137
SINIF TEORİSİ DEVRİMCİ TEORİ OLMADAN, DEVRİMCİ PRATİK OLMAZ! 2003 n AĞUSTOS-EYLÜL n 2 AYLIK TEORİK DERGİ n FİYATI: 3.000.000 TL K‹TLE DERNEKLER‹NDE ÇALIfiMA S‹YASET‹M‹Z KADINLARIN KURTULUfiU HAREKET‹, SINIF MÜCADELES‹ VE PART‹ (2) UKH’N‹N ÖNEML‹ TAR‹HSEL SORUNLARINDAN B‹R‹ OLARAK; AVRUPA MERKEZC‹L‹K! ‹fiÇ‹-KÖYLÜ GAZETES‹ VE PART‹ZAN DERG‹S‹’N‹N ‹DEOLOJ‹K MÜCADELE TARZI VE DÜfiÜNDÜRDÜKLER‹ 3

Sınıf Teorisi - Sayı 3

Embed Size (px)

DESCRIPTION

2002’den bu yana yayınlanan, Marksist-Leninist-Maoist teorik dergi.

Citation preview

Page 1: Sınıf Teorisi - Sayı 3

SSIINNIIFFTTEEOORRİİSSİİDDEEVVRRİİMMCCİİ TTEEOORRİİ OOLLMMAADDAANN,, DDEEVVRRİİMMCCİİ PPRRAATTİİKK OOLLMMAAZZ!!

22000033 n AAĞĞUUSSTTOOSS--EEYYLLÜÜLL n 22 AAYYLLIIKK TTEEOORRİİKK DDEERRGGİİ n FFİİYYAATTII :: 33..000000..000000 TTLL

2200

0033

n

AAĞĞ

UUSSTT

OOSS--

EEYYLLÜÜ

LL n

22 AA

YYLLII

KK TT

EEOORR

İİKK DD

EERRGG

İİ

K‹TLE DERNEKLER‹NDE ÇALIfiMAS‹YASET‹M‹Z

KADINLARIN KURTULUfiU HAREKET‹, SINIFMÜCADELES‹ VE PART‹ (2)

UKH’N‹N ÖNEML‹ TAR‹HSEL SORUNLARINDAN B‹R‹ OLARAK; AVRUPA MERKEZC‹L‹K!

‹fiÇ‹-KÖYLÜ GAZETES‹ VE PART‹ZANDERG‹S‹’N‹N ‹DEOLOJ‹K MÜCADELE TARZIVE DÜfiÜNDÜRDÜKLER‹

3

3SI

NIF

TEOR

İSİ

Page 2: Sınıf Teorisi - Sayı 3

3

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

‹Ç‹NDEK‹LER

SINIFTEOR‹S‹

2 ayl›k teorik dergi

2003 .3. A¤ustos-Eylül

KARDELEN BASIM YAYIM REKLAM GÖSTER‹ORGAN‹ZASYON LTD. fiT‹.

Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Erdal GÜLER Yönetim yeri: Atatürk Bulvar›, Emlak Bankas›Apt. C. Blok, No: 142, Kat: 6, Daire: 24,Aksaray/‹ST.Tel: (0212) 520 54 42-520 54 39Fax: 520 53 93Dizgi: Kardelen Yay›mc›l›kBask›: KAYHAN MATBAASI

K‹TLE DERNEKLER‹NDE ÇALIfiMAS‹YASET‹M‹Z.................................................................... 7

Kitle dernekleri deyince ne anlamal›y›z?.............................................. 7-I-

K‹TLE DERNEKLER‹N‹N N‹TEL‹⁄‹ VE AMAÇLARI...................... 11A- K‹TLE DERNEKLER‹N‹N N‹TEL‹⁄‹...................................................... . . . . . . . . . . . . 1 1B- K‹TLE DERNEKLER‹N‹N AMAÇLARI........................................... 13

-II-K‹TLE DERNEKLER‹N‹ ÖRGÜTLEMEDE ÖNEM‹NE UYGUN SINI-FLANDIRMA YAPMAK.......................................................................... 15

-III-DEMOKRAT‹K K‹TLE DERNEKLER‹ VE ÇALIfiMAS‹YASET‹M‹Z......................................................................................... 19A- DEMOKRATLI⁄IN TEMEL ÖLÇÜTLER‹........................................... 19

Uluslar›n Kendi Kaderini Tayin Hakk›n› (UKKTH)Savunmak............................................................................................... 19

Faflizme karfl› mücadele yürütmek................................................... 20Kad›n haklar›n› savunmak................................................................ 20Her türlü iflgal ve ilhaka karfl› ç›kmak............................................... 20Feodalizme karfl› olmak.................................................................... 20

B- DEMOKRAT‹K K‹TLE ÖRGÜTLER‹NDE ÇALIfiMAS‹YASET‹M‹Z.............................................................................................. 21

-IV-SONUÇ....................................................................................................... 23

Page 3: Sınıf Teorisi - Sayı 3

4

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

-III-KADIN VE HALK SAVAfiI.................................................................................. 25A- DEMOKRAT‹K MÜCADELE ‹Ç‹NDE DE⁄‹fi‹M VEDÖNÜfiÜM.......................................................................................................... 25B- HALK SAVAfiI; SAVAfiIN DE⁄‹fiT‹R‹C‹L⁄‹, DÖNÜfiTÜRÜCÜLÜ⁄Ü.......... 31

1- Ülkemizde Demokratik Kad›n Hareketi’nin Temel Gücü KöylüKad›nlard›r........................................................................................................... 31

2- Maoist Halk Savafl› ‹le Yeni Demokratik Cumhuiyet’i Ad›m Ad›m Yaratmak;Yaflam, Kültür ve ‹liflkilerde Yeniyi Örmek.......................................................... 34

-›v-ÖNCÜ KADIN...................................................................................................... 40A- KADIN VE ‹DEOLOJ‹...................................................................................... 40

1- ‹deolojik Sa¤laml›k..................................................................................... 402- Maoist Bilinç ve Nitelik............................................................................... 43

B- KADIN VE POL‹T‹K DURUfi........................................................................... 451- Bilincin Etkin, Dinamik Rolü....................................................................... 452- Siyasi ‹ktidar Yürütme Kapasitesi............................................................. 48

-V-KADIN VE PART‹................................................................................................ 51A- KADIN VE KADRO POL‹T‹KASI, KADRO E⁄‹T‹M‹....................................... 52B- ‹K‹ Ç‹ZG‹ MÜCADELES‹ VE KADIN-ERKEK ÇEL‹fiK‹S‹............................... 54C- B‹REYSEL C‹NSEL AfiK................................................................................ 57D- ÖRGÜTLENME VE KADINLARIN KURTULUfiU HAREKET‹........................ 59

Komüntern Üzerine K›sa Bir Yaklafl›m................................................................ 67K›sa Bir Sonuç..................................................................................................... 76II. Dünya Savafl› ve UKH Konusunda Bir Bafllang›ç........................................... 77

KADINLARIN KURTULUfiU HAREKET‹, SINIF MÜCADELES‹ VE PART‹ (2)............................................... 25

UKH’N‹N ÖNEML‹ TAR‹HSEL SORUNLARINDAN B‹R‹OLARAK, AVRUPA MERKEZC‹L‹K!......................................... 60

‹fiÇ‹-KÖYLÜ GAZETES‹ VE PART‹ZAN DERG‹S‹’N‹N‹DEOLOJ‹K MÜCADELE TARZI VE DÜfiÜNDÜRDÜKLER‹.......................................................... 80

-I-PART‹ZAN DERG‹S‹ 49. SAYISINDA MAO‹ST ÖNCÜYE YAPILAN SALDIRILAR ÜZER‹NE....................................................................... 81

-II-‹fiÇ‹-KÖYLÜ VE PART‹ZAN DERG‹S‹ HIZ KESMEYEN SALDIRILARINI DAHA DA ARTTIRDI............................................................... 103

-III-SONUÇ.............................................................................................................. 133

Page 4: Sınıf Teorisi - Sayı 3

5

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

A¤ustos-Eylül 2003 tarihli üçüncü say›m›zlamerhaba diyoruz.

Geçen say›m›zda da belirtti¤imiz gibi, Kad›nlar›n Kur-tuluflu Hareketi, S›n›f Mücadelesi Ve Parti bafll›kl› yaz›-m›za Halk Savafl› Ve Kad›n bafll›¤›yla devam ediyoruz

Bu dizi yaz›n›n yan s›ra bir süreden beri Partizan der-gisi ve ‹flçi-Köylü gazetesinde Maoist Komünist Parti-si’nin tarihi muhasebesinden hareketle ideolojik ve poli-tik durufluna iliflkin “Tasfiyecilik” genel bafll›¤›yla devameden de¤erlendirme ve polemiklere karfl› haz›rlanankapsaml› bir de¤erlendirmeyi sunuyoruz.

Bu kapsaml› de¤erlendirme ile birlikte ayn› partininkongre sonuçlar› olarak ortaya konulan “‹deoloji: Mark-sizm-Leninizm-Maoizm” adl› belgeden Uluslararas› Ko-münist Hareket’in tarihsel sorunlar›ndan biri fleklindeele al›narak de¤erlendirilen Avrupa Merkezcilik konu-suna yer verdik ki, Avrupa Merkezcilik, dünden bugüneMarksist hareket içerisinde de öne ç›kan bir yan›lg› ol-du¤u gibi, bugün, özellikle demokratik kamuoyu içeri-sinde ülkemiz özgülünde de öne ç›kan yan›lg›lardan bi-ridir. Dolay›s›yla ülkemiz siyasal gündemlerinin merke-zinde duranlar›ndan biridir ve bu yüzden, konuyu ide-olojik ve siyasal boyutlar›yla irdeleyen de¤erlendirme-lere ihtiyaç var.

Demokratik kamuoyu içerisinde Avrupa Merkezciyaklafl›mlar›n etkisiyle “Sivil Toplum Örgütleri”ne dönüfl-türülen ya da dönüfltürülmek istenen demokratik kitle ör-gütleri demokratik mücadelenin pratik güçlerinden biriolarak önem arzetmektedir. Bu güçler üzerinden yürütü-lecek mücadeleler ne kadar sa¤lam zeminlere oturursaya da oturtulursa, emperyalizmin halk üzerinde kurmayaçal›flt›¤› ideolojik hegemonya da ayn› kuvvetle bofla ç›-kar›l›r ve halka, kendi örgütlülükleri olan kitle dernekleriüzerinden de daha iyi alternatifler sunularak kendi de-mokrasisini icra etme f›rsatlar› sa¤lanm›fl olur. Bu önem-den ötürü, bu say›m›zda, kitle dernekleri üzerine yap›lanbir çal›flmay› da sunmaya çal›flt›k.

Yaz› ve de¤erlendirmelerimizi okurlar›m›z›n ilgisinesunuyor, demokratik mücadeleye ve devrimci savaflakatk›lar›n› bekliyoruz.

SU

NU

Page 5: Sınıf Teorisi - Sayı 3

G‹R‹fi:

Bir görevin kavranmas› için öncelikli ola-rak o sorunun devrim aç›s›ndan anlam›; nitelikve ifllevine iliflikin do¤ru bir görüfl aç›s› ve si-yasete sahip olmak flartt›r. Buradan hareketlekitle derneklerindeki çal›flma siyasetimizi orta-ya koymadan önce bu ifade tarz›ndan ne anl›-yoruz?

Kitle dernekleri denilince

ne anlamal›y›z?

Kitle dernekleri ekonomik, demokratik,kültürel, mezhepsel, sosyal, cinsiyet, çevre,mesleki, yöresel vb. özgün talepler etraf›ndakitlelerin aç›k (yasal) olarak örgütlendikleriderneklerdir.

Farkl› talep ve amaçlar etraf›nda kurulankitle dernekleri yapt›¤›m›z tan›mlamadan daanlafl›laca¤› üzere çok çeflitlidirler. Bu dernek-lerin hemen hepsi flehir merkezlerinde kurul-mufl veya kurulmaktad›r. Bu gibi derneklerköy ve kasaba gibi küçük yerleflim birimlerin-de de söz konusudur. Ancak bunlar yayg›n veetkili de¤il.

fiehir de olsun köylük alanlarda olsun ge-nel olarak sözünü etti¤imiz kitle derneklerininezici ço¤unlu¤u ideolojik-politik bak›mdanmevcut sistemin hakim s›n›f partilerinin nüfu-zu alt›ndad›r. Çok az say›da dernek ve kurumüzerinde komünist ve devrimcilerin etkisi sözkonusudur.

Emperyalizm ve yerli uflaklar›n›n bu öz-

7

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

K‹TLE DERNEKLER‹NDE

ÇALIfiMA S‹YASET‹M‹Z

Politikan›n güçle yap›ld›¤›n›devrimci siyasetle ilgilenen

herkes bilir. Bu gücü olufltur-mak için de önce do¤ru bir

görüfl aç›s›na sahip olmaksonra ise bu görüfl aç›s›

do¤rultusunda örgütsel güçleriharekete geçirmek bafl

kofluldur. Küçükten büyü¤e,basitten karmafl›¤a do¤ru ad›m

ad›m örgütsel güçlerigelifltirmek ve kurumlaflt›rmak

devrimin temel örgütselmant›¤›d›r. Bunun için de kitle

derneklerine iliflkin politik-perspektif do¤rultusundahareket etmemiz flartt›r.

Yoksa belirlenen teorik poli-tikalar pratik politikalara

dönüflemeyecektir.

Page 6: Sınıf Teorisi - Sayı 3

gün örgütler içerisinde öne ç›kartt›klar›; vebir fiil olarak hakimiyeti alt›na almak istedik-leri kurumlar ise daha çok ad›na “Sivil Top-lum Örgütleri” (NGO) dedikleri ‹HD, T‹HV,TOHAV, Barolar Birli¤i, TMMOB, TTB,Sendikalar vb. gibi mesleki, ekonomik ve sos-yal amaçl› kurumlard›r.

Emperyalizm ve tüm gerici iktidarlar›nproletarya ve di¤er ezilen-sömürülen s›n›flar›siyasi olarak kuflatma alt›nda tutmak için çokçeflitli örgütsel araçlar devreye sokmakta ol-du¤unu biliyoruz. Özellikle de 20. yüzy›l›nson çeyre¤inde daha çok bu tür kurumlar üze-rinden siyaset yapmaktad›rlar. Mazlum halk-lar›n kendili¤inden gelme eylemlerine yönvermek; bu hareketlerin komünist ve devrim-ci potaya akmas›n› engelleyip kendi potas›ndaeritmek için bu tür “sivil toplum örgütlerinin”hem örgütlenmesini yapt›lar hem de bu ku-rumlar›n harekete geçmesine çok büyük önemverdiler-vermektedirler.

Bu tür örgütlenmelerin asli görevi kitlele-rin kendili¤inden gelme hareketlerine yön ve-rip düzen içinde bo¤mak oluflturmaktad›r. Bukurumlar›n görevi sadece bununla s›n›rland›-r›lm›fl de¤ildir. Di¤er bir görevleri ise mevcutsistemlerinin bozulan yönlerini yeniden refor-me etmek için çeflitli tondaki tepkileri dene-tim alt›na almakt›r.

NGO’lar diye bilinen “sivil toplum örgüt-lerinin” siyasi arenaya ç›k›fllar›n›n mucidiemperyalist devletler oldu¤undan pek tabii kibu kurumlar›n finans kayna¤› da ayn› devlet-ler olacakt›r. Bu finans merkezlerinin bafl›n›ise ABD ve Almanya çekmektedir.

Yanl›fl anlay›fllara meydan vermemek içinhemen belirtelim: Bu oluflumlar›n emperyalistdevletler taraf›ndan kurulmas› ve ayn› zaman-da mali-ekonomik bak›mdan bu devletlercefinanse edilmesi, bize bu kurumlar içerisindeçal›flma siyasetini reddetmeyi getirmez. Biroluflumun emperyalist amaçlar do¤rultusundakurulmas› farkl› ancak bu kurumlar içerisindeflu veya bu talep ve amaçlar do¤rultusundayer alan kitleleri örgütlemek ise farkl›d›r.

Maoistler, nerede halk y›¤›nlar› varsa oradaörgütlenmeyi savunur, reddetmez. Kitleleri ör-gütlemek Maoistlerin temel siyasetidir. Dolay›-s›yla söz konusu kurumlar hangi politik parti(isterse en gerici olsun) önderli¤i alt›nda olursa

olsun burada temel alaca¤›m›z gerici önderlik-lere karfl› kitleleri örgütlemek ve mevcut ku-rumlar› devrimin hizmetine sokmakt›r. Kitlele-rin içinde yer ald›¤› bir kurumun gerici bir par-tinin politik insiyatifi alt›nda olmas›ndan hare-ketle bu tür kurumlar içerisinde çal›flmay› red-detmek bu mevzileri ve kitleleri gericilere terketmek demektir.

Örgütlemede öncelik-sonral›k ayr›m› yap-makla buralardaki faaliyetleri tümden reddet-meyi birbirine kar›flt›rmamal›y›z. Kitle örgüt-leri ve dernekleri içerisinde örgütleme faali-yeti yürütürken öncelik-sonral›k ayr›m› yap-mak flartt›r. Bir anda her tarafa yumruk salla-yamay›z. Bu yerlerin devrim aç›s›ndan oyna-d›¤› önem ve role göre ayr›m›n› yapmak dev-rimin örgütsel mant›¤›d›r. Buradaki kilit sorunsöz konusu kitle örgütleri ve derneklerinindevrim aç›s›ndan oynad›¤› nitelik ve ifllevdir.Örne¤in s›n›f›n ekonomik kitle örgütü sendi-kalar içerisinde çal›flman›n önemiyle bir ma-halledeki “sosyal yard›mlaflma” ad› alt›ndakurulan dernekler içerisinde çal›flman›n öne-mi ve ifllevi bir ve ayn› olamaz. Birincisi butür faaliyetler içerisinde birinci derecede a¤›r-l›k noktas›n› olufltururken di¤eri üçüncü-dör-düncü derecede önem arzeder. Bu tür örnekle-ri ço¤altabiliriz.

Daha konumuzun bafl›ndayken vurgula-mal›y›z ki, bugüne kadar kitle dernekleri veörgütleri içerisinde örgütlenmeyi yeterince vedo¤ru bir flekilde bilince ç›kartamad›k. Bu ko-nuda izledi¤imiz çizgi ise esasta sol-sekterdi.Bu çizgi kendi ba¤r›nda sa¤-liberal çizgiyi debar›nd›rmaktayd›. Ancak hakim olan tarz sol-sekterdi. Bu alanlardaki örgütlemeyi ya hiçyapm›yor ya da alabildi¤ine küçümsüyorduk.Kendi inisiyatifimizde olan kurumlar› ise ay-n› sol-sekter çizgiden kaynakl› olarak geniflle-tip yayg›nlaflt›ram›yorduk. Bu yanl›fl ve hata-l› politikalar›m›z öncünün kitlelerle buluflma-s›n› sa¤lam›yor, onlardan kopmay› beraberin-de getiriyordu. Bu durumda, yani öncü olarake¤er bizler kitleleri örgütlemezsek burjuvaziya da küçük burjuva reformist ak›mlar kendipeflinde sürükleyecektir. Kitleleri örgütlemekbir politika oldu¤u gibi örgütlememek de birpolitikaya denk düfler.

Bilindi¤i gibi, s›n›fa devrimci bilinç d›fla-r›dan götürülür. Kitleler kendili¤inden bu bi-

8

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 7: Sınıf Teorisi - Sayı 3

linci edinmez. Bu bilimsel gerçeklikten hare-ketledir ki, biz Maoistler olarak bu tür alanlar-daki kitleleri örgütlemek için gitmez veya kü-çümsersek o zaman bu boflluktan egemen s›-n›flardan ve küçük burjuva ak›mlar yararlana-cakt›r. Bu da s›n›fa ve mazlum halklara karfl›suç ifllemektir. Kitleleri örgütlemeyen; onlar›Maoist partinin Yeni Demokratik Cumhuriyetprogram› alt›nda devrim için seferber etme-yen bir devrimci gerçek Maoist olamaz. Ger-çek Maoistler söz ve eylemin diyalektik birli-¤i içerisinde kitlelerle bütünleflenlerdir.

fiüphesiz ki bu tür oluflumlarla tek bafl›nadevrim gerçekleflmez. Bizimki gibi ülkelerdeaç›k (legal) mücadele alanlar›n› esas örgütlen-me biçimi olarak ele almak do¤ru bir çizgi de-¤il. Mücedele biçimi olarak illegal silahl› mü-cadele, örgüt ve örgütlenme biçmi olarak isehalk ordusunu örgütlemek esast›r. Di¤er mü-cadele ve örgüt biçimlerinin tümü Halk Sava-fl› devrim çizgisinin bu merkezli örgütlenmesi-ne tabi k›l›narak ele al›nmak zorundad›r. Yok-sa devrimi baflar›ya götürmek mümkün olmaz.Bu tür kitle dernekleri ve örgütleri içerisindeçal›flmay› esas almayaca¤›z, ama bu olanakla-r› da devrim için alabildi¤ine kullanaca¤›z,kullanmal›y›z. Bu alanlar devrimin nefes bo-rular› ifllevini görmektedir.

Bu tür kurumlar›n faflizm ve gerici dikta-törlükler taraf›ndan ç›karlar›na ters düfltü¤üzaman kapat›ld›¤›n›n bilincinde olmak zorun-day›z. Özellikle de aç›k faflizm koflullar›nda(12 Eylül askeri cunta dönemleri gibi) bu türkurumlar›n hemen hepsi devlet taraf›ndan ka-pat›lmaktad›r. Sadece bu gerçekli¤i dahi gözönünde bulundurursak bizimki gibi ülkelerdeesas mücadele ve örgüt biçiminin bu tür ör-gütlenmeler olmad›¤› gerçekli¤i aç›k ve netbir flekilde alg›lanm›fl olur. Tersi anlay›fl vepratik politikalar sa¤-liberal çizgilerdir. Butür oluflumlar›n, yani aç›k (legal) olanaklar›nesas çal›flma olarak belirlenece¤i ülkeler an-cak faflizmin hüküm sürmedi¤i kapitalist-em-peryalist ülkeler olabilir.

Özcesi, bu tür olanaklardan devrim içinyararlanmay› reddetmek veya küçümsemekne kadar yanl›fl ve tehlikeli bir anlay›fl ise, buolanaklar›n gücünü; önem ve ifllevini abart-mak da tehlikeli sa¤ anlay›flt›r.

Geçmiflin bir çok radikal küçük burjuva

örgüt ve partilerinin sa¤ tasfiyeci kulvara sav-rulmalar›n›n politik arka palan›nda yatanönemli bir neden de legal örgütlenme ve ola-naklar›n gücünü abartmalar›d›r. Bir çok kü-çük burjuva hareket genel siyasal çizgilerininülke gerçekli¤inden kopuk, sa¤ veya sol oldu-¤unu görüp sorgulamak yerine genelikle sa¤-dan yorumlayarak reformist-tasfiyeci kulvarademirlenmifllerdir. Sol’dan yorumlamaya ça-l›flan bir k›s›m ak›m ise bir yandan sa¤c›lafl›r-ken öte yandan ise anarflist veya Troçkist olupç›kt›lar.

Reformist-tasfiyecilik ve sa¤ oportünistçizgilerin daha çok boy verdi¤i tarihsel politikkoflullar devrimci dalga ve durumun alt dü-zeylerde seyretti¤i dönemlerdir. Bu durumTürkiye-Kuzey Kürdistan’da Irak savafl› ön-cesine kadar önemli derecede etkisini sürdür-mekteydi. Emperyalist iflgal ve ilhak karfl›t›tepkilerin dünya ve ülkede bafl göstermesi budurumun belli oranda k›r›lmas›n› da berabe-rinde getirdi. 1996 y›l› 1 May›s’›ndan sonrailk kez böylesine kitlesel 1 May›s kutlamas›-n›n gerçekleflmifl olmas› devrimci durumdakiyükselmenin belirgin bir göstergesi oldu.

Belirtmek gerekir ki Maoist hareket de da-hil bütün devrimci politik yap›lar ‘95-96 son-ras› da örgütsel olarak çok ciddi darbeler ald›.Bu durum ‘99 y›l›nda PKK önderli¤inin esirdüflmesi ve arkas›ndan silahl› mücadeleyidurdurmas›, dahas› devrimci ulusal çizgisin-den ciddi k›r›lmalar›n bafl göstermesiyle dahada h›zlanm›fl oldu. Bu geliflmeleri feodal- bur-juvazi yerinde ve zaman›nda kullanarak refor-mist-tasfiyecili¤in önünü daha da açt›.

1990’l› y›llar›n bafl› ve ortalar›na do¤ruTDKP, Dev-Yol, Kurtulufl, TKEP vb. gibi kü-çük burjuva ak›mlar›n bir bir yasalc›-tasfiyecikulvara evrilmelerinin tarihsel arka plan›ndaRusya ve Arnavutluk yönetimlerinin kendiyüzlerindeki sosyalist maskeyi ç›kar›p atma-lar›n›n yan›s›ra, 12 Eylül Askeri faflist cuntas›ve faflist diktatörlü¤ün ‘93 konseptini gör-mezlikten gelemeyiz. Yak›n geçmifl aç›s›ndanise bu durum kendisini daha çok 19 Aral›k2000 y›l›nda devletin hapishanelere yönelikgerçeklefltirdi¤i katliamlar ve arkas›ndan dev-reye sokulan tasfiye hareketiyle göstermifltir.

Bugün ise Avrupa Birli¤i’ne (AB) üyelikmaskesi alt›nda reformist-tasfiyecili¤in önünü

9

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 8: Sınıf Teorisi - Sayı 3

daha fazla açmak istiyorlar. Bunun da pratikayaklar›n› daha önce sözünü etti¤imiz kurumve kurulufllar arac›l›¤›yla topluma empoze et-meye çal›flmaktad›rlar. Bunda geçmiflinPKK’si günümüzün ise KADEK’i önemli roloynamaktad›r. KADEK, çok s›n›rl› ve darlafl-t›r›lm›fl ulusal talepleri elde etme ad› alt›ndaAvrupa Birli¤i’ne üyeli¤i hararetli bir flekildesavunmaktad›r.

Devlet ise emperyalist devletlere kendisinidaha çok pazarlamak için k›smi de olsa sö-züm ona “reform paketleri” haz›rlamaktad›r.AB’ye kölece ba¤lanma projesini toplum üze-rinde nüfuz ettirmenin payandalar› olarak isedaha çok “sivil toplum örgütleri”ni kullan-maktad›r.

Devrimci radikal güçlerin arka arkaya ald›¤›bu darbe ve yenilgiler beraberinde silahl› müca-deleye, özellikle de köylü gerilla savafl›na yöne-lik ideolojik sald›r›lar› daha da h›zland›rd›.

Bu tasfiyeci süreçten Maoist parti deönemli derecede nasibini ald›. Son on y›ll›k ta-rih bilincimizi yoklad›¤›m›zda, Maoist parti-nin en fazla güç kayb›na u¤ramas› ve a¤›r dar-beler almas› bu zaman dilimi içerisinde ger-çekleflmifltir.

Her s›n›f kendi bildi¤i gibi savafl›r. Bizimiçin tayin edici olan Maoist partilerin s›n›fmücadelesi içerisindeki yeri ve önemidir. Buba¤lamda öncelikli olarak kendi eksik ve ha-tal› yanlar›m›zdan ö¤renmesini bilmek zorun-day›z. Yoksa feodal burjuvazi kendi sisteminekarfl› olan siyasi güçleri, özellikle de radikalgüçleri kendi potas›nda eritmek için her türlüyola baflvurur. Bu, onun için vazgeçilmez si-yaset tarz›d›r. Ancak bizler ayn› siyaset tarz›-n› güdemeyiz. Mevcut sistemi her bak›mdany›kmak için yola ç›km›flsak, o halde baflar›s›z-l›klar›m›z›n da esas nedenini kendi yanl›fl vehatal› siyaset tarzlar›m›zda aramam›z zorun-ludur. Hatalar›m›z›n esas kayna¤›n› d›fl fak-törlere ba¤layarak siyaset yapamay›z. Bu,idealist bir anlay›fl ve çözümleme tarz›d›r.Meselenin kilit noktas› neden-niçin hata yap-t›¤›m›z; bunun iç ve d›fl faktörlerini, subjektifve objektif koflullar›n› birlikte ele al›p çözüm-leme yapmak oluflturmal›d›r. Bu sorgulama-daki diyalektik yöntem ise iç faktörlerin tayinedicili¤i bilincinden hareket etmek olmal›d›r.Baflkan Mao konuya iliflkin flu bilimsel-poli-

tik belirlemeyi yapmaktad›r:“Hiçbir komünistin akl›ndan ç›karmamas›

gereken temel çal›flma yöntemi, çal›flma siya-setlerimizi somut duruma göre belirlemektir.Yapt›¤›m›z hatalar›n nedenlerini araflt›rd›¤›-m›zda, bunlar›n hepsinin, belirli bir zaman veyerdeki gerçek durumdan uzaklaflt›¤›m›z veçal›flma siyasetlerimizde öznelci davrand›¤›-m›z için ortaya ç›kt›¤›n› görüyoruz. Bu, bütünyoldafllara ders olmal›d›r.” (cilt:4, Sf 221)

Politikan›n güçle yap›ld›¤›n› devrimci si-yasetle ilgilenen herkes bilir. Bu gücü olufltur-mak için de önce do¤ru bir görüfl aç›s›na sa-hip olmak sonra ise bu görüfl aç›s› do¤rultu-sunda örgütsel güçleri harekete geçirmek baflkofluldur. Küçükten büyü¤e, basitten karmafl›-¤a do¤ru ad›m ad›m örgütsel güçleri gelifltir-mek ve kurumlaflt›rmak devrimin temel ör-gütsel mant›¤›d›r. Bunun için de kitle dernek-lerine iliflkin politik-perspektif do¤rultusundahareket etmemiz flartt›r. Yoksa belirlenen te-orik politikalar pratik politikalara dönüfleme-yecektir. Her mücadele biçimine uygun örgütbiçimi yaratmak flartt›r. Daha aç›kças› aç›k(legal) mücadele biçimini reddetmiyorsak bu-na uygun da örgüt ve örgütlenme biçimleri ya-ratmak zorunday›z. Bu da elbetteki bir-iki güniçerisinde gerçekli¤e dönüflmez. Do¤rulardainatç› ve sab›rl› olmak baflar› için temel anahtar-d›r. Yoksa sab›rs›z ve aceleci bir ruh haliyle he-men baflar› beklentisine girmifl oluruz ki bu daküçük burjuvazinin günü kurtarmak için yürüt-tü¤ü çal›flma tarz›ndan baflka bir prati¤e hizmetetmifl olmaz. Bu alanda hala belli bir yetersizlikve eksiklikler tafl›m›fl olsak da yine de yeni yö-nelime koflut olarak önemli mesafeler kaydetti-¤imizi söyleyebiliriz. Bu da bu alanlara iliflkinyönelimimizin do¤rulu¤unu ortaya koymakta-d›r. Ancak yapt›klar›m›z henüz yeterli de¤il.Daha çok üretmek, daha çok çaba sarfetmek zo-runday›z. Hem de bunu, enerjimizi on kat›na ç›-kartarak yapmal›y›z. Bu çal›flmalar›m›z bu aç›kalanlar›n kurumsal varl›¤› sistem taraf›ndan en-gellenmedi¤i sürece de devam edecektir. Hemde daha kurumsallaflarak. Çünkü bu mevzileridevrimin çeliflkilerini çözmek için yard›mc›kuvvet olarak kullanmak mecburiyetindeyiz.Biz bu araçlar› devrim için kullanamazsak fe-odal burjuva partiler ve ara ak›mlar kendi ç›kar-lar› için kullanmaya devam edecektir.

1 0

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 9: Sınıf Teorisi - Sayı 3

-I-K‹TLE DERNEKLER‹N‹N N‹TEL‹⁄‹ VE AMAÇLARIKitle derneklerinin niteli¤i ve amaçlar›

do¤ru bir flekilde ortaya konulmadan bu alan-daki çal›flmalar›n devrim aç›s›ndan oynad›¤›ifllevi de yeterince bilince ç›kartamay›z. Legalçal›flman›n illegal çal›flmayla diyalektik ba¤›n›kurmak ve bu olanaklar› devrimin asli politikgörevlerine tabi k›lman›n yolu bu olanaklar›nniteli¤ine iliflkin do¤ru bir görüfl aç›s›na sahipolmaktan geçer. Bu ba¤lamda öncelikli olarakkitle derneklerinin niteli¤inden ne anl›yoruzsorusunu yan›tlamak zorunday›z. Niteli¤indo¤ru bir flekilde ortaya konulmas› beraberin-de kitle derneklerinin amaçlar›na iliflkin do¤rufikirleri de ortaya ç›kartm›fl olacakt›r. Çünküamaç ve nitelik birbirinden ayr›lmaz bir bütü-nü oluflturur.

A-Kitle Derneklerinin Niteli¤iHer örgüt ve örgütlenme bir ihtiyaçtan do-

¤ar. En özlü ifadeyle, örgüt ve örgütlenme bir-den fazla kiflinin kolektif bir flekilde ayn› ifliyapmas›d›r. Bu durum kolektifli¤in ilk ad›m›olarak ortaya ç›kt›¤› gibi toplumsal yaflam de-vam etti¤i müddetçe bu örgütlülük de devamedecektir. Siyasi örgüt ve partileri bununla ka-r›flt›rmamal›y›z. Siyasi örgüt ve partiler bellibir s›n›f›n ihtiyac› olarak ortaya ç›kar. Söz ko-nusu s›n›flar ad›m ad›m ortadan kalk›nca bupartiler de tarih sahnesinden silinmifl olur. Da-ha aç›k bir deyiflle tüm politik kurum ve kuru-lufllar s›n›flar›n ortadan kalk›fl›na koflut olarakortadan kalkacakt›r. K›sacas›, mevcut sistem

içerisinde kurulu bütün kurum ve kurulufllarbelli bir politik nitelik tafl›maktad›r. Bu ku-rumlar›n hepsi de s›n›fl› toplumlarda üst yap›kurumu içerisinde ele al›n›p de¤erlendirilir-de¤erlendirilmelidir. Dolay›s›ylad›r ki bütünkurum ve kurulufllar belli bir s›n›f›n politikkarakterini tafl›yarak o s›n›fa hizmet eder. Fa-kat bu, bütün kurum ve kurulufllar›n ayn› nite-li¤i tafl›d›¤› anlam›na da gelmez-gelmemeli-dir.

Lenin yoldafl›n dikkat çekti¤i gibi “Her-

hangi bir örgütün niteli¤ini do¤al ve kaç›-

n›lmaz olarak belirleyen fley, o örgütün ey-

leminin içeri¤idir.”

Bu bilinçten hareketle “kitle dernekleri”diye politik bir kavramdan söz ediyorsak o za-man sözü edilen tüm derneklerin belli taleplerve amaçlar do¤rultusunda eylemlilikleri desöz konusudur. Burada meselenin kilit nokta-s›n› ise söz konusu eylemliliklerin içeri¤i olufl-turmaktad›r. Bu bafll›k alt›nda tart›flmas›n›yapmak istedi¤imiz konu tam da buras›d›r.

Bu örgütler hangi özgün ekonomik, sos-yal, sportif, kültürel vb. talep ve amaçlar do¤-rultusunda kurulursa kurulsun ancak bu ör-gütlerin hiçbiri de önümüzdeki siyasal devri-mi gerçeklefltirecek güç ve nitelikte de¤ildir-olamaz.

Bu ne demektir? Bunun, özellikle de bizimki gibi faflist dik-

tatörlü¤ün hüküm sürdü¤ü ülkelerde ald›¤›-alaca¤› boyutlar sistem taraf›ndan afla¤›dakis›n›rlar temelinde çizilmifltir veya çizilmeyemahkum edilmifltir:

Birincisi, mevcut durumda dünyan›n her-hangi bir ülkesinde Sosyalist veya Yeni De-mokratik Devrimi kans›z-bar›flç›l yoldan ger-çeklefltirmenin imkan› yoktur. S›n›fsal kurtu-lufl özneli devrimler dünyan›n neresinde olur-sa olsun ZOR örgütlenmeden yap›lamaz.Çünkü hakim sömürücü s›n›flar kendi gönülr›zalar›yla iktidarlar›n› proletarya ve ezilenhalka b›rakmazlar. Bu ba¤lamda Yeni ‹ktidar-lar› kurman›n anahtar› Mao’nun dedi¤i gibi“Namlunun Ucundad›r!”

‹kincisi, bu tür kurumlar›n herhangi biri-si do¤rudan komünist bir örgüt ve kurumolamaz.

Üçüncüsü, bu tür legal kurumlar mevcutsistemlerin yasal s›n›rlar› çerçevesinde izinli

1 1

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Belirtmek gerekir ki Maoist hareket de dahilbütün devrimci politik yapılar ‘ 95-96 sonrası daörgütsel olarak çok ciddi darbeler aldı. Bu du-rum ‘ 99 yılında PKK önderli inin esir dü mesive arkasından silahlı mücadeleyi durdurması,dahası devrimci ulusal çizgisinden ciddi kırılma-ların ba göstermesiyle daha da hızlanmı oldu.Bu geli meleri feodal- burjuvazi yerinde ve za-manı nda kullanarak reformist-tasfiyecili inönünü daha da açtı.

Page 10: Sınıf Teorisi - Sayı 3

olarak kurulmufl aç›k derneklerdir. Gerici si-yasal sistemler ç›karlar›n› tehlikeye düflürendernekleri ya hemen kapat›rlar ya da kapat-man›n yolunu ararlar. Dolay›s›yla bu tür çal›fl-ma alanlar›n› “biricik”, “temel” çal›flma alan-lar› olarak tespit etmek devrim ve parti aç›s›n-dan legalizm ve tasfiyeciliktir. Buralardandevrim için yararlanmak farkl›, ama bu alan-lar› olmazsa olmaz temel çal›flma alanlar› ola-rak belirlemek ise farkl› fleydir. Bu olanaklar›“temel”, “biricik” veya “bafll›ca alanlar” ola-rak de¤erlendirmek, bunlars›z devrim gerçek-leflmez anlay›fl›n› savunmak demektir. Önem-li görevler içerisindedir ama devrim için vaz-geçilmez temel görevler de de¤ildir. Öyle ol-sayd› legal dernekler olmadan devrim olmazanlay›fl›n› savunmam›z gerekirdi. Ya da legalolanlaklar sistem taraf›ndan kapat›ld›¤› du-rumda devrim faaliyetini durdurmam›z gere-kirdi. Bu, legal çal›flmay› esas alan legalizm-den baflka bir flekilde ifade edilemez.

Sistem, b›rakal›m söz konusu legal kitlederneklerini kapatmay› bir kenara ifline gel-medi¤i zaman kendi yasal parlamentosunudahi kapat›yor-kapatmaktad›r. Çünkü gericidevletler için polis, ordu, mahkemeler, hapis-haneler vb. gibi hakimiyet arac› olan kurum-lar d›fl›nda kalanlar›n hiçbir kal›c›l›¤› yoktur.

Dördüncüsü, ad› geçen legal kitle dernek-lerindeki bütün toplant›lar düzenin polisleritaraf›ndan izlenip denetlenmektedir. Bir bafl-ka deyiflle söz konusu dernekler içerisindekitleye yönelik izinsiz aç›k toplant›lar yap-mak yasak ve suçtur.

Beflincisi, söz konusu dernekler içerisindeveya toplant›larda illegal bir parti ad›na do¤-rudan bir konuflma yapmak ve faaliyette bu-lunmak sistem taraf›ndan suç unsuru olarakbelirlenip yasaklanm›flt›r.

Alt›nc›s›, feodal faflist ve gerici diktatör-lüklerin demokrasi düflman› yasalar›ndan do-lay› bu tür ülkelerde komünist partisi hem birbütün olarak hem de her bir çekirde¤i bak›-m›ndan illegal olmak zorundad›r.

Komünist partisinin her bir çekirde¤ininillegal olmas› zorunlulu¤uyla bu alanlarda fa-aliyet yürütmeyi birbirine kar›flt›rmamal›y›z.Bu alanlarda parti faaliyetini yürütmekten“ben komünist partiliyim” diye kendisini ta-n›tmak anlafl›lamaz-anlafl›lmamal›d›r. Aksianlay›fl ve çal›flma tarzlar› partiyi legallefltiren

reformizm; legalizm ve tasfiyeciliktir.Yedincisi, legal derneklerin tümü kurulufl

amaçlar› bak›m›ndan homojen bir özgünlükoluflturmamaktad›rlar. Her biri ayr› özgünlük-ler üzerinden kurulmufl derneklerdir. Bundandolay› da ayr› nitelik tafl›maktad›rlar. Örne¤inekonomik, demokratik, mesleki, kültürel, sos-yal, cinsiyet, sportif, yöresel (köy, kasaba, fle-hir dernekleri gibi), akademik, gençlik vb. vb.derneklerin hepsi de farkl› amaçlar› ifade et-mektedir. Hepsinin de en belirgin ortak özel-li¤i mevcut sistemin yasalar›n›n izin verdi¤is›n›rlar kapsam›nda aç›k bir flekilde kurulmuflolmas› ve yönetimlerini afla¤›dan yukar›yado¤ru seçimle gerçeklefltirmifl olmalar›d›r.

Sekizincisi, legal dernekler sosyal, sn›fsalbileflimi bak›m›ndan hem tek hem de çok çe-flitlidir. Daha aç›k bir deyiflle bu derneklerinkitlesel bileflimi tek bir s›n›ftan meydana gel-di¤i gibi (örne¤in iflçi sendikalar› gibi) bir çoks›n›f ve tabakadan da (örne¤in küçük ve ortaburjuva esnaf ve zenaatkarlar›n kurdu¤u der-nekler, köy kooperatifleri gibi) meydana gel-mektedir.

TÜS‹AD ve T‹SK (Türkiye ‹flverenlerSendikas› Konfederasyonu) gibi kurumlar› sö-zünü etti¤imiz legal kitle dernekleriyle kar›fl-t›rmamak gerekir. Bu derneklerin kitle dernek-leriyle uzaktan yak›ndan alakas› yoktur. Bun-lar›n hepsi de bir avuç komprador-bürokratburjuvazi ve büyük toprak a¤alar› taraf›ndankendi siyasi-ekonomik ç›karlar›n› korumak-savunmak amaçl› kurulmufl derneklerdir.

MÜS‹AD (Müstakil Sanayici Ve ‹fl Adam-lar› Derne¤i): Bu dernek gerici feodal islamiideolojiyi savunan Türk milli burjuvazisininsa¤ kanad›n›n kapitalistleri taraf›ndan kuru-lmufltur. Bu kesimin daha çok bat›l› emperya-list devletlerle, özellikle de Alman emperya-lizmiyle iflbirli¤i söz konusudur. Bir bütünolarak uflak bir s›n›f de¤il ama devrimci–ileri-ci bir s›n›f da de¤ildir. Demokratik devrimi is-temeyen milli burjuvazinin karfl›-devrimcisa¤ kesimini temsil etmektedir.

Dolay›s›yla ad› geçen dernekleri kitle der-nekleri içerisinde saymak do¤ru bir bak›fl aç›-s› olamaz. Buralara üye olmak ve üye olarakkabul edilmek için ya ekonomik-siyasi olaraksöz konusu s›n›fa ait olmal›s›n ya da bu s›n›f-lar›n ideologlar›ndan olmak flartt›r.

1 2

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 11: Sınıf Teorisi - Sayı 3

Kitle dernekleri denilince bununla, Yeni

Demokratik Devrim’in s›n›f bileflenlerinin

içinde yer ald›¤› dernekleri anlamal›y›z.

Tüm bu faktörlerden hareket edildi¤indelegal kitle derneklerinin dolays›z bir flekildemevcut siyasi iktidar› hedefleyen politik kitleörgütleri olmad›¤› aç›kt›r.Yukar›da s›ralad›k-lar›m›z kitle derneklerinin niteli¤ini aç›k venet bir flekilde ortaya koymaktad›r.

Burada bir noktan›n alt›n› çizmek istiyo-ruz: Söz konusu örgütler kendi özgün taleple-ri ve yasal s›n›rlar çerçevesinde kurulmufl daolsa ancak bu, kitle derneklerinin mücadelele-rini politik iktidar mücadelesinin hizmetinesokmayaca¤›-sokulmamas› gerekti¤i siyaseti-ni getirmez. Hangi aç›k kitle kurum ve kuru-luflu olursa olsun aslolan bu kurumlar›n mü-cadelesini politik iktidar mücadelesine tabik›larak ele almakt›r. Bir kurumun devletin ya-sal izniyle kurulmas› o kurum veya kurumla-r›n her türlü mücadelesini de devletin tan›d›¤›s›n›rlar çerçevesinde sürdürmesi anlam›nagelmez-gelmemelidir. Bu, devrim için hiçbirkatk› sunmamakla efl anlaml›d›r.

Burada kavaran›lmas› gereken ana halka,ad› geçen kurumlar›n özgün talepleri için yü-rüttükleri mücadelenin siyasi mücadeleyledo¤ru-diyalektik ba¤›n› kurup kurmamakt›r.Tersi durumda ekonomizm ve sosyal refor-mizmin batakl›¤›na düflülmüfl olunur.

B- Kitle Derneklerinin Amaçla-r›

Daha önce ifade ettik. Kitle dernekleri çokçeflitlidir. Bu çeflitliliklerin kayna¤›nda ise öz-gün sorunlar temelinde kurulmalar› yatmakta-d›r. Örne¤in iflçi s›n›f›n›n ekonomik talepleriniçözmek amaçl› kurulan sendikalarla, birTMMOB, TTB gibi mesleki dernekler veyabir demokratik kitle denekleri veya kültür der-neklerinin kurulufl amaçlar› farkl›d›r. Yaln›z fluda var ki, bu dernekler her ne kadar özgün so-runlar odakl› kurulmufl olsa da ancak denilebi-linir ki, bir çok derne¤in talep ve hedefleri ara-s›nda ekonomik sorunlar da mevcuttur.

Bu çok çeflitli derneklerin bafll›calar› içerisin-de yer alanlar› önem s›ras›na göre s›ralayal›m:

Sendikalar: Bunlar, iflçi s›n›f›n›n ekono-

mik mücadele örgütleridir. Halihaz›rda iflçile-rin üyesi oldu¤u Türk-‹fl, D‹SK ve HAK-‹fiad›nda üç büyük sendika söz konusudur. Herüç sendika yönetimine hakim olan güçler dü-zenin feodal-burjuva partileridir. Bu sendika-lar içerisinde en çok üyeye TÜRK-‹fl sahiptir.TÜRK-‹fl yönetimi kuruluflundan beri egemens›n›f partilerinin çizgisinde hareket etmifltir.Bu sendika a¤alar›n›n ço¤unlu¤u daha sonraCHP’den milletvekili seçilerek parlamentoyagirmifllerdir. Dolay›s›yla bugüne kadarki gel-mifl geçmifl bütün sendika baflkanlar› gerici,reformist çizgide olup sisteme yedeklenmiflsendika a¤alar›d›r.

D‹SK ise, kuruluflundan 12 Eylül cuntas›-na kadar bir dönemin Rus sosyal emperyaliz-minin modern revizyonist çizgisinde hareketeden TKP’nin ideolojik-siyasi denetimi alt›n-dayd›. Gelinen aflamada ise CHP çizgisindehareket etmektedir.

HAK-‹fi: Bu sendika 12 Eylül öncesi‘70’li y›llarda Türk-‹fl ve D‹SK’e alternatifolarak Saadet Partisi öncellerinden Milli Se-lamet Partisi’nin feodal islamc› burjuva çizgi-sinde kurulmufltur. Varl›¤›n› hala da sürdür-mektedir.

Bilindi¤i gibi, son y›llarda memur kesimitaraf›ndan kurulan sendikalar da söz konusu-dur. Bu sendikal örgütlerin kuruluflunun odakmerkezini de memurlar›n ekonomik haklar›n›elde etme oluflturmaktad›r. Tümü ekonomikamaçl› örgütler olsa da ancak bu örgütlerin ku-rulufl amaçlar› içerisinde sosyal, akademik vedemokratik içerikli talepler de söz konusudur.

Mesleki dernekler: TMMOB, TTB, Ba-rolar Birli¤i vb. gibi. Bu dernekler mimar-mühendis, doktor ve avukatl›k mesle¤indenolanlar taraf›ndan daha çok mesleki sorunlar›-n› çözme amaçl› kurulmufl örgütlerdir. Sine-ma sanatç›lar›n›n kurdu¤u dernekler de bumesleki dernekler içerisindedir.

Hümaniter kurulufllar: Bu ve benzeri adlaralt›nda kurulan dernekler yaz›m›z›n girifl bölü-münde de ifade etti¤imiz gibi emperyalizm tara-f›ndan kitlelerin kendili¤inden gelme eylemleri-ni kendi ç›karlar› do¤rultusunda yönlendirmekiçin kurulmufl (kurulmufl olmasa da, sonras›ndakendi etki alan›na almaya çal›flt›¤›) derneklerdir.Bir baflka deyiflle bu gibi örgütler “sivil toplumörgütleri”(NGO) olarak bilinmektedir.

1 3

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 12: Sınıf Teorisi - Sayı 3

Bu, vb. dernekler her türlü savafla karfl› ol-ma ad› alt›nda esasta s›n›fsal ve ulusal kurtu-lufl mücadelerinin fliddet temelinde yürütül-mesine karfl›d›rlar. Bu kurumlar›n toplum üze-rinde reformist düzlemde ciddi bir ideolojik-siyasi nüfuzlar› mevcuttur. Bu kurumlar ülke-de ‘80’lerin ortalar›ndan sonra kurulmaya bafl-land›. Ekonomik olarak emperyalizm taraf›n-dan finanse edilmektedirler.

Alevi Dernekleri: Bu dernekler, sözdeAlevi mezhebinin dinsel-kültürel ve sosyal so-runlar›n› çözmek için kurulmufl derneklerdir.Bir bak›ma politik amaçl› kurulufllard›r. Fakatbu derneklerin hiçbirisi de mevcut sistem içe-risinde Alevi mezhebini dinsel ve kültürel bas-k›dan kurtaracak politik bir güç ve karakteresahip de¤ildir. Hepsi de sistem içi hareket tar-z› izlemektedir. Bu dernekler kendi içerisindeayr› gruplar fleklinde örgütlenmifllerdir. Bun-lar›n bafll›calar› Ehli-beyht’çiler, Hac› Bektafl-ç›lar, Cem evleri ve Pir Sultan Abdal KültürDernekleri (PSAKD)’dir. Bu oluflumlar içeri-sinde esasta ilerici karakter tafl›yan derneklerson ikisidir. ‹lk ikisi gerici ve ayn› zamandadevletçi bir politik durufl sergileyerek s›n›fsalkurtulufl mücadelelerinin karfl›s›nda yer al-maktad›r.

Bu dernekler çat›s› alt›nda mezhepsel te-melde de olsa önemli bir kitle toplanm›flt›r.

Bu oluflumlar talepleri ve amaçlar› bak›-m›ndan esasta demokratik bir karakter tafl›rkentabanlar› bak›m›ndan ise yine bu hakl› ve ileri-ci taleplerinden dolay› çok güçlü devrimci po-tansiyale sahiptirler. Devlet bu devrimci potan-siyelin s›n›fsal kurutulufl mücadelesine akma-mas› için bu tür oluflumlar› çeflitli yol ve yön-temlerle denetimi alt›na al›yor-almaya çal›fl›-yor. Devlet, özellikle de Hac› Bektafli gericilerive takipçilerinin Kemalist devletle ideolojik-si-yasi yak›nl›¤›n› kullan›p Alevi mezhebinin ta-rihsel-ilerici yönünü boflaltarak sistemle siyasiolarak bütünlefltirmeye çal›fl›yor.

Yöresel Dernekler: Bu dernekler nüfusbak›m›ndan büyük flehir merkezlerinde (‹s-tanbul, Ankara, ‹zmir, Adana, Bursa gibi) ve-ya kazalarda yo¤unluklu olarak yaflayan bafl-ka il ve ilçelerin, hatta ayn› köyden insanlar›nbir araya gelerek sosyal-kültürel amaçlarlakurmufl olduklar› derneklerdir. Büyük flehirmerkezlerinde kurulan derneklerin ço¤unlu-

¤unu, hem de yüsde 70’ni yöresel (hemflehir-li) dernekler oluflturmaktad›r. Bu durum ‹s-tanbul için geçerli oldu¤u gibi sözünü etti¤i-miz illerde de benzer dernekler yayg›nd›r. Bugibi dernekler içerisinde mevcut durumda po-litik bak›mdan en ileriyi temsil eden dernekise Dersim ve Dersim’in küçük yerleflim bi-rimleri ad›yla kurulan derneklerdir. Bunun d›-fl›nda di¤er iller ad›yla kurulan derneklerinhemen hepsi (istisnalar hariç) bir tabela der-ne¤i olmaktan ve y›lda bir kez kendi il ve yö-resini temsilen geleneksel flölen (gece vb.) ha-z›rlamaktan öteye geçmemektedir. Her fleyekarfl›n bu derneklere üye olan çokca insan var.Fakat ifllemiyor-iflletilmiyor. Bu dernekleriçerisinde ileride do¤ru bir perspektif ve poli-tika do¤rultusunda çal›flma yap›l›rsa o durum-da bu dernekler de t›pk› Dersim dernekleri gi-bi devrimin hizmetine sokulabilir.

Cinsiyet özlü kurulan dernekler: Budernekler çok çeflitlilik arz etmektedir. Örne-¤in feminist kad›n dernekleri, “sosyalist fe-ministler” ad›yla ve küçük burjuva devrimciak›mlar›n inisiyatifinde kurulan dernekler.Dahas› orta burjuva (Türk veya Kürt) parti-ler ve komprador burjuva partilerin kollar›olarak kurulan kad›n dernekleri çok çeflitlipolitik nitelik tafl›maktad›rlar.

Çevreci Dernekler: Bu dernekler çevrekirlili¤ini önlemek; do¤ay› kirletip zehirleyenpetrol at›klar›ndan, nükleer ve kimyasal gaz-lardan korumak amaçl› kurulmufltur.

Spor kulüpleri: Bu kulüplerin oldukçafazla say›da üyesi bulunmaktad›r. Özelliklede futbol kulüplerinin üyeleri hayli kabar›kt›r.Sporu, baflta da futbolu, Türk hakim s›n›flar›t›pk› ‹spanya’n›n faflist Franko’su, Protekiz’inSalazar’› gibi kitleleri uyuflturup-yönetmekiçin kullanmaktad›r. Bu tür kulüplere hakimolan mafya-devlet iliflkisi üzerinde flekillenengüçlerdir. Dünyan›n bir çok ülkesinde böyle-dir. Milyonlarca emekçiye bu vb. spor etkin-likleri üzerinden nüfuz etmek isteyen partilervar. Bir afyon gibi kullan›lmak istenen bu ku-lüplerin en üst yöneticileri hariç geri kalanla-r›n hepsi yoksul ve orta halli emekçi çocukla-r›d›r. Dolay›s›yla milyonlar›n ilgi duydu¤u buspor kulüplerine üye taban kitleyi ister dernekisterse de¤iflik araç ve yöntemlerle örgütle-

1 4

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 13: Sınıf Teorisi - Sayı 3

mek devrimci görev olarak bilinmelidir.Demokratik Kitle Dernekleri: Bunlar;

komünist, devrimci, ilerici-demokrat ve Kürtulusalc› grup ve partiler inisiyatifinde tutuklu-larla dayan›flma, kültür, tiyatro, müzik, sanat-edabiyat vb. etkinlikleri gelifltirmek amaçl›kurulmufl ve ayn› zamanda demokratik müca-delede yer almay› önüne görev olarak koymuflderneklerdir.

Mevcut durumda ülke ve dünyada politikgeliflmeler karfl›s›nda yeterli düzeyde olmasa dadevrimci, demokratik durufl sergileyen bu ku-rumlard›r. Buna, daha önce vurgusunu yapt›¤›-m›z baz› sendika flubeleri, Dersim Yöre Der-nekleri, PSAKD gibi devrimci, demokratlar›nhakim oldu¤u dernekleri de eklemek gerekir.

Yukar›da s›ralad›¤›m›z bu çok çeflitli kit-le dernekleri d›fl›nda baflkaca özgün amaçlardo¤rultusunda kurulmufl irili-ufakl› bir dizidernek söz konusudur. Örne¤in, mahalle vesemtlerde “sosyal yard›mlaflma”, “tüketiciyikoruma dernekleri”(bu derneklere on binler-ce küçük ve orta burjuva düzeyde mülk sahi-bi üye olmufltur.), gibi dernekler...

-II-K‹TLE DERNEKLER‹N‹

ÖRGÜTLEMEDE ÖNEM‹NEUYGUN

SINIFLANDIRMA YAPMAK

Kitle derneklerinin nitelik ve amaçlar›n› or-taya koyduk. Bu derneklerin çat›s› alt›nda fark-l› s›n›f ve tabaklardan kitlenin yer ald›¤›ndan dasöz ettik. fiimdi ise söz konusu kitle dernekleriiçerisinde öncelikli olarak hangisi veya hangi-leri içerisinde faaliyet yürütmeliyiz sorusunayan›t bulmaya çal›flal›m.

‹lke olarak kitle dernekleri içerisinde çal›fl-may› reddetmeyiz. Hatta bu kitle derneklerine,özellikle de sendikalar içerisinde en gerici s›-n›flar bile hakim olsa yine de buralardaki çal›fl-ma reddedilmez-reddetmeyiz. Tersi anlay›fl vepratikler kitleleri gericilere teslim etmeye hiz-met eder.

Bu, devrim için ne denli gerekli ve do¤rubir devrim mant›¤› ise, ad› geçen kitle dernek-leri aras›nda bir ayr›ma gitmek de devriminmant›¤›d›r. fiüphesiz ki devrim aç›s›ndan birfleyin önemi o fleyin devrim için oynad›¤› rolve görevle ilgilidir. Bu bilinçten hareket edil-di¤inde söz konusu kitle dernekleri içerisindeiflçilerin ekonomik amaçl› olarak kurdu¤usendikal örgütlerin öncelikli kitle derneklerioldu¤u a盤a ç›kar. ‹flçilerin politik mücadelebak›m›ndan örgütlenmesinde esas al›nmas›gereken alanlar birim fabrikalar› özgülündekiillegal örgütlenmeler olacakt›r. Bizim buradatart›flt›¤›m›z, parti hücrelerinin birim fabrika-lar› temelindeki örgütlenmesi üzerine de¤il.Kitle dernekleri içerisinde hangisini esas han-gisini tali ele alaca¤›m›zd›r. Bu da devrimimi-zin bugününe ve gelece¤ine s›n›fsal aç›dan(ideolojik-politik olarak) öncülük ve önderlikedecek iflçi s›n›f›ndan baflkas› olamaz.

Daha aç›kças›, kitle dernekleri içerisinde ifl-çilerin ekonomik kitle örgütü olan sendikalar-da çal›flma yapmak esas al›nmal›d›r. Yoksa ön-cü, önder s›n›f söylemleri soyut ve havada kal-m›fl olur.

Öncü, önder s›n›f olma özelli¤iyle komü-nist örgüt olma özelliklerini de birbirine ka-r›flt›rmamal›y›z. ‹flçi s›n›f›n›n öncü ve önders›n›f olma özelli¤i halk s›n›f ve tabakalar›içerisinde ideolojik ve politik bak›mdan enileri ve devrimci s›n›f› temsil etmesindendir.Bundan hareketledirki günümüzdeki s›n›fsalkurutulufl devrimlerinde ad› geçen s›n›flariçerisinde iflçi s›n›f›n›n öncülü¤ü flartt›r. Do-lay›s›yla bu durumla iflçi s›n›f›na ait her iflçi-nin komünist, bir baflka deyiflle Marksist-Le-ninist-Maoist oldu¤u anlafl›lmamal›d›r. ‹flçis›n›f›n›n en ilerici ve en devrimci s›n›f olma-s› farkl› fley, bu s›n›fa ait her bir iflçinin ko-münist olmas› farkl› fleydir. Bu, tamam›ylaideolojik bir sorundur. Yani bir iflçinin komü-nist olabilmesi için Marksizm-Leninizm-Ma-oizm ideolojisiyle donanmas› flartt›r. K›saca-s›, bir iflçinin üretimde oynad›¤› nesnellikfarkl›, onun Marksist-Leninist-Maoist olmas›farkl›d›r. ‹flçi s›n›f› kendisi d›fl›ndaki di¤er s›-n›flara siyasi olarak önderli¤ini komünistpartisi arac›l›¤›yla yapar.

Lenin yoldafl›n komünistlerin örgütü partiy-le iflçilerin ekonomik örgütü sendikalar aras›n-

1 5

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 14: Sınıf Teorisi - Sayı 3

daki ayr›m noktalar›na iliflkin ekonomistlerleyapt›¤› polemi¤i aktarmakta fayda görüyoruz:

“...Ekonomistlerin hem örgüt, hem de si-yaset sorunlar›nda durmadan sosyal-demok-rasiden trade-unionculu¤a kaymakta oldukla-r› gerçe¤indeydi. Sosyal-demorkasinin siya-sal mücadelesi, iflçilerin iflverenlere ve hükü-mete karfl› iktisadi mücadelesinden çok dahagenifl ve karmafl›k bir mücadaledir. Ayn› bi-çimde ( ve bundan ötürü), devrimci sosyal-de-mokrat partinin örgütlenmesi, kaç›n›lmaz ola-rak, iflçilerin iktisadi mücadele için örgüt-lenmesinden, ayr› türde bir örgütlenme ol-mak zorundad›r. ‹flçilerin örgütü, ilkin sen-dikal bir örgüt olmal›d›r; ikincisi, olabildi-¤ince genifl olmal›d›r; üçüncüsü, koflullarelverdi¤ince gizlilikten uzak, aç›k olmal›d›r(söylemenin gere¤i yok ki, burada olsun, da-ha ileride olsun, sözkonusu olan, yaln›zcaotokratik Rusya’d›r), buna karfl›l›k, devrim-ciler örgütü, her fleyden önce ve esas olarakdevrimci eylemi meslek edinmifl kiflilerdenoluflmal›d›r (iflte bunun için, devrimciler ör-gütünden sözederken, devrimci sosyal-de-mokratlar› kastetmekteyim). Böyle bir örgü-tün üyelerinin bu ortak özelli¤i karfl›s›nda,iflçilerle ayd›nlar aras›ndaki ve hele ayr›meslekler aras›ndaki her türlü ayr›m kesinolarak silinmelidir. Besbelli ki, bu örgüt, pekgenifl tutulmamal› ve olabildi¤ince gizli ol-mal›d›r.” (Ne yapmal›? Sf; 139)

Lenin yoldafl yine ayn› makalesinde iflçile-rin iktisadi mücadeleyi amaçlayan örgütlerisendikal örgütler olmal›d›r vurgusunu yapt›k-tan sonra komünistlerin önüne flu görevlerikoymaktad›r:

“‹ktisadi mücadeleyi amaçlayan iflçi ör-gütleri, sendikal örgütler olmal›d›rlar. Hersosyal-demokrat iflçi, elinden geldi¤i kadar buörgütleri desteklemeli ve bunlar›n içinde etkinolarak çal›flmal›d›r. Bu, böyle olmakla birlikte,“sendikalarda” üyeli¤e yaln›z sosyal-demok-ratlar›n seçilebilmesini istemek, elbette ki bi-zim ç›kar›m›za olan bir fley de¤ildir; çünkü,böyle bir fley, olsa olsa, bizim y›¤›nlar üzerin-deki etkimizin kapsam›n› daralt›r. ‹flverenlereve hükümete karfl› mücadele için birleflmeningere¤ini anlayan her iflçi, sendikalara girebil-melidir. E¤er sendikalar, hiç de¤ilse bilinçlen-menin bu ilkel derecesine ulaflm›fl olan herke-

si birlefltirmezse ve çok genifl örgütler olarakkurulmazsa, sendikalar›n as›l amac›na ulafl-mas› olanaks›zlafl›r. Bu örgütler ne kadar ge-nifl tutulursa, bunlar üzerindeki etikimiz de oölçüde genifl olur. Bu etki, sadece iktisadi mü-cadelenin “kendili¤inden” geliflmesi yüzün-den ileri gelmez, sosyalist sendika üyelerinin,yoldafllar›n› etkilemede gösterdikleri do¤ru-dan ve bilinçli çabadan da ileri gelir.”(age.Sf;141)

Sendikal mücadeleyi sadece iflçilerin eko-nomik mücadelesiyle s›n›rlamak ekonomizmolur. Bunlar yeri ve zaman› geldi¤inde poli-tik talepler için de mücadele yürütmeli ve po-litik mücadele yürüten soyalist, devrimci veilerici güçlere destek sunmal›d›r.

Özcesi, Maoist parti hücreleri bir yandanekonomik mücadeleye önderlik ederken öteyandan sendikalarla, sendikalar içindeki Ma-oist parti hücreleriyle ve sendikal hareketinönderleriyle güçlü bir birlik içinde olmal›d›r.

Burada meselenin kilit noktas›n› legal ola-naklardan do¤ru bir flekilde yararlanmak vebunun illegal mücadeleyle do¤ru diyalektikba¤›n› kurmak oluflturmal›d›r. Bir baflka de-yiflle legal mücadele olanaklar› illegal müca-dele ve partinin hizmetine tabi k›l›narak eleal›nmal›d›r. Tersi anlay›fl ve pratik durufllar le-galizm ve tasfiyeciliktir.

Mevcut durumda iflçi sendikalar› d›fl›ndaönem derecesine göre örgütlenmede a¤›rl›kvermemiz gereken kitle dernekleri memursendikalar› ve mesleki kitle örgütleridir.

Gerilla bölgelerinin özgün sorunlar› ve ih-tiyac›n› göz önünde bulundurdu¤umuzda yo-¤unlafl›lmas› gereken dernekler ise yöreselkitle dernekleri olmal›d›r. Tabii ki burada ön-celikli hedef kitlemiz gerilla bölgeleriyle ya-k›n iliflkisi olan yöre dernekleri olmal›d›r. Yö-re derneklerini özgün sorunlar›yla birlikte da-ha da politiklefltirip aktif hale getirebiliriz.

Do¤ru politikalar›n ›fl›¤› alt›nda uzun erim-li çal›flmalar yürütüldü¤ünde baflar›lmayacakhiç bir fley yoktur. Ad›m ad›m, sab›rl› ve inatç›çal›flaca¤›z. Dört bir tarafa yumruk sallayarakçal›flma yürütmek baflar›y› de¤il, baflar›s›zl›¤›getirir.

Hangi alan ve kurum içiresinde olursa ol-sun bütün ad›mlar›m›z politik iktidar mücade-lesini gelifltirip güçlendirmeye yönelik olma-

1 6

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 15: Sınıf Teorisi - Sayı 3

l›d›r. Her alandaki örgütlenmede ana do¤rul-tumuz Yeni Demokratik Cumhuriyet progra-m›n› kitlelere nüfuz ettirmek olmal›d›r. Bu-nun ilk aya¤›n› da kuflkusuz ki Yeni Demok-ratik Devrim mecras›nda kitleleri seferber et-mek oluflturacakt›r.

Bu alanlar› devrimimizi gelifltirmeninmevzileri yapmal›y›z. Aç›k yasal yollardanalabildi¤ine yararlanmal›; parti yeralt› hücre-leri (illegal) bu tür kitle dernekleri içerisindegizlenebilmeli ve kitlelere nüfuz etmek içinonlar›n politik bilinçlerini gelifltirmelidir.Yoksa sadece deve kuflu misali kendimizi giz-lemeye çal›fl›rsak ketlelerin gücünü toplay›p,onlar›n kuvvetlenebilmelerini sa¤layamaz vepolitik bilinçlerini gelifltiremeyiz. Daha önceiflaret ettik. Hiç kimse bu tür olanaklarla dev-rimin olaca¤› hayaline kap›lmas›n. Dolay›s›y-la çal›flmalarda buralara kal›c›l›k gözüyleyaklafl›lmamal›d›r. Burada kavran›lmas› gere-ken zincirin ana halkas›, bu olanaklar› devri-min lehine kullanmakt›r. Temel perspektifi-miz k›z›l üs alanlar› yaratmakt›r. Bunun yata-¤› da köylük bölgelerdir. Böylesine legal ola-naklar›n artt›¤› bu gibi koflullarda karfl›-dev-rim güçlerinin flehirlerde ne denli güçlü oldu-¤unu belirtmeye gerek yok. Bunu kendi tari-himizle de yaflad›k. 12 Eylül öncesi koflullar›aktarmaya gerek yok. Ama Maoistler de dahilbütün devrimci yap›lar flehirlerin bu görelibüyülü durumuna kap›ld›lar. Ve sonras›nda buyanl›fl ve hatal› çizgileri sonucu cuntan›n ge-lifliyle birlikte bir bir yenilgi almaktan kurtu-lamad›lar. Bugün de benzer durum ve anlay›fl-lar› savunanlar var. “fiehirler öne ç›km›fl” de-yip buralar› mesken tutmaya çal›flan siyasetlergeçmiflte ald›klar› darbelerin ayn›s›n› almak-tan kurtulamayacakt›r. S›rt›n› da¤lara dayay›pköylü gerilla savafl› konusunda yo¤unlaflma-yan bir hareketin flehir merkezlerinde göreligüç elde etmesi onu yenilgi almaktan kurtara-mayacakt›r. Bir yandan karfl›-devrimin “orduvb. savafl güçleri daha tecrübe ve güç kazan-m›flt›r” diyeceksin ama öte yandan karfl›-dev-rim yönetiminin güçlü oldu¤u flehir merkezle-rini esas alacaks›n. Bu anlay›fl hem teorik hemde pratik olarak tutars›zl›k göstermektedir.

Burada bu tür anlay›fl ve pratiklerin ayr›n-t›l› tart›flmas›n› yapmak istemiyoruz. Tart›fl-mas›n› yapmak istedi¤imiz, feodal-burjuva

yönetimin güçlü oldu¤u yerler esas al›narakdevrim mücadelesi kal›c› bir flekilde büyütü-lemez, köylü gerilla savafl› istenilen seviyedegelifltirilemez gerçekli¤idir. Stratejik düflün-mek zorunday›z. Günübirlik ve geçici baflar›-lara göre siyaset yaparsak stratejik hedefimi-ze asla ulaflamay›z. Büyük düflünüp büyük iflyapmak, stratejik planlara uygun taktik politi-kalar gelifltirmektir. Taktik ad› alt›nda strateji-yi yiyen politikalar izlemek genel siyasal çiz-giden sapmakt›r. Özgün durumdur deyip, ge-nel siyasi çizgiyi gözönünde bulundurmadanyap›lan siyaset tarz› oportünizmdir. Yoksa bu-ralarda tabii ki faaliyetlerimiz olacakt›r ve ol-mal›d›r. Ama hangisi esas hangisi ikincil?Hangisi hangisine ba¤l› ve onun hizmetindeolacak? Meselenin kilit noktas›n› bu vb. nok-talar› do¤ru yan›tlamak oluflturmaktad›r. K›-sacas›, ülke devriminin ay›rt edici özellikleri-ni do¤ru kavramak zorunday›z. Yoksa bura-lardaki kitle çal›flmalar›n› reddetmek elbettekido¤ru bir anlay›fl olmaz.

Baflkan Mao k›r-flehir ikileminden hangi-sinin esas hangisinin ikincil oldu¤una ve flehirfaaliyetlerini esas alan sol çizgi sahiplerineiliflkin flu ana vurgularda bulunmaktad›r:

“‹kincisi; çeflitli ‘sol’ çizgiler devrimci sa-vafl ve devrimci üs alanlar› konusunda hatal›y-d›lar. Stalin yoldafl ‘Çin’de silahl› devrim silah-l› karfl›- devrimle savafl›yor. Bu, Çin devrimi-nin ay›rt edici özelliklerinden ve üstünlüklerin-den biridir.’ Stalin yoldafl gibi Mao Zedung

yoldafl da toprak devrimi savafl›n›n ta ilk

aflamalar›nda do¤ru bir görüflle yar›-sömür-

ge ve yar›-feodal Çin’in büyük ve her bölge-

si benzer olmayan, demokrasi ve sanayiden

yoksun bir ülke olmas› nedeniyle; Çin Dev-

riminde silahl› mücadelenin esas mücadele

biçimi oldu¤unu ve esas olarak köylülerden

oluflan bir ordunun ana örgüt biçimi oldu¤u

genifl köylük alanlar›n, Çin devriminin vaz-

geçilmez hayati mevzileri oldu¤unu (Dev-

rimci köyler flehirleri kuflatt›. Ancak dev-

rimci flehirler kendilerini köylerden ay›ra-

mazlar) ve Çin’in ülke çap›nda zaferinin

(bütün ülkenin demokratik olarak birleflti-

rilmesinin) bafllang›ç noktas› olarak silahl›

devrimci üs alanlar› kurabilece¤ini ve kur-

mas› gerekti¤ini de belirtmifltir. 1924-27

devrimi döneminde Guomindang-Komünist

iflbirli¤i yoluyla bir koalisyon hükümeti ku-

1 7

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 16: Sınıf Teorisi - Sayı 3

ruldu¤u zaman, baz› büyük flehirler üs

alanlar›n›n temellerini sa¤lamlaflt›rmak için

proletaryan›n önderli¤i alt›nda köylüllerin

ana gövde oldu¤u bir halk ordusu kurmak

ve köylük alanlarda toprak sorununu çöz-

mek gerekliydi. Toprak Devrimi Savafl› dö-

neminde flehirlerin hepsi güçlü karfl›-dev-

rimci kuvvetler taraf›ndan iflgal edilmifl ol-

du¤undan, üs alanlar›n›n önce karfl›-dev-

rimci yönetimin zay›f oldu¤u k›rsal bölgede

(ana flehirlerde de¤il) ve esas olarak köylü

gerilla savafl›na dayanarak kurulmas›, ge-

niflletilmesi ve sa¤lamlaflt›r›lmas› gerekiyor-

du.”

Mao, demokratik devrimde köylük alanlarve köylü gerilla savafl›n›n temel önemine ilifl-kin vurgular›n› flöyle sürdürüyor:

“Sovyetler Birli¤i’nin bütün dünyada ka-zand›¤› gibi, bütün ülkelerde devrimci kitlele-rin güvenini kazanmak ancak bu yolla mükünolacakt›r. Ancak bu yolla, gerici hakim s›n›flariçin korkunç güçlükler ç›karmak, onlar› kökün-den sarsmak ve iç çözülmelerini h›zland›rmakmümkün olacakt›r. Ancak bu yolla, gelece¤inbüyük devrimi için esas silah olacak bir K›z›lOrdu yaratmak gerçekten mümkün olacakt›r.K›sacas›, devrim dalgas›n›n yükseliflini h›zlan-d›rmak ancak bu yolla mümkün olacakt›r.

Bu dönemde, flehirlerdeki kitle çal›flmas›-

na gelince ana siyaset Beyaz bölgelerdeki ça-

l›flmada do¤ru çizgiyi savunan Liu fiao-fii

yoldafl›n savunduklar› olmal›d›r; yani esas

olarak (sald›r›da de¤il) savunmada bulun-

mak, çal›flmalarda mümkün olan bütün ya-

sal olanaklar› kullanmak (yassall›¤›n kulla-

n›lmas›n› reddetmemek). Öyle ki Parti ör-

gütleri kitleler aras›na girebilsinler. Üstü ka-

pal› olarak uzun süre çal›flabilsinler. Ve güç

toplas›nlar ve köylük bölgelerde silahl› mü-

cadele bafllatmak için adam göndermeye her

zaman haz›r olabilsinler ve böylece k›rsal

alanlarda mücadele ile ba¤ kurup devrimci

durumun geliflimini ilerletebilsinler. Bu ne-denle genel olanak sa¤lay›ncaya kadar Çindevrimci hareketi köylük bölgelerdeki çal›flma-y› esas almal›, flehir çal›flmas›n› ise buna tabik›lmal›d›r.” (cilt:3, Sf; 230-31)

‹leride yeri geldi¤ince de¤inece¤iz. ‹çeri-sinde çal›flt›¤›m›z tüm kitle derneklerinde ör-gütlenmede demokratik ilkelerden flaflmamal›-y›z. Gerek kendi inisiyatifimizdeki derneklerde

gerekse baflka parti, grup ve ak›mlar›n inisiya-tifindeki derneklerde örgütlenmede temel ala-ca¤›m›z ilke demokratik merkeziyetçilik olma-l›d›r. Bu ilke söz konusu kitle örgütleri içerisin-de mutlak bir flekilde oturtulmal›d›r. Örgütle-mede demokratik yaflam oturtuldu¤u zaman okitle derne¤inin politik mücadeleye katk›s› da-ha güçlü ve nitelikli olur.

Söz konusu derneklerin üyesi oldu¤umuzmüddetçe ve bu dernekleri ele geçirmek isti-yorsak o zaman “az›nl›¤›n ço¤unlu¤a uymas›”demek olan demokratik merkeziyetçilik ilkesi-ne de uymak zorunday›z. Bu, tüm dernek üye-leri için geçerlidir. Her dernek üyesinin örgüt-sel aç›dan ana görevi derne¤in ço¤unluk üyele-ri taraf›ndan al›nan kararlara uygun hareket et-mesi olmal›d›r.

Burada dikkat edilmesi gereken dernek yö-neticilerinin kitleyi illgilendiren herhangi birsoruna iliflkin karar almadan önce sözkonususorunlar› kitlenin görüfllerini almak için tart›fl-maya sunmak olmal›d›r. En genifl kesimi butart›flmalara katmal›y›z. Tart›flmalara ne kadargenifl kesim kat›l›rsa tart›flmalardan o kadarverim al›nm›fl olur. Ki karara olumlu veyaolumsuz boyutuyla iradesini yans›tan kitle o ka-rar› daha bilinçli bir flekilde sahiplenmifl olur.‹radesinin yans›mad›¤› bir politikaya kitle gö-nülsüz kat›l›r veya hiç kat›lmaz. Onun için butür kitle derneklerine ne denli demokratik ifller-lik kazand›r›l›rsa o kadar verimli sonuçlar al›n-m›fl olunur.

Nerede olursak olal›m do¤ru örgütsel çizgi“kitlelerden kitlelere” çizgisidir. Gerisi, tepe-den inmeci; emir ve talimatlar›n gücüne güve-nerek kitlelere karar dayatmakt›r. Bu, asla do¤-ru bir kitle çizgisi olamaz. Bu, bürokratik çal›fl-ma tarz›d›r. K›sacas›, Maoist kitle çizgisi siya-seti sadece parti içerisindeki üyeler için geçerlide¤il. Parti d›fl›, bir baflka deyiflle Maoist örgüt-sel çizginin ana merkezini oluflturan “kitle çiz-gisi” anlay›fl› halk s›n›f ve tabakalar› için de ge-çerlidir. Ayn› örgütsel çizgi kitle dernekleri içinde geçerlidir-geçerli olmal›d›r. Yoksa bu der-neklerde örgütsel alanda demokratik yaflam et-kili olamaz, hakim k›l›namaz. Özcesi, buralar-da daha fazla itinal› ve demokratik olmam›zflartt›r. Çünkü buralarda yapaca¤›m›z her hare-ket, her davran›fl tarz› do¤rudan partinin aynas›gibidir. Konuflmadan oturufl ve tart›flmaya, ora-

1 8

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 17: Sınıf Teorisi - Sayı 3

dan demokartik ifllerlik ve çal›flma tarz›na ka-dar at›lacak her ad›m Yeni Demokratik Devrimigüçlendirmek olmal›d›r. Tersi anlay›fl ve pratikdurufllar Yeni Demokratik Cumhuriyet Progra-m›’n›n örgütlenmesinde temel ilke olarak belir-ledi¤i Demokratik Merkeziyetçilik ilkesine uy-gun hareket edilmifl olunmaz...

-III-DEMOKRAT‹K K‹TLE

DERNEKLER‹ VE ÇALIfi-MA

S‹YASET‹M‹Z

Daha önceifade ettik.D e m o k r a t i kkitle dernekle-ri flu veya budevrimci, ko-münist, ilericive yurtseverak›mlar›n ini-siyatifinde de-mokratik ta-lepler eksenlimücadele et-mek için ku-rulmufl der-neklerdir.

Elbette kibir derne¤indemokratik ol-mas›, sadece oderne¤in yö-netiminin ve-ya örgütsel iflleyiflinin afla¤›dan yukar›ya do¤-ru seçimle iflbafl›na getirilmesiyle s›n›rland›r›-lamaz. Bu, iflin hukuksal boyutu ve bir anlam-da görüngüsel durumudur. Burada esas al›n-mas› gereken söz konusu derneklerin politikmücadeledeki duruflunu nas›l belirledi¤i olmal›-d›r. Bir dernek sadece sistemin izin verdi¤i s›-n›rlar ve kendi özgün sorunlar› temelinde hare-ket ederse o derne¤in niteli¤i kelimenin gerçekanlam›nda demokratik olamaz. Peki öyleyse birkitle derne¤inin hatta bir bireyin gerçekte de-mokratik veya demokrat olup olmad›¤›n› de¤er-lendirmek için hangi politik ölçütlerden hareketedece¤iz? Önce bu sorunun yan›t›n› verelim,sonra bu alanlara iliflkin örgütsel çal›flma siya-setimizi ortaya koyal›m.

A-Demokratl›¤›n Temel Ölçütleri

1) Uluslar›n Kendi Kaderlerini Tayin

Hakk›n› (UKKTH) savunmak

2) Faflizme karfl› olmak

3) Emperyalist iflgal-ilhak, daha do¤rusu

bütün iflgal ve ilhak hareketlerine karfl› ç›k-

mak

4) Kad›n Haklar›n› savunmak

5) Feodalizme karfl› mücadele etmek

Yukar›da s›ralad›¤›m›z ölçütleri üzerindetafl›mayan ve bu sorunlar için mücadele etme-yen insanlar›n politik kimli¤i ne olursa olsun

gerçekte de-mokrat olamaz-lar. Bizim bura-da ortaya koy-du¤umuz ölçüt-ler bir komünistiçin aranan öl-çütler de¤il. Ta-mam›yla de-mokrasi soru-nuyla ilgili öl-çütlerdir.

Bu özellik-lerin önemiüzerinde k›sa-c›k da olsa du-ral›m.

U l u s l a r › n

Kendi Kader-

lerini

Tayin Hakk›n› savunmak:

Uluslar›n Kendi Kaderlerini Tayin Hakk›-n› savunmayan gerçek bir demokrat olabilirmi? Birden fazla ulusun yaflad›¤›; ezen-ezi-len, dahas› kendi kaderi egemen ulusun burju-vazisi taraf›ndan ilhak edilmifl Kürt ulusununulusal bask›dan ve ilhaktan kurtulmas›n› sa-vunmayan bir insan, bir örgüt gerçekte de-mokrat olabilir mi? Bu ülkede demokratl›¤›nen tayin edici kriteri, budur. Demokratl›¤›n

ana yolu Kürt ulusunun Kendi Kaderini

Tayin Hakk›n› savunmaktan geçer. E¤er birinsan Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hak-k›n› savunmuyorsa o durumda kifli kendisinine kadar demokrat olarak ilan ederse etsin yi-

1 9

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Genel olarak söylemek gerekirse devrimiçin legal olanaklardan yararlanmayı sol bir görüaçı sıyla küçümsedik. Bu sol anlayı larımız bu alan-lardaki çalı ma siyasetimize de yansıdı. Bu sol-sek-ter siyasetimiz yeni deil, ‘70’li yıllardan günümü-ze dek devam ediyor. Kendi inisiyatifimizde veyaba ka devrimci yapılarla birlikte yürüttü ümüz kit-le derneklerini adeta örgütün-örgütlerin birer tekke-si-bürosu haline dönü türdük. Halk sınıf ve tabaka-larına mensup bireyleri buralarda e itip dönü tür-mek yerine buradan uzakla tırdık. Dahası legal fa-aliyetle illegal faaliyeti birbirine karı tırarak doru-dan parti diliyle kunuup-tartı tık. Partinin örgütselsorunlarını buralara ta ıdık; buralarda tartı maktançekinmedik, sakınmadık.

Page 18: Sınıf Teorisi - Sayı 3

ne de gerçek demokrat olamaz. Kürt ulusununulusal haklar› verilmeden, Türk ve Kürt ulusuaras›nda tam hak eflitli¤i sa¤lanmadan oradakurulacak iktidar hiçbir zaman demokratikolamaz. Çünkü bu ülkede demokrasi sorunu-nun gerçek anlamda çözüme ba¤lanmas›n›nen önemli noktalar›ndan biri de Kürt ulusalsorununun çözümüdür. Bu da ancak Yeni De-mokratik Cumhuriyet program›yla gerçekli¤ekavuflabilir.

Bunu söylerken, az›nl›k milliyetlere uygu-lanan milli zulme de karfl› ç›kman›n demokratbir insan›n görevi oldu¤unu unutmamal›y›z.Sadece Kürt ulusuna yönelik ulusal zulmekarfl› ç›kman›n demokratl›k için yeter kriterolamayaca¤›n› bilmeliyiz. Dolay›s›yla bu so-runlar biribirine ba¤l› olarak ele al›nmal›d›r.

Faflizme karfl› mücadele yürütmek:

Bilindi¤i gibi faflizm her türlü demokrasi-nin reddidir. Bizimki gibi ülkelerde faflizm,emperyalizm; komprador bürokratik kapita-lizm ve feodalizm ittifak› üzerinde yukar›danafla¤›ya do¤ru devlet biçimi olarak flekillenir.Bu ülkede faflizm 1923’lerden günümüze ka-dar sürekli olarak varl›¤›n› sürdürmektedir.Faflizmi, sadece askeri cuntalarla eflitlemekise tamam›yla yan›lt›c› bir anlay›fl ve s›n›f ifl-birlikçisi sa¤ bir çizgidir.

Bundand›r ki faflizme karfl› ç›kmayan birinsan demokrat olamaz.

Kad›n haklar›n› savunmak:

Kad›n haklar›n› uluslar›n kendi kaderleri-nin tayin hakk›yla ayn›laflt›rarak ele almakyan›lt›c› bir yaklafl›m olmasa gerek. Kad›n›nkendi kaderini t›pk› UKKTH gibi ele almal›-y›z. Aksi anlay›fllar kad›n› ezen, onun haklar›-n› ilhak eden tav›r ve davran›fllard›r. Bir insa-n›n, bir ulusun do¤al olan hakk›n› gaspetme-nin demokrasi kültürüyle uzaktan yak›ndaniliflkisi yoktur. Dolay›s›yla, bir insan›n, birulusun demokratik haklar›n› savunmayan birinsan da demokrat olamaz. Demokrasi s›n›flarüstü bir kavram de¤il. O da bir diktatörlük bi-çimidir. En yüksek ve ileri olan devrimci de-mokarsinin kendisi de bir iktidar biçimini ifa-de eder. Ama bu tür demokrasilerde ulus veinsan haklar› tam eflitlik ilkesi üzerinde garan-ti alt›ndad›r.

Her türlü iflgal ve ilhaka karfl› ç›kmak:

Ça¤›m›zda iflgal, ilhak ve istilac›l›¤›n bafl›-

n› emperyalizm çekmektedir. Ancak iflgal, il-hak ve istilac›l›k sadece emperyalist devlet-lerle s›n›rl› de¤ildir. Örne¤in çok uluslu yar›-sömürge ülkelerde ezilen ba¤›ml› ulaslar›nkendi kaderlerini tayin hakk› egmen-ezenulus burjuvazisi-devleti taraf›ndan ilhak edil-mektedir. Kürt ulusu gibi. Geçmiflin çokuluslu Yugoslavya’s›, Rusya’s›, ‹ran, Hindis-tan gibi. Dahas› Türk devletinin K›br›s’› iflgaletmesi gibi. ‹flgal, ilhak, istila ve sömürgeci-lik hangi güç taraf›ndan yap›l›rsa yap›ls›nhepsi de bir ulusun haklar›n› gasp etme giri-flimidir. Dolay›s›yla baflka uluslar›n haklar›n›gasp etmek demokrasinin reddidir. Bu ba¤-lamda her tür iflgal, ilhak hareketine karfl›ç›kmak her demokrat insan›n görevi olmal›-d›r. Çünkü iflgal ve ilhak bir ulusun özgürlü-¤ünü gasp etmek ve onu milli zulüm alt›ndatutmakt›r.

Bu görev ister emperyalist ülkelerde ister-se sözünü etti¤imiz çok uluslu ülkelerdekitüm devrimci demokratlar›n olsun hepsiningörevidir. ‹lhaklara karfl› ç›kmak ayn› zaman-da ulusalar›n kendi kaderlerini tayin hakk›n›savunmak demektir. Buna uygun politika iz-lemeyen “komünist partiler” ise soyal flovenve sa¤ oportünist olup ç›karlar.

Dolay›s›yla kendisini demokrat olarak ta-n›mlayan her insan›n öncelikli olarak her türlüilhak ve iflgal hareketine karfl› ç›kmas› flartt›r.

Feodalizme karfl› olmak:

Feodalizm her türlü demokrasinin (isterburjuva isterse devrimci demokrasi olsun) red-didir. Üretici güçler önünde birinci derecedeengellik teflkil eden en gerici üretim iliflkisi fe-odal üretim iliflkileridir. Bu iliflkileri günümüz-de büyük toprak a¤alar› ve yar›-feodal burjuvaa¤alar temsil etmektedir. Önümüzdeki yak›ndevrim hedefimiz öncelikli olarak feodalizmitasfiye etmek ve köylülü¤ün toprak sorununuçözmektir. Bunun da kendisi demokratik dev-rimdir. Demokratik devrimin önünde engellikteflkil eden as›l güç feodalizm oldu¤u gerçekli-¤inden hareketle her demokrat insan›n da fe-odalizme karfl› ç›kmas› flartt›r.

Demokratik devrimin özü toprak devrimi-dir derken bu devrimle sadece feodalizm he-deflendi¤i anlay›fl›nda oldu¤umuz san›lma-s›n. Bu devrimin stratejik hedef güçleri em-peryalizm ve komprador bürokratik kapita-

2 0

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 19: Sınıf Teorisi - Sayı 3

lizmdir. Bizimki gibi ülkelerde anti-feodalmücadeleyle anti-emperyalist mücadeleninbirbirine kopmaz bir flekilde ba¤l› oldu¤unuunutmamal›y›z. Bu ba¤lamda demokratikdevrimle ulusal mücadele iç içedir. ‹flgalinolmad›¤› koflullarda esas devrim demokratikdevrim iken iflgalin oldu¤u koflullarda isemilli devrim mücadelesi esast›r.

Görüldü¤ü gibi aktard›¤›m›z ve üzerindedurdu¤umuz tüm sorunlar demokrasi sorunuy-la do¤rudan iliflkilidir. Hepsi de bafll› bafl›nademokratik özlü sorunlard›r. Dolay›s›ylad›r kibu sorunlar karfl›s›nda do¤ru tutum tak›nma-yanlar gerçekte demokrat olamazlar. ‹flaret et-ti¤imiz tüm sorunlar demokratl›k ve demokra-tik olman›n özellikleri ve görevleridir.

Bu ölçütlerden hareketledir ki demokratikkitle derne¤i olarak bilinen her kurum, bu vb.demokratik sorunlar için do¤rudan mücadeleyürüten komünist partileri, devrimci ve ileri-ci politik hareketleri dolayl› da olsa destekle-melidirler. Elbette ki tüm bu sorunlar ve çö-zümü mevcut sistem devam etti¤i müddetçekal›c› ve köklü bir flekilde çözülmez. Bu vb.demokratik sorunlar›n bir bütün olarak çözü-mü ancak Yeni Demokratik ‹ktidar, Sosya-lizm ve Komünizme varmakla mümkündür.Dolay›s›yla burada meselenin özünü iflaretetti¤imiz ölçütleri savunup savunmamak vedo¤rudan mücadele yürüten güçlere desteksunup sunmamak oluflturmaktad›r. Destekteölçüt, söz konusu hareketlerin devrimci, ileri-ci ve demokratik karekter tafl›y›p tafl›mamas›olmal›d›r. Bu tür hareketler desteklenirkenölçüt “benim önderli¤imde” yürütülüyor olupolmamas› de¤il. Bir baflka ifadeyle grup kay-g›lar›yla baflka hareketlerin önderli¤inde ge-liflen ilerici-devrimci hareketleri destekleme-mezlik yapamay›z. Aksi anlay›fl ve durufllar-la demokartik niteli¤imize gölge düflürmüfloluruz. Gücümüz ve koflullar›m›z ölçüsündedevrimci-demokratik hareketler desteklen-melidir. Çünkü yarat›lacak olan bütün dev-rimci de¤erler hepimizindir. Dolay›s›yla bude¤erlere uzak durarak sahip ç›k›lamaz...

B-Demokratik Kitle

Derneklerinde Çal›flma Siyaseti-miz

Genel olarak söylemek gerekirse devrimiçin legal olanaklardan yararlanmay› sol birgörüfl aç›s›yla küçümsedik. Bu sol anlay›fllar›-m›z bu alanlardaki çal›flma siyasetimize deyans›d›. Bu sol-sekter siyasetimiz yeni de¤il,‘70’li y›llardan günümüze dek devam ediyor.Kendi inisiyatifimizde veya baflka devrimciyap›larla birlikte yürüttü¤ümüz kitle dernek-lerini adeta örgütün-örgütlerin birer tekkesi-bürosu haline dönüfltürdük. Halk s›n›f ve ta-bakalar›na mensup bireyleri buralarda e¤itipdönüfltürmek yerine buradan uzaklaflt›rd›k.Dahas› legal faaliyetle illegal faaliyeti birbiri-ne kar›flt›rarak do¤rudan parti diliyle kunu-flup-tart›flt›k. Partinin örgütsel sorunlar›n› bu-ralara tafl›d›k; buralarda tart›flmaktan çekin-medik, sak›nmad›k. O da yetmiyormufl gibisen flu partiden ben bu partiden tart›flmas› ya-parak örgütsel deflifrasyonlara girdik. Adetapolis gel bizi götür dedik. K›sacas›, buralar›npolisin av merkezleri oldu¤unu adeta unuta-rak illegal bir örgütün do¤rudan faaliyetçilerigibi davran›p illegal pankartlar tafl›d›k.

Dahas› da var: Hatal› kitle çizgimizle kitlederne¤ini ilgilendiren sorunlar›n çözümünüdemokratik dan›flma yoluyla çözmek yerineyukar›dan örgüt talimatlar› ve emri-vaki birflekilde çözmeye çal›flt›k.

Bu derneklere üye olmak isteyen veya ge-len-gelmek isteyen insanlar› “lümpendir-biz-den de¤il” diye derneklerimize almad›k-alma-mazl›k yapt›k. Bu kurumlar›n bir görevinin deinsanlar› Yeni Demokartik Cumhuriyet kültü-rü do¤rultusunda e¤itmek ve de¤ifltirmek ol-du¤unu unuttuk. Elbette ki dernek üyesi bir ki-fli ve üye olmak isteyen her insan söz konusudernek içerisindeyken onun iç hukuku ve di-siplinine uymak zorundad›r. O kifli veya birey-ler dernek çat›s› alt›nda veya toplant›larda içdisiplini bozamazlar.

Söz konusu derneklerin yönetimine seçimiyukar›dan do¤rudan örgütsel müdahaleler ya-parak yönlendirmeye çal›flt›k. Dernek üyele-rinden her hangi birisinin dernekten at›lmas›gerekti¤inde bunu dernek üyelerinin ço¤un-luk, yani iç hukukuna uygun demokratik birflekilde yapmay›p partinin örgütsel müdahale-

2 1

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 20: Sınıf Teorisi - Sayı 3

siyle çözmeye çal›flt›k. Dolay›s›yla dernekle-rin iç hukukunu zedelemifl olduk. Bu da kitle-lerde demokratik olmayan bir bilinci gelifltir-di. Dahas› bu yanl›fl tutumlarla söz konusu de-mokratik kitle derneklerinin iç hukukunu çi¤-nemifl olduk. Bu hukuksuzluk da kitleleri par-ti ve dernekle yak›nlaflt›rmak yerine daha dauzaklaflt›rd›.

fiüphesiz ki bu dernekler içerisinde partifaaliyeti yürütülecektir. Fakat bu çal›flma giz-li yürütülmelidir. Ancak buralara üye olanlaraparti üyesi ve örgütlü taban kitlesi gibi yakla-fl›lamaz. Buralar partinin do¤rudan siyasi ör-gütleri de¤il. Bir partiye, bir orduya, bir genç-lik örgütlenmesine üye alm›yorsun ki seçicidavaranas›n. Senin yapaca¤›n bu dernekleridevrimin hizmetine dolayl› ve verimli bir fle-kilde nas›l sokaca¤›m sorunu olmal›d›r. Tabii

ki bu alanlarda yapaca¤›n gizli bir örgütle-

meyle savafl, gençlik ve parti için insanlar

da kazanacaks›n. Çal›flman›n esas amac›

bu olmal›d›r. Bunu yaparken yönetime gel-

meyi de önüne hedef olarak koyacaks›n.

Dahas› tüm kitle derneklerinde yönetimle-

ri ele geçirme temel hedefin olmal›d›r. Bun-lar› yaparken taraf de¤iliz fleklinde de yapma-yacaks›n. Elbette ki taraf›z. Bunu söylemektens›k›nmayaca¤›z. Burada dikkatleri çekmek iste-di¤imiz kilit nokta “ben-biz flu partinin görüflle-rini savunuyoruz” vurgusunu yapmamak olma-l›d›r. Onun görüfllerini dolayl› aktaraca¤›z. Ör-ne¤in Yeni Demokratik Cumhuriyet program›n›aç›ktan savunaca¤›z, ama partinin görüflleriniaç›ktan savunmayaca¤›z. K›sacas›, kurallar›nave ilkelerine uygun görevlerimizi yapaca¤›z.Daha önce vurgusunu yapt›k: Maoist parti hembir bütün olarak hem de her bir çekirde¤inde il-legal olmak zorundad›r. Devrim mecras›n› ra-y›nda yürütmek ve geniflletmek olan tüm çal›fl-mas›nda illegal olmak zorundad›r. Dolay›s›yla-d›r ki Lenin yoldafl›n dedi¤i gibi Maoist bir par-tinin “en aç›k çekirde¤inin en aç›k çal›flmas›bile, ‘aç›k bir flekilde yürütlen Parti çal›flmas›’olarak görülemez.”

Burada aç›kça ifade edilmek istenen temelnokta fludur: Bir dernekte faaliyet yürüten her-hangi bir kiflinin partili oldu¤u bilinse bile yi-ne de onunla iliflki illegal bir flekilde olmakzorundad›r. Bu, faaliyetçi bir partili için de ge-

çerlidir. Ne bir partili “ben partiliyim, dedi¤imgeçerlidir”, gibisinden aç›ktan bir tav›r sergi-leyebilir ne de bir dernek üyesi “sen bir parti-lisin” diye partiliyi deflifre edebilir. Veya on-dan aç›ktan partili gibi konuflmas›n›-davran-mas›n› bekleyebilir. Legal siyasi dernekler ku-rulmaz ama legal dernekler kurulur. Aksi anla-y›fl ve pratik çal›flma tarzlar›yla parti legalizeolup tasfiyeye u¤rar.

Yeri gelmiflken baflkan Mao’nun beyazbölgelerdeki çal›flmalar noktas›nda sol bir çiz-gi izleyenlere yönelti¤i elefltirileri aktaral›m:

“...Beyaz Bölgelerdeki çal›flmaya gelin-

ce; geri çekilme ve savunma için gerekli

olan ad›mlar› atmay› veya devrimci at›l›-

m›n geriledi¤i ve karfl›-devrimci egemen

kuvvetlerin çok güçlü oldu¤u flehirlerde

bütün yasal olanaklardan yararlanmay›

reddettiler. Bunun yerine var olan koflul-

larda kabul edilmeyecek biçimde sald›r›ya

geçmeye devam ettiler; kitlelerden kopuk,

savunmas›z Parti örgütleri ve çiflitli ‘k›z›l

kitle örgütleri’ kurdular ve partiyi çift ka-

rakterli k›larak, hiç durmadan ve koflulla-

r› göz önünde tutmadan, siyasal grevler,

ortak grevler ve ö¤renci, tüccar, asker, ay-

d›nlanma toplant›lar› ve hatta silahl› ayak-

lanmalar, kitlelerin katk›s›n› veya deste¤ini

kazanmas› olas›l›¤› olmayan veya kazan-

mayan faaliyetler talep ettiler ve düzenledi-

ler. Ve bu faaliyetlerin baflar›s›zl›klar›n›

‘zafer’ diye yanl›fl yorumlad›lar. Özet ola-

rak çeflitli ‘sol çizgiler ve özellikle üçüncü

‘sol’ çizgiyi izleyen yoldafllar›n tek marifeti

kapal› kap›c›l›k ve macerac›l›k oldu.”

(cilt:3-Sf;238)Bu sözlerin ayn›s›n›n Partimizin geçmifl flehir

çizgileri için de geçerli oldu¤unu hemen söyle-yelim. Buradaki tek bir fark var o da biz de k›z›lüslerin henüz kurulmufl olmamas›d›r. Bu da k›z›lbölgelerle beyaz bölgelerin net bir flekilde ayr›fl›-m›n› getirmez. Bu elefltiriler 1927-1935’li y›llararas› üçüncü ‘sol’ çizgi baflta olmak üzere di¤er‘sol’ çizgiler için yap›lm›flt›r.

Burada flehirlerde izledi¤imiz ‘sol’ çizgininayr›nt›l› de¤erlendirmesini yapmayaca¤›z. Çün-kü bu sorun çok derinlikli ve kapsaml› bir konu-dur. Soruna iliflkin ayr›nt›l› bilgi edinmek isteyenokura “TKP(ML)’den Maoist Komünist Parti-

2 2

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 21: Sınıf Teorisi - Sayı 3

si’ne Bu Tarih Bizim” adl› kitab› incelemesiniöneririz.

Demokratik kitle derneklerinde örgütsel aç›-dan gözden kaç›r›lmamas› gereken iki temelnokta var:

Bunlardan birincisi, bütün devrimci de-

mokratik ve ilerici politik hareketleri grup-

örgüt fark› gözetmeksizin desteklemek iken,

ikincisi ise bu dernekleri demokratik iflleyifl

ve kurallar›ndan flaflmadan demokratik mer-

keziyetçilik ilkesi ›fl›¤›nda uygulamak olmal›-

d›r.

Tabii ki DKÖ’ler somut-güncel geliflme-ler karfl›s›nda sessiz kalamaz. Bunun için so-mut politikalar-kampanyalar örgütleyebil-meli ve örgütlemelidir.

Daha önce iflaret ettik. Bu tür kurumlariçerisindeki örgütsel iflleyifli ve kurumunamac› do¤rultusunda hareket etmekle farkl›siyasi yap›lar›n eylem birliklerini birbirinekar›flt›rmamal›y›z. Eylem birliklerinde oldu-¤u gibi bu türden kurumlar içerisinde de her-hangi bir siyasetin siyasi ba¤›ms›zl›¤›na do-kunulamaz. Fakat bir derne¤in çal›flmaprogram› ve örgütsel iflleyifline her birey gi-bi her siyasi ak›m›n çal›flanlar› da uymal›d›r.Bununla kastetti¤imiz e¤er dernek bileflimiderne¤in amac›n› aflmayan, onunla çeliflme-yen bir eylem program› ortaya koyuyorsa oderne¤in bütün bileflenleri de bu politikado¤rultusunda hareket etmek zorundad›r.

Hiçbir parti kendi siyasi kararlar›n›DKÖ’lere dayatamaz. Ancak kendi çal›flan-lar› aracal›¤›yla destek istemek için önerigötürebilir.

Bu tür demokratik kitle örgütleri içerisin-de çok yönlü etkinlikler düzenlemeliyiz. De-mokrasi ve demokratik devrim sorunlar› ileyak›ndan ilgilenip somut demokratik proje-lerle di¤er demokartik kitle örgütleriyle ge-nifl bir platform oluflturmal›y›z. Örne¤inABD vd. iflgalci güçlerin Irak’a sald›r› sava-fl› döneminde oluflturulan “Irak’ta SavaflaHay›r Koordinasyonu” gibi özgün komiteleroluflturulmal›d›r. Bu tür platformlar savaflla-ra karfl› oluflturulaca¤› gibi bir kültür der-nekleri, kad›n dernekleri, yöre dernekleri,tutuklu dernekleri, göç dernekleri vb.lerinin

genifl kat›l›ml› platformlar›n› oluflturmal›y›z.Kendi inisiyatifimiz ve yak›n ittifak güçle-

rimizin inisiyatifinde kurulan özgün merkezlidemokratik kitle örgütlerini tek bir merkeziplatforma do¤ru götürebilmeliyiz. Bu platfor-mun bileflimine demokratik haklar› savunan vebunun için mücadele eden tüm küçük birimplatformlar da dahildir. K›sacas› demokaritkhaklar›n› savunan- savunmak isteyen her kurumve kurulufl varolan veya oluflturulacak platform-lar›n bilefleni olabilir-olmas› için çaba sarf edil-meli, somut politikalar izlenmelidir.

Bu konudaki öncülük görevimizi yerinegetirmeliyiz. Grup ve örgüt hesab›yla de¤il,devrim hesab›yla sorunlara yaklaflmal›y›z.Onun için önce vermesini bilmeliyiz. Verme-den karfl›l›¤›n› alamay›z. Üretmedin mi tüke-tici olursun. Devrim, çeliflkileri çözmek soru-nudur. Vermeden almak anlay›fl›n› savunmakbürokratik düflünme ve çal›flma tarz›d›r.

Bu dernekleflme faaliyetlerinde ise önce-li¤i kad›n derneklerine vermeliyiz. Di¤er fa-aliyetlerde oldu¤u gibi bu gibi demokratikkitle derneklerinde kad›nlara daha çok inisi-yatif tan›mal›y›z.

Kad›n derneklerinin yan›s›ra pahal›l›k veiflsizlikle mücadele dernekleri gibi özgündernekler aç›lmal›d›r. Özellikle de flehirlerdemilyonlarca iflsiz söz konusudur. Bunlar›nhemen hepsi de örgütsüz durumdad›r.

K›sacas›, daha de¤iflik özgün ekonomik-demokratik sorunlar merkezli dernek örgüt-lenmelerine gidilebilinir... Bu tür derneklerimahalle ve semtlerde yayg›nlaflt›rabiliriz...Bunun, koflullar› mevcuttur... Her alanda de-rinleflip yo¤unlaflarak yayg›nlaflma günün vegelece¤in somut ve stratejik perspektifidir.

-IV-SONUÇ

Kitleler, örgütlülük ve önderlik bekliyor.‹çinden geçti¤imiz dönem itibariyle kitlele-rin örgütlenmesi için objektif koflullar bir y›löncesine oranla daha elverifllidir. ‹flte bu ör-gütsüz kitleleri örgütlemek için onlara poli-

2 3

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 22: Sınıf Teorisi - Sayı 3

tik bilinç götürmedi¤imiz zaman egemen-sömürücü s›n›flar onlar› daha fazla bo¤azla-yacakt›r. Örgütlü bir halk›n her fleye kadiroldu¤unu vurgulamaya gerek yok. Tarihinyarat›lmas›nda biricik güç kitleler ise o hal-de kitlelere öncülük-önderlik etme sorumlu-lu¤umuzdan kaçamay›z.

Her zaman vurgusunu yapt›¤›m›z gibi ki-teleleri örgütlerken “kitlelerden kitlelere”fleklinde formüle etti¤imiz kitle çizgisindenasla flaflmamal›y›z. Kitlelere gitmeyince kit-leler kendili¤inden örgütlenmez. Onlar›n ka-p›s›n› çalmak her bir Maoist aktivistin temelgörevdir. Bu önemli görevleri aras›nda el-bette ki kitle derneklerini örgütleme sorunuda var. Sistem istedi¤i zaman bu kitle derne-kelerini kapatma yoluna gider. Fakat bu, biz-lere oralar› örgütlememeyi getirmez. Tamtersine daha fazla örgütlemeye, daha fazlakitlelere gitmeye mecburuz. Yoksa buralar›sisteme terk etmifl oluruz. Zaten sistem debunu istiyor.

Yeni Demokratik Cumhuriyet Prog-

ram›’n› her alanda tart›flmal›, Maoist

partinin Yeni Demokratik Cumhuriyet

slogan›n› güncellefltirmeliyiz.

Yukar›da ortaya koydu¤umuz demok-

ratl›¤›n ve demokratikli¤in ölçütlerini her

kitle derne¤i ve bireyin bilincine nüfuz ettir-

meliyiz.

Mücadele biçimleri aras›nda esasl›k-tali-lik ayr›m›na evet, ama devrim için hiçbirmücadele biçimini reddetmemeliyiz. Bunureddetmek bu alanlardaki kiteleleri burjuva-zi ve küçük burjuvaziye terk etmekle ayn›-d›r. Devrim için hiçbir mevziyi kullanmak-tan vazgeçemeyiz. Her mücadele ve örgütbiçimini devrimin ana görevleriyle do¤ruorant›l› kulland›¤›m›z zaman küçükten bü-yü¤e do¤ru baflar›lar kaç›n›lmazd›r.

Legal olanaklardan yararlan›rken bunu il-legal mücadeleye tabi k›larak ele almal›; le-galle illegalin diyalektik ba¤›n› do¤ru kur-mal›y›z. Legal mücadeleyi, illegal mücadele-nin hizmetine sokmad›¤›m›z zaman partiyitasfiyecili¤e götürmüfl oluruz. Ataca¤›m›zher ad›m merkezi görevlerimizi gelifltirip-

2 4

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Kitleler, örgütlülük ve ön-derlik bekliyor. ‹çinden geç-ti¤imiz dönem itibariyle kit-lelerin örgütlenmesi için ob-jektif koflullar bir y›l öncesi-ne oranla daha elverifllidir.‹flte bu örgütsüz kitleleri ör-gütlemek için onlara politikbilinç götürmedi¤imiz zamanegemen-sömürücü s›n›flaronlar› daha fazla bo¤azlaya-cakt›r. Örgütlü bir halk›nher fleye kadir oldu¤unuvurgulamaya gerek yok. Ta-rihin yarat›lmas›nda biricikgüç kitleler ise o halde kitle-lere öncülük-önderlik etmesorumlulu¤umuzdan kaça-may›z.

Page 23: Sınıf Teorisi - Sayı 3

güçlendirecek nitelik ve derinlikte olmal›d›r.Kitlelere do¤ru temelde giden, onlara gü-

venen; onlar› devrim için daha fazla örgütle-meye çal›flan bir politik yap›y› hiçbir gericigüç gerçek yolundan döndüremez... Do¤ruçizgi her zaman için baflar›y› getirir...Yeterkigenel siyasal çizgimiz ve onun emretti¤i so-mut-taktik önderlik çizgisinden sapmaya-l›m... Çünkü önümüzü ayd›nlat›p gelece¤inYeni Demokartik ‹ktidar›na tafl›yacak olangenel siyasal çizgimizin anahtar› olan kitleçizgimiz do¤rudur...

2 5

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 24: Sınıf Teorisi - Sayı 3

III- KADIN VE HALK SAVA-fiI

A- DEMOKRAT‹K MÜCADELE‹Ç‹NDE DE⁄‹fi‹M VE DÖNÜfiÜM

‹nsan› ve Halk› Yenilmez K›lan, Tarihsel

Maddi Gerçe¤inden Ald›¤› Güçle Ortaya

Koydu¤u ‹radedir

‹rade… Bilinçli istek ve o do¤rultuda orta-ya konan emek ve eylem… ‹nsan› do¤adakidi¤er canl› hayvan varl›klar›ndan farkl› ve ay-r›cal›kl› k›lan budur. ‹nsan, emek süreciyle in-san olmufltur. “Emek”, herhangi bir canl›n›nifli de¤ildir, insana mahsustur. Marx’›n belirtti-¤i gibi, bir mimar›, mühendisi örümcekten ay›-ran da budur. Örümcek çok muazzam güzellik-te a¤lar örebilir. Ancak buna sanat ya da emekürünü diyemeyiz. Örümcek yapt›¤› ifli önce-den hayal etmez, sadece yapar. Nedenleri, sü-reç ve sonuçlar› da onu düflündürmez, ilgilen-dirmez. Çünkü örümcek düflünmez.

Kuflkusuz insan düflündü¤ü için var de¤il,var oldu¤u için düflünüyor. Ancak insan varl›-¤› bilincinden ba¤›ms›z de¤ildir. ‹nsan›n bilin-cini maddi yaflam› belirlerken, bilinçle maddearas›nda da diyalektik bir iliflki vard›r. O,

maddi yaflam gerçekli¤iyle belirlenen bilinciy-le insan, bilinçli emek sürecine girer. Bu emeksüreci insan›n bilincini de de¤ifltirir, dönüfltü-rür. ‹nsan, insan olur… ‹nsan bilinciyle yafla-ma müdahale eder. Elini kullan›rken, elinebenzer aletler yapar ve onlar› bilinçli kullan›r,giderek gelifltirir… ‹nsan, giderek daha fazlainsan olur. De¤iflir, de¤ifltirir..

“Örümcek kafal›” deyimi genellikle tutu-cu, de¤iflmeyen, dönüflmeyen, yeniye kapal›,kafas› eskide kalm›fl ve örümcek a¤lar›ylakaplanm›fl kifliler için kullan›l›r. Ama asl›ndaörümcek kafal›l›¤›n karfl›t›n› da tan›mlamakgerek.

‹nsan, insanlaflt›kça, di¤er insanlar üzerin-de egemenlik kurmaya bafllad›. Kimi efendioldu, kimi köle. ‹nsan, insan taraf›ndan örüm-ceklefltirildi. Örümcek iyi iflçidir, ama yarat›c›-l›¤› yan›lsamad›r. O “yaratt›klar›n›n” fark›ndadahi de¤ildir. Do¤a onu yönlendirir, çekip çe-virir. Do¤an›n bir parças› olan örümcek, ege-men olan do¤aya mahkumdur. Do¤a karfl›s›n-da kesin olarak iradesizdir. Bilinçsizdir. Yara-tamaz. Örümcek kafal›lar, örümcek insanlaryaratt›lar, zorla, bask›yla.. Tüm toplum örüm-ceklenmeye yüz tuttu, çürüdü. Çürüyen top-lumsal sistemi örümcekleflmek istemeyenlertarihin derinliklerine gömerler. Böyle kaç top-lumsal sistem devrimlerle tarihin çöplü¤üne

2 5

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

KADINLARIN KURTULUfiU

HAREKET‹, SINIF MÜCADELES‹

VE PART‹ ((((2222))))

Page 25: Sınıf Teorisi - Sayı 3

at›ld›. Bu devrimlerin candamar›n›n zor yoluy-la iktidar›n ele geçirilmesi oldu¤unu öncekibölümde belirtmifltik. Bu tarihsel bir zorunlu-luk ve evrensel bir ilkedir.

‹nsan›n özü, insan› insan yapan bilinçliemek gerçe¤i; örümcekleflmeye karfl›d›r.Örümcek olmaya isyan eder. Bu sebeple, flart-lar bir kez olufltuktan sonra, ezilenlerin devrimistenci yani iradesi tayin edicidir. Bu iradeyia盤a ç›karan öncünün tafl›d›¤› bilinç; ideolojitayin edicidir.

Bir s›n›f›n veya s›n›flar›n di¤erlerini bask›alt›nda tuttu¤u sömürü sistemleri, egemenolan örümcek kafal›lar›n, ezilenleri örümcek-lefltirdi¤i sistemlerdir. Ezilenler örümcekleflti-rilir. Kendisine, varl›¤›na, insanl›¤›na; eme¤i-ne yabanc›laflt›r›l›r. Gerçekte yaflad›klar›n› bi-linçsiz, iradesizce yaflar. Örümceklefltirilme,yabanc›laflma ve iradesizlefltirilmedir.

Bu yabanc›laflma, insanl›¤›n en son kavga-s›n›n verildi¤i emperyalist kapitalist sistemdedehflet boyutlar al›r. Otomobil band›ndaki pro-leter, s›kt›¤› vidadan bafl›n› kald›r›p band›n so-nuna bakabildi¤inde, p›r›l p›r›l bir son modelotomobil görür. Bu otomobilin, akflamlar› ya¤-mur alt›nda, alt› delik ayakkab›lar›yla yürür-ken, caddeden bang›r bang›r bir müzi¤in eflli-¤inde son sürat geçerek üstüne çamur s›çrata-n›n ayn›s› oldu¤unu farkedince, yüre¤ini birburgu gibi delen bir h›nç, s›k›nt›, öfke ve kaba-ran bir isyan tohumu bulur: s›n›f kini. Bu to-humda kayna¤›n› bulan isyan dereciklerini devbir okyanusa akan coflkun bir nehrin mecras›n-da toplamak; öncünün iflidir. Örümceklefltiril-di¤ini, bunun nedenlerini ve sonuçlar›n› kav-rayarak bu durumu de¤ifltirme bilgisi, bilincive iradesiyle; proletarya biliminin silah›yladonanm›fl s›n›f bilinçli proleter, partisiyle devisyan ordusunu buluflturur.

‹radesizlefltirme, iktidars›zlaflt›rma insa-

n› hiçlefltirmedir. Kad›n›n iradesizlefltirilme-

si erkekten daha derin, daha köklü ve daha

sinsidir.Sistem insanlara nas›l yaflayaca¤›n› ve na-

s›l düflünece¤ini ö¤retir. Egemen s›n›flar›nideolojisi, kültürü, s›n›f ç›karlar› ile flekillenenegemen sistemde, sistemin hep böyle gelip veböyle gidece¤i ö¤retilir. Sistemin maddi ger-çekli¤i, statüko, sisteme entegre her bir birey

taraf›ndan haz›r flablonlar halinde kimliklerfleklinde özümsenir: içsellefltirilir. Nesnellefle-nin oldu¤u gibi içsellefltirilmesi; nesnel olan›nhareketi içerisinde, çeliflkileri ve dinamizmiile kavranmamas›ndan kaynaklan›r. Nesnelle-flenin tarihsel hareketini, diyalekti¤ini ancak ode¤iflimden ç›kar› olan s›n›flar, yani devrimcis›n›flar ortaya koyar. Ve gene Marx’›n dedi¤igibi, bu nesnelli¤i yorumlamakla kalmazlar, oçeliflkiyi ilerici bir tarzda ele alarak ona bilinç-li devrimci müdahalelerde bulunurlar. Buradainsan iradesi a盤a ç›kar. ‹nsan›n kendini ger-çeklefltirmesi, iradesini ortaya koymas›d›r.Halk›n iradesi, devrimdir; sistemi köklü olarakde¤ifltirme iste¤i, iradesi ve eylemidir.

Görüldü¤ü gibi, de¤iflim ve de¤ifltirme ira-desini ortaya koyabilmek, öncelikle de¤iflimolanaklar›n›, dinamiklerini görebilmeyi gerek-tirir. Her gün “kocas›ndan” dayak yiyen ve onahizmeti, adanmay› kendini gerçeklefltirmenintek yolu olarak bilen ve kabul eden bir kad›n,hakim feodal ideoloji ve kültürü özümsemifl,onu meflru bulan ve hak etti¤ini düflünen; hergün gördü¤ü bask›, fliddet boyutunu ald›¤›nda,ne yanl›fl yapt›¤›na kafa yoran, örümcekleflti-rilmifl, iradesizlefltirilmifl bir kifliliktir. Bu kifli-lik esasen feodal toplum nesnelli¤inin kad›nabiçti¤i kimliktir. Bu kimli¤i gerçek anlam›yla,oldu¤u gibi içsellefltiren köle, mutlu köledir.Köle olma özgürlü¤ünü kullan›r, yaflar. Feodaltoplumda kad›n kendisini “ben kimim” diyetan›mlayamayacak kadar gerçek yaflamdanuzaklaflt›r›lm›flt›r. O çamur s›çratan arabayada, gerçek yaflama da uzakt›r. Feodal toplum-da, erkekte de, sistem, onun temsilcisi a¤a,fleyh vd. karfl›s›nda “ben bilinci” yoktur. Amaerkek en az›ndan kad›n karfl›s›nda “ben”dir;iktidar ve irade sahibi, egemen oland›r. ‹rade-siz ve iktidars›z erkek bu sebeple kad›n karfl›-s›nda daha h›rç›n, daha sald›rgand›r. Onun kar-fl›s›nda istedi¤i gibi egemen olabilece¤i nesne-dir kad›n.

‹radesizlefltirilmeye Karfl› ‹lkel

Ama Hakl› Ç›k›fllar

Köle köleli¤ini fark etmeye bafllad›¤›nda;çürüyen, örümcek ba¤layan sistemlerde o dip-ten gelen dalga k›p›rdanmaya bafllad›¤›nda; ar-t›k mutlu kölelik kalmaz. Mutlu kölelik yeriniilkel isyanlara b›rak›r, ta ki s›n›f mücadelesi

2 6

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 26: Sınıf Teorisi - Sayı 3

denizinin izleyece¤i mecra bu eylem ve bilgisüreci içinde olufluncaya dek. Ve ta ki o mec-ran›n öncüleri tarihsel deneyimler üzerindenberraklaflan bilinçleriyle ilkel isyanlara yönvermeye bafllay›ncaya dek…

‹lkel veya olgunlaflm›fl bir mücadele bilin-ci, bir isyan hareketi, ç›k›fl›; teorik ve pratikbütünsellik içerisinde geliflir ve gelifltirir. K›-sacas› ilk ç›k›fl, ilk isyan çok önemlidir. Yenibir 盤›r› ifade eder. ‹lk iflçi hareketleri, iflçi s›-n›f› biliminin geliflmesinin ve ileri devrimcikomünist iflçi hareketlerinin ebesi olmufllard›r.Bu mücadele prati¤i, s›n›f mücadelesi, iniflleriç›k›fllar›yla kaç›n›lmaz bir tarihi ak›fl›n insaniradesiyle yarat›lmas› prati¤idir: tarihi yazangerçek güç sadece ve sadece halkt›r. Bu pratikönce ilkel bir tepki, öfke, isyan duygusuylabafllar: sonra ortaya konan bu ilkel irade kendiprati¤inden ö¤renir ve güçlenir. Karar gücü ol-may› ö¤renir. Müdahale etmeyi ö¤renir. Nes-ne, edilgen bir örümcek de¤il irade sahibi birözne olmay› ö¤renir. Halk›n büyük ço¤unlu¤ubu süreçten geçti¤inde devrim art›k karfl› ko-nulamaz bir kolektif irade halini al›r. Yaflamde¤ifltikçe yaflam›n de¤iflebilece¤i umudu, ye-rini, yaflam›n de¤iflebildi¤i bilgisine ve de¤ifl-tirme bilincine b›rak›r. Umut güçlenir, zaferiradesine dönüflür.

Kad›nlar, insanlar aras›nda en uzun süremutlu köleli¤e hapsedilen, en a¤›r flartlarda terdöken örümcek iflçilerdir. Kad›n›n ilk modernç›k›fl› ancak toplumda genel olarak, toplumunhemen tüm bireylerine yans›yan bir “ben ol-ma”, “bireysellik” bilincinin, kapitalistleflmeile birlikte burjuva demokratik mücadele vedevrimlerle toplumsal bir hareket fleklinde or-taya ç›kmaya bafllamas›yla; kad›n da iflçi s›n›f›saflar›na kat›ld›kça bafllar. Ama yaz›m›z›n ön-ceki bölümlerinde de ifade etti¤imiz gibi burju-va demokratik devrimle birlikte “cinsel özgür-lük” yan›lsamas›yla bo¤ulur, güdüklefltirilir.“Ba¤›ms›z” kad›n hareketlerinin, toplumsal s›-n›flar›n hareketlerinden ve mücadelesinden ko-par›lan kad›n hareketlerinin, k›sacas› tüm pro-leter-d›fl› kad›n hareketlerinin yan›lsamalariçinde bo¤ulmamas› mümkün de de¤ildir.

Yeni toplumsal sistem (burjuva demokrasi-si) yeni bir kad›n kimli¤i tan›mlar ve bu kez bukimlik içsellefltirilir. Ta ki proleter hareket, ka-

d›n bölükleriyle ad›mlar›n› güçlendirinceyedek. 8 Mart, bu s›çraman›n tarihsel milad›d›r.

Kendini Söz ve Eylemle ‹fade Etmek,

Kendini Gerçeklefltirmek

‹radesi binlerce y›ld›r k›r›lm›fl, iradesizlefl-tirilmifl, suskunlu¤a gömülmüfl kad›n›n üzerin-deki ölü topra¤›n› atmas›, mutlu kölelikten,köle olma özgürlü¤ünden vazgeçmesi öyle ko-lay de¤ildir. Erke¤in gölgesinde, ba¤›ml›; dü-flüncede ve yaflam›n üretilmesinde asalak biryaflamd›r kad›n›nki. Üretmez, yaratmaz. Hiz-met eder ve tüketir. Onun asalakl›¤›n› di¤erle-rinden ay›ran, kölece çal›flmas›d›r. O, b›kt›r›c›,tüketici ve kendini tekrar eden dar dört duvararas›ndaki çal›flmada her geçen gün, daha faz-la örümcekleflir, tükenir, hiçleflir.

Kad›n, kendisi ad›na yaflayan, kendisi ad›-na tüm kararlar› alan, fazla düflünmesine, ha-yat›n zorluklar›na tek bafl›na gö¤üs germeküzere kafa yormas›na gerek b›rakmayan bir er-ke¤e ihtiyac› oldu¤unu düflünür. Böyle düflü-nen, ancak art›k kapal› feodal toplumun a¤›rgeleneksel, dinsel zincirleri içerisinde de yafla-mayan, yan›lsamal› bir özgürlük düflüne dal-m›fl olan kad›nlar, ba¤›ml›l›klar›n›, tabiyetleri-ni karfl›l›kl› k›lmak isterler. Bu, bir köleninefendisini kendisine ba¤lamas› çabas›d›r. Bur-juva aile kurumu gerçekte kad›na dayan›r.Onun billur çekirde¤i, olmazsa olmaz dayana-¤›, sistemin flekil verdi¤i bu geleneksel kad›nkiflili¤idir. Efendiyi kendisine köle etmek iste-yen bir köle kiflili¤idir: Efendisinin tek kölesi

2 7

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Kadı n, kendisi adı na ya-ayan, kendisi adı na tüm

kararları alan, fazla dü ün-mesine, hayatı n zorlukları -na tek ba ı na gö üs ger-

mek üzere kafa yorması nagerek bı rakmayan bir erke-e ihtiyacı oldu unu dü ü-nür. Böyle dü ünen, ancakartı k kapalı feodal toplu-mun a ı r geleneksel, din-sel zincirleri içerisinde de

Page 27: Sınıf Teorisi - Sayı 3

olmak isteyen, mutlu köle olmak isteyen birköledir art›k kad›n.

“Kad›n ve söz” deyince, genellikle “d›rd›r”etmek gelir akla. D›rd›rc›l›k, ha bire flikayet et-mektir. Bask›, ayr›mc›l›k, eflitsizlik ve ba¤›m-l›l›¤›na s›zlanmakt›r. Hiç de¤iflmeyece¤ini dü-flündü¤ü dar dünyas›n› kendi kölelik ç›karlar›için koruma çabas›d›r. Yaflamda hiç olmaktanözne olmaya do¤ru ilkel ad›mlar atmak, enaz›ndan kölelik durumuna hakim olmak iste-yen kad›n, d›rd›rc› olur. Söylenir durur. Böyle-ce varl›¤›n› ve iradesini kendisine ispatlamayaçal›fl›r. “Senin için saç›m› süpürge ettim” ede-biyat› buradan gelir. Gerçekte iradesizli¤in,acizli¤in, budalaca bir özgürlük ve isyan yan›l-samas›yla ba¤›rarak d›flavurulmas›d›r sözko-nusu olan. Çaresiz, umutsuz, h›rç›n, hatta his-terik bir isyanla erke¤i, sözleriyle, bir tafl du-var› yumruklar gibi yumruklar. Bu durumu,sistem karfl›s›nda alternatif ve iktidar olama-yan, bu sebeple “kad›n gibi söylenip flikayeteden, s›zlanan” erkek emekçinin durumunabenzer.

Erkek, kad›n karfl›s›nda buna güler geçer,hatta “gene çatt›k” diye sinirinden kahkahalaratar. Erkek buna, yaramaz bir çocu¤un kapris-leri diye flefkatle yaklafl›r. Erkek bundan s›k›l›r,evden kaçar hale gelir. Ve erkek, bu h›rç›nl›klar,d›rd›rlar, kaprisler sürdükçe, iflin ciddi oldu¤u-nu, gerçekten iktidar› ile oynand›¤›n› anlar vebunu kesinlikle hazmedemez. T›pk› zay›f, çürü-yen, zora dayal› sistemin onun benzeri ç›k›fllar›-n› hazmedemedi¤i gibi… Ve erkek, yani kad›nkarfl›s›ndaki gerici iktidar, mutlak hakim olabil-di¤i tek kölenin, karfl›s›na, farkl› düflünceleri,ba¤›ms›z istekleri olan ayr› bir kiflilik olarakutanmazca ç›k›fllara cüretine, elefltirilerine “ye-ter” demek durumundad›r. Gerekirse fliddetle,kad›n›n “haddi bildirilir”; efendinin kim oldu¤uhat›rlat›l›r, “çenesi kapat›l›r”…

Kad›n De¤iflime Önce Kendi Geleneksel

Kiflili¤inde Bafllamal›, Kendini Neflterleme-

li: Önce ‹çindeki Düflman›, Sistemin Zih-

nindeki Kristalize ‹ktidar›n› Altetmelidir.

Kad›n›n erkekle iliflkisinde statükoyu koru-makla birlikte, geleneksel kad›n-erkek iliflkisi-ne “ça¤dafl” bir biçim verme çabas› hüsranlasonuçlan›r. Çünkü bu geleneksel iliflkide kad›nile erkek eflit de¤ildir, olamaz. ‹radesiz olan

iradesi varm›fl gibi davranamaz. Erke¤e mah-kum ve ihtiyac› oldu¤unu düflünen, onsuz ken-dini gerçeklefltiremeyece¤i bilgisiyle donan-m›fl kad›n, s›¤›nak ve hami olarak tan›mlad›¤›erkekten kopamaz. Bu da feodal-faflist dikta-törlüklerde halktaki “devletçi gelenek”in, bü-yük ve koruyan devlet fikrinin, her fleyi devletbabadan bekleme duruflunun kad›n-erkek ilifl-kisi boyutundaki yans›mas›d›r. Sar› sendikala-r›n önderli¤indeki iflçiler eylemlerinde, hattagrevlerinde, bizzat egemenlerin kendi ege-menlik arac› olan devletten, “devlet baba”dan!Türk ulusal bayraklar›yla flefkat bekler; grev-lerini “kad›nca kaprislere” benzetirler. Karfl›l›-¤› cop, tazyikli su, gözalt›, bask›d›r. Kad›nlar dabunu aile içinde yapar. Dolay›s›yla gelenekselkad›n›n s›n›rlar›n› aflamaz, ona yeni bir kad›n ti-pi ekler: h›rç›n, histerik, kad›nca kaprislerle erke-¤e dünyay› dar eden kad›n.

Çaresizlik, dayak, evlilik içi tecavüzler dahilfliddet, gözyafllar›, bunal›mlar, zindan olan dünyaedebiyat› ve bütün bunlar›n sorumlusu kad›nd›r!Fakat köle, köle oldu¤unun fark›na varm›flt›r. Ar-t›k mutlu bir köle de¤ildir. Yar›-feodal toplumunen yayg›n kad›n-erkek iliflkileri böyledir. Özel-likle yar›-kentli kültürün tipik bir evlilik resmidiryukar›daki. (‹lk küçük burjuva feminist hareket-ler bu durumun ba¤r›ndan, erkekten kopufl çözü-müyle ç›kar. Rekabet ve erke¤e düflmanlaflma; il-kel feminist hareketlerin do¤as›ndad›r. )

Kendi gücüne güvenmeyen, kendi kafas›n›kendi omuzlar› üzerinde tafl›yamayan, kendiayaklar› üzerinde durmaya, ba¤›ms›z bir varl›kolarak kendini gerçeklefltirmeye cüret edemeyenancak durumundan da memnuniyetsiz bir kiflili-¤in “d›rd›rc›l›k”, “bofl konuflmak ve flikayet” d›-fl›nda bir durufl gelifltirmesi mümkün de¤ildir.Kad›n, bu geleneksel durufluyla sorunlar›na çö-züm gücü, kendi yaflam› hakk›nda karar gücüolamaz. Kendi yaflam› hakk›nda ataca¤› ad›mla-r›, istemlerini, erkekten, egemen olandan “talepediyor”, kabul görmeyince h›rç›nlafl›yor, ancakzincirlerini k›r›p atm›yor, atam›yordur kad›n. Ka-zanmak için zincirlerini kaybetmeyi göze alam›-yordur. Bu, gene de bir aray›flt›r. Bir çözüm, biralternatif aray›fl›d›r.

Geleneksel bir iliflkide erke¤in evden d›fla-r› ç›kmak için izin almas› gerekmez. Erkekkendisi için ba¤›ms›z planlar yapar. Kendi ha-

2 8

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 28: Sınıf Teorisi - Sayı 3

yat›n› yaflar. Kad›n için de plan yapan odur.Ancak kad›n›n iradesi d›fl›nda yap›lan, kad›nadair veya iki kiflilik planlar erke¤in ba¤›ms›zkararlar›na, ba¤›ms›z planlar›na ve yaflam›natabidir. Bundan rahats›zl›k duymaya bafllayankad›n, sadece iki kiflilik planlara müdahaleeder. Erkekle eflitmifl ve ayr›lmaz bir bütün-müfl gibi davran›r (burjuva aile kurumunu verial›r), ba¤›ms›z yaflam planlamaz. Kendisi ileilgili konularda erke¤e dan›fl›r. Egemen olan›nsözünü ba¤lay›c› kabul eder; itiraz› sadece s›z-lanma fleklinde olur. Erkek, kad›n›n iki kiflilikplan talebini ba¤›ms›zl›¤›na müdahale olarakgörür. Çünkü onun iradeden, ba¤›ms›zl›ktananlad›¤› erkek-egemen statükodur. Bu durum-da, egemen olan erkek olmas›na karfl›n erkekile kad›n aras›nda ba¤›ml›l›k iliflkisini kurum-laflt›ran evlilik ve aile gibi kurumlar› koruyan,güçlendiren, daha tutucu davranan kaç›n›lmazolarak kad›nd›r. Kad›n ba¤›ms›z ve özgür dü-flünmedi¤i, beklentilerini iradeye ve eylemegeçirmedi¤i; yaflamda ba¤›ms›z bir birey, öz-ne olmaya bafllamad›¤› müddetçe, baflka de-yiflle kafas›nda erke¤e ba¤›ml›l›¤› k›ramad›¤›müddetçe; ç›rp›nmalar› sadece statükoyu güç-lendirir ve erke¤i de bu geleneksel iliflkilere,sisteme daha fazla entegre eder.

Zihinlerde De¤iflim, Dönüflüm; An’dan

Bafllayarak S›n›rs›z Kültür Devrimleri,

Nesnel Yaflam Prati¤inden, Maddi Yaflam-

dan Kopuk Olamaz

Ba¤›ms›z düflünce, ba¤›ms›z eylem ve ira-de için kad›n›n kendisini yaflam prati¤i içeri-sinde yeniden tan›mlayabilmesi gerekir. Fe-odalizmin hakim oldu¤u toplumlarda gelenek-sel kad›n kiflili¤i, ba¤›ms›z eylem bir yana fi-kirlerini ifade etme noktas›nda dahi bask› al-t›ndad›r. Konuflmas› ay›p, sayg›s›zl›k say›lan,düflüncelerine de¤er verilmeyen; kendisi hak-k›nda dahi bir fikir ileri sürmesi “isyankarl›k”olarak tan›mlanan kad›n›n sessiz bir köle ol-maktan ç›kabilmesi ancak daha fazla sosyal-leflmesi, dünyada kendisine ait bir yaflam alan›yaratabilmesi ile mümkündür. Ba¤›ms›z ya-flam alternatifleri, kad›n›n erke¤in izni olma-dan çal›flma hakk›, toplumda cins ayr›mc›l›¤›-n›n giderek incelmesi ile burjuva demokratik-leflme süreçlerinde ortaya ç›kar. Kad›n fabrika-

da, tarlada, ifl hayat›nda ve dolay›s›yla ba¤›m-s›z bir ekonomik ve sosyal yaflamla bulufltu-¤unda, ev ifllerinin d›fl›nda da söyleyecek sözü,karar alan›, yaflam alan› olabildi¤i a盤a ç›kar.Ancak bu olanaklar kültür ve insan iliflkileridünyas›nda hemen gerçekli¤e dönüflmez. Üs-telik bu olanaklar yar›-feodal üretim iliflkilerizemininde son derece k›s›tl›d›r ve oldukça darbir kad›n kesiminin önündedir.

Ayd›n, yar›-ayd›n, ö¤renci kad›nlar, e¤itimgörmüfl çal›flan kad›nlar ve proleter kad›nlaryar›-feodal toplumda nicel olarak az›nl›ktad›r.Ba¤›ml›l›k, zay›fl›k, özgüvensizlik ve irade-sizleflme onlarda çok daha sanc›l›, s›k›nt›l› an-cak inceltilmifl biçimlerde kendisini gösterir.Kendinden güçlü olana yaslanma, dayanma,güç alma kültüründen s›yr›labilmek için kendigüçlerini a盤a ç›kar›p harekete geçirmeleriköklü bir kopufl gerektirir. Bu köklü kopufluyakalayabilecek ekonomik koflullar› olsa dahi,ne moral dünyalar› (bilinçleri, ideolojileri) nede toplum buna kolay kolay izin vermez. Ço-¤unlukla ba¤›ms›zlaflmalar›, bilinçli bir tercih-ten çok maddi yaflam›n do¤al ak›fl›nda zorun-luluklar içinde sanc›l›, ac›l› bir yaflam deneyi-miyle söz konusu olur: dul kalma, terk edilme,fliddet ve afla¤›lanmaya tahammül edemeyerekboflanma hakk›n› kullanma, ekonomik veyapolitik sebeplerle efl, baba veya dayan›lan er-kekten ayr› düflme vb.

Kad›n Demokratik Mücadele

‹çerisinde Güçlenir

‹ster bilinçli, ister üretim faaliyeti, ister ken-dili¤inden girilen yaflam ve s›n›f mücadelesi,bask› ve ayr›mc›l›klara karfl› mücadele; kad›n›nmoral dünyas›n› de¤ifltirir. Kendi kararlar›n› al-mak, kendi ayaklar› üzerinde durmak zorundakalan kad›n bunu yapabildi¤inde özgüveni geli-flir. Kendini söz ve eylemiyle ifade eden bir öz-neye, mücadeleci bir kiflili¤e bürünür.

Toplumsal yaflamda kad›n ayakta durabil-mek için cins ayr›mc›l›¤›na, kendisine yöneliközel, özgün bask› ve uygulamalara karfl›, iflhayat›nda, sosyal yaflamda, yasalar karfl›s›ndasürekli bir mücadele içerisinde bulunmak du-rumundad›r. Kad›n, bu demokratik mücadeleiçerisinde güçlenir. Düflünen, tart›flan, de¤i-flen, üreten, kendini sözüyle, eylemiyle ifade

2 9

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 29: Sınıf Teorisi - Sayı 3

eden, elefltirel ve ba¤›ms›z bir kiflili¤e do¤ruyürür. K›sacas›, kad›n insanlaflmaya bafllar.Özgürleflmeye bafllar. Do¤ru ya da yanl›fl, al-d›¤› kararlar kendisine ait olan bir birey olma-ya bafllar.

Demokratik mücadele içerisinde, tabu-

lar parçalan›r; özgür düflüncenin önü aç›l›r,

binlerce y›ll›k yalanlar paramparça olur.

Kad›n›n zihnindeki erkek iktidar› ad›m

ad›m y›k›l›r. Kad›n ile erkek aras›nda top-

lumsal iliflkiler de bu zeminde de¤iflmeye,

yeniden tan›mlanmaya bafllar. Bunun için

kad›n›n özgün ve ba¤›ms›z demokratik mü-

cadelesinin, hareketinin ve örgütlerinin çok

büyük önemi vard›r. Kad›n, bu tür örgüt-

lenmelerde, kendi gücüne dayanmay›, onu

a盤a ç›karmay›, kad›n gücüne güvenmeyi

prati¤inde ö¤renir. Sorunlara bir erke¤e

dan›flmadan, yaslanmadan, bir erkekten

güç almadan çözüm üretmeyi; çözüm gücü

olmay› ö¤renir. “Kendine ait” bir sosyal ya-

flam prati¤i içerisine girer. Kendi planlar›n›

yapar ve uygular. Kendi ayaklar› üzerinde

durmay› ö¤renir.

Ezilen s›n›flar›n feodal-faflist diktatörlükile iliflkilerinde de durum budur. ‹flçi s›n›f› veezilen halk kitleleri, yeni demokratik devrimmücadelesi içerisinde kendi ba¤›ms›z demok-ratik mücadele örgütlerinde, son tahlilde yenidemokratik devrimin her bir aflamas›nda de¤i-flik biçimlerde gerçeklefltirilen iktidar organla-r› veya onlar›n nüvelerinde, yeni demokrasiyi,alternatif olabilmeyi, çözüm ve yönetim gücüolabilmeyi ö¤renir ve yeni bir kültürel flekille-niflle donanarak feodal gelenekçi, devletçi kül-türden s›yr›l›r, iktidar yürütme kapasitelerinigelifltirirler.

Genel olarak toplumdaki yeni demokratikdevrim mücadelesinin paralelindeki demokra-si mücadelesi içerisinde, zihninde erkek ikti-dar› y›k›lan kad›n, gerçek yaflam, üretim içeri-sinde, s›n›f mücadelesi zemininde, toplumsal-lafl›p-siyasallaflt›kça, kendini, bunu yapmayanya da yapamayan di¤er kad›nlardan, hemcins-lerinden ayr›cal›kl› görmekten de kurtulur.“Bireysel kurtuluflu”nu kendine has meziyetle-rinde, erkekle rekabet ve erkekleflme zeminin-de “s›n›f atlama” duruflunda tan›mlamaktan;

ilk ç›k›fl› ve kopuflundaki özgürlük yan›lsama-s›ndan s›yr›l›r. Ortak sorunlar›n ortak temelle-rine iner, ortak çözümler üretmek çabas›na gi-rer. Toplumsal duyarl›l›¤› artar ve dayan›flmakültürü geliflir.

Kad›n, kolektif mücadele, çal›flma ve hare-ket içerisinde di¤er kad›nlarla iliflkilerinde er-kekten daha yüksek bir dayan›flma platformuyaratabilir. Çünkü yönetebilmeyi, önce kendi-sini yönetebilmeyi di¤er kad›nlarla birlikte ö¤-renen kad›n; geleneksel gerici erkek yönetimve egemenlik tarz›ndan çok farkl› bir yönetimgücü olabilme kültürünü ortaya koyabilecek;yönetim gücü olmay› gerici bir iktidar, bask›,imtiyaz olarak gerçeklefltirmeyecek bir dina-mi¤e sahiptir. Binlerce y›ld›r hiç iktidar ola-

mam›fl kad›n, gerçek anlamda yönetim gü-

cü, çözüm gücü olmay› ö¤rendi¤inde; bunu

erkekten, gerici iktidarlardan güç almadan,

kendi gücüne dayanarak, zihnindeki ikti-

darlar› y›karak yapabildi¤inde; ortaya yeni

demokrasi kültürüyle yo¤rulmufl, tüm ikti-

darlara son verme iddias›nda bir iktidarlafl-

ma, köklü olarak farkl› bir irade ç›kacakt›r.

Kad›n, demokratik mücadele ve toplum-sallaflma içerisinde; farkl› görüfllere aç›k olma-y›, demokratik tart›flma kültürünü, tüm ezilen-lerle dayan›flmay› ö¤renir, politikleflir. Bu, k›s-mi-nitel de¤iflim, kad›nlar aras› geleneksel re-kabet, kaprisler, çekememezlik, küçümseme,k›skançl›k gibi duygulara da son verir ve kad›ndayan›flmas›n› atefller. Kad›n ile erkek aras›n-daki çeliflkiye daha toplumsal bir bak›fl›n, ezi-len s›n›flar›n kad›nlar› ve erkekleri aras›ndabirlik-mücadele diyalekti¤iyle bir s›n›f daya-n›flmas›n›n; meselenin köküne, kayna¤›na dö-nük daha toplumsal ve köklü müdahalelerinönünü açar.

Demokratik mücadele, demokratik ha-

reket, kad›n› kiflilik olarak ba¤›ms›zlaflt›r›r

ve durufl olarak toplumsallaflt›r›r. Böylesibir Demokratik Kad›n Hareketi’nin inflas›, ör-gütlenmesi ve gelifltirilebilmesinde, kuflkusuzMaoist ideoloji ve perspektifle donanm›fl öncükad›nlar›n duruflu tayin edici olacakt›r. Çünküancak Maoist ideolojiyle demokratik devrimsorunu köklü bir özgürleflme sorunu olarak eleal›n›r ve nihai hedefe yürünürken sadece poli-

3 0

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 30: Sınıf Teorisi - Sayı 3

tik de¤il, ekonomik, sosyal, kültürel ve ideolo-jik donan›m da tüm cephelerde radikal devrimperspektifiyle sa¤lan›r.

Öncü Kad›n, bir Demokratik Kad›n Hare-keti’ni Kad›nlar›n Kurtuluflu Hareketi’nin bu-günkü tarihsel flartlardaki somut ve gerçekplatformu; bir kültür devrimleri, kad›n›n gele-neksel kad›n› altetti¤i ve yeni kad›n› yaratt›¤›bir platform olarak örgütleyebilir ve örgütle-melidir. Maoist Öncü Kad›n›n önderli¤indeböyle bir hareket, toplumun köklü politik, eko-nomik ve kültürel dönüflümünde tayin ediciaraçlardan biri olacakt›r.

B-HALK SAVAfiI; SAVAfiIN DE⁄‹fiT‹R‹C‹L‹⁄‹, DÖNÜfiTÜRÜCÜLÜ⁄Ü

1- Ülkemizde Demokratik Kad›n Hareketi’nin Temel Gücü Köylü Kad›n-

lard›rYar›-feodal, yar›-sömürge ülkelerde de-

mokratik mücadele ve demokratik hareket,özelde kad›n›n demokratik mücadelesi ve ha-reketi; yukar›da genel hatlar›yla ortaya koydu-¤umuz bir seyirde, ayd›n, yar›-ayd›n, kent soy-lu küçük burjuva kad›nlar›n üzerinden beliripgeliflse de; nüfusun büyük ço¤unlu¤unu olufl-turan ve çok daha kaba, çok daha koyu bask›-lara maruz kalan köylü kad›n›n kat›l›m›n› sa¤-lamadan gerçek bir kitle hareketine dönüfleme-yece¤i gibi, toplumsal sonuçlar da alamaz. Ak-sine, ayr›cal›kl› bir az›nl›k kad›n›n burjuva gö-rüntülü, gerçekte feodal kültür ve iliflkilerdenkopamam›fl; toplumdaki ve hatta yasalardakifeodal s›n›rlar› afl›nd›rma gücü dahi ortaya ko-yamam›fl bireysel yaflam durufllar›; marjinal“kurtulufl” ve “özgürlük” yan›lsamalar› olarakkal›r.

Birincisi, genel olarak toplumun demokra-tikleflme sorunu çözülmeden, kad›n›n demok-rasi mücadelesi sonuç veremez. ‹kincisi, top-lumun ancak feodalizmi köklü tasfiye edecekbir yeni demokratik devrimle çözülebilecekdemokrasi ve demokratikleflme sorununa do¤-ru ve bilimsel toplumsal çözüm projesini su-nan öncünün ideolojik ve politik önderli¤i ol-

madan bu çözüm örgütlenemez. Feodalizminköklü tasfiyesini sa¤layacak olan, özü toprakdevrimi olan bir yeni demokratik devrimdir.Bu devrim feodalizmi hem ekonomik, hem po-litik hem de kültürel ve ideolojik planda tasfi-ye etmelidir. Bunu gerçeklefltirmenin tek yoluolan Halk Savafl›, bu anlam›yla salt politik ik-tidar› biçimsel olarak ele geçirmeye dönük biraskeri savafl stratejisi olarak ele al›namaz. Pro-letarya biliminin en ileri, yeni nitel üçüncüaflamas› olan Maoizmin yön verdi¤i bütünlük-lü bir politik strateji olarak kavranmak duru-mundad›r.

Ne dar pratik politik yaklafl›mlar, ne

ekonomist yaklafl›mlar ne de idealist psiko-

lojik, kültürel, reformist yaklafl›mlar kad›-

na gerçek çözüm ve kurtulufl alternatifleri

sunamaz. Çözüm, ekonomisi, politikas›,

kültürü ve ideolojisiyle her yönden köklü

dönüflümlerdir: Çözüm MAO‹ST Halk Sa-

vafl›’d›r, yaflam›n her cephesinde aflamal› ve

kesintisiz devrim ve kültür devrimleri ile s›-

n›fs›z, sömürüsüz bir toplum mücadelesidir.

Halk Savafl›, özü toprak devrimi olan yenidemokratik devrimle Yeni Demokratik Cum-huriyet’i kültürü ve insan iliflkileri ile de ad›mad›m infla etmenin yoludur. Eskiyi y›karken,eskiyi y›kt›kça yeniyi infla etmenin; nicel biri-kimlerin ürünü nitel s›çramalar›n ötesinde, ni-cel birikimlerin içerisinde, anda, somut olaraknitel s›çramalar› yaratman›n yoludur. ÇünküHalk Savafl›’n›n özü, halk›n an’dan bafllayarak,her somut durumda somut biçimler alan ikti-darlaflmas›n›n yoludur. Yeni Demokrasi içinmücadele ederken, Yeni Demokrasi prati¤idir.

Halk Savafl›, uzun süreli köylü savafl›d›r. Ye-ni demokratik devrimin temel gücü olan köylü-lü¤ün kad›n bölükleri bu uzun süreli savafl pra-ti¤i içerisinde kad›n›n yeni demokratik devrimi-nin de temel gücü olacaklard›r kuflkusuz.

Demokratik Kad›n Hareketi Teori ve

Prati¤i

Felsefi, ideolojik, politik olarak “çok ileri”ve derinlikli, ince boyutlar›yla yap›lan kad›nsorunu tart›flmalar›, ne kadar teorik zenginliktafl›rsa tafl›s›n, ülkemiz kad›n gerçekli¤indenkopuk oldu¤u oranda, marjinal kad›n mücade-leleri örgütlemekten ileri gidemez. Ve Mark-sist, sosyalist ve hatta komünist söyleme kar-

3 1

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 31: Sınıf Teorisi - Sayı 3

fl›n, devrimci s›n›f hareketleriyle ba¤lar kursadahi, dar feminist s›n›rlar›, sistemi aflamaz.Kad›n sorununda teorik derinlik; Maoist top-lumsal devrimler ve Kültür Devrimleri ö¤reti-si, ideolojik bir netlik, stratejik politik duruflve onun prati¤iyle buluflmad›¤›nda tek tek ay-d›n ya da küçük burjuva, e¤itim alm›fl, çal›flankad›nlar›n bireysel ayd›nlanmalar›ndan ve be-yin jimnasti¤inden öte bir rol oynamaz.

Dolay›s›yla sosyal ve siyasal yaflamda ba-¤›ms›z bir durufl gelifltirmeye, bireyleflmeye,kad›n-insan olufla do¤ru ciddi ad›mlar atm›fl,görece ayd›n ya da ayd›nlanm›fl kad›nlar›ndo¤ru siyasal ve toplumsal perspektifle bu te-orik derinli¤i baflta iflçi ve köylü kad›nlar ol-mak üzere kad›n halk kitlelerine tafl›yabilmesi,onlarla kaynafl›p buluflabilmesi son dereceönemlidir. Bunu genel kad›n gerçekli¤inin ya-flad›¤› somut, yal›n, ç›r›lç›plak sorunlar›n dili-ne uygulayabilmek, kad›n›n demokrasi müca-delesini ve buna önderlik, öncülük etme iddi-as›nda olanlar› üç temel yan›lg› ya da hatadankurtaracakt›r: Bu üç hatal› yaklafl›m üzerindedural›m.

Birincisi, toplumumuzda kad›n›n kurtu-

lufl ve özgürlük mücadelesi, kad›n›n “cinsel

özgürlü¤ü” diye tan›mlanagelen, kad›n›n

özel iliflkilerinde özgür seçim ve karar hak-

k›n› sa¤lamaya indirgenemez:

Feodalizmin hakim oldu¤u ülkede, genelolarak insan›n kendini sözle dahi ifade etmeözgürlü¤ü yoktur: kad›n›n hemen hiç yoktur.Cins sorunu (cins sorunu/ kad›n sorunu) ilecinsel sorun ve cinsellik birbirinden ayr›flt›r›la-bilmeli; cins bask›s› ve cins ayr›mc›l›¤›na da-ha toplumsal, do¤ru bir politik perspektifle,daha derinlikli bak›labilmelidir. Bu yanl›fl ba-k›fl aç›s› özellikle kent soylu, yar›-ayd›n küçükburjuvazide hakimdir. Kayna¤›n› küçük burju-va feminizminden; dar pratikçi, öznelci bak›flaç›s› ile teorik ve politik gerilikten al›r. S›¤ veyüzeyseldir. Sistem içidir.

‹kincisi, kad›nlara yönelik bask› ve ka-

d›n sorunu, evde kim bulafl›k y›k›yor, kim

kimin laf›n› dinliyor, kim efendidir, kim kö-

ledir darl›¤›ndan, yüzeyselli¤inden kurta-

r›lmal›; kad›n sorununun tart›fl›lmas› evin

dört duvar›na s›k›flt›r›lmamal›d›r:

Bu yanl›fl bak›fl aç›s›, ayd›nlanmam›fl iflçive özellikle köylü kad›nlarda yayg›nd›r. Dola-

y›s›yla, yaln›z yaflamay› ve ekonomik ba¤›m-s›zlaflmay› veya s›n›f mücadelesinde ya da de-mokratik mücadelede bir flekilde mevzilenme-yi, ba¤›ms›zlaflt›m, özgür oldum yan›lsamas›y-la ele alabiliyorlar. Bu kavray›fl, kad›n›n dün-yas›n› eviyle s›n›rlamaya ve dünyada, çevre-sinde olup bitenlere duyars›zl›¤›, yabanc›lafl-may›, asosyalli¤i sürdürmesine vesile olmak-tad›r. Bu kavray›fl, asgari demokratik haklar›nkazan›ld›¤› kapitalist sistemlerde kad›n soru-nunu kavramaktan uzakt›r. Ve hatta mücadeleplatformlar›nda kendini yaflatt›¤›nda, kad›n›ngeleneksel kad›n kiflili¤ini özgün biçimlerdesürdürmesine, daha inceltilmifl köleli¤e ya daerke¤i taklit eden sekter, kibirli, kendisini yö-netmekten aciz ama bol miktarda afla¤›l›kkompleksi tafl›yan çarp›k kad›n kifliliklerinesebep olmaktad›r. Buna karfl›l›k tart›flmalar›nmerkezine, genifl ufuklu bir politik perspektif-le, kad›n›n bir bütün olarak toplumsal varl›¤›,insan olarak yaflamda irade ve karar sahibiolan, topluma müdahale eden, gerçek yaflamdakendini var eden duruflu oturtulmal›d›r.

‹deolojik ve politik olarak bilinçlerde fe-odalizm ve egemen gerici kültür ve ideoloji-nin iktidar› y›k›lmad›kça; “özgürlefltim”, “öz-gürüm” 盤l›¤› sadece bir yan›lsamad›r. Bu ya-n›lsama içerisindeki kad›nlar, b›rakal›m kad›nörgütlenmesini ve mücadelesini, “kad›n soru-nu” konusunda konuflmay›, tart›flmay› dahi ge-reksiz bulur, hatta küçümserler. Çünkü bu “he-nüz özgürleflmemifl olanlar›n” iflidir. Devrimcihareket içerisinde, devrimci örgütlere politikve örgütsel olarak kat›lm›fl ancak ideolojikolarak halen dönüflmemifl pek çok kad›n ve er-kek, kad›na inceltilmifl bask›, ayr›mc›l›k ve“feodal-devrimci” yaklafl›m tarz›n›n, kimi za-man hiç yontulmam›fl haliyle uygulay›c›lar›bile olabilmektedir. Ve kad›nlara “kurtuluflu-nuz devrimdedir” d›fl›nda söyleyecekleri hiç-bir söz olmad›¤› gibi, gerçeklikleri ve yaflampratikleriyle alternatif iliflkilerin de¤il, gele-neksel eflitsizlik ve ayr›mc›l›klar›n, geri feodalkültürün temsilcileri olmaya devam ederler.Bu haliyle kaba materyalist bir zihniyetle hal-k›n demokratik iktidar›n› kad›n sorununun çö-zümü için yeterli görmekle ve kültür devrimle-rini küçümsemekle kalmaz; niyetlerinden ba-¤›ms›z olarak kad›na burjuva demokrasisini,kapitalist ve emperyalist sistemi alternatifmifl

3 2

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 32: Sınıf Teorisi - Sayı 3

gibi sunma durumuna düflerler. Bunun sebebibak›fl aç›s›nda dar pratikçi öznelcilik ve teorik,politik geriliktir. Bu ideolojik ve politik durufl,kad›nlara devrimin ve kurtuluflun yollar›n›açar, olanaklar›n› sunar ancak orada t›kan›r;köklü çözüm gelifltiremez, kad›n› gerçek kur-tulufl ve özgürlü¤e tafl›yamaz. Ne kadar radikalgörünse de bu dar/ilkel pratik/politik yakla-fl›m, ekonomisttir, reformisttir.

Buna karfl›l›k üçüncüsü; kad›n sorunu sos-

yo-ekonomik yap› ve koflullardan kopart›la-

rak salt bir kültür ve e¤itim sorununa da in-

dirgenemez:

Namus cinayetlerinin, töre cinayetlerinin,cinsel fliddet ve tecavüzlerin, bafll›k paras›n›n,berdelin, kad›n›n aç›k ve kaba biçimde gele-neksel olarak mal fleklinde al›n›p sat›lmas›n›n,erke¤in kad›na ayaklar›n› y›katt›¤›, hiçbir sözve karar hakk› vermedi¤iaile iliflkilerinin, kad›nadaya¤›n, afla¤›laman›n,bekaret kontrollerinin, çe-yiz kültürünün, k›z çocuk-lar›n› okutmaman›n, kü-çük yaflta zorla evlendir-melerin, kad›n›n yüzünün,sesinin “namahrem”e ka-pal› oluflunun; dul, bakire,yaln›z yaflayan kad›n›n fa-hifle kabul ediliflinin; ka-d›na gülümseme, kahkaha atman›n dahi “ha-fifmeflreplik” damgas›yla yasak oluflunun; ka-d›n deyince insan de¤il, cinsel obje ve hizmet-çi kavray›fl›n›n yayg›n, hakim ve meflru oldu-¤u bir toplumsal gerçeklikte; bunlar yokmuflgibi kad›n sorununu soyut ba¤›ms›zlaflma,ekonomik ba¤›ms›zl›k, boflanma hakk›, “kendihayat›n› yaflama” kavramlar›yla ve salt kad›-n›n iradesi ekseninde tart›flmak da “sol” ve ki-tabidir.

Kad›n isyan edecek, kendi vücuduna ve ya-flam›na, kararlar›na sahip ç›kacak, “ben va-r›m”, “insan›m” diyecek, ama nas›l? Hangitoplumsal, kültürel ve siyasal zeminde bunuyapabilecek? Bu noktada insan bilinci ve ira-desini do¤ru tan›mlamak ve iradeci yaklafl›m-lardan uzak durmak gerekir. Bu zemini, politi-kas›, ekonomisi ve kültürü, ideolojisiyle birbütün olarak oluflturmak gerekir. Aksi taktirde

bu ezici kad›n ço¤unlu¤una zavall› gözüylebak›p ac›mak, modern, “ayd›n” kad›nlar›m›-z›n genel özelli¤idir. Demokratik devriminiyapmam›fl ve k›smi demokratik haklar ve re-fah sunmaktan dahi aciz bir ülkede, kad›n s›-¤›nma evleri, kad›n dan›flmanl›klar›, kad›n da-yan›flma kurumlar›, okuma yazma seferberlik-leri gibi çabalar; köklü çözümlere yönelmeyipdar çevrelerin, bireylerin çabalar› olarak kal-d›kça iyi niyetli ancak bofl çabalard›r: sonuç-suz kalmaktad›rlar. Bu çabalar ve mücadelelergene olmal›d›r. Ama bu tür reformlar için ya-salar›n zorlanmas› dahi daha radikal demokra-tik kitle mücadelelerini ve hareketlerini ge-rektiriyor. Üstelik feodal afliret kültürünün, fe-odal namus anlay›fl›, feodal din ve gelenekle-rin hüküm sürdü¤ü ve en genifl kesimi olufltu-

ran k›rl›k co¤rafyalarda, bunlar›n esamesi bi-le okunmuyor.

Kad›n nüfusunun ço¤unlu¤unu oluflturanköylü kad›n ne yapacak? Ve acaba, kent küçükburjuvazisi ve hatta çal›flan, ayd›n kad›nlar,ö¤renci kad›nlar, ilkel kaba feodal cins bask›s›ve ayr›mc›l›¤›ndan gerçekten muaf m›d›r?

Genç ö¤renci kad›nlar yurtlarda, okullarda,namus bekçilerinin, bekaret kontrollerinin, ha-remlik uygulamalar›n›n, nefes ald›rmayan ta-kibatlar›n cenderesinde de¤iller mi?

Sadece k›z çocuklar›n›n az›nl›¤›n›n devam ede-bildi¤i ortaokullar ve liselerde dahi masum flörtler,duygusal iliflkiler, engizisyon mahkemeleri misaliçirkince disiplin kurullar›na tafl›nm›yor mu?

Memur, ayd›n veya çal›flan kad›nlar, ifllerininve emeklerinin küçümsenmesine, hor görülmesine,sözlerinin ciddiye al›nmamas›na ve kariyerlerindecins ayr›mc›l›¤›na; giyimlerine kadar gerici müda-

3 3

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Bugün kad›n›n demokratik devrim mü-cadelesinin flahdamar›n›, yeni demokra-tik devrim mücadelesinin stratejik yoluolan Maoist Halk Savafl› Stratejisininiçinde bulundu¤umuz stratejik savunmadönemindeki somut uygulanma biçimiolan K›z›l Siyasi ‹ktidarlar için Köylü Ge-rilla Savafl› oluflturuyor.

Page 33: Sınıf Teorisi - Sayı 3

halelere; söz ve eylemle cinsel tacize ve cinsel is-tismara maruz kalm›yor mu?

‹flçi ve iflsiz kad›nlar, en a¤›r flartlarda, ucuza,kölece, kay›ts›z çal›fl›rken, gerek kendileri gerekçocuklar› için her türlü sosyal hak ve güvencedenyoksun de¤il mi?

Ve tümü de ailenin, erke¤in, toplumun ve ege-men s›n›flar›n yasalar› karfl›s›nda ezilmiyor, bask›görmüyor mu?

En “modern” görünümlü, ayd›n, çal›flankad›nlar dahi evlilik içi fliddete, tecavüze ma-ruz kal›p bunu utanc›ndan gizlemiyor mu?

Tüm kad›nlar›n yaflamda, kültür vb. iliflki-lerde; bunlar›n sosyo-ekonomik zeminindeköklü de¤iflimlere, dönüflümlere ihtiyac› var.Kad›n bu mücadeleler içerisinde yeniden top-lumsal kimli¤ini ve ba¤›ms›z kiflili¤ini, maddiyaflam› ve bilincinin diyalekti¤inde yarat›yor,yaratacakt›r. Evet, kad›n, her fleyden önce benkimim diye sormak ve ben var›m; kad›n›m, in-san›m diye yan›tlayabilmek durumunda. Fakatsöz, karar, çözüm ve yönetim gücü olamadanbunun bir anlam› yoktur. Böylesi bir kiflilik,kültürel duruflu da ancak yaflam ve mücadeleprati¤i içerisinde, toplumsal bir de¤iflim, dö-nüflümle iç içe yakalanabilir.

2- Maoist Halk Savafl› ‹le YeniDemokratik Cumhuriyet’i Ad›mAd›m Yaratmak: Yaflam, Kültür ve‹liflkilerde Yeniyi Örmek

Bugün kad›n›n demokratik devrim müca-delesinin flahdamar›n›, yeni demokratik dev-rim mücadelesinin stratejik yolu olan MaoistHalk Savafl› Stratejisinin içinde bulundu¤u-muz stratejik savunma dönemindeki somut uy-gulanma biçimi olan K›z›l Siyasi ‹ktidarlariçin Köylü Gerilla Savafl› oluflturuyor.

Maoist Halk Savafl›, mevcut egemen siste-mi, komprador bürokrat feodal-faflist diktatör-lü¤ü y›k›p yerine Yeni Demokratik ‹ktidar›kurman›n yegane politik yoludur. Feodalizm,Yeni Demokratik Devrim yoluyla köklü bir fle-kilde tasfiye edilmeden, devlet demokratiklefl-meden demokratik bir rejimden bahsetmekmümkün de¤ildir. Emperyalizme göbekten ba-¤›ml› yar›-feodal yar›-sömürge ülkemizde,emperyalizm ulusal kapitalizmin geliflim dina-

miklerini baltalam›fl ve baltalamaktad›r. Dola-y›s›yla ülkemizde emperyalizm taraf›ndanbask› alt›nda tutulan, ezilen ulusal burjuvazi-nin de önemli bir bölümü, s›n›f ç›karlar› gere-¤i, kendi pazar›na egemen olabilmek için fe-odalizmin tasfiyesini, emperyalizmden ekono-mik ve politik ba¤›ms›zlaflmay› ve bunlar içinbir burjuva demokratik devrimi istemekle bir-likte; buna önderlik edecek ekonomik ya dapolitik güce sahip olmad›¤› gibi emperyalizm-le ve emperyalistlerin ülkemizdeki acenteleri,emperyalist sermayeyle varolabilen sad›kuflaklar› olan komprador bürokrat burjuvaziylerekabet edemedi¤inden günden güne daha faz-la y›k›ma u¤ramaktad›r. Di¤er yandan emper-yalizm egemenli¤ini esasen feodalizme daya-narak sürdürebilmekte; bu sebeple ülkede ka-pitalizmin geliflmesini s›n›rlamakta; ülkedekistratejik uflaklar› olan hakim s›n›flar›n, komp-rador bürokrat burjuvazi ve büyük toprak a¤a-lar›n›n iktidarlar›n›n sürmesi için zorunlu olanfeodal-faflist rejimin devam› için her türlü eko-nomik, askeri ve politik deste¤i sunmaktan ge-ri durmamaktad›r.

Sadece ülkemizde de¤il, emperyalizm ça-¤›yla birlikte tüm dünyada burjuvazinin dev-rimci barutu tükenmifl ve burjuva demokratikdevrimin yap›lmad›¤› ya da emperyalizm se-bebiyle tamamlanamad›¤› ülkelerde bu devri-me önderlik görevi ve misyonu devrimci pro-letaryan›n omuzlar›nda kalm›flt›r. Proletaryabu görevi öncü müfrezesi Maoist KomünistPartisi arac›l›¤›yla; onun önderli¤inde yürütü-len Halk Kurtulufl Savafl›n›n öncü gücü olaraküstlenmek durumundad›r. Bu savafl›n temelgücü köylülüktür. Bu savafl›n, yeni demokratikdevrim mücadelesinin önemli bir bilefleni olandemokratik kad›n hareketinin temel gücü deyukar›da vurgulam›fl oldu¤umuz gibi, do¤alolarak köylü kad›nlard›r.

Savafl›n, özelde hakl› ve devrimci savaflla-r›n, kad›n›n yaflam›nda ve özgürleflmesindedo¤as› gere¤i ne gibi de¤iflimlere sebep oldu-¤unu; kendili¤inden ve nesnelli¤inde kad›n›aktif bir özne olarak gerçek yaflam platformu-na tafl›d›¤›n›, buna bir bak›ma mecbur b›rakt›-¤›n› yaz›m›z›n seyri içerisinde defalarca belirt-tik. Bu nesnelli¤in bilinçli devrimci ideolojik,kültürel müdahaleler ve öncülükle birlikte ger-çekleflmesi muazzam dönüflümlere sebep ol-

3 4

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 34: Sınıf Teorisi - Sayı 3

maktad›r.Genel olarak demokratik mücadele, de-

mokrasi mücadelesi, kad›n›n yaflam›nda, öz-gürleflme ve kurtulufl yürüyüflünde nicel veyak›smi nitel de¤iflimlere yol açmakla birlikte,bu silahl› mücadele, gerilla savafl› boyutu ald›-¤›nda etkisi, sonuçlar› çok daha büyük at›l›m-lar, kapsaml› ve derinlikli, alabildi¤ine h›zl›sosyal, politik ve kültürel de¤iflimler fleklindeolmaktad›r. Çünkü halk›n savafl hali, fiili ola-rak, egemen sistemin ekonomisi, politik ikti-dar›, kültürü ve ideolojisi ile flu veya bu ölçü-de rafa kalkt›¤›; ancak egemen ideoloji ve kül-türün, zor yoluyla de¤il halk taraf›ndan içsel-lefltirilmifl oldu¤u boyutuyla varl›¤›n› sürdüre-bildi¤i ola¤anüstü özgün flartlar ortaya koyar.Halk Savafl›’n› gerçek bir Yeni Demokratik ‹k-tidar yaratma bilinciyle Maoist perspektiflekavray›fl ve uygulama; bu özgün flartlarda saltbir askeri savafl stratejisi yürütmez; parça par-ça ve ad›m ad›m y›kt›¤› eski sistemin yerinetüm yönleriyle yeniyi infla ederek, halk›n, yenidemokrasi kültürüyle parça parça ve ad›mad›m iktidarlaflmas›n› sa¤lar. Politik iktidarlafl-ma perspektifi ve at›lan her ad›mda kültür dev-rimi ruhu ve prati¤i Maoist Halk Savafl›’n›nözüdür.

Köylü Gerilla Savafl›n›n verildi¤i bölgeler-de kad›n, bambaflka bir yaflam alternatifiyleyüzleflir. Her fleyden önce devrimci savafl›n ya-ratt›¤› ola¤anüstü koflullarda, kad›n›n yetenek-leri ve kapasitesi çarp›c› bir flekilde a盤a ç›kar.“Kad›n yapamaz, kad›n ifli de¤il” diye bilinenbirçok iflin üstesinden gelen kad›na dair top-lumsal yarg›lar pratikte teker teker y›k›l›r. Ge-leneksel düzen altüst oldu¤u için kad›n ile er-kek aras›ndaki geleneksel iflbölümü de altüstolur. Savafl alan›nda ve gerilla bölgelerinde ka-d›n erkek ile eflit bir birey olarak tarih sahne-sinde ve mücadele arenas›nda yerini al›r. Ortakdava ve ortak mücadele zemininde tüm bunlarkad›n ile erke¤in aras›ndaki iliflkinin y›k›lmas›veya kopmas›yla de¤il yeniden tan›mlanmas›ile gerçekleflir. Baflka deyiflle kad›n ile erkekaras›ndaki iliflki de¤iflir, dönüflür. Bu süreçtekad›n›n fedakarl›¤› ve adanm›fll›¤› erke¤e de¤iltopluma yönelir ve bu sayede kad›n kendisinitoplumsal iliflkiler içerisinde ba¤›ms›z bir bireyolarak yeniden tan›mlama olana¤› bulur.

Gerilla bölgelerinde öncünün varl›¤› ve ya-

flam tarz›, iliflkileri; farkl› bir kültürü, yeni de-mokrasi kültürünü, eflitlikçi demokratik birplatformu halka do¤al prati¤inde tafl›rken çe-kim gücü oluflturur. Kad›n bu platformda, halktoplant›lar›nda, evlerde, tarlalarda kendini ifa-de etmeye bafllar. Kad›n binlerce y›ll›k suskun-lu¤unu bozar ve konuflmaya bafllar. Konuflma-s› dikkate al›n›r ve eflit demokratik söz hakk›y-la karar alma süreçlerine kat›l›r. Bu de¤iflimdekad›n gerillalar›n, kad›n savaflç›lar›n sadecevarl›¤› bile tarifsiz bir etki gücüne sahiptir.Kendini sözle ve eylemle ifade etmeye baflla-yan kad›n, toplumu de¤ifltirmenin dolays›z ves›cak eylemine, silahl› mücadeleye flu veya buboyutuyla, bizzat veya hizmet temelinde kat›l-d›¤›nda düzenle, sistemle ba¤lar›n› da esasenkopar›r. Devrimci savafl içerisinde ve gerillabölgelerinde kad›n, yaflama, politikaya en canal›c›, en dolays›z biçimiyle kat›lmaktad›r. Sis-temle ba¤lar› da en radikal flekilde kopar.

Politikleflme, kad›n›n özgürleflmesini geti-rir. Devrimci savafl, kad›n› özgürlefltirir.

a-Milis Kad›nlar

Köylerde, öncünün gerilla birliklerininulaflt›¤›, gitti¤i, görüfltü¤ü köylüler, halka da-yanan, halk ad›na halka ra¤men de¤il, halkiçin halkla birlikte savaflan Halk Kurtulufl Or-dusu savaflç›lar›n› ba¤›rlar›na basarlar. Do¤rubir kitle çizgisi, sa¤lam bir kitle iliflkisiyle halksavaflç›lar› denizde bal›klar gibidirler. En zorbölgelerde, en tenha alanlarda dahi, yedisin-den yetmifline halk, halk savaflç›lar›n›n yeme,içme, bar›nma ve güvenli¤i ile ilgilidir.

Kad›n-erkek, genç-yafll› halk›n Halk Sava-fl› içerisinde gücü oran›nda yerini almas›, lojis-ti¤inden istihbarat›na kadar gücünü, enerjisini,imkanlar›n›, hatta kendi yedi¤i ekme¤i HalkSavafl›’n›n hizmetine sunmas›; halkla birleflmebaflar›s›n› gösteren önderlikli Halk Savafllar›-n›n gerçe¤idir. Dünyan›n de¤iflik yerlerinde,Türkiye-Kuzey Kürdistan, Nepal, Peru veHindistan gibi ülkelerde Halk Savafllar› basit-ten karmafl›¤a, halk›n direkt savafla kat›l›m› ilegerilla birliklerinin küçükten büyü¤e ordulafl-maya do¤ru ilerlemesiyle geliflir. Halk›n bizzatsavafla kat›l›m›, halk›n savaflç›lar›n›n halk sa-vaflç›lar› oluflu, köylü gerilla savafl›n›n temelgücünü köylülerin oluflturmas›, Yeni Demok-ratik Devrim için verilen Maoist önderlikli

3 5

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 35: Sınıf Teorisi - Sayı 3

Halk Savafllar›n›n do¤al özelli¤idir. K›sacas›,Halk Savafl›, halk›n dolayl›-dolays›z kat›l›m›ile bizzat halk›n savafl›d›r.

Bu savafl gerçekli¤i, demokratik mücadele-nin, demokrasi ve devrim mücadelesinin di¤erbiçimleri ve alanlar›ndan nitel olarak farkl›d›rve muazzam dönüflüm ve de¤iflimleri de ba¤-r›nda tafl›r. Böylesi bir silahl› mücadele, sava-fl›n bafllamas› ve devam›, öncülerinde dahiköklü de¤iflimlere sebep olur. Örne¤in sistem-den politik, ekonomik, ideolojik ve kültürelolarak kopufl ve devrimci savaflç›lar›n profes-yonelleflmesi kuflkusuz hem nicel hem de nitelolarak farkl› boyutlarda olacakt›r. Genel ola-rak demokratik mücadele halk›n yaflam›n›, bi-lincini ve kültürünü de¤ifltirir, ama Halk Sava-fl›’nda bu çok daha radikal, somut ve h›zl› bi-çimlerde olur.

Böylesi flartlar, kad›n›n demokratik müca-delesi ve hareketinin ola¤an flartlarda katede-ce¤i mesafenin çok daha fazlas›n› çok dahah›zl› ve keskin biçimlerde almas›n› da getirir.Çünkü birincisi, savafl flartlar› ola¤an yaflam›köklü olarak de¤ifltirmifl ve savafla göre flekil-lenen bir yeni yaflam ortaya koymufltur. ‹kinci-si, bu yeni yaflama, kapal› geleneksel kültür,ideoloji ve al›flkanl›klar›, alternatifleriyle y›-kan bir ideolojik, politik öncü, teorisi ve prati-¤iyle önderlik etmektedir. Savafl›n seyrinde buyeni kültür ve ideoloji de iliflkileriyle birliktehalka tafl›n›r.

Sadece yüzeysel ve biçimsel bak›ld›¤›nda,kad›nla erke¤in, insan türünün iki eflit cinsiolarak yan yana ve omuz omuza ortak bir da-va için çal›fl›yor ve savafl›yor olmas› dahi bafl-l› bafl›na yeni bir kültürel, sosyal atmosferdir.Bu, feodal, yar›-feodal toplumsal sistemde evekapanan, kapat›lan, evde ve tarlada sadece ses-siz bir hizmetçi olarak görülen, konuflmas›,yüzünü göstermesi bile yasak olan, vücudu ge-leneksel k›yafetler içine hapsedilen, giysileri-nin renkleri ve biçimleri bile tabu olan; oturu-flu, kalk›fl›, hatta “süslenmesi” dahi bekar, ba-kire, dul, evli vb olufluna, yani erkekle tan›m-lanan “kimli¤ine” ba¤l› olarak geleneklerlebelirlenmifl ve zorunlu k›l›nm›fl kad›n için ke-sinlikle devrim niteli¤inde bir de¤iflimdir.

Bu yeni demokratik kültürü, gerilla temsileder. Kad›n ile erke¤in eflit oldu¤u ve gerici,feodal bask› ve geleneklerin y›k›ld›¤›, ege-

menliklerine son verildi¤i bir ortamd›r gerillaortam›. Bu durum, gerilla savafl›n› ve gerillabirliklerini, alternatif sosyal ve kültürel atmos-feriyle geleneksel bask›lardan kurtulmak iste-yen kad›n için özel olarak bir çekim merkezihaline getirir. Pek çok feodal, yar›-feodal ülke-de, kad›nlar›n gerilla savafl›na kat›lmalar› içinsebepleri bilinçli bir politik tercih de¤il, sade-ce istemedi¤i biriyle genç yaflta zorla evlendi-rilmekten kurtulmak bile olabilmifltir. Gene buülkelerde birçok kad›n, gerillaya evinden veailesinden “kaçmak” suretiyle kat›labilmifltir.

Buna karfl›l›k Maoist önderlikli gerilla sa-vafl› ve halk savaflç›lar›n›n sosyal-kültürel at-mosferi, ola¤anüstü bir savafl döneminin ayr›-cal›kl› ve farkl› bir atmosferi olmakla veya öy-le alg›lanmakla yetinemez. Yetinmemelidir.Zira bu tür dönemlerde ve ortamlarda kad›n›niçine girdi¤i sosyal iliflkiler ve yaflam prati¤i;meselenin sadece nesnel, kendili¤inden yönü-dür. Hakl›-haks›z hemen her savaflta, özelliklede hakl› ulusal ya da devrimci savafllarda ka-d›n bu geçici özgürlük sürecini yaflar, ancaksavafl›n sonunda eski düzeniçi yaflam ve gericial›flkanl›klara, üretim iliflkilerine geri döner.Fakat Maoist Halk Savafl›, salt bir askeri savaflde¤ildir. Do¤ru kavran›p uyguland›¤›nda, kül-türel ve sosyal de¤iflimler geçici ve zorunlude¤iflimler olmaktan ve salt savafl alan› ve sa-vaflç›larla s›n›rl› kalmaktan ç›kar ve köklü top-lumsal de¤iflim ve dönüflümleri örer. Bununiçin de özünün, yani politik iktidar perspektifi-nin ve özelde kültür devrimleri bilincinin pra-ti¤e geçirilmesi tayin edici önemdedir. Bununölçüsü, sadece askeri alandaki baflar›lar› de¤il;bizzat halk› her ad›mda ne kadar iktidar ve yö-netim gücü yap›p yapamad›¤›, halk›n yaflam›-n› ne kadar de¤ifltirdi¤idir.

Maoist Halk Savafl› süresince, halk komi-teleri, halk meclisleri, savafl›n seyrinde de¤ifliknicel, nitel biçimler alarak halk›n söz, karar,yönetim, iktidar organlar› olarak ifllev görür-ler. Bu araçlar ve örgütlenmeler, kad›n› top-lumsal yaflama do¤rudan müdahale edecek birkonuma tafl›r. Bu, tayin edicidir. Kuflkusuz er-ke¤in de bulafl›k y›kad›¤›, hamur yo¤urup ek-mek yapt›¤› bir gerilla, savafl ortam›; kad›n›nsilah kufland›¤›, erkekle eflit bir flekilde can›n›orta yere koydu¤u ve komutanl›k, savaflç›l›kyaparak birey, inisiyatif, özne ve yönetim gü-

3 6

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 36: Sınıf Teorisi - Sayı 3

cü olarak toplumda tabu kabul edilen bir mis-yon yüklendi¤i flartlar s›radan flartlar de¤ildir.Ancak savafl ve kad›n sorunu konulu tart›flma-larda bunlar kad›n›n toplumdaki yerini de¤er-lendirebilmek için son derece geri, yüzeyselnoktalard›r. Bunlar çok önemlidir ve yo¤unla-fl›lacak ilk noktalar, k›r›lacak ilk halkalard›r.Ancak bunlar, kad›n özgürleflmesinin verisi,ölçüsü olarak ele al›n›p ortaya konuluyorsa;kad›n özgürleflmesini ne denli dar ve yüzeyselele ald›¤›m›z üzerine de durup bir düflünmekgerekir. Genel olarak toplumda kad›n ve hattaözel olarak savaflç›, devrimci kad›n, gerçektenba¤›ms›zlafl›yor mu, kiflilik, irade sahibi, ger-çek söz karar yönetim ve çözüm gücü oluyormu? Mesele budur. Yeni demokrasi, burjuvademokrasisinin kad›n› kand›rarak kad›na sun-duklar›ndan fazlas›n› verebilmeli: onca kan,can emekle daha fazlas› yarat›labilmelidir. Öz-gürlü¤ün s›n›r› yoktur.

Di¤er yandan, kad›n›n geleneksel k›yafet-leri üstünden atabildi¤i, kad›n ifli diye bilineniflleri erke¤in de yapt›¤› ve kad›nlar yapamazbeceremez denilenlerin kad›nlarca baflar›ylaüstlenildi¤i süreçler, kad›n ile erkek aras›ndakigeleneksel iflbölümü ve ayr›mc›l›¤›n temelle-rinden y›k›ld›¤› demokratikleflme süreçleridirve küçümsenmemelidir. Gerilla bölgelerindebu süreçleri salt gerilla birliklerinde de¤il, biz-zat toplumun ba¤r›nda, halk›n yaflam›nda ger-çeklefltirebilmek gerekir. Bu, kuflkusuz HalkSavafl›’n›n ideolojik, kültürel, politik ve eko-nomik ayaklar›yla kesin olarak ba¤lant›l›d›r.Her cephede devrimleri sürdürürken kültürdevrimi aya¤› bu kesitte tayin edici önemdedir.Bu, Halk Kurtulufl Ordusu’nun vazgeçilmezpolitik görevleri aras›ndad›r.

Köylü kad›nlar, gerillan›n kitle çal›flmalar›,politik ajitasyon ve propagandas›yla, öncününideolojik ve kültürel yol göstericili¤iyle, halksavafl›na seferber olan halk kitleleri içerisindeözel ve önemli bir politik güç olarak çarp›c›bir flekilde öne ç›karlar. Gerillaya bilgi, istih-barat, malzeme, ekmek tafl›yan, ekmek yapankad›n muazzam fedakarl›klarla hayat›n› riskeederken; bunu bir yedek güç ve yard›mc› bilin-ciyle de¤il; düflünen, inisiyatifli ve bilinçli birkat›l›mc› birey olarak yapt›¤›nda; hem savafl›nseyri, hem de toplumsal yaflam köklü olarakde¤iflecektir. Bu, savafl sonras› Yeni Demokra-

tik Cumhuriyetin, onun halk iktidar organlar›-n›n niteli¤inin de tayin edici olabilecek bir ga-rantisi olacakt›r.

Köylü kad›n›n devrimci enerjisini a盤a ç›-kar›p örgütleyemeyen bir Halk Savafl› kazana-maz. Halka dayanan, halk›n kesin deste¤i ileyaflayan bir halk savafl› geliflir, güçlenir. HalkSavafl›, halk› ideolojik, politik, kültürel olaraksilahland›rmal›d›r. Böyle silahlanan bir halk,askeri olarak da silahlan›r. Bir milis ordusunuhiçbir güç yenemez. Çünkü gerçek halk ordu-lar›n›n en büyük gücünü, sadece profesyonelhalk savaflç›lar› de¤il, asl›nda milis gücü olufl-turur. Milis gücü, Halk Kurtulufl Ordusunugerçek bir halk kurtulufl ordusu yapar. Devrim-ler tarihi de göstermifltir ki, milis gücünün te-mel gücü, profesyonel olarak savaflamayacakdurumda olan yafll›lar ve çocuklar, ve de ka-d›nlard›r, özellikle kad›nlard›r.

Köylük bölgelerde demokratik kad›n hare-keti ve mücadelesi, kad›n›n bu tayin edici dev-rimci enerjisini a盤a ç›kar›r ve örgütler. Miliskad›nlar, yeni demokratik devrimin en öndegelen savaflç›lar›, feodalizmin köklü tasfiyesi-nin, soysal yaflamda, üretim iliflkilerinde, kül-türde ve ideolojide altedilmesinin teminat›d›r-lar. Köylü kad›nlar›n aktif birer bilinçli özneolarak kat›ld›¤› bir demokratik devrimi kimse,hiçbir güç tersine çeviremez. Böylesi bir halksavafl›ndan sonra hiçbir güç burjuva, feodal yada yar›-feodal toplumu yeniden örgütleyemez.Çünkü bunun için ihtiyaç duyaca¤› gelenekselkad›n ve geleneksel ailenin yerinde yeller esi-yordur. Köylü kad›n, gene s›rt›nda bebesi tar-lada çal›fl›yor olabilir. Ancak zulas›ndaki sila-h›yla sessiz sedas›z ve derinden, yeni bir top-lum infla ediyordur.

b- Partizan, Gerilla Kad›nlar

Askerlik, binlerce y›ld›r erkek mesle¤iy-ken; hakl› savafllarda, ulusal ve s›n›fsal kurtu-lufl ordular›nda kad›n savaflç› oran›n›n kimizaman yar›dan fazlay› bulmas›, yani ço¤unlu-¤u oluflturmas› çarp›c›d›r, fakat anlafl›lmaz de-¤il. Özellikle halk kurtulufl savafllar› üzerindeduruyoruz. Dünyan›n bir çok yerinde gerçek-ten de halk kurtulufl ordular› saflar›ndaki kad›noran› erkekleri aflmaktad›r. Çünkü gerilla sa-vafl›, feodalizm ve yar›-feodalizmin cendere-sindeki, geleneklerin ve geleneksel feodal bas-

3 7

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 37: Sınıf Teorisi - Sayı 3

k›lar›n kuflatmas›ndaki kad›n için o ayr›mc›,bask›c›, kölelefltirici sistemden politik, ekono-mik ve sosyal olarak koparak özgürleflti¤i, in-san say›lmazken düflünen, irade ve kiflilik sahi-bi bir insan oldu¤u bir ortam sa¤lar. Profesyo-nel devrimci mücadele, gerilla savafl›, kad›n›ba¤›ms›z, dünyay› de¤ifltirmeye cüret eden birdurufl ve inisiyatifle kendi ayaklar› üzerine di-ker ve bafll› bafl›na bir güç haline getirerek tümzincirlerini k›rd›¤› bir yaflam alternatifi sunar.

Bu, erkekler için de böyledir. Ama erkekba¤›ms›z durufla, silaha, güce, meydan okuyu-fla, cürete ve iktidara kad›n kadar yabanc› de-¤ildir. En ezileni dahi bunlar› bir egemenlik vebask› biçimi olarak kad›na uygulam›flt›r. Dola-y›s›yla en çok zincirlenmifl, ve zincirleri ena¤›r olan köylü kad›n, bir kere bu zincirleri at-t›¤›nda ortaya muazzam bir devrimci dinamikç›kar. Kad›n, sistemden çok daha köklü kopar.En çok ezilen ve bask› gören toplumsal kesit,en devrimci dinamikler olarak öne ç›kar.

Çocuk büyütmekten, evde, tarlada köleceçal›flmaktan, erke¤e kölelik yapmaktan, ek-mek yemek yap›p temizlikten baflka bir dünya-s› olmayan kad›n; komflu kad›nla konuflmas›,evden ç›kmas› dahi erke¤in iznine tabi olan,çeflmeye su almaya gitmeyi, nehirde çamafl›ry›kamay› özgürlü¤ünü yaflayabildi¤i nadir da-kikalar olarak gören ve en az›ndan hemcinsle-riyle müdahalesiz sohbet imkan›n› öyle bula-bilen kad›n için silah elde da¤ bay›r dolaflmak,böylesi bir ola¤anüstü “kimlik” sahibi olmakbile ulafl›lmaz, tarif edilemez bir özgürlük dü-flüdür. Ve bu düfle dalmak için kad›n›n kaybe-dece¤i zincirlerinden baflka hiçbir fleyi yoktur.Köylü kad›n› gerillaya, politik toplumsal bi-linçlenmesinden önce, bireysel kurtuluflu içindahi neredeyse sistemden kopman›n tek alter-natifi olarak; can›ndan bezdi¤i flartlardan onuçekip koparan tek alternatif yaflam olarak buözgürlük düflü çeker. Cins bask›s› ne kadar ka-ba ve aç›ksa sistemle ve s›n›f bask›s› ve sömü-rüyle de o denli özdeflleflmifl, iç içe geçmifltir.Görece burjuva demokratik ortamlarda oldu¤ugibi inceltilmifl de¤ildir. Feodalizmin hakimoldu¤u flartlarda kad›n cins bask›s›n› sistem-den, s›n›f bask›s›ndan ayr›flt›ramaz. Cins bas-k›s› ancak dolays›z politik ç›k›flla afl›labilir.

fiehre gitme, okuma ve meslek sahibi ba¤›m-s›z bir kad›n olma alternatifi gerçekleflmesi im-

kans›z bir düfltür. Bunun için evden kaç›p kad›n›canl› canl› yiyen bu sistemin kuca¤›na at›lamaz.Türk filmleri evden flehre kaç›p fuhufl bata¤›nadüflen köylü kad›n figürleriyle dolup tafl›yordur;meflhur olan flark›c›, türkücü, sinemac› kad›nlarkimisi için ulafl›lmaz rüya, kimisi için ancak cin-selli¤ini kullanarak, kendini yiyerek ulafl›labilentuzaklard›r. Köyde kad›n›n alternatif bir yaflamiçin evden kaçmas› bile ancak s›rt›n› dayayaca¤›,s›¤›naca¤› bir yavukluya, bir “kocaya”, onunlakente kaçma fleklinde olur. Annesinin, ablas›n›n,nenesinin yaflam› tekrar edilmek üzere onu bek-liyordur. Bütün hayat› hizmetçilikle geçecektir.Önce kendi ailesine, sonra kime sat›ld›ysa ona.Köy yerinde boflanma hakk› yoktur. Her y›l tar-lada do¤urmak ve çocuk s›rt›nda tarlada, ah›rda,evde çal›flmak vard›r. Ot, odun vs. s›rtlan›p tafl›-mak vard›r. “fiansl›ysa” erkek çocuk do¤urupbunlar› “geline” yapt›rtmak vard›r… Kad›n›nsistemin d›fl›na ç›kmak d›fl›nda bir bireysel kur-tulufl alternatifi dahi yoktur.

K›sacas› köyde kad›n, kad›n sorununu en a¤›r,en yal›n, en kaba haliyle yaflar. Ama alternatifleride inceltilmifl ya da dolayl› de¤ildir. Çok dolays›z,keskin, kesin isyan d›fl›nda bir alternatifi yoktur.Sistemin s›rt›n› feodalizme yaslad›¤›, ancak birköylü savafl› ile toprak devriminin devrimin birdizi çeliflkisini çözebilmek için kilit, baflrol oyna-d›¤› sosyo-ekonomik flartlarda, gerilla bölgelerin-de kad›n, hiç dolanmadan, do¤rudan, kesin politikçözüm alternatifiyle karfl›lafl›r. Köylü kad›n, yer-leflik yaflamdan, o yaflam›n ekonomik, politik do-kusundan koptu¤unda, devrimci savafla kat›larakmülksüzleflir, proleterleflir. Düzenden ekonomikve politik olarak koparak özgürleflmede radikalbir ad›m atar. Yeni demokratik toplumsal sistemininflas›na dolays›z ve en önde kat›l›r. Tam da bunoktada, elbette ki Maoist öncü ile kad›n›n iliflki-si, yani ideoloji ve politika tayin edici önemdedir.Aç›kt›r ki düzenden ekonomik ve politik kopufl,ideolojik ve kültürel kopufl için tek bafl›na yeterlide¤ildir. Ancak öncü kad›n kiflili¤i flu veya bu fle-kilde mülksüzleflen, proleterleflen ve proletarya-n›n bilimi ile ayd›nlanan devrimci kad›nlar›n pra-ti¤inde kendisini gerçeklefltirir ve tan›mlar.

Kad›n Gerilla Mitosu

Kad›n gerilla, kendini birey olarak bizzat top-lumsal yaflama aktif ve dolays›z müdahale temelindegerçeklefltirmektedir. Dolay›s›yla hem de¤iflimin

3 8

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 38: Sınıf Teorisi - Sayı 3

hem de dünyay› de¤ifltirme eyleminin flahdamar›ndakonufllan›r. Bu, sadece toplumun ve genel olarak ka-d›n cinsinin de¤il, birey olarak da kad›n›n de¤iflipdönüflmesine ve özgürleflmesine son derece h›zl›, so-mut ve dolays›z olanaklar yarat›lmas› demektir.

Ülkemizde ilk kad›n halk savaflç›lar›n›n, ka-d›n gerillalar›n varl›¤›n›n dahi toplum ve kad›nüzerindeki etkisi muazzam olmufltur. Bir gerillabirli¤iyle köye giren kad›na, tüm köylüler, özel-likle erkekler, bir yandan flafl›rarak, “yapamaz,kald›ramaz” diye küçümseyerek, dikkate alma-yarak bakarlar; di¤er yandan o kad›n› “kendile-rinden biri” olarak görmediklerinden bu tuhafvarl›k onlar›n de¤er yarg›lar›ndan muaf, kad›n›ntoplumlar›ndaki yerini tart›flt›rmayacak, statüko-yu bozmayacak “d›flar›dan” biri oldu¤undan onutuhafl›¤›yla kabul eder ve hatta efsanelefltirir,ulafl›lmaz, taklit edilemez bir kiflilik olarak eleal›rlar. Gerçekte kad›n gerillan›n halk dilinde bi-re bin kat›larak efsanelefltirilmesi, geleneksel ka-d›n tipinde direncin göstergesidir. Yeni, öncü, sa-vaflç› kad›n, ola¤anüstü bir kahramanm›fl gibi di-¤er kad›nlardan ayr›flt›r›l›r. Bir istisna olarak gö-rülür ya da gösterilmek istenir. Böylece toplu-mun kad›na bak›fl›, geleneksel kad›n kavray›fl›ve tan›mlamas›na dokunulmaz. Halbuki kad›ngerilla, tüm kad›nlar›n gerçeklefltirebilece¤i ola-¤an bir kifliliktir.

K›sacas›, bir bölgede görülen ilk kad›n geril-lalara, bu “erkek ifline”, üstelik “kahraman” birerke¤in ifline soyunduklar› için, kad›n-erkek halkhayranl›k duyar. Ama bu, geçicidir. Gerçekten deilk kad›n gerillalar, öncünün bölgede savafl› bafl-latt›¤› aflamalarda gerilla bölgelerinden de¤il, di-¤er savaflç›lar gibi genellikle kentlerden gelen,ayd›n, ö¤renci kökenli devrimciler ya da farkl›bölgelerden, kültürlerden gelen savaflç›lard›r. Fa-kat bu durum h›zla, gerilla savafl› yo¤unlafl›pyayg›nlaflt›kça, gelifltikçe de¤iflir. Halk, gerillabirliklerinde örgütlenmeye bafllar ve belirli birkesimi de köylü kad›nlard›r kuflkusuz.

Silahlar siyaseti kumanda ederse:

Gerillan›n varl›¤› ile halk›n yaflam›na gir-mesi, kuflkusuz kad›nlar›n toplumdaki yerini vedurumunu dolays›z etkiler, de¤ifltirir. Buna kar-fl›l›k kad›n gerillalar›n varl›¤› ve köyden kad›n-lar›n halk savafl›na kat›l›m›, statükoyu derinden

sarsar. Evden d›flar›ya ad›m atamayan kad›n›nerkek savaflç›larla birlikte da¤larda dolafl›p sa-vaflmas› geleneksel feodal yap› üzerinde bombagibi bir etki yarat›r. Kad›n yaflam›nda birdenba¤›ms›zlafl›r, özgürleflir. Yaflam›, dünyay›, ül-kede ve dünyadaki geliflmeleri, hatta okuyupyazmay› ö¤renir, ayd›nlan›r. Bu do¤ru bir ön-derlik, öncünün ve halk kurtulufl ordusunundo¤ru bir e¤itim ve kadro politikas› ile olmad›m›; ideolojik de¤iflim ve dönüflümde do¤ru birönderlik tutturulmad› m›, kad›n›n kifliliksel de-¤iflim ve geliflimi aç›s›ndan çok keskin ve tehli-keli bir dönemeçtir asl›nda. Birçok kad›n, pro-fesyonel devrimcilikle birlikte özgürlefltim ya-n›lsamas› yaflar. Kabul etmek gerekir ki elindesilah› ile su k›y›s›nda, kayan›n dibinde duran yada bir çat›flmada, bir bask›nda enerjik hareketle-riyle öne ç›kan bir kad›n portresi: kad›n veda¤… gerçekten de özgürlü¤ün çarp›c› bir res-midir.

Buna karfl›l›k bu resmi içeriklendirmesi ge-reken öncü ve kad›nd›r. Özgürlük yan›lsamas›yaflayan bir kad›n gerilla, geleneksel kad›n kifli-li¤ini kendi içinde yaflat›rken, özellikle silah›nve örgütün gücüne yaslanarak kaba feodal geri-ci erkek kiflili¤inin çok kötü bir taklidi olabilir.Ezilen köylü kad›n›n, bu yan›lsamayla feodalköy a¤as›n› taklit etmesi iflten bile de¤ildir. Bir-den “iktidar”, “güç” olmak tehlikelidir. Üsteliksilahl› bir güç olmak, daha tehlikelidir. Araçlaamac› kavray›fl› berrak, ideolojik bilinci net ol-mayan› çürütür. Burada silah, kad›n› biçimdeözgürlefltiren, sözde kiflilik sahibi yapan; ger-çekte ise gerici bir iktidarlaflma zihniyetiyle ka-d›n›, özellikle halk ve di¤er kad›nlar karfl›s›ndadespotik bir feodal çete kültürünün daha da ac›-mas›z fleflerinin kimli¤ine büründüren bir roloynayabilir. Kad›n bu haliyle kiflilik de¤il“kimlik” sahibi olur. Kuflkusuz kad›n olsun er-kek olsun, halk savafl›na politik ve örgütsel ka-t›l›m›, ideolojik kat›l›m boyutuna s›çratacakolan öncüdür, öncünün politikalar›d›r. Bu poli-tikalar, kad›n›n özel, özgün gerçekli¤i ›fl›¤›ndakad›na özel, özgün biçimler alabilmek zorunda-d›r kuflkusuz.

De¤ifltirip Dönüfltüren Silahlar De¤il,

Do¤ru Siyasettir: Siyasetin Yön Verdi¤i Bir

Savafl

Kad›nlar›n savafla kat›l›m›na halk›n gele-

3 9

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 39: Sınıf Teorisi - Sayı 3

neksel de¤erleri, ahlak, namus anlay›fllar› di-rense de, savafl›n içeri¤i, Halk Savafl› gerçekli-¤i ve ortak, hakl› dava bilinci, kad›nlar›n geril-laya kat›l›m›na iliflkin geleneksel gerici direncizamanla k›rar. Birçok ülkede bu direncin çabukk›r›lmas›nda, gerillan›n geleneksel kad›n-erkekiliflkilerini ordu saflar›nda da sürdürmesinin,kad›n›n ayr› örgütlenmesinin (kad›n gerilla bir-likleri) veya kad›n›n bir rahibe gibi (tanr›ya de-¤il ama davaya) adanmas› ve evlili¤in yasak,tabu olmas›n›n; k›sacas› gerilla savafl›na önder-lik eden ve sürdüren gücün s›n›f niteli¤i, ya dapolitikalar›na yön veren önderli¤in ideolojikhatt› itibariyle (ulusal veya küçük burjuvazi) fe-odalizmle uzlafl›yor olmas›n›n etkisi büyüktür.Bu haliyle kad›n sorununa köklü çözüm ürete-mese de bu dar pratik/politik durufl dahi kad›n›bir politik güç ve özne olarak toplumsal yaflamatafl›r ve kad›nlar›n kurtuluflu hareketinde muaz-zam bir fonksiyon oynar.

Kad›nlar›n Kurtuluflu perspektifiyle flekille-nen kad›n gerilla ise kuflkusuz çok daha ileri birdevrimci rol oynayacakt›r. Maoist önderlikli ka-d›n halk savaflç›s›, toplumun devrimci dönüflü-münde, silahl› mücadeleyle, politik iktidar pers-pektifiyle, yepyeni bir kad›n›n, gelece¤in yeni ka-d›n›n›n prototipidir. Yeni, özgür kad›n, yeni de-mokratik devrim için savaflan devrimci kad›n›nprati¤inden geliflir. Öncü Kad›n, asgari demokra-tikleflme ile yetinmez; gerçek kurtulufl ve özgür-lük aray›fl›n› Maoist Halk Savafl› içerisinde, son-ras›nda da ilerletmek üzere sürdürür. Halk Savafl›,demokratik kad›n hareketini zafere tafl›r; ancak buzafer Maoist öncü kad›nla, burjuva demokratikdevrimlerin zaferinden ve kazan›mlar›ndan nitelolarak farkl›d›r, sahte de¤il gerçektir…

IIVV-- ÖÖNNCCÜÜ KKAADDIINN

A- KADIN VE ‹DEOLOJ‹1- ‹deolojik Sa¤laml›kUluslararas› komünist ve devrimci hare-

ketlerin tarihine bak›ld›¤›nda, kad›n devrimcive komünistlerin davaya ba¤l›l›kta, kendileri-ni davaya adamalar›nda ve gösterdikleri kah-ramanca fedakarl›klarda çarp›c› bir flekildeöne ç›kt›klar›n› görüyoruz. Kad›nlar devrime

destans› kahramanl›klarla kat›l›mda kitleselolarak öne ç›k›yorlar. Bununla beraber, kitlele-rin eseri olan devrimlerin kitleler içinden ç›-kan önder ve öncü kifliliklerine iliflkin bir de-¤erlendirme yapt›¤›m›zda ise ezici bir ço¤un-lu¤un erkekler oldu¤u görülür.

Roza Luxemburg, Clara Zetkin, AlexandraKollontai ve Chiang Ching’in yan›s›ra birçokülke devriminde önemli misyonlar yüklenmiflkad›n önderler, komutanlar, yöneticiler elbetteki vard›r. Ancak dedi¤imiz gibi, bunlar›n say›-lar› son derece azd›r. Ayr›ca ustalar dahil,önemli politik önderlerin yak›n dava arkadafl-lar›, yoldafllar› olan kad›n devrimciler de var-d›r. Kabul etmek gerekir ki bunlar tarih sayfa-lar›nda erkek önder devrimcilerin gölgesindekalm›flt›r. Bu gerçeklik insanl›k tarihinde bir-çok bilim alan› ve meslek dal› için de geçerli-dir. Tarihi erkekler yazm›fl gibi görünüyor. Bu-na karfl›l›k tarihin gerçek kahramanlar› olankitlelerin, halk›n gerçek öykülerine dönüpbakt›¤›m›zda karfl›m›za feda ruhu ve adanm›fl-l›kta s›n›r tan›mayan kad›nlar ç›k›yor.

Feda Ruhu

Ulusal kurtulufl savafllar›nda, halk savaflla-r›nda, çat›flmalarda, yak›nlar›, çocuklar›, yol-dafllar› ve giderek ulusu ve halk› için gözünük›rpmadan ölümün üstüne yürüyen, en katla-n›lmas› olanaks›z zulme katlanan, kendisinionlar için feda eden kad›n gerçekli¤iyle sürek-li karfl›lafl›yoruz. Fazla uza¤a gitmeye gerekyok. Ülkemiz yak›n devrim tarihinde; bedeni-ni yoldafl›na siper ederek can veren S›rma Bo-yo¤lu, Yel Da¤› destan›n›n kad›n kahraman›,ölürken yaral› yoldafllar›na hizmet eden Bar-bara Anna Kistler, bedeninde devrimci Kürtulusu için görülmemifl çiçekler açt›ran ZeynepK›nac›, kendi vücudunu Newrozlaflt›ran Rona-hi, Beriwan, Serh›ldan’lar, ölüm oruçlar›nda“önce ben” diyen Ayçe ‹dil Erkmen, Yeter Gü-zel’ler, gerilla savafl›nda ablukalarda savun-mada kal›p gerilla birli¤inin güvenli ç›k›fl› içincan›n› feda eden onlarca kad›n halk savaflç›s›,gerilla bölgelerinde her türlü zulüm ve iflkencekarfl›s›nda tek bir s›r vermeyen isimsiz kad›nkahramanlar, devrimci savaflç›lar, anneler, ba-c›lar, sevdal›lar… Çat›flmalarda öne at›lan,mermilere, coplara, bombalara karfl› kendisinidi¤erlerine siper eden kad›nlar…

4 0

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 40: Sınıf Teorisi - Sayı 3

Kad›n›n adanm›fll›¤› ve feda ruhunun, ka-d›nda bireyci, bencil “ego”nun yok denecekkadar zay›f olmas›n›n kuflkusuz tarihsel, sos-yal aç›klamalar› var. Bu, kad›n›n gerçe¤idir.Kad›n, anne olarak çocuklar›na, efle, bac›, ev-lat olarak ailesine, giderek kendisine dayanan,kendisi üzerinden varl›k bulan ulusuna adan›-yor. Kendini feda ruhuyla varediyor. Kad›n›nfedakarl›¤›nda s›n›rs›z, karfl›l›ks›z, ç›kars›z biradanma vard›r. Kad›n kendini sunar, kendinikatar ve bunu yaparken h›rs, iktidar beklentisi,ç›kar dürtüsü duymaz. Kad›na binlerce y›ld›rhep kendisini sunmas›, adamas› ö¤retilmifltirve bu kad›nda nesnelleflmifltir. Kad›n hiçbir za-man kendini bireyci, bencil bir iktidar h›rs›ylatan›mlamam›flt›r. ‹nand›¤›, bütünleflti¤ine ken-dini karfl›l›ks›z sunmufltur. Egemen ve gericis›n›flar kad›nda varettikleri bu flekillenmeyihep kad›n›n aleyhine kullanageldiler ve suiis-timal ettiler. Buna karfl›l›k bilimsel ve tarihselolarak kad›n›n ç›kar›yla, özgürlük ve kurtulufldavas›yla örtüflen bir davaya adanma; baflkadeyiflle kad›n›n feda ruhunu ve kendini sunma-s›n›, adanm›fll›¤›n› bilinçli bir duruflla bütün-lefltirerek gerçeklefltirmesi, ortaya hakl› bir da-vaya tam bir ba¤l›l›k ve adanmay›, yani keli-menin gerçek anlam›yla bilinçli bir stratejikduruflu, muazzam bir ideolojik berrakl›¤›, sa¤-laml›¤› ç›kar›yor.

Kad›n›n feda ruhu ve adanm›fll›¤›, proletar-

yan›n bilimsel ideolojisiyle, Maoizmle yo¤rul-du¤unda, ortaya eflsiz, k›r›lmaz, bükülmez, çe-lik gibi sa¤lam bir ideolojik durufl ç›k›yor.

Öncü Kad›n, Kararl›l›k ve Davaya

Adanmada Nitel Olarak Öndedir

Öncü kad›n›n “önce ben” diyen ideolojikduruflu üzerinde durmak gerek: kavgada, fedaruhunda önce ben... emekte, al›nterinde, yor-gunluk, uykusuzluk, açl›k ve ölümde önceben... kurtulufl ve özgürlük için, iflçi, köylü,emekçi ezilen halk için, çocuklar ve onlar›ngözyafllar› gülücükleri için, erkek veya kad›ninsanl›k içinse yap›lanlar ve yap›lacak olanlar,ödenen bedeller ve ödenecek olanlar, feda edi-lenler ve edilecek olanlar: önce ben!.

‹nsanlar aras›nda her türlü efendi-köle ilifl-kisinin yeryüzünden bir daha geri dönmemeküzere silinece¤i, s›n›fs›z, s›n›rs›z ve sömürüsüzbir dünyan›n yarat›lmas› kavgas›nda en öndebayraklaflma bilinci kuflkusuz cinsiyet, milliyetayr›m› yapm›yor. Bununla beraber, ilk ve so-nuncu efendi-köle iliflkisi billur biçimde kad›nile erkek aras›nda görüldü¤ünden, s›n›fl› top-lum tarihi boyunca tüm gerici iktidar ve s›n›filiflkilerini özgün ve billur biçimde yaflayan veinsanl›¤›n kurtuluflunu bu çeliflkinin de çözül-mesi ile kendisiyle birlikte erke¤i özgürlefltire-rek tamamlaman›n öncüsü olacak kad›n›n, ka-zan›lacak bu dünyay› ve u¤runa mücadeleyitemsili, onunla özdeflli¤i, özel bir anlam tafl›-yor. Kad›n›n, komünizmi, komünist dünyay›temsili çok daha gerçek ve çok daha çarp›c›d›r.

Sistemden Köklü Kopufl ve Proleter

‹ktidar Bilinci

Enternasyonal proletaryan›n Türkiye-Ku-zey Kürdistan topraklar›ndaki öncü müfrezesi-nin önderlik etti¤i Yeni Demokratik ‹ktidar içinHalk Savafl› yoluyla Yeni Demokratik Devrimmücadelesinin ilk flehidinin komünist bir kad›nolmas› bu aç›dan tarihi bir anlam tafl›yor. MeralYakar yoldafl, proleter iktidar bilincimizin ilköncü k›z›l bayra¤›d›r. Baflka deyiflle ülkemizMaoist Komünist Hareketi de, kad›n›n öncü-leflmesi, önderleflmesi noktas›nda zaaflar tafl›sada, tarihsel yürüyüflü içerisinde Meral Ya-kar’dan Aycan Tato’ya ilkleriyle özüne iliflkinçarp›c› mesajlar vermifl, kad›n› öncüleflmeyeça¤›rm›flt›r.

4 1

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Kadı nı n adanmı lı ı vefeda ruhunun, kadı nda bi-reyci, bencil “ ego” nun yokdenecek kadar zayı f olma-

sı nı n ku kusuz tarihsel,sosyal açı klamaları var.

Bu, kadı nı n gerçe idir. Ka-dı n, anne olarak çocukları -na, e e, bacı , evlat olarakailesine, giderek kendisinedayanan, kendisi üzerindenvarlı k bulan ulusuna adanı -

yor. Kendini feda ruhuylavarediyor. Kadı nı n fedakar-lı ı nda sı nı rsı z, kar ı lı k-sı z, çı karsı z bir adanma

Page 41: Sınıf Teorisi - Sayı 3

Kad›n› ayr›cal›kl› k›lan en güzel özellikle-rinden biri, iktidar h›rs›n›n olmamas›d›r. ‹nsan-l›k iktidar h›rs› olmayanlar›n iktidar› ile kurtu-lacak. Ama ne yaz›k ki iktidar ve kad›n kolaykolay buluflam›yor. Ancak erkekleflen kad›n“iktidar” olabiliyor. ‹ktidar kavram› gerçekteeril bir kavramd›r… Ama keflke iktidarlar ka-d›n olsa diyor insan. Herkes biraz kad›n olsa vekad›n da bu aç›dan kad›n kalsa.

‹ktidarlar biraz kad›n olsa, iktidar›n› pekifl-tirmeyi, k›skançça savunmay› de¤il iktidar yü-künden kurtulmay› esas alacak. Bu, herkesiiktidarlaflt›rmak, herkesi yönetim gücü yap-mak, kendi iktidar›ndan vazgeçebilme cüretidemek. Zaten iktidar›ndan vazgeçebilmeyi, ik-tidar›n› yitirmeyi göze alamayan iktidarlar as-la gerçekten iktidar olam›yor. Bu anlam›yla di-yebiliriz ki gerçek proletarya iktidar›n›n cinsi-yeti kad›nd›r. Proletaryaya ve halka hizmetiesas al›r. Onun sesidir. Öz yönetimidir. ‹ktida-r› yönetilene yabanc› de¤ildir. Zaten birileriniyönetmek ona yüktür. O, özgür olmak, yükün-den kurtulmak ister. Adanm›flt›r, herkes yöne-tim gücü olsun; s›n›f da, zor da, devlet de, ik-tidar da tarihe gömülsün ister. Yüzlerce ve

yüzlerce y›l iktidar kavgas› verip de iktidar

yükünden kurtulmak istemek proletaryaya

mahsustur. Hiç iktidar olamam›fl olana

mahsustur. O yüzden biraz da kad›nd›r.

Baflkas› için kendini fedadan kendisi için

kendini fedaya s›çrayan bilinç özgürlükte

ve devrimcilikte s›n›r tan›mayanlara hast›r.

Güç oldu¤unda gücünü paylaflabil-mek, güçsüzlü¤ü paylaflmaktan daha zordur.‹nsanlar güçsüzlüklerini güç olmak için payla-fl›rlar. Varl›¤› paylaflmak kolayd›r, yoklu¤upaylaflmak zordur. Hep yoklu¤u paylaflmakzorunda kalm›fl proletarya için varl›¤› paylafl-mak kuflkusuz çok daha kolayd›r. Ama bununiçin de biraz proleter olmak gerek. Mülksüz-leflmek gerek. Yüklerden ar›nmak gerek. Var-l›k denilen fley güçse, hele bir de sana aitse,kaybetme korkun sahip olduklar›nca artar.Korkudan korkmak gerek. Çözüm mülksüz-leflmektir. Hiçbir fleye sahip de¤ilsen hiçbirfley kaybetmezsin. Korkularla zincirlenmez-sin. Zincirlenmezsen kirlenmezsin. Kir pastutmazs›n. Gönlün zengin, ufkun genifl, dün-yan kocaman olur, küçülmezsin, daralmazs›n.

‹ktidar bask›s›z olmaz. ‹ktidar y›k›c›-d›r. ‹ktidar biraz kad›n olsa fliddeti mert olur.Güven verir. Birlefltirir. Kad›n, komploculu-¤u, hile-hurda-entrikay›, düzenbazl›¤› erkek-ten ö¤renmifltir. Gerçekten iktidar olamay›fl›-d›r bunun sebebi. Gerçek iktidara sahip olantac›n› yitirmekten korkmaz. ‹ktidardaki erkekgerçek iktidara sahip olsa kad›nlafl›r. ‹ktidars›zkad›n›n iktidarda erkekleflmesi, erkek iktidar-lar›n gerçekten iktidar olamamas› ayn› fleydir.Çünkü çözüm ve yönetim gücü olamayan,halk›n taleplerine isteklerine özlemlerine yan›tolamayan, gönüllerde taht kuramayan iktidarkoftur. Geçicidir. Halk, geçicili¤ini unutan,gücünü halktan ald›¤›n› unutan ve kendi derdi-ne düflen, bunun için de ezeli ve ebedi oldu¤u-nu ilan eden hiçbir iktidar› bafltac› etmez. Ezergeçer. Kendi gerçek iktidar›n› kuruncaya de-¤in. Art›k iktidarlara gerek kalmayacak bir ge-çifl aflamas›d›r bu. Bu aflaman›n iktidar› “er-kek” olamaz. Erkekleflti¤i anda kaybeder.

Öyleyse halk›n sadece ve sadece kendi ik-tidar›na ihtiyac› var. Yönetilmeye de¤il yöne-tim gücü olmaya ihtiyac› var. Onu, bu güce ta-fl›yacak bir öncüye ihtiyac› var. Bu öncününiktidar›na de¤il, önderli¤ine hürmet eder.

Önderlik iradeyi temsil eder. Farkl›lar›nsentezi, bileflkesidir. Birlefltirir. Önderlik güç-tür, ama güç oldu¤u yan›lsamas›na düflmez,çünkü o gerçek bir gücün temsilidir. O temsilgücüdür. Yönetim gücüdür. Kendine ait veyakendinde bir güç de¤ildir. O iktidarlaflmaz. ‹k-tidarlaflt›r›r. Böylece hem gerçekten iktidarolur hem de iktidar›ndan peflinen vazgeçifltir.

Kad›n›n iktidarla, egosuyla iliflkisi böyleolunca, sistemden ekonomik ve politik olarakkopan, proleterleflen kad›n›n, hele ki profesyo-nelleflti¤inde, kad›n Halk Kurtulufl Ordusu sa-vaflç›lar›n›n, kad›n devrimcilerin; dünyan›nhemen her yerinde ideolojik stratejik duruflla-r›yla, nitelikleriyle erkeklerden daha önde birdurufl sergilemesi anlafl›lmaz de¤ildir. Bu ger-çe¤i uluslararas› komünist hareket içerisindekihemen her komünist partisi ve devrimci partive örgütler teslim ediyor. Zira bu gerçek insan-l›k tarihinde, devrimler tarihinde defalarca ka-n›tlanm›flt›r.

Sistemden kopan ve profesyonelleflen ka-d›n devrimcilerin profesyonel devrimci müca-

4 2

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 42: Sınıf Teorisi - Sayı 3

dele ve halk savafllar› içerisinde sergiledikleribu duruflun; feda ruhu ve davaya kararl› adan-m›fll›klar›n›n, ba¤l›l›klar›n›n gerçek bir Maoistideolojik nitelik olarak kendisini ortaya koya-bilmesi, Maoist iktidar perspektifi, Maoist bi-linç ve nitelikle gelifltirilmesi, kad›nlar›n kur-tuluflunun da teminat› olacakt›r. Dolay›s›ylakad›n›n bu genel ve yayg›n ideolojik duruflunakarfl›n, politik duruflu ve siyasi iktidar yürütmekapasitesiyle erkeklerden geride kalmas›önemli ve çözümlenmesi gereken bir handi-kapt›r. Kad›n›n iktidar gücü olmas› ama prole-ter iktidar bilinciyle, kültür devrimleri ö¤reti-sinin ›fl›¤›nda bunu gerçeklefltirmesi elzemdir.

2- Maoist Bilinç ve Nitelik

Kurtulufl ve Özgürlük Perspektifi

Kad›na özgü feda ruhu ve adanman›n Ma-oist bilinçle yo¤rularak insanl›¤›n ve kad›nla-r›n kurtuluflu davas›na sunulmas›ndan ne anla-d›¤›m›z› biraz daha açal›m. Bu, her fleyden ön-ce feda ruhunda yeni bir sentezi yakalamakdemektir. Kendini “hiç”lefltirmek ile kendinigerçeklefltirmek aras›ndaki nitel fark›, gerçekbir kurtulufl ve özgürlük perspektifiyle ortayakoymak, kad›n›n “ben var›m” diyerek birey-selleflebilmesini, kolektif, toplumsal bir bilinç-le gerçeklefltirmek anlam›na gelir. Kad›n›n bi-reyselleflmeye, kendini sunma, iradesini tambir ba¤l›l›k ve adanm›fll›kla teslim etme kültü-ründen köklü olarak kopmaya ihtiyac› var. Bugeleneksel kad›n duruflunun elefltirilmesi gere-kiyor. Bu elefltiri ilkel oldu¤unda, erkek iktida-r›n› aflam›yor, onu taklit ediyor. Elefltiri radikaloldu¤unda ise ortaya proleter iktidar bilinciylesa¤lamca donanm›fl; devlet, devrim ve partiyiMaoizmin nitel katk›lar›yla kavram›fl bir sen-tez ç›k›yor.

Baflka deyiflle kad›n›n kölece feda ruhu veteslimiyet kültürünün alternatifi kuflkusuz bi-reyci bencil burjuva kültürü ve ideolojisi ol-mak durumunda de¤il. Derin bir kurtulufl veözgürlük perspektifi, toplumsal bir varl›k ola-rak insan›n bireysel gerçekli¤ini ve bilincinitoplumsal bir kavray›flla tan›mlamas›n›; birey-sel ç›karlar›yla toplumsal ç›karlar› özdeflli¤in-de kavrayabilmesini beraberinde getirir. Hiç-

bir zaman iktidar olamam›fl, bireyselli¤i zin-cirlenmifl ve kurtuluflu özel mülkiyet dünyas›-na son verilmesine kilitli olan kad›n buna dahafazla aç›kt›r.

Kendi varl›¤›na, eme¤ine, gerçekli¤ine ya-banc›laflmas›n› k›rarken kad›n bireyselleflme-sini bireycileflme fleklinde gerçeklefltirmemeyedaha yatk›nd›r. Dolay›s›yla Maoist önderliklibir yeni demokratik mücadele sürecinde Ma-oist ideolojik flekillenme, kad›n› hem bireyolarak vareder, hem de bireysel kimli¤ini, kifli-li¤ini bencil de¤il toplumsal bir bilinçle dona-t›r. Bunu, halk›n yaflama, politikaya, iktidar›nayabanc›laflmas›n› sürekli k›rarak, halk›n politi-kaya sürekli aktif kat›l›m›n› sa¤layarak; Partiiçerisinde ise Maoist iki çizgi mücadelesi pers-pektifiyle yapar. Farkl›l›klar› bir zenginlik ola-rak kavrayan ve çeliflkiyi her alanda geliflme-nin motoru olarak ele alan bir birlik anlay›fl›;savaflç› elefltirel kiflilikler yarat›r. Böyle bir an-lay›fl›n kiflilik flekillenmesinde savaflç›l›k ilkelbir y›k›c›l›k de¤il, daha yüksek birlikler ören,sorunlara çözüm gücü olan bir kolektif iradeyarat›r.

Bunu sa¤layan kuflkusuz sa¤lam bir strate-jik, ideolojik konumlan›flt›r. Kad›n, gerçekkurtulufl ve özgürleflmesinin s›n›fs›z, sömürü-süz, özel mülkiyetin olmad›¤› bir dünya ilemümkün oldu¤unu ve kendi tarihsel ve top-lumsal varl›¤›n› ancak böylesi bir dünya mü-cadelesi içerisinde gerçeklefltirebilece¤ini kav-rad›¤› ve bunu eyleminde gerçeklefltirdi¤ioranda, özgür iradesi ve ba¤›ms›z duruflunua盤a ç›kar›r. Özgürleflir. Birey olarak kendiiradesine, kendi ba¤›ms›z düflüncelerine sahip,kendi düflüncesinin eylemini gerçeklefltirirken;halk›n toplam iradesinin bir parças› olarakkendini vareder. Bu anlam›yla öncü kad›n,varl›¤›n›, iradesini toplumsal davaya adarken,kendisini kör bir flekilde, sorgusuz sualsiz sun-maz. Kendisini, iradesini teslim etmez. ‹rade-sini; kendi eme¤ine yabanc›laflmas›n› k›ran,toplumu tan›d›kça kendini tan›yan, toplumude¤ifltirdikçe kendini de¤ifltiren ve ayn› flekil-de kendini tan›y›p de¤ifltirdikçe bunu toplumakatan bir birey olarak; kolektife katar, gerçek-lefltirir.

Böylesi bir kurtulufl ve özgürlük perspekti-fi; davaya körcesine de¤il, bilinçli bir kararl›-

4 3

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 43: Sınıf Teorisi - Sayı 3

l›kla adanmay› getirir. Bu stratejik duruflla ka-d›n birey olarak kendisini gerçeklefltirirken,tüm bir insanl›¤›, toplumu kendi kiflili¤indetemsil gücü kazan›r. Baflka deyiflle kendisinide aflar; bireyci, bencil, dar ç›karc› bir birey-sellik de¤il, kendisinde insanl›¤›n davas›n›gerçeklefltirir. Bu, tüm Maoist komünistlerinideolojik sa¤laml›k olarak kavray›p uygulama-s› gereken bir durufltur.

‹deolojik sa¤laml›k, her fleyden önce davainsan› olabilmek, davaya tam bir fedakarl›k,adanm›fll›k ile ba¤l›l›kt›r. Bu dava, insanl›¤›nson kavgas›, proletaryan›n s›n›fs›z toplum da-vas›d›r. Böyle sa¤lam bir kararl›l›k, inançlasa¤lanamaz. Kiflinin ancak özgür iradesi, öz-gür bilimsel düflüncesi ile sa¤lanabilir. Prole-taryan›n bilimi sadece gerçeklere dayan›r. Ya-flam› hareketi içerisinde kavrar ve de¤ifltirmeiradesini de¤iflimin dinami¤ine, toplumsal çe-liflkilere dair bilimsel bilgisinden al›r. Bilimselbilgi, kesin bir zafer bilincini, diflle t›rnakla dayarat›lsa mutlaka yarat›lacak zafere dair strate-jik kavray›fl› sa¤lar.

Kiflili¤i insanl›k, proletarya ve halkla özdefl-leflen, insan olarak tarihsel misyonunu kavra-yan; özgürlü¤ünü tarihsel zorunluluklar›n kav-ranarak bilinçli bir müdahaleyle dönüfltürülmesiolarak gerçeklefltiren bireyler için bireysel kay-g›lar, özlemler, ç›karlar ile toplumsal olanlararas›nda çeliflki olmaz. Kuflkusuz bu, idealizeedilmifl bir tan›mlamad›r ve ancak komünisttoplumun komünistleri için söz konusu olabilir.Maoist komünistler bireysel varl›klar› ile top-lumsal varl›klar› aras›ndaki s›n›fl› toplumun do-¤as›nda varolmas› kaç›n›lmaz çeliflkileri süreklibu bilinç ve kavray›flla ele alan ve proletarya veinsanl›¤›n davas› lehine çözen kifliliklerdir.

Kültür Devrimleri Kavray›fl›

Öncü kad›n, sosyalizm dahil s›n›fl› toplumla-r›n tümünde insan kiflili¤inde ve insan iliflkilerin-de bu çeliflkileri çözerken maddi yaflam ile insanbilinci aras›ndaki diyalektik ba¤› Maoist birperspektifle do¤ru kurar. Kendinde toplumu,toplumda kendisini tan›r ve maddi yaflam›n, eko-nomik altyap›n›n de¤iflimi ile yetinmez. Süreklibir ideolojik mücadele ile bilincin insana ve top-luma müdahalesini sürekli diri tutar. Bu kavra-y›flta öncü kad›n› erkekten ayr›flt›ran temel özel-

li¤i, s›n›fl› toplumlara dair çeliflkilerin son halka-lar› olan kafa eme¤i ile kol eme¤i, k›r ile kentaras›ndaki çeliflkilere benzeflen bir çeliflki olankad›n ile erkek aras›ndaki çeliflkiyi de kültürdevrimleri perspektifiyle çözebilecek öncü bilin-cin daha devrimci olan yani ezilen, kad›n taraf›olmas›d›r. Bu, öncü kad›n›, insanlar aras›ndakiher türlü bask›, efendi-köle iliflkisinde, örgüt,parti, devlet, iktidar kavray›fl›nda erkekten dahadevrimci, öncünün öncüsü bir bilinç ve yaflamdurufluna nesnel olarak yerlefltirir. Maoist partiiçerisinde iki çizgi mücadelesinde de ona özel veönemli görev ve sorumluluklar yükler. Komünisterke¤i özgürlefltirecek, de¤ifltirip dönüfltürecek,ilerletecek olan öncü komünist kad›nd›r. Tarihinen devrimci s›n›f› olan proletaryan›n kad›n safla-r›, s›n›f›n›n da öncüsü olabilecek bir dinami¤esahiptir.

Bu nesnel dinamik, Maoizm’le, onun özüolan Kültür devrimleri bilinciyle a盤a ç›kar. Ka-d›n an’dan bafllayarak yaflam›n her alan›nda kur-tulufl ve özgürlü¤ünü maddi altyap›n›n dönüfltü-rülmesi, toplumsal devrimler prati¤ini KültürDevrimleri ile diyalekti¤inde kavray›p gerçek-lefltirerek ancak sa¤layabilir ve sa¤layacakt›r.Kad›n, kültür devrimleri bilinci ve perspektifiyledonan›p buna önderlik misyonunu yerine getire-medi¤i müddetçe, en ileri toplumsal sistemlerdedahi cins olarak kurtuluflu ve özgürlü¤ü de sahteolacak; erkek egemenli¤i dahil gerici iktidarlarkarfl›s›nda sadece görece inceltilmifl bask› ve ay-r›mc›l›klar›n muhatab› olabilecek, gerçek anla-m›yla özgür bir birey-insan olarak kendini vare-demeyecektir. Kad›n›n özgürleflmedi¤i bir top-lumda erkek de özgürleflemez.

K›sacas›, öncü kad›n›n ideolojik sa¤laml›¤›-n›n, özellikle Maoizmle, Kültür Devrimleri pers-pektifiyle derinlefltirilmesi; bu ba¤›nt›da Maoistpolitik kavray›fl ve bilinçle, daha do¤ru deyiflleyüksek bir siyasi iktidar yürütme kapasitesi ilepekifltirilmesi gerekir. Zira kad›n, politikada, si-yasi iktidar yürütme kapasitesinde, son derece ge-ri ve deneyimsiz bir insan cinsidir. Bu tarihselgerçekli¤i devrimci kad›n kahramanlar›n kitlesel-li¤ine karfl›n kad›n önder, komutan ve yöneticile-rin say›ca az oluflunu da aç›klar. Kad›n, ba¤›ms›zbir birey olma, özgür, eflit bir insan olma kavgas›verirken; adanm›fll›¤›n›, iktidar h›rs› olmay›fl›n›erkekleflmeden dönüfltürmek durumundad›r. Bu-

4 4

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 44: Sınıf Teorisi - Sayı 3

nu ancak Maoist bir bilinç, enternasyonal prole-taryan›n Kültür Devrimleri deneyimiyle ortayaç›kan siyasal iktidar yürütme kapasitesinin özüm-senmesi ve gelifltirilmesi sa¤layabilir.Kad›n, ikti-dars›zl›¤›n› yitirmeden iktidarlaflabilmeli; adan-m›fll›¤›n› yitirmeden bireyselleflebilmelidir.

B- KADIN VE POL‹T‹K DU-RUfi

1- Bilincin Etkin, Dinamik RolüKad›n›n erkek ve her türlü gerici iktidar

karfl›s›nda ba¤›ms›z bir pratik, yaflamsal duruflgerçeklefltirebilmesi; sa¤lam bir politik duruflgösterebilmesi, her fleyden önce kendi gücünedayanmas›, kendi gücüne güvenip onu a盤aç›karabilmesiyle mümkündür. Bu, öncü kad›niçin de geçerli. Kad›n›n öncüleflmesi, temsiliiddias›nda oldu¤u s›n›f›n ideolojik ve politikduruflunu kiflili¤inde billur bir flekilde somut-layabilmesi ile mümkündür. Baflka deyiflle ön-cü kad›n, ba¤›ms›z, özgür bir irade, bafll›bafl›-na bir inisiyatif olarak s›n›f›n›n ideolojik vepolitik billur çekirde¤ini bilinci ve kiflili¤indecisimlefltirebilmelidir. Bu, öncü kad›n kiflili¤i-nin özümsenmesi, gerçek anlam›yla ideolojikdönüflümün sa¤lanmas› anlam›na gelir. Kad›nkiflili¤i binlerce y›ld›r i¤difl edilmifl, hiçlefltiril-mifl, kad›n iradesi yoklaflt›r›lm›fl; kad›n inisi-yatifi, üretkenli¤i, yarat›c›l›¤› köreltilmifl; ka-d›nlar›n düflünce sistemi dumura u¤rat›lm›flt›r.Kad›n, flu veya bu egemen s›n›f›n egemen sis-temi ve ideolojisiyle kendisine biçilen kimli¤iüstlenir ve bu noktada kendini adarken ço¤uzaman kendini gerçeklefltirdi¤i yan›lsamas›yaflar. Asl›nda kendini de¤il baflkas›n›n gücüneyaslanarak baflkas›n›n iradesini, özümsemedi-¤i bir iradeyi kimli¤i olarak kabul ederek çokdaha koyu bir flekilde yans›tarak gerçeklefltiri-yordur. Bu kimli¤in içsellefltirilmesi; özgürkad›n kiflili¤inin gerçeklefltirilmesi anlam›nagelmez.

‹nisiyatif ve ‹rade

Demokratik bir toplum da olsa s›n›fl› top-lumlarda özgür irade ve inisiyatiflerin gerçek-lefltirilmesinden sözetmek güç. Zira bireydenve bireyselleflmeden, “kiflilik sahibi olmaktan”bahsetti¤imiz zamanlarda dahi birebir özgürdüflünceden ve özgür eylemden bahsetti¤imizi

söyleyemeyiz. Çünkü insan›n bilincini maddiyaflam› belirler. Dolay›s›yla her insan›n kiflili-¤ine de kaç›n›lmaz olarak mensubu oldu¤u s›-n›f›n ideolojisi damgas›n› vuracakt›r. Bunakarfl›l›k, devrimci süreçlerde, özellikle dev-rimci s›n›flar ve onlarla iliflkili ayd›nlanan ta-bakalarda elefltirel bilimsel düflüncenin gelifl-mesi ve ortaya ç›kan devrimci bilincin, toplu-mun, sosyo-ekonomik yap›n›n devrimci dönü-flümünde tayin edici bir rol oynamak üzeresahneye ç›kmas› kaç›n›lmazd›r. ‹nsan bilinci-nin toplumlar tarihinde etkin ve dinamik birrolü vard›r. Ancak devrimci, bilimsel bir ide-olojik perspektifin, özgür düflüncenin özüm-senmesi ve kiflilikte hakim k›l›nmas› duru-munda bireysel irade, inisiyatifin özgürlü¤ün-den bahsedilebilinir. Çünkü ancak bu flartlardaözgür düflünen insan kendini gerçeklefltirirkens›n›rs›z davranabilir.

Bu noktada insan›n nesnel olarak devrimcieyleminde de eylemine yön veren düflünceyikavramas› ve öz düflüncesi olarak benimseme-si tayin edici önemdedir. Bu eksende kad›n ileerkek ideolojik ve politik planda farkl› durufl-lar gösteriyorlar. Genel olarak kad›nlar, dev-rimci eyleme kendilerini adarken erkekten da-ha ileri bir ideolojik durufl gösteriyorlar. Bunakarfl›l›k pratikleriyle ortaya ç›kan politik gücükendilerinde cisimlefltirme, o politik duruflu,bir çözüm ve yönetim gücü olarak bireysel ey-lemlerinin ötesinde ortaya koymakta yetersizkal›yorlar. Baflka deyiflle kad›nlar iyi militan-lar oluyor ancak komutada, iktidarda zorlan›-yor; en fazla yasland›klar› (ve gerçekte kendi-lerinin de varettikleri) kolektif gücü billur birflekilde temsil edebilmekte, önderlikte geriler.Kuflkusuz bu tart›flmay› erkekle karfl›laflt›rmadahilinde, yani görelili¤inde yap›yoruz.

Kad›n›n bu durumu, bir anlam›yla eylemi-ne yabanc›laflmay›, yabanc›l›¤› ifade eder. Zi-ra bu durufl, kendisi bir politik güç olamaz;yaslanaca¤› bir politik gücün kontrolü alt›ndaolabildi¤i müddetçe, fazla düflünmeyen, sezgi-leriyle hareket eden, inisiyatifsiz, kendi bafl›nakarar gücü olamayan, kendi kafas›n› kendiomuzlar› üzerinde tafl›makta yetersiz bir sa-vaflç›s› olabilir.

Geleneksel kad›n kiflili¤i, horlanarak, kü-çümsenerek, dikkate al›nmayarak, kendine gü-vensiz hale getirilmifltir. Her zaman yönetil-

4 5

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 45: Sınıf Teorisi - Sayı 3

meye, yönetene ba¤lanmaya ihtiyaç duyar. Buhaliyle bir devrimcileflme, kuflkusuz güdüktür,k›r›lgand›r. Bir erke¤e, aileye, efle, çocu¤aadanmakla bir devrimci örgüte, partiye, dev-rimci savafla adanma aras›nda kuflkusuz pratik,politik durufl itibariyle köklü bir fark var. An-cak kad›n›n bu politik duruflu özümsemesi,temsil edebilmesi; bu anlam›yla kiflili¤inde ra-dikal bir kültür devrimiyle yabanc›laflmas›n›k›rabilmesi gerekir. Sadece bu flekilde kad›n,iradesini teslim eden de¤il, inisiyatifli bir fle-kilde kolektif iradeyi kendi iradesi olarak orta-ya koyan olabilir.

Kad›n›n bu sosyo-psikolojik gerçekli¤iniçözümleyen s›n›f düflmanlar› dahi kad›ndakipolitik iktidar temsilini k›rabilmek, altedebil-mek için ona cinsel taciz ve tecavüze yönelir-ler. S›n›f›n›n politik iktidar›n› sadece yans›tankad›n flahs›nda, iflkencede, zindanda tecavüzkarfl›s›nda ideolojik çözülmeyle düflman s›n›fa“ait” olan kad›na sahip olmufl olur. Proleter ik-tidar bilincini ve ideolojisini ideolojik ve poli-tik duruflu ile sadece yans›tmakla yetinmeyen,özümseyen ve billur bir flekilde temsil edenkad›n, cinsel fliddet ve tecavüz karfl›s›nda k›r›l-maz, çözülmez. Erkek egemen kültürde kad›n,iktidar›n ve iktidar çeliflki ve çat›flmalar›n›nöznesi de¤il nesnesidir. Bu kültürü y›kabilecektek s›n›f proletaryad›r. Kad›n-erkek proleterdevrimcilerin bunu ilk k›racaklar› yer, partile-ri içerisindeki iki çizgi mücadelesi arenas›d›r.Kad›n s›n›f›n›n iktidar›n›n, s›n›f›n›n politikas›ve ideolojisinin nesnesi de¤il, öznesi olabildi-¤i oranda, hem kendi s›n›f›n›n erkeklerinde,hem tüm halk s›n›f ve tabakalar›nda bu kültü-rel, ideolojik flekillenmeyi k›rar; hem de s›n›fdüflmanlar› karfl›s›nda gerçek bir iktidar ve çö-züm gücü olarak s›n›f›n› temsil eder.

Karar ve Yönetim Gücü Olarak Kad›n

Devrimci örgüt veya partiye, devrimci mü-cadeleye kat›lan erkek de kuflkusuz bu örgüt-sel ve politik kat›l›m›n› özümsemek durumun-dad›r. Baflka deyiflle erkek de kad›n gibi ide-olojik olarak da kat›l›m için dönüflmeye ihti-yaç duyar. Ancak bu konuda erke¤i kad›ndanay›ran; yabanc›laflmas›n›n dolayl› de¤il, do-lays›z ideolojik düzlemde olmas›d›r. Kad›n›nyabanc›laflmas›, kad›n› memurlaflt›r›r. Erke¤inyabanc›laflmas› erke¤i bürokratlaflt›r›r ya da

savafl a¤as›na dönüfltürür. Zira erkek karar gü-cüdür, yönetilmeye de¤il, yönetmeye e¤ilimli-dir. Do¤ru ya da yanl›fl h›zl› kararlar almaya,kendine güvene yatk›nd›r. Savafl alanlar›ndave mücadelede asi çetecilik kültürü erkek kül-türüdür. Erkek, s›n›f ad›na s›n›fa yabanc› ka-rarlar alabilir. Kad›nsa s›n›f ad›na erke¤in, yö-netenin, ya da yönetici erkek egemen kast›nkararlar›n› uygular. Bu haliyle diyebiliriz kikad›n, s›n›f›n›n iktidar›n›n, politik gücününöznesi de¤il, nesnesi ya da “kuklas›”d›r. Bu,prati¤in do¤ru, hakl› ve bilimsel olup olma-mas›ndan ayr› bir tart›flma konusudur.

Sa¤lam bir politik durufl esast›r. Kuflkusuzbunu belirleyen ideoloji; bilinç. Dolay›s›ylakad›nda gerçek bir ideolojik sa¤laml›ktan sö-zedebilmek için feda ruhu, adanma kavramla-r› bu haliyle yetersiz kal›yor. ‹deolojik derin-leflme, kad›n›n eylemini kavray›p özümseme-sini ve bunu politik, pratik durufluna nitel ola-rak yans›tabilmesini de sa¤layacakt›r. Bu nok-tada bilinçlenme, kad›n kiflili¤inde kültür dev-rimleri gerçeklefltirir. Politik, pratik deneyimiçerisinde bilincin müdahaleleri öncü kad›n›yarat›r. Bu aç›dan Maoist ideolojik bilincin veonun yön verdi¤i özgün politikalar›n kad›n›nöncüleflebilmesinde tayin edici rolü oldu¤u,olaca¤› aç›k.

Devrimci kad›n devrimci eylem içerisindeözgüven de kazan›r. Özgüven, bilince ç›kar›l-m›fl ideolojiye güvenle ba¤lant›l›d›r. Kad›n öz-gür bir birey olarak kendini gerçeklefltirebildi-¤i oranda, kendi ayaklar› üzerinde durmay› vekendi kararlar›n› almay› da ö¤renir. Kendisiniyönetebilen, kendi yaflam›na iliflkin ba¤›ms›zkararlar alabilen kad›n, ideolojik durufluyla,toplumsal politik bilinciyle genel olarak kararve yönetim gücü olmay› da baflar›r. Di¤er yan-dan kendisini dahi yönetmekten aciz kiflilikle-rin genel olarak karar ve yönetim gücü de ola-mayaca¤› aç›k.

Çözüm Gücü Olarak Kad›n

Yönetim ve karar gücü olabilmek derken,ba¤›ms›z irade ve inisiyatif gösterebilmeyi an-l›yoruz. Ancak bu durum tek bafl›na yeterli de-¤ildir. Gerçek anlam›yla yönetim ve karar gü-cü olabilmek, ortaya konulan irade ve inisiya-tifle mevcut sorunlara çözüm üretebilmek, çö-zümü örgütleyebilmek; çözüm gücü olabilmek

4 6

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 46: Sınıf Teorisi - Sayı 3

demektir. Gerçekte devrimcilik de yaflamdakisay›s›z çeliflkileri, toplumsal bir bilinç ve kav-ray›flla, insanl›¤›n ve tarihin ilerleyifli lehinedönüfltürücü müdahalelerle çözebilmektir.

Kendi iradesini kendi ellerine alan, kendiayaklar› üzerinde duran insan, gerek kifliselolarak yaflad›¤› sorunlar ve çeliflkiler, gerektoplumsal sorunlar ve çeliflkiler karfl›s›ndaaciz, çaresiz kalmaz. fiu veya bu flekilde, do¤-ru veya yanl›fl yöntemle ama mutlaka çeliflki-leri, sorunlar› çözer. Çözemezse çözebilmesikoflullar›n›n oluflmas› için mücadele eder. Bafl-ka deyiflle, s›zlanma, flikayet etme, alternatifüretemeyen, gücüne güvenemeyen kiflileremahsustur. Bu savaflç› bir kiflilik de¤il kuflku-suz. Çözüm gücü olabilmek, öncelikle savaflç›bir kiflilik ister. Sab›rl› bir mücadelecilik. Bu-nun ötesinde ise, meselelere, çeliflkilere, çokyönlü, olgun, bilimsel bir bak›fl aç›s› ister.

Binlerce y›ld›r iradesizlefltirilmifl gelenek-sel kad›n kiflili¤i ise sorunlara çözüm iradesigöstermekten ziyade ya s›zlanma ve flikayetle-re ya da kapris ve dayatmalara baflvurur. Heriki durumda da çözüm üretmesi imkans›zd›r.Her iki durumda da; ilkinde kendisine, ikinci-sinde karfl›s›ndakilere; çaresizlik ve çözüm-süzlük dayat›r. Zira ya ç›k›fls›zd›r ya da ç›k›fl-lar› ilkel, özgüven ve ikna gücünden uzakt›r.Kad›n›n ideolojik olarak genifl olamamas›, po-litik, pratik duruflunda esneklik gösterememe-si, sorunlar karfl›s›nda ya sa¤ ya da sol, ikircik-li ve karars›z duruflu, özgüvensizli¤inden veyaflam karfl›s›ndaki tecrübesizli¤inden gelir:bir çözüm gücü, ideolojik bir otorite olarak nekad›n kendisine güvenir ne de toplum kad›na.Kad›n ya susar siner, ya da çözüm gücü olama-d›kça, dikkate al›nmad›kça h›rç›nlafl›r. Kad›-n›n h›rç›nlaflmas›, ancak daha yüksek, kabulgören bir otoriteyle karfl›lafl›ncaya kadar sürer.Zay›f olan veya kendini zay›f hisseden kiflilik,güç karfl›s›nda siner, güce tabi olur.

Kad›n›n h›rç›nlaflmas›, kendi do¤rusunu yada “çözümünü” dayatmas›, gerçekte kendisineait olmayan, üstelik kendisini dikkate almayanve küçümseyen bir güce dayanmas›, ona gü-venmesiyle mümkündür. Genellikle bu güç,otorite, erkektir. Kad›n, toplumca ve gelenekselolarak do¤al kabul edilen erke¤in otoritesineboyun e¤er. Ama çok az kad›n bir baflka kad›-n›n otoritesine, görüfllerine ayn› oranda sayg›

duyar, tabi olur. Kad›n yöneticilerin genelliklebaflar›s›z ya da da¤›t›c›, y›k›c› olmas›n›n sebe-bi, kuflkusuz sadece erke¤in onun görüfllerinidikkate almamas›, önemsememesi (en ölümcülve etkili engelleme, bast›rma, altetme yolu bir-leflmek için mücadele edeni, elefltireni duymaz-dan gelme, yoksaymad›r ve erkek bunu toplu-mun hemen her kesitinde kad›na yapar) ya daotoritesini kabul etmemesi de¤ildir. Her fleydenönce kad›n›n kendi gücünü ve iradesini gelifl-tirmeye ve ona dayanarak çözüm gücü olabil-meye ihtiyac› var. Kad›n›n önce kendine, ken-di gücüne güvenmeye ihtiyac› var.

Özgüvensizlik, kendini ispat çabas›na veafla¤›l›k kompleksiyle dayatmalara götürür.Özgüven ise sab›rl› ve so¤ukkanl›, y›k›c› ol-mayan, ikna ve elefltiri yoluyla birleflmeye ki-litlenmifl bir savaflkanl›k ortaya koyar. Uzlafl-maz, ancak çeliflkileri yerinde, zaman›nda vedo¤ru yöntemlerle; Parti içerisinde Maoist ikiçizgi mücadelesi yöntemiyle, halk aras›ndaelefltiri-ikna çabas›yla çözer. Bunun için ya-flam karfl›s›nda bilimsel bir kavray›fl, esnek birpolitik durufl ve deneyim gerekir. Yaflamda,politikada, taktikte esnek olabilmek; ak-karadayatmalar›n›n ötesinde gerçek çözüm gücüolabilmek için sa¤lam bir ideolojik stratejikdurufl flartt›r. ‹deolojik sa¤laml›¤›n olmad›¤›yerde politik esneklik de mümkün olmaz.

“Mahalle kad›nlar› gibi kavga etmek” söy-lemi buradan geliyor. Erkek kad›n› dinlemez,k›flk›rt›r, kad›n y›k›c›, ilkel, ayr›l›kç› ç›k›fllarayönelir. Sonuçsuz “d›rd›rlar”a baflvurur. Öncükad›n, bu noktada önce kendine yönelmelidir.K›flk›rt›c›lar karfl›s›nda k›flk›rt›lmamak; din-lenmedi¤inde h›rç›nlaflmamak: baflka türlü çö-züm gücü olunamaz. Ezen, ezileni onun ad›nakurtarmaz. Hiçbir egemen, iktidar›n› “zor”suzteslim etmez. Hiçbir çeliflki uzlafl›r de¤ildir.Sadece do¤ru ele al›nd›¤›nda antagonizmayadönüflmeden çözülebilecek çeliflkiler vard›r.Öncü kad›n, kendisini ve erke¤i özgürlefltire-cekse, antagonist olmayan çeliflkileri de sab›r-la ve ›srarla çözebilmesini bilmeli; kendi kifli-li¤inde bu çözüm gücünü yaratmal›d›r.

Kad›n›n kad›n› çekememesinin kayna¤› dafarkl› de¤il. Kendini zay›f hisseden kad›n, di-¤er kad›nlar›n da zay›f olmas›n› bekliyor. Öz-ne olamayan, nesne olan, di¤er nesne gördük-leriyle rekabet eder. “Güç oldum” zannetti¤i

4 7

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 47: Sınıf Teorisi - Sayı 3

zaman da en kaba erkek iktidar›n› taklit ediyor.Gerekti¤inde kestirip atma, gerekti¤inde esne-me gücü gösterilemezse sorunlar çözülemez.Bu aç›dan geleneksel kad›n, sürgit sorun yu-ma¤›d›r. Ne sab›rl› bir mücadeleyle çeliflkiyiçözer, ne de çözümsüzlü¤ü görüp kestirip atar:o sorun çözememeye ve “kaderine” s›zlanma-ya programlanm›fl gibidir. Asl›nda bu kararl›,ikirciksiz pratik ç›k›fllar iradesini ortaya koya-mamas›ndand›r. Erkek karar al›r ve uygular.Kad›nsa onaylanmak ister. Onaylanmay›ncah›rç›nlafl›r. Geleneksel kad›ndaki bu diyalektikdurufl, onun y›k›c›l›¤› ile dayan›flma ve kolek-tif düflünme ve çal›flmaya yatk›nl›¤›n›n ger-çekte ne kadar da özdefl gerçekli¤i oldu¤unuifade eder. Kad›n›n bu geleneksel özelli¤indendo¤ru bir ideolojik yaklafl›mla ortaya ç›kar›la-cak sentez: birlik-mücadele ve daha yüksekseviyede birlik perspektifi; halk aras›ndaki çe-liflkileri daha ileri bir kavray›flla ele alabilmegücünü a盤a ç›karacakt›r. Çünkü asl›nda ka-d›n›n sab›rs›zl›k, acelecilik gibi sorunlar› yok-tur. Çözüm yöntemlerinde gücünü a盤a ç›ka-rabilse, muazzam bir stratejik durufl gelifltire-bilir. Özgüven, ideolojiye güvendir.

2- Siyasi ‹ktidar Yürütme Kapasitesi

Proleter iktidar bilinci, kurtulufl ve özgür-lük perspektifi üzerinde yaz›m›z›n önceki bö-lümlerinde oldukça durduk. Büyük ProleterKültür Devrimi deneyimiyle geliflen bu bilin-ci, kad›n›n politik duruflu aç›s›ndan biraz dahasomut ele almak gerekiyor. Bunun için önce-likle devrim öncesi durufl üzerinden baz› de¤i-niler yapal›m:

Örgütçü Olarak Kad›n

Örgüt, irade ve eylem birli¤idir. Örgüt, ko-lektif bir iradenin, kolektif düflünme ve kolek-tif eylemle ortaya konulmas› arac›d›r. Yani or-tak bir amac› gerçeklefltirmenin arac›d›r. Dola-y›s›yla bu amaca ulaflmak için bir araya gelenbireylerin, amaca ulaflma yollar›na iliflkin fikir,planlama, de¤erlendirme, elefltiri ve özelefltiri-lerinde farkl›l›klar› ve zenginlikleri, k›sacas›çok renklilikleri, çok seslilikleri örgütü zay›f-latmaz, aksine güçlendirir. Ayn› amaca ulafl-man›n yollar›n› en do¤ru bir flekilde tespit et-mede, bunu say›s›z biçim ve eylemle gerçek-

lefltirebilmede, amac› ve onun için do¤rular›ve ilkeleri daha da berraklaflt›rmada örgütünbileflenlerinin çok çeflitlili¤i, içte politik canl›-l›k ve aktif ideolojik mücadele tayin ediciönemdedir.

Bu aç›dan iyi bir örgütçü, bu canl›, zenginçeflitlili¤i, çok yönlü organizmay› bir kolektifolarak, tek bir yumruk halinde harekete geçire-cek bir senteze ulaflt›rmada önderlik eden; busentezi, parçalar›n uyumlu bir kolektif iflleyifliile prati¤e döktürecek bir birlik infla eden vebu birli¤i ustaca yöneten, denetleyen kiflidir.

K›sacas›, iyi bir örgütçünün hem o sentezikiflili¤inde temsil edecek, ortak iradeyi cisim-lefltiren birlefltirici bir eksen olabilmesi gere-kir; hem de çal›fl›rken çal›flt›ran, savafl›rken sa-vaflt›ran, kolektif iradenin herkesin önüne koy-du¤u, üzerine düflen görevleri kolektivite ru-huyla, baflar›yla uygulamas› için kolektif plan›yürüten, denetleyerek yürüttüren bir merkezrolü oynayabilmesi gerekir. Bunun için de iyibir örgütçünün en önemli özelli¤i, farkl›l›klar›kolektif organizmaya entegre edebilme kabili-yetidir. Farkl› iradelerin ortak kolektif iradeninortaya ç›kmas›nda ve gerçeklefltirilmesindebirlefltirilebilmesi, bir plan dahilinde uyumluçal›flan, tek ses, tek yumruk biçimini alan or-ganik bir birlik içinde buluflabilmesini sa¤la-ma baflar›s›d›r. Bu, içte farkl› sesleri susturup-bast›rarak ortaya konan tekil, monolitik bir an-lay›flla, benmerkezci bir inisiyatifle, “fleflik”,burjuva ya da feodal yönetim, iktidar kültürüve tarz›yla baflar›lamaz. Buna karfl›l›k bu, ini-siyatifsiz, yönetim gücü olamayan bir durufllada baflar›lamaz.

Öncü kad›n, geleneksel erkek-egemen zih-niyetin örgütçülük tarz›na -bireylerin iradelerimerkezi kararlara, iradeye ve hiyerarfliye kör-ce itaat etti¤i oranda örgütsel mekanizmay› ifl-leten; bunun için feodal, yar›-feodal toplumkültürünün al›flk›n oldu¤u “despotik-popülist”erkek önderlik ve örgütçülük yöntemi izleyenbürokratik tarza yabanc›d›r. Buna karfl›l›k birörgütü örgüt yapan tek ses, tek yumruk fleklin-de uyumlu kolektif eylemi böylesi bir hakimkültürel flekillenifl içerisinde gerçeklefltirmeninbaflka deyiflle “çelikten disiplini” sa¤laman›nen kolay yolu da budur. Dolay›s›yla öncü ka-d›n, örgütçü ve yönetim gücü olabilmek, inisi-yatifini bir eksen, merkez olarak ortaya koya-bilmek ve dikkate al›nabilmek için çoklukla

4 8

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 48: Sınıf Teorisi - Sayı 3

kendini “güç”, “otorite” olarak göstermek veerkek-egemen zihniyetin tarz›n› kaba ve dahasekter, daha bürokratik bir biçimde taklit et-mek yan›lg›s›na düflebiliyor.

Gerçek ideolojik-politik güç, gerçek sa¤-laml›k, bask› yöntemlerine baflvurma ihtiyac›duymaz. Elefltirilere, farkl›l›klara tahammüllü-dür. Hem kendine (ideolojiye, politikaya) hemde sürekli ideolojik mücadele ile proleter ide-olojik otoriteyi diri tuttu¤u, kavratt›¤›, ikna et-ti¤i yoldafllar›n›n ve de kendisinin yanl›fllarnoktas›nda de¤iflim-dönüflüm dinami¤i ve ira-desine güven duyar. Bu bilinç ve güvene da-yanmayan bir örgütçülük, örgütçü kad›n olsun,erkek olsun, örgütü örgüt olmaktan ç›karan,bireyler üzerinden iflleyen, kurumsal bir sürek-lilik sa¤layamayan; üstelik uzmanlaflma, ko-lektif çal›flma ve farkl›l›klar›n kat›l›m›n› en-gelledi¤i için bir yandan amaç halini al›rkenbir yandan daralan bir örgüt ortaya ç›kar›r. Gü-vensizlik kendisinin d›fl›ndakileri eme¤ine ya-banc›laflmayan, inisiyatifli bir duruflla kolekti-fe kat›lmas›na izin vermez. ‹pleri sürekli elin-de tutan sadece emir-talimatla ifl yürüten, ço¤uifle de di¤erlerinin ne düflüncelerine ne de pra-ti¤ine güvenmedi¤i için kendisi koflan bir “ör-gütçü”, kendisini dahi örgütleyemez.

Egemenlik zihniyeti iliklerine ifllemifl olanerkek örgütçünün, sürekli egemen ve iktidarolmaya, her fleyin “kontrolü alt›nda olmas›na”kilitlendi¤i bir örgütlenme, çal›flma ve önder-lik tarz›n› düzeltmesi gerekir. Bu, örgütte yu-kar›dan afla¤›ya, öncüden tabana dek bir de¤i-flim ve dönüflümü; merkez, önderlik de¤ifltik-çe, de¤iflim ve dönüflümün alternatif kültürüy-le alta do¤ru tüm örgütün flekillendirilmesini,yeniden kal›ba dökülmesini; genel olarak pro-leter demokrasinin, parti içerisinde Maoist ör-gütlenme ve çal›flma ilkelerinin s›k› s›k›ya uy-gulanmas› için aktif ideolojik mücadele, partiiçi demokrasi kültürünün hakim k›l›nmas›n›gerektirir.

Kad›n örgütçü için özgün olan, böylesi birsürece önderlik edebilmek için dahi ideolojikbir merkez, ideolojik bir otorite olabilmesindeözel olarak kad›n olmas›ndan kaynakl› bir top-lumsal dirençle karfl› karfl›ya kalmas›d›r. Dola-y›s›yla ideolojik olarak erkek-egemen zihniye-tin, gerici, anti-demokratik örgütçülük ve ön-derlik tarz›n› benimsemese ve uygulamasa da-hi; karfl›laflaca¤› direnç, öncü erke¤in karfl›lafl-

t›¤›yla ayn› de¤ildir: Sadece genel olarak ça-l›flma ve örgütlenme tarz›na iliflkin gelenekselkültür ve al›flkanl›klardan beslenen ve genelbir ideolojik mücadeleyle aflabilece¤i bir di-renç de¤ildir.

Öncü kad›n, bu direnci k›rabilmek için er-kek öncünün sahip oldu¤u, zaten bir otorite,hatta “flef” olarak kabul edilme, elefltiri ve ik-nada bu sayede daha etkili olma ve de¤iflim -dönüflümü bu diyalektik pratik süreç içerisindead›m ad›m örgütleme avantaj›na sahip de¤il-dir. Do¤ru yöntem, do¤ru çal›flma ve düflünmetarz›, do¤ru örgütlenme tarz›n› çok daha güçlüçok daha ileri ve çok daha kararl› bir durufllaözümseme ve temsil edebilme durumundad›r.Karfl›laflaca¤› direnç karfl›s›nda prati¤iyle, çe-likten ve neredeyse hatas›z bir politik durufllaideolojik bir otorite olarak dikilebilmek; çokdaha sa¤lam olabilmek durumundad›r. Erke-¤in binlerce y›ld›r inisiyatif, karar, çözüm veyönetim gücü; iyi-kötü örgütçü olarak kendinikabul ettirdi¤i; komuta edebilirli¤inin önkabuledildi¤i kültürel flartlarda; öncü kad›n erke¤inbinlerce y›ld›r katetti¤i bu mesafeyi profesyo-nel devrimci prati¤i içerisinde, prati¤inde vedeneyimleriyle kapatmak ve daha ötesi aflmakzorundad›r.

Daha zor, daha sanc›l› geliflen bu süreç, da-ha çok emek ister. Buna karfl›l›k yönetici ola-rak kirlenmemifl kad›n›n prati¤inden Maoistbir örgütçü ç›kar. Erkek ise bin y›llar›n yanl›fltarz›n› ve kirli al›flkanl›klar›n› kendi zihnindey›kmak ve yerine yenisini infla etmek duru-mundad›r. Erkek kendine özgü tarz›ndan kop-mak ve Maoist tarzla donanmak durumundad›r.Ondan daha geride olan kad›n da erkek gibi ön-ce kendini elefltirirken, erke¤i de elefltirmekdurumundad›r. Baflka deyiflle elefltirisi radikalolmazsa, elefltirisini elefltirmezse erkekleflir. ‹k-tidar ve güç olamaman›n elefltirisini erkek tar-z›n› taklit ederek yapma durumuna düfler. Bu,bir bak›ma proletaryan›n, kapitalist bir ülkedesosyalist devrim yapmas›yla; yar›-feodal bir ül-kede demokratik halk devrimi ile bafllayan afla-mal› ve kesintisiz devrim yürüyüflüne benzeflti-rilebilir. Öncü erkek bu benzeflimde kapitalistülke proletaryas› gibidir. Öncü kad›n ise yar›-feodal ülke proletaryas› gibidir.

Bu benzeflimden hareketle öncü kad›n›nkendi zihnindeki “erkek” ve gerici iktidarlarla(burjuva ve feodal ideolojinin etkileriyle) ve

4 9

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 49: Sınıf Teorisi - Sayı 3

de kendi d›fl›ndaki (yoldafllar›n›n çizgileri da-hil) en inceltilmiflinden en kaba ve alenisinekadar her türlü erkek egemen zihniyete ve ge-rici örgüt, devlet, iktidar anlay›fllar›na karfl›“uzun süreli halk savafl›” vermesi gerekir. Buflekilde örgütçülü¤ü ve komutas› güven kaza-nan, kabul edilen kad›nla, ortaya çok daha sa¤-lam bir durufl ç›kar. Çünkü bu kad›na atalar›n-dan bir miras de¤il, bizzat bireysel prati¤iyle ka-zan›lm›fl bir güvendir. Gerçek güven gerçek pra-tikten gelir. Kuflkusuz öncü erke¤in de halk›ngüvenini kazanmas› için atalar›ndan miras› yet-mez. Yanl›fllar ön-güveni k›sa zamanda güven-sizli¤e dönüfltürebilir. Bununla beraber öncü ka-d›n, halk›n gerçek güvenini kazand›¤›nda bu gü-venin bir yan›lsama olmayaca¤› ve kolay kolaysars›lmayaca¤›; üstelik öncünün örgütlenme veçal›flma tarz›na iliflkin ideolojik sorunlar ve has-tal›klar›na iliflkin iki çizgi mücadelesinde de ge-rici örgütçülük ve yönetim tarz›nda erkek kiflili-¤ine sinmifl iktidar, egemenlik lekelerini de te-mizlemekte öncü, motor bir rol oynayaca¤›aç›kt›r.

Kabul etmek gerekir ki komünist ve devrim-ci hareket saflar›nda, kad›n›n öncelikle gelenek-sel kiflili¤i, iradesizli¤i, inisiyatifsizli¤i y›kmakgibi bir görevi vard›r. Baflka deyiflle kad›n aç›-s›ndan kendini elefltirisinde “sol” savrulufllar›(erkekleflen bilinci, özgürleflme yan›lsamas› veilkel ç›k›fllar›) de¤il; sa¤ pasifizmi, yani edil-genli¤i, silikli¤i esas hastal›k ve esas sorundur.Gene de bu ikisini diyalekti¤inde ele almakönemli.

‹ktidar Bilinci

Örgütçü, yönetici, kadro olarak kad›n›n; ön-cü kad›n›n sahip oldu¤u Maoist perspektif, ge-rek politik iktidar mücadelesi sürecinde, gereksepolitik iktidar ele geçirildikten sonra, politik gü-cün ve iktidar›n nas›l ele al›nmas› gerekti¤ineiliflkin somut teorik aç›l›mlar sunuyor. Kad›n ol-sun, erkek olsun, bir komünist her fleyden öncekomünist bir toplum için mücadele ediyor. Yanionun nihai hedefi komünizmdir. Bu amaca, onaba¤l› olan ilkelere, amaca ulaflmak için zorunluaflamalar ve o aflamalar›n ba¤›nt›s›ndaki araçlarnoktas›nda yabanc›laflmak; sosyalizmden geriyedönüfller deneyiminin, Çin’de Kültür Devrimiprati¤inin henüz sözkonusu olmad›¤› dönemler-de bugün aç›s›ndan “kabul edilebilir”, anlafl›l›rhata ve zaaflar olurdu ama Maoizm gibi bir bi-

limsel silahla kuflanm›fl oldu¤umuz günümüzde,hele ki bu silah› kavrad›¤› iddias›nda olanlar için“hoflgörülür” bir taraf› kalmam›flt›r.

Uzun uzun Büyük Proleter Kültür Devrimideneyiminin derslerini özetlemek niyetindede¤iliz. Bu yaz›m›z›n kapsam›n› aflar. Bunakarfl›l›k, Kültür Devrimi ile, özellikle onun va-retti¤i Maoizm bilimi ile gerek parti, örgüt; ge-rekse devlet ve proletarya diktatörlü¤ü ve afla-mal› ve kesintisiz devrim temel bafll›klar›ndabilinçlerde katedilen mesafeyi özümsemek veyaflamsallaflt›rmak konumuz kapsam›nda datayin edici önemdedir. Bunlar› sadece yönetenboyutuyla de¤il, yönetilen boyutuyla da ele al-mak ve siyasi iktidar yürütme kapasitesi budeneyimle yükselen enternasyonal proletarya-n›n kolektif bilinci ve tecrübesinden ö¤renmekgerekiyor. fiu sonuçlar› ç›karmal›y›z:

a- ‹ktidar H›rs›; ‹ktidar›, Devleti Pekifl-

tirme Anlay›fl›: Burjuva Diktatörlüklerinin

Parti Diktatörlüklerine Götüren Bu ‹lkel

Elefltiriler Maoizmle Afl›lm›flt›r.

b- Gerçek proletarya diktatörlü¤ü (pro-

letarya demokrasisi, iktidar›) ve onun öz-

gün bir biçimi olarak Yeni Demokratik ‹kti-

dar, halk›n iradesini gerçeklefltirmedi¤inde,

halk›n politikaya bilimsel bir elefltirellikle

aktif ve canl› kat›l›m› sa¤lanmadan, koftur,

sahtedir.

S›n›flar›n ve s›n›f mücadelesinin varl›¤›n›sürdürdü¤ü sosyalizm ve yeni demokrasi flart-lar›nda derin tarihsel tecrübelerle ortaya ç›kanbu temel, özet derslerden hareketle, s›n›f mü-cadelesinin iki çizgi mücadelesi fleklinde va-roldu¤u parti/örgüt içi ortamda öncü kad›n›nduruflunu de¤iflik aç›lardan inceleyerek yaz›-m›z› noktalayaca¤›z.

Bir ülke Maoist Komünist Partisi’nin poli-tik iktidar al›nmadan önceki iç iflleyifli, ger-çekli¤i; politik iktidar al›nd›ktan sonra iktida-ra ve devlete önderlik eden proletaryan›n ön-cü örgütünün ve tayin edici önemdeki politika-lar›n›n önemli bir verisini sunar. Zira muhalif-ken do¤ru ve bilimsel, demokratik olamayan;iktidardayken olabilece¤ine dair en ufak bir gü-ven dahi vermez.

Öncü kad›n›n öncü örgütle iliflkisini ve buanlam›yla kad›n›n kurtuluflu ve özgürleflmesihalkas›nda özel olarak incelemeliyiz. Komünisttoplumun insan iliflkilerinin ve özelde kad›n-er-kek iliflkilerinin prototipi; mevcut, olanakl› en

5 0

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 50: Sınıf Teorisi - Sayı 3

ileri düzeyde temsili Maoist Komünist Parti-si’nde olabilir. Ve bu en ileri örgütte yaflam bu-lan, kendini yaratan öncü kad›n tipi, gelece¤inYeni Demokrasi’nin, Sosyalizminin, Komüniz-me yürüyüflün geliflerek ilerleyen öncü kiflili¤iolacaksa; bu yürüyüfle yön veren ideoloji ve po-litikay› öncünün platformunda berraklaflt›rmakve uygulamak olmazsa olmazd›r.

VV-- KKAADDIINN VVEE PPAA RRTT‹‹

Kad›n olsun erkek olsun, Maoist KomünistPartisi’ne örgütsel ve politik olarak kat›lan herbireyin ideolojik olarak da kat›l›m›n› sa¤la-mak; Maoist ideolojik ve politik duruflu sa¤-lam bir flekilde özümsemeleri için ideolojike¤itim, de¤ifltirme ve dönüfltürme yönlü politi-kalar izlemek, kuflkusuz partinin kolektif bi-lincinin en billur temsil gücü olan parti önder-li¤inin en önde gelen görevlerinden biridir. Ya-z›m›z boyunca, gerek toplumun de¤iflik s›n›fve tabakalar›ndan kad›nlar›n gerekse devrimcive komünist kad›nlar›n cinsel kimlikleri ba-¤›nt›s›nda kifliliklerindeki özgün yönler üze-rinde durmaya çal›flt›k. Her fleyden önce gele-neksel kad›n’›n bir tan›mlamas›n› yapt›k vekad›n›n kurtulufl ve özgürleflmesinin gelenek-sel kad›n kiflili¤inden kopuflu; kültürel, ideolo-jik de¤iflimi ve dönüflümü zorunlulu¤unu vur-gulamak istedik. Dahas›, bu sürecin, kad›nda,erkekte ve kad›n-erkek iliflkilerinde köklü dö-nüflümler ve kültür devrimlerinin, siyasi veekonomik planda toplumsal devrimlerle diya-lektik ba¤›n› özellikle ortaya koymak istedik.

K›sacas› Öncü Kad›n derken, s›n›fs›z, s›-n›rs›z ve sömürüsüz bir dünya için, özgür in-san ve özgür kad›n için; insanl›¤›n tam bir kur-tuluflu için, ulus, milliyet, cins ayr›m› gözet-meksizin bu ortak davan›n öncüsü yoldafllar›y-la enternasyonal proletaryan›n bulundu¤u si-yasal co¤rafyadaki kolunun öncü müfrezesin-de kolektif iradeye, iradesini, enerjisini, tümvarl›¤›yla katan, ba¤›ms›z, irade ve inisiyatifi-ni bu çelikten birlik içinde proleter dünyadevrimi için gerçeklefltiren Maoist kad›nlar›anl›yoruz.

Tüm bu çözümlemeler, özgürleflen kad›nkiflili¤ini, öncü kad›n ile tarif etmemizi bera-berinde getiriyor. Öncü Kad›n, kad›nlar›n kur-tuluflu hareketinin öncülü¤ünü üstlenirken, buhareketi toplumsal kurtuluflla, genel olarak in-

sanl›¤›n kurtuluflu ile s›k› s›k›ya ba¤lant›land›-r›yor ve kurtuluflun yolu için somut toplumsalsiyasal projeler ortaya koyarak bunlar›n teorikve pratik bütünlü¤ünde gerçekleflmesi müca-delesine mevcut toplumsal sistemden ekono-mik, politik, ideolojik ve kültürel planda kopa-rak ve bu kopuflu sürekli bir geliflim içerisindedevam ettirerek toplumu de¤ifltirirken kendisi-ni de¤ifltiriyor. Bu anlam›yla öncü kad›n, ide-alize bir kad›n modeli olmaktan ziyade, gele-ce¤in toplumunun inflas› için savafl›rken, flah-s›nda gelece¤in kad›n›n› da prati¤i, hareketiiçerisinde yaratan kad›nd›r.

Diyebiliriz ki, Öncü Kad›n bir yandan ön-cüyken, gelece¤in özgür kad›n›n›n en ileritemsiliyken; di¤er yandan pratik içerisinde de-¤ifliyor, dönüflüyor, nihai kurtulufl ve özgürlü-¤e ilerlerken s›n›rs›z bir yolda özgürlefliyor.

Gene de ideolojik olarak öncüleflmek; s›-n›flar›n varoldu¤u bir toplumsal sistemde, sa-dece politik ve örgütsel olarak proleterleflmekve Maoist Komünist Partisi saflar›na kat›lmak-la bitmiyor. Böyle düflünmek ciddi bir yan›lsa-ma olur. Parti içerisinde de do¤ru ve yanl›fl fi-kirler, do¤ru ve yanl›fl çizgiler fleklinde kendi-sini gösterir ve s›n›f mücadelesi, ideolojik mü-cadele, parti içi iki çizgi mücadelesi fleklindesürer. Parti içi iki çizgi mücadelesi, ideolojikolarak da saflaflman›n, ideolojide berraklaflma-n›n, sürekli de¤iflip dönüflerek ilerlemenin veeski düzenin geleneksel kifliliklerinin (proleterd›fl› s›n›f ideolojilerinin) kal›nt›lar›ndan, sü-rekli toplumdan al›nan, kendini bu toplum içe-risinde yafl›yor olmaktan kaynakl› (bu belirlimaddi yaflam içerisinde kaç›n›lmaz) ideolojiketkilerinden sürekli ar›narak köklü kopuflunyegane yoludur.

Komünist partisi, parti içerisinde iki çizgimücadelesini geliflimin motoru olarak görür-ken; elefltiri- özelefltiri, birlik-elefltiri-dahayüksek seviyede birlik temelinde proleter de-mokrasi mekanizmalar›yla üyelerini ideolojikolarak gelifltirmeyi, sa¤lamlaflt›rmay›, onlar›e¤iterek Maoist bir temelde yeniden kal›badökmeyi görev olarak görür ve kadro politika-s›n›n merkezine, parti içi iki çizgi mücadele-sinde Maoist yöntemi oturtur.

Gene kadro politikas›nda, üyelerinin yete-neklerini, farkl›l›klar›n› ve zenginliklerini ko-lektifi güçlendirecek temelde ele alabilecek bir

5 1

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 51: Sınıf Teorisi - Sayı 3

uzmanlaflma ve görevlendirme anlay›fl›na özengösterir. Kadrolar›n› mevzilendirirken, onlar›zay›flatacak de¤il, güçlendirecek, gelifltirecekgörevler ve sorumluluklar verir. Yetenekler,nitelik, kadro politikas›nda tayin edici nokta-lard›r. Biz uzun uzun genel olarak kadro poli-tikas› üzerinde durmaktan ziyade, bu politika-n›n kadro yetifltirmede ve kadro e¤itiminde vede örgütsel görevlendirmelerde kad›na özel veözgün yönleri üzerinde duraca¤›z. Aç›kt›r ki,partililer s›n›f kökenlerine, milliyetlerine, cin-siyetlerine göre ayr›flmazlar. Eflit hak ve so-rumluluklara sahiptirler. Buna karfl›l›k geneaç›kt›r ki s›n›f kökenleri, milliyetleri ve cinsi-yetleri onlar›n kifliliklerinde, ideolojik durufl-lar›nda ele al›nmas› gereken özgün özelliklerede denk düfler. Örne¤in toplumun belirli s›n›fveya tabakas›ndan gelen bir partilinin berabe-rinde tafl›yaca¤› ideolojik, kültürel özelliklerfarkl› olacakt›r. Bu farkl›l›klar kiflilerin s›n›fkökenlerini aflma düzeylerine, ideolojik kat›-l›m düzeylerine yani niteliklerine göre de¤iflikboyutlarda olacakt›r kuflkusuz. Ancak kabuledilmelidir ki iflçi veya köylü kökenli bir par-tilide kitabi öznelci dogmatizm görülebilse degenel olarak ayd›n kökenlilerde bu ideolojikhastal›k daha yayg›nd›r ve s›n›f kökeni gözönünde bulunduruldu¤unda bu durum hiç deanlafl›lmaz de¤ildir. Ya da ileri yafllarda parti-ye kat›lan bir emekçiyle genç yafllarda partiyekat›lan bir emekçinin gerçekli¤i, sorunlar›farkl› olacakt›r. Bu anlam›yla çeliflkileri defarkl› olacakt›r. Ve bir komünist partisi tüm buözgünlükleri ve bu özgünlüklerden kaynakl›Parti içi çeliflkileri de dikkate almak ve bunagöre politikalar üretmek durumundad›r.

Parti içerisinde iflçi kökenlilerle köylü kö-kenlileri sa¤lam ve do¤ru ideoloji eksenindebirlefltirebilmek. Gene ayd›n kökenlilerle iflçive köylü kökenlileri birlefltirebilmek. Gençle-rin dinamizmi ve yenilikçili¤iyle yafll› ve dene-yimli kadrolar›n tecrübelerini birlefltirebil-mek…Bunlar ço¤alt›labilir. En önemlilerindenbiri de kad›n kadro ve üyeler ile erkek kadro veüyeler aras›ndaki çeliflkiyi, kad›n-erkek çeliflki-sini de parti içerisinde do¤ru ele alabilmektir.Bunun için flu sorular çok önemli:

1- Kad›n nas›l politik bir güç haline getiri-lebilinir? Kad›nlar›n da yönetim, çözüm ve ka-rar gücü olabilmeleri nas›l sa¤lan›p gelifltirile-

bilinir? Kad›nlar nas›l öncülefltirilebilinir?

(Gerek partiye kat›l›m boyutuyla gerekse departi içerisinde geliflerek kadrolaflma ve dahaileri nitelikte öncüleflme boyutuyla)

2- Parti içerisinde kad›n-erkek çeliflkisi(kad›n sorunu) nas›l ortaya ç›kmaktad›r ve na-s›l çözülebilinir? Parti içinde Kad›n sorunu na-s›l ele al›nmal›d›r? Parti içi iki çizgi mücade-

lesinde kad›n-erkek çeliflkisinin getirdi¤i

özgünlükler var m›d›r, nelerdir?

3- Parti içerisinde kad›n ile erkek ara-

s›ndaki özel duygusal/cinsel iliflkiler nas›l

ele al›nmal›d›r? Bu iliflkilerin toplumdaki ge-leneksel evliliklerden nitel ve biçimsel fark›,kad›n› da erke¤i de kölelefltiren evlilik kuru-mundan kopufl nas›l sa¤lanabilir?

4- Öncü Kad›n nas›l örgütlenmelidir?

Kad›nlar›n Kurtuluflu Hareketinin örgütlenme-si nas›l olmal›d›r? Özgün ve özel örgütlülüklergerekli midir?

Bu sorulara s›ras›yla özet yan›tlar vermeyeçal›flal›m. Kuflkusuz bu yan›tlar›n derinlefltiril-mesi, gelifltirilmesi, bunun için tart›fl›lmas› vetart›flt›r›lmas› her zaman gerekecektir.

A- KADIN VE KADRO POL‹T‹-KASI, KADRO E⁄‹T‹M‹

Kad›n›n öncüleflmesi, ba¤›ms›z iradesinesahip olabilmesi ve bu iradenin proletaryan›nideolojisiyle özdeflleflmesiyle mümkündür.Dolay›s›yla erke¤in öncüleflmesinden farkl› veözgün olarak kad›n kadro e¤itiminde ba¤›ms›zirade, inisiyatif ve yönetim gücü olma nokta-s›nda kad›n olmaktan kaynakl› özgün zaaf veyetmezliklerin üzerine gidilmesinde titiz olun-mas› gerekir.

Toplumdaki kad›n-erkek iliflkilerinde vekad›n-erkek sorununda billur bir flekilde yans›-mas›n› bulan gerici iliflkilerin ve onlar›n flekil-lendirdi¤i geleneksel kad›n ve erkek kiflilikle-rinin hem kad›n hem de erkek kadro ve üyele-rin e¤itimi, ideolojik dönüflümü ve yeniden ka-l›ba dökülmesinde deflifre edilmesi, hem ge-nel olarak hem de tek tek bireylerin pratik fa-aliyetleri içerisinde d›flavuran durufllar› somu-tunda elefltirilmesi son derece önemlidir.

Bu noktada, kad›n sorunu konusundakie¤itim, tek bafl›na kad›nlar›n sorunlar›na du-

5 2

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 52: Sınıf Teorisi - Sayı 3

yarl› k›l›nmas›, “devrimcilefltim, özgürlefltim”yan›lsamas›na girmemeleri ve kendileriyleideolojik olarak sürekli hesaplaflmalar›n›n sa¤-lanmas› ile s›n›rl› olmamal›d›r. Kad›n›n durufluöncü ve motor güç olmakla ve bizzat kad›n ön-cünün erkekle ideolojik mücadelesi esas› olufl-turmakla birlikte; bu sorunun ve çeliflkinin di-¤er yönü olan erkek kadro ve üyelerin merke-zi bir politika ve perspektif ekseninde e¤itimi,elefltirel ve özelefltirel yaklafl›mlar› da ayn› fle-kilde önemli ve gereklidir. Öncü erkek, erkekegemen zihniyetin tüm kal›nt›lar›ndan köklüolarak kopmadan, kelimenin gerçek anlam›ylaöncüleflemeyece¤ini bilince ç›karmak duru-munda. Bu konuda kad›nlara “kendi kurtuluflu-nuz kendi ellerinizde” genel do¤rusundan hare-ketle “biz iktidar›m›z› kendi ellerimizle teslimetmeyiz” türü yaklafl›mlar, flaka, ironi temelin-de ortaya konsa da, erkeklerin bu sorunun as-l›nda kendi sorunlar› oldu¤u, gerçekte kad›n-erkek çeliflkisini ifade eden kad›n sorunununtoplumsal bir sorun olarak erkek sorunu oldu-¤unu kavrayamad›klar›n›n, teorik kabullerinekarfl›n kifliliklerinde ve yaflamlar›nda özümse-yemediklerinin de bir görüntüsüdür.

Öncü kad›n, s›n›f örgütünde, üstelik onunen ileri müfrezesinde, erkek yoldafllar›ylaomuz omuza örgütleniyor ve faaliyet yürütü-yor. Bu “s›n›f bak›fl aç›s›”, ço¤u zaman kad›naözel ideolojik ve politik e¤itimlerin anlams›z,gerici ve bölücü oldu¤u düflüncesine yol aç-maktad›r. Halbuki öncüleflmek için kad›n›n -örgüt içinde örgüt anlam›na gelebilecek ayr›,özerk örgütlenmelere ihtiyac› olmamas›na vebunun yanl›fll›¤› aç›k olmas›na karfl›n- kendi-ni, özgün ideolojik sorunlar›n› tart›fl›p çözüm-ler gelifltirece¤i özel e¤itim ve tart›flma plat-formlar›na ihtiyac› vard›r. Bu platformlar, bafl-l›bafl›na ayr› bir örgüt olarak de¤il ama Kad›n-lar›n Kurtuluflu Hareketi’nin gerçek öncüleriolarak; kad›n örgütlenmesi ve kad›n kitle ça-l›flmas› temelinde uzmanlaflm›fl ve görevlendi-rilmifl olmasalar dahi, de¤iflik parti organlar›n-da, komitelerinde görev yapan Maoist kad›nla-r›n esnek örgütlenmeleri olarak anlafl›lmal›d›r.Bu, kad›n kadro ve üye toplant›lar›, seminerle-ri, konferanslar› gibi merkezi biçimler alabil-di¤i gibi, lokal, bölgesel e¤itim amaçl› çal›fl-malar ve konferanslar; ve düzenli e¤itim plat-formlar› fleklinde de ele al›n›r.

Gene parti platformlar›nda, komite ve or-ganlar›nda kad›n üye ve kadrolar›n kendiniifade etmesinde, sorumluluk almas›nda, ba-¤›ms›z fikirler ve inisiyatifler gelifltirmesindeön aç›c› olunmas› gerekir. Öncü kad›n partisin-den ayr›cal›k istememelidir. Ancak MaoistKomünist Partisi, kad›n kadrolar yetifltirmeye,onlar›n yeteneklerini ve kapasitelerini gelifltir-meye, onlar› fikir üretme, fikir ortaya atma,tart›flma ve aktif politika yapmaya teflvik et-meye özel önem vermek durumundad›r. Öz-güveni gelifltirilmesi gereken kad›n›n prati¤in-de bunu gelifltirebilmesinin önü özel politika-larla afl›lmak durumundad›r. Bu noktada gerekdaha ileri kad›nlar›n kibirli, kendini özgürlefl-mifl, s›n›f atlam›fl gören tepeden bakan yakla-fl›mlar›, gerekse de erkeklerin, küçümseyen,ciddiye almayan, kad›n›n ve fikirlerinin ba-¤›ms›z ve özgün olabilece¤ine ihtimal dahivermeyen; sadece örgütsel disiplin gere¤i“hoflgörü ve küçümseyen bir flefkatle ve koru-ma duygusuyla” dinleyen, “sayg›” gösteren tu-tumlar› kesinlikle deflifre edilmek ve mahkumedilmek durumundad›r. Kad›n›n da erkek gibiyanl›fl düflünmek, yanl›fl fikirler savunmak“hakk›” vard›r. Kad›n›n da erkek gibi do¤rula-r›nda ›srarc› olmak hakk› vard›r.

Kad›n Kadro Yetifltirilmesi ‹çin Örgüt-

sel Tedbirler ve Politikalar

Baflkalar›na güven, önce kendine güvenigerektirir. Kendi ideolojisine güvenen bir par-ti ve önderlik, kendisine görece zay›f, yanl›fl,ya da farkl› olanlar› dahil etmekten çekinmez.Kuflkusuz bir partinin ideolojik ve politik ola-rak en güçlü oldu¤u dönemler parti üyeli¤i kri-terleri, ilkeleri de¤iflmemekle birlikte, üye al›-m›nda “aç›k kap› politikas›” izlemesi; görecezay›flad›¤› dönemlerde görece daha titiz ve se-çici davranmas› do¤al, do¤ru ve anlafl›l›rd›r.

Ancak kabul etmek gerekir ki güven ka-zanmak ve geliflim, pratik tecrübe içerisindeolur. Hiç yöneticilik yapmayan, yapmam›fl bi-rinin yönetme yetene¤inden bahsetmek soyutve yanl›fl olur. Eline kalem almam›fl birinin iyiya da kötü yaz› yazd›¤›ndan bahsedemeyece-¤imiz gibi, ilk yaz›s›ndan iyi bir yazar kalemibeklersek haks›zl›k etmifl oluruz. Kimse do-¤ufltan iyi bir yönetici, iyi bir yazar, iyi bir po-litikac›, iyi bir ajitatör, iyi bir örgütçü, iyi bir

5 3

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 53: Sınıf Teorisi - Sayı 3

asker ya da iyi bir komünist olarak do¤mad›.Bunlar prati¤inde gelifltirilen özelliklerdir.Özel yetenekler de pratik içerisinde a盤a ç›-kar. Dolay›s›yla, iyi yaz›lara, iyi ajitasyon vepropagandaya, iyi bir örgüte ihtiyac›m›z vardiye, bunlar› sürekli bu konuda prati¤e girmifl,deneyimli, baflar›s› ispatlanm›fl kiflilere yapt›-r›rsak, hiçbir yeni kadro, halef, uzman yetiflti-remeyiz. Buna karfl›l›k kuflkusuz tüm bu iflle-rin önderleri, deneyimli, birikimli olanlar ol-mal›d›r; “kadro yetifltiriyoruz” “taze, genç kantafl›yoruz” ad› alt›nda kolektife mal olmufl de-¤erlerimiz olan eski kadrolar› bir kenara, at›lduruma çekmek de sözkonusu olamaz.

Genç kadrolar, önderler yetifltirmenin eniyi yolu, onlar›n önderlerle birlikte, onlar›n de-netimi ve gözetiminde sorumluluk ve görev al-mas›n›, ortak pratik içerisine girmesini sa¤la-makt›r. ‹nisiyatif ve sorumluluk vermek, inisi-yatif k›rmayan ideolojik, politik denetimle bumümkündür. Kuflkusuz bu partide hakim ide-oloji ve politikalara, onlar›n gücüne, önderkadrolar›n önderlik kapasitesine güvenlemümkündür.

Kad›n kadrolar yetifltirmek için de ayn› fleygereklidir. Kad›n›n karar gücü, yönetim gücüolabilmeyi ö¤renmesi için sorumluluk almas›ve yöneticilik yapmas› laz›m. Aksi taktirde nebaflkalar› ne de kendisi yapabilece¤ine güven-mez, deneyimi olmad›¤› için de zaten ya yapa-maz ya da yap›p yapamayaca¤› hiçbir zamanö¤renilemez.

Ba¤›ms›z inisiyatifi geliflen ve özgüvenkazanan kadrolar yetifltirmek için çok temelnoktalarda ölçülü yard›mlar, önerilerle yetine-rek sorumluluk ve inisiyatif vermek ve yanl›fl-lar›n› elefltirirken de ölçülü davranmak, flevki-ni, güvenini k›rmamak önemlidir. Bir toplan-t›da konuflmaya, fikir belirtmeye cesaret et-mek bile birçok kad›n için bafll› bafl›na prob-lemdir. Konuflmas› pos b›y›klar›n alt›ndan gü-lümsemeyle karfl›lanan kad›n› kolay kolay ön-cülefltiremezsiniz. En s›radan, en geri, en yan-l›fl düflünceleri savunan erkeklerin dahi kad›n-dan daha ciddiyetle dinlenip dikkate al›nd›¤›;“bir fikir” olarak muhatap al›nd›¤› yayg›n birgerçektir.

Kuflkusuz tüm bunlar ideolojik sorunlard›r.Buna karfl›l›k kad›n öncüleflmesinde ve kadro-laflmas›nda örgütsel politikalar izlenmeli ve ge-

liflimi, önü aç›k partili kad›nlar yetifltirilmeli;öne ç›kanlar daha da ileriye tafl›nmakta, sorum-luluk verilmekte tereddüt edilmemelidir. K›savadeli de¤il, stratejik düflünme bunu gerektirir.K›sa vadede hatalar, yetmezlikler geçici zarar-lar verebilir. Ama öncüleflen kad›n› kazanmakpartiye ve gelece¤e çok fley kazand›r›r.

Maoist Komünist Partisi tarihi boyunca ka-d›n kadrolaflmas› ve öncüleflmesi için teoridede olsa bir “örgütsel tedbirler” söylemi gelifltir-mifltir. Bunu genel olarak “ayn› kapasite ve ye-tene¤e sahip erkek ve kad›n aras›nda seçim ya-p›l›rken atamaya kad›n›n tercih edilmesi” ola-rak özetleyebiliriz. Ancak bu salt bir örgütselyaklafl›m boyutuyla ele al›nd›¤›nda hiçbir pra-tik anlam ifade etmeyen bir yaklafl›md›r. Çün-kü genel olarak kadro e¤itimi, ideolojik e¤itimsorunlar›na özel bir önemle yaklafl›lmad›¤›nda,bu anlay›flla ya böyle kad›nlar k›rk y›lda bir ç›-kar; ya da dönüflmemifl ama fl›mart›lm›fl, kibir-li “öncü kad›n” tipleriyle karfl›lafl›r›z.

Özel politika, hak edilmemifl, alt›ndan kal-k›lamayacak görevler ve sorumluluklarla yük-lemek; -niyetten ba¤›ms›z olarak- politik birgüç haline getirmektense bir “vitrin” gibi elealmak ve arkadan yönetip yönlendirmek; yan-l›fllarla uzlaflmak, do¤ru-yanl›fl› “ezileni koru-mak” ad› alt›nda liberal yaklafl›mlarla uzlaflt›r-mak anlam›na kesinlikle gelmez. Aksine, ka-d›n yanl›fllar›, yetmezliklerinde “ac›mas›zca”kendini elefltirmeli ve de elefltirilmelidir. An-cak bu onu y›kan, güvenini k›ran, gerileten za-y›flatan bir yöntemle de¤il; onu güçlendirenbir yöntemle ve güçlendirmek ve birleflmekiçin yap›lmal›d›r.

B- ‹K‹ Ç‹ZG‹ MÜCADELES‹ VE KADIN-ERKEK ÇEL‹fiK‹S‹

Kad›n-erkek çeliflkisi Parti içi iki çizgi mü-cadelesinin kimi zaman aç›k, dolays›z konusu-dur, kimi zaman da dolayl› olarak küçümsenme-yecek bir rol oynar.

Pek çok erkek, kad›n taraf›ndan elefltirilme-yi, kad›ndan geri olmay›, kad›ndan talimat alma-y› kabul edemez. Ama öncü erkek için bu teorikolarak kabul görebilecek bir durufl de¤ildir. Ka-d›n-erkek eflitli¤inin, bu konuda erkek-egemen

5 4

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 54: Sınıf Teorisi - Sayı 3

düflüncenin teorik kabulü, kuflkusuz ideolojikdönüflümü ifade etmiyor. Birçok harekete, yanl›fldavran›fla, yanl›fl düflünceye yön veren, onun ar-ka plan›nda olan erke¤in bu gerçe¤i olmas›nakarfl›n, erkek bunu kendine dahi ifade etmekten,kabul etmekten imtina eder. Baflka deyiflle, bir içmuhasebe, özelefltirel tutum ihtiyac› duymaz.Bu anlam›yla gerçekli¤inin fark›nda bile de¤il-dir. Tutumlar›n›, davran›fllar›n› farkl› politik,ideolojik aç›klamalar ve k›l›flarla gerekçelendir-meye çal›fl›r. Bu da ister istemez ideolojik müca-deleyi gerçek zemininde uzaklaflt›r›r, suni çelifl-kilere, suni sorunlara, tüm parti ortam›n› etkile-yen suni gündemlere yol açar. Meselenin özünüortaya koymaktan uzak bu yüzeysel yaklafl›m-larla çözülmez sorun yumaklar›n›n oluflmas› ka-ç›n›lmazd›r. Zira sorun ortaya ç›kmadan çözümüde ç›kmaz.

‹nceltilmifl Erkek fiovenizmi

fiovenizmin politik ve örgütsel olarak komü-nist partisine kat›lm›fl olan erkeklerde, teorik veaç›k pratik savunusuyla ortaya ç›kmas›, kuflku-suz alabildi¤ine bir yozlaflma ve yabanc›laflma-n›n göstergesi olurdu. Öncü erkekten böyle birtutum bekleyemeyiz. Öncü erkek, kendi gerçek-li¤ini bilince ç›kard›¤› oranda, bilinciyle bunude¤ifltirir, de¤ifltirecektir. Bu konuda öncü kad›-n›n elefltirileri, ideolojik mücadelesi, öncülü¤ü,prati¤i, erke¤in kendisine yönelmesi, iç muhase-beye girmesinde tayin edici önemdedir. Öncükad›n, öncü erkekle yoldafllaflabilmek için birsavafl iliflkisine girmek, sürekli ideolojik müca-dele vermek durumundad›r.

Erkeklerin kad›nlara iliflkin “önyarg›lar›”,küçümsedikleri kad›ns› özellikler, asl›nda ger-çekten de kad›n›n sistemden ald›¤› gelenekselkad›n kiflili¤inin özellikleridir. Erkek egemenzihniyet budur zaten. Erkek egemen zihniyet ka-d›n› hiçlefltirmifl sonra da kad›na sen bir hiçsindemifltir. Dolay›s›yla kad›n›n bu tür yaklafl›mla-ra ilkel tepkiler göstermesinin, muhasebesiz kar-fl› ç›k›fllar›n›n, kendisini pürü pak gösterme ça-bas›n›n bir anlam› yoktur. Kad›n›n gerçekten debir çok yetmezli¤i var. Buna karfl›l›k bu yetmez-likler öncü aç›s›ndan küçümsemenin, statükoolarak kabul etmenin vesilesi olamaz. Öncününbu konuda diyalektik ve tarihsel materyalist biryaklafl›m›, Maoist bir ideolojik perspektifi var-d›r. Tam hak eflitli¤i, eme¤e ve insana sayg› vesevgi, de¤iflim ve dönüflüm, elefltiri ve özeleflti-ride yoldaflça birlik hem kad›n›n hem de erke¤in

geleneksel özelliklerini de¤ifltirmenin olmazsaolmaz ölçüleridir. Örgütsel, politik, ideolojik so-runlarda ve politikalarda cins ayr›mc›l›¤›na ke-sinlikle ama kesinlikle müsaade edilemez. Bucins ayr›mc›l›¤› ve cins bask›s› ço¤u zaman ol-dukça inceltilmifl biçimleriyle ortaya ç›kar. Amabelirtti¤imiz gibi zaman zaman, partiye politikve örgütsel olarak kat›lan ancak ideolojik olarakhenüz kat›lmam›fl erkeklerde en kaba, en gerici,feodal ve aleni biçimlerle ortaya ç›kt›¤› da gö-rülmemifl de¤ildir. Hatta bunun kad›na yönelikfliddet, hakaret ve cinsel taciz boyutlar› alabil-mesi dahi sözkonusu olabilmifltir.

Cins ayr›mc›l›¤›, atamalarda, elefltirilerde, ör-gütsel disiplinin uygulanmas›nda, söz hakk› vekarar mekanizmalar›nda, eylemlerde, görevlen-dirmelerde, sorumluluk verirken duyulan güven-de… bir çok noktada çok ince bir flekilde kendi-sini gösterir. Hatta ajitasyon propaganda, örgüt-leme çal›flmalar›nda dahi kad›nla erkek aras›ndaayr›mc›l›k söz konusu olabiliyor. Örne¤in birkadro, bir parti komitesinden üst komiteye biriniçekerken, kad›n›n ideolojik, politik, örgütsel pra-ti¤i ve tecrübesini tartma ihtiyac› bile duymadanerke¤i çekebiliyor. Ve daha sonra kad›n devrim-ciden faaliyetinde o erke¤e yard›mc› olmas›n›,birlikte çal›flmas›n›, politikalar ve kararlardaönerilerde bulunmas›n› isteyebiliyor: yani yetki-siz sorumluluk verebiliyor. Ve hiç fark›nda olma-dan girdi¤i bu cins ayr›mc›s› (erkek-floven) tutu-mu “görev” reddedilerek elefltirildi¤inde bu so-run üzerine hiç kafa yormam›fl oldu¤unu, kad›n›nvarl›¤›n› dahi unutmufl oldu¤unu sizinle birliktefark edebiliyor. Aç›klamas›n›, kad›n›n profesyo-nelleflmesi daha zor olurdu, rahat dolaflamazd›,diye yapabiliyor.

Bunlar, üzerinde düflünülmezse, üstüne gidil-mezse, hiç fark edilmeden do¤all›¤›nda sürüp gi-debilecek erkek floven tutumlard›r. Öncü erkek,kad›n› öncülefltirme, profesyonellefltirme gere¤i,ihtiyac› dahi duymuyor. Kad›n, fark›nda olsunolmas›n, onun için, ne kadar büyük katk›lar›, ye-tenekleri olursa olsun, onun iktidar›n› güçlendi-ren bir “yard›mc› güç”tür. Kad›ndan her türlüpratik, fedakarl›k bekleniyor; ancak kendi eylemihakk›nda söz, karar, iktidar yetkisi kad›na gerek-siz görülüyor.

Hiçbir erke¤e inisiyatif ve yetki vermedensorumluluk veremezsiniz. Ancak kad›n yönetil-meye, karfl›l›ks›z ve eme¤ine yabanc› hizmet et-meye, kendini adanmaya al›flt›r›lm›flt›r. Kad›ndaiktidar h›rs›, kariyer h›rs›, kendini dayatma, an-

5 5

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 55: Sınıf Teorisi - Sayı 3

cak geleneksel kad›n› ilkelce elefltirmeye baflla-d›¤›nda görülür. Kad›n, ba¤›ms›z bir birey olarakhesaba kat›lmamaya, ister özel iliflkisi, efli, sevgi-lisi, a¤abeyi, babas› olsun, ister arkadafl›/yoldafl›olan bir üstü olsun; erkekle birlikte, onun ta-mamlayan› olarak ele al›nmaya; hep gölgede kal-maya ve b›rak›lmaya al›flt›r›lm›flt›r.

Kad›n›n ‹lkellikleri

Bu duruma karfl› ç›kan, isyan eden, elefltirendevrimci kad›n›n, her fleyden önce iddia sahibiolabilmesi ve iddialar›n›n arkas›nda durabilmesigerekir. Bofl, ilkel karfl› ç›k›fllarla gerçekte sahipoldu¤u yetmezlikleri gizleyip, kendini gelifltir-mek, de¤ifltirmek, dönüfltürmek, gerçek iddiala-r›n›n sahibi bir özne olamadan kendini h›rç›nca“cins ayr›mc›l›¤›na karfl› olmak” ad›na dayatan,hak etmedi¤i imtiyaz isteyen kad›n kiflili¤ine ke-sinlikle ne kad›n ne erkek devrimciler prim ver-memelidir. Bu kiflilik, parti içerisinde de ideolo-jik mücadele yerine, politik, örgütsel olarak ege-men olma, yani kariyer, iktidar mücadelesi verir.Bu, parti içi iki çizgi mücadelesinde Hocac›yönteme denk düfler ve panzehiri Maoist yönte-mi kavray›p uygulamakt›r.

K›sacas›, iki çizgi mücadelesinde do¤rular›berraklaflt›ran, çözümleyici ve ilkelerde veamaçta net bir ideolojik durufl; sadece ve sadeceeme¤i, insan› ve Maoist ilke ve yöntemleri temelalan bir durufl; özelefltirel ve elefltirel, sorgula-yan bir durufl: tek kriter olarak ideolojiyi veonun yön verdi¤i politik çizgiyi alan bir duruflla,iki çizgi mücadelesinde do¤ru yöntem tutturula-bilir ve kad›n-erkek çeliflkisi de bu sürekli he-saplaflma içerisinde kad›n› ve erke¤i özgürleflti-recek, öncülefltirecek, yoldafllaflt›racak flekildeçözülebilir.

‹ktidar Mücadelesi

Parti içerisinde farkl› ideolojik dokulara kar-fl›l›k gelen farkl› görüfller yani farkl› çizgilerinolmas› eflyan›n do¤as› gere¤idir. Parti içi iki çiz-gi mücadelesi kaç›n›lmazd›r. Buna karfl›l›k herpartide varolan bu nesnel durumun nas›l ve han-gi yöntemlerle ele al›nd›¤› önemlidir. Kimi ör-gütlerde farkl› çizgiler gruplafl›r, klikleflir vegruplar ve klikler aras›ndaki ideolojik mücadele,partide yönetimi, örgütsel önderli¤i, gerçekte ik-tidar› ele geçirmeye dönük politik mücadelefleklinde seyreder. Burjuva partilerde dahi klik-leflme tüzüklerine göre yasal de¤ildir ancak bur-juva siyaset tarz›nda ola¤an ve meflrudur. Bu po-litik mücadele genellikle hile, entrika, gizlilik

gibi kapal›, kirli yöntemler izler. Komünist partilerinde burjuva siyaset tarz›-

na hiç düflülmez diye bir fley yok kuflkusuz.Amaca yabanc›laflma, arac› amaçlaflt›rma, kari-yerizm, iktidar h›rs›, bencil bireycilik, partidefarkl› görüflleri, görüfl sahiplerinin tasfiyesinigerektiren bir y›k›c›, sekter yaklafl›mla ele alma-n›n ideolojik arka plan›d›r. Yoldaflça birlik, elefl-tiri kültüründen, ideolojik güven ve özgüvendenve aslolan›n ideolojik hakimiyet oldu¤unu, ide-olojik ve kültürel dönüflüm, kat›l›m, birlik olma-dan sa¤lanacak bir politik iktidar›n, örgütsel gü-cün kof ve y›k›lmaya mahkum oldu¤u kadaramaca yabanc› oldu¤unu görmekten uzak biryaklafl›md›r. Farkl› görüflleri do¤rular›n berrak-laflmas›n›n ve ilerlemenin, geliflimin motoru ola-rak görecek bir bilimsel diyalektik bak›fl aç›s› ol-may›nca, farkl› görüfller, benmerkezci ve sekterbir tutumla da yüksek birli¤in arac› de¤il statü-konun, mevcut birli¤in dinamiti, y›k›c›l›k gibigörülür. ‹ktidarda olan›n bu monolitik bak›fl aç›-s›n›n ayn›s›na muhalefet de sahipse, bilimsel birmuhalefet sözkonusu de¤ilse, böyle bir örgütselbirli¤in gerçek anlam›yla örgüt olabildi¤indendahi sözedilemez.

Üstelik iki çizgi mücadelesi, partili mücade-lenin her an›nda farkl› fikirler aras›ndaki müca-deledir. Yukar›daki gibi Hocac›, monolitik birparti ve iki çizgi mücadelesi bilinci, farkl› görüfl-lere tahammülsüzlük, bast›rma, anti-demokra-tiklik ve darbecilik, anarflizm gibi birçok hasta-l›¤› ve uygulamay› ço¤unluk veya az›nl›kta kal-ma durumuna göre gündeme getirir. Ayr›l›kç› birkültür, geliflimi ve ilerlemeyi engelleyen bir tas-fiyecilik; politikas›zl›¤› ve ideolojik yabanc›lafl-may›; geriye dönüflleri ören; elefltiri/ özelefltiriyidar rekabet ve burjuva hesaplaflmalara çevirenbir çürüme ç›kar ortaya.

‹ki çizgi mücadelesini kavray›flta bu sapma,kad›n-erkek çeliflkisi boyutunda özgünlüklerlegündeme gelebilir. Kad›n ile erkek çeliflkisi do¤-ru ideolojik mücadele yöntemleriyle ele al›nma-d›¤›nda; kad›n ya da erke¤in ideolojik de¤iflimve dönüflümü, ikna, ideolojik e¤itim, elefltiri-özelefltiri mekanizmalar›yla sa¤lanmad›¤›nda;çeliflki egemen olan ile ezilen aras›nda bir darrekabetçi, burjuva tarzda bir iktidar mücadelesifleklinde kendisini gösterir. Üstelik bu iktidarmücadelesi, ya erke¤in gerici gelenekçi darl›kla-r› ve flovenizmiyle veya kad›n›n ilkellikleri, ilkelrekabetçi ç›k›fllar›yla parti içi iktidar mücadele-si boyutu alabilece¤i gibi; ço¤u zaman kad›n›

5 6

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 56: Sınıf Teorisi - Sayı 3

böylesi bir mücadelede özne de¤il nesne (iktidarnesnesi) haline düflürür ve kad›n› iradesizleflti-rirken kad›n üzerinde iktidar›, parti içinde ikti-dar› ele geçirmenin bir arac› olarak ele al›r.

‹nceltilmifl erkek flovenizmiyle erkek, di¤ererkeklerin farkl› görüfllerine karfl› kad›n›n farkl›görüfllerine karfl› oldu¤undan daha tahammüllü-dür. Daha do¤ru deyiflle erkekle erkek aras›ndapolitik iktidar mücadelesi, burjuva siyaset tar-z›yla rekabet daha kabul edilebilir ve ola¤an birdurumdur. Bu flartlar alt›nda kad›n›n ba¤›ms›zçizgisi ve siyasal duruflu ile birleflen erkek, ka-d›n üzerinde “iktidar”, hakimiyet kurdu¤unu dü-flünürken; karfl› fikre sahip erkek, kad›n› de¤il,erke¤i bir has›m olarak görür ve ciddiye al›rken,kad›na, sahip olamad›¤› ancak üzerinde iktidarkurmak istedi¤i bir nesne gözüyle bakar, düfl-manlafl›r. Böylesi bir siyaset tarz›n›n ve ideolo-jik duruflun hakim oldu¤u bir atmosferde kad›-n›n erke¤e yoldafllaflmas› neredeyse imkans›z-d›r. Çünkü birleflti¤i yoldafllar›nca kölelefltiril-mek istenirken, o somut durumda birleflmedikle-rince asla birleflilemeyecek düflman ilan edilir.Birlik ve bütünleflme de düflmanlaflma kadar ya-n›lsamal›d›r. Çünkü kad›n üzerinde sürekli veher konuda ideolojik hegemonyas›n› kuramad›-¤›nda, “birlik”in oportünistli¤i, birlikteki prag-matizm, gerçekte kad›n›n ba¤›ms›z bir özne ola-rak görülmedi¤i a盤a ç›kar: erkek kad›n›n enufak bir “itaatsizli¤ine” tahammül edemez.

Kad›n, çok sa¤lam, çok güçlü, kendi ba¤›m-s›z iradesine sahip gerçek bir özne olamad›kça,iradesizlefltirilmekten, iktidar nesnesi haline ge-tirilmekten kendisini kurtaramaz. Kad›n, bu ko-nuda erkek yoldafllar›na karfl› yoldafllaflma he-defli sürekli bir ideolojik mücadele yürütmeyiponlar›n ideolojik dönüflümüne ne liberal, fayda-c› tutumlara ne de sekter, ayr›l›kç› ve rekabetçitutumlara düflmeden öncülük etmezse, bu çelifl-ki çözülemez, bu durum afl›lamaz. Buna karfl›l›kbu ideolojik ve politik mücadeleler ve üstelikdaha inceltilmifl, daha derin ve karmafl›k nokta-larda kad›n erkek çeliflkisinin kaba de¤il, ayr›n-t›sal, kal›nt› fleklindeki bu boyutlar›nda da pratikdeneyim içerisinde geliflen ve de¤iflen kad›n; ön-cüleflir, kültür devrimlerinin son halkas›na daöncülük edebilecek kapasiteye, siyasi iktidar yü-rütme kapasitesine ve ideolojik durufla kavuflur.

C- B‹REYSEL C‹NSEL AfiK

Kad›n ile erkek aras›ndaki “iktidar” sorunu;efendi-köle iliflkisi, kad›n›n öncüleflmesinde canal›c› sorunlardan biridir. Kad›n ile erke¤in yol-dafllaflmas›, gelece¤in özgür kad›n ve erkek ilifl-kilerini temsil gücünü yakalayabilmeleri anla-m›na gelir. Bunun genel anlamda zorlu¤undanve karfl›s›ndaki kültürel ve ideolojik engellerdensözettik. Burada kad›n-erkek iliflkilerinin özelbir boyutunu da vurgulamak gerekiyor. Zira yu-kar›da “iktidar mücadelesi” bafll›¤› alt›nda ver-di¤imiz sorunlar, kad›n, erkek yoldafllar›ndan bi-risi ile özel bir iliflkiye sahip oldu¤unda çok da-ha ciddi ve karmafl›k boyutlar alabiliyor. Bu ilifl-ki, feodal akrabal›k iliflkisi olabilece¤i gibi bi-reysel cinsel aflk da olabilir.

Özel mülkiyet toplumu, kad›n ile erkek ara-s›ndaki bireysel cinsel aflk iliflkisini, maddi te-meli cinsellik olan özel duygusal birlikteli¤i“evlilik” kurumu içerisinde örgütleyegelmifl vebu kurumu temel direklerinden biri olarak ta-n›mlam›fl, içeriklendirmifltir.

Çal›flmam›z›n önceki bölümlerinde evlilikkurumu, aile ve kad›n üzerinde özel olarak dur-mufltuk. fiimdi sadece, komünistlerin bireyselcinsel aflk iliflkilerini, geleneksel toplum yap›s›,kültür ve al›flkanl›klar›yla flekillendirmelerininve dolay›s›yla bu iliflkileri ayn› flekilde “evlilik”olarak tan›mlay›p örgütlemelerinin; “toplumunde¤er yarg›lar›n› zedelememek, halk›n de¤erle-rine ters düflmemek” popülist söylemleriyle da-hi aç›klanamayacak flekilde Maoist komünistideolojiye yabanc› bir flekillenme ve ideolojikduruflun ifadesi oldu¤unu vurgulamak istiyoruz.Bu noktadaki yanl›fl anlay›fllar ve proleter d›fl›tutumlar, aç›k ki son derece tahripkar olabilmek-tedir.

Maoist Komünist Partisi 1. Kongresi’nde, ta-rihinde parti gündemini dahi meflgul edebileceksuni sorunlara yol açan; birçok militan›n düzeni-çileflmesine, önce “evlilik” ve dolay›s›yla çocuksahibi olmak suretiyle “aile” kurumu içerisinegirerek düzenle yeniden politik ve ekonomikba¤lar kurmas›na ve partiden ve mücadeledenkoparak düzene entegrasyonuna sebep olan builiflkileri de¤erlendirmeye tabi tutmufltur. Böyle-si sorunlar ve de¤erlendirmelerin ard›ndan bir-çok devrimci parti ve örgütün, özellikle de savaflörgütlerinin sorunun çözümü için örgütsel ted-

5 7

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 57: Sınıf Teorisi - Sayı 3

birler almaya ve kad›n ile erkek aras›nda birey-sel cinsel aflk iliflkisini, cinsel iliflkiyi (“evlili¤iyasaklama” fleklinde) yasaklama yoluna gitti¤ibir s›r de¤il. Ancak çok iyi bilinmelidir ki bir çe-liflki yok say›larak ya da bast›r›larak çözülemez.Kad›n ile erke¤in aras›ndaki iliflki ve etkileflimengellenerek kad›n erkek yoldafllaflmas› da, do¤-ru temelde bireysel cinsel aflk iliflkileri de; k›sa-cas› özgür toplumun özgür kad›n›, özgür erke¤ive özgür kad›n-erkek iliflkisi de yarat›lamaz.

Maoist Komünist Partisi’nin kad›n-erkek çe-liflkisinin çözümüne ve insanlar›n ideolojik, kül-türel de¤iflim ve dönüflümüne iliflkin; çeliflki ya-sas›n› felsefi kavray›fl›n›n do¤al sonucu olankavray›fl› ve çizgisiyle ortaya koydu¤u de¤erlen-dirmeyi, Kongrenin tan›t›ld›¤› uluslararas› sem-pozyum konuflmas›ndan do¤rudan al›nt›ylaözetleyelim:

“Kongremiz Maoist komünist kad›n kadrolarve onlar›n öncülü¤ünde gelifltirilecek ve komü-nizme kadar sürdürülecek kad›n›n kurtuluflu ha-reketini hem bugün kad›nlar›n demokratik hare-keti içerisinde zincirlerini kopararak devrimcienerjilerinin a盤a ç›kar›lmas› hem de sosyalizmsonras› nihai zafere ilerlenilmesinin tayin ediciolabilecek teminat› ve araçlar›ndan biri olarakgörmektedir.

Kongremiz bu bilinçten hareketle saflar›m›z-daki kad›n-erkek iliflkilerini de bir de¤erlendir-meye tabi tutmufl ve bu iliflkilerin özellikle deikili özel iliflkilerin önemli oranda burjuva fe-odal ideoloji ve kültürün etkisi alt›nda oldu¤usonucuna varm›flt›r.

“Evliliklerde” ideolojik, siyasi birliktelik te-meli üzerinde sosyal, kültürel ve örgütsel durufl-lar›n uyumlulu¤u ancak cinsler aras›nda özgürve eflit bir iliflkinin zemini olabilir. Karfl›l›kl›paylafl›m ve çok yönlü ortaklaflma, yani ortakdüflünme ortak üretim zemininde bir iliflki ilekad›n ile erkek arars›ndaki çeliflki komünist in-san iliflkilerini infla temelinde çözülebildi¤ioranda özgür bir kad›n-erkek iliflkisinden vedo¤ru bir “evlilik” anlay›fl›ndan bahsedilebilinir.Buna karfl›l›k partimiz saflar›ndaki “evlilikler-de” komünist iliflkiler kad›n ve erkek aras›nda-ki çeliflkilerin çözülmesi ve yabanc›laflman›n k›-r›lmas› ve yeni kültürün inflas› ölçütleri baz al›n-m›yordu. Tam tersine sosyal, siyasal ve örgüselstatüleri aras›nda uçurum olan kiflilerin gelenek-sel tarz evlilikleriyle evlilik kurumu ve dolay›-

s›yla giderek düzeniçilik yeniden üretiliyor veiliflkiler ilerleten de¤il, gerileten, proleterlefltirende¤il, düzene yeniden ba¤layan üreten de¤il, tü-keten, mülkiyetçili¤i bireyci bencilli¤i yenidenüreten araçlar oluyordu. Örne¤in bir parti kadro-sunun geleneksel bir ev kad›n› ile evlili¤i yad›r-ganm›yor, karfl›l›kl› bir sosyal ve siyasal payla-fl›m ve üretim zemininde olmayan iliflkinin sah-teli¤i ve “evlilikle” örülen efendi-köle iliflkisigörülmüyordu. “Evlilikler salt maddi temeliolan cinsellik üzerinde infla ediliyor, komünist-lerin insan›n insana yabanc›laflmas›n›n k›r›lma-s› hedefinden sap›l›yor, sosyal bir varl›k olarakemek ve paylafl›m zemininde geliflen, insanl›-¤›n yeni kültürü de¤il, geleneksel feodal ve yaburjuva insan iliflkisi ve evlilik kültürü yaflat›l›-yordu.

Salt cinsellikle temellendirilen bir evlili¤inözünün hayvani cinsel ihtiyac› karfl›lamaktanöteye geçmeyece¤i ve komünistlerin insan ilifl-kisi olamayaca¤› aç›kt›r. Kad›n ve erkek komü-nistlerin iliflkisi komünistlerin özgür insan iliflki-leri bilincinin en billur biçimi ve görüngüsü mo-deli olabilmelidir. Kald› ki salt cinsellik üzerin-de yükselen birlikte yaflam›n siyasi paylafl›m veüretimin olmad›¤› bir “evlilik” iliflkisi ne yürürne de devrimci bir iliflkiyi gelifltirir. Tam tersinebu tür iliflkiler kiflileri daha da geriletir. Böylesievlilik iliflkileri düzen içidir. Burjuva feodal in-san iliflkilerini yeniden üretir. Profesyonel dev-rimci ya da gerilla da olsalar, siyasi ve örgütselkonum bak›m›ndan aralar›nda ciddi farklar olankiflilerin “evlilik” iliflkisi de eflitlerin özgür iliflki-si olamaz. Özellikle de kad›n›n aleyhine köleli¤i,ba¤›ml›l›¤› pekifltirir. Erke¤in lehine kad›n üze-rinde siyasi iktidar iliflkisini güçlendirir. Her ikisi-ni de kölelefltirir.

K›sacas› geleneksel evlilik kurumu kuflkusuzkomünistlerin sahiplenip savunaca¤› bir iliflkiolamaz. Kad›n ile erke¤i birbirinin mülkü olarakkavrayan ve özellikle de kad›n baflta olmak üzereher ikisini de kölelefltiren geleneksel evliliklereister burjuva ister feodal ahlak temelinde olsunkarfl› ç›k›lmal›d›r. Bu konudaki yanl›fl çizgi vekavray›fllar›n kad›n militanlar›n ideolojik ve poli-tik olarak yeterince geliflmemesinin temel sebep-lerinden biri oldu¤u ve önemli bir politik güç vesavafl gücü olarak kad›n› etkisizlefltirdi¤i, kad›nözgürleflmesinin önünde set oluflturdu¤u özel ola-rak anlafl›lmak durumundad›r. Aile ve evlilik ku-

5 8

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 58: Sınıf Teorisi - Sayı 3

rumu komünistlerin y›kmak istedikleri özel mül-kiyet sisteminin en temel hücresidir. Bu kavray›-fl›n parti güçlerinde hakim hale gelmemifl olmas›son derece ciddi bir ideolojik sorundu ve gerekkad›n kadrolar›n yetiflmesinin önünde gerekse dekadro üye ve militanlar›n ideolojik durufllar›n›ndaha da keskinleflmesinin önünde ciddi engelleroluflturmufl, örgütsel zararlar da vermifltir.”

D- ÖRGÜTLENME VE KADIN-LARIN KURTULUfiU HAREKET‹

Kad›nlar›n Kurtuluflu Hareketi:

Bir Kad›n Partisi Mi?

Kad›nlar›n Kurtuluflu Hareketi’nin ‹nsanl›¤›nKurtuluflu Hare-keti oldu¤unudefalarca vurgu-lad›k. ‹nsanl›¤›nkurtuluflu dava-s›n›n öncüsü vegerçek savunu-cusu olan enter-nasyonal prole-tarya, cinsiyete,milliyete görede¤il, proleterdünya devrimiiçin kendi bulundu¤u siyasal co¤rafyada devrimeöncülük etme ve örgütleme görevini yerine getir-mek amac›yla siyasi co¤rafyaya göre örgütlenir.Bu anlam›yla Kad›nlar›n Kurtuluflu Hareketi’ninöncülerinin de, daha do¤ru deyiflle Maoist ÖncüKad›nlar›n da örgütlenece¤i ve mücadelesini yürü-tece¤i en ileri örgüt, öncü müfreze, Maoist Komü-nist Partisi’dir. Ancak proletaryan›n öncü müfre-zesiyle s›n›fs›z, sömürüsüz bir toplum mücadelesiyürütülebilir. Parti ve ideoloji tayin edicidir. Ka-d›nlar›n Kurtuluflu da ancak Maoist toplumsal pro-jeyle gerçeklefltirilebilir.

Bu sebeple Maoist kad›nlar›n, Öncü Kad›n›nayr› örgütlenmesi, kurtulufl ve özgürlü¤ü, çözümüörgütlemez; aksine bu çözümün yolunun olmazsaolmaz öncü güçlerinin; kad›n-erkek Maoist ko-münistlerin; güçlerini böler, zay›flat›r. Kad›n-er-kek çeliflkisi tüm çeliflkiler gibi karfl›tlar›n birli¤ive mücadelesi temelinde çözülecektir. Dolay›s›y-la özgürlükleri birbirine kilitli bu iki insan cinsi-nin aras›ndaki çeliflki, antagonist olmayan yön-temlerle, birlik-mücadele-daha yüksek seviyede

birlik temelinde, s›n›f mücadelesinin ve toplumsaldevrimlerin prati¤i içerisinde kültür devrimleriyleçözülebilir ve çözülecektir.

Kad›nlar›n Kurtuluflu Hareketi, Maoist bir hare-kettir. Maoist kad›nlar›n önderli¤inde, Maoist Ko-münist Partisi’nin içi dahil tüm toplumsal platform-larda süren ve komünizme dek sürecek olan ideolo-jik bir harekettir. Bu ideolojik hareket, ne ayr› birpartidir, ne de parti içinde bir kliktir; aksine partiideolojisinin, Maoist ideolojinin billur temsili olmakdurumundad›r. Zira ancak Maoist ideoloji kurtulu-flun ve gerçek özgürleflmenin silah› olabilir.

Kuflkusuz Kad›nlar›n Kurtuluflu Hareketi, hersomut durumda, komünizme dek aflamal› ve kesinti-siz devrimlerin her bir aflamas›nda somut politik veörgütsel biçimler al›r. Bu genel hareketin özel poli-tik ve örgütsel biçimleri, Kad›nlar›n Kurtuluflu Hare-

keti’nin, Maoistideolojinin yönverdi¤i politikçizginin, öncüMaoist kad›nla-r›n önderli¤indekitle hareketlerifleklinde toplum-sal politik yaflam-da maddi güç ha-lini almas›d›r.Bu, Maoist Ko-münist Partisi ön-

derli¤inde Yeni Demokratik Devrim sürecinde biryeni demokratik hareket, kad›nlar›n kitlesel demok-ratik mücadele hareketi olarak halk s›n›f ve tabaka-lar›ndan kad›nlar›n politik kitle örgütü olurken; YeniDemokratik Cumhuriyet koflullar›nda bir sosyalisthareket biçimini al›r, giderek komünizme do¤ru iler-leyiflte Kültür Devrimlerinin, özgün, özel bir hareke-tine dönüflür. Tümünde kad›n kitle inisiyatifini hare-kete geçirirken, kad›n› ve toplumu de¤ifltirip dönüfl-türmek hedefine kilitli; Maoist iktidar (iktidars›zlafl-ma) bilinciyle donanm›fl Maoist kad›n›n öncülü¤ün-de kad›n kitlelerin siyasi iktidar yürütme gücünüa盤a ç›karman›n ve yeni demokrasi ve sosyalizmkoflullar›nda da politikaya aktif ve canl› kat›l›mlakomünizme yürümenin arac› olarak ifllev görür.

Sonuç Olarak:

Bugün öncü kad›n›n önünde geleneksel kad›nkiflili¤inden koparak ideolojik dönüflümünü s›n›fmücadelesi prati¤i içerisinde gelifltirmek ve öncükad›n modelini canl› ve somut bir gerçeklik olarakortaya koymak; sürekli de¤iflim, iç hesaplaflma,

5 9

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

“Evliliklerde” ideolojik siyasi birliktelik temeli üzerin-de sosyal kültürel ve örgütsel durufllar›n uyumlulu¤u an-cak cinsler aras›nda özgür ve eflit bir iliflkinin zemini ola-bilir. Karfl›l›kl› paylafl›m ve çok yönlü ortaklaflma, yani or-tak düflünme ortak üretim zemininde bir iliflki ile kad›nile erkek arars›ndaki çeliflki komünist insan iliflkilerini in-fla temelinde çözülebildi¤i oranda özgür bir kad›n-erkekiliflkisinden ve do¤ru bir “evlilik” anlay›fl›ndan bahsedile-bilinir.

Page 59: Sınıf Teorisi - Sayı 3

sürekli ideolojik mücadele perspektifinden bir andahi sapmamak en önemli görevlerden biridir.

Kad›n, Maoist Komünist Partisi’yle öncüleflir.Öncülefltikçe toplumdaki tüm halk s›n›f ve tabaka-lar›ndan kad›nlar› da toplumsal devrime, kad›n›nve insanl›¤›n kurtuluflu için mücadeleye ve o mü-cadelenin somut politik ve örgütsel biçimlerinekatman›n önemli bir arac› olarak Kad›nlar›n Kur-tuluflu Hareketi’nin bugünkü halkas›n› infla etmeli,örgütlemelidir.

6 0

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 60: Sınıf Teorisi - Sayı 3

Avrupa merkezci görüfl aç›s›, ba-fl›ndan beri dünya komünist ha-reketinin önemli bir problemiy-di. Komünist hareketin tarihinde

bu problem ciddi tart›flmalara da vesile ol-mufltur. Marks-Engels'in teorisi bilimseldi.Dayand›klar› kaynaklar do¤du¤u yer ile deiliflkiliydi. Bat›da sanayi devrimleri güçlü bir ifl-çi s›n›f› yaratm›flt›. Coflkun bir devrimci dalgaAvrupa’n›n gerçe¤iydi. Marks-Engels stratejive taktiklerini, öngörülerini bu objektif du-rum zemininde ifade etmifllerdi. Kapitalizminemperyalizm aflamas›nda, baflka gerçekler or-taya ç›km›flt›. Mesela, Avrupa önceki gibi hiç-te devrimin oda¤› de¤ildi. Devrim hiçte öngö-rüldü¤ü gibi, Avrupa’da gerçekleflmemiflti.

Yoldafl Mao'nun, Sovyet ders kitab›, siya-sal iktisat üzerine notlar›nda söyledi¤i gibi,""DDeevvrriimm kkaappiittaalliisstt üürreettkkeennlliikk ddüüzzeeyylleerrii yyüükk--sseekk vvee pprroolleettaarryyaann››nn ççookk oolldduu¤¤uu bbaatt›› üüllkkeellee--rriinnddee ddee¤¤iill ddee,, kkaappiittaalliisstt üürreettkkeennlliikk ddüüzzeeyyiinniinnggöörreeccee ddüüflflüükk vvee ppoolleettaarryyaann››nn ggöörreeccee kküüççüükkoolldduu¤¤uu ddoo¤¤uu üüllkkeelleerriinnddee ((öörrnnee¤¤iinn RRuussyyaa vveeÇÇiinn''ddee)) bbaaflflaarr››lldd››.."" ((SSEE.. && SSff.. 115511))

Koflullarla birlikte gündeme gelen de¤iflik-liklerle ilgiliydi bu... 18-19. yüzy›lda devrimin

odak noktas› gerçekten de Avrupa idi. Em-peryalizm aflamas›nda odak de¤iflti. Art›kodak do¤u idi. Revizyonizm Marksizm'i sözdesavunma ad›na bu gerçe¤e meydan okudu.Ezilen ülkelerde proletarya ve halklar›n mü-cadelesine sald›rd›. Lenin bu sald›r›y› püskür-tüp, Menflevizmi deflifre etmeseydi, Ekimdevrimine ç›kamazd›. 2. Enternasyonal’in re-vizyonist üretici güçler teorisi afl›lmasayd›devrime cüret bile edilemezdi. Proleter dev-rimine cüret etme ve zaferini yüksek kapita-list geliflme seviyesine kilitleyen revizyonizmi,Lenin, emperyalizm gerçe¤ini tahlil ederekmahkum etti. Devrimin emperyalizmin zay›fhalkalar›nda patlayaca¤›na iflaret etti. Ekim veÇin devrimleri bu gerçe¤i ispatlad›. Ve yineispatlanm›flt› ki; sadece objektif koflullar›n el-verifllili¤i yetmez, hayata bilinçli müdahale si-lah› komünist partisi gibi sübjektif faktördeönemli bir husustu. Mao'nun dedi¤i gibi Hin-distan da zay›f bir halkayd›. Ancak, Çin gibibirçok emperyalistin de¤il, ‹ngilizlerin sömür-gesiydi. Bu farkl›l›¤›n yan›s›ra, Hindistan'daproletarya partisi halk kitlelerine önderlikteinisiyatifi ele geçirememiflti. Proletarya devri-mi bu durumdan ötürü gerçeklefltirilememifl-

6 0

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

ULUSLARARASI KOMÜN‹STHAREKET‹N ÖNEML‹ TAR‹HSEL

SORUNLARINDAN B‹R‹ OLARAK;

AVRUPAMERKEZC‹L‹K!

Ön aç›klama: Yay›nevimiz ideolojik sorunlar›n genifl kitlelerce paylafl›lmas›, tart›fl›l-mas› ve do¤ru sentezlere ulafl›lmas›na özel bir önem vermektedir. Bu amaçla elimizegeçen MLM belgeleri imkanlar dahilinde yay›mlamaktay›z. Bu say›m›zda da Maoist Ko-münist Partisi’nin ç›kard›¤› “‹deoloji; Marksizm-Leninizm-Maoizm” adl› kitab›n bir bö-lümünü yay›mlamay› devrimci bir görev bildik.

Page 61: Sınıf Teorisi - Sayı 3

ti. Mao'nun da vurgulad›¤› gibi, yüzlerce y›ll›ktarihi ve birikimiyle, gaspç›l›¤›n›n baz› küçükk›r›nt›lar›n› iflçileri aldatmak için sunabilmeavantaj›yla, bat› burjuvazisi iflçi s›n›f›n› zehirle-yebiliyor, küçük bir ayr›cal›kl› tabaka yarata-biliyordu. Lenin yoldaflta dahil komünist ha-rekette, “bir ülke ne kadar geri olursa, kapi-talizmden sosyalizme geçifl o kadar güç olur”anlay›fl› yayg›nd›.

Baflkan Mao flöyle diyordu: "BBuuggüünn bbuu iidd--ddiiaa ddoo¤¤rruu ggöörrüünnmmeemmeekktteeddiirr.. AAssll››nnddaa,, eekkoo--nnoommii nnee kkaaddaarr ggeerrii oolluurrssaa ggeeççiiflfl oo kkaaddaarr ddaa--hhaa aazz zzoorrdduurr,, ççüünnkküü hhaallkk nnee kkaaddaarr yyookkssuulloolluurrssaa,, ddeevvrriimmii oo kkaaddaarr ççookk iisstteerr.. BBaatt››nn››nn kkaa--ppiittaalliisstt üüllkkeelleerriinnddee iissttiihhddaamm vvee üüccrreett ddüüzzeeyyiiggöörreeccee ddaahhaa yyüükksseekkttiirr.. BBuu üüllkkeelleerrddeekkii iiflflççiilleerrbbuurrjjuuvvaazziiddeenn ddeerriinn bbiirr flfleekkiillddee eettkkiilleennddiikkllee--rriinnddeenn,, ssoossyyaalliisstt ddöönnüüflflüümmüü ttaammaammllaammaakk ookkaaddaarr kkoollaayy oollmmaassaa ggeerreekkiirr.. AAyyrr››ccaa,, mmaakkiinnee--lleeflflmmee ddeerreecceessii yyüükksseekk oolldduu¤¤uunnddaann bbaaflflaarr››ll››bbiirr ddeevvrriimmddeenn ssoonnrraa bbaaflflll››ccaa ssoorruunn mmaakkiinnee--lleeflflmmeekk ddee¤¤iill,, hhaallkk›› ddöönnüüflflttüürrmmeekk oollaaccaakktt››..""((SSEE.. 66.. SSff:: 116677))

Skolastik-akademik tart›flmalara ra¤menpratik gerçekler Mao'yu ispatlad›. Emperya-list sözcüler, iflçi hareketinin nas›l sapt›r›la-bilinece¤ini, pragmatist felsefeleriyle 1890'l›y›llarda seslendirmifllerdi. Cecil Rhodes (‹n-giliz emperyalizmi sözcülerinden) 1895'tediyordu ki; “Birleflik krall›¤› (...) kanl› bir içsavafltan kurtarmak için (...) yeni topraklarfethetmek zorunday›z. (...) imparatorluk birekmek ve ya¤ sorunudur. ‹ç savafl› bertarafetmek istiyorsan›z, emperyalist olman›z ge-rekir.” (Al›nt›y› yapan Lenin, EmperyalizmSf. 102)

Rhodes, “ekmek” diye hayk›ran öfkeli ifl-çilerin hiddetinden emperyalizmden kurtulu-nabilinece¤i düflüncesindedir. Yeni pazarlaredinme ile sa¤lanacak gasptan verilecek kü-çük bir rüflvetle, iflçi hareketinin yat›flt›r›labi-linece¤ini, bunun için “emperyalizmin önemi-ne eskisinden daha çok inand›¤›n›” söylemek-tedir. Emperyalizmin, bat› iflçi hareketi üze-rindeki tahribat›yla Engels ilgilendi. Engels'inMarks'a mektubundan, emperyalizm adl› ese-rinde Lenin de bahsetmektedir. Engels özetlediyordu ki; ‹ngiliz proletaryas› gitgide burju-valafl›yor. ‹ngiliz burjuvazisi “burjuva aristok-rasi”, “burjuva proletaryaya sahip olmay›

amaçlamaktad›r. Elbette, bütün dünyay› sö-mürmekte olan bir ulus aç›s›s›ndan, bu, birdereceye kadar mant›kidir.” K›sacas›, Rho-des'der bofl konuflmuyordu. Emperyalistler,iflçi s›n›f› içinde baz›lar›n› sat›n al›yor, ayr›ca-l›kl› ve yönetilmeye raz› bir tabaka yarat›yor.Engels'in deyimiyle, “berbat ‹ngiliz sendikala-r›” bunu ifade ediyorlard›. Engels, 1882 y›l›n-da Kautsky'e mektubunda diyordu ki; “iflçile-re gelince, onlarla birlikte ‹ngiltere'nin sö-mürgeler ve dünya pazar› üzerindeki tehdi-tinden gönül rahatl›¤› içinde yararlanmakta-d›r.” ‹lk emperyalist devlet olma avantaj›yla,‹ngiltere iflçi hareketinin nas›l yozlaflt›r›labili-nece¤inin örne¤i oldu. Devrimci-diri iflçi ha-reketi sapt›r›ld›. Komünist devrimci dalga di-be vurdu. Amerika örne¤i de ayn›yd›. Di¤eremperyalist ülkelerde de ayn› gerçek yafland›.Sözde iflçi partileri, emperyalizmin aleti hali-ne geldiler. Bu gerçekleri izah ederken yoldaflLenin Ekim devriminden sonra bile, Avrupaproletaryas›na ve oradan gelecek devrimeinanmaya devam ediyordu. Sosyalizm ve sa-vafl eserinde “onlar mutlaka yard›m›m›za ge-lecekler” diyordu. 3. Enternasyonal bu dö-nemler oluflmufltu.

Beklenen olmad›. Bu konularda, 3. Enter-nasyonal içinde ciddi tart›flmalar vard›. Avru-pa merkezcili¤ine karfl› oryantalizm, ulusalsolculuk gibi hatalara sahip önemli itirazlarmevcuttu.

1922 tarihli Komünist Enternasyonal 4.Kongresi tart›flmalar›nda bu itirazlar seslendi-riliyordu. Enternasyonal’in do¤u meselesiüzerine tart›flmaya ay›rd›¤› “k›s›tl› zamana”tepki gösteren Hindistan delegesi Roy özetlediyordu; Enternasyonal, sömürge, yar›-sö-mürgelerdeki hareketleri gelifltirmeyi, “yak›nba¤lar kurmay› ihmal etmifltir.” Komünist En-ternasyonal 2. Kongresi, ezilen ülkelerdekimilli hareketi nesnel olarak devrimci bir savaflolarak görmüfltü. Oysa do¤u çok karmafl›kt›r.“Toplumsal geliflme düzeyleri çok çeflitli, si-yasi-sanayi durumlar› (...) farkl›yd› (...) Bumeseleyi genel bir mesele olarak çözebile-ce¤imizi san›yorduk. Bu, yanl›fl bir görüfltü.(...) Bugün art›k do¤u ülkelerinin (...) ba¤da-fl›k bir birimmifl gibi ele al›namayaca¤›n› he-pimiz biliyoruz. (...) Bat› ülkelerindeki hare-ketin toplumsal niteli¤i, mücadele aç›s›ndan

6 1

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 62: Sınıf Teorisi - Sayı 3

ayn›d›r. Oysa do¤uda durum farkl›d›r.”Bu ayr›mlar› kendince analiz eden Roy,

Türkiye için flu sonuca var›yordu: Ekonomi,feodal, ataerkil sisteme ba¤l›d›r. Milli mücade-le orada “siyasi anlamda millet olma duygusu-nu gelifltirmeye yetmez. Önderli¤i üstlenecekbir burjuvazi yok. Bu aç›dan bir milli mücade-le oluflamaz. Miyad›n› doldurmufl geri toplumbiçimlerine karfl› ayaklan›yorsa burjuvazi dev-rimci bir etken olabilir. Durum böyle de¤ildir.Mücadeleye önderlik eden burjuvazi feodaliz-me karfl› de¤ildir. Zay›f burjuvazinin kendisiniezen burjuvaziyle bir rekabetidir söz konusuolan. Ve olan da feodal-askeri zümrenin em-peryalist kapitalizmle uzlaflma yönelimidir. Buzümre, bir emperyalist gruba karfl› öteki ilebirleflmeyi ç›karlar›na uygun görmektedir.Mustafa Kemal esas olarak ‹ngiliz emperyaliz-minin aletidir. Kemal, iflçilerle köylülü¤ün iyi-li¤i için çal›flan herkesi zalimce kovuflturuyor.Bu olgu, milliyetçi mücadelenin önderli¤iniüstlenen bu kesimlerin “harekete mutlakaihanet ederek, karfl›-devrimci bir güce dönü-fleceklerini kan›tl›yor.”

Vard›¤› sonuç fluydu: Proletarya partileri,zay›fl›klar›na ra¤men önderli¤i üstlenmelidir.Burjuvazi ezilen ülkelerde mücadele sahnesi-ne 150 y›l kadar sonra geç ç›kma durumuiçinde olmufltur. Kurtar›c› rol oynayamaz, ül-keyi emperyalizmden kurtaramaz, kurtar-makta istemez.

Roy, Lenin'e itiraz ediyor, Kemalist vebenzeri hareketlerin desteklenmesine 4.Kongre’de karfl› ç›k›yordu. Lenin, Roy'untezlerini önemsedi. Sonuçta yeniden kendisikaleme alm›fl olsa da, sentezde birlik teme-linde ifade etti. 4. Kongrede Karl Radek,Roy'u enternasyonalin Hindistan'da bir dü-flünce merkezi, Hindistan sorunlar›n› Mark-sist aç›dan inceleyen bir otorite olarak gör-müfltü. Enternasyonal’in 6. Kongresi, sö-mürge, yar›-sömürge ülkeler üzerinde tar-t›flmaya devam etti.

Emperyalizm sömürgeleri sanayilefltirebi-lir, kapitalizmi gelifltirebilir, ba¤›ms›zl›k getire-bilir mi? konular› tart›fl›lmaktayd›. 1928 6.Kongre öncesi, 1927'de Roy, Hindistan’dasömürgeden, yar›-sömürgeli¤e geçifl üzerindedurmufltu. “Dekolonizasyon” süreci tart›fl-mas›n› yürütmüfltü.

1926'da Roy, Komüntern temsilcisi olarakÇin'e gitti. Borodin, Roy'un eski arkadafl›yd›.Marksizm'le Borodin sayesinde tan›flm›flt›.Çin'de Borodin'le görüfl ayr›l›klar›na düfltü.Borodin Çin'de, flehirlerde ayaklanma çizgisi-ni ve sa¤ Komüntang'la ittifak› savunuyordu.Roy proletaryan›n yoksul köylülere dayanma-s› gerekti¤ine iflaret ediyor, Borodin'le ayr›fl›-yordu. Nitekim 1928 6. Kongresinde, Ko-müntern taraf›ndan örgütten at›ld›. Sonralar›,Marksizm'den uzaklaflt›. Hümanist çizgiyesavruldu. Siyasi intihar›n simgesi oldu. Gelifl-me tesadüf de¤ildi. Çizgisindeki zay›fl›klar›ngeldi¤i sonuçtu. Ancak elefltirilerinin de öne-mi aç›kt›r. Milliyetçi hatalar elefltirilmelidir,elefltirilecektir. Bu hatalarda, 2. Enternasyo-nal sosyal flovenizmine tepkide göz ard› edi-lemez. 2. Enternasyonal’in 40. y›l› dolay›s›yla,Komüntern organ›nda Boris Bernstein bir ya-z›s›nda flöyle diyordu:

“Do¤u halklar› ile sömürge, yar›-sömürgehalklar› 2. Enternasyonal’de sadece örgütselsebepler de¤il, ilkesel sebepler yüzünden detemsil edilemiyorlard›. 2. Enternasyonal ön-derlerinin ço¤unlu¤una göre bu halklar öncemodern kapitalist ekonomiye geçmeliler ve"medeni" bat› devletlerine dahil olmal›yd›lar.”

Boyunduru¤a isyan de¤il, entegrasyonça¤r›s›d›r bu. Milliyetçi hatalarda; muzdaripolsa da isyan›n anlafl›lmayacak bir yan› yoktur.Prensip olarak müsait olmad›klar› (!) için “ge-ri-cahil” ezilen ülke devrimci hareketlerini el-lerinin tersiyle iten bu "modern" emperya-lizm flovenistlerini görmeyecek miyiz? Ulusalsolcu hatalar› gerekçe yap›p, sosyal flovenizmiaklayamay›z. Üretici güçlerin ileri geliflme se-viyesini, makineleflmeyi, barbarl›klar›n› örte-rek bir modernlik kriteri haline getirmek içinçok aldat›ld›k. Bu, “uygarl›k” temsilcilerininhegemonyalar›n› sürdürebilmeleri için geri-ölü-ortaça¤a özgü eskiyi nas›l destekledikleride bilinme durumundad›r. Revizyonizmin“ileri” dedikleri Avrupa'da emperyalist siya-setle ilerici denilebilecek hiçbir fley yok. Ora-da da ileriyi temsil etmifl olan, ezilenlerin-emekçilerin mücadelesidir. Egemenler sadecebarbarl›k ve vahflet temsilcisidirler. Uflaklar›arac›l›¤›yla hegemonyalar›n› sürdürdükleriezilen ülkelerde en çirkef gericili¤i ayakta tut-mak üzere kaleleflir. Bunlar, “ileri” denilen

6 2

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 63: Sınıf Teorisi - Sayı 3

ça¤d›fl› talanc›lar de¤illerse, kimlerdir?Emperyalist soyguna isyan, uyan›fl, gerçek

ayd›nl›kt›r. ‹leriliktir. 2. Enternasyonal flove-nizmine, 3. Enternasyonal kuruluflu güçlü birmeydan okuyufltu. Yine de baz› hatalar tali deolsa varl›¤›n› sürdürdü. Sosyalizmi, ileri kapi-talist ülkelerin ifli telakki eden zay›fl›klar de-vam etti. Buna tepki olarak, Sultan Galiyev'ci-Malakac› yanl›fl çizgileri elefltiriyoruz. Buelefltiri, üretici güçler teorisinin elefltirisiyle,Komüntern'in zay›fl›klar›n›n elefltirisiyle bir-lefltirildi¤inde anlaml›d›r. Tek yanl›l›¤a düflül-memelidir. Komüntern’e tepki, sadece SultanGaliyev'lerle s›n›rl› de¤ildir.

Latin Amerika'da (Peru'da) PKP'nin kuru-cu önderi Mariategui gibiler Marksist'tiler.Evrensel ö¤retiyi somut koflullarla birlefltir-me çabas› içerisindeydiler. Proletaryan›n or-tak evrensel ideolojisini, her somuta yarat›c›olarak uygulamak, devrimin önder çizgisiniortaya koymak taktir edilmelidir. Mao evren-seli somutla birlefltirdi. Körükörüne takip et-medi. Mariategui'nin çabas› da bu yönlüydü.Reddedilen evrensel ideoloji de¤il, mekani-zmdi. “Turan komünizmi”, “Dar ‹slamist” gi-bi tabiiki reddedilerekte dayat›lan mekanizmide reddetmek gerekliydi. Alternatif Galiyev-Lin Biao'lar de¤il, Mao'dur. Ne Zinovyev-Ra-dek, ne de oryantal ç›k›fll› Galiyev ve ne demerkezci Ho fii Minh'ler de¤il, yolu Mao ay-d›nlat›yordu.

Roy'lu de¤ildik, ulusalc› hatalar›n› da, hak-l› tepkilerini de bilme durumunday›z. fiunu dabilme durumunday›z ki, Komüntern’de Lenin,Roy'un tart›flmalar›n› önemsedi. Komisyondade¤iflikliklerle düzeltip ifade etti. 26 Temmuz1920'de Komüntern'de, milletler ve sömür-geler sorunu üzerine adl› yaz›s›nda flunlar›söylüyordu:

““fifiiimmddii kkuurruulluuflflllaarr››nnaa ddoo¤¤rruu yyooll aallmmaakkttaaoollaann,, ssaavvaaflflttaann bbeerrii ddee iilleerrlleemmee yyöönnüünnddee bbeelllliibbaazz›› aadd››mmllaarr aatttt››kkllaarr›› ggöörrüülleenn ggeerrii kkaallmm››flfl üüllkkee--lleerr iiççiinn kkaappiittaalliisstt eekkoonnoommiikk ggeelliiflflmmee aaflflaammaass››--nn››nn kkaaçç››nn››llmmaazz oolldduu¤¤uu iiddddiiaass››nn›› ddoo¤¤rruu bbuulluuyyoorrmmuuyyuuzz?? BBuunnaa oolluummssuuzz cceevvaapp vveerrddiikk.. ((......)) EEnn--tteerrnnaassyyoonnaall ggeerrii kkaallmm››flfl üüllkkeelleerriinn ((......)) flfluurraa ssiiss--tteemmiinnee ggeeççeebbiilleecceekklleerrii vvee bbeellllii aaflflaammaallaarrddaannssoonnrraa kkaappiittaalliisstt aaflflaammaaddaann ggeeççmmeekk zzoorruunnddaakkaallmmaaddaann,, kkoommüünniizzmmee vvaarraabbiilleecceekklleerrii tteezziinniiddee tteeoorriikk ggeerreekkççeessiinnii ggöösstteerreerreekk ssaavvuunnmmaall››--

dd››rr..((......)) KKoommiissyyoonnuummuuzzddaa ‹‹nnggiilliizz ssoossyyaalliisstt ppaarr--

ttiissiinnddeenn yyoollddaaflfl QQuueellcchh bbuu kkoonnuuyyaa ddee¤¤iinnddii.. SS››--rraaddaann ‹‹nnggiilliizz iiflflççiissiinniinn eessiirr mmiilllleettlleerriinn ‹‹nnggiilliizz hhaa--kkiimmiiyyeettiinnee bbaaflflkkaalldd››rrmmaallaarr››nnaa yyaarrdd››mm eettmmeeyyiivvaattaannaa iihhaanneett ssaayyaaccaa¤¤››nn›› ssööyylleeddii.. ‹‹nnggiilltteerree vveeAAmmeerriikkaann››nn ggöözzüü ddöönnmmüüflfl,, flfloovveenn kkaaffaall›› iiflflççiiaarriissttookkrraattllaarr››nn››nn ssoossyyaalliizzmm iiççiinn bbüüyyüükk bbiirr tteehh--lliikkee tteeflflkkiill eettttiikklleerrii vvee 22.. EEnntteerrnnaassyyoonnaall’’iinn bbaaflflddeessttee¤¤ii oolldduukkllaarr›› ddoo¤¤rruudduurr.."" ((TToopplluu EEsseerrlleerr..CC.. 3311.. SSff.. 334400--4455))

S›radan ingiliz iflçisinin floven vatanseverli-¤i, sömürgelerdeki ezilenlerin baflkald›r›s›naönyarg› ve güvensizli¤inden, aristokrasiyeseslenen yanl›fl çizgisinden 2. Enternasyo-nal’le ö¤retici muhteflem kavgas›na ra¤menondan çok tali de olsa kopmayan hatalar›yla,3. Enternasyonal’in de sorumlulu¤u vard›r.

Sovyet-Sosyalist Cumhuriyetler Birli¤i ör-gütlenmesiyle 1922'de Sovyetler'de “milliyet-ler sorunu ya da özerklefltirme” plan› gün-

6 3

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Enternasyonalizm, sosyalizmad›na Lenin'in elefltirdi¤i hata-lar, Komüntern-Stalin'de mev-cuttu. Galiyev'lerin yanl›fl çizgi-si gerekçesiyle, Stalin yoldafl›nher yapt›¤›n›n da do¤ru olma-d›¤›n› anlamak hiçte zor de¤il-

dir. Temizlik ve tasfiye kam-panyalar› tümden ve gözü ka-pal› onaylanamaz. Lenin onay-lam›yordu. Stalin-Buharin-Ka-

menev-Molotov-Rukav-Troçkive di¤er merkez komite üyele-

rinin, bölgelere gönderdi¤i“gizli” damgal› sürkülerde, Le-nin'in onaylamama çizgisi, has-

tal›¤›na-toplant›lara kat›lama-mas›na ba¤lan›yordu.

Page 64: Sınıf Teorisi - Sayı 3

demleflmiflti. Yoldafl Lenin rahats›zl›¤› dolay›-s›yla bu tart›flmaya yeterince zaman ay›rama-m›flt›. O dönem, Kafkasya'dan görevli olarakdönen Derzenski ile görüflme imkan› bulmufl-tu. Derzenski, Gürcistan olaylar›n› incelemeküzere gitmiflti. Olaylar›n yat›flt›r›lmas›n›nmaddi zoru dahi gündeme getirdi¤ini yoldaflLenin'e aç›klam›flt›. Lenin bu plan›n hem temelhem de zaman olarak yanl›fl oldu¤unu söyledi.“fiura ya¤›yla kutsanan” Çarl›k gelene¤inin de-vam ettirilmesini elefltirdi. Birlikten ayr›lmaözgürlü¤ünün ka¤›t üzerinde kald›¤›n› söyledi.Yoldafl Stalin'i acelecilik ve kendini salt yöne-time kapt›rma, garaz konular›nda sert flekildeelefltirdi. “Enternasyonalcilikten ne anl›yoruz”diye ilke meselesinde hatalarla aras›na kal›nayr›m çizgisi çekti. Ezen-ezilen ulus milliyetçi-li¤inde “mutlak ayr›m›” vurgulad›. Eflitli¤in bi-çimsel de¤il pratikte gösterilmesini istedi. Rusolmayan milletlerin her sözünü öfkeyle karfl›-layanlara flunlar› dedi:

““PPrroolleetteerr bbiirr ttuuttuumm bbüüyyüükk bbiirr iihhttiiyyaatt››,, ssaayy--gg››yy›› vvee uuzzllaaflflmmaayyaa yyaattkk››nnll››¤¤›› bbiizziimm iiççiinn zzoorruunnlluukk››llmmaakkttaadd››rr.. SSoorruunnuunn bbuu vveeççhheessiinnii ggöözzddeenn››rraakk ttuuttaann yyaa ddaa ((kkeennddiissii ggeerrççeekk vvee ssuu kkaatt››llmmaa--dd››kk bbiirr mmiilllliiyyeettççii ssoossyyaalliisstt hhaattttaa aaddii bbiirr RRuusskküüllhhaannbbeeyyii oolldduu¤¤uu hhaallddee)) hheerr öönnüünnee ggeelleenneemmiilllliiyyeettççii ssoossyyaalliizzmm ssuuççllaammaallaarr›› yyöönneelltteennGGüürrccüü,, aassll››nnddaa pprroolleetteerr ss››nn››ff ddaayyaann››flflmmaass››nn››nnçç››kkaarrllaarr››nnaa aayykk››rr›› hhaarreekkeett eettmmeekktteeddiirr.. ((......)) mmiill--llii aazz››nnll››kkllaarraa ttaavviizz vveerrmmee vvee hhooflflggöörrüüyyllee ddaavv--rraannmmaa hhuussuussuunnddaa yyeetteerrssiizz kkaallmmaakkttaannssaa aaflfl››rr››ggiittmmeekk ddaahhaa iiyyiiddiirr..””

Enternasyonalizm, sosyalizm ad›na Le-nin'in elefltirdi¤i hatalar, Komüntern-Sta-lin'de mevcuttu. Galiyev'lerin yanl›fl çizgisigerekçesiyle, Stalin yoldafl›n her yapt›¤›n›nda do¤ru olmad›¤›n› anlamak hiçte zor de¤il-dir. Temizlik ve tasfiye kampanyalar› tüm-den ve gözü kapal› onaylanamaz. Leninonaylam›yordu. Stalin-Buharin-Kamenev-Molotov-Rukav-Troçki ve di¤er merkez ko-mite üyelerinin, bölgelere gönderdi¤i “gizli”damgal› sürkülerde, Lenin'in onaylamamaçizgisi, hastal›¤›na-toplant›lara kat›lamamas›-na ba¤lan›yordu.

Lenin'in Kongreye mektubunu böyle ge-rekçelerle önemsizlefltirenlere günümüzdede tan›k olmaktay›z. Görüflümüzce do¤ru

olan Lenin'di. Evet, proletaryan›n ço¤unluk vezay›fl›¤›, kapitalist geliflme seviyesi ile alakal›-d›r. Emperyalist-kapitalist ülkelerde iflçi s›n›f›say›ca görece daha yüksektir. Emperyalizmaflamas›nda, bu ço¤unlu¤a ra¤men devrim ba-t›da gerçekleflmedi.

Rusya, Çin gibi nispeten geri ülkelerdesöz konusu oldu. Niçin? En önemli sebepler-den birisi, sömürge ülkelerin talan›ndan edi-nilen karlar sayesinde yarat›lan iflçi aristokra-sine verilen ödünlerdir. ‹flçi s›n›f› bölündü.Ayn› olguyu Lenin de izah etti. Özetle, Avru-pa proletaryas›n›n k›smen kölelefltirilmifl yer-li halk›n eme¤iyle beslendi¤i, bunun flove-nizmle zehirlenmesinin maddi ve iktisadi te-melini oluflturdu¤unu, sömürgelerdeki vur-gunlar sayesinde verilen k›r›nt›larla iflçi aris-tokrasisi olufltu¤unu ve bunlar›n da kendiburjuvazilerine yedeklendiklerini, ezilen ulus-lar›n iflçileriyle k›yasla bunlar›n ayr›cal›kl› ol-duklar›n›, bunun buralarda devrimci hareket-lerin yükselmesini belli ölçüde engelledi¤inisöyledi.

Sömürge, yar›-sömürgelerde ise durumtersiydi. Emperyalizmin boyunduru¤undakibu yerlerde, objektif durum devrimci hareke-tin yükselmesine yol açmaktad›r. Emperyalistülkelerde nüfusun önemli bölümünü ya¤mayaortak etmeleri yüzünden, devrimci yükseliflgeriletilebilinmektedir. Bernstein'in iktisadi,s›n›fsal, sosyal temeli bu iflçi aristokrasisiydi.S›n›f karakterleri gere¤i onlar›n özlemleriniteorilefltirdiler. Komünistler revizyonizmemeydan okurlarken, iflçi s›n›f›ndaki bu yozlafl-man›n konjoktürel oldu¤u, bölünmeye flifabulunaca¤› anlay›fl›ndan da köklü kopamad›-lar. Gerçekler ise hükmünü okuyor ve inat-ç›yd›lar. Sosyalizme götürecek temeli bat› uy-garl›¤›yla eflitleyen geleneksel duruflu gerçek-ler reddediyordu. Durumu gören Lenin, Bat›proletaryas›n›n geriye düfltü¤ünü do¤ununöne ç›kt›¤›n› vurguluyordu. Rusya'da iflçi s›n›-f› önderli¤inde köylülere dayanarak devriminzafere götürülebilece¤i, bu yolla sosyalizmegidilebilece¤i, emperyalistler aras› çeliflkiler-den yararlan›larak zaman kazan›l›p, ezilen ül-keler proletaryas› ve halklar›n›n mücadelesi-nin gelifltirilebilece¤ini ortaya koydu. Mao,daha ileri, nitel bir seviyeye ç›km›flt›. Komün-tern'de eski geleneksel anlay›fllardan önemli

6 4

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 65: Sınıf Teorisi - Sayı 3

kopufllara ra¤men, mesele köklü çözüme ka-vuflturulmufl de¤ildi. Kapitalizmin çürümesi-nin götürece¤i çöküfle, hiçbir flekilde çare bu-lunamayaca¤› düflünülüyor, strateji-taktiklerbu yönelime göre flekilleniyordu. Genel krizteorisinin dayand›¤› temel buydu. Oysa duru-mun mutlak olarak böyle ele al›namayaca¤›n›,I. ve 2. Dünya savafllar›n› takip eden süreçgöstermifltir. ‹leri kapitalist ülkelerde devri-min pratik bir alternatif haline gelmedi¤i degörülmüfltü.

Emperyalizmin can çekiflen kapitalizm, çö-küfl ve y›k›l›fl›n›n gerçek oldu¤u do¤ruydu. Yi-ne de meseleyi bu genel çerçeveye ra¤menkapitalizm aç›s›ndan mutlak umutsuz göster-mek hiçte tart›fl›lmaz bir durum de¤ildi.

Bat›da görece geri durumu, Maoist komü-nistler bafltan itibaren söylediler. Gelenekselgörüfl çerçevesine kendilerini hapsetmediler.Marks, Engels, görece refah›n ‹ngiliz iflçi hare-ketindeki etkisini, “proletaryay› sat›n almak”sözleriyle tahlil etmifllerdi. Lenin bu fikri de-rinlefltirdi. Mao nitel olarak daha da ileriyegitti. Toplumsal gerçekli¤in ispatlad›¤› Maoistçizgidir. Troçkizmin ç›kmaz› ortadad›r. Al-man devriminin yenilgisi Troçkist ekonomiz-min savlar›n› paçavraya dönüfltürmeye yeter.Troçkizmle kavgada hakl› olan Komün-tern'de, yine de, Troçkizm'in ifline gelen eko-nomist yorumlar vard›. Çin devrimi, “Mark-sizme dönüfl” vitrinli ekonomist yaklafl›mlar›yerle bir etti. Emperyalizmde, emperyalistmerkezlerin iflçi s›n›f› sosyal demokrat deni-len emperyalist burjuva kli¤in ideolojik hege-monyas› alt›ndayd›. Bu hegemonya, iflçi s›n›f›içindeki bu bölünmeye ra¤men, dikkatlerinibu merkezlerde yo¤unlaflt›ran ekonomistlerera¤men, sömürge, yar›-sömürgeler devriminf›rt›na merkezleriydiler. Dünya devrimininilerletilmesinde tayin edici rol oynad›lar.Dünyan›n bu bölümünü görmezden gelenler,emperyalist merkezlerin sükunetine adapterevizyonist teorileri bayraklaflt›rd›lar.

“Vulger Marksizm”, Marksizm'in kabacaekonomizme indirgenmesiydi. Devrim onlaragöre, üretici güçlerin yüksek geliflme seviye-sinin do¤rudan bir sonucuydu. Öyle ise bu-nun topra¤› ancak ileri kapitalist Avrupa ola-bilirdi. Diyalekti¤i katleden bu ekonomist

maddecilik, üretim iliflkilerindeki de¤iflikli¤iüretici güçlerin gelifliminin kendi bafl›na belir-leyece¤i düflüncesindeydi. S›n›f mücadelesiniyads›yan bu revizyonizm, kaba bir pozitivizm-di. Leninist emperyalizm tahlillerini anlamay›s›n›f karakterleri engelliyordu. ‹flçi aristokra-sisi ve etkisine dayanan bir teori yap›l›yordu.Emperyalizmle derinleflen eflitsiz geliflme vesomutta eskiye nazaran de¤iflen devrimin f›r-t›na merkezleri ekonomist yorumlarla redde-diliyordu. Saçmal›¤›n temel kayna¤›yd› Avru-pa merkezcilik. Sosyalizm, yüksek üretici güç-lerin dolay›s›yla ancak bat›n›n mümkün k›labi-lece¤i (!!) bir fley olabilirdi. Sosyalizm için busaçmal›¤a göre baflta gelen ilke üretici güçle-rin geliflim seviyesidir. Tekniktir, makinad›r.Maoizm bu do¤may› parçalad›.

Komüntern'in ilk kurulufl y›llar›na kadar,Avrupa merkezli devrim beklentisi devam et-miflti. Sömürge, yar›-sömürgelerin dünyadevrimi için stratejik önemi yeterince görüle-memiflti. Beklenen devrim gelmeyince önem-senmiflti. Fakat bu, Mao gibi bilinçli bir önem-seme, nitel bir ilerleme de¤ildi.

Komüntern kongrelerindeki geliflmelersöz konusu hatalar› anlayabilmemiz için ye-terlidir. I. Kongresine bakal›m. Sömürgelerinkurtuluflu, metropollerdeki sosyalist devrimeba¤lan›yordu. Do¤u devrimci dalgayla, dünya-ya ben de var›m deyince keflfedildi. Yine de,Mao gibi sa¤lam bir çizgiyi ifade etmekten ba-z› yönleriyle uzakt›lar. Bat›da devrimin gerile-mesi, do¤udaki yükselifl her ne kadar do¤uyailgiyi art›rm›flsa da bunda pragmatik yaklafl›m-lar da vard›. 2. Kongrede Roy ve Lenin çat›fl›-yorlard›. Roy bat›da devrimin ancak do¤ununzaferiyle “mümkün olabilece¤ini” savunuyor-du. Lenin itiraz etti. Sonunda bir birlik zemi-ni flu sözlerle formüle edildi.

““MMooddeerrnn kkaappiittaalliizzmmiinn aayyaakkttaa kkaallmmaass››nn››nnnneeddeennii ssöömmüürrggeelleerrddeenn eellddee eeddiilleenn aaflfl››rr›› kkaarr--llaarrdd››rr.. BBaatt›› bbuu aaflfl››rr›› kkaarrllaarrddaann yyookkssuunn kkaallmmaa--dd››kkççaa,, AAvvrruuppaa iiflflççii ss››nn››ff››nn››nn kkaappiittaalliisstt ddüüzzeenniiyy››kkmmaass›› mmüümmkküünn oollmmaayyaaccaakktt››rr..””

Bu sözlere ra¤men Komüntern'in sonrakikongrelerinde, üretici güçler teorisi biçimlihatalar tali de olsa süregitti. Evet, Sovyetler,devrimin ana üssüydü. Fakat bu ana üsle di¤erdevrimler aras›ndaki iliflkiyi tek yanl› Sovyet-lerin korunmas› eksenine ba¤lamay› gerektir-

6 5

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 66: Sınıf Teorisi - Sayı 3

mezdi. Oysa bu tür hatalardan kaç›n›lmas›Sovyetlerin, Türkiye ve ‹ran'la anlaflmalar›n›nbir yönü de, Sovyetlerin korunmas› kayg›s›y-d›. Antlaflmalar bu ülkelerdeki devrimci-ko-münist hareketlerin geliflmesini objektif ola-rak zorlaflt›r›yordu. Devletleraras› antlaflma-lar komünist hareketin omuzlar›nda bir yük-tü. Örne¤in 1922'de Sovyetler-‹ran aras›ndabir antlaflma yap›lm›flt›. Önceleri de Sovyet-‹ngiltere ticaret antlaflmas› imzalanm›flt›. ‹ngil-tere, Sovyet'lerin ‹ran'›n iç ifllerine bulaflma-mas›n› istiyordu. Antlaflma gere¤i olarak Sov-yetler, Gilan'daki komünist harekete askerivb. yard›m›n› durdurdu. ‹ran'la da anlaflt›. ‹ranbu durumdan yararlanarak komünist ayaklan-may› bast›rd›. Simko ‹smail gibi Kürt isyanla-r›n›n bast›r›lmas›nda da ayn› antlaflmalar›n ro-lü görülmelidir.

Sovyetlerin zorluklar› gerçekti. Durumunyaratt›¤› zorunlu politikalar›n teorilefltirilmesigerekmez. ‹ngiliz-Sovyet antlaflmas› iki devle-tin toprak alanlar›nda, birbirlerine karfl› pro-paganday› dahi yasakl›yordu. Tabii ki koflulla-r› hesaplanmayan düz-dar bir yaklafl›m içindede¤iliz. Bu politikaya götüren nedenleri anla-ma durumunday›z.

Ancak yine de, bu, zorunlu da olsa politi-kalar›n yol açt›¤› olumsuzluklar› atlama anla-m›na gelmeyece¤ini de belirtmek isteriz.

Bolflevikler, k›fll›k saray›n ele geçirilmesin-den sonra “Halk Komiserleri Konseyi” imza-s›yla yay›mlad›klar› bildirgede, halklar›n eflitli-¤i ve egemenli¤ini, ayr›lma ve devlet kurmahakk›n› da içeren, uluslar›n kendi kaderlerinitayin haklar›n›, tüm ulusal, dinsel ayr›cal›klar›nkald›r›lmas›n› vb. vurguluyorlard›. 24 kas›m1917 tarihinde Lenin-Stalin imzas›yla “do¤u-nun tüm Müslüman emekçilerine” bafll›kl›ça¤r› yay›mlan›yor. Ayn› haklar vurgulanarak,devrime destek talep ediliyordu. M. Suphi budeste¤in bayraklar›ndan biriydi.

Enternasyonal’in 1919 kurulufl kongresinekat›ld›. "Do¤udaki devrim sadece do¤uyu Av-rupa emperyalizminden kurtarmak için de¤il,ayn› zamanda Rus devrimine destek olmakiçinde zorunludur" diyerek enternasyonaliselamlad›. Enternasyonal’in 2. Kongre’sine dekat›lm›flt›. fiark proletaryas› ve mazlumlar›n›ndevrim mücadelesinin önemi üzerinde duranbir konuflma yapm›flt›. Demiflti ki; “3. Enter-

nasyonal’in flark için faaliyet ve müzaheretiniinkiflaf ettirmesi beynelmilel içtimai ink›lapnam›na mukaddes bir vazifedir. Cihanflümulink›lap hareketinde garp proletaryas›ndanmüstakil olarak flarkta ifltigal etmek nas›l birvehime ise, flark› garptan ay›rmak ve birini di-¤eri nam›na feda etmek de büyük ve tarihi birhata olur.” fioven, milliyetçi yaklafl›mlara kar-fl›, enternasyonalist bir yaklafl›md› bu.

10 Eylül 1920'de M. Suphi önderli¤indeTKP kurulmufltu. Sömürge, yar›-sömürgeler-de ulusal kurtulufl hareketleri yükseliyordu.Kafkasya'da “Türk-‹slam dünyas› birli¤i” mo-tifleriyle bat› emperyalizmine tutum alan, mil-liyetçi çizgi Sovyetleri do¤al olarak kayg›lan-d›rd›. Sovyetlerin devletleraras› antlaflmalar›bu kayg›lardan muaf de¤ildi.

I. Dünya savafl›ndan sonra Çarl›k y›k›lm›fl,Ekim devrimi de gerçekleflmiflti. Yaflanan içsavaflla üretim çökmüfl, Sovyetler emperya-list kuflatmaya al›nm›flt›. Nefes almak anlafl›-labilir. NEP, (Yeni Ekonomik Politika) bu dö-nem devreye sokulmufltu ve gerekliydi de.Geri ad›m atma taktik bir politika olarak zo-runluydu, do¤ruydu. Kemalist hareketle,‹ran'la “dostluk antlaflmalar›” a¤›r kuflatmadöneminin ürünüydü. Mustafa Suphi ve yol-dafllar› sonra Kemalistlerce katledilmifllerdi.Sovyetler bundan k›sa bir dönem önce Ke-mal hükümetiyle dostluk antlaflmas› imzala-m›fllard›. Antlaflma, bu katliam› k›naman›nengeli yap›lamazd›. Ne yaz›k ki yap›ld› ve k›-nanmad›.

Destek, para-silah yard›m›yla cüretkarcadevam ettirildi. Komünist partiler destekle-mekten hiçte geri kalmayacak bir flekilde, Ke-mal-Çan Kay fiek örneklerinde oldu¤u gibi,ulusal hareketlerle birleflme siyaseti Komün-tern’in belirgin bir çizgisiydi. Sorun, onlar›ns›n›f karakterlerine ra¤men oynad›klar› rol-lerle ilgili bir tahlilden ibaret de¤ildi. Birlefl-me, destek, güvenlik vb. kayg›larla bir siyasetolmaktan ziyade teorilefltirilmifltir. Sovyetle-rin Kemal'e tutumlar›, bu sorunlar› ele almabiçimindeki hatalar›n sonucuydu. Elbette bird›fl politika olacak, olmal›d›r. Baflka devrim-lerle bunun aras›ndaki iliflki do¤ru ele al›nma-l›yd›. Kemalistleri k›namaya dahi götürmeyen,Sovyet d›fl politikas›n›n ç›karlar›yd›. Görüflü-müzce, 2. Dünya savafl› sonras› Yalta Konfe-

6 6

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 67: Sınıf Teorisi - Sayı 3

rans›’nda da benzer hatalar› aflmak bir yanailerletilerek devam ettirilmifltir. Düflmanaaç›k vermeyelim, içte tart›flal›m ad›na kitlele-ri do¤ru çizgi ile silahland›rmamak, miras›m›-z›n olumlu, olumsuz tecrübelerini kitleleretafl›y›p onlar› e¤itmemek do¤ru de¤ildir. Le-nin diyordu;

““HHaattaallaarr››mm››zz›› ddüüflflmmaannddaann ggiizzlleemmeemmeelliiyyiizz..BBuunnddaann kkoorrkkaann kkiimmssee ddeevvrriimmccii ddee¤¤iillddiirr..””Mao ayn› anlay›flla materyalistler korkusuz in-sanlard›r diye hayk›r›yordu. Komüntern'inÇin ile ilgili hatalar da ö¤reticidir. Neydi, neyap›yordu?

Ko-münternÜzerine

K›saBir Yak-lafl›m

K o m ü n -tern'in hatas› sadece, dönemin uluslararas› it-tifak siyasetinin stratejik bir e¤ilime dönüfltü-rülmesinin sonucu de¤ildi. Bir yan› buydu.‹deolojik olarak tali bir sapma da vard›. “Sos-yalizmin tek ülkede kesin zafer kazanabilece-¤i” gibi. Bu anlay›fl, di¤er ülke devrimlerinintek yanl› Sovyetlere tabi k›l›nmas›n›n temelnedenlerinde önemli bir yer tutar. Lenin dö-neminde Komüntern 4. Kongresinde, Mark-sist tez özenle yeniden vurgulanm›fl ve denil-miflti ki;

“Dördüncü dünya kongresi, bütün ülkele-rin proletaryalar›na, proletarya devriminintek bir ülkede asla bütünüyle zafer kazanama-yaca¤›n›, zaferin dünya devrimi olarak ulusla-raras› alanda kazan›lmas› gerekti¤ini hat›rla-t›r.” Tabi ki yoldafl Stalin'in görüflü de böyley-di. O dönemler diyordu ki;

“Burjuvazinin devrilmesi için (...) tek birülkenin çabalar› yeterlidir devrimimizin tarihibunu gösterir. Sosyalizmin nihai zaferi için,sosyalist üretimin örgütlenmesi için tek birülkesi, özellikle Rusya gibi bir köylü ülkesinin

çabalar› yetersizdir. Bu nedenle çeflitli ileri ül-kelerin proletaryalar›n›n çabalar› gereklidir.""‹leri ülkeler" eksenli geleneksel yaklafl›m›nproblem içerdi¤i aç›kt›r. Bunu, di¤er bölüm-lerde k›saca tart›flt›¤›m›zdan yinelemeyece¤iz.Stalin Troçki'yi hakl› olarak elefltirdi. Tek ül-kede sosyalizmin zaferinin mümkün oldu¤unuSovyet prati¤i de gösterdi. ‹spatlanm›fl bugerçe¤i Komüntern ek tezlerine tafl›d›. 1928Komüntern 6. Kongresi bu anlay›fl› güçlü birflekilde onaylad›. Sosyalizmi "ileri ülkeler","geliflmifl üretici güçler"e has ele alan revizyo-nizme meydan okunmas› do¤ruydu, gerekliy-

di. Problem, dünya devriminde, Sovyetlerinmutlak "belirleyici" oldu¤una kap›y› aralayananlay›fllard›. Zira sonralar› art›k sosyalizmintek ülkede "kesin zaferi"nden de bahsedili-yordu. Böyle olunca, di¤er devrimlerin, Sov-yetlere tek yanl› tabi k›l›nmas›na götürecekteorik bir hata da söz konusu oluyordu. 6.Kongre'de yanl›fl olan, tek ülkede sosyalizmve bunun dayand›¤› kapitalizmin eflitsiz iktisa-di ve siyasi mutlak yasas› oldu¤u ve bununemperyalizm aflamas›nda daha da derinleflti¤igerçekleri de¤ildi. Ekim devrimi ile o dönem-ler, Sosyalizm ile emperyalizm aras›ndaki birbafll›ca çeliflmede o günün dünyas›n›n gerçe-¤iydi. Komüntern'in buna dikkat çekmesi ge-rekliydi. Dünya devriminin ilerletilmesindeSovyetlerin öncü rolü elbette vard›. Fakat sözkonusu bafll›ca çeliflme (sosyalizm-emperya-lizm) somut duruma bak›lmaks›z›n her bir du-rumda dünyan›n bafl çeliflkisi ilan edilemez.Dünya devriminin ilerletilmesi mutlak flekildebu çeliflkiye ba¤lanamaz. 6. Kongre'de bunumutlaklaflt›rma e¤ilimleri vard›. Komüntern

6 7

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Stalin Troçki’yi haklı olarak eletirdi. Tek ülkede sosya-lizmin zaferinin mümkün oldu unu Sovyet prati i de gös-terdi. spatlanmı bu gerçei Komüntern ek tezlerine ta ıdı.1928 Komüntern 6. Kongresi bu anlayı ı güçlü bir ekildeonayladı. Sosyalizmi "ileri ülkeler", "gelimi üretici güç-ler"e has ele alan revizyonizme meydan okunması do ruy-du, gerekliydi. Problem, dünya devriminde, Sovyetlerinmutlak "belirleyici" olduuna kapıyı aralayan anlayı lardı.

Page 68: Sınıf Teorisi - Sayı 3

1928 6. Kongresi'nin bu mutlaklaflt›rma e¤i-limlerinin teorik temelini yoldafl Stalin1927'lerde aç›kça ifade ediyordu. Sovyet'lere,sosyalist inflaya sadece kay›ts›z de¤il, objektifolarak düflman ve teslimiyetçi olan muhalefe-te karfl›, sosyalizmin anayurdunu, dünya dev-riminde Sovyetlerin rolünü do¤ru olarak sa-vunan Stalin yoldafl›n ve Komüntern'in hatas›fluydu: Dünya devrimini tek yanl› Sovyetleretabi k›lma!. Stalin yoldafl diyordu ki, kim Sov-yetleri "koflulsuz" destekliyorsa, kim "kay›tlarkoymadan" Sovyetleri koruyorsa, o "devrim-ci" ve "enternasyonalisttir.” SSCB'yi destekle-mek, korumak elbette devrimci-enternasyo-nalist bir görevdir. Troçki'nin sözde "savun-ma teorisi" partiye ve Sovyetlere düflmanl›k-t›. Stalin bu düflmanl›¤› deflifre etti. Eylül1928'de Komüntern 6. Kongresi bir programilan etti. Esasta ML olan bu program, iflaretetti¤imiz tali hatalar› da içeriyordu. Tarihselzorunluluklarla da ilgili olarak, afl›r› merkezi-leflme, tüm partiler için mutlak bir teori-program-taktik tespit ediyordu. Tespitlerde,Sovyetler, mutlaklaflt›r›lan e¤ilimler eksenin-de, merkezdeydi. Dünya devriminin ilerletil-mesi stratejisinde, diyalektik olarak, her za-man, mutlak flekilde, böyle olmayabilece¤i gö-rüflüne yer yoktu. Tek tek partilerin, kendile-rini Sovyetlere mutlak endekslemeleri hatas›,bu gerçekten soyut aç›klanamaz. Çin'de CenDi-Su ya da Almanya, ‹spanya komünistlerihatalar›nda as›l sorumlu kendileri olsalar da,bu gerçek atlanarak de¤erlendirilemezler. En-ternasyonal’in ‹spanya'ya proleter enternas-yonalist katk›s› tart›fl›lmazd›r. Enternasyonaltugaylar somut örnektir. Her fley bu de¤il,yanl›fllar da vard›. Sosyalizmin inflas›na destekyüce bir görevdir. Bu yüce görev, dünya dev-rimi ile diyalektik bir iliflki içinde ele al›nma-l›yd›.

Komüntern ve Stalin, dünya devrimine,sars›lmaz bir sadakatle ba¤l›yd›lar. Tüm azim-leriyle, buna gerekli katk›lar›n› sunarlarken,teorik ve siyasal hatalardan ötürü, olumsuztali bir rol de oynad›lar. Zorunluluklar›n da-yatt›¤› taktik siyasetler, teori olamaz. Siyase-tin teori ve ideolojiyi yemesine asla izin veri-lemez. ‹deoloji rehber, teori yol gösterendir.Ancak, yine tali de olsa, zorunluluklar siyase-tinin, teori ve ideolojiyi darbelemesinde, Sta-

lin ve Komüntern'in hatalar›na dikkat çekmekdurumunday›z.

6. Kongre ve onu takip eden süreçte, sa¤sapma bir tehditti. Buna iflaret edildi. Buha-rin'e karfl› önemli çizgi mücadelesi yürütüldü.Almanya ve Avrupa'da Sovyet Cumhuriyetibeklentisi güçlüydü. Alman Komünist Partisi(AKP) güçlü bir alternatifti. Sa¤c›l›¤a karfl›mücadele gerekliydi. Bunu yaparken, AKP,Almanya'da yükselen faflist tehlikeye gerekenönemi verme durumu içinde olamad›. Genelstratejiye ba¤l›, gerekli siyasetleri oluflturmave taktikleri devreye sokmada baflar›l› bir ro-taya giremediler. Komüntern 6. Kongrede di-yordu ki; "Sosyal demokrasi bafl düflmand›r".Hitler iktidara geldi¤inde dahi Troçki ayn› fle-yi vurguluyordu. Bu dönem emperyalist savafltehlikesi ciddi olarak yükseliyordu. Alman-ya'da faflizm, tehlikenin önemli bir hamlesiydi.Ekonomiler askerilefltiriliyor, Versay antlafl-mas› y›rt›lmaya çal›fl›l›yordu. 6. Kongre tehli-keye dikkat çekmiflti. Buna karfl› bir mücade-le sorusunda ortaya konulanlar, de¤erlendir-meyi gerektiren hususlard›r. Sorunu tümdenAlman komünistlerinin üstüne y›¤ma(KPD'nin) tutumu, yeterince do¤ru bir çö-züm leme ve ders ç›karma olamaz. 7. Kong-re, KPD'nin hatalar› çerçevesinde, politik yö-nelimi "dar ve sekter" olarak nitelemifl, elefl-tirmiflti. Hatalarda Komüntern'in rolü mese-lesi yoktu. Oysa Komüntern'e üye olabilmekoflullar› bak›m›ndan (21 koflul vard›) hiçbirpartinin, Komüntern'e ra¤men, ayr› bir siya-set izlemesi mümkün de¤ildi, at›lma gerekçe-siydi. Buna ra¤men, sorunu sadece KPD çer-çevesi ile s›n›rlamak yanl›flt›r. Pratik bir olguhaline gelen emperyalist savafl tehlikesine, ik-tidara gelen faflizme ra¤men, "sosyal demok-rasinin bafl düflman görülmesi" WeimarCumhuriyeti'nin bafl hedef olmas›, sadece birKPD hatas› de¤ildi. 7. Kongrede, Dimitrov,meseleyi sadece KPD ekseninde ele al›yordu.Bu elefltiri temelinde, yeni bir siyaset ileri sü-rüyordu. Sosyal demokratlara; iliflkin "sosyalfaflist" de¤erlendirmeleri ve bafl hedef göste-rilmeleri, 6. Kongre'den ba¤›ms›z de¤ildi. Busiyaset, o dönem, stratejik bir e¤ilime dönüfl-türülmüfltü.

7. Kongre, Halk Cephesi siyasetini ortayakoydu. Hatalar köklü afl›lmad›¤› için, bu ge-

6 8

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 69: Sınıf Teorisi - Sayı 3

rekçe taktik siyasetle, yine stratejik bir e¤ili-me yöneldi. Sol hatalar sa¤ olarak boy verdi.Zira bunlar, zaten birbirlerinin ikiz kardefliy-diler. Mesele bunlara yol açan temel hatay›aflmakt›. Yap›lamayan da buydu. KPD'nin ye-nilgisinin, ciddi sorumlu bir duyarl›l›kla yap›l-mas›, derslerinden ö¤renilmesi partimizin debir parças› oldu¤u, UKH'nin önemli bir göre-vidir. Partimiz bu görevin üstesinden gelme,kapasitesi ölçüsünde gerekli katk›y› sunmaaz-mindedir. Ayn› sorumluluk, ‹spanya devri-minin de¤erlendirilmesi aç›s›ndan da gösteril-melidir.

2. Dünya savafl› ve öncesinin I. Dünya sa-vafl›ndan özgün farkl›l›klar› da vard›. Bunlar,elbette tahlil edilmeliydi, edildi. I. savafltanönce emperyalistler, dünya hegemonyas› içinemperyalist savafl haz›rl›¤›nda "iki askeri em-peryalist koalisyona bölünmüfl"lerdi. O dö-nem bir sosyalist devlet yoktu. Sosyalizm-emperyalizm çeliflmesi yoktu. 2. Dünya sava-fl› öncesinden beri, bu çeliflmeyle birlikte,emperyalizmin di¤er bafll›ca çeliflkileri içiçegeçerek dü¤ümlenmekteydi. (Elbette ayn› se-viyede de¤ildi. Her zaman bafl çeliflme vard›r,tesbit edilmelidir) Faflizm, emperyalizmin bu-nal›m›n›n ç›kmaz›n›n bir sonucuydu. BafltaSovyetler Birli¤i olmak üzere, di¤er yandanda rakip emperyalistlerle de çat›fl›yordu. Buçat›flma, tabiiki yekpare görülemez, nitelikselfarkl›l›klar› göz ard› edilemez. Sosyalizme sal-d›r›s› baflka, rakip emperyalistlerle ç›karlarzeminindeki çat›flmas› ise daha baflkayd›. "Fa-flist olmayan" mihraklar, elbette tahlil edile-cekti. Fakat aç›kt› ki, siyasal gericilik, "faflist"yada "olmayan" tekelci burjuvazinin gerçekniteli¤iydi. Ay›r›m bu niteli¤i buland›rma-ma-l›yd›. Rekabetçi kapitalizm döneminin burjuvademokrasisi, emperyalizmle tarihte kalm›flt›.Tekelci burjuvazinin do¤as› gere¤i siyasal ge-ricilik olan, sözde "demokratik" devleti, fa-flizm ayr›m› yap›l›rken, nitel ay›r›mm›fl gibi degösterme e¤ilimine düflmenin do¤ru bir yan›olamazd›.

Demokratik haklara gelince onlar tekelciburjuvazinin lütfu de¤il, emekçilerin ezilenle-rin canlar› pahas›na mücadele ile kazan›lm›fl-t›. Gerici ç›karlar› temelinde, faflist kliklerleçat›fl›rlarken, sözde "demokratik" emperya-list-gerici kliklerin amaçlar›ndan biri de, her

zaman ezilen kitleleri demokrasi örtüsüyle,iktidar kavgalar›na alet etme-aldatma olmufl-tur. Okun sivri ucunu faflizme yöneltirken,asla unutulmamas› gereken gerçek buydu.

Sözde "demokratik" emperyalist klikler,ç›karlar› için faflist mihraklarla dalafl›rlarken,di¤er yandan, onu proletarya ve ezilen halkla-ra sald›rmakta desteklemekte teflvik etmek-tedirler. Ayn› zamanda, ezilen, emekçileri; bukorkulu¤a karfl› kendilerini desteklemeye ça-¤›rmaktad›rlar. Emperyalist karfl›-devrim için-deki menfaat kaynakl› ayr›mlar›, tahlil eder-ken, emperyalist ortak nitelik, hiçbir durum-da unutulamaz. 2. Dünya savafl›n›n öncesinin"demokratik" emperyalistlerin, bafll›ca amac›,dünya hegemonyas› için emperyalist payla-fl›md›. Buna giderken, faflizmi önce sosyaliz-min üstüne salmaya teflvik ediyorlard›. I.Dünya savafl›nda devrim cephesinde sosyalistbir devlet yoktu. 2. Dünya savafl› öncesi dev-rim cephesi böyle bir üsse sahipti. Bu üs, fa-flistlerin sald›r›s›na, sözde "demokratik" em-peryalistlerin k›flk›rtmalar›na, emperyalist sa-vafl tehlikesine karfl› genelde do¤ru ve ustacabir mücadele yürüttü.

Taktikler, I. Dünya savafl› proletarya tak-tiklerinden farkl›yd›, gerekliydi. Çünkü somutkoflullar ayr›yd›. Somut koflullara bak›lmazsa,I. Dünya savafl› proletarya siyaseti ile birebirk›yaslan›rsa do¤ru de¤erlendirme yap›lamaz.Bunu vurgularken, önceden elefltirdi¤imiz ha-talar›n alt›n› da yeniden çizmek isteriz. ‹span-ya’da, Halk Cephesi ‹ktidar› "ara aflamas›"n›n,Komüntern siyaseti gere¤i bir strateji olarakbenimsenmesi, devrim stratejisine mutlak bire¤ilim olarak eklemlenmesi, yenilgiye götürenönemli sebepti. Nas›l olsa, cumhuriyet hükü-meti y›pranacak, iktidar sanki kendili¤indenellerine geçecekmifl gibi davran›ld›. ‹nisiyatifburjuvaziye kapt›r›ld›. Fransa Halk Cephesiiktidar› projesiydi taklit edilen. Sovyet d›fl po-litikas›na uyarlanm›fl mekanik tekrar çizgisin-de; ‹spanya'n›n somut koflullar› yoktu. ‹span-ya devrimi taliydi. Thorez ve Togliatti rehberal›nm›flt›. Halk Cephesi projesi, yanl›fl flekilde‹spanya devriminin de mutlak "özgün biçimi"olarak benimsenmiflti. Fevkalade zaferi kopa-racak devrim, böyle güme gitti. Bunda, "Ko-müntern'in pay› yok" Thorez Togliatti'nin

6 9

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 70: Sınıf Teorisi - Sayı 3

"günah›d›r" demek kolayc›l›kt›r. Onlar›n hata-lar›nda Komüntern'in pay› vard›r.

Birlik ve Halk Cepheleri, 7. Kongre politi-kalar›d›r. Yanl›fl bir taktik de¤ildir. Politikala-r›n strateji haline getirilmesi mutlak bir aflamaaddedilmesi, her durumda mutlaka uygulan-mas› hatal›d›r. 1936'larda, Fransa ve ‹span-ya'da Halk Cepheleri iktidar› ele geçirdi. Söz-de "demokratik" denilen kliklere karfl› iyim-serlik, bu aflaman›n mutlak geçirilecek bir du-rak oldu¤u hatal› anlay›fl› Sovyet d›fl politika-s›na mutlak uyarlanm›fl yanl›fl yürüyüflü, ikti-dar› niyetten ba¤›ms›z kime verdi? Burjuvazi-ye! Bu somut gerçeklere ra¤men, Komün-tern'in hatalar›n› s›rt›m›zda tafl›yamay›z. S›rt-lar›nda tafl›yanlar ne Komünizmi ne de onunarac› Komüntern'i gerçek anlamda savuna-mazlar. Körükörüne itaat edenler gibi de¤il,yoldafl Mao gibi do¤ru ve yanl›fllar› ayr›flt›r-mada ilerleyerek, Komüntern'e sahip ç›kabili-riz, ç›kmal›y›z.

18 A¤ustos 1964 tarihli "Felsefe meselele-ri üzerine konuflma"da yoldafl Mao, Stalin'inÇin'de Yeni Demokrasi meselesini tam anla-yamad›¤› için iktidar› almalar›na karfl› ç›kt›¤›n›söyler. (Bkz. Yay. Yaz›lar Sf. 169) "Yeni De-mokrasi bafll› bafl›na bir programd›, siyaseti,ekonomiyi, kültürü de ele al›yordu” diye be-lirtir. Burada Çang Kay fieng'in Mao ile diya-logda ekledi¤i sözler önemliydi.

""YYeennii DDeemmookkrraassii ÜÜzzeerriinnee,, ddüünnyyaa kkoommüü--nniisstt hhaarreekkeettii aaçç››ss››nnddaann ççookk öönneemmlliiddiirr.. ‹‹ssppaann--yyooll yyoollddaaflflllaarraa ssoorrdduu¤¤uummddaa,, kkeennddiilleerrii iiççiinn mmee--sseelleenniinn YYeennii DDeemmookkrraassiiyyii ddee¤¤iill,, bbuurrjjuuvvaa ddee--mmookkrraassiissiinnii kkuurrmmaakk oolldduu¤¤uunnuu ssööyylleeddiilleerr..KKeennddii üüllkkeelleerriinnddee,, üüçç nnookkttaayyllaa:: OOrrdduuyyllaa,, kkööyy--llüükk bbööllggeelleerrllee,, ssiiyyaassii iikkttiiddaarrllaa iillggiilleennmmeeddiilleerr..KKeennddiilleerriinnii ttaammaammeenn SSoovvyyeett dd››flfl ppoolliittiikkaass››nn››nniihhttiiyyaaççllaarr››nnaa uuyydduurr--dduullaarr vvee hhiiççbbiirr flfleeyy bbaaflflaarraa--mmaadd››llaarr.."" ((YYaayy››mmllaannmmaamm››flfl YYaazz››llaarr.. SSff.. 116699))

Do¤rudur, böyleydi. Burjuva demokrasisi,Yeni Demokrasi’ye giden yolda atlanamaz biraflama haline getirilmiflti. Tez, Komünternkaynakl›yd›. Nitekim, Mao'da, Çang Kayfieng'e itiraz etmez, dedikleri flunlard›:

""BBuunnllaarr,, CCeenn DDuu--SSiiyyuu''nnuunn ppoolliittiikkaallaarr››dd››rr!!KKoommüünniisstt ppaarrttiissiinniinn bbiirr oorrdduu öörrggüüttlleeddii¤¤iinnii vveessoonnrraaddaa bbaaflflkkaallaarr››nnaa ddeevvrreettttii¤¤iinnii ssööyyllüüyyoorrllaarr..BBuu,, ttaammaammeenn yyaannll››flfltt››rr..""((aaggee.. SSff.. 116699)) MMaaoo''nnuunn

ssöözzlleerrii üüzzeerriinnee ÇÇaann KKaayy fifieekk tteekkrraarr ddeevvaammeettttii..

""BBuunnllaarr,, aayynn›› zzaammaannddaa nnee ssiiyyaassii iikkttiiddaarr›› iiss--ttiiyyoorr,, nnee ddee kkööyyllüüllüü¤¤üü sseeffeerrbbeerr eeddiiyyoorrllaarrdd››..OO ss››rraaddaa SSoovvyyeettlleerr BBiirrllii¤¤ii oonnllaarraa flflööyyllee ddeeddii..EE¤¤eerr pprroolleettaarryyaa öönnddeerrllii¤¤iinnii kkaabbuull eettttiirriirrsseenniizz,,‹‹nnggiilltteerree vvee FFrraannssaa bbuunnaa kkaarrflfl›› çç››kkaabbiilliirr vvee bbuuSSoovvyyeettlleerr BBiirrllii¤¤ii''nniinn çç››kkaarrllaarr››nnaa uuyygguunn ddüüflfl--mmeezz.."" ((aaggee.. SSff.. 116699))

‹fade edilenler yorumu gerektirmeyecekkadar net. ‹spanya politikalar›nda, SovyetlerBirli¤i'nin direktifleri aç›k. Bu direktifler Çin'ede veriliyordu. Mao, Çan Kay fieng'le ayn› di-yalogda, direktiflere itaatsizli¤ini izah etti.

""33.. EEnntteerrnnaassyyoonnaall’’iinn ddaa¤¤››llmmaass››nnddaann öönncceebbiillee,, bbiizz 33.. EEnntteerrnnaassyyoonnaall’’iinn eemmiirrlleerriinnee iittaaaatteettmmiiyyoorrdduukk.. ((......)) OOnn yy››ll bbooyyuunnccaa oonnllaarraa hhiiççiittaaaatt eettmmeeddiikk.."" (age. Sf. 170)

‹yi ki etmediler. Yoksa Çin'deki Yeni De-mokrasi kurulamazd›. Ç›plak vurguyu Maonet yapar:

""GGeenneell oollaarraakk kkoonnuuflfluurrssaakk,, ÇÇiinn''iinn oobbjjeekkttiiffggeerrççee¤¤iinnii kkaavvrraayyaannllaarr,, KKoommüünniisstt EEnntteerrnnaassyyoo--nnaall’’ddeekkii ÇÇiinn mmeesseelleelleerriiyyllee iillggiillii yyoollddaaflflllaarr ddee¤¤iill,,bbiizz ÇÇiinn''lliilleerr oolldduukk.. KK››ssaaccaass››,, KKoommüünniisstt EEnntteerr--nnaassyyoonnaall’’ddeekkii bbuu yyoollddaaflflllaarr››nn ÇÇiinn ttoopplluummuunnuu,,ÇÇiinn mmiilllleettiinnii vvee ÇÇiinn ddeevvrriimmiinnii aannllaammaadd››kkllaarr››nn››vveeyyaa aannllaammaakkttaa ttaammaammeenn bbaaflflaarr››ss››zzll››¤¤aa uu¤¤rraadd››kk--llaarr››nn›› ssööyylleeyyeebbiilliirriizz.."" ((aaggee.. SSff.. 112233))

Sovyetler ve Komüntern'den taklit ede-rek de¤il, do¤ru yönlerini somutla birlefltire-rek yarat›c›l›kla ö¤renilebilinirdi. Dogmatizmbunu yapam›yordu; ‹thalci-mekanik tekrarçizgisi izliyorlard›. Mao'nun da dedi¤i gibi,"ÇKP Ekim devriminin ürünüydü". Cen Du-Siyu, sa¤ bir çizgideydi. Kökleri hem yabanc›sosyal demokrasi, hem de Çin yerli burjuva-zisindeydi. Ve yenildi (1927). Bundan sonra(Zunyi Konferans›’na kadar 1935) üç soloportonüst çizgi ÇKP'ye egemen oldu. Yöne-ticiler Sovyetler Birli¤i’nde bulunmufllard›.Hepsi olmasa da dogmatikler oldukça vard›.Örne¤in Wang Ming gibiler kendilerini "yirmisekiz buçuk Bolflevikleri" olarak adland›r›yor-lard›. Taklitçiydiler. SB'nin her sözü onlar içintart›fl›lmaz emirdi. Bilimsel de¤il, körükörünebir inanca sahiptiler. Elbette bilimsel do¤ruyahürmet edilmelidir. Yap›lan, Stalin'in, Komün-tern'in do¤rular›na hürmet de¤il, hatalara daboyun e¤mek, do¤rular› somutla birlefltirme-

7 0

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 71: Sınıf Teorisi - Sayı 3

de yarat›c› olmayan dogmatik kaba tekrard›.Sol oportünizm de yenildi. Mao'cu çizgi zaferkazand›. Do¤rulu¤u, bilimselli¤i pratikte ispat-land›.

‹ki çizgi mücadelesini, tart›flmalar›, ide-alist-metafizik "monolotik parti ve UKH" an-lay›fllar› gere¤i, kolayca damgal›yorlar, Mark-sizmin de, her fley gibi iç mücadeleler yoluylageliflti¤i, geliflece¤i gerçe¤ini anlamamaktad›r-lar. 2 Enternasyonal gevflekli¤i-liberalizmi-re-vizyonizmi-reformizmine karfl›, 3 Enternasyo-nal komünist bir at›l›md›. Menflevizme karfl›Leninist Parti gerçek bir alternatifti. Proleterdünya devriminin, partilerin inisiyatif karar al-ma ve sorumlulu¤unu yads›maya bir siyasalmerkeze ihtiyaç bizim de görüflümüzdür. Al-man Spartakist'leri temsilen Eberlerin ihtiyac›kabul ediyor, ancak zaman›n "erken" oldu¤u-nu söylüyordu. Avrupa'da KP'leri "bir at›l›mageçtikleri" durumda komünist enternasyona-lin kurulmas› gerekti¤ini düflünüyordu. Yol-dafl Lenin'in dünya partisi esprisiyle Komün-tern'in hemen kurulmas› gerekti¤i anlay›fl› ka-bul gördü. 1919 Mart ay›nda Komüntern ku-ruldu. Teori-program taktik merkez olarak,Leninist parti anlay›fl›na, UKH örgütlenmesi-ne Rosa Luxemburg baz› konularda karfl›yd›.Diyordu ki; Bolflevik parti kurul de¤il bir zo-runluluk sonucuydu. "Bu zorunluluk kural ha-line getirilirse (...) koflullar›n zorlad›¤› taktik-ler (...) uluslararas› proletaryaya tavsiye edi-lirse (...) tehlike bafllar." "Sosyalist" liberallerbu görüflü s›n›f ç›karlar› temelinde teorilefltir-di ve devrime s›rt döndüler. Liberal savrulufl,mutlak itaatin do¤ru oldu¤u anlam›na gelmez.Mekanik tekrara Lenin her zaman karfl› ç›kt›.Luxemburg de¤il, örnek al›nmas›, ö¤renilme-si gereken baflkan Mao'dur! Komüntern"Sovyet devriminin" de¤il, proleter dünyadevriminin silah› olarak do¤mufltu. Bu ihtiya-c›, Ekim Devrimi’nden çok önce Lenin ifadeetmiflti. Sonralar› Komüntern prati¤i bu anla-y›fl› k›ran hatalar› içeriyordu. Afl›r› merkezi-leflme gibi yanl›fllar, monolotik anlay›fllardanda beslendi. Özde de¤il biçim olarak Rusya'daPartinin yap› ve hiyerarflisinin nedeni olan ko-flullar vard›. Koflullar›n zorunlu k›ld›¤› biçim,teori olamaz. "Bir ikiye bölünür" perspektifiy-le, z›tlarm birli¤i mücadelesi yasas›yla, iliflkisiiçinde, komünist parti anlay›fl›, Mao'da nitelik

ilerleme gösterdi. Sadece biçimde de¤il özdede bir zenginleflme, nitel bir ilerlemeydi bu.Kald›ki uluslararas› komünist hareketin ör-gütlenmesi, tek bir halkadaki komünist partiörgütlenmesiyle asla kar›flt›r›lamaz. Karmafl›ksürecin spesifik sorunlar› anlafl›labilinir,UKH'nin birer mevzileri olarak tek tek parti-lerin inisiyatif ve kendi kararlar›n› kendileriverme sorumlulu¤u kavranabilir. Komünizmortak eylemi, farkl› koflullarda icra edilecek-tir. Genel amaçta birli¤e ra¤men görevlerdefarkl›l›klar fikirlerde tek düzeli¤e götüremez-di. UKH aç›s›ndan bu kötü de¤il, biribirleri-mizden ö¤renmek ve kolektif tecrübe için iyi-dir de. Evrensel ortak rehber bir ideoloji-te-ori her ülkenin koflullar›na uyarlanmal›d›r.Uyarlama her yerdeki partinin bafll›ca sorum-lulu¤udur. Düflünmek serbest, fikirlerin ya-saklanmas› yasakt›r. Düflüncelerinden ötürüinsanlar elefltirilebilinir, ama suçlanamazlar.Hegel dahi diyordu ki;

""BBiirr ppaarrttiiddee oorrttaayyaa çç››kkaann vvee bbiirr ttaalliihhssiizzlliikkoollaarraakk ggöörrüülleenn ggöörrüüflfl aayyrr››ll››¤¤››,, aassll››nnddaa oo ppaarrttii--nniinn iiyyii ttaalliihhiinniinn bbiirr bbeelliirrttiissiiddiirr.."" ‹ki çizgi, parti-nin geliflmesinin motorudur. Yeter ki Maoistperspektife sahip olunsun. Bürokratik yakla-fl›m bunu anlamaz. Partiyi, UKH'yi yekparegörmekte medet umar. Oysa böyle bir fleyyoktur, olmayacakt›r. Çeliflki evrenseldir.Mükemmeli, monolotiklikte arayanlar, kendi-lerini aldatmaktad›rlar. Zorla sa¤l›yor görün-seler de, hiçbir zaman hiçbir yerde monolo-tizm yoktur. Bu do¤ru kavrand›¤›nda, örgüt-sel tedbirler-cezalar-yasaklar de¤il, kaç›lama-yacak çizgi mücadelesini kavrama, de¤ifltirmeve dönüfltürme gündeme gelir. Komüntern-Stalin meseleyi, Mao gibi kavrayamad›. Mono-lotik tali hatalar vard› ve bu afl›r› merkezilefl-me hatal› anlay›fl›n›n da gerekçesiydi. Her birhalkadaki devrimle, partileri atlayarak, tekmerkezden önderlik etmek mümkün de¤ildir.Ancak bu, genel ideolojiler-teorik merkez ih-tiyac›n› ortadan kald›ramaz. ‹deoloji-teori, lo-kal bir mesele de¤ildir ki! Rosa'n›n ve di¤eryoldafllar›n anlamad›¤› buydu. Karmafl›k birsüreç olan proleter dünya devrim gerçe¤i, ge-nel merkez ihtiyac›n› ortadan kald›rmaz. Ko-münizm ortak eylemi proletaryan›n mücade-lesinin, dünya çap›nda birlefltirilmesi ihtiyac›n›gerekli k›lar. I., II. ve III. Enternasyonaller bu

7 1

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 72: Sınıf Teorisi - Sayı 3

ihtiyac›n sonucuydular. Peki öyleyse, Komün-tern'in da¤›t›lmas› nedir, sorusunu da k›sacaele almak yerinde olacakt›r.

May›s 1943'te Komünist EnternasyonalPrezidyumu, Komüntern’i da¤›tt›¤›n› ilan etti.Afl›r› merkezileflme hatas›ndan bahsetmifltik.Da¤›lma gerekçesinde ise, "tek tek partilerinsa¤lamlaflt›r›lmas›" ihtiyac›na da vurgu yap›l›-yordu. Reuters ajans›na konuyla iliflkili yan›t-lar›nda yoldafl Stalin, da¤›tma gerekçeleriniflöyle yan›tl›yordu:

"Komünist Enternasyonalin kapat›lmas›(...) bütün uluslar›n ortak düflmana (Mitlere)karfl› ortak sald›r›s›n›n örgütlenmesini kolay-laflt›rd›¤› (...) Hitlercilerin Moskova'n›n di¤erülkelerin hayatlar›na onlar› "Bolfleviklefltir-mek " için sözde müdahale ettikleri fleklinde-ki (...) yalanlara bir son verilmesi. (...) Komü-nist partilerin sözde (...) d›flar›dan gelen emir-lere göre hareket ettikleri iftiras›n› teflhir. (...)Bütün ülkelerdeki yurtseverlerin (...) tek biruluslararas› kampta birlefltirme için... (...) Hit-lerizmin (...) tehditine karfl› savaflmak için (...)uluslar›n gelecekteki iflbirli¤ine yol açmak ça-bas›n› kolaylaflt›rmak (...) müttefiklerin birle-flik cephesinin ve di¤er birleflmifl uluslar›n da-ha da güçlenmesi" için Komünist Enternasyo-nal’in zaman›nda da¤›t›ld›¤›n› söylüyordu. Ör-güt bir araçt›r. Proletaryan›n örgütlenmesi,Komünizm için mücadelenin silah›d›r. Bu sila-ha proletarya her durumda sahip olmal›d›r.Silah›n koflullara göre biçimlenmesi anlafl›l›r-d›r. De¤iflmeyen proleter enternasyonalistiçeriktir. MLM evrensel ilkelerin yönlendirici-li¤idir. Mesele o günkü biçimiyle de¤il, ger-çekten enternasyonal proletaryan›n, enter-nasyonal bir örgütlenmeye ihtiyac›n›n olup,olmad›¤›d›r. Biz bu soruya biçimleri de¤iflsede ihtiyaç vard›r di- yoruz. Örne¤in dahasonra Komünform kurulmufltu. Bu da orta-dan kalkm›flt›. Baflkan Mao, enternasyonalproletaryaya ideolojik-siyasi önderlikte, par-tilerin do¤uflu ve gelifltirilmesinde, tayin edicikatk›lar sundu. Ancak, Komüntern’in olum-suz yanlar›ndan biri olan, partilerin inisiyatifve örgütsel ba¤›ms›zl›klar›n› köstekleyen afl›r›merkezileflme hatas›n›n afl›lmas›n›n zaruriyeti,uluslararas› örgütlenmenin gerekirli¤i ve öne-minin küçümsenmesini kesinlikle gerektir-mez. ÇKP, "ana-yavru parti" anlay›fllar›n› do¤-

ru olarak elefltirdi. Komüntern-Komünform’-dan sonra uluslararas› bir örgütlenmenin ya-rat›lamam›fl olmas›, reddedilemez bir zay›fl›k-t›r.

Komüntern’in kapat›lmas› meselenin mu-hasebesi bir ihtiyaçt›r. Karfl›-devrim ötedenberi Komüntern’i Sovyetlere sald›r›lar›n›n ge-rekçesi haline getirmifllerdi. Kapat›lmas›n› is-tiyorlard›. Bu istem sadece kapat›ld›¤› dönemsöz konusu de¤ildi, bafltan itibaren vard›. Bafl-ta do¤ru olarak kapat›lmayan Komüntern ne-den sonra kapat›ld›? Baz›lar›n›n iddia ettiklerigibi Sovyet d›fl politikas›n›n ç›karlar›n›n kapa-t›lmada rolü var m›yd›, yoksa gerçekten dün-ya devriminin ç›karlar› için mi kapatma gerek-liydi? sorular›n›n ciddiyetle ele al›nmas› gö-revdir. Austin Chamberlarn'lar di¤er ülkele-rin iç ifllerine müdahale etti¤i gerekçesiyle yi-ne öteden beri Komüntern’in kapat›lmas›n›istiyordu. Buharin 6. Kongre’de bunu söyle-miflti. Kendileriyle ifl yapmaya raz› olan baz›burjuvalar›n Komüntern’i engel gördü¤ünüifade etmiflti. Bu gibi sorunlar›n kapatmadarolü neydi (var ya da yok) sorular› ele al›nma-l›d›r. Do¤rudur, tek tek partilere uluslararas›bir merkezden her yönlü önderlik etmekzordur. Fakat bu zorluk neden önce görülüp,afl›r› merkezileflme yerine uygun biçimlerbulma temelinde ele al›nmad›? Neden, sade-ce da¤›t›lma döneminde gündeme getirildi?Sözde "demokratik" emperyalist güçlerle it-tifak siyasetinin zarar görmemesi kayg›s›n›nkapatmada etkisi var m›yd›? Tüm bu sorula-ra kestirme cevaplar vermeyi reddediyoruz.Bilimsel ele alma ve muhasebe gereklili¤inivurguluyoruz. Uluslararas› proletaryan›n ge-nel merkez ihtiyac›n›n yerine üs'tür diyesosyalist devlet veya devletler geçirilemez.Sovyetler bu rolü nas›l olsa oynuyor gerek-çesiyle Komüntern olsa da olmasa da farketmez diyen anlay›fllar kabul edilemez. Ulus-lararas› komünist hareketin birli¤i böyle eleal›namaz.

Enternasyonal örgütlenme koflullara gö-re biçimde de¤ifliklik gösterse de bir gerek-liliktir. 3. Enternasyonal gerekliydi. Lenin'inönderli¤inde bu görevin üstesinden gelindi.Mart 1919’da 1. Kongre gerçeklefltirildi. En-ternasyonal hareketi "Koordine etmek, yö-netmek, çeflitli ülkelerdeki hareketin ç›kar›-

7 2

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 73: Sınıf Teorisi - Sayı 3

n›, uluslararas› devrimin genel ç›karlar›na ta-bi k›lmakla yükümlü bir mücadele organ› ya-ratmak" hedeflendi. Aç›kt›r ki, proletaryan›nuluslararas› örgütlenme ihtiyac›, Komünter-nin kapat›ld›¤›, Komüntern ve sonras› da or-tadan kalkm›fl de¤ildi. Bu ihtiyaç görülüp, ce-vap oluflumu sorusu bilimsel olgunluk ve so-¤ukkanl›l›kla de¤erlendirilmeyi gerektirmek-tedir.

Troçkist'lerin, revizyonistlerin hatalar›a¤›zlar›na sak›z ederek sevinmeleri bofltur.Biz komünizme yürümek istiyoruz. Hatalar›yükseltmeyecek, aflaca¤›z.

Lenin tüm hatalar›na ra¤men Bebel ve Ro-sa Lüxemburg'u büyük proleter devrimcilerolarak sahiplenirken, hatalar› da gizlemiyor-du. Diyordu ki, "Bazen kartallar tavuklardandaha alçaktan uçabilir, fakat tavuklar hiçbirzaman kartallar›n yüksekli¤ine eriflemez." BirRus masal› temelinde ifade edilen bu sözlerleLenin, tavu¤u küçük görme de¤il, revizyoniz-min, proleter devrimcilerin yüksekli¤ine aslaeriflemeyece¤ini ifade ediyor, do¤ru olarak,revizyonizmin sefaletini sergiliyordu.

Komüntern’in hatalar› vard›. Bunlar ko-münistlerin hatalar›yd›. Bütün hatalar›na ra¤-men komünist niteli¤i gere¤i Komüntern yü-ce idi. Kruflçev modern revizyonizmine karfl›,tarihi önemde polemiklerinde ÇKP'nin de ifa-de etti¤i gibi, "Bebel-Lüxemburg'un rolleriStalin'inki ile karfl›laflt›r›lamaz. Stalin bütün birtarihi dönem boyunca (...) UKH'nin büyük birönderiydi." Ö¤retmeni ve ustas›yd›. Komün-tern'de onun önderli¤inde proletaryan›nuluslararas› silah›yd›.

Elbette Komünist Enternasyonal, dünyaçap›nda komünizm mücadelesinin bir parça-s›yd›. Onun eksiklik ve baz› hatalar›n›, tasfiye-ci-gerici çizgilerini hakl› (!) ç›karman›n gerek-çeleri haline getiren Troçkist sald›r›lara ka-rarl›ca karfl› durulmal›d›r, durulacakt›r. Ko-münist Enternasyonal’in proleter dünya dev-rimine esasta olumlu katk›s› asla yads›namaz.Fakat bu, "gerici-tasfiyeci çizgilere malzemevermeyelim" kayg›s›yla, hatalar› görmeme,ders ç›kar›p aflmamay› gerektirmez.

Dünya devriminin ilerletilmesi, SovyetlerBirli¤i'nin savunulup, korunmas› önemliydi.Sovyetler sosyalizmin vatan›, proleter dünyadevriminin en ileri üssüydü. Komüntern'in

Sovyetleri müdafaadaki hakl› hassasiyetini an-l›yoruz. Problem bu de¤il, Sovyetler Birli¤i vedünya devrimi aras›ndaki iliflkiyi ele al›fltakibaz› tek yanl› hatalard›. Sovyetler Birli¤i’nin 2.Dünya savafl›n›n çeflitli dönemlerinde, duru-ma ba¤l› olarak, yapt›¤› uzlaflmalar› anlayabili-riz. Sosyalizmin üssü etraf›ndaki emperyalistkuflatmay›, zorluklar› bilmekteyiz. Sosyalizminmüdafaas› için, emperyalist güçlerle baz› geçi-ci uzlaflma, antlaflma ve dip-lomatik mücade-lelerde gereklidir. Fakat tek tek ülkelerdekikomünist partileri, proleter dünya devrimininilerletilmesinde kendi hakk› ve rollerini unu-tarak, bire bir, bunlar› taklit durumunda ola-mazlar. SSCB'nin, ABD-‹ngiltere-Fransa ile1946’da yapmakta oldu¤u uzlaflmay› ele al›r-ken, baflkan Mao flunlara iflaret ediyordu:

""BBööyyllee bbiirr uuzzllaaflflmmaa kkaappiittaalliisstt ddüünnyyaa üüllkkeellee--rrii hhaallkkllaarr››nn››nn aayynn›› flfleekkiillddee ddaavvrraann››pp,, kkeennddii üüll--kkeelleerriinnddee uuzzllaaflflmmaallaarr››nn›› ggeerreekkttiirrmmeezz..""

Tek yanl› de¤il, proleter dünya devriminbütünselli¤idir esas olan. Sosyalist vatan›n ko-runmas›n›n bu bütünsellik içinde, özel önem-li bir yeri vard›r. Ancak proleter dünya devri-mi, tek yanl› bununla s›n›rland›r›lamaz. Komü-nist partilerinin ço¤u s›n›rlad›. KendileriniSovyet d›fl politikas›na bire bir endeksleyenkomünist partilerin hatalar›ndan önceliklekendilerinin sorumlu olduklar›n›n alt›n› çizer-ken, Komüntern'in, bu hatalardaki pay›na dik-kat çekmemezlik de edemeyiz. Baflkan Maobu tür hatalara boyun e¤medi, karfl› ç›kt›. Ko-münterni bire-bir taklit etme çizgisini reddet-ti. 1945 Çan Kay fiek'e karfl›, iç savafl döne-mine iliflkin Baflkan Mao, Stalin yoldafl› flunoktada elefltirmekteydi.

""KKuurrttuulluuflfl ssaavvaaflfl›› ss››rraass››nnddaa SSttaalliinn öönnccee iiççssaavvaaflfl aalleevvlleennddii¤¤ii ttaakkttiirrddee ÇÇiinn uulluussuunnuunn yyookkoollmmaa tteehhlliikkeessii iillee kkaarrflfl››--kkaarrflfl››yyaa kkaallaaccaa¤¤››nn›› öönneessüürreerreekk bbiizziimm ddeevvrriimmee hh››zz vveerrmmeemmiizzii iisstteemmee--ddii.."" ((SSEE.. 55 SSff.. 334466))

Sovyetler Birli¤i'nin, "demokratik" denilenemperyalist güçlerle o dönemki, taktik olarakhiçte yad›rganamayacak olan uluslararas› ittifa-k›n›, stratejiye dönüfltüren e¤ilimler, tek tekülkelerin koflullar›n›, proletaryan›n görevlerinido¤ru ele alamam›flt›r. ABD ufla¤› Çan Kayfiek, uluslararas› ittifak›n zarar görmemesi an-lay›fl›yla Çin'de iç savafl›n hedefi olarak en az›n-dan bir dönem görülmemifl, Sovyetler ve Ko-

7 3

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 74: Sınıf Teorisi - Sayı 3

müntern onunla iliflkileri sürdürmüfllerdir.1945'te Japon emperyalizmi yenilmiflti. Çin'de24 y›l süren bir iç savafl söz konusuydu. Japonemperyalizminin yenilgisinden hemen sonra,Çan Kay fiek'e karfl› yeni bir iç savafl›n zorluk-lar›n›n ÇKP de bilincindeydi. En az›ndan ÇanKay fiek'in niteli¤inin kitlelere her yönlü göste-rilmesi gerekliydi. Yeni Demokratik Devrimstratejik plan›na ba¤l› ustaca taktiklerle (koalis-yon hükümeti vb. gibi önerilerle bu gösterildi.)Japonya'ya karfl› savaflta, taktik uzlaflmalar ya-p›lan Goumintang'›n halk düflman› niteli¤ini kit-leler daha iyi gördüler. Stalin ve Komüntern'insiyaseti böyle bir taktik de¤il, uluslararas› ittifa-k›n stratejiye dönüfltürülmesi e¤ilimi, bu siya-setin zarar görmeme kayg›s›yd›. Bu stratejike¤ilimler ve kayg›lara ra¤men, baflkan Mao ön-derli¤indeki Çin devrimi bildi¤i yolda yürüdü.Baflar›ya ulaflt›. Mao Zedung diyordu ki;

""SSoonnrraa ssaavvaaflfl ggeerrççeekktteenn bbaaflflllaadd››¤¤›› zzaammaann bbii--zzee kkaarrflfl›› yyaarr›› cciiddddii,, yyaarr›› kkuuflflkkuulluu bbiirr ttaavv››rr aalldd››..SSaavvaaflfl›› kkaazzaanndd››¤¤››mm››zz zzaammaann SSttaalliinn zzaaffeerriimmiizziinnTTiittoo ttiippii bbiirr zzaaffeerr oolldduu¤¤uunnddaann flflüüpphhee eettttii vvee11994499 iillee 11995500 yy››llllaarr››nnddaa üüzzeerriimmiizzddeekkii bbaasskk››ggeerrççeekktteenn bbüüyyüükkttüü.."" ((SSEE.. 55.. SSff.. 334466))

Zafer, baflkan Mao'nun do¤ru çizgisininsonucuydu. "Kuflkulu" tav›rlar›n yanl›fll›¤›n›nda ispat›. Tito revizyonizmine karfl›, BaflkanMao'nun evrensel önemde mücadelesi ise bi-linmektedir, iflin gerçe¤i fludur: 1949-50’deÇKP üzerindeki "büyük bask›"lar›n nedeni,Sovyetlerin emperyalistler ile ittifak›n›n stra-tejik bir e¤ilime dönüfltürülmesi, ittifak güçle-rinin ürkütülmemesi hassasiyetiydi ve yanl›flt›.‹talya-Yunanistan-‹spanya KP'lerinin bizzatkendi sorumluluklar› olan Komüntern veSovyetlerin de pay sahibi durumunda bulun-duklar› trajik son düflünüldü¤ünde BaflkanMao'nun zaferi, hatalar›n ise yenilgisi çok da-ha net ortaya ç›kmaktad›r.

Stalin, Sovyetler Birli¤i, Komüntern'in Çindevrimi ile ilgili çizgisi tabiiki bundan ibaretde¤ildi. Stalin ve önderli¤indeki Komünterntali hatalar›n›n yan›s›ra Çin devriminin genelsorunlar›nda esasta do¤ru bir çizgideydiler.Bütün sorunlar›n› zaten çözme durumu için-de olamazlard›. Bu, beklenemez de. Çin dev-riminin bizzat prati¤i içinde, sorunlar› evren-sel katk›larla Mao çözdü. Baz› zay›fl›k ve hata-lar› Stalin ve Komüntern'de süreç içinde en

az›ndan kabul etme durumu içinde oldular.2. Konferans’›m›z, "Bolflevik" vitrinli re-

vizyonizm-Troçkizm'den malul çizgiyi redde-derken, genelde do¤ru bir çözümleme yap-m›fl, do¤ru bir senteze ulaflm›flt›. Do¤rudur.Stalin ve Komüntern, Çin'in milli demokratikdevrim aflamas›nda oldu¤unu, devrimin he-deflerini do¤ru tesbit etmiflti. Troçkist "mu-halefet'e karfl› ç›km›flt›r. Stalin ve Komün-tern, Çin devrimine önemli katk›lar sunmufl-tur. Çin devrimi bunlardan ö¤rendi. Pratikiçinde nitel katk›larla zenginlefltirdi. "Bolfle-vik" isimli sap›fl bunlar› görme bir yana red-detti¤i gibi, hatalar› erdem haline getirip sis-temlefltirdi. Maoist yeni demokratik devrimö¤retisine karfl› ç›kt›. Bunlar› ve sonrada de-vam ettirilen benzer hatalar›, ideolojik ve ta-rihi muhasebemizde ele ald›k. Tekrar etmekyersiz.

Ekim devrimi, Çin halk›na ML'yi getirdi.ML'in somutla birleflmesinden ÇKP do¤du.Kurulufl döneminde genel sekreter olan CenDu-Siyu'nun çizgisi, Çin için bir burjuva cum-huriyet öneriyordu. Komüntang'la ittifak› tekmerkezi mesele olarak görüyordu. Zira, dev-rime, ona göre ancak burjuvazi önderlik ede-bilirdi. Yine ona göre proletarya zay›ft›, ba-¤›ms›z siyasal güç olma niteli¤i gösteremezdi.Köylüler ise, "bafl›bozuk bir tak›m".. önderli-¤i bafltan itibaren Komüntang'a havale etmifl-ti. Mücadelesiz "hep dostluk" çizgisi izliyor-du. ‹flçi ve köylülerin devrimci mücadelenin,Komüntang'› tedirgin edece¤inden hoflnutde¤ildi. Yanl›fl çizgi yenildi. Çan Kay fiek kar-fl›-devrimci darbesini bu sefer, burjuva devri-min zaferi olarak gördü. Kapitalizm ancak ge-liflirse, parlamenter mücadele ile proletarya-n›n sosyalist devrime yürüyece¤ini söyledi.

Mao Zedung bafltan itibaren silahl› müca-delenin, proletaryan›n önderli¤i ve temel güçolan köylülü¤ün, devrimci savaflta k›rl›k böl-gelerin öneminin bilincindeydi. Cen Du Si-yu'nun olumsuz tecrübesi, proleter devrimcibilinci daha da keskinlefltirdi. Partinin Ko-müntang'la ittifak›n›n sona ermesi dönemin-de, sol sapma-darbeci çizgiler (Li Li San, WangMing) ortaya ç›km›flt›. 1931'de Wang Ming par-ti iktidar›ndayd›. Sol oportünist Li Li San'›, onudaha da ilerleten sol oportünizmini maskele-mek için sa¤c›l›kla suçluyordu. Müttefikleri an-

7 4

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 75: Sınıf Teorisi - Sayı 3

lam›yor, dört bir yana sald›r› çizgisi izliyordu.Askeri çizgisi maceral›yd›. Yenilince teslimiyetedönüflüyordu. Genel ayaklanmay› savunuyor,köylülü¤ün rolünü görmüyordu. Yenilince zo-runlu olarak k›z›l ordu uzun yürüyüfle bafllam›fl-t›. Mao'nun devrimci çizgisi yanl›fl çizgi ile mü-cadele içinde geliflti. Zunyi toplant›s›nda partiyeegemen oldu. Sonraki süreçleri, art arda büyükzaferlerin kazan›lmas› oluflturdu. Partimiz butecrübeden ö¤renmelidir. Sol oportünist çizgi-ler partimizde de önemli problemlere nedenolmufl, baflar›s›z kal›nca da sa¤ hatalar biçimin-de boy vermifltir. Hatalar› yenmeye cesaret et-mek için gerekli olan MLM çizgidir. Kongremizbu do¤rultuda ileriye at›lm›fl tarihi ad›md›r.Hem sa¤ ve hem sol hatalarda (Çin'de) Komün-

ternin hatalar›n›n pay› vard›.Sovyet devrimine karfl› ç›kan Troçki'nin,

Avrupa merkezci "sol" maskeli 2. Enternasyo-nal ihanetinin devam› olan, 4. Enternasyonalolarak ortaya ç›kan çizgisi, Leninizm'e karfl›yd›.Ona göre, emperyalist savaflta Sovyetlerin ye-nilgisi kaç›n›lmazd›r. Umutsuz bir devrime girifl-menin anlam› yoktur (!) Troç ki'nin, sosyalizminkuruluflunu mutlak flekilde üretici güçlerin yük-sek geliflme seviyesine, ileri makineleflmeyeba¤layan anlay›fl›, do¤al olarak, savafla yaklafl›m›-n› da yönlendiriyordu. Diyordu ki, "emperya-listler ekonomik-teknik askeri olarak güçlüdür.Bu yüzden yenilgi kaç›n›lmazd›r". Proletarya vehalklar›n gücüne, savaflta insan›n bilinçli dinamikrolüne, ezilenlerin hakl› kavgalar›n›n stratejik

üstünlü¤üne, Troçki devrime yabanc› teorisiyleelbette vak›f olamazd›. Troçki sosyalizme per-vas›zca sald›r›yordu.

"Devrimin Avrupa 'da müdahalesi olmad›¤›takdirde, Sovyetler Birli¤i'nin toplumsal temel-lerinin sadece yenilgi durumunda de¤il, zaferdurumunda da, ezilmesi gerekir."

Kendisini, Sovyetlerin yenilgisi mücadelesi-ne adam›fl Troçki'ye bu durum "nasip olmad›".Sosyalizmin tek ülkede zafer kazanamayaca¤›,iddias›n› ve teorisini de pratik ›skartaya ç›kard›.

Komüntern 6. Kongresinde 1927 Çindevriminin yenilgisinde Komüntern liderli¤i-nin rolü de, liderlerden Buharin taraf›ndanbaz› yönleriyle kabul edildi. “Komüntang'›yeterince elefltirmemifl olmam›z, (...) zaman-zaman bir suç orta¤›" olma durumuna düfl-tük demekte, durum de¤iflikliklerinde parti-yi uyarmama konusunda rollerini kabul et-mektedirler.

"Hunan'daki köylü hareketi ile ilgili arafl-t›rma üzerine rapor" da, Mao Çin'de s›n›flar›ntahlilini, devrimin özelliklerini, devrimin he-deflerini çözümledi. Milyonlarca köylünün si-lahl› devrimci hareketi, yoksul köylü iktidarla-r›na ra¤men Komüntern'in merkezinde Ko-müntang'› esas alma çizgisi devam ediyordu.De¤iflen durum, anlafl›lm›yordu. Mao, bu çiz-giye karfl›yd›. "Köylü kitlelerinin bafl›na geç-mek ve önderlik etmeyi" savunuyordu. (MaoSE. l Bkz.) Halk savafl›, k›z›l üsler böyle müm-kün oldu. Komüntern çizgisi, flehirlerde oya-lanma yoluydu. Köylüleri esas almay› redde-den, proletarya önderli¤inde kent ayaklanma-lar›n› öneren sonraki (1927 sonras›) soloportünistlerde de Komüntern'in yan›lg›lar›-n›n rolü vard›r.

K›sa Bir SonuçProletarya örgütlenmesinin özde de¤il,

mutlak de¤ifltirilemez bir biçimi yoktur. Örgütkoflullara göre de¤iflik biçimler alabilir. Örgütbafll› bafl›na bir amaç de¤il, proletarya aç›s›n-dan komünizm mücadelesinin bir silah›d›r. Bi-çimler, koflullara ba¤l› olarak eskiyebilir. Yerle-rine koflullara ba¤l› yeni biçimler koymakt›rgörev. Her parçada ve uluslararas› planda,proletaryan›n örgütlenmesi stratejik bir ihti-

7 5

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Komünist Enternasyonalin kurul-mas› ve ondan önceki Enternasyonalaç›s›ndan da bir gerçekti. Bu gerçek,uluslararas› proletaryan›n enternas-

yonal örgütlenmesinin gereksiz oldu-¤u anlam›na gelmez. Nas›l biçimlendi-rilece¤i sorununu çözmeyi gerekli k›-lar. Komünist Enternasyonal, tek tekpartinin tek merkezden tesbit edilenstratejik-taktik politikalarla yönetme

biçimindeki afl›r› merkezileflme hata-s›n› elbette düzeltmeliydi.

Page 76: Sınıf Teorisi - Sayı 3

yaçt›r. KE, yürütme komitesinin Komüntern'inda¤›t›lmas›n› gerekçelendirirken söyledi¤i:

"Dünyadaki ayr› ayr› ülkelerin tarihi geliflimyollar›n›n farkl›l›¤› (...) her ülkenin iflçi s›n›f›n›nönünde de¤iflik görevlerin bulunmas›". ((33.. EEnn--tteerrnnaassyyoonnaall BBeellggeelleerr,, BBeellggee YYaayy››nnllaarr››.. SSff.. 228833))

Komünist Enternasyonalin kurulmas› veondan önceki Enternasyonal aç›s›ndan da birgerçekti. Bu gerçek, uluslararas› proletaryan›nenternasyonal örgütlenmesinin gereksiz oldu-¤u anlam›na gelmez. Nas›l biçimlendirilece¤isorununu çözmeyi gerekli k›lar. Komünist En-ternasyonal, tek tek partinin tek merkezdentesbit edilen stratejik-taktik politikalarla yönet-me biçimindeki afl›r› merkezileflme hatas›n› el-bette düzeltmeliydi. Örgütlenmeye yeni biçimvermeliydi. Yap›lan baflka fleydir. Yürütme Ko-mitesinin da¤›tma karar›nda;

"‹flçi hareketinin tek tek ülkelerdeki büyü-mesi ve onlar›n görevlerinin karmafl›klaflmas› ilebirlikte git gide eskidi, (...) partilerin (...) önündeengel haline geldi." ((aaggee.. SSff.. 228833))

Engel haline gelme, afl›r› merkezileflme hata-s›n›n sonucuydu. Bunu aflma yerine, Enternas-yonal örgütlemenin engel oldu¤u söylenemez.Her bir halkada spesifik görevler bafltan itibarende bir olguydu, flimdi de bir olgudur. Bu gerek-çeden yola ç›k›larak, enternasyonal örgütlenme-ye gereksizdir diyemeyiz. Hitler Blo¤u ve anti-Hitler koalisyonu ülkeler koflullar›n›n farkl›l›¤›navurgu yürütme komitesi proletaryaya özetle di-yordu ki; Hitler Blo¤u ülkelerde savafl suçlusuhükümetleri düflürmektir görev. Anti-Hitler ko-alisyonu ülkelerde de baflka bir özel görev var-d›r. Bu ülkelerde proletarya kendi burjuva hü-kümetlerinin savafl çabalar›na her yönlü destekvermeli, devlet ba¤›ms›zl›¤› elinden al›nm›fl ülke-lerde bir ulusal kurtulufl savafl› sürdürülmelidir.(anti-Hitler emperyalist ülkelerde dahil) Diyor-du ki; bu görevin yap›lmas› için, tekil partilerin,rolü daha önemlidir. (Bkz. age. Sf. 283)

Farkl›l›klar izlenmesi gereken özgül siya-setler önemlidir. Ancak yürütme komitesi,anti-Hitler koalisyonu ülkeler iflçi s›n›f›n›nönüne, sadece hükümetleriyle birlikte, Hitle-re karfl› mücadele ile s›n›rl› bir strateji koyu-yor. Dikkat edilsin taktikte de¤il. Enternasyo-nal’in da¤›t›lmas› bununla da ilgilidir. Bu siya-set yanl›flt›r. Yanl›fl siyaseti ortaya koyarkenbiz, gününü doldurmufl örgüt biçimlerini ol-

du¤u gibi koruyan, koflullara uygun yeni bi-çimler koymayan çal›flma tarz› ve yöntemleri-ni koflullara göre flekillendirmeyen reçetecibir anlay›fla da sahip de¤iliz. Proletaryan›n herbir halka ve uluslararas› örgütlenmesi bir ihti-yaçt›r. Konjonktürel de¤il, stratejik bir ihti-yaçt›r. Komünizme kadar bu ihtiyaç ortadankalkmaz, "günü dolmufl" olmaz. Ancak koflul-lardaki köklü de¤iflikliklere ba¤l› olarak flu ve-ya bu biçim gününü doldurabilir. Dikkat çek-me durumunda oldu¤umuz, koflullarla iliflkiliörgütlenmenin de¤iflik flekilleridir, örgütlen-menin gereksizli¤i de¤il! Da¤›tma gerekçeleri-ni koyduktan sonra yürütme komitesi flu sen-teze vararak, ça¤r› yap›yor.

"Komünist Enternasyonal yürütme komi-tesi prezidyumu, Komünist Enternasyonal'inbütün taraftarlar›n›, emekçilerin can düflma-n›n›n Alman faflizmi müttefikleri ve vesayeti-nin en k›sa sürede ezilmesi için, bütün güçle-rin anti-Hitler koalisyonuna dahil ulus ve dev-letlerin kurtulufl savafl›n› her yönden destek-leme ve bu savafla aktif olarak kat›lmakta yo-¤unlaflt›rmaya ça¤›r›r.” ((aaggee.. 228855))

Burada, hiçbir devrim ça¤r›s› var m›? Ça¤-r› bir kenara, proletarya devrimi görevinezerrece iflaret var m›? Taktik bir siyaset de¤il,strateji olarak sunulmufltur. Anti-Hitlerci em-peryalist ülkelerde dahil, her yerde "ulus vedevlet kurtuluflu" (hiç ayr›m gere¤i de duy-madan) ise bafll› bafl›na ele al›nmas› gerekenbir problem!.. Hatal› oldu¤u da aç›k.

II. Dünya Savafl› ve UKH Konusunda Bir Bafllang›ç

Komüntern, enternasyonal proletaryan›nkomünizm mücadelesinin uluslararas› bir sila-h›d›r. Proleter dünya devriminin ilerletilmesi-ne önemli katk›lar sunmufltur. Onun esas ya-n› olumlu miras›d›r. Bu gerçek, ikincil derece-deki tali hatalar›n› görmememizi, aflmamam›-z› gerektirmez. 1935 Komüntern 7. Kongre-si de¤erlendirildi¤inde flu sonuca ulaflmakta-y›z: Dünyan›n o günkü durumu ve proletarya-n›n görevlerinin de¤erlendirmesini yapan 7.Kongre, devrimci proletarya için bir taktik

7 6

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 77: Sınıf Teorisi - Sayı 3

çizgi ortaya koydu. Bu, esasta do¤ru olmas›nara¤men hatalar da içeriyordu.

Faflizm ve burjuva demokrasisi aras›ndakiayr›ma dikkat çekmesi önemsiz de¤ildi ve bu-nu yapt›. Taktik bir özel program da belirle-di. Yap›lmal›yd› da. Ancak burjuva devletin fa-flizm ve burjuva demokrasisi gibi iki biçimi,özde burjuva diktatörlü¤üydü. Biçim farklar›-na iflaret etmek gerekliydi. Ama bu biçimselfarkl›l›klar özün önüne ç›kar›lmamal›yd›. Bubiçimsel farkl›l›¤›n gerektirdi¤i taktik görevlerstratejik gibi gösterilmemeliydi. Dimitrov'laKomüntern buna gerekli duyarl›l›¤› göster-medi, baz› hatalar yapt›. Faflizme karfl›, taktikolarak burjuva demokrasisi ile ittifak, strate-jik bir göreve dönüfltü. Ezilenler, faflizm d›fl›n-daki kli¤e karfl› objektif olarak silahs›zland›r›l-d›. Emekçiler uyar›lamad›. Uluslararas› ittifa-k›n zarar görmemesi kayg›s›yla, tek tek ülke-lerdeki devrimin proleter dünya devriminekatk›s› objektif olarak küçümsendi. Sapmalaragerekli müdahale, uluslararas› alanda da mev-cut olan hatal› tali çizgi gere¤i yap›lamad›.Yanl›fl olan, faflist kampa karfl›, uluslararas›anti-faflist cephesinin taktik siyaseti de¤ildi.Bunu, stratejik e¤ilime dönüfltüren yaklafl›m-d›. Bu yaklafl›m, Komüntern siyasetinin tarih-sel zorunluluklarla ilgili bir özel siyaset oldu-¤unu gölgeledi. Çeflitli ülkelerde, burjuvaziyeyedeklenen ve devrimi tasfiye eden çizgilerin(‹talya, ‹spanya, Yunanistan, Fransa gibi) savu-nulmas›na objektif olarak hizmet etti. En az›n-dan bunlar uyar›lmad› ve mücadele edilmedi.Bu uyarmama, Komüntern’de de tali de olsahatal› bir çizginin mevcudiyetine iflaret et-mektedir. Evet, emperyalist ülkelerde faflizmtekelci burjuvazinin en gerici kesiminin ikti-dar biçimiydi. Finans kapitalin en ba¤naz-sal-d›rgan diktatörlük biçimi. Tekelci burjuvazi-nin di¤er kesimleri biçimde faflizmle baz› ça-t›flmalar halinde bulunsalar da (s›n›f ç›karlar›temelinde) nitel olarak ayn› ortak özü paylafl-t›klar›n›n görülmemesine götürmemeliydi.Faflist olarak de¤erlendirilmeyen kesimlereiyimser bakma anlay›fl›na kaynak yap›lmama-l›yd›. Tali de olsa yap›ld›. Biçimi ne olursa ol-sun, burjuva diktatörlü¤ün özü de fliddettir,

bask›d›r. Hangi biçim meselesi, burjuvalar›nkeyfi iradesi de¤il, tarihsel koflullarla alakal›-d›r. Yönetebilmek için mecbur olduklar› biryöntem meselesidir. Dolay›s›yla emperyalistburjuvazinin bir kesiminin nisbeten "daha iyi-›l›ml›-demokratik" olmas› çerçevesinde biçimsorununu telakki etmek, kliklerin çat›flan ç›-karlar›n›n mahiyetini aç›klamak ve bununlailiflkili mevzilenme durumlar›n› izah etmekde¤il, bir kesim hakk›nda objektif olarak iyim-serlik yaratmakt›r. Bu da yap›ld›.

2. Dünya savafl› düz bir çizgi izlemedi. Sa-vafl de¤iflik evrelerde farkl› biçimler ald›. Herbir evrede çeliflkiler aras›ndaki iliflkinin tahliligerekliydi. Komüntern bunu yapmaya çal›flt›.Mesela; Sovyetler Birli¤i, sosyalizmin kalesiy-di. Proleter dünya devriminin ilerletilmesindeözel bir yeri vard›. Fakat yine de bu, tek tekülke devrimleriyle iliflki ve diyalektik birlefl-meyi içeriyordu. Tek düze, mutlak ele al›na-mazd›. SB'nin korunmas›, Çin devrimi örne-¤inde oldu¤u ve Mao'nun yapt›¤› gibi hiçteher partiye tek yanl› SB'nin d›fl politikas›n›mekanik tekrar etmeyi gerektirmezdi. Çeflit-li partiler Mao gibi de¤il, tersini yapt›. SB'nind›fl polikak›sna birebir kendilerini endeksledi-ler. Kendi burjuvazileriyle ittifak›, uluslararas›ittifak siyaseti gerekçesiyle stratejik bir çizgi-ye dönüfltürdüler. Komüntern ve SB bu hata-l› çizgiyi uyarmad›. SB'yi koruma kayg›s›ylagöz de yumdu, objektif olarak destekledi.Bunlar sa¤ hatalard› Komüntern’in genel çiz-gisinde bu hatalar ikinci durumdayd›lar.

Komünizme ya dünya çap›nda yürünecekya da hiçbir flekilde yürünemeyecek. (Prole-ter dünya devriminin emperyalizmin tek tekzay›f halkalar›ndan kopar›lmas› biçimindekiseyrine ra¤men komünizm ulusal de¤il, dünyaçap›nda bir mücadeledir.)

UKH'nin dünya çap›nda birli¤i ve dünyapartisi esprisi de anlafl›labilir Proleter dünyadevrimi karmafl›k bir süreçtir, özde de¤il herbir halkada koflullar gere¤i çeflitli biçimleral›r. Bu durum, UKH'nin birli¤inin karmafl›kmahiyetini de anlat›r. Tek tek ülkelerin devri-mine bir merkezden reçetelerle çözüm bulu-namaz. Elbette çizgi meselesi toprak-ço¤raf-

7 7

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 78: Sınıf Teorisi - Sayı 3

yalara özgü de¤ildir. ‹deoloji enternasyonal-dir. Kendini ifade eder, yanl›fl› elefltirir. Yinede partilerin kendi kararlar›n›, kendilerinin al-malar› bir prensiptir. Çin bu prensibi uygula-masayd› devrimi yapabilir miydi? Komünternreçetesini bire bir uygulasayd›, sonuca gidebi-lir miydi? Gidemezdi. Tabii ki her partinin ha-talar› öncelikle kendisinindir. Komüntern'ey›karak kurtulamaz ama, Komüntern’in böylebir olumsuz tecrübesi de mevcuttur. Afl›r›merkezileflme ve tek tek partilere mutlak di-rektifler siyaseti kabul edilemez. Bir bafllang›çolarak iflaret etti¤imiz bu sorunlar genifl-et-rafl› bir de¤erlendirmeyi gerektirmektedir.Parti ve UKH, bunu, kolektif olarak yapmadurumundad›r. Partimiz tarihinde 1. ve 2.MK, Konferans, DABK yöneliminde Komün-tern’i elefltirme gelene¤i yoktur. 2. MK kimikonularda elefltirilerden 5. raporunda bah-setse de esasta, muhafazakar bir savunmamevcuttur. Di¤erlerinde ciddi bir elefltiri yö-nelimi dahi yoktur. KHK ve merkezi konfe-ransa gelince; bunlar bu tür sorunlar›n varl›-¤›n› ya da yoklu¤unu dahi tart›flma pozisyo-nunda de¤ildir. Tümünün DEH deklerasyonu-na tutumlar›nda bu meselede ortak bir görüflmevcuttur. Komünternin baz› eksikliklerininifade edilmifl olmas› dahi Deklerasyona, "in-karc›", hatta baz›lar›nca DABK gibi "revizyo-nist" damgas› vurulmas›na yol açm›flt›r. Ko-müntern’in Mao’nun uyar›s›na ra¤men körükörüne izlenmesi çizgisidir bu. Modern reviz-yonist çizgili AEP’e, ASHC'ye, Küba'ya sosya-lizm etiketi yap›flt›rmaya götüren, Körfez sa-vafl›nda Saddam'› desteklettiren, Maoizm'ekarfl› kabul etmeme temelinde ayak diretti-ren vb. ç›kmazlar›n temelinde Komüntern veStalin'in tali hatalar›ndan köklü kopamamakyatmaktad›r.

Sormak gerekir: Stalin ve Komünternelefltiri konusu yap›lan meselelerde hatas›z veçok sa¤lam durumdalard›ysa onlar›n bu sa¤-laml›¤›na ra¤men, en az›ndan TKP, ‹talya-‹n-giltere-Fransa-Almanya ve di¤er partilarin%99'luk ezici ço¤unlu¤u o dönemde ve Krufl-çev darbesiyle birlikte de herkesin de kabuletti¤i s›n›f iflbirlikçisi, reformist-floven nitelik-

lerini engelsiz sürdürebilme durumunda ola-bilirler miydi? Tabiiki onlar›n hatalar›ndan ön-celikle Komüntern de¤il, kendileri sorumlu-dur. Ancak do¤ru çizgide güçlü bir uluslarara-s› Komünist Merkez flartlar›nda revizyonizmbu kadar serpilemezdi, menavra yapamazd›.Kruflçev'ler sebepsiz ve bu partilerin hatala-r›ndan hiç güç almadan, Stalin ve Komün-tern'in "mevcut olmayan zay›fl›¤›" d›fl›nda m›bu kadar kolay ç›kt›? ‹flte Mao, k›r›lmalar›n,zay›flayan yönlerin neflteri, yeni-nitel bir do¤-rulman›n ad›yd›. Bu do¤rulmay› savunamayan-lar, eski k›r›lmadan kopamamaktad›rlar.

DEH Deklerasyonu’nun da ifade etti¤i gi-bi Komüntern'in 7. Kongresi flu sapmalardanmüzdaripti:

"Faflizme karfl› mücadeleyi stratejik biraflama yapma ve burjuva demokrasisi ile fa-flizm aras›ndaki fark› mutlaklaflt›rma e¤ilimi,proletaryan›n sefaletinin, iflçi s›n›f› içerisinde-ki bölünmeye flifa bulunmas›n›n temelini ya-ratmakta oldu¤unu ilan etmek."

Tamam›yla do¤rudur. 2. MK, Konferansve DABK bu do¤rulara yanl›fl temelde mey-dan okumufltur. 2. MK, DABK ve Konferansortak bir zeminde Deklarasyonun emperya-list ülkelerde "proletaryan›n sosyal taban›"konu-sundaki belirlemelerine atefl püskürt-mektedirler. Hepsi de, emperyalist ülkelerdeproletarya tahlilinde, "emperyalizmden yarargören" etkili bir iflçi aristokrasisinin mevcut-diyetine, bunun KP'nin sosyal taban› olamaya-ca¤› gerçe¤ine veryans›n etmek, iflçi s›n›f›n›nafla¤› kesimi biçimindeki Deklerasyonun sos-yal taban olarak görülmesi gereken bölümü-ne karfl› ç›kmaktad›rlar. Bu zorlamalar daDABK flöyle diyor:

"‹flçi s›n›f›n›n yoksul (yedek sanayi ordusuiflsizler dahil) kesimini, göçmen iflçileri, az›n-l›klara ve ezilen uluslara mensup iflçileri pro-letarya partilerinin sosyal taban› olarak kabuletmek geri kalan kesimleri ise bu taban kesi-minden ç›karmak son tahlilde solcu oporto-nüzme ç›kar."

B›rakal›m emperyalist ülkeleri bugün Tür-kiye’de de, Koç-Sabanc› fabrikalar›ndaki iflçi-lerin bir bölümü, di¤er alanlara nazaran nis-

7 8

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 79: Sınıf Teorisi - Sayı 3

beten ayr›cal›kl› durumdad›rlar. Koflullaraba¤l› olarak her bir somut ayr›m ve esas al›-nacak kesimlerin tesbiti sadece emperyalistülkeler aç›s›ndan de¤il, bizimki gibi ülkeleraç›s›ndan da anlam tafl›r. Emperyalist ülkeleregelince; ezilen ulus ve halklar›n ya¤malanmas›sonucu gasbedilen zenginliklerin çok küçükbir kesimi, susturulmalar› için, emperyalist ül-ke iflçilerinin bir bölümüne daha çok sunul-maktad›r. ‹flçi s›n›f› içinde kutuplaflmalarda buönemli bir faktördür, Zaman bu pay›n sunul-mas› koflullar› olmayabilir. Her somutta du-rum somut incelemeyi gerektirebilir. ‹flçi s›n›-f› içerisindeki bölünme Lenin yoldafl›n da ifla-ret etti¤i bir olgudur. Komüntern 7. Kongreraporunda Dimitrov, krizin iflçi s›n›f› içindekibölünmeye kesin çare buldu¤u görüflündedir.Evet kriz, iflçi aristokrasisini de zorluklara iti-yordu. Bu kesim içinde çal›flma ihmal edilme-meliydi. Hele sözkonusu zorluklar ortam›ndadaha da ihmal edilmemeliydi Ancak iflçi s›n-f›nm bölünmesi, ezilen ulus ve halklar› tahak-küm alt›nda bulunduran emperyalizm gerçe-¤inin yaratt›¤›, bazen derin ve nisbeten geribir düzey gösteren gerçe¤iydi. ‹flçi aristokra-sisi emperyalist-kapitalist krizin sonucu ola-rak bazen yoksullaflabilir. Ama bu durum tekbafl›na, bir imtiyaz tabakas› fikrinin yerleflti¤ibu kesimin, otomatikmen, burjuvaziden kök-lü kopmas›na yol açmaz. Yoksullaflma döne-minde bunlara el atmak önem tafl›sa da, bukesimin sosyal bir tabaka olarak özelliklerininyads›nmas›na götürmemelidir. Ülke devrimiaç›s›ndan da önem tafl›yan hususlard›r. Büyükifl kollar›, büyük sanayi merkezlerindeki iflçi-ler, di¤erlerine göre daha fazla ücret alma du-rumundad›rlar. Kestirme flekilde iflçi s›n›f› ça-l›flmas›nda, buralar kilittir diyemeyiz. Varoflla-r›, iflsizleri, iflçilerin bizde de gerçek olan da-ha alt kesimlerini yok sayamay›z. ‹htilalcilik veliberalizm niyet meselesi de¤il, hangi çizgininuyguland›¤› meselesidir. Hangi kitlenin esasal›nd›¤› meselesidir. Partinin s›n›f›, devrimciproletaryad›r. Parti, devrimci proletaryan›nöncüsü, s›n›f mücadelesinin silah›d›r. Tart›fl›-lan baflka fleydir. Kitle çizgisidir.

7 9

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 80: Sınıf Teorisi - Sayı 3

MMaoist öncüyü bütün küçükburjuva ve burjuva partiler-den ay›ran en belirgin çiz-gilerden birisi de flüphesiz

ki kendi hatalar›na karfl› dürüst ve ciddi yak-laflma prati¤idir. Türkiye-Kuzey Kürdistan’das›n›fsal ve ulusal kurutulufl mücadelesi yürü-ten küçük burjuva ve ulusal burjuva hareket-lerin kendi hatalar›na karfl› ciddi ve dürüstyaklaflt›klar›n›; tarihleriyle derin ve kapsaml›bir flekilde hesaplaflt›klar›n› ne yaz›k ki söyle-yemeyiz-söylenemez. Bu durum sadece kü-çük burjuva hareketler için geçerli de¤il ken-disini Maoist olarak nitelendiren parti ve ör-gütler için de geçerlidir. Buna, Maoist öncü

dahil de¤il. Çünkü Maoist öncü kendi tarihiy-le çok derin ve kapsaml› bir tarihsel hesaplafl-ma içerisine girdi. Bu hesab›n› da ülke vedünya proletaryas› baflta olmak üzere bütünhalklara sundu.

“TKP(ML)’den Maoist Komünist Parti-si’ne Bu Tarih Bizim” adl› tarihi muhasebe ki-tab›nda TKP/ML’ye yönelik yap›lan elefltiri-ler TKP/ML’nin tarihimizin bir parças› olarakgörülmesindendir.

Bilindi¤i gibi s›n›f mücadelesinin üç bafll›-ca boyutundan birisi de ideolojik(teorik) müca-deledir. ‹deolojik mücadelede yanl›fl anlay›fl-larla uzlaflma olmaz. Tam tersine yanl›fl fikirle-rin amans›z bir flekilde elefltirilmesi zorunlu-dur. Ama burada birinci derecede önem arzeden husus yöntem sorunudur. ‹deolojik müca-

8 0

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

‹fiÇ‹-KÖYLÜ GAZETES‹ VE

PART‹ZAN DERG‹S‹’N‹N

‹DEOLOJ‹K MÜCADELE

TARZI VE DÜfiÜNDÜRDÜKLER‹

Bilindi¤i gibi s›n›f mücadelesinin üç bafll›ca boyutundan birisi de ideolojik(te-orik) mücadeledir. ‹deolojik mücadelede yanl›fl anlay›fllarla uzlaflma olmaz.Tam tersine yanl›fl fikirlerin amans›z bir flekilde elefltirilmesi zorunludur. Amaburada birinci derecede önem arz eden husus yöntem sorunudur. ‹deolojik mü-cadele yürütüyorum ad› alt›nda bilimsel olmayan kaba ve sekter tarz tarihimizininkar edilemez gerçe¤idir. Gerçek Maoistler yanl›fl fikirlerle mücadele ederkentam da ideolojik mücadelenin ruhuna uygun davran›rlar. Karfl› taraf› olumlu fle-kilde etkileyen bir fikir mücadelesi gerçekte s›n›f mücadelesine hizmet eder.

Page 81: Sınıf Teorisi - Sayı 3

dele yürütüyorum ad› alt›nda bilimsel olmayankaba ve sekter tarz tarihimizin inkar edilemezgerçe¤idir. Gerçek Maoistler yanl›fl fikirlerlemücadele ederken tam da ideolojik mücadele-nin ruhuna uygun davran›rlar. Karfl› taraf›olumlu flekilde etkileyen bir fikir mücadelesigerçekte s›n›f mücadelesine hizmet eder. Parti-nin geliflip zenginleflmesini sa¤lar. Tersi yön-temler ne partinin iç birli¤i ve bütünlü¤ünüsa¤lar ne de s›n›f mücadelesinin bu alandakigörevini yerine getirir.

Okurumuzun da takip etti¤i üzere Partizandergisi 49. say›da ve ‹flçi-Köylü gazetesindeMaoist öncüye yönelik, elefltiri s›n›rlar›n› aflansald›r› içerikli dizi yaz›lar yay›mland›.

Hat›rlanaca¤› gibi ‹flçi-Köylü gazetesini,üzerinde duraca¤›m›z, özellikle de “kaba ve sek-ter tarzlara sayfalar›nda yer vermemesi” için ga-zetemiz Devrimci Demokrasi arac›l›¤›yla öneri-de bulunarak uyarm›flt›k. Bu kaba ve sekter siya-set tarzlar›n›n ne kendi okurlar›na ne de baflkagazetelerin okurlar›na faydas› olamayaca¤›n›n,tam tersine yanl›fl ve hatal› flekillenmeler yarata-ca¤›n›n vurgusunu yapm›flt›k. Ancak gelinenaflamada gazetemizin yapt›¤› uyar› ve önerilerdikkate al›nmad›. Uyar›lar dikkate al›nmad›¤›gibi bu kaba, soyut, tahrifatç› ve abart›l› yaz› veyorumlara daha h›z verildi. O kadar abart›l› sa-vunu ve sald›r› yap›l›yor ki sanki su üzerine ya-z› yazmaya çal›fl›l›yor.

Özcesi, gelinen aflamada bu sald›r› içerik-

li yaz›lara yan›t vermeyi gerekli görmemizin

bafll›ca üç nedeni var:

Birincisi; söz konusu yaz›lara iliflkin yapt›-¤›m›z elefltiri ve öneriler ciddiye al›n›p olumlusonuç vermedi.

‹kincisi; söz konusu yaz›(lar)da oldukçaas›ls›z iddia ve suçlamalara yan›t vermeyi, erte-lenemez devrimci bir görev olarak görmekteyiz.Çünkü bizim hem gazetemiz hem de ‹flçi-Köylügazetesi okurlar›na gerçekleri bir kez daha (bel-li boyutlar›yla da olsa) oldu¤u gibi aktarma gö-rev ve sorumlulu¤umuz var. Bu görevden kaça-may›z-kaç›lamazd›.

Üçüncüsü; ‹flçi-Köylü gazetesi ve Partizandergisini kendi tarihiyle dürüst ve ç›plak bir fle-kilde hesaplaflmas›n› yapmaya ikna etmek; kabave sekter “elefltiri” tarz›n› düzeltmeye yard›mc›

olmak içindir. Bafll›¤a “bir yaz›” olarak geçmemizin nede-

ni gerek Partizan dergisi gerekse ‹flçi-Köylü ga-zetesinde Maoist öncüye yönelik yaz›lan her ikiyaz›n›n da ayn› içerikli olmas›ndan kaynakl›d›r.

Bu bilinçten hareketle de elefltirilerimizdeöncelik s›ras›n› Partizan dergisine verece¤iz.Daha sonra ‹flçi-Köylü gazetesini yan›tlayaca-¤›z. Bunu yaparken her iki yaz›da çak›flan nok-talar› da birlikte ele alaca¤›z.

-- II --PP aa rr tt ii zz aa nn DD ee rrgg ii ss ii ’’ nn ii nn 44 99 .. SS aa yy ›› ss ›› nn dd aa MM aa oo ii ss tt ÖÖ nn cc üü --

yy ee YYaa pp ›› ll aa nn SS aa ll dd ›› rr ›› ll aa rr ÜÜ zz ee --rr ii nn ee

Maoist öncüye yönelik sald›r›lar›n yap›l-d›¤› yaz›n›n bafll›¤› flöyle: “Proletarya Parti-si’nin 7. Konferans Kararlar›n›n Yol gösterci-li¤inde ‘Parti Bilinci, Devrim Bilinci Ifl›¤›nda,Süreklili¤i Sa¤lanm›fl Gerilla Savafl› ‹çin Par-ti ‹nflas›nda Derinlefl, Kitle Çal›flmas›nda Yo-¤unlafl’ fiiar›yla ‹leri”.

Öncelikle yaz›n›n bafll›¤›n›n iyi konuldu-¤unu ama içeri¤inin ise bafll›¤a uygun olma-d›¤›n› belirtelim. Bafll›kla içeri¤in birbiriylenas›l ve hangi noktalarda derin bir tezatl›k tefl-kil etti¤i ise elefltirilerimizin ak›fl› içerisindegörülecektir.

Bu bafll›k alt›nda sunulan yaz›da hatal›gördü¤ümüz bütün noktalar›n elefltirisini yap-mayaca¤›z. Sadece öncüyle do¤rudan ba¤›nt›-l› olan noktalara de¤inmekle yetinece¤iz.Yoksa söz konsu yaz› kendi ba¤r›nda bir dizihata ve yanl›fll›k bar›nd›rmaktad›r. Örne¤in;“dünya flu anda tek kutuplu bir mecrada duru-yor,” “ülkemizde devrimci durumda bir du-raklama oldu¤unu kabul etmeliyiz”, vb. gibihatal› ve abart›l› tespitler yap›lmaktad›r.

S›ras›yla elefltirilerimizi yürütelim:

1) Partizan dergisi, 1995-2002 aras› sü-

recin çizgisini bir yandan esasta olumsuz

bir pratik olarak de¤erlendirirken öte yan-

dan ise bu olumsuz prati¤in ideolojik-poli-

tik ad›n› koymuyor, ya da koymaktan çeki-

8 1

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 82: Sınıf Teorisi - Sayı 3

niyor:

fiu belirleme yap›lmaktad›r:“Proletarya Partisi’nin 7. Konferans›,

geçmifl 7 y›ll›k sürecini de¤erlendirdi¤indeolumsuz bir prati¤i geride b›rakt›¤›n› söyle-mekten çekinmedi. Bunun içinde olumlu at›-l›mlar›n ve yönelimlerin olmas›n›n bu gerçe¤ide¤ifltirmedi¤i(abç) gerçe¤ini kabul etti.”(Sf;36)

Ayn› sürece iliflkin “TKP(ML)’den MaoistKomünist Partisi’ne Bu Tarih Bizim” adl› ki-tapta yap›lan tespiti aktaral›m. Sonra bu ikitespitin ortak ve ayr› yanlar›n›n karfl›laflt›rma-s›n› yapal›m.

“ TKP/ML’nin II. OPK Sonras› SiyasalYönelim Çizgisi de Sol Oportünistti.”

“Her üç alandaki çizgisinin MLM de¤il sol-sekter ve macerac› oldu¤u...” (age,Sf; 496,

501)

Burada her üç alan sözünden siyasal, ör-gütsel ve askeri çizgi kastedilmektedir.

Ad› geçen kitab›n geçmifli analiz etmedebilimsel olarak oturttu¤u anlay›fl bir partiningenel siyasi çizgisiyle o partinin dönemselolarak izledi¤i siyasal, örgütsel ve askeri çiz-gilerinin bir ve ayn› olmad›¤› gerçekli¤idir. Kiokur da bunu farketmifltir. Zaten bu noktalar›nayr›m ve ortak yanlar› bilimsel bir flekilde bi-lince ç›kart›lm›fl olunursa o durumda hem ki-tab›n muhasebe yöntemindeki bilimsellikkavranm›fl olunur hem de Partizan ve ‹flçi-Köylü gazetesinin hatal› analiz yöntemleri gi-derilir veya bu denli kaba ve sekter sald›r›laragirmemifl olurdu.

Kitap, TKP/ML’nin 7 y›ll›k sürecini de-¤erlendirirken sol oportünist bir hat izledi¤ibelirlemesini yapmaktad›r. Partizan dergisi debu 7 y›ll›k süreci esasta olumsuz bir pratikolarak de¤erlendirmektedir.

Her ikisi de TKP/ML’nin 7 y›ll›k süreciniolumsuz de¤erlendirmektedir. Bu noktadaaralar›ndaki temel fark nedir? Kitap, bu sü-reçteki olumsuz prati¤in ideolojik-siyasi arkaplan›n› ortaya koyarken, Partizan dergisi busürecin ideolojik-siyasi arka plan›n› ortayakoymam›flt›r.

Ad› geçen kitap, bu süreci sol oportünistçizgi olarak ele al›p de¤erlendirmeye tabi tu-

tarken ayn› zamanda bu oportünist çizgininsiyasal, örgütsel ve askeri alanlara nas›l yan-s›d›¤›na iliflkin vb. sorulara yan›t bulmufltur.Bunu yaparken tabii ki somut örneklerle ide-olojik sorgulamas›n› da yapm›flt›r. Oysa, Par-tizan dergisi ad› geçen süreci bir yandan“olumsuz bir pratik” olarak de¤erlendirirkenöte yandan ise bu olumsuz prati¤in ideolojik,siyasal, örgütsel ve askeri çizgi boyutunu or-taya koymuyor-koyamam›flt›r.

Bunun üzerinde dural›m:Partizan dergisine bir soru sorarak konuyu

tart›flal›m: “Olumsuz bir prati¤in” politik arkaplan› yok mu? Bir baflka deyiflle 7 y›ll›k birpratik süreç önümüzde duruyor ve bu sürecinkendisi de esasta olumsuz olarak de¤erlendi-riliyor. Fakat bu olumsuz prati¤e yol açan si-yasal, örgütsel, askeri çizgi nedir? Bunlar›ntarihsel ve s›n›fsal kökleri nereye dayanmak-tad›r? Dahas› bu hatal› pratikler hangi ideolo-jiden besleniyor? Yoksa bu hatalar›n ideolo-jik-politik arka plan› yok mu? Her siyasi hatave baflar›s›zl›¤›n kendisini sadece olumsuz

diye nitelendirmek do¤ru bir analiz yöntemiolabilir mi?

Bilinirki her bir olumsuz politik-örgütselprati¤in arka plan›nda bir düflünce yöntemi,bir felsefi bak›fl aç›s› ve politika yatar. E¤erbir yerde, hem de 7 y›ll›k gibi bir pratik çizgi-yi esasta “olumsuz bir pratik” olarak de¤er-lendiriyorsak, o halde bu prati¤i yanl›fl düflün-ce yöntemi ve siyaset tarz›ndan ayr› ele alabi-lir miyiz? Yedi y›l›lk bir pratik sürece yön ve-ren hangi siyaset tarz›d›r? Bunun ad› konul-mayacak m›?

Somut durumun, hem de 7 y›ll›k gibi birsüreci olumsuz bir pratik olarak saptaman›nideolojik-politik ad› olur. “Olumsuz” deyipiflin içerisinden ç›kmak sözkonusu olumsuz-lu¤un köklerine ideolojik olarak inmek de¤il,ondan uzaklaflmakt›r.

Konuya iliflkin Baflkan Mao “Hiçbir ko-münistin akl›ndan ç›karmamas› gereken temelçal›flma yöntemi, çal›flma siyasetlerimizi so-mut duruma göre belirlemektir. Yapt›¤›m›z ha-talar›n nedenlerini araflt›rd›¤›m›zda, bunlar›nhepsinin, belirli bir zaman ve yerdeki gerçekdurumdan uzaklaflt›¤›m›z ve çal›flma siyaset-

8 2

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 83: Sınıf Teorisi - Sayı 3

lerimizde öznelci davrand›¤›m›z için ortayaç›kt›¤›n› görüyoruz. Bu, bütün yoldafllaraders olmal›d›r.” demektedir. (cilt;4 Sf, 221)

Mao’nun ortaya koydu¤u gibi e¤er bir po-litika somut duruma uygun belirlenmiyorsaonun sonucunda hatalara düflmek kaç›n›lmazolur. Politik hatalar›n düflünsel kayna¤› ise öz-nelciliktir. Öznelcilik de tek yanl›l›k oldu¤unagöre tek yanl›l›k üzerinden oluflturulacak po-litikan›n kendisi de do¤al olarak oportünizmolur. Somut gerçekli¤in ilerisinde siyasal, as-keri ve örgütsel çizgi izlemenin ad› sol-sektermacerac› çizgiden baflkas› olamaz. Somutgerçekli¤in gerisinde bir politika izlendi¤indeise o durumda sa¤ oportünist, liberal ve pasi-fist çizgi izlemiflsin demektir.

Partizan dergisi iflte bu belirlemeden uzakkaç›yor. Olumsuz diyor ama bu çizgilerin ide-olojik-politik olarak alt›n› doldurup ad›n›koymuyor. Durum böyle olunca geçmifl hata-l› çizgilerden do¤ru ve bilimsel bir ideolojikkopufl sa¤lanamaz. Partizan dergisinin yaz›boyunca izledi¤i genel çizgi de budur. Do¤ruve bilimsel bir düflünce sistemati¤ine sahipolamad›¤› için de haks›z bir flekilde sald›r›yageçiyor.

Özelefltiri yapt›m demekle özelefltiri yap›l-m›yor. Hastay› tedavi etmek için önce hastal›-¤›n ad›n› do¤ru koymal›s›n. Bunu do¤ru ko-yamay›nca ideolojik mücadelede okun sivriucunu hangi sapmaya yöneltece¤ini de bile-mezsin-beceremezsin. Bu de¤erlendirmedePartizan dergisinin yapt›¤› da budur.

2) Partizan dergisi, olumsuzluklar›n

esas nedenini içte aramak yerine d›flar›ya

ba¤layarak idealist bir tarzda sorunlara

yaklaflmaktad›r:

Partizan dergisi, “2. OPK” süreci için flutespiti yapmaktad›r:

“... 1994’de Parti içinde gerçeklefltirilendarbenin yaratt›¤› tahribat ve bunun kadro veProletarya Partisi’nin kitlesi üzerindeki etki-lerini ortaya koymadan nas›l bir süreçten sü-zülerek 6. Konferans’›n (2.OPK) gerçekleflti-rildi¤i anlafl›lmaz.” dedikten sonra arkas›n-dan sorunun esas kayna¤›n› “darbeci” olaraknitelendirdi¤i Maoist öncüye ba¤layarak ifliniçerisinden flu flekilde ç›kmaya çal›fl›yor:

“... Parti içinde yarat›lan bozgun, o günekadarki en büyük darbe ve bozgun niteli¤in-deydi. Proletarya partisi adeta bir varl›k veyoklukla karfl› karfl›ya gelmiflti. Önder kadro-lar›n ezici ço¤unlu¤unun esir olmas›, birçokzorlu¤u birlikte getiriyordu.”

Partizan dergisi bu tespitiyle kimi iknaedebilir ki? Kendisinden baflkas›n› ikna ede-mez. Kendi kendisini kand›r›yor. Diyalektikyöntemden hareket etmek yerine bozgununesas nedenini d›flar›daki güçlere ba¤layarakmetafizik düflünceyle sorunlara yaklaflm›flt›r.

Partizan dergisi dürüst ve ç›plak bir flekildekabul etmelidirki “en büyük darbe ve bozgunu”yaflamas›n›n ana nedeni “DABK darbecileri”de¤il, kendi önderli¤inde yer alan kadrolar›nmalum suçu ifllemifl olmalar› ve bu suçun dapartiden gizleme yoluna gidilmesi gerçekli¤idir.

fiöyle bir savunu olabilir mi? Maoist öncükalk›p kendi hatal› çizgisinin esas nedeninigötürüp Karfl› Devrimci Hücre (KDH) ele-manlar›na ba¤larsa, o zaman bu yaklafl›m içindo¤rudur diyebilir miyiz? Bu, ucuz bir siyasettarz› olmaz m›? Bu, hatalar›n gerçek nedeninikendi yanl›fllar›nda ve çal›flma tarz›nda ara-mak yerine d›fla ba¤lamakt›r.

Kald› ki 94 ayr›l›k sürecinde ortaya ç›kansaflaflmada her iki kanad›n kadrolar›n›n eziciço¤unlu¤u yine kendi saflar›nda yer tuttu. Du-rum böyle olunca “MLM çizgide e¤itilen”kadrolar nas›l oluyor da “DABK darbecili¤i”sonucu sars›l›yor ve bozguna u¤ruyor? De-mek ki bozgunda ve güvensizlikte rol oyna-yan esas faktör bir dönem önder olarak bili-nen kadrolar›n içine düfltükleri suç ve hatala-r›n deflifre olmas›d›r. Bir taban kendi ön-

derli¤ine olumsuz pratikler, hem de suça

denk düflen pratikleri iflledi¤i için güven-

mez.

Bozgunun esas nedeni bu iken ancakPartizan dergisinin, üstelikte aradan y›llar

geçmesine karfl›n hala hatalar›n›n esas

kayna¤›n› iflaret etti¤imiz bilimsel bir ba-

k›fl aç›s›yla ortaya koymak yerine d›flar›-

da arama yoluna gitmesi, geçmifl tarihiyle

bilimsel bir hesaplaflmaya gitmedi¤ini-

gitmeyece¤ini gösteriyor.

3) Partizan dergisi, “hiziplerle” müca-

8 3

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 84: Sınıf Teorisi - Sayı 3

dele sorununa abart›l› bir flekilde yaklafl›-

yor:

Partizan dergisinin konuya iliflkin yapt›¤›tespit flöyle:

“Otuz y›ll›k Proletarya partisi tarihi ince-ledi¤inde görülecektir ki, Proletarya Partisidüflmana yönelmekten çok kendi içinde ç›kanhizip, darbe ve kaçk›nl›kla mücadele etmifl,kendi yöneliminde yürümesi, bir biçimiyle ‘ta-li’ bir düzeyde kalm›flt›r.” (agd.Sf;36)

Birincisi, bu tespite göre proletarya parti-si’nin tarihini s›n›f düflmanlar›na karfl› müca-dele de¤il hiziplerle mücadele tarihi olufltur-mufltur. Daha aç›kças›, bu tespitten hareketedilirse proletarya partisinin asli görevi s›n›fdüflmanlar›na karfl› de¤il, “hizip” ve “kaçk›n-lara” karfl› mücadeledir. Dahas› da var; bunagöre bir Parti, e¤er s›n›f düflmanlar›na yönel-

mekten çok hiziplerle u¤raflm›fl ve bunlarakarfl› mücadele yürütmüflse, böyle bir partiiçin komünist tan›mlamas› yapmak do¤ru ol-maz. Bu da 30 y›ll›k Partiyi reddetmek anla-m›na gelir.

Üstelik Parti tüzü¤ünde “hizipçilik ve hi-ziplere yer yoktur” diye örgütsel tedbir konul-mas›na karfl›n, bu yönlü bir belirlemede bu-lunmak hizipçilik ve hiziplere karfl› mücadeleyönteminde bilinç bulan›kl›¤›n› daha da kar-mafl›k hale getiriyor.

‹kincisi, bu tespitten hareket edilirseMarksist-Leninist-Maoist bir partinin hiziple-re karfl› örgütsel tedbirlerin yan›nda ideolojikmücadele etme diye bir sorunu yoktur. Daha-s›, bu tespit, Marksist-Leninist-Maoist birpartinin “hiziplere karfl› bir yönelimi” olmaz,anlay›fl›na götürür. Hizip, arapça kilik-partidemektir. MLM bir parti içerisinde iki bafl ikiyönetime yer yoktur. Bunun için örgütsel ted-birlere gidilir. Fakat bunlara karfl› mücadelesiyasetimiz at›ld›ktan sonra ideolojik mücade-ledir.

Üçüncüsü, bu tespitten hareket edildi¤in-de Proletarya Partisi önderli¤inin “hizip” ve“kaçk›nlara” karfl› mücadelesinde hep do¤rubir siyaset izlemifltir, fakat buna ra¤men yinede hizip ve kaçk›nlar ç›km›flt›r.

Soral›m: E¤er Proletarya Partisi’nin “hi-zip” ve “kaçk›nlara” karfl› mücadele siyaseti

do¤ruyduysa, o zaman nas›l oluyor da bu par-ti s›n›f düflmanlar›ndan çok esas olarak hizipve kaçk›nlara karfl› mücadele yürütüyor?

Dördüncüsü, Partizan dergisi bu tespitiy-le yine o bildik hatal› yanlar›n› d›flar›ya ba¤la-yarak iflin içerisinden s›yr›lmaya çal›fl›yor.Sayfalar dolusu yaz› yaz›lm›fl, fakat “hizip”,“kaçk›n” ve “darbeci” olarak nitelendirdi¤ioluflumlara karfl› “bizim önderli¤imiz de fluveya bu noktalarda hata yapt›” diye tek birifade tarz›na rastlanm›yor.

Bir yandan “Proletarya Partisi mücadeletarihi boyunca esas olarak hiziplere karfl› mü-cadele yürütmüfl” diye belirleme yapacaks›n,öte yandan ise her ne hikmetse 30 y›ld›r esasolarak mücadele etti¤in bu hizipler yine degenel mücadelenin önünde en büyük engellikteflkil edecek. Böylesine eklektik yoruma pesdo¤rusu!

K›sacas› Partizan dergisi, kendi hatalar›n›görmek yerine yine metafizik bir düflünce yön-temiyle hatalar› d›flar›da arama yoluna gidiyor.Hem de ne söyledi¤ini, neyi savundu¤u birbi-rine kar›flt›rarak bunu yap›yor. Ama böyle birtarz› sergilemesi normal. ‹leride de ortaya ko-yaca¤›m›z gibi bir sayfa öncesinde söyledikle-rini bir sayfa sonra inkar eden bir anlay›fl sahi-binin bilimsel bir yöntemle sorunlara yaklafl-mas› düflünülemez. Çünkü düflünce yöntemineöznelcili¤in, analiz yöntemi ise metafizikçili-¤in damgas›n› vurdu¤u bir sorgulama yönte-miyle do¤ru-bilimsel sonuçlara gitmesi bekle-nemez.

4) Partizan dergisi, 1. MK için revizyo-

nist ve oportünist ak›mlara karfl› ideolojik

mücadelede “ileri ad›m atm›flt›r” demekle,

do¤ru bir de¤erlendirme yapm›yor:

Partizan dergisinin söyledikleri:“... di¤er oportünist ve revizyonistlere kar-

fl› ideolojik mücadelede ileriye at›lan ad›mlar›1. MK, ... di¤er sorunlarda atamad›.” (agd.Sf;

39)

Bu tespit, 1. MK’ya hak etmedi¤i iltifat›göstermektir. Oysa 1. MK, Partizan dergisinindedi¤inin aksine “oportünist ve revizyonistle-re” karfl› ideolojik mücadelede eklektik-opor-tünist bir hat izlemifltir. Partiyi ulusal ve ulus-lararas› düzlemde oportünist ve revizyonist

8 4

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 85: Sınıf Teorisi - Sayı 3

ak›mlara karfl› savunmada önderliksiz b›rak-m›flt›r. 1. MK, Parti çizgisi do¤rultusunda ide-olojik görevlerini yerine getirmedi¤i gibi Par-tinin ideolojik flekillenmesinin birinci derece-de esin kayna¤› olan Mao ve onun düflüncele-rine de sald›rmaktan geri durmam›flt›r. Öyle kiMao’yu “klasiklerden biri olarak görmeliyiz”yönlü partinin resmi düflüncesini dahi ask›ya

alma cüretini göstermeye çal›flt›. “Ustal›k”meselesini “ask›ya alal›m” diye partiye dayat-mada bulundu.

Konuya iliflkin daha fazla örnek sunmayaihtiyaç duymuyoruz. O tarihsel-siyasal koflul-larda ideolojik alanda kilit sorun Mao’yu ustaolarak görüp görmeme sorunuydu. Bunda da1. MK Mao’ya yönelik sald›r›lar› gö¤üslemekyerine kendisini oportünist, özellikle de Hoca-c› oportünist ak›mlar›n rüzgar›na kapt›rd›. Do-lay›s›ylad›r ki art›k kalk›p 1. MK için “ideolo-jik olarak oportünist ve revizyonist ak›mlarakarfl› ileri düzeyde bir mücadele yürüttü” de-mek için insan›n ya o tarihsel-siyasal koflulla-r› ve parti tarihini bilmemesi gerekir, ya da par-tinin ideolojik alanda esasta Maoizmin sonucu

olarak do¤du¤unu bilmemek demektir.Bir hat›rlatma: Partizan dergisinden al›n-

t›lad›¤›m›z bölümde 1.MK’ya iliflkin bu tür-den hak etmedi¤i iltifat› yaparken ancak öteyandan bir sütun sonra bu kez tam tersini söy-lüyor. Okurun bu birbiriyle tutmayan ve birbi-rinden habersiz-denetimsiz yap›lan-yaz›lantespitleri yak›ndan ö¤renmesi için söz konusutespiti aktarmakta fayda görüyoruz:

“...AEP’in bafl›n› çekti¤i Mao Zedung’ureddetme tart›flmalar›na 1. MK’n›n yalpala-

yan (abç) tavr›na karfl›,...” (agd,Sf; 40)Fazla yorum yapmaya gerek yok. Çünkü

okur, her iki al›nt›y› karfl›laflt›rarak Partizandergisinin 1. MK için yapt›¤› tutars›z-eklektikde¤erlendirmeyi görme durumundad›r.

5) Partizan dergisinin iddia etti¤i gibi

1.MK’n›n “bar›flç›l mücadeleyi esas taktik

olarak” belirledi¤i toplant› MK 4. toplant›-

s› de¤il 1. toplant›d›r:

Ayr›ca,“gerilla savafl›na haz›rl›k devresi”belirlemesi de 1.MK’n›n 4. toplant›s›nda de¤il,I.Konferans’ta tespit edilmifltir. Bu konularailiflkin ayr›nt›l› bilgiler için sözünü etti¤imiz ta-rihi muhasebe kitab›, II. Konferans raporu veKomünist’in birinci-ikinci say›lar› okunabilir.

6) Partizan dergisinin “2.MK 5. Toplan-

t›s›” için “sa¤ sapman›n teorik olarak sis-

temlefltirildi¤i” tespiti, öznelci-sekter bir

de¤erlendirmedir:

Konuya iliflkin önce yap›lan tespiti aktara-l›m, sonra bu tespitin yanl›fll›¤› üzerinde dura-l›m.

“...2. Konferans’›n seçti¤i MK k›sa süredebirçok üyesini kaybetti. Bu tarihten sonra MKatamalarla güçlendirilmeye çal›fl›ld›. Ancakbu (2.MK 5. Toplant›s› sa¤ sapman›n teorikolarak sistemlefltirildi¤i ve parti içinde çokciddi tart›flmalar›n yaflanarak, merkezi ön-derli¤e duyulan güvensizli¤in de had safhayaç›kt›¤› dönem oldu.-yn.) kez parti çizgisindesa¤ sapmaya düflüldü...”

Güçlendirme sonras› II. MK’da hakimolan çizginin sa¤ oportünist oldu¤u tespitido¤rudur. Burada yanl›fl ve hatal› olan anlay›flparantez içerisine düflülen “...sa¤ sapman›nteorik olarak sistemlefltirildi¤i” tespitidir.

Bu tespit bir çok bak›mdan yanl›fl-hatal›ve sekter bir tespittir.

Birincisi, II. MK’n›n sa¤ çizgisi gerek te-orik gerekse pratik politikalar bak›mdan 5.toplant›da sistemleflmedi.

Önce bir çizgiyi hangi durumlarda sistem-

li çizgi olarak de¤erlendirmeliyiz sorusunuyan›tlamal›y›z.

Her zaman vurgusunu yapt›¤›m›z gibi çiz-gi ile sistemleflmifl çizgi farkl› fleyleri ifadeeder. Evet her ikisi de çizgiyi ifade eder amaçizginin her boyutunu sistemleflmifl çizgi ola-

8 5

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Bir yandan “Proletarya Partisi mü-cadele tarihi boyunca esas olarak hi-ziplere karfl› mücadele yürütmüfl” di-ye belirleme yapacaks›n, öte yandanise her ne hikmetse 30 y›ld›r esasolarak mücadele etti¤in bu hizipleryine de genel mücadelenin önündeen büyük engellik teflkil ediyor. Böy-lesine eklektik yoruma pes do¤rusu!

Page 86: Sınıf Teorisi - Sayı 3

rak de¤erlendiremeyiz-de¤erlendirilemez. Sistemleflmifl çizgi, ilkesel görüfl ayr›l›kla-

r›na denk düfler. Dahas›, sistemleflmifl çizgi,parti program› ve bir partinin temel ilkesel fi-kirleri noktas›nda farkl› devrim program› veilkesel görüflleri savunmay› ifade eder. Bu, il-kesel görüfl ayr›l›klar› sa¤ veya sol oportünistsistemleflmifl çizgi boyutuyla kendisini göste-rece¤i gibi, revizyonist, reformist çizgi boyu-tuyla da kendisini gösterir.

Tek tek taktik pratik politikalarda revizyo-nist, reformist, sa¤ veya sol düflünceleri sa-vunmak veya bu pratikleri sergilemek o partiveya ak›m›n bir bütün olarak revizyonist-re-formist, dahas› sistemleflmifl sol veya sa¤ çiz-gi sahibi oldu¤unu ifade etmez. ‹fade etmekiçin yeterli bir neden olmaz. Böyle olsayd›, ohalde yap›lan her taktik hatadan dolay› o par-ti veya örgütü, platformu revizyonist, refor-mist, sa¤-sol sistemleflmifl oportünist partilerolarak nitelendirmemiz gerekir.

II. MK 5. toplant›s›nda oportünist düflün-celer savunulmaktad›r. Ancak bu teorik dü-flünceler partinin program›n› ve temel ilkeleri-ni reddeden boyutta sistemleflmifl de¤ildir.

Mücadele ve örgüt biçimlerinden baz›lar›-n› sa¤ bir anlay›flla “taktik” olarak de¤erlen-dirmeye gitmesinden hareketle o önderlik içinsistemleflmifl sa¤ çizgiye sahiptir demek ol-dukça tek yanl› ve sekter bir tespittir.

Bu abart›l› ve sekter anlay›fltan hareket edi-lirse baflkan Mao’nun “57 deklarasyonu ve 60bildirisi” için yapt›¤› do¤ru tespiti de reddet-memiz gerekir. Hat›rlanaca¤› gibi söz konusubelgelerde “taktik olarak da olsa bar›flç›l yol-dan sosyalizme geçifl teorisi” savunulmaktad›r.

Daha baflka hatal› tespitler de söz konusu-dur. Ama tüm bu hatal› tespitlere karfl›n bafl-kan Mao bu belgelere sahip ç›k›yor ve söz ko-nusu belgelerdeki görüfllerin özünü oluflturanML ilkelerdir tespiti yap›yor. Hatta bu ilkelerUluslararas› Komünist Hareket’in platformuolabilir diye söz etmektedir. Parti ise, Ulusla-raras› Komünist Hareket’in baz alaca¤› temelilkeler 57 de¤il 63 Polemikleri’nde ortaya ko-nulan temel ilkeler olmal›d›r, görüflünü sa-vundu-savunmaktad›r.

Bu belgeleri Baflkan Mao savundu, ama

Kruflçev revizyonisti savunmad›-savunamaz-d›. Çünkü söz konusu ilkeler esasta MLM idi.

Partizan dergisine göre hareket edilirse bubelgelerdeki yanl›fl anlay›fllardan dolay› “57Deklarasyonu ve 60 bildirisi”ni de revizyonistveya sistemleflmifl sa¤ oportünist olarak de-¤erlendirmek gerekir.

Sormak gerek: Parti içerisinde birisi “tak-tik olarak bar›flç›l yoldan sosyalizme geçifl sa-vunulmal›d›r” görüflünü savunursa, geçmiflteve yazar›n mant›¤›yla hareket edilirse, bu gö-rüflün sahibini hemence revizyonist olarak m›tan›mlamal›y›z? O da yetmez deyip, teflhiremi yönelmeliyiz? Dahas› bu görüflleri savun-du diye örgütten atmal› ya da ayr›lmal› m›y›z?Evet bu tez revizyonist tezdir. Fakat bu tezintaktik olarak da olsa savunulmas› o kiflinin re-vizyonist oldu¤unu getirmez. Revizyonizmdevlet, devrim ve parti sorunlar›nda MLM gö-rüflleri revize etmektir. Sistemleflmifl sa¤oportünizmin daha üst boyutta geliflmifl boyu-tu ise revizyonizmdir.

Yine Partizan dergisine sormal›.Sistemleflmifl sa¤ oportünist çizginin sahi-

bi MLM olabilir mi? Dahas›, sistemleflmifl sa¤oportünist çizgi sahipleri parti tarihinde Ko-münist olarak sahiplenilebilinir mi?

E¤er bu çizgi sahipleri savunulur ve MLMolarak sahiplenilirse, o halde fiefik Hüsnü’ler,‹. Bilenler, Troçkiler, Li fiao-fii, Deng SiaoPingler, Lin Biaolar›, 72’nin Do¤u Perinçek-lerini vd. revizyonist öndreleri de sahiplenme-miz gerekir.

Tersi durumda ise, yani bu kaflarlanm›fl re-vizyonistler sahiplenilmiyorsa, o halde MK 5.toplant›s›nda sekreter olarak görev yapan ve5. toplant›n›n fikir ve politikalar›n› savunma-da birinci derecede rol oynayan (elefltirisiniyapt›¤›m›z söz konusu tezleri birinci derecedesavunup öne süren) Kaz›m ÇEL‹K’i de sa¤oportünizmin bafl› olarak anmam›z gerekir.Bu durumda iç tutarl›l›k aç›s›ndan, yani bugörüfl aç›s›ndan ve de¤erlendirmeden hareketedildi¤inde Kaz›m ÇEL‹K komünist bir sek-reter olarak an›lmamal›d›r.

DABK, ayr›l›k sonras› bir dönem Kaz›mÇEL‹K’i sekreter olarak anmamakla kendiiçinde tutarl›yd›. Çünkü “revizyonist” olarak

8 6

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 87: Sınıf Teorisi - Sayı 3

de¤erlendirdi¤i bir önderlik ve önderi komü-nist sekreter olarak anmak dürüst ve tutarl› biryaklafl›m olmaz.

‹flaret etti¤imiz gibi bu tutarl›l›k ve dürüst-lü¤ü ne yaz›k ki Partizan dergisinde göremi-yoruz. Hem bir yandan “sistemleflmifl sa¤oportünist önderlik” tespiti yapacaks›n hemde böyle bir önderli¤in bafl›n› çeken (üsteliksözü edilen düflüncelerin asli savunucusuolan) bir önderi komünist önderler aras›ndasekreter olarak tarihine not düflüp anacaks›n.

K›sacas›, Partizan dergisi ya bu tutars›z vedürüst olmayan yaklafl›m›n› düzeltecek ve buanlay›flla Kaz›m Çelik’i bir daha sekreter olarakanmayacak, ya da II. MK için “teorik olarak sis-temleflmifl sa¤ oportünist” çizgiyi savunuyor be-lirlemesinden vazgeçecek.

Partizan’›n çizgi denilince bundan “sistem-leflmifl çizgi” (program, platform) anlafl›lmal›d›ranlay›fl›n› aç›ktan savunmas› gerekir. Bu durum-da bile, yani yine ayn› tespitin do¤rulu¤unda ›s-rar edilirse Kaz›m Çelik’i komünist sekreter ola-rak anmamas› gerekecektir.

7) Partizan dergisi, “dogmatizm”, “askeri

bak›fl aç›s›” ve “sekterizm” gibi ideolojik has-

tal›klar›n “tohumlar›n›n” 1982-83 y›llar› ara-

s›nda II. MK döneminde at›ld›¤› tespitini

yapmakla, partiyi o tarihe kadar adeta s›n›f-

s›z bir toplumda yafl›yormufl gibi dondurmufl

durumdad›r.

Partizan dergisinin yeni bulufllar› ve tespitle-rini aktaral›m:

“...Parti önderli¤inin sa¤-oportünist çizgiyesapmas›yla özellikle Dersim bölgesinde geliflenve ciddi boyuta varan askeri bak›fl aç›s›n›n,dogmatizmin, sekterizimin tohumlar› 2.MK’n›nörgütsel olarak ciddi darbeler ald›¤› 1982-83y›llar› sonras› oldu.”

Partizan dergisi, bu tespitle parti içerisindesözü edilen bütün hatal› ideolojik bak›fl aç›lar›n›II. MK’dan bafllatarak partiyi o güne kadar ade-ta tek düflünceli monolitik bir parti anlay›fl›yladondurmufl durumdad›r.

Partizan dergisi, bu tespitle partiyi belirtti-¤i tarihe kadar donduruyor. Bu tespitle partiyio güne kadar s›n›f mücadelesinden kopuk eleal›yor. Oysa sözü edilen hatal› ideolojik bak›flaç›lar›n›n tohumlar› daha parti kuruldu¤unda

vard›r. Çeliflkisiz bir parti olmad›¤›na göre ad›geçen ideolojik hastal›klar›n tarihi de partininkurulufluyla birlikte vard›r. Hatta bu görüflle-rin tarihsel kökleri eskiye (T‹‹KP’e) kadar gi-der. Hiç bir anlay›fl ve hata birden bire ortayaç›kmaz. Her fleyin belli bir tarihsel geçmifli veevrimi vard›r. Fakat her fleyde oldu¤u gibi buideolojik hastal›klar›n boyutlar› da dönem dö-nem de¤iflir. Bir dönem parti içerisinde hakimhale gelirken bir baflka dönem alt düzeylerdekendisini gösterir. Bu partideki dogmatizmintarihini getirip 80’li y›llara dayand›rmak partitarihinden bihaber olmak veya dogmatizminkavramsal boyutunu bilmemek demektir.

Bu tespitten de anlafl›l›yor ki Partizan

dergisi, parti içerisindeki iki çizgiyi parti-

nin varl›¤› itibar›yla sürekli bir flekilde va-

rolaca¤›n› savunmuyor.

Partizan dergisi, o tarihe kadar ismini say-d›¤› bütün ideolojik hastal›klar› II.MK’yaba¤lamakla kurtulaca¤›n› san›yor. Partizandergisi, ‘87 öncesi için iflin kolay›n› bulmufl.Bütün hatalar› II.MK’ya ba¤layarak iflin içeri-sinden s›yr›lmak istiyor. II. MK’n›n ideolojikçizgisinin tarihsel, s›n›fsal ve politik kökleri-ne inmek yerine bundan kaç›yor. Hikaye anla-t›r gibi tarihi anlatmaya çal›fl›yor. Bu partide ogüne kadar dogmatizm, örgütsel sekterizm veaskeri bak›fl aç›s› yoktuysa, nas›l oluyor da buparti do¤ru ray›nda geliflmiyor-geliflemiyor.Ya da daha öncesinde hiç mi öznelci yan›lg›-lara düflüp sa¤ veya sol sapmalara düflmedi?Bu parti II. MK’ya kadar uzaydan m› geldi?

Partizan dergisi, ‘87 öncesi bütün hatalar›II. MK’ya ba¤lamakla iflin içersinden s›yr›l-maya çal›fl›rken birlik ve sonras› ayr›l›k süre-cinin hatalar›n›n esas nedenini ise DABK’ave “darbeci” önderli¤ine ba¤layarak hatala-r›ndan kurtulmak istiyor. Ama bir türlü de budo¤ru yoldaki MLM önderlik hatalardan ku-rutulam›yor. Öyleki kendi döneminin faali-yetlerini MLM göstermek için oldukça cüret-li davranmaktan da geri durmuyor: Ne diyor?Söyledi¤i özetle flu; “TMLGB faaliyetleri d›-fl›nda kalan bütün bölge faaliyetleri olumsuzama MK faaliyetleri MLM’dir.” Dolay›s›ylaparti tarihine bir “yeni”lik daha kat›yor. Dahada ileri giderek bu tespitini “bir gelene¤i y›k-

8 7

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 88: Sınıf Teorisi - Sayı 3

t›k”la kamufle edip teorilefltirmeye çal›fl›yor.K›sacas› Partizan dergisi, bir çok konuda

oldu¤u gibi bu konuda da yine idealist görüflaç›s›yla sorunlar› ele almaya çal›flm›flt›r.Böyle olunca bir türlü kendi hatalar›n›n sor-gulanmas›nda bilimselli¤i yakalayam›yor.Partizan dergisi, diyalektik yöntem yerinemetafizik yöntemden hareket ederek sorun-lara yaklafl›yor.

8) Partizan dergisinin ‘86 y›l› itibar›yla

ortaya ç›kan kaosu tek tarafl› bir flekilde

DABK’a ba¤layarak iflin içerisinden ç›k-

mas›, do¤ru ve bilimsel bir analiz yöntemi

de¤ildir:

Bu dönemde ortaya ç›kan örgütsel kaosailiflkin Partizan dergisinin yapt›¤› anlat›m-larda baz› noktalar do¤ru, fakat tümüyledo¤ru bir anlat›m ve yorum de¤ildir. Do¤ruyorum ve do¤ru bilgi “TKP(ML)’den Ma-oist Komünist Partisi’ne Bu tarih Bizim” ad-l› kitapta verilmektedir. Ayr›nt›l› bilgi içinbu kitaba yeniden bak›lmal›d›r. Örne¤inPartizan dergisinin, delegelerin flehit düflme-sinden sonra Kaz›m Çelik’in önderli¤iniyapt›¤› KÖK önerisinin yap›lmas›ndan vebu öneriden 87 Nisan’›na gelindi¤inde isevazgeçildi¤inden söz etmiyor.

Konferans yeriyle ilgili ise II. MK’n›n da-ha önce belirlenen yerde (k›rda) yap›lmas›noktas›nda karar›n› de¤ifltirmesiyle birlikteyeni bir bunal›ma yol açt›¤›ndan söz edilmi-yor. Bu yer de¤ifltirme karar›ndan parti sekre-terinin (Kaz›m Çelik) bilgisinin dahi olmad›-¤›ndan, dolay›s›yla bu durumun örgütsel bu-nal›m› daha da art›rmas›nda önemli rol oy-nand›¤›ndan söz edilmiyor. Daha baflka olum-suzluklar da var. Bu konuya iliflkin daha fazlaaktar›m yapmay› uygun bulmuyoruz. Çünküyaz›m›z›n kapsam›n› aflmaktad›r.

K›sacas›, Partizan dergisi, 86 itibar›yla or-taya ç›kan örgütsel kaosun esas nedenini gö-türüp Do¤u Anadolu Bölge Komitesi’ne ba¤-layarak iflin içerisinden ç›kma siyasetini izli-yor. Bu ba¤lamda fark›nda olmadanII.MK’n›n hatalar›n› da aklamaya çal›fl›yor.

9) Partizan dergisi, Maoist Parti Mer-

kezi’ne iliflkin yapt›¤› belirlemede alabildi-

¤ine öznelci ve sekter yaklaflm›flt›r.

Partizan dergisi, Maoist Parti Merkezi

hakk›nda flu saptamay› yapmakatd›r: “Kendisine ‘Maoist Parti Merkezi’ ad›n›

koyan bu hizip, yar› Troçkist-Kautsky’nin gö-rüflleriyle harmanlanm›fl uyduruk (abç) teori-leriyle ortaya ç›karak partiye kafa tutmaya(abç) çal›flt›. Yaman Mao’cular olarak ortayaç›kan bu hizip, Mao’nun ve Kaypakkaya’n›ntüm tezlerini reddederek (abç) Troçkizm’denesinlenen görüfllerini yeni görüfllermifl gibidayatarak ortaya ç›kt›.” (agd.Sf; 41)

“Uyduruk” vb. gibi söylemler kulanmakpolitik bir elefltiri diline denk düflmez. Bu gi-bi söylemlerden uzak durup politik-teorikkavramlarla elefltirme diline sahip olunmal›-d›r Partizan dergisinin bu gibi apolitik söy-lemleri sadece bu ifade tarz›yla kendisini gös-termiyor ileride de ortaya koyaca¤›m›z gibibir çok yerde kendisini göstermektedir.

“Partiye kafa tutmaya çal›flt›.” Ne demekkimse partiye kafa tutamaz m›? parti kabada-y› m› ki, kimse kafa tutmas›n? Veya partidenayr›lmaya çal›flanlar›-onu elefltirenleri “kafatutucular›” olarak m› tan›mlayaca¤›z? Bu söy-lem, feodal geleneklere ba¤l› yaflça büyük birinsan›n ya da iktidar›-aflireti nicel olarak güç-lü olan›n kendinden güçsüz ve küçük olup dakendisine karfl› ç›kanlar› küçümsemek içinsöylenmifl sözlerdir. Hiç bir ayr›l›k ve elefltirisöz konusu ifade tarz›yla küçümsenerek afla-¤›lanmaz. Unutmayal›m ki nicel ço¤unlukher zaman için hakl› veya do¤ru yoldad›r dü-flüncesi bilimsel de¤ildir.

K›sacas›, bu ifade tarz› yerinde ve do¤ru birflekilde kullan›lm›fl ifade tarz› de¤il. Bu, ide-olojik elefltiri dili ve söylemi olamaz.

Dil üzerine bu uyar› ve önerileri not düfl-tükten sonra geçiyoruz Partizan dergisininMaoist Parti Merkezi için Mao ve Kaypakka-ya’n›n “tüm tezlerini reddetti¤i” sübjektif be-lirlemesine.

Bu tespit gerçekleri yans›tm›yor. MaoistParti Merkezi’nin Mao ve Kaypakkaya’n›ntüm tezlerini reddetti¤ini söylemek için insa-n›n Maoist Parti Merkezi’nin Mao ve Kay-pakkaya’n›n tezleri konusunda ne düflündük-lerini bilmemesi gerekir. Belirtmekte faydavar. Her fleyi bir kenara b›rakal›m: Maoist

8 8

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 89: Sınıf Teorisi - Sayı 3

Parti Merkezi Maoizmi hem Maoist öncüdenhem de TKP/ML’den daha önce savundu.Bunu somutlamak için fazla örnek sunmayagerek yok. Bu örgütün ismine baksak dahi busonuca var›r›z.

Bu örgütün ülkede örgütsel faaliyetleri yok.Bu yönüyle elefltirebilirsiniz-elefltirebiliriz.Ama sadece buradan hareketle kalk›p Mao veKaypakkaya’n›n “tüm tezlerini reddetti” yönlübir iddiada bulunmak için insan›n gerçekleregözünü kapamas› gerekir.

Soyut, duygusal ve tepkici bir flekilde de-¤erlendirmeye gitmekle gerçekleri bir ç›rp›dayok edemezsiniz.

Soral›m: Maoist Parti Merkezi hangi temel

(ilkesel) konuda Mao’yu ve Kaypakkaya’ y›reddediyor?

Geçmifl önderliklerimiz bu tür tespitleriyapt› diye yap›lan bu tespitlerin tümünün

do¤ru oldu¤u anlam›na gelmez.Do¤ruluk-yanl›fll›k veya MLM’lik nicel

ço¤unluk ve az›nl›¤a bak›larak de¤erlendiril-mez. Bu tür görüfl aç›lar› Maoist de¤il.MLM’lik bir partinin-bir örgütün program veeylem çizgisine bak›larak de¤erlendirilir. Çün-kü bir partinin program› ve eylem çizgisi opartinin içeri¤i-niteli¤idir. Bunun d›fl›ndakitespitler öznelci ve sekter de¤erlendirmelerdir.

Buradan hareket edildi¤inde Maoist PartiMerkezi olarak bilinen oluflumun Mao veKaypakkaya’n›n ortaya koydu¤u temel ilke-sel tezleri reddetti¤i söylenemez. Aksini iddiaedenleri (Partizan dergisi de dahil) bu iddi-alar›n› somutlamaya davet ediyoruz. “Red-detmifl” deniliyor ama bu iddiay› kan›tlaya-cak tek bir kan›t ortaya koymuyor. O zamanbu saptama soyut bir belirleme olmaktan vegerçekleri çarp›tmaktan öte bir amaca hizmetetmez.

10) Partizan dergisi, “ayr›lan” veya “hi-

zipçi” olarak de¤erlendirdi¤i grup-örgütle-

rin bafl›n› çeken kadrolar›n bayra¤›na “ka-

pitalizmi yazd›” demekle kendi tarihini ay-

naya tutmaya ihtiyaç duymuyor.

Partizan dergisi ne diyor, önce bunu, akta-ral›m:

“...Hizip bafl› ise bayra¤›na ‘yaflas›n kapi-talizm’yazarak ticarete at›ld›.” (agd.Sf;42)

Burada sözü edilen hizip bafl› DevrimciPartizan’›n bafl›n› çeken kadrodur.

Bu anlat›m do¤rudur. Fakat bunun üzeri-ne yanl›fl temelde siyaset yapmak tarz› do¤rude¤il.

Hizipler ve ayr›l›klara karfl› ideolojik mücade-le sadece onlar›n önderliklerinin gitti¤i yerin“bayraklar›na kapitalizmi yazd›lar” fleklinde birtav›r göstermekle mi verilir? Yoksa bu tür oluflum-lara karfl› do¤ru bir ideolojik mücadele siyaseti iz-leyerek mi verilir?

Dahas› da var. Söz konusu hizip ve örgütlerinönder kadrolar› m› sadece “bayraklar›na kapita-lizm” yazd›? Yoksa kendilerinden de yok mu? Bizkendi ad›m›za böyle bir iddiada bulunamay›z.Çünkü mücadale içerisinde geçmiflte tökezleyipbayra¤›na kapitalizmi yazan bir dizi önder kadrooldu¤u gibi bu tür kadrolardan gelecekte de ç›ka-cakt›r. Bunu reddetmek s›n›f mücadelesinin kaç›-n›lmaz yasas›ndan biri olan tökezlemeleri reddet-mektir. E¤er Partizan dergisi bizde böyle bir du-rum yoktur diyorsa bunu da okurun takdirine b›ra-k›yoruz. Ve Partizan dergisine bu konuda flapkas-n› önüne koyup düflünmesini tavsiye ediyoruz.

11) Partizan dergisi parti içerisindeki

farkl› görüfl savunucular›n› Maoist iki çiz-

gi mücadelesinin gere¤i olarak de¤il, ken-

dilerine bir iyilik olsun diye parti içerisinde

tuttuklar›n›n teorisini yap›yor.

Partizan dergisi, flunlar› söylüyor:“...Partinin tüm iyi niyetli çabalar›na ra¤-

men, kendilerini tecrit edilmifl saymas›nlardiye önemli görevler teklif edilen ve hatta, ön-derlikte bile yer alan bu kesim,...”

“... Parti içindeyken, hiçbir görüflleri en-gellenmeyen ve üstelik DABK’›n ‘bunlar kon-feransa kat›lmas›n’ dayatmas› getirdi¤i dö-nemde parti, bunlar farkl› görüfl de savunsa,konferansa kat›lmalar› bunlar›n da hakk›d›rdiyerek parti içindeki az›nl›¤›n tüm haklar›n›garanti alt›na al›rken, bunlar partiyi s›rt›n-dan vurarak ayr›l›k ilan ediyorlard›.”

Buraya aktard›¤›m›z de¤erlendirmeyi özetsentez haline getirdi¤imizde flu sonuçlar orta-ya ç›k›yor:

Bak›n ha hak etmedi¤iniz halde parti tecritolmayas›n›z diye sizi MK’ya bile seçti.

DABK’›n bask›lar› olmas›na ra¤men fark-

8 9

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 90: Sınıf Teorisi - Sayı 3

l› görüfllerinizi parti içerisinde söylemenizeizin verdik. Dahas› sizi konferansa katt›k. Oda yetmiyormufl gibi MK’ya da seçtik. Tümbu iyilikleri size gösterdik, ama siz misafirli-¤inize uygun davranmay›p susmad›n›z, parti-yi arkadan vurmaya çal›flt›n›z. Bu kadar nan-körlük olur mu? diyor Partizan dergisi.

Burada Maoist iki çizgi mücadelesi veMaoist parti bilinci var m›? Farkl› çizgilerisavunuyor diye MK’ya getirmeyi bir lütufsayacaks›n. Sanki parti hukukunda farkl›görüflleri savunanlar için bunlar› disiplinçerçevesinde savunmayacakm›fl gibi garan-tili bir eflitlikçi hakk› yokmufl da bunlaraözel bir hak tan›nm›fl.

Tüm bu anlay›fllar›n vard›¤›sonuç fludur: Farkl› fikirleri-çizgileri savunanlar›n haklar›n›savunmak gibi bir görev ve hakher bir partilinin görevi ve hak-k› olmas›na karfl›n Partizandergisi bunu II. MK’c›lara özelbir lütufta bulunarak onlara haktan›m›fl. Ama tüm bu iyi niyetliçabalar ad› geçen farkl› görüflsahipleri taraf›ndan kötüye kul-lan›lm›fl. Ve misafir derekesine düflürülen bufarkl› görüfl sahipleri misafirliklerinin kadrinibilmeyerek “partiyi arkadan hançerlemifltir.”Ben iktidarday›m, ben hak verirsem onun s›-n›rlar› d›fl›na ç›kmayacaks›n. Çünkü benimiçin do¤rular-demokratik merkeziyetçilik il-kesi önemli de¤il, iktidar›m önemlidir. Partihukukunda yaz›lan eflit haklar ilkesi herkesiçin geçerli de¤il. Sadece benim gibi düflünen-ler için geçerlidir.

‹flte demokratik merkeziyetçilik ilkesinikavray›fl(!)

‹flte Maoist iki çizgi mücadelesini kavra-y›fl(!)

‹flte her parti üyesi için tek disiplin ilkesigeçerlidir sorununu kavray›fl!

Bu vurgular› daha da uzatabiliriz. Ancakaktard›klar›m›z sorunu kavramak için yeterli-dir. Partizan dergisinden aktard›¤›m›z fikirle-rin monolotik (tekçi) parti anlay›fl›ndan nefark› var?

12) Partizan dergisi birlik sonras› grup-

çulu¤u sadece DABK kanad›na ba¤layarak

ete¤indeki tafllar› dökmeye yanaflm›yor.

Partizan dergisinin birlik sonras› DABKkanad›n›n grupçulu¤undan sözederken KON-FERANS kanad›n›n grupçulu¤undan hiç sözetmemesi tarihi nas›l bir gözle de¤erlendirdi-¤ini ortaya koyuyor. Partizan dergisi ve ‹flçi-Köylü gazetesinde ç›kan yaz›lar› okuyanlarbu yaz›larda KONFERANS kanad› da flu flunoktalarda grupçuluk yapt› vb. yönlü tek birifadeye rastlamam›flt›r. Biz kendi grupçuluk-lar›na iliflkin tek bir söz kullan›ld›¤›n› görme-dik-göremedik.

Bu yaklafl›m tarz›, yani sadece DABKgrupçulu¤undan söz edilmesi dahi Partizan

dergisinin geçmifli sorgulama ad› alt›nda so-runlara ne denli metafizik ve idealist bir tarz-da yaklaflt›¤›n›n somut göstergesidir.

Partizan dergisi ne diyor? “...5. Konfe-ransta (OPK-bn) DABK tam bir blok olarakhareket etti. Tüm gündemlerde (abç) birliktehareket eden DABK’›n tavr› 5. Konferans› bö-lünmeyle yüz yüze getirdi.” (agd.Sf;43)

“ Tam bir blok”, “tüm gündemlerde” bir-likte hareket ettikleri söylemi abart› ve sub-jektif bir de¤erlendirmedir. DABK’›n grupçu-luk yapt›¤› do¤rudur. Ama bu grupçulu¤u sa-dece DABK’a tek tarafl› bir flekilde yüklemekgerçekçi bir de¤erlendirme de¤il, kendini pü-rü pak gösteren geri ve kaba bir tarzd›r. OPKöncesi, yani gerek birlik sonras› gerekseGBMK toplant›s› aflamalar›nda DABK kana-d›n›n KONFERANS kanad›na oranla dahafazla grupçuluk yapt›¤›n› bir kez daha vurgu-layal›m. Ama bu grupçuluk tek tarafl› de¤ildi.Grupçuluk her iki kanat kadrolar› aras›ndavard›. Grupçulu¤u OPK’da en üst düzeyde

9 0

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Partizan dergisi, ‘94 ayrılı ı sonrasıba layan olumsuz polemiklerde kendisineyönelik hiç bir pay çı kartmı yor. Partizandergisi, bu polemiklerde ve ayrılıkta bü-tün kötülü ün anası ve suçlusu olarak“darbecileri” gösterirken kendisini ise ha-ta yapmayan do ruların anası olarak gös-

Page 91: Sınıf Teorisi - Sayı 3

gösteren DABK kanad› kadrolar› de¤il, KON-FERANS kanad› kadrolar›d›r.

Örne¤in ordu tüzü¤ü tasla¤› gündeme al›-n›p tart›flmas› yap›ld›¤›nda bu tüzü¤ün resmihale getirilmesinde grupçuluk esas rol oyna-m›flt›r. Bunu da esasta KONFERANS kanad›yapm›flt›r. KONFERANS kanad› delegeler-den bir kadro hariç di¤erleri bu tüzü¤e itiraz-s›z imza atm›flt›r.

“Tüm gündemlerde birlikte hareket edil-mifltir.” iddas› ise yine abart›l› ve subjektiftir.Örne¤in Mao Zedung Düflüncesi mi? yoksaMaoizm mi? savunulmal›d›r gündemindehem KONFERANS hem de DABK kökenlikadrolardan farkl› düflünen vard›.

Bir hat›rlatma daha: Malum ticaret ifli gün-deme al›n›p görüflüldü¤ünde bütün DABKkökenliler ayn› düflünceye sahip olmufl olsay-d› söz konusu suçun partiye aç›lmas› için Cü-neyt Kahraman yoldafl gibi görüfl belirtirlerdi.

DABK kökenli kadrolar ayr›l›k noktas›n-da ›srarc› gibi bir niyet ve amaç gütmüfl olsa-lard› gerek ordu tüzü¤ü gerekse söz konusu ti-caret iflini bahane edip ayr›l›rlard›.

Tam bir blok olarak hareket etmedikleri-ne dair daha bir çok örnek sunabiliriz. Ama buörnekler yeterlidir. Biz grupçuluk yapt›¤›m›-z›-grupçuluk yap›ld›¤›n› söylüyoruz. Amapartizan dergisi gibi bu grupçulu¤u tek bir ta-rafa ba¤layarak gerçekleri inkardan gelip ha-talar›m›z› küllendirmiyoruz.

Tek bir taraf grupçuluk yapt› demek içininsan›n yap›lan birli¤in her yönlü yerli yerineoturdu¤u fikrini savunmas› gerekir. Ya da bir-li¤in olufltu¤u süreç ve öncesine iliflkin tarih-sel-örgütsel ve gruplar›n varl›¤› gerçekli¤inihat›rlamamas›-bilmemesi gerekir. Tarih vegerçekler böyle yaz›lmaz-böyle anlat›lmaz.

Bir yandan 92 birli¤ine yönelik geçmiflinmuhasebesi yap›lmadan aceleci bir tarzda ya-p›ld›¤› noktas›nda elefltiri yürütüceksin, amaöte yandan ise KONFERANS kanad›n›ngrupçulu¤undan hiç söz etmeyeceksin. Bu,dürüst bir çözümleme mi? Sadece baflkalar›-n›n ete¤indeki tafl› görerek (o da abart› yapa-rak) kendi ete¤indeki tafllar› dökemezsin!..Tarihe ›fl›k tutmak için kendi hatalar›n› ortayakoymaktan çekinmeyeceksin. Her kim ki ge-

rek grup gerekse birey olarak ben bu grupçu-luk içerisinde yer almad›m diyorsa, o kifli vegrup için do¤ru konuflmuyor-do¤ru yazm›yordemeye devam edece¤iz!.. Grupçuluk yap›l-mad› demek farkl›, bu grupçulukta birinin azdi¤erinin ise fazla pay›n›n oldu¤unu saptamakise farkl›d›r. Birincisi tümden inkardan gelenbir tav›r iken, ikincisi tart›flmaya aç›k bir ta-v›rd›r. ‹kinci anlay›fla sayg› duyulur ve tart›fl›-l›r. Fakat birinci yaklafl›ma sayg› duyulmaz.

Bu, nas›l materyalist tarih bilinci?Bu, nas›l bir diyalektik çözümleme? Ve bu, nas›l bir materyalist yorum? Söz konusu sürece iliflkin daha kapsaml›

ve derinlikli bilgi edinmek için Maoist öncü-nün ortaya koydu¤u tarihi muhasebe kitab›nabir kez daha bak›lmal›d›r.

13) Partizan dergisi, gerçekleri çarp›ta-

rak aktarmaya devam ediyor.

Partizan dergisi, ‘94 ayr›l›¤› sonras› baflla-yan olumsuz polemiklerde kendisine yönelikhiç bir pay ç›kartm›yor. Partizan dergisi, bupolemiklerde ve ayr›l›kta bütün kötülü¤ünanas› ve suçlusu olarak “darbecileri” gösterir-ken kendisini ise hata yapmayan do¤rular›nanas› olarak göstermeye çal›fl›yor.

Partizan dergisi ne diyor? Önce söyledik-lerine-yazd›klar›na bakal›m:

“En olmad›k sald›r›lar ve çirkince yön-temlerin yan›s›ra, Partinin tüm s›rlar› (abç)deflifre edildi. Parti kadro ve üyeleri, darbecihizip ‘sayesinde’ düflman taraf›ndan bilinirhale geldi.” (agd; Sf,43)

Önce flunun alt›n› bir kez daha çizelim:Bu süreçte yürütülen polemikleri do¤ru bul-mad›¤›m›z›; bu polemikler içerisinde esastakaba ve sekter bir tarz sergileyen taraf›n iseMaoist öncünün oldu¤unu bir kez daha belir-telim. Ama bunu belirtirken Partizan dergisi-nin bu polemik dilinde Maoist bir tarz sergile-di¤i de ne yaz›k ki söylenemez-söyleyemeyiz.Bu gerçekli¤i ad› geçen tarihi muhasebe kita-b› da teslim etmifltir.

Gelinen aflamada iflin önemli yan›n› Parti-zan dergisinin hala söz konusu polemik tar-z›ndan kendisi için olumsuz bir pay ç›karma-mas›d›r. Bu da, söz konusu yaz›larda da gö-rüldü¤ü gibi Partizan dergisinin, ayn› pole-

9 1

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 92: Sınıf Teorisi - Sayı 3

mik tarz›n› benimsiyor ve devam ettiriyor.Geçiyoruz iflin örgütsel deflifrasyon boyutuüzerinde durmaya.

Bu olumsuz polemiklerin örgütsel deflif-rasyonlara yol açmad›¤›n› kimse iddia ede-mez. Fakat bu örgütsel deflifrasyonlar›n tektarafl› yap›ld›¤›n› da kimse iddia edemez. Bu-nu kan›tlamak için dönemin polemik yaz›lar›-na bir kez daha bakmalar›n› tavsiye ederiz.FA’n›n köflesinde olsun, baflka köflelerde ol-sun ve daha de¤iflik makalelerde olsun b›raka-l›m kod isimlerinin fliflendirilmesiyle polemikyapmay› bir kenara kiflinin gerçek ismi flifre-lendirilerek polemik yap›lm›flt›r. FA’n›n köfle-sinde do¤rudan AN’nin ismiyle hedeflenerekpolemik yürütüldü¤ünü nas›l unuttunuz? Ve-ya unutkanl›ktan gelebilirsiniz? Yine S‹ rü-muzuyla C. Kahraman’›n köflelerde hedeflen-di¤ini ne erken unuttunuz?

Örnekler daha da ço¤alt›labilinir. Bu tarzpolemikleri savunmuyoruz. Bu tarz polemik-ler hangi taraftan kaynaklan›rsa kaynaklans›nyanl›flt›r-hatal›d›r. Ama kalk›p kod isimleriylerümuzland›rma (sadece bundan dolay›) yönte-miyle yap›lan tart›flmalar› örgütsel deflifras-yon olarak de¤erlendirirsek, o zaman en bü-yük örgütsel deflifrasyonu yoldafl Kaypakkayayapm›flt›r diye bir saptama yapmam›z gerekir.

Yoldafl Kaypakkaya’n›n Seçme Yaz›lar›herkesin elinin alt›ndad›r. Dolay›s›yla yoldaflKaypakkaya’n›n “1., 2. tasfiyeciler” olaraknitelendirdi¤i gruplar›n bafl›n› çekenleri(“SU”, “LU”, “TN”, “AN” “AZ” ve daha bafl-ka) nas›l da hedef alarak polemik yapt›¤›n›göreceksiniz. Ki buraya aktard›¤›m›z flifrelen-dirmelerin hepsi de isim ve soy isimlerindenhareket edilerek yap›lm›flt›r.

Dolay›s›yla bu tür polemik tarz›ndan hare-ketle “örgütsel deflifrasyon yap›l›yor” gibisin-den abart›l› belirlemelere girmek do¤ru biryaklafl›m de¤il. Bir dönemin bafl›n› çekenkadrolar› ad› geçen rümuzlar›yla anarak ide-olojik polemik yürütmenin bir sak›ncas› yok-tur. Bu, baflka ülkelelerin komünist partileritarihinde de var ve yap›lm›flt›r.

K›sacas›, “örgütsel deflifrasyon yap›l›yor”vb. gibi de¤erlendirmelere bu tarz rumuzlarlayap›lan polemikleri katmamak gerekir. E¤er

kat›lacaksa da çifte standartç›l›k yapmayaca-¤›z. Birini elefltireceksek hepsini elefltirmeli-yiz. Birisi yap›yor, di¤eri yapmad› diye inkar-c› bir yaklafl›mla sorunlara yaklaflmayaca¤›z.Birisini görürken di¤erini de görmek zorun-day›z. Yoksa dürüst ve ciddi yaklafl›m olmaz.

Bunun d›fl›ndaki kötü tarzlar› ve örgüt de-flifrasyonlar›n› benimsemedi¤imizi-savunma-d›¤›m›z› da belirttik. Bunun da geriye dönüpözelefltirisini yapt›k. Ama Partizan dergisindebu yönlü özelefltirinin ö’süne bile denk gel-medik-gelemedik.

Partizan dergisi öyle bir edayla örgütseldeflifrasyonlara yaklafl›yor ki, sanki bu deflif-rasyonlar ve tüm s›rlar ilk kez ayr›l›k sonras›gündeme gelmifl; ve bunu da Maoist öncüyapm›flt›r demekten kendisini alam›yor.

Ajan ve iflbirlikçilerin örgütsel alanda ya-ratacaklar› deflifrasyonu bir kenara b›rakal›m.Çünkü onlar için örgütsel deflifrasyon yapmazdenilemez. Tam tersine onlar›n birinci göreviörgütsel deflifrasyonu yaratmakt›r. Bu, onlar›nönüne konulmufl ana politik görevdir. Dolay›-s›yla bunu tart›flma d›fl› b›rak›yoruz.

Ama Partizan dergisi ne yap›yor? Hepsinibir torbaya koyarak soruna yaklafl›yor. Üstelikbunu, ayr›l›k öncesinde üst düzey (MK üyesiiki kiflinin) kadronun çözüldü¤ünü, dahas› bi-rinin “ihanet” etti¤ini unutarak veya görmez-likten gelerek yap›yor.

Hat›rlatmakta fayda görüyoruz: Ayr›l›-

¤›n ön aylar›nda (93 sonbahar›nda ‹stanbul

merkezli yap›lan operasyonlarda) polis tara-

f›ndan yakalan›pta çözülen iki MK üyesin-

den birisinin ihanet etti¤ini, hatta “iflbirlikçi-

li¤i” veya “ajanl›¤› kabul etti¤ini”, siz de bi-

liyorsunuz biz de biliyoruz.

Ayr›l›k an›nda “Partinin tüm s›rlar› deflifreedildi.” Bizim sadece bildi¤imiz “hain”, “iflbir-likçi” veya “ajanl›¤› kabul etmifl” diye de¤er-lendirilen unsurun polise 50 sayfan›n üzerindeörgütsel bilgi verdi¤idir. Ki bu bilgileri verenunsurun polis taraf›ndan gizli tutularak korun-du¤unu da gerek Partizan dergisi yazar› gerek-se dönemin di¤er üst kademe kadrolar› çok iyibilir. Bu unsur söz konusu 50 sayfal›k ifadedehikaye mi anlatt› acaba? Yoksa örgütsel bilgile-ri mi deflifre etti? Partizan dergisi yazar›n›n ha-

9 2

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 93: Sınıf Teorisi - Sayı 3

f›zas›n›n tazelenmesi için verilen örgütsel bilgisonucu de¤erli bir kadronun çok a¤›r cezayaçarpt›r›ld›¤›n› ise hat›rlatmaya gerek var m› bi-lemiyoruz?

Durum bu merkezde iken (ajan-iflbirlikçile-rin verdi¤i bilgileri saymazsak) art›k kalk›p ör-gütsel s›rlarda tüm deflifrasyonunu götürüp ay-r›l›k an›na ba¤laman›n, o da yetmiyormufl gibiMaoist öncüye ba¤laman›n amac› ne olabilirki? E¤er bir haf›za kayb› yoksa? buradaki ama-c›n Maoist öncüye çamur atmaktan baflka biramaç tafl›mad›¤› aç›kt›r.

Özcesi, tarih, böylesine inkardan geline-

rek anlat›lmaz; dahas› tarih çarp›t›larak ve

de iftiralar at›larak yaz›lmaz!..

Engels’in dedi¤i gibi “bilimsellik, olgula-

r› hiçbirfley katmadan oldu¤u gibi aktar-

makt›r.”

14) Partizan dergisi, “en iyi savunma sal-

d›r›d›r” takti¤ini yanl›fl yerde kullan›p, Ma-

oist öncüye sald›rarak kendi hatalar›n› gizle-

me yolunu tutuyor

Partizan dergisi, “ölüm kararlar›” konu-sunda Maoist öncüyü abart›l› bir flekilde gö-rürken ama kendisini ya hiç görmüyor ya dabirbiriyle çeliflkili oportünist savunular yap-maktan geri durmuyor.

Tarihi muhasebe adl› kitapta da Maoist ön-cü alt›n› çizdi¤i gibi “hizip bafllar›na” yönelikölüm karar› al›nmam›flt›r. Dolay›s›yla bu nok-tada Partizan dergisi iftira at›yor. Ölüm kara-r›n› ça¤r›flt›racak kararlar ayr›l›ktan bir müd-det sonra para götüren ve cephaneli¤e el koyaniki kifli hakk›nda al›nm›flt›r. Karar›n kendisiözet olarak flöyledir: “e¤er söz konusu para vemalzemeler verilmezse bu kiflilere karfl› ölümde dahil her türlü fliddet ugulanacakt›r.” He-mence belirtelim: Karar›n kendisi ister fliddetad› alt›nda isterse ölüm ad› alt›nda al›ns›n, ya-ni hangi flekilde al›n›rsa al›ns›n, bu tür politi-kalar-kararlar ilerici de¤il, gerici kararlard›r.Dolay›s›yla bu tür karar ve politikalar›n savu-nulacak hiç bir yan› yoktur. Bu noktan›n alt›n›bir kez daha çizdikten sonra Partizan dergisive ‹flçi-Köylü gazetesinin kendi yanl›fl anlay›flve pratiklerini savunmak için yapt›¤› manev-ralara geçiyoruz:

Önce al›nan ölüm kararlar› için ‘95 ve

‘97’de yazd›klar› tarihe gidelim. Sonra bu ko-nuya iliflkin ‹flçi-Köylü gazetesinde özü itiba-r›yla ayn› fakat yorum bak›m›ndan çeliflki arzeden iki farkl› yaz›da söylenenleri aktaral›m.

TKP(ML)-Birlik kadrolar›ndan üç kiflihakk›nda ölüm karar› al›nd›¤›n› “95 OPK’s›-n›n” sonuçlar›n› aktaran belgeleri okuyanlarhat›rlar.

Y›l 1997. TKP/ML-MK bildirisinde flun-lar›n alt› çizilmektedir:

“... Zira partimiz geliflmesini parti içi ide-olojik çat›flmalara borçlu olarak, hala fikirayr›l›¤›ndan dolay› ellerini kana bulaflt›rma-m›fl olmaktan hoflnuttur ve bundan asla sap-mayacakt›r. Ne ki bu yasay› yads›man›n karfl›tkenar› olarak ayn› görevi gören ve parti içidemokrasiyi kendisine, gönüllü birli¤i de ka-fas› bozuldu¤u zaman ç›k›p giderek KP’yiah›ra çevirme e¤ilimlerini benimsemifl unsurve gruplara karfl› flimdiye dek gösterilmifl li-beralizm ve ilkesizli¤e evrilmifl tutumun öze-lefltirisi de bundan böyle yine partimiz tara-f›ndan pratikle cevaplanacakt›r.” (abç)

(...Belgelerle TKP/ML adl› belge.sf;196)

“...tasfiyeci düflüncelerini dile getirme ye-rine parti iradesine karfl› silah do¤rultacakkadar ileri gitmifllerdir. Ve bu karfl› devrimcigiriflimlerinden sonra da oturumu terk etmifl-lerdir. Böylesi karfl› devrimci giriflimlerinkarfl›l›¤›n›n o somut durumda ne olmas› ge-rekti¤i bizce dün de aç›kt›, bugün de aç›kt›r.(abç) Hiç kimse devrimci bir iradeye karfl›böyle küstahl›kta bulunma hakk›na sahip de-¤ildir.”

“... bir gecede ç›kan kavga...” (‹flçi-Köylügazetesi. Say› 11- 20 Haziran-3 Temmuz)

“...Mesala, ‘örgütten ayr›lan gruplara zorkullanaca¤› yöntemini siyaseti haline getir-meyi uygun bulmaktad›r’ söyleminin sosyalpratikteki karfl›l›¤› nerede?” (abç) (‹flçi-Köy-lü gazetesi. Say› 12, 4-17 Temmuz)

Tek t›rnak içinde verilen tümce Maoist ön-cünün TKP/ML’ye iliflkin ad› geçen TarihiMuhasebe kitab›nda yapt›¤› belirlemedenal›nd›¤›n› hat›rlatal›m.

Elefltirilerimizi 4-17 Temmuz tarihli ‹flçi-Köylü’nün sorunu ele al›fl tarz› üzerinde bafl-latarak di¤er yaz›lara do¤ru yo¤unlaflt›ral›m.

9 3

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 94: Sınıf Teorisi - Sayı 3

“Sosyal pratikteki karfl›l›¤› nerede?”, soru-sunu niye soruyor?

‹flçi-Köylü di¤er yaz›lar›nda oldu¤u gibievet bizim ayr›lanlara karfl› “ölüm” vb. politi-kam›z vard›. Ama bu ifl ölümle sonuçlanmad›-¤› için siyaset haline gelmedi. E¤er hakk›nda“ölüm karar›” olanlar› öldürmüfl olsayd›k, ozaman MKP’nin dedikleri do¤ru olurdu. Ola-y›n içerisinde ölüm yoksa, bu bir siyaset ola-rak de¤erlendirilmez ve elefltiriye tabi tutul-maz.

Bundan hareketle de ‹flçi-Köylü MKP için“dedikodu” yap›yor, “hayal dünyas›nda” ge-zinerek eleflitiri yap›yor, dahas› “iftira at›yor”diye belirleme yap›yor.

‹flçi-Köylü gazetesi Maoist öncünün konu-ya iliflkin elefltirilerini aktard›ktan sonra bak›nne yorum yap›yor? Yazd›klar›n› oldu¤u gibiaktar›yoruz:

“Devamla, TKP/ML’nin ‘sol sekter’ bir si-yaset izledi¤ini söyleyen ve ‘izledi¤i bu gericisiyasete iliflkin halka özelefltiri vermelidir’ di-yen bir anlay›fl sahipleri, acaba hangi somut ol-gulardan hareketle bu sonuçlara var›yorlar. Buanlay›fl sahipleri gerçekleri olgularda m› ar›-yorlar, yoksa hayal dünyalar›nda önce ‘sekterbir proletarya partisi profili çizip sonra sald›r›-ya m› geçiyorlar?”

“ ...Kulaktan dolma dedikoduya dayal›, çarp›t-ma ve yalanlara tenezzül (abç) edilerek sözde,Kavga Kaçk›n› Suçlulular Gürühu (KKSG) üzerin-den hiç de gerçe¤i yans›tmayan sald›r›larla prole-tarya partisi hedef al›nmak isteniyor. ...silahs›zlan-d›r›ld›¤› iddialar› yapan MKP yalan söylüyor!(abç) Uyduruk yalanlara itibar ediyor.” (agg. Say›-

11)

fiimdi Partizan ve ‹flçi-Köylü gazetesi ya-zarlar›na soruyoruz:

“Dedikodu” yapmak, belgeleri esas alaraktart›flma-elefltiri yürütmek mi? Yoksa bu ger-çekleri kabul etmeden sald›r›ya geçmek ve sa-nal fleyler üretip bunlar› gerçekmifl gibi yaz-mak, bunun üzerine polemik gelifltirmek mi?

Yalan söylemek, gerçekleri belgelerle orta-ya koymak m›, yoksa böyle bir fley yoktur de-mek mi?

Dedikodulara tenezzül etmek, dedikoduyapmakla ayn›d›r. Dedikodu yapmak gerçekle

iliflkisi olmayan hayali bilgiler üretip propa-ganda etmek ve sa¤dan-soldan kulaktan duy-ma iflitilen bilgiler üzerine siyaset yapmakt›r.

Yalan söylemek ise gerçekle hiçbir iliflkisiolmayan söylem ve davran›fllar› gerçekmifl gi-bi sa¤a sola yaymakt›r.

MK bildirisinde ortaya konulanlar ölümkarar›n›n oldu¤unu aç›k ve net bir flekilde or-taya koyuyor.

‹flçi-Köylü gazetesinin ad›n› verdi¤imiz sa-y›lar›nda bu tür anlay›fl ve kararlar›n oldu¤un-dan söz ediliyor ve bu kararlar savunuluyor.

99 y›l›nda yurtd›fl›nda baflka bir örgütünyapt›¤› gece ç›k›fl› sonras› TKP/ML-GÖKkadrolar›ndan bir kifli TKP/ML’den sorumlubir kadronun inisiyatifi alt›nda planl› bir flekil-de 5-6 kifli taraf›ndan öldüresiye dövülüyor.

Tüm bu aç›klama ve belgelerden sonrahem de binlerce insan›n tan›k oldu¤u olay vb.geliflmeleri belgeleriyle birlikte ortaya koyupelefltirisini yapmak nas›l yalan ve dedikoduoluyor?

Yoksa yalan ve dedikodunun baflka bir ta-n›m› var da biz mi bilmiyoruz. ‹flçi-Köylü bu-nunla e¤er kendi yazd›klar›n› ve yapt›klar›n›yazmam›z› istemiyorlarsa, o zaman aç›k yaz-s›nlar. Ama gerçekler gizlenmez ki. Çünkü ya-z›lm›fl belgeli fleyler ve pratikler var ortada.

Hem gerçek yoldafll›k yanl›fl anlay›fl vepratiklerle uzlafl›larak, onlar görmezlikten ge-linerek sa¤lanmaz ki! Bu, olsa olsa liberaloportünizm olur.

Daha önce ifade ettik. Partizan ve ‹flçi-Köylü yazarlar›na göre hareket edilirse al›nankarar bir politika de¤il. Hele hele pratikte hiçbir adam öldürme yoksa bu durumu niye siya-set tarz› olarak yans›t›yorsunuz ki?

Bir karara siyaset demek için illa da

adam m› öldürülmesi gerekir? Dahas›, ‹flçi-Köylü’ye göre adam öldürülmemifl fakatadam dövülmüflse, adam›n önüne geçilip silahdayat›lm›flsa, bunlar bir siyaset de¤ildir. ‹flçi-Köylü bu iflin siyaset haline gelmesi için illada adam öldürülmesini flart kofluyor.

Böylesine teorik sefalet, böylesine çarp›t-ma olur mu?

Bu, nas›l bir Maoist anlay›fl ve yorum ?Bunun neresinde bilimsellik?

9 4

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 95: Sınıf Teorisi - Sayı 3

Bu, ‹flçi-Köylü gazetesinin al›nan karar vegösterilen prati¤inin yanl›fl ve hatal› oldu¤unude¤il bunlar› teorize etmenin ad›d›r.

‹flçi-Köylü gazetesi yazarlar› bu hatal› ka-rar ve pratiklerinden dolay› özelefltiri vermekyerine hala bu hatal› anlay›fllar›n› teorize et-meye çal›fl›yor. Yukar›ya aktard›¤›m›z al›nt›-lardan da görülece¤i gibi ad› geçen hatal› ka-rarlar› ›srarla savunmaktad›r. Hem de çeflitlimanevralar yaparak.

Politika, siyasal olgu ve geliflmelerin

birbirleriyle iliflkisi ve yönüne iliflkin siya-

sal bir yap› ve siyasal bir kurumun teorik-

pratik olarak ortaya koydu¤u tutumdur.

Her s›n›f kendi dünya görüflüne göre siya-set yapar. Burjuvazi siyaset tarz›n› esasta ya-lan ve demagoji üzerine oturtur. Marksist-Le-ninist-Maoistler’in siyaset tarz› ise nesnelolanla öznel olan›n, bilme ile yapman›n, te-oriyle prati¤in diyalektik birli¤ine uygun ola-rak yap›l›r-yap›lmal›d›r. Bunun d›fl›nda yap›-lan siyaset tarzlar› burjuva ve küçük burjuvaideolojisinden g›das›n› alan tek yanl› ve abar-t›l› küçük burjuva siyaset tarz›d›r.

‹deolojik aç›dan güçsüz olanlar geçmifl ha-talar›n› gizleme yolunu tutar. Biz hatalar›m›z›gizlemifl olsayd›k as›l güçsüz oluflumuz o za-man a盤a ç›kard›. Ama söz konusu kitab›okuyan dürüst ve devrimci politik bilince sa-hip insanlar›n da gördü¤ü gibi en ufak birgrup kayg›s› gütmeden tarihimizle hesaplafl-t›k. Ama hesaplaflmak istemeyenler kaba vesekter bir flekilde hatalar›n› gizleme yolunututuyor-tutmaya devam ediyor. Bu kadar kabave sekter yaklafl›mlar›n arka plan›nda hatalar-da tutuculuk yatmaktad›r.

Tarihi muhasebede yazd›klar›m›z ve yap-t›¤›m›z elefltirilerle burada yapt›¤›m›z eleflti-riler aras›nda fark var m›? Veya tarihi muha-sebede ortaya koydu¤umuz belgeli elefltiriler-le burada ortaya koyduklar›m›z aras›nda birçeliflki var m›?

O halde Partizan dergisi ve ‹flçi-Köylü ga-zetesi yazarlar› neden-niçin iftira at›yor? ‹fti-ran›n amac› belli. O da fludur: Kendi sekter si-yaset tarzlar›n› elefltirmemizi istemiyorlar.Kendilerinin hatal› çizgilerine dokunmam›z›istemiyorlar. Tahrifatç› “tarih de¤erlendirme-

lerine” dokunmam›z› istemiyorlar. Tarih ka-ranl›k kals›n istiyorlar. Tarihinle hesaplaflmadiyorlar. Halk s›n›f ve tabakalar› içerisindegördü¤ün grup ve örgütlerin hakk›n› savunmadiyorlar. “Niye onlar›n avukatl›¤›n› yap›yor-sunuz” diye bize do¤rulardan vazgeçmemizitavsiye ediyorlar. Hatal› bir siyaset izlenmiflsebunun elefltirisini yapmay›n. Hatta kendi hata-lar›n›z›n da özelefltirisini vermeyin diyorlar.Tarih, halk bu hatalar› unutur san›yorlar!

Çarp›tmaya bak›n! Bir gecede “kavga”ç›km›fl! Planl› bir flekilde, hem de 5-6 kiflinintek bir kifliyi öldüresiye dövmesi nas›l oluyorda s›radan ve karfl›l›kl› bir kavga olarak yo-rumlan›yor-yorumlanabiliyor?

Özcesi, yukar›ya al›nt›lad›¤›m›z saptamave söylemlerden bir kez daha kimin iftirac›,kimin tarih çarp›t›c›, kimin nas›l uzaydaym›flgibi konuflup-yazd›¤›n› okur çok netlikle gö-rüp yorumlayacak durumdad›r. Ve yorumlu-yor da. Dolay›s›yla bu konuya iliflkin tarihçarp›t›c›lar› ve iftirac›lara daha fazla ayna tut-maya ihtiyaç yoktur.

15) Partizan dergisi, ‘94 ayr›l›¤›nda HH

kli¤inin hizipçilik yap›p, partiye bayrak aç-

t›¤›n› zorlama bir flekilde inkardan geliyor

Partizan dergisi, ‘94 ayr›l›¤›nda döneminparti sekreteri ve OPO kli¤inin hiçbir hatas›yokmufl gibi gerçekleri inkar ediyor. Kendiyazd›klar›n› dahi unutuyor. Ya da ifline gelme-di¤i için unutkanl›ktan geliyor. Ama gerçeklerve kendi a¤›zlar›ndan tarihe geçmifl belgelerhenüz ortadan kalkmad›. Bu da yetmiyormuflgibi “cepheden bayrak açanlar›” AK kli¤i veMaoist Komünist Partisi’ne ba¤layarak ifliniçerisinden kurtulmaya çal›fl›yor. Fakat bunubeceremiyor. Çünkü gerçekler, bilimseldir.Dolay›s›yla tarih çarp›t›c›lar›n›n gücü gerçek-leri karartmaya yetmez.

94 ayr›l›¤›na iliflkin AK kli¤i ve HH’ninbafl›n› çekti¤i OPO kli¤inin hatalar› ve ayr›-l›kta oynad›klar› rol “TKP(ML)’den MaoistKomünist Partisi’ne Bu Tarih Bzim” adl› ki-tapta ayr›nt›l› bir flekilde ortaya koyulmufltur.Dolay›s›yla bu konu üzerine ayr›nt›l› bilgiiçin ad› geçen kitaba yeniden bak›lmal›d›r.Biz burada tarihi inkardan gelmemelerini veonu çarp›tanlara ›fl›k tutmak için nas›l ayr›l›k-

9 5

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 96: Sınıf Teorisi - Sayı 3

ç› olduklar›n› kendi yazd›klar›n› aktararak ya-n›tlamakla yetinece¤iz.

Önce son dönem Partizan ve ‹flçi-Köy-lü’nün bu sürece iliflkin yapt›¤› de¤erlendir-meyi özet olarak aktaral›m. Sonra ayr›l›k dö-neminde yazd›klar›ndan baz› özet pasajlar ak-taral›m.

“... Partinin darbeyi fark etmesi ve partiiradesinin ezici ço¤unlu¤unun bu darbeye ta-v›r almas›yla darbeci tasfiyeci hizip partiyecepheden bayrak açt›¤›n› (abç) ilan etti.”(agd)

“... Bu, bir ayr›l›k de¤ildir. (abç) Hele he-le parti iradeseninin sorumlu gösterildi¤i birayr›l›k de¤ildir. Tasfiyeci bir darbeye karfl›parti iradesinin tüzük ve iflleyifl do¤rultusun-daki Marksis-Leninist-Maoist bir durufltur.”

“...Bu sorumluluk, parti normlar› (abç)do¤rultusunda parti iradesinin DABK darbe-cili¤ine karfl› duruflu fleklinde geliflmifltir.”

“...OPO’nun yaz›s› aç›k kamuoyuna de¤ilpartiye yaz›lm›flt›r. Partinin içinde bulundu¤utasfiyeci-darbeci geliflmelere karfl›, endiflele-rini ifade etmekte ve Ola¤anüstü Parti Konfe-rans› önerisi getirmektedir. Her parti organ›-n›n ola¤an dönemlerde bile partiye yaz› yaz-ma hakk› vard›r. Kald› ki yaz›n›n yaz›ld›¤›flartlar örgüt iradesine karfl› cephe aç›ld›¤›ve hiyerarflinin olmad›¤› ola¤anüstü flartlar-d›r.” (abç) (agg. Say›;10)

fiimdi ise ayr›l›k döneminin belgelerini,daha do¤rusu ayr›l›kç› olduklar›n› ilan edenbelgeleri kendi söylemleriyle aktaral›m. Veböylelikle ayr›lan taraf kim; kim ayr›lm›fl-ay-r›lmam›fl sorununa iliflkin kendi a¤›zlar›n-

dan yaz›lanlar› hep birlikte bir kez daha oku-mufl oluruz.

“...Küçük grup ç›karlar›n› partinin ve dev-rimin temel ç›karlar›n›n önüne koyarak parti-mize ve MLM’lere ayr›l›k (abç) dayatm›fllar-d›r.”

“Partiye ayr›l›¤› dayatanlar...” (Partizan,Say› 17 Sf;145 3 May›s 94 TKP(ML) CezaeviÖrgütü imzal›)

“Anlayaca¤›n›z; evet! Ortada bir bayrak

açma (abç) olay› vard›r. Ancak parti iradesi-ne yönelik de¤il. Aksine parti birli¤i için par-ti iradesinin a盤a ç›kart›lmas›na yönelik bir

tav›r vard›r.”“2 Nolu m›nt›ka OPO’nun bu tavr›n›n ar-

d›ndan k›rsalda MK 2.Toplant›s›na kat›lmaküzere bulunan MK üyelerinden üçü (MK,TMLGB, DBK sekreterleri-bn)...bafll›kl› ya-z›yla 2 Nolu M›nt›ka OPO’nun tavr›n› destek-lemifl,” (agd., Sf;169)

“... Farkl› m›nt›kalardan muhalif kadro veüyelerin bir araya gelmesini türlü bahaneler-le engellemenin yan›s›ra, örgütsel kopuflunöncelikle mümkün olaca¤› (abç) 2. M›nt›kagerilla birli¤i ve parti organ›n› da parçalaraay›r›p birbirinden kopartmak üzere acilen anakarargaha ça¤›r›yordu. Ça¤r›n›n di¤er yönüde, bu m›nt›ka güçlerinin içinde bulunan vetasfiyeci flefi (NT)’in bütün parti üyelerine ya-y›nlad›¤› ‘bay HH Revizyonist’i ne yapmak is-tiyor’ bafll›kl› bir bildiriyle teflhir etti¤i partigenel sekreteri yoldafl›n ve iki MK üyesinin deele geçirilip tutuklanmas›yd›.” (Partizan, Say›

18. Sf; 34)

Nereden ç›kar›yorlar tutuklamay›? 14 Ni-san ayr›l›k bildirisi öncesi tutuklama diye birfley yok. O halde geriye tutuklamay› gerekti-recek çok ciddi suç ifllemifllerdir ki ça¤r›yagitmekten korkuyorlar?!

Hani 14 Nisan öncesi disiplinsizlik ve ki-likçilik yapmam›fllard›? Sadece AK kli¤i ya-p›yordu? Organsal iliflkilerinin olmad›¤› 3MK üyesinin tutuklanaca¤›n› nereden biliyor-lard›? Hem de 14 Nisan öncesi böyle bir du-rum yokken. Dahas› hizipçilik ve disiplinsiz-lik yapmayan bu OPO nereden ve hangi ka-nallarla di¤er m›nt›ka parti komitelerinde yeralanlardan AK muhalifi kadro ve üyelerin ol-du¤unu biliyor? Gizil güçler mi bu bilgileriverdi kendilerine? Yoksa organ d›fl› iliflkilerlemi bu bilgileri elde ettiler-haber ald›lar?

Üstelik bu tutumlar›n› götürüp yoldaflKaypakkaya’n›n T‹‹KP içerisindeki mücadeleve ayr›l›k gerekçesi için yazd›klar›n› örnekgöstermekten de geri durmuyorlar. Aktarmayadevam edelim:

“Suç üstü hizip aray›fllar›na girilen döne-min bafl›ndan beri, görülmesi gereken gerçekbir hizip varsa; o da OPK kararlar›na, partitüzü¤üne ve iradesine savafl açan tasfiyecikli¤in bizzat kendisidir. K›fl boyunca da¤›n›k

9 6

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 97: Sınıf Teorisi - Sayı 3

tutulan ve ilk baharda bile biraraya gelmele-ri önlenerek güçlü örgütlü bir karfl› koyufl-tan mahrum edilmeye çal›fl›lan MLM kadrove üyelerin farkl› m›nt›kalarda verdikleriideolojik-siyasi mücadele...” (alt›n› çizdi¤i-miz ifadeler hizipçilik yapt›klar›n›n aç›k itira-f›d›r. Üstelik bu hizipleflmenin k›fltan önce,yani 93 sonbahar›nda örgütlendi¤ini ortayakoymaktad›r. Onun için “hizip yapmad›k” vb.sözlerin ne kadar soyut ve inkarc› bir söylemoldu¤unu bu yaz›lanlardan dahi her okur aç›kve net bir flekilde ortaya ç›kart›r-bn.) “...Pro-letarya aç›s›ndan meflruiyeti halen tek tarafl›olarak dayat›lan tüzük ve disipline uygunluktagörmek önemli bir yan›lg› ve hatayd›. Zira budurumda proletaryan›n disiplini güme git-mifl, onun yerine geçirilen burjuva disiplinineba¤l›l›k isteniyordu. Sorunun bu özüyle kav-ranmas› genelde zay›f kalm›fl ve gecikmeli ol-mufltur... Bununla birlikte, tasfiyeci, komplo-cu, darbeci, bölücü çabalar›n ayyuka ç›kt›¤›k›fl sonunda, bu durum, en iyi gözlemleme im-kan›na sahip I.ABK II. M›nt›kadaki muhalifmerkezi kadrolar›n da¤›t›lmak istenen partiideolojisi ve geleneklerine ba¤l› örgütsel gücüsavunup koruma yönünde gelifltirdikleri or-gan d›fl› iliflkiler ise geç bile kal›nm›fl meflrumüdafa hareketi olma d›fl›nda ‘hizip’ tespiti-nin hiç anlam tafl›mayaca¤› bir gerçekli¤e sa-hiptir.” (abç) (agd. Say› 18.Sf;36-37)

(Parti disiplinini çi¤neme ve hizipçili¤isavunmay› meflru göstermek için bu kez demeflru müdafa siyaseti ortaya ç›kar›ld›. Hiçbir komünist partisi tarihinde parti içerisindeyanl›fl ve hatal› yönlere karfl› biz meflru mü-dafam›z› yaparak ideolojik mücadele yürütü-yoruz-yürüttük diyen görülmüfl mü? Veyaelefltiri hakk›n› disiplinsizlik ve hizipçilikyaparak sürdür diyen bir parti anlay›fl› var m›tarihte?-bn)

“... Bütün samimiyetimizle biz parti içiideolojik mücadeleyi derinlefltirmekten ya-nayd›k ve tasfiyeci kli¤i parti içinde kesin birideolojik mahkumiyete u¤ratmadan örgütselbir ayr›flman›n olmas›n› istemiyorduk.” (abç)(Bu söylemler ne olursa olsun yine de ayr›l›r-d›k tutumunun birer itiraf›d›r. Örgütsel ayr›fl-ma kafaya tak›lm›fl. Ve bütün hesaplar bunun

için yap›lm›flt›r.-bn)“Beri yanda bunlar›n ideolojik kimlikleri-

ni bütün karakteristik yönleriyle kapsaml› fle-kilde ortaya koyan, kafada flekillendirmektenöte yaz›l› belgelere dönüfltüren ve hatta k›fldönemi kendini göstermeye bafllam›fl tasfiyeplan›n› ta geçen A¤ustos ay›ndan itibaren de-rin bir sezgi ve yorum gücüyle henüz niyetle-rin aleniyete dökülmedi¤i bafllang›ç duru-munda bilince ç›kart›p yaz›l› elefltiriye dönüfl-türen kadrolar da olmufltur.” (abç)

(agd.Sf;47)

“Sol-sekter tasfiyeci hizip bafllar›n›nayaklar› alt›ndan çekilip al›nm›fl güçlere veörgütsel kopuflu sa¤layan öncülere...” (abç)

(agd.Sf;48)

“...1 Nolu ABK’ya ba¤l› II Nolu M›nt›kaOPO ve gerilla birli¤ini, bu baylar›n yetkisizyetki kullanmalar›n› ve tüzük parti birli¤inihiçe saymalar›n› kabullenmemesi ve flu ankidurumuyla, MK-AK ve GK’y› tan›mamas›tavr› hakl› bir tav›rd›r... Ve destekliyoruz.Onlar›n sorunlar›n çözümü konusundakiöneri kararalar›na kat›l›yoruz ve tüm partive ordu kitlesini kat›lmaya davet ediyoruz.(abç)” (agd.Say› 19. Sf;37.)

OPO gerilla birli¤i ve ordu kitlesine de yöne-lik bu ça¤r›y› yapanlar ad› geçen üç MK üyesi-dir. Bu söz ve ça¤r›lar 16 Nisan tarihli üç MKüyesinin ça¤r› yaz›s›nda yer almaktad›r.

Bu sözlerde her fley aç›k de¤il mi? Gerillabirli¤i parti içi mi? Gerilla birli¤i OPO’yu des-tekleyin, ordu kitlesi OPO’yu destekleyin! ça¤-r›s› nas›l oluyor da bayrak açmak olmuyor? Or-du kitlesi parti içi mi? Ordu kitlesini de davetediyoruz demek bayrak açmak de¤il de nedir?Yoksa yeni bir parti anlay›fl› ve tüzü¤ü haz›rlad›-n›z da bizim mi habermiz yok?!

“Organ›m›z bu kararlar› tüm parti üyelerineiletme (çeflitli yollardan) karar› alm›flt›r.”

(abç) (agd.Sf;34. Bu, 14 Nisan tarihli OPO ça¤-r›s›ndan al›nm›flt›r.)

Her fley aç›k ve net bir flekilde ortada. AncakPartizan dergisi tarihe not düflülmüfl bu belgele-re karfl›n hala diyor ki ayr›l›¤›n bafl›n› çeken vepartiye bayrak açanlar TKP/ML de¤il, MKP’dir.Hem al›nt›lad›¤›m›z pasajlar dahi kimin ayr›l›kilan etti¤ini-kimin cepheden bayrak açt›¤›n› aç›k

9 7

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 98: Sınıf Teorisi - Sayı 3

bir flekilde ortaya koymaktad›r. Kald› ki görül-dü¤ü gibi al›nt›lad›klar›m›z bizim yorumlar›m›zda de¤il, Partizan dergisinin yazd›klar›d›r. Hepside belgelidir. Dolay›s›yla tüm gerçekler ç›plakbir flekilde orta yerde duruyorken hala Partizandergisinin kalk›p “TKP/ML ayr›lmad›”, “ayr›l›kolmad›” “cepheden bayrak açan TKP/ML de¤il”vb. gibi yeni fleyler peflinden koflarak savunuyageçmesini nas›l yorumlamal›?

Tarih ve gerçekler bu kadar çarp›t›l›r m›?Bu nas›l bir tarih bilinci?Materyalist bilginin temel dayanaklar›n-

dan birisi de fizik bilimindeki “maddenin sa-

k›n›m›” kanununa ba¤l› kalarak hareket et-mektir. Yani “bir madde vardan yok edilemez,yoktan da var edilemez.” Bir baflka deyifllebu, nesnel olan fleyleri ne yok edebilirsin, nede var edebilirsin demektir. Bu, nesnelliktir.Gerçek ise maddenin iç kanunlar›n› incele-mektir.

‹flte materyalistler nesnel bir olguyu akta-r›rken ona hiç bir fley katmadan oldu¤u gibiaktarmak zorundad›r. Bunu yapmay›nca, ger-çek materyalist olamaz. Yapt›¤› yorum veanalizler bilimsel de¤il, idealistçe olur.

Ciddi bir yaz› kaleme al›yorsun. Üstelikelefltirmeye çal›flt›¤›n Maoist Komünist Parti-si belgelere dayanarak bir analiz ortaya ç›-kartm›fl. O nedenle bunu elefltirmek için bel-gelerle tart›flmak flartt›r. En az›ndan geçmifltekendi yazd›klar›na yeniden bir göz gezdirmeihtiyac› duyulmal›yd›. Ama bunun ihtiyac› bi-le duyulmuyor.

Peki bu nas›l bir inceleme ve araflt›rmayöntemi? Aç›kt›r ki MLM bir inceleme vearaflt›rma yöntemi de¤il. Nas›l istiyorsa öyleyazmak, nas›l hat›rl›yorsa tarihi öyle anlat-mak MLM’lerin araflt›rma ve inceleme yönte-mi olamaz.

Bir parti için do¤ru bir tarih bilincine sa-hip olmak çok önemlidir. Bu, hem ülke hemde parti tarihini ö¤renmek aç›s›ndan böyledir.Hangi alanda olursa olsun do¤ru bir tarih bi-lincin yoksa, çeliflkileri do¤ru temelde çöz-men de mümkün olmaz.

Tutucu bir flekilde “do¤ruyum-do¤ruyum”diyerek, hemde ajitasyon çeker bir flekildedo¤ru yolda oldu¤unu gösteremezsin.

Do¤ru hat›rl›yorum, do¤ru hat›rl›yorumdemekle de do¤ru bir tarih yazamazs›n. Haf›-zada yan›lma olur. Hele bir de dönemin tepki-ci davranmaya iten koflullar› mevcutsa, bura-da bir kez de¤il bin kez geriye dönüp çift yön-lü sorunlar› araflt›r›p-inceleme yöntemiyleanaliz yapmal›s›n. Sen ne söyledin, karfl› tarafne söyledi ve karfl› taraf bugün nas›l bir öze-lefltiri yap›yor vb. gibi dökümanlar› karfl›naal›r ona göre yanl›fl› do¤ruyu ay›klar ve sonrada senteze var›rs›n. Ama Partizan dergisi buMLM analiz yöntemini tercih etmek yerine,üstelik geçmiflte söylediklerini bile gözdengeçirmeye ihtiyaç duymadan kaleme ka¤›dasar›larak elefltiri(!) yapmaya çal›fl›yor. Bu öz-nelci, önyarg›l› ve metafizik yöntemle tarihianaliz etmeye kalk›fl›nca da ortaya bu olum-suz tablo ç›k›yor.

Biz burada sorunun özünü tart›fl›yoruz. Veortaya ç›kan söz konusu örgütsel ayr›l›ktahangi kli¤in daha fazla hatas›n›n oldu¤unubelgeleriyle ortaya koymaya çal›flt›k. Yapt›¤›-m›z budur. Ama Partizan dergisi, kalk›p anti-demokratik bir uygulamadan hareketle, ayr›-l›kta birinci derecede ›srar edenleri görmez-

9 8

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

““HHiizziippççiilliikk”” vvee ““ddiissiipplliinnssiizzlliikklleerrii”” ““oollaa¤¤aa--nnüüssttüü kkooflfluullllaarr››nn”” aarrkkaass››nnaa ss››¤¤››nnaarraakk tteeoorrii--lleeflflttiirrddiinn mmii bbuunnuunn aarrkkaass›› ggeellmmeezz.. YYaarr››nnkkaallkk››pp bbiirr--kkaaçç kkiiflflii ““ggüüvveennssiizzlliikk”” vvbb.. yyöönnllüübbaahhaanneelleerr iilleerrii ssüürreerreekk hhiizziippççii ffaaaalliiyyeetteekkaallkk››flfl››rrssaa oo zzaammaann ttuuttaarrll››ll››kk aaçç››ss››nnddaann oonn--llaarraa ddaa hhiiçç mmüüddaahhaallee eettmmeeyyeecceekkssiinn.. HHaattttaakkeennddiilleerriinnii ddeesstteekklleemmeenn ggeerreekk.. AAmmaa nneerree--ddee oo MMLLMM ttuuttuumm!! AArraaddaann ddaahhaa bbiirr yy››ll bbiilleeggeeççmmeeddeenn ““kkaaffaa ttuuttaannllaarrddaann”” üüçç kkiiflflii hhaakk--kk››nnddaa ööllüümm kkaarraarr›› çç››kkaarrttaannllaarrddaa vvee ggeelliinneennaaflflaammaaddaa ddaa bbuunnuunn ddoo¤¤rruulluu¤¤uunnuu ssaavvuunnaann--llaarrddaa ggeerrççeekk bbiirr ddeemmookkrraassii kküüllttüürrüü oolluurrmmuu?? BBaaflflkkaallaarr››nnaa MMaarrkkssiizzmm kkeennddiinnee kkaarrflfl››iissee lliibbeerraalliizzmm.. ‹‹flflttee PPaarrttiizzaann ddeerrggiissiinniinn ssaa--vvuunndduukkllaarr›› bbuudduurr..

Page 99: Sınıf Teorisi - Sayı 3

likten geliyor. Onu da bir kenara b›rakal›m.Hiç mi hiç hatas› olmad›¤›n› savunuyor. Gü-nefl balç›kla s›vanmaz! Niye bu kadar “ayr›-l›k” sözcü¤ünden korkuluyor ki? ‹brahim deT‹‹KP içerisinden ayr›lm›flt›r. fiimdi ‹bra-him’in ayr›lmad›¤›n› m› söyleyece¤iz? ‹bra-him’i böyle mi savunaca¤›z? Bir yandan ken-di ayr›l›klar›n› meflru k›lmak için ‹brahim’inT‹‹KP içerisindeki mücadelesini örnek vere-ceksin, ama öte yandan kalk›p “yok biz ayr›-lan ve cepheden bayrak açan de¤iliz” diyeMKP ve önceli TKP(ML)’ye iftira atacaks›n.Bu tarz yaklafl›m dürüst bir yaklafl›m olur mu?

Kald› ki iktidar› elinde tutan (sözü edilenen üst organlar) bir önderlik niye bayrak açs›nki? Niye ayr›l›k ilan etsin ki? Buna neden ih-tiyaç duysun? Tamam disiplinsiz, hukuk d›fl›tutumlar› olmufltur. Fakat bu, o önderli¤incepheden bayrak açt›¤›n› ve ilan etti¤ini gös-terir mi?

Burada tutucu bir flekilde yanl›fllar savu-nuluyor. Bir yanl›fl, bir hata da bu kadar ›sraredilmez. fiüphesiz ki TKP/ML’nin kendi ayr›-l›¤› için ileri sürdü¤ü gerekçelerle, ‹brahim’inT‹‹KP’ten ayr›lmak için ortaya koydu¤u ide-

olojik-politik gerekçeler aras›nda uzaktanyak›ndan bir iliflki yoktur. Dolay›s›yla ‹bra-him bu noktada kendilerine k›l›f edilmektedir,sömürülmektedir.

Özcesi, bugün kalk›p “evet ayr›ld›k” sözü-nü kullanmak istememelerindeki korkular›bundand›r! Olur ya bunu kabul edersek, o za-man bizi ayr›l›kç› ilan ederler. Dolay›s›ylaözelefltiri vermemiz zorunlu olur. Korkular›-n›n ideolojik arka plan› ise hatalar›na karfl›özelefltirel yaklaflmaktan kaç›nan benmerkez-ci, bencil tutumlar›d›r.

Disiplinsizlik ve hizipçilik “ola¤anüstükoflullar›n” arkas›na s›¤›n›larak teorilefltirile-mez. Nerede-neyin ideolojik mücadelesiniyürüttün ki ideolojik yaz›lar engellendi? Biray içerisinde yaz› yaz, ondan sonra organagönder, iki ay sonra ise cepheden bayrak aç.Bu da yetmiyormufl gibi aya¤a kalk ben sözüedilen organlara karfl› mücadele ettim ama on-lar beni-bizi engelledi diye kendini savunma-ya kalk›fl! Buras› ‹stanbul’un Londra asfalt›m› hemen arabaya atlay›p bir kaç gün içerisin-

de organ toplant›s› yapacak ve arkas›ndan dasöz konusu yaz›lar› de¤erlendireceksin. Üstorgan üyelerinin her biri baflka yerlerde. Üste-lik araya k›fl mevsimi girmifl.

Kald› ki devrim treni bu kadar acele mikaç›yordu? Bu devrim üç ay içerisinde mi ola-cakt›? Devrim mi kaçt›? Onun için acele edipdevrimi “darbeci” dediklerinizin elinden mikurtaracakt›n? Çok övdü¤ünüz o büyük MLMtarz sahipleri bu kadar m› sab›rs›zd›? Üç befltane darbeciye ifli b›rakt›n›z? Üstelik de parti-nin “ezici ço¤unlu¤u”nun kendinizden yanaoldu¤unu söylüyorsunuz. Gerek nicel gereksenitel olarak bu kadar güçlü olan bir kadro, birörgüt bilefleni neden-niçin MK toplant›s›n›beklemesin ki? Bu üç-befl kifliden niye bu ka-dar korkuluyor? Nerede kald› MLM sab›r,MLM cüret, MLM ideolojik mücadele?

Hadi sizin iddia etti¤iniz gibi 14 Nisan ön-cesi tutuklama ç›km›fl olsundu. Veya MK top-lant›s›na gidildi¤inde söz konusu üç MK üye-si tutuklanm›fl olsundu. Bu iddialar›n›z›n ger-çek oldu¤unu kabul edelim. Peki nerede kald›o büyük komünist sekreterin parti için iki çiz-gi mücadelesi ruhu? Tutuklanmay› göze al›pgit. Teflhir mi edecekler, etsinler. O durumdakim kaybedecek? Teflhir edenler kaybeder.Çünkü yanl›fl ve hata yapanlar kazanmaz-kay-beder. Ama ne oldu-ne yapt› o büyük sekre-ter? Kendi kariyerist ç›karlar›n› partinin ç›-karlar› üstüne ç›kartarak OPO vd. iki MKüyesini yönlendirerek ayr›l›¤›n bafl›n› çekti.

Bu da yetmiyormufl gibi aradan neredey-se 10 y›l geçti ama hala kalk›p bu tarz örgütiçi mücadeleyi do¤ru yapt›lar diye savunmayakalk›fl. Bunun için insan›n parti içi ideolojikmücadeleden bihaber olmas› gerek.

“Hizipçilik” ve “disiplinsizlikleri” “ola¤a-nüstü koflullar›n” arkas›na s›¤›narak teorilefl-tirdin mi bunun arkas› gelmez. Yar›n kalk›pbir-kaç kifli “güvensizlik” vb. yönlü bahanelerileri sürerek hizipçi faaliyete kalk›fl›rsa o za-man tutarl›l›k aç›s›ndan onlara da hiç müda-hale etmeyeceksin. Hatta kendilerini destekle-men gerek. Ama nerede o MLM tutum! Ara-dan daha bir y›l bile geçmeden “kafa tutanlar-dan” üç kifli hakk›nda ölüm karar› ç›kartanlar-da ve gelinen aflamada da bunun do¤rulu¤unu

9 9

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 100: Sınıf Teorisi - Sayı 3

savunanlar da gerçek bir demokrasi kültürüolur mu? Baflkalar›na Marksizm kendine kar-fl› ise liberalizm. ‹flte Partizan dergisinin sa-vunduklar› budur.

Kald›ki “ola¤anüstü koflullar” görecelidir.Bunun yorumu kifliden kifliye de¤iflir. Hele birde art niyetli insanlar olursa git ki iflin önünüalas›n. Nitekim tarihimizdeki hizip ve organd›fl› disiplinsiz ç›k›fllar›n teorisi genellikle butür durumlarla k›l›fland›r›lm›flt›r. Birisi, buMK sa¤ oportünist deyip konferans› bile bek-lemeden ayr›lm›fl, birisi bu konferans oportü-nist deyip hizipçi faaliyete kalk›flm›fl, birisi buMK örgüte müdahale etmiyor diye isyan et-mifl, birisi AK’yi gerekçe göstermifl, birisibunlar bürokratt›r deyip hizipçi faaliyetleregirmifl, iflte birisi de AK, GK, MK ve SB’yegüvenmeyerek bayrak açm›fl. Peki o zamando¤ru tutum olarak geriye ne kal›yor? Hiçbirfley! Hepsi de hizipçilik ve disiplinsizlik yap-makta hakl›d›r deyip iflin içersinden ç›kmam›zgerekir.

MK sekreteri, TMLGB ve DBK serkreteriOPO’yu destekleyin diye ordu kitlesine ça¤r›yap›yor. Bunu,16 Nisan tarihinde yap›yor. Pe-ki bu parti içine yönelik nas›l bir mücadeletarz›? Ordu kitlesinin hepsi üye mi? Ça¤r›y›,yukar›ya aktard›k. Parti üyeleri ve ordu kitle-

si OPO’yu destekleyin diyor. Bu üçlü ça¤r›-n›n OPO ile efl güdümlü ve efl zamanl› yap›l-mas› tesadüf mü? Hepsi de yanyanad›r. MKsekreterinin görevi MK toplant›s›n› toplamak-t›. Ama gidip bat›da hizip faaliyetleri yürütü-yor. Arkas›ndan gelip OPO’yu yönlendiripça¤r›s›n› yapt›r›yor. Kendi ça¤r›lar›n› da bunaekliyor. Üstelik bunu bir bildiriyle ordu kitle-sine de yap›yor. Peki bu bayrak açmak de¤ilde nedir? Oysa darbeci dediklerinizin kamu-oyuna bildirisi 18 Nisan günü ç›k›yor.

OPO yukar›y› elefltirmesin diyen mi var?Ama OPO, bunu örgütsel prosedüre uygunyapm›yor. “Çeflitli yollarla” partililere ulaflt›-raca¤›z diyor. MK, SB, AK ve GK’y› tan›ma-yarak bunu yap›yor. Bu kurumlar arac›l›¤›ylaparti içine yaz›lar›n›-ça¤r›lar›n› ulaflt›rmay›denemeden örgüt d›fl› (organ d›fl›) yollarla is-tedi¤ini partililere ulaflt›rmaya kalk›flmakbayrak açmaktan baflka bir anlamda ifade

edilmez. Ki bunu kendileri de kendi a¤›zlar›n-dan söylüyor. Herhangi bir komünist partisitüzü¤ünde örgüt d›fl› iliflkiler arac›l›¤›yla par-tililere ulaflmak diye bir siyaset tarz› gördü-nüz mü? Bu tür tutumlar iflin kolay›d›r. BununMLM parti içi disiplin ve iç birli¤i ruhuylauzaktan yak›ndan alakas› yoktur.

KÖK mü öneriyorsun! Bu hukuk, bütünpartililerin haklar› kapsam›ndad›r. Ama bunuprosedürüne göre yapmak zorundas›n. Kafas›hep bozulan, k›l›f›n› da “güvenmiyorum” ileaç›klarsa o zaman örgütsel hiyerarfliye ne ge-rek kal›r ki? Önce kafanda meflru görme, on-dan sonra arkas›ndan kendini hakl› ç›kartmakiçin teori olufltur. Böylesine MLM parti disip-lini ve tüzük anlay›fl› görülmüfl mü?

MK, SB, AK ve GK tek bafl›na Nihat de-¤il. Bu bileflimlerde Nihat d›fl›nda onun üze-rinde MK üyesi vard›. Bir k›s›m AK üyeleri-nin Nihat’›n etkisinde olmas› demek Nihat’›nsöz konusu tüm organlara hakim oldu¤unugöstermez-göstermiyor. Nitekim ayr›l›k süre-cinde yap›lan (May›s-Haziran aras›) MK top-lant›s› sonuçlar› her fleyin kan›t›d›r. Bu top-lant›da hiç kimse hakk›nda ölüm karar› ç›kar-t›lmad›¤› gibi ajan Nihat’›n ölümünü savun-du¤u kifli veya kiflilerin alt›na tek bir MK üye-si dahi imza atmam›flt›r. Peki bu MK nas›l okadar güvensiz ve Nihat’›n etkisindedir kiölüm karar› ç›kartm›yor? Hem de daha ayr›l›kdevam ediyorken. Silah al›mlar› ise hementoplant› an›nda kald›r›lm›flt›r.

Tarihinizi hat›rlay›n! TKP/ML-Birlik’inüç kadrosu için ölüm karar›n› bu ayr›l›ktantam bir y›l sonra kendiniz ç›kart›yorsunuz.Ayr›ld›-bafl kald›rd›lar. Öyle ya “kafa tuttu-lar!” Öyleyse kafa tutanlar›n kafas›n› ezmekiçin ölüm karar› ç›kart! Ama sizin o çok hakirkarfl›lad›¤›n›z ve hakaret edici tan›mlamalar›-n›z›n muhataplar› ise her ne hikmet ise “bay-rak açanlar” hakk›nda ölüm karar› ç›kartmad›.Hem de AK’nin bafl›n› çeken unsur ajan ç›k-mas›na ra¤men böyle bir karara varm›yor. Bu-nun kerameti nedir? Burada hiç mi mücadeleyoktur? Bunlar› dahi göremeyip “hiç mücade-le edilmedi¤inden” söz etmek kuru bir inkar-c›l›k ve iftira atmaktan baflka bir anlam tafl›rm›?

1 0

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 101: Sınıf Teorisi - Sayı 3

Bayrak açma öncesi kimse hakk›nda tu-tuklama vb. gibi durumlar söz konusu de¤il-dir. Bu tür iddialar geçmiflte yer yer gündemegetirilmiflti. Fakat tamam›yla as›ls›zd›r. Hiçbirnesnel dayana¤› yoktur.

Ortaya koyduk. Bu hizipsel faaliyet öyle-sine bir iki ay içerisinde bafllayan bir giriflimde¤ildi. OPK’dan hemen sonra bafllad›. A¤us-tos tarihinde h›z kazand›. 18-25 Aral›k 2003tarihinde yap›lan savaflç›-üye bar›nak toplan-t›s›nda ise bu hizip “karargahlar› bombalay›n”vb. söylemlerle doru¤a ç›kt›.

Bir politika, bir anlay›fl eziyette çektirmiflolsa Mao’nun iflaret etti¤i gibi e¤er o örgütiçerisinde isen bu politika ve kararlara uymakzorundas›n. MK, SB, AK ve GK’ya güvensiz-lik örgüt içerisinde kalmay› engellemez. Bukurumlar partinin tümü de¤il. ‹çinde kal, mü-cadeleni yürüt ve onlar› alafla¤› et. Güven-gü-vensizli¤i sadece üç-befl parti üyesine göreyorumlamak do¤ru bir bak›fl aç›s› de¤il. Sade-ce buna göre ayr›l›k ilan edilmez, bayrak aç›l-maz. Yar›n bir baflkas› da yan›na üç befl kifliyial›p ben MK’ya güvenmiyorum deyip bayrakaçar. O nedenledir ki bu türden geri anlay›fl vetutumlar› grup hesaplar›ndan hareketle savun-mamal›s›n›z.

Ben hizipçilik yapm›flsam-ayr›lm›flsamdo¤ru yapm›fl›m, ama baflkalar› yapm›flsa bö-lücülük yapm›flt›r gibisinden eklektik-oportü-nist anlay›fllara düflmemek gerekir. Bunlar,çok kötü bürokratik ve demokrasi d›fl› anla-y›fllard›r. Demokratik ve sosyalist devletlerde-ki geriye dönüfllerin temelinde bu bürokra-tizm yatmaktad›r. “Ne ekersen onu biçersin.”Bayrak açman›n bafl›n› çekenlerin daha sonra“yeni bir bayrak açman›n da öncülü¤ünü yap-t›klar›n›” hat›rlatmaya gerek duymuyoruz.

Özcesi, bizim hiçbir kli¤i kurtarma ve sa-vunma gibisinden bir hesab›m›z yoktur. Sade-ce do¤rulardan hareket ettik. Grupçuluk ek-senli bir muhasebenin devrimi ve partiyi güç-lendirmeyece¤ini ise tart›flmaya gerek dahigörmüyoruz.

16) Partizan dergisi yazarlar›, as›ls›z fle-

kilde itham etmeye devam ediyor.

Partizan dergisinin Maoist Komünist Par-tisi’ne yönelik ithamlar›n› hep birlikte bir kez

daha okuyal›m:“...Darbe yapan klik bafllar› ajan ilan

edildi ve tümüne yak›n› öldürüldü.” (abç)

(agd.Sf;44)

Soruyoruz: Maoist Komünist Partisi tara-f›ndan AK kli¤inin bafl›n› çekenlerden Nihatd›fl›nda ajan olarak ortaya konulan baflka kimvar?

Soruyoruz : Bu klik bafllar›ndan Nihat d›-fl›nda öldürülen baflka biri var m›?

Partizan dergisi yazar›n›, Nihat d›fl›ndaajan ilan edilipte öldürülen klik bafl› her kimvarsa bunu kan›tlamaya davet ediyoruz.

Yoksa Partizan dergisi ve yazarlar› tarihboyunca birer iftirac›, hem de görülmemifl biriftirac› olarak an›lacakt›r!

Bu tür fleyler öylesine s›radan iddialar de-¤il. Bir yaz› kaleme al›yorsun. Düflünerek ya-zacaks›n. Bir kez daha bir kez daha okuyarakyazacaks›n. A¤z›m› aç›p gözlerimi kapatarakönüme ne gelmiflse yazar›m deyip geçmeye-ceksin. Bu dergiyi ve yaz›lanlar› sadece yazarve bir-kaç kifli okumuyor ki yaz›p geçesin.Bu tür iddialar çok ciddiyet ve sorumluluk is-teyen iddialard›r. ‹spat isteyen iddialard›r.Köy kavgas› yapm›yorsun ki o an sinirine gel-mifl abart›l› bir-iki laf söyleyesin. Bir partiyielefltirmeye çal›fl›yorsun. Hem de çok büyükiddialarla yola ç›karak bunu yapmaya çal›fl›-yorsun. Böylesine sorumsuz, böylesine ciddi-yetsiz ve böylesine iftirac› davranmaya b›ra-kal›m bir komünistin cüret etmesini bir kena-ra bir burjuva kalemflör dahi etmez. Bu, s›ra-dan bir imla hatas› olarak da geçifltirilemez.

Bu iftira niye? Amaç ne? Neden ihtiyaç duyuluyor bu çamur atmalara?Varsa bir elefltirin, bunu, teorik boyutuyla

yap. Buna kat›l›r›z kat›lmay›z. Ama bu tür tar-t›flmalara da sayg› duyar›z. Ki bu tür seviyeliideolojik polemikler her iki taraf› da gelifltirir.Ama Partizan dergisinin bu tarz› hiç kimseyigelifltirmez. Tam tersine kendisine kötülükyapm›fl olur. ‹nsanlar do¤ufl itibar›yla kötü de-¤il. Onlar› kötü yapan mevcut sistemin ide-olojik-politik flekillendirmesi ve etkileridir.‹flte komünistlerin yapmas› gereken de bu fe-odal-burjuva ideolojisinin bilinçlerde ve poli-

1 0

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 102: Sınıf Teorisi - Sayı 3

tik yaflamda yaratt›¤› bu kuflat›lm›fll›¤› vedavran›fl tarz›n› her alanda köklü bir flekildek›rmak olmal›d›r. Onlar›n burjuvazinin dili vesiyaset tarz›yla siyaset yapmaya hakk› yoktur!

Biz muhasebede politik bir elefltiri yürü-türken onun alt›n› örneklerle doldurduk-dol-durmaya çal›flt›k. Mümkündür ki yan›lg› veyanl›fllar›m›z da olablir. Ancak bu yöntemihem kendi tarihimiz için hem de TKP/ML içinuygulad›k. Örne¤in sol-sekter çizgi mi izlendidemifliz. Bunu, ideolojik, politik, örgütsel veaskeri çizgi boyutuyla ele al›p alt›n› doldur-duk. Bunu yaparken de okurun söz konusuyanl›fl ve hatal› çizgiler karfl›s›nda bilinç ay-d›nl›¤› yakalamas› için parti tarihinden somutörnekler sunduk. Yoksa de¤erlendirmeler pekfazla ayd›nlat›c› ve etkileyici olmaz. Hemkald› ki 30 y›ll›k bir tarih anlat›l›p de¤erlendi-riliyor. Üstelikte 30 y›l içerisinde ilk kez birkongre yap›l›yor. Dolay›s›yla öze ba¤l› kala-rak ayr›nt›lara girmek bir ihtiyaçt›. Hem dezorunlu bir ihtiyaçt›. Yoksa bir bak›ma geçmiflde¤erlendirmelerden farks›z olurdu. Hem detarihe olumlu ve olumsuz yanlar›yla sahip ç›-karak bunu yapt›k. Öyle ki konumuzla ba¤›n-t›l› olan her devrimci örgütün yaratt›¤› dev-rimci de¤erlerden sözetmekten geri durmad›k.Çünkü devrimci tarih bilinci budur. Bunu em-reder. Ama Partizan dergisinin kongreyi de-¤erlendirme yaz›s›nda bunun tek bir sat›r›n›görmek bile mümkün de¤il. Çünkü o, kongre-nin ideolojik, teorik ve politik bak›mdan aç›-¤a ç›kartt›¤› olumlu sonuçlar› nas›l gölgele-rim telafl›nda. Tabii ki ifle bu telaflla bafllay›n-ca ne söyledi¤ini-ne yazd›¤›n› da bilemez.Ama ben merkezcilikten kurtulup, ortaya ç›-kart›lan devrimci de¤erler benim de de¤erle-rimdir deyip sahip ç›karsa, iflte o zaman budizginsiz ithamlara da ihtiyaç duymazd›-duy-maz.

Bu tarzlar› benimsemek güçsüzlerin siya-set tarz›d›r. Kendi gerçekleriyle yüz yüze gel-mek istemeyenlerin tarz›d›r.

Roman yazm›yorsun ki bir konuyu ve ola-y›n kahraman› hakk›nda dizginsiz bir flekildeabart› yaparak okuru etkilemeye çal›flas›n. Birpartiyi eleflitiriyorsun, onun hakk›nda iddilarileri sürüyorsun. Demek ki bu gibi politik so-

runlar Partizan dergisi ve yazarlar› için pek deciddi de¤il. Yaz gitsin ya tutarsa mant›¤›yla ya-z› yaz›lmaz!

Partizan dergisi bu as›ls›z iddias›n› bir dekendince kurgulayarak afla¤›ya aktaraca¤›m›zsonuca gitmekten geri durmam›fl. As›ls›z iddiasahibi Partizan dergisi yazar(lar)›n›n döktü¤üincileri hep birlikte okuyal›m:

“...Ad›na ‘Kardelen Hareketi’ dediklerikendi içlerindeki bu operasyonun ‘tamalanma-s›ndan’ sonra, ‘bak›n içimizdekileri temizledik,gelin birlik yapal›m’ karar›n› ald›klar›n› söyle-yerek partinin kap›s›n› çald›lar.” (abç) (agd.

Sf;44)

Kurguya bak›n, yaz›lan senaryoya bak›n! Burada anlat›lmak istenen fludur: Birli¤in

önünde engellik teflkil eden Nihat ve di¤er ki-lik bafllar›yd›. Dolay›s›yla bunlar ajan ilanedilerek öldürüldü. Öldürüldükten sonra dabak›n ha biz birlik önünde engellik teflkiledenleri temizledik. O halde ne duruyorsunuzgelin birlik yapal›m. Dahas› da bu temizlikhareketinden sonra gidip kap›lar›n› çalm›fl›z,aman etmeyin ne yaparsan›z yap›n gelin birlikyapal›m diye yalvarm›fl›z.

Birincisi, görüldü¤ü gibi Partizan dergisiyazar› oldukça mesnetsiz bir kurguyla sorunayaklaflm›flt›r. Yazd›¤› senaryonun da gerçekleuzaktan yak›ndan alakas› yoktur. Bu, deli saç-mas› bir iddiad›r. Buna, kendisinden baflkas›n›inand›ramaz.

‹kincisi, Partizan dergisi yazar› birlik so-rununa o kadar ciddiyetsiz ve sorumsuz birflekilde yaklafl›yor ki birli¤i adeta s›randanlafl-t›r›yor. Birlik sorununa ne denli ciddiyetsiz,sorumsuz ve ilkesiz davrand›¤›n› flu sözlerin-de a盤a vurmaktad›r: “...Ancak Neden dar-be? Sorusuna geçerli ve tatmin edici bir ya-

n›t verememektedirler.” (abç) Buradaki anlay›fl yorumland›¤›nda e¤er

Maoist Komünist Partisi, Partizan dergisi ya-zar›n›n iste¤i üzerine darbeci olduklar› nokta-s›nda “geçerli ve tatmin edici” bir özelefltiriyaparsa, o zaman birlik sorununun önünde en-gel kalmazm›fl. T›pk› ‘92’de yap›lan birlik an-lay›fl›n› sorgulad›¤› ve savundu¤u gibi birliksorununa yaklafl›yor.

Böylesine birlik anlay›fl› olur mu?

1 0

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 103: Sınıf Teorisi - Sayı 3

Böylesine pazarl›kç› birlik siyaseti olur mu?Bu, nas›l ilkeli birlik anlay›fl›?Üçüncüsü, bir partinin birlik anlay›fl›n› sa-

vunmas› neden kap› çalmak olarak yorumla-n›yor ki?

Birlik ça¤r›s›nda afla¤›lanacak ne var?Sanki birli¤i savunulan örgüt düflman m›? Ve-ya düflmandan kendimizi kurtarmak için gidipkap›s›n› m› çald›k?

Bu ne kibirlilik?Bu ne kompleks? Bu ne afla¤›lama?Bu ne bürokratizm?Biz birlik konusunda tabii ki birlik istedi-

¤imiz partinin-örgütlerin-bireylerin kap›s›n›çalaca¤›z. Halk›n kap›s›n› çald›¤›m›z gibiMLM olarak nitelendirdi¤imiz parti ve örgüt-lerin kap›s›n› da çalaflaca¤›z. Hem de usan-madan çalaca¤›z. Bunda bir afla¤›l›k komp-leksimiz yok. Tam tersine daha fazla kap› çal-mal›y›z. Biz a¤a de¤iliz, patron da de¤iliz kibaflkalar›n›n kap›m›z› çalmas›n› bekleyelim.Maoistler için komünistlerin ve halk›n kap›-s›n› çalmak bafl görevdir. Bunsuz bir Maoistparti düflünülemez.

Birlik konusunu tabii ki stratejik (ilkesel)bir sorun olarak ele al›yoruz. ‹lkesel bir sorunolarak ele almayanlar ya küçük burjuva opor-tünistleri olur ya da ondan etkilenenler olur.

Kald› ki bir parti birlik diye bir anlay›fl ile-ri sürmüflse, orada yapaca¤›n pazarl›kç› siya-set tarz› olamaz. Burada yapman gereken bi-rinci görev ayr›l›k ve ayn›l›k noktalar›n› bu-lup a盤a ç›kartmak olmal›dr. Partizan dergisive arkas›ndan ‹flçi-köylü gazetesinde kaç dizi-dir yaz›l›p-çiziliyor. Birlik konusunda ideolo-jik-teorik boyutuyla ortaya konulan tek bir il-kesel ayr›l›k noktas› var m›? Ya da herhan-

gi bir yaz›da TKP/ML ile Maoist Komünist

Partisi aras›nda flu konuda ilkesel görüfl

ayr›l›¤› var diye bir tümceye denk gelen ol-

du mu? Ve Partizan dergisi yazar(lar)›n›

dün oldu¤u gibi bugün de hangi noktada il-

kesel görüfl ayr›l›¤› var sorusunu aç›k ve

dürüst bir flekilde yan›tlamaya davet edi-

yoruz!

Neyi okuduk? Toptanc› bir mant›kla “hiç

bir ortak yan›m›z yok” tümcesini okuduk.

Partizan dergisi yazarlar› “hiçbir ortak

yan›m›z yok” demekle kimi veya kimlerikand›rabilir ?

B›rakal›m program ve genel siyasal çizgi-deki ortak yanlar› bir kenara “hiç bir ortak ya-n›m›z yok” demek için insan›n ya idealist, yaiyi bir tahrifatç›, ya da Maoist ideolojik-poli-tik ve teorik bilinçten yoksun olmas› gerekir.

Bizim ilkesel konularda TKP/ML ile ara-m›zda bir fark olmufl olsayd›, bunu çekinme-den yazard›k. Tabii ki aram›zda farklar var.Bir partinin kendi içerisinde de farklar var.Çeliflkinin kendisini kabul etmek dahi farkla-r›n oldu¤unu kabul etmektir. Çünkü her farkbir çeliflkidir. Yoksa Sovyet Deborin okulu-nun savundu¤u gibi “her fark›n bir çeliflkiyi”ifade etti¤ini red mi ediyorsunuz? Öyleysemonolotik parti anlay›fl›n› savunuyorsunuz.

fiu an Maoist Komünist Partisi birli¤i sa-vunuyor. Partizan dergisi yazarlar› ise savun-muyor. Bu demek midir ki Partizan yazarlar›içerisinde birli¤i savunmayan hiç bir kimseyoktur. Bizce vard›r. Olmamas› kötüdür. HemMaoist Komünist Partisi içerisinde iki çizgimücadelesi mevcuttur. ‹ki çizgi mücadelesi›fl›¤›nda birlik anlay›fl›n› geçmiflte savunanlaroldu¤u gibi birli¤i savunmayanlar bugün deolabilir.

Partizan dergisi ve yazar(lar)› iki çizgimücadelesini kabul ediyorsa, o halde neden-niçin kalk›p da birlik anlay›fl›m›z üzerine fla-

ibeler yaratmak için özel bir çaba gösteri-yor? Demek ki burada amaç kötüdür. Birli¤ibüyük bir dava ve büyük bir slogan olaraksavunan Maoist öncünün do¤ru yönelimininkitleler üzerinde yaratt›¤› etkiyi k›rmak içinbunu yap›yor. ‹lkeli birlik tutumunu dar grupkayg›lar›ndan hareketle engellemeye çal›-flanlar›n do¤rular›n hükmü karfl›s›nda fazlaömrü olmaz.

Daha önce de ifade ettik. Maoist öncü,kongre çizgisiyle birlikte gerek ideolojik ge-rekse politik olarak düne göre daha da güçlü-dür. Dolay›s›yla güçsüzlük üzerine birlik te-orilerini infla etmedik-etmiyoruz, etmeyiz de.Bu tarz, gerçeklere göre elefltiri yapmay›p dakurgularla ve çarp›tmalarla siyaset yapanlaraözgü olur ancak.

1 0

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 104: Sınıf Teorisi - Sayı 3

Özcesi, Partizan dergisi ve yazar(lar)›n›nbirlik ve onunla ba¤›nt›l› olan sorunlar üzeri-ne yazd›klar› taban kitlenin bilincini buland›r-mak için hayali kurgu ve spekülasyonlard›r.Dün oldu¤u gibi bugün de birlik konusundailkeliyiz; samimi ve ciddiyiz. Her iki yap› ara-s›nda birli¤in zeminini oluflturan genel siyasalçizgide esasta ayr›l›k ortaya ç›kmay›ncayakadar da birlik anlay›fl›m›z devam edecektir.

Ad› geçen yaz›da daha bir dizi hatal› veyanl›fl görüfller var. Daha önce de ifade etti¤i-miz gibi bunlar›n üzerinde flimdilik durmaya-ca¤›z. Ayn› flekilde apolitik (yalansöylüyorlar, bozuntu, güruh, fosç›kt› vb. ) söylemler üzerinde dedurmay› gereksiz görüyoruz. Butarz hakaret edici ve afla¤›lay›c›söylemler ideolojik mücadele dilide¤il. Apolitik yar›-lümpen tart›fl-ma dilidir. Bu tarz›n sahibindenbaflkas›n› vurmayaca¤›n› vurgula-yal›m. O nedenle ciddiye al›p üze-rinde durmayaca¤›z.

Geçiyoruz ‹flçi-Köylü’nünMaoist Komünist Partisi’ne yöne-lik sald›r›lar›na.

-- II II --‹‹fifiÇÇ‹‹--KKÖÖYYLLÜÜ VVEE PPAARR--TT‹‹ZZAANN DDEERRGG‹‹SS‹‹ HHIIZZ

KKEESSMMEEYYEENN SSAALLDDIIRRIILLAARRIINNII DDAAHHAA

DDAAAARRTTTTIIRRDDII

‹flçi-Köylü gazetesinin teorik sefaletle yük-lü ve sald›r› amaçl› incileri üzerinde s›ras›yladural›m.

1) Yaz›n›n bafll›¤›n› oluflturan ifade tarz› ‹fl-

çi-Köylü’nün Maoist öncüye yönelik yapt›¤›

kaba ve sekter belirlenimlerin aynas›d›r.

‹flçi-Köylü MKP için tasfiyecili¤in son s›n›r›n-da ç›rp›n›yor demekle yapt›¤› elefltiride(!) ne ka-dar da çaresiz oldu¤unu gösteriyor. Üstelik büyükgörev olarak bildi¤i bu “elefltirisini” gazete man-fletine tafl›yarak yapmaktad›r.

‹flçi-Köylü ne diyor? MKP ve kongresiiçin “...dibe vuran tasfiyecili¤in son ç›rp›n›-fl›” diyor.

Kimin ne kadar tasfiyeci kimin ne kadarMaoist oldu¤unu burada tart›flmak yersiz vede ciddiyetsiz bir tart›flma olur. Ama yeri gel-miflken en az›ndan flunun vurgusunu yapal›m:Maoist Komünist Partisi’nin gerek ideolojikmücadele ve siyaset tarz› noktas›nda yaratt›¤›flekillenme gerek kongrede haz›r hale getirdi-¤i program, gerekse kendi tarihiyle yüzleflme-sinin muhasebesini yapmas› bak›m›ndan

TKP/ML’den daha iyi ve ileri bir yerde oldu-¤unu rahatl›kla söyleyebiliriz. Dolay›s›yla ‹fl-çi-Köylü önce kendisini aynada iyiden iyiyebir kontrol etsin. Ondan sonra baflkas›na bukonuda laf söyleme hakk› olur. Bundand›r kisöz konusu bafll›¤› daha fazla ciddiye al›p ya-n›t vermek bofluna zaman harcamaktan baflkabir ifle yaramaz. Ki sald›r› yaz›s›n›n içerisindeyan›tlayaca¤›m›z noktalar ayn› zamanda bafl-l›¤›n da yan›t› olacakt›r.

2) ‹flçi-Köylü yazar› Maoist Komünist

Partisi’ni elefltirmek için elefltiriyor.

‹flçi-Köylü yazar(lar)› söylentilere göreelefltiri yap›yor. Ve bak›n ne diyor:

“Hatta daha da ileriye gidilerek; söylemdüzeyinde de kalsa (abç) çeflitli kereler;‘birlik’ meselesinin Proletarya Partisi içeri-sinde ‘koltuk sevdal›lar›’ ‘birkaç kifli’ tara-f›ndan engellendi¤i dillendirilmektedir.”(agg. Say› 8-Sayfa;1)

1 0

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Bir kez daha flunun alt›n› çizmek iste-riz: 30 y›ll›k bir tarihi muhasebe yap›l›-yor. Ve hem de ilk kongre yap›lyor. Bukongrenin muhasebe gündeminde tabiiki TKP/ML’de olacakt›r. Bunsuz yap›la-cak bir muhasebe yar›m kalm›fl bir mu-hasebe olur. Çünkü TKP/ML Maoist Par-ti’nin 30 y›ll›k tarihinden ayr› düflünüle-mez. Kald› ki MLM olarak tan›mlad›¤›m›zve birlik sorunumuzun oldu¤u bir partiyibu 30 y›ll›k tarihi muhasebe d›fl› tutabilirmiydik? Elbetteki tutulamaz!

Page 105: Sınıf Teorisi - Sayı 3

Önce flunun alt›n› çizelim: Bir elefltiri yap›-lacaksa bunu belgeleri esas alarak yapacaks›n.Bunun d›fl›nda yap›lan elefltiri tarz› ciddi ve bi-limsel olmaz. O flunu demifl bu flunu demifl söy-lentilerine göre kalemi eline al›p bir tart›flma yü-rütmeye çal›fl›rsan o zaman elli bin tane tart›fla-cak-yazacak konu bulursun. Bu, bilimsel biryaklafl›m de¤il.

Yazar(lar), bu tür söylentileri esas al›p ka-ba ve sekter bir yaz›y› kaleme alaca¤›na otu-rup Maoist Komünist Partisi ile TKP/ML ara-s›nda temel (ilkesel) konularda ayr›l›k var m›yok mu sorunu üzerinde kafa yorarsa o zamanparti ve devrim için daha büyük bir ifl ve gö-rev yapm›fl olurdu.

Yazar(lar)›n, bu yönlü basit-s›radan söylen-tilerle kafas›n› meflgul edip gündemini bununüzerine kuraca¤›na birlik sorununu teorik-ide-olojik zeminiyle tart›flmas›n› beklerdik. Kendipartisini savunmas›n demiyoruz. Kimsenin debu hakka karfl› bir ipote¤i ve tasarrufu olamaz.

Ama “öfkeyle kalkan zararla oturur.”

Tepkici ve intikam al›r bir flekilde bir yaz›kaleme al›rsan hata üstüne hata yapmaktankendini kurtaramazs›n. Bak›n bu tepkicilik okadar üst bir boyuta var›yor ki MKP ileTKP/ML aras›nda “hiç bir ortak yan›n olma-d›¤›” belirlemesi yap›labiliyor.

Gerçekte durum öyle midir? MKP ile TKP/ML aras›nda “hiç bir ortak

yan” yok mudur? Bu belirlemenin bilimselli¤ine yazar›n

kendisi inan›yor mu? Bu deli saçmas› saptaman›n do¤rulu¤una

yazar›n kendisi inan›yorsa o zaman yazariçin: bir partinin niteli¤i hangi kriterler bazal›narak de¤erlendirilmeye tabi tutulur, soru-sunun teorik yan›t›n› bilmiyor diyece¤iz.

Lenin diyor ki, “program ve taktikler

içerik iken örgüt biçimdir.”

Buna göre, yani program ve taktikler birpartinin içeri¤ini belirliyorsa, o halde ‹flçi-Köylü yazar(lar)›na soral›m:

Program noktas›nda Maoist Komünist

Partisi ile TKP/ML’nin savunduklar› ara-

s›nda esasta bir farkl›l›k var m›?

Bugüne kadar programda temel bir fark›-m›z var diye ne sözlü ne de yaz›l› olarak bir

iddiada bulunmad›n›z. ‹lk kez “hiçbir ortakyan›m›z›n olmad›¤›ndan” söz ettiniz.

Daha önce de belirtitk. Bu belirlemenizinbilimsel oldu¤una inan›yor musunuz veyabaflkalar› inan›yor mu? Varsa bunu dürüst birflekilde ortaya koymal›s›n›z. Bu sorular›n ya-n›t›n› istiyoruz. Bunu her bir ‹flçi-Köylü oku-ru da istemelidir.

Konuya iliflkin daha fazla tart›flmay› gereksizgörüyoruz. Çünkü ihityaç yok. Birlik sorununailiflkin savundu¤umuz tezler ortada. Bu konuyailiflkin görüfl ve elefltirilerimizi bir kez daha I. Bö-lümde ifade ettik. Bu ve benzer sorular› yan›tla-mas› gereken ‹flçi-Köylü yazarlar›d›r. Bizim aç›-m›zdan sorunun ideolojik, teorik ve politik temel-leri aç›k ve net bir flekilde ortaya konulmufltur.

‹flçi-Köylü yazar› öfkeyle yaz›y› kaleme ald›¤›için h›z›n› bu kez bildiri yazar gibi ajitasyon çek-mekle al›yor:

“‹flçiler, emekçiler; ‹bo’nun Partisi’ne gö-nül vermifl, umut ba¤lam›fl emekçi halk›m›z,darbeci-tasfiyecili¤in etkisi alt›nda bulunanproletarya partisi taraftarlar›;...” diye devamediyor.

Böylesine bir tart›flma diline ideolojik mü-cadele dili diyen varsa beri gelsin!

‹flte devrimci teoriye göre elefltiri yapmakyerine geri kesimin duygular›na hitab edereksiyaset tarz› izlemek buna denir. Bu tarz, sahi-bine ne kazand›r›r ki? Hiçbir fley! Bu tarz sa-hibi kendi örgütü içerisinde de Maoist birlik-çi olamaz. Çünkü her iki parti aras›ndaki ay-r›m noktalar›n› bu kadar gözü kapal› bir flekil-de abartan örgüt içerisindeki herhangi bir ör-gütsel ve politik sorunuda hayli abart›r. Buanlay›fl sahibi birlikçi olsa ne yazar! Zaten buanlay›flla birlikçi de olamaz. Çünkü yazar bir-li¤in hangi ideolojik zemin üzerinde oluflaca-¤›n›n teorisinden yoksundur. Bu tart›flmadankaç›yor. Bu tart›flmaya girmifl olsa o zaman fluflöyle söylemifl bu böyle söylemifl tart›flmas›n-dan kurtulup fikir tart›flmas› yürütür.

3) ‹flçi-Köylü de t›pk› Partizan dergisi

gibi tam gazla iftira atmaya devam ediyor

‹flçi-Köylü “flaibeler yaratma, ifflada bu-lundu¤umuz” gibi iddialar ileri sürüyor amadi¤er taraftan bu iffla ve flaibeler nedir-neler-dir hiç mi hiç bunlardan söz etmiyor. fiaibe-

1 0

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 106: Sınıf Teorisi - Sayı 3

de bulunmak bir fley ortaya at›p kan›tlamakm›? fiaibeler atmak kalemi eline ald›¤›n gibia¤z›n› aç›p gözlerini kapay›p sald›r›ya geç-mek mi?

‹flçi-Köylü’yü samimiyete davet ediyoruz.‹fl olsun diye yaz› yaz›lmaz. Söylediklerinin-yazd›klar›n›n arkas›nda duracaks›n. Öyle söy-leyip geçmeyeceksin. Nerede ve hangi yaz›daflaibe yarat›lm›fl? Bunlar› kan›tlamak zorun-dad›r. Yoksa kocaman bir iftirac› olarak an›l-maktan kurtulamayacak(s›n›z)!

Bu konuya iliflkin daha fazla söz söyle-meye gerek görmüyoruz. ‹flçi-Köylü’yü söy-lediklerini kan›tlamaya davet ediyoruz. Hep-si o kadar.

4) ‹flçi-Köylü önderlik çizgisiyle parti-

nin genel siyasi çizgisini birbirine kar›flt›-

rarak Hocac›l›¤› devam ettiriyor

‹flçi-Köylü’nün hem iftirac› hem de Hoca-c› bir anlay›fl ve tav›rla Maoist Komünist Par-tisi için ileri sürdü¤ü iddia ve yorumlar› hepbirlikte bir kez daha okuyal›m:

“...Proletarya partisi tarihini daha kuru-luflundan itibaren adeta tümden bir enkaz y›-¤›n› gibi ve tümden ‘olumsuz-çarp›k-sap-m›fl’(abç) bir rotada gösterme çabalar›yla,parti tarihimize inkarc›l›k-karalama-dediko-du yöntemiyle sald›r›yorlar.”

“... Proletarya partisinin en üst organlar›-n›, konferanslar›, tüm süreç ve dönemeçleriyine ‘subjektif’, sa¤ ve sol oportünist’ olarakgörmekte.”

“Ve yine Proletarya Partisi’nin ideolojik-teorik temellerini hedef almaktad›rlar.” (agg.say›; 8)

Daha önce iflaret ettik ve daha da iflaretedece¤iz. ‹flçi-köylü iftira at›yor ve atmaktanda geri durmuyor.

Soruyoruz; Maoist Komünist Partisi yol-dafl Kaypakkaya’n›n hangi ilkesel tezini red-detmifl veya hangi ilkesel tezine sald›rm›fl?Ama ‹flçi-Köylü’de yan›t yok. Çamur atmayadevam ediyor.

‹flçi-Köylü yazar(lar)› soruna Hocac› birtarzda yaklaflt›¤› için önderli¤in oportünist çiz-gileri veya herhangi bir taktik-politik konudadüflülen hatay› oportünizm olarak de¤erlendir-mekle o partinin genel çizgisini de oportünist

olarak de¤erlendirmek gerekir diyor. Temel mesele politik-örgütsel sorunlara

Hocac› m› yoksa Maoist mi bakaca¤›z soru-nudur. ‹flçi-Köylü e¤er soruna Maocu bir par-ti bilinciyle yaklafl›rsa ne bu türden geri-ide-alist yorumlara düfler ne de iftira atm›fl olur.

‹flçi-Köylü yazar(lar)› flu noktada iyi dü-flünmelidir ve yan›t vermelidir:

Maoist Komünist Partisi parti birinci,ikinci, üçüncü konferans›n›n politik-teorik so-nuçlar›n› nerede ve ne zaman oportünist de-¤erlendirdi ki? Bu konuda tek bir kan›t göste-rebilir misiniz? Ama gösteremezsiniz. Yaz›-m›z›n ak›fl› içerisinde att›¤›n›z iftira ve çarp›t-malara karfl› yeri geldi¤inde hangi konferansiçin nas›l de¤erlendirmede bulunmufluz bun-lar› aktaraca¤›z.

Bir önderli¤in veya bir konferans›n mev-cut siyasal durumu hatal› de¤erlendirmesi vebuna uygun taktik politikalar›n› sol ya da sa¤olarak de¤erlendirmek nas›l oluyor da parti-nin ilkelerine sald›rmak oluyor? Veya bu nas›loluyor da konferanslar› tümden reddetmek

oluyor?

Soral›m: II. Konferans’›n siyasal durumtespitini “subjektif” olarak de¤erlendirdi¤inizde acaba II. Konferans’›n tümünü oportünistve subjektif olarak m› de¤erlendirdiniz?

Soral›m: II.MK’y› (Kaz›m Çelik önderli-¤indeki MK’y›) “sistemleflmifl sa¤ oportünist”çizginin temsilcisi olarak de¤erlendiriyorsu-nuz. Bu, partinin de “sistemleflmifl sa¤ oportü-nist” çizgiye sahip oldu¤unu mu getirir? Ya dasizin yorumunuzla MK “sistemleflmifl sa¤oportünist çizgiyi” savunuyor diye bu, parti-nin de çizgisi midir diyece¤iz?

E¤er öyle de¤ilse neden bu iftiralar› at›yorve çarp›tma yap›yorsunuz? Geriye tek flu kal›-yor: Amac›n›z üzüm yemek de¤il ba¤c›y›dövmektir.

Hocac›l›k, parti içerisinde iki çizgiyi red-deder. Bir önderlik için oportünist dedin mi oparti için de oportünist demen gerekir. Bunla-r›n hem bir hem de ayr› oldu¤unu görmez.

Hocac›l›k, herhangi bir taktik-politik nok-tada oportünizme düfltü¤ünü-düflece¤ini ka-bül etmez. Çünkü onlar hata yapmaz. Dolay›-s›yla hiçbir zaman oportünizme de düflmezler.

1 0

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 107: Sınıf Teorisi - Sayı 3

Hocac›l›¤a göre bu hatalar uzaydan gelmifltir.Bunlar›n ideolojik-siyasi ve tarihsel-s›n›fsalkökleri yoktur.

‹flte ‹flçi-Köylü de teorik s›¤l›¤›n›n yan›s›-ra buradaki yorumlar›ndan b›rakal›m iftira at-malar›n› bir kenara partinin yapt›¤› hatalar› oözgülde oportünist olarak de¤erlendirmiyor.

Düflünmüyor! Bir durum de¤erlendirme-sinde subjektivizme düflmüflsen o zaman bu-nun pratikteki hali de hata yapmakt›r. Subjek-tivizim MLM düflünce yöntemi de¤il, dokusu-nu idealist felsefeden al›r. Dolay›s›yla bu fel-sefi bak›fl aç›s›yla bir politik olay de¤erlendi-rildi¤inde bunun sonucu olarak da baflar›s›zl›kkaç›n›lmaz olur. Çünkü sorunlara MLM’densaparak yaklaflm›fls›n. Bunun ad› da pratikteya sa¤ ya da sol sapma olur.

Sorunu daha fazla uzatmaya ihtiyaç duy-muyoruz. ‹flçi-Köylü sa¤a-sola iftira at›p Ho-cac› düflünce tarz›nda ›srar edece¤ine Maoistdüflünme ve analiz yöntemini teorik-ideolojikboyutlar›yla kavramaya çal›fls›n. Bunu becer-di¤inde ancak o zaman Maoist Komünist Par-tisi’ne hak vermifl olacakt›r.

Düflünce sistemati¤i teorik oportünizmiçerisinde oldu¤undan bir önce söyledi¤ini birkaç sütun sonra reddedebiliyor. Bunu, dahaönce ortaya koydu¤umuz gibi yaz›m›z›n ak›fl›içerisinde daha somut örneklerle ortaya koya-ca¤›z.

5) ‹flçi-Köylü diyalektik yöntemle, diya-

lektik ve tarihsel materyalizmi birbirine

kar›flt›rarak teorik sefalete düflüyor.

“... Diyalektik yöntem ve tarihsel mater-yalizm ile donan›ml› olanlar ancak bu bilim-sel yöntemi kullanabilirler. Do¤aya ve toplu-msal sürece müdahale etme eylemi ancak pro-letaryan›n dünya görüflüyle mümkündür.”(abç) (agg. say›; 8)

Her MLM flunu bilmelidir ki diyalektikyöntemle materyalizm veya tarihsel materya-lizm ayr› ayr› fleylerdir. MLM’ler için flu söy-lenirse do¤ru olur: Diyalektik ve tarihsel ma-teryalist dünya görüflüne ancak MLM’ler sa-hip olabilir. ‹fade tarz› bu flekilde kullan›l›rsado¤ru olur. Yoksa ‹flçi-Köylü yazar(lar)›n›nkulland›¤› flekliyle do¤ru olmaz.

Bilinir ki diyalektik yöntemi sadece Ma-

teryalistler kullanmaz. Burjuva filozoflar› vebilim adamlar› yöntemde diyalektiktirler amadünyay› yorumlama ve de¤ifltirme eylemindeidealisttirler. Laboratuvarda kendi deneklerin-de bilimsel sonuca gitmek için diyalektikyöntemi uygulamak zorundad›rlar. Diyalek-tik, eflyan›n özündeki iç çeliflkilerinin incelen-mesidir. Bu burjuva filizoflar laboratuvardadiyalektik ama kap›dan d›flar› ç›kt›klar›ndaidealisttirler. Orada ortaya ç›kan sonuçlar› bi-limsel dünya görüflüyle (materyalist) yorum-lamay›p idealist tarzda yorumlarlar. Ama ora-ya girdikleirinde ise diyalektik olmak zorun-dad›rlar.

Dahas›, ‹flçi-köylü yazar›n›n düflünceyöntemiyle hareket edilirse, bugüne kadardo¤a üzerinde yap›lan deneyler sonucu orta-ya ç›kan bilimsel bilgileri MLM bilgi teorisi-nin bir parças› olarak saymamak gerekir. Öy-le ya hepsi olmasa da bilimsel deneylerle el-de edilen bu bilgilerin esas› burjuva filozofla-r› ve bilim adamlar›n›n deneyleri sonucu or-taya ç›km›flt›r. Ki mevcut sistemler gerçekli-¤inden hareketle de bu tür bilimler (fizik,kimya, biyoloji vb. gibi) ve bilimsel deneylerburjuvazi ve gerici sistemlerin denetimindegelifltiriliyor.

Sözün k›sas›, yazar tarihsel-toplumsalolaylarla do¤a varl›klar› ve olaylar›na karfl›mücadeleyi birbirine kar›flt›r›yor.

6) ‹flçi-Köylü, flehitleri kendi hatalar›n›

kamufle etmek için “elefltiri” arac› olarak

kullan›yor.

‹flçi-Köylü yazar(lar)› flehit sömürüsü yapa-rak Maoist Komünist Partisi’ne yönelik afla¤›-daki çarp›tma ve iftiray› atmaktan sak›nm›yor.

“...Üçüncü konferans sonras› süreçten gü-nümüze dek parti kadro, üye ve militanlar›m-z›n düflman karfl›s›ndaki tavr› esasta olumlu-dur. Olumlu örnekler yan›nda olumsuz ör-neklerin olmas› onun esasta olumlu tespitinegölge düflürmez. Ancak, MKP bilefleni her ko-nuda oldu¤u gibi bu konuda da proletaryapartisine karfl› haks›z ve gerçekleri ters yüzeden bir tutumla yaklaflmak, iftira ve karala-mayla proletarya partisine karfl› güvensizlikyaratmaktad›r.

Baflta Muharrem Horoz ve Nergis Gülmez

1 0

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 108: Sınıf Teorisi - Sayı 3

yoldafllar›m›z olmak üzere iflkencehanelerdedüflmana karfl› mücadelede al›nlar›n›n ak›ylaç›kan yoldafllar›m›z›n direniflleri, tasfiyecileriyapt›klar› iftira utanc› içinde bo¤acakt›r.”(abç) (agg.)

‹ftira atm›flsak ad› geçen flehitlerin utanc›içerisinde bo¤ulmay› bin kere hak etti¤imizikabul edece¤iz. Ama kitapta yaz›lanlar söy-lendi¤inin tam tersi ise o zaman ‹flçi-Köylüyazar› bu iftira içinde bo¤ulmay› kabul ede-cek mi?

Kitapta II. OPK sonras› için yaz›lan ve

yap›lan de¤erlendirmeyi bir kez daha hep

birlikte okuyal›m:

“...Konferansla bu örgütsel darbe aras›ndadaha 6 (alt›) ay bile geçmeden mevcut MK üye-leri ve kadrolar›n›n hemen hemen hepsi düflma-n›n eline geçerken, bu kadrolar içerisinde önem-li bir kesim poliste çözüldü.” (age.Sf; 496)

“TKP(ML)’den Maoist Komünist Parti-si’ne Bu Tarih Bizim” adl› kitaptaTKP/ML’deki üst düzey çözülmeler içinsöylenenler bunlardan ibarettir. Bu sat›rlar d›-fl›nda 94 sonras› çözülmeler için söylenenbaflka bir sat›r ve ifade tarz› yok. Bunun aksi-ni iddia eden varsa kan›tlamaya davet ediyo-ruz.

fiimdi e¤ri oturup do¤ru konuflal›m! Bude¤erlendirmede ‹flçi-Köylü’nün iftira att›¤›gibi TKP/ML MK üyeleri ve di¤er kadro-üye-leri için hepsi veya “esasta” çözüldü diye birsöz veya sat›r var m›?

“...önemli bir kesim çözüldü” sözünden‹flçi-Köylü yazarlar› ne anl›yor? Önce bunuaç›klas›nlar! E¤er bu sözcükten “tüm” veya“esas” ifade tarzlar›n› alg›l›yorsan›z bunuaç›k bir flekilde ifade etmelisiniz?

Kitap Türkçe bir dille yaz›lm›fl. ‹flçi-Köy-lü yazar› al›nt› yapmadan tart›fl›yor. Yaz›s›ndaizledi¤i ve hakim olan tarz› da budur. Sözügeçen kitab› sadece yazar okumad›. Yazardanbaflka binlerce insan da okumufltur-okuyor.Dolay›s›yla yazar neden-niçin demagoji yapa-rak, üstelik al›nt› yapmadan salvo at›fllardabulunuyor? Amaç bellidir “çamur at izi kal-s›n.” Ama gerçeklerin dilini ve gerçekleringücünü hiç bir çarp›tma gölgelemeyez!

“Önemli bir kesim” sözcü¤ünden flu anla-

fl›l›r-anlafl›lmal›d›r: Bununla, bir bütünün esasyan› de¤il, yar›s› de¤il, bunun alt›nda önemlibir parça anlafl›l›r. Örne¤in yüzde üzerindetart›fl›l›rsa bu önemli kesim sözcü¤ünden birtam yüzdenin ellinin alt›ndaki 30-40 gibi du-rumlar anlafl›l›r-anlafl›lmal›d›r.

‹flçi-Köylü yazar›n›n sorunu daha iyi anla-mas› için kendi yazd›¤›ndan kendi söyledikle-rini yan›tlayal›m.

“...7. Oturumunda parti iradesi flöyle tes-pit etmifltir: ‘genel olarak yaflanan tasfiyecilikpartimizin bu sürecinde önemli derece-de(abç) etkili olmufltur.’...” (agg.say›;10)

Tasfiyecili¤in partinizi “önemli derecede

etkiledi¤i” do¤ru-bilimsel bir tespittir. Amaflimdi dural›m: bu tespitinizden dolay› biz kal-k›p partiniz tasfiyeci olmufltur veya tasfiye ol-mufltur fleklinde de¤erlendirebilir miyiz? Yada kendiniz bu “önemli derecede etkilendi”söyleminden hareketle partiniz için tasfiyecive tasfiyeye u¤ram›flt›r diyebilir misiniz?

Hay›r diyemezsiniz. Ve böyle bir tespitteyapm›yorsunuz.

Ama ifl bizim yazd›klar›m›za gelince de-magoji yapmay› elden b›rakm›yorsunuz. Heriki ifade tarz›n›n kullan›l›fl› aras›nda bir farkvar m›? Fark yoktur!

E¤er yok bizim önderlik kademesinde yeralan kadrolardan kimse çözülmedi diyorsan›z,bunu biz de¤il siz geriye dönüp bakt›¤›n›zdakaç kiflinin çözüldü¤ünü ve bu çözülme oran›-n›n da söylediklermize denk düflüp düflmedi-¤ini düflünün! Yok ikna olmazsan›z, tekrar so-run hat›rlatal›m!

Soruyoruz: Neden-niçin yazd›klar›m›zdanal›nt› yaparak tart›flma yöntemini benimsemi-yorsunuz? Buna niçin ihtiyaç duymuyorsu-nuz? Gerçeklerden bu kadar korkmay›n!

Görüldü¤ü gibi karalama ve tahrifat yapanMaoist Komünist Partisi de¤il, ‹flçi-Köy-lü’dür. Üstelik flehitleri iflin içerisine kar›flt›r›pduygulara hitap etmektedir. Bu tarz, flehitlerilay›k›yla sahiplenmek de¤il, kötü amaçlar içinmaske olarak kullanmakt›r. fiehitleri gerçektesahiplenmenin yolu gerçekleri çarp›tmamak-tan geçer. fiehitleri sahiplenmenin yolu hata-lar karfl›s›nda ›srarc› ve tutucu davranmak de-¤il, flehitlerimizin olumlu yanlar›n› anlat›rken

1 0

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 109: Sınıf Teorisi - Sayı 3

ayn› zamanda flehitlerimize ait olan tarihiolumsuzluklar›yla birlikte de¤erlendirebil-mektir.

Bu tarz Maocu ideolojik mücadele tarz›de¤il.

Bu tarz, ideolojik olarak güçsüz olanlar›nflehitleri kendine payanda yaparak duygu sö-mürüsü yapma tarz›d›r.

Evet flehit olmak büyük bir erdemliliktir.Fakat do¤ru bir siyaset izlemede bu tek bafl›-na yetmez. Özellikle de fikir mücadelesi yü-rütürken flehitleri öne ç›kartarak bir tart›flma-ya oturman›n hiçbir bilimsel ve do¤ru yan›yoktur-olamaz. Varsa yanl›fl anlay›fllar bunla-r› temel al›p öyle tart›flma yürüt.

7) ‹flçi-Köylü, sorunlara do¤rulardan

hareket ederek de¤il eklektik bir tarzda

yaklafl›yor

Yazar, Maoist Komünist Partisi’ni “düfl-man önünde tart›fl›yor” diye elefltirirken flun-lar› söylüyor:

“...MKP, s›n›f düflmanlar›na malzeme ver-mekte cömert davran›rken Marksizm-Leni-nizm-Maoizm tarihinden ö¤renmekte o kadarcimri davranmaktad›r. ...” dedikten sonraÇKP ile SBKP aras›nda “aç›k” tart›flma üze-rine yap›lan polemi¤i aktar›yor.

“Bizler belirgin ve düflmanlara karfl› sa-vafl›n genel menfaalerine k›lavuz nazar›ylabakarak meselelerin daima iç istiflareler yo-luyla halledilmesi lehinde ve fikir ayr›l›kal›r›-n›n düflmanlar›n önüne serilmesi aleyhindebulunduk ve bulunuyoruz.”

Evet bu al›nt›da söylenenler do¤rudur. Ki63 polemiklerinde belirtilen temel ilkelerdenbirisi de kardefl partiler arasndaki sorunlar “içtart›flmalar yoluyla çözümlenmelidir” dir. Bu-na ÇKP ve Mao uyuyor. Uymayan ise Krufl-çev’in bafl›n› çekti¤i modern revizyonistSBKP’dir.

fiimdi gelelim meselenin özüne.Bir kez daha flunun alt›n› çizmek isteriz:

30 y›ll›k bir tarihi muhasebe yap›l›yor. Vehem de ilk kongre yap›lyor. Bu kongreninmuhasebe gündeminde tabii ki TKP/ML’deolacakt›r. Bunsuz yap›lacak bir muhasebe ya-r›m kalm›fl bir muhasebe olur. ÇünküTKP/ML Maoist Parti’nin 30 y›ll›k tarihinden

ayr› düflünülemez. Kald› ki MLM olarak ta-n›mlad›¤›m›z ve birlik sorunumuzun oldu¤ubir partiyi bu 30 y›ll›k tarihi muhasebe d›fl› tu-tabilir miydik? Elbetteki tutulamaz!

TKP/ML’ye iliflkin de¤erlendirme yap›l-mas›n›n amac› budur. Bunda ürkülecek ve k›-z›lacak ne var ki?

Dolay›s›yla bir kongrenin gündemindeolan muhasebe kapsam›nda ele al›nan bir de-¤erlendirme “iç tart›flma” yolunu reddetmez.

Kongre bu bilinçten hareketle de kongresonras› TKP/ML ile aç›ktan tart›flma (zorunludurumlar hariç) de¤il iç tart›flmalar yoluylasorunu çözmelidir siyasetini benimsemifltir.Ki konuya iliflkin 36 nolu kararda flunlar›n al-t› çizilmektedir:

“Merkezi Konferansta saptanan TKP/MLile birlik karar› eksikliklerine ra¤men do¤ru-dur. ‹lkeli birlik perspektifinden flafl›lmayacakve ilkeli birli¤i zedeleyecek pratiklere müsa-ade edilmeyecektir. Ayr›ca düflman›n önündeaç›k tart›flmalardan kaç›n›lacakt›r. Sadecepartimize direkt yönelen elefltirelere yoldafll›ks›n›rlar› içerisinde cevap verilecektir.”

Bugüne kadar bu siyasete uyulmufltur veuyulacakt›r da.

Konuyla ilgili bir noktan›n daha alt›n› çiz-mek isteriz.

Kongrede kardefl partiler aras›ndaki sorun-lar› d›flar›ya tafl›ma yöntemi do¤ru bulunma-d›¤› için de 93 OPK’s›nda tüzü¤e yerlefltirilen“aç›k tart›flma” siyaseti yanl›fl bulunarak de¤i-flikli¤e gidilmifltir.

Konuya iliflkin önce 93 OPK’s›nda tüzü¤eyerlefltirilen ilgili bölümü aktaral›m. SonraMaoist Komünist Partisi tüzü¤ündeki anlay›fl›aktaral›m.

TKP(ML) Tüzü¤ü 1. Bölüm “e” fl›kk›ndaflu ifade geçmektedir:

“... Uluslararas› Komünist Hareket’inMarksist-Leninist-Maoist ilkeler temelindebirli¤i için mücadele yürütür. Bu birli¤in,aç›k ideolojik mücadele esas al›narak (abç)sa¤lanabilece¤inin blincinde hareket eder.”

Maoist Komünist Partisi program› 18.maddede söz konusu anlay›fl flöyle düzeltil-mifltir:

“...MLM partilerle proleter enternasyona-

1 0

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 110: Sınıf Teorisi - Sayı 3

lizmi ve eflitlik ilkesi temelinde ilifliki kurar vegelifltirir. MLM partiler aras›ndaki ayr›l›kla-r›n düflman önünde aç›klan›p tart›fl›lmas›n›reddeder.” (abç)

Durum, budur. Biz, MLM partiler aras›n-daki iliflkiler boyutunu sadece tart›flma olsundiye yapm›yoruz.

Ama ‹flçi-Köylü yazar›na sormak gerek:Birincisi, OPK’da karar haline getirilen bu

yanl›fl anlay›fl ve siyasete iliflkin bir de¤iflikli-¤e gittiniz mi? Daha aç›k bir söylemle “7.Konferansta” sözünü etti¤imiz yanl›fl anlay›flve siyaset tarz›n› yukar›ya al›nt›lad›¤›n›z flek-liyle de¤ifltirdiniz mi?

‹kincisi, de¤ifltirdiyseiniz bu durumu ne-den kamuoyuna yans›tmad›n›z?

Üçüncüsü, ‹flçi-Köylü yazar(lar)›n›n akl›-na bu do¤ru yöntem ve anlay›fl Maoist Komü-nist Partisi’ni elefltirirken mi geldi? Böyle deolsa bu do¤ru anlay›fl›n ilk kez ak›llar›na gel-mifl olmas› iyi bir geliflmedir.

Dördüncüsü, TKP/ML 6. Konferans son-ras› DEH için herhangi bir konferans›n resmidüflüncesi “oportünist” olmamas›na karfl›n ne-den oportünist olarak ilan ettiniz? Konferansiradesini çi¤neyen bu anti-demokartik darbecitutumun özelefltirisini yapt›n›z m›? Yoksaözelefltiriniz kamuoyuna yönelik de¤il mi?Bugüne kadar herhangi bir yaz›n›zda denkgelmedik. Oportünist demeyi nas›l ki kamu-oyuna aç›k yapt›ysan›z özelefltiriyi de kamu-oyuna aç›k bir flekilde sunman›z gerekir.

Beflincisi, deklerasyon oportünist (bu,OPK siyasetidir) ama DEH MLM’dir anlay›-fl›n› nas›l ve hangi iradeyle de¤ifltirdiniz?Konferans iradesi olmadan bu tür de¤ifliklik-leri parti hukuku aç›s›ndan nas›l de¤erlendiri-yorsunuz? Yoksa bu tarz iradeye vurulmufldarbe de¤il midir?

OPK siyaseti gere¤i aç›k elefltiri yapabi-lirsiniz DEH’e. Ama onu “oportünist” olarakde¤erlendirme yetkisine hiç bir MK sahipolamaz.

Bizim bildi¤imiz bu konuda henüz bir tü-zük de¤iflikli¤ine gitmifl de¤ilsiniz. Durumböyle ise, o halde, yani kardefl partiler aras›n-da sorunlar “iç tart›flmalar yoluyla yap›l›r” an-lay›fl› bir konferansta resmi siyasetiniz haline

dönüflmemiflse, o zaman bu irade çi¤nemeninad›n› nas›l koyuyorsunuz?

Ben istedi¤im iradeyi çi¤nerim. Dolay›-s›yla benimki anti-demokratik ve darbecilikolmaz, ama baflkalar› çi¤nerse darbecilik olur.Kendine karfl› liberalizmi baflkalar›na karfl›ise Marksizmi savunan-uygulayan davran›fltarz›n›n Maoist parti hukuku ve iç disiplin bi-linciyle uzaktan yak›ndan alakas› var m›?

Tüzük ifline geldi¤i gibi kulan›lmaz. Yok-sa bu tespitide mi “ola¤anüstü koflular” deyiponun için çi¤nediniz? Öyle ya 94’te disipliniçi¤nemek için “ola¤anüstü koflullar vard›”onun için çi¤nendi diye kamufle etmeye çal›fl,flimdi ise Maoist Komünist Partisi’ni bahaneederek çi¤nemeye çal›fl.

Konferansta (“6. Konferans’ta”) MKP veöncellerini “küçük burjuva örgüt” olarak de-¤erlendireceksin, ama KDH a盤a ç›kart›l-d›ktan sonra Ö.Gelecek dizi yaz›lar›nda“bunlar örgüt bile de¤il, güruhtur” deyip ira-deyi çi¤neyeceksin. Bu tutumlar nas›l de-mokratik oluyor?

Bunlar›n bile özelefltirisi verilmedi. Ondansonra kalk›p özelefltirisi yap›lan anti-demok-ratik tutumlara iliflkin baflkalar›n› elefltirmeyekalk›flacaks›n. Bu hakk› nas›l kendinizde bu-luyorsunuz?

Bir örgüt anti-demokratiklik ve darbecilikyönünde baflkas›n› elefltirmeden önce kendisi-ni aynada kontrol etmelidir. Kendi hatalar›n›ortaya koyduktan sonra ise baflkalar›n› elefltir-me yoluna girer. Bunu yaparken de misille-meci bir tarzda yapmaz.

Fazla söze gerek yok. ‹flçi-Köylü ya-zar(lar)› eklektizmden bir an önce vazgeçerekkendi tarzlar›n› Maoist siyaset yapman›n tera-zisine vurmal›d›rlar.

8) ‹flçi-Köylü, Yapt›¤›m›z Muhasebede

Tarihimizde Önemli Derecede Yer Tutan

Olumsuzluklar› Görmezden Gelmemizi

Buyuruyor

‹flçi-Köylü bizden kendisi gibi olumsuz-luklar› atlamam›z› ve unutulmas›n› isteyerekflunu belirtiyor:

“Düflünün ki MKP bir yandan proletaryapartisine birlik ça¤r›s› yap›yor di¤er yandangeçmiflte yaflanan tart›fl›l›p, özelefltirisi veri-

1 1

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 111: Sınıf Teorisi - Sayı 3

len, gündem olmaktan ç›km›fl baz› konular›bile yeniden bellek tazelemesine giderek,geçmiflte içine düfltü¤ü zaaflar› tekrar prole-taryan›n devrim sorunlar›n›n önüne geçire-rek, bu konudaki samimiyet ve ciddiyet dere-cesini ortaya koyuyor.” (abç) (agg. Say›; 8)

‹flçi-Köylü, flunu çok iyi anlamal›d›r vekendisine yönelmelidir ki 30 y›ll›k mücadeletarihimizin ele al›n›p analizi yap›ld›¤›nda sözkonusu ticaret ifli atlanarak yaz›lamaz.

Çünkü bu olay öylesine s›radan bir örgüt-sel sorun veya suç de¤ildi. Bu olumsuzlu¤unneye yolaçt›¤›n› ve nas›l tart›fl›ld›¤› üzerindetekrar durmaya gerek görmüyoruz.

Bu olay›n ideolojik-politik ve örgütsel ar-ka plan› ortaya konularak bu merkezde tart›fl-ma yürütülmüfltür.

Kald› ki bu olumsuzlu¤u Maoist KomünistPartisi kendi tarihinin bir parças› olarak eleal›p de¤erlendirmifltir. ‹flçi-Köylü yazar(lar)›gibi flu dönem benim bu dönem benim de¤ilfleklinde grupçu bir ruhla tarihe sahip de ç›k-mam›flt›r. Konferans dönemini sadece savun-malar› bu grupçulu¤un somut göstergesidir.

Hem bir yandan parti tarihinizin en büyük

hatas› olarak DABK’la birlik yapmakt›r diye-ceksin ama öte yandan ise DABK kökenli fle-hitleri parti flehidi olarak anacaks›n›z. Dahas›,DABK döneminde flehit düflenleri parti flehidiolarak anmayacaks›n. ‹flte oportünizm vegrupçu ruh buna derler!

Maoist öncünün tarihinde anlay›fl olarak,dahas› pragmatist bir anlay›fl›n sonucu olarakifllenmifl en büyük suçlardan birisini oluflturanbir olumsuzluk geçifltirilerek 30 y›ll›k tarihyaz›l›r-muhasebe edilir mi?

Dürüst ve ciddi olmayan tav›r ‹flçi-Köylüyazar(lar)›n›n tavr›d›r. Bize de bunu unutma-m›z› tavsiye ederek tarihe karfl› ç›plak davran-may›n diyorlar!

Hay›r sizler bu yolda yürümeye devamedebilirsiniz. Bizim görevimiz sizi bu yanl›flyoldan döndürmektir. Ama yok ›srarla bu an-lay›fl ve siyaseti izleyece¤iz diyorsan›z istedi-¤iniz yere gitmek de serbestsiniz!

‹flçi-Köylü yazar(lar)› bizden bir tarih ya-zarken ve onun tarihsel dönemeçlerini analizetabi tutarken bu önemli dönemeçleri inkardan,

onu unutmaktan gelmemizi istemekten vaz-geçsin. Bu tarz›m›z hem kendimize karfl› hemde kendilerine karfl› dürüst bir yaklafl›md›r.Tam tersine bu olumsuzluk ve onun yol açt›¤›dönemi atlayarak bir tarih de¤erlendirmesinegitmek yanl›fl ve hatal› bir yaklafl›m olurdu.

Görünen o ki bu sorunun muhasebe konu-su yap›lmas› ‹flçi-Köylü yazar›n› çok etkile-mifl. Bu da söz konusu suça-hataya iliflkingerçekte özelefltirel yaklafl›lmad›¤›n› gösteri-yor. Demek ki ifllenen suçun vehameti hala dabilince ç›kart›lm›fl de¤il.

Özcesi, ‹flçi-Köylü bu konuda bize yöneliksuçlama yap›p ve yak›n›p duraca¤›na öncelik-li olarak evinin içerisindeki kötü tozlar› te-mizleyip-süpürmelidir. Bu tür olumsuzluklar›görmezden gelerek tarihi yazmak tarihi inkar-c›l›k olur. Tarihi, yeni kuflaklara do¤ru aktar-mamak olur. Dahas› tarihten do¤ru dersler ç›-kartmamak olur... Tarihe karfl› sorumsuz veciddiyetsiz davran›larak tarihi sorgulad›m de-mekle tarihin önünden kaçamazs›n...

9) ‹flçi-Köylü Yazar(lar)› DABK’la bir-

lik yapmay› “tarihinin en büyük bir hata-

s›” olarak de¤erlendirmekle, ya parti tari-

hini bilmiyor ya da DABK’a yönelik bilinç-

li-amaçl› bir flekilde sald›r›yor.

‹flçi-Köylü, DABK’la yap›lan birlik üzeri-ne flu soyut ve sekter de¤erlendirmeyi yap›-yor:

“... DABK tasfiyecili¤iyle örgütsel birlefl-me proletarya partisinin bir hatas›yd›. Hemde tarihinin en büyük bir hatas›yd›.” (abç)

(agg. Say›; 8)

‹flçi-Köylü yazar›lar›na göre kötü fleylersadece DABK tarihinde olmufl, kendi tarihle-rinde olmam›fl. O nedenle DABK’la birlikyapmakla bu kötü fleyler kendi örgütlerine debulaflm›fl. O da yetmiyormufl gibi grupçu birruhla savunduklar› KONFERANS dönemin-deki o kötü fleyi sanki DABK yapm›fl gibigöstermeye çal›fl›yorlar.

Birincisi, sözü edilen kötü fley yap›lma-m›flsa taban kitle niye güvensizlik yaflas›n, ne-den karamsarl›¤a düflsün? Hatta bir dizi kadroniye ayr›l›¤›n›z sonras› güvensizili¤e düflsün?Neredeyse bu kötü fleyi de DABK kanad›namal edecekler. Tarihi oldu¤u gibi yazmamak,

1 1

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 112: Sınıf Teorisi - Sayı 3

onun üstünü örtmek kitlelere karfl› güven ver-mez. Tarihte olan kötü fleyleri yazmak ve bu-nun özelefltirisini dünya kamuoyuna vermekkötü fley de¤il. Vermemek kötüdür. Evet tari-himizde ürkütücü iki fley olmufltur. Bunlardanbirisi KDH elemanlar›na yönelik sorgulamayöntemi iken, di¤eri ise malum ticaret iflidir.Kald› ki KDH elemanlar›na yönelik sorgula-ma yöntemi kimseden gizli de yap›lmam›fl.Mevcut iradenin karar›yla yap›lm›flt›r. Dolay›-s›yla bu bir anlay›fl ve siyasetin sözkonusukonferansta hakim hale gelmesidir. Kongre busiyaseti alt etmifltir.

Ama malum ticaret ifli örgütten-iradedengizli yap›lm›flt›r. ‹flin di¤er kötü yanlar›n› birkenara b›raksak dahi, örgütten gizli yap›lmas›bafll› bafl›na sorgulanmas› gereken bir olayd›r.

Durum bu merkezde iken kalk›p da nas›lbu dönemi atlay›n-görmezlikten gelin tavsi-yesinde bulunuyorsunuz.

Yoksa DABK’la birlik yapmak bu kötü fleyia盤a ç›kartt›¤› için mi “en büyük hata” oluyor?

Tamam biz de her iki kanad›, 92 birli¤ineerken oturmas› bak›m›ndan elefltiriyoruz. Bubak›mdan acelecili¤e geldi diyoruz. Öte yan-dan her iki kanad›n da örgütsel birli¤ini sa¤la-yacak genel siyasi çizgi uygundu diyoruz.

DABK’la birlik yapman›n parti tarihinin“en büyük hatas›” olarak görülmesini de ilkkez iflitiyoruz-okuyoruz.

Birli¤in yap›lmas›n› hatal› de¤erlendirebi-lirsiniz. Ama “en büyük hatas›” olarak de¤er-lendirmek için bu hatan›n en az›ndan yenilgi-lerden daha büyük olmas› gerekir. Acaba birlikyapmakla yenilgiye mi u¤rad›n›z? Bildi¤inizgibi birlik an› ve sürecinde üye ve kadrolar›nço¤unlu¤u grupçu ruhla savundu¤unuz kanat-tan gelmekteydi. Nas›l oluyor da o be¤enmedi-¤iniz, o çok hakir karfl›lad›¤›n›z “DABK tasfi-yecili¤i” sizi etkiliyor, hem de kötü etkiliyor?

Demek ki burada sorun kendi yanl›fl ve hata-l› önderli¤inizden kaynaklan›yor, önderlik çizi-ginizde yat›yor. Do¤ru bir flekilde önderlik yap-mak yerine hatal› bir çizgide önderlik yapm›fls›-n›z ki DABK bu üyelerinizi etkiliyor-etkileyebi-liyor. Hem de iki y›l gibi bir süre içerisinde bu-nu yap›yor.

Maoist Komünist Partisi, ‹flçi-Köylü ya-

zar› gibi ne hatalar›n kayna¤›n› d›flar›da ar›-yor ne de yak›n›p-duruyor. Bütün olumsuz-luklar› sorgularken önce kendi hatal› çizgile-rine yöneliyor. Bunu yaparken tabii ki d›flfaktörlerin pay›n› da diyalektik olarak ortayakoyuyor. E¤er böyle yapmayarak ‹flçi-Köylüyazarlar›n›n yapt›¤› siyaset tarz›n› izlemifl ol-sayd›, bütün hatalar›n ve baflar›s›zl›klar›nkayna¤›n› götürüp Nihat vd. Karfl› DevrimciHücre elemanlar›na yükleyip iflin içerisindenç›kard›. Ama Maoist Komünist Partisi ne ya-p›yor? Nihat ve di¤er KDH elamanlar› partiiçerisinde palazlanm›flsa burada birinci dere-cede sorumlu olan hatal› anlay›fl ve çizgimiz-dir diyor. E¤er anlay›fllarda hata, özellikle desol-sekter çizgi izlenmemifl olsayd› Nihat vb.unsurlar parti içersinde bu kadar palazlanm›flolmayacakt›.

Onu da bir kenara b›rakal›m: Bu kadarajan ve iflbirlikçi parti içerisinde ç›kart›lmas›-na karfl›n (hem de önemli kademelerde) yinede biz “vah, yok olduk” gibisinden yak›nma-c› siyaset izlenmedi, izlenmiyorda. Tabii kibu mücadeledir. Yok olmayla da karfl› karfl›yagelebilirsin. Ama burada bilince ç›kart›lmas›gereken kilit sorun önce nerede hata yapt›mdiye kendini sorgulamakla ifle bafllamak ol-mal›d›r. Ancak görünen o ki ‹flçi-Köylü ya-zarlar›n›n kendilerine yönelme dertleri yok-tur.

Bu ben merkezci anlay›fltan hareketle dedo¤al olarak kendilerini elefltirenleri “dediko-du” “karalama”, “yalan”, “iki yüzlülük” vb.yapmakla suçlamaktan da geri durmuyorlar.

Bu konu üzerine tart›flmay› daha fazlauzatmak istemiyoruz. Çünkü DABK’la birli¤iparti tarihinin “en büyük hatas›” olarak de¤er-lendiren bir anlay›fl sahibinin do¤rular›n hük-mü karfl›s›nda ikna olmas› çok zordur.

Garip ama gerçek! Ne söyledi¤ini-ne sa-vundu¤unu bilmeyen yazar ifl kendisine yöne-lik elefltiri olunca h›z›n› alamadan en uç nok-tada de¤erlendirme yapabiliyor. Yazar›n öncebu tür tutumlardan kurtulmas› flartt›r. Öfke vek›zg›nl›kla kaleme sar›l›p sorunu grupçu vekiflisel temelde ele alma tarz›ndan kurtulmas›bafl görevi olmal›d›r. Grupçu ve kiflisel temel-de sorunlar ele al›nd›¤› an orada bilimsel dü-

1 1

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 113: Sınıf Teorisi - Sayı 3

flünmek bitmifl demektir.Yazara bir-iki hat›rlatma ve soru sorarak

bu konuyu ba¤layaca¤›z:“Sistemleflmifl sa¤ oportünist çizginin sa-

hibi olarak de¤erlendirdi¤in(iz) II.MK” ile birarada durmay› savunuyorsun (bunu lütuf ola-rak de¤erlendirseniz de) neden-niçin hala sis-temleflmifl çizgi olarak saptamad›¤›n sizinsöyleminizle “DABK ve devamc›lar›yla” ayn›örgüt içerisinde kalmay›-birlik yapmay› sa-vunmuyorsun? Üstelik bunlarla “hiçbir ortakyan›m›z yok”, “bunlarla birlik yapmak en bü-yük hatayd›” diye belirleme yap›yorsun?

Dahas›, II. yenilgiye götüren çizgi ve ma-lum ticaret iflini yapmak DABK’la birlik yap-maktan daha m› iyiydi?

10) ‹flçi Köylü yazar(lar)› öz ile nitelik

aras›nda hem ayn›l›k hem de ayr›l›k oldu-

¤u bilincinde hareket etmeden Maoist Ko-

münist Partisi’ne yönelik abart›l› “elefltiri”

yapmaktad›r

‹flçi-Köylü flu saptamada bulunuyor:“... Dolay›s›yla MKP tasfiyecili¤inin, ken-

di çizgisini proletarya partisine mal etme vebirlik 盤›rtkanl›¤›yla proletarya partisini kit-lelerin nezdinde, kendileriyle özdefl gösterme,uzlaflma gayretleri bofl bir çabad›r.” (abç)

(agg. Say›; 8)

Birincisi, daha önce de tarihimizi muhase-be ederken, hata yapman›n s›n›f mücadelesi-nin kaç›n›lmaz bir parças› oldu¤unu söyle-mifltik. Ama burada mesele hatalardan ders ç›-kart›p ç›kartmamak sorunudur. ‹flte ‹flçi-köylüyazar(lar)›n› s›k›nt›ya koyan esas yan da bura-s›d›r. Daha aç›k bir deyiflle hatalar›n özeleflti-risini vermek yerine baflkalar›na sald›r›ylakendilerini kamufle etme yolunu tutmaktad›r-lar.

Tarihimizden utanaca¤›m›z hiç bir fleyyoktur. Her boyutuyla da ona sahip ç›k›yoruz.Olumlu ve olumsuz yanlar›yla bu tarihe sahipç›kt›k. Ve tarihimizden de onur duyuyoruz.Ondan onur duymak onu kuru kuruya sahip-lenmekle de olmuyor. Bunun da bilinicinde-yiz. Dolay›s›yla bunun d›fl›ndaki tarzlarla an-cak kendi kendinizi kand›rabilirsiniz.

‹kincisi, Maoist Komünist Partisi’yleTKP/ML aras›nda öylesine her fikir noktas›n-

da uzlaflt›¤›m›z› nereden ç›kartt›n›z? Fikirlerdeuzlaflma olmaz. Bir do¤ru bir de yanl›fl vard›r.Yani iki fikirden bir do¤ru fikir ortaya ç›kmaz.‹ki bir olmaz diyalektik mant›¤› da budur.

Farkl› fikirleri uzlaflt›rmak oportünizmdir.Bizim böyle bir derdimiz yok. Ve amac›m›zda olmaz. ‹flçi-Köylü yazar›n›n öylesinekomplekse girerek bizim birlik anlay›fl›m›z›“her türlü fikirde uzlaflma” diye yorumlamas›soyut bir suçlamad›r.

Üçüncüsü, bizim birlik anlay›fl›m›z tama-m›yla genel siyasi çizgideki uyumdafll›¤› bazalarak ileri sürülen bir anlay›flt›r. Genel siyasiçizgide ayn›l›k iki partinin özünü oluflturmak-tad›r. O nedenle yazar genel siyasi çizgi deni-lince önce bundan ne anl›yor? sorusunu yan›t-lamal›d›r. Ama bugüne kadar yazd›klar›n›n hiçbirisinde TKP/ML ile Maoist Komünist Parti-si aras›nda genel siyasi çizgide temel bir ayr›-l›k var diye yazmad›-yazmad›lar. O halde“hiçbir ortak yan›m›z yok” söylemi abart› vebasit bir suçlamadan öte bir anlam ifade ediyormu?

Dördüncüsü, öz ile nitelik hem ayn›

hem de ayr› fleyleri ifade eder. Yazar bununay›rd›nda de¤il. Maoist Komünist Partisi’yleTKP/ML’nin özünü meydana getiren genel si-yasi çizgi ayn›d›r fakat bu iki yap› aras›nda bi-çimde de olsa farkl›l›klar vard›r. Bu farkl›l›k-lar olmasayd› ayr› örgütsel varl›klarn› sürdür-mezlerdi. Ama bu farkl›l›klar iki yap›n›n ayn›öz etraf›nda birleflmesini engelleyici faktörlerde¤il. ‹flte meseleninin ana halkas› buras›d›r.‹flçi-Köylü yazar(lar)›n›n kavramad›¤› ananokta da buras›d›r.

Öz ile niteli¤in hem ayr› hem de ayn› ol-du¤unu biraz açal›m: Bilinen su örne¤indenfelsefi olarak konumuza aç›kl›k getirmeye ça-l›flal›m:

Bilindi¤i gibi su molekülü 2 hidrojen, 1oksijen atomunun bilefliminden meydana gel-mektedir. Her maddenin üç halinin oldu¤unuyazar›n kendisi de bilir. Buna göre su molekü-lünün de s›v›, gaz ve kat› halinin oldu¤u nes-nel bir gerçekliktir. ‹flte suyun s›v›, buhar vebuz halleri bafll› bafl›na bir niteliktir. Bu üç ha-lin birbirine göre farkl› olgular› temsil etmele-ri ve nitelikleri farkl› olmas›na karfl›n her üç

1 1

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 114: Sınıf Teorisi - Sayı 3

halin de özünü oluflturan yine 2 hidrojen ve 1oksijen atomudur. Her üç halde de bu atomsay›s› de¤iflmiyor.

Buradan hareketle TKP/ML ile MaoistKomünist Partisi’nin özünü oluflturan temelilkeler ayn› fakat mevcut oluflumlar› itibar›ylafarkl›d›rlar. Bu anlamda hem ayn› hem defarkl› niteliktedirler.

Hindistan’da bir dizi Maoist parti ve örgütvar. Bu örgütler aras›nda özde farkl›l›k yok.Ama örgütsel yap›lar› ayr›d›r. Ki bu örgütler-den örgütsel birli¤e gidenler oldu ve ayr›ca bir-lik görüflmeleri yapanlar var. Hat›rlanaca¤› gi-bi Nepal’de de NKP(M) ile Maflal’da birleflti.

Öz nitelik meselesinde bir partinin önder-lik çizgisi oportünist olabilir ama bu, o parti-nin ve önderli¤inin (sistemleflmemifl çizgi bo-yutuyla söylüyoruz bunu) özünde komünistolmad›¤›n› getirmez. Daha aç›k bir deyiflle birönderli¤in çizgisinin ister bir taktik politikadaisterse bir dönem boyunca oportünist olmas›(sistemleflmifl çizgi düzeyinde olmayacak) oönderlik ve partinin MLM özünü ortadan kal-d›rmaz. Ama sistemleflmifl oportünist çizgi sa-hipleri MLM olarak nitelendirilemez. Bu du-rumda partinin kendisi de söz konusu sistem-leflmifl çizgiyi henüz onaylamam›flsa partininözü ve niteli¤i için MLM de¤erlendirmesiyapmak do¤ru ve bilimsel bir tespit olur.

11) Öznelcilik, baflar›s›zl›k ve yenilgiye;

nesnellik ve bilimsellik ise baflar›ya ve bü-

yük zaferlere götürür.Öznelcilik tek yanl›l›kt›r. Öznelci düflünce

yöntemiyle hareket edenler gerek politik, ge-rek do¤a, gerekse sosyal vb. tüm olgular› tekyanl› bir flekilde de¤erlendiren, felsefi doku-sunu ise idealizm ve metafizçiklikten al›rlar.Bu düflünce yap›s›n›n s›n›fsal kayna¤› ise bur-juva ve küçük burjuvad›r.

Nesnellik ve bilimsellik ise ideolojik do-kusunu materyalizmden al›rken yöntemini isediyalektikten al›r. Nesnellik, varolan olgularahiç bir fley katmadan de¤erlendirmek ve an-latmakt›r. Bu ba¤lamda nesnellik ayn› zaman-da bilimselliktir. Çünkü bilimsellik, do¤a vetoplumsal olaylar› diyalektik ve tarihsel ma-teryalist görüfl aç›s›yla de¤erlendirir.

Bu bilinçten hareketledir ki herhangi bir

siyasal olay› ve tarihi geliflmeyi bilimsel ola-rak analiz etmeyenler baflar›s›zl›¤a u¤rar. Da-ha büyük baflar›s›zl›klar ise yenilgiyi getirir.Çünkü yanl›fl ve hatal› düflünce yöntemi olanöznelcilik s›n›f mücadelesinin prati¤i taraf›n-dan mahkum edilir.

Buradan hareketle ‹flçi-Köylü yazar›n›nMaoist Komünist Partisi’ne yönelik yapt›¤› flusözleri bir kez daha hep birlikte okuyal›m:

“...MKP’de, elbetteki proletarya partisinive tarihini emsalleri gibi yads›m›flt›r. Prole-tarya partisi ve geçmifline cepheden sald›r-m›fl, tümden partiyi inkar etmifltir.” (abç)

Di¤er abart›l› ve suçlay›c› yaklafl›mlar› birkenara b›rakal›m, “tümden inkar etmifl” sö-zünün, bilimsel bir de¤erlendirmeyle uzaktanyak›ndan iliflkisi var m›d›r? Bu söylem ve de-¤erlendirme dahi yazar›n geçmifle ve gelenelefltirilere karfl› nas›l da öznelci ve abart›c›yaklaflt›¤›n› net ve aç›k bir flekilde ortaya koy-mak için yeterli kan›tt›r.

“TKP(ML)’den Maoist Komünist Parti-si’ne Bu Tarih Bizim” adl› kitab›, daha önce-de vurgusunu yapt›¤›m›z gibi sadece yazarokumad›-okumuyor. Bu abart›l› yaklafl›mlarakimi veya kimleri inand›rabilir ki?

Soruyoruz:

Tarihimizi bilimsel bir temelde elefltirmekmi inkarc›l›k yoksa bu tarihi iflimize geldi¤iyerde savunmak m› inkarc›l›k?

Tarihe bilimsel bir flekilde sahip ç›kmakm› inkarc›l›k yoksa sadece “kendi dönemini”savunmak m› inkarc›l›k?

Birinci, ikinci ve üçüncü konferanslar›nprogramatik, ideolojik-teorik sonuçlar›n› veburadan hareketle konferanslar›n nitelikleriniMLM de¤erlendirmek mi inkarc›l›k yoksa budönemlerdeki baz› hatal› tespitleri savunmakm› inkarc›l›k?

Yoldafl Kaypakkaya’n›n ortaya koydu¤uprogramatik görüflleri program haline getire-rek ülke ve dünya kamuoyuna sunmak m› in-karc›l›k, yoksa bu programatik görüflleri savu-nanlar› “aram›zda hiçbir ortak yan yok” vb.gibi öznelci, inkarc› tespitlerle dejenere et-meye kalk›flmak m› inkarc›l›k?

Partinin tüm dönemlerini hiç bir kanat gö-zetmeden sahiplenmek mi inkarc›l›k yoksa

1 1

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 115: Sınıf Teorisi - Sayı 3

sadece KONFERANS kanad›n› savunmak m›inkarc›l›k?

TMLGB d›fl›ndaki tüm bölge faaliyetleriniolumsuz ama MK faaliyetini olumlu de¤er-lendiren anti-MLM tespiti elefltirmek mi in-karc›l›k, yoksa bu tespitlere dogmatik bir fle-kilde sar›lmak m› inkarc›l›k?

Malum ticaret iflini ve KDH elemanlar›n›sorgulama yöntemini tarihimize not düflmekmi inkarc›l›k yoksa malum ticaret iflini tarihi-mizde olmam›fl gibi göstermek mi inkarc›l›k?

92 birli¤inin yap›l›fl fleklini abart›l› (“tari-hin en büyük hatas›”) bir flekilde kötü göster-mek mi inkarc›l›k, yoksa onun yanl›fl ve hata-l› yönlerini bilimsel bir flekilde ortaya koy-mak m› inkarc›l›k?

87 DABK, 94 TKP/ML ayr›l›¤›n› do¤rubir bak›fl aç›s›yla alt etmek mi inkarc›l›k yok-sa 94 ayr›l›¤›n› “do¤ru” göstermek mi inkar-c›l›k?

DABK ve KONFERANS kanad›n›n flehit-lerini parti flehitleri olarak anmak m› inkarc›-l›k, yoksa sadece KONFERANS kökenlileriparti flehidi olarak anmak m›, inkarc›l›k?

Ayr›lanlara iliflkin ölüm karar›n› elefltir-mek mi inkarc›l›k, yoksa ölüm karar›n› savun-mak m› inkarc›l›k?

Tarih ve gerçekleri çarp›tarak ifli inkarc›l›-¤a kadar vard›rtan daha bir dizi abart›l› örneksunabiliriz. Ancak sundu¤umuz örnekler ki-min inkarc› kimin inkarc› olmad›¤›n› göster-mek için yeterlidir. “Tümden inkar ediyor”saptamas›n› yapmak dahi inkarc› yaklafl›mdanbaflka bir anlam ifade etmez...

12) ‹flçi-Köylü yazar(lar)› iftira atmaya

ve çarp›tma yapmaya doymuyor.

Daha önce de üzerinde durarak ortayakoydu¤umuz gibi ‹flçi-Köylü yazar(lar)› Ma-oist Komünist Partisi’ne yönelik elefltiri ad›alt›nda yapt›¤› her bir haks›z sald›r›y› bir son-raki sald›r›yla birlikte daha bir iftirac›l›k veçarp›tmayla boyutlanarak ilerliyor.

Yazar MKP’nin, partinin 1. yenilgisi üze-rine yapt›¤› de¤erlendirmeyi oldu¤u gibi ak-tarmak yerine yanl›fl görülen bir anlay›fl› akta-rarak bak›n ha yenilgi buna ba¤lan›yor diyeiftira atmaktan çekinmiyor.

Önce iftirac› ‹flçi-Köylü yazar›n›n aktard›k-

lar› ve yapt›¤› yorumu aktaral›m, sonra 1. ye-nilgi üzerine kitapta geçen tespitleri aktaral›m:

“...MKP 1. yenilginin ard›ndaki örgütselve tarihsel nedenleri de kendince flöyle belir-lemektedir:

‘Ça¤›m›z; emperyalizmin toptan çöküfle,sosyalizmin bütün dünyada zafere ilerledi¤iça¤d›r!’

‘Bu tespit, genel elefltiri ve di¤er temel ya-z›lar›m›zda yer yer geçmektedir. Bu konudapartimizin 1. konferansta yapt›¤› özelefltiriesasta do¤rudur.

Bu tespit proleter dünya devrimi sürecinintek tek ülkelerde devrimin geliflece¤ini, em-peryalizmin dünya çap›nda toptan bir flekildede¤il, tek tek ülkelerin emperyalist zincirinhalkalar›ndan devrimler sonucu kopmas› vesüreç içinde y›k›laca¤›n› kavramayan bir tes-pitti.

Bizim ça¤ tespitimiz, proleter dünya devri-minin karfl›s›ndaki engeller olan emperyalizm(sosyal emperyalizm) ve her türlü gericili¤iküçümseyen; dünya çap›nda devrimin güçleri-ni iyice abartan bir anlay›fltan kaynaklan›yor-du.’(MKP Kongre Belgeleri sayf;31-32)

1. konferanstaki subjektif de¤erlendirme-den yola ç›kan MKP, proletarya partisinin 1.yenilgisini böyle de¤erlendirirken gerçekte

proletarya partisine yön veren çizginin de

Lin Biaocu-Troçkist stratejik görüflün ol-

du¤unu söylüyor.” (abç) (agg. Say›; 9)

Yazar ya okudu¤unu anlam›yor ya da ifti-ra ve çarp›tma yapmay› tarz haline getirdi¤iiçin kendi kafas›ndaki kurgular› MKP’ye malederek iftirac› bir flekilde sald›r›ya geçiyor.Ama kald›rd›¤› tafl› aya¤›na vurdu¤unun isefark›nda de¤il.

Yapt›¤› al›nt› do¤ru aktar›lm›fl. Fakat sözkonusu al›nt›n›n içerisinde MKP’nin 1. yenil-giyi ça¤ tespitine ba¤lad›¤›na dair tek bir ke-lime yok. Veya okur bu al›nt›dan yenilgininça¤ tespitine ba¤land›¤›na dair tek kelime gö-rebildi mi?

Yazar al›nt›y› yaparken bununla birliktebir sat›r öncesindeki ifade tarz›n› da aktarm›flolsayd› o zaman yazar›n yapt›¤› yorum ve idi-dalar›n ne denli iftira ve çarp›tma oldu¤unuokur görmüfl olacakt›.

1 1

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 116: Sınıf Teorisi - Sayı 3

Önce bu tümceyi aktaral›m.Hatalar üzerine genel bir teorik aç›mla-

ma yap›ld›ktan sonra en son tümce flöyledüflülüyor:

“Bu ön teorik aç›klamay› düfltükten son-ra partimizin kurulufl sonras› üzerinde ba-r›nd›rd›¤› siyasi ve örgütsel hatalar› k›sacaözetleyelim:” (abç) (age; Sf; 31)

Yazar elefltiri yapmak ve gerçeklerden ha-reket etmek yerine demagojiyi tercih etti¤iiçin ça¤ tespiti için yap›lan elefltirileriMKP’nin örgütsel yenilginin esas nedeni ola-rak göstermeye çal›fl›yor, deyip 盤›rtkanl›kyap›yor. Ama bu 盤›rtkanl›k bofluna.

Bu tümce, dahas› makalenin bafll›¤› flöyleat›lm›flt›r: “1. Örgütsel Yenilgi ve Ard›ndakiSiyasi ve Örgütsel Hatalar›m›z”. Bu bafll›ktan,al›nt›lad›¤›m›z tümceden anlafl›ld›¤› üzerepartimizin 1. örgütsel yenilgisi ve siyasi-ör-gütsel hatalar›m›z üzerinde durulmaktad›r.

Ça¤ tespitindeki hata bir teorik-siyasi hataolarak de¤erlendirilmektedir. MKP, ça¤ tespi-tinin yanl›fll›¤›ndan hareketle partimiz 1. ye-nilgiyi ald› diye bir tespit yapm›yor. 1. Konfe-rans›n konuya iliflkin yapt›¤› de¤erlendirmeyeesasta kat›l›yoruz ifadesi 1. Konferans›n ça¤tespitinin yanl›fll›¤› üzerine yap›lan elefltirile-re kat›lmak için kullan›lm›flt›r. Ki ayn› yönlüelefltirileri ‹flçi-Köylü yazar› da yaz›s›nda dilegetirmektedir.

MKP yenilgi için flu tespitleri yap›yor; ak-tar›l›m:

“Partimizin yenilgisine neden olan temel

siyasi hata ülkedeki devrimci durum tespiti-

nin yanl›fll›¤›d›r.”(age.Sf;34)

“Partimizin u¤rad›¤› bu a¤›r örgütsel ye-

nilginin esas nedeni partimizin askeri, siyasi

ve örgütsel hatalar›d›r.”(age:Sf;37)

“Partimizin yenilgisinin as›l nedeni sub-

jektivizmdir derken, bu alanda mevcut siya-

sal durumun subjektif bir flekilde tespit edil-

di¤ini ve bu subjektivizmden kaynakl› ola-

rak da örgütsel darbe ve arkas›ndan yenilgi

al›nd›¤›n› belirtiyoruz. Siyasal durum de-

¤erlendirilmesinde “sol” tespit yap›lm›flt›r.

Daha aç›kças› mevcut objektif, subjektif ko-

flullar›n ilerisinde nesnel gerçekli¤e uyma-

yan siyasal durum tespiti yap›larak, taktik

politikada hatal› tutum izlenmifl-

tir.”(age.Sf;41)

Bu saptamalar›n alt› doldurularak uzunuzad›ya, hem de sayfalarca dönemin siyasaldurumu de¤erlendirilmeye çal›fl›l›yor. Ayr›n-t›l› bilgi edinmek için ad› geçen esere bak›la-bilir.

Özcesi, ne söz konusu kitapta ne de baflkabir yerde 1. yenilginin esas nedeni ça¤ tespiti-ne dayand›r›lm›yor. Ama bizim ‹flçi-Köylü ya-zar› zorlama bir flekilde iftira atmaktan geridurmuyor.

Yazar bu noktada da yine iki çizgi konu-sunda yanl›fl düflündü¤ünü ele veriyor.

Yazar ne diyor?“...MKP’nin iddia etti¤i gibi, proletarya

partisinin anlay›fl›n› oluflturmamaktad›r.”(abç) (agg. ayn› say›)

Yazara göre bu fikrin anlay›fl olmas› içinilla da sistemleflmifl çizgi haline gelmesi flart-t›r. Yoksa ona o noktada ne yanl›fl anlay›fl de-nilir ne de o boyutuyla çizgi denilir. Bu yo-rumdan anlafl›laca¤› gibi yoldafl Kaypakkayaböyle bir anlay›fl savunmam›fl, dolay›s›yla buda partimiz taraf›ndan bir dönemli¤ine de ol-sa savunulmam›fl. Peki bu yanl›fl anlay›fl nere-den parti belgelerine girdi? E¤er partimizinanlay›fl› de¤ilse niye bunun özelefltirisini yap-mak zorunda kald›k?

Evet bu anlay›fl sistemleflmifl bir çizgi ola-rak partide yer edinmedi. E¤er bu yer edinmegerçekleflmifl olsayd› o zaman partinin bu tes-pite ba¤l› olarak temel görüflleri de de¤iflmiflolurdu.

‹flçi-Köylü’nün, burada sorunu sistemlefl-mifl veya sistemleflmemifl çizgi boyutuyla tar-t›flaca¤›na götürüp “anlay›fl›m›z de¤il” boyu-tuyla tart›flmas› ne denli hatal› ve yanl›fl birdüflünce savundu¤unu ortaya koyuyor. Zatenyazar›n geçmifli de¤erlendirmedeki temel ha-tas›n› da bu yanl›fl bak›fl aç›s› oluflturmaktad›r.

Ça¤ tespitinin ÇKP’den kaynakland›¤›n›belirtmifltik. Ki ÇKP bu yanl›fl tespiti 10.kongrede alt etti.

‹flçi-Köylü yazar›, bu konuda baflkalar›n›dogmatiklikle suçlayaca¤›na önce kendi kafa-s›ndaki dogmalar› düzeltse daha iyi eder.Dogmatiklik hatalarda ›srarc›l›kt›r; kitabi bil-

1 1

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 117: Sınıf Teorisi - Sayı 3

gilere ba¤l› kalarak somut durumu görmezlik-ten gelen tek yanl›l›kt›r. Bu ba¤lamda öznelci-li¤in bir yans›mas›d›r.

Bir konudaki fikri dahi anlay›fl olarak de-¤erlendirmeyen bir yazar, Marksist-Leninist-Maoistlik konusunda, dahas› dogmatikliknoktas›nda baflkalar›na elefltiri yürütemez-ders veremez. Çünkü düflünce tarz› hatalar veyanl›fll›klarla doludur. Bunun neresinde Ma-oist düflünce tarz›?

Yazar bu anti-Maoist düflünce yöntemiylesöz konusu sorun üzerine bir sat›r daha fazlayorum yapmaya çal›fl›rken daha da ideolojik-teorik oportünizme do¤ru yuvarlan›yor. Ho-cac› yorumu hep birlikte bir kez daha okuya-l›m:

“... ‘Emperyalizmin toptan çöküfle, soya-lizmin toptan zafere ilerledi¤i’ ça¤ tespiti te-orisini savunan bir partinin azami-asgariprogram› da Marksist-Leninist-Maoist ola-maz.” (agg.ayn› say›)

Evet e¤er bir parti söz konusu teoriyi te-mel görüflleri haline getirip sistemlefltirirse

bu durumda o partiyi MLM olarak nitelendir-mek do¤ru bir tespit olmaz.

Ama yazar›n dedi¤i gibi böyle bir teoriyine ÇKP sistemlefltirdi ne de yoldafl Kaypak-kaya sistemli bir flekilde savundu diye eleflti-ren yok. O halde niçin böyle bir tart›flmay› ya-p›yor ki? Ya da neden böyle bir iddiada bulu-nup iftira atmaya ihtiyaç duyuyor? Demek kiyazar ne yazd›¤›n›n-ne üzerinde tart›flma yap-t›¤›n›n bilincinde de¤il. Dahas› az önce de ifla-ret etti¤imiz gibi yazar bir düflüncenin sistem-leflmifl çizgi haline getirilerek savunulmas›ylao yanl›fl fikrin henüz embriyonik düzeyde sa-vunulmas›n› birbirine kar›flt›r›yor. Onun içiniki farkl› görüfle anlay›fl ve iki çizgi demekiçin o görüfllerin illa da sistemleflmifl boyutalmas› flartt›r. Yoksa dönüp dolafl›p ayn› türtart›flmalar› yapar m›? Ona göre iki farkl› fikiriki farkl› çizgiyi ifade etmez. Bunun için gö-rüfllerin ancak program ve platform halinegelmesi flartt›r. Böyle olunca ancak çizgi kav-ram›n› kullanmal›y›z diyor.

Dolay›s›yla bu, vb. sorunlar üzerinde tar-t›flmay› daha fazla uzatmak pratik bir de¤ertafl›mayacakt›r. Daha aç›kças›, ‹flçi-Köylü ya-

zar(lar)› Maoist iki çizgi ve mücadelesi anla-y›fl›nda olmad›¤› için bu tür tart›flmalar› yürü-tüyor; iftira ve çarp›tmalarla sald›r›ya geçi-yorlar.

Diyor ki, e¤er her konuda benim gibi dü-flünmezsen MLM de¤ilsin!

Diyor ki, her konuda 3. Konferans gibidüflünmezsen partiyi inkar ediyorsun, tasfi-yecisin!

Diyor ki, e¤er bir önderlik herhangi birtaktik konuda oportünizme düflmüflse o haldeo partinin genel siyasi çizgisi için de oportü-nist demelisin!

‹flte Hocac›l›k! ‹flte dogmatiklik!13) ‹flçi-Köylü yazar› MKP’nin savun-

duklar›n› tahrifata u¤ratt›¤› gibi RSD‹P’i

de tahrifata u¤ratmaktan sak›nm›yor.

‹flçi-Köylü yazar› do¤ru teoriye göre önü-nü ayd›nlatmas› gerekirken do¤ru teoriyi ken-di yanl›fl düflüncesine uydurarak flöyle diyor:

“...Enternasyonal proletaryan›n en önde

1 1 7

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Evet temel ilkesel fikirlerde,programsal vb. düzeyde ayr›l›k

noktalar›m›z olmufl olsayd› ozaman birlik diye bir sorunu

gündemimize al›p tart›flmazd›k.Ancak gerçekler öyle konuflmu-yor. Gerçekler bize flunu daya-

t›yor: Sözü geçen iki örgütünbirli¤ini sa¤layacak ideooljik-si-yasi zemin çok güçlüdür diyor.

Bu gerçekli¤in karfl›s›nda hiçbir birey ve iktidar duramaz.

Fakat görüldü¤ü gibi ‹flçi-Köylü zorlama bir flekilde ilke-

sel olarak ayr› noktalar›m›z vardiyor. Yanl›fl ve hatal› görüfller-de ›srar ediyor. Gerçekler kar-fl›s›nda do¤matik ve statükocu

bir flekilde ›srar ediyor. Geriyanlar›nda ›srar ediyor.

Page 118: Sınıf Teorisi - Sayı 3

gelen partilerinden olan RSD‹P’in 1905-1907yenilgisini hiç de incelememifller.1906’da Du-ma’n›n ikinci kez boykotu hata olmas›na ra¤-men, yine de 1905-1907 yenilgisi objektif ye-nilgidir.” (abç) (agg.ayn› say›)

Önce yazara soral›m: 1) Yazar, 1906 boykotu için söylenen ha-

ta d›fl›nda di¤er yenilgiler için “objektif” be-lirlemesini kendisi mi yorumluyor, yoksa“objektif yenilgi” diye belirlenmifl bir kay-nak m› var?

2) Yazar, RSD‹P’in söz konusu yenilgiyinerede ve hangi kitapta “objektif yenilgi”

olarak de¤erlendirdi¤ine dair bize bir kaynakverebilir mi?

Yazar’›n 1905-1907 için yapt›¤› belirle-meleri (1906 yenilgisi için söyledikleri hariç)dönemi ve yenilginin nedenini ortaya koyanbir-iki kitaba yazar›n iddial› söylemi sayesin-de tekrar bakt›k. Fakat yazar›n yapt›¤› belirle-melere, yani 1905 ve1907 için objektif yenil-gidir tespitine denk gelmedik. Gerek BolflevikParti Tarihi, gerekse Örgütlenme Üzerine (Le-nin) adl› kitaplarda ad› geçen süreçler ve ye-nilginin nedenleri ortaya konulmaktad›r. An-cak hiçbirinde de yenilgilerin nedeni objektif-tir diye bir belirleme bulamad›k.

Söz konusu yenilgilerin nedenine iliflkinokurun bilgisinin tazelenmesi için Lenin yol-dafl›n Örgütlenme Üzerine adl› kitab›nda yap-t›¤› saptamalar› aktaral›m:

“1905 Devrimi, liberaller aras›ndaki dö-neklerin ve benzerlerinin sand›klar› gibi, ‘çokileri’ gitti¤i ya da Aral›k ayaklanmas› ‘zorla-ma’ oldu¤u için yenilgiye u¤ramad›. Tam ter-sine, yenilginin nedeni, ayklanman›n gerekli-li¤inin yeterince sa¤lam bir flekilde özümlene-memifl ve aykalanman›n birleflik, kararl›, ör-gütlü olmamas›, her yerde ayn› anda baflla-mamas› ve sald›r›ya geçmemesiydi.” (abç)

(Örgütlenme Üzerine. Sf; 70-71)

Bu de¤erlendirmeye okur karar versin.Ve ‹flçi-Köylü yazar› iyiden iyiye bir kez da-ha düflünsün. Burada ortaya konulanlar ye-nilginin esas nedeni olarak objektif nedenlermi, yoksa subjektif nedenler mi oldu¤unugösteriyor?

Yazar›n kar›flt›rd›¤› temel noktalardan bi-

rincisi dönemin Rusyas›ndaki devrimci du-rumun boyutuyla, ‹brahim döneminin Türki-ye-Kuzey Kürdistan’daki devrimci durumunboyutudur. Rusya’da devrimci durum yük-sek iken, Türkiye-Kuzey Kürdistan’da dev-rimci durum geridir. Devrimci durum geriolmas›na ve subjektif güç müsait olmamas›-na karfl›n hem devrimci durumu abart›yorhem de buna uygun sol taktik bir politika iz-liyor. Objektif koflullar›n tabii ki bu yenilgi-de büyük pay› vard›r. Ama burada yenilgiyeneden olan esas faktör mevcut durum de¤er-lendirmesi ve izlenen sol-taktik politikan›nolmas› gerçekli¤idir.

Yazar kendince ‹brahim’i düzeltmeye çal›-fl›yor ve flöyle diyor:

“Dolay›s›yla iddia ettikleri gibi kongrehaz›rl›¤› içinde proletarya partisi ‘sald›r›’,‘sol’,‘subjektif ’ bir pratik içinde de¤ildir.Kongre haz›rl›¤›n› dönemsel olarak önünekoyan Proletarya partisi objektif olarak taktiksavunma konumundad›r.

Ama MKP yap›lan baz› cezaland›rmalar(abç) ve düflman›n sald›r›lar›na silahl› müca-daleyle yan›t verilmesinden yola ç›k›yor.”(agg. Say›: 9)

Dönemin koflullar›nda Dersim-Dar›kentnahiyesi karakoluna yönelik bask›n, FehmiAlt›n Bilek’in, Mazgirt ‹lk Ö¤retim Müfetti-fli’nin evine bomba, Karakoçan kaymakam›-n›n evine yönelik bombal› eylemler savunmaamaçl› m›d›r?

Dahas› yoldafl Kaypakakaya’n›n kendisidahi bu dönemi öyle savunma amaçl› bir tak-tik olarak belirlemiyor. Devrimci duruma ili-flikin subjektif tespit yap›ld›¤› gibi döneminsilahl› eylemlerine iliflkin “Köylük BölgedekiYoldafllara Mektup” bafll›kl› yaz›da flu de¤er-lendirmeyi yap›yor:

“Di¤er yandan, köylük bölgelerdeki faali-yetimizin muhtevas› ve biçimi, fiafak revizyo-nizminden ayr›ld›¤›m›zdan beri h›zla de¤ifl-mifltir. ‘Bar›flç›’propaganda ve ajitasyonunyerini silahl› mücadele biçimleri, silahl› pro-paganda ve ajitasyon metodlar› alm›flt›r.”(Seçme yaz›lar.Sf;3). Bu mektup 7 Aral›k1972 y›l›nda kaleme al›nm›flt›r.

Dönemin devrimci durumuna iliflkin ay-

1 1

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 119: Sınıf Teorisi - Sayı 3

r›nt›lara girmeye gerek yok. Bu konuda ‹flçi-Köylü yazar› da ayn› fikri paylafl›yor. Amayazar ‹brahim ad›na ‹brahim’in söylediklerinidüzeltmeye çal›fl›yor. Yanl›fl olan tutum bu-dur. Söz konusu eylemleri, hemde sald›r›amaçl› olarak yayg›n bir flekilde yapmay› na-s›l savunma amaçl› olarak yorumluyor? Budönemle söz konusu tarihi-siyasal koflullar›kar›flt›r›yor. ‹çinden geçti¤imiz tarihsel koflul-larda bu tür eylemleri gerilla bölgesinde ya-p›nca düflman belkide fazla kaale almaz. Ama72 ortam›nda durum böyle de¤ildi. En s›radanbir molotoflama yüzünden yüzlerce insan›devlet topluyor ve iflkencelerden geçiriyordu.Dolay›s›yla söz konusu eylemleri o tarihi-si-yasal koflullarda savunma amaçl› yap›lm›flt›rdiye yorumlamak ‹brahim’i düzeltmeye kal-k›flmakt›r.

Soruna iliflkin ayr›nt›l› ve derinlikli bilgiedinmek için muhasebe kitab›na yeniden ba-k›lmal›d›r.

Tüm bunlardan sonra yenilginin esas nede-nini subjektif de¤il de objektif koflullard›r diyebelirlemenin do¤ru bir dayana¤› olabilir mi?

14) ‹flçi–Köylü yazar› fikir tart›flmas›

yapmak yerine Yurtd›fl› hizbi üzerinden ge-

ri duygulara oynayarak siyaset izliyor

‹flçi-Köylü yazar› her derdin devas› olarak3. konferans› gördükten sonra MKP ile Yurtd›-fl› hizbini (Bolflevik Partizan) ayn› torbaya dol-durarak flu soyut ve abart›l› sald›r›y› yap›yor:

“1. yenliginin de objektif yenilgi oldu¤utespiti yap›lm›fl ve Marksizm-Leninizm’in enüst aflamas› olarak Mao Zedung Düflüncesiresmilefltirilerek parti bilincine kaz›nm›flt›r.Daha sonra da 5. Konferansta Maoizm kavra-m›yla anti-Maoizm proletarya partisi aç›s›n-dan iyice çürütülmüfltür. Ama DABK ve bu-günkü temsilcisi MKP tasfiyecili¤i Ma-oizm’den ne kadar uzak oldu¤unu Mao’yaalerjisi olan YDH ile ayn› mevzide buluna-rak göstermifltir.” (abç) (agg. say› 9)

Yazar›, MKP ile YDH’i ayn› torbaya koy-mas›n›n nedeni taban›n YDH’ye olan alerjisi-ni sözüm ona kullanarak MKP’yi vurmak is-temesidir.

Öncelikle flunu belirtelim. Bu siyaset veelefltiri tarz› bilimsel de¤il. Varsa bir yanl›fl

anlay›fl onu ele al›p elefltirirsin. 1. Konferans’taki söz konusu düflüncelerin

hepsini YDH’ye mal etmek o dönem itibar›y-la YDH’nin sistemleflmifl çizgi temsilcisi ol-du¤unu söylemekle ayn›d›r. MümkündürYDH hizbinin bafl›n› çekenler ayn› düflünce-leri 1.Konferans’ta da savunmufl olabilir.MZD formülasyonu noktas›nda o dönem iti-bar›yla farkl›, yani bugünkü gibi düflünen birkifli daha hat›rlam›yoruz. Herkes MZD for-mülasyonunu reddediyordu. Dahas› bu for-mülasyonu sadece 1. Konferans savunmad›,II. Konferans da savundu. Keza ayn› flekilde1. yenilginin nedenlerini de II.Konferans1.Konferans gibi savunmaya devam etti.

Yazara kal›rsa, hadi MKP’ye k›zg›nl›¤›ndanMKP ile YDH’yi ayn› torbaya koyuyor, ama II.Konferans için ne k›l›f bulacakt›r?

Kald› ki bir konuda YDH ile ayn› fikirleri sa-vunmak neden hemen YDH ile ayn› kefeye ko-nuluyor ve onun gibi MZD’den uzaklafl›lm›flolunuyor. Bütün yanl›fl ve hatal› iflin kolay›n› bu-larak YDH’ye ba¤lamak ne kadar dürüst tav›rolur?

Partinin bütün günahlar›n› KK, YDH,II.MK(sa¤c› olana), DABK kanad›na,MKP’ye ba¤lay›p hatalar› görmezlikten gel-mek ne kadar bilimsel bir tutum olur. Acababundan sonra kime ba¤lanacak? Bu gidiflatla6. Konferans sonras›, daha çok da 97 sonras›önderli¤e ba¤lanaca¤a benziyor.

fiöyle bir elefltiri yaparsak do¤ru olur mu?Bilindi¤i gibi yoldafl Kaypakkaya “Dev-

rimci Halk›n Birleflik Cephesi ancak bir veyabirkaç bölgede K›z›l Siyasi ‹ktidar kurulduk-tan sonra kurulabilir” diyor. MKP’de bu tezisavunuyor.

Ama 1. Konferans, II. Konferans, III.Konferans ve TKP/ML ise “K›z›l Siyasi ‹kti-dar’lar kurulmadan da HBC kurulabilir” anla-y›fl›n› savunmaktad›r. Ve ‹brahim’in söz ko-nusu düflüncesi ilk kez 1. Konferans’ta de¤ifl-tirildi.

fiimdi buradan hareketle, yani 1.Konfe-rans’ta bu de¤ifliklik olmufl diye kalk›p bu tes-piti YDH’ye ba¤lar ve oradan da TKP/MLiçin YDH ile ayn› zeminde bulufluyor diye birbelirleme yaparsak, bu tepit öznelci sekter bir

1 1

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 120: Sınıf Teorisi - Sayı 3

tespit olmaz m›?Neden-niçin bu kadar abart›l› tespit yap›-

l›yor ki? Veya zay›f halkalar üzerinden geriduygulara hitap etme neden siyaset tarz› ola-rak benimseniyor? Olumsuz anlay›fllar› vehatalar› YDH’ye, olumlu fikir ve tutumlar›ise kendisine mal etmek tarihi do¤ru ve bi-limsel olarak sahiplenmek olmaz. Bu, tarihiinkarc›l›k olur.

Ne bu belirlemeler bilimseldir, ne de ucuzhesaplar peflinde koflarak siyaset tarz› yapmakbilimseldir.

Yazar bu tarz tart›flmalar yürüterek do¤ruve verimli sonuçlara varamaz.

15) ‹flçi-Köylü, tart›flmay› anlay›fllar

düzleminden ç›kartarak kiflisellefltiriyor

‹flçi-Köylü’den aktaral›m:“Partiyi bölmek gibi düflman›n görevini

icra eden ‘ajan’ NT’nin aklanmas›na da ihti-yaç duyuyorlar. Çünkü ‘ajan’ NT’nin peflin-den sözü edilen süreçte t›p›fl t›p›fl gidenler,kendi sorumululuklar›n› sorgulayacak ve de-flifre edecek parti hukukundan ve etik anlay›fl-tan yoksundurlar. ‘‹kinci Kaypakkaya’dedik-leri bir ‘ajan’›n her eylemine parmak basan-lar, (abç) kendilerini ve oynad›klar› rolü yar-g›lama cüretine sahip de¤illerdir.”

“Sorumlulu¤u bir ‘ajan’da de¤il,(abç)parti iradesinden yana, parti bölünme-sin diye tav›r koyanlara mal ediyorlar.” (agg.

Say›;10)

‹lk olarak ajan Nihat unsuruna kim nerede“ikinci Kaypakkaya” demifl, bu ispat› gerekti-recek bir durumdur. Bildi¤imiz yaz›l› bir bel-ge yok. Birileri kalk›p öyle demiflse bile budurum hiçbir zaman Maoistlerin resmi görüflüolmam›flt›r. Dolay›s›yla yazar›n bu tür söy-lemlere itibar edip polemik yürütmesi basit ves›radan tart›flma yöntemidir. Bu ba¤lamda busöylemi ciddiye almay›p geçiyoruz. Tart›fla-caksan anlay›fllar üzerinde ve yaz›l› olan bel-geler üzerinden tart›flma yürüt. Yoksa Nihatüzerinden tart›flma yürüterek Maoist komü-nistleri vurmaya kalk›flma yöntemi sahibiniyaralamaktan baflka bir ifle yaramaz.

‹kinci olarak, bir komünist partisi kendigeçmiflini sorgularken burada önce çizgi sor-gulamas›na gider. Yoksa sorunu götürüp sa-

dece bir ajana ba¤lay›p iflin içersinden ç›k-maz. Hem kald› ki bu olay s›radan bir olayde¤il. Bir örgüt içerisinde disiplinsizlik vehizipçili¤in oldu¤u bir olayd›r. O nedenleburada sorgulanmas› gereken ilk önce kimve nas›l hizipçilik yapt›, kim veya kimler na-s›l bir çizgi izledi de ajan Nihat vb. unsurlarbu durumu kalk›p parti aleyhine kulland› veoradan da örgütteki ayr›l›kta rol oynad› soru-su sorgulanmal›d›r.

Üçüncü olarak, Nihat’›n peflinden t›p›fl t›-p›fl giden yoktur. Olsa dahi burada t›p›fl t›p›flgitmeyi mi sorgulayaca¤›z yoksa mevcut çiz-gileri mi sorgulayaca¤›z?

Lenin yoldafl›n partisinde de politbüroüyesi olan ajan Minolevski’nin de peflinde on-larca-yüzlerce kadro gitmifltir. Bilindi¤i gibiLenin yoldafl bu unsurun ajanl›¤› somutlan›n-caya kadar ajan oldu¤una inanm›yor. Y›llarcapolitbüro üyeli¤i yapmas›na karfl›n Lenin yol-dafl›n partisi önderli¤inde yap›lan devrimi ön-leyememifltir. Demek ki burada do¤ru bir ça-l›flma ve çizgi izlenmifltir. Yoksa düflman par-tiye kendi politik ajanlar›n› kaleyi içten fet-hetmek için her zaman yollamaya çal›fl›yor.Burada kilit sorun düflünme ve çal›flma tarz›ile ilgilidir. Yani benim düflünme ve çal›flmatarz›m ajanlar›n düflünme ve çal›flma tarz›nadaha fazla hizmet ediyorsa o halde ajanlar ta-biiki bu f›rsatlar› hiç mi hiç kaç›rmayacakt›r.

‹flte burada HH’nin bafl›n› çekti¤i kli¤in“hizipçilik” ve öncesinde malum ticaret ifli gi-bi davran›fllar› tabii ki Nihat unsuru gibi ajanunsurlar örgütü bölmek için kullanacakt›r. Buf›rsatlar› kaç›r›rlar m›? ‹flçi-Köylü yazar› esasolarak bu nokta üzerinde yo¤unlafl›p HH’ninbafl›n› çekti¤i kli¤in hatal› ve hizipçi yanlar›n›sorgulayaca¤›na gidip Nihat’la u¤raflmas› hiçbir do¤ru sonuca götürmez.

Hadi diyelim ki Nihat unsuru ajan ç›kma-d›, o zaman neyle aç›klayacakt›n›z? Ya da Ni-hat unsuru Maoist Komünist Partisi saflar›ndade¤il de TKP/ML saflar›nda kalsayd› o zamanbu durumu nas›l aç›klayacakt›n›z? Daha öncepartide hiç mi ajan ç›kmad›? O durumda par-tinin hatal› çizgilerini götürüp ajanlara ba¤la-y›p iflin içerisinden ç›kmam›z m› gerekir?

fiöyle bir tan›mlama bilimsel olur mu?

1 2

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 121: Sınıf Teorisi - Sayı 3

KDH güdümünde sol veya sa¤ çizgi? Geç-miflte bu tür anti-bilimsel belirlemeler safla-r›m›zda da olmufltu. Bu, ne demektir? Partiiçerisinde politik ajanlara izin vermek de-mektir. Çizgilerin ad› ideolojik olarak ortayakonulur. Ajanlar› parti içerisine alma ve tut-ma gibisinden bir üyelik kriteri ve anlay›fl›olmad›¤›na göre böyle bir tan›mlama da do¤-ru ve bilimsel olmaz.

‹flçi-Köylü yazar›, tam bir mabet gibi hiçmi hiç HH kli¤ine dokunmuyor ve dokunmakistemiyor. Hiçbir yerde bunlar›n da hatas› var-d› diye tek bir sözcük bulmak mümkün de¤il.Bu, diyalekti¤i reddetmektir. Bir anl›k ayr›l›-¤›n birinci derecede sorumlusunun AK kli¤ioldu¤unu kabul edelim. Yazar yine de amanha hiç ona, HH ve kli¤ine dokunmay›n: onunhiç mi hiç hatas› olmam›fl. Bütün hatalar AKkli¤ine aittir deyip, iflin içerisinden ç›k›n.

Bunu da bir anl›k kabul edelim. Bu AKkli¤inin bu kadar örgüte nüfuz etmesinin, ya-ni peflinden adam götürmesinde HH kli¤i vedaha öncesi malum ticaret ifli gibi hatal› anla-y›fl ve tutumlar›n bu nüfuzda hiç mi pay› yok-tu? Yazar, galiba bunu da kabul etmez gibi gö-rünüyor?!

Konuya iliflkin görüfl ve elefltirilerimizidaha fazla uzatmayaca¤›z. Ayr›nt›l› ve derin-likli bilgi için ad› geçen muhasebe kitab›nabak›labilir. Bu konudaki hatalar›m›z nedir-nede¤ildir yönlü çizgileri tarihsel ve s›n›fsal bo-yutlar›yla ortaya koymufl ve bunu da sak›n-madan kamuoyuna sunmufl durumday›z.

Dolay›s›yla bizim vermedi¤imiz hesapyoktur. Bundan dolay› da oldukça rahat vehuzurluyuz. Hesap vermeyenler, hesap ver-mekten korkup yanl›fllarda ›srar edenlerkorksunlar.

Nihat’›n saflar›m›zda ç›kmas›ndan gocun-mad›k-boynumuz da bükülmedi. Bundan daherhangi bir karamsarl›k ve umutsuzlu¤a ka-p›ld›¤›m›z yok ve olmad› da. Bu tür durumla-r› s›n›f mücadelesinin kaç›n›lmaz sonuçlar›olarak gördük ve görece¤iz de. Bu tür durum-lar her komünist partisinde ç›kt› ve ç›kar.Bundand›r ki biz meseleye Nihat gibi unsurla-r›n parti içine s›zmas›n› önlemenin ideolojik-politik ve örgütsel tedbirleri üzerinde kafa

yorduk-yoruyoruz. Ki bu da kapsaml› bir ana-lizle bilinen kitapta ortaya konuldu. O neden-le Nihat ve KDH üzerinden MLM bir partiyivurmaya çal›flanlar ancak kendilerini vurabi-lirler. Nitekim vurdular da. MLKP, fazla za-man geçmeden MKP’nin yaflad›¤› sürecin birbenzerini yaflad›. Hat›rlanaca¤› gibi bir yaz›-lar›nda “k›r-flehiri kuflats›n” devrim mant›¤›-m›z›n hatal› oldu¤unu göstermek için “KDHk›rda ç›kt›” diyerek vurmaya çal›flt›.

Ayn› flekilde, farkl› bir nedenle de olsa ‹fl-çi-Köylü önceli yazarlarda KDH sonras› kale-me ka¤›da sar›larak Nihat üzerinden MaoistKomünist Partisi’ni “güruh”(afla¤›lanm›fl birgrup, sürü) olarak de¤erlendirmekten geridurmad›. Öyle ki hem de 6. Konferanslar›nda“küçük burjva örgüt” olarak de¤erlendirmele-rine karfl›n bunu yapt›lar.

Ama ne oldu? MKP’nin daha sonras› tari-hini herkes okudu-gördü ve yaflad›. En zor du-rumda oldu¤u dönemlerinde bile iki konfe-rans bir kongre yapt›. Onlarca flehit verereks›rt›n› Halk Savafl› çizgisine dayamaktan vaz-geçmedi. Tüm bunlar›n yan›nda hatalar› ko-nusunda hiçbir kibirlili¤e kap›lmadan Türki-ye-Kuzey Kürdistan proletaryas› baflta olmaküzere dünya proletaryas› ve halklar›na derinve kapsaml› özelefltiri de verdi.

Nihat unsurunun anlay›fl›na ve davran›fltarz›na karfl› parti içerisinde ne kadar müca-dele verilmifl, verilmemifl sorusunu sormakise oldukça basit bir yaklafl›md›r. Muhasebebir daha okunsun. Orada soruna nas›l yakla-fl›ld›¤› gayet net bir flekilde ortaya konul-mufltur. Nihat’› tart›flmaktan çok sorunu çiz-gi boyutuyla tart›fl›p ortaya koymak dahi osürecin nas›l elefltirildi¤ini ortaya koymakiçin yeter bir kan›tt›r. Yazar›n sorunlar› çizgidüzleminde ele al›p tart›flmay› yürütmedi¤iiçin bu konuda yaz›lanlar› da görmezden ge-lerek suçlamada bulunmas› gayet normalkarfl›lanmal›d›r.

O süreçteki olumsuzluklar diyalektik biryöntemle analiz edilmifltir. Ama yeri gelmifl-ken sadece yazar›n kafas›na iyice yerleflmesiiçin flu hat›rlatmay› yapmak isityoruz:

Nihat, ayr›l›k sonras› yap›lan ilk MK top-lant›s›nda ayr›l›¤›n bafl›n› çeken “HH hakk›n-

1 2

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 122: Sınıf Teorisi - Sayı 3

da ölümü” savunurken, ancak di¤er MK üye-lerinden hiçbirisi savunmam›flt›r. Bu sorunparti içi bir sorun olarak ele al›n›p de¤erlendi-rilmelidir denilerek reddedilmifltir. E¤er yaza-r›n iddia etti¤i gibi Nihat’›n peflinden “t›p›fl t›-p›fl” gidilmifl olunsayd› en az›ndan HH hak-k›nda ölüm karar› al›n›rd›. Ve de al›nd›ktansonra da bunun uygulama koflullar› vard›. Budurum belgelerle mevcuttur. T›p›fl t›p›fl gidil-medi¤ine dair yeterli bir kan›t m›? Örneklerdaha da ço¤alt›labilir. Etkisinde kalmak m›deniliyor. Evet kal›nm›flt›r. Bu ad› geçen ki-tapta zaten ortaya konulmufltur.

O halde yazara sormal›: Nihat’›n bir poli-tik ajan olarak bir ayr›l›¤›n bafl›n› çeken içinölümü savunmas› gayet normal. Ama ya sizinhala “6. Konferans” sonras› TKP(ML)-Birlikkadrolar›ndan üç kifli hakk›nda ölüm karar›n›alman›z ve hala da bunu savunman›z normalkarfl›lan›r m›? Acaba bu karar› alanlar ajanm›? Ya da hakk›nda ölüm karar› ç›kart›lanlarajan m›? Öyle de olsa bir örgütün kadrolar›d›rve dolay›s›yla ölüm karar› alamazs›n›z! Çün-kü bir örgütün baflka bir örgüt üzerinde tasar-ruf hakk› olamaz.

Demek ki burada sorun anlay›fl ve çizgisorunudur. Soruna anlay›fl ve çizgi sorunu te-melinde yaklafl›p tart›flacaks›n.

Özcesi, sorunu anlay›fllar boyutuyla de¤ilde flu ajan bu ajan, ya da flu kifli bu kifliyemal ederek tart›fl›rsan iflin içerisinden ç›ka-mazs›n. O durumda tart›flmalar k›s›r döngüiçerisinde dönüp dolafl›r. T›pk› ‹flçi-Köylü vePartizan dergisi yazar›n›n yapt›¤› gibi do¤rusonuçlara de¤il yanl›fl sonuçlara varmaktankurtulamazs›n.

16) ‹flçi-Köylü, “ideolojik temeli olma-

yan bir birlik” derken kendisini monolotik

(tekçi) parti anlay›fl›n›n sahibi Hocac›l›k-

tan kurtaram›yor

‹flçi-Köylü yazar› dönüp dolafl›p 92 birli¤i-ne tövbe getiriyor.

Bakal›m yazar ne diyor:“‹deolojik temeli olmayan bir birli¤e git-

mekle proletarya partisi yanl›fl bir ad›m at-m›flt›. Proletarya partisi yaflad›¤› ac› tecrübesonucu bunu görebildi.” (agg. ayn› say›)

Önce ideolojik temel denilince ne anl›yo-

ruz, bunu bir kez daha aç›mlayal›m:‹deolojik temel demek bir partinin bir ör-

gütün ulusal ve uluslararas› düzlemde savun-du¤u programd›r, teoridir, örgütsel ilkeler vetemel mücadele biçimlerine iliflkin taktikler-dir.

Daha özlü bir flekilde ifade edecek olursakideolojik temel Marksizm-Leninizm-Ma-oizm’dir.

Buna göre dönemin her iki kanad›n›n daprogramatik görüflleri, örgütsel ilkeleri, mücade-le biçimlerine iliflkin temel taktikler ve uluslara-s› düzlemde savundu¤u ideolojik çizgisi ayn›yd›.

‹flte ‹flçi-Köylü yazar›n›n kavrayamad›¤›nokta buras›d›r. Bu nokta da bir partinin özüdür.

Yoksa her iki yap›da taktik-politikalardabirçok bak›mdan sa¤ veya sol oportünist çiz-giler izlemifllerdir. Örgütsel, siyasal ve askeritaktikler sorununda oportünizme düflmüfller-dir.

Bir partinin bir bütünsellik içerisindeMLM çizgiyi her alanda uygulamas› için deprogram, örgütsel ilkeler ve taktik-politik ön-derlik çizgisinde MLM olmas› flartt›r. Progra-m›n MLM, örgütsel ilkelerin MLM olmal› vetaktik-politikalarda MLM hat izlemelisin ki oparti için her alandaki çizgisi MLM’dir diye-bilesin. Taktik-politik önderlik çizgisi bir bafl-ka deyiflle eylem çizgisi demektir. Hepimizinde temel sorunu bu önderlik çizgisinin ve ku-rumun oturmad›¤› gerçekli¤i de¤il midirki?

Örgütsel birli¤e aceleci bir tarzda oturul-du¤unun, bu anlamda yöntemde oportünizmedüflüldü¤ünün alt›n› biz de çiziyoruz. Ama ör-gütsel birlik konusunda dün oldu¤u gibi bu-gün de yukar›da temas etti¤imiz ideolojik ze-min müsaittir.

E¤er yazar ideolojik zemini ortaya koydu-¤umuz flekliyle alg›lam›yorsa, o zaman bu herkonuda fikir birli¤i demek olur. Bu da hem di-yalekti¤e ayk›r› bir anlay›flt›r, hem de diyalek-ti¤e ayk›r› oldu¤u için Hocac› monolotik par-ti anlay›fl›d›r.

Burada aç›k bir kavray›fls›zl›k söz konusu-dur. TKP/ML içerisinde her konuda fikir bir-li¤inin oldu¤unu kim söyleyebilir? Kimsesöyleyemez. Ama yazar›n ideolojik temel

yok yorumlamas›nda “bir ikiye bölünür” di-

1 2

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 123: Sınıf Teorisi - Sayı 3

yalektik bilinci yok.Yanl›fl ve hatal› alg›lamalara meydan ver-

memek için her politik hatan›n bir ideolojikkaynaktan beslendi¤ini bir kez daha vurgula-yal›m. Bu ne kadar bilimsel bir tespit ise, herfikir ayr›l›¤›n›n ilkesel düzeyde bir görüfl ay-r›l›¤› da olmad›¤› bilimsel bir gerçekliktir.

‹flçi-Köylü’nün kar›flt›rd›¤› noktalar tamda buras›d›r.

17) ‹flçi-Köylü as›ls›z iddialarda bulun-

maya devam ediyor

‹flçi-Köylü, “Komün” ve “Uzun Yürüyüfl”ün genel siyasi çizgisini MLM olarak nitelen-dirdi¤imizi iddia ederek flu sanal vurgulardabulunmaktad›r:

“...Lakin, MKP uzun zamandan beri önünekoydu¤u, tasfiyecili¤in parti içine nüfuz etmesiçabalar›n› yine sürdürüyor. Hem de bu seferdaha genifl bir blokla, proletarya partisine en-tegre olman›n gayreti içindedir. Kendisi d›fl›n-daki, ideolojik politik kökenleri daha ikinci MKdöneminde oluflan Komün çizgisini, MaoistMerkez adl› çizgiyi ve Kavga Kaçk›n› SuçlularGürühu’nu da (KKSG) Marksist-Leninist-Ma-oist olarak de¤erlendirerek (abç) partinin güç-leri olarak görmektedirler.” (agg. Say› 11)

Önce flunun alt›n› çizelim: “KKSG” diyenitelendirme(güruh vb.) hem dil hem da anla-y›fl bak›m›ndan oldukça kaba ve sekter biryaklafl›md›r. Bu tür söylemler kesinlikle ide-olojik-teorik mücadele dili olamaz. “Bozun-tu”, “çaps›z”, “densiz”, “fos ç›kt›lar”, “buharolup uçtular” vb. gibi söylemler soka¤›n yar›-lümpen dilidir. Yazar›n bu tür söylemleri dahibafll› bafl›na ideolojik mücadele dilinden nedenli uzak oldu¤unu gösteriyor. O nedenle ya-zar›n öncelikle bu türden apolitik, yar›-lüm-pen dili terk etmesini öneririz.

Bu ön hat›rlatmay› düfltükten sonra geçi-yoruz konumuzun özü üzerinde tart›flmay› yo-¤unlaflt›rmaya.

Maoist Parti Merkezi d›fl›nda kalan yap›la-r› herhangi bir yaz›m›zda MLM olarak nite-lendirmifl de¤iliz. O halde yazar hangi cüretlebu yap›lar› MLM nitelendirdi¤imiz iddias›n›ileri sürüyor?

Yaz›m›z›n bafl›nda da iflaret etti¤imiz gibiyazar al›nt›s›z ve as›ls›z iddialar üzerine kur-

du¤u kurgularla tart›flmay› tercih etti¤i için butürden soyut iddialarda da pekala bulunabilir.

Garip ama gerçek! Bu kadar soyut bir id-diay› ortaya atmaya nas›l cesaret ediyor? fiu-nu dese durum anlafl›l›rd›r: “MKP’nin, bu türanlay›fllar›yla ad› geçen hareketleri de MLMde¤erlendirmesi gerekir. Veya bu tür anlay›fl-lar oraya götürür.” Bu merkezde bir yorumyapm›fl olsa bunu sayg›yla karfl›lay›p tart›fl›-r›z. Ama aç›ktan a盤a “MLM nitelendirdi¤i-mizi” belirtiyor. Bunun için de elinizde somutbir belge var m› diye soruyoruz?

Bir yaz›, hele ki bir elefltiri yaz›s› yazarkenbir durup bin düflünmek gerek. Üstelik bir id-dia at›lmaktad›r ortaya. Yazar›n bunu kan›tla-ma sorumlulu¤u olmal›d›r.

Bu as›ls›z iddialar›n ad›n› biz koymuyo-ruz. Okurun koymas›n› istiyoruz!

18) ‹flçi-Köylü, tahrifat ve iftiralara da-

yal› zorlama tespitler yapmaktan usanm›-

yor

‹flçi-Köylü’nün tahrifatç›, iftirac› ve zorla-ma tespitlerini hep birlikte okuyal›m:

“... MKP tüm konferans› devrimci durumtespitiyle özdefl görmekte, devrimci durumtespitinden yola ç›karak 2. Konferans’› tek birgündemiyle ele al›p, konferans›n bütününüsol oportünist olarak de¤erlendirmektedir. ...MKP, bütün içersinden tek bir parçay› alarak,konferans›n bütünü (abç) hakk›nda ‘sa¤-soloportünist çizgilerin hakim oldu¤u’ fleklindekehanetlerde bulunuyor.”

“... Kald› ki 2.MK ilk bafltaki sol sald›r›takti¤inden (abç) sonra devrimci duruma ilifl-kin defalarca de¤iflik tespitler de yapm›flt›r.”(agg. Say›; 11)

fiimdi ise II. Konferans’a iliflkin“TKP(ML)’den Maoist Komünist Partisi’neBu Tarih Bizim” adl› kitapta yap›lan belirle-meleri özet olarak aktaral›m. Okur nas›l bir if-tira, tahrifat ve zorlama tespitler yap›ld›¤›n›daha aç›k ve net bir flekilde görmüfl olur.

Önce ad› geçen kitapta II. Konferans’›ngündemlerini ve buna iliflkin kitab›n de¤er-lendirmesini aktaral›m:

“2.Konferans Afla¤›daki Gündemler etra-f›nda topland›:

-57 Deklerasyonu ve 1960 Bildirisnin de-

1 2

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 124: Sınıf Teorisi - Sayı 3

¤erlendirilmesi-63 Polemikleri-Demokratik Halk devrimi ve Demokratik

Halk ‹ktidar›’n›n bileflimi ve özü üzerine-Arnavutluk Emek Partisi’nin de¤erlendi-

rilmesi-Mao’nun ö¤retilerinin ‘ask›ya’ al›nmas›

üzerine-“Yar›-Feodal sistemle genifl halk y›¤›nlar›

aras›ndaki çeliflki bafl çeliflkidir,” tespiti üzerne.-Gerilla Savafl›n›n Haz›rl›k Devresi

(GSHD) tespit üzerine-Konferans özelefltirisi üzerine-MK’n›n faaliyetlerinin de¤erlendrilmesi-Merkez komtesi seçimi-Parti tüzü¤ünde baz› de¤ifliklikle vb.”

(Sf;92)Bu gündemlerin sonuçlar›na iliflkin kita-

b›n de¤erlendirmesi ise k›saca flöyledir:“...2.Konferans›m›z esasta Marksist-Leninist-

Maoist sonuçlara sahiptir. ‹çinde baz› hatal› veeksik kararlar olsa da 2. Konferans’a damgas›n›vuran çizgi MLM’dir.”(ad› geçen kitap.Sf;92)

Burada yaz›lanlar görüldü¤ü gibi Türkçeyaz›lm›flt›r. Ve yap›lan de¤erlendirme de tekgündeme ba¤l› olarak m› yap›lm›flt›r?

Tek gündeme ba¤l› kalarak de¤erlendirmeyap›lmad›¤›n› ve 2. Konferans’›n teorik-ide-olojik-politik sonuçlar› bak›m›ndan oportü-nist olarak de¤il MLM de¤erlendirildi¤ine da-ir daha çok örnek var kitapta. Bunlar› aktar-maya devam edelim:

“2.Konferans’›n Deklarasyonu de¤erlen-dirmesi esasta do¤rudur. Dolay›s›yla ayr›nt›yagirmeye gerek yok.” (age;Sf;95)

Kitap, II.Konferans’›n 63 Polemiklerineiliflkin yapt›¤› de¤erlendirmeyi do¤ru bularakflunlar›n alt›n› çizmektedir:

“Buradaki bak›fl aç›s› ve al›nan karar do¤-rudur.” (age.Sf;96)

Kitapta, II.Konferans’›n üçüncü gündemhakk›nda (DHD ve DH‹) ortaya ç›kard›¤› sen-tez için ise flu de¤erlendirme yap›lmaktad›r:

“...2. Konferans›’n Stalin ve Komüntern’eiliflkin yapt›¤› titrek elefltirileri bir kenara b›-rak›rsak buradaki tüm görüfller esasta do¤ru-dur.” (sf;107)

Kitap, II. Konferans’›n AEP de¤erlendir-

mesine kat›larak flunu belirtiyor:“2. Konferans’›n bu konuda, yani AEP’in

niteli¤i üzerine yapt›¤› tart›flma ve gitti¤i so-nuçlar esasta do¤rudur. MLM bir bak›fl aç›s›y-la AEP de¤erlendrilmifl ve esas olarak özü or-taya konmufltur.” (Sf; 108)

Kitap, Mao Zedung ö¤retisinin ask›yaal›nmas› noktas›nda II. Konferans’›n karar›n›onaylamaktad›r:

“1.MK’n›n Mao Zedung yoldafl›n ö¤reti-leri ve usta olup olmamas›n›n ‘ask›ya’ al›n-mas› önerisi 2.Konferans karar›nda da görü-lebilece¤i gibi do¤ru bir temelde reddedil-mifltir.” (Sf; 120)

Kitap, II. Konferans’›n bafl çeliflki nokta-s›ndaki düzeltmesini do¤ru bularak onayla-maktad›r.

Kitap, GSHD ve bar›flç›l mücadelenin baz›dönemlerde taktik olarak esas hale gelece¤i nok-tas›nda II. Konferans’›n yorum ve tespitlerineesasta kat›lmamaktad›r.

Kitap, II. Konferans’›n 1.MK’y› de¤erlen-dirmesine esasta kat›larak flunun alt›n› çiziyor:

“...Geçmifli sorgularken özellikle de1.MK’y› de¤erlendirirken esasta olumlu vedo¤ru sonuçlara vard›.” (Sf;130)

Kitapta, II. Konferans’›n hata ve eksiklik-leri say›ld›ktan sonra II. Konferans için genelolarak flu de¤erlendirme yap›lmaktad›r:

“Yukar›ya ana hatlar›yla aktard›¤›m›zolumsuzluklar› ve hatalar›na karfl›n 2. Konfe-rans›m›z esasta Marksist-Leninist-Maoist

bir hattad›r.” (abç) (Sf; 131)Okur, MKP’nin II. Konferans için yapt›¤›

tespiti bir kez daha okumufl oldu. Burada ya-z›lanlarda II. Konferans’›n niteli¤i veya II.Konferans için oportünisttir sözcü¤üne denkgelen oldu mu?

Peki o zaman ‹flçi-Köylü yazar› bu iftirave çarp›tmalara neden ihtiyaç duyuyor.

Yazar›n kendisi de al›nt›lad›¤›m›z gibi II.Konferans’›n durum tespitini subjektif de¤er-lendirmekte ve buna ba¤l› olarak da II.MK’n›n“sol taktik sald›r›” içinde oldu¤undan söz edi-yor.

‹flçi-Köylü’ye soral›m:II. MK için “ilk baflta sol sald›r› takti¤i”

içerisinde olmas› tespitini yapmakla II. Kon-

1 2

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 125: Sınıf Teorisi - Sayı 3

ferans oportünist mi oldu?Ya da, bir takti¤i sol olarak de¤erlendir-

mek ayn› zamanda o taktikte sapma içerisinegirildi¤ini göstermiyor mu?

Dahas›, sa¤ veya sol çizgiler birbirindenbeslenmez mi? Solu küçümsedi¤in ve onunüzerine do¤ru yöntemle gitmedi¤in zamansa¤, sa¤› küçümseyip onun üzerine gitmedi-¤in zaman sol güçlenmez mi? Veya sa¤ ilesol düflünceler “ikiz kardefl” de¤il mi? Bun-lar bir parti içerisinde bir arada, bir insan dabulunmaz m›?

Dahas› da var: Bir çizgi birden bire mi or-taya ç›k›yor? Bunun tarihsel kökleri yok mu?

Sa¤ ya da sol çizginin birbiriyle ba¤›n›kopartarak veya tarihsel-ideolojik kökleriniortaya koymadan o çizgiyi nas›l alt edecek-sin ki?

Baflkan Mao, “çeliflkinin birden bire orta-ya ç›kt›¤›,” “sürecin bafl›ndan beri ortayaç›kmad›¤› ve bunu d›fl faktörlere ba¤layan”metafizik görüfl sahibi Sovyet Deborin oku-lunu elefltirirken flunlar›n alt›n› çiziyor:

“Sovyet felsefe çevrelerindeki tart›flmala-ra bak›l›rsa, Deborin okulu, çeliflkinin, süre-cin bafl›nda meydana ç›kmad›¤›, ancak gelifl-menin bilirli bir aflamas›nda ortaya ç›kt›¤›görüflündedir. Yani o ana kadar geliflme, içnedenlerle de¤il, d›fl nedenlerle olmakta-d›r.(abç) Böylece Deborin, metafizik d›fl ne-denler ve mekanizm teorisine dönmektedir....Deborin okulu, dünyadaki her fark›n bir çe-liflkiyi içerdi¤ini ve bu fark›n çeliflkinin tamkendisi oldu¤unu anlam›yor. Çeliflki evrensel-dir, mutlakt›r ve fleylerin bütün geliflme süre-cinde vard›r ve bütün süreçlerde bafltan sonadevam edip gider.” (Teori ve Pratik.Sf;37-

38)

‹flçi-Köylü de II.MK’n›n sa¤ hatta evril-mesinin tarihsel-diyalektik ba¤›n› II. Konfe-rans’›n sol-subjektif durum tespitiyle kurma-makla t›pk› Deborin okulu gibi felsefik ide-alizm ve metafizik yöntemden hareket etmek-tedir.

‹flin bir baflka boyutu varki o da fludur: ‹fl-çi-Köylü II. Konferans’›n durum de¤erlendir-mesini ve takti¤ini sol de¤erlendiriyor, MKPde sol-subjektif de¤erlendiriyor. Ama her ne

hikmetse kalk›p MKP’nin II.Konferans’›n“bütününü olumsuzlad›¤›n›” iddia edecek ka-dar ileri gitmektedir.

O zaman aradaki fark ne? Birincisi, ‹flçi-Köylü yazar›n›n yaz›lanlar›

oldu¤u gibi aktarmay›p tahrifata u¤ratarakkendi kafas›ndaki kurgusal flablonla MKP’yeas›ls›z suçlama yapmay› yaz›m tarz› halinegetirmek.

‹kincisi ise, MKP’nin II.MK’n›n sa¤ çizgi-sinin tarihsel iliflkisini II. Konferans’la kur-mas› gerçekli¤i ve bilimselli¤i iken, ‹flçi-Köy-lü’nün tarihsel-diyalektik ba¤ kurmadan me-tafizik bir yöntemle sorunlar› ele al›fl tarz›d›r.

Devrmci durum tespiti için kim stratejik-

tir dedi ki?Yazar söylenmeyen-yaz›lmayan fleyler

üzerine teori yapmaya çal›fl›yor? Tabii ki siya-sal durum tespiti anl›k, ayl›k ve dönemseldir.Bu duruma iliflkin taktik politikay› da elbette kiMerkez Komitesi veya Siyasi Büro belirleye-cektir. Bunda bilinmeyecek ne var ki! YeniAmerikalar keflfetmifl gibi teori üretmeye kal-k›flmak do¤ru bir tutum de¤il. Do¤ru yön-tem, yaz›lanlar üzerinden teorik tart›flmay›yürütmek olmal›d›r. Yoksa kafada kurgula-nanlarla ve elefltirmek için elefltirmek yönte-minden hareket etmek bilimsel ve dürüst birtav›r de¤ildir.

Yeri gelmiflken devrimci durumun da öy-lesine günlük bir flekilde de¤iflti¤ini-de¤iflece-¤ini de iddia etmenin gülünç olaca¤›n› belirt-mek isteriz. Evet baz› durum de¤iflikliklerigünlüktür. Ama devrimci durumdaki duraksa-ma veya gerileme öylesine bir-iki günlük ge-liflmelerle ortaya ç›kan politik olgular de¤il-dir.

II.MK’n›n devam› olan sa¤ MK taktik de-¤ifltirmek istedi de biz mi b›rakmad›k? Bura-da ortaya konulan, güçlendirme sonras›MK’n›n sa¤ taktik çizgisinin köklerininII.Konferansa kadar gitti¤i gerçekli¤idir.

II.Konferans e¤er durum de¤erlendirmesi-ni do¤ru yapm›fl olsayd› ve buna uygun da ör-gütü konuflland›rm›fl olsayd› o zaman 6(alt›)ay içerisinde hem büyük darbe al›nmam›flolurdu, hem de bu sa¤ çizginin boyutlanmas›ve arkas›ndan yenilgi önlenmifl olurdu. Hat›r-

1 2

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 126: Sınıf Teorisi - Sayı 3

lanaca¤› gibi Güçlendirme MK’s›n›n sekrete-ri Süleyman Cihan yoldaflla birlikte 1.MKiçerisinde MLM kanad› temsil etmekteydi.Kald› ki ayn› kadro II. Konferans’›n sol-sub-jektif durum de¤erlendirmesinin bafl›n› çek-mekteydi.

Durum böyle olunca yenilginin köklerini,hem de sol çizgi sonucu çok büyük darbeleralm›fl bir çizgiyle yenilginin tarihsel ba¤›n›kurmamak idealizm olmaz m›?

Tüm bunlar bir kez daha aç›k bir flekildegösteriyor ki ‹flçi-Köylü yazar› ifl olsun, yani“çamur at izi kals›n” diye elefltiri(!) yap›yor.

II.Konferans›’›n bütünü için “oportünist”denildi¤ini okuyan-gören oldu mu? Dahas› II.Konferans’a damgas›n› vuran esas yan›n soloportünist olarak de¤erlendirildi¤ine dair teksözcük okuyan-bulan var m›?

O halde ‹flçi-Köylü için büyük bir tahrifat-ç›d›r diye tespitte bulunmak do¤ru ve bilimselbir tespit olacakt›r...

19) ‹flçi-Köylü’nün birlik sorunu karfl›-

s›ndaki anti-bilimsel anlay›fl ve tutumunu

bir de bu sayfalarda okuyal›m

‹flçi-Köylü “7. Oturumda” birlik sorununugündeme al›nmamas›n›n nedenini övünerekflöyle aç›klayor:

“...Ça¤r›lar›n komünistlerin birli¤ini sa¤-lamaktan ziyade, bir meflruluk sorunu yafla-yan (abç) darbeci tasfiyecili¤in, kendi meflru-lu¤unu sa¤lama, darbeci tasfiyeci emellerinihakl› gösterme amac› tafl›d›¤› bilindi¤i içindirki; bu ‘birlik ça¤r›lar› kamuoyu önünde tart›-fl›lmad›. Buna gerek duyulmad› ve bu yüzdende özel bir önem de verilmedi. Bu yaklafl›m,bu bilinç aç›kl›¤› ve var olan netlik ayn› za-manda kendisini proletarya partisinin 7. otu-rumunda da gösterdi. Darbeci tasfiyecili¤inbirlik ça¤r›s› ayr› bir gündem maddesi ola-rak de¤erlendirilmeye de¤er bir yaklafl›molarak dahi görülmedi.” (agg.say› 13)

De¤erlendirmeye bak›n hizaya geçin!Meflrulu¤u kan›tlamak için birlik ça¤r›s›

yap›l›yormufl!Bu da yeni bir tez! Ne büyük bir öngörü(!)‹nsan bu kadar öngörülü olur mu?‹flçi-Köylü bu büyük öngörüsünü y›llar

öncesinden aç›klam›fl olsayd› o zaman biz de

bundan pay›m›z› alarak haz›rola geçerdik.Ama ‹flçi-Köylü bu öngörüsünden bizi ne ya-z›k ki mahrum b›rakt›. Ne hikmetse gele gelebugün aç›klad›?!

Bilimsel insanlar›n görevi yanl›fl yolda yü-rüyenleri ayd›nlatmak olmaz m›? K›sacas›,bugüne kadar bu büyük ve erdemli tezleriniz-den neden bizi mahrum b›rakt›n›z ki? Bu,MLM’li¤e s›¤ar m›? Niye bencillik yap›p bubilimsel-do¤ru bilgileri(!) kendinize saklad›-n›z ki?

Çok büyük ve do¤ru düflündükleri(!) içinde Maoist Komünist Partisi’nin birlik ça¤r›s›-n› ciddiye al›p de¤erlendirmemifller.

Peki bu nas›l ciddiyet?Bu nas›l MLM’lik?Hani MKP’nin taban›na TKP/ML saflar›-

na kat›lmak için ça¤r› yap›yordun. Ama di¤ertaraftan da birlik ça¤r›lar›na yan›t vermek is-temiyorsun. Do¤ru ve gerçeklere dayal› yan›tver ki o zaman MKP’nin taban› hiç zamankaybetmeden TKP/ML’ye koflup gelsin. Ama‹flçi-Köylü bu sorumululu¤u dahi tafl›mad›¤›gibi birlik sorununu gündeme almad›klar› içinde övünmekten geri durmuyor.

Onbinlerce taraftar ve sempatizana sahipbir hareketin taban›na karfl› bu kadar sorum-suz ve ciddiyetsiz bir yaklafl›m olur mu?

Bu kadar gayri ciddi ve tepkici yaklafl›molur mu?

‹flçi-Köylü’nün kaba ve sekter, dahas› ala-bildi¤ine tepkici yaklafl›mlar›na az da olsayard›mc› olabilir düflüncesiyle Hindistan’dakiMaoist iki örgüt aras›ndaki geliflmeleri k›sacada olsa aktaral›m:

Bilindi¤i gibi Hindistan’da birden fazlaMaoist örgüt ve parti vard›r. Bunlardan ikiörgüt yak›n zamanda birleflerek MKM(Hin-distan) ad›n› ald›lar. Birli¤i sa¤layan MKM(Maoist Komünist Merkez)ile BENGALE di-ye bilinen örgütlerdir. MKM ayn› zamandaDEH üyesiydi.

Son zamanlarda ise yine Maoist KomünistMerkez(MKM)ile Hindistan Komünist Parti-si(ML-Halk Savafl›) aras›nda birlik görüflme-leri sürmektedir. Bu iki parti aras›nda geçmifl-te silahl› çat›flmalar yaflanm›fl ve bu çat›flma-lar›n kimisi ölümle sonuçlanm›flt›. DEH Ko-

1 2

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 127: Sınıf Teorisi - Sayı 3

mitesi ve NKP(M)’nin müdahalesiyle çat›fl-malar durmufltu. Ve flimdi MLM birlik yöne-limiyle biraraya gelmeleri karfl›s›nda sevin-memek mümkün mü?

Bu örne¤i niye verdik?‹flçi-Köylü ve yazarlar›n›n yaklafl›k on

y›ld›r t›pk› bir kan davas› gibi duygusal tep-kilerle ayr›l›k sorununa yaklafl›mlar›n› k›r-mak için verdik. Bilimsel düflün sahiplerido¤rular karfl›s›nda tutucu davranmaz. Bir-birine karfl› siyasi kin gütmez! Gerek örgütiçerisinde gerekse örgüt d›fl›nda siyasettekindarl›k komploculuktan tutal›m da her tür-lü kötü prati¤e iter insan›.

Kald›ki bizim savundu¤umuz gelin he-men birlik yapal›m de¤il. Tart›flal›m. Zenginteorik tart›flmalar yapal›m. Ancak bunu sevi-yeli yapal›m. Tart›flmalar›m›z aram›zdaki so-runlar›n çözümünü h›zland›rmaya hizmet et-melidir. ‹lkesel fikir ayr›l›¤›m›z yok diyoruz.Kendimizi “illada ilkesel görüfl ayr›l›klar›var” fleklinde zorlarsak, bu gerçekçi bir anla-y›fl ve tutum olmaz.

Evet temel ilkesel fikirlerde, programsalvb. düzeyde ayr›l›k noktalar›m›z olmufl olsay-d› o zaman birlik diye bir sorunu gündemimi-ze al›p tart›flmazd›k. Ancak gerçekler öyle ko-nuflmuyor. Gerçekler bize flunu dayat›yor: Sö-zü geçen iki örgütün birli¤ini sa¤layacak ide-olojik-siyasi zemin çok güçlüdür diyor. Bugerçekli¤in karfl›s›nda hiçbir birey ve iktidarduramaz.

Fakat görüldü¤ü gibi ‹flçi-Köylü zorlamabir flekilde ilkesel olarak ayr› noktalar›m›zvar diyor. Yanl›fl ve hatal› görüfllerde ›srar edi-yor. Gerçekler karfl›s›nda do¤matik ve statü-kocu bir flekilde ›srar ediyor. Geri yanlar›nda›srar ediyor. Bunun için de diyoruz ki zorlamabir flekilde her yaz›da yeni yeni ayr›l›k nokta-lar› ortaya ç›kart›yor. Hem de bunlardan kimi-lerine “ilkeseldir” diyerek okurun bilincinibuland›rmaya çal›fl›yor.

Bu da yetmiyormufl gibi sanki çok büyükbir görev yerine getirmifller gibi birlik sorunu-nun gündeme al›nmamas›n› da övünç kayna¤›yap›yor.

Bir örgütün, bir partinin meflru olup olma-mas› bir baflka örgütün tasarrufu alt›nda olur

mu? Hem de binlerce onbinlerce bir kitleyenüfuz etmifl bir örgütü kim nas›l ve de hangihakla meflru göremez! Bu hakk› nas›l kendi-sinde buluyor?

Kim ayr›l›kç›-kim de¤il bu durumu belge-leriyle ortaya koyduk. Dolay›s›yla bizim tar-t›flt›¤›m›z TKP/ML örgütü meflru mu de¤il mitart›flmas› de¤il. Meselenin kilit noktas›TKP/ML’nin ayr›l›kç› olup olmad›¤›n› kabuledip-etmemesidir.

Bu tür tart›flmalar› yapmak çok geri ve dedüzeysiz bir tart›flmad›r. Belli bir siyasi amaçve program do¤rultusunda bir araya gelen üçkifli de bir örgüttür, befl bin kifli de bir örgüttür.Örgüt ve örgütlenme birden fazla kiflinin biraraya gelerek kollektif bir flekilde ifl yapmas›-d›r. Parti ise farkl›d›r. Parti kelimenin genifl an-lam›nda örgütler toplam› iken dar anlam›ndaise bir örgüttür. Dolay›s›yla hiçbir partininbaflka bir parti veya örgütü sen örgüt de¤ilsin,sen parti de¤ilsin diye yapaca¤› tespit bilimselolamaz. Nitekim geçmiflte TKP/ML’de dahilbir çok örgüt bu tür geri ve anti-bilimsel tespit-ler yapmaktan geri durmad›. Sanki örgüt ola-rak de¤erlendirmemekle o örgütlerin gerçek-liklerini ortadan kald›racaklar. Kimsenin bunahakk› yok. Ve olmamal›d›r.

Kald› ki MKP meflru mudur de¤il midirtart›flmas›n› yapmak bile abesle ifltigaldir. Ay-r›l›k ilan edenler ve “ayr›l›kç›lar” belgeleriyleortada. Tüm bunlara karfl›n ‹flçi-Köylü “yavuzh›rs›z ev sahibini bast›r›r” rolünü oynamaktanvazgeçmiyor.

Bir anl›k da olsa MKP’nin ayr›l›kç› oldu-¤unu kabul edelim. Ama bunun gerçe¤i ifadeetti¤ine kendinizi inand›racak m›s›n›z? Bu ka-dar belgeyi biz yazmad›k. Dolay›s›yla çarp›t›-yor deyip kabul etmeyesiniz. Kalk›p tarihebelgeleriyle not düflülmüfl bir olay› (ayr›l›k)inkar edin ve tarihten kald›r›p at›n diye nedenkendinizi kand›r›yorsunuz? Buna, bizi de or-tak etmeye çal›fl›yorsunuz.

Bu geri ve tepkici teorileri üretmektenvazgeçin lütfen! Kendinizi savunun! Bunakimsenin bir dedi¤i olmaz. Fakat kendinizisavunurken gerçeklere ba¤l› kalarak savunmayap›n. Zorlama savunular›n ne partiye, nedevrime bir faydas› var. Bizim istedi¤imiz

1 2

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 128: Sınıf Teorisi - Sayı 3

gerçeklerin diliyle savunu ve elefltiri yapma-n›zd›r. Bildiri diliyle savunu ve elefltiri yap›l-maz!

20) ‹flçi-Köylü, bu kadar zorlama teori

ve çarp›tmay› nas›l beceriyor?

‹flçi-Köylü say› 13’te Devrimci Demokra-si gazetesinin 14. say›s›nda yer alan “Bir KezDaha Maoistlerin Birli¤i üzerine” bafll›kl› ya-z›ya atfen flu zorlama tespitleri yap›yor:

Birlik yaz›s›nda ortaya konulan görüflfarkl›l›klar›n›n niteli¤ini aç›ktan ortaya koy-muyor. Bunun için “nemenem farkl›l›klar” ol-du¤u noktas›nda görüfl belirlenmesini okurab›rak›yor. Bu farkl›l›klar›n ad›, boyutu ve ni-teli¤i ortaya konulmal›d›r. Geçifltirmeci birflekilde görüfl belirtilmez. Bizim bildi¤imiz‹flçi-Köylü bugüne kadar bu tür görüfl ayr›l›k-lar› için “ilkeseldir” diye bir fikir belirtme-miflti. Asl›nda burada da kaçamak cevap ver-mekle sorun geçifltirilmeye çal›fl›l›yor. Bu,do¤ru bir yaklafl›m de¤il. Sorunun yan›t›n›okura b›rakarak geçifltirmek bilimsel ve ciddibir tutum olamaz.

Bu ön hat›rlatmay› düfltükten sonra geçelim‹flçi-Köylü’nün ilkesel ayr›l›k için ileri sürdü¤ügereksiz gerekçelere.

“...Proletarya partisi ile kendileri aras›nda-ki ilkesel düzeyde bir farkl›l›¤›n olmad›¤›n› söy-lemek, Marksizm-Leninizm-Maoizm ile tasfiye-cilik aras›nda bir fark olmad›¤› anlam›na gel-mektedir ki, bunu da en çok anti-MLM düflünceve anlay›fllar savunur ve savunmaktad›r.

Evet proletarya partisi ile MKP tasfiyeci-leri aras›nda ilkesel düzeyde farkl›l›klar var-d›r. Bu farkl›l›k Marksizm-Lenninizm-Maoizmile tasfiyecilik aras›ndaki farkt›r. Bu farkl›l›kproletarya ile küçük burjuvazi aras›ndakifarkt›r.” (abç) (agg, Say› 13)

‹flçi-Köylü’ye soruyoruz:Bir anl›k da olsa ‹flçi-Köylü’nün yapt›¤›

de¤erlendirmenin do¤ru oldu¤unu kabul ede-lim. Bu durumda bile TKP/ML’nin, MKP’yiflu flu noktalarda ilkesel görüfl ayr›l›klar››m›zvar diye ikna etmek diye bir derdi yok mu?Yani, en az›ndan her iki yap›n›n taban›n› flunoktalarda ilkesel görüfl ayr›l›klar›m›z var di-ye ikna etmek diye bir göreviniz yok mu?

Bir taraf› “tasfiyeci” ve kendini ise

“MLM” olarak de¤erlendirmek iflin en ko-

lay yan›d›r. Fakat bilimsel gerçekler hiçde

öyle söylemiyor! Bu, ayn› zamanda sorum-suz-ciddiyetsiz bir yaklafl›md›r. Bu, okurunpolitik bilinciyle alay etmektir. Okurun hepsiolmasa da, en az›ndan önemli bir kesimininneyin ilkesel neyin ilkesel olmad›¤› noktas›n-da bilinç aç›kl›¤› vard›r. Dolay›s›yla ‹flçi-Köy-lü kendi bilinç seviyesini baflkalar›n›n bilinçseviyesinin yerine koyarak basit-ucuz siyasettarz› gütmekten vazgeçmelidir. Sadece okurkitlesini kand›rmaya çal›flm›yor. Bu yöntemlekendisini de kand›r›yor. ‹flin en olumsuz bo-yutu da buras›d›r. Kendisinin dahi ikna olma-d›¤› bir konuda baflkalar›n› ikna edebilir mi?

Gerçekler karfl›s›nda saklambaç oyunu

oynamaktan vazgeçelim. Kitlelerin bilinci-

ni aldatmaktan vazgeçelim!

Marksist-Leninist-Maoistler ile yasalc›-tasfiyeciler aras›nda tabii ki ilkesel görüfl ay-r›l›¤› vard›r. Ama bilinmelidir ki tasfiyecili¤inideolojik olarak beslendi¤i kaynak refor-mizmdir. Siyasi durufl olarak yasalc›d›r, düzeniçidir. Daha aç›kças› tasfiyeci partiler illegalörgütlenmeyi de¤il yasal örgütlenmeyi, parle-menter mücadeleyi esas al›r. Düzenden besle-nir. Peki sormal›? MKP legalist-reformist mi?Ya da MKP yasalc›-tasfiyeci mi? Bu teoriyekargalar güler! MKP için tasfiyeci diyenlerin,bu tespiti en baflta kendileri için demeleri ge-rekir. Çünkü her iki partinin de ideolojik-siya-si özünü belirleyen-besyleyen ana çizgi ayn›-d›r!

MKP, baz› yanl›fl taktik politikalar› sonucuörgütsel tasfiyeye de yol açm›fl olabilir. T›pk›TKP/ML gibi. T›pk› geçmiflin sol veya sa¤çizgilerinin yol açt›¤› örgütsel darbe ve yenil-giler gibi. T›pk› II.MK’n›n sa¤ siyasal çizgisisonucu örgütsel yenilgiler de al›nm›fl olabilir.Ama bu durum ne MKP’nin ne de II.MK’n›ntasfiyeci oldu¤unu göstermez.

MKP’yi “dibe vuran tasfiyeci,” olarak ni-telendirmek, tasfiyecili¤in ne anlama geldi¤i-ni ve bunun ideolojik-siyasi arka plan›n› bil-memek demektir. Bu, ayn› zamanda kendikendini inkar da demektir. Çünkü “tasfiyeci”diye nitelendirdi¤in bir partiyle ideolojik-si-yasi özün ayn› ise o durumda yapt›¤›n “tasfi-

1 2

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 129: Sınıf Teorisi - Sayı 3

yeci” belirlemesiyle kendi varl›¤›n› da inkaretmifl olursun. Dolay›s›yla bu belirlemeninüzerinde daha fazla durmak istemiyoruz.

Kald› ki ‹flçi-Köylü TKP/ML’nin ‘95 son-ras› sürecini de¤erlendirirken reformist-tasfi-yeci rüzgardan etkilendi¤ini belirtiyor. fiimdiburadan hareketle TKP/ML’nin tasfiyeci birak›m oldu¤unu söyleyebilir miyiz? Ya daTKP/ML’nin baz› politik-taktik, örgütsel veaskeri çizgisinden dolay› örgütsel tasfiyeleryaflam›fl olmas› TKP/ML’nin yasalc›-tasfiyecibir parti oldu¤u anlam›na gelir mi? Ayn› du-rum MKP için de geçerlidir.

Sözün özü, kavramlar› ve saptamalar› yer-li yerinde kullanmad›¤›m›z zaman bu durumzamanla ideolojik kaosa götürür.

Bildi¤imiz kadar›yla TKP/ML, MKP’yis›n›f olarak küçük burjuva bir örgüt olarakde¤erlendirmektedir. Bunu, anlay›flla karfl›l›-yoruz. Fakat ö¤renmek ve yan›tlanmas›n› is-tedi¤imiz soru fludur: MKP, neden-niçin kü-çük burjuva bir örgüttür? Bunun ideolojik-politik arka plan› yok mu? Bu örgüte niteli¤i-ni veren program ve eylem çizgisini aç›kla-mayacak m›s›n›z? Bu örgütün genel siyasi

çizgisini ortaya koyma gibisinden bir görevi-niz yok mudur?

Oysa bugüne kadar parti, devlet ve devrimgibi temel konularda ilkesel olarak ayr› düfltü-¤ümüz noktalar var diye beyanda bulunulma-d›? Bunu aç›k ve net bir flekilde aç›klaman›z›istiyoruz. MKP’nin hangi temel görüflü yasal-c›d›r? Hangi ilkesel fikri yasalc›l›¤› savunu-yor? Bunlar› anlay›fl temelinde ortaya koya-rak gerek kendi taban›n›z gerekse MKP’nintaban›n› ikna etme diye bir göreviniz yok mu?Bir teori ortaya at ama alt›n› doldurma. Bu,

insanlar›n bilincini buland›rmak ve aldatmak-tan baflka bir amaca hizmet etmez.

Niye “küçük burjuva örgüttür”? Bununideolojik-siyasi arka plan›n› teorik olarak or-taya koyup kitleleri ayd›nlatmak her Ma-oist’in görevi olmal›d›r. Kendisine Maoistdiyenler bundan kaçamaz. Bunlar› ortaya ko-yamazsan›z iftirac› ve aldatmac›lar olarakan›lac›ks›n›z.

Oysa biz aç›kça, hemde üzerine basa basadiyoruz ki TKP/ML ile MKP aras›nda ilkeselkonularda fikir ayr›l›¤› yoktur. Veya bugünekadar bu yönlü bir ayr›l›k göremedik. Biz il-kesel ayr›l›k yok diyoruz. Bu konuda politikolarak miyop da olabiliriz. Ama ‹flçi-Köy-lü’nün görevi bizi bu politik miyopluktan kur-tarmak de¤il mi? Demek ki ‹flçi-Köylü yakendi yazd›klar›n›n do¤rulu¤una inanm›yor,ya çok sorumsuz davranarak bizi ikna etmekgibi bir görevinin oldu¤unun bilincinde de¤il.Ya da derin bir politik-teorik körlük yaflamak-tad›r. Yoksa, bildiri yazar gibi insanlar› iknaedemezsiniz. Çünkü yazd›klar›(n›z) do¤rular›ifade etmiyor. Bilimsel derinlik yok. Dolay›-s›yla gelin “MLM’lere kat›l›n” demekle kim-

se gelip kat›lmaz. Tam tersine bu tür anlay›flve yöntemlerle kaybedersiniz. Böylesine birça¤r› yapmaya kalk›flman›z dahi bafll› bafl›nailkesel görüfl ayr›l›¤› noktas›nda kendinizi ik-na etmedi¤inizi göstermektedir. Dolay›s›ylabasit ve ucuz siyaset tarz› gütmekten vazgeçipdo¤ru ve bilimsel olan üzerinden elefltiri yü-rütün. Devrimci teorinin diliyle ideolojik mü-cadele yürütün. Önce kendinizi ikna edin kisonra da baflkalar›n› ikna edebilesiniz. Çünkükendisini ikna edemeyen baflkalar›n› hiç iknaedemez.

1 2 9

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Partizan ve ‹flçi-Köylü’de dört dizi fleklinde yay›mlanan sözkonusu yaz›(lar)da elefltirilecek daha onlarca yanl›fl-hatal› anla-y›fl, tutum ve söylem mevcuttur. Ancak biz aktarmad›¤›m›z nok-talar üzerinde durmaya ihtiyaç duymad›k. Bunun esas nedeni‹flçi-Köylü’nün tahrifat ve iftiralar›na derinlikli ve genifl bir flekil-de söz konusu kitapta (“TKP(ML)’den Maoist Komünist Parti-si’ne Bu Tarih Bizim”) yer verilmifl olmas› gerçekli¤idir.

Page 130: Sınıf Teorisi - Sayı 3

Elbette ki her iki yap› aras›nda görüfl ayr›-l›klar› var. Bunu görmezlikten gelen yok. Fa-kat bunlar ilkesel düzlemde de¤il. Bunun içinde birlik ça¤r›s› yap›yor ve bunun üzerindetart›flmalar› zenginlefltirmeye çal›fl›yoruz.Ama ‹flçi-Köylü bundan kaç›yor. Devrimci te-oriden yoksun ve s›¤ bir tespitle illa da “ilke-sel görüfl ayr›l›¤›m›z var”, diyerek zorlama birteori ortaya at›yor. Ama bunlar›n ad›n› ve ken-disini ortaya koymuyor-koyam›yor. Böyleolunca da iflin içerisinden ç›kam›yor. Ve çare-yi de aman ha “duygusall›¤a kap›lmay›n” di-ye ça¤r› yapmakta buluyor.

Her iki yap› aras›nda göze çarpan farkl›

görüflleri bir kez daha ortaya koyup özetle-

yelim

Halk›n Birleflik Cephesi Konusunda

Maoist Komünist Partisi, Devrimci Halk›nBirleflik Cepehesi’nin kurulmas› için bir veyabir kaç bölgede K›z›l Siyasi ‹ktidarlar’›n ku-rulmas›n› flart koflarken (yoldafl Kaypakka-ya’n›n koydu¤u flekliyle), ancak TKP/ML birveya bir kaç bölgede K›z›l Siyasi ‹ktidar ku-rulmadan da halk›n birleflik cephesi kurulursiyasetini savunmaktad›r.

Bafll›ca çeliflkiler konusunda

Maoist Komünist Partisi, ezen ulus burju-vazisi ile ezilen ulus burjuvazisi aras›ndakiçeliflkiyi bafll›ca çeliflkiler aras›nda tespitederken ancak TKP/ML böyle bir tespit yap-m›yor.

Maoist Komünist Partisi, üzerinde yaflad›-¤›m›z co¤rafya için Türkiye –Kuzey Kürdis-tan adland›rmas› kullan›rken, TKP/ML Türki-ye veya Türkiye Kürdistan’› adland›rmas›yapmaktad›r.

Devrimci Enternasyonal Hareket

(DEH)ve Deklerasyonu hakk›nda:

Maoist Komünist Partisi DEH ve Dekle-rasyonu için MLM de¤erlendirmesi yaparkenTKP/ML her ikisi için de oportünist de¤erlen-dirmesi yapmaktad›r.

Maoizm konusunda

Her iki parti de Maozmi savunmaktad›r.Maoist Komünist Partisi “illa da Maoizm”vurgusu yaparken TKP/ML bu vurguyu yap-mamaktad›r.

‹ki çizgi konusunda

Maoist Komünist Partisi, her politik görüflve ayr›l›¤›n› çizgi olarak ifade ederken, ancakTKP/ML’nin bu konuda görüflü net de¤ildir.Mevcut durumda hakim olan ve yans›yan gö-rüfl aç›s› sistemleflmifl görüfl ayr›l›klar›n› çizgiolarak de¤erlendirdi¤idir. Bunun d›fl›ndakigörüfl farkl›l›klar›n› çizgi olarak de¤erlendir-memektedir.

PKK-KADEK konusunda

Maoist Komünist Partisi, PKK-KADEK’idevrimci ulusal hareket olarak nitelendirirkenTKP/ML reformist ulusal hareket olarak de-¤erlendirmektedir.

Maoist Parti Merkezi konusunda

Maoist Komünist Partisi, yoldafl Kaypak-kaya’n›n ortaya koydu¤u programatik görüfl-leri ve DEH’in uluslararas› çizgisini ve Dek-lerasyonu’nu MLM olarak de¤erlendiren Ma-oist Parti Merkezi adl› örgütü MLM olarak ni-telendirirken, TKP/ML ise MLM olarak nite-lendirmemektedir.

Örgütsel ayr›l›k ilan edenlere karfl› ta-

v›r konusunda

Maoist Komünist Partisi, hiçbir fliddeti sa-vunmazken TKP/ML fliddeti savunmaktad›r.Maoist Komünist Partisi örgütsel olarak ayr›-l›k ilan edenlerin silah, para vb. gibi maddikonular›n bölüflümünde eflit paylafl›mdan ya-na bir siyaset bilerleyip bunu uygularken an-cak TKP/ML yukar›da ortaya koydu¤umuzpolitikas›n› ›srarla sürdürmektedir. Gelinenaflamada hala da bu yanl›fl siyaset tarz›n›n te-orisini yapmaya çal›fl›yor.

Geçmiflin muhasebesi konusunda

Maoist Komünist Partisi 1.yenilginin politikarka plan›n› oluflturan esas faktör olarak subjek-tif faktörlerdir belirlemesi yaparken TKP/MLobjektif faktörler olarak de¤erlendirmektedir.

Geçmiflin muhasebesi noktas›nda MKPile TKP/ML aras›nda önemli farkl›l›klar sözkonusudur. Ancak bunlar›n üzerinde buradadurmak yaz›m›z›n kapsam›n› aflmakta oldu-¤undan, durmayaca¤›z. Ayr›nt›l› bilgi için ad›geçen kitaba bak›lmal›d›r. Kald› ki bu konu-daki farkl›l›klar›n netli¤i ancak TKP/ML’ningeçmiflin muhasebesini derli toplu bir flekildeyapmas› durumunda ortaya ç›kacakt›r. O ne-denle burada ayr›nt›ya girmeyi gerekli gör-

1 3

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 131: Sınıf Teorisi - Sayı 3

medik.21) ‹flçi-Köylü, somut politikalar izleme

ad› alt›nda genel siyasi çizgiden saparak

taktik politika belirlemeye çal›fl›yor.

‹flçi-Köylü, ülkede toplam nüfus bileflimi-nin flehirlerde daha fazla olmas›ndan hareket-le örgütlenmede flehirlere daha fazla a¤›rl›kvermeyi savunarak flu tespitlerde bulunuyor:

“Dördüncüsü, devrim, kitlelerin eseri iseproleteraya partisi nüfus biliefliminde yafla-nan bu de¤iflimi hesaba katarak, düne oranlabugün flehirlere biraz daha önem vermelidir.Bu önemin temel mant›¤› ise, yine ana dama-r› güçlendimketir. Militarist güçlerin gerilla-ya karfl› yaratt›¤› tecrit, kuflatma çemberinik›rmaya dönüktür. Dahas› ana damara hiz-met edecek tarzda, dönemsel olarak bellialanlarda yo¤unlaflmak(abç) savafl›n mant›-¤›yla çeliflmez.” (agg.say› 1)

‹flçi-Köylü, sözüm ona ülkenin siyasal tes-pitini yap›yor ve bunun için de alt› noktal›analiz yap›yor. Bu analizini de somut duru-mun somut tahlili ad› alt›nda yapt›¤›n› söyle-yerek gelinen aflamada ülke nüfusunun ço-¤unlu¤u köylük alanlarda de¤il, flehirlerdedir.Dolay›s›yla bu nüfus de¤iflikli¤inden ötürü deörgütlenmede a¤›rl›¤› flehirlere vermeliyiz di-yor. Tabii bunu da gerilla savafl›n› güçlendir-mek ad› alt›nda k›l›fland›r›yor.

Öncelikle flunu vurgulamal›y›z: K›r-fiehirdiyalekti¤inde ülke nüfusunun ço¤unlu¤unuflehirlerdeki nüfus köylük alanlardaki nüfusaoranla fazla da olsa, ancak bu durum ülkedevriminin özünü de¤ifltirmez. Dolay›s›ylaburadaki örgütlenmenin ana merkezini yineköylük alanlar oluflturur. Yoldafl Kaypakkayabunu çok net ve somut bir flekilde ortaya koy-mufltur.

‹flçi-Köylü, demokratik devrimimizin özütoprak devrimidir gibisinden aç›k ve net vur-gularda bulunmuyor. fiu de¤ifliklik olmufl, bude¤ifliklik olmufl deyip bunu göz önünde bu-lundurarak yeni mücadele ve örgüt biçimlerigelifltirmeliyiz diyor. “Halk Savafl›, gerilla sa-vafl› öncesi örnekelerinin ayn›s› olmayacak”,“köylülerin sosyal yaflamlar› de¤iflim göster-mifltir. Meseleye salt toprak sorunu olarak ba-k›lamaz. Tar›ma dayal› çeliflkiler gücünü ko-

rumaktad›r. Savaflla birlikte de¤iflimler ol-mufltur. Bu de¤iflimlerin incelenemesi gere-kir.” “...Halk Savafl›’n› reçetelere indirgeye-meyiz.” “fiehirlerde örgütlenmenin gereklili¤iartm›flt›r.” vb. vb. de¤iflimler oldu¤undan sözediliyor. Ancak bu de¤iflimler nitel bir de¤i-flim mi, nedir? Bunlar›n ad›n› koymuyor. Ör-ne¤in savafl nerede ve nas›l bir de¤iflim yarat-m›flt›r? Köylülerin sosyal yaflam› nas›l de¤ifl-mifltir? Halk Savafl› ve gerilla savafl› nas›lgeçmifl örnekleri gibi olmayacak?

13. say›da yazd›klar›yla “tar›m devriminisavunmuyoruz” diyorlar. Bu konuda flimdilikolmak kayd›yla bir mesele kalmad›. fiimdilikdiyoruz. Çünkü, al›nt›lad›¤›m›z “de¤ifliklik-ler” diye vurgulanmaya çal›fl›lan hususlar bukonuda henüz yeterli düzeyde bir aç›kl›k ya-ratm›fl de¤il. S›ralanan “de¤ifliklik” vurgular›neyin nesidir? Neyin siyaseti ve teorisi yap›l-mak isteniyor? Bunlar›n aç›l›m› gerekmiyormu? “‹ncelenmesi gerekir” deyip ortaya netolmayan tezleri atmayacaks›n. Onlar› da birkenara b›rak›yoruz.

“Tar›ma dayal› çeliflkiler gücünü koru-maktad›r.” Bu ifade tarz›yla anlat›lmak iste-nen ne? Buradaki çeliflkilerin boyutu ne?Ekonomik mi, s›n›fsal m›? Yoksa siyasi mi?Tar›m denilince çok genifl alanlar› kapsar. Bu-nun içerisine tar›m›n makinalaflmas›ndan tu-tal›m da sulamaya kadar bir çok alan girer. Busöylemde toprak sorunu anlafl›lmaz. Köylülükile a¤a aras›ndaki çeliflki anlafl›lmaz. Buradatar›mdaki altyap› sorunu anlafl›l›r.

“Meseleye salt toprak sorunu olarak bak›-lamaz.” Burada anlat›lmak istenen ne? fiim-diye kadar demokratik devrimin özü toprakdevrimidir diyen TKP/ML, yoksa meseleyesadece toprak sorunu olarak m› bak›yordu?Biz söyleyelim böyle bakan yoktu. Bir devri-min özü toprak devrimi olmas› demek o soru-nun salt toprak sorunu oldu¤u anlam›na gel-mez. Bir çok alan› kapsar. O halde ‹flçi-Köylü“meseleye salt toprak sorunu olarak bak›la-maz” demekle neyin keflfini yap›yor-yapmakistiyor? Bunlar mücadele ve örgütlenme bi-çimlerini de¤ifltirecek boyutta m›? Meseleyeböyle bakmas› gerekir. Yoksa her fleyin kendiiçiresinde nicel de¤ifliklik olur. Her nicel de-

1 3

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 132: Sınıf Teorisi - Sayı 3

¤iflikli¤e göre farkl› nitelikte mücadele ve

örgüt biçimi olur mu? Tüm bu sorular› ‹flçi-Köylü yan›tlamal›d›r!

‹flçi-Köylü de¤ifliklik diye teorisini yap-maya çal›flt›¤› siyaseti en sonunda ortaya ko-yuyor. Ve tüm bunlar›n örgütlemedeki çaresiolarak da al›nt›lad›¤›m›z dördüncü vurguyuortaya koyuyor. Ne diyor?

fiehirlerdeki nüfus köylülük alanlara göredaha fazla. O halde proletarya partisi örgüt-lenmede esas çal›flma alan› olarak flehirleribelirlemelidir diyor. “... Nüfus bileflimindeyaflanan bu de¤iflimi hesaba katarak, düneoranla bugün flehirlere biraz daha önem ver-melidir.” Bu belirlemeyle “dönemsel olarak

belli alanlarda yo¤unlaflmak” belirlemesibirbirini tamamlayan ifade tarzlar›d›r. fiehir-lerde yo¤unlaflmay› hangi temel de¤iflikliklersonucu tez haline getirdiniz? fiehirlerdeki nü-fusun köylük alanlardaki nüfusa oranla dahafazla olmas› örgütlenmede esas a¤›rl›¤›n fle-hirlere kayd›r›lmas›n› m› getirir?

Her örgütlenme belli bir mücadele biçimi-ne uygun ele al›n›r. Yani önce mücadele biçi-mi sonra buna uygun örgüt biçimi devreye so-kulur. O halde flehirlerde örgütlenme esas isemücadele biçimi de bu örgütsel yo¤unlu¤auygun olmak zorundad›r.

Kald›ki TKP/ML örgütlenmede ‘95 sonra-s›ndan günümüze kadar flehirlere daha fazlaa¤›rl›k verdi. Ama baflar›l› olamad›. O zamanbunun teorisini yapm›yordu. fiimdiki tespitlefark› da bu. Nüfusun yo¤unlu¤undan dolay›flehirlerin örgütlenmede öne ç›kar›lmas› hangidevrim modeli için geçerlidir? Her fleyi birkenara b›rakal›m. Kolombiya’da nüfusunyüzde 35’i k›rlarda yaflamas›na ra¤men esasmücadele ve çal›flma alanlar› bildi¤iniz gibiyine k›rlar belirlenmifl durumdad›r.

fiehirlerde a¤›r örgütsel darbeler yenildi.TKP/ML irade sorunu yaflam›flsa bu sorunuortaya ç›kartan en temel faktörlerden birisi dekadrolar›n ezici ço¤unlu¤unun flehirlerde ko-nuflland›r›lmas› siyasetinden kaynakl›d›r. De-mek ki hala da do¤ru bir tecrübe edinilmemifl.Acaba sorun sadece tecrübesizlikle mi iliflkili,yoksa genel siyasi çizgi konusunda farkl› birdüflünceyle mi ilgili?! Bu durum her boyutuy-

la henüz a盤a ç›km›fl de¤il. Fakat flunu da be-lirtmeliyiz ki bu konuda sa¤lam bir durufl ol-mad›¤› da ortadad›r.

“Dönemsel olarak flehirlerde yo¤unlaflma”teorisi bu ülke deviriminin gerçekli¤ine uy-gun düflmez. ‹flçi-Köylü flunu aç›ktan savu-nursa, yani “biz gelinen aflamada devrimimi-zin özü toprak devrimi olarak belirlemiyoruz;dolay›s›yla k›rlar› de¤il flehirleri esas çal›flmaalan› olarak belirlemekteyiz.” derse, bu dü-flünce kendi içerisinde tutarl›l›k arzeder. O du-rumda bu düflüncenizin do¤ru olup olmad›¤›-n› tart›fl›r›z. Tutarl›l›k aç›s›ndan bunu yapmakzorundas›n›z. Bir yandan ülke yar›-feodal ya-r›-sömürge diyeceksin ama öte yandan örgüt-lenmenin (bunu dönemsel oldu¤u fleklinde k›-l›flasan›z da farketmez) yo¤unlu¤unu flehirle-re vereceksin. Bu düflünce tarz› eklektik opor-tünizmdir. Bundan kurtulman›z laz›m.

Mücadele ve örgüt biçimleri bir ülkeninsosyo-ekonomik yap›s›na göre belirlenir. Bafl-kan Mao genel siyasi çizgiyi göz önünde bu-lundurmadan taktik-politika belirlemeye çal›-flanlar için flu vurguyu yapmaktad›r:

“Yoldafllar, partimizin, Çin devriminin ge-nel çizgisinin ve genel siyasetinin yan› s›ra,çal›flmalar›m›z için çeflitli somut çizgiler vesomut siyasetler de saptad›¤›n› biliyorsunuz.Bununla birlikte birçok yoldafl, partimizinsomut çal›flma çizgilerini ve somut siyasetle-rini hat›rda tuttuklar› halde genel çizgisinive genel siyasetini s›k s›k unutuyorlar. Parti-nin genel çizgisini ve genel siyasetini gerçek-ten unutacak olursak, o zaman kör, ham, ka-r›fl›k kafal› devrimciler olup ç›kar›z ve somutbir çal›flma çizgisini ve somut bir siyaseti uy-gularken de rotam›z› flafl›r›r, bir sola, bir sa-¤a yalpalar›z ve çal›flmalar›m›z zarar görür.

Tekrar ediyorum:Proleterya önderli¤inde genifl halk kitlele-

rinini emperyalizme, feodalizme ve bürokratkapitalizme karfl› yürüttükleri devrim: Çin’inYeni Demokratik Devrim’i budur. Tarihinbugünkü aflamas›nda Çin Komünit Parti-si’nin genel çizgisi ve genel siyaseti budur.”(abç) (Seçme Eserler. Cilt: 4 Sf; 230-31)

Bizde ayn› fleyi ‹flçi-Köylü için söylüyo-ruz. Türkiye-Kuzey Kürdistan’›n Yeni De-

1 3

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 133: Sınıf Teorisi - Sayı 3

mokratik Devrim stratejisi Maoist KomünistPartisi’nin bugünkü aflamada genel siyasi çiz-gisi ve genel siyaseti budur. Bunun için de fa-aliyetlerin yo¤unlu¤unu yoksul köylülü¤e da-yand›rmak ve orta köylülerle birleflerek yürüt-mek flartt›r.

Somut-taktik politika deyip genel çizgiyiunutmak sadece teorik olarak sapmayla kal-maz. Bu, pratik olarak da örgütü büyük darbeve örgütsel yenilgilere kadar götürüyor. Geç-miflte ald›¤›m›z a¤›r darbe ve yenilgilere (özel-likle de II. yenilgi ve sonras› süreçlerde) bak-t›¤›m›zda dahi nas›l bir sapma içerisinde oldu-¤umuzu görebiliriz. Yak›n döneme bakal›m:TKP/ML, 95 sonras› yine en a¤›r darbeleri fle-hirlerde alm›flt›r. Kadrolar›n›n ezici ço¤unlu¤uyine flehir merkezlerinde ele geçmifltir.

Tüm bu olumsuz pratik sonuçlar aç›k birflekilde orta yerde duruyorken ‹flçi-Köylü’nünhala kalk›p “dönemsel olarak flehirlerde yo-¤unlaflmal›y›z” siyasetini savunmaya kalk›fl-mas› demek, geçmiflin ac› gerçeklerinden dersç›kartmad›¤›n› gösteriyor.

Ya da, genel siyasi çizgiyi de¤ifltiriyoruzdeyip iflin içerisinden ç›k›ls›n.

Bu anlay›fllar›, baflka bir ifadeyle ‹flçi-Köylü’nün konferans karar› diye aktard›¤› an-lay›fllar› baflka bir flekilde yorumlamak olmaz.

Konumuzu, nüfus bilefliminin yo¤unlu¤u-nun flehirlerde olmas›ndan hareketle örgütlen-mede esas çal›flma alanlar›n›n ve devriminözünün de¤iflmeyece¤ine dair yoldafl Kaypak-kaya’n›n vurgular›n› aktararak ba¤layal›m.Çünkü bugün ‹flçi-Köylü ile yapt›¤›m›z tart›fl-malar›n bir benzerini Yoldafl Kaypakkaya dadönemin revizyonist önderi D. Perinçek’leyapmaktad›r:

“Yar›-sömürge ülkeler, emperyalizmin ya-r› iflgali alt›nda olan ülkelerdir. Bu gibi ülke-lerde emperyalizm hakimiyetini, esas olarak,yerli gerici s›n›flar vas›tas›yla devam ettir-mekle birlikte, kendisi de onlara üsleriyle, te-sisleriyle, askerleriyle, filosuyla, silah yard›-m›yla... çeflitli flekillerde destek oluyor. Bu ne-denle yar›-sömürge, yar›-feodal ülklerde ‘fle-hirlerin k›rlardan kuflat›lmas›’ stratejisi, sa-dece feodalizmin mevcudiyetinden ve köylüle-rin nüfusun ço¤unlu¤unu teflkil etmesinden

de¤il, ayn› zamanda emperyalizmin yar› iflga-linden de ileri gelmektedir. Yar›-sömürge, ya-r›-feodal ülkelere özgü olan fley, feodalizmekarfl› özü toprak devrimi olan demokratikdevrimle, emperyalizme karfl› milli devriminbirleflmifl olmas›d›r. Feodalizmin mevcudiyetderecesi ve köylülerin genel nüfusa oran›(kibunlar birbirine ba¤l› fleylerdir), demokratikdevrimin program›n› etkiler, ama ‘flehirlerink›rlardan kuflat›lmas›’ stratejisini de¤ifltir-mez.” (abç) (Seçme yaz›lar. Sayfa;395-396)

Devamla görüfllerini flöyle özetliyor:“Özetlersek, ‘flehirlerin k›rlardan kuflat›l-

mas›’ stratejisini tayin eden fley, devrimle kar-fl›-devrim aras›ndaki kuvvet iliflkisinin köyler-de flehirlere nisbetle daha fazla devrimin lehi-ne olmas›d›r. Karfl›-devrim zincirinin en zay›fhalkas›n›n köylük bölgelerde güçlü olmas›d›r.Dolay›s›yla, devrim cephesinin köylük bölge-lerde daha fazla güçlü olmas›d›r. Bir ülkeninfeodal iliflkileri ba¤r›nda tafl›mas›, bu kuvvetiliflkisini flöyle etkiler: Feodalizmin mevcudi-yeti, genel olarak köylü nüfusunun fazla ol-mas› ve bir bütün olarak köylü kitlesinin dev-rimci olmas›n›n sonucunu do¤urur. Bu durumköylük bölgelerdeki kuvvet dengesini, devri-min (demokartik devrimin) lehine olarak etki-ler. Ayr›ca feodalizmin varl›¤›, sanayinin vedolay›s›yla iflçi s›n›f›n›n nisbeten zay›f olmas›-na yol açaca¤› için, flehirlerde kuvvet iliflkisi-ni, devrimin aleyhine olarak etkiler. Bir ülke-nin yar›-sömürge olmas› veya sömürge olma-s› da, flehirlerdeki kuvvet iliflkisini devriminaleyhine olarak etikeler. Bu iki flart, bir ara-da, k›rl›k bölgelerin esas mücadele alan› ol-mas›n›, ‘flehirlerin k›rlardan kuflat›lma-s›’stratejisinin güdülmesini gerektirir. Feoda-lizmin giderek çözülmesi ve ona ba¤l› olarkköylü nüfusunun azalmas› halinde de, bustrateji geçerlili¤ini korur. Çünkü yar›-sö-mürgelik (veya sömürgelik) flartlar›, büyükflehirlerde kuvvet iliflkisini karfl›-devrimin le-hine de¤ifltirmifltir...” ( age, Sf; 397-98)

Özcesi, taktik deyip genel siyasi çizgiyi vesiyaseti bir kenara atmayacaks›n. Her taktik-politika genel siyasi çizgi do¤rultusunda ya-p›lmak zorundad›r. yoksa sa¤a sola sapma ka-ç›n›l›mazd›r. Taktik yap›yorum ad› alt›nda ge-

1 3

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 134: Sınıf Teorisi - Sayı 3

nel çizgiyi yemeye çal›rsan orada birer prag-matist olur ç›kars›n...

‹flçi-Köylü’de ad› geçen dizi yaz›lardaelefltirilmesi gereken daha onlarca yanl›fl an-lay›fl; tahrifat ve çarp›tma var. Bir baflka de-yiflle daha bir dizi noktada elefltirdi¤imiz ko-nular var. Tüm bu ayr› düflünüfl tarz›m›z veelefltirilerimize karfl›n hala ilkesel düzeydegörüfl ayr›l›¤›m›z var diye bir iddiam›z yok.Bu tür görüfl ayr›l›klar› ayn› parti içerisindeyer alan üyeler aras›nda da olabilecek görüflayr›l›klar› boyutundad›r. Olmamas› imkans›z-d›r. ‹ki farkl› görüflten do¤ru bir görüfl ç›kmaz,ancak bir bütünün içerisinde iki farkl› görü-flün varl›¤› mutlakt›r. Her alanda z›tlar›n birli-¤i ve mücadelesinin mutlak bir flekilde olma-s› gerçekli¤i de budur.

Partizan ve ‹flçi-Köylü’de dört dizi fleklin-de yay›mlanan söz konusu yaz›(lar)da elefltiri-lecek daha onlarca yanl›fl-hatal› anlay›fl, tu-tum ve söylem mevcuttur. Ancak biz aktarma-d›¤›m›z noktalar üzerinde durmaya ihtiyaçduymad›k. Bunun esas nedeni ‹flçi-Köylü’nüntahrifat ve iftiralar›na derinlikli ve genifl birflekilde söz konusu kitapta (“TKP(ML)’denMaoist Komünist Partisi’ne Bu Tarih Bizim”)yer verilmifl olmas› gerçekli¤idir.

Bu bölümde söyleyeceklerimizi Leninyoldafl›n gerçekleri s›n›ftan ve halktan gizle-mek için tarihi ve do¤rular› çarp›tanlara yöne-lik yapt›¤› elefltirilerle ba¤l›yoruz.

“Ve lütfen ‘yoldaflça olmayan yöntemler-le’ tart›fl›¤›m› ileri sürerek, ba¤›r›p ça¤›rma-y›n. ‹yi niyetlerinizin safl›¤›ndan flüphe et-meyi düflünmüyorum; dedi¤im gibi, insan si-yasal safl›ktan ötürü de demagog olabilir.Ama sizin demagoglar durumuna düfltü¤ü-nüzü gösterdim, ve demagoglar›n iflçi s›n›f›-n›n en kötü düflman› olduklar›n› usanmadanyineleyece¤im. En kötü düflman›d›rlar, çün-kü, bilinçsiz iflçi, kendisni bir dost olarak su-nan ve bazan da bunu içtenlikle yapan kim-selerin kendi düflman› olduklarn› anlaya-maz. En kötü düflman›d›rlar, çünkü, birli¤inbulunmad›¤› sallant›l› bir dönemde, hareke-timizin henüz flekillenmeye bafllad›¤› bir s›-rada, hatalar›n› sonradan ac› deneyimle an-layacak olan y›¤›nlar› yanl›fl yola yöneltmek

için demagojik yöntemleri kullanmaktan da-ha kolay bir fley yoktur.” (abç) (Lenin; Ne

Yapml›? Sf; 152)

---- IIII IIII IIII ----SSSS OOOO NNNN UUUU ÇÇÇÇ

* Her iki yaz›da analiz yöntemine hakimolan yön metafizik, yorumlamaya ise dam-gas›n› vuran yan öznelci düflünce yöntemi-nin dayand›¤› felsefi idealizmdir. Neden-so-nuç iliflkisi kurulmadan, tarihi süreç iç ve d›flba¤lant›lar›yla paraçalara bölünerek önceanaliz edilmeli yöntemi yerine sonuçtan ha-reket edilerek sald›r› amaçl› elefltiri yöntemitercih edilmifltir.

Söz konusu yaz›lara bu yanl›fl analizyöntemi damgas›n› vurdu¤u içinde do¤ru vebilimsel elefltiriler yerini kaba ve sekterelefltirilere b›rakm›flt›r.

*Yaz›(lar)da, Maoist iki çizgi ve müca-delesi teorik anlamda kavranmad›¤› gibiideolojik(teorik) mücadelenin önemi dekavranamam›flt›r. Yaz›(lar)daki bu olumsuzbak›fl aç›s› ve analiz yöntemi ayn› zamandaözelefltirel yaklafl›m› da önlemifltir. Bununiçinde yaz›n›n ana kurgusu tarih karfl›s›ndaç›plak bir flekilde hesap vermek yerine Ma-oist Komünist Partisi’ne as›ls›z iddialar ve

tahrifatlarla yüklü sald›r› takti¤i üzerinekurulmufltur. fiüphesiz ki sald›r› amac›ylakaleme al›nm›fl bir yaz›ya hakim olan dü-flünce ve analiz yöntemi de bilimsel olamaz.

Dahas›, yaz›n›n amac› “üzüm yemekde¤il ba¤c›y› dövmektir.” Elefltirideki siya-set yöntemi bu olunca “kald›rd›¤› tafl› ken-di aya¤›na düflürmüfltür.”

‹deolojik mücadelenin dili karfl› taraf›olumlu yönde etkilemek için yap›lmal›d›r.Bunun d›fl›ndaki tarzlar gerçeklerin diliylekonuflmak ve tart›flmak de¤il, kaba ve sek-ter tarzlard›r. Bu tarz da taktir edilmelidirki kazan›c› de¤il kaybettiricidir. Bu tarz bi-limsel olmayan elefltiri yöntemiyle ancaktutulan dal kesilir.

*Yaz›(lar)da, tarihe karfl› materyalist ta-

1 3

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 135: Sınıf Teorisi - Sayı 3

rih bilinciyle de¤il idealist tarih bilinciyleyaklafl›lm›fl. Bu yanl›fl tarih bilinci ve meta-fizik yöntem yaz› ve yazarlar›n› devrimcitarih bilincinden daha fazla uzaklaflt›rarakgerçekleri gizleme ve küllendirme yolunaitmifltir. Grup kayg›s›yla tarih anlat›lm›flt›r.Bundand›r ki tarihe karfl› sorumlu ve ciddidavran›lmam›flt›r. Yaz›(lar), politik-örgüt-sel hatalar›n tarihsel arkaplan›n› ortayakoymaktan oldukça uzakt›r.

*Yaz›n›n politik-teorik içeri¤ine damga-s›n› vuran yan teorik-ideolojik s›¤l›kt›r. Te-orik darl›¤›n oldu¤u yerde kavramlar› veadland›rmalar› da yerli yerine oturtamaz-s›n. Bu teorik s›¤l›ktan dolay› yaz› kendiiçerisinde ciddi boyutta ideolojik kaos tafl›-maktad›r. Öyle ki, dar deneycilikle dogma-tizmi; parçayla bütün; önderlik çizgisiylepartinin genel siyasi çizgisi; taktik-politikçizgiyle partinin genel siyasi çizgisi; öz ilebiçim öz ile nitelik; çizgiyle sistemleflmiflçizgi; vb. vb. gibi önemli teorik sorunlarnoktas›nda kafas› aç›k olmad›¤› gibi, ayn›konularda Hocac› ideolojiye sapm›flt›r.

*Yaz›lara, Maoist ideolojik mücadeletarz› de¤il, kuru ajitasyon, geri duygular› sö-mürücü, misillemeci, yar›-politik ve yar›-lümpen bir dil damgas›n› vurmufltur. Eleflti-rilerde(!) ideolojik kavramlar kullan›lmakyerine, yer yer, “yalan söylüyorlar”, “ah›gitmifl vah› kalm›fl”, “bozuntu”, “güruh”,“çaps›z”, “densiz”, “fos ç›kt›lar”, “buhar ol-du uçtular”, “yok oldular” vb. sözlerde oldu-¤u gibi sokak dili tercih edilmifltir.

*Yaz›, “TKP(ML)’den Maoist Komü-nist Partisi’ne Bu Tarih Bizim” adl› tarihimuhasebe kitab› Türkçe yaz›lm›fl olmas›nakarfl›n, ancak kitapta olmayan fleyleri kita-ba mal ederek tahrifatç›l›¤› siyaset tarz› ha-line getirmifltir. Yaz›lmayan, savunulmayanfleyleri yaz›lm›fl-savunulmufl gibi göstere-rek aç›ktan iftira atmaktan geri durmam›fl-t›r. Hem de ad› geçen kitab› binlerce insanokumas›na ra¤men bu yap›labilmifltir.Aç›ktan a盤a tahrifat yapmak kötü bir ni-yetten baflka bir flekilde yorumlanamaz.Yaz›da, tahrifatç›l›k yapmak için o kadarzorlanm›flt›r ki bir-iki sütun önce yaz›lan,

daha sonra fark›nda olmadan kendi tahrifa-t›n› düzeltmek zorunda kalm›flt›r. Bu konu-da flimdilik fazla örnek sunmaya ihtiyaçduymad›k. Bu tahrifatç›l›k için örnekleresadece “2. Konferans’la” ilgili kitaba atfenyap›lan aktar›m ve çarp›tmalara bak›ld›¤›n-da görülür.

*Yaz›lar, özelefltirisi ve hesab› verilensorunlar üzerinden siyaset yapmaya çal›fl-m›flt›r. Yaz› sahipleri, hatalar›n›, hiç birgrupsal kayg› gütmeden gayet dürüst, ciddive bilimsel bir flekilde ortaya koyan MaoistKomünist Partisi’nin tarihi muhasebedekendi olumsuzluklar›na yönelik özelefltiri-sini kendisine örnek almak yerine, bir yan-dan bu özelefltirilere sald›r›l›yor, öte yan-dan ise özelefltirisi yap›lan konular› kendi-lerine payanda yaparak sald›r› yapmaktangeri durmuyor.

*Yaz›larda, ad› geçen kitaba atfen Ma-oist öncü “yalan” söylemek ve “dediko-

du” yapmakla suçlan›yor. Ancak her nehikmetse bugüne kadar “yalan” ve “dedi-kodu” diye diline dolad›klar› bu iddialar›n›ortaya koymad›lar-koyamad›lar. Somut tekbir örnek dahi verilemedi. Bunlar ortayakonulsayd› o zaman eminiz ki Maoist öncü,bu gerçekler ve hakl› elefltiriler karfl›s›ndat›pk› tarihi muhasebeyle ortaya koydu¤ututumunu bu noktada da sürdürür ve çekin-meden özelefltiri verirdi. Ama söz konusuyaz›larda bu bilimsellik yok. Tam tersinebu yaz›lar, elefltirisini ayr›nt›larda ortayakoydu¤umuz gibi bir çok noktada sadeceabart› yapmak ve öznelcili¤e düflmekle kal-may›p hiçbir somut dayana¤› olmayan ifti-ralar atmaktan da geri durmam›flt›r.

*Yaz›(lar), Maoist Komünist Partisi ile“hiçbir ortak yanlar›n›n olmad›¤›” belir-lemesini yapmakla kaba bir inkarc›l›¤adüfltü¤ü gibi ayn› zamanda kaba bir öznel-cili¤e de savrulmufltur. Öyle ki ad› geçenyaz›larda “her iki yap› aras›nda gerekprogram gerekse devrimin di¤er temel il-kesel sorunlar›na iliflkin flu flu noktalarda il-

kesel ayr›l›k noktalar›m›z var” diye tek birkan›t dahi sunulmam›flt›r-sunulamam›flt›r.

*Yaz›da, tarihin not etti¤i gerçekler “ör-

1 3

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 136: Sınıf Teorisi - Sayı 3

gütsel deflifrasyon yap›l›yor” ad› alt›ndagizlenme yoluna gidiliyor. Bu yolu takipetmemiz bize de öneriliyor. Öyle ki prole-tarya partisi içerisinde “olumsuzluklar›yla”bir döneme damgas›n› vuranlar›n, hatta ay-r›l›k ve bölünmelerin bafl›n› çekenlerin, üs-telik de kod isimlerinin flifrelendirilmiflhalleriyle dahi tarihe not düflülmesine karfl›ç›k›l›yor. Yaz›n›n hakim mant›¤› mevcutparti tarihi için sanki bu tarih sadece olum-luluklarla yaz›ld› gibi göstermeye çal›fl›yor.Gerçeklerin diliyle yazmak, ya ifllerine gel-miyor, ya da tarih bilincinden ve dolayl›bilgi kaynaklar›ndan yoksundurlar. Bundanolacak ki yoldafl Kaypakkaya’n›n T‹‹KPiçerisindeyken, hem de isimlerinin flifre-lendirilmesiyle yapt›¤› polemikleri bir andaunutuveriyorlar. Bir baflka deyiflle, deflif-rasyonsa, o zaman en büyük deflifrasyonuYoldafl Kaypakkaya yapm›flt›r dememiz ge-rekir. Kald› ki kitapta kod isimlerin flifrelihalde yaz›lmas› yeni de¤il. Bunlar, hem ta-rih taraf›ndan not düflülmüfltü hem de ken-di yaz›mlar›nda da söz konusuydu.

*Yaz›, gerçeklerin diliyle yaz›l›p-çizil-mesini; bunun hesab›n› ülke ve dünya ka-muoyuna ciddi ve dürüst bir flekilde veril-mesini “kitlelelere karamsarl›k ve umut-suzluk afl›lamak” olarak yorumluyor.

Oysa bu tarzla verilmek istenen mesajfludur: “Gerçe¤i ve do¤rular› kitelelerdengizle! Gerçekler karfl›s›nda haz›r ola geç-me! Her türlü oportünizme karfl› mücadeleetme, onunla uzlafl! Hile ve entrikalar› giz-le; bölücü ve y›k›c›lar› görmezden gelerekonlarla birlefl!” K›sacas› yaz›, parti içeri-sinde büyük suç ve büyük hata iflleyenlerigizle tavsiyesinde bulunuyor. Varsa da bugibi hatalar ve suçlar bunun özelefltirisiniaç›ktan ve zaman›nda yapaca¤›na süreceyay-unutulur ça¤r›s›n› yap›yor. Bu anlay›flve yöntem niyet ne olursa olsun bize prag-matist siyaset tarz›n› izlememizi sal›k ver-mektir. Ki yaz› sahipleri bu anlay›fl ve siya-set tarz›ndan hareket ettikleri için, gerekgeçmiflte gerekse bugün izledikleri ciddi-büyük hatalar›n ve suçlar›n özelefltirisinivermekten çekiniyor-vermiyorlar, vermek

istemiyorlar. Öyle ki öncünün KONFE-RANS kanad›n›n DABK kanad› ile birli¤i,Konferans kanad› ad›na, proletarya partisi-nin “en büyük bir hatas›” diye okura-ka-muoyuna sunulmaya çal›fl›l›yor.

*Yaz›da, meselelere bak›fl aç›s› Maoistde¤il Hoca’c›d›r. Bunu, yap›lan yorumlar-dan tespit edebiliriz-edebilmekteyiz. Yaz›-n›n iki çizgiyi kavray›fl› Maoist de¤il, mo-nolitik parti anlay›fl›na denk düflmektedir.Önderlik çizgileriyle partinin genel siyasiçizgisini birbirine kar›flt›rmaktad›r. Öz’leniteli¤in hem ayn› hem de ayr› oldu¤ununay›rd›nda de¤il. ‹lkesel görüfl ayr›l›klar›yla,nüans farkl›l›klar konusunda oldukça bilinçbulan›kl›¤› yaflamaktad›r. ‹lkelerde uzlafl-mayla politikada uzlaflmay› birbirine kar›fl-t›rmaktad›r. ‹lkelerde uzlaflmaya hay›r amapolitikada uzlaflmaya evet Leninist pers-pektif kavranmam›flt›r.

Biz Maoist öncüler olarak yaz› sahiple-riyle aram›zda fark var diyoruz, ama bunlarilkesel ve özdeki farkl›l›klar düzlemindede¤il. Bunun için de birli¤i savunuyoruz.Aksini kendileri ortaya koysunlar. Ama bu-güne kadar bir türlü de ortaya koyamad›lar.Zaten söz konusu yaz›larda, ilkesel görüflayr›l›klar›yla ilkesel olmayan görüfl ayr›l›k-lar› diye teorik bir tart›flma da yok.

*Yaz›lar, ben merkezci, grupçu kayg›larve statükocu-dogmatik bir anlay›fl ve dav-ran›flla çak›flan reaktif psiko-politik ruhhaliyle kaleme al›nm›flt›r. Sorunlar› basit-yüzeysel ve misillemeci bir tarzda tart›fla-rak meselenin özünden kaçm›flt›r. “Reak-tif” politik ruh haline sahip bir siyaset tarz›izleyenler; kendi statükolar›na dogmatik vegerici bir flekilde ba¤l› kalarak o tabuyakimsenin dokunmas›n›-elefltirmesini iste-mezler. Dokunanlar› ise “kafa tutuyorlar”diye ölüm karar› ç›kartarak veya de¤iflikzor yöntemleriyle kafalar›n› ezeceksin. On-lar, körü körüne geri yanlar›na sar›l›r; hata-lar›n› küllendirmek ve hatalar›n›n esas kay-na¤›n› d›flar›ya ba¤lamak için ise süreklibir flekilde kan›t aramaya çal›fl›rlar; dahas›hem politik hem de sosyal yaflamlar›na yönvermekten aciz biri gibi davranarak tüm

1 3

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül

Page 137: Sınıf Teorisi - Sayı 3

olumsuzluklar› d›fl faktörlerin üzerine at›piflin içerisinden ç›kmaya çal›fl›rlar.

‹flte ad› geçen yaz›(lar)da MKP’ye sal-d›r›lar›n alt›nda bu ruh hali ve siyaset tarz›yatmaktad›r...

Özcesi, ad› geçen yaz›(lar)da MLM’lerietkileyecek; de¤ifltirip-dönüfltürecek bilim-sel teorik analiz ya hiç yoktur ya da yok de-necek kadar azd›r...

3

SINIF TEOR S2003 *3* A ustos-Eylül