47

Rockort

Embed Size (px)

DESCRIPTION

rockort akortsuz dergi

Citation preview

Isırgan otlu börek çekiyor canım, içimdeki savaşın ortasında üstelik. Bir akşamüstü, kendimi alıp koşuveriyorum istasyona, Nazım’ın şiirindeki gibi. Peron kalabalık, sanki herkes kendini uzaklara gönderiyor. Uzağa varınca bitecekmiş gibi sıkıntı. Önyargımın da âlâsı... İşleri vardır belki. Ya da öözlemişlerdir yakınlarını. Pullman beş gibi bir şey yazıyor bilette. Buluyorum hemen, yemekli vagona bitişik. İşte bu iyi. Vagonlar arası yürümeyi sevmiyorum çünkü. ‘Servisimiz başlıyor’ çağrısıyla, ilk giden ben olacağım. Hayır... Ne ara doluşmuşlar masalara, şaşırıyorum. Zorunluyum başkasıyla masa paylaşmaya. İşte bir gözlüklü, ttek başına. Kahve ısmarlıyorum kendime. Karşımdaki bitirmek üzere kahvesini. Ne tarafa yolculuk, sorusunu soramayacağıma göre, yine de bakıyor dik dik. Uzaktan anlamamıştım, az biraz benzerliğimiz var gibi. Okuduğu kitabın kapağını örtüyor. Okumuşluğumu söyleyince samimileşiyoruz hemencecik. Ama dikey ssözcükler kullanıyor, fena hâlde stresli. Ukalâ da! “Canım börek çekti, o yüzden yollardayım,” der demez:

- Börek yanıltmaca, sen kendinden haber ver. Gezelim-görelim durumları mı, yoksa nedenin ötekine kaçış mı? - Sorularını teker teker sor kardeşim. - Elbet- Elbette. İlkin öteki! - Ötekine çoğul takısı mı ekleyeyim, yoksa merakın tekilliği mi? - Öteki.

Bak sen... Aklı sıra sorgulayacak...

- Ötekinin bir yaşanmışlığıyla çıkalım yola o zaman. Ama ilkin yakut istemeliyiz, kırmızı... Adı üstünde yemekli vagon. Kızarmış patates de ne güzel gider yanında, boş ver peyniri. İçinde ısırgan otu yoksa ne tadı olur!

VVagonda duyduğum müziğin tınısı, sanki henüz bestelenmemiş onuncu senfoni. Bir Rapsod’u imgeletiyor. Şapkası yere düşmüş ters durur, içi boş. Ne bir tavşan var, ne de üç-beş metal para. Kahramanımız sazıyla tek başına alanda. Bir kendini, bir tellerini konuşturur... Anlatır anlatmaz soruyor hemen:

“-Sür kardeşim makinist götür beni oraya

-Nereye”

Çiğdem Kotak

JAMAL JIMMAYDINLATMA