288

Hazırlayan - marastaedebiyat.com

  • Upload
    others

  • View
    20

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Hazırlayan - marastaedebiyat.com
Page 2: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

HazırlayanSerdar YAKAR

EditörCevdet KABAKCI

Yayın KoordinatörüM.Fatih ERTAŞ

ISBN978-605-4996-15-5

Kapak / Sayfa TasarımHalil AYDIN

GravürM. Hacı SEMERCİ

Görsel YönetmenUzm. Eshabil YILDIZ

Mali İşlerCelal BOZDAĞKadir ÇAKMAK

BaskıÖncü BasımeviKazım Karabekir CaddesiAli Kabakçı İşhanı No 85/2İskitler / ANKARATel: (0216) 384 31 20

İletişim AdresiKahramanmaraş BelediyesiKültür ve Sosyal İşler MüdürlüğüTel.: (0344) 228 46 [email protected]

Birinci Basım: Şubat 2014

Bu eser Kahramanmaraş Belediyesi’nin bir kültür armağanıdır.

Page 3: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

Ömer KAYA

KARACA OĞLAN 17. YÜZYIL GÜNEY VİLAYETLERİ HALK HAYAT GÖRÜŞ VE FELSEFESİNİN KARACA OĞLAN’DA SENTEZİ

Kahramanmaraş2014

Page 4: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

Ömer KAYAÖmer Kaya, 1943 yılında Elbistan’da doğdu; yedi çocuklu bir ailenin

ikinci çocuğudur. İlk ve ortaokulu Elbistan’da, liseyi Kahramanmaraş’ta okudu. Ankara İlâhiyat Fakültesi’ni bitirdikten (1964- 1968) sonra evlendi. Bu arada öğretmenlik mesleğine atandı. İlk görev yeri Denizli Çivril Lisesi (1969)’dir. Buradan sonra, sırasıyla Kızılhisar Ortaokulu, Acıpayam Lisesi ve ardından Elbistan (1972) ve Kahramanmaraş (1979)’ta değişik seviyedeki okullarda görev yaptı. En son Kahramanmaraş İlköğretim Okulu’ndan emekliye ayrıldı (1996).Biri erkek, ikisi kız olmak üzere üç çocuk babası olup 22 Eylül 2009’da vefat etti.Yazarın Basılmış Eserleri:1- Acıpayam’ın Tatlı Verimi (I.Kitap 1971)2- Bilgehan (1972)3- Elbistan Bilmeceleri (1976)4- Bahçeci Hoca (1999)5- Yüz Yaşın Sırrı (2002)6- Mahallî Kelimeler Sözlüğü (Hacı Abdullah Kozan’la Müşterek; 2003)7- Kahramanmaraş’ta Ceridoğulları (Serdar Yakar’la Müşterek; 2003)8- Osman Sadi Kazancı Camii ve Damlalar (2005)9- Hüsne Hatun (2006)10- Damlalar (2008)11- Elbistan Maraş Hanları ve Yol Güzargâhları (2010)Yazarın Basılacak Eserleri:1- Rüya’nın Dinî ve İlmî Yönden İncelenişi (Lisans Tezi)2- Karaca Oğlan3- Acıpayam’ın Tatlı Verimi (II. Kitap)4- Güblüceli Delibekirli Soyu5- Güblüceli Delibekirli Soyu Şâirleri ve Şiirleri6- Elbistanlı Şâirler Antolojisi7- Elbistan’da Meslekler8- Tarihte Elbistan (Müşterek; Cilt: 1-2)9- Bir Garib Sadâ (Şiirler)10- Korkuyorum (Piyes)11- Yöremizin Ulu Ağaçları (Cilt: 1-15- Fihrist)12- Şeyh Hacı Mustafa Efendi (Elbistanlı)13- Kırklar Köyü ve Kaç Kaç14- Yol Yazıları (Cilt: 1-2-3)15- 1986-1987 Atatürk İlkokulu Yıllığı16- Ekizler Obası ve Millî Mücadele’de Kavak Baskını17- Karayurt18- Memleket Yazıları/ Göre Göre (Cilt: 1-2)19- İslâm Ehalinin Dûçâr Oldukları Mezâlim Hakkında Vesâika Müstenid Ma’lûmât (Çeviri)20- İslâm Ehalinin Dûçâr Oldukları Mezâlim Hakkında Vesâika Müstenid Ma’lûmât- Müslüman Halkın Uğradıkları Zulüm Hakkında Belgelere Dayanan Bilgiler (Sadeleştirme) (Müşterek))

Page 5: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

İçindekiler TAKDİM........................................................................................... 11KARACA OĞLAN VE ÖMER KAYA ............................................. 13KARACA OĞLAN’IN HAYATI....................................................... 18

Yaşadığı Tarih ve Yerle İlgili Görüşler: ............................................... 181- Yaşadığı Tarih:........................................................................... 182- Yaşadığı Yer: .............................................................................. 253- Doğduğu yer: ............................................................................ 264- Öldüğü Yer:............................................................................... 285. Sonuç: ........................................................................................ 29

KÖY VE OYMAK ŞÂİRLERİ VE KARACA OĞLAN .................... 31

KARACA OĞLAN’DA YER VE KİŞİ ADLARI .............................. 321. BİZZAT GÖRÜLEN VEYA ADI GEÇEN ŞEHİR-İL-KÖY AD-LARI ................................................................................................. 33

A. Bizzat Görülenler: .................................................................... 33B. Sadece Adı Geçenler: ................................................................ 40

2. BİZZAT GÖRÜLEN VEYA ADI GEÇEN İL(BÖLGE-OVA-YAZI) ADLARI ..................................................... 413. BİZZAT GÖRÜLEN VEYA ADI GEÇEN DAĞ ADLARI ..... 454. BİZZAT GÖRÜLEN VEYA ADI GEEÇEN YAYLAADLARI ............................................................................................ 495. BİZZAT GÖRÜLEN VEYA ADI GEÇEN BEL ADLARI ...... 506. BİZZAT GÖRÜLEN VEYA ADI GEÇEN GEÇİT, GEDİK, DERE ADLARI ................................................................ 517. BİZZAT GÖRÜLEN VEYA ADI GEÇEN YOL ADLARI ...... 518. BİZZAT GÖRÜLEN VEYA ADI GEÇEN KÖPRÜ ADLARI ............................................................................................ 529. BİZZAT GÖRÜLEN VEYA ADI GEÇEN KALE ADLARI ... 5210. BİZZAT GÖRÜLEN VEYA ADI GEÇEN KAYNAK-KUYU ADLARI ............................................................. 52

Page 6: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

11. BİZZAT GÖRÜLEN VEYA ADI GEÇEN ÇEŞME-PINAR-OLUK ADLARI ................................................. 5312. BİZZAT GÖRÜLEN VEYA ADI GEÇEN NEHİR-IRMAK-ÇAY-DERE ADLARI ........................................ 5413. BİZZAT GÖRÜLEN VEYA ADI GEÇEN GÖL ADLARI ... 5414. BİZZAT GÖRÜLEN BOY-OYMAK-SOY-AŞİRET ADLARI ............................................................................................ 5515. BİZZAT GÖRÜLEN VEYA ADI GEÇEN KİŞİLER ............. 56

İLİNE AİT HUSUSLAR (ÖZELLİKLER) ...................................... 60

SILA ÖZLEMİ ................................................................................. 62ATA ÖZLEMİ (ANA-BABA KIYMETİ) ....................................... 63TASVİR ............................................................................................. 66HİTABEDİLEN KADIN (GÜZEL–SEVGİLİ) ADLARI ............ 77HİTABEDİLEN KADIN (GÜZEL-SEVGİLİ) SIFATLARI ....... 78KENDİSİ VE BAŞKALARIYLA İLGİLİ ERKEK İSİM VE SIFATLARI ....................................................................................... 90SEVİNÇ, ÜZÜNTÜ KAYNAĞI; ŞİKAYETTE BULUNDUĞU KİŞİ VE KONULAR ........................................... 114

A. SEVİNÇ (MUTLULUK) KAYNAĞI .................................. 116B. ÜZÜNTÜ (KEDER-SIKINTI) KAYNAĞI ......................... 118

HAKKINDA YAKINDIĞI VE ŞİKÂYETTE BULUNDUĞU KİŞİ VE KONULAR ........................................... 129

BEDDUÂ .................................................................................. 132DUÂ ........................................................................................... 134ÖVGÜ ....................................................................................... 135TEZAT ....................................................................................... 140FELEĞE KAHIR ...................................................................... 141MEVLÂ’SINDAN DİLEĞİ ...................................................... 142DÜNYA GEÇİCİ (YALAN-İMTİHAN YERİ)DİR .............. 149YOKSULLUK ........................................................................... 153AZRÂİL (ÖLÜM-ECEL)DEN İSTEĞİ ................................. 154NEFİSLE MÜCADELESİ ....................................................... 155

Page 7: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

BAZI DİNİ KONU VE KİŞİLER ................................................... 157A- Bazı Dini Konular: ...................................................................... 157

1- Âkıbet Hakkında: ................................................................... 1572-Allah’a Güven Hakkında: ........................................................ 1583-Allah’ın Varlığı ve Birliği Hakkında: ........................................ 1584-Allah Sevgisi Hakkında: .......................................................... 1585-Baas (Ölümden Sonra Dirilme) Hakkında: ............................. 1596-Cehennem Hakkında: .............................................................. 1597-Dünyanın Hakikati Hakkında: ................................................ 1598-İman ve Kur’an İsteği Hakkında: ............................................. 1609-(Rahim Öncesinden Ölünceye Kadar) İnsan ve Devreleri Hakkında: .................................................................................... 16010- İslâmî Bilmeceler: ................................................................. 16111-İslâmî Sorular: ........................................................................ 16212- Kader Hakkında: ................................................................... 16313- Keramet Hakkında:............................................................... 16314- Kısmet Hakkında: ................................................................ 16315- Kıyamet Hakkında (Küçük ve Büyük Kıyamet): ................... 16316-Kul Hakkı Hakkında: ............................................................ 16417-Mahşer Hakkında: ................................................................. 16418-Mizan Hakkında: ................................................................... 16419-Namaz Hakkında: .................................................................. 16420-Namaz Kıldığı Hakkında: ...................................................... 16521-Sırat Köprüsü Hakkında: ....................................................... 16522-Şükür Hakkında: .................................................................... 165

B-Bazı Seçkin (Dini) Kişiler: ........................................................... 1651-Ali (Hz. Ali) Hakkında: ........................................................... 1652-Eyyub (Hz. Eyyub) Hakkında: ................................................ 1663-İbrahim (A.S.) Hakkında: ........................................................ 1664-İdris (A.S) Hakkında ............................................................... 1665-İsa (A.S.) Hakkında: ................................................................ 1666-Mehdî hakkında: ...................................................................... 1667-Muhammed (Hz. Muhammed (S.A.V.) Hakkında: ................. 1668-Musa (Hz.Musa) Hakkında: .................................................... 166

Page 8: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

MUHATABI OLAN BAZI İNSANLARA KARŞI İRTİCALEN SÖYLEDİĞİ ŞİİRLER .................................................................. 166ADI GEÇEN GİYECEK VE ÖRTÜNECEK EŞYA ADLArI ... 176KADIN-ERKEK SÜS EŞYA VE ALETLERİ .............................. 177EŞYA VE ALET ADLARI ............................................................ 180

1-Adı Geçen Çiçek Çeşitleri: ...................................................... 1842-Adı Geçen Koku Çeşitleri: ....................................................... 1853-Adı Geçen Renk Çeşitleri: ....................................................... 1854-Adı Geçen Kuş Çeşitleri: ......................................................... 1865-Adı Geçen Ağaç Çeşitleri: ....................................................... 1876-Adı Geçen Hayvan Çeşitleri: ................................................... 1897-Adı Geçen Yemek Çeşitleri: ..................................................... 1908-Adı Geçen Meyve Çeşitleri: ..................................................... 1919-Adı Geçen Sebze Çeşitleri: ...................................................... 191

ANA-BABA SEVGİSİ VE HASRETİ .......................................... 191AİLE HASRETİ ............................................................................. 192MÜBALAĞA .................................................................................. 198KISMEN VEYA TAMAMEN BİRİBİRİNE BENZEYEN KISIMLAR ............................................................. 202

AŞK VE TABİAT ŞÂİRİNDE BİR DEVRİN HİKMETLİ SÖZLERİ ........................................................................................ 213

I-SAĞLIK-SIHHAT ...................................................................... 217II-İNSAN VE DEĞERLER .......................................................... 218

A) Yüceltilen Değerler ................................................................. 218a. Ahlâk-Asalet-Soy: .............................................................. 218b. Aşk - Sevgi ......................................................................... 222c. Diğergamlık (Yardımseverlik-Cömertlik): .......................... 224d.Güzellik: .............................................................................. 225e.Haddini bilmek: ................................................................... 225f. Hayata Bağlılık: ................................................................... 226g. Huy: .................................................................................... 227h. İyilik: .................................................................................. 228ı. Olgunluk - Kemâl: .............................................................. 229

Page 9: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

i. Sabır .................................................................................... 229j. Sır: ....................................................................................... 230k. Tatlı Dil: ........................................................................... 232l.Temkin - İhtiyat - Tedbir ..................................................... 232m. Yiğitlik: ............................................................................. 234

B)Yerilen Kusurlar ....................................................................... 235a. Cimrilik (Kısmık): .............................................................. 235b.Düşene El Uzatmamak: ...................................................... 236c. Gıybet: ................................................................................ 236d. İhtiyatsızlık-İhmal: ............................................................. 237e. Kadir-Kıymet Bilmemek: ................................................... 237f. Kederlenmek-Gamlanmak: ................................................. 238g. Kötü - Kötülük: .................................................................. 238h. Kötü Dil: ............................................................................ 240ı. Nankörlük-Hıyanetlik (İyiliğe Kötülük): ............................. 241i. Öfke: .................................................................................... 241j. Yalancı - Yalancılık: .............................................................. 242k.Yeis: ..................................................................................... 242

C) İnsan Karakteri ve Kişilik ...................................................... 243III-İNSAN-CEMİYET (İNSANLIK MÜNASEBETLERİ) ....... 244

a. Arkadaşlık: .......................................................................... 244b. Ayrılık - Gurbet: ................................................................. 244c. Dost: ................................................................................... 247d. Düşmana Karşı Uyanık Olma: ........................................... 247e.Düşmek - Muhannete Muhtaç Olmak: ............................... 248f. El Elden Üstündür: ............................................................. 249g. İş ve Zamanın Değerlendirilmesi: ....................................... 249h. İyi - Kötü: ........................................................................... 250ı. Mevkiye – Mala - Zenginliğe Rağbet: ................................. 250i.Muhannet (Muhanat - Muhannes: Alçak, Nâmert): .......... 251j. Sosyal Hiciv: ........................................................................ 251k.Sosyal İşbirliği - Dayanışma: ............................................... 2521.Varlık - Yokluk: ................................................................... 252m.Zengin - Zenginlik: ........................................................... 253

Page 10: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

IV-BİLGİ VE HAKİKAT .............................................................. 254a.Âlim-Câhil .......................................................................... 254b.İlim Tahsili: ......................................................................... 255

V. DÜNYA GÖRÜŞÜ ..................................................................... 255A) Kader Fikri ............................................................................. 255

a.Dünya-Âhiret: ..................................................................... 255b. Ecel : ................................................................................... 256c.İnsan - Felek (Talih): ........................................................... 258d. Kader: ................................................................................. 258e. Mukadderat:........................................................................ 259f. Nasip (Baht-Kısmet-Talih) ................................................. 261g. Tanrı: .................................................................................. 262h.Tecellî: ................................................................................. 262

B) Determinisme (Sebep-Netice Münasebetleri) ........................ 263C) Değerlendirmenin Değişmesi ................................................ 266

VI. ÇEŞİTLİ KONULAR .............................................................. 266TÜRK HALKININ AHLÂK DEĞERLERİ ................................ 272KARACAOĞLAN HAKKINDA YAPILAN BAZI YANLIŞLIKLAR ............................................................................ 275BİR BENZERLİĞİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ ........................... 282KARACA OĞLAN’IN YAYINLANMAMIŞ ŞİİRLERİ ............. 285

SONUÇ ........................................................................................... 288

Page 11: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

11

Ömer KAYA

Mustafa POYRAZ*

TAKDİM

Gönlündeki yangını elindeki sazıyla dillendiren şairin adıdır, Karacaoğlan. Âşık edebiyatının anonim bir şekilde dillendirilmesinde önemli bir yeri vardır. Anadolu’yu diyar diyar dolaşarak tüm insanların kalbinde gönlünde taht kurmuş halk şairidir. Karacaoğlan yaşadığı dönemdeki sıkıntıları sazıyla sözüyle dillendirmiştir. Arı duru bir dile sahip olan Karacaoğlan kendinden sonra gelen Türk şairleri için yepyeni bir pencere aralamıştır. Söylemiş olduğu birçok şiir de bugün bestelenmiştir.

Karacaoğlan şiirlerinde türkülerinde güzelleri, yiğitleri över, dert ortağı bildiği dağlara seslenir. Lirik söyleyişinin özünde, halkının duyuş ve düşünüş özellikleri görülür. Göçebe yaşamının vazgeçilmez bir parçası olan doğa, onun şiirinde önemli bir yere sahiptir. İnsanoğlu var olduğu günden bu yana beşeri problemlerde hayatımızın içinde vardır. Kimi zaman bunlar sohbetlerde dillendirilir, kimi zaman bir söyleşide, bir panelde yaşadığı çağda tüm bu sıkıntıları dağlara, taşlara, hayvanata ve beşeriyete anlatan Karacaoğlan gönlündeki sıkıntıları, dertleri ancak bu şekilde atabilmenin yolunu denemiştir.

Anadolu’da her hanede bir Karacaoğlan hikâyesi ninelerin dillerinde, çocukların türkülerinde dolaşmaktadır. Bu yönüyle baktığımız zaman bu toplumun bizi biz yapan değerleri vardır. İşte bu noktai nazardan incelendiği vakit Karacaoğlan da bizim ulvi halk şiiri geleneğimizin en başnoktasındadır. Anadolu’da şehirden şehre diyardan diyara dolaştığı söylense de biz Karacaoğlan’ı Maraşlı kabul ediyoruz. Maraş’ın dağlarında dolaşmış, yaylaklarında konaklamış, çeşmelerinde eğleşmiş olan halk şairimiz Karacaoğlan’ın bizim için önemli bir yeri vardır.

Bu şehre hizmet ettiğim süre zarfında birçok konuyu kültür yayınlarına kazındırmak nasip oldu, bu noktada Karacaoğlan’ın şiirlerinin de kültür kütüphanemizde yer alması bizim için bir kıvanç meselesidir. Bu çalışmayı hazırlayarak halk şairi Karacaoğlan’ın daha iyi anlaşılmasına vesile alan emek veren mesai arkadaşlarımı en kalbi duygularımla kutluyor, başarılarının devamını diliyorum.

* Kahramanmaraş Belediye Başkanı

Page 12: Hazırlayan - marastaedebiyat.com
Page 13: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

13

Ömer KAYA

Serdar YAKAR*

KARACA OĞLAN VE ÖMER KAYA

İnsanlık tarihinde öyle insanlar vardır ki, ölümlerinin üzerinden yüzyıllar geçmesine rağmen hâlâ unutulmamış, gönüllerde yaşamıştır. İşte Yunus Emre’ler, Karacaoğlan’lar bunlardan sadece birkaçıdır. Yunus Emre’yi olduğu gibi Karacaoğlan’ı da halk o kadar sevmiş ki, ona da tıpkı Yunus Emre’de olduğu gibi yer bir yöre sahip çıkmıştır. Birileri çıkıp mezarı burada demiş, diğeri hayır orda değil burada demiş. Böylece halk tarafından bu denli sevilen insanların birden fazla mezarı olmuştur. İşte Karacaoğlan da böyledir. Günümüzde birçok yerde mezarının olduğu iddia edilmektedir.

Tüm incelemelere, araştırmalara rağmen Karacaoğlan’ın hayatı tam olarak ortaya konulamamıştır.

Karacaoğlan eski geleneklere uyarak aşkı uğruna elinde sazı, gönlünde sızı diyar diyar gezmiş, aşiret aşiret, oba oba, köy köy, yayla yayla bütün bir Anadolu’yu özellikle de Çukurova’yı dolaşmıştır. Gönlündeki sızıyı sazının tellerinde inletmiştir. Ferhat’lara dağlar deldiren, Mecnun’ları çöllere düşüren aşk Karacaoğlan’da da böyle tecelli etmiştir.

Gezdiği dolaştığı yerlerde öylesine sevilmiş ki, şiirleri dilden dile, gönülden gönüle akmış, tâ günümüze değin gelmiştir. Bugün de hâlâ onun adına özel günler tertiplenmekte, seminerler verilmekte, eserler kaleme alınmakta ve hep anlatılmakta anlatılmakta...

İşte bu denli sevilen bu insana öyle kimseler sahip çıkmış ki şaşmamak elde değil. Bugün yurdumuzun birçok yerinde mezarı olduğu söylendiği gibi ona sahip çıkan yabancılar dahi bulunmaktadır. Mesela bilgin Radlof Karacaoğlan’ın aslen Belgradlı olduğunu ve adının da Simayil olduğunu öne sürmektedir.

Karacaoğlan bir şiirinde şöyle der:

“At ile Kırım’ı aşdıktan geriDizgini boynuna düştükten geriAksu’yun köprüsün geçtikten geriBu gece maraş’ta yatalım atım

* Kahramanmaraş Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü

Page 14: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

14

Maraş’tan ötesi uzak bir yoldurTatar Deresi’nde dizginin kaldırÖğle namazını Göğsün’de kıldırBu gece Göğsün’de yatalım atım

Eyi derler Elbistan’ın ovasınYaz getirir ılık ılık havasınKoca Binboğa da şahin yuvasınGece Binboğa da yatalım atım

Atım, Öğrek’te dokudam çulunuÜç güzele ördüreyim palanıSom gümüşten döktüreyim nalınıBu gece Öğrek’te yatalım atım”

Bugün elde bulunan en sağlam kaynak Akşehirli Ahmet Hamdi Efendi’nin hatıra defteridir. Bu defterde Karacaoğlan’ın mezarı hakkında şu bilgiler verilmektedir:

“Ve nice Türkmen aşiretleri meyanlarında gezüp Maraş civarında Cezel yaylasında doksanaltı yaşında iken vefat eyleyüp vasiyeti üzerine tenha bir pınar başına defnolunup sazı çürüyünceye kadar başucunda ağaçta asılı durduğu tevatüren mervidir.

Akşehirli Ahmet Hamdi Efendi’nin hatıra defterine bakılırsa Karacaoğlan’ın mezarının Maraş’ta olduğu görüşü kuvvet kazanmaktadır.

“Ahırdağı’ndan gör Maraş bağınıEngirek’te derler ilim çoğunuBayra’dan, Bertiz’den Konur DağınıGöğsün güzel derler, ilin var dağlar.

Ağam kusur var mı şol kara kaştaDostumun sevdası kaynıyor baştaTunus, Trablus, koca Maraş’taReyhan’ın içinde birdir bu gelin.”

Yine Akşehirli Ahmet Hamdi Efendi’nin hatıra defterinden

Page 15: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

15

Ömer KAYA

öğrendiğimize göre Karacaoğlan’ın asıl adı Hasan’dır. Daha çocuk denecek yaşta iken vaktin karye ağalarından Serdengeçti Osman Ağa Karacaoğlan’ı evlatlığa alır. Diğer bir evlatlığı olan fakir bir kız ile evlendirir. Karacaoğlan bu evliliğe isteksiz olduğundan kaçarak Maraş’ta Zülkadiroğlu Hüseyin Beyin himayesine girer.

“Uyuma hey deli gönül uyumaYahyalı’dan aşan evler görünürSıvamış kolların hep samur giymişMaraş’ın arkası dağlar görünür.”

Maraşlı yazarlardan Ali Saim Emirmahmutoğlu ve Ömer Kaya da Karacaoğlan ile ilgili çalışmalar yapıp çeşitli gazetelerde yayınlamışlardır.

Ömer Kaya hocamı 1998-1999’larda tanımıştım. TV programı için evinde ziyaret etmiş ve o tarihte on cildi bulan Ulu Ağaçlar adını verdiği çalışmasını hayranlıkla incelemiştim.

Kent kültürü açısından bulunmaz bir hazine idi elimin altındaki tek nüshası olan çalışma...

Ukde adına yirmiye yakın kitap yayınlamıştık o yıllarda... Keşke imkan olsa da bu çalışmaları da yayınlayabilsek diye düşündü isem de bunun imkanı yoktu. Sonuçta Ömer Kaya hocamın yayınlanmayı bekleyen bir düzineye yakın kitaplarından sadece biri olan ve Rasim Özdenören’in “Gül Yetiştiren Adam” diye adlandırdığı “Bahçeci Hoca”yı yayınlamakta karar kıldık...

Aslında Ömer Kaya hoca ile tanışıklığımızın yeni olmadığını da o ziyarette anlamıştım...

Lise yıllarında kendisini görmesem de bir arkadaşımdan alıp okuduğum “Acıpayam’ın Tatlı Verimi” adlı kitabı ile tanımış ve o kitapta anlatılan hikayeden etkilenerek Erciyes dergisinde yayınlanan ilk öykümü yazmıştım.

Yazmaya başlamamda rahmetli Şevket Yücel’in etkisi ne ise Ömer Kaya’nın da etkisi o olmuştu diyebilirim...

Yıllarını kent kültürünü araştırmaya vermiş olan Ömer Kaya hocamın daha sonraları “Yüz Yaşın Sırrı” ve “Mahalli Kelimeler Sözlüğü”nü yayınlamış, “Kahramanmaraş’ta Ceridoğulları”nı ise birlikte kaleme almıştık.

Ömer Kaya hocam bir taraftan ulu ağaçları araştırmaya devam ederken öbür taraftan yeni çalışmalarını da yayınlamaktan geri durmuyordu. “Osman Sadi Kazancı Camii ve Damlalar” ve ardından “Hüsne Hatun” yayınlanmıştı.

“Zulmetse bir dağ dağa, zulmeden dağ yıkılır;Mazlum bir “âh!” eylese, zâlim yere çakılır.”

Page 16: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

16

Diye başlayan Damlalar ayrı bir kitap hacmine ulaşmış olsa da ilk olarak Osman Sadi Kazancı Camii’nin tanıtım kitabı ile birleştirilerek yayınlanmıştı.

Her biri bir kitabın özeti sayılacak denli damıtılmış mısralardan oluşan Damlalar Ömer Kaya’nın iç dünyasını da ele vermektedir:

“Ok yaydan fırladıysa, bekleme gelmeyecek.Eceli gelen, gayrı; dirilip ölmeyecek.”

Yazar Damlalar’la ilgili olarak şunları söylüyor:“Toplumumuz irfan hamuruyla yoğrulmuştur, mayası tutan ârif insanımız

çoktur, onlar; Damlalar’ın nereden kaynaklandığını, ne kadar damıtıldığını ve biriktikçe çoğalarak nereye kadar akıp gideceğini iyi bilirler.”

“İnsanın âkıbeti; darlık ile tokluktur.Alemin âkıbeti; varlık ile yokluktur.”

“Hüsne Hatun” adlı çalışma ise Ömer Kaya’nın sağlığında yayınlanan son çalışması. Ömer Kaya hocamız üretkenliğinin en verimli döneminde geçirdiği bir beyin kanaması ile mahkum olduğu yataktan bir daha kalkamamış ve 22 Eylül 2009’da ebedi aleme intikal etmişti. Onun vefatının ardından Mustafa Okumuş hocamız kaleme aldığı “Bir Kalem Daha Sustu” başlıklı yazısında şu değerlendirmeyi yapıyordu:

“Ben O’na tabir caizse,  Kahramanmaraş yöresinin Evliya Çelebisi yakıştırmasını yapar, kendisine takdir ve sevgi dolu bir yaklaşımla takılırdım.

Hep tebessümle karşılardı. Sanırım biraz da yaşımın sağladığı ayrıcalık ve O’nun kişiliğinde var olan çelebilik nedeniyle saygılı davranırdı.          

Ömer Kaya’nın yayın konularına yaklaşımı, değerlendirmeleri, üslubu oldukça özgündü. Kahramanmaraş yöresinin Evliya Çelebisi yakıştırması boşuna değildi. O bunu fazlasıyla hak ediyordu. Ömer Kaya, otantik konuları, tarih, kültür değerlerini kendine özgü yaklaşım, algılama, yorumlama üslubuyla yazıya taşıyarak özgün bir kaynak alanı oluşturdu. İl, ilçe, kasaba ve köyleri karış-karış gezerek, gezdiği-gördüğü yörenin tarihî, coğrafî, otantik ve kültürel değerlerini en ince ayrıntılarına kadar sabırla, özveriyle işledi.”

Sağlığında zor şartlar içinde on eser yayınlayan, bir o kadar eseri ise mahalli gazetelerde yayınlanan ve yirmi civarında eseri (bunlardan Yöremizin Ulu Ağaçları 15 cilttir) ise basılmayı bekleyen merhum Ömer Kaya hocamız için yapılacak en güzel hizmet eserlerinin basımını sağlamak olur diye düşündük. Sayın valimiz Mehmet Niyazi Tanılır Bey “Elbistan-Maraş

Page 17: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

17

Ömer KAYA

Hanları ve Yol Güzergahları”nı basmayı taahhüt etmiş ve bu taahhüdünü de yerine getirerek 2010 yılı içerisinde eseri bastırıp dağıtımını sağlamıştı. Belediye Başkan Yardımcımız Cevdet Kabakcı Bey de “Karacaoğlan” kitabını yayınlama kararı almıştı.

Ali Rahmi Kaya Bey ile her iki eserin de ortaya çıkması için çaba gösterdik ve sonuçta “Elbistan-Maraş Hanları ve Yol Güzergahları”ndan sonra “Karacaoğlan” da okur ile buluşma imkanı buldu.

Merhum Ömer Kaya hocamızı rahmetle anarken eserlerin ortaya çıkmasına vesile olanlara da teşekkür ediyoruz.

Page 18: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

18

KARACA OĞLAN’IN HAYATI

Kimi görüşe göre 15. yüzyılın ikinci yarısında, kimine göre de 16. veya 17. yüzyılın ikinci yarısında yaşamış ve şöhret kazanmıştır. Halk edebiyatımızın en büyük temsilcilerinden biri olan Karaca Oğlan’ın şiirleri ve değişik olmasına rağmen hakkındaki kısa bilgiler yarım asırlık bir inceleme ve araştırma ile az çok su yüzüne çıkmıştır. Doğum ve ölüm tarihi ve yeri hâlâ kesinlik kazanamıyan Karaca Oğlan için Yunus Emre gibi birçok yerler gösterilmektedir. Karaca Oğlan’a gösterilen bağlılıktır ki, onun birçok bölgelere mal olmasına ve bunlarla ilgili bazı şiirlerin uydurulmasına sebep olmuştur.

“Denebilir ki, Karaca Oğlan gönüllerden doğmuş ve gönüllere gömülmüştür.” Yine denebilir ki, büyük sanatçılar yaşadıkları çağdan çok yarınların, geleceklerin kılavuzları ve millet denilen sürekli zincirin vazgeçilmez halkalarıdır. Bunun için, Karaca Oğlan gibi şairlerin hayatını, millet hayatının bir parçası olarak düşünmek daha yerinde olur.”*

Hayatı ve yaşadığı tarih hakkında geniş bir anlatıma geçmeden, sadece Karaca Oğlan’a maledilen tarih ve yerleri kısaca işaret edeceğiz. Hem bu şekil incelememizin muhteviyatı gereğidir. Hem de tekrar üzerine tekrardan sakınılmış olunacaktır.

YAŞADIĞI TARİH VE YERLE İLGİLİ GÖRÜŞLER:1- Yaşadığı Tarih:Karaca Oğlan’la ilgilenen birçok kişiler tarafından nakledilen bu kısım,

ayrıca bizzat kaynak olarak faydalandığım Ord. Prof. Dr. Fuad Köprülü’nün “Türk Saz Şairleri (Türk Edebiyatında Âşık tarzının menşe ve tekâmülü –XVI. ve XVII. Asır saz şairleri )”, Ankara – 1962, Cahit Öztelli’nin “ Karaca Oğlan – Bütün Şiirleri”, Sadettin Nüzhet Ergun’un “Halk Şairleri – II. Kitap Karaca Oğlan”, Konya – 1928, nihayet Ahmet Kabaklı’nın “Türk Edebiyatı: C.II, İstanbul – 1968” adlı kitabında da uzun uzadıya zikrolunmaktadır.**

* Mustafa Necati Karaer, Karacaoğlan, s.15,Tercüman 1001 Temel Eser No:26** Bu inceleme 1970 yılında bitmesine rağmen bu zamana kadar yayınlanamamıştı. Daha sonra M. Necati Karaer’in “Karacaoğlan” adlı kitabı yayınlandı. Görebildiklerim arasında nihayet A.Saim Emirmahmutoğlu’nun Türk Folklor Araştırmaları Dergisinde Karaca Oğlan’la ilgili yazıları yayımlandı. Henüz yayımlanacak olan bu “Karaca Oğlan” incelememizde yeni görüşlere de yer vermemiz gerekmektedir ki, öyle de oldu.

Page 19: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

19

Ömer KAYA

S. Nüzhet Ergun’un dediği gibi “K.Oğlan’ın elimizde tarihi denilebilecek müteaddid manzumeleri olsaydı mesele tavzih edecekti.* Fakat maatteessüf buna da malik değiliz, onun bütün eserlerinde mevzu aşktır. Yalnız

Haleb’i Osmanlı aldı. Dağı taşa katar bir gün

Beyti ile beş bendli diğer bir manzumesi “Yavuz” ve “Kanunî” devirlerini idrak etmiş olmasına delil olabilir.”

Aynı zamanda, Abaza Hasan Paşa’nın 1658 deki isyanı ile ertesi yıl katledilişinin tarihi belirtilir ve o yıllarda yaşadığı gösterilir.

Gelen Ahmet Paşam kendidir kendi Altmış bin dal kılıç küsuru cündi Kaçma kâfir kaçma ölümün şimdi Hacı Bektaş Veli kalkmış geliyor

dörtlüğü ile Köprülü Fazıl Ahmet Paşa’nın Avusturya seferi belirtilir.S.N. Ergun “Manzumede gördüğümüz Ahmet Paşa’nın Rum ili Beyler

Beyi Ahmet Paşa olması muhtemeldir. Eğer Lâtifi Tezkeresi’ndeki “KARA OĞLAN” bizim aradığımız “KARA OĞLAN” ise, şu gösterdiğimiz iki vesika da mutlaka K.Oğlan’ın ise bu şairin “Selim” ve “Kanunî” devirlerini idrak ettiğini kabul etmek lâzımdır.” demektedir.

Sana derim sana ey Acem Şahı Üstüne mağribden asker geliyor Tahtını yıkıp ta mülkün almağa Sultan Murad kalkmış kendi geliyor

destanı ile Dördüncü Murad’ın (1622 – 1639) Osmanlı İran savaşları belirtilir ve o yıllarda yaşadığı gösterilir.

İbtida yürüyüş oldu Bağdad’a Sıçradı hendeği geçti Genç Osman Vuruldu bayraktar, kaptı bayrağı İrişti bedene dikti, Genç Osman

* Açıklığa kavuşacaktı.

Page 20: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

20

Genç Osman Destanı’yla – IV. Murat’ın 1639 daki Bağdat kuşatmasiyle ilgili – Kayıkçı Kul Mustafa’nın “Genç Osman” destanına benzer (nazire) yazdığı belirtilir ve o devirde yaşadığı gösterilir.

Şâirin eserlerine XVII. asrın saz şairlerinin manzûmelerini ihtiva eden mecmualarda tesadüf edilmesiyle onun Gevheri ve Âşık Ömer’le çağdaş olduğu belirtilir. Yine: 1707 de ölen Âşık Ömer’in Şâir – Nâme adlı uzun bir destanında kendi devrindeki şâirlerden Karaca Oğlan için:

Öksüz âşık deyişleri aseldir Karaca Oğlan ise eski meseldir Ezgisi çağrılır, keyfe keseldir Biz şair saymayız öyle ozanı

diyen kıskanç ve yergi dolu şiirine bakılarak Karaca Oğlan’ın Âşık Ömer devri şairlerinden olduğu belirtilir.

Ahmet Kutsi Tecer, 1546 yılında tamamlanmış olan Lâtifî Tezkeresi’nde, Nâimî-i Hamîdî’den nakledilen:

Bir olmaz vakte irgürdük zamanı Bilir yok âsmandan rismanı En ehli yek görür mâ’na yüzünden Kar – Oğlan türküsün şâir sözünden Çü söz fehmolmayıp olmasa rağbet Eder lâbüt kemâl ehli ferâğat

manzumesine ve Âşık Ömer’in yukarıdaki dörtlüğüne bakarak Karaca Oğlan’ın (15. , 16.) yüzyıllarda yaşamış olduğunu gösterir.

Kendisiyle olan sohbetlerimizde çalışmaları hakkında bilgi edindiğim sayın A.Saim Emirmahmudoğlu da Cahit Öztelli’nin Konya’da ortaya çıkardığı Akşehir’li Ahmet Hamdi Efendi’nin (1831 – 1911) hatıra defterinde geçen bir şiiri (türkü) ele alarak yaşadığı yüzyıl hakkında:*

“Mâlum ola ki, Karaca Oğlan Varsak karyesinde dünyaya gelip..” denildikten sonra “..babası gibi Sayıl askerliğine tutulacağını anlayıp yirmi dört yaşında Varsak’tan firarla mekânın gaip ederek, encam Maraş’ta Zülgar Oğlu (Zülkadir olacak) Hüsam Beyin himayesinde altı sene teehhül ümidiyle

* A.Saim Emirmaudoğlu, Karaca Oğlan’ın Yaşadığı Yüzyıl, Türk Folklor Araştırmaları, Sayı 334, 335, 336, 337, 338, İst.1977

Page 21: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

21

Ömer KAYA

kalıp, teehhül ümidi münkesir olunca oradan mufarakatla yine geşt-i diyara başlayıp on dokuz sene sonra vatanına gelmişse de fazla barınamayıp elli beş yaşında Tarsus tarikiyle geşt-i diyara derban olduğu…” ve daha sonra “… Karaca Oğlan Engürü, Niğde, Kayseri, Sivas’a geçüp Türkmen aşiretleri meyanında gezüp bir daha dönmediği ve Maraş’ın yeni beğlerinden Ali Beyle Taylan yaylasında buluşup divanın seyir ile bu türküyü söylemekle orada nice eyyam kıldığı.

Seherde uğradım bir âdil hana Dostum sultan olmuş ilin üstüne Divanını gördüm, oldum hayrane Selâmına durdum yolun üstüne Alayları gördüm, çınar dalları Usuldur boyları, mızrak elleri Sim sırma mekerdir yiğit belleri Takılmış hançerler belin üstüne

Bir kulun yok Karaca Oğlan kadar Güzellerin zekâtı borcun öderAşırır sevdamı divane eder Sırmalar giymişler alın üstüne

Karacaoğlan’ın “Dostum Sultan olmuş ilin üstüne” diye “divanını seyir ile” şiir söylediği Maraş’ın yeni Beği Ali Bey kimdir? Hangi tarihte yaşamış ve beğliğin başına geçmiştir? İlin üstüne “sultan” olan, al ve sırmalı giysiler üzerine gümüş ve altın kemerlerine hançerler takılmış alay alay askerleri bulunan bu “âdil Han” kim olabilir? O’na şairin “dostum demesi, ya da diyebilmesi sözgelişi bir rastlantı mı yoksa eskiden tanışıklığın sonucu mudur?.. Osmanlılarda Eyalet valiliklerine hangi rütbe ve ünvanla vali atanırdı? Bunlara “Paşa” mı, “Bey” mi denirdi?..

… Ali Bey’i bazı tarihler Dulgadir Beyliğinin son beyi, bazıları Osmanlı eğemenliğinde Zülkadriye (Dulgadır) Eyaletinin ilk valisi olarak yazarlar…

Akşehir’li Ahmet Hamdi Efendi “Taylan yaylasında buluşup” diyor, “rastlayıp” demiyor. Karaca Oğlan da “Dostum sultan olmuş ilin üstüne” diyor. Şairin “dostum” demesi sözgelişi ve bir rastlantı değildir. Kişi ilk karşılaştığı kimseye, hele bir beyliğin hükümdarına “Dostum” diyemez… Dostluklarının şairin gençlik çağlarına kadar, Ahmet Hamdi Efendinin hatıra defterine göre, “yirmi dört yaşında Varsak’tan firarla mekânın gaip ederek, encam Maraş’ta

Page 22: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

22

Zülgar (Zülgadir) oğlu Hüsam Beyin himayesinde altı sene” kalmış olduğu yıllara kadar uzanması gerekir…

… “Seherde” uğraması da dostluk derecesine varan eski bir tanışıklığı gösterir….

… Karaca Oğlan gibi büyük ve dahî bir ozan, herhangi bir eyalet valisine “Han” denilemeyeceğini bilir. Yine Karaca Oğlan bir eyalet valisinin “İlin üstüne sultan” değil, “Paşa” ya da “Vali Paşa” olacağını da bilir. Görülüyor ki, şairin kullandığı sözcük ve deyimleri bir Osmanlı eyalet valisi ile ilgili olmayıp, Zülkadriye beyliğinin son hükümdarı Şehsüvar Oğlu Ali Bey’le bağlantılıdır.

… Şair çınar dalları gibi gür ve geniş alanlar kaplayan, al ve sırmalı giyim – kuşamlarıyla yiğit bellerinde gümüş ve altın kemerlere hançerler takılmış boyluboslu ve elleri mızraklı alay alay askerleri övüyor ki, bu övgülerle ancak Çaldıran ve Mısır seferlerinde, Turna Dağı zaferinde, Celâlî isyanının bastırılmasında yararlıkları ve başarıları görülen, Yavuz gibi bir padişahın takdir ve güvenini kazanan Şehsuvar Oğlu Ali Bey’in askerleri arasında bağlantı bulmak yakışık almaz mı?..

Böyle olunca, Karaca Oğlan’ın Sultan II. Bayezid (3.5.1481 – 24.4.1512) ve Yavuz Sultan Selim (24.4.1512 – 22.9.1520) devirlerinde yaşadığı ortaya çıktıktan başka Kanunî zamanında da yaşadığı şairin çok ünlü bir semaisi ile kesinlik kazanmaktadır…

Bana kara diyen dilber Gözlerin kara değil mi?

mısralarıyla başlayan semaisinin,

İllerde konup göçerler Lâle sümbülü biçerler Ağalar beyler içerler Kahve de kara değil mi?

dörtlüğü incelendiğinde, Karaca Oğlan’ın Kanunî devrinde de yaşadığı kesinlikle ortaya çıkmaktadır. Şair bu dörtlükte Ağaların ve Beylerin içtiği kahvenin de kara olduğunu söylüyor. Demek ki, bu semâî kahvenin Türkiye’de bilindiği bir zamanda söylenmiştir. Ancak, henüz kahvehanelerin olmadığı, halkın kahveyi içemediği anlaşılıyor. Karacaoğlan “Ağalar beyler içerler”, demekle kahveyi üst tabakanın ileri gelen mutlu kişilerin içebildiklerini anlatmış oluyor. Böyle olunca, kahvenin Türkiye’ye ilk geliş yıllarını belirtmek,

Page 23: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

23

Ömer KAYA

Karaca Oğlan’ın bu semaiyi söylediği yılları belirtmek olur… “Türkiye’ de kahve Kanuni Sultan Süleyman zamanında (1520 – 1566)

öğrenildi. Afrika’da Habeşistan valisi Özdemir Paşa tarafından Yemen yoluyla getirilmiştir ve kısa zamanda her çeşit halk arasında içilmeğe başlanmıştır”

Tarihe dayanan bilgiler “Ağalar beyler içerler” – “Kahve de kara değil mi?” mısralarının söylendiği yılları açıklığa kavuşturmakta, Karaca Oğlan’ın 1543 – 1562 yılları arasında bu mısraları söylemiş olduğunu kesinleştirmektedir.” Demektedir. Sayın A. Saim Emirmahmudoğlu bulduğu yeni bilgi ve belgelerle konuyu aşağıdaki şekilde “kanıtlamaya” devam eder:

“Karaca Oğlan’ın Yavuz ve Kanunî devirlerinde yaşadığını kanıtlayan başka bir koşması da Maraş Folklor Şenlikleri Halk Şairleri Komitesinin araştırma raporlarıyla tesbit edilmiştir.*

“… Karaca Oğlan bir kıtlık senesi köyünü bırakarak Maraş’a gelmiş, Tekke tepesinde Handanoğluları evine bitişik tek katlı, toprak damlı bir evde tek başına yaşamaya başlamıştır. Bu arada, Şazibey medresesi müderrislerinden Çimenîzâde Halil Efendi’nin hizmetine girmiştir. Ozan okuyup yazma bilmediği halde, bir yandan talebeler arasına karışarak müderrisin derslerini ve sohbetlerini izlemek sûretiyle kulaktan dolma kültürünü artırır, bir yandan da eski arasa (buğday pazarı) civarındaki âşıklar tekkesine giderek saz çalar, şiirler söyler, âşık çatışmalarına katılırmış. Bu sıralarda sanatın zirvesine tırmanmaya başlayan Karaca Oğlan’ın ünü ve şiirleri taa uzaklara kadar yayılmaya, ilgi çekmeye başlar. Okur yazar olmayan ozanımızın güzel, olgun ve hikmet dolu şiirleri Müftü Ali Efendi’nin ilgisini çeker. Bir gün Şazi Bey camiinde karşılaştıklarında Müftü Ali Efendi:

- Bre Karaca Oğlan, der. Mektep medresede ders okumamışsın, okuyup yazman yok. O güzel şiirleri sen mi söylersin? Nasıl söylersin?

Karaca Oğlan edeplidir, büyüğünü küçüğünü bilir. Müftü Efendi’ye cevap vermekten haya eder. Ancak oracıkta şu koşmayı söylemeden de edemez.

Her sabah her sabah sabak verirsinEdeb nedir erkân nedir yol nedir?Okuyup da ince dilden bileneKitap nedir, iman nedir kul nedir?

Gittiğimiz yollar din iman yoluEvveli Muhammed âhiri Ali

* Maraş Folklor Şenlikleri Halk Şiirleri Komitesi Araştırma Raporu: VIII ve IX-1970

Page 24: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

24

Üç yüz altmış birdir selvinin dalıDallarında açan iki gül nedir?

Karac’oğlan der ki gezdim de geldim Âlemi deftere yazdım da geldimDeryayı denizi yüzdüm de geldimDerya nedir deniz nedir göl nedir?

Müftü Ali Efendi Karaca Oğlan’ın bu deyişini de pek beğenir:- Berhudar ol, bu sana dâd-ı Hak’tır. İstediğin kadar söyle, istediğin gibi

söyle Karaca Oğlan, der.Müftü Ali Efendi Hoca, Yavuz zamanında ilk Osmanlı Müftüsü olarak

Maraş’a gelmiş, görevini Yavuz’dan sonra Kanunî zamanında da sürdürmüştür. Böyle olunca, derlemeye dayanan yukarıdaki karşılaşma doğrudur ve Karaca Oğlan’ın Yavuz, Kanunî devirlerinde yaşadığını kanıtlamaktadır.

O halde belgelerin ve tarih olaylarının ışığında Karaca Oğlan’ın kendi şiirleriyle, ozanımızın XV. yüzyılın son yarısı ile XVI. yüzyılın ilk yarısında yaşamış olduğu ortaya çıkıyor” der.

Akşehirli Ahmed Hamdi Efendi’ye ait hatıra defteri, ilk bakışta, Karacaoğlan hakkında topluca ve doğrudan doğruya bilgi veren bir belge niteliği taşıyor. Ne var ki, verilen bilgilerin doğruluk derecesini kestirmek oldukça güç. Şu kadarını söyleyelim ki, Ahmet Hamdi Efendi’nin tesbit ettiği üç şiirden ikisi, başka kaynaklarda da vardır ve onlarla karşılaştırılınca, yapılan tesbitin yetersizliği belli oluyor. Üçüncü şiir ise, ilk defa yayınlanıyor ve on hecelidir. Bilindiği gibi ne Karacaoğlan’da ne de başka halk şairlerinde bazı mısralar dışında, baştan sona kadar on heceli şiire kolay kolay rastlanmaz. Kaldi ki, bu şiiri, ufak tefek ilâvelerle on bir heceye çıkarmak ta mümkündür.

Defterden öğrendiğimize göre, Ahmet Hamdi Efendi 1876 yılında Karacaoğlan’ın köyüne (Varsak’a) gitmiş. Söylendiği gibi, şairimiz 17. yüzyılda yaşamış kabûl edilirse, aradaki fark yine iki yüzyıla yakın. Bu durumda, Ahmet Hamdi Efendi’nin tesbitleri, bir takım söylentilere dayanıyor demektir. Nitekim, şairimizin doğum ve ölüm tarihleriyle ilgili olarak bu defterden elde edilen tutamaklar, öteki söylentilere uymuyor ve tartışmaya elverişlidir.” dedikten sonra, Cahit Öztelli ve M. Fuat Köprülü’den faydalanarak aktarmaya çalıştığı bu konuyu aşağıdaki şekilde noktalar.

Bundan sonraki araştırmaların gün ışığına çıkaracağı bilgiler, Ahmet Hamdi Efendi’nin tesbitlerini doğruladığı ölçüde, bu belgenin kazanacağı önem ve değer artacaktır.*

* Mustafa Necati Karaer, a.g.e, s. 20-21

Page 25: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

25

Ömer KAYA

Yukarıda eserlerini kaynak olarak belirttiğim kişilerdenden Ord. Prof. Dr. M. Fuad Köprülü, Saadettin Nüzhet Ergun ve “Netice olarak XVII. yüzyıl içinde oldukça uzun bir ömür süren Karacaoğlan, yabancı tesirlerden uzak, mahallî renkleri bütün güzelliği ile aksettiren kuvvetli bir şairdir”* diyen Cahit Öztelli (15. 16.) yüzyılı kabul etmeyip XVII. yüzyılda karar kılarlar. M. Necati Karaer, “şu hale göre Karacaoğlan’a , 16. yüzyıl şairleri arasında yer vermek gerekiyor”** diyerek diğerlerinden ayrılır ve 16. yüzyılı benimser. Ahmet Kabaklı ise yukarıda adı geçen eserinde:

“Karaca Oğlan’ın yaşadığı asır üzerine yapılan tartışmalar ve ileri sürülen tahminler birbirine o kadar aykırıdır ki, biz, bu büyük şairi herhangi bir yüzyılın halk şairleri arasına katmaktan sakındık. Sadece onun 17. yüzyılın ilk üç çeyreğinde yaşadığını iddia edenlerle, 15. yüzyılda yaşadığını söyleyenlerin ortaya koydukları yorum ve delilleri vereceğiz. Yeni aydınlık belgeler ele geçinceye kadar bekleyeceğiz”*** demektir.

2- Yaşadığı Yer:Karaca Oğlan’ın doğum tarihi ve dolayısıyla yaşadığı yüzyıl hala

bilinememektedir. Fakat, daha sonra üzerinde genişçe duracağımız üzere yaşadığı çevreyi gayet iyi biliyoruz.

Maraş’tan ötesi uzak bir yoldur Tatar deresinde dizginin kaldırÖğle namazını Göğsün’de kıldır.Bu gece Göğsün’de yatalım atım İyi derler Elbistan’ın ovasınYaz getirir ılık ılık havasınKoca Binboğa’da şahin yuvasın Gece Binboğa’da yatalım atım

Gün doğanda Gündüzlü’nün başınaAkdağ derler duman çöker başına Göğdeli’de Sünbüllü’nün peşineKabaktepe derler şarın var dağlar

* Cahit Öztelli, Karaca Oğlan, Hayatı, Sanatı Şiirleri, s. 8, II. baskı, Varlık yayınları, sayı:175** M.Necati Karaer, a.g.e. s.23*** Ahmet Kabaklı, Türk Edebiyatı, C.II, S. 430, İstanbul-1968

Page 26: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

26

Akkale’den uğradın mı Çınar’aKon Kazanpınar’da zülfünü taraŞimdi kömür gözlüm Konur Dağı’naDüzülmüş çığları teli yavrunun

Karac’oğlan der ki Ergene köyüBeşdeli’den akar Haleb’in suyuTilbaşar ilinde şol Ekiz KuyuEdepli erkânlı yolu görünür

gibi bazan kendi çevresi ve gezdiği yerler hakkında ayrıntılara varan bilgiler vermektedir. Bütün bunlara bakarak onun güney Anadolu bölgesinde yaşadığını söyleyebiliriz. O üslubuyla, menkıbeleriyle bu bölgenin insanıdır ve hala yaşamaktadır. Karaca Oğlan geleneği zamanımıza kadar nasıl gelmişse öylece devam edecek ve yaşayacaktır.

“Karaca Oğlan’ın güney Anadolu’da başlayan şöhretinin, zamanla doğuya ve batıya yayıldığı, buralardan da Azerbaycan, Kırım ve Trakya’ya ulaştığı anlaşılmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, sadece ünü değil kendisi de, Anadolu’nun pek çok ve Osmanlı Ülkesi’nin bazı yerlerini dolaşmıştır”*

Bu konuya ileride ayrıntılı bir şekilde tekrar yer verilecek.

3- Doğduğu yer:Karaca Oğlan’ın yaşadığı yer ne kadar genişse, eldeki bilgilere göre

doğduğu yer de o kadar çoktur. Bunları şöylece sıralayabiliriz:a. Farsak: Bahçe kazasının (bulanık – bulanıkbahçe) Haruniye bucağına

bağlı Varsak** köyünde yaşayan Sail Oğulları ailesine mensup olduğu belirtilir. Aşağıdaki manzume delil olarak gösterilir.

Kozan Dağı’ından neslimiz Arı Türkmendir aslımız Varsak’tır durak yerimiz Gurbet ilde yâr eğler bizi

* M.Necati Karaer, a.g.e. s s. 14** Köprülü’de “Farsak” olarak geçer.

Page 27: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

27

Ömer KAYA

Başka bir manzumede:

Karaca Oğlan der, ciğerim dağlı Yerim belli, derler Sayıl Oğlu Divane gönül dilbere bağlı Gam ve kasavete aldırma beni

b. Zivad Köyü: Maraş civarında Zivad Köyünden olduğu söylenir.c. Gökçe (Gökçeli) Köyü: Kozan’a bağlı Feke kazasının Gökçe köyünden

olduğu iddia edilir.d. Zobular Köyü: Kilis’in Musabeyli bucağının Zobular köyünde veya

Gökçeli’de doğduğuna dair söylentiler vardır.e. Belgrad: W.Radlof ’un iddiasına göre, şairimiz Belgrad’lı olup, asıl adı

Simayil’dir.*

f. Kozan:g. Binboğa: “Binboğa’dır benim ilim”h. Erzurum: “Erzurum’dur benim ilim”i. Bulgar Dağı: “Bulgar Dağıdır yaylamız ‘’j. Mamalı: “Mamalı’da ben bir Rıdvan oğluyum”mısrasına dayanılarak Kırşehir’in Mecidiye ilçesinin Mamalı köyünden

olduğu iddia edilir.k. Maraş Maraş illerine giden kervancı Selâm söyle bizim il’e, obaya Eğlen Allah’ı seversen seyrancı Uğran Pazarcık’a Salmanbaba’ya

Barak Türkmenleri Karaca Oğlan’ı kendi aşiretlerine mensup olduğunu iddia ederken Çavuşlu Türkmenleri de aynı iddiayı ileri sürmektedir. Böyle paylaşılamayan bir şairin milleti önünde değeri ne kadar büyükse, şairini paylaşamayan bu milletin de kadri ve kıymeti o kadar yücedir. Çünkü

* S. Nüzhet Ergun, Karaca Oğlan, s.12 İstanbul 1971

Page 28: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

28

sevdiğini gönülden sever bir daha unutmaz.

4- Öldüğü Yer:Karaca Oğlan’ın nerede doğup, ne zaman yaşadığı ve öldüğü belli olmadığı

gibi mezar yeri de hala belli değildir. Anadolu insanı bu, her bölgesiyle sarılmış sahip çıkmış, kendinden saymış ve kendine örnek edinmiştir. Halen şahidi olduğumuz âşıklar gecesi, âşıklar bayramı gibi geleneklerimiz Karaca Oğlan ve benzerlerinin yüzyıllar önce ektiği yeşeren tohumlardır.

a. İçel’in Mut ilçesinin Çukur köyü:Karaca Oğlan’ın mezarı İçel’in Mut ilçesinin Çukur köyünde bir tepe

üzerindedir. Bu tepeye halk Karaca Oğlan tepesi demektedir. Üzerinde birkaç eski ev temeli, bir su sarnıcı ile harap bir mezar vardır. Bu tepenin karşısındaki başka bir tepeye de Karacakız Tepesi denilmektedir. Karacakız ile şairimiz arasında bir aşk serüveni varmış. Karaca Oğlan’ın mezarının bulunduğu tepede, şairin içinde oturduğu ve ölümünde orada bir cöngü kaldığı söylenen bir de mağara vardır. Bu tepeler ve çevresi ardıçlı, çamlı bir yer olup, pek iç açıcıdır. Karaca Oğlan kışları burada oturur, yaz gelince yaylalara çıkar, diyar diyar gezermiş.*

b. Tarsus Eshab-ı Kehf Mağarası:Söylentilerden biri de, Tarsus’taki Ashabı-ı Kehf mağarasına girip bir

daha çıkmadığı, yani intihar ettiğidir. Bu mağara gezilirse, öyle intihara uygun, bir yer olmadığı anlaşılır. Bu söylenti onun, ölümünde sonra Türkmen aşiretleri arasında ermiş bir kişilik kazandığını göstermektedir.**

c. Erzurum:A. Adnan Saygun, şairimizin Erzurum’un Oltu ilçesinin Penek köyünde

öldüğünü ve mezarının Zemzem Dağı’ndaki Yasamal Yaylası’nda bulunduğu ileri sürer.***

d. Maraş: Akşehirli A. Hamdi Efendi ise, hatıra defterinde Karaca Oğlan hakkında

aşağıdaki kayıtlara yer verir:“Ve nice Türkmen aşiretleri meyanlarında gezüp Maraş civarında Cesel

Yaylasında doksan altı yaşında iken vefat eyleyüp vasiyeti üzerine tenha bir pınar başına defn olunup sazı çürüyünceye kadar baş ucunda ağaçta asılı durduğu tevatüren mervidir. Karaca Oğlan kendisi karayağız, seyrek sakallı, şuh meşrep, uzunca boylu levent bir adam imiş. Mevlâ rahmet eyleye, âmin. 1292”

* Cahit Öztelli, Karaca Oğlan, Bütün Şiirleri, s.XV, İst.–1970** Cahit Öztelli, a.g.e. s. XV*** M. Necati Karaer, a.g.e. s.40

Page 29: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

29

Ömer KAYA

A.S. Emirmahmutoğlu “Harmancık Köyünde (Pazarcık) K. Oğlan’a ait olduğu söylenilen bir mezar tesbit ettim” dedi ve resimlerini bana lütfetti.

5. Sonuç:S. Nüzhet Ergun, “Karaca Oğlan’ın vatan-ı asliyesini şiirlerinde

zikrettiği muhakkaktır, fakat bir çok vilâyetlerdeki halk bu büyük saz şairini kendi muhitlerinde yetişmiş olarak göstermeyi şeref addettiklerinden bu deyişlerdeki memleket ismini de değiştirmişler ve ortada hiçbir vech (yön)le kabul edilemeyecek tezatlar hasıl olmuştur. Meselâ”* yukarıda örnek olarak geçtiği üzere:

Hakirciği aşk odına dağlıyım Mamalı’da ben bir Rıdvan Oğlu’yum, Binboğa’dır benim ilim ve yine :

Erzurum’dur benim ilim mısraları bunun en bariz (açık) misalleridir.Bu itibarladır ki, Karaca Oğlan’ın nerede doğduğunu ve ne vakit

yaşadığını kat’i bir sûrette isbat etmek hayli müşküldür. Halkın ağzında dolaşan rivayetlere itimat caiz değildir.”

Aynı kanaata varan M. Fuad Köprülü: “İşte rivayetlerin bu kararsızlığı ve müsbet bir vesikanın elde bulunmaması

sebebiyle, şairimizin doğduğu yeri tesbitten vazgeçmek icap ediyor. Fakat, buna mukabil, bir taraftan yerli ananeler, diğer taraftan, ona isnad edilen manzumelerde sık sık geçen ve şâirimizin içinde yaşadığı tabiî ve ictimaî muhîti gösteren kayıtlar, tasvirler mecazlar, onun herhalde Anadolu’nun göçebe aşiret ananelerine yabancı olmayan ve Arap Çölleriyle de münasebeti bulunan cenup (güney) vilâyetlerinden yetişmiş olduğunu açıktan açığa meydana koymaktadır: Maraş, Elbistan, Ayintap (Gaziantep), İçel, Beylan, Münbüç, Göksun Deresi, Gavur Dağı, Gündeş Ovası, Afşar Beyleri ve yine bu sahalara âid daha bir çok isimler buna açık bir delildir.” demektir.**

* S. Nüzhet Ergun, a.g.e.,s.4** Ord. Prof. Dr. M. Fuad Köprülü, Türk Saz Şairleri (Türk Edebiyatında Âşık tarzının menşe ve tekâmülü XVII. Asır Saz Şairleri), s. 319-320, Ankara – 1962Sırası gelmişken şu hatırayı eklemek gerektiğine inanıyorum. 9 Temmuz 1985

Page 30: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

30

Başından beri ele aldığımız görüşlerin ışığı altında nihayet şunu söyleyebiliriz ki, o da, elde müsbet bir delilin bulunmayışı pek tabii olarak araştırmacıları değişik kanaatlara yöneltmektedir; araya katkıntı manzumelerin de girişi ile iş büsbütün çığırından çıkmaktadır. Kat’i bir delil ortaya çıkıncaya kadar:

Tekke şâirinin irfan nurunu gönül ehline sunduğu tekke, zaviye… namındaki dükkânları yerine, onların dağları, dağ koyakları, yaylaları, su başları, dere boyları… nihayet bir ardıç gölgesi vardır. Bunların her birinde onların hatırası ve bu hatıraya nisbetle her birinin de onlarda hakkı vardır. Onun içindir ki, her bölge, ancak hakkını talep etmektedir; bu tescil olunmamış özel hatıraları yâd ile hakkını talep edecek olan daha kimbilir nereler çıkacaktır. Sevgiyi bilmek ve paylaşabilmek onların şiarıdır; Bundan ötürü bu şereften pay almak da tabii haklarıdır.

tarihinde Kayseri Şeker Fabrikası misafirhanesinde Yrd. Doç. Dr. Yalçın Özalp, Hasan Hüseyin Yılmaz’la birlikte kaldığımız gece, sohbet sırasında sayın Prof. Dr. Faruk Sümer, “Yabanlu Pazarı’ndan sonra sıranın Köroğlu’na geleceğini söyledi.” Köroğlu Bolu’da yıllar önce ölmesine rağmen, Anadolu’nun bilhassa Antep ve Maraş olmak üzere pek çok köşesinde hala yaşamaktadır. Sözünden sonra, Köroğlu ile ilgili iki hatıramı anlatınca “Ömer Hoca, bunu mutlaka bana yaz gönder; ilk derlemeyi senden yapmış olacağım. Hafızama yer eden bazı bilgiler var, bunlar da işime yarayacaktır. Köroğlu mutlaka araştırılması ve yazılması gereken, yorumlanması elzem olan bir yiğittir” dedi. Ben de Karaca Oğlan üzerinde çalıştığımı söyledim. Yıllar önce bitmesine rağmen yine de boş durmadığımı anlattım. Edebiyat tarihinin bu bölümünde bir diyeceği olup olmadığını sordum. Memleketinin o dönemin sınırlarıyla Maraş olması akla daha yatkın geliyor, dediğimde evet evet, Karaca Oğlan Maraş’lıdır” dedi. Bunun üzerine, sizin sözleriniz olarak bunu not halinde yazabilir miyim, dediğim zaman “hayır, hayır!” diye cevap verdi. Onu tanıdığım için ısrar etmedim. Mutlaka bir hikmeti vardır diyerek konuyu değiştirdim ve sebebini de sormadım. O istediği yazıyı “Bir Umut Hatıra Köroğlu” başlığı altında hazırlayıp sayın hocamın adresine gönderdim.

Page 31: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

31

Ömer KAYA

KÖY VE OYMAK ŞÂİRLERİ VE KARACA OĞLAN

Umumi bölümlemeye Ahmet Kabaklı da bağlı olarak âşık yetiştiren kaynakları üçe ayırır:

a) Köy ve Oymaklar b) Asker Ocaklarıc) Kasaba ve Şehirlerve devamla “Köy ve Oymak Şâirleri için: “Köylerden ve göçebe aşiretler arasından çıkmış olan bu şâirler, ta Orta

Asya’dan tanıdığımız “ozan, baksı, kam, oyun” gibi adlarla anılan şâirler geleneğini devam ettirirler.”

“Bu âşıklar, halk şiirimizin en kaynakçıl örneklerini vermişlerdir, çünkü hiçbir okul kültürüne bağlı olmaksızın sırf gelenekten yetişmişlerdir. Bunlar arasında okuma yazma bilmeyenler çoktur. Bu yüzden divan şiirine özenmez ve “kalem şâirleri” ile hiçbir bağıntı kuramazlar. Bazı şiirlerinde mecaz yönünden divan şairlerinin etkileri sezilse bile bu sadece kulaktan işitilmiş, kuşaktan kuşağa geçerek şairin irfanına karışmış ortak motiflerdir.”

“Bu âşıklar da elbet, seyahat etmiş, şehir ve dünya görmüş, yepyeni insan ve çevreler tanımışlardır. Ama gurbet denen âleme pek ısınamadıklarını belli ederler. Köy ve obalarının her şeyine bağlı kalmışlardır.”

“Bu saydığımız nitelikte olan şâirler, daha çok doğu ve güney doğu bölgelerinden çıkmışlardır. En büyük temsilcileri KARACA OĞLAN’dır.”*

Nihayet Fuad Köprülü de Karaca Oğlan için: “Karaca Oğlan, sair birçok saz şairleri gibi – eski ozanla mutasavvıf tekke

şairinin ve klasik şâirin muhtelif karakterlerini şahsında birleştirmeğe çalışan – muhtelif cepheli bir şehir şâiri değildir. O, tabiatle ve milli an’aneleriyle başbaşa yaşayan bir köy, bir aşiret şairi, bir halk şairi, bir ozandır. Mecazlarının bütün unsurlarını muhitten ve tabiattan alır…”** demekle o büyük şairimizin yerini belirtmiş olur.

* Ahmet Kabaklı, Türk Edebiyatı, C.II. , S. 421, Türkiye Yayınevi, İstanbul – 1968** Ord. Prof: Dr. M. Fuad Köprülü, a.g.e.s. 329

Page 32: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

32

KARACA OĞLAN’DA YER VE KİŞİ ADLARI

Karaca Oğlan’da yer ve kişi adları “bizzat görülen veya adı geçen” şeklinde iki türlü mütalaa edilmiştir. Bizzat görülen veya adı geçen kişi veya yer adları bölümünde, şairin ifadelerinden yola çıkarak anladığımız kadarıyla böyle bir ayırıma gidilmiştir. Temkin dolayısiyle yol güzergâhlarına ve ifade kudretine dikkat edilmiştir. Bütün bunlara rağmen yine de görmediği halde görmüş gibi hakkında şiir söylediği bir dağ, yayla, bel, geçit, köprü, çeşme, kuyu… olabilir. Aslında bu 300 yıllık Karacaoğlan hayatı için düşünülecek olursa, bilhassa adları geçen yerlerin pek çoğunu görmemiş olması akla pek uygun gelmez. Ama bunun yanısıra ifade tarzı da hesaba katılarak yorumlanabilecek öyle yerler veya kişiler vardır ki, Çin…; Hz. Ali… gibi yer ve kişileri görmesi haliyle düşünülemez. Ama Anadolu’da veya sınır ülkelerde bir yerleri veya birilerini görebilmesi mümkündür.

Mademki kesin hatlarıyla belirleyemediğimiz bir Karaca Oğlan ile karşı karşıyayız, öyleyse 17. yüzyıldan geriye doğru yaklaşık 300 yılı kapsayan bir tarih içinde yaşayan aynı addaki insanları da yine birinci çerçeve içinde mütalaa etmemiz gerekmektedir. Bu ifadeden sonra adı geçen ana başlık altında mütalaa etmemiz gerekmektedir. Bu ifadeden sonra adı geçen ana başlık altında şu konulara yer verilmiştir:

1.Bizzat görülen veya adı geçen şehir-il-köy adları 2. Bizzat görülen veya adı geçen şehir il (bölge, ova, yazı) adları3. Bizzat görülen veya adı geçen şehir dağ adları4. Bizzat görülen veya adı geçen şehir yayla adları5. Bizzat görülen veya adı geçen şehir bel adları6. Bizzat görülen veya adı geçen şehir geçit, gedik, dere adları7. Bizzat görülen veya adı geçen şehir yol adları8. Bizzat görülen veya adı geçen şehir köprü adları9. Bizzat görülen veya adı geçen şehir kale (veya kule) adları10. Bizzat görülen veya adı geçen şehir kaynak, kuyu adları11. Bizzat görülen veya adı geçen şehir çeşme, pınar, oluk adları12. Bizzat görülen veya adı geçen şehir nehir, ırmak, çay, dere adları13. Bizzat görülen veya adı geçen şehir göl adları14. Bizzat görülen veya adı geçen şehir boy, oymak, soy, aşiret adları15 Bizzat görülen veya adı geçen şehir kişiler

Page 33: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

33

Ömer KAYA

1. BİZZAT GÖRÜLEN VEYA ADI GEÇEN ŞEHİR-İL-KÖY ADLARI*

A. Bizzat Görülenler:1.Adana: Adana, İlbeyli, Göksun, Tekir’i Acap gezsem mavi donlum var m’ola2.Adıyaman: (Bkz. Hısnımansur)3.Akkale: ……………………………….. Akkale’den aşar yolu yavrumun

Akkale’den uğradın mı Çınar’a ……………………………….. Düzülmüş çığları teli yavrunun 4.Antalya: Antalya’nın şarın gördüm5.Antep (Gaziantep): ……………………………….. Şu Antep ilinde serv-i zamana Orda eser bâd-ı saba yelleri 6.Arkık: (Antep Çevresinde) Arkık’ta uğradım bir güzel kıza Terlemiş yanağı ballı görünür7.Bakıda: (Antep Çevresinde) Bakıda’dan indik kol kola düze ……………………………….. Terlemiş yanağı ballı görünür8.Bayra: (Maraş çevresi)9.Bertiz: (Maraş çevresi) Bayra’dan Bertiz’den Konur dağını Göğsün güzel derler, ilin var dağlar ……………………………………. Senin bahşışını Bertizli versin Ol Bertiz’in halini de bilin mi

* Konularla ilgili örnek-şiir-ler verilirken kıt’anın (dörtlüğün) son mısraı da beraberinde verildi ki, dörtlüklerin son mısraının kafiyesine göre dizilen şiir kitaplarında aranan her şiiri bulmak kolay olacaktır. Kafiyesi hatırlanan her parçanın, son harfine göre bütünü de kolayca bulunacaktır.

Page 34: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

34

10.Bor: Çıktım seyreyledim Niğde’yi Bor’u ……………………………………. Acap gezzem mavi donlum var m’ola11.Bursa: Şu benim mekânım şu benim yollarım Aradım yuvayı Bursa’da buldum Güzeller çok imiş, eğlendim kaldım Kokar menevşesi, gülü Bursa’nın12.Çınar: Akkale’den uğradın mı Çınar’a ………………………………..13.Çinçin: Sabahtan kalkar da Çinçin’i geçer ………………………………….. Göğsünde çalpanır gülü yavrunun14.Diyarbekir (Diyarbakır): Diyarbekir, Afşar benim tımarım Bölge bölge timarlarım kal, demiş …………………………………. Ne İstanbul koydum ne Diyarbekir Acap sevdiğimin eşi var m’ola ……………………………….. Otuz iki sancak Diyarbekir’i Acap gezsem mavi donlum var m’ola ……………………………… Ne İstanbul gerek, ne Diyarbekir Sılam seni terk edeyim bir zaman15.Eğri Kol: ………………………………….. Eğri Kol’a varam, yedirem atım Gece Eğri Kol’da yatalım atım16.Elbistan: Eyi derler Elbistan’ın ovasın Yaz getirir ılık ılık havasın Koca Binboğa’da şahin yuvasın Gece Binboğa’da yatalım atım17.Emirler: ……………………………….. Emirler’den bir kız indi pınara ………………………………..

Page 35: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

35

Ömer KAYA

Böyle güzel m’olur köylü kızında Emirler’den bir kız indi pınara 18. Engürü (Ankara): ………………………………… Güzeller durağı Tokat Engürü

Acap gezsem mavi donlum var m’ola19.Eymirli: ……………………………………….. Eymirli’den bir kız geldi pınara20.Firengistan: İndim seyran ettim Firengistanı İlleri var bizim ile benzemez

21.Göbeli: Göbeli’de bir dilbere düş oldum ………………………………… Ben âşıkım, ateş olur, yan olur 22.Göğdeli: Gün doğar da Gündüzlü’nün başına Göğdeli’de Sünbüllü’nün peşine …………………………………….. Kabak Tepe derler, şarın var dağlar23.Göğsün (Göksun):

………………………………

Yükletmiş yükünü Göksun’a çıkar Göğsünde çalpanır gülü yavrunun ………………………………….. Bayra’dan Bertiz’den Konur Dağı’nı Göğsün güzel derler, ilin var dağlar

Göğsün’dür yaylanın hasın …………………………… Katarlanmış ilin gördüm

Adana, İlbeyli, Göğsün, Tekir’i ……………………………….. Acap gezzem mavi donlum var m’ola

Page 36: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

36

……………………………………….. Öğle namazını Göğsün’de kıldır Bu gece Göğsün’de yatalım atım 24.Gürün: ………………………………….. İçel’den Antep’ten, Gürün’den beri Acap gezzem mavi donlum var m’ola25.Halep: Beş Deli’den akar Haleb’in suyu ………………………………… Edepli, erkânlı yolu görünür

Halep, Trabulus, Koca Mısır’ı Acap gezsem mavi donlum var m’ola26.Hama: Hama’nın Humus’un telli turnası Turna yârin selâm saldı, gel, diye

Çıktım Kırklar Dağı’n seyran eyledim Sallanarak gider yolu Hama’nın Yel vurdukça dertli dolap iniler Burcu burcu kokar gülü Hama’nın

Kalem kaşlı güzelleri Hama’nın27.Hısnımansur (Adıyaman): Hısnımansur derler, ol Adıyaman Oradan şindik geçti güzelleri28.Humus (bkz. Hama): 29.İçel (bkz. Gürün): 30.İlbeyli (bkz. Göğsün): 31.İstanbul:Ne İstanbul koydum, ne Diyarbekir Acap sevdiğimin eşi var m’ola

Gidip İstanbul’dan ferman getirdim Herkesin sevdiği verilsin deyi

Page 37: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

37

Ömer KAYA

32.Karaman: Medhederler Karaman’ın ilini ……………………………… Lâle, sünbül bürüsün de gidelim

Karaman’dan nazlı yârim Konya’dan ……………………………………… Leblerime yoldaş yap yanakların

Kayseri’den Karaman’dan, Konya’dan Acap sevdiğim eşi var m’ola Kayseri’den, Karaman’dan, Konya’dan Acap gezsem mavi donlum var m’ola33.Kargıcak: Kargıcak’ta bir güzele uğradım ……………………………….. Aşkı düştü yüreğime yakıyor34.Kayseri (bkz. Karaman): 35.Kefendiz: Ağyar ırak derler Kefendiz yakın Gece Eğri Kol’ada yatalım atım

Kefendiz’de Börklü Dede Onun acap sırrın gördüm36.Kırıkhan: Kırıkhan’dan yüklediler göçünü ………………………………… Bizim elden bir tomurcuk gül gitti37.Koçhisar: Koçhisar’dan, Hasan Dağı’n ardından Acap gezsem mavi donlum var m’ola38.Konya (bkz. Karaman): Konya derler koç yiğitler yatağı Bitmeyince gönül yârdan ayrılmaz39.Mamalı: Mamalı’da ben bir Rıdvan oğluyum Kaplan postu geydiklerim kal, demiş40.Maraş (bkz. Elbistan): Tunus, Tırabulus, Koca Maraş’da Reyhan’ın içinde birdir bu gelin

Page 38: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

38

Ahır Dağı’ndan da gör Maraş bağını ……………………………………. Göğsün güzel derler, ilin var dağlar

Uyuma hey deli gönül uyuma Yahyalı’dan aşan evler görünür Sıvamış kolların, hep samur geymiş Maraş’ın arkası dağlar görünür.

Uğradım koca Maraş’a Bedestenin şarın gördüm41.Mardin: Mardin’den de Karac’oğlan Mardin’den …………………………………….. Acap gezzem mavi donlum var m’ola

Karac’oğlan der ki, yolum Mardin’de Kaldım karlı şu dağların ardında ……………………………………… Yıldız durur yerinde Demir Kazıktır42.Melek Köy: Bakıda’dan indik kol kola düze Melek Köy gark olmuş güle, nergiz’e Arkık’ta uğradım bir güzel kıza Terlemiş yanağı ballı görünür43.Niğde (bkz. Bor): 44.Öğrek: Atım Öğrek’te dokudum çulunu ………………………………… Bu gece Öğrek’te yatalım atım45.Pınarbaşı (Bursa): Hak nazar eylesin Pınarbaşı’na Cevahir yağar toprağına taşına Ulu Camilerde kandil başına Altın fener yanar, mumu Bursa’nın

Page 39: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

39

Ömer KAYA

46.Pınarbaşı (Kayseri): …………………………………… Saman ırmağından, Pınarbaşı’ndan Geçemem, artıyor figanım dağlar47.Rakka: Rakka’dan beriye gelen gaziler Sual etmen bana nerden gelirim Tutmuşum yükümü lâl-ü güherden Şâm-ı Şerif derler şardan gelirim48.Rasaf (Gaziantep): Rasaf söker benim göğsüm yarası ………………………………….. Eğdirmiş başlığın telli görünür49.Reşvan: KARAC’OĞLAN muradına erersen İnelim Reşvan’a güzel ararsan Bu bahtı karanın derdin sorarsan Bir yâr için vatanından düşkündür50.Reyhan: …………………………………….. Reyhan’ın içinde birdir bu gelin51.Sargın: Sargın’ın güzeli salınır barı ……………………………. Oradan Antep ili görünür52.Sencan (Kayseri): Sencan Karyesinde gördüm bir güzel ……………………………………… Açılmadık dilceğizi bağlıdır53.Somat …………………………………….. ……………………………………..54.Suboğaz Köyü: Suboğaz Köyü’nden ettik bir sökün …………………………….... Çok olur onların gonca gülleri55.Sultan Pazarı: Sultan Pazarı’nda mîrîden aldım Üç beş sene güzellerin bacını

Page 40: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

40

56.Sünbülü (bkz. Göğdeli): 57.Şam: Dolandım geldim ben Rum ile Şam’ı Şimdi söyleyecek dilin kalmamış

Bitti m’ola, Şam ilinin hurması Turna, yârin selâm saldı, gel diye58.Tecnis: Ben su istedim, o sofra gönderdi Tecnis’te bir Arap güzeli gördüm59.Tercüman: Pervaz vurup Tercüman’ı geçersin ………………………………….. Gönül sana mekân bulduramadım60.Tekir (bkz. Adana): 61.Tokat (bkz. Engürü - Ankara): 62.Turgut İli: …………………… ……………………63.Van: Karac’oğlan eydür, Van’da gemimiz Süremedik devran ile demimiz Kal diye limandan gitmez gemimiz Limansız gitmeğe kadir değilim64.Yahyalı (Maraş Yöresi): Yahyalı’dan aşan evler görünür Yel vurur, yaprağı parlar görünür

B. Sadece Adı Geçenler:1.Acem (bkz. Gürcistan): Sade kaşlarıyla gözleri değer Acem Ülkesi’nin taht-u tacını 2.Aden İskelesi: Aden İskelesi sizin çölünüz Ordan öte uçar gider leylekler3.Buhara (bkz. Gürcistan): 4.Çin: Hindistan’da, Çin’de, Maçin, Yemen’de Acap sevdiğimin eşi var m’ola

Page 41: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

41

Ömer KAYA

5.Gürcistan: Varın bakın Gürcistan’ın iline Acem, Buhara’da birdir bu gelin6. Hindistan (bkz. Çin): 7. Kürtte, Hindistan’da, Çin’de, Yemen de Acap gezsem mavi donlum var m’ola8. Maçin (bkz. Çin): 9. Mısır: Halep, Tırabulus, koca Mısır’ı Acap gezsem mavi donlum var m’ola 10. Tırablus (bkz. Mısır): Tunus, Tırabulus, koca Maraş’da Reyhan’ın içinde birdir bu gelin11. Tunus (bkz. Trablus): 12. Yemen (bkz. Çin-Hindistan): Kısmetin var ise gelir Yemen’den Kısmetin yoğ ise ne gelir elden ……………………………….. Hiç yazılan yazı karalanır mı2. BİZZAT GÖRÜLEN VEYA ADI GEÇEN İL (BÖLGE-OVA-

YAZI) ADLARI

1. Afşar İli Diyarbekir, Afşar benim tımarım Bölge bölge tımarlarım kal, demiş2. Altın Oluk Pınarbaşı: Karac’oğlan der, bu yer neresi

Altın oluk Pınarbaşı Süresi …………………………… Böyle selvi endam akla ziyandır3. Antep İlleri: Yürü bire yürü Antep illeri ………………………… Gelinler karışmış kız inen gelir

Gönül arzuluyor Antep ili’ni …………………………… Coşar Balık Suyu, seli görünür

Page 42: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

42

Şu Antep ilinde serv-i sabâ yelleri Orda eser bâd-ı sabâ yelleri

Bu gün konak yeri Nafak Pınarı Oradan Antep ili görün4. Araban İli: Araban İli’nden bir çiçek sokun Çok olur onların gonca gülleri

Irak derler Araban’ın İli’ni Köprüsü yok geçemezsin selini ………………………………. Lâle sünbül bürüsün de gidelim5. Balkaman: Kalk gidelim Balkaman’dan yukarı Yiğit gezmeyince adam olamaz6. Beş Deli: Beş Deli’den akar Haleb’in suyu ………………………………. Edepli, erkânlı yolu görünür7. Beyler Çınarı: Sana derim sana, Beyler Çınarı Ne taraftan ince belli yâr gitti8. Bilâl Özü: Bir çiçek açıldı Bilâl Özü’ne ……………………………. Zülüf müdür, perçem midir, tel midir9. Çakal Yazısı: Çakal derler bir incecik yazı var Ondan öte uçar gider leylekler10. Çamurlu (Maraş Çevresinde):

Yarın Çamurlu’ya yüz ordu konar Başı pare pare karlar görünür11. Çukurova: Çukurova bayramlığın giyerken ………………………………. Cennet dense sana yakışır dağlar

Page 43: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

43

Ömer KAYA

Yandı Çukurova yandı Eli bazlı beyler indi Tutu uçtu, kumru kondu Akçadeniz Gölü’n gördüm12. Diyarbekir (bkz. Afşar): 13. Ekbez: Ekbez’de batak olmuştur durulmaz …………………………………. Irgalar saç bağı beli yavrunun14. Elbistan Ovası: Eyi derler Elbistan’ın Ovasın Yaz getirir ılık ılık havasın Koca Binboğa’da şahin yuvasın Gece Binboğa’da yatalım atım15. Engizek: Ahır Dağı’ndan gör Maraş Bağ ını Engirek’te derler ilin çoğunu* ……………………………… Göğsün güzel derler, ilin var dağlar16.Gündeşli Ovası: Gene göründü Gündeşli Ovası Hanı sana konan akça melekler …………………………….. Göremezsem bu dert beni helekler17.Gündüzlü Ovası: Gün Doğar da Gündüzlü’nün başına ………………………………….. Kabak Tepe derler, ilin var dağlar

Yürü bire Gündüzlü’nün Ovası ……………………………… Göremezsem bu dert beni helekler18.Höyüklü (Maraş yöresinde):

Höyüklü yüksektir, bir duman döner Başı pare pare karlar görünür

* Engirek: Engizek olsa gerektir. Engizek Dağı Ahır Dağı ile yamaç yamacadır.

Page 44: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

44

19.Karaman İli: Mehderler Karaman’ın İli’ni ………………………….... Lâle, sünbül bürüsün de gidelim

20.Kılcan (Gaziantep çevresinde): Kılcan derler şu köylerin sırası Rasaf söker benim göğsüm yarası Bakıda’nın çoktur kaşı karası Eğdirmiş başlığın telli görünür21.Kırım (Antep ili ovası): At ile Kırım’ı aşdıktan geri …………………………… Bu gece Maraş’ta yatalım atım22. Kızıl Öz: Garipçe garipçe öter Kızıl Öz’ün turnaları Yiğide eğlence yeter Ala gözün sürmeleri23.Kozan Ovası: Afşar Beyleri’nde gördüm bir güzel Kozan Ovası’ndan çeker göçünü ………………………………… Sırma ile karıştırmış saçını24. Söğüt Ovası: Yârin konalgası Söğüt Ovası Ekbez ekbez olmuş eli yavrunun 25. Şam İli: Çadırımız Şam İli’nde tutulu Ortalık Çadırlık beyler görünür26. Til Başar İli: Til Başar İli’nde şol Ekiz Kuyu Edebli, erkânlı yolu görünür27. Urum (Anadaolu: Çukurova, Konya, Niğde ve çevresine verilen ad): ………………………………. Urum’da Şam’da birdir bu gelin

Page 45: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

45

Ömer KAYA

Kendine uydurmuş bir katar maya Urum deyip yaylasına çekiyor

Ilgıt ılgıt bir yel esti Urum’dan Gam gasavet kalkmaz oldu serimden ……………………………………. Çağrışır engeller vazgele deyu

3. BİZZAT GÖRÜLEN VEYA ADI GEÇEN DAĞ ADLARI

1. Ahır Dağı: Ahır Dağı’ndan gör Maraş bağını ……………………………….. Göğsün güzel derler, ilin var dağlar2. Ak Dağ: Ak Dağ derler duman çöker başına Kabak Tepe derler, Şarın var dağlar

Ak Dağ’ın eteği bir yeşil koru ………………………………3. Ali Dağ (bkz. Erciyes): 4. Berit Dağı (Elbistan, Göksun, Maraş arsında):

Berit karın pare pare …………………… Gey de salın benim için

Annacına almışsın koca Berid’i

………………………………. Nuh’un tufanını bilin mi meşe5. Bey Dağı: 6. Binboğa (Koca Binboğa Buğa) Dağı: Çıksam Binboğa’ya yayla yaylasam İçsem sularını namlı buz ilen

Eyi derler Elbistan’ın Ovası’n Yaz getirir ılık ılık havasın

Page 46: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

46

Koca Binboğa’da şahin yuvasın Gece Binboğa’da yatalım atım O yüce Binboğa Bulgar’ın dengi ………………………………… Erceyiş okunur, pirin var dağlar

Binboğa’dır benim ilim İlimden habarın var mı

Karşıdan karşıya Buğa karısın ……………………………… Kaçma dilber kaçma varan kör değil7. Bulgar Dağı: Yavrumun gittiği Bulgar Dağı’dır …………………………………. Yâr türkü söylüyor dilleri sarhoş

Yürü behey Bulgar Dağı ………………………… Yanakların ağ olma mı Bulgar Dağı iki çatal ……………………. İki seven del’olma mı Bulgar Dağı pare pare Ayrılanlar bir olma mı

Bulgar Dağı’n yaylamadan …………………………. Büyük evler sende m’olur8. Çakır Kaya: Çakır Kaya sana yaslandım ………………………….. Aşk elinde keder var mı

Page 47: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

47

Ömer KAYA

9. Eğri (Ağrı) Dağı: Eğri Dağı’nın taşında Avcular gezer başında Yâr yitirdim on beşinde Sana geldim Eğri Dağı Bkz. Aynı destanın diğer kıt’aları.10. Erciyes Dağı (Kayseri’de) (bkz. Binboğa): Erciyeş’te yağan karlar ………………………. Bir küçücük gelin gördüm ERCİYES TÜRKÜSÜ Yükseğinde namlı namlı karın var Engininde güzellerin salınır Kimya dedikleri sende bulunur Burcu burcu kokar gülün Erciyes

Bkz. Aynı türkünün diğer kıt’aları.11. Esen Dağı: Esen Dağı çevren sünbül ………………………… Başında duman eser mi12. Eyyubların Dağı: Çıkabilsem Eyyubların Dağı’na ……………………………….. Gel de muradını al dedi bir kız 13. Gâvur Dağı: Şol Gâvur Dağı’nın başı duman mı …………………………………… Yoksa bu gün delirdiğin zaman mı14. Hasan Dağı: Çok sevdiğim Hasan Dağı ………………………….. Eğlim eğlim yol (u) olmamı

Page 48: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

48

Bkz. Aynı semâînin ikinci kıt’ası

Koçhisar’dan Hasan Dağı’n ardından Acap gezsem mavi donlum var’ m’ola15. Kara Dağ: 16. Kaşıklı Dağları: Kaşıklı Dağlar da Kaşıklı Dağlar ………………………………… Bir güzele benim gönlüm vurgundur17. Keşiş Dağı: Arkamı verdim de Keşiş Dağı’na …………………………………. Kokar menevşesi, gülü Bursa’nın18. Kırklar Dağı: 19. Koç Dağı (Elbistan’da): Kalktı m’ola Koç Dağı’nın dumanı ………………………………….. İkisin bir ara getiremedim20. Konur Dağı: Şimdi kömür gözlüm Konur Dağı’nda Düzülmüş çığları teli yavrunun

Bayra’dan Bertiz’den Konur Dağı’nı Göğsün güzel derler, ilin var dağlar21. Kûh-i Kaf Dağı: Kûh-i Kaf Dağı’na varana kadar ………………………………… Orda göz yaşını döker leylekler 22. Soğanlı Yücesi: 23. Tûr-i Sînâ: 24.Yavşan Dağı (Maraş yöresinde):

Page 49: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

49

Ömer KAYA

4. BİZZAT GÖRÜLEN VEYA ADI GEEÇEN YAYLA ADLARI

1. Barçın Yaylası: BarçınYaylası’nda üç güzel gördüm

Birbirinden üstün şivga fidandır Aklım şaştı, garip belim büküldü Kaşları hilâl, gözler âhu cerandır2.Göğsün Yaylası: Göğsün’de yaylanın hası Silindi gönlümün pası Mor sümbüllü mağarası Dede Bel’in karın gördüm3.Kervan Yaylası: Kervan Yaylası’nı, Perçem Belini Lâle, sünbül bürüsün de gidelim4.Kuraş Yaylası: Kuraş Yayla şirin, yeri gölektir Kendi melek, benzer yayla geline

Kuraş Yaylası uzun deresin …………………………… Yol ver ecel, ben sılama varayım5.Menevşe Yaylası: Menevşe Yayla’nın Perçem Belini Lâle sünbül bürüsün de gidelim6.Münbüç Viranı Yaylası: Sana derim sana Münbüç Viranı Çarşında çağrışan dellallar hanı7.Nazlı Pınar Yaylası: Yaylanın hası da şu Nazlı Pınar Dilim tutup da duramıyorum8.Yarçın Yaylası: Yarçın Yaylası’nda bir güzel gördüm Dili bülbül, kendisi bir şahandır

Page 50: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

50

5. BİZZAT GÖRÜLEN VEYA ADI GEÇEN BEL ADLARI

1.Çınar Beli: Akkale’den uğradın mı Çınar’a ……………………………….. Düzülmüş çığları teli yavrunun 2.Dede Beli (Göksün’ün):

………………………………..

Dede Bel’in karın gördüm3.File Beli: ………………………………… File bel’i işledi mi

Sordum yâri File Beli’nde Obasına gider var mı4.Kalbur Beli: Kalburun Beli’nde karar alınmaz ………………………………… Irgalar saç bağın beli yavrunun5.Meryem Yeşil Beli (Göksün’de):

……………………………….

Bugün konalgamız Meryem Yeşil Beli Oğul balı verir dili yavrunun6.Menevşe Yaylanın Perçem Beli: Menevşe Yaylanın Perçem Beli’ni Lâle, Sünbül bürüsün de gidelim

Kervan Yaylası’nı, Perçem Beli’ni Lâle, sünbül bürüsün de gidelim7. Tekirin Beli (Kayseri ile Evrek arasında bir yer):

………………………………… Yamandır Tekirin Beli Erciyes8.Yumru Bel: ……………………………….. Yumru Bel’de tonuz kıldığım ……………………………… Yol açmaya lodos yel gerek

Page 51: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

51

Ömer KAYA

6. BİZZAT GÖRÜLEN VEYA ADI GEÇEN GEÇİT, GEDİK, DERE ADLARI

1. Geçit: a- Belen: Sabah namazında Belen ardından Saydım altı güzel indi pınara2. Gedik: a- Kemnun Gediği (Gaziantep Çevresinde) Şol Kemnun Gediği belli görünür ………………………………….. Coşar Balık Suyu, seli görünür3. Dere: a- Tatar deresi: Maraş’tan ötesi uzak bir yoldur Tatar Dersinde dizginin kaldır ……………………………… Bu gece Göğsün’de yatalım atım

b- Tıdık Deresi: c- Uzun Deresi: Kuraş Yaylası Uzun Deresi’n ……………………………. Yol ver ecel, ben sılama varayım

7. BİZZAT GÖRÜLEN VEYA ADI GEÇEN YOL ADLARI

1.Seyit Gazi Yolu: Seyit Gazi Yolun diktiler nişan ……………………………… İdris Cennettedir, Musa Tur’dadır2.Sinekli Yol: Gelin doğru söyle Sinekli Yolu’n Gelin hiç söylemez, kız nazlı güzel

Page 52: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

52

8. BİZZAT GÖRÜLEN VEYA ADI GEÇEN KÖPRÜ ADLARI

1. Aksuyun Köprüsü (Maraş’ın hemen altında): Aksuyun Köprüsü’n geçtikten geri

Bu gece Maraş’ta yatalım atım

9. BİZZAT GÖRÜLEN VEYA ADI GEÇEN KALE ADLARI

1.Ak Kale: ………………………………. Ak Kale’den aşar yolu yavrunun

Akkale’den uğradın mı Çınar’a ……………………………… Düzülmüş çığları teli yavrunun

2.Gülek Kalesi: Gülek Kalesi’nde bellidir yârim ……………………………… Allı sunam kalk gidelim yaylaya

10. BİZZAT GÖRÜLEN VEYA ADI GEÇEN KAYNAK-KUYU ADLARI

1.Kaynak:a - Pınarbaşı (Bursa): Hak nazar eylesin Pınarbaşı’na Cevahir yağar toprağına taşına Ulu camilerde kandil başına Altın fener yanar, mumu Bursa’nın b.Pınarbaşı (Kayseri):

Saman Irmağı’ndan Pınarbaşı’ndan Geçemem, artıyor figanım dağlar

Page 53: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

53

Ömer KAYA

2.Kuyu: a - Ekiz Kuyu: Karac’oğlan der ki, Ergene Kuyu Beş Deli’den akar Haleb’in Suyu Til Başar ilinde şol Ekiz Kuyu Edepli, erkânlı yolu görünür

b- Ergene Kuyu (bkz. Ekiz Kuyu:

11. BİZZAT GÖRÜLEN VEYA ADI GEÇEN ÇEŞME-PINAR-OLUK ADLARI

1.Akpınar: Irak Değil Akpınar’ın başına Turna, yârin selâm saldı, gel diye

2.Alapınar: Ala Pınar Kurna kurna Çiçek topla benim için

3.Alca Pınar: Şu bizim illerin Alca Pınarı …………………………… Aradan perdeyi açtı bir gelin

4.Altın Oluk:

5.Kazan Pınarı: Kon Kozan Pınar’da zülfünü tara Şimdi kömür gözlüm Konur Dağı’nda Düzülmüş çığları teli yavrunun

6.Kemer Pınarı (Semâinin üstünde Maraş ili Kemer Pınarı yazılıdır): Pınar nerde ceylanların

Nere gitti seyranların Fani dünya pek döngür (Dönek-Kalleş)

Belli nişan verenlerin

Page 54: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

54

7.Nafak Pınarı: Bugün konak yeri Nafak Pınarı Oradan Antep İli görünür

12. BİZZAT GÖRÜLEN VEYA ADI GEÇEN NEHİR-IRMAK-ÇAY-DERE ADLARI

1.Aksu: Aksu’yun köprüsünün geçtikten geri Bu gece Maraş’ta yatalım atım2.Balık Suyu: Coşar Balık Suyu, seli görünür3.Ceyhan Suyu (Elbistan’dan doğan Ceyhan Nehri):

Üç gün oldu bizim evler göçeli Beş gün oldu Ceyhan Suyu’n geçeli Kırmızı önlüklü, yüzü peçeli Hanım kızlar yürüsün de gidelim4.Keban Suyu: Bu gün geçtiğimiz Keban’ın Suyu …………………………….. Oğul balı verir dili yavrunun5.Kızılırmak: Kızılırmak olsam akşamüstüne Ataşından kara bağrım ezgindir6.Samantı Irmağı: Samantı Irmağı’ndan, Pınarbaşı’ndan Geçemem, artıyor figanım dağlar7.Tıdık Deresi: Aşağıdan beri Tıdık Deresi …………………………… Yeşil ile dolu Sacur Gölleri

13. BİZZAT GÖRÜLEN VEYA ADI GEÇEN GÖL ADLARI

1.Akçadeniz Gölü (Beylan’ da Amik Gölü): Tutu uçtu kumru kondu

Akçadeniz Gölü’n gördüm

Page 55: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

55

Ömer KAYA

2.Aynanoz Gölü (Güneyde bir küçük göl): Yunmuş arınmış Aynanoz Gölü’nde

…………………………………. Kemer Sıktırmış ince belleri

3.Sacur Gölleri: Yeşil ile dolu Sacur Gölleri

4. Van Gölü Karac’oğlan eydür, Van’da gemimiz …………………………………….. Limansız gitmeğe kadir değilim

14. BİZZAT GÖRÜLEN BOY-OYMAK-SOY-AŞİRET ADLA-RI

1.Afşar Beyleri: Afşar Beyleri’nde gördüm bir güzel Kozan Ovasından çeker göçünü Kadir Mevlâ’m öğmüş kendin yaratmış Sırma ile karıştırmış saçını

2.Hotamlı:* Yâr kervanı gelir şarktan Aslı Hotamlı Hotamlı

3.Mamalı: Mamalı’da ben bir Rıdvan Oğlu’yum Kaplan postu geydiklerim kal, demiş.

4.Türkmen: Kapımızda boz sürüler sağılsa Tatarların kol kol olsa dağılsa Yedi yerden damlumbazım döğülse Yörük yumuşluynan baş eyle beni

* Hotam: Bir köy ve aşiret adı

Page 56: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

56

15. BİZZAT GÖRÜLEN VEYA ADI GEÇEN KİŞİLER

1.Acem Şahı (IV. Murad Devri): 2.Ahmet Paşa: Gelen Ahmet Paşa’m kendidir kendi3.Ahmet (Sultan Ahmet) Sultan Murad, Sultan Ahmed’in çırağı …………………………………… Dalkılıç yazıldı gitti, Genç Osman4.Ali (Hz. Ali):5.Ali Paşa (Genç Ali Paşa): Genç Ali Paşa da bir ünlü vezir ………………………………. Sultan Murad kalkmış kendi geliyor6.Asım Paşa: Annacımdan gelen eli gümüşlü Kargısının ucu cevahir taşlı Altı Arap atlı, yanı kılıçlı Hele dur bakalım, beyler kalır mı?*

7.Aslı (Han Aslı): 8.Aşık Ali:9.Aşık Ömer:10.Aşık Veli:11.Ayvaz:12.Bertizli: Senin bahşişini Bertizli versin Ol Bertiz’in halini de bilin mi?13.Beyazıt: 14.Börklü Dede: Kefendizde Börklü Dede Onun acap sırrın gördüm15.Bücür: Hani benim emmim oğlu Bücürüm ……………………………..

* Karaca Oğlan, Âsım Paşa’ya rastlıyor. Paşa ona hakaret ediyor. O zaman âşık bu türküyü söylüyor.

Page 57: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

57

Ömer KAYA

16.Eyub (Hz. Eyub): 17.Hacı Bektaş Velî:18.Halil İbrahim (İbrahim A.S.)19.Harun Baba: Harun Baba izin verse gelirim İnsandır bu, derviş olur, han olur20.İdris (İdris A.S.)21.İsa: (Hz. İsa)22.Mahmud Bey: Şu dağlarda Mahmud Bey’in kızıyım Yiğit ister koldan kola sarmaya23.Mehdi: Dünyadan yetmiş bin peygamber geçti Muhammed Medine’de Mehdi yoldadır.24.Molla Hükâr: Hacı Bektaş Veli şeyhlerin piri Konya’da yoklayın Molla Hünkârı İçel’den, Antep’ten, Gürün’den beri Acap gezzem mavi donlum var m’ola25.Muhammed (Hz. Muhammed S.A.V): (bkz. Mehdî)26.Murad (Sultan Murad): (bkz. Sultan Ahmed) Tahtını yıkıp da mülkün almağa Sultan Murad kalkmış kendi geliyor27.Nemse Kralı:

28.Osman (Genç Osman): İbtida yürüyüş oldu Bağdad’a Sıçradı hendeği geçti Genç Osman Vuruldu bayraktar, kaptı bayrağı İrişti bedene dikti, Genç Osman29.Osman Paşa: 30.Ömer: Hani benim Emmim oğlu Ömer’im ………………………………….. Bölge bölge tımarlarım kal demiş

Page 58: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

58

31.Rıdvanoğlu: Mamalı’da ben bir Rıdvan Oğlu’yum Kaplan postu geydilklerim kal demiş 32.Sarı Halil Oğlu: Sarı Halil Oğlu çeksin ecirim Kaplan postu geydiklerim kal demiş33.Sarı Şeyh: Kervan vardı Sarı Şeyh’e çezildi Allı sunam kalk gidelim yaylaya34.Tatar Han:35.Yakub (Hz. Yakub):

Görüldüğü üzere, şâirimiz sürekli belirli yerlerin ve kişilerin adını vermektedir. Şöyle dikkatlice inclediğimiz zaman bu isimler bizi Anadolu’nun yine belirli bir kesimine, belirli yörelerine götürmektedir.

Aynı dağlar, yaylalar, aynı yollar, köprüler, aynı dereler, nehirler ve nihayet boy, oymak ve aşiretler gezilmiş, geçilmiş ve görülmüştür. Sadece görülmemiş, duyulmuş ve yüreğe sindirilmiştir; Gönüle nakşedilmiştir. Yakınlığı ferahlatmış, yıraklığı hasret bırakmış, gönül yakmıştır.

Ne var ki?... İşte bütün mesele ne olduğuna değil, ne olması gerektiğindedir. Mekânı sadâbât, makamı saltanat, gönlü Süreyyâ Yıldızı’nda olmamıştır. Onda sadelik, yalınlık esastır. İnsan gönlü zengindir; nice tahtlar kurar, saltanat sürer. Âşık gönlü başkadır, bambaşkadır.

Şimdi bizim ilin kara çalısı Gül oldu, gidelim bizim illere

Bülbülün altın kafeste bile “ah vatan!...” feryadı ile, âşığın anavatandan ve sevgiliden uzak, ayrı her yeri gurbet görmesi aynıdır.

Âşığı bir kara çalıya hasret eden bir şey vardır ki, o da onun edebidir.

Emmiden, dayıdan, dosttan yâd oldum

derken esasta yâd olduğu bir şey vardır. Gittiği, gezdiği yerlerde bulamayıp huzursuz olduğu bir şey vardır ki, o da;

Page 59: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

59

Ömer KAYA

Zehirdir kötünün ekmeği yenmez Mert olan erkeğin ışığı sönmez ………………………………. İl sırrını yâd ellere demezler ……………………………… İnsan bir ekin misali Seni eken biçer bir gün ………………………………

diyerek işaret etmeye çalıştığı “edeb “tir.Âşığın gözüyle görüp gönlüyle duyarsak;

Her sabah her sabah misk gibi kokar Kayası, toprağı taşı sılanın.

Ama etrafı görüp de hayıflanmamak pek çok aczi olduğu gibi, pek çoğunun da erdemidir. Âşıkta bu erdem olgunlaşır, ama bu olgunluk her geçen gün ziyadeleşir.

Elbette “kişi noksanını bilmek kadar irfan olamaz”.

Bilemedim ana, baba kıymatın

dediği gibi, öyle bir pişman olur ki, bu onun yürek yarası olur.Âşık bir kararda kalmaz. Artık sazında sözünde dile getireceği yer,

burnunda burcu burcu tüten yerlerden gayrısı değildir. Gayrı anavatan gönlünde ve sevgili de burada baş köşededir.

Page 60: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

60

İLİNE AİT HUSUSLAR (ÖZELLİKLER)

1. Bizim ilde çakır doğan olamaz Yavru şahin konar sarp kayalarına

2. Karac’Oğlan der ki, bizim beyimiz Kıcılı, boranlı soğuk dağımız ……………………………… Almam şimden geri huri isen de

3. Şimdi bizim ilin kara çalısı Gül oldu, gidelim bizim illere

4. Başı al lâleli yüce dağlarım Çıkıp edemedim seyr, bahar kelli

5. Bu çöl bizim çöller değil

6. Beylerimiz Arap atlı Dilberlerin dili tatlı Ünlü, şanlı, şatafatlı Bu yol, bizim yollar değil

7. Bizim dilber bâde içer İçer de ak göğsün açar Sürü sürü ceylan geçer Bu yol, bizim dağlar değil

8. Bizde dilber nazlı olur Sürmeli ala gözl(ü) olur Bu dağ bizim dağlar değil …………………………..*

* Bu mısra şiirin alındığı kaynakta da yoktu

Page 61: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

61

Ömer KAYA

9. Bizim ilde üzüm olur, alc’olur*

Sızılaşır bozkurtları, aç olur Bir yiğide emmi demek güç olur Bir kız bana emmi dedi, neyleyim

10. Yükseğinde nemli nemli karım var Engininde ala gözlü yârim var Çok zamandan beri intizarım var Yol ver dağlar, ben sılama gideyim

11. Ötüşür de garip bülbül ötüşür Kırmızı gül goncasına katışır Yarın bizim ile bahar yetişir Körpe kuzu melesin de gidelim

12. Ala gözlüm benim ile gidersin Bahar ayları gelsin de gidelim Bağlar almış, ılkımını, karını

13. Erisin dağların karı erisin İnsin seli düz ovayı bürüsün Türkmen ili yaylasına yürüsün Ak kuzular melesin de gidelim

14. Üç gün oldu bizim evler göçeli Beş gün oldu Ceyhan suyun geçeli Kırmızı önlüklü, yüzü peçeli Hanım kızlar yürüsün de gidelim

* “Aluç olur” yerine.Aluç: Yabanî erikBu kelime pek çok yörede “Alıç” şeklinde söylenir. Yabanî bir ağaç ve onun meyvesine verilen ad.

Page 62: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

62

15. Bizim ilde bal kaymağı yemezler İl sırrını yâd ellere demezler Sen güzeli ben garibe vermezler Sizin ilden güzel sevmeli değil

Karaca Oğlan’a yönelip “bu gezip gördüğün yerler içinde esas ilin neresidir diye bir sual ettik; hemen anında irticalen cevap vererek, iline ait özellikleri bir bir saydı. Eee bu kadar ipucundan sonra bilmeceyi çözmek zor olur mu?

SILA ÖZLEMİ

1. İmana gel kanlı gurbet imana Biz de başımızı saldık gümana Yağıp yağmur, gün doğunca çimene Kokar burcu burcu gülü sılanın

Ovalar ovalar engin ovalar Gözüm yaşı birbirini kovalar Yüce dağ başında şahin yuvalar Öter garip bülbülleri sılanın Bitmedik işlere mevlâ ulaşa Daha neler gelir sağ olan başa Geçerse bu yaz da, kalırık kışa Korkarım kapanır yolu sılanın Karac’Oğlan der ki, şu bana noldu Sarardı gül benzim gazele döndü Sılada sevdiğim yâd eller aldı Bilmem nasıl oldu hali sılanın

2. Bir yiğit sıladan gitmeli olsa Acısı yüreğ’nden çıkmaz sılanın Varıp gurbet ilde mekân tutarsa Hayali gözünden gitmez sılanın

Page 63: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

63

Ömer KAYA

Ovalar ovalar engin ovalar Gözüm yaşı biri birin kovalar Gülistan içinde bülbül yuvalar Çalısı, çırpısı güldür sılanın Gidi rakip bize kasd ile bakar Biz öksüz kulları odlara yakar Her sabah her sabah misk gibi Kayası, toğrağı, taşı sılanın

KARAC’OĞLAN eydür, gelenler gider Va’desi yetenler borcunu öder Kuşlar yılda bir kez sılaya gider Onlar da terkini komaz sılanın

3. Vara vara vardım ol kara taşa Hasret ettin beni kavım kardaşa Sebep ne, gözden akan kanlı yaşa Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm Nice sultanları tahttan indirdi Nicesinin gül benzini soldurdu Nicelerin, gelmez yola gönderdi Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm KARAC’OĞLAN der, konduk, göçülmez Acıdır ecel şerbeti içilmez Üç derdim var, birbirinden seçilmez Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm ATA ÖZLEMİ (ANA-BABA KIYMETİ)

Bilemedim ana-baba kıymetin Arkamızda karlıca bir dağ imiş

Page 64: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

64

Her canlıda birine, birilerine, bir yere veya bir şeye karşı özlem duygusu vardır. Mademki “bu âlem zıtlıkların tezahüründen meydana gelmiştir”, öyleyse bu ayrı varlıklar veya değerler birbirlerini çekecek veya gözetecektir. Mükemmel bir varlık olan insanda bu çekici güç sıla özlemi, ata özlemi, sevgili özlemi gibi bir güzel duyguyla olgunlaşacaktır.

Kuşlar yılda bir kez sılaya gider Onlar da terkini komaz sılanın denilse bile, bu duygu insanda en kâmil noktasındadır. “Aşk”ın derecesi ise

bundan farklıdır. Bir kısım merhaleleriyle birlikte bu yalnız “eşref-i mahluk” olan insana verilmiştir. Bayezid-i Bestamî Hazretleri’nin bir hikayesinde bir reçeteden bahsedilir:

“– Git hâcet-mend’in kökünü, sabır tohumunu, peşimanlık yaprağını getir. Tevbe Havanında koy, horluk tokmağıyla möhkem döv. Göz yaşıyla hamur eyle. Muhabbet tavasında aşk ateşiyle pişir. Melamet çömçesiyle savur ve karıştır. Macun tamam hitam buldukta yevmen fe yevmen istiğmal eyle. İnşallah derdine deva bulursun. İş bu günah derdinin reçetesidir.”*

Bu günah derdinin reçetesi aynı zamanda aşkın bir basamağıdır; merdiven böyle çıkılır, merhale böyle aşılır.

Gözüm yaşı biri birin kovalar

Veya;

Sebep ne, gözden akan kanlı yaşa

derken âşığı daha ilk merhalede görüyoruz.

Nice sultanları tahttan indirdi Nicesinin gül benzini soldurdu Nicelerin, gelmez yola gönderdi Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm

* Hâcet-mend: ihtiyaçlı, muhtaç; Hor: değersiz, aşağı; Möhkem: iyice; Melâmet: ayıplama, kınama; Hitâm: son, nihayet, bitme; Yevmen fe yevmen: günden güne gittikçe; İstiğmal: kullanma

Page 65: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

65

Ömer KAYA

Artık ölümün dünyaya galip olduğu hatırlanıyor. Hatta iyice vurgulanıyor.

“Oynat beni gelin ilen kız ilen”

devri geçmiş, dilekler değişmiş, gönül gözü açılmak üzeredir. Bilinir ki; Can kafeste duran kuştur Elbet uçar gider bir gün

Altı arap atlı, hem mavi donlu Serdarlar serdarı, tepesi tuğlu …………………………. Bu da bir gün kendisine dert olur

Demek ki bilene dünya dert, bir mihnettir.

Şu dünyada Hakk’a yarar yok işim

der hayıflanır.

Keskin idim bıçak gibi Salınırdım koçak gibi Vaktı geçmiş çiçek gibi Sarardım soldum Allah’ım

Neticede daima bir kapı aranır; bulunur da.

Evliya makamı, murat kapısıBayezid-i Bestâmî Hazretleri “aşk ateşiyle pişir” diyordu ya, gayrı âşık

olgunluğunun farkına varır.

Kur’ ağaçtan meyve bitmiş gib’olur Kâmil olup kendin kendin bilince Cevahirden yükün tutmuş gib’olur

Page 66: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

66

ve ardından yanmanın, pişmenin zamanı gelmiştir.

Ben âşıkım, ateş olur yan olur

Yanmak aşk iledir. Ham, yanar, pişer.

Pir olmayan aşka gelmez

denildiği gibi, Hakk’tan rıza gelince âşık son noktayı burada kor. Bütün mevcudiyeti ile, her zerresiyle gelmişken soruyoruz, peki Karaca Oğlan bu merhalenin neresindedir?.. O ne demişti?..

“Evvel Allâh, âhir Allâh” TASVİR

1. Sallanı sallanı gelmiş pınara …………………………… Gün doğmadan şavkın düşmüş pınara Gün üstüne bir gün daha doğar mı?

2. Bir çift bülbül geldi kondu çimene Başı yeşil, ayakları kırmızı Bal akıyor lisanından lebinden Al yanaklar alma gibi kırmızı

3. Beni öldür, bas ellerin kanıma Desinler ki, on parmağı kırmızı

4. Karac’oğlan der ki, bir telin eğri Sağ yanın sol yanın püskürme benli Boynunu çevirmiş bir yana doğru Kaynar pınar olsun yolunuz, ördek

5. Yel gibi geldin geçtin de buradan Rahvanlı tatar mı oldun küçücek

Page 67: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

67

Ömer KAYA

6. Karac’Oğlan der, yandım kül oldum Gönlümün köprüsü ince kıl gibi Yanağın açılmış gonca gül gibi Burcu burcu kokar m’oldun küçücek

7. Sırma karıştırmış sünbül saçına Döküp gider, dal boyuna düzerek

8. Akayım da yâr bendini yıkayım Eğil güzel, al yanaktan öpeyim Yanağı gamzeli yâr ister gönül

9. Yiğitliğin elden gitti yel gibi Damağımda dadı kaldı bal gibi Hoyrat eli değmiş gonca gül gibi Bozulmuş bağlara döndün mü gönül

10. Irganayım ala beşik içinde Görüneyim güzellerin göçünde Kamalaklı kara ardıç içinde Kırmızı önlüklü yâr ister gönül

11. Beş yüz atım olsa, beş yüzü doru Binse etbalarım, eylese harı Beş yüzü de üveyk, bini de kırı Beş yüz yedeğine al ister gönül

12. Âlem sele gitti gözüm yaşından

13. Balta değsin ormanların kurusun Gazel olsun yaprakların çürüsün Top top olsun geyiklerin yürüsün Avcıların avın alsın peşinden

Page 68: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

68

Sarp kayalarını taşçılar delsin Tomurcuk güllerin yâd eller dersin

14. Ey Karadağ melil melil kalasın Ataş düşe cayır cayır yanasın

Zalım taşçılar da taşını delsin Başında da kızgın sam yeli essin Evvel benim idi dert, senin olsun İnlesin burçlarını, borandan, kıştan

15. Gövel ördek gölden uçtu sabahtan Al geyinmiş te çiçekler sokunmuş Doğan güneş gibi doğdu sabahtan Şu yavrunun anacında durulmaz Huri midir, melek midir bilinmez Azca baha ile satın alınmaz Beylik maya gibi geçti sabahtan

Nerde güzel görsem ismin yazarım Defterim elimden aldı sabahtan Usuldur boyun da, bahanem yoktur Kaşların yay olmuş, kirpiğin oktur Okların sinemi deldi sabahtan

16. Çıkır çıkır bilezikli kolları Söyledikçe şirin olur dilleri Açılmış yanakta gonca gülleri Yâre söylen, dersin, deremedim ben

Karac’Oğlan der ki, belim büküldü Yâri gördüm kemerciğim söküldü

Page 69: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

69

Ömer KAYA

Ömrüm sarayında üç kor döküldü Devşirip kerpiçin öremedim ben

17. Şeker vardır damağında dişinde Lâm elif yazılı senin kaşında Hamaylin olayım, sakla döşünde As boynuna, Yaradan’ı seversen

18. Yavrunun gözleri benzer şahana İsmi cismi gelmemiştir cihana Uykusun gözüne etmiş bahana Tek yatana sabah olmaz mı sandın

19. Çıktım Kırklar dağın seyran eyledim Sallanarak gider yolu Hama’nın Yel vurdukça dertli dolap iniler Burcu burcu kokar gülü Hama’nın

Aldı beni çarsının kokusu Çarşılarda gülü kokar Hama’nın

20. Kadife şalvarlı, tül libaslının Güvercin topuklu, sarı mestlinin Elleri kınalı, kumru seslinin Zülüfü gerdana tarayışlının

Entari geyinmiş firengi rengi Yanaklar kırmızı, elmas irengi Saçları topukla eyliyor cengi Bir hüma bakuşlı, on dört yaşlının

Karac’Oğlan der ki, güzelin huyu Hezeran Çubuğ(un)a benziyor boyu Âb-ı Kevser gibi lebinin suyu Peynirdir dilleri, ince dişlinin

Page 70: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

70

21. İnce bel üstüne cevahir kemer Zıhgirden geçiyor beli kızların

Sevdiğimin gayet ince beli var Şekerle şerbetten şirin dili var Ak alnında deste deste gülü var Kokuyor başında gülü kızların

22. Sırma cepken ak kolları ilikler Eğrim eğrim olmuş, sırma bölükler İbrişim bölüğün turalı gelin 23. Sıdk ile baktım da güzelin genci Ağzının içinde dişleri inci Al Yusuf alması, Aydın turuncu Güzelin kıymatın bilmeli gelin

24. Halka halka olmuş zülfün telleri Tel tel ak edip yüzüne kor gelin Karac’Oğlan öğer gene de öğer Altın saç bağları topuğa değer Ay ile besdetmiş gün ile doğar Cennet-i âlânın nuru bir gelin

25. Altıma serdi de ipekten halı Önüme koydu da kaymağı, balı Seni seven yiğit neylesin malı İnce belli, şal kuşaklı bir gelin

Hocasına vardım dersini okur Bahçesine vardım bülbüller şakır İbrişim içinde halılar dokur Elleri erdemli, kollu bir gelin

Page 71: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

71

Ömer KAYA

Altın yapağından cepkenin döğer Ay ile besdetmiş, gün ile doğar Cennet-i âlâda nurlu bir gelin

26. A kuzum yanağın dertlere derman Kaşların yay olsun, kirpiğin keman …………………………………… Gamz’okun sineme vurdu bir gelin

27. Garip bülbül figan eder naz ile Kılınç vurur, kanlar döker gürz ile İki bin gelinle, dört yüz kız ile Tartılsa çok ağır gelir bu gelin

28. Ağzında dişleri inci danesi Hangi tarihtedir, bilmem senesi On beşini bulmuş yaşı güzelin 29. Güzelin yanağı ayın tekeri Ağzı oğul balı, firenk şekeri Omuzlar aşağı, gerdan yukarı Her bir yeri mamur olur güzelin

Kırmızı kolçaklı, altın burmalı Ak elleri topak olur güzelin

Güzel olan elvanesin bağlanır Güzelin yanında yiğit eğlenir Garbi değmiş kavak gibi sallanır Yürüyüşü ne hoş olur güzelin

30. Mevlâm sana kirpik vermiş, kaş vermiş İnciden, sedeften, dürden diş vermiş

Page 72: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

72

Koynundaki turunç olmuş uç vermiş Açılmış goncadır, gül memelerin

31. Oba yerleri yıkılmış viran Ceylanlar gitmiş, dağılmış şahan Dedim feleği, işlerin yaman Konuştum nice dilleri mahzun*

32. Avlusunda öter kumrular, kazlar Çalınır ötede çalgılar, sazlar Zülfü top top olmuş gelinler Bizim de davamız görülsün bu gün

33. Kıbleyedir çeşmenin akışı Bülbüle hoş varır gülün kokuşu Mısır hazinesi değer bakışı Top zülüflü güzeli var bu çölün

34. Çırpınıp çıktığı göller öğünsün

Bitişin çiğdemler, gelişin yazlar Göllere dökülen ördekler, kazlar Ak saya geyinmiş gelinler, kızlar Ay yüze dökülen teller öğünsün

35. Sarı çiçek sarvan kurmuş oturur Yaz gelince taze otlar bitirir Bir yel eser rayihasın getirir Güllerin leylağa karıştı dağlar

Türkmen evleri de çevrilir konar Güzeller suyundan içer de kanar Altın küpe kulakta mum gibi yanar Görüşün, efkârım artıyor dağlar

* Bu koşma on hecelidir.

Page 73: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

73

Ömer KAYA

36. Lâle sümbül biter dağın başında Dudu kumru öter dağın peşinde Ulu sular köpük atıp coşanda Geçemem, artıyor figanım dağlar

37. Çukurova bayramlığın giyerken Çıplaklığın üzerinden soyarken Şubat ayı kış yelini kovarken Cennet dense sana yakışır dağlar

38. Çukurova bayramlığın giyerken Çıplaklığın üzerinden soyarken Şubat ayı kış yelini kovarken Cennet dense sana yakışır dağlar Ağacınız yapraklarla donanır Taşlarınız bir birliğe inanır Hep çiçekler bağrınızda gönenir Pınarınız çağlar, akışır dağlar

Rüzgâr eser, dallarınız atışır Kuşlarınız birbiriyle ötüşür Ören yerler bu bayramdan pek üşür Sünbül niçin yaslı bakışır dağlar

Karac’Oğlan size bakar sevinir Sevinirken kalbi yanar gövünür Kımıldanır hep dertlerim devinir Yas ile sevincim yıkışır dağlar

39. Donanaydım yeşil ile al ile Besleyeydim şeker ile bal ile Boğum boğum al kınalı el ile Gelin olup bize gelesi kızlar

Page 74: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

74

40. Coşkun sular gibi akıp durulma Kuru gazel gibi esip savrulma Nerde güzel görsen ona çevrilme Bizim ilde cana kıyar beğler var

41. Karac’Oğlan der ki, yanan tutuşur Siyah zülfün mâh yüzünde karışır Gözün durmaz, gözüm ile erişir Şol kirpikler birbiriyle cenk eder

42. Seherde uğradım ben bir güzele Her ne dedim ise yoğ, inen gider Uydurmuş yanına kendi menendin Sandım ki, sadrazam tuğ inen gider Yel eser de ışılaşır sırmalar Siyah zülfü mah yüzünü tırmalar Zamanede tülek olmuş turnalar Dizilmiş katara, çığ inen gider

43. Dostum yemenisin belden bürünür Etekleri yere düşmüş sürünür Kömür gözler badal badal görünür İflah etmez, bu dert beni helekler Bir çift suna gördüm gölde, gölekte Altın küpe şan veriyor kulakta O yâr benim olsa dünya felekte Dolansa boynuma ince bilekler

44. Niçin odlanmayın, niçin yanmayın Deli gönül bir sevdaya bağlıdır Özü şirin, sözü şirin bir güzel Gamzesi ok, kaşı yaya bağlıdır

Page 75: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

75

Ömer KAYA

Gariplik gurbetlik düşmüş özüne Kudret sürmesini çekmiş gözüne Dökünce zülfünü bedir yüzüne Ben sandım ki bulut aya bağlıdır

45. Salını salını karşıma çıktı Ak yâri görünce belimi büktü Eski derdimden de beş beter etti Doğrulmaz kametim, bundan eğridir

46. Yaz gelip te beş ayları doğunca Ol çayların kenarların sel alır İki güzel bir araya gelince Oğlan, kıza, nergis verir, gül alır

Atmış zülfün ak gerdandan dışarı Esen yeller zülüfünden tel alır Karac’Oğlan der ki, gördüm bir güzel Sıdk ile bakıp ta eyledim nazar Al yeşil geyinmiş daima gezer Arı konar, ak gerdandan bal alır

47. Bir çiçek açıldı bilâl özünde Lâle midir, sünbül müdür, gül müdür Elif elif eder yârin yüzünde Zülüf müdür, perçem midir, dal mıdır

Altına al eyer, üstüne yekte Al beni sevdiğim, koynunda sakla Kara kaş altında bir ik(i) üç nokta Ira mıdır, işin midir, dal mıdır

Page 76: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

76

Kibar yâr alnına bir yağlık çaldı Yeşil midir, oflaz mıdır, al mıdır Dostum misk çalınmış siyah saçına Süzülmüş te bir kadehin içine Şeker midir, şerbet midir, bal mıdır

48. Kirmeni de kılıcımız kirmeni Taştan dönmez mızrağımın temreni Böyle imiş padişahın fermanı Dağlar melil melil, bilmem nedendir

49. Kudretten karadır yârimin kaşı İnciye benziyor ağzında dişi Şu gelen güzel de dostun gelişi Süzülerek gelir, gözler yorgundur

50. Dostumun yaylası kayalı, taşlı Bakamam gerdana gözlerim yaşlı Bir topak perçemli, bir hilâl kaşlı Uyandırman, kömür gözlüm yorgundur

51. Bir gün değil, beş gün değil, yüz gündür Deste sülüf al yanağa düzgündür Melhem almaz yaralarım azğındır Derdimin lokmanı gel, yavaş yavaş

52. Karac’Oğlan diyor yandım kül oldum Bir dalga gelip de boşandı bendim Ay doğup ta şafak atıyor sandım Meğer yârin düğmeleri çezilmiş

53. Bir gün bir dilberi ettim temaşa Sünbül saçın sırma tele uydurmuş

Page 77: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

77

Ömer KAYA

Kesmiş kâkülünü, dökmüş eğine Şirin şirin dudu dile uydurmuş

54. Ala göz üstüne hilâl kaşları Sırma gibi yanar yârin saçları Kirazdır dudağı, inci dişleri Selvi Sunam gibi gül fidan olmaz

55. Sevdiğim üstüne dört libas geymiş Bir kara, bir yeşil, bir al, bir beyaz Güzellere dört şey âdet olunmuş Bir şive, bir cilve, bir edâ, bir naz

Sevdiğim göğsünde dört nişan gördüm Bir alma, bir ayva, bir nar, bir kiraz

56. Benim sevdiceğim bülbül ünlüdür Ördek simalıca, yeşil donludur Güzeller içinde katı bellidir Tanı da boyumdan bil, dedi bir kız

HİTABEDİLEN KADIN (GÜZEL–SEVGİLİ) ADLARI

1. Ayşa (Ayşe)2. Benli Suna3. Cennet4. Döne Dürye5. Elif Emne Esme Eşe-Eşşe6. Fadime7. Han Aslı8. Hasan Balum9. Hatçe: Telli Hatçe

Page 78: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

78

10. Hürü: Hörü Benli Hörü 11. Kamer12. Leylâ13. Meryem Mihriban 14. Suna ( Bkz. Benli Suna )15. Şerife16. Ürüşen17. Zeynep Zilha ( Zeliha )

HİTABEDİLEN KADIN (GÜZEL-SEVGİLİ) SIFATLARI

- A -1. Âfet:2. Ağız: Fincan ağızlı Kutu ağızlı3. Ahu : Bkz.: Bakış4. Akıl: Aklı ziyade5. Alın: Ak alınlı Alnı top perçemli6.Alma: Al yusuf alması Yanıl alma 7. Ay: Bkz. yüz Tam üç günlük ay 8. Ayak: Ayakları kırmızı

- B –1. Bağır: Taş bağırlı (Yoksa imansızın bağrı taş m’ola)2- Bakış: Ahu bakışlı Kılördek boyunlu ceyran bakışlı Humâ bakışlı İspir bakışlı ( Ala gözler ispir gibi bakıyor ) İspir balaban bakışlı Mestane bakışlı Şahan bakışlı (Bakışın turna da sekişin ceran)

Page 79: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

79

Ömer KAYA

Şahin bakışlı Üsküfün eğmiş şahan bakışlı Şahin bakışlı Turna bakışlı : Bkz. Şahan Yavru balaban bakışlı3. Bal: Arıların balı (Gök yüzünde meleklerin pirisin) Yer yüzünde arıların balısın Yeni açmış has bahçenin gülüsün) Oğul balı Petekte bal Süzülmüş bal4. Baz: Yavru baz5. Bel: İnce belli (Güvercin topuklu hem ince belli )6 .Belik : Bkz.Gelin Mor belikli7. Ben: Hürü benli Püskürme benli Yedi benli Yeni benli8. Bilek: Dolgun beyaz bilek Kurt bilekli9. Boy: Bkz.Yanak Hezeran çubuğu boylu Orta boylu Topak boylu Selvi boylu Şivga fidan boylu Şivgacık dal boylu Uzun boylu (Selviden, yaseminden uzun boylu )10. Boyun: Bkz.Bakış Boynu toklu11. Bölük: İbrişim Bölük (İbrişim bölüğü turalı gelin ) Kırkbeş bölüklü12. Burun: Burnu hırızmalı Fındık burunlu13. Bülbül:

Page 80: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

80

- C -1. Can: Şirin can2. Canan:5. Cemâl: Doğan ay Gün cemal4. Ceran: Yedi benli ceran5. Ceren: Akça ceren6. Cevahi: Cevahir (Bir kuşak kuşanmış saçağı dizde Cevahir pas tutmaz ne silinirsin )7. Ceyran: Ceyran (Ceyran yavru güzellere baş m’ola )

- Ç -1. Çirkin:

- D-1. Dal: Cennetin selvi dalı Dal: (Benim yârim şu dünyada birinci, Aklımı başımdan aldı görüncü, Almayı, ayvayı, narı, turuncu Dördünü götüren dal incinir mi ) Gür dallı, gölgesi koyu Selvi dalı2. Deli dolu:3. Derbeder:4. Dert: Püsküllü dert5. Dil: Dili nemin balı Dudu dilli Şirin dilli6. Dilber: Bkz .Dinç Civan dilber Dilber (Karac’Oğlan der ki; girme kanıma Gözlerin de ok atıyor canıma, Bensiz gitme dilberlerin yanına Gidin bile, Yaran’ı seversen

Page 81: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

81

Ömer KAYA

Karac’Oğlan der ki örülmüş başı Daha onbeşine girmemiş yaşı Ok imiş kirpiği yay imiş kaşı Atarak sinemi yaktı da geçti Dilberlerin emesi Hercayi dilber Vefasız dilber7. Dilek: Bkz. Yürek8. Dinç: Dilberlerin dinci 9. Diş: İnce dişli İnci dişli İnci mercan dişli Sedef dişli (Alma yanak, kiraz dudak, diş sedef )10. Don: Yeşil donlu Yeşil melek11. Dost:12. Döndeli: İkisi hampalı, ,bir de döndeli13. Dudak: Bal dudak ( Bal dudak üstünde altın hırızma ) Bkz. Diş Bkz. Leb Sultanî kiraz dudaklı Zülâl dudak14. Duruş: Güvercin duruşlu (Güvercin duruşlu, keklik sekişli )

- E -1. Edebli: Edebli, uslu Edebli, erkânlı, yollu2. Eğlence: Yiğit eğlencesi (Yiğit eğlencesi, güzelin genci )3. El: Ak elleri deste deste güllü ceren elli elleri erdemli elleri kınalı4. Eme: Bkz. Dilber5. Endam: Selvi endamlı

Page 82: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

82

6. Entari: Entarisi firengi renkli7. Erdem: Bkz. El

- F -1. Fesleğen yaylası:2. Fidan: Şivga fidan3. Figan: Figanım artıran yâr4. Firengi renkli: Bkz. Entari

- G -1. Gamze: Gamzesi gam bilmez kara saçlı Tığlaşmış gamze 2. Gelin: Al çimenli koru Al yanağı ballı Ak saya geyinmiş gelinler kızlar Beliği beste gelin Bkz. Bölük Bkz. leb Bkz. Zülüf Gelin (Ay ile bahsetmiş, gün ile doğar Cenneti alânın nûru bu gelin Hörülerden hörü gelin Küçücük gelin Lebleri beste gelin Mürüvvetsiz gelin Şeker şerbet tasta gelin Yeşil başlı ördek Zülfü gerdanına turalı gelin 3. Geliş: Gelişinden belli 4. Genç: Güzelin genci 5. Gerdan: Ak gerdanlı Bir karış gerdanlı Gerdanı benli Gerdanı bir karış6. Gonca: Kırmızı gonca

Page 83: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

83

Ömer KAYA

7. Göbelek: Ak göbelek8. Göğüs: Göğüs (Arzumanım kaldı göğsü ağında Çözemedim ak göğsünü düğmeden ) Göğsü telli turna gibi dölek Tavus kuşu gibi göğsü nakışlı9.Göçek:10. Gölge: Bkz. Dal11. Gövde: Gövdesi yaylanın karı Bkz.Sevgili 12. Göz: Ala gözlü Ala gözü sobe Ceren gözlü Göz (Gözleri gönlüme zehir atıyor Zülüfü süngüdür cana batıyor ) Gözü kara Haramî gözlü Humar gözlü Kara gözlü Kömür gözlü Kuğu gözleri dumanlı Sünbüllü, menekşe gözlü13. Gül: Ak gül Bahçe gülü Gül yanak Cenneti alânın gülü Destelenmiş gül Tomurcuk gül Yaz bahar ayının gülü14. Güllü: Bkz. El Elvan elvan güllü, yeşil korusun15. Gün:16. Güz: Zemheride güz17. Güzel: Altından kırmızı Çerkez güzeli Güzellere baş

Page 84: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

84

Güzellerin şâhı Pamuktan beyaz- H- 1. Hampa: Bkz. Döndeli2. Hanım:3. Hisar:4. Hörü: Bkz. Gelin5. Hub: Hubların şahı6. Hûri: (Hûri melek misin gökten mi endin Ne hûri, ne melek, belki perisin)-I- -İ- 1. İmam: imam (Ben ölürsem cenazeme imam ol)2. İmansız: İmansız (Yoksa imansızın bağrı taş m’ola3. İrenk: Bkz. Renk, renkli - K - 1. Kadir kıymet bilen:2. Kahpe: Bkz. Kız3. Kamer:4. Kale: Demir Kale 5. Kaş: Âhu zülâl kaşlı, Bkz. Dilber Çatılı kalem kaşlı Kalem kaşlı Kara kaşlı Kaş (Sırma sandım kirpiğini, kaşını ) Kaşı çatma Kaşı keman Kaşları ilâmelif Toptan eğriceli hilâl kaşlı Yay kaşlı 6. Keklik: Bir çift keklik Kınalı keklik7. Kıl: İnce kıl8. Kınalı: Bkz. El Kan gibi kınalı

Page 85: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

85

Ömer KAYA

9. Kız: Akça kız, Bkz. Bal, Gelin, Gül, Meme, Melek, Zemheride güz Kız (Cennetten mi çıktın kahpenin kızı Ahdim olsun seni alır boşarım Oniki padişah kızı isen de ) Türkmen kızı 10. Kirpik: Bkz. Dilber, Kaş Kirpik (Kaşları kalbime yazıyor ferman Kanlı kirpikleri kalbime daldı) Ok kirpikli11. Koku:12. Kokulu: Yayla çiçeği kokuşlu13. Kol: Ak kolunda kol bağısı kırmızı14. Koru: Bin yıllık koru, Bkz. Güllü15. Körpe:16. Kötü: 17. Kuğu: Ablak kuğu Akça kuğu Gözleri dumanlı kuğu 18. Kuşaklı: ibrişim kuşaklı Şal kuşaklı19. Küçücük:(Dağlarında melil kalan küçücek) Küçücek Rahvanlı tatar- L -1.Leb: Bkz. Dudak, Gelin Lebleri beste gelin Lebleri kiraz2. Lisan: Lisanı düz

- M -1. Mah: Güzellerin mahı Mâh-ı mestim2. Mat: (Dost elinden içtim içtim mat oldum)3. Maral:4. Maya: Bkz .Yürüyüş

Page 86: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

86

5. Melek: Bkz. Bal, don, huri, kız6. Melil: Bkz. küçücek7. Meme: Memeleri turunç Tomurcuk memeli 8. Menevşe:9. Merhamet sahibi:10. Mest:11. Mest: Sarı mestli12. Mestane: 13. Muhabbetli:14. Mürüvvet: Bkz. Gelin - N -1. Nâr: Cehennem nârı2. Nergis: Nergis Top nergis (Has bahçe içinde top nergis gibi)3. Neşter:4. Nevcivan:5. Nur: Aylar nuru

- O- Ö -1. Önlük:2. Önlüklü: Kırmızı önlüklü3. Ördek: Bkz. Gelin Gövel ördek4. Ötüşlü: Bkz. Ses

- P –1. Padişah:2. Parmak: On parmağı kınalı (Karac’ Oğlan der ki, otur yanıma Sana gelen kaza tatlı canıma Beni öldür bas ellerin kanıma Desinler ki; on parmağı kınalı )

Page 87: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

87

Ömer KAYA

On parmağı kırmızı : (Karac’Oğlan der ki; otur yanıma Sana gelen kada tatlı canıma Beni öldür, bas ellerin kanıma Desinler ki, on parmağı kırmızı3. Perçemli: Bkz.Alın Toprak perçemli4. Peri: Bkz. Huri5. Piyade:

- R –1. Renk: Elmas irengi

- S -1. Saç: Altın saç, Bkz.Gamze İbrişim saçlı İbrişim saçında eğmeli zülüf Kara saçlı (Gamzesi gam bilmez kara saçlı ) Kargı saçlı Saçı fülfül Saçı ipekten arta Sünbül saçlı (Ak karanfil takmış sünbül saçına )2. Sağrı: Sağrısı yeşil örekli3. Salınışlı: Naz ile salınışlı (Çıkar yücelerde salınır gezer )4. Sekişli: Bkz. Bakış, duruş, ün5. Sel: Tuna’nın seli (Seherde üstüne köprü kurarım Geçerim Tuna’nın seli olsan da6. Selvi: Bkz. Dal7. Ses: Keklik ötüşlü Kumru sesli8. Sevdiğim:9. Sevgili: (Anamın babamın iki gözüyüm Şu dağlarda Mahmut Bey’in kızıyım )

Page 88: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

88

(Sevdiğimin kısa boyu Dalın gür de, gölgen koyu Al yanakta zemzem suyu Kız, akıyor, bal mı yoksa )

(Yüzlerin bahçenin narı Beyaz gövde yayla karı Sensin doğan aylar nuru Kız irengin gül mü yoksa )10. Sima: Ördek simalıca11. Soy: Yusuf-u Kenan’ın belinden12. Sultan:13. Suna:

- Ş -1. Şâd: Kahpe felek güldü ben de şâd oldum2. Şahin: Yavru Şâhin3. Şalvarlı: Kadife şalvarlı4. Şeker: Bkz. Şerbet5. Şerbet: Şeker şerbeti

- T –-1. Tel: Ceren telliTez alışkın tel2. Toprak:3. Topu: Ak topuk, Bkz. Bel4. Tor:5. Turunç: Aydın turuncu

- U - 1. Uslu: Edebli uslu

- Ü -1. Ünlü: Bülbül ünlü

Page 89: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

89

Ömer KAYA

2. Üveyk: Gözleri kanlı üveyk (İndiririm güzel seni havadan Bir gözleri kanlı üveyk isen de)- V -1. Vefa: Vefası olmayan yâr

- Y –1. Yâd: (Emmiden, dayıdan, dosttan yâd oldum)2. Yanak: Alma yanaklı (Alma alma yanakları al gibi, Boyu uzar gider selvi dal gibi Seherde açılan gonca gül gibi Sandım kan damlamış karın üstüne) Albustan yanaklı (Elbistan elması gibi yanaklı) Al yanağı ballı Al yanak (Elma diye al yanağı dişledim İncitmişim dökülesi diş ile) (Al yanaklar alma gibi kırmızı) (Al yanaktan bifr bergüzar vermez mi) Bkz. Diş Top yanak (O kiraz dudaklar, nar gibi yüzler Al güllere misal top yanakların) (Yanakları farksız kırmızı gülden) Yanakları gonca Yusuf almasına dönmüş yanağı 3.Yâr: Bkz.Bal, Figan, Vefa Hâramî Muhannet yâr Nazlı yâr Tor Yâr (Bilmem ay mı doğdu, gün mü âleme Yoksa yârim düğmelerin çözdü mü)

Page 90: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

90

(Benim yârim hem sultandır, kamerdir Tatlı canım o güzele kurbandır İnci değil, sedef değil, mercandır Ak kolunda kol bağısı kırmızı)4.Yaş: Bkz.Dilber 5. Yavru: Bkz.Baz, Şâhin Nazlı yavru6. Yel: Esen poyraz yeli7. Yollu: Bkz, Edeb 8. Yosma:9. Yumuşlu: Yörük yumuşlu10.Yürek: Yüreği Hakk’a dilekli11.Yürüyüşlü: Tülü maya yürüyüşlü12. Ablak yüzlü Ay yüzlü, Bkz.Sevgili, Yanak Portakal yüzlü (Yüzleri portakal, irengin gülde) Siyah zülfü mah yüzüne kıvrışır13. Zalım:14. Zülüf: Bkz.Saç, yüz Kara zülüflü Top zülüfü burmalı , Zülüfü gerdana tarayışlı Zülüfü gerdanına turmalı Zülüfleri lâl

KENDİSİ VE BAŞKALARIYLA İLGİLİ ERKEK İSİM VE SI-FATLARI

1. Abdal : Deli gönül abdal olmuş Gezer elif elif diye 2.Abdest Alan: Ulu şadırvanlı, çatal peykeli Peykelerinde abdest alanlar hanı3. Aciz Bülbül: Bağıran çağıran âciz bülbülüm Mezardan gayrı bir yol bulamadım

Page 91: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

91

Ömer KAYA

4. Adam:5. Adam oğlu: Bu dünyada adam oğluyum dersin İğneden ipliğe sorulur bir gün6. Âdem oğlanı: Şu dünyaya gelen âdem oğlanı …………………………….. İmam namazımı kılsa gerektir.7.Adû: Adûların n’ister benden

Karac’Oğlan derki çoğaldı adû …………………………………. Utanmadan dönmüş kebap istiyor8. Ağa: Bkz. Beyler Ağalar, beyler içerler Kahve de kara değil mi

Ağa olsa, paşa olsa, bey olsa Yakasız gömleğe sarılır bir gün 9. Ağa misali: Bkz. İrençber10. Ağlar gülmez: Karac’Oğlan eydür, ağlar, gülmezem ………………………………… İşte güzel adam, şöyle halim var11. Ağzı açık nâmert: Ağzı açık nâmertlere Yiğit sırrın açmak olmaz12. Ahmak: Ahmak buldun söylediyon deliyi 13. Aklı yok: Akılları yoktur, küfre uyarlar İmanları yoktur cana kıyarlar Başlarına siyah şapka geyerler Beyleri var, bizim beye benzemez 14. Ak mürekkep: Ak mürekkep idim, kızıl kan ettin 15. Ala bulut: Türlü irenklere yandırdın beni Ala bulut gibi göğe ağarım 16. Al çuhalı Bey: Al çuhalı beyler gider …………………….. Kokar ağca gülün gördüm

Page 92: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

92

17. Alıcı: Ben gök ördek olam, sen bir alıcı Dokunsan alaman tellerimizi18. Ali: Küffar kalesinden ben de hisarım Gelemen üstüme Ali isen de19. Âlim: Âlim olan kulak verir Va’zlara Cahil olan sohbet katar sazlara ………………………….. Kuru güller sulanacak zamandır.

Âlim olanlar şirin sözl’olur ………………………………. Hele dur bakalım tuğlar kalır mı20. Allah Allah duyecek: Bkz. Siyah postal giyecek21. Allah’ın sevgili kulu:22. Altı Arap atlı: Altı Arap atlı, hem mavi donlu Serdarlar serdarı, tepesi tuğlu ……………………………….. Bu da bir gün kendisine dert olur23. Al yeşil konakta hükmeyleyenler: Cennet cehenneme yoktur diyenler24. Aptal: Aptal oldu gene gönlüm delindi.25. Arap ata binip cirit atan: Arap ata binip cirit atanlar Görünmüyor gözü kanlı delimiz26. Arap atlı: Bkz. Bey27. Arap Beyi: Çöldeki Arap Beyinin Çadırı kara değil mi28. Arı: Arı gibi her çiçekten alırsın Ben senin derdini çekemem gönül29. Ârif: Ârif olan sözlerinden anlamış …………………………. Rahmetin güllere yağdığı gibi

Page 93: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

93

Ömer KAYA

El âriftir, yürümekten hile alır

Mecliste ârif ol kelâmı dinle ……………………………. Hatıra dokunup yıkıcı olma

Ârifin ağzından cevap istiyor30. Arsız: Bkz. Yoldaş, Yüzsüz31. Asılzade: Bkz. Kendisin bilmez32. Asker: Askerleri dağı taşı boyladı ………………………….. Bin yiğide bir baş oldu Genç Osman 33. Aslan: Bkz. Şah-ı merdan 34. Âşık: Hûbların âşıka ettiği cefa Kanun mudur, erkân mıdır, yol mudur Âşığız biz yalan yakışmaz bize Gelin hiç söylemez, kız nazlı güzel

Sayıklarken, âşık, çok, dedi bana 35. Âşıkların Alâsı: Âşık bilir âşıkların alâsın …………………………….. Sevdiğim kapına kul mu ararsın İşte ben kapına kul, kömür gözlüm36. Âşnâsın ağlatan: Âşnasın ağlatan gülmez Vur kantara tart yiğidi37. Atlas Döşek: Bkz. Uşak38. Avcı (Avcu): Avcıyım amma onlar benden şahandır

Avcular gezer başında ………………………… Sana geldim, Eğri dağı

Page 94: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

94

- B -39. Başçı: Başçıyım beklerim yol kenarında 40. Bahri: Bahri gibi ummanlara dalarsa ……………………………….. Irak yakın demez, yola düşürür41. Baş: Bkz. Asker ………………………………….

Bir gök kır atınan baş eyle beni 42. Başa kakıcı: Bkz. Kendisin bilmez43. Başı dumanlı: Bkz. Öğüde muntazır44. Bayraktar: Vuruldu bayraktar kaptı sancağı İrişti bedene dikti, Genç Osman45. Benk: Bkz. Deli 46. Bey: Bkz. Ağa Beyler, paşalar, ağalar Diz üstüne kor almayı Beylerimiz Arap atlı ……………………….. Bu dil bizim diller değil47. Beyoğlu: Küffar kalesinden yeğdir hisarım Varmam şimden geri Bey Oğl’isen de …………………………………. Beyoğlu üstüne baz inen gelir48. Bezirgân: Ben bir bezirgânım, sen de bir yesir ……………………………. Bahaya alanı daha ne dilber

Ben bir bezirgânım oldum esiri ………………………….. Söyle kıymatını, daha ne dilber49. Bıçak: Keskin idim bıçak gibi Salınırdım koçak gibi Vaktı geçmiş çiçek gibi Sarardım soldum Allah’ım 50. Birhoş: Bkz. Kaygılara eş

Page 95: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

95

Ömer KAYA

51. Boş: Sazınan sözünen boş eyle beni52. Bozatlı: Bkz. Şevketli53. Boz bulanık çaya akmış gibi: Her olur olmaza sırrını diyen Boz bulanık çaya akmış gib’olur54. Bozkurt: Bkz. Mert Çıkıp bozkurtlayın ulaşamadım ………………………………….. Var git ölüm bir zaman da gene gel55. Bön: Bkz. Deli56. Burma: Yâr kolunda burma olsam Yedikleri hurma olsam Alçım alçım sürme olsam Yâr kaşına sürse beni57. Bülbül: Bkz. Pervane Bülbülüm, gülümden ayırma felek Bülbül gibi derdim vardır deşmeğe ………………………………….. Hiç bir yiğit sevdiğinden geçer mi?- C - 58. Cahil: Bkz. Âlim Bilmem hata ettim, kusur işledim Cahilim, kıymatın bilmedim beğler var 59. Cana kıyan: Nerde güzel görsen gönül çevrilme Bizim elde cana kıyan beğler var60. Cana kıyar: Bkz. Aklı yok61. Cellât: Cellâdın olurum kıyarım cana62. Cennet cehennemi yoktur diyenler: Cennet, cehennemi yoktur diyenler El hakkını alıp, haksız yiyenler Al, yeşil konakta hükm eyleyenler Dur bakalım canım, beyler kalır mı?63. Cevahirden yükün tutmuş gibi: Bkz. Kuru ağaçtan meyve bitmiş

gibi

Page 96: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

96

64. Cündî: Atmış bin dalkılıç, kusuru cündî ………………………………… Hacı Bektaş Veli kalkmış geliyor65. Çırak: Sultan Murat, Sultan Ahmed’in çırağı ………………………………….. Dalkılıç yazıldı gitti, Genç Osman66. Çiçek: Bkz. Bıçak67. Çizme: Çizme olayım ayağına, gezerken Ökçesin de çamurlara bas gelin68. Çocuk:

- D -69. Dağ: Yiğit olan yiğit dağdır kaledir …………………………….. Takının güzeller, gülde neler var70. Dalkılıç: Bkz. Çırak71. Deccal: Deccal meccal o leyleğe ok atar Ordan öte uçar gider leylekler72. Deli: Bkz. Ahmak Yâr elinden ben bir dolu içmişim Deli eder, sarhoş eder, benk eder ……………………………….. Dünyasından hayvan gelir bön gider

Yeter deli oldum yârin elinden …………………………………. Yârdan bize gel olduğu zamandır73. Densiz: Bkz. Yoldaş Dünyada densiz ucundan Sefil baykuş virandadır74. Dert Ortağı: …………………………….. Dostunun derdine ortak olmalı

Page 97: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

97

Ömer KAYA

75. Derviş: Bkz. Omuzu hırkalı ………………………………. İnsandır bu, derviş olur, han olur ………………………….. Soyundum derviş olmaya Hırka ile şalım da yok76. Derviş gibi gezen: ………………………………. Hırka geyer, derviş gibi gezerim Yâr için abdala uyarım kalan77. Divane Yâr: ……………………………… Şurda bir divane yârim var deyi78. Dost:79. Dört Kapının marızları: Dört kapının marızların bilemez ………………………………. Hocaya varmadan kitap istiyor80. Düşmana karşı duran: Bkz. Mert81. Düşmanı Görünce ayağa kalkar:82. Düşman gibi dost:……………………….. Düşman gibi dost karşımda Zülüflerin bağlar şimdi

- E -83. Edebsiz: Bkz. Yoldaş84. Ekin: ……………………. İnsan bir ekin misali Seni eken biçer bir gün85. El: Geçen gün karşında durdum el gibi …………………………………. Nazlı sunam Han Aslı’ya benzersin86. Eli Asalı: Bkz. Omuzu hırkalı

Page 98: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

98

87. Eli Gümüşlü: Annacımdan gelen eli gümüşlü Kargısının ucu cevahir taşlı Altı arap atlı, yanı kılıçlı Hele dur bakalım, beyler kalır mı?88. El hakkını alıp haksız yiyenler: Bkz. Cennet, cehennemi yoktur

diyenler89. Elleri mızraklı: …………………………. Elleri mızraklı kolu sıvalı Erleri gördüm de bulandım bu gün90. Emmi: ……………………………….. Bir kız bana emmi dedi neyleyim91. Engel: ……………………… Arada engel türemiş Görüşmeyi, görüşmeyi …………………… Gelen bir engel atar Biten işler gerilenir.92. Eren: ………………………………. Olanca malımı döksem mezada Erenler yanında bilinmez oldu93. Erkânsız: Bkz. Yüzsüz 94. Erkek: Mert olan erkek95. Esir: Bkz. Bezirgân96. Esnaf: Bkz. Usta97. Eş: Bir kaşı karaya eş eyle beni98. Eşinden azmış kurt gibi: ………………………… Eşinden azmış kurt gibi Dağlara düşesin kalan99. Evliya: …………………………. Evliyâ mekânı, murat kapısı

Page 99: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

99

Ömer KAYA

100. Eyi: Yiğit yiğidin yoldaşı Eyilerde ham süt olmaz …………………………… Gamlanma gönül gamlanma

101. Fakı: Sabahtan sabaha fakılar okur ……………………………… Eymirli’den bir kız geldi pınara102. Fani: 103. Ferhat gibi: Ferhat gibi yüce dağlar aşırtan …………………………………. Ahu mudur, engel midir, el midir104. Fırka: Bkz. Öğüde muntazır

- G - 105. Gafil: Gafilken bir dolu sundun sen bana106. Garip: Bkz. Öksüz ………………………………… Gelen geçen garip ölmüş desinler Dünya bir yol, geda gider, han gider

……………………………. Garibin hatırı sorulmaz imiş107. Garip Bülbül: ………………………………. Garip bülbül gibi artıyor ahım Göğsünde din, iman var ise tez gel

…………………………………. Garip bülbül konar öter mi dalda Deli olup gideni yola getirir108. Garptan eser yel: ………………………. Garptan eser yel et beni109. Gazi: Be gaziler, be yoldaşlar ………………………. Ağzımda diller iniler

Page 100: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

100

110. Geda: Bkz. Garip, Garip Şah111. Gezen: İnsafa gel bir çift şeftali lâzım Gece gündüz hayalinle gezene112. Gök yüzünde turna uçmuş gibi: …………………………….. Her dem sevdiğinin sesin işitse Gök yüzünde turna uçmuş gib’olur 113. Gözleri kor: 114. Gözü kanlı deli: Bkz. Arap ata binip cirit atan115. Gözü yaş: O da benim gibi gözü yaş m’ola

116. Gözü yaşı ceyhun: Karac’oğlan der ki, başa yazıldı Gözüm yaşı Ceyhun oldu süzüldü …………………………………… Mezarımın üstü karalandı gel117. Gül: Mevlâm destur verse bir top gül olsam Sokulsam zülfünün aralarına118. Güleç: Yüzü güleç, kendi yaman olmalı119. Gül deren: ……………………………….. Gül derene ne der anan gücücek120. Günahkâr: Bkz. Uçmaklık121. Günahkar Kul: Yürü ey günahkâr kul, dedi bir kız …………………………………… Hemen yoktur imdad bil, dedi bir kız122. Gezen:

- H -123. Hakk’ın Kandilinde gizli sır: Hakk’ın kandilinde gizli sır idim ………………………………… Ak mürekkep idim kızıl kan ettin Türkü irenklere, yandırdın beni

Page 101: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

101

Ömer KAYA

124. Haldaş: Haldan anlar isen haldaş olalım Anasız babasız kardaş olalım Gurbet gezdi isen yoldaş olalım Ucu yâr zülfünde yol gerek bana125. Han: Bkz. Garip, Garip Derviş126. Hani meydan diyen: Otuz bindir, hanı meydan diyenler Seksen bin de sarı postal geyenler Doksan bini dahi serden geçenler Sultan Murad kalkmış kendi geliyor127. Haramî: ………………………………. Haramiye aldırdığım yollarda Ah neyleyim, gönülcüğüm aldırdım128. Hasta: 129. Haşarı: Haşarı da deli gönlüm haşarı ……………………………… Esen yeller zülüfünden tel alır130. Hattap: Bkz. Kaba sofu131. Hayvan: Bkz. Deli132. Hazan gibi solan: Bkz. Tuna suyu gibi çağlayıp akan133. Helek: Hasretinden oldum helek Dardır başa cihan şimdi134. Hızır: Bkz. Ünlü vezir135. Hiçte doğmamış: ……………………………. Hiçte doğmamışa döndürdün beni136. Hoca: ………………………….. Yoksa gökten hoca m’indi137. Hurma: Bkz. Burma

- İ -138. İhtiyar: Bkz. Koca139. İki elle zehir yemiş gibi: Muhannet sofrasında karnın doyuran İki elle zehir yemiş gib’olur

Page 102: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

102

140. İli kahramanlı: İli kahramanlı yerler kalır mı? ……………………………….. Hele dur bakalım, sağlar kalır mı?141. İmanı yok: Bkz. Aklı yok142. İreçber: Onbeşimiz ireçberlik eylese Otuzumuz ağa misli söylese İçimizde serdar olsa birimiz143. Kaba sofu: Kaba sofu gibi meydana çıkar …………………………….. Tilki gibi her deliğe baş sokar Hemen… camide… hattab… istiyor

-K- 144. Kadir bilmez: Bkz. Kötü145. Kahraman yiğit: Kahraman yiğide hayran olursun Bir kere göreyim illerinizi146. Kale: Bkz. Dağ147. Kâmil: Bkz. Kuru ağaçtan meyve bitmiş gibi Kâmil olan belli olur sözünden ……………………………………. Kâkül müdür, zülüf müdür, tel midir148. Kanlı kinli: Bayram gelir kanlı kinli barışır149. Kara: Bana kara diye dilber ……………………… Kaşların kara değil mi?

Beni kara diye verme ……………………… Çekilir, kara değil mi150. Kara domuz etini öğün etmiş: Öğün etmiş kara domuz etini Dinleri var bizim dine benzemez151. Kara kul: Kapısında kara kullar olduğum ………………………………. Dolansa boynuma akça bilekler

Page 103: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

103

Ömer KAYA

152. Kardaş: Bkz. Haldaş153. Kargısının ucu cevahir taşlı: Bkz. Eli gümüşlü154. Kaygılara eş: Aklım şaştı, kaygılara eş oldum Aman beyler, bakın ben bir hoş oldum Ben âşıkım, ateş olur, yan olur155. Keklik: Bkz. Şahin 156. Keleş: Keleş değilim ki kervanlar bozam Ben senin derdini çekemem gönül157. Kendisin bilmez: Dokunur hatıra kendisin bilmez Asılzadelerden hiç kemlik gelmez …………………………… Darılıp da başa kakıcı olma158. Kerpiç: Kerpiç olam, yapılayım yapına ………………………………. Kömür gözlüm yârim idin bir zaman 159. Kızıl kan: Bkz. Hakk’ın kandilinde gizli sır idim160. Koca: Kocadım, ihtiyar oldum kardaşlar ………………………………….. Yağlıca höşmerim koymak isterim161. Kocalık: Kocalıkta devran sürülmez imiş162. Koç: Bkz. Pîr Karac’Oğlan der ki, koç’tum çağımda …………………………………… Yolunu yitirir, dağı yandırır163. Koçak: Bkz. Bıçak164. Koç çelebi: Bkz. Koç yiğit165. Koç yiğit: Koç yiğit eğlencesi koç çelebi Çevresi reyhanlı bağlar görünür Koç yiğitler yatamıyor derdinden ……………………………… Saydım altı güzel indi pınara Issız kalmaz koç yiğidin yatağı Varır bir kötüye değer eteği Geri dur ha benli dilber geri dur

Page 104: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

104

Koç yiğide düşen dilber Al çiçekle korulanır

Arap atta burak olur Koç yiğitte yürek olur Bun deminde gerek olur Yiğide hor bakmak olmaz

……………………………… Koç yiğit kıymatı bilinmez oldu166. Kolu sıvalı: Elleri mızraklı, kolu sıvalı Erleri gördüm de bulandım bu gün167. Komşu: Bkz. Yoldaş168. Konuk: ……………………………….. Dilber kerem eyle konuk al beni169. Köle: Bkz. Kumaş, Zengin ………………………………… Götür sat pazara kölem var deyi170. Kötü: Bkz. Yiğit, Koç yiğit, Yâr Yiğit olan gizli sırrın bildirmez Kötüler sevdiğin dile getirir Bir kötüye yolu düşer Kadrin bilmez yer almayı

Kötülere gayret olmaz namusu …………………………………. Güzellerden sıdkım sıyrıldı, gönül171.Kötülerle konup göçücü: Seni bir mecliste hacil düşürür Kötülerle konup göçücü olma

Page 105: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

105

Ömer KAYA

172. Kul: Bkz. Âşıkların âlâsı, Yayla Karac’Oğlan kapınızda kul gibi ………………………………… Kokar gider bir gözleri sürmeli

Kapında eğlenip kulun olayım Sorarlarsa de ki, benim kulumdur173. Kulağı küpeli oğlan: Kulağı küpeli oğlan yetirir Babası evine giresi kızlar174. Kumaş: Kumaş olam arşın arşın yırtılam ………………………………. Felek beni nazlı yârdan ayırdı

Kumaş oldum terzilerde biçildim Geyin sarıl, ak tahtaya bas gelin 175. Kurt: Bkz. Mert 176. Kurt bakışlı: Yiğit olan yiğit kurt gibi bakar ………………………………. Yiğidin ardında duran olmalı 177. Kurt bilekli: On altıda kurt bilekli ………………………… Esen poyraz yele benzer178. Kurt eniği: Bkz. Mert179. Kuşak: Bkz. Uşak180. Kuru ağaçtan meyve bitmiş gibi olur: Kur’ağaçtan meyve bitmiş gib’olur Kâmil olup kendi kendin bilince Cevahirden yükün tutmuş gib’olur181. Küçücük: Küçücüksün dayanaman belâma182. Küfre uyarı: Bkz. Aklı yok183. Kül: Bkz. Odun ………………………….. Yanıp ateşine kül olacağım

Page 106: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

106

- M - 184. Mavi donlu: Bkz. Altı Arap atlı185. Mecbur: 186. Mecnun: Hiç mi yok sevdiğim, göğsünde iman Beni mecnun eden yârda nem kaldı

Bir güzelin mecnunuyum efendim …………………………………. Benim gönlüm şu güzele bağlıdır Mecnûna dönmüşüm bilmem gezdiğim …………………………………….. Lâle midir, sünbül müdür, gül müdür

Senin aşkın beni mecnûn eyleyen ………………………………….. Dudu dillerine göresim geldi187. Mehdi: Dünyadan yetmiş bin peygamber geçti ……………………………………… Muhammed Medine’de Mehdi yoldadır188. Melil melil: Melil melil olmuş yatur Zindanda kullar iniler189. Melül mahzun: Karac’Oğlan melül mahzun oturur …………………………………. O dünyada ataş olmaz, nâr olmaz190. Merdan: Bkz. Aşnasın ağlatan 191. Merdoğlu mert: Merdoğlu merdim ben, sözümden dönmem Çıktı sözüm, yâr yolunda bil beni192. Mert: Bkz. Erkek, Yiğit Nice mertler durur mert ülkesinde Adam heveslenir eğlenmesinde ………………………………….. Eğleşilmez kisb-ü kâr olmayınca

Page 107: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

107

Ömer KAYA

Karac’Oğlan dert mert gibi Yanar yüreğim od gibi Bir ok yemiş bozkurt gibi Sen d’olasın benim gibi

Düşmanlara karşı duran mert olur Şahin kocasa da vermez avını Ta ezelden kurt eniği kurt olur193. Mevlâ’nın sevgili kulu: En sonunda yapracını soldurur Mevlâ’nın sevgili kulu isen de194. Mihman: Ânı gurbet ile mihman ederler ……………………………….. Bir gececik mihman olsam koynunda195. Misafir: Bir gececik misafirim koynunda Ne olursun sermayenden nen gider196. Muhannet sofrasında karnın doyuran: Bkz. İki elle zehir yemiş gibi197. Muhtaç: Muhtaçlara bir şeftali varmeli Cömertlikten kesilmesin eliniz198. Müşteri:

- N - 199. Naçar: Naçar kaldım şu yavruyu öğmeden200. Nâmert: Bkz. Yiğit201. Namussuz:Bkz. Yoldaş202. Naşî: Deme râzını naşîye …………………….. Zulüm deyi ağlarım

- O - 203. Odun: Odun olam ocağında Yak od’una kül et beni204. Oğlan: Oğlan burada çokça durdun Ağam gelir döğülürsün

Page 108: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

108

205. Omuzu hırkalı: Omuzu hırkalı eli asalı Derviş ağlar, bana şalımdan oldu206. On parmağı kırmızı: Beni öldür, bas ellerin kanıma Desinler ki, on parmağı kırmızı207. Osmanlı: Haleb’i Osmanl’alacak Dağı taşa katar bir gün

- Ö - 208. Öğüde muntazır: Yiğit olan muntazırdır öğüde Ben yiğit isterim fırka dağıda Yiğidin başında duman olmalı209. Öksüz: Öksüzüm, garibim, bana yazıktır Destursuz koynuna giremiyorum

Şimdi öksüz kaldım kırık saz ile Ah ettikçe tüter dumanım dağlar210. Ölen: Kız ne diyon şu derdinden ölene

- P -211. Paşa: Bkz. Bey, Ağa212. Pervane: Yârinden ayrılan döner pervane Bülbül figanını güle düşürür213. Pîr: Pir olmayan aşka gelmez …………………………. Hak’tan rıza gelmemiştir.214. Pul: ……………………………. Adım altın iken pul olacağım

- R - 215. Rüsvay: Bkz. Deli

- S - 216. Sabi Masum: Bir sabi masuma döndürdün beni

Page 109: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

109

Ömer KAYA

217. Sadık: Bkz. Âşık Âşıklar, sadıklar kavuşur elbet ………………………………… Sevdiğim, gözüme tüter ayrılık 218. Sağlar: Bkz. İli kahramanlı219. Sak yabancı220. Salâ veren: Kulağım duymuyor bir ezan sesi Minareden salâ verenler hani221. Sarhoş: Bkz. Deli222. Sarı postal giyen: Bkz. Hani meydan diyen223. Sarraf: Güzel benlerine sarraf olayım Saydım benlerini binden ziyade Sarrafı da bilir altın akçeyi224. Sefil Yakub: Şu sefil Yakub’un şirin dilleri Turna, yârin selâm saldı gel diye225. Serdar: Bkz. İrecber Güzeller üstüne serdar ben olsam ………………………………. Sokulsam zülfünün aralarına Şehitlere serdar oldu Genç Osman226. Serdarlar serdarı: Bkz. Altı Arap atlı227. Serden geçen: Bkz. Hani meydan diyen228. Sert yiğit: Sunam gurbet ilin kahrı Yumşak eder sert yiğidi229. Sevdiğinin halinden bilen: Bir güzel seversen sözünden dönmez Sevdiğinin halinden de bilmeli 230. Sevenin sözünden geçici: Sev seni seveni zay etme emek Sevenin sözünden geçici olma231. Seyyah: Seyyah oldum gezdim gurbet elleri ………………………………….. Çok çektim ölümden beter ayrılık

Page 110: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

110

232. Siyah postal geyecek: Yetmiş bin var siyah postal geyecek Seksen bin var Allah Allah diyecek Doksan bin var tatlı cana kıyacak Yüz bini de Tatar Han’dan geliyor233. Siyah şapka giyer: Bkz. Aklı yok234. Sultan: Mısra sultan olsam istemem kalan Dost ağlayıp düşman güldükten geri235. Sulu sepken: Sulu sepken gibi yere yağarım236. Sürme: Bkz. Burma

- Ş - 237. Şah: Sana muhtaç bunca şahlar, gedalar ………………………………… Böylece münasip giymek isterim238. Şahan: Döner deli gönül şahana dilber239. Şahbaz: Şahbazımız var idüğün bilelim240. Şah-ı merdan: Şah-ı merdan idi adı ……………………… Ayruk Ali gelmemiştir.241. Şahin: Bkz. Mert Şahin gibi yükseğinde uçarken ………………………………… Susuz pınarlardan kandırdı beni242. Şehit: Öldüğüme kaygı etmem ağalar İmam ile gidem, şehit mert olur243. Şevketli: Şevketli efendim, sultanım vezir ………………………………. Benli boza binmiş o da geliyor244. Şeyhlerin piri: Hacı Bektaş Velî şeyhlerin piri …………………………………. Acap gezsem mavi donlum var m’ola245. Şirin sözlü: Bkz. Âlim

Page 111: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

111

Ömer KAYA

- T -246. Tatlı cana kıyacak: Bkz. Siyah postal geyecek247. Tepesi tuğlu:Bkz. Altı Arap atlı 248. Terli: Terlisin sevdiğim sil, dedi, bana249. Tilki: Bkz. Kaba sofu250. Top gül:Bkz. Serdar251. Tuna suyu gibi çağlayıp akan: Tuna suyu gibi çağlar, akarım Yel estikçe hazan gibi solarım ……………………………….. İşte güzel adam, şöyle halim var252. Türkmen: Soyum Türkmen, Türkmen olsun güzelim Ölürsem ben o illerde ölürüm

- U -253. Uçmaklık: Uçmaklık olanlar gitti uçmağa Günahkâr olanlar yansa gerektir254. Uluların ulusu: Sultan Murad uluların ulusu Hacı Bektaş velilerin velisi Altmış bin de Urumeli delisi Sultan Murad kakmış kendi geliyor255. Urumeli delisi: Bkz. Uluların ulusu256. Usta: Ustalar yapıyı tersine yapar Esnaflar işine hiyleler katar Zemane kadısı altına tapar Doğru hak, şeriat sürülmez oldu257. Uşak: Karac’Oğlan uşak olsam Yâr belinde kuşak olsam Bir atlastan döşek olsam Yâr altına serse beni258. Ünlü vezir: Genç Ali Paşa da bir ünlü vezir …………………………………. Hakk’tan imdad oldu yetişti Hızır Sultan Murad kalkmış kendi geliyor

Page 112: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

112

259. Vefasız: Var git hey vefasız kul, dedi, bana260. Velîlerin velisi: Bkz. Uluların ulusu261. Viran: Gayet durgun ister silâhı, atı Yiğit el çekmeyip viran olmalı- Y - 262. Yabancı: Bkz. Sak yabancı263. Yaman: Bkz. Yüzü güleç264. Yanı kılıçlı: Bkz. Eli gümüşlü265. Yangın: Yangına su dökmemişin ……………………… Yok mu kalbinin imanı266. Yâr: Minnet ile gelen yâr Yiğit yiğide yâr olmaz ………………………. Gamlanma gönül gamlanma267. Yâren: 268. Yavuz ata binen: Bkz. Ceran269. Yayla: Güzel sinende yaylayım …………………….. Divanına kul et beni 270. Yıkıcı: Bkz. Ârif271. Yıkılıp düşen: Yıkılıp düşene gülme sakın sen Yiğit düşüp kalkmayınca bell’olmaz272. Yiğidin kıvı: Atın eşkini de yiğidin kıvı …………………………… Açıp kanadımı uçamıyorum273. Yiğit: Bkz. Ağzı açık nâmert, Bülbül, Koç yiğit Dedi, yiğit bizle del’olan gider

Yiğit olan kimse saklar sırrını Kötü kalbindekin dile getirir

Yiğit olan gizli sırrın bildirmez Kötüler sevdiğin dile getirir

Page 113: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

113

Ömer KAYA

Bir yiğit gurbete girse ……………………… Yaş, gözüne dolar gelir

Yiğit gölgesinde yiğit saklanır Nâmertlerde gölge olmaz, ar olmaz274. Yol: Bkz. Yâr …………………………….Döşeyip özümü yol olacağım276. Yoldaş: Bkz. Haldaş, Yiğit, Gazi, Eyi yiğit Yoldaş olma, yolun bilmez yolsuza Komşu olma, sözün bilmez densize Meyil verme edepsize, arsıza Âkıbet ırzına hile getirir

Yalnız git, yoldaş olma yüzsüze Selâm verme erkânsıza, yolsuza Komşu olma namussuza, arsıza Âkıbet üstüne hile getirir 275. Yolcu: Ben yolcuyum, beni yoldan eğleme Ver bana bir öğüt, aklım şaşkındır277. Yolsuz: Bkz. Yoldaş278. Yorgun:279. Yükseklerden uçucu: Katı yükseklerden uçucu olma.280. Yüze gülücü hercayi: Bu yüze gülücü hercayilerde ……………………………… Kerem eyle gönül, gel vazgelelim281. Yüzü güleç: Yiğidin eyisin neden bileyim Yüzü güleç, kendi yaman olmalı ……………………………….. Gönlünün gamını alan olmalı282. Yüzsüz: Bkz. Yoldaş

Page 114: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

114

- Z -283. Zamane kadısı: Bkz. Usta284. Zengin: Mısır’da çok zengin vardır Kölesi kara değil mi?285. Züğürt: O da züğürtlere güçtür ……………………….. Elbet uçar gider, bir gün

Karaca Oğlan, yaşadığı yöreyi gayet iyi tanıyan birisidir. Onun iyi tanıdığı sadece dağ, tepe, bayır, dere değildir; şehirler, köyler ve hatta dağ başlarında, yaylalardaki iki üç evlik bir oba dahi onun durağı, temaşa ettiği bir seyrangâh ve gönül verdiği bir il olmuştur. Onlara bir şeyler vermiş, ama onlardan çok şeyler almıştır. Onların gözüyle görmüş, onların can kulağı ile dinlemiş, onların gönlüyle sevmiştir. Sükutu altın, sözü gümüş bilmiş, sırası gelmiş onların diliyle dillenmiştir. Onların günümüzün piri fanileri gibi özü ve sözü sadedir. İstikbali düşündükçe bu sadelik daha da artar. Yalnız, o basit ve sade olarak görünen hayatın perde arkasında başlı başına bir kültür yatar. İşte insanımızın asıl bilinmesi gereken yönü bu engin kültür hazinesidir. Burası bir deryadır, dibi görünmez, burası bir iklimdir, nokta onun olan yaşadığı hayattır.

Kadın (güzel-sevgili) adlarını sıraladığımız zaman, onlarda kadının kadınlık tabiatını ve aynı zamanda kadınla dış dünya dediğimiz tabiatın içiçe kaynaştığını görüyoruz. Karaca Oğlan’ın kendisi ve başkalarıyla ilgili kullandığı isim ve sıfatları saydığımız zaman istisnalar dışında olgunluk ve yiğitlerin hakim olduğu bir erkeklik tabiatını görüyoruz. Her ikisinde özetleyecek olursak güzellikle kemalin ağır bastığını görürüz.

SEVİNÇ, ÜZÜNTÜ KAYNAĞI; ŞİKAYETTE BULUNDUĞU KİŞİ VE KONULAR

Karaca Oğlan, gezip tozduğu yerlerin insanlarıyla aynı duygu ve düşünceleri, aynı hayatı paylaşan bir yapıya sahiptir. Onun için halkın şairi, halk şairi olmuştur.

O beraber olduğu insanların sevinciyle sevinmiş, kederiyle kederlenmiştir. Şimdi burada konumuz olan Karaca Oğlan’ın içinde bulunduğu ve tabii olarak etkilendiği toplumun neye sevindiği, nelerden dolayı üzüntü duyduğudur.

Çevresindeki insanları sevindiren veya yeise sevkeden şeyleri eğer yukarıdan aşağıya doğru sıralayacak olursak netice itibariyle şunu görürüz. Bu insanlar çok kolay sevinir, sevinme eğiliminde olduğu için küçük şeyler onun sevinmesine yeter. Bundan dolayı küçük iyilik ve ikramlar yıllarca

Page 115: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

115

Ömer KAYA

unutulmazlar. “İyilik et denize at, balık bilmezse Hâlık bilir.” atasözüyle bir bakıma

insanlar iyiliğe teşvik edilmektedir. İşin doğrusu, iyiliği esasta Hâlık bilmek üzere, halk da bilir.

“Acı bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır.” Bir küçük ikram, bir acı kahvenin unutulmaması, yıllarca hatırı sayılması, insanımızın güzelliğini anlatır.

“Mü’minler ancak kardeştirler” Hadîs-i şerîfinde olduğu gibi, insanlar birbirlerine bu duygular içinde yaklaştığından pek çok iyilik ve ikramı kaale almazlar. İyilik ve ikram sahibi olarak görünmek, hele hele öne çıkmak onları utandırır. Bir güzel davranışından dolayı, aslında hak ettiği halde, kendine teşekkür edildiği zaman mahcubiyetinden terler. Dolayısiyle, Karaca Oğlan’da görüldüğü gibi, iyilik dört sebepten ötürü yapılır veya yapılmalıdır.

Birincisi, Allah’ın emri olduğu ve O’nun rızası için,İkincisi, iyilikte muhatabı kardeşi olduğu için.Üçüncüsü, yaptığı iyilik ya bedenin veya malının zekâtıdır. Dolaysiyle bu

iyilik bir sıhhate, bir berekete karşılık olduğu için.Dördüncüsü, Hz. Ali misali, yapılan iyiliğin tekrar aynen kendisine

geldiği için.İzah edildiği vechiyle ve biraz sonra metinlerde görüleceği üzere,

Karaca Oğlan’ı sevindiren birkaç örnek: Sevgiliye kavuşmak, yârin gülmesi, sevdiğinin sesini işitmesi, çiğdemin açması, Arap atı olmak, yârinin yağlığını yüzüne örtmesi, kuşların ses vermesi, baharın gelmesi, Aşireti olmak…

Aslında Karaca Oğlan ve toplumu, din vatan, namus, şeref ve haysiyet konularında rencide edilmeye gelmez. Zira bu konular onlar için hassas konulardır. Bu yüzden sevinmesi kolay, ama üzülmesi zordur. Yani bu yüce duygular zedelenmedikçe, rencide edilmedikçe infiâl göstermez.

Genelde sabır ve tevekkül anlayışının üst sınırı zorlandığı zaman, tabii olarak duygular değişmeye başlar. Bu andaki “affetme” gibi bir yüceliği de aşarsa, bundan sonra söyleyecek söz kalmaz. Âşıklara gelince, onların hassasiyetini nazarı itibare alarak üzüntü kaynağını biraz genişletmek ve hafifletmek gerekir. Her âşık gibi, Karaca Oğlan da gerçek üzüntüyü, kızgınlığı ve kırgınlığı bilmektedir. Elbette “sevgilinin yönünü öte döndermesi” bir geçici kederdir ve ancak âşığa, âşıklığa mahsustur.

Karaca Oğlan’a keder veren konulardan birkaçı şunlardır: Sevgilisinin salınıp gezmesi; sevgilinin yönünü öte döndermesi; sevgilinin kaşını kaldırıp gülmesi; emmiden, dayıdan, dosttan yâd olmak; bir bağ dikip yetirememesi…

Yakındığı, şikâyette bulunduğu konular ise diğerlerinden farklıdır. Bunlar genelde halkın da rencide ve hatta bazan bizar olduğu konulardır. Yine bunların pek çoğu “âşıklık kârı”nı aşar. Dinî, ahlâkı, hukuku, örf ve âdetleri zorlar. Günah, gayrı ahlâki, abes, ayıp veya cürüm olarak değerlendirilen bu

Page 116: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

116

davranışlar her devirde az veya çok görüldüğü üzere diğer insanlar kadar bu hassas insanları da üzmüş, sitem ve şikâyetlerine sebep olmuştur.

Hakkında yakındığı ve şikâyette bulunduğu kişi ve konulardan birkaç örnek: Altına tapmak. “Allâh’a eş koşma, doğrusu eş koşmak büyük zulümdür.” (Lokman:13), gıybet edilmesi. “Ey iman edenler, eğer bir fasık size bir haber getirirse onu (iyice) tahkik edin. (Yoksa) bilmeyerek (başka) bir kavme sataşır, zarar verir, yaptığımıza pişman olursunuz. “(Hucurât:6), rüşvet alınması. “Allah, rüşvet verene de alana da lanet etmiştir. (Hadis-i Şerîf ),

hiyle edilmesi. “Bir millet eksik ölçtüğü zaman da Allah onu kıtlıkla cezalandırır, ziraattan mahrum eder.” (Hadîs-i Şerif ), Tanrı’nın ödüncünün verilmemesi. “Zekâtını vermeyen milletler de Allah tarafından yağmursuz bırakılır.” (Hadîs-i Şerif ), Namazın terk edilmesi. “Namaz dinin direğidir.”, Vatanın diken, yâdelin gülistan olması. “Vatan sevgisi imandandır.”

Şimdi, yukarıda izah edildiği üzere, bahsi geçen konuları, üç ayrı başlık altında Karaca Oğlan’ın şiirlerinden örnekler vererek görelim:

A. SEVİNÇ (MUTLULUK) KAYNAĞI1. Nice mertler durur mert ülkesinde Adam heveslenir eğlenmesinde

2. Ayrılanlar elbet bir gün kavuşur Ağlama sevdiğim, gül, dedi bana

3. Ben senin olurum kasavet çekme Yeter ağladığın gül, dedi bana

4. Gülerek ağladım yâri görünce Yazıktır ağlama, dedi önünce Sazım göz yaşıma hemen uyunca Ağlama sevdiğim, çal dedi bana

5. Firkat günlerinde kara bağlarken Vuslat günlerinde böyle ağlarken

6. Yüzelli keselik malım olsa da Gönül eğleyecek yâr ver, sen bana

Page 117: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

117

Ömer KAYA

7. Yarın mahşer günü cennet âlâda El atıp tutmaya dal ver, sen bana

8. Arap atı olan iştahlı biner Aşireti olan yaylağa konar Aşnası olan da yolları döner Belki sevdiceğim döner geriye

9. Arılar da petek verir sırınan Gönlümün gamı da doldu nurunan Gizli gizli konuşurdun yarınan Ecel böyle, devre zaman da geldi

10. Yârimin giydiği alların hası Silindi gönlümün kalmadı pası

11. Sabahtan uğradım ben bir güzele Ağlatmadı güzel, güldürdü beni Ben güzelden böyle vefa ummazdım Ak göğsün üstüne kondurdu beni

12. Kahpe felek güldü, ben de şâd oldum

13. Zevkim artar, gelir gönlümün şanı Sevdiğim benimle olduğu zaman Defeder giderir gönlümün gamın Yâr gelip yanımda güldüğü zaman

14. Söyledikçe lezzet verir sözünde Dün-ü gün hayali iki gözümde Hüda emri ile o mah yüzünde Ak güller açılır güldüğü zaman

15. Kasvetli gönlümün gamın eriden Karanlık kalbimin çırası kızlar

Page 118: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

118

16. Kara bahtım dolaştırır Her ne dersem ulaştırır Mevlâm bizi kavuşturur Kalbin, gönlün serin olsun

17. Bir yiğit sevdiği yakın olana Günde düğün bayram etmiş gib’olur

18. Bir yiğit yaslanıp dizine yatsa Yârinin yağlığın yüzüne örtse Her dem sevdiğinin sesin işitse Gök yüzünde turna uçmuş gib’olur

19. Sarı çiğdem durur divana Bütün kuşlar gelir lisana Bir ferahlık doğar insana File beli işledi mi

B. ÜZÜNTÜ (KEDER-SIKINTI) KAYNAĞI1. Yiğit de ne desin day’olmayınca

2. Karac’Oğlan der ki, salınıp gezme Gören âşıkların bağrını ezme

3. Sen ne diyon, aşkın benim canıma Del’ediyon, öldürmüyon ne fayda

4. Döşüne vurmuşsun beyaz halıyı Ahmak buldun, söylediyin deliyi

5. Beni görüp yönün öte dönersin

6. Sen kaşını kaldırmıyon ne fayda

Page 119: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

119

Ömer KAYA

7. Felek çakmağını üstüme çaktı

8. Şu bağrım kül oldu hep yana yana

9. Aşk elinden yüreciğim bereli

10. Sazım da acı bir feryada daldı Çırpındı gönlümde aşkım bunaldı Yanıklı ahını göklere saldı Felek de bu halde kal, dedi bana

11. Karac’Oğlan kan döküyor gözünden Yârin rengi uçtu gitti yüzünden Anlamıyor şimdi benim sözümden Sayıklarken, âşık çal, dedi bana

12. Eşinden ayrılan ah çeker ağlar

13. Kızlar gitti diye pınar ağladı Acıştım, yüreğim yandı pınara

14. Aciz kaldım şu gönlümün elinden Benim gitmediğim yollar mı kaldı ………………………………….. Başıma gelmedik haller mi kaldı

15. Taşkın sular gibi akıp çağlarım Didarın görüben gönül eğlerim Dünyaya geleli her dem ağlarım Çeşmim karışmadık seller mi kaldı

16. Yârda insaf yoktur, bende yok derman Yazık kı işlerim Allah’a kaldı

Page 120: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

120

17. Aman Karac’Oğlan aman, bunaldım Aşkın çöllerinde şaşırdım kaldım Bir püsküllü derdi başıma aldım Bu azgın dert beni gurbete saldı

18. Karac’Oğlan der ki, severim candan Can esirgemezdim, cananım senden İşittim, sevdiğim vazgelmiş benden Giderim gurbete, daha nem kaldı

19. Kumaş olam arşın arşın yırtılan Köle olam çarşılarda satılam Vadem yetmedi ki, ölem kurtulam Felek beni nazlı yârden ayırdı

20. Dolandım dağları, borlara düştüm Kız senin derdinden odlara düştüm Çaresi bulunmaz dertlere düştüm Dostunun derdine ortak olmalı

21. Bir gülceğiz istedim de vermedi Çocuk kadar hatırımı görmedi Bilmem garip sandı, yoksa bilmedi Kalsın sana top zülüfü burmalı

22. Ötme garip bülbül ben de garibim

23. Öğlenedek kalkmaz başımın pusu Silindi kalmadı kalbimin pası Kulağım duymuyyor bir ezan sesi Minareden salâ verenler hanı

24. Sizin sevdanıza düştüm düşeli Yanıyor yüreğim kor gibi gibi

Page 121: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

121

Ömer KAYA

25. Karac’Oğlan çok ağladım gülmedim Aradım derdime derman bulmadım Bunca gündür bir minnete gelmedim Kerem eyle, mahzun gönderme beni

26. Yalanmış dünyanın ötesi yalan Felektir muradım elimden alan Mısra sultan olsam istemem kalan Dost ağlayıp düşman güldükten geri

27. Dost elinden içtim içtim mat oldum Kahpe felek güldü ben de şad oldum Emmiden, dayıdan, dosttan yad oldum Ne yaman uzağa attı yol bizi

28. Karac’Oğlan devranım var gamım var Yâr yitirdim, düşüncem var, gamım var Yedi derya içinde bir gemim var Atar m’ola bir kenara sel bizi

29. Ben şu dünyada konup göçmedim Dost elinden dolu bade içmedim Kusurum bilmedim hata işledim Kusur benim değil, dilimden felek

30. Şu yalan dünyaya geldim geleli Şakıyıp gülmedim, hey zalım felek Her ne tuttum ise aldın elimden Nice bir divane dolanam, felek 31. Eller göçün çekti, bense göçmedim Yâr elinden dolu bade içmedim Bilmem hata ettim, kusur işledim Cahilim, kıymatın bilmedim felek

Page 122: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

122

32. Seyyah oldum gezdim gurbet elleri Kâr etti bağrıma, yeter ayrılık

33. Şu aşkın ataşî sönmüyor serde Ah çeker ağlarım gezdiğim yerde Ben burda kalmışım, dost gurbet ilde Beni ilden ile atar ayrılık

34. Bağlandı yollarım, kaldım çaresiz Gayrı dünya bana aralandı gel Derildi dertlerim, artsız arasız Üst üste dizildi, sıralandı gel

35. Yâri görse idim haftada ayda Sevip ayrılmaktan ne buldum fayda Azrail göğsümde, canım hay hayda Ciğerimin başı yaralandı gel

Karac’Oğlan der ki, başa yazıldı Gözüm yaşı ceyhun oldu, süzüldü Kefenim biçildi, kabrim kazıldı Mezarımın üstü karalandı gel

Garip bülbül gibi atıyor âhım Göğsünde din, iman var ise tez gel Hayli demdir bekliyorum yolunu Kalmadı takatım, amanın tez gel

36. Yarsız kalan dünya başıma zindan 37. Ben âşıkım, Karac’Oğlan’dır adım Eridi karlar da kalmadı tadım Verdiler güzeli ben almam dedim Gezerim zararda, kârımı bilmem

Page 123: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

123

Ömer KAYA

38. Bıktım, usandım da acı dillerden Yandım yakıldım ben ateşlere Vardım takıldım da ben bir neştere Delindi ciğerim, serildi yere Beni kaldıracak el bulamadım Benim bu dünyaya geçmiyor nazım Felekten kalmadı gayrı niyazım Halimi sen anla hey iki gözüm Derdimi diyecek dil bulamadım

Bağıran, çağıran âciz bülbülüm Ne kadar bağırsam duymuyor gülüm

39. Karac’Oğlan der ki, bu bize n’oldu Koynumuz köpüklü kan ile doldu Saatim ay oldu, günüm yıl oldu Gelip geçmez kara günden usandım

40. Gözüm açık gider, sarmasam seni Amanın ağalar, kınaman beni Varıp kapısına kul olacağım

41. Dostun bahçesine yâd eller dolmuş Gülünü toplarken fidanın kırmış Şunda bir kötünün koynuna girmiş Şu benim sevmeye kıyamadığım

42. Ağırdır kalkmıyor yükümün tayı Demirdir çekilmez feleğin yayı Aradım cihanı, nazlı yâr deyi İl içinde olan sözden usandım

Page 124: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

124

43. Şu yalan dünyaya geldim geleli Bir bağ dikip meyva yetiremedim Alnı perçemli, kulağı küpeli Yârin gölgesinde oturamadım

44. Kadalı, kavgalı şu benim başım Yüklendi barhanam, kaldı kardaşım Her daim akıyor gözümden yaşım Ağlama gözlerim, senden usandım

45. Karac’Oğlan der, nedir çareye Cerrah neyler yürekteki yâreye Gönül düştü şimdi kaşı kareye Akar gözüm yaşın dindiremedim

46. Eğer sevdiceğim benim olmazsa Bakın şu gözümün yaşına benim 47. Gittim gurbet ele geri gelinmez Kim ölüp de kim kaldığı bilinmez Ölsem gurbet ilde gözüm yumulmaz Anam, atam, bir ağlarım yok benim

48. Bir ulu korkum var kahpe felekten Bir gün ağu katar aşıma benim

49. Sensin gönül şu dünyadan farıdan Ah çekiben yüreğimi eriden

50. Ala gözlerini sevdiğim dilber Uyuyup uykuya kanamaz oldum Deli miyim, mecnun muyum, ben neyim Sırrımı yâd ele veremez oldum

Page 125: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

125

Ömer KAYA

51. Kara günde doğurmuş beni anam Kan ile yuğrulmuş temelim, binam Safasız ataşa ben nice yanam Ayıkmıyor sefil başım belâdan

52. Uluların sözlerini tutmadım Divane gönlümü hiç terk etmedim

53. Ellerin yüzünden çektiğim ceze Bir ben miyim şu âlemi dolanan

54. Azrail gelmiş de yârim almaya Ya ben kimler ile kalayım kalan Artırdılar firkatimi zarımı Bağrımı yerlere süreyim kalan

…………………………….. Yârin dedikleri acı söz oldu Ağlarım giderim, gülerim kalan

55. ……………………………… Irak yerden kem habarın duyarsam Döğünürüm kara bağrım taşınan Dinleyin ağalar hata işledim Hayrı bıraktım da şerre başladım Öpem derken al yanaktan dişledim Kurt yiyip te çürüyesi dişinen

56. Aceplenmen benim ağladığıma Bir od düştü, yüreğimde yaram var Çevrilirim çevrilirim dönerim İşte güzel adam, şöyle halim var

Page 126: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

126

Yel estikçe hazan gibi solarım Bir güler isem beş gün ağlarım ………………………………..

Allah eksik etsin şöyle zalımı Âlemlere destan etti halimi Niceden bir kâfir etti zulümü Ne oturup ne duracak halim var

57. Aman Tanrı’m benim yârim gücenmiş Beni görse yoldan çıkar yan gider Gönül suyu gözlerimden akıyor Ah ettikçe ciğerimden kan gider Gelen geçen garip ölmüş desinler Dünya bir yol, geda gider, han gider

58. Ağrır başım, kulaklarım çınılar Yaralarım göz göz oldu, yeniler Hastaların derdi vardır, iniler Sağlar melil melil, bilmem nedendir

59. Gam kasavet kalkmaz oldu başımdan Şâd olup ta gülmediğim, nedendir Gece gündüz yalvarırım Mevlâ’ya Dileklerim kabul olmaz, nedendir

Eyi günde yâran, ahbab çok olur Dar günümde dost bulunmaz nedendir

Şu gezdiğim Urum mudur Şam mıdır Başımdaki kasvet midir, gam mıdır Kime eylik etsem sonu kem midir Bir gün olsun selâm salmaz nedendir

Page 127: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

127

Ömer KAYA

60. Gurbette ömrüm geçecek Bir daracık yerim de yok Oturup derdim dökecek Bir münasip yârim de yok Gönlüm bir güzele düştü Sarfedecek malım da yok Soyundum derviş olmaya Hırka ile şalım da yok Fâni Karac’Oğlan fâni Toprak emer tatlı canı Hastalandım, ilaç hani Bir acısız ölüm de yok

61. Dilber, âlemde aşk oldu Nicolur göresin kalan Terkedesin adı sanı Yerlere çalasın kalan Bir körpe derdine düşüp Sararıp solasın kalan

Hiç dert olmaz bu dert gibi Yanar yüreğim od gibi Eşinden azmış kurt gibi Dağlara düşesin kalan

62. Karac’Oğlan der, kondum, göçülmez Acıdır ecel şerbeti, içilmez Üç derdim var birbirinden seçilmez Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm

63. Dilim söyler amma, gözlerim ağlar Bülbül gülden, ben yârimden ayrıldım

Page 128: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

128

64. Şu yalan dünyaya geldim geleli Deli gönlümün düzeni bozuldu Felek tabancasın belden çekince Avlağım, sulağım, evim bozuldu

65. Hey ağalar ben bir hayrette kaldım Tanrı’nın ödüncü verilmez oldu Olanca malımı döksem mezada Erenler yanında bilinmez oldu Ustalar yapıyı tersine yapar Esnaflar işine hiyleler katar Zemane kadısı altına tapar Doğru hak, şeriat sürülmez oldu

Şimdiki beylerin sazı çalınmaz Az rüşvet versem o da alınmaz Boynumuza farzdır beş vakit namaz Tanrı’nın namazı kılınmaz oldu Karac’Oğlan de ki, dertlerim çoktur …………………………………….. Koç yiğit kıymatı bilinmez oldu

66. Şu yalan dünyaya geldim geleli Deli gönlümün düzeni bozuldu Felek tabancasın belden çekince Avlağım, sulağım, evim bozuldu Şu yalan dünyaya ezelden geldim Uyudum, uyandım, hep mihnet gördüm Çınarlara belim verdim oturdum Çınar çürük imiş, kökten bozuldu

Page 129: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

129

Ömer KAYA

Şu dünyanın iki imiş kapısı Geldi geçti ak günümün hepisi Mermer sandım, kerpiç imiş yapısı Yağmur yağdı, yapıları bozuldu

………………………………… Der iken, asrığım Şam’a çözüldü

HAKKINDA YAKINDIĞI VE ŞİKÂYETTE BULUNDUĞU KİŞİ VE KONULAR

1. Aşk elinden yüreciğim bereli

2. Vadem yetmedi ki, ölem kurtulam Felek beni nazlı yârden ayırdı

3. Aciz kaldım şu gönlümün elinden

4. Kız senin derdinden odlara düştüm 5. Ötme garip bülbül ben de garibim Emmiden, dayıdan, dosttan yâd oldum

6. Kusurum bilmedim hata işledim Kusur benim değil, dilimden felek

7. Sevmeseydim senin gibi sertleri Ah neyleyim, akıl başa yâr değil

8. İmdat umar iken akar sellerden Kendim gibi akan sel bulamadım

9. İslâm dinini kim yaslar Kakıyan yârine küser Eser seher yeli eser Dokanan dallar iniler

Page 130: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

130

İslâm dinini yasdılar Beni yârimden kesdiler Süreyin deyu asdılar Urganda gerdan iniler

10. Gel âşık bak şu mahlûkun işine Amel kazanmadan sevap istiyor Umurun halinden bilmeyen kişi Ârifin ağzından cevap istiyor Dört kapının marızların bilemez Başı canı yoluna koyamaz Okuyup da elifbeyi diyemez Hocaya varmadan kitap istiyor

Fehmetmez kelâmı, acıdır sözü Ne bilsin şekeri, şap sanar tuzu Kulluk makamına ermeden özü Cenâb-ı Mevlâ’dan hitap istiyor Kaba sofu gibi meydana çıkar Yanaşman yanına nefesi kokar Tilki gibi her deliğe baş sokar Hemen camide de hattap istiyor

Karac’Oğlan der ki, çoğaldı adû Seyrettim cihanı, kalmamış tadı Kanaraya dönmüş kelp ilen kedi Utanmadan dönmüş kebap istiyor

11. Bir birliğe yetüptürüz Aşk ateşin tutupturuz Gerimize atupturuz Namus ile arumuzu

Page 131: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

131

Ömer KAYA

12. Hey ağalar ben bir hayrete kaldım Tanrı’nın ödüncü verilmez oldu Olanca malımı döksem mezada Erenler yanında bilinmez oldu Ustalar yapıyı tersine yapar Esnaflar işine hiyleler katar Zemane kadısı altına tapar Doğru hak, şeriat sürülmez oldu Şimdiki beylerin sazı çalınmaz Az rüşvet versem o da alınmaz Boynumuza farzdır beş vakit namaz Tanrı’nın namazı kılınmaz oldu Karac’Oğlan der ki, dertlerim çoktur ……………………………………… …………………………………….. Koç yiğit kıymatı bilinmez oldu*

13. Bir kötü dilim var irahat durmaz Kötü dil başıma belâ getirir

14. Bu yüze gülücü hercayilerden Kerem eyle gönül, gel vaz gelelim

15. Tımarsız olur mu bağ ile bostan Vatan diken olmuş, yâd il gülistan Sılam seni terkedeyim bir zaman

16. Hasta iken dilim bunu söyledi Yol ver ecel, ben sılama varayım

* İki mısra eksiktir

Page 132: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

132

Doyamadım bu gençliğin çağına Yol ver ecel, ben sılama varayım Şu dünyada Hakk’a yarar yok işim Ecel yasdığına komuşum başım Hanı benim eşim, dostum, kardaşım Yol ver ecel, ben sılama varayım

BEDDUÂ (Bazı Güzellere Ettiği Bedduâlar)

1. Hazret-i Mevlâ’dan dileğim budur Bülbül gibi işin âh-u zâr olsun Bedduâ eylemem sana sitemkâr Gül gibi meskenin diken, hâr olsun Sıracalar çıksın nazik teninde Dilerim ölesin tatlı deminde Yüzün kara olsun Hak divanında Kıyamet gününde başın dar olsun Dilerim Subhan’dan, olma bermurad Cisminde kalmasın bir akçalık zat Cennet yüzünü görme ilelebet Cehennem meskenin, yerin nâr olsun Bu Karac’Oğlan’ı sen ağlatırsın Kadir Mevlâ’m, her murada kadirsin Her dem zebâniler belini kırsın Her vurdukça iki eli var olsun

2. Ahdın amanın var ise Gidelim yerin dar ise Kalbinde hile var ise Cehennemde yerin olsun

Page 133: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

133

Ömer KAYA

3. Ala gözlü nazlı dilber Sen d’olasın benim gibi Zülfü dökük, boynu bükük Sen d’olasın benim gibi

Bahçende güller bitmesin Dalında bülbül ötmesin Kapından cerrah gitmesin Sen d’olasın benim gibi Gül yerine diken bitsin Kuş yerine baykuş ötsün Gözün yaşı sele gitsin Sen d’olasın benim gibi Karac’Oğlan der mert gibi Yanar yüreğim od gibi Bir ok yemiş bozkurt gibi Sen d’olasın benim gibi4. Benim ahdım ak geline kalmaya Çeke çeke bin dert ile ölmeye Gurbet ilde şu kocası gelmeye Daha derdim az, diyesin ak gelin Yaz olanda sıtmalar tutasın Güz olanda terlemeye yatasın Acı acı kırk yıl ağrı çekesin Daha derdim az, diyesin ak gelin

Bacanın üstünde baykuşlar öte Kapının önünde çalılar bite Ben de kargış vermem, ocağın yana Daha derdim az, diyesin ak gelin

Page 134: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

134

Karac’Oğlan der ki, başım başıma Acap değer mola başın başıma Gurbet ilde dert yapışa peşine Daha derdim az, diyesin ak gelin

Karaca Oğlan’ın ettiği bedduâları gözden geçirdiğimiz zaman şu neticeye varabiliyoruz. Aslında o sıradan bir insan, cahil bir müslüman değildir; güngörmüş, kültürlü ve üstelik âşık bir insandır. Dergâh-ı İlâhî’den hayır ve rahmet uman, bedduâ etmez.

İnkisar, ilenme bir eksikliktir. Âşık, kademe kademe bu eksikliği tamamlayacak, günah işlemeye yatkın nefsini terbiye edecektir. Zaten önemli olan eksik yaratılmış olmak değil, inançla ve eylemle bu eksikliği tamamlayıp olgunluğu kazanmaktır. O hayatın hâlî olmadığını gayet iyi bilir. Yani o ilim nedir, ibadet nedir, farkındadır.

“Derlerse, ibadet ne demek: söyle ki bî şekBilmek, yine bilmek, yine bilmek.”

Gerçeğini bildiğinden o ilim ve irfanı yeğ tutmuş ve şöyle seslenmiştir.

Mekteb-i irfandan bir kadem gitme Sana dört sözüm var sakın unutmaBir öğren, bir öğret, bir oku, bir yaz

Beş yüz küsur şiir içinde ancak 4 tanesinde bedduâ edilmiştir. İnkisar ettiği insanlar, türlü türlü insan değildir. Bir dilber, bir gelinden başkasına söylenmemiştir. Bunlar da gerçek bir acının ardından söylenmiş olduğu gibi, bir gelenek gereği de söylenebilir. Pek az sayıdaki bedduâya karşılık, az da olsa duâ ve 27 ayrı parçada bolca övgü yer almaktadır.

DUÂ(Bazı güzellere ettiği duâlar)

1. Ala gözlü benli dilber Cemalinde nurun olsun Eğer beni unutmazsan Cennet-i âlâ yerin olsun

Page 135: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

135

Ömer KAYA

ÖVGÜ (Gördüğü veya gönül verdiği güzellere övgüsü) 1. Yıkılası şu dağların ardına Aşıp gider, bir gözleri sürmeli Cennet-i âlâda bir gül açılmış Kokar gider, bir gözleri sürmeli

2. Sallanı sallanı gelmiş pınara Kadir Mevla’m işimizi onara Gün doğmadan şavkın düşmüş pınara Gün üstüne bir gün daha doğar mı?

3. Benim yârim şu dünyada birinci Aklımı başımdan aldı görüncü Ak gerdanın altı zemzem pınarı Ağzımı verdim de kandırdı beni

4. Üç güzel de aştı şimdi pınara Taramış zülfünü, vermiş tımarı Ak gerdanın altı zemzem pınarı İnci ile mercan dizer ikisi

5. Bir çift keklik gördüm sıra çekilmiş Eşinden ayrılmaz, seker ikisi Taramış zülfünü gerdana dökmüş İnci ile mercan dizer ikisi

Birini benzettim yavru şahine Birini benzettim aynı doğana Emsali gelmemiş devr-i cihana El göğüste hizmet eder ikisi

Page 136: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

136

Birini benzettim bahçe gülüne Birini benzettim selvi dalına Dividin, kalemin almış eline Hünkâra arzıhal yazar ikisi

6. Benim yârim hem sultandır, kamerdir Tatlı canım o güzele kurbandır İnci değil, sedef değil, mercandır Ak kolunda kol bağısı kırmızı

7. Şu yavrunun anacında durulmaz Huri midir, melek midir bilinmez Azca baha ile satın alınmaz Beylik maya gibi geçti sabahtan

8. Maşallah deyin de değmesin nazar Bilezik takmaya kolları güzel Korkmaz kara kuştan serbestçe gezer Silkinir, vadiye çıkar sabahtan

9. Karac’Oğlan öğer, gene de öğer Altın saç bağları topuğa değer Ay ile besdetmiş, gün ile doğar Cennet-i âlânın nuru bu gelin 10. Karac’Oğlan der ki, öğdüğün öğer Altın yapağından cepkenin döğer Ay ile besdetmiş, gün ile doğar Cennet-i âlâda nurlu bu gelin

11. Aynasını almış başını bağlar Günde üç beş kere zülfünü yağlar Cihanlar, elinden bütün zar ağlar Cihanı ataşa yakar bu gelin

Page 137: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

137

Ömer KAYA

12. Ağzı şeker, dili nem’in balıdır Ah ettikçe yüreğimi eridir Bin katar içinde bu bir türlüdür Urum’da, Şam’da birdir bu gelin

13. İki bin gelinle, dört yüz kız ile Tartılsa çok ağır gelir bu gelin 14. Tunus, Tırabulus, koca Maraş’da Reyhan’ın içinde birdir bu gelin

15. Bütün dünyada da birdir bu gelin 16. Güzelin yanağı ayın tekeri Ağzı oğul balı, firenk şekeri Omuzlar aşağı, gerdan yukarı Her bir yeri mamur olur güzelin

17. Mevlâm sana kirpik vermiş, kaş vermiş İnciden sedeften, dürden diş vermiş Koynundaki turunç olmuş uç vermiş Açılmış goncalar, gül memelerin

18. Nasıl medhedeyim sultanım seni Gürcistan ilini değer gözlerin Bir bakışta eylen harab, cihanı Cezayir, Tunus’u değer gözlerin

Mısır, Arab, Urban, Yemen, Aniz’e Belh-i, Buhara’yı değer gözlerin Bosna, İstanbul’u, Anadolu’yu Bütün Rumeli’yi değer gözlerin

Bağdad’ı, Basra’yı, Acem Şiraz’ı Bütün Hindistan’ı değer gözlerin

Page 138: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

138

Arnavut, Çerkes’le, Kürt, Arabistan Bütün Türkistan’ı değer gözlerin

Yüz bin şehir saysam değmez kıymetin Hasılı cihanı değer gözlerin

19. Gözlerin şemistir, gün yüzün kamer Seni seven yiğit zekâtın umar İnce bel üstüne cevahir kemer Şöyle bir salın da bel incinmesin

20. Huri melek var mı senin soyunda Âh-u zârım kaldı uzun boyunda Kadir gecesinde, bayram dallar öğünsün Üstüne gölg’olan dallar öğünsün

21. Kızlar güzel güzel aslı huriden Yeryüzünü lâle, yeşil bürüden Kasvetli gönlümün gamın eriden Karanlık kalbimin çırası kızlar 22. Nasıl mehdeyim şöyle güzeli Elinde bergüzar gül ile oynar Alma yanak, kiraz dudak, diş sedef Espir ala gözler mil ile oynar

23. Ben bir bezirgânım, oldum esiri Ala gözler değer Şam’ı, Mısır’ı Verdin bin beş yüzü, var mı kusuru Söyle kıymatını, daha ne dilber

24. Dökünce zülfünü bedir yüzüne Ben sandım ki bulut aya bağlıdır

Page 139: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

139

Ömer KAYA

25. Hacine de Karac’Oğlan hacine Dostum misk çalınmış siyah saçına Süzülmüş te bir kadehin içine Şeker midir, şerbet midir, bal mıdır?

26. Dinleyin bir güzel mehdin edeyim Bir beni var, şirin canı bendetmiş Bir beni var kaşla göz arasında Bir beni de ak gerdanı bendetmiş

Bir beni başının tacıdır tacı Bir beni Kâbe’de hacıdır hacı Bir beni Urum’dan alır haracı Bir beni de âşıkanı bendetmiş

Bir benin bahası gürcü, Gürcistan Bir benin bahası Hind-ü Hindistan Bir benin bahası şol Arabistan Bir beni de Tatar Han’ı bendetmiş

Bir beni bendetmiş, Şam’ı, Haleb’i Bir beni bendetmiş Mısr’ı, Antebi Karac Oğlan der, nazlı çelebi Bir beni de Al-Osman’ı bendetmiş

26. Bir yavruyu sevdim gölde, gölekte Altın küpe şan veriyor kulakta Peride, hörüde, gökte, melekte Acap sevdiğimin eşi var m’ola

Karac’Oğlan der ki, derde derede Yandı ciğer kebab oldu orada Ol güneşin doğup battığı yerde Acap sevdiğimin eşi var m’ola

Page 140: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

140

27. Yaz baharın su gibi bulandım Heybe taktım kapı kapı dilendim Yediiklim dört köşeyi dolandım Vallahi görmedim eşin, sürmeli

TEZAT1. A- Mezarımı yol üstüne koysunlar Geçerken uğrasın yolu kızların

B- Yol üstünde koymasınlar mezarınYâr gelip geçtikçe yanıp durmasın

2. A- Kadir Mevlâ’m seni öğmüş yaratmış Cennet-i Âlânın nurundan mısın?

Seni hub yaratmış Hazret-i Mennan Yusuf-ı Kenân’ın belinden misin?

Yel estikçe burcu burcu kokarsın Yaz bahar ayının gülünden misin?

B- İçerimden hiç çıkmıyor yangınıYoksa cehennemin nârından mısın?

3. A- Eğer ölür isem ben bu yaradan Yârim cenazemi kılsın da gitsin

B- Baştan ayağacak fitil dizerim Yakarım billâhi nic’olur olsun

4. A- Ben de pazar edemedim kız ile Aldı beni cilve ile naz ile Merhem eylesin de ballı söz ile Ak elile yaram sarsın da gitsin

Page 141: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

141

Ömer KAYA

B- Hazret-i Mevlâ’dan dileğim budur Bülbül gibi işin âh-ü zâr olsun Bedduâ eylemem sana sitemkâr Gül gibi meskenin diken, hâr olsun

Bu bölümde görüleceği üzere apaçık bir tezat vardır. Ancak, bir şairin hayatında bu kadar tezadın varlığı çok görülebilir mi? Üstelik irticalî bir söyleyişte, söyleyeni usta bile olsa bu kadarcık bir tezat görülemez mi? Hele hele, değişik zaman ve ortamlarda söylenmişse bunda bir gariplik olmasa gerektir. Yani mazeretsiz değildir.

FELEĞE KAHIR1. Ben bu güzellerden görmedim kemlik Her ne çektim ise felekten çektim Hublar ile yoktur gayrı pazarım Değil hubdan elem, melekten çektim

Yâr bana göndermiş bir gizli selâm Balık gibi gayrı ummana dalam Verseler cihanı istemem kalan Şimdi ben elimi felekten çektim

Karac’Oğlan der ki, gönlüm avuttum Şimdi güzel sözlerini unuttum Aşk ateşin değirmende öğüttüm Eledim kalburdan, elekten geçtim

2. Şu yalan dünyaya geldim geleli Tas tas içtim ağuları, sağ iken Kahpe felek vermez benim muradım Viran oldum, mor sünbüllü bağ iken

Farımaz da deli gönül fanımaz Akar gözlerimin yaşı kurumaz Şimden geri benim hükmüm yürümez Azil oldum, güzellere bey iken

Page 142: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

142

Gün günden farklıdır. Âhırı ömür, ömrün iptidasından çok çok farklıdır. Aslında olgunlaştığını sandığımız ömrün basamakları geriye doğru sayımın birer mil taşıdır. Kahır bir aczin ifadesi olduğuna göre, insan her menzilde bir zafiyet görecek ve hayıflanacaktır. Kemal sahibi odur ki, ömrünü hayıflanarak, kati’-ür-reca (ümidi kesilmiş) vaziyette geçirmek yerine, havf ve recâyı tercih eder. Şâir bu isabetli tercihten ötürü olsa gerek, sürekli sitem ve kahır sahibi olmamıştır. Koca bir ömür içinde bu kadarcık bir sitemin, bu kadarcık bir kahrın yeri ve değeri ne olabilir?

MEVLÂ’SINDAN DİLEĞİA.Sevgili (Güzel)ler Hakkında:

1. Kadir Mevlâ’m senden ziynet umarım Yeğindir dalgamı, çuş eyle beni Çok mal vermesen de murad alırım Bir gök kır atınan baş eyle beni

Su akmayan yerden suyun yürüsün Başına bin yiğit birden derilsin Herkesliye sevdiceği verilsin Bir kaşı karaya eş eyle beni

Kapımızda boz sürüler sağılsa Tatarlarım kol kol olsa dağılsa Yedi yerden davlumbazım döğülse Yörük yumuşluynan baş eyle beni

Karac’Oğlan der ki, darda kalmayın Azdırıp yolumu, karda kalmayın Yitirip namusu, arda kalmayın Sazınan, sözünen hoş eyle beni

2. Bir sofra isterim kimse sermedik Bir yayla isterim kimse konmadık Bir güzel isterim yâd el değmedik Ellenmiş te bellenmişi nideyim

Page 143: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

143

Ömer KAYA

Severim güzeli nice olursa Boyu uzun, beli ince olursa Severim atımı dinççe olursa Kovulmuşu, yorulmuşu nideyim

Karac’Oğlan der ki, kolu kırarım Nedir yüce dağlar size zararım Ararsam pınarın gözün ararım Bulanmışta durulmuşu nideyim

3. Kadir Mevlâ’m budur senden dileğim Şöyle bir güzel ver gönlüm eğleyim Ellere verirken benim ne suçum Birin de bana ver gönlüm eğleyim

Güvercin topuklu hem ince belli Gerdanı bir karış püskürme benli Hemen Köroğlu’nun Ayvaz’ı dengi Bana bir suna ver gönlüm eğleyim

Güvercin duruşlu, keklik sekişli Kıl ördek boyunlu, ceyran bakışlı Tavuz kuşu gibi göğsü nakışlı Şöyle bir güzel ver gönlüm eğleyim Karac’Oğlan der ki, yüzü bembeyaz Durayım divana, edeyim niyaz Almadan kırmızı, elmastan beyaz Şöyle bir güzel ver, gönlüm eğleyim

4. Kadir Mevlâm senden bir yâr isterim Minnet ile gelen yâri neyleyim Bir sofra isterim eller değmedik Eller yemiş, doyulmuşu neyleyim

Page 144: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

144

Bir yayla isterim ili göçmedik Lâlesi, sünbülü, gülü geçmedik Bir güzel isterim eller değmedik Koldan kola sarılmışı neyleyim

Bir güzel isterim nice olursa Gözler ala, beli ince olursa Binerim ata da dinçce olursa Eller binip kovulmuşu neyleyim

Olursa kız olsun, dulu neyleyim

5. Kadir Mevlâ’m senden bir dileğim var Şu dileğim kabul eyle, Yaradan Dört dilek diledim, ziyana gitti Ağlattığın kulu güldür, Yaradan

Karaca’Oğlan der ki, yakıp yandırma Şu gönlümü engin yere kondurma Azrail gönderip canım aldırma Sevdiğime canım aldır, Yaradan

6. Karac’Oğlan der ki, yakıp yandırma Yükseltip te enginlere indirme Tatlı cana Azrail’i gönderme Canım sevdiğime aldır, Yaradan

7. Kadir Mevlâ’m budur senden dileğim Ver bana bir güzel, gönlüm eğleyim İllere vermişsin, nedir günahım Ver bana bir güzel, gönlüm eğleyim

Gerdanı bir karış, bensiz olmasın Gayet güzel olsun, densiz olmasın

Page 145: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

145

Ömer KAYA

Uzun boylu olsun, cansız olmasın Ver bana bir güzel gönlüm eğleyim

Tavus kuşu gibi göğsü nakışlı Güvercin duruşlu, keklik ötüşlü Usküfün aldırmış şahin bakışlı Ver bana bir güzel gönlüm eğleyim

8. Kadir Mevlâ’m budur senden dileğim Oynat beni gelin ilen, kız ilen Çıksam Binboğa’ya yayla yaylasam İçsem sularını namlı buz ilen

Dosta doğru gider yollarım olsa Bülbül gibi şakır dillerim olsa Kayık oynatacak göllerim olsa İçi dolu ördek ilen, kaz ilen

Karac’Oğlan der ki, çiftim sürülse Bin beş yüz şehirden harcım verilse Issız yerde saraycığım kurulsa Sürsem safayı da kışnan, yaz ilen

9. Hazreti Mevlâ’dan dileğim budur Bülbül gibi işin âh-u zâr olsun Bedduâ eylemem sana sitemkâr Gül gibi meskenin diken, hâr olsun

Dilerim Subhan’dan, olma bermurad Cisminde kalmasın bir akçalık Cennet yüzünü görme ilelebet Cehennem meskenin, yerin nâr olsun

Bu Karac’Oğlan’ı sen ağlatırsın Kadir Mevlâ’m, her murada kadirsin

Page 146: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

146

Her dem zebaniler belini kırsın Her vurdukça iki elin var olsun

10. Meded meded âlemleri yaradan Yâri benden, ben’îmandan ayırma On sekiz bin âlemleri var eden Yâri benden, ben’îmandan ayırma

Bu güzelle anda ilet tenimi Ol türaba arka eyle kendimi Yâr ver de âleme ilet canımı Yâri benden, ben’îmandan ayırma

Gece gündüz budur senden dileğim Yâri benden, ben’îmandan ayırma

11. Divane gönlümü eğlemek için Bir güzel isterim Çalab’ım senden Düşmanlar bağrını dağlamak için Bir güzel isterim Çalab’ım senden

Dilberler içinde geydiği belli Olsun Köroğlu’nun Ayvaz’ı dengi Bir karış gerdanlı, püskürme benli Bir güzel isterim Çalab’ım senden

12. Kadir Mevlâm’m senden bir dileğim var Benim halim dosta bildir yaradan Benim ağyâr ile başka dâvam var Aradan engeli kaldır Yaradan

Ben yârim isterim Bâri Hüdâ’mdan Kanlı yaşlar akıtırım didemden Aslâ bir hacetim yoktur yârimden O da bencileyin kuldur Yaradan

Page 147: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

147

Ömer KAYA

Nedir ayrılığa derman Yaradan Karac’Oğlan der ki, yakıp yandırma İçip aşkın dolusundan kandırma Emreyleyip Azrail’i gönderme Benim canım bir kız alsın Yaradan

B. Sevgili (Güzel) er Dışındaki Konular Hakkında:

1. Kadir Mevlâ’m senden bir dileğim var Muhannet kuluna muhtaç eyleme Cennet’i âlâyı nasip et bana Sırat köprüsünden yolum bağlama

Kapımıza kara deve çökünce Fırtınası şol âlemi yıkınca Cehenneme kul seçilip çıkınca Kadir Mevlâ’m okullardan eyleme Kadir Mevlâ’m ateş atma özüme Dünya malı görünmüyor gözüme Kadir Mevlâ’m sen bak benim yüzüme Cehennem’in ataşıyla dağlama

2. Ömrüm uzun eyle ey Bari Hüdâ Hamd-ü sena, şükür etmek isterim Çalışıp, kazanıp nefis taamlar Dişlerim var iken yemek isterim

Açıldı da ağzın, söyler zebanlar Sana muhtaç bunca şahlar, gedalar Al yeşil hırkalar, türlü libaslar Böylece münasip geymek isterim

Page 148: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

148

Karac’Oğlan der ki, böyle kalaydım Zâhir, batın muradıma ereydim Ol gün dahi cemalini göreydim Hakk’ın didarını görmek isterim

3. Kadir Mevlâ’m bir dileğim var senden Artır bizim şöhretimiz şanımız Altmış kardaş olsak hep bir anadan Bir sofraya el uzatsa varımız

On beşimiz avlağını avlasa On beşimiz irençberlik eylese Otuzumuz ağa misli söylese İçimizde serdar olsa birimiz

Bir yiğit silkinip ata binince Kılıncı da arşın arşın sününce Bir kâfir de bir yiğide kıyınca Bin kâfire kılınç çalsa birimiz

Karac’Oğlan der ki, edelim aman Şol yüce dağları bürüdü duman Dünyada Kur’an da ahrette iman Sualsiz cennete girse varımız

Karaca Oğlan’ın Mevlâsı’ndan dileklerini şöyle sıralayacak olursak, bunlarda dünya-âhiret ikilisini görürüz. Giderek önce bir denge unsurunu ve nihayet ahiret cihetinde kefenin ağır bastığını sezeriz.

“Gök kır atınan baş eyle” mesini,“Bir kaşı karaya eş eyle” mesini,“Yörük yumuşluynan baş eyle” mesini,“Sazınan, sözünen hoş eyle” mesini,“Kimse sermedik” sofra“Kimse konmadık” yayla “Yâdel değmedik” güzel,“Köroğlu’nun Ayvaz’ı dengi”… ve

Page 149: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

149

Ömer KAYA

“Gönül eğleyecek” suna ister ve bir de“Benim canım bir kız alsın Yaradan” der.Bu dilek ve istekleri dünya zevki, zîneti, safa ve servetidir. Ama hangi

yaşta ve duygular içinde söylendiğini bilmediğimiz öyle dilekleri de vardır ki, bunlar ne tûl-i emel ve ne de dünya heva hevesi ile ilgilidir.

“Yitirip namusu arda kalmayım”“Yâri benden, ben imandan ayırma”“Muhannet kuluna muhtaç eyleme”“Cennet-i âlâyı nasip et bana”……………………………… der.“Hamdü sena, şükür etmek”“Hakk’ın didarını görmek”istediğini vurgular ve esasında Rabb’inden ne dilediğini açıkça beyan

eder.“Dünyada Kur’an’ da Ahrette iman”diyerek bu konuya açıklık getirir ve noktayı kor.

DÜNYA GEÇİCİ (YALAN-İMTİHAN YERİ)DİR1. Geldik de ne bulduk yalan dünyadan

2. Karac’Oğlan der ki, fâni dünyadan

3. Kadir Mevlâm ben günahkar kulunum Defterim elinde dürülüp durur

4. Hatırlar incidip, gönüller yıkma Bu yalan dünyanın sonu ölümdür

5. Yarın bir gün kara toprak üstümüz Çürüdür hey benli Suna’m çürüdür

6. Akıbet alırsın komazsın beni Var git ölüm, bir zaman da gene gel

Çıkıp bozkurtlayın uluşamadım Yalan dünya sana çıkışamadım

Page 150: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

150

Eşimle dostumla buluşamadım Var git ölüm, bir zaman da gene gel

Anayı atayı dün aldın yeter Var git ölüm, bir zaman da gene gel

7. Ellisinde yaşım yarısın geçtim Altmışında yoluma yokuş düştü Yetmişinde biraz tebdilim şaştı Mertebe mertebe indirdin beni

Sekseninde beratçığım yazıldı Doksanında kan damarım büzüldü Yüz yaşında azalarım çözüldü Bir sabi masuma döndürdün beni

Karac’Oğlan der ki, yaktın yandırdın Ecel şarabını verdin kandırdın Emreyledin Azrail’i gönderdin Hiç te doğmamışa döndürdün beni

8. Yedirdin içirdin hepsi de yalan Âhır ömrümüzü ederler talan Bülbülün kafesten uçtuğu zaman Cesedimi kabre koymak isterim

9. Yürü bire yalan dünya Sana konan göçer bir gün İnsan bir ekin misali Seni eken biçer bir gün

Can kafeste duran kuştur Elbet uçar gider bir gün Yastığımız kara toprak O da bizi atar, bir gün

Page 151: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

151

Ömer KAYA

Bindirirler cansız ata İndirirler tuta tuta Var, dünyada yol ahrette Coşkun gider salın bir gün 10. Bu dünyaya konan göçer Bu il, bizim iller değil

11. Sultan Süleymana kalmayan dünya Bu dağlar yerinden ayrılır bir gün Nice bin senedir çürüyen canlar Hakk’ın emri ile dirilir bir gün

Ağa olsa, paşa olsa, beğ olsa Yakasız gömleğe sarılır bir gün

Bu dünyada adam oğluyum dersin Helâli, haramı durmayıp yersin Yeme el malını er geç verirsin İğneden ipliğe sorulur bir gün

Yarın mahşer de de sorarlar bizi Hak mizan terazi kurulur bir gün

Karac’Oğlan der ki, konup göçersin Ecel şerbetini bir gün içersin Sen Sırat köprüsün bir gün geçersin Amelin eline verilir bir gün

12. Canım sağdır demek dünyada yalan Tenim teneşirde, salım eldedir

13. Şu dünyaya gelen âdem oğlanı Allah Allah deyip ölse gerektir.

Page 152: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

152

Çıkardılar cenazemi yumağa İmam namazımı kılsa gerektir

Karac’Oğlan der, hey gidi ustalar Duâ eylen geri dönsün hastalar Dünyada ettiğim gizli nesteler Hak katında ayan olsa gerektir.

14. Bin yaşasam, hesap etmem ömrümü Defter tutsam alaycığı bir gündür

15. Ecel eli ömür ipin düğümler

16. Pınar nerde ceylanların Nere getti seyranların Fani dünya pek döngür Belli nişan verenlerin

Görüldüğü üzere dünya hayatı geçici ve aldatıcıdır. Bu fani âleme bel bağlayarak gaflete düşüp aldanmamamız için Allah pek çok defa bizi uyarmıştır.

“Ey insanlar, muhakkak ki Allah’ın va’di bir gerçektir. O halde zinhar sizi dünya hayatı aldatmasın. Çok aldatıcı şeytan da sakın sizi Allah’ın mühlet vermesi ile aldatmasın” Fatır Sûresi, âyet: 5

Kur’an-ı Kerîm’de “onlardan biri, bin sene yaşasaydım ne olurdu der” (Bakara sûresi (2), âyet:96 ) denildiği gibi, dünyada devamlı kalmak ve nimetlerinden faydalanmak isteyen nice insanlar vardır.

Halbu ki onlar bilmeden aldanmaktadırlar. Zira Resûlullah ( SAV.) “kimi istersen sev, çünkü senden alınacaktır” buyurur.

Bedenimiz ve bize musahhar kılınan (bizim faydamıza sunulan) her şey emanettir. Karaca Oğlan’ın deyimiyle “Hak mizan terazi” kurulacak ve “iğneden ipliğe” sorulacaktır. Çünkü her varlık kendi yaratılış gayesine yöneltildiği halde, doğru yolu bulmak için peygamber ve kitap gibi iki büyük lütûfta bulunulan insanı nefsinin eline, kendi aklıyla başbaşa bırakmamış ve hayatından sorumlu tutmuştur.

Ne gariptir ki, “insan her gün biraz daha ihtiyarlıyor, fakat iki şeyi gençleşiyor: Mal hırsı ve yaşamak arzusu”.

Page 153: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

153

Ömer KAYA

Peygamberimiz buyurdular ki, “kim dünyayı sever ve onunla sürurlanırsa kalbinden ahret korkusu gider.”

Yine bir hadîs-i Şerîfte: “İnsanlar uykudadır. Ölünce uyanırlar.” denilerek bu gerçek veciz bir şekilde anlatılmıştır.

Karaca Oğlan ise, “Defter tutsam alaycığı bir gündür” diyerek kendi hal lisanıyla bir ömrü bir mısra miktarı kısaltıyor ve bu arada bir sırrı da bir nasihatle ifşa ediyor.

“Hatırlar incidip gönüller yıkma Bu yalan dünyanın sonu ölümdür.”

YOKSULLUK (Garip ve yoksulluğu)

1. Benim ipek yüklü kervanım mı var

2. Gurbette ömrüm geçecek Bir daracık yerim de yok Oturup derdim dökecek Bir münasip yârim de yok

Gönlüm bir güzele düştü Sarfedecek malım da yok Soyundum derviş olmaya Hırka ile şalım da yok

Fâni Karac’Oğlan fâni Toprak emer tatlı canı Hastalandım, ilâç hanı Bir acısız ölüm de yok

3. Çıkıp bozkurtlayın uluşamadım Yalan dünya sana çıkışamadım Eşimle, dostumla buluşamadın Var git ölüm, bir zaman da gene gel

Page 154: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

154

Anayı, atayı dün aldın yeter Var git ölüm, bir zaman da gen gel

4. Karac’Oğlan der, kondum, göçülmez Acıdır ecel şerbeti içilmez Üç derdim var, birbirinden seçilmez Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm

Karaca Oğlan, gurbet gurbet gezmiş: garip gelmiş, garip gitmiştir. Herhalde onun sözünden, sazından ve bir de kuru bedeninden gayrı malı olmamıştır.

Garip garip, kimbilir kime, neden ve niçin söylemiştir.

“Üç derdim var, birbirinden seçilmezBir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm”

AZRÂİL (ÖLÜM-ECEL)DEN İSTEĞİ1. Üryan geldim, gene üryan giderim Ölmemeğe elde fermanım mı var Azrâil gelmiş de can taleb eder Benim can vermeğe dermanım mı var

2. Ölüm, ardıma düşüp te yorulma Var git ölüm, bir zaman da gene gel Âkıbet alırsın, komazsın beni Var git ölüm, bir zaman da gene gel

Çıkıp bozkurtlayın ulaşamadım Yalan dünya sana çıkışamadım Eşimle, dostumla buluşamadım Var git ölüm, bir zaman da gene gel

Anayı, atayı dün aldın yeter Var git ölüm, bir zaman da gene gel

Page 155: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

155

Ömer KAYA

3. Bakın dostlar, felek beni neyledi Büktü belim, kaddim kemet eyledi Hasta iken dilim bunu söyledi Yol ver ecel, ben sılama varayım

Ne güç olur bu gurbetin ölümü Yol ver ecel, ben sılama varayım Doyamadım bu gençliğin çağına Var git ecel, ben sılama varayım

Şu dünyada Hakk’a yarar yok işim Ecel yasdığına komuşum başım Hani benim eşim, dostum, kardaşım Yol ver ecel, ben sılama varayım

Karaca Oğlan’da sahip olduğu Türkmen toplumunun üstün olgunluğunu görüyoruz. O tam bir teslimiyet içinde kadere boyun eğmiştir. Ondaki irfan, isyanı engellemiştir. Ne inkâr, ne isyan içindedir. Ancak Azrail (AS.)’e bir arzuhali vardır.

“Ölmemeye elde fermanım mı var Ne güç olur bu gurbetin ölümüYol ver ecel, ben sılama varayım”

NEFİSLE MÜCADELESİ1. Acap şu dünyada ne kadar mal var Düşünme, Mevlâ’ya, Allah’a yalvar Bir altın saatla bir çulha şalvar Bir dahi lefirden şal ister gönül

2. Kadalı kavgalı şu benim başım Yüklendi barhanam kaldı kardaşım Her daim akıyor gözümden yaşım Ağlama gözlerim, senden usandım

3. Gönül kuşu kalktı gitti havaya İn gönül dedim de indiremedim

Page 156: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

156

Aşıp aşıp gider karlı dağlara Dön gönül, dedim de döndüremedim

Hüma kuşu gibi yüksek uçarsın Pervaz vurup Tercüman’ı geçersin Bin bir türlü dala konup göçersin Gönül sana mekân bulduramadım

Âleme sultansın, vezirsin kendin Aç dedim, açmadın ak göğsün bendin Yâd ellere gönül verdin de döndün Gönül sana akıl erdiremedim

4. Bir kötü gönlüm var güzelden geçmez Ne güzele doymaz gözüm var benim

5. Deli gönül gezer gezer gelirsin Arı gibi her çiçekten alırsın Nerde güzel görsen orda kalırsın Ben senin derdini çekemem gönül

6. Havalanma deli gönül düşersin Âşıklarda kibir olmaz, can olur

Gönül adamında kibir olmaz. Çünkü o âlemin hakikatini bilir: “Cihan sel güzergâhındaki harap bir misafirhaneye benzer; bir avuç çamurla mamur olacağını ümid etme” denildiği gibi, sabun köpüğüne bel bağlamaz. Nefsine galebe çalar, onu havalandırmaz.

Page 157: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

157

Ömer KAYA

BAZI DİNİ KONU VE KİŞİLER

A- BAZI DİNİ KONULAR:

1- Âkıbet Hakkında:1. Kocadım ihtiyar oldum kardaşlar Halime rahmedin, bakın yoldaşlar Döküldü, ağzımda kalmadı dişler Yağlıca höşmerim koymak isterim

Yedirdin içindin hepsi de yalan Âhır ömrümüzü ederler talan Bu sözüm dinleyip nasihat alan İşitip tutanı duymak isterim

Azrail göğsüme çöktüğü zaman Öyle bilin, halim perişan, yaman Bülbülüm kafesten uçtuğu zaman Cesedimi kabre koymak isterim

2. Yürü bire yalan dünya Sana konan göçer bir gün İnsan bir ekin misali Seni eken biçer bir gün

Yerimi serin bucağa Suyumu koyun ocağa Kafamı alın kucağa Garip anam ağlar bir gün

Yer üstünde yeşil yaprak Yer altında kefen yırtmak

Page 158: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

158

Yastığımız kara toprak O da bizi atar bir gün

Bindirirler cansız ata İndirirler tuta tuta Var, dünyada yol ahrete Coşkun gider salın bir gün

Mezarımın baş taşına Baykuş konar, öter bir

3. Şu dünyaya gelen âdem oğlanı Allah Allah deyip ölse gerektir Çıkardılar cenazemi yumağa İmam namazımı kılsa gerektirir 2-Allah’a Güven Hakkında:1. Güvenirsen hakka güven Murad almaz yüz çeviren

3-Allah’ın Varlığı ve Birliği Hakkında:1. Evvel Allah, âhir Allah Andan ulu gelmemiştir Hak Muhammed’den sevgili Hakk’ın kulu gelmemiştir 4-Allah Sevgisi Hakkında:1. Karac’Oğlan der ki, ismim öğerler Ağı oldu yediğimiz şekerler Güzel sever diye isnad ederler Benim Hakk’tan özge sevdiğim mi var

2. Yıkılmaz Mevlâ’nın yaptığı yapı Hak Muhammed dini taptığım tapı …………………………………. Eşiğin bekleyen iki kul nedir

Page 159: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

159

Ömer KAYA

5-Baas (Ölümden Sonra Dirilme) Hakkında :1. Sultan Süleyman’a kalmayan dünya Bu dağlar yerinden ayrılır bir gün Nice bin senedir çürüyen canlar Hakk’ın emri ile dirilir bir gün

6-Cehennem Hakkında:1. İlettiler kıl köprüyü geçmeğe Gayrı yolum yoktur, dönüp kaçmağa Uçmaklık olanlar gitti uçmağa Günahkâr olanlar yansa gerektir.

7-Dünyanın Hakikati Hakkında:1. Yürü bire yalan dünya Senden murad alınır mı? ……………………….. Buna çare bulunur mu?

2. Canım sağdır demek, dünyada yalan Tenim teneşinde, salım eldedir

3. Şu yalan dünyaya geldim geleli Deli gönlümün düzeni bozuldu Felek tabancasın belden çekince Avlağım, sulağım, evim bozuldu

Şu yalan dünyaya ezelden geldim Uyudum, uyandım, hep mihnet gördüm Çınarlara belim verdim oturdum Çınar çürük imiş, kökten bozuldu

Şu dünyanın iki imiş kapısı Geldi geçti ak günümün hepisi Mermer sandım, kerpiç imiş yapısı Yağmur yağdı, yapıları bozuldu

Page 160: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

160

Karac’Oğlan der ki, neylesek gerek Bağları bağlara katsak mı gerek Herkes göçtü biz de göçsek mi gerek Der iken, asrığım Şam’a çözüldü

8-İman ve Kur’an İsteği Hakkında:1. Dünyada Kur’an da ahrette iman Sualsiz Cennet’e girse varımız

9-(Rahim Öncesinden Ölünceye Kadar) İnsan ve Devreleri Hakkın-da: “İnsan bir baksın, neden yaratıldı? Atıcı bir sudan yaratıldı. (Bu su),

(erkeğin) sulb(ün) den, (kadının) terâib (in) den çıkar.” Târık: 5-6-7 “And olsun ki, biz insanı süzme çamurdan yarattık. Sonra onu nutfe

halinde sağlam bir yere yerleştirdik. Sonra nutfeyi kan pıhtısına çevirdik, kan pıhtısını bir çiğnemlik et yaptık, bir çiğnemlik etten kemikler yarattık, kemiklere de et giydirdik. Sonra başka bir yaratık yaptık…” Mü’minûn: 11-13

1. Hakk’ın kandilinde gizli sır idim Anamın beline indirdin beni Ak mürekkep idim, kızıl kan ettin Türlü irenklere yandırdın beni

Anamın karnında ben neler gördüm Yedi derya geçtim, ummana daldım Dokuz aylık yoldan sefere geldim Bir kapısız hana indirdin beni

Ben de bildim şu dünyaya geldiğim Tuzlandım da çapıtlara belendim Bir zaman da beşiklerde eğlendim Anamın sütüne kandırdın beni

Beş yaşında akıl geldi başıma On yaşında gider oldum işime

Page 161: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

161

Ömer KAYA

Varıp da değince on beş yaşıma Bir kuru sevdaya yeldirdin beni

On beş yaşadım yirmiye yol oldu Otuzunda çevre yanım göl oldu Kırk yaşadım hayrım şerrim bell’oldu Hayrımı şerrimi bildirdin bana

Ellisinde yaşım yarısın geçti Altmışımda yoluma yokuş düştü Yetmişinde biraz tebdilim şaştı Mertebe mertebe indirdin beni “Sizi Allah yarattı. Sizi yine o öldürecek. İçinizden kimi bildikten sonra

(çocuk gibi) bir şey bilmesin diye – en aşağı ömre kadar geri götürülür. (yani ihtiyar olur, dermansızlık, akıl noksanlığı hususunda bir çocuğa benzer…)” Nahl : 70

Sekseninde beratçığım yazıldı Doksanında kan damarım büzüldü Yüz yaşında azalarım çözüldü Bir sabı masuma döndürdün beni

“Bilin ki, dünya hayatı oyun, oyalanma, süslenme, aranızda övünme ve daha çok mal ve çocuk sahibi olma davasından ibarettir. Bu, yağmurun bitirdiği, ekicilerin de hoşuna giden bir bitkiye benzer: sonra kurur, sapsarı olduğu görülür, sonra çerçöp olur.” Hadîd: 20

Karac’Oğlan der ki, yaktın yandırdın Ecel şarabını verdin kandırdın Emreyledin Azrail’i gönderdin Hiç te doğmamışa döndürdün beni

10- İslâmî Bilmeceler:1. Evveli yalan dünyaya Kur’an m’indi hece m’indi

Page 162: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

162

Haydin danışak âlime Gündüz m’indi gece m’indi

Melekler safa düzüldüİblis’in bağrı ezildiDört kitap nerde yazıldıYoksa gökten hoca m’indi

Melekler Mevlâ’nın hasıİblis ona oldu âsî Gökten ol kudret lokmasıToka m’indi, aca m’indi

Karac’Oğlan söyler ırdanDestur aldım ben pirdenBeytullah’ın üstü nurdanBeyte m’indi, hacca m’indi

11-İslâmî Sorular:1. Sana derim sana Âşık Veli Bir nâme göndersem seçebilin mi? Mevlâm seni kulum deyi yaratmış Boynuna farz olan beşi bilin mi?

Âşık Ali’m der sözlerim söküldü Müslim olan bir dereye döküldü Kâbe-i Şerîf ’te üç ev yapıldı Hangisi doludur, boşu bilin mi?

Âşık Ömer’im der, derim vallaha Dilim ile zikrederim Allah’a Kâbe-i Şerîf ’te ol Beytullah’a Arş âlâdan inen taşı bilin mi?

Karac’Oğlan der, bu dünya yalan Gidenler gelmiyor inandım kalan

Page 163: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

163

Ömer KAYA

Hazret-i Ali’ye car deyi varan Ayaksız yürüyen başı bilin mi?

12- Kader Hakkında: Hiç yazılan yazı karalanır mı? 13- Keramet Hakkında: İnsandır bu, derviş olur, han olur 14- Kısmet Hakkında: Bkz. Kader Kısmetin var ise gelir yemen’den Kısmetim yok ise ne gelir elden

15- Kıyamet Hakkında (Küçük ve Büyük Kıyamet): 1. Yeryüzünün damarları durulur Gök yüzünün yıldızları derilir Semânın arşına direk verilir Dur bakalım canım, gökler kalır mı?

Ay ile günün doğduğun bilirler Bir karanlık yerde sual verirler O ağsız, dilsiz yatan ölüler Dur bakalım canım, sağlar kalır mı?

Güneş ilk akşamdan doğar dolanır Tövbe kapıları o zaman kapanır …………………………………. Dur bakalım canım, dağlar kalır mı?

Karac’Oğlan her cefayı biliyor Sualciler yedi yerde soruyor Yetmiş iki millet bir araya geliyor Dur bakalım canım mahşer kalır mı?

Page 164: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

164

2. Sultan Süleyman’a kalmayan dünya Bu dağlar yerinden ayrılır bir gün Nice bin senedir çürüyen canlar Hakk’ın emri ile dirilir bir gün

Karşıkı dağlar da karlı dağ olsa Çevre yanı mor sünbüllü bağ olsa Ağa olsa, paşa olsa, beğ olsa Yakasız gömleğe sarılır bir gün

16-Kul Hakkı Hakkında: 1. Cennet, cehennemi yoktur diyenler El hakkını alıp, haksız yiyenler Al, yeşil konakta hükm’eyleyenler Dur bakalım canım beyler kalır mı?

Bu dünyada adam oğluyum dersin Helâli, haramı durmayıp yersin Yeme el malını, er geç verirsin İğneden ipliğe sorulur bir gün

17-Mahşer Hakkında: 1. Bkz. Kıyamet hakkında

2. Yarın mahşerde de sorarlar bizi Hak mizan terazi kurulur bir gün 18-Mizan Hakkında: Bkz. Mahşer hakkında

19-Namaz Hakkında: 1. Üç günlük fani dünyada Ölmeden gülen öğünsün Beş vaktini de kazaya Koymayıp kılan öğünsün

Page 165: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

165

Ömer KAYA

2. Karac’Oğlan der ki, kılalım namaz Hakk’a eyleyelim daima niyaz

20-Namaz Kıldığı Hakkında: 1. Sabah seherinde secde ederken

2. Öğleyi hod on kılarım Dahi namaz sorar mısın? İkindiyi sekiz kıldım Dahi namaz sorar mısın?

Farzı sünneti kılırum Bir yıllık namaz bilürüm Dahi namaz sorar mısın?

21-Sırat Köprüsü Hakkında: Benim korktucağım Sırat Köprüsü Cehennem üstüne kurulur bir gün Sen Sırat Köprüsün bir gün geçersin Amelin eline verilir bir gün

22-Şükür Hakkında: 1. Ne zenginim, ne de fakir Yaradan Mevlâ’ya şükür Aşkın kitabını okur Sırtı kürklü beyler d’olur

2. Ömrüm uzun eyle ey Bâri Hüdâ Hamdü senâ, şükür etmek isterim

B-BAZI SEÇKİN (DİNİ) KİŞİLER: 1-Ali (Hz. Ali) Hakkında:1. Şah-ı Merdan idi adı Cömert sofrasın kim kodu

Page 166: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

166

Ali’ye aslanım dedi Ayruk Ali gelmemiştir

2-Eyyub (Hz. Eyyub) Hakkında:1. Eyyub’un teninde iki kurt kalmış Biri sar’ibrişim, biri baldadır

3-İbrahim (A.S.) Hakkında:

4-İdris (A.S) Hakkında1. Tanrı kelâmını her dem söyleyen İdris Cennet’tedir, Musa Tur’dadır

5-İsa (A.S.) Hakkında :

6-Mehdî hakkında:1. Mehdî çıkar derler âhır zamanda ………………………………… Acap sevdiğimin eşi var m’ola

7-Muhammed (Hz. Muhammed (S.A.V.) ) Hakkında:1. Hak Muhammed’den sevgili Hakk’ın kulu gelmemiştir.

8-Musa (Hz.Musa) Hakkında: Bkz. İdris (A.S) MUHATABI OLAN BAZI İNSANLARA KARŞI İRTİCALEN

SÖYLEDİĞİ ŞİİRLER

1.Ali (Âşık Ali) Âşık Ali’m der sözlerim söküldü Müslim olan bir dereye döküldü Kâbe-i şerîfe üç ev yapıldı Hangisi doludur, boşu bilin mi*

* Atışmanın Karaca Oğlan bölümü Âşık Veli kısmındadır. Âşık Veli, Âşık Ali, Âşık Ömer; Karaca Oğlan’ın çağdaşıdır. Dört âşıkın söylediği bu şiir herhalde bir âşıklar

Page 167: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

167

Ömer KAYA

2.Ali (Maraş Müftüsü Ali Efendi)*

Her sabah her sabah vaaz edersin Edep nedir, erkân nedir yol nedir? Okuyup da ince dilden bilene Kitap nedir, iman nedir kul nedir?

Gittiğimiz yollar din iman yolu Evveli Muhammed âhiri Ali Üç yüz altmış birdir selvinin dalı Dallarında açan iki gül nedir?

Karac’Oğlan der ki, gezdim de geldim Âlemi deftere yazdım da geldim Deryayı denizi yüzdüm de geldim Derya nedir, deniz nedir, göl nedir?

3.Âsım Paşa: Şu yalan dünyaya gelenler gider İli kahramanlı yerler kalır mı? Ölenler ölür de borcunu öder Hele dur bakalım, sağlar kalır mı?

Annacımdan gelen eli gümüşlü Kargısının ucu cevahir taşlı Altı Arap atlı, yanı kılıçlı Hele dur bakalım, beyler kalır mı?

Âlim olanlar şirin sözlü olur Onlar Hakkın divanında nazl’olur Neticesi vezirlikten azl-olur Hele dur bakalım, tuğlar kalır mı?

karşılaşmasında söylenmiş olacak ( C. Öztelli, a.g.e.S.369 )* 7. sahifede bu hususta gerekli bilgi verilmiştir. (Bkz.S.7)

Page 168: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

168

Karaca Oğlan der, evren dirildi Mustafa üstüne bina kuruldu Subhaneke arşa direk verildi Hele dur bakalım, gökler kalır mı?*

4.Hoca**

Sor, sana cevap vereyim Dahi namaz sorar mısın? ……………………….. ………………………..

Yanan ocaktaki oddur Bilmeyene yavuz derttir Sabah namazı da dörttür Dahi namaz sorar mısın?

Kâh ağlarım kâh gülerim Tanrı’dan hacet dilerim Öğleyi hod on kılarım Dahi namaz sorar mısın?

Namaz sorucu, gel buldum Teftiş edip ben de bildim İkindiyi sekiz kıldım Dahi namaz sorar mısın?

Gözümden akan yaştır Anı kılmak bize borçtur Akşam namazı da beştir Dahi namaz sorar mısın?

* Karaca Oğlan Âsım Paşa’ya rastlıyor. Paşa ona hakaret ediyor. O zaman âşık bu türküyü söylüyor. (Cahit ÖZtelli, a.g.e, S.364)** “Hocanın biri Karaca Oğlan’ı bir şey bilmez sanarak bazı sorular sormuş. Âşık da almış sazı eline…” ( C. Öztelli, a.g.e., S. 374-375-376 )

Page 169: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

169

Ömer KAYA

Âşıkların aklı çoktur Kılmayana namaz güçtür Yatsı namazı on üçtür Dahi namaz sorar mısın?

Kendimden hayran olurum Farzı sünneti kılurum Bir yıllık namaz bilürüm Dahi namaz sorar mısın?

Erenlerden ola himmet Yaradan Allah’a minnet Yedi bin sekiz yüz sünnet Dahi namz sorar mısın?

Seksen altı bin yediyüz Seksen bin tekbir edeyüz Sen bu denlü bilir müsün? Dahi namaz sorar mısın?

Bunda tamam oldu bu söz Bunu kimse okuyamaz Altı bin yüz yiğirmi farz Dahi namaz sorar mısın?

Karac’Oğlan otur ebsem Şimdi sende de var noksan Fitr, vâcip dahi bin seksen Dahi namaz sorar mısın?

Page 170: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

170

5…….. Kadı-Karısı:*

Her sabah her sabah vaaz edersin Edeb nedir, erkân nedir yol nedir Hocam sen de bir inceden bilirsin Ateş nedir, duman nedir, kül nedir

İki kardeş bir gömlekte dururduk Gömlek durur, birim birim yürürdük Günahımız nedir her dem bilirdik Abdest nedir, namaz nedir, din nedir

Cennet kapısında üç çocuk bekler İkisi yörür de biri emekler Gök yüzünde saf saf olmuş melekler Onların da şeriatı bil nedir

Evveli Âdem de sonradır Ali Kıldan ince kılnçtan keskin İslâmın yolu On’iki selvin üç yüz altmış altı dalı Bucağında biten iki gül nedir

Karac’Oğlan der de bu bize ardır Deryanın yüzünde bir balık vardır Balığın karnında üç kutu vardır İkisin biz bilirik, birisini bil nedir

6……… Karısı-Yeğeni- Ğöğ Yusuf:Karaca Oğlan, köyüne yakın bir yerde düğüne çağrılıyor. Yeğeni varmış.

Göğ Yusuf, bacısının oğlu… Karaca Oğlan’ın karısına meyil vermiş. Karaca Oğlan Düğüne gidince gelir, kadını kandırır. Yatarlar… Tam o sırada Karaca Oğlan’ın sazının teli kırılır. Bir bahane ile dışarı çıkar. Doğru evine gelir. Bakar ki karısı ile yeğeni yatıyorlar. Hemen kürkünü üzerlerine örter, döner.

* Karaca Oğlan bir seyahatta bir şehrin kenarına vardığı zaman karşısına bir kadı ile karısı çıkıyor. Kadın kocasına “Bu kim?” diyor. Kadı da “Bu bir abdaldır.” diyor. K.Oğlan’a bu hal malûm oluyor. Sazını çekip bunları söylüyor. Üçüncü dörlüğün son iki mısrasının anlamı şöyle: Yıl on iki ay, üç yüz altmış altı gün, iki bayram.

Page 171: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

171

Ömer KAYA

Sabahleyin kadın, gece Karaca Oğlan’ın geldiğini anlar. Karaca Oğlan’ı çeşme başında karşılar. Namuslandığından karalar bağlamış. Karaca Oğlan’a yaklaşıp gönlünü almak ister. O zaman aldı Karaca Oğlan, bakalım ne dedi:

Ak kuğum, ablak kuğum Dal burnuna kondun bu gün Menendinden sakınırdın Enginlere indin bu gün

Helkeleri ele aldın Bezirgân bunarına suya indin Gül verip menevşe aldın Dostum neler duydun bu gün

Kızlar çıktı kol kol oldu düzüldü Etim kemiğimden üzüldü Ne dedim de gül benzin bozuldu Dostum neler duydun bu gün Böyle deyince kadın: “Her halde bilmiyor”, diye Karaca Oğlan’a karşı

yürür, o zaman K.Oğlan geri geri çekilir, yine söyler: Fâni Karac’Oğlan fâni Veren alır tatlı canı Sevmediğin kara donu Karşımda geydin bu gün

Avrat yine, bir şey anlamamış diye düşünerek ona doğru gider, K.Oğlan yine sazı alır, söyler:

Çıktım yücesine seyran eyledim Bir acayip seyranı var bu çölün Daim al üstüne geyer dibâlar Samur kürklü beyleri var bu çölün

Page 172: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

172

Kıbleye bakar pınarının akışı Bülbüle hoş gelir gülün kokuşu Mısr’ın haznesini değer bakışı Gözü kara ceranı var bu çölün

Bülbülün figanı şol gonca güle Gülün engeli de yanında bile Yaz gelip de karışacak il ile Eğri başlı güzeli var bu çölün

Karac’Oğlan der de her dem öğünen Güzel sevemedim kendi soyunan Evliyanın hırkasını giyinen Veysel-Kara bekçisi var bu çölün

7.Kız: Âşık- Salını salını giden be güzel Sana arzedeyim hallerimizi Eğer, güzel benim sözüm tutarsan Geri döndürelim yollarımızı

Kız- Oğlan sen kendini ileri atma Gizli sırlarını yadlara satma Bilip bilmediğin her yere gitme Yabancı deremez güllerimizi

Âşık- Salını salını geri gelirsin Aklımı başımdan alıp durursun Kahraman yiğide hayran olursun Bir kere göreyim illerimizi

Kız- Oğlan, sen de m’oldun yüze gülücü Senin sözün ciğerimi delici Ben gök ördek olam, sen bir alıcı Dokunsan alaman tellerimizi

Page 173: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

173

Ömer KAYA

-Karac’Oğlan der ki, kendimiz nerde Âh-u zârım kaldı şöyle bir kızda Âşıklar söylüyor, söz ağzımızda Yaradan söyledir dillerimizi

8. - Acem ellerinden misafir geldim Yol bilmenem Suna’m nerden gideyim Şöyle yavrunun semtine uğradım Dilber kerem eyle, konuk al beni Sar beni

Var git oğlan var git, başım darikenHer baktıkça gözlerin korkar iken Mahallemde beş on avcı variken Var git oğlan, burda konuk eğlemez

Karac’Oğlan der ki, nasıl edeyim Kaldır gerdanını seyran edeyim Suna’m seni nere koyam gideyim Dilber kerem eyle, konuk al beni Sar beni Oğlan benimle yatmak mı istersin Zülâl dudaklardan datmak m’istersin Ağşam yatıp sabah kaçmak m’istersin Var git oğlan, burda konuk eğlemez

9.Ömer (Âşık Ömer): Âşık Ömer’im der, derim vallaha Dilim ile zikrederim Allah’a Kâbe-i şerifte ol Beytullah’a Arş âlâdan inen taşı bilin mi?

Page 174: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

174

10.Serdar Hûban İsmet bin. Mehmet Efendi:*

Belli belli bağlarının boranı Çift çift olmuş çöllerinin ceranı Sana derim sana Munbuç Viranı Çarşında çağrışan dellallar hanı

Munbuc’un kapısı altın tokalı Kimse yaptırmamış felek yıkalı Ulu şadırvanlı çatal peykeli Peykelerinde abdest alanlar hanı

Gider gider yol üstünde dururum Kara taş dibinde sular görürüm Bağ, bahçe yetirip güller korurum Tomurcuk gülünü derenler hanı

11.Veli (Âşık Veli):**

Sana derim sana Âşık Veli Bir nâme göndersem seçebilin mi? Mevlâm seni kulum deyi yaratmış Boynuna farz olan beşi bilin mi?

12.Yusuf (Göğ Yusus):***

İman nurunu gönlümüze akıtmasının, zihnimize nakşetmesinin ve aynı zamanda Türk-İslâm ahlakını, bir kısım örf ve adetlerimizi bir hayat tarzı olarak tercihimize sunmasının yanı sıra, Karaca Oğlan denilince akla ilk gelen iki önemli kelime vardır; tabiat ve aşk. Karaca Oğlan’da tabiat, iç içe bulunduğu hayat alanıdır; aşk ise, onsuz olamadığı bir hayat tarzıdır. Yani sevgi, aşk her an soluduğu bir nefes gibidir.

* Akşehirli Ahmet Hamdi Efendi’nin K. Oğlan’ın köyünde yazdığı bu koşmanın altında şu not vardır: “Karaca Oğlan’ın işbu türküsü defa-i saniye gurbete revanında Sivas’tan öte, halkı dağılmış Munbuç Yaylasın bikes görünce söylediği Sekban Duran (sekbanlık yapan) Serdar Hûban İsmet bin Mehmet Efendi el-mâruf besayıl zade ilâm eylemiştir.” Cahit Öztelli, a.g.e. s.78** Âşık Veli : K. Oğlan’ın cağdaşı. *** Göğ Yusuf : K. Oğlan’ın bacısının (kız kardeşinin) oğlu.

Page 175: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

175

Ömer KAYA

“Ayıkmıyor sefil başım belâdan” derken o bir döğüş eri değil, bir mecnun, aşk yolunun yolcusu, mücahididir.

“Mecnuna dönmüşüm bilmem gezdiğim”

“Ellerin yüzünden çektiğim ceze Bir ben miyim şu âlemi dolanan”

derken onda herhangi bir cümrü gözetlemek yerine, bir aşk yolunun yolcusunu, mücrimini seyretmek yerinde olur.

“Ok imiş kirpiği yay imiş kaşı Atarak sinemi yaktı da geçti”denildiği gibi, o her an suçlu ve akabinde cezası infaz olan bir günahkârdır.

Yine sanki bir kanlı katil sözü ediliyor ve;

“Beni öldür bas ellerin kanıma Desinler ki, on parmağı kınalı”diyor. Bulanık suların durulduğu demlerde sevgisini, sevincini, övgüsünü

teşbihlerle dile getiriyor şöyle sesleniyor:

“Yüzlerin bahçenin narı Beyaz gövde yayla karı Sensin doğan aylar nuru Kız irengin gül mü yoksa”

Onun aşkının her bir yudumunda tabiattan bir tad, her bir ilmeğinde bir göz nuru vardır.

“Alma alma yanağında al gibi Boyu uzar gider selvi dal gibi Seher de açılan gonca gül gibi Sandım kan damlamış karın üstüne”

Sanki oturmuş, sazını eline almış doyumsuz heves ve hisle dağda, belde gördüğü her bir nesnenin adını saymıştır. Kiminin adını çağırmış, onunla

Page 176: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

176

hasbihal etmiştir.Şiirlerin incelenmesi neticesinde pek çok terimlerin bir arada

kullanıldığını görürüz. Halk edebiyatı içinde sık sık kullanılan ve Karaca Oğlan’da ziyadece yer alan kelime ve deyimler sadece dilcileri değil, tarihçi ve folklorcuları da ilgilendirecek alanlar vardır. Geleneksel meslekler; cinsel farklılıklara, yaşa, mesleğe ve unvan derecesine, renge ve mevsimine göre giyinme; süs eşya ve aletleri; hayvansal ve bitkisel gıdalar ailenin yapısı, önemi, örf ve adetleri; bazı tören ve bayramlar… yer almaktadır. Bu dokunun arasında yer alan çiçekler, kokular, renkler, kuşlar, ağaçlar, hayvanlar, bölgelere göre çeşitli özellikler arzeden sebze ve meyveler… ayrı bir hava, âhenk ve anlam vermekte ve bu arada Karaca Oğlan’ın tabiatın içine ne kadar nüfuz ettiğini göstermektedir. Diğer bir ifadeyle, aşk ve tabiat ona o kadar sinmiş ki, her bir deyişinde yaşadığı yöreyi, yöre insanını ve kültürünü apaçık görmekteyiz.

ADI GEÇEN GİYECEK VE ÖRTÜNECEK EŞYA ADLARI

B- 1. Bala : Vala, vele 2. Bar 3. Basma 4. Bergüzar 5. Börümcek : BürüncekC- 6. Cepken : Sırma cepkenÇ- 7. Çelenk 8. Çenber 9. Çorap 10. Çuha : Al çuhaD- 11. Don : Vala donu 12. Durbent : DülbentE- 13. Edik : Sarı edik 14. Elvane 15. Erbi F- 16. Fes : Tunus fesG- 17. Göğnek : Göynek, köynekH- 18. Hırka K- 19. Keçe 20. Kefen : Yakasız gömlek 21. Kemha 22. Keten : Al benekli

Page 177: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

177

Ömer KAYA

23. Kolçak 24. Kuşak : Şal kuşak, Trablus kuşak 25. KutnuL- 26. Lâhurî 27. Lefir 28. LibasM- 29. Marhama : Mahrama 30. Meles 31. Mest : YırtıkN- 32. Nalın 33. NikapP- 34. Peçe 35. Puşu : PoşuS- 36. Savay : Sevay 37. Saya : Al saya 38. Serpuş 39. Sıktırma : Al sıktırma 40. Soyha : SoykaŞ- 41. Şal : Lâhur şal 42. ŞalvarT- 43. Tuman : Atlas tumanÜ- 44. ÜsküfV- 45. Vala : Bala, veleY- 46. Yakasız Gömlek 47. Yekte 48. Yemeni : Telli yemeni

Z- 49. Zerbab : Zerhab 50. Zıbın : Kutnu zıbın, zubunKADIN-ERKEK SÜS EŞYA VE ALETLERİ

A- Akik : Sarı akikAltın : Bkz. SarıAtkı : İbrişim atkıAyna

Page 178: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

178

B- Bağ : Altın saç bağıBergüzar : Bilezik : Börümcek : İbrişim börümçek (bürgü)Burma : Altın burma

C- Cepken : Sırma cepkenCınbız :

Ç- Çatal tel :Çelenk : Altın çelenkÇelenk eğrisi : Başına vurunmuş çelenk eğrisiÇevre :

D- Duvak : İpek duvakDüğme : 1. Gümüş düğme, 2. Has yıldız düğme, 3.

İlik düğme, 4. Sandal düğme, 5. Yalaz düğmeDülbent :Dür :

E- Erbi :

F- Fes : 1. Kadife fesi 2. Tunus fesiH- Hakik : Ak bilekte sarı hakikHalhal : Gümüş halhalHalka : Gümüş halka ( Kola )Hırızma : Bal dudak üstünde altın hırızmaHotoz :

İ- İnci :

K- Kemer : 1. Cevahir kemer, 2. Gümüş kemer, 3. İnce kemer, 4. Sırmalı tellerden altın savatlı kemer

Kına : Al kınaKuşak : 1. Bkz. Kemer, 2. Hama kuşağı, 3. İbrişim

Page 179: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

179

Ömer KAYA

kuşak, 4. Şal kuşak, 5. Trablus kuşağıKüpe : Altın küpeKürk : Samur kürk

L- Lâl-ü mercanLâhurî Bkz. şal

M- Mercan Misk

N- Nikab

P- Peçe : 1. Eğri peçe, 2. Sırmalı peçe, 3. Siyah peçePuşu : İbrişim puşu

S- SedefSürmü : Siyah sürme

Ş- Şal : 1. İbrişim şal, 2. Lâhurî şal (atla ilgili), 3. Lefir şal

Şalvar : 1. İbrişim şalvar, 2. Kadife şalvarŞapka : Siyah şapka

T- Toka : 1. Al toka, 2. Altın toka Münbüç’ün kapısı altın tokalı

V- Vala

Y- YazmaYemeniYüzük : Hatem yüzük

Z- Zerhab : Zerhab

Page 180: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

180

EŞYA VE ALET ADLARI

A- AkçaAtkı : İbrişim atkıAtlas : Atlasın hasıÂsâ

B- BağlamaBaltaBardakBarhanaBayrak : Al bayrakBazubentBeşik : Ala beşikBohça

C- CamCiritCura

Ç- ÇakmakÇanÇapıtÇarkÇizme : Sarı çizmeÇorapÇuhaÇul : Gümüşten reşmeli kadife çul (atla ilgili)

D- Davul : Davlunbaz (büyük davul)DefterDibaDivitDizginDolu : Bkz. Kadeh Don : Vala donu

Page 181: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

181

Ömer KAYA

Döşek : Kutnu yüzlü döşekDüven : Düven gerek dövülmeye

E- Edik : Sarı edikEntari : firengi rengiEyer : Al eyer

F- FakFitil

G- Göğnek : Bürüncek göğnek (köynek)Gömlek : 1. Göğnek, 2. Keten gömlek, 3. Meles

gömleği

Gürz

H- Halı : İpekten halıHamayıl : HamayliHançer HarbiHavlu : İbrişim halıHırka : Evliyanın hırkasıHüccet :

İ- İbrişim : 1. Çiğ ibrişim, 2. Sarı ibrişim Çiğ ibrişim pek yakışır belineİpek

K- Kadeh : Altın kadehKafes : 1. Altın kafes, 2. Demir kafes Bacaya koymuştur demir kafesi

KalemKaltak Kayna : Bkz. kadeh, bardak

Page 182: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

182

Yeşil kanyaKargıKavalKazmaKefenKementKemer : 1. Cevahir kemer, 2. Gümüş kemer, 3. İnce

kemer, 4. Sırmalı tellerden altın savatlı kemerKemha : Yeşil kemha Bkz. KumaşKeseKılınçKilim : Alaca kilimKolbağı : Ak kolunda kol bağısı kırmızıKolçak Köynek : Bkz. göynekKumaş : Kemha, 2. Kutnu kumaş, 3. Lefir, 4. Örek,

5. SevayKuşak : Bkz. Kemer, 1. Hama kuşağı, 2. İbrişim

kuşağı, 3. Şal kuşak, 4. Trablus kuşağıKürk : Samur kürkKürek

L- Libas : Tül libas

M- Makkap Mahrama : Telli marhamaMeles Mest : Sarı mest, Yırtık mestMızrakMuskaMürekkep

N- Nal NalınNâmeNeşter

Page 183: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

183

Ömer KAYA

O- Ok

Ö- Önlük : 1. al önlük, 2. kırmızı önlükÖrd : Dividin var, kalemin var, ördün varÖrek : Bkz. kumaş

P- Palan Peyke : Çatal peyke Post : Geyik postu, Kaplan postuPostal : 1. sarı postal, 2. siyah postalPul

R- Reşme

S- Saat (sahat) : Altın saatSaçak : Kuşak saçağıSahat : SaatSarı : Bkz. altınSaya : 1. Ak saya, 2. Mavi sayaSaz Savay : Bkz. Kumaş, Ak sevaySıktırma : ak sıktırma kavuşturmuş beliniSilah

Ş- Şem’

T- Tabanca Tas : Altın tasTasma : Gümüş tasmaTemren : Mızrak temreniTrablus : Bkz. kuşak Tuman : 1. sandal tuman Ak topuk üstüne sandal tumanı 2. Boğup gider bir gözleri sürmeli, 3.

Page 184: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

184

AtlastumanTüfek : Alışkın tüfek

U- Uban : Ak göğsün üstünde uban mı biterUrgan

Ü- Üsküf

V- Vala : al vala Geydiği başına vala, al gibi

Y- Yağlık : Tülbent yağlıkYakasız gömlekYapağı : Altın yapağıYastık Yay Yazma : Mavi yazmaYekte : Bkz. yelek, büluzYelek : YekteYemeni : 1. Telli yemeni Ayağına geymiş telli yemeni 2. İncecik yemeni ( başa alınan )Yorgan Yüzük : Hatem yüzük

B- Zıbın : Kutnu zıbınZıhgir : Zıhgirden geçiyor beli kızların

1-Adı Geçen Çiçek Çeşitleri:I. Özel Çiçekler :1. Bağdadın gülleri2. Mısır’ın gülleri

II. Genel Çiçekler :1. Çiğdem

Page 185: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

185

Ömer KAYA

2. Gül : Gül-ü vert3. Karanfil 4. Lâle 5. Leylâk6. Menekşe : Benefşe, Mor menekşe7. Nergiz8. Püren9. Reyhan : İreyhan10. Reyhan : Gül-ü reyhan11. Sarı çiçek : Bkz. sünbül12. Sünbül : 1. Mor sünbül, 2. Sarı çiçek

2-Adı Geçen Koku Çeşitleri:

1. Geyik göbeği :Bitmiş geyik göbeği hoşça kokar2. Gül :3. Güzel :Yel estikçe burcu burcu kokarsın4. Güzellerin teri : Kokar güller gibi, teri mi bilmem5. Hardal :Şimdi hardal gibi kokan ben oldum6. Menevşe : 7. Misk-ü anber :8. Reyhan : Yedi türlü çiçek vardır başında Kokar reyhan ile gül, karma karış9. Yârin zülüfleri :Ben yârimi kokusundan bilirim Zülüfleri misk-ü anber yağlıdır

3-Adı Geçen Renk Çeşitleri:1. Ak mürekep2. Al : Al mı, yeşil mi de, sarı mı bilmem Bkz.Beyaz Sırtına geyinmiş al ile moru3. Beyaz : Sevdiğim üstüne dört libas geymiş Bir kara, bir yeşil, bir al, bir beyaz4. Buğday beniz :Bir buğday benizli zülfü dolaşık5. Elmas irengi (irenkli) 6. Firengi : Entari geyinmiş firengi rengi

Page 186: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

186

7. Gün :İkimiz de bir tepede gün gibi Yâr eline kına yakmış kan gibi8. Kan :Bkz. gün9. Kar (yaylanın karı) :Yüzüde yaylanın karı mı bilmem10. Kara : Bkz. beyaz Ala göze siyah sürme Çekilir kara değil mi11. Kızıl :Kızıl yanakların kaldır, yaradan12. Mavi :Beyaz geymiş altta, üstte de mavi13. Mor : Sırtına geyinmiş al ile moru14. Pembe : 15. Pembeden beyaz :16. Sade :Elin yâri yeşil geymiş al ilen Benim yârim sade geymiş bellidir17. Sarı :Bkz. al Sarı mestli Sarı sünbül18. Yeşil :Bkz. Al Bkz. Beyaz Yeşil midir, oflaz mıdır, al mıdır?

4-Adı Geçen Kuş Çeşitleri:B- 1. Balaban : 1. Tor balaban, 2. Üsküfün aldırmış

balaban2. Baykuş3. Baz : Şahbaz, Yavru baz4. Bülbül

Ç- 5. Çakır kuş6. Çaylak

D- 7. Doğan : Çakır Doğan

E- 8. Espir

G- 9. Gövel :Bkz. Ördek

Page 187: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

187

Ömer KAYA

H- 10. Hüma Kuşu

K- 11. Kanara :Kanarya12. Kaz :Tombul kaz13. Keklik 14. Kıl ördek :Bkz. Ördek 15. Kırlangıç 16. Kuğu :Ak kuğu17. Kumru :Dudu kumru

Ö- 18. Ördek :1. Gök ördek, 2. Gövel ördek, 3. İspir ördek,4. Kıl ördek

S- 19. Sifi

Ş- 20. Şahin :Tor şahin21. Şahbaz :Baz

T- 22. Taylak : Tor taylak23. Topkuş24. Tor balaban :Bkz. balaban25. Turaç26. Turna :Telli turna27. Tülek

Ü- 28. Üveyk

Y- 29.Yeşil :Yeşil başlı ördek

5-Adı Geçen Ağaç Çeşitleri:I. Özel Ağaç Adları (Bu ağaçlar Karaca Oğlan’ın hakkında şiir söylediği

ağaçlardır.)1. Ardıç (Koca Ardıç) : Annacına almışsın Koca Ardıcı Başına yağar da boranla gıcı

Page 188: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

188

………………………………. Ol Beyt-i Şerîf ’e yüz sürdün mü meşe 2. Çınar (Koca Çınar) : Yavşanlı’da olan Koca Çınarı*

Yel vurur, yaprağı parlar görünür. 3. Meşe : Annacına almışsın koca Berid’i**

Farıdı da deli gönül farıdı Hazret Nuh’tan beri kimler var Nuh’un tufanını bilin mi meşe***

Şu meşenin bir incecik yolu var Sayamadım yüz bin türlü dalı var Şu dünyanın yüz bin türlü hali var Şu dünyanın halinden bilin mi meşe

Karac’oğlan der, bu da böyle olsun Başındaki kuru ağaçların göğersin Senin bahşişini Bertiz’li versin Ol Bertiz’in halini de bilin mi?****

II. Genel Ağaç Adları : 1. Ardıç (Kara ardıç-Kocaardıç) 2. Aluç 3. Ayva

* Yavşanlı (Yavşan): Maraş’ın güney batısında bulunan bir dağdır. Yavşanlı olarak değil de Yavşan olarak söylenir ve bilinir. Elmacık (Hartlap)’lılar “Yavşan Dağı’nın eteğindeki Koca Çınardır” derler. Öşlü’ler ise “Karaca Oğlan’ın bahsettiği o Koca Çınar olsa olsa Öşlü’deki Öşlü (Koca) Çınarı’dır, zira bu havalide bundan eski ve bundan büyüğü yoktur” derler.** Koca Berid: Maraş-Elbistan-Göksun arasında yörenin yüksek dağlarından biridir. Ahır Dağı’nın karşısındadır.*** “Karaca Oğlan Sivas’a giderken Ahır Dağı’nın karşısına varınca bir meşe görüyor. Dönüşünde bakıyor ki, meşe kurumuş. Bu türküyü söyleyince meşe yeniden yeşeriyor C.Öztelli, Age.S.361**** Ahır Dağının kuzey Engizek Dağı’nın da güney yamacındaki köylere Bertiz Köyleri denilir.

Page 189: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

189

Ömer KAYA

4. Bağ :Kırmızı çubuklu bağ5. Çalı :Kara çalı6. Çınar :Koca çınar-Kocaman çınar7. Hurma 8. Kamalak9. Meşe10. Selvi11. Somak (Sumak) 12. Söğüt13. Turunç

6-Adı Geçen Hayvan Çeşitleri:ArslanAt :1. Al at, 2. Arap atı, 3. Aşkar, 4. Benli boz, 5.

Bozat, 6. Burak (Hz. Muhammed’in Miraç’ta bindiği binek, kutsal katır), 7. Doru, 8. Eşkin, 9. Gökkır, 10. Gümüşten reşmeli, 11. Kadife çullu, 12. Kırı, 13. Kolu tor şahinli yavuz at, 14. Küheylan, 15. Lahurî şallı, 16. Üveyk, 17. Yöğrük

Bahri :BalıkBalıkBeygirCeran :Ceren-Ceyran, Yedi benli ceranCeren :Bkz. Ceran, Akça cerenCeylân : 1. Akça, 2. Ak ceyranCeyran : Bkz. Ceran, Akça ceyranDeve :1. Hacin, 2. Köşek, 3. Maya (1. beylik maya 2.Tülü

maya), 4. PohurDomuzErgeç :Bkz. KeçiEke : Bkz. KeçiEnikEşek Geyik :1. Ala geyik, 2. Boz geyik, 3. Emme geyik, 4. Maral

(Meral), 5. SığınHecin :Bkz. DeveKaplan : Göğsü alem kaplan

Page 190: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

190

KediKeçi :1. Eke, 2. ErgeçKelpKoyun Köşek :DeveKurt :Alıcı kurtKuzu :1. Ak kuzu, 2. Körpe kuzuMaral :Bkz. GeyikMaya :Bkz. DeveÖşekPohur :Bkz. deve

Semender :SığınTazı :Gök boncuklu tazıTeyin Yılan

7-Adı Geçen Yemek Çeşitleri:1. Adıyaman :Adiyaman2. Aş :taam. yemek3. Bade4. Bamya 5. Bakla6. Börek :Ballı börek7. Dolma :Bumbar dolması8. Et : Serçe eti9. Helise 10. Helva :Tel helvası11. Höşmer12. Kaymak :Ballı kaymak13. Kebab :Fıtın eti kebab14. Kızartma :Tavuk kızartması15. Köfte :İçli köfte16. Kurabiye :Şekerli kurabiye

Page 191: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

191

Ömer KAYA

17. Kuzu doldurması18. Manca19. Oğul balı20. Paça :Ekşili paça21. Pilav :Pirinç pilâvı22. Sütlü23. Zemzem24. Zülâl

8-Adı Geçen Meyve Çeşitleri:1. Alma :Elma,1. Al Yusuf Alması, 2. Elbistan Alması, 3. Gürün Alması, 4. Yanal

Alması, 5. Yanıl Alması, 6. Yusuf Alması2. Alıc :Aluc, alc3. Hurma4. Limon5. Portakal :Payas portakalı6. Somak :Sumak7. Turunç :Aydın turuncu8. Üzüm :Maraş bağı9. Zerdali :Erik

9-Adı Geçen Sebze Çeşitleri:

1. Biber2. Fülfül3. Geyik göbeği4. Göbelek5. İreyhan :Reyhan

ANA-BABA SEVGİSİ VE HASRETİ

Karaca Oğlan’ın ömrünü ailesi içinde geçiremediğini anlıyoruz. Günleri çeşitli hasretlerle yoğrulmuş olmalı ki, sürekli gurbetten, gariplikten yakınır. Bazan ana-ata, bazan ana-baba, bazan da ana veya “garip anam” diyerek ailesine karşı muhabbetini, hasretini dile gitirir. Ana-babasını arkasında

Page 192: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

192

“karlıca bir dağ” olarak gördüğü gibi, anadan ayrılmayı bir yiğit için zeval bilir; öyle söyler: “Anasından ayrı düşen sağ olmaz”…

1. Karaca Oğlan der derdim pek beter Bahçede bülbüller şakıyıp öter Anayı, atayı dün aldın yeter Var git ölüm, bir zaman da gene gel

2. Tükendi cünbüşüm, yoktur gıybetim Bir yatsıya kaldı benim mühletim Bilemedim ana-baba kıymetin Arkamızda karlıca bir dağ imiş

3. Kafamı alınkucağa Garip anam ağlar bir gün

4. Karac’Oğlan der anama götürün Sağıma soluma yastık getirin Şimdi ölüyorum, bir tas su verin İçmeyince gönül yârdan ayrılmaz

5. Karac’Oğlan ben korkarım haramdan Ayrı düştüm yurttan, harab haneden Bir yiğidi ayırsalar anadan Anasından ayrı düşen sağ olmaz

AİLE HASRETİ

1. Şu dünyada Hakk’a yarar yok işim Ecel yastığına komuşum başım Hanı benim eşim, dostum, kardaşım Yol ver ecel, ben sılama varayım

Ne güç olur bu gurbetin ölümü Yol ver ecel, ben sılama varayım

Page 193: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

193

Ömer KAYA

2. Gurbet elde pâdişahlık sürmeden Vatanında züğürt olmak yeğ imiş

Gerçek Odur ki;

1. Üryan geldim gene üryan giderim Ölmemeğe elde fermanım mı var Azrail gelmiş de can taleb eder Benim can vermeğe dermanım mı var

Dirilirler dirilirler gelirler Huzur-ı mahşerde divan dururlar

Karac’Oğlan der ki, ismim öğerler Ağı oldu yediğimiz şekerler Güzel sever diye isnad ederler Benim Hakk’tan özge sevdiğim mi var

2. Kimi cennet ister, kimi cehennem Cennetten beride yolda neler var

3. Kimi cennet ister, kimi cehennem Cennete gitmeden evvel sual var

4. Senden gayrı yâr sevmedim vallaha Getir el basayım kitabullah’a Gece gündüz yalvarırım Allah’a Hakk yanında kabul olsun dilekler

5. Tükendi cünbüşüm, yoktur gıybetim Bir yatsıya kaldı benim mühletim Bilemedim ana baba kıymetin Arkamızda karlıca bir dağ imiş

Page 194: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

194

Aradım cihanı dertsiz yoğ imiş

Tırnağın var ise başını kaşı Kimseden kimseye vefa yoğ imiş

Gürbet ilde padişahlık sürmeden Vatanında züğürt olmak yeğ imiş

6. Meğer bu dünyanın sonu yoğ imiş

7. Bir yiğide bir yâr yeter İki seven del’olma mı?

8. Güvercinliktir bu âlem Konan göçer, demedim mi?

9. Bire ağlar, bire beyler Ölmeden bir dem sürelim Gözümüze kara toprak Dolmadan bir dem sürelim

Aman hey Allah’ım aman Ne aman bilir, ne zaman Üstümüzde çayır çimen Bitmeden bir dem sürelim

10. Üç günlük fâni dünyada Ölmeden gülen öğünsün Beş vaktını da kazaya Koymayıp kılan öğünsün

Dünya fâni, insan konuk Demlerin süren öğünsün Kardaş kardaşın kıymatın Sağlıkta bilen öğünsün

Page 195: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

195

Ömer KAYA

11. Âkıbet alırsın komazsın beni Var git ölüm, bir zaman da gene gel

12. Kadir Mevlâ’m asla geçmez kulundan Deli gönül ah çekip de ağlama

13. Varıp da değince on beş yaşıma Bir kuru sevdaya yeldirdin beni

Ecel şarabını verdin kandırdın Emreyledin Azrail’i gönderdin Hiç te doğmamışa döndürdün beni

14. Yedirdin içirdin hepsi de yalan Âhır ömrümüzü ederler talan

Azrail göğsüme çöktüğü zaman Öyle bilin, halim perişan yaman

15. Yürü bire yalan dünya Sana konan göçer bir gün İnsan bir ekin misali Seni eken biçer gün

Can, kafeste duran kuştur Elbet uçar gider, bir gün Yastığımız kara toprak O da bizi atar bir gün

Var, dünyada yol ahrete Mezarımın baş taşına Baykuş konar, öter bir gün

Page 196: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

196

16. Sultan Sülayman’a kalmayan dünya Bu dağlar yerinden ayrılır bir gün Nice bin senedir çürüyen canlar Hakk’ın emri ile dirilir bir gün

Ağa olsa, paşa olsa, beğ olsa Yakasız gömleğe sarılır bir gün Yeme el malını, er geç verirsin İğneden ipliğe sorulur bir gün

Yarın mahşerde de sorarlar bizi Hak mizan terazi kurulur bir gün

Ecel şerbetini bir gün içersin Sen Sırat Köprüsün bir gün geçersin Amelin eline verilir bir gün

17. Şu dünyaya gelen âdem oğlanı Allah Allah deyip ölse gerektir

Uçmalık olanlar gitti uçmağa Günahkâr olanlar yansa gerektir

Dünyada ettiğim gizli nesteler Hak katında ayan olsa gerektir 18. Evvel Allah, âhir Allah Andan ulu gelmemiştir. Hak Muhammed’den sevgili Hakk’ın kulu gelmemiştir

Şol âlemde eksiksiz yâr Kimse bulup gelmemiştir

Page 197: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

197

Ömer KAYA

19. Kısmet nerde ise çeker, iletir Kimse bilmez, nerde kalır ölümüz

20. Öldüğüme kaygı etmem ağalar İman ile gidem, şehid merd’olur

21. Yıkılıp düşene gülme sakın sen Yiğit düşüp kalkmayınca bell’olmaz

Altına batırsan ey’olmaz kötü Aslı ham demirden, cevherden olmaz

Yiğit gölgesinde yiğit saklanır Nâ-mertlerde gölge olmaz, ar olmaz

Herkes ataşını burdan götürür O dünyada ataş olmaz, nâr olmaz

22. Dünyada Kur’an da ahrette iman Sualsiz Cennete girse varımız

Hani insan, ömrünün sonuna yaklaştığını hisseder de “meğer bu dünyanın sonu yoğ imiş” gibi bir ulu söz eder. Hani insan, hayat merdiveninin son basamaklarında, “dostumu, düşmanımı yeni belledim” gibi bir bilgiçlik örneği verir. Dînî ve dünyevî bilgi ve tecrübenin farkı, bu noktada da apaçık kendini gösterir. Onlarca yıldan sonra, bazı gerçekleri henüz kavrayabildiğini söyleyen birinin mazisi ne kadar manâlı olabilir? Ama, attığı her adımın anlamını, hedefini ve sıkletini bilen biri boş bir hayat sürmüş olabilir mi? “Gafletle geçen ömre demadem çekerim âh!” diyerek, pişmanlıklarla dolu bir feryadı kim eder? Hayat ve hakikati bir mısra, bir beyite sığdıran ve sunan, erdemli insanlardan gayrısı olabilir mi? İşte Karaca Oğlan’ın önünde de, sonunda da söylediği, her biri bir hayat düsturu olan erdemli sözlerini böylece “Gerçek odur ki” başlığı altında toplamış olduk. Karaca Oğlan’ın yeri geldikçe vurguladığı bu değerlerin, anonim değerler olduğu ve yeni bir üslup ile ortaya konduğu ileride belirtilecektir.

Page 198: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

198

MÜBALAĞA

Karaca Oğlan’da mübalağa konusuna girmeden önce, bu konunun anlamını gözden geçirelim. Kısaca mübalağa, bir işi, sözü, bir şeyi çok büyütme, fazla ileriye götürme; çok aşırı, bazan bir duygunun anlatılması için, fazla sıcaklanan birinin “yandım” fazla üşüyenin “dondum” demesi gibi küçük bir şeyi olduğundan fazla büyük göstermedir.

Lügât-ı Nacî’de* mübalağa hakkında şu açıklamalar yapılır. “Bir hususta ziyade çalışmak. Birinin evsâf-ı mahmûde (öğülmeye değer sıfatlar) ve mezmûme (yerilme)sini müsteb’id (uzak sayan) veya muhal (imkânsız) görünecek surette beyan etmek. O yolda söylenen söz eğer aklen ve âdeten mümkün** (tebliğ), aklen ve âdeten muhal olursa (olacak gibi görünen, fakat olması âdet olmıyan (İğrak), aklen ve âdeten muhal (olabilmesi aklın alnıyacağı çeşitten) olursa (ğülüv) namını alır ki, merduttur (reddolunur), mübalağanın makbülü ifadeye ruh ve revnak (güzellik) verir…”

Türk Edebiyatında yer alan edebî sanatlardan biri de mübalağadır. Pek çok yazar ve şairimiz ifadelerinde mübalağaya yer vermişlerdir. Bunların büyük bir çoğunluğu, hoşumuza giden güzel örneklerdendir.

Karaca Oğlan, ifadelerinde olabildiğince mübalağaya yer vermiştir. Mübalağalı ifadeler, mısralarda eğreti şeklinde yer almamıştır. İfadeler yeni bir ruh kazanmış, mısralar bunlarla süslenmiştir.

Gün doğmadan şavkın düşmüş pınara Gün üstüne bir gün daha doğar mı?

beytinde olduğu gibi, ifadelerini güçlendirmiş; şairimiz kendini daha rahat bir biçimde kanıtlama imkânı bulabilmiştir.

Güzel gitti diye pınar ağladı Acıdı yüreğim, yandı eşi var’mola Beytinde olduğu gibi, mübalağa ile “övgü” öyle bir noktaya getirilmiştir

ki, o, varılacak noktaların serhaddi olmuştur.

Yüzbin şehir saysam değmez kıymetin Hasılı cihanı değer gözlerin

* Muallim Nâcî, Lügât-ı Nâcî, Sh. 676, Çağrı Yayınları, İstanbul,1978** Mümkün yazılacak yerde, yanlışlıkla, lügatta muhal yazılmıştır. Yani, “akıl alabilecek gibi olan” anlamında yazılacaktı.

Page 199: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

199

Ömer KAYA

Ol güneşin doğup battığı yerde Acap sevdiğimin eşi var’m’olaörneğinde olduğu gibi, mübalağa ile “övgü” öyle bir noktaya getirilmiştir

ki, o, varılacak noktaların serhaddi olmuştur.Bu arada, Karaca Oğlan’ın sevgisinin derinliğini, sevgilisinin de evsafının

genişliğini anlamış oluyoruz. Mübalağa, zorlanmadan, sıradan bir söz gibi söyleyiverdiği ifadeler

arasındadır. Buraya alınan örnekler ise, bütün şiirleri içindekilere kıyasla, mübalağasız, devede kulak misalidir.

Mübalağa Örnekleri:

1. Gün doğmadan şavkın düşmüş pınara Gün, üstüne bir gün daha doğar mı?

2. Bakın hey ağalar benim halime Değirmenler döner gözüm seline

3. Şu bağrım kül oldu hep yana yana Onu söndürmeğe sel gerek bana

4. Güzel gitti diye pınar ağladı Acıdı yüreğim, yandı pınara

5. Yarısı gerdanda, yarısı yüzde Sayılmaz benleri binden ziyade

6. Gözüm yaşları yer yüzün bürüdü Sel oldu, gidelim bizim illere

7. Sade kaşlarıyla gözleri değer Acem ülkesinin taht-u tacını

8. Cennet-i âlâda bir gül açılmış Kokar gider, bir gözleri sürmeli

Page 200: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

200

9. Yedi iklim dört köşeyi dolandım Vallahi görmedim eşin, sürmeli

10. Emsali gelmemiş devr-i cihana El göğüste hizmet eder ikisi

11. Bir tepede yeni doğan gün gibi Akşam sabah erken aştı neyneyim

12. Dünyanın sonunda bir gül açılmış Misali cennette, kokar sabahtan

13. Saçları topukla eyliyor çengi Bir hüma bakışlı, on dört yaşlının 14. Ala gözlerini sevdiğim dilber İbrişim atkının telinden misin? Kadir Mevlâ’m seni öğmüş yaratmış Cennet-i âlânın nurundan mısın?

15. Bin katar içinde bu bir türlüdür Urum’da, Şam’da birdir bu gelin

Kılınç vurur, kanlar döker gürz ile İki bin gelinle, dört yüz kız ile Tartılsa çok ağır gelir bu gelin

Tunus, Tırabulus, koca Maraş’da Reyhan’ın içinde birdir bu gelin

Varın bakın Gürcistan’ın iline Acem, Buhara’da birdir bu gelin Bütün dünyada da birdir bu gelin

Page 201: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

201

Ömer KAYA

16. Belki şu cihanda misli bulunmaz Yüzü çifte benli, başı güzelin

Yüzüne dökülmüş altın sırması Gam mıdır yoluna bir can vermesi Beni mecnun etti kaşı güzelin

17. Nasıl medhedeyim sultanım seni Gürcistan ilini değer gözlerin Bir bakışta eylen harab, cihanı Cezayir, Tunus’u değer gözlerin

Mısır, Arab, Urban, Yemen, Anize Belh’i, Buhara’yı değer gözlerin Bosna, İstanbul’u, Anadolu’yu Bütün Rumeli’yi değer gözlerin

Bağdad’ı, Basra’yı, Acem, Şiraz’ı Bütün Hindistan’ı değer gözlerin Arnavut, Çerkes’le, Kürt Adabistan Bütün Türkistan’ı değer gözlerin

Yüz bin şehir saysam değmez kıymetin Hasılı cihanı değer gözlerin

18. Yüzbin kantar çekebilmez gamını 19. Bir ah çeksem dağı taşı eridir Gözüm yaşı değirmeni yürütür

20. Ol güneşin doğup battığı yerde Acap sevdiğimin eşi var’m’ola

Page 202: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

202

KISMEN VEYA TAMAMEN BİRİBİRİNE BENZEYEN KI-SIMLAR*

Karaca Oğlan’ın şiirlerini incelediğimiz zaman bazılarının kısmen biribirlerine benzediklerini görürüz. Bu benzerlikler giriş (ilk) mısralarda görülebildiği gibi, diğerlerinde de yer almaktadır. Hatta bazan şiirlerin yine aynı benzerliklerle bağlandığını görürüz. Tabii bu benzerliklerin pek çok sebepleri vardır. Bunlardan önemli birkaçını şöyle sıralayabiliriz:

1. Cönk sahipleri tarafından yapılabilirler.2. Şairi tarafından kolay gelebilir. İrticalen söylenmiş olmasından dolayı

böyle bir kolaylığa gidilebilir.3. Karaca Oğlan’a ait olmadığı halde, seçme şansımız bulunmayan bir

kısım dörtlüklerin sonradan yer almasından dolayı olabilir.4. Bir de âşıklık geleneğinde böyle bir benzerliğin doğal olarak ortaya

çıkmasındandır. İrticalen söylenen şiirlerdeki bu benzerlikleri bir noktaya kadar tabiî karşılamak gerekir.

Herhangi bir denetim ve gözetim altında bulunmayan ve tamamen serbest bir şekilde söyliyen âşıkların böyle bir yönteme başvurduklarını çok gördüm. Âşıklık geleneğinden şaşmayan nice âşıklarımızın tevessül ettikleri bu yolu bir eksiklik nişanesi ve bir zayıflık olarak görmemek gerektiğine inanıyorum. Hatta bunları, o tabii söyleyiş sırasında bir süs unsuru ve aynı zamanda kuvvetli bir hatıra ve çağrışım olarak görebiliriz.

5. Bir ömür boyunca irticalen söylenmiş yüzlerce şiir içindeki böyle bir benzerliği ona çok görebilir miyiz?

Karaca Oğlan’ın yaklaşık 500 şiirinde çokça tekrar ettiği giriş mısraları şunlardır:

1. Ala gözlerini sevdiğim dilber:30 defa tekrar edilmiştir.2. Ala gözlü benli dilber:5 defa tekrar edilmiştir.3. Ala gözlü nazlı dilber: 4. Ala gözlü nazlı suna:5. Benden selâm eylen gül yüzlü yâre:6. Benden selâmeyle sevgili yâre:

* Üsttekilere (A) nisbetle sağ alta alınan dörtlükler (B) üsttekine kısmen benzeyen dörtlüklerdir. (B deki ) noktalı mısralar ilk dörtlükteki (A daki) karşılığı olan mısranın aynıdır ve tekrardan sakınılarak noktalanmıştır. Numaralar dörtlüklerin alındığı her yeni bir parçayı göstermektedir.

Page 203: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

203

Ömer KAYA

7. Çıktım yücesine seyran ederken:5 defa tekrar edilmiştir.8. Çıktım yücesine seyran eyledim:2 defa tekrar edilmiştir.9. Dinleyin ağalar size söyleyim: 10. Evvel bahar yaz ayları gelende:2 defa tekrar edilmiştir.11. Evvel bahar yaz ayları doğunca:2 defa tekrar edilmiştir.12. Her sabah her sabah salınan dilber: 13. Hey ağalar bir od düştü bağrıma : 14. Ilgıt ılgıt esen garbinin yeli:2 defa tekrar edilmiştir.15. Ilgıt ılgıt esen seher yelleri:2 defa tekrar edilmiştir.16. Kadir Mevlam bir dileğim var sana:2 defa tekrar edilmiştir.17. Kadir Mevlam budur senden dileğim:3 defa tekrar edilmiştir.18. Kadir Mevlam senden bir dileğim :2 defa tekrar edilmiştir.19. Kalk dilber gidelim bağ arasına : 20. Kısmet olur ben bu ilden gidersem:2 defa tekrar edilmiştir.21. Sabahtan uğradım ben bir geline :2 defa tekrar edilmiştir.22. Sabahtan uğradım ben bir güzele :9 defa tekrar edilmiştir.23. Seherde uğradım ben bir güzele :3 defa tekrar edilmiştir.24. Seherde uğradım ben bir geline:3 defa tekrar edilmiştir.25. Şu yalan dünyaya geldim geleli:3 defa tekrar edilmiştir.26. Şurda bir dilbere meyil eyledim: 27. Yaz gelip de beş ayları doğunca:7 defa tekrar edilmiştir.28. Yüce dağlar ne kararıp pusarsın :2 defa tekrar edilmiştir.

1. A) Karac’Oğlan der ki, derde derede Yandı ciğer kebab oldu orada Ol güneşin doğup battığı yerde Acap sevdiğimin eşi var m’ola

B) Karac’Oğlan der ki, düşürdün oda Dertli yürek dayanır mı bu derde Güneşin doğup ta battığı yerde Acap sevdiğimin eşi var m’ola

Page 204: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

204

B) Karac’Oğlan der ki, düştüm bir derde Ciğer kebap oldu, yandı gamlerde Güneşin doğduğu, battığı yerde Acap şu güzelin var mı bir eşi 2. A) Karac’Oğlan, gene coştu, bulandı İnip aşkın deryasını dolandı Güzel gitti diye pınar ağladı Acıdı yüreğim, yandı pınara

B) Karac’Oğlan bunu böyle söyledi ……………………………… Kızlar gitti diye pınar ağladı Acışdım, yüreğim yandı pınara 3. A) Çağır Karac’Oğlan çağır Taş düştüğü yerde ağır Yiğit sevdiğinden soğur Sarılmayı sarılmayı B) ……………………… ………………………. Kişi sevdiğinden soğur Kurtar canım, al Allah’ım

B) ………………………….. ………………………….. Güzel sevmek günah değil Dört kitapta yerin gördüm

Page 205: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

205

Ömer KAYA

B) …………………………… …………………………… …………………………….. Ben kitapta yerin gördüm

4. A) Kuru kütük yanmayınca tüter mi? Ak memede çifte benler biter mi? Vaktı gelmeyince bülbül öter mi? Ötüp gider, bir gözleri sürmeli

B) Ataş yanmayınca tütün mü tüter Ak göğsün üstünde çimen mi biter Vaktı gelmeyince bülbül mü öter Öter gider bir gözleri sürmeli

5. A) Bire âfet, sürdür atın Geçer çağın demedim mi? Harami olmuş gözlerin Yollar keser demedim mi?

B) Behey ala gözlü dilber Vaktın geçer demedim mi? Gözlerin olmuş harami Beller keser demedim mi? 6. A) Irak derler Arab’ın ilini Köprüsü yok geçemeyiz selini Menevşe yaylanın Perçem beli’ni Lâle sünbül bürüsün de gidelim

Page 206: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

206

B) Medhederler Karaman’ın ilini Köprüsü yok geçemedim selini Kervan yaylasını, Perçem beli’ni ………………………………… 7. A) Sevdiğimin adı Ayşe Kâfir görünmüyor Eşe Uğradım koca Maraş’a Bedestenin şarın gördüm

B) ……………………….. Zülfün dizmiş ak gerdana Yolum uğradı Maraş’a Bedesten’in şalın gördüm

A) Göğsün’dür yaylanın hası Silindi gönlümün pası Mor sünbüllü menevşesi Katarlanmış ilin gördüm

B) Göğsün’de yaylanın hası ………………………… Mor sünbüllü mağarası Dede Bel’in karın gördüm

8. A) Âşık bilir âşıkların hevesin Kömür sandım, yâr kaşının karasın Yoksa sen kapına kul mu ararsın İşte ben kapına kul kara gözlüm

Page 207: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

207

Ömer KAYA

B) Âşık bilir âşıkların âlâsın Kömür sandım kaşlarının karasın Sevdiğim kapına kul mu ararsın İşte ben kapına kul, kömür gözlüm

9. A) Çünkü güzel meylin yoğ idi bende Ezelden de ıkrar vermeye idin Muhabbettir güzelliğin nişanı Uğrun uğrun bakıp gülmeye idin

B) Ala gözlerini sevdiğim dilber Şâdedip elleri gülmeseneydin Muhabbettir güzelliğin nişanı Bakıp uğrun uğrun gülmeseneydin

A) Siyah zülüflerin eyleme perde Beni de uğrattın bin türlü derde Ben kendi halimde gezdiğim yerde Çağırıp bergüzar vermeye idin

B) Kırmızı güllerin dalları yerde Sen uğrattın beni onulmaz derde ………………………………… Getirip bergüzar vermeseneydin

A) Karac’Oğlan der ki, ey mâh-ı mestim Kaşın gözün eğme, cana mı kastın Severler güzeli, incinme dostum Harcın ise güzel olmaya idin

Page 208: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

208

B) Karac’Oğlan der ki, cana mı kasdın Sallanma sevdiğim, bağrıma basdın Güzel olanları severler dostum Harcın değil güzel olmasanaydın

10. A) Sıdk ile baktım da güzelin genci Ağzının içinde dişleri inci Al Yusuf alması, aydın turuncu Güzelin kıymatın bilmeli gelin

B) ………………………………… ………………………………… ………………………………… Göğsü katar katar düğmeli gelin

A) Karac’Oğlan der ki, dertlerin azdır Güzeli öğmesi boynuma farzdır Kara kaş altında sürmeli gözdür Âşığın bahşişin vermeli gelin

B) Der Karac’Oğlan da bu size azdır Güzeli medhetmek boynuma farzdır …………………………………… ……………………………………

A) Karac’Oğlan öğer gene de öğer Altın saç bağları topuğa değer Ay ile besdetmiş gün ile doğar Cennet-i âlânın nuru bir gelin

Page 209: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

209

Ömer KAYA

B) Karac’Oğlan der ki, öğdüğün öğer Altın yapağından cepkenin döğer Ay ile besdetmiş, gün ile doğar Cennet-i âlâda nurlu bir gelin B) Öğer Karac’Oğlan sevdiğin öğer Altın saç-başı da topuğun döğer …………………………………. ………………………………….

11. A) Âşık bilir âşıkların suçunu Cennet sandım yâr koynunun içini Tarayıp zülfünü, düzelt saçını Hilâl kaş üstüne düz kara gözlüm

B) ………………………………….. Cennet sandım kız koynunun içini Taramış zülfünü, dökmüş saçını Yüzünün üstüne tel, kömür gözlüm

12. A) Gam çekme haline divane gönül Sana da bulunur ilde neler var Ayva mı eksik, turun mu yoksa nar Sun elini beri dalda neler var

B) Niçin âh edersin divane gönül ……………………………….. Ayva mı istedin, turunç mu yoksa nar Sokunsun güzeller, gülde neler var

Page 210: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

210

A) Sakının ağalar, beyler küçükten Yanağı gamzeli, eğri pıçaktan Arılar bal alır bin bir çiçekten Nezaket arıda, balda neler var

B) Ağalar sakının benî küçükten Bağlar gazeli eğri pıçaktan Arı petek tutar bin bir çiçekten Hesap et arıda, balda neler var

A) Karac’Oğlan der ki, yaralı sinem Elimden aldırdım gül yüzlü sunam Kimi cennet ister, kimi cehennem Cennetten beride yolda neler var

B) Karac’Oğlan diyor acıdı sinem ……………………………….. ……………………………….. Cennet’e gitmeden evvel sual var

A) Kaldırdın mı sen perdeyi yüzünden Çıkarttın mı gayrıları gözünden İkrar verdin, neye döndün sözünden Yalancıda iman kalmaz, din gider B) Karac’Oğlan eydür, and’ın yalan Olur olmaz, ayağı ile gelen Akşam kavil verip yatsıda dönen Yalancıdan iman gider, din gider

Page 211: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

211

Ömer KAYA

A) Yâr elinden ben bir dolu içmişim Deli eder, sarhoş eder, benk eder Genç yaşında taze civan sevmeyen Dünyasından hayvan gelir, bön gider

B) Ala gözlerini sevdiğim dilber Senin bakışların bana yan gider On beşinde bir güzeli sevmeyen Bu dünyaya hayvan gelir, bön gider

13. A) Gelin, dedim, aktır yüzün Hiç menendi yoktur kızın Karac’Oğlan ikinizin Kapınızda kula benzer

B) Gelin der ki, aktır yüzün …………………………. ………………………… Kapısında kula benzer

14. A) Yüksek olur Arap atı kaltağı Issız kalmaz koç yiğidin yatağı Varır bir kötüye değer eteği Geri dur ha, benli dilber geri dur

B) ……………………………….. ………………………………. Yaklaşma kötüye değer eteği Geri dur hey benli Suna’m geri dur

Page 212: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

212

15. A) Kaşların benziyor âb-ı zülâle Gözlerin hükmeder yedi kırala Seher vaktı olup boynun ırgala Dokansın tellere yel, yavaş yavaş

B) Kaşların benzettim yavru marala …………………………………. Seher vaktı kollarını ırgala Dokunsun zülüfün, gel yavaş yavaş

16. A) Karac’Oğlan der ki, gidelim yâre Yüreğime saldın onulmaz yâra Baktım ak gerdana, ben sıra sıra Açılmış yanakta gül, yavaş yavaş

B) ………………………………… Acap bulunur mu derdime çare Gördüm gerdanında benleri hâre Yanakta açılmış gül, yavaş yavaş

17. A) Gül yârim oturmuş zerbâb üstüne Hiç bakmıyor yârenine dostuna Yaz gelende çayır çimen üstüne Yâr bade doldurur, elleri sarhoş B) Yâr oturmuş, kurulur naz postuna …………………………………… Yaz gelince çayır, çimen üstüne Yâr bâde doldurur, elleri bir hoş

Page 213: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

213

Ömer KAYA

AŞK VE TABİAT ŞÂİRİNDE BİR DEVRİN HİKMETLİ SÖZLERİ

Karaca Oğlan, daha önce birer birer sıraladığımız üzere, dumanlu dağları, elvan elvan çiçekli yaylaları, buz gibi pınarları, en uysalından en yırtıcı kuş ve hayvanları, münbit koruluk, koyak ve ovaları, hasret kaldığı memleketleri ve oralardaki adını dilden düşürmediği sevgililerini, onlara övgü ve bedduâlarını, ayrılık elemiyle cayır cayır yandığı gurbet illeri, sırf sevgilileri için Tanrı’dan dilediği dilekleri, bazan da kendisi ve insanlık için duâ ve niyazlarını… sayar ve onları şiirlerine konu alır, mekik gibi işler, taze bir hayat verir. Bu hayat görüşüyle yola çıkan Karaca Oğlan, “Güvercinlik” dediği bu imtihan âleminde sevgi dolu dünyasını kurabilmiş midir?

Hala yaşıyan bir fâni için, “evet” dersek mübalağa etmiş olur muyuz?Fert, et ve kemik gibi maddi unsurlardan oluşan bir organizma varlığı

ile bunun üzerine kurulmuş ruhî ve toplumsal varlıktan hayat bulur. Gerek ferdin ve gerekse ideal birliğine eren fertlerin oluşturduğu toplumun idare ve idamesi de bununla mümkündür.

“Tek başına insan ya ilâhtır, ya hayvan!” misali ferd ancak toplumla kaimdir. Ferdi izah, varlığın sebebi olan toplumu anlamakla kabil olur. Bazan da toplumu izah, onun her özelliği ile neşv-ü nema bulduğu ferdi anlamakla mümkündür. Burada toplumun asıl yapısından fışkıran her husus gerek kısmen, gerekse tamamen yeni ve değişik bir üslûbla da olsa fertlerde tecelli edeceğinden ferdi anlamak toplum için gerekli bilgiye ulaşmak demek olur.

Böylece demek oluyor ki, Karaca Oğlan’da ne varsa bu içinde yaşadığı tabiat ve toplumun bir eseridir. Hem bundan tabii bir şey olamaz. Çoğu zaman aynen aktarmaları da göz önünde tutarsak hammadde halindeki bu eser Karac Oğlan’da şekillenen, ruh ve manâ kazanmıştır. İşte biz Karaca Oğlan’da şekillenen, ruh ve mânâ kazanan halkın sahip olduğu değerleri Karaca Oğlan’ın eserinden seçtik çıkardık, seçip çıkardığımız artık yepyeni bir değer, yepyeni bir özdü.

Bu bölümde, Karaca Oğlan’ın anonim değerde olan özlü sözlerde nasıl bir senteze ulaştığını göreceğiz. Yalnız, tekrar belirtmek gerekirse, Fuat Köprülü’nün* dediği gibi:

“Halk lirizminin çok canlı, coşkun bir mümessili olan şâirimizin, arasıra didaktik, ahlâkî mahiyette nasihatler verdiği, atasözlerine benzer hikmetler söylediği de vardır. Fakat o ne bir tekke şâiri ne bir ordu şâiri, ne de şehir hayatına imrenen bir mütesalliftir;** kelimenin en geniş ve mânâsiyle bir Aşk ve tabiat şâiri, bir aşk ve tabiat çocuğudur.”

Artık her ne kadar Karaca Oğlan’da yansıyan halkın özlü sözlerine, bir

* Fuat Köprülü,a.g.e.,S 330** Bilgiçlik ve incelik taslıyan ve bunda aşırı gidenler.

Page 214: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

214

mısraya, bir beyte sığdırılan dünya görüşlerine sıra geldiyse de faydalı olacağı gerekçesiyle “Atalar sözü”ne* dair söylenilmiş birkaç sözü buraya alıyorum.

Atasözleri Hakkında: “En yüksek şâirlerin, en derin filozofların, âlimlerin düşünüp düşünüp

de bulamayacağı ve fakat feleğin çemberinden geçmiş, hayatın iyi fena cihetlerini anlamış bir Türk erinin söz arasında bulup söyleyiverdiği, zâhirde basit, hakikatte çok derin mânalı sözdür.”**

“Atasözleri eski, adsız, kutsallaşmış millî değerlerdir. Geniş halk kitlelerinin uzun yıllar boyunca geçirdiği tecrübelerden ve uzun yıllar revaçta olan düşüncelerinden meydana gelmiş oldukları için işlerimizde bize yol gösterirler. Bir atalar sözü ile belgelendirilen hareketin doğruluğundan kimse şüphe etmez. İhtilâflı işlerde bir atalar sözü en büyük hakemdir.”***

“Atalar sözü Kur’an’a girmez, yanınca yilişür.”****

“Türkçemizde “Atalar sözü” denen bir takım sözler vardır ki, bunlar kısa, bellenmesi kolay, unutulması çok vakte muhtaç, çok değerli ve düşündürücü sözlerdir ve her biri bize doğru yolu, hakikati gösteren birer meş’aledir.”*****

“Halk için atalar sözü cedlerin, torunların kulaklarına fısıldadığı bir hatif nidasısır.”******

“Durub-ı emsâl ki hikmet ül-avâmdır, lisanından sâdır olduğu milletin mahiyet-i efkârına delâlet eder. Durub-ı emsâl-i Osmaniyye ise cümleten mânidardır.”*******

“Yani, “Atasözleri ki avam: halk hikmetleridir. Halk felsefesidir: dilinden çıktıkları milletin nasıl düşündüğünü, yani fikirlerinin ne mahiyette olduğunu anlatırlar. Osmanlı Türk atasözlerinin ise hepsi mânâlıdır.”********

“Atalar sözü, Şemseddin Samî’nin “bir kâide-i umumiyeye nümune olmak üzere irâd olunan söz” ve “Mâna-yı zahirisi kasd olunmayıp zımnen ve kinâyetten diğer bir şeye delâlet etmek üzere irâd olunan söz “tarifinde ana hatlarını bulur…”

“Ağaç yaş iken eğilir” cümlesinin ilk manası açıktır. Taze bir fidanı eğmek kolaydır. Bu fidan kartlaşınca eğmesi, bükmesi, kırması zorlaşır. İkinci mânayı biz manevî, zıhnî hayatımıza nakletmek sûretiyle icad ederiz. Çocuğu

* Atasözleri: darbımesel ve tabirler: deyimleri de içine alan umumî bir adlandırmadır.** Ahmet Rıza, Türk Atalar Sözü,1933 *** Ömer Asım Aksoy, Türk Dili Dergisi, Cilt:II, Sayı:15**** Mevlânâ Şemseddin, Kitâb-ı Atalar, 1480***** Osman Nuri Peremeci, Atalar Sözleri, 1943****** Selim Nüzhet Gerçek, Atalar Sözü, 1939******* Şinâsi******** Şinâsi

Page 215: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

215

Ömer KAYA

küçükken terbiye etmek lazımdır, düşüncesi bizde yerleşir.” “İşte bu maddî şekli bir hareket noktası yapan ve ilk söyleyicilerini tesbit

edemediğimiz bu dil mahsulleri, hayat prensibi olacak fikir ve düşünceleri; din, ahlâk, hukuk, iktisat, terbiye, gelenek-görenek ile tabiat olaylarından, teknikten vb. çıkacak kaideleri somuttan soyuta giden bir yolla, bazan bir fıkra kılığında söz ve yazı ile nesillerden nesillere intikal ettiren hikmetli cümlelerdir…”

“Türk halk hayatında dinî hükümler ve hukukî prensibler yanında saygı gören atalar sözü, millî, ırkî ve insanî vasıfları ile her türlü konuyu ele alan eserlerdir.” Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır.” da tabiat olayını; “ayağını yorgana göre uzat.” ta ahlâk ve iktisat dersini, “kız beşikte, çeyiz sandıkta” cümlesinde âdeti: “akacak kan damarda durmaz.” da inanışı buluruz…”

“Atalar sözü, bir bakıma molozu atılmış, komprime, süzme sözlerdir; bu sözlerde göze çarpan edebî sanatlar hafızalarda yaşamalarını ve tesir kutretlerini artıran tamamlayıcı unsurlardır. “Ağaç yaş iken eğilir” istiâre; “güvenme varlığa, düşersin darlığa” tezat; “üzüm üzüme baka baka kararır.” hüsnitâlil; “Atta karın yiğitte burun” secî; “Kaynayan kazan kapak tutmaz” aliterasyon özelliği gösterirler.”*

“Az kelime ile anlatılmış ve halka mal olmuş hikmetli söz.”**

“Türk’ü anlamak için malûm olan birçok vasıtaların birincilerinden sayılan tarihten, hatta Türk’ün kendisinden ve lisanından, şâirlerinden ve eserlerinden ziyade, bence “Atalar Sözü” hepsine tercih olunur.”***

“Halkın yarattığı ve binlerce yıldan beri benimseyerek hayat düsturu edindiği hikmetli, özlü, veciz sözlere Atasözü denir. Eskiden sav ve daha sonra mesel, darb-ı mesel terimleri bu anlamda kullanılmıştır.”****

Ahmet Kabaklı’nın da belirttiği gibi “Bir halk ürünü olan atasözlerindeki mantık ve anlam derinliği çok eskiden beri aydın tabakayı büyülemiştir. Halk verimlerine çokluk, küçümser gözle bakan divan şâirleri bile bazı beyitleri arasına atasözleri katmaktan zevk almışlarıdr.”***** Aşağıdaki mısra ve beyitler bu konunun başarılı örneklerdir:

* Prof. Dr. Şükrü Elçin (Hacettepe Üni.Öğr.Üyesi), Büyük Türkiye Aylık dergi, Ağustos 1970, yıl:I, Sayı:5** Türkçe Sözlük*** Veled İzbudak, Atalar Sözü,1936**** Ahmet Kabaklı, Türk Edebiyatı, Cilt:I, Sayfa: 68***** Ahmet Kabaklı, Türk Edebiyatı, Cilt:I, Sayfa: 69

Page 216: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

216

1. “Gölge etme başka ihsan istemem.” Ali Bey

2. “Yâr gelmezse sana pâyine sen git yârin Yürümezse n’ola dağ, ey gönül abdâl yürür.” Bağdadlı Rûhi

3. “Bâki kalan bu kubbede bir hoş sedâ imiş.” Bâki

4. “Ne sâl iledir, ne mal iledir, beyim ululuk kemâl iledir.” Esat Muhlis Paşa

5. “Ne şirin demiş bunu dânâ Ki olur sabır ile koruk helva.” Hamdullah Hamdi

6. “Tâun ola bir de zulm-i cansûz Bir koltuğa sığmaz iki karpuz.” İzzet Molla

7. “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.” Kanûnî Sultan Süleyman

8. “Şecaat arzederken merd-i kıptî sirkatin söyler.” Koca Ragıp Paşa

9. “Affeyliyelim ki belki bilmez Bir sürçen atın başı kesilmez.” Şeyh Galip

10. “Nush ile yola gelmiyeni etmeli tekdir Tekdîr ile uslanmıyanın hakkı kötektir.” Ziya Paşa

Page 217: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

217

Ömer KAYA

11. “Bed-asla necâbet mi verir hiç üniforma Zer-dûz palan ursan eşek yine eşektir.” Ziya Paşa

Zaten bizim de burada yaptığımız yukarıda olduğu gibi, Karaca Oğlan’ın şiirlerinden aynı tip örnekleri çıkarmaktır. Yalnız, bunları da kendi aralarında konularına göre ayırdık. Aynı zamanda örnek atasözleri de vererek “konularına göre seçme Türk Atasözleri” meydana getirmiş olduk. Aynı adı Karaca Oğlan’ın dörtlükleri için de verebiliriz.

Neticede bu halk kültürünün derinliğini, Karaca Oğlan’da etkisinin genişliğini ve bilhassa başarılı bir sentez örneğini görebiliriz. Bu kültür, gerek dînî ve ahlâkî hükümlerin, gerekse hukukî prensiplerin nesillere intikali sırasında en geçerli ve etkili anlatım aracıdır. Konuların özü itibariyle hafızalarda yer etmesini ve şuur üstüne çıkarak hareketlerin olumlu bir biçimde yönlendirilmesini sağlarlar.

İnsanlarımız asırlardan beri bu kültür varlığının irfan mayasıyla mayalana gelmiştir. İşte bundan ötürü Türk Milleti âriftir.

I-SAĞLIK-SIHHAT

Sağlık:1. Sağlıktır cihanın varı Çok ağladım kıldım zarı …………………………. Dün de görmedim bu gün de I. Atasözleri: 1. Başın sağlığı dünya varlığı. 2. Dünya gençten gence, diçten dince. 3. Her işin başı sağlıktır. 4. Sağlık, varlıktan yeğdir. 5. Sağlık, en büyük sermayedir. 6. Sıhhat gibi insana sermaye olmaz.

Page 218: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

218

I. Şiir: 1- Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi Kanunî Sultan Süleyman

2. Yiğit yiğidin yoldaşı At, yiğidin öz kardaşı Sağlıktır her işin başı Gamlanma gönül gamlanma

II-İNSAN VE DEĞERLERA) Yüceltilen Değerler a. Ahlâk-Asalet-Soy:

1. Her sabah her sabah ne salınırsn Cevahir pas mı tutar, ne silinirsin ………………………………… Yanağın şeftalisi günden ziyade

2. Karac’Oğlan der ki, ne salınırsın Cevahir pas tutar mı, ne silinirsin …………………………………. Atan sevmez seni benden ziyade

3. Cevahir pas tutmaz, ne silinirsin Baktıkça gözüme hoş görünürsün Bugün güzelliğin dünden ziyade

II. Atasözleri: 1- Altın çamura düşmekle kıymetten düşmez. 2- Altın, pas tutmaz 3- Altın, yerde paslanmaz; taş yağmurdan ıslanmaz. 4- Altın, yere düşmekle pul olmaz. 5- Asıl azmaz, asılsızdan vefa gelmez.

Page 219: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

219

Ömer KAYA

6- Asıl azmaz, bal kokmaz. 7- Asil azmaz, soy kovmaz.

4. Dinleyin ağalar zamane azgın Yiğidin başında döner bir kuzgun Tohumu almış da tarlası bozgun Yiğit de ne desin day’olmayınca

II-III-IV-Atasözleri: 1- Arkasız olanın ayağına vurmuşlar vay arkam demiş, karnına

vurmuşlar yine vay arkam, demiş. 2- Yârdımcısı yâr olanın sapanına dünya dar olur. 3- Yardımsız dünya dönmez 4- Yiğit arkalı gerek.

5. Söylerim söylerim sözümden almaz Nideyim, cahıldır, halimden bilmez Bu dostluğun senin, boyuna sürmez Anadan atadan soy olmayınca

III-IV. Atasözleri: 1- Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al. 2- Soy köpek adam ısırmaz. 3- Soyu sopu belli.

6. Her çalıda güller bitmez Bitse bile ışkın atmaz ……………………….. Gece gündüz düşlerine

7. Od düştüğü yeri yakar Değme dalda gül mü biter Ko dört dilin, çok kuş öter Bülbül ünü gelmemiştir.

Page 220: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

220

6. I-II. Atasözleri 7. II. Atasözleri 1- Ağaçtan maşa, aptaldan paşa olmaz 2- Her ip ile adam asılmaz. 3- Her kazılan yerden su çıkmaz. 4- Her kuşun eti yenmez, kuş var ki, et yedirirler. 5- Her kütük yanmaz. 6- Her tak tak eden dülger olmaz. 7- Her vakit düşüş gelmez. 8- Her yumurtadan şahin çıkmaz.

8. Giden gelmez, giden gelmez Aşnasın ağlatan gülmez Geyim ile merdan olmaz Vur kantara tart yiğidi

9. Zehirdir kötünün ekmeği yenmez Merd olan erkeğin ışığı sönmez Bir güzel seversen sözünden dönmez Sevdiğinin halinden de bilmeli

I-II. Atasözleri: 1- Er adı ile deve hamudu ile söylenir. 2- Er başında devlet ırağ olmaz. 3- Er ekmeği minnetsiz. 4- Er gönlü ibrişim. 5- Er kocarsa koç olur, karı kocarsa hiç olur. 6- Kötü gün iyi olur, kötü insan iyi olmaz.

10. Coşkun sular gibi akar su isen Ararlar bulurlar asıl soy isen Gayetle severler, malı çoğ isen İsterim akl ile hergiz olmasın

Page 221: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

221

Ömer KAYA

11. Yüksek olur Arap atın kaltağı Issız kalmaz koç yiğidin yatağı Varır bir kötüye değer eteği Geri dur ha benli dilber geri dur

12. Güzel bell’olur tacından Hiç yük ağlar mı bacından Dünyada densiz ucundan Sefil baykuş virandadır.

13. Yiğit yiğidin yoldaşı Eyilerde ham süt olmaz Bin kaygu bir borç ödemez Gamlanma gönül gamlanma

13. II. Atasözleri: 1- Ham armudun ham sözü. 2- Ham söz kem akçe sahibinindir. 3- İyiden kötülük gelmez. 4- İyiden yaramazlık gelmez. 5- Sütüne çekti.

14. Sana derim sana hey Osman Paşa Düşmanlara karşı duran mert olur Şahin kocasa da vermez avını Ta ezelden kurt eniği kurt olur

IV. Atasözleri : 1- Kurt eniği (oğlu) kurt olur. 2- Kurttan kuzu doğmaz, kerkenezden şahin.

15. Kara çalıda gül bitmez Karga bülbül olup ötmez Gündüz hayalimden gitmez Girer gece düşlerime

Page 222: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

222

b. Aşk - Sevgi :

1. Bir adam hasmını utandıramaz Elde külliyetli var olmayınca Pervane şem’ini uyandıramaz Başta sevda, kalbde nâr olmayınca

III-IV. Atasözleri: 1. Herkes davul çalar ama, çomağı makama uyduramaz.

2. Her adam ne bilir aşkın halinden Bülbül vazgeçer mi gonca gülünden …………………………………. Geçti dilber şu yolları dolandı

I. Atasözleri: 1- Aşk deryadır, dalmayan bilmez. 2- Eşşek hoşaftan ne anlar, suyunu içer tanesini bırakır. II. Atasözleri : 1- Bülbüle altın kafes zindandır. 2- Bülbülün çilesi gülün derdindendir. 3- Gönül bir hümadır istediği yere konar. 4- Gönül dostunu bilir. 5- Gönül var otluğa konar, gönül var çöplüğe konar. 6- Gül güdük amma, kokusu güzel, selvi büyük amma, yapısı güzel. 7- Gülün kadrini bülbül bilir.

3. Bulunmaz aşkın ilacı Sevip ayrılması acı Yüzdüğün gölün siyeci Karanfil, gül gerek idi

Page 223: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

223

Ömer KAYA

I-II. Atasözleri: 1- Âşık sazla, mâşuk nazla. 2- Âşıka “niçin ağlarsın?” demişler, “gülmemek için” demiş. 3- Aşk ağlatır, dert söyletir. 4- Aşk ateşten gömlektir. 5- Aşk başa belâdır, müşkil iptilâdır. 6- Aşkın varsa dağlara düş. 7- Sevip dostuna, boşanıp kocanaz varma.

4. Muahnnet kaçar dolanır Aşk kande olsa bilinir Şimdi binde bir bulunur Kardeş deyi deyi ağlarım

5. Âşık bilir âşıkların hevesin …………………………….. Yoksa sen kapına kul mu ararsın İşte ben kapına kul kara gözlüm

6. Ölmeyince ayrılır mı can tenden …………………………………. Yüzünü bir bana döndür, yaradan

7. Çağır Karac’Oğlan çağır Her taş diğerinden ağır Güzel sevmek günah değil Anan-baban n’ister benden

8. Ala gözlerini sevdiğim dilber Şâdedip ellere gülmeseneydin Muhabbettir güzelliğin nişanı Bakıp uğrun uğrun gülmeseneydin

III. Atasözleri : 1- Muhabbet en güzel sermayedir.

Page 224: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

224

2- Muhabbetten “Muhammed” hasıl oldu.

9. Almadır âşıka nişan Almasız yâre kavuşan Ah eder, anar almayı10. Aramazlar gurbet ele gedeni ……………………………….. Bitmeyince gönül yârdan ayrılmaz

11. Her ne zaman gönül yârin dilerse Irak, yakın demez yola düşürür.

c. Diğergamlık (Yardımseverlik-Cömertlik):

1. Dost yoluna verdim olan varımı Taşa çaldım namusumu ârımı ………………………………… Top top olmuş kirpikleri yaşınan

1- Cömert Allah’a yakındır, insanlara yakındır, cennete yakındır, ateşten uzaktır.

Hz. Muhammed (S.A.V.)

2- Cömertliğin aslı, kendi malından verip, başkasının malını korumaktır.

Hz. Ali (r.a)

3- Allah’a giden yolun köprüsü, malını onun uğrunda saçmaktır. Şems-i Tebrizî

4- Bir kimsenin Allah’ı sevmesinin belirtisi üçtür: Deniz gibi cömertlik, güneş gibi şefkat, yer gibi tevazu.

Bayezid-i Bistâmî

Page 225: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

225

Ömer KAYA

d.Güzellik:

1. Güzel olanları severler dostumHarcın değil, güzel olmasanaydın

III-IV. Atasözleri: 1- Güzel göz için, akıllı gönül için. 2- Güzele bakmak sevaptır. 3- Güzele bakmaya doyulmaz. 4- Güzeli herkes sever. e.Haddini bilmek:

1. Bir dilberi öğüt versem almasa Bir yiğit kendi miktarın bilmese Âkıbet başına belâ getirir

III-IV. Atasözleri: 1- Ayağını yorganına göre uzat. 2- Erine göre bağla başını, tencerene göre kaynat aşını. 3- Eşeğine bakmaz da Hasan Dağına oduna gider. 4- Gücün gücü de var. 5- Haddini bilmeyene, bildirirler. 6- Haddini tecavüz eden, vasiye muhtaç olur. 7- Hafif çalıyı yel alır, ağır çalı yerinde kalır. 8- Haline (bak da) göre halı doku.

2. Hakka teslim eyle kendi özünü Nâs işine karalama yüzünü Yolun doğrusunu buldun mu gönül

3. Kula münasip değildir kul harcı …………………………………

Page 226: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

226

Bir leylâ, bir Mecnûn, biri de gürcü Bir de sen gelmişsin cihana dilber f. Hayata Bağlılık:

1. Koyun meler, kuzu meler Sular hendeğine dolar Ağlayanlar bir gün güler Gamlanma gönül gamlanma 2. Yiğit yiğidin yoldaşı Eyilerde ham süt olmaz Bin kaygu bir borç ödemez Gamlanma gönül gamlanma

2. Yiğit yiğide yâr olur Kötüler de ham süt olur Kara gün ömrü az alır Gamlanma gönül gamlanma

4. Kara gündür gelir geçer Gamlanma gönül gamlanma

5. Gam gasavet çekme divâne gönül Her zaman da dünya başa dar olmaz Yıkılıp düşene gülme sakın sen Yiğit düşüp kalkmayınca bell’olmaz

1. III-IV. Atasözleri: 2. III-IV. Atasözleri: 3. III-IV. Atasözleri: 4. III-IV. Atasözleri: 5. I -II. Atasözleri: 1- Ağlatırsa Mevlâ’m yine güldürür. 2- Ağlatırsa Mevlâ’m bir gün güldürür.

Page 227: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

227

Ömer KAYA

3- Ağlayanlar bir gün olup güle gelmiştir. 4- Bin merak bir borç ödemez. 5- Bin tasa bir borç ödemez. 6- Binin yarısı beş yüz, o da bizde yok 7- Her ağlamanın bir gölgesi olur. 8- Her vakit bir olmaz. 9- Her zararda bir hayır var. 10- Kara günün ömrü az olur. 11- Merak insanı mezara kadar sokar. 6. Karac’Oğlan der ki, gönül farımaz Zülüf burma ile kâkül çürümez ………………………………… Bir derdin var bilemedim kız senin

I. Atasözleri: 1- Gönül kocamaz.

7. Her yiğit sevdiği inen gezemez Sıfat kocar, ama gönül kocamaz Şimdi gönlüm bir yosmaya vurgundur

g. Huy:

1. Karac’Oğlan der ki, ne gelir elden Can çıkmayınca huy çıkmazmış tenden Kara kellem döner kan kenarında

II. Atasözleri: 1- Can çıkar, huy çıkmaz. 2- Can çıkmayınca huy çıkmaz.3- Huy canın altındadır. 4- Huylu, huyundan vaz geçmez. 5- İnsanın soyu bir, huyu bindir.

Page 228: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

228

6- Soydur çeker, huydur geçer. 7- Sütle giren huy, canla çıkar

2. Güler yüze, tatlı dile doyulmaz Gökteki yıldızlar çoktur sayılmaz Yedi iklim dört köşeden geliyor

II. Atasözleri: 1- Tatlı dil, güler yüz. 2- Tatlı kelâm dinletir, tatsız kelâm esnetir.

3. Her güzel de öğmeye lâyık olmaz Bu yalan dünyadır ki giden gelmez Hep gidenler şu toprağa belendi

II. Atasözleri: 1- Güzellik kudretten olmalı. 2- Her çiçeğin bir kokusu olmalı. 3- Her güzelin bir huyu olmalı.

h. İyilik:

1. Ezelden kalmıştır bu kanun böyle Edicek bir eylik vakt iken eyle Çağın geçer aman kız kerem, eyle

III. Atasözleri: 1- Gelecek deveden gelen tavuk yeğdir. 2- Zamanında yapılmayan işin değeri olmaz

2. Bir eyilik et ki, çıkasın başa …………………………….. Yorgan zahmet çekip, kol incinmesin

Page 229: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

229

Ömer KAYA

ı. Olgunluk - Kemâl:

1. Kâmil olan belli olur sözünden …………………………………… Kâkül müdür, zülüf müdür, tel midir i. Sabır :

1. Sabr eyleyin sabır ile Zeval gelmez imiş kula Kötü, bir taş atsa göle Kalkan ördek zarılanır

I-II. Atasözleri:

1- Adam beklemekle marifetli olur. 2- Belâ çekmeyince bal yenmez 3- Belâya sabretmedir âlemde hüner. 4- Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır. 5- Sabır Cennet’in anahtarıdır. 6- Sabır hayırlıdır, tahammülü güç olmasa. 7- Sabır ile bitmez iş olmaz. 8- Sabır ile her iş olur. 9- Sabır maksadın en kestirme yoludur. 10- Sabır meserretin, acele nedametin anahtarıdır. 11- Sabır selâmettir, ivmek melâmet. 12- Sabır şâdlık anahtarıdır. 13- Sabırla sıçan, tahtayı deler. 14- Sabırlı kulunu Allah sever. 15- Sabr ile koruk helva, dut yaprağı atlas-ü dibâ olur. 16- Sabreden derviş, muradına ermiş. 17- Sabreyle işine, hayır gelsin başına. 18- Sabreylemek gönül anahtarıdır. 19- Sabrın sonu selâmettir.

Page 230: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

230

I. Vecize: 1- Acı tanımamış olmak en büyük bir acıdır. 2- Acı çekenin en kuvvetli ilâcı yine acıdır.

I. Hadîs: 1- Sabır cennet hazinelerinden bir hazinedir.

2. Karac’Oğlan sırrın kime danışır …………………………………. Ayrılanlar elbet bir gün kavuşur Ağlama sevdiğim, gül, dedi, bana

III. Atasözleri : 1- Her cefanın bir sefası, her sefanın bir cefası. 2- Her kabahatin sonu nedamettir.

III. Atasözleri : 1- Her cefanın bir sefası, her sefanın bir cefası. 2- Her kabahatin sonu nedamettir. 3- Küsen barışır, ölen toprağa karışır.

j. Sır:

1. Dinle sana bir nasihat edeyim Hatırdan, gönülden geçici olma Yiğidin başına bir iş gelince Anı yâd illere açıcı olma

2. Oğlan sen kendini ileri atma Gizli sırlarını yadlara satma Bilip bilmediğin her yere gitme Yabancı deremez güllerimizi

Page 231: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

231

Ömer KAYA

3. Yiğit olan gizli sırrın bildirmez Güzel olan gül benzini soldurmaz Her olur olmaza meyil aldırmaz Bir şahin avlar da bazım var benim

1. II-III-IV. Atasözleri: 2. II Atasözleri: 3. I Atasözleri:

1- Her gördüğünü dost sanıp sırrını söyleme. 2- Ser verip, sır vermemeli. 3- Sırdaş aramak, sırrını yaymak içindir. 4- Sırrı sır bilmeli. 5- Sırrına dost olan, dostuna söylemez. 6- Sırrını açma dostuna, o da söyler dostuna. 7- Sırrını düşman bilmesin, der isen dostuna aç. 8- Sırrını sır edene sor.

4. Bizim ilde bal kaymağı yemezler İl sırrını yâd ellere demezler ………………………………. Sizin ilden güzel sevmeli değil

5. Yörük salarlar koşuya Deme râzini nâşiye Yârdan ayrılan kişiye

6. Gizli sırrın yâd ellere denilmez Divaneler dost yerine konulmaz …………………………………. Sen göster sevdiğim nerelerinden

7. Yiğit olan sırrın kimseye demez Kötü kalbindekin dile getirir

Page 232: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

232

8. Yiğit olan kimse saklar sırrını Kötü kalbindekin dile getirir.

k. Tatlı Dil:

1. Çokça keramet var şu tatlı dilde Del’olup gideni yola getirir

III-IV. Atasözleri:1- Söz var iş bitrir, söz var baş yitirir.2- Tatlı dil güler yüz.3- Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.

l.Temkin - İhtiyat - Tedbir

1. Ördeksiz göllerin avın avlama Vefasız dilbere meyil bağlama ………………………………. Ver bana bir öğüt, aklım şaşkındır I-II. Atasözleri: 1- Her nesnenin erkânı vardır, oduna gidenin urganı.2- Her sarığın ucu ortaya gelmez.3- Her sudan abdest alınmaz

2. Oğlan sen kendini ileri atma Gizli sırlarını yadlara satma Bilip bilmediğin her yere gitme Yabancı deremez güllerimizi

III. Atasözleri:1- Bilinmedik aş ya karın ağrıtır, ya baş.2- Bilmediğin işe karışma, bilmediğin yola gitme.3- Bilmediğin ot karın ağrıtır.4- Her su geçit vermez.

Page 233: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

233

Ömer KAYA

5- Herkesin geçtiği köprüden sen de geç.6- Herkesin uyduğu imama sen de uy.

3. Yiğit olan gizli sırrın bildirmez Güzel olan gül benzini soldurmaz Her olur olmaza meyil aldırmaz Bir şahin avlar da bazım var benim

4. Karac’Oğlan der ki, sözün bilmişi Tedbirle görülür dünyanın işi Ne etsin, neylesin âlemde kişi Felek Mustafa’ya yâr olmayınca

II. Atasözleri: 1- Aklın haricinde iş yapma. 2- Aklınla gör, kalbinle işit. 3- Tevekkelin gemisi batmaz.

5. Her güzele nazar olmaz Halk içinde pazar olmaz Tekneye gel, Dürye Dürye

II-III. Atasözleri: 1- İbadet de gizli kabahat da.

6. Güzel olan gül benzini soldurmaz Her olur olmaza meyil aldırmaz Yiğit olan gizli sırrın bildirmez Kötüler sevdiğin dile düşürür

IV. Atasözleri:1- Allah kötüye düşürmesin.

7. Çölleri vermişler akça ceyrana Baykuşu vermişler ıssız virana

Page 234: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

234

Yârinden ayrılan döner pervane Bülbül figanını güle düşürür.

m. Yiğitlik:

1. Yiğidin ey’sini neden bileyim Yüzü güleç kendi yaman olmalı Kasavet serine çöktüğü zaman Gönlünün gamını alan olmalı

I-II-III-IV. Atasözleri:1- Yiğit kısmı gözünü budaktan sakınmaz. 2- Yiğit yüzüne tükürtmez, leşine tükürtür. 3- Yiğit yüzüne tükürtmez, izine tükürtür.4- Yiğidin sözü demirin kertiği.5- Yiğidin bakışı korkağın kılıcında keskindir.6- Yiğit yarasını yiğit sarar.

2. Yiğit olan muntazırdır öğüde Ben yiğit isterim fırka dağıda Yiğidin başında duman olmalı

III-IV. Atasözleri:1- Beylik vermekle, yiğitlik vurmakla2- Yiğit başından devlet eksik olmaz.

3. Yiğit olan yiğit kurt gibi bakar Düşmanı görünce ayağa kalkar Kapar mızrağını meydana çıkar Yiğidin ardında duran olmalı

I-II-III-IV. Atasözleri:1- Arkasız olanın ayağına vurmuşlar, vay arkam demiş, karnına

vurmuşlar yine vay arkam demiş.2- Yiğidin ardı olmazsa derdi olur.

Page 235: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

235

Ömer KAYA

I… IV. Hadîs:1- Korkaklıkta ar, ileri gitmekte şeref vardır.

4. Safi güzel olan, şol bazı kötü Yiğidin densizi ey’olmaz zâtı Gayet durgun isten silâhı, atı Yiğit el çekmeyip virân olmalı I-II-III-IV. Atasözleri: 1- İnsan sözünden, öküz boynuzunda tutulur. 2- İnsan taştan pak, gülden naziktir. 3- İnsan sözünün eri, sakalının berberi olmalıdır. 4- İnsanın söz anlamazı, atın gem almazı.

5. Yiğit olan yiğit dağdır kaledir Sevmeyin çirkini başa belâdır Bülbülün feryâdı gonca güledir Takının güzeller gülde neler var

6. Gam gasavet çekme divane gönül Her zaman da dünya başa dar olmaz Yıkılıp düşene gülme sakın sen Yiğit düşüp kalkmayınca bell’olmaz

7. Yiğidin bir başı firaklı gerek Sağ yanı da sol yana çarklı gerek Beriden benzerden yürekli gerek*

B)Yerilen Kusurlara. Cimrilik (Kısmık):1. Nekeslikten kimse bezirgân olmaz

* Son mısra eksiktir. (Olamaz redifli)

Page 236: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

236

b.Düşene El Uzatmamak:

1. Hastanın halinden ne bilir sağlar ………………………………… Bülbülün konduğu güller perişan

2. Bir yiğit düşmesin elin diline Söyleyi söyleyi destan ederler Nice yavuz olsa yiğidin adı Anı gurbet ile mihman ederler

I…IV. Atasözleri:1- Dillere düştü.2- Düşenin dostu olmaz, hele bir yol düşde gör.3- Bir düştüğün yerde bir daha düşme.4- Düşman düşmana rahmet okumaz.5- Düştün ise toprağa sarıl.6- Kurt koyun olmaz.

3. Eyi günde yâran, ahbap çok olur Dar günümde dost bulunmaz, nedendir.

III-IV. Atasözleri:1- Düşenin dostu olmaz.2- Kara gün dostu az olur.

c. Gıybet:

1. Diğümü dinleyip gıybet eyleyen Oruç tutup beş vaktını kılmasın

III-IV. Atasözleri:1- Arkasından söz söyleyeceğine yüzüne söylemeli.2- Gıybet haramdır.

Page 237: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

237

Ömer KAYA

III-IV. Hadîs:1- Gıybet edenlerle dinleyenler günahta eşittir.2- Gıybetten sakınınız zira gıybetin bir kısmı zinâdan

daha şiddetlidir.

2. Bizim ilde bir gül biter Vakti gelince tez yeter Her kötü de bir söz atar Bitmiş işim gerilenir

d. İhtiyatsızlık-İhmal:

1. Âlemde güzeller padişah olsa Ona hizmet eden kul incinir mi? Akça uçan taştan taşa dokunur Dalgası çok olan sel incinir mi? III. Atasözleri:

1- Acemi çaylak bu kadar uçar.2- Akılsız başın zahmetini ayak çeker.3- Alçak yer yiğidi hor gösterir.4- Alçak yerde yatma sel alır, yüksek yerde yatma yel alır.5- İhmal, İkbâle zarardır.

e. Kadir-Kıymet Bilmemek:

1. Kadir kıymet bilmez imiş her kişi Kadirli, kıymetli ile gidelim.

III-IV. Atasözleri:1- Her yumru koz olmaz.2- Her yusuf güzel olmaz.3- Herkes kendi nefsini düşünür.

Page 238: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

238

f. Kederlenmek-Gamlanmak:

1- Sağlıktır her işin başı Gamlanma gönül gamlanma

IV. Atasözleri:1- Ağlayanlar bir gün güler.2- Bin kaygu bir borç ödemez.3- Kara günün ömrü az olur

IV. Lâetri:1- “Huzmâ safa doğma keder”: Üzüntü vereni at, safa vereni al

g. Kötü - Kötülük:

1. Karac’Oğlan der ki, çile çekilmez Hozan tarlalara sünbül ekilmez Sak yabancı ile başa çıkılmaz İçinden sıdk ile yanan olmalı

2. Karac’Oğlan hey der, elin nazarı Hercayi dilberle etme pazarı Dünyada sevmeli esmer güzeli Kakülleri yüzde tel incinir mi?

3. Bir sofra isterim kimse sermedik Bir yayla isterim kimse konmadık Bir güzel isterim yâd el değmedik Ellenmiş te bellenmişi nideyim

4. Severim güzeli nice olursa Boyu uzun, beli ince olursa Severim atımı dinçce olursa Kovulmuşu yorulmuşu nideyim

Page 239: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

239

Ömer KAYA

5. Ararsam pınarın gözün ararım Bulanmış ta durulmuşu nideyim

6. İtibarım yoktur yüzü gülene ………………………………… Meğer dostum çemberine saralar

7. Güzel bell’olur tacından Hiç yük ağlar mı bacından Dünyada densiz ucundan Sefil baykuş virandadır

III-IV. Atasözleri:1- Adamın bulaşığı yamandır.2- Baş belâsı.

8. Sabr eyleyin sabır ile Zeval gelmez imiş kula Kötü, bir taş atsa göle Kalkan ördek zarılanır

9. Dert üstüne dertler katar Gelir bir engel, el atar Biten işler gerilenir

III-IV. Atasözleri:1- Hasut asla rahat etmez.2- Pişmiş aşa soğuk su döker

10. Yoldaş olma yolun bilmez yolsuza Komşu olma, sözün bilmez densize Neyil verme edepsize, arsıza Âkıbet ırzına hile getirir

Page 240: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

240

11. Yalnız git, yoldaş olma yüssüze Selâm verme edepsize, arsıza Komşu olma namussuza, arsıza Âkıbet üstüne hile getirir

10. I…IV. Atasözleri:11. I…IV. Atasözleri:1- Arkadan vurur çarşı köpeği.2- Arsız güçlü olunca, haklısı suçlu olur.3- Arsız erimez, çayır çürümez.4- Asil ile taş taşı, bed asıl ile yeme aşı.5- Bin yaddan, bir biliş iyidir.6- Domuz derisinden post olmaz, eski düşmandan dost olmaz.7- Düşmanını iyi tanı.8- Ev alma, komşu al.9- Evvel komşunu bul, sonra yurdunu tut.10- Hasımdan sakın karınca ise de.11- Kötü komşunun yedi mahalleye zararı dokunur.12- Yüssüzden yüzünü satın al.13- Yüzü başka, içi başka.

12. Avluda bağlıdır yiğidin atı Her nere varırsan söylenir medhi Altına batırsan eyi olmaz kötü Aslı ham demirden, cevherden olmaz

III-IV. Atasözleri: 1- Kötü gün iyi olur, kötü insan iyi olmaz. 2- Kötüden iyilik beklenilmez. 3- Kötülük bir kızıl gömlektir; ya yeninden, ya yakasından

çıkar.

h. Kötü Dil: 1. Yavru bu sözlerim sana misaldir Acı sözler muhabbeti kısaldır

Page 241: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

241

Ömer KAYA

Gönül dersen yüz deveye misaldir. Uzadıkça katarına av avlar

2. Bir körün gözüne girsem de olmaz Bir yiğide sırrım versem de olmaz Bir kötü dilim var, irahat durmaz Kötü dil başıma belâ getirir

1. II. Atasözleri: 2. III-IV. Atasözleri: 1- Dil ile düğümlenmiş şey dişle çözülmez. 2- Dil insanı yaya bırakır. 3- Dil küçüktür, belası büyüktür. 4- Dil söylenir haklanır, baş belâya katlanır 5- Dil sükût ederse baş selâmet bulur. 6- Dil yarası onulmaz.

ı. Nankörlük-Hıyanetlik (İyiliğe Kötülük):

l. Ararsan var kalbin ara Eller sana ne der göre Tuz ekmek yediğin yere Hıyanetlik etmek olmaz

III-IV. Atasözleri: 1- Besle kargayı oysun gözünü. 2- Besledik, büyüttük danayı: şimdi tanımaz oldu anayı. 3- İyiliğe iyilik olsaydı koca öküze bıçak olmazdı. 4- İyiliğe kemlik âlemde olagelmiş, olagider. 5- Tuz, ekmek bilmiyen itten kötüdür. 6- Yedi adım yolun, bir içim suyun hakkı vardır. i. Öfke:

1. Od düştüğü yeri yakar Değme dalda gül mü biter

Page 242: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

242

Ko dört dilin, çok kuş öter Bülbül ünü gelmemiştir.

2. Yiğit olan kimse saklar sırrını Kötü kalbindekin dile getirir

1. I. Atasözleri: 2. IV. Atasözleri:1- Keskin sirke küpüne zarar verir j. Yalancı - Yalancılık:

1. Size derim size yâren yoldaşlar Kavli yalan dostu sevmeli değil 2. İkrar verdin neye döndün sözünden Yalancıda iman kalmaz din gider

1. IV. Atasözleri: 2. III-IV. Atasözleri: 1- Yalan ile iman bir yer (ara) de durmaz. 2- Yalancının şahitliği (şahadeti) tutulmaz.

3. Karac’Oğlan der ki andın yalan Olur olmaz, ayağı ile gelen Akşam kavil verip yatsıda dönen Yalancıdan iman gider, din gider

k.Yeis:

1. Kara gündür gelir geçer Gamlanma gönül gamlanma

III-IV. Atasözleri: 1- Kara günün ömrü az olur. 2- Bin kaygu bir borç ödemez.

Page 243: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

243

Ömer KAYA

3- Gamı def, parayı sarf etmeli.4- Gücün de gücü var.5- Kar ne kadar çok yağsa da yaza kalmaz.

C) İnsan Karakteri ve Kişilik

1. Benim yârim gelişinden bellidir Ak elleri deste deste güllüdür Eşinden ayrılan neden bellidir Gezer melil melil iller içinde

III-IV. Atasözleri: 1- Garibe âşina olmaz. 2- Garibin dostu olmaz. 3- Garip ilin şenliği bu kadar olur. 4- Garip itin kuyruğu bacağı arasında gerek. 5- Garip yiğitin dili kısa, boynu eğri olur. 6- Yabancı bakışından belli olur. 7- Yabancı koyun kenara yatar. 8- Yabancı köpek yedi mahalleden kovulur.

2. Yiğit eğlencesi, güzelin genci Cefayı çok eder, dilberin dinci Selvidir boyu, dişleri inci Aptal oldu gene gönlüm delindi

II. Atasözleri: 1- Dilberde vefa olmaz. 2- Güzeller adama çok iş ederler, severler, akibet derviş ederler.

3. Karac’Oğlan der ki, konup göçülmez Eyi kötü birden bire seçilmez Denerim yolları yârsız geçilmez Yârin alan, gidişinden bellidir.

Page 244: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

244

II. Atasözleri: 1- İnsanın alacası içinde, hayvanın alacası dışında.

4. Yürü bire yiğit yolundan kalma Her yüze güleni dost olur sanma Ecelden korkup ta sen geri durma Yiğidin alnına yazılan gelir

II. Atasözleri: 1- Her düdük istediğin gibi ötmez. 2- Her gördüğün sakallının baba diye kucağına varma. 3- Her gördüğüne kapılma.4- Her gördüğünü dost sanıp gizli sırrını söyleme.5- Her yüze gülen dost olmaz.6- Her yüze güleni dost sanma.

III-İNSAN-CEMİYET (İNSANLIK MÜNASEBETLERİ)a. Arkadaşlık:

1. Ol asırdan beri âdet oluptur Ergen kızlar yiğitlerle yan gider

b. Ayrılık - Gurbet:

1. Çağır Karac’Oğlan çağır Taş düştüğü yerde ağır Yiğit sevdiğinden soğur Sarılmayı sarılmayı III-IV. Atasözleri: 1- Göz görmeyince gönül katlanır. 2- Göz görür, gönül çeker. 3- Gözden ırak olan gönülden de ırak olur.

Page 245: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

245

Ömer KAYA

2. Gittim gurbet ile geri gelinmez Kim ölüp de kim kaldığı bilinmez Ölsem gurbet ilde gözüm yumulmaz Anam, atam, bir ağlarım yok benim

3. Karac’Oğlan der ki, konanlar göçmez Bu ayrılık bizlerin arasın açmaz Bir kötü gönlüm var, güzelden geçmez Ne güzele doymaz gözüm var benim

4. Karac’Oğlan der, dünyanın ucu Her kardeş diyene diyemem bacı Ayrılık şerbeti ağıdan acı Şu dünya malına içemiyorum

III-IV. Atasözleri: 1- Gurbet adı bet 2- Gurbette geçen ömür değildir. 3- Gurbet meşakkattir. III-IV. Şiir: 1- Ölüm ile ayrılığı tartmışlar Elli dirhem ağır gelmiş ayrılık.

5. Gurbette ölenin gözü yumulmaz Muhabbetli dostundan gönül ayrılmaz Yol ver dağlar ben sılama gideyim

6. Nice sultanları tahttan indirdi Nicesinin gül benzini soldurdu Nicelerin, gelmez yola gönderdi Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm

7. Hayal hayal oldu karşımda dağlar Eşinden ayrılan ah çeker ağlar

Page 246: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

246

Dökülmüş yapraklar, bozulmuş bağlar Bülbülün konduğu dallar perişan

8. Gömten turnalar çekilir İner yerlere dökülür On beş yaşında bükülür Beli, yârdan ayrılanın

9. Turnalar havadan geçer Ay yüzlerce nurlar saçar Ah ile vah ile geçer Günü yârdan ayrılanın

10. Gül dikensiz bitmez imiş Bülbül gülsüz bitmez imiş İşe güce yetmez imiş Eli, yârdan ayrılanın

11. Evlerinin önü söğüt Atalardan kalmış öğüt Yârinden ayrılan yiğit Sılasına döner gelir.

12. Sunam gurbet ilin kahrı Yumşak eder sert yiğidi

13. Karac’Oğlan der ki, fani dünyadan Korkmaz mısın haram ile zinadan Ayırırlar seni anan babandan Gubet ile düşen yiğit sağ’ m’olur

14. Ayrı düştüm yurttan, harap haneden Bir yiğidi ayırsalar anadan Anasından ayrı düşen sağ olmaz

Page 247: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

247

Ömer KAYA

c. Dost:

1. Yiğit yiğide yâr olur Kötülerde ham süt olur Kara gün ömrü az olur Gamlanma gönül, gamlanma

2. Dolandım dağları borlara düştüm Kız senin derdinden odlara düştüm Çaresi bulunmaz dertlere düştüm Dostunun derdine ortak olmalı

IV. Atasözleri: 1- Dost kara günde belli olur. 2- Dost oldur ki, dost içün dilene. 3- Dost sanma, şanlı vaktinde dost olanı, Dost bil, gamlı vaktinde elinden tutanı. 4- Dost yoluna post olmalı. 5- Dost bir yeşil yaprak. 6- Eski dost kara gün bineği.

3. Gurbette ölenin gözü yumulmaz Muhabbetli dosttan gönül ayrılmaz Yol ver dağlar, ben sılama gideyim III. Atasözleri: 1- Gönül bir hümadır, istediği yere konar. 2- Gönül dostunu bilir. 3- Gönül kimi severse güzel odur. 4- Gönül var otlağa konar, gönül var çöplüğe konar.

d. Düşmana Karşı Uyanık Olma:

1. Havayı da deli gönül havayı Alıcı kuş yüksek yapar yuvayı

Page 248: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

248

Türkmen kızı katarlamış mayayı Hanı yaylam, der de arzular gider

2. Binelim arap atlara Yaraşır koç yiğitlere Ağzı açık nâ-mertlere Yiğit sırrın açmak olmaz

3. Karac’Oğlan der ki, konmadan göçmem Her olur olmaza sırrımı açmam Kötüler köprü olsa üstünden geçmem Taşkın suya uğradırım yolumu

e.Düşmek - Muhannete Muhtaç Olmak:

1. Dinle imdi bir nasihat edeyim Kullar muhannete muhtaç olmasın Doğru yolu koyup sarpa gideyim Sevdiğim, gönlüne gamlar gelmesin

II. Atasözleri:

1- Allah namerde muhtaç etmesin. 2- Allah sağ gözü sol göze muhtaç etmesin.

2. Yiğide yiğitlik veren hep varlık Yiğidi kötü eden kör olsun yokluk ……………………………… Beyoğlu üstüne baz inen gelir I-II. Atasözleri: 1- Düşenin dostu olmaz. 2- Düştün ise toprağa sarıl.

Page 249: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

249

Ömer KAYA

f. El Elden Üstündür:

1. Yiğide yiğitlik veren hep varlık Yiğidi kötü eden kör olsun yokluk Sen seni sarpa vur kınalı keklik Beyoğlu üstüne baz inen gelir III-IV. Atasözleri: 1- Ayı ne kadar yol bilse avcı o kadar av bilir. 2- El elden üstündür. 3- El mi yaman, beğ mi yaman.

g. İş ve Zamanın Değerlendirilmesi:

1. Deryalarda gezer gemi Sükkerdir tûtinin yemi Sürelim devranı demi Devran geçer demedim mi?

III-IV. Atasözleri: 1- Devran sürenindir. 2- Fırsat elde iken kaçırma. 3- Fırsat, ganimet. 4- Fırsat, rüzgâra benzer, marifet onu geçerken tutmalıdır. 5- Fırsatı fevt etme. 6- Fırsatı fevt etmez âkıl, meğer nâdân ola. 7- Fırsattan istifade. 8- Gün bugün, saat bu saat.

2. Yürü bire yiğit yolundan kalma Her yüze güleni dost olur sanma Ecelden korkup da sen geri durma Yiğidin alnına yazılan gelir

Page 250: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

250

h. İyi - Kötü:

1. Amana da deli gönül amana Kalmadı eyi gün devr-i zamana Cevheri de denk ettiler samana Yük masnıtı bulmaz tay olmayınca

III-IV. Atasözleri:

1- Davul, dengi dengine diye çalar. 2- Her nesnenin erkânı vardır, oduna gidenin urganı. 3- Her sargı, her yaraya göre olmaz. 4- Her sarığın ucu ortaya gelmez.

2. İnsanın kötüsü eylikten bilmez Kursaksıza öğüt versen de almaz İnsan çiğ süt emmiş, itimat olmaz Kapında hizmetkâr kulundan sakın

3. Kötü insan doğru girmez yoluna Eyi insan hoş geçinir diline Elini sunma ki yârin gülüne Dikeni var, batar, elinden sakın ı. Mevkiye – Mala - Zenginliğe Rağbet:

1. Coşkun sular gibi akar su isen Ararlar bulurlar asil soy isen Gayetle severler, malı çoğ isen İsterim akl ile hergiz olmasın

III-IV. Atasözleri: 1- Âlemde itibar zenginle güzeledir. 2- Malı olmayanın dostu olmaz.

Page 251: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

251

Ömer KAYA

i.Muhannet (Muhanat - Muhannes: Alçak, Nâmert):

1. Tahta olur evlerinin yapısı Dar olur da muhannetin kapısı Kadan alsın güzellerin hepisi Güzellerden sıdkım sıyrıldı, gönül II. Atasözleri: 1- Allah sağ eli sol ele muhtaç eylemesin. 2- Muhannetin kapısı çetindir. 3- Nâmerde, merde, bir ferde muhtaç olma. 4- Nâmert yaptığı iyiliği başa kakar.

2. Muhannet kaçar dolanır Aşk kande ise bilinir Şimdi binde bir bulunur Kardeş deyi ağlarım

3. Yiğit olan yiğit biner atlanır Kötüler de her cefaya katlanır Yiğit gölgesinde yiğit saklanır Nâ-mertlerde gölge olmaz, ar olmaz

IV. Atasözleri : 1- Allah nâmerde muhtaç etmesin. j. Sosyal Hiciv:

1. Karac’Oğlan der ki, geçti ne fayda Merhamet kalmadı yoksulda bayda Bu ayda olmazsa gelecek ayda On iki ayın birisinde gidelim

II.Atasözleri: 1- Her vakti bir sanma. 2- Merhametin dünyada bir adı kaldı.

Page 252: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

252

3- Zamane çocuğu.

2. Niderler de insan oğlu niderler Doğru yolu koyup sarpa giderler Züğürt isen seni deli ederler İsterim, bildiğin eller bilmesin

k.Sosyal İşbirliği - Dayanışma:

1. Pir olmayan aşka gelmez Koç olmayan kurban olmaz Yalnız taşla dıvar olmaz Yoldaş deyi deyi ağlarım

III. Atasözleri:

1- Az eli aşta gör, çok eli işte göre. 2- Bir çiçekle yaz gelmez. 3- Bir elin nesi var, iki elin sesi var. 4- Bir elin şamatası çıkmaz.

1. Topluluk rahmettir, ayrılık azab. Hz. Muhammed (s.a.v.) 2. İki birden; üç ikiden; dört üçten… hayırlıdır. Hz. Muhammed (s.a.v.) 3. Kim cennetin ta ortasında bulunmak isterse birliğe yönelsin. Hz. Muhammed (s.a.v.) 4. Halkın içinden kaçmak marifet değildir. Asıl marifet halkın

içinde iken içine dönebilmektedir.

1.Varlık - Yokluk:

1. Bizim ilde bal kaymağı yemezler İl sırrını yâd ellere demezler Sen güzeli ben garibe vermezler Sizin ilden güzel sevmeli değil

Page 253: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

253

Ömer KAYA

III. Atasözleri: 1- Davul dengi dengine diye çalar.

2. Niderler de insan oğlu niderler Doğru yolu koyup sarpa giderler Züğürt isen seni deli ederler İsterim bildiğin eller bilmesin

III. Atasözleri: 1- Para akıl, don yürüyüş öğretir.

3. Yiğide yiğitlik veren hep varlık Yiğidi köt(ü) eden kör olsun yokluk Sen seni sarpa vur kınalı keklik Beyoğlu üstüne baz inen gelir

I-II Atasözleri : 1- Var akar, yok bakar. 2- Var evi, kerem evi; yok evi, verem evi. 3- Var kuvveti bazuya verdi. 4- Yoktan ne çıkar.

m.Zengin - Zenginlik:

1. Arap atı olan iştahlı biner Aşireti olan yaylağa konar Aşnası olan da yolları döner Belki sevdiceğim döner geriye

I-II-III. Atasözleri:1- Var akar, yok bakar.2- Var varlatır, yok söyletir.3- Zengin arabasını dağdan aşırır, züğürt düz ovada yolunu şaşırır.4- Zengin helvasını baldan pişirir, züğürt derman için pekmez

bulamaz.

Page 254: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

254

5- Zengin olan her gün bal yer.6- Zengin olan her gün buzlu hoşaf içer.7- Zengin olan kâh yer, durur durur dahi yer.8- Zenginin horozu bile yumurtlar.

2. Bir adam hasmını utandıramaz Elde külliyetli var olmayınca Pervane Şem’ini uyandıramaz Başta sevda, kalbte nâr olmayınca

I-II. Atasözleri: 1- Paralı adamdan dağlar bile korkar. 2- Var varlatır, yok söyletir. 3- Zenginin horozu bile yumurtlar. 4- Zengin olsa hoppa, fakir olsa deli. 5- Züğürtlük zadeliği bozar.

IV-BİLGİ VE HAKİKATa.Âlim-Câhil

1. Âlim olan kulak verir va’zlara Cahil olan sohbet katar sazlara ……………………………….. Kuru güller sulanacak zamandır

I-II. Atasözleri:

1- Âdemin hayvaniyeti yemekle, insaniyeti okumakla kaimdir. 2- Âlim olmak istersen durma yaz, câhil olmak istersen durma kaz. 3- Câhil olan kimse vakitsiz öten horoz gibidir. 4- Câhilin âlim katında sözünün miktarı yok, kendi eşek, giydiği

çul, başının yuları yok. 5- Cahilin sözü, eşeğin anırması. 6- Cahilin sözüne bakılmaz. 7- Okuma bilmeyen kör gibidir.

Page 255: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

255

Ömer KAYA

8- Okuma bilmeyip yazan, odur dünyayı bozan.

b.İlim Tahsili:

1. Ehildir, hüsnünü muhalif etme Mekteb-i irfandan bir kadem gitme Sana dört sözüm var sakın unutma Bir öğren, bir öğret, bir oku, bir yaz

II-III-IV. Atasözleri:

1- Âlim unutmuş, kalem unutmamış. 2- Âlim olmak istersen durma yaz. 3- Câhil olamak istersen durma kaz 4- Deme kış, yaz, oku yaz.

II-III-IV. Hadîs:

1- İlim bir avdır, yazı onun ayak bağıdır.

V. DÜNYA GÖRÜŞÜA) Kader Fikria.Dünya-Âhiret:

1. Dünya fâni, insan konuk Demlerin süren öğünsün

III.Atasözleri: 1- Bu dünya bir değirmendir, öğütür bir gün bizi. 2- Bu dünya fânidir, gelen bilmez, giden bilmez. 3- Dünya varlığına güvenilmez.

2. Cehennem yerinde hiç ataş yoktur Herkes ataşını bile götürür

Page 256: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

256

3. Herkes ataşını buradan götürür O dünyada ataş, nâr olmaz

2.III-IV. Atasözleri: 3. III-IV. Atasözleri: 1- Allah balmumu yakana balmumu verir, yağ mumu yakana yağ

mumu verir. 2- Allah dağına göre kar verir. 3- Cennet, cehennem dünyada, hangisini kazanırsan. 4- Dünyâ kâfirin cennetidir. 5- Dünya mü’minlere cehennemdir. 6- Dünyada eken ahrette biçer.

2.III-IV.Hadîs-i şerif: 3. III-IV.Hadîs-i şerif: 1- Dünya âhretin tarlasıdır. 2- Ölüyü üç şey teşçi eder: ailesi (eş-dost), malı ve ameli: bunlardan

ikisi geri döner, ameli kendisiyle beraber kalır.

b. Ecel :

1. Şu yalan dünyaya gelenler gider İli kahramanlı iller kalır mı? Ölenler ölür de borcunu öder Hele dur bakalım, sağlar kalır mı?

2. Karac’Oğlan der ki, başa yazıldı Gözüm yaşı ceyhun oldu süzüldü Kefenim biçildi, kabrim kazıldı Mezarımın üstü karalandı gel

3. Karac’Oğlan der, kondum göçülmez Acıdır ecel şerbeti içilmez Üç derdim var birbirinden seçilmez Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm

Page 257: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

257

Ömer KAYA

4. Nice sultanları tahttan indirdi Nicesinin gül benzini soldurdu Nicelerin, gelmez yola gönderdi Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm

5. Yürü bire yalan dünya Sana konan göçer bir bir gün İnsan bir ekin misali Seni eken biçer bir gün I-II-III-IV. Atasözleri : 1- Dünya karıncalı kütüğe benzer. 2- Dünya kazan, biz kepçe. 3- Dünya malı dünyada kalır. 4- Dünyada tasasız baş bostan korkuluğunda bulunur. 5- Ecel geldi cihane, baş ağrısı bahane. 6- İnsan bir umutta doğar, bir umutta ölür.

6. Can, kafeste duran kuştur Elbet uçar gider bir gün

III-IV. Atasözleri: 1- Ecel yastığına baş komuş. 2- Her inişin bir yokuşu vardır. 3- Her şeye çare bulunur, ölüme çare bulunmaz. 7. Gelen gider imiş şu kara yere Mansur cana kıydı, çekildi dâra Hakk’ın kelâmın söyleyip bile Diller beni sevdiğime ulaştır.

8. Ölümden korkup da sonunu sayan Ölür gider, yâr koynuna giremez.

Page 258: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

258

III-IV. Atasözleri: 1- Korkunun ecele faydası yoktur.

c.İnsan - Felek (Talih):

1. Karac’Oğlan der ki, sözün bilmişi Tedbirle görülür dünyanın işi Ne etsin, neylesin âlemde kişi Felek Mustafa’ya yâr olmayınca

III-IV. Atasözleri: 1- Baht olmayınca başta, ne kuruda biter ne yaşta. 2- Neylesin Mahmut, vermezse Mabud.

2. Karac’Oğlan, devranım var, gamım var Yâr yitirdim, düşüncem var, gamım var Yedi derya içinde bir gemim var Atar m’ola bir kenara sel bizi

3. Ağırdır kalkmıyor yükümün tayı Demirdir çekilmez feleğin yayı ……………………………….. İl içinde olan sözden usandım

d. Kader:

1. Bu yalan dünyadır ki giden gelmez Hep gidenler şu toprağa belendi

III-IV. Atasözleri: 1- Geçmişe mazi derler. 2- Gelen bilmez, gidenden haber gelmez. 3- Her geçen geçti, gelene bak. 4- Her geçen ömür geri gelmez. 5- Her şeyin bir sonu var.

Page 259: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

259

Ömer KAYA

2. Ecel eli ömür ipin düğümler Kıyamettir bana bu gün düğünler …………………………………. Kirpikler var gönül ile cenk eder

3. Cesedimi göz yaşiyle yusunlar Mezarımı yol üstüne kosunlar Gelen, geçen garip ölmüş desinler Dünya bir yol, gedâ gider, han gider

IV. Atasözleri: 1- Ecele çare bulunmaz. 2- Olacak olur. 3- Olacakla öleceğe çare bulunmaz. 4- Ölüm bir devedir ki, herkesin kapısına çöker. 5- Ölüm zengine, fakire bakmaz.

e. Mukadderat:

1. Bin dahi yaşasam çare bulunmaz Ruh çıkarsa sal görünür gözüme

2. Karac’Oğlan der ki, nic(e) olur halim Gün geçtikçe artmaktadır vebalim Az yaşa, çok yaşa âhırı ölüm Âhirete karşı götür imanı 1.III-IV. Atasözleri: 2. III-IV. Atasözleri: 1- Az yaşa, çok yaşa âkibet gelir başa. 2- Ecel ne bir saat geri, ne bir saat ileri. 3- Ecelden başka her şeye çare bulunur. 4- Ecelden kaçınılmaz, nerde olsa gelir bulur. 5- Ecele çare olsaydı, Lokman Hekim bulurdu. 6- Ecelsiz kul olmaz.

Page 260: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

260

7- Ecelsiz kul ölmez. 8- Ne kadar cehd etse olmaz, mukadderden ziyade. 9- Olacağa çare yoktur. 10- Olacakla öleceği çare yok.

3. Yürü hey kaşları kalem Sağ olursam seni bulam Güvercinliktir bu âlem Konan göçer, demedim mi?

4. Bindirirler cansız ata İndirirler tuta tuta Var, dünyada yol ahrete Coşkun gider salın bir gün

I-II-III-IV. Atasözleri : 1- Dünya bir kararda durmaz. 2- Dünya Hz. Süleyman’a kalmamış. 3- Dünya karıncalı kütüğe benzer, gelen bilmez, giden bilmez. 4- Dünya rüya gibidir. 5- Dünyanın üstü varsa altı da vardır.

5. Ağa olsa, paşa olsa, beğ olsa Yakasız gömleğe sarılır bir gün

III-IV. Atasözleri: 1- Dünya malı dünyada kalır. 2- Dünya kime kalmış ki, sana kalacak. 3- Dünya varlığına güvenilmez. 4- Ölmek var, dönmek yok. 5- Takdir ne ise o olur. 6- Takdirde yazılan tedbirle bozulmaz 7- Takdire rızadan gayrı çare yok. 8- Takdir-i Hüdâ, kuvve-i bazu ile dönmez.

Page 261: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

261

Ömer KAYA

6. Üryan geldim gene üryan giderim. Ölmemeğe elde fermanım mı var Azrail gelmiş de can taleb eder Benim can vermeğe dermanım mı var

7. Yürü bire yiğit yolundan kalma Her yüze güleni dost olur sanma Ecelden korkup da sen geri durma Yiğidin alnına yazılan gelir.

8. Kısmet var ise gelir Yemen’den Kimse bilmez, nerde kalır ölümüz

f. Nasip (Baht-Kısmet-Talih)

1. Kısmetin var ise gelir Yemen’den Kısmetin yoğise ne gelir elden Hüccetim kadıdan, beratım senden Hiç yazılan yazı karalanır mı? I-II-III-IV. Atasözleri : 1- Ağaç kapı kapandıysa altın kapı açılır. 2- Ağılda oğlak doğsa, ovada otu biter. 3- Baht işi. 4- Baht olmayınca başta, ne kuruda biter ne yaşta. 5- Balı parmağı uzun olan değil, kısmeti olan yemiş. 6- Kısmet gökten zembille inmez. 7- Kısmet ise gelir Hint’ten, Yemen’den, kısmet değilse ne gelir

elden. 8- Kısmetimizde varsa, kaşığımızda çıkar. 9- Kısmetin seni arar bulur. 10- Kısmetinden artık yiyemezsin. 11- Kimsenin kısmetini kimse yemez. 12- Kimsenin nasibini kimse yemez. 13- Nasibinde varsa gelir Yemen’den, nasibinde yoksa düşer

dehenden.

Page 262: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

262

14- Talih, yâr olmayınca elden ne gelir. 15- Talihi yâr olanın, yâri sarar yâresini Talihi yâr olmayanın, yelek ağlatır anasını.

2. Esdirir de seher yeli esdirir Kimini ağlatır, kimin küstürür Kısmet ise kadir Mevlâm gösterir Çokça heves edip övmeli değil.

3. Devleti başında olan kişinin Sevdiceği kendi ile bir olur

III-IV. Atasözleri: 1- Allah birine yürü ya kulum dedi mi Tosya’ya sâi olur. 2- Allah uçmayan kuşa alçacık dam verir. 3- Allah yardım ederse kuluna, her işi girer yoluna.

g. Tanrı:

1. Hanı Karac’Oğlan hanı Veren alır tatlı canı ……………………. Yeşil bağla ala karşı

2. Kadir Mevlâ’m yakın eyle ırağım Ağlama gözlerim Mevlâ’mız kerim Melilliğim vardır yârdan gelirim

II-III- Atasözleri: 1- Mevlâ diyen yolda kalmaz. h.Tecellî:

1. Gönül Hak evidir, sakın söndürme İki leblerinden, bir yanağından

Page 263: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

263

Ömer KAYA

B) Determinisme (Sebep-Netice Münasebetleri)

1. Ufacık taşınan kule yapılmaz Karanlık gecede yâre bakılmaz ……………………………….. İstersen öcünden öl dedi bana

I-II.Atasözleri:1- Karanlığa kurşun sıkmak.2- Karanlıkta göz kırptığını kim bilir.3- Karanlıkta kim kime, dum duma.4- Küçük ölçekle büyük anbar dolmaz.

2. Güz gününde av avlanmaz Yaz gününde at bağlanmaz İlin kızı ile gelmez Harap oldu bağlar şimdi 3. Kış gününde güller bitmez Dalında bülbüller ötmez Can arzular elim yetmez Gönül selâm ister şimdi

4. Kuru kütük yanmayınca tüter mi? …………………………………. Vakti gelmeyince bülbül öter mi? Ötüp gider bir gözleri sürmeli

I-III.Atasözleri:1- Her şeyin vakti var, horoz bile vakitli öter.2- Vakitsiz açılan gül tez solar.3- Vakitsiz öten horozun başını keserler.

5. Ataş yanmayınca tütün mü tüter ………………………………..

Page 264: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

264

Vakti gelmeyince bülbül mü öter Öter gider, bir gözleri sürmeli

I-II.Atasözleri:1- Ateş olmayan yerde duman tütmez.2- Arpa eken buğday biçmez.3- Perşembenin gelişi çarşambadan belli olur.4- Sebepsiz kuş uçmaz.

6. Tımarsız olur mu bağ ile bostan Vatan diken olmuş, yâd ile gülüstan Sılam seni terkedeyim bir zaman

II-III. Atasözleri: 1- Arpa ekip buğday bekleme. 2- Arpa verilmeyen at, kamçı zoru ile yürümez. 3- Arpa yemiş at, menzil keser. 4- Bağ çapa ister, tarla keser. 5- Bağ demiş ki: “bak bana, bakayım sana.” 6- Bağ duâ değil çapa ister. 7- Bağa bak üzüm olsun, üzümü yemeğe yüzün olsun. 8- Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur. 9- Buğray başak verince, orak pahaya çıkar. 10- Kuldan hakeret, Mevlâ’dan bereket.

7. Karaca’Oğlan der ki, haydan hay olur Seni görenlerin aklı zay olur Sanma yine bu yaralar sağ olur Gamz’okun sineme vuralı gelin

8. Ataş yanmayınca tütün mü tüter Ak göğsün üstünde uban mı biter Vakti gelmeyince bülbül mü öter Öter gider, yaylasına bir gelin

Page 265: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

265

Ömer KAYA

9. Karac’oğlan der ki yanan tutuşur Siyah zülfün mâh yüzünde karışır Gözün durmaz, gözüm ile erişir Şol kirpikler birbiriyle cenk eder

10. Pir olmayan aşka gelmez Koç olmayan kurban olmaz Ecel gelse derman olmaz Hakk’tan rıza gelmemiştir.

11. Çok varıp gelirsen olmaz bir yere Ya muhabbet kalkar, ya bir hal olur

III-IV. Atasözleri: 1- Az olsun öz olsun. 2- Az olup öz olsun, çok olup yavuz olacağına. 3- Çok arpa atı çatlatır. 4- Çoğu zarar, azı karar. 5- Çok gezenin ayağına çöp batar. 6- Çok gülen çok ağlar. 7- Çok isteyen belâsını ister. 8- Çok karıştırma çapanoğlu çıkar. 9- Çok lâkırdı baş ağrısı yapar. 10- Çok lâkırdı para etmez. 11- Çok naz âşık usandırır.

12- Yiğit olmayanın yalanı çoktur Cehennem yerinde hiç ataş yoktur Herkes ataşnı bile götürür

III-IV. Atasözleri: 1- Dünyada eken ahrette biçer. 2- Cennet, cehennem dünyada, hangisini kazanırsan. 3- Dünya ahretin tarlasıdır.

Page 266: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

266

C) Değerlendirmenin Değişmesi1- Yalanmış dünyanın ötesi yalan

Felektir muradım elimden alan Mısr’a sultan olsam istemem kalan Dost ağlayıp düşman güldükten geri

2. Çok varıp da gelme sevdiğin yere

Ya muhabbet kalkar, ya bir hal olur

XII-IV. Atasözleri: 1- Çoğu zarar, azı karar. 2- Çok naz âşık usandırır.

3- Fazlası haram.

VI. ÇEŞİTLİ KONULAR

1. Diyar-ı gurbetin çâr köşesinde Eğleşilmez kisb-ü kâr olmayınca III. Atasözleri: 1- Garibin yeri ya han, ya külhan.

2. Güzelin kıymatı bin altın değer Netmeli güzeli huy olmayınca III. IV Atasözleri:

1- Güzel göz için, akıllı gönül için.2- Güzel yüzden kırk yılda usanılır, güzel huydan kırk yılda usanılmaz.3- Güzelliğe bakma (kapılma), huya bak.

4- Güzellik ekmeğe sürülüp yenilmez.

3. Gonca düşmez âşıklara dilekle Gelin kızlar yayık, yayar, bilekle Sallanıyor gümüş halhal kolunda

4. Sular hendeğine dolar Ağlayanlar bir gün güler

Gamlanma gönül, gamlanma

Page 267: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

267

Ömer KAYA

II. Atasözleri: 1-Söz sahibini bilir. 2-Su aka aka yolunu bulur.

3- Su alçağa akar.5- Su çukurunu bilir.

5. Bir yiğit de bir güzeli severse Emrettiği yere hemen gelmeli Ardına düşmeyle güzel sevilmez Güzelleri koşup koşup bulmalı

6. Bir yiğide bir yâr yeter İki seven del’olma mı?

7. Dünyanın fâni olduğun bilirsin Ev yaparsın, çamurlayıp samanı

8. Taş düştüğü yerde ağır Yiğit sevdiğinden soğur Sarılmayı sarılmayı

9. Dert Allah’tan gelirmiş İflah etmez öldürürmüş Yürekteki dert yiğidi

10. Güz gününde av avlanmaz Yaz gününde at bağlanmaz İlin kızı ele gelmez Harap oldu bağlar şimdi.

11. Kış gününde güller bitmez Dalında bülbüller ötmez ...................................... Gönül selâm ister şimdi.

12. Karac’Oğlan der ki, nolup nolmadan Dost ağlayıp düşman bize gülmeden

Page 268: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

268

Biri ölüp biri ile kalmadan Ölecekse ikisi de ölmeli 13. Almayı dalından almalı değil Çirkini güzele vermeli değil Yavru küçük diye dövmeli değil Sürmeli gelinin derdi aldı beni 14. Peteği bal eder, ustadır arı ............................................ Ne taraftan ince belli yâr gitti 15. Sarrafı da bilir altın akçeyi ............................................ O dosta yiyecek nar bulamadım

16. Yörük salarlar koşuya Deme râzını râşiye Yârdan ayrılan kişiye Zulum deyi deyi ağlarım

17. Muhannet kaçar dolanır Aşk kande ise bilinir Şimdi binde bir bulunur Kardeş deyi deyi ağlarım

18. Ağacın eyisi özünden olur Yiğidin eyisi sözünden olur El için ağlayan gözünden olur Ağlama hey gözü yaşın sevdiğim

19. Rağbet kalmadı hiç yoksula bayda ........................................... On iki ayın birisinde gidelim

Page 269: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

269

Ömer KAYA

20. Karac’Oğlan der ki, yiyip içmeden Güzeller usanmaz konup göçmeden Muhannetin köprüsünden geçmeden Düşelim de azgın sele gidelim

21. Aşk ateşin değirmende öğüttüm Eledim kalburdan, elekten geçtim III-IV. Atasözleri: 1- Feleğin çemberinden geçmiş.

22. Bir konak yaptırdım kavim, kardaşlar Çekip ilk direğin yıkan ben oldum

23. Gönül kimi sevse güzel o imiş Almanın eyisin ayı yerimiş Bil, kara zülfüne kullar olduğum

24. Her yiğidin devlet konmaz başına Yâr ağlatan doyar m’ola yaşına ................................................... Benzettim yavruyu seçemiyorum 25. Çok olur güzelde noktalı sözler Bu zülüf gerdana az, kara gözlüm 26. Ne bilir güzeli sevmesin ahmak .................................................... Can cefa götürmez tez, kara gözlüm I. Atasözleri: 1- Adamın kıymetini adam bilir. 2- Ahmak ahmağı bulur. 3- Ahmak gelin, yengeyi halayığı sanır. 4- Eşek hoşaftan ne anlar suyunu içer tanesini bırakır.

Page 270: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

270

27. Gönlü büyük olur güzel sevenin .................................................... Yüreği dol’olur göz, kara gözlüm

28. Vilâyet hünkârın, seyran bizimdir Göze yasak olmaz, gezer yürürüm.

29. Çok yiğitler çılbak doğar anadan Aradım da buldum ben bu belâyı Müstehaktır bu işlerin yaradan

II-III-IV. Atasözleri: 1- Analar neler doğurur. 2- Belâsını buldu. 3- Edene ederler. 4- Eliyle buldu.

III. Lâedri: 1- Lâ darare ve lâ dırâre (Zarar vermeyene zarar vermezler.) 2- Men dakka dukka (Çalan çalınır, vuran vurulur)

30. Yârdan insaf yoktur, bende yok derman Yazık ki işlerim Allah’a kaldı .................................................. Kanlı kirpikleri kalbime ferman

II. Atasözleri: 1- İş ayağa düştü. 2- İş başa düşünce gayret dayıya düşer. 3- İşimiz Allah’a kaldı.

31. Her taş diğerinden ağır Güzel sevmek ayıp değil Anan baban n’ister benden

Page 271: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

271

Ömer KAYA

32. Güzelsiz yaylaya konup göçülmez Kelle kesmek ile kanlar saçılmaz ...................................................... Bir derdin var, bilemedim kız senin

33. Sürerler baykuşu ıssız örene Kefen kısmet olmaz güzel sarana Beni yârin yağlığıyla saralar III. Atasözleri: 1- Yâri güzel olanın yıl kadardır gecesi.

34. Kimi cennet ister, kimi cehennem Cennetten beride yolda neler var

35. Yiğit olan yiğit dağdır, kaledir Sevmeyin çirkini başa belâdır Bülbülün feryâdı gonca güledir Takının güzeller, gülde neler var

36. Yâr elinden ben bir dolu içmişim Deli eder, sarhoş eder, benk eder Genç yaşında taze civan sevmeyen Dünyasından hayvan gelir bön gider

37. Yuka olur ulu suyun geçeği Hak balığa buyurmamış bıçağı Domurmamış, açılmamış çiçeği Güller melil melil, bilmem nedendir. 38. İş düşünce garip başa Düşünerek gider gelir 39. Yavrusun aldıran kuşlar Yuvasına döner gelir

Page 272: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

272

40. Gönül dediğin değirmen Ufalanır, irilenir

41. Yüksek olur Arap atın kaltağı Issıs kalmaz koç yiğidin yatağı Yaklaşma kötüye değer eteği Geri dur hey benli Suna’m geri dur

42. Sıra sıra dikemedim söğüdü Ben başıma vermedim öğüdü Elleri göğsünde görün yiğidi Yiğit mağrur gezmeyinen bey m’olur

43. Hatırlar incidip, gönüller yıkma Bu yalan dünyanın sonu ölümdür 44. Hiç bir daha yükseklerden uçmayın Uçarsam da kanadımı açmayın Muhannetin köprüsünü geçmeyin Çoşkun suya uğratmayın yolumu

45. Kalk gidelim Balkaman’dan yukarı Orutup durana devlet yaramaz Yiğidin bir başı gezginci gerek Yiğit gezmeyince adam olamaz 46. Güzeller önünde kitap okunmaz Göz görmeyince de gönül çekilmez Var git oğlan burda konuk eğlenmez İstersen derdimden öl, dedi bir kız

TÜRK HALKININ AHLÂK DEĞERLERİ*

Okullara ahlâk dersleri konuldu. Bazıları bunu «ahlâk öğretilmez, yaşanır» diye tenkit ettiler. Gerçek de öyledir. Ahlâk öğretilmez, yaşanır.

* Prof. Dr. Mehmet Kaplan, Hisar Dergisi, s.154, Tarih: 1976

Page 273: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

273

Ömer KAYA

«Ele verir talkını, kendi yutar salkımı» atasözü, sahte vâizin tavrını çok güzel belirtir. Fakat ahlâkın kaynağı olan dinlerin hepsi kitaba dayanırlar ve bu kitaplar öğrenilir ve öğretilir. Büyük filozofların hepsi ahlâk üzerinde kafa yormuşlardır. Onların «öğreti»leri de birçok insana, hattâ topluma yol göstermiştir. Mevlâna, Yunus Emre, Hacı Bektaş Velî, doğru bildikleri fikirlere göre yaşamışlar. İyi ve kötü içgüdü ile değil, düşünce ile bulunur. Gerçi gelenek de ahlâka yön verir ama, gelenek öğretilmez ve öğrenilmez mi? Çocuğu önce evde ana ve baba terbiye eder. Sözlü kültür, yazılı kültürden daha sürekli tesirlidir.

Ahlâkın bir aksiyon olduğunu kabul etmekle beraber onun yazılı veya sözlü bir düşünce veya düstura dayandığından şüphe etmiyorum. Bilhassa sözlü kültürün çocuğa en küçük yaştan itibaren farkında olmadan tesir ettiğine de kaniim.

Ahlâkın başka bir özelliği «ortak değerle»re dayanmasıdır. Biz ortak değerleri en iyi halk kültüründe buluruz. Bundan dolayı Halk edebiyatına ait şiirlerin ahlâk derslerinde, üzerinde düşünülecek bir malzeme teşkil edeceğini sanıyorum. Bunlarda ileri sürülen fikirler şahsî veya orijinal değildir. Böyle olmaları onların ortak değer olduklarının en açık delilidir. Geçen gün Karacaoğlan’ın şiirlerini okurken, Türk halkının değer hükümlerini ifade eden bir koşmasına rastladım. Bu yazıda, onun üzerinde durmak istiyorum.

Dinle sana bir nasihat edeyim

Diye söze başlayan Karacaoğlan Türk halkının temel değerlerinden birini ortaya koyuyor :

«Hatır» ve «gönül» eski Türk kültürünün anahtar kelimeleridir Halk dilinde «hatır» ile ilgili pek çok deyim vardır. E. Kemal Eyüpoğlu, son zamanlarda neşredilen pek değerli Şiirde ve Halk Dilinde Atasözleri ve Deyimler adlı kitabında bunları toplamış. Bazılarını zikrediyorum: «Hatır gönül bilmemek»; «hatır gözetmek»; «hatır kırmak»; «hatır saymak»; «hatır sormak»; «hatır yapmak»; «hatır yıkmak», «hatırı hoş olmak»; «hatırı kalmak»; v.b. kitapta bu deyimleri gösteren beyitler de derlenmiştir.

Bunlar arasında değerli şair Behçet Necatigil’in şu mısraları Karacaoğlan’ın kasdettiği mânâyı’ da açıklayıcı mahiyette:

Gönlü almak hatır sormak arama

Hatırdan gönülden geçici olma Evlâtlar aileye âsi işte Bir çığ ki kopmuş gider üzüntüden

«Hatır» kelimesi Türkçede «hafıza» mânâsına gelir. Ana, baba, hoca, arkadaş veya komşunun bize yaptığı iyilikleri unutmak veya onları yok farzetmek Türk ahlâkına uymayan bir davranıştır. Hayvanlar bile kendilerine

Page 274: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

274

iyilik (veya kötülük) yapanı hatırlarlar. Karaca-’ oğlan’ın Hatırdan gönülden geçici olma

mısraını «sana yapılan iyilikleri unutma» mânasına alabiliriz. İyilikleri hatırlamak, bizi başkasına karşı saygılı olmağa çağırır. İyilik insanları birbirine bağlar, kötülük ayırır. Türk ahlâkında bilhassa ana baba ve hocanın hatırı unutulmaz. Bunların unutulması, aile, dostluk ve cemiyet bağlarını yok eder.

Bundan sonra Karacaoğlan yine Türk ahlâkında önemli yeri olan başka bir ahlâk düsturuna geçiyor :

Yiğidin başına bir iş gelince Onu yad illere açıcı olma

En küçük haberi veya dedikoduyu yüzbinlerce, milyonlara ulaştıran bugünkü gazetelerin tutumuna tamamiyle aykırı bir ahlâk düsturu. Bir yiğit de hayatında bir hata işleyebilir. Fakat canilerden çoğu gibi onu işledikten sonra pişmanlık duyması çok muhtemeldir. Bir insanın işlediği bir kusuru başkalarına yaymakla onu toplum nazarında lekelemiş ve ona iyilik değil, kötülük yapmış oluruz. Eski Türk ahlakında dedikodu son derece ayıp bir şey telâkki olunuyordu. Yunus Emre de şiirlerinde dedikoduyu şiddetle yerer.

İnsanlar arasında münasebeti kuran bazen de «söz» dür. Yunus Emre «söz» redifli gazelinde bu hakikati çok güzel ortaya koymuştur. Karacaoğlan da «söz»e önem veriyor. İnsanların konuşurken yaptıkları hataları gözönüne alarak, daha ziyade susmayı, daha doğrusu dinlemeyi tavsiye ediyor :

Mecliste ârif ol kelâmı dinle El iki söylerse sen birin söyle

Dikkat edilirse, Türk halkı çok dinler, az-söyler, söyleyince de öz söyler. Bunun gelenek ile edilmiş bir terbiye olduğunu sanıyorum ve doğru buluyorum. Gerçekten insanların başına birçok felâketler az dinlemek, çok konuşmaktan gelmiştir. Fakat bugün bu âdaba da riayet edilmiyor. Herkes nutuk çekiyor. Çocuklar ana ve babalarına, öğrenciler hocalarına ders veriyorlar.

Ahlâkın temeli iyiliktir. Karacaoğlan da Türk halkının bu temel İnancını tekrarlıyor:

Elinden geldikse sen iyilik eyle

İnsanlar, çok defa bir karşılık görmek için iyilik yaparlar. Böyle hareket aslında iyilik değil, bir nevi alış-veriştir. İyilik, sırf iyilik olduğu için, karşılık düşünülmeden yapılmalıdır. İnsanlar kendilerine yapılan iyilikleri unutmazlar. Ergeç, kendiliklerinden ona cevap verirler. Karacaoğlan da buna inanıyor:

Page 275: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

275

Ömer KAYA

Sen iyilik et de o zayi olmaz Darılıp da başa kakıcı olma!

Tevazu da eski Türk ahlâkının temel unsurlarından birisidir. Yunus Emre’de, Eşrefoğlu’nda, Âşık Paşa’da ve diğer Türk mistiklerinde tevazua dair söylenenler toplansa, ciltler doldurur. Türk - İslâm ahlâkına göre gurur ile şeytan arasında sıkı bir bağlantı vardır. Şeytan insana «çamurdan yapıldı» diye secde etmiştir. Halbuki Tanrı, bu çamurdan vücuda kendi ruhunu «nefh» etmiştir.

Karacaoğlan gururlanmamak için daha ahlî ve tecrübî sebepler buluyor. Dediği şöyle:

İl ariftir yoklar senin bendini

Dağıtırlar tuzağını fendini Alçaklarda otur gözet kendini Katı yükseklerden uçucu olma

Gururlu kimse, kendine fazla güvenerek, karşısındakini küçümser. Halbuki Karacaoğlan’ın dediği gibi eloğlu ariftir. Tanrı yalnız bize değil başkalarına da akıl vermiştir. Siz gurur yatağında uyurken, düşmanlarınız bendinizi yoklar ve tuzağınızı dağıtır.

Karacaoğlan koşmasının bundan sonraki dörtlüklerinde şu iki öğüdü veriyor :

Sev seni seveni zayi etme emek

Sevenin sözünden geçici olma * Seni bir mecliste hacil düşürür Kötülerle konup göçücü olma

Bunlarda insanın hayatta işine yarayan fikirlerdir. Bize gelecek tehlikeyi en iyi bizi sevenler bilir. Bundan dolayı onların sözlerine değer vermemiz gerekir. Kötü arkadaşların, başkaları yanında bizi «hacil» düşüreceği de bir gerçektir.

Bunlar hep bilinen, fakat çok defa unutulan, yapılmayan şeylerdir. Bununla beraber, onların bilinmesinde de fayda vardır. Zira hayatta bilgiden başka neye güvenebiliriz. Bilgi aydınlatıcı olduğu kadar, kontrol edicidir de.

Karacaoğlan’ın öğütlerinin, en eski Türk ahlâkı hakkında fikirleri olmayan bugünün gençlerine bir şeyler öğretebileceğini sanıyorum.

KARACAOĞLAN HAKKINDA YAPILAN BAZI YANLIŞLIK-LAR

Page 276: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

276

1- Kalk gidelim atım harap haneden Kısmetimiz versin Mevlâm yaradan Eğri Kol’a varam yedirem atım Gece Eğirikol(a)’da yatalım atım 2- Atıma bineyim edeyim sökün Sağına soluna hamayil takın Ağyar ırak derler Kefendiz yakın Gece Kefendiz’de yatalım atım

3- At ile Kırım’ı aştıktan geri Dizgini boynuna düştükten geri Aksu’yun köprüsün geçtikten geri Bu gece Maraş’ta yatalım atım

4- Maraş’tan ötesi uzak bir yoldur Tatar Deresi’nde dizginin kaldır Öğle namazını Göğsün’de kıldır Bu gece Göğsün’de yatalım atım

5- Eyi derler Elbistan’ın ovasın Yaz getirir ılık ılık havasın Koca Binboğa’da şahin yuvasın Gece Binboğa’da yatalık atım

6- Atım Öğrek’te dokudam çulunu Üç güzele ördüreyim palanı Som gümüşten döktüreyim nalını Bu gece Öğrek’te yatalım atım

7- Karac’oğlan der ki yârin yâr ise Ağyar ile muhabbeti yoğ ise Atım sende küheylanlık var ise Gece yâr koynunda yatalım atım

Saadettin Nüzhet Ergun, bu şiirin dip notunda “Eğri Kola”için* “Ayıntab’ın cenup tarafından bir yerin adı” demektedir.

Birinci kıt’anın 3.ve 4. mısraındaki değişiklikler şöyledir: S.Nüzhet Ergun’un eserinde: İğri kola’dayım yedirem atım

* Saadettin Nüzhet Ergun, Karacaoğlan Hayatı ve Şiirleri, Sh. 159-160, Konya, 1938

Page 277: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

277

Ömer KAYA

Gece İğri kola’da yatalım atım,

Cahit Öztelli eserinde* Eğri Kol’a varam yedirem atım Eğri Kola’da yatalım atım,

Mustafa Necati Karaer eserinde**

Eğrikol’da yem yedirem atıma Gece Eğrikol’da yatalım atım

Demektedir. Saadettin Nüzhet Ergun, bu parçanın altında 2 numaralı dipnotunda

“Kefendiz” için de yine Ayıntab’tabi bir köy demektedir. 1563 tarihli Maraş Tahrir Defteri’nde***, “Nahiye-i Keferdiz Der liva-i Maraş” denilmektedir. Yine Tahrir Defterinde hem Karye-i Keferdiz, hem de Karye-i Keferdiz Öyügi” adı geçmektedir.

Keferdiz, Gâvur Gölü’nün ve Beyoğlu Beldesi’nin güney doğusunda, Nurdağı ilçesinin de kuzeydoğusundadır. Bu yer, günümüzde Saçkagözü adıyla anılan Gaziantep’in bir beldesi yakınındadır. Bazı haritalarda ikisi bir arada gösterilse de birbirlerine yakın iki ayrı yerlerdir. Burası daha önceleri Kömürler adıyla anılan Gaziantep’in Nurdağı ilçesi’ne bağlıdır. Kahramanmaraş sınırında bulunmaktadır.

Yalnız, parçada görülen Kefendiz adı, adı geçen kayıtlarda Keferdiz olarak geçmektedir.

İkinci kıt’anın 4. mısrasında şu değişikleri görülür:S.Nüzhet’ Ergun’un eserinde: “Gece Kefendizde yatalım atım” şeklinde geçer.

M.Necati Karaer’in eserinde: “Gece Kefendizde yatalım atım” şeklinde geçer.

Cahit Öztelli’nin eserinde: Gece Eğri Kola’da yatalım atım” şeklinde geçer.

* Cahit Öztelli, Karaca Oğlan, - Bütün Şiirleri, Sh. 119-120, Milliyet Yayın LTD. ŞTİ. Yayınları, Türk Klasikleri Dizisi, İstanbul,1971 (3. Baskı)** Mustafa Necati Karaer, Karacaoğlan, Hayatı-Sanatı-Şiirleri, Sh.163-164, Tercüman 1001 Temel Eser, 26, Kervan Kitapçılık A.Ş. Ofset Tesisleri, İstanbul.*** Prof. Dr. Rafer Yinanç, Yard. Doç. Dr. Mesut Elibüyük, Maraş Tahrir Defteri (1563) Sh.135-136, C.I, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara, 1988

Page 278: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

278

Antep’ten gelen bir atlı, yol güzergâhlarını takiben geleceğine göre, ikinci dörtlükte, Eğri Kola yerine, Keferdiz denmesi ve orada yatma isteği daha uygun görünmektedir.

Üçüncü kıt’anın 4. mısrasında şu farklılık görülmektedir:S.Nüzhet Ergun’ın eserinde: “Bu gece Maraş’ta yatalım atım “ der.

Cahit Öztelli’in eserinde: “Bu gece Maraş’ta yatalım atım” der.

M.Necati Karaer eserinde: “Bu gece Göğsün’de yatalım atım” der.

Burada doğru olan ilk ikisininkidir. Çünkü Aksu Köprüsünden sonra hemen Maraş’a girilir. Bundan sonraki dörtlük için “Göğsün” için, S. Nüzhet Ergun dip notunda “Ayıntap’a tabi köy ismi” demektedir. Göksün, Kahramanmaraş’ın kuzeybatısında 94. Km. mesafede bulunan eski bir kazasıdır. Asırlardan beri, küçükaralıklar haricinde hep kaza olarak kalmıştır. Elbistan İlçesi’ne de 68 km. uzaklıktadır.

Diğer bir husus, Karaca Oğlan, Ayıntab’tan kalkıyor, Eğri Kola, Keferdiz, Kırım, Aksu’yun köprüsünden geçiyor, Maraş’tan öteye gidiyor: Hatta Tatar Deresi’ni aşıp tekrar Ayıntab’a tabi olan bir köye: (Göğsün’e) varıyor. Tabii burada hata fevkalede belirgindir.

Üçüncü kıt’ada, Kırım adı geçmektedir. Şiirde Kırım’dan önceki ve sonraki köyler S.Nüzhet Ergun’da Ayıntab’a bağlandığına göre, burayı, da oraya bağlamak gerekiyor ki yine bu da mümkün değildir. Eğer şâirin yol güzergâhına bakacak olursak, Kırım’ın Keferdiz ile Aksu Köprüsü arasında bir yerde olması lâzımdır. Bu güzergâhtaki yerleşim alanlarına ve adlarına baktığımız zaman, Kırım’ın gerçekten Keferdiz’den sonra, Aksu Köprüsü’ne yakın bir yerde olması lâzım geldiğini görüyoruz. İşin gerçeği bu doğrultudadır ve burası, Karacasu (Ferhuş) Beldesi’nin Kırım adındaki bir obasıdır.

Bir de konuyu at ve sürücü ilişkisi yönünden ele alacak olursak, bu yönde de Kırım’ın yerini tesbit etmiş oluruz. Şöyleki, at, dağlık, inişli yokuşlu yerlerden giderken herhalde binicisi elindeki dizgini sağlam tutar. Eğer Keferdiz (den sonra, günümüzdeki Karacasu adıyla anılan beldenin bir obası olan Kırım’a gelmiş olursak, Maraş yolu tamamen kısalmış olur. Üstelik Kırım’dan hemen sonra Aksu Köprüsü’ne kadar yol düz ve rahattır. Yani bundan önce sıkıca tutulan veya zaman zaman biraz gevşetilen dizgin, buradan sonra atın yorgun, yolun düzgün ve rahat olmasından dolayı boynuna atılabilir. Bu yüzden:

At ile Kırım’ı aştıktan geriDizgini boynuna düştükten geri

Page 279: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

279

Ömer KAYA

Denilmiştir.Altıncı kıt’ada geçen Öğrek adındaki yeri S.Nüzhet Ergun yine “Ayıntab’a

tabi köy isimleri’nden saymaktadır. Buna göre yukarıda saydığımız gibi, Kırım’ı, Aksu Köprüsü’nü, Maraş’ı Tatar Deresi’ni, Göğsün’u geçiyorsunuz ve Ayıntab’ın bir köyü olan Öğrek’e gidiyorsunuz. Bu tesbit hem yol güzergâhı, hem de yer adları açısından doğru değildir. Bunu, bir mürettip veya tashih hatası olarak görmek gerekmektedir. Dikkat edilirse Karaca Oğlan, Öğle namazını Göğsün’de kılmayı, gece Binboğa’da (kendince uygun bir yerde) yatmayı istiyor. Yukarıda Elbistan’da “yatalım atım” dememiş, ama Elbistan’ı öğmüş. Yalnız, eğer yine dikkat edilirse Binboğa’dan sonra Elbistan’a doğru bir gidiş vardır.

Altıncı kıt’ada, Öğrek denen bir yerden bahsetmektedir. Binboğa’dan sonra Öğrek’te yatmak istemektedir. Burasının Göksün- Elbistan arasında bir yer olması gerekir. Burası aynı zamanda atının çulunu dokutturacağı, balan (palan)ını ördüreceği ve nalını yaptıracağı bir yerdir. Bu Öğrek denen yerde, dokumacılık, örmecilik ve madencilik hayli gelişmiş bir vaziyette olması gerekiyor. Hatta nalını yaptırayım demiyor, “nalını döktüreyim” diyor. Öyleyse burası demirin, demircinin bol bulunduğu bir yer değildir. Çünkü o zaman “demirden yaptırayım” veya “döktüreyim” diyebilirdi. Ama “som gümüşten döktüreyim nalını” demektedir. Olsa olsa burada bir gümüş madeni vardır. İşte Elbistan’a bağlı, dokumacılığı ileri, bakır ve gümüş madeni çıkarılan ocakların bulunduğu yer neresidir? Burası Ayıntab veya Maraş olabilir mi? Elbette olamaz. Parçada görüldüğü üzere, Ayıntab, Maraş, Göğsün ve Elbistan havalisini dolaşırken atına gerekli bakımı yapabilmek için Öğrek denen yere yönelir. Burası olsa olsa Elbistan Kazası’nın Ahsendere Nahiyesi’dir. Çünkü burası, adı geçen yerler arasında bakır ve gümüş madeninin çıktığı yegâne yerdir.*

Altıncı kıt’anın 2. mısrasında da yine farklılıklar vardır. S.Nüzhet Ergun’ın eserinde :“Üç güzele ördüreyim balanı” şeklinde yazılıdır.

Cahit Öztelli’nin eserinde:“Üç güzele ördüreyim palanı” şeklinde yazılıdır.

M.Necati Karaer’in eserinde :“Üç güzele ördüreyim yalını” şeklinde yazılıdır.

Yedinci kıt’anın 2. mısrasında olan farklılıklar:S.Nüzher Ergun’ın eserinde:“Ağlar ile muhabbeti yok ise”

* Ahmet Refik, Osmanlı Devrinde Türkiye Madenleri (967-1200), Sh.37-39, Endurerun Kitapevi, İstanbul, 1989

Page 280: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

280

Cahit Öztelli’nin eserinde:“Ağyar ile muhabbeti yoğ ise”

M.Necati Karaer’in eserinde:“Ağyar ile muhabbeti yoğ ise” şeklindedir.

“Anadolu insanı Karacaoğlan’ı öylesine sevmiş, O’na öylesine saygı duymuş ve bağlanmış ki, her yöre halkı onu kendinden saymak ve göstermek çabası içinde bulunmuştur. Karacaoğlan’ın efsaneleştirilmiş olması, çelişkilerin, karanlıkların gerisine itilmiş olması bu çabalar sonucu oluşmuştur. Yüzyıllar boyu Karacaoğlan’ı -hem de kutsallaştırarak- artan bir sevgi ve saygıyla benimseyen ve belleğinde yaşatan Anadolu halkı sonunda Türk aydınını da etkilemiş ve yarım yüzyılı aşkın bir süredir Türk aydını da büyük ozanımızla ilgilenir olmuştur. Bu sürede Karacaoğlan üzerine türlü ve çok yazılar yazıldı, yorumlar yapıldı, yapıtlar yayınlandı. Ama bütün bunlar ozanın yaşamına ışık tuttu mu? O’nun doğum, ölüm ve yaşantısını daha da çelişkiler içine karanlıkların gerisine itmedi mi? Dahası var. Kasıtlı olmadığı kuşkuşuz olmakla beraber biribirini tutmayan halk rivayetlerine dayandırıldığından Karacaoğlan’a gadreden, bühtana bile varan yorumlar görülmedi mi ?..”* Denildiği gibi, bu konuda doğru veya yanlış pek çok yorum yapıla gelmiştir.

Prof. İlhan Başgöz’ün**, Karaca Oğlan’ın Tanrı, din ve dinin temel inançları ve kuralları hakkındaki yorumu şöyledir:

“...Deli Dumrul, Tanrı’yı nasıl bir Türkmen Kocası gibi alıyor, O’nunla senli benli konuşuyorsa, Karac’Oğlan da öyle. Benim güzel komşum, aksakallı Dedem der gibi, Güzel Allah ım diyor:

Önde sonda vereceksen yârimi Hemen ver hey Güzel Allah hemen ver.

Aslında Karac’Oğlan geleneğinde, Tanrı’ya öyle önemli bir yer ayrılmış değil. Tıpkı, Orhan Veli’nin Süleyman Efendisi gibi, ayakkabısı ayağını vurmadıkça, yani Karac’Oğlan’ın başı sevgilisi ile derde girmedikçe, Tanrı’nın adını anmıyor. Sadece sevgilisi ile arasına dikilen engelleri kaldırması için Tanrı’yı yardıma çağırıyor, ondan sonra unutuyor. Bu işte kendisine yardımcı olmadı mı, ona çıkışıyor nazlanıyor, baş kaldırıyor. Yalnız Tanrı kavramı değil, ahiret, cennet, cehennem, kutsal kitap gibi dinin temel inançları ve kuralları da, Karac’Oğlan şiirinde değişmez kalıplar ve katı prensipler olarak

* A.Saim Emirmahmutoğlu, Karacaoğlan Seleksiyonu üzerine Bir Öneri, Türk Folklor Araştırmaları, Sayı: Sh.8705, İstanbul.** Prof. İlhan Başgöz, Karac’Oğlan, Sh. 18-19. Cem Yayınevi, Baskı: Avla Ofset, İstanbul, 1984

Page 281: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

281

Ömer KAYA

değil, sevgili ile ilişkileri ölçüsünde (yumuşak inanışlar) olarak yer alırlar. Din, Karac’Oğlan’ın sevgilisi ile ilişkilerine yön vermez, bu ilişkiler dinin katılıklarını yumşatır, onları insan duyguları içine alır. Nerede kitap ve kalıplar müslümanlığı, Karac’Oğlan da, sevgili ile çatışsa, orada, din kuralları ya ince ince alaya alınır, ya da onlara açıktan kafa tutulur:

Şu dünyada sevdiğine sarılan Ahirette sual sorulmaz imiş

Güzel sevmek günah değil Dört kitapta yerin gördüm

İslâm dinini yastılar Beni yârimden kestiler

Karaca’Oğlan sevenleri ayıran bir dinin ancak, yasılmış, bozulmuş bir din olabileceği kanısında. Başka türlü din anlayışı bu şiirde yer tutmuyor..”

Daha önceleri, bu konuda yeterince örnek verildi. Yine aynı beyit ve mısraları buraya taşıyarak tekrar etmeye herhalde gerek yoktur. Yalnız, Karaca’Oğlan’ın kendi zamanında şikâyet ettiği bir konuyu asırların ötesine taşıması, üzerinde ayrıca durulması gereken bir mevzudur. Demek oluyor ki, kendi zamanında da, kendinden sonra da ortaya çıkan veya çıkacak olan isnatlara cevap olması bakımında aşağıdaki örnek fevkalede manidardır:

Karaca’oğlan der ki, ismim öğerlerAğı oldu yediğimiz şekerlerGüzel sever diye isnad ederler*

Benim Hak’tan özge sevdiğim mi var

Karacaoğlan’ın Hayat ve Ahlâk Görüşüne Dair:Bu konuda A.Saim Emirmahmudoğlu şahidi olduğu bir olayı şöyle

anlattı:**

“...Türkoğlu ilçesine bağlı Yeşilyöre köyünden halk şairi Kara Yusuf ’un Karaçoğlan’la ilgili hayat ve ahlâk görüşünü de burada belirteceğiz. İhtiyar halk şairi Kara Yusuf ile halk şiirleri araştırma ekibi başkanı arasında şu ilginç konuşma geçer:

“-Güzel şiirlerini, hayat öykülerini dinledik. Yusuf Ağa, o güzel yörük

* İsnad: Bühtan, üstüne alma, yükleme, karacılık, iftira.** Turizm (Kahramanmaraş Turizm Derneğinin Yayın Organıdır..), Sh. 3,Yıl: 1, Sayı: 2 Mayıs 1982. (Ayrıca sahibi ve yazı işleri müdürü olduğu Turizm Gazetesini de göstererek daha önceleri bu olayı dile getirdiğini söyledi.)

Page 282: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

282

gelinine söylediğin şiiri kaç yaşındayken söylemiştin? - Gençtim o zamanlar.- Yörük gelinine söylediğin şiirden sonra aranızda bir şeyler oldu mu?

İlişki kuruldu mu? Halk şairi Kara Yusuf ’un yüz hatları gerildi. Gözlerini halk şiirleri

aratırma ekibi başkanının üzerine dikti:- Ben Karacaoğlan soyundanım Bey. Biz halk şairleriyiz. Türkü söleriz,

şiir söyleriz ama harama uçkur çözmeyiz.-Yusuf Ağa, demek istiyorum ki.. Yani o Yörük gelininin tavrını...-Bey, halk şairi Hak âşığıdır. Biz Karacaoğlan soyundanız, onun izinden

gideriz. Harama uçkur çözmeyiz. Onun soyu bizim soyumuz, onun huyu bizim huyumuz Bey.”

Karacaoğlan’ın izinde olduğunu söyliyen: onun soyunu soy ve huyunu huy edinen halk şairi Kara Yusuf ’un konuşması ilginç değil mi? “

Galiba Âşıklar Aynı Görüşte Birleşiyor:Yine Kahramanmaraş’ın Türkoğlu İlçesi’ne bağlı Yeşilyöre Kasabasında

Aşık Mehmet* namında bir âşık vardır. Evine vardığımda, sohbet sırasında, Kara Yusuf ’a sorulduğu gibi bir soru sordum. Aşağıdaki dörtlükleri de örnek verecek şöyle dedim:

......................................... İrahan sümbülsün belli kokuşun Gülüp gülüp kaş altından bakışın Yüzbin lira değer bir tek öpüşün Kendi kuymatını sen bil Fadıma

Âşık Mehmet vur sazıyın teline Bülbül olsam bahçendeki gülüne Oniki muhtarlık almış diline Güzelsin nazardan çek dil fadıma

-Bak Âşık, bunun gibi nice geline, kıza deyişet söyledin, harama el attığın oldu mu? Dedim. 40-50 sene önce Kara Yusuf ’un dediği gibi cevap verdi. Âşık, mahçup bir eda ile şöyle dedi:

“-Aman Hocam, Estağfirullah, bu nasıl laf ? Sen dilimize bakma, söyleriz, ama o orada kalır. Biz Karacaoğlan soyundanız. Biz harama uçkur çözmeyiz. Allah zinanın her türlüsünden nefsimizi, neslimizi korusun ve bundan ötürü sual sormasın!”

BİR BENZERLİĞİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİKaracaoğlan’ın “Rakka’dan beriye gelen gaziler” mısraı ile başlıyan

* Âşık Mehmet (Mehmet Çomruk)’in baba adı Hüseyin, ana adı Elif, doğum yeri Yeşilyöre Köyü (kasaba olmuştur) doğum tarihi ise 1942’dir.

Page 283: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

283

Ömer KAYA

“gelirim” redifli şiiri, Kul Sadun’un bir Cerid Boyu* hakkında söylediği şiirini hatırlatmaktadır.

Aslında şâirlerin biribirlerinden esinlenmeleri olagelen bir hadisedir. Bu çağdaş şâirler arasında olduğu gibi, bazan çağları aşan bir etkinin de varlığı bilinegelmektedir. Olaya bu açıdan bakabildiğimiz gibi, bir önceki başlıkta sayılan “benzerlik” sebeplerinden bazılarını gözardı etmemek gerekir diyede düşünebiliriz.

Karacaoğlan’ın Şiiri:

Rakka’dan beriye gelen gazilerSual etmen bana nerden gelirimTutmuşum yükümü lâl ü güherdenŞâm-ı Şerif derler şardan gelirim

Dostun bahçesinin gonca gülüyümYitirdim aklımı şimdi deliyimYaz bahar ayında beşe seliyim**

Akar boz bulanık kardan gelirim

Karac’oğlan der ki arttı firakımKadir Mevlâm yakın eyle ırağımAğlama gözlerim Mevlâmız kerimMelilliğim vardır yârdan gelirim

Kul Sadun’un şiiri:

Rakka çöllerinden gelen gazilerRakka’nın da gonca gülü soldu mu?Yeniden bir haber duydum oradanCerid Bekir öldü derler öldü mü?

* Cerid Dulkadır eline mensup büyük bir boydur. Dulkadır eli XIV. Yüzyılda ortaya çıkmıştır. Bu el ilk önce Maraş-Elbistan bölgesinde yerleşmiş, sonra da komşu bölgelere yayılmıştır. Bu eli teşkil eden başlıca boylardan biri olan Silsüpür Cerid’i 1692 yılında diğer Türkmen oymakları ile birlikte Urfa’nın güneyindeki Rakka bölgesine zorla iskan edildi. Ceridler Beğdili boyuna komşu olarak Belih Çayı kıyılarında yerleştiler. Ceridler burada diğer Türk oymakları ile birlikte Arab oymaklarından Tayylar ve Anezeler’e karşı savaşmak zorunda kaldılar. Birçok savaşlar yapıldı. Bu savaşlarda, Cerid Bekir Türk oymaklarının en güvendiği kahraman idi.” (Türk Dünyası Tarih Dergisi Sh. 6-7-8, Sayı: 24, Aralık 1988 / Prof. Dr. Faruk Sümer, Ceridler,)** Beş’, Beşe ayları: Türkmen takviminde bahar ayları

Page 284: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

284

Cerid Bekir öldü ise kırıldı kilitYolumuza çöktü bir kara bulutGördülü Kerim’le Bayındır HalitKolu bağlı celladlara vardı mı?

Kul Sadun’um der ki bulamadık vefaHükmümüz geçerdi şol kaftan kafaUlaşlı Oğlu(da) Hacı Mustafa Alayları bölük bölük böldü mü? XXXCerid Irakka’dan göç edinceAçılsın Urum’a yolu Cerid’inSilsüpüroğlu Fettah Beğ ölünceKırıldı kanadı kolu Cerid’in

Yüz atlınız daim ileri gitsinSağına soluna çok dikkat etsinPiliçka vermeden menzile yetsinBozulmadan gitsin eli Cerid’in

Sineği pek çok Nizib’e varmayınPusu vardır Şarlağan’a konmayınMürseloğlu kız isterse vermeyinKoklatmayın kimseye gülü Cerid’in

Karacaoğlan :”Rakka’dan beriye gelen gaziler”Kul Sadun :”Rakka çöllerinden gelen gaziler”

Acaba adı geçen bu Rakka ve civarı savaş gazilerinin sürekli yol güzargâhı mı idi? Her iki şair aynı yüzyılın insanları ise aynı konuya değinmeleri gayet tabidir. Yok eğer aynı zamanda yaşamadılar ise, yukarıdaki sorunun cevabı olumlu olmalıdır. Gerçi, hangi açıdan bakılırsa bakılsın mısraların birbirlerine uygunluğu âşikârdır. Karacaoğlan:

Dostun bahçesinin gonca gülüyüm Yitirdim aklımı şimdi deliyim

Kul Sadun: Rakka’nın da gonca gülü soldu mu? Derken her iki şâirin bir gonca gülden söz ettikleri görülmektedir. Ama

bu gonca gül neticede solmuştur. Karacaoğlan “Yitirdim aklımı...” derken, Kul Sadun “...kırıldı kilit” diyerek solan gülün ıstırabını anlatırlar.

Page 285: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

285

Ömer KAYA

Karacaoğlan : “Yaz bahar ayında beşe seliyim” Kul Sadun :”Yolumuza çöktü bir kara bulut”

Derken bu acı olayın bir ilkbahar mevsiminde bukubulduğu anlatılır. Karacaoğlan:

“Karac’oğlan der ki arttı firakım Kadir Mevlâm yakın eyle ırağım”

Derken bir ayrılık acısından, bir hasretten dem vurmaktadır. Ama neticede yapılan duâ da gözler ve gönüllerin ümitle dolduğu ve aydınlandığı anlatılır.

Kul Sadun, Ceridler’in Rakka iskanında huzur bulamadıklarını, fırsat, buldukça Anadolu (Urum)’ya kaçtıklarını ve neticede bu zoraki iskandan kurtulduklarını anlatır.

Kul Sadun’um der ki bulamadık vefa Hükmümüz geçerdi şol kaftan kafa Cerid Irakka’dan göç edince Açılsın Urum’a yolu Cerid’in ..............................................

Evet, neticede Cerid’in ayrılık ve acısı bitmiş, hasretliği geride kalmış, duâ ve ümitleri ırağı yakın eylemiş, mutlu sona vasıl olunmuştur.

KARACA OĞLAN’IN YAYINLANMAMIŞ ŞİİRLERİ“Karaca Oğlan’ın Yaşadığı Yüzyıl”,”Karaca Oğlan Üzerine Yapılan

Yanlışlıklar” ve “Karaca Oğlan Seleksiyonu Üzerine Bir Öneri” başlıklı uzunca araştırma yazılarının sahibi A.Saim Emirmahmudoğlu, Karacaoğlan’ın Yayınlanmamış Şiirleri”* başlığı altında yine şu bilgil

“Karacaoğlan’ın şimdiye dek bilinmeyen bazı şiirleri tarafımızdan derlenmiştir. İlk kez gazetemizde yayınlanan bu şiirlerin Karacaoğlan’ın hayat hikâyesiyle ilgisi önemi var. Bunlar, Karacaoğlan’ın ölümünden ya da öldürülmesinden önce söylediği son koşmadan 24 saat kadar evvet söylediği taşlamalar oluyor. Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesine bağlı Harmancık Köyü muhtarı Ömer Küçük’ün köy odasında toplanan köylülerle sohbet sırasında, aynı köyden Bal Ali’nin oğlu Vakkas Yanaklar anlatmış ve ondan

* A.Saim Emirmahmudoğlu, Turizm (Kahramanmaraş Turizm Derneğinin yayın Organıdır. Işık Gazetesinin Kültür ve Folklor eki), Sh. 3, Yıl: 1, Sayı: 1, K.Maraş, Nisan 1982.

Page 286: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

286

derlenmiştir. Vakkas Yanaklar kendi kendine okuma yazma öğrenmiş, 65-70 yaşlarında bir köylü idi. Babasından, Dedesinden ve köy ihtiyarlarından dinlediğine göre, aşağıdaki taşlamaların öyküsü şöyledir:

Karacaoğlan omuzunda sazı diyar diyar dolaşıp aşıklamasını (düşte gördüğü maşıkasını) ararken eski Harmancık Köyünde bir evin duluğunda gergef işlerken görür. Köyün avare dört genci de evin çevresinde dolaşmakta ve uzaktan olsun kızı görmüş olmakla gönül eğlemektedirler. Biri kel, birinin gözü kör, biri üryan ve pejmürde giysili, öbürü de topal bu avare gençleri, Karacaoğlan hedef alarak şu taşlamaları söyler ve taşlamanın kendine olduğunu anlayan her genç tek tek sıvışır gider oradan.

1- Eşine de deli gönül eşine Değirmenler döner çeşmim yaşına Kel kerez’in harfenede işi ne*

Şahan döner arkasında turnanın

2- Aman şen olsun da düzler ovalar Katar katar olmuş gelir develer Dili bağlı kör kesten’i kovalar Şahan gezer arkasında turnanın**

3- Belâl’olur âşıkların vay başı Akıyor durmuyor gözümün yaşı Kulaksız kuyruksuz yarasa kuşu Şahan gezer arkasında turnanın

4- Karacaoğlan der lokmasın yiyemez Üç gün dursa bir çüt cevap diyemez Beş gün gitse bir saatlık gidemez Şahan gezer arkasında turnanın

KARACAOĞLAN’DAN BİR KOŞMA***

* Kel Kerez: Akbaba türünden leş yiyen kerkenez kuşunun mahalli adı.Harfene: Tanıdıklar arasında yapılan ve masrafı paylaşılan piknik anlamındadır. A.S.E** Kör kesten: Köstebekin mahalli ismi.*** Hoca lâkabıyla anılan Mustafa Yoğun’dan derlendi.Mustafa Yoğun, Türkoğlu İlçesi’nin Yeşilyöre Kasabası’na bağlı Çiçekli Mahallesi (Karauşağı Obası)’ndendir. Baba adı Mehmet (Sakallı), ana adı Elif, doğum tarihi ise 1934’tür. Bilhassa Yeşilyöre’li şâirler olmak üzere, ezbere pek çok şiir bilmektedir. Büyüklerden kalma cönklerden daha çocukken ezberlediği en eski şiirler Karaca Oğlan’a aittir. Bahsi geçen cönklerin akibeti hakkında birşey hatırlayamıyor. “Kimbilir

Page 287: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

287

Ömer KAYA

Silkinip kürkünen ata binenlerBu dünyaya sizden evvel gelen varCerbinen gücünen elin malınıEmanete gatmış gibi alan var

Hamza Pehlivan’ın ettiği gazaArşa çıktı şok Bilal’in avazıHakk’ın emrettiği vakit namazıCebraili imam edip gılan var

Anadan doğmadan dünyaya gelenBalığın karnında beş vaktin kılanHer bıyığı üç bin yıllık yol olanYedi cehennemi yudan yılan var

Gasya derler o yılanın adınaDoyulur mu bu dünyanın dadınaSultan Süleyman der onun adınaKaftan kafa hükmedip de ölen var

Oğlunun oğlunun oğlunu görenAtasın atasın atasın bilenKâbe Beytullah’a yüzünü sürenHalaka namazın orda kılan var

Karac’oğlan bilir dünyanın halinBeş vakit namaz da dinin imanınDünya gurumunda gelen gaviminKellesinin kemiğini bulan var

Karacaoğlan’dan Bir Bozlak:*

Ummuhanı

Sabahtan uğradım üçbeş güzele,İçinde birisi selviye benzer.

kim aldı da yitirdi” diyor. Ezbere okuduğu pek çok şiir arasından hiç duymadığım bu şiirin şimdiye kadar yayınlanmadığını sanarak buraya alıyorum (Ö.Kaya)* Mehmet Erkoçak, Osmaniye Yöresinde Ağıtlar ve Türküler, Sh. 101,102, Osmaniye Belediyesi Kültür Yayınları: 2, Osmaniye, 1998 “Osmaniye Bahçe köyünden Bekir Erkoçak’tan derlediğim, Karacaoğlan’a ait bu türkünün ilk defa yayınlandığını tahmin ediyorum. Ezgisi de Gâvurdağı Bozlağı olarak söylenmektedir. “(M.Erkoçak)

Page 288: Hazırlayan - marastaedebiyat.com

KARACA OĞLAN

288

Kimi reyhan, kimi nergiz, kimi gül,Umuhan’ı gözde sürmeye benzer,

Ayşe’yi dersen de Eşe’nin eşi,Uzun boyları da ufaktır yaşı.Irahma çarşının türlü kumaşı,Ummuhan’ı telle sırmaya benzer.

Beni yakıyor da birinin gözü,Küçüksün Fadime’m çekemen nazıElif ’in gölleri, ördeği kazı,Ummuhan’ı telli turnaya benzer.

Karacaoğlan der de yanmış tutuşmuş,Ağ goncalar birbirine karışmışHepisi bir boyda gelmiş yetişmişUmmuhan’ı dalda hurmaya benzer.

SONUÇ

“Karaca Oğlan’ın nereli olduğu, ne zaman doğduğu ve nerelerde yaşadığı hakkında araştırmalar devam ederken, tutulacak yollardan biri de ona izafe edilen şiirleri incelemektir.... Bir şairi anlamanın en iyi şekli, onun şiirlerini okumak, onlar üzerinde düşünmek, sohbet etmektir.”* denildiği gibi, zaten yazı dizisinin başındanberi, bundan başka birşey de yapılmadı. Tutulan yol, hep Karaca Oğlan’ı dinlemek oldu. O konuştu, biz dinledik: O’nu düşündük, O’nu konuştuk.

* Prof. Dr. Mehmet Kaplan (ın Emirmahmudoğlu’na gönderdiği mektuptan alındı. “A.Saim Emirmahmudoğlu, Turizm, Yıl: 11 Şubat 1983, K.Maraş Folklor Derneğinin Aylık Yayın Organı”)