32
OSMANLI DÖNEM‹NDE ANADOLU fiEH‹RLER‹NDEN KARAH‹SAR 161 OSMANLI DÖNEM‹NDE ANADOLU fiEH‹RLER‹N‹N GEL‹fiMES‹NDE DEVLET‹N ROLÜ: KARAH‹SAR ÖRNE⁄‹ FATMA ACUN Tarih boyunca medeniyetler flehirlerde kurulmufl ve geliflmifl, medeni- yetlerin çöküflü de flehirlerin gerilemesine paralel bir çizgi takip etmifltir. Medeniyet ve flehir aras›ndaki bu yak›n iliflki dolay›s›yla, medeniyetler, flehir ile özdefllefltirilmifltir 1 . Osmanl› Sultan› II. Mehmed'in (1451-1481), ‹stanbul- 'un fethini "gazay-› asgar" olarak niteleyip, "gazay-› ekber"in flehrin imar› ile yeni bafllad›¤›n› belirtmesi ve hemen ard›ndan ‹stanbul ile birlikte Anadolu ve Balkanlar'da flehirlerin geliflmesi ve yay›lmas› için gerekli düzenlemelere bafllanmas›, ancak medeniyetlerin yükselifli ile flehirlerin geliflmesi aras›ndaki s›k› iliflkinin iyi kavranm›fl olmas›yla aç›klanabilir 2 . ‹stanbul'un fethi ile Os- 1 Latince'de medeniyet kavram› için kullan›lan civilisation kelimesi, köken itibar›yla vatan- dafl (citizen) anlam›na gelen civis'den gelmektedir. Vatandafll›k (citizenship) ise, daima, flehir hayat› ile iliflkilendirilmifl ve flehirde yaflayanlar›n hayatlar›n› iyilefltirilmek üzere gelifltirilen hak- lar ve sorumluluklar› tan›mlamak üzere kullan›lm›flt›r. Eski Frans›zca'da vatandafll›¤› tarif etmek üzere kullan›lan citizen terimi ise, direk olarak, cite-ien (flehir) kelimesinden gelmektedir. James A. Clapp, The City, A Dictionary of Quotable Thoughts on Cities and Urban Life, The Center for Urban Policy Research, Rutgers University, New Jersey 1984, s. xv›. Medeniyet ve fle- hir kavramlar›n›n, Do¤u ve Bat› kültürlerinde, ayn› anlamlara gelmesi, yaln›zca bir gerçe¤in ifadesidir; o da medeniyetlerin, köylerde de¤il, flehirlerde kurulup geliflebilece¤idir. Tarihte bi- linen ilk medeniyetlerin, Mezopotamya’daki flehir devletleri olmas› bunun en güzel örne¤ini teflkil etmektedir. fiehirlerin kurulmas› ve yay›lmas›yla, insanlar ilkel hayat tarzlar›ndan kurtula- rak, daha karmafl›k ve zengin bir hayat sürmeye bafllam›flt›r. Eskiça¤lar'da, Mezopotamya ve Anadolu flehirleri ile bafllayan ve Ortaça¤lar'da Roma flehirleri ile devam eden insanl›¤›n flehir- leflme serüveni günümüzdeki, 10-20 milyon nüfusun bir arada yaflad›¤› metropollere kadar uzanmaktad›r. Ça¤›m›z›n en büyük sosyologu olarak kabul edilen Max Weber'in Eski ve Orta- ça¤lar'da Avrupa flehirleri üzerine yapt›¤› çal›flma, medeniyetleri anlaman›n, flehirleri ve flehir hayat›n› çözümlemeden geçti¤inin bir delili olarak al›nabilir: Max Weber, The City, ‹ngilizceye terc. ve ed. Don Martindale-Gertrud Neuwirth, The Free Press, New York-Collier-Macmillan Li- mited, London 1958. 2 Fethi müteakiben, ‹stanbul'u imparatorlu¤un baflkenti yapmak üzere gerekli düzenleme- lere derhal bafllanm›flt›r. Bir yandan, ‹slamî gelene¤e uygun flekilde flehrin imar› sürdürülürken, di¤er yandan da, Osmanl› flehirlerine model oluflturacak etnik-dinî kompozisyonu yaratmak üzere, zorunlu nüfus aktarmalar›na (sürgün) giriflilmifltir. ‹stanbul'da mekansal ve di¤er türlü düzenlemeler hakk›nda bkz. Franz Babinger, Mehmed the Conqueror and His Time, Princeton University Press, Princeton, New Jersey, 1978, s. 101-116. Halil ‹nalc›k, "Istanbul: an Islamic City", Essays in Ottoman History, Eren Yay›nc›l›k, ‹stanbul 1998, s. 247-271. Fatih döneminin ta- rihçisi olan Tursun Bey'in, ‹stanbul'un inflas› konusunda söyledikleri hakk›nda bkz. The History of Mehmed the Conqueror by Tursun Bey, Rhoads Murphey-Halil ‹nalc›k (ed.), Bibliotteca Is- lamica, Minneapolis, Chicago 1978, s. 51b-61a. ‹stanbul'un nüfusland›r›lmas› konusunda ‹stan- bul, Trabzon ve Selanik flehirleri aras›nda karfl›l›kl› ve eflzamanl› olarak yap›lan zorunlu nüfus aktarmalar›nda, sürgün metodu takip edilmifltir. Üçü de eski Bizans flehri olan bu merkezler- den ‹stanbul, k›sa sürede dünyan›n en büyük flehri haline gelirken, di¤erleri bölgelerinin önemli merkezleri haline dönüflmüfltür. Bu süreci mümkün k›lan flartlardan olan ilk dönemdeki

OSMANLI DÖNEM‹NDE ANADOLU fiEH‹RLER‹N‹N …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/... · leflme serüveni günümüzdeki, 10-20 milyon nüfusun bir arada yaflad›¤›

  • Upload
    others

  • View
    7

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

OSMANLI DÖNEM‹NDE ANADOLU fiEH‹RLER‹NDEN KARAH‹SAR 161

OSMANLI DÖNEM‹NDE ANADOLU fiEH‹RLER‹N‹NGEL‹fiMES‹NDE DEVLET‹N ROLÜ:

KARAH‹SAR ÖRNE⁄‹

FATMA ACUN

Tarih boyunca medeniyetler flehirlerde kurulmufl ve geliflmifl, medeni-yetlerin çöküflü de flehirlerin gerilemesine paralel bir çizgi takip etmifltir.Medeniyet ve flehir aras›ndaki bu yak›n iliflki dolay›s›yla, medeniyetler, flehirile özdefllefltirilmifltir1. Osmanl› Sultan› II. Mehmed'in (1451-1481), ‹stanbul-'un fethini "gazay-› asgar" olarak niteleyip, "gazay-› ekber"in flehrin imar› ileyeni bafllad›¤›n› belirtmesi ve hemen ard›ndan ‹stanbul ile birlikte Anadoluve Balkanlar'da flehirlerin geliflmesi ve yay›lmas› için gerekli düzenlemelerebafllanmas›, ancak medeniyetlerin yükselifli ile flehirlerin geliflmesi aras›ndakis›k› iliflkinin iyi kavranm›fl olmas›yla aç›klanabilir2. ‹stanbul'un fethi ile Os-

1 Latince'de medeniyet kavram› için kullan›lan civilisation kelimesi, köken itibar›yla vatan-dafl (citizen) anlam›na gelen civis'den gelmektedir. Vatandafll›k (citizenship) ise, daima, flehirhayat› ile iliflkilendirilmifl ve flehirde yaflayanlar›n hayatlar›n› iyilefltirilmek üzere gelifltirilen hak-lar ve sorumluluklar› tan›mlamak üzere kullan›lm›flt›r. Eski Frans›zca'da vatandafll›¤› tarif etmeküzere kullan›lan citizen terimi ise, direk olarak, cite-ien (flehir) kelimesinden gelmektedir.James A. Clapp, The City, A Dictionary of Quotable Thoughts on Cities and Urban Life, TheCenter for Urban Policy Research, Rutgers University, New Jersey 1984, s. xv›. Medeniyet ve fle-hir kavramlar›n›n, Do¤u ve Bat› kültürlerinde, ayn› anlamlara gelmesi, yaln›zca bir gerçe¤inifadesidir; o da medeniyetlerin, köylerde de¤il, flehirlerde kurulup geliflebilece¤idir. Tarihte bi-linen ilk medeniyetlerin, Mezopotamya’daki flehir devletleri olmas› bunun en güzel örne¤initeflkil etmektedir. fiehirlerin kurulmas› ve yay›lmas›yla, insanlar ilkel hayat tarzlar›ndan kurtula-rak, daha karmafl›k ve zengin bir hayat sürmeye bafllam›flt›r. Eskiça¤lar'da, Mezopotamya veAnadolu flehirleri ile bafllayan ve Ortaça¤lar'da Roma flehirleri ile devam eden insanl›¤›n flehir-leflme serüveni günümüzdeki, 10-20 milyon nüfusun bir arada yaflad›¤› metropollere kadaruzanmaktad›r. Ça¤›m›z›n en büyük sosyologu olarak kabul edilen Max Weber'in Eski ve Orta-ça¤lar'da Avrupa flehirleri üzerine yapt›¤› çal›flma, medeniyetleri anlaman›n, flehirleri ve flehirhayat›n› çözümlemeden geçti¤inin bir delili olarak al›nabilir: Max Weber, The City, ‹ngilizceyeterc. ve ed. Don Martindale-Gertrud Neuwirth, The Free Press, New York-Collier-Macmillan Li-mited, London 1958.

2 Fethi müteakiben, ‹stanbul'u imparatorlu¤un baflkenti yapmak üzere gerekli düzenleme-lere derhal bafllanm›flt›r. Bir yandan, ‹slamî gelene¤e uygun flekilde flehrin imar› sürdürülürken,di¤er yandan da, Osmanl› flehirlerine model oluflturacak etnik-dinî kompozisyonu yaratmaküzere, zorunlu nüfus aktarmalar›na (sürgün) giriflilmifltir. ‹stanbul'da mekansal ve di¤er türlüdüzenlemeler hakk›nda bkz. Franz Babinger, Mehmed the Conqueror and His Time, PrincetonUniversity Press, Princeton, New Jersey, 1978, s. 101-116. Halil ‹nalc›k, "Istanbul: an IslamicCity", Essays in Ottoman History, Eren Yay›nc›l›k, ‹stanbul 1998, s. 247-271. Fatih döneminin ta-rihçisi olan Tursun Bey'in, ‹stanbul'un inflas› konusunda söyledikleri hakk›nda bkz. The Historyof Mehmed the Conqueror by Tursun Bey, Rhoads Murphey-Halil ‹nalc›k (ed.), Bibliotteca Is-lamica, Minneapolis, Chicago 1978, s. 51b-61a. ‹stanbul'un nüfusland›r›lmas› konusunda ‹stan-bul, Trabzon ve Selanik flehirleri aras›nda karfl›l›kl› ve eflzamanl› olarak yap›lan zorunlu nüfusaktarmalar›nda, sürgün metodu takip edilmifltir. Üçü de eski Bizans flehri olan bu merkezler-den ‹stanbul, k›sa sürede dünyan›n en büyük flehri haline gelirken, di¤erleri bölgelerininönemli merkezleri haline dönüflmüfltür. Bu süreci mümkün k›lan flartlardan olan ilk dönemdeki

162 FATMA ACUN

manl› Devleti bir ‹mparatorlu¤a dönüflmüfltür. Ancak, özelde ‹stanbul'u, ge-nelde ise, di¤er flehirleri gelifltirme ve flehirleflmeyi yayg›nlaflt›rma politikas›,II. Mehmed döneminde bafllat›lan, sonralar› da devem ettirilen bir süreçolarak benimsenmeseydi, devlet gerçek manada bir ‹mparatorluk olabilirmiydi? Tabii ki, hay›r.

Bu cevab›n ard›nda, devletin flehirleri ve flehirleflmeyi teflvik etti¤i ve buamaca yönelik çeflitli politikalar gelifltirdi¤i varsay›m› yatmaktad›r. Bu varsa-y›m, yaln›zca taraf›m›zdan gelifltirilen bir düflünce olmay›p, sanayi öncesitoplumlarda, flehirlerin kurulmas› ve yay›lmas› için, yaln›zca ticaretin yeterliolmad›¤›, direk veya dolayl› flekilde devletin deste¤inin gerekti¤i tezi ile ya-k›ndan ilgilidir3. Bu tezden hareketle, örnek durum olarak Karahisar eleal›nmakta, fethedildi¤inde yaln›zca bir kale ve bir grup gayrimüslim nüfus-tan ibaret, küçük bir kasaba görünümünde olan bu yerleflim biriminin, za-man içinde geliflerek flehir haline geliflini mümkün k›lan süreç ve bu süreçdedevletin uygulad›¤› politikalar tespit edilmeye çal›fl›lmaktad›r.

Osmanl› ‹mparatorlu¤u'nun fetihlerle büyüyen yap›ya sahip olmas› fle-hirleflme için do¤al bir ortam haz›rlamakta, fetihler sonucunda idareedilmesi gereken topraklar›n ve insanlar›n miktar›nda meydana gelen art›fl,flehirleflmeyi ihtiyaç haline getirmektedir4. Yeni kazan›lan topraklar› kontrol

nüfus aktarmalar› hakk›nda bkz. Heath W. Lowry, "From Lesser War to the Mightiest War: TheOttoman Conquest and Transformation of Byzantine Urban Centers in the Fifteenth Century",Continuity and Change in Late Byzantine and Early Ottoman Society, ed. Anthony Bryer-HeathLowry, Birmingham-Washington, D.C. 1986, s. 323-338.

3 Bunu tezi paylaflan Gideon Sjoberg, daha da genellefltirerek, tarih boyunca flehir merkez-lerinin yükselifli ve yayg›nlaflmas›nda, siyasi iktidar›n, ticaretten çok daha fazla ve bafl rolü oyna-d›¤›n› öne sürmektedir. Bu konuda genifl bilgi için bkz. The Preindustrial City, Past and Pre-sent, The Free Press, New York-London 1965, s. 64-77.

4 Osmanl› ‹mparatorlu¤u'nda mekansal organizasyonun tekâmülünü inceleyen ‹lhan Te-keli, imparatorlu¤un fetihlerle genifllemesini "merkez-ön saf/s›n›r" (center-front) modeli ileaç›klamaktad›r. Merkez geliflirken çevrenin geriledi¤ini öne süren geliflme teorilerindeki mer-kez-çevre (center-periphery) modelinin tersine, bu modelde büyümekte ve geliflmekte olan birön saf/s›n›r mevcuttur. (Bkz. ‹lhan Tekeli, "Evolution of Spatial Organization in the OttomanEmpire and Turkish Republic", From Medina to Metropolis, Heritage and Challenge in theNear Eastern City, The Darwin Press, Princeton, New Jersey 1973, s. 245-246.) Merkez-çevremodelini benimseyerek Osmanl› ‹mparatorlu¤u'nun geliflmesini bu model ile aç›klayan baz›araflt›r›c›lar, Osmanl› döneminde ‹stanbul ve Anadolu'da flehirlerin geliflti¤i, fakat bunun ‹mpa-ratorlu¤un di¤er kesimlerinin (periferinin), özellikle de Arap flehirlerinin gerilemesi pahas›nagerçekleflti¤i görüflündedir (Bu konuda bkz. Paul Bairoch, Cities and Economic Development,From the Dawn of History to the Present, University of Chicago Press, Chicago 1988, s. 378-380;Andre Raymond, Osmanl› Döneminde Arap Kentleri, çev. Halil Berktay, Türkiye Ekonomik veToplumsal Tarih Vakf›, ‹stanbul 1995). Buna karfl›l›k baz› araflt›rmac›lar ise, ileri sürülen bugörüfllerin aksine, Osmanl› döneminde ‹stanbul merkezli ticaret a¤› içinde bahis konusu böl-gede önemli ölçüde bir flehirleflme görüldü¤ü, hem bu bölgedeki hem de Akdenizdeki ticarihayat›n oldukça canland›¤› ve geliflti¤ini belirtmektedirler (Bkz. B. Masters, The Origins ofEconomic Dominance in the Middle East, Mercantilism and the Islamic Economy in Aleppo,1606-1750, New York 1988).

OSMANLI DÖNEM‹NDE ANADOLU fiEH‹RLER‹NDEN KARAH‹SAR 163

etmek üzere, çeflitli düzenlemelerin yap›lmas›, idarî ve askerî merkezlerinkurulmas› gerekmektedir. Osmanl› ‹mparatorlu¤u'nun dünyan›n Eskiça¤lar-'dan beri yo¤un halde flehirleflen sahalar›n› kaplamas›, bu türden yeni kuru-lacak merkezler için Osmanl› idarecilerine haz›r bir zemin sunmufltur5. Buyerleflim birimleri tüccar, zanaatkâr vs. gibi ziraatla u¤raflmayan nüfusgruplar›n›n da gelmesiyle, k›sa sürede flehire dönüflmektedir. Bu durumunen aç›klay›c› örne¤i olan Karahisar, afla¤›da ayr›nt›lar›yla incelenecektir.

Belli co¤rafî özellikler, ekonomik faaliyetler ve toprak tasarruf flekille-rine sahip olan Karahisar ve çevresi, tutarl› ve birbiriyle ba¤lant›l› dahilî özel-likleri ile bir ünite teflkil etmektedir. Bu üniteyi etraf›ndaki sahalardan ay›-ran nitelikleri, ona "bölge" karakterini kazand›rmakta ve Osmanl› idarî tak-simat›nda "sancak" olarak yerini almas›n› sa¤lamaktad›r: Karahisar-› fiarkiSanca¤›. Bölgenin/Sanca¤›n ortas›nda yer alan ve her yönden yaklafl›k eflitmesafede ulafl›labilen Karahisar, feth edildi¤i y›llardan itibaren bölgeninidare merkezi olma rolünü üstlenmifltir. Tüm bölgeye sa¤lad›¤› idarî ve sos-yal hizmetlerin yan› s›ra, bölgesel ticaretin de merkezidir. Bölgeleraras› tica-ret yoluyla da, bölgeyi d›fl dünyaya ba¤lamaktad›r. Bütün bu özellikleri Ka-rahisar'›, XV. ve XVI. yüzy›l Anadolu flehirlerinin tipik bir temsilcisi konu-muna getirmektedir. Karahisar'›n incelenmesi, Anadolu flehirlerinin müflte-rek özelikleri hakk›nda fikir verirken, elde edilen bilgileri genelleme flans›da do¤maktad›r.

5 Dünyadaki ilk medeniyetlerin, Mezopotamya ve Anadolu'da kurulan flehir devletleri ol-du¤u bilinmektedir. Bunu M›s›r ve ard›ndan Ortaça¤lar'da Roma flehirleri takip etmifltir. Eski veOrtaça¤lar'daki flehirler ve medeniyetler konusunda ayr›nt›l› bilgi için takip eden eserlere bkz.Mason Hammod, City in the Ancient World, Harvard University Press, Cambridge, Massachu-setts 1972; Lewis Mumford, The City in History: Its Origines, Its Transformations and Its Pros-pects, Harcourt Brace and World Inc., A Harbinger Book, New York 1961. Eski dönemlerdenitibaren Ortado¤u'da meydana gelen flehirleflme sürecinin, bölgenin co¤rafyas› ile ba¤lant›l›olarak incelenmesi hakk›nda bkz. Malcom J. Wagstaff, The Evolution of the Middle EasternLandscapes, An Outline to A.D. 1840, London 1985. Anadolu, Mezopotamya, Ortado¤u ve Bal-kanlar'› içine alan Osmanl› ‹mparatorlu¤u, Roma ‹mparatorlu¤u ile yaklafl›k ayn› sahalar› kap-lam›flt›r. Osmanl› ‹mparatorlu¤u'nun, Eskiça¤lar'dan beri dünyan›n yo¤un halde flehirleflenbölgesinde kuruldu¤unu gösteren bu durum, Osmanl›lar'a, üzerinde geliflmeler yapabileceklerihaz›r bir flehir kültürü miras› b›rakm›flt›r. Bu noktaya dikkati çeken ve Osmanl› yay›lmas›n›n enh›zl› flekilde gerçekleflti¤i dönemi, afla¤› yukar› ayn› dönemlere rastlayan Avrupa kolonizasyonuile karfl›laflt›ran Bairoch, Avrupal›lar taraf›ndan yeni kurulan flehirlerin genelde, flehirleflmeninseyrek oldu¤u sahalarda yer al›rken, Osmanl› ‹mparatorlu¤u'nun neredeyse tamam›yla eski dö-nemlerden beri yo¤un olarak flehirleflen bölgeleri kaplad›¤›n› belirtmektedir (Bkz. Bairoch, Ci-ties and Economic Development, s. 381).

164 FATMA ACUN

Esas konuya geçmeden önce, metodolojik bir not düflmekte fayda gö-rülmektedir. Tahrir defterleri, flehir hayat› ve tarihinin çal›fl›lmas› için arafl-t›rmac›lara gerekli pek çok veriyi sunan önemli kaynaklard›r. Ancak, bu ko-nuda tahrirlerden yeterince istifade edildi¤ini söylemek pek mümkün gö-rünmemektedir. Bunun yerine genellikle fler'iye sicilleri tercih edilmektedir.Sicillerdeki bilgiler araflt›rmac›lara, flehir kurumlar› ve iflleyiflini canl› bir fle-kilde gözlemleme f›rsat› vermektedir. Siciller, kad›n›n müdahalesini veyamarifetini gerektiren durumlarda tutulan kay›tlard›r. Di¤er bir ifadeyle si-ciller, s›ra d›fl› ve ola¤anüstü durumlar lehine önyarg›l›d›r. S›radan ve ola¤andurumlar› yakalamak pek mümkün olmamaktad›r. Tahrirler ise, tahrir esna-s›ndaki mevcut durumu yans›tmas› nedeniyle, s›radan günlük hayat› incele-meyi daha kolaylaflt›rmaktad›r. Tabii ki, tahrirlerin de, sa¤lad›klar› veri ko-nusunda s›n›rlamalar› mevcuttur6. Di¤er yandan, sicillerin büyük bir k›sm›-n›n ancak XVII. yüzy›l gibi geç bir dönemden itibaren kullan›labilir olmas›(Karahisar'›n bu döneme ait sicilleri günümüze ulaflmam›flt›r), önceki dö-nemler için tahrirlere müracaat› gerekli k›lmaktad›r.

Gerçekte, flehirler ve flehir hayat› konusunda, araflt›rmac›lar›n kullan›-m›na aç›k olan tarihî veriler, flu veya bu flekilde eksiktir. Her bir veri türü,flehir hayat›n›n yaln›zca bir yönünü ayd›nlatmakta, di¤er yönlerini ise ihmaletmektedir. Bu durumda çözüm, retrospektif metodu takip ederek, günü-müz toplumlar›n› çözümlemek üzere gelifltirilen sosyal bilim kavramlar›n›,geçmifl toplumlar› anlamak üzere kullanmak olmaktad›r. Geçmifli anlamakve yorumlamak üzere günümüz toplumlar›na ait bilgileri de¤erlendirerekbunlar› geçmifle yans›tmak, tarihî çal›flmalarda veri azl›¤› veya baz› durum-larda yoklu¤u halinde takip edilen bir metottur7. Bu çal›flmada da, bahsedi-len metot takip edilmektedir.

fiEH‹RLEfiMEN‹N ÖN fiARTLARI VE KARAH‹SAR

fiehirlerin kurulmas› ve geliflmesinin mümkün olabilmesi için baz› asgariflartlar›n mevcudiyeti gerekmektedir: Bunlar 1) müsait bir çevre, 2) ziraî veziraat d›fl› faaliyetler için dönemin flartlar› ölçüsünde yeterince geliflmifl tek-noloji, 3) karmafl›k sosyal organizasyon ve bunun da ötesinde iyi geliflmifl bir

6 Tahrir defterleri ve tahrir çal›flmalar›n›n, flehirleflme dahil, Osmanl› tarihinin çeflitli ko-nular›n›n çal›fl›lmas›na getirdi¤i yaklafl›mlar konusunda bkz. Fatma Acun, "Osmanl› TarihininGeniflleyen S›n›rlar›: Defteroloji", Türk Kültürü ‹ncelemeleri Dergisi, say› 1(2000), s. 319-332.

7 Sanayi öncesi dönemin flehirlerinin genel karakterini inceledi¤i eserinde Sjoberg, budöneme ait veri ve bilgi yetersizli¤i karfl›s›nda, günümüze yak›n ve hakk›nda veri mevcut olanfeodal toplumlar ve flehirlere ait bilgileri, eski dönemlere yans›tma yoluna gitmifltir. Bu konuve ilgili problemleri hakk›nda bkz. Sjoberg, Preindustrial City, s. 18-22.

OSMANLI DÖNEM‹NDE ANADOLU fiEH‹RLER‹NDEN KARAH‹SAR 165

devlet yap›s› olarak üç madde halinde özetlenebilir8. ‹nsanl›¤›n sanayileflmetecrübesini henüz yaflamad›¤› Eski ve Ortaça¤'larda, flehir hayat›n›n geliflme-sinin gereklerinden olan bu ön flartlar›n tamam›n›n, de¤iflik düzeylerde deolsa yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu flartlar›n Karahisar kasabas›ndamevcudiyeti ve daha baflka özel ne gibi flartlar›n bulundu¤u afla¤›da ince-lenmektedir.

fiehirleflmenin ilk ön flart› olan müsait çevre ile bafll›ca verimli arazi, uy-gun iklim flartlar› ve su kayna¤›n›n varl›¤› kastedilmektedir. Tarihteki ilk fle-hirlerin nehir boylar›ndaki verimli arazilerde kurulmufl olmas› tesadüf de-¤ildir. Osmanl› dönemi Anadolu flehirlerinin büyük bir k›sm›n›n ›rmak boy-lar›na kümelendi¤i bilinmektedir9. Ziraata uygun verimli bir çevre, çok mik-tarda nüfusu besleyecek ürün yetifltirilmesini mümkün k›lmaktad›r. Ziraîteknolojinin günümüz standartlar›na k›yasen fazla geliflmedi¤i sanayi öncesidönemde, topra¤›n verimlili¤i ve su kayna¤›n›n bollu¤u, ziraatla u¤raflmayannüfusun beslenmesi için daha da önemli olmaktad›r. Çevre ile ilgili di¤er birfaktör de, ulafl›m imkanlar›d›r. ‹nsanlar›n ulafl›m›n› ve eflyalar›n tafl›nmas›n›kolaylaflt›ran çevre flartlar›, çok say›da ve çeflitli gruplardan insan› çekmedeönemli faktör olmaktad›r.

Bu ön flartlar Karahisar'daki mevcut durumla karfl›laflt›r›ld›¤›nda, flöylebir manzara ortaya ç›kmaktad›r. Karhisar-› fiarkî Sanca¤›'n›n merkezindeyer alan Karahisar kasabas›, Yeflil Irmak'›n (bölgedeki ad› Kelkit Irma¤›'d›r)afla¤› yata¤›nda, Do¤u Karadeniz da¤ s›ras›n›n iç kesimlerinde, ortalama yük-sekli¤i 1450 metre olan genifl bir plato üzerinde kurulmufltur. Kasaba, üç ta-raftan da¤larla çevrilidir ve yaln›zca güneyde Kelkit Vadisi'ne ç›k›fl vard›r.fiehre ad›n› veren kale, do¤uda bazalt (siyah mermer) bir kayan›n üzerindebulunmaktad›r10. Bu tür bir çevre, ilk bak›flta, bir flehrin geliflmesi için pek

8 Sjoberg, Preindustrial City, s. 27-31.9 Osmanl› dönemi Anadolu flehirleri konusundaki abidevi eserinin giriflinde flehirlerin da-

¤›l›m modellerini inceleyen Suraiya Faroqhi, 400'ün üzerinde vergi nüfusuna ve markete sahipflehirleri haritaya yerlefltirdi¤inde, bu flehirlerin ›rmak kenarlar›na daha yo¤un halde kümelen-di¤inin görüldü¤ünü söylemektedir. Ayr›ca, K›z›l›rmak ve Yeflil›rmak aras›ndaki bölgelerin dahabol su kaynaklar›na sahip olmas› nedeniyle orta ölçekli flehirlerin aras›ndaki mesafenin, Anado-lu'nun di¤er bölgelerine göre daha az oldu¤unu, di¤er bir ifadeyle bu bölgenin daha yo¤unhalde flehirleflti¤ini söylemektedir. (Suraiya Faroqhi, Towns and Townsmen of Ottoman Anato-lia Trade, Crafts and Food Production in an Urban Setting 1520-1650, Cambridge UniversityPress, Cambridge 1984, s. 12-14). Bu ba¤lamda Karahisar'›n da bu bölgede bulundu¤una dikkatiçekmek gerekir.

10 Karahisar'›n fizikî özellikleri ve tarihî hakk›nda genifl bilgi için takip eden eserlere bak›-labilir: Vital Cuinet, La Turque d'Asie, Paris 1890, s. 755 v.d.; Hasan Tahsin Okutan, fiebinka-rahisar, Giresun 1948; Besim Darkot, "Karahisar", ‹slam Ansiklopedisi, VI, s. 280-282; J.H.

166 FATMA ACUN

müsait görünmemektedir. Sanca¤›n di¤er kesimlerinde, Koyluhisar nahiyesigibi çevre flartlar› itibar›yla daha müsait yerler mevcuttur. Bölgenin, yüksel-tisi az, platolar› genifl ve iklimi daha elveriflli kesiminde yer alan Koyluhisar-'da bir de kale bulunmaktad›r11. Bölge dahilinde, Karahisar'a alternatif olabi-lecek özelliklere sahip bir nahiye olan Koyluhisar'›n idarî merkez olarak ter-cih edilmemesinin nedeni, Karahisar'›n yukar›da bahsedilmeyen bir özelli¤iile ilgilidir: O da, Eskiça¤lar'dan beri flap üretiminin yap›ld›¤› ve dönemindedünyan›n en kaliteli flab›n›n üretildi¤i madenci köylerin (tahrir defterinde"fiebhane Köyleri" bafll›¤› alt›nda kaydedilmifltir) Karahisar'›n yak›n›nda,hemen kuzeyinde yer almas›d›r. Maden ocaklar›na yak›n olmas› nedeniyleKarahisar, Eskiça¤lar'dan beri iskân edilen bir yerleflim birimidir. Di¤eryandan, madenlerin kontrolü, devlet aç›s›ndan daima hayati öneme sahipolmufltur12. Kontrol, idarecilerin yak›n denetimi ile sa¤lanabilmekte, bu daancak, idarecilerin madene en yak›n yerleflim birimine, yani Karahisar'a yer-leflmeleriyle mümkün olabilmektedir. Bu özellikleri dolay›s›yla Karahisar,Osmanl› idarecilerinin bölgeyi idare etmek üzere yerleflebilecekleri uygunbir merkez olarak ön plana ç›kmaktad›r.

fiehirleflmenin ikinci ön flart› olan ziraî ve ziraat d›fl› faaliyetlerin yete-rince geliflmifl teknoloji ile yürütülmesi konusunda defterlerdeki mevcut veri-ler, do¤rudan ve ayr›nt›l› bilgi sa¤lamamaktad›r. Ziraat konusunda, Karahi-sar'da kullan›lan teknoloji bir yana, Anadolu genelinde tar›m teknolojisi vetoprak kullanma usulleri hakk›ndaki bilgilerimiz henüz yeterli düzeyde de-¤ildir. Fakat yine de, defterlerde rastlanan ürünlerin çeflitlili¤i ve üretiminkapasitesine dair rakamlardan, ziraî teknolojinin dönemin flartlar› düze-yinde oldu¤u tahmin edilebilir. Ziraat d›fl› teknolojinin varl›¤›n› ise, yinedefterlerden dolayl› yolla edinilen bilgilerden, ki bunlar vergilendirilen fa-aliyetlerdir, tespit etmek mümkün olmaktad›r. Mum yap›m› ve kumafl bo-yama endüstrileri, ilk dönemde bölgedeki teknolojinin belli bir düzeyde ol-

Mordtmann, "Kara Hisar", The Encyclopedia of Islam, new edition, IV, s. 578-579; AnthonyBrayer-David Winfield, The Byzantine Monuments and Topography of Pontos, DumbartonOaks Series, Twenty, Washington D.C. 1985, s. 145-151; Henry Suter, "Notes on a Journey fromErz-Rum to Trebizond by way of Shebb-khaneh, Karahisar, Sivas, Tokat and Samsun in October1838 by Henry Suter, her Majesty's vice Consular of Trebizond", Journal of the Royal Geograp-gical Society, X (1941), s. 435-436.

11 Koyluhisar da Eskiça¤lar'dan beri önemli bir yerleflim birimi olmufltur. Bkz. Bryer-Winfi-eld, The Byzantine Monuments, s. 118.

12 Osmanl› ‹mparatorlu¤u'nda madenler ve iflletilmesi hakk›nda bkz. Rohads Murphey,"Ma'adin", Encyclopedia of Islam, new edition, s. 973-985.

OSMANLI DÖNEM‹NDE ANADOLU fiEH‹RLER‹NDEN KARAH‹SAR 167

du¤unu göstermektedir13. fiap madeninin ç›kar›lmas› ve ifllenmesini konualan flap endüstrisi de, Karahisar'da ziraat d›fl› teknolojinin varl›¤›n› gösterendelillerdendir. Bu türden belli düzeyde bilgi ve uzmanl›k isteyen faaliyetler,flehir hayat› sürenlerin u¤rafllar› aras›nda yer almaktad›r. Sanayi öncesi top-lumlarda, flehir nüfusunun bir bölümünün ziraatla u¤raflt›¤› düflünülürse-buKarahisar için de geçerlidir-ziraat d›fl› faaliyetlerle u¤raflan ve desteklenmesigereken nüfusun say›s›n›n azald›¤›, dolay›s›yla ziraî teknolojinin yükününnispeten hafifledi¤i söylenebilir14.

Üçüncü ön flart olan sosyal organizasyon ise, özellikle ekonomik ve po-litik sahalarda düzenlemeyi gerektirmektedir. fiehir hayat›na geçmedenönce, ekonomik sistemin, mamul eflyalar›n toplum içerisinde da¤›t›m›n›sa¤layacak düzeyde geliflmifl olmas›, bunun da ötesinde ziraî art› ürünün bü-yük yerleflim birimlerine gelmesi ve burada depolanarak ziraatla u¤raflma-yan nüfusa da¤›t›lmas› mümkün olmal›d›r. Ayr›ca, belli derecede uzmanbilgi ve e¤itim gerektiren meslek gruplar›n›n flehir toplumu ile bütünleflmesive bütün bunlar› yönlendirecek ve yönetecek yeterli sosyal güce sahip, kü-çük bir idareci grubun varl›¤› gerekmektedir15.

Karahisar'daki flehir hayat›n›n incelenmesinde esas kaynak olarak kul-lan›lan tahrir defterlerindeki veriler aras›nda, kasaba dahilinde ve bölgeninnahiyelerinde mamul eflya ve çeflitli mallar›n dolafl›m›na ve ticaretine iflareteden vergilere rastlanmaktad›r. Bu konu, afla¤›da, ekonomi ile ilgili k›s›mdaayr›nt›lar›yla incelenmektedir. fiehirleflme aç›s›ndan burada bir noktay› be-lirtmek yeterli görülmektedir: Karahisar nahiyesinin merkezi olan Karahisarkasabas›, ayn› zamanda bölgedeki tek nahiye merkezidir. Bölgede 20 kadarnahiye bulunmas›na ra¤men, bu nahiyelerin hiç birisinin, bir merkez/nefsesahip olmamas›, Karahisar'› bölgesel al›flveriflin yap›ld›¤›, vergiler yoluyla top-lanan ziraî art› ürünün pazara getirilerek sat›labilece¤i yegane yerleflim bi-rimi olarak ön plana ç›karmaktad›r16. Ayr›ca, yine defterlerde yeterli bilgi

13 ‹lgili vergiler "Tamga-i boyahâne ve mum hâne" fleklinde kaydedilmifltir (TT 37, s. 820).14 Bu noktaya de¤inen M. Weber, baz› yerleflim birimlerinin, yaln›zca politik-idarî anlamda

flehir olduklar›n›, ekonomi söz konusu oldu¤unda flehir olarak nitelendirilemeyece¤ini belirt-mekte ve Ortaça¤lar'da nüfusunun %90'›n›n geçimini ziraatten sa¤layan birimlerin, kanunenflehir olarak tan›nd›¤›na iflaret etmektedir (Bkz. Weber, The City, s. 74).

15 Sjoberg, Preindustrial City, s. 31.16 ‹lgili tahrir defterlerinin hiç birinde, Karahisar haricinde merkez/nefs karakterinde

olan (bununla merkezinde yerleflik nüfusu bulunan yerleflim birimleri/nahiye, kaza vs. kaste-dilmektedir) bir nahiyeye rastlanmamaktad›r. Deftere kaydedilmifl olmamas›na ra¤men, ol-dukça genifl bir bölgeyi içine alan Karahisar Sanca¤›'n›n özellikle Karahisar'dan uzak kesimlerde

168 FATMA ACUN

mevcut olmamas›na ra¤men, civardaki köylerde üretilen flap madeninin böl-geden d›flar›ya ç›k›fl›n›n, Karahisar'dan veya Karahisar ile ba¤lant›l› olarakgerçekleflti¤i tahmin edilebilir. Giresun yoluyla baflkent ‹stanbul'a götürül-dü¤ü bilinen madenin bölgeden ihrac›, bölgeler aras› ticarete girmektedir.Bahsedilen bu faaliyetler, bölge genelinde ve Karahisar özelinde ekonomiksistemin, bölge dahilinde ve haricinde mal ve eflya dolafl›m›n› mümkün k›la-cak alt yap›ya sahip oldu¤unu göstermektedir.

Politik sahadaki düzenlemeler konusunda ise flunlar söylenebilir: ‹dare-ciler ve askerî gruplar, birbirleriyle ve baflkentle ulafl›m ve iletiflimlerini sa¤-lamay› mümkün k›lan flehirde yaflamay› tercih ederler. Küçük ve izole ko-numdaki k›rsal yerleflim birimleri bu fonksiyonlar› yerine getiremezler17. Bunedenle idareciler, flehirlerde mekan tutmakta veya mekan tuttuklar› yerle-flim birimlerinin flehre dönüflmesi için devlet gerekli teflvik ve deste¤i sa¤la-maktad›r. Karahisar için bu ikinci durumun geçerli oldu¤u görülmektedir.II. Mehmed, 1476 y›l›nda Karahisar'› Akkoyunlular'dan ald›¤›nda, kasaba birgrup gayrimüslim ve kalesinde Müslüman askerlerin yaflad›¤› yerdir. Fethinhemen ard›ndan Karahisar'a bir kad› tayin edilmifl ve idarî yönden Eyalet-iRum'daki mirliva hass›na ba¤lanm›flt›r18. Bölgeyi idare etmek üzere bir se-rasker, bir de zaim görevlendirilmifltir19. Kasaba hayat›nda önemli bir yeriolan kalede ne tür düzenlemeler yap›ld›¤›na dair defterlerden bilgi edinmekmümkün olmamakla birlikte, Müslüman nüfus aras›nda tam çiftlik büyüklü-¤ünde arazi parças›-kasabadaki Müslim ve gayrimüslimler aras›nda bu kadarbüyük toprak parças› tasarruf eden baflka flah›s mevcut de¤ildir-tasarruf edenbir kethüdaya-kale kethüdas›-rastlanmas›, güvenlik ve idare ile ilgili di¤erkonularda gerekli düzenlemelerin yap›ld›¤›n› ve ilgili görevlilerin tayin

yer alan nahiyelerinde baz› büyük köylerin merkez görevini üstlenmifl olmas› ihtimal dahilin-dedir.

17 Sjoberg, Preindustrial City, s. 70-71.18 Fetihten yaklafl›k on y›l sonra düzenlenen 1485 tarihli Tahrir Defteri'nde (TT 37) bu ge-

liflmeleri takip etmek mümkündür. TT 37 , s. 828'de, Mevlana Seydi Sadreddin adl› bir kad›yatahsis edilen t›mar kayd› görülmektedir. Ayn› defterde, "Nâhiye-i Karahisar; Nefs-i Kasaba-› Ke-funiye Hâssa-i Mirlivâ" kayd›na da rastlanmaktad›r (bkz. s. 818).

19 Bkz. Fatma Acun, Ottoman Administration in the Sancak of Karahisar-› fiarki (1485-1569): An Analysis Based on Tahrir Defters, University of Birmingham, Centre for ByzantineOttoman and Modern Greek Studies, Bas›lmam›fl Doktora Tezi, Birmingham 1993, s. 33.

OSMANLI DÖNEM‹NDE ANADOLU fiEH‹RLER‹NDEN KARAH‹SAR 169

edildi¤ini göstermektedir20. Bu görevliler de idareci grup aras›na dahil edi-lebilir. ‹lk dönemde gerçeklefltirilen bu giriflimler, bölgenin idaresi ve güven-li¤inden sorumlu ve merkezde yaflayan idareci elit grup oluflturma çabalar›olarak de¤erlendirilebilir.

‹lk dönemde, flehirlerde nüfusun organizasyonunu yans›tan mahallelerhenüz kurulmam›flt›r. Kasaba nüfusu, Muslim ve gayrimüslim olarak iki ce-maat halinde düzenlenmifltir. Kasabada, yukar›da bahsedilen mum yap›m› veboyac›l›k gibi uzmanl›k isteyen faaliyetleri yürüten kifli ve gruplar›n bulun-du¤u muhakkakt›r. E¤itim ve uzmanl›k gerektiren mesleklere sahip flah›slar-bunlar daha çok dinle ilgili imam, hatib, haf›z, mülaz›m vs.dir-da kasaba nü-fusu aras›nda yer almaktad›r. Civardaki flap madeninde çal›flan ve kendiköylerinde yaflayan madenciler de, kasaba nüfusuna dahil olmamakla bir-likte, bu nüfusun uzant›s› olarak kabul edilebilir. Böylece, de¤iflik etnik kö-ken, din ve meslek gruplar›ndan gelen insanlar›n, flehir nüfusunun nüvesinioluflturacak flekilde Karahisar kasabas›nda bir araya geldi¤i görülmektedir.

fiehirlerin geliflmesi ile ilgili olarak yaln›zca ‹slam flehirlerine ait birözelli¤i de, gerekli bir koflul olarak belirtmek gerekmektedir: O da,camilerin varl›¤›d›r. ‹slam toplumlar›nda, genelde mescitsiz köy olmad›¤›gibi, camisiz flehir de bulunmamaktad›r. II. Mehmed'in fethin hemenard›ndan kendi ad›na Karahisar'da bir cami yapt›rmas› ile tipik bir ‹slamflehrinde bulunmas› gereken özellikler tamamlanm›fl olmaktad›r21.

fiehirlerin kurulmas› için gerekli ön flartlar karfl›s›nda Karahisar'›n sahipoldu¤u niteliklerin incelenmesinin ard›ndan, mevcut durum ve gelece¤e yö-

20 TT37, s. 818. fiehirlerin güvenli¤inin sa¤lanmas› ve çeflitli tehlikelerden korunmas› ko-nusunda kaleler önemli görevler üstlenmektedir. Ayr›ca, kaleler, çeflitli resmî belgeler, devleteait eflya ve paralar ile tüccarlar›n k›ymetli mallar›n›n sakland›¤› yerlerdir. Bu hizmetlerin yerinegetirilebilmesi için kaleye bir dizdar, onun yard›mc›s› olarak bir kethüda ve yeterli miktarda kaleerleri tayin edilmektedir. Bu konuda genifl bilgi için bkz. Özer Ergenç, XVI. Yüzy›lda Ankara veKonya, Ankara Enstitüsü Vakf› Yay›nlar›:1, Ankara 1995, s. 77-80.

21 Bu hususla ilgili TT 37, s. 820'deki kay›t flöyledir: "Mülaz›mân-› câmi' der nefs-i Kebfu-niye kadîmlik yurtlar›yla". Görüldü¤ü üzere, bu kay›t yaln›zca kasabada bir câmi oldu¤una iflaretetmektedir. II. Mehmed taraf›ndan Karahisar'da bir cami yapt›r›ld›¤›na dair bilgi ise, 1569 ta-rihli TT 478, s. 162'de yer alan bir kay›tta bulunmaktad›r. Bu kay›t, malikane hissesi, HayyatAbdal zaviyesine mülk olarak vakfedilen bir çiftlikle ilgilidir. Kayda göre, tahrir esnas›nda mali-kane hissesini tasarruf edecek Hayyat Abdal ailesinden kimsenin hayatta kalmad›¤› tespit edi-lince, malikane hissesinin geliri, II. Mehmed taraf›ndan Karahisar'da yapt›r›lan câmiye aktar›l-m›flt›r. fi. Sami de, Karahisar'da II. Mehmed taraf›ndan yapt›r›lan bir cami bulundu¤undanbahsetmektedir (Bkz. fi. Sami, Kamûsü'l-A'lâm, V, ‹stanbul 1314, s. 3625.

170 FATMA ACUN

nelik olarak flunlar söylenebilir: Öncelikle, flehir hayat›n›n geliflmesi için Ka-rahisar'daki çevre flartlar›n›n fazla müsait olmamas›na ra¤men, yak›n çevre-deki flartlar›n-flap madeni kastediliyor-müsait oldu¤u görülmektedir. Tekno-lojinin geliflmiflli¤i konusunda bilgilerimiz yeterli olmamakla birlikte, ziraatlau¤raflmayan nüfusu besleyecek düzeyde bir teknolojinin varl›¤›ndan bahsedi-lebilir. Karahisar'›n zaman içerisinde geliflerek, gerçek anlamda bir flehredönüflmesi için, devlet taraf›ndan ilk dönemde üst düzeyde gerekli düzen-lemelerde bulunulmufltur. Bu düzenlemeler, Karahisar'›n Osmanl›lar tara-f›ndan ileride bölgenin idare merkezi yap›lmak üzere tercih edildi¤ini aklagetirmektedir. Karahisar'›n geliflmesi yönünde at›lan ilk ad›mlar olarak kabuledilebilecek bu düzenlemelerle yetinilmemifl, zaman içerisinde devlet ta-raf›ndan Karahisar özelinde ve bölge genelinde bir dizi giriflim ve teflvik-lerde bulunulmufltur. Bunlar idarî, sosyal ve ekonomik sahalarda olmaküzere afla¤›da s›ras›yla ele al›nmaktad›r.

‹DARÎ DÜZENLEMELER VE DEVLET

‹darî sahada Karahisar'da yap›lan düzenlemeleri, daha genifl ba¤lamdabölge genelinde yap›lan düzenlemeler ile birlikte de¤erlendirmek uygun gö-rünmektedir. Bu tür bir de¤erlendirme, flehirlerin çal›fl›lmas› konusundabenimsenen bir yaklafl›mla yak›ndan ilgilidir. Bu yaklafl›ma göre flehirler,içinde yer ald›klar› idarî ve ekonomik yönlerden kontrol ettikleri daha geniflçevre ile birlikte ve ba¤lant›l› flekilde de¤erlendirilmektedir. ‹ncelenilen böl-gede, sancak merkezi ve sanca¤a karfl›l›k gelen flehir ve çevresi-nin/hinterland›n›n birbiriyle ba¤lant›l› olarak çal›fl›lmas›, konunun dinamikbir yap›da ele al›nmas›n› sa¤larken, ayn› zamanda flehirleflme sürecindemeydana gelen geliflmeleri daha genifl ba¤lamda görme f›rsat›n› vermekte-dir22.

Konuyla ilgili olarak öncelikle Osmanl›lar'›n bölgeye ilk geldiklerinde,Beylikler döneminden kalma, iskân birimi olarak yaln›zca köylerden mey-

22 Çevreci/ekolojik diye adland›r›lan bu yaklafl›m› benimseyen baz› flehir teorisyenleri, ko-nuyu daha da ileri götürerek, flehirlerin izole bir halde var olamayacaklar›, kendi kendilerinegeliflemeyecekleri, hatta flehirde yap›lacak ifllerin daha genifl çevreleri/hinterlend› taraf›ndanbelirlendi¤i görüflündedir. Bu konuda bkz. Nathan Keyfitz, "Political-Economic Aspects of Ur-banization in South and Southeast Asia", The Study of Urbanization, ed. Philip M. Hauser-LeoF. Schorne, John Wiley&Sons Inc., New York-London Sydney 1967, s. 267-269. Karahisar'›n,Karahisar-› fiarki Sanca¤›'ndaki yegane merkez/nefs olmas›, di¤er bir ifadeyle sancakta baflkabir nefsin bulunmamas›, bölgedeki yerleflim birimlerini, flehirle ilgili ihtiyaçlar›n› karfl›lama ko-nusunda Karahisar'a ba¤›ml› k›lmaktad›r. Ayn› flekilde, Karahisar'da da, ihtiyaçlar›n› karfl›lad›¤›çevreye karfl› ba¤›ml›l›k geliflmektedir. Karfl›l›kl› oldu¤u görülen bu ba¤›ml›l›k, merkez ve çev-renin birlikte ve dinamik flekilde çal›fl›lmas›n› öneren yaklafl›m› benimsemeyi gerektirmektedir.

OSMANLI DÖNEM‹NDE ANADOLU fiEH‹RLER‹NDEN KARAH‹SAR 171

dana gelen ve idarî birim olarak yaln›zca nahiyelerden oluflan, oldukça gev-flek bir yap› ile karfl›laflt›klar›n› belirtmek gerekmektedir. Bu yap› üzerindegerçeklefltirilen düzenlemeleri, bölgeye ait tahrir defterlerinde takip etmekmümkündür. 1485 tarihli ilk tahrirde (TT 37) görüldü¤ü üzere, bölgedekinahiyeler aras›ndan sadece Karahisar ve Koyluhisar, birbirinden ba¤›ms›zolarak Rum Eyaleti'ne ba¤lan›rken, geri kalan nahiyeler de, co¤rafî yak›nl›k-lar›na göre bu nahiyelerden birine dahil edilmifltir. Yap›lan bu düzenleme-nin sonucunda Karahisar 14, Koyluhisar ise, yaln›zca 6 nahiyeye sahip ol-mufltur23. ‹lk dönemde, bölgenin idari taksimat›nda kullan›lan esas birimnahiyedir. Klasik Osmanl› idare sisteminin esas ünitesini teflkil eden kaza, ilkdönemde henüz mevcut de¤ildir. Ancak, bu durum bölgede kad› olmad›¤›anlam›na gelmemektedir. Yukar›da da bahsedildi¤i üzere bölgeye MevlanaSeydi Sadreddin adl› bir "kad›"n›n tayini yap›lm›fl ve gelir olarak da kendi-sine bir timar tahsis edilmifltir24.

Öyle görülüyor ki, ilk dönemde nahiye ve köyleri kaydetmek yeterli gö-rülmüfl, gelirleri toplamak üzere de, serasker ve zaim tayin edilmifltir. Bu fla-h›slar, bölgenin idarecileri konumundad›r. ‹lk dönemde, pratik ihtiyaçlaracevap vermesi dolay›s›yla bölgenin seraskerlik ve zeamet gibi birimler etra-f›nda düzenlenmesi uygun görüflmüfltür25. Selçuklu dönemine ait bu yap›lar(serasker/serleflker ve zeamet) bölgenin ilk dönemlerdeki idaresinde, Os-manl› öncesi uygulamalar›n devam›n› göstermesi bak›m›ndan kayda de¤er-dir26 .

Bölgenin, belirtilen askerî yap›lar etraf›nda düzenlenmesi, idarî yap›la-r›n ikinci planda kalmas›na neden olurken, nahiyeler aras›nda bir hiyerarflioluflturmaya ihtiyaç duyulmam›flt›r. Bu dönemde Karahisar'›n henüz devlettaraf›ndan bölgenin idare merkezi olarak belirlenmedi¤i görülmektedir.Bafllang›çtaki düzenlemeler, devletin önceli¤i, bölgenin güvenli¤inin sa¤-lanmas›na verdi¤ini düflündürmektedir. Güvenli ve istikrarl› bir ortam›n sa¤-lanmas›n›n, ekonomik ve sosyal geliflmenin ön flart› oldu¤u malumdur.

23 Karahisar'a ba¤l› nahiyeler Emlak, Kösi, Alucara ve Tuzeri, Mentefle, Güdül, Gavezit, Ge-zenger, Mindavel, Kovana, Serin, Menkufe, Eli¤i, Suflehri ve Akflehirabad; Koyluhisar'a ba¤l›nahiyeler ise Hasangerifl, Firuz, fiahneçimeni, Sisorta, Naiblü ve Yemlü'dür (Bkz. Acun, Otto-man Administration, s. 33).

24 Bkz. yukar›da dipnot 18.25 Tayyib Gökbilgin, "15 ve 16. As›rlarda Eyâlet-i Rûm", Vak›flar Dergisi, VI(1965), s. 53-54.26 Selçulku dönemindeki idarî düzeni ve kurumlar hakk›nda genifl bilgi için bkz. Tuncer

Baykara, "Türkiye Selçuklular›nda ‹darî Birim ve Bununla ‹lgili Meseleler", Vak›flar Dergisi,XIX (1985), s. 49-60. Ayr›ca bkz. Osman Turan, Türkiye Selçuklular› Hakk›nda Resmi Vesikalar.Metin Tercüme ve Araflt›rmalar, Ankara 1988.

172 FATMA ACUN

Fetih y›llar›n›n ard›ndan geçen uzun süre sonunda, XVI. yüzy›l›n ilk ya-r›s›nda (1520-1523) bölgede, klâsik Osmanl› idare düzeni olan kaza sistemi-nin kuruldu¤u görülmektedir27. ‹lgili tahrirde bölge, "Kazâ'-› Karahisar-›fiarkî" bafll›¤› alt›nda kaydedilmifltir28. "Hâshâ'-i Mirlivâ-i Karahisar-› fiarkî"kayd› da, bölgenin tamam›n›n "livâ" olarak düzenlendi¤ini göstermektedir29.Bu dönemde bölge halen Rum Eyaleti'ne ba¤l› bulunmaktad›r30. Dönemedair bilgileri ihtiva eden tahrir defterinin (TT 387), t›mar da¤›l›m›na göredüzenlenen icmal türü olmas› nedeniyle, bölgenin idarî yap›lanmas› hak-k›nda verilenlerin haricinde ayr›nt›l› bilgi içermemektedir. Yine de, bu s›-n›rl› bilgilerden Karahisar'›n kazâ, dolay›s›yla da bölgenin merkezi statüsünekavuflmufl oldu¤u sunucunu ç›karmak mümkündür. Bunun çal›flmam›zaç›s›ndan önemi ise, Karahisar'›n devlet taraf›ndan flehir statüsünde bir yer-leflim birimi olarak kabul edilmesidir. Devlet taraf›ndan Karahisar'a tan›nanbu statü, a¤›rl›kl› olarak bölgenin idaresi dolay›s›ylad›r. Oldukça fazla say›da(20) nahiyeden oluflan genifl bir sahan›n, zaim ve seraskerler yoluyla ve uzak-taki bir eyalete ba¤l› halde idaresinin etkin bir idare flekli olmad›¤›n›n, budöneme gelindi¤inde fark›na var›lm›fl olsa gerektir. Bu nedenle, bölgeiçinde düzenlemeler yap›larak, bölgenin merkezinde bulunan ve ilk dönem-den beri baz› özellikleri ile di¤er nahiyeler aras›nda yükselen Karahisar, dev-let taraf›ndan, idare merkezi olarak tercih edilmifltir. Bu tür bir tercih, Kara-hisar'›n idarî özelliklerini ön plana getirmektedir. Di¤er bir ifadeyle Karahi-sar, idarî-askerî flehirdir31. Bölgede, k›smen de olsa flehir özelliklerine sahipbaflka bir nahiye merkezinin/nefs bulunmamas›, Karahisar'a baflka fonksi-yonlar da yüklemektedir. Bunlara yeri geldikçe de¤inilecektir.

XVI. yüzy›l›n ortalar›na do¤ru bölgede idarî taksimat konusunda baz›yeniden yap›lanmalara gidildi¤i görülmektedir. 1547 tarihli ve Kanuni Sul-tan Süleyman döneminin (1520-1566) ortalar›na rastlayan üçüncü tahrir def-terinde, çok iyi düzenlenmifl bir Osmanl› idari yap›s› ortaya ç›kmaktad›r.

27 Evliya Çelebi, seyahatnamesinde Karahisar'dan bahsederken, Selim Han (Yavuz SultanSelim, 1512-1520) zaman›nda tahrir edilerek sancak beyi taht› oldu¤unu bildirmektedir (EvliyaÇelebi, Seyahatname, II, ‹stanbul 1314, s. 384). 1520-1523 tarihli tahrir defterindeki bilgilerlede teyit edildi¤i üzere bu, bölgede liva-kaza sisteminin kurulmas› anlam›na gelmektedir.

28 TT 387, s. 574.29 TT 387, s. 574.30 TT 387, s. 576.31 Ortaça¤ flehirlerini inceleyen araflt›rmac›lar, fonksiyonlar›na göre flehirleri takip eden

kategorilere ay›rm›fllard›r: siyasî (idarî ve askerî), ekonomik, ilmî ve dinî. Bu kategorilerdekiflehirler ve örnekleri için bkz. Sjoberg, Preindustrial City, s. 87-91.

OSMANLI DÖNEM‹NDE ANADOLU fiEH‹RLER‹NDEN KARAH‹SAR 173

Defterin bafl k›sm›nda bölge, "Livâ'-î Karahisar-› fiarkî olarak kaydedilmifltir32.Bu dönemde Karahisar-› fiarkî, ayn› adla an›lan livân›n merkez kazas›d›r.Bölgenin idarî yönden di¤er bir odak noktas›n› oluflturan Koyluhisar ve na-hiyeleri de, kaza birimi etraf›nda düzenlenerek Karahisar'a ba¤lanm›flt›r.Nefs-i Koyluhisar ise, civar›ndaki köylerle birlikte, nahiye-i Koyluhisar'› teflkiletmifltir. Klâsik Osmanl› düzenine göre flekillenen idarî yap›, sonuncu tah-rirde de aynen muhafaza edilmifltir. Bu defa, Karahisar-› fiarkî'nin, Arz-› RumBeylerbeyli¤i'ne ba¤l› oldu¤u belirtilmifltir33. Bu tahrirde, "Kazâ'› Karahisar-› fiarkî, nâm-› di¤er Karahisar-› Hasan D›razî" fleklinde bir kayda rastlanmak-tad›r34. Farsça'da uzun anlam›na gelen D›raz ile, bölgenin önceki idarecisi veAkkoyunlu lideri olan Uzun Hasan'›n kastedildi¤i aç›kt›r35.

Bölgenin Osmanl› idaresine geçiflinden, XVI. yüzy›l›n ikinci yar›s›na ka-dar geçen zaman içinde, ilk dönemdeki kabaca düzenlemelerden, takipeden dönemlerdeki tafsilatl› düzenlemelere do¤ru bir çizgi takip edildi¤i gö-rülmektedir. Bu çizginin dönüm noktas› ise, bölgede kaza sisteminin yerlefl-tirildi¤i, dolay›s›yla Karahisar'›n idarî flehir statüsünü kazand›¤› XVI. yüzy›l›n

32 TT 255, s. 2. XVI. yüzy›l bafllar›nda Karahisar Livâs›'n›n Rum Eyaleti'ne ba¤l› oldu¤un-dan yukar›da bahsedilmiflti. Daha sonra Erzurum Eyaleti'nin kurulmas›yla buraya transfer edil-mifltir. Fakat kesin tarih bilinmemektedir. Erzurum Eyaleti'nin, Kanuni'nin Ba¤dat Seferi (1535)s›ras›nda kurulmufl olmas›, Karahisar Livâs›'n›n bu tarihler civar›nda Erzurum Eyaleti'ne ba¤-land›¤›n› düflündürebilir. Erzurum Eyaleti'nin ihdas edilmesinin sebebi, Gökbilgin'e göre,Trabzon ve Malatya'n›n dahil edilmesiyle, Rum Eyaleti'nin haddinden büyük hale gelmesi, dola-y›s›yla idaresinin güçleflmesidir. Bu sebeple, yeni düzenlemeler yap›larak, Malatya ve civar› yeniihdas edilen Dulkad›r Eyaleti'ne, Karahisar ise, Kemah ve Bayburt'u kapsayan Erzurum Eyaleti-'ne dahil edilmifltir. Trabzon ve civar› ise, müstakil bir eyaleti teflkil etmifltir (Bkz. Tayyib Gökbil-gin, "XVI. Yüzy›l Bafllar›nda Trabzon Livâs› ve Do¤u Karadeniz Bölgesi", Belleten,XXVI/102(1962), s. 293-294; Tayyib Gökbilgin, "Eyalet-i Rum", s. 52). Di¤er yandan Suraiya Fa-roqhi de, Kanuni Süleyman döneminin bafllar›nda, Karahisar'›n Erzurum Eyaleti'ne ba¤land›-¤›n› belirtmekte, fakat kesin bir tarih vermemektedir. Bkz. "Population Rise and Fall in Anato-lia 1550-1620", Middle East Studies, 15(1979), s. 328-329.

33 TT 478, s. 2. Tahrir defterinden k›sa bir süre sonra düzenlenen 1550-1551 (H. 957-958)tarihli Sancak Tevcih Defteri'nde de Karahisar-› fiarkî Livâs›'n›n, Arz-› Rum Vilayeti'ne tabi ol-du¤u görülmektedir. Bu tarihde bölgedeki sancakbeyi, Sinan Bey adl› bir flah›st›r. Bkz. FeridunEmecen-‹lhan fiahin, "Osmanl› Taflra Teflkilat›n›n Kaynaklar›ndan 957-958 (1550-1551) TarihliSancak Tevcih Defteri", Belgeler, Türk Tarih Kurumu Belgeler Dergisi, XIX/ 23 (1998), s. 53-123.

34 TT 478, s. 22.35 Osmanl› kroniklerinde bu adla zikredilen Akkoyunlu liderinin, aradan yüzy›l gibi uzun

bir zaman geçmesine ra¤men, bölge ile birlikte an›lmas› ilginç bir durum arz etmektedir. Kro-niklerde geçen Hasan D›raz ad› için bkz. Neflrî, Kitâb-› Cihan-nümâ, yay. Faik Reflit Unat-Mehmet Altay Köymen, II. cilt, Ankara 1957, s. 813; Friedrich Giese (ed), Die AltosmanischeChronik des Afl›kpaflazade, Osnabrück, 1972, s. 170-173 ve indeks s. 241.

174 FATMA ACUN

ilk yar›s›d›r. ‹ncelenilen dönemde meydana gelen de¤iflmeler, ayn› zamanda,merkezî hükümetin temsilcileri olan idarî elitin bölgeye gelmesinin aflamala-r›d›r. ‹lk dönemde bölgede, padiflah›n adlî yetkilerinin temsilcisi olarak kad›,örfî yetkilerinin temsilcisi olarak da, alt düzeyde serasker ve zaim görülür-ken, XVI. yüzy›l bafl›nda kad›yla birlikte sancakbeyi tayin edilmifltir. Devletindaha üst düzeyde temsili anlam›na gelen bu durum, zaman içinde bölgedeidarî/askerî bir elit zümrenin olufltu¤unu göstermektedir. Bu zümreye, san-cakbeyi ve kad› ile birlikte defterlerde kayd› geçmeyen, fakat flehirde var ol-malar› gereken asayifl ve güvenli¤i sa¤lamakla sorumlu subafl› ve ases; kalededizdar, kethuda ve kale erleri gibi sair devlet görevlileri dahil olmaktad›r36.fiehirlerin geliflmesi, büyük ölçüde idareci elitin yerleflmesi ve genifllemesiile ba¤lant›l›d›r37. fiehrin ve bölgenin idaresi ile u¤raflmalar›n›n yan› s›ra, buelit zümre, bölgenin ekonomik kaynaklar›n› da kontrol etmektedir. Bölgegenelindeki üretimin vergiler yoluyla toplanmas›, maden oca¤›n›n iflletil-mesi, hammaddelerin ifllenerek mamul eflya haline dönüfltürülmesi ve pazar-lamas› için gerekli düzenlemelerin yap›lmas›, buna dahil olmaktad›r. Ayr›ca,idareci elit, flehirde yaflayan ve ziraatla u¤raflmayan esnaf, zanaatkâr ve ticareterbab› gibi gruplarla birlikte hinterlantda daha fazla üretim yap›lmas› içinuyar›c› rolü oynamaktad›r.

SOSYAL DÜZENLEMELER VE DEVLET

fiehir toplumlar›, yap›lar› itibar›yla-buna teknolojik, idarî ve sosyal yap›-lar dahil olmaktad›r-k›rdan farkl›laflmakta, hatta tezat teflkil etmektedir. Butezatl›¤a binaen, iki toplumu-flehir ve k›r-ayr› ayr› ele alan aç›klama model-leri oldu¤u gibi, birlikte ve birbiriyle ba¤lant›l› olarak inceleyen modeller demevcuttur. Bu ikinci modelde, her iki toplulu¤un birbirinden farkl› yap›larasahip oldu¤u kabul edilmekte, ayn› zamanda aralar›ndaki iliflliklere a¤›rl›kverilerek, flehirlerin izole edilmifl birimler olmad›¤›, etraflar›ndaki k›r ilebirlikte bir bütün teflkil etti¤i görüflü savunulmaktad›r38. Sanayi öncesi flehir-

36 ‹darî kadroda yer alan bu türden sivil ve askerî flah›slara, di¤er bölgelerde de rastlan-maktad›r. Örne¤in, 1530 tarihinde, Anadolu Vilayeti'nin flehirlerinde yer alan bu türden flah›s-lar ve say›lar› hakk›nda bkz. Mehdi ‹lhan, "The Ottoman Province of Anatolia in 1530: Introdu-cing "438 Numaral› Muhasebe-i Vilayet-i Anadolu Defteri (937/1530)" Kütahya, Karahisar-› Sa-hib, Sultan-önü, Hamid ve Ankara Livalar›", Al- Manarah, 3/1(1996), s. 125-127. Bu türden gö-revliler ve sorumluluklar› hakk›nda bkz. Ergenç, Ankara ve Konya, s. 61-89.

37 Sjoberg, Preindustrial City, s. 68-69.38 fiehir ve k›r›n birbirinden farkl› oldu¤u görüflü daha çok flehirlerin sosyal yap›lar›n› ça-

l›flanlar aras›nda hakim olurken, birbiriyle ba¤lant›l› bir bütün oldu¤u görüflü ise flehirlereekonomik ve ticarî aç›laradan yaklaflanlar taraf›ndan ra¤bet görmektedir. Bu ve flehirler konu-

OSMANLI DÖNEM‹NDE ANADOLU fiEH‹RLER‹NDEN KARAH‹SAR 175

leri tan›mada daha aç›klay›c› olan bu ikinci yaklafl›m, Karahisar örne¤ini ça-l›flmak için de uygun görünmektedir.

Farkl›l›k aç›s›ndan bak›ld›¤›nda, flehirleri k›rdan ay›ran en belirginözellikler büyüklü¤ü, nüfus yo¤unlu¤u, heterojen yap›ya sahip olmalar› ve zi-raat d›fl› alanlara yönelen nüfusu bar›nd›rmalar›d›r. Yine, k›rdan farkl› ola-rak, flehirler iyi tan›mlanm›fl s›n›f yap›s› ile yafl, cinsiyet ve mesle¤e göre be-lirlenen ifl bölümüne sahip yerleflim birimleridir. fiehirlerin tan›mlanma-s›nda veya k›rdan ay›rt edilmesinde kullan›lan bu ideal kriterler karfl›s›nda,bunlara ulaflmak üzere, devletin takip etti¤i politikalar ve gerçeklefltirdi¤isosyal düzenlemeler afla¤›da incelenmektedir.

Osmanl› ülkesinin do¤usunda yer alan Karahisar bölgesi, uzun süreuç/s›n›r olma özelli¤ini korumufltur. Koyluhisar 1461, Karahisar ise 1476 y›-l›nda Osmanl› topraklar›na kat›lm›flt›r. Do¤usundaki Bayburt'un 1507 ve gü-neyindeki Kemah'›n 1515 tarihlerinde fethine kadar "s›n›r bölgesi" olmaözelli¤ini devam ettiren Karahisar, bu tarihten itibaren "iç bölge" halinegelmifltir. ‹lk dönemlerdeki s›n›r konumu dolay›s›yla Karahisar, do¤uya ya-p›lan seferlerde askerî üs olarak kullan›lm›flt›r39. S›n›r konumu, bölgeninuzun süre Osmanl›-Akkoyunlu rekabetine sahne olmas›na yol açarken, ma-hallî halk› da olumsuz yönde etkilemifltir. Bu arada, s›n›r toplumlar›n›n birözelli¤inden de bahsetmek gerekmektedir: Bunlar entegrasyona aç›k, hete-rojen ve yarat›c› toplumlard›r40. Karahisar-› fiarkî bölgesi genelinde ve Ka-rahisar özelinde böyle bir toplumla karfl› karfl›ya bulunuldu¤u öncelikle be-lirtilmelidir.

sunda gelifltirilen di¤er teorik yönlendirmeler konusunda bkz. Sjoberg, Preindustrial City, s.13-18.

39 I. Selim, 1514 tarihinde Çald›ran Muharebesi'nde fiah ‹smail'i yendikten sonra, askerîmühimmat› Karahisar-› fiarkî kalesinde b›rakarak, k›fl› geçirmek üzere Amasya'ya geçmifltir. Er-tesi y›l da Kemah Kalesi'ni fethetmifltir. Ard›ndan Karahisar, Bayburt ve yeni al›nan Kemahsancaklar›n›n idaresini B›y›kl› Mehmed Pafla'ya vererek, onu "serhaddin muhafazas›" ile görev-lendirmifltir (‹smet Miro¤lu, Kemah Sanca¤› ve Erzincan Kazas› 1520-1566, Ankara 1990, s. 7-8). Bu bilgiler, iç-bölge haline gelmesine ra¤men, Karahisar-› fiarkî'nin hâlâ s›n›r statüsünde vedolay›s›yla güvenli¤i öncelikli olarak sa¤lanmas› gereken yerlerden oldu¤unu göstermektedir.B›y›kl› Mehmed Pafla'n›n Karahisar ve civar bölgelerdeki faaliyetleri hakk›nda bkz. Mehdi ‹lhan,"B›y›kl› Mehmed Pafla", Türkiye Diyanet Vakf› ‹slâm Ansiklopedisi, VI, s. 116-117; Mehdi ‹lhan,"B›y›kl› Mehmed Pafla'n›n Do¤u Anadolu'daki Askerî Faliyetleri", Türk Tarih Kongresi, Bildiri-ler, IX(1988), s. 808-809.

40 Tekeli, "Evolution of Spatial Organization", s. 245-246. Selçuklular›n Bizans ucunda ta-rih sahnesine ç›kan Osmanl›lar, bu türden yap›ya sahip bir toplumdular. Krfl. Cemal Kafadar,Between Two Worlds The Construction of the Ottoman State, University of California Press,Berkley-Los Angles 1995.

176 FATMA ACUN

‹lk tahrirde (TT37), bölgedeki köylerin yaklafl›k %38'inin ve mezraala-r›n %45'inin bofl veya terkedilmifl (harab veya haricden) olarak kaydedil-mesi, fetih s›ras›nda bölgenin oldukça tahrip olmufl bir manzaras›n› sunmak-tad›r41. Bölgedeki nahiyelerin hemen hemen tümünde de¤iflik derecelerdegörülen bu tahribata Karahisar nahiyesinde rastlanmamas› dikkat çekicidir42.‹lk dönemde, "Kasaba-i Kebfuniye" ad›yla kaydedilen Karahisar'›n, Müslimve gayrimüslimlerden meydana gelen heterojen bir nüfus yap›s›na sahip ol-du¤u görülmektedir. 70 nefer (63 hane, 7 mücerred) Müslim ve 180 nefer(152 hane, 28 mücerred) gayrimüslimden meydana gelen kasaba toplumu,bu dönemde iki ayr› cemaat halinde yaflamaktad›r. Toplam 250 haneye varannüfusu ile bölgedeki en büyük ve yo¤un nüfuslu yerleflim birimi buras›d›r(Bkz. Tablo 2). fiehirlerin en belirgin özelliklerinden olan meslekî iflbölümühakk›nda defterlerde veri mevcuttur. Yukar›da, idarî düzenlemelerin eleal›nd›¤› k›s›mda da belirtildi¤i üzere, ilk dönemde kasabada kad›, serasker,zaim, dizdar, kethüda v.s. gibi kimselerden meydana gelen küçük çekirdekidareci zümre mevcuttur. Müslümanlar aras›nda el-muaf kategorisi alt›ndas›ralanm›fl 16 kiflilik bir mülaz›mân grubu da bulunmaktad›r43. Karahisar'-daki camide imam, hatib, müezzin v.s. olarak görevlendirilen bu flah›slar ara-s›nda bir tane de ahi-zâde görülmektedir. Din ve e¤itimle ilgili görevlileraras›na dahil edebilece¤imiz bu gruba ilaveten üç flah›s da mütekaid sipahiolarak kaydedilmifltir. ‹dare, din ve e¤itim ifllerini üstlenen bu flah›slar, ka-sabadaki elit tabakay› oluflturmaktad›r. Kasabay› ve ayn› zamanda bölgeyikontrol eden bu tabaka, kale ve civar›na yerleflmifltir. Geriye kalan normalreaya ise, bu merkezin çevresinde yaflamaktad›r44. Defterdeki vergilerdenanlafl›ld›¤› üzere, normal reaya aras›nda ticaretle u¤raflan flah›slar oldu¤ugibi, mum yap›m› ve kumafl boyac›l›¤› iflleriyle u¤raflan meslekî profesyonel-ler de bulunmaktad›r. Kalan reaya ise, çift resmi kategorileri dahilinde çift,ekinlü, bennâk vs. olarak tasnif edilmifltir. ‹lk dönemde rastlanan ve Osman-l›lar'›n ilk düzenlemelerini yans›tan, nüfusun çeflitli kategorilere göre tas-

41 Acun, Ottoman Administration, s. 62-63.42 Bu durum, belki de, Karahisar'›n fetih flekli ile ilgilidir. Kemalpaflazade'nin bildirdi¤ine

göre, fazla muharebe yap›lmadan, kale komutan› Dara Bey aman dileyerek teslim olmufltur.Kasaba halk›n› yerinde b›rakan Osmanl›lar, bin kadar askeri kalede b›rakarak bölgeden ayr›l-m›fllard›r. Bkz. Colin Imber, The Ottoman Empire 1300-1481, The Isis Press, ‹stanbul 1990, s.217.

43 "El-muaf mülaz›mân-› câmi' der nefs-i Kebfuniye kadîmlik yurtlar›yla", TT37, s. 820.44 Evliya Çelebi, 17. yüzy›lda flehirde dokuz mahalle bulundu¤unu, bu mahallelerin kale-

nin varofllar›nda yer ald›¤›n› bildirmektedir (Evliya Çelebi, Ayn› eser, II, s. 82).

OSMANLI DÖNEM‹NDE ANADOLU fiEH‹RLER‹NDEN KARAH‹SAR 177

nifi, meslekî ifl bölümünün varl›¤› ve heterojen bir etnik yap›da olmas›, ka-saban›n ileride tam teflkilatl› bir flehre dönüflmesi için gerekli sosyal alt yap›yasahip oldu¤unu göstermektedir45.

XVI. yüzy›l›n ilk yar›s›nda bölgede meydana gelen de¤iflmelere yönelikfazla bilgi mevcut olmamas› nedeniyle-bu döneme ait özet bilgi ihtiva edenyaln›zca icmal türü defterler günümüze ulaflm›flt›r-ilk dönemde yap›lan dü-zenlemeleri takip etmek mümkün olmamaktad›r. fiu kadar›n› belirtmektefayda vard›r, nefs-i Karahisar halk›, halen Müslim ve gayrimüslim cemaatlerihalinde yaflamaktad›r. Cemaatlerden Müslim nüfus 84 hane 18 mücerredegayrimüslim nüfus ise 213 hane, 34 mücerrede ulaflm›flt›r (bkz Tablo 3)46.Müslüman cemaatin içinde 16 hanelik bir mülaz›man grubu da kaydedil-mifltir. Bu grup, Karahisar'da bulunan câmide, Perflembe ve Cuma günle-rinde Kur'an okumalar› karfl›l›¤›nda tasarruflar›ndaki ba¤lar›n ve bahçelerinbehre (öflür anlam›ndad›r) ve rüsumu ile avar›z vergilerini ödememekte-dir47. Bu dönemde kale görevlilerinin say›s›, 191'i kale erleri olmak üzeretoplam 279'dur48. Toplam 349 neferden müteflekkil kasaba nüfusuna ol-dukça yak›n olan bu say›, kasaban›n bölgenin güvenli¤inin sa¤land›¤› yerolmas› dolay›s›yla, askerî fonksiyonunu ön plana ç›karmaktad›r. Ayr›ca ka-lede, yak›nlardaki madenci köylerde ç›kar›lan flab›n depolan›p sakland›¤›n›da akla getirmektedir49. Defterlere fazla yans›mamas›na ra¤men, Karahisarile civardaki madenci köyler aras›nda yak›n ba¤lant›lar›n oldu¤u muhakkak-t›r. Yine, yak›nlardaki köylerden birinin tüm halk›, flehirde bulunan hamam,kale, suyolu ve suyuna hizmete tayin edilmifltir50. fiehrin bak›m› ve halk›naçeflitli hizmetler sunulmas› için gerekli tedbirlerin al›nmas› anlam›na gelen

45 Karahisar'daki nüfus kategorilerinin (vergi ödeyen ve ödemeyenler buna dahildir),di¤er baz› Anadolu flehirlerine göre oldukça sade oldu¤u göze çarpmaktad›r. Bu hususla ilgiliolarak Anadolu vilayetindeki flehirlerin nüfusu ve nüfus kategorileri aras›nda mukayeseler içinbkz ‹lhan, "Ottoman Province of Anatolia", s. 132-140.

46 TT387, s. 574.47 TT387, s. 575'deki kay›t flöyledir:"Mülaz›mân-› câmi' der nefs-i Kebfuniye, Cuma gün ve

Düflenbe gün bir cüz Kur'an tilâvet idüp gâh olur iki cüz olur tasarruflar›nda olan ba¤lar›n›n vebahçelerinin ve yerlerinin behrelerin ve avâr›zlar›n viregelmemifller, edâ-› hizmet eylemeyenle-rin behreleri ve rüsûmlar› ve avâr›zlar› al›na".

48 TT387, s. 574. ‹lgili k›s›mda, kalede bulunan silahlar, zahire v.s. de kaydedilmifltir. Ev-liya Çelebi, (Ayn› eser, II, s. 384) kalede yüz elli kadar timarl› askerin oldu¤unu bildirmektedir.17. yüzy›l için verilen bu rakam›n gerçek olup olmad›¤›n› tespit etme imkan›na sahip de¤iliz.Ancak, fethin ard›ndan, Kemalpaflazade'nin bildirdi¤ine göre, kalede bin kadar asker görevlen-dirilmifldir(bkz. yukar›da dipnot 42).

49 Evliya Çelebi, kalenin muhkem bir yer oldu¤unu, gece ve gündüz muhaf›zlar›n bekledi-¤ini çünkü, Karadeniz'e yak›n köylerin halk›n›n, Kazaklar›n korkusundan k›ymetli eflyalar›n›kaleye saklad›klar›n› anlatmaktad›r. Bkz. Evliya Çelebi, Ayn› eser, II, s. 385.

50 TT387, s. 579'daki ilgili kay›t aynen flöyledir:"Karye-i Alt Kebfuniye'de binâ olan hama-m›n ve flehrin ve kal'an›n suyolunun meremmetine ve suyuna hizmet idüp ve bir yarâr at› es-bâb› ile sefer vâki' oldukda eflkünci virüp avâr›z-› divaniyyeden emînlerdir".

178 FATMA ACUN

bu durum, ayn› zamanda flehir ve çevresi/k›r aras›ndaki yak›n iliflkinin ör-neklerindendir.

XVI. yüzy›l›n ortalar›na do¤ru (1546), Karahisar büyük de¤ifliklikleresahne olmaktad›r: ‹lgili tahrir defterinde (TT 255), resm-i çift kategorilerinegöre tasnif edilen flehir halk›n›n, mahalleler halinde düzenlendi¤i görül-mektedir. Mahallelerin teflekkülü, daha düzenli bir sosyal hayat›n varl›¤›n›göstermektedir. ‹slâm flehirlerinin en önemli özelli¤i olan etnik ve dinî grup-lara göre semtlere ayr›lma durumuna Karahisar'da da rastlanmaktad›r51. Budönemde, Müslüman nüfus, Balaban ve Hac› Halim adl› iki mahallede ya-flarken, gayrimüslim nüfus Suva, Miyane, Güngörmez, Kilise ve Doka adla-r›ndaki befl mahallede sakin bulunmaktad›r. Belirgin bir etnik ve dinî ayr›m›yans›tan bu ayr› yaflama gelene¤i, heterojen yap›ya sahip flehirlerin özelli¤i-dir. Müslim ve gayrimüslim nüfusun bir arada yaflad›¤› kar›fl›k mahalleler Ka-rahisar'da mevcut de¤ildir52.

‹lgili kay›tlar incelendi¤inde, özellikle Müslüman mahallelerin meydanageliflleri hakk›nda fikir edinmek mümkün olmaktad›r. Hac› Halim mahal-lesi sakinleri aras›nda, Hac› Halim o¤lu Ahmed ve Ebu'l-Kas›m adlar›nda ikisipahi-zâdeye rastlanmaktad›r. Ad›ndan ve o¤ullar›n›n statülerinden anlafl›l-d›¤› üzere, Hac› ve sipahi olan Halim adl› bu flah›s etraf›nda bir mahalle te-flekkül etmifltir. Di¤er Müslüman mahallesi ise, Balaban adl› mescit çevre-sinde flekillenmifltir. Mahalle sakinleri aras›nda Balaban mescidinde görevlibir imam ve iki müezzine rastlanmaktad›r. Mahallî halk›n camiler veya mes-citler etraf›nda toplanarak buralarda yerleflim birimleri oluflturmas›, Müslü-man toplumlarda görülen genel bir özelliktir53. Gayrimüslim mahallelerinin

51 Ayr› yaflama ‹slâm ve Osmanl› flehirlerinin genel bir karakteristi¤i olmakla beraber, budurum flehirdeki etnik ve dinî gruplar›n birbirlerinden tamamen ayr› ve kapal› cemaatler ha-linde yaflad›klar› anlam›na gelmemektedir. Bu konu ve Osmanl› flehirlerinde mahallenin fonksi-yonu konusunda genifl bilgi için bkz. Özer Ergenç, "Osmanl› fiehrindeki "Mahalle"nin ‹fllev veNitelikleri Üzerine", Osmanl› Araflt›rmalar›, IV(1984), s. 69-78.

52 Genelde, gayrimüslimlerin küçük yerleflim birimlerinde ço¤unlu¤u oluflturduklar›, bü-yük yerleflim birimlerinde (kasaba ve flehirlerde) ayr› mahallelerde yaflad›klar›, mahallelerde birarada yaflaman›n ise belirgin bir hayat tarz› olmad›¤› görülmektedir. Örne¤in, Canik Sanca¤›-'nda, elli neferden az nüfusa sahip yerleflim birimlerinde gayrimüslimler ço¤unlu¤u teflkil et-mektedirler. Bkz. Mehmet Öz, XV ve XVI. Yüzy›llarda Canik Sanca¤›, Türk Tarih Kurumu Ya-y›n›, Ankara 1999, s. 71. Karahisar'a komflu olan Harput Sanca¤›'n›n merkezinde ise, flehirdekiMüslümanlar 14, gayrimüslimler 4 mahallede oturmakta, kar›fl›k nüfusun bir arada yaflad›¤›mahalleler bulunmamaktad›r. Bkz. Mehmet Ali Ünal, XVI. Yüzy›lda Harput Sanca¤› (1518-1566) , Türk Tarih Kurumu Yay›n›, Ankara 1989, s. 62-63.

53 Mahallelerin bu flekilde adland›r›lmas› gelene¤ine Anadolu'nun pek çok yerinde rast-lanmaktad›r. Örne¤in, 1540 tarihinde Diyarbak›r flehrindeki mahallelerin tamam›n›n adlar›n›mescit veya cami adlar›ndan ald›¤› görülmektedir. Bu konuda bkz. Mehdi ‹lhan, "Onalt›nc›As›rda Diyarbak›r fiehrinin Nüfusu ve Mahallelere Da¤›l›m›", Ziya Gökalp Dergisi, 62 (1991), s.53. ‹badet yerleri olmalar›n›n yan› s›ra cami ve mescitler, merkezden gelen haberlerin duyurul-

OSMANLI DÖNEM‹NDE ANADOLU fiEH‹RLER‹NDEN KARAH‹SAR 179

teflekkülü hakk›nda fikir yürütmek mümkün olmasa da, konumlar› hak-k›nda baz› tahminlerde bulunmak mümkün olmaktad›r: Mahalle-i Miyane,ad›ndan da anlafl›laca¤› üzere, flehrin ortalar›nda bir yerde bulunmaktad›r.Güngörmez mahallesinin, flehrin günefl almayan taraf›nda yer ald›¤›; Kilisemahallesinin ise gayrimüslimlerin ibadet yeri olan kilise etraf›nda teflekkületti¤i söylenebilir. Suva ve Doka adl› mahalleler hakk›nda bir tahminde bu-lunmak flimdilik mümkün görünmemektedir.

Bu dönemde, Hac› Halim mahallesinde 44 hane (bunlardan 6's› sâdât-d›r) ve 5 mücerred, Balaban mahallesinde ise 43 hane ve 4 mücerreddenibaret Müslüman nüfus bulunmaktad›r. Bunlar›n haricinde, II. Mehmed veYahya Bey camilerine hizmet eden 27 ve 6 kifli olmak üzere toplam 33 kiflilikiki mülaz›man grubu da mevcuttur. Bu suretle, flehirdeki Müslüman nüfus,120 hane ve 9 mücerred olmak üzere 129 nefere ulaflmaktad›r (bkz Tablo4). Bu arada, Müslümanlar aras›nda ön plana ç›kan bir özellikten bahsetmekgerekmektedir. Oldukça dikkate de¤er say›da flah›s, flehirde bulunan cami,mescit, suyolu v.s. nin bak›m› veya çeflitli hizmetlerde bulunmalar› karfl›l›-¤›nda avar›z türü vergilerden muaf tutulmufllard›r54. Gayrimüslim mahalle-leri nüfus itibar›yla daha kalabal›kt›r. En büyü¤ünde 78 (Doka), en küçü-¤ünde 59 (Kilise) neferin yaflad›¤› mahallelerdeki nüfus 265 hane ve 79 mü-cerred olmak üzere toplam 344 nefere ulaflmaktad›r (bkz. Tablo 4). Müslü-man nüfusun üç kat›na yak›n olan bu say› ile gayrimüslimler, ilk dönemdekisay›ca üstünlüklerini korumaktad›r. Gayrimüslim nüfus yak›ndan incelendi-¤inde, aralar›nda birbiriyle akraba olan 5 flahs›n-bir baba ve dört o¤ul- KaniKöprüsü'nü tamir etmeleri karfl›l›¤›nda avâr›z-› divâniye ve tekâlif-i örfiyedenmuaf tutuldu¤u görülmektedir. Bunlar›n d›fl›nda kalede haddad olarak çal›-flan iki, madende ve yine Kani köprüsünde görev yapan birer flah›s daha avâ-r›zdan muaf tutulmufllard›r55. Gayrimüslimler aras›nda 5 ve Müslümanlararas›nda mülaz›mânlarla (bunlar 33 kiflidir) birlikte say›lar› 65 olan muaflar,normal flehir nüfusu aras›nda imtiyazl› grubu teflkil etmektedir (Bkz Tablo4). Müslüman nüfusa, daha çok da dinî görevleri dolay›s›yla bahfledildi¤i gö-rülen imtiyazl› statüsü-Müslümanlar›n yaklafl›k yar›s› bu statüdedir-onlar›desteklemek ve flehri cazip hale getirerek nüfus çekmek için devlet taraf›n-dan bu derece genifl tutulmufl olmal›d›r.

du¤u, toplant›lar›n yap›ld›¤› yerlerdir. Cami ve mescitlerin fonksiyonlar› hakk›nda genifl bilgiiçin bkz. Ergenç, Ankara ve Konya, s. 151. Ayr›ca bkz. Oleg Grabar, "The Architecture of theMiddle Eastern City from Past to Present: The case of the Mosque", Middle Eastern Cities, IraLapidus (ed.), University of California Press, Berkeley-Los Angelos 1969, s. 26-46.

54 TT 255, s. 10-11'de ilgili örnekler mevcuttur.55 TT255, s. 11-13.

180 FATMA ACUN

fiehrin, yaln›zca Müslümanlara de¤il, gayrimüslimlere de cazip geldi¤isöylenebilir. XVI. yüzy›l›n ikinci yar›s›nda (1569), flehirde beliren yerleflimmodelinden bu sonuca varmak mümkündür. Bu dönemdeki flehir nüfusunabak›ld›¤›nda, her iki cemaatin de, say›ca artt›¤› ve mevcut gruplar›n daha daçeflitlendi¤i görülmektedir. Müslüman mahalleleri olan Hac› Halim mahal-lesinde 79 hane ve 19 mücerred; Balaban mahallesinde ise 82 hane ve 16mücerred bulunmaktad›r. Bu say›lar, bir önceki deftere göre yaklafl›k ikiyekatlanm›fl bir art›fl› yans›tmaktad›r. Durum, gayrimüslim mahalleleri için deafla¤› yukar› ayn›d›r. Suva'da 49 hane, 65 mücerred; Miyane'de 64 hane,(mücerred yok); Güngörmez'de 79 hane 30 mücerred; Kilise'de 72 hane 27mücerred ve Doka'da 125 hane (mücerred yok) bulunmaktad›r. Nüfusu69'dan 64'e düflen Miyane haricindeki gayrimüslim mahallelerinin baz›la-r›nda iki kat›na varan art›fl kaydedilmifltir. Bu suretle toplam gayrimüslim nü-fus 516 nefere ulaflmaktad›r (bkz. Tablo 3 ve 4). fiehir nüfusunda görülen buart›fl›n nedeni nedir? Devletin bunda bir rolü var m›d›r?

Döneme ait tahrir defterindeki (TT478) bir kay›t bu konuya aç›kl›k ge-tirmektedir. ‹lgili kayda göre, flehir halk›n›n tamam›-Müslim ve gayrimüslimay›rt edilmeksizin-flehirde bir tak›m hizmetler görmelerinin karfl›l›¤›nda,avâr›z ve tekâlif-i örfiyeden muaf tutulmufllard›r. Bu kay›tta, bir önceki dö-nemde flehir halk› aras›ndan 50 Müslüman ve 100 gayrimüslim hanenin ayn›göreve tayin edildi¤i, fakat bu say› yeterli olmad›¤› için, flehrin tamam›n›ngöreve dahil edildi¤i bildirilmektedir56.

‹lk tahrirde yaln›zca bir k›s›m Müslüman halka s›n›rl› olan, takip edentahrirde biraz daha geniflletilen ve son iki tahrirde, flehir halk›n›n giderektamam›n› kapsayan vergi muafiyeti ba¤›fllaman›n, devlet taraf›ndan sistemlive uzun dönemde benimsenen bir politika oldu¤u görülmektedir. Bu kadargenifl muafiyeti çok say›da kifliye ba¤›fllaman›n amac›, flehri mevcut halk içinrahat yaflan›l›r hale getirirken, haricdekiler için de cazip hale getirerek nüfusçekmek olmal›d›r. Nitekim son defterde, gayrimüslimler aras›nda Erzincanî,Trabzonî, Sivasî lâkaplar›yla kay›tl› on yedi hane görülmektedir. An›lan böl-gelerden geldi¤i belli olan ve ço¤unlukla Suva mahallesinde yaflayan bu fla-h›slar en az bir-iki o¤ul ile birlikte kaydedilmifltir. Akrabal›k ba¤lar›n›n ol-

56 TT478, s. 22'deki kay›t aynen flöyledir:"Nefs-i flehirde olan Müslümanlardan elli hâne vekâfirlerden yüz hâne madem ki Kal'a-› Karahisar'da olan ambarlara ve cebehane mahzenlerineve flehirde olan sarayda hizmet edeler, avâr›zdan emin olalar deyü defter-i atîkde mukayyed oluplâkin zikr olan eflhas-› mezkûr hizmetde muinet olub ol kadar kimesne uhdesinden gelmeme-¤in ihbar-› ... olmayub hâliyâ cümle ehl-i flehr ber vech-i meflrûh üzere anbarlara ve cebehanemahzenlerine ve flehirde olan sarayda ve kal'aya giden yolun meremmetin idüp avâr›z ve tekâ-lif-i örfiyeden emin olmak üzere defter-i cedîde kayd olund›".

OSMANLI DÖNEM‹NDE ANADOLU fiEH‹RLER‹NDEN KARAH‹SAR 181

dukça s›k› oldu¤u anlafl›lan Suva mahallesi, flehre yeni gelenlerin ikamet ye-ridir57.

Yukar›da, nüfusun art›fl›yla birlikte çeflitlendi¤inden de bahsedilmiflti.Bu son dönemde, Müslümanlar aras›nda flehirde, bafllang›çtan beri mevcutolan mülaz›manlar›n say›s› 60'a ç›karken, bir önceki tahrirde Hac› Halimmahallesi sâkinleri aras›nda kaydedilen 6 sâdât (Peygamber'in soyundan ge-lenler)'›n say›s› 11'e yükselmifl ve ayr› bir grup halinde kaydedilmifltir. ‹lktahrirde yaln›zca 1 kifli olan, takip eden defterlerde rastlanmayan ahi-zâdeise, son tahrirde 5 kiflilik bir grup halinde ve Ahi ‹hvanan kayd› alt›nda kar-fl›m›za ç›kmaktad›r. Bunlardan baflka, ayr›ca, 5 kiflilik bir gayrimüslim cebeci-yan grubu da bulunmaktad›r58. Belirtilenlerin haricinde, flehir nüfusu ara-s›nda çeflitli dinî (müezzin, hatib, imam vs.) ve di¤er türlü (haddad, ferraflvs.) meslekleri icra edenler de yer almaktad›r. Say›lar› toplam 119'a ulaflanbu gruplar, dönemin bafl›ndan beri flehirdeki imtiyazl› grubu oluflturmakta-d›r (bkz. Tablo 4). Zaman içerisinde idarî-askerî grubun yan› s›ra, Karahisar-'da, din ve e¤itimle ilgili elit bir zümrenin teflekkül etti¤ini gösteren bu du-rum, ayn› zamanda Karahisar'›n kasabadan flehire do¤ru geliflme çizgisiniyans›tmaktad›r59. Di¤er kriterlerin yan› s›ra, Faroqhi'nin koydu¤u limitleregöre, 400'ün üzerinde vergi nüfusuna sahip yerleflim birimleri flehir (küçükölçekli flehir) olarak nitelendirilmektedir60. Karahisar bu nüfus düzeyineancak, XVI. yüzy›l›n ortalar›na do¤ru ulaflabilmifltir61. fiehir nüfusu Ö. L.Barkan'›n teklif etti¤i flekilde hesapland›¤›nda da Karahisar'›n mütevazi birflehir oldu¤u gözlenmektedir (bkz Tablo 1)62.

57 XVI. yüzy›lda, Akdeniz dünyas› ile birlikte Anadolu'da büyük ölçüde nüfus art›fl› mey-dana geldi¤i ve ayn› yüzy›l›n ikinci yar›s›ndan itibaren artan k›rsal nüfusun flehirlere göç etmeyebafllad›¤› bilinen bir olgudur. Köylerden flehirlere göçün daha erken tarihlerde gerçekleflmeyebafllad›¤› durumlar da mevcuttur. Örne¤in 1518-1568 tarihleri aras›nda gayrimüslim nüfusunda%235.3'lük bir art›fl görülen Diyarbak›r flehri, XVI. yüzy›l›n ilk yar›s›ndan itibaren göç almayabafllam›flt›r. Bu konuda bkz. ‹lhan, "Diyarbak›r fiehri", s. 55-56.

58 TT478, s. 27. "Cebeciyan ... zikr olan bu befl nefer kimesneler mademki Kal'a-› Karahi-sarda olan cebelere ve tüfenklere meremmim laz›m oldukca meremmim ideler avar›z-› divaniyyeve tekalif-i örfiyye ve ispençeden muaf olalar".

59 fiehirlerde rastlanan meslek gruplar›na örnek olarak Diyarbak›r flehri için bkz. Mehdi‹lhan, "XVI. Yüzy›l›n ‹lk Yar›s›nda Diyarbak›r fiehrinin Nüfusu ve Vak›flar›: 1518 ve 1540 TarihliTapu Tahrir Defterlerinden Notlar", Tarih Araflt›rmalar› Dergisi, XIV/26 (1994), s. 48-49.

60 Faroqhi, Towns and Townsmen of Ottoman Anatolia, s. 10-12.61 Anadolu'daki flehir a¤›n› inceledi¤i çal›flmas›nda Faroqhi ve Erder, flehirleri nüfus

(nefer) esas›na göre hiyerarfliye tabi tutmaktad›r. Bu hiyerarflinin en alt kademesinde yer alanKarahisar, 400-999 vergi nüfusuna sahip, küçük ölçekli flehir kategorisine girmektedir. Bkz. Su-raiyya Faroqhi, "The Development of the Anatolian Urban Network During the Sixteenth Cen-tury", Journal of Economic and Social History of the Orient, 23/3(1980), s. 265-303, s.273'deki haritaya bkz.

62 Barkan'›n teklif etti¤i metoda göre, hane say›s› 5 rakam› ile çarp›lmakta, elde edilen ra-kama, tahrire dahil edilmeyen idarî ve askerî vazifeliler için %10 eklenmekte, böylece toplam

182 FATMA ACUN

Müslüman ve gayrimüslimlerden meydan gelen heterojen yap›s›, döne-min bafl›ndan itibaren giderek artan nüfusu ve bu nüfus içerisinde belirenmeslekî farkl›laflmalar, iflbölümü ve tabakalaflma ile Karahisar, merkeziniyapt›¤› k›rdan farkl›, fakat onunla ba¤lant›l›, tam manas›yla flehir karakte-rinde bir yerleflim birimi haline gelmifltir. Bu geliflmenin bütün aflamalar›ndadevletin teflvik unsuru olarak vergi muafiyeti politikas› takip ederek, flehri ya-k›n ve hatta uzak çevrede yaflayanlara cazip hale getirdi¤i söylenebilir. Devle-tin bu yaklafl›m›n›n, kasabada yaflayan halk›-meslekî ve di¤er yönlerden-çeflit-lendirerek, flehirlere has, karmafl›k bir toplum yap›s› meydana getirme ama-c›ndan kaynaklanm›fl olmas› muhtemeldir. Nitekim, zaman içinde flehirdede¤iflik meslek ve tabakalara mensup insanlar yaflamaya bafllarken, mevcutgruplar›n da say›lar› artm›flt›r. fiehirde, devlet eliyle yap›lan zorunlu iskâna,yani sürgüne dair bir delile rastlanmamaktad›r. Di¤er yandan, nüfus art›fl›-n›n yaln›zca do¤al art›flla aç›klanmayacak kadar fazla oldu¤u da aç›kt›r. Budurumda, bölge dahilinde gerçekleflen bir nüfus hareketlili¤inden söz etmekmümkün olabilmektedir. Civar köylerden birinin halk›n›n flehirde çeflitlihizmetler görmek üzere tayin edilmesi, bu tür hareketlili¤i yaratan f›rsatlar-dan biri olarak de¤erlendirilebilir63.

nüfusa ulafl›lmaktad›r. Bu hususda bkz. Ömer L. Barkan, "Tarihi demografi Araflt›rmalar› veOsmanl› Tarihi", Türkiyat Mecmuas›, X(1951-53), s. 12. Karahisar'›n nüfusunu, XVI. yüzy›ldabaz› Anadolu flehirlerinin nüfuslar›na dair rakamlarla karfl›laflt›rmak için bkz. ‹lhan, "Diyarbak›rfiehrinin Nüfusu", s. 66-67.

63 Bkz. yukar›da dipnot 50.

OSMANLI DÖNEM‹NDE ANADOLU fiEH‹RLER‹NDEN KARAH‹SAR 183

TTTTaaaabbbblllloooo 1111: Karahisar'›n nüfusu (Hane x 5 +%10)

TTTTaaaarrrriiiihhhh MMMMüüüüsssslllliiiimmmm GGGGaaaayyyyrrrriiiimmmmüüüüsssslllliiiimmmm TTTTooooppppllllaaaammmm ++++ %%%%11110000 GGGGeeeennnneeeellll TTTTooooppppllllaaaammmm1485 315 760 1075 107,5 1182,51520 420 1065 1485 148,5 1633,51547 600 1325 1925 192,5 2117,51569 1170 1970 3140 314 3454

TTTTaaaabbbblllloooo 2222: Karahisar'›n nüfusu (nefer olarak)TTTTaaaarrrriiiihhhh MMMMüüüüsssslllliiiimmmm GGGGaaaayyyyrrrriiiimmmmüüüüsssslllliiiimmmm TTTTooooppppllllaaaammmm ((((nnnneeeeffffeeeerrrr))))1485 70 180 2501520 102 247 3491547 129 344 4731569 269 516 885

TTTTaaaabbbblllloooo 3333: 1485-1569 tarihleri aras›nda Karahisar'da nüfus kategorileri

MMMMüüüüsssslllliiiimmmm GGGGaaaayyyyrrrriiiimmmmüüüüsssslllliiiimmmm

TTTTaaaarrrriiiihhhh HHHHaaaannnneeee MMMMüüüücccceeeerrrrrrrreeeedddd TTTTooooppppllllaaaammmm HHHHaaaannnneeee MMMMüüüücccceeeerrrrrrrreeeedddd TTTTooooppppllllaaaammmm ((((nnnneeeeffffeeeerrrr))))

1485 63 7 70 152 28 180

1520 84 18 102 213 34 247

1547 120 9 129 265 79 344

1569 234 35 269 394 122 516

TTTTaaaabbbblllloooo 4444: Nüfusun mahallelere göre da¤›l›m›1111555544447777 1111555566669999

HHHHaaaannnneeee MMMMüüüücccceeeerrrrrrrreeeedddd TTTTooooppppllllaaaammmm HHHHaaaannnneeee MMMMüüüücccceeeerrrrrrrreeeedddd TTTTooooppppllllaaaammmmHac› Halim 44 5 49 79 19 98Balaban 43 4 47 82 16 98Cemaatler 33 -- 33 73 -- 73Suva 53 14 67 49 65 114Miyane 49 20 69 64 -- 64Güngörmez 51 20 71 79 30 109Kilise 49 10 59 72 27 99Doka 63 15 78 125 -- 125Cemaatler -- -- -- 5 -- 5

184 FATMA ACUN

TTTTaaaabbbblllloooo5555: fiehirdeki muaf gruplar

1111444488885555 1111555522220000 1111555544447777 1111555566669999

Hatib 1 - - 1

‹mam 1 - 2 3

Muallim 1 - - 1

Müezzin 1 - 3 7

Mülaz›m 6 16 33 60

Ferrâfl 1 - 2 4

Haf›z 3 - - -

Ahi ihvanan 1 - - 5

Mütekaid sipahi 3 - - -

Sipahi-zâde - - 6 -

Sâdât - - 6 11

Pir-i fânî - - 3 -

Muhass›l - - 1 -

Meremmetci - - 7 12

Haddad - - 2 2

Kayyum - - - 1

Cüzhan - - - 4

Hizmetkâr - - - 2

Emin - - - 1

Cebeciyan - - - 5

TTTTooooppppllllaaaammmm 11118888 11116666 66665555 111111119999

EKONOM‹K DÜZENLEMELER VE DEVLET

Sanayi öncesi dönemde, flehirlerin geliflmesinde, siyasî iktidarlar›n tica-retten daha etkin rol oynad›¤› düflünülmekte, flehir ve ticaret aras›ndakiba¤lant› ise ikinci plana konulmaktad›r. Bu görüflteki araflt›rmac›lar, siyasîsistemin idame ettirilmesi için ticarî organizasyonun gerekli oldu¤unu inkaretmemekte, fakat ço¤u tarihçilerin inand›¤› gibi, hayatî öneme sahip oldu-

OSMANLI DÖNEM‹NDE ANADOLU fiEH‹RLER‹NDEN KARAH‹SAR 185

¤unu da düflünmemektedir. De¤iflik kültürlere ait tarihî örneklerde, yaln›zcaticaret yoluyla geliflen flehirlere rastlanmamas›, bu görüfllerin dayanak nokta-s›n› oluflturmakta ve onlar›, ileri düzeyde ekonomik geliflmenin, ancak, iyikurulmufl bir devlet düzeni ile gerçekleflebilece¤i düflüncesine yöneltmekte-dir64. Bu anlay›fl do¤rultusunda düflünüldü¤ünde, Karahisar-› fiarkî Sanca¤›'-n›n merkezi olan Karahisar, ekonomik yönden geliflmesi için, gerekli idarîyap›lanmaya sahip görünmektedir. Di¤er bir ifadeyle, kasaban›n geliflme-sinde uyar›c› ve teflvik edici rolü oynayacak olan devletin temsilcileri haliha-z›rda oradad›r.

Afla¤›da, Karhisar'da yürütülen ziraat, imalat ve ticarî faaliyetler ince-lenerek, devletin kasaba ve ayn› zamanda bölge ekonomisini gelifltirmeküzere takip etti¤i politikalar, varsa teflvikler tespit edilmeye çal›fl›lacakt›r. Ko-nuya girmeden önce baz› hat›rlatmalarda bulunmakta fayda görülmektedir.Karahisar-› fiarkî Sanca¤›, civar bölgeler ile ulafl›m ve iletiflimine engel teflkileden yüksek da¤larla çevrilidir. Tabiat›n koydu¤u bu engel, bölgeyi kapal›bir ünite haline getirmekte ve büyük ölçüde kendine yeterli olma durumuylakarfl› karfl›ya b›rakmaktad›r. Bu ünitenin merkezi olan Karahisar, bölgedebaflka bir nefsin bulunmamas› nedeniyle, ekonomik yönden beslenebilece¤ioldukça genifl bir hinterlanda sahip bulunmaktad›r. Ticaret ve imalat faali-yetleri ve çeflitli hizmetlerin sunulmas› (e¤itim, adalet vs.) konular›nda hin-terland›n taleplerinin karfl›lanaca¤› tek yer de buras› olmaktad›r.

Ticaret konusunda bölgede genifl çapl›, uluslararas› ve bölgeleraras› ti-caretten söz etmenin mümkün olmad›¤›n›, mevcut ticaretin, daha az orandabölgeleraras› ve daha çok oranda bölge dahilinde gerçekleflti¤ini önceliklebelirtmek gerekmektedir. Ticarî faliyetler, bölgesel pazar›n kuruldu¤u yerolan Karahisar'da yürütülmektedir. Bölgesel ticaretin geliflmesine büyük öl-çüde katk›da bulunan bölgesel pazarlar, vergilerin topland›¤› ve köylüler ilet›mar sahiplerinin ziraî ürünlerini paraya çevrdi¤i yerler olmaktad›r65.

‹lk dönemde bölge dahilindeki ticaretle ilgili olarak bafll›ca Akflehirâ-bâd nahiyesinden getirilen mallar (bâc-› râh-› Âbâd-› Akflehir: 5.000 akçe) vehububat ticaretinden (bâc-› galle: 2.000 akçe) söz edilebilir. fiehre getirilenkumafllardan al›nan tamga vergisi (10.000 akçe), ihtisab (600 akçe) ve ha-

64 Bkz. Sjoberg, The Preindustrial City, s. 76-77.65 Anadolu'da bu türden bölgesel marketler hakk›nda bkz. Suraiyya Faroqhi, "Sixteenth

Century Periodic Markets in Various Anatolian Sancaks: ‹çel, Hamid, Karahisar-› Sahib, Ayd›nand Mentefle", Journal of the Economic and Social History of the Orient, 22/1(1980), s. 32-80.

186 FATMA ACUN

mam-› Kebfuniye (4.600 akçe) de ticarî faaliyetlerden al›nan vergiler olarakbu gruba dahil edilebilir. 1520 tarihinde ticaret ve imalat gelirlerinin birarada verilmesi nedeniyle (mukataa-› mumhane, mahsul-i ihtisab, mahsul-ibozahane: 18.5000 akçe, bkz Tablo 5), bu genel toplam içinde, ticarete aitolan miktar› tespit etmek mümkün olamamaktad›r. ‹lk tahrirde rastlananbâc gelirlerine bu tahrirde rastlanmamaktad›r.

Takip eden 1547 ve 1569 tarihli tahrirlerde konulan vergilere yans›d›¤›kadar›yla, ticarî faaliyetlerde fazla bir geliflme kaydedilmedi¤i, hatta durak-lama meydana geldi¤i görülmektedir. Akflehir'den getirilen mallardan al›nanvergi 5.000 akçeden 2.500 akçeye düflerken, bir sonraki 1569 tarihli tahrirdeaz bir yükselmeyle 3.000 akçeye ç›km›flt›r. Tamga vergisinde say›sal olarakdüflüfl kaydedilmemifltir. Fakat, meydana gelen az miktardaki art›fl›n(s›ras›yla, 10.000'den 12.000 ve 13.000 akçeye), dönemdeki di¤er geliflmelerve nüfus art›fl›na oranla, gerçekte bir düflme oldu¤u görülmektedir. Pazarlailgili olan ve 1547 tarihinde ilk kez görülen mahsul-i ihzariyenin getirdi¤i5.000 akçe gelir, takip eden tahrirde de ayn› kalm›flt›r. Pazara getirilen hu-bubat›n ticaretinden al›nan bâc-› gallenin miktar›, ilk tahrirden üçüncü tah-rire iki kat›na varan bir art›fl kaydedilmifl, fakat son tahrirde ayn› art›fl h›z›devam ettirilememifltir: S›ras›yla, 2.000 akçeden 4.000 ve 5.000 akçeye yük-selmifltir (bkz. Tablo 5). Ticarî gelirlerde görülen en büyük art›fl, ilk tahrir-deki 600 akçeden, 1547 ve 1569 tarihlerinde s›ras›yla 3.000 ve 5.000 akçeyeyükselen mahsul-i ihtisabda kaydedilmifltir. Ticarî faaliyetler aras›na dahiledilen hamam vergisinde de kayda de¤er bir yükselme gözlenmektedir:4.650 akçeden, s›ras›yla 7.500 ve 10.000 akçeye yükselmifltir (bkz. Tablo 5).

Zaman içinde görülen yeni vergiler ve faaliyetler, bölgedeki ticaretinkapasitesinin art›fl›n›n birer delilleridir. Ticaret yaln›zca bölge dahilinde ger-çekleflerek, her türlü al›m sat›m ifli, büyük ölçüde bölgeye s›n›rl› olmaktad›r.Bölgeleraras› ticaret konusunda ise, Karahisar ile Giresun aras›nda faal birticaret yolunun aç›k oldu¤u görülmektedir66. Ancak, bâc vergisinden eldeedilen gelirin miktar›n›n oldukça düflük olmas› (yaln›zca 150 akçe), yolun ti-carî amaçla fazla kullan›lmad›¤›n› düflündürmektedir. Bu yolun, daha çokflap madeninin kara yoluyla tafl›narak k›y›ya, Giresun'a ulaflt›r›lmas› için kul-lan›ld›¤› tahmin edilebilir. Devlet taraf›ndan iflletilen, gelirleri de tamam›yladevlete ait olan flap madeninin ihrac›, bölgeler aras› ticarete girmektedir.

66 Giresun'a ait 1515 tarihli mufassal› defterde rastlanan "Bâc an râh-› Karahisar-› fiarkî"kayd›, bölgeleraras› ticaretin varl›¤›n› göstermektedir (Bkz. TT 52, s. 608).

OSMANLI DÖNEM‹NDE ANADOLU fiEH‹RLER‹NDEN KARAH‹SAR 187

Ancak, flap ihrac›n›n bölge ticaretine katk›s›n›n tespiti, veri yetersizli¤i yü-zünden mümkün olmamaktad›r.

XVI. yüzy›l›n ortalar›na do¤ru, ticarî faaliyetlerde meydana gelen ge-liflmelerin, nüfus art›fl›yla birlikte, Karahisar kasabas›n›n küçük ölçekli birflehir haline dönüflmesi sürecini h›zland›ran etken oldu¤u gözlenmektedir.Ayn› yüzy›l›n ikinci yar›s›nda, ticarî faaliyetlerin kapasitesinde art›fl kayde-dilmifl, ancak faaliyetlerin türünde bir de¤iflme gözlenmemifltir. Di¤er yan-dan, Amasya ve Tokat’tan gelen uluslararas› ticaret yolunun, Koyluhisar veKarahisar'dan geçerek Erzurum’a ulaflt›¤› bilinmektedir. Bu yolun öneminin,XVI. yüzy›lda azalmas›, Karahisar'› daha ileri düzeyde geliflmesi için gerekliolan hayati bir dinamikten mahrum b›rakm›flt›r67.

‹lk dönemden itibaren Karahisar'da yürütülen endüstriyel faaliyetleraras›nda flap madeninin ç›kar›lmas› ve ifllenmesi ilk s›ray› almaktad›r. Böl-gede bir maden endüstrisinin bulundu¤u muhakkakt›r. Ancak, defterlerdemadenden elde edilen gelirlerin miktar› ve tahsisi d›fl›nda bilgi mevcut de-¤ildir. ‹lk tahrirde 150.500 akçe olarak tespit edilen flap madeni geliri, budönemde Karahisar mirlivas›n›n hass›na tahsis edilmifltir68. ‹kinci defterde(TT387) üçe katlanarak 456.000 akçeye ulaflan maden gelirleri Sultan hasla-r›na aktar›lm›flt›r69. Takip eden dönemlerde de, flap madeninden elde edilengelirler, flap üreten köylerin geliri ile birlikte Sultan haslar›na tahsis edilmifl-tir. Ancak, bu dönemlere ait flap madeninin üretim miktar› ve geliri hak-k›nda defterlerde bilgi mevcut de¤ildir. S. Faroqhi'nin, Karahisar’daki flapmadeni ile ilgili, mühimme kay›tlar›nda yapt›¤› tespitlere göre, 1570’lerdemadende 47.622 men flap üretilmektedir70. 1520'lerde flap madeninden eldeedilen gelirin (14,500 men) üç kat›ndan fazla oldu¤unu gösteren bu rakam,aradan geçen yaklafl›k elli y›ll›k süre zarf›nda, flap üretiminde büyük geliflmekaydedildi¤ini göstermektedir71.

67 Bahsedilen ticaret yolu hakk›nda bkz. Franz Taeschner, Das Anatolische Wegenetz nachOsmanischen Quellen, II, Leipzig 1926. Kitab›n sonunda yer alan haritaya bak›n›z.

68 TT37, s. 888'deki ilgili kay›t flöyledir:"Mahsûl-i flebhâne der nâhiye-i mezbûre hassâ-› mir-livâ-› Karahisar".

69 TT387, s. 576'daki ilgili kay›t kay›t flöyledir: "Hâshâ-› pâdiflâh-› âlem-penâh der kazâ'-›Karahisar, mahsûl-i flebhâne fi sene-i kâmile 456.000 men flab:14.500 beher men 20; nakden16.000".

70 Suraiya Faroqhi, "Alum Production and Alum Trade in the Ottoman Empire (About1560-1830), Wiener Zeitschrift fur Die Kunde des Morgenlands, 71(19799, s.162.

71 Di¤er yandan, daha erken döneme ait flap üretimi ile ilgili elimizde istatistik mevcuttur.Buna göre, 1340 tarihinde Karahisar’daki flap madeninden y›lda 700,000 kg.(=648 ‹ngiliz tonu)flap ç›kart›lmaktad›r (Bkz. Anthony Bryer, "The Question of Byzantine Mines in the Pontos:Chalybian Iron, Chaldian Silver, Koloneian Alum and the Mumy of Cheriana", Anatolian Stu-dies, 32(1982), s.148-149). Tahrir defterlerinden elde edilen 1520'li y›llara ait rakam›n 14.500men oldu¤una yukar›da de¤inilmiflti. Do¤u Anadolu'nun büyük bir k›sm›nda 7.5 kg.’a tekabül

188 FATMA ACUN

Boyac›l›k faaliyetinin, dönemin bafl›nda bölgede Karahisar'›n merke-zinde yaln›zca bir adet boyahane bulunmas› nedeniyle oldukça s›n›rl› dü-zeyde yap›ld›¤› söylenebilir. Elde edilen gelir de, o ölçüde s›n›rl› kalm›flt›r:5.000 akçe. Bölgede yap›lan pamuk ve keten üretiminin art›fl›na paralel ola-rak, XVI. yüzy›lda iki tane daha kurulmas›yla, say›lar› 3'e ç›kan boyahanele-rin geliri, bölge gelirleri aras›nda yüksek rakamlara ulaflmaktad›r Karahisar-'›n merkezindeki faaliyetler aras›nda en h›zl› geliflen endüstrinin boyac›l›koldu¤u görülmektedir: 1547 tarihinde 10.000 akçe ve 1569tarihind15.000akçe (bkz. Tablo 6)72. Mum imalat› da flehirdeki faaliyetleraras›nda önemli yer tutmaktad›r. ‹lk dönemde, boyahane ile ayn› düzeydegelir getiren mum hane (5.000 akçe), onun kadar geliflme kaydedemeyerek,geliri 1547'de 1.000 ve 1569'da 2.000 akçe düzeyinde kalm›flt›r, (bkz. Tablo6). ‹lk dönemde rastlanmayan boza üretiminin, XVI. yüzy›lda mumimalat›na benzer kapasitede yap›ld›¤›, konulan vergilerin miktar›ndananlafl›lmaktad›r: 1547'de 1.000 ve 1569'da 2.000 akçe (bkz. Tablo 6). Sonolarak, flehir merkezinde ilk defa 1520 tarihinde rastlanan meyhaneden(mukataa-› meyhane) bahsedilebilir. Alkollü içecek üretimi ve tüketimineiflaret eden bu faaliyet, 5.000 akçe gibi oldukça yüksek miktarda gelirgetirmektedir. Ancak, müteakip tahrirlerde bununla ilgili kay›tlararastlanmamaktad›r.

Karahisar'daki ziraî faaliyetlerin, ticarî ve endüstriyel faaliyetler düze-yinde, hatta belki daha fazla oldu¤u tespit edilmifltir. fiehir nüfusunun 1569tarihine kadar defterlerde çift resmi kategorilerine göre kaydedilmesi ve zi-raatla ilgili vergiler, Karahisar halk›n›n tamam›n›n, flu veya bu flekilde zira-atla u¤raflt›¤›n› göstermektedir. Bu¤day ve arpa (h›nta ve flair) üretimininyan› s›ra, civardaki ba¤lar, ziraî üretimin önemli bir k›sm›n› oluflturmaktad›r.

eden a¤›r men kullan›lmaktad›r (Faroqhi, "Alum Production", s. 162). Buradan, 1520 y›l›ndaüretilen flab›n miktar› 14.500x7.5=108.750 kg. olarak tespit edilebilir. Görüldü¤ü gibi bu miktar1340 tarihi için verilen 700.000 kg’›n çok alt›ndad›r. Tahrir defterlerindeki rakamlar›n, bir sey-yah›n (Pegolotti) verdi¤i rakamlardan daha güvenilir oldu¤u kabul edilebilir. Çünkü defterler-deki rakamlar, kayna¤›nda tespit edilmifltir. Ancak, Pegolotti'nin rakamlar› nereden ald›¤› meç-huldür. Pegolotti’nin rakamlar›n› kullanan Bryer, önce "E¤er Karahisar flab’› çok kaliteli ve bukadar büyük miktarda, Giresun yoluyla ihraç edilmifl olsa idi, Grand Komnenoi’ye bir servet sa¤-lam›fl olmal›yd›" diyerek flüphesini belirtmekte, fakat daha sonra, "Pegolotti 1340’da Karahisar-’da ç›kar›lan flab›n kalitesi ve miktar›n› belirtirken muhtemelen do¤ruydu" demektedir (bkz."Byzantine Mines", s. 148-149). E¤er Pegolotti'nin rakam› do¤ru kabul edilirse, XVI. yüzy›ldaflap üretiminde meydana gelen 6 kat azalma için bir aç›klama bulmak gerekmektedir. Bu du-rumda, Pegolotti taraf›ndan verilen rakamlar›n abart›lm›fl olabilece¤i düflüncesi daha makulgörünmektedir.

72 1520 tarihli icmal defterinde (TT 387) imalat ve ticarî faaliyetlerden elde edilen gelirle-rin bir arada ve tek bir rakam halinde verilmesi nedeniyle, belirtilen faaliyetlerin geliflmesinitakip etmek mümkün olamam›flt›r. Vergilerden elde edilen gelir, bileflik halde 18.500 akçedir.

OSMANLI DÖNEM‹NDE ANADOLU fiEH‹RLER‹NDEN KARAH‹SAR 189

‹lk tahrirde 2.200 akçe olan arpa ve bu¤day üretimi, 1547 tarihinde büyükbir art›fl kaydederek, 13.490 akçeye yükselmifl, takip eden 1569 tarihlerindeise, ayn› düzeyde yani 13.665 akçe olarak kalm›flt›r. Bu durum, nüfusun art›-fl›na paralel olarak, civardaki ekilebilir arazinin geniflledi¤i ve/veya yak›nlar-daki bir kaç köyün flehre dahil oldu¤u ihtimalini akla getirmektedir. Ba¤-lardan elde edilen gelir ise, dönemin bafl›nda yaln›zca 1.000 akçe iken,1547'de 14.960 akçeden 1569'da 19.870 akçeye yükselmifltir. Baflka hiç birüretim faaliyetinde rastlanmayan bu afl›r› art›fl, flehir halk›n›n giderek dahafazla ziraata yönelmesi anlam›na gelmektedir. Defterlerden, ço¤unlukla fle-hirdeki gayrimüslim nüfusa ait oldu¤u tespit edilen ba¤larda üzüm ile bir-likte çeflitli meyvelerin yetifltirildi¤i tahmin edilebilir. ‹lk dönemde, civardakiyaylaklardan (300 akçe) ve kufl besicili¤inden (300 akçe) al›nan vergiler de,ziraî faaliyetler aras›na dahil edilebilir. Yaylaklardan al›nan vergiye daha son-raki dönemlerde rastlanmazken, çak›r, balaban ve atmaca gibi kufllar›n besi-cili¤i yaln›zca 1547 tarihinde görülmektedir (700 akçe).

Bahsedilen faaliyetlerin flehir ekonomisindeki a¤›rl›klar› yüzde olarakhesapland›¤›nda flöyle bir tablo ortaya ç›kmaktad›r: Dönemin bafl›nda, ticarîfaaliyetler flehirdeki toplam gelirlerin %54'ünü oluflturmakta, bunu %29 ileendüstri, %17 ile ziraat takip etmektedir. XVI. yüzy›l›n ortalar›na do¤ru buyüzdeler ve s›ralamada de¤iflme meydana gelmifltir: Ticarî gelirler %45'edüflmesine ra¤men ilk s›radaki yerini korumufl, %38'e yükselen ziraî gelirlerikinci s›raya yükselmifl ve %15'e düflen endüstriyel gelirler de üçüncü s›ray›alm›flt›r. XVI. yüzy›l›n ikinci yar›s›nda ise, %47 ile ticaret biraz yükselme,%34 ile ziraat de bir miktar düflüfl kaydetmifl, fakat s›ralamada ayn› kalm›fl-lard›r. Endüstri yükselme kaydetmesine ra¤men, %19 ile flehirdeki faaliyetleraras›ndaki üçüncülük s›ras›n› korumufltur. Verilen bu yüzdelerden, geneldeticarî ve ziraî faaliyetlerin ön plana ç›kt›¤›, bunlar› imalat›n takip etti¤i gö-rülmektedir. Bölgesel pazar›n kuruldu¤u ve çeflitli ticarî faaliyetlerin yürü-tüldü¤ü yegane yer olmas› dolay›s›yla, ticaret flehrin gelirleri aras›nda önemliyer tutmaktad›r. Ziraî gelirlerin ikinci s›rada ve oldukça yüksek miktarda ol-mas›, Karahisar'a ziraî flehir özelli¤ini vermektedir. ‹malat faaliyetlerinin, di-¤erlerine oranla daha az yekûn tutarak son s›rada yer almas› ise, flehirlerinönemli özelli¤i olan ziraat d›fl› üretim faaliyetlerinin, Karahisar'da daha dü-flük düzeyde gerçekleflti¤ini göstermektedir73.

73 Faroqhi'nin koydu¤u kriterler uyguland›¤›nda, %40'› aflan ticarî gelirleri ile Karahisar,"bölgeleraras› market merkezleri" kategorisine girmektedir. Ziraî gelirleri %40'›n üzerinde olanflehirleri, "ziraî market flehirleri" olarak niteleyen Faroqhi, "ticari flehirler" için ise, ticari gelirle-rin oran›n› %70'de s›n›rland›rmaktad›r. Bkz. Suraiyya Faroqhi, "Taxation and Urban Activitiesin Sixteenth Century Rural Anatolia", International Journal of Turkish Studies, 1/1(1979-80), s.

190 FATMA ACUN

Karahisar'daki ekonomik faaliyetler konusunda yukar›da verilen rakam-larda, özellikle de ticaret ve imalat faaliyetlerinin gelirlerinde dikkate de¤erazalmalar meydana geldi¤i gözlenmektedir. ‹ncelenilen dönem boyunca,bölge genelinde ve Karahisar özelinde yaklafl›k iki kat›na varan nüfus art›fllar›ile birlikte düflünüldü¤ünde, bu azalmalar›n, gerçekte rakamlara yans›-d›¤›ndan çok daha fazla düzeyde oldu¤u ortadad›r. Bu durum ise, yukar›danberi çizilen "geliflen flehir" profili ile uyuflmamaktad›r. Devletin, flehirlerdeyürütülen faaliyetleri daha az oranda vergilendirdi¤ini düflünmek, durumudaha aç›klay›c› görünmektedir. fiehirleri gelifltirmenin ve zenginlefltirmeninbir yolu olarak, devletin bu tür politika takip etmesi mümkün olabilmekte-dir. fiehirdeki s›radan halka bahfledilen ve dönemin bafl›ndan beri giderekgeniflletilerek, son tahrirde avar›z ve tekalif türü vergileri de içine alan mu-afiyet karfl›s›nda, flehirdeki ticaret ve zanaat erbab›n›n düflük oranda vergi-lendirilmesi yoluna gidilmifl olmas› ihtimali oldukça yüksekgörünmektedir74. Ziraî vergilerle ilgili olarak, ba¤larda yetiflen ürünlerin herbirinin türlerine göre de¤il de, ba¤lar›n arazi olarak miktar› üzerinden (birk›ta, iki k›ta gibi) vergilendirilmesi, buralardan al›nacak vergilerinayr›nt›lar›yla hesaplanmay›p, genel bir yekûn halinde talep edildi¤inigöstermektedir. Ba¤lar›n vergilendirilmesi konusunda di¤er bölgelerde derastlanmakla beraber, bu usül düflük vergilendirmeye at›fta bulunmaktad›r.Di¤er yandan, flehirdeki alkollü içecek tüketiminden al›nan vergiye yaln›zcabir defa rastlanmas›, bu tür içeceklerin üretiminin durduruldu¤unun iflaretiolarak kabul edilebilmekle birlikte, bu faaliyetten devletin vergi almamas›fleklinde de yorumlanabilmekledir75. fiehirdeki gayrimüslimlerin artan say›s›ve ba¤lar›n ço¤unlukla onlar taraf›ndan ziraat edildi¤i düflünülürse, ikinciihtimal daha kuvvetlenmektedir.

36. 1520-1531 tarihleri aras›nda çeflitli Anadolu flehirlerinde, ziraî, ticarî ve endüstriyel faliyet-lerden al›nan vergilerin miktarlar› ve oranlar› hakk›nda bkz. Faroqhi, Ayn› makale, s. 43.

74 fiehirdeki faaliyetlerin düflük düzeyde vergilendirildi¤ine dair Karahisar Sanca¤› kanun-namelerinde herhangi bir kayda rastlanmam›flt›r. ‹lgili kanunnamelerin karfl›laflt›rmal› yay›n›için bkz. Bahaeddin Yediy›ld›z, Ordu Kazas› Sosyal Tarihi (1455-1613), Ankara 1985, s. 149-167.fiehir merkezlerini düflük oranda vergilendirirken, hinterland› daha yüksek oranda vergilen-dirmenin, flehirleri gelifltirmek üzere, günümüz devletleri taraf›ndan da benimsenen ve s›kçauygulanan bir politika olmas›, geçmiflte de böyle bir yolun takip edilmifl olabilece¤ini akla ge-tirmektedir. Bu konuda bkz. Keyfitz, "Urbanization in South and Southeast Asia", s. 277-278.

75 Karahisar Sanca¤› kanunnamelerinde konuyla ilgili kayda rastlanmamaktad›r. Bkz. Yedi-y›ld›z, Ayn› eser, s. 149-167.

OSMANLI DÖNEM‹NDE ANADOLU fiEH‹RLER‹NDEN KARAH‹SAR 191

TTTTaaaabbbblllloooo 6666. Tahrir defterlerine göre muhtelif tarihlerde Karahisar nefsindekaydedilen vergiler.

VVVVeeeerrrrggggiiii TTTTüüüürrrrüüüü 1111444488885555 1111555522220000 1111555544447777 1111555566669999

Cizye/‹spençe 4475 - - 12700

Çift resmi 1406 - - -

H›nta ve flair 2200 - 13490 13665

Boyahane-i nefs-i Karahisar 5000 - 10000 15000

Hamam-› Kebfuniye 4600 - 7500 10000

Tamga-› Kebfuniye *10000 - 12000 13000

Bâc-› galle 2000 - 4000 5000

Mukataa-› mumhane 5000 - 1000 2000

Mahsul-› ihtisab 600 **18500 3000 5000

Mahsul-i bozahane - - 1000 2000

Bâc-› râh der Âbâd-› Akflehir 5000 - 2500 3000

Afliyane-› çak›r,balaban,atmaca 300 - 700 -

Mahsul-i ihzariye - - 5000 5000

Mahsul-i ....*** - - - 1500

Öflr-i bâ¤ât 1000 - 14960 19870

Resm-i yaylak 3000 - - -

Beytü'l-mâl ve yava-i vilayet-i Ka-rahisar

1000 5000 - -

Mukataa-› meyhane - 5000 - -

* Belirtilen miktar, Tamga-› Kebfuniye'nin yan› s›ra, mukataa-› mumhane ve mahsul-i boza-haneyi de kapsamaktad›r.

** Bu rakam, mukataa-› mumhane, mahsul-i ihtisab ve mahsul-i bozahaneyi kapsamaktad›r.*** Bu k›s›m defterde tahrip oldu¤u için okunamam›flt›r.

SONUÇ

Karahisar'›n, XVI. yüzy›lda, nüfus ve ticaretin art›fl›yla beraber seyredenAnadolu flehirlerinin geliflmesi sürecinde yer ald›¤› ve bu süreçte, kasabadan"küçük ölçekli" bir flehre do¤ru geliflme kaydetti¤i gözlenmektedir. Baflkent‹stanbul'dan oldukça uzakta bulunan ve civar bölgelerden oldukça tecritedilmifl halde bulunan Karahisar'›n geliflmesindeki as›l itici güç, içinde yer

192 FATMA ACUN

ald›¤› ünitenin (bu ünite Karahisar-› fiarkî Sanca¤›'d›r) idare merkezi olarakdevlet taraf›ndan tercih edilmesi olmufltur. Bölgenin ilk dönemde s›n›rdabulunmas›, idarî ve askerî yönlerden güçlü pozisyonda olmas›n› gerektirdi-¤inden, Karahisar'›n konumu itibar›yla bölgenin müsait k›sm›nda yer almas›ve kalesinin bulunmas›, bu tercihin nedeni olmufltur. Di¤er bir neden ise,oldukça yüksek miktarda gelir getiren ve devletin yak›ndan kontrol etmek is-tedi¤i flap madeninin, Karahisar'›n hemen yak›nlar›nda bulunmas›d›r.

Bafllang›çtaki küçük kasaba, idarî, sosyal ve ekonomik sahalarda uygula-nan politikalar ve yap›lan düzenlemeler sonucunda, zaman içinde fonksi-yonu, sosyal yap›s› ve kurumlar›yla geliflerek, flehir haline dönüflmüfltür. ‹darîdüzenlemeler aras›nda, bölgede ilk dönemde uygulanan seraskerlik ve ze-amet sistemlerini, XVI. yüzy›l›n ilk yar›s›nda, klasik Osmanl› idarî sistemiolan kaza sistemi takip etmifl, bu düzenlemelerin ard›ndan Karahisar, kanu-nen bölgenin merkezi haline gelmifltir. ‹darî elitin bölgeye gelifli ve di¤ermeslekî ve hizmet gruplar›n›n oluflmas›yla birlikte, zaman içinde mahallî nü-fus aras›nda tabakalaflma ve ifl bölümü meydana gelmifltir. Bu geliflmeler veMüslim ve gayrimüslim nüfusun mahalleler halinde düzenlenmesi netice-sinde Karahisar, tam manas›yla bir flehir görünümü kazanm›flt›r. fiehri dahada gelifltirmek üzere uzun dönemde devletin vergi muafiyetini politika ola-rak benimsedi¤i ve flehir nüfusunu giderek artan oranlarda vergiden muaftuttu¤u gözlemlenmektedir. Ayn› flekilde, ekonomik geliflmeyi desteklemeküzere, flehirdeki faaliyetleri daha az oranda vergilendirdi¤i ve vergileri genelyekûn halinde toplama yoluna gitti¤i söylenebilir.

Karahisar örne¤inde, flehirlerin geliflmesinde idarî ve siyasî faktörlerinbüyük ölçüde etkili oldu¤u görülmektedir. Devletin yapt›¤› düzenlemeler vedeste¤i ile geliflen Karahisar, idarî ve askerî fonksiyonlar›n›n yan› s›ra, ticaretve imalat›n yap›ld›¤›, e¤itim, dinî, adlî v.s. hizmetlerin sunuldu¤u, Karahisar-› fiarkî Sanca¤›'n›n yegane flehir merkezi haline gelmifltir.