Upload
suleymanevsen
View
245
Download
6
Embed Size (px)
Citation preview
1
ĠÇĠNDEKĠLER
GiriĢ
Kavramlar
Kadastro
TaĢınmaz mal
Mülkiyet (Ġyelik)
Tapu
Tapulama
Tahrir
Parsel
Ada
Kadastronun Amaçları ve Yararları
Kadastro Tarihi ve iĢlevindeki değiĢmelere göre türleri
Ġlkçağlarda Kadastro
Avrupa Kadastro
Ülkemizde Kadastro
Osmanlı Ġmparatorluğu Döneminde Kadastro ÇalıĢmaları
Cumhuriyet Döneminde Kadastro ÇalıĢmaları
Kadastro iĢlevindeki DeğiĢmelere Göre Türleri
Vergi Kadastrosu(Mali Kadastro)
Mülkiyet (Ġyelik)Kadastro
Ekonomik Kadastro
Çok Amaçlı Kadastro
Mulkiyet
Mülkiyet Türleri
Özel Mülkiyet
Eski Yunan‘da Toprak Mülkiyeti
Roma‘da Toprak Mülkiyeti
Fransız Devriminde Toprak Mülkiyeti
Özel Mülkiyet Üzerinde Bazı DüĢünürlerin GörünüĢleri
Günümüzde Özel Mülkiyet AnlayıĢı
Toplumsal Mülkiyet
Özel mülkiyet GörünüĢünü EleĢtirenler
Toplumcu Mülkiyet GörünüĢünü Benimseyenler
Ġlkel,Komunal Toplumlarda Mülkiyet
Köleci Toplumlarda Mülkiyet
Feodal Toplumlarda Mülkiyet
Kapitalist Toplumlarda Mülkiyet
Sosyalist Toplumlarda Mülkiyet
Din Kurallarında Toprak Mülkiyeti
Hristiyanlıkta Mülkiyet
Müslümanlıkta Mülkiyet
Türklerde Toprak Mülkiyeti
Has Topraklar
Ġkta Topraklar
Harici Topraklar
Osmanlı Ġmparatorluğunda Toprak Mülkiyeti
Miri Topraklar
Mülk Topraklar
Vakıf Topraklar
2
Araz-i Kanunname-i Humayunu
Araz-i Miriye (Mülk Topraklar)
Araz-i Mevkufe (Vakıf Topraklar)
Araz-i Miriye (Kamusal Topraklar)
Araz-i Miriye (Ölü Topraklar)
Araz-i Miriye (Mülk Topraklar)
T.C Anayasalarında Toprak Mülkiyeti
Kadastro Mülkiyet ĠliĢkisi
Tapu Sicili
Ülkemizde Tapu Sicilinin GeliĢimi
Tapu Sicili
Tapu Kütüğü
Kat Mülkiyeti Kütüğü
Yevmiye Defteri
Resmi Belgeler
Yardımcı Siciller
Mallar Sicili
Aziller Sicili
Düzeltme Sicili
Kamu Orta Malları Sicili
Tapu Sicilinin Ġlkeleri
Tescil Ġlkesi
Açıklık Ġlkesi
Devletin Sorumluluğu
Güven Ġlkesi
Nedensellik Ġlkesi
Kadastro Tapu Sicili ĠlĢkisi
TKGM
HızlandırılmıĢ Kadastro Projesi
Tescile Yönelik Hizmetlerin Kapsamı
ArĢiv Hizmetleri
Diğer Kamu KuruluĢlarına Yönelik Hizmetler
Türkiyedeki Tapu Hizmetleri
Tapu Sicil Müdürlüklerinin Bölgelerine Göre Dağılımı ve Ġstatistik Bilgiler
YurtdıĢındaki Tapu Hizmetleri
Kadastro Hizmetlerinin Kapsamı
Kadastro Hizmetlerinin Kapsamı
Kadastro ile GerçekleĢtirilen Hizmetler
Türkiye‘deki Kadastro Hizmetleri
Türkiye‘deki Kadastro Ġstatistikleri
Yurt DıĢında Kadastro Hizmetleri
3402 Sayılı Kadastro Kanununa Göre Türkiye‘de Kadastro ÇalıĢmaları
Ġlk ĠĢlemler
Teknik ĠĢler
Ölçek ve Ölçüm Yönteminin Saptanması
Pafta Bölünmesi
Topoğrafik Haritaların Kadastral Alıma Hazırlanması
Alan Hesapları
Yasal ĠĢler (Tespit Sınırlandırma)
Hazırlık ÇalıĢmaları
Kadastro Ekiplerinin Kurulması
Kadastro Komisyonlarının Kurulması
3
Kadastro ÇalıĢma Alanlarının Sınırlandırılması
Tapu,Vergi Kaydı,Harita ve Diğer Belgelerin Çıkarılması
Parselleri Sınırlandırılacak Mevkii ya da Ada Ġlanı
Teknik ĠĢlemler(Parsel Sınırlandırma Krokisi)
Yasal ĠĢler
ÇekiĢmesiz (Davasız) Parsellerin sınırlandırılması ve Mülkiyet
Tutanaklarının Hazırlanması
Tapuya Kayıtlı TaĢınmaz Mallar
Kamu Malları
Devletin Hüküm ve Tasarrufu Altındaki Araziler
Ġhya Edilen TaĢınmaz Mallar
Toplu Yapılar
ÇekiĢmeli (Davalı) Parsellerin Tespiti
Kroki,Tutanak ve Ölçümlerin Kontrolü
Kadastro Tespitine Ġtiraz
Kadastro Harçlarının Belirlenmesi
Kadastro Komisyonlarının Görevleri
Askı Ġlanı
Kadastro Mahkemesinin Görevleri ve Tutanakların KesinleĢmesi
Son ĠĢlemler
Tapuya Tescil
Eski Tapu Kayıtlarının Kapatılması
Çaplı Tasarruf Belgelerinin Ġlgililerine Dağıtımı
Devir ve Teslim
Kadastro Hataların Düzeltilmesi
Kadastronun YaĢatılması
Kadastronun GüncelleĢtirilmesi
Geometrik ġekil DeğiĢikliği
Kullanma Türü(cins) DeğiĢikliği
Tasarruf DeğiĢikliği
Kadastronun Yenilenmesi
Teknik Altyapı Kadastrosu
Afet Kadastrosu
Kadastro Bilgi Sistemi
Harita Tapu ve Kadastro Hizmetleri Sorunları
Elli Soruda Kadastro
Sorularla Kadastro Bilgisi
Cumhuriyetten günümüze kadastro ile ilgili kanunlar
Sözlük
Kaynaklar
4
GĠRĠġ
Toplumsal yaĢamın baĢından bu yana toprak, kiĢisel ve toplumsal zenginliğin baĢlıca kaynağı
olmuĢtur. Toprak sorunu, insanın doğuĢu ile baĢlamıĢ ve insan nüfusunun artması ile
büyümüĢtür.Üretilemeyen, miktan artırılamayan, hatta erozyon gibi doğal olaylarla
azalabilen toprak üzeıinde en önemli baĢkı unsurunu nüfus artıĢı oluĢturmaktadır. Sanayi
toplumu ile birlikte karĢılık olarak ta gösterilmeye baĢlanması, alanının sabit kalmasına karĢın
üzerinde daha çok insanın yaĢama zorunluluğu toprağı pahalı, edinilmesi güç, baskı unsuru
olarak kullanılan bir mal yapmıĢtır.
Toplumsal geliĢmeye bağlı olarak oluĢan ihtiyaç ve amaçlar sonucu toprağın mülkiyeti ve
sınırlarının belirlenmesi önem kazanmıĢtır. Bu da beraberinde kadastroyu doğurmuĢtur.
Kadastro Bilgisi; taĢınmaz mallar(gayrimekuller) ve bunlarla ilgili hakların
tanınmasından,bunların hukuki niteliklerin belirlenerek jeodezik ve fotogrametrik yöntemlerle
ölçülüp Tapu Kütüğü‘ne tescil edilmesi iĢlemleri ile tapu ve kadastro ile ilgili teĢkilatın ve
görevlerinin tanıtılmasıdan,Tapu ve Kadastro iĢlemlerinin çıktılarından nerlerde ve nasıl
yararlanıldığı konularından bahseder.
Buna göre;kadastronun ve çeĢitleri,mülkiyetin tarihsel geliĢimi ve Türk devletlerinde
taĢınmaz mal mülkiyeti,Tapu Sicili ve kadastro iliĢkileri,miras hukuku,kadastro
teĢkilatları,mevzuat ve tekniğe göre uygulanan Ģekliyle Türkiye kadastrosu,kadastronun
yenilenmesi,Kadastro çeĢitleri ve birden çok amaç için yapılan kadastro,koordinatlarla
kadastro,otomasyon ve kadastroya uygulanması,kadastrodan yararlanma gibi konular
KADASTRO BİLGİSİ‟nin ana kapsamını oluĢturur.
Kadastro Bilgisi;ölçme bilgisi ve fotogrametri baĢta olmak üzere,hukuk
bilgisi,kartografya,dengeleme ve otomasyon konularıyla girdi olarak;arazi toplulaĢtırması ve
düzenlemesi,imar uygulamaı,mühendislik projelerinin hazırlanması gibi iĢlerle de çıktılarıyla
iliĢki kurar.
5
KAVRAMLAR
Kadastro
Kadastro kelimesi Latince'de caput (bir arazi vergi birimi) caputetestio (nüfus başına düşen
vergi), registrum (tescil, kayıt) kelimelerinin birleĢiminden oluĢan caputastrum kelimesinden
türetilmiĢtir.Kadastro kelimesinin türetildiği kelimelerden de anlaĢılacağı gibi kadastronun
temelinde vergi amaçlı kayıt söz konusu olmuĢtur.
Türkçe sözlük kadastroyu "Bir ülkedeki her çeşit arazi ve mülklerin yerinin, alanının,
sınırlarının ve değerlerinin devlet eliyle belirtenip plana bağlanması işi " olarak
tammlamıĢtır.
23.11.1934 tarih, 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanununun 1.maddesinde kadastro
"Taşınmazı malların hukuki ve geometrik durumlarını tespit eder ve gösterir. " Ģeklinde
tanımlanmıĢtır. 1987 tarih, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 1. maddesi "Memleketin
kadastral topoğrafık haritasına dayalı olarak taşınma: malların sınırtarıni arazi ve harita
üzerinde . belirterek hukuki durıımlarını tespit etmek ve bu suretle Türk Medeni Karııırıunun
öngördüğü tapu sicilini kurmak" kadastronun amacını hükme bağlamıĢtır.
Hem Türkçe sözlük hem de 2613 ve 3402 sayılı Kanunlar incelendiğinde ülkemizde,
taĢınmaz malların geometrik ve hukuki tespiti, elde edilen verilerin harita üzerinde
gösterimi ile Türk Medeni Kanununun öngördüğü Ģekilde tapu siciline tescili Ģeklinde tespit,
gösterim ve tescil üçgeninden oluĢan bir kadastro anlayıĢı ile karĢı karĢıya kalırız.
Uluslararası Kadastrocular Birliği (OICRF) kadastroyu "Aynı türden nesnelerin siciller ya da
grafikler biçiminde bir araya toplanmasrnın ifadesidir ki, genellikle taĢınmaz mal kadastrosu,
vergi kadastrosıı gibi terim bağlantıları i1e kullanılır. " Ģeklinde tanımlamıĢtır.TaĢınnıaz mal
kadastrosu da Uluslar arası Jeodeziciler Birliği (FIG) tarafından "kadastro teĢkilatı tarafından
yürütülen kütüklerden ve büyük ölçekli haritalardan oluĢan,idari birimlere göre bölümlenmiĢ,
olarak bütün taĢınmaz malları; hukukun, kamu yönetiminin, ekonominin ve istatistiğin ihtiyaç
duyduğu biçimde gösteren ve tanımlayan bir kamu hizmetidir. " olarak belirlenmiĢtir.
Kadastroya uluslararası yaklaĢım ülkemizdekinin aksine çok yönlüdür.Öncelikle OICRF'nin
yaklaĢımında kadastro yalnızca taĢınmaz mallar kadastrosu olarak görülmemiĢtir. Bu tanıma
göre gemi, uçak gibi aynı türden nesnelerin bir arâya gelmesi de bir kadastro oluĢturabilir.
Örneğin gemi kadastrosu, uçak kadastrosu gibi.FIG ise taĢınmaz mallar kadastrosunu
yürütülmesi açısından bir elde toplayıp hizmet alanını geniĢleterek ele almıĢtır.
Tüm bu tanımlar göz önünde bulundurulup çağdaĢ boyutu ile düĢünüldüğünde kadastro,
toprak-insan iliĢkilerini modellendiren, toprakla ilgili her türlü plan, proje ve hizmetlere altlık
oluĢturan bir bilgi sistemidir Ģeklinde tanımlanabilir.
6
TaĢınmaz mal
Türkçe sözlük taĢınmazı tanımlarken "Ev, tarla gibi taĢınamayan (mülk), gayrimenkul "
ifadesini kullannııĢtır (TDK)
Medeni Kanunun 632. maddesi taĢınmaz mal olarak
1. Arazi,
2. Tapu sicilinde müstakil ve daimi olmak üzere ayrıca kaydedilen haklar (Kaynak ve üst
hakkı),
3. Madenler,
4. Kat Mülkiyeti Kaıiununa göre bir binanın bağımsız bölümü tanımlanmıĢtır.
Konusunu bir taĢiıımaz malın (ev, tarla vb.) oluĢturduğu mülkiyet taĢınmaz mal mülkiyetidir.
Medeni Kanunun 632. maddesinde "Taşınmaz ma1 mülkiyetinin konusu, yerinde sabit olan
ve bir yerden bir yere taşınması mümkün olmayan şeylerdir. " hükmü ile taĢınmaz. mal
mülkiyetinin konusu olabilecek Ģeylere açıklık getirilmiĢtir.
Mülkiyet (Ġyelik)
Mülkiyet (iyelik) kavramı, Arapça mülk sözcüğünden türemiĢtir.Mülk, bir hüküınle bir Ģeyin
edinilmesi ve kullanılması olarak tanımlanmakta, büyüklük, göz alıcı olma hali, saltanat
anlamları taĢımaktadır.Mülk, malik (iye) kavramları bu kökten gelmekte ve bu kökten türeyen
bütün terimlerde güç,kuvvet, iktidar anlamlarının bulunduğu görülmektedir.
Türkçe sözlük iyeliği, "Kendisinin olan bir Ģeyi yasa çerçevesi içirıde isiediği gibi
kullanabilme hakkını taĢıma durumu, sahiplik, mülkiyet " olarak tanımlamaktadır.
20.10.1982 gün ve 2709 sayılı Anayasamızda (Madde 35) 9.7.1961 gün ve 334 sayılı
Anayasamızdaki iyelik ile ilgili hüküm (Madde 36) aynen korunarak yer almıĢtır: "Herkes
mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacı ile ve kanunla
sıınrlanabilir. Mülkiyet hakkınn kullanılması toplum yararına aykırı olamaz. " Böylece
Anayasamızda iyeliğin bir hak olduğu, buna ancak kamu yararı amacı ile sınırlama
getirilebileceği ve toplum yaranna aykın kullanılamayacağı hükme bağlanmıĢtır.
Tapu
TaĢınmaz malın kime ya da kimlere ait olduğunu gösteren, Devlet tarafından verilen belgedir.
TaĢınmaz mal mülkiyetinin kazanılabilmesi için tapuya tescil Ģarttır. Tapu, bir taĢınmaz
üzerindeki mülkiyet hakkının resmi belgesidir.
Tapulama
3402 sayılı Kadastro Kanununa göre taĢınmazlar ve bunlarla ilgili hakları (ipotek, Ģufa,
irtifak, vb) tapu kütüğüne geçirme iĢlemi olarak ifade edilebilen tapulama, 1950'li yıllardan
1987 yılına kadar köy ve bucakların kadastro iĢlemine verilen ad olarak kullanılıyordu.
Tahrir
7
TaĢınmaz malların köy ya da mahalle itibarı ile yetkili kurullar tarafından cinsi, sınırları,
miktarı, edinme nedeni, sahip ya da sahipleri, vergi genel ve özel numaralan belirlenerek
resmi bir deftere yazılmasıdır.2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri yasasına göre tahrir
plansız,ölçüsüz bir kadastro niteliğindedir.
Parsel
Kadastro da kayıt birimidir.
Parsel,kendi içinde kapanan bir sınırla çevrili yeryüzü parçasıdır.Ancak,yeryüzü parçalarını
doğal olarak ayıran bir sınır yoktur.Belirli bir yeryüzü parçasını(parseli)diğer parçalardan
ayıran sınır,relatif(izafi,göreli)bir ölçü ya da bir tesistir.
Ancak insan eli ile yapılacak iĢaret ya da tesisler ile birparsel diğer parsellerden
ayırabilir.Sınırlar arazide çit,tahta perde,duvar,tel örgü,dikenli tel,demir parmaklık vb.
tesislerle belirli hale getirilebileceği gibi,özellikle kırsal alanlarda,tonç,hendek,ark,çalı gibi
zeminle aynı yapıdaki malzeme ya da bitkilerle de belirli bir hale getirilebilir.
Sınırlandırma,arazide hiçbir tesis yapmadan,teknik bir yolla da gerçekleĢtirilebilir;yani plan
ve haritalarla parseller sınırlandırılabilir.Kadastronun temel amacı da bu olmaktadır.Türk
Medeni Kanunun temel amacı da bu olmaktadır.Türk Medeni kanunu‘nun(MK)645.maddesi
de bu ilkeyi benimsemiĢ ve böylece kadastroya önemli bir görev yüklenmiĢtir.
― MK 645- TaĢınmaz malın sınırı,planla ve arazi üzerine konulan iĢaretlerle
belirlenir.Plandaki sınırla arazi üzerindeki sınır birbirini tutmazsa asıl olan plandaki sınırdır.‖
Ġnsanlar tarafından tesis edilmiĢ sınırlar parsel sınırı olabileceği gibi kara
yolu,demiryolu,akarsu,göl,deniz kenarı da parsel sınırı olabilir.
Bir parsel,aynı hukuki statüye bağlı toprak parçasıdır.Bir parselin büyüklüğü ve biçimi
konusunda herhangi bir sınırlama düĢünülemez.Bir parsel,10 metrekare büyüklüğünde
olabileceği gibi 10 000 hektar büyüklüğünde de olabilir.
Parsel maliki bir tek kiĢi olabileceği gibi,bir parsel birden çok kiĢinin ya da tüzel kiĢiliğin
farklı paylar altında mülkiyetinde de bulunabilir.
Ada
Ada (kadastro adası olarak da anılır.),çevresi dere,deniz göl,dağ vb. doğal sınırlarla ya da
karayolu,demiryolu,cadde,meydan gibi yapay tesislerle çevrili parseller topluluğudur.Bu
Ģartlar altında bazen bir tek parsel bir ada da olabilir.
Türkiye‘de ada-parsel sistemi,sadece il ve ilçelerin belediye sınırları içide kadastro
çalıĢmalarında uygulanmaktadır.
8
KADASTRONUN AMAÇ VE YARARLARI
Kadastro, bugün çağdaĢ anlamı ile çok amaçlı olarak çeĢitli ihtiyaçları karĢılayan bir kamu
hizmetidir. Günümüzde kadastro hizmeti; sınır belirlenmesi, hukuk , tarım , Ģehircilik,
mühendislik, istatistik, ekonomi ve toprağı ilgilendiren her türlü etüt-tasarım iĢlemlerine yanıt
veren bir altlık niteliğindedir (ġekil 1).
ġekil 1'deki kadastrodan yararlanılan alanlar incelendiğinde çağdaĢ boyutu ile kadastronun
yalnızca
➧ Kimin,
➧ Nerede,
➧ Ne kadar,
➧ Hangi nitelikte
taĢınmaz malı olduğunu göstermekle kalmayıp bunun yanı sıra her türlü hizmete altlık teĢkil
edecek verilere sahip olması gerektiğini de görebiliriz (Örneğin; toprak ve zemin özellikleri,
bitki cinsleri; arâzi m² birim fıyatlan vb.).
Kadastronun uygulama alanları incelendiğinde
➣ Ölçme,
➣ Hukuk,
➣ Ekonomi,
➣ Kırsal ve kentsel alan düzenlemeleri ve
➣ Ġstatistik
konularını içeren özel hukuk ve kamu hukuku konularının büyük yer tuttuğu görülmektedir.
Tüm bu konular; kamulaĢtırma, kırsal ve kentsel alan düzenlemeleri, taĢınmaz değerlemesi,
yapı denetimi vb.den oluĢan toprak düzenlemesi ve yönetiminin (Kamu ölçmeleri) temelini
oluĢturmaktadır. Bu nedenle kadastro, toprak düzenlemesi ve yönetiminin en önemli
kollarından biridir.
Tapulama-Kadastro arasındaki iliĢki
15.03.1950 gün ve 5602 sayılı Kanun ile Türkiye‘de kadastro çalıĢmaları,sadece Ģekil
bakımından olmak üzere ikiye ayrılmıĢtır.Ġl ve ilçelerin belediye sınırları içindeki
taĢınmazların hukuki ve geometrik durumlarının tesbit edilmesi ve gösterilmesi,Ģehir
kadastrosu ya da sadece kadastro;köy ve bucak sınırları içindeki taĢınmazların hukuki ve
geometrik durumlarının tesbit edilmesi ve gösterilmesi iĢleri de tapulama olarak
adlandırılmıĢtır.
9
Kadastro ile tapulama arasında,temel hedefleri bakımından,hiçbir fark yoktur.Her iki
çalıĢmada da taĢınmaz malların hukuki ve geometrik durumları tesbit edilmekte,elde edilen
bilgiler plan ve kütüklerde gösterilmektedir.
Tapulama,mülkiyet belirleme ve bu konudaki itirazları inceleme bakımından,daha süratli bir
çalıĢma düzenine sahip olarak kurulmuĢtur.Harita üretiminde büyük ölçüde fotogrametri
yöntemi kullanılmıĢtır.YerleĢme alanları dıĢında 1:5000 ya da 1:2500 ölçekleri
kullanılmıĢtır.Kadastro çalıĢmaları ise,genellikle yerleĢilmiĢ alanlarda yürültüğünden,yersel
alım yöntemleri kullanılmıĢ ve harita ölçeği olarak 1:250,1:500,1:1000 ve 1:2000 ölçekleri
seçilmiĢtir.
KADASTRODAN YARARLANILAN ALANLAR
• TARIMSAL FAALĠYETLER
– TTR
– AT
– ÜRETĠM PLANLAMASI
– ARAZĠ DÜZENLEMESĠ
– ÜRETĠM PLANLAMASI
– REKOLTE TAHMĠNĠ
• ġEHĠRCĠLĠK
– ĠMAR UYGULAMALARI
– GECEKONDU ÖNLENMESĠ
– BÖLGE PLANLAMASI
– ALTYAPI TESĠSLERĠ YAPIMI
• HUKUK ĠġLERĠ
– VERGĠLENDĠRME
– SINIRDAġ ANLAġMAZLIKLARININ ÇÖZÜMÜ
– ALIM-SATM VB. ĠġLEMLER
• ĠSTATĠSTĠK
– TAġINMAZ MAL ĠSTATĠSTĠKLERĠ
• MÜHENDĠSLĠK
– PROJELERĠN HAZIRLANMASI
• SINIRLARIN BELRLENMESĠ
– ÖZEL MÜLKĠYET SINIRLARI
– HAZĠNE ARAZĠSĠ SINIRLARI
– VAKIF ARAZĠLERĠNĠN SINIRLARI
– DEVLETE AĠT ORMANLARIN SINIRLARI
– MERA, YAYLAK VE KIġLAK SINIRLARI
– KÖY ORTA MALLARI, BELEDĠYE MALLARI SINIRLARI
– AFET SONRASI SINIRLARI
10
KADASTRO TARĠHĠ VE ĠġLEVĠNDEKĠ DEĞĠġMELERE GÖRE TÜRLERĠ
Kadastro Tarihi Kadastro, baĢlangıçta toplumların ortak giderlerini karĢılamak amacıyla
zamanın önemli üretim kaynağı olan tarım topraklarından adil ve düzenli bir biçimde vergi
alınabilmesi için düzenlenmiĢ bir kamu hizmetidir. Zamanla, taĢınmaz mallara iliĢkin
mülkiyet ve sınır anlaĢmazlıklarının çözümünde de kullanılabilecek güvenilir bir araç olduğu
tespit edilmiĢ ve bu özelliğinden yararlanılmıĢtır. Giderek kadastronun gücü ve yararı artmıĢ
ve bugün artık, araziye yönelik her tür araĢtırma, planlama ve projelendirme çalıĢmalarında
temel altlık ve hazırlanan. plan ve projelerin araziye uygulanmasında vazgeçilmez bir araç
özelliği kazanmıĢtır
ĠLKÇAĞLARDA KADASTRO Kadastro iĢlemlerinin yapıldığını gösteren en eski belge MÖ 5000 yılına ait olduğu tahmin
edilen Mısırlıların kerpiç tabletler üzerine çizdikleri tabletlerdir. Eski Mısır'da toprakların
yüzölçümüne ve net gelire dayalı toprak vergisinin de alındığı bilinmektedir.Önceleri vergi
toplamak amacıyla yapılan kadastrodan daha sonraları Nil nehrinin taĢması sonucu ortaya
çıkan sınır sorunlarının giderilmesinde de yararlanılmıĢtır. Tabletlere, Nil kıyısında bulunan
tarım alanlarının parsel sınırları iĢaretlenmiĢ ve bunlardan taĢkın sonrasında sınırların tekrar
eski sahiplerine gösterilmesi ve anlaĢmazlıkların giderilmesinde yararlanılmıĢtır.
Arabistan çölünde bulunan ve MÖ 4000 yılına ait tuğladan bir planda yükseklikleri ve alanları
ile belirli bir arazinin payları gösterilmiĢtir.
Eski Yunanistan'da mal sahiplerinin bildirimine ve nüfus sayımına dayanan bir kadastro
olduğu; Roma Ġmparatorluğıı zamanında haritacıların bütian Yunanistan arazisini ölçtükleri
ve parselleri gösteren haritaların mermer ya da bronz tabletler üzerine çizildiği bazı tarihçiler
tarafından belirtilmektedir.Romalılarda toprakların vergilendirilmesi amacıyla bütün toprak
sahipleri, taĢınmaz malların duıumunu ve değerlerini bildirmekle yükümlü kılınmıĢtır. Bu
bildirimlere dayanılarak toprakların yüzölçüınünü, cinsini ve gelirlerini ğösterir kütükler
düzenlenmiĢtir.
(TaĢınmaz mallar ilk olarak bir kadastro yoluyla Sümerler ‗de güvence alınmıĢtır.)
AVRUPA'DA KADASTRO Kadastronun Avrupa'ya giriĢi, toprak kayıtlarının yazımı ile 1085 yılında Ġngiltere'de
baĢlamıĢtır. 10 Aralık 1656'da Almanya'da Wilhelm von Hessen Prensliği'ne ait bir
yönetmelikle ilk defa "kataster" terimi kullanılmıĢtır.1688 yılında ilk resmi ölçme iĢlemleri
Dortmund Ģehri çevresinde baĢlamıĢtır.XVIII. yüzyılın baĢından itibaren ölçmeler geniĢ
çevrede uygulanıp sonuçlar kütük ve plan Ģeklinde düzenlenmiĢtir. Bu çalıĢmalann
amacı, olabildiğince, toprak vergi ve harçlannın adil ve düzenli dağılımını gerçekleĢtirmektir.
Dortmund kentinde 1826-1833 yıllan arasında ülke nirengi ağına dayalı kadastro çalıĢmaları
yapılmıĢ ve hazırlanan planlar arazi vergi haritalannın altlığını oluĢturmuĢtur. Almanya'da
kadastro, 1872 yılında Prusya tapu sicil yönetmeliği ile vergi kadastrosundan mülkiyet
kadastrosuna dönüĢmüĢ, ancak kadastro kuruluĢlan toprak vergi ve harçlannın adil ve düzenli
dağılımını amaçlayan geniĢ kapsamlı vergilendirme ödevlerini de yerine getirmiĢlerdir.
Ġsviçre'de ise, 1800 yıllarında ülke nirengi ağına dayalı, hukuki ağırlıklı ilk kadastro iĢlemleri
11
bitirilmiĢtir.Fransa'da Napolyon Kadastrosu adıyla anılan, ölçüye ve plana dayalı ilk kadastro
çalıĢmaları 1808 yılında baĢlayıp 1850'de tamamlanmıĢtır. Toprağa verilen verim derecesi ve
toprak sınıfının belirlenerek parsellerin her birinin sınıflandırılması, tarımın türüne göre bir
hektarlık alana düĢen kira ve alım satım değerini gösteren listelerin hazırlanması ve bunlara
bağlı olarak kira sözleĢmelerinin uygunluğunun kontrolü, her parselin yüzölçümüne göre
kadastro gelirini belirlemek gibi tamamen mali amaçlı olan bu kadastro 1861'den soııra yerini
tapu kütüğüne dayalı mülkiyet kadastrosuna bırakmıĢtır.1650'li yıllarda baĢlayan Avrupa
kadastrosu değiĢik amaçlar için birkaç kez tamamen bitirilmiĢ ve bugün bilgi sistemlerine
altlık eden çağdaĢ çok amaçlı kadastro Ģeklini almıĢtır.
ÜLKEMĠZDE KADASTRO Ülkemizde kadastro çalıĢmalarını,
1. Osmanlı Ġııiparatorluğu döneminde kadastro çalıĢmaları ve
2. Cumhuriyet döneminde kadastro çalıĢmaları olmak üzere iki bölümde
inceleyebiliriz.
1.OSMANLI ĠMPARATORLUĞU DÖNEMĠNDE KADASTRO ÇALIġMALARI
Osman Gazi zamanında ilk tapu kayıtları tutulduğu sanılmaktadır. Bu tapu kayıtları ile ilgili
hiçbir belgeye rastlanamamıĢtır. "Defter-i Köhne" (Eskimiş Defter) adıyla kayıtlarda
rastlanan atıfların bu belgeler için yapıldığı sanılmaktadır.
1535 yılından 1847'e kadar devam eden tapu tâhriri (yazımı) kayıtları tutulmuĢtur.Tapu ve
Kadastro Genel Müdürlüğü arĢivinde tamamı 2322 cilt halinde bulunan bu kayıtlar "Kuyûd-
u Kadîme" (Eski Kayıtlar) adıyla anılmaktadır. Köy sınırları ya da mera, yaylak ve kıĢlak
yerlerinde oraya çıkan anlaĢmazlıklarda günümüzde de bu kayıtlardan yararlanılmaktadır.
1847 yılından sonra tapu belgeleri "Defterhane" (Tapu Ġdaresi) tarafından verilmeye
baĢlanmıĢtır. 1871'de çıkarılan bir buyruk ile köylerde "Yoklama" adı altında tapu tahrirleri
(yazımları) yapılmıĢ ve bu iĢlem 1909 yılına kadar devam etmiĢtir.Bu tarihten sonra tapu
senetleri bölgelerinde düzenlenmiĢtir.
5 ġubat 1912'de ilk kadastro kanunu olarak kabul edilebilecek, ülkedeki tüm taĢınmazların
yazımını öngören "Emval-i (Mallar) Gayrimenkulenin Tahdit (Sınırlama) ve Tahrirî
Hakkında Kanun-u Muvakkat" çıkarıldı. Ancak Birinci Dünya SavaĢı nedeniyle ara verilen
bu çalıĢmalar yalnız Konya'nın Çumra ilçesinde kısmen uygulanabilmiĢtir.
1915 yılında Ġstanbul'da; Galata, Karaköy ve Büyükada'da kadastro iĢlemlerine baĢlanmıĢ,
Büyükada'da mevzii nirengi tesis edilmiĢtir. Bu çalıĢmalarda KurtuluĢ SavaĢı'ııın bitimine
kadar durdurulmuĢtur.
Yukarıdaki açıklamalar ıĢığında, Osmanlı Ġmparatorluğu döneminde, kadastro diye
adlandırılabilecek çalıĢmalarda;
✍ Dönemin koĢullarına göre devletin ihtiyacı olan vergiyi alabilmek ve
✍ Devlet arazisine sahip çıkmak için arazi kayıtlarını tutmak
ilkelerinin esas alındığı görülmektedir.
2. CUMHURĠYET DÖNEMĠNDE KADASTRO ÇALIġMALARI
12
2 Mayıs 1925 yılında "Kadastro TeĢkilatı Tesisi Hakkında Kanun" kabul edilip kadastro
resmen baĢlatılmıĢ oldu. Bu Kanun yerine 29.5.1936 tarihinde 2997 sayılı "Tapu ve
Kadastro Umûm Müdürlüğü TeĢkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanun" yürürlüğe
girmiĢtir.
10 Nisan 1924 tarih ve 474 sayılı "Artvin, Ardahan, Kars Vilayetleri ile Kulp, Iğdır Kazaları
ve Hopa Kazasının KemalpaĢa Nahiyesi'ndeki Araziler Hakkında Tasarrufa Ait Kanun"
uyarınca Cumhuriyet döneminde ilk kadastro çalıĢmaları Artvin, Ardahan ve Kars
illerinde baĢlatılmıĢtır.O günün ihtiyaçlarına göre, taĢınmazların mülkiyetlerinia belirlenip
gelir ve değerlerinin tahmin ve tayin edilip ölçülerek plana bağlandığı bu kadastro
çalıĢmalarına ait belgelerin birer örneği TKGM arĢivine geçmediği için günümüzde
kadastro yerine kullanılmamakta, sadece anlaĢmazlıkların çözümünde mahkemelere
belge olarak sunulmaktadır.
Tüm Türkiye sınırları içinde tam bir kadastro uygulaması gerçekleĢtirmek amacıyla 22.4.1925
tarih ve 658 sayılı Kadastro Kanunu çıkarılmıĢtır. Bu Kanunda çağdaĢ çok amaçlı
kadastroya yönelik bir anlayıĢ görülmektedir. Kanunun gerekçesinde bu aĢağıdaki ifadelerden
kolayca anlaĢılabilir:
Kadastro, taĢınmazların yalnızca mali yönü ile vergi miktarını beIirleyen bir kamu hizmeti
olarak görülmemelidir.
· Kadastro;
√ YerleĢme alanlarında ve tanmsal alanlarda yol, demiryolu, su kanalı, sanayi
bölgelerinde ve belediye hizmetlerinde altlık olarak kullanılan,
√ Devretme, ayırma, birleĢtirme, rehin verme, miras yolu ile bırakma, teminat,
haciz vb. yollarla taĢınmazlar üzerinde oluĢan değiĢiklik ve olayları
izlemeyi amaç edinen,
Her tür taĢınmazın değerini belirlemeye altlık olan,
Sosyal ve ekonomik her tür sorun ve yatırımlara altlık olan ve bu amaçla gereken
bilgileri, mekanla iliĢkili biçimde verebilen
bir kamu hizmetidir.
1926 yılında kabul edilen Türk Medeni Kanunu ile 1930 yılında yürürlüğe konulmuĢ
olan Tapu Sicil Tüzüğü'ne uygun olarak 11.12.1934 tarih ve 2613 sayılı "Kadastro ve
Tapu Tahriri Kanunu" yürürlüğe girmiĢtir.
√ TaĢınmaz malların sınırlannın plan üzerinde gösterilmesi ve arazide
iĢaretlenmesi,
√ Sınırlaması yapılan taĢınmazlann maliklerinin belirlennıesi
amacıyla çıkarılan bu Kanun uyannca yapılan çalıĢmalarla 1950 yılına kadar kentlerde ve
köylerdeki birçok arazi tapuya kaydedilmiĢtir.Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu
gerekçesinde,. taĢınmaz malların değerlerinin belirlenmesi iĢinin kanunlar gereğince Maliye
Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğünün iĢi olduğu, bu nedenle kadastro ekiplerinin yeniden
değer belirleme iĢinin hem emek hem de para kaybına neden olacağı belirtilerek kadastro
ekiplerine değer belirlemeye iliĢkin bir görev verilmemiĢtir. Böylece, kadastronun hızlı ve
13
ekonomik üretimi amacıyla 658 sayılı Kadastro Kanununun çağdaĢ kadastroya
yaklaĢımı kesintiye uğratıldı.
Kadastro ve Tapu Tahriri Kanununun yürürlükte olduğu sürece uygulamaların kent
topraklarına özgü kalması, çalıĢmaların yavaĢ yürümesi ve Ġk'ınci Dünya SavaĢı'ndaıi sonra
özellikle tanmın önem kazanması üzerine kasaba, köy ve çiftliklerdeki arazilerin
kadastrosunun yapılması için 15.3.1950 tarih ve 5602 sayılı Tapulama Kanunu yürürlüğe
konulmuĢtur. 1964 yılında 509, 1966 yılında 766 sayılı Tapulama Kanunları ile devam eden
bu çalıĢmalar kent kadastrosu ile tapulama çalıĢmalarını birleĢtiren 26 haziran 1987 gün ve
3402 sayılı Kadastro Kanunu ile yüıürlükten kaldırılmıĢtır: Bu Kanun 9.10.1987 tarihinden
beri yürürlüktedir.
KADASTRO ĠġLEVĠNDEKĠ DEĞĠġMELERE GÖRE TÜRLERĠ
DoğııĢundan bu yana toprağa iliĢkin verileri saptama ve verme görevini üstlenmiĢ olan
kadastronun iĢevi vergi amaçlı baĢlamıĢ, gereksinimlerin çeĢitlenmesi, teknolijinin ilerlemesi,
sanayi toplumü ile birlikte geliĢen tüketim alıĢkanlıklarının artması ile birlikte`çok amaçlı
hale gelmiĢtir .
1. VERGĠ KADASTROSU (MALĠ KADASTRO)
Sadece taĢınmazların vergilendirmesine yönelik, tek boyutlu bir kadastro türüdür. En önemli
üretim aracı olan tarım topraklarının vergilendirilmesi amacıyla bunların yüzölçümleri,
parasal değerleri ve verimliliklerine iliĢkin verileri hazırlayan ve sınıflandırarak
gösteren kadastro türüdür.Vergi kadastrosu gereğinden fazla duyarlı ölçmeleri
gerektirmez.Vergi kadastrosunda siciller haritalardan daha önemli olduğundan çoğunlukla
grafık kadastro amaç için yeterlidir. Ada paftalan daha uygun olup, kesin sınır
iĢaretlenmesine gerek yoktur. Günümüzde çağdaĢ çok amaçlı kadastronun da: bir kolu olması
gereken vergi kadastrosu aĢağıdaki koĢulları yerine getirmelidir:
1. Ġyelik, alan ve yapılanma biçimi, yapıların geliĢmelerini vb kapsayan bilgiler her parsel
için saptanmalı ve yazımlanmalıdır.
2. Parsellerin numaralandırılması; tapu kayıtlarının, büyük ölçekli haritalar ve içerilen
taĢınmaz yerleĢimi ile baĢvuru ve sorgulama yapmasına olanak vergilemelidir.
3. Toprağın gelir potansiyeli ve temel verimi için toprağın sınıflandırılması, üretkenliği,
tanmsal bölgelerde ortalama verim gücü ve sulama olanaklan, yerleĢim alanlarında
konum, toprak kullanımı ve yapısal özellikleri gibi ölçüler var olmalıdır.
2. MÜLKĠYET (ĠYELĠK) KADASTROSU
Toplumların ekonomik yapılarında sanayi‘nin giderek önem kazanması, üretim ve iyelik
iliĢkilerinin toplumsal yaĢamda etkili olması sonucunu doğmuĢtur.Bu iliĢkilerin yeni
döneminde taĢınmaz iyeliği giderek daha çok önem kazanmıĢ ve bir güvence unsuruna
dönmüĢtür.KiĢiler arası iliĢkileri düzenleyen kurallan kapsayan özel hukukun konusu olan
taĢınmaz iyeliği toplumların tümünü ilgilendirmeye baĢlayınca bunun güvencelenmesi de
gündeme gelmiĢtir.TaĢınmaz iyeliğinin güncel yapısını, toprak-insan iliĢkilerini
belirleyerek somutlaĢtırmak, hukuksal temellere dayandırmak ve böylece hukuksal
açıdan güvenceli duruma getirmek iyelik kadastrosunun temel özelliğidir.Tapu
sicillerinin oluĢturulmasını amaçlayan iyelik kadastrosu, taĢınmaz mülkiyetinin güvence
altına alınması ve taĢınmazlar üzerindeki her türlü hak ve yükümlülüklerin belirlenmesine
yarar. Ġyelik kadastrosunda sınırlar vergi kadastrosuna göre daha incelikli olarak ölçülmeli ve
haritalanmalıdır. TaĢınmaz mülkiyeti sınırları arazide uygun biçimde iĢaretlenerek nirengi,
poligon gibi ölçü noktalarına bağlı biçimde ve yeteri incelikte ölçülmelidir.Ġyelik kadastrosu
14
ile birlikte haritalar sicillerden daha çok önem kazanmaya baĢlamıĢ, sicillerin oluĢumunun ön
aĢâmasını oluĢturmuĢlardır.
3.EKONOMĠK KADASTRO
XIX. yüzyılın ikinci yarısında sanayileĢmenin artmasına paralel olarak ticari iliĢkilerde
geliĢmiĢ ve tarım toprakları ile kent toprakları karĢılık gösterilerek para dolaĢımı hız
kazanmıĢtır.Böylece taĢınmazlar ekonomik yaĢamda diğer mallar gibi yer almaya baĢlamıĢtır.
TaĢınmazlara bir ekonomik değiĢim değeri verilmesi sonucu kadastro bu iliĢkileri düzenleme
görevini üstlenmiĢ ve ekonomik kadastro adını almıĢtır. Ekonomik kadastro, taĢınmazların
hukuki ve geometrik duıumları yanında ekonomik değerlerini de (parasal karĢılıklarıni)
gösteren ve taĢınmazlar üzerindeki her türlü ticari iliĢkilerin güven ve düzen içinde
yürütülmesine olanak veren kadastrodur.
4.ÇOK AMAÇLI KADASTRO (ÇAK)
Gerek toplumsal gereksinimlerin ortaya çıkardığı toprağa iliĢkin kapsamlı bilgi gereksinmesi,
gerekse toplumsal olgulara yaklaĢımda artan önem kazanan bilimsel yaklaĢımlar sonucu
kadastronun bütünsel olarak değerlendirilmesi çok amaçlı kadastro (ÇAK) olgusunun
doğmasına neden olmuĢtur. ÇAK, toprak üzeıinde yapılacak her türlü düzenleme için kaynak
veri hazırlayan, verilere mekan boyutunu kazandıran ve yeıyi.izünün topoğrafık yapısını
gösteren, ekonomi, hukuk, istatistik, kamu yönetimi ve çeĢitli bilimsel araĢtırmaların
ihtiyaçlarına yanıt verebilecek içerikteki kadastrodur.
Yalnız kiĢilerin değil, kamunun taĢınmazlarını da güvence ve denetim altına alan,
Kamu ve toplum yararına bir iyelik anlayıĢından kaynaklanan,
Ülkenin doğal kaynaklarının korunmasını ve uygun kullanımını amaçlayan,
Gerekli verileri ülke, bölge ve kent ölçeğinde planlı kalkınmaya, kullanıma ve
iĢlemeye hazır bulunduran,
Merkezi ve yerel yönetimlerin gereksindikleri bilgileri kapsayan,
Teknolojik geliĢmeleri jeodezi uygulamalarına uyarlayan,
Ayrıntılı arazi bilgi sisteminin kuıulmasına temel olan verilerin sürekli akımını
sağlayan devingen ve sistemli bir süreçtir.Sonuç olarak günümüz kadastrosunun
özellikleri aĢağıdaki gibi sıralanabilir;
Kadastro kavramı, doğuĢundan beri sürekli yeni iĢlevler içererek "Kadastro Bilgi
Sistemi" nitelemesine ulaĢmıĢtır.
Kadastronun doğduğu andan baĢlayarak oıtaya çıkan devinimlerde toplumsal geliĢme
ve gereksinimler belirleyici etken olmuĢlardır.
Toplumsal yapılara bağlı olan toprağa bakıĢ açısı, kadastronun niteliğinde etkili
olmuĢtur. Özellikle toplum yararına yönelik bir iyelik anlayıĢının giderek güç
kazanması, kadastroda yeni yorumlara yol açmaktadır.
Planlama olgusunun çağımızda bir zorunluluk olarak toplumsal yaĢamda artan önemi
ve gerekliliği toprağa da yansımıĢ ve bu da kadastrodaki nitelik değiĢimini doğuran
birincil öğe durumuna gelmiĢtir.
Kadastroıiun tüm toplumların gereksinme duyduğu nesnel bir araç olması onun
toplumların koĢullarına göre değiĢebilen bazı özellikler kazanmasına yolaçsa da,
geliĢiminin temel doğrultusu doğal kaynakların ve toprağın kullanımında denetimin
sağlanmasına yöneliktir.
15
Günümüzde kadastro yalnız özel iyeliğin değil, kamunun taĢınmazlannı da güvence
altına alan bir araçtır.
Kadastro, günümüzde, doğal kaynakların daha özenli kullanımının kaçınılmaz olduğu
bu koĢullarda, bunlann korunması ve uygun kullanımı görevlerini de yerine getirmek
zorundadır.
Kadastro yalnızca ülke-bölge ve kent ölçeğinde planlama çalıĢmaları için gereksinilen
bilgileri saptayan bir araç değil, hukuk, ekonomi, istatistik ve bilimsel araĢtırmaların
çok yönlü gereksinmelerine yanıt veren bir altlıktır.
Kadastro nitelik değiĢimini belirleyen etkenlerin yanında bilimsel, teknolojik
geliĢmelerin ortaya çıkardığı yeni olanaklar da kadastronun içeriğinde etkili
olmaktadır.
Çağın ortaya çıkardığı toplumsal, bilimsel ve teknolojik olanaklar, kadastronun
ayrıntılı arazi bilgi sistemlerinin kuıulmasına temel olan bir sistem yapısına
kavuĢmasını gerektirmektedir.
MÜLKĠYET Tanımı;Sahip olmak,sahip olunan bir malın istediği gibi kullanmak(Yasa çerçevesinde)
Mülkiyet Türleri;
Özel Mülkiyet
Tarihçesi
Eski Yunan;Kutsal ocak,Ticaret ve naden ile bu çağ bitti.Köleler ve
efendiler arasında
kavga,Eflatun;ortaklaĢa mülkiyet olmalı,Aristo;Ġtici güç
Roma; 12 levha kuralları,10 yıl boyunca hukukçular kurallar
geliĢtirmiĢ.
Haklar;Kullanım hakkı,yararlanma hakkı,Kötüye kullanma
hakkı
Fransız Devrimi;KiĢisel mülkiyet,taĢınmaz mal ve taĢınır mal kavramı,
Özel mülkiyetin yasalarla korunması
Özel Mülkiyeti üzerine bazı düĢünürlerin görüĢleri:Eflatun;OrtaklaĢa
mülkiyet olmalı
Aristo;Ġnsanı itekleyen bir Ģeyler olmalı buda özel
mülkiyettir.(Ġtici Güç)
Günümüzde özel mülkiyet anlayıĢı;Eflatun ve Aristonun görüĢleri
değiĢmiyor ama
düĢünürlerin adları değiĢiyor.Ekonomik
ve toplumsal
ihtiyaçlara yanıt vermekle yükümlü
bulunan bir kurumdur.
Toplumsal Mülkiyet
Özel mülkiyeti eleĢtirenler;Çözüm önerileri yoktur,yalnızca özel mülkiyet
olmasın diyorlar
Toplumsal mülkiyeti eleĢtirenler:Özel mülkiyete karĢı ve çözüm önerileri
vardır.
AĢamaları;Ġlkel ve kamusal toplum-köleci toplum-feodal toplum
Kapitalist toplum-sosyalist toplum
Din kurallarında mülkiyet
Tevrat‟ta mülkiyet
Hristiyanlarda mülkiyet Kainattaki her Ģeyin mülkiyeti Yaratan‘a aittir
Müslümanlarda mülkiyet Tüm dinsel öğretilerde özel mülkiyet vardır.
16
Türklerde Mülkiyet
Osmanlıda Mülkiyet T.C. Anayasasında Mülkiyet;Devlet mülkiyeti yasalarla koruma altına almıĢ,ancak bir kamu
yararı varsa
Bir kanuna dayandırıyorsa ve Bedelini peĢin ödediyse
kamulaĢtırma yapabilir.
Kadastroda mülkiyet anlayıĢı;Kadastrosuz mülkiyetten söz edilemez.(Kankadır)Mülkten
ancak
Kimin,Nerde,Ne kadar,Hangi nitelikte sorularına cevap
verebiliyorsa söz edilebilir.
Malların hukuki ve geometrik durumlarını tespit ve tescil ile
yükümlüdür.
MÜLKlYET MÜLKĠYET TÜRLERĠ
Mülkiyet ve özellikle toprak mülkiyeti iki ana grupta toplanır:
1. Özel mülkiyet,
2. Toplumsal mülkiyet.
l. ÖZEL MÜLKĠYET Özel mülkiyet Batı uygarlığının da temelini oluĢturmuĢ olan özel mülkiyet anlayıĢı eski
Yunan ve Roma mülkiyet anlayıĢına dayanmaktadır.
ESKĠ YUNAN'DA TOPRAK MÜLKĠYETĠ
Yunanlıların ilk dönemlerinde, soyun ölüleri yaĢarnakta kabul edilir ve onların artık tanrısal
varlıklar haline geldikleri düĢünülürdü. Bu tanrısal varlıklara bir kutsal ocak kurulur ve
kurulduğu yer bir daha değiĢtirilmezdi.Kutsal ocak hangi toprakta kurulmuĢ ise o toprağın
mülkiyeti ölenin ailesine aitti. Böylece, belli bir toprak parçası ile aile arasında sıkı bir bağ
doğmuĢtur. Ailenin bütün üyeleri burada doğacak, burada ölecektir. Dolayısıyla ilgili toprak
parçası ailenin hem geçmiĢine hem de geleceğine aittir. Bu bir aile mülkiyetidir. Mülkiyetin
ve ailenin devamını sağlamak içinde ilgili toprak tümü ile ailenin erkek çocuğuna, birkaç
erkek varsa en büyüğüne kalırdı. Zamanla, ticaretin geliĢmesi, değerli madenlere ve gümüĢe
verilen önem, bu toprak mülkiyeti anlayıĢını sarsmaya baĢlamıĢ ve kiĢiye ait özel mülkiyet
aile mülkiyeti aleyhine geliĢmiĢ, bu geliĢmeler sonucu insanlar da mülkiyet konusu olmaya
baĢlamıĢ, toplumda köleler ve efendiler oluĢmuĢtur.Köleler ile efendiler arasında doğan
çatıĢmalar, karıĢıklıklar, üzüntüler bazı düĢünürleri yeni devlet düzenleri ve mülkiyet
sistemleri aramaya yöneltmiĢtir.Bu düĢünürlerin en önemlileri Eflatun ve Aristo'dur. Eflatun,
kurtuluĢ için ortaklaĢa mülkiyeti önerirken, Aristo ise bu görüĢlere karĢı çıkınıĢ ve kiĢisel
özel mülkiyeti,bir üstünlük, yaratıcılık için biricik itici güç ve mutluluk unsuru olarak
değerlendirmiĢlerdir.
ROMA'DA TOPRAK MÜLKĠYETĠ
Eski Roma'da özel toprak mülkiyeti,On iki Levha Kanunları'nda sonra belirgin hale gelmiĢ
ve daha sonraki 10 yıl boyunca hukukçular ve yöneticiler mülkiyetle ilgili kuralları
geliĢtirmiĢlerdir.Roma hukukundaki mülkiyete iliĢkin kurallar Avrupa hukukuna geniĢ
ölçüde etkilemiĢtir. Roma hukuku, mülkiyet hakkı içinde üç önemli niteliğin birleĢtiğini
varsaymıĢtır:
17
l.Kullanma hakkı,
2.Yararlanma hakkı,
3.Tasamıf etme ve kötüye kullanabilme hakkı.
Roma kukunda mülkiyet hakkı, mutlak bir hak niteliğinde kabul edilmiĢ ve malikin yetkileri
hemen hemen sınırsız sayılmıĢtır.
FRANSIZ DEVRĠMĠNDE TOPRAK MÜLKĠYETĠ Fransız Devriminin hedeflerinin oluĢmasında önemli katkıları bulunmuĢ düĢünürler,
mülkiyeti doğal hukuk kuralı olarak görmüĢ ve bu mülkiyet türünün zorunlu olduğunu
savunmuĢlardır. Bu düĢünürler mülkiyeti;
l.Kişisel mülkiyet,
2.Taşınır mal mülkiyeti,
3.Taşınmaz mal mülkiyeti
biçiminde üç tür mülkiyet olarak incelemiĢ ve toprak mülkiyetini bir taĢınmaz mal mülkiyeti
olarak diğerlerinin doğal sonucu saymıĢlardır.Bu düĢünürler, mülkiyet hakkını, toplumsal
yarar sağlayıcı kabul etmiĢlerdir.1789 Fransız Ġnsan ve VatandaĢ Hakları Bildirgesinde
aĢağıdaki hüküm yer almıĢtır: "Mülkiyet hakki dokunulmaz ve kutsal bir hâk olacağından, hiç
kimse malik oldüğu bir şeyden, kamu ihtiyacı açıkça gerektirmedikçe ve önceden adil bir
tazminat ödenmedikçe, yoksun kılınamaz.‖
ÖZEL MÜLKĠYET UZERĠNE BAZI DÜġÜNÜRLERĠN GÖRÜġLERĠ DüĢünürlerin bir kısmı mülkiyet-emek iliĢkisini incelemiĢ ve mülkiyetin, emek sonucu
olduğundan korunması gerektiğini, ancak, toplumsal bir olgu olduğuna göre de, toplumun
yararı gerektiğinde sınırlanmasını savunmuĢlardır. Özel mülkiyetin toplum yararına uygun
olduğunu öne sürmüĢlerdir.Bir kısım düĢünür ise, mülkiyeti, kiĢisel iradenin zorunlu sonucu
saymıĢ ve kiĢisel özgürlüğün sağlanabilmesi için, mülkiyet hakkını tanımak gerektiğiııi
savunmuĢlardır. Diğer bir kısım düĢünür de, özellikle üretim araçları dolayısıyla toprak
üzerindeki ınülkiyeti, insanın kazanma ve biriktirme eğilimi için uygun bir araç olarak
görmüĢ ve insanın doğal yapısına da uygun olduğunu öne sürmüĢlerdir.
GÜNÜMÜZDE ÖZEL MÜLKĠYET ANLAYIġI
Günümüzde bir çok düĢünür, özel mülkiyet kurumunun ekonomik ve toplumsal ihtiyaçlara
yanıt vermekle yükümlü bulunan bir kurum olduğunda birleĢmektedirler.Mülkiyetin, diğer
bütün hukuk kurumları gibi, ekonomik ihtiyaçlara yanıt vermek amacı taĢıdığı ve ekonomik
ihtiyaçlann değiĢmesi ve geliĢmesi ile mülkiyetin içerik, kapsam ve ödevlerinin değiĢeceği
düĢüncesi benimsenmektedir.Bu anlayıĢa uygun olarak mülkiyet, ekonoınik bir ödev
yüklenmiĢ olmaktadır.Ġyenin ödevi, Mülkiyetini elinde bulundurduğu malı toplumsal
gereklere, toplumun ihtiyaçlarına yararlı olacak biçimde kullanmaktır. Bu anlayıĢ bir çok ülke
anayasasında yer almıĢtır
2.TOPLUMSAL MÜLKĠYET Bu tür mülkiyet görüĢünü, özel mülkiyet görüĢünü eleĢtiren ve reddedenler ile toplumcu
mülkiyet göri.iĢünü benimseyenler biçiminde iki grupta toplamak gerekir.
ÖZEL MÜLKĠYET GÖRÜġÜNÜ ELEġTĠRENLER
Özel mülkiyeti reddeden ve eleĢtiren, ancak hiç bir mülkiyet biçimi önermeyen
anarĢistlerdir.AnarĢizmde,kiĢisel iradenin özgürlüğünü gerçekleĢtirme hedefı içinde, özel
mülkiyete karĢı çıkılmakta ve insanı bundan kurtarmak gerektiği öne
sürülmektedir.AnarĢizmin öncüsü sayılabilecek bir düĢünür "Malların eşitsiz dağılımı,
insanların düşünme gücünü yıkmakta, zenginleri ihtirasa itmekte, yoksuılları hileye
başvurmaya ve suç işlemeye sevk etmektedir. " der.Bir baĢka düĢünür, mülkiyetin hukuk
tarafından yaratıldığını öne sürer ve "Gerçek malik hukuktur. " der.Bir baĢka düĢünür;
mülkiyetin, insanların çalıĢıp ezilen, ızdırap çeken ve çalıĢmadan, bolluk içinde yaĢayan iki
sınıfa ayrılması sonucunu yarattığı görüĢünü savunur.
18
TOPLUMCU MÜLKĠYET GÖRÜġÜNÜ BENĠMSEYENLER
Toplumların geliĢmesi, üretici güçlerin ve üretim iliĢkilerinin biçim değiĢtirmesi, toplumsal iĢ
bölümünün farklı aĢamaları değiĢik mülkiyet biçimlerini ortaya çıkannıĢtır.TaĢınmaz
mülkiyeti bu değiĢim amaçlarına uygun yeni özellikler kazanmıĢtır.Tarih boyunca aĢağıdaki
toplumlarda beĢ üretim iliĢkisi tipinden söz edilir.
a. Ġlkel, komunal toplumlar.
b. Köleci toplumlar.
c. Feodal toplumlar.
d. Kapitalist toplumlar.
e. Sosyalist toplumlar.
A.LKEL, KOMUNAL TOPLUMLARDA MÜLKĠYET
Ġlkel topluluk, insanın emeğiyle kendisini bütün canlı varlıklardan ayıran özellikleri
kazanmasından sonra ortaya çıkan ilk sosyal biçimdir.Kendiliğinden bir evrimle doğan insan
topluluğu, yani göçebe aile, kabile ve kabileler birliği, toprak mülkiyetinin en eski biçiminin
yani toprağııi ortaklaĢa edinilmesi ve kullanılmasinın ön koĢuludur.Üretim araçlarının ilkelliği
yüzünden, gerek geçim gerekse korunma amacı ile ortaklaĢa çalıĢmak zorunluluğu, üretim
araçlarının ve üretim ürünlerinin ortaklaĢa olmasına yol açmıĢtır. Bu yüzden üretim araçları
üzerinde özel mülkiyet yoktur.Toprak kabilelerinin ortak malıdır ve çok sayıda aile tarafından
kullanılır. Bu nedenle bu topraklarda sömürü ve sınıfların varlığı söz konusu değildir.
B.KÖLECĠ TOPLUMLARDA MÜLKĠYET
Üretici güçlerin evrimi ve iĢ bölümü topluluk üyelerinin ayrı ayrı üretime ve pazarda
değiĢime geçmelerine yol açmıĢ bu da özel mülkiyet olgusu oluĢturmuĢtur.Böylece özel
mülkiyete dayalı toplum düzenine geçiĢ de gerçekleĢmiĢtir. Emeğin verimliliğinin de sürekli
olarak artmasının etkisi ile, maddi servetlerin üreticisi olan insan üzerindeki mülkiyet baĢladı.
Köleci toplum doğdu.Toplumda kendileri mülk olan köleler, üretim araçlanna ve kölelere
sahip olanlar, mülkiyetlerindeki araçlarla kendileri üretim yapanlar olmak üzere 3 grup ortaya
çıktı.
C.FEODAL TOPLUMLARDA MÜLKĠYET
Feodalite, bir kimsenin bazı askeri yükümlülükleri yerine getirmek koĢulu iIe kraldan aldığı
toprak demektir.Bu sistemde toprak derebeyinindir. Derebeyleri (senyörler), toprağa bağlı
olan ve ödenti (vergi) ödeinek zoıunda bulunan köylülerin emeği üzerinde hak
sahibidirler.Köylü (serf) bir toprak parçasına sahiptir ve bu toprağın ürünleri, derebeyine
ödentisi ödendikten sonra kendi tasarrufundadır.Bu tür toplumlarda köylülerin kendi
iĢletmeleri vardır. Feodal toplumlarda egemen sınıf olan toprak sahipleri ile karĢılıksız olarak
bunlar adına çalıĢmak gibi yükümlülükleri olan köylüler arasında çalıĢmaya dayanan bir sınıf
aynmı doğmuĢtur.Bununla birlikte, mülkiyetin sahibi ile onu iĢleyen arasındaki iliĢki üretim
güçlerinin geliĢmesi için elveriĢli bir ortam hazırlamıĢtır. Tarım geliĢmiĢ, zanaatlar ve buna
bağlı olarak ticaret yaygınlaĢmıĢtır.Bu da Ģehirlerin geliĢmesine, yeni bir üretim biçiminin,
kapitalizmin meydana gelmesine yardımcı olmuĢtur.
D. KAPĠTALĠST TOPLUMLARDA MÜLKĠYET Kapitalist üretimin yaygınlaĢmaya baĢlaması ile toplumda üretim araçlarına sahip olanlarla
(burjuvazi), iĢgücünü satanlar (proletarya) ortaya çıktı. Kapitalizm, mülkten yoksun ya da
hemen hemen yoksul halk kitleleri ücretliler haline gelmekte iken üretim araçlarının az sayıda
toprak ve sermaye sahibi elinde bulunduğu bir toplum düzenidir.SatıĢa yönelmiĢ ürünlerin
(meta, mal) üretilmesi, bütün üretim araçlarının ve tüketim maddelerinin hemen hemen
tümünün alım satım konusu olması kapitalizmin belirgin özelliğidir.Kapitalist toplum
sanayide ve tanmda büyük çapta üretim yapar. Bilimin geliĢmesi, kentlerin ve fabrikaların
büyümesi, ülkeler arasında bir dünya piyasası kurulması toplumların kapitalist döneminde
gerçekleĢir.
19
E.SOSYALĠST TOPLUMLARDA MÜLKĠYET
Sosyalist toplumları, ekonominin egemen yönünün sosyalizm olduğu bir toplum olmayıp
devlet iktidarının kapitalizmden sosyalizme geçtiği bir toplumdur.Sosyalist toplumda bütün
üretim araçlarının mülkiyeti devletin ve iĢçi sınıfını elindedir.
3.DĠN KURALLARINDA TOPRAK MÜLKĠYETĠ Dinlerin tarih içindeki doğuĢ sırasına göre mülkiyet sorununa yaklaĢımları aĢağıdaki gibidir.
Tevrat'ta Mülkiyet Tevrat'ın mülkiyetle ilgili üç önemli ilkesi vardır.
1. Her Ģeyin mülkiyeti Tanrıya aittir.Tanrı insana toprağı, havayı; suyu, yarattığı diğer
Ģeyleri serbestçe kuIlânma olanağı vermiĢtir.
2. Mülkiyet, Tanrının insana bir bağıĢı olduğu için iyi sayılması gerekir.
3. Mülkiyet bireye değil, aileye ya da topluluğa aittir.
Mülkiyet bireye değil, aileye aittir diyerek baĢlangıçta mülkiyet ortaklığı sistemini savunan
Yahudi toplumlarında zamanla özel mülkiyet yerleĢmiĢtir
HIRĠSTĠYANLIKTA MÜLKĠYET
Hıristiyanlık genel olarak mülkiyeti yeniden düzenlemeye yönelmiĢ değildir.Ancak,
Hıristiyanlıkta da kuramsal olarak yeryüzündeki her Ģeyin mülkiyetinin Tanrıya ait olduğu
anlayıĢı vardır. Bazı kilise önderleri Ġncil'e dayanarak görüĢler geliĢtirmeye
çalıĢmıĢlardır.Bunlardan St Thomas'ın görüĢleri Ģöyle özetlenebilir: "İnsan sadece kendisine
ait olanı üretme konusunda herkese ait olanı üretmeye oranla daha isteklidir.Her insana belli
bir şey bırakılırsa hayat daha düzenli olur. Her insan kendine ait olandan hoşnutsa toplumda
barışçı bir düzen kuıulabilir."
MÜSLÜMANLIKTA MÜLKĠYET
islam anlayıĢına göre kuramsal olarak yeryüzündeki her Ģey, temelde Tanrının mülkiyeti
altındadır.Gerçek malik Allah'tır. Ġnsanlar dıĢ dünya da var olan Ģeylerden yararlanma
hakkına sahiptirler.Bununla birlikte Kuran, özel mülkiyete karĢı değildir.Ġslam hukukçulan
toprağı,ölü topraklar ve mülk topraklar olarak baĢlıca iki bölüme ayırmıĢlardır.Ancak,ölü
toprak emek verilmesi, onun iĢlenir duruma getirilmesi, ağaçlandırılması, üzerine tesisler
kurulması durumunda mülk haline gelebilir.Böylece toprağın ihyası mülkiyet edinme nedeni
olabilmektedir.Ġslam toprak rejiminde iye, özel mülkü üzerinde kullanma, yararlanma ve
tasarruf etme yönlerinden hemen hemen mutlak yetkilere sahiptir.Ancak, servetin gereksiz
yere tahribi ya da israfı günahtır.
TÜRKLERDE TOPRAK MÜLKĠYETĠ
Eski Türklerde Toprak Mülkiyeti Ġlk Türk toplumlarının yapısı kabile mülkiyeti olarak
adlandırılabilecek göçebe model olarak ele alınabilir.Göçebe toplumlarda bireysel toprak
mülkiyeti değil toplumsal (ortak) mülkiyet söz konusudur.Toplumsal mülkiyetin temeli,
tanmın örgütlenmesi yoluyla üretimin arttırılması değil, beslenme sorununun geçici
biçimde çözülmesi için savaĢ ve yağmaya dönük bir örgütlenme gereksinimidir.Coğrafı
koĢullardan dolayi steplerin tarıma elveriĢli olmaması hayvancılığı ön plana çıkarmıĢ, ana
geçim kaynağı olmuĢtur. Hayvancılık toplulukları yerleĢik bir yapı yerine sürekli yer
değiĢtiren gezici bir yaĢama sürüklemiĢtir.Bu nedenle toprak üzerinde özel mülkiyet
geliĢmemiĢ aksine toplumsal mülkiyet oluĢmuĢtur.Yani toprak ailenin . değil toplumun
malıdır.Mülkiyet olayı genelde davar, hayvan süıüleri vb. taĢınan ınallar üzerinde vardır.
OluĢmuĢ Türk' imparatorluklarının yapısı da bir göçebe kabileler birliği niteliğindedir.Varlığı
yerleĢik toplumların artık ürünlerinin talanına bağlı olan göçebe imparatorluklan,bir liderin
üstün otoritesi altında sürekli bir ordu Ģeklinde örgütleıımiĢtir. Eski göçebe geleneklerini
sürdüren Moğollarda ise bütün toprak, imparator Han'ın yönetiminde Han soyuna aittir.
Soyun üyeleri, özellikle erkek olanlan belirli büyüklükte olan bir toprak parçasını (tımar)
belirli bir askeri görev karĢılığı alırdı. Tımar mirasla geçerdi.Selçuklu toprak mülkiyeti
sistemi,Türklerin siyasal teĢkilatlanma düzeni ile Ġslam toprak mülkiyeti anlayıĢının bir
sentezi olmuĢtur.SavaĢ ve fetihler bir ordu Ģeklinde örgütlenmeyi gerektirdiğinden,merkezi
20
otoritenin kontrolü altındaki üretim güçlerinden askeri hizmetler yerine getirmeleri
istenmiĢtir.Böylece tımar (ikta) dağıtımı, askeri hizmetlere bağlanmıĢ ve ikta sahiplerinden,
belli sayıda askerle savaĢa katılmaları koĢulu istenmiĢtir.Gerek Selçuklu Ġmparatorluğu
gerekse Anadolu Selçuklularının yıkılmasına kadar uygulanan ve Osmanlı Ġmparatorluğu'nda
da bazı değiĢikliklerle süregelen toprak düzeninin en belirgin Ģeklini aldığı dönem MelikĢah
ve Nizam-ül Mülk dönemidir.Nizam-ül Mülk, Türk ordu örgütünün temellerini toprak
sorunuyla birleĢtirerek ve ordu kuruluĢunu ön plana alarak askeri ikta sisteminin temellerini
belirlemiĢtir. Bu sistem gereği bütünüyle sultanın malı sayılan imparatorluk topraklan; has,
ikta ve harici topraklar olmak üzere üç ana grupta toplanır
HAS TOPRAKLAR
Sultanın kendisine ait olan topraklardır. Bir kısmı çiftçiler tarafından iĢlenir.Çiftçilerin
iĢlediği parçalardan toplanan vergi hazineye aktanlır.
ĠKTA TOPRAKLAR
Ordu üyelerine ve taĢrada oturup seferlere asker götürerek katılanlara ülkenin çeĢitli
yerlerinden verilen topraklardır. Mülkiyeti sultana ait olan bu topraklar babadan oğula
geçmektedir.Ġkta sahibinin ölümünde ya da sultanın değiĢmesinde ikta beratları onaylanmak
zorundadır.Ġkta sahipleri yasaya uygun olarak çiftçilerden (reaya) belirli miktarda vergi
almaya, onlara iyi davranarak can ve mallannı korumaya yetkilidirler.
HARĠCĠ TOPRAKLAR
Fethedilen yerlerde,müslüman olmayan prenslerin elinde bırakılarak islami ilkelere göre
yüksek oranlı vergi (ürünün 1/2'sine kadar varan oranlarda) Ģeklinde haraca bağlanan
topraklardır.
OSMANLI ĠMPARATORLUĞU'NDA TOPRAK MÜLKĠYETĠ
Osmanlı Devleti toprak hukuku alamnda da Ġslam Hukuku'ndan yararlanmıĢtır. Tanzimat'a
kadar Osmanlı Devletinde modern anlamda, bütün ülke topraklannda geçerli olan bir arazi
kanununa rastlanmaz.Arazi hakkında bağımsız bir sistem yoktur.Osmarılı Ġmparatorluğu,
toprağın kuru mülkiyetini mirileĢtirerek (devlete mal ederek) belli bir sisteme bağlamıĢ,
kullanılmasını tapu adı verilen bir bedel karĢılığında çiftçiye vermiĢtir (tevfız etmiĢtir).
Toprağı kullanan da toprağın baĢında bir tür devlete bağlı memur haline getirmiĢtir.Bu
sistem, Osmanlı Ġmparatorluğu'nun bir yandan güçlü bir orduya sahip olmasına yaramıĢ, diğer
yandan toprak sahiplerinin, batıda olduğu gibi, feodal bey olarak
geliĢmelerini,güçlenmelerini önlemiĢtir.Osmanlılarda geliĢtirilen bu toprak mülkiyeti
sistemine dirlik sistemi denir,Bu sistemde,toprağın kuru mülkiyeti devlete aittir.Dirlik
sahipleri, toprağı iĢleyen reaya adı verilen çiftçilerden belli oranlı vergi almak hakkına
sahiptir. Buna karĢılık dirlik sahibi, savaĢ zamanında savaĢa geliri ile doğru orantılı miktarda
atlı asker (cebel) götürmek zorundadır.
Dirlik sisteminde baĢlıca üç toprak tüıü görülür:
1.MĠRĠ TOPRAKLAR: Mülkiyeti devlete ait olan toprakladır.Bu topraklar Osmanlı
Ġmparatorluğu'nun asker yapısına uygun olarak has, zeamet ve tımar adını taĢıyan dirliklere
ayrılmıĢ ve bunların geliri askeri görevler karĢılığında kiĢilere bırakılmıĢtır.Has topraklar,
padiĢah, padiĢah yakınları, vezirler, beylerbeyi ve sancak beylerine verilen geliri yüz bin
akçeden fazla olan topraklardır.Zeamet topraklar, alay beyleri ve birinci dereceden devlet
memurlarına verilen geliri yirmi bin ile yüz bin akçe arasındaki topraklardır.Tımar topraklar,
sipahilere verilen geliri üç bin ile yirmi bin akçe arasında ki topraklardır.Bunlardan baĢka
geliri üç bin akçeden daha az olan yurtluk ve ocaklıklar da bulunmaktadır. Miri toprak
sisteminde, Kanuni Sultan Süleyman'ın son yıllarında baĢlayan bozulma görülmektedir.
Sahipsiz kalan dirlikler, açık artırma ile isteklilere dağıtılmaya baĢlanmıĢtır. Bu - yönteme
iltizam adı verilmiĢtir. Ġltizam, toprakların istekli kiĢilere bir çok vergilerin yıllığının, daha
sonraları da birkaç yıllığının peĢin para karĢılığında bırakılmasıdır.
21
2.MÜLK TOPRAKLAR: Mülk topraklar, öĢür ve haraç vergisine bağlanmıĢ topraklar
olmak üzere ikiye ayrılan ve kiĢiye en geniĢ anlamı ile kullanma hakkı veren
topraklardır.ÖĢür topraklar yalnızca müslüman halka verilirken haraç topraklar müslüman
olmayanlara verilirdi.
3.VAKIF ARAZĠLER:Vakıflar, insancıl ve ruhsal amaçlı, kamu yararı için kurulmuĢ
kuıumlardır. Vakıf kurmanın sağladığı birçok üstünlükten bazılan Ģunlardır.
◊ Dini amaçla bir tesis yapmak isteyen hiçbir kayda tabi değildir.
◊ Bu tür kurumlann ve vakıflann bir tüzel kiĢiliği vardır, dokunulmaz.
◊ Vakfa ait mallar satılamaz,değiĢtirilemez,haciz edilemez, zor alıma konu olamaz.
◊ Vakıflara vergi muafıyetleri tanınmıĢtır.
◊ Vakıf kuran, vakıf yönetiminin düzenlenmesinde tamamen serbesttir.
Sayılan bu üstünlükler, kiĢileri aslında sahibi olmadıkları töprakları ve gelirlerini, kendi ya da
ailelerinin geleceklerini sağlama aImak için giriĢimlere yöneltmiĢtir. Dini, hayri, kamu
yararına dönük gibi gösterilerek bir tür özel toprak mülkiyeti yaratılmıĢtır. Devletin gelir
kaynaklanndan önemli bir kısmını tamamen kurutan vakıflar çok defada gerçekten dini, hayri
ve kamu yararı aıiıacıyla kurulmakla birlikte,zamanla yozlaĢtınlmıĢ, amaçlanndan
saptırılmıĢtır.
Osmanlı Ġmparatorluğu'nda, 1839 Tanzimat Fermanı'na kadar çağdaĢ anlamda bir
kanunlaĢtırma çabasına rastlanmaz. Tanzimat dönemi, toprakta mülkiyet sisteminin,batı
hukuku çerçevesinde ve ülkenin bütününde uygulandığı bir dönemdir. Tanzimat'ın ilanından
Arazi Kanunnamesi'nin çıkanldığı 1858 yılına kadar geçen sürede, miri toprak mülkiyeti
kurallarının Batı'nın özel mülkiyet anlayıĢına göre değiĢtirilmesi yolunda hazırlıklar
yapılmıĢtır.Yeni mülkiyet sisteınini düzenleyen "Arazi Kanunname-i Hümayunu" toprak
hukuku ile ilgili ilk ayrıntılı kanundur.Bu Kanun toprakta mülkiyet Ģekillerini ayrıntılı olarak
tespit ediyor ve her bir mülkiyet türünün kurallarını da gösteriyordu.Bu Kanuna göre Osmanlı
Ġmparatorluğu'nda bulunan araziler beĢ gruba ayrılmıĢtır.
1. Arazi-i miriye (mülk topraklar)
2. Arazi-i mevkufe (vakıf topraklar)
3. Arazi-i metruka (kamusal topraklar)
4. Arazi-i mevat (ölü topraklar)
5. Arazi-i memluke (mülk topraklar)
1..ARAZĠ-Ġ MĠRĠYE (MÜLK TOPRAKLAR) Ülke topraklarının geniĢ bir kısmını içine alan ve çıplak mülkiyeti devlete ait olan
topraklardır.Bu arazinin özellikleri:
a.Çıplak mülkiyeti devlete aittir.
b. Bu arazi ıĢletilmek üzere sınırsız olarak köylüye (reayaya) verilmektedir (tefviz).
c. Tevfız devleti temsil eden memurlar tarafından yapılmaktadır.
d. Miri araziler üzerinde miras hakkı vardır.
e. Bu araziler; tarla, çayırlık, yaylak, kıĢlak, koıv ve benzeri topraklardır.
Miri arazi düzeni yalnızca Osmanlılara özgü bir toprak rejimi değildir.Ġslam ve bir çok Türk-
Ġslam devletlerinde var olduğu gibi Bizans ve Roma'da da vardır.Osmanlı miri arazi düzeni
Osmanlı toplum yapısının doğurduğu bir toprak düzenidir.Her toplumsal kurumda olduğu
gibi, miri arazi kurumu da evrimin zirvesine ulaĢtıktan sonra,Osmanlı toplumunun yeni
yapısal özellikleriyle uyuĢamamıĢ, giderek özel mülkiyet geliĢmiĢ, miri arazi de mülk araziye
dönüĢmüĢtür.Bu olgu Cumhuriyet döneminde devam etmiĢ ve tartıĢmalı bir biçimde
tamamlanmıĢtır.Sonuçları bugün bile önemlidir.Günümüzde miri arazinin Türk Medeni
Kanunu (TMK) ile kaldırılıp kaldırılmadığı tartıĢılmaktadır.Eğer miri arazi sistemi geçerli
olursa bugün mülk sayılan birçok arazi devletin sayılacaktır.KamulaĢtırmalar bedelsiz
yapılabilecek,kırsal ve kentsel alanlann düzenlemesinde kolaylıklar sağlanacaktır.
22
2.ARAZĠ-Ġ MEVKUFE (VAKIF TOPRAKLAR) Vakıf, sosyal yardım amacıyla bir malın
bir hayır iĢine tahsisidir.Arazi Kanunnamesine göre vakıf arazi iki kısma ayrılmıĢtır.
1. SAHĠH VAKITLAR: Bu tür vakıflarda, mülk arazi, ona malik olan kiĢi tarafından
zamanla sınırlı olmamak üzere bir hayır iĢi için ayrılır.
2. GAYRĠ SAHĠH VAKIFLAR: Bu vakıflarda, vakfın konusu olan arazi miri arazidir.
Vakıf, miri araziyi tasamıf yetkisine sahip olan kiĢinin, araziyi bir hayır iĢine tahsis
etmesi ile kunılur.
3.ARAZĠ-Ġ METRUKA (KAMUSAL TOPRAKLAR) Kamunun ya da belli bir kasaba
veya köyün kullanımına ayrılan pazar, panayır, yol, köprü, vb. ile mera, yaylak ve
kıĢlaklardır.Kamusal topraklar, bir mülkiyet ya da tasamıf hakkına konu olamaz, alınıp
satılamaz,tahsis yönleri değiĢtirilemez,devlet tarafından herhangi bir cemaate ayrılamaz.Bu
topraklarda zaman aĢımı yoktur.Devlet bu topraklardan yararlanma biçimini düzenleyebilir.
4.ARAZĠ-Ġ MEVAT (ÖLÜ TOPRAKLAR) Bir kimsenin tasarufunda bulunmayan,kamuya
ayrılmayan, tarıma elveriĢli olmayan,köy ve kasabadan gür sesli bir adamın sesinin
iĢitilemeyeceği uzaklıktaki arazilerdir.Arazi Kanunnamesine göre ölü .araziyi ihya eden
kimse,toprağın ancak tasamıf hakkına sahip olur,çıplak mülkiyeti devlete geçer.Yani,ihya
edilen ölü arazi miri arazi niteliği kazanır,ancak sultanın izni iIe bu topraklar mülk toprak
haline gelir.
5.ARAZĠ-Ġ MEMLUKE (MÜLK TOPRAKLAR) Mülk arazi, ona malik olan kiĢiye,en
geniĢ anlamı iIe kullanma hakkı veren ve mülkiyet hakkına iliĢkin tasarrııf yetkisi sağlayan
bir arâzi mülkiyeti türüdür.Arazinin maliki,kanunun çizdiği sınırlar içinde olmak koĢuluyla,
arazisini satmak, bağıĢlamak,vakıf ve vasiyet konusu yapmak gibi geniĢ tasamıf yetkisini
kullanabilirdi. Malikin ölümü halinde,toprak mirasçılarına geçerdi.Arazi Kânunnamesine göre
mülk arazi dört türe ayrılmıĢtır.
1.Köy ve kasabalar içindeki arazi: Köy ve kasabaların içindeki araziler ile köy ve
kasabaların kenarlarında bulunan oturulan yelerle,bunların uzantısı sayılan 460 m²
yüzölçümündeki arazilerdir.
2.Miri arazinin özel mülkiyet biçiminde tasarruf edilmek üzere, kamu yararı amacıyla
padiĢahlar tarafından satılmıĢ kısmıdır.
3.ÖĢürlü arazi: SavaĢ sonucu kazaııılan ve komutanlara, askerlere ve Ġslamiyeti kabul
edenlere dağıtılan arazilerdir. Bu tür arazilerin ürünlerinden 1/10 oranında öĢür adı verilen
vergi alınırdı.
4.Haraçlı arazi: Bu tür mülk araziler savaĢ sonrası kazanılmıĢ ve müslüman olmayan
kiĢilere belli bir harcın (vergi) karĢılığında bırakılmıĢ arazilerdir. Mülk arazi malikinin
mirasçısının olmaması ve vasiyetname bırakmamıĢ olması durumunda arazi devlete kalır
ve miri arazi niteliği kazanır.
Arazi Kanunnamesinin Osmanlı toprak mülkiyetine getirdiği değiĢiklikler aĢağıdaki Ģekilde
sıralanabilir:
1. Kanun biçim ve teknik bakımdan batı hukuku çerçevesinde ele almıĢ olup biçim ve
teknik bakımdan moderndir
2. Miri arazinin verilmesinde devleti temsil eden devlet memurları yer aldı.
3. Dirlik sahiplerine verilmiĢ tasamıf senetlerinin yerini devletçe düzenlenmiĢ tuğralı
tapu senetleri aldı.
4. Ana ve babaya evladının arazisinden intikal hakkı tanındı.
Cumhuriyet Döneminde Toprak Mülkiyeti Osmanlı arazi sisteminin bozulması ve bu
arazilerin mülk arazi haline dönüĢümü sonunda Anadolu'da özellikle nüfus yoğunluğunun az
olduğu bazı yerlerde büyük toprak sahipleri türemiĢti. Türkiye Cumhuriyetinin kurulduğu
sırada miri arazi fıilen mülk haline geçmiĢ olduğu halde,arazinin kuru mülkiyetinin devlette
kalma koĢulu korunmuĢtu.Yani miri olan arazi fıilen mülk haline geçirilmiĢ ancak çıplak
23
mülkiyetin devlette kalma koĢuluna dokunulmamıĢtı.Bunun nedeni, Osmanlılardan devir
alınan arazi kanununun Cümhuriyetin ilk yıllarında da sürmesiydi.Bu yıllarda miri arazi
düzeninin bazı özellikleri tamamen ortadan kaldınlmamıĢ,iyileĢtirilmiĢtir.1922 yılında
çıkarılan 522 sayılı yasayla öĢür kaldınlmıĢ vergiye dönüĢmüĢtür.
Türkiye'de tek tip arazi olduğunu ve bu arazide mutlak mülkiyet kuralını getiren, Ġsviçre
Medeni Kanunu esas alınmak suretiyle hazırlanan 743 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) 4
Ekim 1926'da yürürlüğe girmiĢtir.
TMK'na göre, 19.4.1924 tarih ve 810 sayılı, Senetsiz Mülklerin Senede Bağlanması Ġle Ġlgili
Kanun yürürlükten kalkmıĢ,eski tip arazi rejimi uygulamasına son verilmiĢ,tek tip ve kuru
mülkiyet ile tasarruf hakkını aynı elde toplayan mutlak mülkiyet esası getirilmiĢtir.
864 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun Uygulama Kanunu gereğince de (madde 43) Arazi
Kanunnamesi dolaylı olarak ortadan kalkmıĢtır.Uygulama Kanunu'nun 18. maddesi uyarınca
TMK'nun yürürlüğe girdiği sırada var olan taĢınmazlarla ilgili hakların saklılığı, 36. maddesi
uyarınca TMK'nun yürürlüğünden önce oluĢmuĢ zilyetliğin,yürürlükten sonra TMK'na bağlı
olduğu, 37. maddesi uyarınca da eski yasa uyarınca tescil edilmiĢ hakların yeni tapu
kütüklerine doğıudan doğruya ilgililerce geçirileceği kuralları getirilmiĢtir.Bu hükümler
uyarınca, TMK'nun yüıürlüğe girmesinden önce fıilen malik durumunda olan kullanım hakkı
sahipleri (tasarruf edenler) malik kabul edilmiĢtir.TMK'na ve tescil ilkesine uydurabilmek için
Uygulama Kanunu'nun 20.maddesi ve TMK'nun "tapıısuz araziyi nizasız (çekişmesiz)
fasılasız (aralıksız) 20 yı1 elinde bulunduran kimsenin bu araziye malik olacağı” hakkındaki
639.maddesi birlikte uygulanmıĢ,TMK'dan önce ve sonra geçen süreler birbirine eklenip
araziyi tasarruff edenler zilyet sayılarak arazi adlarına tapuya tecil edilmiĢtir.
Uygulama Kanunu'nun 4.maddesine göre,kendisinden kazanılmıĢ bir hak doğmayan eski
olaylarda 501 sayılı TBMM'nin Yorum Karan uygulanmıĢtır.Bu karara göre yapılan
iĢlemlerde, araziyi tasarruf etmekte olanlara, yargı yoluna baĢvurmadan tapu dairelerince tapu
senedi verilmesine iliĢkin hükümleri içeren TMK uyannca kaldırılmıĢ olan 810 sayılı,
Senetsiz Mülklerin Senede Bağlanması Ġle Ġlgili Kanun hükmü uygulanmıĢtır.
2.6.1929 tarih ve 1515 sayilı Tapu Kayıtlarından Hukuki Kıymeti Kaybolanların Tasfıyesine
Dair Kanun uyarınca, tapu defterlerinde kayıtlı olup ta baĢkasının mülkiyetine geçmiĢ olan
arazinin 10 yıl, bağ, bahçe ve arsaların 15 yıl süre ile tasarruf edilmesi halinde zilyedi
(elmeni) adına tapu dairesince tescil edilip tapu senedi verileceği hükme bağlanmıĢtır.Bu
Kanunun nasıl uygulanacağına dair 9331 sayılı tüzüğe eklene bir madde ile tapuda kayıtlı
olmayan taĢınmazların da aynı Ģekilde tescil edileceği kabul edilmiĢtir.1950 yılından sonra
zilyetlikle edinme yasayla yargıç kararına bağlanmıĢtır.
TC ANAYASALARINDA TOPRAK MÜLKĠYETĠ
Türkiye'nin 7.2.1921 gün ve 1 sayılı Anayasasında mülkiyete iliĢkin bir hüküm yer
almamıĢtır.Cumhuriyet döneminin ilk anayasası olan 20.4.1924 gün ve 491 sayılı Anayasanın
74. maddesi mülkiyete iliĢkin aĢağıdaki hükmü getirmiĢtir.
"Menfıi umumiye (kamu yararı) için Iüzumu usülen tahakkuk etmedikçe ve kanunu mahsus
mucibinde (özel kanunu uyarınca) değer pahası (bedeli) peşin verilmedikçe hiçbir kimsenin
malı istimval ve mülkü istimlak (malı kullanılamaz ve toprağı kamurlaştırılamaz)olunamaz‖.
24
9. 7. 1961 gün ve 334 sayılı (madde 36) ve 20.10.1982 gün ve 2709 sayılı (madde 35) TC
Anayasalarında ise mülkiyete iliĢkin aĢağıdaki hükme yer verilmiĢtir.
"Herkes mülkiyet ve miras hakkrna sahiptir.Bıı haklar, ancak kamu yararı amacı ile ve
kanunla sınırlandırılabilir.Mülkiyet hakkıının kullanılması kamu yararrna aykırı olamaz. "
1961 ve 1982 Anayasalarında mülkiyet kapsamı günümüz özel mülkiyet anlayıĢına uygun
olarak düzenlenmiĢtir.Mülkiyet hakkı toplumsal bir ödevle yükümlü kabul
edilmiĢtir.Ġye,malını ve toprağını toplumsal ihtiyaçlara yararlı olacak ve toplumun yararı ile
çekiĢmeyecek biçimde dilediği gibi kullanabilir.Mülkiyet hakkına bir sınırlama getirilmesi
söz konusu olursa, bu sınırlama ancak, kamu yararının açıkça gerektiği durumlarda ve
kanunla düzenlenebilir.
KADASTRO MÜLKĠYET ĠLĠġKĠSĠ
Ġlk zamanlar kiĢiler arasındaki karĢılıklı söze ve güvene dayalı olan toprak-mülkiyet
iliĢkisinin zamanla geliĢınesiyle birlikte bunun sorumlu güç olarak devletin güvencesi altında,
yazılı biçimde ve resmi bir sicil olarak tutulması zorunlu hale gelmiĢtir.
TaĢınmazlara iliĢkin verilerin derlenmesi ve oluĢacak bilgilerin taĢınınazın sınır ve mülkiyet
güvenliğini sağlamada yararlanılabilecek plan ve sicillere aktanlması çalıĢmalarını kapsayan
kadastro, mülkiyetin güvence altına alınmasındaki en önemli araçtır.Kadastroııun çalıĢma
temelini oluĢturan taĢınmazların geometrik duruınlarının (konumlannın ve sınırlarının)
belirlenerek hukuki olarak (mülkiyet iliĢkileri) güvence altına alınması gereklidir. Dar
kapsamda kadastro, taĢınmaz malların hukuki ve geometrik durumlarını tespit ve tescil ile
yükümlüdür.
TAPU SĠCĠLĠ
TaĢınmaz mal ve üzerindeki haklann durumlarını gösternek üzere Devletin sorumluluğu
altında tutulan tapu sicili ile ilgili ilk defa kayıtlara 12 yy.da Almanya'da rastlanmıĢtır.
TaĢınmazların el değiĢtirme iĢlemlerini tarihh sırasına göre gösteren bu kayıtlar zamanla her
mahalle için tutulmaya baĢlanmıĢ,sonunda,her taĢınmazın ayn bir sayfada gösterildiği kütükle,
plan ve belgelerinden oluĢan bugünkü tapu sicili düzenine ulaĢmıĢtır.
ÜLKEMĠZDE TAPU SĠCĠLĠNĠN GELĠġĠMĠ
Ülkemizde tapu sicilinin geliĢimini dört dönemde inceleyebiliriz.
1. Orhangazi zamanından 1534 yılına kadarki dönem.
2. 2. 1534 ile 1847 yıllan arasındaki dönem.
3. 1847 ile 1926 yılları arasındaki dönem.
4. 1926'dan sonraki dönem.
l. Orhanğazi Zamanından 1534 Yılınâ Kâdarki Dönem 1534 yılına kadar kullanılan,
arazinin tasarruf Ģekilleri ve gelirlerini gösteren kayıtlar (Defter-i köhne) düzenlenmiĢtir.
2. 1534 ile 1847 Yılları Arasındaki Dönem Nahiye esasına göre düzenlenmiĢ, halkın
yararlaıımasına ayrılmıĢ olan mera, yaylak, kıĢlak ve su hakları anlaĢmazlıklarını çözen
25
kararların iĢlendiği defterlerin (Kuyudu kadime) tutulmasına Kanuni Sultan Süleyman
döneminde baĢlanmıĢtır.
3. 1847 ile 1926 Yılları Arasındaki Dönem 1847 tarihli Tapu Nizamnamesi ile taĢınmazların
tapu defterlerine kayıt edilip iyelerine tapu senedi verilmesi kabul edilmiĢtir.Tesis edilen ilk
kayıtlar tamamen mülkiyete ve tapu iĢlemlerine yönelik olmuĢ,bu dönemlerde hiçbir harita
çalıĢması, kadastro tesisi ve güncelleĢtirilmesi konusunda bir çalıĢma yapılmamıĢtır.
1872 yılından itibaren düzenlenen tapu yoklama kayıtlarından harç ve vergileri ödenerek
tasarrufları onaylananlar zamanımızda da geçerli tapu kaydı niteliği taĢımaktadırlar.
Tasarrufları onaylanmamıĢ olanlar ise tapu kaydı niteliği taĢımamaktadırlar.
1897 tarihinden baĢlayarak zabit defterleri (taĢınmazların yazıldığı defter) tutulmaya
baĢlanmıĢtır. TaĢınmaz alım satım vb iĢlemler bu defterlere kayıt edilmiĢtir.
4. 1926'dan Sonraki Dönem TC'nin kurulmasından sonra taĢınmaz mal hukuku alanında
yapılan değiĢikliklerin temeli TMK'na dayandınlmıĢtır. 1932 yılında Tapu Sicil Tüzüğü kabul
edilerek bu tarihten sonra tutulan kütüklere tapu sicili denmeye baĢlanmıĢtır.Tapu sicili
ülkemizde TMK'nun 910. maddesine uyannca tutulmakta ve baĢbakanlığa bağlı olarak
yürütülmektedir.
TAPU SĠCĠLĠ 8.10.1930 tarih ve 10012 sayılı Tapu Sicil Nizamnamesi, md. 6'ya göre tapu sicili, ana ve
yardımcı sicillerden oluĢur.
ANA SĠCĠLLER 1.Tapu Kütüğü
2.Kat Mülkiyeti Kütüğü
3.Yevmiye Defteri
4.Resmi Belgeler (Resmi Senet, plan, mahkeme kararı, vb.)
1.TAPU KÜTÜĞÜ
TaĢınmazın hukuki durumunu açıklayan ana defterdir.Özel mülkiyet konusu olan
taĢınmazlara iliĢkin,
➲ mülkiyet hakkı,
➲ yasa ve tüzük hükümlerine göre Ģerh ve tescil gereken bütün hak ve yükümlülükler
tapu kütüğünde,yer almak suretiyle tapu sicilinin sağladığı güvenceye kavuĢur.Ayni hakların
doğması, değiĢtirilmesi,gerçekleĢtirilmesi bu kütüğe yapılan tescile bağlıdır.Her taĢınmaz ayrı
bir sayfaya kayıt edilir.Tapu kütüğü üzerinde kazıntı, silinti, çıkıntı yapılamaz.
26
Tapu kütüğünde aĢağıdaki veriler bulunur:
· Sayfa no (yeni, eski, matbuat, bağımsız bölüm sayfa no.ları)
· Pafta, ada, parsel no
· Semti, mahallesi, köyü, mevkii, sokağı
· Yüzölçümü
· TaĢınmazın niteliği, umum no, husus no, nevi
· ġerhler (MK;.m. 919, 920, 921)
· Malikin adı, soyadı ve. baba adı, mal sahipleri sıcil no
· Mülkiyetin edinme sebebi, satıĢ bedeli ve kayıt tarihi ile yevmiye no
· Ġrtifak hakları ve gayrimenkul mükellefıyetleri ve bunların kayıt tarihi, yevimiye no
· Beyanlar
· Gayrimenkul rehinleri ve bunların mahiyeti, tesis tarihinde alacaklıların adı, soyadı,
baba adı, alacak miktarı, faiz, derece, müddet, kayıt tarihi,yevmiye no ile rehin hakkı
için düĢünceler.
2.KAT MÜLKĠYETĠ KÜTÜĞÜ
Kat mülkiyetinin tescil edildiği kütüktür.
Kat mülkiyeti kütüğünde aĢağıdaki veriler bulunur.
· Kat mülkiyeti sayfa no (eski, yeni, devam, ana taĢınmaz sayfa no)
· Bağımsız bölümün onaylı bina planındaki kat no, müstakil bölüm no, proje no ve tarihi
· Bağımsız bölümün vergi hesap no, arsa payı, niteliği
· Bağımsız bölümün özel sigorta no ve tarihi, süresi, miktarı
· Ana taĢınmazın mahallesi, sokağı, kapı no
· Ana taĢınmazın pafta, ada, parsel no, yüzölçümü, niteliği
· Ana taĢınmazın genel sigorta no ve tarihi, süresi, miktarı,
· ġerhler (MK, m. 919, 920, 921)
· Malikin adı, soyadı ve baba adı, mal sahipleri sicil no
· Mülkiyetin edinme sebebi, satıĢ bedeli ve kayıt tarihi ile yevmiye no
· Ġrtifak hakları ve gayrimenkul mükellefıyetleri ve bunlann kayıt tarihi, yevmiye no
· Beyanlar
· Gayrimenkul rehinleri ve bunların mahiyeti, tesis tarihinde alacaklıların adı, soyadı, baba
adı, alacak ıniktarı, faiz, derece, müddet, kayıt tarihi, yevmiye no ile rehin hakkı için
düĢünceler.
3.YEVMĠYE DEFTERĠ Tapu kütüğüne tescil edilen ayni hakların sırasını belirleme yönünden önemli defterdir.
Mülkiyetin devri, ayni hakların kurulması, değiĢtirilmesi, terkini ile ilgili istemler baĢvuru
tarih ve sırasına göre yevmiye defterine kayıt edilir. Yevmiye defterine her yıl baĢında 1'den
baĢlayarak sıra no verilir.
Yevmiye defterinde aĢağıdaki veriler bulunur.
· Sıra no --· Alındığı saat, dakika --· Ġstem sahibinin adı, soyadı ve adresi, köy veya
mahallesi --· Sayfa no --· Ġstemin konusu --· Eklenti sayısı --· DüĢünceler yapılan iĢlem
4.RESMĠ BELGELER
Tapu kütüğündeki mevcut haklann ayrıntılarını,kayıtların hukuki dayanağını sağlarlar.Resmi
senet, plan, mahkeme kararları ve diğer belgeler resmi belgeler olarak sayılabilir.
ĠĢleme konu taĢınmaz mal ve tarafların isteğinin açıkça yazıldığı belgeler resmi
senettir.Resmi senetlerde silinti, kazıntı,çıkıntı yapılamaz.
Plan;ölçü tekniğine göre,belli ölçekte,taĢınmazların zemindeki sınır ve yüzölçümlerini
gösteren belgedir.
27
Mahkeme kararı;bir hakkın tescil, değiĢtirme,terkin ya da düzeltilmesini gerektiren
kararlardır.
Vekaletnameler,mirasçılık belgeleri,vasiyetnameler,rüĢt kararları vb. diğer belgeler olarak
sayılabilir.
YARDIMCI SĠCĠLLER
1. Mal Sahipleri Sicili,
2. Aziller Sicili,
3. Düzeltmeler Sicili
4. Kamu Orta Malları Sicili (Mera, yaylak, kıĢlak kütüğü)
1.MAL SAHĠPLERĠ SĠCĠLĠ
Mal sahipleri sicili soyadının baĢ harfıne göre her harf için ayrı olarak tutulan kütüklerden
oluĢur.Malikin sahip olduğu taĢınmazlar bir sayfada gösterilir.Malikin mülkiyetinden çıkan
taĢınmazın ada ve parsel no kırmızı mürekkeple çizilir.Ayırma, birleĢtirme iĢlemlerinde eski
ada, parsel ve sayfa no.ları çizilip yeni no.lar yazılır.Ġkâmetgah değiĢikliklerinde de yeni
ikametgah yazılır.Mal sahipleri sicili;
· Mal sahibinin adı, soyadı, baba adı, tabiyeti
· Ġkametgahı, mahalle ya da köyü
· Sayfa no
verilerinden oluĢur.
2.AZĠLLER SĠCĠLĠ
Vekil aracılığıyla yapılan iĢlemlerde vekilin azledilmiĢ olup olmadığını kontrol olanağı
sağlar.Vekalet verenlerin soyadının baĢ harfıne göre siczl tutulur.Azil geldiğinde tarih,saat,
dakika hemen kaydedilir.Vekaletnameye dayalı iĢlem gediğinde kontrol edilir.
3.DÜZELTMELER SĠCĠLĠ
Ġlgilisinin kusuru olmaksızın tapu kütüğüne yanlıĢ olarak yapılmıĢ tescillerin düzeltilmesine
ve düzeltme nedeninin açıklanmasına yarayan defterdir.Düzeltmeler sicili;
· Sıra no
· Düzeltme tarihi
· Düzeltmeiıin içeriği verilerinden oluĢur.
4. KAMU ORTA MALLARI SĠCĠLĠ
Bölge itibarıyla tutulan, kamu orta mallarının. yazıldığı,bu malların hangi köy ya da
belediyeye ait olduğunu gösteren sicildir.Tescil mahiyetinde olmayıp bilgi mahiyetindedir.
TAPU SĠCĠLĠNĠN ĠLKELERĠ
Tapu sicil sistemi temeli TMK'na dayanan beĢ temel ilkeye sahiptir.Bu ilkeler kadastro için de
geçerlidir.
L. TESCĠL ĠLKESĠ TMK,madde 930 "Ayni haklar, tescil ile doğar ve sıra ve tarihlerini tescil kaydına göre alır. "
Ģeklindedir.TaĢınmaz mal mülkiyetinin kazanılması ya da bir taĢınmaz mal üzerinde herhangi
bir ayni hakkın kurulabilmesi için tapu siciline kayıt gereklidir.Bu kayıtlar tescil olarak
adlandınlır.Bir ayni hak, tescil olmadıkça ayni hak niteliğini kazanamaz.Her taĢınmaz TMK,
madde 914 gereğince bulunduğu bölgenin tapu siciline kaydedilir.TMK, madde 915 uyarınca
birden fazla bölgeye gireli taĢınmazlar,diğer bölge sicillerinde kaydedildiği gösterilmek
koĢuluyla her bölgede ayrı ayrı kaydedilir.
2.AÇIKLIK ĠLKESĠ
TMK'nun 928. maddesi uyarınca tapu sicili, iliĢkisi olan herkese açıktır.TMK'nun 928.
maddesi "Tapu kütüğü herkese açıktır.İlgisi olduğunu kanıtlayan herkes,kendisince önemli
28
olan başlıca sayfaları,belgeleriyle birlikte,bir tapu memuru önünde,kendisine gösterilmesini
ya da bunların bir örneğinin verilmesini isteyebilir.Kimse,tapu kütüğündeki bir kaydın
kendisince bilinmediği yolunda bir iddiada bulunamaz." uyarınca açıklık ilkesi gerçekleĢir.
Bu ilke kadastro bilgi ve belgeleri için de geçerlidir.
3.DEVLETĠN SORUMIULUĞU ĠLKESĠ
TMk‘nun 917. maddesi ―Hazine, tapu sicillerinin tutulmasından dolayı bütün zararlardan
sorumludur." Ģeklindedir.Bu maddeye göre bu sorumluluk,yalnızca tapu siciline yapılan tescil
iĢlemleri sınırlıdır.Tapu sicil memurlarının yaptıkları usulsüz iĢlemler sonucu meydana gelen
zarardan devlet sorumludur.Zarar gören hak sahibi,devlet aleyhine,haksız uygıılamadan
dolayı dava açarak zararın giderilmesini isteyebilir.
4. GÜVEN ĠLKESĠ
TMK,931. maddesi uyarınca,tapu sicilindeki kayda dayanarak iyi niyetle mülkiyet ya da diğer
bir ayni hak iddia edenin bu hakkı geçerli olur.Bu madde bağlamında,herkes,tapu sicilindeki
kayıtların doğru ve tam olduğuna güvenebilir.
5.NEDENSELLĠK ĠLKESĠ
Tapu siciline yapılan bir tescilin geçerliliği,tescile esas olan hukuki iĢlemin ğeçerliliğine
bağlıdır.Geçerli bir hukuki iĢleme dayanmayan tescil,Ģekil olarak vardır,ancak hatalı bir
tescildir.Bu dunım nedeniyle zarara uğrayanlar devletten bunun ortadan kaldırılmasını
isteyebilir
KADASTRO TAPU SĠCĠLĠ ĠLĠġKĠSĠ
Tapu hizmetleü bir bölgede kadastro yapılmadan öncede vardır. Ancak bu tapuların,hem
araziye uygulanması zor hem de alanlarına iliĢkin değerlerin güvenilirliği kuĢku doludur.
Çünkü bunlar ölçü ve plana bağlı değillerdir.Kadastrosu yapılan alanlarda ise tapu sicilleri
düzenlenerek bütün iĢlemler bu siciller üzerinde yapılmaya devam eder.Kısaca taĢınmazın
hem ölçü ve plana bağlı konumu hem de devlet güvencesi atına alınmıĢ belgesi vardır.
Kadastro ve tapu sicili tüm anlatılanların bağlamında birbirini tamamlayan,biri olmazsa
diğerinin iĢlevleri eksik kalan iki ayrı çalıĢmadır.TaĢııımaz mal mülkiyetin güvence altına
alınması için ikisinin de eksiksiz ve doğru bir Ģekilde gerçekleĢtirilmesi gereklidir.
TKGM
Tapu kadastro hizmetlerinin yönetim birimi ülkemizde TKGM‘dür.
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün geçmiĢi 153 yıl öncesine dayanır.Ġlk tapu kurumu 21
Mayıs 1847 yılında “Defterhane-iĢ Amire Kalemi” adı altında ve taĢınmaz mallara ait
iĢlemlerin yapılması amacıyla kurulmuĢtur.Bu kurum Türkiye Cumhuriyeti Devleti
kuruluncaya kadar “Defterhane-iĢ Hakani Emaneti”, “Defter Eminliği” ve “Defterhane-i
Hakani Nezareti” gibi çeĢitli isimler altında varlığını sürdürmüĢtür.
Cumhuriyetin kurulmasından sonra mülkiyet ve tapu iĢlemlerine ait çalıĢmalar daha fazla
önem kazanmıĢ,1924 yılında Tapu Umum Müdürlüğü kurulmuĢ,daha sonra bünyesinde 1925
yılında 658 sayılı Kanunla kadastro birimi ilave edilmiĢtir.Genel Müdürlük bugünkü yapısı ve
hedeflerine 1936 yılında 2997 sayılı Kanunla kavuĢmuĢ,önce Maliye Bakanlığına,daha
sonra,7 Temmuz 1939 tarihinde Adalet Bakanlığına ve nihayet taĢıdığı önem ve bağımsızlığı
29
göz önüne alınarak 10 Ağustos 1951 tarihinde BaĢbakanlığa bağlanmıĢtır.Toplumun ve çağın
ihtiyaçlarına uygun olarak 1984 yılında 3045 sayılı kanunla yeniden yapılandırılmıĢ ve
bugünkü statüsüne kavuĢmuĢtur.
Tapu e Kadastro Genel Müdürlüğünün ana görevleri aĢağıda sıralanabilir.
Yasalarla belirlenmiĢ olan; taĢınmaz mallara iliĢkin her türlü devir, temlik ve tescil
iĢlemlerinin yapılması, sicillerinin tutulması, korunması, bunlar üzerindeki
değiĢikliklerin takibi,
TaĢınmaz mallar üzerindeki hakların belirlenmesi, harita ve planlarının yapılarak tapu
sicillerinin oluĢturulması ve bunlarla ilgili temel prensiplerin tespiti,
Tesis kadastrosu yaparak taĢınmazların hukuki ve teknik durumlarını belirlemek,
Memleketin topoğrafık kadastral haritalarını üretmek, denetlemek ve arĢivlemek,
fotogrametrik harita yapımı için gerekli nirengi sıklaĢtırma, resim alımı, banyo ve
baskı iĢleri, değerlendirme ve kartografık iĢlerin yapılması,
Kadastro haritalarının yenileme ve güncelleĢtirilmesi,
Hizmet öncesi ve hizmet içi eğitim.
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü,taĢınmaz mallara iliĢkin;
―Kimin ve Nasıl?" soruları ile belirlenen hukuki vb. duıumlarını tapu,
“Nerede ve Ne Kadar?" sorulan ile belirlenen konum ve teknik duruma iliĢkin
faaliyetlerini kadastro
çatısı altında birleĢtirerek görevini sürdürmektedir.TKGM'de temel olarak "Orta Avıupa
Sistemi" benimsenmiĢtir. TKGM'nün bu yapısı, bilgi sistemi oluĢturma faaliyetlerine uygun
bir organizasyonel yapıdır. Günümüzde Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünde hizmet
alanına giren faaliyetlerin gerçekleĢtirilebilmesi amacıyla birtakım projeler ve çalıĢmalar
yürütülmektedir.
Kadastro Otomasyonu Projesi: Bu proje ile sayısal kadastro üretimi, kadastro sonrası
kayıtların bilgisayar ortamınüa oluĢturulması, mevcut kadastro bilgi ve belgelerinin
sayısallaĢtırılması ve kadastro müdürlüklerinin tam otomasyona geçirilmesi amaçlanmaktadır.
HızlandırılmıĢ Kadastro Projesi: Kadastro hizmetleri yönüyle oldukça geride olduğu tespit
edilen Erzurum, GümüĢhane, Sivas, Kastamonu ve Zonguldak illerinde kadastrosu
yapılmayan yerleĢim birimlerinin tesis kadastrosunu bitirmek amacıyla yapılan projedir.
Anılan bölgelerde geçici görevlendirmelerle 183 ekip oluĢturulmuĢ, bölgede bulunan 26
kadastro müdürlüğü modern donanımlarla desteklenmiĢtir.
Yenileme ÇalıĢmaları: Evvelce tesis kadastrosu tamamlanmıĢ olup da teknik nedenlerle
yetersiz kalan, eksikliği görülen, uygulama niteliğini kaybeden, zeminde sınırları gerçeğe
uygun olarak gösterilmediği tespit edilen kadastro paftaları 2859 sayılı Kanuna göre
yenilenmektedir. Yenilenen kadastro parseli sayısı 222.307 adettir.
Ġmar Affı ÇalıĢmaları: Ġmar Affı Kanunu kapsamında yapılan çalıĢmalardır. Ġmar affı
kapsamında tapuya tescil edilen toplam parsel 619.071 adettir.
Afet Kadastrosu ÇalıĢmaları: Deprem, yangın, su basması, yer kayması, kaya düĢmesi, çığ
vb. afetler sonucunda yapılan ve kamu tesisleri genel hayata etkili olacak Ģekilde zarar gören
veya görmesi muhtemel olan yerlerdeki afetzedeler için seçilen yeni yerleĢim yerlerinden
kadastrolanmamıĢ olanların kadastrolanmasıdır. 1999 yılı itibariyle toplam 13.124 adet parsel
afet kadastrosu kapsamında kadastrolanmıĢtır.Aynca, 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999
depremleri sonrasında deprem bölgelerinde ilgili kuruluĢlarca. belirlenen geçici yerleĢim
yerlerinin belirlenmesi, geçici yerleĢim planlarının araziye uygulanması; daimi yerleĢim
yerlerinde ise imar planlarına altlık olmak üzere seçilen yerleĢim alanlanndaki taĢınmaz
malların mülkiyet durumlarının belirlenmesi çalıĢmaları tamamlanmıĢtır.
Orman DıĢına Çıkan Alanların Tespit ve Tescili: 6831 sayılı Kanunun 2B maddesi
uyarınca ORKÖY Genel Müdürlüğünün öncelikli talebi olan 328 yerleĢim biriminde toplam
30
13.708 hektar alanın kadastro çalıĢmaları baĢlatılmıĢ, ayrıca 832 hektar alanın orman
kadastrosu çalıĢmalarının harita iĢleri özel sektöre ihale edilmiĢtir.
Türkiye Ulusal Temel GPS Ağı Projesi (TUTGA): Kadastro ve her türlü büyük ölçekli
harita çalıĢmasının dayandırılacağı mevcut ülke temel jeodezi ağının kadastrodan beklenen
duyarlık isteklerine cevap vermekten uzak ve yetersiz olması nedeniyle, uydu jeodezisinin
getirdiği imkanlardan yararlanarak yeni bir ülke jeodezi ağının oluĢturulması zorunlu
görülmüĢtür.Hazırlanan proje Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün fınansman desteğiyle
Harita Genel Komutanlığınca gerçekleĢtirilmiĢtir.
Tapu Otomasyonu Projesi: Bu proje ile kütüklere ve gerekli belgelere hızlı ulaĢmak,
iĢlemleri bilgisayar ortamında tutmak ve güncellemek, verim artıĢı sağlamak, sistem birliği ve
standardı sağlamak, kullanıcıların ihtiyaç duyduğu bilgileri zamanında doğru ve güncel olarak
bilgisayar ortamında sunmak hedeflenmiĢtir. Ülke genelinde 500 tapu sicil müdürlüğünde
otomasyona geçilmiĢ, 33 milyon tapu kaydı bilgisayar ortamına aktarılmıĢtır.
MERLIS Projesi: Dünya Bankası kredisi ile gerçekleĢtirilecek bu proje ile 17 Ağustos ve 12
Kasım 1999 depremlerinden etkilenen alanlarda tapu ve kadastro iĢlemlerinin iyileĢtirilmesi
ve bir arazi bilgi sisteminin kurulması planlanmıĢtır. Proje Ocak-2000 tarihinde baĢlamıĢtır.
Tapu Kadastro Gene1 Müdürlüğünde bölge müdürlüklerine bağlı olarak çalıĢan 1001 tapu
sicil müdürlüğünde yapılan iĢlemler taĢınmaz mallara yönelik olmak üzere üç yönlüdür.
Bunlar;
Akit düzenlenmesi; satıĢ, bağıĢ, ölünceye kadar bakma akdi, taksim, trampa, ipotek,
intikal, kat mülkiyeti, kat irtifakı tesisi vb.
Tescil iĢlemleri; cins tashihi, ifraz (ayırma), tevhit (birleĢtirme), imar tescilleri vb.
Özellikle mahkeme ve icra daireleri baĢta olmak üzere diğer kamu kurum ve
kuruluĢlarınca talep edilen tapu kayıt suretleri, yazıĢmalar vb. bilgi verici iĢlemler
Ģeklinde sıralanabilir.Tapu sicil müdürlüklerinde iĢlem yaptırmak isteyenler bizzat veya
vekilleri (temsilcileri) varsa vasi, kayyum ve kanuni temsilcileri vasıtasıyla talepte bulunurlar.
Mülkiyet ve mülkiyetten gayri ayni haklara müteallik resmi senetler, taĢınmaz mal iyesi veya
bunların vekilleri huzurunda tapu sicil müdürlüğünce düzenlenmekte olup, akdi
gerektirmeyen iĢlemlerde ise istem belgesi düzenlenmektedir.Ülke genelindeki kadastro
müdürlüklerinde yürütülen kadastro hizmetlerinin kapsamı ise;
* Tapulu taĢınmazların tapulannın yenilenmesi,
* Tapusuz taĢınmazların tapuya bağlanması
* Yapılan çalıĢmaların yaĢatılması,güncel tutulması,
* Yenileme,
* Tescile konu her tür harita ve planların kontrolü ve arĢivlenmesi,
* Taleplerin karĢılanması Ģeklinde sıralanabilir.
TAPU HĠZMETLERĠNĠN TANIMI
Tapu hizmetleri gayrimenkuller ile ilgili akitlerle her türlü tescil iĢlerinin yapılması, Devletin
sorumluluğu altındaki tapu sicilinin düzenli bir Ģekilde tutulması, siciller üzerinde meydana
gelen değiĢikliklerin izlenmesi, sicil ve belgelerin ilgili mevzuata uygun olarak korunması
Ģeklinde tanımlanabilir.
TAPU HĠZMETLERĠNĠN KAPSAMI
31
BaĢlangıçta, avcılık ve madencilikle yaĢamlarını sürdüren insanların toprağı iĢlemeyi
öğrenmeleri göçebe toplumdan yerleĢik hayata geçilmesi sonucunu doğurmuĢ ve insanların
iĢledikleri topraklara sahip olma düĢüncelerini ortaya çıkarmıĢtır. Diğer bir ifadeyle, insan
toprak iliĢkileri ve toprağa sahip olma istek ve ihtiyacı devlet hayatından önce baĢlamıĢtır.
Devletlerin kuruluĢu ile birlikte insanların yaĢamında çok önemli bir yeri olan toprakla
iliĢkileri, toplumsal barıĢ ve sosyal düzenin sağlanması amacıyla düzenlenerek, belirli yazılı
kurallara bağlanmıĢtır.
Esasen, insanların düĢünce ve çabaları sonucu elde ettikleri birikimleri güven altına alma ve
geleceğe aktarma ihtiyacı mülk edinme isteğini ortaya çıkarmıĢ ve bu istek tarihi geliĢimin
esas unsurlarından birini oluĢturmuĢtur.
Tapu hizmetlerinin kapsamının belirlenmesi için bu hizmetleri akde yönelik hizmetler, tescile
yönelik hizmetler, arĢive yönelik hizmetler ve diğer kamu kurum ve kuruluĢlarına yönelik
hizmetler olarak dört ana baĢlık altında toplamak mümkündür.
1- AKDE YÖNELIK HIZMETLER
Borçlar Kanununun 1 nci maddesi ile akit, tarafların karĢılıklı ve birbirine uygun rıza
bildirimleri olarak tanımlanmıĢtır. Aynı kanunun 11'inci maddesinde ise, kanun ile belirli
bir Ģekil Ģartına bağlı kılınan akitlerin, bu Ģekil Ģartına bağlı kalmaksızın düzenlenmesi
halinde geçersiz olacağı belirtilmiĢtir.
Medeni Kanunun 634 üncü, Tapu Kanununun 26 ncı ve Tapu Sicil Tüzüğünün 19 uncu
maddeleri uyarınca, gayrimenkule iliĢkin tasarrufa yönelik iĢlemlerin tapu sicil
müdürlüklerince resmi senet düzenlenmek suretiyle karĢılanması gerekmektedir. Ancak, 2644
sayılı Tapu Kanununun 26. maddesine 3000 sayılı Kanunla eklenen ek fıkra ile; konut
yapanlara, ihracatçılara, turizm tesisi yapanlarla, iĢletmecilere, sanayicilere, esnaf ve
sanatkarlara konuları ile ilgili olarak bankalarca veya kamu kurum ve kuruluĢlarınca (ordu
yardımlaĢma kurumu dahil) açılacak kredilere karĢılık teminat gösterilen gayrimenkullerin
ipotek iĢlemleri, alacaklı, borçlu ve varsa kefilleri arasında yapılan kredi ve borç
sözleĢmelerine istinaden tapuya tescil edilmektedir.
Ayrıca, tapu sicil müdürlüklerince akit düzenlenmeden önce, talepte bulunanın hak sahibi
olup olmadığı, akit taraflarının medeni haklardan yararlanma ehliyetleri, yetkiye dayalı
taleplerde vekilin yetki ve temsil hususu, yasa ve mevzuat ile sicillerde kayıtlı hak ve
takyitlere göre talebin karĢılanmasında bir engel bulunup bulunmadığı titiz bir Ģekilde
araĢtırılarak sonucuna göre iĢlemlere yön verilmektedir.
2- TESCILE YÖNELIK HIZMETLERIN KAPSAMI
TaĢınmaz mal mülkiyetinin edinilmesi, tapu siciline tescil kuralına bağlıdır. Kanuni
istisnaların dıĢında, tescil yapılmadan gayrimenkule iliĢkin mülkiyet hakkının edinilmesi
mümkün değildir.
Tescil iĢleminde amaç, bir hukuki iĢleme sıhhat kazandırmak, onun devamlı olmasını
sağlamak ve bu iĢlemle ilgili kiĢileri böyle bir olayın varlığından haberdar etmektir. Tescil
iĢleminin asıl fonksiyonu, belgelendirme, alenileĢtirme ve güven yaratmaktır.
32
Medeni Kanunun, mülkiyet hakkının edinilmesine iliĢkin maddelerinde (m.633-634),
taĢınmaz mal mülkiyetinin iktisap için tapu sicilinde kaydın Ģart olduğu, ancak iĢgal, miras,
kamulaĢtırma, cebri icra veya mahkeme ilamı ile bir taĢınmaz malı iktisap eden kimsenin
tescilden öncede ona malik olacağı, fakat tescil iĢlemi tamamlanmadıkça bunlar üzerinde
temliki tasarrufta bulunamıyacağı belirtilerek, mülkiyet hakkını nakleden akitlerin resmi
Ģekilde yapılmadıkça geçerli olamıyacağı hükme bağlamıĢtır.
Gayrimenkul mülkiyetinin edinilmesinde, tescilin lüzumu kuralından bazı hallerin istisna
edilmesinde kanun koyucu yarar görmüĢ ve bunu malikin iradesi dıĢındaki yollarla mülkiyetin
baĢkasına geçiĢini sağlayan belli bazı muameleler için kabul etmiĢtir ki, bu istisnai hallerde
tescil, iktisabın oluĢturucu Ģartı değil, kazanılmıĢ bu hakkın açıklayıcı yönüdür.
3- ARġIV HIZMETLERI
ArĢiv hizmetleri, herhangi bir konuyu aydınlatmaya, düzenlemeye ve tesbite yarayan tasnif
edilmiĢ döküman olarak tanımlanmaktadır. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünde halen
mevcut arĢivler, taĢınmaz mala iliĢkin mülkiyet ve diğer ayni hakların tesbit ve korunmasını
sağlamakta, imar, kamulaĢtırma, toplulaĢtırma, vergi toplanması gibi toplumsal faaliyetlerin
altlığını teĢkil etmekte, ekonomik, sosyal ve tarihi konularda bilimsel çalıĢmalara kaynak
oluĢturmaktadır.
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün görev ve faaliyetleri sonucu teĢekkül eden
arĢivlerde güncelliğini kaybetmemiĢ olarak bulunan milletlerarası antlaĢmalar, tapu tahrir
defterleri, tapu ve nüfus kayıtları, aynı özellikteki vakfiyeler, il, ilçe, köy ve belediyelere ait
sınır kağıtları gibi belgeler bulunmaktadır.
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünde, merkezde ve taĢrada olmak üzere ikili arĢivleme
sistemi bulunmaktadır.
Merkez ArĢivinde;
1- En eski belge olmak üzere Ġstanbul'un fethinden 7 sene sonra düzenlenmiĢ 1460 tarihli,
ceylan derisi üzerine yazılmıĢ 65.30 metre uzunluğundaki " Ayasofya Camii Vakfiyesi" nin
de aralarında bulunduğu 2322 cilt tahrir tefteri,(15 ila 19 uncu y.y.lara ait)
2- Mülkiyet hakkının tanınarak kayıt altına aldığı 1847 tarihinden 1933 tarihine kadar, milli
sınırlar dahilindeki yerlere ait 14023 cilt Tapu-Zabıt Defterleri,
3- 1847 tarihinden 1914 tarihine kadar, milli sınırlar haricindeki yerlere ait 8.277 cilt Tapu-
Zabıt defteri,
4- 1934 tarihinden günümüze, kadar 232864 cilt ikinci nüsha Tapu Senedi, ipotek belgesi
ve ipotek terkini cetveli,
5- 291697 cilt ikinci nüsha tapu kütüğü,
6- 1000 cilt tablo mahzen defteri,
7- 1925 - 1967 yılları arasındaki döneme ait köy sınır kayıtları ve Mer'a tahsis kararları,
TaĢra teĢkilatında ise;
1- Parsel dosyasında, istem belgesi, tapu harç tahakkuk fiĢi, föy dosyası(iĢlem ile ilgili
belgelerin yerleĢtirildiği dosya), harita, proje ve benzeri evrak,
2- Resmi senet,
bulunmaktadır.
4- DIĞER KAMU KURULUġLARINA YÖNELIK HIZMETLER
Tapu hizmetleri taĢınmaz mal mülkiyetinin korunması ve kullanılmasının yanısıra, sosyal ve
ekonomik iliĢkilerde önemli bir yer oluĢturmakta, gayrimenkullere iliĢkin haklarla, iĢlemleri
düzenleyici ve yönlendirici bir role sahip bulunmaktadır.
Tapu hizmetleri, ülke kalkınmasında çok önemli rolleri bulunan, toprak düzenlemeleri ve
toplulaĢtırma, kamulaĢtırma, yol-su-baraj ve elektrik hizmetleri, konut ve bankacılık, sanayi
yatırımları, yargı hizmetleri, vergi düzenlemeleri ve benzeri özel ve kamusal faaliyetlerin
temelini teĢkil etmektedir.
33
Esasen akit ve tescil iĢlemleri dıĢında, kamu kurum ve kuruluĢlarına yönelik diğer hizmetler,
tapu hizmetleri içerisinde çok büyük bir yer teĢkil etmektedir.
Bu hizmetleri aĢağıdaki Ģema ile genmel olarak tasnif etmek mümkündür.
BELEDĠYELERE
YÖNELĠK HĠZMETLER
MALĠYE BAKANLIĞINA
YÖNELĠK HĠZMETLER
YARGIYA YÖNELĠK
HĠZMETLER
ĠSTATĠSTĠK ENSTĠTÜSÜNE
YÖNELĠK HĠZMETLER
BAYINDIRLIK VE ĠSKAN
BAKANLIĞINA YÖNELĠK
HĠZMETLER
ENERJĠ VE TABĠĠ
KAYNAKLAR
BAKANLIĞINA YÖNELĠK
HĠZMETLER
TURĠZM BAKANLIĞINA
YÖNELĠK HĠZMETLER
SANAYĠ VE TĠCARET
BAKANLIĞINA YÖNELĠK
HĠZMETLER
ULAġTIRMA BAKANLIĞINA
YÖNELĠK HĠZMETLER
BANKALARA YÖNELĠK
HĠZMETLER
TAPU
TARIM VE KÖY ĠġLERĠ
BAKANLIĞINA YÖNELĠK
HĠZMETLER
HĠZMETLERĠ
ORMAN BAKANLIĞINA
YÖNELĠK HĠZMETLER
MĠLLĠ SAVUNMA
BAKANLIĞINA YÖNELĠK
HĠZMETLER
KÜLTÜR BAKANLIĞINA
YÖNELĠK HĠZMETLER
KOOPERATĠFLERE
YÖNELĠK
HĠZMETLER
SENDĠKALARA YÖNELĠK
HĠZMETLER
DERNEKLERE YÖNELĠK
HĠZMETLER
VAKIFLARA YÖNELĠK
HĠZMETLER
ġĠRKETLERE YÖNELĠK
HĠZMETLER
DĠĞER TÜZEL KĠġĠLERE
YÖNELĠK HĠZMETLER
Bu hizmetler içinde yargıya yönelik hizmetler yoğunluk teĢkil etmektedir. Bunun yanısıra,
yerel yönetimlerin teknik hizmetlerinden yeĢil kart uygulamasına kadar ilk bakıĢta göze
çarpmayan bir çok hizmetin yerine getirilmesi tapu hizmetleri ile iliĢkilidir.
TÜRKĠYEDEKĠ TAPU HĠZMETLERĠ
Osmanlı Devleti kurulduğu sırada henüz devlet iĢlerinde yeterli bir teĢkilat
bulunmamaktadır. II. Osmanlı PadiĢahı Orhan Gazi' nin kardeĢi Alaattin PaĢanın vezirliği
sırasında kanunlar çıkarılmıĢ, halk ve devlet iĢleri tanzim edilmeye, idare ve askerlik
34
iĢlerinin durumları düzeltilmeye baĢlanmıĢtır. Daha sonraki padiĢahlar döneminde ise bu
geliĢmeler sürdürülmüĢtür.
Osmanlı Devlet teĢkilatında eskiden beri mevcut olan kalemlerden baĢlıcaları, Defterhane-i
Amire ve Hazine-i Amire ve Divanı Hümayun kalemleri idi. Defterhane-i Amire ünvanı,
sonradan Kuyudu
Hakanı, Cumhuriyetin ilanından sonrada Kuyudu Kadime adını almıĢ olup, halen kayıtları ile
birlikte Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü arĢivinde bulunmaktadır.
Ġkinci Mahmut zamanında Zilkade 1251 (1836) tarihli Hattı Hümayun ile merkezi hükümette
yeni birtakım değiĢiklikler getirilerek taĢrada eyalet, liva ve kazalardan oluĢan yeni bir
mülki teĢkilat oluĢturulmaya çalıĢılmıĢtır. Bu sırada arazi iĢlerinin idare ve tasarrufu da
dikkate alınarak tımar ve zeamet usulü ihdas olunmuĢtur. Arazinin idare ve tasarruf iĢlerine
bakma yetkisi aynı zamanda askeri bir teĢkilat olan tımar ve zeamet sahiplerine verilmiĢtir.
Araziler, padiĢah tarafından zeamat, tımar veya has veyahut bazı hayrat kurumlarına
vakfolmak üzere tahsis edilmiĢti. Bu Ģekilde arazi hasılatından alınan öĢür vergisini
toplamaya hakkı olanlara "Sahibi Arz" denilmiĢtir. Ziraat hakkına sahip olan ahali arasında
yapılan tarla satıĢları, bunlar huzurunda takrir vermek ve bunların iznini almak suretiyle
mümkün olmuĢtur. Sahibi Arz sahipleri, dirliği dahilindeki ziraat yapılmayan boĢ araziyi
değer bedeli üzerinden talep sahiplerine vermiĢtir, kendi üzerine alıp tasarruf edememiĢtir.
Tımar ve zeamet sahiplerinin; arazi, tefviz ve ihalesi alım, satım ve intikal gibi iĢlemleri
yapma yetkisi, 1255 ve kısmen 1263 yılına kadar devam etmiĢtir.
Tımar ve zeamet usulünün kaldırılmasından sonra bunlara ait görevler, Mültezim ve
Muhasıllara tevdi edilerek arazi alım, satım, tefviz ve ihalesi iĢleri bunlar vasıtasıyla
yürütülmüĢtür. Bu suretle, bunlar sahibi arz sıfatını almıĢlardır. Bunların yetkileri de 7
Ramazan 1274 (1858) tarihinde yürürlüğe giren Arazi Kanununun çıkarılmasına kadar devam
etmiĢtir.
7 Cemaziyel evvel 1263 (Nisan 1847) tarihinde çıkarılan Kanunla milli araziye iliĢkin tasarruf
iĢleri için verilecek senetlerin Defterhaneyi Amire kaleminde kaydının tutulması, mühürlü
tapu senetleri verilmesi esası getirilerek, 5 Cemaziyelahir 1263 (21 Mayıs 1847) tarihinde
çıkarılan nizamname ile bugünkü tapu teĢkilatının kuruluĢunun esasını teĢkil eden sistem
getirilmiĢtir. Yapılan bu düzenleme ile taĢradaki araziye iliĢkin tasarruf iĢlerinin kaydı,
senetlerin yazılıp mahallerine gönderilmesi ödevi Defterhaneyi Amire kalemine verilmiĢtir.
Bu teĢkilat taĢrada, vilayet, sancak ve kaza merkezlerinde zaman içerisinde kurulmuĢtur.
7 Ramazan 1274 tarihinde yürürlüğe giren arazi kanunu ile
a) Arazii Memluke(Mülk topraklar)
b) Arazii Miriye (Miri topraklar)
c) Arazii Mevkufe(Vakıf toprakları)
d) Arazii Metruke(Kamunun kullanımına bırakılmıĢ topraklar)
e) Arazii Mevat (Ölü topraklar)
olmak üzere araziler beĢ ayrı grupta toplanarak her birine değiĢik hükümler uygulanmasını
benimsemiĢ, uygulama yetkisi de ayrı ayrı mercilere tanınmıĢtır. Bunlardan mülk arazinin
kayıtları ġer'i Mahkemelerce tutulmuĢ, sahiplerine ġer'i Hüccet denilen belgeler verilmiĢtir.
Askeri gayeye tahsisli miri araziye iliĢkin iĢlemler sahibi arz yetkisi ile, sipahi mültezim ve
muhasıllarca yürütülmüĢ ve vakıf arazi içinde mütevellilerce Temessük Senetleri verilmiĢtir.
1872 yoklamasıyla gayrimenkullerin kayıtları yapılarak sahiplerine tapu senedi verilmiĢtir.
1874 yılından itibaren de her türlü araziye iliĢkin iĢlemlerin tapu dairelerince yürütülmesi ve
tutulmuĢ olan bütün kayıtların bu dairelere devredilmesi öngörülmüĢtür. (1276) 1860 yılında
çıkarılan bir tarifname ile, tasarruf belgelerinin kazalarda hakim, mal müdürü, sandık emini
35
ve katipten kurulu, sancakta ise; hakim, mal memuru, sandık emini ve katipten oluĢan
komisyon tarafından mühürlenip sahiplerine verilmesi öngörülmüĢtür.
DeğiĢik hükümler taĢıyan talimatname, nizamname ve tarifnamelerle görev ve yetkileri
düzenlenmeye çalıĢılan tapu daireleri 17 Temmuz 1323 (1907) tarihli Nizamname ile sahip
olması gereken hüviyet ve yetkilerine yaklaĢmıĢtır. Bu nizamname ile, taĢınmaz mal intikal ve
ferağ muamemeleri Ġstanbul'da Senadat Ġdaresince, vilayetlerde Defteri Hakani idaresince
yapılması, emredici bir kural olarak konulmuĢtur. Tapu idareleri dıĢında adi senetle alım
satım yapılması yasaklanmıĢtır.
17 Mayıs 1332 (1916) tarihli bir Nizamname ile de takrir komisyonları kaldırılmıĢ olup,
takrirlerin Defteri Hakani müdür ve memurları ile, tapu memuru ve iki Ģahit huzurunda
olacağı hükmü getirilerek tapu daireleri görev ve yetki bakımından bağımsızlıklarına
kavuĢturulmuĢtur. Zamanla artan iĢ ve önemi nedeniyle defter eminliği olan kuruluĢ; Defteri
Hakani nezareti haline getirilmiĢ ise de 1913 yılında Defteri Hakani Nazırlığı, Defteri Hakani
Eminliğine çevrilmiĢtir.
Cumhuriyetin ilk yıllarında Yürürlüğe sokulan Türk Medeni Kanunu ile arazi rejiminde köklü
değiĢikliklere yönelinmiĢ ve bugünkü tapu sicil sisteminin temelleri atılmıĢtır. Bu Kanunun
916. maddesiyle getirilen hükümle tapu hizmetlerinin taĢıdığı önem, ihtisas konusu olması ve
gerektirdiği tarafsızlık özelliği dikkate alınarak, tapu idareleri teĢkilatının özel statü ve
kurallara tabi olması karar altına alınmıĢtır.
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün temelini oluĢturan Defteri Hakani Nezareti, 1913
yılında Defteri Hakani Eminliğine çevrilerek Maliye Nezaretinde, daha sonra Adalet
Bakanlığı bünyesinde faaliyet sürdürmüĢ ve nihayet 10.8.1951 tarih, 5840 sayılı Kanunla
BaĢbakanlığa bağlanmıĢtır. 25 Haziran 1932 tarih, 2015 sayılı ―Tapu Sicil Müdürlüğü ve
Tapu Sicil Muhafızlığı TeĢkilatına Dair Kanun‖ ile 29.5.1936 tarih ve 2997 Sayılı ―Tapu ve
Kadastro Umum Müdürlüğü TeĢkilat ve Vazifeleri Hakkındaki Kanun‖ hükümlerine göre,
tapu hizmetlerini ülke düzeyinde karĢılamak üzere tapu dairelerinin kurulması
kararlaĢtırılmıĢtır.
Zamanla değiĢip geliĢen toplumun ve çağın ihtiyaçlarına uygun olarak Tapu ve Kadastro
Genel Müdürlüğünün idari yapısı 23.06.1984 tarih, 3045 sayılı Kanunla yeniden
düzenlenmiĢtir. Halen Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü 3045 sayılı Kanunda sayılan
görevleri yürüten, BaĢbakanlığa bağlı genel bütçe içinde ayrı bütçeli bir kuruluĢtur.
Tapu hizmetleri ülke düzeyinde 15 bölge müdürlüğüne bağlı olarak ilçe bazında kurulan 985
tapu sicil müdürlüğü tarafından yürütülmektedir.
Tapu Sicil Müdürlüklerinin Bölgelere göre dağılımı :
BÖLGE MERKEZĠ BAĞLI ĠLLER MD. SAYISI
------------------------ ----------------------------------------------- ----------------
36
1-ANKARA Ankara, EskiĢehir, Çankırı, Bolu,
Kastamonu, Zonguldak, Kırıkkale,
Bartın.............................................................................122
2-ANTALYA Antalya, Burdur, Isparta...................................................42
3-BURSA Bursa, Çanakkale, Balıkesir, Bilecik,
Kütahya............................................................................72
4-DĠYARBAKIR Diyarbakır, Elazığ, Tunceli, Bingöl,
MuĢ, Siirt, Batman, ġırnak, Mardin.................................79
5-ERZURUM Erzurum, Erzincan, Ağrı, Kars, Ardahan,
Iğdır.................................................................................54
6-HATAY Hatay, Ġçel, Adana............................................................50
7-ĠSTANBUL Ġstanbul, Kocaeli, Sakarya................................................76
8-ĠZMĠR Ġzmir, Manisa, Aydın, Muğla, Denizli,
UĢak...............................................................................108
9-KAYSERĠ Kayseri, NevĢehir, KırĢehir, Yozgat,
Malatya, Sivas..................................................................78
10-KONYA Konya, Afyon, Niğde, Karaman, Aksaray..........................70
11-SAMSUN Samsun, Sinop, Çorum, Amasya, Tokat,
Ordu.................................................................................78
12-TRABZON Trabzon,Rize,Giresun,Artvin,GümüĢ-
hane, Bayburt....................................................................63
13-EDĠRNE Edirne, Tekirdağ, Kırklareli..............................................26
14-GAZĠANTEP Gaziantep, ġanlıurfa, Adıyaman,
KahramanmaraĢ................................................................44
15-VAN Van, Hakkari, Bitlis...........................................................23
TOPLAM : 985
Tapu sicil müdürlüklerinde çalıĢan personelin ünvan ve sayısı.
TSM TSM SĠC. AġV. SĠC
BÖLGESĠ : MÜD. MD.YRD. ġEF MEM. MEM. KAT. HĠZ. DĠĞER TOPLAM
HATAY 40 52 27 69 13 82 37 4 324
ANKARA 88 95 54 117 50 203 124 13 744
ANTALYA 31 24 11 31 15 63 31 3 209
BURSA 63 40 21 69 21 121 59 5 399
D.BAKIR 30 17 14 37 15 90 64 3 275
ERZURUM 32 5 7 22 15 65 45 0 191
ĠSTANBUL 67 86 36 116 40 143 61 11 560
ĠZMĠR 88 l05 37 143 58 197 92 1 721
KAYSERĠ 44 23 22 70 19 103 67 0 348
KONYA 35 25 22 58 24 75 46 1 286
SAMSUN 53 43 17 56 28 92 59 0 348
TRABZON 41 14 13 31 21 73 42 0 235
EDĠRNE 20 16 11 24 9 43 26 1 150
G.ANTEP 28 24 14 41 10 55 27 0 199
VAN 7 1 3 6 4 24 20 0 65
GE.TOP. 667 570 309 890 342 1429 803 42 5052
Ülkemizdeki ekonomik ve sosyal geliĢim; yeni ve farklı niteliklerde tapu hizmetlerini gerekli
kılmakta, nicelik olarak da artıĢlara yol açmıĢtır. AĢağıdaki tablodan 6. BeĢ yıllık plan dönemi
içerisinde tapu iĢlemlerinde meydana gelen artıĢın izlenmesi mümkündür.
Tablo 1: Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tapu Sicil Müdürlüklerince gerçekleĢen
Yevmiye ve ĠĢlem Sayısı (Bin adet)
37
Sıra No. 1990 1991 1992 1993 *1994
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
(1) (2) (3) (4) (5)
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
1- Yevmiye 2.112 2.257 2.188 2.500 3.000
Sayısı
2- ĠĢlem 2.195 2.257 2.610 2.700 3.100
Sayısı
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
Kaynak : Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü
(*) 1994 yılına ait değer tahmindir.
Tablo 2: Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tapu Sicil Müdürlükleri, Personel ve
Müdürlük sayılarının karĢılaĢtırılması (Adet)
Sıra No. 1990 1991 1992 1993 *1994
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
(1) (2) (3) (4) (5)
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
1- Personel 4.954 5.004 5.052 5.242 5.300
Sayısı
2- Müdürlük 959 962 985 991 1.000
Sayısı
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
Kaynak : Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü
(*) 1994 yılına ait değer tahmindir.
ĠĢ hacminde meydana gelen artıĢ ile birlikte yeni kurulan ilçelerde tapu sicil müdürlüğü
açılması zorunluluğu, müdürlük sayısının 6. BeĢ yıllık plan döneminin ilk dört yılı içerisinde
önemli ölçüde artıĢına yol açmıĢtır.
Tablo 3: Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce tahsil edilen harç miktarı
(Milyar) T.L.
Sıra No: 1990 1991 1992 1993 *1994
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
(1) (2) (3) (4) (5)
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
Harç 802 855 2.166 2.300 3.000
Miktarı
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
Kaynak : Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü
(*) 1994 yılına ait değer tahmindir.
Tablo 4: Tapu ve Kadastro Genel MüdürlüğüneAyrılan Cari ödenek miktarıı
(Milyon) T.L.
Sıra No. 1990 1991 1992 1993 *1994
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
(1) (2) (3) (4) (5)
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
Ödenek 3.850 7.720 11.671 18.300 43.000
Miktarı
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
Kaynak : Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü
(*) 1994 yılına ait değer tahmindir.
Tablo 5: Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne ayrılan cari ödenek ve harç miktarı
38
karĢılaĢtırması.
(Milyon) T.L.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
Sıra No: 1990 1991 1992 1993 *1994
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
(1) (2) (3) (4) (5)
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
Ödenek 3.850 7.720 11.671 18.300 43.000
Miktarı
Harç 802.000 855.000 2.166.000 2.350.000 3.000.000
Miktarı
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
Kaynak : T.K.G.M. Tapu hizmetleri için ayrılan yatırım ödeneği yoktur.
(*) 1994 yılına ait değer tahmindir.
6. BeĢ yıllık plan dönemi içerisinde Devlet tarafından tapu hizmetlerinden tahsil edilen harç
miktarı, aynı dönem içerisinde Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne ayrılan ödeneğin
yaklaĢık 70 katına karĢı gelmektedir.
YURTDISINDAKI TAPU HIZMETLERI
Dünya ülkelerinde benimsenen siyasi rejimlere paralel olarak bazı değiĢik sistemler
uygulanmaktadır. Son yıllarda grafik bilgilerle mülkiyet bilgilerinin beraber değerlendirildiği
bilgi sistemlerine geçilmesine yönelik çalıĢmalar hız kazanmıĢtır. Bu ülkelerle karĢılaĢtıracak
olursak ülkemizdeki yönetimsel yapının Tapu Kadastro Bilgi sistemi kurmak için çok uygun
olduğu görülecektir. Çünkü bir çok ülkede tapu sistemi ve kadastro sistemleri ayrı
organizasyonlar olarak ve farklı bakanlıklara (Adalet, Maliye vb.) bağlı olarak çalıĢtıkları
görülmektedir. Bilgi sistemi için bu ülkelerin karĢılarına çıkan en büyük zorluk farklı
organizasyonlar Ģeklinde teĢkilatlanmıĢ olan ―Tapu‖ ve ―Kadastro‖ sistemlerinin çok iyi bir
Ģekilde koordinasyona sokulması ihtiyacıdır.
Türkiyede ise bu iki sistemin aynı Ģemsiye altında ve BaĢbakanlığa bağlı bir Genel Müdürlük
olarak bulunması, kurulacak olan bir bilgi sistemi için çok uygun bir organizasyon yapısı
olarak oluĢmaktadır.
39
KADASTRO
Tanımı; Belirlemek,YapılıĢ amacına göre çeĢitleri vardır
Amaçları; Nerede,Ne kadar,Hangi Nitelikte,Kimin
Uygulama alanları; Ölçme-Hukuk-Ekonomi-Kırsal ve Kentsel Düzenleme-Ġstatistik
Tarihçesi; Ġlk çağlarda Kadastro;
Mısır; Kerpiç tabletlere yazmıĢlar,Nil Nehrinin taĢmacı sonucunda ortaya
çıkan sınır sorunu
Arabistan;Alanlar ve yükseklikler tuğlada resmedilmiĢtir
Eski Yunan;Nüfus sayımı ve kadastro çalıĢması yapıldığına dair eserler
Roma;Mermer,bronz tabletlere tüm roma yolları ve haritası olduğuna dair
kaynaklar
Avrupa da Kadastro
Napolyon Kadastrosu; Mali kadastrodur
Durunga Yersel çalıĢmalardır
Wenhelsen Yersel çalıĢmalardır
Ülkemizde Kadastro; Osmanlıda Kadastro
Osman Gazi;defteri Köhne (Atıf yapılıyor Kendi yok)
1535-1847 T.K.G.M. arĢivinde Kuyudu Kadime 2322 cilt(Mera Yaylak
V.B.)
1847-1871Defterhaneden tapu verilmiĢ
1871 Köylerde yoklama alınmıĢ
1912 Tüm gayrı menkullerin tespiti
1915 Büyükada da mevzii nirengi yapılmıĢ
KurtuluĢ SavaĢı bitimine kadar çalıĢmalar durmuĢtur. Cumhuriyet Dönemi
474 Elviye-i Selasiye Kanunu (1924 Yılı)
658 Kadastro Kanunu (1925 Yılı)
743 Medeni Kanun (1926 yılı)
2613 Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu(1934 Yılı)
5602 Tapulama Kanunu (1950 Yılı)
509 Tapulama Kanunu (1964 Yılı)
766 Tapulama Kanunu (1966 Yılı)
3402 Kadastro Kanunu (1987 Yılı)
Kadastro ĠĢlevindeki değiĢmelere göre türleri Vergi;Tarım topraklarının vergilendirilmesi-Yüzölçüm-Parasal Gelir
Mülkiyet;Sanayinin önem kazanması Toprak-insan iliĢkilerini hukuki güvence altına
alma amacı Nirengi-Poligon var
Ekonomik;19.Y.Y. ikinci yarısında sanayinin artmasına paralel ticari iliĢkilerde tarım
toprakları ile kent topraklarına karĢılık gösterilmesi-Hukuki geometri yanında
ekonomik değerinin oluĢturulması
Çok Amaçlı Kadastro(Ç.A.K.);Her türlü düzenleme altlık verileri toplayan ve
bunları ekonomik- hukuk-istatistik-kamu yönetimi v.b. alanlarda altlık oluĢturulması
40
KADASTRO HIZMETLERININ TANIMI
Topraktan düzenli bir Ģekilde yararlanılmasını sağlamak, toprağa ilĢkin yapılacak planlara
altlık olmak, taĢınmaz mallardan vergi ve harçları alabilmek, mülkiyet ve sınır
anlaĢmazlıklarını çözümleyebilmek ve taĢınmaz malları devlet güvencesi altına alarak mülk
emniyetini sağlayabilmek gibi amaçlarla, devletçe yapılmakta olan kadastronun çeĢitli
tanımları bulunmaktadır.
3402 Sayılı Kadastro Kanununda, kadastro " Memleketin kadastral topografik haritasına
dayalı olarak taĢınmaz malların sınırlarının arazi ve harita üzerinde belirterek hukuki
durumlarını ve bu suretle Türk Medeni Kanununun ön gördüğü tapu sicilini kurmaktır."
Ģeklinde tanımlanmıĢtır.
Günümüzde bilgisayar teknolojisinden yararlanan kadastro, yeryüzünde ve yeraltında
yapılacak her türlü planlama ve düzenlemeler için kaynak veri hazırlayan, verilere mekan
boyutu kazandıran ve topografik yapıyı gösteren, ekonominin, hukukun, istatistiğin,
yönetimin, planlamanın ve çeĢitli bilimsel araĢtırmaların ihtiyaçlarına cevap verebilecek
dinamik bir bilgi sistemi olarak tanımlanabilir.
KADASTRO HIZMETLERININ KAPSAMI
Bilgi sistemlerinden bahsedilen günümüzde her türlü yatırım ve mühendislik projelerinin
sağlıklı bir Ģekilde sonuçlandırılması ancak iyi bir kadastral çalıĢma ile mümkün olacaktır.
Kadastronun önemi ve yapılmasını zorunlu kılan sebepler, ona ihtiyaç duyan hizmetlerin
önemi ile iliĢkilidir.
AĢağıda belirtilen hizmetlerin sağlıklı yürütülebilmesi için kadastroya ihtiyaç vardır.
1- Tarım reformu uygulamaları,
2- Arazi toplulaĢtırma çalıĢmaları,
3- Sulama ve su tesisleri inĢaatları,
4- Orman alanlarının belirlenmesi,
5- Hazine arazilerinin belirlenmesi,
6- Vakıf arazilerinin belirlenmesi,
7-Ġmar planı yapımı ve uygulamaları,
8- TaĢınmaz mallardaki sınır, mülkiyet ve diğer hukuki ihtilafların çözümlenmesi,
9- TaĢınmaz mallardan ve bunların tasarrufundan harç ve vergi alınması,
10- ġehirlerin su, kanalizasyon, elektrik, havagazı, telefon vb.teknik altyapı tesislerinin
yapımı ve yaĢatılması,
11- Yolların ve her türlü binaların yapımı ,
12- TaĢınmaz mal varlığı ve değerlerinin tesbiti,
13- KamulaĢtırma iĢleri, gibi hizmetler sayılabilir.
Ülkemizde yürütülmekte olan kadastro çalıĢmaları ile, tapulu gayrimenkullerin tapuları
yenilenmekte, tapusuz taĢınmaz mallar ise tapuya bağlanarak Türk Medeni Kanununun ön
gördüğü anlamda tapu sicilleri oluĢturulmaktadır. Gayrimenkullerin geometrik ve hukuki
yapısını belirleyen bu çalıĢmalar, halk arasında gayrimenkullerin mülkiyetinin devletçe
güvence altına alınmasının bir belgesi olarak değerlendirilmektedir.
41
KADASTRO ĠLE GERÇEKLEġTIRILEN HIZMETLER
- Tapulu gayrimenkullerin tapularının yenilenmesi
Kadastro çalıĢmalarından önce mevcut olan tapuların büyük çoğunluğunun haritasının
bulunmadığı veya haritaları olanların günün teknolojisine uygun olmayıp, zemin
aplikasyonlarının yapılamadığı ve bunun yanında yüzölçümlerinin yeterli doğrulukta olmadığı
ve diğer teknik bilgileri de taĢımadığı bilinmektedir. Kadastro hizmeti ile bu tapular
yenilenmekte ve yeni kadastro haritaları üretilmektedir.
- Tapusuz gayrimenkullerin tapuya bağlanması
Herhangi bir tapu kaydı olmaksızın kullanılan taĢınmaz malların malikleri, sınırları ve
taĢınmaz mala iliĢkin ayni hakları ile toprağın kimin tarafından kullanıldığı devlet tarafından
bilinememekte , vatandaĢlar arasındaki sınır anlaĢmazlıklarına çözüm bulunamamakta, arazi
planlaması, vergilendirme, kamulaĢtırma gibi hizmetlerde darboğaz oluĢturmaktadır. Tapuya
bağlı olmayan gayrimenkulleri elinde bulunduranlar, bu durumdaki taĢınmaz mallar
üzerindeki tasarruflarını, herhangi bir Ģekilde belgeye bağlamak ihtiyacı hissederler. Tapusuz
gayrimenkullerin üzerinde yapılan iĢlemler, çoğunlukla devlet güvencesi dıĢında kalmakta ve
devlet de harç ve vergilerini toplayamamaktadır. Tapusuz gayrimenkullerin sınırları,
malikleri, cinsleri ve ayni hak sahiplerinin devlet güvencesi altındaki siciller üzerinde
belirlenmesi ve bunlardaki değiĢikliklerin düzenli bir Ģekilde izlenmesi ile harç ve vergilerin
tahsil edilebilmesi ancak kadastro hizmetinin yapılmasıyla mümkün olmaktadır.
- YaĢatma, Güncel tutma
Kadastro hizmetinin tamamlanmasından sonra, toprak üzerinde bir takım hak ve fiziksel
değiĢiklikler meydana gelmektedir. Bu değiĢiklikler özetle, sınır değiĢiklikleri ve
düzeltmeleri, imar parseli oluĢumları, cins değiĢikliği, tesis inĢaası gibi faaliyetler sayılabilir.
Kadastro bilgilerini doğrudan ilgilendiren bu değiĢikliklerin, kadastro belgelerine yansıtılması
gerekmektedir. Bu iĢlemler sürekli olarak takip ve güncel halde tutmakla sağlanabilmektedir.
Bu çalıĢmaların tümü yaĢatma ve günceltutma olarak tanımlanmaktadır.
- Yenileme
Önceki yıllarda tesis kadastrosu yapılmıĢ olan bazı yerlerde gününün teknolojisinin
yetersizliği, eleman ve bilgi eksikliği veya bazı hatalardan dolayı kadastro haritaları ile zemin
arasında yeni bir çalıĢma yapmadan giderilmesi mümkün olmayan farklar görülmektedir. Bu
gibi yerlerde 2859 sayılı Yenileme kanunu çerçevesinde bir çalıĢma yapılarak yeni kadastral
haritaların oluĢturulmasıdır.
- Tescile konu her türlü harita ve planların kontrolü ve arĢivlenmesi
Harita üreten diğer kurumlar ve özel sektör tarafından yapılan her türlü tescile konu
haritaların, tescil öncesi kontrol iĢlemlerinin ilgili kanunlarca kadastro müdürlükleri
tarafından yapılması ve bu haritaların arĢivlenmesi yapılmaktadır.
- Taleplerin karĢılanması
- Mülkiyet sınırlarını gösteren harita taleplerinin karĢılanması,
- Gayrimenkul sahiplerinin ihtiyaçlarına göre sahibi bulunduğu araziye ait haritaların
verilmesi,
- Yargı organlarınca taĢınmaz mal dava dosyaları ile ilgili harita ve örneklerinin verilmesi,
- Arsa ve arazi planlama çalıĢmalarında altlık teĢkil edecek haritaların verilmesi,
- Mülkiyet sınırlarının zemine aplikasyonu ve gösterilmesi,
- Halihazır haritalar üzerine mülkiyet sınırlarının iĢlenmesi,
- TaĢınmaz malların sınırlarında yada üzerindeki yapılarda meydana gelen değiĢikliklerin
izlenmesi,
- Yer kontrol noktalarının koordinat değerlerinin verilmesi,
42
- Ġmar ve ıslah planları ile tescile konu her türlü harita ve planların tescil öncesi kontrol ve
kabulü,
kadastro hizmetlerinin kapsamında bulunmaktadır.
TÜRKĠYE‟DEKĠ KADASTRO HĠZMETLERĠ
Osmanlı Devletinde arazi yazımı sonunda düzenlenen ve günümüze kadar ulaĢan ilk kayıtlar
1535 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından baĢlatılan ve yüz yıl süren çalıĢma sonucu
düzenlenen 2320 cilt defterlerdir. 21 Mayıs 1847 tarihinde tapu teĢkilatı kurularak senetsiz ve
kayıtsız tasarrufa son verilerek ve memleketin bütün taĢınmaz mallarının tapuya tescilinin
yapılmasının temini amaçlanmıĢtır.
1871 yılında Defter-i Hakan-i Nazırı olan Kani PaĢa zamanında, 1872 yılında arazi yazımları
yaptırılarak yoklama kayıtları tutulmuĢtur. Plana bağlı mülkiyet ve taĢınmaz malların gelir ve
kıymetinin tesbitine esas olacak kadastro çalıĢmalarının yapılabilmesi için Defteri Hakan-i
Nazırı Mahmut Esat Efendi zamanında 5 ġubat 1912 tarih ve 1384 sayılı " Emval-i
Gayrimenkulenin Malların Tahdit ve Tahrir-i Hakkında Kanun-u Muvakkat" yürürlüğe
konulmuĢtur. Bu kanuna istinaden Konya'nın Çumra ilçesinde kadastro çalıĢmalarına
baĢlanmıĢ isede 1. Dünya SavaĢının baĢlamasıyla çalıĢmalara ara verilmiĢtir.
Cumhuriyet döneminde ilk kadastral nitelikli çalıĢmalara 10/04/1924 tarih ve 474 sayılı
Kanun ile baĢlanılmıĢtır. Bu kanun ile Artvin, Kars illeri ile Ardahan, Kulp ilçeleri ve
Hopa'nın KemalpaĢa nahiyesinde bulunan taĢınmaz malların mülkiyetinin saptanması, gelir ve
kıymetinin belirlenmesi ve geometrik durumunun ölçülmesi amaçlanmıĢtır. Buna dayanarak
yapılan yazımlarda harita düzenlenmeyip, kroki Ģeklinde gösterilmiĢ olması nedeni ile
kadastro niteliğinde kabul edilmemektedir. 1925 yılında çıkarılan 658 sayılı Kanun ile Tapu
Genel Müdürlüğü bünyesinde bir kadastro teĢkilatı kurularak, taĢınmaz malların mülkiyet ve
sınırların belirlenmesi konum ve ekonomik durumlarına göre sınıflarının tespit edilmesi
amaçlanmıĢ ve kanuna göre bazı büyük illerde çalıĢmalar yapılmıĢtır.
1926 yılında yürürlüğe konulan Türk Medeni Kanunu'nun öngördüğü sicilleri oluĢturmak
amacı ile 1934 yılında 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu ve 1935 yılında da bu
kanunun nizamnamesi çıkarılmıĢtır. Bu kanun, Ģehirlere öncelik verilerek uygulanmaya
devam ederken il ve ilçelerin belediye sınırları dıĢında kalan köylerde kadastroyu
hızlandırma amacıyla 15.03.1950 tarih ve 5602 sayılı Tapulama Kanunu yürürlüğe
konulmuĢtur. Arazi kadastrosu adı ile bilinen 5602 sayılı Kanun, sırasıyla 1964 yılında 509
sayılı Kanun ve 1966 yılındada 766 sayılı Tapulama Kanunu olarak değiĢikliğe uğramıĢtır.
Kadastro çalıĢmalarına, Ģehirlerde ve köylerde farklı yasalarla devam edilmekte iken ortaya
çıkan sakıncalı durumları gidermek ve kadastroya iliĢkin hükümleri tek yasada toplamak
amacı ile, 10.10.1987 tarihinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu yürürlüğe konulmuĢtur. Ancak
orman kadastrosu bu düzenlemeler dıĢında 6831 sayılı kanuna göre Orman Genel
Müdürlüğünce yürütülmektedir.
Dünyadaki geliĢmelere paralel olarak Türkiye'de hizmetin otomasyonu için ilk olarak 1965
yılında Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü bünyesinde bir Bilgi ĠĢlem Merkezi kurulmuĢtur.
Ancak zaman içinde yeterince geliĢtirilememiĢtir. 1982 yılında alınan elektronik uzaklık
ölçerler ilk olarak kadastral çalıĢmalarda kullanılmaya baĢlanmıĢ ve 1984 yılında alınan çizim
sistemi ile sayısal çalıĢmalara baĢlangıç yapılmıĢtır. Bu arada alınan elektronik takeometreler
ile sayısal çalıĢmalar hız kazanmıĢ ve 1989 yılında ikinci bir çizim sistemi alınmıĢtır. 1993
yılında ihalesi yapılan elektronik takeometerler ile birlikte tüm kadastro müdürlüklerine birer
elektronik alet verilmesi imkanı sağlanmıĢ buna paralel olarak 100 kadastro Müdürlüğünede
PC bilgisayar Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü merkezinde geliĢtirilen grafik program ile
birlikte verilerek çalıĢmaların sayısal yapılmasına baĢlanmıĢtır.
Tapu Kadastro Bilgi sisteminin kurulmasının gecikmesi ile gerek alım satım gerekse emlak
vergisi toplamada gelir kaybına uğranılmaktadır ve hazineye ait taĢınmazların takibinde
43
sıkıntıya düĢmektedir. Böylece devlete ait taĢınmazların baĢkaları tarafından haksız bir
Ģekilde kullanılması önlenememektedir. Aynı Ģekilde taĢınmazlardaki değiĢiklikler vatandaĢın
talebine bağlı olarak izlenmekte, buda kadastronun güncel olmasını zorlaĢtırdığı gibi büyük
ölçüde vergi kaybına sebebiyet vermektedir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu ile tesis kadastrosu teknik iĢlemlerinin özel sektör kanalı ile
yapılmasına izin verilmesinden sonra 1987-1989 yılları arası 8 ilçede tesis kadastrosu teknik
iĢi özel sektöre yaptırlmıĢ, ancak daha sonraki yıllarda kaynak yetersizliği nedeniyle bu
hizmetler ihale edilmemiĢ, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından bizzat yürütülmeye
devam edilmiĢtir.
Türkiye'de Kadastro hizmetleri, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne bağlı olarak hizmet
veren 15 Bölge Müdürlüğü ile 297 Kadastro Müdürlüğü ve 152 Kadastro ġefliği tarafından
yürütülmektedir. Bölgeler itibarıyla bu örgütlerde çalıĢan toplam personel durumu
kadrolarıyla birlikte (Tablo 6) da gösterilmiĢtir.
Tablo 6: Kadastro Müdürlüklerinin ve personelin Bölgelere dağılımı
B
Ö A
L D
G I
E
K
A M
D Ü S
A D
A
S Ü Y
T R I
R L S
O Ü I
K
K M
A Ü
D D
A Ü
S R
T
R S
O A
Y
I
S
I
M
Ü Y
D A
Ü R
R D
I
M
C
I
S
I
K
O M
N Ü
T H
R E
O N
L D
Ġ
S
Ġ
M
Ü
H
E
N
D
I
S
K
A ġ
D E
S F
T Ġ
R
O
K
A Ü
D Y
A E
S S
T Ġ
R
O
K
O M
N E
T M
R U
O R
L U
K
A T
D E
A K
S N
T Ġ
R S
O Y
E
N
S
Ġ K
C A
Ġ T
L Ġ
B
Ġ
S
O
F
Ö
R
J
A
L
O
N
C
U
H
I
Z
M
E
T
L
Ġ
ġ
E S
F A
L Y
I I
K S
I
ANKARA 29 27 23 16 13 1 14 93 411 26 37 14 17 19
ANTALYA 11 11 8 8 4 1 5 37 180 12 24 2 9 6
BURSA 28 26 20 24 9 1 12 83 392 28 38 15 16 14
D.BAKIR 16 11 10 5 3 4 62 169 23 32 6 5 1
ERZURUM 13 8 10 3 8 2 38 101 18 29 6 10 6
HATAY 14 14 11 13 6 8 67 265 14 22 7 5 8
ĠSTANBUL 17 17 6 18 3 1 5 40 177 15 22 19 7 12
ĠZMĠR 41 38 29 30 13 4 22 120 511 45 59 25 18 27
KAYSERĠ 26 23 14 13 7 13 90 313 28 38 8 14 13
KONYA 24 22 13 17 8 10 82 398 27 37 14 13 10
SAMSUN 27 23 25 18 10 20 129 453 34 41 17 11 14
TRABZON 21 18 7 16 12 9 59 223 33 33 8 12 5
EDĠRNE 9 6 10 4 1 2 18 108 10 14 2 6 10
G.ANTEP 14 8 13 7 1 9 57 174 17 23 4 6 7
VAN 7 4 2 4 1 2 18 60 3 12 6 4
TOPLAM 297 256 198 198 105 10 137 993 3935 333 461 153 153 152
Kaynak : TKGM.
Türkiye genelinde 31/12/1993 tarihi itibariyle, Genel durumu
durumu MEVCUT BĠTEN
Toplam "il sayısı ..................................... 76 66
Toplam "ilçe sayısı................................... 907 666
Toplam "köy sayısı................................... 36 469 21549
Toplam "mahalle sayısı............................. 8 040 7263
Toplam "kadastrosu yapılacak alan (km2) : 417 000
44
bulunmaktadır.
GerçekleĢme Durumu;
Tesis Kadastrosu tamamlanan il...............................: 66
" " devam eden "Ġl sayısı ...................: 10
" " tamamlanma yüzdesi.....................: %86.84
" " tamamlanan ilçe ...........................: 660
" " devam eden...................................: 201
" " yapımına baĢlanmayan ilçe ...........: 46
" " tamamlanma yüzdesi.....................: % 72.76
" " tamamlanan mahalle.....................: 6 948
" " kısmi tamamlanan mahalle ...........: 170
" " devam eden mahalle.......................: 312
" " yapımına baĢlanmayan mahalle......: 552
" " tamamlanma yüzdesi......................: % 87.05 dır.
Tesis Kadastrosu tamamlanan köy sayısı....................: 20 573
" " devam eden köy sayısı....................: 1 597
" " yapılmamıĢ köy sayısı......................: 14 134
" " ormanla iliĢkili köy sayısı................: 9 500
" " tamamlanma yüzdesi........................: % 56.67
Mahallelerde: Tesis Kadastrosu tamamlanan parsel adedi..................: 5 263 283
― ― ― alan ( Dönüm)..................: 32 677 589
Köylerde: Tesis Kadastrosu tamamlanan parsel adedi.................: 23 139 937
― ― ― alan ( Dönüm)................: 252 043 419
Köy ve mahalle toplam dikkate alınınca:
Tesis Kadastrosu tamamlanan parsel adedi.................: 28 403 220
― ― ― alan ( Dönüm)..............: 284 721 088
― ― yapımına baĢlanmayan ( Dönüm)....: 135 533 088
― ― yapımı tamamlanma oranı (alan or.): % 67.75 (Türkiye Geneli)
Tablo : 7 VI. BeĢ yıllık dönemde kadastro üretimi:
YILI 1990 1991 1992 1993 * 1994
ÜRETĠ
M
PARSE
L
719.647
499.932
695.085
776.873
-
DÖNÜ
M
7.163.021
7.835.249
10.381.83
5
14.233.10
6
-
EKĠP SAYISI 736 747 635 867 950
Kaynak : TKGM. (*) 1994 yılı tahmindir.
Tablo : 8 2859 (YENĠLEME) SAYILI KANUN UYGULAMASI ÇALIġMALARI
YILI 1990 1991 1992 1993 * 1994
ÖLÇÜLE
N
PARSE
L
9.620 9.554 3.023 6.870 7.550
DÖNÜ
M
78.463 105.316 31.537 27.147 29.850
Kaynak : TKGM. (*) 1994 yılı tahmindir.
45
Tablo : 9 DEĞĠġĠKLĠK HĠZMETLERĠ
YILI 1990 1991 1992 1993 * 1994
DEĞ. ĠġLEM
SAYISI
330.776 328.757 344.579 301.188 284.700
Kaynak : TKGM. (*) 1994 yılı tahmindir.
Tablo : 10 2981 SAYILI KANUN UYGULAMASI ÇALIġMALARI
YILI 1990 1991 1992 1993 * 1994
ÖLÇÜLE
N
PARSE
L
29.490 17.808 9.707 17.496 19.250
DÖNÜ
M
11.447 19.635 11.606 5.616 6.170
Kaynak : TKGM. (*) 1994 yılı tahmindir.
Tablo : 11 ARAZĠ TOPLULAġTIRMA ÇALIġMALARI
YILI 1990 1991 1992 1993 * 1994
PARSEL 2.216 1.222 512 - -
DÖNÜM 8.631 20.407 1138 - -
Kaynak : TKGM.
Tablo : 12 AFET KADASTROSU ÇALIġMALARI
YILI 1990 1991 1992 1993 * 1994
PARSEL 901 824 251 1515 1670
DÖNÜM 968 1245 289 1519 1670
Kaynak : TKGM. (*) 1994 yılı tahmindir.
YURTDIġINDAKĠ KADASTRO HĠZMETLERĠ
GeliĢmiĢ ülkelerde tesis kadastrosunun tamamlanmıĢ olduğu bilinmektedir. Bu ülkelerdeki
çalıĢmalarda; ileri teknelojiye dayalı, iyileĢtirme ve yenileĢtirmeye dönük; arazinin değeri,
toprak sınıfı, bitki örtüsü, topoğrafik durum, teknik alt yapı, ülke ekonomisi üzerinde büyük
önemi bulunan değerlendirme haritalarının çıkarılmasına yönelik olarak arazi bilgi sistemleri
oluĢturulmaktadır.
Batı Avrupa ülkelerinin hemen hepsinde, kadastro hizmetlerinin yerine getirilmesinde günün
teknolojisinden en iyi Ģekilde yararlanılmakta ve arazi bilgi sistemlerinin oluĢturulmasında
hayli üretken oldukları bilinmektedir. Bu sayede kadastsro verileri bilgisayar imkanları ile
geliĢtirilmekte ve istenildiğinde grafik yada hukuksal bilgiler arzu edildiği Ģekilde
görülebilmekte, kullanıcıların
istifadesine sunulmaktadır. Bilgisayar ortamına aktarılan bilgiler kolay bir Ģekilde
arĢivlenmekle (depolanmakta) birlikte istenilen Ģartlara uygun her türlü mühendislik plan ve
projelerinin hazırlanması, verilen bilgilerin geliĢtirme ve dönüĢtürülmesi mümkün olmaktadır.
OluĢturulan arazi bilgi sistemleri sayesinde tüm kadastral bilgiler bilgisayar ortamına
aktarılmıĢtır. Belli merkezde toplanan bu bilgiler, isteyen kurumların kullanımına ücreti
ödenmek koĢulu ile sunulmuĢtur.
46
Bu ülkelerdeki tüm kadastro faaliyetleri, kamu kanalı ile yapıldığı gibi aynı Ģartlar ile özel
sektör tarafından da yapılabilmektedir. Örneğin; talebe bağlı bir iĢlem, ister kadastro
müdürlüğü tarafından yapılsın ister özel sektör tarafından yapılsın vatandaĢa aynı paraya mal
olmaktadır. Hatta bazı ülkelerde özel sektörün canlandırılması maksadı ile belirlenen oranda
iĢin özel sektöre yapılması prensip haline getirilmiĢtir. Yine bu ülkelerde, özel sektör
tarafından yapılan her türlü kadastro
çalıĢmaları ile ilgili (kontrolden geçse dahi) ilerde doğabilecek hatalarda iĢi yapan
mütaahhitin sorumluluğu devam etmektedir. Aynı zamanda taĢınmazlardaki değiĢikliklerin
kadastral duruma geçirilmesi zorunluluğu getirilerek hem kadastronun güncelliği sağlanmıĢ
hem de taĢınmaz vergisinin ödenmesinde denetim kolaylığı getirilmiĢtir
3402 SAYILI KADASTRO KANUNUNA GÖRE
TÜRKĠYE'DE KADASTRO ÇALIġMALARI,
Türkiye'de kadastro çalıĢmaları , 9.7.1987 tarih ve 3402'sayılı Kadastro Kanunu'na göre
yürütülmektedir. Kanunun l. maddesi, 22/2/2005 tarih ve 5304 sayılı Kanun MADDE 1.
- 21.6.1987 tarihli ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 1. - Bu Kanunun amacı, ülke koordinat sistemine göre memleketin kadastral veya topoğrafik kadastral haritasına dayalı olarak taşınmaz malların sınırlarını arazi ve harita üzerinde belirterek hukukî durumlarını tespit etmek suretiyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun öngördüğü tapu sicilini kurmak, mekânsal bilgi sisteminin alt yapısını oluşturmaktır .
1. ĠLK ĠġLEMLER
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca, kadastrosu yapılacak bölgeler ana
plana uygun olarak TKGM'nün teklifı ve bağlı bulunduğu Bakanın onayı ile belirlenir.
Böylece o bölgede kadastro yapılması kararlaĢtırılmıĢ olur.
Bu sıra düzenin yanı sıra, ilgililerince ve istekte bulunan kamu kurum ve kuruluĢunca TKGM
Döner Sermaye ĠĢletmesi hesabına giderlerinin tamamı yatırılması halinde, kadastroya
baĢlanan bölgelerde henüz sırası gelmeyen çalıĢma alanları .içindeki yatınmlarla ilgili mevki
ve adaların kadastroları öncelikle yapılır. Böylece, gerçekleĢtirilmesi, iyelik belirlemesine
bağlı kalkınma projelerinin geciktirilmeden sonuçlandırılması sağlanabilir.
Her ilin merkez ilçesi ile diğer ilçelerinin idari sınırları içinde kalan yerler kadastro
bölgelerini oluĢturur.
Kadastro yapılmasına karar verilen bu bölgeler en az bir ay önceden Resmi Gazete (RG),
radyo veya televizyonda, bölge merkezi ve balı bulunduğu ilde, varsa yerel gazetede ilan
olunur. Bunların yanı sıra alıĢılmıĢ yollarla da ilan yapılır. Kadastro yapılacak bölgede
çalıĢmaları yürütecek kadastro müdürlüğü kurulur. Ancak, bölgede daha önceden kurulmuĢ
mevcut kadastro müdürlüğü bulunuyorsa iĢlemleri bu müdürlük yürütür. Eğer bölgede daha
önceden kurulmuĢ bir müdürlük bulunmuyor ise yeni bir kadastro müdürlüğü veya kadastro
Ģefliği kurulur. Her ikisinin de kurulamaması durumunda en yakın ilçenin kadastro
müdürlüğüne yetki verilir. Kadastro çalıĢmalarının bir çok anlaĢmazlığa sebep olacağı ve
bunların genel mahkemelerde çözülmesi halinde bu mahkemelerdeki diğer davaların da
gecikeceği düĢüncesiyle, KK'nun 24. maddesi uyarınca her kadastro bölgesinde tek hakimli
ve asliye mahkemesi sıfatına haiz uygun sayıda kadastro mahkemesi kurulur. Kadastro
mahkemesinin kurulması için TKGM'nce Adalet Bakanlığı'na baĢvurulur.
47
2.TEKNĠK ĠġLER
Kadastro iĢlemleri sırasında yapılan teknik iĢlemler; 3402 sayılı Kadastro Kanunu,. Teknik
iĢlemler TKGM ve KK, md. 39/3 uyarınca TKGM'nün, bağlı olduğu Bakanlığın onayını
alması kaydıyla gerçek veya tüzel kiĢilere ihale yoluyla yaptırılabilir.
Kadastro çalıĢmaları ile yürütülen projeler kapsamında ülke çapında uygulama birliğini
sağlamak ve kaynak israfını önlemek amacıyla; Kontrol noktaları ve nivelman noktaları, bu
noktalara ait yer seçimi ve kanavaları, bu noktalara ait röper krokisi düzenleme, tesis, ölçü,
hesaplama iĢlemleriyle, parsel köĢe noktası ve diğer detay noktalarının ölçü ve hesap
iĢlemleri, numaralama, veri yapısı ve standardı ile çizim iĢleri ve kontrol iĢlemlerinde
B.Ö.H.H.B.Ü.Y hükümleri ile bu yönergede belirtilen kurallara uyulur.
2.1.ÖLÇEK VE ÖLÇÜM YÖNTEMĠNĠN SAPTANMASI
Kadastro haritalarının ölçekleri kent ve kasabaların yerleĢim alanlarında 1/500,
1/1000; bunların yerleĢim bölgeleri dıĢında 1/2000; köy merkezlerinde 1/1000, tanm
arazilerinde ise 1/5000 olarak alınır. 1/500, 1/1000 ve 1/2000 ölçekli haritalar yersel ya
da fotogrametrik yöntemle, ülke nirengi ve nivelman ağına dayalı ve ülke pafta
bölümleme sisteminde üretilir. 1/5000 ölçekli haritalar ise yalmz fotogrametrik yöntem
kullanılarak üretilir. Teknik iĢlemler sırasında kullanılacak ölçek ve ölçü yöntemleri
TKGM tarafından belirlenir.
Ölçü ĠĢlemleri ve Ölçü Krokisi Düzenlenmesi
Madde 69- TaĢınmaz mal sınırları ile bütün binaların tamamı, parsel dahilindeki
yüzölçümü 5 m2 den büyük kalıcı müĢtemilatların tamamı, taĢınmaz sınırını oluĢturan sulama
ve kurutma tesisleri, kanal, hendek, ark, duvar, tel ve tahta perdeler, tonç, yollar, demiryolu ve
geçitleri, her türlü köprü ve menfezler, bentler, önemli çeĢmeler, enerji hat ve direkleri, tarihi
harabeler, kuyular, su kaynakları ve tescile konu haklara iliĢkin detayların ölçülmesi esastır.
Ölçü yöntemleri
Madde 70- Tüm kadastral ölçüler hassas sonuç veren GPS veya elektronik takeometre
kullanılarak, B.Ö.H.H.B.Ü.Y. esaslarına uygun olarak yapılacaktır. Zorunlu hallerde
prizmatik yöntemle ölçü yapılabilir.
2. 2. PAFTA BÖLÜMLEMESĠ
Ülkemizde; nirengi sisteminin koordinatları Gauss-Krüger projeksiyon sisteminde ve 3°'lik
dilim esasına göre yapılır. Pafta bölümlemede temel olarak 1/250 000 ölçekli paftanın çizim
alanı alınır. Buradan daha büyük ölçekli paftaların köĢe koordinatları hesaplanır.
2.3. TOPOĞRAFĠK HARĠTALARIN KADASTRAL ALIMA HAZIRLANMASI
Fotogrametrik ölçüm yöntemiyle yapılmıĢ topoğrafık haritaların ve büyütülmüĢ hava
resimlerinin kopyaları merkezden getirilir. Bunlarla arazide parsellerin sınırlandırılınası
yapılır. Fotogrametrik alım ve değerlendirme için oluĢturulan sabit noktaların sıklaĢtırmasının
parsel ölçümünde yetmemesi halinde arazide yeniden sabit noktalar tesis edilir. Böylece,
fotogrametrik ya da klasik olarak yapılan haritalarda topoğrafik bakımdan paralellik
sağlanarak bunlar parsel ölçümlerine hazır duruma getirilir. Parsel sınırlandırma krokisi ile
birlikte hazırlanan parsel ölçüm krokisi ve ölçüm iĢleri değerlendirildikten (çizildikten)
sonra topoğrafık kadastral harita büyük ölçüde tamamlanmıĢ olur. Bu iĢlemler sonunda alan
hesabına geçilir.
48
2. 4. ALAN HESAPLARI
Madde 102- Parsellerin yüzölçümleri köĢe noktalarının koordinat değerlerine göre
desimetrekareye kadar hesaplanır. Bu hesaplamalarda, parsellerin sınırlandırma ve ölçü
krokisindeki parsel köĢe noktalarının koordinat değerleri esas alınır. Bu kural parsellerin
çiziminde de geçerlidir. Parselin sınırlandırma ve ölçüye göre yüzölçümünün doğru
belirlenebilmesi için, çizimle oluĢan geometrinin sınırlandırma ve ölçü krokisine
uygunluğunun kontrol edilmesi sonucunda bilgisayar ortamında parsellerin yüzölçümleri
hesaplanır.
3. YASAL ĠġLER (TESPĠT VE SINIRLANDIRMA)
3. 1. HAZIRLIK ÇALIġMALARI
Yasal iĢlerin hazırlık çalıĢmalan KK, md. 3'e göre kadastro ekipleri ile kadastro
komisyonlarının kurulmasından oluĢur.
3. 1. L. KADASTRO EKĠPLERĠNĠN KURULMASI
KK, md. 3'e göre kadastro çalıĢmalarında sınırlandırma ve tespit iĢlemlerini yapmak üzere
kadastro ekipleri kurulur. Kadastro ekibi; en az iki kadastro teknisyeni, mahalle ya da köy
muhtan ile üç bilirkiĢiden oluĢur. Muhtann diğer bir kadastro ekibi ile çalıĢması veya herhangi
bir nedenle hazır bulunmaması durumunda, yerine kanuni vekili katılır. 22/2/2005 tarih ve 5304 sayılı Kanun MADDE 2. - 3402 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiş
Kadastronun fennî işlerinin ihale yoluyla yaptırılması halinde, kadastro ekibinde iki kadastro teknisyeni, iki teknisyenin temin edilememesi durumunda yerine bir kadastro teknisyeni görevlendirilebilir. Ekipteki kadastro teknisyeni yerine kontrol memuru da görevlendirilebilir.
Belediyesi olan yerlerde belediye meclisi, köylerde ise köy derneği tarafından bir ekip için altı
bilirkiĢinin adı en geç on beĢ gün içinde kadastro müdürlüğüne bildirilir. ÇalıĢma alanında
birden çok ekibin görev yapması halinde her ekip için ayrıca üç bilirkiĢi seçilir. Seçiler
bilirkiĢilerin 40 yaĢını bitirmiĢ olması ve kısıtlı veya yüz kızartıcı bir suçtan mahkumiyeti
bulunmamıĢ olması gerekir. BilirkiĢilerin zamanında seçilememesi veya bilirkiĢiliklerine
engel hallerinin bulunması duruınunda, bölgenin mülki amiri tarafından aynı sayıda
bilirkiĢi belirlenir. TaĢınmazların sınırlan ve hak sahiplerini bilmesi ve yörede 10 yıldır
oturmakta olması gereken bilirkiĢiler, kadastro ekibinin çalıĢması sırasında, herhangi bir çıkar
ya da akrabalık iliĢkisi söz konusu olan taĢınmazlar konusunda dinlenmezler. BilirkiĢiliğe
engel bu durumlar, kadastro teknisyeni, muhtar ve diğer görevliler hakkında da uygulanır.
Kadastro ekibi çalıĢmalarının kapsamına göre birden fazla kurulabilir.
Kadastro ekibinde, bilirkiĢilerin görev YAPAMAYACAĞI DURUMLAR
a. Kendisi ve 1.derece akrabalarına ait T.mal tespitinde görev yapamaz(KardeĢ,kardeĢ
çocukları,yakın akrabalar)
b. T.mal‘da hak iddia edenle arasında husumet bulunması durumunda
c. T.mal‘da hak iddia edenle arasında hısımlık(akrabalık) bulunması durumunda
49
d. Belediye veya Köy tüzel kiĢiliği adına,3402 sayılı kanun 16.maddesinde göre
sınırlandırma
Belediye meclis encümeni
Köy ihtiyar kurulu üyesi olması durumunda
Bu ekipteki diğer kiĢiler içinde geçerli sayılır.
3. 1. 2. KADASTRO KOMĠSYONLARININ KURULMASI
KK, md. 3'e göre kadastro komisyonu; kadastro müdürü veya yardımcısının baĢkanlığında, bir
kadastro üyesi ve itirazın niteliğine göre kontrol mühendisi veya tasamıf kontrol memurundan
oluĢur. Kontrol mühendisinin bulunmaması durumunda yerine fen kontrol memuru katılır.
Kadastro komisyonu çalıĢmalannın kapsamına göre birden fazla kurulabilir.
3. 2. KADASTRO ÇALIġMA ALANININ SINIRLANDIRILMASI
Ġlanı KK, md. 4'e göre, kadastro bölgesindeki her köy ile belediye sınırları içinde bulunan
mahallelerin her biri, kadastro çalıĢma alanını oluĢturur: Kadastro müdürü, kadastrosuna
baĢlanacak mahalleyi veya köyü, en az 15 gün önce bölge merkezi ile çalıĢma alanı ve komĢu
mahalle ve belediyelerde alıĢılmıĢ araçlarla duyurur. Bu duyuruda çalıĢma sımrlarının
tespitine hangi gün ve saatte baĢlanacağı belirtilir. Bunun yanı sıra çalıĢma alanı sınırında
taĢınmaz malı bulunan kiĢi veya temsilciler aĢağıdaki konular hakkında bilgilendirilir:
· Sınırları belli olmayan taĢınmaz malların köĢe noktalarına mahallin örf ve adetlerine
uygun kalıcı iĢaretler koymaları,
· Mülkiyet ve mülkiyetten gayri ayni ve Ģahsi haklarını kanıtlayıcı belgeleri ile birlikte,
kadastro teknisyenliğince yapılacak ada veya mevkii ilanında belirtilen gün ve saatte
taĢınmazlarının baĢında hazır bulunmaları, bulunmayanların yokluklarında iĢlem
yapılacağı,
· Kadastro harçlarının; emlak vergisi beyan değeri üzerinden, tapulu ve tapusuz yerler için
farklı oranlarda ve taĢınmazlarının baĢında bulunanlardan bulunmayanlara göre daha düĢük
oranda alınacağı,
· Kadastro ekibinin çalıĢma alanındaki görevleri sona erene kadar sınırlandırma ve tespitlere
yapılacak itirazları için belgelerle birlikte kadastro müdürlüğü veya kadastro
teknisyenliğine baĢvurmaları, bu itirazların kadastro komisyonunda inceleneceğini,
· Ġtiraz sonuçlarımn askı cetvellerinde gösterileceği, çalıĢma alanındaki görevin sona ermesi
tarihinden soııraki itirazların ise kadastro sonuçlarının gösterildiği 30 günlük ilan süresi içinde
kadastro mahkemesine dava açmak suretiyle yapılabileceği.
22/2/2005 tarih ve 5304 sayılı Kanun MADDE 3. - 3402 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Çalışma alanında orman bulunması ve 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosuna başlanılmamış olması halinde, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tespiti kadastro ekibi tarafından yapılır. Ancak, bu çalışmalarda kadastro ekibine, Orman Genel Müdürlüğü taşra teşkilâtınca görevlendirilecek en az bir orman yüksek mühendisi veya orman mühendisi ile tarım müdürlüklerince görevlendirilecek bir ziraat yüksek mühendisi veya ziraat mühendisinin
50
bildirimden itibaren yedi gün içerisinde iştirak ettirilmesi zorunludur. Bu
çalışmalara muhtar ve bilirkişilerin katılmaması halinde çalışmalar re’sen devam ettirilir.
Ormanla ilgili yapılan itirazların incelenmesinde kadastro komisyonuna da itiraza konu tespitlerde görev almayan Orman Genel Müdürlüğü taşra teşkilâtınca görevlendirilecek bir orman yüksek mühendisi veya orman mühendisi ile tarım müdürlüklerince görevlendirilecek bir ziraat yüksek mühendisi veya ziraat mühendisi iştirak ettirilmesi zorunludur.
ÇalıĢma alanındaki ormanların bu ekipçe sınırlandırma ve tespitleri yapılarak otuz günlük
kısmî ilâna alınır. Bu alanlarda orman kadastrosu yapılmıĢ sayılır.
Orman kadastrosu kesinleşmiş yerlerde bu sınırlara aynen uyulur.
3. 3. KADASTRO ÇALIġMA ALANININ SINIRLANDIRILMASI
Kadastro ekibi; kadastro çalıĢma alanı sınırının tespitinde il ve ilçelerin belediye sınırları ile
köy sınırlarını dikkate alır. Bu sınırlar mahalle, belediye,köy idari sınırları sayılmaz. Sınır
tespitlerinde komĢu mahalle veya köyün bilgi ve belgelerinden yararlanılır.
Tespit edilen sınırlar harita veya ölçü krokisinde gösterilir. ÇalıĢma alanı krokisinin onaylı bir
örneği ilgili kadastro mahkemesine gönderilir. ÇalıĢma alanı sınırının belirlenmesi sırasında
hazır bulunmayan belediye baĢkanları ile mahalle ve köy muhtarlarına çalıĢma alanının sınır
krokisinin bir örneği gönderilir.Hazır bulunanlara ise yerinde bir tutanakla tebliğ edilir.
Ayrıca mahalle ya da köy muhtarlıklannda ilan edilir. Ġlan tarihinden itibaren 7 gün içinde
ilgili belediye baĢkam, mahalle veya köy muhtarı ve orman idaresinin yerel kuruluĢu ile
sınırdaki taĢınmaz mallara iliĢkin özel ve tüzel kiĢiler kadastro müdürlüğüne itiraz edebilirler.
Bu itirazlar, gerekirse yerinde inceleme yapılarak 7 gün içinde karara bağlanır ve ilgililere
tebliğ edilir.
Bu karara karĢı 7 gün içinde kadastro mahkemesine itiraz edilebilir. Bu itiraz, duruĢmasız ve
gerektiğinde mahallinde inceleme yapılarak, 15 gün içinde kesin karara bağlanır. Ancak;
tespit edilen bu sımra karĢı kesinleĢmiĢ mahkeme kararı var ise aym konuda itirazda
bulunulamaz. Böylece yersiz itirazlar önlenmiĢ olur.
3. 4. TAPU, VERGĠ KAYDI, HARĠTA VE DĠĞER BELGELERĠN ÇIKARILMASI
ÇalıĢma alanında iĢe baĢlamadan önce, kadastro müdürü tarafından görevlendirilen yeterli
sayıda memur, kadastrosu yapılacak mahalle ya da köye ait tüm tapu ve vergi yazım
kayıtlarını çıkartırlar.Bu kayıtları tarih sırasına göre çalıĢma alanı için düzenlenen tapu ve
vergi kayıt defterine yazarlar.Tapu kayıtlarının harita veya krokisi varsa bunlar da tapu kayıt
defterinde belirtilir.Çıkanlan kayıtların sağ üst kenarına, kırmızı kalemle "KADASTRO"
yazılır.Belediye, özel idare, vergi dairesi ve köy muhtarlıkları vergi kayıtlarının çıkartılması
esnasında gerekli tüm kolaylıklan göstermek zorundadır.
Kadastro müdürü ayrıca, bütün resmi daireler, belediyeler, vakıflar, özel idareler ve iĢletmeler
tarafından yapılmıĢ harita ve planlar ile bunlara ait belgelerden çalıĢma alanına ait olanlarının
birer örneğini yazılı olarak ister ve tespit ve sınırlandırma çalıĢmalan sırasında bir temsilci
eleman bulundurmalarını belirtir.
Tüm bunların yanı sıra kadastro müdürü, mahalli hukuk mahkemesinden, bu çalıĢma alanında
taĢınmaz mallar hakkında görülmekte olan kadastro ile ilgili davalarla, hükme bağlanmıĢ
olupta henüz kesinleĢmeyen davaların listesini alır ve bunu diğer belgelerle birlikte kadastro
teknisyenliğine verir. Listenin alınmasından sonra o çalıĢma alnında bulunan taĢınmaz mallar
51
hakkında mahalli hukuk mahkemelerine açılan davalar, derhal kadastro müdüıüne bildirilir.
Kadastro müdürü, bu listelerdeki davalı taĢınmaz malların tespiti yapıldıktan soııra, bunlarla
ilgili tutanakları bir hâfta içinde kadastro mahkemelerine gönderir ve bu durumdan listenin
alındığı mahalli mahkemeyi bilgilendirir.
3. 5. PARSELLERĠ SINIRLANDIRILACAK MEVKÜ YA DA ADA ĠLANI
Kadastro teknisyenleri, hangi mevkii veya adada kadastro çalıĢmasına baĢlayacaklarını en az
7 gün önceden alıĢılmıĢ araçlarla ilgili köy veya mahallede ilan ettirir ve ilanın yapıldığına
dair bir tutanak düzenler. ÇalıĢmalara üç aydan fazla ara verilmesi halinde ilan yenilenir.
Ada ya da mevkii ilanında ilgili mahalle ya da köyün hangi ada ya da mevkünde bulunan
taĢınmaz mallarin kadastro iĢlemine hangi gün ve saatten itibaren baĢlanacağı ve bunun yanı
sıra bu ada veya mevkide taĢınmaz malı buliınan kiĢiler ile hak iddiasında bulunanların veya
temsilcilerinin:
· Sınırları belli olmayan taĢınmaz malların köĢe noktalarına mahallin örf ve adetlerine uygun
kalıcı iĢaretler koymaları,
· ÇalıĢmalar sırasında, sınırları göstermek ve varsa mülkiyet ve mülkiyetten gayri ayni ve
Ģahsi haklarını kanıtlayıcı tapu, senet, vergi kaydı, emlak vergisi beyannamesi ve sair ne gibi
belgeleri varsa bunları ibraz etmek için taĢınmazlarının baĢında hazır bulunmaları,
bulunmayanlara ait sınırlandırma ve tespit iĢlemlerinin yokluklarında yapılacağı,
· Kadastro harçlarının; emlak vergisi beyan değeri üzerinden, tapulu ve tapusuz yerler için
farklı oranlarda ve taĢınmazlarının baĢında bulunanlardan bulunmayanlara göre daha düĢük
oranda alınacağı,
· Sınırlandırma ve tespitlere karĢı, kadastro ekibinin çalıĢma alanındaki görevleri sona erdiği
tarihe kadar yapılacak itirazlar kadastro komisyonunda inceleneceğinden, itirazları
olanların bu süre içinde belgeleri ile. birlikte kadastro teknisyenliğine veya kadastro
müdürlüğüiıe baĢvurmaları, itiraz sonuçlarınııi taraflara tebliğ edilmeyip askı cetvellerinde
gösterileceği, bu tarihten soııraki itirazların ise kadastro sonuçlarının gösterildiği 30 günlük
ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açmak suretiyle yapılacağı
duyurulur.
3. 6. PARSEL SINIRLANDIRMA KROKĠSĠ VMÜLKĠYET
TUTANAĞININ HAZIRLANMASI
Teknik ve yasal iĢlemlerden oluĢan parsel sınırlandırma krokileri ve mülkiyet tutanakının
hazırlannıası, kadastro çalıĢmalarının en uzun ve kapsamlı bölümünü oluĢturur.
Ġki bölümde açıklanacaktır.
3. 6. 1. TEKNĠK ĠġLEMLER (PARSEL SINIRLANDIRMA KROKĠSĠ)
3. 6. 2. YASAL ĠġLEMLER
3. 6. 1. TEKNĠK ĠġLEMLER (PARSEL SINIRLANDIRMA KROKĠSĠ)
52
Ada Bölüm ve Kroki Düzenlenmesi
Madde 27- Kadastro adası; çevresi kamuya ait cadde, sokak, yol, kanal, ark, dere, göl,
deniz gibi doğal ve yapay sınırlarla, kadastro çalıĢma alanı sınırları ile veya Devlet Demir
Yolları arazisi ile çevrili parseller topluluğudur.
Orman sınırlarının ada birleĢmelerine neden olması halinde, müstakil bir ada numarası
verilerek tescili yapılır.
Madde 28- Kadastro çalıĢma alanı içinde kalan alanın tümü kadastro adalarına bölünür
ve 101 den baĢlayarak numarandırılır.
İlçe, belediye sınırları içindeki tüm mahalleler ile köylerdeki sınırlandırma işlemleri
tamamlanıncaya kadar adalara verilen numaralar aralıksız birbirlerini izler.
Madde 29- Kadastro çalıĢması devam ederken iki veya daha fazla adanın birleĢmesi
durumunda oluĢan yeni adaya, birleĢen eski adalardan ada numarası en küçük olan adanın
numarası verilir. Diğer numaralar, daha sonra oluĢan ya da oluĢacak adalara verilmek üzere
saklanır.
Kadastro çalıĢması devam ederken bir adanın iki veya daha fazla adaya bölünmesi
durumunda, eski ada numarası, adalardan uygun görülecek birinde bırakılarak, diğer adalara
varsa eskiden iptal edilmiĢ ada numaralarından kalan numaralar, yoksa en son ada numarasını
izleyen ada numaraları verilir.
Müstakil ada izlemesi yapılan bir birimin (Belediye veya köy) iki veya daha fazla
birime ayrılması halinde, ayrılan birimlerin sınırları içinde kalan ada numaraları aynen
korunur. Ayrılan birimlerde daha sonra verilecek ada numaraları, ayrıldıktan sonra o birimde
kalan ada numaralarını izleyerek devam eder.
Müstakil ada izlemesi yapılan iki veya daha fazla birimin tek birim altında birleĢmesi
halinde, birleĢmeye giren birimlerden ada numarası büyük olanın ada numaraları korunur,
diğerlerinin ada numaralarına korunan birimin son ada numarasını izleyen numaralar verilir.
Madde 30- Sınırlandırılması biten çalıĢma alanları için, pafta nitelikli altlıklara uygun
ve yaklaĢık ölçekte olmak üzere ada bölümü krokisi düzenlenir. ÇalıĢma alanındaki tüm
adaların bir altlığa sığmaması durumunda birden fazla ada bölümü krokisi düzenlenebilir.
(Örnek-3) Ada bölüm krokileri düzenleyen ve kontrol edenler tarafından imzalanır.
Madde 31- Ada numaralarında karıĢıklık ve tekrar olmaması için, hangi adanın hangi
paftada/paftalarda bulunduğunu gösterir Ada Ġzleme Cetveli (Örnek-4) düzenlenir. Bu
çizelgeler ada numarasına göre hazırlanır.
Madde 32- Ada bölüm krokisi bir asıl üç kopya olarak düzenlenir. Asılları
Merkeze/Bölgeye gönderilir. Örneklerinden bir takım Kadastro Müdürlüğünde bırakılır, bir
takım ilgili Belediye BaĢkanlığına veya Köy Muhtarlığına, bir takım da Kadastro
Mahkemesine teslim edilir.
Klasik Yöntemle Kadastrosu Yapılan TaĢınmaz Malların Sınırlandırması;
Madde 33- Sınırlandırma; kadastro ekiplerince, ölçü iĢlemlerinden önce veya ölçü
iĢlemleri ile birlikte ―TaĢınmaz Malların Sınırlandırma, Tespit ve Kontrol ĠĢleri Hakkındaki
Yönetmelik‖ hükümleri dikkate alınarak yapılır.
Madde 34- TaĢınmazlara ait zemindeki mevcut sınırlar özel iĢaretleriyle krokisine
aktarılır. Belirsiz sınırlar; (zeminde sınır noktası iĢaretli değilse) belirli hale getirilir. Zeminde
iĢaretli olmayan belirsiz sınırlar ile herhangi bir resmi belgeye dayanan taĢınmazlara ait
53
sınırların ise B.Ö.H.H.B.Ü.Y. hükümlerine uygun olarak öncelikle zemin tesisleri yapılır,
röperlenir ve sınırlandırma krokisine aktarılır.
Madde 35- Sınırlandırma krokilerinde, taĢınmaz malların sınır ve cinsleri, sınır
iĢaretleri, aidiyetleri ile birlikte doğal ve yapay tesisler ile taĢınmazlara ait irtifak hakları ile
sınırlandırılan parsellerin içerisine maliklerinden birinin ismi veya malik ölü ise ölü malik adı
ve mirascılarının ismi ile uygulanan vergi ve tapu kaydının tarih ve numarası yazılır.
Uygulanan kaydın haritaya dayalı olması halinde krokide belirtilir. Krokiler siyah renkle
mürekkeplenir.
Sınırlandırma krokileri, kuzeye yönlendirilmiĢ olarak 297mm x 420 mm boyutlarında
basılı kağıtlara çizilir. (Örnek-5, Örnek-6) Bu krokiler içerdikleri bilgiler bakımından açık,
kesin ve tereddüte yer vermeyecek biçimde düzenlenir.
Orman ile iliĢkisi olan yerlerde orman parselleri için düzenlenmiĢ matbu sınırlandırma
krokileri kullanılır. (Örnek-7)
Madde 36- Bir basılı kağıda sığmayan büyük adaların birden fazla kağıda çizilmesi
zorunlu olduğunda, her parça kağıda (1) den baĢlayarak parantez içinde yazılı numara verilir.
Her parça krokide diğer parçaların ilgili sınır çizgileri ve parsel numaraları gösterilir. Her
kağıda, parçaların birleĢme durumunu gösterir bir indeks kroki çizilir.
Bir parselin birkaç krokide gösterilmesi durumunda, parselin her parça krokideki
birleĢme noktaları A, B, C, D gibi harflerle iĢaretlenir.
Madde 37- Bir ada içindeki bütün parsellere (1) den baĢlayarak parsel numarası
verilir. Parsel numaraları adanın kuzey batısından baĢlar ve saat ibresi yönünde devam eder.
Madde 38- Sınır köĢe noktaları, noktada özel bir tesis varsa özel iĢaretiyle, yoksa bir
nokta ile gösterilir.
Belirli olmayan sınır kırık ve köĢe noktaları en az üç değiĢmez noktadan röperlenir.
Sınırlandırma krokilerinde mecralar, açık ve kapalı geçitler, su boruları, kablo, elektrik
ve telefon hatları, damlalık, tünel, aydınlık gibi her türlü irtifak hakları uzunluk ve geniĢlikleri
ile gösterilir ve gerekirse röperlenir.
Bu tesislerden irtifak hakkı kurulmuĢ olanlar paftasına aktarılır, irtifak hakkı
kurulmamıĢ olanlar kesik çizgi ile kadastro paftalarında gösterilir.
Madde 39- Demiryollarına, geçtikleri her köy ve mahallede ayrı ada ve parsel
numarası verilir ve sınırlandırma krokileri ayrıca yapılır.
Bir kadastro çalıĢma alanı içindeki demiryolunun iki ve daha fazla parçalara ayrılması
durumunda, parçalardan her birine ayrı ada ve parsel numarası verilir.
Ġki kadastro çalıĢma alanının ortak sınırına rastlayan ve çalıĢma alanı sınırı oluĢturan
demiryolu, çalıĢma alanlarından birine katılır.
Madde 40- Yapıların mülkiyet sınırlarındaki duvarlar aidiyeti ile gösterilir. Sokak
kapıları kapının bulunduğu yerde sadece ince bir okla gösterilir ve kapı numaraları okun
altına yazılır.
Madde 41- Belli edilmemiĢ olan imar ada, parsel köĢeleri ve adalar içindeki bazı
parsel sınırları, kesin olarak gösterilmemiĢ olan yangın yerleri ile tarla, bağ, bahçe iken adalar
54
teĢkili suretiyle parseller meydana getirilen ve poligon tesisleri olmayan yerlerde kadastro
sınırlandırma ekibi tarafından bütün adaların köĢe noktalarına ve adalar içindeki gerekli
görülen önemli kırık noktalara, mevcut planlar uygulanmak suretiyle ada ve parsel köĢe
noktası belirtme tesisi konur.
Madde 42- Mülkiyet sınırları belli edilemeyen ve harita ya da planı bulunmayan
yangın ve afet yerleri tek parsel olarak sınırlandırılır.
Madde 43-Tescil edilmiĢ tapu haritaları bulunan parsellerin sınırlandırılmasında 3402
sayılı Kanunun 20‘inci maddesi, ile sınırlandırma ve tespite dair yönetmelik hükümleri
uygulanır. Bu haritaların zemine aplikasyonunda mevzuat hükümlerine uyulur. Zemine
uygulanamayan tapu haritalarından Ģeklen yararlanılır ve durum tapu haritası üzerinde
açıklanır. Tapu haritaları ilgili kadastro tutanağına eklenir. Tapu haritası olan parseller,
sınırlandırma krokisinin uygun bir yerinde belirtilir.
Madde 44- Orman haritalarının sınırlandırılması ve aplikasyonunda ilgili mevzuat
hükümleri uygulanır.
Orman kadastrosu devam eden yerlerde orman parseli birden fazla kadastro adasını
kısmen kapsamında bulunduracak Ģekilde sınırlandırması yapılmıĢ ise ayrı bir ada parsel
numarası verilmek suretiyle iĢlem yapılır.
Madde 45-Sınırlandırma krokisi üzerinde, karĢı ada cepheleri çizilir ve ada
numaraları yazılır.
Sokak adları ya da numaraları, belediyeden alınarak uygun bir yerine blok harfleri ile
yazılır.
Sınırlandırma krokilerinde bütün yapılar yapı malzemesi türleri ve kat sayısı ile, deniz
kenarları, nehirler, dereler, su kanalları, kuyular, havuzlar vb. yapay ve doğal bütün tesisler
özel iĢaretleri ile gösterilir. Akarsuların akıĢ yönü bir okla iĢaretlenir.
Madde 46- Diğer kuruluĢlarca düzenlenecek olan tescile konu harita ve planlara ait
sınırlandırma krokileri bu yönerge esaslarına göre düzenlenir.
Madde 47- Sınırlandırma krokilerinde, kat hakları bulunan parsellere ait kat hakkı
krokileri, her parsel için ayrı basılı kağıtlara yapılır ve bu durum, parsellerin bulunduğu
sınırlandırma krokisinde belirtilir.
Kat haklarını gösterir tamamlayıcı krokilerde taĢınmaz mallara parsel numarası
verilmez, sadece sınırlandırma krokilerinde olduğu gibi kapı numaraları gösterilir.
Tamamlayıcı krokilerin uygun bir yerine ―.......... nolu taĢınmaz malın yararına ve krokideki
röperlerine göre ......... parsellerin üzerinde ve ...... metre yüksekliğinde kat hakkı vardır‖
sözü yazılır.
Ada sınırlandırma krokisinin uygun bir yerine, üzerinde kat hakkı bulunan parsellerin
numaraları yazılarak karĢılarına ―bu parselin aleyhine ve kat hakkını gösteren krokideki
röperlerine göre ........ metre yükseklikte .......... ve ....... kapı nolu taĢınmaz mallar vardır‖
sözcükleri yazılır.
Kat sayısının fazla olması durumunda, leyh ve aleyhteki haklar belirtilerek krokileri
düzenlenir.
Madde 48- Üzerinde kat hakkı bulunan taĢınmaz malların sınırlandırma krokileri
aĢağıdaki gibi yapılır:
a) Zemin ve katlara ait sınırlandırma krokilerinde taĢınmaz malların sınırları, dıĢ ve iç
beden duvarları, ara duvarlar hariç olmak üzere, içten içe ölçülür. Bu krokilerde duvarların
kalınlıkları gösterilir.
55
b) Zemin sınırlandırma krokilerinde duvarlara, giriĢ ve avlu ile bağlantısı bulunması
durumunda aynı parsel numarası; duvarların avlu ile ya da birbirleri ile bağlantısı olmaması
durumunda, ayrı parsel numarası verilir. Parsel numarası alan bu duvarlar, kale duvarları gibi
taranır, yapı cinsleri belirtilir.
c) Katların sınırlandırma krokilerinde dıĢ ve iç beden duvarları, zemin sınırlandırma
krokisinde olduğu gibi gösterilir ve taranır. Bunlara ayrıca parsel numarası verilmez.
Madde 49- Kat mülkiyeti uygulanan alanlarda sınırlandırma krokileri aĢağıdaki gibi
düzenlenir:
a) Kat mülkiyeti durumu düĢünülmeden, normal bir parsel gibi taĢınmaz malın
sınırlandırma krokisi ada içindeki diğer parseller ile birlikte yapılır. Bu sınırlandırma
krokisinin uygun bir yerine ―............. numaralı parsellerde kat mülkiyeti kuruludur‖ sözleri
yazılır.
b) Tapuda kat mülkiyetinin kuruluĢuna esas olan kat planları projesi, bağımsız
bölümlerin sınırlandırma krokisi yerine kullanılır. Katlar için ayrıca sınırlandırma krokileri
yapılmaz. Bağımsız bölümlerin tespitinde bu planlar ile kat mülkiyetinin kuruluĢunda
kullanılan ilgili diğer belgelerden ve zemin sınırlandırma krokilerinden yararlanılır.
Madde 50- Sınırlandırma krokilerinde kazıntı ve silinti yapılamaz. Herhangi bir
Ģekilde yapılmıĢ olan yanlıĢlıklar aĢağıdaki Ģekilde düzeltilir :
a) YanlıĢ mürekkeplenen çizgiler (X) iĢareti ile iptal edilerek, doğrusu uygun biçimde
çizilir.
b) Rakam ve yazılardaki yanlıĢlıklar, okunurluğu kaybolmayacak Ģekilde, düz siyah
bir çizgi ile iptal edilir ve doğrusu uygun biçimde yazılır.
Aralarında anlaĢmazlık olan parsellerin sınırları, sınırlandırma krokilerinde kurĢun
kalemle ve kesik çizgilerle gösterilir. AnlaĢmazlık giderildikten sonra kroki mürekkeplenir.
Yapılan düzeltmeler, sınırlandırma krokilerinin uygun bir yerinde açıklanır ve
açıklamanın altı kadastro ekibi elemanları tarafından imzalanır.
Madde 51- Sınırlandırma krokileri için ek sınırlandırma krokisi yapılması gereken
durumlarda, hangi parsel ya da parseller için ek krokiler yapılmıĢ ise, asıl sınırlandırma
krokisinde o parsel numaralarını içine alacak Ģekilde bir daire çizilir. Asıl sınırlandırma
krokisinin uygun bir yerine ―........... numaralı parsellerin ek sınırlandırma krokileri vardır‖
sözleri yazılır.
Ek sınırlandırma krokileri de düzenleyenler tarafından imzalanır.
Sınırlandırma krokileri ve ek sınırlandırma krokileri bir asıl iki suret olarak hazırlanır.
Suretinden biri Kadastro Müdürlüğünde arĢivlenir. Asıl sınırlandırma krokisi
Merkeze/Bölgeye , bir sureti de Tapu Sicil Müdürlüğüne verilir.
Madde 52- Mülkiyete konu olacak haritaların yapılmasında, ölçüden önce yapı, duvar,
telörgü, tahtaperde, parmaklık gibi sağlam, net ve düzgün tesislerle belirli olmayan yerler
röperlenir. Parsel sınırlarının köĢe noktaları B.Ö.H.H.B.Ü.Y.'de gösterilen zemin tesisi ile
iĢaretlenir.
56
Fotogrametrik yöntemle haritası yapılacak alanların sınırlandırma iĢlemi aynı esaslara
göre yapılır ve belirsiz sınırlara B.Ö.H.H.B.Ü.Y.‘e göre hava iĢaretleri konulur.
Madde 53- Sınırlandırma krokilerinin kontrolu; (Ek-7)'deki hususlar dikkate alınmak
suretiyle yapılır ve kontrol edenlerce imzalanır.
3. 6. 2. YASAL ĠġLEMLER
Parsel sınırlandırma krokisi ve mülkiyet tutanağının hazırlanması çalıĢmalarındaki; yasal
iĢlemler çekiĢmesiz (davasız) ve çekiĢmeli (davalı) taĢınmazlar olarak ikiye aynlır.
ÇekiĢmesiz (davasız) parsellerin sınırlandırılması
Tapuya kayıtlı t.malların tespiti
Tapuya kayıtlı olmayan t.malların tespiti
Kamu malların tespiti
Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin tespiti
Ġhya edilen taĢınmaz malların tespiti
Toplu yapıların tespiti
ÇekiĢmeli (davalı) parsellerin sınırlandırılması
3. 6. 2. 1. ÇEKĠġMESĠZ (DAVASIZ) PARSELLERĠN
SINIRLANDIRILMASI VE MÜLKĠYET TUTANAKLARININ
HAZIRLANMASI
Kadastro teknisyenleri ilan edilen gün ve saatte muhtar ve bilirkiĢilerle beraber belirtilen ada
ve ya mevkie giderler. KK, md. 7 uyarınca kadastro teknisyenleri, hazır bulundukları takdirde
mal sahipleri ile ilgililerin huzurunda, varsa harita, tapu ve vergi kayıtları ile diğer belgeleri,
en az üç bilirkiĢi ile mühtann bilgilerinden yararlanarak inceler ve mahallinde uygular.
Teknisyenler, ilgilisine alındı belgesi vererek elde ettikleri belgeleri değerlendirerek taĢınmaz
malın yasal durumunu tespit ederler. Kanaatlerini her taĢınmaz mal için düzenleyecekleri
kadastro tutanağının edinme sebebi sütununda açıklarlar. Böylece KK hükümlerine göre
taĢınmaz malı sınırlandırr ve hak sahiplerini tayin ederler. Sınırlandırma, kadastral harita,
veya büyütülmüĢ fotoğraf veya röperli kroki üzerinde gösterilir;ihtilâflı sınırlar ayrıca
belirtilir.
Kadastro teknisyenleri, bilirkiĢilerin bilgi ve beyanları ile kanaate varamadıkları durumda,
bunların beyanlarına bağlı olmaksızın, diğer kimselerin bilgi ve tanıklıklarına baĢvurabilirler.
Ancak bu durumun kayıt ve belgelere dayandırılarak yapılması ve nedenlerinin kadastro
tutanağında açıklanması zorunludur.
Bu çalıĢmalara, hazine hukukunun koruııması amacıyla istedikleri takdirde Maliye Bakanlığı
ile Orman Genel Müdürlüğü'nün temsilcileri de gözlemci olarak katılabilirler. Eğer bu
temsilciler gözlemci olarak hazır bulunmuĢlarsa, gerektiğinde bunlarında bilgilerine
baĢvurulup tutanağın ilgililer sütununa imzaları alınır.
Kadastro tutanağında aĢağıdaki bilgiler bulunur:
1. TaĢınmaz malın;
-Ġli,-Ġlçesi, -Mahalle/Köyü, -Mevkii/Sokağı, -Kütük sayfa no,-Ada, -Parsel,-Pafta no, -
Harca esas değeri, -Yüzölçümü, -Kadastro harcı oran ve tutarı,
57
2. Tespit dayanağı belgeler;
-Tapu kaydının zabıt defterindeki tarih, sıra, cilt, sayfa ve yüzölçümü,
-Tapu kaydının çalıĢma defterindeki cilt no, sayfası,
-Kanuna göre değerlendirilecek vergi kaydının mevki, no, yıl ve yüzölçümü,
-Tutanağa eklenen belgelerin çeĢidi, tarihi, sayısı ve ek adedi,
3. Mülkiyette gayri ayni ve Ģahsi haklar,
-ġerhler,
-Ġrtifak hakları ve taĢınmaz mükellefıyet,
-Beyanlar,
4. TaĢınmaz rehinlerinin harfı, rehinin mahiyeti (içyüzü), tesis tarihindeki alacaklının ad
ve soyadı, borç miktarı, faizi, derecesi, süresi, kayıt tarih ve no, düĢünceler,
5. Edinme sebebi,
6. Yapılan inceleme sonucunda belirlenen hak sahiplerinin adı, soyadı, baba adı, hissesi,
nüfus kaydı, adresi,
7. Görevlilerin ad, soyad ve imzası,
8. Beyanda bulunan ilgililerin ad, soyad ve imzası,
9. Tutanağı kontrol eden elemanın ad, soyad ve imzası,
10. Sınırlandırma ve tespite itiraz edenin adı, soyadı, baba adı ve itirazın nedeni,
11. Ġtiraz edilen belgenin niteliği ve tarihi,
12. Sınırlandırma ve tespitin sonucu,
13. Okuyan ve tescil edenlerin adı, soyadı, imzası,
14. Tescili kontrol edenlerin adı, soyadı, imzası. Kadastro teknisyenleri arasında görüĢ
ayrılığı olduğu veya tarafların dayandıkları kayıt ve belgeler aynı kuvvet ve mahiyette
görialdüğü takdirde taĢınmaza ait tutanak gerekçesi ile birlikte çözümlenmek üzere
kadastro komisyonuna gönderilir.
ÇalıĢma alanı sınırı içinde veya bitiĢiğindeki taĢınmaz mallar ile dıĢında toplu olarak bulunan
taĢınmaz mallardan kadastro tutanağı düzenlenmeyen yerlerin kadastroya tabi olması yolunda
iddia olursa, KK gereğince sımrlandırma ve tespit yapılarak tutanak düzenlenir ve iddia
nedenleri açıklanarak kadastro komisyonuna verilir.
Kadastro tutanağı düzenlenip ekipteki görevlilerce imzalandıktan sonra KK ve bu Kanun'a
dayanılarak çıkarılan yönetmeliklerde belirlenen ayrıcalıklar dıĢında değiĢiklik ya da ek
yapılmaz. Ancak, KK, md. 40 uyarınca, adına tespit edilen kimse tarafından yapılan devir ve
temlikler dikkate alınır. Malik hanesi yeni duruma göre değiĢtirilir. Tutanağın edinme
sebebinde ilgililerin haklarını etkilemeyen adi yazım hataları ile eksikliklerin sonradan farkına
varılırsa, bunlar, kadastro teknisyenlerince durum açıklanmak ve tutanağı imzalamıĢ olan
muhtar ve bilirkiĢilerin imzaları alınmak suretiyle düzeltilir.
SınırIandırma ve mülkiyet tespiti işlemleri aşağıdaki taşınmaz mallar için gerçekleştirilir:
Tapuda kayıtlı taĢınmaz mallar (KK, md. 13),
Tapuda kayıtlı olmayan taĢınmaz mallar (KK, md. 14),
Kamu malları (KK, md. 16 ve 18),
Devletin hüküm ve tasamıfu altındaki araziler,
Ġhya edilen taĢınmaz mallar (KK, md. 17),
Toplu yapılar (KK, md. 44).
TAPUDA KAYITLI TAġINMAZ MALLAR
Tapuda kayıtlı taĢınmaz mal:
A) Kayıt sahibi veya mirasçıları zilyet(I) bulunuyorsa;
a) Kayıt sahibi adına,
b) Kayıt sahibi ölmüĢ ise mirasçıları adına (Mirasçıların belirlenmesi; ibraz edilmesi
halinde veraset belgesine göre, veraset belgesi yoksa muhtar ve bilirkiĢi beyanlarının
58
köy nüfus defteri ya da nüfus idarelerinden alınacak vukuatlı nüfus kayıt
örneklerindeki bilgilerle karĢılaĢtırılıp uyum sağlandıktan sonra yapılır.),
c) Mirasçılar tayin edilemezse, ölü olduğu yazılmak suretiyle kayıt sahibi adın,
B)Kayıt sahibi veya mirasçılardan baĢkası zilyet bulunuyorsa;
a) Kayıt sahibi veya mirasçılannın kadastro teknisyeni huzurunda onay vermeleri halinde
zilyet adına,
b) Zilyet, taĢınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden
tapu dıĢı bir yolla iktisap ettiğini (kazandığını), onların beyanı veya herhangi bir belge
ile veya bilirkiĢi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on yıl müddetle
çekiĢmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde, zilyet adına,
c) Kayıt sahibi yirmi yıl önce ölmüĢ veya gaipliğine hüküm verilmiĢ veyahut tapu
sicilinden malikin kim olduğu anlaĢılamamıĢ ise, çekiĢmesiz ve aralıksız yirmi yıl
süreyle ve malik sıfatıyla zilyet bulunan kimse adına tespit olunur.
(1) TMK, md 887 zilyetligi Ģu Ģekilde açıklar: "Bir Ģey üzerinde fiilen tasarruf sahibi olan
kimse o Ģeyin zilyedidir.Ġrtifak hakkı ile taĢınmaz yükümlüğünden mütevellit haklarda
zilyetlik, bu hakların bilfiil kullanılmasmdan ibarettir.
Hak sahiplerine kolaylık sağlanması amacıyla, noter tarafından tespit ve tevsik edilen
(belgelendirilen) onay beyanı veya düzenlenen satıĢ vaadi senedi teknisyen huzurunda
yapılmıĢ kabut sayılır (KK; md.l3).
ÇalıĢma alanı ilanının yapıldığı günden sonraki tarihli tapu dıĢı sözleĢmelerle yapılan devir ve
temlikler kabul edilmez.
SınırlandırılmamıĢ orman sınırları içinde kalan tapulu taĢınmaz malların, baĢka bir Ģart
aranmaksızın, hak sahipleri adına sınırlandırma ve tespiti yapılır.
Zilyet adına tespitlerde, mevcut ve her türlü kısıtlama ve sınırlı ayni haklar saklı tutulur. Bu
tür haklar kadastro tutanağında belirtilerek yeni kütüklere aynen geçirilir: TaĢınmaz mal
üzerinde iyeden baĢka birine ait bina, çit, duvar, kuyu vb. muhdesat var ise bunun sahibi,
cinsi, ihdas tarihi, ve edinme sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde
gösterilir. Taraiların onayı halinde kadastro teknisyenleri ya da kadastro komisyonları ikili
kullanmayı, anlaĢmaları çerçevesinde, tek mülkiyete dönüĢtürebilir.
TAPUDA KAYITLI OLMAYAN TAġINMAZ MALLAR
Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalıĢma alanı içinde bulunan ve toplam alanı sulu topraklarda
40, kuru topraklarda 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla
taĢınmaz mal, çekiĢmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini
belgelerle veya bilirkiĢi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.
Sulu veya kuru toprak ayrımı, 3083 sayılı Sulama Alanlannda Arazi Düzenlemesine Dair
Tanm Reformu Kanunu hükümlerine göre yapılır:
TaĢınmaz malın, 40 ya da 100 dönüm kapsamı dıĢında kalan kısmının zilyedi adına tespit
edilebilmesi için, delillendirme koşulları dışında aynca şu belgelerden birine
dayandırılması gerekir:
a. 3 1.12. 1981 tarihine veya daha önceki tarihlere ait vergi kayıtları,
b. Onaylı iradeauretleri ile fermanlar,
c. Geçerli mütevelli, sipahi, mültezim, temeĢsük veya senetleri, ,
59
d. Kayıtları bulunmayan tapu ve kaldırılan hazine-i hassa senetleri veya geçici
tasarruf ilmühaberleri, .
e. Onaysız tapu yoklama kayıtları,
f. Mülkname, muhasebatı atika kalemi kayıtlan,
g. Mubayaa, istihkam ve ihbar hüccetleri,
h. Evkaf idarelerinden tapuya devredilmemiĢ tasarruf kayıtlan.
Tapuda kayıtlı olmayan taĢınmaz mallann devir ve temliki, kadastro tutaııağının düzenleme
tarihine kadar kabul edilerek tespit, son zilyedi adına yapılır.
KK, md. 15 uyarınca; tapuda kayıtlı taĢrnmaz malların malikleri veya bunlann mirasçılan
arasında, tapuda kayıtlı olmayan taĢınmaz ma(ların ise KK uyarınca belirlenen zilyetleıi
arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkiĢi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu
durumda, bu mallar taksim gereğince zilyetler adına tespit olunur.
Hissedarlar arasındaki taksimlerde, taksim sonucu her hissedara hangi taĢınmaz malın isabet
ettiği, mirasçılar arasındaki taksimlerde ise her mirasçının miras payına karĢılık aldığı taĢınır
ve taĢınmaz mallar, kadastro tutanağının edinme sebebi sütununda açıklanır.
TaĢınmaz mal tapuda kayıtlı olsun olmasın, onun ayrılması mümkün bir kısmının veya belli
bir payının, KK'da zilyet lehine kabul edilen nedenlere iktisabı uygundur.
ĠĢtirak halinde mülkiyet hükümlerinin söz konusu olduğu hallerde, iĢtirakçilerden biri veya
birkaçının belirli bir taĢınmaz maldaki hissesinin diğer iĢtirakçilere devir ve temliki; tapulu
taĢınmaz mallarda yazılı, tapusuzlarda ise her türlü delille ispat edilebilir. Bu durum, kadastro
tutanağının edinme sebebi sütununda açıklanır. Mülkiyet sütununda iĢtirak hali çözülmeden
payını devreden mirasçının adı yerine devralan mirasçının adı yazılarak tespit yapılır.
Ayırma iĢlemi gerektiren tapulu ve tapusuz taĢınmaz malların taksimlerinde ayırma
tarihindeki imar mevzuatına göre iĢlem yapılır.
KAMU MALLARI
Kamunun ortak kullanmasına veya bir kamu hizmetinin görülmesine ayrılan yerlerle Devletin
hüküm ve tasamıfu altında bulunan sahipsiz yerlerden:
a. Kamu hizmetinde kullanılan, bütçelerinden ayrılan ödenek veya yardımlarla yapılan
resmi bina ve tesisler (Hükümet, belediye, karakol, okul binaları, köy odası, hastane
veya diğer sağlık tesisleri, kütüphane, kitaplık, namazgah, cami, genel mezarlık,
çeĢme, kuyular, yunak ile kapanmıĢ olan yollar, meydanlar, Pazar yerleri, parklar ve
bahçeler ve boĢluklar ve benzeri hizmet alanları) kayıt, belge veya özel kanunlarına
göre Hazine, kamu kurum ve kuruluĢları, il, belediye, köy veya mahalli idare birlikleri
tüzel kiĢiliği adlarına tespit olunur.
b. Mera, yaylak, kıĢlak, otlak, harman ve panayır yerleri gibi paralı veya parasız
kamunun yararlanmasına tahsis edildiği veya kamunun kadimden beri yararlandığı
belgelerle veya bilirkiĢi veya tanık beyanı ile ispat edilen orta malı taĢınmaz mallar
sınırlandırılır, parsel numarası verilerek yüzölçümü hesaplanır ve bu gibi taĢınmaz
mallar özel siciline yazılır. Bu sınırlandırma, tescil mahiyetinde olmadiğı gibi bu
suretle belirlenen taĢınmaz mallar, özel kanunlarında yazılı hükümler saklı kalmak
kaydıyla özel mülkiyete konu teĢkil etmezler.
Yol, meydan, köprü gibi orta malları ise haritasında gösterilmekle yetinilir.
60
c. Devletin hüküm ve tasamıfu altında bulunan kayalar, tepeler, dağlar (bunlardan çıkan
kaynaklar) gibi, tanma elveriĢli olmayan sahipsiz yerler ile deniz, göl, nehir gibi genel
sular tescil ve sınırlandırmaya tabi değildir; istisnalar saklıdır.
d. Devletin hüküm ve tasamıfu altında bulunan ormanlar, bu Kanunda hüküm
bulunmayan hallerde, özel kanunlan hükümlerine tabidir.
DEVLETĠN HÜKÜM VE TASARRUFU ALTINDAKĠ ARAZĠLER
Özel ve tüzel kiĢiler adına iktisap koĢulları gerçekleĢmeyen ve tescile tabi bulunan taĢınmaz
mallar ile tanm alanına dönüĢtüıülmesi veya ekonomik yarar sağlanması mümkün olan
yerlerin hazine adına tescil edileceği KK, md. 18 ile hükme bağlanmıĢtır.
Özel kanunları hükümlerine tabi olan ormanlar Devletin hüküm ve tasamıfu altında bulunur.
ÇalıĢma alanı sınırlan içinde kalan Devlet ormanlan sınırlandırılarak orman özelliği ile hazine
adına tespit ve tescil edilir.SınırlandırılmıĢ ormanlar için tahdit haritasındaki sınırlar esas
alınarak bulunduğu adanın son parsel numarası verilmek suretiyle tapu kütüğüne aynen
aktarılır.
Tarım alanına dönüĢtürülmesi ya da ekonomik yarar sağlanması mümkün olan hali arazi ya da
ham toprak gibi nitelikli yerler hazine adına tespit edilir ve tutanakta bu husus ayrıntılı olarak
açıklanır.
SınırlandırılmıĢ Devlet örmanları içinde kalan ve sınırlandırma tutanaklarında da kabul
edilmeyen özel mülkiyete konu taĢınmaz mallar, tapulu olsa dahi, kadastrolamaya tabi
tutulmaz. Ayrıca Devletin hüküm ve tasarnıfu altında bulunan dağlar, tepeler, kayalar,
bunlardan çıkan kaynaklar gibi tarıma uygun olmayan sahipsiz yerler ile deniz, göl, nehir gibi
genel sular tescil ve sıınrlandırma dıĢında tutulur.
Orta malları, hizmet malları, ormanlar ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup ta bir
kamu hizmetine tahsis edilen yerler ile kanunları uyarınca Devlete kalan taĢınmaz mallar,
tapuda kayıtlı olsun olmasın kazandırıcı zaman aĢımı yolu ile iktisap edilemez.
ĠHYA EDĠLEN TAġINMAZ MALLAR
Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis
edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elveriĢli hale
getirilen taĢınmaz mallar, tapuda kayıtlı olmayan taĢınmaz malların tespiti ile ilgili koĢullar
mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.
Ġl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taĢınmaz mallarda bu hüküm
uygulanmaz.
TOPLU YAPILAR
Kooperatif, Ģirket ya da tüzel kiĢiliğe sahip olmayan Ģahıs topluluklarının birden fazla yapı ve
tesis yaparak sahip oldukları taĢınmaz malların, kendi imar ya da vaziyet planları dikkate
alınarak ve gerektiğinde birleĢtirilerek ya da parçalara ayrılarak, Kat Mülkiyeti Kanunu
hükümlerine göre kat mülkiyeti ya da kat irtifakı tesis edilip bağımsız bölümler Ģeklinde
kadastro tespitleri yapılır.Bu Ģekilde tespitler için tüzel kiĢilerin genel kurullarının oy çokluğu
ile geçen yönetim kurulu kararı, Ģahıs topluluklarında ise oy çokluğu ile alınan karar gerekir.
Bağımsız bölüm olarak tespit yapılabilmesi için:
61
Tüzel kiĢiliğe sahip yapı kooperatifleri ve Ģirketlerin yönetim kurullarınca alınıp genel
kurullannın oy çokluğu ile kabul edilen yönetim kurulu kararı bulunmalıdır.
Tüzel kiĢiliğe sahip olmayan Ģahıs topluluklarının malik olduğu taĢınmaz mallarda ise,
maliklerin adet ve pay olarak yarıdan bir fazlasının noterlerce düzenlenmiĢ yazılı onayları
gerekir. ġahıs topluluklarına ait taĢınmaz mallarda, talepte bulunan paydaĢların, yönetim
planını iınzalaması yeterlidir. Ayrıca, bağımsız bölümleri gösterir noterden onaylı listede
aranmaz. Kayden malik olduklan paylar arsa payı olarak kabul edilir.
Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 12. ve 14. maddelerinde sayılan belgeler mevcut olmalıdır.
Daha önce kadastrosu yapılmıĢ bu gibi taĢınmaz malların, tüzel kiĢilerin ya da topluluk
temsilcilerinin talebi üzerine TKGM'nün izni alınmak suretiyle ikinci defa kadastrosu yapılır.
Kat mülkiyeti esasına göre yapılacak tespitlerde ana taĢınmaz mal ve her bağımsız bölüm için
ayrı ayrı kadastro tutanağı düzenlenir ve bağımsız bölümlere ait tutanaklar ana taĢınmaz mal
için düzenlenen tutanağa ekleııir. Ana taĢınmaz mal için düzenlenecek tutanağın edinme
sebebinde, bağımsız bölümlerin kime ait olduğu, arsa payları ve edinme nedenleri etraflıca
açılanır ve mülkiyet sütununda malikleri ve paylan gösterilir. Bağımsız bölümler için
düzenlenecek tutanaklarda bağımsız bölüm numarası parsel numarası ile kesirli (1/1, 1/3 gibi)
yazılır. Edinme sebebinde ise o bağımsız bölümün tespit Ģekli açıklanır. Askı cetvellerinde
bağımsız bölümlerin tespit sonuçlan yazılıp tapu kütüğüne yazım iĢlemleri Kat Mülkiyeti
Kanunu hükümlerine ğöre yapılır.
Sınırlandırma ve mülkiyet tespiti iĢlemlerinde tapu kayıtları ve diğer belgelerin kapsadığı
yerin tayininde (belirlenmesinde), KK, md. 20 uyarınca aĢağıdaki Ģekilde hareket edilir:
Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması
olanaklı ise, harita, plan ve krokideki sınırlara uyulur.
Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar mahalline
uygulanabiliyor ve bu sınırlar içinde kalan yer hak sahibi tarafından kullanılıyor ise, kayıt ve
belgelerde gösterilen yer esas alınarak tespit yapılır.
Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar, değiĢebilir ve
geniĢletilmeye elveriĢli nitelikte ise, bunlarda gösterilen miktara itibar olunur. Ancak,
değiĢebilir ve geniĢletilmeye elveriĢli sınırdaki taĢınmaz malların kayıtları, fıziki yapıları ve
konumları itibariyle belli bir yeri kapsıyorsa, tespit o sınır esas alınarak yapılır.
Hazinece, özel kanunları hükümlerine göre değiĢmez ve geniĢlemeye uygun olmayan
sınırlarla miktar üzerinden satılan, tefviz veya tahsis veyâ parasız dağıtılan taĢınmaz mallarda
çıkan fazlalık, taĢınmaz malla birlikte satıĢ; tevfız, tahsis ve dağıtım tarihinden itibaren on yıl
geçmiĢ ise, miktarına bakılmaksızın kayıt sahibi adına tespit edilir. 10 yıllık süre dolmamıĢ
ise miktar fazlası zilyedin göstereceği taraftan ( tespit sırasında zilyet hazır bulunmaz ise
zilyedin yaranna uygun düĢen taraftan) bölünerek rnaliye hazinesi adına kayıt edilir.
KK, md. 21'e göre kayıt ve belgelerde yazılı miktara uyulması gereken hallerde, kayıt ve
belgeler değiĢebilen ve geniĢletilmeye elveriĢli sınır içeriyorsa miktar fazlası o taraftan ifraz
edilir.
DeğiĢmeyen ve geniĢletilmeye elveriĢli olinayan sınırlı kayıt ve belgelere dayanan tespitlerde,
miktara itibar edilmesi gerektiği takdirde, miktar fazlası zilyedin göstereceği taraftan ifraz
edilir. Zilyet, tespit sırasında hazır bulunmaz veya tercih hakkını kullanmaktan kaçınırsa ifraz,
zilyedin yararına uygun düĢen taraftan yapılır.
3.6. 2. 2. ÇEKĠġMELĠ (DAVALI) PARSELLERĠN TESPĠTĠ
TaĢınmaz mal mülkiyetine ve sınırlı ayni haklara,
Tapuya tescil ya da Ģerh edilecek veyahut beyanlar hanesinde gösterilecek diğer haklara,
Sınır ve ölçüm uyuĢmazlıklarına iliĢkin
62
kadastroyu ve tapu sicilini ilgilendiren benzeri davalara konu taĢınmazlar çekiĢmeli sayılır.
ÇalıĢma alanında iĢe baĢlamadan önce KK,md.5 uyarınca kadatro müdürü tarafından,mahalli
hukuk mahkemesinden,bu çalıĢma alanında taĢınmaz mallar hakkında görülmekte olan
kadastro ile ilgili davalarla,hükme bağlanmıĢ olup ta henüz kesinleĢmeyen davaların listesi
yazılı olarak istenir.
Yerel hukuk mahkemelerince düzenlenecek listelerde;davanın esas numarası,davacı ve
davalının adı,soyadı ve adresleri,davanın konusu,davalı taĢınmaz malın mevkii ve sınırları ile
varsa davaya dayanak belgelerin cinsi,tarih ve numarası belirtilir.Dava listeleri müdür ya da
müdür yardımcısı tarafından incelenir.Kadastro mahkemesi görevi içine giren ve çekiĢmeli
parsellere konu olan davalar tespit edildikten sonra bu liste ve davalarla ilgili belgeler
kadastro teknisyenlerine imza karĢılığı teslim edilir.Kadastro teknisyenlerine teslim edilen
davalı taĢınmazların sınırlandırma ve tespiti dava konusuna göre aĢağıdaki Ģekilde yapılır.
a.Dava mülkiyete yönelik ise;taĢınmaz mal teknisyenlerince ölçülür,tarafların
iddiaları,varsa belgeleri muhtar ve bilirkiĢi beyanlarına göre değerlendirilir.Sonuçları
ve varacakları kanaatleri tutanağın edinme sebebi sütununa etraflıca açıklanır.Davanın
dosya numarası belirtilerek maliki tayin edilmeden(mülkiyet tablosu
doldurulmadan)kadastro tutanağı düzenlenir.
b.Dava sınıra ve yüzölçümüne yönelik ise;taĢınmaz mal teknisyenlerince
ölçülür,tarafların iddiaları,varsa belgeleri muhtar ve bilirkiĢi beyanlarına göre
değerlendilir.TaĢınmaz malın maliki tayin edilerek kadastro tutanağı
düzenlenir.Davaya konu sınırlar paftasında mürekkeplenmeden kurĢun kalemle
iĢaretlenir.Ancak yüzölçümüm hesaplanmaz .Tarafların iddia ettikleri sınırlar ile
mevcut olan sınır ayrı bir kroki üzerinde gösterilir ve bu kroki kadastro tutanağına
eklenir.
c.Davanın mülkiyetle birlikte sınıra da yönelik olması halinde;a ve b‘de
açıklandığı Ģekilde,taĢınmaz malın maliki tayin edilmeden davaya konu sınırlar
paftasında kurĢun kalemle iĢaretlenir.Yüzölçümü hesaplanmaz.
d.Davanın Sınırlı ayni haklara,tapuya tescil ya da Ģerh edilecek veyahut beyanlar
hanesinde gösterilecek haklara yönelik olması halinde;teknisyenlerince,taĢınmaz
malın sınıralrı belirlenir,maliki tayin edilir,davanın konusu ile dosya numarası
kadastro tutanağının edinme sebebi sütununda ayrıntılı olarak açıklanır.
Bu taĢınmaz mallara ait kadastro tutanakları,kadastro mahkemesine gönderilmek üzere
pafta örnekleri ile birlikte en geç 7 gün içinde kadastro müdürüne teslim edilir.Davalı
olan tutanakların sağ üst köĢesine kırmızı kalemle “DAVALI” yazıldıktan sonra tutanağın
dava dosyası ile kolayca birleĢmesi sağlamak için mahkemenin adı ve esas numarası
yazılır.Davalı taĢınmaza ait tutanak ve ekleri asılları kadastro müdürünce en geç 7 gün
içinde kadastro mahkemesine gönderilir.Ayrıca,davanın görülmekte olduğu mahalli
mahkemeye de bilgi verilir.
Mahalli mahkemede görülmekte olan dava aynı çalıĢma alanında birden fazla taĢınmaz malı
ilgilendiriyorsa her bir parselin kadastro tutanağı düzenlendikçe ayrı ayrı kadastro
mahkemesine gönderilir.
Davalı mallara ait kadastro tutanağı ile ekler çalıĢmaların tamamlanmasından sonra,diğer
belgelerle birlikte tapu sicil müdürlüğüne devredilir.Bir örneği de aslına uygunluğu
onaylanarak kadastro müdürlüğünde saklanır.
Dava listesi kadastro müdürlüğüne verildikten sonra mahalli hukuk mahkemelerinde açılan
davalara iliĢkin iĢlemler ise aĢağıdaki gibidir:
a. Kadastro tutanağı düzenlenmeden dava açılmıĢ ise; o çalıĢma alanında
bulunan taĢınmaz mallarla ilgili olarak yeni açılan davaların mahkemelerce
kadastro müdürlüğüne bildirilmesi üzerine, kadastro müdürünce bu listeler derhal
63
kadastro teknisyenlerine verilir. Davanın mahiyetine göre, teknisyenlerce
sınırlandırma ve tespit iĢlemleri tamamlanır ve davalı tutanaklar kadastro
mahkemesine verilir.
b. Kadastro tutanağının düzenlenmesinden önce dava açılmıĢ, ancak
tutanak düzenlendikten sonra kadastro müdürlüğüne bildirilmiĢ ise;
teknisyenlerce kadastro tutanağıınn malik sütunu kırmızı kalemle çizilerek
mahkemenin adı ve esas numarası yazılır. Tutanağın uygun bir yerine kadastro
ekibince Ģerh verilerek parsel davalı hale getirilir. Davalı tutanaklar kadastro
mahkemesine devredilir.
c. Kadastro tutanağının düzenlenmesinden sonra dava açılmıĢ ise; tutanak
üzerinde herhangi bir iĢlem yapılmadan derhal mahalli mahkemeye açıklayıcı bir
yazı ile kadastro tutanağının düzenlendiği bildirilir.
d. 30 günlük askı ilanı süresi içinde taĢınmaz mallarla ilgili olarak
kadastro mahkemesinde dava açılmıĢ ise; bu süre içinde mahalli hukuk
mahkemesinde açılan davalar hakkında kadastro müdürlüklerince kadastro
tutanağr üzerinde iĢlem, yapılmaz. Dava konusu taĢınmaz malın tespitinin
yapılarak 30 günlük askı ilanına alındığı konusunda davaınn açıldığı mahkemeye
aynntılı bilgi verilir.
e. Davalı olduğu halde tutanaklar kesinleĢtirilmemiĢ ise; dava listesine dahil
edilmeyen ya da davalı olduğu mahkemelerce bildirildiği halde bu husus göz
önünde bulundurulmayarak tespitleri kesinleĢtirilen taĢınmaz mallar bulunabilir.
Bunlar, devredilmiĢse tapu sicil müdürlüğünce, devredilmemiĢ ise kadastro
müdürlüğünce ilgili parselin tapu kütüğü sayfasının beyanlar hanesine, tespitin
davalı olması nedeniyle kesinleĢmediği yazılarak sınırlandırılır. Ayrıca, davalı
tutanaklar kadastro mahkemesine devredilir.
TaĢınmaz mal tapu kütüğüne tescil edildikten sonra el değiĢtirmiĢ ise hiçbir iĢlem yapılmadan
ilgililerine mahkemeye baĢvurmaları gerektiği bildirilir.
Kadastro mahkemesinde sınır uyuĢmazlığı nedeniyle açılmıĢ davalarda, ilgililerin talebi
üzerine dava. konusu taĢınmaz malın anlaĢmazlık dıĢında kalan kısmı mahkemece ayrılabilir.
Mahkeme, ayırma iĢlemini yapmak üzere kadastro müdürlüğüne talepte bulunur. Kadastro
müdürlüğü bu ayırmanın imara uygunluğunu yetkili mercilerden sağladıktan sonra ayrımı
yapar ve sonucunu mahkemeye iletir. Mahkemenin bildirisi üzerine ihtilafsız kısma son parsel
numarası verilerek tescili yapılır.
3. 7. KROKĠ, TUTANAK VE ÖLÇÜMLERĠN KONTROLÜ Teknik, idari ve hukuksal konulan içeren kontrol iĢlemleri KK, md. 8 uyarınca gerçekleĢir:
22/2/2005 tarih ve 5304 sayılı Kanun MADDE 4. - 3402 sayılı Kanunun 8 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 8. - Kadastro çalıĢmaları esnasında, kadastro müdürü veya görevlendireceği
kontrol elemanları tarafından kadastro tutanağı ve bunları tamamlayan belgeler
üzerinde ve gerektiğinde arazide inceleme yapılır. Ġnceleme sonucu tespit edilecek
teknik, idarî ve hukukî noksan ve yanlıĢlıklar, kadastro ekibine tamamlattırılır veya
düzelttirilir. Yapılan iĢlem ilgililerin haklarını etkilemekte veya kontrol elemanları ile
kadastro teknisyenleri arasında görüĢ ayrılığı bulunmakta ise, kadastro tutanağı ekleriyle
birlikte kadastro komisyonuna gönderilir.
Kadastro müdürlüğünce, kadastro ekibinin çalışma alanındaki işinin bittiği tarihe kadar yaptırılacak inceleme ve denetimler sonucunda tespit edilecek noksan ve yanlışlıklar hakkında da birinci fıkraya göre işlem yapılır.
Kontrol belirli periyotlarla yapılır. Teknik kontrol iĢlemleri harita mühendisleri, bunlar yoksa
fen kontrol memurları ya da her ikisi tarafından; hukuki kontrol ise tasarruf kontrol memurlan
64
tarafından gerçekleĢtirilir. Eksiklikler ve yanlıĢlıklar kadastro ekibine tamamlattırılır ya da
düzelttirilir. Kontrol sonuçları her çalıĢma alanı için tutulan onaylı kontrol defterine yazılır.
Yapılacak düzeltme iĢlemi ilgililerin haklarını etkiliyor veya kontrol elemanları ile kadastro
ekibi arasında görüĢ ayrılığı bulunuyorsa, kadastro tutanağı ekleri ile beraber konunun
çözümlenmesi ve iĢlemlerin daha sağlıklı bir Ģekilde yürütülebilmesi için kadastro
komisyonuna devredilir.
3. 8. KADASTRO TESPĠTĠNE ĠTĠRAZ KK, md. 9 uyarınca, kadastro tutanağı düzenlendikten sonra kadastro ekibi çalıĢma alanında
iĢlerini bitirinceye kadar tespitlere itiraz edilebilir. Bu, kadastro çalıĢmalarının hızla
sonuçlandırılması ve kadastro komisyonlarında iĢ birikimini önlemeyi amaçlamaktadır.
Sınırlandırma ve tespite itiraz, kadastro teknisyenliğine veya kadastro müdürlüb ne yapılır.
Ġtiraz üzerine kadastro tutanağı ve ekleri en geç on gün içinde kadastro komisyonuna intikal
ettirilir.
Ġtiraz sadece uygulanan belgelerin geçerliliği hakkında yapılabilir.GeliĢigüzel itirazların
önlenmesi amacıyla, sadece belgeye dayalı itirazlar komisyonca incelenir. Ġtirazları yerinde
görülmeyen kiĢilerin ilan süresi içinde de dava açma hakkı saklıdır.
3. 9. KADASTRO HARÇLARININ BELĠRLENMESĠ Kadastro çalıĢma alanlarındaki taĢınnıaz malların tespiti sırasında, ilgililerince belediyelere
verilen;
a. Emlak vergisi beyannamesi,
b. Köy beyan defteri ya da
c. Belediye ya da köy muhtarlıklarınca onaylı ilgililerince ibraz edilecek belgelerdeki
yazılı emlak vergisi değer miktarları, kadastro harcı ve yargılama giderlerine matrah olmak
üzere kadastro tutanağının ilgili sütununa teknisyenlerce iĢlenir.Ġlgililerince son beyan
döneminde
a. Vergi beyannamesi verilmeyen,
b. Paylı olup ta bir kısım paydaĢlarca beyanda bulunulmayan ya da
c. Beyan tarihinden sozıra özelliği değiĢen
taĢınmaz mallar tespit edilmiĢ olabilir. Bunların her ada ya da mevkün bitiminde
teknisyenlerce, ada ve parsel numarası, mevki ve sokak adı, alanı ve özellikleri yazılarak
düzenlenecek bir listesi kadastro müdürüne teslim edilir. Kadastro müdürü de bunları en kısa
sürede kadastro komisyonuna havale ederek, kadastro harcı ve yargılama giderlerine esas
olmak üzere, emlak vergisi değerlerinin belirlenmesini ister. Kadastro komisyonunun
saptadığı emlak vergisi değeri de dikkate alınarak her parsel için kadastro harcı tahakkuk
ettirilir. Kadastro harçları Ģöyle saptanır:
a. Tapuda kendisi ya da mirasçısı adına kayıtlı olup ta emlak vergisi beyannamesi
verenlere ait taĢınmazların kadastrolanmasında emlak vergisi değerinin binde 3'ü,
beyanname vermeyenler için binde 5'i,
b. Tapuda kayıtlı olmayan taĢınmazların, zilyedi adına- kadastrolanmasında beyanname
verenlerden emlak vergisi değerinin binde 4'ü, beyanname vermeyenler için binde 6'sı,
kadastro harcı olarak tâ.tıakkuk edilir.
3. 10. KADASTRO KOMĠSYONUNUN GÖREVLERĠ
KK, md. 3 uyarınca kurulan kadastro komisyonlarının görevleri ilgili kanun ve bu konuda
hazırlanmıĢ yönetmelik hükümlerine göre Ģunlardır:
a. Kadastro teknisyenleri arasında görüĢ ayrılığı olduğu veya tarafların dayandıkları
kayıt ve belgeler aynı kuvvet ve mahiyette göıüldüğü takdirde, sorunu çözümlemek
(KK; md. 7/3),
b. ÇalıĢma alanı sınırları içinde veya bitiĢiğindeki taĢınmaz mallar ile dıĢında toplu
olarak bulunan taĢınmaz mallardan kadastro tutanağı düzenlenmeyen yerlerin
65
kadastroya tabi olması yolunda iddia olursa düzenlenen tutanakların geometrik ve
yasal konularının çözümlenmesi (KK, md. 7/4),
c. Kontrol iĢlemleri sırasında, kontrol elemanları ile kadastro teknisyenleri arasında
göıüĢ ayrılığı bulunduğunda bu ayrılığı gidermek (KK, md. 8),
d. Kadastro tespitlerine yapılan itirazların çözümleıımesi (KK, md. 9/2),
e. Kadastrosu yapılan yerlerde, son beyan dönemi emlak vergisi değeri belli olmayan
taĢınmaz mallara, kadastro ve dava harcı ile yargılama giderlerine esas olmak üzere
vergi kıymet takdir edilmesi için gönderilen iĢler.
Kadastro komisyonu, kendisine intikal eden iĢleri itirazlı iĢlemler ve itiraz dıĢı iĢlemler olarak
iki ayrı grupta inceler.
Komisyon, kendisine intikal eden iĢlerle itirazlı tutanakları, intikal tarihinden itibaren bir ay
içinde ya da gerekçe göstermek suretiyle, en geç çalıĢma alanında kadastro ekibinin faaliyeti
sona erinceye kadar sonuçlandırılır. Kadastro tespitlerine yapılan itirazlar ancak iki halde
incelenir:
· Tespite esas alınan belgenin geçersiz olduğu ileri sürülebilir.
· Tespit, bir belgeye ya da bilirkiĢi beyanlarına dayalı olarak yapılmakla beraber taĢınmaz
mal üzerinde hak iddia eden kimse belgeye dayanabilir.
Komisyonun buradaki incelemesi yalnızca, belgenin yasal durumu ve bu yere ait olup
olmadığı hususu ile sınırlıdır. Komisyon, gönderilen tutanaktaki bilgilerden, gerektiğinde
tutanakta beyanları alınan kimselerin de görüĢlerinden yararlanmak suretiyle hak sahibini
belli eder. Aynı parsel için birden fazla itiraz yapılması halinde, itirazlar henüz
sonuçlandırılmamıĢ ise, birlikte incelenerek soıun çözümlenir. Ġtirazların sonuca
bağlanmasından soııra yapılacak itirazlar ise ayrıca incelenip yeniden komisyon tutanağı
düzenlenir. Ancak, askı cetvellerinde bütün itirazlar incelenerek en son durum gösterilir.
Ġtiraz dıĢı iĢlemlerde komisyon incelenme ve araĢtırma ile sınırlandırılmamıĢtır. Gerektiğinde
yerinde uygulama, soruĢtunna ve inceleme yapıp bilirkiĢi, muhtar ve üçüncü kiĢileri
dinleyerek gerçek hak sahibini belirler.
Kadastro komisyonu tarafından sonuçlandırılan emlak vergisi değeri bulunmayan taĢınmaz
malların kıymet takdiri iĢleri de itiraz dıĢı iĢlemlerdendir. Müdürlükçe kadastro komisyonuna
intikal ettirilen listelerdeki taĢınmaz mallara kadastro ve mahkeme harcı ve yargılama
giderlerine esas olacak matrah belirlenir. Matrah belirlenirken:
*Vergi daireleri ya da belediyelerde bulunan emlak vergisi asgari m2 birim
değerleri cetveli, ,-----Binalann m² inĢaat maliyet bedelleri -----Bina aĢınma payı
oranlarını gösteren cetveller, -----TaĢınmaz malın yüzölçümü ve özellikleri, -----
KomĢu parĢellerin beyan edilen değerleri *
göz önünde tutulur.Gerektiğinde mahallinde araĢtırma yapılır ve bilirkiĢilerden de yararlanılır.
Kadastro komisyonunca takdir edilen bu değerler teknisyenler tarafından kadastro tutanağına
iĢlenir.Tutanaklar devredilmiĢ ise bu iĢi müdürlük yapar.
Görülmekte olan davaların konusunu teĢkil eden taĢınmaz malların yargılama giderlerine esas
olmak üzere kadastro mahkemelerince kıymetinin belirlenmesi istenmesi halinde, bu taĢınmaz
mallara kıymet takdir edilir ve en geç bir ay içinde ilgili mahkemeye bildirilir.
Kadastro komisyonlarınca takdir edilen bu değerlere maddi hesap hataları dıĢında itiraz
edilemez.Matrahın tespitinde ya da harcın tahakkukunda meydana getirilen maddi hesap
hataları nedeniyle 30 günlük askı ilanı sonuna kadar yapılacak itirazlar kadastro müdüıü
tarafından incelenip düzeltilir. Ġtiraz eden kimse, itirazı için doğrudan baĢvurduğu zaman,
kendisine tebligat yapılmayacağı, sonucun askı ilanında açıklanacağı belirtilir. Ġtiraz edenin,
ayrıca 30 günlük askı ilanı süresince kadastro mahkemesine dava açma hakkı vardır. Kadastro
tutanağına yapılan itirazların geri alınmasının istenilmesi halinde, komisyonca kimlik tespiti
yapılır, itirazın geri alınma nedeni açıklanarak bir tutanak düzenlenir ve itirazını geri alanın
imzası alınarak itiraz kaldırılır.Düzenlenen bu tutanak ta kadastro tutanağına eklenir.
66
Tutanağın ve itiraz kayıt defterinin ilgili sütununa itirazın kaldırıldığı iĢaret edilir. Ġtirazlı ve
itiraz dıĢı iĢlemlerde hak sahibi belirlendikten sonra yeniden komisyon tutanağı düzenlenir.
Ġlgililerince imzalanan bu tutanakta komisyon üyeleri arasında görüĢ ayrılığı olduğu takdirde,
tam üye sayısı iIe toplanılır ve oy çokluğuna dayalı olarak tutanak düzenlenir. Komisyonca
düzenlenen tutanakların sonucu askı ilanında belirtilir. Aynı kuvvet ve mahiyetteki
belgelerin uygulanmasında sonuca varılamayan ya da çözümü yasalarla mahkemelerin
takdirine bırakılan konularda kadastro komisyonu tarafından gerekçe gösterilmek suretiyle
düzenlenecek komisyon tutanağı ekleri ile birlikte kadastro mahkemesine devredilir.
3.11 ASKI ĠLANI
KK, md. 11 uyarınca kadastro müdüıü, sınırlandırma ve tespit sonucu düzenlenen kadastro
tutanaklarına dayanarak, askı cetvellerini düzenler. Bu cetvelleri ve pafta örneklerini,
müdüriyette ve ayrıca muhtarın çalıĢma yerinde 30 gün süre ile ilan ettirir. Ġtirazı olanların
ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açabileceklerini belirtir. Bu ilanda kadastro
harçlan da gösterilir.
Kadastro müdürü bu iĢlemleri, kadastro ekibinin çalıĢma alanındaki iĢini bitirdiği tarihten
itibaren en geç üç ay içinde yapmak zorundadır. Müdür, Genel Müdürlüğün iznini alarak
kadastrosu henüz tamamlanamayan çalıĢma alanlarında mahalle, bucak merkezi ve köyde, bir
ada veya mevkiden daha küçük olmamak üzere kadastro çalıĢmaları sonuçlanan taĢınmaz
mallara ait kısmi ilanı aynı esaslara göre yapabilir. KK uyarınca yapılan ilanlar, ilgili gerçek
kiĢilere, kamu ve özel hukuk tüzel kiĢilerine Ģahsen tebliğ edilmiĢ sayılır.
3. 12. KADASTRO MAHKEMESĠNĠN GÖREVLERĠ VE TUTANAKLARIN KESĠNLEġMESĠ
KK, md. 24 uyarınca kurulan kadastro mahkemesi aĢağıdaki davalara bakar ve sonuçlandınr:
a. KK, md. -10/4 uyarınca, aynı kuwet ve mahiyetteki belgelerin uygulanmasında sonuca
varılamayan veya çözümü kanunlarla mahkemelerin takdirine bırakılan konulara
iliĢkin kadastro komisyonu tarafından gönderilen tutanaklara ait davalar.
b. KK, md. 11'de belirtilen, 30 günlük askı ilanı süresi içinde kadastro mahkemesinde
açılan davalar.
c. KK, md. 27 uyarınca mahalli hukuk mahkemelerinden kadastro mahkemelerine
devredilen dava ve dosyalar.
d. Kadastro mahkemelerine dava açıldıktan sonra, tespitten önceki haklara dayanarak,
aslî müdahil olarak katılanlann iddialarına dair uyuĢmazlıklar.
Kadastro mahkemelerinin sonuçlandırdığı davalara ait kararlar kesindir. Yargıtay'da bunlara
karĢı itiraz edilemez. Ġtiraz edilmeyen ve davalı olmayan kadastro tutanakları, sınırlandırmalar
ve tespitler 30 günlük askı ilanı sonunda kesinlik kazanır. Kesinlik kazanan kadastro
tutanaklan müdür tarafından onaylanır. Davalı taĢınmaz mallara ait tutanaklar, sınırlandırma
ve tespitler ancak kadastro mahkemesinin kararı sonucunda kesinleĢir. ÇalıĢmaların
bitiminden sonra, uygıılanamayan tapu kayıtlarının uygulanamama nedenleri açıklanmak
suretiyle düzenlenen tutanak muhtar, bilirkiĢiler ve kadastro teknisyenlerince imzalanır.
Zemine uygulanamayan tapu kayıtlarının zabıt defterlerindeki uygun bir yere kırmızı kalemle
UYGULANAMADI diye iĢaret düĢülür. Aynca, çalıĢma alanında kadastrosu yapılmayan
taĢınmaz kalmadığına, sınırlandırma ve tespit iĢlemlerinin tamamlandığına iliĢkin bir tutanak
tutularak imzalanır. Tutulan bu zabıttaki bilgiler ve çalıĢma alanına ait tapu kayıt defterlerine
göre 30 günlük askı ilanından soııra, tescil iĢleminden önce tapu sicil . müdürlüğündeki
tapu kayıtlanna gerekli revizyonlar iĢlenir. Revizyon yapılan kayıtların uygun bir yeri ile kayıt
defterleri iĢleyen kiĢilerce imzalanır.
4. SON ĠġLEMLER
Kadastroda teknik ve yasal iĢlemlerin kesinleĢmesinden soııra gerçekleĢtirilen
a. Tapu kütüğüne tescil,
b. Eski tapu kayıtlarının kapatılması,
67
c. Çaplı tasanuf belgelerinin ilgililere dağıtılması ve
d. Devir ve teslim
çalıĢmaları son iĢlemleri oluĢturur.
4. 1. TAPU KÜTÜĞÜNE TESCĠL
Tescil iĢlemleri kadastro mahkemesince kesinleĢen veya ilan süresince itiraz edilmeden
kesinleĢen tutanak ve .eklerine dayanarak yapılır. Komisyon tarafından iki nüsha tescil
dosyası hazırlanır.
KesinleĢme tarihleri tescil tarihleri olarak gösterilmek suretiyle en geç 3 ay içinde ada ve
parsel sırasına göre: tapu kütüklerine kaydedilir. Davalı olup kadastro mahkemesine intikal
etmiĢ bulunan taĢınmaz malların kütük sayfalarının itirazla ilgili hanesi boĢ bırakılır. Ġlgili
davanın esas numarası; kütük sayfasının beyanlar hanesinde kurĢun kalemle belirtilir.
Kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların
kesinleĢtiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten soııra, kadastrodan önceki yasal nedenlere
dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.
Devlete ait ormanlar harç ve resm alınmaksızın hazine adına tapuya tescil edilir. Orman
tapuları birisi dosyasına konmak, diğeri ise aslı ile beraber Orman Genel Müdürlüğü'ne
gönderilmek üzere iki nüsha hazırlanır. Kadastrosu yapılan ormanlarla ilgili olarak,Orman
Genel Müdürlüğü'nde orman kadastrosu sicil defteri, ilçelerde ilçe orman kadastro dosyaları,
ayrıca belde/köy orman kadastrosu dosyaları tanzim edilir.
4. 2. ESKĠ TAPU KAYITLARININ KAPATILMASI
Kadastrosu tamamlanan çalıĢma alanı içinde kalan eski tapu kayıtları kapatılarak, iĢleme tabi
kayıt niteliğini kaybederler. Bu kayıtlara dayanılarak iĢlem yapılamaz.
4. 3. ÇAPLI TASARRUF BELGELERĠNĠN ĠLGĠLĠLERĠNE DAĞITIMI TaĢınmaza ait konum, kütük, vergi, kıymet, iyelik bilgileri yanı sıra taĢınmazın komĢu parsel
ve yollarla olan durumunu gösteren krokisinin de, bulunduğu çaplı tasarruf belgeleri tescil
iĢlemleri tamamlandıktan soııra ilgililerine dağıtılır.
4. 4. DEVĠR VE TESLĠM Kadastrosu biten çalıĢma alanlarına ait bütün tutanak ve ekleri ile paftaları mahalle ya da köy
itibariyle ve ada, parsel sırasınca ayrı klasörlerde toplanarak ve bir cetvele bağlı olarak tapu
sicil müdürlüğüne devredilir. Devir teslim için üç nüsha tutanak düzenlenir. Bunlar kadastro
ve tapu müdürleri tarafından imzalanır.
Pafta ve fenni belgelerin asıllan kadastro müdürlüğünde saklanır. Kadastro paftalarının birer
örnekleri ile hazırlanan tapu kütüklerinin birer kopyası TKGM'ne gönderilir. Bunların dıĢında
nirengi röper krokileri, nirengi ve poligon kanavaları, nirengi ve poligon özet çizelgeleri,
kadastro çalıĢma alanı sınır krokileri, ada bölümü krokileri, sınırlandırma krokileri, ölçü
krokileri, sınır köĢe noktalarının koordinat özet çizelgeleri, yüzölçümü hesap çizelgeleri,
mahalle yada köy klasörlerinin birer örnekleri de TKGM'ne gönderilir.
Harç çizelgelerinin birer kopyası yerel vergi dairesine gönderilir. .
KADASTRO HATALARI VE DÜZELTĠLMESĠ Kadastro çalıĢmaları sırasında ölçü, çizim ve hesaplamadan doğan teknik hatalar meydana
gelebilir. TaĢınmaz mal iyelerinin gereksiz yere mahkeıneye gitmelerini önlemek, bu gibi
hataların idari yolla düzeltilmesi amacıyla KK'nun 41. maddesi bu hataların düzeltilmesini
hükme bağlamıĢtır.
68
.Bu maddenin uygulanmasında,12. maddede belirtilen hak düşürücü süre aranmaz.”
22/2/2005 tarih ve 5304 sayılı Kanun MADDE 9. - 3402 sayılı Kanunun 41 inci maddesinin madde başlığı "Hataların düzeltilmesi:" olarak ve birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan iĢlemlerle geometrik durumları kesinleĢmiĢ
olan taĢınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar,
ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re‘sen düzeltilir. Düzeltme, taĢınmaz
malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden baĢlayan otuz gün
içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı
takdirde, yapılan düzeltme kesinleĢir.
Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle kesinleşmiş olan taşınmazlarda, değişiklik işlemleri sırasında ortaya çıkan yüzölçümü farklılıklarından, kadastronun dayandığı teknik kurallarda belirtilen hata sınırları içinde kalanların re’sen düzeltilmesine kadastro müdürlükleri yetkilidir.
41. maddede nitelik ve mülkiyet değiĢikliği doğuran hatalar düzeltme dıĢı tutulmuĢtur.
ÇalıĢma alanı içinde, kadastro kesinleĢtikten sonra oıtaya çıkan hataların düzeltme
iĢlemlerinde, KK, md. 12'de hükme bağlanmıĢ olan 10 yıllık hak düĢürücü süre dikkate
alınmaz. Düzeltmeye konu olan kadastro hataları Ģunlardır a. Ġl, ilçe, mahalle adlarının yanlıĢ yazılması, b. Pafta, ada, parsel numaralarının yanlıĢ yazılması,
c. Ölçeğin yanlıĢ yazılması,
d. Kenar koordinatlarının yanlıĢ yazılması, e. Sınırlandırmanın yanlıĢ yapılması (parsel sınırlannın tam olarak saptanamaması ya da nereden
geçtiklerinin ve birbirlerinden ne gibi tesislerle aynldıklarının veya sınırlardaki çit, duvar vb.
tesislerin sınırlandınna krokisinde yanlıĢ belirtilmesinden doğan kazalar), f. Ġyelik bilgilerinin yanlıĢ belirtilmesi (beyannamelerde ilgili parsellerinin iyelerinin adları,
soyadları, cinsiyeti, baba adları veya paylarının yanlıĢ yazılması ya da iki adından yalnız
birinin kaydedilmesi, parsel değerinin doğru belirlenmemesi),
g. Mal sahibinin adının hiç yazılmaması, h. Parsel niteliğinin yanlıĢ yazılması,
i. BilirkiĢilerin, yemin ettirilmeden çalıĢtırılması,
j. Ġlan süresinin kısa tutulması nedeniyle usul hatasının ortaya çıkması, k. Ölçümlerin yanlıĢ yapılması (prizmatik/kombine ya da kurulsal/takeometrik ölçümlerde yanlıĢ
nokta ölçülmesi, nokta atlanması, nokta numaralarının yanlıĢ yazılması, mira, açı ya da
uzunluk ölçülerinde hata yapılması vb.), l. Hesaplann yanlıĢ yapılması (poligon, küçük nokta, yüzölçümlerinin vb. hatalı
hesaplanması),
m. Ġyelik sınırının yanlıĢ geçirilmesi (kırık noktaların yanlıĢ birleĢtirilmesi vb.),
n. Sınırların yanlıĢ mürekkeplenmesi, o. DeğiĢikliklere iliĢkin geometrik verilerin doğru iĢlenmemesi,
p. TaĢınmazları devir ve temliki esnasında yanlıĢlıklar yapılması.
Teknik hatalar tarafların kusuru olmaksızın görevli memurların dikkatsizliğinden
kaynaklanıyor ise büro ve zeminde gerekli incelemeler yapıldıktan ve bir tutanakla durum
belirlendikten sonra gerekli düzeltmeler kadastro ve tapu sicil müdürlükleri tarafından yapılır.
TaĢınmaz mal sahibinin .teknik hatayı fark ederek baĢvurması ya da röperli kroki veya çap
istemi sırasında yanlıĢlığın anlaĢılması halinde de büro ve zeminde gerekli incelemeler yapılıp
bir tutanakla durum belirlendikten sonra kadastro ve tapu sicil müdürlükleri tarafından gerekli
düzeltmeler yapılır. Ayrıca, kadastro müdürlüğü tarafında durum taraflara tebliğ edilir.
Taraflar, 30 gün içinde sulh hukuk mahkemesinde dava açarlarsa verilecek karar beklenir.
Mahkemeye gidilmemesi halinde 30 gün sonra kesinleĢen düzeltme karan tescil için tapu sicil
müdürlüğüne gönderilir. Kadastro hatalarının düzeltilmesi iĢlemleri yapılırken ilgili mal
sahipleri yanlıĢlığın giderilmesi için yazılı onay verirlerse o zaman 30 gün beklemeden karar
kesinleĢtirilir. Hatalar birden fazla parseli ilgilendirdiğinde taraflar adreslerinde bulunamıyor
69
ya da adresleri saptanamıyorsa gazete ilanı ile bildirim yapılarak hatalar düzeltilir. Kadastro
müdürlüğü tarafından bizzat fark edilen hatalar için de aynı iĢlemler yapılır.
Gerek kadastro gerekse tapu sicil müdürlüklerinin neden oldukları hataların düzeltilmesinden
hiç harç alınınaz. Diğer idarelerin düzenledikleri belgelere dayalı olarak meydana gelen
hatalar için düzeltme harcı alınır.
KADASTRONUN YAġATlLMASI
Kadastro en son durumu gösterdiği takdirde, Devletin taĢınmaz mal mülkiyetini güvence
altına alması ilkesi yerine getirilmiĢ olur. Ayrıca, toprakla ilgili her türlü plan ve projeye altlık
teĢkil eder diye tanımladığımız ÇAK'nun görevini tam olarak yerine getirebilmesi için de en
son kadastral durumlara ihtiyaç vardır. Çünkü, oldukça dinamik bir yapıya sahip olan
taĢınmaz mallar üzerindeki değiĢiklikler düzenli olarak izlenip ilgili altlıklara iĢlenmezse belli
bir süre sonra geçerliliğini kaybeder. Yapılan kadastro çalıĢmalarının geçerliliğini sürdürmesi
için yapılacak iĢ kadastronun yaĢatılmasını sağlamaktır. Kadastronun yaĢatılması;
a. Kadastronun güncelleĢtirilmesi ve
b.
c. Kadastronun yenilemesi ile gerçekleĢtirilir.
Kadastronun GüncelleĢtirilmesi Kadastro‟da DeğiĢikliklerin Ġzlenmesi
Kadastronun yaĢatılması için meydana gelen. değiĢikliklerinin (geometrik, kullanım türü ve
tasarruf) düzenli olarak mülkiyet haritalarına iĢlenmesi ve tapu kayıtlarının düzeltilmesi ile
sağlanır. DeğiĢiklikler orijinal paftaya kurĢun kalemle, saydam paftalara mürekkeple çizilir.
Mahalle ya da birlik klasörleri de yeni duruma göre düzeltilir.
√ TAPU SĠCĠL MÜDÜRLÜKLERĠNDE YAPILAN HER ĠġLEM BĠR
DEĞĠġĠKLĠĞĠ ĠġARET EDER.
√ DEĞĠġĠKLĠKLER ÜLKENĠN EKONOMĠK,KÜLTÜREL VE
TEKNOLOJĠSĠNE BAĞLIDIR
DĠKKAT EDĠLECEK HUSUSLAR;
a- ĠSTER HUKUKĠ,ĠSTER TEKNĠK OLSUN DEĞĠġĠKLĠKLERĠN TAMAMINA
YAKINI TAPU KÜTÜĞÜNE ĠġLENMEK MECBURĠYETĠNDEDĠR.
b- HUKUKĠ DEĞĠġĠKLĠKLERĠN,PLANLAR ÜZERĠNDE BĠR ETKĠSĠ OLMAZ.
BU DEĞĠġĠKLĠKLER ;
* HUKUKĠ
* CĠNS
* ġEKĠL
* HUKUKĠ DEĞĠġĠKLĠKLER Tasarruf DeğiĢikliği
Tasarruf değiĢiklikleri, yalnızca tapu sicili üzerinde değiĢiklik yapılmasını gerektiren,
kadastral harita üzerinde herhangi bir değiĢiklik gerektirmeyen;ölçü yapılmasına ihtiyaç
70
duyulmayan değiĢikliklerdir. Alım-satım, trampa, hibe, rehin vb tasarruf tür değiĢikliklerine
örnek olarak verilebilir.Gerektiğinde ilgili vergi dairesine de iĢleme ait bilgi verilir.
KÜTÜKLER ÜZERĠNDE DEĞĠġĠKLĠKLER YAPILMASINI GEREKTĠREN
DEĞĠġĠKLĠKLERDĠR.KADASTRAL HARĠTALAR ÜZERĠNDE DEĞĠġĠKLĠK
GEREKTĠRMEZ.DOLAYISIYLA ÖLÇÜ YAPILMASINA ĠHTĠYAÇ YOKTUR.
ALIM-SATIM,ĠPOTEK
* CĠNS DEĞĠġĠKLĠKLERĠ
Kullanma Türü (Cins) DeğiĢikliği
TaĢınmazların bağ, bahçe, tarla vb. iken arazi; arazi iken arsa; arsa iken yapılı arsa; yapılı iken
yapısız arsa olması durumunda paftasında ve tapu sicilinde yapılan değiĢiklikler kullanma
türü değiĢikliğini oluĢturur. Kullanım türü değiĢiklikleri bazı durumlarda ölçmeyi
gerektirirken bazen de ölçmeyi gerektirmez.
Ölçmeyi gerektirmeyen kullanma türü değiĢikliklerinde yalnızça tapu kütüğüne düzeltme
yapılır ve ilgili vergi dairesine durıım bildirilir.
Ölçmeyi gerektiren kullanma türü değiĢikliklerinde ise iĢlem sonucu kadastro ve tapu
kütüğüne iĢlenir. Vergi dairesine de haber verilerek vergi türü yeni duruma göre düzeltilir.
Eğer yapılan yapının komĢu parsele tecavüz ettiği anlaĢılırsa nitelik değiĢikliği tapu kütüğüne
iĢlenmekle birlikte kütüğün beyanlar hanesine yapının tecavüz ettiği beliıtilir.
TAġINMAZIN YAPILI ĠKEN YAPISIZ,BAĞ BAHÇE ĠKEN ARSAYA DÖNÜġMESĠ VB.
DURUMLARDIR.(T.G)
√ YAPILI ĠKEN,ÜZEĠNDEKĠ YAPI YIKILMIġ ĠSE ARAZĠYE GĠDĠLMEZ.
√ BĠRDEN FAZLA YAPI VAR ĠKEN BĠR KAÇI YIKILIRSA ARAZĠYE GĠDĠLĠR.
APLĠKASYON ĠġLEMĠ:
A PARSELĠN ÖLÇÜSÜNDE KULLANILAN SABĠT
NOKTALAR(NĠRENGĠ,POLĠGON)MEVCUT VE BUNLARA DAYATILARAK
SINIR BULUNABĠLĠYORSA ZEMĠNE APLĠKE ETMEYE GEREK YOK.
B DAYALI OLARAK YAPILAMIYORSA;ÖNCE SINIR APLĠKE
EDĠLĠR.SINIRDAN YARARLANILARAK DEĞĠġĠKLĠKLER APLĠKE DĠLĠR.
BĠR ARSA ÜZERĠNE BĠNA YAPILMASI ĠÇĠN ĠZLENECEK TEKNĠK YOL;
√ KADASTRO MÜDÜRLÜĞÜNE GĠDĠLĠR.
√ KADASTRO MÜDÜRLÜĞÜNCE TESCĠL ĠSTEM BELGESĠ
DÜZENLENĠR.ĠLGĠLĠNĠN BEYANI.
√ DÖNER SERMAYE ÜCRETĠ YATIRILIR.
√ MAHALLĠNE GĠDĠLĠR YUKARIDAKĠ ĠġLEMLER YAPILIR.
√ YENĠ BĠNA PAFTASINA TERSĠM EDĠLĠR.
71
√ ÖLÇÜ VE KONTROLLER TAMAMLANDIKTAN SONRA KADASTRO
GÖRMEYEN YERDE:2,GÖREN YERDE:3 TESCĠL BĠLDĠRĠMĠ
DÜZENLENĠR.TAPU SĠCĠL MÜDÜRLÜĞÜNE HAVALE EDĠLĠR.
YENĠ UYGULAMALAR;APLĠKASYON BELGESĠ,SUBASMAN ĠÇĠN BELGE
DÜZENLENMESĠ GEREKMEKTEDĠR.BU BELGELER BELEDĠYELER TARAFINDAN
* ġEKĠL DEĞĠġĠKLĠKLERĠ TaĢınmazların sınırları, alanı veya boyutunda değiĢikliklere neden olan geometrik Ģekil
değiĢikliği;
· Mal sahibinin isteği ya da
· Kamu yararı amacıyla zoıunlu olarak oluĢur.
Geometrik Ģekil değiĢikliğine neden olan bazı iĢlemler Ģunlardır:
· Ayırma ve birleĢtirme,
· Arsa vc arazi düzcnlcmcleri,
· Yola terk,
· KamulaĢtırma,
· Vb.
Geometrik Ģekil değiĢikliklerinin bazıları ölçmeyi gerektirirken bazıları da ölçmeyi
gerektirmez. Bir parselin geometrisinin (Ģekli) değiĢtiği ve yeni Ģeklin belirlenmesi için
mutlaka ölçme iĢleminin gerektiği ölçmeyi gerektiren geometrik Ģekil değiĢikliklerine ayırma,
arsa ve arazi düzenlemeleri, yola terk, kamulaĢtırma örnek verilebilir. BirleĢtirme ise ölçmeyi
gerektirmeyen geometrik Ģekil değiĢikliğidir.
TAġINMAZIN SINIRLARINDA,ALANINDA VEYA BOYUTLARINDAKĠ
DEĞĠġMELERDĠR.
AYIRMA-BİRLEŞTİRME(İFRAZ-TEVHİD) ARSA VE ARAZİ DÜZENLMSi
BEDELSĠZ YOLA TERK ARAZĠ TOPLULAġTIRMASI
YOLDAN ĠHDAS KAMULAġTIRMA
ĠRĠTĠFAK HAKKI KADASTRO TEKNĠK HAT. D.
PARSELASYON KADASTRO YENĠLENMESĠ
AYIRMA ( ĠFRAZ )
√ ĠLGĠLĠNĠN ĠSTEĞĠ YADA YARGI KARARI ĠLE OLUR.
√ KÜÇÜLTME OLDUĞUNDAN BU KÜÇÜLTME MEVZUATIN ĠZĠN VERDĠĞĠ
ORANDA OLUR.
PARSELASYON NĠTELĠNDE OLAN AYIRMA: YOL, KAMU HĠZMET
ALANLARI YER ALMASI DURUMU,BU OLUġUMDAN ORTAYA ÇIKMASI
PARSELASYON NĠTELĠNDE OLMAYAN AYIRMA: KAMU‘YA YER
OLUġMAMASI VE BĠR PARSELĠN BĠRDEN ÇOK PARÇAYA BÖLÜNMESĠ
72
ĠFRAZ ĠġLEMĠ YAPILACAĞI ZAMAN,ĠFRAZIN YAPILACAĞI
PARSELĠN KONUMU
(1) BELEDĠYE VE MÜCAVĠR ALANLAR ĠÇERSĠNDE VEYA DIġINDA ĠMAR
PLANI OLAN YERLERDE ĠFRAZ
√ KAMUSAL ALANA DENK GELENĠN ĠFRAZINA ĠZĠN VERĠLMEZ.
√ PLANA UYGUN ĠġLEM YAPILIR.PARSEL BOY VE CEPHE YÖNETMELĠKTE
ĠSTENĠLEN GĠBĠ AYARLANIR.
(2) BELEDĠYE VE MÜCAVĠR ALANLAR İÇERSİNDE İMAR PLANI BULUNMAYAN
YERLERDE ĠFRAZ
√ KAMU‘YA AĠT YOLA BĠR CEPHESĠ YENĠ OLUġACAK PARSELLERDE
OLMALIDIR.(ÇIKMAZ SOKAK SOKAK KABUL EDĠLEMEZ.)
√ KAMUSAL ALANA AYRILAN YERLER %35‘Ġ GEÇMEMEK ġARTI ĠLE
BELEDĠYE ADINA TERK EDĠLĠR.(BEDELSĠZ)
(3) BELEDĠYE VE MÜCAVĠR ALAN SINIRLARI DIŞINDA İMAR PLANI
BULUNMAYAN KÖY VE MEZRALARIN YERLEŞİK ALANLARINDA ĠFRAZ
√ PARSEL GENĠġLĠKLERĠ 10M,PARSEL DERĠNLĠKLERĠ 20M‘DEN AZ
OLAMAZ.
√ KAMUYA AĠT BĠR YOLA CEPHE ARANIR.
√ KAMU ALANINA DENK GELEN YERLER %35‘DEN FAZLA OLMAMAK
ġARTI ĠLE KÖY TÜZEL KĠġĠLĠĞĠNE TERK EDĠLĠR.(BEDELSĠZ)
(4) BELEDĠYE VE MÜCAVĠR ALAN SINIRLARI İÇERİSİNDE VE DIŞINDAKİ
YERLEŞME ALANI DIŞINDA KALAN (İSKAN DIŞI) ALANLARINDA ĠFRAZ
√ HER PARSEL 5.000 M2 ‗DEN KÜÇÜK OLAMAZ.
√ TAPU KADASTRO VEYA TAPULAMA HARĠTALARINDAKĠ BĠR YOLA EN AZ
25M CEPHESĠ BULUNMALIDIR.
AġAMALARI
1- MAL SAHĠBĠ HARĠTA MÜHENDĠSĠNE BAġVURUR BĠR SÖZLEġME YAPILIR.
BU SÖZLEġME ĠLE HARĠTA MÜHENDĠSĠ ĠSE KADASTRO MÜDÜRLÜĞÜNE
BAġVURUR.
2- KADASTRO MÜD. ĠSTENEN BELGELERĠ HAZIRLAR VE BAġVURU FĠġĠ
DÜZENLER.
(PARSELĠ TERSĠMLĠ (ÇĠZĠMĠ) VERĠR.) (KROKĠ)
3- PARSEL BELEDĠYE MÜCAVĠR ALANI SINIRLARI ĠÇERĠSĠNDE ,BELEDİYE
ENCÜMENİ DIġINDA ,İL İDARE KURULU
ALINMASI ĠÇĠN MÜRACAT BELEDĠYE BAġKANLIĞI
VALĠLĠK(BAYINDIRLIK ĠSKAN MÜDÜRLÜĞÜ)
73
PARSELĠN KADASTRAL ÖLÇÜLERĠ ALINIR.ARAZĠDE KONTROL YAPILIR.
4- PARSELĠN KÖġELERĠ ARAZĠDE ĠġARETLENĠR.
5- GEREKLĠ ÖLÇÜLER,NĠRENGĠ AĞINA BAĞLI ÖLÇÜLÜR.PARSELĠN NĠRENGĠ
NOKTALARINA UZAKLIĞINA VE BÜYÜKLÜĞÜNE GÖRE,YÖNERGE
HÜKÜMLERĠNE GÖRE ġEBEKEYE BAĞLANIR.MEVZĠ NĠRENGĠ KURULUR
VEYA KAPALI POLĠGON TESĠSĠ YAPILIR.
√ RÖLEVE KROKĠSĠ HAZIRLANIR.
6- AYRILAN PARSELLERĠN ALANLARI ORJĠNAL ÖLÇÜLERDEN ELDE EDĠLEN
KOORDĠNATLARDAN FAYDALANARAK BULUNUR VE ESKĠ ALANLARLA
KONTROL EDĠLĠR.(SON ANDA DA YAPILABĠLĠR.)
7- HKMO‘A EVRAKLAR VĠZE ETTĠRĠLEREK KONTROL ĠÇĠN KADASTRO
MÜD. VERĠLĠR.
8- BÜRO VE ARAZĠ KONTROLLERĠ YAPILIR.BU BELGELER 3‘ER NÜSHA VE
CĠLTLENMĠġ OLARAK KADASTRO MÜDÜRLÜĞÜNE TESLĠM EDĠLĠR.
√ BU BELGELER PARSELĠN DURUMA GÖRE KONTROL ĠÇĠN
GÖNDERĠLĠR BELEDĠYE
BAYINDIRLIK VE ĠSKAN
√ KADASTRO GÖREN YERDE 3 NÜSHA HAZIRLANIR.
GÖRMEYEN YERDE 4 1 NÜSHA ĠDARECE EL-
KONUR
10- BELEDĠYE BAġKANLIĞI KONTROL EDĠLEN EVRAK-
BAYINDIRLIK-ĠSKAN MÜD. LAR KADASTRO MÜD.
TEKRAR GÖNDERĠLĠR.
√ PARSEL ĠÇĠNDE ESKĠ PARSELĠN NUMARASI ÜZERĠ ÇĠZĠLĠR.YENĠ
NUMARALAR EN BÜYÜK PARSELDEN BAġLAYARAK NUMARA
VERĠLĠR.(ADA SĠSTEMĠNE GÖRE NUMARALANDIRILMIġ YERDE DE, O
KÖYDEKĠ EN BÜYÜK ADA NUMARASINDAN BAġLATILIR.)
11- EVRAK TAPU SĠCĠL MÜDÜRLÜĞÜNE GÖNDERĠLĠR.
√ ESKĠ PARSELĠN SAYFASI KAPATILIR.YENĠ OLUġUMLARA SAYFA AÇILIR.
√ BELGELERĠN 1 NÜSHASI DĠĞER BELGELERLE 10 GÜN ĠÇĠNDE KADASTRO
MÜDÜRLÜĞÜNE GÖNDERĠLĠR.
12- BU DEĞĠġĠKLĠKLER PAFTALARA TERSĠM EDĠLĠR.YÜZÖLÇÜM
KLASÖRÜ DÜZENLENĠR.
BU BELGELER; ARġĠV (TKGM)
KADASTRO BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNE GÖNDERĠLĠR.
YENĠ YOLUN AÇILMASI GĠBĠ BAZI HALLERDE ADA ĠKĠ AYRILIYORSA;
a- BÖLÜNEN ADA NUMARASI,FAZLA OLAN ALANDA BIRAKILIR.
b- DĠĞER PARÇAYA BELEDĠYE VEYA KÖYÜN EN SON ADA NUMARASINI
ĠZLEYEN NUMARA VERĠLĠR.
c- BÖLÜNEN ADADAKĠ PARSEL NUMARALARINDA BĠR DEĞĠġĠKLĠK
YAPILMAYARAK OLDUĞU GĠBĠ BIRAKILIR.YENĠ OLUġAN PARSEL VAR
ĠSE ADANIN EN SON NUMARASINI TAKĠP EDER.
KADASTRO MÜDÜRLÜĞÜ,BELEDĠYE VE KÖY BĠRĠMĠNDE OLMAK ÜZERE
ADA ĠZLEME ÇĠZELGELERĠ VEYA ADA ĠZLEME DEFTERĠ TUTARAK ADA
74
NUMARALARINI ĠZLEMEKLE YÜKÜMLÜDÜRLER.BU SAYEDE YENĠ BĠR
ADA OLUġUMUNDA SON ADA NUMARASI KOLAYLIKLA BULUNUR.
BU YÜZDEN YENĠ OLUġUMLAR (ADA BÖLÜMLEME VE
BĠRLEġTĠRME)(ADA DEĞĠġĠMĠ)LĠSTELERĠ ĠLGĠLĠ TAPU SĠCĠLĠ
MÜDÜRLÜĞÜNE HEMEN GÖNDERĠLĠR.
BĠR BĠRĠM ,BĠR VEYA DAHA FAZLA BĠRĠME AYRILIYORSA
(BELEDĠYE,KÖY VB.) BU AYRILAN YERLERDEKĠ ADA NUMARALARI
KALIR.YENĠ OLUġUMLAR DA BU NUMARALARI TAKĠBEN VERĠLĠR.
PARSELASYON
ĠFRAZIN BĠRAZ DAHA GENĠġ KAPSAMLI OLAN PARSELASYON,BÜYÜK
KADASTRO PARSELLERĠNĠN YOL,YEġĠL ALAN,ÇOCUK PARKI VE KAMU
HĠZMETLERĠNE AYRILAN YERLERE RASTLAYAN KISIMLARININ BEDELSĠZ
TERKĠNDEN SONRA,GERĠYE KALAN KISMININ ĠMAR MEVZUAT UYGUN PARSEL
BOYUTLARINDA BÖLÜNMESĠ ĠġLEMĠDĠR.
√ ĠKĠ VEYAHUT DAHA FAZLA PARSEL TEVHĠD EDĠLĠP,PARSELASYONUNDA
YAPILABĠLĠR.BU DURUMDA ĠKĠ ĠġLEM BĠR ARADA YÜRÜTÜLÜR.
PARSELASYON İŞLEMİNDE İZLENECEK YOL ŞÖYLEDİR;
1- PARSELASYONU YAPACAK H.MÜHENDĠSĠ KADASTRO MÜD.
KAMU KURUM VE KURULUġLAR RESMĠ YAZI ĠLE BAġVURU
2-PARSELASYON DEĞĠġĠKLĠK ĠSTEM KROKĠSĠ HAZIRLANARAK BAġVURU FĠġĠ
ĠLE KADASTRO MÜD.MÜRACAAT EDĠLĠR.
3-KADASTRO BELGEYĠ ĠNCELER BELEDĠYE VE MÜC.SINIRI ĠÇĠ—Belediye
VE GÖNDERĠR. ― ― DIġI--- Bayındır ve Ġskan
4- BELEDĠYE ENCÜMENĠ PARSELASYON YAPILIP,YAPILMAYACAĞINA
ĠL ĠDARE KURULU KARAR VERĠR.(DEĞĠġĠKLĠKTE ĠMAR PLANINA
UYMAK ZORUNLUDUR.)
5-SERBEST MÜHENDĠSLĠK BÜROSU TARAFINDAN;
A-KAD.MÜD. ALINAN BĠLGĠLERLE PARSELASYONU YAPILACAK BĠLGĠLERLE
PARSEL VE PARSELLERĠN DIġ SINIRLARI ARAZĠYE UYGULANIR.BÖYLECE
KONTROL SAĞLANIR.(PAFTA ĠLE ZEMĠN UYUMLU OLMAMASI DURUMUNDA
SEBEBĠ ARAġTIRILIR.)
B-HAZIRLANAN ĠSTEMĠN ARAZĠYE APLĠKASYON ĠÇĠN HARĠTA ÜZERĠNDEN
ALINACAK ÖLÇÜLERLE BĠR KROKĠ HAZIRLANIR.BUNA ÖLÇÜ KROKĠSĠ DENĠR.
75
C-ÖLÇÜ KROKĠSĠNDEN YARARLANILARAK ÖNCE ADA,SONRA PARSEL
KÖġELERĠ ARAZĠYE APLĠKE EDĠLĠR.ARAZĠ ġARTLARINA GÖRE GENEL YAPIYI
BOZMADAN(YOL GENĠġLĠĞĠ SABĠT KALMAK KOġULUYLA)ADALAR BĠR
MĠKTAR KAYDIRILABĠLĠR.
D-ARAZĠYE UYGULANAN SON DURUMA GÖRE,YENĠ BĠR ÖLÇÜ KROKĠSĠ
HAZIRLANIR KĠ,BUNA RÖLEVE ÖLÇÜ KROKĠSĠ DENĠR.
E-YENĠ PARSELLERĠN ALANLARI HESAPLANIR.
6-BÜRO TARAFINDAN HAZIRLANIR.
A-KADASTRO DURUM
B-DEĞĠġĠKLĠĞĠ ĠSTEM KROKĠSĠ
C-ÖLÇÜ KROKĠSĠ
D-RÖLEVE ÖLÇÜ KROKĠSĠ
E-ALAN HESAPLARI
F-RÖLEVE ÖLÇÜLERĠNE GÖRE ÇĠZĠLMĠġ PARSELASYON HARĠTASI(1/1000
ġEFFAF)
G-ADA VE PARSEL KÖġE NOKTALARININ KOORDĠNATLARI
√ HKMO‘YA VĠZE ETTĠRĠLDĠKTEN SONRA KADASTRO MÜDÜRLÜĞÜNE
VERĠLĠR.
√ AYRICA 15.MADDESĠNDE BELĠRTĠLEN BELGELERDE EKLENĠR.
√ DÖNER SERMAYE SAYMANLIĞI ÜCRETĠ YATIRILIR.
7-KADASTRO MÜD. ĠNCELER BELEDĠYE Gönderir
BAYINDIRLIK VE ĠSKAN MÜD.
8-BELEDĠYE ĠNCELER Gereklilerden 1‘er Gönderir
BAYINDIRLIK VE ĠSKAN MÜD. Nüsha alır
9-GELEN EVRAKLAR SON KONTROLLERĠ YAPILIR VE GEREKLĠ ĠġLEM
YAPILDIKTAN SONRA TESCĠL EDĠLMESĠ ĠÇĠN TAPU SĠCĠL MÜD.GÖNDERĠR.BU
ARADA YENĠ OLUġAN ADA VE PARSELLERE NUMARA VERĠLĠR.
10-TAPU SĠCĠL MÜD.PARSELASYONU OLAN TAġINMAZIN SAYFASI
KAPATILIR,YENĠ OLUġAN HER PARSEL ĠÇĠN YENĠ BĠR SAYFA AÇILIR.
√ ONAYLANMIġ PARSELASYON PLANI ĠLE HUKUKĠ DURUMLA ĠLGĠLĠ
EVRAKLARIN BĠRER NÜSHASI ALINIR VE DĠĞER EVRAKLAR KADASTRO MÜD.
YOLLANIR.
11-KADASTRO MÜD.PAFTALARA DAHA ÖNCE KURġUN KALEMLE ĠġLENDĠĞĠ
DEĞĠġĠKLĠĞĠ MÜREKKEPLEYEREK KESĠNLEġTĠRĠR.
12-DEĞĠġĠKLĠKLERĠN BĠRER NÜSHASI TKGM VEYA BÖLGE MÜD. GÖNDERĠLĠR.
√ PARSELASYONU YAPILACAK YERĠN TESCĠL EDĠLMĠġ HARĠTASI YOKSA
ÖNCE BU ALANIN KADASTROSU VE SINIRLANDIRMA HARĠTASI YAPILIR.
√ TESCĠLDEN ÖNCE PARSELASYON HARĠTALARINDA YÜZÖLÇÜMÜ
KONTROLLERĠ YAPILIR.TESCĠLLĠ YÜZÖLÇÜMLER KESĠNLEġMĠġ OLUR.
76
*** KOORDĠNATLARIYLA BĠLĠNEN KÖġE NOKTALARINA GÖRE ALAN
HESAPLANDIĞINDA BULUNAN DEĞER TAPUDAKĠ DEĞERĠYLE FARKLI
OLUR.BUNUN ĠÇĠN HESAPLANAN ALAN SABĠT BIRAKILMALI,GERĠYE KALAN
MĠKTAR TERK OLARAK GÖSTERĠLMELĠDĠR.
BĠRLEġTĠRME ( TEVHĠD )
√ MĠNĠMUM BOYUTTAKĠ (ĠMAR PLANI ĠÇERĠSĠNDE) PARSELLERE ĠNġAAT
ĠZNĠ VERĠLMEZ.
√ GEREK MĠRAS GEREKSE ĠMAR PARSELĠ ĠÇERĠSĠNDE KALAN KISIM
ĠMARA UYGUN PARSEL OLUġUMU SAĞLANAMAMASINDAN
BĠRLEġTĠRME ( TEVHĠD ) YOLUNA GĠDĠLĠR.
√ ĠMAR PARSELĠNĠN BĠRLEġTĠRME ĠġLEMĠNDE AYNI ġAHSA AĠT OLMA
ZORUNLULUĞU YOKTUR.
√ BĠRLEġTĠRMEDE ZORUNLU OLMADIKÇA ARAZĠYE GĠDĠLMEZ.
√ YENĠ OLUġUM TOPLAMI ESKĠ OLUġUMLA FARKI TECVĠZ ĠÇĠNDE
OLMALIDIR.
BAġVURU TEVHĠD KARARI
√ MÜCAVĠR ALANDA BELEDĠYE BELEDĠYE ENCÜMENĠ
DIġINDA BAYINDIR VE ĠSK MD. ĠL ĠDARE KURULU
√ BU DÜZENLEME KADASTRO GÖRMEYEN BÖLGE ĠSE 2 NÜSHA TKGM
― ― GÖREN BÖLGE ĠSE 3 ― ―
√ ESKĠ PARSELLER ORTADAN KALKTIĞI ĠÇĠN SAYFALARI KAPATILIR.YENĠ
OLUġUMLARA ADANIN SON NUMARASINDAN BAġLANARAK VERĠLĠR.
BEDELSĠZ YOLA TERK
√ ĠMAR PLANI UYGULAMA YÖNTEMLERĠNDEN BĠRĠDĠR.KĠġĠ BĠNA
YAPMAK ĠSTEĞĠYLE BELEDĠYEYE BAġVURDUĞUNDA PARSELĠ ĠMAR
PLANI ĠLE KADASTRO PLANI ÇAKIġTIRILIR.
√ MÜSTAKĠL OLUP OLMADIĞI ĠNCELENĠR.EĞER UYGUNSA PARSELE
RUHSAT VERĠLMESĠ ĠÇĠN PARSELĠ ĠMAR ADASI DIġINDA KALAN VE
YOLA,YEġĠL ALANA,ÇOCUK BAHÇESĠ GĠBĠ YERLERE RASTLAYAN
KISIMLARININ BEDELSĠZ OLARAK TERK EDĠLMESĠ ĠSTENĠR.KANUNDA
TAM KARġILIĞI YOKTUR.
√ 3194.S. ĠMAR KANUNUN 16.MAD FAYDALANILARAK UYGULANIR.BU
MĠKTAR %35‘DEN FAZLA ĠSE SAHĠBĠ BU KISMI UHDESĠNDE KALACAK
ġEKĠLDE BELĠRLEMEKTEDĠR.
UYGULAMA
77
1- ĠLGĠLĠ BELEDĠYEYE DĠLEKÇE ĠLE BAġVURUR.(ĠMAR DURUMU VE TAPUSU
EKLER.)
2- ĠLGĠLĠ BĠRĠM HAZIRLIKLARI YAPIP,EVRAKLAR;BELEDĠYE ENCÜMENĠNE
GĠDER.
3- BELEDĠYE ENCÜMENĠ UYGUN GÖRMESĠ HALĠNDE ;YOLA TERK KARARI
ALINIR.
4- ENCÜMEN BĠR YAZI ĠLE KADASTRO MÜD. BĠLDĠRĠR.
5-YOLA TERK ĠSTEYEN KĠġĠ MÜHENDĠSLĠK BÜROSUNA BAġVURUR.VEKALET
VERĠR.
6- MÜH. BÜROSU,KADASTRO MÜD. ĠLE TEMAS SAĞLAR.
a- KADASTRO DURUMU
b- DEĞĠġĠKLĠK TASARIMI
c- ÖLÇÜ KROKĠSĠ
d- ALAN HESABI
e- PARSEL KÖġE KOOR. ÖZET ÇĠZELGESĠ VE TESĠS EDĠLEN
POL,NĠR.BELGELERĠ HAZIRLANIR.
7- HAZIRLANAN SÖZLEġME HKMO‘YA VĠZE ETTĠRĠLĠR.
8- PROJE VE DÖNER SAYMANLIK MAKBUZU KADASTRO MÜD. TESLĠM
EDĠLĠR.KONTROL ĠġLERĠ ĠÇĠN GÜN ALINIR.
9-KADASTRO MÜDÜRLÜĞÜ ARAZĠDE VE PAFTA‘DA KONTROLLERĠ YAPAR.
10-BELEDĠYE ĠMAR DURUMUNU KONTROL EDER.TESCĠL BĠLDĠRĠM
BELGELERĠNDEN BĠRĠNĠ ALARAK DĠĞER EVRAKLARI DĠĞER EVRAKLARI
KADASTRO MÜD.GÖNDERĠLĠR.
11-KADASTRO MÜD. SON KONTROLLERĠ YAPARAK TAPU SĠCĠL MÜD.
GÖNDERĠLĠR.
KÜTÜKLERDE DÜZELTMELER YAPILIR.
TESCĠL BĠLDĠRĠMĠ,YOLA TERK HARĠTASI VE HUKUKĠ DURUMLA ĠLGĠLĠ
EVRAKLAR BĠRER KOPYASI ALINIR.KDASTRO MÜD. GÖNDERĠLĠR.
12- KADASTRO MÜD.PAFTADAKĠ DEĞĠġĠKLĠĞĠ TAMAMLAR.MÜREKKEPLER
13- BELGELERĠN BĠR NÜSHASI TKGM‘YE GÖNDERĠLĠR.
14- YENĠ TAPU ĠLGĠLĠSĠNE VERĠLĠR.
YOLDAN ĠHDAS
√ ĠMAR PLANI ĠLE KADASTRO HARĠTASI ÇAKIġTIĞINDA MEVCUT
YOLLARIN ĠMAR ADASI ĠÇĠNE RASTLAYAN KISIMLARININ SAHĠBĠ O KENTĠN
TÜZEL KĠġĠLĠĞĠDĠR.YANĠ BELEDĠYE VEYA KÖYDÜR.
√ BU TÜZEL KĠġĠLK ADINA TESCĠLĠNE ―YOLDAN ĠHDAS‖ DENĠLĠR.
√ UYGULAMA BAZI DURUMLARDA ĠMAR DURUMU ALABĠLMESĠ ĠÇĠN YOL
OLAN FAZLALIĞI ALIP TEVHĠD(BĠRLEġTĠRME) YAPMASI GEREKMEKTEDĠR.BU
ALMA VE TESCĠL ĠġLEMLERĠNDE YOLDAN ĠHDAS DENĠR.
3 AġAMADIR.
1-ĠMAR ADASI ĠÇĠNDE KALAN YOL FAZLASININ TÜZEL KĠġĠLĠK ADINA TAPUYA
TESCĠLĠ ( BELEDĠYE YE TESCĠL )
2-YENĠ PARSELĠN ĠLGĠLĠ PARSEL SAHĠBĠNE SATIġI(VATANDAġA SATIġ)
3-AYNI KĠġĠYE AĠT ĠKĠ KOMġU PARSELĠN TEVHĠDE(KENDĠ PARSELĠ+YENĠ
ALDIĞI;BĠRLEġTĠR.)
78
* UYGULAMADA ĠKĠ DURUMLA KARġILAġABĠLĠNĠR *
1-YOL FAZLASI BELEDĠYE ADINA DAHA EVVEL TESCĠL EDĠLMĠġTĠR,GERĠYE
SATIġ VE TEVHĠD ĠġLEMLERĠ KALDIRILMIġTIR.
2-BU YUKARIDAKĠ 3 AġAMADA AYNI ANDA GERÇEKLEġMEKTEDĠR.(ÇOK SIK
KARġILAġILMAKTADIR.)
ĠHDAS AġAMALARI
√ BELEDĠYEDEN ALDIĞI ĠMAR DURUMU VE TAPU SENEDĠ VE DĠLEKÇE ĠLE
BELEDĠYEYE BAġVURUR.(YALNIZ ĠHDAS YAPILACAKSA;TÜZEL KĠġĠLĠK TAPU
KANUNUN
√ 21.MADDESĠ GEREĞĠNCE YAZILI TALEPTE BULUNUR.
√ ĠLGĠLĠ BELEDĠYE SERVĠSĠ EVRAKLARI HAZIRLAR;ENCÜMENE SUNAR
(BU ARADA KIYMET TAKDĠR KOMĠSYONU KURULARAK ĠHDAS‘IN RAYĠÇ
BEDELĠ BELĠRLENĠR.)
√ ĠSTEK SAHĠBĠ MÜHENDĠSLĠK BÜROSUNA BAġVURUR.SAHĠBĠ ADINA
KADASTRO MÜD.BAġVURU YAPILIR.EVRAKLAR ĠSTENĠR.
√ ĠHDAS KISMIYLA ĠLGĠLĠ
KADASTRO DURUMU
DEĞĠġĠKLĠĞĠ TASARIMI
ÖLÇÜ KROKĠSĠ MÜH. BÜROSU TARAFINDAN HAZIRLANIR.
ALAN HESABI
YOLDAN ĠHDAS HARĠTASI
√ HKMO‘YA VĠZE ETTĠRĠLĠR.
√ KADASTRO MÜD. ARAZĠ VE EVRAK KONTRÖLÜ YAPARAK;BELEDĠYE‘YE
YOLLAR.
√ BELEDĠYE‘YE ĠMAR‘A UYGUNLUĞUNA BAKAR VE KADASTRO‘YA
DOSYAYI YOLLAR.
√ KADASTRO MÜD.SON DURUMLU BELGELERĠ TAPU SĠCĠL MÜD.
GÖNDERĠR.
√ ĠLGĠLĠ KĠġĠ KIYMET TAKDĠR BEDELĠNĠ ÖDER.
√ TESCĠL,SATIġ VE TEVHĠD ĠġLEMLERĠ YAPILARAK ĠLGĠLĠSĠNE YENĠ
PARSELĠN TAPUSU,TAPU SĠCĠL MÜDÜRLÜĞÜNCE VERĠLĠR.
ĠRTĠFAK HAKKI
√ BĠR TAġINMAZ ÜZERĠNDE DĠĞER TAġINMAZIN LEHĠNE MEYDANA
GETĠRĠLEN BĠR KÜLFETTĠR.
√ ĠRTĠFAK HAKKININ TESĠSĠ ĠÇĠN TAPU SĠCĠLĠNE KAYIT GEREKĠR.
√ BU HAKLAR MUTLAK BĠR GAYRĠMENKUL ALEYHĠNE TESĠS EDĠLĠR.TESĠS
EDĠLEN BU HAKDAN BĠR KĠMSE ġAHSĠ VEYA MÜLKÜ DOLAYISIYLA ĠSTĠFADE
EDER.
√ ġAHSEN ĠSTĠFADE EDĠYORSA ĠRTĠFAK HAKKI ġAHSĠDĠR.
√ MÜLKÜ DOLAYISIYLA ĠSTĠFADE EDĠYORSA ĠRTĠFAK HAKKI ARZĠDĠR.
A.ġAHSĠ ĠRTĠFAK HAKLARI
ĠNTĠFA HAKKI
H:HAK M:MÜLKELLEFĠYET
A. M:VELĠ DENĠZ LEHĠNE ĠRTĠFAK HAKKI
B. M:VELĠ KAYA LEHĠNE HÜSEYĠN BELLĠ‘NĠN ½ HĠSSESĠNĠN ĠNTĠFA HK.
79
C. M:HASAN USLU LEHĠNE 3 SENE ĠNTĠFA HAKKI
ĠNTĠFA HAKKI=FAYDALANMA,ĠSTĠFADE ETME
ĠNġAAT HAKKI=ĠNġAAT YAPMA YETKĠSĠ
SÜKNA HAKKI=OTURULAN,BARINILAN YER
KAYNAK HAKKI
DĠĞER HAKLAR
VELĠ DUMAN LEHĠNE HARĠTASINDA GÖRÜLDÜĞÜ ÜZERE GEÇĠT HAKKI
......SAYFADAKĠ PARSEL LEHĠNE EKĠNSĠZ MEVSĠMDE GEÇME HAKKI
..... ― ― ALEYHĠNE GÜNDE 3 DEFA SU ALMA HAKKI
..... ― ― LEHĠNE TULUMBA ĠLE 30.000 TL KARġILIĞINDA SU
VERME MÜKELLEFĠYETĠ.
ARSA VE ARAZĠ DÜZENLENMESĠ
6785(1956) 1605(1972) 3194 KANUN 18.MAD.(1985)
√ DOP EġĠT ALINMALI
√ MÜMKÜN OLDUĞU KADAR ESKĠ YERĠNDEN VE HĠSSESĠZ
√ ĠMARA UYGUN
KARARI;
BELEDĠYE VE MÜCAVĠR ALANDA BELEDĠYE ENCÜMENĠ
DIġINDA ĠL ĠDARE KURULU
AġAMALARI
1-DÜZENLENME ALANININ TESBĠT EDĠLMESĠ(BELEDĠUE ENCÜMENĠ,ĠL ĠDARE
KURULU)
2-KADASTRAL HARĠTALARIN VE TAPU KAYITLARININ TEMĠNĠ
3-DÜZENLENME HARĠTASININ TASDĠKĠ
4-DÜZENLEMEYE GĠREN PARSELLERĠN BELĠRLENMESĠ VE TAPU SĠCĠLĠNE ġERH
VERĠLMESĠ
5-DÜZENLEMEYE GĠREN
A-PARSELLERĠN ALANLARININ BULUNMASI,TAPUDAKĠ KAYITLI DEĞERLERLE
KARġILAġTIRILMASI,HATA SINIRINI AġAN PARSELLERĠN ALANLARININ
DÜZELTĠLMESĠ
B-ĠMAR ADALARI ĠÇĠNDE KALAN TESCĠL DIġI YERLERĠN ÖLÇÜMÜ VE TESCĠLĠ
C-TERK MĠKTARLARININ TEMĠNĠ
6-DÜZENLEME ORTAKLIK PAYININ HESABI(D.O.P)
7-ĠMAR PARSELLERĠNĠN TEġKĠLĠ VE DAĞITIMI
80
8-PARSELASYON PLANININ BELEDĠYE ENCÜMENĠNCE ONAYI
9-30 GÜNLÜK ASKI ĠLANI,ĠTĠRAZLARIN ĠNCELENMESĠ,PLANLARIN
KESĠNLEġTĠRĠLMESĠ
10-KADASTRO MÜDÜRLÜĞÜNE BELEDĠYECE YAPILAN BAġVURUDA;
A-PARSELASYON PLANININ ONAYLANDIĞI VE ĠLAN EDĠLEREK
KESĠNLEġTĠĞĠNĠ BĠLDĠREN VE TAPUYA TESCĠLĠNĠ ĠSTEYEN YAZI.
B-PARSELASYONUN DAYANDIĞI ĠLGĠLĠ ĠDARECE ONAYLI VE HALEN
YÜRÜRLÜKTEKĠ ĠMAR PLANLARININ ONAY TARĠHĠ VE NUMARASI ĠLE PAFTA
NUMARASI VEYA NUMARALARI
C-PARSELASYON PLANININ ONAYLANDIĞINA DAĠR BELEDĠYE ENCÜMENĠ
VEYA ĠL ĠDARE KURULU KARARI ÖRNEĞĠ
D-1/1000 ÖLÇEKLĠ BOYUT DEĞĠġTĠRMEYEN ġEFFAF ALTLIKTA PARSELASYON
PLANI ASLI VE KOPYASI
E-DAĞITIM CETVELLERĠ – ÖZET CETVELLERĠ – PARSEL AYIRMA ÇAPI
ÖRNEKLERĠ HAZIRLANIR
F-NĠRENGĠ,POLĠGON KOORDĠNAT DEĞERLERĠ,RÖPER KROKĠLERĠ ,YÜZÖLÇÜMÜ
HESAPLARI
11-PAFTADAKĠ ADALARA VE PARSELLERE KADASTRO MÜDÜRLÜĞÜNDEN
ALDIĞI SON ADA NUMARASINA GÖRE VERĠLMĠġ ADA VE PARSEL
NUMARALARI
12- KADASTRO MÜD. ÖNCE BÜRO,SONRA ARAZĠ KONTROLLERĠ YAPILIR.3
NÜSHA DÜZENLENĠR.
13-ARSA VE ARAZĠ DÜZENLENMESĠNDE TSCĠL BĠLDĠRĠMĠ DÜZENLEMEYE
GEREK YOKTUR.
14-PLANIN BĠR KOPYASI ĠLE DĠĞER BELGELER TAPU SĠCĠL MÜD.GÖNDERĠLĠR.
15-TESCĠLDEN SONRA 10.MADDENĠN A,B,C,D,E BELGELERĠNĠN BĠRER NÜDHASI
TAPU SĠCĠL MÜD.DĠĞERLERĠ KADASTRO MÜD. ĠADE EDĠLĠR.
16-KADASTRO MÜD. PAFTALAR MÜREKKEPLENĠR.
17- PARSELASYON PLANLARI ĠLE ĠLGĠLĠ BELGELERĠN BĠRER NÜSHASI
KADASTRO MÜD.ĠNTĠKAL ETTĠĞĠ TARĠHĠ TAKĠP EDEN AYIN 10‘NUNA KADAR
TAPU KADASTRO GENEL MÜD. VEYA BÖLGE MÜD.GÖNDERĠLĠR.
81
KAMULAġTIRMA ANAYASANIN 46.MADDESĠ;
KAMULAġTIRMA DEVLET VEYA KAMU TÜZEL KĠġĠLERĠ TARAFINDAN KAMU
YARARI ĠÇĠN GEREKLĠ ÖZEL KĠġĠLERE AĠT TAġINMAZ MALLARIN VE
KAYNAKLARIN,KANUNLA GÖSTERĠLEN ESAS VE USULLERE GÖRE YETKĠLĠ
ORGANLARCA VERĠLEN KARAR UYARINCA VE PARASI PEġĠN ÖDENEREK
ZORLA MÜLKĠYETĠN ALINMASI VEYA ĠRTĠFAK HAKKI KURULMASIDIR.
YASAL DAYANAKLARI
√ 1983 YILI 2942 ―KAMULAġTIRMA KANUNU‖ ―KANUNUN VE YÖNETMELĠĞĠN
YETERLĠ OLMADIĞI DURUMLARDA ĠLGĠLĠ KURUMLAR KENDĠ
MEVZUATLARINA GÖRE‖
√ KAMULAġTIRMA KARARI VERECEK MERCĠLER;2942 SAYILI KANUNUN 5. VE
6.MADDESĠNDE BELĠRTĠLMĠġTĠR.
√ KAMULAġTIRMA NEDENĠYLE YAPILACAK AYIRMA,BĠRLEġTĠRME ĠÇĠN
ENCÜMEN ĠL ĠDARE KURULU KARARI ARANMAZ.
√ KAMULAġTIRMA KARARI ALAN KURULUġ,KADASTRO GÖREN YERDE TAPU
SĠCĠLĠNE ġERH KONULUR.
AġAMALARI
√ KAMULAġTIRMA PLANI
KAMULAġTIRMA ÖLÇÜLERĠ H.MÜHENDĠSĠ SORUMLUĞUNDA
MÜLKĠYET PLANLARI
√ 3 TAKIM HALĠNDE AġAĞIDAKĠ BELGELER HAZIRLANIR
A-KAMULAġTIRMA KARARI
B-PARSELLERĠN KADASTRAL DURUMLARI ÜZERĠNE ĠġLENMĠġ
KAMULAġTIRMA DURUMLARI
C-PARSELLERĠN KAMULAġTIRILAN VE KAMULAġTIRILAN YÜZÖLÇÜM HESAP
VE CETVELLERĠ
D-KAMULAġTIRMA SINIRLARININ KOORDĠNATLARI
E-NĠRENGĠ VE POLĠGONLARA AĠT ÖLÇÜ VE HESAP ÇĠZELGELERĠNĠN TÜMÜ
F-TEKNĠK RAPOR
√ KADASTRO MÜD. MÜRACAAT ÜZERĠNE ĠSTEM BELGESĠ
DÜZENLENĠR.(HARÇLAR YATIRILIR.)
√ KADASTRO ELEMANLARINA BÜRO VE ARAZĠ KONTROLLERĠ YAPILIR.
A-KADASTRO GÖRMEYEN YERDE---2 NÜSHA (KAD.MÜD.—TAPU SĠCĠL )
B-KADASTRO GÖREN YERDE --- 3 NÜSHA (AYRICA TKGM)
√ TESCĠLDEN SONRA 1 BELGE TAPU SĠCĠL MÜD. KALIR.10 GÜN ĠÇĠNDE K.MÜD
GERĠ DÖNER.
82
ARAZĠ TOPLULAġTIRMASI
TARIMSAL ĠġLETMELERE AĠT,KÜÇÜK PARÇALAR HALĠNDE DEĞĠġĠK YERLERE
DAĞILMIġ OLAN ARAZĠLERĠN UYGUN OLANLARININ ÜRETĠM VE VERĠMLĠLĠĞĠ
ARTIRACAK ġEKĠLDE BĠRLEġTĠRĠLMESĠNE ―ARAZĠ TOPLULAġTIRMASI‖ DENĠR.
KÜLTÜR TEKNĠK TEDBĠRLERĠ DENĠLEN TARIMSAL YOLLAR,SULAMA VE
DRANAJ ġEBEKELERĠ,TOPRAK MUHAFAZA TEDBĠRLERĠ,ARAZĠ ISLAHI VE
TESVĠYESĠ,KIRSAL YERLEġĠM YERĠ PLANLAMASI VE TARIM SEKTÖRÜNDEKĠ
TÜM ALTYAPI TESĠSLERĠ ĠLE ÜRETĠM ARTIRICI DĠĞER TEDBĠR VE
PLANLAMALARIN HEPSĠ ARAZĠ TOPLULAġTIRMASI ÇALIġMALARI ĠÇERĠSĠNDE
ELE ALINMAKTADIR.BU ġEKĠLDE YAPILAN ARAZĠ TOPLULAġTIRMASINA ―ÇOK
YÖNLÜ(GENĠġ ANLAMDA)ARAZĠ TOPLULAġTIRMASI‖DENĠR.
√ 7457 SAYILI KANUN 2.MADDESĠ J FIKRASI ĠLE MEDENĠ KANUNUN 678.MAD.
DAYANILARAK 1961 YILINDA KONYA-ÇUMRA-KARKIN‘DA TÜZÜKSÜZ
OLARAK KONULMUġTUR.
√ 1966 YILINDA ―ARAZĠ TEVHĠD TÜZÜĞÜ‖ YÜRÜRLÜĞE KONULMUġTUR.
√ 1973 YILINDA 1757 SAYILI ―TOPRAK VE TARIM REFORMU KANUNU‖AÇIK
ESASLAR GETĠRĠLMĠġ,(1978‘DE ANAYASA USUL YÖNÜNDEN ĠPTAL
EDĠLMĠġTĠR.)
√ KASIM 1979‘DA 7457‘NĠN 2.MADDESĠ J FIKRASINA GÖRE ―ARAZĠ
TOPLULAġTIRMA TÜZÜĞÜ‖
√ KASIM 1980 KASIM ―ARAZĠ TOPLULAġTIRMA YÖNETMELĠĞĠ‖ ÇIKARILMIġTIR.
√ 22.11.1984‘TE KABUL EDĠLEN 3083 SAYILI ―SULAMA ALANLARINDA ARAZĠ
DÜZENLENMESĠNE DAĠR TARIM REFORMU KANUNU‖ BU KONUDAKĠ SON
KANUNDUR.
YAPILAN ÇALIġMALAR;
A-TOPRAKSU GENEL MÜD. TARAFINDAN ARAZĠ TOPLULAġTIRMA TÜZÜĞÜNE
GÖRE YAPILAN,ARAZĠ TOPLULAġTIRMASI
B-TARIM REFORMU GENEL MÜD.TARAFINDAN 3083 S.KANUNA GÖRE YAPILAN
ARAZĠ DÜZENLEME ÇALIġMALARI
TEMEL ÇALIġMA ġEKLĠ,KADASTRO YÖNÜNDEN ARSA VE ARAZĠ
DÜZENLEMESĠNE BENZER.BURADA EN BELLĠ BAġLI FARKLAR ġUNLARDIR;
A-RES‘EN YAPILIR.DĠĞERĠ ARAZĠ SAHĠPLERĠNĠN ĠSTEĞĠ ĠLE YAPILIR.
B-UYGULAMA ALANI,ĠLGĠLĠ BAKANLIĞIN TEKLĠFĠ VE BAKANLAR
KURULUNUN KARARI ĠLE BELĠRLENĠR.
C-ARAZĠLER DERECELENDĠRĠLĠR.
D-UYGULAMA DOLAYI,KAMUYA AĠT YERLER ĠÇĠN KESĠNTĠ YAPILMAZ.
BU ÇALIġMALARDA DA ARSA VE ARAZĠ DÜZENLEMESĠNDE ĠSTENEN
BELGELERĠN HEMEN HEMEN AYNISI KAD. MÜD. TESLĠM EDĠLĠR.
83
KADASTRONUN YENĠLENMESĠ
Meydana gelen değiĢikliklerin sürekli ve düzenli olarak iĢlenmediği, harita ve sicillerdeki
durumun arazideki değiĢimin gerisinde kaldığı, yaĢatılması için gerekli önlemler alınmayan
kadastro ölçü ve belgeleri bir süre sonra geçerliliklerini yitirerek toprakla ilgili plan ve
projelerin ihtiyaçlarım karĢılayamaz duruma düĢerler. Bu durumda kadastronun yenilenmesi
gerekir.
25.6.1983 gün ve 2859 sayılı Tapulama ve Kadastro Paftalarının Yenilenmesi Hakkında
Kanunun l. maddesinde;
a. Teknik nedenlerle yetersiz kalan,
b. Uygulama niteliğini kaybeden veya eksikliği göıülen,
c. En az bir mevki veya ada biriminde, zemindeki sınırları gerçeğe uygun Ģekilde
göstermeyen
tapulama ve kadastro haritaları yenilenir denerek yenilemenin amacı da belirlenmiĢtir. Ayrıca
Kanunun 4.maddesinde yer alan, "Yenileme yalnız teknik çalıĢmaları kapsar. Tapu siciline
geçmiĢ veya geçmemiĢ mülkiyet veya mülkiyete iliĢkin haklar inceleme konusu olamaz."
hükmü ile yenileme çalıĢmalarının kapsamı belirlenmiĢtir.
2859 sayılı Kanun ve yenileme iĢlemlerinin esaslannı ve uygulanacak teknik yöntemleri
göstermek üzere 16.12.1983 gün ve 18253 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe
konan Tapulama ve Kadastro Paftalarının Yenileme Yönetmeliği sadece tapulama ve kadastro
paftalarının yenilenmesini öngörmektedir.
Yenileme iĢlemleri, tapu sicilindeki duıumun zemindeki durumla uyum sağlamasına
yöneliktir.Buna dair, 2859 sayılı Kanunun 4. maddesinde;
"Yenileme iĢlemi sırasında ilk kadastro veya tapulamanın tahdit ve tespit ettiği parsel
sınırlarına itibar olunması esas alınır.
Parselin zemindeki sınırları değiĢmemiĢ ise ölçümleme sonucunda bulunan değerler aynen
kabul edilir.
Parselin zemindeki sınırları değiĢmiĢ veya iĢaretsiz ise ilk kadastro veya tapulamanın pafta ve
fenni belgelerinden yararlanarak sınırlar tespit edilir.‖
hükümleri yer almaktadır. Bu hükümlerden kadastronun yenilenmesinin yeniden kadastro
anlamına gelmediği açık bir Ģekilde anlaĢılmaktadır. 3402 sayılı KK, md. 22/1'de, önceden
kadastrosu ya da tapulaması yapılmıĢ bir yerde yeniden kadastro yapılamayacağı,yapılmıĢsa
da bunun bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılacağı hükme bağlanmıĢtır.
Evvelce kadastrosu yapılan yerler
22/2/2005 tarih ve 5304 sayılı Kanun MADDE 6 - 3402 sayılı Kanunun 22 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
84
Madde 22. - Evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastro veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosu yapılamaz. Bu gibi yerler ikinci defa kadastroya tâbi tutulmuşsa, ikinci kadastro bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılır ve Türk Medenî Kanununun 1026 ncı maddesine göre işlem yapılır. Süresinde dava açılmadığı takdirde, ikinci defa yapılan kadastro, tapu sicil müdürlüğünce re’sen iptal edilir.
Ancak;
a) Tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek üzere uygulama niteliğini kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği tespit edilen kadastro haritalarının tekrar düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin sağlanması amacıyla tapulama ve kadastro görmüş yerlerde,
b) Daha önce sadece tapu tahriri yapılan veya 2859 sayılı Tapulama ve Kadastro Paftalarının Yenilenmesi Hakkında Kanuna göre yenileme yapılacak yerler ile 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun hükümlerine tâbi yerlerde,
Birinci fıkra hükmü uygulanmaz.
İkinci fıkranın (a) bendinin uygulanacağı alanlar Tapu ve Kadastro Genel Müdürünün onayı ile belirlenir ve çalışmalara başlanmadan en az onbeş gün önce çalışma alanında, bölge merkezinde ve bölgenin bağlı olduğu il merkezinde alışılmış vasıtalarla duyurulur, ayrıca varsa yerel gazete ile ilân edilir. Yapılacak çalışmalarda 2, 4, 14, 17, 19 ve 21 inci maddeler ile 13 üncü maddenin (B) ve 20 nci maddenin (B), (C) ve (D) bentleri hükümleri uygulanmaz.
Tapulama ve kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan kamu kurum ve kuruluşlarına ait yerlerin tescili yapılır.
Tapuya tescil edilmiş ormanlardan, haritaları teknik mevzuata uygun olanlar aynen, diğerleri ise teknik mevzuata uygun hale getirildikten sonra tapu kütüğüne aktarılır.
Kadastrodan beklenen amaç; taşınmazlar üzerindeki hakların gerçek durumunun gösterilmesi ile iyelik sınırlarının güvenliğini sağlayacak nitelikte doğru haritaların düzenlenmesidir. Ancak TMK’nin 719. maddesinde, plan ve zemin arasında fark olduğunda asıl olan plandır hükmü yer aldığından, mevcut kadastro haritalarının zemindeki ayrıntıları doğru biçimde göstermemesinden kaynaklanan sorunların yaşandığı bilinmektedir. TMK ve Tapu Sicil Tüzüğü hükümlerine göre, plan, tapu sicilinin ana siciller bölümünde yer almaktadır. Tapu kütüğünün hukuka ve evraklara uygun, hatasız tutulması zorunlu olup tapu sicilini oluşturan haritanın da aynı derecede doğru, hatasız ve teknik belgelerine uygun olma zorunluluğu vardır. Teknik belgelerine uymayan, gerçeği yansıtmayan, hatalı ve eksik olduğu anlaşılan kadastro haritasının, iyelik güvenliğini sağlaması olanaklı değildir. Bu nedenle, haritanın, sınırları aynen yansıtacak şekilde hatasız oluşturulması asıldır. Eğer harita hatalı ise, kadastronun amacına ulaşması olanaklı olmayıp tapu sicilinin asli unsurlarından birisi eksik kalmış sayılır. Bu nedenle; daha önce kadastro ya da tapulaması yapılan yerlerdeki haritaların, teknik nedenlerle yetersiz kalması, eksikliğinin görülmesi ya da zemindeki sınırları gerçeğe uygun şekilde göstermediğinin belirlenmesi durumunda, hataların giderilerek haritaların sağlıklı hale getirilmesi gerekmekte olup halen yürürlükte olan 2859 sayılı Yenileme Kanunu bu ihtiyacı karşılamaya yeterli olmadığından, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22. maddesinde yer alan “ikinci kez kadastro yapılamaz” hükmüne ayrıcalık getirilerek, gerekli hallerde ikinci kez kadastro yapılmasını sağlayacak yasal düzenlemeye ihtiyaç bulunmaktadır.
85
Ülkemizde kadastronun yenilenmesini gerektiren nedenleri aĢağıdaki Ģekilde sıralayabiliriz
a. Ġlk tesis kadastrosunda maksimum sınırın dıĢında ölçüm, çizim, hesap
hatalarının bulunması,yapılan çalıĢmalarda istenilen hassasiyete ulaĢılmaması,
b. Grafık paftaların sağlıksız ve yetersiz olması,
c. Bölgesel (lokal) ve yeterli hassasiyette olmayan ağların, ülke nirengi ağına
bâğlanmasında zorluklarla karĢılaĢılması,
d. Kalitesiz pafta altlıklarının kullanılması,
e. Sabit tesislerin ülke ölçüsünde büyük oranda (% 68) kaybolması,
f. GüncelleĢtirme iĢlerinin yeterli Ģekilde yapılmaması,
g. Tapulama ve eski kadastroların birleĢtirilmelerinde büyük hatalara rastlanması,
h. Kadastro çalıĢmaları sırasında kullanılan küçük ölçeklerin günün ihtiyaçlarına
cevap vermemesi,
i. ġehirlerin geniĢlemesi,
j. Toprak dağıtım, iskan, orman ve kamulaĢtırma haı-italarına dayanarak yapılan
kadastro tespitlerinin hatalı olması,
k. Kadastral ve topoğrafık haritalar arasında koordinat birliğinin bulunmaması,
l. Orman ve tapulama haritaları arasında birlik kuıulamaması,
m. TaĢınmaz mal sınırlarının iyeleri tarafından yeterli olarak iĢaretlenmemesi vb.
Yenileme iĢlemleri sıra düzeni aĢağıdaki Ģekilde sıralanabilir:
1. Yenileme isteğinin bildirilmesi,
2. Yenileme isteklerinin incelenmesi
3. Yenilemeye karar verilmesi,
4. Yenileme ilanı,
5. Kayıt ve belgelerin toplanması,
6. Tapuya Ģerh konulması,
7. Mahkemelerden dava listelerinin istenmesi,
8. Ülke nirengi ağına bağlama için ön hazırlık iĢlemleri,
9. Sınırların belirlenmesi,
10. Ölçü, hesap ve çizim iĢlemleri,
11. Parsellerin düzenlemesi,
12. Plan aplikasyonu, rölöve ölçüleri ve çizim,
13. Yenileme tutanağı ve rapor düzenlenmesi,
14. Davalı taĢınmazlar,
15. Yeni paftaların kontrolü, geçerlik kazanması ve ilanı
16. Eski paftaların geçersiz sayılması,
17. Yenilemeye itirazlar,
18. Davaların tapu kütüğünde belirtilmesi,
19. Tapu kütüğünde düzeltme,
20. Hak sahiplerine duyuru,
21. Merkeze gönderme
KADASTRONUN YENĠLENMESĠ.2 Ülkemizde kadastro çalıĢmalarına 1925 yılında baĢlanmıĢtır.500.000 harita üretilmiĢtir.1963
yılına kadar üretile kadastral haritaların %80‘i ,86 yılı görünümüyle 1/3‘ü teknik nedenlerle
yetersiz olduğu,uygulama niteliğini kaybettiği ve yenilemesi gerektiği ortaya çıkmıĢtır.
Kadastronun yenilenmesini gerektiren sebepler
a-kadastro yapıldığı zaman,yeterli Ģekilde yapılmamıĢ olabilir.
86
b-kadastro,yapıldığı günden,günümüze kadar geçen zaman içinde çeĢitli değiĢikliklere
uğramamıĢ,güncelliği kaybolmuĢtur.
c-geleceğin isteklerine cevap verecek kalitede değildir.
Kanunun 1.maddesine göre gerekçeler;
paftaların;
1-teknik nedenlerle yetersiz kalması
2-uygulama niteliğini kaybetme veya eksikliğinin görülmesi
3-zemindeki sınırların gerçeğe uygunluk göstermemesidir.
ülkemizdeki yenilemeyi gerektiren nedenler Ģunlardır;
a-kadastro çalıĢmalarında kullanılan ölçeğin küçük oluĢu
b-yapılan çalıĢmada istenen prezisyona ulaĢılamamıĢ olması
c-belli bir dönemde kullanılan grafik yöntemin yetersizliği
d-paftaların çizildiği altlıkların kalitesizliği
e-bölgesel olarak meydana getirilen ve yeterli hassasiyetle olmayan ağların,memleket nirengi
sistemine bağlanmasında bir takım zorluklarla karĢılaĢılması
f-kadastro‘nun gereği olan,değiĢikliklerin izlenmesinin yeterince yapılamamasıdır.
yasal dayanağı;25.06.1983 tarihli 2859 sayılı tapılama ve kadastro paftalarının yenilenmesi
hakkında kanun.
√ yenilemede temel esas;yenileme yalnız teknik çalıĢmaları kapsar.tapu siciline geçmiĢ veya
geçmemiĢ mülkiyete iliĢkin haklar inceleme konusu olamaz.
√ kadastro yenileme paftaların yenilemesidir.ikinci bir kadastro değildir.
TEKNĠK HATALARIN DÜZELTĠLMESĠ
Kadastro çalıĢmaları sonrasında genellikle dikkatsizlikten doğan bir çok hatalar ortaya
çıkar.Kadastro kesinleĢmeden kadastro hatalarının düzeltilmesinden söz edilemez.
Kadastro Hataları
Düzeltilmeye konu olan kadastro hataları genellikle Ģunlardır;
a-Ġl,ilçe,mahalle sınırlarının yanlıĢ yazılması
b-Pafta,ada,parsel numaralarının yanlıĢ yazılması
c-Ölçeğin yanlıĢ yazılması
d-Kenar koordinatlarının yanlıĢ yazılması
e-Sınırlandırmanın yanlıĢ yapılması
f-Mülkiyet bilgilerinin yanlıĢ belirtilmesi(malik adı,soyadı,cinsi,paylarının yanlıĢ yazılması ya
da iki adının birisinin yazılması vb.)
g-Mal sahibinin adının hiç yazılmaması,
h-BilirkiĢilerin,yemin ettirilmeden çalıĢtırılması
i-Ġlan süresinin kısa tutulması usul hatasının ortaya çıkması
j-Parsel niteliğinin yanlıĢ yazılması
k-Ölçümlerin yanlıĢ yapılması(yanlıĢ nokta ölçümü, yanlıĢ yazımı vb.)
l-Hesapların yanlıĢ yazılması(poligon,alan hesabı vb.)
m-Mülkiyet sınırının yanlıĢ geçirilmesi(kırık noktaların yanlıĢ birleĢmesi.)
n-Sınırların yanlıĢ mürekkeplenmesi
87
o-DeğiĢikliklere iliĢkin geometrik verilerin doğru iĢlenmemesi,
p-TaĢınmazların devir ve temliki esasında yanlıĢlıklar yapılması
3402 sayılı yasanın 41.maddesi teknik hataların düzeltilmesini sağlar.
√ Kadastroları kesinleĢmiĢ taĢınmaz mallarda vasıf ve mülkiyet değişikliği dışında kalan ölçü
ve hesaplamalardan doğan fenni hatalar,ilgilinin müraacatı veya kadastro müd. res‘en
düzeltilir.
√ Düzeltme taĢınmaz mal sahiplerine ve diğer hak sahiplerine tebliğ olur.Tebliğ tarihinden
baĢlayan 30 gün içinde düzeltmenin kaldırılması yoluyla SULH MAHKEMESĠNE dava
açılmadığı takdirde yapılan düzeltme kesinleĢir.(Hak düĢürücü süre çalıĢtırılmaz.)
ORMAN KADASTROSU
Orman kadastro taĢınmaz mallar kadastrosunun önemli bir boyutudur. Ancak buna karĢın,
ülkemizde orman kadastrosu iĢlemleri, TKGM tarafından değil, Oiman Genel Müdürlüğü'nün
(OGM) görev ve yetkisinde yüıütülmektedir.ÇAK'nun amaçlarının aksine ülkemizde; iki
boyutlu (X, Y) kadastral haritalara dayalı olarak taĢınmazların sınırlarının yalnızca haritada
grafık olarak gösterilerek saptanması, ülke yüzey ağlarına dayalı olmayan ve standart birlik
içinde üretilmemiĢ bilgilerle, yalnızca TMK'nun öngördüğü tüzel. (hukuki) amaçlı bir tapu
sicilinin kurulmasına indirgenen Türkiye kadastrosunun amacında, ormanların
sınırlandırılması yer almamaktadır
Orman Nedir?
Ormanlar, çeĢitli fayda ve fonksiyonları nedeniyle toplum açısından son derece önemli,
yenilenebilir doğal kaynaklardandır.
Biyolojik açıdan orman, geniĢ alanlarda kendine özgü bir iklim yaratabilen, belli yükseklik,
yapı ve sıklıktaki ağaçların, ağaççık, çalı ve otsu bitkiler, yosun,eğrelti ve mantarlar, toprağın
altında ve üstünce yaĢayan mikroorganizmalar ve çeĢitli böcek ve hayvanlarla, orman
toprağının birlikte oluĢturduğu bir yaĢam birliği (Biösönöse) olarak tanımlanabilir.
Hukuki açıdan ise ormanı tanımlamak oldukça zordur.Çünkü, ağaç bulunan her yere orman
denemeyeceği gibi, ağaç bulunmayan bazı alanların da orman kapsamına sokulrnası
gerekmektedir.Hukuki açıdan orman; asli unsurun arazi olduğu, ağaç ve ağaççık
topluluklarının mütemmim cüz (tamamlayıcı parça) olarak yer aldığı bileĢik eĢya olarak
nitelendirilir.
Yürürlükteki 6831 sayılı Orman Kanunu'na göre; tabii olarak yetiĢen ya da emekle yetiĢtirilen
ağaç ve ağaççık toplulukları yerleriyle birlikte orman sayılır. Ancak;
a. Sazlıklar,
b. Step nebatlarıyla örtülü yerler,
c. Her çeĢit dikenler,
d. Parklar,
e. ġehir mezarlıklarıyla, kasaba ve köylerin hudutları içinde bulunan eski (kadim)
mezarlıklardaki ağaç ve ağaççıklarla örtülü yerler,
f. Sahipli arazide bulunan ve civardaki ormanlarda tabii olarak yetiĢmeyen ağaç ve
ağaççık nevilerinin bulunduğu yerler,
88
g. Sahipli ziraat arazisi olarak kullanılan ve dağınık, yer yer küme ve sıra halinde
bulunan her nevi ağaç ve ağaççıklarla örtülü yerler,
h. Devlet ormanlarına bitiĢik olmayan ve yüzölçümü 3 hektardan yukarı bulunmayan
sahipli arazideki her nevi ağaç ve ağaççıklar,
i. Sahipli arazide ve çevrenin özelliklerine göre yetiĢmiĢ veya yetiĢtirilecek olan fıstık
çamlan ve palamut meĢelikleri dahil olmak üzere her nevi meyveli ağaç ve ağaççıklar,
j. Sahipli arazideki aĢılı ve aĢısız zeytiııliklerle, özel kanunu gereğince, devlet
ormanlarından ayırt edilen ve edilecek olan imar, ıslah, temlik koĢulları yerine
getirilmiĢ bulunan yabaııi zeytinlikler ve 6777 sayılı Kanunda belirtilen yabani veya
aĢılanmıĢ fıstıklık, sakızlık ve harnupluklar,
k. Funda veya inakilerle örtülü orman ve toprak muhafaza karakteri taĢımayan yerler
Orman Kanunu'nun 1. maddesine göre orman sayılmaz.
Sağladıkları toplumsal yararlar nedeniyle toplumun oıtak malı kabul edilen ve bu nedenle
devletin gözetim ve denetimi altında bulunan ormanlık alanların, yurdumuzda kapladığı alan
20 199 296 hektardır (ülkemiz yüzölçümünün % 26'sı).Bu alanların tamamı verimli orman
niteliğinde olmayıp ürün verebilen orman alanı 8.9 milyon hektardır. Geriye kalan 11.3
milyon hektar orman alanı ise verim gücü düĢük ormaıılardan ya da tamamen verimsiz,
bozuk, makilik ve çalılıklardan oluĢmuĢtur.
ORMAN KADASTROSU ÇALIġMALARINDA YASAL DAYANAKLAR Ülke genelinde, ormanların sınırlandırılması ve kadastro çalıĢmalarını düzenleyen ve
etkileyen beĢ temel yasal dayanak vardır:
1. Anayasa,
2. TMK,
3. Orman Kanunları,
4. Orman Köylülerinin Kalkınmalarının desteklenmesi Hakkında Kanun,
5. Kadastro Kanunu (KK).
ANAYASALARIMIZDA ORMAN KADASTROSU Ormanlarla ilgili ilk anayasal düzenleme 1961 Anayasası'nın 131. maddesiyle yapılmıĢtır.
131. madde;
"Devlet, ormanlarının korunması ve ormanlık sahalarının genişletilmesi için gerekli
kanunları koyar ve önlemleri alır.Bütün ormanların gözetimi devlete aittir.
Devlet ormanları Kanuna göre devletçe yönetilir ve işletilir. Devlet ormanlarının mülkiyeti,
yönetimi ve işletilmesi özel kişilere devir olunamaz.
Bu ormanlar zaman aşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu
olamaz. Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez.Orman
sııçları için genel af çıkarılirmaz, ormanlarrn tahribine yol açâcak hiçbir siyasi propaganda
yapılamaz, ... "
hükmü yer almıĢtır. Bu madde 17.04.1970 tarih, 1255 sayılı yasa ile değiĢikliğe uğramıĢtır.
Buna yasaya göre; Anayasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce bilim ve fen bakımından orman
niteliğini tam olarak kaybetmiĢ olan tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeĢitli tarım
alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar bulunan topraklarla, Ģehir, kasaba ve
köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler dıĢında orman sınırlarında hiçbir daraltma
yapılamaz. Bu değiĢiklik ile bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak yitiren,
tarım ve hayvancılıkta kullanılmasında yarar görülen orrnan alanlarının orman rejimi dıĢına
çıkarılması ilkesi getirilmiĢtir.
1982 Anayasasının 169 ve 170. maddelerinde ormanların korunması ve geliĢtirilmesi, ornıan
köylüsünün korunması ile ilgili maddeler yer almıĢtır.
89
169. maddede orman ile ilgili genel hususlar belirtildikten sonra orman olarak korunmasında
bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen, aksine tanm alanlarına dönüĢtürülmesinde
kesin yarar olduğu tespit edilen yerler ile 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından
orman niteliğini tam olarak kaybetmiĢ olan tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeĢitli tarım
alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler, Ģehir,
kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler dıĢında, tanm alanlarında daraltma
yapılamayacağı belirtilmiĢtir.
170. maddede ise; "Ormanlar içinde veya bitiĢiğindeki köyler halkının kalkındırılması,
ormanların ve bütünlüğünün korunmaları bakımlanndan, ormanın gözetilmesi ve
iĢletilmesinde devletle bu halkın iĢbirliğini sağlayıcı önlemlerle, 31.12.1981 tarihinden önce
bilim ve fen bakımından onrıan niteliğini tam olarak kaybetmiĢ yerlerin değerlendirilmesi;
bilim ve fen bakımından orman olarak koıunmasında yarar görülmeyen yerlerin tespiti ve
orman sınırları dıĢına çıkartılması, orman içindeki köyler halkının kısmen veya tamamen bu
yerlere yerleĢtirilmesi için devlet eliyle anılan yerlerin ihya edilerek bu halkın yararlanmasına
tahsisi kanunla düzenlenir. Devlet bu halkın iĢletme araç ve gereçleriyle, diğer
girdilerinin sağlanmasını kolaylaĢtırıcı önlemler alır. Orman içinden nakledilen köyler halkına
ait araziler devlet onnanı olarak derhal ağaçlandınlır." denmektedir. Anayasanın 170.
maddesinde çizilen çerçeve dahilinde 1983 yılında 2924 sayılı Kanun yürürlüğe girerek,
orman rejimi dıĢına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesi esaslarını getirmiĢtir.
TMK'DA ORMAN KADASTROSU
TMIC'nun; iyesi nesneler ve kamu malları (md. 641), dikilen bitkiler (md. 655), ağaç, dal ve
köklerin komĢu toprağa geçmesi (md. 664), oı-man ve otlak (md. 675), toprağın iyileĢtirilmesi
(md. 678), oı-manlar (md. 742) ve yazımlı olmayan taĢınmazlar (md. 912) baĢlıklı maddeleri
orman kadastrosunu ilgilendirir.
641. madde "Sahipsiz Şeyler i1e kamuya ait olan mallar devletin hüküm ve tasarrufu
altrndadır... " ; 912. madde ise "Kimsenin özel mülkiyetinde bulunmayan ve kamunun
kullanımına tahsis edilen taşınmazlar, onlara ilişkin ve tescili gerekli olan ayni bir hak
olmadıkça, tescile tabi değildir... " ormanların devletin hüküm ve tasaırufu altında olduğu ve
tescile tabi olmadıklarını hükme bağlamıĢtır.
KANUNLARIMIZDA ORMAN KADASTROSU
08.02.1937 TARĠH VE 3116 SAYILI ORMAN KANUNU Ülkemizde orman alanlarının sınırlandınlıp güvence altına alınması çalıĢmaları çağdaĢ ve
teknik boyutta bu Kanun ile baĢlamıĢtır. Ormanların sınırlandırılması iĢlemlerine ilk kez bu
yasada yer verilmiĢ ve bu iĢlemlerin 1937 tarihinden itibaren 10 yıl içinde bitirilmesi
öngörülmüĢtür. Ormanın hukuki tanımı ilk kez bu Kanunla yapılmıĢtır. Bu Kanunda yer alan
ormancılıkla ilgili esasların çoğu bugün yürürlükte olan 6831 sayılı Oı-man Kanununda yer
almıĢtır.
Bu Kanuna göre orman sınırlannın ölçülüp plana bağlanması iĢlemleri, orman sınırlannı
birleĢtiren doğrultuların (hatların), manyetik kuzey ile yaptıkları açıların ve optik yoldan
uzaklıkların ölçülmesi Ģeklinde tanımlanabilen puslalı kat'ı mesafe yönteminin
uygulanmasıyla baĢlamıĢtır. Bu yöntem 1965 yılına kadar tek baĢına ve o tarihten sonra
fotogrametrik yöntemle birlikte 1974 yılına kadar devam etmiĢtir.
Bu Kanunda değiĢiklik yapan kanunlar Ģunlardır:
16.03.1938 tarih ve 3444 sayılı Kanun,
09.07.1945 tarih ve 4785 sayılı Kanun,
24.03.1950 tarih ve 5658 sayılı Kanun,
24.03.1950 tarih ve 5653 sayılı Kanun.
31.08.1956 TARĠH VE 6831 SAYILI ORMAN KANUNU
Halen yürürlükte bulunan Kanundur. Bu Kanunda değiĢiklik yapan kanunlar tarih Ģunlardır:
90
19.07.1971 tarih ve 1444 sayılı Kanun,
20.06.1973 tarih ve 1744 sayılı Kanun,
05.06.1975 tarih ve 1906 sayılı Kanun,
14.04.1982 tarih ve 2655 sayılı Kanun,
23.09.1983 tarih ve 2896 sayılı Kanun,
05.06.1986 tarih ve 3302 sayılı Kanun,
22.05.1987 tarih ve 3373 sayılı Kanun,
03.11.1988 tarih ve 3493 sayılı Kanun.
17.10.1983 TARĠH VE 2924 SAYILI ORMAN KÖYLÜLERĠNĠN
KALKINMALARININ DESTEKLENMESĠ HAKKINDA KANUN
Bu Kanunla tanm alanlarına dönüĢmüĢ yerlerin değerlendirilmesinde; tarla, bağ, bahçe,
meyvelik, zeytinlik, fındıklık, fıstıklık (antepfıstığı) gibi tarım alanları ve buralardaki yapı ve
tesislerin yerleri, orman sınırları dıĢına çıkarıldıkları tarihteki fiili durumlarına göre ifraz
edilerek, bu yerleri kullanan kiĢilere, rayiç bedelleri peĢin ya da on yıllık süre içinde ve eĢit
taksitle alınmak üzere Orman Bakanlığı'nca satılır hükmü getirilmiĢtir.
Bu Kanunda değiĢiklik yapan yasalar Ģunlardır:
28.08.1991 tarih ve 3763 sayılı Kanun,
04.11.1995 tarih ve 4127 sayılı Kanun.
21.06.1987 TARĠH VE 3402 SAYILI KADASTRO KANUNU Bu Kanunun 4. maddesiyle kadastro çalıĢma alanı sınırında onnan bulunduğu takdirde, bu
yerlerin onnan sınırlaması ve orman sınırı çıkarma iĢlemlerinin 6831 sayılı Orman Kanunu
hükümlerine göre, onnan kadastro komisyonlarınca tespit ve haritasına iĢlenerek, tutanaklar
ile kadastro ekiplerine teslim edileceği, ancak 2 ay içinde orman kadastro komisyonlarınca
orman sınırlarının belirlenememesi halinde kadastro ekiplerince belirleneceği ve kadastro
ekiplerince bu Ģekilde tespit ve ilan edilen yerlerde orman kadastro iĢlemlerinin de ikmal
edilmiĢ sayılacağı hükmü getirilmiĢtir.
ORMANLARIN SINIRLANDIRILMASI VE KADASTROSU KAVRAMALARINA YAKLAġIMLAR
Türkiye kadastrosunun temelinde, ormanların sınırlandırması ve kadastrosu yer almamaktadır.
Devlet ormanları ve devlet ormam sayılan yerlere iliĢkin her çeĢit iĢler (buna ormanların
sınırlandınlması ve kadastrosu da dahildir) Orman Genel Müdürlüğü'nün (OGM) görevleri
arasında bulunmaktadır. Bu görev, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 7. maddesi uyannca orman
kadastro komisyonlarınca yerine getirilmektedir. Ülkemizdeki ormanların sınırlandırılması ve
kadastrosu çalıĢmalan, FIG tarafindan yapılan kadastro tanımlamasının aksine, tek bir
kadastro teĢkilatı (tek elden) tarafından değil, farklı kurumların görev, yetki ve sorumluluğu
altında, farklı yasal altlıklara bağlı olarak yerine getirilmektedir. Genel kadastrodan ayrı,
orman kadastrosu doğmuĢtur.Bunun temel nedeni olarak ülkemizde ÇAK'nun kurulamamıĢ
olması gösterilebilir.
Türkiye kadastrosuna yön veren 766 sayılı Tapulama Kanunu'na göre ormanlar,sahipsiz
kayalar, tepeler, dağlar yazım dıĢı bırakmıĢtır.Mera, yaylak, kıĢlak, otlak, harman yeri, Pazar
ve panayır yerleri gibi orta malları da tapuya tescil amacı taĢımayan sınırlandırma iĢlemine
bağlı kılınmıĢtır.Kimsenin özel malı olmayan ve kamunun kullanımına ayrılan bu yerler,
TMK, md. 912'ye göre "...onlara ilişkin ve tapuya tescili gerekli bir nesnel hak bulunmadıkça,
tapuya tescile bağlı değildirler. " TMK, md. 641'e göre bu yerlerin benimseıımesi, iĢletilmesi
ve kullanılması için özel kurallar konur.
Tokmanoğlu'na göre, orman kadastrosu adıyla ayn bir kadastro yoktur ve bu çalıĢmalar genel
kadastronun bir parçasını oluĢturduğundan her ikisinin de içiçe çalıĢması doğal kılınmalıdır.
Dolayısıyla, orman kadastrosunda, ölçülüp haritaya iĢlenecek taĢınmaz orman alanı, adına
iyelik belgesi düzenlenecek taraf ise devlettir.Edin'e göre, orman kadastrosu, genel
91
kadastronun yalın bır uygulaması biçiminde değerlendirilinelidir.Kızılay ise, orman
kadastrosu adıyla sürdürülen çalıĢmaların temelini ormanın niteliğinin belirlenmesi
olduğu, etkinliklerin bir harita çalıĢmasını gerektirmediği, yapılan haritalar üzerinde orman
sınırlarının ve bu sınırlar içinde kalan alanlann iĢlenmesinden oluĢtuğu düĢüncesindedir.
ORMANLARIN KADASTROSU VE 2B UYGULAMASI Orman kadastrosu ve Orman Kanununun 2B maddesi uygulaması yapılacak il ve ilçeler,
mülkiyet ihtilaflarının yoğun olduğu yerler ile devlet yatırım alanlarına, tapulama ve kadastro
çalıĢmalarının programa alındığı yerlere öncelik verilerek Orman Genel Müdürlüğü'nün
teklifı, Orman Bakanlığı'nın onayı ile belirlenir.
Orman kadastrosu ve Orman Kanununun 2B maddesi uygulamasının yapılacağı ilgili
ilçelerde, çalıĢma baĢlamadan en az bir ay önce radyo ile, belediye yayın araçları ya da
belediye ilan tahtasında askı suretiyle ilan olunur. Ġlan edilen ilçelerdeki çalıĢma yapılacak
belde ve köylerde, çalıĢmanın baĢlamasından en az 15 gün önce bu belde ve köylerin uygun
yerlerine asılacak ilan kağıdı ile duyuıulur.Ayrıca bu çalıĢmalar Orman ĠĢletme Müdürlüğü ile
Maliye Bakanlığı'nın mahalli birimlerine çalıĢmaya baĢlaınadan 15 gün önce ilgili Orman
Kadastro Komisyonu BaĢkanlığı'nca yazı ile bildirilir.Orman kadastro komisyonlan,
sınırlandırma ve kadastro çalıĢmaları öncesi, çalıĢma alanı ile ilgili olarak 2B Yönetmeliği,
md.l7, 18, 19 uyarınca;
Devlet orman iĢletme müdürlüklerinden,
Tapu sicil ve kadastro müdürlüklerinden,
ĠI ve ilçelerden
belge ve bilgileri isterler.
ORMAN KADASTRO KOMĠSYONU VE GÖREVLERĠ Bölgelerindeki orman kadastro çalıĢmalarını yapan veya yapılmasına katkıda bulunan orman
kadastro komisyonları 6831 sayılı kanunun 7. maddesi uyannca (Bu madde, 22.05.1987 tarih
ve 3373 sayılı kanunun 4. maddesi ile değiĢikliğe uğramıĢtır.) bir baĢkan ve dört üyeden
oluĢur:
Bir orman yüksek mühendisi ya da orman mühendisi (baĢkan),
Bir orman yüksek mühendisi ya da ornan mühendisi veya bunların bulunmaması
halinde orman teknikeri,
Bir ziraat yüksek mühendisi ya da ziraat mühendisi veya bunların bulunmaması
halinde orman teknisyeni,
Mahalli ziraat odalannca bildirilecek bir temsilci,
Beldelerde belediye encümenince,köylerde köy muhtarlığınca bildirilecek bir
temsilci.
Bu komisyonda kadastro çalıĢmalarının hukuki ve teknik yönünü içeren bir eğitim almıĢ olan
harita mühendisi bulunmamaktadır.Harita hizmetleri, "Orman kadastro komisyonlarının
emrine ayrıca yeteri kadar teknik eleman ve memur verilir." hükmü uyarınca istihdam edilen
harita teknisyenleri tarafından yerine getirilir.Mülkiyet kadastrosunda ise, faaliyetlerde
kadastro mühendislerinin kontrol, denetim ve onayı esastır.Bir yerin orman olup olmadığının
saptanması ve belirlenmesi ne kadar orman mühendislerinin uzmanlık alanına giriyorsa,
sınırları kesinleĢmiĢ ormanların tahdit haritalarının ya da memleket haritalarının ya da hava
fotoğraflarının araziye uygulanması da, o kadar harita mühendislerinin iĢi ve görevidir.
Orman Kanununda yapılan her kanun değiĢikliği ile, daha önceleri yapılan orman
sınırlandırma çalıĢmaları tartıĢmalı duruma getirilmektedir.Orman kadastro çalıĢmalarının
kadastro tekniğine, yürürlükteki yönetmelik ve haritacılık standartlarına uygun yürütülmemesi
de böylesi bir sonuç doğunnaktadır.ÇalıĢmalarda, harita mühendislerinin bilgi, deneyim ve
potansiyellerinden gereği gibi yararlanılmadığı yargı kararlarına da girmiĢtir. Sorunun sağlıklı
bir biçimde çözümü açısından,konuya taraf olan Orman Genel Müdürlüğü ve TKGM arasında
kurumsal iĢbirliği ve eĢgüdüm düzeneğinin sağlıklı bir biçimde bir an önce kurulması
zoıunludur.
Kadastro komisyonlarının görevleri 6831 sayılı Kanunun 7: maddesi ve 2B yönetmeliğinin 8.
maddesi uyannca aĢağıdaki Ģekilde belirlenmiĢtir:
92
· Ormanların içinde ve bitiĢiğinde bulunan her çeĢit taĢınmaz malların ormanlarla ortak
sınırlarını saptamak ve belirlemek,
6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2B maddesi uyarınca,orman sayılan yerlerden orman
sının dıĢına çıkanlması gereken yerleri belirlemek,
Orman tahdit ya da kadastrosu daha önce yapılmıĢ yerlerde, orman sınır noktalarını
aplike etmek, 6831 sayılı Orman Kanunu 2B maddesi uygulaması sonunda ortaya çıkan yeni
oıman sınırlarını tespit etmek,
Sınırlandırması ya da kadastrosu yapılan ölçü ve haritaları günün tekniğine uymayan,
uygulamada güçlük çekilen orman sınır hattının haritalannı tekniğine uygun olarak yapmak.
ORMAN SINIRLARININ ĠġARETLENMESĠ VE NĠTELĠK BELĠRLENMESĠ
Mevcut belge ve bilgiler ıĢığında, orman olan yerler belirlenerek bunların dıĢ ve iç sınırları
orman kadastro ekipleri tarafından arazide belirlenerek sınır noktalarına özel iĢaretler dikilir.
Bu sırada bilirkiĢilerin de görüĢlerine baĢvurularak, 6831 sayılı Kanunun 1. maddesi ve ilgili
yönetmeliğin 20. maddesi uyarınca orman tanımına giren yerlerin hangi nitelikte orınan alanı
olduğu belirlenerek tutanaklara yazılır. Ayrıca, orman olup ta, 6831/2-B maddesi gereğince
orman sınırları dıĢına çıkartılması gereken yerler de belirlenir. Orman içinde ve bitiĢiğindeki
taĢınmazlarda nitelik belirlenirken, 3402 sayılı Kanun uygulamalarında dikkate alınan
zilyetliği ispat belgeleri burada da dikkate alınır.
ORMAN SINIRLARI DIġINA ÇIKARILACAK YERLERĠN BELĠRLENMESĠ
05.06.1986 tarih ve 3302 sayılı Kanunla değiĢik, 6831 sayılı Kanunun 2. maddesine göre
Öncelikle orman içindeki köyler halkının kısmen veya tamamen yerleĢtirilmesi
maksadıyla, orman olarak korunmasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar
göıülmeyen aksine tarım alanlarına dönüĢtürülmesinde yarar olduğu tespit edilen
yerler ile halen orman rejimi içinde bulunan funda ve makilerle örtülü yerlerden
tarım alanlarına dönüĢtürülmesinde yarar olduğu tespit edilen yerler,
31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak
kaybetmiĢ yerlerden, tarla, bağ, bahçe, meyvelik, zeytinlik, fındıklık, fıstıklık
(antepfıstığı, çam fıstığı) gibi çeĢitli. tarım alanları veya otlak, kıĢlak, yaylak gibi
hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen arazilerle Ģehir, kasaba ve köy
yapılarının toplu olarak bulunduğu yerleĢim alanları
orman sınırları dıĢına çıkartılır.Bu yerler dıĢında orman sınırlarında hiçbir daraltma
yapılamaz. Bu madde hükümleri, koruma ormanı, milli park orrrıanı olarak ayrılan, izin ve
irtifak hakkı tesis edilen ormanlık alanlarda ve orman rejimi içine alınan yerlerde bu
niteliklerin devamı süresince, yanan orman sahalarında ise hiçbir Ģekilde uygulanmaz. Orman
sınırları dıĢına çıkartılan bu yerler, devlete ait ise hazine adına, amme müesseselerine ait ise
bu müesseseler adına, özel orman ise iyeleri adına orman sınırları dıĢına çıkartılır. Orman
tahdit ve kadastrosu ewelce yapılmıĢ yerlerde yapılan 2B uygulamasında da ilçe, belde ve köy
bütünlüğü esastır. Orman kadastrosu ve 2B uygulaması tamamlanmıĢ ve kesinleĢmiĢ belde ve
köylerde bu amaçla tekrar çalıĢma yapılamaz. Ancak kanunlarda değiĢiklik yapıldığı takdirde
yeni kanun değiĢikliklerinin uygulaması yapılır.Evvelce sınırlaması yapılmıĢ, fakat orman
tahdit veya kadastrosuna itiraz nedeni ile mahkemeye intikal etmiĢ olan 2B maddesini
taĢıyan yerler, ileride mahkemelerce verilecek kararlar saklı kalmak koĢuluyla hazine adına
orman sınırları dıĢına çıkarılır.
93
ORMAN KADASTROSU VE 2B MADDESĠ UYGULAMALARI ÇALIġMALARINDA
TEKNĠK ESASLAR Orman kadastrosu ve 2B maddesi uygulamalarında yersel metot esastır. Ġlgili kuruluĢlarca
1/5000 ölçekli standart topoğrafık haritası yapılacağı bildirilen yerler orman alanlarına
rastlıyor ve buralarda da orman kadastrosu ve 2B uygulaması yapılıyorsa orman sınır veya
bağlantı noktalarına hava iĢareti tesis edilmek suretiyle fotogrametrik metotla da çalıĢma
yapılabilir.Fotoğrafta çıkmayan sınır iıoktaları ile bağlantı noktaları arasındaki orman sınırları
yersel olarak ölçülür.Ancak fotogrametrik yöntem saptanan kaba hataları nedeni ile 1983
yılında terkedilmiĢtir. Günümüzde öncelik arz eden bazı yerlerde istenilen hassasiyet
sağlandığı takdirde doğıudan fotogrametrik yöntemden yararlanılabilmektedir.
1/5000 ölçekli standart topoğrafık harita veya daha büyük ölçekli haritalann mevcut olduğu
yerlerde yapılacak çalıĢmalarda orman sınırları haritada belirgin ise bu sınırlara komisyonca
aynen uyulduğu takdirde ayrıca ölçme yapılmaz.
Orman sınırlarının kısa aralıklarla değiĢtiği yerlerde harita ve arazide mevcut belirgin
noktalardan faydalanarak ta ölçme yapılabilir.
Orman kadastrosu ve 2B maddesi uygulama haritalarının 1/5000 ölçekli olarak hazırlanması
esastır. Ancak 1/5000 ölçekli haritalann bulunmadığı yerlerde 1/10000 ölçekli haritalar
yapılır. Kıymetli arazilerde büyük ölçekli haritalar yapılabilir.
ORMAN KADASTROSU VE 2B MADDESĠ UYGULAMALARININ BĠTĠRĠLMESĠ
Orman kadastro komisyonu sınırlama ve 2B maddesi uygulamalarının bitiminde durumu
Orman Bölge Müdürlüğü'ne bildirir. Orman Bölge Müdürlüğü gerekli incelemeleri yaparak
varsa Ģekli ve hukuki noksanlıklann düzeltilmesi için gerekçe ve belgelerini komisyona verir
ve bu noksanlıkların düzeltilmesini komisyondan ister. Komisyon belge ve gerekçeleri
inceler, değiĢtirilecek bir husus varsa evvelce almıĢ olduğu kararı iptal eder, gerekli
düzeltmeleri yaparak karara bağlar.
Orman kadastrosu ve 2B maddesi uygulama dosyasının bir nüshası onaylanmak üzere Orman
Bölge Müdürlüğü'nce ilgili valiliğe gönderilir. Orman kadastrosu iĢlemleri valiliğin onayı ile
yüıürlüğe girer, ilgili köy ve beldelerin uygun yerlerinde asılmak suretiyle ilan edilir. Bu
tutanak ve kararlara karĢı askı tarihinden itibaren 6 ay içinde kadastro mahkemelerine,
kadastro mahkemesi olmayan yerlerde kadastro davalarına bakmakla görevli mahkemeye
müracaatla sınırlamaya ve 6831 sayılı Orman Kanununun 2. maddesine göre orman sınırları
dıĢına çıkarma iĢlemlerine, Orman Bakanlığı ile hak sahibi gerçek ve tüzel kiĢiler itiraz
edebilmektedir.
6 ay içinde itiraz davası açılmadığı takdir de komisyon kararları aynen kesinleĢecek olup bu
süre hak düĢürücü süredir. Ancak tapulu taĢınmazlarda tapu sahipleri 10 yıllık süre içinde
dava açabilirler.
Sınırlamaya yapılan itiraz davalan her türlü harç ve resimlerden muaf olmasına rağmen, 2B
maddesi uygulamalannda yapılan itiraz davaları harç ve resme tabidir.
8. 2. 7. 2B MADDESĠ UYGULAMALARININ DEĞERLENDĠRĠLMESĠ
Bilim ve fen bakımından niteliğini kaybeden ormanların, orman sınırlan dıĢına çıkanlması
1961 Anayasasının 131. maddesinin 17.4.1970 tarihinde çıkanlan 1255 sayılı Kanunla
değiĢtirilmesiyle benimsenip 4.7.1973 taızhinde yayımlanan 1744 sayılı yasanın 2
maddesinde yerini almıĢtır.Aynı konu, 7 Kasım 1982 tarihli Anayasaııın 169, 170.
maddelerinde yer almıĢ ve baĢlıca 27.9.1983 tarih ve 2896 ile 19.6.1986 tarih ve 3302 sayılı
Kanunlarla uygulaması sürdürülmüĢtür.
1961 Anayasasının 17.4.1970 tarih ve 1255 sayılı Kanun ile değiĢtirilen 131. maddesinde,
Anayasanın yürürlük tarihinden önce (15.10.1961) nitelik kaybeden yerler denilmiĢ, 1982
94
Anayasasında ise 31.12.1981 tarihinden önce nitelik kaybeden yerler esas alınarak nitelik
kabına devamlılık kazandırılmıĢtır.
Orman Genel Müdürlüğü kayıtlarına göre 1988 yılı sonuna kadar fıili olarak 431 111 hektar
alan orman niteliğini kaybettiği gerekçesi ile orman sınırları dıĢına çıkarılmıĢtır. Orman ile
ilgili kanunlarda, gerek ormanın tanımı, gerekse 2B maddesi ile orman sayılan yerlerin orman
rejiminden çıkarılma kriterleri özellikle seçim dönemlerinde yapılan yasal düzenleme ve
değiĢikliklerle ve her değiĢiklik sonucu özellikle orman köylüsünün kalkındırılması adı
altında Orman Kanununda yapılan 22 köklü değiĢiklik ile ormaıılarımızın sınırları sürekli geri
çekilerek ormanlik alanlarda büyük kayıplar meydana getirilmiĢtir. Bu kayıplann 600 bin
hektara ulaĢacağı Orman Genel Müdürlüğü yetkililerince tahmin edilmektedir
ORMAN TAHDĠT (SINIRLANDIRMA) VE KADASTROSU ĠLE 2B MADDESĠ
UYGULAMALARININ YILLARA GÖRE DAĞILIMI
Orman tahdit (sınırlandırma) ve kadastrosu ile 2/B ınaddesi uygulamalarının yıllara göre
dağılımı incelendiğinde aĢağıdaki sonuçlar elde edilmiĢtir. Yıllar Kanun No Yapılan Orman Kadastrosu(ha.)
1937-1950 arası 3116 3 582 386
1950-1957 arası 5653 255 316
1957-1974 arası 6831 2 569 449
1974-1984 arası 1744 2 831 358
1984-1986 arası 2896 312 574
1986 3302 136 938
1987-1989 arası 3302 ve 3373 5 349 008
Toplam 15 037 029
TEKNĠK ALTYAPI KADASTROSU
Hızlı kentleĢme,daha geniĢ kentsel alanlarda, daha çok nüfusa, yeni teknik altyapı
olanaklarının sağlanmasını zorıınlu kılmıĢtır. Eksik verilerle kentlerin planlanması ve
planlama sürecinde teknik altyapının göz önüne alınmaması, kentleri ,ve belediye
yönetimlerini içinden çıkılmaz sorunlarla karĢı karĢıya getirmektedir.Büyük kentler içinde,
konut bölgelerinde sürekli yoğunluk artıĢları sonucu, fıziksel çevre koĢulları giderek
kötüleĢmekte, teknik ve sosyal altyapı yetersizliği kentsel yaĢamı zorlaĢtırmaktadır.
Teknik altyapı donatılarının yerleĢtirilmesi için;
Trafık alanlarının altında bulunan yeraltı mekanının gittikçe daralması,
YerleĢtirilen donatıların niteliğinin ve niceliğinin yükselmesi,
Bireysel her kurumun değiĢmez, kesin iĢletme planlarına sahip olmaması
gibi nedenler, teknik altyapı donatıları için değiĢmez bir haritalama sistemine olan
gereksinmeyi giderek arttırmaktadır. Toplumumuz için altyapı sistemi daha karmaĢık, daha
pahalı ve daha gereli biçime geldikçe, bütüncül, doğıu ve günün koĢullarına uygun bir bilgi
sistemine duyulan gereksinme gittikçe daha da hissedilmektedir. Bu gereksinme, altyapının
tüm elemanlarıyla ilgili her türlü temel bilgiye ihtiyacı olan
Yerel planlamacı,
Proje yöneticisi ve
Karar organlarına
95
konu hakkında yeterince açık fikir verecek Ģekilde oluĢturulmalı, güncel olanla ileride
değiĢme olasılığı olan elemanlar hakkında bilgi vermelidir. Kurulması kaçınılmaz teknik
altyapı kadastrosu özet olarak;
Var olan yeraltı mekanın en uygun kullanılmasını,
Teknik altyapı tesislerinin değiĢtirilmesi, aranması, bakımı, onanmı sırasında
güvenilirliğin yükselmesini,
Kurumlar ve yapılan iĢler arasında eĢgüdümü,
Zararın ve maliyetin azaltılmasını ,
ABS kurulmasında temel öğelerden biri olan teknik altyapıya iliĢkin verilerin elde
edilmesini sağlar.
TEKNĠK ALTYAPI, TEKNĠK ALTYAPI KADASTROSU
Teknik altyapı; temiz su, pis su, havagazı, doğalgaz, telefon, kablolu TV, merkezi ısıtma, vb.
hatlar ile su kazanma, arıtma ve çöp yok etme tesislerine verilen genel isimdir
Fischer ve Höflinger'e göre teknik altyapı kadastrosu; üç boyutlu teknik altyapı tesislerinin
hem konumsal hem de yükseklikleri ile belirlendiği, geometrisinin birleĢik, grafik ve sayısal
olarak gösterildiği, günlük kullanım için yeterli nitelik ve nicelikte bir gösterimle donatıldığı
ÇAK'nun bir bölümüdür.
ÜLKEMĠZDE TEKNĠK ALTYAPI KADASTROSUNA YAKLAġIM
Teknik altyapı tesisleri, TMK'nun 632. maddesine göre belirlenen taĢınınaz mallar sınıfına
girmemektedir. Bir kısım çevrelerde, Türkiye'de, kadastro paftalarina tersim edilmeyen,
kütüğe geçmeyen ve mülkiyete konu olmayan taĢınmazlarla kadastronun uğraĢmadığı, bu
nedenle teknik altyapı tesislerinin ölçülmesi ve haritalanmasının da bir kadastro faaliyeti
olmadığı göıüĢü savunulmaktadır. Teknik altyapı tesislerinin kadastro ile ilgisi; tapulu
arazilerden geçmeleri nedeniyledir. Bu durumda olanlar ya kamulaĢtınlır ya da irtifak hakkı
tesis edilir. Teknik altyapı hatlannın tamamının kadastro ile ilgisi olmasa bile, bunların belirli
bir kurum tarafından ölçülerek haritalarının ya da bilgi sistemlerinin oluĢturulması gerekir.
1/2500 ve Daha Büyük Ölçekli Harita ve Planların Yapılmasına Ait Teknik Yönetmeliğin
271. maddesinde, yeraltında bulunan kanalizasyon, su, elektrik, havagazı tesislerinin
görünen kısımlarının prizmatik olarak ölçülmesi öngörülmüĢtür.
6 ġubat 1972'de 1097 sayılı Türk Standardı ile teknik altyapı tesislerinin.yolun neresine;
birbirine göre hangi derinlik ve uzaklıkta yerleĢtirilmesi gerektiği bir standarda bağlanmıĢtır.
1984 yılında çıkarılan 3030 sayılı Kanun ile merkezi anlamda bir teknik altyapı kadastrosu
kurulması öngöıülmüĢtür.Bu Kanunda, büyükĢehir ve ilçe belediyelerinin görevleri içinde
büyükĢehir dahilinde su, kanalizasyon, her nevi gaz, merkezi ısıtma ve toplu taĢıma
hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gerekli tesisleri kurmak,kurdurmak, iĢletmek veya
iĢlettirmek sayılmıĢtır.Aynca, büyükĢehir dahilindeki altyapı ile kara ve deniz taĢımacılığı
hizmetlerinin bir koordinasyon içinde yürütülebilmesi için Altyapı Koordinasyon Merkezi
(AYKOME) ve UlaĢım Koordinasyon Merkezlerinin (UKOME) kuıulması hükme
bağlanmıĢtır.
96
TEKNĠK ALTYAPI KADASTROSUNUN TEKNĠK ĠġLEMLERĠ
Genelde kamusal alanlara yerleĢtirilen teknik altyapı donatılarının geçeceği alanların doğru
yerleri; özel mülkiyete konu olan taĢınmazların sınırlarının belirlenmesi ile olanaklıdır.
Plancıların; hem geliĢim yönünü izleyebilmek hem de planların gerçekçi olmasını sağlamak
için teknik altyapı hatlarının planlanmasını yaparken mülkiyet sınırlarını göz önüne alınması
gerekmektedir. Teknik altyapı tesislerinin ölçülmesi yatay ve düĢey konum belirleme Ģeklinde
olmalıdır. Tüm teknik altyapı tesisleri ve yollardaki donatılar jeodezik ağa dayalı olarak
ölçülmelidir. Teknik altyapı tesislerine ait aĢağıdaki veriler kırık, baĢlangıç, bitim noktaları,
boyut değiĢtirdikleri yerlerin konum ve yükseklikleri ile belirlenmeli ve ölçülmelidir
◊ Bölgenin konumu,
◊ Soyut veriler: Sabit noktalar; trigonometrik kestirme ve poligon noktalan, yükseklik
noktaları, bölge, kadastro ve taĢııımaz sınırlan vb.,
◊ Arazideki nesneler: Binalar, yollar, kaldınmlar, demiryolu, tramvay yolu, köprüler,
fabrikalar vb.,
◊ Arazi altındaki nesneler: Metro, alt geçitler, kanallar, su, havagazı, petrol, ısıtma,
iletiĢim, elektrik, trafik sinyalizasyon vb. hatları, bunların ev bağlantıları,
◊ Arazi üzerindeki nesneler: Kanal bacalan, ızgaralar, yangın musIukları, vanalar,
elektrik direkleri, üst geçitler,
◊ Diğer veriler: Hatlarla ilgili haklar; irtifak hakları, yükümlülükler; malzeme cinsi,
çap, gerilim, kablo sayısı vb.
Teknik altyapı tesislerine ait konum bilgileri farklı renk ve kalınlıkta özel iĢaretleri ile yapı
yoğunluğuna uygun olarak seçilen ölçekler kullanılarak harita da gösterilmelidir.
YapılaĢmanın bulunduğu alanlarda yapı yoğunluğuna göre 1/200 ile 1/500 arasında,
yapılaĢmamıĢ alanlarda ise 1/1000 ile 1/5000'e kadar ölçekler kullanılmalıdır.
Güncel, doğru ve güvenilir veri ve bilgiye ulaĢım için teknik altyapı tesislerinde oluĢan
değiĢiklikler, yanlıĢlıklar kısa zamanda etkileĢimli olarak düzeltilmeli ve sonuçlar veri
tabanında saklanmalıdır.OluĢturulacak bir teknik altyapı veri tabanı veri türleri .AĢağıdaki
Ģekilde gösterilmektedir.
TEKNĠK ALTYAPI VERĠ TÜRLERĠ
Donatılara ĠliĢkin Özel Veriler Topoğrafık Kadastral Veriler Tüketicilere Özel Veriler
* Malzeme Cinsi * Yapıların DıĢ Sınırları,Duvarlar,Çitler * Tüketicilerin adresleri
* DöĢeme Tarihi * Arazi Kullanım Biçimi * Tüketim miktarları
* Yük Alabilirliği * Sokak Adları * Bakım Kayıtları * Yapılar
* Boru Çapı * Yaya ve Platform Sınırları
* Ağaçlar
* ÇeĢitli TA Hatlarının Yerüstündeki
Ayrılmaz bölümlerinin(Direkler,Kapaklar,
Bacalar vb.) Yerleri (X,Y,Z)
* Hatların DeğiĢim Yerlerinin Koordinatları(X,Y,Z)
97
Teknik altyapı,veri türlerinden topoğrafık kadastral veriler kadastro sistemi içinde de yer
almaktadır. Bunlar aynı jeodezik ağa dayalı, ortak ölçü yöntem ve teknikleri kullanılarak
edinilmektedirler. Bu da teknik altyapı sistemine, ulusal kadastro sisteminin bir parçası olarak
bakılmasını gerektirir. Kısaca oluĢturulacak bir teknik altyapı bilgi sistemi (TABS); kadastro
bilgi isteminin (KBS) bir öğesi, KBS'de ABS'nin temelidir. Sonuçta ABS hem teknik
altyapıya hem de kadastroya iliĢkin verileri içermektedir.
ABS
KBS TABS/KBS/ABS ĠliĢkisi
TABS
AFET KADASTROSU
Deprem, yangın, su basması, yer kayması, kaya düĢmesi, çığ ve benzeri afetler sonucunda,
yapılan ve kamu tesisleri genel hayata etkili olacak derecede zarar gören veya görmesi olası
olan yerlerdeki afetzedeler için seçilen yeni yerleĢim yerlerinden kadastro görmemiĢ
olanların; Bayındırlık ve Ġskan Bakanlığının talebi üzerine, 7269/1051 sayılı Kanunun 18.
maddesi uyarınca kadastrolanrriasıdır (TKGM Web Sayfası). Bu iĢlerin doğru ve , hakça
yapılabilmesi için afetten önce o bölgelerde kadastro çalıĢmalarının bitirilmiĢ öncelikli
koĢullardan biridir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nda afet kadastrosu ile ilgili bir madde bulunmamaktadır. 7269
sayılı Afetler Kanunu'nun 17.7.1968 tarih, 1051 sayılı Kanunla değiĢik 18. maddesine göre,
"Afet sebebiyle, İmar ve İskan Bakanlığr'nca lüzuin görülecek yerlerin kadastrosu, ilanların
yapılmasrna, kadastro komisyoıılarının kurulmasıııa lüzum kalmaksızııı kadastro paftalarıııa,
belediyece l köy ihtiyar heyetiııce iki bilirkişi verilmek ve tasarruf tetkikleri mahalli kadastro
müdürü ve tapu memurıı tarafındaıı ifa olunmak suretiyle 2613 sayılı Kadastro ve Tapu
Tahriri Kanırnır'na göre öncelikle TKGM'nce yapılır. " 2613 sayılı Kanun yürürlükte
olmadığı için yerine 3402 sayilı Kanun uygulanır.
Afet nedeniyle belirlenen yerlerin kadastrosunda iĢlemlerin hızlandırılması ve zaman
kaybının önlenmesi amacıyla, 18. maddede hükme bağlanan ve 3402 sayılı KK'nun
genel uygulamasından değiĢik olarak getirilen noktalar Ģunlardır (Altındal, 10):
· Ġlanların yapılması,
· Kadastro komisyonlarının kurulması,
· Kadastro ekibine iki bilirkiĢi verilmesi,
· Tasarruf kontrollerinin yapılması,
· Tespitlerin 3402 sayılı KK hükümlerine göre yapılması,
· AnlaĢmazlıkların kadastro mahkemesi yerine mahalli mahkemelerde çözümlenmesi.
98
7269 sayılı Afetler Kanunu'nun 17.7.1968 tarih, 1051 sayılı Kanunla değiĢik 2. maddesine
göre, su baskınına uğramıĢ veya uğrayabilir yerler Bayındırlık ve Ġskan Bakanlığı'nın teklifı
üzerine Devlet Su ĠĢlerinin bağlı bulunduğu bakanlıkça, diğer tabi afetler veya afet olabilecek
yerler ise Bayındırlık ve Ġskan Bakanlığı'nın teklifı üzerine Bakanlar Kurulunca
kararlaĢtırılır. Bu yerlerin sınırları imar planına, imar planı bulunmayan kasaba ve köylerde
harita ve krokilere iĢlenerek Bayındırlık ve Ġskan Bakanlığının isteği üzerine ilgili Valilikçe
ilan olunur. Afet bölgesi ilan edilen yerlerin halihazır harita ve imar planlarını yapmaya,
değiĢtirmeye Bayındırlık ve Ġskan Bakanlığı yetkilidir. Yerel özelliklerinden dolayı yangın
afetine uğraması olası alanlar Ģehir ve kasabalarda belediye meclisleri, köylerde ihtiyar
heyetleri tarâfından tespit ve kaymakamlann düĢüncesini alındıktan sonra valilerin onayı
üzerine ilgili bölgelerde ilan edilir. Afet bölgesi ilan edilen yerin bulunduğu ilçenin, KK, 2.
maddesine göre bölge ilanı yapılmamıĢ ise bölge ilanı yapılmadan afet kadastrosuna baĢlanır.
Afet kadastrosu iĢlemlerinde görüĢ ayrılıklarının giderilmesi ve tespite itiraz nedeniyle
kadastro komisyonlannın kurulmasına gerek yoktur.
Afet kadastrosu iĢlemleri için 2 kiĢilik kadastro ekibi yeterlidir. 3402 sayılı KK'nda kadastro
ekibi; en az iki kadastro teknisyeni, mahalle veya köy muhtan ile üç bilirkiĢiden oluĢmaktadır.
Afet kadastrosu iĢlemlerinde düzenlenen tutanakların tasarruf kontrolleri kadastro komisyonu
yerine ilgili kadastro müdürü ve tapu memuru tarafından yapılır.Uygulamada TKGM‘nce
ilgili kadastro müdürlüğü görevlendirilmekte,tapu memurlarına gerek görülmekmektedir.
Afet kadastrosunda sınırlandırma ve tespitler KK‘nun ilgili maddeleri ile yönetmelikler
dikkate alınır.Ġmar planı olan yerlerin tespitinde imar mevzuatı ve teknik yönetmelikler
dikkate alınır.Afetler Kanunu‘nun 21.maddesi uyarınca afet bölgelerinde ilgili idareye
kamulaĢtırma mevzuatı dahilinde kamulaĢtırma yetkisi verilmiĢtir.Afet kadastrosu öncesinde
ilgili idarenin KamulaĢtırma Kanunu‘nun 9.maddesine göre kadastro görmemiĢ yerlerde
kamulaĢtırma yapması durumunda,idareden kamulaĢtırma ile ilgili evrak,belge ve kayıtlar
alınarak kadastroda uygulanmalıdır.
Afet kadastrosu köy ve mahallerden afete maruz kalan evlerin yerleĢim sahaları ile sınırlı
olduğu için mevzii bir kadastro uygulamasıdır.uyulama Bayındırlık ve Ġskan Bakanlığı ile
TKGM‘nün bağlı bulunduğu bakanlık arasında ortaklaĢa tespit edilecek esaslar dahilinde
yapılır.Afet protokolü gereğince bu uygulamalarda kadastro harcı alınmaz,masraflar
Bayındırlık ve Ġskan Bakanlığı‘nca karĢılanır.
Afet kadastrodan sonra olmuĢ ise önemli bir problem yoktur.Eski ölçülere göre sınırlar
yeniden tesis edilebilirBölgenin önceden kadastrosu yapılmamıĢ ise tespitler,mahhali
bilirkiĢiler yardımıyla ve mevcut bilgi ve belgelerden yaralanılarak yapılır.
Afet kadastrosu bir kadastro yapımında çok bir çeĢit aplikasyon iĢlemidir.Kadastronun
varlığına ve niteliğine göre yapılan aplikasyonun hassasiyeti ve doğruluğu değiĢir.Eğer
kadastro çok önceden yapılmıĢ ,nirengi ,poligon gibi sabit tesislere dayandırılmamıĢ ve
güncelleme iĢlemleri de gerçekleĢmemiĢ ise parsellerin aplikasyonu güç ve nispeten kaba
olacaktır.Hisseli arsalar üzerinde yapılmıĢ ve paftasına iĢlenmemiĢ ve afet sonrası tamamen
yıkılmıĢ binalar ile kadastro görmemiĢ alanlardaki binaların aplikasyonu çok daha kaba
olacaktır.
99
KADASTRO BĠLGĠ SĠSTEMĠ Günümüzde bilginin önem kazanması ile birlikte bu bilgilere hızlı, kolay, doğru ve standart
bir eriĢiminde önem kazanmıĢtır.Kadastro çalıĢmalannda da böyle bir eriĢimin sağlanabilmesi
ve bilgi ve belgelerin analizi ile istenildiği Ģekilde sorgulanmasının gerekliliği olmazsa olmaz
bir gerçektir.Bu gereksiniınleri karĢılayabilmek için mekana dayalı bilgi sistemlerinin
temelini oluĢturan kadastro bilgi sisteminin kurulması kaçınılmaz bir gerekliliktir.
GeliĢmiĢ ülkelerde, bilgisayar teknolojisine paralel geliĢen ve uygulama alanı bulan araziye
iliĢkin bilgi sistemlerinin temelini, parsel bazında bir bilgi sistemi olarak tanımlanacak olan
kadastro oluĢturmaktadır.
BĠLGĠ VE BĠLGĠ SĠSTEMĠ
Türkçe sözlük bilgiyi, "1. İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütüııüııe verilen
ad, malumat. 2. Öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile elde edilen gerçek,
malumat,vukuf.." olarak tanımlamaktadır.
Bilgiler;
1. Mevcut bilgiler:
a. Sabit bilgiler (örneğin özel isinler gibi),
b. DeğiĢken bilgiler (sıcaklık ve basınç bilgileri gibi)
c. Birikimli bilgiler (TaĢınmaz mal sicilleri gibi).
2. Üretilen bilgiler (koordinat ve alan bilgileri, yenileme bilgileri),
3. Planlanan bilgiler (imar planlı gibi)
olmak üzere üç grupta toplanır ve ortak özellikleri de hepsinin insan ihtiyaçlarını karĢılamaya
yönelik olmasıdır.
Bilgi sistemi, organizasyonların yönetimsel fonksiyonlarını desteklemek için bilgiyi toplayan,
depolayan, üreten ve dağıtan bir mekanizma olarak tanımlanır.AlkıĢ ise bilgi sistemini
kullanıcı, donanım ve yazılım bileĢenlerinden oluĢan kapalı bir sistem olarak tanımlamıĢtır.
ġekil 3'de görüldüğü gibi bilgi sistemlerini temelde iki gruba ayırmak olasıdır.
1. Mekansal olmayan bilgi sistemleri
2. Mekansal bilgi sistemleri
Mekansal olmayan bilgi sisteınleri yalnız yönetimsel fonksiyonları, mekansal bilgi sistemleri
ise objelerin X, Y, Z koordinat verileri ile buııların tanımsal bilgilerini içerirler.
Coğrafi bilgi sistemi (CBS) yeryüzü referanslı verileri idare etmek için girdi, veri yönetimi,
iĢleme, analiz ve çıktı yeteneklerine sahip bilgisayar bazlı bir sistemdir.Coğrafi bilgi sistemi,
konuma dayalı, gözlem ve ölçmeler sonucunda elde edilen, grafik ve grafık olmayan verileri
bir bütün içinde iĢlemeye yarayan teknolojik bir araçtır.
Arazi bilgi sistemi(ABS),coğrafi bilgi sisteminin özel bir Ģeklidir.Arazi bilgi sistemi veya
arazi ile ilĢkili bilgi sistemi,CBS literatüründe mal sahipleribilgilerini de içeren bir sistem
olarak tanımlanmaktadır.Bu anlamı ile ABS,detaylı mal sahipleri bilgileri de idare edecek
Ģekilde tasarlanan,CBS‘nin özel bir Ģeklidir.ABS‘nin kapsayacağı bilgi kümeleri Ģunlardır.
1.Jeodezik Veriler
* Geometrik veriler(konum,biçim)
* ġematik veriler (gösterim,yüzölçümü,değer,kullanım biçimi)
2.Ġyelik Verileri
* Ġyelik bilgileri
* Ayni haklar
* sıtlamalar
3.Doğal kaynaklarla ilgili veriler
* olojik özellikler
100
* Zemin Özellikleri
* Su durumu
* Orman durumu
* Ġklim
4.Teknik tesislere ait veriler
* Yer altı ve yerüstü hatları
* Enerji ve sanayi tesisleri
* Konut alanları
* Ticaret ve iĢyeri alanları
* Trafik tesisleri
5.Çevreyi etkileyen faktörlere ait veriler
* Su kalitesi
* Hava kirliliği
* Gürültü
* Tarfik yoğunluğu
6.Ekonomik ve sosyo-politik veriler
* Nüfus yoğunluğu
* ĠĢ ve geçim kaynakları
* Eğitim ve kültür tesisleri
* Sağlık durumları
ABS'nin harita, tapu, kadastro sektöründeki en önemli uygulama alanı, parsel bazında bir bilgi
sistemi olarak tanımlanabilecek kadastro bilgi sistemidir (KBS). Kadastro bilgi sistemi,
kadastral iĢlemleri esas alarak, parsel bazında parsel-malik arasındaki iliĢkileri düzenler.Her
kadastro sisteminde üç temel bileĢen mevcuttur
1.Kadastral parsel,
2.Kadastral kayıt,
3.ArĢiv.
ÜLKEMĠZDE KADASTRO BĠLGĠ SĠSTEMĠ ÇALIġMALARI Sektörümüzde mekansal bilgi sistemi oluĢturulmasına yönelik ilk çalıĢmalar TKGM
tarafından 1986 yılında hazırlatılan HAKAR projesinde yerini almıĢtır. "Toprağa dayalı bütün
yatırımlara altlık oluĢturan kadastro bilgilerine, hızlı, kolay, doğru ve standart bir Ģekilde
eriĢim, analiz, sorgulama ve sunum günümüzün bir gereğidir." Olğıısu HAKAR projesi ile
olgunlaĢmıĢ, 1990-1994 yıllarını kapsayan 6.BeĢ Yıllık Kalkınma Planı Özel Ġhtisas
Komisyonu Raporu'nda kapsamlı bir Ģekilde yer almıĢtır.
Kadastro üretiminin temel hedefı KBS'ni oluĢturmaktadır...
Kadastrodan beklenen toprağa iliĢkin her türlü projelendirme çalıĢmalarının ihtiyaç
duyduğu verilerin elde edilmesi ve kullanıcılara mekan boyutu ile sunulabilmesi,
ancak kadastronun çok yönlü kadastroya ya da daha doğru deyimi ile KBS'ne
kavuĢturulması ile olanaklıdır.
Plan döneminde, KBS'ne toplannıası öngörülen bilgi ve belgeleriıi kesinleĢtirilmesi,
standartların belirlenmesinin ardından, daha önce üretilmiĢ olan kadastro bilgi ve
belgelerinde bulunmayan, baĢka kuruluĢlarca daha önce üretilmiĢ olan ya da yeniden
toplanması gereken bilgilerin belirlenerek toplanılmasına geçilecektir...
KBS'nin hem harita hem de tapu bilgilerini içerdiği dikkate alınarak öngörülen
sistemin KBS biçiminde ve bu ad altında oluĢturulması ve bilgi sistemi hedefınin
sürekli göz önünde tutulması gerekmektedir.
Kadastro hizmetlerinde standardizasyon ve arĢiv birliğini sağlamak, mükerrer harita
yapımını önlemek, talep edilecek harita, kadastro ve tapu bilgilerinin süratli, doğru ve
eksiksiz olarak karĢılanmasını sağlamak amacıyla 6. BeĢ Yıllık Kalkınma Planı
dönemi baĢlangıcında KBS Kanunu yürürlüğe konmalıdır...
TKGM tarafından gittikçe artan sayısal bilgi ihtiyacı nedeniyle 1990 yılında Tapu ve
Kadastro Bilgi Sistemi OluĢturma Projesi (TAKBĠS) hazırlanarak yatınm bütçesine girmiĢtir.
TAKBĠS projesi, kurulacak olan tapu ve kadastro bilgi sistemini oluĢturma için çerçeve
projedir. TAKBĠS ile, ilçe ve bölge tapu ve kadastro bilgi sistemlerinin birbirine bağlanması,
101
kadastro ve tapu verilerinin iliĢkilendirilerek, ilçe TAKBĠS'lerden gelen verilerin bölge
TAKBĠS'lerinden kullanıcı çevresine sunulması, ulusal tapu ve kadastro bilgi sisteminin
oluĢturulması amaçlanmaktadır. Bu bilgi sistemi diğer bilgi sistemlerine de bağlanarak ulusal
bilgi sisteminin önemli bir parçası ve kent bilgi sisteminin altlığı olacaktır.TAKBĠS
projesinde Ģimdiye kadar yapılan çalıĢmaların asıl hedefı kurulacak olan bilgi sisteminin
ihtiyaç duyacağı altlık bilgileri veri tabanında güncel tutmak olmuĢtur. Bu sistem için TKGM
tarafından çözümlenebilecek problemler olduğu gibi bütün meslek çevrelerinin ve diğer
disiplinlerin ortak çözüm aramaları gereken vatandaĢlık numarası, harita bilgileri için
standartlar oluĢturulması, bilgi ve veri değiĢim standartlarının belirlenmesi, teknik, hukuksal,
kurumsal ve kurumlar arasi iĢbirliği vb. problemler bulunmaktadır.
1995-1999 yıllarını kapsayan 7. BeĢ Yıllık Kalkınma Planı Harita, Tapu ve Kadastro Özel
Ġhtisas Komisyonu Raporu'nda ise konuya iliĢkin belirlemeler aĢağıdaki Ģekilde özetlenebilir:
Ülkemizde bir taraftan hızlı ve hassas bir Ģekilde kadastro çalıĢmaları sürdürülürken
diğer taraftan da geçmiĢ yıllarda yapılan çalıĢmalar günün teknolojisi ile
uyumlandırılıp bilgi sistemleri kurma çabaları sürdürülmektedir.
ÇeĢitli amaçlara yönelik bilgi sistemleri kurulmasıyla ilgili olarak vanlmak istenen
hedefler, ihtiyaçlar, sistem gerçekleĢtirme aĢamalan ve ulusal standartlar belirlenerek
uygun teknoloji seçimi yoluna gidilmelidir.
Tapu ve kadastro bilgi sistemi kurulmadan önce gerek belediyeler gerekse diğer
kurumların çalıĢmaları ile ilgili bilgi sistemine geçmeleri olanaklı
olmadığından,TKGM tarafından hazırlanan TAKBĠS projesinin bir an önce
gerçekleĢtirilmesi zorunluluk göstermektedir...
ÇAK'ya paralel ülkemizde de kadastro sisteminin, günden güne değiĢen taleplere hızlı ve
kapsamlı bir Ģekilde yanıt verebilmesi gerekmektedir.Vergi, yarğı, arazi ve arsa
düzenlemeleri, belediye teknik hizmetleri, kamulaĢtırma, taĢınmaz değerlemesi, yatırım
planlaması, vb. faaliyetlerin hazırlanması ve gerçekleĢtirilmesi, çizgisel olarak yürütülen
kadastro hizmetlerinin sayısal hale getirilmesi, bir veri tabarıı yönetim sistemi içinde
tutulması ve sorgulanabilmesi amacıyla TKGM bünyesinde, gerektiğinde birbirleri ile
bağlantı kurabilecek iki adet uygulama çalıĢmasına baĢlanmıĢtır:
1. Kadastro otomasyon uygulamaları
2. Tapu sicil otomasyon uygulamaları
KADASTRODA OTOMASYON UYGULAMALARI
Kadastroda otomasyon uygulamaları dört iĢlem adımından oluĢmaktadır.
1. BĠLGĠ TOPLAMA
Araziden bilgi toplama
Elektronik ölçü aletleri
Fotogrametri
GPS
Mevcut belge ve bilgilerden sayısallaĢtırma
2. TOPLANAN BĠLGĠLERĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ:Veri kaydediciler ile
toplanan arazi bilgileri aktarma programları yardımı ile bilgisayar ortamına
aktarılmaktadır.
3. TOPLANAN BĠLGĠLERĠN KALĠTE KONTROLÜ VE DÜZENLEMELER
Düzeltmeler
Koordinat hesaplamaları
DönüĢümler
Dengelemeler
Uygun çizimler oluĢtuıulması (TKGM'nce tescile konu haritalar için uyulması
gereken asgari standartlar ve formatlar (diğer harita yapan kurum ve kuruluĢların
102
standartları ile uyuĢuyor mu?),harita yapımında izlenecek yöntemler ve
kontrollerin nasıl yapılacağı belirlenmiĢtir.)
Parsel alanlarının hesaplanması
4. BĠLGĠ SUNMA
Kadastral bilgileri TKGM formatı olarak kabul edilen formatta ve manyetik ortamlarda
kullanıma sunabilmektir.
Kadastroda otomasyon çalıĢmalannda aĢağıdaki sonuçlar otaya çıkmıĢtır:
Donanım seçme konusunda problem yaĢanmamaktadır.Donanımların,olanaklar
ölçüsünde ileri teknoloji ürünü ve düĢük maliyetli olması tercih edilmektedir.
Kullanacağımız yazılımı kendimiz geliĢtirmemiz daha doğru bir yol gibi görünmekle
birlikte zaman kaybı ve geliĢme döneminin oldukça uzun olması sonucuyla
karĢılaĢılmaktadır.
Yurt dıĢında üretilmiĢ genel amaçlı CAD programlarından bir paket program gibi
yararlanmak ve paketi kullanabilmek için uygulama programları geliĢtirmek her
zaman tam anlamı ile problemi çözememektedir.
Yuıt içinde özel sektörce hazırlanmıĢ haritacılık programları yabancı menĢeli
programlara göre daha sorunsuz çalıĢabilir durumdadır.
Tüm kadastro birimlerinin tam otomasyonunun sağlanması 10 yıl olarak
hesaplanmıĢtır (Burada olaya nesnel bir yaklaĢım söz konusu değildir. Yapılan
kadastro çalıĢmalarının çoğu kullanılamaz durumda iken böyle bir süre gerçekçi
olamaz.)
Projenin donanım maliyeti yaklaĢık olarak 20 milyon $'dır. .
TAPU SĠCĠL OTOMASYON UYGULAMALARI
Bir yıl içerisinde yaklaĢık 12 milyon kiĢiye hizmet verilmekte olup yapılan baĢvurular,
mümkün olan en kısa sürede yerine getirilmektedir.Bu hizmetlerin daha süratli ve etkin bir
Ģekilde yapılmasını sağlamak amacıyla, tapu sicil müdürlüklerinde otomasyon çalıĢmaları ise
devam etmektedir.Bugün 250 tapu sicil müdürlüğünde (özellikle Ġstanbul, Ankara, Ġzmir gibi
illerimizde) tüm kayıtlar bilgisayar ortamına girilmiĢ olup otomasyon çalıĢmaları hızla
yaygınlaĢmaktadır.Otomasyon çalıĢmalarındaki amaç sadece sistem birliğini ve bilgi
standardını sağlamak değil,belediyelere,Maliye Bakanlığına, mahkemelere ve diğer
kullanıcılara, istedikleri bilgileri zamanında, tam, doğru ve güncel olarak istendiğinde
manyetik ortamlara sunmaktır.Otomasyon çalıĢmalarının bir diğer amacıda, iĢ sahiplerine
çağın gereklerine uygun hizmet sunmak ve müdürlüğün iĢleyiĢinde %50-60 oranında iĢ
kolaylığı ve verim artıĢı sağlamaktır.Bilgi çalıĢmalarındaki temel hedef ise; çok yakın
gelecekte kuıulması kaçınılmaz olan bilgi sisteminin ihtiyaç duyduğu altlık bilgileri
oluĢturmaktır.
Tapu sicil sisteminde otomasyonun amaçları aĢağıdaki Ģekilde sıralanabilir:
Mevcut karteks sistemini ortadan kaldırarak, günlük iĢlemleri bilgisayar ortamında çok
daha hızlı, güvenilir bir biçimde gerçekleĢtirerek çağı yakalamak,
%30 %40 civarında iĢ kolaylığı ve verim artıĢı sağlamak ,
Bilgileri bilgisayar ortamında güncel tutmak,
Kütüklere ve gerekli belgelere hızla ulaĢmak ve iĢlemi.bilgisayar ortamında
sürdürmek,
Uygulamada doğacak aksaklıkları belirlemek ve çözüm bulmak,
Sistem birliği ve bilgi standardı sağlamak,
Grafık bilgilerle uyum sağlayacak verileri toplamak,
103
Belediyelere; Maliye Bakanlığı'na, mahkemelere ve diğer kullanıcılara zamanında,
tam, doğru ve güncel bilgileri sayısal formda sunmak.
Bilgiler Maliye Bakanlığı, belediyeleri ve mahkemelere bilgiler, bilgi formlan yerine
manyetik ortamda veya on-line hatlar ile iletilecektir.
Maliye Bakanlığı'na manyetik ortamda veya on-line hatlar ile iletilen bilgiler, etkin vergi
denetimi amacıyla kullanılabilecektir.
Bu çalıĢmalar paralelinde oluĢtunılan tapumatik ile iyeye aĢağıdaki kolaylıklar sağlanacaktır:
Tapu kaydını ekranda inceleyecek,
Tapu kaydının dökümü alabilecek,
BaĢvuruda bulunabilecek,
Tapu senedi alabilecek.
Tapu iĢlemleri hakkında bilgi edinebilecektir.
ÜLKEMĠZDEKĠ KADASTRO BĠLGĠ SĠSTEMĠ ÇALIġMALARININ
DEĞERLENDĠRĠLMESĠ
OluĢturulacak kadastro bilgi sisteminde (KBS) teknik açıdan en büyük problemi
mevcut çoğu paftanın kullanılabilir dunımda olmaması oluĢturmaktadır. Kadastro
paftalarının, yerine göre yersel, fotogrametrik, uydu bazlı sistemler kullanarak,
gerektiğinde kartografık sayısallaĢtırma ile yenilenmesi gerekmektedir. Aynca, arazi
ve arsa düzenlemeleri sonucunda oluĢan yeni durumlar da kadastronun
yenilenmesinde önemli katkılar sağlamaktadır. Bunların yanı sıra teknik ve yasal
boyutlan iyice değerlendirilip gerekli altlıkları hazırlandıktan sonra ikinci kadastro
kavramı gündeme getirilmelidir.
Ulusal ülke temel jeodezik ağı bırakın oluĢturulacak KBS, mevcut duruma bile
beklenen duyarlılıktayanıt vermemektedir. Yeni bir ülke temel jeodezik ağı
oluĢturularak tüm kadastro çalıĢmaları bu ağ dayandırılmalıdır.
Tespit ve tescil verileri ile kısıtlı kadastro verilerinin kapsamı ÇAK'ya yanıt
verebilecek Ģekilde geniĢletilmelidir. Bu bağlamda oluĢturulan kadastral haritalar da
toprağa yatırım yapan kuruluĢların ihtiyaçlarını karĢılayacak Ģekilde çok amaçlı olarak
üretilmelidir.
Bilgi sistemlerinin en önemli özelliklerinden biri de güncel veriye sahip olmalarıdır.
KBS'de düzenli bir güncelleme çalıĢması için yasal dayanaklar oluĢturulmalıdır.
KBS'ne hazırlık amacı ile diğer veri üretici ve kullanıcı kurumlarla eĢgüdüm halinde
aĢağıdaki standartlas oluĢturulmalıdır:
Terminoloj i standardı,
Veri modeli standarda
Veri sınıflandırma standardı ,
Veri kalitesi standardı
DeğiĢim formatı .
Yukarıda sayılanların yanı sıra nitelikli ve yeter sayıda insan gücünü sağlayabilmek KBS için
hem kurulması hem de yaĢatılması için oldukça önemlidir.
104
HARĠTA TAPU VE KADASTRO
HĠZMETLERĠNĠN SORUNLARI
1.HARĠTA HĠZMETLERĠNDE GÖRÜLEN SORUNLAR
2.TAPU HĠZMETLERĠNDE GÖRÜLEN SORUNLAR
3.KADASTRO HĠZMETLERĠNDE GÖRÜLEN SORUNLAR
1.HARĠTA HĠZMETLERĠNĠN SORUNLARI
ÖRGÜTLENME YÖNÜNDEN SORUNLAR;
Haritalar, kapsamı ve kalitesi güvenilir coğrafi belgeler ile alt yapı, taĢınmaz mallar ve
toprakla ilgili diğer ulusal ve yerel projelerin planlanmasında ve uygulanmasında çağdaĢ
dünyanın vazgeçilmez araçları durumundadır.
Kalkınmaya yönelik harita yapımı ve kullanımında ülke genelinde bir karmaĢa
gözlenmektedir. Harita ve kadastro hizmetlerini üreten, kullanan ve yararlanan Devlet
KuruluĢlarından önde gelenler aĢağıdaki Ģekilde belirlenebilir.
a) Turizm Bakanlığı
b) Kültür Bakanlığı
c) Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü
d) Harita Genel Komutanlığı
e) Ġller Bankası Genel Müdürlüğü
f) Orman Genel Müdürlüğü
g) DSĠ Genel Müdürlüğü
h) TCK Genel Müdürlüğü
ı) Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü
i) DDY Genel Müdürlüğü
j) Maden Dairesi BaĢkanlığı
k) Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü
l) Tarım Reformu Genel Müdürlüğü
m) MTA Genel Müdürlüğü
n) TKĠ Genel Müdürlüğü
o) Etibank Genel Müdürlüğü
ö) Milli Emlak Genel Müdürlüğü
p) Elektrik ĠĢleri Etüd Ġdari Genel Müdürlüğü
r) DLH ĠĢletmesi Genel Müdürlüğü
s) Belediyeler
Harita faaliyetlerinde bugüne kadar önemli geliĢmeler sağlanmıĢ ise de genelde bu hizmetler,
hukuki, kurumsal ve teknik anlamda bir dağınıklık içindedir. ÇeĢitli amaç ve ihtiyaçlar
nedeniyle ve farklı standartlarda, ayrı ayrı kurumlar tarafından birbirinden bağımsız
çalıĢmalar yapılmaktadır. Yukarıda adı geçen kuruluĢların mevcut durumunu gösterir
çizelgeler tablolarda özetlenmiĢtir. Söz konusu kuruluĢlara ait ayrıntılı bilgiler ek olarak
verilmiĢtir.
Harita sektöründe ortaya çıkan karmaĢanın temel nedenini bugüne kadar ―amacı, içeriği ve
standartları tam olarak belirlenmiĢ bir bilgi sisteminin‖ ortaya konmamıĢ olmasında ve ülkede
105
harita ve kadastro hizmetlerinden sorumlu kuruluĢlar arasındaki koordinasyon eksikliğinden
kaynaklanmaktadır.
Diğer taraftan sektörde faaliyet gösteren çeĢitli kurum ve kuruluĢların kendi kuruluĢ
kanunlarına istinaden, ihtiyaç duydukları harita ve harita bilgileri üretimini yapmakta
kendilerini yetkili görmeleri de bu karmaĢanın diğer bir nedeni olarak gözlenmektedir.
Oysa, en son olarak 1991 yılında güncelleĢtirilerek çıkarılan ―Bakanlıklararası Harita ĠĢlerini
ve Planlama Kurulu Yönetmeliği‖ yukarıda sözü edilen karmaĢanın önüne geçilmek üzere
yayımlanmıĢ ve ―Bakanlıklar Arası Koordinasyon ve Planlama Kurulu‖ adıyla
teĢkilatlandırılmıĢtır. Ancak yukarıda da ifade edildiği üzere sektörde faaliyet gösteren kamu
kurum ve kuruluĢlarının kendilerini kuruluĢ yasaları çerçevesinde yetkili görmeleri nedeniyle,
yönetmelik hükümlerinin doğal olarak kendilerini bağlamadığı sonucunu çıkartmaktadırlar.
Ġġ BÖLÜMÜ VE KOORDINASYON SORUNLARI:
Örgütlenme konusundaki irdelemelerden de görüleceği gibi, harita üretimi konusunda, çeĢitli
kurumlar tarafından, çeĢitli amaç ve gereksinmelerle, farklı standartlarda birbirleri ile
koordinasyonu sağlanamamıĢ bağımsız çalıĢmalar yapılmaktadır.
1/5000 ölçekli standart topoğrafik harita üretimi konusunda bir standart belirlenmiĢ olup bu
konuda toplanan bilgilerin belirli bir merkezde toplanmakta olmasına karĢın, üretilen
haritaların kadastral hale getirilmesi de devam etmektedir.
1987 yılı sonuna kadar 370 000 km2‘lik alanın 1/5000 ölçekli haritası yapılmıĢ olmasına
karĢılık kırsal alan kadastrosu 227.000 km2 kadardır. Bu miktarın büyük bir kısmı yersel
yöntemle gerçekleĢtirilmiĢ olup, bir kısmı da kadastroya tabi olmayan yerleri de içine
almaktadır. Dolayısıyla en az 60.000 km2‘lik alanın 1/5000 ölçekli haritası hazır olup
bunların kadastral hale getirilmesi mümkün görülmektedir.
1/1000 Ölçekli harita bilgileri üretimi konusunda büyük bir karmaĢa gözlenmektedir. Çok
daha güçlükle üretilen bu haritalar, çoğu zaman üretildiği amaç için bile tam olarak
kullanılamamaktadır. Örneğin, imar planlama amacı ile hazırlanan ve çoğu zaman imar planı
da düzenlenen haritalar, bu kez de kadastro haritası standartları ile çakıĢtırılmadığından ya da
baĢka nedenlerle, zemine uygulamada güçlük çıkmaktadır. Bu çalıĢmalarla ilgili
koordinasyon olmadığından dublikasyon ve kaynak israfı olmaktadır.
TEKNOLOJI KULLANIMINDA GÖRÜLEN SORUNLAR :
Son yıllardaki yapay uyduların, bilgisayarların ve sayısal aletlerin (analitik kıymetlendirme
aletleri, grafik çalıĢma istasyonları vb.) geliĢmesi harita kadastro mesleğine yeni boyutlar
kazandırmıĢ, klasik haritacılıktan sayısal haritacılığa hızla geçilmektedir.
Bugün ise yanlızca harita üretiminin ihtiyaca cevap veremeyeceği, üretilen sayısal haritanın
bilgi sistemi düĢünceleri içerisinde yeralacak kapsam ve nitelikte olması gerekliliği düĢüncesi
ağır basmaktadır.
Diğer taraftan Cografi Bilgi Sistemi kapsamında, sayısal haritaların değiĢik ölçeklerde ve
sadece istenilen bilgileri, istenildiği Ģekilde görüntülemesi mümkün olup ayrıca bu bilgilerin
güncelleĢtirilmeleri de çok daha kolaylıkla yapılabilmektedir.
Tüm dünyada yer kontrol noktalarının üretilmesinde ve fotogrametrik çalıĢmalarda yaygın bir
biçimde kullanılan yapay uydular yardımıyla konum belirleme tekniklerinin ve özellikle
Global Konumlama Sisteminin uygulanmasına 1989 yılında baĢlanılmıĢ olup, klasik
yöntemlerden çok daha duyarlı, ekonomik ve süratli sonuçların alındığı bu uygulamaların
yaygınlaĢtırılmasının faydalı olacağı değerlendirilmektedir.
106
Bugün ülkemizdeki yeni teknoloji uygulamalarına bakıldığında ise amacın belirlenmesi,
ihtiyaçların saptanması, hizmetin planlanması, personel eğitimi ve teknoloji seçimi
konularında baĢlangıçta yeterli inceleme ve değerlendirmelerin yapıldığını söylemek mümkün
değildir. Genellikle izlenen yolun; önce teknolojiyi transfer etmek sonra diğer konuları
düĢünmek biçiminde yüzeysel geliĢitiği gözlenmektedir.
GIZLILIK NEDENIYLE ORTAYA ÇIKAN SORUNLAR :
GeliĢen teknik ve teknolojiler doğrultusunda; kalkınma amaçlarına yönelik olarak harita ve
harita bilgilerinin kullanımı giderek yaygınlaĢmaya çeĢitlenmeye baĢlamıĢtır. Bu arada harita
ve harita bilgilerinin üretiminde, uydu teknikleri ile konum belirleme, uydu görüntüleri ile
harita üretimi gibi hususların tamamen ticari olarak dünya boyutunda kullanılmaya
baĢlanması nedenleriyle, önceleri gizlilik derecesine sahip olan konum bilgileri ve bazı ölçekli
haritaların gizlilik dereceleri anlamsız
hale gelmiĢtir. Yukarıdakilerine paralel oarak, son on yılda iyice yaygınlaĢan "Bilgi Sistemleri
Kavramı" klasik haritacılık anlayıĢ ve kullanımını değiĢtirmiĢ, önceleri genellikle mühendislik
hizmet ve yatırımlarının altlığını teĢkil eden haritaların, sosyal ve ekonomik alanlarda da
yoğun biçimde kullanımlarına imkan sağlamıĢtır. Teknolojik geliĢmelere karĢın bu konuda
beklenen geliĢmelerin olmaması mevcut yönetmeliğin iyileĢtirme çalıĢmalarının
sonuçlandırılmıĢ olmamasından ileri gelmektedir.
ÜLKE TEMEL JEODEZIK AĞININ GELIġTIRILMESINDE ORTAYA ÇIKAN
SORUNLAR :
Ülke Temel Jeodezik Ağları; bir ülkedeki haritacılık hizmetlerinin temelini oluĢturmaktadır.
Bu açıdan, "Yatay Kontrol, DüĢey Kontrol, Gravite ve Manyetik" temel jeodezik ağlarından
oluĢan ülke temel jeodezik ağlarının kurulması, yaĢatılması, geliĢen teknik ve teknolojiler
doğrultusunda doğruluk ve duyarlılıklarının artırılması, çeĢitli ölçeklerde harita üretimine
olanak verecek Ģekilde sıklaĢtırılması, gibi hususlar büyük önem arzetmektedir.
Bu gün için; Türkiye Temel Jeodezik ağlarının kurulması tamamlanmıĢ, halen uydu
teknikleri, elektronik uzaklık ölçerler, mutlak gravite ölçerler ve yeni hesaplama teknikleri
kullanılarak doğruluk ve duyarlılıklarının arttırılması çalıĢmaları sürdürülmektedir.
1/25000 ölçekli topoğrafik haritalar ile 1/5000 ölçekli STH'lar ülke temel jeodezik ağlarına
dayalı olarak üretilmiĢlerdir. Bu amaçla ülke temel jeodezik ağları (yatay ve düĢey kontrol
noktaları) 1/5000 ölçekli fotoğrametrik yöntemle yapılacak alımlar ve bu ölçek için gerekli
olan incelik sınırları dahilinde sıklaĢtırılmıĢtır.
3045 ve 3402 sayılı kanunlar uyarınca çıkarılmıĢ ve 31.1.1988 tarihli Resmi Gazete'de
yayımlanmıĢ olan "Büyük Ölçekli Haritaların Yapım Yönetmeliği"de ülke ağına dayalı
1/1000 ölçekli çizgisel harita yapımı için gerekli incelik sınırları içinde koordinat kadastrosu
öngörmektedir.
Büyük Ölçekli Haritaların Yapım Yönetmeliği, ayrıca ülke jeodezik ağının sıklaĢtırılması
konusunu iki aĢamalı olarak ele almaktadır.
107
1- Üçüncü derece nokta sıklaĢtırılması,
2- Alım için nokta sıklaĢtırılması,
Bu durumda, hem gerekli olan alanlar için 1/5000 ölçekli ST ya da STK haritalar, hem de
1/1000 ölçekli haritalar için yeterli olacak ülke ağının sıklaĢtırılması konusunu birbiriyle
bütünleĢik biçimde ele almak gerekmektedir.
Ayrıca, kadastrosu daha önce tamamlanmıĢ alanlarda yapılacak güncelleĢtirme çalıĢmalarında
ve diğer çalıĢmalarda düzenlenecek yeni tescile konu haritaların yapımının ülke ağına
bağlanması gerekmektedir, uygulama bu bakımdan koordine edilmelidir.
ÖZEL SEKTÖR TEKNIK HIZMETLERINDEN YARARLANMADA ORTAYA
ÇIKAN SORUNLAR:
Ġleri ülkelerde harita ve kadastro hizmetlerinin geliĢmesinde, hizmet üretiminde, çağdaĢ
yöntem ve aletlerin uygulamaya sokulmasında özel sektörün önemli bir yeri vardır.
Türkiye'de ise, özel sektör sadece büyük ölçekli yersel yöntemle harita üretme ve parselasyon
yapma yetkisine sahiptir. BeĢinci BeĢ Yıllık Kalkınma Planı dönemi baĢına kadar, 203 Sayılı
Kanun nedeniyle, özel sektörün fotogrametri yöntemi ile harita yapma yetkisi olmamıĢ ve bu
yüzden alet ve araç sahibi olması da mümkün olamamıĢtır.
Haritacılık hizmetleri pahalı yatırım gerektirmektedir. Ülkemizde kurum ve kuruluĢların
hizmetleri ile ilgili harita yapma ve yaptırma yetkisi vardır. Bugün haritacılıkla ilgili teknoloji
çok hızlı bir değiĢim göstermektedir. Her kuruluĢun buna uyum sağlaması ülkemiz
koĢullarında hem olası değildir, hem de gereksiz ve mükerrer yatırım olmaktadır. BeĢ Yıllık
hedeflerin doğru saptanabilmeleri için sayısal verilerin dikkate alınmasında yarar olacaktır.
TMMOB Harita Kadastro Mühendisleri Odasından alınan verilere göre; Toplam Harita
Büro/ġirket Sayısı 1569'dur ve bunun yaklaĢık 1460'ı aktif olarak hizmet üretmektedir.
Bunların 950 adedi karne sahibidir ve yaklaĢık 800'ü aktifdir. Karne sahiplerinin 360'ı Ģirket,
590'ı Büro olarak faaliyet göstermektedir.
Türkiye yüzeyine dağılımda hiç harita-kadastro mühendisinin bulunmadığı il merkezleri
mevcuttur.
Karne sahibi harita yüklenim bürolarının karne gruplarına göre dağılımı aĢağıdaki Tablo'da
yer almaktadır.
Tablo 18: Müteahhitlerin Karne Gruplarına Göre dağılımı (Harita yüklenimi)
VerilmiĢ olan karne sayısı Geçerliliği olan karne sayısı
Karne
Gr
Özel
KiĢi
Tüzel
KiĢi
Topla
m
Özel
KiĢi
Tüzel
KiĢi
Topl.
A 49 52 101 9 42 51
B 152 105 257 34 62 96
C 174 74 248 57 55 112
D 106 27 133 37 25 62
E 480 55 535 116 37 153
Topla
m
961 313 1274 253 221 474
Kaynak : B.Ġ.B. Teknik AraĢtırma Genel Müdürlüğü
108
Yüklenici Ģirketlerin sekiz adedi Anonim ġirket,üç adedi Kollektif ġirket ve 130 adedi de
Limited ġirket biçimindedir. Harita Mühendislik ve MüĢavirlik Bürolarının teknik
donanımları hakkında yeterli bilgi toplanamamıĢtır. Ancak bazı firmalarda fotogrametrik
yöntemle sayısal harita üretimi yapan en yeni aletler bulunduğu bilinmektedir. Özel sektörün
fotogrametrik yöntemle harita üretimi yetkisinin bulunmaması dolayısıyla fotogrametrik alet
ve ekipmanı edinmesi yakın zamana kadar mümkün olamamıĢtır. Ancak, yersel yöntemle
harita üretimi için gerekli olan alet ve cihazlarda en yeni donanımlarında kullanıldığı
gözlenmektedir. Büroların çoğunun kayıt ortamlı elektronik uzaklık ölçerleri bulunmaktadır.
Yukarıdaki veriler, harita özel sektöründe büyük bir kapasitenin bulunduğunu, ancak güçlü
bir örgütlenme ve kurumsal bir çalıĢma düzenine kavuĢamadığını göstermektedir. Bu
oluĢumun temel nedenlerinden biri, günümüze kadar harita ihalelerinin küçük boyutlu ve
dağınık iĢler olmasıdır.
Özellikle Ġller Bankası tarafından yapılan yada yaptırılan 1:1000 ölçekli haritaların hemen
tümü özel sektör tarafından gerçekleĢtirilmektedir. Üretimin %95'i Belediye bazında
yapılmakta imar planı, içme suyu, elektrik, kanalizasyon v.b. hizmetlerin tümüne cevap
verecek pozisyondadır.
Ġller Bankası aracılığı ile Belediyelere yapılan 1/1000 ölçekli halihazır haritaların ülke
bazındaki üretiminde herhangi bir darboğaz söz konusu değildir.
Yatırım ödeneklerinin elverdiği ölçüde Belediye teĢkilatı olan yerleĢim yerinin en az bir defa
büyük ölçekli haritası yapılmıĢ, geliĢmekte olan kasabaların ise olabildiğince revizyon
ölçüleri tamamlanmıĢtır.
Bunlara ek olarak özellikle son yıllarda, TCK, Tarım, Orman ve KöyĠĢleri Bakanlığı, DSĠ gibi
birçok devlet kuruluĢunun da bazı harita hizmetleri özel harita büroları tarafından
gerçekleĢtirilmektedir.
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü de 1:5000 ölçekli fotogrametrik harita üretimi için
gerekli nirengi sıklaĢtırılması ile kadastrosunun mülkiyet belirleme ve sınırlandırma
faaliyetleri dıĢındaki iĢleri özel sektör bürolarına yaptırmaya baĢlamıĢtır. 1987-1993 yılları
arasında ihale edilen aĢağıdaki nirengi sıklaĢtırma ve kadastro haritalarının önemli bir bölümü
tamamlanmıĢtır:
Tablo 19: Özel Sektöre Yaptırılan Nirengi SıklaĢtırma ĠĢi (km2)
Yıllar 1990 1991 1992 1993 1994
ĠĢ
Miktarı
1182 - 1608 9930 8646
Kaynak : TKGM
Harita özel sektörünün yeniden yapılanma zorunluluğu kaçınılmazdır.
Toplam harita mühendisinin 1/3 potansiyelini oluĢturan harita mühendislik sektörü gelecekte
iĢ ve hizmet üretiminde büyük bir paya sahip olacaktır. Üldeki ekonomik yapıya bağlı olarak
kamudaki personel politikası kötüye gittikçe daha da büyüyecektir. Özel kesimin varolması ve
büyümesi isteniyorsa, sürekli ve yeterli iĢ olanaklarının yaratılması zorunludur. AlıĢılmıĢlığın
dıĢında yeni alanların keĢfedilmesi, yanlız sektör içinde değil kamu sektörlerinde de
büyümeyi onlarla bütünleĢmeyi sağlar. Bu noktada amaç devletin küçültülmesi, piyasa
ekonomisine tam anlamıyla geçiĢin sağlanması, üretkenliğin global boyutlara ulaĢtırılması ise
müteahhitlik sektöründe yepyeni bir yapıyla harita sektörünün konumunun belirlenmesi
Ģarttır.
109
Tüm müteahhitlik sektöründe olduğu gibi harita müteahhitlik sektöründe de iĢ alabilme
sıkıntısı, beraberinde bir takım problemleri getirmektedir.
Bunlar;
.Ġhale yasası ve kamu ile iliĢkiler,
. Bireylerle iliĢkiler, bireysel yetkilerin kullanılması,
. Bütün ihalelerde özellikle arazi toplulaĢtırma vb. düzenleme iĢlerinde harita müteahhitlerinin
ikinci
ve üçüncü el olması,
. KarmaĢık ve ölçüsüz rekabet,
. Karne ve yeterlilik kısıtlamaları,
. Yeterli ve ehliyetli olmayan kuruluĢların o iĢlerin yapım sorumluluğunu almaları,
Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün ToplulaĢtırma Ġhalelerinde, özellikle kentsel bölge
planları ihalelerinde, Karayolları Genel Müdürlüğünün yapmakta olduğu yol projesi
ihalelerinde proje ve inĢaat iĢlerinin iç içe bir bütün olarak düĢünülmesi, harita çalıĢmalarını
gerçekleĢtiren harita özel sektörünü taĢeron durumuna düĢürmektedir. Ayrıca buna benzer
projelerde harita hizmetlerine gereken önemin verilmemesi projenin bitme aĢamasında
çözümü mümkün olmayan sonuçları ortaya çıkarmaktadır.
GAP Projesine ait Urfa Bölgesi kent düzenlemeleri sorun için en güzel örneklerden sadece
birisidir. Bir adet 65.000 hektar, iki adet 40.000 hektar toplulaĢtırma projesi yapıldığı bu
ihalenin yaklaĢık %40'ını harita ve kadastro hizmetleri oluĢturmasına rağmen bu hizmetlerin
taĢeron olarak düĢünülmesi, hatta bu bölgelerde yapılan arazi düzenleme çalıĢmalarında
projenin yaĢatılması amacıyla yapılması zorunlu olan kadastro bilgilerinin
güncelleĢtirilmemesi yapılan projenin değer yitirmesine neden olacaktır.
Harita özel sektörü yapısal olarak kendisini tam anlamıyla tanımlayamadığı ve
örgütlenemediği için özel sektörden çok serbest çalıĢan büro görünümündedir. Sektörün
güçlenmesi ülkenin ekonomik kalkınmasına direkt etkendir.
Ekonomik yapıda; rekabet gücünü arttırmak, örgütlenmeyi ve yeniden yapılanmayı gerekli
kılmaktadır. Özel sektörün organizasyonu (iĢ üretebilme düzeni), eleman durumu, alet
donanımı, iĢ üretme standardı önemli olup böyle bir yapının sağlamlığı sermaye birikimi ile
birlikte sektörün iĢ üretim döngüsünü oluĢturur.
Her müteahhitlik sektöründe olduğu gibi harita müteahhitlik sektöründe de istenilen hedef
büyümektedir. Büyüme, üretim arttırılması, daha fazla eleman istihdamı, geliĢen teknolojiler
kullanılması demektir, ki bu da sermaye birikimi ile mümkün olur.
Türkiye'de özel sektörü kısıtlayan yasaların eskiliği ve eksikliği aynı sektör için uygulama
farklılıklarını doğurmaktadır. Sektörün iĢleyiĢini düzenleyen bu kurallar ülkedeki bu
toplumsal- politik yapının etkilerini taĢımaktadır.
KENTLEġME VE KIYILARDAKI ARAZI KULLANIMINDA GÖRÜLEN
SORUNLAR:
Ülkemizde yaĢanan göç ile hızlı ve çarpık kentleĢme olguları dikkate alındığında, özellikle
kentsel alanlar ve yakın çevrelerindeki harita üretimi ve mevcut haritaların güncelleĢtirilmesi
çalıĢmaları önem arzetmektedir.
110
Ġmar Planlarının teml verileri olan harita bilgileri imar açısından sağlıklı bir mevcut durum
tespiti için gerekli ilk aĢamadır. OluĢturulması önerileri bulunan "Ġmar Zabıtası" kurumunun
da temel iĢlevlerini yürütebilmesinin yanısıra, imar planlama sürecinde planlama ve denetim
aĢamalarıının etkinliği güncel ve sağlıklı harita bilgilerine sahip olmakla mümkündür.
Kıyılarımızdaki arazi kullanımı ve diğer genel problemler de gözönünde bulundurulduğunda
bu alanlardaki coğrafi bilgi temini de son derecede önem kazanmaktadır.
Ayrıca, gerek kentsel ve gerekse kıyılardaki alanlarda yapılacak olan alt ve üst yapı planlama
ve uygulamaları, güvenlik ve sağlık hizmetlerine yönelik uygulamalar, bu bölgelerde sürekli
güncel tutulabilen harita ve harita bilgilerine, bir baĢka deyiĢle kent veya arazi bilgi
sistemlerine ihtiyaç göstermektedir.
YERALTI TESISLERI YAPIMINDA GÖRÜLEN SORUNLAR:
Ġnsan yaĢamına sağlık, kolaylık ve rahatlık kazandıran ve kentsel yaĢamın vazgeçilmez
parçası durumuna gelen teknolojinin elektrik, telefon, içme ve kullanma suyu, havagazı ve
doğalgaz, kanalizasyon vb. tesisler yeraltı tesisleri yada teknik altyapı olarak adlandırılır.
Ülkenin kalkınmasına ve teknolojik geliĢmesine paralel olarak, bu tesislerin miktarları ve
türleri sürekli artmaktadır. Türkiye'nin yakın gündeminde olarak, merkezi ısıtma sistemi
kanalları, yeraltı ulaĢım tesisleri, metrolar, tüneller, radyo ve televizyon yeraltı kabloları,
petrol boru hatları gibi yeni bazı tesislerin mevcut yeraltı tesislerine eklenmesi
beklenmektedir.
Yeraltı tesisleri; pahalı, bakım ve onarımları güç ve tehlikesi büyük yatırımlardır. Bu
tesislerin jeodezik standartlara uygun biçimde ölçülmesi, hairatalarının düzenlenmesi ve
güncelleĢtirilmesi çalıĢmaları genellikle yeraltı hatları kadastrosu olarak adlandırılır. Birçok
batı ülkesinde bu çalıĢma ayrı bir kadastro türü biçiminde ele alınmıĢ ve adlandırılmıĢtır.
Ancak, çok amaçlı bir kadastro düĢünüldüğünde, yeraltı hatları kadastrosu bilgileri genel
kadastro sisteminde ele alınır. Türkiye'de kurulması öngörülen harita kadastro bilgi sistemleri
içinde bir alt bilgi sistemi olarak ele alınması yararlı olacaktır.
Türkiye'de bu tesislerin ölçülmesine ve haritalarının hazırlanmasına yönelik önemli bir
çalıĢma yapılmamıĢtır. Yeraltı tesisleri haritaları olmadığından bir yerleĢim alanında, aynı
cadde kısa aralıklarla tekrar tekrar kazılmakta, trafik engellenmekte, çevre rahatsız edilmekte
ve çevre sağlığı bozulabilmektedir.
Yeraltı tesislerinin yeterli incelikte ölçülmüĢ ve hazırlanmıĢ haritaları olmadıkça hem bakım
ve onarımlarının pahalı, insan hayatı bakımından tehlikeli olmasının önüne geçilemez hemde
kent yönetimi ekonomik ve rasyonel olamaz.
VERGI HARITALARI YAPIMINDA GÖRÜLEN SORUNLAR:
15 Mart 1972 gün ve 14260 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Emlak Vergisine Matrah
Olacak Vergi Değerlerine ĠliĢkin Tüzük" Vergi Dairelerinin görev alanları içinde bulunan
emlakın değerlendirilmesinde mahallin bayındırlık, tarım, imar ve iskan, orman, tapu ve
kadastro, belediye ve özel idare gibi kuruluĢlardan da bilgi almak suretiyle vergi haritaları
111
düzenlemelerini öngörmüĢtür. Ancak, emlak vergilerinin belediyelere devredilmesi ile
uygulamaya konulamamıĢtır.
Emlak vergileri, yakın zamana kadar, kentsel alanlarda ve kırsal alanlarda (köylerde) bütün
emlakı kapsayacak biçimde düzenlemekte ve Vergi Dairelerine vergi beyannameleri
verilmekte idi. Günümüzde, emlak vergi beyannameleri, sadece kentsel alanlarda
düzenlenmekte ve beyannameler mahalli belediyelere verilmektedir. Emlak vergileri mahalli
örgütlere devredilmiĢtir.
Bina ve arsalar ile ilgili vergi haritalarının düzenlenmesinde beldeler ve yapılaĢmıĢ alanlar,
bina ve arsa değerleri esas alınarak bölgelere, bölgeler ise meydan, sahil, ana cadde, cadde ve
sokak itibarı ile kısımlara ayrılmaktadır. Bu ayrımda taĢınmaz değerlerinin, özellikle arsaların
değerlerinin belirlenmesinde vergi haritaları vazgeçilmez bir araç olacaktır. Yapılmasına karar
verilmesi halinde arazi ile ilgili vergi haritalarının Ģehir, kasaba ve köyler itibariyle ve
arazinin cinsi, sınıfı ve kullanma durumunu gösterecek Ģekilde düzenlenmesi
öngörülmektedir.
TOPRAK HARITALARI YAPIMINDA GÖRÜLEN SORUNLAR:
Ülke topraklarının planlı ve rasyonel biçimde kullanılması ve özellikle tarımsal toprak
düzenleme (arazi toplulaĢtırma, toprak ve tarım reformu, topraklandırma gibi) çalıĢmalarının
düzenli biçimde yürütülebilmesi için toprakların fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerini
yansıtan toprak analizlerine dayalı ―Toprak Haritaları‖ yapılmaktadır. Bu veriler, kadastro
bilgi sistemi içinde de derlenmesi, üretilmesi gerekli verilerdir.
Toprak haritalarının düzenlenmesinde temel verilerin üretilmesine yarayan toprak analizleri
çok pahalı ve büyük emek sonucu üretilen bilgilerdir. Bu bilgilerin uzun süre
kullanılabilmeleri için, Devlet güvencesi altında korunmakta olan kadastro plan belgelerine
aktarılmaları gereklidir. Nitekim, Almanya‘da bütün ülke toprakları 50‘Ģer metre aralıklarla
alınan toprakların analiz edilmesi suretiyle toprak dereceleri ve derece sınırları hassas biçimde
oluĢturulmuĢ ve bu bilgiler 1936 yılında kadastro plan ve belgelerine aktarılmıĢlardır. Bu
güne kadar da bu bilgiler, ihtiyaç duyuldukça arazi toplulaĢtırma gibi çalıĢmalarda
kullanılmaktadır.
Türkiye‘de arazi toplulaĢtırma çalıĢmaları dolayısıyla toprak analizleri yapılmakta ve
toprakların dereceleri ve derece sınırları belirlenmektedir. Ancak, toplanan bu bilgiler
kadastro verilerinden bağımsız oluĢturulmakta ve uzun süre yaĢatılacak biçimde, hassas
mekan boyutlu olarak oluĢturulamamaktadır.
TEMATIK HARITALAR VE ATLASLARIN YAPIMINDA GÖRÜLEN SORUNLAR:
Ülkemizde gerek çeĢitli ölçeklerdeki topoğrafik ve gerekse büyük ölçekli kadastro haritaların
üretiminden yasal olarak sorumlu çeĢitli kamu kurum ve kuruluĢları bulunmasına karĢın;
Tematik haritalar ve Atlaslar gibi; genellikle eğitim, siyasi, sosyal ve ekonomik içerikli
propaganda amacıyla kullanılan dökümanlar için yasal olarak sorumlu kurumlar
bulunmamaktadır.
Türkiye‘de tematik harita ve atlas üretimleri, bugüne kadar az miktarda bazı özel basımevleri,
MEB Ders Aletleri Yapım Merkezi ve çoğunlukla da yurt dıĢında yerleĢik basımevleri ile
anlaĢmalar sonucu ithal edilmek suretiyle karĢılanmıĢtır. Ancak; komĢu ülkelerle aramızdaki
112
bazı siyasi ihtilaflar nedeniyle; yurtdıĢından ithal edilen tematik harita ve atlaslarda; ülke
menfaatlerine aykırı olarak bazı hususların yer aldığı müĢahade edilmektedir. Bu konular;
özetle, Ege Denizinde çözümlenmemiĢ olan kıt‘a sahanlığı problemine rağmen deniz ve yan
hudutların gösterilmesi, Karaağaç/Edirne‘nin Bulgaristan topraklarında gösterilmesi, Hatay‘ın
Suriye hudutlarında gösterilmesi, Güneydoğu ve Doğu Anadolu‘da bazı bölgelerin Kürdistan
veya Ermenistan olarak gösterilmesi ile bu harita ve Atlaslarda Kürtçe, Rumca ve Ermenice
isimlere yer verilmesi gibi hususlardır.
1991 veya 1993 yılları arasında Harita Genel Komutanlığınca tematik harita ve atlas
üretimleri yapılmıĢ olup, yukarıda sözü edilen mahsurlar ortadan kaldırılmıĢ olmakla birlikte
bu yönde daha detaylı ve etkin çalıĢmalar yapılmalıdır.
2.TAPU HIZMETLERINDE GÖRÜLEN SORUNLAR:
MEVZUATA ĠLIġKIN SORUNLAR:
Tapu hizmetleri çok geniĢ kapsamlı bir mevzuat temeline dayanmaktadır. Medeni Kanun,
Tapu Kanunu, Borçlar Kanunu, KamulaĢtırma Kanunu, Ġmar Kanunu, Ticaret Kanunu gibi
temel kanunlar yanısıra pek çok mevzuat tapu hizmetleri ile ilgilidir. Bu kanunlarda, bir
çoğunun yürürlüğe giriĢ tarihi çok eski olup, geliĢen toplum ve çağın ihtiyaçlarına uygun
kısmi düzenlemeler yapılmıĢ ise de, tam bir bütünlük sağlanamamıĢtır.
Tapu iĢlemlerine dayanak teĢkil eden mevzuatın bir kısmı bugünkü hizmet taleplerine cevap
veremediği gibi bazı hükümleri de uygulanamamaktadır. Kullanılan dil ve ifade tarzıyla da
yeni bir düzenlemeyi gerektirmektedir. Ayrıca, diğer idarelerce yerine getirilmesi gereken
belgelerde belirli standart bulunmayıĢı baĢka bir sorun olarak karĢımıza çıkmaktadır.
PERSONELE ĠLIġKIN SORUNLAR :
Ülkemiz sanayi ve ticaretinin geliĢimine bağlı olarak ortaya çıkan ĢehirleĢme, tapu
hizmetlerinin nicelik ve nitelik olarak artıĢına yol açmaktadır. Aynı olgu, yani tarıma bağlı
nüfusun azalarak ĢehirleĢmenin yoğunlaĢması, yeni il ve ilçelerin kurulmasını, buna bağlı
olarakta yeni tapu sicil müdürlüklerinin teĢkilatlandırılmasını gerekli kılmaktadır. Hükümet
politikaları olarak uygulanan tasarruf tedbirleri sonucu çok kısıtlı sayıda yeni personel
alınabilmektedir. ĠĢ hacminde meydana gelen artıĢ ile yeni birimler açılması, emeklilik ve
diğer sebeplerle ayrılmalar fazla sayıda yeni personelin alınmasını gerekli kıldığı halde,
uygulanan tasarruf tedbirleri nedeniyle mümkün olamaması, tapu teĢkilatlarındaki sayısal
personel ihtiyacını had safhaya çıkarmıĢtır.
Diğer bir hususta, tapu hizmetlerini yürütecek personelin hukuki ve teknik konularda yetiĢmiĢ
olma zorunluluğudur. Bu zorunluluk, hizmetin özellikli olmasından kaynaklanmaktadır.
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün hizmet içi ve öncesi eğitime verdiği önem, tapu
hizmetlerinin bugüne kadar sağlıklı bir Ģekilde yürütülmesini sağlamıĢtır.
Ancak bugün, eğitime sağlanan kaynaklardaki yetersizlik ve eğitim politikaları ile istihdam
iliĢkileri arasındaki uyumsuzluk, mesleğe nitelikli personel alımını ve bu suretle daha çağdaĢ
hizmet sunulmasını zorlaĢtırmaktadır.
Hizmetin yeterli olmayan personelle yürütülmesinin doğuracağı aksaklıklar, Devletin
sorumluluğu altında tutulan tapu sicillerine güven duygusunu zedeleyeceği gibi, sosyal ve
ekonomik sorunların ortaya çıkmasına yol açabilecektir.
Diğer bir sorunda, devletin sorumluluğu altında yürütülen tapu hizmetlerinden doğan
zararların ilgili görevliye yöneltilmesidir. TaĢınmaz mal değerlerinin günümüzde büyük
rakamlar ifade ettiği gözönüne alındığında, tapu hizmetlerini yürüten personel, ağır
sorumluluklarına karĢın düĢük ücret almaktadır. Bu husus, mesleğe vasıflı eleman
kazandırılmasında da engel teĢkil etmektedir.
113
DONANIM VE YERLEġIM SORUNLARI :
Tapu hizmetlerinin önemli bir bölümü, talepte bulunanın hak sahibi veya vekili olduğunun
tesbitini ve sicillerin çıkarılarak talebin karĢılanmasında bir engel olup olmadığının
incelenmesini gerektirmektedir. Bir bölümünde ise, diğer idarelerden belirli bir bilgi veya
belge alındıktan sonra talepler karĢılanabilmektedir. Diğer bir bölümünü ise, kayıt örneği
çıkarılması ve veri toplama faaliyetleri oluĢturmaktadır. Son yıllarda alınan tedbirler sonucu,
diğer idarelerden herhangi bir bilgi veya belge istenmesi zorunlu olan iĢlemler dıĢındaki tapu
hizmetleri süratle karĢılanmaktadır.
Ancak, gerek akit ve tescile yönelik tapu hizmetlerinin, gerekse büyük emek ve zaman
kaybına yol açan veri toplama faaliyetlerinin daha süratle karĢılanabilmesi için, kayıt ve
bilgilere daha kısa sürede ulaĢılmasını sağlıyacak teknolojik donanımlara ihtiyaç
bulunmaktadır. Sicillerin temiz, düzenli ve güven içerisinde korunabilmesi içinde yeni
donanımlar gereklidir. Ayrıca, her yıl ülke nüfusunun asgari 1/5 inin belirli bir taleple
baĢvurduğu tapu sicil müdürlüklerinin hak ettiği itibar ve saygınlığın mekan görüntüsü olarak
kazandırılabilmesi için, büro donanımı olarak güçlendirilmelerinde yarar görülmektedir.
Tapu hizmetleri, hükümet binaları, kiralık binalar ve kurumun kendi hizmet binalarında
yürütülmektedir. Hizmetin sürekli ve kalıcı olması, arĢivlerin güven içinde ve düzenli bir
Ģekilde korunabilmesi için, bu ihtiyaca cevap verecek biçimde, kurumun kendi hizmet
binalarına kavuĢturulmasına ağırlık verilmelidir.
MALI SORUNLAR :
Mülk edinme, mülkünden yasa ve mevzuat çerçevesinde dilediği gibi tasarruf edebilme,
mülkiyet ve mülkiyet dıĢındaki diğer ayni hakların güven içinde kurulup korunması
demokratik rejimin temelini teĢkil etmektedir. Bu nedenle, tapu hizmetleri devletin temel
görevleri arasında yer almaktadır. Ancak, yıllardır genel bütçe ile tapu hizmetlerine ayrılan
ödenek miktarı, hizmetin taĢıdığı önem ve ihtiyaçlara eĢdeğer nitelikte olmamıĢtır. Ayrıca,
tapu hizmetleri devlete gelir getirici özelliğe sahip olup sağlanan gelir her yıl artmaktadır.
Yıllardır yeterli ödenek ayrılmamasından kaynaklanan araç, gereç, büro donanımı eksikliği ve
bilgilere daha kısa sürede ulaĢılması yoluyla hizmetin çağdaĢ ve süratli Ģekilde karĢılanmasını
sağlayacak teknolojik donanım ihtiyacı gözönüne alınarak, genel bütçe ile ayrılan kaynak
önemli ölçüde arttırılmalıdır.
Diğer taraftan, döner sermaye uygulamasıyla kaynak konusunda bir iyileĢme sağlanmıĢtır.
Ancak iyileĢmenin devamlı, ihtiyaca uygun ve sağlıklı Ģekilde sürdürülebilmesi için, döner
sermaye ile sağlanan kaynakların hizmetin iyileĢtirilmesinde kullanılma imkanı sağlanmalıdır.
ÖRGÜTLENMEYE ĠLIġKIN SORUNLAR :
Bugün tapu ve kadastro hizmetleri tapu sicil müdürlükleri, kadastro müdürlükleri ve kadastro
Ģefliklerince karĢılanmaktadır. Kadastro müdürlüklerinin yetki alanları mahallin Ģartlarına ve
iĢ kapasitesine göre değiĢebilmesine karĢın, tapu sicil müdürlüklerinin yetki alanlarını her ilin
merkez ilçesi ile diğer ilçeleri oluĢturmaktadır. Diğer bir ifade ile bugün her ilin merkez ilçesi
ile diğer ilçelerinde bir tapu sicil müdürlüğü bulunmakta, iĢ hacmi yoğun olan bölgelerde
müdürlük sayısı iĢlem adedine göre artmaktadır. Tapu sicil müdürlükleri ile kadastro
müdürlükleri 15 adet bölge müdürlüğüne bağlı olarak faaliyetlerini sürdürmektedir.
Yukarıda ana hatlarıyla açıklanan örgütlenme, il, ilçe esasına dayanan ülkemiz idare
taksimatına uygun bulunmadığı gibi, tapu ve kadastro hizmetlerini birbirini tamamlayan bir
bütün olarak üstlenen Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün merkez yapısına paralellik
arzetmemektedir. Ayrıca, tapu ve kadastro hizmetleri gerek yapılan iĢlemler, gerekse sicil ve
114
belgeler itibarıyla birbirini tamamlayan mahiyette olduklarından, taĢra birimlerinin örgüt
yapısı da bu duruma uygun olmalıdır.
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün teĢkilat yapısı mevcut imkan ve kaynakların en
verimli Ģekilde değerlendirilmesi yoluyla amacın gerçekleĢtirilmesine uygun olmalıdır.
ġüphesiz mevcut imkanlar dahilinde hizmetin en uç noktalara kadar götürülmesi de çağdaĢ
devletin amaçları arasında yer almaktadır. Ancak, iĢ hacmi çok sınırlı olan mülki birimlerde
dahi tapu sicil müdürlüklerinin kurulması, kaynakların verimli bir Ģekilde değerlendirilmesine
uygun bulunmamakta, hizmetin etkin bir Ģekilde yerine getirilmesine engel teĢkil etmektedir.
Son yıllarda ülkemizde ve dünyada, daha süratli, koordine ve etkin hizmete ulaĢılabilmesi ve
sorunların bulunduğu yerde çözümlenmesini sağlamak amacıyla yaygın ve yetersiz idari
birimler yerine güçlü mahalli birimlerin oluĢturulması gerekli görülmektedir.
Ayrıca, tapu ve kadastro müdürlüklerinin il ve ilçe idari yönetimlerinde temsiline, hizmeti
daha etkin ve süratli kılabilmek amacıyla, merkez-bölge ve taĢra örgütleri ile personelin yetki
dağılımlarının gözden geçirilerek yeniden koordinasyonuna ihtiyaç duyulmaktadır.
3.KADASTRO HIZMETLERINE ĠLIġKIN SORUNLAR :
MEVZUATLA ĠLGILI SORUNLAR :
- Türkiye‘de kadastro çalıĢmaları 3402 sayılı yasa çerçevesinde TKGM. lüğü tarafından,
orman kadastrosu ise 6831 sayılı yasa hükümlerine uygun olarak Orman Genel Müdürlüğü
tarafından yapılmaktadır. Orman sınırındaki yerleĢim alanlarında Kadastronun yapılabilmesi
için öncelikle orman kadastro ekiplerince o bölgenin orman kadastrosunun yapılması
gerekmektedir. Orman Kadastrosu çalıĢmalarında uygulamadaki harita kadastro standartlarına
ve 3402 sayılı yasa hükümlerine uymadığından bugüne kadar yapılan çalıĢmaların büyük bir
bölümünün tescili mümkün olmamıĢtır bu da uygulamada sıkıntılara neden olmakta ve
kadastral hizmetin yapılmasında darboğaz teĢkil etmektedir.
Diğer yönden kadastro hizmetlerinin tamamının tek bir kurumda bulunması gerekirken
Orman Kadastrosunun Orman Genel Müdürlüğü‘nce, klasik kadastronun T.K.G.M.‘ce
yürütülmesi aksaklıklara neden olmaktadır.
- Dünyadaki teknolojik geliĢmelere bakıldığında artık bilgi sistemlerinden bahsedilmekte ve
bir çok ülke ise bu alanda çalıĢmalarını tamamlama noktasına getirmiĢtir. Ülkemizde de artık
kadastro bilgi sistemine geçiĢ konusunda hızlı adımlar atılmalıdır. Bu durumda önümüze
çıkan en büyük engellerden birisi mevcut yasaların bu çalıĢmalar için yeterli olmadığı ve bir
çok noktada engeller bulunduğu hususudur.
- 3402 Sayılı Kadastro Kanunu‘nun 1. Maddesi ile Büyük Ölçekli Harita Yapım
Yönetmeliği‘nin 2. Maddesi hükümlerine göre, kadastro haritalarının topoğrafik nitelikte
düzenlenmesi gerekmektedir. Kanunun amir hükmüne rağmen, uygulamada kadastro
haritaları kurumca iki boyutlu olarak düzenlenmektedir. Yalnızca kadastronun teknik iĢleri
ihale yoluyla müteahhite yaptırılan yerlerin haritaları üç boyutlu, yani topoğrafik niteliği de
taĢıyacak biçimde hazırlanmaktadır.
- 3402 sayılı Kadastro Kanununa göre yapılan tahdit ve tesbit çalıĢmalarında, askı ilanı
öncesinde ilgililerince ne Ģekilde öğrenileceğine dair mevcut herhangi bir hüküm
olmadığından, tahdit ve tesbitlerin sağlıklı olarak yürütülmesi mümkün olmamaktadır.
- Kadastro Kanunu‘nun 15. Maddesinde ―ayırmayı gerektiren taksimlerde, ayırma tarihindeki
imar mevzuatı dikkate alınır‖ hükmü yer aldığından, kadastro sırasında zeminde fiilen
oluĢmuĢ sınırlara itibar edilebilmesi için imar mevzuatının aradığı Ģekil Ģartının
tamamlanması gerekmekte buda kadastronun yapılıĢını zorlaĢtırmaktadır.
115
ÖRGÜTLENME SORUNLARI :
- Kadastro müdürlükleri bünyesinde, kadastro, değiĢiklik iĢlemleri, güncelleĢtirme ve
yenileme hizmetleri bir arada yürütülmektedir. Yörenin durumuna göre kadastro
müdürlüklerinin bazılarında bu hizmetlerin hepsi mevcut olabildiği gibi, bazı müdürlüklerde
ise bu hizmetlerden sadece bir tanesi olabilmektedir. Bu durum, müdürlüklerin
örgütlenmesinde standarda gidilmesini güçleĢtirmektedir.
Aslında, kadastro yapım hizmeti ile değiĢikliklerin izlenmesi hizmeti birbirinden farklı yapı
ve özellikler taĢımaktadır. Kadastronun önceden belirlenen plana göre yeterli eleman, araç ve
gereçle, aralıksız bir Ģekilde yürütülmesi gerekmekte iken, değiĢiklik iĢlemleri isteğe bağlı
olarak, bir programa bağlı olmaksızın yürütülmektedir. Her iki hizmetin, kapsamı ile, amaç ve
hedefleri farklıdır. Bu hizmetlerin yürütülmesinde, kadastro ile yenileme ve güncelleĢtirme
hizmetleri birinci önceliğe sahip iken, değiĢikliklerin takibi iĢleri, ikinci planda kalmaktadır.
Düzenli ve sürekli yapılması gereken kadastro hizmetini yürüten müdürlükler bünyesinde,
değiĢiklik hizmetleride yürütüldüğünden, gerek araç ve gereçlerin ve gerekse personelin
programa ve plana bağlı olarak kadastro yapması mümkün olmamaktadır. Halbuki, kadastro
hizmetinin düzenli bir Ģekilde yürütülebilmesi için, plan ve programın uygulanması gereklidir.
Aksi takdirde, hizmette aksamalar ve kesintiler olması kaçınılmazdır. Bugünkü örgüt yapısı
içerisinde bu sorunlar mevcuttur.
- Kadastro müdürlüklerinde çalıĢan personel arasında uzmanlık alanları belirlenmeyip
özellikle teknisyen olarak çalıĢanların hem teknik hem de hukuki konularda çalıĢmalar
yapmak zorunda oldukları için hata oranı yükselmekte, kadastrodan sonraki yıllarda yenileme
istekleri gündeme gelmektedir.
- Dünyada ve ülkemizde hizmetlerin özel sektör kanalı ile yürütülmesi fikri hız kazandığı bir
dönemde, Türkiye‘de gerek kadastro gerekse güncelleĢtirme çalıĢmalarında bu güne kadar
özel sektör gücünden gerektiği Ģekilde yararlanılamamıĢtır.
- Türkiye‘de tapu ve kadastro hizmetleri, TKGM‘ne bağlı olarak faaliyet gösteren bölge,
kadastro ve kadastro Ģeflikleri ile tapu sicil müdürlükleri tarafından yürütülmektedir. Merkezi
bir yönetim sisteminin hakim olduğu teĢkilatta bölge müdürlükleri gerek yasal yönden
gerekse personel yetersizliğinden dolayı gerektiği Ģekilde iĢlevini yerine getirememektedir.
Ayrıca Kadastro ve Tapu Sicil müdürlüklerinin çok sayıda olması kaynak israfına neden
olmaktadır. Bu durum ise iĢleyiĢin ağırlaĢmasına, her türlü planlama ve koordinasyon
çalıĢmalarında aksamalara neden olmaktadır.
TEKNOLOJIK GELIġMELERDEN YARARLANMADAKI SORUNLAR :
Dünyadaki bilgi sistemi örneklerine baktığımızda Tapu, Kadastro, harita, Teknik altyapı ve
tüm bilgiler, bu bilgileri üreten kurumlara bağlı olarak merkezi bir yönetim tarafından
iĢletilen ana bilgisayar sistemlerinde toplanmakta olduğunu görürüz. Her kurum bu sisteme
direk bağlı olup kendi bilgilerine ulaĢmak ve değiĢiklikleri iĢlemek hakkına sahiptir. Hatta
ücreti ödenmek koĢuluyla bu bilgiler baĢkasının da kullanımına verilebilmektedir.
Bu geliĢmelere paralel olarak ülkemizde de bilgi sistemlerinden söz edilmektedir. TKGM de
bu geliĢmeleri yakından izlemiĢ ve 1980 yılında TAKBĠS projesini geliĢtirerek bu yönde bir
adım atmıĢtır. Aynı Ģekilde Ġstanbul, Ankara gibi büyükĢehir belediyeleri kentsel geliĢmeleri
yakından izlemek ve her türlü planlamaları yapmak için Kent Bilgi Sistemleri kurma yönünde
çalıĢmaları baĢlatmıĢlardır.
Ġstanbul ve Ankara belediyeleri bu yönde hayli mesafe katetmiĢken; Ġzmir, Bursa gibi bazı
kent belediyeleri de hazırlık aĢamasındadırlar. GeliĢmeler önümüzdeki yıllarda bilgi
sistemleri konusunda bir çok çalıĢmaların olacağını göstermektedir. Tabii ki bu çalıĢmalarda,
116
kurumlar arası koordinasyon sağlanarak ülke yararına uygun bir Ģekilde yönlendirilmesi
sorunu karĢımıza çıkmaktadır.
Türkiye‘de kadastral çalıĢmalar 60 yıldan beri yapılagelmektedir. O günün imkanları
ölçüsünde yürütülen hizmetler sonucu üretilen haritalar, gerek nitelik bakımından gerekse
zamanın ölçü tekniklerinin yetersizliğinden dolayı duyarlıkları, bu günün ihtiyacına cevap
verecek nitelikte değildirler.
Günümüzdeki teknolojik geliĢmeler ve taĢınmazların değer kazanmasına paralel olarak bu
haritalara, gereksinimlere cevap verecek nitelik kazandırılması önemli bir konu olarak
karĢımıza çıkmaktadır. Ayrıca bilgi sistemlerinin gündemde olduğu günümüzde bu
çalıĢmaların bilgisayar ortamına aktarılacak Ģekle getirilmesi gerekmektedir.
KADASTRONUN YENILENMESINDEKI SORUNLAR :
Türkiye‘de kadastral çalıĢmaların baĢladığı yıllarda eğitilmiĢ elemanın az olması, mevcut
teknik donanım yetersizliği gibi nedenlerle yapılan çalıĢmalar sonucu çeĢitli sorunlar
bulunmaktadır.
Bu sorunlar;
- Nirengi, Poligon gibi sabit tesisler kaybolmuĢtur. Yerlerine konulmaları mümkün değildir.
DeğiĢmediği anlaĢılan sınırlara göre dahi uygulama kabiliyeti yoktur.
- Kadastro sonrasında, planlar üzerindeki değiĢiklikler gereği gibi izlenememiĢtir. Pafta ile
arazi
birbirine uymamaktadır.
- Kullanılan pafta altlıkları ya eskimiĢtir ya da kalitesizdir. Kullanılmasının devamı, yanılma
sınırları
dıĢında hatalara sebep olmaktadır.
- Kadastronun ölçü ve tersimatında yanılma sınırı dıĢında hatalar vardır.
- Plan ölçekleri ihtiyaçlara cevap verememektedir. Büyütülmeleri halinde yanılma sınırı
dıĢında
hatalar ortaya çıkmaktadır.
- Bazı paftalar fotoplan olduğu için yetersizdir.
- Grafik sistemde yapılan paftalar ihtiyaçlar karĢısında yetersiz kalmaktadır.
- ġehirlerin geliĢmesi ve imar planı uygulamaları nedeniyle taĢınmazların değerleri
arttığından, buna
bağlı olarak plan hassasiyeti de artırılmalıdır.
Bu sorunların giderilmesine çare olarak 2859 sayılı yenileme kanunu yürürlüğe girmiĢ ancak
bu kanun, çerçevesinin çok dar olması nedeniyle sorunun çözümüne yeterli cevap
getirememiĢtir.
ÇALIġMA KOġULLARI ILE ĠLGILI SORUNLAR :
3045 sayılı kanun ile kadastro müdürlükleri, hizmet verdikleri yörede geçici olmaktan
çıkarılıp daimi hizmet birimleri haline getirilmiĢlerdir. Hizmetin hızlı ve sağlıklı bir Ģekilde
117
verilebilmesi için mekan sorununun giderilerek, sağlıklı çalıĢma ortamının sağlanması
zorunludur. Çünkü Türkiye genelinde hizmet veren kadastro müdürlüklerinin hemen hepsine
yakını kiralık ve hizmetin verilmesine elveriĢli olmayan hizmet binalarında barınmaktadırlar.
Tapu Kadastro hizmetlerinde görevli personel zor Ģartlarda arazide hizmet görmekte,
hizmetinin karĢılığı olan imkanlardan diğer kurumlarda olduğu gibi yararlanamamaktadır. Bu
durum kadastro hizmetlerinde verimi etkilemektedir.
Kadastro hizmetlerinin zor arazi Ģartları bulunan yörelere kaymıĢ olması nedeni ile, arazi
Ģartlarına uygun yeterli araç gereç bulunmayıĢı hizmeti verimsiz yönde etkilemekte olup
modern ölçme aletlerinin yeterli miktarda olmaması ise çalıĢmalarda verimi ve hassasiyeti
düĢürmektedir.
TaĢınmazların cins değiĢikliklerinin tapu kütüğünde ve haritasında iĢlenebilmesi için, mal
sahibinin talebi gerekli olduğundan, bu talep yapılmadığı durumlarda kadastro paftası ve tapu
kütüğü güncel hali yansıtmamaktadır. Bu durum ise her türlü mühendislik projelerini
doğrudan etkilemektedir.
ARġIVLEME ILE ĠLGILI SORUNLAR :
Mevcut uygulama ile değiĢik iĢlemleri kadastro müdürlükleri tarafından periyodik olarak
merkeze gönderilmektedir. Ancak Türkiye‘nin her tarafından gelen bu iĢlemler merkezde
günlük takip edilememekte ve dolayısı ile merkezdeki arĢiv güncelliğini yitirmiĢ
bulunmaktadır. Bu da arĢivlemede beklenen amaca ters düĢmektedir.
Ülkemizde kurumların kendi ihtiyaçları için ürettikleri yer kontrol noktaları ve haritalar
arĢivlerini oluĢturmaktadır. Bu nedenle tüm kurumların ortaklaĢa yararlanacağı merkezi bir
arĢiv bulunmamaktadır. Mevcut arĢivler arasında koordinasyon olmadığından bu durum
kaynak israfına neden olmakta hizmetin etkinliği kaybolmaktadır.
SEKTÖRLE ĠLGILI EĞITIM SORUNLARI :
Harita tapu ve kadastro eğitim hizmetleri, endüstri meslek liseleri, meslek yüksek okulları ve
üniversiteler tarafından çeĢitli düzeylerde verilmektedir. Bu eğitimi üstlenen eğitim kadrosu
ise profesör, doçent, yardımcı doçent, araĢtırma görevlisi, öğretim görevlisi, uzman, mühendis
ve diğer meslek mensuplarından oluĢmaktadır.
Her lise mezununu yüksek tahsil diplomalı yapma çabasından haritacılık sektörü de
etkilenmekte ve plansız bir Ģekilde meslek yüksek okullarında harita kadastro programları
açılmaktadır. Bu okulların çoğunda derslik ve laboratuvar olanakları sınırlıdır. Ayrıca benzer
Ģekilde öğretim elemanı sorunu yaĢanmaktadır. Çoğu okulda kurum dıĢındaki harita
mühendisleri ders vermekte ve henüz akademik kariyerlerini tamamlamamıĢ olan elemanlar
zorunlu olarak derslere sokulmaktadır. 1993/1994 ders yılında yeni kayıt olan 1190
öğrencinin mezun olunca çalıĢma alanı dar olan sektörde nerede istihdam edileceği
düĢünülmektedir.
Uygulama alanlarında harita teknisyeni ile harita teknikeri arasında bir fark oluĢmamaktadır.
Gerekli planlama yapılmadan düzensiz bir Ģekilde eğitim kurumlarının açılması mezun olacak
elemanlarla ilgili istihdam sorunu yaratacaktır.
Sayısal harita üretimi ve kadastro bilgi sistemi konularını gerçekleĢtirebilmek amacı ile
üniversitelerin Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği bölümlerinde ders programları, yazılım-
118
donanım, mesleki donanım, uygulama, staj ve proje üretimi konularının yeniden
değerlendirilmesi gerekmektedir.
Harita tapu kadastro sektörü teknolojik geliĢmelerden doğrudan ve ilk etkilenen bir sektördür.
Günümüzde teknolojik geliĢmelerin uygulamaya sokulabilmesi geliĢmenin bir gereği
olduğuna göre, eğitimde de bu geliĢmenin sağlanmasını gerektirmektedir. Bu yüzden, öğretim
elemanları yeni teknolojiye uygun biçimde bilgilerini yenilemesi, eğitim programlarının buna
göre düzenlenmesi ve uygulamada çalıĢan sektör elemanlarının da bilgilerini yenilemesi
gerekmektedir.
Teknolojik geliĢmelerin uygulamada görev yapan sektör elemanlarının hizmet içi eğitim ile
bilgilerinin yenilenmesini gerekli kılmaktadır.
ELLĠ SORUDA KADASTRO
3402 Sayılı kadastro kanunu 1987 yılından beri yürürlükte bulunmaktadır.Kanunun maddeleri
ile ilgili yönetmelik hükümlerinin uygulamacılar açısından daha pratik ve kolay bir Ģekilde faydalanılması düĢünülerek soru-cevaplı bir çalıĢmaya gidilmiĢtir..Soru ve cevaplar kısa ve özlü
olarak verilmeye çalıĢılmıĢ olup yönetmelik hükümlerine göre çok fazla girilmemeye özen
gösterilmiĢtir.Ayrıca özellikle maddeler belirtilmemiĢtir.Bu çalıĢmanın uygulayıcılara ve okuyuculara faydalı olması temennimiz ve Ģevkimiz olacaktır.
1)Kadastro Kanunun amacı nedir?
Memleketin kadastral haritaya dayalı olarak taĢınmaz mallarının sınırlarını arazi ve harita üzerinde belirleyen hukuki durumlarını tespit etmek suretiyle Medeni kanunun öngördüğü tapu sicilini
kurmaktır.
2)Kadastro bölgesi nedir?Belirlenmesi ve ilanı nasıl yapılır? Her Ġlin merkez ilçesi ve diğer ilçelerinin idari sınırları içerisinde kalan yerler kadastro
bölgeleridir.
Bölgeler ana plana uygun olarak Genel Müdürlüğün tebliğle bağlı bulunan Bakan‘ın onayı ile
belirlenir. Bölgeler en az bir ay önceden Resmi Gazete, radyo ve televizyonda Bölge merkezi ve Ġl
merkezlerinde,yerel gazetelerde ilan olunur.
3)Kadastro ekibi kimlerden oluĢur? Kadastro ekibi en az iki kadastro teknisyeni,mahalle veya köy muhtarı ile üç bilirkiĢiden
oluĢur.
4)BilirkiĢiler kimler tarafından seçilir,bilirkiĢi seçilmek için Ģartlar nelerdir? BilirkiĢiler belediyesi olan yerlerde belediye meclisi,meclis toplantı halinde değilse
encümeni,köylerde ise köy derneği tarafından en geç on beĢ gün içinde seçilir.ÇalıĢma alanında birden
fazla kadastro ekibi çalıĢması durumunda her ekip için ayrıca üç bilirkiĢi seçilir.
BilirkiĢilerin 40 yaĢını bitirmiĢ,Türk vatandaĢı olması ve yüz kızartıcı bir suçtan kesinleĢmiĢ mahkumiyet almamıĢ ve en az on yıldan beri o yerde ikamet etmesi gerekir.
5)Kadastro Teknisyenleri,Muhtar ve BilirkiĢiler ve diğer görevliler (Kadastro Komisyon
üyeleri) çalıĢmalar sırasında hangi yakınları hakkında çalıĢmalara katılamazlar? Kendisine,eĢine ,usul ve füruuna (anne, baba, çocukları,torunları v.s.) kardeĢine,kardeĢinin
çocuklarına ve eĢinin usul ve füruuna ait tespitlerde ve ayrıca hak iddia edenlerden biri ile kendisi
veya usul ve füruu arasında dava bulunanlara ait tespitlerde görev yapamazlar
6)ÇalıĢma ilanı nedir?Ġlanı nerelerde yapılır?
ÇalıĢma bölgesindeki her köy ile belediye sınırları içerisinde bulunan mahallelerden her biri
çalıĢma alanıdır. ÇalıĢma alanı ilanı;
Kadastro Müdürü tarafından en az 15 gün önceden ; -Bölge merkezi olan il veya ilçede;
-ÇalıĢma alanında
-KomĢu köylerde -KomĢu mahallelerde
-Belediyelerde, ilan edilir
7)ÇalıĢma alanı içinde veya sınırında orman varsa nasıl bir uygulama verilir?
119
ÇalıĢmalara baĢlamadan iki ay evvel Orman Genel Müdürlüğüne bildirilir.KesinleĢmiĢ orman
haritaları varsa Orman Kadastro Komisyonlarınca bu sınırların gösterilmesi üzerine aynen alınır.
KesinleĢmiĢ Orman Haritaları yoksa Orman Teknik Ekibince belirlenen sınırlara göre sınır geçirilir.Orman idaresince iki aylık süre içerisinde belirlenmemesi durumunda kadastro ekibince belirlenir.
8)ÇalıĢma alanı sınırı nasıl tespit edilir?
Kadastro ekibince çalıĢma alanı sınırı tespitinde il,ilçe,belediye ve köy sınırları dikkate alınır.Ancak bu sınırlar idari sınırlar sayılmaz.Sınır tespitinde çalıĢma alanı ve komĢu köy ve mahalle bilgi ve
belgelerinden yararlanılır.
9)Kadastro ekibince belirlenen çalıĢma alanı sınırına itiraz edilebilir mi?Ġtiraz üzerine
sınır nasıl kesinleĢir?
Teknisyenlerce belirlenen sınıra 7 gün içinde Kadastro Müdürüne itiraz edilir.Müdürce itiraz
incelenerek yedi gün içinde karar bağlanır.Bu kararın tebliğ veya tefhiminden sonra yedi gün içerisinde
ilgililerince Kadastro Mahkemesine itiraz edilebilir.Ġtiraz mahkemece on beĢ gün içinde kesin karar bağlanır.
ÇalıĢma alanında ilk parsel için tutanak düzenlendikten sonra idari teĢkilatta değiĢiklik,kadastro
çalıĢmalarını durdurmaz.
10)ÇalıĢma alanındaki davalı taĢınmazlarla ilgili olarak müdürlükçe nasıl iĢlem
yapılır?
ÇalıĢma alanında iĢe baĢlamadan önce mahalli hukuk mahkemelerinden; -Halen görülmekte olan Kadastro ile ilgili davalar
-Hükme bağlanıp ta kesinleĢmeyen davalar liste halinde alınır.
-Liste alınmasından ve çalıĢmalara baĢlandıktan sonra açılan davaların Müdürlüğe bildirilmesinden
sonra bu davalarda teknisyenliğe bildirilir
11)Davalı parsellerle ilgili teknisyenlikçe nasıl bir uygulama verilir?
Teknisyenlerce tahdidi yapılan taĢınmazın davalı olduğunun anlaĢılması üzerine edinme sebebi
sütununda açıklanmak suretiyle,davanın nevine göre malik tayin edilmeden tutanak tutulur.Tutanak ve ekleri tespitten sonra bir hafta içinde ilgili mahkemeye gönderilmek üzere müdürlüğe gönderilir.
Tutanağın tespit tarihinden önce açılan bir davanın bildirilmesinde davanın mahiyetine göre malik
sütunu kırmızı kalemle çizilerek Ģerh verilmek suretiyle davalı hale getirilir.
Tespitten sonra dava açılmıĢsa tutanak üzerinde bir iĢlem yapılmaz mahkemeye bilgi verilir.
12)Davalı olduğu halde tutanaklar kesinleĢtirilmiĢse ne yapılır?
Kadastro öncesi davalı olduğu halde tespitleri kesinleĢtirilen tutanaklar devredilmiĢse Tapu
Sicil Müdürlüğünce,devredilmemiĢ ise Kadastro Müdürlüğünce ilgili parsel kütük sahifesinin beyanlar hanesine,tespitin davalı olduğu belirtilmek suretiyle kesinleĢmediği yazılarak davalı hale getirilen
tutanak ve ekleri durum açıklanarak ilgili mahkemeye gönderilir.
TaĢınmaz tescil edildikten sonra el değiĢtirilmiĢ ise bir iĢlem yapmadan ilgililerine mahkemeye baĢvurmaları tebliğ edilir.
13)Mevkii veya ada ilanı kaç gün önceden nasıl, kim tarafından yapılır?
Mevkii veya ada ilanı en az yedi gün önceden alıĢılmıĢ vasıtalarla (Hoparlör,ilan tutanakları
v.b.)köy veya mahalle teknisyenlerince ilan edilir.ÇalıĢmalara üç aydan fazla bir süre ara verilmesinde ilan yenilenir.Ġlan edildiğine dair tutanak teknisyenlere birlikte muhtar ve bilirkiĢilerce imzalanır.
14)TaĢınmaz malların sınırlandırılması nasıl yapılır?
Teknisyenlerce tahdidi yapılan taĢınmaz malların tespitleri; -Muhtar ve en az üç bilirkiĢi ,
-Hazır bulunuyorlarsa mal sahipleri ve ilgililerin huzurunda varsa harita,tapu,vergi kayıtları ve
diğer belgelerden ve beyanlardan faydalanmak ve mahalline uygulanmak suretiyle yapılır.Her
taĢınmaz için bir kadastro tutanağı düzenlenir.Tutanak teknisyenler,muhtar,bilirkiĢiler ve hazır bulunanlarca imzalanır.
15)TAKBĠS nedir?
Tapu Kadastro bilgi sistemi;
16) Teknisyenlerce yapılan sınırlandırma ve tespit iĢlemleri sırasında veya sonrasında
hangi hallerde tutanaklar komisyona gönderilir?
a)Kadastro teknisyenleri arasında görüĢ ayrılığı olmasında b)Tarafların dayandıkları kayıt ve belgeler aynı kuvvet ve mahiyette (aynı yere iki tapu ibraz
edilmesi gibi)görüldüğü takdirde
c)ÇalıĢma alanı sınırı içerisinde veya bitiĢiğindeki taĢınmaz mallar ile dıĢında toplu olarak
bulunan taĢınmaz mallardan tutanak düzenlenmeyen yerlerin kadastroya tabi olması yolunda iddia vaki olmasında
d)Kontrol elemanlarınca tutanak ve belgeler ile gerekirse mahallinde yapılan incelemede tespit
edilen noksanlık ve yanlıĢlıkların düzeltilmesi iĢleminin ilgililerin haklarını etkilemesinde;
120
e)Teknisyenler ile kontrol elemanlarının arasında görüĢ ayrılığı bulunmasında
f)ÇalıĢma alanında iĢerin bitirilmesinden önce teknisyenlere yapılan itirazlar üzerine
tutanak ve ekleri komisyona gönderilir.
17)ÇalıĢma alanı çalıĢmalarının kontrolü hangi görevlilerce,nasıl yapılır?
ÇalıĢma alanı çalıĢmalarının kontrolü kadastro müdürünün yaptığı kontrol planı çerçevesinde;
-Kadastro Müdürü -Kadastro Müdür Yardımcısı
-Kontrol mühendisi veya Mühendis
-Kadastro üyesi -Tasarruf ve Fen kontrol memurları vasıtasıyla tutanak ve belgeler üzerinde (Ve gerekirse
arazi üzerinde)yapılır.Kontrol sonuçları müdürce tasdikli kontrol defterine yazılarak imzalanır.
18)Kadastro tespitine itirazlar ne zaman ve nasıl yapılır?
Kadastro tespitlerine karĢılık itirazlar kadastro ekibinin çalıĢma alanında iĢlerin bitimine (ölçülecek ve tespiti yapılacak taĢınmaz mal kalmadığına dair tutanağın düzenlendiği tarihe)kadar
kadastro müdürüne veya teknisyenlere yapılır.
Ġtirazla ilgili tutanak ve ekleri en geç on gün içinde kadastro komisyonuna intikal ettirilir.
19)Kadastro komisyonu kimlerden meydana gelir?
Komisyon Kadastro Müdürü veya Yardımcısının baĢkanlında Kadastro Üyesi,itirazın
mahiyetine göre Kontrol Mühendisi veya Tasarruf Kontrol Memurlarından oluĢur.Kontrol
Mühendisinin bulunmaması durumunda Fen Kontrol Memuru katılır.
20)Komisyon incelemesi hangi sürede sonuçlandırılır?Ġnceleme sonucu ne
yapılır?Kararlar nasıl alınır?
Komisyon kendisine gelen iĢleri intikal tarihinden itibaren bir ay içerisinde,gerekçe gösterilmek suretiyle çalıĢma alanındaki çalıĢmaların bitim tarihine kadar incelemek zorundadır.
Ġncelemeler sonucunda kadastro tutanağı yerine geçmek üzere kadastro komisyon tutanağı
düzenlenerek tespit yapılır.
Komisyon tam üye ile toplanarak oy çokluğu ile tespit yapar.Sonuçlar askı ilanı ile birlikte duyurulur
21)Komisyon hangi hallerde görevsizlik kararı verir?
a)Aynı mahiyet ve kuvvetteki belgelerin uygulanmasında sonuca varılamayan b)Çözümü kanunlarla mahkemenin takdirine bırakılan
Konular gerekçe gösterilmek suretiyle görevsizlik kararı verilerek kadastro mahkemesine
gönderilir.
22)Kadastro sonuçlarının ilanı kim tarafından ve nasıl yapılır?
Kadastro sonuçlarının ilanı askı cetvelleri düzenlenmek ve 30 gün askıda kalmak suretiyle Kadastro
Müdürü tarafından yapılır.Kadastro tutanaklarına dayanarak düzenlenen askı cetvelleri ve pafta
örnekleri Müdürlük ve muhtarlıkta ilan edilir.Ġlan suresi içinde itirazı olanların kadastro mahkemesine dava açabilecekleri belirtilir. Kadastro harçlarında bu cetvellerde gösterilir.Kadastro ekibinin çalıĢma
alanındaki iĢlerinin bitiminden itibaren üç ay içinde askı ilanı yapılmak zorundadır.Genel
müdürlükten izin alınmak suretiyle Müdür tarafından mahalle,köy veya bucak merkezinde bir ada veya mevkiden küçük olmamak üzere yukarıdaki esaslara göre
kısmı ilan yapılır.
23)Kadastro tutanakları ne zaman kesinleĢir? KesinleĢen tutanaklar için ne iĢler yapılır?
Otuz günlük askı ilanı sonucunda dava açılmayan tutanaklara ait sınırlandırma ve tespitler ilan sonucunda kesinleĢir.
KesinleĢen tespitler Kadastro Müdürü tarafından onaylanarak kesinleĢme tarihi tescil tarihi
olarak gösterilmek suretiyle en geç üç ay içinde tapu kütüklerine tescilleri yapılır.Tescili yapılan tutanaklar tapu kütükleri ve diğer belgeler devir cetveline bağlanarak Tapu Sicil Müdürlüğüne teslim
edilir.
24)Kadastro tamamlanmasından sonra eski tapu kayıtlarının hukuki durumu nedir? Kadastrosu tamamlanan çalıĢma alanına ait eski tapu kayıtları iĢleme tabi kayıt niteliğini
kaybeder.Bu kayıtlara dayanılarak iĢlem yapılmaz.
ÇalıĢma alanında uygulanamayan tapu kayıtlarının bir listesi düzenlenerek
teknisyenler,muhtar ve bilirkiĢilerce imzalanır. Askı ilanı sonrasında müdür tarafından görevlendirilen elemanlarca tapu sicil müdürlüğündeki
zabıt kayıtlarına gerekli revizyon yapılarak kayıtların uygun bir yeri imzalanır.
25)Tapuda kayıtlı taĢınmazların tespiti,zilyedin durumuna göre kaç Ģekilde yapılır?
121
Tapuda kayıtlı taĢınmaz malın tespiti;
1)Kayıt sahibi veya mirasçılarının zilyet olması
2) Kayıt sahibi veya mirasçılarından baĢkası zilyet olması durumuna göre iki Ģekilde yapılır.
26)Kayıt sahibi veya mirasçılarının zilyet bu-lunması durumuna göre nasıl tespit
yapılır?
a)Kayıt sahibi sağ ise kayıt sahibi adına b)kayıt sahibi ölü ise mirasçıları adına
c)Mirasçıları tayin edilemez ise beyanlara ölü olduğu yazılmak suretiyle kayıt sahibi adına
tespit yapılır.
27) Kayıt sahibi veya mirasçılarından baĢkasının zilyet bulunmasında, zilyet adına hangi
zilyetlik süresi içinde kaç türlü muvafakat ile tespit yapılır?
Zilyedin taĢınmazı kayıt maliki veya mirasçısı veya mümessillerinden tapu dıĢı yolla iktisap
edip zilyetliği on yılı geçmediği takdirde, a)Kayıt sahibi veya mirasçılarının teknisyenler huzurunda muvafakat vermesi
b)Muvafakat beyanının noter tarafından tespit ve tevsik edilmesi
c)Noter tarafından düzenlenen satıĢ vaadi senedi ile zilyet adına tespit yapılır.
28) Zilyedin taĢınmaz malı kayıt sahibi veya mirasçılarından veya mümessillerinden
tapu dıĢı yolla iktisap etmesinde,muvafakat almadan adına tespiti yapılmasının Ģartları
nelerdir? a)TaĢınmazı tapu dıĢı bir yolla iktisap etmesi
b)Tapu dıĢı iktisabın
-Kayıt maliki veya mirasçısı veya mümessilinin beyanı -veya herhangi bir belge
-veya bilirkiĢi beyanı
-veya tanık beyanı
ila tespit edilmesi c)ayrıca nizasız(ÇekiĢmesiz)
-en az on yıl müddetle zilyet bulunması
halinde zilyet adına muvafakat alınmadan tespiti yapılır
29)Hangi hallerde kazandırıcı zamanaĢımı hükümlerine göre zilyet adına (zilyetliğin
iktisap sebebine bakılmadan)tespit yapılır?
-Kayıt sahibinin en az yirmi yıl önce ölmesi -Veya kayıt sahibinin en az yirmi yıl önce gaipliğine karar verilmiĢ olması
-Veya tapu sicilinde malikinin kim olduğu anlaĢılamaması ,
hallerinden birinin bulunması Ģartıyla
-Nizasız(ÇekiĢmesiz) -Fasılasız(Aralıksız)
-Yirmi yıl müddetle
-Malik sıfatıyla zilyet bulunulması durumunda zilyet adına tespit yapılır.
30) Tapuda kayıtlı olmayan taĢınmazlardan sulu toprakta 40,kuru toprakta 100 dönüme
kadar bir veya birden fazla taĢınmazın zilyedi adına tespitinin Ģartları nelerdir?
Zilyedin zilyet olunan taĢınmaz mala ,
-Nizasız(ÇekiĢmesiz) -Fasılasız(Aralıksız)
-En az Yirmi yıl müddetle
-Malik sıfatıyla zilyet olmasının, a)Belgelerle
b)Veya bilirkiĢi beyanı
c)Veya tanık beyanından en az biri ile ispat edilmesi gerekir.
31)Yukarıdaki miktarın üzerindeki kısmın zilyet adına tespit edilmesinin hangi
belgelerden en az birisine dayandırılması gerekir?
Tapuda kayıtlı taĢınmazın yukarda belirtilen miktardan fazla kısmının zilyet adına tespiti için
yukarda belirtilen zilyetlik Ģartlarının ispatı ve delillendirilmesi ile birlikte; a)31.12.1981 tarihine veya daha önceki tarihlere ait vergi kayıtları
b)Tasdikli irade suretleri ile fermanlar
c)Muteber mütevelli;sipahi mültezim,temessük veya senetleri
122
d)Kayıtları bulunmayan tapu veya mülga hazinei hassa senetleri veya muvakkat tasarruf
ilmuhaberleri
e)Tasdiksiz tapu yoklama kayıtları f)Mülkname,Muhasebatı atika kalemi kayıtları
g)Mubaaya istihkam ve ihbar hüccetleri
h)Evkaf idarelerinden tapuya devredilmemiĢ tasarruf kayıtları
32)Tapulu taĢınmazların taksimi kimler arasında tapusuz taĢınmazlarda kimler
arasında yapılır?Taksim hangi delillerle ispat edilebilir?
Tapulu taĢınmaz malların taksimi kayıt malikleri veya mirasçıları arasında tapuda kayıtlı olmayan taĢınmazları taksimi ise zilyetleri arasında yapılır.
Taksimin yazılı belge veya bilirkiĢi veya tanık beyanlarından en az birisi ile ispat edilmesi
durumunda taksim veçhile zilyedi arasında yapılır.
33)TaĢınmaz malın ayrılması mümkün bir kısmı veya payının tapulu veya tapusuz
yerlerde kısmi iktisabı mümkün müdür?
Bu kanuna göre zilyet lehine kabul edilen sebeplerle mümkündür.
34)ĠĢtirak halindeki mülkiyette iĢtirakçilerden birinin veya bir kaçının diğer iĢtirakçi ve iĢtirakçilere devir temlikine göre tespit yapılabilir mi?hangi delillerle ispat edilebilir?
Devir ve temlik mümkün olup tespit için devir ve temlik tapulu taĢınmazlarda yazılı bir
belgeye,tapusuz taĢınmazlarda ise her türlü delille(belge veya bilirkiĢi veya tanık beyanı v.s.)ispatı gerekmektedir.
35)Ġfrazen taksim yapılabilmesi nasıl mümkün olur? Ġfrazen taksimlerde ifraz (ayırma) tarihindeki imar mevzuatı dikkate alınarak imar açısından
mümkün ise buna göre iĢlem yapılır.
36)Kamu malları nasıl gruplandırılabilir? Kamu malları;
a)Kamu hizmetinde kullanılan ve tespit ve tescile tabi kamu malları
(hükümet,belediye,karakol binası,okul, hastane,çeĢme,mezarlık,park,bahçe,cami,resmi bina,v.s.)
b)Kamunun yaralanmasına tahsisi edilen sınırlandırılmaya tespite tescili yapılmayan orta malları(Mera ,yaylak,kıĢlak,otlak,harman yeri,panayır yeri v.s.)
c)Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ancak sınırlandırmaya tabi olmayan
yerler.(dağlar,tepeler, kayalar,deniz,göl,nefir v.s.) d)Devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan ormanlar,
olarak gruplandırılabilir.
37)Kamu hizmetinde kullanılan taĢınmaz mallar kimler adına tespit edilir? Kamu hizmetinde kullanılan,bütçelerinden ayrılan ödenek ve yardımlarla yapılan hizmet
malları kayıt,belge veya özel kanunlarla veyahut bilirkiĢi beyanına göre;
-Maliye hazinesi
-Tüzel kiĢiliğe sahip kamu kurum ve kuruluĢu -Ġl tüzel kiĢiliği
-Belediye
-Köy tüzel kiĢiliği -Mahalli idari birlikleri tüzel kiĢiliği
adına tespiti yapılır.
38)Orta malları nasıl ve hangi delillere göre sınırlandırılır?Sınırlandırmanın hükmü
nedir? -Paralı veya parasız kamunun yararlanmasına tahsis edildiği
-veya kadimden beri kamunu yararlandığı orta malları
-Belgelerle (Tahsis belge ve kararları,kayıtları) -BilirkiĢi beyanı
-Tanık beyanı
ile ispat edilir. Orta malları sınırlandırılarak,yüzölçümü hesaplanır orta malları siciline yazılır.Sınırlandırma
tescil mahiyetinde olmayıp(özel kanunlarındaki hükümler saklı kalmak kaydıyla)özel mülkiyete konu
olamazlar.
39)Ġhya edilen taĢınmaz malların tespit Ģartları nelerdir? -Orman sayılmayan devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan
-Bir kamu hizmetine tahsis edilmeyen
123
arazilerden emek ve masraf sarfı ile ihya edilerek tarıma elveriĢli hale getirilen taĢınmaz
malların en az yirmi seneden beri nizasız fasılası ve malik sıfatıyla zilyedinde bulunduran zilyet veya
halefleri adına tespit edilir.Bu Ģartlar oluĢmadığı takdirde hazine adına tespit edilir.Ġl,ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda ihya hükmü uygulanmaz.
40)Hangi mallar kazandırıcı zaman aĢıma yolu ile iktisap edilemez?
-Orta mallar -Kamu hizmet malları
-Ormanlar
-Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup ta bir kamu hizmetine tahsisi edilen yerler. -Kanunların uyarınca devlete kalan mallar
tapuda kayıtlı olsun veya olmasın kazandırıcı zaman aĢıma ile iktisap edilemez.
41)Tapuda kayıtlı taĢınmaz malların tespitinde takyit ve sınırlı ayni haklarla ilgili ne gibi
iĢlem yapılır? Tapulu taĢınmazın ,zilyet lehine tespitinde kayıtta mevcut her türlü takyit ve haklar kadastro
tutanağında belirtilerek yeni kütüklerine aynen geçirilir.
42)Muhtesat nedir?Nasıl iĢlem yapılır? Muhtesat taĢınmaz mal üzerinde malikinden baĢka bir kimse veya paydaĢlardan biri tarafından
veya ona ait olan arazi üzerindeki bina tesisi v.b. Ģeylerdir.
Muhtesatın cinsi,sahibi,ihdas tarihi ve iktisap sebebi tutanakta belirtilerek kütüğün beyanlar hanesinde gösterilir.
43)Tapu kayıtları ile diğer belgelerin kapsadığı yerin tayininde kayıt ve belgeler harita
plan veya krokiye dayanmakta ise nasıl uygulama yapılır;?
Harita plan kroki yerlerine uygulanması mümkün ise harita plan ve krokideki sınırlara itibar olunur.
44)Harita veya plan veya krokiye dayanmayan kayıtların tespitinde nasıl bir uygulama
verilir?
a)Harita plan veya krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar sabit olup
mahalline uygulanabiliyor ise bu sınırlar içinde kalan yer bu sınırlar esas alınarak tespit yapılır.
b) Harita plan veya krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar; -DeğiĢebilir ve geniĢletilmeye elveriĢli nitelikte ise kayıt ve belgelerdeki miktar esas alınarak
-DeğiĢebilir ve geniĢletilmeye elveriĢli sınırlardaki taĢınmaz malların kayıtları fiziki yapıları
ve konumları itibariyle belli bir yeri kapsıyorsa kayıt ve belgedeki sınır esas alınarak tespiti yapılır.
45)Hazinece özel kanun hükümlerine göre değiĢmez ve geniĢletilmeye elveriĢli olmayan
sınırlarla miktar üzerinden satılan tefviz,tahsis veya parasız dağıtılan yerlerde çıkan fazlalık
hakkında nasıl tespit yapılır? SatıĢ, tefviz,tahsis veya parasız dağıtılan taĢınmazın bu Ģekilde iktisap tarihinden itibaren on yıl
geçmiĢ ise fazlalık miktarına bakılmaksızın KAYIT MALĠKĠ adına tespit edilir.Süre on yıldan az ise
fazlalık hazine adına tespit edilir.Ancak bu Ģekilde meydana gelen fazlalıklar hakkında Ģartlar uygun
bulunduğu takdirde bu kanunun 14. ve 17. madde hükümleri uygulanır.
46)Miktar fazlasının ifrazında nasıl bir yol izlenir?
-Kayıt ve belgelerde yazılı miktara itibar edilmesinde kayıt ve belgeler geniĢletilmeye müsait
sınır ihtiva ediyorsa o taraftan -değiĢmeyen veya geniĢletilmeye elveriĢli bulunmayan sınırlı kayıt ve belgeye göre yapılan
tespitlerde miktara itibar edilmesi durumunda miktar fazlası zilyetçin göstereceği taraftan hazır değil
veya kaçınıyorsa zilyet yararına uygun düĢen taraftan
ifraz yapılır.
47)Evvelce kadastrosu yapılan yerlerde kadastro yapılabilir mi?YapılmıĢsa ne gibi iĢlem
görür?
Evvelce tespit,tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastro veya tapulaması yapılan (2613,5602,509,766,3402, Afet kadastrosu)yerlerin yeniden kadastrosu yapılamaz.Bu gibi yerler ikinci
defa kadastroya tabi tutulmuĢsa,ikinci kadastro bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılır.Medeni kanunun
934. maddesine göre iĢlem yapılarak süresinde dava açılmadığı takdirde ikinci kadastro Tapu Sicil Müdürlüğünce Re‘sen iptal edilir.
48)Tapulama veya kadastro çalıĢmalarında tespit dıĢı bırakılan yerlerde hangi hallerde
kadastro yapılabilir?
Bu gibi tespit dıĢı bırakılan yerlerde -tapuda kayıtlı olan taĢınmaz mallar
-kamu kurum veya kuruluĢlarına ait yerlerin kadastrosu
talep halinde yapılır.
124
49)Kadastro çalıĢmaları baĢladıktan sonraki akit ve tescil iĢlemlerinde nasıl bir yol
izlenir?
ÇalıĢma alanında çalıĢmalara baĢladıktan sonra her türlü akit ve tescil iĢlemleri Tapu Sicil Müdürlüğünce o andaki kadastro tespit durumu Kadastro Müdürlüğünden sorularak alınacak cevaba
göre iĢlem yapılarak kayıt örnekleri derhal Kadastro Müdürlüğünce gönderilir.
Tapuda kayıtlı yerin tespiti kayıt sahibi veya mirasçılarından baĢkası adına yapılmıĢ ve kesinleĢmemiĢ ise ilgililer kadastro sonucu hasıl olacak kesin durumu kabul edeceklerini Tapu Sicil
Müdürü huzurunda beyan ederek veya noterden düzenlenen belge ile baĢvurarak akit ve tescil
talebinde bulunuyorlarsa,iĢlem Tapu Sicil Müdürlüğünce yapılır.Keyfiyet Kadastro müdürüne,dava açılmıĢsa Kadastro Mahkemesine derhal bildirilir.
Ġhtiyat-ı tedbir,ihtiyati haciz gibi kararlarla ilgili talepler derhal Tapu Siciline iĢlenerek
Kadastro Tutanağına da iĢlenmek üzere Kadastro Müdürlüğüne,dava açılmıĢsa Kadastro Mahkemesine
bildirilir.
50)Teknik hatalar kadastro müdürlüğünce hangi hallerde ve nasıl düzenlenir?
KesinleĢen kadastro parsellerinde;on yıllık zaman aĢımına bağlı kalmaksızın;
-vasıf değiĢikliği, -Mülkiyet değiĢikliği dıĢında kalan;
-Ölçü,
-Veya tersimat -veya hesaplamalardan,
doğan fenni hatalar,ilgililerin müracaatı üzerine veya Kadastro Müdürlüğünce resen
düzeltilir.Tebliğ tarihinde itibaren 30 gün içinde Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açılmadığı takdirde
düzeltme kesinleĢir.KesinleĢen karara göre paftalarında düzeltme yapılır.
SORULARLA KADASTRO BĠLGĠSĠ Bu bölüm kadastro teĢlilatının sitesinden alınmıĢtır.TeĢkilat ,bu soru-cevap bölümü ile
,vatandaĢlarımızı kadastro hakkında bilgilendirmeyi amaçlamıĢtır.Bizlerde bu soru-cevap
bölümü ile, bu güne kadar anlatılan ve iĢlenen dersimizin genel bir değerlendirilmesini
yapacağız.AĢağıdaki ………. Bölümlere sizce ekelenebilecek bilgileri yazınız. Ġyi çalıĢmalar…. Öğr.Gör.Ercüment AKSOY
Kadastro ne demektir ?
Kadastro ; taĢınmazların sınırlarını ve maliklerini belirleyip tapu siciline kayıt çalıĢmalarıdır.
Bir baĢka deyiĢle kadastro , tüm ülke sınırları içerisindeki taĢınmaz malların sınırlarını arazi
ve harita üzerinde belirleyerek hukuki durumlarını tespit etmek ve iĢlemlerin kesinleĢmesi
sonucunda Türk Medeni Yasasınca öngörülen tapu siciline tescil ederek hak sahiplerine tapu
belgelerini verme iĢleminin bütünüdür
…………………………………………………………………………………………………..
Kadastro kimler tarafından ve neden yapılır ?
Kadastro Hizmetleri, 3402 sayılı kanun gereğince Kadastro müdürlükleri bünyesinde devlet
memuru olarak görev yapan Kadastro Teknisyenleri ve kadastrosu yapılacak çalıĢma alanı
içinde köy derneği veya belediye meclisince seçilen en az 3 bilirkiĢi ve muhtardan oluĢan ekip
tarafından yapılır
………………………………………………………………………………………………….
Kadastronun Amacı nedir?
Kadastronun Amacı ; Tapu sicilini oluĢturarak ülkemizin kadastral topoğrafik haritasını
oluĢturup, taĢınmaz mal mülkiyetinin tespiti ile tapusuz arazileri tapuya bağlamak ve eski
tapulu olanların tapularını haritaya bağlayarak yenileyip, taĢınmaz mal mülkiyetini devlet
güvencesine ve kayıt altına almaktır
………………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………………..
Eski tapu belgeleri ile kadastro sonucu verilen tapu senetleri arasında ne fark vardır ?
Eski tapu kayıtları genel olarak harita veya plana bağlı olmayıp, sınırları, mevki ve
hudutlarında bulunan taĢınmazlar la belirlenebilecek bilgileri içeren kayıtlardı. Oysa Kadastro
sonucu tanzim edilen tapu kayıtları, ölçekli haritalara ve aynı zamanda memleket koordinat
125
sistemine göre her kırık noktasının koordinatları ölçü ve hesap sonucunda belirlenen sayısal
sisteme dayalı olup ihtilaf veya yer tespitleri esnasında Yönetmelikler çerçevesinde kesin
olarak arz üzerinde sınırları belirlenebilecek nitelikte kayıtlardır. Bunun dıĢında Kadastro
çalıĢmalarından sonra eski tapu kayıtları iĢleme tabi kayıt niteliğini kaybederler. Bunlara
dayanarak tapu sicil müdürlüklerinde herhangi bir iĢlem yapılmaz. ve Kadastro tutanaklarının
kesinleĢtiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra bu tapu kayıtlarına dayanarak itiraz
olunamaz ve dava açılamaz.
………………………………………………………………………………………………….
ÇalıĢma alanı sınırı ne demektir ? idari sınırdan farkı nedir ?
Kadastro bölgesindeki her köy ile belediye sınırları içinde bulunan mahallelerin her biri
kadastro çalıĢma alanını teĢkil eder. Bu alanı belirlemek için 3402 sayılı yasa uyarınca yapılan
çalıĢmalar sonucunda kesinleĢen sınır, köy veya mahallenin çalıma alanı sınırıdır. Ġdari sınır
değildir. Sınır belirleme iĢlemi önce kadastro ekibince yapılır ve belirlenen bu sınıra varsa
itiraz, tebliğ ve ilan tarihinden itibaren yedi günlük süre içinde kadastro müdürlüğü nezdinde
yapılır. Kadastro müdürü gerekmiyorsa zeminde inceleme yapmadan yedi gün içinde evrak
üzerinde karar verir. Kadastro müdürü tarafından belirlenen sınır, ilgililere tebliğ edildikten
sonra varsa yedi gün içinde kadastro mahkemesi nezdinde itiraz edilir. Kadastro mahkemesi
bu itirazı duruĢma yapmaksızın15 gün içinde karara bağlar ve verilen karar nihaidir, temyize
dahi tabi değildir. Oysa idari sınır, köy kanunu hükümleri gereğince belirlenir ve/veya
değiĢtirilir. Ayrıca idari sınırı belirleyecek makam kadastro ekibi, kadastro müdürü veya
kadastro hakimi olmayıp mülki idaredir ve idari sınırla ilgili davalar kadastro
mahkemelerinde değil , genel mahkemelerde görülmektedir ve temyizi kabildir. Kadastro
çalıĢmalarına baĢlandığında çalıĢma alanı sınırının halk tarafından idari sınır olarak
algılanması ve diretmeler hem gereksiz yere zaman kaybı ve hem de bitiĢik köyler arasında
gereksiz sorunların baĢlamasına neden olmaktadır
…………………………………………………………………………………………………..
Her isteyen, taĢınmazına kadastro yaptırabilir mi ?
Kadastrosu yapılacak alanlar nasıl belirlenir ?
Ġsteğe bağlı Kadastro iĢlemleri ücrete tabi olup bir kısım koĢulların gerçekleĢmiĢ olması
gerekmektedir. Bu koĢullar ; kadastrosunun yapılması talep edilen taĢınmazın bulunduğu
bölgede kadastro çalıĢmalarının baĢlamıĢ olması, kadastro talebinin yatırım amaçlı olması ve
birden fazla adayı kapsıyor olması ve ilgililerince tüm kadastro giderlerinin TKGM Döner
Sermaye ĠĢletmesi hesabına yatırılmıĢ olması gerekmektedir. Genel uygulamada Kadastrosu
yapılacak alanlar, çalıĢma alanı olarak tabir edilen yerlerde kadastro bölgesi bazında belirli
bir sıra ve TKGM onayı ile yıllık çalıĢma programına alınmasıyla her yılın ilk ayında
belirlenir ve çalıĢma bitiminde düĢük oran ve miktarlarla harç tahakkuk ettirilir.(2003 yılı
itibariyle nisbi harç 4.640.000 tl dir.)
…………………………………………………………………………………………………..
…………………………………………………………………………………………………...
Kadastro ÇalıĢmaları alenimidir? Hak sahipleri çalıĢmalara katılabilir mi?
Kadastro ÇalıĢmaları alenidir. ÇalıĢmalar esnasında hak sahipleri gerek sınırlandırmada ve
gerek tespit esnasında hazır bulunabilir, belge ibraz edebilir ve tanık gösterebilir. Ġlgilisi
olduğu arazinin durumu hakkında Kadastro ekibinden Ģifahi olarak bilgi alabileceği gibi
bilgilendirme veya sorunu ile ilgili dilekçe yazarak kadastro müdürlüğü kanalıyla da bilgi
alabilir
…………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………….
Kadastro esnasında hak sahipleri taĢınmazın ölçümü veya tespiti esnasında hazır
bulunmak zorunda mıdır ?
Kadastro esnasında hak sahipleri taĢınmazlarının ölçü veya tespitleri esnasında hazır
bulunmak zorunda değildir. TaĢınmazların sınırlandırma ve tespitleri Muhtar ve bilirkiĢi
beyanları ve gerekli diğer belgeler vasıtasıyla da tespit edilebilir ancak hak sahiplerinin
çalıĢmalara katılmaları durumunda hatalar en aza inebilecek, anında resmi yollar vasıtasıyla
tespite katkıda bulunulabilecek ve aynı zamanda çalıĢmalara katılma halinde taĢınmaz
126
maliklerine tahakkuk ettirilen kadastro harcı oranı katılmayanlara nazaran daha düĢük
olacaktır
ÇalıĢmalarda kimlerin bilgilerine baĢvuruluyor ?
Kadastro ÇalıĢmaları kadastro ekibi tarafından yapılmakta olup Kadastro teknisyenleri
yeminli kadastro bilirkiĢileri ve muhtar beyanları doğrultusunda çalıĢma yapmaktadırlar.
Ancak kadastro teknisyenleri muhtar ve bilirkiĢilerin bilgilerinin yetersiz olmaları durumunda
tanık dinleyebilecekleri gibi belgeye aykırı beyanda bulunulması halinde bu beyanları dikkate
almayıp belge doğrultusunda sınırlandırma ve tespit yapabilir
…………………………………………………………………………………………………
BilirkiĢilere itiraz edilip bilirkiĢiliği kabul edilmeyebilir mi ?
Kadastro bilirkiĢileri köylerde köy derneğince belediyelik yörelerde ise belediye meclisince
salt çoğunlukla seçilir. Ġsteyen herkes aday olamaz. BilirkiĢi olarak görev yapabilmek için ;
T.C. vatandaĢı olmak, 40 yaĢını bitirmiĢ olmak, Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip
olmak, en az on yıldan beri o mahalle veya köyde ikamet ediyor olmak, zimmet, ihtilas,
irtikap,rüĢvet, hırsızlık, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı bir suçtan
hüküm giymemiĢ olmak ve okur yazar olmak Ģart koĢulmaktadır. Bu özellikleri taĢıyan her
Türk vatandaĢı bilirkiĢiliğe aday olabilir ve seçilmesi halinde Kadastro Hakimi huzurunda
yemin ederek göreve baĢlar. BilirkiĢilere göreve baĢlamadan önce yapacakları iĢler bir yazı ile
tebliğ edilir ve yalan beyanda bulunmaları halinde yasal müeyyideler hatırlatılır. Görüleceği
üzere BilirkiĢiler belli bir hassasiyetle göreve getirilmekte olup keyfi olarak veya Ģahsi
nizalardan dolayı değiĢtirilmesi istenemez. Ancak bilirkiĢiler kendisine, eĢine, usul ve
furuuna, kardeĢine, kardeĢinin çocuklarına ve eĢinin usul ve furuuna ait taĢınmazların
tespitinde ve bu kiĢilerin hak iddia ettiği taĢınmazların tespitlerinde bilirkiĢilik
yapamayacakları gibi tespiti yapılan taĢınmaz mal üzerinde hak iddia edenlerden herhangi
biriyle arasında dava veya husumet bulunanlara ait taĢınmazların tespitlerinde bilirkiĢi olarak
görev yapamazlar. Bu tür engellerin çıkması durumuna karĢılık yasal olarak her ekip için 6
bilirkiĢi seçilmektedir. Bununla beraber her tür iddia, idari veya adli yola iletilebilir
………………………………………………………………………………………………….
ÇalıĢma alanı sınırı belirlenirken komĢu köy çalıĢma alanı içinde kalan taĢınmazlarda
hak kaybı söz konusu mudur ?
Kadastro çalıĢma alanı sınırı kadastrosuna baĢlanacak köy veya mahalle birimlerinin idari
sınırı olmayıp adından da anlaĢılacağı gibi çalıĢma sınırlarını belirleyen bir iĢlemdir.
Dolayısıyla çalıĢma alanı sınırı yeni bir hak doğurmadığı gibi var olan bir hakkın kaybına da
neden olmaz. Bir baĢka çalıĢma alanında kalan araziler yine hak sahipleri adına tespit edilir.
Herhangi bir surette çalıĢma alanıyla birden fazla parçaya bölünen taĢınmaz tescilden sonra
ilgilisinin talebi üzerine büyük kısmın bulunduğu mahalle veya köye ait tapu kütüğü
sayfasına iĢlenmek için birleĢtirilebilir.
…………………………………………………………………………………………………
Eski tapu senetlerimi kaybettim. Sahibi olduğum yerler adıma tespit görür mü ?
Kadastro çalıĢmalarına baĢlanmadan önce çalıĢma yapılacak köy veya mahalleye ait eski tapu
kayıtları, vergi tahrir kayıtları ve son dönem emlak beyanları ile 31 aralık 1981 ve öncesine
ait vergi beyanname örnekleri kadastro müdürlükleri tarafından ilgili kurumlardan alınarak
kadastro ekibine teslim edildiğinden eski tapu kaydı veya vergi kaydı olan taĢınmazların
maliklerinden bu belgelerin mutlaka ibraz edilmesi istenmez. Ancak ilgililerin hak kaybına
neden olmamaları için ellerindeki tüm evrakı müspiteleri kadastro ekibine alındı belgesi
karĢılığında veya bir dilekçe ile müdürlük vasıtasıyla ibraz etmeleri kendi yararlarına olacaktır
…………………………………………………………………………………………………...
BilirkiĢiler yanlıĢ ve eksik bilgi veriyorlar. Ne yapmalıyım ?
Kadastro teknisyenleri sınırlandırma ve tespitlerde bilirkiĢi beyanlarına bağlı kalmak zorunda
dır. Ancak bu beyanlar eldeki mevcut resmi belgelerle çakıĢıyorsa bu beyanlara bağlı
kalmayıp belge doğrultusunda iĢlem yapabilirler. Yapılan tespit eğer sizce hatalıysa ve buna
dair belgeniz varsa çalıĢma yapılan mahalle veya köyde iĢlerin tamamlandığına dair tanzim
edilen tutanağın tarihinden önce kadastro komisyonuna itirazda bulunabilirsiniz. Belgenizin
olmaması durumunda çalıĢmaların askı suretiyle tebliği süresince Kadastro Mahkemesine
itiraz mahiyetli dava açabilirsiniz.
127
………………………………………………………………………………………………….
Kadastro iĢlemleri herhangi bir ücrete tabi midir ?
Kadastro iĢlemleri harca tabi olup harç oranları ve asgari harçlar her yıl bütçe kanunu ile
belirlenir. Harç hesaplamalarında son dönem emlak beyan değerleri veya olmaması halinde
kadastro komisyonunca tespit edilen değer üzerinden hesaplanır. (2003 yılı asgari harç miktarı
4.640.000 Tl dir.)
…………………………………………………………………………………………………..
Kullandığım taĢınmazlar tapusuz ve bir kısmına vergi beyanında bulunmadım. Ne
yapmalıyım ?
Kadastro çalıĢmaları esnasında sınırlandırma ve tespitler belgeli ve belgesiz olmak üzere iki
Ģekilde yapılır. ÇalıĢmalarda öncelikle sınırlandırması yapılan taĢınmazın eski tapu kaydı olup
olmadığı kadastro ekibine teslim edilen ve uygulamada birlik zabıt defteri dediğimiz eski tapu
kayıtlarını içeren defterden muhtar ve bilirkiĢi beyanları yardımı ile araĢtırılır. Ġlgilinin tapu
kayıt örneği ibraz edip etmediği incelenir. ġayet sınırlandırması yapılan yere ait tapu kaydı
mevcut ise 3402 sayılı yasadaki tapuda kayıtlı taĢınmazların tespiti ile ilgili hükümler
uygulanarak taĢınmazın tespit iĢlemi yapılır. Sınırlandırması yapılan taĢınmaza ait tapu kaydı
bulunamamıĢ ise 3402 sayılı yasadaki zilyedlikle iktisab hükümlerine göre tespit yapılır. Bu
hükümler genel itibariyle ; halen zilyed olunan taĢınmazın malik veya murislerinin en az 20
yıl süre ile nizasız ve fasılasız ve malik sıfatıyla zilyed olunma, bir çalıĢma alanında malikler
itibariyle kuru arazide 100 sulu arazide 40 dönümü geçmeme, ve kullanılan taĢınmazın orta
malı veya devletin hüküm ve tasarrufu altında olup bir amaç ve hizmete tahsis edilmemiĢ
olması özetle zilyedlikle iktisaba elveriĢli taĢınmaz niteliğine sahip olma koĢullarıdır.
Kadastro çalıĢmalarında vergi tahrir kayıtları ve vergi beyannameleri mülkiyeti belirleyici
belgeler olmayıp zilyetlikle birleĢtikleri takdirde taĢınmazın miktarında esas alınacak
belgelerdir. Bununla birlikte yukarıda izah edilen 40/100 dönümlük normların dikkate
alınmasının gerektiği durumlarda miktar fazlası kısım çıkması halinde bu belgelerin varlığı
yine miktar yönünden dikkate alınmaktadır. TaĢınmazın tapu veya vergi kaydının
bulunmaması zilyed adına yazılmayacağı anlamına gelmez.
…………………………………………………………………………………………………
Babamdan kalan taĢınmazlar mirasçıları adına tespit edilir mi ?
Kadastro tespitleri esnasında faydalanılacak belgelerden biri de köy nüfus defteridir.
TaĢınmaz malikinin ölü olması durumunda mirasçıları tarafından ( veraset ilamı gibi)
herhangi bir belge ibraz edilmemesi durumunda köy nüfus defterinden faydalanılır defterde
yazılı mirasçılar ile muhtar ve bilirkiĢi beyanları birbirini doğruluyorsa köy nüfus
defterinde yazılı mirasçılar adına tespitlerin yapılması mümkündür. Aksi halde malikin ölü
olduğu kadastro tutanağının edinme sebebi ve beyanlar hanesinde belirtilerek ölü malik adına
tespit yapılır. Hisselendirme ve mülkiyet türü tespitinde medeni kanun hükümleri uygulanır
…………………………………………………………………………………………………
Maliki olduğum taĢınmazlara ait vergi kayıtlarım var ancak miktarları eksik tespitleri
nasıl yapılır ?
Kadastro tespiti yapılan taĢınmaza ait vergi tahrir kaydı ve 1981 ve öncesine ait vergi
beyannamesi mevcutsa ; muhtar ve bilirkiĢi, miktar fazlası kısmın zilyetlikle iktisaba elveriĢli
yerlerden olmadığı ve taĢınmazda geniĢleme bulunmadığı yönünde beyanda bulunursa, fiili
zemin durumu dikkate alınarak tespit yapılır ve miktar olarak vergi kaydı veya beyannameden
fazla olanın miktarına uyularak miktar fazlası kısım 3402 sayılı yasanın 14.maddesine göre
40/100 dönüme kadar senetsizden verilir ve senetsiz defterine iĢlenir
………………………………………………………………………………………………… Babam 35-40 yıl önce taĢlık bir araziyi canlandırarak tarla haline dönüĢtürdü adıma yazılır mı ?
Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunup herhangi bir amaca tahsis edilmeyen yerler
masraf ve emek sarfıyla tarım alanına dönüĢtürülmesi halinde en az 20 yıl süreyle nizasız ve
malik sıfatıyla zilyed ve tasarruf eden adına tespit yapılır. Ancak bu miktar 3402 sayılı
yasadaki 40/100 dönümlük normu aĢamaz
…………………………………………………………………………………………………
Kadastro esnasında yerlerim yanlıĢ yazılmıĢ. ÇalıĢmalar Ģu an askı suretiyle ilan
ediliyor ne yapmalıyım ?
128
Kadastro tespitlerine, 30 günlük askı ilanı süresi içinde kadastro mahkemesi nezdinde itiraz
mahiyetli dava açılabilir. Bu dava için mutlaka kadastrosu yapılan köy veya mahallenin adli
teĢkilatının bulunduğu yere gelmeye gerek yoktur. Bu dava Türkiye‘ nin herhangi bir yerinde
bulunan sulh, asliye veya kadastro mahkemesi kanalıyla da açılabilir
Kadastro esnasında yerlerim yanlıĢ yazılmıĢ. ÇalıĢmalar devam ediyor ne yapmalıyım?
Yapılan tespit eğer sizce hatalıysa ve buna dair belgeniz varsa çalıĢma yapılan mahalle veya
köyde iĢlerin tamamlandığına dair tanzim edilen tutanağın tarihinden önce kadastro
komisyonuna itirazda bulunabilirsiniz. Belgenizin olmaması durumunda çalıĢmaların askı
suretiyle tebliği süresince Kadastro Mahkemesine itiraz mahiyetli dava açabilirsiniz
Kadastro esnasında yerlerim yanlıĢ yazılmıĢ. Ġlan süresince de farkına varamadığımdan
yapılan tespitler kesinleĢmiĢ. Ne yapmam gerekiyor ?
Kadastro tespitleri kesinleĢtikten sonra , kadastrodan önceki sebeplere dayalı olarak dava
açma hakkı kesinleĢme tarihinden itibaren 10 yıl dır. Bu süreyi geçirmeden genel
mahkemelerde (asliye ve sulh hukuk mahkemeleri) dava açmanız gerekmektedir. Aksi halde
hak kaybına uğramıĢ olursunuz
…………………………………………………………………………………………………
TaĢınmazımla ilgili daha önce dava açmıĢtım. Köyümüze kadastro girdi, davam nasıl
etkilenir? Kadastro çalıĢmaları baĢlamadan önce çalıĢma alanının idari sınır olarak bağlı olduğu köy veya
mahallenin yetki alanına giren mahkemelerden çalıĢma alanıyla ilgili kadastroyu ilgilendiren davaların listesi istenir. Bu listede belirtilen davalarla ilgili taĢınmazlar muhtar, bilirkiĢi, davalı veya
davacı bilgileri ve gerektiğinde dava dosyası incelenerek tespit edilir. Davalı taĢınmaz davanın
niteliğine göre mülkiyeti, sınırı veya yüzölçümü tespit edilmeden, taĢınmaz hakkındaki edinilen
bilgiler kadastro tutanağının edinme sebebinde izah edilerek kadastro mahkemesine gönderilmek üzere davalı olarak tespit yapılır. TaĢınmazla ilgili tutanak ve diğer evraklar kadastro mahkemesine
gönderilir ve hukuk mahkemesine de tutanak tanzim edilip kadastro mahkemesine gönderildiği
yönünde bilgi verilir. Herhangi bir taĢınmazla ilgili kadastro tutanağı tanzim edildiğinde kadastro ile ilgili davalarda yetkili mahkeme kadastro mahkemesi olduğundan parselinizle ilgili dava halen
görülmekte olan mahkemede tutanak tanzim edilinceye kadar devam eder bu tarihten sonra görev
kadastro mahkemesinindir davanıza kadastro mahkemesinde bakılır …………………………………………………………………………………………………
Babama ait arsa üzerine ev yaptım. Ancak babam bu yerimin kendi adına tespit
edilmesini istiyor. Evimin hukuki durumu nasıl tespit edilir ?
Medeni Kanunun yürürlüğe girmesinden önce yer baĢkasının üzerindeki eĢya baĢkasının
olabilecek Ģekilde tapu tesisi mümkündü. Medeni Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra bu
ikili kullanıma son verilmiĢtir. Babanızın uygun muvafakati olmadan üzerin e bina inĢa
ettiğiniz arsanın adınıza tespit edilmesi mümkün değildir. Ancak söz konusu parselin tapu
kütüğünün beyanlar hanesine de iĢlenmek üzere arsa üzerindeki evin (muhdesat olarak) cinsi,
kime ait olduğu ve iktisab sebebi açıklanarak kadastro tutanağının beyanlar sütununa
belirtme yapılır. Ancak bu belirtme sürekli ve ayni bir hak meydana getirmez, fiili durumun
belirtilmesi anlamını taĢır
…………………………………………………………………………………………………
TaĢınmazımın yüzölçümü kadastro esnasında eksik hesaplanmıĢ. Düzeltilmesi mümkün
mü ?
3402 sayılı yasa, evrakına aykırı olarak tescil edilen idaremizden kaynaklanan maddi hataları
düzeltme olanağını mümkün kılmıĢtır. Bu çerçevede yapılacak incelemede hata olduğu iddia
edilen parsele ait paftanın zemine uygunluğu belirlendikten sonra yapılacak hesaplamada
yüzölçüm hatası tespit edildiği takdirde hata düzeltilerek ilgililere varsa itirazlarını tebliğ
tarihinden itibaren 30 gün içinde sulh hukuk mahkemesine yapabilecekleri belirtilerek tebliğ
edilir. Ġtiraz süresi geçtikten sonra düzeltmeye itiraz mahiyetli dava açılmadığı yönünde sulh
mahkemesinden yazılı bilgi alındıktan sonra düzeltme kesinleĢtirilerek fenni klasörü ve tapu
kütüğü sayfasında gerekli düzeltme yapılır. Ġlgililerince dava açıldığı takdirde dava sonucuna
göre iĢlem yapılır. Bu iĢlemler devam ederken tapu kütüğü sayfasına düzeltme iĢlemlerinin
baĢlatıldığı yönünde belirtme yapılarak 3. Ģahısların bu düzeltmeden haberdar edilmesi
sağlanır
…………………………………………………………………………………………………
129
Hangi tür taĢınmazlar zilyetlikle iktisab edilemez ?
Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunup herhangi bir kamu hizmetine tahsis edilen
yerler, ormanlar, orta malları, özel kanunlar uyarınca devlete kalan taĢınmazlar ile
belediyelerin imar planları içinde bulunan sahipsiz yerler, çay-dere-ırmak yatakları imar-ihya
suretiyle de olsa kazandırıcı zamanaĢımı suretiyle zilyetlikle iktisap edilemez
…………………………………………………………………………………………………
Sulu arazi ve susuz arazi neye göre belirlenir ?
Kadastro kanununda geçen sulu ve susuz arazi ; arazinin devlet tarafından sulanıp
sulanmadığı yönü dikkate alınarak belirlenir(3083 sayılı yasa). Devlet tarafından sulanan
arazi ―sulu toprak‖ , devlet tarafından sulanmayan arazi ―kuru toprak‖ olarak değerlendirilir
-Aramızda düzenlediğimiz adi senetle yer aldım. Tespit kimin adına yapılır ?
Satın aldığınız taĢınmaz tapuda kayıtlı ise ;
-satıĢ tarihinden itibaren 10 yıl süreyle çekiĢmesiz ve aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet
olmamanız halinde tapu kayıt maliki veya ölü ise mirasçılarının muvafakati aranarak,
-satıĢ tarihinden itibaren 10 yıl geçmesi halinde ise kayıt malik veya mirasçılarının beyanı
veya herhangi bir belge veya bilirkiĢi yahut tanık sözleriyle satıĢı ve en az on yıl süreyle
çekiĢmesiz ve aralıksız malik sıfatıyla zilyetliğinizi ispat ettiğiniz takdirde muvafakat
aranmadan bu belge veya beyan doğrultusunda,
tespit adınıza yapılır.
Satın aldığınız taĢınmaz tapuda kayıtlı değilse bilirkiĢi veya tanık beyanlarıyla doğrulanması
halinde adınıza tespit görebilir. Aranızda düzenlediğiniz adi senedin doğruluğu yönünde farklı
beyanların olması halinde bilirkiĢi beyanlarına itibar edilir
………………………………………………………………………………………………….
………………………………………………………………………………………………….
………………………………………………………………………………………………….
130
CUMHURİYETİN İLANINDAN GÜNÜMÜZE KADASTRO İLE İLGİLİ KANUNLAR
474 658 743 2613 5602 509 766 3402
Antalya 2001
AKDENĠZ ÜNĠVERSĠTESĠ
TEKNĠK BĠLĠMLER MESLEK YÜKSEKOKULU
HARĠTA-KADASTRO PROGRAMI
131
CUMHURİYETİN İLANINDAN GÜNÜMÜZE KADASTRO İLE İLGİLİ KANUNLAR
ĠÇĠNDEKĠLER
- GiriĢ
- 474 Elviye-i Selasiye Kanunu
- 658 Kadastro Kanunu
- 743 Türk Kanun-u Medenisi
- 2613 Kadastro Kanunu
- 5602 Tapulama Kanunu
- 509 Tapulama Kanunu
- 766 Tapulama Kanunu
- 3402 Kadastro Kanunu
- Sonuç
- Kanunlarla Ġlgili Tarihler
- Sözlük
- Kaynaklar
132
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi ÇalıĢmaları
Osmanlı miri arazi sisteminin bozulması ve bu arazilerin mülk haline dönüĢümü sonunda
Anadolu‘da bazı yerlerde büyük toprak sahipleri türemiĢti.Bu durum,bilhassa nüfus
yoğunluğunun az olduğu yerlerde daha belirgindi.Ġmparatorluğun yıkılması,istiklal
savaĢımızın kazanılması sonucu kurulan yeni Türkiye Cumhuriyeti bir çok meselelerle karĢı
karĢıyaydı.Bunların bir kısmı yapılan inkilaplarla çözümlenmiĢtir.Ancak,toprak sorunları ve
kadastrosunun çözümü uzun zaman gerektirdiği için belirli bir sonuca ulaĢılamamıĢtır.Bu
dönemde yapılması düĢünülen en önemli iĢler,kadastro ve buna bağlı olarak toprak ve tarım
reformu çalıĢmaları olmuĢtur.Bu çalıĢmalar kanunlar ele alınarak ,aĢağıdaki hiyerarĢide
incelenmiĢtir.Kanunlar 474,658,743,2613,5602,509,766,3402 ‗dir.
Bu notlar farklı birçok kaynaktan yararlanılarak oluĢturulmuĢtur.Bunlar,notların sonunda
kaynaklar bölümünde belirtilmiĢtir.
474 Elviye-i Selasiye Kanunu
T.C‘nin kuruluĢundan sonra ilk kadastral nitelikli çalıĢmalar,1921 Moskova AnlaĢması ile
Türkiye sınırları içine alınan Kars,Ardahan;Artvin Ġlleri Ve çevresinde yapılmıĢtır.Bu
çalıĢmalar 10.04.1924 gün ve 474 sayılı Artvin,Ardahan,Kars vilayetleri ile Kulp,Iğdır
kazaları ve Hopa Kazasının KemalpaĢa Nahiyesindeki Araziler Hakkında Tasarrufa Ait
Kanun‖ uyarınca yapılmıĢtır.
Bu kanunun 6.maddesi aĢağıdaki gibidir.
―Madde.6-Artvin,Ardahan,Kars illeri ile Kulp,Iğdır ilçeleri ile ve Hopa ilçesinin Kemal PaĢa
bucağındaki bütün arazi ve gayrimenkul mallar bir özel kurul eliyle yazılır ve gelirleri ile
değerleri usulen tahmin ve tayin edilir.‖
Kanun bu hükmü ile,o günün ihtiyaçlarına uygun bir kadastro öngörülmüştür.Taşınmazların
mülkiyetleri belirlenecek,taşınmazların gelirleri ve değerleri tahmin ve tayin
edilecek,taşınmazlar ölçülerek ve plana bağlanacaktır.Ancak,Tapu ve Kadastro Genel
Müdürlüğü bu çalışmaları,düzenlenmiş olması gereken planların birer örnekleri Genel
Müdürlük merkez arşivinde bulunmadığından,kadastro niteliğinde kabul etmemektedir.Bu
belgeler sadece anlaşmazlıkların çözümünde mahkemelere belge olarak sunulmaktadır.
658 Kadastro Kanunu Tüm Türkiye sınırları içinde tam bir kadastro uygulaması gerçekleĢtirmek amacıyla
22.04.1925 tarih ve 658 sayılı kadastro kanunu çıkarılmıĢtır.Bu kanun ile Tapu Genel
Müdürlüğü bünyesinde bir kadastro teĢkilatı kurularak,taĢınmaz malların mülkiyet ve
sınırların belirlenmesi konum ve ekonomik durumlarına göre sınıflarının tesbit edilmesi
amaçlanmıĢ ve kanuna göre sınıflarının tesbit edilmesi amaçlanmıĢ ve kanuna göre bazı
büyük illerde çalıĢmalar yapılmıĢtır.Bu kanunun 1.maddesi,amaçlanan kadastronun ödevleri
ve içeriğini Ģöylece belirlenmiĢtir:
“Taşınmazlara ait hukuki işlemlerin yapılamasına ve belgelenmesine,taşınmazların geometrik
konumlarını,yüzölçümlerini,mevkilerini,mevkilerini ve geometrik durumlarını
133
göstermeye;taşınmaz vergisinin belirlenmesine yarayacak defter ve belgelerin düzenlenmesi
ve korunması....”
Bu kanunun özellikle gerekçesi kadastrosunun amaç ve ödevlerine açıklık getirmektedir:
―TaĢınmazların sınırlarının belirlenmesi,taĢınmazlar üzerindeki haklar ve yükümlülükler ile
her bir taĢınmazın konumuna ve ekonomik durumuna göre sınıfının tesbiti ve yazımı
iĢlemi;devlet ile halk arasındaki karĢılıklı hak ve ödevlerin yerine getirilmesi bakımından
büyük önem ve gereklilik kazanmıĢtır...‖
Kanunun gerekçesinde,kadastronun yararları aĢağıdaki gibi sayılmıĢtır:
“Kadastro,taşınmazların yanlızca mali yönü ile vergi miktarını belirleyen bir kamu hizmeti
olarak görülmemelidir.
Kadastro:
- YerleĢme alanlarında ve tarımsal alanlarda yol,demiryolu,su kanalı,sanayi
bölgelerinde ve belediye hizmetlerinde altlık olarak kullanılan,
- Devretme,ayırma,birleĢtirme,rehin verme,miras yolu ile bırakma,teminat,haciz
vb.yollarla taĢınmaz üzerinde oluĢan değiĢiklik ve olayları izlemeyi amaç edinen,
- Her tür taĢınmazın,değerini belirlemeye altlık olan,
- Sosyal ve ekonomik her tür sorun ve yatırımlara altlık olan ve bu amaçla gereken
bilgileri,mekanla iliĢkili bir kamu hizmetidir.
Bu kanun tasarısının TBMM‘a incelenmesi sırasında kurulan Özel Kadastro
Komisyonunda;kadastrom hakkında ilginç değerlendirmeler yapılmıĢtır;
- Kadastro harita ile yakında ilgilidir ve haritasız kadastro düĢünülemez.
- Kadastro,Avrupa‘da hemen hemen birbuçuk yüzyıl önce baĢlamıĢ ve
taĢınmazlardan alınacak vergilerin adilane biçimde belirlenmesi,taĢınmazların
tasarrufu iĢlemelerinin düzene sokulması ve güven içinde yürütülmesi,yol
demiryolu,kanal yapımı,bataklıkların kurutulması,akarsu yataklarının
düzenlenmesi,ormanlardan ve Hazine topraklarından en uygun ve ekonomik
biçimde yararlanabilmesi,Ġmar planlarının hazırlanabilmesi ve imar uygulamasının
sorunsuz gerçekleĢmesi,ve benzeri alanlarda kullanılmaktadır.
Bu kanunda çağdaĢ çok amaçlı kadastro‘ya yönelik bir anlayıĢ görülmektedir.Kanunun
gerekçesinde bu aĢağıdaki ifadelerden kolayca anlaĢılabilir;
Kadastro,taĢınmazların yanlızca mali yönü ile vergi miktarlarını belirleyen bir
kamu hizmeti olarak görülmektedir.
Kadastro;
o YerleĢme alanlarında ve tarımsal alanlarda yol,demiryolu,su kanalı,sanayi
bölgelerinde ve belediye hizmetlerinde altlık olarak kullanılan,
o Devretme,ayırma,birleĢtirme,rehin verme,miras yolu ile bırakma,teminat,haciz
vb. yollarla taĢınmazlar üzerinde oluĢan değiĢiklikler ve olayları izlemeyi amaç
edinen,
o Her tür taĢınmazın değerini belirlemeye altlık olan,
o Sosyal ve ekonomik her tür sorun ve yatırımlara altlık olan ve bu amaçla
gereken bilgileri,mekanla iliĢkili biçimde verebilen bir kamu hizmetidir.
Yukarıda açıklandığı gibi bu kanun çok kapsamlı konuları ihtiva etmiĢtir.Bu kanun 10 yıllık
uygulaması sonucunda çıkarılan hukuki ve teknik konulara çözüm bulmak amacıyla 2613
sayılı kanun gelmiĢtir.
743 Türk Kanun‟u Medenisi
4 Ekim 1926 ‗da 743 sayılı ―Türk Kanun-u Medenisi‖ (Medeni Kanun) yürürlüğe
girdi.Ġsviçre Medeni Kanunu(Code Civile) esas alınmak suretiyle hazırlanan bu kanuna
göre,810 sayılı ―Senetsiz Mülklerin Senede Bağlanması ile ilgili Kanun‖ yürürlükten kalkmıĢ
134
ve eski tip arazi rejimi uygulamasına son verilmiĢtir.Böylece ―MECELLE‖ kaldırılarak,tek tip
arazi ve rakabe (yalın,kuru.çıplak mülkiyet;sahiplik hali)ile tasarruf hakkını aynı elde
toplayan mutlak mülkiyet esası getirilmiĢ oluyordu.
Medeni Kanun‟un yürürlüğe girdiği sıralarda fiili tasarrufu ellerinde bulunduranların malik
olacağı şüphesizdi.Ancak,bunu daha da sağlamlaştırmak için “iktisab-ı mürur-u
zaman”(zaman aşımı yoluyla kazanma)müessesine başvurulmuştur.Böylece
devlet,rakabe(yalın,kuru.çıplak mülkiyet;sahiplik hali) hakkında kesin olarak vazgeçilmiş
oluyordu.Medeni Kanun‟un “ayni haklar”(eşya hukuku)bölümünün 618.maddesi mülkiyet
hakkını açıklar.Buna göre,mutlak bir mülkiyet hakkı vardır.639.madde ise;”tapusuz araziyi
nizasız fasılasız 20 yıl elinde bulunduran kimsenin bu araziye malik olacağı
hakkındadır.Kanunun yürürlüğe girmesinden bu yana 20 yılı aşkın bir zaman geçmiş olduğu
için artık miri arazi değil mülk arazi söz konusudur.O halde,yapılması düşünülen bir toprak
reformu için miri arazi vasfının mer‟i(hükmü geçer)olduğunu iddia etmek ve hiçbir bedel
ödemeden arazilere el koyarak toprağı olmayan çiftçilere dağıtmak hukuka aykırı olur.Bunu
sağlamak,Medeni Kanun „un arazi ile ilgili hükümlerini inkar anlamına gelir.Bu durumda
toprak reformunun yapılması öncelikle kamulaştırmayı ,kamulaştırma da kadastro‟yu gerekli
kılmaktır.
Medeni Kanun taşınmaz malların sınırlarını da belirtmiştir.Buna göre bir taşınmazın yatay ve
düşey olmak üzere iki sınırı vardır.Bir araziye sahip olan,onun altına ve üstüne
sahiptir.Bu,mülkiyetin düşey sınırıdır.Yatay sınırı ise,plan ve arazi üzerine konulmuş
işaretlerle tayin edilir.(Md.644-645)
2613 Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu
658 sayılı kadastro kanununun 10 yıllık uygulaması sonucunda,bu Kanunun uygulaması
sırasında karĢılaĢılan hukuki ve teknik sorunlara,edinilen tecrübeler ıĢığında çözümler
getirmek üzere ve 1926 yılında kabul edilen Türk Medeni Kanunu ile 1930 yılında yürürlüğe
konmuĢ olan Tapu Sicil Tüzüğüne uygun düĢecek bir Kadastro Kanun ‘nun çıkarılması
düĢünülmüĢ ve 15.12.1934 günlü 2613 sayılı ―Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu ile yürürlüğe
konulmuĢtur.26 Haziran 1987 gün ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu ile yürürlükten kaldıran
bu Kanunun gerekçesi özet olarak aĢağıdaki gibidir:
Avrupa,özellikle Ġsviçre ve Fransa kadastroları baĢlıca Ģu üç kısımdan oluĢmaktadır:
- Tahdit ve tahrir emlak,
- TaĢınmaz mal değer takdiri,
- Nirengi ve poligon tesisi ile bunlara dayalı arazi ölçümü.
TaĢınmaz mal değer belirleme iĢleri ile konuya iliĢkin kanunlar gereğince Maliye Bakanlığı
Gelirler Genel Müdürlüğü ilgilenmektedir.Bundan dolayı kadastro kadastro
ekiplerinin,yeniden değer tesbiti iĢleri ile uğraĢmaları ayrı bir emek ve masraf sarfına neden
olacağından,kadastro rakiplerine bu konuya iliĢkin bir görev verilmemiĢtir.
2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu,kadastronun amaç ve ödevleri 1.maddesinde
Ģöylece belirlenmiĢtir.
Madde.1- Kadastro,taĢınmaz malların hukuki ve geometrik durumlarını tesbit eder ve gösterir.
Böylece,gerekçede açıklanan nedene uygun olarak,Türkiye kadastrosu taĢınmaz
vergilendirmeye iliĢkin ödevlerini terketmiĢ ve sadece taĢınmaz taĢınmaz malların
135
mülkiyetlerini belirleme,sınırlandırma ve yazımı iĢlerini yürütür olmuĢtur.TaĢınmaz mal
değerlerinin belirlenmesine iliĢkin ödevlerin kadastro dıĢında bırakılması,kadastronun hızlı ve
ekonomik biçimde üretimi amacına yöneliktir.Ancak,Kadastrodan kopuk değer
belirleme,taĢınmaz vergilendirmede olsun kamulaĢtırmada ya da tapu harçlarının
belirlenmesinde olsun,sürekli doğan mali sorunların temel nedeni olmuĢtur.
AĢağıdaki kanundan alınmıĢ olan alıntı,kanunun uygulamasını da açıklamaktadır.
Bu kanunun amacı gayrimenkul malların hukuki ve hendesi vaziyetlerini tespit ile
―kadastrosunu‖çıkarmak, ayrıca Maliye Vekaletin için gerekli görülen yerlerin tapu tahririni
yapmaktır,diyen kanun ayrıca aĢağıdaki bilgileri de içermektedir.
Yukarıdaki açıklamanın, uygulamadaki ayrıntıları aĢağıda belirtilmektedir.
Masrafların yüzde ellisi belediyelerince karĢılanan Ģehir ve kasabaların tapu tahriri ve
kadastro iĢlemlerinin yapılmasına yasanın 6. maddesi uyarınca öncelik verilebilir.Bu yasanın
―tahdit‖ iĢlerini düzenleyen 15. ve izleyen maddelerinde gayrimenkuller üzerinde hak sahibi
olanlarının haklarının, taĢınmazlarının sınırlarının ve diğer hususlarının , ―kadastro
komisyonları postalarınca‖nasıl ve ne suretle saptanacağı açıklanmıĢtır.
Kanunun 22. maddesinde komisyonun yapacağı iĢler açıklanmıĢtır.bu iĢlerden belli baĢları 22.
maddenin (d) ve (e) bentlerinde , Ģöylece belirlenmiĢtir :
Madde 22 (d) Gayrimenkul mal, tapu sicilinde ki sahibi varisleri namına kaydolunur.Bu
Gayrimenkul üzerinde ayni veya Ģahsi bir hak mevcut ise veya aile yurdu tesis edilmiĢ ise
keyfiyet sicile kayıt ve Ģerh tesis olunur.
(e) Tefevvüz veya tedavül tarik ile temellük edile geldiği vesikalar ile yahut vukuf erbabının
sözleri ile anlaĢılan gayrimenkul mallar, esasen tapu senedine bağlı olup olmadığına ve
tasarruf müddetinin müruru zaman haddine varıp varılmadığına bakılmayarak sahii namına
kaydolur.
Bu kanun önemli bazı hükümleri de ―hükümetçe hudut üzerinden yapılmıĢ olan satıĢlarla―
ilgili 23 maddesince açıklanmıĢtır.Bu maddede ―.....hükümetçe yalnız miktar üzerinde
satılmıĢ ve kayıtlarında bu suretle gösterilmiĢ olan gayrimenkul malların miktarında zuhur
edecek fazla kısım, yüzde onu geçmiyorsa zilyedi namına paranız kayd....‖olunacağı
açıklanmakta ve ayrıca ―mübadil, muhacir mültecilere 1341 (1925) yılı muvazene-i Umumiye
Kanunun 23. maddesinin (A) fıkrası mucibince topraksız halka tevzi ve tefviz ve temlik
edilmiĢ olan gayrimenkul mallarda zuhur eden fazlalık bu hükümden müstesna olup
bilmeseha taayyün edecek fazla miktar 1331 ve 1771 ve 1866 sayılı kanunlara göre muamele
görmek üzere zilyedleri namına kayd...‖ hükmünü getirmiĢtir.
Görüldüğü gibi ―Kadastro Tapu Tahriri Kanunu‖ da hazine taĢınmaz malları üzerinde
mülkiyeti kazandırıcı özel bir yasadır.
2613 sayılı Kadastro Tapu Tahriri Kanununa göre tescil iĢlemlerini yürütecek teĢkilat, yasanın
9.maddesi ile baĢlayan ―birinci‖ faslında açıklanmıĢtır.
9.maddede, kadastro ve tahrir yapılmaya baĢlayan mıntıkalarda bu iĢlerin bir ―müdür‖
tarafından idare olunacağı ve 10. maddede bu müdürün baĢkanlığı altında bir komisyon
kurulacağı ve 13.maddede her komisyon emrine lüzumu kadar tapu, fen memuru ve
katiplerden kurulu‖postalar‖verileceği açıklanmıĢtır.
2613 sayılı kanunun 15. maddesi ile baĢlayan ―ikici faslı‖ ―tehdit‖ iĢlerine dairdir.
Bu 15.maddede ve izleyen maddelerde kadastrosuna baĢlayan Ģehir, kasaba ve köylerin
sınırlarının tayini iĢleri açıklanır, yasanın 10. maddesinde de gayrimenkul sahiplerine postalar
tarafından beyannameleri dağıtılacağı ve bunların nasıl doldurulacağı ve ekleri belirtilir.
Alakalılar tarafından doldurulan beyannamelerin postalar tarafından komisyona verilmesi
üzerine bu komisyonlar tarafından yapılacak iĢler 22.maddede açıklanır.Bu maddeye göre
komisyonca yapılan ilanlar üzerine, postalar tarafından dosyası ile beraber verilen
beyannameler tetkik olunarak gayrimenkul mallar maddede tetkik olunarak gayrimenkul
mallar maddede 6. bent içinde açıklanan sahipleri adına tapuya yakıt ve tescil olunurlar.
Tapuya tescil iĢlemlerinin hangi hükümlere göre yapılacağı ve bu hususta komisyonun görev
ve yetkileri yasanın 23,24,25, ve 26. maddesinde açıklanmıĢtır.komisyonların yapacakları bu
―tasarruf tetkikleri‖ ortaya çıkacak anlaĢmazlıkların halli 4. fasıl‘ın 27.maddesinde açıklanmıĢ
136
bulunmaktadır.Bu maddeye göre, kadastroyu ve tahriri ilgilendiren her türlü anlaĢmazlıklar
kurulacak olan ―Kadastro Mahkemelerince‖ halledilecektir.bu mahkemeler 38. maddede
belirtildiği gibi ‖veraset senedi‖ (mirasçı belgesi) vermeye de yetkilidirler.
Ancak, 2613 sayılı kanun 12.maddesine dayanılarak kurulan bu ―Kadastro Mahkemeleri‖ bu
12.maddeyi yürürlükten kaldırılan 1.3.1950 tarihli 5572 sayılı yasayla iptal
edilmiĢtir.Kadastro mahkemelerinin ortadan kaldırılmasıyla doğan boĢluk uzun seneler
sürmüĢ ve 12 Mayıs 1966 gününde yürürlüğe giren 766 sayılı Tapulama kanunun 47.
maddesiyle ―Tapulama Mahkemesi‖ adıyla kurularak görev ve yetkileri belirlenmiĢtir.
Tapulama Mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde bu görevler genel mahkemelerce yürütülür.
2613 sayılı Kadastro Tapu Tahriri Kanunu taĢınmaz malların hendesi (geometrik) ve hukuki
durumlarını tespit etmekle gerçekleĢtirmek istediği amaç, yasanın ―tasarruf tetkikleri‖ baĢlığı
altındaki 22. maddesindeki hükümlerle gerçekleĢtirilebilir.bu madde 766 sayılı Tapu Kanunun
32. maddesi ile hemen hemen koĢut hükümleri kapsar.
Tasarruf tetkikleri, yani 22. maddedeki komisyon, kadastronun hukuki ağırlığını taĢır ve
tetkik bir iĢ olmakla beraber, hukuki sorunlara da çözüm getirmesi bakımından önemlidir.
Son olarak yasanın 22.maddesinin b,c,d,e,f ve h bentlerinde gayrimenkullerin (taĢınmazların)
ya komisyonlarca tayin olunan sahipleri namına ya devlet namına ―kayd‖ olunması Ģeklinde
ifade olunan iĢlemi ―kadastro‖ bölgelerinde postaların tahdit ve komisyonların tasarruf
durumu inceledikleri gayrimenkuller, ona iliĢkin haklarla birlikte ―tapu sicilindeki maliki
namına tespit ve tescil edilir‖biçiminde ki kural bu yasanın esas amacını belirler.
2613 sayılı yasanın bir de tüzüğü vardır. Kadastro Tapu Tahriri Nizannamesi‖adını taĢıyan bu
tüzüğün 25, maddesi devletin özel mülkiyetinde olmayan (yani hüküm ve tasarrufu altında
olan yerler Bkz bu kitapta aynı madde) ham topraklardan veyahut taĢlık, pınarlıktan açılan
yerlerin tescili ve yine devletin hususi mülkiyetinde bulunan araziden imar edilen yerlerin
tescili için ve bu iĢlemlerin koĢulları hakkında açıklayıcı hükümler getirmiĢtir.
5602 Tapulama Kanunu
2613 ve Kadastro Tapu Tahriri Kanunu bütün ülke topraklarında uygulanmak üzere, köy-
kent ayrımı yapmadan uygulanmak üzere hazırlanmıĢtır.ancak, kanunun uygulamada
bulunduğu sürece il ve ilçe sınırları içinde kadastro yapımına öncelik ve ağırlık verildiği
görülmüĢtür.uygulamanın kent topraklarına özgü kalması, çalıĢmaların yavaĢ yürümesi ve
bunlara ek olarak ikinci dünya savaĢı sonrasında tasarımın önem kazanması üzerine, köy ve
bucakların kadastrosunu yapmak üzere 15.3.1950.gün ve 5602 sayılı Tapulama Kanunu
yürürlüğe konulmuĢtur.
Bu kanun gerekçesinde, kanun amaç ve ödevleri ile ilgili aĢağıdaki görüĢlere yer
verilmiĢtir.
Medeni kanunumuzun uygulama tarihinden bu güne (1950) kadar yirmi yılı aşan bir
zaman geçtiği halde özel ve tüzel kişilerin tasarrufları altında bulunan ve sayılar 30 milyonu
aştığı taşınmazların anılan kanun amaçladığı biçimde ve anlamda tapu sicilleri henüz
oluşturulamamıştır.
Hukuk hayatımızda büyük bir atılım olan Medeni Kanunumuz tapu sicillerini,
Ayni haklar (eĢyaya iliĢkin haklar) için en büyük güvence saymıĢ,
Tapu sicilinde kayıtlı olan taĢınmazlar için zaman aĢımı kabul etmemiĢ,
Tapu memuru huzurunda ve resmi senet düzenlenmedikçe, mülk edinme
hükümsüz kabul edilmiĢ,
137
TaĢınmazlar üzerinde haciz borçların zaman aĢımı nedeni ile düĢmesini önüne
geçilmiĢ,
Bütün ayni hakların ancak tapuya tescil sonucu kazanılması,
Sicillerde oluĢacak hatalardan devletin sorumlu olması esas ve ilkeleri altında düzenlenmiĢtir.
Medeni Kanunumuz, sınır anlaĢmazlıklarında planı esas aldığı halde,halen sınırlı sayıda
kadastrosu yapılmıĢ Ģehir ve kasaba merkezleri dıĢında, taĢınmazların plan ve paftaları
olmadığı gibi, malikini, intifa hakkı sahibini, taĢınmazın lehinde ve aleyhinde olan geçit
haklarını ve taĢınmaz yükümlülüklerini tapu kütük ve belgeleri de mevcut değildir.
Bu gün vatandaĢların tasarrufların altında buluna taĢınmazların % 60 dan tapusuz tasarrufları
altındadır. Tapu da kayıtlı olanlar ise, değiĢiklikler izlenmediğinden hukuki değerlerini
kaybetmiĢlerdir.
VatandaĢlar arasında vuruĢmaya kadar varan taĢınmaz anlaĢmazlıklarının nedenini,
vatandaĢlar için güven verici tapu kaydı olmamasında aramak yerinde olur.
Gerekli Türk Medeni Kanununa ve gerekse Tapu Sicil Kütüğüne göre :
mülkiyet hakları
irtifak (yükümlenim, geçit) hakları ve taĢınmaz yükümlülükler,
diğer Ģerhler ve kısıtlamalar,
tedbir karaları,
hacizler, tesisler
vb. gerek geçici gerekse sürekli nitelikte bulunan ve kamu düzenini korumak amacıyla
kanunların açıkça gösterdiği hak ve menfaatler, tapu siciline kaydedilmek suretiyle ve devlet
sorumluluğu altında korumak istenmiĢtir.‖
Tapulama Kanunu gerekçesinde kadastronun yararı üç grup altında toplanarak
aĢağıdaki gibi açıklanmıĢtır :
a) Toplumsal yarar
Bugün istatistikler göstermektedir ki, halk arasında oluĢan anlaĢmazlıkların çoğu, taĢınmaz
mülkiyetinden ve buna ait hakların kullanılmasından doğmaktadır.esaslı planlara dayanan
sınırlandırmalar karĢısında iki tarafında kendisini haklı görmesine imkan yoktur.
AnlaĢmazlıklar karĢılıklı patlamaları, sürekli kin ve düĢmanlıkları kamçılamaktadır.hukuki
olsun cezai olsun mahkemelere aktarılan olaylar ekonomik alanda da kendisini göstermekte
vatandaĢlar iĢlerinden ayrılarak mahkeme koridorlarında vakit kaybetmektedirler.
Bütün bu sakıncaları önlemek,ancak kadastronun ülke ölçüsünde gerçekleĢtirilmesine
bağlıdır.
b) Ekonomik yarar
Ülkede büyük ölçüde taĢınmaz serveti vardır.Medeni Kanunumuz, taĢınmaz mallar karĢılık
gösterilerek tedavülü düzenlenmiĢ olmasına rağmen, kadastro yapılmamıĢ olması nedeniyle
Medeni Kanun bu hükümleri güvenli ve serbest bir uygulamaya konu olmamıĢtır.kredi
sisteminin temelini kadastro oluĢturmaktadır.
Kadastro sonrası oluĢacak tapu sicilleri sayesinde taĢınmaz mallara tedavül gücü
kazandırılabilir.
c) Mali yarar
Ülkede uygulanan bir çok vergiler kadastral verilere dayanmaktadır.bina, arazi ve buna ek
vergiler, kazanç vergileri vb. taĢınmazın gelirine dayanmaktadır.bir mali reform biçiminde ele
alınan ve üzerinde incelmeler yapılan Gelir Vergisinin, kadastrosu tamamlanmıĢ bir ülkede
baĢarı ile uygulanması çok zordur.
138
Gelir vergisi sistemine girilmesi bir zorunluluk olduğuna göre kadastro çalıĢmalarının bir an
önce sonuçlandırılması, vergilerin gelirle orantılı ve adilane toplanmasında baĢlıca neden
olacaktır.
Bundan baĢka kadastro çalıĢmaları sonucunda kanunlar ve anlaĢmalar gereği hazineye ait olan
ve fakat haksız olarak Ģunun bunun elinde bulunan bir çok taĢınmaz malın ortaya çıkması
mümkün olacak ve bu durumda ayrıca hazineye gelir getirilen bir sonuç sağlayacaktır‖
5602 sayılı Tapulama Kanunu „ nun hazırlanıĢ gerekçesinde bazı ilginç bölümlerde
aĢağıdadır:
“...........
Hukuk hayatımızda bir çok atılım yaramıĢ olan Medeni Kanunumuz tapu sicilleri ayni
haklar için en büyük güvence saymıĢ ve itibarla ;
- tapu sicilinde kayıtlı taĢınmaz mallar için zaman aĢımı olmayacağı,
- taĢınmaz mallar üzerindeki ipotek-haciz borçlarının zaman aĢımı nedeniyle
düĢmesinin önüne geçileceği
- tapu memuru önünde ve resmi senet düzenlenmedikçe taĢınmaz malın mülkiyetini
edinene iliĢkin tasarrufların hükümsüz olacağı,
- bütün ayni hakların ancak tapuya tescil ile kazanılabileceği,
- tapu sicillerinde oluĢacak yanlıĢlıklardan Devletin sorumlu olacağı, esas ilkelerini
getirmiĢtir.
Medeni Kanunumuz, sınır anlaĢmazlıklarında kadastro planı esas alınmıĢtır .
Bunlardan baĢka, yurttaĢlar arasında vuruĢmaya kadar varan taĢınmaz mal anlaĢmazlıklarının
nedenini, güven verici bir tapu kaydının olmamasında aramak yerinde olur.
1950 yılında başlayan tapulama çalışmalarında edinilen tecrübeler ışığında ve uygulamalar
sırasında karşılaşılan sorunlara daha uygun çözümler bulmak amacıyla, 1964 yılında 509
sayılı Tapulama Kanunu, bu kanun Anayasa Mahkemesince şekil yönünden iptal edilmesi
üzerine, aynı hükümlere sahip 766 sayılı Tapulama Kanunu 1966 yılında yürürlüğe
konulmuştur.766 sayılı Tapulama kanunu 26 Haziran 1987 gün ve 3402 sayılı Kadastro
Kanunu ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Bu tarihsel süreç,bundan sonraki konularda ayrıntılar ile açıklanmıĢtır.
766 Tapulama Kanunu
766 sayılı Tapulama Kanunu ile çok önceki yılardan baĢlayarak:24 Nisan 1926 günlü 810
sayılı Hakkı karar ve senetsiz Tasarruflara Dair Yasa;501 sayılı T.B.M.M kararı;hukuki
Kıymetlerini KaybetmiĢ Gayrimenkullerin Tasfiyesine Dair 1515 ve 5519 sayılı
kanunlar,2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu;bu kanun bazı maddelerini değiĢtiren
6091,6335,6383 sayılı kanunlar ve 17.07.1964 günlü,509 sayılı kanunlar,ülkemizde eski
devirlerden bu yana süre gelen tapusuz tasarrufları önlemeye ,taĢınmaz mal tasarruflarındaki
düzensizliği gidermeye ve bunlara sağlam bir düzen vermeye ve nihayet tapusuzluk problemi
çözmeye yetmemiĢtir.
139
766 ‗dan önce 810,501,1515,5519,2613 6091,6335,6383,509
Daha sonra da 16.11.1965‘de 509 sayılı Tapulama Kanunu‘nun tümü Anayasa Mahkemesinin
E.1964/38,K.1965/59 sayılı kararıyla Ģekil yönünden (12 Mayıs 1966 tarihine kadar
yürürlükte kalmak kaydıyla)
Ġptal edilmiĢtir.Bunun yerine kanun koyucu,yürürlük tarihini 99.maddesiyle 12 Mayıs 1966
olarak saptadığı,28 Haziran 1966 günlü,766 sayılı yeni bir ―Tapulama Kanunu‖yürürlüğe
koymuĢtur.
Not:
509 16.11.1965‘de Anayasa mahkemesi iptal etmiĢtir.
√ Ġptal‘e rağmen 12 Mayıs 1966‘ya kadar yürürlükte kalması kararına varıldı.
√ 28 Haziran 1966‘da yürürlüğe konuldu.
Daha sonrada 16.11.1965`de ,509 sayılı Tapulama Kanununun tümü Anayasa Mahkemesinin
E.1964/38,K.1965/59 sayılı kararıyla Ģekil yönünden (12 Mayıs 1966 tarihine kadar
yürürlükte kalmak kaydıyla ) iptal edilmiĢtir.
Bunu yerine kanun koyucu , yürürlük tarihini 99. maddesiyle 12 Mayıs 1966 olarak saptadığı
, 28 Haziran 1966 günlü 766 sayılı yeni bir ―Tapulama Kanununu‖ yürürlüğe koymuĢtur.
766 sayılı Tapulama Kanununun amacı ve uygulama alanı 1. maddesinde Ģöyle belirlenmiĢtir:
―Tapulamaya baĢlandığı tarihte il ve ilçelerin merkez belediyeleri sınırları dıĢında kalan
gayrımenkullerden tapusuz olanlarını bu kanun hükümlerine göre tapulamak ve tapulu
olanlarında kayıtlarını bu kanun hükümlerine göre yenilemek sureti ile kadastro planları
tanzim ve tapu sicilleri tesis olunur.
Bu kanunun tanzim ettiği idari ve kazai faaliyetler kanunun Ģümulu içinde bulunan bütün
gayrimenkuller hakkında kadastro planlarının tanzimini , hak sahiplerinin doğru olarak
tayinini ve tescile tabi gayrımenkullerin sicil harici bırakılmamasını istihdaf eder.
Bu 1. amaç maddesinin temel unsurları (öğeleri) Ģunlardır.
- Tapulama Kanunu uygulama alanı il ve ilçelerin merkez belediye sınırları dıĢıdır
(yani köyler , kırsal alanlardır) il ve ilçelerin merkez belediyeleri sınırları içindeki kadastro
planlarının tanzimi ve tapu sicillerinin tesisi 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri kanunun
hükümleri ile sağlanır.
Yine Tapulama Kanununun 97. maddesi ayrıcalık getiren hükümleri ile , bu kanundaki 33 ve
42. maddelerin, genel hükümlere göre açılmıĢ ve açılacak davalarla , 2613 sayılı kanuna göre
yürütülen kadastro muamelelerinde uygulanabileceği öngörülmüĢtür.
- Yasa uygulama alanı içindeki yerlerdeki gayrımenkullerden ; tapusuz olanların
tapulayacak (Md.33), tapulu olanlarında kayıtlarını ―yenileyecektir‖tir.(Md.32)
-Böylece yasa hak sahiplerini doğru olarak saptayacak,
-Tescile tabi gayrımenkullerin sicil dıĢı bırakmayacaktır.
Tapulama Kanunu 1. maddesi ile baĢlayan birinci bölümde ―Umumi Hükümleri‖ni, 5.
,,maddesi ile baĢlayan ikinci bölümde ―TeĢkilat‖ı , 10. maddesi ile baĢlayan üçüncü bölümde
―Hazırlık iĢlemlerini‖ ,20. maddesi ile baĢlayan dördüncü bölümde ―Tespit ĠĢlerini‖
hükümlere bağlamıĢtır.
Bu dördüncü bölümün en önemli maddesi; plan ve kütüklerin tanzimi ve tapulama
senetlerinin verilmesi ile ilgili 30. maddesidir. Ancak tapulama iĢlerinin tekniğini görebilmek,
140
tescil iĢlerinin mekanizmasını izleyebilmek için 766 sayılı kanunun daha önceki birkaç
maddesine değinmek gerekir. Gayrımenkuller üzerindeki hakların ve hak sahiplerinin tayin ve
tespiti , yasanın 21. maddesinde açıklandığı üzere tapulama teknisyeni ve yardımcısı
tarafından , önceden belirlenmiĢ bir günde mal sahipleri ve sair alakalılar ve yasayla
belirtilmiĢ yetkililer muvacehesinde yapılır. Tapulama teknisyeni ve yardımcısı , hak sahipleri
tayin edilmiĢ olan parselleri ölçer veya hava fotoğraflarına iĢaretler.
Teknisyen ve yardımcısı elde ettikleri bütün verileri, bilgileri, kanaatlerini de bir ―tutunağa‖
yazarlar.(Md.23).
Böylece her tapulama birliğindeki ―tapulama iĢi‖ bitiminde teknisyen ve yardımcısı
gayrımenkullerin parsel numaralarına göre (itirazlı olanları da göstererek ) iki nüsha cetvel ile
birlikte ―tapulama müdürüne‖ verirler.(Md.24).
Tapulama müdürü tapulaması biten birliklerde mevcut gayrımenkullerin tespit durumunu vs.
gösteren bir cetvel hazırlayarak yasada bildirilen yerlerde (30) gün süreyle astırır ve itirazı
olanların ―bu müddet içinde‖ tapulama müdürlüğüne müraacat etmelerini ilan eder (Md.26).
Tapulama teknisyeni ve yardımcısı tarafından tanzim edilen ―tutanaklar‖ iki yoldan kesinleĢir:
1. 26. maddesindeki (30) günlük askı süresini yani ―itiraz süresi‖ itirazsız geçmiĢse ,
itirazsız olan tapulama tutaklarına ait tespitler kesinleĢir ve ―tapulama müdürünce‖ tasdik
edilir.(Md.27).
2. (30) günlük itiraz müddeti içinde itiraz edilen tutanaklar tapulama müdürünün
balkanlığında kurulan ―tapulama komisyonu‖ tarafından tahrik ve tetkik edilerek üç ay içinde
(Md.29) karara bağlanır.
Tapulama komisyonunun bu kararına (30) gün içinde alakadalarca ―tapulama mahkemesi‖nde
dava açılmadığı takdirde ―komisyon‖ kararı kesinleĢir‖ (Md.28,fk.5)
Ġtiraz komisyonları tarafından , itirazlı tutanaklar hakkında alınan kararların itiraz eden ile
lehine tapulama tesbiti yapılana tebliğinden sonra ,bunların (30) gün içinde ―tapulama
mahkemesinde‖ dava açmaları halinde ―tapulama tutanağı ve ekleri tapulama hakimi‖
tarafından celp olunur, (yazı ile getirtilir) ve ihtilaf (itiraz konusu) bu mahkemece karara
bağlanır. (Md.30 fk.4)
Ġtiraz komisyonu ,itirazın mahiyetine göre kendisini yetkili görmediği kararına varırsa , bu
durumda da müdür itirazlı tutanaklar hakkında karar alınmak üzere bunları derhal tapulama
mahkemesine tevdi eder.(verir).
766 sayılı ―Tapulama Kanunu‖nun yukarıda açıklanan maddeleri uyarınca yapılan ―tapulama
iĢlemleri‖ tamamlandıktan sonra , yukarıda sözü geçen 30. maddeye göre ― plan ve kütükler‖
düzenlenir ve ―tapu senetleri‖ verilebilir.
30. maddenin önemli hükümleri Ģunlardır:
―Tapulama müdürü tarafından tasdik edilen tutanaklarla , tapulama komisyonlarının
kesinleĢen kararlarına ait tutanaklar , birlikler itibarıyla parsel numarasına göre ve
tutanakların tasdik tarihi; tescil tarihi olarak gösterilmek sureti ile tapu kütüklerine geçirilir...
Tutanaklar tapu kütüğüne geçirildikten sonra çaplı tasarruf vesikaları veya çapları ayrıca
verilmek üzere ―tapu senetleri‖ alakalılarına dağıtılır ve kütüklerle tutanaklar ... mahalli tapu
idarelerine devir ve teslim edilir...‖
766 sayılı Tapulama kanununun yukarıda açıklanan hükümleri uyarınca yapılan tapulama
iĢlemlerine dayanarak tesis olunan tapu sicillerinin hukuki kıymeti ve sukutu hak müddeti
(hakkı düĢürücü süre) yasanın 31. maddesinde açıklanmıĢtır:
141
31. Madde Ģöyledir: Tapulamaya müsteniden tesis olunan tapu sicilleri aksi aksi hükmen
(mahkeme kararıyla) sabit oluncaya kadar , muteberdir. Bu sicillerde belirtilen haklara
tescilleri tarihinden itibaren on sene geçtikten sonra , tapulamaya takaddüm eden (önceki)
sebeblere dayanılarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.‖
Kanun koruyucu bu madde ile , tapu sicillerine bir güvencelik sağlamak gayesini gütmüĢtür.
Tapulama Kanununun 31. maddesindeki bu ―on yıllık hak düĢürücü‖ süre tapulama iĢlemine
dayanan tescilleri oluĢturan sebepler için söz konusudur. Tapulama iĢlemine dayanan
tescilden sonraki hukuki iĢlemler nedeniyle ortaya çıkacak uyuĢmazlıklar genel hükümlere
göre çözülecektir.(Bkz.Tapu Sicilinin tashihi Davası)
766 sayılı Tapulama Kanunu‘nun en önemli hükümleri de ―Mülkiyet Hakkının Tesbitindeki
Esaslar‖ baĢlığı altında yer alan 32,33 ve izleyen maddelerini kapsayan 5. bölümüdür.
Tapulamada, gayrimenkullerin mülkiyet hakkının tespitinde, gayrimenkullerin tapuda kayıtlı
olması, veya tapusuz olmaları göz önünde tutularak, ayrı madde hükümleri uygulanır.
Mülkiyet hakkının tesbitinde, tapuda kayıtlı gayrimenkuller hakkında uygulanacak hükümler
766 sayılı yasanın 32. maddesinde açıklanmıĢtır. Bu maddenin önemli hükümleri Ģunlardır:
Madde 32- “Gayrımenkul tapuda kayıtlı ise:
a) Bu konuda zilyed lehine mevcut hükümler mahfuz kalmak Ģartıyla, kayıt sahibi, kayıt
sahibi ölmüĢ ise mirasçıları adına...tesbit edilir...intikal iĢlemi ibraz edilecek belgeye istinatla
(Bu belge ya ― Muhtarlık Kanunu‖nun 3. Maddesi, 12. Bendi uyarınca mahalle veya köy
muhtarlıklarınca verilmiĢ veya verilecek ―mahalle veya köy ilmühaberler‖dir yada
mirasçılarca sulh hukuk hakimliğinden alınan ―veraset‖ ilamıdır) henüz kütükler tapuya
devredilmemiĢse tapulama müdürü, devr edilmiĢ ise tapu dairesi tarafından yapılır.‖
Bu 32. Madde,2613 sayılı kadastro ve Tapu Tahiri Kanunu‘nun 22. Maddesi hükümlerine
koĢuttur.: ―Kayıt sahibi veya mirasçılardan baĢkası zilyed bulunuyorsa ... zilyed adına tesbit
olunur‖. Ancak, zilyed adına tesbit yapılabilmesi için: - Ya kayıt sahibi veya mirasçıların
tapulama teknisyeni ve yardımcısının huzurunda açık muvafakatda bulunmaları; - Veya noter
tarafından tesbit ve tevsik edilen muvafakat beyanı Ģarttır. Bu durumda göz önünde tutulması
gereken husus, muvafakat beyanıdır.: ―Noter önündeki muvafakat beyanının ―tapulama
tesbiti sebebiyle ― ve ―zilyed lehine‖ yapılmıĢ olması gerekir. Tapulama tesbitinden çok önce
ve satıĢ anlamına gelecek nitelikte sayılan beyan, tescile muvafakat anlamında değil 32/C
bendine iliĢkin hukuki bir durumdur.‖ Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 23.2.1966 gün , E1965
/517,K.1966/953 sayılı kararı.
32. maddenin (c ) bendi Ģu hükmü içerir: ― Kayıt sahibi veya mirasçılardan baĢkası zilyet
kayıt sahibinden veya mirasçılarından veyahut bunların mümessillerinden gayrı resmi surette
temellük eğittiğini , bunların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkiĢi veyahut sabit
sözleriyle tevsik ettiğini ve ayrıca en az on sene müddetle zilyet olduğu takdirde , zilyet adına
tespit olunur‖.
Burada dikkatle üzerinde durulması gereken husus , kayıt maliki veya kanuni kanuni halefleri
veya temsilcilerinin noter tarafından tespit edilerek belgelenen ―tespite muvafakad
beyanlarının‖ geçerliliklerine iliĢkin Ģartlardır.
―Tespite muvafakat beyanı‖ tapulama teknisyeni ve yardımcısı önünde yapılmıĢsa sorun
yoktur. Ancak , bu beyan tapu dairesi dairesi dıĢında yapılmıĢsa (Yani noter huzurunda)
gayrımenkul maliki veya mirasçıları veya kanuni yetkili temsilcileri arasında ―akdi bir
iliĢkinin ― bulunması gereklidir. Ziyedin edinme iddiası ― böyle bir iliĢkiye dayanmıyor
veya‖tapu dıĢı (gayrı resmi) akit‖ yetkili olmayan temsilciler ile yapılmıĢ ise , zilyedlik bir
edinme nedeni olamaz .
―Veli velayeti altındaki kimsenin malını ―bağıĢ yolu ile‖ baĢkasına geçiremeyeceğinden
(MK.Md.2699-392) zilyedin iktisap iddiası kabul edilemez‖ Yargıtay 7. Hukuk Dairesi
18.6.1970 günü , E1970/3516,K.1970/3766 sayılı kararı.
142
32,Maddenin (c) bendine göre yapılacak tespit sırasında,satıĢ vaadine dayanan zilyedlik süresi
on yılı doldurmamıĢ ise, zilyed adına yapılacak tesbit, kayıt malikinin veya kanuni ve yetkili
haleflerinin ―muvaffakatına‖ bağlı tutulur. Eğer ,zilyedlik satıĢ vaadi sözleĢmesinden önce
baĢlamıĢ ve böylece tesbit tarihinde ―on yıllık süre dolmuĢ‖ ise, satıĢ vaadi sözleĢmesinin
tarihine nazaran on yıllık sürenin dolmamıĢ olmasının zilyed adına tesbite engel olmayacağı
kabul edilmektedir.
766 sayılı tapulama kanunu‘nun 32. maddesinin (6) ve son bendi, tapuda kayıtlı gayrımenkul
üzerindeki mülkiyet hakkının tesbiti koĢullarını Ģöyle belirlemektedir: ―Kayıt sahibi 20 sene
evvel vefat etmiĢ yahut gaipliğine hüküm verilmiĢ veyahut tapu sicilinden malikin kim olduğu
anlaĢılamamıĢ ise, nizasız ve fasılasız yirmi sene müddetle ve malik sıfatıyla zilyed bulunan
kimse adına tesbit olunur‖. 32. Maddenin bu bendi, Medeni Kanunun 639.Maddesinin
2.Fıkrasında açıklanan ―fevkalade müruzaman‖ ile ilgili hükümlere koĢut bulunmaktadır.
Tapulama Kanunu‘nun en önemli maddesi ―mülkiyet hakkının tesbitindeki esaslar‖ baĢlığını
taĢıyan 5. Bölümünün 33. maddesidir. Bu maddenin hükümleri, kanunun amacına sadakatla
bağlı kalmayarak uygulandığı taktirde, kötü sonuçlar doğurabilecek bir spekülasyon konusu
olabilir. 766. sayılı kanunun 33.Maddesi, 19.7.1972 günlü ve 1617 sayılı ―Toprak ve Tarım
Reformu Ön Tedbirler Kanunu‘nun 20.Maddesi ile değiĢtirilmiĢtir. Bu çok önemli madde
Ģöyledir:
―Madde 33- (DeğiĢik: 1617-19.7.1972) Tapuda kayıtlı olmayan ve beher parçasının yüz
ölçümü 20 dönüme kadar olan (20 dönüm dahil ) gayrimenkul, çekiĢmesiz ve aralıksız en az
20 yıldan beri malik sıfatıyla zilyedliğini, belgelerle veya bilirkiĢi veyahut tanık beyanlarıyla
tevsik eden zilyedi adına kayd edilir.
Aynı Ģahsın yekdireğine bitiĢik olup da, yüz ölçüm toplamı 20 dönümden fazla bulunan
müstakil parçalar üzerindeki zilyedliği ayrı ayrı sebeplere dayandığı taktirde, her parçasının
yüz ölçümü 20 dönümü geçmemek ve zilyedliğe iliĢkin diger unsurlar mevcut olmak
kaydıyla, bu parçalar zilyedi adına kaydedilir‖.
( Zilyedliğe iliĢkin unsurlar:
1.Malik sıfatıyla zilyedlik ; 2.Nizasız zilyedlik; 3.fasılasız zilyedlik; 4.Zilyedliğin en az yirmi
yıl sürmesi. Bkz. ―Zilyedliğe iliĢkin Unsurlar‖)
33. Maddenin devamı: ―Yüz ölçümü 20 dönümü geçen müstakil parçaların veya aynı Ģahısın
ayrı ayrı sebeplere dayanarak zilyedi bulunduğu yekdiğerine bitiĢik ve yüz ölçümleri 20
dönümü aĢan birden fazla parçalardan her birinin 20 dönümlük kısmı, zilyedliğe ait 1.
fıkradaki unsurların mevcudiyeti halinde zilyedi adına kayd edilir.
Bir tapulama bölgesinde, bu maddenin 1, 2 ve 3 fıkraları gereğince bir kiĢinin iktisab
edebileceğinden gayrımenkullerin toplam büyüklüğü 50 dönümü geçemez. Arazinin
yukarıdaki fıkraların kapsamı dıĢında kalan kısmının zilyedi adına kaydedilebilmesi için,
birinci fıkra gereğince delillerden zilyedliğin ayrıca aĢağıdaki belgelerden birine
dayandırılması lazımdır.
a-1950 yılına veya daha önceki yıllara ait vergi kaydı;
b- Zilyed lehine kesinleĢmiĢ mahkeme ilamları (Bkz. Mahkeme Ġlamları);
c- Tasdikli irade suretleri ve fermanlar (Bkz. aynı terimler);
d- Muteber mütevelli, sipahi, mültezim, temessük veya senetleri (Bkz. Mütevelli Temessük
veya Senedi; Mültezim Senetleri; Sipahi Senetleri.);
e- Kayıtları bulunmayan tapu veya mülga hazinei hassa senedi veya muvakkat tasarruf
ilmühaberi (Bkz.aynı terimler) ;
f- Tasdiksiz tapu yoklama kayıtları (Bkz.aynı terimler);
g- Mülkname, muhasebatı atika kalemi kayıtları (Bkz.aynı terimler);
h- Mübayaa, istihkam ve ihbar hüccetleri (Bkz.Mübayaa Hücceti );
143
ı- Evkaf idarelerinden tapuya devredilmemiĢ tasarruf kayıtları (Bkz. Evkaf Tasarruf
Kayıtları); Devletin hüküm ve tasarrufu altında (Bkz.aynı terimler)bulunan yerler ile
kanunlar uyarınca Devlete kalan gayrimenkuller – Tapuda kayıtlı olsun olmasın - kazandırıcı
zamanaĢımı (Bkz.aynı terimler) yoluyla iktisabedilemez ve bu madde hükmü uygulanamaz.‖
Tapulama Kanunu, toprak hukuku ve toprak mülkiyeti alanında, Cumhuriyet tarihimizin en
önemli yasalarından biridir. Bu nedenle, bu yasa hakkında lehte veya aleyhte pek çok
eleĢtiriler olmuĢtur. Özellikle bu yasanın esasını, özünü teĢkil eden ve 50 dönümden fazla
toprakların, zilyedi adına mülk olarak tapulanmasına dair hükümler getiren 33. maddesi
eleĢtirilerin baĢlıca hedefi olmuĢtur. Zira bu maddede mülkiyet hukuku ve onun esasları
açısından bir hatanın varlığı ileri sürülmektedir. Bu eleĢtirilerden en önemlilerden biri
Ģöyledir: ―...önemli olan yanı, burada yalnızca imparatorluktan devreden özel mülklerin değil,
sipahi ve mültezim temessük veya senetlerinin yalnızca gelirleri hizmet ya da bedel karĢılığı
belirli süreler için verilmiĢ miri toprakların özel mülk olarak kabul edilmesi için belge
niteligini taĢımasıdır. Sipahi tımarları, biliyoruz ki, mülk tımarlardan (eĢküncülü mülklerden )
ayrıdır. Ve bu toprak miri mülktür. Rakabesi devlete ait olan bu toprakları, köylü aileleri
tasarruflarında bulundurmaktadırlar. Köylülerin toprak sahibi sıfatıyla devlete ödemekle
yükümlü olduğu rant ve vergileri, devlet sipahiye tahsis etmekteydi. Sipahilere ait temessük
senetleri mülkiyet ile ilgili değildir. Sipahi yalnızca toprağın sahibi olan devlete ödemekle
yükümlü olduğu rant ve vergileri alır. Tımar rejiminin son bulmasıyla birlikte, bu haklar da
ortadan kalkmıĢ bulunmaktadır. Aynı Ģekilde ―Mültezim temessük veya senetlerinin de
mülkiyet ile ilgili olmadığı bilinen bir gerçektir. Tımar sisteminin bozulmasından sonra
tımardan boĢalan toprakların rantını,devlet iltizam usulüyle bir ya da bir kaç yıllığına
satmaktaydı.10 yıllık gelirini peĢin verenlere,bu tımarlar malikane olarak satılmıĢtır .Burada
temessük veya senedin gelirini kirası karĢılığında verilen bilgiler olduğu açıktır ve bunların
bugün mülkiyet hakkında kanıt oluĢturması , haksız mülk sahibi yaratılması demek olduğu
gibi , aynı zamanda , bu toprakları tasarrufunda bulundurulan köylünün hakkının gaspından
baĢka hiç bir Ģey değildir ―
766 sayılı Tapulama Yasasının ―devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerin
kazandırıcı zaman aĢımı yoluyla iktisab edilemeyeceği ― yolunda 33. Maddesinin son
fıkrasının hükmü, yine bu yasanın çok önemli devlet emvalinin (mallarının) karekteristiği ile
ilgili temel bir kuralı belirtmesi bakımından esaslı bir hükümdür. Bu son fıkra, devlettin
hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerin (taĢınmazların) kazandırıcı zaman aĢımıyla
iktisab edilemeyeceğini yani özel mülk edinilemeyeceğini belirtmekle kalmaz , ayrıca
tapulama yasasının bu 33. Maddesi hükümlerinin`de bu yerler üzerinde uygulanamayacağını
yani devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler üzerinde hiçbir suretle ―özel mülkiyetin‖ söz
konusu olmayacağı kuralını`da açıklıkla ortaya koyar.
Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin (taĢınmazların) özel mülkiyet konusu
olamayacağı hakkındaki bu hüküm kesindir. Ancak bu gibi yerler bazı koĢullarda kiraya
verile bilir. 2886 sayılı Devlet ihale kanununun 74 maddesinde bu koĢullar açılanmaktadır
:‖Tarih ve bedii değeri olanlar hariç Hazinenin özel mülkiyetindeki yerlerin satıĢı ,kiraya
verilmesi,trampası ve mülkiyetin gayrı ayni hak tesisi ile devletin hüküm ve tasarrufu
altındaki yerlerin , kiraya verilmesi mülkiyetin gayrı ayni hak tesisi esasları Maliye
Bakanlığı`nca çıkarılacak yönetmelikte belirtilir ―
Ayrıca aynı yasanın 65. maddesinde ,dalyan ve voli yerleri gibi taĢınmazların hangi
koĢullarla kiraya verileceği açıklanmaktadır .(Bilgi için Bkz. ―devletin Hüküm ve Tasarrufu
Altında Olan Yerler ).
Son olarak bir de bu 766 sayılı yasanın 38.maddesine değinmek gereklidir. Bu madde Ģu
kuralı koymaktadır:
―Yukarıdaki maddelerin hükümleri dıĢında kalıp da tescile tabi olan gayrımenkuller Hazine
adına tespit olunur.‖Bu madde hükmüne göre devlet hazinesi adına tesbit olunur.‖Bu madde
hükmüne göre devlet hazinesi adına tesbit olunan bir taĢınmazın tam anlamıyla Hazine`nin
144
özel mülkiyetine girmiĢ değildir.Yasanın ihya ile ilgili 37. maddesinde olduğu gibi bu durum
tapulama tutanağında belirtilir ve kütüğün Ģerhler hanesine iĢaret olunur ve devletin mülkiyeti
altına değil, hüküm tasarrufu altına girer.
Bu hukuki iĢlem de tipik bir örnektir.(Bkz.Devletin Hüküm ve Tasarrufu Altındaki Yerler)
3402 Kadastro Kanunu
Türkiye Cumhuriyeti döneminde 1925 yılında baĢlatılan kadastro çalıĢmaları,1950
yılında,özellikle tarımsal topraklardaki mülkiyet sorunlarının çözümüne kavuĢturulması amacı
ile tapulama ve kadastro altında birbirinden kopuk iki ayrı çalıĢmaya dönüĢmüĢtür.Temelde
aynı amaçlı olan bu çalıĢmalar 3402 sayılı Kadastro Kanunu ile birleĢtirilmiĢ ve aynı devlet
kuruluĢu ve aynı hukuki kurallara göre yürütülür duruma getirilmiĢtir.3402 sayılı Kadastro
Kanunu‘nun hükümet gerekçesinden ilginç bazı bölümler aĢağıya alınmıĢtır.
“Aynı yörede il veya ilçe belediyesi sınır çizgisinin bir tarafında 2613 asayılı, bir
tarafında ise tamamen değişik hükümler taşıyan 766 sayılı Kanun uygulaması gibi
garip bir durum yıllardan beri sürüp gitmektedir....
Memleketimizde sosyal, ekonomik, teknik ve hukuki alanlardaki gelişmeler,
şehirleşme,imar hareketleri, toprak ve faaliyetleri, yol, baraj, sulama, kurutma
tesisleri, araziye ilişkin vergi ve kredi problemleri, kamulaştırma işlemleri, toprak
ve tarım reformu ve benzeri hizmetler kadastronun tamamlanmasının uzun yıllara
tahammülü bulunmadığından, kadastronun hızlandırılması ve kısa sayılabilecek bir
sürede sonuç alınabilmesi için her iki kanun birleştirilerek tek bir kanun haline
getirilmesinde zorunluluk duyulmuştur.
Gerekçenin bu kısmı, yeni kanun hazırlanmasının amacını iki noktada toplamaktadır :
1. Kadastro, ülkedeki kalkınma hizmetlerinim düzenli yürütülebilmesi için gerekli altlıktır; ilk
tesis kadastronun hızla, kısa sayılabilecek bir sürede bitirilmesi zorunludur.
2. ülke üzerinde yapay idari sınırlara farklı hukuki kurallarla, faklı örgütlerce yürütülen
kadastro çalışmaları adaletsizlikler yarattığı gibi ekonomik de değildir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu, kadastronun içeriğindede önemli yeni bir anlayış
getirmektedir.
Amaç
Madde 1 – bu kanun amacı memleketin kadastral topoğrafik haritasına dayalı
olarak taşınmaz malların sınırlarını arazi ve harita üzerinde belirtilerek hukuki
durumlarını tespit etmek ve bu süretle Türk Medeni Kanununun öngördüğü tapu
sicilini kurmaktadır”
Eski 2613 sayılı “Kadastro ve Tapu Tahiri Kanunu “ile 766sayılı Tapulama Kanunu,
kadastroyu aşağıdaki gibi tanımlamakta idiler :
“Taşınmaz malların hukuki ve geometrik durumlarını tesbit eder ve gösterir” Bu tanıma göre, tek tek birbirinden kopuk ölçülmeleri ve kadastro planlarının düzenlenmesi
mümkümdür.Taşınmaz mallar bir arada ölçülse ve birada gösterilse bile, kadastro planlarına
ülke topoğrafik haritalarına dayalı olması zorunlu bulunmuyordu.nitekim, uygulamalarda
böyle gerçekleşmiştir;yani, kadastro planları ülke jeodezik ağından kopuk ve ülke yöresel
145
sabit noktalarağına dayalı biçimde düzenlenmiştir.sadece fotoğrametrik yöntemle üretilen ve
sonra kadastral hale getirilen kadasrto planları, ülke jeodezik ağına dayalı bulunmaktadır.
3402 sayılı Kadastro Kanunu bu sorunu çözüme kavuşturmuş bulunmaktadır.bundan böyle
yapılacak kadastro çalışmaları, ülke topoğrafik kadastral haritasına dayalı olacak , üretilecek
kadastral haritalar ülke jeodezik ağına dayalı olacaktır.
YILI SAYI KANUN ADI VE RESMĠ GAZETE
1924 474 “Artvin,Ardahan,Kars Vilayetleri ile Kulp,Iğdır Kazaları ve
Hopa Kazasının KemalpaĢa Nahiyesindeki Arazide Hakk-ı
Tasarrufa Ait Kanun (Elviye-i Selasiye Kanunu)
1925 658 Kadastro Kanunu
K.Ta:22.04.1925,R.G:29.04.1925/98,6785 ile mülgadır.
1926 743 Türk Kanun‟u Medenisi
K.Ta:17.02.1926,R.G:04.04.1926/339,Yürürlülük:04.10.1926
Deg:903(13.07.1967);3678(23.11.90)
1926 2613 Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu
K.Ta:15.11.1934,R.G:23.11.1934/2887,3402 ile mülga
(21.06.1987)
1934 5602 Tapulama Kanunu
K.Ta:16.03.1950,R.G:22.03.1950/7463 509 ila mülga
1950 509 Tapulama Kanunu
K.Ta:11.07.1964,R.G:1-4,8 1964/11769/-71 Anayasa
mahkemesince iptal,16.11.1965,E.1964/38,K.1965/59
1966 766 Tapulama Kanunu
K.Ta:23.06.1966,R.G:12.07.1966/12346,3402 ila mülga
(21.06.1987)
1987 3402 Kadastro Kanunu
K.Ta:21.06.1987,R.G:09.07.1987/19512
146
SONUÇ
Osmanlı devlet teĢkilatı ve onun hukuk anlayıĢı ve ortaya koyduğu sistem batı
devletlerininkinden çok farklıydı.Sadece imparatorluk topraklarının en büyük bölümü
(%80‘ini) oluĢturan ―miri arazi‖üzerindeki toprak kullanım iliĢkileri bugün anladığımız
manada‖tapulu özel mülkiyet‖le ilgili olmayan tamamen özgün bir hukuki rejime
dayanmaktaydı.Zira gerek bu topraklar,gerek imparatorluğun ―metruk arazi‖, ―mevat arazi‖,
―mevkuf arazi‖ türünden toprakları üzerinde özel mülkiyet hükümlerinin(bazı
ayrıcalıklı,durumları dıĢında)geçerli olmadığı bir hukuki rejim egemenliği sürdürmekteydi.
Genel olarak bu hukuki yapı‖Tımar sistemine‖ dayanmaktaydı.Bu sistemin yürürlükte olduğu
topraklarla(özellikle miri topraklar) ve diğer katagoriden arazi türleri hemen tümüyle kamusal
araziler niteliğinde olup(Devlete,beytül mala ait)üzerlerinde yaĢayan,onları iĢleyen insanlar
yüzyıllar boyu tapulu mülkiyet nedir bilmemiĢler ama devamlı toprak hukukundan
kaynaklanan çok çeĢitli hukuki bağlarla toprakları kullanmıĢlardır.
Cumhuriyetin ilanı ile birçok devrimler yapılmıĢtır.Bu yenilenme hareketi içerisinde toprak
ile ilgili de bir çok yenilikler olmuĢtur.1926 yılında yaptığı hukuk inkilabı ile örfi ve Ģer‘i
hukuk kurallarından oluĢan Osmanlı Hukukunu terk etmiĢtir.Bu Ģekilde tarihe malolan
Osmanlı Hukukunun bu günde yararlanabilecek dallarından biri ve Ģüphesiz en önemlisi
toprak hukukudur.Hukukçularımızda Prof.Dr.Halil CĠN‘e göre ―Türk Hukukunun bu
yenilenme hareketi içerinde Osmanlı Hukukundan yararlanmasının yararlı olacağı
kanaatindedir.Fakat bu yararlanmanın yapılmadığı,Medeni Kanunun Ġsviçre‘den aynen iktibas
edilmesi sonucu olarak,toprak-insan iliĢkilerinin düzenlenmesinde,Osmanlı Toprak düzenin
bozulmuĢ ve fiili durumlarla asli amaçlarından uzaklaĢmıĢ Ģeklinin hukukileĢtirilmesinden
daha fazla bir Ģey yapılmamıĢtır.Bu sebeple Türkiye,hala toprak-insan iliĢkilerini adil ve
demokratik bir Ģekilde düzenleyebilmenin çabası içerisindedir.Türk tarımının ve milletimizin
iktisabı geleceğini çok yakından ilgilendiren bu yeni toprak düzenin kuruluĢunda,Osmanlı
toprak düzeni,gerekli ıslahatla,her devirde toprak-insan iliĢkilerini adil ve sosyal adalete
uygun bir biçimde düzenleme kapasitesi olan bir sistemdir‖düĢüncesindedir.
Günümüze kadar yapılan teknik ve yasal çalıĢmaların yenilenmesi gerekmektedir.Bunlar ilgili
teknik ve yasal çalıĢmaların uygulanmasında yaĢanan sorunların ortaya çıkması ile yeni
çalıĢmalara ihtiyaç duyulmuĢtur.
Ne tür yasal düzenlemelin gerekliliği BaĢbakanlığa bağlı Devlet Planlama TeĢkilatının
koordinatörlüğünde,Yedinci beĢ yıllık kalkınma planına hazırlık olarak hazırlanan1995-1999
verilerini içeren Harita,Tapu ve Kadastro Özel Ġhtisas Komisyonu Değerlendirme Raporunda
da belirtilmiĢtir.AĢağıda raporun mevzuat ile ilgili düzenlemesi gereken hususlar
belirtilmiĢtir.
- Kadastro hizmetlerinin tek elden yürütülmesi için gerekli yasal düzenlemeler
yapılarak,orman kadastrosu ve kültür arazileri kadastrosu ayrımları ortadan
kaldırılmalıdır.
- Tapu Kadastro Bilgi sisteminin bir an önce tamamlanması için mevcut yasal
tıkanıklıklar giderilerek gerekli kaynak sağlanmalıdır.
- Kadastro Kanunu‘nda,kadastro teknisyenlerince yapılan sınırlandırma ve
tesbitlerin,askı ilan öncesinde ilgililerince öğrenilebilmesi için,yapılan kadastro
147
tesbitleri hakkında ilgili hak sahiplerinin ne Ģekilde bilgilendireceklerini hususuna
açıklık kazandırıcı düzenleme yapılması gereklidir.
- Kadastro Kanunu‘nun 41.Maddesi,uygulama değiĢik Ģekillerde yorumlamakta ve
özellikle mahkeme kararlarında nelerin teknik hata olduğu konusunda tereddüte
düĢüldüğü gözlenmektedir.Teknik hataların düzeltilmesine iliĢkin olarak düzenlenmiĢ
olan bu maddeni,daha açık,anlaĢılır,tereddüt ve yanlıĢ anlamaya yer vermeyecek
biçimde yeniden düzenlemesi gerekmektedir.
- Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi oluĢturulması,hizmette otomasyonun
gerçekleĢtirilmesi,arĢiv bilgilerinin belli bir standartta saklanarak hizmete
sunulması,mevcut kadastro paftalarının sisteme uyarlanması ve bütünlemesi,kadastro
hizmetlerinin devamı sayılan değiĢiklik,güncelleĢtirilme ve diğer teknik hizmetlerin ne
Ģekilde yürütüleceğine iliĢkin hususlar ile kadastrosu yapılacak alanlardaki taĢınmaz
mal sınırlarının iĢaretlenmesi ve bunların korunmasına iliĢkin hususlar ile kadastrosu
yapılacak alanlardaki taĢınmaz mal sınırlarının iĢaretlenmesi ve bunların korunmasına
iliĢkin hususların belirlenmesi ve mevzuatta bu konudaki boĢlukların doldurulması
gerekir.
- Yenileme taleplerinin mevcut yasa ile çözümlediği dikkate alınarak,ihtiyaç duyulan
yerlerde kadastro paftalarının güncel tutmak için ikinci kadastro yapılması imkanı
sağlanmalıdır.
- Ġmar mevzuatı gereğince Yapı kullanma Ġzin belgesi alınması gereken binalar ile
taĢınmazlar üzerine yapılan her türlü tesis ve yapıların kullanım izinleri verilmeden
önce kadastro paftalarına iĢlenmesi ve tapu siciline kaydedilmelerini temin amacıyla
yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
Bu notlarda irdelenmek istenen günümüzdeki kadastral çalıĢmaların, hukuki dayanakların
tarihsel geliĢimini incelemektir.Bu tarihsel süreci incelemek bizlere geçmiĢte ne gibi sorunlar
yaĢandığını göstermekte ve bunlara çözüm olarak çıkan yasaların ne gibi çözümler ürettiği
hakkında bilgi vermektedir.Ayrıca sonuç olarak bu bilgi birikimi ile kafamızda gelecekle ilgili
kadastro için yasal anlamda ne gibi düzenlemeler yapabileceğimizi tasarlamamızı sağlaması
açısından yararlı olacağı düĢünülerek hazırlanmıĢtır.
Gelecekle ilgili her çalıĢmamızda ,geçmiĢteki çalıĢmaları inceleme gerekliliği göz ardı
edilemiyecek bir gerçektir.
YaĢam da geçmiĢteki öğretileri ,geleceğe yönelik çalıĢmalarımıza veri olarak kullanırsak daha
baĢarılı olacağımız inancındayım.
148
SÖZLÜK
Ayni Hak: EĢya üzerinde doğrudan doğruya hakimiyet yetkisi veren,herkese karĢı ileri
sürülebilen haktır.
Akit : SözleĢme
Aidiyet ĠĢleri : Herhangi bir tesisin hangi tarafın mülkiyetinde olduğunu gösteren özel iĢaret
Hendesi: Geometrik
Hüsniyetle : Ġyi niyetle
Ġbraz: Gösterme
Ġrtifak: Yükümlenim,Geçit
Ġlmuhaber: Belge
Ġktisap: Edinme
ĠĢticar:
Ġktisab-ı murur-u zaman: Zaman aĢımı yoluyla kazanma
Ġrad: Gelir
Mecelle: Muamelatla ilgili fıkıh kurallarının toplandığı kitap;Osmanlı Medeni Kanunu
Malik:Sahip
Miri arazi: Devlet arazisi
Mer-i :Hükmü geçerli
Muvacehe: YüzleĢtirme
Muteber: Ġtibar,hatırı sayılır,geçerli
Mütevelli: Bir vakfın idaresine memur olan kimse
MüĢtemiler: Eklentiler
Mücavir: KomĢu
Mültezim : Arazinin belirli bir süreli gelirini satın alan ve peĢin ödeyen
Nizanname: Bir konu ile ilgili kaideler;tüzük
Nizasız fasılasız: Problemsiz ,Aralıksız
ġerh: Açıklama,Aynı dilde izah etme
Rakabe: Yalın,kuru,çıplak mülkiyet,sahiplik hali
Sukutu hak müddeti: Hak düĢürücü süre
Tahrir: Yazım
Tahdit: Sınırlandırma
Tahsis: Ayırma,Özgüleme
Tedavül: DeğiĢim
Tefevvüz: Osmanlı hukukunda miri araziden veya mevat araziden olan yerlerde toprağın
kullanım hakkını yeterli memurdan satın alma.
Tevfiz: Bir taĢınmazın tasarruf hakkını bir bedel karĢılığında bir kimsenin üstünde
bırakmak,ihale etmek.
Temessük: Bir tür tasarruf belgesi,Osmanlı devletinde,kırsal yörelerde alım satım borçlanma
gibi iĢlerde geçerli bir senet türü.
Tahdit: Kısıtlama
Temellük hücceti: Mülk arazi edinen kiĢilere Ģer-iye mahkemelerince verilen
sahipliği(iyeliği) kanıtlayan(özel mülkiyet niteliğinde) geçerli bir tasarruf bünyesindir.
Tonç : Toprakla oluĢturan sınır,çevreye göre daha yüksek toprak sınırı
Veraset senedi: Mirasçı senedi
Zilyetlik: Bir malı elinde bulundurma
149
KAYNAKLAR
Kadastro Bilgisi Y.T.Ü Ders Notları Prof.Dr.Nazmi YILDIZ
Kadastro Bilgisi Y.T.Ü Ders Notları Yrd.Doç.Dr.Hülya DEMĠR
Kadastro Bilgisi Y.T.Ü Ders Notları Yrd.Doç.Enver ÜLGER
Kadastro Bilgisi K.T.Ü Prof.Dr.Türkay TÜDEġ
Yrd.Doç.Dr.Cemal BIYIK
Kadastro Bilgisi KMO Yayınları Prof.Hüseyin ERKAN
D.P.T koordinasyonluğunda Harita Tapu ve Kadastro Özel Ġhtisas Komisyonu Değerlendirme Raporu DPT web sitesi
Osmanlıdan Günümüze Toprak Mülkiyeti M.Tului SÖNMEZ
Elli Soruda Kadastro Bekir ALTINDAL
Cumhuriyetin ilanından günümüze kadastro ile ilgili kanunlar Öğr.Gör.Ercüment AKSOY
Sorular ile kadastro bilgisi TKGM web sitesi
Kadastro bilgisi ders notları Prof.Dr.Cemal Bıyık