24
2fo&eoy VE Belge ve IV Editörler Prof. Dr. Prof. Dr. Murat Akgündüz Prof. Dr. Mehmet Yrd. Doç. Dr. Ömer Sabuncu Gör. Selim Gör. Havva Çelik Gör. Mahmu ·t Sabuncu 2018

Osmanlı Belge ve Kaynaklarında Urfa~~ IVisamveri.org/pdfdrg/D268004/2018/2018_SIMSEKM.pdf · Alman Misyonerliğinin Urfa'daki Faaliyetleri Dr. Muttalip Şimşek· Giriş 19. yüzyılın

  • Upload
    others

  • View
    17

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Osmanlı Belge ve Kaynaklarında Urfa~~ IVisamveri.org/pdfdrg/D268004/2018/2018_SIMSEKM.pdf · Alman Misyonerliğinin Urfa'daki Faaliyetleri Dr. Muttalip Şimşek· Giriş 19. yüzyılın

2fo&eoy

İSLAM TARİHİ VE MEDENİYETİNDE ŞANLIURFA

"Osmanlı Belge ve Kaynaklarında Urfa~~ IV

Editörler

Prof. Dr. Kasım Şulul

Prof. Dr. Murat Akgündüz

Prof. Dr. Mehmet Şeker

Yrd. Doç. Dr. Ömer Sabuncu

Arş. Gör. Selim Yılmaz

Arş. Gör. Havva İslam Çelik

Arş. Gör. Mahmu·t Sabuncu

ŞANLIURFA

2018

Page 2: Osmanlı Belge ve Kaynaklarında Urfa~~ IVisamveri.org/pdfdrg/D268004/2018/2018_SIMSEKM.pdf · Alman Misyonerliğinin Urfa'daki Faaliyetleri Dr. Muttalip Şimşek· Giriş 19. yüzyılın

Alman Misyonerliğinin Urfa'daki Faaliyetleri

Dr. Muttalip Şimşek·

Giriş

19. yüzyılın ikinci yarısı ile 20. yüzyılın başlan, azınlıklar lehine yapılan reformlar ve yabancılara tanınan kapitülasyonlar sayesinde Osmanlı Devleti sınırlan içerisinde Batılı misyonerierin daha rahat çalışma imkanı bulduğu bir zaman dilimini ifade ediyordu. Misyonerierin faaliyet alanı olarak Osmanlı Devleti'ni seçmelerinin dini, ekonomik ve siyasi bakımdan birkaç sebebi vardı. Bunlardan ilki, Hıristiyanlar için büyük öneme sahip olan Kudüs, İznik, İstanbul , İskenderiye, Urfa ve Tarsus gibi kutsal kabul edilen yerlerin Osmanlı sınırlan içerisinde olmasından dolayı bu bölgelerde etkili olma düşüncesi ve mensup olduklan mezhebe daha fazla insan kazandırma isteği misyonerlik faaliyetlerinin dini sebeplerini oluşturuyordu. 1

18. yüzyılın başlannda sanayileşmesini tamamlayan ve bunun doğal bir sonucu olarak hem sanayileri için ihtiyaç duyduklan hammaddeyi temin etmek, hem de ürettikleri mallaia yeni pazarlar bulmak isteyen Batılı devletler, bu amaçlannın ikamesi için en uygun yer olarak Osmanlı Devleti 'ni görmüşlerdi . 2 Böylece, Osmanlı coğrafyasında nüfUzlarını tesis etmek isteyen bu devletler için misyon kuruluşlan büyük önem taşıyordu ve bu istikamette Osmanlı topraklannda faaliyet yürüten her bir misyon teşkilatı bağlı olduklan devletler tarafından desteklenmişti. Bu şekilde bağlı bulunduklan devletlerin desteğini yanında hisseden misyon kuruluşlan, bu destek mukabilinde onlann ekonomik menfaatlerini temin etmek için gayret sarfetmişlerdi.3 ·

Bunlara ilaveten, Osmanlı Devleti'nin zayıflamaya başlamasıyla birlikte Türklerin başta Balkanlar olmak üzere Anadolu' dan atılması ve bu topraklarda tekrar .Hıristiyanlığın hakim olması düşüncesine dayanan "Şark Meselesi", bu dönemde Avrupa'da genel kabul gören bir projeydi ve bu hususa bağlı olarak, 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Protestan teologların Doğu'da büyük bir "Hıristiyanlık Krallığı" kurma ve bu coğrafyada yeni bir dünya düzeni oluşturma hayali, misyonerler için ayrı bir motivasyon kaynağı oluşturuyordu.4 Dolayısıyla Osmanlı

Dr., Karlsruhe Eğitim Ataşeli~i, Türkçe ve TOrk Kültürü Öğretmeni, [email protected]. HristiyaJJiık bağlamında değerlendirildiğinde misyonerlik faaliyetleri, ilk Havariler döneminden başlayıp gtınOmUze kadar gelen süreçte esas itibariyle, dünya üzerindeki bUtün topluluklara İncil'i öğretmek, Hristiyan olmayanlan Hristiyanlaştırrnak ve bunlara ilave olarak Hristiyanlığın belli bir mezhebinden olmayanlan da mensubu olduklan mezhebe dahil etmek gibi amaçları ihtiva ettiği söylenebilir. Daha geniş bilgi için bkz: Uygur Kocabaşoğlu, Anadolu 'daki Amerika Kendi Belgeleriyle 19. Yüzyılda Osmanlı Imparatorluğu'ndaki Amerikan Misyoner 01...-ulları, İmge IGtabevi, Ankara 2000, s. 13-21; M. Hidayet Vahapo~lu, Osmanlı 'dan Gümimüze Azmlık ı•e Yabancı Okullar, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınlan, Ankara 1990, s. ı3; Mustafa Erdem, "Türkiye'de Azınlıklara YOnelik Misyoner Faaliyetleri", Tıirkiye 'de Misyonerlik Faaliyetleri, Tartışmalı lı mi Toplantılar Dizisi 43, lstanbul2004, s. 271-290.

!Iber Onaylı, Osmanlı İmparatorluğu'nda Alman Nıifiızu, Kaynak Yayınlan, Istanbul 1993, s. 33-35.

IGeser'in misyon kuruluşlanyla ilgili, "(. . .}Böylece misyonerle1; isteyerek veya istemeyerek emperyalist bir alere döniişmıişlerdir. Bu nedenle onlarm vaazlarma, lıaua sevgilerine bile şiiplıeyle bakılması ve reddedilmesihiç de şaşırtıcı değil" ifadeleri belirtilen durumu tespit etmesi açısından önemlidir. Hans-Lukas IGeser, Iskalanmış Barış, Doğıı Vilayetleri'nde Misyoner/ik, Etnik Kimlik ve Devler 1839-1938, Çev. Atilla Dirim, lletişim Yayınları, İstanbul2010, s. 707.

Dolayısyla ilk Amerikalı misyonerierin ı830'larda restorasyon merkezi olarak kabul ettikleri Filistin topraklarının yerini Tanzimat Dönemi'yle birlikte Anadolu coğrafyası almaya başlamış ve reformlarla daha gilçlü hale gelen Ermeniler, bu misyonerierin ilgi odağı baline gelmişti. Han:;-Lukas IGe~er, "Jobannes Lepsiıw Theologian, Humanitarian Activist and Histerian ofVölkermord. An Aproach to a German Biograpby (1858-1926)", A. Logas Inı Dialogas: Au/ der Suclıe naclı der Orrlıodoxie, (Edt. Briskina Mü ller, A. Drost Abgarjan, A. Meissner), Lil Verlag, Berlin 201 I, s. 211-215.

273

Page 3: Osmanlı Belge ve Kaynaklarında Urfa~~ IVisamveri.org/pdfdrg/D268004/2018/2018_SIMSEKM.pdf · Alman Misyonerliğinin Urfa'daki Faaliyetleri Dr. Muttalip Şimşek· Giriş 19. yüzyılın

Dokuzuncu Bölüm 1 Gayrı Müslimler

Devleti 'nin idaresi altında asırlarca huzur içerisinde bir arada yaşayan farklı unsurlann devlete başkaldırınası ve devamında devletten kopmasını sağlayarak bu topraklarda yeni bir düzenin kurulmasını amaçlayan çalışmalara misyonerler de ortak olmuşlardı. Bu bağlamda 19. yüzyılın son çeyreğinde İngiltere, Fransa ve Rusya gibi devletlerin yapay bir "Ermeni Sonmu" oluşturma düşüncelerinin Ermeniler nezdinde karşılık bulması, başta Amerikalı misyonerler olmak üzere diğer birçok misyon kuruluşlannı Ermenilerle ilgilenmeye sevk etm.işti.5

1890'lı yıllarda ağırlıklı olarak Doğu bölgelerinde meydana gelen ve birçok Ermeni'nin ölümüne neden olan olaylar, özellikle Protestan misyon kuruluşlan için büyük bir fırsat oldu. Bölgede açtıklan yetimhane, hastahane, klinik, el işi atölyeleri gibi kurumlar vasıtasıyla hem Ermenileri bağlı olduklan devlet ve toplumdan ayrıştırmaya, hem de çoğunluğu Gregoryan mezhebine mensup olan bu topluluğu Protestanlaştırmaya çalışmışlardı. Bu çalışmalar içerisinde yer alan Protestan gruplardan biri de Alman misyonerleri idi. 1890'lı yıllarda meydana gelen Ermeni olaylannı bahane ederek bölgeye gelmeye başlayan Alman misyonerler, başta Harput olmak üzere Urfa, Diyarbekir, Maraş ve Van gibi bölgeleri faaliyet alanı olarak seçmişlerdi.

Bu bölgeler içerisinde belirli bir Ermeni nüfusu barındıran6 ve Anadolu'nun Mezopotamya ile bağlantı noktasında önemli bir yer işgal eden Urfa'da ilk misyonerlik çalışmalan daha Tanzimat'ın ilanını takip eden yıllarda Kapüsenlerin bölgeye gelmesiyle görülmüş, 1880'li yıllann başından itibaren Amerikalı, 1895 Ermeni olaylanndan sonra ise Alman misyonerler faaliyet göstermeye başlamıştı. 7

Ermeni olaylarının Batı kamouyuna abartılı bir şekilde aktanlması ve Avrupa'daki misyon çevrelerinin halkı "Doğu 'daki Hıristiyan kardeşleri" için bir şeyler yapmaya davet etmeleri, dikkatleri doğal olarak Osmanlı 'nın, Doğu bölgelerine çevirmişti. Özellikle İngiliz Elçiliği 'ne dayandınlan ve Avrupa'nın birçok şeli.rinde basın yoluyla halka duyrulan haberlere göre, bu olaylar sonrası88.000 Ermeni'nin öldürüldüğü, 2.400 kilisenin harabeye çevrildiği, 568 kilisenin yıkıldığı, 646 köyün Müslüman olmaya zorlandığı ve 328 kilisenin camiye çevrildiği belirtiliyordu. Aslına

bakılırsa Avrupa'da bazı çevreler, bu haberlerin bir "İngiliz yalanı"'blduğunu beyan etmişlerse

de, misyon kuruluşlan jçin bu bilgiler, yapacaklan çalışmaların qaha işlevsel hale getirilmesi noktasında kullanabilecekleri bir malzeme değerine sahipti. Alman misyonerler de bu bilgileri referans alarak hızlı bir çalışma süreci başlattılar.8 .

Bu bildiride, 1896 yılından itibaren Urfa'da faaliyet yürüten Alman Doğu Misyonu'nun başta yetim çalışmalan olmak üzere, halı imalatı ile tıbbi misyon diye tabir edilen sağlık alanındaki faaliyetleri değerlendirilecektir. Alman misyon çalışmalanna öncülük eden ve büyük oranda buradaki çalışmalan yakından takip eden Johannes Lepsius Urfa için önemli bir yere sahiptir. Bu yüzden Urfa'daki Alman misyon çalışmalannı değerlendirmeden önce J. Lepsius hakkında kısa bir bilgi vermek, şehirdeki çalışmalann nasıl bir süreç içerisinde başladığını anlamak adına faydalı olacaktır.

5 Ahmet Halaçoğlu, Bir Ermeninin İliraftarı (1895 Maraş ve Zeytzm Olayları), Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2007,s.70·71. 6 1290 (ı873) Halep Vilayet Samarnesi'ne göre Urfa nüfusunun 45.368'i Müslüman, 10.560'ı Hıristiyan, 248'i Yahudilerden oluşuyordu.

Ahmet Nezihi Turan, "Şanlıurfa", TDV İslam Ansiklopedisi, C. 38, İstanbul 2002, s. 340; 20. yüzyılın başlarında Urfa'da 135.759 Müslüman, 13.520 Gregoryan Ermeni, 934 Katelik Ermeni, 1.541 Protestan, 1.800 Süryani, 405 Kaldani, 71 I Yahudi ve 320 Latin, Çingene ve Rum nüfus mevcuttu. Bkz: Kemal H. Karpaı, Osmanlı Nzi.fıısu 1830-1914, Timaş Yayınları, İstanbul 2010, s. 344-345.

Burada verilen nüfus rakamları Urfa'nın mutasamflık sınırlarının tamamını kapsıyordu. 7 Kieser, Iskalanmış Barış ... , s. 644. 8 Andreas Baumann, Jolıamıes Lepsius' Missiologie, (Jiıe Missiology of Jolıannes Lepsius), PhD Dissertation, University of South

Africa, Lörrach (Germany) 2005, s. 40.

274

Page 4: Osmanlı Belge ve Kaynaklarında Urfa~~ IVisamveri.org/pdfdrg/D268004/2018/2018_SIMSEKM.pdf · Alman Misyonerliğinin Urfa'daki Faaliyetleri Dr. Muttalip Şimşek· Giriş 19. yüzyılın

Alman Misyonerliğinin Urfa'daki Faaliyetleri

I. Johannes Lepsius ve Alman Doğu Misyonu'nun (Deutsche Orient-Mission) Kuruluşu

Osmanlı Devleti'nin Ermenilere soykırım yaptığına dair yazdığı makale ve kitaplada Avrupa kamouyunu büyük oranda etkileyen Johannes Lepsius (1858/Almanya-1926/İtalya), iyi bir teoloji ve felsefe eğitimi aldı. Münih 'te felsefe eğitimi aldığı yıllarda Ren Misyon Topluluğu ile teması, onun misyonerlikle ilgilenmeye başlamasına neden oldu. Almanya'da dil bilimi çevresinde tanınan ve ünlü bir Ejiptoloji (eski Mısır yazısı) uzmanı olan babası Carl Richard, daha 1860'lı yıllarda İngiltere ve Fransa'nın Osmanlı idaresi altındaki Hıristiyanlarla ilgilenmesini görmüş ve Protestan Ermenileri için teşkil edilen Prusya Yardım Organizasyonu'nun kuruluşunda yer almıştı.9 Ailesindeki Doğu'ya olan ilgi, 1884 yılında eğitimini tamamladıktan sonra yardımcı papaz ve öğretmen olarak Kudüs'e gönderildiğinde Lepsius'ta da oluşmaya başladı ve Ermenilerle ilk teması bu süreçte oldu. 1886 yılında tekrar Almanya'ya döndü ve Frankfurt am Main'de bulunan papazlık kurumundaki birkaç aylık görevinin ardından kiiçiik bir yerleşim birimi olan Friesdorf'a papaz olarak atandı. Doğu'da yapacağı misyon çalışmalarını da burada olgunlaştırdı. 10

Doğu'ya olan ilgisi ve misyon çalışmalarında daha aktif olma düşüncesi Lepsius'u 29 Eylül ı895'te Friesdorf'ta bir misyon yortusu düzenlemeye sevk etti. Burada yapılan toplantıda, Hıristiyan ve Müslümanlar için yapılacak misyon çalışmaları değerlendirildi ve aynı -günün akşamında Doğu'daki Müslümanlar arasında misyonerlik çalışması yürütmek amacıyla yeni bir misyon kuruluşunun oluşturulması kararı alındı. Yapılan birlik çağrısına yaklaşık ı 00 kişinin olumlu cevap vermesiyle ı 896 Paskalyasında "kutsal ittifak"ın temelleri atıldı ve Urfa'daki misyon çalışmaları için biiyük bir öneme sahip olan Alman Doğu Misyonu (Deutsche Orient­Mission) kurulmuş oldu.11 Başlangıçta sadece Müslümanlar arasında misyonerlik yapmayı amaç edinen Lepsius ve arkadaşları, 1895 Sonbaharından itibaren meydana gelen Ermeni olaylan üzerine önceliği Ermeniler için yapılacak çalışmalara verdiler. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, Ermeni olaylarıyla ilgili Avrupa 'ya gelen abartılı bilgiler üzerine harekete geçen Lepsius, bu zaman dilimi içerisinde Almanya 'nın Osmanlı topraklarını ekonomik ve siyasi yayılma alanı olarak gördüğü ve adını da "Weltpolitik (Diinya Politikası)" olarak belirlediği projesi yerine, kendi hedeflerine göre "Mora/politik" diye tabir edilen ve Ermeniler için seferber olma amacını taşıyan bir anlayış ile çalışmalara başladı. Buna göre Ermenilere yardım seferberliği yapılmalı ve yapılacak çalışmalann alanı o kadar genişlemeliydi ki, sonunda Doğu'da bir Hıristiyan İmparatorluğu kurulmalıydı. 12

Osmanlı'daki Ermeni olaylarıyla ilgili baberler Almaoya'ya ulaşınaya başlamasına karşın Almaoya'daki yardım seferberliği, Almanya'nın o dönem Osmanlı Devleti'yle yürüttüğü siyasi, askeri ve ekonomik işbirliği nedeniyle diğer ülkelere kıyasla biraz daha geç olmuştu. Buna rağmen misyon çevreleri ivedilikle kamuoyu oluşturma yarışına girdiler. Bunlardan Frankfurt'ta papazlık yapan Ernst Lohmann, 2 Şubat ı896 tarihli "Fiir Al/e (Herkes için)" adlı gazetede "Der Notschrei

9 Atanas Damianov, Die Arbeit der "Deutsclıen Orieiii-Mission" wıter den tiirkisclıen Mıis/imen in Bulgarien von Anfangs des 20.

Jalırlıımderts bis zum 2. Weltkrieg, Liı Verlag, MOnsıer-Hamburg-London 2003, s. 19-22. 10 Selami Kılıç, Emıeni Sonımt ve Almanya Tiirk Alman Arşiv Belgeleriyle, Kaynak Yayınlan, lsıanbul2007, s. 88; Oamianov, age, s.

23-24. 11 Baumann, agt, s. 39-40; Kılıç, age, s. 89. 12 Rolf Hosfeld, "Eine Deuısche Ausnahme'', Zeitzeic/ıen, Evangelisclıe Komme/llare zu Religion und Geselsclıaft, 16 (2015)/4, s. 13.

Lepsius, Avrupa'da halkın Doğu'ya olan ilgisini artınnak için yaptığı çağrtl arda, "Hıristiyan dinine taamız vıılm bulup bu dini bı1sbıitı7n

ortadan kaldınnak !stiyor/ar" şeklinde ifadelere yer vennekteydi. Bkz: Sacit Uğuz, "Bir Alman Mühendisin GOzOnden Zeytun ve Çukurova Enneni Olaylan ve Lepsius'un İddialanna Cevap", Uluslararası Sosyal ve Eğitim Bilimleri Dergisi, Cilt 2, Sayı 4, Aralık 2015, s. 15.

275

Page 5: Osmanlı Belge ve Kaynaklarında Urfa~~ IVisamveri.org/pdfdrg/D268004/2018/2018_SIMSEKM.pdf · Alman Misyonerliğinin Urfa'daki Faaliyetleri Dr. Muttalip Şimşek· Giriş 19. yüzyılın

Dokuzuncu Bölüm 1 Gayn Müslimler

Armeniens (Ermeni/erin Çığlığı)" başlıklı bir makale kaleme aldı ve Ermeniler için yardmı çağrısı yaptı. Bu çağrı üzerine kısa zamanda toplanan 14 bin Mark, Ermeniler için kullanılmak üzere hemen İstanbul'daki Amerikan misyon merkezine gönderildi.13 Yardım çağrılarının Alman halkı arasında karşılık bulması üzerine Lepsius, olaylan yerinde görmek amacıyla Anadolu 'ya bir keşif seyahati yapmaya karar verdi. 1896 yılının Mayıs ve Haziran aylarında gerçekleştirilen bu gezi esnasında Lepsius kendisini papaz olarak değil de Anadolu topraklarında halı endüstrisi kurmak isteyen bir tüccar olarak tanıttı. Onun asıl amacı, Friesdorf'da kurmuş olduğu halı imalathanesini Ermenilerin yoğun olarak yaşadığı bir yere nakletmek ve burada misyon çalışmalan başlatmaktı.

Doğu'ya yaptığı bu ilk gezi esnasında Kayseri/Talas ve Urfa'da 50'şer yetimin bakımını üstlendi, bu yetimlerin bakım masraflarını da orada bulunan Amerikan misyonerlerine verdi. 14

Lepsius keşif gezisinden döndükten sonra Papaz Lo lımann ile bir değerlendirme toplantısı yapmak üzere Frankfurt'ta biraraya geldi. Yapılan değerlendirme neticesinde 2 Temmuz 1896'da Ermeni yetim ve dul kadınlara yardım etmek için "Deutscher Hülfsbund fiir Armenien (Alman Ermeni Yardım Bidiği) "ni kurdular. Birliğin Frankfur Komitesi'nin idaresini Lohmann, Berlin Komitesi'nin idaresini ise Graf Andreas üstlenmişti. Lepsius Berlin Komitesi'nin sekreterliğine

bakacaktı. Burada alınan karara göre, Alman halkının Ermenilerle ilgili meselelere ilgisini çekmek üzere konferanslar düzenlenecek, gazete ve dergilerde yazılar yayınlanacaktı. 15 Lepsius hemen işe koyuldu, ancak onun Ermenilerin durumuna dikkat çekmek için yaptığı toplantı ve konferanslar ile gazete ve dergilerde çıkan yazılardaki söylemi politik içerikli ve Türk düşmanlığını çağrıştıracak duruma gelince Alman idari makamlan tarafından uyarıldı. Bu uyan, Lohrnann'ın sadece misyonerlikle sınırlandırmak istediği çalışmaları, Lepsius'un politik söylemlerle asıl amacından uzaklaştırması iki komite arasında görüş ayrılıkianna neden olrnuştu.16 Buna rağmen birliktelik devam etmiş ve halkın yardmı çağrtlarına ilgi göstermesi üzerine Alman Ermeni Yardım Birliği, farklı bölgelerde toplam 20-30 bin 'yetimin bakımını üstlenıneyi hedeflemişti. Yardım Birliği, daha sağlıklı çalışmak amacıyla koı:llitelerin faaliyet bölgelerini ayırma kararı alınış ve Frankfurt Komitesi'nin Harput bölgesine, Berlin Komitesi'nin ise, Urfa'nın. da içerisinde yer aldığı,

Halep bölgesine bakmasını uygun görmüştü. Bu karar üzerine Lepsius hemen harekete geçerek Anadolu'daki misyon çalışmalarının merkezi olarak Urfa'yı seçmiş ve 1897 yılının ilk aylarından

ı J Axel Meissner, Martin Rades "Ciıristliclıe Well" ımdArmenien, Bausteinefiir ei ne !ııternationa/e Etlıikdes Protestantismus, Lit Verlag,

Berlin 20ı0, s. 29ı-293 ; Lepsius' un çağnlannın hemen karşılık veren ve Alman misyonerliğini finansal anlamda en fazla destekleyen

ülkelerin başında İsviçre geliyordu. Yapılan çağnlar Ozerine ilk olarak İsviçre'de toplanan 14 sandık dolusu elbise Ermeni dul ve yoksul kadınianna dağttılmak Ozere Urfa'ya gönderilmişti. Başbakan~ Osmanlı Arşivi (BOA), Sadaret Mühiınıne Kalemi (A.}MKT.MHM.),

689/10, Lef. 2, 12Ramazan 1314/14 Şubat 1897.

ı 4 Damianov, age, s. 25; Meissner, age, s. 295; Lepsius Anadolu'ya yaptığı bu ilk ziyarette Diyarbekir'e de uğramış, kendisini Amerikan

vatandaşı olarak tanıtmış ve burada İngiliz Ko-nsolosluğu tecümanı Tomas Efendi'nin evinde kalmıştı. Aynca Ermeni milletinden Kazaryan Efendi'nin evini kiralanıış ve çevre köylerden toplanacak çocuklar .için burada bir yetimhane açınaya teşebbüs etmişse de

yapılan ihbar neticesinde gerekli tedbirler alındığı için bu isteğinde muvaffak olamamıştı. BOA, Dahiliye Nezareti Tesri-i Mmimelat ve

Isiahat Komisyonu (DH.TMIK.M.), 64/49, Lef.2, 16 Kanunuevvel 1314/28 Aralık 1898.

ı s Lepsius bu amaçla l896'da "Reiclıboten (imparatorluk Habercisi)" ve 1897'de "Der Clıristliche Orient (Hıristiyan Doğu)" dergilerini

çıkarmış, 1896 Eylülünde ise "Amıenienund Europa (Ermeni/er ve Avntpa) "kitabı.nı yayınlamıştı. Bkz. Richard Schaefer, Geschiclıte der

Deutsclıen Orient-Mission, Missionshandlung und Verlag, ı:epsius, Fleisch.ınann und Grauer, Potsdam 1932, s. 9; Damianov, age, s. 28.

ı 6 Baumann, agt, s. 44; Lepsius'la Ermenilere yardım etmek için büyük çaba sarfeden ve Anadolu'nun Doğu bölgelerinde binlerce Ermeni

yetimin bakımını sağlayan Loh.ınann, yıllar içerisinde misyon çalışmalannın geldiği noı..-tayı ve Almanya'nın emperyalist hedefterinin misyona etkisini belirten şu değerlendirmeyi yapmıştı: "Zamammızdaki anlayışa göre, bize tevdi edilen görevin (misyoner/ik) biiyük

bir an/arm vardı. Oysa bizim çalışmalarımızia Alman idaresinin yüksek hedefleri arasmda zıtlık vardt. Biz taıınya hizmet etme gayesi

gıiderken Almanya, halkı yeni kaynaklarta besleme amacı taşıyan ve sadece ekonomik çıkarfor ı/zerine kuntlan bir politik hedef

gıidı7yordu. Bu anlayış Bağdat Demiryolu Projesi 'nde somutlaştı. Herkese tekrarlanan bu proje, tam anlamıyla aldalicı bir hayal ürünü

ve bı7yıik bir yalandan ibarellir". Emst Lohmaon, "Die Gescbichte des Hülfsbundes und seiner Stationen", 25 Jalıre im Oriem: Ein

Gang durc/ı die Arbe it des Deutschen Hiil.ftbımdes fiir clıristliches Liebeswerk im Orient 1896-19 21, Verlag Orient, Frankfurt 1921, s. 3.

276

Page 6: Osmanlı Belge ve Kaynaklarında Urfa~~ IVisamveri.org/pdfdrg/D268004/2018/2018_SIMSEKM.pdf · Alman Misyonerliğinin Urfa'daki Faaliyetleri Dr. Muttalip Şimşek· Giriş 19. yüzyılın

Alman Misyonerliğinin Urfa'daki Faaliyetleri

itibaren kendisine bağlı misyonerleri bölgeye göndermeye başlamıştır. 17

II. Urfa' da Alman Misyon Çalışmalarının Başlaması ve Yetim Çalışmaları

Urfa'da misyonerlik faaliyetleri, Fransız Kapüsen misyonerlerinin daha Tanzimat Dönemi'nin ilk yıllarında Urfa'ya gelmesiyle başlamıştır. Anadolu'da 1820'li yıliann başından

itibaren faaliyete başlayan Amerikan Board (ABCFM) misyonerleri18, Urfa'yı 1850'1i yıllardan itibaren ziyaret etmişler ancak düzenli misyon çalışmalanna 1892 yılında şehirde bir şube açtıktan sonra başlayabilmişlerdi. Özellikle Corinna Sbattuck'un kalıcı olarak Urfa'da görevlendirilmesinden sonra Amerikalı misyonerler bir dul ve yerimevinin yanında, marangoz, dülger, terzi ve ayakkabı imalatı yapan atölyeler ile 1902 yılında bir körler okulu açmışlardı. 19

Urfa 'yı faaliyet bölgesi olarak seçen diğer bir misyon kuruluşu da Alman Doğu .Misyonu olmuştur. Misyanun Urfa'da faaliyete başlaması ise, Lepsius'un 1896 yılında Anadolu'ya yaptığı keşif seyahati esnasında şehirde bulunan Amerikalı misyoner Corinna Shattuck20 ile görüşmesi sonrasında gerçekleşmişti.21 Lepsius yanında getirdiği paradan bir kısmını Urfa'daki 50 yetimin bakımı için kendisine bırakmış ve Urfa'da Almanlara ait bir yetimhane açılması hususunda Shattuck ile anlaşmıştı. Ardından Shattuck'un 29 Temmuz 1896 tarihinde Urfa'da bir Alman Yetimbanesi açmasıyla da şehirde Alman misyon çalışmalan resmen başlamış oldu. Bunun üzerine Lepsius, 1897 yılının Şubat'ında Friesdorf'tan tanıdığı Öğretmen Franz Eckart ile Pauline Patrunky'yi yetim çalışmalaoyla ilgilenmeleri için Urfa'ya gönderdi.22 Eckart ve Patrunky Urfa'ya geldiklerinde Shattuck'un ahaliden Abud Ganime? adlı şahıstan Alman misyonu adına 500 altın karşılığında sahn aldığı ve hem Urfa'dan hem de çevre bölgelerden toplanmış kız-erkek toplam 160 yetimin banudığı baneyi teslim aldılar. Ancak, yetimhaneye idari makamlar ruhsat vermemiş,

17 Schaefer, age, s. 14.

ıs Erdal Açıkses, Amerikalılarm Harput la ki Misyaner/ik Faaliyetleri, Türk Tarih Kurumu Yayınlan, Ankara 2003, s. 35-36.

ı9 K.ieser, Iskalanmış Barış ... , s. 648; ldris Yücel, "Bir Misyonerlik Uygulmasınıo Teori ği ve Pratiği: Urfa Amerikan Körler Okulu (1902-

1914)", Cımılıuriyet Tarilıi Araştırmaları Dergisi, Yıl 7, Sayı 14 (Güz 201 1), s.65-86; Oktay Bozan, Diyarbakır Vilayetinde Emıeniler

ve Ermeni Olayları (1878-1920), Çizgi Kiıabevi, Konya 2013, s.l98-199. 2° Corinna Shattuck, 1873 yılında Osmanlı topraklanna gelmiş, Amerikan Board misyonuna bağlı olarak Adana, Maraş, Antep ve

Urfa'da öwermenlik yapmış ve 1890'1ı yılların başından itibaren Urfa'daki yetim işleriyle ilgilenrniştir. Bakımını üstlendiği çocuklara

bağcılıktan marangozluğa, demircilikten terziiii'le kadar birçok alanda mesleki eğitim verilmesini sağlamış ve 1902'de Urfa'da bir

de körler okulu açmıştı. Bu okula Alman misyonerler de kimi zaman çocuk gö~?dermişlerdi. Yücel, agm, s. 73; Shattuck, görev yaptığı süre zarfında Do~'daki Ermenilerle yakın bir ilişki kurmuş ve Ermeni olaylannın tertip, planlama ve finansal desteği gibi

hususlarda Onemli rol oynaınıştı. Urfa'da görev yaptığı sırada bölgedeki Ermeni ileri gelenleriyle yaptığı mektuplaşmalar, onun Ermeni

olaylanı:ıın başlamasında etkisi oldugunu göstermekteydi. BOA, Yıldız Perakende Evrakı Askeri Maruzat (Y.PRK.ASK), 151/110,

27 Muharrem 131717 Haziran 1899; Aynı şekilde Alman pasaportuyla Urfa'ya gelen ve kendilerini tilccar olarak tanıtan şahıslar

üzerinden "En11enistaıı 'da Urfa )•a" tabirinin yer aldığı evrak bulunmuş ve yine Almanya'dan Urfa'ya gelen misyonerler üZerinde

"Şarkta Hıristiyanlık" adh risaleler çıkmıştı ki, burada "nıezalinı-i İslamiye " başlığı altında zararlı bilgiler veriliyordu. Bkz. BOA,

DH.TMIK.M., 68/40,4 Nisan 1314/16 Nisan 1898; DH.TMIK.M., 116/55, Lef.5, 12 Mayıs 1317/25 Mayıs 1901; Dahiliye Nemeti

Mekrübi Kalemi (OH. MKT), 2489/48, 12 Mayıs 1317/25 Mayıs 1901.

ı ı 1890'1ı yıllarda Do~ illerinde meydana gelen Ermeni olaylan sonrasında ortada kalan Ermeni yelimlerinin durumu, diğer misyoner

teşkilatlan gibi Alman misyonerlerinin de bu bölgede hızlı bir yapılanmaya gitmesine sebep olmuştu. Alman misyonerler Maraş, Antep,

Urfa, Diyarbakır, Harput, Sivas, Amasya hanında hummalı bir şekilde bilgi topladıklan gibi bu bölgelerde yerimhane açılması için de gerekli çalışmalan başlatınışiard ı. Genelde din adamlan, öjlfetmen veya doktorlardan oluşan misyoner guruplan, çalışma bölgelerinde

vaaz verme veya hastaııeleczane kurma bahanesiyle evvela orada yaşayan Hıristiyan cemaali yakından tanıma fırsatı buluyor, bölgenin

ihtiyaç durumunu araştırdıktan sonra o bölgede hastane, okul veya yelimhaneden hangisinin öncelikle _açılması gerektiğini tespit

ediyorlardı. BOA, A}MKT.MHM.,614-25 Lef.l-8, ı O Kanunuevvel 1314/22 Aralık 1898. 22 Uwe Feigel, Das Evaııgelisclıe Deutsclıland und Armenie11, Die Armeııierlıilfe Deutsclıer Evaııgelisclıer C/ıristie11 seit dem Ende des

19. Jalırlıwıderts ir.ı Ko11text dl!r Deutsclı-Tiirl.isclıe;ll Beziel11mge", Vandenhoeck u. Ruprecbt, Göttingen 1989, s. 75; Franz Eckart, Osmanlı Arşiv Belgelerinde, Alman Eyıamhanesi lviekıebi Reisi olarak geçmekteydi. BOA, DH.TMIK.M., 170/41, 19 Nisan 132012

Mayıs 1904.

277

Page 7: Osmanlı Belge ve Kaynaklarında Urfa~~ IVisamveri.org/pdfdrg/D268004/2018/2018_SIMSEKM.pdf · Alman Misyonerliğinin Urfa'daki Faaliyetleri Dr. Muttalip Şimşek· Giriş 19. yüzyılın

Dokuzuncu Bölüm 1 Gayrı Müsliınler

Patrunky'nin İsviçre'den aldığı doktorluk belgesi de kabul edilmemişti. Yaşanılan sıkıntılar üzerine Antep'ten Urfa'ya gelen Amerikalı misyoner Sanders bu haneyi satın almış ve birkaç hane daha ldralamak suretiyle Siverek, Hısnımansur ve Çermik bölgelerinden getirdiği Ermeni yetimleri buralara yerleştirmişti.23 Eckart ve Patrunky, Shattuck'un da yardımıyla 25 Mart'a kadar Alman Yetimbanesi'ne toplam 200 çocuk toplamıştı.24 Yetimhaneye yerleştirilen çocukların, daha evvel olduğu gibi, mensup olduklan millet mek:teplerine devam etmelerine müsaade edilmişti. Bunun yanında bu yetimbanenin görünürde şefkat ve yardım niyetiyle açıldığı, bakikatte ise bir takım siyasi maksatlan olduğu gerekçesiyle yetimhaneye ruhsat verilmemesi gerektiği; mahalli idare tarafından ŞOra-yı Devlet' e tavsiye olunmuştu.25

Eckart ve Patrunky Urfa'da yaptıkları yetim çalışması sonucuoda bir yıl içerisinde 5 yetiınhane açarak buralarda 170'i laz ve lOO'ü erkek olmak üzere toplam 270 çocuğun bakımını sağlamışlardı. Lepsius, Anadolu'daki gezisinden Avrupa'ya.döoünce yardım çağrısını "Blutbad in U1ja (U1ja 'da kıyım)" gibi ifadeler kullanarak yapmış ve herkesi yetimlere sahip çıkmaya davet etmişti. Yapılan yardımlada Berlin Komitesi 1 898' in başlarında kendisine bağlı istasyonlar aracılığıyla 700 yetimin bakımını sağlamıştı. Bunların giderleri, Almanya ve İsviçre'deki 280 gönüllü bakıcı ailelerin düzenli olarak ayda 100 Mark bağışlamalan suretiyle karşılanıyordu.

Urfa'daki yetimhanede barınan çocuk sayısı 1898 yılında 300'e ulaştı. Bunun üzerine Lepsius, 1898 yılı içerisinde Urfa'daki yetim çalışmalanna yardım etmesi için bir diğer misyoner Martba Probst'u gönderdi.26

Lepsius, Urfa'nın yanında misyon çalışmalan için yeni istasyonlar oluşturmaya başladı. İran, Bulgaristan, Rusya, Romanya, Diyarbeldr gibi bölgelerde oluşturulan istasyonlar içerisinde Urfa en büyüğü idi. Berlin Komitesi Urfa'yı ana isyasyon olarak belirlemişti. Lohrnann ise Harput'un yamnda Maraş, Van, Muş ye Van gibi bölgelerde faaliyet yürütüyordu. Her iki merkezin bakımını üstlendiği yetim sayısı 1899'da yaklaşık 1.200, 1900'ün sonunda 1.400, 1908'de 2.000'e ulaşmıştı. Bunlara ilaveten, 1900 yılında 900 çocuğun bakımı da kendi evlerinde sağlanıyordu. Hülfsbund 1905 yılında 1.500 çocuğa bakarken Amerikalı misyonerler sadece 400 çocuğun bakımını üstlenebilmişl~rdi.27 Dolayısıyla Anadolu'ya Amerikalı m~syonerlere göre oldukça geç bir tarihte giren Alman misyonerler kısa zamanda binlerce çocuğa ulaşabilmişti. Almanların bu çalışması, Urfa Kapüsen misyonerlerinin, biraz da abartılı olarak Roma'daki üstlerine gönderdiği raporlarda şu şekilde ifade edilmişti: "U1ja 'da bir Alman Protestanlık merkezinin kurulmakta

23 Alman kaynaklarında umumiyede Lepsius'un Urfa'ya Franz-Eckan ve Pauline Patrunky'yi gönderdiği belirtilirken, Osmanlı Arşivi kayıtlarıoda bir OçUncO şahıstan daha bahsedilmektedir. O da Mösyö Hernşio(?)'dir. Bu şahsın Eckan ve Patrunky'yi Urfa'ya getiren

ve çevre bölgelerde görev yapan bir misyoner veya Alman memuru olması muhtemeldir. Ayrıca, yine aynı belgede F. Eckan için

"Fransa rebaasından'' tabirinin kullanıldığı göıiilmektedir. Isminin benzerliğine istinaden yanlış kaydedilme ihtimalinin yanında

dikkat çekmernek için kendisini Fransız olarak .ıaoıtmış olması da mümkündOr. Daha geniş bilgi için bkz. BOA, A.}MKT.MHM.,

702125, Lef. 2, 8 Kanunuevvell313/20 Kasım 1897. 24 Schaefer, age, s. 14. 25 BOA. A.} MKT.MHM. 702125, Lef. 2, 8 Kanunuevvel ı3 13/20 Kasım 1897. Ayrıca Urfa Mutasamftığ:ı tarafından Sadaret'e gönderilen

bir iirizada, Alman misyonerierin yerimhaneyi belirli bir süre açma (muvakkat) niyetinde olduklarını beyan etmelerine rağmen zaman

içerisinde devamlı açık nıtma niyeti taşıdıkları ifade ediliyordu. BOA, DH.MKT., 2083/9, 28 Mayıs 1313/9 Haziran 1897. 26 Martha Probst, Urfa'nın iklimine alışamadığı için bir yıl sonra Berlin'e geri döndOgü gibi, Patrunky de 1900 yılında Almanya'ya

dönınüştil. Patrunky bu sefer Frankfurt Komitesi tarafından 1902 yılıoda Van'a gönderilecektir. Meissner, age, s. 300, 307; Scbaefer,

age, s. 21,42. 27 Doğu'daki Enneni olaylarını takip eden birkaç yıllık sOre zarfında, Alman ve Amerikalı misyonerierin özellikle yetim çalışmalarına

yoğunlaşuklan göıiilmekteydi. Arşiv kayıtianna göre, 1899 yılında Doğu bölgelerinde sadece Alman misyonerierin Katolik, Gregoryan ve Protestan Ennenilere mensup 1.200 ci vannda ye tirnin bakımını üstlendiği görOimekteydi. BOA, Dahiliye Neziireti Şifre Kalemi (OH.

ŞFR), 233/49, 7 Mart 1315/19 Mart 1899; Diğer hususlar için bkz: Feigel, age, s. 106, 117.

278

Page 8: Osmanlı Belge ve Kaynaklarında Urfa~~ IVisamveri.org/pdfdrg/D268004/2018/2018_SIMSEKM.pdf · Alman Misyonerliğinin Urfa'daki Faaliyetleri Dr. Muttalip Şimşek· Giriş 19. yüzyılın

Alman Misyonerliğinin Urfa'daki Faaliyetleri

olduğunu biliyor olma/ısınız. Bir hastahane, bir yetimevi, bir kolej ve başka okullar inşa etmek için evier/e dolu bütün bir mahalle satın alındı. Şu ana kadar her iki cinsiyetten 300 'den fazla yetim neredeyse satın alındı ve buralara yerleştirildi ".18

Lepsius 'un Müslümanlar arasmda daha etkin misyon çalışmasına yer verilmesi ve yardım çalışmalannın yavaşlanlarak Hıristiyan mezhepleri arasmda misyonerlik faaliyetlerine ağırlık verilmesi gibi düşünceleri, Berlin Komitesi idarecileri ile bazı sorunlar yaşamasma neden olmuştu. Onun komiteden uzaklaştırılması gündeme gelse de, Lepsius olmadan yardım çalışmalarının büyük zarar göreceğini bilen komite idaresi, onun bazı şartlarını kabul etmek zorunda kalmış ve 1 ı Mayıs 1900 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında bir dizi kararlar almıştı. Bunlardan en önemlisi de Berlin Koroistesi'nin Frankfurt'tan tamamen bağımsız hareket ederek kurumun bundan böyle Ermeni Yardım Çalışmalan yerine Alman Doğu Misyonu (Deutsche Orient-Mission/DOM) adını kullanarak faaliyet yürütmesiydi. Bundan sonra Lepsius hem daha rahat hareket etqıeye, hem de artık misyonun yeni yönetiminde daha aktif olmaya başladı.29

Urfa Alman Yetimhanesi'ndeki yetim sayısı kurulduğu 1898 yılından itibaren devamlı artış göstermiş, 1901 yılmda bu rakam 400'e ulaşmıştı. Ancak bundan sonra yetim sayısı düşüşe

geçmiş ve 1902 yılında 310'a, 1905 yılmda ise 235'e gerilemişti. Bu durum biraz da misyonun Urfa' da yetim çalışmalarını bafifl.etip tıbbi misyona ağırlık verme düşüncesinden kaynaklanıyordu. Bunun yanında DüM'un bu yıllarda maddi sıkıntılar yaşaması da bu kararların alınmasında etkili olmuştu. Öyle ki, yeterli malzeme gönderilmediği için Urfa'daki yetimhanenin 1905 yılında geçici olarak kapatılması dahi gündeme gelmişti. Normalde yetimhanelerde yetişen ve evlenecek yaşa gelen kızların çeyiz masraflarını dahi finanse eden misyon, yaşanan mali problemler nedeniyle bu tür harcamaları kestiğj gibi, yetim çalışmalarında büyüme hedefini de askıya almıştı.30

Yerimhanelerde çocukların sadece günlük temel ihtiyaçlanyla ilgilenilmiyor, irnkan dahilinde eğitimlerine de önem veriliyordu. Eğitimlerde öncelik, çocuğun herhangi bir m~sleki el becerisine sahip olarak büyümesiydi. Bunun için Alman yetiınhanelerinde eğitimin amacı şu şekilde formüle ediliyordu: "Herhangi bir erkek veya kız çocilğu yelimhaneyi terkettiğinde kimseye ihtiyaç duymadan hayatını devam ettirebileceği geçerli bir el becerisine sahip olmalıdır". Çocuklara verilen eğitim sistemi Alman-Doğu karışımı bir durum arzediyordu. Yetimhanelerde, büyük oranda Ermeni çocukları kaldığından, mümkün mertebe Ermeni öğretmenler ders veriyordu. Bazen öğretmenler kendilerini geliştirmeleri için Almany!i'ya gönderiliyordu. Öğretınen ve yetimler aynı · evde kalıyor, 20-25 çocuk farklı odalarda ve yetişkin bir Ermeni gözetiminde yaşıyor~ardı.31

Yetim çocukların herhangi bir el işçiliğini tam olarak öğrenebilmeleri için marangozluk, kunduracılık, dülgerlik, dikiş-nakış, dokuma gibi alanlarda atölyeler açılıyor ve bu atölyelerqe çocuklara uygulamalı eğitim veriliyordu. Buralarda yetişen çocuklardan bazılan seçilerek Almanya'ya gönderiliyor, alanlarında uzmanıaşarak tekrar atölyelere dönüp bu işletınelen idare etıneleri sağlanıyordu. Eğer atölyeleri idare edecek yetişmiş eleman bulunarnazsa Almanya'dan uzman gönderiliyordu. Nitekim 1901 Sonbabannda marangoz ustası Otto C amin, Lepsius tarafından

28 K.ieser, lskalannıış Barış .. . , s. 338-339. 29 Alman Doğu Misyonu, yukanda da belirttiğimiz gibi 1896 yılında kurulmuştu. Ancak Lepsius faaliyetlerinde umuıniyetle Fraıık:furt

merkezli Alman Ermeni Yardım Birliği'nin Berlin Komitesi'ne bağlı olarak hizmet ediyordu. 1900 yılından itibaren artıkAlman Doğu

Misyonu adı albnda faaliyet yilıillecektir. Scbaefer, age, s. 30. 3° Feigel, age, s. 118· 12 1.

J ı Age, s. 107.

279

Page 9: Osmanlı Belge ve Kaynaklarında Urfa~~ IVisamveri.org/pdfdrg/D268004/2018/2018_SIMSEKM.pdf · Alman Misyonerliğinin Urfa'daki Faaliyetleri Dr. Muttalip Şimşek· Giriş 19. yüzyılın

Dokuzuncu Bölüm 1 Gayrı Müslimler

Urfa 'ya bu amaçla gönderilmişti. Erkek çocuklar genelde marangozluk, kunduracılık gibi alanlarda eğitilirken kız çocuklara ise ev işleri ve idaresi yanında Alman klinik ve hastahanelerinde görev yapacak şekilde hasta bakıcılık eğitimi veriliyordu.32

Urfa'daki yetim çalışmalarıyla ilgilenen bir diğer misyoner deKaren Jeppe idi. DüM'un Danimarka bürosunda görevli olan ve öğretmenlik eğitimi alan Jeppe, 1903 yılında Lepsius tarafından Urfa'ya gönderilmişti. Jeppe'yi Urfa'ya geldiğinde Amerikalı misyoner Sbattuck karşıladı. Zamanla Ermenice'yi ve kısmen Türkçe'yi öğrenen Jeppe, Urfa'da "yetim annesi" olarak isim yapmıştı.33 Jeppe alanında iyi bir eğitim aldığı için Urfa'da göreve başladıktan sonra çocuklann eğitimine büyük bir önem vermiş, onlann kısa sürede okuma yazma becerisi kazanmalarını sağlamıştı. Çocuklara bu şekilde kısa zamanda okuma yazma öğretmesi, bem halk nezdinde saygınlık kazanmasına, hem de Urfa'daki okulların onun getirdiği eğitim metodunu (Laurier Eğitim Metodu) uygulamasına neden olmuştu.34 Bunun yanında, diğer misyon örgütler ile kıyasandığında DOM, Urfa' da Ermeni çocuklar için bir okul açamamıştı. Nitekim 1904 yılında Berlin' den Urfa 'yı ziyarete gelen yönetim kurulu üyelerinden Paul Robrbacb, bu durumu yakından görmüş ve istasyonlarda Alman okullarının eksikliğinin üzücü bir durum olduğıınu ifade ederek, Urfa'da bir Alman okulunun açılması gerektiğini rapor etmişti.35

Karen Jeppe'ye göre yetimbanelerdeki çocuklar okul öğrenimine günde 3-4 saat ancak dayanabiliyorlardı ve çocukların ellerinin de eğitilmesi gerekiyordu. Gelişim çağındaki bu çocuklara bedensel güçlerini kullanabilecekleri imkanlar verilmeliydi. Bunun için o, çocukların yetimbaneden ayrılmadan önce en az bir el becerisi öğrenmeleri amacıyla atölyelerin daha aktif kullanılması için çalışmalar yapmış; dokumacılık, iplik eğirme, dericilik, kunduracılık, dikiş­nakış ve oya işi gibi atölyelerden elde edilen ürünlerin satılması suretiyle yetimbanenin bazı ihtiyaçlarını karşılamıştı. Hatta Jeppe bir seferinde Ermeniler için yardım toplamak amacıyla Urfa'dan Almanya'ya gittiğinde, üzerindeki elbiseleri çevresindekilere gururla göstererek hepsinin Urfa'daki atölyelerde üretildiğini söylemişti. Özellikle kadınlana yaptığı oya işleri bem Avrupa' da, hem de Amerika' da büyük rağbet görüyordu. Urfa Yetimhanesi 'nd eki çalışmalar 1908 yılından itibaren tamame!l el işleri eğitimine kaydı ve bu durum, at.ölyelerde üretilen ürünlerin Berlin'de satışa sunulduğu birimin sorumlusu R. Schaefer tarafından "müthiş bir gelişim" olarak ifade edilmişti.36 '

Misyoner teşkilatlannı Osmanlı Devleti'nde yetimbane açmaya sevk eden sebeplerden birisi de, çeşitli nedenlerden dolayı yetim kalan Hıristiyan çocuklara devletin sahip çıkmasını engellemekti. Misyon kuruluşlan bu yetimlere, bağlı bulundukları cemaat reisliklerinden bile önce davranarak, sahip çıkmaya çalışıyorlardı. Sahip çıkılan çocukların temel ihtiyaçları karşı landıktan sonra, her misyon teşkilatı bu çocuklan kendi mezhebine göre yetiştiriyordu.37 Yetimbanelerde kalan çocukların Alman kültürüne v~ Protestanlık ahlakına göre yetişmesi başlıca amaçtı. U. Feigel'in ifadesine göre, "Alman misyon kuruluşu yardım olarak sadece İsa için ruhlar kazanmayı

32 Schaefer, age, s. 38. 33 Jakob Küınler, Dein Volk ist Mein Volk: Dos Lebenbild einer Heldin seltener Art. der Doenin K aren Jeppe, Leipzig 1939, s. 32-33.

Karen Jeppe Urfa'da 1918 yılına kadar çalışmıştır. Schaefer, age, s. 101. 34 Uğur loao, Osmanlı DINieti 'nde Almanlarm Protestan Misyonerlik Faaliyetleri, TUrk ı:anh Kurumu Yayın lan, Ankara 2013, s. 379;

Künzler, Dein Vol k ist Mein Vol/c.. s. 40. 35 Schaefer, age, s. 72. 36 Kieser, /skalammş Bartş .... s. 648; Schaefer, age, s. 59; Feigel, age, s. ll S. 37 Kieser,lskalammş Bar1ş ... , s.257-259, 292.

280

Page 10: Osmanlı Belge ve Kaynaklarında Urfa~~ IVisamveri.org/pdfdrg/D268004/2018/2018_SIMSEKM.pdf · Alman Misyonerliğinin Urfa'daki Faaliyetleri Dr. Muttalip Şimşek· Giriş 19. yüzyılın

Alman Misyonerliğinin Urfa'daki Faaliyetleri

istiyordu". Evlerde verilen eğitimlerde en başta gelen husus, Protestanlığın herşeyin merkezinde olması zorunluluğuydu.38 Öyle ki, Alman yetimhanelerinde yetişen çocuklar burada görev yapan misyonerler marifetiyle Protestanlaştınhyordu. Bölgede Ermeniler genel olarak Gregoryan mezhebine mensuptu. Oysa buradaki yetimhanelerden İzmir ve diğer bölgelerdeki yetimhanelere gönderilen çocukların büyük oranda Protestanlaştınldığı bizzat Batılı kaynaklar tarafından da dile getirilmektedir. 1896 yılından itibaren Doğu bölgelerinden İzmir Alman Yetimhanesi'ne gönderilen çocukların büyük oranda Protestanlaştınldığı görülmüştü ki, 1897'de yetimhaneye gelen 130 Ermeni çocuktan sadece 20'si Gregoryan mezhebine mensuptu.39

Ermeni olaylannın hemen sonrasında misyonerler açhklan yetimhanelere çocuk bulmakta zorlaomadılar. Hatta bölgede toplanan çocuklara eğer yer bulunamıyorsa, bunları ailelerine geri vermek veya devletin kontrolündeki bu tür kurumlara yönlendirmek yerine başka bölgelerdeki kendi mezheplerine ait diğer misyon yetimhanelerine gönderme gayreti içerisine girdiler. Örneğin Urfa'nın çevresinden toplanan yetimlerin bir kısmı Kudüs40

, bir kısmı İzmir4 1 ve bir kısmı da İstanbul'daki Alman yetimhanelerine gönderilmişti.42 Oysa ilerleyen yıllarda yetim bulmakta zorlanmaya başladılar. Çünkü yetimhaneler umumiyetle 7-18 yaş aralığındaki çocuklan kabul ediyordu. Yetişen çocuklar yetimhanelerden aynimaya başlıyor ve yerlerine gelecek yeni çocuklar bulunamayınca da bu kurumların kapatılması gündeme geliyordu. Urfa Alman Yetimhan~si de bu sorunu yaşamış, ancak 1909 yılında Adana'da meydana gelen Ermeni olayları, diğer misyon kuruluşlannda olduğu gibi Alman misyonerleri için de yeni bir çalışma alanı açmış oldu. Nitekim Adana'daki olaylar sonucunda sahipsiz kalan 50 yetim Alman misyonerler tarafından Urfa Yetimhanesi'ne getirilmişti.43

Biraz evvel de ifade ettiğimiz gibi, Urfa'daki yetimhaneye ait bir okul buluomuyordu. Yetimhanelerdeki çocukların bir kısmı 1860'lı yıllarm başından itibaren faaliyet yürüten ve Süryani-Protestan Cemaatine bağlı okula devam ediyordu. Bu dönemde okul bazı mali proble~er yaşasa da DOM, okulun varlığını devam ettirebilmesi için gerekli desteği yapıyordu. Jeppe'nin yetim çocukların okuma-yazma eğitimi için uyguladığı metot başarıli olunca, kendi çocuklarının da yetimhane bünyesindeki eğitime dahil edilmesi yönünde halktan talep gelmeye başlamıştı. DüM'un bu yıllarda yaşadığı ekonomik sıkıntılar dikkate alındığında yeni bir okul inşa etmek yerine zaten DüM'un desteğiyle ayakta duran Urfa Süryani-Protestan Okulu, Süryani-Protestan rabibi Cürcani'nin de ricası üzerine, DüM'un idaresi altına alındı. Artık şehirde "Alman Okulu" olarak tanınan kuruma sadece Süryaniler değil Ermeniler de devam etmeye başlamıştı. Okulda kullawlan dil Türkçe'ydi. Yabancı dil olarak Arapça ve İngilizce, koro çocuklarına da Süryanice öğretiliyordu. Ancak Lepsius'un ağırlığıw koyması neticesinde 1912'den itibaren İngilizce ve Süryanice müfredattan kaldırılarak yerine, "bu ülkede şimdiden çok aranan, ancak Bağdat

38 Feigel, age, s.l58-159. 39 Malte Fuhnnann, Der Traum vom Deuısclıen Orient, Zwei Delllsclıe Kolonfen im Osmanisehen Reiclı 185/-1918, Campus Verlag,

Frankfurt 2006, s.J89. 40 BOA, DH.TMIK.M.,53-8 Lef.1,8 ve 12, 13 Nisanl315/25 Nisan 1899; DH.TMIK.M.,57-4, 16 Temmuz 1314/28 Temmuz 1898;

DH.TMIK.M.,59-20, 25 Ağustos 1314/6 Eylül 1898. 41 BOA, DH.TMIK.M., 13/36, 14 Ağustos 1312126 Ağustos 1896; DH.TMIK..M., 18/17, Lef.3, ll Teşrinisaıti 1312123 Kasım 1896;

DH.TMIK.M., 18/34, Lef.5, 21 Nisan 1313/3 Mayıs 1897; DH.TM!K.M., 35/43, Lef.3, 16 A~stos 1313/28 Ağustos 1897; Yıldız Sadaret Maruzan Evrakı (Y.A.HUS.}, 356/80, 12 Cemaziyelahir 1314/18 Kasım 1896.

42 BOA,A.}MKT.MHM., 652/12,23 Eylüll312/5 Ekim 1,896; DH.TMIK.M., 35/22, Lef. 3, 9 Ağustos 1313121 Temmuz 1897. 43 Schaefer, age, s. 62; Adnan Ş işman, XX Yıizyrl Başlarmda Osmanlı Devleti 'nde Yabancı Devletlerin Kıiltı7rel ve Sosyal Müesseseleri,

Atatürk Araştırma Merkezi Yayın lan, Ankara 2006, s. 329.

281

Page 11: Osmanlı Belge ve Kaynaklarında Urfa~~ IVisamveri.org/pdfdrg/D268004/2018/2018_SIMSEKM.pdf · Alman Misyonerliğinin Urfa'daki Faaliyetleri Dr. Muttalip Şimşek· Giriş 19. yüzyılın

Dokuzuncu Bölüm 1 Gayrı Müslimler

dernilyolu sayesinde bu yörenin gelecekteki Avrıpa diline dönüşecek olan" Almanca getirilmişti.44

19ı3 yılının ortalarında yetimhanede ıoo civarında çocuğun balaını sağlanıyordu. Birinci Dünya Savaşı'nın başlamasıyla birlikte yetiınhane zor şartlarda yine de faaliyetini sürdürmüştü. Çünkü Osmanlı Devleti'nin Almanya ile müttefik olması Urfa'daki Alman misyonerierin daha rahat çalışmalarını sağlamıştı. Ancak savaş şartlan gereği, Fransız, İngiliz ve daha sonra İtalyan ve Amerikalı misyonerler Osmanlı sınırlarını terkedince, bu misyonların baktıklan çocuklar Alman yetimhanelerine gelmeye başlamıştı ki, zaten savaştan dolayı yaşanılan ekonomik sorunlar nedeniyle mevcut yetirnlere bakmak:ta zorlanan DOM, hepsini birden finanse etmekte yetersiz kalmıştı.45

Bilindiği gibi Osmanlı Devleti, savaş yıllarında görülen lüzum üzerine Ermeniterin başka mahallere gönderilmesini içeren "Tehcir Kanımu"nu 1 Haziran 1915'te yürürlüğe sokmuş ve Urfa'daki Ermeniler de bu kanun kapsamında tehcire tabi tutulmuştu. Yetimhanede görevli Ermeniler tehcir nedeniyle Suriye taraflarına gönderilince atölyeler ve halı imalathanesi gibi yetimhane de kapanmıştı. Ancak yetimhaneden biri 1916 yılında tekrar açılarak 87 çocuğun bakımı sağlandı.46 Bundan sonra, diğer şehirlerden de gelenlerin etkisiyle, Urfa'daki yetim sayısı artmaya başladı. 1916 yılının sonlarına doğru Urfa'da DOM'un balamını üstlendiği yetim sayısı 750'e yükseldi. Bu sayı Ocak ı91Tde 1.300, Şubat'ta 1.511, Mart'ta 2.028, Nisan'da 2.436, Mayıs'ta 2.5ı8, Haziran'da 2.540 ve Temmuz'da 2.600'e ulaşmıştı. Savaş sonunda Almanların Osmanlı topraklarını terk etmeye başlamaları üzerine İsviçreli misyoner Jakob Künzler eşiyle birlikte yetim işlerini idare etmeye başladı. Mütareke döneminde yetimlerin balarnı konusunda zorlanan Künzler çifti, Halep İngiliz Konsolosluğu 'ndan para yardımı talep etmiş, hatta ı 00 kadar Ermeni yetimi şehirdeki Fransisken ~s yonerlerine vermek zorunda kalmışlardı. Urfa 'nın düşman işgalinden k:iırtanlmasından sonra J. :Künzler ve eşi, hem Urfa'daki hem de iç bölgelerden gelen Ermeni yetimleri Amerikan "Near East Rlief(Yalan Doğu Yardım Komitesi)" aracılığıyla Suriye ve Lübnan'a nakletmişlerdir.47

m. Halı imalathanesinin Kurulması

J. Lepsius Kudüs'ten dönüp de Friesdorf!Wippra-Ha,rz'da papazlık görevine başladıktan belirli bir süre sonra burada ortalama 40 kadının çalışabiieceği bit halı imalathanesi açmıştı. Arnacı köy halkının ekonomik durumuna katla sağlamaktı. O, 1896 yılın yazında Urfa 'yı da içine alacak şekilde Doğu 'ya yaptığı seyahatte kendisini halı imalathanesi kurmak isteyen ve kuracağı tesis için uygun bir yer arayan tüccar olarak tanıtmışh. tJman Doğu Misyonu'nu kurarken Müslümanlar arasında bir misyonerlik faaliyeti yürütme düşüncesine sahipken Doğu seyahati sonrasında fikrini değiştirerek önceliği Ermeniler için oluşturulacak yardım çalışmalarına vermeyi ve faaliyetlerin merkezine dul ve yetirnleri almayı kararlaştırdı. Bu doğrultuda, hem yardım çalışmalan nedeniyle Friesdorf'taki halı imalathanesiyle ilgilenememesi, hem de Urfa'ya ilk gönderilen misyonerierin Lepsius'tan dul kadınlar için bir şeyler yapılması yönünde talepleri üzerine, imalathanenin Urfa'ya nakledilmesi kararlaştırıldı. Lepsius bu nakil işiyle ilgilenmesi için yalan arkadaşı ve aynı zamanda işadamı olan Richard Schaefer'i görevlendirdi. ı Nisan 1897 tarihinde bu görevi

+ı Kieser, Iskalanmış Barış ...• s. 343, 649-650. 45 Schaefer, age, s. 84-85. 46 Johannes Lepsius, Delllsclı/aııd und Armeııieıı 1914-1918: Samnılwıg Dfplomatisclıer AJ..'teııstiicke, Donaı &Temen Verlag, Bremen

1986, s.495-496. 47 K.iesler,lska/anmış .Barış ... , s. 693; Scbaefer, age, s. 97,113. Jak.ob KOnzler'in eşi Elisabeth Künzler, 1917 yılının başlannda gizlice bir

yetiınhane teşkil ederek yıl içerisinde 100 çocuğun bakımını sağlamıştı.

282

Page 12: Osmanlı Belge ve Kaynaklarında Urfa~~ IVisamveri.org/pdfdrg/D268004/2018/2018_SIMSEKM.pdf · Alman Misyonerliğinin Urfa'daki Faaliyetleri Dr. Muttalip Şimşek· Giriş 19. yüzyılın

Alman Misyonerliğinin Urfa'daki Faaliyetleri

üstlenen Schaefer, buradaki makineleri parçalara ayırarak, deniz yoluyla (Levant-Linie) İskenderun üzerinden Urfa'ya nakletti.48

Halı imalathanesinin kurulması Mayıs 1897'de tamamlandı, ancak randımanlı bir şekilde faaliyete geçmesi Haziran-Temmuz'u buldu. Lepsius, imalathaneyi Urfa'ya nakletmekle kalmamış, maksimum verim alınınası için gerekli personeli de göndermişti. Örneğin dokuma ustası Karl Pulst, makasiama ustası Karl ütto ve halı desenleri çizimi ( desina tör) için Emma Geitner (ileride Franz Eckart'ın eşi olacak), R. Schaefer ile beraber 5 Mayıs'ta Urfa'ya gelmişlerdi. imalathanenin daha işlevsel hale getirilmesi için zamanla yün eğirme ve iplik boyama tezgahlan da oluşturuldu.49

İmalathanede başlangıçta 70-80 Ermeni dul kadının çalışması hedefiendi, ancak imalathane beklenenin üzerinde bir kapasite ile çalışmaya başladı ve 1898 yılında yaklaşık 200 kadın istihdam edildi. Bu sayı 1900 yılında 300'e ulaştı. Zaman içerisinde alt birimlerin de oluşturulmasıyla üretim iyi bir seviye yakaladı ve kısa bir süre içerisinde bölge ekonomisini etkilerneye başladı. Başlangıçta Schaefer'in kontrolünde olan imalathane, onunAlmanya'ya gidip gelmesi ve oradaki işlerinden dolayı 1901 yılından itibaren Urfa'ya daha önce öğretmen olarak gönderilen misyoner Franz Eckart'ın idaresine verildi.50

DüM yönetimi, Urfa Halı İmalathanesi'nde üretilen ürünlerin Avrupa'ya ihraç edilip satışa sunulması için başta Berlin 'in Dessauer Sokağı 'nda olmak üzere diğer büyük şehirlerin çarşılarında temsilcilikler açtı.51 imalathane Urfa İstasyonu'nun en önemli parçasıydı ve ticari olarak iyi bir durumdaydı, ancak DüM'un bu dönem merkezi bütçesi devamlı açık veriyordu. 1900 yılının sonu itibariyle bütçe açığı 50 bin Marka ulaşmış, DüM misyonerlik giderlerini finanse etmekte zorlanmaya başlamıştı. Bunun üzerine 28 Şubat 1901 tarihli genel kurul toplantısında bu açığın kapatılması için Urfa'daki halı üretim birimini misyondan ayırma ve bağımsız bir statüye kavuşturma kararı alındı. Bu üretim birimini özel bir şirket (Teppich-Manufaktur Urfa/Urfa Halı Fabrikası) haline dönüştürmek suretiyle Lepsius, DüM'un bu işletme için daha evvel yapmış olduğu masrafian tahsil etmek istiyordu. Ancak bu şekilde bütçe açığı kapatılabilirdi. DüM, 'balı fabrikasına kuruluşundan 1900 yılının sonuna kadar yaklaşık 20 bin Mark harcama yapmıştı. Bunun yanında fabrikanın kurulması esnasında arazi ve bina için de masraf yapılmıştı. Her ikisi toplandığında DüM'un şirketten toplam 43 bin Mark gibi bir alacağı oluyordu. Bunun1a merkezi bütçedeki açığın büyük bir kısmı kapatılacaktı. Lepsius böyle yapmakla misyon un şirket için masraf yapmasını ortadan kaldırdığı gibi, buradan elde edilecek gelirle misyon için gerekli masrafların karşıtanmasını da amaçlamıştı. Yeni şirketin idareciliğine eskiden olduğu gibi yine Franz Eckart bakacaktı. Eckart aynı zamanda Urfa'daki yetim çalışmalarını da idare ediyordu. Halı Fabrikası, Birinci Dünya Savaşı'nın ilk yıllarına kadar yüzlerce Ermeni dul kadın ile yetimhanede yetişen kızların çalıştıklan ve geçimlerini temin ettikleri bir mekan olmuştu. Halı desenleri çizimini imalathanedeki kadınlara öğretmek için gelen, daha sonra Franz Eckart'la evlenen Emma Eckart,

48 Damianov, age, s. 23-24; Scbaefer, age, s. I 1,15; Meissner, age, s. 306. 49 Lepsius 1899 İlkbabannda İran'daki istasyonlan ziyaret ettikten sonra Diyarbekir'e ve akabinde Urfa'ya geldi ve buradaki çalışmalan

kontrol etti. Makasiama ustası Karl Otto, sözleşme gereği halı üretiminde kullanılan kırpma (kesme) makinesinin kurulup işlemesinden sonra, dokuma ustası Karl Pust ise hemen onun ardından Almanya'ya geri döndüler. Dolayısıyla gerekli eğitimi alan kadınlar kendi başianna üretim yapmaya başladtlar. Sclıaefer, age, s. 21, 26.

5° Feigel, age, s. 118; Eckart, 22 Ekim 1918'de Urfa'dan ayniışına kadarhalı imalathanesinin bütün işleriyle iıgilerunişıir. Meissner, age, s. 306, 332; Eckart yaklaşık 21 yıl Urfa'da misyonun bütün işleriyle ilgilenmiş, ancak bazı tatsız badiseler de yaşamıştır. Bunlardan birisi, Urfa'da görev yapan komutanlardan birisinin çocuğuyla aralanoda geçen bir olay nedeniyle birkaç asker tarafından darp edilmesi meselesidir. Alman Sefareti'nin başvurusu üıerine, yapılan tahkikat neticesinde Eckart'ı darp eden askerler gözaltına alınmıştı. BOA, Yıldız Perakende Tahrirnt-ı Ecnebiye ve Mabeyn MOtercimJi~i (Y.PRK.TKM), 48/19,22 Teşrinisani 1320/5 Aralık 1904.

51 Scbaefer, age, s. I 6.

283

Page 13: Osmanlı Belge ve Kaynaklarında Urfa~~ IVisamveri.org/pdfdrg/D268004/2018/2018_SIMSEKM.pdf · Alman Misyonerliğinin Urfa'daki Faaliyetleri Dr. Muttalip Şimşek· Giriş 19. yüzyılın

·-

Dokuzuncu Bölüm 1 Gayn Müslimler

halı üretiminde önemli bir yere sahipti. Onun 28 Aralık 1901 tarihinde, Almanya'ya kısa bir süreliğine gittiği esnada, tifüsten ölümü balı endüstrisinde önemli bir kayıp oldu. Emma Eckart'ın ölümü üzerine misyonun Berlin merkez bürosu, endüstri çalışmalannı takip etmesi için Kyritz'den işadamı Willy Seeger'i Urfa'ya gönderdi.52

Urfa Halı Fabrikası 1900 yılından 1910 yılına kadar finansal olarak DüM'dan tamamen bağımsız olarak ve herhangi bir desteğe ihtiyaç duymadan çalışmıştı. 1910 yılından itibaren kar amacı biraz daha öne çıkan şirket, kar getirmeyen hisselerini Basel kökenli Alman DoğıJ Ticaret ve Endüstri Şirketi'ne devretti. Ürünlerini Avrupa'mn farklı ülkelerinde pazariayabilmek ve geniş bir ürün yelpazesi oluşturmak amacıyla Vıyanalı bir balı şirketiyle 5 yıllık bir sözleşme imzalandı. Sözleşme, sadece fabrika bünyesindeki farklı birimlerde çalışan Ermeni kadınlarla çalışınaya devam edilmesini değil, aynı zamanda halı üretimine yeni bir açılım getirmesi maksadıyla Avrupa' da büyük rağbet gören İran halı sanatının örnek alınarak üretim yapılmasını da kapsıyordu. Fabrikada, metrakere başına 25-30 Mark gibi o dönem için diğer fabrikalara oranla daha ucuza ınal olacak şekilde kaliteli halılarüretiliyordu.53

Lepsius'un yoksul Ermeni kadın ve kıziarına sadaka dağıtmaktansa iş imkanı sunma54

düşüncesinin bir eseri olarak kurulan fabrikada çalışan kadın sayısı 1913 yılında 600'e ulaşmıştı. Alt birimleriyle faaliyetine devam eden halı üretim tesisinde her biri 6 metre genişliğe sahip toplam 84 halı dokuma tezgahı bulunuyordu. Lepsius, şehrin ekonomik yapısında büyük değişime neden olacağına inandığı bu tesisin ve üretim oramnın daha da büyütülınesini istiyordu.55 Burada üretilen halılara rağbet fazla olunca siparişleri yetiştirmek için kadınlar ve genç kızlar geeeli gündüzlü çalışıyordu. Öyle ki, çalışma şartlan ağırlaşınca 1913 yılımn Haziranında işçi kızlar grev yapmak zorunda kalınışlardı.56

Birinci Dünya Savaşı başlad:ığında halı fabrikası çalışmaya devam ediyordu. Zira Franz Eckart, HalepAlman Konsolosu Rössler'e gönderdiği 5 Ağustos 1915 tarihli mektupta, Urfa'daki Halı Fabrikası'mn açık olduğunu, Urfa Mutasamfı'mn Alman personelini himaye ettiğini ve ., çalışmalann devam ettirilmesi yönünde kendilerine tavsiyelerde bulunduğunu bildirmişti.57 Ancak tehcir nedeniyle Ağustos ortalanndan itibaren fabrikada çalışan Ermeni kadınların Suriye'ye gönderilmesi nedeniyle fabrika kapatıldı. 58 Savaşın bitmesiyle. Alman misyonerlerinin etkinlik alanlarına yerleşmeye başlayan ve 1921 'e kadar Urfa'da kalan Amerikan yardım kuruluşu Near East Rlief, Alman Doğu Ticaret ve Endüstri Şirketi'ne ait olan ve kapalı bulunan balı fabrikasını

52 Scbaefer, age, s. 37, 42. 53 Inan, age, s. 386-387; Scbaefer, age, s. 72, 74. 54 Kılıç, age, s. 52. 55 Schaefer, age, s. 82. 56 Kieser, Iskızlanmış Barış .... s. 649. 57 Lepsius, age, s. 128. 1897 yılında Lepsius tarafından Urfa'ya gönderilen ve Karen Jeppe ile birlikte yetim işleriyle u~an Franz

Eckart, 1901 yılında Halı Fabrikası'nın da yöneticiliğini Ostlenmiş, bu görevi 1915 yılında fabrikanın kapatılmasına kadar devam ettinnişıi. Fabrikanın bOyUyUp gelişmesinde önemli bir yere sahip olan F. Eckart, 1915 yılında fabrikayı kapattıktan sonra Urfa 'dan aynlmamış, misyooun diğer işlerine nezaret etmişti. MOtareke olduktan sonra Urfa'dan en son aynlan Alman misyoneri olarak ai lesiyle birlikte lsıanbul'a gelmiş, ancak burada turuklanmıştı. Zira onun tutuklanması Ingiliz Fevkalade Komiserliği tarafından da talep edilmiş ve Hariciye Nezıireti, bu husus la ilgili Polis Müdüriyerini bilgilendirnıişti. Bkz. BOA, Babıali Evrak Odası Evrakı (BEO), 4549/341157,

Lef. 2, 2 Kinunusan i 1335/2 Ocak 1919. F. Eckart 'ın ailesi Venedik Ozerioden Almaoya 'y3 giderken kendisi geçici bir sUre Büyükada'da tutulmll$, daha sonra Malta'ya sürillmllştü. Malta'da iken bir fırsatını bulup kaçmaya çalışırken de, bir mubafız tarafından açılan ateş sonrasında öldürülmüştü. Schaefer, age, s. 101; Meissner, age, s. 332.

58 Fabrikada çalışan Ermeni kadıniann hemen hepsi tehcir nedeniyle Suriye'ye gönderilmiş, ancak bunlardan sadece 8'i yakalandıklan ağır hastalık nedeniyle Urfa'da tedavi altına alınmıştı. BOA, DH.ŞFR, 499/10, 14 Teşrinisani 1331/27 Kasım 1915.

284

Page 14: Osmanlı Belge ve Kaynaklarında Urfa~~ IVisamveri.org/pdfdrg/D268004/2018/2018_SIMSEKM.pdf · Alman Misyonerliğinin Urfa'daki Faaliyetleri Dr. Muttalip Şimşek· Giriş 19. yüzyılın

Alman Misyonerliğinin Uıfa'daki Faaliyetleri

Amerikalı misyoner Louise Law'ın idaresinde tekrar faaliyete geçirmiş ve bir yıl süreyle de çalıştırmıştı. 59

IV. Urfa'da Yür ütülen Tıbbi Misyon

DOM'un Urfa'da yürüttüğü faaliyetler içerisinde sağlık çalışmalan önemli biryere sahipti. Lepsius 1896 yılında Doğu'ya yaptığı seyahati bitirip Almanya'ya dönünce, Urfa'da tıbbi misyon bizmetinde görevlendireceği uygun birisini aramış ve bunun için Josephine Zürcher'i misyona dahil etmişti. Çocukluk yıllarını Zürih'te bir yetimhanede geçiren Zürcher, iyi bir tıp eğitiminin ardından Dresden'de bulunan Lohmann Senatoryumu'nda asistan doktor olarak görev yapmıştı. Lepsius'tan Urfa'da bir sağlık birimi oluşturma görevi alınca da hemen yola çıkmış ve 1897 yılının ortalarına doğru İskenderun üzerinden Urfa'ya gelmişti.60 Zürcher şehre gelir gelmez bir klinik açma girişiminde bulunmuş ve Urfa'nın Dergezenli Mahallesi'nde, bugün dahi Köroğfu Hakkı Evi olarak bilinen haneyi satın almakla işe başlamıştı.61 Böylece 22 Temmuz 1897'de Urfa'da DOM'a bağlı ilk klinik bu hanede açılmış oldu. Bayan Zürcher'e Alınan Heinrich Faliseher (ileride J. Zürcher ile evlenecek) idari işlerde, Antep'teki Amerikan Hastanesi'nde yetişmiş ancak resmi diptoması bulunmayan Abraham Attarian ise çevirmen ve asistan sıfatıyla yardımcı oluyordu. Bunların dışında Eczacı Serkis, uşak ve barnal olarak çalışan Aruş ile asker Hasan da diğer yardımcılan arasındaydı. Daha açıldığı ilk gün klinikte, aralannda Müslümanların da yer aldığı 200'ün üzerinde hastaya bakılmıştı.62

Zürcher klinikte çalışmaya başlar başlamaz İsviçre'den aldığı diplomasını resmi makamlara sunarak kendisine Osmanlı topraklarında çalışma ruhsatı verilmesini talep etmiş, ancak başlangıçta olumsuz cevap almıştı .63 Daha sonra, Zürcher'in kendi ifadesine göre resmi makamlardan çalışma iznini, Halep Vilayeti'nde sokağa sadece erkek giysileriyle çıkması ve ancak kadınların dairelerine gireceği zaman bunları değiştirmesi koşuluyla alabilmişti. 64 Her balilkarda çalışmalanna misyoner azmiyle devam eden Zürcher, 6 aylık süre zarfında ll ,970 hastayı muayene etmiş. 142 hastayı (bunların 3/4'ü Gregoryan Erme~i ve Protestan Hıristiyan) da ameliyat yapmıştı. Bu şekilde yoğun çalışması ve yakalandığı hastalıktan dolayı bitkin düşmesi Zürclıer'i 1897'nin sonunda Urfa'daki görevinden ayrılmak zorunda bırakmıştı.65

59 Mary Caroline Holmes, Urfa 'da Ermeni Yelimhanesi (1919-1921 }, Çev. Vediiİlmen, Yaba Yayın lan, İstanbul 2008, s. 26. 60 Hans-Lukas Kieser, "Bir Misyoner Hastanesi'nin Çevresindeki Küçük Dünya: Urfa, 1897-1922", Osmanlı lmparatorlu-gıı'ııda

Yaşamak: Toplumsallık Biçimleri ve Cemaa/lerarası Ilişkiler (18-20. yıi..ıyıllar}, Derleyenler: François Georgeon-Paul Dumont, Çev.

Ma ide Selen, İletişim Yayın lan, İstanbul2000, s. 259; Schaefer, age, s. 15. 61 İnan, og~. s. 388. 62 Kieser, "Bir Misyoner Hastanesi' nin ... ", s. 260. 63 Josephine Zürcher tıp eğitimi aldığına dair İsviçre'den getirdiği diplamayı resmi rakamlara sunmuş ve kendisine Osmanlı topraklannda

ve hususiyle de Urfa'da çalışma ruhsalı verilmesini talep etmişti. Ancak kendisine başlangıçta olumsuz cevap verildi. ÇUnldl 23

Teşrinievvel 1309 (4 Kasım 1893) tarihli "İcrô-yı Tabôbet Edecek/ere Dôir Nizam11lime"nin 3. maddesinde Osmanlı sınırlan dahilinde

sadece erkeklere "isbôt-ı elıliyet" ettiği takdirde ruhsat verileceği belinilmişti. Yani kadıniann böyle bir başvuru ve ruhsat talep etme

hakkı bulunmuyordu. Oysa Alman Seffireti, Paris Mekteb-i Tıbbiyesi'nde eğitim aldıktan sonra Osmanlı topraklanna gelen ve Rum

Patıiklıanesi'nin ricası Uzerine Osmanlı tebaasından Irini A.napyoti ile aynca Arnerikan tebaasından Miss Edi adlı kadın doktorlara

ruhsat verildigini beyan etmişti. Mekıitib-i Tıbbiye-i Şıibane'den Sadaret'e gönderilen tezkirede nizarnname hazırlanırken meınleketette

diplama sahibi kadın doktor olmadığı gerekçesiyle bu hususun gözönünde bulundurulmadıgı, ancak gerek uygulamalarda saglanan fayda, gerekse bazı kadın hastaların erkek doktorlarda muayene olmak istemediği gerçeğinden hareketle artık gerekli şartlan taşıyan

kadın daktariara da ruhsat verilmesi, en azından ilgili maddeye eklenecek bir fıkra ile bunun halledilebilece~,i tavsiye olunmuştu. BOA.

Şürfı-yı Devlet(ŞD), 640/48, 13 Şevvall315/6 Mart 1898. 64 Kieser,lskala11mış Barış ... , s. 339-340. 65 Kieser, "Bir Misyoner Hastane::i'nin ... ", s. 260. J. ~ürcher ilk 7 haftalık süre zarfında klinikte toplam 2.022 hastayı muayene, 32

hastayı da ameliyat etmişti . Bu hastaların% IO'u Müslüman'dı. 1900 yılında ise klinikte 2 bin hasta tedavi edilmişti. Suniann 145'i

MüsiUman'dı. Bir yıl sonra tedavi edilen hasta sayısı 2.400'e ulaşu. Bkz. Schaefer, age, s. 16, 38.

285

Page 15: Osmanlı Belge ve Kaynaklarında Urfa~~ IVisamveri.org/pdfdrg/D268004/2018/2018_SIMSEKM.pdf · Alman Misyonerliğinin Urfa'daki Faaliyetleri Dr. Muttalip Şimşek· Giriş 19. yüzyılın

Dokuzuncu Bölüm 1 Gayrı Müslimler

Lepsius, Zürcher'in yerine yine İsviçreli bir diğer misyoner, Doktor Hermann Christ'i 1898 'de Urfa 'ya göndermiş tir. Urfa'ya gelir gelmez çalışmalara başlayan Christ, Zürcher' in aksine diplomasını resmi makamlara hemen onaylatabilmişti. Bu dönem misyon için bölge halkının güvenini sağlama çabalanyla geçmiştir.66 Christ görev yaptığı süre zarfında kliniğin hizmet kapasitesini artırmak için çalışmalarh7 yaptığı gibi, hem yetirnhanede kalan hem de bölgedeki diğer çocukların faydalanabileceği bir çocuk dispanserini deTeınmuz 1898'de hizmete açmıştı.68 Bu dönemde kliniğe başvuran hastaların büyük bir kısmını Ermeniler oluşturuyordu. Bölgede yaşayan Müslümaniann kliniğe başvurma oranı genelde %10 civarındaydı. Bunlardan bölgedeki Kürtler ilk sırayı alıyordu. Onları Araplar ve Türkler takip ediyordu. 1901 yılında 14 yaşında Müslüman bir gencin yatılı tedaviyi kabul etmesi ve iyileşerek hastaneden aynlması, bundan sonraki süreçte Müslümaniann hastaneye ilgisini artırmıştı.69 AyncaAğustos 1903'te Urfa'da başgösteren kolera esnasında Müslüman hastatann sayısında bir artış olm~ştu. Ko leraya yakalanan 400 hastanın 330'u Müslüman'dı ve hastalarm birçoğu bayatını kaybetmişti . 70 Urfa'daki Müslümaniann salgından etkilenmesi ve şehirde herhangi bir devlet hastanesi olmadığı için misyoner hastanelerine muhtaç bir vaziyette bulunmaları, Osmanlı idarecilerini harekete geçirdi ve Urfa Mutasamfı Ethem Paşa 'nın gayretiyle 1 1 ay gibi kısa bir süre içerisinde şehirde Hamidiye adlı bir devlet hastanesi inşa edildi.7ı

Christ 1903 yılının Sonbahannda, eşinin rahatsızlığı nedeniyle İsviçre'ye dönme karan aldı. O gitmeden önce Urfa'da bir hastane yapılması için İsviçre'deki arkadaşlanndan yardım talep etmiş ve gelen yardımlarla hastanenin temelini atmayı başarmıştı. Christ gidince Urfa'daki sağlık çalışmalarını· geçici olarak Arıtep'ten gelen bir Ermeni doktor yürüttü.72 Bu arada Christ daha Urfa'da iken 1899 yılında Lepsius Urfa'ya yine Basel'den tanıdığı bir diğer misyoner Jakob Künzler'i göndermişti. Künzler DüM için büyük bir kazanım oldu. Zira geldiği yıldan 1922 yılına kadar tıbbi misyanun bütün işl~riyle ilgilenmişti. Christ'ten sonra Urfa'ya Kleser'in "Basel Ekolü" olarak nitelendirdiği ve Hetm.ann Christ ile Jakob Künzler'den sonra ismini zilerettiği Doktor Andreas Viseber gönderildi. Viseber Urfa'ya geldiğinde Alman tıbbi misyonu bölgede

>

altyapı, günlük çalışma ve idari makamlarla ilişkiler açısından en iyi dönemini yaşıyordu. Basel Ekolü 'ne bağlı arkadaşlar, Christ, Viseber ve Künzler, 1907 yılında Urfa' daki sağlık çalışmalanna finansal destek sağlamak amacıyla "Les am is del 'oeuvre me' dieale caritative d'Urfa (Urfa Tıbbf Hayır Kurumu) "nu kurmuşlardı. Bu demek, herhangi bir ayrım gözetmeksizin herkese hizmet etmeyi, ancak bunun yanında Hıristiyan değerlerine çağn yapmayı ülkü edinmişti. Derneğin bu ülküsü, " ... klinik ve hastane, dinlerine bakmadan bütün hastalara hizmet veriy01: (..) bu ese1; acılı ve yoksul/aşmış, inanç farklılıklarından doğan kanlı düşmanlıktan çok çekmiş bir ülkeye, Hıristiyan bir kardeş sevgisinin ışığını getirmeli dil: Dicle 'yle Fırat arasından, bir zamanlar dört başı mamw; şimdiyse onca bedbaht bu topraklar üzerinde Avnıpa kültürünün bir adacığı haline gelmelidir" şeklinde ifade ediliyordu. :3

66 Kieser, "Bir Misyoner Hastanesi'nin ... ", s. 265. 67 Jakob KOnzler, Dreissig Jalıre Dieııst am Orient, Birkhaeu~er, Basel 1933, s. 17. 68 Schaefer, age, s. 22. 69 Feigel, age, s. 119; Kieser,lskalammş Barış ... , s. 344. 70 1903 yılında kliniğe 2.334 hasta başvurmuştu ki bunlann 1/3'0 Müslüman'dı. Aynı şekilde, 350 ameliyatın 113'0 Müslüman hastalara

uygulanmıştı. Yatılı olarak tedavi gören 72 hastanın da 26'sı MüsiOman'dı. Bkz. Schaefer, age, s. 47. 7ı Hastane 1904 yılında açılmış, resmi açılışı ise ancak 1906 yılında yapılmıştır. inan, age: s. 391. 12 Knıı.zler, Dreissig Jalıre ... , s. 19. 73 Kieser, "Bir Misyoner Hastanesi'nin ... ", s. 267; Derneğin faaliyeıleri destekleme çalışmalan arasında, her sene lsviçre'den bölgeye bir

asistan hekim göndermekaran da vardı, ancak bu karar sadece bir kez uygulanabilmiş ve 1907-1908 yıllannda Urfa'ya genç hekim

286

Page 16: Osmanlı Belge ve Kaynaklarında Urfa~~ IVisamveri.org/pdfdrg/D268004/2018/2018_SIMSEKM.pdf · Alman Misyonerliğinin Urfa'daki Faaliyetleri Dr. Muttalip Şimşek· Giriş 19. yüzyılın

Alman Misyonerliğinin Urfa'daki Faaliyetleri

Visher ve Künzler'in birlikte yürüttüğü tıbbi misyondaki başanlı çalışmalar, DOM'a ait sağlık birimlerine olan ilgiden anlaşılıyordu. Sadece 1907 yılında Urfa'da 3.006 hasta polikliniklerde tedavi edilmişti. Bunlann 749'u Müslüman'dı. Hastane'ye gelen 160 hastanın da 52'si Müslüman'dı. Aslında devlet hastanesiyle birlikte şehirde toplam 7 doktor vardı, ancak bu bile yeterli olmuyordu. Sağlık taleplerine daha rahat cevap vermek isteyen Künzler, yetişkin Ermeni kızlan hasta bakıcı olarak farklı sağlık birimlerinde kullanmıştı. Yapılan istatistiğe göre DOM Urfa' da kuruluşundan 1907 yılına kadar, yani 1 O yıllık süre zarfında, yaklaşık 30 bin hastaya hizmet vermişti. Bu hastatann büyük kısmını Ermeniler oluşturuyordu. ilerleyen zamanlardayatılı hastalar için yer kalmayınca bahçedeki açık alana iki büyük çadır kurulmuş ve böylece kapasite genişletilmişti. 74

Sağlık bizmetinde zenginden çok, daha az zenginden daha az ücret alma, fakiri ise ücretsiz tedavi etme gibi bir anlayış referans alınmıştı. Ancak bazı zenginlerin ücret. ödememek için kendilerini fakir olarak gösterdikleri de oluyordu. Böyle durumlarda bu şahıslar hakkında bir tahkikat yapılıyor ve neticeye göre muamele ediliyordu.75 Dolayısıyla yapılan tedavilerden sonra tahakkuk eden ücret genel olarak ailenin maddi durumu göz önünde bulundurularak talep ediliyordu. Bazılanndan ücret alınmadığı gibi, masrafın 1/3 'ünü veya l/6'sını ödeyenler de oluyordu. Alman Hastanesi'nde sadece Urfa'dan veya yakın bölgelerden gelen hastalara değil uzak yerlerden gelenlere de bakıhyordu. Örneğin Musul' dan Ali isminde bir Müslüman Çocuk, bacaklannın tedavisi için hastaneye başvurmuş ve iki aylık bir tedavinin ardından sağlığına kavuşmuş tu.

Hastanede hemen her türlü ameliyat yapılabiliyordu. Harran' dan gelen ve omuriliğine bir kurşunun isabet etmesiyle yaralanan hasta burada ameliyat edilebilmişti. Aynı şekilde

Adıyaman'dan gelen bir kadın ile B. Kework adında bir Ermeni'nin göz rahatsızlıklan, bir ameliyatla giderilmişti .. Yine, yıllarca halı dokuma tezgahlannda çalışan ve kalp rahatsızlığı bulunan 18 yaşında bir Ermeni kız hastanede tedavi edilmişti. Hastanenin bu başansından dolayı buraya sadece Ermeniler değil bölgede yaşayan Müslümanlar ile .Yahudiler de tedavi olmak için geliyordu. Öyle ki, rekabet balinde olduklan diğer misyon kuruluşlan bile, bunlara Katalik misyonerler de dahil, UrfaAlman Hastanesi'ne hasta gönderiyorlardı.76

1908 yılında meşruti yönetimle birlikte her yerde olduğu gibi, Urfa'da da misyonerler daha rahat hareket etmeye başlamış, artık ihtyaç duyduklan arazileri daha rahat alabilme imkanı bulmuşlar, hastane ekibi kendilerine yazlık ve bir tatil evi bile inşa edebilmişlerdi. Bu şartlarda kısa bir sQ.reliğine İsviçre'ye giden Vıscher, 15 Ekim 1908'de Basel'de Gertrud Oeri ile evlenmiş ve birkaç ay içerisinde eşiyle birlikte Urfa'ya dönmüştü. Gertrud Oeri-Vıscher'in de gelmesiyle Urfa'daki tıbbi misyon bir İsviçreli daha kazandı. Viseber çifti birlikte hem Ermeni, hem de Müslüman hastalarm evlerine daha rahat ziyaret yapmaya başladılar. Üstelik 1909 yılında hastalar için yeni odalann tahsis edilmesi, maddi durumu iyi olan Müslüman hastatann hastaneye olan rağbetini artırmıştı. Urfa'ya 1899 yılında gelen ve sağlık ekibinin önemli simalanndan birisi

Rico Pfisterer gönderilmişti. Bkz. Kieser,/skolanmış Barış ... , s. 347. 74 Scbaefer, age, s. 56. 75 Kieser, "Bir Misyoner Hastanesi'nin ... ", s. 268. 76 Hastalar ameliyat olduklanoda bazen gllnlerce hastanede yatmalan gerekiyordu. Bu süreçte en fazla zorluk çeken Yahudi ve Müslüman

hastalar oluyordu. z:ra hastanede çıkanlan yemekler kendi inançlanna göre bazırlanmıyordu. Örneğin Yahudiler, kendi inançlanna göre (koşer) bazırlanmadığt için hastanedeki yemekleri yemiyorlardı. Ancak diğer bazı misyon hastanelerinde (mesela Filistin'in Safed bölgesinde yer alan bir İngi !iz misyon hastanesinde) bu usule göre yemek pişiriliyordu. Künzler, Dreissig Jalıre ... , s. 22-27.

287

Page 17: Osmanlı Belge ve Kaynaklarında Urfa~~ IVisamveri.org/pdfdrg/D268004/2018/2018_SIMSEKM.pdf · Alman Misyonerliğinin Urfa'daki Faaliyetleri Dr. Muttalip Şimşek· Giriş 19. yüzyılın

Dokuzuncu Bölüm 1 Gayn Müslimler

olan Küozler halk arasında büyük bir etkiye sahipti. Kendi ifadesine göre, halk kendisine "Jakob Efendi", "B irader Jakob " ve bir müddet sonra "Yakup Efendi" demeye başlamıştı. İsviçreli sağlık ekibinin din farkı gözetmeksizin her kesimden hastayı kabul edip tedavi etmeleri, halkın Alman tıbbi misyonuna, diğer ülkelere ait misyon çalışmalanna nazaran daha müsamahakar yaklaşmasını sağlamıştı .77 Zira öteden beri, devletlerarası denge politikası izleyen II. Abdülhamid'in, kendi ülkesini parçalamak ve idaresi altındaki azınlıklan desteldeyip kışkırtmak isteyen ülkeler arasıoda görmediği Almaoya'ya yaklaşması ve bu istikamette politika takip etmesi Almanlar'a karşı halkın nazannda zaten bir sempati oluşturmıuştu. 78

1910 yılında Urfa tıbbi misyonuna ait polinikierde toplam 3.500 hasta muayene edilmiş (bunun %20'si Müslüman), hastaneye ise 281 (bunun %30'u Müslüman) hasta başvurmuştu.

Aynı yıl toplam 737 hasta (bunun yaklaşık %30'u Müslüman) ameliyat edilmişti. Ancak bu yıldan itibaren Alman Hastanesi 'ne giden Müslüman sayısında bariz bir azalma görülmüştür. Çünkü devlet hastanesinin sağlık persooeli ve malzeme yönünden iyileştirilmesi ile Urfa Mutasarnfı İsmail Fevzi Paşa'nın bu alanda aldığı tedbirler bunda etkili olmuştur. Bu tedbirlerden birisi de mutasamfın, Aralık 1912'de Vischer'i devlet hastanesinde cerrahi bölüm şefi olarak görevlendirmesidir. Vischer, hem Alman Hastanesi 'nde, hem de devlet hastanesinde ameliyat yapabiliyordu. Bu yıllar, Alman misyon çalışmalarının idari makarnlar tarafından da desteldendiği bir dönemdir. Alman tıbbi misyonu, resmi makamlardan bu yıl içerisinde resmi çalışma ruhsatı bile almıştır. Bu gelişmeler Berlin' deki misyon merkez yönetim kurulunu harekete geçirdi ve Urfa'da 30 hasta kapasiteli yeni bir hastane inşa etme kararı almaya sevketti. Öncelikle İsviçreli Urfa dostlannın yardımıyla şehrin bağlık kesiminden bir arazi satın alındı. Akabinde Alman Kayzerliği'nin kuruluşunun 25. yıldönümüne denk gelen 15 Temmuz 1913 günü başta Urfa Mutasamfı olmak üzere diğer devlet erkanı ve bölgedeki dilli temsilcilerin de katılımıyla yeni misyon hastanesinin temeli atıldı. TÖren heyeti, bugünün anlamına binaen İmparator II. Wilhelm'e bir de kutlama telgrafı çekmişti. Böylesine gösterişli bir törenle temeli atılan hastanenin yapımı bir yıl sonra Birinci Dünya Savaşı'nın çıkması nedeniyle durdurolmuş v~. bir daha da inşaata devam edilememiştir. 79

Birinci Dünya Savaşı öncesinde Urfa'daki sağlık misyonu yakalamış olduğu böylesine olumlu havanın da tesiriyle hasta sayısını geçen yıllara oranla artirmıştı. 1912 yılında polikliniklere başvuran hasta sayısı 4.419 iken, bu rakam Urfa'da bir kolera salgınında yaşandığı 1913 yılında 4.735'e ulaşmıştı . Bu şekilde yoğun çalışmalar savaşın başladığı ilk aylarakadar devarn etmişti. Ancak savaşın başlamasıyla birlikte sağlık çalışmalannda olumsuzluklar yaş·aomaya başlamıştır.

Bunlardan ilki, Viseber ailesinin . İsviçre'ye tatile gitmesi ve bu esnada savaş nedeniyle A. Viseber'in ülkesinde askere alıomasıydı. Üstelik bu yıllarda İsviçre' den gerekli yardım gelmeyince çalışanlara ücret ödenememiş, bunun üzerine Ermeni çalışaniann bir kısmı işi bırakmıştı. Buna Viseber'in yokluğu ve hastanenin doktorsuz kalması da eklenince sağlık çalışmalan Ağustos

77 Kieser,Jskalanmış Barış .. . , s. 652-653, 658; Kilnzler, Dreissig Jalıre ... ,s. I 7. 78 Mustafa Çolak, Alman İmparatorluğu'mm Doğu Siyaseti Çerçevesinde Kafkasya Politikası (1 914-1918}, Türk Tarih Kurumu Yayınlan,

Ankara 2014, s.41; Ortaylı, age, s.33-35. 79 Schaefer, age, s. 74-75; Kieser, Iskalanmış Barış ... , s. 650; Viseber yeni hastane için ruhsat talebinde bulunduğunda Şiır.i.-yı Devlet

tarafından, Osmanlı Devleti'nde açılacak özel hastanelerle ilgili nizarnnanenin birinci maddesi uyannca hastaneye açacak tabibin

Osmanlı vatandaşı olması gerektiği ve kendisinin böyle bir hastane açmaya yetkisi olıı:ıadığı gerekçesiyle talebi reddedilmişti. Bunun

üzerine Vıscher, bütün vergitere tabi olmak kaydıyla hastane açma ruhsatını Beyrut Arnerikan Tıp Fakültesi mezunu ve diptoması

Umfır-ı Mülkiye-i Tıbbi ye Neweti tarafından onaylı Abucanyan Ermenak adlı bir Ermeni dok1or adına almak durumunda kalmıştır.

Daha detaylı bilgi için bkz.lnan, age, s. 398-399.

288

Page 18: Osmanlı Belge ve Kaynaklarında Urfa~~ IVisamveri.org/pdfdrg/D268004/2018/2018_SIMSEKM.pdf · Alman Misyonerliğinin Urfa'daki Faaliyetleri Dr. Muttalip Şimşek· Giriş 19. yüzyılın

Alman Misyonerliğinin Urfa'daki Faaliyetleri

1914'te bir süre için durduruldu. Bu esnada Künzler, savaşıo başlamasıyla birlikte olası olumsuz bir durum karşısında Avrupa'ya daha rahat geçebilmek için Kudüs'e gitmişti. Ancak Osmanlı Devleti 'nin Almanya 'nın yanında savaşa gireceğinin kesinleşmesiyle birlikte 20 Ağustos 'ta tekrar Urfa'ya döndü.8° Künzler ilk iş olarak hastane için lazım olan malzemelerin temini ve çalışanlara verebileceği parayı temin etmek amacıyla Halep'teki Alman Konsolosluğu'ndan yardım talep etmiş; Alman Konsolosu Rössler'in desteğiyle Eylül ayından itibaren tekrar sağlık çalışmalarını başlatabilmişti.81 Halep Konsolosu Rössler'in desteği ve İsviçre'den gelen yardımlar sayesinde sağlık misyonu, Künzler ve ona yardım eden bir asistan hekim, bir eczacı ve dört hastabakıcı ile (Künzler dışında diğer personelin tamamı Errneni'dir) faaliyetine devam edebilmiştir. Bu arada Künzler, tıbbi danışman olarak 1914 yılınıo sonlanndan başlayıp 1915 Mart'ına kadar devam edecek olan bir araştırma gezisine çıktığı için hastane tamamen Ermeni çalışanların kon~olünde

kalmış, bu dönemde meydana gelen Ermeni olaylarından dolayı Müslüman abali Errnenilere tepki göstermeye başladığı için de bastanaye artık sadece Ermeniler gelmeye başlamıştı.82 •

Osmanlı Devleti, savaş devam ederken meydana gelen Ermeni olaylan nedeniyle tebcir kararını çıkarınca, bu karara Lepsius ve Künzler başta olmak üzere misyonerler tepki göstermişti. Künzler gerek Halep'deki Alman, Amerikan ve Avusturya elçileriyle, gerekse o sıralarda şehirde bulunan Alman büyükelçisi Max von Öppenbeim'le yaptığı görüşmelerde, tebcir kararının Y.anlış olduğunu, karann siyasi baskı yapılarak durdurulması gerektiğini ve bir şeyler yapılmadığı takdirde Almanya'nın da suç ortağı olarak addedileceğini ifade etmekteydi. Künzler'in büyükelçi ile yaptığı görüşme sonuçsuz kaldı. Zira Almanya, Osmanlı Devleti'nin müttefiki olduğu için ve hepsinden önemlisi büyükelçi, tehcir kararının Osmanlı Devleti yetkilileri tarafından haklı sebeplerle çıkarıldığını bildiğinden Künzler gibi misyonerierin çabalan beyhı1deydi. Künzler Halep'ten Urfa'ya döndüğünde, klinikteki Ermeni eczaemın tutuklanıp hapse atıldığını öğrendi. Ağustos ayı başlarında ise Urfa'daki Ermeniler tehcir kapsamıoda Suriye taraflarına gönderilmeye başlandı.83

Meşrutiyetin ilanından beri Ermeni Hınçak ve Taşnak Komiteleri'nin Urfa'da gizli bir örgüt oluşturdukları ve bir isyan çıkarmak için para ve silah topladıklan biliniyordu. Birinci Dünya Savaşı devam ederken tehcir kararının alınmasından sonra bu karann uygulanmasını engellemek amacıyla 19 Ağustos 1915 taribinde Urfa'da Ermeni isyanı başlatıldı. Alman misyoner Franz Eckart ve ona işlerinde yardım eden kardeşi Bruno Eckart, isyanıo başlamasıyla birlikte halı fabrikasında çalışan ve tehcire tabi olan Ermenileri silablandırdıklan gibi Ermenilerden bir kısmını hastane ve kendi özel hanelerinde saklamak suretiyle isyanı destekler bir tavır almışlardı. Künzler ise isyan esnasında Urfa Apostolik Kilisesi Papazı Kalenderian'ın taleplerini Alınan, Amerikan ve Avusturya Konsoloslanna iletmek ve devlet erkanı ile diğer kaynaklardan elde ettiği bilgileri Ermenilere aktarmak suretiyle isyanıo başanya ulaşması için elinden geleni yapıyordu.84

80 Kieser,lskalannıış Barış ... , s. 659; Schaefer, age, s. 75-84. 81 Lepsius, age, s. 128; DüM'un Urfa'daki kliniğio ihtiyaçlan için gönderdiği para ancak 7 ay gecikmeli olarak gelebilmişti. Schaefer,

age, s. 84-86. 82 Kieser, lskolamnış Barış ... , s. 662; Inan, age, s . 402. 83 Scbaefer, age, s. 90; Kieser, !sl«ılallnıış Barış ... , s. 666. 84 Bruno Eckart, Mei11e Erleb11isse 111 Urfa, Tempel-Verlag, Postdam 1922, s.27-30; Kieser, Isko/alimış Barış ... , s. 673; Künzler,

Ermenilerin Urfa'da bir isyana kalkışmadan ewel silahlandığını ve bunun ruhani reisierinin bilgisi dıihilinde yapıldığını biliyordu. Üstelik Alman elçisi Max von Oppenheim, Urfa Ermenilerinin malcineli tlifek kullandıklannı ve Urfa'daki Ennenilerio böyle bir kalkışmaya cüret etmelerinin arla>sında Rusya'nın old,ujlunu ifade etmesine ra~en Künzler, o dönem Ermenilerin tebcir karanna uymayıp silahlanmalannı ve Türk askeriyle silahlı mücadeleye girmelerini de makul karşılıyordu. Wolfgang Gust, Alman Belgeleri Ermeni Soyf..ırımı 19!5-1916. Alman Dtşişleri Bakanlığı Siyasi Arşiv Belgeleri, Belge Yayınlan, İstanbul 2012, s. 102-103.

289

Page 19: Osmanlı Belge ve Kaynaklarında Urfa~~ IVisamveri.org/pdfdrg/D268004/2018/2018_SIMSEKM.pdf · Alman Misyonerliğinin Urfa'daki Faaliyetleri Dr. Muttalip Şimşek· Giriş 19. yüzyılın

Dokuzuncu Bölüm 1 Gayrı Müsliınler

Künzler ve diğer misyonerierin bu şekilde Ermeniler'e arka çıkmaları, hastanede çalışan

tabip, eczacı ve hastabakıcıların isyanla irtibatlarının sabit olması ve Ermenilerden bir kısmının tedavi ediliyor bahanesiyle hastanede tutulmalan, Alman Hastanesi'nin hükümet tarafından kapatılmasına neden olmuştu.85 Mutasarrıflık hastaneyi kapattığı gibi yürüyebilen hastalan evlerine göndermişti. Bunun üzerine Künzler, 19 Ağustos'taki isyanda öldürülen bir isyancının evini geçici kliniğe çevirerek hastaneden çıkarılan Ermenileri buraya nakletti. Ayrıca Alman Hastanesi'nde yardımcı tabip olarak çalışan Ermeni Ermenak ile eczacı çırağı Bedros tehcire tabi oldukları

halde Künzler tarafından hastanede alıkonulmuş, ancak isyanın bastırılması için görevlendirilen 2. Alay Kumandanlığı 'nın uyarısı üzerine isyanla irtibatlan olduğu gerekçesiyle Divan-ı Harb-i Örfi tarafından gözaltına alınmışlardı. Kapatılan hastane ise muayenehane, eczahane ve diğer odalan ile birlikte Liva Sılılıiye Müdürlüğü tarafından temizlenerek denetim altına alınmıştı.86 Diğer yandan Künzler'in oluşturduğu geçici klinikte_de yaklaşık 40 Ermeni'yi tedavi babanesiyle barındırdığı tespit edilmişti. Bunun üzerine klinik 4. Ordu Komutan Vekili Ömer Falıreddin Paşa tarafından kapatıldı. Bur&daki E.mı~njler, Türk askeıi hekimleri ta_r?fında.n _ml_layene edilmiş ve bunlardan büyük bir kısmının hasta olmadığı anlaşılmıştı. Gerçekten hasta olanlar ise hastanede tedavi altına alınmışlardı. Bu süre zarfında hastanenin tekrar DüM'un kontrolüne verilerek açılması ve faaliyetlerine devam etmesi için çaba sarfeden Künzler, bu amacına ulaşamadığı gibi Urfa'dan ayrılmamış ve kapatılan eczaneye gizlice girerek buradan aldığı ilaçlarla, bir Ermeni hekimin asistanı sıfatıyla Ermeniler'i tedavi etmeye devam etmişti.87

1916-1917 yıllarında DOM Urfa' da sadece yetim işleriyle ilgilenmiş, hastane Osmanlı ve kısmen Alman askerlerinin tedavi edildiği bir yer olarak, devletin kontrolünde varlığını devam ettirmişti. Bu süre zarfında hastane ile ilgili ne misyonerlerden ne de Alman makamlanndan bir talep gelmemişti. Ancak 1918'in ortalannda Alman Serareti, Hariciye Nezareti'ne gönderdiği iki nota (takrir-i şirahiye) ile hastan:enin tekrar DOM'a devredilmesini, ihtida ederek Arif adını alan ve Antep'e memur olarak tayin edilmiş olan Ermeni daktorun görevine iade edilerek hastane yöneticisi olarak tanınmasııııı talep etmişti. Bu hususta ilgiJi yazışmalar, herhangi bir sonuca ulaşılamadan savaşın sonuna kadar devam etti.88 Savaşın sona ermesiyle birlikte de, akdedilen mütareke uyannca Alman ve Avusturya tebaasından olanlar.ın bir ay zarfında Osmanlı topraklarını terketmeleri gerektiğine dair karar vilayet ve rimtasarrı:fiıklara gönderilmişti. Daha evvel de ifade ettiğimiz gibi, bu sıralarda Urfa'da bulunan Alman misyoner Franz Eckart ve ailesi Urfa'yı terketrniş, ancak Künzler İsviçre vatandaşı olduğu için Urfa'da kalmıştı. Diğer taraftan Birinci Dünya Savaşı başlamadan evvel Vischer, Urfa'daki mevcut hastaneyi kendi üzerine kaydettİnneyi başarmıştı. Yani buradaki sağlık birimi Alman misyonu adına çalışıyordu, ancak hukuken İsviçreli bir yapıya bürünroüştü. Zaten Uıfa'daki hastane açıldığından beri İsviçreli doktor ve sağlık personeli tarafından çalıştınlmış ve son dönemlerde yine İsviçre'den gönderilen

85 BOA, Dahiliye Nezareti Emniyet-i Umümiye Müdüriyeti 6. Şube (DH.EUM.6.Şb.) 8/32, 7 Temmuz 1332/20 Temmuz 19 16; Eckarı ve Künzler Alman Hastanesi'nde 70 Ermeni' yi saklamışlardı. Ayrıca yetim işleriyle ilgi lenen Karen Jeppe ile Amerikalı misyoner Leslie de evlerinde tehcire tabi Ermenileri sakladığı tesbit edilmişti. Feigel, age, s. 201.

86 BOA, DH.ŞFR., 528/54, 30 Temmuz 1332112 Ağustos 1916. Alınan Hastanesi' nde kurulu bir düzen vardı ve devlet savaş halinde olduğu için yaralı askerlerin tedavisi için hastane tamamen devre dışı bırakılmamış, askeri hastane olarak kullanılmaya devam etmiştir. Eckart, age, s. 28.

S7 Kieser, Iskalanmış Barış ... , s. 690; Kieser, "Bir Misyoner Hastanesi' nin ... ", s. 27.8-280; Daha evvel İsviçre'ye giden ve askere alındığı için dönemeyen Vischer, kapatılan hasta.neyi tekrar faal hale getimıek amacıyla Urfa'ya dönmek istemiş ve bu amaçla ilgili makamlardan izin talebinde bulunmuştu. Vischer'e daha önce şehirde bıraktığı olumlu izienim nedeniyle geri dönilş izni verildi. Ancak Vi sc her 19 19 yılına kadar Urfa 'ya gelmemiştir. Bkz. inan, age, s. 406.

ss inan. age, s. 406; Schaefer, age, s. 95.

290

Page 20: Osmanlı Belge ve Kaynaklarında Urfa~~ IVisamveri.org/pdfdrg/D268004/2018/2018_SIMSEKM.pdf · Alman Misyonerliğinin Urfa'daki Faaliyetleri Dr. Muttalip Şimşek· Giriş 19. yüzyılın

Alman Misyonerliğinin Urfa'daki Faaliyetleri

yardımlada finanse edilmişti. Dolayısıyla, Birinci Dünya Savaşı 'nın sona ermesi ÜZerine Osmanlı topraklarında bulunan Almanların sınır dışı edilmesiyle Urfa sağlık misyonu, İsviçreli kimliğini öne çıkararak faaliyetlerine devam edecektir. 89

Mütareke sonrasında Künzler, hastaneyi daha çabuk açabilrnek için şehrin İngilizler tarafından işgalini hızlandtracak şartlan oluşturmak amacıyla şehirdeki Ermeniterin güvende olmadıkları şayiasını yaymış ve buna İngilizleri inandlfiDiştı. İngilizler Nisan 1918'de Urfa'yı işgal edince hastaneyi bir süre askeri üs olarak kullanmışlardı. İngiliz subaylannı evinde ağtrlayan ve işgal sonrasında DOM ile bağını koparıp İsviçreli kimliğini öne çıkaran Künzler, İngilizlere gösterdiği yakınlık sayesinde sağlık çalışmalanna tekrar başlayabildi. Bu arada 1914 yılında Urfa'dan ayrılan Vischer, 1919'un yazında Urfa'ya dönmüş ve hastanenin idaresini üstlenmişti90 •

Sağlık çalışmalarını Vischer'e emanet eden Künzler ise ailesiyle birlikte Avrupa'ya gitti.91

Kasım ayının başlanndan itibaren Urfa'nın Fransızlar tarafından işgal· edilmesiyle beraber Viseber Fransıztarla anlaşarak hastanenin faaliyete devam etmesini sağlamıştt. 19 ı 9-1921 yılları arasında yılda yaklaşık 600'ü yatılı olmak üzere ortalama 6 bin hastaya bakılmıştı. 1920 yılının yazında Urfa'ya dönen Künzler hastanenin yönetimini yeniden üstlenmiş, ancak şehirde sağlık çalışmalarını sonlandLriDayı, bunun yerine Ermeniler için bir İsviçre Vetimhanesi açmayı planlamıştı. Sağlık çalışmalannın Urfa için önemini anladığından bu planı uygulamamış ve hastane İsviçre' den gelen yardımtarla 1922 'nin Sonbabanna kadar hizmet vermeye devam etmiştir. İsviçre'den gelen yardımların kesilmesiyle de Ekim 1922'de hastane kapatılmış ve Urfa'daki tıbbi misyon çalışmalarına son verilmiştir.92

Sonuç

19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başlarında Halep Vilayeti'ne bağlı bir mutasamflık olarak idare edilen Urfa, Batılı misyonerierin ınubayyelesinde "Abraham 'ın şehri" olarak yer edinmiş, dini ve sosyal hayatındaki çeşitlilik ve canlılık misyon kuruluşlannın daima ilgisini çeken bir şehir olmuştur. Bu kuruluşlardan birisi de Alman Doğu Misyonu' dur ve misyon ı 895 Ermeni olaylarını müteakiben Urfa'da bir istasyon oluşturmak suretiyle faaliyete başlamıştır.

Urfa, misyonun ana istasyonu olmuş ve şehirdeki faaliyet üç ana hizmet alanı etrafında yürütülmüştü: Ye tim çalışmaları, balı imalatı, sağlık çalışmaları. Alman Doğu Misyonu 'nun kurucusu olan Johannes Lepsius Urfa'ya büyük bir öne~ vermiş ve buradaki çalışmalan Avrupa'dan devamlı takip etmiştir. Bu çalışma vesilesiyle, 1897 yılının ilk aylarında başlayan yetim çalışmalannın Mütareke Dönemi'ne ve kısmen Milli Mücadele Dönemi'ne kadar devam ettiği, misyon tarafından açılan yetiınhanelerde, bu süre zarfında, binlerce Ermeni yetim ve yoksul çocuklara bakıtdığı tespit edilmiş; yetiınhanelerde barınan çocuklar için Franz Eckart, Pauline Patruky ve Karen Jeppe gibi alanında eğitim almış personel gönderildiği ve bu misyonerterin yetimlerin okuma-yazma eğitimleri yanında meslek eğitimleriyle de yakından ilgilendikleri ortaya

89 BOA, DH.ŞFR., 93/69, Lef2, 6 Teşrinisani ı334/6 ~ım ı918. 9° Ki eser, "Bir Misyoner Hastanesi 'nin ... ", s. 281; Schaefer, age, s. 1 06; inan, age, s. 407. 91 BOA, Dahiliye Nezareti Emniyet-i Umümiye MüdUriyeti Ecnebi Kalemi (DH.EUM.ECB), 2614, Lef.3, 5 Temmuz 1335/5 Temmuz

1919. 92 Kiinzler, Temmuz 1920'de Urfa'ya gelince Vischer lsviçre'ye döndü. Künzler ise 1922 yılına degin sağlık çalışmalannın yanında Urfa,

Harput, Oiyarbekir, Mardin ve diger bölgelerdeki 7 bin Ermeni yetimi Amerikan yardım kuruluşu NER 'in himayesi alımda Suriye ve Lübnan bölgelerine !lakletmekle uğraŞı ı. Daha sonra ~şiyle birlikte, Suriye ve Liibnan topraklannda yaklaşık 1.500 yetimin bannacağı binalann inşası ve kurulan yelimhanelerin idaresiyle ilgilendi. Kieser, "Bir Misyoner Hastanesi'nin ... ", s. 282-284; Scbaefer, age, s. 107.

291

Page 21: Osmanlı Belge ve Kaynaklarında Urfa~~ IVisamveri.org/pdfdrg/D268004/2018/2018_SIMSEKM.pdf · Alman Misyonerliğinin Urfa'daki Faaliyetleri Dr. Muttalip Şimşek· Giriş 19. yüzyılın

Dokuzuncu Bölüm 1 Gayn Müslimler

konmuştur. Lepsius'un Doğu'da Protestanlık öğretilerinin güçlendirilmesi bayalinin bir tezahürü olarak Gregoıyan Ermeni yetimlerin inançlanna da etki edilmiş ve Batılı kaynaklann da ifadesiyle, Doğu' daki misyon çalışmalan neticesinde birçok çocuğun Protestanlaştınldığı görülmüştü.

Aynca Alman Doğu Misyonu, Lepsius'un daha papazlık yaptığı sırada Almanya'da kurduğu ve daha sonra Urfa'ya naklettiği balı dokuma atölyesinde yüzlerce Ermeni dul ve yoksul kadını istihdam etmişti. Halı imalathanesi beklenenden daha büyük bir ekonomik getiri sağlayınca da bağımsız bir statüye kavuşturularak misyonun diğer alanlardaki finansman ihtiyacının karşılandığı tespit edilmiştir. 1916 yılına kadar faaliyet yürüten imalathanede üretilen kaliteli balılann Avrupa'da satışa sunulduğu ve imalathanenin misyanun Urfa'daki en önemli birimlerinden birisi olduğu vurgulanmıştır.

Alman Doğu Misyonu 'nun Urfa çevresinde Hıristiyanlar dışında Müslüman ve Yahudiler' e de hizmet verdiği tek faaliyet alanı sağlık çalışmalari olmuş;·bunun böyle olmasında, Lepsius'un tıbbi misyon için umumiyetle "Basel Ekolü" olarak zilcredilen İsviçreli sağlık personelini Urfa'ya göndermesi ve bu personelin sağlık çalışmalarını sadece Ermenilerle sınırlandınnayıp bölgede yaşayan her sınıf, din ve milliyetten insana ulaştırma bedefi gütmesi etkili olmuştu. Dolayısıyla sadece 1897 yılının başlanndan 1907 yılına kadar olan 10 yıllık zaman diliminde, misyon istatistiklerine göre, yaklaşık 30 bine yakın hastanın misyon sağlık birimlerinde muayene edildiği görülmüştü. Sağlık çalışmalannın misyon anlayışının dışına çıkarak her kesimden insana sunulması, bu çalışmalann Osmanlı idarecileri tarafından kimi zaman takdirle karşılanmasına ve personelin desteklenmesine neden olmuştu. Oysa 1915 Tehcir Karanndan sonra misyonerietin tebcire tabi Ermenileri saklaması ve tehciri engellemeye yönelik çabalan, Urfa'daki Alman sağlık birimlerinin Osmanlı idaresi . tarafından kapatılmasına neden olmuştu. Birinci Dünya Savaşı 'nın sona ermesiyle Alman vatandaşlarının Osmanlı topraklannı terketmesi yönünde alınan karar ÜZerine Urfa'daki Alman misyonerlerinin de şehri terkettiği, ancak İsviçre vatandaşı olan Künzler'in Urfa'da kalarak İngiliz ve Fransız işgalleri sırasında sağlık birimlerini tekrar faaliyete geçirdiği, bu çalışma ile ortaya konmuştur. Urfa'nın işgalden kurtulmasından sonra bem Künzler ailesinin hem de diğer misyon personelinin 1922 'de Urfa 'yı teketmesiyle de 1896 yılından itibaren devam eden misyon çalıŞ'ınalan sona ermiştir. ·

Yaklaşık çeyrek asırlık bir sfue zarfında Urfa'da faaliyet yürüten Alman Doğu Misyonu, yürüttüğü faaliyetler ile Ermeniterin sosyal ve ekonomik durumlaoru olumlu anlamda etkilemiş, ancak Birinci Dünya Savaşı esnasında Ennenilerin silalılandınhp devlete karşı isyana kalkışmasına katkı sağlamakla da onlara en büyük kötülüğü-yapmıştır.

292

Page 22: Osmanlı Belge ve Kaynaklarında Urfa~~ IVisamveri.org/pdfdrg/D268004/2018/2018_SIMSEKM.pdf · Alman Misyonerliğinin Urfa'daki Faaliyetleri Dr. Muttalip Şimşek· Giriş 19. yüzyılın

Alman Misyonerliğinin Urfa'daki Faaliyetleri

Kaynakça

I. Arşiv Kaynakları Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA)

Babıali Evrak Odası Evrakı (B EO): 4549/341157, Lef. 2

Dahiliye Nezareti Emniyet-i Umfimiye Müdüriyeti Benebi Kalemi (DH.EUM.ECB): 26/4, Lef.3.

Dahiliye Nezareti Emniyet-i Umfimiye Müdüriyeti 6. Şube (DH.EUM.6.Şb.): 8/32.

Dahiliye Nezareti Mektubi Kalemi (D H. MKT): 2083/9; 2489/48.

Dahiliye Nezareti Şifre Kalemi (DH.ŞFR): 93/62, Lef.2; 233/49; 499/10.

Dahiliye Nezareti Tesri-i Muamelat ve Isiahat Komisyonu (DH.TMIK.M.): 13/36; 18/17; 18/34, Lef.5; 35/22, Lef. 3; 35/43, Lef.3; 53-8 Lef.1,8; 57-4; 59-20; 64/49, Lef.2; 170/41.

SadaretMühimme Kalemi (A.}MKT.MHM.): 614-25 Lef.1-8; 652/12; 689/10, Lef.2; 702/25, Lef. 2.

Şura-yı Devlet (ŞD): 640/48.

Yıldız Perakende Evrakı Askeıi Maruzat (Y.PRK.ASK): 151/110.

Yıldız Sadaret Maruzatı Evrakı (Y.A.HUS.): 356/80.

Yıldız Perakende Tahrirat-ı Ecnebiye ve Mabeyn Mütercimliği (Y.PRK.TKM): 48/19.

II. Kitap, Makale ve Tezler

Açıkses, Erdal, Amerikalılarm HG/put ~aki Misyonerlik Faaliyetleri, Türk Tarih Kurumu Yayınlan, Ankara 2003.

Baumann, Andreas, Johannes Lepsius 'Missiologie, (The Missiology of Jolıannes Lepsius), PhD Dissertation, University of South A:frica, Lörrach (Germany) 2005.

Bozan, Oktay, Diyarbakır Vilayetinde Ermeniler ve Ermeni Olayları (1878-1920), Çizgi Kitabevi, Konya 2013.

Çolak, Mustafa, Alman İmparatorluğu 'nun Doğu Siyaseti Çerçevesinde Kafkasya Politikası (1914-1918}, Türk Tarih Kurumu Yayınlan, Ankara 2014.

Darnianov, Atanas, Die Arbeit der "Deutschen Orient-Mission" un ter den türkisehen Müslimen in Bulgarien von Anfangs des 20. Jahrhunderts bis zum 2. Weltkrieg, LIT Verlag, Münster­Hamburg-London 2003.

Eckart, Bruno, Meine Erlebnisse in U1ja, Tempel-Verlag, Postdam 1922.

Erdem, Mustafa, "Türkiye'de Azınlıklara Yönelik Misyoner Faaliyetleri", Türkiye 'de Misyonerlik Faaliyetleri, Tartışmalı İlmi Toplantılar Dizisi 43, İstanbul2004, s. 271-290.

Feigel, Uwe, Das Evangelische Deutschland und Armenien, Die Armenierhilfe Deııtscher Evangelischer Christien seit demEnde des 19. Jahrhunderts im Kontext der Deutsch­Türkischen Beziehungen, Vandenhoeck u. Ruprecht, Göttingen 1989. ·

Fuhrmann, Malte, Der Traum vom Deutschen Orient, Zwei Deutsche Kolonfen im Osmanisehen Reiclı 1851-1918, Campus Verl~g, Frankfurt 2006.

293

Page 23: Osmanlı Belge ve Kaynaklarında Urfa~~ IVisamveri.org/pdfdrg/D268004/2018/2018_SIMSEKM.pdf · Alman Misyonerliğinin Urfa'daki Faaliyetleri Dr. Muttalip Şimşek· Giriş 19. yüzyılın

Dokuzuncu Bölüm 1 Gayrı Müslimler

Halaçoğlu, Ahmet, Bir Ermeninin İliraflan (1895 Maraş ve Zeytun Olayları), Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2007.

Holmes, Mary Caroline, Uıfa'da Ermeni Yelimhanesi (1919-1921), Çev. Vedii İlmen, Yaba Yayınları, İstanbul 2008.

Hosfeld, Rolf, "Eine Deutscbe Ausnahme", Zeitzeichen, Evangelise/te Kommentare zu Religion, und Geselschafi, 16 (2015)/4, s. 12-14.

Gust, Wolfgang, Alman Belgeleri Emıeni Soylarum 1915-1916, Alman Dışişleri Bakanlığı Siyasi . Arşiv Belgeleri, Belge Yayınları, İstanbul2012.

İnan, Uğur, Osmanlı Devleti 'nde Almanların Protestan Misyonerlik Faaliyetleri, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 2013.

Karpat, Kemal H., Osmanlı Nüfusu /83Q-1914, Timaş Yayınları, İstanbu12010.

Kılıç, Selami, Ermeni Sorunu ve Almanya Türk Alman Arşiv Belgeleriyle, Kaynak Yayınları, İstanbul 2007.

Kieser, Hans-Lukas, Iskalanmış Barış, Doğu Vilayetleri'nde Misyoner/ik, Etnik Kimlik ve Devlet /839-1938, Çev. Atilla Dirim, İletişim Yayınları, İstanbul2010 .

.............. ,"Bir Misyoner Hastanesi'nin Çevresindeki Küçük Dünya: Urfa, 1897-1922", Osmanlı İmparatorlu-ğu 'nda Yaşamak: Toplumsallık Biçimleri ve Cemaat/erarası İlişkiler (1 8-20. yüzyıllaı), Derleyenler: François Georgeon-Paul Dumont, Çev. Maide Selen, İletişim Yayınları, İstanbul2000, s. 257-287 .

.............. , "Johannes Lepsius: Theologian, Humani tarian Activist and Histarian of Völkermord. An Aproach to a German Bjography (ı858- ı 926)", A. Logos im Dialogos: Auf der Suche nach der Orthodoxie, (Edt. B riskina Mü ller, A. Drost Abgarjan, A. Meissner), LIT Verlag, Berlin 2011, s. 209-229.

Kocabaşoğlu, Uygur, · Anadolu 'daki Amerika Kendi Be!geleriyl~ 19. Yüzyılda Osmanlı

İmparatorluğu 'ndaki Amerikan Misyoner Okulları, İmge K.itabevi, Ankara 2000, s. 13-21.

Küznler, Jakob, Dein Volk ist Mein Volk: Das Lebenbild einer Heldin seltener Art, der Daenin Karen Jeppe, Leipzig 1939 .

............. , Dreissig Jahre Dienst am Orient, Birkhaeuser, Basell933.

Lepsius, Jobannes, Deutschlandund Armenien1914-1918: Sammlımg DiplomatischerAktenstücke, Donat &Temen Verlag, Bremen 1986.

Lohmann, Emst, "Die Geschichte des' Hülfsbundes und seiner Stationeo", 25 Jahre im Orient: Ein Gang durch die Arbeit des Deutschen Hiilftbundes fiir christliches Liebeswerk im Orient 1896-1921, Verlag Orient, Frankfurt 1921.

Meissoer, Axel, Martin Rades "Christliche Welt" und Armenien, Bausteinefiir eine In temationale Ethik des Protestantismus, Lit Verlag, Berlin 2010.

Ortay lı, İlber, Osmanlı İmparatorluğu 'nda Alman Nüfuzu, Kayn·ak Yayınları, İstanbul 1993.

Scbaefer, Richard, Geschichte der Deutschen Orient-Mission, Missionshandlung und Verlag, Lepsius, Fleischmann und Grauer, Potsdam ı 932.

294

Page 24: Osmanlı Belge ve Kaynaklarında Urfa~~ IVisamveri.org/pdfdrg/D268004/2018/2018_SIMSEKM.pdf · Alman Misyonerliğinin Urfa'daki Faaliyetleri Dr. Muttalip Şimşek· Giriş 19. yüzyılın

Alman Misyonerliğinin Urfa'daki Faaliyetleri

Ş işman, Adnan, XX Yüzyıl Başlarında Osmanlı Devleti 'nde Yabancı Devletlerin Kültürel ve Sosyal Müesseseleri, Atatürk Araştuma Merkezi Yayınları, Ankara 2006.

Turan, Ahmet Nezihi, "Şanlıurfa", TD V İslam Ansiklopedisi, C. 38, İstanbul 2002, s. 336-341.

Uğuz, Sacit, "Bir Alman Mühendisin Gözünden Zeytun ve Çukurova Ermeni Olayları ve Lepsius'un iddialarına Cevap", Uluslararası Sosyal ve Eğitim Bilimleri Dergisi, Cilt 2, Sayı4,Aralık 2015, s. 12-26.

Vahapoğlu, M. Hidayet, Osmanlı 'dan Günümüze Azınlzk ve Yabancı Okullar, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları, Ankara 1990, s. 13.

Yücel, İdris, "Bir Misyonerlik Uygulmasnun Teoriği ve Pratiği: Urfa Amerikan Körler Okulu (1902-1914)", Cumhuriyet Tarihi Araştırmalan Dergisi, Yıl 7, Sayı 14 (Güz· 201 1), s. 65-86.

295