin... Nasıl adaletama?

Yazımızın bu kısmında asgari üc-reti hatırlatalım: 949 TL.

Bu tabloya göre adalet ararken,açlıktan ölmek mümkün.

Parayla Alınıp SatılanAdalet, Adalet Değildir

Halkın adaleti nedir peki?

Ülkemiz sınıflar mücadelesindeHALKIN ADALETİ kavramı 12 Ey-lül faşist cuntasının adaletsizliği üze-rine, 1990’lı yıllarda cuntanın işken-cecilerini, katillerini, cunta şeflerinihalk kurtuluş savaşçılarının cezalan-dırma eylemleriyle yerleşmiş ve hal-kın en önemli özlemlerinden birininifadesi olmuştur.

Cunta mahkemelerinde açıklananSUÇLULAR listesiyle, halk düş-manlarından hesap sorulacağının dilegelmesidir HALKIN ADALETİ!

Egemenlerin, iktidardakilerin,ezenlerin ticaret özgürlüğünü koruyupkollayan "adalet" kavramının karşı-sında, halkın çıkarlarını koruyan ada-lettir HALKIN ADALETİ!

Halkın hakkı olanı sağlayan me-kanizmadır HALKIN ADALETİ!

Burjuva yasallığına karşı, halkınhaklılıktan aldığı meşru gücününtemsilcisidir HALKIN ADALETİ!

Devrimin en büyük dinamiği yok-sulluk ve adaletsizliğin panzehiridirHALKIN ADALETİ!

Tüm yoksulları doyuracak, dev-rimci halk iktidarının fırınında pişecekekmektir HALKIN ADALETİ!

Açların, toklardan sorduğu lokmahakkıdır HALKIN ADALETİ!

Emekçinin, asalaklardan istediğikan hakkıdır HALKIN ADALETİ!

Adalet, zalime başkaldırılacak,uğruna dağa çıkılacak-savaşılacak-ölünecek kadar değerlidir halk için.

Bu nedenle, adaletin olmadığıyerde halkın adalet savaşçıları vardır.

Adaletsizlik, kendi düşmanını dayaratmıştır: HALKIN ADALETİ!

Sonuna, sonsuza, sonuncumuzakadar adaletsizliğin karşısında halkınadaletini savunacağız.

ADALETİN KILICI, HALKIN ELİNDEOLDUKÇA HAK YERİNİ BULACAKTIR!

17 Mayıs2015

Yürüyüş

Sayı: 469

111HALKIN ADALETİNE HESAP VERECEK!

ADALET YOKSA ADALETSAVAŞÇILARI VARDIR

Page 12: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

Köşe taşı, taş duvarlarda iki duvarın birleştiğiköşeye konur. Köşe taşı, iki duvarı köşede birbirinebağlar. Taş duvar ile yapılan yapılarda yapıyı ayaktatutan kilit taşıdır köşe taşları. Köşe taşı olmazsa, duvarayakta duramaz, yıkılır...

Sol’un Köşe Taşları da öyledir... Köşe taşları yoksasol ayakta duramaz yıkılır.

10 Mayıs tarihli HaberTürk Gazetesi’nden KübraPar’ın HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ileyaptığı bir röportajı var. Röportaj, sol adına köşe taşlarınınhiç olmadığını gösteriyor.

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ HDP içindeESP (Ezilenlerin Sosyalist Partisi) adına yer almaktadır.ESP; Marksist, Leninist, Komünist ideolojiye sahip ol-duğunu iddia eden bir siyasi harekettir. Ancak röportajdaML düşüncelerin anlatıldığı tek bir satır yoktur. Tamtersine Yüksekdağ, röportajın her kelimesinde kendinidüzene kabul ettirme, düzenin “sevimli bir yüzü” olarakgösterme çabası içinde... Kendi deyimiyle “siyasetinhaylaz çocuğu”dur...

Figen Yüksekdağ röportajda Kübra Par’a “hayatınınbilinmeyenlerini” anlatmış.

Burjuvazi bayılır böyle hikayelere... Onlar için örgütyoktur, bireylerin yüceltilmesi vardır. Örgütlü mücadeledeğil, bireysel kahramanlıklar vardır.

Figen Yüksekdağ da örgütlü mücadeleyi değil, tamda burjuvazinin istediği gibi “bilinmeyenleri”yle dikkatleriçekmeye çalışıyor.

Doğrusu Yüksekdağ’ın “sen neymişsin” dedirtecekbir “hayat hikayesi” var... Röportajı yapan Kübra Parda “çok şaşırdığını” itiraf etmiş...

- Eş Genel Başkan Yüksekdağ; “milliyetçi muhafazakârbir ailenin 17 yaşında evden kaçıp sol örgütlere katılan‘aykırı’” kızıymış! Düzen içinde her şeyi yapabilirsiniz,normaldir, fakat sol örgütlere katılmak “aykırılık”oluyor...

- “Çok acı çekmesine rağmen, ‘Hiç pişman değilim’diyor”muş...

Mücadele içinde “acı çekmek”, “mağdur olmak”söylemleri düzen içi politikalarda en çok prim yapansöylemlerdir...

Düzene dönen bütün döneklere bakın; “acı çekmek”,“mağdur olmak” söylemleri ile kendilerini düzene kabulettirmeye çalışırlar. Faşizmin adını bile anmazlar... Faşizmkoşullarında devrimcilik yapmak, mücadele etmek “bedelödemek” demektir. Eş Genel Başkan Yüksekdağ içinbedel ödemek yok; geçmişte yaşadığı “acıları” bugünemalzeme yapıyor...

- Eş Genel Başkan Yüksekdağ; “Çukurova’nın ge-

neline yayılmış tanınmış bir ai-lenin” kızıymış. Yani Adana’nın“ayak takımı”ndan değil, “ilerigelenlerinden, tanınmış” biraile...

Marksist, Leninist, KomünistYüksekdağ kendini anlatmakiçin neden böyle bir referansaihtiyaç duyar acaba?

- “Babam ilginç bir adamdı.Çukurova’nın geleneksel muha-fazakâr damarını taşıyordu amaaynı zamanda aydın biriydi”diyor.

Neymiş “aydın olma”nınölçüsü? “Çocuklarını, özelliklekızlarını okutmak için özelçaba” harcamış. Ablalarının hepsi “üniversite” okumuş,“öğretmen, avukat, mali müşavir” olmuş. Evlerininbir odasında “Hitler’in Kavgam kitabından tutun daAtatürk’ün Nutuk’una kadar” varmış.

Yüksekdağ, üniversite mezunu ablaları olduğunu söy-lerken sol örgütlere katıldığı için kendi eğitimi de (üni-versite) “güme” gitmiş. Liseyi de bitirememiş...

Üniversite okumak, öğretmen olmak, avukat, doktor,mali müşavir olmak... bunlar kimin özlemleridir?

Üniversite bitirmek, öğretmen olmak, avukat olmak...bunlar devrimciliğin, Marksist, Leninist, Komünistolmanın kriterleri değildir.

Devrimciler mücadele içinde kendilerini davaya ada-malarıyla, pratik içinde yaptıklarıyla vardır. Lise mi,üniversite mi... hangi okulu, hangi bölümü bitirdiğininhiçbir önemi yoktur. Devrimciler “üniversite güme gitti”diye hayıflanmazlar, okulu bırakıp devrimcilik yaparlar...

Ancak Eş Genel Başkanı Yüksekdağ kendini burju-vaziye kabul ettirmek için kendini hep düzenin referans-larıyla anlatma ihtiyacı duyuyor.

- “Evden kocaya kaçtı” dedirtmemek için 33 yaşındaevlenene kadar hayatıma erkek sokmadım!” diyor.Burada Yüksekdağ’ın ne demek istediğini anlayamadıkfakat burjuvazi için çok önemli olmalı ki röportaj içindeayrı bir spot yapmışlar.

- “Yoldaşlar birbiriyle evlenemez, âşık olamaz” yasağıkırılmıştı ama yine de bizim dönemimizde de muhafa-zakârlık vardı” diyor.

Yüksekdağ, düzene dönen bütün döneklerin kendilerinikabul ettirmek için yaptığını yapıyor. Kadın erkek ilişki-lerinde devrimcileri muhafazakarlıkla suçluyor... Bununaltında esas olarak burjuvaziye de övgü vardır. Devrimciler

“Hayatının Bilinmeyenlerini” Anlatıyor‘Marksist Leninist Komünist’ Milletvekili Adayı

Figen YüksekdağKonuşma Metinleri Burjuva Basının Köşe Yazarı

Yıldırım Türker’den

Yürüyüş

17 Mayıs2015

Sayı: 469

19 ARALIK KATLİAMI’NIN TÜM SORUMLULARI12

Page 13: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

“robot”tur... Duyguları yoktur... Sevmesinibilmezler, aşık olmasını bilmezler... Burju-vazinin yoz, ahlaksız ilişkileri “özgürlükçü”oluyor, devrimciler “muhafazakar”...

Yüksekdağ, burjuvaziye “ilginç hikayeler”anlatmak için yalan söylüyor...

“Yoldaşlar birbiriyle evlenemez, âşık ola-maz” yasağı kırılmıştı” diyor.

Soruyoruz Eş Genel Başkan Yüksekdağ’a; Tür-kiye devrimci hareketin tarihinde ne zaman, hangiörgütte devrimcilerin kendi aralarında evlenmesi, aşıkolması yasaklandı?

Yüksekdağ yalan söylüyor. Böyle bir yasak hiçbirzaman, hiçbir örgütte olmamıştır...

Yüksekdağ burjuvazinin duymak istediğini söylüyor...Ve bu yalanı da öyle bir söylüyor ki, “sol böyleydi” aşıkolmayı, kendi aralarında evlenmeyi bile yasaklamıştı, bizdeğiştirdik diyor. Hala “muhafazakar yanları olsa da solartık değişmiş...” “Asık suratlı”, “sevmesini bilmeyen,aşık olmayan sol gitti, ‘güler yüzlü’ sol var artık...”

Yüksekdağ burjuva politikacılığını çabuk öğrenmiş.Burjuvazi ne duymak istiyorsa özellikle onu söylüyor.Devrimcileri “bilim dışı, toplum dışı” göstermeye çalışıyor...

“Yoldaşların kendi aralarında evlenmesi yasak” isekiminle evlenmesi yasak değildir? Bu evlenmenin yasak-lanması demektir ki, böyle bir yasak hiçbir zaman olma-mıştır... Solu genel olarak bilim dışı göstermenin gayretiolan burjuvazinin bakış açısıdır bunlar... Bu tür söylemleriyıllardır eski dönek solcular yapmışlardır.

Düzene dönenlerin ilk işi evlenmek, iş, eş, çocuksahibi olmak olmuştur. Ve bu durumlarını sola küfrederekmeşrulaştırmaya çalışmışlardır.

Elbette ki, bujuvazinin “özgürlük” adı altında yoz, ah-laksız, kuralsız kadın, erkek ilişkilerine devrimci saflardaizin verilemez... Ancak hiçbir zaman hiçbir devrimciörgütte Yüksekdağ’ın söylediği gibi yasaklar olmamıştır.

- Yüksekdağ’ın “bilinmeyen” yanlarını aktarmayadevam edelim: “Fırsat buldukça bir araya geliyoruz.Farklı ideolojik çizgilerde olsak bile ailemin sağ kesimindeolanları da akrabalarım olarak sahipleniyorum. Onlarda ‘anarşist Figen’i hep sahiplendiler!” diyor.

Bu da yine burjuvazinin duymak istedikleridir... Artık“sağ-sol” diye bir ayrım yoktur... MHP’lisi de, HDP’liside pekala birarada barış içinde kardeşçe yaşayabilirler...“Demokrasi” bu değil mi? Yüksekdağ burjuvaziye görene kadar ideal, uzlaşmacı demokrat bir Eş Genel Bşakan...

- Yüksekdağ, “AKP hükümeti ve Erdoğan Türkiye’yibilinmez bir yere götürüyor. Bu çılgın gidişatı durdurmakistiyoruz” diyor... Faşizmin adı oluyor “çılgın”... Çılgınlığıdurdurmanın tek yolu var; parlamento...

- Kübra Par, Yüksekdağ’a, “HDP’nin iki eş genelbaşkanı var ama sanki Selahattin Demirtaş popüleritesiyleFigen Yüksekdağ’ı biraz gölgede mi bırakıyor” diye so-ruyor.

Yüksekdağ “esprileri” ile hiç de birilerinden geri kal-

madığını kanıtlarcasına “Gölge de fenasayılmaz, daha serin olur!” esprisiylecevaplıyor.

HDP içinde Kürt milliyetçi hareketinESP olarak kuyrukçusu olduğu gerçeğinigizlemek için Demirtaş’ın “gölgesinde

kalmayı” “toplumdaki ayrımcılık biziayrı yerlere koyuyor” diye açıklıyor.

Konuşma Metnini BurjuvazininKöşe Yazarlarına Yazdıran Bir Marksist, Leninist, Komünist Eş Genel Başkan

ESP’liler, Marksist Leninist Komünistliği hiç kimseyebırakmazlar. En komünist onlardır. Öyle ki, düzen batak-lığına koşar adım giderken bile komünistlik taslarlar...Emperyalist politikaların parçası olmaya bile en “ML”teoriyi üretir. Devrimcilerin cenazelerine “katılmayın”diye tabanına genelge yayınlayıp Amerika’nın kara gücüolarak enternasyonalizm destanı yazar...

Ancak gelin görün ki komünistlerimizin hali röportajıyapan burjva gazetenin yazarını bile ikna etmiyor; “Ci-hangirlileşiyor musunuz yoksa” diye sormuş KübraPar...

Oportünizm sol içi toplantılarda bir pankarttaki, dö-vizdeki, bildirideki tek bir kelime için günlerce tartışır.Pankartın rengi kırmızı “sizi ifade ediyor” diye fırtınalarkopartır. Açlık grevi eylemi mi önerildi; hemen itirazeder ‘size malolmuş” diye. Çadır kuralım dersin aynı ge-rekçeyle kabul etmez... Slogan yüzünden birlikleri dağıtırya da günlerce tartışır... Devrimcilerin önerdiği sloganlar,pankartlar, öneriler gerçekleşmesin diye elinden geleniyapar... Bir eylemde, mitingde Cepheli bir kişinin konuş-masını engellemek için kendi adamı yoksa bile düzen içiburjuva aydınlardan birini bulup Cephe’nin karşısına çı-kartırlar... Kendilerinin konuşup konuşmamasının hiçbirönemi yoktur, önemli olan Cepheliler’in engellenmesidir...

Gelin görün bu oportünizmin halini... Eş Genel BaşkanYüksekdağ ile röportaj yapan Haber Türk muhabiri KübraPar bile “Konuşma metinlerinizi Yıldırım Türker yazı-yormuş. “Türkiyelileşiyoruz” derken biraz Cihangirlile-şiyor musunuz yoksa?” diye soruyor.

Düşünebiliyor musunuz, Marksist Leninist ve de Ko-münist bir partinin milletvekili adayı konuşma metinleriniburjuva basında köşe yazarlığı yapan Yıldırım Türker’eyazdırıyor.

Yarın milletvekili seçildikten sonra da kendinize da-nışman yaparsınız burjuvazinin köşe yazarlarını...

Soldaki çürüme bu boyuttatır. Kendi milletvekiliadayının konuşma metinlerini dahi yazamayan, burjuvagazetelerin köşe yazarlarına yazdıran bir sol... Siz mihalka umut olacaksınız? Siz mi halkın sorunlarını çöze-ceksiniz?

İşte köşe taşlarını yitirmek böyle bir şey... Lenin, “son tahlilde oportünizm burjuva ideolojisi-

dir” diyor.

17 Mayıs2015

Yürüyüş

Sayı: 469

13HALKIN ADALETİNE HESAP VERECEK!

Page 14: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

Oportunizm devrimcilere karşı günlerce bir pankartınrengini, bir slogandaki, bildirideki tek bir kelimeyisaatlerce, günlerce tartışırken de özünde burjuva ideolojisiylekarşı çıkıyor. Burjuvazi nasılki devrimcileri düşman olarakgörüyorsa, oportünizm için de devrimci olan her şey düş-mandır.

Ortak yapılacak bir eylemde atılacak bir slogan için,açılacak pankartın rengi için kıyameti kopartan oportünizmineylem anında polisin “slogan atmayın, yoldan yürümeyin,pankart açmayın” dayatmaları karşısında çıtı çıkmaz.Ağzına bant yapıştırıp “sessizlik” eylemini icat eder,yolda yürünüyorsa anında pankartı kapatıp kaldırımaçıkar... Saatlerce süren toplantılarda alınan kararlarınhiçbir önemi yoktur... Polisin “höt” demesiyle anındaunutulur...

Fakat devrimcilerin etkisini kırmaya gelince hepsiaslan kesiliverirler...

Devrimcilere karşı en Marksist, Leninist, Komünistolurlar, burjuvaziye karşı “makul” solcu, “akıllı” solcuolurlar...

Eş Genel Başkan Figen Yüksekdağ’ın röportajınınher satırında bunu görüyoruz...

Sonuç olarak, Marksist, Leninist, Komünist ESP’lilere “yolunuz açık

olsun” demiyoruz; “bu yol yol değildir, bu yoldan çıkın”diyoruz.

Eğer bugün burjuva basının sayfalarında boy boyhaber oluyorsanız, ekranlarında boy gösteriyorsanız birtasfiye sürecinin parçası olduğunuz içindir. Bugün kullanıryarın işi bittiğinde bir kenara atar...

İşkence İleYapılan

BaskınlarınHesabını

Soracağız!Kocaeli’nde 9 Mayıs

sabah saatlerinde, KocaeliGençlik Derneği basıldı vedernek üyeleri evlerindenişkenceyle gözaltına alındı.Dernek binası kullanılamazhale getirildi. Gözaltına alı-nanların isimleri: AyşeGenç, Orhan Demirbilek,Sinan Şahin, Aziz Yahşi,Ufuk Sayarooğlu, FurkanUlukır.

Gençlik Federasyonu'nunbaskınla ilgili 10 Mayıs’ta yap-tığı açıklamada: "AKP ve pol-isleri şunu iyi bilsinler ki neKocaeli’nde ne de başka biryerde yaptıkları baskınlar Dev-Genç'lileri mücadelelerindendöndüremez. 45 yıllık tarihi-mizde birçok kez zorlu sınav-lardan geçtik. 80 faşist cuntasını,idamları da Metris'in hücrelerinide gördük. Her seferinde do-ğum yerimiz olan Kızıldere’deolduğu gibi direnmesini de bil-dik. Şimdi yaptığınız baskın-larda da bu bilinçle direniyoruz.Yoldaşlarımızı derhal serbestbırakın, baskınlarla bizi teslimalamazsınız" denildi.

Karanfiller Kültür Merkezi:Baskılar Bizi Yıldıramaz!

Bağcılar’da 30 Nisan'da 1 Mayıs çalışmaları devam ederken çalışmaları hazmedemeyenAKP’nin eli kanlı katil polisleri Karanfiller Kültür Merkezi’ni bastı. Bir kişiyi işkencelerlegözaltına alan polisler mahalleyi kısa süre içinde terk etti. Karanfiller Kültür Merkezitarafından yapılan açıklamada: "Meydanları halka yasaklayarak halktan korkusunu yaşayanAKP, çeşitli bahanelerle derneklerimize saldırmaktadır. Mahallemizde polis terörüne izinvermeyeceğiz! 1 Mayıs öncesi çeşitli bahanelerle korkusunu bastırmaya çalışan AKPmeydanları halka yasaklamanın acizliğini bir kez daha ortaya koymuştur" denildi.

İdilcan Kültür Merkezi'neFaşist Saldırıya Anında Cevap!

Ankara Mamak'ta bulunanİdilcan Kültür Merkezi'ne 6Mayıs akşamı faşist-ırkçıMHP'nin eli kanlı sivil fa-şistleri saldırmaya çalıştı. Ak-şam saatlerinde İdilcan KültürMerkezi yakınlarına gelenMHP seçim aracı o sıradaorada bulunan İdilcan KültürMerkezi çalışanları tarafındanuyarılarak gönderildi. Ancakdaha sonra meydan okurcasınadaha kalabalık ve planlı-ha-zırlıklı bir şekilde gelen elikanlı, ağzı salyalı sivil faşistlerarabalarından ellerinde sopa-lar, sallamalar ve satırlarla inerek İdilcan Kültür Merkezi çalışanlarına saldırmaya çalıştı.Ancak taşlı-sopalı direnişle karşılaşan sivil faşistler hem püskürtüldü, hem de halkateşhir edildi. Saldırı sonrasında 6-7 ekip otosu ve sivil polislerle İdilcan Kültür Merkezi'ninönüne gelen AKP polisi de gönderildikten sonra, hem internet ortamından hem detelefonlarla insanlara sahiplenme ve faşizme karşı birlik olma çağrısı yapıldı. Çağrısonrasında BDSP, Halkevleri, HDP, Partizan, HTKP ve Kaldıraç taraftarları ve halklabirlikte yaklaşık 100-120 civarında insan İdilcan Kültür Merkezi’ne gelerek gece 23.00'akadar nöbet tuttu. Daha sonra duyuru yapılarak bekleyiş iradi olarak sona erdirildi.

Yürüyüş

17 Mayıs2015

Sayı: 469

19 ARALIK KATLİAMI’NIN TÜM SORUMLULARI14

Page 15: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

Dünyanın üçte birini ele geçirmişsosyalistlerin mirasçısı olarak bu kö-şeden bir kez daha ilan ediyoruz kiemperyalizmin sonunu biz getirece-ğiz.

Tüm dünyanın ezilen halkları em-peryalizm canavarını yok edecek.

Buna inanıyoruz çünkü tarihselve siyasal olarak biz haklıyız.

Yıkılmaz demeyin, olmaz, olamazdemeyin; tarihte kölecilik tam 5 BİNYIL sürmüş.

5 BİN YIL boyunca insanlar alınıpsatılmış, zincire vurulmuş, karın tok-luğuna-işkenceler altında çalışmayazorlanmış... 5 BİN YIL süren kölelerin"SESSİZLİĞİ" köle sahiplerinin zul-mü sonucunda bir gün gelip bozul-muştur. Sessizliğin, suskunluğun, bo-yun eğmenin yerini isyanlar almıştır.Bir başka deyişle köle sahiplerinin,köleci devletin zulmü kendi ipini çe-ken celladını kendisi yaratmıştır.

Marx ve Engels bize Tarihsel Ma-teryalizmi armağan ederken, bu tarihbilincine dayanıyorlardı.

Lenin ise, emperyalizm tanımınıilk yapan ustamız olarak, bize dev-rimin, emperyalizmin en zayıf hal-kasında yapılabilirliğini pratikte gös-termiştir: “Kısaca, genel kural ola-rak, emperyalist cephenin zinciri,halkaların en zayıf olduğu noktadakırılmalıdır; ve bu noktanın ille dekapitalizmin en gelişmiş olduğu,proleterlerin yüzde şu, köylülerinyüzde şu kadar olduğu bir ülkedeolması şart değildir.” (J.Stalin, Le-ninizmin Sorunları, Sol Yayınları,Sf.31)

Tabii bu yıkılma süreci kendili-ğinden olmayacak. Vahşi emperya-lizme karşı bedeller pahasına birsavaş verilmeden zafer kazanılamaz.İşte bu nedenle en değerlilerimiziveriyoruz toprağa.

Celladı olacağımız emperyalizmidaha yakından tanımalıyız. Ve içi-mizdeki düşmanı açığa çıkartmalı-yız.

EmperyalizminEkonomik ve SiyasiÖzellikleri

Lenin, emperyalizmin ekonomiközelliklerini 5 başlıkta sıralar.

1-) Üretimin ve sermayenin yo-ğunlaşması, tekellerin ortaya çıkma-sı.

2-) Banka sermayesi ile sanayisermayesinin kaynaşması ya da içiçe geçmesi sonucu mali-oligarşiyioluşturması.

3-) Meta ihracından farklı olaraksermaye ihracının önem kazanma-sı.

4-) Dünya pazarının tekelci ka-pitalist birlikler tarafından paylaşıl-ması.

5-) Büyük kapitalist güçler ara-sında dünya topraklarının paylaşıl-masının tamamlanması.

Lenin, kapitalizmin ulaştığı enüst aşama olarak belirlediği emper-yalizmin tarihsel açıdan yerini şöyleifade ediyor: “Emperyalizm, kapi-talizmin özel bir tarihsel aşaması-dır.” Ve üçlü bir özelliğe sahiptir.

1) Emperyalizm; Tekelci kapi-talizmdir.

2) Emperyalizm; Asalak ve çü-rüyen kapitalizmdir;

3) Emperyalizm; Can çekişenkapitalizmdir.”

Emperyalizmi ele alırken bu eko-nomik ve siyasi özellikleri ile ele al-malıyız. Ancak o zaman emperyalizmikavrayabiliriz.

Emperyalizmin bu özellikleri yenisömürgecilik sürecinde kısmi deği-şikliklere uğrasa da, özü değişme-

miştir...

Nedir Bu Değişiklikler?1- Sermaye ihracının bileşimindeki

değişiklikler (isim, patent hakkı, ye-dek parça, teknik bilgi, teknik elemanvb.’ni payının nakit sermayeye oran-la artması.)

2- Açık işgallerin yerini GİZLİİŞGAL’lerin alması

3- İşbirlikçi dışa bağımlı çarpıkkapitalizmin geliştirilmesi

4- Montaj sanayinin geliştirilme-si

5- Çarpık kapitalizmin ortaya çı-kardığı sosyal-kültürel oluşum

6- Emperyalizmin içsel olgu halinegelişi ve oligarşik diktatörlükler...

Şimdilik ayrıntısına girmeyeceğiz;bunlar yeni sömürgeciliğin karakte-ristik özellikleridir. Yine bu köşedebaşka bir yazımızda açarız...

EmperyalizmKöleleştiriyor, CanDamarlarımızı Kurutuyor

"Bir ulusu fethetmenin ve köle-leştirmenin iki yolu vardır. Birisi kı-lıçla, diğeri borçla..."

Amerika'nın 2. Başkanı JohnAdams böyle söylüyor.

IMF eski çalışanı John Perkinsise, şu itirafta bulunuyor:

"Biz ekonomist tetikçiler, küreselimparatorluğun yaratılmasından ger-çekte sorumlu olanlarız. Ve bir çokfarklı şekilde çalışırız. Belki de ensık kullanılanları, öncelikle şirket-lerimize uygun kaynakları olan ül-keleri bulur ve gözümüzü üstlerinedikeriz; petrol gibi... Ardından DünyaBankası veya onun kardeşi başkabir organizasyondan o ülkeye büyükbir kredi ayarlarız. Fakat para aslagerçekte o ülkeye gitmez. Ülke yerine,

HALKLARIN KATİLİ AMERİKAEMPERYALİZMİN KURBANI DEĞİL, CELLADI OLACAĞIZ!

EMPERYALİZM, KENDİ CELLADINIKENDİSİ YARATIYOR!

17 Mayıs2015

Yürüyüş

Sayı: 469

115HALKIN ADALETİNE HESAP VERECEK!

Page 16: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

o ülkede projeler yapan kendi şir-ketlerimize gider. Enerji santralleri,sanayi alanları, limanlar... Bizim şir-ketlere ilaveten o ülkedeki birkaçzengin insanın kar sağlayacağı şeyler.Bunlar toplumun çoğunluğuna ya-ramaz. Yine de o insanlar, yani bütünülke bu borcun altına sokulur. Buborç, ödeyemeyecekleri kadar bü-yüktür ve bu da planın bir parçasıdır;geri ödeyemezler.

Ardından biz ekonomik tetikçileronlara gidip deriz, dinleyin, bize birsürü borcunuz var. Borcu ödeyemi-yorsanız, o zaman petrolünüzü, petrolşirketlerimiz için oldukça ucuza satın.Ülkenizde askeri üs kurmamıza izinverin veya askerlerimizi desteklemekiçin dünyanın bir yerine asker gön-derin Irak gibi. Veya bir dahaki BMseçiminde bizimle oy verin.

Elektrik şirketlerini özelleştiririz.Sularını ve kanalizasyon şirketleriniözelleştiririz. ABD şirketleri veya di-ğer çok uluslu şirketlere satarız. Bumantar gibi biten bir şey ve çoktipik.

IMF ve Dünya Bankası bu şekildeçalışır. Ülkeyi borca sokarlar. Veöyle büyük bir borçtur ki, ödenemez.Ardından yeniden borç teklif edersinizve daha fazla faiz öderler.

Koşullara bağlı veya iyi yönetimtalep edersiniz. Aslında bu onlarınkaynaklarını satmalarını sağlar. Bunasosyal hizmetleri, teknik şirketleri,bazen eğitim sistemleri de dahildir.

Adli sistemlerini, sigorta sistem-lerini yabancı şirketlere satarız. Buikili, üçlü, dörtlü bir darbedir."

Perkins, yeni sömürgecilikle ül-keleri nasıl ele geçirdiklerini böyleanlatıyor. Yeni sömürgecilik, ajanla-rıyla giriyor vatan topraklarımıza.Yardım gibi masum ifadelerle sö-mürüyü gizliyorlar.

Ülkelerin tüm kaynaklarını sö-mürebilmek için tefeci gibi çalışıyoremperyalizm. Ve burada bankalarabüyük bir iş düşüyor.

Türkiye’deki 49 bankadan37’sinde yabancıların hissesi var.AKP'nin 2014'e kadar olan 12 yıllıkiktidarı döneminde yabancı bankaların

karı 23.9 milyar dolar oldu.

Bu parayı elimize verseler, tektek saymamız 166 günümüzü alır...

Türkiye'de Ocak 2015 itibariyle49 banka bulunmaktadır. Bunların3'ü devlet bankası, 12'si özel, 19'uyabancı, 13'ü yatırım bankası, 4'üise faizsiz katılım bankasıdır. Özelbankaların büyük kısmının da yabancıortakları bulunmaktadır.

1980 yılında 4 tane yabancı bankavarken Türkiye'de; 2000'de 21 olmuş.2015'te ise yabancı sermayeli bankasayısı 37 olmuştur.

Yabancı bankaların sayısındakibu artış, vatanımızın yeni sömürgeilişkilerindeki derinliği de ortaya ko-yuyor. Çünkü yukarıda da saydığımızgibi, emperyalizmin ekonomik özel-likleri arasında MALİ-OLİGARŞİve SERMAYE İHRACI var.

Bunu özetle şöyle anlatabiliriz:Emperyalizm paranın ticaretini ya-pıyor. Alınıp satılan şey paranın ken-disi oluyor.

Para ticareti yapılırken, borsalaraihtiyaç duyuluyor.

Borsalar aslında emperyalizminKUMARHANE’leridir. Borsada alı-nıp satılanlar vatanımızın yeraltı veyerüstü zenginlikleri oluyor. Halkı-mızın emeği oluyor.

Emperyalizm, geliştirdiği yenisömürgecilik ilişkileriyle kanını ta-zeliyor aslında. Can çekişen kapita-lizm, serum takarak hayatta kalabi-leceğini sanıyor. Karını artırma yolunagidiyor. Kar yoksa bu Tepegöz(*)canavarını ne ile besleyecek, öyleya?

Para ticareti, parayı ucuz (faizindüşük olduğu) yerden alarak, pahalı(faizin yüksek olduğu) yerde sat-maktır...

AKP iktidarı döneminde, emper-yalist tekellerin kar etmesi için gereklikoşullar fazlasıyla sağlandı. Bununsonucunda Amerikan, İngiliz, Alman,Fransız, Yunan, Portekiz, İspanyol,Rus, İtalyan, Pakistan, Katar, Kuveyt,Libya, İran, İsrail bankaları Türkiyepazarına girdi.

AKP iktidarı döneminde baştaTürk Telekom olmak üzere, Erdemir

ve İsdemir, TÜPRAŞ, PETKİM, Sey-dişehir Eti Alüminyum, TEKEL, Tel-sim, Avea, TÜMOSAN, HAVEL-SAN, SEKA, Sümer Holding,THY’ye ait USAŞ, İGSAŞ, KıbrısHava Yolları, Petrol Ofisi, Başak Si-gorta, Araç Muayene İstasyonları,limanlar, kombinalar, depolar ve mil-yon dolarlık arazili tesisler emper-yalist tekellere satıldı, peşkeş çekil-di.

Emperyalist tekeller zenginleşir-ken, halkımız daha da yoksullaştı.

Bankalardan aldığı tüketici kre-dilerini geri ödeyemediği için "karaliste"ye alınan insan sayısı 2013'te 3milyon oldu. Bu rakam, 2009 yılın-daki sayının 7 katı büyüklüğünde.

Memurların yüzde 97’si borçlu.Ömürlerini borç ödeyerek geçiriyorlar.Bunların yüzde 60.2'si borcunu öde-yemedi; yüzde 21.5'i ceza faizi öde-di.

Halkımız, banka kredileri ile tutsakalınmış durumda. Emperyalist tekel-ler, yeni sömürge ülke halklarını ken-disine bağımlı olmaya mecbur bıra-kıyor. Borç veriyor, sonra misliylegeri alıyor. Her zaman bağımlılığınbedeli yine halka çıkıyor. Hep halkdaha da yoksullaşıyor.

"1998'in başlarında, gazeteci Sa-muel Blixen esaslı bir karşılaştırmayaptı. Uruguay'ın en gösterişli suççeteleri tarafından gerçekleştirilen50 silahlı soygunun toplam ganimetibeş milyon dolar değerindeydi. Birbanka ve bir finansçının tek birkurşun atmaksızın, tabancasız ve tü-feksiz yaptığı iki soygunun toplamıyetmiş milyon dolardı." (EduardoGaleano, Tepetaklak)

İşte soygun bu çarpıcılıkla ilerli-yor. Emperyalizm, yoksulluk, sefaletüretiyor. Yani emperyalizm kendicelladını kendisi yaratıyor.

(*) Tepegöz: Dede Korkut hika-yelerinde ve başka ülke halklarınınedebiyatlarında yer alan; en zayıfyeri olan gözünden vurularak öldü-rülen, doymak bilmez bir canavar.

Yürüyüş

17 Mayıs2015

Sayı: 469

19 ARALIK KATLİAMI’NIN TÜM SORUMLULARI116

Page 17: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

Mücadele yükseldikçe, halklaDevrimci Hareketin bağları güçlen-dikçe, komplo teorilerine, ihbarcılığave provokatif haberlere sarılarak em-peryalizmin ve oligarşinin imdadınayetişen Aydınlık Gazetesi, 30 Nisan2015 günü, devrimcilere saldırı ge-leneğine bir yenisini daha ekledi.

Hikmet Çiçek imzasıyla “F tipi,PKK ve DHKP-C ile ittifak arayı-şında” başlıklı, her satırında MİTve CIA tarafından servis edildiğibelli olan bir yazı yayınladı. Bu ya-zının amacı da, daha önce yüzlercekez olduğu gibi, DHKP-C ve dev-rimci eylemler hakkında şaibe vegüvensizlik yaratmaktı.

Cephe’nin adalet savaşçılarınınAKP’nin hırsızlarını ve Berkin El-van’ın katillerini koruyan Avrupa’nınen “yüksek güvenlikli” ÇağlayanAdliyesi’ne girip AKP’nin savcısıMehmet Selim Kiraz’ı saatlerce rehintutması ve cezalandırması en az AKPfaşizmi kadar karşı-devrimci AydınlıkGazetesi’ni de sarsmış durumda. Ay-dınlık bu yüzden öfke ve kin kusuyor.Bu yüzden eylemin kitlelerde yarattığısempatiye gölge düşürmek için 45yıllık karakterine uygun olarak yinekomplo teorilerine ve iftiralara sarı-lıyor. Oligarşi ve emperyalizmin gö-züne girmek için alçakça saldırıyor.

“Silahlar Nasıl Girdi” Diye Boşuna Yormayın Kendinizi... Mesele Teknik Bir Sorun Değil, Halk, Vatan, Yoldaş Sevgisi, Adalet Özlemi

20 yıldır Aydınlık Gazetesi’ninişbirlikçi ve ihanet çizgisine ortakolan ve bugün de hala aynı çizgideyürüyen Hikmet Çiçek, akıl sınırlarını

zorlayarak uydurduğu komplo se-naryosunda, terör uzmanlığınaözenerek, DHKP-C’yi cemaat veKürt milliyetçileri ile aynı masayaoturtup, ittifak kurduruyor. An-laşılan DHKP-C’ye saldıraraködül almak istiyor. Emniyet is-tihbaratına dayandırarak yazdığıkomplo teorilerinde “‘Açılım’masası genişliyor. AKP vePKK’nın yer aldığı masada,şimdi F tipi örgüt ve DHKP-C deyer alıyor. F tipi örgüt hem DHKP-C ile hem de PKK ile ittifak arayışınagirdi” diyor.

Yalan ve iftirada sınır tanımayanAydınlık yazarına göre; sözde, emniyetistihbaratı, Türkiye’de kaos ve anarşiyaratmak amacıyla, cemaat ile DHKP-C temsilcilerinin Ocak ayında Hol-landa’da bir araya geldiklerini saptamış.Fakat Hollanda’daki toplantıyı saptayan“istihbarat” her ne hikmetse burnunundibindeki Çağlayan Adliyesi’ne si-lahların nasıl sokulduğunu sapta-yamamış. Boşuna uğraşmayın, sap-tayamazsınız... Mesele teknik bir sorundeğil. Halk, vatan, yoldaş sevgisi,adalet özlemi... Siz bunu anlayamaz-sınız. Siz ruhunu burjuvaziye satmış-ların safındasınız. Ne teknoloji, neaklınız adalet savaşçılarının cesaret,cüret devrimci yaratıcılığın gücüneerişemez. Çağlayan’da, Vatan işken-cehanesinde gördünüz işte... Her yanıkameralar, ve en son model teknolojiile donanmış düşman karargahlarının,sarayların kapılarına dayandı adaletsavaşçıları.

Kontrgerilla ağzıyla konuşan Çi-çek; “F tipi örgütün bu eylemde birrolü var mıydı? Silahların sokul-masına yardım etmiş miydi?” diyesoruyor. Bu soruların yanıtı henüzbilinmiyormuş. Soruşturma devam

ediyormuş. Araştırmalarınızın, so-ruşturmalarınızın altından yalan veiftiralarınız çıkacak. Ama Aydınlıkbundan utanmaz. Çünkü 45 yıldırbu işi yaptığı için yüzsüzleşmiş birgazetedir.

Devrimci Düşmanlığı Konusunda Aydınlık’la Emniyet Arasında Fark Yoktur

Bu karalamaları karşısında Ay-dınlık yazarını basın ahlakına davetetmek gerekiyordu ancak karşı dev-rimcilerin basın ahlakı ve namusuda olmaz. Bu yüzden de diyoruz ki;“çamur atarım izi kalır” diyerek yap-tığının yanına kar kalacağını sanıyorsayanılıyor. Oligarşi ve emperyalizmingüvenini kazanabilir, “aferin” alabilirama unutmasın ki; devrimci öfkeninkarşısında bunların hiçbir faydası ol-maz.

20 yıldan fazladır, adı “Aydınlık”tarihi karanlık ve utanç dolu olanbir gazetede yazmak insandan çokkıymetli değerleri alıp götürür. Çiçekde bu değer kaybına uğrayanlardanbiridir. Ancak komplo teorilerini em-niyet istihbaratına dayandırmaklaişin içinden sıyrılamaz. Zaten dev-rimci düşmanlığı konusunda arala-rında bir fark da yoktur. Yazdıkları

11970'den Bu Yana Burjuvazinin Koltuk Değnekliğini Yapan Karşı Devrimci, AydınlıkGazetesi; Provokatif Haberlerle Devrimcilere Küfür Etmeye, İhbarcılığa, Karalamaya,

Şaibe ve Güvensizlik Yaratmaya Devam Ediyor...

İşbirlikçi Hain Aydınlık, MİT ve CIATalimatıyla DHKP-C’ye Saldırıyor

17 Mayıs2015

Yürüyüş

Sayı: 469

17HALKIN ADALETİNE HESAP VERECEK!

Page 18: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

her satırı ispatlamak zorundadır. İs-patlamazsa şerefsizdir.

Emperyalizmin ve Oligarşinin Uşaklarının, CIA’nın ve MİT’in Muhbirlerinin, Faşist Ordu Şakşakçılarının Cephe’nin Halklarla Bağını Koparmaya, Güvensizlik ve Şaibe Yaratmaya Gücü Yetmez

Devrimci Hareket, mücadeleyiyükselttikçe, kitleselleşip oligarşininve emperyalizmin korkularını bü-yüttükçe, Aydınlık Gazetesi’nin kom-plo senaryoları da devreye girecektir.Mayası bozuk Aydınlık çetesi, dahaönce de olduğu gibi, Cephe’ye sal-dırarak hem oligarşinin hem emper-yalizmin gözüne girmeye çalışacaktırbunu biliyoruz. Ama unuttukları birşey var; işbirlikçi hainlerin komplosenaryoları, yalan ve iftiraları DHKP-C’nin her anı kanla yazılmış, 45yıllık onur ve gururla dolu tertemiztarihini kirletemez.

Provokatör Aydınlık’ın tarihi okadar kanlı, o kadar kirli ve o kadarşerefsiz bir tarih ki; ne kimseyi eleş-tirecek ne de kimsenin yüzüne ba-kacak durumları yoktur. Ama ar per-deleri yırtılmış ve hala ortalıkta solsöylemlerle kitleleri kandırmanın,aldatmanın peşindeler.

Devrimcilere Saldırı, İhbarcılık, Provokatörlük, Komploculuk,Aydınlık Geleneğidir

Aydınlık, faşizmin işbirlikçisi, ih-barcı, provokatör, karşı devrimci çe-tedir. Aydınlık, tarihi boyunca, halkave devrimci hareketlere ihanet et-miştir. Komploculuk, provokasyon,ihbarcılık, karalama, devrimcileresaldırı, işbirlikçilik Aydınlıkçılar’ın45 yıllık karakteridir. Aydınlık Ga-zetesi’nin sayfalarında sergilenen bukarşı devrimci ihanetin ve işbirliğininbelgeleri, halkımızın, devrimcilerin

belleğinde kayıtlıdır.

Türkiye halkları ve Türkiye dev-rimci hareketi Aydınlıkçıların ihanetinive işbirliğini, devrimcileri nasıl kat-lettiğini unutmamıştır ve asla unut-mayacaktır.

-Aydınlık Gazetesi’nde, devrim-cilerin isimlerini, ev ve işyeri adres-lerini vererek, krokiler çizerek faşizmeihbar ettiler. Emperyalizme ve oli-garşiye yaranmak için devrimci avınaçıktılar. Doğu Perinçek’in, “Bilin-meyen Sol” , “49 sahte sol” yazıdizisindeki ihbarlarıyla devrimci ör-gütlere operasyonlar yapıldı, yüzlercedevrimci tutuklandı, işkencelerdengeçirildi, onlarca yıl cezalar aldılar.

-Karşı-devrimci faaliyetlerini sa-dece devrimcileri ihbarla sınırlamayanAydınlıkçılar’ın ellerinde halkın vedevrimcilerin kanı vardır. 1978’deLiseli Dev-Genç’li Turgut İpçioğ-lu’nu katlettiler. 1980’de, HalkınKurtuluşu’ndan Oktay Çiğdemol veFaysal Helleci’yi Adana’da kasapsatırlarıyla katlettiler.

-Provokasyonlarla, komplo teo-rileriyle halkı ve solu birbirine dü-şürmek ve bölmek istediler. “Benimdışımda bütün sol ‘faşisttir’, sah-tedir; kontrgerillanın saldırılarıdır”dediler.

-Emperyalistlerinin halklara saldırıörgütü NATO’yu savundular.SSCB’ye “Sosyal Emperyalist“ de-diler. Türkiye’nin NATO’dan çık-maması çağrısı yaptılar.

-12 Eylül Faşist Darbesi’ni açıktansavundular. Sıkıyönetim mahkeme-lerinde “12 Eylül harekâtını savunantek sol örgüt biziz” diye savunmalaryaptılar. Generallere övgüler düzdüler.

-Üniversitelerde cuntanın himayesive icazetiyle örgütlendiler. Devrim-cilerin denetimindeki yurtlara polislebirlikte operasyonlar yaptılar. Faşistçetelerle bir arada dostça eğitim yap-mayı savundular.

-Faşist ordunun arkasına sığınıpsolculuk yapmaya kalktılar.

-Sıkıyönetim çağrıları yaptılar, cun-taları alkışladılar. 12 Eylül mahkeme-lerinde bizzat Doğu Perinçek oligarşiyerüştünü ispat etmek için “Partimiz

orduyu parçalamak bir yana orduyudüşman ilan edenlerin adreslerinigöstermiştir” (Doğu Perinçek’in sor-gusu sf:24) diyerek ihbarcılıklarını,devrimcilere saldırılarını açıkça sa-vundu. İhbarcılık hatırlatıldığında dayine onursuzca “İsteyen ihbarcılıkdesin yine yaparım”(Yeni Gündem23-29 Haziran ‘86) diyerek işbirlikçi,uşak yüzünü açıkça ortaya koydu.

İhbarcı Aydınlık güruhunun, sollahiçbir zaman bir bağları olmamıştır.Olamayacaktır da. Faşizme koltukdeğnekliği yapanların, devrimci kanıdökenlerin, devrimcileri ihbar edenmuhbirlerin sol ve anti faşist saflardayeri yoktur. Yeri karşı devrimci, bur-juva saflarıdır.

Aydınlık, Tüm Türkiye Devrimci Hareketinin Lanetlediği İhbarcı ve Provokatör Bir Gazetedir

Aydınlık Gazetesi ve bugün ör-gütlerinin, partilerinin adları her neolursa olsun ve hangi kılıfa girersegirsinler, tüm Türkiye devrimci ha-reketinin lanetlediği bir örgüt olarakkalacaktır. Asla “sol” olarak kabuledilmeyecektir. Aydınlık bugüne kadarki pislikleriyle yüzlerce kez lanet-lenmiştir.

MGK’nın “Anarşi Raporu”ndakaynak olarak Aydınlık Gazetesi gös-terilmiştir. Eski Emniyet Müdürü vekontrgerilla şeflerinden olan HanefiAvcı da “Haliç’te Yaşayan Simonlar”adlı kitabında devrimcilere operas-yon yapmak için Aydınlık’ta çıkanbilgileri kullandıklarını itiraf et-miştir.

“Örgütleri, siyasi hareketleri,fraksiyonları öğrenmek için Emniyetinbu konuda hazırladığı herhangi birbelge, kaynak yoktu. “Şubede görevlive benden daha eski olan başkomi-serlerle Aydınlık dergisinin belli sa-yılarındaki bilinmeyen sol yayınla-rından faydalanarak, hangi örgütünnerede çıktığı, hangi fraksiyonlaraayrıldığı gibi bilgileri öğrenmeyeçalışıyorduk.”

“İdeolojik yapıları öğrenmek içinAydınlık haricinde ikincil kaynağımız

Yürüyüş

17 Mayıs2015

Sayı: 469

19 ARALIK KATLİAMI’NIN TÜM SORUMLULARI118

Page 19: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

yakaladığımız örgüt mensupları veyasempatizanlarıydı. Onları sorgularkenanlattıkları ile mensubu olduklarıgrup hakkında bilgi alıyorduk”, (Ha-liç’te Yaşayan Simonlar s. 51-52)

Karşı-devrimci, İhbarcı Aydınlık, Oligarşinin Sol Görünümlü Uzantısıdır

Aydınlık, Devrimci Hareketinhalkla bağını kesemediği mücadeleyigeriletemediği sürece, gelişemeye-ceklerini, güçlenemeyeceklerini vekendilerine solda bir yer açamaya-caklarını gördüğü için, yalan ve ifti-ralarıyla alçakça devrimcilere saldı-rıyor. Aydınlık’ın 45 yıldır izlediğipolitikadır bu. İllegal devrimci ör-gütlerin içinin ajanlarla, muhbirlerledolu olduğu senaryolarıyla devrimciörgütler hakkında şaibe, güvensizlikyaratmak Aydınlık’ın asıl işidir. Ay-dınlık 45 yıldır burjuvazinin hizme-tindedir. Burjuvazinin sıkıştığı nok-

tada sol maskeyle imdadına yetişir.Şimdi de yaptığı budur.

Emperyalizmin ve Oligarşinin Uşağı Olan, CIA’nın ve MİT’in Muhbirliğini Yapan Aydınlık’ın Gücü, Halkımızın Cephe’yle Bağını Koparmaya, Güvensizlik ve Şaibe Yaratmaya Yetmez!

-Aydınlık geleneğinden gelenler,bugün, komplo, provokasyon, ihbar-cılık ve işbirlikçilikle dolu geçmişleriniunutturmaya inkar etmeye çalışıyorlar.“Bağımsızlık, anti-emperyalizm” gibisol söylemlerle, partilerinin adını“Sosyalist”, “İşçi”, “Vatan” koyarakkendilerini aklamaya, kirli geçmiş-lerini temizlemeye çalışıyorlar. Neyaparlarsa yapsınlar devrimci kanıyla

kirlenmiş, ihbarcı ve işbirlikçi tarih-lerini aklayamazlar.

-1970 öncesinde PDA adıyla “si-yaset” yapan, sonrasında TİKP, Sos-yalist Parti, İşçi Partisi adlarını alarak,gençlik örgütlenmeleri kuran ve bugüne kadar burjuva milliyetçi, ihanetçizgisini sürdüren Aydınlık geleneği,devrimci kanına bulaşmış, ihbarcı,komplocu, provokasyonlarla dolu ta-rihlerini her fırsatta teşhir etmeliyiz.

-Aydınlık çevresinin devrimcileresaldırısı “sol içi çatışma” değildir.Çünkü onlar oligarşinin ve emper-yalizmin sol göstermeye çalıştığı iha-net çeteleridir. Onların safı karşı dev-rimci, burjuva saflarıdır.

-Devrimci kanı dökenlerin, dev-rimcileri ihbar eden muhbirlerin solve anti faşist saflarda yeri yoktur.Kendisini sol diye göstermesine izinvermemeliyiz. Bu aynı zamanda şe-hitlerimize de borcumuzdur.

Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi avukatlar 1 Mayısgünü her yerdeydi. Taksim meydanda görev yapıyor,gözaltına alınan ve hak ihlaline uğrayan kişileri takipediyorlardı. Karakollarda, hastanelerde ÇHD'li avukatlarve hukuk kurumlarının oluşturduğu kriz masasındakiavukatlar vardı.

1 Mayıs’ta Çağdaş Hukukçular Derneği Şişli Cami’ninönünde toplandı. Polis Şişli'ye oradan da Taksim'e gidenbütün ara sokakları tutmuştu. İnsanlar işlerine bile gide-miyor sokak başlarında bekliyorlardı.

Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının da yer aldığıÇHD korteji "Adalet, Saraylarda Değil Emeğin Mey-danlarında Boy Verecek" yazılı pankart açtılar ve oradabulunan basın mensuplarına 1 Mayıs yasağının hukuk-suzluğunu anlatan bir basın açıklaması yaptılar. Ardındanda DİSK binasına doğru yürüyüşe geçtiler. Yürüyüşeizin vermeyen ve avukatların önüne geçerek onları arasokaklara doğru sürüklemeye çalışan polisler karşısındaÇHD’li avukatlar kolkola kenetlenip direnişe geçtiler.Daha sonra oturma eylemi başladı. Bu arada oradabulunan polis amirlerine ve polis memurlarına yaptıklarınınyasadışı olduğu defalarca anlatıldı. Valiliğin verdiği bukanunsuz emri uygulamak zorunda olmadıkları defalarcakez söylendi.

Nihayet valiliğin 1 Mayıs alanı olan Taksim’i yasak-lamasına karşı başvurulan yargı yollarının hepsi 1

Mayıs’ın emekçilere ve halka yasaklanamayacağını gös-teriyordu. İdare Mahkemesi'nden Avrupa İnsan HaklarıMahkemesi'ne, Asliye Ceza Mahkemeleri’ne kadar birçokmahkeme bu yönde kararlar almıştır.

Tarihsel olarak da Taksim 1 Mayıs alanıdır ve iktidarıngücü tarihsel siyasal ve sosyal gerçekleri değiştirmeyeyetmez denildi. Nihayetinde polisler avukatların önündençekildiler. ÇHD’li avukatlar DİSK binasının önünde bu-lunan işçilerle buluştukları zaman onlara da 1 Mayıs'ınmeşruluğunu ve Taksim'in yasaklanmasının hukuk dışıbir karar olduğunu anlattılar. DİSK yönetiminin DİSKbinasında olmamasını eleştiren ÇHD’liler, "bu bina de-falarca kez saldırıya uğramış ve tıpkı Taksim meydanıgibi Taksim direnişinin simgelerinden biri olmuştur.Burası işçi sınıfının mevzisidir. DİSK yönetimi burayıterk etmemeliydi, bu mevziiyi sahiplenmek de bizedüştü” dediler.

Alanda ve karakollarda yaşanan hukuksuzluklarıtakip eden ve kriz masasına raporlayan avukatlar, İstanbulBarosu’nda bulunan kriz merkezinde buluştular. Krizmerkezinde toplanan avukatların bu kez de 1 Mayıs hakihlalleri bilançosunu açıklamak üzere İstiklal Caddesi'neçıkmasına engel olmaya çalıştı polis. Eğer kendileri kal-dırmazlarsa barikatı yıkacaklarını söyleyen avukatlarsonunda barikatı aşarak İstiklal Caddesi'nde eylemlerinive açıklamalarını yaptılar.

Adalet, Saraylarda Değ i l ; Emeğ in Meydanlar ında Boy Verecek!17 Mayıs

2015

Yürüyüş

Sayı: 469

19HALKIN ADALETİNE HESAP VERECEK!

Page 20: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

Erkan Munar ekmeği ve onuru içindirenmeye devam ediyor.

Direniş çadırına polis defalarca sal-dırdı; işkence yapılarak gözaltına alın-dı... Savcı tarafından tutuklanmaklatehdit edildi. Kendisini patron yerinekoyan ya da patronun çıkarlarını kendiçıkarları olarak gören savcı tarafından"direnişe devam etmeme" pazarlığıylave tehditleriyle karşı karşıya kaldı.

Belediye zabıtaları çadırını talanettiler; çadırına ve direniş süresincekullandığı malzemelerine el koydular.

Düzenin tüm kurumları, el birliğiyleErkan’a saldırıyor. Erkan direniyor...Haklarını istemeye devam ediyor. Çün-kü DÜZEN TÜM KURUMLARIYLAGAYRİ-MEŞRUDUR.

Erkan fiilen direnişte tek başınayer alıyor. Tek kişi olarak işten atıldıve tek başına direniyor.

Tek bir kişi kendisine saldırıyageçen düzenin tüm kurumlarına karşıdireniyor; direnme gücünü kendisindebuluyor.

Neden?

Çünkü Erkan haklıdır... Haklıolanın gücüne ve meşruluğuna sahip-tir.

Erkan, çalışan ve üretendir... Patronuise çalandır, onun hakkını yiyendir.Üstelik Erkan ve Erkan gibi milyonlarcaişçi, emeğinin karşılığını vermeyenkapitalist düzenin hırsızlığıyla zatenkarşı karşıyadır.

Ki, sömüren hırsız patron bunu daErkan’a vermemiştir.

Erkan kendisinden çalınanı yaniemeğinin karşılığını istemektedir. Ken-disine yaşam hakkı tanımayan, aç, açıktabırakan kapitalizme ve onun saldırılarınakarşı direniyor. Polislerin, savcılarınyasaları; belediyelerin vb. uyguladığıyasalar, tüzükler vb. var. Yasalar biravuç işbirlikçi için, patronlar için vardır.Öyle olmasaydı polis-savcı-patron-be-lediye hepsi birden elbirliğiyle saldır-

mazlardı. Yasalar patronların düzeninindevamı içindir; onun için savcılar, po-lisler bizzat direnişi kırmak için Erkan’lapazarlığa oturmaya çalışıyorlar; onutehdit ediyorlar.

Patronlar varoldukça ve çalıp, çırpıpkazanmaya devam ettikçe düzeninsavcıları, polisleri de varolmaya devamedecekler.

Halkımızın atasözünde söylediğigibi “Kimin atına binersen onun kı-lıcını savurursun.”

Her sınıf kendi çıkarlarının gereğiniyerine getirir. Ki çoğu zaman patronlarınçıkarlarını savunmak için faşizm kendiyasalarını da rahatlıkla çiğneyebilir.Kapitalist düzenin yasaları sömürüyü,emek hırsızlarını koruduğu için meşrudeğildir.

Meşruluğun ölçüsü HALKIN YA-RARINA OLUP OLMAMASIDIR.

Yasalar, polis, savcılar halkın ya-rarına olmadıkları için meşru değildir.

Meşruluk yaptığı işin haklılığına,doğruluğuna inanmak ve mücadelesiniverebilmektir. Erkan ve onun gibi di-renen işçiler haklılıklarına inandıklarıiçin her tür bedeli göze alarak günlercedirenebiliyorlar.

Meşruluk yaptığı işe inanmaktır;güvenmektir. Haklı olanın kazanacağınainanmaktır.

Direnerek kendisi gibi milyonlarcaezilene "gel sen de katıl" çağrısı yap-tığında onların da gelecekte haklarıiçin ayağa kalkacaklarına güvenmek-tir.

Direnerek yarattığı direniş ağacınıngelecekte vereceği meyvelere inan-

maktır. Direnmenin gücüne güven-mektir.

Direnmezse saldırıların artacağınıbilmek; saldırıları susarak, boyun eğerekdeğil mücadele ederek durdurulabile-ceğini görmektir.

Bugün kendisi harekete geçmezsegelecekte çocuklarına bırakacak tekbir hak kırıntısının dahi kalmayacağınıbilmektir.

Çocuklarının da yaşama ve direnmehakkı için bugünden direnmektir.

Sömürü ve zulüm düzeninin önü-müze iki tane seçenek çıkardığına inan-maktır. Ya boyun eğilecek ya sinilipteslim olunacak.

İki yol arasında kendisine ara biryol aramadan kendi sınıfının ve çıkar-larının adına halk adına yaptığı herşeyin haklı ve meşru olduğunu bil-mektir. Bunu bilirsek düzenin "suç"ya da "suçlu" tanımlarıyla kendimizisınırlamayız.

Direnmenin sınırlarını düzenin "suç"kavramları değil; insanın onuru çizer;haklılığı çizer...

İnsanın onuru, haklılığı neyi ge-rektiriyorsa onun gereğini yapmalı-yız...

Her haklı dava, her direniş kendimeşruluğuyla kazanma yolunu açar.

İşyerinde, fabrikada, mahallede,köyde “apolitik”, “gerici” vb. denilendüzenin yalanlarıyla karşı karşıya kalanmilyonlarca insanı haklı olanın safla-rında toplar. Onlara direnmenin onurunuarmağan eder.

Erkan Munar’ın direnişi gibi sayısızdirenişlerle bu yolu açacağız.

MEŞRULUK KAZANMAKTIR!

Meşruluğa inancıgösteren örneklerdenbirisi düzenin “suç”ve “suçlu” tanımınıkabul etmemektir.

Yürüyüş

17 Mayıs2015

Sayı: 469

19 ARALIK KATLİAMI’NIN TÜM SORUMLULARI20

Page 21: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

Bugüne dek şehit ve tutsak aileleriolarak evlatlarımızla beraber tecrit sal-dırısının sayısız çeşidine tanık olduk,yakınlarımızla evlatlarımızla bera-ber direndik.

En kapsamlı tecrit saldırısınınbaşladığı 19 Aralık 2000 tarihinden buyana tecrit duvarlar, demirler oldu; ki-tap, mektup, giysi, görüş sınırlamalarıoldu. Bir araya getirilmeyen tutsak-lar; birbirlerine bir “selam” dahi ver-memeleri için yaptıkları tecrit hüc-releri oldu.

Tecrit taştı, demirdi. Yalnızlaş-tırma, yabancılaştırmaydı. Son sal-dırıyla beraber tecrit cam oldu, kameraoldu.

Evlatlarımızı gözlerden uzak hüc-relerde işkence yapmak için F tipi ha-pishaneleri icat ettiler.

Şimdi ek olarak “şeffaf”lık araç-larıyla başka bir baskı uygulamaya ça-lışıyorlar.

Evlatlarımızı birbirlerinden ya-lıtmak için aralarına taş duvarlar ko-yan devlet, onların savunma hakları-nı kısıtlamak için avukatıyla arasın-daki “özel” görüşmeyi cam fanus-larda sergilemek istiyor.

Aynı şekilde hücreleri de “kame-ralarla” gözetleyerek kendi tutsaklarüzerinde yeni bir baskı kuruyor.

Ayrıca hem cam fanuslarda, hemde 24 saat kamera ile gözetlemede tut-sakların haklarına olduğu kadar onur-larına da saldırılıyor.

Cam Avukat GörüşYerleri Nasıldır,Neye Benzer?

F tipi hapishanelerde avukat görüşyerleri yıkılarak yerine üç ya da dörttarafı cam olan yeni avukat görüş yer-leri yapıldı.

Hapishanenin ana maltasına bakanyere kurulmuş olan bu avukat görüşyerlerinin dört tarafı cam ve her yer-

den izlenebiliyorsunuz. Malta-nın sağ ve sol tarafına sırayla ya-pılmış olan iki yada üç avukat gö-rüş yeri oluyor. Koridorun ortasın-da duran gardiyanlar aynı anda 6 gö-rüş yerini yani 6 avukatı ve 6 mü-vekkilini bir arada izleyebiliyorlar.

Hapishanelere göre bu biçimdebazı farklılıklar olsa da öz olarakyapı aynıdır.

Avukat, müvekkili ile görüş ya-parken sürekli olarak göz hapsindetutuluyorlar ve her yerden görüle-biliyorlar. Ayrıca bu görüş yerlerises de geçiriyor.

Avukat ve müvekkili birer cam fa-nus içinde gibi hareket ediyorlar.

Bu uygulamayla avukat-müvekkililişkisinin gizliliği gasp edilirken;tutsakların da savunma hakları kısıt-lanmış oluyor.

Düşman, tutsaklara “sizin özgür-lüğünüzü kısıtladık, ama yetmez,sizi her an denetim altında tutacağız.Düşüncelerinizi teslim alacağız” di-yor.

Tutsaklar Cam Kafes ve24 Saat GözetlemeSaldırılarına Direniyorlar

Tutsaklarımız slogan atma, görüşyapmayı reddetme, cam görüş yerle

rini parçalama, kameraları parçalamaeylemleri gerçekleştiriyorlar.

Başından itibaren cam görüş yer-lerinde değişiklik yapılmazsa vehücreleri kamera ile gözetmeye sonverilmezse camları, kameraları kıra-caklarını hapishane idaresine bildir-diler. Katıldıkları mahkemelerde sa-vunma haklarının kısıtlandığını an-latarak camları kıracaklarını söyle-diler.

Camların ve kameraların kı-rılması nedeniyle tutsaklara hücrecezaları ve kamu malına zarar ne-deniyle hapis cezaları verildi.

Protesto için slogan atan tutsaklaraonlarca disiplin soruşturması açıldı.

Görüş yerlerinde avukatlarıylagörüşmeyi kabul etmeyen, direnmehakkını kullanan tutsaklara gardi-yanlar saldırdılar; avukatların gözle-ri önünde yerlerde sürüklendiler.

Bu saldırılara yakınlarımızla, ev-latlarımızla beraber direneceğiz.

Devletin her saldırısının karşı-sında şehit ve tutsak aileleri her zamanbarikat örmüştür.

Bugün de aynı barikatı öreceğiz.

En önemlisi halkın gücünü, des-teğini katmaktır. Herkese ulaşmak; ha-pishanelerde dört duvar arasında ya-şanan baskıları, saldırıları kısacası ger-çekleri her yere yaymaktır.

Kuşkusuz afişlerimizle, bildirile-rimizle, açtığımız masalarla ve her tür-

TAYAD’lı Aileler

Cam Kafesler ve 24 Saat Kamera İle Gözetleme Tecrit Saldırısının Son Halidir

ŞEHİT VE TUTSAK AİLELERİ OLARAKBU SALDIRIYA KARŞI İLMEK İLMEK BARİKAT ÖRECEĞİZ!

Ev ev çalışma ciddi birçalışma olmalıdır.

Disiplinli ve programlıbir tarzda ele alınmalıdır.Evlere gidenler öncedenhazırlanmalı, neyi nasıl

konuşacağı, ne önereceğikendilerine

anlatılmalıdır. Bu görevbirim örgütü ya da

yöneticisinin görevidir.

17 Mayıs2015

Yürüyüş

Sayı: 469

21HALKIN ADALETİNE HESAP VERECEK!

Page 22: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

den ajitasyon ve propaganda araçla-rıyla bunları yapmalıyız; yapmaya ça-lışıyoruz.

Ancak her çalışmada olduğu gibibire bir kitle çalışması en önemli veetkili araçtır. Bire bir ve yüz yüze in-sanlarımıza gerçekleri ulaştırmak;onların yaşamlarındaki gerçeklerlebirlikte tutsakların yaşadıkları baskı-ların kaynağının aynı yani AKP fa-şizmi olduğunu anlatmak en önemli-sidir.

İçerde ya da dışarda tüm halkımızAKP faşizminin baskısı, yasaklarıaltındadır.

Ki tutsaklar da zaten hak ve öz-gürlük mücadelesini verdikleri, sal-dırılara direndikleri için faşizm tara-fından tutsak edilmişlerdir.

Tutsaklar halkın örgütlü kesimidir.Halktır. Onların sorunlarını, yaşa-dıkları baskı ve zulmü anlayacak; tut-saklar için harekete geçecek olanlarda yine halktır.

Öncelikle şehit ve tutsak ailele-rinden başlamalıyız.

En yakımızdakiler onlardır. Tut-sakların yaşadıklarını, onlar üzerin-deki teslim alma politikalarını enyakından bilenler onlardır.

Tüm şehit ve tutsak ailelerimizi zi-yaret etmek, onlara yaşananları bire-bir anlatmak üzere bir program çı-karmalıyız.

Kimlere, nereye hangi sıraya göregideceğiz? Nasıl bir planlama yapa-cağız, bunları belirlemeliyiz.

Ailelerimize ne anlatacağız?

Tutsakların yaşadıklarını somut veyalın haliyle anlatabilmeliyiz.

Örnekler vermeliyiz. Şehit vetutsak ailelerimiz devletin zulmünüyakından bilirler. Biz onlara yeni ör-nekleri anlatalım. Sorunun kaynağı-nın yine düzen olduğunu gösterelim.

Yine ailelerin kendi sorunlarınıdinleyelim. Biz de onlara çözüm bul-maya çalışalım.

Ailelerimize umut ve inanç taşı-yalım. Evet hapishanelerde saldırılarda tutsaklar da bitmeyecektir. Bumücadelenin devamlılığı demektir.Vazgeçmemek demektir.

Hapishanelerdeki mevzi savaşıda devam edecektir.

Teslim olmayan tutsaklarımızla,direnme çizgimizle her saldırı mutlakapüskürtülecektir.

Ailelerimizle tutsakların sorun-larını konuşacağımız piknikler, ye-mekler ya da benzeri programlar ör-gütleyebiliriz.

Birlikten güç doğar. Ailelerimizbirlik olmanın, sorunları paylaşmanınve dayanışmanın önemini bu tür et-kinliklerde daha yakından görecek-lerdir.

Ev ev, kişi kişi gerçekleri anlata-lım.

Tutsaklara yapılan saldırıya karşıöreceğimiz barikatı adım adım bü-yütelim.

19-22 Aralık KatliamınınTüm Sorumluları Yargılanmalıdır!

TAYAD'lı Aileler, 6 Mayıs’ta 19-22 Aralık Katliamı’nı yapanla-rın yargılandığı Bakırköy Adliyesi’nin önünde basın açıklaması yap-tı. Basın açıklamasını okuyan TAYAD'lı Mehmet Güvel, o dönem-de Bayrampaşa Hapishanesi’nde kendisinin de bulunduğunu ve 20hapishaneye eş zamanlı operasyon yaptıklarını, bu operasyonda 28devrimci tutsağı öldürdüklerini, içeriye kimyasal gazlar attıklarınıve Bayrampaşa Hapishanesi’nde 6 kadın tutsağı diri diri yaktıkla-rını belirtti. Bunun adının da Hayata Dönüş operasyonu olduğunuama insanların katledildiğini vurguladı. Katliamlar için suç duyurularıdefalarca kez reddedildi, hatta katledilen, işkence edilen tutsaklaradavalar açılmıştı... Israrlı devrimci hukuk mücadelesiyle kanıtlarınbir bir ortaya çıkararak davanın açtırılabildiği ama devletin katliamcıkadrolarını ve emir- komuta zincirini, siyasi sorumluları kimseninyargılamaya niyeti olmadığını belirtti. Son olarak dönemin hükümetlerive Adalet, İçişleri Bakanlıkları, tümü birden yargılanmalıdır” dedi.

Devrimci Tutsaklar, ÜrünleriyleHer An Halkımızın İçinde Yanında...

TAYAD'lı Aileler tutsak evlatlarının sesini her yere taşımaya de-vam ediyorlar. Devrimci tutsaklar da ürünleriyle ulaştırıyorlar sev-dalarını, düşlerini ve direniş coşkularnı...

Eskişehir Adalar Migros’ta 10 Mayıs'ta TAYAD’lı Aileler tutsakürünleri masası açtı. Masaya gelen halk tutsak ürünlerinden alarakdevrimci tutsaklara destek oldu. 24 saat kamerayla gözetleme ve camfanuslara karşı bildiri dağıtımı yapıldı.

Şehit Ailelerinin ArtıkBinlerce Evladı Var!

Abdullah’ın, Ali İsmail’in ve Ahmet Atakan’ınanneleri 10 Mayıs'ta anneler günü dolayısıyla zi-yaret edildi. Karanfiller ve tutsakların yaptığıürünler şehitler adına ailelere hediye edip soh-betler edildi. Şehit çocuklarının yerine binlerceçocukları olduklarını ve bu çocuklarını temsil et-mek amaçlı geldiklerini dile getirdiler. Böylesiözel günlerde şehit çocuklarının, anneleri ile yap-tıkları paylaşımlarını anlatan aileler, çocuklarıylagurur duyduklarını onları yaşatmak amaçlı sü-rekli onların yolunda olacaklarını, birbirleriyledayanışma içinde olacaklarını söylediler. Aynı za-manda davalarının da takipçisi olacaklarını söy-leyen aileler; elbette ki böylesi bir sistemden ada-let beklemediklerini, adaletin olmayacağını,adaletin ancak halkın elinden sağlanacağını be-lirttiler, Halk Cephesi’ne ve Grup Yorum’a sü-rekli yanlarında oldukları için teşekkür ettiler.

Yürüyüş

17 Mayıs2015

Sayı: 469

19 ARALIK KATLİAMI’NIN TÜM SORUMLULARI22

Page 23: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

Hangi bilgiyle, hangi gazetecilik ahlakı ile yazar, ko-nuşur Ahmet Hakan?

Neye göre hareket eder, nedir sınırı veya sınırı varmıdır Ahmet Hakan’ın?

Tabii vardır Ahmet Hakan’ın sınırı... Söz iktidara,söz ekmeğini yediği burjuvaziye geldiğinde, süt dökmüşkediye döner veya bir olayda nalına da mıhına davurmaya başlar... Bu tür tavırlar arasında gider gelirAhmet Hakan gibiler.

Ama halk ve bu halkın onurlu evlatları söz konusuolduğunda ise Ahmet Hakan’ın kaleminin sınırı yoktur.Küfür, hakaret ve ŞAİBE YAYMAKTA sınırı yoktur.

Zaten bu sınırda gazetecilik değil söz konusu olan,gazeteciliğin ‘g’sini bile bulamazsınız.

Yalan ve demagoji üzerine anlata anlata, yaza yazabitiremez.

Mecbur tabii, bu rahat hayatı böyle yaşıyor. Bizeküfür ederek ekmek yiyor Ahmet Hakan.

Bize küfür edecek ki para kazansın Ahmet Hakan.Yoksa Nişantaşı kafelerinde nasıl salına salına gezer!

Marx, “Felsefe’nin Sefaleti” adlı yapıtında; “En so-nunda, insanın ayrılmaz bir parçası olan her şeyin alış-

veriş ve pazarlık konusu olduğu zaman gelip çattı. Bu, ozamana kadar el değiştiren, ticaret konusu olmayan;erdem, duygu, kanaat, bilgi ve bilinç gibi şeylerin deticaret konusu olduğu bir zamandı. Tek kelimeyle herşey ticaret konusu oldu. Bu genel kokuşma ve evrenselölçekte alışveriş dönemidir. Eğer ekonomik terimlerleifade etmek gerekirse, bu, maddi olsun manevi olsun,her şeyin gerçek değerinin saptanması için pazara geti-rildiği bir zamandır” diyor... Aslında insani değerlerintümünün metalaştığı-alınıp satıldığı- bir dünyadan sözediyor.

İşte Ahmet Hakan düşüncelerini böyle pazara çıkar-mıştır. Düşüncelerini pazarlıyor Ahmet Hakan, düşün-celeriyle birlikte, tabii bu düşüncelerin sahibi olankendisini ve bugüne kadarki tüm değerlerini burjuvazinin,faşizmin hizmetine sokmuştur.

İmam hatipten Nişantaşı’na giden bu “çileli” yoldaen karlı iş düşüncelerini satmak.

...

Peki sorsak örneğin Ahmet Hakan’a...

Ahmet Hakan, gazetecilik nedir bilmez misin sen?..

Gazetecilikte en temel ilke, karşı tarafı da dinlemektir

KAPİTALİZMDE Her Şey Alınıp, Satılabilir! Ahmet Hakan'ın Satışa Çıkardığı İse Düşünceleri Oldu!

BURJUVA MEDYADA, UZUN SÜREDİR DÖNEKLİK NORMALLEŞTİ, MEŞRULAŞTI!

Her türlü başkaldırının, adaletsizliğe ve haksızlığa yönelik her türlü itirazın silinmeye çalışıldığı bir dönemden geçiyoruz.

Tayyip Erdoğan, Aydın Doğan'a yine fırça çekti! Görev de sana düştü yine Ahmet Hakan! DHKP-C'YE KÜFÜR EDECEKSİN! EMİR BU!

AMA KÜFÜR EDEN, KÜFÜR YEMEYİ DE GÖZE ALACAK! YİYECEKSİN KÜFÜRÜ!

AHMET HAKAN, BİR RÜTBE DAHAATLADI; PEZEVENK OLDU!

17 Mayıs2015

Yürüyüş

Sayı: 469

223HALKIN ADALETİNE HESAP VERECEK!

DEVRİMCİ HALK KURTULUŞ CEPHESİ

Basın BürosuTarih: 27 Nisan 2015 Açıklama: 447

Page 24: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

desek... Ne der bilinmez, ama onuniçin bunun hiçbir önemi yoktur. Bu-nun sıradan gazetecilik yapanlar açı-sından önemi vardır.

Ahmet Hakan ise gazetecilik bileyapmıyor, yapamıyor...

Nefes bile almadan habire saldırıpduruyor.

Sayfalarca açıklamalar yapmamızarağmen, tek kelime yer vermiyor,karşı taraf ne söylüyor, ne diyor diyesormuyor...

Doğru bulmayabilirsin, onayla-mayabilirsin ama “gazeteci” olduğunuiddia ediyorsan yer vermek zorun-dasın. Neden yapmıyorsun?.. Durmuşaklı, dünyaya artık yalnızca kendipatronunun penceresinden bakıyorda ondan. O pencereden görebildiğide sadece Aydın Doğanın emri, “hü-kümetle aramızı düzeltmek içinDHKP-C’ye küfür et.”

Yok sayamazsın... Ne yaparsanyap, yok saymakla yok olmaz... Buşekilde sadece Tayyip’in gazete say-falarındaki yansıması olursunuz...Faşizmi gazetelerinizde bize uygu-lamaya devam edersiniz... Halk ço-cuklarının kanının akıtılmasını, ca-nının alınmasını meşrulaştırmaya de-vam edersiniz o sayfalarınızda...

Ahmet Hakan Gazetecilik Yapmıyor Adaletsizliği Meşrulaştırıyor

Sen gazetecilik yapmıyorsun. Senadaletsizliği meşrulaştırıyorsun.

Adaletsizliğin meşrulaştırılmasıiçin bize küfür ediyorsun. “Berkinöldü, öldürenin yanına kalsın” di-yorsun, “bekleyin aceleniz ne?” di-yorsun... Halkın adaletsiz kalmasınısağlamak için bize küfür ediyorsun.

Çorum, Sivas, Gazi Mahallesi,1 Mayıs 1977, Ulucanlar Katliamı,Diyarbakır Katliamı... Hangisindekim ceza aldı... Söylesene... Bizeküfür etmek kolay öyle mi, horulhorul uyusunlar hakimler ve bizadalet bekleyelim öyle mi? Neden?

-19 Aralık 2000’de attığınız man-şetler için daha yeni özür dilediniz.

Ahmet Kaya için yazdıklarınız ko-nusunda daha yeni dilinizin, dişinizinarasında kem küm ettiniz, “bugünolsa yapmazdık” diye... Tabii buradasorun şu, sizin ikiyüzlülüğünüzü bizortaya çıkardığımız için bize küfürediyorsunuz. Aradan yıllar geçmesinibeklemediğimiz için, hesap sordu-ğumuz için bize küfür ediyorsunuz.Sizin yalanlarınıza, ahkam kesme-lerinize izin vermediğimiz için bizeküfür ediyorsunuz... Öyle ya sen ya-zacaksın; “A kişisinin yedi doğrusu,üç yanlışı... B kişisinin, iki hatası,üç güzel yanı... C’ye tavsiyeler...D’nin üç yararı, iki zararı” deyipahkam keseceksin, biz de senin de-diklerini yapacağız... Hadi ordan,bulaşık kafalı pezevenk!..

“Ben küfür edersem herkes ina-nır” diyorsunuz öyle mi?.. Yok, öyledeğil.

Biz, Düşüncelerimiz İçin Ölüyoruz... Siz, Habire Düşüncelerinizden Dönüyorsunuz...

Bu nedenle inandırıcı olma şan-sınız bile yoktur. Ama burada sorun,sizin küfürleriniz, hakaretlerinizdir.Buna izin vermeyeceğiz. Her satırı-nıza cevap vereceğiz. Siz küfür eder-seniz, biz de edeceğiz. Küfür nasıledilirmiş, onu da bizden öğrenecek-siniz. Çünkü siz, çürüyen ve yozla-şanlarsınız. Yıllar önce hükmünüvermiş ustalar, bu düzen çürüyen veyozlaşan kapitalizmdir... Düzen çü-rüyor, bu çürümeden sizin kurtul-manız mümkün değildir. Devrimcilerdışındaki herkes, bu düzenle birlikteçürüyüp yok olacaktır. Bu çürümeninen belirleyici özelliği, bu saldırgan-lığınızdır... Saldırma anlat bize... Ne-rede adalet... Soru sorduk yukarıda...Hangi davalardan, hangi adalet çıktı...Anlat da biz de bilelim. Tabii sizintuzunuz kuru. Ölen siz değilsiniz,sizin kızınız, oğlunuz değil.

Siz çürümüşsünüz... Çürüyen, çü-rüyeni temsil eder... ÇürüyendenADALET çıkmaz...

Yalandan, yanlıştan doğru çıkmaz.Ürettikleri her şey arkalarında bı-

raktıkları irinlerdir... Ancak irin sa-çarsınız siz.

KENDİSİ ÇÜRÜYENİN YA-ZILARI DA ÇÜRÜK OLACAK-TIR. BURJUVAZİ ÇÜRÜRKENSİZİ DE ÇÜRÜTÜR. SİZ KÖŞEYAZARLARI DA HALKIÇÜRÜTMEYE ÇALIŞIRSINIZ.GÖREVİNİZ BUDUR.

SİZ, PATRONLARINIZINMADDİ ÇIKARLARINI; BİZ,HALKI SAVUNUYORUZ, ARA-MIZDAKİ FARK BUDUR.

Size değil, bize inanacak halk.Hiç şansınız yok.

Eskiyi yıkıp, yeniyi kuracak olanbiziz.

Çünkü dünyada kirlenmeyen tekyer, devrim ve devrimcilerdir.

Çünkü dünyanın en soylu damarıdevrimcilerdir.

TEMİZ VE GÜZEL OLAN NEVARSA, BİZ DEVRİMCİLERDE-DİR. ÇÜNKÜ DEVRİMCİLİK,İNSAN OLMA MÜCADELESİ-DİR. BURJUVAZİNİN, İNSAN-DAN ÇALDIĞI TÜM DEĞER-LERİ, TEKRAR İNSANA KA-ZANDIRACAĞIZ VE İNSANIAYAĞA KALDIRACAĞIZ. BUNUSADECE DEVRİMCİLER YAPA-BİLİR.

Siz ise temizi kirletiyorsunuz. İn-sana has olan tüm güzellikleri çir-kinleştiriyorsunuz. Her şeyinizi sa-tıyorsunuz. Dün savunduğunuz de-ğerleri, bugün satıyorsunuz. Düninandıklarınıza, bugün küfür ediyor-sunuz.

Sosyalizm hariç, başka hiçbirideolojide, hiçbir yerde bütün ulus-ların emekçilerinin eşit haklara sahipolmasını savunan, kadınların eşithaklara sahip olmasını savunanİDEOLOJİ yoktur.

Hiçbir burjuva ülkesinde, bizimİDEOLOJİMİZ gibi, her türlü bil-gisizliğe, her türlü gizemciliğe, hertürlü yobazlığa ve şarlatanlığa kesinbiçimde karşı çıkan başka İDEOLOJİyoktur.

Yalnızca devrimci mücadeleyecan-kan taşıyan bizim ideolojimiz;gerçekten ileri, içerik bakımdan zen-

Yürüyüş

17 Mayıs2015

Sayı: 469

19 ARALIK KATLİAMI’NIN TÜM SORUMLULARI224

Page 25: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

gin ve devrimcidir.

Her türlü burjuva demokratik dü-zenden çok daha ileri bir düzeni veburjuva kültüründen KAT KAT üstünbir kültürü yaratan DEVRİMCİ de-ğerlerimiz, herkese EVRENSEL de-ğerleri öğretme hakkına sahiptir.

Bizden öğreneceksiniz. Gazete-cilik yapmayı da öğreteceğiz size...Öle vura, vura öle öğreteceğiz.

Sizin ise hiçbir şey öğretmeye,anlatmaya hakkınız yoktur. Ancakpara ile konuşursunuz siz.

Çünkü burjuva kültürünün ahlakitemeli ÇÜRÜMÜŞTÜR ve DA-ĞILMAKTADIR.

Bu kültür, kapitalist özel mülki-yetin, burjuva toplumunun üst taba-kasının bencil ve kendine dönük çı-karlarının hizmetine girmiştir. Sizde onların emir erisiniz... Aydın Do-ğan vergi borçlarının üzerine nasılyatacak. İhaleleri nasıl alacak? Biryandan AKP’ye dişlerini gösterip,bir yandan bize küfür ettirecek...Başka şansı yok.

Bu toplumsal alanı sizin gibi kirlidönek yazarlar güruhunun, toplumunilerici tabakasının dikkatini toplumsalve siyasal mücadelenin can alıcı so-runlarından ayırmaya ve onları ucuz,bayağı, hiçbir bilimsel ölçüsü, değeriolmayan, “ben söylerim olur” ca-hilliğinize terk etmeyeceğiz. Batak-lığınızda kendiniz kokuşacaksınız,yanınıza kimseyi çekemeyeceksiniz.

Kaynağı nedir bu sözlerinizin,yazılarınızın? Kaynağı halk değildir,burası kesin.

Sığ, bayağı, değersiz kişisel özelyaşam. En fazla kendi deneyleriniz...Ki, bu da yoktur sende. Çünkü, dö-neklerin biriktirdikleri bir deneyleri,değerleri de yoktur; bugün inandık-larına yarın ihanet ederler.

Adalet talebini, tüccar burjuvabasının maaşlı dillerine bırakmıyoruzdiye saldırıyorsunuz bize... Öyle ya,size bıraksak savcı Kiraz’ın üç iyi,iki kötü yanı... Berkin’in vurulmasınıniki yararı, beş zararı... Yazar durur-sunuz. Cahil ve acizsiniz. Başka biryöntem de bilmezsiniz.

Bize saldırıyorsunuz... Suçlusunuz

çünkü. Sizin gibi dönek yazarlar,BURJUVA TOPLUMUNUN soy-suzlaşmasını örtbas etme çabasın-dadırlar... Her kelimeniz bunun için-dir... Bu soysuzlaşmanın en açıktakiyanı adaletsizliktir, adaletsizliği örtbasetmek için bize saldırıyorsunuz.

Sen ve senin gibi dönekler; umut-suzluğu, katlanmayı tavsiye edersiniz,burjuva ideolojisini yaymak ve meş-rulaştırmak için varsınız... Bunu daancak bizi karalayarak yapabilirsiniz.

Aksi, bilime ve akla aykırıdır.

Çünkü her düşüncenin beslendiğibir ideoloji vardır... Her ideoloji debir sınıfın ürünüdür. Senin küfürlerin,saldırıların da burjuva sınıfının, bur-juva ideolojisinin ürünüdür... Burju-vazi, her zaman zorla, baskıyla ya-pamadığını, sizin gibilerle yaparaksömürüsünü sürdürmeye çalışır. Sizde bunun uşaklarısınız işte.

Vazgeç Ahmet Hakan!

Sen gidersin, başkası gelir.

Ama sömürü olduğu sürece, zu-lüm olduğu sürece biz varolacağız...Biz halkız... Tüketemezsiniz, kirle-temezsiniz... Gerçekler leke bile tut-maz... Değil kiriniz bulaşsın.

Ahmet Hakan tek bildiğini yapı-yor; kendinden öncekiler ve kendibenzerleri gibi... Bize küfür ediyor,kendisi yetmiyor, “belki ikna ede-mem, sağlam bir borazan olamam”deyip kendine yeni sesler de buluyorköşesinden konuşturmak için. “Zekapırıltısı saçan” yönlendirmeleri ileörgütümüz hakkında yönlendiriyorröportaj yaptıklarını. Sonra da yutturyutturabildiğine Ahmet Hakan...

Ama buna rağmen istediği ce-vapları da tam olarak alamıyor.Bakın Turgut Kazan röportajındaAhmet Hakan’ın zoraki yönlendir-melerine ne cevap veriyor TurgutKazan:

“DHKP-C bir derin devlet örgütümü?

TURGUT KAZAN: Bu örgütle il-gili bir bilgi birikimim yok. Ama bil-diğim şu: Bu tür örgütler, karanlıkgüçler tarafından kullanılır. Bu kul-lanmanın en tipik örneği Sabancısuikastıdır.

....

Terörist eyleme imza atanlar, ka-ranlık bir yapı tarafından kullanıl-dıklarının farkında değiller mi?

TURGUT KAZAN: O gencecikçocuklar, belki heyecan duygularıyla,coşkularıyla yapıyorlar bu işleri...Derin devletin adamı olarak yapmı-yorlar.”

Ahmet Hakan gazeteci...

Geç bunları, geçin bunları... Sengazeteci değilsin... Gazeteciliği degeçtik, insan kalamazsınız böyle birdüzende.

Gazeteciyseniz, Burjuva Anlamıyla Bile Olsa, Kendi Koyduğunuz “Etik”le Gazetecilik Yapın! Kanımız-Canımız Üzerinden Size Ekmek Yedirmeyeceğiz! Pezevenk Ahmet Hakan!

İmam hatipten Nişantaşı’na ge-len... Döneklikten, Aydın Doğan’ınzüppeliğine uzanan bu yolu biz bili-yoruz Ahmet Hakan.

O, gericiliğin tarihsel çöplüğündentoplanmış bir medya devşirmesi. Ka-lemini satmış demek için, bir kalemiolmalı insanın. Yazar değil, o birsoytarı, o bir pezevenk!

Ama, Ahmet Hakanlar’ı artık dö-neklik kelimesi de ifade etmiyor.Artık döneklik kelimesi onlar içinnormalleşmiş, utanma duygularınıkaybetmiş, meşrulaştırmışlardır dö-nekliği...

Döneklik ona övgü gibi geliyortabii...

Onun açısından, insanın yarı yoldainançlarından vazgeçmesinin bütünbiçimleri “saygıdeğerdir”. Bu, dö-nekliğin meşrulaştırılmasıdır.

Geleceği için geçmişini satanlar-dandır Ahmet Hakan.

Bazen hedef gösteriyor, bazen te-tikçilik yapıyor. Ya da uşaklığın sınırıolmadığından, bu zavallı dönek dön-meye doymuyor, en ufak bir aykırı

17 Mayıs2015

Yürüyüş

Sayı: 469

225HALKIN ADALETİNE HESAP VERECEK!

Page 26: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

sese tahammül edemiyor. Başkaldı-ranı, başvereni gördüğünde tüyleriürperiyor. Başkaldırı duygusununbastırılamadığının en çarpıcı örneğisilahlı eylemlerimiz, direniş ruhununöldüğünü vaaz ederken kavganın sür-düğünü ve süreceğini gösteriyor dev-rimciler. Nefretleri bundan, hınçlarıbundan bize. Çünkü korkuyor. Kork-malı da. İnsanlıktan çıkmış olan,insan olanı gördüğünde, geçmişinihatırlayıp öfke duyuyor. Ve hırsındandaha fazla kölelik talep ediyor.

O, şöhretini korumanın tek yolu-nun; sola, adalete, insanlığa saldır-maktan geçtiğini biliyor.

Ahmet Hakan artık bir peze-venk olmuştur.

Bir kadın eti nasıl pazarlanıyorsabu düzende, o da düşüncelerini öylepazara çıkarmıştır. En çok parayı ve-ren, en sağlam köşeyi veren için Ah-met Hakan koştur koştur düşüncele-rini pazarlamıştır... Köşesinden boyboy beynini satıyor.

Bir pezevenktir Ahmet Hakan...Halkın kanı, canı, açlığı, yoksulluğuüzerinden düşüncelerini pazarlayanbir pezevenk!

Ne demektir pezevenk?Pezevenk: Farsça “pejavend”

kelimesinden geldiği söylenir. O dil-deki anlamı “kapı tokmağı” veya“sürgü” imiş.

Türkçe’ye de “kapıda bekleyenadam” anlamıyla girmiş.

Pezevenk: Ermenice “Pozavak”ınTürkçe’deki hali.

“Poz”, fahişe demek. “Avak” isebir şeyin sahibi demektir.

Evet, kimin kapısının pezeven-gidir Ahmet Hakan?..

Aydın Doğan’ın kapısının pe-zevengi.

Kimin kapısında beklerse onasatar beynini, düşüncelerini.

Bir Kiralık Kalemşör Ahmet Hakan’ın Pazara Çıkardığı Son Düşünceleri!

Çağlayan Adalet Sarayı’nda31.03.2015 tarihinde Berkin Elvandosyasına bakan savcının, DHKCsavaşçıları Şafak Yayla ve BahtiyarDoğruyol tarafından rehin alınmasıeylemi sonrasında, oligarşinin med-yası birbirleriyle yarışırcasına eylemikaralamaya dönük saldırıya başladı.Eylemi gerçekleştiren savaşçılara veCephe’ye bol keseden atıp tutuyorlar.

Bu saldıranların başında ise tescillidöneklerden Ahmet Hakan geliyor.Günlerdir kinini kusuyor ama birtürlü hızını alamıyor Ahmet Hakan.Burjuvazinin halka karşı sürdürülenpsikolojik savaş silahlarından olanve yıllardır burjuva medyanın “ami-ral gemisi” olan Hürriyet Gazete-si’ndeki köşesinden, saldırıya en önsaflarda katılmak zorunda olan ne-ferlerden.

Ahmet Hakan, 31 Mart eylemgününün ardından bugüne kadar heryazısında muhakkak Çağlayan eyle-mini ya da DHKP-C’yi karalamakiçin birkaç satır dahi olsa yazmayıeksik etmiyor.

En son Turgut Kazan’la yaptığıröportajda da görüldü ki röportajıntek amacı vardı; o da DHKP-C’yive Çağlayan eylemini karalamak.

“Eline silah alıp terör eylemleriyapanlara “terörist” denir. Eğer te-röristler, yaptıkları terör eylemiyle...

- Demokratik taleplerin haykırıl-masını daha da zor hale getiriyorlar-sa...

- Egemenlerin azgın dişlerini dahada azgın bir şekilde göstermesinekatkı sunuyorlarsa...

- 14 yaşındaki bir çocuğun azizhatırasına bir kez daha saldırılmasınayol açıyorlarsa...

- Katiller bulunsun talebinin kısıkbir sesle bile dillendirilmesini im-kânsız kılıyorlarsa...

- Güvenlik politikalarına abanmayımarifet sananların ellerini kuvvet-lendiriyorlarsa...

- Barışçıl, demokratik hak aramataleplerinin töhmet altında kalmasınaneden oluyorlarsa...

- Elleri böğründe provokasyonbekleyenlerin beklentilerini karşılı-

yorlarsa... Çatışmacılıktan hayat bu-lanlara bulunmaz bir fırsat sunuyor-larsa... Onlara sadece ‘teröristler’ de-mek yetmez. Onlara...

‘Maşa oldukları açıkça belli olanprovokatör teröristler’ denir. (2 NisanHürriyet)”

Ahmet Hakan’ın bu dâhiyane tes-piti üzerine birkaç soru doğuyor.

Devrimciler neden silahlı müca-dele veriyor?

Türkiye gibi faşizmle yönetilenbir ülkede ‘barışçıl’ yöntemlerle mü-cadele etmek neden yetmiyor? Tür-kiye’de yaşayan herkes bilir ki Tür-kiye’de hak arama mücadelesi kanlı,katliamlarla dolu bir mücadeledir.Ve bu katliamları yapan faşist devletinkendisidir. Çok uzaklara gidip örnekvermeye de gerek yoktur. 31 Marteylemi, Berkin için, Berkin gibi kat-ledilen halk çocukları için adalet is-temek amacıyla yapılmıştır. Peki bu-raya gelinene kadar Ahmet Hakan’ınbahsettiği o tehlikeye giren “barışçıldemokratik hak arama taleplerin-den neler yapılmamıştır?”

Tam 655 gün boyunca Cepheliler,Berkin Elvan’ın katillerinin yargı-lanması için adalet istedi. Adalet is-tendi diye onlarca insana gaz bom-baları atıldı, TOMA’larla su sıkıldı.Yerlerde sürüklendi, gözaltına alındı,tutuklandı. Onlarca öğrenciye, öğ-retmene, memura soruşturma açıldı.Berkin Elvan için adalet isteyen, ey-lemlere katılanlar hakkında da bin-lerce soruşturma açıldı. Katliamlaryapan faşist devlet ve onların savcılarıne yaptı? Katletme emrini verdi,sonra katilleri korudu.

Anaların acılarıyla dalga geçilen,mahkeme salonlarında dahi katil pat-ronların, polislerin, çetecilerin ko-runduğu bir sistemde, silahla hesapsormak en meşru olandır.

10 Nisan tarihli yazısında Ber-kin’le ilgili “Teröristler Berkin’iikinci kez öldürdüler” diyor AhmetHakan. Bırakın terör demagojisi yap-mayı. “Bir cenaze var dedik Anadolutopraklarının orta yerinde. Bu cenaze15’inde bir çocuğun.” Ve katili faşistdevlet, katili AKP’nin polisi. Katiller

Yürüyüş

17 Mayıs2015

Sayı: 469

19 ARALIK KATLİAMI’NIN TÜM SORUMLULARI226

Page 27: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

belli, fotoğrafları, videoları, itirafları,her şeyi mevcut. Ancak hani neredeadalet? Adalet yok.

Biraz önce, devrimcilerin hak ara-mak için her yöntemi denediğini an-lattık. Peki soruyoruz Ahmet Hakan’a;siz ne yaptınız? En gündem olan dö-nemlerde Berkin’i, Soma’yı ve Ha-ziran şehitlerini yazıp geçiyorsunuz.Sonrası kendi hayatlarınız. Unutupgidiyorsunuz, düzenin değirmeninesu taşımaya devam ediyorsunuz.

Oysa Berkin’in yoldaşları, Ber-kin’in hesabını sorana kadar şehitle-rine olan devrim sözünü yerine geti-rene kadar uyku nedir bilmez. Oöfke ile büyütürler sınıf kinlerini.Şafaklar’ı, Bahtiyarlar’ı, Elifler’iyaratır katillere olan kinleri.

“Uyanın ey ehli vatan! Uyanıney akıl sahipleri! Uyanın ey vicdansahipleri! Sözde Berkin adına ha-rekete geçtiklerini söyleyen katiller,Berkin cinayetini aydınlatmak iste-yen bir savcıyı şehit ettiler.” (03.04.15Hürriyet; Ahmet Hakan)

Savcı Kiraz, Berkin Elvan dos-yasını aydınlatmak mı istiyordu?Peki nereden anlıyoruz bunu? SavcıKiraz, Berkin Elvan’ın katillerininbulunması için neler yapmıştı? Davadosyası ile ilgilenen avukatların açık-laması ortadadır.

“Soruşturma, avukatların suç du-yurusu yapması ile başladı. Soruş-turma, önce Haziran Ayaklanmasışikayetleri ile birlikte yürütüldü. Sav-cılık, torba soruşturma açmıştı, Ha-ziran Ayaklanması’ndaki tüm şika-yetleri aynı dosya içinde yürütmeyeçalıştı, avukatların verdiği dilekçeile Berkin’in dosyası, ayrı soruşturmadosyası olarak ele alındı.

Delillerin toplanması, olay ye-rindeki görüntülerin istenmesi, ta-nıkların dinlenmesi, avukatların ver-diği dilekçeler sonrasında yerine ge-tirildi. Tanıkların isimleri verildiğihalde dinlenmediler, avukatlar ta-nıkları buldu, getirdi, o zaman din-lenebildiler. Dört ayrı savcı değişti,tüm savcılar, sadece avukatların ver-diği dilekçeler üzerine gerekli ince-lemeyi yaptılar ya da belirtilen de-lilleri topladılar. SAVCILARIN HİÇ-

BİRİ KENDİLİĞİNDEN İŞLEMYAPMAMIŞTIR. BUNA, MEH-MET SELİM KİRAZ DA DAHİL-DİR.”

Dava avukatları bile böyle derken,Ahmet Hakan’ın gördüğü ama bizimgörmediğimiz başarılar nedir, nere-lerdedir? Hep söylüyoruz, yine söy-leyeceğiz. Gerçekler, siz öyle isti-yorsunuz diye yok olmaz.

AKP iktidarı döneminde 241 ço-cuk öldürüldü. Hiçbirinin katili yar-gılanmadı. Berkin de bu çocuklardanbirisidir. Dosyada 21 polis ismi vardı.Tespit edilen ve Savcı Kiraz’ın dakırmızı kalemle işaretlediği 3 polisise ağır şüpheli idi. Hangi işlemlerbaşlatıldı bu katillerle ilgili? Hiç!Ne Mehmet Selim Kiraz, ne de faşistdevlet, katillerin bulunması için hiçbirçaba göstermedi.

Savcı Kiraz da önceki diğer sav-cılar gibi katil polisleri korumakistedi. Savcı Kiraz’ın korumaya ça-lıştığı devleti Berkin’in katillerinikorumak pahasına kendi savcısınıgözden çıkardı. DHKC savaşçılarıŞafak Yayla ve Bahtiyar Doğruyol’ukatlettiler. Dosyayı aydınlatmak is-teyenler, 31 Mart günü halk savaş-çılarının en temel isteğini yerine ge-tirir, katil polisleri açıklar savcısınıkurtarırdı ama yapmadılar. Katliamı,katilleri korumayı tercih ettiler.

Elbette böyle süreçlerde “terör”demagojisi yapıp, devrimci hareketeen çok saldıranlardan biri olmak,Ahmet Hakan’a bir şeyler kazandı-racaktır. Zira kendisi sürece göre dü-menini kırmayı iyi bilenlerdendir.Dün gericilerin teknesindeydi, onlarındümenini savunuyordu; şimdi AydınDoğan’ın yanında burjuvaziye yara-nıyor.

Ahmet Hakan’ın Turgut Kazan’layaptığı 15.04.2015 tarihli röportajıda tamamen devrimci hareketi, Tür-kiye’deki devrimci mücadeleyi, solukaralamaya dönüktür.

Soruyor Ahmet Hakan, her cüm-lesi kin, her cümlesi saldırı dolu.

“DHKP-C, bir derin devlet örgütümü? Terörist eyleme imza atanlar,karanlık bir yapı tarafından kulla-

nıldıklarının farkında değiller mi?”

Turgut Kazan da bilirkişiymişgibi kendisine soru sorulmuş ve cid-diye alınmış olmanın mutluluğuylacevaplıyor: “Derin devlet her yeregiriyor. Böyle örgütlerin içinde herzaman vardır. İnanmışları yönlen-diren pozisyonda oluyor.”

Dış mihraklar, terör ve derin devletyalanlarıyla, devrimci hareketin adaletanlayışı bugüne kadar karalanamadı,siz de karalayamayacaksınız.

Çağlayan eylemi, adalete muhtaçolan halkımıza, milyonlara umut ol-muştur.

Ahmet Hakan aynı yazıda soruyor,Turgut Kazan’a: “Savcının şehit edil-mesi olayında, özellikle sosyal med-yada terör olayını yapanlara destekmesajları atıldı. Ne diyorsunuz buna?”

İşte tam olarak mesele buradadır.“Terör, derin devlet, kaos amaçlı ey-lem vs.” tüm demagojilerinizin çök-tüğü yer halkın kendisindedir. Şehitdüşen halk savaşçılarının ardındanmilyonlarca insan “biz de sizi sevi-yoruz” diye her türlü yasağa karşınCephelilere olan sevgilerini ifade et-mişlerdir. Halkımız, şehitlerini sa-hiplenmek için Adli Tıp önünde nöbettutmuş, dayak yemiş, gözaltına alın-mıştır. Eylemin günlerce sonrası bile,savaşçılara sevgilerini ifade edenmailler attı diye onlarca insanın evi,işyeri katil AKP’nin polisleri tara-fından basıldı, gözaltılar yapıldı.

Ne Ahmet Hakan ne de onun gibioligarşinin kalemşörleri devrimcileri,devrimcilerin adalet anlayışını halkıngözünde karalayamaz. Buna güçleriyetmez. Çünkü gerçekler devrimcidir.

İşte kendi röportajlarında, kendikazdıkları bir kuyuya daha düşüyorlar.Turgut Kazan “Türkiye’de artık yargıiçin, adalet için hiçbir umut kal-mamıştır. Nasıl bir mücadele veril-mesi gerektiğini de bilmiyorum.”diyor. BİLMİYOR AMA AHMETHAKAN ONU KONUŞTURMA-YA DEVAM EDİYOR...

Biz biliyoruz. Bu düzende adaletyok. Adaleti biz sağlayacağız, Cep-heliler sağlayacak. 45 yıldır bununiçin, devrim ve sosyalizm müca-

17 Mayıs2015

Yürüyüş

Sayı: 469

227HALKIN ADALETİNE HESAP VERECEK!

Page 28: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

delemizden bir milim bile şaşmadık.

Ahmet Hakan gibi fikirlerini sa-tarak, bir yerlerde kendine koltukkapanlar bunu anlayamaz.

Ahmet Hakan, medyatik olmakadına ideallerini, hedeflerini, fikirlerinisatan bir pezevenktir. Devrimci ha-reket ve devrimciler hakkında ko-nuşacak en son kişidir.

“Ya özgür vatan ya ölüm” şia-rıyla gencecik bedenleriyle tüm dün-yaya kafa tutan bu onurla şehit düşendevrimcileri, halkımız iyi tanır. On-ların çocuklarıdır, onlar. Kimse dev-rimci harekete öyle rahat hakaretedemez. Onlar Aydın Doğan’ın ya-nında bir yer kaptım diye seviniyor.Daha fazla yaranma derdiyle atıyor,tutuyor. Bir kez daha söylüyoruz.Tarih direnenleri yazacak. Tarih Şa-faklar’ın, Bahtiyarlar’ın, Elifler’inve nice halk çocuğunun cüretiylegelen zaferi yazacak. Ahmet Hakanve onun gibiler ise işleri bittiğindeatıldıkları burjuvazi çöplüğünde unu-tulacaklar.

Evet Ahmet Hakan, bu yazdık-larımızı nasıl değerlendirirsin bi-lemeyiz.

“Tehdit ediyorlar, küfür ediyor-lar!..” İstediğini söyle, istediğiniyap... Tabii “istediğimi zaten yapıpsöylüyorum” diye şimdi nutuk atarsın.Yok istediğini yazıp, istediğini çize-mezsin, çizemiyorsun, yazamıyor-sun...

Ancak sen ve senin gibiler pat-ronlarının istediği kadar, AKP’ninkoyduğu sınırlara kadar yazıp çizer-siniz. Aklınız ancak buna göre çalışır.

Kanımız, canımız üzerinden ek-mek yedirtmeyeceğiz size.

Seni tehdit etmiyoruz, uyarmı-yoruz... Değmezsin buna. Küfür eder-sen biz de küfür edeceğiz.

Bugüne kadar çok gazeteciyi eleş-tirmiş, yerden yere vurmuşuzdur daeleştirilerimizle...

TEHDİT ETTİĞİMİZ TEK ga-zeteci Tayfun Hopalı’dır... Armut-lu’da kanımız üzerine politika yapanbiridir... İnsanlarımızın katledilmesinesebep olan, katliam çağırısı yapanTayfun Hopalı özeleştiri yapmazsa,

evet, bedelini ödeyecek. Kendimiziçin uygun gördüğümüz bir yerdeve zamanda hesabını soracağızkatlettirdiği insanlarımızın.

KANIMIZ ÜZERİNDEN PO-LİTİKA YAPMAKTAN VAZGEÇ!

BU HALKIN EN SOYLU DA-MARLARI OLAN ŞAFAKLAR’I,BAHTİYARLAR’I O PİS; DO-ĞAN, TAYYİP,; KAN, TER VEİRİN KOKAN AĞZINA ALMA!

BURJUVA ETİK DEĞERLE-RİNE GÖRE DE OLSA GAZE-TECİLİĞİ BECEREMİYORSA-NIZ BİLE, İNSAN KALMAYI Bİ-LİN!

Kıssadan hisse... İlhan Selçuk’un, Babıali’deki dö-

nek gazetecileri anlatmak için anlattığıbir fıkrayla bitirelim...

Fıkra şöyledir:

Bektaşi, kendisine haksızlık yapansatılık bir yazara sinirlenip, gelir Ca-ğaloğlu Yokuşu’nun başına.

Bektaşi Cağaloğlu Yokuşu’nunbaşında durmuş.

Geniş bir nefes aldıktan sonraelini şakağına dayamış. Sesinin bütünkuvvetiyle;

-Ulan pezevenk!.. diye bir naraatmış.

Bu narayı duyanlar derhal “dük-kânlarından” fırlamışlar. Ne oluyordiye yokuşun üst başında duran vealaylı alaylı gülen Bektaşi’ye bak-mışlar. Bektaşi yokuşu dolduran ka-labalığa birkaç saniye bakmış:

“Yahu amma da çokmuşsunuz”,diye bağırmış.

Çağrımızdır... Halktan Yana, Halk İçin Gazetecilik Yapın

Yazılarınız, kalemleriniz halkçıolsun.

- Halkı her türlü baskı ve sömü-rüye karşı mücadeleye seferber edenyazılar yazın.

- Halka katlanmayı değil hakkınıaramayı tavsiye eden yazılar yazın.

BUNU YAPAMIYORSANIZ DA

BUNU YAPMA CÜRETİ OLAN-LARA KÜFÜR ETMEYİN, HAKA-RET ETMEYİN. YALAN SÖYLE-MEYİN.

A- Bir olayın sadece sonuçlarıile değil nedenleriyle de ilgilenin.

B- Bir olayda iki tarafı da din-leyin, iki tarafın da düşüncelerineyer verin.

Halk için olmayan her şey düzeniçindir... Halk düşmanları içindir..

Halkımız! Ahmet Hakan gibilere eliniz değ-

mişse eğer, yedi tas su dökün elinize.

Satılmış ve kanlı ellerdir onunelleri. Dilleri yalan, elleri yalan, söz-leri yalan, yalanla sarmışlar dört ya-nımızı. Bize cellatlarımızı övüyorlaronlar...

Ne yaparlarsa yapsınlar boşunadır.Sonunda kazanacak olan devrimdir,adalettir.

Biz, adaleti temsil ediyoruz. Sus-mayan ağızlar, başkaldıran yürekler,tetik çeken parmaklarla yerlerde sü-rüklenerek kafamız gözümüz yarı-larak adaleti temsil ediyoruz.

Ahmet Hakan gibiler, ölümlerealıştırmak istiyorlar...

14 yaşındaki çocuklarımızın ölüm-lerine alıştırmak istiyorlar bizi... AKPiktidarı döneminde 241 çocuk öldü-rüldü, kimsenin gıkı çıkmadı; Ber-kin’in öldürülmesi hariç... İşte 241çocuk bir yana, Berkin bir yana...Nasıl bozarsınız bu oyunu, AhmetHakan gibilerin tahammülsüzlüğübunadır.

Alışmayacağız!

Adaletsizliğe çocuklarımızın öl-dürülmesine alışmayacağız...

Halkımızı buna alıştırmanıza daizin vermeyeceğiz...

Tarihi yine biz yazacağız! Ölüm-lerin içinden gelip, hayatı kuşanaca-ğız!

Birimiz düştüğünde, diğerimizalacak boşalan yeri.

“Ve bizden sonra gelenler

Yürüyüş

17 Mayıs2015

Sayı: 469

19 ARALIK KATLİAMI’NIN TÜM SORUMLULARI228

Page 29: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

demir parmaklıklardan değil,

asma bahçelerinden seyredecek

bahar sabahlarını, yaz akşamlarını”

Ne tankları, baskı makineleri, ya-lakalıkları, ne bir medya uşaklarıönüne geçemeyecek nihai yenilgile-rinin.

Ölüyor, yaşamı en çok hak eden-lerimiz.

Boyun eğdiremedikleri, direnirkensavaşırken; savaşanlara saldırıyorşimdi düzenin medyadaki bekçi kö-pekleri. Kadınlı, erkekli salyalar akı-yor ağızlarından. Yarışıyorlar birbir-leriyle yalan üretmek ve zihinleribulandırmak için. En demokrat gö-rünenleri, en çok yalan üretendir. Eninsancıl görüneni, ölüme en çok alkıştutan. İnsan, insan olmaktan ar ediyoronları görünce.

Biz devrimciyiz. Son sözü bizsöyleyeceğiz! Ama şimdi, tıpkı şairindediği gibi;

“Karşı koymazsak eğer

tehlikededir günlük ekmeğimiz.

Bacamızın tütmesi tehlikededir.

Evimiz, aşkımız, çocuğumuz

Pencerede saksı,

kitap sevgisi, insan sevgisi

tehlikededir.

Gözlerini ölüm bürüdü onların.

Uyumak, uyanmak tehlikededir.

Tehlikededir çiçek koklamak,

bardakta su, ateşte yemek,

bahçede güneş tehlikededir.”

Tek çıkar yol, karşı çıkmakta, di-renmekte ve savaşmaktadır.

Hayatı savunmak için adaleti al-mak için savaşmaktadır.

Şimdi düzenin egemenleriyle bü-tünleşmiş bir avuç dönek hep birliktesaldırıyorlar salyaları akarak.

Bu bir avuç dönek dinini de sat-mıştır, düşüncesini de...

Geçmişlerine ihanet edenler, on-lara geçmişi hatırlatan; inancı, direncitemizliği, adaleti hatırlatan her şeydenkorkar ve nefret ederler. Nefretin vekorkunun dozu farklıdır. Döneklervar, eline geçirdiği her fırsatı solcu-luğa ve sosyalizme kin kusmak için

kullanır. Geldiği yeri bile solculuğasaldırarak hak etmiştir.

“KARDEŞLER Onlara rastlarsanız eğer

Ölümü görmüş gibi çevirin başı-nızı

Kirpiksiz sarı gözler gözünüzebakarken

arkanızdan sırtınıza

bir bıçak girebilir...” demek ge-rekiyor.

Kardeşler onun gibilere elinizdeğmişse eğer, yedi tas su dökünelinize, diye tekrar ediyoruz.

Biz kazanacağız.

Çünkü biz halkız.

Güçlü olan biziz.

Gücümüzü tarihsel ve siyasal hak-lılığımızdan alıyoruz

DEVRİMCİ HALKKURTULUŞ CEPHESİ Yürüyüş

17 Mayıs2015

Sayı: 469

Hicri Selviler ve Leyla Erdoğan8 Şubat'ta AKP İstanbul İl Kon-gresi’nde “Berkin’in KatilleriniArıyoruz! Dev-Genç” pankartıaçarak Berkin Elvan’a adalet iste-diler. Adalet istedikleri için kongresalonunda bulunan “Ak Gençler”tarafından linç edilmek istendiler,işkencelerle gözaltına alındılar.Savcılığa sevk edildiler, savcılıkhızla tutuklamaya sevk etti. SulhCeza Hâkimliği, Hicri ve Leyla’yı dinlemeden 5 dakikaiçerisinde tutuklama kararı verdi. Bizler karara tepki gösterip“böyle adalet olmaz” dediğimiz için hakkımızda “hâkimehakaretten” soruşturmalar açıldı. Dün de Bakırköy 2. AğırCeza Mahkemesi Leyla Erdoğan ve Hicri Selviler’e “YasadışıÖrgüt Propagandası” yapmak suçundan 1 yıl hapis cezasıverdi. Leyla Erdoğan’a verilen ceza 10 aya indirilip ertelendi.Karar verilen bu duruşma dosyanın sadece üçüncü celsesiydi,üç celsede dosya hızlıca sonlandırıldı.

Hicri ve Leyla nasıl hızlıca tutuklandıysa, aynı hızla“cezalandırma” da gerçekleşti.

Suç ne: Berkin Elvan’a adaletistemek. Ortada suç yok amabir yıl hapis cezası veriliyor.Konu adalet talep edenler oluncayargı mekanizması çok hızlı ça-lışıyor bu ülkede. Berkin Elvanaylardır, neredeyse 700 gündüradalet bekliyor. Roboski Katliamıgerçekleşeli 3 yıldan fazla oldu.Abdullah Cömert, Ahmet Ata-kan, Mehmet Ayvalıtaş, Hasan

Ferit Gedik adalet bekliyor. 19-22 Aralık HapishanelerKatliamı’na ilişkin 15 yıldır tek bir sanık cezalandırılmadı!

Gericiliğin temsilcisi olan sizi ve tüm ülkede teşhirolmuş bu kokuşmuş yargı mekanizmanızı bekleyen tekşey tarihin çöplüğüdür. Halk, bütün çabanıza rağmenBerkin Elvan’ı asla unutmayacak ve Berkin Elvan içinadalet talep etmekten vazgeçmeyecek, biz adalet müca-delemizden asla vazgeçmeyeceğiz!

Berkin Elvan İçin Adalet İstemek Suç Değildir!

Adalet İstiyoruz!

Halkın Hukuk Bürosu - 12 Mayıs 2015

Berkin Elvan’ın Katillerini Yargılamayanlar Berkin İçin Adalet İsteyen Devrimcileri 3 Celsede “Cezalandırıyor”!

17 Mayıs2015

Yürüyüş

Sayı: 469

29HALKIN ADALETİNE HESAP VERECEK!

Page 30: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

HDP Eş Genel Başkanı SelahattinDemirtaş CNN Türk televizyonundakatıldığı bir programda şunları söy-lüyor:

“Sayın cumhurbaşkanı ve başba-kan koalisyonun ne kadar tehdit vetehlike oluşturduğunu anlatmaya baş-ladılar... Bunun üzerinden bir korkuüretip istikrarsızlık doğar korkusuüreterek oy konsolide etmeye çalışı-yorlar... Aman ha istikrarsızlık olur...Biz de dedik ki korkmayın Türkiyehükümetsiz kalmaz, bir koalisyon olu-şur. Koalisyondan da korkmayın, Av-rupa’nın bir çok ülkesi koalisyonlayönetiliyor, demokrasi de tıkır tıkırişleyebiliyor.” (Selahattin Demirtaş,CNN Türk, 30 Nisan 2015)

Demirtaş mevcut düzenin istikrarıiçin çırpındıklarını açıklıyor... Ülkeninhükümetsiz kalmaması, istikrarın sağ-lanabilmesi için koalisyonlarla da ül-kenin Avrupalı kapitalist ülkeler gibiidare edilebileceğini vaaz ediyor. Ge-nel konuşma içinde de AKP’nin temelistikrarsızlık kaynağı olduğu vurgu-lanırken HDP’nin barajı aşmasıylahem AKP’nin önüne geçileceği vehem de istikrarın bu sayede gerçek-leştirilebileceği vurgulanıyor.

Halkları iliklerine kadar sömüren,aç ve yoksul bırakan düzenin istikra-rının sağlanması HDP’ye dert olmuş.Kapitalistleri zenginleştirirken halkıyoksullaştıran bu sistemin istikrarıhalkın partisi olduğunu iddia edenbir parti için bu kadar önemli olabilirmi? Oluyor. Demirtaş bunun için çır-pınıyor. Faşist MHP’nin de istikrariçin uğraşacağını ve AKP’yi isteme-yeceğini, milliyetçilerin duyarlılıklarıüzerinden vaat ederek MHP’ye degül dalı uzatmayı ihmal etmiyor “ma-kul politikacı” Demirtaş.

Ve de ilkelerden bahsediyor ko-nuşmasının içinde “Mevzu parti me-selesi değil ilkeler meselesidir. Bizilkeleri oturtabilirsek, hangi partiiktidara gelirse gelsin, hangi koa-lisyon olursa olsun insan haklarınadayalı sağlam bir temel kurulursabunu kimse bozamaz artık” diyor...Ancak kendi konuşması başından so-nuna kadar ilkesizlik ve şekilsizliküzerine kuruludur.

Bir yandan sol söylemler diğeryandan ise mevcut düzenin istikrarıve devamı için çırpınan bir Demir-taş’ın ilkelerden bahsetmesi gülünçtür.Seçim meydanlarında televizyon prog-ramına kadar her yerde yaptığı ko-nuşmaların içeriğine bakıldığındailkeli olmayı değil ilkesizliği görebi-liyoruz.

Burjuva politikacılığına soyunduğuandan itibaren ancak burjuva politikkişilikle seçim meydanlarında yer alı-nabileceği ve burjuva politikacılığının

ise ilkesizlik ve aldatma üzerine kuruluolduğu açık bir gerçektir.

Demirtaş da bu kurala uygun dav-ranıyor. Bu ilkesizlik sadece ona aitde değildir. “Çözüm süreci” içinÖcalan ve devlet ile görüşmeleri yü-rüten heyetin son yaptığı açıklamalarda ilkesizliği ve seçimler öncesindeAKP ile karşılıklı yürütülen “kayıkçıkavgası”nın devam ettiğini ortayakoyar niteliktedir.

Bir yandan karşılıklı olarak atılıptutulmakta ama öte yandan ise birliktenice işler kotarılmaktadır. Kendilerinisuçlayan AKP’ye karşı açıklıyor SırrıSüreyya Önder:

“Hiç sıkılmadan bizi illegal yolasapmakla suçluyorlar. Evet biz illegalişler yaptık. Bizim yapmamız gereken3 şey oldu.” AKP’nin güçlülük ope-rasyonlarından olan esir askerlerinHDP heyeti tarafından kurtarılmasınaaracılık edilmesiyle Süleyman ŞahTürbesi’nin taşınması sırasındaki or-dunun çapsızlıklarını kapatmaya nasılyardım ettiklerini açıklıyor.

Yani bir yandan AKP’yi güçlen-direcek her şeyi yapıyorlar sonra daAKP saldırınca da sizin için nelerneler yaptık açıklamaları yapıyorlar.Tutarsızlık boydan aşmış...

İlkesizlik, tutarsızlık Demirtaş veonun seçim meydanlarındaki söylem-leriyle ve Önder’in yaptığı açıkla-

DÜZENİN İSTİKRARI HDP’NİN İŞİ OLAMAZ!

DEVRİMCİLERİN GÖREVİ DÜZENİNKRİZİNİ DERİNLEŞTİRMEKTİR!

Tek Yol DevrimTek Yol DevrimKürdistan’daKürdistan’da

HDP, barajı aşamazsak felaket olur diyerek halktan oy istiyor. AKP’yidurduracak, halkı AKP’den kurtaracak tek güç biziz diyor.

Birincisi bunun hiçbir gerçekliği yoktur. AKP’nin iktidarı boyuncaAKP politikalarının en büyük destekçileri olduğu gibi seçimlerden sonrada yine AKP iktidarının en büyük destekçisi olacaklardır. “Barajıaşamazsak” diye yaptıkları tehditin hemen arkasından, "Koşullar neolursa olsun silahsız çözüm ve demokratik siyaseti savunacağız" diyerekburjuvaziye güven vermekten geri durmuyorlar.

HDP’nin ya da KCK’nin tehditleri AKP tarafından da dikkate alınmıyor.Tam tersine AKP, PKK’ye silah bıraktırarak tasfiye etmeye çalışırkenHDP’yi de baraj altında tutarak tasfiye etmeye çalışıyor.

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, HDP'nin “barajı aşamazsak”diye süren tehditlerine şöyle cevap verdi: "Birileri diyor ki, barajınaltında kalırsak şöyle olur, böyle olur. Hiçbir şey de olmaz. Süper olur,çok güzel olur."

AKP SADECE SİLAHLI MÜCADELEYİ DEĞİL, HDP’Yİ DE TASFİYE ETMEK İSTİYOR

Yürüyüş

17 Mayıs2015

Sayı: 469

19 ARALIK KATLİAMI’NIN TÜM SORUMLULARI30

Page 31: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

malarla da sınırlı kalmıyor. KCK EşGenel Başkanı Bese Hozat’ın söylemve yaklaşımları da başka bir ilkesizlikkaynağını ortaya koyuyor. Hozat,AKP için şunları söylüyor:

"Yürüttüğü siyasetin bir tasfiyesiyaseti olduğunu hiçbir biçimde çö-züm politikalarının olmadığını, 2 yıl-dır bir oyalama siyaseti içinde ol-duklarını, seçimlere dönük Kürt so-rununu politik bir araç olarak kul-landıklarını, böyle bir amaçla süreklisüreç, barış, çözüm argümanlarınıdillendirdiklerini çok net biçimde or-taya koydu,"

Evet, AKP gerçeği budur. AKPsilahlı mücadeleyi tasfiye edeceğiniçok açık olarak söylüyor. Tayyip Er-doğan daha yeni açıkladı “artık si-lahların üzerine beton dökülmesizamanıdır” diye. Oligarşi çok açık

konuşuyor ve söylüyor. Siz ise AKPve emperyalizmin isteği doğrultu-sunda silahları bırakmak amacıylakongre hazırlıkları yaparken seçim-lerin yüzü suyu hürmetine üst per-deden konuşmalara girmek zorundakaldınız. Bu açıklamalarınızı yarıninkar edeceğiniz, AKP ile yine kolkola gireceğiniz daha önceki prati-ğinizle ortadadır. Bunu Süreyya Önderdaha şimdiden ortaya koymaktadır.AKP’nin tüm saldırganlığına Kürtsorununu inkar eden açıklamalarınarağmen Önder bir yandan bol kesedenatan ama öte yandan ise tutan açık-lamalar yapıyor:

“Bu mesele halen toparlanabilir.Biz tartışmalardan kendimizi uzaktutuyoruz. Yaptığımız işler zarargörmesin diye. Bu anlayışla gidilecekyolun sonuna geliyoruz. Bunun kar-şıtı savaş mı hayır değil.”

Evet, tüm bu tutarsızlıklar, ilkesiz,şekilsiz yaklaşımlar ilk defa yaşan-mıyor. Yıllardır bu şekilde devamediyor. Burjuva siyasetinde muhale-fete soyunmuş bir güç olmaları ya-nıyla onlara bunu çok görmüyoruzelbette.

Ancak Kürt halkının geleceğinesoyunduğunu iddia eden böyle birpartinin bu kadar ilkesiz, tutarsızoluşunun halkın mücadelesine verdiğizararı da görmek gerekiyor.

Kürt halkının mücadelesine, ver-diği on binlerce şehide zarar verenve umutsuzluğu büyüten bu süreceKürt halkı izin vermeyecektir. Kürthalkı kendi şehitlerini, değerlerinikoruyacak ve uzlaşmacılığın, tesli-miyetçiliğin, düzene yamanmaya ça-lışan güçlerin umutlarını tüketmesineizin vermeyecektir.

Türkiye’nin Suudi Arabistan ile birlikte Suriye’yesaldıracakları yönünde geçtiğimiz günlerde haberler çıktıbasında. Sonrasında hükümetin doğru olmadığını açıkladığıbu saldırıların aslı var mıydı, yok muydu çok önemlideğildir.

Çünkü, emperyalizmin bölgedeki has işbirlikçileriolan Suudi Arabistan, Katar ve AKP iktidarının hükümsürdüğü Türkiye gibi işbirlikçilerinin fiili bir saldırılarıolmasa bile Suriye’de faaliyet yürüten işbirlikçi çeteleribesleyip büyüterek zaten saldırılara ortak oluyorlar.

Bir yandan El Nusra gibi çeteleri finanse ederkendiğer yandan “eğit-donat” projeleriyle eğiten, silah vemühimmat için her türlü desteği verenlerin başındagelen ülkelerdir bunlar. Suriye’ye bu işbirlikçi çetelereliyle her türlü saldırının organize edilmesi ve gerektiğindedoğrudan desteğin verilmesi konusunda her türlü ulus-lararası hukuk ihlal edilebilmektedir. Çetelerin zayıfdüştüğü veya gerilediği her durumda yeniden diriltmek,moral vermek ve askeri desteklerle ayakta tutmak içinde her şeyi yapanların başında gelen ülkelerdir bunlar.Türkiye’de yakalanan MİT tırlarının içindeki silahlarınSuriye’deki işbirlikçilere gittiği açığa çıkan bir gerçekti.Ki bu konuda halen devam eden davadaki savcılarınaçıklamaları da bu yöndedir.

Suriye’ye saldırılarda ve çetelerin beslenmesindeemperyalizm adına hareket eden işbirlikçi ülkelerindışında emperyalist ülkelerin kendileri de doğrudandestek vermekte, silah göndermektedirler. Tüm emper-

yalistlerin gizlice yaptıkları bu destek konusunda bazıitirafla da geçtiğimiz günlerde basına konu oldu.

Fransız gazeteci Xavier Panon’un ‘Fransız Diplo-masisinin Koridorlarında’ isimli kitabı için röportajveren Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, 2012 yılındaSuriye’deki işbirlikçi çetelere silah sevkiyatı yaptıklarınışöyle açıklıyor: “Silahların doğru ellere geçeceğindenemin olduğumuz zaman sevkiyatı başlattık. Öldürücüsilahları ise doğrudan kendimiz ulaştırdık.”

Hiçbir yasa kural, tanımayan emperyalistlerin, ülkelerikendi çıkarlarına göre yeniden şekillendirmek için hertür alçaklığı yapıyorlar. Suriye halkının katledilmesiiçin çetelere öldürücü tüm silahları gönderiyorlar.

Emperyalist ülkelerin ve bölgedeki işbirlikçi devletlerintüm alçakça desteklerine rağmen çeteler emperyalistlerinçıkarları doğrultusunda bir başarı elde edemiyorlar.Suriye halkının direnişi karşısında sürekli gerilemek zo-runda kalıyorlar. Kalmaya da mahkumdurlar.

Çünkü, direnen bir halkı yenmeyi asla başaramazlar.Emperyalizmin direnen halklar karşısında hiçbir başarışansı yoktur. Direnen Suriye halkını da yenemeyeceklerdir.Suriye halkının direnişinin yanında olmaya ve emper-yalistlere karşı savaşlarını sonuna kadar desteklemeyedevam edeceğiz. Emperyalizme, AKP iktidarına, oligarşiyekarşı savaşımız aynı zamanda Suriye halkının direnişinedestektir. Bu destek emperyalizm ve yerli işbirlikçileriyenilene kadar da sürecektir.

EMPERYALİSTLER VE İŞBİRLİKÇİLERİ SALDIRGANLIKTAHUKUK KURAL TANIMIYOR. SURİYE HALKINI YENEMEYECEKSİNİZ!

17 Mayıs2015

Yürüyüş

Sayı: 469

31HALKIN ADALETİNE HESAP VERECEK!

Page 32: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

Bu ayın başındaIrak Kürdistan Böl-gesel Yönetimi Baş-kanı Mesut Barzanibir heyetle birlikteAmerika’yı ziyaretetti. Ziyaret öncesi veziyaret sırasında Bar-zani “Bağımsız Kür-distan”ın yakın bir gelecekte olacağınadair açıklamalarda bulundu.

Barzani’nin ziyaretinden hemenönce bölgenin Başkanlık Divanı Baş-kanı Fuad Hüseyin şunları açıklıyordu:“Başkan Barzani yapacağı ziyaretteaçık bir şekilde Kürt devleti dosyasınıBeyaz Saray’da Başkan Obama’nınönüne koyacak.”

Bu açıklama “Bağımsız Kürdis-tan” diye isimlendirdikleri gerçeğinne olduğunu da ortaya koyan nitelik-tedir. Sözde bağımsız bir ülke yaratı-lacağından söz ediliyor ama ne hik-metse bunun olması için dosyayı “Baş-kan Obama’nın önüne koyacak”.

Kendi iradesi olmayan, kendi ayak-ları üzerinde durmayan bir bağımsızlıkmı olur? Amerikan başkanının iki du-dağı arasında olan ve onun izniyleelde edilen bir bağımsızlık nasıl birbağımsızlıktır?

Günümüzde özellikle de Ortado-ğu’da emperyalizmin himayesine gir-mek, onun gölgesi altında bağımsızlıkoyunları oynamak, devrim çalımlarıatmak adeta moda haline gelmiş.Irak’a saldırıp ülkeyi kendi denetiminealan ABD’nin yıllardır burayı kendinegöre düzenleme çabaları halen devametmektedir. Ancak yaptığı hiçbir şeytam dikiş tutamamaktadır. Bölgedekien önemli ittifakı ise Barzani ve Böl-gesel Kürdistan yönetimidir. Saddamyönetiminin devrilmesinden Irak’takiABD egemenliğinin kurulması karşı-sındaki engellerin ortadan kaldırılmasıiçin savaşa kadar her konuda tam biruşaklık tavrı sergilemiştir. Irak’ın eskiBaşbakanı Maliki ile petrol gelirlerininpaylaşımı konusunda yaşadıkları so-runların ABD’nin araya girmesiylebelli yanlarıyla çözülmesi ve ardından

Maliki’nin yönetimden düşürülmesisonrasında bölgede emperyalistlererüştünü daha fazla ispatladığını dü-şünen Barzani özellikle aralık ayındanbu yana referandum ve bağımsızlıkdüşüncelerini dile getirmektedir. Ancakbunu gerçekleştirecek bir iradesi ol-madığı için gözünü Amerika’ya dikmişbeklemektedir.

Sonucun ne olduğuna geçmedenönce, emperyalistlerin bir halka ger-çekten bağımsızlık verebilmeleri müm-kün mü sorusuna cevap vermek ge-rekir.

Evet, bu beklenti emperyalizmgerçeğine ve emperyalistlerin tarihineaykırıdır. Kuşkusuz bizim kastımızgerçek anlamda bir bağımsızlıktır.Görünürde bir bayrağa sahip olmaanlamında bir “bağımsızlık” değildir.Gerçek bir bağımsızlığı emperyalizmintanıması, kabul etmesi mümkün de-ğildir. Emperyalistler kendileri içinpazar alanı ararken, tüm dünyayı buanlamda kendi aralarında bölüşmüşkenhangi pazarı bunun dışında tutabilirler?Emperyalistler yeraltı ve yerüstü kay-naklarını talan etmek üzere dünyatopraklarını parsel parsel paylaşırlarkenhangi ülkeyi bunun dışında tutmayıkabul edebilirler? Elbette hiçbirini...

Emperyalistler eliyle bağımsızbir ülke kurulamaz. Emperyalistlerkendilerine bağımlı yeni sömürge ül-keler oluştururlar. Günümüzde em-peryalizmin yeni sömürgeciliği dışındakalmış bağımsız ülkelere yok denecekkadar azdır. Bunlar da bağımsızlıklarınıemperyalizmin icazetiyle değil, kendimücadeleleriyle, kan can vererek ka-zanmışlardır.

Bunun içindir ki Barzani “Bağım-sız Kürdistan” vaadinde bulunurkenAmerika’ya danışarak hareket etmek

zorunda kalıyor.Ve bu nedenle-dir ki bunu dabelirsiz bir ta-rihe öteliyor.

"Ne zamanolacağını söy-leyemem amabağımsız Kür-

distan geliyor" diyen Barzani deva-mında da "Referandumumuz olacakama şimdi DAEŞ (IŞİD) ile müca-deleyle uğraşıyoruz, o nedenle erte-lendi ama yapılacak, güvenlik du-rumları daha iyi olduğunda yapıla-cak."

Sorun güvenlikmiş gibi ifade etsede gerçeğin öyle olmadığını ABD’li-lerin görüşmeler öncesinde yaptıklarıaçıklamalarında görüyoruz. Beyaz Sa-ray Sözcüsü John Earnest, “Irak'ınfarklı kesimlerinden oluşan toplumu-nun çıkarına en uygun olanın, kapsa-yıcı bir biçimde yönetilen birleşik birIrak olduğunu ve ABD'nin bu konudakigörüşünün değişmediğini” söylüyor.

Görüşmelerin ardından yapılanaçıklamalar da farklı değildir. DahasıObama ve Başkan Yardımcısı Bidenile yapılan görüşmeler sonrasında Be-yaz Saray'ın Ulusal Güvenlik Depart-manı’nın resmi Twitter hesabındanatılan bir tweette, “ABD BaşkanıObama görüşmeye uğradı” denilerekburnu büyük ABD’nin uşaklarını nasılaşağıladığı da ortaya konulmuş vebağımsızlık konusunda yine tek kelimebile edilmemiştir. Tersine Irak’ın bir-liği, bütünlüğüne vurgu yapılmıştır.

Barzani ne derse desin sonucuefendileri belirleyecektir. Ve Barza-niler’in istediği bağımsızlık yeni sö-mürge bir ülkeden ibarettir. ABDkendi çıkarları doğrultusunda ihtiyaçduyarsa elbette böyle bir devlet dekurulabilir.

Böyle bir “bağımsızlık” isteyenlerinve bunu alkışlayanların en başta be-yinleri bağımsız değildir. Uşaklığı ka-bullenmiş bir düşüncenin, iktidarınufku emperyalistlerin yeni sömürgesiolan bir ülkenin ötesine işlemeyecektir.

EMPERYALİZM BAĞIMSIZLIK VERMEZ YENİ SÖMÜRGE BİR ÜLKE YARATIR!

Yürüyüş

17 Mayıs2015

Sayı: 469

19 ARALIK KATLİAMI’NIN TÜM SORUMLULARI332

Page 33: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

İki DHKC savaşçısının, Avru-pa’nın en büyük, en “yüksek güven-likli” Çağlayan Adliyesi’ne girerekBerkin Elvan’ın katillerini koruyanSavcı Mehmet Selim Kiraz’ı rehinalıp cezalandırması, sadece Türkiyeoligarşini değil, Avrupa emperyaliz-mini de derinden sarstı. Ve AKP fa-şizmi ile Avrupa emperyalizmi yineel ele verip, “terör”, “terörizm” de-magojileri yaparak eş zamanlı sal-dırmaya başladılar. Terörizm emper-

yalizmin politikasıdır, terörist iseemperyalistler ve onların işbirlikçi-leridir. Halklara karşı işlenen terörsuçlarının anavatanı başta Almanyaolmak üzere tüm Avrupa’dır. Çağla-yan eylemi sonrası AKP faşizmininTürkiye’de, Avrupa emperyalistlerininde Almanya ve Belçika’da yaptığısaldırılar bunun ispatıdır.

Burjuva DemokrasisininCilası DöküldüğündeAltından Faşizm Çıkar

Alman Devleti çıkarları gereği,AKP faşizmiyle işbirliği yaparakdevrimcilere saldırıyor. Faşizme karşımücadeleyi suç gören Alman polisi,“Yürüyüş Dergisi’nin Almanya’daYasaklanması”nı gerekçe göstererek,6 Mayıs sabahı, Stuttgart, Köln,Wuppertal, Dortmund ve Berlin’deAnadolu Federasyonu’na bağlı çoksayıda derneğe baskın düzenledi.Çok sayıda kitaba, dergiye ve elek-tronik eşyaya el konuldu. Alman em-peryalizmi, yasal olarak kurulmuş,yasal olarak faaliyetlerini sürdüren9 devrimci-demokratik kurumun ka-pılarını kırıp, arama bahanesiyle talanederken, düşünce ve örgütlenme ya-sakçılığı yaparken, aynı gün ve aynısaatlerde, AKP’nin katil polisleri deİstanbul Okmeydanı’ndaki GençlikFederasyonu’nu bastı. Kapıları, du-varları kırarak katliam yapmaya kal-kıştı. 10 Dev-Genç’liyi işkencelerle

gözaltına aldı.

Türkiye’de polis ve savcılar Cephesavaşçılarının adalet uygulayan re-simlerini basan gazete ve dergileri,yayınlayan televizyonları engellemekiçin seferber oldular. Tehdit edip paracezaları yağdırdılar. Yürüyüş Dergisidaha matbaadan çıkmadan toplatıldı.

Alman devleti de boş durmadı.AKP faşizminden geri kalmadı. Dev-rimci düşünceleri yasaklamak içinkendi hukukunu dahi hiçe saydı.Mahkemelerinden hızla Yürüyüş Der-gisi’ni yasaklama kararı çıkardı. Çün-kü adaleti simgeleyen o resimdekisilah, sadece savcı Mehmet SelimKiraz’ın değil emperyalizmin ve oli-garşinin beynine dayanmıştı. YürüyüşDergisi’ni yasaklayan, demokratikkurumları basan Almanya’nın de-mokrasi cilası döküldü ve altındanNazi ruhu çıktı. Böylece Almanya’nınne kadar “demokrat”, ne kadar “in-san hakları savunucusu” ve “dü-şünce özgürlüğü savunucusu” ol-duğu da kanıtlanmış oldu.

Alman EmperyalizmininYargısıTürkiye FaşizmininSuç Ortağıdır!

Avrupa Birliği’nin jandarması Al-manya’nın ve genel olarak Avrupa’nındiğer ülkelerinin devrimci kurumlarayönelik operasyonlar düzenlemesinin,Yürüyüş Dergisi’ni yasaklamasının

Nazi Ruhuyla Saldıran Almanya, AKP Faşizmiyle İşbirliğinden Vazgeçmelidir!

Türkiye’de GençlikFederasyonu, İdil

Kültür Merkezi, HalkMeclisi, Kocaeli Gençlik

Derneği basıldı...

Almanya’da Köln SanatAtölyesi, Dortmund Aileve Gençlik Dayanışma

Evi (DayEv), BerlinYorum Kültürevi ve

Stutgart Halk Kültürevibasıldı!

Alman DevletiDemokratik Kurumlara

Saldırıda AKPFaşizmiyle Yarışıyor!

Ne Oligarşinin Ne De Emperyalizmin Saldırıları,Yasakları Devrimcileri Yıldıramaz!

Hiçbir Engel Devrim Yürüyüşümüzü Durduramaz!

17 Mayıs2015

Yürüyüş

Sayı: 469

33HALKIN ADALETİNE HESAP VERECEK!

Page 34: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

arkasında, bir yandan Türkiye’deyükselen anti-faşist, anti-emperyalistmücadeleden duyduğu korku ve diğeryandan da Türkiye’deki yatırımlarını,ticari ve ekonomik çıkarlarını güvencealtına almak, yeni anlaşmalar yapmak,yeni ihaleler alma planları vardır.Avrupa emperyalistlerinin korkusuTürkiye devrim mücadelesinin bü-yümesidir. Avrupa emperyalistlerininCephe’ye saldırısının asıl nedeni bu-dur. Anti-terör yasalarının DHKP-C’yi hedef almasının nedeni de budur.Çünkü Cephe’nin devrim, sosyalizmmücadelesinde ısrarı, uzlaşmaz, boyuneğmez çizgisi emperyalizmin kor-kusunu büyütmektedir. Bu yüzden,baskı yasalarıyla, tutuklama ve ce-zalarla devrimcileri tecrit etmek is-tiyorlar. Yasal ve demokratik faali-yetleri “terör” demagojisiyle engel-lemek istiyorlar. Bunun için, Türkiyeoligarşisinin halka karşı işlediği bütünsuçlara ortak oluyorlar. Çünkü, birahtapot gibi ülkemizi dört bir tarafınısaran Avrupa tekelleri, milyarlarcaEuro’luk Türkiye pazarını kay-betmek istemiyor.

İki Yüzlü ve YalancıAlmanya, DevrimcilereKarşı DüşmancaBir Tavır İçindedir

Almanya ve Belçika’da YürüyüşDergisi’nin yasaklanması, derneklerin,devrimci kurumların basılması, uzun-ca bir süredir başta Almanya olmaküzere Avrupa’da Türkiyeli devrim-ciler üzerinde estirilen terörün yenibir halkası oldu. Bu baskınlar, ırkçılığakarşı mücadele eden, “Avrupa’daemeğimizle varız” diyen AnadoluFederasyonu ve Avrupa Halk Cep-hesi’ne yönelik tehdit ve gözdağıbaskınlarıdır. Bu keyfi yasak ve bas-kınlar düşünce ve örgütlenme öz-gürlüğüne karşı bir saldırıdır. İçişleriBakanlığı, bu keyfi yasaklama vebaskınları “terörizm demagojisi”ile gizlemeye çalıştı. Yürüyüş Der-gisi’nin, 1998’den bu yana Alman-ya’da, 2002’den beri de Avrupa Bir-liği’nin terör örgütleri listesinde olanDHKP-C’nin yayın organı olduğubelirten İçişleri Bakanı Thomas de

Maiziere yaptığı açıklamada “Solterör örgütü DHKP-C’nin propa-ganda yapmasını kabul edemeyiz.Almanya müstahkem bir demokra-sidir. Kesinlikle Türkiye’de şiddetledevlet ve toplum düzeninin kaldı-rılmasını ve intihar saldırılarınınyüceltilmesine tahammül edemeyiz”dedi.

Almanya İçişleri Bakanı yalansöylüyor. İki yüzlülük yapıyor. Çünkü;Bir; Yürüyüş DHKP-C’nin yayınorganı değildir. İki; Almanya’da tekbir Yürüyüş bürosu yoktur. Üç; Halk-ların özgür iradesini yok sayan, Suriyehalkını katleden Özgür Suriye Or-dusu’nu destekleyen, IŞİD’leri, Ta-libanlar’ı büyüten ve onları silah-landıran Almanya demokratik birdevlet olamaz.

İşte bu yüzden yalancı ve iki yüz-lüdür Alman devleti. Devrimcilerekarşı düşmanca bir tavır içindedir.Avrupa ülkeleri içinde DHKP-C’yiilk yasadışı ilan eden ülke ünvanıAlmanya’nındır. Bugün Yürüyüş Der-gisi’ne yaptığı gibi geçmişte de Kur-tuluş Gazetesi’ni yasaklamaya kalk-mıştır.

Almanya Yürüyüş’üYasaklayarakSosyalizm DüşüncesiniYasaklamak İstiyor

Avrupa hayranlarının “demokrasi,hukuk ve insan hakları” konusunda“örnek” aldıkları Almanya, Nazi mi-rasına sahip çıkmaya devam ediyor.AKP faşizmini destekliyor, faşizmekarşı mücadele eden devrimcileri tu-tukluyor, devrimci kurumları, evleri

basıyor, devrimci örgütleri ve ger-çekleri yazan devrimci basını yasak-lıyor. Aslında bütün bunlarla, Almanemperyalizmi, sosyalizm düşüncesiniyasaklamak istiyor. Alman emper-yalizmi, devrimcilere saldırarak, sos-yalizmi tekrar tekrar mahkum etmeye,kapitalizmin alternatifsizliğini ispataçalışıyor.

“Terörle mücadele” konusundaAmerikan emperyalizmine öykünenAlmanya, dernek baskınlarıyla, takip,gözaltı, ajanlık teklifleriyle, tecrithücreleri ve yargılamalarla terör es-tiriyor. Tecrit hücrelerinde tek başına,kimseyle konuşmadan, zamana ya-yarak, yavaş yavaş öldürüyor. Dev-rimcilerin inancına saldırıyor, siyasikimliklerini yok etmek istiyor. Uz-laşmayı, anlaşmayı, itirafçılığı da-yatıyor. Sahiplenmeyi, dayanışmayıyasaklamak istiyor. Her fırsatta de-mokratik bir ülke olduğunu savunanAlmanya, düşünce ve örgütlenmehakkını gasp ediyor. Mahkemeleri“Marksist düşüncelerden vazgeçme-yeceği anlaşıldığından...” diyerekinsanların devrimci kişiliğini, dev-rimci mücadelesini yargılıyor, onlarcayıl hapis cezaları veriyor. Almanyahapishanelerinde onlarca düşüncesuçluları, siyasi tutsaklar var. Dev-rimcilere her türlü baskıyı meşru gö-ren Alman devleti Nazileri koruyor.Almanya’da sözde Nazilerin örgüt-lenmesi ve ırkçılık yasaktır. Amaırkçılar istedikleri gibi at koşturupörgütleniyorlar. Almanya’da yasaklarve cezalar devrimciler ve yabancıemekçiler içindir. Bütün bunlar Av-rupa demokrasisinin sınırlarının ne-reye kadar olduğunu gösteren ör-neklerdir. Böyle demokrasi olur mu?

Yasaklar, Baskınlar,Alman BurjuvaDemokrasisinin İflasıdırİnsan SoyununYüz Karası NazileriDestekleyen Bir DevletDemokratik Olamaz

Almanya, bu Nazi politikalarıylauzun yıllardır, Türkiyeli devrimcilereyönelik sayısız operasyonlar düzen-

Yürüyüş

17 Mayıs2015

Sayı: 469

19 ARALIK KATLİAMI’NIN TÜM SORUMLULARI34

Page 35: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

ledi, evleri ve dernekleri bastı.Onlarca devrimciyi komplosenaryolarıyla tutukladı veağır cezalar verdi. İnançla-rından ve düşüncelerindenvazgeçsinler diye, siyasi kim-liklerini unutsunlar diye tecrithücrelerine attı. Üstelik budevrimcileri Almanya’dakifaaliyetlerinden ya da kendiülkesinin “güvenlik” meselesindendeğil, “Türkiye’deki eylemlerinden”dolayı yargıladı. Türkiye’de faaliyetyürüten yasadışı devrimci bir örgütüdesteklemek, Türkiye faşizmini teşhireden açıklamalar yapmak, bu çerçe-vede piknikler, geceler, basın açık-lamaları, paneller düzenlemek, dergidağıtmakla suçladı.

Sadece özetini yazdığımız bu uy-gulamalar, Almanya demokrasisiningerçek yüzünü, Alman hukuk siste-minin niteliğini ortaya koymaktadır.Almanya, 2003’te imzaladığı “baştaterörizm ve örgütlü suçlarla müca-delede işbirliği anlaşması” gereği,devrimcileri Türkiye oligarşisi ilebirlikte yargıladı. Alman gizli servisi,daha önce defalarca kanıtlandığı gibiMİT ile işbirliği yaptı. Alman em-peryalizmi, bir yandan Türkiye’yisilahlandırdı, diğer yandan da Al-manya’da, faşizme karşı mücadeleeden Türkiyeli devrimcilerin en de-mokratik hakları olan örgütlenme,düşüncelerini ifade etme ve yaymahakkını gasp etti. İşte Almanya’nındemokrasi, düşünce özgürlüğü, insanhaklarından anladığı budur.

Almanya’nınDemokrasisi ve AdaletiTekeller İçindir,Naziler İçindir

Bütün bunlar Alman burjuva de-mokrasisinin iflasıdır. Burjuva de-mokrasisi ile faşizm ikiz kardeştir.Alman burjuva demokrasisinin cilasıdöküldüğünde altından faşizm çıkar.Alman devletinin Nazileri nasıl des-tekledikleri defalarca belgeleriylekanıtlanmıştır. Bugün de ırkçılığınhamisi ve en büyük destekçisidir.Naziler istedikleri yayınları çıkar-makta, istedikleri gibi sokaklarda

yürümekte, istedikleri gibi cinayet,katliam yapmakta, kundaklama yap-makta özgürdürler. Ama bunları pro-testo edenler, kendi ülkelerinde fa-şizme karşı mücadele eden Türkiyelidevrimciler tutuklanıyor, dergileriyasaklanıyor. Dernekleri basılıp ka-patılıyor. Devrimci örgütler “terörist”ilan ediliyor. İnsan soyunun yüzkarası Nazileri destekleyen bir devletdemokratik olamaz, adalet uygula-yamaz. Almanya, Hitler faşizmininanayurdudur. Bu yüzden de Almanyadenilince ilk akla gelen demokrasive insan hakları değil faşizmdir. Tambir polis devletidir. Demokrasi, sistemitehlikeye sokmadığı ölçüde vardır.Devrimci örgüt ve kurumlara yapılanbu saldırılar, Almanya’da, her geçengün kırpılan burjuva demokrasisininçıkarları gerektirdiğinde nasıl rafakaldırılabildiğini göstermektedir.

Hep Daha İleri DiyeceğizAlman devleti Almanya’da sal-

dırırken AKP faşizminin kurumları-mıza yönelik saldırıları kesintisiz sü-rüyor.

İstanbul’da Gençlik FederasyonuNisan ayından beri ikinci kez binanıntavanı delinerek içeri girildi... Aramaadı altında bütün duvarlar, döşemelerbeton kırma makineleri ile kırılıpdelik deşik edildi... Eşyalar talanedildi. Çalışanlar gözaltına alınıp tu-tuklandı.

Yine mahallelerde halk meclisleribürolarına yönelik saldırılar kesintisizsürüyor. Dernek çalışanları gözaltınaalınıp tutuklanıyor. Demokratik ku-rumları basarak, çalışanları tutukla-yarak devrimci mücadeleyi engelle-yebileceklerini sanıyorlar.

Alman devleti de, bu baskılar vesaldırılarla bir sonuç alacağı hesaplarıyapıyorsa yanılıyor. Hiçbir engel ba-

ğımsızlık, demokrasi ve sos-yalizm için YÜRÜYÜŞ’ümü-zü, adalet mücadelemizi dur-duramaz. Yanıldığını anlamasıiçin THKP-C’den DHKP-C’ye45 yıldır, her türlü, işkence,katliam ve saldırılara karşı bü-yük bedeller ödeyerek, her anıkanla yazılan tarihimize bak-ması yeterlidir. Yıllardır, bas-

kılara, katliamlara, tutuklamalara rağ-men büyüyen mücadeleye bakmasıyeterlidir. O tarihten bugüne kadardüşüncelerimizden, mücadelemizdenvazgeçmediğimizi ve vazgeçmeye-ceğimizi görecektir.

Bizim köklerimiz halkın içindedir.Halk neredeyse biz oradayız. Bizhalkız. Bu yüzden, Anadolu’nun dörtbir yanında, Avrupa’da, Balkanlarda,Ortadoğu’da olmaya hep devam ede-ceğiz. Halkımızın, umudun sesi so-luğu olmaya devam edeceğiz. Fa-şizme, emperyalizme karşı direnen-lerin, savaşanların sesi olmaya devamedeceğiz. Yürüyüş umudun, adaletin,gerçeğin ve halkın sesidir. Avrupaemperyalizminin, işbirlikçisi AKPfaşizminin baskı ve terörüne rağmenadalet savaşçılarını yazmaya devamedeceğiz. Biz Marksist-Leninist’iz.Çelik gibiyizdir. Kırılırız belki amaeğilip, bükülmeyiz. Emperyalizminbaskıları, tehditleri, hapishaneleri,tecritleri bizi değiştiremez. Değiş-meyeceğiz.... ‘Tek yol devrim’ de-meye devam edeceğiz...

1978’de, DEV-GENÇ dergisi ilebaşlayan yayın faaliyetimiz; Yeni Çö-züm, Mücadele, Kurtuluş, Vatan, Ek-mek ve Adalet, Yürüyüş adıyla 37yıldır, tüm yasaklamalara, baskılara,toplatmalara, para ve hapis cezalarınarağmen, şehitler vererek sürüyor. Tür-kiye halklarının bağımsızlık, demok-rasi ve sosyalizm yürüyüşü devamettWikçe Yürüyüş de yazmaya devamedecek. Yürüyüş’ümüz zafere kadarsürecek. Biz hep “İleri” diyeceğiz.

Avrupa’da ve halkımızın olduğubütün kıtalarda, örgütlemeye ve em-peryalizmle, faşizmle mücadeleyeçağırmaya devam edeceğiz. Bununbedeli ne olursa olsun seve seve öde-meye hazırız.

17 Mayıs2015

Yürüyüş

Sayı: 469

35HALKIN ADALETİNE HESAP VERECEK!

Page 36: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

16- YALAN-DEMAGOJİ: Çağla-yan eylemi seçimler öncesi Türkiye'yikarıştırmak için mi yapıldı?

CEVAP/ GERÇEK: Çağlayan ey-leminin seçimlerle hiçbir ilişkisi yok-tur. Bu tür sorular sorulmasının ikiamacı var.

1-Eylemin yarattığı etkiyi kırmakiçin AKP'nin yardakçıları tarafındanartık klişeleşmiş komplo teorileri hereylem sonrası olduğu gibi yine pi-yasaya sürülüp halkın kafasında kuşkuyaratmayı amaçlıyorlar. Bunu yaparakAKP'nin suçlarının üstünü örtüyorlar.

2-Sanki seçimler umutmuş, se-çimle halkın tüm sorunları çözüle-cekmiş havası yaratarak halka sahteumut olarak sandığı gösteriyorlar.

17- YALAN-DEMAGOJİ: Tam gö-rüşmeler olumlu sürerken savcı yurt-dışından gelen talimatla niçin öldü-rüldü? DHKP-C davanın çözülmesiniistemiyor mu? Rehin alınan savcı,Berkin dosyasında en çok çaba har-cayan savcıydı.

CEVAP/ GERÇEK: 1-Şafak veBahtiyar, Berkin'i vuran polislerinçıkıp suçlarını itiraf etmesini iste-mişlerdir. Devlet katilini korumuş,bunun için savcısını gözden çıkar-mıştır. En son polisin katillerin isim-lerini açıklamayacağını söylemesiüzerine savcı cezalandırılmıştır.

2- Cezalandırılan savcının Ber-kin'in katillerinin açığa çıkması vecezalandırılması için hiçbir özel ça-basının olmadığı avukatların açıkla-malarından sabittir. Kaldı ki buradasorun savcının niyeti sorunu değildir.Sonuç olarak; o savcı devleti temsilediyor ve devlet kendi katilini koru-yor. Emri Erdoğan'ın verdiği bilindiğiiçin ve Berkin Cephe’nin çocuğu ol-duğu için katillerin isimleri özellikleaçıklanmıyor. Açıklansa dahi o katiller

cezalandırılmayacaktır. Bu dev-letin hakimleri ve savcıları tara-fından. Çünkü, bugüne kadar yap-

tıkları yapacaklarının garantisidir. Vehalk çocuklarına onlarca yıl cezalaristeyen savcıların katillere gelinceelinin ne kadar hafif olduğunu vehepsini nasıl korudukları bugüne ka-dar görülen işkence, katliam dava-larından sabittir.

18- YALAN-DEMAGOJİ: Çağla-yan eyleminin olduğu gün tüm ülkedeelektrik kesintisi yaşanması tesadüfmüdür? Adliyeye girişte güvenlikzafiyeti mi yaşandı?

CEVAP/ GERÇEK: O gün Çağla-yan Adliyesi’nde elektrik kesintisin-den kaynaklı bir sorun yaşanmamıştır.Sabancı'nın kulesine nasıl çıkıldıysaadliye sarayına da aynı şekilde giril-miştir. Feda ruhuyla yapılan bir ey-lemi hiçbir güvenlik önlemi engel-leyemez. Devrimci yaratıcılığın önün-de hiçbir “olmaz” yoktur.

19- YALAN-DEMAGOJİ: Çağla-yan eylemi ateşkesi bozma ve yaateşkese karşı mı yapıldı?

CEVAP/ GERÇEK: Çağlayan ey-leminin ateşkes ile bir ilgisi, alakasıyoktur. Çünkü ateşkes uzlaşma ve"barış" görüşmeleri dedikleri süreçlerPKK ile iktidar arasında yaşanıyor.Eylemi yapan ise DHKC'dir. Bunuiddia sahipleri de çok iyi biliyorlar.Ama etkisini kırmak, sempatisiniazaltmak için bilinçli çarpıtıyorlar.

20- YALAN-DEMAGOJİ: Çağla-yan eyleminde neden bu kadar çokkomplo teorilerine başvurdular.

1- İstihbarat örgütlerinin DHKP-C’yi yönlendirdiği

2-Yurtdışında talimatın verildiği,

3- Berkin'in katillerinin açığa çık-masını engellemek için yapıldığı id-diasıdır. Bunların gerçekliği var mıdır?

CEVAP/ GERÇEK: Birinci komploteorisi: Çağlayan eyleminin hedefi

belli, açık ve nettir. Hiçbir karartmaya,çarpıtmaya yer bırakmayan açık veberraklıktaki eylemin yaratıcılığı cüretve fedayı tartıştırmamak için hala in-sanların uğruna ölebileceği değerlerinvar olduğunu, cüret ve fedayı kuşanandevrimcileri hiçbir güvenlik önlemininengellemeyeceğinin göstergesidir. Bu-nun görülmesini istemiyorlar. Hangiistihbarat örgütü böyle bir eyleminyapılmasına destek verir. Günümüzdünyasında emperyalist güçlerDHKC'yi dünyanın en tehlikeli ör-gütlerinden birisi olarak ilan etmişken,kara listeler ve terör listelerinin baş-larına koymuşken, insanların başınaödül konulmuşken nasıl böyle bireylemde yardımcı olacaklarını iddiaedebiliyorlar. Sadece kendi başarı-sızlıklarını örtmek eylemin büyüklüğüve düşmandaki yarattığı korku vesarsıntıyı gizlemek içindir.

İkincisi: Ölme ve öldürme üzerineyapılan eylemler emir ve talimatlarlayürütülmez. Halk ve vatan sevgisi,yoldaşlık bağlılığı, cüret ve fedaylasavaşçının inancıyla yapılır. Bunlarınhalk tarafından bilinmesini ve öğre-nilmesini istemezler.

Ya terörist ya da istihbarat örgüt-lerin yönlendirmesi safsatalarına baş-vururlar. Asıl amaç gerçeklerin giz-lenmesi, kendilerinin emperyalizmeyaptıkları uşaklığı gizlemektir.

Üçüncüsü: Bu iddia ise savaş vesavaşın gereklerini yerine getirmeyenveya getirmek istemeyen oportünist,reformist ve yorgun, yılgın döneklereaittir. Sivil toplumcu örgütlerdir. Hemdevrimcilik ve sosyalistliklerindenvazgeçmezler hem de düzen içindeyaşayıp ev, iş ve eşleriyle birlikte nekadar devrimci olduklarını zamanındaneler yaptıklarını söyleye söyleye bi-tiremezler. Ama devrimci mücadelegeliştikçe bunların da statükoları sar-sılır. Düzenleri bozulur, tatlı su dev-rimciliklerinin biteceğini bildikleri

Katilleri Koruyan Faşizmin Adalet Sarayından

HALKIN ADALETİ GEÇTİYYALANA ve

DEMAGOJİLERE KARŞI GERÇEĞİN

SAVAŞIDIR, SAVAŞIMIZ!

KATİLLER AKLANSIN, KATLETMEYE DEVAM ETSİN DİYEYALAN SÖYLÜYOR, DEMAGOJİ YAPIYORLAR! -2-

Yürüyüş

17 Mayıs2015

Sayı: 469

19 ARALIK KATLİAMI’NIN TÜM SORUMLULARI36

Page 37: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

için başlarlar komplo teorilerine vedüşmandan daha çok düşmanlaşırlar.Eylemi karartmak, etkisini azaltmakyarattığı sempatiyi azaltmak için,“Berkin Elvan davasının aydınlatıl-masını istemeyen güçler tarafındanbu eylem yapıldı” diyorlar.

Bugüne kadar Berkin Elvan da-vasında mahkemelerin katilleri ko-rumaktan başka hiçbir işlem yapma-dığı biliniyor. Ne yapılmışsa HalkCephesi’nin işgallerden, boykotlara,yürüyüşlerden mitinglere kadar hergün yaptığı eylemlerin sonucundave dava avukatları Halkın HukukBürosu’nun çabaları sonucunda ya-pılmıştır.

Sonuç olarak, Berkin’in katillerinikoruyanlar kollayanlar destan yazdıdiye açıklama yapan eski Başbakanşimdiki Cumhurbaşkanı Tayyip Er-doğan ve bütün olarak AKP iktidarıdır.

21- YALAN-DEMAGOJİ: Çağla-yan eylemini "dış güçler", "derindevlet" yaptı diyerek komplo teori-leriyle açıklama yapanlar:

CEVAP/ GERÇEK: Çağlayan ey-lemini hiçbir komplo teorileriyle,eylemin büyüklüğünü dünya halklarıüzerinde yarattığı etkiyi karartamaz-sınız. Bu çürümüş kafa yapılarınızladaha önce de yapılan halkın adaletieylemlerine de yine böyle saldırdınız.

Sabancı eyleminde ve daha birçokeylemde yazdınız, çizdiniz. Ne oldu?Sabancı eyleminde aynı komplo teo-rilerini yaptınız. Hangi "dış güçler","derin devlet" açığa çıktı, açıklayın,ispatlayın. Açıklamazsanız, ispatla-mazsanız, hepiniz alçak, namussuz-sunuz.

Devlet, devrimci hareketi bitirmekiçin elinden geleni yapıyor. MehmetEymür daha yeni açıklama yaptı,"Bizim amacımız Devrimci Sol'ubitirmekti" dedi.

Emperyalistler, terör listelerininbaşına koyuyor devrimci hareketi.Dünyanın dört bir yanında devrimciharekete saldırıyor. Dış güçler, derindevlet söylemleri, AKP'nin çaresiz-liğini, güçsüzlüğünü gizlemek içinkullandığı söylemlerdir.

22- YALAN-DEMAGOJİ: Polisin,

MİT'in takibinde olan, eylem hazır-lığında olduğu bilinen eylemcilernasıl bu kadar rahat eylem yapabil-diler? MİT'in içinden mi buna mü-saade edildi, ya da MİT'in yönlen-dirmesi vb. mi var?

CEVAP/ GERÇEK: Ses getiren,halkın adalet özlemine cevap olanher eylem, bu tür kara propagandalaramaruz kalmıştır. Bu, bir yandan daMİT'in, polisin çok mükemmel, herşeye kadir, elinden hiçbir şey kaç-mayan vb. örgütlenmeler olduğu,karşı çıkılamaz, onlardan habersizhiçbir iş yapılamaz kurumlar olarakgörünmesini istemekten kaynaklıdır.Bu intibayı pekiştirmeye hizmet et-mektedir.

Polisi de MİT'i de bir avuç halkdüşmanı, kendi çıkarından başka birşey düşünmeyen, halk ve vatan sev-gisi nedir bilmeyen kişilerden oluşan,sıkı bir örgütlenmeye sahip gibi gö-rünmelerine rağmen aslında ufak birsarsılmada, istendiğinde bir tek kişininbile yaratılan bu imajı kolaylıklayıkıp geçebileceği kadar çürük ya-pılanmalardır. Devrimci yaratıcılık,inanç ve kararlılık karşısında yapa-bilecekleri hiçbir şey yoktur.

MİT'in etkisi vs., dediğimiz gibieylemin mesajını, halktaki etkisiniazaltabilmek için başvurdukları birsöylemdir. Eyleme şaibe karıştırarakhem kendi güçsüzlüklerini gizlemek,hem de halkta yaratılan etkiyi, sem-patiyi kırmak istemektedirler.

Cephe’nin tarihi, yaratılan gele-nekler, önderlerimizden sempatizan-larımıza tüm şehitlerimizin yaşamları,böyle bir şeyin ne kadar imkânsızolduğunu, basit bir karalama girişi-minden ibaret olduğunu göstermeyeyeter.

23- YALAN-DEMAGOJİ: BerkinElvan'ın cenazesine milyonlar katıl-mıştı. Bu eylem ile Berkin Elvan’ınsahiplenilmesine darbe mi vuruldu?

CEVAP/ GERÇEK: Berkin'in ce-nazesine milyonlar nasıl katıldı? Ber-kin gibi onlarca çocuk polisin kur-şununa ve gaz kapsülüne maruz ka-lıyor. Peki, Berkin neden bu kadargündem oldu. Berkin'i halka sahip-lendiren Cepheliler’in direnişidir.

Her gün, Berkin'in komada olduğuher gün eylemlerdeydik. Sokaklardaiki kişi, on kişi, yüzlerceydik. Yerlerdesürüklendik, gözaltına alındık işkencegördük, tutuklandık. Ama vazgeç-medik. Berkin'in gündeme gelmesiiçin elimizden gelenin fazlasını yaptık.Düzenin kendi gündemi vardır. Hergün halkı aldatmak ve oyalamak içinkendi suni gündemlerini yaratır. Bizbuna kapılmadık. Berkin'i Türkiye'ningündemine oturttuk. Katil TayyipErdoğan'a "yatıp kalkıp Berkin di-yorlar" dedirten bizim ısrar ve ka-rarlılığımızdır. Bu kararlılık ve ısrarsayesinde Berkin halk tarafından sa-hiplenilmiştir. Çağlayan eylemininardından şehit düşen savaşçıların ar-dından binlerce insanın internetten"Biz de sizi seviyoruz" mesajlarıatması da göstermiştir ki halkımızevlatlarını sahiplenmeye devam edi-yor.

Eylemin meşruluğu ortadadır.Çünkü, Çağlayan eylemi sonrası hal-kın yüreğine su serpilmiştir.

24- YALAN-DEMAGOJİ: Savaş-çılar Savcı Kiraz’ı öldürmeyi kafayakoydukları için mi yerine getirilmesiimkânsız taleplerde bulundular?

CEVAP/ GERÇEK: DHKC savaş-çıları basına gönderdikleri videodave yaptıkları röportajlarda taleplerinidefalarca sıraladılar. Taleplerimizkarşılanmazsa savcı ölür dediler. Kar-şılanırsa güvenli bir şekilde buradanayrılacağız dediler. Cepheliler dediğiniyapar, yaptığını savunur. Savaşcılar,görüşmelerin sonunda açıkladılar,tek bir temel talepleri vardı: katillerinisimlerinin açıklanması. “Siz kararverin” diyordu Şafak Yayla; "katilleriaçıklayın, katiller açıklanırsa değerlisavcınız yaşar. Siz karar verin katilpolisiniz mi daha değerli yoksa sav-cınız mı" diyordu.

Ancak tercihini katilleri koru-maktan yana yapan katliamcı faşistdevlettir.

Görüntüleri, kimlikleri belli olankatillerin isimlerini açıklamak yerinesavcılarını öldürdüler.

Devam Edecek

17 Mayıs2015

Yürüyüş

Sayı: 469

337HALKIN ADALETİNE HESAP VERECEK!

Page 38: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

1-) Cüret veCüretli Olmak Nedir?

Cüretin TDK sözlüğünde karşılı-ğı: “Yüreklilik, ataklık, cesaret, atak-lık etmek, yürekli davranmak” olarakgeçiyor.

Cüretli olmak denilince akla ge-len devrimci cürettir, yüreklilikledüşmandan hesap sormaktır. Atıl-ganlıktır, en öne atılıp kavgaya koş-maktır.

Cüretli olmak; haklılığımıza,meşruluğumuza, halkın yaşadıkları-nın, vatanımızın parsel parsel satıl-masının, şehitlerimizin hesabının so-rulacağına sonsuz derecede inan-maktır.

Cüretli olmak; halka güvendir,kendine güvendir, bir adım değil, 5adım öne çıkmaktır. Adaletsizliğekarşı “halkın adaleti” olmaktır.

Cüretli olmak; korkuları, zaafla-rı yenmektir, eleştiriye-özeleştiriye,yoldaşlarına, hareketine karşı açıkolmaktır. Ve yeni insan olma yolun-da emin adımlarla yürümektir. Vecüret tüm haksızlıkların karşısında ol-mak, bunun için bilinciyle ve inancıylasavaşı omuzlamaktır, mücadeleyi ör-gütleyebilmektir.

2-) Kavgada NedenCüretli Olmalıyız?

Emperyalistlere ve işbirlikçilerinekarşı yürüttüğümüz kavgada cüretli ol-mak zorundayız. Cüretli olmazsakkaybeden, yok olan taraf biz oluruz.

Ezilen dünya halklarının, Türkiyehalklarının umudu, Marksist-Leni-nist ideolojinin savunucuları olarak,tüm emperyalist saldırıların karşısına

tarihsel haklılığımızla, sı-nıf bilincimizle, cüreti-mizle çıktık-çıkacağız.

Çünkü; bu kavga sınıfkavgasıdır, gerekirse be-del ödeyip, savaşı büyü-terek nihai zafere taşı-ma kavgasıdır.

Çünkü; birbirine düş-man iki sınıf vardır. Ve busavaşta biri yok olacak.Düşmanımızı yok etmek

için cüretli olmak zorundayız. Bukavgada açlığa, yoksulluğa, sömürüve katliamlar yaratan bu düzene sonverip yerine, Devrimci Halk İktidarınıkurma kavgasıdır.

Haklı olan meşru olan bizleriz.Onun için de sonuna kadar cüretli ol-ması gereken de bizler olacağız.

Kavgada cüretli olmalıyız. Çünkü;cüret atılganlıktır, militanlıktır, ta-rihsel ve sınıfsal haklılığımızın pratikkanıtıdır. Ki, kavgada cüretli olanlarkazanır.

Cüret, kurtuluştur, bağımsızlıktır,demokrasidir, özgürlüktür, sosya-lizmdir. Halk ve vatan sevgisidir, ya-şatılan adaletsizliklerin hesabını sor-maktır. Bunun için onurlu ve şanlıkavgamızın nihai zaferi için cüretli ol-malıyız.

3-) İdeolojik OlarakCüret Nedir?

İdeolojik olarak cüret, ideolojiknetliktir. Ve bu ideolojik netlik doğ-rultusunda, belirlenen stratejiylehedefe ulaşmak için cüretle, inan-çla kavgayı büyütmektir, sonuçalmaktır.

İdeolojik cüret, Marksizm-Leninizm’in ideolojisinin gü-cüyle, anti-emperyalist, anti-oli-garşik hedefli kavgayı sürdür-mek, hiçbir kaygıya, yanılgıyadüşmeden, tarihsel haklılıkla, sı-nıf bilincinden şaşmadan, iktidarhedefinin önüne çıkarılan tüm en-gelleri bir bir aşmaktır.

İdeolojik olarak cüret: “Söy-lediğini yapmak yaptığını sa-vunmak”tır... İdeolojisinden, ilkeve kurallarından ödün verme-

den, emperyalistlerin ve işbirlikçile-rinin her türlü saldırısına, oyalama tak-tiklerine, demokrasicilik oyunlarınakarşı pragmatizme düşmeden, yara-tılan açlığın, yoksulluğun, adaletsiz-liğin hesabını sormak ve milyonlarınadalet özlemine tercüman olmaktır.İdeolojik cüret, milyonlarca insana ik-tidar hedefini gösterip örgütlemektir.

İdeolojik cüretin adı bugün M-Lideolojiden bir milim bile sapmadansilahlı mücadeleyi her koşulda büyü-ten devrim ve sosyalizm kavgasını bü-yüten Cephe’dir.

4-) Politik OlarakCüret Nedir?

Politik olarak cüret; her şart altındakoşullara teslim olmadan ve düşmansaldırısının boyutu ne olursa olsun tes-limiyete düşmemektir. Tüm, bedelle-ri göze alıp halkın adaleti ve direnişgeleneğinin bir halkası olmaktır. Çün-kü tarihi direnenler yazar. Bu tarihinyaratılmasının gücü politik cürettir,boyun eğmemektir.

Politik cüret; politikalarına inanıp,bu politikalar etrafında halkı örgüt-leyip, savaşı büyütmektir.

Emperyalizmin ve işbirlikçisininyozlaştırma başta olmak üzere tümsaldırıları halka olduğu gibi aynı za-manda bizim politik düşüncemizedir.Politik cüret ise, bu saldırıların kar-şısında aldığımız tavır, ortaya koy-duğumuz politikanın ve stratejimizinpratikte de uygulaması ve savaşımı-

Ta rih ten, bi lim den, ön der le ri miz den, ge le nek le ri miz den

öğ ren dik le ri mizle güçleneceğiz

BilgiBilgigüçtürgüçtür

SORUDA10CÜRET

Dünya halklarının ölümsüz ko-mutanı Ernesto Che Guevara’nınşu sözü bilinir: “...gerçek devrim-ciyi harekete geçirenin büyük bir

aşk olduğunu söyleyebilirim.”

Söz konusu olan ‘o büyüksevdamız, Devrim’dir. Devrimci-

liğimiz de halk sevgimizineseridir. Cephelinin cüreti de işte‘o büyük sevda’sının, halk sevgisive devrim inancının görkemli bir

şekilde dışa vurumudur.

Yürüyüş

17 Mayıs2015

Sayı: 469

19 ARALIK KATLİAMI’NIN TÜM SORUMLULARI38

Page 39: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

zın büyümesidir.

Politik cüret; düşman cephesini za-yıflatmak, halkın cephesini büyütüpbu düzenin yıkılmasını sağlamakiçindir.

5-) Mahir ve Dayı CüretinAdıdır Aynı ZamandaNeden?

Mahir ve Dayı cüretin adıdır.Çünkü Mahir ve Dayı demek devrimdemektir. Anadolu ihtilalinin büyü-tülmesidir. 45 yıllık tarihimizin ya-ratıcılarıdır Mahir ve Dayı’mız.

Mahir Çayan, cüretiyle bu kavgaateşini yakan olmuş, Dayı’mız kav-ga ateşini büyüterek cüreti kitlesel-leştirmiştir. Bunun içindir ki, Mahirve Dayı’nın adları aynı zamandakavgada cüretle anılmaktadır.

Mahir ve Dayı; emperyalizme veişbirlikçi oligarşiye vurdukları dar-belerle dünya halklarına umut ol-dukları için cüretin adı oldular. Em-peryalizmin vatan topraklarımızı iş-gal etmelerinin hesabını sorup cüretve adaletin adı oldular.

En zor koşullarında dahi, tüm im-kânsızlıklara rağmen tarih yazdıkla-rı için cüretin adı oldular.

6-) “Cephe’nin TarihiCüretle Dolu Bir Tarihtir”Sözünden Ne Anlıyoruz?

Cephe’nin tarihi cüretle doludur.Çünkü; tam 45 yıldır bu topraklardasosyalizm umudunu milyonlara ta-şıyan ve adaletsizliklerin karşısındahalkın adaleti olandır. Cephe “söy-lediğini yapan, yaptığını savunan”,ideolojisinden, stratejisinden bir mi-lim dahi sapmadan kavgayı omuz-layan, direnişleri yaratıp zaferlerkazandıran, düşmana geri adımlar at-tırandır.

Anti-emperyalist cepheyi geliş-tirmek için bedel ödeyen, emperya-lizmden, işbirlikçi oligarşiden yap-

tıkları katliamların hesabını sorandırve Kızıldere’den 1984, 1996, 2000-2007 ölüm oruçlarına ve bugünlerekadar girdiği tüm direnişlerde cüretle,

emin adımlarla yürüyen, ilkler yara-tan, öncülük eden Cephe’mizin tari-hi, cüretle dolu bir tarihi ve can-kanbedeli yaratılmıştır. Son rehine eyle-miyle Bahtiyar ve Şafak, işbirlikçiAKP’nin katil polislerinin korkulu rü-yası olmuş Elif cüretin adı olmuştur.Bu yüzdendir ki, Cephe’nin ve Cep-helinin adı hep cüretle anılır.

7-) “İktidar İddiasınaSahip Olanlar CüretliOlur” DerkenNe Demek İstiyoruz?

İktidar iddiası olanlar, tüm bedel-leri göze alanlardır. Düşman saldırı-larına karşı, dik durup, halkı örgüt-leyecek devrimci şiddetle karşı çı-kanlardır.

Bizim gibi yeni sömürge ülkeler-de, hem emperyalizme, hem de oli-garşiye karşı verilen kavganın yürü-ten iktidar hedefli savaşın nihai zafereulaşması için, cüretli olmak zorun-dayız. İktidar iddiasına sahip olanlarcüretli olmak zorunda yoksa düş-man saldırısı karşısında yok olurlar.

Cephe her koşulda iktidar iddia-sından bir milim sapmadığı için cü-retlidir. Cüretimizi M-L ideolojisin-den, bu doğrultuda şekillenen strate-jimizden ve hedefimizden alıyoruz.

8-) Düşmandan TümEzilen Halkların Hesabını

Sormak İçin CüretliOlmak Ne Demektir?

Emperyalistlere ve işbirlikçilerine“Halkın da bir adaleti var” dedirt-mektir cüretli olmak.

Her geçen gün büyüyen, açlığın,yoksulluğun, katmerleşen sömürü-nün karşısında, halkların örgütlü gücüolabilmektir cüretli olmaktır.

Emperyalistlerin ve işbirlikçileri-nin yarattığı çelişkileri derinleştirmek,iktidar hedefini gösterip sınıf bilincinitaşımaktır ezilen halklara cüretli ol-mak.

9-) Devrimci Halk İktidarıİçin, MücadeleyiBüyütmek İçin CüretliOlmaktan Ne Anlıyoruz?

Devrimci Halk İktidarı için cüretliolmayı “Güçlü olan emperyalizmdeğil halklardır” diyen, Dayı’mızıncüretini anlıyoruz. Ve emperyalizme,işbirlikçisi oligarşiye karşı savaşı hergeçen gün daha da büyütmeyi” hal-kı savaştırmak, savaşı halklaştırmakiçin iktidar perspektifiyle hareketedip, anti-emperyalist, anti-oligarşikmücadeleyi örgütleyip savaşı nihai za-fere taşımayı anlıyoruz.

Düşman saldırıları karşısında so-nuna kadar direnmeyi emperyalizmeve oligarşinin psikolojik, ideolojik sal-dırısının karşısında, meşruluğumuza,iktidar bilincimizle M-L ideoloji-mizle emin adımlarla devrime, sos-yalizme yürümeyi anlıyoruz.

10-) Kolektif OlmadanCüretli Olunabilir Mi?Cüret Bireysel Midir?

Kelime olarak düşünüldüğündebireysel bir anlama gelebilir. Ama tamtersi, cüreti ortaya çıkartan kolekti-vizmdir. Cüret etmek bir Cepheli içinbireysel bir eylem değil, kolektif bireylemdir.

Yine cüretle birlikte ortaya çıkanyaratıcılığın gücü de yine bu kolek-tivizm de gizlidir.

Devrimi isteyecek cüretiolanlar, o işi yapacak tek

güçtürler.Onlardan başka güç yokturbu işi yapacak. Bu bizim en

büyük güvenimizdir.BU GERÇEK EN BÜYÜK

SİLAHIMIZDIR.Adaletsizliğin

hüküm sürdüğü bir ülkedeadalet istemek cürettir.

17 Mayıs2015

Yürüyüş

Sayı: 469

39HALKIN ADALETİNE HESAP VERECEK!

Page 40: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

Gençlik Federasyonu binası polistarafından F.S isimli çocuk “zorladernekte tutuluyor” gerekçesi gös-terilerek, “kurtarma” bahanesiylebasıldı.

Gerçek ise bu değildi. “Ortadane kurtarılacak bir çocuk”, “ne dezorla tutulan çocuk” vardı. Polis de,çocuğun abisi de bunu biliyordu.

Yalanlar ve komplolarla iş yapanpolis, çocuğun abisini kandırıp iş-birliği yapmak için senaryolarınaalet etti. Senaryo polis tarafından ya-zıldı. Abi polis imdat 155’i arayıp“kardeşimi zorla ellerinde tutuyor-lar” diyecek, polis de kahramanlıkgösterip çocuğu örgütün elinden kur-taracaktı. Bunu ise basına verecekti.Sonunda polis kendini kahramanilan edecekti.

Olay senaryo olduğu için herfilmde izlediğimiz gerçeğe uymayan,hayatın olağan akışına aykırı olaylaryaşanması doğal bir sonuçtu. Polisinfilminde de bu oldu.

Basit sorular soran ve cevabınımerak eden her namuslu insan olayıanlayabilir. Nedir bu sorular?

- Basılan yer neresi?

- Polis ne zaman olaydan ha-berdar edildi?

- Kurtarma operasyonu ne za-man yapıldı?

- Kurtarılan çocuk ne diyor?

- Çocuk kurtarıldıktan sonra

nereye götürüldü?

- Çocuğa zarar geldi mi?

- Gözaltına alınan kimlerdi?

- Olayın sonunda kimler tu-tuklandı?

- Ortada bir kurtarma operas-yonu var mı?

Bu soruları, film kendisine ait ol-duğu için polisin sormayacağı açık-tır. Kendisine hukukçuyum diyensavcı ve hakimlerin bu soruları sor-ması beklenebilir. Fakat onlar da busoruları sormadı. Avukatlar bu soru-ları savcı ve hakime sorup delillerlecevap verdiler. Savcı ve hakimlere detalimat verilmişti. Filmde rolleri var-

dı. Onlar da filmin parçasıydı.

Tabi ki; bu soruları halkımız so-racaktır. Cevabı ise yaşanılan ger-çeklerdir.

Basılan dernek yasal bir kurum-dur. Dernekler masasına kayıtlıdır.Herkesin rahatlıkla girip çıktığı biryerdir. Gerek abi, gerekse anne buderneğe daha önce girip çıkmışlardır.Yani derneği bilmektedirler.

Çocuğun abisi rol eksik anlatıl-dığından ve polisi ne zaman arama-sı gerektiği söylenmediğinden olsagerek gündüz saatlerinde polis imdat155’i arıyor. Polis ise derneği ertesigün, gece 04.00’te basıyor.

Kurtarıldığı söylenen çocuk “Benkendi arzumla ordaydım. Burada-kiler benim arkadaşım. Kimse benizorla tutmadı. Polis beni de gözal-tına aldı. Kimseden şikayetçi deği-lim” diyor.

Kurtarıldığı söylenen çocuk göz-altına alınıp emniyete götürülüp di-ğer çocuklarla birlikte 1 gün sanıkolarak gözaltında tutuluyor. Çocuğayalan ifade vermesi için baskı yapı-lıyor. Gözaltına alınan tüm çocuklarişkence görüyor. 2 kız çocuğunu er-kek polisler soyup, ince arama ya-pıyor. Ahlaksız polisler çocuklarıtaciz ediyor. Kurtarıldığı söylenen ço-cuk da diğer çocuklar gibi örgütüyeliği suçlamasıyla savcılığa çıka-rılıyor. Diğer çocuklar tutuklamayasevk ediliyor.

AHLAKSIZ POLİS ÇOCUK KURTARMAZ! ÇOCUKLARIMIZI İŞKENCE YAPARAK TUTUKLATIR!

İŞTE AKP’NİN“ÇOCUK KURTARMA”

OPERASYONU...Tavanları delinerek,

duvarları yıkılarak giri-len ve talan edilen

Gençlik Federasyonu... Berkin’in Katilleri

Bulunsun dediği için15-16 yaşlarındaki

üç Liseli tutuklandı!AKP’nin ahlaksız,namussuz polislerigözaltında liselileri

taciz etti, işkence yaptı...

Gençlik Federasyonu’ndan

Ülkemizde Gençlik

Yürüyüş

17 Mayıs2015

Sayı: 469

19 ARALIK KATLİAMI’NIN TÜM SORUMLULARI40

Page 41: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

Hakim, polisin iddiası dışında birdelil olmadığından; üç çocuğu kurta-rıldığı söylenen çocuğu alıkoymasuçlamasını tutuklama gerekçesi ya-pamıyor. Fakat filmin tamamlanma-sı için çocukların tutuklanması ge-rektiğinden “çocuk alıkoyma suçla-ması olmadı, örgüt suçlaması olsun”diyerek bunu yapıyor. Gerekçesi iseçocukların “Berkin’in katilleri bu-lunsun” eylemlerine katılmaları vegözaltına alınırken “Berkin’in katil-lerinden hesap soracağız” sloganı at-maları.

Ayrıca Hakim duruşma salonunaçocuklara işkence yapan polisleri so-kuyor. 2 kız çocuğu duruşma salo-nunda hakimin önünde kendilerinitaciz eden polisi teşhis ediyor. Hakimise “bu beni ilgilendirmez” diyerekpolislerin kimliğini tespit etmiyor.Tersine tacizci polisleri koruyup on-ları salonda tutmaya devam ediyor.Avukatların ısrarları üzerine tacizci-yi dışarı çıkarıyor.

Neticede çocuk kurtarma ope-rasyonu yaptığını söyleyenler yaş-ları 15-16 olan 3 çocuğu tutukla-yarak bir çocuğu kurtardığını söy-lüyor.

Bırakın bu yalanları. Ortada çocukkurtarma operasyonu yoktur. Kurta-rılan çocuğa zarar veren polistir. Po-lis derneği bastığında aynı 19 Ara-lık Hapishaneler Katliamı’nda ol-duğu gibi tavanı delerek girmiştir.Çocukların üzerine betonlar düşmüş-tür. İçeriye girdikten sonra çocuklaraişkence yapmıştır. Kelepçe takıp her-kesi emniyete götürmüştür. Burada daişkencesine devam etmiştir. Polisin ço-cuğu kurtarma kaygısı olsaydı saatlersonra gece yarısı tavanı delerek der-neği basmazdı. Derneğin önünde içe-ridekilerin veya çocuğun çıkmasınıbeklerdi. Kurtarılan biri sanık olmaz,müşteki olur. Örgütün elinden kurta-rılan çocuk örgüt üyeliği suçlamasıylasavcılığa çıkarılmaz. Çocuk için ya-pıldığı söylenen bir operasyonda ha-kim “bu gerekçeyle sizi tutuklaya-madım, bari örgüt üyeliği gerekçe-siyle sizi tutukluyorum” diyemez.

Polis uyuşturucu içen, kendindenbaşka kimseyi düşünmeyen, ahlaksızbir gençlik istiyor. Gençlik Federas-yonu ise bunlara karşı olup; bağım-sızlık isteyen, düzenin yoz kültürünekarşı çıkan, düşünen, sömürüye kar-şı çıkan gençliğin yeridir. Polis buna

tahammül edemiyor. Bu nedenle çe-şitli komplolarla derneği sürekli basıp,çocuklarımıza işkence yapıyor. Ora-da o gün için kimi gözaltına alırsa onuda örgüt üyesi diye tutukluyor.

Aynı polis, Hasan Ferit’in katili çe-tecilerin kaçırdığı 11 yaşındaki ço-cuğun annesi polise başvurduğundakurtarma operasyonu yapmaz. Anne-yi yanından kovar. Çetecileri de ceptelefonundan arayarak “şimdilik ço-cuğu bırakın” demeyi bilir. Tek ba-şına bir anne 6 yıl boyunca çocuğunukurtarmak için devlete başvurduğun-da kıllarını kıpırdatmazlar. Savcı vehakimler çetecileri tutuklamaz hattagözaltı işlemi bile yapmaz. Anne iseçocuğunu, Hasan Ferit çetecilerceöldürüldükten sonra ancak kurtarabi-lir.

Polis ahlaksızdır. 241 çocuğumuzAKP iktidarı döneminde polis kurşu-nuyla öldürüldü. Çocuklarımızın be-yinleri sokaklarda akıtıldı. Binlerce ço-cuğumuz tutuklandı. Hapishane de te-cavüze uğradı. En son 3 çocuğumu-zun da aralarında olduğu yaşları15,16 olan toplam 4 çocuğumuz“Berkin’in katilleri nerede” dedik-leri için halen hapishanedeler.

Çağlayan Adliyesi’nde 31 Mart'taherkese adalet dersi veren BahtiyarDoğruyol ve Şafak Yayla ve onların he-sabını sormak için katillerin inlerinekadar giren Elif Sultan Kalsen, şehit-liklerinin 40. gününde verilen yemekleanıldı. 9 Mayıs'ta Gazi Mahallesi GaziŞehitleri Cemevi’nde verilen 40 yeme-ğinde önce anma düzenlendi. Anmasaygı duruşuyla başladı ve ardından

Hasan Selim Gönen’in öğrencileri içinKadife Tenli Zamanlara şiiri okundu. 3Dev-Genç'li; Şafak, Bahtiyar ve Elif olupseslendi yoldaşlarına, katledenlerdenhesap sorulmadan adaletin gelmeyece-ğini gösterdiler. Ardından TAYAD adı-na Nuri Cihanyandı söz alarak halk sa-vaşçılarının şehitliklerinin de mücade-lenin bir parçası olduğunu, tüm baskılararağmen şehit cenazelerini sahiplen-mekten vazgeçmeyeceklerini aktardı.Sonrasında ise kesilen kurbanlarla ya-pılan 40 yemeği dağıtıldı. Yemeğe 1000kişi katıldı. Son anlarında “Halkımız siziçok seviyoruz” diye seslenen savaşçıla-rı halk ve yoldaşları yalnız bırakmadı.

Elif, Şafak, Bahtiyar…Kavgamızda Yaşıyor!

Halk Cephesi, Çağlayan Adliye-

si'nde gerçekleştirdikleri adalet eyle-minde katledilen Bahtiyar ve Şafak'labirlikte yoldaşlarının hesabını sormakiçin Vatan işkencehanesinin önünde si-lahlı eylem gerçekleştiren Elif Sultan'ın9 Mayıs’ta kırk yemeğini verdi. İdil-can Kültür Merkezi'nde verilen ye-mekten önce kısa süreli bir anmaprogramı yapıldı. Anma, devrim şe-hitleri için yapılan saygı duruşuyla baş-ladı. Bahtiyar, Şafak ve Elif için TA-YAD adına kısa bir açıklama yapıldı.Açıklamadan sonra bir Dev-Genç'li ta-rafından “Kadife Tenli Zamanlara”şiiri şehitlere ithafen okundu. Sonolarak “Çağlayan Eylemi” ile ilgili kısabir video izlendi. Programdan sonra dahazırlanan yemekler yenildi. Şehitleriçin hazırlanan yemek, çevredeki es-naflara dağıtıldı.

Ülkemizde Gençlik

Şehitlerimizi Unutmayacak Mücadelemizde YaşatacağızYolumuzu Aydınlatmaya Devam Edecekler

17 Mayıs2015

Yürüyüş

Sayı: 469

41HALKIN ADALETİNE HESAP VERECEK!

Page 42: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

AKP'nin katil polisleri ailelerin engeri yanlarını kullanarak her fırsatıdevrimcilere saldırma aracı olarakkullanmaktan çekinmiyor...

Bu ülkede evlatlarının öldürül-memesi için katillerini ihbar edenle-re sorun. Pişmanlıklarını ifade edecekmecalleri bile kalmamıştır. Niyetleriniduygularını kullanan polisin elinde na-sıl bir hamamböceğine dönüştükleri-ni anlatmaya dilleri el vermez... Ne-rededir evlatları? Bazıları elleriyle tes-lim ettikleri evlatlarına bir mezartaşı bile dikememişlerdir. Devrimci-lik onurdur... Onurlu yaşamaktır...Gençlik Derneği'ne yapılan operas-yona karşı yurt genelinde tepki gös-terildi. Baskınların, operasyonlarınhalkı ve en yiğit evlatları olan genç-liğin devrimci mücadelesini engelle-yemeyeceği vurgulandı...

İstanbulEsenler: Esenler Halk Cephesi 6Mayıs’ta bir açıklama yaparak,AKP’nin katil polisinin “Çocuk kur-tarma” operasyonu adı altında Ok-meydanı’ndaki Gençlik Federasyo-nu'na düzenlediği baskını protesto etti.Açıklamada; “Faşist iktidarın dev-rimci kurumlara yapmış olduğu sal-dırılar bugüne kadar caydırıcı olma-dı, olmayacaktır… Faşist iktidarın sal-dırıları karşısında Elif, Şafak, Bahti-yar olup umudu büyütmeye; 15’indeölümsüzleşen Berkin’imizin sesiylerüyalarınıza girmeye devam edece-ğiz… Düzenin her türlü kirine karşıgençliğimiz Mahirler’den, Deniz-

ler’den almış olduğu güç ile gelece-ğe ışık olmaya devam edeceklerdir”denilerek, işkenceyle gözaltına alınan9 Dev-Genç’linin derhal serbest bı-rakılması istendi.

Halkın Mühendis Mimar-ları: Halkın Mühendis Mimarları daaynı gün açıklama yaptı. Açıklama-da: “Yine işkence yöntemleriyle gel-diler, yine teslim almaya geldiler,yine helikopterlerle terör estirdiler...Ama bir gece vakti dayandıkları kapı,45 yıllık bir tarihin kapısıydı… Şim-di o kapılara her dayandığınızda Şa-fak, Elif Sultan ve Bahtiyar karşıla-yacak sizleri. AKP’nin katil polisle-ri, çocuk kurtarma operasyonları ye-rine katlettiğiniz Berkinler’in hesabınıverin. Vereceğiniz hesap büyüdükçekorkularınız da büyüyecek, daha faz-la saldırarak, halk çocuklarını tutuk-layıp katlederek kurtulamazsınız bubüyük korkudan...” denildi.

Antalya: Baskılarınız,Komplolarınız, Sürgün veSoruşturmalarınız BizDev-Genç’lileriYıldıramaz!

Antalya'da Attalos Meydanı’ndaDev-Genç’liler komplolarla yalanhaberlerle yapılan baskınları protes-to etmek için 7 Mayıs’ta basın açık-laması yaptı. ''Baskılarınız, Komplo-larınız, Tutuklamalarınız Bizi Yıldı-ramaz! Dev-Genç'' yazılı pankartınaçıldığı açıklamada; Okmeydanı'nda

“Çocuk kurtarma operasyonu” adı al-tında Dev-Genç’lilerin işkencelerlegözaltına alınması, Antalya'da yinebaskın sonucu 3 Dev-Genç’linin tu-tuklanıp, “güvenlik'' gerekçesiyle An-kara'ya sürgün edilmesi, yine yalan-larla bir Akdeniz Üniversitesi öğren-cisine soruşturma açılması polis-ida-re işbirliği ile gençliğe yönelik sal-dırılara örnek verildi. Hiçbir baskınınmücadelenin gençliği sarıp sarmala-masını engelleyemeyeceği, Dev-Genç’in bir okul olduğu ve 45 yıllıktarihinin somutlandığı direniş geleneğivurgulandı. Bu okulun en başarılı öğ-rencileri Elif, Şafak, Bahtiyar’ınşimdi öğretiyor oldukları belirtildi.Eylemde “Elif, Şafak, Bahtiyar... Yı-kılacak Saraylar”, “Yaşasın Dev-Genç Yaşasın Dev-Genç’liler”, “Bas-kılar Bizi Yıldıramaz”, “KahrolsunFaşizm Yaşasın Mücadelemiz”, “Be-del Ödedik Bedel Ödeteceğiz'' slo-ganları atıldı. 13 kişinin katıldığı ey-lem sloganlarla bitirildi.

Malatya:İşkence YapmakŞerefsizliktir! Bütün İşkencelerinHesabını Soracağız!

Malatya Dev-Genç bir Dev-Genç'linin 10 Mayıs'ta polisler tara-fından kaçırılma teşebbüsüyle ilgiliaynı gün açıklama yaptı. Açıklama-da: " Gözdağı vermeyi, devrimcile-ri sindirmeyi planlayan ahlaksız po-lisler Dev-Genç'in iradesi karşısında

Ülkemizde Gençlik

AKP’nin Çocuk Katillerinden ‘Çocukları Kurtarma’ Operasyonu!Berkin’imizin Sesiyle Rüyalarınıza Giriyoruz!

Yürüyüş

17 Mayıs2015

Sayı: 469

19 ARALIK KATLİAMI’NIN TÜM SORUMLULARI442

Page 43: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

Ülkemizde Gençlik

yenik düştü. Yunus ekipleri ve sivilpolis aracı arkadaşımızın önünü kes-ti. Keyfi olarak polis aracına işkenceile bindirilmeye çalışılan Dev-Genç'li-nin direnişi karşısında çaresiz kalarakarkadaşımızı serbest bıraktı. Bu sıra-da arkadaşımızın kolu incindi. Ma-latya Emniyet Müdürlüğü'nü uyarı-yoruz! Devrimcilere, ailelerine, ar-kadaşlarına saldırmaktan vazgeçin!Biliyoruz, korkuyorsunuz! Korkula-rınızı büyüteceğiz" denildi.

Sivas: Dev-Genç'imiziSahiplenmekten AslaVazgeçmeyeceğiz!

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi'nde11 Mayıs'ta “Tutsak Dev-Genç’lilerSerbest Bırakılsın” kampanyası kap-samında Dev-Genç’liler bildiri dağı-tımı yaptı. Bu sırada ÖGB ve TEMpolisleri tarafından dağıtım engel-lenmek istendi. Bildiri dağıtımı ya-pılan fakültenin öğrencisi olan Dev-Genç’li ve diğer arkadaşları okulunöğrencisi olmadıkları gerekçesi ileokuldan atılmaya çalışıldı. Okuldaher türlü faşist çalışma yapılırken, şen-liklerde alkol yasağı olduğu halde içil-mesine göz yuman okul yönetimihiçbir yasaklama kararı da yokken bil-diri dağıtanları ÖGB ve sivil polisle-ri ile okuldan çıkarmaya çalıştı. Bü-tün engellemelere rağmen 100 bildi-ri öğrencilere ulaştırıldı.

Bursa: TutsakDev-Genç'liler DerhalSerbest Bırakılsın!

Bursa’da 5 Mayıs'ta Tutsak Dev-Genç’liler için açıklama yapıldı.Heykel'de yapılan açıklamada Dev-Genç’in 45 yıllık onurlu mücadelesive Dev-Genç’in halkı ve adaleti tem-sil ettiği, AKP iktidarının ise bu ger-çeklerden korktuğu için her yerdeDev-Genç’e azgınca saldırdığı anla-tıldı. Dev-Genç’in daha güçlenerekmücadelesini sürdüreceği söylendi.Açıklama “ Kahrolsun Faşizm Yaşa-sın Mücadelemiz”, “Tutsak Dev-Genç’liler Serbest Bırakılsın”, “Ya-şasın Dev-Genç Yaşasın Dev-Genç’li-ler şeklinde atılan sloganların ardın-dan bitirildi.

Muğla: TutsakDev-Genç'lilerOnurumuzdur! SesleriniAçlığımızla Duyuruyoruz!

Muğla Sınırsızlık Meydanı’nda9 Mayıs'ta Dev-Genç’lilerin başlattı-ğı açlık grevi 24 saatin ardından ira-di olarak 10 Mayıs'ta sonlandırıldı.Grev süresince belirli aralıklarlaEmek Gençliği, Öğrenci Kolektifle-ri ve Halkların Demokratik Parti-si’nden Dev-Genç’lilere destek içingelenler olurken, halkın ilgisi olduk-ça yoğundu. Zaman zaman eyleminamacını ve tutsak Dev-Genç’lilerinneden hapishanelerde tutulduğunusoran kişilerin soruları Dev-Genç’li-lerce cevaplandı. Grev genellikleGrup Yorum ve Grup Ekin’den tür-külerle devam ederken greve 6 kişikatıldı. Grevin bitmesine 2 saat kalafaşist AKP’nin kadın kolları AnnelerGünü kutlamasını yapmak için açlıkgrevinin yapıldığı alana girmedenönce Muğla Emniyet Amirlerindenbiri Dev-Genç’lilere alandan ayrıl-maları gerektiğin, aksi takdirde mü-dahale edileceğini bildirdi. Dev-Genç’liler alandan ayrılmayacaklarınıve kutlamanın grevin yapıldığı alanınkarşısında yapılabileceğini söyleme-si üzerine Emniyet Amiri Dev-Genç’lilerin kararlı tutumunun daetkisiyle kutlamanın karşı tarafta ya-pılacağını duyurdu. Muğla Sıtkı Koç-man Üniversitesi öğrencisi olduğu2010 yılı döneminde faşist, katil po-

lis Gültekin Şahin tarafından katle-dilen Şerzan Kurt’un 5.ölüm yıldö-nümünün anmasına katılım sağla-yan Dev-Genç’liler yapılan anmanınardından alandan ayrıldılar.

Gençliğin Sesi Dev-GençDergisi YenidenGençliğin UmudunuBüyütüyorTürküler Susmuyor,Halaylar Sürüyor

Muğla Sınırsızlık Meydanı’nda5 Mayıs günü Dev-Genç dergisinin 1.sayısının tanıtımı ve dağıtımı ama-cıyla stant açıldı. Açılan masada 12Dev-Genç dergisi halka ulaştırılırkenGrup Yorum türküleri açılarak "555GY" ile ilgili ajitasyon çekildi ve GrupYorum Konseri'nin yasaklanmasınınbasit bir konser yasağı olmadığı, hal-kın sesini kısmaya yönelik bir saldı-rı olduğu anlatıldı. Halk etkinliğeyoğun ilgi gösterdi.

Katil Polis AilelerimiziTaciz Etmekten Vazgeç!

Kocaeli Dev-Genç’liler günler-dir polis tacizine maruz kalıyor. Ko-caeli'nin katil işkenceci polisleri de-falarca Dev-Genç’lilerin aileleriniarayıp, aileleri üzerinden psikolojikbaskı yapıyor. Dev-Genç’li Aslı Ez-gi’nin ailesine 'çok yakın arkadaşıyız'diyerek yalan söyleyip, devrimcilereiftiralar atarak, Dev-Genç’lilerin teh-ditlerle Aslı Ezgi’yi esir tuttuklarınıiddia ettiler. Bir diğer Dev-Genç’li Si-nan'ın da ailesini emniyete kadar ça-ğırıp ailesi üzerinden Sinan'ı tehdit et-tiler. Ümit adlı bir diğer Dev-Genç’li-nin de ailesini arayarak "oğlunuz te-röristlerle geziyor" şeklinde devrim-cileri ailelerin gözünde karalama ça-lışmalarına devam etti. Kocaeli Dev-Genç 7 Mayıs’ta bir açıklama yapa-rak; “Kocaeli polisini uyarıyoruz.Kanlı ellerinizi ailelerimizin üzerin-den çekin. Sizin kirli oyunlarınızbizi devrim yolundan döndüremez.Kimsenin gücü bizi halkın karşısın-da karalamaya yetmez” dedi.

17 Mayıs2015

Yürüyüş

Sayı: 469

443HALKIN ADALETİNE HESAP VERECEK!

Page 44: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

Bugün biz buradaotururken öğrencisinden

ayrı kalan bir öğretmen sokakta tekrarçocuklarına dönebilmek için çalışıyor;imza topluyor, hakkını arıyor.

Hakkını aramanın, zalimin karşı-sında, mazlumun yanında olmanınbedelini ödeyenlerden aslında sadecebiri Hatice Yüksel.

Bu noktasıyla Hatice Yüksel veonun hak ve özgürlüğü için mücadeleverenler asıl olarak kendi hak ve öz-gürlükleri için mücadele veriyorlar.

Çünkü her devrimci, demokratınyarın başına nelerin gelebileceğininen somut örneğidir.

Ki bırakalım devrimci, demokratolmayı, öğretmen mesleğini hakkıylayerine getirmeye çalışan her insanbugün faşizmin hedefidir.

Eğitim verdiği çocuklara; namus-luluğu, yalana karşı dürüstlüğü sa-vunmayı göstermek bugün faşizmindoğal hedefi haline gelmiştir...

Eğitim verdiği çocuklara; çalıp-çırpmayı değil, emeğiyle alın teriylekazanmayı öğütlemek, bunu öğretmek

bugün faşizmin doğal hedefi halinegelmektir.

Çünkü AKP ayakkabı kutularındahalkın alın terini çalarken bunun kar-şısında olmak, bu soyguna dur de-mektir.

Eğitim verdiği çocuklara; zaliminkarşısında mazlumun yanında olmayıöğretmek, vatanını ve halkını sevme-sini söylemek, bugün faşizmin doğalhedefi haline gelmektir.

Çünkü bugün AKP, Berkin Elvangibi çocuklarımızı bile katletmeyi sa-vunuyor...

Çünkü bugün AKP'nin zenginlik-lerimizi yerli yabancı kendi yandaş-larına satarken, halkın malını, canını,vatanımızı savunmaktır. AKP'nin soy-gun ve talanına karşı bu vatan, buhalk bizimdir demektir.

BU YÜZDEN; HERKES ONUNİÇİN, BUNUN İÇİN DE DEĞİL...

KENDİ İÇİN, KENDİ ÇOCUK-LARININ GELECEĞİ İÇİN BİLEOLSA...

BU HAK VE ÖZGÜRLÜKLERMÜCADALESİNE KATILMALI-

DIR.

HATİCE YÜKSEL'İ; KENDİKIZI, KENDİ ABLASI, KARDEŞİ,ANNESİ, YOLDAŞI, ARKADAŞI,MESLEKTAŞI BİLMELİ...

YANINDA YER ALMALIDIR.

DESTEKÇİSİ DEĞİL, MÜCA-DELEDE OMUZ OMUZA ONUN-LA OLMALIDIR!

Basın Açıklamasına KatılmakSuç Değildir!Hatice Yüksel İşine Geri Alınsın!

Eskişehir ve İs-tanbul'da KamuEmekçileri Cephelileryoldaşları Hatice öğ-retmene sahip çıktı-lar...

Eskişehir'de katıl-dığı eylem bahaneedilerek açığa alınanöğretmen Hatice

Yüksel'e destek olmak için çeşitli illerden gelen KamuEmekçileri Cepheliler, Eskişehir Adalar'da 8 Mayıs'taeylem yaptılar.

20 kamu emekçisinin katıldığı eylemde açıklamayıAkman Şimşek okudu. Hatice Yüksel Yalnız Değildir,Basın Açıklaması Suç Değildir, Emekçiyiz Haklıyız Ka-

zanacağız, Güvenceli İş, Güvenceli Gelecek İstiyoruzsloganları atıldı.

11 Mayıs'ta ise İstanbul-Kamu Emekçileri Cephesi,açığa alınan öğretmen Hatice Yüksel’e destek için İlMilli Eğitim Müdürlüğü önünde eylem yaptı. “BasınAçıklamasına Katılmak Suç Değildir! Hatice Yüksel İşeGeri Alınsın!” yazılı pankartın açıldığı eylemde, açıklamayıöğretmen Nurcan Kısa okudu. Okunan açıklamada, hu-kuksuz bir şekilde açığa alınan Hatice Yüksel’in bir anönce görevine geri iade edilmesi istendi. Atılan sloganlarınardından eylem sona erdi.

Hatice Yüksel: “İşime ve ÖğrencilerimeDönmek Hakkımdır, İstiyorum!”

Hatice Yüksel 8 Nisan'da İngilizce öğretmenliği gör-evinden açığa alınmıştı. 24 Nisan itibariyle EskişehirAdalar Migros önünde işine geri dönme talebiyle imzamasası açmaya başladı. Hafta içi her gün 17.00-19.00saatleri arasında açılan masada 7 Mayıs tarihine kadar1700’e yakın imza toplandı. Toplanan imzalar 8 Mayıs'taEskişehir Valiliği’ne teslim edilecek.

Yürüyüş

17 Mayıs2015

Sayı: 469

19 ARALIK KATLİAMI’NIN TÜM SORUMLULARI44

HATİCE YÜKSEL’E SAHİP ÇIKMAK, YARINIMIZA SAHİP ÇIKMAKTIR!

Burjuvazinin halkın ve dev-rimcilerin dayanışma kültü-rünü yok etmek için, F tipihapishaneler dahil her türlüzalimane yönteme başvurdu-ğu, ideolojik ve kültürel sal-dırılarını en çok bu noktayayönelttiği günümüzde, daya-nışma kültürünü ayakta tut-mak ve bununla da asla ye-tinmeden onu en ileri nokta-lara taşımak, ertelenemez birgörev olarak kendini dayat-maktadır.

Page 45: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

Nefa Tekstil’de çalışırken haksızyere işten atılan Erkan Munar 70gündür fabrikanın önünde kurduğu ça-dırda direniyordu. Bu süre içerisindetam 7 kez patron-polis-savcı işbirliğiylegözaltına alındı ve eşyalarına el konuldu.Erkan Munar keyfi ve hukuksuz yap-tırımları protesto etmek, polis ve savcıhakkında suç duyurusunda bulunmakiçin 6 Mayıs’ta, eyleme destek verenDevrimci İşçi Hareketi temsilcileriylebirlikte Büyükçekmece Adliyesi önün-deydi. Erkan Munar suç duyurusu ön-cesinde yaptığı basın açıklamasında,işinden patronun keyfiyetiyle nasıl atıl-dığını ve direnişini anlattıktan sonra"Baskılarınız, gözaltılarınız, yıldırmapolitikanız şu ana kadar sökmedi. Bun-dan sonra da sonuç vermeyecek. Benhakkım olanı alıncaya kadar direnmeyedevam edeceğim, çünkü ben haklıyım.Polisler, savcılar, hakimler patron çı-karları için karar vermeyin. En azındankendi yasalarınıza saygı gösterin. Keyfitutumlarla suç işlemeye devam etme-yin” dedi.

Yine İşbirliği Yapın, YinePolislerinizi Gönderin,Biz Direniş Çadırındayız!

Erkan Munar ve avukatı suç duyu-rusunda bulunmak için adliye binasınagirince kitle pankartlarını yere sererekoturma eylemi başlattı. Aradan on da-kika geçmeden polis gelerek buradaoturmaya izin vermeyeceğini, savcınınemri olduğunu söyleyerek kitleyi adliyedışına çıkarmak istedi. DİH temsilci-sinin suç duyurusu bitene kadar buradanayrılmayacaklarını belirtmesi üzerinepolis ozalite saldırarak yırtmak istedi.

Hemen karşılık verilerek ozalit polisinelinden alındı. Bunun üzerine çevikkuvvet saldırdı. Kitle pankartlarınasahip çıkarak direnişe geçti. Direnişikıramayan çevik kuvvet, TOMA vebiber gazıyla kitleye saldırıya devametti. Adliye önündeki sokağa çıkankitle pankartlarını açarak yolu trafiğekapattı. Polis, “Yolu açın müdahaleetmeyeceğiz” dedi. Kitle oturma ey-lemine devam ederken sık sık sloganlaratıldı. Ayrıca sık sık ajitasyon çekilerekpolis baskısı ve savcının keyfi tutumu,Nefa Tekstil’in hukuksuzluğu teşhiredildi. Halkın yoğun ilgi gösterdiği,eyleme esnaf da destek verdi. Esnafeyleme katılanlara ihtiyaçlarını sorduve kitleye su dağıttı. Erkan Munar veavukatı işlemler bittikten sonra kitleninyanına geldiler.

DİH adına yapılan açıklamada;“Bu direniş 70 gündür devam ediyor.Tüm baskılara ve patron, polis, savcıişbirliğine rağmen kararlı bir biçimdedevam edecek. Bugün çadırımızı tek-

rar kuracağız. Yine işbirliği yapın,yine polislerinizi gönderin, biz direnişçadırındayız. Bu çabalarınız boşunabiz kazanacağız. Çünkü biz haklıyız”dendi. Eylem iradi olarak bitirildi.

Adliyeden Nefa Tekstil önünegelen Erkan Munar ve 7 DİH’li pan-kartlarını asarak direniş çadırını tekrarkurdular. Patronun şikayetiyle gelenresmi ekibin “çadırı ne zaman kal-dıracaksınız” sorusuna "zafer günü"denildi. Gelen ekip bu cevaptan sonragitti.

Yine İşbirliği Yapın, Yine Polislerinizi Gönderin, Biz Direniş Çadırındayız!

Çadırımızı Ancak Zafer Günü Kaldırırız!

Devrimci İşçi Hareketi; katliam-lara dönüşen işçi ölümlerine karşıbaşlattığı kampanya kapsamında 9haftadır Çalışma ve Sosyal GüvenlikBakanlığı İstanbul Müdürlüğü (Un-kapanı SGK) önünde oturma eylemidüzenliyor ve işçi katliamlarına dikkatçekmek için bildiri dağıtımına devamediyor. Bu hafta 9 Mayıs’ta UnkapanıSGK önünde yapılan eylemde, So-ma'da geçen yıl 13 Mayıs’ta yaşananve 307 maden işçisinin öldüğü madenkatliamı ile ilgili konuşma yapılarak"ölen işçiler için adalet istiyoruz"şiarı yükseltildi. Bir saat süren oturmaeyleminde sık sık “Kaza Değil Kat-liam, Adalet İstiyoruz”, “İşçiyiz Hak-lıyız Kazanacağız”, “Soma'nın He-sabını Soracağız” sloganları atıldı.İşçi marşlarının da söylendiği eylemeDirenen Nefa İşçisi de katıldı.

Kaza Değil Katliam, Adalet İstiyoruz!

17 Mayıs2015

Yürüyüş

Sayı: 469

45HALKIN ADALETİNE HESAP VERECEK!

Page 46: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

Yürüyüş

17 Mayıs2015

Sayı: 469

19 ARALIK KATLİAMI’NIN TÜM SORUMLULARI446

ABD’nin başkenti Washington’abir saat uzaklıkta olan Baltimorekentinde haftalardır siyahiler ayak-lanmış durumda. Son zamanlardasık sık yaşanan ayaklanmalar ırkçı-lıkla sınıfsal çelişkilerin iç içe geçtiğiköklü ve yapısal sorunlardan kaynaklı.Azınlıkların içinde siyahiler her türlüırkçı saldırıyı, işsizliği, yoksulluğuen fazla yaşayan grup.

Baltimore’de bardağı taşıran sondamla ise Freddie Grey adında 25yaşında siyahi bir gencin polis ta-rafından öldürülmesi oldu.

12 Nisan’da Freddie sustalı bıçaktaşımak gibi basit bir nedenden göz-altına alındı. Polis aracında yapılanişkence nedeniyle komaya girdi. Polishastaneye götürmek yerine Fred-die’yiarabayla dolaştırdı. Bu nedenletıbbi müdahale gecikti ve bir haftasonra Freddie öldü.

Freddie’nin polis tarafından öl-dürülmesi üzerine eylemler yapılmayabaşlandı ve gittikçe yaygınlaştı. 25Nisan günü şehrin gecekondularındangelen yaklaşık 10 bin kişi 10 kilo-metrelik yolu yürüyerek belediyebinasının önünde toplandı. Eylem-ciler taleplerini sloganlarla dile ge-tirdiler. “Freddie İçin Adalet İsti-yoruz”, “Adalet Yoksa Barış DaYok”, “Irkçı Polis İstemiyoruz”.

Eylemleri ayaklanma boyutunataşıyan yine polis oldu. Şehrin başkabölgelerinden de öğrencilerin geldiğive siyahilerin gittiği lisenin önüneokul çıkışında barikat kurarak liseli-lerin tek ulaşım aracı olan otobüslerebinmelerine engel oldular. Bu durumatepki gösteren liselilere saldırdılar.Polisin işlediği cinayetin üzerine birde lise öğrencilerine barikat kurup,saldırması eylemleri ayaklanmayadönüştürdü. Kent savaş alanına dön-dü, 15 polis ve yüzlerce eylemci ya-ralandı, 27 kişi gözaltına alındı.

Polis ve yetkililer bildikleri tekyönteme başvurarak ayaklanmayışiddetle bastırma yoluna gittiler. Şe-hirde sıkıyönetim ilan edildi. Gecesokağa çıkma yasağı getirildi. Okullartatil edildi. Spor musabakaları erte-lendi. Polislere destek için ulusal

muhafızlar ve 5 bin yedek kuvvetçağrıldı. Ve tüm şehir, özellikle desiyahilerin bulunduğu bölgeler ab-luka altına alındı. Bölgeye takviyebiber gazı gönderildi.

Halkı bu denli öfkelendiren Fred-die’nin polis tarafından öldürülen neilk ne de son siyahi genç olması.2010-2014 yılları arasında Balti-more’da 30’u aşkın kişi polis ta-rafından öldürüldü.

Kasım 2014'te de Ohio eyaletin-deki Cleveland kentinde parkta oy-nayan 12 yaşındaki siyahi bir çocuk,“elindeki silahı bırakmadığı” ge-rekçesiyle polis tarafından vurularaköldürüldü. Çocuğun elindeki silahınoyuncak olduğu açıklandı.

Geçen sene ağustos ayında Fer-guson’da Michael Brown adlı 18 ya-şındaki siyahi genç polis tarafındanbaşına altı el ateş edilerek katledildi.Vuran polisin yargılanmaması kara-rının ardından bölgede siyahiler ayağakalkmıştı. Irkçılık karşıtı eylemlerülke geneline yayılmış ve ABD’ninuzun zamandır görmediği bir ayak-lanmaya dönüşmüştü. Eylemler, son-bahar ve kış aylarında da sürmüştü.

2012'de Florida'da 17 yaşındakiTrayvon Martin adlı bir siyahi öldü-rülmüştü. Martin'i öldüren gece bek-çisinin cinayetten aklanması büyüköfke yaratmıştı.

ABD polisinin ırkçı katliamlarıtekil ya da bölgesel örneklerdenibaret değil. Nüfusun sadece üçtebirinin siyahi olduğu Maryland

eyaletinde polis tarafından öldü-rülenlerin % 70’i siyahi. Nüfusun%63’ü siyah olan Baltimore’da buoran çok daha fazla.

2010-2014 arasında sadece Bal-timore’da 31, Maryland eyaletinde109 kişi polis tarafından katledildi.Katil polisler, 109 infaz olayınınsadece 2’sinde yargılandı.

Katliam ve sömürü ABD’nin uza-manlık alanı. Kristof Kolomb'un1492'de Amerika'ya ayak basma-sından 1886 yılına kadar geçenyaklaşık 400 yılda 70 milyon Kı-zılderili katledildi. İngiliz ve Fransızların Amerika

kıtasına ilk geldiğinde dünya nüfu-sunun beşte biri olan Kızılderililerinsayısı bugün sadece birkaç milyon.Onlarda doğdukları yerleri terk etmişdurumda.

16. yüzyılda başlayan gemilerleköle ticareti 1808 yılına kadar sürdü.“Tumberio”, yani “ölü taşıyıcıları”adı takılan bu gemilerde tutulan ka-yıtlara göre Afrika'dan sadece Ame-rika'ya ve Karayipler'e götürülen kö-leleştirilmiş insan sayısı 12 milyon500 bin.

Amerika Birleşik Devletleri'ndekölelik 1865 yılında kaldırıldı. Ancakülkedeki siyahilere verilen haklarçoğunlukla kâğıt üzerinde kaldı. Ya-salardaki ırk ayırımı 1950'lerin son-larına kadar sürdü. Ülkedeki siyahi-lerin linçlere, katliamlara uğraması,sosyal yaşamda aşağılanması, çalışmahayatında ise sömürülmesi bugüne

ADALET YOKSA BARIŞ DA YOK!

Page 47: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

kadar devam ederek geldi. Siyahiler hiçbir zaman eşit haklara

sahip olmadılar. Siyahi, üstelik yoksulbir siyahi olmak, başlı başına suçolageldi. ABD dünyada tutuklamaoranının en yüksek olduğu ülke. Tu-tuklananların büyük oranını siyahileroluşturuyor. Son ayaklanmanın ya-şandığı Freddie Grey’in mahallesinüfusunun %99’unu siyahların oluş-turduğu, işsizlik oranının ülke orta-lamasının iki katı olduğu bir işçimahallesi. Mahalledeki evlerin ço-ğuna ipotekler yüzünden bankalartarafından el konulmuş. Evsiz kalanaileler sokaklarda yaşıyor. Baltimo-re’da şu anda 16 bin ev boşaltılmışve yaklaşık 30 bin evsiz var. Doğalolarak gözaltı ve tutuklamaların or-

talamaların çok üzerinde olduğu birkent Baltimore. Mahallenin her so-kağına tefeciler yerleşmiş. Siyahilerailelerinden ya da arkadaşlarındanbirinin kefalet ücretini ödeyebilmekiçin ellerinde kalan ne varsa tefecileregötürüyor. İşte ayaklanma sırasında yağma-

lanan bir kaç dükkan ve basında po-lisin öldürdüklerini, yaraladıklarınıgörmezden gelip siyahiler dükkanlarıyağmalıyor diye propagandası yapılanbu tefecilere ait yerler.

Bütün bunlar dünyanın en zenginülkesi ABD’de yaşanıyor. Dünyadaüretilen tüm varlıkların yüzde 40’ıABD’de tüketiliyor. Ancak, dünyanındiğer yerlerinde olduğu gibi ABD’dede yoksul halkın durumu farklı değil.

Hatta dünyadaki en büyük adalet-sizliğin, eşitsizliğin yaşandığı ülkedirAmerika... Siyahiler ise Amerika’dayaşayan halkların içinde hepsindedaha fazla ezilen, ırkçı politikalarlaaşağılanan kesimlerdir.

Siyah olmak yoksulluğu, yoksulolmak daha büyük yoksulluğu vepolisin, zenginlerin gözünde potan-siyel suçlu olmayı doğuruyor. ABDde eşitlik ve adalet siyahilerden çokdaha uzak. Polisin şiddetini ve işlediğicinayetleri, bankaların yağmasını, iş-yerlerindeki sömürüyü görmeyip si-yahileri şiddet uygulamakla suçla-yanlara ayaklananların cevabı: Adaletyoksa barış da yok!

Armutlu Halk Meclisi, geçen hafta yaptıkları top-lantıda 4 bölgede halk toplantısı yapma kararı almıştı.11 Mayıs'ta 1. bölgede halk toplantısı yapıldı. Yapılantoplantıya 70 kişi katıldı. Toplantıda "Kentsel dönüşümekarşı mahallemize sahip çıkalım, hep beraber güzel-leştirelim mahallemizi yıktırmayalım" denildi. Mahallemuhtarının da katıldığı bu toplantıda, 1. bölgeninsorunları hakkında birlik olmak ve ortak hareket etmekiçin 7 kişiden oluşan bir komisyon kuruldu. Bir sonrakigün ise 2. bölgede halk toplantısı yapıldı. Yapılan top-lantıya 90 kişi katıldı. Toplantıda mahalledeki küçükbüyük birçok sorun tartışıldı. 7 Haziran’dan sonra baş-layacak olan kentsel dönüşüm projesine karşı ne yapı-lacağı tartışıldı ve bu toplantıda 5 kişilik bir komisyonkuruldu. Bundan sonra yapılacak her çalışmada, bukomisyonun alacağı kararlarla çalışma yapılacağı söy-lendi. Ve her bölge kendi arasında toplantı yapıp, bölgeolarak bir temsilci seçme kararı alındı.

Sorunları Yaşayanlar Çözebilir!Esenler Mahallesi'nde 4 Mayıs günü bir araya

gelen mahalle gençleri ile "Uyuşturucuya karşı nasılmücadele etmeli ve neler yapmalı?" konulu bir top-lantı yapıldı. Yapılan toplantıda öncelikle, mahalleninbazı bölgelerinde halk için seminerler verilmesikararı alındı. Ayrıca, hemen hemen her eve kadarsızabilen uyuşturucuya karşı mücadele için mahallegenelinde program yapılması kararı alındı. Toplantıya8 kişi katıldı.

17 Mayıs2015

Yürüyüş

Sayı: 469

447HALKIN ADALETİNE HESAP VERECEK!

Mahallelerimizin SorunlarınıBiz Çözeceğiz!

Sorunlarımızın Çözümü, Halkın Örgütlü GücüHalk Meclisleridir!

Ajanlaştırma FaaliyetiyleHalkı Teslim Alamazsınız!

Halkımız Onurludur!Haram Ekmek Yemez,

Çocuğuna da Yedirmez!Çayan Halk Cephesi, polisin Nurtepe Mahallesi’nde

yaptığı ajanlaştırma faaliyetiyle ilgili 13 Mayıs'ta biraçıklama yaptı. Açıklamada: AKP, esnaflarımızı işbir-likçileştirmek için kapı kapı dolaşmaktadır. Madenlerde,şantiyelerde binlerce insanımız kar uğruna katledilirken,bakanlardan köşe yazarlarına kadar herkes denetim ek-sikliğinden bahsetmekte ancak devletin hiçbir kurumukılını dahi kıpırdatmamaktadır. Faşist AKP’nin polisleri,elbette ki binlerce işçinin katilini bulmak için değilekmek, adalet, özgürlük mücadelesi veren devrimcilerinpeşindedir. Esnaflar, AKP tepeden tırnağa pisliğe batmışbir partidir. Pisliklerini gizlemek için polisini savcısınıseferber etmiştir. Bu pisliğe ortak olmayın. AKP tekellerinçıkarları için çalışmaktadır. Her gün esnafa yeni vergilergetirmekte, emperyalist sermayenin karlılığı için küçükesnafı bitirmektedir. Yaşanan en küçük bir krizde ilk et-kilenen esnaflar olmaktadır. AKP esnafa, işçiye, memura,halkın tüm kesimlerine düşman bir partidir. Halk düş-manlarıyla işbirliği yapmak şerefsizliktir. Şerefli, namuslu,onurlu yaşamak her şeyden daha güzeldir. Şerefimizleyaşayalım, halkın en onurlu evlatları olan devrimcileresahip çıkalım. Bu devlet en büyük harcamasını polisineyapmaktadır. Polisin en temel görevi devrimcileri sin-dirmektir. Bunun için her türlü yöntemi uygulamıştır.Ajanlaştırma, işbirlikçileştirme gibi aşağılık yöntemlerher zaman kullandığı yöntemlerdir.

Halkımız! Polisle işbirliği yapılmasına izin vermeyin.İşbirlikçileri, ajanları içinizde barındırmayın" denildi.

Page 48: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

AKP iktidarının 4 yıldır yapılan ve halkın her türlü hakve özgürlük taleplerinin ortak ses ile haykırıldığıBağımsız Türkiye Konseri'nin keyfi olarak yasaklan-masının ardından, Grup Yorum gönüllülerinin 555GY adı-nı verdikleri çağrıyla Grup Yorum şarkıları sokaklarda,meydanlarda yankılandı...

Bağcılar: Bağcılar Halk Cephesi açıklama yaparak,halaylarla-türkülerle kendilerine ve Grup Yorum’a daya-tılan baskıların önüne geçeceklerini, Grup Yorum’ugecekonduların yoksul sokaklarından sarayların kapısı-na kadar her yerde sahipleneceklerini belirtti. Bu kap-samda, 5 Mayıs’ta, saat 5’te Bağcılar sokakları GrupYorum türküleriyle yankılandı. Karanfiller Kültür Merkeziönü, çevre sokakları, camlardan, dükkânlardan, araba-lardan adeta Grup Yorum konserine sahne oldu.555GY’nin anlamı halka anlatıldı. Daha sonra iradi ola-rak eylemlerini sonlandıran Halk Cepheliler, baskı veyasakların Grup Yorum'u engelleyemeyeceklerini bir kezdaha belirtti.

Esenler: Grup Yorum'a konser yasaklarına karşıEsenler Yürüyüş Yolu’ndaki Samsicafe'de bir arayagelen gençler 'Dağlara Gel' şarkısı ile büyük halk koro-suna eşlik ettiler. 5 Mayıs’ta saat 17.00’de 7 kişilik GrupYorum gönüllülerinin eşlik ettiği şarkıya çevreden hal-kın da katılımı oldu.

Avcılar: Avcılar’da 5 Mayıs'ta saat 17.00'de GrupYorum gönüllüleri bir araya geldi. Grup Yorum gönül-

lülerinin halayına halkın yoğun ilgisi ve katılıma oldu.Grup Yorum'ın Bağımsız Türkiye Konseri'ni yasakla-yanların halkın talepleri için milyonlar olup biraraya gel-mesinden korktukları, stat konserlerinin önüne konulanengeller anlatıldı. Saat 18.00’a doğru eli kanlı polislerihiçbir gerekçe göstermeden ve uyarı yapmadan saldırdıve Grup Yorum gönüllülerini gözaltına aldı. Bu sırada,çevre halkı gönüllüleri sahiplenerek polise tepki göster-di. Halktan insanlar da birlikte sloganlar atıp pankartınalınmaması için yerlerde sürüklendiler. İşkenceci polis-ler çalışma yapan 5 kişiyi işkence yaparak gözaltına alıp,Avcılar Ambarlı Karakolu’na götürdü. Gözaltına alınanGülay Korkmaz, Hakan Özden, Birtan Doğan, FerhatÇiftçi, Esra Ülfet Tuncer mahkemeye sevk edildiler veadli kontrolle serbest bırakıldılar.

MARDİN: Dev-Genç'liler tarafından 12 Mayıs'ta GrupYorum’un 30. Yılı çalışmaları kapsamında, Eski Mardin-Yeniyol Bölgesine “Grup Yorum 30. Yaşında...Geliyoruz!” pullamaları yapıştırıldı.

- Her sene yaptığımız ve yüzbinlerce kişinin katıldığı'Bağımsız Türkiye' konseri bu sene yasaklandı.

- 30. yılımızı senfonik bir konserle kutlamak içinİstanbul, Ankara, İzmir, Adana ve Elazığ'da toplam 12 stad-yum başvurusuna hep aynı gerekçe ile “red” cevabıaldık.

- Grup Yorum'a yetiştirdiğimiz iki genç arkadaşımızFırat Kıl ve Helin Bölek, yıllar önce-ki üniversite faaliyetleri bahane edi-lerek tutuklandılar.

- Grup Yorum üyesi MuharremCengiz 1 Mayıs günü gözaltına

alındı, birkaç saat içinde apartopar tutuklandı...

- AKP'nin sadece Yorumüzerinde değil; muhalif, ilerici,

aydın, demokrat tüm aydınve sanatçılar üzerindekişiddeti ve baskılarıartarak devam ediyor.

- İnsanlar düşün-celerinden dolayı

soruşturmalara uğru-

yor, dizilerden çıkarılıyor, sözleşmeleri feshediliyor,hedef gösteriliyorlar...

AKP'nin Bu Baskıcı Tutumuna Karşı;- Meydanlar ve stadyumlar halkındır yasaklanamaz

demek için,- Meydanlar ve stadyumlar Grup Yorum'a açılsın

demek için,- Tutuklu Yorum üyeleri serbest bırakılsın demek için,- AKP'nin sanata, sanatçıya saldırılarına ve baskıları-

na son demek için;Tüm Türkiye genelinde imza kampanyası başlattık.

Topladığımız yüzbinlerce imzayı İstanbul'dan Ankara'ya,İçişleri Bakanlığı'na bisikletlerle götüreceğiz. 24 Mayıs'taİstanbul Kadıköy'den yola çıkıp, 1 Haziran'daAnkara'ya varmayı planlıyoruz. “Yasaklara KarşıAnkara'ya Pedallıyorum” isimli eylemimize katılımınız bizigüçlendirecektir...

Grup Yorum

Not: Bisikletleri ile eyleme katılmak isteyenler,uğurlama ve karşılamaya katılmak isteyenler

bizimle iletişime geçebilir...İletişim: [email protected]

24 Mayıs'ta İstanbul Kadıköy'den yola çıkıp, 1 Haziran'da Ankara'ya varmayı planlıyoruz!

Çaresizsiniz; Türkülerimiz Sokak Sokak Akıyor!

Mardin

Yürüyüş

17 Mayıs2015

Sayı: 469

19 ARALIK KATLİAMI’NIN TÜM SORUMLULARI48

YASAKLARA KARŞI İSTANBUL'DAN ANKARA'YA PEDALLIYORUM!

Page 49: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

Her gün yeni bir sindirme, baskı ve susturma saldırı-sına tanık oluyoruz. Sanatçılar üzerinde yoğunlaşan busaldırıları, bir sindirme operasyonu olarak değerlendiri-yoruz! Bir videoda oynadıkları gerekçesiyle yapılansuç duyurusu nedeniyle çeşitli sanatçılar hala savcılıktaifade veriyor, işten atılıyor, itibarsızlaştırılıyor. Şimdi deSadri Alışık Ödül Töreni’nde söylediği sözler nedeniy-le tiyatrocu Defne Halman’a karşı kampanya başlatıldı.Niçin?

Çünkü “Birlikte ne kadar güçlüyüz. Ne kadar güze-liz. Bu gücümüzü sansüre karşı koymak için kullanalım.AKM’yi çürümeye bırakanlara 'dur' demek için kulla-nalım. Rumeli Hisarı sahnesine mescit yapmak isteyen-lere izin vermeyelim. Hep beraber sesimiz çok yüksek çıkı-yor. Beraber direnelim…” dediği için! Bu sözler, bir ger-çeğin ifadesidir!

(...)Yandaş basın neden haber yapmak yerine bir kam-

panyanın tetikçiliğini yapar? Nasıl bir dönemdir bu dönem?Nefes almanın bile izne tabi olduğu bir hayat istemi-

yoruz. İktidarın hoşlanmadığı her eleştiriyi ondan öncegöğüsleme telaşındaki gayrı resmilere ve her yaprak kıpır-tısını “Gezi olayları sırasındaki gizli işbirliğinin aleniyete

dökülmesi” olarak algılayıp bunu açıklamayı kendine dertedinen resmilere karşı, sanatçı dostumuz Defne Halman’ınyanındayız… Ve sonuna kadar beraberiz.

Sanata ve duyarlı sanatçıya karşı yürütülen susturmaoperasyonlarına son!

SANAT MECLİSİ11 Mayıs 2015

Grup Yorum ve dinleyicileri 10 Mayıs'ta düzenlenen pik-nikte bir araya geldi. Piknik, yaklaşık 400 kişinin katılımıylaEmirgan Korusu’nda yapıldı. Kahvaltının ardından sohbetler,koru gezileri, oyunlarla devam eden piknik, birlikte söylenen

şarkılar ve çekilen halaylarla 17.00'a kadar sürdü. Piknikte30. yıl konserlerinden Yorum’un yasaklamalara karşıörgütlediği kampanyaya dair her şey konuşuldu. HerkeseGrup Yorum gönüllüsü olma çağrısı yapıldı.

İnsana Dair Ne VarsaDüşmansınız

Halk İçin Sanat YapmayaHalkın Yanında Olmaya Devam

Edeceğiz BizleriYıldıramazsınız!

Sanat Meclisi 12 Mayıs'ta Yeşilçam Sineması’ndabir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda son günlerdesanatçılar ve eserleri üzerinde yoğunlaşan baskılarakarşı bir açıklama da okundu. Açıklamada, sanatçılarıniktidar tarafından sesinin boğulmaya çalışıldığı,Hamit Demir, Levent Üzümcü, Defne Halman gibisanatçıların düşünceleri nedeniyle hedef gösterildiğivurgulandı. Toplantıda ayrıca Sanat Meclisi’nin ikti-darın baskılarına karşı geniş katılımlı bir kampanya-ya başlayacağı ve yakında duyurulacağı da belirtildi.

Grup Yorum Dost Sofrasında Halkla Birlikte Paylaşımlarını Büyüttü!

Defne Halman Yalnız Değildir!

Sanatçılara SaldırılarınızaKarşı Direneceğiz!

17 Mayıs2015

Yürüyüş

Sayı: 469

49HALKIN ADALETİNE HESAP VERECEK!

Page 50: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

"İyi" bir işim, "iyi"bir maaşım vardı. "İyi"

bir üniversitenin "iyi" bir bölümünü bitirmiştim. Bir yan-dan çalışıyor, bir yandan yüksek lisans yapıyordum.Okulda hocamın beklentileri vardı; "iyi" makaleler yazacak,"iyi" bir akademisyen olacaktım. İşyerinde patronumunbeklentileri vardı; "iyi" para kazanacak, "iyi" para ka-zandıracaktım...

Düzende bir şeyleri "başarıyor"dum, onların istedik-lerini yapınca. Ama bir şeyler eksikti; ben mutlu değildim.Kim için, ne için "başarıyor"dum?

Arkadaşlarım vardı, ama tek ilişkimiz beraber bir yer-de oturup içmek ve mavra muhabbet yapmaktan ibaret-ti. Herkes kendi derdindeydi, kendi hayatımızdaki sorunlarıpaylaşmıyorduk. Bahseder gibi yapıp, sonra "aman,neyse, salla gitsin" deyip kapatıyorduk.

"Onlar"ı duyuyordum... 19 Aralık'ı, F tiplerinde nasılkatledildiklerini biliyordum. Merak edip kendim araştır-mıştım hatta. Bize anlatıldığı gibi olmadığını; devletin kat-letmekte, yalan söylemekte nasıl sınır tanımadığını o za-man öğrenmiştim.

Sürekli gözaltına alınıp tutuklandıklarını, nasıl diren-diklerini de duyuyordum, okuyordum. “Vay be” diyordum,“nasıl korkmadan yapıyorlar bunları...” Ama tanışmamıştımhiçbiriyle... Arada bir düşünüyordum kendi kendime; aca-ba onların arasında olsam ne yapabilirim diye...

Korkuyordum da bir taraftan... Yürüyüş'ü her okudu-ğumda irkiliyordum. Muğlaklıklarla, acabalarla, belkilerledolu yaşamımda; dergideki cümleler o kadar keskin, o ka-dar sert geliyordu ki... Yine diyordum kendi kendime; "ke-sin kaşları çatık birileri yazıyor bu yazıları!"

17 Nisan 2011'de Grup Yorum'un Bağımsız Türkiyekonserine 1 hafta vardı. Okulda sabah vakti bir afiş gör-düm. "Onlar"ın afişiydi. Konsere otobüs kaldırılacağı ya-zıyordu. Bir de telefon numarası vardı afişte. Ben de git-mek istiyordum konsere. 12 Haziran'daki İnönü Konse-

ri’ne gitmemiştim, televizyonlarda 55 bin kişilik kalaba-lığı, o büyük coşkuyu görmüştüm. Çok içime oturmuştugitmemek...

Afişteki telefon numarasını aradım ve hafta sonu kon-sere “onlar”la birlikte gittim. O zamana kadar böyle in-sanlar, böyle bir ortam görmemiştim... Bir yandan 150 binkişilik bir kalabalık, bir yandan da umut, sevgi dolu ba-kışlar, gözlerinin içi gülen insanlar...

“Onlar”la daha çok görüştüm sonra. Aynı düşünme-diğimiz tonlarca şey vardı. Çok konuştuk, tartıştık, değiştikve zaman içinde “onlar”dan biri oldum.

Bir yol görüyordum. Mahir Çayan'ın dediği; engebe-li, dolambaçlı, sarp bir yol. Umutla, fedakarlıkla, sevgiyleörülen bir yol. Bir yanda bu yol vardı; diğer yanda da parakazanmakla, “bilim” adı altında kendimi kandırmakla, yozarkadaşlıklarla örülen bir bataklık vardı. O yol o kadar te-miz, o kadar onurlu, o kadar güçlüydü ki; “iyi” bir aka-demisyen olmayı da, “iyi” kariyer yapmayı da, “iyi” parakazanmayı da kırıp parçalıyordu. Benden beklentilerin de,benim bu bataklıktan beklentilerimin de hiçbir kıymeti har-biyesi yoktu artık. Tercih dayatıyordu kendini: O batak-lıktan çıkmak ve yola adımını atmak...

Nitekim öyle oldu. Bugün hala o yolda yürüyorum. Ba-zen sendeleyerek, bazen düşüp kalkarak. Bazen hızlı, ba-zen yavaş. Okuldayken, işyerinde çalışırken “kim için, neiçin yapıyorum” diye sorduklarımı, öğrendiklerimi; şim-di bu yolu ilerletmek, yeni yollar yaratmak için kullanı-yorum. Bazen yolu yarı yolda bırakıp bataklığa geri dö-nenleri görüyorum; bazen de en hızlı koşanları, yoldakiengelleri atlayarak ilerleyenleri, hatta engelleri kırıp par-çalayanları; Şafak'ları, Bahtiyar'ları, Elif'leri...

Bugün bu yolda milyonlar yürüyor... Ve bataklıkta olupda kafasını kaldırıp o yolu gören bir o kadar insan dahavar... Hiçbiri bize uzak değil, yanıbaşımızda. Onları ora-dan çıkaracak bir el bekliyorlar. Ve o el, bizim elimiz...

BBATAKLIKTAN KAFASINI KALDIRANLARA ELİMİZİ UZATALIM

Ispartalılar 13 Mayıs Soma Katliamı’nın yıl-dönümünde, Kafeler Caddesi Eğitim-Senönünde bir araya gelerek Belediye İş hanına ka-dar yürüdüler. Halk Cepheliler yürüyüşe "So-ma'da Katleden Devlettir! Hesabını Soracağız!"yazılı pankartlarıyla katıldılar. Halk Cepheli-ler ilk olarak valilik binası önünden slogan at-maya başlayarak, toplanma alanına kadar yü-rüdüler. "Soma'nın Hesabı Sorulacak!", "Ka-tillerden Hesabı Cepheliler Soracak!" slogan-larını atan Halk Cepheliler uzun süre çevre-

dekilerin destek alkışlarını aldılar.Yürüyüş sloganlar, basın açıkla-ması ve Ümit İlter'in "Geçit Yok"şiirinin okunmasıyla son buldu.

ANKARA: Halkın Mühendis MimarlarıSoma'nın yıl dönümünde katledilen madenemekçilerini unutmadı. 13 Mayıs'ta Kızı-lay'da pankart asma eylemi yapan Halkın Mü-hendis Mimarları, sabah saatlerinde AKPAnkara İl Başkanlığı'nın yakınındaki Mit-hatpaşa Köprüsü'ne "Soma Katliamının He-sabını Soracağız!" yazılı pankartı asarakSoma için adalet istemeye devam edecekle-rini gösterdiler.

Soma'da Katleden Devlettir!Hesabını Soracağız!

Yürüyüş

17 Mayıs2015

Sayı: 469

19 ARALIK KATLİAMI’NIN TÜM SORUMLULARI50

Page 51: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

Halkımızın güzel gelenekleri vebunları ifade eden anlamlı deyimlerivardır. Gönlü zengin olmak ya dagönül zenginliği de bu deyimlerdendir.“Gönlü zengin” deyimi, aslında varlıklıolmadığı halde her zaman eli açık, cö-mert olan kimseler için kullanılır. ‘Gön-lü gani’ de denir. Gönül zenginliği,yoksulların erdemidir. Evet, yoksullardırama gönülleri zengindir. Paylaşmayıbilirler. Paylaşmayı severler, ki gönülzenginliği, paylaşmaya dair bir değerdir.Elde yok, avuçta yoktur ama gönüldepaylaşmanın zenginliği vardır. Komşusuaçken, tok yatamayanların erdemidirgönül zenginliği. Bir kuru ekmeği bilepaylaşabilmenin erdemidir söz konusuolan. Anadolu halkının gönlü zengindir.Kıtlıklar, kıyımlar yaşamıştır. Gurbetedüşmüştür. Ve bütün bu hayat tecrübe-siyle, gönlü zengin olmuştur. Burjuvazi,böylesi değerler yaratamaz. Burjuvazisadece sömürmeyi ve daha fazla karetmek için, halka her türden düşmanlığıyaşamayı bilir. Marks ustamızın dediğigibi: “Burjuvazi, gölgesini satamadığı

ağacı keser”. Burjuvazinin gönlüdeğil, cebi zengindir. Zenginliğihalkı sömürerek, vatanı yağmala-yarak kazanılmıştır. Burjuvalar bu

gerçekliği örtbas edebilmek için, çeşitlimaskeler takarlar. Tekelci burjuvalarınkendilerine “gönlü zenginler” maskesitakması da böyledir. “Türkiye’nin enfazla bağış yapan iş insanlarını belir-leyen Capital Dergisi ‘Gönlü Zengin-ler’ araştırmasında ilk sırayı Koç Hol-ding Yönetim Kurulu Başkanı MustafaKoç aldı. Araştırma Türkiye’de en çokbağış yaparak bağış kültürüne katkıdabulunan 15 iş insanını belirledi. Bunagöre listede Doğuş Holding YönetimKurulu Başkanı Ferit Şahenk ikinci,FİBA Holding Yönetim Kurulu BaşkanıHüsnü Özyeğin ise üçüncü oldu.”(Ba-sından)

İşbirlikçi burjuvalar halkın, halkı-mızın olumlu bir özelliğini kendi çı-karları için malzeme yapıyorlar. Yuka-rıda da söylediğimiz gibi “burjuvazigölgesini satamadığı ağacı keser.” Şunubilmeliyiz ki, eğer bir “yardım” yap-mışsa mutlaka bundan da bir çıkarıvardır. Karşılığı olmadan asla bir kuruşbile yardım yapmaz... Kaldı ki yaptığıyardımların her kuruşu halktan sömür-dükleridir. Halkın emeği, alınteridir.

Burjuvalar “yardım” adı altındaokul yaptırırlar, yurt yaptırırlar, bakımeviyaptırırlar ya da burs vb. verirler...Ancak yaptıkları bütün bu “yardımlar”labirincisi karşılığı olmayan kara paraaklamaktadırlar. İkincisi, zaten yap-tıkları “yardımları” vergiden düşerler...Yani yaptıkları bir yardım yoktur. Üçün-cüsü, bununla kendi reklamlarını ya-parlar... Bu yardımlar işbirlikçi tekelleriçin en ucuz ve en çok karşılığını al-

dıkları reklam aracıdır. Dördüncüsü,kan emici bu katiller sürüsü sömürücü,katliamcı yüzlerini bu “yardımlar” ileaklamaya çalışırlar... Onların emeğinisömürdüğü halkımızı nasıl aç, yoksulbıraktıkları, haklarını nasıl yediklerideğil, “hayırseverlikleri” konuşulur...

“Gönül zenginliği” halka ait bir de-ğerdir. Burjuvazi gönlü zengin değil,aç gözlüdür.

Dünyanın sayılı zenginleri arasındabulunan Sakıp Sabancı onca zengin-liğine, servetine rağmen milyonlarınkarşısına çıkıp “açım açım açım...doymuyorum, doymuyorum, doy-muyorum” diyerek bu açgözlülükleriniifade etmiştir.

Burjuvazinin varlığı halkın yoksul-luğunun üzerinde yükselir.

Gönül zenginliği, yoksulların bir er-demidir. Gönül zenginliği, bencilliğinterk edildiği yerde başlar. Gönül zen-ginliği, gözü tok ve gönlü tok olanlarındavranışıdır. Gönül zenginliği, paylaşmayıbilmektir. Burjuvazinin tek bir “değeri”vardır: Kar hırsı… Marks’ın ifadesiylesöylersek: “Sermaye, kâr olmadığı za-man ya da az kâr edildiği zaman hiçhoşnut olmaz, tıpkı eskiden doğanınboşluktan hoşlanmadığının söylenmesigibi. Yeterli kâr olunca sermayeye bircesaret gelir. Guvenli bir % 10 kâr ileher yerde çalışmaya razıdır; kesin %20, iştahını kabartır; % 50, kustahlaş-tırır; % 100, butun insani yasalarıayaklar altına aldırır; % 300 kâr ile,sahibini astırma olasılığı bile olsa, iş-lemeyeceği cinayet, atılmayacağı tehlikeyoktur.” (Marks, Kapital, Cilt: I, s: 779)

Halkımızın bir başka güzel deyimide, “gözünüzü toprak doyursun”dur.Burjuvazinin kar hırsı için söylenecekolan budur. Gönül zengini olan halktır.Cebinden veremese de, gönlünden verir.İşte bu yüzden, halkın bir acı kahvesininkırk yıl hatırı olur. Vefadır, kadir kıymetbilmektir. Kıymeti bilinen emeğin de-ğeridir. Emekçiyi sömürenler ise gönülzengini değil, zulüm ve sömürünün zen-ginidirler. Ve tam da bu nedenle, halktankorkarlar. İşte bu korkuyla, “Gecekon-dulardan gelip gırtlağımızı kesecekler”demişlerdir. Ki acılarıyla bileyler halk,hıncının tarihsel kılıcını…

GÖNÜL ZENGİNLİĞİ,HALKIN ERDEMİDİR…

Burjuvazinin karhırsınından 2015 Nisan

ayında 130 işçi işcinayetlerinde katledildi. Son 4 ay içinde 482 işçi

katledildi. 482 işçinin ölüm nedeniaç gözlü patronların kar

hırsıdır.

17 Mayıs2015

Yürüyüş

Sayı: 469

51HALKIN ADALETİNE HESAP VERECEK!

Page 52: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

Bahtiyar senin adını ilk Ankara’daduymuştum. Sık sık Ankara Dil Ta-rih’ten bir Dev-Genç’li arkadaşı-mızın gözaltına alındığını duyuyor-dum. Bir anlamda senin adını hepgözaltına alındığında duydum. Ta-nışmamız da, otobüs durağında oldu.Tabi sen yine gözaltından çıkıp gel-mişsin. Saçların kıvırcık bir şekildeuzundu. Ne yalan söyleyeyim, sanada yakışmıştı. Tanışmamızdan kısabir süre sonra, Ankara’da şehit düşenKevser Mırzak’ın cenazesini sahip-lendiğimiz için demokratik alanlarabaskınlar olmuştu. Ben bu baskındatutuklanmıştım. Tabi sen de kısa birsüre sonra 30 Mart anmalarından tu-tuklanarak Sincan Hapishanesi’negelmiştin. Kuşkusuz yan yana kal-masak da biraz daha ayrıntılı tanı-mıştık birbirimizi. Hapishanede ka-ğıttan kaval yapmaya çalıştığını hiçunutmuyorum. Birkaç kez denedinama sonunda çalacak bir ürün ortayaçıkartmıştın.

Evet Bahtiyar... Sende gördüğümsakinliği, ben pek kendimde görme-miştim. Hani deriz ya, yüzümüzüşehitlerimize dönelim. Her şehidimizbizlere birçok güzellikler öğreterekgidiyor. Belki de bu kadar erken git-menizin nedeni budur? diyesi geliyorinsanın içinden. Şair diyor ya, “ogüzel insanlar atlara binip gittiler”sözlerini insana söyletiyor. Kara gözlüçocuğumuz Berkin ve 12 yaşında 13kurşunla vurulan Uğur gibi sizler de

gittiniz.

Eee Bahtiyar senin, “kardeş” sö-zünü hiç unutmayacağım. Her insanakardeşin gibi yaklaştığın tarzını unut-mayacağım. O sessiz sakinliğin al-tındaki halk ve vatan sevginizi aslaunutmayacağım. Bu sevginizle on-larca insanı uykusundan uyardınızve kavganın içine attınız. Kim bilirmücadelede düşen yoldaşlarınızıhabersiz bir şekilde ayağa kaldırıpkoşmasını sağladınız. Eminim ki;sizler de biliyorsunuzdur, bu şehitli-ğinizin onlarca insanı ayağa kaldı-racağını.

Yeni yıla girerken zulmün saray-larını vurmuştuk. Evet, sen ve Şafakda kara gözlünün hesabını sormak

için zulmün kalesine dayandınız vehesabını sordunuz. Çok geçmedensizin de hesabınızı sordu yoldaşımızElif Sultan Kalsen. Dersim’in dağ-larında duyulan kleş sesleri, bu kezİstanbul Emniyet Müdürlüğü (Vatan)önünde duyuluyordu. Zulüm yuva-sından hesap soruyordu Elif... Hal-kımızın dediği gibi Elif için basılanbir mahallede, Elif’i soruyorlar. “SizElif’i değil, belanızı arıyorsunuz osizi bulacak” sözleri bugün hala ku-laklarımızdadır. Hiçbir şehidimizinkanını yerde bırakmayacağımızı birkez daha gösterdik. Zulmün kapıla-rının yalnızca Cephelilerin dövdüğünüdosta da, düşmana da Elif tekrardangösterdi. Barış çığırtkanlığı yapanlarakarşı, sizler savaşı her yana yaymanınçağrısını yaptınız. Ve bunda da başarılıoldunuz. Sizleri neredeyse sahiplen-meyen kalmadı. Maillerde, mesajlarda“Biz de sizleri seviyoruz” diyenleredüşman soruşturmalar açarak tehditleryağdırıyor. Dün Berkin’le yatıp kal-kanlar, bugün sizleri konuşuyor. Ge-lecekleri için umudun fitili oldunuzElif, Şafak ve Bahtiyar... Bu umudubizler de büyütmek için, daha fazlabüyük ailemize sarılarak koşacağız.Sizlere söz veriyoruz, CephelilerinAnadolu’da ayaklarının basmadığıyer kalmayacak. Bağımsızlık bayra-ğımızı bu toprakların her köşesineasacağız. Özlemle sizleri sımsıkı ku-caklıyorum.

Merhaba Canım Yoldaşım Bahtiyar!

Antalya’da TAYAD’lı aileler her hafta olduğu gibi 9Mayıs’ta Kışlahan Meydanı'nda Berkin için adalet nöbetieylemi yaptı. Eylemde okunan açıklamada; “Son süreçteBerkin için adalet isteyen 25’e yakın insanımız tutuklandı.Berkin için adalet istemek suç değildir. Soma’da,Ermenek’te işçileri diri diri gömmek, halkı soymak,ülkemizi Amerikan üssüne dönüştürmek suçtur”denilerek, “Berkin Elvan Ölümsüzdür” “KatilPolis Hesap Verecek” “Halkız Haklıyız Kazana-cağız” “Bedel Ödedik Bedel Ödeteceğiz” “Kah-rolsun Faşizm Yaşasın Mücadelemiz” sloganlarıatıldı. 11 kişinin katıldığı eylem sloganlarla sona erdi.

Berkin Elvan’ın Katilleri!Her Yerde Karşınızda Bizi Bulacaksınız!

Mersin’de Liseli Dev-Genç’liler, 9 Mayıs’ta Berkin’inkatillerinin seçim mitinginde Berkin Elvan için pan-

kart açtılar. Başbakan Davutoğlu’nun katıldığımitingde katilleri teşhir eden, AKP’nin çocukkatili olduğunu, ikiyüzlülüğünü anlatan pankartasaldıran polisler üç Dev-Genç’liyi işkencelerlegözaltına aldılar. Gözaltına alınan Liseli Dev-

Genç’lilerin isimleri: Hazal Manguldaz, Ayçeİdil Arıkan ve Uğur Kan. Yaşları 18’den küçük

olan Hazal ve Ayçe İdil çocuk şubeye götürüldü.

Yürüyüş

17 Mayıs2015

Sayı: 469

19 ARALIK KATLİAMI’NIN TÜM SORUMLULARI52

Berkin İçin Adalet İstediğimiz İçin Tutuklanıyoruz!

Page 53: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

Umudun Sesi Yürüyüş Dergisi İs-tanbul’un yoksul gecekondu mahalle-lerinde ve Anadolu’da kapı kapı halkaulaşıyor. Halka umut taşıyor…

İSTANBUL: İkitelli: 7 Mayıs günü, Parseller böl-gesinde 2 Yürüyüş okuru esnaf ziya-retleri yaptı ve Yürüyüş Dergisi’ni tanıttı.Esnafla pek çok konuda sohbetlerin, tar-tışmaların yapıldığı çalışmada 100 der-gi halka ulaştırıldı. 9 Mayıs günü de Par-seller ve Salıpazarı bölgesinde esnafla-ra dergi tanıtımı ile birlikte yapılan zi-yaretler devam etti. Seçimler, "çözüm sü-reci" adı altında ilerleyen tasfiye süre-ci ve AKP'nin artan faşizmi üzerine soh-betler edildi. Yapılan çalışmada 55 der-gi İkitelli esnafına ulaştırıldı. Aynı günakşam saatlerinde de Mehmet AkifMahallesi’nde kapı çalışması yapıldı.

Alibeyköy: 9 Mayıs günü, HalkCepheliler Saya Yokuşu, KaradolapMahallesi’nde Yürüyüş Dergisi’ni hal-ka ulaştırdı. Kahvelerde, mahallelerde,parklarda, yoldan geçen araçlara ve in-sanlara dergi tanıtıldı. Yürüyüş Dergi-si’ni tanıtan Halk Cephelilere halk, "Ne-redesiniz, uzun zamandır sizleri bek-liyorduk" dediler. Sloganlarla, ajitas-yonlarla devam eden dağıtım sonu-cunda 215 dergi halka ulaştırıldı.

Altınşehir: 6 Mayıs günü, LiseliDev-Genç’liler, Bayramtepe-Tokat Ma-hallesi’nde dergi dağıtımı yaptı. Da-ğıtım sırasında evlerin kapısı çalınarakhalkla sohbet edildi. 2 liselinin katıldığıdergi dağıtımı sonucunda 40 dergihalka ulaştırıldı.

Okmeydanı: 2 Mayıs günü, Ok-meydanı'nda 14 kişinin katılımıyla Su-riye’de katledilen Alevi halkı için ya-pılacak olan yürüyüşe halk megafonlayapılan çağrıyla davet edildi.Yapılançağrının ardından toplu dergiye çıkıldı.

Kıraç-Kuruçeşme: 12 Mayısgünü, Halk Cepheliler mahallede topludergi dağıtımı yaptılar. Bir saat boyuncave 7 kişinin katılımıyla yapılan dergi da-ğıtımında 30 dergi halka ulaştırıldı.

Tekirdağ: Dev-Genç’liler 12 Ma-yıs'ta Yürüyüş Dergisi'nin 468. sayısı-nın dağıtımını Çiftlikönü Mahalle-si’nde yaptılar. Dağıtım sonunda 30dergi halka ulaştırıldı. Dergi dağıtımısırasında Bulgaristan’dan göç edeninsanlarla sosyalist devlet üzerine soh-betler edildi. Bu ülkede devrimcilerinDev-Genç’lilerin olduğunu ve mutla-ka bu sömürü düzeninin yıkılarak ye-rine sosyalist bir ülkenin inşa edilece-ği vurgulandı. Ardından Dev-Genç'li-ler mahalleden ayrıldı.

İzmir: Güzeltepe’de umudun ve hal-kın sesi olan Yürüyüş Dergisi halka ulaş-tırıldı. 12 Mayıs'ta "Yürüyüş Halktır Sus-turulamaz" ve "Yürüyüş Oku YürüyüşOkut" sloganlarıyla yapılan dergi dağı-tımı sonunda 83 dergi halka ulaştırıldı.

Hatay: 8 Mayıs günü, Yürüyüş Der-gisi'nin 467. sayısı 4 Yürüyüş okuru ta-rafından Serinyol Mahallesi’nde dağı-tıldı. Halkın dergiye ilgisi çok yoğun-du. Dağıtımda “Arkadaşlar daha öncesürekli geliyordunuz nerelerdeydiniz?Sürekli gelmeye devam edin”, müşte-rilerin yoğun olduğu bir yerde yükseksesle “Cephe’nin dergisi mi? Can kur-ban Cephe’ye elbette alırız” diyen es-naflar oldu. Yapılan sohbetlerde halkaAlmanya ve her yerde dergiye yapılanbaskınlar, baskılar anlatıldı. Dağıtım-da 106 dergi halka ulaştırıldı. Aynı günbaşka Yürüyüş okurları tarafından,Gümüşgöze, Tavla, Armutlu ve Sana-

yi Sitesi’nde 210 dergi halka ulaş-tırıldı.

Eskişehir: Gültepe ve Yıldıztepemahallelerinde 9 Mayıs'ta 2 kişi ile çı-kılan afiş çalışması bir buçuk saat sür-dü. Toplamda 80 dergi afişlemesi ya-pıldı. Ayrıca dergi dağıtımı da yapıldı.

Bursa: Gemlik İlçesi’nde 4 Ma-yıs'ta Yürüyüş Dergisi'nin dağıtımıyapıldı. 2 Yürüyüş Dergisi okurununkatıldığı dağıtıma halkın ilgisi yoğun-du ve zaman zaman dergi üzerine soh-bet edildi. 56 derginin halka ulaştırıl-dığı dağıtım 3 saat sürdü. 6-8 Mayıs ta-rihleri arasında Bursa’nın ilçelerinde vemahallelerinde dergi tanıtım ve dağı-tımı yapılmaya devam edildi. Gemlikve Kestel ilçelerinde iki Yürüyüş oku-runun yapmış olduğu tanıtımlarda top-lamda 130 dergi halka ulaştırıldı.

Ankara: Halk Cephesi bu haftatoplu dergi dağıtım programı kapsa-mında 9 Mayıs günü, yine Mamak so-kaklarındaydı. Natoyolu boyunca ya-pılan dergi dağıtımında tüm esnaflara,yoldan geçen ve evlerinde oturan in-sanlara derginin tanıtımı ve satışı ya-pıldı. 9 Yürüyüş okuruyla, yaklaşık 2saat süreyle yapılan dergi çalışmasın-da 80 dergi halkımıza ulaştırıldı. Der-gi çalışmasında genel olarak halkla se-çimler ve “Çağlayan Eylemi” üzerinesohbetler yapıldı.

Halkın Mühendis Mimarları, Alman emperyalizminin Anadolu Federas-yonu’na ve birçok derneğe yapılan baskınlarla ve Yürüyüş Dergisi'nin Al-manya'da yasaklanmasıyla ilgili 7 Mayıs'ta bir açıklama yaptı. Açıklamada: "Al-man emperyalizmi, çeşitli kentlerde bulunan Anadolu Federasyonu’na bağlıbirçok derneğe “Yürüyüş Dergisi’nin Almanya’da Yasaklanması” gerekçesiylebaskınlar düzenledi. Ülkemizde AKP faşizmi, Almanya’da Hitler’in torunla-rı bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelemizin bayrağı olan Yürüyüş’üsusturmaya çalışıyor.

Ne Türkiye’de ne Almanya’da ne de dünyanın herhangi bir yerinde bu umu-du boğamaz, susturamazsınız! Bu tarihsel gerçeklik, bilimsel, rotasında iler-lemektedir. Ve bu rota, bizim ellerimizdedir. Faşizmin yasalarını tanımıyoruz.Yürüyüş yasaklanamaz, susturulamaz" denildi.

Tüm Baskılara Rağmen Yürüyüş’ ümüz Sürecek Halka Umut ve Işık Olmaya Devam Edecek

17 Mayıs2015

Yürüyüş

Sayı: 469

53HALKIN ADALETİNE HESAP VERECEK!

Faş izmi Yenme Onuru Bize Aittir!

!

Page 54: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

Av ru pa’daEmperyalizmin KorkusuSosyalizmin Orak-Çekiçli Bayrağındandır!

Yürüyüş Dergisini YasaklayanlarınTürkiye Faşizminden Bir FarkıVar Mıdır?

Yürüyüş Dergisi’nin Almanya’da yasaklanması ve derneklerinbasılması Avrupa'da birçok ülkede protesto edildi. 6 Mayıs günüAlmanya’da 7, Belçika ve İsviçre de birer olmak üzere 9 demokratikkurumun basılması Stuttgart Schlossplatz’da yapılan eylemle pro-testo edildi. Almanca, "SOSYALİST BASIN SUSTURULA-MAZ" pankartı ve Yürüyüş dergileriyle Stuttgart Schlossplatz’dagerçekleştirilen ve yaklaşık bir saat süren gösteride, sık sık Almancave Türkçe bildiriler okundu. Dövizler asıldı ve sloganlar atıldı. 15kişinin katıldığı protesto gösterisinde, bir kez daha devrimcilerinbaskınlarla, terörle yıldırılamayacağı gösterildi.

Berlin’de Yürüyüş DergisininYasaklanması Protesto Edildi

1945’te Hitler faşizminin Kızılordu tarafından yenildiği günolan 8 Mayıs`ta yapılan etkinlikte aynı zamanda Yürüyüş dergi-sine getirilmek istenen yasaklama, okurlar ve Alman solcuları ta-rafından protesto edildi. Üç saat süren etkinlik boyunca Yürüyüşokurları ellerinde Almanca " Halkın Sesi Yüşüyüş Susturulamaz,Düşünce ve Örgütlenme Özgürlüğü Bir Haktır Engellenemez" ya-zılı dövizler taşıdılar.

Yürüyüş Okurları Umudun SesiniSahiplendiler!

8 Mayıs Cuma günü Fransa'nın Blois Kenti’nde Cafe Labo de-nilen dernekte Yürüyüş okurları sergi açtılar. Fransız Komünist Par-tililerin de bulunduğu ortamda Almanya hukuksuzluğu anlatıldı, Yü-rüyüş dergisi tanıtıldı. Fransız komünist partisinin gazetesi olan L’Hu-manite muhabiri bu operasyonlarla ilgili gazetelerinde bir yazı ya-zılacağına dair söz verdi.

Bin Yıl Geçse YoldaşlarımızıUnutmayacağız!

Avrupa'nın bazı şehirlerinde Halk KurtuluşSavaşçıları Şafak YAYLA, Bahtiyar Dogruyolve Elif Sultan Kalsen için 40 yemeği verildi

Yunanistan-Atina'da 10 Mayıs günü saat16.00’da sinevizyon ile başlayan program Cep-he gözlü Şafak, Bahtiyar ve Elif için yazılana şi-irlerin okunmasıyla devam etti. Cephe açıkla-masının okunmasının ardından Yunanistan HalkCephelilerin hazırladığı marşın okunması ve anı-ların paylaşımının akabinde dağıtılan yemek ilesona erdi. Yemeğe on yedi kişi katıldı.

Avusturya: Avusturya-Viyana'da Şafak,Bahtiyar ve Elif Sultan için 40 yemeği 10 Ma-yıs günü saat 14.00’da saygı duruşu ile başladı.Kızıldere’den Çağlayan‘a sinevizyonu izlen-dikten sonra 448 nolu açıklama okundu. Dahasonra hazırlanan yemekler Şafak, Bahtiyar ve ElifSultan’ın yoldaşlarına ve dostlarına dağıtıldı, ye-mek yendikten sonra onlar için yapılan helva da-ğıtıldı. Aynı gün anneler günü olması dolayı-sıyla 40 yemeğinde bulunan annelere karanfil-ler dağıtıldı. Topluca Şafak Yayla’nın annesi veBahtiyar Doğruyol’un anneleri arandı annelergünü kutlandı. Yapılan sohbetlerden sonra anmasona erdi. Anmaya 60 kişi katıldı.

Tayyip Erdoğan'ı Karlsruhe'deBerkinler Susturdu!

10 Mayıs Pazar günü Almanya’nın Karlsru-he şehrinde AKP’nin seçim çalışmalarını yü-rütmek için gelen Tayyip Erdoğan Alevi der-nekleri ve çeşitli demokratik kurumların dü-zenlediği bir protesto mitingiyle karşılandı. Ya-pılan protesto eylemine Mannheim Halk Cep-heliler de diğer bölgelerden gelen Halk Cephe-liler ile birlikte pankartları ve kızıl bayrakları ilekatıldılar. Tayyip Erdoğan dışarıda toplanan kit-leye yönelik konuşma yapmaya başlarken üç DevGenç’li Berkin Elvan için adalet pankartı aça-rak Tayyip Erdoğan'ın katliamcılığını yüzünehaykırdılar. Bir anda neye uğradığını şaşıran ka-til Erdoğan konuşmasını hemen sonlandırarakiçeriye kaçtı. Berkin için adalet taleplerini üzer-lerine yürüyen AKP yandaşlarının yüzüne hay-kırmaya devam eden Dev-Genç’liler polis ta-rafından gözaltına alındılar. Gözaltılar dahasonra serbest bırakıldı.

Baskılar Anadolu Gençliği,Vatanındaki Mücadeleden Koparamayacak

1 Mayıs işçi bayramında Taksim’e çıkmak isterken gözaltınaalınan Anadolu Gençlik üyesi Anıl Sayar 5 Mayıs günü tutukla-narak hapishaneye gönderildi.

10 Mayıs’ta Anadolu Gençlik'in çağrısı üzerine Anıl Sayar’ınserbest bırakılması için Amsterdam Beursplein Meydanı’nda top-lanılarak sahiplenme eylemi yapıldı.

Yapılan eylemde AKP’nin halka meydanları neden yasakla-dığı, 1 Mayıs'ın ne olduğu ve AKP’nin 1 Mayıs korkusu anlatıl-dı. Ardından Anıl Sayar'ın ve diğer Anadolu Gençlik üyelerinin1 Mayıs için neden Türkiye'ye gittikleri ve neden orada olmak is-tedikleri açıklandı.

Ardından marşlar söylendi, halaylar çekildi ve eylem sona erdi.Eyleme 50 kişi katıldı.

Yürüyüş

17 Mayıs2015

Sayı: 469

19 ARALIK KATLİAMI’NIN TÜM SORUMLULARI54

Page 55: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

Yunanistan Hapishanelerinde

Özgür Tutsaklar OnursuzAramaya Boyun Eğmiyor!

Yunanistan'da tutuklu bulunan özgür tutsakla-ra yönelik baskılar devam ediyor. Özellikle tut-saklara onursuz arama dayatması üzerinden bugünekadar defalarca tutsaklar saldırıya uğradı, işkencegördü. Tüm bunların üstüne onursuz aramaya di-rendikleri için tutsaklara disiplin cezaları verilerekbirçok hakları gasp edilmeye çalışılıyor.

8 Mayıs Cuma günü, saat 12.00'de, tutsaklar ko-mitesi tarafından bakanlık önünde protesto eyle-mi gerçekleştirildi. Eylemin başlamasından sonra,bakanlık genel sekreteri Eutihis Fitrakis görüşmetalebinde bulundu. Bunun üzerine tutsak avukat-larından Aleka Zorbala'nın da içinde bulunduğu birheyet Fitrakis’le bir görüşme gerçekleştirdi. Sekreterpazartesi günü Larissa Hapishanesi’ne gidecekle-rini ve konuyu hem tutsaklarla, hem de hapisha-ne idaresi ile görüşeceklerini, sorunları çözmeyeçalışacaklarını belirtti. Saat 12.00'da başlayıp13.30’da sona eren eyleme 25 kişi katıldı.

İşbirlikçi Yunan devletinin, düzen içi soluniktidarı SYRIZA gençliğinin Selanik’te 8 Mayısgünü, Selanik merkez belediyesinde düzenlediği"Gençlik-Adalet" üzerine bir toplantıda konuşmaküzere gelen adalet bakanı karşısında Halk Cephe-lileri buldu.

Gülaferit Ünsal İleDayanışmaAçlık Grevi

6 Nisan’dan bu yana açlık grevindeolan devrimci tutsak Gülaferit Ünsal iledayanışma amacıyla Hamburg’da açlıkgrevi başladı. 11 Mayıs'ta başlayan ve 4

gün sürecek olan açlık grevinde şu an 7 kişi var.Ayrıca Düsseldorf Hapishanesi’nde tutsak olan Ah-met Düzgün Yüksel de yaptığı açıklamayla 3 gün-lük destek açlık grevine başladığını duyurdu.

Gülaferit Ünsal'ın AçlıkGrevi Devam Ediyor!

Berlin’de yaklaşık 3,5 yıldır tutsak olan devrimcitutsak Gülaferit Ünsal, baskılara karşı 6 Nisan günübaşlattığı açlık grevinin 35. gününde Özgürlük Ko-mitesi çalışanları bu yıl 6. yapılan ve yaklaşık 500kişinin katıldığı "ÇIRALIK" şenliğinde açlık gre-viyle ilgili açıklama yaptı.

Gençliğin Coşkusu İleDost Sofrası BaşkadırLiseli Dev-Genç Pikniğe

Hazırlanıyor!Ankara'da Liseli Dev-Genç'liler 19 Mayıs'ta yapacakları

pikniğin hazırlıkları kapsamında çalışmalarına başladı.Mamak'ta Tekmezar Parkı'nda pikniğin maddi ihtiyaçları-nı karşılamak üzere dergi, tutsak ürünleri ve çay gibiürünlerin bulunduğu standı 11 Mayıs’ta açan Liseli Dev-Genç'liler, bir yandan insanlarla sohbetler ederken, türkü-ler eşliğinde halaylar çekerek parkta bulunan insanları dacoşkularına dâhil ettiler. Piknik çalışmalarının devam etti-ğini belirten Liseli Dev-Genç'liler bütün liselileri hem pik-niğe, hem de çalışmalarına destek olmaya davet ettiler.

Urfa: Birlikten Güç Doğar!Urfa'da 10 Mayıs’ta Halk Cepheliler piknik yaptılar. 35

kişinin katıldığı piknik için aileler ve Halk Cepheliler saat08.30 da bir araya geldi. Daha sonra hep birlikte Bozova’dakipiknik alanına geçildi. Hep birlikte sofra hazırlanıp kahvaltıedildikten sonra türküler, marşlar, deyişler söylendi, halay-lar çekildi. Ardından halat çekme ve çuval yarışı oyunları oy-nandı. Öğlen yemeğinin ardından tekrar türküler söylenip ha-laylar çekilerek program bitirildi.

Antalya: Hıdırellez Şenliğindeydik Alevi Dernekleri Federasyonu’nun 10 Mayıs'ta düzenle-

diği Hıdırellez pikniğinde Antalya Halk Cephesi sabah saat10.00'dan akşam 18.00 a kadar piknik alanında masa kurdu.Halkın yoğun ilgisiyle karşılanan Halk Cepheliler yaptıkla-rı çalışmada 120 Yürüyüş dergisi, 3 F tipi Film, 1 Mahir Yü-rekliler, 2 Mahir Hüseyin Ulaş Kurtuluşa Kadar Savaş, 3 OnBeşinde Bir Fidan Berkin Elvan kitabını halka ulaştırdı.

Halk Toplantıları İle HalkımızaMeşruluğumuzu Taşıyoruz

Londra'da her hafta yapılan halk toplantısı bu hafta 6 Mayıs'taDeniz-Yusuf-Hüseyinler’in katliamının yıldönümüyle ilgili kısabilgi ve On’ların son sözlerinin okunması ile başladı. Seçimlerüzerine sohbet ile yaşanan vaat yarışı vb üzerine konuşulduktansonra “Seçimler Çare Değil” başlıklı yazı okundu. Halkınsesi si-tesindeki “Alev saçlı savaşçı-Elif Sultan Kalsen”in videosu iz-lendi. Katılanların tek tek görüşlerini belirtmesiyle canlı geçensohbetlerin olduğu toplantıya 10 kişi katıldı.

Grup Yorum Bizim deSesimizdir!

Stuttgart´da, Grup Boran ve Grup Yorum Gönüllüleri Tür-kiye Konsolosluğu'nun önünde, Grup Yorum üzerindekibaskı ve yasakları protesto etti. Açıklamanın ardından GrupYorum türküleri ve sloganlarla eylem sona erdi.

17 Mayıs2015

Yürüyüş

Sayı: 469

55HALKIN ADALETİNE HESAP VERECEK!

Page 56: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

“En zor koşullarda bile eğilip bükülmeden, dimdik sürdürüyoruzyürüyüşümüzü... Ölmek var dönmek yok bu yolda. Sonu zaferolduktan sonra...”

Uğur Türkmen

24 Mayıs – 30 Mayıs

Uğur Türkmen

23 Nisan 1972’de Mersin-TarsusYenice kasabasında doğdu. Mücadeleye1993’te Burdur Meslek Yüksek Okuluöğrencisiyken katıldı. Mersin’deKurtuluş bürosunda çalıştı. 1998Nisan’ında tutuklandı. En son CeyhanHapishanesi’ndeydi. F tiplerinin gün-

deme gelmesiyle, ölüm orucu direnişçisi olmak içingönüllü oldu. 2. ekiplerde yer aldı. Direnişteykentahliye edildi, kendinden önce tahliye olup ölümorucunu sürdüren bir örnek yoktu. O, ilk örneğiyaratarak, 204 gün kendi evinde ölüme yürüyerek 27Mayıs 2001’de ölümsüzleşti. Tutsaklığı sona erenbirinin dışarıda direnişi sürdürerek şehit düşmesininülkemizde ve dünyada ilk örneğidir Uğur. Ve onunaçtığı yoldan yürümüştür onlarca devrimci tutsak.

Uğur Türkmen

Faruk Kadıoğlu

9 Mayıs 2005’te 12. Ölüm OrucuEkibi’nin bir direnişçisi olarak ölümeyattı. Açlığın koynunda sürdürülen buyürüyüşün en hızlı koşucusu o oldu.AKP iktidarının tecriti daha da koyu-laştıran CİK’i çıkardığı gün, açlığınınhenüz 17. gününde bedenini tutuşturarak

ölümsüzleşti. Direnişin 119. şehidiydi Faruk. 1977Ağustosu’nda Trabzon Of İlçesi, Hovaza (Karşıyaka)Köyü'nde doğmuştu. Yedi kardeşin en küçüğüydü.Yoksul bir ailenin çocuğu olarak 16 yaşına kadarköyde, hem çayda çalıştı, hem babası ile hafızlık,müezzinlik yaptı. İstanbul Bakırköy Lisesi'nde okurkengençliğin örgütlenmesi içinde yer aldı. Hızla gelişti.Liseli gençlik Topkapı bölgesi sorumlusu oldu. 1995'ten2000’e kadar gözaltılar, işkenceler, tutsaklıklar yaşadı.Onun F tiplerine karşı mücadelesi dışarıda başladı. 19Aralık Katliamı sırasında da dışarıdaydı. 2001Ağustosu’nda tekrar tutsak düştü. Artık o da F tipihapishanelerin hücrelerinden birindeydi. Direnişin enön mevzilerinde yer almak için her daim gönüllüydü.Nihayet 12. Ölüm Orucu Ekibi’nde alnına kızıl bandınıkuşandı. Ve o bandı, onurlu, gururla, cüretle taşıyarak25 Mayıs 2005’de ölümsüzleşti.

Faruk Kadıoğlu

Faruk Kadıoğlu, bedenini ateşe vermeden önce,Tekirdağ F Tipi İdaresi aracılığıyla Adalet Bakanlığı’na,Meclis İnsan Hakları Komisyonu’na ve savcılığa birdilekçe yazıp bıraktı. İşte tarihe alevlerin arasında kay-dedilen dilekçe:

Ben Faruk Kadıoğlu, Fidan Kalşen 12. Ölüm OrucuEkibi’nin bir direnişçisi olarak 9 Mayıs 2005 tarihindeölüm orucuna başladım. Ölüm orucuna başlama neden-lerimi dillekçemde de ayrıca belirtmiştim. Tekrar etme-yeceğim.

5 yıldır zulme ve tecrit işkencesine karşı büyük birdireniş gerçekleştiriyoruz. Bugüne kadar 11 ölüm orucuekibi yola çıktı. 118 kahraman yoldaşımızı bu uğurdaşehit verdik, yüzlercemiz sakat kaldı. Aradan geçen 5yılın her saniyesinde zulümle, sansürle, baskıyla ve

eşkiyalık yöntemlerinin her türlüsüyle karşılaştık.Kimyasal gazlarla yakıldık, kurşunlandık. İşkencelere

uğradık. Ama kararlılığımızdan bir an olsun geridurmadık. Şimdi 118 ölüm, yüzlerce sakat ve zulüm politikasının

üzerine faşist TCK-CİK yasaları ile tecrit işkencesiyasal hale getirilecek.

Elbette Nazi kafasıyla hazırlanan ve her maddesidirenişimizin kırılması, direnme hakkımızın yok edil-mesini amaçlayan bu yasalar bizleri şaşırtmıyor.

Çünkü adını aldığımız Fidan Kalşen yoldaşımızındediği gibi; siz düşmansınız. Sizler ne bu vatanı seve-bilecek yüreğe, ne de halkımızı sevebilecek saflığasahipsiniz.

Siz Nazilerin soyundan gelen ve yeryüzünün tekgerçek teröristi ABD’nin işbirlikçi iktidarının kuklası,insanlığın yüz karasısınız.

Başta ülkemiz olmak üzere, Irak’ta, Filistin’de,Afganistan’da dökülen her damla kanın sorumlusuolarak tarihte hak ettiğiniz yeri aldınız. Şimdi benimfeda eylemimle bir kez daha tarihe adınıza yakışır birşekilde geçeceksiniz.

Bu eylemi bu kadar "erken" gerçekleştirmeminnedeni; faşist CİK yasanızı gözden geçirmeniz, tecritişkencesinin kaldırılması için uyarı amaçlıdır.

Anıları Mirasımız

Faruk Kadıoğlu’nunfeda eyleminden önce

yazdığı dilekçe:

Page 57: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

118 rakamına bir kişi daha eklenir diye hesap da yapa-bilirsiniz. Ancak geride tecritin kaldırılması için ölümegönüllü yüzlerce insanın olduğunu, 5 yıldır aynı kararlılıkve inançla yoluna devam eden bir iradenin olduğunuunutmayın.

Bugüne kadar çokça ifade ettik. Bizler ölme meraklısıdeğiliz. Aksine yaşamayı çok seviyoruz. Ancak, yaşatmakiçin zulmün karşısında ölüm kaçınılmazsa, bunu da seveseve yerine getirmekten kaçmayız, kaçmıyoruz.

Bu uğurda ben de ‘ölüm sefa gelsin, hoş gelsin’ diyo-rum.

Ölüm orucuna başladıktan sonra faşist Tekirdağ F Tipiİdaresi ve onun disiplin kurulunun her bir üyesi, gelengiden mektuplarıma imha kararı verdi. Aileme gönderdiğimzarfın içinden kimi şeyleri çalarak nasıl bir ahlakıntemsilcisi olduğunu gösterdi. Bunlar da yetmedi 1 aymektup cezası verdi.

Yoldaşlarımdan, arkadaşlarımdan, dostlarımdan, ailem-den gelen mektupları engelleyerek onların sevgisinden,onur ve gururundan mahrum kalacağımı, moralimin bozu-lacağını sandılar.

Ama yanıldılar. Aksine her uygulama kararlılığımıdaha da perçinledi. Sevgimi daha da büyüttü.

Feda eylemim aynı zamanda bu acizliklere, kafatasçılarada verilen bir cevaptır. Tekirdağ 1 Nolu Hapishanesi’ninşu anki müdürlerinden faşist Mustafa Dolunay, YusufKafadar ve Disiplin Kurulu üyeleri, faşist kararları onaylayanTekirdağ savcıları, hakimleri ve bu politikadan birincidereceden sorumlu olanlar; huzurla kına yakabilirler.

Ama bilsinler ki, hiçbir şey unutulmaz. Er geç hesabısorulur. Hiç kimse "biz emir kuluyuz" diye kendini kurta-ramaz. Nazi subayları insanları yakarken, derileriniyüzerken de aynı şeyi diyorlardı. Ama bu onların suçsuz

olduğunu kanıtlamıyor-du.

Fazla söze gerekyok.

Bugün kendi ira-demle feda eylemiyapıyorum.

Tecriti kaldırın,ölümleri durdurun!

Faşist yasalarıgeri çekin!

Bunları yapmadı-ğınız sürece “feda feda”deyip beyninizde patla-maya devam edeceğiz.

Direnme hakkımızı savun-maya devam edeceğiz.

Tecrit işkencedir.Sorumlusu devlettir. Emperyalistlerdir. ABD’dir, AB’dir.Hesabını soracağız. Bugün ben ölüm orucu eyleminde

hesabını soruyorum. Yarın diğer yoldaşlarım hesap sormayadevam edecek.

Biz, devrimciyiz. Siyasi kimliğimizi, düşüncelerimizi,direnme hakkımızı yok edemezsiniz.

Ben de kendi özgür irademle feda eylemi yapıyorum.Cezalarınızı da yasalarınızı da başınıza çalıyorum.

Ölümlerden, tecriti uygulayanlar, yani sizler sorumlu-sunuz ve bunun hesabını vereceksiniz.

Yaşasın ölüm orucu direnişimiz!Yaşasın feda eylemimiz!

25 Mayıs 2005 Faruk Kadıoğlu

Hatay Halk Cephesi Fırat Durgun'un intihar etmesiyle ilgili 13 Mayıs’ta açıklamayaptı. Açıklamada: "Emperyalizme ve faşizme olan öfkemiz bir kat daha artmıştır.Emperyalizmin yaydığı yoz kültür ve insanın kendine olan güvenini yok ederek,bencilliği, bireyciliği yayarak gençliği bunalıma sürükleyerek binlerce gencimiziintihara sürüklüyor. Son olarak da Cephe taraftarı olan Fırat Durgun’u aramızdan

aldı. Fırat Durgun Hatay’ın Samandağ İlçesi’ndeyaşıyordu. Orada doğup büyümüştü. 24 yaşındaBursa Uludağ Üniversitesi’nde öğrenciyken Dev-Genç faaliyetlerine katılmıştı. Ölümüne nedenolan faşizmin baskılarını yaşamıştı. Bir süredirbunalımda olan Fırat, 28 Nisan'da SamandağÇevlik Sahilinde kendi arabasında silahla kendinivurmuş olarak bulundu. Fırat nezdinde, bütüngençliği emperyalizme ve faşizme karşı örgütle-yeceğiz. Gençlimizin bunalıma sürüklenmesineizin vermeyeceğiz. Dayanışmayı büyütecek, birlikruhunu yükselteceğiz. Ailesine ve tüm sevenlerinebaşsağlığı diliyoruz" denildi.

Fırat Durgun’un Sorumlusu Faşist Devlettir!

Arkadaşımız, yoldaşımızDilek Yiğit'in babası Duranamcamız vefat etmiştir. BaştaAilesi ve kendisi olmak üzeretüm yakınlarına ve yoldaşla-rına başsağlığı diliyoruz.

Ankara Halk Cephesi

DuranAmca’mızıKaybettik

Page 58: Haftalık Dergi / Sayı SALDIRIDA AKP FA ŞİZMİ Şyuruyus-info.org/pdf/pdf/469.pdf · 2015-05-15 · Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL ÖÖğretmenimizretmenimiz Tel: (0-212) 251 94 35

Etraflıca çalış, doğru bir şekildearaştır, dikkatlice düşün, düşündüklerinigözden geçir, ciddi ve samimi bir şekildeuygula.

Konfüçyus

Gözlerim... Gözlerim daldı yine adımların alıp götürdü beni adımların sakin adımların kararlı gözlerime saplandı. Gözlerim daldı yine bakışların vurdu beni bakışların sevda bakışların gözükara gözlerimde inanç oldu. Gözlerim daldı yine avuçlarının içine aktı ellerin sıcak, ellerin adalet gözlerime kavga doldu. Gözlerim daldı yine gülüşüne yoldaş oldu gülüşün Berkin gülüşün hesabımız gözlerimde adalet oldu. Gözlerim daldı yine kavganın ateşine düştü kavgan Şafak, kavgan Bahtiyar, gözlerime Elif oldu.

En İyi Ben OlmalıyımÖğretmen sınıftaki zeki fakat kıs-

kanç öğrenciye: "Niçin arkadaşlarınıçekemiyor, onların yaptıklarını bozupkavga ediyorsun?" diye sordu.

Öğrenci, bir süre düşündüktensonra, “Çünkü onların beni geçme-lerini istemiyorum.” dedi. “En iyi benolmalıyım.”

Öğretmen, masasından kalktı, eli-ne bir parça tebeşir aldı ve yere 15 cmuzunluğunda bir çizgi çekti, kıskançöğrenciye bakarak, “Bu çizgiyi nasılkısaltırsın?” dedi.

Öğrenci bir süre bu çizgiyi ince-leyip içinde çizgiyi birçok parçayabölmek de olan birkaç yanıt verdi. Öğ-

retmen, yanıtları kabul etmedi veyere ilkinden daha uzun bir çizgi çek-ti. “Şimdi birinci çizgi nasıl görünü-yor?” diye sordu.

Öğrenci utana sıkıla, “Daha kısa”diyerek başını öne eğdi.

Öğretmen bu yanıt üzerine öğ-rencisine unutmaması gereken şuöğüdünü verdi: “Bilgini ve yetenek-lerini artırarak kendi çizgini uzatman,başkalarının çizgisini bölmeye çalış-mandan daha iyidir.”

Ve herkesin kendine sorması ge-reken soru aslında şu:

- Benim bugünkü çizgim dünküçizgimin daha kısa görünmesini sağ-lıyor mu, sağlamıyor mu? Neden?

Bildiklerini anlat, ama akıl verm-eye kalkma;

Anlatılanları iyi dinle, ama hepsinidoğru sanma;

Sessiz kalmak bir şey bilmediğinanlamına gelmez;

Çok konuşmak da, çok şey bildiği-

ni göstermez. Herkesi kendine eşitgör, her kim olursa olsun.

Bir insanı küçümsemek akılsı-zlık,

Çok büyük görmek de korkaklık-tır. Cesaret akıldan gelirse, cesarettir;bilgisizlikten gelirse cehalettir.

Rüzgar esmiyorsa kürek çekin.

Latin Atasözü

- Ulaşmak istediğin hedefegiderken olanaklar yoksa yeni yol-lar bulmak için çabalamalıyız.

Kızılderili Öğüdü

Şiir

Kıssadan Hisse

Özdeyiş Deyim