140

Click here to load reader

Sınıf Teorisi - Sayı 1

Embed Size (px)

DESCRIPTION

2002’den bu yana yayınlanan, Marksist-Leninist-Maoist teorik dergi.

Citation preview

Page 1: Sınıf Teorisi - Sayı 1

2003 , N‹SAN-{AYIS , 2 AYLIK TEOR‹K DERG‹ 3.000.000 TL

DÜNYA VETÜRK‹YE-KUZEY KÜRD‹STAN’DAGÜNCEL POL‹T‹K DURU{ VE{AO‹ST KO{ÜN‹ST PART‹S‹ KONGRES‹

{AO VE HALK SAVAfiI

ESK‹ TOPLU{ VEESK‹ DEVLET‹ Afi{AK;A{A NASIL?

{AO‹ST KO{ÜN‹ST PART‹S‹1. KONGRES‹ {ARKS‹Z{ LEN‹N‹Z{{AO‹Z{’‹N ZAFER‹YLE SONUÇLANDI!

SE{POZYU{ TOPLANTISI {ESAJLARI

1

PDEVR‹{C‹ TEOR‹OLMADAN,DEVR‹{C‹ PRAT‹KOLMAZ!

Page 2: Sınıf Teorisi - Sayı 1
Page 3: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

3

SINIF TEOR‹S‹

P

KARDELEN BASIM YAYIM REKLAMGÖSTERİ ORGANİZASYON LTD. ŞTİ

Sahibi ve Yazıişleri Müdürü: Erdal GÜLERYönetim yeri: Atatürk Bulvarı, Emlak Bankası Apt.C. Blok, No: 142, Kat: 6, Daire: 24, Aksaray/İst.Tel.: (0212) 520 54 42 - 520 54 39Fax: 520 53 93Dizgi: Kardelen YayımcılıkBaskı: SERLERDağıtım: YAY-SAT

2 aylık teori dergi2003 • 1 • Nisan-Mayıs

‹Ç‹NDEK‹LER

ÖZELEflT‹R‹ VE YEN‹DEN MERHABA!...................... 5

DÜNYA VE TÜRK‹YE-KUZEY KÜRD‹STAN’DAGÜNCEL POL‹T‹K DURUM VE MAO‹ST KOMÜN‹STPART‹S‹ KONGRES‹ .................................................... 7

“Küreselleşme” Üzerine ............................................................... 9

Ezen-Ezilen Ülkeler Tarih mi Oldu? “Ulus Devlet”Aşıldı mı, Ulusal Sorunlar Çözüldü mü? ....................................... 11

Çok Kutuplu Emperyalist Dünyaya Doğru VeEmperyalistler Arası Rekabet ..................................................... 12

Parti’ yi Kitlelerle, Kitle Hareketini Bilinçli DevrimciÖnderlikle Birleştirme Sorumluluğu ........................................... 16

Dünya Halkları Direniş Hareketi’nin Önemi .................................. 17

Neo-Liberal İdeolojik Saldırı Ve Proleter Devrimci Yaklaşım ........ 19

MAO VE HALK SAVAfiI............................................ 24

Halk Savaşı Nedir? ...................................................................... 24

ESK‹ TOPLUM VE ESK‹ DEVLET‹ AfiMAK;AMA NASIL?.............................................................38

Büyük proleter kültür devrimi rehberliğindeseferber olmak tayin edicidir ...................................................... 43

Saldırıları göğüsle! ..................................................................... 46

Şimdi artık sınıf mücadelelerinin ve tarihin sonu mu? ................. 47

Milli meselenin ekonomik özü ve bazı hatalar ............................. 49

Globalizm ve Maoist çözüm .........................................................51

Page 4: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

4

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

Öcalan´ın söylemlerine dair kısa bir değerlendirme .................... 52

Kaypakkaya güzergahında ısrar etmek ....................................... 55

Ezen ulus burjuvazisiyle ezilen ulus burjuvazisi arasındakiçelişme başlıca çelişmeler arasındadır ........................................ 57

Kürdistan sömürge değil ama siyasi ve askeri olarak ilhaktır! ..... 59

Kürdistan açısından durum neydi? .............................................. 60

Emperyalizm döneminde sömürgecilik ....................................... 62

türk egemen sınıfları sisteminin her biçimine hayır! ................... 63

Devrimci savaş ve Öcalan´nın “yeni” uygarlık sentezi ................. 65

Bilimsel olan marksist tarih anlayışıdır! ..................................... 72

Birkez daha!...Ulusal sorunda bazı konular üzerine genel notlar: ...................... 73

MAO‹ST KOMÜN‹ST PART‹S‹ 1. KONGRES‹MARKS‹ZM LEN‹N‹ZM MAO‹ZM’‹N ZAFER‹YLESONUÇLANDI! ...........................................................92

SEMPOZYUM TOPLANTISI MESAJLARI............... 127

Devrimci Enternasyonalist Hareket Komitesi .............................. 127

Nepal Komünist Partisi (Maoist) ............................................... 128

Devrimci Enternasyonalist Hareket Komitesi´nden .................... 129

Devrimci Komünist Partisi-ABD .................................................. 131

İran Komünist Partisi (ML) .........................................................132

Afganistan Komünist Partisi ...................................................... 133

8 Mart Kadın Örgütü Afganistan ................................................ 134

Purba Bangla (PBSP/Bangladeş) Proleter Partisi’nden ............... 135

KANADA ................................................................................... 136

Maoist Komünist Partisi-İtalya ................................................. 136

Maoist Komünist Partisi’ne; ...................................................... 137

Değerli Yoldaşlar ve Devrimci Arkadaşlar, ..................................139

Page 5: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

5

SINIF TEOR‹S‹

Özelefltiri veyeniden Merhaba!Uzun bir aradan sonra teorik dergimizle yeniden buluşmannsevincini yaşyoruz.

Yaklaşk 8 (sekiz) yldr teorik konular ve teorik mücadele ağrlkldergi çkartamyorduk, çkartmyorduk. Teorik alandaki mücadeleboşluğunu gazetemiz araclğyla gidermeye çalşyorduk. Ancak budurum, ihtiyac gidermiyordu, gideremiyordu. Gerçek şu ki her zamaniçin teorik dergi ihtiyacn duyumsadk. Fakat aşağya aktaracağmzolumsuzluklardan dolay böyle bir derginin çkartlmasna geçici olarakara vermek zorunda kaldk.

Dolaysyla okur kitlemiz hakl olarak bu uzun sürenin nedenlerinisoracaktr. Bu bağlamda bunun hesabn okur kitlemize vermekzorundayz:

Bunun asli nedenleri:Birincisi, Snf mücadelesinin üç boyutundan birisi olan teorik

alandaki mücadelenin önemini yeterince bilince çkartamayşmz.İkincisi, bu alandaki mücadeleyi yeterince bilince çkartamayşmz-

dan kaynakl olarak kadrosal bakmdan kurumsallaşamamamz.Üçüncüsü, teorik derginin yaznsal alanda denetimini sağlayan

kadrolarn politik-teorik bakmdan yeterli olamamalar gerçekliğiöncünün temel teorik fikirleriyle ciddi boyutta olumsuz ve çelişkilisonuçlara yol açmş ve bu da öncüye karş mevcut güvensizliği dahada artrmştr.

Dördüncüsü, dergide çkan ve çkacak yazlarn ideolojik-politikmerkezin inisiyatifi dşnda çkmş olmas, politik-ideolojik alandakiönderlik misyonunun daha da zaafa uğramasna yol açmştr.

Tüm bu olumsuzluklar sekiz yl boyunca teorik-politik dergi çkart-mamz engellemiş oldu.

Bugün ise söz konusu olumsuzluklar esasta aşmş durumdayz.Dolaysyla snf mücadelesinin bu alanda biz Maoistlere yüklediği görevibugün daha bir bilinçle ve laykyla yerine getireceğimizden kimseninşüphesi olmasn.

Page 6: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

6

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

Snf Teorisi araclğyla devrimin teorik sorunlarna daha bir açklkgetireceğimizden ve her türlü burjuva ve küçük burjuva akma karşyürüteceğimiz doğru bir ideolojik mücadelenin politik iktidar mücade-lesine güçlü ve büyük bir katks olacağndan eminiz.

Snf mücadelesinin her üç boyutunun (siyasi, ekonomik ve ideolojik)kendine has özelliklerinin olduğunu her bir Maoist bilir. Hepsi de farklfarkl mücadele alanlarn kapsar. Ancak bunlarn birbiriyle ilişkileri demevcuttur. Daha doğrusu bunlarn birbirine bağllklarn doğru birşekilde ele almaz, özellikle de ideolojik ve ekonomik mücadeleyi politikmücadeleye bağl ve ona hizmet eder şekilde yürütemezsek, işte ozaman devrimimizin temel sorunu olan mevcut siyasi iktidar alt ede-meyiz. Politik iktidar mücadelesine tabi klnmayan bir ideolojik veekonomik mücadele reformizm ve ekonomizme hizmet eder. Her ikiside snf işbirlikçisi sağ oportünist bir teoridir.

Sözün özü, bu üç alan içerisinde tayin edici olan siyasi mücadeledir.Diğer ikisi ise bu mücadelenin hizmetinde ve onu geliştirip güçlendir-mek için ele alndğnda ancak o zaman politik görevlerimizi laykylayerine getirmiş oluruz.

Teorik dergiye önem vermemizin altnda yatan politik gerçeklik de,budur.

Teorik alandaki mücadeleyi olduğundan fazla büyütmek ve abart-mak ne denli devrimi sekteye uğratrsa öyle de Marksizm-Leninizm-Maoizme yabanc düşünce akmlarna karş teorik alandaki mücadelegörevini küçümsemenin de devrimi sekteye uğratacağn asla unutma-malyz. Çünkü bu mücadelenin küçümsenmesi demek ayn zamandaburjuva ve küçük burjuva siyasi akmlarn toplum üzerindeki ideolojik-politik hegemonyasna hizmet etmek demektir.

Şu noktay da gözlerden kaçrmamalyz: Teorik mücadelenin kitle-lere nüfuz etmesinin biricik yolu doğru bir teorik bakş açs ve siyasetesahip olmaktan geçer.

İdeolojik mücadele siyasetimiz küçük burjuvazinin sidik yarştrcyöntemiyle değil tamamyla MLM normlar şğnda olacaktr.

SINIF TEOR‹S‹, sadece devrimin teorik sorunlar ve Marksizm-Leninizm-Maoizme yabanc düşünce akmlaryla teorik mücadeleylesnrl bir dergi olmayacaktr. Esas yann bu nokta oluşturacaktr. Fakatikincil yann ise araştrma-incelemeli teorik-politik konular, çkşperiyotlar arasndaki politik gelişmeler ve yönüne ilişkin politikyorumlar ve zaman zaman taktik tespitleri de içerecektir.

Yazı Kurulu

Page 7: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

7

SINIF TEOR‹S‹

DÜNYA VE TÜRK‹YE-KUZEY KÜRD‹STAN’DAGÜNCEL POL‹T‹K DURUMVE MAO‹ST KOMÜN‹STPART‹S‹ KONGRES‹

Bu belge Maoist Komünist Partisi I. Kongre belgelerinden al›nm›flt›r.

Maoist Komünist Partisi’nin I. Kongresi, Dünyave Türkiye-Kuzey Kürdistan’da durum ve görev-lerimizi titizlikle ele ald›. Genel olarak vard›¤›sonuçlar flunlard›r:

Emperyalist dünya sisteminin bafll›ca çelifl-meleri “Küreselleflme” yaygaras›yla, pohpoh-lanan Neo-liberal yalana ra¤men keskinleflerekderinleflmektedir.

Emperyalizm ile ezilen dünya halklar› ve ezilenuluslar, kapitalist-emperyalist ülkelerde proletaryaile burjuvazi, emperyalist devletlerin kendi ara-s›ndaki çeliflkiler dünyam›z›n bafll›ca çeliflkileridir.

Mevcut bafll›ca çeliflmeleri yönlendiren-etki-leyen bafl çeliflme ise, emperyalizmle ezilen dünyahalklar› ve ezilen uluslar aras›ndaki çeliflmedir.

Yar›-feodal, yar›-sömürge ve sömürge gibiezilen ülkeler dünya devriminin f›rt›na merkez-lerini oluflturmaktad›r. Bu alanlarda yürütülenHalk Savafllar› proleter dünya devrim müca-delesinde motor rol oynamaktad›r. Bu mücadele,proleter dünya devriminin di¤er bafll›ca bilefleniolan Sosyalist Devrim’le Komünizm ortak hede-finde birleflmektedir.

Emperyalizm, dünya halklar›n›n stratejikdüflman›d›r. Emperyalistler aras› eflitsiz geliflmeninsonucu olarak öne ç›kan ve dünya halklar›nasald›r›n›n bafl aktörü ise ABD emperyalizmidir.Daha aç›k bir deyiflle ABD emperyalizmi dünyahalklar›n›n bafl düflman›d›r. Bu, di¤er düflmanlarakarfl› hay›rhah tutum içinde olma, iyimser davran-may› asla gerektirmez. Düflmanlar aras›ndakiçeliflmelerden yararlanmak, bafl düflman› tespitetmeyi, mücadelenin esas okunu bafl düflmanüzerinde yo¤unlaflt›rmay›, hedefi daraltmay›gerektirir. Ancak bu, otomatikman di¤er emper-yalist düflmanlarla ittifak› flart koflmaz.

Bafl düflman, Mao’nun düflman› lokma-lokma yeme siyasetinin önemli bir ö¤esidir.. Baflolmayan düflmanlarla, baz› somut durumlardak›smi-geçici antlaflmalar, tamam›yla somut birmeseledir. Proletaryan›n gücü, önderli¤i, devrimegetirip-götürece¤i temelinde, ele al›n›r. Proletarya,hiçbir flart alt›nda burjuvaziye kuyruk olamaz.Proletarya, kendi önderli¤ini es geçemez.

K›sacas›, bafl düflman objektif bir olgudur.Kapitalizmin eflitsiz geliflme yasas›n›n bir sonu-

Page 8: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

8

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

cudur. Her bir durumda somut olarak, dünya vetek- tek ülkeler aç›s›ndan tespit edilmeyi gerektirir.

Son 15 y›ld›r dünya emperyalist sisteminde,önemli geliflmeler yafland›. Bunlar›n bafl›n da ge-leni, NATO-VARfiOVA eksenli emperyalistdünyan›n bafll›ca iki kutuplu örgütlenme biçimininçöküflüydü. Emperyalistler aras› rekabette, Sovyetemperyalist blo¤u yay›lma çat›flmas›nda rakip-lerine havlu att›. A¤›r ekonomik ve siyasal yükükald›ramayan Rusya önderlikli Varflova emper-yalist blo¤u çöktü. Modern revizyonist burjuvadiktatörlüklerin iflas›yd› bu. Bu gerçe¤i, sahtekarcabaflta ABD olmak üzere tüm emperyalist güçler,“kapitalizmin komünizme karfl› ebedi zaferi” ola-rak gösterdiler.

Varflova emperyalist blo¤unun çöküflünü, di¤erbat›l› emperyalistler içerisindeki öne ç›km›fl olmagücü ve inisiyatifinde kullanarak, ABD emper-yalizmi avantaja dönüfltürdü.

ABD, Rusya’n›n çöküflünden yararlanarak,muazzam gereksinim duydu¤u, Rusya’n›n eskinüfuz alanlar›na süratle yöneldi. Rakip di¤er em-peryalist güçlerin bu nüfuz alanlar›na muhtemeldal›fl›n› önlemeyi de hedefleyen ABD, derhalbask›n mant›¤›yla iflbafl›ndayd›. Körfez savafl›ABD emperyalist ç›karlar›na kendi bölgesel gericiç›karlar› için çomak sokan Saddam gibi devletlerihizaya getirmekten ibaret de¤ildi.

Hedeflerden biri de, di¤er rakip emperyalistleridizginlemek, halklar›n muhtemel devrimci ayak-lanmalar›n›n alternatif hale gelmesini özellikleönlemekti. Bölgede ABD egemenli¤ini pekifltir-mekti. Tart›fl›lmaz dünya imparatorlu¤u stra-tejisiyle hareket eden ABD emperyalizmi, dün-yan›n her yerinde, “Pax American”› oturtmakperspektifiyle taarruz halindeydi. Kanl› sald›-r›lar›na “bar›fl-insan haklar›” makyaj› çekmeyi deihmal etmiyordu. Yüz binlerce insan›n katledilmiflolmas›na, dünyan›n de¤iflik bölgelerinde ABDemperyalizminin yürüttü¤ü imha ve kölelefltirmesavafl›na ra¤men, “bar›fl” safsatas›na, burjuva s›n›fkarakterleri gere¤i teslim olanlar, tasfiyeci dalgayakap›l›p-savrulanlar da iflin bir baflka yönüydü.Emperyalist Madrid-Oslo komplolar›yla, Dublin-Washington zirveleriyle, Filistin ve Güney Kür-distan Ulusal hareketleri sapt›r›lmakla kal›nm›-yor, bu emperyalist modaya di¤erlerinin deKap›lmalar› sa¤lan›yordu. fiüphesiz bu sonuç, sözkonusu hareketlerin, burjuva-feodal önderlik-lerinin do¤al gere¤i kapitalizmi aflmayan, ulusolarak kabul görme, kültürel baz› haklar eksenli,

silahl›-silahs›z mücadelelerinin pazarl›k amaçl›çizgisinden kaynaklan›yordu.

Emperyalist vaat ve oyunlara tav olmaya aç›kdurumda olmalar›n›n nedeni, s›n›f karakterleri vebunu ifade eden burjuva çizgileriydi.

Neo liberal “serbest piyasa” ekonomisinin vah-fli sömürü, “düflük yo¤unluklu” savafl siyasetininç›plak kanl› gerçe¤ine ra¤men, neo liberal ideo-lojinin emperyalist “demokrasi” ihrac›na, ithalatç›müflteriler olarak, burjuva feodal önderlikler s›rayagiriyorlard›. Öyle ya, bunlar modern revizyonistdiktatörlükleri “Sosyalizm” olarak bellemifllerdi.Görmüfllerdi ki, bu “totaliter” rejimlerin sonu yok.S›n›f karakterleri gere¤i, Sosyalizmi anlamalar›-savunmalar› mümkün olmayan burjuva feodaller,derhal kafay› “pratik” çal›flt›rma rotas›na giriyor,“kabul edilebilir-gerçeklefltirebilir pratik istem-ler”e yöneliyorlard›. Burjuva realizmi s›n›f yap›la-r›n›n sonucuydu.

ABD ihrac› “demokrasi”ye bel ba¤lama, yank›-s›n› devrimci harekette dahi gösteriyor, devrim-cilikten reformizme atlama ve tasfiyeci bayra¤›omuzlama moda oluyordu. Komünist ideolojik-stratejik olmayan, konjöktürel devrimcilik nekadar radikal görünürse görünsün, bu modayaevrilmek durumundayd›, evrildi. Emperyalizmin-gericili¤in bask›s›na, tepkisel karfl› ç›kmak yetmez.Bu köhne dünyay› gerçekten kavramak, köktensüpürmek ancak MLM ile donanmakla müm-kündür.

Günümüzde gericili¤in ana kayna¤› emperyal-izmdir. “Global” denilen bu emperyalizm’de, afl›r›yo¤unlaflm›fl-merkezileflmifl sermaye, proletaryave halklara, daha azg›n bir sald›r› demekti. Ezilenuluslara dayat›lm›fl daha koyu bir boyundurukdemekti. Daha barbar ve do¤rudan müdahaledemekti. “Serbest piyasa”n›n nimetleri ortadayd›.Özellefltirme siyasetleriyle büyüyen iflsizler or-dusu... “Ticaret özgürlü¤ü” ad› alt›nda, ezilen ülke-lerde ulusal olan ne varsa y›kmak. Dünyay› tekel-lerin insafs›z duvar›na çivilemek. K›sacas›, derin-leflmifl açl›k ve sefalet!

Emperyalist ABD’nin taktik güç üstünlü¤ükarfl›s›nda secde edenler art›k çareyi onun lütfe-dece¤i projelere ba¤lam›fllard›. Gerekçeleri dehaz›rd›; “kapitalizm köklü de¤iflikliklere u¤rad›,insanc›llaflt›.”

“Dünya, s›n›flar dünyas› olmaktan küresel-leflme yoluyla ç›kt›. Ç›karlarda karfl›l›kl› ba¤›m-l›l›k olufltu” vs. vs...Bu koca yalan üzerindeduraca¤›z.

Page 9: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

9

SINIF TEOR‹S‹

“Küreselleflme” ÜzerineMaoist Komünist Partisi I. Kongresi flunu vurgu-lad›:

“Küresel” denilen, kapitalizmin dünya çap›n-daki örgütlülü¤ü, hiçte iddia edildi¤i gibi, “yeni-köklü bir de¤iflim” de¤ildir. Kapitalizmin enyüksek aflamas› olan emperyalizmle birlikte ka-pitalizm dünya çap›nda bir örgütlülü¤e ulafl›-yordu. Uluslararas› tekeller öne ç›k›yor, sermayedünya çap›nda merkezilefliyor, sermaye ihrac›öne ç›k›yor, finans kapitalin a¤lar› dünyay›sarmal›yor, paylafl›lmad›k tek toprak parças› kal-m›yordu.

Demek ki, kapitalizmin dünya çap›ndaki ör-gütlülü¤ü, “globalizm” keflifçilerinin iddia etti¤igibi hiçte yeni bir olgu de¤ildir. Evrensellik, kapi-talizmin sürekli geniflleme-yay›lma dinami¤ininsonucudur. Sürekli geniflleme ve yay›lma özelli-¤iyle, sermayenin uluslararas› merkezileflmesi-yo¤unlaflmas› “yeni” de¤il, ama bugün çok dahaderinleflmifltir. ‹MF, Dünya Bankas› sadece bugerçekli¤i anlat›r. Bu gerçeklik, makro ekonomikpolitikalarla, dünyan›n her parças›na daha ç›plak-do¤rudan müdahaleleri derinlefltirmifltir. Denet-leme ve manüpülasyonu daha fütursuz hale getir-mifltir. Ç›karlar uyuflmuyor, aksine, sömürü-gasp-ya¤ma-tefecilik-kupon kesme-rantiye ve kutup-laflma daha insafs›z bir boyuta ç›k›yor.

“Yard›m-kredi” denilen emperyalist borçlan-d›rman›n faiz yükü alt›nda ezilen ülkeler, em-peryalist kodamanlar›n adeta çiftli¤i halinegetirilmifl, “ulus devlet tarihte kald›” aldatma-cas›yla, ekonomi-siyaset-sosyal alan, her yö-nüyle denetim alt›na al›nm›flt›r. Tar›m, hay-vanc›l›k vb. tüm sektörler y›k›ma u¤rat›lm›flt›r.Sefalet ve açl›k emperyalizme mahkumiyet içinadeta “kader” olarak dayat›lm›flt›r.

T›pk› “küreselleflme” kaflifleri gibi, Kautsky’dekapitalizmin dünya çap›ndaki örgütlülükle “özgürticarete” ç›kt›¤›n›, bar›flç›l bir hal ald›¤›n› belirti-yordu. Emperyalist savafllar›n ve fliddete dayal›s›n›f mücadelelerinin bu yolla “savuflturuldu¤unu”beyan ediyordu. Tarih bu “teori” denilen ›skartay›,I., II. Dünya savafllar› gerçekleriyle, sürmüfl-sürenve sürecek olan devrimci savafllar olgusuyla, zatenbofla ç›karm›fl bulunmaktad›r. fiimdiki yaflanangerçekler de “adil bölüflüm-refah-karfl›l›kl› ba¤›m-l›l›k” yalanlar›n› a盤a ç›kartmaya devam etmek-tedir.

Maoist Komünist Partisi kongresinin de ifadeetti¤i gibi, Marks ve Engels’te, burjuvazinin kâr

h›rs›n›n onu “her yeri mesken edinmeye, her yereyerleflmeye, her yerde iliflkiler kurmaya” itti¤ini,taa o dönem tahlil etmifllerdi. Proletarya bilimininikinci kilometre tafl›, nitel ikinci aflamas› olan Leni-nizm, kapitalizmin ulaflt›¤› emperyalizm aflama-s›ndaki, dünya çap›ndaki örgütlülü¤ü ve yeni gelifl-meleri tahlil etti. Demek ki flimdiki emperyalizm,ayn› emperyalist dünyan›n geliflmifl bir halidir.

Sermayenin merkezileflmesi derinleflmifltir. Bu-nun sonucu olarak da ezilen ülkelerin uflak sözdeyöneticileri adeta birer sömürge memuruna dönüfl-müfllerdir. Dünya, emperyalist dünyad›r. MLM’inifade etti¤i, emperyalizm-komprador bürokratkapitalizm-feodalizmin eski-köhnemifl-gerici dün-yas›d›r.

Tefeci-rantiyeci-borsa oyuncusu emperyalistsermayenin can damar› durumundaki Mali spekü-lasyon üzerinde de k›saca durmak isteriz. Mali spe-külasyon “küresel” denilen çürümüfl-asalak em-peryalizmin önemli özelli¤idir.

Borsa, hisse senetleri oyunlar›yla bedavadangerçeklefltirilen vurgunlar, sanayi sermayesini debu alana yo¤un flekilde teflvik etmifltir. Emperyalisttekeller art›k sermaye fazlal›¤›n› daha bir yo¤un-lukla mali spekülasyon alan›na yöneltmektedirler.Kolay yoldan kazanmak varken, “üretime nehacet” bafll›ca pusulalar›d›r.

Sadece üretim de¤il, tefecilik-bankac›l›k emper-yalist tekellerin bafll›ca u¤rafl› haline gelmifltir. Buspekülatif kazanç, borsalar›n› alt-üst etmekte, iste-dikleri zaman-istedikleri ezilen ülkeleri bat›r›p,kendilerine kölece ba¤lamakta mali spekülasyonuönemli bir silah olarak kullanmaktad›rlar. Finanskapitalin oyunlar› da yeni de¤ildir. fiimdiki durum-da olan, çok daha etkili rol oynama durumuylasahnede olmas›d›r. Ne var ki, spekülasyon emper-yalizmin krizini derinlefltiren ciddi bir faktör,s›rt›na binmifl önemli bir yüktür. Mali spekülas-yona yönelirken, sanayi sermayesi, sanayilerini devurma rolünü görmektedirler. Kendini sokan ak-rep gerçe¤iyle karfl›-karfl›yay›z. Tabii bu yeni de¤il,geliflmifl-derinleflmifl haliyle karfl› karfl›yay›z.

Emperyalist Dünyaya ‹liflkinBaz› K›sa NotlarDünya ekonomisinin bunal›m› ciddi; gerileme-kü-çülme genel e¤ilim... Sermayenin afl›r› merkezilefl-mesiyle tekeller nefes yerine bo¤ulma durumunasürüklenmekten kurutulam›yorlar. Emperyalistekonomistler bile gerçe¤i teslim etmektedirler.ABD ekonomisinin hali, ABD büyük flirketlerinin

Page 10: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

10

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

asl›nda yol arkadafl› yolsuzluklar›n›n a盤a ç›k-mas›yla daha da sars›ld›. A盤a ç›k›fl sadece ABD’yide¤il, genelde dünya ekonomisinde bir güvenbunal›m› yaratt›, uluslar aras› borsalar depreminegötürdü...

Ekonomik çöküfl, ABD’yi siyasi-askeri alan-da daha da sald›rganlaflt›rmaktad›r. Yeni pazarihtiyac›, çok daha yak›c› hal almaktad›r. Enerji-petrol flirketlerindeki yolsuzluk ve iflas, BeyazSaray Bush Petrol kabinesini iyice sald›rgan-laflt›rmaktad›r. Zira kendileri petrol ve silahtekellerinin sözcüleri!. Krizi, “Büyük Amerikastratejisi” dedikleri askeri operasyonlarla atlat-maya sözde çal›flacaklar. “Savunma sanayi”nea¤›rl›k siyasetlerinin, d›flar›ya iflgallerle yönelmeolmadan huzur bulamayaca¤›n›, kendileri debilmektedirler. ABD merkez bankas› (FED) eko-nomik canlanma-büyüme için, faizleri son 50 y›l›nen düflük seviyesine indirdi. Yine çare olamad›.ABD’nin, Japonya ve AB ile dünya ticaretindekirekabeti önemli bir bafl a¤r›s›.

“Serbest ticaret”te ne? K›s›tlama için yük-seltilen gümrük tarifeleri atbafl› gidiyor.

Avrupa Birli¤i (AB) üyelerinin ezici ço¤unlu¤uortak para birimi EURO’ya geçti. Avrupa denge-leri alt-üst oldu. Gizli zam ve fiyat art›fllar› Avrupapiyasa dengelerini derinden vurdu. Emekçilerinal›m gücü iyice düfltü. ‹flçi ücretleri, Euro karfl›-s›nda fiilen neredeyse yar›-yar›ya düflme seviyesineindi. Sadece küçük ve ortak ölçekliler de¤il, baz›büyük flirketler de Euro ile iflas etti. ‹flsizlik ata¤ageçti-yayg›nlaflt›. Tüm emperyalistlerin savrul-duklar› ekonomik bunal›m›n yükünü iflçi ve emek-çilere y›kmakta ortakt›rlar.

Petrol ve enerji kaynaklar›, emperyalist dev-let ve tekellerin flimdi çok daha yak›c› bir ihtiyac›.Özellikle Petrol kabinesi Bush yönetiminin!ABD, genel ve özel olarak “güvenlik doktri-ninde” petrol ve enerji kaynaklar›n›n özel biryeri var. Afganistan seferleri bundan, Yeni Irakseferleri de gündemlerinde.

Stratejik ekonomik egemenlikte petrol-enerjikaynaklar›n›n denetimi bafl yer tutuyor. Bu kay-naklar›n bulundu¤u bölgelerin denetimi, dünyadasiyasi-askeri denetim için de hayati önemde. ABD,1970 petrol krizinin dersleriyle donanm›flt›r. Yenibir petrol krizinin, petrole mahkum ekonomi-lerini cehenneme gönderme ihtimalinden muaz-zam flekilde korkuyor. Sald›rganl›¤› bu korku ilede sarmalanmaktad›r.

“Kitle imha silahlar›ndan ar›nd›rma” bahane-siyle, bu silahlar›n yarat›c›s› ve uflaklar›n›n dona-t›c›s›n›n sahibi olan emperyalistler ve flimdiki baflhaydut ABD emperyalizminin sözde Saddambahanesiyle Irak’› imha-sömürgelefltirme savafl›n-da bu olgular önemli yer tutmaktad›r.

Petrol ve Silah tekellerinin sözcüsü II. Bushkumandal› Beyaz saray Petrol Kabinesininamac› tart›fl›lmayacak kadar nettir. Enerji vepetrol kaynaklar›n› do¤rudan denetim alt›naalmak. Avrasya’daki ilerleyiflini, Ortado¤u’dagerçeklefltirmek istedi¤i emperyalist do¤rudanegemenlikle gelifltirmek. Bu egemenli¤in stra-tejik silahlar›ndan ‹srail’i güvenceye al›p tahkimetmek, nüfuz alanlar›na ifltahlanan rakip emper-yalist güçleri dizginleyerek önünü kesmek.“Büyük Amerikan stratejisi” dedikleri dünyaimparatorluklar›n› ilan etmektir. Çöküfl sinyal-leri veren ABD ekonomisinin enerji ve petrolkaynaklar›na yak›c› ihtiyac›, bizzat kendi emper-yalist raporlar›n›n da ortaya koydu¤u bir olgu-dur. Kölelefltirme Savafl› bunlar›n sonucudur.

Baz› kayg›lar› olsa da (Kürt sorunu gibi) Türkdevleti, uflakl›k gerçe¤inin bir ürünü olarak, anket-lerin de aç›klad›¤› nüfusun % 95’nin muha-lefetinden duydu¤u korkuya ra¤men imha vekölelefltirme savafl›n›n tetikçisi olarak mevzilenmifldurumdad›r. Havaalanlar›-limanlar-üsler, ABDsavafl güçlerinin do¤rudan iflgali alt›nda. Onbinlerce ABD askeri de, Türkiye-Kuzey Kürdis-tan’da konufllanma durumundad›r. ‹MF, DünyaBankas› emirlerine amade faflist rejimi idare edenemperyalist ordudur. Savafla ça¤›rmaya da-terhisetmeye de yetkili olan ABD emperyalizmidir.

“Küresel” denilen, kapitalizmin dünyaçap›ndaki örgütlülü¤ü, hiçte iddiaedildi¤i gibi, “yeni-köklü bir de¤iflim”de¤ildir. Kapitalizmin en yüksekaflamas› olan emperyalizmle birliktekapitalizm dünya çap›nda birörgütlülü¤e ulafl›yordu. Uluslararas›tekeller öne ç›k›yor, sermaye dünyaçap›nda merkezilefliyor, sermaye ihrac›öne ç›k›yor, finans kapitalin a¤lar›dünyay› sarmal›yor, paylafl›lmad›k tektoprak parças› kalm›yordu.

Page 11: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

11

SINIF TEOR‹S‹

Ezen-Ezilen Ülkeler Tarih miOldu? “Ulus Devlet” Afl›ld›m›, Ulusal Sorunlar Çözüldümü?“Karfl›l›kl› ba¤›ml›l›k” yalanlar›na ra¤men, dün-yan›n ezen-ezilen ülkeler biçimindeki bölünmesiortadan kalkmak bir yana, derinleflme durumuiçinde devam etmektedir.

Yani, emperyalist-kapitalist ülkelerde sosyalist,ezilen ülkelerde yeni demokratik devrim gerek-sinimi, ortadan kalkmak bir yana, proleter dünyadevriminin bafll›ca iki bilefleni flimdi daha yak›c›görev olarak kendini dayatma durumundad›r.

Bilindi¤i gibi, sermayenin ulusal pazarlarbiçimindeki örgütlülü¤ü, rekabetçi kapitalizmdöneminin karakteristik bir özelli¤iydi. Ulusaldevletler de, bu ekonomik temel üzerinde yükselenkarakteristik bir siyasal kategoriydi. Emperyalizm,bu ulusal pazarlar› y›kt›. Dünya çap›ndaki örgütlü-lü¤ü ile, her yeri paylaflt›. Bu ne kadar gerçekse,bir avuç emperyalist ülkenin, Asya-Afrika-LatinAmerika’n›n daha az geliflmifl ülkelerini, tahakkümalt›na ald›klar› da o kadar gerçektir. Lenin bugerçe¤i deflifre etti. Sözde ba¤›ms›z yalan›n›naksine, bu ülkelerin iktisadi-siyasi-sosyal, heralanda, emperyalist boyunduruk alt›nda olduk-lar›na iflaret etti. Ezen-ezilen ülkeler biçiminde,dünyan›n bölünmüfllü¤ü, emperyalizmin bafll›caözelliklerinden birisidir ve bugün bu bölünmüfl-lük çok daha derindir. Gerçe¤i, kendi egemen-lerinin buralardaki soygunundan, ald›klar› k›r›nt›-larla beslenen ve sosyal flovenizmin bafll›ca sosyaldayanaklar›ndan birisi olan iflçi aristokrasisi veonlar›n siyasi temsilcileri, emperyalist efendileresadakat gere¤i olarak elbette reddedeceklerdir,reddetmektedirler.

Emperyalist boyunduru¤un-sermaye ihrac›-n›n, ezilen ülkelerde yol açt›¤› yar›-feodal sistemin,nas›l emperyalizmin tahakkümünün bafll›ca daya-na¤›n› oluflturdu¤una iliflkin, Maoist ö¤reti; ger-çekleri anlamaya yeterlidir.

Yeni Demokratik Devrim gereksinimini red-detmek için uydurulan, “ezen-ezilen ülkelerayr›m› kalkt› yalan›”, anti-emperyalist mücadeleyidarbeleme amaçl›d›r. Bu darbeleme, “UKKTHtarihte kald›” teorisine ç›kmaktad›r. Amaç yinebelli, ulusal eflitsizlikleri gizlemek, sömürge, yar›-sömürgecili¤i meflrulaflt›rmak, ezilen ülkelerinemperyalistlerin çiftlikleri haline getirilmifl olma-

s›n› onaylamakt›r. Oysa, emperyalizm ile ezilendünya halklar› ve ezilen uluslar aras›ndaki çeliflmebugünkü dünyan›n bafl çeliflmesidir. Emperyalistsistemin di¤er bafll›ca çeliflmelerini yönlendiren,etkileyen çeliflmesidir. Günümüz dünyas›nda, dev-rimin f›rt›na merkezleri sömürge, yar›-sömürgeülkelerdir. Buralar, emperyalizmin karn›n›n enzay›f oldu¤u alanlard›r. Ezen-ezilen ülkeler ayr›-m›n›n yads›nmas›, ayn› zamanda bu gerçeklerintahrifi içindir de. “Küresel” gerekçelerle, somutolan bu olgu yok farz edilmekte, emperyalizminulusal eflitsizlikleri çözdü¤ü söylenmektedir. Artanemperyalist tahakkümü ve bu tahakküm çerçe-vesinde ezilen ülkelerde her fleyin, emperyalistmerkezlerin ihtiyaçlar›na göre restore edilmesininsonucunu, “demokrasi”, “eflit karfl›l›kl› entegras-yon” diye yutturmaya çal›flan neo liberal ideolojipüskürtülmelidir. Buralardan ç›k›p, AB’cili¤i(Avrupa Birli¤i) demokrasi ve kurtulufla uzanmayolu olarak gösteren burjuva liberalizmi süpürül-melidir.

“Özellefltirme-uluslararas› hukuk-gümrükbirli¤i-ticaret özgürlü¤ü” politikalarla, ba¤›ml›ülkelerin y›k›lan iç dinamiklerini, “enternasyonal-leflme” ad›na alk›fllayanlar, emperyalizme tesli-miyet teorisi yaparlarken, bunlara karfl› “müca-dele” ad›na, yerli uflak s›n›flar›n gerici-faflist rejim-lerini, onlar›n ordular›n› “ulusalc›l›k” ad›na savu-nanlar da, devrime karfl› barikat rolü oynamakta-d›rlar. Eski klasik ifl-bölümünün, emperyalistdünyan›n mevcut ihtiyaçlar›na göre biçimlen-dirilmesi, baz›lar›n›n iddia etti¤i gibi, prekapitalistiliflkileri tasfiye etmiyor, aksine ba¤›ml›l›¤› dahada pekifltiriyor. Emperyalistlerin dayatt›¤› imha-kölelefltirme ve di¤er haks›z savafllar bir yana,bugün dünyadaki savafllar›n %90’dan fazlas›,ulusal ve sosyal kurtulufl savafllar›d›r. Ki bunlarhakl› savafllard›r. Tümü de ezilen ülkelerde yük-selmektedir. Bu, devrimin f›rt›na merkezlerininnereler oldu¤unu, dünyadaki bafl çeliflmenin neoldu¤unu anlatmaya yeterlidir. Ezen-ezilen ülkelerbölünmüfllü¤ünü anlamaya da yeterlidir. Emper-yalist yeni sömürgecili¤i geçmiflte de Kruflçev’leraklam›fl, ulusal-sosyal kurtulufl mücadeleleriniprovokasyon olarak damgalam›fllard›. Neo-liberalsözde solculu¤uda ayn› güzergah›n bir baflkavaryant›d›r. Uluslar›n ezen-ezilenler biçimindekibölünmüfllü¤ü, emperyalizmin karakteristik yad-s›namaz bafll›ca özelli¤idir. Bunu, program›naalmayan, emperyalizm yardakç›s›d›r. Lenin diyor-du ki;

Page 12: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

12

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

“Sosyal-demokrat program›n merkezini,uluslar›n ezen ve ezilen uluslar olarak ayr›m›oluflturmal›d›r. Emperyalizmin özünü meydanagetiren ve sosyal flovenlerin ve Kautsky’nin sinsicegörmezden geldikleri de iflte bu ayr›md›r.”

Ezen-ezilen uluslar ayr›m›n› yads›makla neo-liberaller asl›nda sinsice emperyalizmin de ortadankalkt›¤›n› söylemektedirler. Ezen-ezilen uluslarayr›m› d›fl›nda bir emperyalizm olamaz.

Emperyalist teorisyenler, ezilen uluslar›n em-peryalizme hakl› baflkald›r›lar›n› medenileflmemiflbarbarlar›n terör ç›lg›nl›¤› olarak (!!) de¤erlendir-mektedirler. Ayn› teori, Kruflçev’ci modern reviz-yonizmin de iddias›yd›. Asya-Afrika-Latin Ame-rika’daki ulusal-sosyal kurtulufl mücadelelerineatfen, bunlar “co¤rafi ve ›rksal ilkelere dayananhareketlerdir.” Pentagonun ideolojik beyinleri,Huntington’da ayn› mücadeleleri, bugün medeni-leflmemifl kültürlerin, uygarl›¤a karfl› ba¤nazreaksiyonu olarak adland›rmaktad›r.

Proletarya bilimi ç›k›fl›yla bu ›rkç› balonuparçalam›flt›. Özünde ›rkç›, liberal burjuvalarbilmelidirler ki, “MLM, emperyalizmin uygarköleleriyle uygar olmayan köleleri, beyazlarla-siyahlar, Asyal›larla, Avrupal›lar aras›ndakiduvarlar› çoktan y›kt›.” Proletarya ve halklar›nkardeflli¤ini gösterdi. Bizim ayr›m dedi¤imiz,emperyalizmin ezen-ezilen uluslar, burjuvazi-proletarya gibi temel özellikleridir. Bu ayr›mlar›elbette dar ulusal yaklafl›mlar çözemez. Çözmeönderli¤ine muktedir olan proleter dünya devri-midir. Klasik sömürge statüsüyle, emperyalistboyunduruklar›n› sürdürmekte zorlanan ve 2.dünya savafl›ndan sonra güçlü bir anti-emperyalistulusal kurtulufl hareketleriyle yüz yüze gelenemperyalizm, yeni sömürgeci politikayla sahne-deydi. Bu yeni sömürgeci (yar›-sömürge) haki-miyeti tarihte de, “sömürgecili¤in tasfiyesi” olarakgören modern revizyonizmin miras›n›, “küresel-leflme” gerekçeleriyle, neo-liberalizm omuzlam›flbulunmaktad›r. Oysa gerçekler, ezilen ülkelerinya¤malanmas›n›n emperyalist boyundurlukalt›nda tutulmas›n›n, “küresel” denilen emper-yalizm koflullar›nda had safhada oldu¤unugöstermektedir. Koflullara göre biçimlendirilmiflemperyalist yeni sömürgecili¤i görmemeyi biravantaj olarak yorumlayanlar›n niyetlerininmasumane olmad›¤›n› da bilme durumunday›z.Emperyalizme karfl› mücadeleyi gündemden kal-d›rmak (!) ezilen uluslar› mücadeleden vazge-çirmek (!) Hay›r baylar! Bugünde, dün Mao’nundedikleri görülüyor, yaflan›yor. Asya-Latin Ame-

rika-Afrika’n›n devrimci halklar› emperyalizme vegericili¤e darbeler vurmaya devam ediyorlar.Dünya devrim sürecinde tayin edici rol oynuyor-lar. Bu tayin edici rolleriyle emperyalist-kapitalistülkelerde de sosyalist devrim mücadeleleriyleortak hedefte birleflerek emperyalist rüzgar›gö¤üslüyorlar. Proletarya ve halklar›n rüzgar›n›körüklüyorlar. “Do¤u rüzgar› bat› rüzgar›n›yenecektir” derken Mao’nun iflaret etti¤i buydu.Ezilen ülkeler bugün de emperyalizmin en zay›fhalkalar›d›r. Emperyalizmin çeliflmelerin enkeskinleflti¤i alanlard›r. Dünya devrimininf›rt›na merkezleridir. Dünyan›n emperyalizm ileezilen dünya halklar› ve ezilen uluslar aras›ndakibafl çeliflmesi ile ilgili olan bu durum ç›plak birgerçektir. Dünya devriminde günümüzde tayinedici rol oynayan buralardaki devrimci hareket,ezen ülkelerdeki devrimci hareketle birlikteMaoist’lerin önceden de söyledikleri gibi “zama-n›m›z›n iki büyük tarihi ak›m›d›r.”

Evet, proleter dünya davas›n›n gelece¤indeflimdiki durumda ezilen ülkelerdeki ulusal-sosyalkurtulufl mücadelelerinin tayin edici bir yeri vard›r.Bu mücadele kendi bafl›na tecrit ya da bölgesel birmücadele de¤il, dünya çap›nda proleter dünyadevrim mücadelelerinin bir bileflenidir.

Çok Kutuplu EmperyalistDünyaya Do¤ru VeEmperyalistler Aras›RekabetABD tek kutuplu egemenlik konsepti stratejisiylehareket etmektedir. Bugün öne ç›km›fl olmas›,emperyalistler içerisinde inisiyatifi elde tutan güçdurumunda bulunmas›, emperyalist rekabetin sonbuldu¤u anlam›na gelmez. Emperyalist savafl tehli-kesinin “tarihte kald›¤›” sonucuna ç›kanlar, ötedenberi emperyalizmin savafl demek oldu¤unu, em-peryalizm yeryüzünde silinmedikçe savafllar›n birbütün olarak ortadan kald›r›lamayaca¤›n› anla-maya yanaflmam›fllard›. Tarihi tecrübelere-derslerera¤men yanaflmak istemeyenler halen fazlas›ylamevcutturlar. Ça¤›m›z bugünde emperyalizm veproleter devrimler ça¤›d›r. Bunun alt›n› çizenMaoist Komünist Partisi Kongresi, emper-yalizmin bafll›ca çeliflmelerinden soyut, genel birsavafl tahlili yap›lamayaca¤›, bafll›ca çeliflmelerleiliflkisi içinde ve hangi politikalar›n sonucu ola-rak gündeme geldi¤i meselesine bakarak hakl›,

Page 13: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

13

SINIF TEOR‹S‹

haks›z savafl ayr›m›n›n mutlak flart oldu¤unuvurgulad›.

Rekabet, kapitalizmin ruhunda vard›r. Serbestrekabetçi kapitalizmin emperyalizm aflamas›naulaflmas›, rekabeti ortadan kald›rmad›. Tekelcikapitalizm aflamas›nda tekeller-emperyalistdevletler aras›nda rekabet k›z›flarak uluslar-aras›laflt›. Dünyan›n paylafl›lmas›na yol açt›. Fakatifl bir sefere mahsus, bir bölüflümle kalm›yor,sürekli yeniden ve yeniden, pazarlar›n paylafl›mtalebi ve çat›flmalar, tarihin ispatlad›¤› aç›k birolgudur. Emperyalistler aras› rekabet ve bunungötürdü¤ü emperyalist savafllar, emperyalistsistemin bafll›ca çeliflmelerinden biri olan, emper-yalistler aras› çeliflmenin bir sonucudur. Emper-yalistler aras› çeliflki, emperyalizm varoldukça,varolaca¤›na göre emperyalist savafl tehlikesi,emperyalist rekabette varolacakt›r. Emperyalistsavafllar, emperyalist özel mülkiyet dünyas›n›niktisadi temelinin siyasi sonuçlar›ndan birisidir.Bugün, devrim ak›m› esas olmas›na ra¤men,emperyalist savafl tehlikesi de mevcuttur. Em-peryalist savafl, emperyalist imha-kölelefltirme-sömürgelefltirme savafllar› tamam›yla haks›zsavafllard›r. Bunlar hiçbir suret ve hiçbir gerek-çeyle hakl› k›l›namaz.

‹ki kutuplu emperyalist dünyan›n çöküflü“istikrar” de¤il, emperyalistler aras› kutuplafl-malar›-rekabeti daha da deprefltirdi. Bütün yön-leriyle oturmufl durumda olmasa da, emperyalistdünya çok kutuplu bir geliflme seyri izliyor.NAFTA, AB ve Pasifik bloklaflmas› somut birolgudur. Her bir kutbun bafl›n› çeken güçler, ABD,Almanya-Fransa ve Japon emperyalistleridir.

Tabii ki her kutup, kendi içlerinde de yekparebir bütün de¤ildirler. Çeliflme ve rekabet herkutbun kendisinin de kaç›namayacaklar›, emper-yalizmin do¤as›n›n yaratt›¤› sonuçtur. Çokkutuplu emperyalist yap›lanmaya gidifl, emper-yalist yeniden paylafl›m için yo¤unlaflmas› kaç›-n›lmaz emperyalist rekabeti ifade eder. ABD’nindünya çap›ndaki görece üstünlü¤ü, siyasi ve askerigücü karfl›s›nda, bu konudaki zay›fl›klar› itibar›yla,flimdiki durumda, onunla aç›ktan çat›flma duru-muna girmeyen Almanya-Fransa, Japon emper-yalistleri ile ABD aras›nda “sessiz” gibi görünen,asl›nda ciddi bir emperyalist dalafl var. Söyle-di¤imiz gibi bu, emperyalizmin do¤as›d›r. Kapi-talizmin eflit olmayan geliflme yasas›d›r iflleyen.Yasa, rekabete sürüklüyor, çat›flt›r›yor ve kaç›n›l-maz olarak vuruflturuyor, vuruflturacak. Modernrevizyonist-bürokratik devlet kapitalizminin

(Varflova) y›k›lmas›yla, yeni emperyalist merkezlerortaya ç›kt›. Eskiden Varflova’ya karfl› zorunluemperyalist ittifak çatlad›. Yeni emperyalist güçodaklar› belirdi. Sosyal emperyalist Varflovakoflullar›nda nispeten geriye at›lm›fl çeliflkiler,alevlendi. Almanya-Fransa’n›n, ABD ile dönemdönem oldukça sertleflen anlaflmazl›klar›, Japonya,ABD kap›flmas› somuttur. ABD, mevcut emper-yalist merkezler içinde, öne ç›kan güçtür, di¤errakipler ise süratle toparlanmaktad›rlar. ABD’ninstratejik orta¤› ‹ngiltere ve bu ikilinin etkisindeki‹talya-‹spanya-Portekiz gibi güçlerin yan›s›ra, ABgenifllemesine dahil edilme durumunda olanPolonya-Bulgaristan gibi güçler, AB’ni ABD’yekarfl› zay›f düflüren önemli bir unsurdur. Alman-ya-Fransa merkezli odak ise, zay›fl›¤› aflma çabas›içerisindedirler. ABD’ye göre, görece zay›f bireksen olma durumlar›, böyle kalacaklar› anlam›nagelmez. Almanya-Fransa, Japonya, dünyadakimevcut emperyalist güç dengelerinden ve dünyadaABD’nin imparatorlu¤undan muazzam ölçüderahats›zd›rlar. Pay istiyorlar. Yeni paylafl›m arzu-lar›n› seslendiriyorlar. Paylafl›m›n, güce orant›l›oldu¤unun, elbette bilincindedirler. Avrupa’daoldu¤u gibi, yeni askeri yap›lanmalar, ABD inisi-yatifini k›rma durumunda henüz olmasa da önemlibir u¤rafl! Geçmiflte kenetlendikleri (Warflova’yakarfl› zorunlu olarak) NATO’ da çatlak seslerherkesin malumu.

Rus emperyalizminin zorunlu geri çekilmesi,nüfuz alanlar› üzerindeki iddias›ndan vazgeçti¤ifleklinde kesinlikle yorumlanamaz. Toparlanma vezaman› yakalama çabas›ndad›r. fiimdi bölgesel birgüç durumunda olan Çin’de, hamle ifltah›ndad›r.fianghay giriflimleri, ABD taraf›ndan darbelenmiflolsada Ba¤›ms›z Devletler Toplulu¤u, yeni odak-laflmalarda hesap d›fl› tutulamaz. Ayr›ca flu veyabu emperyalist merkezin kontrolünü aflmayan-aflamayan Karadeniz, Güney Asya’da ASEAN,‹slam gibi bölgesel bloklaflmalarda bir baflkagerçektir.

Avrasya, Orta-Güney Asya, Ortado¤u, Bal-kanlar üzerinde istikrarl› olmasa da, ABD egemen-li¤i, di¤er rakip emperyalistleri deyim yerindeyseçileden ç›karma durumundad›r. Nüfuz alanlar›üzerinde dipte süren büyük it dalafl› var. Almanya,Balkanlar-‹ran-Rusya’da ekonomik olarak faal.Emperyalist rekabet sadece nüfuz alanlar› üzerindede¤il, emperyalistlerin bizzat kendi iç pazarlar›ndada sürüyor, Japonya bu rekabette önde. AB,Amerika sürekli tedbirlere baflvurmak durumundakalmaktad›rlar. Yani, baz› sözde teorisyenlerin

Page 14: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

14

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

iddia ettikleri gibi, çat›flmas›z bir entegrasyon-bar›flç›l bölüflüm safsatas› ile emperyalizm yürü-müyor, yürüyemez. Kapitalist eflit olmayan gelifl-me yasas› bunu mümkün k›lmaz. Mali sermayes›n›r tan›maz.

Lenin’in ifade etti¤i gibi emperyalizmde “Evri-min istisnas›z bütün iflletmeler ve devletleri içinealan dünya çap›nda tek bir tröstün kurulmas›nado¤ru gitti¤i flüphesizdir. Ama evrim, o flartlardaöyle bir ritimde, öyle antagonizmalar, çat›flmalar,alt üst olufllar içinde ve yaln›z ekonomik de¤il, ayn›zamanda siyasi, ulusal vs. yürümektedir ki, ulusalmali sermayelerin evrensel bir ‘emperyalizm ötesiemperyalizm’ yap›s›nda birleflmelerinden önce,tek bir dünya tröstünün kurulmas›na vakitkalmadan, emperyalizm kaç›n›lmaz biçimde yokolup gidecek ve kapitalizm kendi karfl›t›nadönüflecektir.” (Buharin’in dünya ekonomisi em-peryalizm kitab›na Lenin’in yazd›¤› önsöz Sf. 20)

Soyutlama anlam›nda, geliflmenin bir dünyatröstüne do¤ru gitti¤ini yoldafl Lenin do¤rularken,Kautsky’in Ultra emperyalizm teorisini de yerdenyere vuruyordu. Dikkat edilirse al›nt›da Lenin,bunun düz bir yol olmad›¤›n› “Antogonizmalar-çat›flmalar-altüst olufllar”a (ekonomik-siyasi-ulusal vs.) dikkat çekmekte, dünyada tek trösteemperyalizmin vaktinin kalmadan kendi karfl›t›nadönüflece¤ini vurgulamaktad›r. “Eflit geliflme”kapitalizmin do¤as›na terstir. Eflitsiz geliflme isekapitalimin yasas›! Emperyalist ittifaklardanbahsedile bilinir. Lenin’in ifade etti¤i ve pratiktede ispatlanan bunlar dahi, yeni emperyalist savafl-lara haz›rl›k için “geçici nefes molalar›”d›r. Emper-yalist bar›fl yeni emperyalist savafllar için nefeslen-me ve toparlanma çabalar›d›r. Tarih bunu böyleanlatt›. ‹spatl›d›r.!

Kautsky “bar›flç›l-adil bölüflüm, çat›flmas›z bir-lik” teorisinin cenazesini 1., 2. dünya savafllar› vesonras› zaten kald›rm›flt›. Gerçekler, özel mülkdünyas›nda bölüflümün güce dayal› oldu¤unuö¤reten Lenin’i do¤rulam›flt›, do¤rulamaktad›r.K›sacas›, emperyalist rekabet-emperyalist savaflemperyalizmin zorunlu sonucudur.

“Bar›flç›l entegrasyon” isekoca bir yalan!..“Bar›fl dünyas›” denilen son on y›l›n özünde farkl›olmayan emperyalist dünyas›nda, emperyalistmüdahale ve iflgal savafllar› tarihin en yo¤un seviye-sine ç›kmad› m›? Fazla söze ne gerek? T›pk›Kautsky gibi, “ultra emperyalizm” anlay›fl›ndan

fark› olma-yan, onun bir versiyonu durumundakineo liberal “küresel-bar›flç›l” emperyalizm teori-lerini, bu teorilerin finansörü emperyalistler Soma-li-Ruanda-Balkanlar-Afganistan-Irak’a yönelikemperyalist askeri sald›rganl›k ve vahflice bomba-lama pratikleriyle yine kendileri dahi bofla ç›kar-m›fllard›. Görmek istemeyene, gösterme çabas›bofl. Bizim çabam›z onlara göstermek de¤il,çarp›t›lmak istenen kitlelerin bilincini ayd›nlat-mak-kazanmak ve seferber etmektir.

ABD, “yeni Güvenlik Doktrini” fevkaladeaç›kt›r. ABD’nin gerek gördü¤ü her bölgeyetart›flmas›z müdahale hakk›!..BM gibi örgütleringöstermelikleri flimdi daha aç›kt›r. NATO, ABD’nin sald›r› bölgelerine bir mukavemet müdahalegücüne dönüfltürülmek istenmektedir. Rakipemperyalist itirazlara ra¤men ABD’nin dayatt›¤›budur. “Pax Americana” her yer gibi, Amerika’n›narka bahçelerinde de tahkim etmek istedi¤i birpland›r. Venezüella’daki tertipler bu amaçl›d›r.Kontrole alma operasyonuna “yaramazl›k” göste-renler, tertip ve provokasyonlar, müdahalelerleterbiye edilmeye çal›flmaktad›rlar. Zira, ABDpetrol ihtiyac›n›n % 15’ni Venezüella’dan karfl›la-maktad›r. Hizaya gelmeyen Venezüella durumunutam kontrol ABD’ nin vazgeçilmez u¤rafl›d›r.Kolombiya’da önemli.. Petrol ve uyuflturucu cen-neti!.. Ba¤›ml› Kolombiya’da gerilla hareketininimhas› için sadece dolayl› de¤il, ABD’nin düflükyo¤unluklu savafl stratejisi temelinde do¤rudanbaz› kuvvetleriyle konufllanmas› istedikleri istikrar›sa¤layam›yor.

IMF-DB arac›l›¤›yla ABD hakimiyetine çivi-lenen Arjantin’de de dikifller bir türlü tutturula-m›yor. Neo liberal politikalar›n iflas›n›n sembolülkelerinden biridir Arjantin... Türkiye gibi ülke-ler, enerji-petrol kaynaklar›na uzanmada tafleron-köprü-eksen rolü itibar›yla “sunni teneffüs”le nekadar yaflat›lmak istense de, ekonomik-siyasikrizin bitap haline getirdi¤i deprem yorgunudur.ABD’nin “terörizme karfl› savafl” vitriniyle, dünyaproletaryas›-ezilen ulus ve halklar›na sald›r›s›,krizini daha da derinlefltirmekte-belal›lar›n› art›r-maktad›r. Afganistan iflgali çare olmad›... “‹stikrar”oturtulamad›, oturtulamazd›. Çünkü, dünyadasadece emperyalistlerin hükmü geçmez. Halklar›nmücadelesi stratejik aç›dan en büyük güçtür. Vebu güç, ABD krizini iyice ç›k›lmaz k›lmaktad›r.Emperyalist nicel ad›mlar›n stratejik hiçbir de¤eriyoktur. Afganistan operasyonuyla ABD, OrtaAsya’ yerleflmede önemli ad›mlar att›. Zenginlikkaynaklar›n›n denetimi, operasyonun bir yönü-

Page 15: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

15

SINIF TEOR‹S‹

dür. Di¤er yönü, bölgede ilerleme potansiyelin-deki Çin ve Rusya’n›n önünü kesmektir. Afganis-tan iflgalini, Taliban-Bin Ladin gerekçeleriyles›n›rlamak son derece yan›lg›l› bir yaklafl›md›r.

ABD’nin icraa etti¤i savafl›n bir yan› da, AB-Japonya-Rusya-Çin’in bölgeye muhtemel dal›fl›n›engellemektir. ‹ran’› dizginlemektir. Pakistan’› dahakuvvetli Amerikan stratejisine entegre etmektir.

ABD, amaçlar› do¤rultusunda gelecekte belada yüklense, flimdi önemli ad›mlar atabildi. Avras-ya-Ortado¤u-Balkanlar’da tafleron göreviyle mev-zilendirdi¤i Türk devleti bu operasyonda önemlibir hizmetkard›. Ard›ndan ABD’nin Ortado¤u’yabeklenen kölelefltirme savafl› güncelleflti. Birçokoperasyon yap›lm›flt› ama bir türlü “Pax America”oturtulamam›flt›. Tüm emperyalistlerin gözü (zen-gin kaynaklar› jeo-politik önemi v.s. yüzünden)öteden beri buradayd›. ABD, ifli çabuk tutmadurumundayd›. Sadece petrol kaynaklar›na olanihtiyaç aç›s›ndan de¤il, emperyalist silah tekelleri-nin baflta gelen bir sürüm alan›yd› Ortado¤u!.. Vestart!.. ABD patronlu¤unda ‹srail-TC stratejikittifak› bunun için döflenmiflti. Filistin-‹srail çat›fl-mas›na sözde “bar›fl” sahtekarl›¤›, tutmam›flt›.Filistin’in fliddetle bertaraf edilmesine yönelinmifl,yine çare bulunamam›flt›. Bu ba¤lamda emperyalistsiyonizm zaten Amerikan markal›yd›, ABD’ ninbölgede egemenlik plan›yd›. ‹flte bazen papazrolüne giren ABD; art›k cellat bafl› olarak iflbafl›n-dayd›... fiaron’ da hizmetçisi...

M›s›r-Ürdün-Suudi Arabistan-Birleflik ArapEmirlikleri-Kuveyt-Katar gibi, ABD’nin bu kukladevletleri arac›l›¤›yla da bölgeyi denetimde tutmakyine zordu.

‹ngiltere’nin Ortado¤u’daki tarihi oldukçaeskidir. Bölge petrol kaynaklar›ndan önemli paysahibidir. “K›flk›rt-böl-parçala-yönet” emperyalistsiyaseti ve imha savafllar›yla çok ünlü (!) bir sicilesahip ‹ngiliz emperyalistleri, bu sicilin faturas› olanhalklar›n güvensizli¤i ve hatta bölge gerici devlet-lerinin dahi endifleleri yüzünden (örne¤in Türkdevleti) rahat manevra imkan› bulmakta zorlan-maktad›r. Zorlu¤u, ABD “güvenlik doktrinin”stratejik orta¤› olarak aflmaya çal›flmaktad›r.Dünya petrol kaynaklar›n›n % 60’›na sahip Orta-do¤u’da, ‹ngiliz ve Frans›z emperyalistleri geçmifl-teki hakimiyette önemli güçtüler. “Ba¤dat demir-yolu” gibi projelerle. Ortado¤u, Alman emperyal-izminin de sürekli ilgi oda¤› olmufltur. Bölgerejimleriyle ekonomik iliflkiler ve özellikle ‹ran ileiliflkiler üzerinden Alman emperyalizmi bölgedeilerleme gayretini devam ettirmektedir.

Varflova çöküflüyle, bölge üzerindeki rekabet(Japonya-Almanya-Fransa-‹ngiltere-ABD),fevkalade k›z›flt›. ABD inisiyatifi elde tutsa da,di¤erleri de bofl durmamaktad›r.

ABD emperyalistlerinin, Irak iflgaline BMgüvenlik konseyinde “onay vermeyen” Alman-ya-Fransa eksenli Rusya-Çin emperyalist cephe-si itirazlar›n›n nedeni, tek yanl› ABD egemenlikplan›d›r. Bu plan, kendi emperyalist ç›karlar›nada zarar vermektedir. Pastadan pay istemekte-dirler. ‹tirazlar›, emperyalist ç›karlar›yla ilgilidir.ABD-‹ngiliz blo¤unun hedefi Irak’›n iflgaliyles›n›rl› de¤ildir. Güncel olarak Irak’ta yo¤unlaflsada, Ortado¤u genelde emperyalist iflgal tehdidialt›ndad›r. Arap Emirlikleri zaten Amerikanüslerine dönüfltürülmüfl durumdad›rlar. Örne-¤in Kuveyt’in üçte-biri, Kuveytlilerin giriflineyasak bölge haline getirilmifltir. Dünya çap›ndaABD egemenlik plan›n›n, önemli hedeflerindenbiri de Uzak Asya’d›r. Kuzey Kore velvelesiylekamuoyu haz›rlamaya çal›flan ABD emperyal-izmi, Amerika k›tas›ndaki bir türlü oturtulma-yan istikrar› Tesis etme, yani do¤rudan iflgalyönelimindedir. Dört cepheden ayn› anda birseferde sald›r› takti¤inin “büyük kaybettirece¤i”endiflesi, dolay›s›yla flimdi izlenen çizgi, Orta-do¤u’ya askeri taarruz, di¤erlerine yönelik haz›r-l›k ve kamuoyu oluflturmad›r.

Baflta Nepal olmak üzere, Peru,Türkiye, Filipin, Hindistan’dayükselen halk savafllar› bayra¤›proleter dünya devriminin önemlikaleleridir. Sadece buralarda de¤il,‹ran, Afganistan, Kolombiya,Bangladefl gibi di¤er yerlerde dedevrimci proletaryan›n bayra¤›yükseliyor. Dünya, karfl›-devrimininbizzat kalbindeki (ABD’de) Maoist’lernitel olarak, stratejik anlamda önemlibir güç. Proleter dünya devrimininönemli bir müttefiki olarak,Kolombiya, Sri Lanka’dan, Filistin veKürdistan’a kadar ezilen uluslar›nulusal hareketleri de somut birolgudur. Burjuvazi-proletaryaçeliflmesi de keskinlefliyor.

Page 16: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

16

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

Irak iflgali sonras›, ABD’nin muhtemel yöne-tim senaryolar› üzerinde özel olarak durmayaca-¤›z. Spekülatif siyasetler üzerine egzersiz yapmave dönüp-durma durumu içinde de¤iliz. Gerçeknet olarak söylenmelidir. ABD emperyalizmi böl-ge de do¤rudan yerleflme (iflgal), yönetimi do¤ru-dan sürdürme plan› uygulamaktad›r.”Irak’› üçe miböler, federal mi düzenler, merkezi hükümet plan›n›m› uygular”, bunlar tamam›yla biçimsel sorunlar-d›r. Esas olan, do¤rudan emperyalist hakimiyetisa¤lamak istedi¤idir. Zaten “ne kadar gerekirse okadar kalaca¤›z” aç›klamalar›yla, Beyaz Saray-Pentagon sözcüleri gerçe¤i itiraf etmek durumun-dad›rlar.

Bölgedeki gerici rejimlerin panikleri, sözdebaz› itirazlar›, böyle bir durumda kendi gericiuflak ç›karlar›n›n ne olaca¤› kaynakl›d›r. Bölge-nin dikiflleri sökülmüfltür. “Yeniden düzenle-me” patronu olarak ABD iflbafl› yapm›flt›r. Türkdevleti gibi Kürt tehlikesi sendromu içindekiler,Kürt federe sistemini savafl ilan› hali sayar›zdemektedirler. ABD, uflaklar›n korkular›n› dakendisine daha çok ba¤lamak kozu olarak kul-lanmaktad›r. Tezkere meselesinde sözde day›la-r›n, nas›l da emir-eri gibi hizaya getirildikleri s›rde¤ildir. Uflaklar›n sözde “ulusalc›klar› ve ira-desi” laf-› güzaft›r. Kayg› ve itirazlar› olsa da,yürürlükteki emperyalist plan›n, hizmetçi par-çalar› olmaktan baflka ç›kar yollar› olmad›¤›n›uflak egemenler gösterdi.

Parti’ yi Kitlelerle, KitleHareketini Bilinçli DevrimciÖnderlikle BirlefltirmeSorumlulu¤uDaha önce, “küresel” denilen emperyalizmingünü-müzdeki durumunu ele alm›flt›k. Dünyaproletaryas›, ezilen ulus ve halklara, koyulaflt›r›lm›flbu fütursuz vahfli sald›rganl›¤›n sonuçlar› ortada.BM, UNICEF gibi emperyalist kurulufllar›nraporlar›nda dahi gerçekler itiraf edilmektedir.Sadece açl›ktan günde 100.000 insan ölmektedir.Dünya nüfusunun ço¤un-lu¤u açl›k s›n›r›n›nalt›nda. 1 Milyar kifli ise resmen aç. 2.5 milyardolay›nda insan sa¤l›k hizmetlerinden yoksun.Dünyada günde 50.000 çocuk, önlenmesi müm-kün hastal›klardan, ancak sa¤l›k hizmetindenyoksun olduklar› için ölüyor. Vahfli kapitalizmdenkaynaklanan bu gibi sonuçlar› Marks flu sözlerleifade ediyordu:

“Sanki bir k›tl›k ya da evrensel bir y›k›msavafl›, tüm yaflama araçlar›n› mahvetmifl, endüstrive ticaret sanki yok olmufl gibi görünür.”

Mesele elbette k›tl›k sorunu de¤ildir. Muazzamzenginliklerle doludur dünya. Mesele, kapitalizmintemel çeliflkisi olan üretimin toplumsal niteli¤iyleflahsi mülk aras›ndaki çeliflkinin sonuçlar›d›r. Buçeliflkinin bir sonucu olarak iki z›t kutup ortayaç›kmaktad›r. Bir yandan yo¤unlaflan muazzamsermayenin gaspç›lar›, di¤er yandan zenginli¤ingerçek üreticisi olan yoksul emekçiler-ezilenler.Servet ve üretici gücü hakimiyetinde bulunduranburjuvazi, ezilenleri de büyük bir yoksulluk ordu-suna dönüfltürmektedir. 1 Milyar iflsiz, 2,5 milyarinsan›n yeterli bir ifle sahip olmamas› da mevcutemperyalist dünyan›n bir gerçe¤i. Gelir da¤›l›m›n-daki uçurum had safhada. Dünya burjuva koda-manlar›ndan 225 kiflinin serveti, dünyadaki 2,5milyar insan›n kazanc›n› afl›yor. ABD’li 3 patronunserveti, 48 ülkenin GSMH toplam› kadar. Sözde açolmayan, “ifli olan” emekçilerin durumu da flöyle.Dünya nüfusunun yar›s›n›n günlük kazanc› 2dolar›n alt›nda! Ezilenler yaflamlar›nda, zatenbunlar› görüyor, biliyorlar. Mesele onlara bildik-lerini tekrar etmek de¤il, bunlar›n nedenlerini deflifreetmek, tek gerçek alternatif olan devrimci proletar-yan›n çözümünü kavratmak, bu çözümü örgütle-meye önderlik etmek ve çözümün anahtar› devrimcikitleleri seferber edebilmektir.

Gerçekler, burjuvazinin yönetmeye muktedirolamayaca¤›, y›k›l›fl›n›n kaç›n›lmazl›¤›na tan›kl›ketmektedir. Nitekim, Dünya Ticaret Örgütü(WTO) baflkan› Moora, yoksullar›n kendi emper-yalist dünyalar›n›n “kalbinde saatli bombad›r”aç›klamas›, bu gerçe¤in zorunlu itiraf›d›r.

Emperyalistler ezilenlere atfen tehlike alarm›veriyorlar. Ezilenlerin, emekçilerin hareketi herzaman mevcut olagelmifltir. Emperyalist sisteminve onun “küreselleflme” diye parlatt›¤› sald›r›s›n›nbizzat kendisi, kendi iradesine ra¤men, dünyay›devrimcilefltirmekte, daha ileri bir topluma geçiflinmaddi temelini de haz›rlamaktad›rlar. Kendi mezarkaz›c›lar›n› yaratmaktad›rlar.

11 Eylül, dünya emperyalist sisteminin derin-leflen çeliflkilerinden ve özel olarak da emperyalizmile ezilen dünya halklar› ve ezilen uluslar aras›ndakidünyan›n bugünkü bafl çeliflkisinden ba¤›ms›z birolay de¤ildi. Sald›r›n›n arkas›nda ABD emper-yalistlerinin bizzat yaratt›klar› ve sonradan kon-trollerinden ç›kan Taliban ve Ladin gibi gericilerolsa bile gerçek, budur.

Page 17: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

17

SINIF TEOR‹S‹

Dünya Halklar› DireniflHareketi’nin ÖnemiYeni bir devrimci dalgan›n dünya sahnesinde belir-mesi aç›k bir olgudur. Emperyalistler, özellikleABD emperyalizmi beliren bu dalgan›n da bilin-cindedir. Bunu savuflturmay› bafl görev olarak,bilhassa önemsemektedirler. Dünyaya nizam ver-mek için, 11 Eylül bahanesini “Teröre karfl› savafl”盤›rtkanl›¤›yla kullanan ABD emperyalizminin,“Amerikan Yüz-y›l›” stratejisinde, dünyada belir-mekte olan yeni devrimci dalga, di¤er faktörlerin(emperyalistler aras› çeliflki, tek kutuplu dünyaegemenli¤i vs.) yan›s›ra önemli bir yer tutmaktad›r.Dünya egemenli¤inde, sömürge, yar›-sömürgeleriözellikle kontrolde tutmaya, enerji ve petrol kay-naklar›n› do¤rudan denetlemeye, emperyalist met-ropollerde hareketlenen iflçi s›n›f› dalgas›n›n önünükesmeye emperyalistler özel dikkat vermekte-dirler. Balkan, Orta Asya, Ortado¤u, Avrasyaoperasyonlar›, bu çerçe-vede de¤erlendirilmelidir.

Baflta Nepal olmak üzere, Peru, Türkiye,Filipin, Hindistan’da yükselen halk savafllar›bayra¤› proleter dünya devriminin önemli kale-leridir. Sadece buralarda de¤il, ‹ran, Afganistan,Kolombiya, Bangladefl gibi di¤er yerlerde dedevrimci proletaryan›n bayra¤› yükseliyor.Dünya, karfl›-devriminin bizzat kalbindeki(ABD’de) Maoist’ler nitel olarak, stratejik an-lamda önemli bir güç. Proleter dünya devrimi-nin önemli bir müttefiki olarak, Kolombiya, SriLanka’dan, Filistin ve Kürdistan’a kadar ezilenuluslar›n ulusal hareketleri de somut bir olgu-dur. Burjuvazi-proletarya çeliflmesi de keskin-lefliyor. Emperyalist ülkelerdeki nispeten durgun-luk k›r›l›yor. Derinleflen emperyalist kriz tümsonuçlar›yla buralarda da görülüyor. 2. Dünyasavafl›ndan sonra ortaya ç›kan sosyalist blo¤a karfl›ve di¤er yerlerde kitlelerin sosyalizme yönelmesiniönleme amac›yla ve emperyalizmin krizlerinesözde çare perspektifiyle devreye sokulan Key-nes’çi emperyalist ekonomik siyasetin bir unsuruda, sözde “sosyal devlet” uygulamalar›yd›. Elbettebaz› haklar, emperyalistlerin lütfü de¤ildi. Ezilen-lerin mücadelelerinin de bir sonuncuydu. Herseferinde oldu¤u gibi, emperyalist politikalar,çürüyen-nihai olarak çöküflü kaç›n›lmaz do¤a-lar›n›n bir sonucu olarak iflas edecekti, etti. Sözde“sosyal devlet” argüman› cazibesini yitirdi. Em-peryalist ç›karlar gere¤i devreye sokulan dönem-sel siyasetlere ra¤men, de¤iflmeyen emperyalist öz,derinleflen çeliflkileriyle, maskesini de bir yana

f›rlatarak, ç›plak vahfli niteli¤iyle “serbest piyasa”bayra¤› alt›nda, fütursuz bir sald›r› halinde boyverdi. “Sosyal devlet” örtüsü terk edildi. Kazan›l-m›fl haklar budand›. “Liberal ekonomi” dedikleri,k›sacas›; kapitalizmin vahfli sald›r›s›n›n ezilenülkeleri, sömürgeleri aratmayan ba¤›ml›l›¤a zincir-lemenin, “ulusal” ne varsa dinamitlemenin, her fleyido¤rudan kontrole alman›n, ‹MF ve dünya banka-s›na borç bata¤› yoluyla her fleyi çivilemenin,“özellefltirme” denilen siyasetlerle yo¤un iflsizlefl-tirmelerin, üretimden kopuk finans sermayeyedünyay› çiftlik haline getirmenin vd. ad›d›r. Sonuç-lar› ise, emekçiler için bir cehennem.

Cehenneme karfl›, kitlelerin direnifli de sahnede.Eksik olan bu de¤il, bunun do¤ru devrimci birrotayla birlefltirilememifl olmas›d›r. Hareketi d›fla-r›dan seyredip, suçlamak Maoistlerin tavr› olamaz.Hareket kendili¤inden do¤ru devrimci bir güzer-gahla birleflmez. Do¤ru proleter devrimci bilincid›flar›dan götürme sorumlulu¤unun idrakinde,y›¤›nlar› kendi deneyleri üzerinde e¤itme, ilerikitlelere dayanarak ortadakileri ilerletme, geride-kileri ise uyand›rmaya önem verme asla unutu-lamaz. Elbette, temel-merkezi görev, devriminörgütlenmesi ve yürütülmesidir. Bunun bilincindeolarak Maoist Komünist Partisi Kongresinintemel yönelimi, Maoizm’le Yüklen Halk Savafl›‹le ‹lerle! olarak belirlendi. Kitle hareketinin bumerkezi görev dinami¤ine hizmet temelinde eleal›nmas› da asla savsaklanamaz. Bu perspektif,d›fl›m›zdaki kitle hareketine duyars›zl›¤› asla hakl›ç›karmaz aksine bilinçli müdahaleyi gerektirir.Politik nüfuzumuzu, kitle hareketinin bizzatiçinde de tesis etmek oldukça önemlidir. ABD’ninemperyalist dünya egemenli¤i-imha kölelefltirmesavafl›na karfl›, dünya proletaryas› ezilen ulus vehalklar›n birli¤i temelinde, devrimci enternasyonaldirenifl, bu dönem özel önemdedir. En öne at›lmaksorumlulu¤umuzdur. Bugün nicel olarak küçükolsa da, Dünya Halklar› Direnifl Hareketi(DHDH) nitel önemde bir projedir. ‹leriye at›lm›flbir ad›md›r. Halk›n devrimci güçlerini, anti-emperyalist eksende birlefltirme ve mücadeleyikoordine ederek, merkezilefltirmenin önemli birarac› olarak, DHDH’nin inflas›na gerekli katk›y›sunmak, DHDH’n›n faaliyetlerine gerekli duyar-l›l›¤› ve seferberli¤i sa¤lamak devrimci sorumlu-luktur. Maoist aktivistler bu hareketin içinde faalolarak yer almal›d›rlar. Maoist’ler, Partinin kit-lelerle, halk›n di¤er devrimci güçleriyle birlefltiril-mesinde bu tip örgüt biçimlerinin önemininbilincindedirler. DHDH, bu konuda önemli bir

Page 18: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

18

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

silaht›r. Uluslar aras› bir kitle örgütü olarak böylebir araç, asla Maoist’lerin veya “sol”un bir koalis-yonu gibi ele al›namaz. Bu bizzat eylem içinde,halk›n de¤iflik kesimlerinin birlefltirilmesi olarakkavranmal›d›r. Bu birlefltirme eylemine yön ver-mesi gereken siyaset, Halk›n Birleflik Cephesikonusundaki Maoist yönelimimizdir. DHDHelbette, dünya halklar›n›n birleflik cephesininbizzat kendisi de¤il, halk›n her yerde birleflikcephesinin inflaas›na hizmet eden bir araçt›r.DHDH, Halk Savafllar›n›n yan›s›ra, emper-yalizme ve gericili¤e karfl› dünya halklar›n›nmücadelesini de destekleme durumundad›r.De¤iflik s›n›f güçlerine ulaflmay› önemsemektedir.Bu noktada, her yerdeki “küreselleflme”ye karfl›hareket ve gösterilere de kazanmak için özel birilgi gösterilmelidir.

Anti “Küresel” HareketBu hareketin önderli¤i, proleter devrimci birbilince sahip olmaktan uzakt›r. Onlara ulaflma-mam›z, görüfllerimizi oralara götürmememizanlam›na gelmez, gerekli k›lar. MLM Partilerinyönlendiricili¤indeki di¤er kitle örgütleri veDHDH bu alan› özellikle önemsemelidir. Anti-“küresel” hareketin yo¤unlaflt›¤› önemli alanlardanbiri de Avrupa’d›r. Partimizin bu alandaki gücü-örgütlülü¤ü dikkate al›nd›¤›nda, bu hareket ve enbaflta da buralarda proletarya partilerinin inflaas›nagerekli deste¤i sunma, Maoist bilinci kitlelere tafl›-madaki sorumlulu¤u daha da anlafl›l›r olmaktad›r.Proleter enternasyonalistleri olarak bu sorumlulukpratikte yerine getirilmelidir. Ne var ki, Avrupaiflçi s›n›f› ve kitle hareketine ilgisizlik ve bunda darulusal yaklafl›mlar›n rolü de bir realitedir. Kitleleriproleter enternasyonalizmi ile e¤itmek, milliyetçisapmalara karfl› mücadele etmek görevimizdir.

Anti “küresel” hareket yekpare de¤ildir. De¤i-flik s›n›f ve güçler kendi s›n›f bak›fl aç›lar›yla hareketetmektedirler. Hareket, “küreselleflme” vitrinli,azg›n emperyalist sald›r› ile önemli bir ivme kazan-d›. Sald›r›n›n hedefi durumundaki s›n›flar, tepkile-rini ortaya koyma durumundad›rlar. Tepkilerinbilinçli bir rotada olmamas› anlafl›l›rd›r. Ço¤utepkiler ve bunun ürünü mücadele ve örgütlen-meler, emperyalizmin zalimane kötülüklerinin,sivriliklerinin törpülenmesi, baz› iyilefltirmelersa¤lanmas› çerçevesindedir. Neo-liberal ideo-lojinin etkisindeki “sivil toplum örgütleri” denilenoluflumlar›n da etkin oldu¤u harekette, kitle müca-delesinin bizzat içinde, neo-liberal bombard›manakarfl› mücadele etmek, kitlelerin devrimci rotayla

birleflmesini frenleyen etkiyi k›rmak bafl görevdir.Ço¤u sivil toplum örgütleri, karfl›-devrimin ideo-lojik yönlendirmesi alt›ndad›r. Lenin diyordu ki,revizyonistler emperyalistlerin iflçi s›n›f› içerisin-deki ajanlar›d›rlar. Burada konu, ideolojik-siyasalçizgi sorunuydu. Bu perspektifle yaklafl›rsakNGO’ler ve birçok sivil toplum (ST) örgütle-rindeki ideolojik yönlendirmeyi anlayabilir. Soyutbir aleyhtarl›k-kaba bir suçlama ile de¤il, yönlen-dirmeyi bizzat eylem içinde aktif ideolojik müca-dele yoluyla kitlelere gösterebiliriz, göstermeliyiz.

Zira “küreselleflme” karfl›t› gösteriler, emper-yalistleri tedirgin de etti. Özellikle hareket içindekidevrimci, anti-emperyalist dinamiklerin güçlenmeihtimali, onlar› derinden rahats›z etti. Dünyabankas› ve ‹MF baflkanlar›n›n gündemini iflgaleden hareketi görmezlik edemeyiz. Ancak yeterlibir dikkatin gösterilmedi¤inin, zay›fl›¤›n süratleafl›lmas› aciliyetinin de alt›n› çizmek isteriz.

1999’da ABD Seatle’de On binlerce kiflininmuazzam öfkesi ve eylemlili¤i, Dünya ticaretörgütü (WTO)’nün toplant›s›n› ç›kmaza sokmufl-tu. IMF toplant›lar›, Davos, G8’ler zirveleri hepayn› tehdit-lerle yüz-yüze kald›. AvusturalyaMebourne, Prag, Seul, Porto Ategre, Nice, KanadaQuebeck, Cenova ve di¤er birçok (Arjantin-Brezilya vs.) ciddi eylemlilikler, harekete özelönem vermemizi anlatmaktad›r. Emperyalistlerfevkalade önem vermektedirler. Hareketteki ken-dili¤indenci dinamikler, neo-liberal etkiler, sendikaa¤alar›n›n barikatlar› gibi ö¤eler bilinçte tutulur-ken, harekete akan ve henüz sa¤lam bir bilinçyakalayamam›fl, anti-emperyalist öfkeyle dolukitlelerle birleflme, bafll›ca görevdir. Ba¤›ms›zideolojik-siyasal çizgimizi buland›rmadan, anti-emperyalist güçlerle devrimci eylem birli¤i teme-linde hareket etmekte önemlidir. Bu konuda, anar-flistler-otonom gibi baz› güçler önemsenmelidir.Eylem birli¤i, onlar› kazanmay› da hedeflemelidir.Emperyalizm ve onun ‹MF-dünya bankas› gibikurumlar›na karfl› olmak, eylem birli¤inin ekseniolmal›d›r. Bu eksen, ‹MF’ye emperyalizme do-kunmayan, aksine onlar›n hareket içerisinde sacaya¤› durumundaki neo-liberal karargahlarlaayr›fl›m› göstermek aç›s›ndan da önemlidir. Dünyasendikalar örgütü (ICFTU) gibi asl›nda emper-yalizmin hareket içerisindeki ideolojik ayaklar›na,sosyal mekanizmalar›na net ayr›fl›m çekilmelidir.

DHDH, bu alana müdahalede de önemli biraraçt›r. DHDH’n›n bu kitle hareketine ulaflt›r›l-mas›na özel önem vermek görevdir. Halk savafl›,kitle örgütleri, kitle çizgisi konular› üzerinde de

Page 19: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

19

SINIF TEOR‹S‹

özenle duran Maoist Komünist Partisi Kongre-sinin ilgili dökümanlar›n da bu ve di¤er meselelerbafll› bafl›na ele al›nd›klar› için tekrar olaca¤›ndanüzerinde durmuyor sadece baz› vurgularla yeti-niyoruz.

ABD’nin Irak’a yönelik imha ve kölelefltirmesavafl›na karfl›, dünya çap›nda patlayan muaz-zam kitle hareketi dikkat çekicidir. 15 fiubat2003’te bütün dünya ayaktayd›. Dünyan›n(tesbit edebildi¤imiz) 603 flehirde, 70 ülkesindemilyonlarca insan sokaktayd›. Hareketin kendi-li¤indenci niteli¤i onu küçümsemeyi de¤il, MLMöncülü¤ü önderli¤e tafl›ma sorumlulu¤umuzudayat›r. Dünyada sadece emperyalistlerin hükmü-nün geçemeyece¤ini, tarihin gerçek yarat›c›s› olankitlelerin kendili¤inden karakterli bu eylemiyledahi flaflk›na dönen emperyalist haydutlar gerçe-¤inde de bellidir.

Ya bir de do¤ru bir rotada, sa¤lam bir önder-lik alt›nda olsa! Kendili¤inden olmayaca¤›nagöre, sorumluluklar›m›z›n bilinciyle kuflanmal›,öne at›lmal›y›z. Burjuva gazeteler bu eylemi,“dünyada tek süper güç yok. 2 süper güç var.ABD önderli¤indeki savafl koalisyonu ve dünyahalklar›” olarak yorumlad›lar. ‹ngiltere d›fliflleribakan› Straw, “tarihin en büyük protestolar›ylakarfl›-karfl›yay›z, bu durumda savafl› yürütmemizzor” diyordu. Di¤er emperyalistler, emperyalistbirleflmifl milletler gibi kurumlar dahi ABD’ye“savafl› flimdiden kaybettin” diyorlard›. “Akl-iselim”e davet ediyorlard›. Onlara bunlar› dedirten,dünya halklar›n›n mücadelelerinden duyduklar›korkudur. Emperyalist ç›karlar› gere¤i ABD ilecebelleflmeleri, kesinlikle halklara flefkat gibiyan›lsamalara götürmemelidir. Emperyalizmdenmerhamet dileyen çizgiler, büyük bir kararl›l›klaa盤a ç›kar›lmal›d›r.

Emperyalizme öfke ile dolu muazzam bir kitlepotansiyeli vard›r. Dünya karfl›-devriminin mer-kezi ABD’de, yüzbinlerin soka¤a ç›kt›¤›n›, önemlibir devrimci güç biriktirildi¤ini gördük. BeyazSaray sözcüleri, kardefl partimiz ABD DevrimciKomünist partisi’ne atfen, “bu Maoistlerin k›flk›rt-mas›d›r” derlerken, dünya halklar›n›n MLMrehberli¤iyle buluflmas›ndan duyduklar› büyükkorkuyu itiraf ediyorlard›.

MLM; Halk Savafllar› ile kumandaya geçirmekbafl görevinin hizmetinde kitle hareketinin bizzatiçinde yer almaya azami gayret gösterilmelidir.Seyreden devrimci lafazanl›k, politikay› peda-gojiye indirgeyen skolastik yürüyüfl devimcilikde¤ildir. “Bilmek yapmakt›r” diyordu Mao!

MLM’i uygulam›yorsan baflka bir fley uygulu-yorsun demektir. MLM, okflanacak yanl›fl pra-tiklere vitrin edilecek bir süs de¤il, dünyay› do¤ruyorumlama ve de¤ifltirmeye rehberlik eden bireylem silah›d›r. Maoist siyaset, emir ve talimatlarya¤d›rma bürokrasisi de¤il, tarih öznesi kitleleribilinçli seferber etmek için hayata bilinçli müdahalesanat›d›r.

Neo-Liberal ‹deolojik Sald›r›Ve Proleter DevrimciYaklafl›m“S›n›f mücadeleleri ve tarihin sonu” söylemi, neo-liberal ideolojik sald›r›n›n baflta gelen bileflenlerin-dendir. Fukayama gibi emperyalist teorisyenler,bu “hüküm”lerini, eski köle sahibi s›n›flar gibi,tekrar etmifllerdir. Onlar da, hep “tarihin sonu”nun geldi¤ini tekrar etmifllerdi. Bu durum, “ebedimutlak bir gerçek” demifllerdi. “Bundan baflkadüzen yok” diyen egemenleri tarih hep yalanlad›.S›n›f mücadelesi tarihin gerçe¤i ve yeniden-yeni-den yarat›c›s›yd›. Sömürü toplumlar›n›n hangisikal›c› oldu ki, emperyalizmde olsun” Her birtoplum, tarihin “sonu” de¤il, her bir tarihsel döne-min, de¤iflmesi kaç›n›lmaz bir sonucuydu. Fuku-maya’c› emperyalist “ebedi” tarih anlay›fl›, yenidünya düzeninin sözde kesin kal›c›l›¤›n› ispatlamaamaçl›d›r. Tarih, bu cehaleti mahkum etti, edece-ktir. Emperyalizmin çeliflkilerini bu sözde örtmegayreti, “s›n›f mücadelesinin son buldu¤unu”yalanlayan, körfez-Balkanlar-Kafkasya çat›flma-lar›yla zaten bir ceset durumundayd›. Afganistanüzerinden orta-Asya, Kafkasya, Avrasya, Irak üze-rinden Ortado¤u operasyonlar› sabit ortadayken,“bar›fl” ve “tarihin sonu” yalanlar›na kim inana-bilir? Tarih tezi fos ç›kan Fukuyama’n›n yerinePentagon’un tayin etti¤i Huntington, çat›flmalar›kabul etme lütfü (!) gösterirken, bu çat›flmalar›n“s›n›fsal-ekonomik-ideolojik de¤il” de, kültürler-medeniyetler çat›flmas› oldu¤unu buyurdu (!!)Buyurufl, ABD medeniyetinin yola gelmez kültür-leri “›slah etme” yani dünya halklar›na sald›r›amaçl› Haçl› savafllar›n›n perdelenmesi amaçl›yd›.Proletarya, ezilen ulus ve halklar baflta olmaküzere, ABD’ye itirazs›z boyun e¤meyenler de “flerekseni” gösterildi. Emperyalist kölelefltirme sava-fl›na da, “barbarlar› uygarlaflt›rma” ad› verildi. Busaçma teorinin “medeniyet” yaftas› alt›nda, emper-yalist hakimiyeti, emperyalizm “yücedir” fikrinibayraklaflt›rmaktad›r. Tarihsel süreçler, “kültürler

Page 20: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

20

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

çat›flmas›n›n” de¤il, s›n›f mücadelelerinin sonuç-lar›d›r. Tarih, s›n›f mücadeleleri tarihidir. Bugerçe¤i gizlemek için parlat›lan “medeniyetlerçat›flmas›” emekçileri aldatma-biri birine k›flk›rt-ma-emperyalist emellere, gerici önyarg›lar› kulla-narak, alet etme amaçl›d›r. Toplumlardan ve onla-r›n çeliflkilerinden, s›n›f mücadelesinden kopuk,bugüne kadar bir “medeniyet” olmad›. “Totali-terli¤e karfl› mücadele” ad›na, emperyalistlerinemperyalist ç›karlar temelinde dayatt›¤› köle-lefltirme savafllar›n›, “demokrasi seferleri” olarak,destekleme revaçta (!!) bir görüfltür.

Soyut bir demokrasi-diktatorya, ezen-ezileniyads›yan ayr›fl›m, Bernfltein’den Kautsky’e önemlibir saçmal›kt›. Ayr›ca bunlar›n saçmal›¤›, devrimcifliddeti, kapitalizmden-komünizme geçiflte prole-tarya diktatörlü¤ünün zorunlu rolünü de yads›-yordu. Neo-liberal ideoloji bu burjuva liberaliz-mini yüceltti. Savafl›, devleti, s›n›flardan soyutla-yan, hakl›-haks›z ayr›m› yapmayanlar, düzene en-tegre olmaya, düzen içerisinde kötülükleri dü-zeltme (!) mücadelesine ça¤›r›yorlard›. Parlamen-tarist ahmakl›k bu yolla döflendi. Devletin dev-rimci fliddetle y›k›lmas›n›n yerini, içten fethede-rek-demokratik dönüfltürme yolu ald›. Günümüztasfiyecili¤inin bal›klama atlad›¤› görüfllerden biride budur. Oysa siyasal iktidar›n, devrimci zorile ele geçirilmesi, istisnas› olmayan evrensel birkanundur. Tarih, iktidar›n namlunun ucundanç›kt›¤›n›, ispatlam›fl, ispatlamaktad›r. Burjuvaliberalizminin günümüzdeki önemli bir versiyonuolan “sivil toplumculuk-üçüncü alan” projeleri,devrimden vazgeçifl, “tufline kaçakl›¤›” tasfiye-ciliktir. Maoist Komünist Partisi Kongresi, bukaçakl›¤a-neo-liberalizme-reformizme-tasfiye-cili¤in her türüne karfl› mücadeleyi ideolojik alandabafl görev olarak belirledi. Bir kez daha Kongre,burjuva-feodal sistemlerin reformlar yoluyla sözdede¤ifltirilebilece¤i hayalinin, Kruflçev-Tito-Brow-der markal› oldu¤unu vurgulad›. Devrimci Enter-nasyonalist Hareketin, 21. yüzy›l, Maoizmin reh-berli¤inde Halk Savafllar› yüzy›l› olacakt›r fliar›n›nbilimsel bilincinde, dünya devriminin hizmetindeco¤rafyam›zda Halk Savafl›n› yükseltme karar-l›l›¤›n› ortaya koydu.

‹flçi s›n›f›n›n tarihi devrimci rolünü reddeden,önemli gerekçelerden biri de, üretim sürecindeemek gücünün rolünün “tali duruma düfltü¤ü”anlay›fl›d›r. “Bilimsel-teknolojik devrim” bafll›cadayanak yap›lmaktad›r. “Bilgi toplumuna eriflildi”,“Eski stratejiler geçersiz” denilmektedir. Bilimsel-teknolojik geliflmeler aç›k bir realitedir. Üretimsürecinde bunlar›n rolü de aç›kt›r. Ama emek,

sadece kol eme¤ini içermez, zihinsel olan› dakapsar. Art› de¤erin üretiminde onun da rolüvard›r. fiimdi de¤il, Marks’ta bu gerçekleri çözüm-lemifltir. Makine-teknolojik geliflme, kol emekçi-lerini bir yönüyle de yedek sanayi ordusuna dö-nüfltürmektedir. (kapitalizmde) S›n›fa karfl› birtehdit olarak, durumuna r›za gösterme gerekçesiolarak kapitalistler taraf›ndan k›l›ç ifllevi görmek-tedir. Teknolojik ilerlemeler, emekçilerin ç›karlar›için de¤il, kapitalist taraf›ndan bir tehdit unsurunadönüfltürülmektedir. ‹nsanl›¤›n hizmetine, kapita-lizmin kar mant›¤› gere¤i sunulmamaktad›r. Dola-y›s›yla söz konusu ilerleme, çeliflmeleri yumuflat-ma-eflitsizlikleri giderme bir yana, emekçileritehdit ve kapitalistler aras› rekabette bir avantajolarak burjuvazinin hizmetinde kullan›lmaktad›r.

Bilimsel-teknolojik geliflmeyi kimin hizme-tinde oldu¤u meselesinden bakmay›p, “s›n›flarüstü” ve genelde “insanl›¤›n hizmetindeymifl” gibisunuluflu, neo-liberal ideolojinin önemli bir husu-sudur. Örne¤in flimdi geliflen hangi t›p, kapitalisttekel engeli yüzünde insanl›¤›n hizmetindedir.Muazzam olanaklar›na ra¤men, özel mülk gere¤i-insanl›¤›n ölümüne seyirci de¤ilmidir? Geliflmevar. Do¤ru. Ne-nas›l-kimin hizmetinde oldu¤unabakmaks›z›n soyut bir “devrimdir” övgüsü, duru-mu gerçek anlamda ortaya koymaz.

Türk Egemen S›n›flar SistemiVe DevrimTürk devletinin emperyalizme ekonomik-siyasi-kölece ba¤›ml›l›¤›n›n ispat› için bir tart›flma yürüt-mek gereksizdir. Emperyalizme kölece sadakatien geri kitlelerin dahi malumudur. Ekonomik-siyasi yap›s›n›n bir sonucu olarak Türk devletifaflist karakterlidir. Bu egemenlerin niyetlerindenba¤›ms›z, siyasi-iktisadi-tarihsel-kültürel koflul-lar›n kaç›n›lmaz bir sonucudur. Dolay›s›yla, fafliz-me karfl› mücadele anti-emperyalist, anti-komp-rador bürokrat kapitalist, anti-feodal mücadeleninbir parças›d›r, ondan ayr› bafll› bafl›na bir anlamifade etmez. Maoist Komünist Partisi Kongresi bugerçe¤i bir kez daha vurgulad›. Türk devlet ger-çekli¤inde, ordunun tayin edicili¤i aç›kt›r. Gerçekyürütme ve yasama MGK’d›r. Gerçek hükümetise MGK sekreteryas›d›r. Sözde “yasama” dikta-törlü¤ün posas› ç›km›fl maskeleridir. MKP Kong-resi, bu sentezin bir sonucu olarak, faflist dikta-törlü¤ün her biçiminin y›k›larak, bunun yerineYeni Demokratik ‹ktidar›n›n Halk Savafl› stratejisiile tesis edilmesi sentezine bir kez daha dikkat çekti.

Page 21: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

21

SINIF TEOR‹S‹

Parti, egemenler aras› çeliflkiyi de sürecin bafl-l›ca çeliflkilerinden biri olarak ele almaktad›r. Buçelifl-kinin bir sonucu olarak, egemen s›n›flar aras›çat›flma-n›n ald›¤› özgül biçim, çeflitli kliklerinmenfaat çat›flmalar›ndan formüle ettikleri yöneli-min mahiyetinin analizi her zaman gereklidir.ABD’ci Kemalist merkezci klik bugün de Türkegemen s›n›flar› sisteminin ana karargah›d›r.

Emperyalizmle iliflkiler düzleminde ise hakims›n›flar aras›nda ABD’ci klik iktidara hakimdir.‹ktidar bütün hakim s›n›flar›n iktidar›d›r. Ancakbu iktidar içersinde yer alan kliklerden Avrupac›klik de¤il, ABD’ci klik devlete hakimdir. Avrupac›kli¤in mevcut durumda parlemantodaki esastemsilcisi CHP’dir. Buna ba¤l› olarak hükümetle‹ktidar olgusunun farkl› oldu¤unu da belirtmekisteriz. Bir çok siyasi yap› bu iki olgu ayn›ym›flgibi ele almaktad›r. Oysa bu anlay›fl yanl›flt›r.Kemalist merkezci klik ayn› zamanda sistem içindedi¤er kliklerin güç dengelerini de yönlendir-mektedir.

Di¤er kliklerin güç dengelerini zorlamalar›durumunda, ordunun düdü¤ü çalarak “balansayar›” yapt›¤› da bilinmektedir. Geleneksel darbe-lerle ç›kmaz› derinleflen sistem, 28 fiubat “postmodern” darbesinde görüldü¤ü gibi “yeni” yollargelifltirmektedir. Öz ise de¤iflmemektedir. Ekono-mik-siyasal kriz sistemin yap›sal bir özelli¤idir.Derinleflme ve bazen “k›smen ilerlemeler” gibidalgalamalar gösterse de, söz konusu yap›sal özel-lik objektif bir olgudur. Kuzey Kürdistan’› siyasiilhak alt›nda tutan Türk egemenleri, sadece OHALKoordinatör valilik gibi belirgin uygulamalarlade¤il, Kürt bölgesinde her zaman fiilen özel birstatü uygulamaktad›rlar. Çeteler-Kontr-gerillamünferit de¤il, düflük yo¤unluklu savafl stratejisinegöre mevzilenmifl Türk egemen s›n›flar devletininbir özelli¤iydi. Muazzam bir rantla büyük birkuvvet haline gelen söz konusu “derin devlet” kli-¤inin, bilinen güç dengelerini zorlama durum-lar›nda, tasfiye de¤il-makul s›n›rlar içine çekilme-sini, baz›lar› demokratik hamleler diye yücelt-mektedirler. Bilinen fludur ki; “so¤uk savafl”dedikleri süreçte, rakip blo¤a karfl› NATO ülke-lerinde Gladio örgütlenmesi önemli bir silaht›.Sovyetlerin çöküflünden sonra baz› ülkelerdepalazlanm›fl bu örgütün sistem üzerindeki yükünüindirmek üzere yumuflak iniflle “çözüm”e kavufl-turuldu. Türkiye’de ise, Kürt ulusal hareketi,komünist ve devrimci baflkald›r›ya karfl› yenidenmevzilendirildi.

Dünyadaki de¤iflikliklere ba¤l› olarak, Türkdevleti özellikle ABD emperyalistlerinin stratejikbir karakolu olarak “yeniden” tanzim edildi. Geç-miflte rakip emperyalist blo¤a karfl› tampon-çevreleme rolünün yerini, tafleronluk-tetikçilikald›. Avrasya, Ortado¤u, Balkan’lardaki emper-yalist sald›rganl›k operasyonlar›nda bu çok somutortadad›r. ‹MF ve dünya bankas›n›n esiri Türkegemenler sisteminin, bu gerçe¤e ra¤men emper-yalizmden ayr› bir yol izlemesi hayaldir. ‹ç politikahesaplar› bir yana egemen s›n›flar›n tüm klikleribaflta ABD olmak üzere, emperyalistlerin ihtiyaç-lar›n›n güvenlik eleman›d›rlar. Emperyalizminhizmetindeki yerel polis rollü Türk egemen s›n›fkliklerinin, ABD emperyalizminin Ortado¤u’yayönelik imha ve kölelefltirme savafl›n›n bir parças›olacaklar›n› anlamak zaten zor de¤ildi. TÜS‹AD-TOBB’nin aç›ktan savafl borazanl›¤›, Koç-Sa-banc› flahinli¤inde, gerçek, net dile getirildi. Baz›kliklerin sözde “bar›fl” siyasetleri, sokaktanduyulan korkudur. Enselerinde hissettikleridevrim tehditi ve iç politikaya yönelik hesap-kitapiflleridir. Egemenler, “sosyal patlama” tehlike-lerine öteden beri hep dikkat çektiler.

Asl›nda egemen s›n›flar›n tüm klikleri, emper-yalist imha-sömürgelefltirme savafl›nda özellikleKürt meselesi ve yap›land›rmada azda olsa sözsahibi olma perspektifiyle “yer alma zorunluluk-lar›n›” saklamamaktad›rlar da. Bölgede yaln›zlafl-may› k›rma, halklar› aldatma, pazarl›k gücünüartt›rma, lojistik bölük rolü görmeye karfl› birazdaha fazla sadaka koparma vs. amaçl› siyasetlerinbir yönü de, diplomatik manevrad›r. AKP, bizzatABD taraf›ndan savafl hükümeti olarak bilinçlihaz›rland›. ‹slam faktörü, sistemin eski partilerininyönetemeyeceklerini ABD önceden görüyordu.CIA analistleri raporlar›nda bu duruma iflaretediyorlard›. Özellikle, kitleleri kontrolde, dahaavantajl› olaca¤›n› düflündükleri AKP, hükümetetafl›nd›. Kurmaylar›, beyaz saray da test edildiler.Görevlendirildiler. ABD’nin ç›karlar›na görehareket etmekten baflka çareleri yoktur. Baz›manevralar aldat›c› olmamal›d›r, yap›lan, tam›tam›na budur.

K›sacas›, Türk devleti emperyalist kölelefltirmesavafl›n›n bizzat içindedir. Güney Kürdistan’›nbelli bölgelerini flimdiden askeri olarak iflgal et-mifltir. Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakk›n›savunmak, iflgale karfl› kararl› bir mücadeleyi deemreder. “Ulusal ç›karlar” bahanesiyle Türk ege-men s›n›flar›n›n iflgaline alk›fl çalan, “kukla Kürtdevleti” bahaneleriyle milli bask›y› kutsayanlar,

Page 22: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

22

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

flovenizmi aklayanlar, “emperyalist parmak” baha-neleriyle Türk egemen s›n›flar ordusunun gönüllüaskerli¤ine soyunanlar deflifre edilmelidirler. Türkflovenizmine karfl› mücadele esas al›n›rken, Kürtburjuva ve feodallerin imtiyazlar› ve emperyalizmebel ba¤layan siyasetleri asla göz ard› edilmemelidir.Bizim destekledi¤imiz, kendi kaderini tayin hak-k›d›r. Kürt burjuva ve feodallerinin imtiyaz› de¤il.Bizim demokratik dedi¤imiz, ezilen ulus ve az›n-l›klar›n milli bask›ya mücadelede tafl›d›¤› yöndür.Emperyalizme bel ba¤lama-koruculaflma siyasetide¤il. Kürt sorunu-görevler-yanl›fl çizgiler veMaoist Komünist Partisinin yönelimi konusundaayr› bir doküman sundu¤umuzdan ötürü tekraragirmeyece¤iz. Ayn› flekilde, merkezi görevimizhalk savafl› sorunu da bir baflka belge olaraksunulmufltur. Bunu da tekrar etmeyece¤iz.

Devrimci proletarya bu özgülde kendi siyasiba¤›ms›z çizgisini korumak flart›yla birleflebilece¤ibütün devrimci güçlerle birleflme siyaseti izlemelive bu politikada ›srar etmelidir. Ayr›ca hem antiABD’ ci olup iflgale karfl› ç›kan hem de Kemalistdüzene karfl› olan güçlerle baz› somut durum-larda geçici eylem birlikleri yap›lmal› ve enaz›ndan baz› düflmanlar›m›z› tarafs›zlaflt›rmatakti¤ini izlemek zorunday›z. Proletarya kendiideolojik-siyasi çizgisine güvenip ve kimlerlenereye kadar yürüyebilece¤i perspektifi vetakti¤inde net olduktan sonra bütün taktikpolitikalarda güç sahibi olur, nüfuz eder. Hedefidar cepheyi genifl tut, bir baflka deyiflle düflman›parça parça yen, devrimin taktik mant›¤› budur.

Dünya çap›nda yeni bir devrimci dalgan›ngeliflti¤ini görüyoruz. Özellikle de 15 fiubat’ta 20milyona yak›n insan baflta ABD olmak üzere tümdünya gericilerine karfl› meydan okudular. Emper-yalizmin karfl›s›nda gerçekte duracak biricikdevasa gücün dünya halklar› oldu¤u gerçekli¤inibir kez daha gösterdiler. K›sacas›, yeterli olmasada dünya iflçi s›n›f› ve ezilen halklar› bugün aya¤akalkm›fl ve emperyalist burjuvaziye karfl› meydanokuyor.

Hat›rlanaca¤› gibi bu politik geliflmelerin yö-nünü Devrimci Enternasyonalist Hareket öngör-müfltü. Yüz y›l›m›z›n Halk Savafllar› yüzy›l› ola-ca¤› stratejik politik yöneliminin önemle alt›n›çizmiflti. Burada en can al›c› noktan›n ise sözkonusu kurtulufl hareketlerinin mevcut durumdaMaoist Komünist Partileri önderli¤inden yoksunoldu¤una dair belirlemeydi.

Proleter dünya devrimine gerçek önderlikgörevi Maoist Komünist Partilerinin omuzlar›n-

dad›r. Hareketimiz bunun bilincindedir. Ki 21.Yüzy›l›n daha ilk y›llar›nda ideolojik-politik veörgütsel aç›dan ciddi ve sorumlu bir flekilde ken-disine yönelerek büyük at›l›mlara gebe ilk kong-resini gerçeklefltirmifltir.

‹çinde yaflad›¤›m›z co¤rafyada tasfiyecili¤in kolgezdi¤i koflullarda böylesine bir ciddi kongreyigerçeklefltirerek ve Halk Savafl›’n› yürütmekte ›sraredece¤ini bir kez daha dünya gericili¤ine karfl›meydan okuyarak duyurdu.

Dünya da, Türkiye-Kuzey Kürdistan ve Particephesinde bu tür politik geliflmelerin olmas›devrimimizin gelece¤i aç›s›ndan oldukça umut vegüven vericidir.

Türkiye Kuzey-Kürdistan’da DevrimciDalga Geliflmekte Ve Büyük ToplumsalPatlamalara GebedirTürkiye-Kuzey Kürdistan’da mevcut politikgeliflmeler çok keskin biçimde geliflmektedir.Mevcut düzenin ana damarlar› gerçekte t›kan-m›flt›r. 58. Hükümetle siyasi ortam biraz yumu-flat›ld›. ABD taraf›ndan Irak’›n iflgali ve sömür-gelefltirilmesi için ifl bafl›na getirilen AKP hükü-meti aradan daha yüz gün geçmeden çat›rda-maya bafllad›. Bu durum, Türkiye-Kuzey Kürdis-tan ve Irak’›n iflgal tezkeresinin meclisin onay›nasunulmas› aflamas›nda daha derin ve belirgin birflekilde kendisini gösterdi. Savafl ç›kmas› durumun-da ise, mevcut savafl hükümetinin iç çeliflkilerinindaha da k›z›flaca¤› ortada.

Bir yandan Savafl Hükümeti’nin ABD’ninIrak’› iflgal ve sömürgelefltirme oyunlar›nda oyna-d›¤› uflak rol, öte yandan seçim döneminde halkaverilen sözlerin tutulmamas›, AKP hükümetinekarfl› oldukça büyük bir güvensizli¤i gelifltirmifldurumda. Ayr›ca savafl karfl›t› eylemlilikler anti-ABD’ci durufllar AKP hükümetini sarsmaktad›r.

Bu hükümetin ekonomik, sosyal ve demok-ratik anlamda iflçiye, köylüye vd. emekçi kesimeverece¤i bir fley yok. Çünkü emperyalizme karfl›mali bak›mdan, hem de fazlas›yla borçlu olanhiçbir ülke hükümeti kendi sömürüp ezdi¤i halkasosyal refah› sa¤layamaz. Borcu borçla, hem dedaha fazla borçlanarak ödemeye çal›flan birdevletin bu halka verece¤i bir ekonomik, sosyalhak olamaz. Bu durumdaki devletler daha borç-lan›r, halklar ise daha azg›nca sömürü ve bask›yau¤rar. Çünkü bu borçlar›n yükü yine ezilenhaklar›n s›rt›na yüklenmektedir. Yeni do¤an birçocuk dahi emperyalist haydutlara milyarlara

Page 23: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

23

SINIF TEOR‹S‹

varan miktarda borçlanm›fl durumda. Emperyalistmali kurulufllara iki yüz milyar dolar›n üzerindeborçlanan devlet borçlar›n faizini dahi ödeyemezdurumda. Borcun oldu¤u yerde faizli borç, faizliborcun kendisi de daha fazla enflasyonu, daha fazlaenflasyon ise daha fazla sömürü ve yoksullaflmay›getirir. Bu ekonomik duruma paralel olarak dadaha fazla zulüm ve bask›ya maruz kal›r emekçiler.

Aç›k iflgalcili¤e evet demenin paras›n› almakisteyen AKP hükümeti bu parayla hortumcular›nbafl› Mehmet Kara Emin’ leri kurtarmaya çal›fla-cakt›r. Olas› bir savafl flimdiden halk› daha dayoksullaflt›rm›fl durumda. AKP hükümetinin aç›kiflgalcilik tezkeresinin onaylanmamas›n›n arkas›ndaç›kartt›¤› “yeni vergilendirme” paketi, halk› yeni bircezaland›rma siyasetidir. “Savafla ve iflgalcili¤e karfl›ç›karsan bende seni böyle ezer ve sömürürüm”gözda¤›n› vermektir. Burada AKP hükümetininvermek istedi¤i politik mesaj aç›kt›r: Savafla karfl›ç›kanlar› cezaland›rmak!

AKP hükümetine ve mevcut sistemin gidiflat›nailiflkin daha fazla detaylara girmek gereksizdir. Herfley ortada. Halk›n % 95’nin savafla karfl› oldu¤ubir ortamda e¤er bir devlet milli köleli¤e ve Irak’›iflgalcili¤e evet diyorsa, o yönetim emperyalistç›karlara kökten sat›lm›fl demektir.

Devrimci durum iyidir. Ancak eksik olanmevcut kitlesel hareketlerin Maoist devrimciönderlikten yoksun olufludur. Devrimci radikalhareketlerin politik gücü pekte iyi de¤ildir.Oldukça zay›ft›r. Kitlesel politik güce sahip olanulusalc› KADEK ise kendi gücünü yeterinceharekete geçiremiyor, geçirmek istemiyor.

Maoist Hareketin zay›fl›¤› do¤al olarak mevcutkitle hareketlerini reformist-tasfiyeci ak›mlar›npotas›na akmas›na götürüyor. Belirtmek gerekirki savafl karfl›t› tepkinin boyutu % 95 oran›ndaolmas›na karfl›n ancak bu boyutun kendisinisokaklar ve meydanlarda gösterememesi olumsuzbir durumdur. Tüm bunlara karfl›n mevcut durumiçerisinde kendi politik-taktik do¤rultumuzdabasitten karmafl›¤a do¤ru canl› ve dinamik birflekilde hareket çizgisi izlersek önemli bir potan-siyel a盤a ç›kartabiliriz. Bu ba¤lamda önemliavantajlar var. En iyi ve devrimci okul kitleleriniçerisinde yer alarak onlar›n da¤›n›k-parçal› duru-munu örgütlemek ve harekete geçirmektir. Aslolandevrim için avantajl› olan yönleri devrim lehinedo¤ru kanalize etmektir.

Sonuç OlarakMaoist Komünist Partisi, Kongresi dünya emper-yalist sistemine karfl› her bir parçada, proletaryan›ndevrime önderlik etme–haz›rlama görevinin, pro-letarya enternasyonalizminin bir gere¤i oldu¤ununalt›n› çizerken, bu görevi, dünya çap›nda Komü-nizm mücadelesinin hizmetinde ele ald›¤›n› bir kezdaha ilan eder.

I. kongremiz, Proleter dünya devriminin,emperyalist, kapitalist ülkelerde Sosyalist, yar›-feodal, yar›-sömürge ve sömürge ülkelerde YeniDemokratik Devrim olmak üzere bafll›ca iki ak›m-dan olufltu¤unun, devrimci ulusal hareketlerin isemüttefik olduklar›n›n bilinciyle hareket eder.

Kongre, Maosit Komünist Partisi olarak üyesiolmaktan onur duydu¤u Devrimci EnternasyonalHareket’in, uluslar aras› Komünist Hareketin yenibir Komünist Enternasyonal’ de birlefltirilmesimücadelesinde embriyonik merkez rolünü selam-lar ve bu rolün ilerletilmesine gerekli katk›y› sunmakararl›l›¤›n› vurgular.

Baflta reformizm-liberalizm olmak üzere,revizyonist-Troçkist ve onlar›n çeflitli türevlerine,anti-MLM Üç dünyac›, AEP’çi, Fokocu ak›mlara,eklektik-merkezci çizgilere karfl›, DEH ile birlikte,MLM’in rehberli¤inde yürüdü¤üne bir kez dahaiflaret eder. Her bir parçadaki MLM parti, UKH’n›n bir müfrezesidir. Bu müfreze, ezilen ülkelerde(yar›-feodal, yar›-sömürge ve sömürge ülkeler)asgari program olarak (Sosyalizm ve Komünizmazami program› hizmetinde) Yeni DemokratikDevrim bayra¤›n› yükseltmektedir, yükseltme-lidir. Görevin icraas›nda; Parti-Halk Ordusu-Cephe stratejik silahlar›n›n ve bunlar›n HalkSavafl› yoluyla ilerletilmesi gere¤inin bilincindeolan kongre, devrimimizin önder çizgisi olarakKAYPAKKAYA güzergah›nda, her millet vemilliyetten emekçileri kenetlemeye ça¤›r›r.

Proletaryan›n ba¤›ms›z önder rolü devrimdeesas halkad›r. Proletarya, bunu, partisi arac›-l›¤›yla yerine getirir.

Kongre, Maoizmin rehberlik etti¤i MaoistKomünist Partisi bayra¤›n› yükseltir. HalkSavafl› devrim stratejisini içinden geçti¤imiz afla-man›n merkezi görevi olarak Köylü GerillaSavafl›n›n, temkinli ilerleme-yo¤unlaflarak yay-g›nlaflma taktik yönelimi ile hayata geçirilmesido¤rultusunda kararl›ca öne at›l›r...

Page 24: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

24

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

Bu belge, I. Kongre belgelerinden al›nm›flt›r

Bafll›¤a ç›kard›¤›m›z ifade tarz›ndan s›n›f düflman-lar›m›z›n oldukça ürktü¤ünün fark›nday›z. Nas›lürkmesinler ki? Çünkü dünyam›zda dolaflmaktaolan komünizm hayaleti Maoist Komünistlerönderli¤inde yürütülen Halk Savafllar›yla temsiledilmektedir. Somutlamak için fazla uza¤a git-meye gerek yok: Dünyan›n çat›s› Everest etek-lerinde Nepal Komünist Partisi (Maoist) önder-li¤inde yürütülen Halk Savafl›’yla elde edilenstratejik politik baflar›lar bütün insanl›k aleminide¤iflik boyutlarda da olsa etkilemektedir. Budevasa politik geliflme dünya proletaryas› veezilen halklar›na büyük bir moral güç verirkenemperyalist haydutlar ve uflaklar›na ise korkusal›p bacaklar›n› titretmektedir.

Önemle belirtmek gerekir ki dünyam›zdamevcut durumda dolaflan iki büyük ideolojikhayaletten biri, emperyalizmin “yeni dünya dü-zeni” ad› alt›nda gelifltirmeye çal›flt›¤› reformist-tasfiyeci ideolojik bayrak iken, öteki ise MaoistKomünist Partilerin dalgaland›rd›¤› Marksizm-Leninizm-Maoizmin, ‹lla da Maoizmin rehber-li¤inde yürütülen Halk Savafllar› ve s›n›f mücade-lesinin yaratt›¤› Maoist k›z›l bayrakt›r.

‹nsanl›¤›n gerçek kurtuluflu emperyalist burju-vazi ve tüm dünya gericili¤inin dalgaland›rd›¤›bayrak alt›nda toplanmakla de¤il ancak dünyaproletaryas›n›n rehber ideolojisi Marksizm-Lenin-izm-Maoizm’in yön verdi¤i Maoist KomünistPartilerin bayra¤› alt›nda toplanmakla mümkünolur. Bunun için de dünyadaki bütün Komünist-lerin bafl vuraca¤› bir tek adres var o da enternas-yonal proletaryan›n embriyon düzeyindeki mer-kezi örgütü olan Devrimci Enternasyonal Hareket(DEH)’tir.

Dünyada ve ülkede ideolojik düzlemde bafldüflman›m›z reformizmdir. Bundand›r ki ideo-lojik alanda okun sivri ucunu reformizme yö-neltmeliyiz.

Baflta reformizm olmak kayd›yla Marksizmeyabanc› bütün ideolojik ak›mlar›n dünya prole-tarya ve ezilen halklar üzerindeki etkisini k›rman›nkilit noktas›n› ise hiç kuflkusuz ki genel olarakbütün ülkelerde s›n›f savafl›na, özelde ise bizim kigibi yar›-sömürge, yar›-feodal ülkelerde Halk Sa-vafllar›na her zamankinden daha fazla yüklenmekolacakt›r.

‹flte bu ideolojik, politik, tarihsel ve toplumsalgerçeklikten hareketledir ki Maoist KomünistPartisi gerçeklefltirmifl oldu¤u 1. Kongrede ideo-lojik-politik yönelim olarak “Maoizmle YüklenHalk Savafl›yla ‹lerle!” stratejik fliar›n› belirledi.

Reformizm ve tasfiyecili¤in g›rla gitti¤i bugibi siyasal ortamlar her bir Maoist militanaHalk Savafl› çizgisinde her zamankinden dahafazla ideolojik donan›m, politik ›srar ve uyan›k-l›¤› flart koflar. Çünkü bu gibi politik ortamlardaideolojik savrulma ve politik k›r›lmalar daha çokbafl gösterir.

Yeri gelmiflken vurgulamak gerekir ki MaoistKomünistler son geliflmelerle birlikte Halk Savafl›konusunda daha yüksek bir bilinç seviyesineeriflmifl durumdalar. Bunu, kamuoyuna deklereedilen sonuçlarda görmek mümkün.

Öyleki, yani görünen o ki yakalanan bu bilinçseviyesiyle Mao’nun Halk Savafl› teorisinin sa¤’danveya sol’dan yorumlanmas› da alt edilmifltir.

Dolay›s›ylad›r ki Mao’nun Halk Savafl› teorisive onunla direkt ba¤›nt› içerisinde olan baz›stratejik meseleler üzerinde durmak gereklidir,zorunludur.

Halk Savafl› Nedir?Halk Savafl› üzerine bugüne kadar gerek kavramsalgerekse içerik bak›mdan çeflitli yorum ve tan›mla-malar yap›ld›. Bu teoriyi, kimileri sadece askeri birsavafla, kimileri “k›r flehiri kuflats›n”stratejisine,kimileri k›r gerilla savafl›na, kimileri Maoizmrehberli¤i alt›nda dünyada yürütülen bütün s›n›fsavafllar›na, kimileri silahl› vb. mücadele biçim-lerine, kimileri ise Maoizmin ideolojik-politikönderli¤i alt›nda yürütülen uzun süreli köylüsavafl›na uyarlayarak ele ald›. Dahas›, Halk Savafl›kuram› üzerine bin bir türlü teorik yorumlaryap›ld›. Ve hala da yap›lmaya devam edilmektedir.

Sözün özü, dünyada ki Maoistler ve Maoistkomünist partileri aras›nda Halk Savafl› teorisininyorumlanmas› noktas›nda henüz tam bir görüflbirli¤i sa¤lanm›fl de¤il. Görüfl birli¤inin sa¤land›¤›en belirgin bir nokta var, o da fludur: Bir savaflaHalk Savafl› demek için o savafla mutlak bir flekildeMaoist partilerin önderlik yapmas› flart›n›n

MAO VE HALK SAVAfiI

Page 25: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

25

SINIF TEOR‹S‹

konulmas›d›r. Bu, Halk Savafl› nezdinde de olsatüm Maoist Komünist partiler ve Maoistler ara-s›nda çok önemli bir ideolojik ve teorik birliktir

Bu kaotik teorik yorumlardan hareketledir kiHalk Savafl› kuram›n› çeflitli boyutlar›yla ele al›pyan›tlamak önemli bir ideolojik ve teorik görevolarak önümüzde durmaktad›r. Çünkü HalkSavafl› teorisi konusunda bilinci aç›k ve net olma-yanlar s›n›f mücadelesinde mevcut gerici iktidarlar›alt edip yerine kendi iktidarlar›n› kurmay› baflara-mazlar. Dahas›, her hangi bir konuda kendi bilinciayd›n olmayanlar baflkalar›n›n da zihinlerini örgüt-leyemez. Yani zihinleri, do¤ru bir ideoloji ve teo-riyle örgütlenenler baflkalar›n›n zihinlerini deörgütlemifl olur. Bu da gelece¤in iktidar›n›n gerekbilinçlerde gerekse pratikte ad›m ad›m kurulmas›demektir. Bu bilinçledir ki her bir Maoist kavram-lar› ve adland›rmalar› do¤ru ve yerli yerindekullanmak zorundad›r. Yoksa ideolojik kaosasürüklenir. Oradan da politik olarak sa¤a solasavrulmaktan kurtulamaz.

Kald› ki Halk Savafl› gibi devrimin önemli birteorik sorununda düflülecek en ufak bir sapma,devrime çok önemli zararlar vermifltir,verecektir.Bu ba¤lamda öncelikli olarak Halk Savafl› teorisinizihnimizde örgütlemeliyiz. Bunun do¤ru birörgütlenmesini yapt›ktan sonra di¤er stratejiksorunlar› da bilimsel bir flekilde yan›tlam›fl veçözümlemifl oluruz. Aslolan da ana halkay› bilin-cimizde iktidara tafl›makt›r. Bu önemdendir kikonuya ilk olarak Halk Savafl› nedir sorusunuyan›tlamakla bafllamak gerekir.

Halk Savafl›; en özlü ifadeyle yar›-feodal yar›-sömürge ve sömürge ülkelerde anti-emperyalistanti-feodal mücadelede ifadesini bulan, ‹flçi s›n›-f›n›n Maoist Komünist Partileri arac›l›¤›yla politikolarak önderlik etti¤i. özünde Uzun Süreli KöylüSavafl›n›n ekonomik, politik iktidarlaflma ve askerisavafl stratejisidir.

Özet olarak da olsa bu tan›mlaman›n arkaplan›nda yatan ideolojik, ekonomik, siyasi veaskeri nedenlerin aç›l›m›n› yapmakta fayda var:

Birincisi, bir savafl› Halk Savafl› olarak de¤er-lendirmek için ilk olarak o savafla yön veren siyasiçizginin Marksizm-Leninizm-Maoizm, illa daMaoizm ideolojisi ›fl›¤›nda politik olarak kurulmuflbir Komünist partisine sahip olmas›,

‹kincisi, bu teorinin siyasi ve askeri olarakbeslenece¤i sosyo-ekonomik zeminin yar›-feodalyar›-sömürge olmas› ve bu ülkelerde yürütülenanti-feodal, anti emperyalist mücadele ve savafllaraMaoist bir Komünist partisinin önderlik etmesi,

Üçüncüsü, bu gibi ülkelerdeki anti-feodal antiemperyalist devrimin diyalektik birli¤i olanDemokratik Halk Devrimi’nin özünün, özelliklede Demokratik devrimin özünün toprak devrimiolmas›,

Dördüncüsü, bu gibi sosyo-ekonomik yap›yasahip ülkelerde “proletaryan›n öncü köylülü¤ünise temel güç oldu¤u”, Maoist Demokratik Dev-rim teorisini savunmak,

Beflincisi, iktidar›n ancak “parça parça ve K›z›lSiyasi ‹ktidarlar” yoluyla al›naca¤› Maoist devrimve iktidarlaflma stratejisini savunmak,

Alt›nc›s›, bu gibi ülkelerde “ana mücadele biçi-minin silahl›, ana örgütlenme biçiminin ise partiönderli¤inde Halk Ordusu olaca¤›” teorisininsavunulmas›,

Yedincisi, bu gibi ülkelerde devrimin üç temelsilah›ndan birisi olan Halk›n Devrimci BirleflikCephesi (HDBC) tezinin savunulmas› ve bu cep-henin politik önderli¤inin Maoist KomünistPartiler önderli¤inde olmas›n› flart koflmak,

Sekizincisi, bu gibi ülkelerde kapitalist üretimiliflkisi de¤il esas olarak feodal üretim iliflkilerininhakim olmas›, flartt›r.

Görüldü¤ü gibi Halk Savafl›, ne tek bafl›na birmücadele, ne bir örgüt ve örgütlenme, ne de askeribir savafla indirgenecek savafl biçimidir. Hepsininsentezidir. Daha aç›k bir deyiflle Halk Savafl›teorisi, bu 8 (sekiz) temel tezin diyalektik birli¤idir.Bu tezlerin hepsi de birbirine kopmaz bir flekildeba¤l›d›r. Bunlardan birinin eksik olmas› demekyürütülen savafla Halk Savafl› dememek için yeterlibir nedendir.

Özcesi, bizim ki gibi ülkelerde devrimimiziniki ana organ›ndan birincisi, Maoizm ideolojisiylesiyasi olarak flekillenen Komünist partisi (bu, tayinedicidir) iken, di¤eri ise Halk Savafl›’d›r. ‹lki, beyingörevi görürken ikincisi ayaklar görevi görmek-tedir. Birisi olmazsa di¤eri olmaz. Dolay›s›yladevrim de gerçekli¤e dönüflmez.

Halk Savafl› üzerine yapt›¤›m›z bu özet teorikaç›mlamadan sonra geçiyoruz Halk Savafl› teo-risiyle iliflkili baz› stratejik sorunlara.

Halk Savafl›n›n Mücadele Ve ÖrgütBiçimleriyle ‹liflkisi:Baflkan Mao, ülkelerin sosyo-ekonomik özellik-lerine uygun olarak afla¤›ya aktaraca¤›m›z anamücadele ve örgüt biçimleri tezini savunmaktad›r:“‹ktidar›n silah zoruyla ele geçirilmesi, sorununsavaflla çözülmesi, devrimin bafll›ca görevi ve en

Page 26: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

26

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

yüksek biçimidir. Bu Marksist-Leninist devrimilkesi gerek Çin ve gerekse bütün di¤er ülkeleriçin evrensel olarak geçerlidir.” (Seçme Eserler cilt;2, Sf; 261)

Görülece¤i gibi burada ilke olarak savunulananlay›fl, bütün ülkelerde mevcut iktidarlar›n ancakSilah zoruyla alt edilece¤i gerçekli¤idir. Daha aç›kbir deyiflle Mao, “‹ktidar Namlunun Ucundad›r!”ilkesini mevcut durumda bütün ülke devrimleriningerçekleflmesi için ana ilke olarak savunulmas›n›flart koflmaktad›r. Bu tez savunulmadan hiçbirülkede hiçbir Demokratik ve Sosyalist devrim ger-çekleflemez.

Bunun aksini savunmak, yani bar›flç›l yollaiktidar›n ele geçirilece¤ini savunmak revizyonizmveya reformizmdir.

Bu ilkeyi savunmak (Zor’u) farkl› fley, fakat builkeyi her ülkeye ayn› flekilde uygulamak farkl›fleydir. Burada meselenin özünü devrimin ZOR’layap›l›p yap›lmamas› tezini savunmak olufltur-mal›d›r. Ülkelerin kendi koflullar›n› göz önündebulundurmadan silahl› mücadeleyi her yere ayn›flekilde kullanmak ise revizyonizm veya refor-mizm de¤il sa¤ veya sol oportünizm olur.

Devrimin ZOR’la yap›lmas› tezi Marksistdevrim teorisinin ilkesel bir sorunudur. Bilindi¤igibi revizyonizm ve reformizm Marksizm’in temelilkelerinden ayr›l›r. Bu ideolojik ak›mlar›n Marks-izmden ayr›ld›klar› temel ilkelerden birisi de dev-rimlerin ZOR’la de¤il bar›flç›l yolla gerçekleflece¤itezini savunmalar›d›r. Fakat bir sa¤ veya soloportünizm (sistemleflmifl çizgi boyutuyla da olsafark etmez) öyle de¤il. Çünkü bu tür ideolojikak›mlar “devrimin zor yoluyla gerçekleflece¤i”Marksist devrim tezini savunmaktad›rlar. AncakMarksizm’ den sapan bu ak›mlar›n temel yan›lg›s›fluras›d›r: Ülkelerin farkl› koflullar›n› (sosyo-ekonomik) göz önünde bulundurmadan bütündevrimler için geçerli olan zor yöntemini, dahas›silahl› mücadeleyi tek bir reçete gibi her yere ayn›flekilde uygulamay› savunmufl olmalar›d›r. Bun-dand›r ki Marksist Devrim teorisinden sapmak-tad›rlar.

Bu güne kadar bu konuda hayli kavram kar-gaflal›¤›n›n da oldu¤unu belirtelim. Bu, küçükburjuva oportünist devrimci hareket saflar›ndaoldu¤u gibi Komünist hareket saflar›nda damevcuttur. Revizyonizmle oportünizm aras›ndadiyalektik bir iliflki elbette ki vard›r. Ancak herikisinin ayn› oldu¤u söylenemez. Ayn› olmad›¤›gibi oportünizmin kendi içerisinde çeflitleri vard›r.Oportünizm, sa¤ veya sol oportünizm diye ikiye

ayr›l›r. Bunlar›n da kendi içerisinde boyutlar›vard›r: Bunlar; sistemleflmifl (program, platform)ve sistemleflmemifl (henüz embriyon halinde)oportünizm boyutunda kendisini gösterir. Hepside özünde Marksizmden sapmad›r.

Burada dikkatleri çekmek istedi¤imiz ananokta revizyonizmle oportünizmin birbirine ka-r›flt›r›lmas›d›r. Bu kavramlar ço¤u kez yerli yerinekullan›lm›yor. Kullan›lmad›¤› için de gereksizpolemikler yürütülüyor. Bu kavramlar do¤ru veyerli yerine kullan›lmad›¤› zaman yanl›fl düflünce-lere karfl› mücadele yöntemi de hatal› oluyor.Do¤ru bir siyaset ancak do¤ru bir teori ›fl›¤›ndayürütülebilinir. Maoistler, ideolojik olarak opor-tünizm ve revizyonizmin hiç birisiyle uzlaflmay›savunmaz, hepsinin de amans›z düflman›d›rlar.Hepsinin amans›z düflman› olmak demek hepsineayn› siyaseti uygulamay› getirmez. Demek istedi-¤imiz o ki bilimsel görüfl aç›s› bütün sapmalarakarfl› amans›z ideolojik mücadele ama her sapmayakarfl› farkl› siyaset izlemektir. Bu gözden kaç›r›ld›m› o zaman hiçbir sapmaya (revizyonizm-refor-mizm, anarflizm-Troçkizm ve Hocac›l›k, sa¤ veyasol oportünizm fark etmez) karfl› do¤ru bir ideolojik mücadele yürütülemez.

Özcesi, Halk Savafl›n› savunmayan her birküçük burjuva hareketi toptanc› bir mant›klarevizyonist veya reformist olarak nitelendirmekdo¤ru bir anlay›fl de¤il. Daha aç›k bir söylemle,bizim ki gibi ülkelerin devrim stratejisi için HalkSavafl› teorisini savunmayanlar›n hepsi revizyonistde¤il ama oportünist.

Neyin ilke, neyin ilke olmad›¤› noktas›nda buön aç›mlamay› yapt›ktan sonra Mao yoldafl›n farkl›sosyo-ekonomik yap›lara sahip ülkeler için farkl›mücadele ve örgüt biçimleri geçerlidir, tezleriniaktaral›m:

“Ama ilke ayn› kalmakla birlikte, onun prole-tarya partisi taraf›ndan uygulanmas›, de¤iflikkoflullara göre de¤iflik biçimler al›r. Faflist olma-d›klar› ya da savafl halinde olmad›klar› zamankapitalist ülkeler içte (feodalizmi de¤il) burjuvademokrasisini uygularlar; d›fl iliflkilerinde isekendileri bask› alt›nda olmay›p, baflka ülkeleri bask›alt›nda tutarlar. Bu özelliklerinden dolay›, kapitalistülkelerdeki proletarya partisinin görevi, uzun birlegal mücadele dönemi boyunca iflçileri e¤itmek, güçtoplamak ve böylece kapitalizmi nihai olaraky›kmaya haz›rlanmakt›r. Bu ülkelerde sorun, uzunbir legal mücadele, parlemantodan bir kürsü olarakyararlanma, iktisadi ve siyasi grevler, sendikalar›nörgütlenmesi ve iflçilerin e¤itilmesi sorunudur. Orada

Page 27: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

27

SINIF TEOR‹S‹

örgütlenme biçimi legaldir, mücadele biçimi dekans›zd›r (askeri de¤ildir). Savafl sorununa gelince,kapitalist ülkelerdeki Komünist partileri kendiülkeleri taraf›ndan yürütülen emperyalist savafllarakarfl› ç›karlar. E¤er böyle savafllar patlak verirse bupartilerin siyaseti, kendi ülkelerindeki gericihükümetlerin yenilgiye u¤ramas›n› sa¤lamakt›r.Komünist Partilerinin vermek istedikleri tek savafl,haz›rlanmakta olduklar› iç savaflt›r. Fakat bu ayak-lanma ve savafl, burjuvazi gerçekten çaresiz birduruma gelinceye, proletaryan›n büyük ço¤unlu¤usilaha sar›l›p savaflmaya kararl› hale gelinceye veköylük bölgelerdeki kitleler proletaryaya gönüllüolarak yard›m edinceye kadar bafllat›lmamal›d›r. Veböyle bir ayaklanma ve savafl› bafllatman›n zaman›geldi¤inde, ilk ad›m flehirleri ele geçirmek, ard›ndanda köylük bölgelere ilerlemek olacakt›r; tersi de¤il.Bütün bunlar kapitalist ülkelerdeki KomünistPartileri taraf›ndan yap›lm›flt›r ve Rusya’daki Ekimdevrimiyle de do¤rulu¤u kan›tlanm›flt›r.

Çin ise farkl›d›r. Çin’in özellikleri,ba¤›ms›zve demokratik de¤il yar›-sömürge ve yar›-feodalolmas›, içte demokrasi olmay›p feodal bask› alt›n-da bulunmas› ve d›fl iliflkilerinde milli ba¤›ms›z-l›¤a sahip olmay›p emperyalizmin bask›s› alt›ndaolmas›d›r. Dolay›s›yla, yararlanabilece¤imiz birparlemantomuz ve iflçileri legal olarak grev içinörgütleme hakk›m›z yoktur. Komünist partisininburadaki görevi,esas olarak, ayaklanma ve savafl›bafllatmadan önce uzun bir legal mücadele döne-minden geçmek ve önce büyük flehirleri ele geçiripard›ndan köylük bölgeleri iflgal etmek de¤il, tamtersidir.

...Bütün bunlar, Çin ile kapitalist ülkeleraras›ndaki fark› ortaya koymaktad›r. Çin’de esasmücadele biçimi savafl, esas örgütlenme biçimiordudur. Kitle örgütlenmesi ve kitle mücadelesigibi di¤er biçimler de son derece önemli, hattavazgeçilmez biçimlerdir ve hiçbir koflul alt›ndaküçümsenemezler; ama onlar›n amac› savaflahizmet etmektir. Bir savafl›n patlamas›ndanönceki bütün örgütlenme ve mücadele, savaflahaz›rl›k içindir.” (age, sf;261-62-63)

Görüldü¤ü gibi baflkan Mao ülkelerin sosyoekonomik yap›lar›na göre farkl› mücadele, örgütve savafl biçimleri tezini ileri sürmektedir. Bu tezinbilimselli¤i Sovyet Devrimi ve Çin Devrimi somu-tunda çok net bir flekilde kan›tlanm›flt›r.

Mao’dan al›nt›lad›¤›m›z tezlerin daha bir aç›k-l›k ve netlikle alg›lanmas› için sonuçlar› sat›r bafl-lar›yla aktaral›m:

a Kapitalist-Emperyalist Ülke Devrimleri‹çin Özet Tezler

1. Kapitalist-emperyalist veya yar›-sömürge veyar›-feodal ülkelerde Demokratik ya da Sosyalistdevrimin gerçekleflmesi için Zora dayal› müca-deleyi devrimin bafll›ca görevi ve en yüksek biçimiolarak savunmak flartt›r. Yani, farkl› sosyo ekono-mik yap›lara sahip olmak devrimin ZOR’la yap›-laca¤› ilkesinin özünü de¤ifltirmez. Bu tez, bütünülkeler için evrensel bir ilkedir.

2. Kapitalist-emperyalist ülkelerde (faflist vesavafl halinde olmayanlar) mücadele biçimi kans›z(askeri de¤il), örgütlenme biçimi ise legaldir. Birbaflka deyiflle, bu gibi ülkelerde uzun bir legalmücadele dönemi boyunca iflçileri e¤itmek, güçtoplamak ve böylece burjuvaziyi ve iktidar›n› nihaiolarak y›kmaya haz›rlanmakt›r. Bu haz›rl›klar›nbafll›calar› parlemantodan bir kürsü olarak yarar-lanma, iktisadi ve siyasi grevler, sendikalar›nörgütlenmesi ve iflçilerin e¤itilmesi sorunudur.

3. Sald›r› savafl› durumunda Komünist Partile-rinin ana görevi emperyalist savafla karfl› ç›kmakt›r.Daha aç›kças›, bu tür savafllar›n ç›kmas› duru-munda Komünist partilerinin asli görevi bu türsavafllar› iç savafla dönüfltürmek ve kendi ülkele-rindeki gerici iktidarlar› devirmektir.

Savafl durumunun olmad›¤› koflullarda iseKomünist Partilerinin yürütmek istedikleri teksavafl birinci ve ikinci maddelerde belirtti¤imizhaz›rl›klar ›fl›¤›nda iç savafl›n kendisi olacakt›r. Busavafl, ayaklanma d›fl›nda olmayacakt›r. Mao’nundedi¤i gibi ayaklanma ve savafl öylesine gelifli güzelbafllat›lmayacakt›r.

Özetlersek, bu gibi ülkelerde;Burjuvazi, gerçekte çaresiz bir duruma gelin-

ceye,Proletaryan›n büyük ço¤unlu¤u silaha sar›l›p

savaflmaya kararl› hale gelinceye,Ve köylük bölgelerdeki kitleler proletaryaya

gönüllü olarak yard›m edinceye kadar, ayaklanmave savafl bafllat›lmamal›d›r.

4. Böyle bir ayaklanma ve savafl› bafllatman›nrotas› flehirlerden köylük bölgelere do¤ru ola-cakt›r. Yani, önce flehirler ele geçirilecek ard›ndanköylük bölgelere do¤ru ilerleme rotas› izlenecektir.

5. S›ralanan bütün bunlar kapitalist-emper-yalist ülkelerde Komünist Partileri taraf›ndanyap›lm›flt›r. Rusya’da gerçeklefltirilen Ekim Dev-rimi bütün bu tezleri do¤rulamaktad›r.

6. Yukar›ya Mao’dan özetleyerek aktard›¤›m›ztezler sadece emperyalist ülkeler için geçerli de¤il,

Page 28: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

28

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

ayn› zamanda yar›-sömürge kapitalist ülkeler içinde geçerlidir. Buralarda emperyalist ülkelere oranlaen önemli sorun ve fark yürütülecek Sosyalistdevrim mücadelesinin yar› sömürgecilikten dolay›(ek olarak) bir de anti-emperyalist yön tafl›mas›gerçekli¤idir. Daha aç›kças›, kapitalist üretimiliflkilerinin (komprador da olsa) hakim oldu¤uyar›-sömürge ülkelerdeki mücadele, örgüt vesavafl›n ald›¤› biçimlerle emperyalist ülkelerdekimücadele, örgüt ve savafl biçimleri esasta ayn›d›r,ayn› rotay› izlemek durumundad›r.

Çünkü, bu gibi ülkelerdeki bafl çeliflkinin kendisiproletarya ile burjuvazi aras›ndad›r. Gündemdekidevrimin kendisi ise Sovyetlerde ki gibi Sosyalistdevrim olur. Bu ekonomik, politik nesnelliktendolay› da iflçi s›n›f› hem öncü hem de temel güçtür.Köylülükle temel ittifak› savunmak farkl› fleyköylülü¤ün temel güç oldu¤u gerçekli¤i ise farkl›fleydir. “Köylülü¤ün devrimde temel güç oldu¤u”tezinin arka plan›nda yatan toplumsal ekonomikolgunun, yani feodalizmin tasfiye olmad›¤›, dola-y›s›yla demokratik devrimin yap›lmad›¤›; dahaaç›kças› feodalizmle Halk y›¤›nlar› aras›ndakiçeliflkinin bafl çeliflki olmas› ve bu çeliflkinin özünüde köylülükle büyük toprak a¤alar› aras›nda çelifl-kinin oluflturmas› gerçekli¤idir.

Bu nesnel gerçeklikten hareketledir ki kapitalistyar›-sömürge ülkelerde devrimin anti-emperyalistyön tafl›mas› (sadece bundan) gerçekli¤i, bu ülke-lerle emperyalist ülkeler aras›nda devrim yolunoktas›nda niteliksel boyutta bir farkl›l›¤› getirmez.

Burjuvazi her iki durumda da (ister emperyalist,isterse kapitalist olsun) askeri vb. konularda flehir-lerde güçlüdür. Bu durum proletarya devrimi içindezavantaj olufltursa da ancak burada devriminkaderini belirleyecek olan güçler dengesinin as›lgücü ‹flçi s›n›f›n›n gerek nitel gerekse nicelik aç›dan(öncü ve temel güç olmas›) mevcut iktidar ve sistemisiyasal aç›dan de¤ifltirecek güce sahip olmas›d›r.

Güçler dengesini sadece askeri, teknik vb.noktalara indirgemek niteli¤e de¤il niceli¤e önemveren s›n›f iflbirlikçisi sa¤ oportünist anlay›fllard›r.Bu teori güce tapma teorisidir; s›n›f›n ve devrimcihalk kitlelerin devrimde tayin edici gücüne güven-memektir.

K›sacas›, bu gibi kapitalist ve emperyalist ülke-lerde flehirlerdeki güçler dengesi genel olarakproletaryan›n lehine iken burjuvazinin ve emper-yalizmin aleyhinedir.

Yeri gelmiflken Toprak devrimiyle Tar›m dev-riminin bir ve ayn› fleyler olmad›¤›n› da belirtmekisteriz:

Toprak devrimi, az önce de parmak bast›-¤›m›z gibi feodalizmin hakim üretim biçimioldu¤u ülkeler de köylülerin toprak sorununuçözmenin ad› olan Demokratik devrimin özünüolufltururken, Tar›m devrimi ise tar›mda maki-nalaflma, modernleflme, vb. alanlar› kapsar. Butez, ancak kapitalizmin hakim oldu¤u ülkeleriçin geçerli olabilir. Aksi anlay›fllar, yani hemfeodalizm hakimdir diyeceksin hem de “tar›mdevrimi”ni esas alacaks›n tezi, kendi içinde ol-dukça eklektik ve tutars›zd›r. Toprak devrimineba¤l› olarak tar›m devrimini gündemine ala-bilirsin. Ama önce tar›m devrimi sonra toprakdevrimi dedin mi, bu, aç›k bir tutars›zl›k olur.Ya da, “Tar›m devrimi esast›r” diyenlerin dürüstve tutarl› olmalar› için ülkeyi kapitalist olaraksaptamalar› gerekir. Aksi anlay›fl ve tutumlardürüst de¤il. Bu tür anlay›fl sahipleri hiç sak›n-madan ve demagoji yapmadan savunmak iste-diklerini aç›ktan savunmal›d›rlar.

7. Yar›-sömürge kapitalist ülkelerin emperya-lizme ba¤›ml›l›k derecesiyle yar›-feodal yar›-sö-mürge ülkelerin emperyalizme ba¤›ml›l›k derecesibir ve ayn› de¤ildir.Yar›-sömürge kapitalist dev-letlerin emperyalizme ekonomik ve politik ba¤›m-l›l›k derecesi yar›-feodal ülkelere oranla daha altdüzeydedir. Bunun temel nedeni ise kapitalistülkelerin ekonomik olarak yar›-feodal ülkelerdendaha ileri ve güçlü olmalar› gerçekli¤idir.

8. “Kapitalist-emperyalist” ülkeler ifadesinikullanmam›z›n esas nedeni, yukar›da tezler halindeizah etmeye çal›flt›¤›m›z mücadele,örgüt ve savaflbiçimlerinin kapitalist ve emperyalist ülkeler içinde esasta ayn› olmas› nesnelli¤idir.

Yunanistan, Portekiz ve ‹spanya gibi ülkeleraz önce vurgusunu yapt›¤›m›z yar›-sömürge ka-pitalist ülkeler kategorisindedir.

bYar› feodal Yar› sömürgelerdekiDevrim Modeli ‹çin Özet Tezler:

1. Bu ülkelerde kapitalizm de¤il feodalizmhakim üretim biçimidir. Feodal üretim iliflki-leriyle kapitalist iliflkiler iç içedir, fakat feodalüretim iliflkileri hakimdir. Bundan dolay› ülkeiçerisinde demokrasi yoktur.

D›fl iliflkilerinde ise emperyalizmin deneti-minde, özellikle de ekonomik olarak emper-yalizme göbekten ba¤›ml› oldu¤u için tam birmilli ba¤›ms›zl›¤a sahip de¤ildir. Bu gibi ülke-lerde görünürde siyasi bir ba¤›ms›zl›k söz konu-sudur.

Page 29: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

29

SINIF TEOR‹S‹

2. Bu ülkelerde bu sosyo ekonomik yap›dandolay› anti emperyalist mücadeleyle anti feodalmücadele iç içedir. Bir baflka deyiflle DemokratikDevrimle Milli Devrim iç içedir. Milli Demok-ratik Devrim diye ifade etti¤imiz söylem, bu ikidevrimin bileflkesidir.

‹flgalci koflullarda Milli çeliflmeye ba¤l› olarakmilli devrim öne geçerken, iflgalin olmad›¤›koflullarda ise özü toprak devrimi olan Demok-ratik devrim öne geçer.

Bu gibi ülkelerde temel çeliflki emperyalizm,feodalizm ve komprador kapitalizm ile geniflhalk y›¤›nlar› aras›ndad›r. Bafl çeliflki ise iflgalinolmad›¤› koflullarda feodalizmle genifl halky›¤›nlar› aras›nda iken, iflgalin oldu¤u koflullardaemperyalizm ile ulus aras›ndad›r.

Temel çeliflki Milli Demokratik devrim sürecitümden tamamlanmadan varl›¤›n› devam etti-rirken bafl çeliflki ise az önce parmak bast›¤›m›zkoflullara göre de¤iflir.

Bu ülkeler, emperyalizm ve feodalizm ha-kimiyetinden dolay› burjuva demokrasisiniyaflamam›flt›r. Bu ülkelerde genel olarak faflistdiktatörlükler hüküm sürmektedir. Faflist dik-tatörlü¤ün hüküm sürmedi¤i yerlerde ise afl›r›gerici rejimler hükmünü sürdürmektedir.

3. Bütün bu farkl› özellikler ayn› zamanda buülkelerdeki mücadele, örgüt ve savafl biçimiylekapitalist-emperyalist ülkelerdeki mücadele, örgütve savafl biçimini de farkl› k›lmaktad›r.

Bu gerçeklikten hareketle yar›-feodal, yar›sömürge ülkelerdeki Komünist Partilerinin esasgöreviyle kapitalist-emperyalist ülkelerdeki Ko-münist Partilerinin esas görevleri de farkl›l›kgöstermek zorundad›r. Yoksa Marksizm-Leni-nizm-Maoizm’ den sapm›fl oluruz. MademkiMarksizm, somut flartlar›n somut tahliliyse, ohalde her ülkenin somut (sosyo ekonomik yap›)gerçekli¤ine göre de mücadele, örgüt ve savaflbiçimi tespit etmek zorunday›z. Aksi tutum veanlay›fllar do¤matizm ve flablonculuktur.

4. Buna göre, yani Çin gibi yar› feodal ve yar›sömürge ülkelerde mücadele,örgüt ve savafl biçimikendisini flu flekilde gösterir:

Esas mücadele biçimi savafl, esas örgütlenmebiçimi parti önderli¤inde ordu örgütlenmesi,

Kitle örgütlenmesi ve kitle mücadelesi gibi(demokratik kitle örgütleri, sendikalar, genelgrevler, di¤er legal olanaklar ve mücadele gibi)di¤er mücadele biçimleri de önemlidir, fakatbunlar›n hepsi de savafla hizmet etmek zorundad›r.

Bu tür ülkelerde savafl bafllat›lmadan öncebütün örgütlenme ve mücadele biçimleri savafl›bafllatmak için haz›rl›k, savafl bafllad›ktan sonra isebütün örgütlenme ve mücadele biçimleri direktveya dolayl› savafl›n hizmetinde yürütülmek zo-rundad›r.

5. Bu tür ülkelerde Savafl Uzun süreli olacakt›r.Bu uzun süreli savafl devrim boyunca üç aflamadangeçmektedir:

Birinci aflama, düflman›n stratejik sald›r›dabizim ise stratejik savunmada oldu¤umuz dönemikapsar. Bu aflama itibar›yla düflman aç›s›ndantaktik sald›r›lar tali, bizim aç›m›zdan ise taktiksald›r›lar esast›r. Bu dönemde savafl›n esas biçimigerilla savafl›d›r. ‹ktidarlaflman›n ana hedefi öncebir veya birkaç bölgede Kurtar›lm›fl alanlar yarat-mak ve ard›ndan K›z›l Siyasi ‹ktidarlar kurmakt›r.

Bu dönemde ordu örgütlenmesi gerilla birlik-leri fleklinde iken, hedef ise K›z›l Siyasi ‹ktidarlar›nkurulmas›na paralele olarak düzenli orduyageçmek olmal›d›r.

‹kinci aflama, stratejik denge aflamas›d›r. Buaflamada düflman bir yandan kaybetti¤i topraklar›yeniden ele geçirmek için mücadele edecek, öteyandan ise elindeki topraklar› korumaya çal›fla-cakt›r.

Biz ise, kurtar›lm›fl bölgeleri ve kurulan K›z›l‹ktidarlar› daha da geniflletmek için yeni alanlarele geçirip ve ard›ndan stratejik sald›r› aflamas›nageçmektir.

Bu aflamada mücadele biçimimiz (savafl) esasolarak hareketli savaflla desteklenen gerilla savafl›olacakt›r.

Bu aflamada Halk Ordumuz düzenli ordu flek-linde kurumlaflm›fl olacakt›r. Düzenli ordununoluflturulmas› demek hemen stratejik karfl›-sal-d›r›y› bafllataca¤›m›z anlam›nda yorumlanmama-l›d›r.

Bu aflamada Türkiye-Kuzey Kürdistan toprak-lar› genel olarak üçe ayr›lm›fl olacakt›r:

“Birincisi, düflman›n üs bölgeleri; ikincisi,gerilla savafl› için bizim üs bölgelerimiz; üçün-cüsüde her iki taraf›n mücadele etti¤i gerilla bölgeleri.”Yani ara bölgeler.

Baflkan Mao’nun dedi¤i gibi bu aflaman›n sü-resi, “düflmanla aram›zdaki güç dengesindekide¤iflikliklerin ölçüsüne ve uluslar aras› durum-daki de¤iflikliklere ba¤l› olacakt›r; genel olarak,bu aflaman›n görece uzun bir zaman sürece¤inikabul etmeye ve zorluklar›na gö¤üs germeye haz›rolmal›y›z.”

Page 30: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

30

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

Bu aflama, ayn› zamanda en fazla y›k›m›nolaca¤› dönem de olacakt›r.

Bu aflaman›n di¤er bir önemli özelli¤i ise bütünülkede Halk›n Birleflik Cephesi Hükümeti’ninkurulmas›n›n gündeme gelmifl olmas›d›r. Bu konu-daki politikay› kararl› ve ›srarl› bir flekilde savun-mak flartt›r.

Bilindi¤i üzere Devrimci Halk›n Birleflik Cep-hesi hükümetinin s›n›f bileflenleri proletarya veköylülük baflta olmak üzere flehir küçük bur-juvazisi ve Milli burjuvazinin sol (devrimci) kana-d›d›r.

Üçüncü aflama, bu aflamada savafl, art›k stra-tejik savunma biçiminde de¤il stratejik karfl› sald›r›fleklinde geliflecektir. Mao’nun iflaret etti¤i gibi“savafl art›k iç hatlarda de¤il yavafl yavafl stratejikd›fl hatlara kayacakt›r.” Bu aflama, ayn› zamandauzun süreli Köylü savafl›n›n son aflamas› ve tümülkede iktidar›n ele geçirilmesi an›n›n yaklaflmas›demektir.

Bafll›ca mücadele (savafl) biçimi ikinci aflama-daki gibi yine esas olarak hareketli savafl olacak amabu aflamada mevzi savafl› da önem kazanacakt›r.Mevzi Savafl›ndan kas›t esas olarak düflman mevzi-lerine karfl›-sald›r› yapmak alg›lanmal›d›r.

Bu dönemde gerilla savafl›, hareketli ve mevzisavafl›n›n yan›n da “destek sa¤layacak”flekildekullan›lacakt›r. Mao’nun dedi¤i gibi “gerilla savafl›ikinci aflamadaki gibi bafll›ca mücadele biçimiolmayacakt›r.”

6. Tüm bu aflamalar boyunca ordu örgüt-lenmesini güçlendirmek ve tamamlamak içinmilis örgütlenmesini yapmak flartt›r.

7. Bu gibi ülkelerin devrim mücadelesindeproletarya öncü güç, köylülük ise temel güçtür.

Bu gerçeklik, ayn› zamanda Halk KurtuluflOrdusunun s›n›f bileflenleri içerisinde esas gücün(niceliksel) köylülü¤e ait olaca¤›n› da gösterir.

Bu Savafl, Ordu ve nüfus yo¤unlu¤u gerçek-li¤inden dolay› bu gibi ülkelerde Komünist Partiüyelerinin ço¤unlu¤unu s›n›f olarak küçükburjuvaziden gelenler oluflturacakt›r.

Bu savafl›, Demokratik devrimin özünde top-rak devrimi olmas›; köylülü¤ün temel güç ve ordubilefleninin esas gücünü oluflturmas›, gerilla sava-fl›n›n birinci aflamada esas savafl, di¤er dönemlerdeise tamamlay›c› savafl biçimi olmas›, yürütülensavafl›n esasta uzun süreli bir köylü savafl› karakteritafl›mas›; dahas› bu savafl›n önderli¤ini MaoistKomünist partilerinin yürütmüfl olmas› gerçek-li¤inden hareketle, özellikle de içinden geçti¤imiz

aflama aç›s›ndan Köylü Gerilla Savafl› olaraktan›mlamaktay›z.

Bu durum, Devrimci Halk›n Birleflik Cephe-si’nin üzerinde yükseldi¤i iki temel s›n›f olmagerçekli¤i için de geçerlidir.

Ayn› durum kapitalist, emperyalist ülkeler içingeçerli de¤il. Oralardaki birleflik cephe faflizmeve iflgalcili¤e karfl› olur. Oysa bizimki gibi ülkeler-de faflizme karfl› birleflik cephenin bileflenleriyleHalk›n birleflik cephesinin bileflenleri ayn›d›r.

Bu gibi ülkelerde gerek anti-faflist birleflik cep-heye gerekse Halk›n Birleflik Cephesine KomünistPartisinin politik önderli¤i flart iken ancak kapita-list ve emperyalist ülkelerde Faflizme karfl› olufltu-rulan birleflik cephede Komünistlerin önderli¤i flartde¤ildir. Yani, Komünistler, bu tür ülkelerde fafliz-me karfl› birleflik cephenin kurulmas›nda kendiönderliklerini flart koflmazlar.

Kapitalist ve emperyalist, özellikle de emper-yalist ülkelerde milli burjuvazi diye bir s›n›fyoktur. Bu gibi ülkelerde ‹ki tür burjuvazi vard›r.Bunlar; Tekelci burjuvazi ve küçük burjuvazidir.

Yar›-sömürge kapitalist ülkelerde ise var olanburjuvazi, iflbirlikçi burjuvazi, milli burjuvazi veküçük burjuvazidir. Bu gibi yar›-sömürge kapita-list ülkelerde milli kapitalizm, yar›-feodal ülkeler-deki milli kapitalizme oranla daha geliflkindir.Dolay›s›yla bu kapitalizmi temsil eden s›n›f, ikti-dara daha yak›n ve gericidir. Bu burjuvazi, fiili iflgalve faflizm koflullar› d›fl›nda, di¤er dönemlerdedemokratik devrim cephesi güçlerinin yan›nda saftutmaz. Bu gibi ülkelerde devrimin dostu küçükburjuvazidir. ‹flçi-Köylü temel ittifak› siyaseti bugibi ülkeler için geçerlidir, fakat bu ittifak Halk›nDevrimci Birleflik Cephesi olarak anlafl›lmama-l›d›r. ‹ttifak farkl› cephe ise farkl›d›r.

8. Yar›-feodal yar› sömürge ülkelerde flehir-lerdeki nüfus oran›n›n k›rlara göre daha fazlaolmas› Demokratik devrimin özünü de¤ifltir-mez:

Demokratik devrim gündemde oldu¤udönem boyunca köylülere dayanmak da esasolacakt›r. Bu gibi ülkelerde feodalizmin zay›fl›¤›toprak devriminin görevlerini azalt›r veya s›n›r-lar›n› daralt›r. Dolay›s›yla meseleye nüfusunflurada m› burada m› çoklu¤u temelinde yaklafl-mak Maoist bir anlay›fl ve yaklafl›m olmaz. E¤erdemokratik devrim diye bir meselemiz yok ise,o zaman meseleyi Demokratik devrim diye birsorun bu ülkenin gündeminde var m› yok mutemelinde tart›fl›r›z. Yoksa, “demokratik devrimgündemdedir” diye bir tespit yap›yorsak, o

Page 31: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

31

SINIF TEOR‹S‹

zaman tutarl› olmak aç›s›ndan da köylülü¤edayanmak esast›r tespitini yapmak zorunday›z.Aksi anlay›fllar bizi oportünistlikten kurtara-maz. Çünkü Demokratik Halk Devrimi özündebir köylü devrimidir. Kald› ki bu gibi ülkelerdeköylülü¤ün temel güç olmas› sorunu, baflkanMao’nun Demokratik Halk Devrimi teorisininen temel meselesini oluflturmaktad›r.

Demokratik devrim sorununu demokrasimeselesi olarak ele alan Hocac› orta yolculardanbaz› yap›lar üst yap›y› de¤ifltirmekle, yani meseleyifaflizme karfl› mücadeleyle s›n›rland›rmaktad›rlar.Onlara göre ülkede feodal üretim iliflkileri hakimde¤ildir. Dolay›s›yla gündemde toprak devrimidiye bir sorun ve görev de yoktur. “Demokratikdevrimi” ise üst yap›da faflist diktatörlü¤ü y›kmak-la s›n›rland›r›yorlar. “Anti-emperyalist demok-ratik devrim” tezini, savunmalar›n›n arka plan›ndayatan gerçeklik budur. Kald› ki bu ara ak›mlar›ngündemlerinde olan demokratik devrim de¤ilsosyalist devrimdir. Bunun için de asl›nda demok-ratik devrim diye bir sorunlar› yoktur. Özündebilinçleri buland›rmak için demokratik devrimtezini savunmaktad›rlar.

Dikkatleri çekmek ve tart›flmas›n› yapmak iste-di¤imiz husus oportünist ak›mlar›n bu tür konu-larda ne düflündükleri de¤il. Hatta bu durum,yaniülkeyi kapitalist olarak tan›mlayan orta yolcuoportünist ak›mlar için (iç tutarl›l›klar› aç›s›ndan)normal karfl›lana bilinir. Ancak ayn› tutumuDemokratik Halk devrimi tezini savunanlar içingöstermek mümkün olmaz. Üstelikte kendisiniMaoist olarak nitelendirenlerin içine düfltükleri bueklektik oportünizm hiç mi hiç affedilecek biranlay›fl ve tutum olamaz.

9. Yar›-feodal,Yar›-sömürge ülkeler için ilerisürülen mücadele, örgüt ve savafl biçimi tezleriyar›-feodal sömürge ülkeler için de geçerlidir.

Bu ülkelerde gündemde olan milli devrimdir.Bu, sömürge olmalar› gerçekli¤inden kaynak-lan›yor. Dolay›s›yla cephenin kendisi de millicephe anlay›fl› üzerinden infla edilir. Bu, Millidevrimle Demokratik Devrimin ayr› oldu¤u anla-m›na gelmez. Her ikisi de t›pk› yar›-sömürge veyar›-feodal ülkelerdeki gibi kopmaz bir flekildebirbirine ba¤l›d›r. Yar›-feodal iliflkilerden dolay›toprak devrimini gündemine almayan bu tür dev-rim mücadeleleri s›n›fsal kurtulufl (sosyal) mücade-lesi olarak de¤erlendirilemez. Ayr›ca sadece millidevletin kurulmas›yla tam ba¤›ms›zl›¤a ulafl›ld›¤›anlafl›lmamal›d›r. Örne¤in, Yar›-sömürge ülkelerinmilli devleti var, fakat bu devletler siyasi olarak

tam ba¤›ms›z de¤ildir. Kelimenin gerçek anlam›n-da Milli veya Demokratik Devrim ancak MaoistKomünist Partilerin önderli¤inde baflar›ya ulafl›r.Bunun d›fl›ndaki tüm devrim modelleri milli burju-va, küçük burjuva veya ezilen ulusun milliyetçidevrimcileri önderli¤inde geliflen ulusal devrimler-dir. Bu savafllar›n hepsinde de ilerici, demokratikyön mevcuttur. Hepsi de özünde hakl› savafllard›r.Fakat Halk Savafllar› de¤ildir.

Bir savafl›n karakteri o savafla önderlik edens›n›f ve partinin ideolojik ve siyasi çizgiyle orant›-l›d›r. Daha aç›k bir deyiflle savafl, siyasetin yo¤un-laflm›fl ifadesi olarak baflka araçlarla (silahl›) devam›ise, bu savafla yön veren siyasette ekonomininyo¤unlaflm›fl ifadesidir. O halde hangi amaç içinve kimin için,yani hangi s›n›f ve s›n›flar için savafl?‹flte bir savafl›n hakl› m› yoksa haks›z m› oldu¤unubelirleyen kilit nokta buras›d›r.

c‹flgal Alt›ndaki Ülkelerin Devrim Yolu‹çin Tezler:‹flgal alt›ndaki ülkeler derken bununla birincisi,yar›-feodal yar›-sömürge statüde olan ama Çin gibiemperyalist devletler (Japonya) taraf›ndan fiiliiflgale u¤rayan ülkeler, ikinci olarak ise Fransa gibiII. Dünya savafl›nda iflgale u¤rayan emperyalistülkeleri kastediyoruz.

Çin gibi yar›-feodal, yar›-sömürge ülkelerin fiiliiflgale u¤ramas› durumunda nas›l bir devrim rotas›izlendi¤i ve izlenmesi gerekti¤ini b fl›kk›nda genelhatlar›yla ortaya koyduk. Ve iflgal durumunda netür de¤ifliklikler olaca¤› konusunda özet aç›mla-malarda bulunduk. Dolay›s›yla konumuzun anatemas›n› “K›r fiehiri Kuflats›n” teorisi olufltura-cakt›r.

Öncelikle her bir Maoist kifli flu noktay› iyideniyiye bilince ç›kartmal›d›r: “K›r fiehiri Kuflats›n”teorisiyle Halk Savafl› teorisi bir ve ayn› fley de¤il-dir. Bu konuda hayli kafa kar›fl›kl›¤› mevcuttur.Ki bu kafa kar›fl›kl›¤› geçmiflteki gibi olmasa dahala da devam etmektedir. Bugüne kadar gereksaflar›m›zda gerekse dünyadaki Maoist ak›mlararas›nda Halk Savafl› teorisini sadece askeri savaflbiçimine indirgeyerek ele alanlar “K›r fiehiri Ku-flats›n”la özdefllefltirdiler. Özellikle de saflar›m›zdabu durum daha belirgin bir flekilde kendisini gös-termekteydi.

Bu kar›fl›kl›k kendisini daha çok Halk Savafl›teorisiyle “K›r fiehiri Kuflats›n”teorisini bir ve ayn›olarak ele almaktan kaynaklan›yordu.Bilindi¤i gibiYoldafl Kaypakkaya yar›-sömürge yar›-feodal ve

Page 32: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

32

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

sömürge ülkelerde “K›r fiehiri Kuflat›r” polemi¤iniD. Perinçek’le yürütürken bu teorisini güçlendir-mek için fiili iflgal alt›ndaki emperyalist devletFransa’y› örnek olarak göstermifltir. ‹flte bu örnekbaz›lar›m›z taraf›ndan “emperyalist ülkelerde deHalk Savafl› verilir” fleklinde yorumlan›yordu,yorumlanmaktad›r. Gerçeklerden kopuk bu s›¤ vegeri anlay›fl›n daha bir netlikle alg›lanmas› içinKaypakkaya’n›n ortaya koydu¤u tezleri özet ola-rak aktaral›m:

“...Bizim ki gibi yar›-feodal, yar›-sömürgeülkelerde devrimin k›rl›k bölgelerden flehirleredo¤ru geliflmesinin iki nedeni vard›r: Birincisi,demokratik devrimin özünün “toprak devrimi”olmas›, ikincisi de ülkemize hakim olan emper-yalizmin ve onun uflakl›¤›n› yapan gericilerin(özellikle emperyalizmin) flehirleri ve ileri bölge-leri tamamen kontrolleri alt›na alm›fl olmalar›d›r.Emperyalizmin, yar›-sömürge olmam›z dolay›-s›yla, ülkemiz üzerindeki boyunduru¤u da, dev-rimin geri k›rl›k alanlarda üsler kurarak oradanflehirlere do¤ru geliflmesini gerekli k›lmaktad›r(bizde demokratik devrim, milli devrimle ayr›l-maz bir flekilde birleflmektedir).

Yar›-sömürge, yar›-feodal bir ülkede feoda-lizmin zay›fl›¤›, toprak devrimini görevleriniazalt›r veya s›n›rlar›n› daralt›r, o kadar.

Emperyalizmin fiili iflgali alt›nda olan birülkede de devrim, k›rl›k bölgelerden flehirleredo¤ru geliflir. Bu ülke, ister feodalizmi tasfiyeedememifl geri bir ülke olsun, isterse geliflmiflkapitalist bir ülke olsun. ‹flte, ‹kinci DünyaSavafl›’nda Fransa.

Üçüncü nokta:Çünkü emperyalizm ilk baflta,ulafl›m imkanlar›n›n fazla oldu¤u flehirleri ve anayollar› ele geçirir,buralara hakim olur. Fakat geniflk›rl›k bölgeleri kontrol edemez. Yaln›z bu durum-da devrimin özü toprak devrimi de¤il, “milli dev-rim”dir. E¤er, iflgal alt›ndaki ülke ayn› zamandayar›-feodal bir ülke ise,”toprak devrimi” tamamenortadan kalkmaz ama, ikinci plana düfler. E¤er,kapitalist bir ülke ise (Fransa gibi), toprak devrimimeselesi söz konusu de¤ildir.”

Kaypakkaya, flehirlerin k›rl›k bölgelerden ku-flat›lmas› teorisini bir baflka makalesinde flu tezlerlegüçlendiriyor:

“fiehirlerin k›rl›k bölgelerden kuflat›lmas› stra-tejisi, sadece feodalizmin mevcudiyetine ve köylü-lerin nüfusunun ço¤unlu¤unu teflkil etmesine ba¤l›de¤ildir. Ayn› zamanda, emperyalizmin yar›sömürgesi veya sömürgesi olmaya ba¤l›d›r.

Emperyalizmin fiili iflgali alt›ndaki bir ülkedemilli devrim (o ülkedeki köylü nüfusuna vefeodalizmin mevcudiyetine ba¤l› olmaks›z›n), esasolarak k›rlardan flehirlere do¤ru geliflir. Çünküiflgalci emperyalist kuvvetler, öncelikle ülkeninbüyük flehirlerini, ana yollar›n›, ana haberleflmehatlar›n› vb... ele geçirir; fakat genifl k›rl›k alanlar›kontrol etmez.”

“Yar›-sömürge ülkeler, emperyalizmin yar›iflgali alt›nda olan ülkelerdir. Bu gibi ülkelerdeemperyalizm hakimiyetini, esas olarak, yerli gericis›n›flar vas›tas›yla devam ettirmekle birlikte,kendisi de onlara üsleriyle, tesisleriyle, asker-leriyle, filosuyla, silah yard›m›yla çeflitli flekillerdedestek oluyor. Bu nedenle yar›-sömürge, yar›-feodal ülkelerde ‘flehirlerin k›rlardan kuflat›lmas›’stratejisi, sadece feodalizmin mevcudiyetinden veköylülerin nüfusun ço¤unlu¤unu teflkil etmesindende¤il, ayn› zamanda emperyalizmin yar› iflga-linden de ileri gelmektedir. Yar›-sömürge, yar›-feodal ülkelere özgü olan fley, feodalizme karfl› özütoprak devrimi olan demokratik devrimle, emper-yalizme karfl› milli devrimin birleflmifl olmas›d›r.Feodalizmin mevcudiyet derecesi ve köylüleringenel nüfusa oran› (ki bunlar birbirine ba¤l› fley-lerdir) demokratik devrimin program›n› etkiler,ama ‘flehirlerin k›rlardan kuflat›lmas›’ stratejisinide¤ifltirmez.”

Al›nt›y› bu denli uzun tutmam›z›n ana nede-ni yoldafl Kaypakkaya’n›n 30 y›l önce D. Perin-çek’le yapt›¤› ideolojik polemiklerin bir benzerinibugün kendisini Maoist olarak tan›mlayan baz›örgütlerin yapm›fl olmas› gerçekli¤idir. “Nüfu-sun ço¤unlu¤u flehirlerde, dolay›s›yla flehirlerinönemi daha da artm›fl; toprak devriminin önemiazalm›fl, tar›m devrimi öne geçmifl”vb. gibitezleri farkl› bir biçimde olsa da D. Perinçek’ inkendisi de 30 y›l öncesinde dillendiriyordu.

Köylülük alanlardaki nüfusun azl›¤›ndan hare-ketle demokratik devrim yerine tar›m devrimi veyabununla paralel olarak flehirlerden k›rlara do¤rumücadele rotas›n› esas alanlara çok çarp›c› örnekoluflturmas› aç›s›ndan Kolombiya’daki genel nüfusiçerisinde flehir-k›r oranlamas›n›n ne düzeydeoldu¤unu ö¤renmelerini tavsiye ederiz. Bilindi¤igibi Kolombiya’da toplam nüfusun sadece %35’iköylük alanlarda yaflamaktad›r. Halk çeflitlinedenlerle de olsa (politik, sosyal ve ekonomik)flehirlere göç etmifl veya zorla göçertilmifltir. Biryandan nüfus oranlamas› bu seviyede seyrederkenama öte yandan Kolombiya’ da ne demokratikdevrimin özü de¤iflti, ne de k›rsal alanlardan flehir-

Page 33: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

33

SINIF TEOR‹S‹

lere do¤ru devrim stratejisi de¤iflti. Kolombiya’dagerilla savafl›, hem de bütün dünyan›n gözleriönünde k›rlarda verilmekte oldu¤u aç›kt›r. Devlet,esas darbeleri buralardaki gerilla savafl›yla almak-tad›r. Gerilla savafl›na önderlik eden as›l güçlerküçük burjuva devrimci hareketlerdir. Ancak birgerçeklik var o da Kolombiya gerici diktatörlü¤üyedi¤i darbelerin esas›n› flehirlerde de¤il k›rsalalanlarda yürütülen gerilla savafl› sonucu almas›d›r.

Gerilla savafl›n›n, özellikle de Halk Savafl›n›nbirinci aflamadaki özgün biçimi olan Köylü gerillasavafl›n› bizimki gibi ülkelerde reddedenler Ko-lombiya gerçekli¤ini kendileri için örnek almal›-d›rlar. Bir 12 Mart ve 12 Eylül yenilgilerinin esasolarak flehirlerde al›nd›¤›n› görmeyenler, görmekistemeyenler, onlarca y›l da geçse bu ülke devri-mini do¤ru rotas›nda yürütmesini beceremezler.Dolay›s›yla Halk Savafl› üzerine söyleyeceklerisözler de bofl sözler olmaktan öteye pratik birde¤er tafl›mayacakt›r.

Bunu söylerken, flehirlerin önemini küçümse-di¤imiz san›lmas›n. Bizim önemle parmak basmakistedi¤imiz ana nokta köylük alanlarda ne kadarda nüfus azalsa yine de bu durumun Demokratikdevrimin özünü ve k›rsal alanlar›n önemini ikinciplana düflürüp de¤ifltirmeyece¤i gerçekli¤ininbilince ç›kart›lmas›d›r.

Yeri gelmiflken ‹brahim’in “flehirlerin k›rlardankuflat›lmas› stratejisi” sadece feodalizmin mevcu-diyetine ba¤l› de¤il” belirlemesini, baz› anlay›flsahiplerinin bu sadece sözünü esas olarak yar›-sömürgecili¤e ba¤lamalar›n›n da hatal› bir yorum-lama oldu¤unu belirtmek isteriz. Dahas› ifli ilerigötürüp bu söylemi Halk Savafl› stratejisiyleözdefllefltirerek bütün kapitalist ve emperyalistülkeler için uyarlamaya çal›flanlar da var.

‹brahim, bununla, yani sadece söylemini, “k›rflehiri kuflats›n” stratejisini yaln›zca feodalizmdendolay› ele almak do¤ru de¤il, vurgusunu yapmakiçin kullan›yor. Bunun için de yar›-sömürgecilik veiflgalcili¤i örnek veriyor. Yoksa ‹brahim, yar›-feodalüretim iliflkisinin hakim oldu¤u yar›-sömürgeler için“K›r fiehiri kuflats›n” stratejisinin esas nedenini,feodalizme ba¤l›yor. Bunu, al›nt›s›n› yapt›¤›m›z ilkmakalede aç›k bir flekilde ortaya koymaktad›r.

Tersi anlay›fllar, ifli askeri stratejiye indirgemekolur ki bu da kapitalist ve emperyalist ülkelerdekidevrim tipiyle yar›-feodal, yar›-sömürge ülkeler-deki devrim tipi ve stratejisini kar›flt›rmaktanbaflka bir anlay›fla hizmet etmez.

Kapitalist ve emperyalist ülkelerde nas›l birmücadele, örgüt ve savafl biçimi izlenmelidir, soru-

sunu yukar›da detaylar›yla ortaya koyduk. Dola-y›s›yla ayn› fleyler üzerinde tekrar durmayaca¤›z.

Burada dikkatleri çekmek istedi¤imiz baz›yanl›fl yorumlamalar ve ‹brahim’in arkas›nas›¤›n›larak yap›lan tahrifatlard›r.

Halk Savafl› nedir ne de¤ildir noktas›nda aç›m-lamalarda bulunduk. Dolay›s›yla sadece “K›r flehirikuflats›n stratejisinden” hareketle bu tür savafllar›da Halk Savafl› de¤erlendirmek, kesinlikle do¤rubir anlay›fl de¤il. Bu, Halk Savafl›n›n özünü boflalt-mak ve revize etmek olur. Halk Savafl› stratejisiöncüsüyle, önderli¤iyle, devrimin özü, temel gücü,ordusu, iktidar›, s›n›f bileflenleriyle, mücadele,örgüt (özellikle de bu ikisi) ve savafl biçimiylesadece ve sadece yar›-feodal yar›-sömürge ve yar›-feodal sömürge ülkeler için geçerlidir. Bunun d›-fl›ndaki statüye sahip ülkeler için geçerli de¤ildir.Evrenselli¤i bu ülkeler için geçerlidir. Bu anlamdabu ülkelerde Halk Savafl› savunulmad›¤› zamanDemokratik Halk Devrimini gerçeklefltirmek ha-yal olur. Halk Savafl› stratejisinin fiili iflgal alt›ndakiülkelerin savafl stratejisiyle ba¤›nt›s› savafl biçimive k›r flehiri kuflats›n boyutuylad›r.

Özcesi, “K›rl›k bölgelerden flehirleri kuflat-mak stratejisi” bütün yar›-feodal yar› sömürge vesömürge ülkeler için geçerli oldu¤u gibi fiili iflgalalt›nda olan ülkeler için de geçerlidir. Bu tez, dünoldu¤u gibi bugün de do¤rudur. Ve Maoist devrimstratejisidir. Fakat bu tezi Halk Savafl›yla ayn›lafl-t›rmak yanl›fl ve hatal› bir anlay›flt›r.

Halk Savafl› Stratejisi Evrenseldir:Halk Savafl›n›n evrenselli¤i konusunda çok farkl›görüfller söz konusudur. Bunlardan birinci görüfl,“Halk Savafl› stratejisi dünyada ki tüm ülke dev-rimleri için evrenseldir” fleklinde iken, ikinci görüflise “sadece yar›-feodal yar›-sömürge ve yar›-feodalsömürge ülkeler için geçerli oldu¤u” fleklindedir.

Bize göre do¤ru olan tez ikinci görüfltür.fiimdiye kadar mücadele, örgüt, savafl, k›z›l siyasiiktidar, Halk›n birleflik cephesi, ordu, k›r-flehir,temel güç-öncü güç iliflkisi, Demokratik dev-rimin özü vb. konulara iliflkin ortaya koydu¤u-muz tezler, bize, Halk Savafl› stratejisinin yar›-feodal yar›-sömürge ve yar›-feodal sömürgeülkeler için geçerli olaca¤›n› göstermektedir.

Evrensellikten, “illa da bütün dünya için geçerliolmal›d›r,” fikri, anlafl›lmamal›d›r. Bundan, dünya-m›zdaki bütün yar›-feodal yar›-sömürge ve sö-mürge ülkeler anlafl›lmal›d›r. Bütün dünya içinevrensel olan tez, devrimin ZOR’la yap›laca¤›

Page 34: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

34

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

tezidir. Yoksa bütün ülkeler için “genel ayaklanma(flehirlerden k›rlara do¤ru)”, “k›rdan flehire do¤rudevrim stratejisi,” veya “Halk Savafl› devrim stra-tejisi geçerli olmal›d›r” tezleri de¤il, evrensel olan.“fiehirlerden K›rlara do¤ru iktidar›n ele geçiril-mesi” tezinin savafl stratejisi, esas olarak genelayaklanma iken, “K›rlardan flehirlere do¤ru parçaparça iktidar›n ele geçirilmesinin” savafl taktikleriise gerilla, hareketli ve mevzi savafllar›d›r.” Bu, ayn›zamanda Halk Savafl›n›n devrim stratejisindeizledi¤i askeri savafl taktikleridir.

1935’lere kadar bütün ülkeler için devrimstratejisi olarak genel ayaklanma stratejisi, yaniiktidar›n ancak flehirlerden k›rlara do¤ru elegeçirilece¤i tezi savunuldu. Bu tez, Komünterntaraf›ndan bütün ülkeler için genel geçer devrimstratejisi olarak savunuluyor. Ve bütün Komü-nist Partilerine Sovyet devrim modelini izleme-leri önerilmekteydi. Bu dayatma sonucu bir çokülkede devrim mücadelesi yenilgiye u¤rad›, a¤›rdarbeler ald›. Çin’de ise bu yanl›fl teori, UzunYürüyüflün arkas›nda yap›lan GeniflletilmiflSiyasi Büro Toplant›s›na kadar sürdü. Bu top-lant› (Ocak 1935), tarihe ZUNY‹ toplant›s›olarak geçmektedir. Bu toplant›, ayn› zamandaÇin gibi ülkelerde iktidar›n flehirlerden k›rlarado¤ru ele geçirme siyasetini alt etmenin tarihibafllang›c› da oldu.

Konumuzun daha aç›k bir dille alg›lanmas› içinkonuyla ba¤›nt›l› olarak baz› sorularla yan›tlamayaçal›flal›m yanl›fl anlay›fllar›:

Kapitalist, emperyalist ülkelerin flehirlerinde‹flçi-Köylü, fiehir küçük burjuvazisi ve milliburjuvazinin devrimci (sol) kanad›ndan parçaparça halk iktidar› organlar› kurula bilinir mi?Bu tür ülkelerde, özellikle de emperyalist ülke-lerde demokratik devrim (toprak devrimi) diyebir sorun var m›? ‹flçi S›n›f› öncü, köylü ise temelgüçtür diyebilir miyiz? fiehirlerde k›z›l orduörgütlenmesine gidilebilinir mi? Daha do¤rusubu tür ülkelerde Halk›n Birleflik Cephesi veOrdu, devrimin olmazsa olmaz iki temel silah›-d›r diyebilir miyiz? fiehirlerde k›z›l politik iktidarkurulabilinir mi? fiehirlerde ayaklanma anlar›d›fl›nda kurtar›lm›fl bölgeler yarat›labilinir mi?fiehirlerde devrim an› d›fl›nda uzun süreli gerillasavafl› yürütüle bilinir mi? Buralarda savafl›,stratejik savunma, denge ve sald›r› diye üç uzunsüreli aflamaya yayabilir miyiz?

Hepsine de hay›r! Çünkü sordu¤umuz bütünbu sorular›n hiç birisi de bu gibi ülkelerde yaflamhakk› bulmayacakt›r. Ama tüm bu sorular›n

yan›t›n› yar›-sömürge yar›-feodal ülkeler do¤ru birflekilde vermektedir. Çünkü bu gibi ülkelerde butür durumlara yaflam hakk› vard›r, yaflayabilir.Zaten bu tezlerin kendisi bu gibi yar›-feodal yar›-sömürge ve sömürge ülkelerin devrim mücadele-lerinden ortaya ç›km›flt›r.

Daha önce de önemle belirttik ki Halk Savafl›stratejisi ne tek bafl›na halk›n verdi¤i savafl, neulusal savafl, ne Maoistlerin önderlik etti¤i bir genelayaklanma ne de ulusal devrimcilerin önderli-¤inde yürütülen gerilla savafl›d›r. Bu savafl, MaoistKomünist Partilerin önderli¤inde DemokratikHalk Devrimi ekseninde yürütülen özünde uzunsüreli Köylü Savafl›d›r. Baflkan Mao kendi sübjektifistekleri için “Çin’de devrimci mücadelenin esasbiçimi silahl› mücadeledir,”tespitini yapm›yor.Mao ifli daha da ileri götürerek bu savafl için “Köy-lü Savafl›”d›r, tespitini yaparak afla¤›ya aktara-ca¤›m›z net vurgular› yapmaktad›r:

“... Çin’deki silahl› mücadele, esas itibar›ylaKöylü Savafl›d›r ve Partinin köylülük ile köylüsavafl› ile olan iliflkileri asl›nda özdefltir.”

“Çin Komünist Partisi’nin silahl› mücadelesi,proletarya önderli¤inde bir köylü savafl›d›r.” (YeniDemokratik Devrim; Sf, 22-25)

Mao’nun Halk Savafl› için söyledikleri aç›k venet. Burada iflaret etti¤i Halk Savafl›’n›n kendisidir.Çin’de ki silahl› mücadelenin Halk Savafl›yla, birbaflka deyiflle Uzun Süreli Köylü Savafl›yla ald›¤›özdür. Yoksa, Silahl› mücadele ile Halk Savafl›ayn›d›r demiyor. Bu saptama, “kapitalist ve emper-yalist ülkeler için Halk Savafl› teorisi geçerlidir”,anlay›fl›n› aç›ktan a盤a alt edip çürütmektedir. KiKapitalist ve emperyalist ülkeler için nas›l birmücadele, örgüt ve savafl biçimi geçerli oldu¤unadair daha önce detaylara girdik.

Özcesi, Halk Savafl›n›n neyi ifade etti¤i veneleri kapsad›¤›na dair görüfllerimizi daha öncesekiz tez fleklinde ortaya koyarak Halk Savafl› busekiz tezin sentezidir dedik.

Halk Savafl› stratejisi yar›-sömürge ve yar›-feodal ve sömürge ülkelerin devrim stratejisi içingeçerlidir. Bu ba¤lamda evrenseldir. Kapitalist,emperyalist ülkeler için evrensel olan devrimstratejisi ise devrim an›nda bafllat›lacak olan genelayaklanma ile flehirlerden k›rlara do¤ru iktidar›nele geçirilmesi stratejisidir. Bu strateji de bu türülkeler için evrenseldir.

Bu stratejilere uygun devrimin mücadele, ör-güt ve savafl biçimini gelifltiremeyen partiler,gerçek Maoist Komünist Partisi olamaz. ÇünküMaoistli¤in ruhu somut flartlar›n somut tahlilini

Page 35: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

35

SINIF TEOR‹S‹

yapmak ve buna uygun pratik gelifltirmektir.Maoizm, flablonculuk ve do¤matizm de¤il bireylem k›lavuzudur. O nedenle farkl› niteliktekisosyo ekonomik yap›lara sahip ülkelerin devrimmodellerini dünyan›n her taraf›na uygulamakanlay›fl›n› Maoizm reddeder.

Savaflta Tayin Edici Olan “‹nsan›n BilinçliDinamik Rolüdür:”

Son zamanlarda, özellikle de PKK’ nin silahl›mücadeleye ara vermesi ve yenilgi almas›ndansonra Türkiye-Kuzey Kürdistan’da bir çokküçük burjuva oportünist ak›m gerilla savafl›na,daha çok da onun flahs›nda Halk Savafl› teorisinesald›rd›lar. Tabii ki bu sald›r›lar, özünde silahl›mücadele teorisine karfl› gelifltirilen sald›r›lard›r.Elbette ki bu sald›r›lar yeni de¤ildi. Daha önce debu tür ideolojik sald›r›lar yap›lmaktayd›. Fakat fluda bir gerçektir ki silahl› mücadele, özellikle deköylü gerilla savafl› karfl›t› küçük burjuva opor-tünist ak›mlar özlerindeki bu ideolojik k›r›lmay›PKK yenilgisiyle birlikte daha da art›rm›fl oldu-lar.Yoksa geçmiflte de bir çok küçük burjuva ak›m“Halk Savafl›” dedinmi o da ne deyip uzak kaç›yorve bu sözcü¤ü bile a¤›zlar›na almak istemiyorlard›.Bunun ana nedeni de yine Halk Savafl› nezdindeMaoizme karfl› yap›lan siyasi-ideolojik sald›r›lard›.PKK yenilgisinde sorunun kayna¤›n› yanl›fl ve hatal›siyasal çizgilerde aramak yerine gerçeklere sald›-rarak do¤ru yapt›¤›n› sananlar büyük bir ideolojikve siyasi gaflet içerisinde olduklar›n›n fark›ndade¤iller. Öyle ki baz›lar› bu k›r›lmalar›n› daha daileri götürerek;“ordu güçlüdür”,”devlet güçlüdür”,o halde “stratejiyi de de¤ifltirmeliyiz” vb. gibisindengöreli güce tapan s›n›f uzlaflmac›s› sa¤ oportünistteori gelifltiremeye çal›flt›lar, çal›fl›yorlar.

Devletin ve ordunun teknik, silah vb. bak›mdanbizden güçlü oldu¤u do¤rudur. Fakat bunu,öylesine strateji ve taktik de¤ifltirecek boyuttaabartmak do¤ru bir yaklafl›m olmaz. Bu abart›l›yaklafl›mlar e¤er zaman›nda düzeltilmezse buyanl›fl tezler zamanla siyasi k›r›lmalara da yol açar.

Devletin, baflta PKK olmak üzere Maoist Parti-nin yürüttü¤ü gerilla savafl›nda önemli tecrübeleredindi¤i de do¤rudur. Ancak flu da bilinmelidir kibu savaflta belirleyici olan unsur silah ve teknikde¤il, ‹nsan›n bilinçli dinamik rolüdür. Yani birsavaflta tayin edici olan faktör silah, para ve teknikde¤il do¤ru bir siyasi,örgütsel ve askeri çizgidir.

Bunu söylerken devletin göreli gücünü küçüm-sedi¤imiz san›lmas›n. Nas›l ki devlet ve beyazordunun gücünü oldu¤undan fazla abartmaköznelci bir yaklafl›m ise öylede gücünü küçüm-

semek de öznelci bir yaklafl›md›r. Düflmanlar›m›z›stratejik aç›dan küçümsemeli ama taktik aç›dan daciddiye almak zorunday›z. K›sacas›, her iki anla-y›flta yanl›fl ve hatal›d›r. Gerici ordunun gücünüabartmak, halk kitlelerinin ve hakl›l›¤›n devrim-deki tayin edicili¤ini görmezden gelen ideolojikk›r›lmad›r. Maoistlerin köylü gerilla savafl› husu-sunda, özelliklede gerilla savafl›nda az›msanma-yacak derecede savafl tecrübesi oldu¤unu da gör-mezlikten gelemeyiz. Hem de devletin PKK ileüst düzeyde yürüttü¤ü bir savafl ortam›nda (devlet,PKK’nin gücüne göre savafl›yordu) y›llarca gerillasavafl› yürüten Maoist gerillalar›n savafl tecrübesinigörmezlikten gelemeyiz. Bilindi¤i gibi Maoistgerillalar yürüttükleri Köylü gerilla savafl›nda çokciddi askeri baflar›lar elde etti. Hem de say›lar› yüz-leri bile bulmadan bu askeri baflar›y› elde ettiler.Ve hala da elde etmeye devam etmekteler. Demekki iflin kudreti nicelikte de¤il tetik çeken parmak-lar›n niçin tetik çekti¤ini bilmesinde yatmaktad›r.‹flte nitelik denen fley budur. K›sacas›, üç-befl kiflilikbir gerilla birli¤inin üzerine binlerce asker ve savaflgücünü gönderen bir ordu, stratejik olarak büyü-tülemez.

Konunun daha bir kapsaml› anlafl›lmas› içinbaflkan Mao’nun “‹nsan›n bilinçli dinamik rolü”ve savaflta tayin edicili¤ine dair ileri sürdü¤ü tezleriaktarmakta fayda var:

“...Ama her fleyi yapacak olan gene insand›r;uzun süreli savafl ve nihai zafer, insanlar›n eylem-leri olmaks›z›n gerçeklefltirilemez. Böyle bir faali-yetin etkili olabilmesi için, nesnel gerçeklerdenyola ç›karak düflünceler, ilkeler ya da görüfllerbulabilecek, planlar, talimatlar, siyasetler, stra-tejiler ve taktikler öne sürebilecek insanlaraihtiyaç vard›r. Düflünceler vb. öznel oldu¤u halde,yap›lanlar ya da eylemler öznelli¤in nesnelli¤edönüfltürülmesidir, ama her ikisi de yaln›zinsanlara özgü dinamik rolü simgeler. Bu türdenbir dinamik rolü ‘insan›n bilinçli dinamik rolü’olarak nitelendiriyoruz ve bu, insan› bütün di¤ervarl›klardan ay›ran bir özelliktir.” Bilinçlidinamik rolün belirleyicili¤i için ise flunlar›n alt›n›çizmektedir:

“Savaflta zaferi ya da yenilgiyi, her iki taraf›naskeri, siyasi, iktisadi ve co¤rafi koflullar›n›n, heriki taraf›n yürüttü¤ü savafl›n niteli¤inin ve herbirinin sahip oldu¤u uluslararas› deste¤in belirle-di¤i do¤rudur, ama zaferi yaln›z bunlar belir-lemez; bütün bunlar kendi bafllar›na ancak zaferya da yenilgi olas›l›¤›n› sa¤larlar, ama belirleyicide¤illerdir. Belirleyici olabilmeleri için öznel çaba,

Page 36: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

36

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

yani savafl›n yönetilmesi ve sürdürülmesi, insan›nsavafltaki dinamik rolü gereklidir.”

K›sacas›, düflman ordusunun “güçlülü¤ü”niceldir ve görelidir. Düflman›n bu göreli üstün-lü¤ü uzun süreli Halk Savafl› içerisinde paramparça edilecektir. Düflman›n silah, teknik vb. gibinoktalardaki üstünlü¤ünü öne ç›kartmak tekni¤eve güce tapan sa¤ oportünist görüfllerdir. Gücetapmak, maoistlerin ifli olamaz. Aslolan do¤ru birsiyasal çizgiye sahip olmakt›r. Bu devlet ve emper-yalist haydutlar›n, baflta da dünya halklar›n›n bafldüflman› ABD’nin gerek geçmiflte gerekse günü-müzde bir çok ülkede yürütülen Halk Savafllar›,devrim hareketleri; devrimci halk isyanlar›, ulusalkurutulufl savafllar› ve bütün ilerici savafllar karfl›-s›nda çok kez yenilgiler al›p, a¤›r darbeler yedi¤ineinsanl›k tarihi tan›kt›r. Mao’nun dedi¤i gibi, “em-peryalistler ve tüm gericiler ka¤›ttan kapland›r.”

Bu savafl›n çok uzun sürece¤i gerçekli¤i detoplumsal ve tarihi tecrübeler sonucu ortaya ç›k-m›flt›r. Bu savafl, en az bir kaç on y›l daha sürecek-tir. Bundand›r ki bizim ki gibi ülkelerde devriminöylesine üç-befl y›l içerisinde gerçekleflece¤i yönlüçabuk zafer beklentisine girenler ancak olsa olsaküçük burjuva hayalcileri olur. Nitekim geçmiflteMaoist saflarda da bu türden hayal kuranlar çoktu.

Yeri gelmiflken “ordu güçlüdür” yönlü tart›fl-malar›n yeni yap›lmad›¤›n› da belirtmek isteriz.1970’li y›llar›n bafl›nda da bu tür tart›flmalar yap›-l›yordu. Hem de iflin bafl›n› D. Perinçek gibi döne-min revizyonistleri çekiyordu. Konuya iliflkinyoldafl Kaypakkaya’n›n net ve aç›k görüflleri bu-gün yap›lan benzer tart›flmalara da yan›t niteli¤itafl›maktad›r. Dolay›s›yla bu konu üzerine söyle-yeceklerimizi fazla uzatmadan sözü ‹brahim’eb›rak›yoruz:

“fiafak revizyonistleri, hakim s›n›flar›n ‘devletgüçlüdür’ teorisinin gönüllü misyonerli¤iniyap›yor.

“Türkiye’nin nispeten güçlü bir merkezi devletgelene¤ine sahip olmas› ve di¤er yar›-sömürgeülkelere göre güçlü bir ordunun varl›¤›...’ (K›z›lSiyasi ‹ktidar›n Kurulmas› Meselesi üzerine).

‘Merkezi devlet teflkilat›n›n ve hakim s›n›flar›nordusunun rölatif güçlü olmas›.’

‘Hakim s›n›flar›n devletinin merkezi olarak(?) ülkemizin özelliklerinden dolay› güçlü olmas›,bu maceraperestlerin devaml› olarak gözdenkaç›rmaya çal›flt›klar› bir gerçektir!’

Burjuva ajanlar›n›n, dinibütün bir papazgayretkeflli¤i ile misyonerli¤ini yapmaya girifl-tikleri fikirler bunlard›r. S›k›yönetim komutan-

lar›n›n bildirilerinden ödünç al›nm›fl olan bucümleler, hem son derece yanl›fl, hem de kesinliklezararl›d›r. Yanl›flt›r çünkü, bir ordunun güçlülü-¤ünün ölçüsü, sadece insan say›s› de¤ildir. O,ordunun silah gücü, di¤er imkanlar›, moral gücü,kitle deste¤i, savafl tecrübesi ve yetene¤i, saflar›n-daki birlik ve dayan›flma, bütün bunlar, hepsibirden bir ordunun güçlülü¤ünün veya zay›f-l›¤›n›n ölçüsü olabilir.” (Seçme Yaz›lar sf; 389-90)

Yoldafl Kaypakkaya’n›n “devlet güçlüdür”,“ordu güçlüdür” teorisini yapanlara yönelik yan›t›oldukça uzuncad›r. Ancak aktard›klar›m›z yeter-lidir. Yaln›z, ‹delojik k›r›lman›n siyasi olaraktasfiyecilik ve reformizme evrildi¤i günümüzkoflullar›nda ‹brahim’in “devlet güçlüdür”, “ordugüçlüdür” tezlerini yan›tlad›¤› çarp›c› fikirlerinindefalarca okunmas›n› tavsiye ederiz.

Bu gibi koflullarda silahl› mücadelenin önemiher zamankinden daha fazla vurgulanmal›d›r.Tarihi ve toplumsal tecrübeler göstermifltir kiTürkiye-kuzey Kürdistan proletaryas› ve ezilenhalklar› ancak ve ancak Halk Savafl›yla kur-tulacakt›r. Öyleki bu tecrübeler silahl› güçlerimizolmaks›z›n devrim sorunlar›n›n çözülmeyece¤inibir çok kez göstermifltir. Bunun için her partili veaktivist nerede faaliyet yürütürse yürütsün herdakikas›n› Halk Savafl›na hizmet için harcamal›d›r.Özellikle de savafl bölgesi d›fl›nda olanlar her ansavafl bölgesine gidecekmifl gibi kendisini donat-mal›d›r. Yoksa yaflam› sömürü ve zulüm cende-resine s›k›flt›r›lan, o da yetmiyormufl gibi gericisavafllarla katledilip bo¤azlanan halk›m›za karfl›suçlu oluruz. Emperyalist canavarlar›n halklar›bo¤azlamas›nda bu kadar pervas›z davranma-lar›n›n bir nedeni de, hem de önemli nedenlerindenbirisi halklar›m›z›n örgütsüz olmas› gerçekli¤idir.O nedenledir ki her bir aktivist bugün her zaman-kinden daha çok bilincini Maoizm ideolojisiyledonatmal›, ad›mlar›n› ise Halk Savafl›na uygunatmal›d›r. Ayr›ca her partili ve aktivist savafl yasa-lar›n› ve tarihi mutlak bir flekilde, hem de sürekliolarak incelemeyi de unutmamal›d›r.

Faaliyetlerimizi, özellikle de örgütsel ve kitleçal›flmas›n› direkt veya dolayl› bir flekilde silahl›mücadeleye hizmet etme temelinde ele almay› daasla gözden kaç›rmamal›y›z. Daha aç›k bir deyifllesilahl› mücadeleden kopuk parti veya kitle çal›fl-mas›n›n kof bir çal›flma oldu¤unu bir anl›k dahiunutmamal›y›z. Her aktivistimiz “politik ikti-dar›n namlunun ucunda” oldu¤u Maoist devrimteorisini, hiçbir zaman ak›llardan ç›kartmama-l›y›z.

Page 37: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

37

SINIF TEOR‹S‹

Yine, politik iktidar› ele geçirmek istiyorsak,devrimin kaç›n›lmaz bir yasas› olarak güçlü birhalk ordusuna sahip olmam›z da flartt›r. Bu daancak Halk Savafl› içerisinde küçükten büyü¤edo¤ru infla edilecektir. Halk Savafl› ve Hakl› savafl-lar, özellikle de Maoistler önderli¤inde yürütülenHalk Savafl› ve s›n›f savafllar› her fleye kadirdir. Bugün daha yüksek bir sesle “devrimci, özellikle deHalk Savafl›’n›n her fleye kadir oldu¤unu” hay-k›rmal›y›z. Hayk›rmaktan da öte bütün benli¤i-mizle Halk Savafl› denizine at›lmal›y›z. Bu savafltahem teorik hem de pratik olarak ›srar etmek herzamankinden daha bir elzemdir. Çünkü tarihi tec-rübeler bütün dünyan›n ancak devrimci savafllarlade¤ifltirilebilir gerçekli¤ini tüm ç›plakl›¤›yla ortayakoymufltur. Yine dünyam›zda emperyalist hay-dutlar ve gerici devletlerin sürdürdükleri bütüngerici savafllar› ancak devrimci ve hakl› savafllarlaortadan kald›rabiliriz. Yoksa savafls›z bir dünyakurulamaz, kuramay›z. Ki dünyam›zda mevcutolan (göreli) sahte bar›fl›n yerine gerçek ve kal›c›bar›fl›n geçmesinin de yolu da bu tür savafllard›r.

K›sacas›, baflkan Mao’nun dedi¤i gibi “savaflancak savaflla ortadan kald›r›labilir ve silahtankurtulmak için silaha sar›lmak zorunludur.”Dahas› biz Maoistler, emperyalist haydutlar vegerici devletler gibi savafl delisi de¤iliz; biz savafldelilerini ve bütün savafllar›n nedenlerini ortadankald›rmak için savafl›yoruz, savaflmak zorun-day›z...

Bu savaflta önemle dikkat etmemiz gerekentemel bir nokta da mümkün oldu¤u kadar çokmüttefikle birleflmek olmal›d›r. Yani “hedefi darcepheyi genifl tut” ilkesini politik ve askeri taktik-lerde flaflmadan uygulamal›y›z. ‹ktidar› parça parçaele geçirme stratejisini düflmanlar›m›z› tek tekyenmek için de kullanmal›, stratejik düflmanla-r›m›z aras›ndaki çeliflkilerden yararlanmas›n›bilmeli; taktik aç›dan vurulmas› gereken ilk düfl-man› do¤ru tespit etmeli ve tarafs›zlaflt›r›labilecekdüflmanlar› ise tarafs›zlaflt›rma politikas›n› gütme-liyiz. Hedefi dar cepheyi genifl tut siyaseti ancakböyle yerine getirilir.

Sonuç Olarak;Halk Savafl› stratejisi, ortaya koydu¤umuz tezlerbaz al›narak de¤erlendirilirse ancak o zaman do¤rubir senteze gidilir.Yoksa aksi anlay›fllar,yaniMaoist parti önderli¤inde yürütülen her bir ülke-nin s›n›f savafl›n› Halk Savafl›’d›r diye bir tez ileri

sürmek,sapla saman› birbirine kar›flt›rmaktanbaflka bir prati¤e hizmet etmez.

Halk Savafl›n›, askeri bir stratejiye veya tekbafl›na silahl› mücadele olarak alg›lamak Yar›-sömürge yar›-feodal ve sömürge ülkelerde gün-demde olan anti-feodal ve anti-emperyalist millidemokratik devrimin politik özünü kavramamakdemektir.

Maoist Partiler önderli¤inde yürütülen UzunSüreli Köylü Savafl›nda öncü s›n›f iflçi s›n›f› ikentemel güç Köylülüktür. fiehir Küçük burjuvazisibu devrimin güvenilir müttefikidir. Milli burjuva-zinin devrimci kanad› ise (sol) bu devrimin yedekgücüdür. ‹flçi s›n›f› devrime öncülü¤ünü komünistpartisi arac›l›¤›yla yapar.

Bu Uzun Süreli Köylü Savafl›nda siyasi ikti-dar›n ele geçirilmesi ancak parça parça ve K›z›lSiyasi ‹ktidarlar yoluyla sa¤lanacakt›r. Halk Sava-fl›n›n politik özü de bu iktidarlaflmada yatmaktad›r.Halk Savafl›, Maoist Partiler önderli¤inde K›z›lPolitik ‹ktidarlar kurma yoluyla ülke genelindeiktidar› ele geçirme teorisidir. Bir baflka deyiflleK›z›l Politik ‹ktidarlar, Halk Savafl› tezinin teorik-politik özü ve biçimini ortaya ç›kartm›flt›r. Dolay›-s›yla kurtar›lm›fl bölgeler ve K›z›l Politik ‹ktidarlarperspektifinden hareket etmeyen bir devrimstratejisi gerçek bir Halk Savafl› olarak de¤erlen-dirilemez.

Bu devrim stratejisi genel olarak üç aflamadanoluflur. Bunlar; stratejik savunma, denge ve sald›r›aflamas›d›r.

Bu devrim stratejisinin geçerli oldu¤u ülkelerdeana mücadele biçimi silahl› mücadele, ana örgüt-lenme biçimi ise ordu örgütlenmesidir.

“K›rlardan fiehirleri kuflatmak” stratejisinisadece Halk Savafl› stratejisi olarak alg›lamak do¤rubir anlay›fl de¤il. Bu strateji, yar›-feodal, yar›-sömürge ve sömürge ülkeler için geçerli oldu¤ugibi fiili iflgale u¤ram›fl kapitalist-emperyalistülkeler için de geçerlidir. Buna göre, yani herk›rdan flehire do¤ru yürütülen savafl› Halk Savafl›olarak de¤erlendirirsek, o zaman bu güne kadaryürütülen bütün milli ba¤›ms›zl›k savafllar›n› daHalk Savafl› olarak de¤erlendirmek gerekir. Bu daideolojik kaostur. Çünkü, bu teoriyle Halk Savafl›stratejisi bir yandan ideolojik-siyasi içeri¤indenboflalt›larak sadece askeri bir savafl stratejisineindirgenmifl olacak, öte yandan ise Halk Savafl›n›nüzerinde flekillendi¤i sosyo-ekonomik zeminyads›nm›fl olacakt›r.

Page 38: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

38

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

Eflatun filozoflar› ya da Roma devleti proletaryave emekçilerin hiçbir flekilde hedefi olamaz. S›n›fkarfl›tl›klar›n›n ürünüdür devlet. S›n›fl› toplum-lar›n tarihsel bir zorunlulu¤udur. Nihai amac›m›z,her tür devlete, proletarya iktidar›na da karfl›d›r.Nihai olarak devlete düflman›z. Tarihsel bir kate-gori olarak, demokratik, sosyalist, Kültür Devrim-lerinde ve sonuçlar›nda bir zorunluluk olarakdevlet atlanamaz. Zira, sosyalizm de s›n›fl› birtoplumdur. Devrimi sürdürmek, burjuvaziyi bask›alt›nda tutmak zaruridir. fiu da aç›kt›r: Nihai ama-c›m›z aç›s›ndan içerikte de¤il ama biçimde, flekline olursa olsun, proletarya devleti de bir yönüyleburjuvad›r. ‹flte bura da, bunun ve dayand›¤›çeliflkilerin halk aç›s›ndan büyümemesi, sürekligeriletilmesi, halk› yönetilmeye muhtaç b›rakanbürokratik bir ayg›t de¤il, onlar› yönetime katan-yönetim tecrübesiyle donatmaya hizmet eden,devleti pekifltirme de¤il, aflman›n koflullar›n› yarat-maya çal›flan, yani Kültür Devrimlerini sürdürenbir devlet meselesi ortaya ç›kar. Proletarya devleti,sosyalizmi pekifltirmenin de¤il, komünizme yürü-menin, bu do¤rultuda toplumun her alanda süreklide¤ifltirilmesi, ilerletilmesi zeminin de ele al›n›rsa,öze iliflkin görev, amaçlara uygun araç ifllevi içindeolabilir. Aksi halde hiçbir vitrin onu temizleyemez.Hukuk, s›n›flar üstü de¤ildir. Klan’da töre, köleci-feodal-kapitalist toplumlar da, onlar›n özelliklerinegöre flekillenen bir hukuk olmufltur. Eflatun’un da,Roma’n›n da bir hukuku vard›. Bir yan›lsama ifa-desi olarak hukuku “eflitlik-özgürlük” olaraktan›mlamak, onu toplumun gelifliminin de¤iflikaflamalar›ndan soyutmuflças›na sunmak yanl›flt›r.Devleti ve her devletin içeri¤ine göre flekillenenhukuku, zorunlu tarihsel bir olgu olarak kabuletmemezlik durumunda olamay›z. Bireyci anar-flizm, nesnel yasalar› hiçe sayar. Sistem d›fl›na hiçbir

flekilde ç›kamayan subjektif istemcilik, tarihinkeyfi yorumuna dayan›r.

Neo-liberal yaklafl›m bu konuda bir baflka key-fiyetçi çizgidir. Say›n Öcalan’›n yapt›¤›, eskidensavundu¤u “sosyalizm” ve devlet anlay›fl›n›n pra-tikte ispatlanm›fl yanl›fll›¤›n›, bilinçli aflma de¤il,reaksiyoner ç›k›flt›r. Modern revizyonizm, Mao-izm’e ra¤men desteklenmiflti. ‹flas eden sosyalizm,Maoizm de¤il, Kruflçev’ci ve her tür modern reviz-yonizmdir. Öcalan demektedir ki;

“Amaç devlet kurma olunca, fark sadecebirisinin bilimsel temelinin daha geliflkin olmas›d›r.Öz, ayn›d›r. Devlet kurunca, onun üst yönetimikaç›n›lmaz olarak ya Sümer örne¤inde görüldü¤ügibi rahipler grubu, ya da Eflatun’un devletanlay›fl›nda görüldü¤ü gibi fizoloflar yönetimiolacakt›r.” (AIHM Savunmalar›. Cilt 2. Syf. 128)

Maoizm’in nihai amac› hiç bir zaman devlet vesosyalizm olmad›. Devrimin bafllang›c›ndan itiba-ren Maoizm, amac›n› net ortaya koyar. Komü-nizm..! Devlet ve sosyalizm afl›lmadan bu amaçgerçeklefltirilemez. Proletarya ad›na devleti fetifl-lefltirenler, bürokrat-modern revizyonistlerdi.Yeni burjuva nitelikleri gere¤i, Kruflçev-Brejnev’ler, komünizme düflmand›lar. Sosyalizm vitriniyleicraa ettikleri sosyal emperyalizmdi. Proletaryadevleti ad›na sürdürdükleri ise, sosyal faflist iktidar.Maoist’ler bafltan itibaren bu gerçe¤e iflaret ettiler.Öyleyse Kruflçev’in yükünü sosyalizm ad›na niyeüstlenelim ki! Sosyalizme niye fatura edelim ki!Maoizm, proletarya devletini, sosyalizmin s›n›fl›gerçekli¤inin sonucu olan eflitsizliklerinin üstüneyatmak olarak ele alanlar›, yeni burjuvalar olarakde¤erlendirdi. Devleti, devrimi sürdürmenin,devleti de ortadan kald›rman›n arac› olarak ele ald›.Evet, Maoizm’e karfl› olanlar, “sosyalist” vitrinlerialt›nda gerçekten de özde bir rahipler-aristok-

(Bu belge, I.Kongre belgelerinden al›nm›flt›r.)

ESK‹ TOPLUM VEESK‹ DEVLET‹ AfiMAK;

AMA NASIL?

Page 39: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

39

SINIF TEOR‹S‹

ratlar-filozoflar-bürokratlar yönetimi olarak boyverdiler. Bu yeni burjuva iktidarlar›, bilimselsosyalizmin kaderi olarak göstermek, modernrevizyonizmin ve ondan köklü olarak kopamayanhatalar›n faturas›n› haks›z olarak komünizmekesmektir. Yeni burjuva iktidarlar›n günah›ndanar›nmak, Öcalan’›n dedi¤i gibi olmaz. Diyor ki;

“.. genel olarak gereksiz ve dolay›s›yla anlams›zolan devlet erkine karfl› ç›kmad›kça, cenneti deyaratsalar, eflitsizli¤in ve tahakkümün arac›olmaktan kurtulamazlar” (age.Syf.129)

Peki, Türkiye Cumhuriyetinin içten dönüfl-türülerek, demokratik cumhuriyet haline getiril-mesi savunuculu¤u ne oluyor? “Demokratik uy-garl›k ça¤›”n›n bir gere¤i olarak, mevcut burjuvadevlet cihazlar›n›n, devrimci zor ile parçalanmas›yerine, devral›narak iyilefltirilmesi biçimindekidevlet savunuculu¤u ne oluyor? Kald› ki, s›n›fl›toplumlar gerçe¤inin nesnel yasalar› hiçe say›larak,bunun ürünü ve keyfi de¤il, tarihsel bir zorunlulukolan devlet, ifllevsel olarak “karfl›y›z” demekleortadan kalkm›fl olmaz. Say›n Öcalan’a göre,“bilimsel ve teknik devrimin 20. yüzy›l›n sonla-r›nda var›lan düzeyinde, (...) eski devlet ve s›n›fl›toplum yap›s›n›n gerekli olmad›¤›.” (age.syf.129)tercihi (!) yap›lmaktad›r.

Bilim ve teknikteki, gerçekten fevkalade gelifl-meleri, emperyalizmin proletarya devrimleri arifesiolmas› misali, bu alandaki geliflmelerin, komünizmaç›s›ndan egemenlerin iradesine ra¤men, objektifkatk›lar›n› tahlil etmek gerekir. Bunun yerine,kimin neyin hizmetinde ele al›nd›¤›na bak›lmak-s›z›n,y›k›c› ve insani kendisine daha çok yaban-c›laflt›ran yönünü atlayarak, “eski devlet ve s›n›fl›toplum yap›s›n›n gerekli olmad›¤›” sonucunaç›kmak, tamam›yla çarp›tmad›r. Yaflan›lanlar›nanlatt›¤› da budur. Bilimsel ve teknik gelifl-meler,elbette kol gücünün rolünü eskiye oranlaazaltm›flt›r. fiimdi çok daha belirgin bu gerçek,manifaktürden, makine eksenli büyük sanayiegeçiflte de görülmekteydi. Fakat emek sadece kolgücünden ibaret de¤ildir. Kullan›m de¤eri üretensadece fiziksel de¤il, zihinsel ö¤e de, emek gücününbir bileflenidir. Bilim ve teknolojideki geliflmelerin,kol gücünün rolünü ortadan kald›rma de¤il,azaltt›¤› do¤rudur. Bilim ve teknoloji ile üretiminMarks’›n deyimiyle kazand›¤›“bilimsel nitelik”sanayiinin gelifliminin ortaya ç›kard›¤› somut birolgudur. Ve flimdi bu muazzam bir geliflme düze-yindedir. Olgu, emek kapsam›n›n d›fl›nda de¤ildir.Keza o da art›-de¤er üretmektedir. Bu, sermayeninegemenli¤inde s›n›f farkl›l›klar›n› ortadan kald›r-

maz, derinlefltirir. Sermayenin gelifltirilmesininhizmetinde ele al›nd›¤› gerçe¤inin sonucu olan,derin kutuplaflma ve uçurumlar ortadad›r. Serma-yenin egemenli¤inde bilim ve teknoloji, insanlar›makinenin daha çok kölesi haline getirmektedir.Kapitalist üretimin ruhu olan kar durumunu anla-mak için yeterlidir. Yani sermaye egemenli¤indekiteknolojik geliflme, çeliflkileri hafifletmiyor,ortadan kald›rm›yor, kald›ramaz. Hem ezen ezi-lenler,hem ezenlerin kendi aralar›ndaki çeliflkileriderinlefltiriyor. Yaflanan gerçeklerin anlatt›¤› dabudur. Mevcut durumda, sermayenin tekelindeolmas› gerçe¤ine ra¤men, teknolojik-bilimselgeliflmeye bu özelli¤i yads›yarak, eski “s›n›fl›toplum yap›s›n› gereksizlefltirdi¤i” misyonuyüklemek bofl bir ütopyad›r.

Öcalan, insan unsuruna, üretimde insanlar aras›iliflkilere de¤il, üretim araçlar›na-teknolojiyevurguyu esas almaktad›r. Teknolojik geliflmeseviyesiyle,s›n›fl› toplumun-devletin geride kald›¤›“gerekli olmad›¤›” düflününün temelinde, eko-nomist üretici güçler teorisi yatmaktad›r. Ekonomipolitik biliminin baflta gelen bilimsel özelli¤i,nesneler de¤il, insanlar aras› iliflkileri,yani s›n›flararas› iliflkileri konu almas›d›r. Öcalan, üretimiliflkileriyle de¤il, makine ve teknoloji ile alakal›d›r.‹nsanl›k, emek ve üretim d›fl›nda anlafl›lamaz.Soyut anlamda insana çokça vurgu yapmak, bugerçe¤in yerine geçirilemez. ‹nsanl›k tarihiningeliflimin de, üretimin ve bunun içinde insanlar›nkarfl›l›kl› iliflkilerinin rolü yads›namaz. Üretimiliflkileri, üretim sürecindeki insanlar aras› iliflki-lerin ad›d›r. ‹liflkileri tahlil ederek, senteze ulaflmayerine, Öcalan bilimsel ve teknolojik geliflme sevi-yesini, kendili¤inden s›n›f farkl›l›klar›n›, devletigeride b›rakmaya yetecek flekilde ortaya koyuyor.Siyasal iktidar›n, devrimci zorla ele geçirilmesinindevrimin temel konusu oldu¤unu reddediyor.Üretim araçlar›n›n geliflme seviyesini tek yanl›abart›yor. Üretim iliflkileri alan›, üretim araçlar›mülkiyetinin biçimini üreticiler aras› iliflkileri veürünlerin da¤›l›m biçimini konu edinir. Mülkiyetbiçimi, üretim araçlar›n›n kime ait oldu¤u sorunu-dur.Teknoloji ve bilimin kimin hizmetinde oldu-¤una bakmaks›z›n, devrimi atlayarak, motor ola-rak sunulmas› sadece bir Öcalan yan›lg›s› de¤ildir.Üretim araçlar›n›n mülkiyet biçimi, tek de¤il amaüretim iliflkilerinin baflta gelen hususudur. Bu baflhusus, üretim iliflkilerinin niteli¤ini tayin eder.Niteli¤i tahlil etmek de yetmez. Üretim de sadeceinsanlar aras› de¤il, do¤a ile de zorunlu bir iliflkivard›r. Teknolojiyi, arac› öne ç›karan Öcalan tabii-

Page 40: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

40

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

ki onlar› yaratan›n da insan oldu¤unu bilmesini,bilmektedir de, yine de tekni¤i esas almaktad›r.Oysa yap›lmas› gereken, üretim iliflkilerinin tahli-lini, üretici güçlerin tahliliyle birlefltirmektir. Bun-lar aras›ndaki iliflki edilgen de¤il, diyalektiktir.Revizyonist üretici güçler teorisi bu diyalektik ilifl-kiyi reddeder. Üst yap›n›n, yani ideoloji siyasetinrolünü görmez. Geliflmeyi, tek yanl› alt yap›s›ylas›n›rland›r›r, yanl›flt›r. Ekonomi politik, insanlararas› iliflkiyi incelemeden s›n›f mücadelesi bilimiolamazd›. Tarihsel materyalizm, diyalektik yön-temle incelenmez ve birlefltirilemezse, kaba evrim-cilik afl›lamaz, devrimin kaç›n›lmazl›¤› anlafl›lamaz.Bilimsel ve teknolojik geliflme, üretici eme¤insomut flekillerinde de¤iflikliklere yol açm›flt›r.Ancak zihinsel ya da bedensel olsun,öz, ortakt›r.

Temel, insan›n iflgücüdür. Meta olan emekde¤il, bu ifl gücüdür. Emek iflgücünün kullan›-m›d›r. Emek bizzat vereni taraf›ndan sat›fla ç›kar›-lamaz. Sermaye, onu gasbeder, emekçiyi eme¤ineyabanc›laflt›r›r, tekeline alarak sat›fla ç›kar›r.

Öcalan diyor ki;“Proletarya diktatörlü¤ü gibi soyut ve her alana

çekilebilecek bir devlet modeli kabul edilince,Marksizm kendini eski toplum ve devletin bata-¤›nda bulmaktan ve bo¤ulmaktan kurtaramad›.”

“(....) Reel sosyalizmin ö¤retti¤i en temel ders,proletarya diktatörlü¤ünün hangi yorumu olursa,olsun, zorunlu olan ve art›k afl›lmas› gereken devletarac›na son vermedikçe, kurulan sosyalist toplu-mun bir sapmadan öteye rol ve anlam ifadeedemeyece¤i.” (age.Sf.129)

Proletarya bilimine, bafllang›çtan itibarenproletarya devleti konusundaki itiraz flimdi de“yenilik” ad›na Öcalan taraf›ndan tekrar edil-mektedir. Bulan›kl›¤a, belirsizli¤e izin verilemez.Aksi halde, revizyonizme kay›fl kaç›n›lmazd›r.S›n›fl› toplum ve bunun sonucu olarak, s›n›f sava-fl›m› keyfi bir tercih de¤il, objektif bir olgu mudur?Öyleyse nas›l reddedilebilir? Bu da yetmez. Prole-tarya devleti alt›nda Kültür Devrimleriyle, komü-nizme kadar devrimi sürdürmek gere¤i de kabuledilmelidir. Öcalan, s›n›f mücadelesini kabuletmeye dahi yanaflmamaktad›r. Kald› ki, s›n›fmücadelesinin kabulü bile, burjuva siyaset s›n›r›n›nd›fl›na taflmaz. Fukuyama-Huntington gibi Penta-gon “tarih otoriteleri” (!) dahi bu gerçe¤i reddede-mediler. Marks çok önceleri demiflti ki, moderntoplumda s›n›flar›n varl›¤›n› ve mücadelelerinikabul etme flerefi bana de¤il, benden önce burjuvatarihçilere aittir.

S›n›flar›n varl›¤›n›n ebedi de¤il, tarihsel geli-flimin belli aflamalar›n›n ürünü olduklar› ve bundankaynaklanan s›n›f mücadelesinin kaç›n›lmaz olarakproletarya diktatörlü¤üne götürece¤i, bu dikta-törlü¤ün tüm s›n›flar› ortadan kald›racak, s›n›fs›ztopluma bir geçifl dönemi oldu¤uydu. Öcalan’agöre, bu, “batak” t›r. Proletarya diktatörlü¤ü red-dedilmelidir. Peki, proletarya iktidar›n›, devrimisürdürmenin bir arac› olarak, tarihsel bir zorun-luluk olarak kullanmak d›fl›nda, s›n›fs›z toplumanas›l gidilecek? Onu reddedince, burjuva devlettekendili¤inden otomatikman tarihe mi gömülecek?Hay›r cevab›n› gerçekler ispatlad›, ispatlamaktad›r.

Sosyalizm ve devlet sorununda tabii ki Marks,Lenin seviyesinde kalamay›z. Nas›l kal›nama-yaca¤›n›, Büyük Proleter Kültür Devrimi ileMaoizm ayd›nlatmaktad›r. Art›k proletarya dikta-törlü¤ünü kabul edip, savunmak yetmez. Kruflçev-Brejnev-Enver Hoca gibi modern revizyonistlerde proletarya diktatörlü¤ünü sözde savunu-yorlard›. Temel ayr›m fludur: S›n›f mücadelesininsürdürülmesi, proletarya diktatörlü¤ü ile s›n›rlan-d›r›lmamal›. Daha da önemlisi, tüm sosyalizmgeçifl dönemine tekabül eden proletarya iktidar›alt›nda, sosyalizmin objektif bir gerçe¤i olan s›n›fmücadelesinin anlafl›lmas›, proletarya iktidar›alt›nda devrimin komünizme kadar sürdürül-mesidir. Proletarya diktatörlü¤ü böyle ele al›nd›-¤›nda, emekçilerin ç›karlar›ndan kopulmaz, halküzerinde sopa haline getirilmez, yozlaflt›r›lmaz!Tersi durumda kap›, niyet ne olursa olsun sosyalfaflizme aç›l›r.

Proletarya devleti tarihsel bir zorunluluktur.Kapitalist üretim iliflkilerinin analizinin kaç›n›lmazbir sentezidir. S›n›f savafl›m›, kaç›n›lmaz olarakburaya götürür. S›n›fs›z topluma yürüyüflte, dev-rimci geçifl dönemine proletarya iktidar› tekabüleder. Bir geçifl dönemi olan tüm sosyalizm süre-cinde de böyle bir iktidar ve bunun alt›nda devrimsürdürülmeksizin komünizme ulafl›lamaz. S›n›fl›toplum olan, sosyalizm gerçe¤ine ra¤men, prole-tarya devleti nas›l görmezden gelinebilir?

Sadece Öcalan de¤il, görmezden gelme teoris-yenleri eskiden de vard›. Hatta, lafta proletaryadevleti sözde kabul de görüyordu. “BERN Enter-nasyonal”i gibi! Tabii ki çarp›t›larak. Deniliyorduki; burjuva devletin paramparça edilmesine gerekyok. Devlet içten ço¤unlu¤u sa¤lamak kayd›ylafethedilip, dönüfltürülebilir (!) Parlamento yolu ileele geçirilebilir (!) Bu gerekçelerle, dönüflüm içinparlamenter yol stratejisi çiziliyordu. Burjuvazininüretim araçlar› mülkiyetine son verilmedikçe,

Page 41: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

41

SINIF TEOR‹S‹

yönetimden d›fltalanmad›kça, sosyalizm ve komü-nizmin yolu aç›lamaz. Yolu açmak, burjuva ciha-z›n devral›narak onar›lmas›n› de¤il, parçalanmas›n›gerektirir. Gönül r›zas›yla kim iktidar›n› devrede-bilir ki? Yeryüzünde, Öcalan’›n teorisinin zerrecebir kan›t› yoktur, olmayacakt›r. Burjuva devletcihaz›, devrimle parçalanmadan proletarya veemekçiler iktidar olamaz. S›n›flar üstü saf demok-rasi anlay›fl› ile, proletarya ve emekçilerin buihtiyac›n› reddeden, soyut demokrasi anlay›fl› da,neo-liberal bir tahribatt›r.

Devlet bir bask› arac›d›r. Proletarya iktidar› daburjuvazi üzerinde zoru içerir. Proletaryan›nöncülü¤ü, sosyalizmin inflaas›, komünizm içins›n›flar›n, parti ve devletin ortadan kald›r›lmas›perspektifiyle devrimin sürdürülmesi bu iktidar›ntemel özelli¤idir. Öcalan, devrim, devlet fikrini“demokratik uygarl›k ça¤›nda” eskimifl ve terkedilmesi gereken bir do¤ma olarak reddetmektedir.“Yeni bir teori”ye (3. alan teorisi) ulaflt›¤›n› söyle-mektedir. Oysa teorisi hiçte “yeni” de¤ildir.

Proletarya devrimi ve iktidar›na reform savu-nuculu¤uyla karfl› ç›kan, ‹ngiliz iflçi partisi içindekiFABIAN ak›m›, oldukça eskiye dayan›r. Devrimde¤il, “de¤iflimin derece derece olaca¤›”n› savunanFabian ak›m›n›n, gerçekçi politika ad›na savunulanÖcalan çizgisiyle ortakl›¤› aç›kt›r. Fabian’da,devrimci zorun devrimin evrensel konusu oldu¤u-nu reddediyordu. Burjuva devletlerin y›k›lmas›de¤il, reformlarla iyilefltirilerek, demokratik-lefltirilebilinece¤i savunuluyordu. Devrimci dönü-flümlerle de¤il, kapitalizmin tedrici de¤iflimlerleinsanc›llaflt›r›labilece¤i, sosyalizme böyle deulafl›laca¤› söyleniyordu. Avrupa merkezci biryaklafl›mla, bat› uygarl›¤›na methiyeler dizenÖcalan’›n yapt›¤› da ayn›d›r. Fabian’c› ak›m,Almanya’da Bernflteyn’le teorilefltirildi. Bilinengeleneksel revizyonizm olarak ortaya ç›kt›. Reviz-yonizm, proletarya devrimi, devrimci zor ve prole-tarya iktidar›na itirazd›. Burjuva parlamento-culu¤uydu. Öcalan’›n “demokratik sosyalizm”teorisini de seslendiren Bernfltein’di. Öcalan’danneredeyse yüzy›la yak›n bir dönem önce, Kautsky,“Tam bir rahatl›kla proletarya diktatörlü¤ü soru-nunu gelece¤e b›rakabiliriz” diyordu. Parlamento-da ço¤unluk elde etmek, parlamentoyu devletin“efendisi haline getirmek”, devleti zorla parçala-mak de¤il, içten fethederek iyilefltirmek Kautskysiyasetinin ana temas›d›r. Bu gerçeklere ra¤menÖcalan’›n teorisinde “yeni” olan ne var? Reviz-yonizme biraz anarflizm bulaflt›r›lm›fl o kadar...

Öcalan devam ediyor, dinleyelim; “...Bilimselsosyalizm proletarya diktatörlü¤ü biçimleri dedahil, tüm devlet biçimlerini da¤arc›¤›ndan ç›kar-mak zorundad›r. fiüphesiz toplumlar yönetimsiz,koordinesiz yaflamaz; ama ille bunu, devlet arac›ylatan›mlamak mevcut bilimsel teknik ça¤da anlam›n›yitirmifltir.”

“(....) Demokratik yönetim (ve toplumlar›nifadesi olarak demokratik uygarl›k) ça¤›m›z›nilerici dönemi olarak kavramlaflt›r›lmay› haketmektedir.” (age. Sf.130)

“Yeni” icat (!) devlet de¤il ama yönetim ihti-yaçm›fl. Yönetmek neyin sonucudur? S›n›fl› top-lumlar›n. S›n›flar ortadan kalkt›¤› zaman, yöneten-yönetilen çeliflkisi de, di¤er tüm s›n›fsal eflitsizliklergibi ortadan kalkar. S›n›fl› toplum da her bir s›n›f,ileri kesimleri-kurmaylar› taraf›ndan yönetilir.Eflitsiz geliflme yasas›n›n bir sonucu olarak, hers›n›fta her s›n›f›n kendisi içerisindeki bireylerde,ayn› seviyede uyanmazlar, uyanamazlar. Öcalandevlet de¤il,“demokratik yönetim” demektedir.Devlet, yönetimden farkl› m›ym›fl? Zorlamalarlabilimsel olmayan fikir temizlenemez ki! “Demok-ratik uygarl›k,demokratik yönetim” gibi tan›mlar,yeni dünya düzeni sözde solculu¤unun,y›¤›nlar›aldatmadaki anahtar sözcükleridir. Aldatmacan›nötesinde neo-liberalizm, asl›nda devleti kutsayan,ebedilefltiren, sözde “demokratik” cilayla kurtar-maya çal›flan bir burjuva ak›md›r. Ne onlar›n nede Öcalan’›n projesiyle“ karfl›y›z” denilen devletzerrece yerinden oynat›lamaz. Sistem d›fl›na ç›ka-mayan anarflizm de oynatamaz. Mülk dünyas›nason verilmeden, burjuvazi mülksüzlefltirilemeden,devleti ortadan kald›rma yoluna girilemez. ‹nsanl›kbu yola proletarya devrimi ile girebilir. Devrimirafa kald›rd›ktan sonra, devleti yads›mak sadecesözde kal›r.

Proletarya devrimi ile proletaryan›n iktidar› elegeçirmesi ve onu sa¤lamlaflt›rma de¤il, komünizmeyürüyüfl için (baflka de¤il) kullanmas›, devletingiderek yok olmas› sürecinin aç›lmas›d›r. Bura da,proletaryan›n devlet savunuculu¤u, devletin nihaiamaç do¤rultusunda yads›nmas›d›r. Devlete,komünizm son verebilir. Son vermek, bir araçolarak devleti kullanmay› da gerektirir. Devletekarfl› olan anarflistler, proletarya devrimi veproletarya devletine de karfl› olmalar› sonucudurki, burjuva devletin parçalanmas› eylemineç›kamazlar. Niyetler bir yana sisteme çivilenirler.

Geçmiflte önderli¤e afl›r› rol biçen (asl›nda flimdide özde ayn›d›r) b›rakal›m parti ve devletin rolünü,kiflinin rolünü di¤er her fleyi hiçlefltirerek “allah”

Page 42: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

42

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

misali idealize eden Öcalan, asl›nda bunun yaratt›¤›tahribat› unutturmak için pragmatistçe bir elini de,öncünün rolünün burjuva liberal çarp›t›lmas› anla-y›fl›na uzat›yor.

S›n›fl› toplumlar›n gerçe¤ini anlamak hiçte zorde¤ildir. S›n›f karakterleri gere¤i anlamamay›“avantaj” telakki edenlere ra¤men, gerçekler flunlarde¤il midir?

S›n›fl› toplumlar›n s›n›f mücadelesinin temelinioluflturdu¤u bilinen bir gerçektir. Bugün de prole-tarya ve emekçilerin, ezilen ulus ve halklar›n zulmekarfl› mücadelesi devam etmektedir, edecektir.Mesele burada de¤il, ezilenlerin ç›karlar›n› Maoistbilimsellikle ifade edip, her koflulda mücadeleyikesintisiz sürdürebilecek kapasite ve kabiliyette,olmazsa-olmaz önderlik bofllu¤undad›r. Ezilen-lerin mücadelelerinin sapt›r›lmas›n›n temel neden-lerinden biri, budur. Devrim eserinin gerçek yap›-c›lar› olan kitleler, devrime do¤ru temelde Maoistöncünün yard›m› sayesinde seferber edilebilirler.Kitlelerin motor oldu¤u do¤rudur. Ancak bilinçliöncülükte gerektirir. ‹ki ö¤enin biri birlerininkarfl›s›na ç›kar›lmas› de¤il, birlefltirilmesidir görev.

S›n›flara bölünen toplumlar da s›n›flar, butoplumlar›n bir sonucu olarak, önce uyanm›fl-bilinçlenmifl, ileri kesimleri taraf›ndan yönetilir.S›n›f, kurmay›n bilinci ve tecrübesiyle do¤ru yoldayürütülüp, bizzat pratik içinde kendi tecrübe-leriyle e¤itilebilir. Kendili¤indenci de¤il, kendisiiçin bir s›n›f olarak örgütlenip-sahneye ç›kman›n,bilinç ve önderlik d›fllanarak, mümkün olama-yaca¤› da. ispatlanm›fl bir tecrübedir. Öncü, devrimiçin vazgeçilemez y›¤›nlar›n, harekete geçirilme-sinde zorunlu bir araçt›r. Amaç de¤il, s›n›fl› top-lumlar›n tarihsel bir zorunlulu¤udur. Öncü devrimyapmaz, yapamaz. Tarihte öznenin rolü-yeri var-d›r. Zemini olmadan, d›fltan dayatmalarla tarihyap›lmaz. Nesnel süreçler kavran›p-bilinçli müda-hale ile denetim alt›na al›nd›¤›ndan özgürlüklerkap›s›na ç›k›la bilinir. Özne, nesnel toplumsalyasalar›n, koflullar›n bilincinde ve uygun tasar›mve araçlarla de¤ifltirilmesi temelinde önemli bir rolesahiptir, baflka de¤il. Tarihi kitlelerin yapaca¤›gerçe¤i, öncünün rolünü yads›maz. Dönüflüm veh›zland›r›lmas› aç›s›ndan gerekli k›lar.

Do¤ru olan fludur: Öcalan, PKK’n›n do¤uflunda “reel sosyalizm” dedi¤i, sosyal emperyalist-modern revizyonist diktatörlü¤ü, sosyalizm içinde de¤erlendirmifltir. Maoizm’e karfl› olmufltur.fiimdi yapmaya çal›flt›¤› ve oldukça iddial› oldu¤u,Avrupa merkezci, do¤u-bat› “sentezi”, geçmifltesosyal emperyalist Sovyet blo¤u Saddam’l›, Esad’l›

Orta-Do¤u birleflimli bir projenin rehber al›nmas›biçimindeydi. Say›n Öcalan’da flunu kabuletmektedir: Demektedir ki;

“PKK’nin do¤uflun da, bu devlet anlay›fl›naba¤l› sosyalizmin esas al›nd›¤› bir gerçektir. Bur-juva milliyetçi etkiler ve feodal yaflam kal›nt›lar›varl›¤›n› da sürdürmekle birlikte, do¤uflunadamgas›n› vuran: Türkiye’nin 1970’ler dönemindeözü tam konulamam›fl, s›n›rl› klasik kitaplardaanlat›lan ve ilk kurucu grubun sempatizanl›¤›düzeyinde kavranm›fl bir sosyalizm anlay›fl›d›r.

(...) Sa¤l›kl› bir Orta-do¤u ve bu ba¤lamda Kürtve Kürdistan tarihinin çözümlenmesinin çok s›¤ve yanl›fllarla dolu olmas› kaç›n›lmazd›. Milliyetçive reel sosyalist tezlerle eklektik bir tarih, toplumve ulus anlay›fl›na yol aç›lmas› da bu nedenlerledo¤ald›r.” (age.Sf.130-131)

Kruflçev’ci ve yine Öcalan’›n vurgusuyla,“Milliyetçi ve reel sosyalist tezlerle eklektik birtarih, toplum ve ulus anlay›fl›” ç›kmaz›n neden-leri olarak, aç›kça itiraf edilirken yine de bilimselsosyalizme sald›r›lmaktad›r. Anlafl›lmad›¤›,kavranmad›¤›, s›n›fsal karakterleri gere¤i kav-ranmak istenmedi¤i zaman baflka da bir fleyyap›lamazd›. Proletarya emekçilere, yabanc›-laflm›fl, onlar üzerinde zulüm arac› olan devlet,bilimsel sosyalizmin de¤il, yeni burjuva Krufl-çev’lerin devletiydi. Emekçilerin örgütlenme,iktidar icraa etmelerinin düflman›, ayr›cal›kl›yeni burjuva devlet ve halk üzerinde sopa olanyeni burjuva ordusunun sahibi modern reviz-yonizmdi. Kitle inisiyatifini bo¤an, kitlelere“hak” olarak sadece bürokrat sosyal faflistdiktatörlü¤e itaati dayatan, modern revizyonistyeni burjuvalar d›. Kitlelerin denetimine imkantan›mayan, iktidardan d›fllay›p zulüm alt›ndatutan, kitlelerin örgütlerini, sendikalar›n›modern revizyonizmin emir kullar› olarakgören, iflçi ve emekçilerin ittifak›n› dinamitleyenyerine yeni burjuvaziyi geçiren, y›¤›nlar›n ç›kar-lar›ndan kopan onlar›n gereksinimlerini de¤il,bürokrat devlet burjuvazisinin ayr›cal›klar›n›nbayra¤› olan modern revizyonizmdi.

Siyaseti, ekonomiyi, insan› hiçe sayan temeldeele alan, kitleler de¤il, her fley burjuvazi için diyen,komünizme yürüme de¤il, gasbettikleri iktidarlatoplumu karanl›klara, sosyalist vitrinlerle enac›mas›z sömürü ve bask›ya mahkum eden onlard›.Öcalan, bu sonuçlar› sosyalizme ç›karmaktad›r.Tamam›yla yanl›flt›r. Gerekli olan Maoizm’dir,Maoizm’in rehberli¤idir. BPKD’dir. BPKD’nin,Sosyalizm-Kültür Devrimi-Komünizme yürüyüfl

Page 43: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

43

SINIF TEOR‹S‹

çizgisini anlamal›, uygulamal›y›z. Anlatmayaçal›flt›k. Defalarca anlatmaktan da b›kmayaca¤›z.

Karars›zl›k ve önyarg›y› b›rak›p gerçeklerehürmet etmek bilimsel yöntemin önkofluludur.Eskinin elbiselerini atmal›, bilimin kap›s›ndanç›r›l-ç›plak girmeliyiz. Proletarya bilimi ustala-r›n›n söyledi¤i de budur.

Proletarya partisi yöneticili¤in de, proletaryaiktidar› sorunu da, yöneten yönetilen çeliflmesinianlatan bir problemdir. ‹ktidar›n komünizm içinmücadelenin bir silah› olabilmesi için Maoistideolojik-siyasi çizginin tayin edicili¤i tart›fl›lamaz.Parti ve iktidar eskinin devretti¤i iflbölümününsonucudur. Proletarya ve emekçilerin ç›karlar›n›ifade etse de ve kitleleri iktidar etme arac› rolüoynasa da, parti ve devlet bir yönüyle emekçilerinyönetilmesi gerçe¤ini de içermektedir. Kafa-kol,yöneten-yönetilen, k›r-kent çeliflmeleri s›n›fl› birgeçifl aflamas› olan sosyalizmin gerçekleridir.Bunlar tesadüfü de¤il, iktisadi-sosyal temeli olansonuçlard›r. Yabanc›laflmaya yol açan kaynaktabudur. Proletarya iktidar› da hak ölçülerineuymaya zorlayan bir cihaz olarak burjuva bir yöniçermektedir. Siyasi-iktisadi-sanatsal tüm di¤eralanlarda devrimci dönüflümde ideolojik çizginintayin edicili¤i bu durum dikkate al›nd›¤›nda çokdaha anlafl›labilir.

Burjuvazinin her türüne karfl› mücadele bayra-¤›d›r Kültür Devrimi..! Burjuvazi ve bürokrasiyekarfl› mücadelede kitlelerin seferber edilmesi, partive iktidar› denetlemelerinin sa¤lanmas›, öncürehberli¤inde kendilerini her alanda özgürce ifadeetme ve örgütlenmelerine arac› olunmas›, canl› birideolojik, siyasi atmosfer içerisinde konuflma vedavranmaya cesaret etmelerinin teflvik edilmesiMaoist önderlik ve tecrübeleriyle yakalad›klar› çokyönlü biçimlerle devrimi sürdürmeleri inisiyatif-lerinin gelifltirilmesi, Kültür Devrimleri perspek-tifiyle mümkündür. Öncülük bilimsel, kitlelerinyolunu açmada araçt›r. Yolu kapayan ve ika-meci bir tarzda kendisini dayatan yeni burjuva-zidir, bürokrasidir. S›n›fl› toplumlar gerçe¤ininbir zorunlulu¤u olan parti ve iktidar KültürDevrimi perspektifiyle halka hizmetkarlar ordu-su olur. Halk›n inisiyatifini bürokrasi bo¤ar.Öncü, zincirleri k›rma iflçisidir. Öncülük, tali-mat ve emir merkezi de¤il, mücadeleyi koordineedip, hedefe götürmeye yol gösterme mevzisidir.K›sacas›; ekonomi-felsefe-bilimsel sosyalizm gibitüm bileflenlerin de bilimimiz Mao ile yeni-nitelbir aflamaya ulaflt›. Mao, ne kuyrukçu ve ne detepeden inmeci buyrukçuydu. Mao, ne ikameci

ne de öncünün rolünü yads›yan bir liberaldi. Nekaba merkezi planlamac› ve ne de merkezi-bir-leflik önderli¤in rolünü reddeden piyasac›-reka-bet çizgisi de de¤ildi. Merkeziyetçilik, ademi-merkeziyetçilik iliflkisine diyalektik yaklafl›m›somut bir örnektir.

Bürokratik-merkeziyetçilik ve anarko sendi-kalizmin köklü ve radikal elefltirisiydi. Sosyalizminkarmafl›k ekonomik sektörleri ve toplumsal siyasalgerçekli¤ini görüyor. Esas-tali iliflkisine berrakçözümlerle ekonomik merkezi planlama rehber-li¤inde, yerel inisiyatiflere de¤er veren-teflvik edenbir çizgi ile inflay› ele al›yordu. A¤›r sanayiinin öne-mini vurgularken, hafif sanayii rafa kald›rm›yordu.1 Milyar› aflan nüfuslu Çin’de, kaosa götürmeyenbu çizgi idi. Revizyonistler dahi eski kazan›mlarsayesinde açl›¤a çare olmaya çal›fl›yorlar. Toplum-daki do¤ru-yanl›fl mücadelesinde, Maoist öncüönderli¤inde kitlelere dayanma, onlar›n konuflma-örgütlenme ve mücadeleye teflvik etme, yasak-lay›c›-idari, tedbirci de¤il, ikna, dönüfltürme çizgi-sini temel alma yönetimi üretime-üreticileri yöne-time sokma çizgisiydi.

Halk Ordusu’na yüzü as›k bir bürokratikgövde de¤il, dinamik-üretici bir güç, devrimingörevlerini parti önderli¤inde icraa etme savaflç›lar›olarak yaklafl›l›yordu. Zira biliyordu ki, düzenliordu amaç de¤il zorunluluktu. Sopa olmamas› içinMaoist rehberlik gerektiriyordu. Bunun gerekle-rini yerine getirdi. Maoist önderlikli milis ve silahl›kitle temelini ihmal etmedi.

Büyük proleter kültür devrimirehberli¤inde seferber olmaktayin edicidirHer demokrasi bir s›n›f iktidar›d›r. Her iktidar birdemokrasidir. S›n›flar üstü bir demokrasi ya daiktidar yoktur. Bu, demektir ki, her devlet temsiletti¤i s›n›flar d›fl›ndakiler üzerinde bir bask›arac›d›r. Yani diktatörlüktür. Proletarya demokra-sisinin kim için demokrasi, kimler üzerinde dikta-törlük ve neyi amaçlad›¤› sorusuna cevab›m›zaç›kt›r. Emekçiler için demokrasi,emekçilerinMaoist rehberlik alt›nda iktidar olma ve iktidar›denetleme güvencesi, kaderlerini ellerine alma vedevrimi sürdürme mevzisi, burjuvazi üzerindetopyekün diktatörlük hakk›. Ve nihai amaç olankomünizme yürüme silah›d›r. S›n›f mücadelesininsürdürülmesin de iktidar hayati sorundur. Komü-nizme yürümenin arac› olan sosyalizm de prole-

Page 44: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

44

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

tarya iktidar› organlar›nda kimin oldu¤u meselesiçok daha önemlidir. Toplumun komünizm do¤-rultusunda dönüfltürülmesi ve emekçilerin ç›karve haklar›n›n temsil edilebilinmesi için, Maoistönderlik flartt›r. Oportünizm ve revizyonizminiktidar› kontrol etmesi, yönlendirmesi durumu,eskinin restore edilmesi yoludur. Proletarya iktida-r›n›n emekçi kitlelerce icraa edilmesi yönelimi-mizdir. Ama bu kendili¤indenci tarzda olmaz,olamaz. Komünist öncünün önderli¤ini gerektirir.Öncü ve kitleler iliflkisini karfl›-karfl›ya getirenkaba materyalist felsefe ve ekonomist siyaset tarz›,Maoist öncünün önderli¤ini yads›maktad›r.Liberal, sözde sol, klasik kapitalizme secde edeneski sosyalist ülkelerdeki yeni burjuvazinin suç-lar›n›, bilimimize sahtekarca fatura etmeye çal›fl-maktad›rlar. Ve en çokta proletarya diktatörlü¤üve bu diktatörlü¤ün icras›nda vazgeçilemez olankomünist partinin öncü rolüne veryans›n etmekte-dirler. Bunlar dünya görüflleri itibar›yla kapita-lizmden-komünizme bir geçifl dönemi olan sos-yalizm de, kapitalizmin yaflayan özelliklerini vedevral›nan çeliflkilerini görmek istememektedirler.Do¤as› gere¤i bilimimize kestikleri fatura ile“Komünizm öldü-yenildi” noktas›na getiril-mektedir. Komünistlerin hatalar› elbette vard›r vees geçilemez. Sosyalizmin gerek çeliflmelerinin,gerekse de sosyalistlerin bu ve di¤er konulardakihata ve zay›fl›klar›ndan ç›kar›lmas› gereken ders-lerin ne olmas› gerekti¤ini cevaplarken Mao,komünizme kadar devrimi sürekli devam ettir-menin yolu olarak BPKD’ine iflaret ediyordu.Y›k›lan burjuvazinin sosyalizmdeki dayanaklar›n›aç›kl›yordu. Y›¤›nlar›n yozlaflt›r›lmas› için beslen-dikleri eski fikir-eski al›flkanl›k ve eski de¤er yar-g›lar›na dikkat çekiyordu. Çözüm de göste-riyordu. Her alanda BPKD’de ›srar..! Ve görül-müfltü ki proletarya iktidar›nda, burjuvazi çeflitliorganlarda üstlenebilir, kontrolü elde tutabili-yordu. Üst yap›n›n ve her alan›n devrimcilefl-tirilmesi flartt›. Partisiz, devrim olur mu? ‹flte bunoktada kitlelerin do¤ru temelde seferber edilmesiaç›s›ndan öncünün rolü ortaya ç›kmaktad›r. Öncü,kitleler iliflkisini, materyalist diyalektik yakla-fl›mdan belli bir uzaklaflmay› ifade eden ve partininyönetici rolünü tek yanl› öne ç›kararak, motor olankitlelerin gerçe¤ini yeterince vurgulamayan sos-yalistlerin çeflitli hatalar›n› gerekçe eden liberal sol,afl›r› kitlecilik vurgusuyla, bilimin-öncünün anah-tar yönlendirici rolüne s›rt dönmektedir. Devrimciy›¤›nlar›n inisiyatifi, öncülü¤ü d›fllamaz, ihtiyaçduyar. Var›lmas› gereken sentez, komünist öncü

ile kitlelerin birli¤idir. Birinin di¤erinin karfl›s›nakonulmas› de¤il.

Biçim önemli ama özün önüne ç›kar›lamaz.Kruflçev, kamu mülkiyeti ve Sovyet tarz› iktidarbiçimi üzerine oturmad› m›? Biçim önemsiz de¤ilama tayin edici olan özdür. Yani flu veya bu biçimi,Kruflçev-Deng örneklerinde gördü¤ümüz gibirevizyonistler de kullanabilir. Demek ki, Maoistçizgi ve öncü önderli¤i olmazsa, biçimle emek-çilerin ç›karlar› garantiye al›namaz, temsil edini-lemez. Bürokrasiye karfl› mücadele ad›na bununreddi, burjuvaziye iktidar› teslim etme operasyo-nudur. Liberal sol, Paris Komünü örne¤ine sözdedayanmaya çal›flmaktad›r. Ama zay›f, afl›lmas›gereken yan›na. Oysa o, bu yan› teorilefltiriyor,erdem olarak sunuyor. Anlafl›l›r bir fley, güçlüyan›ndan ö¤renecek de¤il ya! Zira, s›n›f ç›karlar›elvermez. Komün’ün, komünist bir öncüden buyönlendirme temelinde bir otoriteden yoksunoluflu onun zay›f yan›yd›. Yenilgisinin nedenlerin-den biriydi. Bu zay›fl›¤› aflma de¤il, teorilefltirmeyisal›k verenlerin daveti, karanl›k bir tünele giriflça¤r›s›d›r. Maoizm, ›fl›kl› yolun güneflidir. Miras›-m›z›n bilimsel olarak temsil edilmesinin ad›d›r.Komün nas›l savunulur gösterildi. Halk komün-leriyle, parti önderli¤inde kitlelerin nas›l iktidaricraa edeceklerini gösteren devrimci komiteleryöntemiyle, yöneticileri periyodik olarak üretimesokan prati¤iyle vb. Sal›k verilen anarflizminsöylemlerin ötesinde sistem d›fl›na ç›kmas› imkan-s›z teori ve prati¤ini, otorite ve öncülü¤ü yads›maad›na y›¤›nlar› düzene çivileyen gerçe¤ini bili-yoruz.

Dün de, bugün de Komüne anarflizan de¤il,Maoist’çe sahip ç›k›yoruz. Bu sahip ç›k›fl›n emrifludur: fiimdi art›k komünist olmak için proletaryadiktatörlü¤ünü savunmak yetmez. Ayn› zamandaproletarya diktatörlü¤ünü s›n›f mücadelesinikomünizme kadar sürdürmek için devrimi BPKDörne¤inde gösterildi¤i gibi, sürekli devam ettir-menin nedenlerini görmek, gereklerini yerinegetirmek için kavramak gerekmektedir. Burjuvaziüzerinde topyekün diktatörlü¤ün amac›, budur.Diktatörlük elbette sadece fliddete indirgenemez.Biçimin flu veya bu tarz› olmas›, burjuvazinin fluveya bu haklardan men edilmesi (seçim vb.)tamam›yla özel koflullarla ba¤lant›l› bir sorundur.Bir biçim sorunudur. Özel koflullar itibar›yla özde,içerikte de¤il, Sovyet ve Çin proletarya iktidar›biçimlerindeki farkl›l›klar bu çerçevede de¤er-lendirilmelidir. ‹lke, devrimin devam ettirilmesiiçin proletarya diktatörlü¤ünden vazgeçile-

Page 45: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

45

SINIF TEOR‹S‹

mezli¤idir. Kapitalizmin topra¤›n›n tozlar›n›nsosyalizmdeki mevcudiyeti yaflanan gerçeklerindegösterdi¤i gibi somut bir olgudur. Proletaryadevrimini devam ettirme zorunlulu¤u aflikard›r.Devrim Mao’nun dedi¤i gibi, “Yeri süpürmeyebenzer, süpürgenin eriflemedi¤i yerlerdeki tozlarhiçbir zaman kendili¤inden yok olmaz.” Demekki, s›n›flar›n varl›¤› ve mücadelesini kavramakyetmiyor. Bunun proletarya diktatörlü¤üne götü-rece¤ini ve gereklerini yapmak da eksiktir. Mesele;proletarya diktatörlü¤ü koflullar›nda devrimidevam ettirmenin gereklili¤ini anlamak-yapmak,komünizme bu perspektifle yürümektir. Tersi,proletarya diktatörlü¤ü ö¤retisinin çarp›t›lmas›d›r.Komünist Partisi; proletarya iktidar› mevzilerineörgütsel olarak kat›lm›fl olsa da, dünya görüflüburjuva olan, toplumdaki eskilerden kuvvet alan,yani saflara ideolojik olarak kat›lmam›fl nice unsurvard›r. Özellikle sosyalizmde, partinin yöneticilikolgusunu bir avantaj olarak kullanmaya çal›flan bugibiler sözde k›z›l bayrak sallamaktan da geridurmazlar. Bu aç›dan eski ve “yeni” burjuvazinintümü üzerinde topyekün diktatörlük asla ihmaledilemez. Burjuva diktatörlü¤ü çerçeveli burjuvademokratizmi gözlüklerinden Büyük ProleterKültür Devrimini de¤erlendirenlerin devrimle altedilen yandafllar›na üzülmeleri damgal› sald›r›lar›n›anl›yoruz. Komünizme yürüyen, Maoist öncürehberli¤indeki kitlelere öfkelerini de..! Bizimaç›m›zdan bu, de¤il, tersi suçtur. Devrim hak vegörevdir. Gericili¤e isyan meflrudur. Bu meflru hakve görevin icras›n›, emekçilere yönelik bir bast›rmaharekat› olarak göstermek tamam›yla çarp›tmad›r.BPKD’ne çok yönlü sald›r›lar mevcuttur. Cehen-nem krallar›n› sarsan korkutan, Maoizm’in rehber-li¤indeki bu büyük siyasal devrime gericili¤insald›rmas› kadar do¤al bir fley yoktur. Ne bekle-niyordu? Kümelendikleri iktidar koltuklar›nda,imparatorluklar›na itaat mi? Gericili¤e karfl› isyanhak ve devrim görevdir. Kültür Devrimi bununne oldu¤unu anlat›r. Maoizm’in rehberli¤indedevrimci kitlelerin kas›rgas›yla taçlar› ile birliktetepe takla edilen yeni burjuvalara yine s›n›f karak-terleri gere¤i arka ç›kan, geleneksel emperyalist veufla¤› burjuvazinin feryad›na, burjuva demok-ratizmi çerçevesindeki liberal sözde sol gözyafllar›döküyorlar. Gerici zulüm makinalar›n›n vahfletinediz çöken bu neo-liberal ak›m›n, devrime küfrüve BPKD’nin mahiyetini karartmak istemesihayret verici bir fley de¤ildir. Ezilenlerin zulüm-karlara isyan› böyleleri taraf›ndan hep ayn› sald›-r›larla karfl›land›. Çin’de, büyük toprak a¤alar›nakarfl› isyan eden yoksul köylülerin, köylü birlikleri

örgütlerine ve iktidarlar›na “ayak tak›m›” diyeba¤›ran, barikat olmaya çal›flanlar bunlard›. Çokuzaklarda aramaya gerek yok. Bu ortak ideolojiktemel daha dün, 1996 1 May›s’›nda devrimciönderlik sayesinde, sar›-sendika sözde solcu,düzenin liberal maskeli ayaklar›n›n barikat›n›yapan devrimci kitlelere de ayn› flekilde sald›r-mam›fllar m›yd›? Paris Komünü’ne karfl› tak›n-d›klar› tutum da ayn›yd›.

Mao’nun dedi¤i gibi bunlar devrimi, “ziyafetverme-nak›fl iflleme” zannediyorlar. Hadi can›msende! Bunu söylerken her devrimdeki siyasi-krizortam›nda y›¤›nlar›n hiç afl›r›l›klar› olmayacak,e¤itim diye bir görev yok demiyoruz. Bu durum-lar›n ortaya ç›kmas›n›n do¤all›¤›n› kavramaklaz›m. Gericili¤e karfl› amans›z darbeler de¤il,boyun e¤mek alicenap olmak suçtur. Kültürdevriminde, kapitalist yolcular› kararl›ca alafla¤›etmek bir amaç de¤il, araçt›. Amaç çok aç›k ifadeedildi¤i gibi dünya görüflünün de¤ifltirilmesiydi.Kitlelerin, komünizme yürüyüfl için bilinçlerininilerletilmesi, devrime sar›lma temelinde her engeliaflma kapasitelerin derinlefltirilmesiydi. Kültürdevriminin 1 Nolu’lu hedefi olan Liu fiiao fii, DengSiao Ping’ler dahi öldürülmedi. Buna ra¤men,rasgele fliddet-kan revan tablosu çizilmemektedir.Devrimci fliddetin içeri¤i karart›lmaya çal›fl›l-maktad›r. Çokça tekrar etmifltik. Kültür Devrimibilinçli bir siyasal devrimdi. Amaçlarla-araçlararas›ndaki iliflkide itina, görmek istemeyenleresadece göstermek aç›s›ndan de¤il, komünistler içinbir prensip sorunudur. Her devrimin öyle istendi¤iiçin de¤il sömürü dünyas›n›n dayatt›¤› zorunlukanunu olan devrimci zoru çarp›tan burjuva hü-manist pasifistleri gerici savafl makinalar› karfl›s›ndadut yemifl bülbül yada alk›flç› kesilebilmektedirler.S›n›f ç›karlar›n›n emridir bu.

Yaln›z bir fley belirtelim: Büyük bir Maoistolan önder Kaypakkaya hem 72 manifestosu vehem de bu perspektifin birer parçalar› olanKürecik bölge raporu, ‹flçi-Köylü hareketleriyaz›lar›yla ö¤renilmesi gereken hayati birörnektir. Kitleler soyut ça¤r› ve talimatlarlaseferber edilemezler. ‹ktidar ya da onun hizme-tinde flu veya bu hak mücadelesi kitlelere ba¤›flolarak sunulmaz. ‹ktidara mücadele ile kazanmabilinci ile ulafl›l›r. S›n›f mücadelesi vermeleri içinkitlelerin do¤ru çizgi önderli¤inde seferberedilmesi hiç bir flekilde göz ard› edilemez. YeniDemokratik Devrim, iktisadi, siyasi, sosyal, dev-rim somut icraa edilir. Devrimci savafl bu icraan›narac›d›r. Yeni Demokratik ‹ktidar için, YeniDemokratik Devrim ve bunun görevlerinin yerine

Page 46: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

46

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

getirilmesi için Halk Savafl› diyalektik bir ba¤olufltururlar. Halk Savafl› sadece askeri bir sorunde¤il ekonomik, sosyal, siyasal vs. her aç›dandevrimin görevlerini yerine getirme ve sürdür-menin yoludur derken, anlat›lan budur. Savafl,siyaset iliflkisi de bu gerçe¤i anlat›r. Devrimci savafl,devrimci siyasetin sürdürülmesinin arac›d›r. Dev-rimi yükseltme ve sürdürme perspektifiyle eksiklikve zay›fl›klar›m›zdan süratle kopmal›y›z. BPKD’nin haz›rl›¤› aflamas›ndaki, “Dört eskiye karfl›mücadele edelim” gibi örneklerden ö¤renmeli,somut durumumuzla birlefltirebilmeliyiz. Baflar›,zay›fl›k, güçlükler ve parlak gelecek karfl›tlar›nbirli¤idir. Do¤ru ele al›nd›ktan sonra, çözümsüz-lük için hiçbir neden yoktur. Eksikliklerini esgeçen kibirlili¤e ve nede problemleri görüp çözü-mü göremeyen, örgütlemeyen, güne tak›l›p, parlakgelece¤i yakalamayan kötümserli¤e düflülme-melidir. Kültür Devrimi çaresizlik tan›maz. Yap›-lacak bellidir. Neyi, nas›l yapmal›, neyi yapma-mal›y›z? sorunlar›n› çözümlemedir.

Sald›r›lar› gö¤üsle!Kautsky-Bernfltein markal› sald›r›lar›n hedefi,proletarya ve emekçileri silahs›zland›rma, prole-tarya iktidar›n› yads›mad›r ve liberalizmin KültürDevrimine sald›r› kurflunlar› çürüktür. Olsa, olsakendilerini vurur. Bu soyut demokrasi flakflakç›-lar›n›n proletarya önderlikli emekçiler iktidar›naövgüleri, rahat hareket edemeyen burjuvalar›n s›n›fç›karlar› için dökülen gözyafllar›d›r. Merhametdilencili¤idir. Asla kabul edilemez. Proletaryadiktatörlü¤ü ve proletarya diktatörlü¤ü alt›ndadevrimi devam ettirme gereklili¤ini bugün, dündendaha iyi anl›yoruz. II. Enternasyonal partilerininelerin çürüttü¤ünü de biliyoruz. Üretici güçlerteorisi kaynakl›, yüksek ekonomik geliflme seviyesive proletarya ço¤unlu¤u olmadan iktidara tefleb-büs edilmemeli, sözde dersleri ç›karan Avrupamerkezci görüfl aç›s›n›n nasihatlar› kendilerinekals›n. Geriye dönüflleri bu tezle izah eden “uy-garl›k”ç› cahiller, hayatlar›nda devrim göreme-yeceklerdir. Sistem içi reformcu dönüflüm veparlamenter yol art›klar› devrim nas›l yap›lamaz›nörnekleridirler. Bunlar, tarihin kötü örnekleridir.fiimdi “yeni dünya düzeni”nin propagandistleriolmufl bu Neo Liberal Sol’un emperyalizmdenflefkat bekleme çizgisi onlara kutlu olsun..! Sözdedevrimci parolalarla gözlenen burjuva prati¤ekarfl›, “Ne yap›yorsan onu savunuyorsun” çiz-gisi rehberimizdir. Pratik bak›fl aç›s›n› esas ald›k,al›yoruz. Yani Leninist yöntemi.

Teori-pratik birli¤ini,Sloganlar› de¤il, eylemin ne oldu¤unu,Parti önderli¤inde y›¤›nlar›n devrime haz›r-lan›p-seferber edilip edilmedi¤ini,Hatalara karfl› cesareti ve tecrübelerden ö¤-renilip-ö¤renilmedi¤ini,Komünizme yürünüp-yürünmedi¤ini,II. Enternasyonal partilerinden radikal olarak

kopan Leninist parti anlay›fl›n› savunuyoruz, amayetinmiyoruz. O miras üzerinde yükselen Maoistparti anlay›fl›na kap›s› ç›kmayan tökezler. Ziraancak onunla; Monolotik parti ve toplum anlay›-fl›na köklü meydan okuyan çizgi temsil edilebilinir. Birlik-mücadele-birlik, mücadele-ikna-dönüfltürme temelinde parti ve halk içerisinde ikiyol ya da do¤ru-yanl›fl mücadelesi kavran›p, do¤ruhareket edile bilinir. Tam birlik ve mücadelesizpekiflme çizgisi, parti ve s›n›fl› toplumlar gerçe-¤inde hiçbir zaman olmayacakt›r. Bunu, anlama-l›y›z. Ayn› flekilde gerek partide gerekse de sosya-lizmde, irade-eylem birli¤ini ifade eden bir çizgiile prati¤in koordine edilmesi gerekti¤ini debilece¤iz. Parti, kendi bafl›na hükümdar a¤alartoplulu¤u de¤ildir. Federal beylikler ortakl›¤›de¤ildir. Maoizm, partinin kitlelerle birli¤ini,öncülü¤ün kitleleri öncülefltirme iflini, parti vedevletin-partisiz-devletsiz-s›n›fs›z topluma yürü-me silah› oldu¤unu anlat›r. K›saca; sömürücüegemenler, haks›z düzenlerinin yaflat›lmas› için“her fley mubah” derler. Gerici pragmatist felsefeonlar›n çürük silah›d›r. Kültür devrimi nesli, nas›lolursa olsun parti-iktidar demediler. Bu mevzileriöncelikle ezilenler olmak üzere insanl›¤› özgür-lefltirilmesi eyleminin, s›n›fs›z toplum için dünya-n›n de¤ifltirilmesinin silah› olarak kavrad›lar. Herzaman, her yerde, halklar›n ç›karlar› esast›r. Bununüzerine hiçbir fley, hiçbir mazerette ç›kar›lamaz.“Kedi fare yakalas›n, beyaz-siyah olmas› farketmez” diyen Deng Siao Ping’lerle nedenmücadele ediliyordu. “Mao desin nas›l dersedesin” diyen sözde Deng karfl›t› asl›nda Deng’ çiLin Biao’ lar› topa tutan k›z›l muhaf›zlara yönveren çizgi ne idi?

Her devrimin temel sorunu siyasal iktidar›n elegeçirilmesi yönündeki seferberlik, proletaryabiliminin yönlendiricili¤i alt›ndad›r. Y›¤›nlar›ndönüfltürülmesi için ideolojik çal›flma asla ihmaledilemez. Biliyoruz ki, her toplumda egemenkültür egemen s›n›flar›n kültürüdür. Ve devrimcikitlelerin bu durumdan etkilenmesi için koflullarson derece elverifllidir. Bu elverifllilik sayesinde,burjuvazi ideolojik bombard›man›yla, y›¤›nlar›n

Page 47: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

47

SINIF TEOR‹S‹

bilincini dejenere etme avantaj›na sahiptir. KültürDevriminin, eski fikir-al›flkanl›k ve de¤er yarg›-lar›na karfl› mücadele parolas›, bunun bilincindeolan ve y›¤›nlar› sistem d›fl›na gerçek anlamdaç›karacak Maoist bilinç yönelimini ifade ediyordu.Kültür Devriminin, “revizyonist kaleleri atefleverin”, “burjuva karargahlar› bombalay›n” parola-lar›n›n mahiyetini s›n›f özellikleri olan hile veyalandan ötürü çarp›tan burjuvalara kargalar›ngülmemesi için bir neden yoktur. Öyle bir görüntüçiziyorlar ki, her yer Mad›mak oteli misali yak›l-m›fl, Paris metrolar› misali amaçs›z-hedefsiz körteröre maruz kalm›fl. Devrimci eylem kitlelerinç›karlar›n›n icras›d›r. Amaçs›z-hedefsiz veya olsunda nas›l olursa olsun misali de¤ildir. Emperyalistve ufla¤› çeteler, Kültür Devriminin canavarlar›süpürme eylemini, kitlelere yönelmifl göstermek-tedirler. Dost ve düflman› ay›rt etmek, bunun bula-n›klaflt›r›lmas›na hiçbir flart alt›nda izin vermemek,dostlar›n hatalar›na karfl› mücadeleyi d›fllamadanve komünizme yürümek amac›yla düflman› altetmek için birleflmek, her fleyde s›n›f çizgisi uygu-lamak bir ilke sorunudur.

Seçme-denetleme ve görevden alman›n en ileriuygulamas›d›r Kültür Devrimi. B›rakal›m bunu,alt edilen revizyonistler dahi dünya görüfllerininde¤ifltirilmesi, yeniden e¤itilmeleri için üretimesokuluyorlar, ideolojik dönüflümleri için kitledenetimine al›n›yorlar, de¤erlendirme toplant›-lar›na çekiliyorlard›. Zira önceden de devirmeninamaç de¤il, araç oldu¤una iflaret etmifltik.

Kitlelere ve hata yapan insanlara gelince; iyi-lefltirmek için hastal›¤› tedavi etmek, hatalar›yapanlara koz olarak de¤il, ö¤renmenin arac› yap-mak, Maoist kültürün önemli ay›rt edici özellik-lerinden biridir. Maoist’ler iflah olmazlar d›fl›n-dakilere “doktor” ihtimam›yla yaklafl›rlar. Hastaolduklar› için doktorun hastalar›na k›zma-kovmahakk› var m›d›r? Böyle doktor, görevini bilmeyenaptal doktordur. Görevi nedir? Hastal›¤› neden-leriyle teflhis etmek ve onu iyilefltirecek tedaviyigerçeklefltirmek. Nitekim bundan ötürüdür ki,baz› hotzotçular, baz› otorite dayatma sevdal›lar›,Mao’ya bolca “liberalizm” elefltirisi getirdiler.Oysa hiçbir zaman yanl›fla karfl› mücadele sav-saklanm›yordu. Parti ve halk içi çeliflkilerin eleal›n›fl›nda, birlik zemininden hareket ediliyor,mücadele yoluyla daha ileri birliklerin tesis edil-mesine çal›fl›l›yordu. Parti ve kitlelerin %95’inegüven yaklafl›m›n›, kibirli bürokratlar tabiikianlayamazlar. Hatalar›n sebepleri onlara ne?Toplumun gerçekleri onlara ne? Bu, kendileriniyan›lmaz otorite sanan peygamberlerin flahsi

iktidar h›rslar› herkese düflman olma ve pervas›zsald›r› çizgisini davet eder. Asl›nda birinci derecedeyanl›fl olan kendileridir. Lin Biao bu tipin somutörne¤iydi. Deng söylemine ra¤men onlara hizmetediyordu.

“Yak›n-y›k›n” sloganlar› sözde “yamanMao’cu” maske alt›nda uygulanan flahsi iktidartekeli için hile-entrika-dolapt›.

Parti ve halk içerisindeki çeliflkileri ele almave çözmede ne yapmal›, ne yapmamal›y›z?sorusunu bilimimiz flöyle cevaplar: “Reviz-yonizmi de¤il, Marksizm’i uygula, bölünme-birlefl, hile ve entrika ile u¤raflma aç›k ve dürüstol.”

Niteli¤i gere¤i özel mülk dünyas› ve kiflili¤iMarks’›n ifade etti¤i gibi;“..her zaman korkakt›r.Zira onun için kalp ve ruh, her an elde gidebilenya da bozulan d›fl nesnedir.”

fiimdi art›k s›n›fmücadelelerinin vetarihin sonu mu?Bilimsel ve teknolojik “devrim”in gücüyle say›nÖcalan, eski s›n›fl› toplumlar›n, devletin ve pro-letarya diktatörlü¤ünün “sonunu” getirmifl, “De-mokratik Uygarl›k ça¤›” adl› sözde “yeni” birtarihi dönem (!) bafllat›lm›fl durumdad›r. Savlar›n›ve gerekçelerini anlatmaya çal›flm›flt›k. Anlafl›lanHuntington’ cu tarih anlay›fl›n›n tahribat› oldukçaetkilidir. Bu vesile ile, bu tarih anlay›fl› üzerindepartimiz yaz›lar›nda, Maoistlerin gündeme getir-di¤i elefltirileri aktarmakta yarar oldu¤unu düflü-nüyoruz.

Samuel Huntington gibi emperyalist teorisyen-lerin tarihsel süreç ve geliflmeleri, “farkl› kültür veuygarl›klar çat›flmas›n›n sonuçlar›” olarak göster-meleri son derece bilinçli emperyalist tercihlerdir.Diyalektik tarihi materyalizme karfl› iflas› aç›kidealist-gerici tarih anlay›fl›n›n hortlat›lmas›d›r.

Tarihin s›n›f mücadeleleri tarihi oldu¤u buyolla çarp›t›lmak, bilinçler dejenere edilmek isten-mektedir. Gerçekten de demokratik dönüflüm vekazan›mlar iddia edildi¤i gibi bat› medeniyetininürünü müydü? Hay›r! Ezen ve ezilenler biçimindebölünmüfl özel mülk dünyas›n›n gerçe¤i olan veolacak olan s›n›f mücadelesinde ezilenlerin baflkal-d›r›s›n›n sonuçlar›d›r. Bu gerçek d›fl›nda ezilenlere,emekçilere lütfedilmifl bir tek kazan›m yoktur.Huntington’cu “kültür ve dinler de¤iflmez, tarihötesi” tezleri safsatad›r. Çeliflki ve bu temelde mü-

Page 48: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

48

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

cadele-de¤iflmeyen tek fleydir. Tarihin ö¤retti¤i debudur. Toplumsal koflullardan, tarihsel süreç-lerden muaf soyut bir kültür-medeniyet ne görül-müfltür, ne de görülecektir.

Fukuyama gibi gerici sözde profesörlerin “tari-hin sonu geldi” tezlerini sömürücü egemen s›n›flarher tarihsel dönemde tekrar ettiler. Köle sahipleri,feodal despotlara, kapitalistlere göre hep tarihinsonu gelmemifl miydi? “Bundan baflka dünya vedüzen yok” hepsinin ortak görüflüydü. Oysa s›n›fmücadeleleriyle toplumlar de¤iflti, de¤iflecek...Tarihin bu durdurulamaz ak›fl›n› bilimsel-ispatl›gerçe¤ini profesör k›l›klarla çarp›tmak bir cehaletörne¤idir. Cehaletlerin ortaça¤ zihninin neo libe-ral, post modern üretimini büyük bir entelektüelç›k›fl ve düflüncede devrim olarak alk›fllamak,düflünce fukaralar›n›n iflidir. Köleci toplum-feodaltoplum nas›l kal›c› de¤il, bir tarihsel döneminsonuçlar›yd›ysa, kapitalizm de insanl›k tarihiningeldi¤i bir son de¤il, afl›lmas› kaç›n›lmaz tarihselgeçici bir momenttir. ABD patronlu¤undaki em-peryalist Yeni Dünya Düzeni’nin teorik rehberiFukuyama’lar›n iflas› sabit tarih tezleri beklendi¤igibi kof ç›kt›.

Varflova pakt›n›n çöküflünü, bat› demokrasisive serbest piyasan›n ebedi zaferi, insanl›k aray›fl-ç›s›n›n neticelendi¤i son nokta argümanlar›yla“Tarihin sonu” teziyle formüle eden Fukayamadaha bafltan itibaren çökmüfltü. Fukamayac›emperyalizmin çeliflkileri ve krizini örtme gayre-tini, Körfez-Balkanlar-Kafkasya gibi çat›flmalarbofla ç›karm›flt›. Fukamaya’n›n emperyalist sözdeebedi bar›fl dünyas› hülyas›n›n iflas›n› Huntingtondoldurmaya çal›flt›. S›n›flar mücadelesini gizlemekiçin o da “ekonomik-ideolojik çat›flma dönemibitti”, “kültürler çat›flmas› dönemi bafll›yor” dedi.Yeni Dünya Düzeni’nin kriz ve düzensizli¤i giz-lenemez bir ç›plakl›kt›. Düzensizlik ve çat›flmakabul edildi ama bunun s›n›f mücadelesi oldu¤ugerçe¤i reddedilerek. Kültürler çat›flmas› gibisunularak, “medeniyetler çat›flmas›” teorisiyleHuntington, proletarya ezilen ulus ve halklarayönelik emperyalist sald›r› ve müdahaleleri, “Bat›-n›n insani-demokratik de¤erlerine direnen, insanhaklar›n› tan›mayan otantik-yerelci barbar kabilekültürlerine karfl› insanl›¤› ayd›nl›¤a götürmek”olarak gösteriyor. “Yerel medeniyetler krizlerinkayna¤›d›r” diyerek emperyalizmin çeliflkileri vesuçlar›n› t›pk› Fukayama gibi gizlemek istiyor.

Yugoslavya, Kafkasya, Afganistan örnek-lerinde görülebilece¤i gibi emperyalist ç›karlar içinbizzat emperyalistler taraf›ndan beslenen-k›flk›r-

t›lan etnik ba¤nazl›k, fundemantalizm kendile-rinden ba¤›ms›z bir olgu de¤ildir. S›n›flardanba¤›ms›z sadece din eksenli bir kültür aç›klamas›yan›lsamas›d›r.

Özünde ayn› ideolojiye sahip olmas›na ra¤menHuntington’un Konfüçyüs ve ‹slam› hedef göster-mesi,emperyalist ç›karlar gere¤idir. Hedef göste-rilen odaklar, gerici ç›karlar temelinde olsa daYDD stratejisini zora sokmaktad›rlar. Barbarl›kdamgas›n› yemelerinin nedeni, bu. Proletarya,ezilen ulus ve halklara gelince emperyalistlere göreonlar, her zaman zaten “fler güçleri” olagelmifltir.S›n›f mücadelesini keflfedenler ne Marks ne deMarksistlerdir. Marks’tan önce burjuvalarda bugerçe¤i ifade etti. Marks’›n yapt›¤› bunun kaç›-n›lmaz olarak proletarya diktatörlü¤üne götüre-ce¤iydi. Ve bu da yaflanm›fl ispatl› bir olgudur.Yaflanan ve yaflan›lacak olan s›n›flar oldu¤umüddetçe s›n›flar mücadelesidir. Bu gerçe¤i, 8farkl› grup tasnifiyle “Medeniyetler Kavgas›”gösterip insanl›k tarihini nihai safhas› olarak sunanHuntington’un derdi stratejik düflman›. Komü-nizmdir. Huntington’culuk insanl›¤›n komünizmekaç›n›lmaz yürüyüflünü engelleyemeyecektir.

Emperyalist ideologlar›n “bat› Medeniyeti”örtüsüyle yücelttikleri, vahfli-›rkç› bir tür Naziversiyonudur. Hiçbir sistem, siyasi-iktisadi kriter-lerin, temsil etti¤i s›n›flar olgusunun d›fl›ndatan›mlanamaz. Emperyalist gerici fetih ve talan›medeniyet maskeleriyle meflrulaflt›ran Hunting-ton’lar, oryantalizminde ortaklar›d›rlar. Tarihigerici ç›karlar› temelinde keyfi yorumlayan, em-peryalist pragmatizme göre istedikleri gibi dü-zeltenleri tan›yoruz. MLM’ler; kültürelcili¤inçeflitli biçimleri olan Avrupa Merkezci ve Oryan-talist (Konfüçyüsçü-‹slamc›-Budist vb.) görüflünkarfl›s›ndad›rlar. Emperyalist ç›karlar için tarihiHelen eksenli Bat› medeniyeti ile izah edenlerera¤men gerçekler vard›r. O, y›llarca M›s›r’›n birkolonisiydi. Dilden tutal›m her konuda, M›s›r veFenike etkisi objektif bir olgudur. Ezilen ulus vehalklar› barbar göstermek için uygarl›¤› ezenülkelere has bir karaktermifl gibi iddia etmek-tedirler. Siyasal entelektüel merkez olarak Atina’n›n parlak döneminden önce, küçük Asya, ‹sken-deriye-Asya’ya ne diyecekler. M›s›r piramitlerinera¤men, Geometride de her fley gibi ilk bulufllaruygar Avrupa’n›n m›d›r diyecekler. Fenikelilerin,M›s›rl›lar›n denizcili¤i yok. Onu da her fleyi deAri-beyaz ve ona has yüce H›ristiyanl›¤›n ifli olarakgöstermelerini anl›yoruz. Bizim derdimiz, ›rklar-diller-kültürler aras› bir yar›fl de¤il, insanl›¤›n

Page 49: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

49

SINIF TEOR‹S‹

büyük tarihsel yürüyüflünün yaratt›¤› de¤erlerdenileri ne varsa sahipleniriz. Bizim davam›z, ulus-dil-s›n›f cins eflitsizliklerini aflm›fl komünist insan-l›k alemidir. Hani globalcilerdi (!) uluslar, ulusdevlet ve s›n›flar tarih olmufltu. “Ça¤dafl” baylar›nkültürelcilik ve medeniyetler aflk›, ortaça¤ kimlik-lerinin de ispat›d›r.

Milli meselenin ekonomik özüve baz› hatalarHer toplumsal meselenin, ekonomik-siyasi-kültürel bir özü vard›r. Toplumsal bir sorun olanMilli Meselenin anlafl›lmas›nda, ona yol açan eko-nomik temelin ortaya konulmas›, özellikle önem-lidir. Bilinmektedir ki, Uluslar, kapitalizmin flafa-¤›nda olufltu. Kapitalist üretimin geliflmesi, pazar-lar› birlefltirdi ve bu temel üzerinde ortak yaflam,ortak dil-kültür-ruhi flekillenme birli¤ini belir-ginlefltirdi.

Ulus, bu geliflmenin ekonomik-tarihsel birolgusuydu. Anlafl›laca¤› gibi, ulus, kapitalist pa-zarda do¤du. Burjuvazi, iç pazarlar›n birlefl-tirilmesi temelinde yükselen, milli hareketlerinöncü gücüydü. Feodal ekonominin kapal› ger-çekli¤inin sonucu olan, kabile-kavim gibi bölün-meler, iç pazarlar›n kapitalizm sonucu birlefltiril-mesiyle, ulusal topluluklara da dönüflmüfl oldular.Ulusal birlikler ve Milli Hareketler, meta da¤›t›m›için gerekli olan pazarlar›n birli¤inin sonucu olanö¤elerdi. ‹ktisadi temel buydu. Bat›da, feodalizmitasfiye için aya¤a kalkan, burjuvazi önderli¤indeki,milli hareketin üzerinde yükseldi¤i ekonomiktemel pazard›. Bu temeldeki uluslaflma süreci Bat›Avrupa’da, merkezi devletlerin kurulmas›nagötürdü. Do¤u Avrupa ve Asya’da ise, merkezidevletler feodalizm döneminde oluflmufltu. Bura-larda da ortaya ç›kan milli hareketlerin ekonomikkayna¤› pazard›, ancak merkezi devletlerin oluflumsüreci de¤ifliklikler içermekteydi. Bat› Avrupa’da,iç pazarlar›n birlefltirilmesinde, burjuvazinin önün-deki engel feodalizmdi. Bu engele karfl›, burjuvademokratik devrimler yükseldi, kazand›. Do¤udaise, daha önce oluflan merkezi devlette ipleri elegeçiren, ezen ulus egemenleri, ezilen ulus ve az›n-l›klara milli bask› siyasetinin karargah› durumun-dayd›lar. Buralardaki milli hareketler, egemenulusun hakim s›n›flar›na karfl› birlefltiler. Egemenulus hakim s›n›flar›n›n kontrolündeki pazar›denetime almak yine bafll›ca amaçt›. Yani kavgan›nekonomik temelini, hem bat› ve hemde do¤u dapazar oluflturuyordu. Göz ard› edilmemesi gere-

ken gerçek fludur: Bat›da da, do¤uda da, MilliMeselenin ekonomik temeli ayn›yd›. PAZAR...Tarihi ve somut koflullarda farkl›l›klar vard›. Veelbette bu farkl› siyasi mücadeleleri kapsad›.Buraya kadar vurgulad›klar›m›z, rekabetçi kapi-talizm dönemine yani burjuva demokratik dev-rimler ça¤›na özgü gerçeklerdi. Kapitalizmin em-peryalizm aflamas›na ulaflmas›, proleter devrimlerça¤›n›n bafllamas› ve 1917 Ekim devrimi sonras›,milli meselenin kapsam› ve muhtevas› geliflti.Meselenin siyasi-sosyal içeri¤i, ele al›n›fl› ve çözü-lüflünde önemli de¤ifliklikler söz konusu oldu.Mesele art›k siyasi alanda, emperyalizme karfl›mücadelenin bir parças› haline geldi.

Proletarya biliminin ö¤retmenleri, üç dönemeay›rarak bunu aç›klam›fllard›. Bat›da, burjuvademokratik devrimlerle feodalizmin tasfiyesibirinci dönemdir. Do¤u’da durum farkl›yd›,bunu,izah ettik. Emperyalizm, 2.dönemdi. Ekimdevrimi sonras› ise, 3. dönem. Ekim devrimiylebafllayan, emperyalizm ve proleter devrimler ça-¤›yla birlikte Milli Meselenin ele al›n›fl›, çözümü,s›n›fsal ve siyasi özü de¤iflti. Meselenin de¤ifl-meyen, ortak-ekonomik bir özü de vard›. PAZAR...! Ekim devriminden sonra da, milli meselelerivar eden ekonomik temelin kapsam› genifllemesinera¤men de¤iflmemiflti. Soruna yol açan ekonomiköz, yine pazar› elde tutma idi. Kapitalizmin emper-yalizm aflamas› ve 17 Ekim devrimi, milli meseledeköklü siyasi-sosyal ve çözüm farkl›l›klar›na yolaçm›flt›. Ekonomik öz meselesi ise genifllemesinera¤men yine pazard›.

1917 Ekim devrimi öncesi, Milli Meseleninsiyasi özü, rekabet mücadelesi olarak tesbit edi-liyordu. Rekabet mücadelesi tespiti, siyasal birkategoridir. Peki bu hangi ekonomik özün sonu-cudur? Ortak ekonomik öz olan Pazar’›n de¤ifliksomut koflullarda yol açt›¤› farkl› siyasal müca-delelere, do¤u-bat› Avrupa ay›r›m›nda iflaretetmifltik. Do¤u Avrupa ve Asya’da bu siyasaliçeri¤in, ezen ezilen ulus burjuvazisi aras›ndakirekabetten müteflekkil oldu¤unu vurgulam›flt›k.Bat› Avrupa da ise siyasal içerik, feodal aristok-rasiyi devirme mücadelesiydi. Sebep ve sonuçlarkar›flt›r›lmamal›d›r. Ezen-ezilen ulus burjuvazisiaras› rekabet, yada feodal aristokrasiyi devirmemücadelesi siyasal mücadelenin içeri¤ine iliflkindir.Ay›r›m yap›lmal›d›r, yap›lmaktad›r. Siyasal içeri¤iitibar›yla bu farkl›l›klara ra¤men, milli meseleyeyol açan ekonomik temel, pazar›n d›fl›nda baflkabir fley midir? “Evet” diyenler bu ekonomik özülütfen aç›klas›nlar. Zorlamalarla sözde aç›klama

Page 50: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

50

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

gayretleri, çokça görüldü¤ü gibi, bir safsata olmak-tan öteye gidememektedir. Ça¤›m›zda milli mese-lenin sosyal özünün bir köylü meselesi oldu¤u dabir gerçektir. Siyasal ve sosyal özü itibar›yla millimesele, köklü de¤ifliklikler geçirmifltir. Ancak bude¤ifliklikler, ekonomik öz olarak pazar d›fl›ndabaflka bir iktisadi temelde cereyan etmemifltir.Örne¤in, emperyalizm döneminde milli meselesiyasal özü itibar›yla mesela Bat› Avrupa’da eskideoldu¤u gibi feodalizme karfl› bir mücadele s›n›r›n›aflm›flt›r. Emperyalizme karfl› mücadelenin de birparças› haline gelmifltir.

Ulusal devlet ve Ulusal pazar, kapitalizmin çer-çevesini aflmayan olgulard›r. Ve ancak, en radikaldevrimci milli hareketlerin hedefi olabilirler. Millihareketler, dünyan›n flimdiki gerçekli¤inde, buhedeflerini de buzlu sulara gömmüfller, “çözüm”de emperyalizmden icazet yoluna girmifllerdir.Bunu besleyen sebepleri ve devrimci komünistalternatifi ayr›ca ele alaca¤›z. Yeniden tart›flt›¤›m›zmeseleye, milli meselenin ekonomik özü nedir?konusuna dönelim.

Bir k›yaslaman›n aç›klay›c› olaca¤› inanc›n-day›z. Örne¤in; Demokratik Devrim, Ekim dev-rimi öncesi ve sonras› temel de¤ifliklikler içerir. 17Ekim öncesi, Demokratik Devrim burjuvaziningöreviydi. Sonra, burjuvazi devrimci barutunutüketti. Görev art›k proletaryan›n omuzlar›ndayd›.Proletarya bu görevi, eski tip burjuva devrimlerperspektifiyle mi omuzlayacakt›? Hay›r!.. Yenitipte. Demokratik Devrim art›k proletarya dev-rimlerinin bir bilefleni olarak Üstlenile bilinirdi,üstlenildi. S›n›fsal, sosyal, siyasal bu köklü de¤i-flikliklere ra¤men, Demokratik Devrime götürenekonomik sebepler kapsamdaki farkl›l›klarara¤men de¤iflmemiflti. Proletaryan›n önderli¤i,hedef ve amaçlarda, sorunun ele al›n›fl›nda, nitelde¤ifliklikler içermesine ra¤men, demokratikdevrime götüren temeldeki ekonomik sebepler,kapsam›nda de¤iflimler olsa da özde ayn›yd›.Toprak sorunuydu.

Ulusal sorunun de¤iflmeyen ekonomik özünüanlayamayanlar, meselenin ele al›n›fl›nda müthiflsavrulmalar içinde olmufllard›r, olmaktad›rlar.Örne¤in; baz›lar›na göre (eskilerdeki TDKP’ yegöre) Milli Mesele, bir köylü toprak devrimimeselesiydi. Ülkemizde devrimci harekette yayg›nbir anlay›flt› bu. Kemalist resmi ideolojiden kopa-may›fl, bu teorik yan›lg›yla birleflince flovenizmdaha da köklefliyordu.

Milli Meselenin ekonomik özünü toprak mese-lesi ve devrimi ile özdefllefltirmek yanl›flt›r. Daha

önce ifade etti¤imiz gibi, milli meselelere yol açaniktisadi temel toprak sorunu de¤ildir. Ekonomiköz, köylü meselesi de de¤ildir. Köylü toprak mese-lesi, feodal toplumda da vard›. Fakat bu dönem neulus ve ne de ulusal meselelerden bahsedilemez.Ulus ve uluslararas› eflitsizlikler ve bunu ifade edenulusal meseleler, kapitalizmin flafa¤›nda do¤du.Feodalizmde de¤il. Oysa, köylü-toprak sorunlar›feodal dönemin de meseleleriydi. E¤er gerçektenulusal mesele, ekonomik olarak köylü-topraksorunu olsayd›, feodal toplumlarda olmas› gere-kirdi. Ancak yok. Aksine, ça¤›m›zda da dahil millimeselenin ele al›n›fl›nda, ezilen ulus feodallerinderol oynad›klar› objektif bir olgudur. (Afgan Emiri,fieyh Sait vb. Kürt isyanlar› gibi) Ekonomik özü,köylü ve toprak sorunu teflkil etseydi, toprakmeselesinin bafll›ca hedefi olan feodal beyler, böylebir meselede “çözüm” için neden bazen önder roloynas›nlar ki? Ne Afgan emiri, nede fieyh Saittoprak devrimi ile kesinlikle alakal› de¤illerdi.Aksine böyle devrimlerin engeli durumunday-d›lar. Ancak Milli hareketlere önderlik ettikleri debir gerçekti.

Milli Mesele ekonomik olarak, “köylü-topraksorunu” olarak tan›mland›¤›nda, feodal önderliklimilli hareketlerin, egemen ulus, egemen s›n›flar›n›nmilli imtiyazlar›na kendi s›n›f ç›karlar› gere¤i deolsa yönelen hareketlerinin ba¤r›nda tafl›d›klar›demokratik yön görülmez. Feodal önderlik gerek-çesiyle toptan hedeflenir. Resmi Kemalist ideolojive milli meselenin ele al›n›fl›ndaki hatal› anlay›fl›yüzünden TKP flovenizmi ö¤retici olmal›d›r. Millihareketleri destekleyip desteklememeyi, toprakdevrimine ne kadar yak›n olup-olmad›klar›yla elealan yaklafl›m, ne milli meseleyi, ne de milli hare-ketleri kavram›flt›r.Toprak devrimine zerreceyak›n olmad›¤› halde, feodal önderlikli baz› millihareketler, pekala emperyalizme darbe vuran birrol oynayabilir. Kralc› niteli¤ine ra¤men AfganEmri’nin ‹ngiliz emperyalizmine objektif olarakdarbe vuran rolü gibi. Emirlerin milli hareketi,feodal önderlik karakterleri gere¤i, toprak soru-nunu çözmedi, çözemezdi, ama bu hareket, millimeselede k›smi feodal çözüme de götürdü.

Milli Meselede, halkç›-köklü çözümü prole-tarya devrimi sa¤layabilir. Proletarya devrimi, millihareketlerden nitel olarak farkl›d›rlar. Proletaryad›fl›nda, ezilen ulus burjuva-feodallerinin de kendis›n›f ç›karlar› temelinde, bu milli denilen sorunayönelik bir müdahale programlar› olur, olmufltur.Onlar›n s›n›f emellerini, imtiyaz ve üstünlük sa¤la-ma hareketlerini ›srarla deflifre ederken, onlar›n

Page 51: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

51

SINIF TEOR‹S‹

önderli¤inde de olsa, ezilen ulusun milli hareke-tinin tarihi olan meflruiyetini, ba¤r›nda tafl›d›¤› ileribir yönü görmezden gelemeyiz. Milli hareketleri,proletarya ve halk hareketleriyle kar›flt›r›p, ayn›özellikleri göstermiyor-toprak devrimine vb. gö-türmüyor gerekçeleriyle topyekün sald›r›ya tabiitutanlar, milli meselenin niteli¤ini anlamam›fllar-d›r. Proletaryan›n asli görevi elbette ezilen ulusmilli hareketlerinin ba¤r›nda tafl›yabilecekleri ileriyönü desteklemekten ibaret de¤ildir. Esas görevi,proletaryan›n çözümünü bayraklaflt›rmak, emek-çilerin s›n›f mücadelesini yönetmek, yürütmektir.Ezilen ulus hareketinin devrimci-demokratik yö-nünü desteklerken komünistler, ezen ulus hakims›n›flar›n›n, ezilen ulus ve az›nl›klara uygulad›¤›milli bask›n›n her biçimine kararl›ca karfl› ç›karlar.Ezilen ulusun ayr› devlet kurma hakk›n› kay›ts›z-flarts›z savunurlar. Ayn› zamanda, ezilen ulus millihareketinin bafl›n› çekme durumunda olduklar›ndaburjuva-feodal önderliklerin imti-yazlar›na karfl›,ezilen ulus emekçilerini uyand›r›r, proletaryabayra¤› alt›nda birlefltirerek devrime seferberetmeye çal›fl›r. Emperyalist sözde çözüm projele-rinin aldatmacalar›n› deflifre eder.

Globalizm ve Maoist çözümMilli meselenin ekonomik kapsam›n›n geniflledi¤i,siyasi-sosyal içeri¤inde, emperyalizm, öncesi vesonras›, özellikle de, 17 Ekim devrimi ile köklüde¤ifliklikler içerdi¤i de aç›kt›r. Ekonomik özüoluflturan pazar sorunu ise, genifllese de de¤iflmedi.Evet, pazarlar›n ele geçirilmesi iliflkisi, devlet içibir mesele olmaktan ç›k›p, uluslararas› bir karakterald›. Emperyalizm, bir dünya sistemidir. Özdeayn› olsa da flimdi, sermayenin alabildi¤inceyo¤unlaflmas›, merkezileflmesi ortam›nda “Glo-bal” denilen sistemde, her fley “küresel kapita-lizm”in ihtiyaçlar›na göre flekillendirilmektedir.“Küresel” olarak ifade edilen, bu emperyalist-kapitalizm dünyas›nda, mücadele hiçbir flekildelokal s›n›rlara hapsedilemez. Çok daha yo¤un,dünya çap›ndaki mücadelenin bir parças› oldu¤uve olarak düflünülmesi gerekti¤i durumdad›r.Gündeme gelen de¤ifliklikleri tahlil edip, sentezeulafl›rken, proletarya bilimini yads›yan tan›nmazhale getirmeye çal›flan neo liberalizme karfl›, MLMbayra¤› yükseltilmelidir. Baz› temel kavramlar›niçi boflalt›lmak istenmektedir. Mesela, deniliyor ki,“Global” kapitalizm koflullar›nda, Uluslar›n KendiKaderlerini Tayin Hakk› eskilerde kalm›fl, ölü birsözcüktür. Emperyalizmin de¤iflmeyen bafll›ca

çeliflmelerine ve de dünyan›n bugünkü emper-yalizm ile ezilen dünya halklar› ve ezilen uluslar›aras›ndaki bafl çeliflmesine ra¤men, bunu söyle-yenler, anti-emperyalist mücadeleyi “küresel”gerekçelerle, rafa kald›rmak istemektedirler.Küresel düzenlemenin ihtiyaçlar› temelinde, ulusalfarkl›l›klar› bizzat emperyalizmin çözdü¤ünüsöylemektedirler. Ulusal gibi sorunlarla u¤rafl-man›n ”eski milliyetçi burjuvazinin” geride kalm›flmeseleleri oldu¤unu teorilefltirmektedirler.

Dünyan›n ezen-ezilen uluslar biçiminde bö-lünmüfllü¤ü, bu dünyan›n da gerçe¤i de¤il midir?Emperyalist boyunduruk bugün çok daha derinde¤il midir? “Küresel” denilen, eskiden özdenfarkl› olmayan bu emperyalizm de, çeperlerinemperyalist merkezlerin ihtiyaçlar›na göre dahayo¤un flekillendirildi¤i, “ulusal” olan ne varsa herfleyin y›k›ld›¤› gerçektir. Bugünün küresel denilenemperyalizminde ezen-ezilen uluslar ne var kitarihte kalm›yor, çok daha derinleflen çeliflkilerlecanl› bir olgu. Sözde ba¤›ms›z, özünde iktisadi-siyasi-askeri her alanda emperyalizme ba¤›ml›yar›-sömürgelerdeki uflak devletlerin, sözdeba¤›ms›zl›klar›n›n da emperyalizmin ihtiyaçlar›nagöre, ekonomik-siyasi hukuki her alanda restoreedildi¤i bir olgudur. Bu olgular›, derinleflenemperyalist boyunduru¤u, demokratiklefltirmeprojesi olarak mideye indiren, burjuva-liberalsolculu¤a tav olma gerekçesi haline getirenlerdevard›r. Global denilen emperyalizmin sözdesolcular›n›n yapt›¤› budur.

Di¤er reddedilmesi gereken bir ak›m da,küreselcili¤e karfl› mücadele ad›na, MHP’ninPerinçekli ‹flçi partisinin, “ulusal pazar-ulusaldevlet” vitriniyle gösterdi¤i, ç›karlar dalafl›, zeminlireaksiyonudur. Devrimci proletarya aç›s›ndanbunlar›n hiçbiri tercih olamaz. Co¤rafyam›z aç›-s›ndan konuflursak ne AB’cilik (Avrupa Birli¤i)ne de “ulusal” sözde “solculuk”a evet denilemez.Alternatif, proletarya devrimidir. Ulusal sorundaalternatif, tüm uluslar için tam hak eflitli¤i, Kürtulusunun Kendi Kaderini Tayin Hakk›, proletaryaezilen ulus ve halklar›n birli¤idir. UKKTH, ayr›devlet kurma hakk›d›r. Bizzat ayr› devlet kurmameselesini, devrimci proletarya, s›n›f mücade-lesinin ç›karlar› temelinde ele al›r. Proletaryan›nhalk›n ç›karlar›na z›t görüp, desteklememe tutumuiçinde oldu¤unda da, ayr› devlet kurman›n önünezoru ç›karmaz. Alternatif özgürce propagandaeder, kitleleri uyar›r, do¤ru alternatife kazanmayaça¤›r›r; kazanamam›flsa, ezilen ulusun iradesineyine de sayg› gösterir.

Page 52: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

52

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

Ayr› devlet kurma hakk›, mutlak ayr› devletleözdefllefltirilemez, kabul edilemez olan zorunluevliliklerdir. Eflit ve özgür birli¤i tehdit eden imti-yazlard›r. Birli¤e, eflitlik götürür. Ayr›cal›klar isekemirir. Komünistlerin UKKTH’›n› savunmadaki›srarlar›n›n nedeni budur. Bunu savunurken ko-münistler, co¤rafyam›z›n, iki bafll›ca ulusu olanKürt ve Türk milletinden ve çeflitli az›nl›klardanproletarya ve emekçilerin ç›karlar›n›n ve komü-nizme yürüyüflte do¤ru alternatifin neyi gerektir-di¤inin de bilincindedirler. Tam hak eflitli¤i teme-linde, proletarya önderli¤inde Demokratik HalkCumhuriyeti, asgari program›m›z›n, siyasal iktidarhedefidir. Bölgesel özerklik temel çözüm yoludur.Milliyetlere göre örgütlenme, milli kültürel özerk-lik burjuva milliyetçili¤idir. Springer-Brauer gibiönde gelen milliyetçi teorisyenlerin, e¤itimi, örgüt-lenmeyi siyasal iktidar›, milliyet temeline göre elealan yaklafl›m› ile bölgesel özerklik kar›flt›r›lamaz.Bölgesel özerklik, ulusal-sosyal-kültürel nüfusunmahalli birleflimi gibi özellikleri hesaba katan birpland›r. Bu plan co¤rafyam›zda, her millet vemilliyetten proletarya ve emekçilerin ezilenlerinDemokratik Halk Cumhuriyeti ortak hedefini ilaneder. Ayn› flekilde ezilen ulusun ayr›lma hakk›n›,hiçbir gerekçeyle s›n›rlamaz.

Proletaryan›n ç›karlar› ad›na geçmiflte Rusya,Yugoslavya önderli¤indeki s›n›rland›rmalar›n(Lenin yoldafl›n Finlandiya konusundaki örnektutumuna ra¤men) yaratt›¤› patlamalar› gördük.Zorunlu evlilikleri tamam›yla aflmayan birliklerda¤›ld›. Emperyalizmin marifeti ve k›flk›rtmas›ylabu geliflmeler tek yanl› izah edilemezler. Ekimdevrimi ulusal eflitsizliklere son vermede köklü birat›l›md›. Fakat bu hamle ilerletilemedi¤i içinayr›cal›klar çeflitli biçimlerde sürdü. Emperyalizmtabiiki bu çeliflkiyi kafl›yacakt› ve yapt› da. Di¤erbir sorun ve onun kafl›mas›na zemin sunan top-lumsal gerçeklikti. Bundan ö¤renmeliyiz.

Ö¤renmek, Demokratik Halk Cumhuriye-tin de, ezilen ulusun ayr›lma hakk›n› garantiyealmakt›r. Güçlü birliklere, eflit-gönüllülükgötürür. Demokratik Halk Cumhuriyeti, iki eflitcumhuriyetin gönüllü birli¤ini ifade edecektir.Bu cumhuriyetler içinde, özerk-yerel kendikendini yönetim bölgeleri de olacakt›r. Her-hangi bir dil ve kültüre özel bir imtiyaz olma-yacakt›r. Halk topluluklar›na her türlü zorladayatmay› aflmak böyle mümkündür. Örne¤inkendilerini Kürt veya Türk görmeyen topluluk-lara, zorla “siz öylesiniz” denebilir mi? Sizindilleriniz, Türk-Kürt dillerinin bir parças›d›r.

Bunu kullanmal›s›n›z dayatmas› yap›la bilinirmi?

K›sacas› hiçbir resmi dil ve kimlik dayat›lamaz.Dayatmak bölmenin ve halklar› birbirine k›flk›rt-man›n zeminini yarat›r. Böyle zeminlerde ise,egemenler yararlan›r. Halklar›n mücadele birli¤iniböler. Ö¤renmek için yeterince neden vard›r,ö¤renmeliyiz.

Öcalan´›n söylemlerine dairk›sa bir de¤erlendirmeFilistin sorunu gibi, Kürt sorunu da Orta-Do¤u’nun baflta gelen ulusal sorunlar›ndan biridir.Etkileri dünya çap›nda önem tafl›yan bir dina-mizme sahiptir. Komünist önderli¤in tesis edile-memifl olmas›, buralardaki devrim için muazzamf›rsatlar›n, burjuva önderlikler taraf›ndan kulla-n›lmas›na ve sapt›r›lmas›na yol açabilmifltir. Dev-rimci dinamizm önderlik bofllu¤u yüzünden tahripedilebilmifl, uzlaflma ve reformizmden medetumula bilinmifl, emperyalizmden iyimserlik bek-lenmifltir. Dünya da bir sosyalist devletin, güçlüproleter sosyalist güncel alternatifin olmay›fl›n›nda, genelde ulusal hareketlerin, özelde Kürt ulusalhareketinin, emperyalizm ve ezen ulus egemen-leriyle pazarl›klar-anlaflmalar yoluyla yürüme ara-y›fllar›na girmesindeki rolünü görme durumun-day›z. Elefltirilen, sorumluluklar›m›za da daha s›k›sar›lma, hata ve yetmezliklerimizi kararl›ca aflmay›unutmamal›y›z.

Geçmiflin nice sosyalist hareketi ve önder-lerinin savruldu¤u günümüz dünyas›nda, millihareketlerin içine girdi¤i mecran›n nedenlerini çokyönlü tahlil etmeliyiz. Zaten burjuva niteli¤i afl-mayacak, milli hareketlerin savrulduklar› refor-mizmi besleyen tarihsel süreci anlamaz, görev-lerimize bilinçle sar›larak müdahale etmezsek,do¤ru yolda yürümüfl olmay›z.

Öcalan, ba¤›ms›z bir devlet için savaflmay›“bilimsel sosyalizme (..) do¤matik tarz yak-lafl›m›n” bir sonucu olarak görmekte ve red-dedilmesi gerekti¤ini söylemektedir. Gerçektabiiki,bu, de¤ildir. Bilimsel sosyalist ö¤retiyiÖcalan dün de savunmam›flt›, bugün de... K›bleyiflimdi daha net, çizmektedir.

Demektedir ki;“Dünyan›n en güçlü devleti olarak ABD’nin

federal niteli¤i, Avrupa’n›n tümünde benzerbiçimde AB federalizmine do¤ru yol al›nmas› buyeni do¤rultuyu göstermektedir. Bu durum (...)

Page 53: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

53

SINIF TEOR‹S‹

Kürtlerin yaflad›klar› devletlerle demokratikbirlikteli¤e dayal› çözüm yollar›na olanak tafl›-maktad›r. Genifl bir sivil toplum projesine dayal›olarak oluflturulacak demokratik siyaset araçlar›yla(...) bar›flç›l yöntemlerle çözüme gidilebilir. (...)Dünyan›n giderek esas ald›¤› çözüm olmaktad›r.(AIHM Savunmalar› Cilt.2. Sf. 24)

Kürt meselesinin oldu¤u devletlerde, bu devlet-lerdeki sosyo-ekonomik gerçekli¤i yads›yarak,siyasal iktidar›n bu gerçeklik içinde ald›¤› biçimiyok farz edersek, devrimsiz demokratik birlik boflbir ütopyadan öteye gidemez. ABD’nin federalniteli¤i, AB’nin de buna meyletmesinin ekonomik-sosyal -siyasal- tarihsel koflullar›n› hiçe say›p, ABDve AB sayesinde soruna “demokratik çözüm”beklentisi de, emperyalizmi aklamakt›r. Gericili¤infaflizmin flimdiki kayna¤›d›r emperyalizm.

“Sivil toplum” projesi ise, yeni de¤il burjuvaliberalizminin kitleleri yan›lsamalara sürükle-mekte, öteden beri kulland›¤› ve ezilenler aç›s›ndanhiçbir yerde kazanmaya götürmemifl, götürme-yecek aksine izlendi¤inde kaybettiren yenilgilerisindirten bir teoridir.

Öcalan, ayr› devlet kurma hakk› ve bunun içinmücadeleyi “bir abartma ve sapma” olarak de¤er-lendirmekte, “ülkesel birlik” ve “ortak ulusalde¤erler yaratmak” perspektifine vurgu yapmak-tad›r. (age. Sf.37)

Klasik milliyetçilikten ulusal bayrak, ulusalkültür, ulusal imtiyazlardan bir vaz geçifl de¤il,ulusal devlet gerçekleflmesi zor bir düfl de¤erlen-dirmesinin sonucu olarak pragmatist sözde “yeni”bir yol aray›fl›d›r söylenenler. Ulusal devlet-ulusalbayrak hiçbir zaman Maoist’lerin anlay›fl› olamaz,olmad›. Maoistler her ayr›cal›k gibi, ulusal eflitsiz-liklere de kararl›ca karfl› oldular, savaflt›lar. Ata-türk’te demiflti ki, ve flimdi de Türk egemenleridemektedirler ki, Türkiye, Türk ve Kürt’lerin ül-kesel birli¤idir. Türk, hepsinin ortak ulusal de¤e-ridir. Kürdü inkar eden, iradesini hiçe sayan,“vatan›n-milletin birli¤i” ad›na Kürdistan’› siyasive askeri olarak ilhak eden Türk hakim s›n›flar›nakarfl›, Öcalan perspektifiyle devrimci anlamdameydan okunamaz.

Her millet ve milliyetten iflçi-emekçi ve ezilen-lerin birli¤i mi? Bu, eflit-özgür ve gönüllü temeldesa¤lanabilir. Sa¤layacak olan da devrimci prole-taryad›r. Zulüm ve sömürü düzeni eksenindebunun sa¤lanmas› yani demokrasi, demokratikbirlik, halk için mümkün de¤ildir. Ayr›l›kç›, inkar›,imhay› dayatan Türk egemenleridir. Öcalan,milliyetçi temelde olsa da geçmiflte kendisinin

önderlik etti¤i meflru ve demokratik bir yönü olanayr› devlet kurma hakk› mücadelesini flöyleyorumluyor:

“Ayr›l›kç›l›k bir anlamda yoksullaflmad›r, tekrenkliliktir, yaln›zl›kt›r. Tabii bunda da ideo-lojilerin do¤matik yorumlanmas›, özellikle milli-yetçilik çok etkili olmufltur. (...) reel sosyalizmdede ulusal sorunun bafll›ca çözüm biçimi ayr› devletkurma olarak anlafl›lm›flt›r. Özünde her ikisi deburjuva Ulusçulu¤unun geliflmifl biçimleridir.”(age.Sf. 37)

Milliyetlere göre örgütlenme plan›n›, ulusaldevlet ve ulusal bayra¤› bafltan itibaren Maoist’lerreddetti. Bunun, emekçileri sömürücü güçlere aletedece¤ini vurgulad›. Proletarya ve emekçilerinolmazsa olmaz birli¤ine iflaret etti. Proletaryaenternasyonalizmini savundu. Öcalan burjuvaulusçulu¤unu savunuyordu. fiimdiki kopuflu,proleter enternasyonalist de¤il, gerçekleflebilirpragmatist özlemler eksenlidir. Koparken, ezilenulusun ayr› devlet kurma hakk›n› da çi¤nemeyikendisinde bir hak olarak görmeyi ihmal etme-mektedir. Bu tutum, egemen ulus, egemen s›n›f-lar›na objektif olarak bir hizmettir. Gerçekten de;Kürdistan co¤rafyas›ndaki a¤›r feodal iliflkilerafliretsel bölünmüfllükler ulusal hareketi olumsuzetkileyen faktörlerdir. Perspektifi, ulusal pazar veulusal devletler için flekillenmifl ulusal hareketaç›s›ndan bu faktörler yüzünden pragmatist sonuçalma aç›s›ndan baflka aray›fllara sürüklemektedir.Ancak, devrimci proletaryan›n ulusal meseleyi eleal›fl çözümü nitel olarak farkl›d›r. Bunu, izahetmeye de çal›flt›k. Öcalan’›n çözüm için çizdi¤iyol fludur:

“Özellikle esas çözümleyici alan olarak Tür-kiye Cumhuriyetinin reformlar temelinde yenidenyap›lanmas›ndan yararlanarak, Kürt gerçekli¤inigüç kaybettiren bir yap›dan ç›kar›p büyük güçkazand›ran bir düzenlemeye tabii k›lmas›.” (age.sf. 40)

Reformlarla Türkiye’yi Demokratik Cumhu-riyete dönüfltürmek, Kürt meselesini bu yolla,Türkiye’yi güçlendirme olgusu haline getirmek...Öcalan’›n perspektifi bu. Reformizmin 80 y›ld›rsözde mücadele ettikleri, Türkiye de bu yollagerçekleflebilece¤ini zannettikleri rüyan›n ak›betive Türk hakim s›n›flar› gerçe¤i, Öcalan perspektifiüzerinde yo¤un olarak durmay› gereksiz k›lmayayeterlidir.

Öcalan’› kesinlikle küçümsemiyoruz, küçüm-senemez. Önemsiyoruz ve elefltiriyoruz. Elefltirir-ken onun Kürt milli hareketindeki önemli rolünü

Page 54: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

54

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

de görüyoruz. Oynad›¤› devrimci rolü bertarafetmek, Kürt hareketini bast›rmak için emper-yalizm ve uflaklar›n›n ona dayatt›¤› uluslararas›komploya baflta Maoistler kararl› karfl› ç›kt›lar.Ulusal hareketle eylem birli¤ine önem verdiler.Bugün de vermektedirler. Öcalan’a dayat›lan idamtehditleri ve tecridin bafl düflmanlar›d›rlar. Öca-lan’›n mevcut çizgisine ra¤men onun önderli-¤indeki Kürt hareketine Maoist’ler yine kay›ts›zde¤ildirler. Devrimci-demokratik muhtevas›n›desteklemeye devam etmektedirler, edeceklerdir de.

Elefltiri, dostça yanl›fllar› göstermek, düzeltmekamac›yla yap›l›yor. Kürt emekçilerini do¤ru çiz-giyle birlefltirmeye yard›mc› olmak için yap›yoruz.

Partimiz kuruluflu döneminde netti. Öcalanflöyle demektedir:

“Anadolu da Mustafa Kemal önderli¤indegeliflen ve esas olarak Türk ve Kürt halklar›n›nortak iradesine dayanan ulusal kurtulufl savafl›ilerici ve kal›c› yönü a¤›r basan (..) bir öze sahiptir.”(age.sf.102)

Ç›k›fl›m›zda elefltirdi¤imiz bu teoriyi yenidenele almayaca¤›z. Ancak, Kemalist ideolojiylegeçmiflteki Öcalan çat›flmas›n›n ideolojik de¤il,konjöktürel ve politik eksenli oldu¤u bu sözlerlede aç›kt›r. Bir “ilericilik” bayra¤› olarak, Kema-lizm, Öcalan’›n “Sümer Rahip devletinden HalkCumhuriyetine do¤ru” adl› kitab›nda da yerinialmaktad›r. Kemalist faflist diktatörlü¤ü “gericilikve tutuculuk arz eden e¤reti ve geçici ö¤elere karfl›ç›kmakta ne kadar hakl› ve baflar›l› (..) feodalkal›nt›lar›n afl›lmas›nda olumlu rol oynarken.”(age.sf.102) betimleriyle öven Öcalan, KemalistCumhuriyetin kusurunu ise, “demokratiklefl-tirmeyi gerçeklefltirememesinde” bulmaktad›r.

Oysa, emperyalist iflgale karfl› Türk kompradorburjuvazisi ve toprak a¤alar›n›n s›n›f ç›karlar›n›ntehditine karfl› anti-emperyalist olmad›¤› halde,objektif olarak oynad›¤› güdük anti-emperyalistrolün ötesinde, Kemalist hareket ve KemalistCumhuriyet do¤as›n› konuflturdu. Emekçileredüflmanl›k. Ezilen Kürt ulusu ve az›nl›klara düfl-manl›k. Koyu bir flovenizm ve katliam makinas›.Aç›k olan bu gerçekleri reddeden Öcalan’a nediyelim ki? Öcalan neredeyse tamam›yla Kürtisyanlar›n›n bast›r›lmas›nda da Kemalist dikta-törlü¤ü anlay›flla karfl›lama durumuna girmektedir.Dedi¤i flunlar:

“Kürtler, özellikle ‹ngilizler aç›s›ndan Türk,Acem ve Arap yöneticilerin s›rayla kendisineba¤lanmalar› için bir manivela rolünü oynaya-caklard›.”(age.sf.105)

“19. ve 20. yüzy›lda kapitalist sömürgecili¤ingölgesinde geliflen tüm Kürt isyanlar› üzerinde buoyunlar oynanm›fl ve baflar›l› da olmufllard›r.‹syanlar›n hakl› nedenleri pek anlam ifade etme-mektedirler.”

“‹ngilizler 19. yüzy›l›n ilk yar›s›nda (..) Kürtlerik›flk›rtt›.”

“En ac› olan› ise, 1925 fieyh Sait önderlikli isyanolacakt›r. (..) ‹ngiliz sömürge oyunu yine devreyegirer (..) (..) Kürtlere yard›m edece¤ine dairheveslendirir.” (age.sf.106,107)

Anlat›lanlar›n özü flu; Kürt isyanlar› emper-yalizm k›flk›rtmal›d›r. Kemalizmi zor uygulamayabu k›flk›rtmalar itmifltir. Emperyalizm bu yollaKemalist iktidar› da kendisine yak›nlaflt›rm›flt›r.Elefltirisini yapt›¤›m›zdan ötürü tekrar etmeye-ce¤iz. TKP’nin floven tezlerinin bilinen tekrar›d›rÖcalan’›n söyledikleri.

Öcalan’›n söyleminde vurgulad›¤›; Kürt isyan-lar›n›n “uflak” oldu¤udur.

“1920-1925 döneminde ayn› politik oyunlarIran ve Irak üzerinde denenir.

‹smail Simko her gücün denedi¤i bir piyon”“Mahmut Berzenci önderli¤inde de sonuç ay-

n›d›r.”“Bu tür senaryolar›n son sahnelenmeleri, ikinci

dünya savafl›ndan günümüze kadar (..) KDP adl›partiler, geleneksel uflakl›kla ça¤dafl iflbirli¤i.”(age.sf.107-108)

fiunu söylemek isteriz: Kürt ulusal isyanlar›n›ntarihi meflrutiyetini, emperyalist oyunlar tesbit-leriyle reddedemeyiz. Emperyalizm oyunlar oy-nar, oynamaktad›r. ‹syanlara burnunu da sokar,sokmaktad›r. Teflhir etmek do¤rudur. Lakin, ezi-len ulusun isyanlar›n› emperyalist oyunlar olaraks›n›rland›rmak, isyanlara yol açan sebeplerinmeflruiyetini reddetmek kabul edilemez. Balkanlarve di¤er yerlere nazaran Osmanl› imparatorlu¤us›n›rlar›nda, ulusal hareket Kürdistan’da geçbafllad›. Kürdistan’a kapitalizmin geç girifliyle ilgilibir sorundur bu. Örne¤in; 1835’lerde yükselenRewanduz ayaklanmas›n›n gerçe¤i neydi?

Mehmet Pafla önderli¤indeki bu isyan, Os-manl›y› ve ‹ran›’da hedeflemiflti. Zorda da b›rak-m›flt›. ‹syan, ‹ngiliz, Osmanl›, Iran ittifak›ylabast›r›ld›. 1844-1847 Bedirhan Bey Hareketi de‹ngiliz-Osmanl› ittifak› ve içten parçalanmalarla,Amerikan-‹ngiliz yard›m›yla Nasturilerin Kürt-lere karfl› k›flk›rt›lmas›yla vahflice bo¤ulmufltu.Emperyalizm de, Osmanl› da di¤er egemenler deoyun boldur.

Page 55: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

55

SINIF TEOR‹S‹

Bunlar› anlatmak ayr›, Kürt isyanlar›n› biremperyalist k›flk›rtma ürünü olarak, sanki d›fltandayat›lm›fl suni bir “provokasyon” olarak adlan-d›rmak ise baflkad›r.

Kaypakkaya güzergah›nda›srar etmekMilli Meselenin ekonomik özünün, kaypakkaya’n›n berrak-bilimsel teorik güzergah›na ra¤men,kavranamamas› ve k›r›lmalar, partimiz saflar›ndada önemli olumsuzluklara neden olmufltur. Millibask›, s›n›fsal bask›yla, milli hareket, halk hare-ketiyle pratikte kar›flt›r›lm›flt›r. Milli hareketin,toprak devriminden do¤as› gere¤i hiçte flafl›rt›c›olmamas› gereken uzakl›¤›, burjuva feodal çerçe-veyi aflmayan, aflmas› asl›nda mümkün de olmayans›n›f karakteri ve taleplerinin devrim aç›s›ndangüdüklü¤ü gerekçe gösterilerek, ezilen ulus hare-ketinin mücadelesinin devrimci-demokratik yönü-nün desteklenmesinde gerekli duyarl›l›k gösteri-lememifltir.

Kaypakkaya örnek al›nmal›d›r. Ad› de¤il, çiz-gisi savunulup-uygulanmal›d›r. Mustafa Suphiönderli¤inde TKP’nin kuruldu¤u 1920’ler dönemi,Kürt co¤rafyas›nda, Kuzeyde Koçgiri, GüneydeMahmut Berzen’ci önderli¤inde Kürt isyanlar›mevcuttu. Uluslararas› komünist hareket, 1920’de“Do¤u Halklar› Kurultay›”n› toplam›flt›. Do¤uHalklar› Kurultay›’da, TKP’de, Kürt isyanlar›nagerekli ilgiyi göstermemifllerdi. Çünkü onlaraç›s›ndan, komünist hareket ve Kemalist Türkiyetart›flmas›z bir devrim oca¤›yd›. (!) Nitekim, T.C.’nin kuruluflundan sonra, patlayan fieyh Sait isyan›ba¤›nt›s›nda çizgiler berrak beyan edildi. Komü-nist enternasyonal Yürütme Kurulu flöyle diyordu:

“Devrimle iktidara gelen ve hakimiyeti elindetutan Kemalist’lerin burjuva Cumhuriyetçi Partisi,bafl›n› fieyh Sait’in çekti¤i Do¤u’daki ayaklanmay›alt etmeyi baflard›. Kürt ayaklanmas›n›n bast›r›l-mas›, Türk hükümetinin sayg›nl›¤›n› ülke s›n›rlar›içinde ve d›fl›nda önemli ölçüde artt›rd›. fieyh Sait’idestekleyen ‹ngiliz emperyalizminin yeni Tür-kiye’nin milli iktidar›n›n zay›flayaca¤› yolundakihesaplar› bofla ç›kt›.” (Türkiye Komünist ve ‹flçiHareketi sf. 155)

Tercümeye gerek var m›? Türkiye de burjuvadevrim yap›lm›fl. Devrimci iktidar Kürt isyan›n›bast›rarak, ülke ve d›fl›nda sayg›nl›k kazanm›fl.‹ngiliz emperyalizminin hesaplar›n› bofla ç›ka-rarak, emperyalizme darbe vurmufl ve devrimci

milli iktidar› güçlendirmifl. Çizgi yanl›fl!.. Kema-listleri desteklemek, Kürt isyanlar›na karfl› ç›kmak,bu çizginin temel özelli¤idir. Komüntern’in buçizgisinde TKP’nin rolü ciddidir. TKP, olumsuzçizgiyi daha da sistematize ederek yürüdü. Vatanve milletin bu “bölünmezli¤i” ilkesinin afl›klar›nailk Maoist merhamet darbesini vuran Kaypakkayaoldu. Kürt isyanlar›n›n tarihi meflrutiyesi, demok-ratik yönünü ortaya koyan ve bu yan›n› destek-leyen Kaypakkaya idi.

fiimdiki durumda Öcalan’da o dönemin Kürtisyanlar›n›, ‹ngiliz emperyalizminin plan› ile ilifl-kilendirmekte, genç Türkiye Cumhuriyetinindemokrasiye yürüyemeyece¤inin nedenini debuna ba¤lamaktad›r. TKP, Perinçek, resmi ideolojiçizgisinin bu savunusunu ayr›ca ele alaca¤›z.

“Böl-parçala-yönet”, emperyalizmin bilinenpolitikas›d›r. Deflifre etmek görevdir. Ancak “em-peryalist oyunlar” gerekçesiyle, ezilen ulusunkatledilmesine seyirci kal›namaz. Hakl› demok-ratik yön ve istemleri görmezlikten gelinemez.Maoist’lerin yapt›¤›n›, “kuyrukçuluk” olarakde¤erlendirenlere cevab› ‹brahim versin:

“Birde fieyh Sait ayaklanmas›n›n arkas›nda‹ngiliz emperyalizminin parma¤› oldu¤u iddia-s›yla, Türk hakim s›n›flar›n›n milli bask› politika-s›n› savunmaya yeltenen sözüm ona ‘komünistler’var.

(..) fieyh Sait isyan›n›n arkas›nda ‹ngiliz emper-yalizminin parma¤›n›n oldu¤unu varsayal›m. Buflartlarda bir komünist hareketin tutumunun nas›lolmas› gerekir?

Birinci olarak; Türk hakim s›n›flar›n›n Kürtmilli hareketinin zorla bast›rma ve ezme politi-kas›na kesinlikle karfl› ç›kmak, buna karfl› aktif birflekilde mücadele etmek, Kürt milletinin kendikaderini tayin etmesini istemek, yani ayr› bir devletkurup kurmamaya bizzat Kürt milletinin kararvermesini istemek. Bu, pratikte d›flar›dan müda-hale edilmeksizin, Kürt bölgesinde genel oylamayap›lmas›, ayr›lma ve ayr›lmama karar›n›n buyolla ve buna benzer bir yolla verilmesi anlam›nagelir. Kürt hareketini bast›rmak için yollananbütün askeri birliklerin geri çekilmesi, her türlümüdahalenin kesinlikle önlenmesi, Kürt milletininkendi gelece¤i hakk›nda kendisinin karar vermesi,komünist hareket birinci olarak, bunun için müca-dele eder ve Türk hakim s›n›flar›n› kitlelere teflhireder, ona karfl› aktif olarak savafl›rd›.

‹kincisi; ‹ngiliz emperyalizminin milliyetleribirbirine düflürme politikas›n›, Bunun, her milli-yetten emekçi halka, bunlar›n birli¤ine verdi¤i

Page 56: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

56

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

zarar› kitlelere teflhir eder, ‹ngiliz emperyalizmi-nin müdahale, içifllere burnunu sokma,politikas›ylaaktif olarak savafl›rd›. (‹K:BY;Sf. 219-220)

fiovenizm flimdide “emperyalist parmak”gerekçesiyle, özelde Kürt ulusu genelde dünyadakidi¤er ezilen uluslara uygulanan milli bask›larak›s›t-lama ve katliamlara seyirci kalmakta ve hattadesteklemektedir. Örne¤in, Irak Kürdistan’› (Gü-ney Kürdistan) Kürt hareketinin, emperyalizmekarfl› uzlaflmac›l›¤›, Amerikan›n Saddam’› devir-mek için bir Kürt devleti plan›na iflaret ederek,Türk ordusunun bölgeye operasyon ve iflgallerineDo¤u Perinçek aç›ktan destek vermekte ve ordu-nun flakflakç›l›¤›n› yapmaktad›r. Türkiye’de deKürt bölgesindeki katliamlara ayn› anlay›flla alk›fltutulmaktad›r.

Devrimci harekete gelince, Perinçek gibi, Türkordusuna destek sunmasalar da, ayn› gerekçelerikullanarak, Kürt hareketine uzak durmakta de-mokratik yönünü-meflru taleplerini destekle-memekte elefltiri ile yetinmekte, teflhir yürütmek-tedirler.

Ne diyordu Kaypakkaya? Meseleyi en ucaçekerek, emperyalizmin parma¤› olsa dahi diyor-du, ezilen ulus hareketinin bast›r›lmas›na karfl›mücadele etmeliyiz.. Ezilen ulusun kendi kaderinitayin hakk› gibi tezler, “reel politika”ad›na modas›geçmifl-eski fikirler olarak terk edildi. “Meflrusavunma düzeni” ad›na, devrimci savafl›n gerek-sizli¤i teorize edildi. Liberal sivil toplumcu çizgi,eskiden de yanl›fl olan çizgilerinin yerine-eskiçizgideki devrimci yönler iyice törpülenerek ikameedildi. (eski ve yeni diye tabir etti¤imiz, dönemleray›r›m›d›r. Çizgi asl›nda özü ayn› olan biçimdede¤ifliklikler gösteren iki farkl› versiyondur.)

PKK ve KADEK’in yanl›fl çizgileri elbetteelefltirilmelidir, elefltirilmektedir. Ancak bu yanl›flçizgi, Kürt milli hareketinin, Türk egemen s›n›f-lar›n›n milli bask› siyasetine yönelen demokratikyan›n›n desteklenmemesi nedeni haline getiril-memelidir. Oysa getirenler vard›r. OHAL’›nkald›r›lmas›, Kürt dili üzerindeki yasaklar›n kal-d›r›lmas›, gibi taleplere genelde seyirci kal›n-maktayd›. Emperyalizmin Kopenhag kriterleriyleflekillenmifl paketler olarak görülüp, karfl› pozisyonal›nmaktad›r. Evet emperyalizmin de kendi ç›kar-lar›na göre sözde çözüm plan› var. Bu plan›ndayand›¤› emperyalist ç›karlar› aktif bir flekildeteflhir etmeliyiz. Fakat yine ünlü emperyalistparmak teorileriyle, Kürt milli hareketinin demok-ratik yönünü görmeme-desteklememe tutumuiçinde de olmamal›y›z. Kendi ba¤›ms›z ideolojik-

siyasal çizgimiz temelinde, UKKTH’n› savunmal›,d›flar›dan müdahaleleri reddetmeli, Türk ordu-sunun Kürdistan’daki iflgalini k›namal›, çekilmesiiçin mücadele etmeli, her türlü milli imtiyaza karfl›ç›kmal›y›z. Kaypakkaya güzergah›n›n gerektirdi¤ibudur. Maoist’lerin yapmaya çal›flt›klar› da buydu.

Ezilen ulusun, milli hareketi karfl›s›nda sergi-lenen floven tutumlar›n teorik tarihi kökleri vard›r.Mesela; Rosa Lüksembourg burjuva bir çözümgerekçesiyle, UKKTH’n› elefltiriyordu. UKKTH’n›n karfl›s›na Buharin’de, halklar›n kendi kaderinitayin hakk›n› ç›kar›yordu. Proletarya ve emekçi-lerin ç›kar› ad›na savunulan bu görüfller, millimeseleyi anlamaktan uzakt›. Dolay›s›yla, ezilenulus milli hareketlerine olumsuz yaklafl›m göster-mifller, onu ezilen s›n›flar›n hareketiyle kar›flt›r-m›fllar, yani halk hareketi rolü oynayamayacakgerçekli¤inden ötürü, b›rakal›m desteklemeyi,reddedebilmifllerdir. Ezilen s›n›flar›n hareketi yanihalk hareketi, toplumlar›n s›n›flara bölünmesiylebirlikte çeflitli talepler temelinde hep varolagelmifltir. Milli hareketler, kapitalizm flafa¤›ndagündeme geldi. Do¤u’da da, Bat›da da ortakekonomik temel olan pazar üzerinde yükseldi.

1789-1871 döneminde Bat› Avrupa’da, eflitlik-özgürlük sloganlar›yla burjuvazi önderli¤inde,feodalizm tasfiye edilerek burjuva ulusal devletleroluflturuldu. Bat› Avrupa’da iç pazar›n birlefl-tirilmesinin önündeki engel feodalizmdi. Do¤alolarak hareket siyasal alanda bunlar› hedeflemiflti.

Do¤uda ise, daha önce oluflan merkezi dev-letlerde ipleri elde tutan ezen ulus egemenleri, millihareketin bafl hedefi haline gelmifllerdi. Ama heriki yerde de, iç pazar›n birlefltirilmesi bu hare-ketlerin bafll›ca amaçlar›yd›. Milli hareketler,kapitalizmin ihtiyaçlar›n› karfl›lamak için sahne-deydiler. Ulusal devlet, bu ihtiyac› karfl›laman›nmodeli olarak yükselmiflti. Bir burjuva özlemolmufltu. Öyleyse, bu hareketlere burjuvazinindamgas›n› vurmas› kadar do¤al bir fley olamazd›.

Sonuç olarak; Pazar olmasayd›, ne ulusalhareketler ne de ulusal sorun olurdu. Ulusal sorunpazarda oluflmufltu. Ulusal hareketler de bu soruntemelinde gündeme geldi. Bu hareketlerin burjuvado¤as›n› anlamak yerine onlardan s›n›fsal kuru-tulufl hareketleri rolü beklemek, göremeyince dedamgalay›p karfl›ya almak, milli meseleyi kavra-mamakt›r. fiimdikiler de, s›n›f devrimcili¤i, enter-nasyonalizm, proletarya devrimi sözcüklerinikavramlar›n yerine geçirerek, meseleyi kararta-caklar›n› zannediyorlar. Ecevit’te, “Kürt sorunuyok” ve “geri kalm›fll›k-feodalizm sorunu var”

Page 57: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

57

SINIF TEOR‹S‹

diyerek, Kürt milli meselesini reddetmiyor mu?Türk egemen s›n›flar›n›n anlay›fllar›ndan köklüolarak kopulmal›d›r.

Türkiye Devrimci Hareketi, ulusal hareketin,bu ikili niteli¤ini yeterince görmüyor ve hattamilliyetçi yönünü tek yanl› abart›yor. Ezilenulusun milliyetçili¤inin oynad›¤› ilerici role s›rtdönüyor. Hakim ulus milliyetçili¤i ile kar›flt›r-man›n ötesinde, Türk flovenizminin etkisindekurtulamayan bir tutum sergiliyor.

Di¤er bir mesele de, Kürt ulusal hareketinintalep ve politikalar›n› benimsememe gerekçesiyle,fiili dayan›flman›n gösterilememesidir. Bu noktay›da mahkum ediyoruz:

fiöyle ki; Ulusal Hareket, her zaman ayn› talep-lerle ortaya ç›kmaz. Taleplerin ileri-geri, radikalya da k›smi olmas›, ulusal hareketin desteklenip,desteklenmemesinin kriteri yap›lamaz. Örne¤in;fieyh-Sait önderli¤indeki ulusal harekette sözkonusu olan din ö¤esi gerekçe yap›larak, topyekünkarfl›ya al›nabilir mi? Yada kay›ts›z kal›nabilir mi?veya fieyh Sait’in arkas›nda ‹ngiliz parma¤› varsav›yla Kürt ulusunun katliama u¤ramas›na seyirciolunabilir mi? Geçmiflte TKP bu gerekçelerleKemalizm’e arka ç›kt›. Ulusal hareketi karfl›s›naald›. Seyit R›za önderli¤indeki Dersim Hareketinede “feodal karakteri” gerekçesiyle tutum al›nd›.Zilan-Koçgiri Kürt isyanlar› da öyle karfl›land›! Bizbuna do¤ru de¤il diyor ve Türk flovenisti politi-kalar› mahkum ediyoruz. Sözde de¤il, gerçektenmahkum etmeliyiz. E¤er böyle yapacaksak, ulusalhareketin formüle etti¤i taleplerin radikal yadagüdük olmas› (radikal olmas› çok daha iyi ve bizbunu daha kararl› destekleriz.) Ulusal hareketindesteklenip desteklenmemesinin kriteri yap›lamaz.Biz ulusal harekette, ezen ulus egemenlerininayr›cal›klar›na yönelen ve talebi din-otonomi-ba¤›ms›zl›k olsa da, (tabiiki en ileri talep arzu-muzdur ve ona yönlendirmeye, do¤ru güzergahaçekmeye çal›flmay› savsaklamadan devrimci-demokratik bir muhteva içeren yan›n›n destek-çisiyiz.

MLM’ler; Demokrasinin en tutarl› savunu-cusudurlar. Ezilen ulusun, demokrasinin en tutarl›savunucusudurlar. Ezilen ulusun, ulusal-demok-ratik haklar›, demokrasi mücadelesinin birerunsurudurlar. Ezen ulus devrimcileri, kendi ulusla-r›n›n birer unsurudurlar. Ezen ulus devrimcileri,kendi uluslar›n›n ezme ve imtiyazlar›n›n kölecilikoldu¤unun ve kendilerini de prangalad›klar›n›nbilincinde olmal›, bu zincirleri k›rmaya çal›flmal›,

k›r›lmas› mücadelesinin emekçilerin özgürlü¤üyürüyüflüne katk› yapt›¤›n› art›k anlamal›d›rlar.

Emperyalistlerin milliyetleri birbirine düflürme“böl-parçala-yönet” perspektifiyle milli bo¤az-laflmalar› k›flk›rtma siyasetini teflhir etmek, emper-yalistlerin sözde çözümlerine bel ba¤layan uzlafl-mac› siyaseti reddetmek elbette görevdir. Emper-yalistlerin eskisinden baflka bir fley olmayan “YeniDünya Düzen”lerinin yörüngesine oturtulmak,dejenere edilerek, kontrole al›nmak istenen ulusalhareketleri uyarmaktan vazgeçilemez. Fakat herfleye ra¤men ezilen ulusun kendi kaderini tayinhakk›n›n kay›ts›z-flarts›z desteklenmesi, hiçbirgerekçe ile s›n›rland›r›l›p gündemden ç›kar›lamaz.

Ezen ulus burjuvazisiyleezilen ulus burjuvazisiaras›ndaki çeliflme bafll›caçeliflmeler aras›ndad›rKürt ulusal sorunundan bahsedip, co¤rafyam›zdaezen ulus (Türk) burjuvaziyle ezilen ulus (Kürt)burjuvazisi aras›ndaki çeliflmeyi bafll›ca çeliflkilerkategorisi içinde saymamak do¤ru de¤ildir.Proletarya önderli¤inde, Yeni Demokratik HalkDevrimiyle gerçek anlamda çözüme kavufltu-rulacak bu mesele, konjöktürel-taktik bir sorunde¤il. Dolay›s›yla ezen ulus burjuvazisiyle ezilenulus burjuvazisi aras›ndaki çeliflme, öyle basitçeüzerinden atlan›lacak, tesbit edilse de-edilmese deolur türünden yads›nacak veya bafll›ca olmayanonlarca irili-ufakl› çeliflki çerçevesinde izah edile-cek bir çeliflme de¤il.

Devrimimizin bafll›ca çeliflmelerinden biridir.Egemen güçlerin kendi aralar›ndaki çeliflmeyido¤ru olarak bafll›ca çeliflmeler içinde de¤erlen-diriyoruz. Peki Kürt sorunu ile ilgili çeliflki bundandaha m› önemsizdir?

Bu sorun partimiz de çeflitli dönemler tart›fl›l-m›fl ancak kongreye kadar do¤ru sonuçlara gidi-lememiflti.

Sorunu, I. Konferans›m›z da ele alm›flt›. Kon-ferans ço¤unlu¤unun görüflü olarak fluna iflaretedilmiflti:

“Konferans milli çeliflmenin önemli bir çeliflmeoldu¤u görüflünde birleflmifl ancak bunun bafll›caçeliflmeler içinde yer al›p, almayaca¤›n›n araflt›-r›lmas›n› kabul etmifltir.” (Komünist 1. Sf. 99)

Çeliflkiler keyfi tespit ve icat edilmez, varsa dareddedilemez. Her karmafl›k sürecin içinde var-

Page 58: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

58

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

d›rlar. Objektif olarak tahlil edilmeli, süreçtekiyerleri-rolleri ortaya konulmal›d›r.

Ezen ulus burjuvazisi ile ezilen ulus burjuvazisiaras›nda bafll›ca bir çeliflme yok ise, Kürt ulusalsorununda bahsetmede neyin nesi? Türk egemen-lerinin ezilen ulus ve az›nl›klara uygulad›¤› millibask›n›n bu bafll›ca çeliflmeyi yok farz etmelerleayaklar› havada kalmaz m›?

Bu bafll›ca ve kendine özgün niteli¤i olan çelifl-kiyi, baflka bir torbaya koyup yads›mak, hem Kürtulusal meselesine, hem de genel olarak millimeseleye, onu var eden nedenlere, bu meseleninkendine özgün ekonomik-sosyal-siyasal niteli¤inedo¤ru yaklaflmamak olur. Milli hareketle, halkhareketi, s›n›fsal bask› ile milli bask›, milli meseleile toprak sorununu kar›flt›rmalar›n bir ve ayn›fleyler olarak göstermelerin, UKKTH’›nda savrul-malar›n, dayand›¤› önemli hatalardan biridir bu!.

Ezen ulus burjuvaziyle ezilen ulus burjuvazisiaras›ndaki çeliflmeyi, feodalizmle halk y›¤›nlar›veya emperyalizmle halk yada burjuvazi-pro-letarya, egemen güçlerin kendi aralar›ndakiçeliflkiler içinde gösterebilir misiniz?

Farkl› nitelikteki çeliflkileri diyalektik biryaklafl›mla birbirleriyle olan iliflkilerini de kavra-yarak,özgüllükleriyle de ay›rt etmek flartt›r. “Birtorbaya doldurulmamal›”, dedi¤imiz, iflte budur.

Örne¤in; geçmiflte ezen ulus burjuvazisiyleezilen ulus burjuvazisi aras›ndaki çeliflmeyi emper-yalizm ile bütün milliyetlerden halk›m›z aras›ndakiçeliflme çerçevesinde ele alanlar vard›.

Buna göre, yani ezen ulus burjuvaziyle ezilenulus burjuvazisi aras›ndaki çeliflki, emperyalizmile çeflitli milliyetlerden halk›m›z aras›ndaki çeliflmekapsam›nda gösterildi¤inde, neler kar›flt›r›lm›fl vehangi gerçekler çarp›t›lm›fl olur? Buna bakal›m:

Birinci olarak; emperyalizmin deste¤inde veona uflakl›k zemininde olsa da Türk egemengüçleri, hedeften ç›kar›lm›fl olur. Do¤u Perinçek’iniflçi partisinin,üç dünya teorisi rehberli¤inde siste-matik bir teori olarak bunu nas›l bayraklaflt›rd›¤›n›bilme durumunday›z. Türk devlet ve onun temeldire¤i ordu savunuculu¤unun, ideolojik sözcüsürolü icraa etti¤ini görme durumunday›z. Partisaflar›m›zda hiçbir yoldafl›m›z›n böyle bir pozis-yonu yoktur. Ancak köklü kopufl için hatal› yak-lafl›mlar›n-yetersizliklerin afl›lmas› flartt›r.

‹kinci olarak; birbirleriyle iliflkili ancak özgünnitelikleri itibar›yla ayr› ve farkl› olan bu çelifl-meleri, yukar›da ifade etti¤imiz gibi ayn› çuvaldaele almak, Türk egemen s›n›flar›n›n co¤rafya-m›zdaki milli bask›n›n esas uygulay›c›s› oldu¤unu

niyet ne olursa olsun gizlemeye objektif olarakhizmet etmektir. PDA revizyonizminin geçmiflteyapt›¤› buydu. Bugün de emperyalizme karfl›mücadele ad›na, Türk devletini devrimin mevzisi,Türk ordusunu devrimin ileri kalesi olarak addedipsistemlefltirip, sorunu emperyalizmin “günah›”olarak gösterip, Türk devletini aklad›¤› yürü-yüflüne, katmerli bir flovenizmle devam etmektedir.

Kaypakkaya, keskin anti-emperyalist maske ileörtülmek istenen bu Türk flovenist yüzü a盤aç›karm›flt›. Bütün yaz›lar›nda, milli bask›n›n as›luygulay›c›lar› kimdir, kimlere uygulanmaktad›r,mahiyeti nedir konular›n› di¤er temel görüflleriylebirlikte yeniden yeniden ciddi bir flekilde ince-lenmelidir. Uzatmamak için, al›nt›lar› aktarmad›k.

‹ncelendi¤inde görülecektir ki Do¤u Perin-çek’in görüflü flöyleydi: “Türkiye de milli bask›n›nas›l flampiyonlar› emperyalistlerdir”: “Türkiye de›rkç›l›k politikas› emperyalistlerin politikas›d›r”.

Emperyalizmin, Kürt-Türk gibi bir derdi yok-tur. Sermayenin ç›karlar›d›r aslolan. Bu ç›karlarahizmet etmesi temelinde soruna yaklafl›r. Yerliegemenlerin ›rkç›l›k politikas›n› ç›karlar›na denkdüfltü¤ünü destekler. Teflvik eder. Co¤rafyam›zdaezilen ulus ve az›nl›klara milli bask› politikas›n›nas›l sahipleri ve uygulay›c›lar› olan Türk ege-menlerini, emperyalist ç›karlar›n bekçileri olmalar›itibar›yla, emperyalistler elbette desteklemifllerdir,desteklemektedirler. Varl›¤› emperyalizme borçluolan Türk egemen güçlerinin, milli bask›n›n Türk›rkç›l›¤›n›n as›l sahip ve uygulay›c›lar› olduklar›ne kadar do¤ruysa, bunlara karfl› mücadeleninemperyalizmden kopuk ele al›namayaca¤› da okadar do¤rudur.

Zira, ça¤›m›zda çoktan beri milli mesele, siyasiolarak emperyalizme karfl› mücadelenin bir parças›haline gelmifltir. Gerçek çözüm proletarya devrimid›fl›nda düflünülemez. Milli hareketler s›n›fkarakterleri gere¤i ve özellikle de devrimci prole-taryan›n güncel alternatif olamad›¤› koflullarda,emperyalizmle uzlaflmaya çok belirgin bir flekildemeyletmektedirler. fiuras› aç›kt›r ki, ulusal kur-tulufl mücadelesinin gerçekten sonuca götü-rülmesi, çözülmesi meselesi sosyal kurtuluflmücadelesi gibi devrimci proletaryan›n omuz-lar›ndad›r.

Proletarya, ulusal kurtulufl mücadelelerinehiçbir zaman ilgisiz olamaz. Bu sorunlar›, milli-yetçi burjuvaziye havale edemez. Kendi ba¤›ms›zdenenmifl sanca¤›n› yükseltmekle, gerçek çözümalternatifini göstermekle yükümlüdür. PKK veKADEK’in sözde baz› dostlar›, Kürt mesele-

Page 59: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

59

SINIF TEOR‹S‹

sindeki sorumluluklardan kendilerini azat etmifl-lerdir. Bu sorunu, Milli Hareketin mutlak elat›lamaz sahas› olarak görmek, pratiklerinin bafltagelen özelli¤idir. Kendilerine biçtikleri rol, hiçtepratikte varolmayan hamasi destek söylemidir.Egemen ulus devrimcili¤inin kabulüdür.

Maoist Parti, Kürt ve Türk partisi de¤ildir.Enternasyonal proletaryan›n bir parças› olanTürkiye denilen siyasi co¤rafya s›n›rlar›nda, hermillet ve milliyetten proletaryan›n öncü birli¤idir.Amac› komünizmdir. Buna ulaflmak için MLM’irehber al›r. Bulundu¤u halkada, koflullar aç›s›ndanfarkl›l›klar içeren görevleri ele al›rken enternas-yonal proletaryan›n görevlerinin özde ortak oldu-¤unun bilinciyle hareket eder. ‹çeri¤i aç›s›ndande¤il, her halkan›n farkl› koflullar› yüzünden,proletaryan›n mücadelesi biçiminde bu farkl›l›klargere¤i, de¤iflik biçimler alacakt›r, almaktad›r. Leninyoldafl›n dedi¤i gibi “Herkes için ayn› olan ulus-lararas› sorunu” her bir somutta özel olanla birlefl-tirmektir görev. Proletarya enternasyonalizmi bu-dur. Troçkizmin “komünizm” ad›na bunu atlayan,köylü, ulusal vb. gibi sorunlar› keskin sosyalist tektip devrim 盤›rtkanl›¤›yla burjuvaziye havaleeden, asl›nda devrime s›rt dönen, Çin devriminealeyhtarl›¤›nda gösterdikleri gibi, Yeni Demokra-tik Devrimi yads›yan, burjuva diye damgalayanAvrupa merkezci anlay›fl›n› Maoistler her zamankararl›ca reddettiler. Reddediyoruz. S›n›rlar mut-lak de¤il, ancak mevcut durum dünyam›z›n redde-dilemez objektif bir olgusudur. Proletarya, örgüt-lenmesinde bunu yok sayamaz. Her bir halde desomut koflullar aç›s›ndan farkl›l›¤›, bu aç›dangörevlerinin biçimde zorunlu olarak alaca¤› somutflekli görmezden gelemez.

Devlet s›n›rlar› aç›s›ndan proletarya meseleyenas›l bakar? Ayr› milletlere göre ayr› milli örgüt-lenmeleri reddeder. Her millet ve milliyetten iflçi-lerin, ulusal de¤il, s›n›f örgütü olan partide kenet-lenmesini savunur. Bunu yaparken, ulusal eflitsiz-likler, bölgesel farkl›l›klar› görmezden gelmez. Herbir yerdeki özgül görevleri saptar. MLM rehber-li¤inde onu somutla birlefltirerek üstlenir.

Ezen ulus burjuvazisi ile ezilen ulus burjuvazisiaras›ndaki çeliflmeden bahsettik. Görevler aç›s›-ndan bu anlams›z m›d›r? Co¤rafyam›z, genelolarak Yeni Demokratik Devrim süreci içindebulundu¤umuzu göstermektedir. Sadece azamide¤il, çeflitli özgül farkl›l›klar bu temelde baz›özgül görevler içerse de, Yeni Demokratik Devrimco¤rafyam›z›n asgari alanda da genel ortak prog-ram›d›r.

Kürdistan sömürge de¤il amasiyasi ve askeri olarakilhakt›r!Sömürgecilik ezen-ezilen uluslar iliflkisinin tekde¤il, biçimlerinden biridir. Ba¤›ml›l›k, boyun-duruk iliflkisinin ne oldu¤u, bilimsel analiz gerek-tirir. Sömürgecilik sadece kapitalizm ve emper-yalizm dönemine özgü de¤il, tarihi eskilere daya-nan bir olgudur. Toplumun s›n›flara bölünmesiylebirlikte, tarih sahnesinde yerini alm›flt›r. Kölecitoplumda görülebilir. Sömürgecili¤in de tek birbiçimi yoktur. Tarihi toplumsal koflullara ba¤l›olarak de¤iflik biçimler alm›flt›r. Köleci sömür-gecilik, köle tekeline dayan›yordu. ‹flgalci, yerlitopraklara yerlefliyor, yerli halk› kölelefltiriyor, butopraklara d›flar›dan nüfus yerlefltirme yoluylakoloni oluflturuyordu. Sömürgelefltirenler ekono-mik, siyasi, kültürel, askeri ve di¤erlerine nazarandaha üstün güçleri sayesinde bunu gerçeklefl-tirebiliyorlard›. Baflka türlü mümkün de olamazd›.Feodal toplumda farkl› ekonomik, siyasi, top-lumsal koflullar›n bir sonucu olarak farkl› biçimlerald›. Bu feodal sömürgecilik; feodal toplumuntemel üretim arac› olan topra¤› ele geçirme, yerlihalk› d›fllayarak, iflgalcilerin kontrolüne verme,yerli ekonomiyi da¤›t›p,iflgalcilerin ekonomisinegöre flekillendirme, yerlileri angarya unsuru halinegetirme özelliklerini içeriyordu. Esas olarak buö¤eleri gerçeklefltirecek, koloni yerlefltirme teme-linde yükseliyordu. Her koloni yerlefltirme, amaçöyle de olsa sömürgelefltirmeye yetmez. Örne¤in;siyasi, askeri ilhaka ra¤men, ekonomik ilhakgerçeklefltirilemeye bilinir. Sömürgelefltirme amac›güdenler, ekonomik, kültürel vb. askeri üstünlükve boyundurluk alt›na alma otomatikman ekono-mik ilhak› da getirmeyebilir. Sömürgecilik, siyasi,askeri ilhak›n yan›s›ra, ekonomik ilhak› da flartkoflar. Yerli ekonominin tasfiyesi, ekonomik ola-rak da ilhakç› egemenlerin ekonomisine ba¤lan-mas›n›, sadece siyasi-askeri de¤il, yerli egemenlerinekonomik kontrolde de saf d›fl› edilmesini gerek-tirir. Feodal klasik sömürgecilik budur.

Osmanl› imparatorlu¤unun fetihleri bu kri-terlerle de¤erlendirildi¤inde, durum nedir?“Do¤u sorunu” adl› eserinde Marks’›n da ifadeetti¤i gibi, Afrika, Avrupa, Asya “Türkiye”sindedurum flöyleydi:

Askeri siyasi hakimiyetine ra¤men Afrika’n›nboyunduruk alt›nda tutulan kesimleri, ekonomikolarak Osmanl›lardan ziyade baflka imparator-

Page 60: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

60

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

luklara ba¤l›yd›lar. Osmanl›lara en ba¤›ml› duru-mundaki M›s›r dahi ‹ngiltere’ye daha fazla ba¤›m-l›yd›. Güçlü olduklar› Asya’da da Osmanl›lar›ndurumu (ekonomik alanda) farkl› de¤ildi. Kon-trolünde tuttu¤u topraklar›n, ekonomi de d›flla-maya gücü yetmedi¤i, Ermeni ve Rum tacirleriekonomik aç›dan ‹ngilizlere ba¤l›yd›. Kürdistantopraklar›nda da gerçek böyleydi. Keza, Osmanl›kontrolündeki Avrupa topraklar›nda da, Osman-l›lar ekonomik ilhak› gerçeklefltiremiyorlard›. YerliRum, Ermeni tüccarlar› bu topraklarda yine Os-manl›dan ziyade, ‹ngiliz kontrollüydüler. Limankentlerini bu kontrolle, Rum, Ermeni tüccarlar›elde tutuyorlard›. Do¤u sorunu eserinde Marksbunu etrafl›ca aç›klar. Al›nt›larla uzatmak isteme-dik. Araflt›r›ld›¤›nda görülecektir ki, Osmanl›imparatorlu¤u, hakimiyeti alt›na ald›¤› yerlerdenekonomik olarak dahi geri, ama askeri gücü“üstün” bir imparatorluktur. Do¤u Sorunu ese-rinde Marks, Osmanl›lar›n boyundurluk alt›naald›¤› topraklarda Türklerin H›ristiyanlara çal›fla-rak geçimlerini temin etti¤ini, somut örneklerleanlat›r. Demek ki; Osmanl›lar istila ettikleri yerle-rin, yerli ekonomilerini da¤›tmak istemedikleri,baz›lar›nca hoflgörülü-ço¤ulcu olduklar› için de¤il,bu güce sahip olamad›klar› için da¤›tamamak-tad›rlar. Osmanl›lar fethetti¤i topraklara askerikoloni yerlefltiriyorlar, ama ekonomik ilhak›gerçeklefltiremiyorlar. Zmala olarak bilinen askerikoloniler somut bir örnektir. “Kapitalizm ÖncesiEkonomi Biçimleri” adl› kitab›nda Marks bunlar›aç›klar. Bunlar›n, ayaklanmalar için korunmaamaçl› olduklar›n› anlat›r.

Sonuç fludur: Osmanl› ekonomik gücü, ilhakettiklerinden üstün de¤ildir. Üstünlük askeri alan-dad›r. Fethettikleri topraklarda,askeri üstünlük-lerini kurdular. Askeri ilhak gerçeklefltirebildilerama ekonomik ilhak› de¤il! Ayr›ca Osmanl› im-paratorlu¤u, millet de¤il dini temelde yükselen birimparatorluktu. Marks’›n deyimiyle, “egemen dinile egemen s›n›f özdeflleflmiflti”. Müslümanlar›ndevletiydi Osmanl›. Fakat, Türkler ekonomide, yada her konuda Marks’›n dedi¤i gibi impara-torlu¤un yönetici gücü de¤illerdi. Osmanl›, istilaetti¤i ülkelerde, ekonomik ilhak› gerçeklefltire-miyor, özel yap›lar› da¤›tam›yordu. Hindistansomut bir örnektir. Marks’›nda belirtti¤i gibi;Osmanl›lar Hindistan’› fethetti. Ancak, yerli eko-nomiyi, ”yüksek Hint Kültürü”nü, yerli köy top-luluklar›n›, Hint tüccarlar›n›n ekonomik kontro-lünü da¤›tamam›fllard›. Ekonomik, kültürel güçmeselesiyle iliflkili bir sonuçtu bu. ‹leri Hint kül-türü karfl›s›nda kendileri Hintlileflmifllerdi.

Kürdistan aç›s›ndan durumneydi?Osmanl›’lar›n gücü Kürdistan’› sömürgelefltir-meye yetmemiflti. Somut incelendi¤inde görece¤izki, Osmanl› barbar ordular›n›n vahfli sald›r›, askeribast›rmalar›na ra¤men, Kürdistan TC. döneminekadar dahi, 1925 y›l›na kadar Diyarbak›r-Siirt,Van, 1938 y›l›na kadar Dersim, 1928 y›l›na kadarKars gerçekli¤inde oldu¤u gibi özerk yap›larasahipti. Bir Osmanl› lütfü de¤il, atlanamaz nesnelyasalar›n zorunlu sonucuydu bu. Osmanl› hakimi-yeti alt›ndaki Kürdistan’da, yerli bey ve afliretlertemel üretim arac›n› elinde tutabilmektedir. Yerlihalk do¤rudan yerlefltirilen istilac› kolonilere de¤il,yerli despotlara angarya çal›flma durumundad›rlar.Yerel yönetim yerli a¤a ve beylerin elindedir. Os-manl› devleti her y›l vergi ve savaflta da askeralmaktayd›. Duygusal-hamasi de¤il, gerçekli¤ebilimsel bak›lacaksa bu statüye, klasik sömürge-cilik denilemez. Merkezi feodal Osmanl› impara-torlu¤unda Osmanl› hakimiyeti alt›ndaki Kürdis-tan, beyliklerden olufluyordu. Bu, “Asya Tipi Üre-tim Tarz›”n›n “hoflgörülü¤ü”nü keflfeden, Os-manl› “solcu”lar›n›n iddia ettikleri gibi, imparator-lukta “demokratik bir kültür”den gelmiyordu.Barbarl›k di¤erleri gibi bu imparatorlu¤undaözelli¤iydi. Mesele baflkayd›. Osmanl› impara-torlu¤u, emperyalizm öncesi ilkel birikim vemanifaktür dönemini tamamlamaya yetecek biryaflam süreci içinde olamam›flt›. Dolay›s›yla, ser-best rekabetçi kapitalizm döneminde de geriekonomik gücü yüzünden, hakimiyeti alt›ndakiyerleri, sömürgelefltirmeye yetmedi, yetemezdi.Aksine bu alanlar› ekonomik alanda, kendi gücün-den daha üstün bir güç olan yabanc› kapitalistlerekapt›rd›. Serbest rekabetçi kapitalizm döneminintemel özelli¤i meta ihrac›d›r. Meta ihraç eden birsanayiden Osmanl› uzakt›. ‹lkel birikim dönemin-de, kendisi yabanc› kapitalizmin a¤›na düflmüflOsmanl› imparatorlu¤u, sanayii aflamas›na baflar›-yla geçemezdi. Osmanl› imparatorlu¤u meta ihraçeden de¤il, meta ihraç edilen bir pazar durumun-dayd›. Avrupa da durum farkl›yd›. 14.15. yüzy›l-dan kapitalist geliflme sürecine giren Bat› Avrupa’da geliflen ticaret burjuvazisinin d›fl pazar ihtiyac›do¤al olarak daha da acillefliyor, derinlefliyordu.ABD, Hindistan yollar›n›n keflfedilerek sömürge-lefltirilmesi, bu durumdan ayr› düflünülemez.Artan sermaye birikimiyle, ticaret burjuvazisigüçlendi. Ticaretin önemli yer tuttu¤u bu döneminen büyük deniz filolar›na sahip olan Hollanda-

Page 61: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

61

SINIF TEOR‹S‹

Portekiz-‹spanya, baflta gelen sömürgeci ülkelerdi.Geliflim, manifaktür üretimi do¤urdu. ‹ngiltere,modern vergi-sanayinin himayesi-kapitalizminihtiyaçlar›n› karfl›lama yönündeki çok yönlü vahfliuygulamalar sayesinde tüm rakiplerinin önünegeçti. Sömürgeci güçler içinde o dönem bafl› çekti.Manifaktür üretim, sömürgelerde rekabeti derin-lefltirdi. Rekabetin boyutlar›; ‹ngiliz-‹spanya,‹ngiliz-Frans›z savafllar›nda ortadayd›. 18.yüzy›llasanayi kapitalizmi dönemine girilmiflti. Sömürgelerart›k hammadde kaynaklar›yd›. Manifaktür dö-nemde ise sömürgeler, Avrupa mamul madde-lerinin sürüm alanlar›yd›. Kapitalist geliflmeninihtiyaçlar›na göre flekillenmeydi bu. Osmanl› nemamul madde üretimi, ne de, kendisi sanayiiatölyesi olan bir ekonomiye sahip de¤ildi. Boyun-duru¤u alt›nda tuttu¤u alanlar› bu vaziyetiyleekonomik olarak ilhak edemezdi, edemedi. Yanisömürgelefltirmeye gücü yetmedi. Tarihi gerçeklerbunlard›r. Selçuklu-Anadolu Türk egemenli¤inde,Kürdistan’da Kürt yerel feodal beylikleri, yerelKürt iktidarlar› somut bir olgudur. Tabii bununekonomide güç dengelerinin ötesinde baflka sebep-leri de vard›r. Abbasilerle çat›flmada Türk beyle-rinin, Kürt beyliklerine ihtiyac› vard›r. Hoflgörüde¤il, Türk beyleri amaçlar› için, Kürt yerel iktidar-lar›n›n imtiyazlar›n› kabul etme durumunda kal-m›fllard›r, kullanm›fllard›r. 1071 Malazgirt savafl›ile üstünlük böyle sa¤lanm›flt›r. Mustafa Kemal’deTürk flovenisti niteli¤ine ra¤men, pragmatist ç›kar-lar gere¤i, kürtleri okflayan söylemlerle kullanmasiyasetini baflar› ile icraa etmifltir. Bu baflka yolluyorumlanamaz.

Öcalan yorumlamaktad›r. Osmanl› imparator-lu¤unun Kürdistan’› sömürgelefltiremedi¤i, ç›kar-lar› gere¤i baz› uzlaflmalara gitti¤i do¤rudur. AncakOsmanl› boyunduru¤unu ve tepkiyi atlayarak,Kürt isyanlar›n› Bat›’n›n kapitalist sömürgecili-¤inin sonucu göstermesi yanl›flt›r. Denilenler flöyle:

“19., 20. yüzy›lda kapitalist sömürgecili¤ingölgesinde geliflen tüm Kürt isyanlar›.”

“‹ngilizler 19. yüzy›l›n ilk yar›s›nda (...) Kürt-leri k›flk›rt›.” (AIHM Sf.106) diyerek, Osmanl›zulmünü devreden ç›karan ve Bedirhan bey Cum-huriyet döneminde de fieyh Sait, Iran ve Irak’ta‹smail Simko, Mahmut Berzenci önderli¤indekiKürt isyanlar›n› bir emperyalizm oyunu olarakde¤erlendiren yaklafl›m›, geleneksel hatalar›ntekrar›d›r. Emperyalizmin oyunlar› yokmuydu?Vard›. Osmanl›’larla ve sonra ç›kar çat›flmalar›vard›. Böl-parçala-yönet-kullan siyasetleri vard›.

Yapt›lar da. Ancak, isyanlar bu zeminle tek yanl›aç›klanamaz. Hakl› yönleri görmezden gelinemez.

Feodal önderlikli isyanlara Öcalan flöyle bak›-yor:

“Kürtlük ad›na hareket edilmek istendi¤inde,geleneksel afliret ve dini ba¤lar esas al›nmaktad›r.(..) 19.20. yüzy›l boyunca çok say›da isyan hare-ketinin karakteri bu temelde olmufltur. Kürthalk›na tarihinde en büyük darbeyi bu hareketlervurmufltur.” (AIHM Savm. Sf. 119)

Geleneksel afliret ve dini ba¤lar›n esas al›nmas›,toplumsal geliflmenin o günkü gerçekli¤inin birsonucuydu. Anlafl›labilir. Feodal-dini imtiyaz vehükümranl›klar iste¤i deflifre edilir, edilmelidir.Ancak, boyunduru¤a yönelen di¤er yön görmez-den gelinemez. Boyundurukçular yerine Kürde“en büyük darbeler” ve suçlar, bu isyanlar›nönderliklerine ç›kar›lamaz. Öcalan son noktay›Simko-Berzenci-fieyh Sait isyanlar›nda flöylekoymaktad›r:

“Ço¤unlukla emperyalist ajanlar›n basitoyunlar›n› iliflki san›p oyunlar›na alet olmufllard›r.Onca çabalar› ne kendileri ne de halk için birkazanca dönüfltürebilmifllerdir. Miras olaraksadece ailelerini b›rakm›fllard›r. Bu aileler üzerinekurulan kontrol ise, yine halk üzerinde denetimarac› olmaktan öteye bir anlama sahip olama-m›flt›r.” (age. Sf. 120) Atatürkçülü¤e yaklafl›m› daflu:

“Cumhuriyet döneminin Atatürk milliyetçili¤idaha farkl›d›r. Irkç› de¤ildir.Tüm Anadolu uygar-l›klar›n› kendine kaynak almakta ve sayg› duy-maktad›r. (..) ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ sloga-n›n› kullanm›flt›r. Burada da ›rkç› bir yön de¤il,ortaça¤ boyunca sultanlarca hor görülen Türkhalk›n›n uluslaflmas› hedeflenmifltir.” (age.Sf.163)

“Atatürk, Bat› milliyetçili¤inden s›n›rl›da olsailerici ça¤›nda yararlanm›flt›. Bu anlamda da ça¤-daflt›.” (age.SF.164)

Kürt isyanlar›n›n tarihi meflrutiyeti, emper-yalist oyunlar yüzünden reddedilmekte, b›rakt›¤›miras ise sadece karfl› devrime hizmet olarakde¤erlendirilmektedir. Büyük bir inkarc›l›kt›r bu.

Partinin, do¤ru-bilimsel Kemalizm tahlillerizaten Öcalan’›n Atatürkçülük sevdas›n› cevap-land›rma durumundad›r. Uzatmamak için tekraragerek yok. Perinçek tezlerinin tekrar› olan busavunuda. gerçeklerin inkar›d›r. Kemalizm’intemize ç›kar›lmas›d›r. Sömürgecilik meselesineyine devam edelim.

Page 62: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

62

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

Emperyalizm dönemindesömürgecilikMeta de¤il, sermaye ihrac› emperyalist sömürge-cili¤in bafl özelli¤idir. Emperyalizmle sömürgecilikderinleflti, geniflledi. Mali sermayenin vazgeçilmezihtiyac›yd› sömürgecilik. Emperyalizmin ay›rtedici bir özelli¤iydi. Emperyalizm döneminde,dünya, emperyalizm taraf›ndan bölüflüldü, pay-lafl›lmad›k tek bir toprak parças› kalmad›. Dahaönce paylafl›lm›fl topraklar›, emperyalizm yenidenpaylaflt›. Güç, paylafl›mda esas ö¤eydi. Emper-yalizm öncesi, baz› avantajlar›yla sömürge, edinenküçük devletler emperyalist güç karfl›s›nda, sömür-gelerini kaybettiler. Emperyalist güç karfl›s›ndasömürgelerini kapt›rarak yenildiler. Zira dünyan›npaylafl›lmas›nda güç esas faktördü. Kapitalizminen üst aflamas› ve bir dünya sistemi olan emper-yalizmde sömürgecilik, dünya egemenli¤ininayr›lmaz bir parças›d›r. fiimdi her ülkedeki sektör-ler, emperyalist kapitalizmin ihtiyaçlar›na görenizam veren, nefes al›fl verifllerini dahi neredeysekontrol eden, hangi toprakta neyin nas›l eki-lece¤ine, hangi iflte ne kadar insan istihdam edile-ce¤ine bile karar veren, Globalizm denilen emper-yalist dünyan›n canavarl›¤›nda, sömürgecilik terkedilmiyor, de¤iflik biçimlerde daha vahfli bir flekildesürüyor. Hakimiyet ve kontrol derinlefliyor.

Düyun-u Umumiye’yi neredeyse aratanTürkiye’deki IMF k›skac› somut bir örnektir.Hükümetler IMF memurlar› olmas›n›n ötesindefazla bir anlam ifade etmemektedirler. Zatenyap›sal bir özellik olan Türkiye gibi ülkelerin krizidepremler biçiminde patlak vermektedir. Türkiyeüzerinde hakimiyet konusunda ABD-AB rekabetibilinen bir olgudur. ABD kontrolü elde tutmak-tad›r. Türk devletinin AB’ne al›nmamas›ndaç›kar›lan zorluklar›n bafl›nda, ABD’nin adeta birpolisi gibi olmas› gelmektedir. Irak’› iflgal vesömürgelefltirme plan›nda ABD saf›nda yer almas›onun polisi oldu¤unu bir kez daha somutlad›.Özellikle siyasi alanda ABD hakimiyetine ra¤men,ekonomik alanda AB, Türk devletini denetlemedeönemli bir güçtür. Emperyalistler ç›karlar›n›ngarantisi için istikrars›z TC.’ne çeki düzen vermegayretindedirler. Avrupa hukuku, Kopenhag kri-terleri gibi projeler halk için demokrasi de¤il,emperyalizmin ç›karlar›na göre nizam vermeamaçl›d›r.

Sistemin eski biçimiyle sürdürülmesinin ola-naks›zl›¤›, ona özde de¤il, “yeni bir biçim vermeyidayatmaktad›r. Yeniden yap›land›rma denilen

emperyalist operasyonun mahiyeti budur. Öcalangibi baz› yaklafl›mlar bu gidiflat›, dünyada demok-rasinin zaferinin karfl› konulamaz gidiflat›n›nTürkiye´yi “demokratikleflme”sürecine sokmas›,“ça¤dafl uygarl›k” gibi gösterebilmektedirler.

Dün de bugün de emperyalist sömürgecili¤inkap›s›nda olan, ve TC. denilen devletleriyle asl›ndaher alanda emperyalizme ba¤l›, bir yar›-sömürgedurumunda bulunan ve bugün ba¤›ml›l›¤› daha daderinleflen bir Türkiye-Kuzey Kürdistan gerçe-¤iyle yine karfl›-karfl›yay›z. Emperyalist sömürge-cilik sermaye ihrac› temelinde yükselmiflti. Eskidende kendisi sermaye ihraç alan› olan Türkiye’nin,Kürdistan’› siyasi-askeri ilhak›n› ekonomik ilhaklatamamlamas› tabiiki zordu. Emperyalizm öncesidönemde b›rakal›m Kürdistan›, Türkiye’nin eko-nomisinin Kaptanlar› da yabanc› kapitalistler,Ermeni ve Rum tacirleriydi. Emperyalizm döne-minde emperyalist devletler Kürdistan pazar›n›uflaklar› Türk komprador patron ve büyük topraka¤alar›na kapt›rmayacaklar›, kapt›rmad›klar›anlafl›l›rd›. Sömürüde uflaklara k›r›nt›lar verildi¤i,dolayl› emperyalist hakimiyetin yerel ayaklar›olarak mevzilendirildikleri do¤rudur. Bu gerçek-lere aç›ktan karfl› ç›kamayanlar, Kürdistan’›nTürkiye’nin sömürgesi oldu¤unu ispatlamak içinTroçkizmin bilinen alt emperyalizm teorisinesar›ld›lar. Yar›-sömürge Türkiye’yi, gerçeklerera¤men sosyo-ekonomik-siyasi yap›s›yla emper-yalizm seviyesine ç›kard›lar. Bu yanl›flt›r. Pekiemperyalizm döneminde, yar›-sömürgelerinsömürge edinebilmeleri hiçmi mümkün de¤il diyemutlak bir yaklafl›m olabilir mi? Mutlaklaflt›rmaelbette do¤ru de¤ildir.

Emperyalistler esas çeliflkilerin ç›k›lamaz derin-li¤inde genel de¤il, istisna olarak ba¤›ml› devlet-lerin sömürge edinmelerinin muhtemelli¤indenLenin’de bahseder. Ancak Türkiye aç›s›ndan böylebir durum olmam›flt›r. Türk egemenleri, Kürdistanda siyasi ilhak› gerçeklefltirmifllerdir. Emperyaliz-min deste¤inde siyasi ilhak›n as›l sahibidirler.

Genel tan›mlama ile sömürgecilik siyasi ve eko-nomik ilhakt›r. Kürdistan’da siyasi ilhak› gerçek-lefltiren Türk egemenleri, zay›f ekonomik gücüyüzünden ekonomik ilhakla birlefltireme-mifltir.Osmanl›, feodal ve dini esaslar zemininde birümmet imparatorlu¤uydu. Bu dönem Kürdis-tan’›n durumunu k›saca tahlil etmifltik. Türkçülükunsuru 20. yüzy›l bafllar›yla birlikte, imparator-lukta sahneye ç›kt›. Kapitalizmle ilgilidir bu.Jenositler (Türk olmayanlara karfl›) Ermeni’lereyap›ld›¤› gibi art›k güncelleflmiflti. “Gayri Müslim”lere karfl› bu politika da çeliflkilerden yarar-

Page 63: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

63

SINIF TEOR‹S‹

lan›l›yordu. Hamidiye alaylar› örne¤indeki gibiOsmanl› Türk jenositlerine Müslüman baflkahalklarda alet edile biliniyordu. Kapitalizmin girifliOsmanl› imparatorlu¤unda di¤er ulusal hareketlergibi Kürt ayd›nlar›nda da hareketlili¤e yol açt›.Örne¤in 1908, Kürdistan ve di¤er baz› Kürt bas›n›,ve örgütlenmeleri görülüyordu. ‹ttihat-Terrakki’ciler, sürgün-katliam, Türkçe d›fl› yay›n yasa¤›, gibi›rkç›-floven politikalar›n› yo¤unlaflt›rd›lar. Enver-Talat paflalar›n, Turan hayali ile kofluluyordu. 1.Dünya savafl› gelmiflti. Osmanl›lar sömürge edin-me ihtiyac›yla savafla dald›larsa da kaybettiler.Osmanl› kontrolündeki Kürdistan topraklar›n› da‹ngiliz-Frans›z emperyalizmine kapt›r›yorlard›.Dahas› Anadolu’da iflgal edilmiflti. Osmanl›larSevr-i imzalam›fllard›. Bu antlaflma çerçevesindeKürdistan’da bir Ermeni devletinin kurulmas› daöngörülüyordu. Asl›nda mesele, emperyalisthakimiyetin garantisi için halklar› birbirlerinek›rd›rmayd›.Türk komprador burjuvazisi ve top-rak a¤alar›n›n temsilcisi ve sözcüsü olan MustafaKemal, Misak-› Milli bayra¤›yla sahneye ç›km›flt›.Kemalist harekete bafltan itibaren Kürtlerin ira-desine zerrece sayg› yoktu. Onlar› ortak bir “cum-huriyetin” kurucu gücü olarak görme kesinlikleyoktu. Kemal, din olgusunu kullanarak aldatma-calarla Kürt deste¤ini arkas›na alabildi. Baz›lar›n›nzannetti¤i gibi, Kemal devleti ele geçirdi¤indenitelik de¤ifltirmemiflti. Mustafa yine eski MustafaKemal’di. Gerçek yüzüyle sahneye ç›k›yordu.Koçgiri isyan›nda katliamc› floven yüzünü gösteri-yordu. 1925 fieyh Sait isyan›nda da. ‹syan kanlabast›r›ld›. fieyh Sait ve di¤er 47 afliret reisi idamedildi. Harekette dini motifler egemendi. Bunu,hareketin milli özelli¤ini yads›maya götürenlereidam sehpas›ndaki fieyh Sait’in sözlerini, Türkegemenlerinin mahkemelerinde zapta geçen ifade-lerini hat›rlatmak isteriz. On binlerce Kürt katle-dilmiflti. Kemalistlerin karfl› oldu¤u baz›lar›n›niddia etti¤i gibi, toprak a¤al›¤› de¤ildi. Feodal-diniönderli¤ine ra¤men hareketin Kürt damar›yd›.A¤r› Kürt isyan› da öyle. Türk egemenleri bu is-yan›, ‹ranl›larla yapt›klar› “Tashihi Hudut” anlafl-mas› temelinde yard›mlaflmayla, karfl›l›kl› baz›ödünler vererek bast›rabildiler. Katliamlar›, 1934’teç›kar›lan “mecburi ‹skan” adl› sürgünler izledi.

ç›kar›lacak ders fludur: Bölge devletleri aralar›ndaki çeliflkilere ra¤men birKürt devleti ihtimali karfl›s›nda hep birleflmifllerdir.Ayn› zaman da Emperyalist devletlerin tam deste-¤iyle...

A¤r›’dan sonra baz› isyanlar yine yafland›.1936-1938 de, Dersim de genifl çapl› bir isyanpatlad›. Dersim 1936 öncesi de ayaktayd›. ‹flgaleboyun e¤memifl, mücadele ile k›rm›fl, istilac›lar›kovmufltu. Dersim’e, Osmanl›da TC. de boyune¤dirememiflti. M. Kemal bu ifl mutlaka bitirilmelidiyordu. Seferberlik ilan edilmiflti. Türk egemen-lerinin ordusu Dersim’i iflgale giriflti. Yine on bin-lerce Dersim’linin katliam›yd› yap›lan. KomünistEnternasyonal dergilerinde dahi R. Davos imza-lar›yla ‹smail Bilen’ler, TKP’ler, Dersim ‹syan›n›“gerici-feodal, emperyalizm maflas›” olarak göster-mifl, Kemalistleri desteklemifllerdi. A¤datl› SeyitR›za’n›n nas›l emperyalistlerle “içli-d›fll›” oldu¤usenaryolar› üretilmiflti. ‹spats›z suçlamalar bunlar.

türk egemen s›n›flar›sisteminin her biçimine hay›r!Kürt ulusunun inkar›, imhas› Türk egemenlerininay›rt edici özelli¤idir. Sömürgelerde dahi ulusgerçekli¤i reddedilmez. Dayat›lan sömürge bo-yunduruk statüsüne ra¤men bu böyledir. Türkegemenleri devletinde ise, geleneksel politika“Kürt yoktur, haklar› da yoktur” sömürgeden dahibeter bir durumdur.

fiunu vurgulayal›m: Ezilen ulus burjuva milli-yetçili¤i, “sömürgecilik” tezini, uluslara göreörgütlenme, otonomi, ulusal devlet anlay›fllar›nagerekçe yapm›fllard›r. Ezilen ba¤›ml› ulus tezinide baz›lar›, Kürt meselesine kay›ts›z hatta sosyalfloven tutumlar›n, çizgilerin gerekçesi haline getir-mifllerdir. Kürdistan’›n statüsünün ne oldu¤undanziyade, burada temel mesele, burjuva milliyetçisosyal floven yanl›fl çizgilerdi. Sömürge tezi ayr›örgütlenmenin, burjuva ulusal bayra¤›n, di¤eri desosyal flovenizmin gerekçesi olamaz. Problemyanl›fl çizgidedir. Nas›l afl›labilece¤inin güzergah›da Kaypakkaya’d›r. Bilimselli¤i pratikte de ispat-lanm›flt›r. Tarihteki Kürt milli hareketlerinin ara-s›nda en ilerisi durumunda olan PKK ve onunönderi Öcalan flunlar› ifade etme durumundad›r:

“Kürt ulusunu bir ulus, bir sömürge veya yar›-sömürge olarak de¤erlendirmenin hafif kalaca¤›n›,ondan öte bir statünün kurbanlar› durumundaolduklar›n› belirten bir genelleme yap›yoruz.”(AIHM Savunm. SF. 109)

Sömürge biçimindeki eski tespit, strateji-örgüt-lenme gibi konulardaki düflüncelerinin de bilimselde¤il-duygusal oldu¤unu flöyle ifade ediyor:

“1970’lerde Kürt ve Kürdistan olgusuna duyguyüklü ve ancak do¤matik düzeyde ideolojik yak-

Page 64: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

64

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

lafl›mlarla baz› tesbitler yapt›¤›m›z› uzun bir pra-tikten sonra geriye dönüp bakt›¤›m›zda daha iyigörebilmekteyiz.” (AIHM Sav. Sf. 112)

Sömürge Orta do¤uya Osmanl› imparator-lu¤unun ç›kmas›yla girdi¤ini söyleyen Öcalanflunlar› belirtir:

“Birinci dünya savafl›nda (..) Osmanl› impara-torlu¤unun da¤›lmas›n› da kaç›n›lmaz k›lm›flt›.Ortado¤u tümüyle tam sömürgeleflme koflullar›ylayüz yüze geldi.” (age. Sf. 101)

Osmanl› imparatorlu¤u ve sonras› TC. de¤er-lendirmelerimizin, Kürdistan tahlillerimizin öne-mi, ona en çok karfl› ç›kanlar›n de¤erlendirme-leriyle de ortadad›r. Karfl› ç›kanlar›n dün de bugünde çizgileri yanl›flt›r. Ancak baz› gerçekler, kendi-sini kabul ettirmifltir. Reddedilse, reddedilmifloldu¤unda da gerçek, gerçek olmaktan ç›kmaz ki!Türk egemen güçleri, askeri güçleri sayesindeKürdistan’› siyasi olarak ilhak etmifllerdir. Bugerçe¤in bilincinde olarak devrimci proletaryan›nUKKTH’›n›, Kürdistan’da bu ilhaka karfl› dahasomut politika ve görevleri gerekli k›lar. Somutve özgül görevler denilince bununla “seksiyon”vb. gibi örgütlenmeler, anlafl›lmamal›d›r. Bu,UKKTH’nin savunulmas› için daha güncel somut-taktik görevleri içermelidir. Yoksa öylesine uzaktadurup “seksiyon” gibi dar milliyetçi örgütleme-lerin savunusun yapmak veya kuru ajitasyonlarlaUKKTH, gerçek anlamda savunulmaz, savunu-lamaz.

Kaypakkaya gerçekten doruktu. Sonras› par-timiz bu rolü yeterince temsil edemedi. Kürtsorunu co¤rafyam›z›n ve Orta-do¤unun temelsorunlar›ndan biridir. Öcalan’›n tesbitleri yanl›flt›r.Diyor ki;

“Cumhuriyet büyük bir de¤iflim geçiriyor. Eskitemelleri h›zla afl›l›yor. Yenilik en güçlü tutkuhalini alm›fl bulunuyor. (..) Türkiye tarihinde milli-yetçili¤in, isyan ve tenkilin, bast›rman›n maddizemininin kalmad›¤› ve ifllevini tamamlad›¤› birsüreç yaflan›yor. Milliyetçilik, isyan ve teflkil döne-mi sona eriyor.” (age. Sf. 168)

Emperyalizme onun “globalizm”ine duyulaniyimserli¤in söyletti¤i sözlerdir bunlar. Emekçis›n›flar ve Kürt sorunu orta yerde duruyor. Türkegemen s›n›flar› devleti devam ediyor. Türkiye’nineski sosyo-ekonomik-siyasi gerçekli¤i sürüyor.Bunlara ra¤men nas›l oluyor da “milliyetçilik-isyan-tenkil dönemi sona erebiliyor”? Gerçe¤intahlili, nas›l de¤ifltirilece¤i de¤il, keyfi bir yorum-dur. De¤ifltirme sorumlulu¤unu devlete havaleetmektir, bu. Hay›r. Hay›r. Yeni Demokratik

Devrim çözüm için egemenlere merhamet darbesiindirecek gerçek alternatif çözümdür. MLM öncü,ne burjuva-feodal imtiyazlarla s›n›rl› otonomici,ne de burjuva ulusal devletçi de¤ildir. Proletaryaönderli¤inde her milliyetten halk›m›z›n demok-ratik halk iktidar› sosyalizm ve komünizme yürü-yüfl için sahnededir. Evrimci demokratikleflmefleklindeki ham hayallerin karfl›s›ndaki demokrasi(halk için) devrimle gelecektir. Baflka ve hiçbirflekilde de¤il. Öcalan’›n çözümü ise fludur:

“Türkiye de yaflanan 2000’li y›llar bunal›m›ndevlet, toplum ve siyasi yap›lar›n demokratik-leflmesiyle afl›labilece¤ine iliflkin genel bir konsen-süs oluflmufl durumdad›r.

(...) Bunun için yeni bir anayasa gerekmektedir.Bu anayasan›n a盤a ç›km›fl halk iradesini esasalmas›, demokratikli¤i aç›s›ndan flartt›r. Demok-ratik bir siyasi partiler ve seçim yasas›,siyasetindemokratik bir yap› kazanmas› için zorunlu-dur.Anayasa, devleti demokratiklefltirirken, siyasipartiler ve seçim yasalar› siyaseti demokratik-lefltirir.” (age.Sf. 169)

Silahl› mücadele yürütülürken de yap›lan dev-leti pazarl›klara-reformlara raz› hale getirmekti.De¤iflen ise mücadelenin biçimidir. Özde ayn› olançizginin parlamenter mücadele yoluyla sürdürül-mesidir.Devleti, anayasa ile saptanm›fl önlemlerdemokratiklefltirmez. Anayasa ve yasalar hertoplumda egemen s›n›flar sisteminin ç›karlar›n›gözeterek düzenlenir ve temsil edilir. Türk egemens›n›flar› sistemine ra¤men, anayasal özlemlerlegerçek demokrasi beklemek bofl bir ütopyad›r.Demokratik talepler için mücadele, demokrasinindevrimle kazan›laca¤›n› yads›yor, önüne ç›kar›l›-yorsa, girilen yol, sistemi onarma yoludur.

Yap›lan da budur. Kuzey Kürdistan’›n siyasiilhak› olan Türk egemen güçlerinin üniter devletprojesi de baz› kültürel haklar kayd›yla Öcalantaraf›ndan kabul görüyor.

Diyor ki; “Benim bu konuda ortak bir kon-sensüs olarak belirtmek ve önermek istedi¤im birhusus, birçok ülkede görüldü¤ü gibi, tek ulusu ülkead›yla anmak biçimindedir. Örne¤in; ‹sviçre,Belçika, ‹spanya (..) gibi”

‹yide buralar, ulusal sorunu anayasal önlem-lerle sistemi onarmayla m› çözdüler? Avrupa’daböyle mi oldu?

Burjuva demokratik devrimlere ra¤men miçözüm yakaland›? De¤il diye kabul edilecekse,Türk egemen s›n›flar› sisteminde “çözüm” nas›lmümkün olacak? Aç›kt›r ki, olamayacak. “Tür-kiye ulusu olarak tek ulusta mümkündür.” (age.

Page 65: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

65

SINIF TEOR‹S‹

Sf. 172) Diyen Öcalan’a hat›rlat›r›z. Biz ulusçu -ulus sevdac›s› de¤iliz. Ulusal eflitsizliklere, di¤erayr›cal›klar gibi karfl›y›z. Birlik, birinin ayr›cal›¤›temelinde de¤il, eflit ve özgür temelde olur.Türkegemen s›n›flar› ayr›cal›kl› bir Türkiyelilik de¤il,Yeni Demokratik Türkiyelilik kimli¤i, Demok-ratik Halk Devrimiyle kazan›labilir. Sistem içinde“tek bir Türkiye Ulusu”, ulusal etkinlikleri perde-leme siyasetidir. Öcalan’›n “demokratik cumhu-riyet” perspektifi, bu perdelemeyi aflmamaktad›r.“Çözüm ne ayr› devlet, ne inkar, ne askeri sefer-lerdir. Demokratik cumhuriyetin her konuda eflithak sahibi özgür yurttafllar›n›n bilinçli örgütlütercihidir.” (age. Sf. 172) diyor- Öcalan. Demok-ratik Cumhuriyet ve onun özgür yurttafllar› olmakbu sistem içinde de¤il, onu aflacak devrimle müm-kündür.

Devlet kurma hakk›n› Türk egemenlerininimtiyaz› gören, Kürde bu inkar temelinde uysalkalmay› örgütleyen bir anlay›flt›r bu. Üniter Türkegemen s›n›flar› devletini Öcalan kabul etmektedir.Beyan›na bakal›m:

“Dikkat edilirse, bu çözümde ne s›n›rlar›nde¤ifltirilmesinde, ne otonomiden, ne ekonomik,sosyal, kültürel ve siyasi haklar›n ayr› bir listesin-den bahsedilmemektedir. (age.Sf. 173)

“Kürt sorunun bu mütevaz› çözümünün Tür-kiye’nin bütünlü¤ü kadar devletin birli¤ine degerçek bir güçlenmeyi verece¤i aç›kt›r.” (age. Sf.173)

Türk egemenlik sistemi içinde tüm uluslar içintam hak eflitli¤i mümkün olmaz, olamaz. Öcalansadece olabilirlikle yetinmiyor, Türk egemenliksistemini bu yolla, “AB’ye üyelikten orta-do¤u,Kafkaslar, Orta Asya, Balkanlar ve çok say›daülkeyle iliflkilerinde” kazanma, “bölgede önder güçhaline gelme” (age.Sf.173-174) yolu olarak dabunu öneriyor. Türk egemenlerine e¤er kayg›duyuyorlarsa, baz› koflullarla gerillay› da¤›tmayahaz›r oldu¤unu da flöyle belirliyor:

“PKK’n›n meflru silahl› savunma durumu so-run teflkil edebilir. Bunun afl›lmas›, yerine getiril-meyecek talepler yüzünden engellenmektedir.Getirilecek genel af ve hoflgörülü yaklafl›m busorunun rahatl›kla afl›lmas›na yol açabilecektir.(age. Sf. 175)

“Genel af ve “hoflgörü” ile, s›n›r ötesi gerillay›da da¤›tmaya Öcalan haz›rd›r. Do¤rudur. ‹nateden Türk devletidir. PKK ve flimdi KADEKsistem içinde yer almaya haz›rd›r. Çizgi ve örgü-tün bu temelde restorasyonuyla, entegre mesaj-lar›na, Öcalan flimdi gerekli cevab› alamamak-

tad›r. Sistem içine girme kararl›l›¤›n› Öcalan’dan dinlemeye devam edelim:

“Sosyalizm anlay›fl›n› Sümer rahip devleti veonun günümüzdeki somut biçimi olan kapitalistdevlet elefltirisine dayand›rarak gelifltirmemizinciddi yanl›fll›klar ve eksiklikler içerece¤i kayg›s›n›tafl›yorum. Marksizm’in temel eksi¤inin ve hata-lar›n›n bu tarz bir sosyalizm modelinden kaynak-land›¤› kan›s›nday›m.” (age .sf. 136-137)

Ezilen Kürt milli hareketinin bir önderi olarakÖcalan’dan, niye kapitalizmin köklü bir elefltiri-siyle onun d›fl›na ç›km›yor gibisinden bir bek-lentimiz yok. Böyle olam›yor diye onun önder-li¤indeki hareketin egemen ulusun hakim s›n›f-lar›n›n milli bask›s›na yönelen ilerici yönünügörmeme körlü¤ümüz de yok. Al›nt› olarak aktar-d›¤›m›z sözlerde dile getirilenler bir lapa olarakyutulamaz. Kapitalizmin elefltirisi ve reddine da-yanmayan, bir sosyalizm anlay›fl›-sosyalizmolmaz.

Öcalan kapitalizmi aflmayan sözde bir sosya-lizm anlay›fl›ndad›r. Böyle bir sosyalizm olmazolmayacakt›r. Asl›nda Öcalan çizgisi, sosyal de-mokrasiyi sal›k vermektedir. Yine dinleyelim.Sovyet blo¤unda, sosyalist vitrinle de¤il, kapita-lizmi aç›ktan savunanlar›n yaklafl›m›na bakal›m:

“Proletarya diktatörlü¤ünün sosyalist toplu-mun arac› olarak kullan›lamayaca¤› kan›tlanm›fl-t›r. (...) Baz› devletler ve sosyalist partiler, kapitaliz-mi esas alan eski sosyal demokrat modelde yenilen-mesini gerçeklefltirmeye çal›fl›yorlar.

(...) eskide ›srarl› s›n›rl› kesimler birer tarikatgibi ayakta kalma çabas› bulunuyor.” (age.Sf. 136)

Proletarya diktatörlü¤ünün reddi, kapitalizmçerçevesinde sosyal demokrat aflk› Kautsky’ninbilinen nakarat›d›r. Tekrar etmeyece¤iz, devlet-devrim konusunda irdelerken, görüfllerimizi genelyönleriyle ortaya koymufltuk. Proletarya devletinibir geçifl dönemi olarak (komünizmi) yads›yan birsosyalizm, Öcalan “sosyalizmi”dir.

Devrimci savafl ve Öcalan´n›n“yeni” uygarl›k senteziEmperyalizm için Ortado¤u, dünya egemenli¤iaç›s›ndan her zaman önemli bir alan olagelmifltir.Neden, gayet net. PETROL!.. Bu önemli zengin-li¤in kontrolü, emperyalistler aç›s›ndan stratejikbir meseledir. Di¤er emperyalist gerici rakiplerlerekabette vazgeçilmez önemde bir avantajd›r. 2.dünya savafl› öncesi, bu avantaj›n kontrolörü

Page 66: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

66

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

‹ngiliz emperyalizmiydi. Çok yönlü politika vearaçlarla, ‹ngiliz emperyalizmi, inisiyatifi eldetutabildi. “Böl-parçala-yönet”emperyalist ‹ngilizsiyasetinin, önemli bir unsuruydu. Emperyalistboyundurluk için “ayak iflleri” yerli egemenlerelütfediliyordu (!) Uflakl›¤a r›za, yerli egemenlerintek çaresi olarak dayat›l›yordu. 2. dünya savafl› ileemperyalist güçler dengesi ciddi olarak de¤iflti.ABD öne ç›k›yordu. Güç konufluyor, bölgenin‹ngiliz-Frans›z emperyalist eski hakimleri dizgin-leniyor, ABD inisiyatifine al›n›yordu. Emperyalistkontrol, dünyan›n di¤er alanlar›nda da, ABD’ninöne ç›kma gerçe¤ine göre de¤ifltiriliyordu. Bölge-nin (Ortado¤u) Nas›r gibi milliyetçi itirazc› güçleri,zorla hizaya getiriliyordu. Egemen yerliler “elimahkum” misali, en fazla emperyalizmin bölgepolisi rolü ile görevlendiriliyordu. TC. ve ‹sraildevletleri, imtihan› geçmifl durumdayd›lar. Vebunlar, emperyalizmin bölgedeki stratejik silahlar›oldular. Bugüne kadar ABD’ye uflakl›kta kusurda etmediler. Emperyalist askeri donan›m ve di¤erher yönlü uflakl›k hizmeti karfl›l›¤›, destekle ödül-lendirildiler.

Ciltler dolusu hikayenin özü bu. “‹nsan hak-lar›” maskesiyle, emperyalist boyunduru¤un gü-nümüz gerçe¤i de aynen bu! Filistin, Kürdistanbu emperyalist ç›kar ve çok yönlü dolaplar›n kur-ban›d›rlar. Yerli egemenlerle birlikte, kurbanl›ksenaristi emperyalistler, elbette göz ard› etmemeli,mücadelenin hedefi olmaktan d›fllanmamal›d›rlar.

Birinci dünya savafl› ve öncesi, Alman emper-yalizmi müttefiki durumundaki Osmanl› impa-ratorlu¤u, emperyalist dünya savafl›nda yenilenAlmanya ile birlikte iyice sars›ld›. Çok daha öncebafllayan çöküfl süreci derinleflti. Da¤›lmayla karfl›-laflt›. Öcalan bunu, “Avrupa uygarl›¤›n›n gelenek-sel uygarl›k de¤erlerine karfl› kazand›¤› üstünlükbir gerçek olmakla beraber, bu tümüyle olumsuz-luk ve yenilgi anlam›nda de¤erlendirilemez”(AIHM Sav. SF. 101) olarak de¤erlendirmektedir.“Medeniyetler çat›flmas›” biçimindeki, yanl›fl tarihanlay›fl›n›n diliyle burada yine karfl›-karfl›yay›z.Emperyalist rekabet çat›flmas›n›, “Avrupa-Orta-do¤u uygarl›k çat›flmas›” olarak sunan Öcalan yak-lafl›m› ç›k›fl için bir sentez olarak da, Kemalizmiiflaret etmektedir. Ancak, “Bat› uygarl›¤› (..) tümtoplumsal sorunlar›n çözüm anahtarlar›n› sunmak-tad›r. (...) fiimdi de dünyaya ö¤retmektedir.”sözleriyle, emperyalizme selam durmay› da ihmaletmemektedir. (age. Sf. 159)

Amerika ve Avrupa emperyalist müdahalecili¤ive onlar yörüngesinde, Kemalizm gibi bölgesel

“ç›k›fl” sentezi ile kar›fl›k, “uygarl›k” teorisinin negetirip götürdü¤ü tecrübelerle sabittir. Kürt millihareketini kuflatan bu ablukan›n parçalanmas›,gerçek özgürlük yürüyüflü için elzemdir. Ki, buabluka yüzündedir ki Öcalan, tarihteki Kürtisyanlar›n› zay›fl›klar›n›-hatalar›n› uzlaflmac› nite-liklerini, kendi hükümranl›klar› için imtiyaz çizgi-lerini vb. elefltirme de¤il, meflru yönlerini de hiçesayarak hedefleme-mahkum etme yoluna girebil-mektedir.

Emperyalizmle asl›nda onun yönlendirme vedeste¤indeki bölge egemen güçleri resmi ideo-lojisini birlefltirme gayreti içindedir. Bu sentezle,emperyalist dünya sisteminin kap›s›na çul sermek-ten öteye nas›l gidile bilinir.? Milliyetçi kararl›l›¤›n,emperyalist taktik güç üstünlü¤ü karfl›s›nda,zorunlu boyun e¤ifl çizgisidir sergilenen. Milliyetçimadalyonun iki yüzü. Biri, sistemi aflmayan kavga,di¤eri bar›fl!.. Görülen hep bu oldu, Filistin-‹rlandamilli hareketleri de bunu anlatt›. Ve hep bunuanlatacaklar. Yaflananlar, kitlelerin kahramancamücadelelerinin, Maoist öncüye ihtiyac›n›, aksihalde, sisteme entegrasyonun hiçte zor olmaya-ca¤›n› anlat›r.

Emperyalist Madrid-Oslo komplolar›n›nsürükledi¤i yer bellidir. Dayat›lan, emperyalist“uygarl›k”a entegrasyondur. Devrimci proletar-yan›n cevab›, DEVR‹M’D‹R. Realiteye teslimolmak de¤il, devrimcilik, gerçekleri görüp imkan-s›z denilen asl›nda kazan›labilecek, imkans›z›gerçeklefltirmektir. Nepal halk› bunu yap›yor.Bütün halklar yapabilir. Halk Savafl› ile yap›labilir.MLM’in rehberli¤ini, KP’ si önderli¤ini, komü-nizm için bir araç olarak, proletarya iktidar›n›hedeflemeyen, konjoktürel olarak devrimci olsalarda, silahl› mücadelelerin zemininin problemlerinesay›n Öcalan’da iflaret etmifltir. Kendisini elefltir-mesi, gerçekten yeni ve önemlidir.

Diyor ki; “Kurallar›n gücüne güvenmifltim.‹nsan› somut gerçekli¤i içinde anlamaktan uzak-t›m. E¤er karfl› taraf›n kural› içindeyse, melek deolsa, ona ne yap›lsa hakt›r. Bu da egemenlerinlanetli gelene¤inden kalma bir inan›flt›r.” (age. Sf.383)

Devrimci, demokratik yönü var ama, bu HalkSavafl› de¤il derken anlatt›¤›m›z›n önemi, Öca-lan’›n bu özelefltirisinde de vard›r. Kurallar de¤il,Halk Savafl›na MLM ideolojisi yön verici kurallarbunun hizmetindedir. ‹nsan, karfl›devrimci de olsainsan olarak ele al›n›r. Savafl ad›na her muameleona mubaht›r diye bak›lmaz. Baflta, halka düflmangibi davran›lamaz. Tersi durum, buna yol açan bir

Page 67: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

67

SINIF TEOR‹S‹

çizgi söz konusudur. Öcalan bu çizgiyle u¤raflmakyerine, suçu yine “do¤matizm” diye adland›rd›¤›,bilimsel sosyalizme atmaktad›r. Kimse böyleyollarla temizlenip, kurtulamaz ki!...

Öcalan problemi, kendisinin “tart›fl›lmaz”oldu¤u otoritede görmüyor. “Yap› çok duyars›zve yetersizdi. Befl bin y›ll›k do¤matizmin narko-zunu yiyenler 盤l›klar›ma yan›t olam›yorlard›.”(age. Sf. 385) diyerek baflkalar›na at›yor.

Say›n Öcalan; böyle de¤ildi, hiçte böyle de¤ildi.Çetecili¤i, savafl› ikbal kap›s› gören rantç› a¤al›¤›,MLM yenebilir!.. MLM ideolojiyi savunanlarzorlanmazlar. Kitlelere inan-onlara güven, nazikdavran, hakaret-bask› yapma vb. biçimindekiMaoist sözleri anlamak uygulamak çok mu zor?Do¤ru çizgi uyguland›¤›nda zor de¤il. Zira, gere¤iyap›lm›yorsa, Halk Savafl› de¤il, baflka bir s›n›f-baflka bir çizgi savunulup-uygulan›yor demektir.Tüfekle, düflmana de¤il-halka “küheylan” kesil-menin, Maoizm’de yeri yoktur. Yeri vard›r diyen-lerin prati¤i, niyetlerinin ötesinde objektif olarakdüflmana hizmet etmifltir.

“PKK içinde baz› kifli ve gruplar hem kendiyoldafllar›na, hem sivil halka, hem de devletinfliddet d›fl›nda kalan baz› kurum ve kifliliklerinefliddet yöneltmifllerdir.”(age. Sf. 313)

Bu elefltiriyi yöneltirken, Öcalan kendisininönderlik çizgisini iflin d›fl›nda tutmaktad›r. Gerçek,bu de¤ildir. Öcalan; PKK önderli¤inde savafl›n,hareket içinde önderli¤in tart›fl›lmaz rehberiydi.Önderlik olarak, kendisini sorumluluklardan muaftutmak, hatalar› kadro-savaflç› ve kitlelere y›karak,önderli¤i tanr›laflt›ran, ilahilefltiren, eriflilmezlikkat›na ç›karan dinsel bir düflünüfl tarz›d›r. Zira“peygambersel ç›k›fl”, “k›lan ve kavimi halklaflt›ranApo kimli¤i” kutsall›k, tanr›, tanr›ça kültürü gibisentezler de anlat›lan bu düflünüfl tarz›d›r.

“Kendi prati¤ime esas damgas›n› vuran gerçek-li¤in, peygamberli¤in yenilenmifl, güncelleflmiflbiçimi oldu¤u daha a¤›rl›k kazanmaktad›r. Benim,dolay›s›yla PKK’n›n 20. yüzy›lla fazla ilgisi yok-tur.” (age. Sf. 428)

Bilimsel sosyalizm denilen Öcalan’a göre “do¤-ma”lardan ziyade, PKK’nin bu tarihi düflünselköklerden beslendi¤i, Öcalan’›n da tahlilidir.Tarihe önem verme, incelemede, Öcalan’›n güçlübir gayreti vard›r. Bu, iyidir. Kötü olan, idealistyorumlay›fl› ve dolay›s›yla ulafl›lan yanl›fl çizgidir.Önderlik konusunda yanl›fl çizgi, peygamberlikyaratmakta, do¤al olarak da kutsallaflt›rmaktad›r.Önderlik “peygamber”lik olunca, tabiiki ondahata aranmaz. Öcalan’›n kendisini, PKK’ de

elefltirdi¤i konular›n d›fl›nda tutmas› zannederizanlafl›lm›flt›r.

Öcalan devam etmektedir. Kendisini bir yönü-yle de Hazreti Musa’ya benzetmekte, “lanetlikavmi birlefltirmek için k›rk y›l da¤da-çölde hay-k›r”mas›, ama “kavmin yine bildi¤ini okumas›”ile kendisini k›yaslamaktad›r. Böylece önderliktarz›na gelinmedi¤i, temelinde PKK kadro ve uluselefltirilmektedir. Önderlik elbette önemli birhusustur. Gerçekten önderlik çizgisi ve stili ciddibir konudur. Önderlik meselelerine iliflkin görüfl-lerimizi daha önce yazm›flt›k. Problem, önderli¤inbilimin üstüne ç›kar›lmas›, bilimsel elefltiri d›fl›ndatutulmas›, her fleyin üstünde tanr›laflt›r›lmas›d›r.Hatalar, parti-kadro ve halk›n hanesine yaz›la-cakt›r. Öcalan yazmaya flöyle devam ediyor:

“Da¤›n ilkellefltirici koflullar› ve denetim zay›f-l›¤› önderlik terbiyesinden yoksun birçok iki yüzlütipin geliflme flans›n› yakalamas›na yol açm›flt›r. (..)Çizgi d›fl› kad›nl›, çocuklu öldürmeler esas olarakbu kaynaktan besleniyordu. (..) yozlaflman›ntemellerini at›yorlard›. (..) de¤erli baz› partililerikatletmeye kadar ifli ilerlettiler. (age. Sf. 256)

Savafl›n objektif koflullar›; Önderlik bofllu¤u,denetim zay›fl›¤› elbette, Maoist Halk Savafl›ndada, Maoist çizgi d›fl› sonuçlara yol açabilir veaçm›flt›r da. PKK aç›s›ndan sorun burada de¤il,önderli¤i “peygamber”, partiyi peygamber hare-keti, halk› ise objektif olarak hiç gören, sopaylaterbiyeyi savunan ideolojik-siyasi-askeri çizgisin-dedir. Devrimci bir rol oynayan ancak Halk Savafl›olmayan çizgisindedir. Faflist orduya bu kadaryedek bir korucu ordusunun eklenmesinde sadeceTürk egemen güçlerinin özel harbinin (kontr-gerilla-düflük yo¤unluklu savafl) baflar›l› (!) marifetitek bafl›na yol açmad›. Suçlu Türk egemenleridir.PKK önderli¤indeki savafl meflruydu.

Mazlumlar›n isyan› hakl› ve gerekliydi. Öcalanbu hakl›l›k ve gereklili¤i de sorguluyor, elefltiriyor,hakl› oldu¤u için zaten savunma savafl› olan dev-rimci, ilerici savafllar› yeni dedi¤i kendi “meflrusavunma” çizgisiyle, gereksiz ilan ediyor. Oysagereksiz olan bu de¤il, ezilenlerin ç›karlar›ndankopan, halk›n vicdan›nda meflrutiyet kazanmayan,do¤ru bir çizgi önderli¤inde ve hakl› bir temeledayanmayan, dost ve düflman› ay›rt etmeyen, yan-l›fl eylem çizgisidir.Tüfe¤i do¤ru ideolojinin reh-berli¤i, silah› MLM siyasetin yönlendiricili¤indeele almayan, “neylerse iyi eyler” misali rasgele dev-reye sokan anlay›fltad›r. Yani kumanda da MLM’inolmamas›, baflka hatal› çizginin uygulanmas›n-dad›r. Böyle olunca, devrimci eylemle, tersi kar›fl›r.

Page 68: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

68

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

Savafl dejenere olur. Savafl a¤al›¤›, rantç›l›k büyür.Düflman da bunlar› tabiiki kullan›r, kulland›.‹nsan› “kul”, basit bir alet görmemek için gerekliolan Maoizm’dir. Devrimci savafl› yads›yan,üçüncü alan teorileri de¤il, halka zulmetme-meyi, halk›n gönüllü seferberli¤ini Maoizm,Maoist Halk Savafl› sa¤layabilir.

Nas›l olursa olsun de¤il, Maoizm’in rehberli¤iproletarya ve halk için komünizme yürümek içinberrakça yol gösteren ve çözen bir askeri çizgiyesahip olunmas› gereklidir. Tesis edilmesi gerekenönderlik budur. K›s›r bir çekiflme de¤il, PKKtecrübesinden ö¤renmek için elefltiriyoruz. Önem-siyoruz. Kavgas›n›n hakl›l›¤›n› biliyor, sahip ç›kar-ken, yanl›fl çizgisini de elefltiriyoruz.

Partimiz aç›s›ndan ders ç›kar›rken bir kez dahaflunlara iflaret etmek isteriz.

Esas de¤il, Tali Olarak Partimiz de baz› hatalaradüfltü. Partimizi var eden ideoloji ve siyasetin de¤il,ondan baz› kopufllar›n devrimci savafl ad›na, halkazarar veren yanlar oldu. Elefltirdik bu noktalar›,bir daha tekrar olmas›n. Bu yanlar aç›kt›r ki, HalkSavafl› de¤il, ona yabanc›laflmad›r.

Öcalan “PKK 1987-97 döneminde, asl›ndaÖzünü de, biçimini de önemli oranda yitirmiflti..”(age. Sf. 134)

Nedenlerine ise yanl›fl cevap veriyor. S›n›f nite-li¤i gere¤i izledi¤i komünist olmayan ve olmas› damümkün olmayan çizginin sonuçlar›yd› yaflanan-lar. Bu çizgide, MLM’in rehberli¤i, KP önderli¤iyoktu. Savafl› yöneten çizgi halk›n gücüne güvende¤il, devletleraras› çeliflkilerden Türk egemen-lerinden anlaflmaya yanaflmas› beklentisinden,emperyalizmden “çözüm” sorununa el atmas›n-dan medet umuyordu. MLM’in yönlen-dirdi¤i birHalk Savafl› de¤il, hakl› meflru bir savafl olsa da,“kurflun adres sormaz” biçiminde formüle edilendost düflman› kar›flt›ran, halk için ne getirip-götü-rece¤i hesaplanmayan bir fliddet anlay›fl› savunulu-yordu. Problem kendi çizgilerindeydi. Öcalan iseherkesin bildi¤i bu gerçe¤in yükünü sosyalizmey›kmaya çal›flmaktad›r.

“PKK’nin (...) ideoloji ve eylem yap›s›nda orta-ya ç›kan yetersizlik ve sapmalar›n temel kayna¤›esas olarak devlet anlay›fl› ve fliddet tarz›yla ba¤-lant›l›d›r. Sosyalizmin proletarya diktatörlü¤ü vezora dayal› devrim anlay›fl› aras›ndaki iliflki aç›kt›r.(...) Kapitalizm zor arac›na dönüflmekten kendinial›koyamam›flt›r.” (age. Sf. 135-136)

Bilimsel sosyalist teori mi halka bask›y› ö¤üt-lüyor? Halk›n gönüllü de¤il, zorunlu askerlik,keyfi vergiyle hizaya getirilmesini emrediyor.

Koruculu¤a karfl› mücadele ad›na sivillere-çocuk-lara dahi yönel diyor. Dostlar› sindir talimat›veriyor. Sorun, PKK’nin yanl›fl çizgisindeydi.

fiimdi bu yanl›fl çizgiyi elefltirme, ders ç›karmayerine Öcalan, çetecili¤i objektif olarak bir sos-yalizm hastal›¤› olarak göstermektedir. Yabanc›-laflma ve çetecili¤i kabul edip, “elefltiriyor” olmas›iyidir de, bunu, MLM devrim anlay›fl›n›n bir sonu-cu gibi göstermeye çal›flmas› tamam›yla yanl›flt›r.Çetecili¤in boyutlar› hakk›ndaki aç›klamalar›Öcalan’dan dinlemeye devam edelim:

“Dökümü tam yap›lmamakla beraber, bilinçliolarak yanl›flt›r dayat›lmas›yla, gerçek partili kadrove örgüt üyesi olabilecek gücün yüzde doksan›n›nbu anlay›fl›n kurban› oldu¤u rahatl›kla ileri sürü-lebilir.” (age. Sf. 134)

“Bir ‹talyan gazetesine gayri ihtiyari ‘art›körgütten istifa ediyorum’ diyecek noktaya gelmifl-tim”. (age. Sf.135)

“1993 y›l› devlet ve PKK tarihinde önemlik›r›lma ve resmi çizgiden sapman›n yayg›nl›kkazand›¤› tarihtir.. (age. Sf. 262)

“Geçmiflte gerek PKK ad›na gerek devletler vedi¤er güçler ad›na gizli veya aç›k yasal veya komploçete tarz›yla yürütülen eylemler.” (age. Sf. 135)

Susurluk devleti, toplumu zehirledi. Çetecili¤intoplumsal kökleri anlafl›labilir. Bu devrimci savaflsaflar›na da yans›yabilir. Tahribata ancak do¤rubir çizgi ile halk savafl› ile karfl› durulabilir. HalkSavafl› herkesin oynayabilece¤i bir çizgi de¤ildir.MLM rehberli¤inde, KP önderli¤inde sürdürülür.Kendi gücüne güvenir. Halka ve yoldafllar›na bask›ve her tür imtiyazl› davran›fl› reddeder. Düflmanadahi insana yabanc› uygulamalar› (iflkence vb. gibi)reddeder. Halka yabanc›laflmaya karfl› ayn› zaman-da keskin bir ideolojidir Halk Savafl›. Halk ordusu,gönüllüler ordusudur. Savaflç›lara dayak, bask›yasakt›r. Asl›nda bir çeflit iflkence olan “uygula-maya alma” adl›, bask› seanslar›n› reddeder. Nas›lolursa, olsun deyip halk›-insan› umursamayan körfliddete karfl›d›r. Savafl esirlerine nazik davran›r,hakaret etmez. Savafl, devrimin siyasal görevlerininyerine getirilmesidir. Halk Savafl›nda, savafl a¤al›-¤›na yer yoktur. Kriterleri onlarca ço¤altmakmümkündür. Çeflitli sonuçlara veryans›n etmekde¤il, halk› zararl› sonuçlara götüren çizgininelefltirilmesidir görev. Bilimsel sosyalizmin de¤il,Öcalan’›n yak›nd›klar› PKK çizgisinin sonuç-lar›yd›.

Zira Öcalan, kendi flekillenmelerinde Ortado¤ukültürü ve siyaset tarz›na yer yer önemle vurguyapmaktad›r. Sistem d›fl›na ç›karmayan, geleneksel

Page 69: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

69

SINIF TEOR‹S‹

de¤erleri yaflatt›ran komünizm anlay›fl› de¤il,kendilerinin itiraf etmek zorunda kald›klar› anla-y›fllard›r. Devrimci komünist saflara da çetecilikyans›yabilir, yans›m›flt›r. Bizzat sosyalizmin deölçüyü kaç›ran-hatal› (Sovyetlerdeki gibi) fliddetanlay›fllar› (parti ve halk içinde) olmufltur. Yaz›-m›z›n ilgili yerlerinde bunlar› biz de elefltirdik.Elefltirmeliyiz. Ancak, bu hatalar, komünist ideo-lojinin de¤il, onunla birleflememenin eski s›n›flar›nsiyaset ve kültürlerinden köklü kopamaman›n baz›noktalarda devam ettirmenin sonuçlar›d›r. Ç›k›flkomünizmde aranmal›d›r. Öcalan ise çetecili¤ekarfl› mücadelede post modern, 28 fiubat darbesinedahi olumlu misyonlar biçmektedir. Egemen s›n›fkliklerini, geleneksel Kemalist dengeler içineçekme ve ç›kmazlar› derinlefltiren problemleri sis-temi sürdürmek için “aflma” perspektifli 28 fiubatMGK-ordu kontrolünü pekifltirme darbesineÖcalan flöyle yaklafl›yor:

“28 fiubat uyar›lar›ndan ders ç›karmam›zolumluydu.” (age. Sf. 135) Bu süreç PKK’nin çete-cilik konusunda yaklafl›m› flu:

“Tüm örgüt yap›s› objektif olarak bu suçabulaflt›¤› için sorumluluktan kurtulamaz.” (age. Sf.147) devam ediyor:

“fiüphesiz geliflmelerin bu yönlü 盤›r›ndanç›kmas›nda 1993-96 y›llar›nda devlete hakim olanzihniyetinde belirleyici pay› vard›. (..) Devletkat›nda 28 fiubat süreci bu ç›lg›nl›¤› durdurmakaç›s›ndan s›n›rl› da olsa bir olumluluk arz edi-yordu.” (age.Sf.148)

“Tarihin bir özgürlük ve halklar›n gerçektenkardefllik dönemi olabilecek bir sürece özel savaflekonomisiyle, rantç› zihniyette, hiçbir sorumlulukduymayan kamuoyuyla berhava edilmifltir. Busürece tepki olarak geliflen 28 fiubat süreci asl›ndayar›m kalan tam uygulanmayan bir restorasyonad›m›d›r. Raydan ç›kan devlete, tekrar meflru çiz-gisine çekme hareketidir.” (age. Sf. 230-231)

Türk egemen güçleri yekpare bir bütün de¤il-dir. Ç›kar çat›flmalar›, de¤iflik egemen s›n›f klik-lerinin, egemenler aras› bafll›ca çeliflmeden kaynak-lanan, özelliklerinden biridir. Do¤as›, ekonomik-sosyal-tarihsel gerçeklikleri itibar›yla, faflist-çete-mafya-kontra bir biçim alan, Türk egemen s›n›f-lar›n devleti, A¤ar Çiller-Gürefl önderli¤indekitopyekün haks›z savafl konsensüsünde bilinen ünlügözalt› kay›plar›, asl›nda sahipleri belli “faili meç-hul” cinayetler, orman yakmalar-köy boflaltmalar,zorak-i göç ettirmeler ve sürgün yasalar›, ulusalve sosyal kurtulufl mücadelesini bast›rmak içindevlet kontrolünde devreye sokulan Hizbullah-

Çatl›-K›rc› çeteleri ve emperyalist yeflil kuflak pro-jeleri markal› dini gericilik gibi yüzlerce faflist Kon-tra Cumhuriyet uygulamalar›yla, krizini derinlefl-tirmiflti. Rant ekonomisi durumlar›n› iyice a¤›rlafl-t›rm›flt›. Devletin Kemalist eksen ve ordu kuman-dal› güç dengeleri sars›nt› sürecine girmiflti. Yukar›da baz›lar›n› sayd›¤›m›z susurluk diye de bilinenuygulama ve özellikler, halklar›m›za karfl› sürdürü-len haks›z savaflta birleflen, egemen s›n›flar›n tümkliklerinin özel harbin ihtiyaçlar› do¤rultusundaanlaflt›klar› ve halka karfl› suç orta¤› olduklar›sonuçlard›. Egemen s›n›flar›n her hükümeti, birsavafl hükümeti olarak, kontr-gerilla savafl postal-lar› giymekte de tereddüt etmemifllerdi. Gidifl,sistemin devam›n› zorlaflt›r›yordu. Geleneksel güçdengelerini sars›yordu. Egemenler aras› ç›kar çat›fl-malar›nda, ordunun kaptanl›¤›n›n ufakta olsa yara-lanmas›na, sistemin ve onun devletinin resmi ideo-lojisi olan Kemalizm’e flöyle ya da böyle helal gel-mesine raz› olamayacak, Kemalist ordunun Ame-rikanc› merkezci Kemalist ‹nönü’cü hakimleri,kendi deyimleriyle “bir balans ayar›” dedikleri, birtür darbe ile zaten ellerinde olan inisiyatiflerini,di¤er egemen s›n›f kliklerini sistemin bilinen gele-neksel “makul” s›n›rlar›na çekip, “yeniden” mev-zilendirme için öne at›ld›lar.

28 fiubat’ç›lar da, di¤er egemen s›n›f klikleri de,Susurluktan muaf de¤illerdi. Susurlukçuluk, ege-men s›n›flar devletinin, yani faflist diktatörlü¤ün,proletarya ve her milliyetten emekçi halklar›m›za,ezilen Kürt ulusuna, PKK önderli¤indeki Kürtmilli hareketine, Maoist Komünist Partisi önder-li¤indeki Halk Savafl› do¤rultusundaki mücade-leye, genelde tüm devrimci harekete karfl›, düflükyo¤unluklu savafl olarak ta tabir edilen, kontr-gerilla savafl›n›n özelli¤iydi. 28 fiubat hiçbir flekildebu özellik d›fl›nda tutulamaz. Susurlu¤un devletinbizzat kendisi oldu¤u gerçe¤i göz ard› edilemez.

“Demokratik Cumhuriyet” gibi projelerle,burjuva devletlerin reformlar yoluyla köklü dö-nüfltürülmesi stratejileri “yeni” de¤il, tarihi ol-dukça eskidir.

UKH tarihinde de söz konusu mesele önemlitart›flma konular›ndan biri olmufltur. SBKP 20.Kongresindeki, Kruflçev’çi çizgi bu do¤rultudamodern revizyonist önemli bir hamleydi. O da“yeni” de¤il, kökleri eskiye dayan›yordu. Krufl-çev’den önce, Yugoslavya’da Tito, Amerika’daBrowder revizyonizmi örneklerden baz›lar›yd›.Onlarda öncüleri olan Bernfltein-Kautsky’lerdenbeslenmifllerdi. Proletarya devriminin evrensel biryasas› olarak kan›tlanm›fl devrimci zoru gereksiz

Page 70: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

70

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

ilan eden bu teorinin, “yeni” stratejisi, “bar›flç›lgeçifl”ti. “Parlamenter yol” esas ald›klar› mücadelebiçimiydi. Modern revizyonizmin devrimi tasfiyebayra¤›n› Lenin y›rtm›flt›. Marksizm ad›na sergi-lenen 2. Enternasyonal ihanetini deflifre etmiflti.Leninizm’in ›fl›kl› yolunda yürüyen baflkan Mao,modern revizyonizme karfl›, enternasyonal müca-delede, proletarya bilimini, yeni nitel bir aflamayaulaflt›rarak, Kruflçev’in sahte komünizmini yerdenyere vurmufl, yeni burjuva yüzünü a盤a ç›kar-m›flt›. Baz› tarihsel koflullarda mücadele biçim-lerinden biri olarak ele al›nm›fl ve al›nabilecekparlamenter mücadeleyi, proletarya devleti vedevrimini yads›yan, reformcu amaçlarla ele alanBrenfltein’ci revizyonizm, Marksizm vitriniyleMarksizmin devrimci özüne karfl› bayrak açm›fl-lard›. Kautsky’de, Bernfltein’in yolunda yürüyor-du. Parlamento da ço¤unluk sa¤lamak, “parlamen-toyu hükümetin efendisi haline getirmek” tezle-rinden baz›lar›yd›. “yüzy›l önce elde edilmesi kanl›devrimleri gerektiren reformlar›, bugün oy pusu-lalar›, yürüyüfller ve benzeri bask› araçlar› ile eldeediyoruz.” “Evrensel ve eflit oy hakk›”, “toplumsalkurtuluflun temel koflulu”nu yaratt›¤›na iflaretediyordu. Öcalan’›n 3. alan teorisindeki, meflrusavunma stratejisinin ayn› anlay›fl› aflmad›¤› aç›kt›r.Diyor ki;

“Üçüncü alan ile, eski toplum ve devletin nekarfl›s›nda ne yan›nda yer alan ya da sürekli çat›-flarak ç›kmaz› derinlefltiren bir konuma düflmeyef›rsat vermeyin, yetersizliklerden ötürü yapama-d›klar› dönüflümleri ikisinin ba¤r›nda gerçeklefl-tirerek bilinç ve örgütlülük düzeyiyle çeliflkiyiçözen temel anlay›fl ve pratik kastedilmektedir.

(..) Çat›flma ve y›kmaya de¤il, eskinin ba¤r›ndaalternatifleri yaratarak, dönüflümün evrimci vebar›fl içinde sa¤lanmas›na çal›fl›lmaktad›r.” AIHMSav. 2. Sf.140)

Kautsky’nin söyledikleri de ayn› de¤ilmiydi?“S›n›f anlaflmazl›klar›n›n halledilmesi için silahlar›nsavafl›m›n›n art›k yeri” yoktur derken, Kaut-sky’nin ifade etti¤i de ayn› fleylerdir. Proletaryadevrimi, siyasal iktidarlar›n devrimci zorla elegeçirilmesi d›fl›nda, ücret köleli¤inin, eski toplu-mun afl›lamayaca¤› son derece yal›n bir gerçektir.Kautsky, Marks’› liberal yorumluyordu. Öcalanyorumunda Marks’tan bahsetme gere¤i de duy-muyor. Aç›ktan Marksizm yanl›flt› diyor. “Hain”gibi damgalamalar›n zerrece de¤eri yoktur. Orta-da, Marksizm’i savunan ve ona ihanet eden birdurumda söz konusu de¤ildir. Kautsky ihanettenönce, büyük bir Marksistti. Dönüfl yapt›. Öcalandün de bugün de Marksist de¤ildi.

fiimdi bunu aç›kça seslendirmek durumun-dad›r. Marksizmi elefltirmektedir. Niye, Marksistde¤il diye, k›zman›n anlam› yoktur. Marksizm-Leninizm-Maoizm’in ilkelerini ç›k›fl noktas› ola-rak almam›z, çizgimizin gere¤idir. Tekrar diyebundan bahs etmemezlik edemeyiz. Gonzaloyoldafl›n dedi¤i gibi, bu, bizim kültürümüzdür.Varl›k nedenimiz, yaflam biçimimizdir. Burjuvadevletin proletarya devrimi ve bu devrimin zorun-lu konusu olan, devrimci savafl ile parçalanmas›keyfi tercih de¤il, koflullar›n dayatt›¤› zorunlu birilkedir. Siyasal iktidar› ele geçirme, komünizmeyürüme baflka türlü mümkün de¤ildir. Zor sadeceproletarya devriminin de¤il, öncesi toplumlar›nafl›lmas›nda da bir “ebe” olarak, ispatlanm›fl birgerçekliktir. Burjuva devrimi, zor d›fl›nda m›gerçekleflti? Savafl, s›n›fl› toplumlar›n sonucudur.Onsuz, toplumsal geliflmeler anlafl›lamaz, aç›kla-namaz. Devrim için, devrimci fliddeti dayatan,sömürücü s›n›flar ve onlar›n sistemidir. Olanakl›olsa, kans›z devrimi kim istemez ki? Olmam›flt›r,olmayacakt›r. ‹fllerine gelir diye, Marks-Engels’inbaz› sözleri, tarihsel koflullardan kopar›larakrevizyonizm taraf›ndan kullan›lm›flt›r, kullan›l-maktad›r. Marks, bir tarihsel dönemde ‹ngiltere’de“bar›flç›l geçifl” ihtimalinden bahsetmiflti. Biristisnadan bahsediyordu. O koflullarda emper-yalizm yoktu. Lenin’inde belirtti¤i gibi ‹ngiltereve Amerika da henüz “sürekli ordu yoktu” Lenin,1917 fiubat devrimi sonras› ayn› istisnadan, Rusya’dan da bahsetmiflti. Nedenlerini de aç›klam›flt›.Demiflti ki;

“Silahlar halk›n elindeydi, halk›n üzerinde d›fl-tan herhangi bir zor yoktu.” Sonra burjuvazi neyapt›? Halka silahla sald›rd›. ‹stisna olarak bu ihti-malde kalkt›. Lenin bunu, bar›flç›l geçifl için “bütünümitler nihai olarak kayboldu” diye izah eder. ‹çsavafl gündeme oturmufltu. Ekim devrimi bu ger-çekler temelinde gerçekleflmedi mi?

S›n›f mücadelesi tarihi, Bernfltein’ci, Kautsky’ciÖcalan’c› yorumlar› zerrece ispatlanmam›fl, yanl›fl-l›¤›n› ortaya koymufltur. Parlamento, sömürücüegemen s›n›flar›n diktatörlü¤üne çekilmifl bir de-mokrasi cilas›d›r. Egemen s›n›flar›n hakimiyetininyani bask› ve zor arac› olan devletlerinin kitlelerialdatmada kullan›lan örtüsüdür.

Demokratik talepler için mücadeleyi asla kü-çümseyemeyiz. Ancak,bunlar› devrim için müca-delenin genel amaçlar›n›n önüne ç›karmaz, birparças› olarak ele al›r›z. Globalizm teorileriyle,emperyalizmin temel ve flimdi de geçerli öncelik-lerini yads›yan neo liberalizm, geçti¤imiz tarihsel

Page 71: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

71

SINIF TEOR‹S‹

sürecin bir ak›m›d›r. Amerikanc› “demokrasi”hayranl›¤› da yeni de¤ildir. Browder 1935’li y›l-larda, “komünizm yirminci yüzy›l›n Amerikaniz-midir” diyordu. 2. Dünya savafl›nda, faflist kliklerekarfl› burjuva demokrasisini bir stratejiye dönüfl-türmüfl komünist adl› partilerin anlay›fllar›n›nteorik bayra¤›yd› Browder. Öcalan’›n “uygarl›kça¤›” dedi¤i emperyalizmin oyunlar›n› o da benzerflekilde seslendirmiflti. “Tüm s›n›fsal ay›r›mlar› aflanbir anlaflma “siyasetiyle Browder, Öcalan’›n söy-lemlerinin rehberi durumundad›r. Evet ölen birfley var. Sahte sosyalizmdir ölen.

Kapitalizmin sosyalist maskeli bir türüdür ölen.Ölmesi iyi de oldu. Sosyalizm bu ölüler taraf›ndanbir sözcük olarak da terk ediliyor, klasik kapita-lizm ölüyor. Öcalan, “yeni” çizgilerinin tan›t›m›n›flöyle yapmaktad›r: “Devlete ve eski toplumayaklafl›m›nda çat›flmal› ve zorla çözücü de¤il, alter-natiflerini infla ederek, üçüncü alan›n teori veprati¤ini esas olarak çözüm getirmelidir.” (AIHM.Sav. 2 Sf. 144)

“Türkiye Cumhuriyeti, Avrupa ile iliflki veçeliflkileri içinden do¤mufltur. Kurulu ö¤e olarakKemalizm bir Avrupa uygarl›k modelidir. KurucuMustafa Kemal Atatürk ça¤dafl uygarl›k hayra-n›d›r. Cumhuriyeti do¤uran antlaflma baflta gelenAvrupa devletlerinin imzas›yla onaylanan Lozanantlaflmas›d›r. Cumhuriyeti felsefe ve kurumsall›kaç›s›ndan Bat› uygarl›¤›n› rehber edinmifl (..)NATO’nun önde gelen askeri bir üyesidir. Temelsiyasi teflkilat olan AK’ye 1980’lerin bafllar›ndagirmifltir. Ekonomik örgüt olarak OECD’nin deüyesidir. Halen AB’nin aday üyesidir.” (age. Sf.302)

Browder’i arat›r sözlerdir bunlar. Emperyalistaskeri, ekonomik birlikleri, Lozan antlaflmas›n›,halk için kutsayan Öcalan, TC.nin emperyalizmkarakollu¤unu, “Türkiye demokratikleflmeninbirçok flekli flartlar›na sahip olma” vb. böyle ifadeetmektedir.

KADEK, reformist ulusal burjuva özelliklerigüçlü bir flekilde kendi üzerinde bar›nd›rmaktad›r.Ancak gerek ezilen ulus hareketi olmas› nesnelli¤igerekse hala da devrimci ulusalc›l›k kriterleriniönemli derecede kendi üzerinde tafl›mas› gerçek-li¤inden hareketle KADEK’e hakim olan yanreformist ulusalc›l›k de¤il devrimci ulusalc›l›kt›r.

KADEK birden bire de ortaya ç›kmad›.‘90’l›y›llar›n “ateflkes”siyasetlerinde, böyle bir mücadeleve örgüt biçimine gidilece¤i belliydi.

Kald› ki bu gibi ulusal hareketlerin ana e¤ilim-leri mevcut sistemi de¤ifltirmek,yani mevcut siyasi

iktidar› y›k›p bunun yerine halk›n iktidar›n› veyabaflka bir iktidar kurmak yönlü de¤il,kendi ulusaldevletlerini kurma yönündedir. Ulusal hareketlersadece devlet kurma hedefiyle de yola ç›kmazlar;dil,kültürel özerklik, gümrük sorunu, otonomi,federasyon vb. talepler do¤rultusunda da yolaç›kabilirler.

Bu taleplere göre bir ulusal hareketin niteli¤ide¤erlendirilmez. Bir ulusal hareketin niteli¤iLeninist söylemle “emperyalizme darbe vurupvurmad›¤›na, komünistlerin örgütlenme, propa-ganda/ajitasyon faaliyetlerinin önünde engellikteflkil edip etmemesine” bak›larak de¤erlendirilir.

Bu ölçütler do¤rultusunda PKK-KADEK gibiulusal hareketler de¤erlendirilmelidir.

Türkiye Sol hareketinin derin yan›lg›lar›ndanbirisi de flu noktad›r: Hemen bütün sol hareketlerPKK’yi sol idelojik-siyasi ak›mlar kategorisindeele ald›klar› içindir ki sürekli olarak hatal› tespityapmaktayd›lar,yapmaktad›rlar. PKK -KADEKve onun gibi uluslara göre örgütlenmeyi savunanhareketler hangi s›fat alt›nda örgütlü olursa olsunyine de ulusal burjuva karakterli hareketlerdir.Çünkü bu gibi hareketlerin program› s›n›fsal(toplumsal) kurtulufl içerikli de¤il ulusal (burjuva)kurtulufl içeriklidir. Dolay›s›ylad›r ki bu tür bur-juva önderlikli hareketler mücadelesini yürüttü¤üulusun tam ba¤›ms›zl›¤›n› da sa¤layamazlar.Çünkü daha ulusal savafl içerisinde iken emper-yalist veya gerici devletlerle flu veya bu flekildeiflbirli¤i içerisine girerler. Kuracaklar› devlettegerçekten ba¤›ms›z olamaz.

Maoist komünistler, legal mücadele ve örgüt-lenmeyi, çizgileri itibar›yla, sistem içine s›¤mas›mümkün olmayan, icazet aramayan bir temeldeele al›rlar, almal›d›rlar.

Öcalan sitem içi çözüm projeleri için flöyle de-vam ediyor;

“Siyasal s›n›rlarla oynama gere¤i duymadan vefliddetin geliflen teknoloji ve bilimsel devrimlerleanlam›n› yitirmesine ba¤l› olarak, demokratik uz-lafl› olanaklar› en zor sorunlarda bile çözüm-leyicide¤erini kan›tlam›flt›r. (..) Bu, demokratik hukukdevleti sentezinde tüm ulusal ve toplumsal sorun-lar›n çözüm bulmas› zor olmamaktad›r. Avrupauygarl›¤›n›n büyük tecrübesi bu çözüme yol açt›¤›gibi, esas gücünü de bu çözüm yolundan ald›¤›kesinlik kazanm›flt›r.” (age. Sf. 403)

Üretim araçlar› üzerindeki özel mülkiyeti içinburjuvazinin demokratik dedi¤i her fleyi bir kenarab›rakabilece¤ini, 11 Eylül sonras› geliflmelerde(öncekiler gibi) çok iyi anlatmaktad›r.

Page 72: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

72

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

Bilimsel olan marksist tarihanlay›fl›d›r!Neolitik toplumun ilk olarak Zagros-hatt›ndaortaya ç›kmas› elveriflli çevre iklim koflullar›yla dailiflkilidir. ‹nsan ile hayvanlar dünyas› bu ilkeltoplum ile ayr›fl›yordu. ‹fl ve emek ile insana dönü-flülmüfltü. Mesela bir tafl parças›n›n di¤erini par-çalamas› devrimdi. Tafl, balta icad›, do¤ayla ilifl-kilerinde insan› güçlendirdi. Do¤al nesneler aletedönüfltü. ‹fl ile do¤ay› de¤ifltirme eyleminde in-sanl›k kendisini yaratt›. Hayvanl›k dünyas›ndanayr›lan insan›n üretim faaliyeti, birlikte-toplumsalüretim, maddi hayat›n sorunlar›n› çözmek içinbirleflme idi. Söz konusu olan ilkel üretim iliflki-leriydi. ‹lkel iktisad›n toplumsal örgütlenme biçimikan ba¤› üzerinde yükselen klan toplulu¤uydu.Mülkiyet ortakt›. Do¤an›n zorluklar› karfl›s›ndabu zorunluydu da. Da¤›l›m, ortak paylafl›m biçi-mindeydi. ‹lkel toplum anaerkil ve ataerkil bafll›caiki aflamadan geçti. Erkek, üretim güçlerinin gelifl-mesi, hayvanc›l›¤›n geliflmesi-tar›mdan ayr›lmas›ile üreticiler aras›ndaki iliflkilerde giderek artanrolü itibar›yla öne ç›k›yordu. Ve art›k, k›landankabileye yürüyüfl bafll›yordu. ‹lkel toplumun sonaflamas›nda tar›m ve hayvanc›l›k ay›r›m› temelindeilk büyük iflbölümü ortaya ç›k›yordu.

Toplumun bu aflamas›nda görülmeye bafllananözel mülkiyetin yaratt›¤› bir sonuçtu ifl bölümü.Zanaatç›l›kla bu giderek derinleflti. De¤iflime yöne-len üretime gidildi. Meta üretimi böyle do¤uyordu.‹htiyaç fazlas› ürünle art›k insanlar›n birbirleriylecebelleflmesi bafll›yordu. Üretimin faaliyet alanlar›gelifltikçe aile iflgücü yetersiz kald›. Köle eme¤ineihtiyaç duyuluyordu. Kabileler aras› kavgalar daesir edilenler, eskiden oldu¤u gibi öldürülmüyor,kölelefltiriliyordu. Yani insan›n insan taraf›ndansömürülmesi dönemi bafll›yordu. Bu genel gidifl,her bir yerin farkl› koflullar›nda özgün flekilleralm›flt›r. T›pa t›p ayn› düz bir çizgi olmaz. Özgün-lükleri incelemekte gereklidir. Do¤rudur. ‹lktoplum merkezleri Za¤ros’lar, Mezopotamya veToros’lara do¤ru Anadolu’dur. Geçim kaynaklar›,tah›l devrimi çiftçili¤in geliflmesi aç›s›ndan elverifllikoflullar, bu çerçevede elveriflli yerleflim alanlar›,hayvanlar› evcillefltirmede daha iyi imkanlar önem-li faktörlerdi. Farkl› görüfllerde mevcuttur. Örne-¤in Morgan’a göre, tah›llar›n ekilip-biçilmesi, evcilhayvanlar›n beslenmesi ihtiyac›n›n bir ürünü ola-rak de¤erlendirilir. Çobanl›¤›n tar›mdan önce gel-di¤i, tar›m›n temellerini att›¤› söylenilir. 19. yüz-

y›l›n yayg›n görüflü böyledir. 20.yüzy›l›n yayg›ngörüfllerinden biri ise tersidir.

MARSELS’ göre bunlar el-ele gitmifltir. Bunlarbafll› bafl›na ele al›nmas› ve yo¤un akademik çal›fl-mada gerektiren konular. Bizce ilkel toplumu vedi¤erlerini Marks-Engels bilimsel olarak özetle-mifllerdir. Morgan-Childe ve di¤erlerini, Marks-Engels’ten daha bilimsel göstermenin ikna edicibir yan› yoktur.

fiunu söyleyebiliriz, Neolitik toplumun atalar›Zagros. Mezopotamya-Anadolu Toroslar›ndayd›.O zamanlar için milletten bahsetme gülünç birsaçmal›kt›r. Bunun kadar kesin olan bir di¤er fleydeKürtlerin atalar›n›n, neolitik toplumu ilk olufltu-ranlar›n bafl›nda geldi¤idir. Zengin bir kültürelbirikiminde yarat›c›lar› durumundad›rlar. Yaz›l›tarih o dönem henüz bafllamam›flt›. Köleci toplum-la ve bunun ilki esas›nda yer alan Sümer’le bafllad›¤›bilinen bir gerçektir.

Yaz›l› tarihin belgelerinde, Kürtlerin öncüleride bolca yer al›r. Tarihi bu kadar eski olan birtoplulu¤un sonra yok say›lmas›, inkar edilmesi,imhalardan geçirilmesi de bir olgudur. Her birdönemdeki sebepleriyle, bunun ayr›ca ele al›nmas›tarihi derslerden ö¤renilmesi gereklidir. “Kürttarihi için bir çerçeve” adl› bölümde, Neolitikdönemden günümüze Kürt olgusu ele al›nmayaçal›fl›lmaktad›r. Neolitikten, Sümer rahip devletinegidifli Öcalan de¤erlendirmeye çal›flmaktad›r.Önemlidir ancak yeri de de¤ildir. Charles KeithMarsels’in “uygarl›¤›n do¤uflu” adl› eserininfikirlerinin bir bak›ma tekrar›d›r.

Öcalan’›n söyledikleri, konuya iliflkin mevcutarkeolojik vb. çal›flmalardan bu ö¤renme gayretinielbette önemli buluyoruz. Ünlü Sümeroglar›neserlerinin incelenmesi elbette gereklidir. Öcalanbunlar› ve di¤er tarihçileri incelemeye çal›flm›flt›r.Ancak onlar›n yorum ve seviyesini de aflmam›flt›r.“Ortodoks Marksistlik” diye Marksistlere karfl›ç›k›ld›¤›n› biliyoruz. Ancak en büyük Sümerologotorite olarak genel kabul gören DIAKUNOF’lardahi s›n›flar›n ve bunun ürünü olarak devletindo¤uflunda Engels’e dayanmak zorunda kald›lar.“Ailenin devletin özel mülkiyetin kökeni” adl›eseriyle Engels, toplumsal geliflimi gayet bilimselve pratikte ispatlanm›fl gerçeklerle ortaya koymak-tad›r. Marks-Engels öncesi ve sonras› araflt›rmalar,bilimsel teorilerini onlar›n yanl›fllar›n› da göstere-rek kurdular.

Do¤rudur. Son buzul ça¤›n›n sonras›nda, Ana-dolu-Zagros’lar do¤an uygarl›¤›n merkezidir.

Page 73: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

73

SINIF TEOR‹S‹

Çiftçili¤e elveriflli koflullard› temel. ‹klim vb. gibifaktörlerdi. Yerleflik yaflam, köyleflmede bu el-veriflli koflullar›n önemi büyüktü. Kentler de butopraklarda do¤du. Devletle, Neolitik topluluklaryeni bir aflamaya ulafl›yorlard›. Devlet, anti-Marksist her iddial› araflt›rmac›n›n dahi “tabaka-laflma-kentleflme” biçiminde tabi ettikleri, toplu-mun s›n›flara bölünmesinin sonucuydu.

Öcalan’›n iddial› tarih tezi, eskilerin bir devam›,Marksist kuram›n öneminin küçümsenmesidir. Birmektup kapsam›nda olan bu yaz›m›zda, Öcalan’›nve ona kendilerini tekrar ettiren bilim insanlar›naraflt›rmalar› üzerinde özel olarak durmaya mektu-bumuzun kapsam› elvermemektedir.

Tarihte devlet ne zaman görüldü? S›n›flarlabirlikte, s›n›flar›n ortadan kald›r›lmas›yla sonbulaca¤› da anlafl›lmaz, zor bir bilmece de¤ildir.Öcalan diyor ki Marks’›n; “Kapital çözümlemesikendi bafl›na çok büyük eksiklikler ve yöntem-sizlikler içermektedir. Art› de¤er, art› ürünün birtarihsel kategorisi olup çok sonradan ortayaç›km›flt›r. (...) Kendi bafl›na düflünce, devlet, ahlakve sanat› tarif etmekten uzakt›r. S›n›f mücadelesinibile ancak egemen sömürücü sistemin mant›¤› için-de ele almakta.” (age. Sf. 396)

Çözümü de, Sümer rahiplerinin“tap›nak kültü-rünü çözümlemekte” görmektedir. Tarih çizgi-sinin önemli ay›rdedici iki özelli¤inden birinin,“art› ürüne dayal› s›n›flaflma ve politik sistem esasolarak Sümer rahiplerinin tap›nak kültürüne da-yanmaktad›r.” (age. Sf. 396) sözleriyle aç›kla-maktad›r. S›n›flar›n devletin ortaya ç›k›fl›nda Sü-mer rahipleri ve tap›nak kültürleri, uygarl›k deni-len geliflmenin bununla iliflkisinin ele al›nmas›önemlidir. Marksist tarih insanl›k tarihinin geli-flimini bilimsel olarak aç›klam›flt›r. fiu Sümer rahipdevleti, köleci toplum d›fl›nda özgün flekillenmesibir yana, temelden farkl› baflka bir toplum biçimimidir?

S›n›f karfl›tl›klar› flehir ile köy, el eme¤i ile zihniçal›flma, kentlerle belirginleflti. ‹lkel toplumunsonlar›na do¤ru ortaya ç›kan bu olgular Sümerrahip devletinin de gerçe¤iydi. Kentler, köleciiktisadi temelin siyasal üst yap›s› olarak devletinmerkezleriydi. ‹lkel toplumda çal›flabilen herkesifle kat›labilirdi. Köleci toplumda, köle sahibiefendi olma imtiyaz›yla ifle kat›lm›yordu. Zihni vebedensel çal›flman›n ayr›lma hikayesi buydu.Sahip, e¤itim görme imkan›na sahipti. ‹mtiyaz,üretim araçlar›n›n özel mülkiyetine sahip olmas›n-dan geliyordu. Zihni faaliyet araçlar›na da bu yollahükmedebiliyorlard›. Zihinsel faaliyet, e¤itim

köleler için ise yasakt›. Uygarl›k bu zalimlik üze-rinden serpiliyordu. Art› ürün meselesini de Marksbilimsel olarak ele alm›flt›r. Marks’›n emek de¤erteorisine karfl› gelen Öcalan’›n yanl›flta olsa ortayakoyabildi¤i ciddi bir tezi de yoktur.

Kapital eserine sadece basit suçlamalar› vard›r.Art› de¤er de¤il, emek de¤er teorisi temeldir.Marksist art› de¤er teorisinin de temelidir. Mark-sist ekonomi politi¤in önemli bir bileflenidir.Öncede iflaret ettik. Art› ürün ilkel toplumun ba¤r›ndaoluflan s›n›flara do¤ru yürüyüfl mecras›n›n ortayaç›kard›¤› bir gerçekti. Marks bu durumu ve sebeb-lerini hayranl›k uyand›ran bir bilimsellikle fevka-lade özetledi. Maoizm ile insanl›k tarihinin geliflimide, Marksizm nitel olarak gelifltirilerek daha güçlüortaya konuldu. Siyasal üst yap›n›n-ideoloji vedi¤erlerinin rolü, üst yap›-alt yap› iliflkisi nitel kat-k›larla izah edildi.

Birkez daha!...Ulusal sorunda baz› konularüzerine genel notlar:

1) Bölgesel Özerklik;Bütün uluslar için tam hak eflitli¤i, zorunlu devletdili dayatmas› de¤il, dillerin eflitli¤i, yerli dillerinokutuldu¤u okullar, az›nl›klar›n haklar›n›n garan-tiye al›nmas›, Uluslar›n Kendi Kaderlerini TayinHakk› her millet ve milliyetten iflçi ve emekçilerinbirli¤i, Ulusal ve az›nl›klar sorununun devrimciproleter çözümü ile mümkündür.

“Ulusal Kültürel Özerklik” denilen ulusalsoruna, sözde “çözüm” plan› burjuva milliyetçidir.Barzani, Talabani, fieyh Sait, Kas›mlo gibi feodal-burjuva önderlikli, Kürt milli hareketinin formüleettikleri, “otonomi” gibi “çözüm”ler (!) egemenulusun, egemen s›n›flar›n›n devletinin y›k›lmas›n›içermez. Egemen ulus egemen s›n›flar›n›n imtiyaz-lar›na, baz› k›r›nt›lar›n al›nmas› kayd›yla, r›zagösterir. S›n›f karakterleri gere¤i, ezen ulus ege-menleri ve emperyalistlerle uzlaflmaya yatk›n,ezilen ulus burjuvazisi ve feodallerinin “otonomi”planlar›, pragmatik do¤alar›yla iliflkilidir.

Lenin’in ifade etti¤i gibi feodal ve burjuvalar›n“bu istemlerin pratikli¤i”nin ifltah›, egemen ulusveya di¤er hakim burjuva güçlerle, proletarya veemekçilere karfl›, “anlaflma arama yönündekikaç›n›lmaz siyaseti” ile de do¤rudan ilgilidir.Egemen ulusun egemen s›n›flar›n›n iktidar›n›,

Page 74: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

74

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

temelden sarsmayan, bu “pratik”-“kabul edile-bilir” reformist siyaset, ulusal ayr›cal›klar› (egemenulus üstünlü¤ünü) ulusal eflitsizlikleri ve ulusalbask›y› korur!.. Tarihteki ‹sveç-Norveç iliflkisiörnektir. Norveç, ‹sveç’e ba¤l› bir birim olarak,1905’e kadar, Kürt otonomicilerinin “k›smi oto-nomi” projelerinin çok çok ilerisinde, genifl çapl›bir özerklik durumu içindeydiler. Fakat durumneydi? Kendi kaderini tayin hakk› (ayr›lma hakk›)‹sveç’in ipote¤i alt›ndayd›. Devlet kurma ‹sveç’inimtiyaz›yd›. ‹sveç tekelindeydi. Bunun, eflitlikolmad›¤›n› bilmek hiçte zor de¤ildir. Egemenulusun egemen s›n›flar›n›n ezilen ulus ve az›nl›k-lara, milli bask›s›n›, köklü aflmak de¤il, pazarl›keksenli mücadelelerle, biraz azaltmakla meflgul,“Ulusal Kültürel Özerklik” plan›n›n, egemen ulusegemen s›n›flar için “en az zararl›” biçimidir. Oto-nomi, reformist siyasetin bafll›ca özelli¤idir.

Devrimci proletaryan›n program›, uluslar›nkendi kaderlerini tayin hakk›n› (ayr›l›p ayr› devletkurma hakk›n›) her flart alt›nda tan›r. Milli mese-lenin çözümünde, devrimci proletaryan›n plan›,bölgesel özerkliktir. Proletarya iktidar›ndakibölgesel özerklik nedir? Öncelikle belirtelim ki;proletarya iktidar› yani devleti, ulusal de¤ils›n›fsald›r. Her milliyetten iflçi ve emekçilerindevletidir. Devletin merkezinde bir ulus, bir uluslehine imtiyaz yoktur, olamaz, olmamal›d›r.Ana ve çeper, ya da üst-alt, merkez-bölge biçi-minde uluslar› bölmek eflitsizli¤i, gerçek prole-tarya iktidar› ile ba¤daflmaz. Bölgesel özerklik,Lenin yoldafl›n da deyimiyle “belirleyici baflkaesaslar›n yan›s›ra, ulus esas›n› da dikkate alaraksaptanacak bölgeler için genifl tabanl› bir özyö-netim ve özerklik” (Ulusal Sorun ve Ulusal Kur-tulufl Savafllar›. Sol Yay›nlar› Sf.90 abç) plan›d›r.

“Kültürde ulusal özerklik” proletarya ve emek-çilerin birli¤ini parçalar, her ulusun proleter veburjuvazisini z›t s›n›f ç›karlar›na ra¤men, ulusalkültür safsatas›yla, biri birine ba¤lamaya, baflkauluslar›n proletaryas›ndan ayr› tutmaya yarayanbir pland›r. Proletarya enternasyonalizmi bunukararl›ca reddeder. Proletarya, ulusal kültürü birbütün fleklinde mideye indirmez. Her ulusal kül-türde, demokratik ve sosyalist olan› al›r. Her ulu-sun egemenlerinin kültürü, proletarya ve emek-çilerin kültürü olamaz ki? Burjuva ulusalc›l›¤›n›n,iflçi ve emekçileri aldatmalar›n›n arac› olan, ulusalkültür bayra¤›na karfl›, proletarya ve emekçilerinalternatifi, proletarya enternasyonalizmidir. Hermillet-milliyetten iflçilerin birli¤i fliar›m›z›n nedenibudur. Bu temel fliar› hayk›ran proletarya, b›ra-

kal›m sosyalist, tutarl› demokrat olman›n dahi, tümuluslar›n tam hak eflitli¤i UKKTH’n› tutarl›casavunmay› gerektirdi¤inin de bilincindedir. “Kül-türde Ulusal Özerk”çiler, UKKTH’n› çarp›tmak,egemen ulus egemenlerinden kopar›lacak baz›ödünlerle, devleti onlar›n tekeli olarak kabullen-me anlay›fl›na, secde yürüyüflündedirler. Ulusaleflitsizlikleri sineye çeken bu ulusalc›lar, baz› hakk›r›nt›lar›yla egemen ulusun “üniter devleti”nekuyrukturlar. Egemen ulus düzenine dokunmaz-lar, sivriliklerini törpülemeyle yetinirler.

Proletarya devleti koflullar›nda, bölgesel özerk-lik plan›n› Lenin yoldafl flöyle aç›klar:

“Devlet içinde, toplumsal özellikleri ya danüfusun ulusal oluflumuyla ötekilerden ayr›lanbütün bölgeler, kendi öz yönetimlerine veözerkli¤e, genel eflit ve gizli oya dayal› kendikuramlar›na sahip olmal›d›r.” (age. Sf. 98 abç)

Özet olarak ifade edersek, flöyledir: Proletaryadevletinin her bölgesinde, uluslar ve az›nl›klar›nhaklar›n› koruyan genel geçerli bir yasa olacak.Hiçbir bölgede, ulusal ço¤unlu¤un ayr›cal›klar›namüsaade edilmeyecek. E¤itim-özel dil, bütçe vb.ifllerde, ulusal az›nl›¤›n haklar› k›s›tlanmayacak.“Aksi uygulamalar suç say›lacak”t›r. Uluslar›n tamhak eflitli¤i, her ulus ve az›nl›klardan iflçi ve emek-çilerin birli¤ini, “bölgesel özerklik” plan› güven-ceye alabilir. “Ulusal kültür” projeleri aldat›c›d›r.Kapitalizm, yaflam›, iktisadi, siyasi, manevi alanda,enternasyonallefltirmektir. Proletaryan›n enternas-yonalizmi, ileri-demokratik, sosyalist olan› al›rken,ulusal eflitsizlikleri de zaten y›kar. Ulusal, iktisadi,sosyal ve di¤er farkl›l›klar durumunda, gerçekdemokratik bir sistem, bölgesel özerkli¤i gereklik›lar. Ulusal sorun üzerine bir konferans içinhaz›rlad›¤› “Taslak Tezler”de Lenin bunu flöyleifade eder:

“Bölgesel özerklik ve yerel öz yönetim,demokratik sistemin genel ilkesi, s›n›rlar? Ulusal+ ekonomik + geleneksel vb.”

“Ulusal merkezler asgari topra¤a göre sap-tanmal›, azami topra¤a göre de¤il.” (age. Sf. 1499

Bölgesel özerk alanlarda elbette ulusal toplulukbir faktördür. Ancak sadece bununla s›n›rlan-d›r›lamaz. Ekonomik, tarihsel, geleneksel di¤erbaflka hususlar da, bu bölgelerin belirlenmesindeönemlidir. Ayr›ca, bir ulus teflkil etmeyen, az›nl›k-lar›n da dikkate al›nmas› flartt›r. Sadece az›nl›kolmalar› itibar›yla de¤il, di¤er baflka farkl› koflul-larla da iliflkili olarak, “yerel özyönetim”ler buralariçin de geçerlidir. Lenin Yoldafl Derki;

Page 75: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

75

SINIF TEOR‹S‹

“Demokratik bir devlet çeflitli bölgelere,özellikle karma nüfuslu bölgelerine özerklikvermelidir. Bu özerklik, demokratik merkezi-yetçilikle hiçbir flekilde çeliflmez. Tam tersinekarma bir nüfusu olan genifl bir devletle gerçekdemokratik merkeziyetçilik, ancak bölgeselözerklikle mümkün olabilir. Demokratik birdevlet, yerli dillere tam bir özgürlük tafl›mak veherhangi bir dilin bütün ayr›cal›klar›n› ortadankald›rmak zorundad›r. Demokratik bir devlet birulusun baflka bir ulusu, belli bir bölgede ya dakamu ifllerinin herhangi bir dal›nda ezmesine yada bask› alt›na almas›na izin vermeyecektir.” (age.Sf. 174. abç)

Bu, uluslara bölünmüfl, ulusal bir devlet mode-linden temelden ayr›d›r. Ulusal eflitsizlikleri aflan,ulusal sorunu gerçek anlamda çözen, tam hakeflitli¤i, iflçi ve emekçilerin birli¤i temelinde, gerçekdemokratik bir birliktir. E¤itimi, uluslara göre elealan, ulusal ayr›mc›l›¤› derinlefltiren, ulusal önyar-g›lar› körükleyen, flovenizmi besleyen ulusalkültürel özerklik, ulusal yafta alt›nda burjuvazi ileemekçilerin ç›karlar›n›n uyumu yalan›n› yükseltir.Proletarya ve emekçilerin bilincini yozlaflt›r›r.E¤itim, uluslara göre bölünemez. Proletaryadevletinin tek e¤itim siyaseti, ayn› zamanda“yerli dillerin özgürlü¤ü, demokratik ve laike¤itimi,” içerir.

“Ulusal kültürel Özerklik”çiler, asl›nda UKK-TH’n› reddetmektedirler. Kimi zaman lafz›n› etmesöylemleri, UKKTH’n› tamam›yla ölü bir sözcü¤edönüfltürmelerini anlat›r. “Milli özerklik;” emper-yalist boyunduru¤a, egemen uluslar›n egemen-lerinin ezilen uluslar› zorak-i dayat›lm›fl devlets›n›rlar› içinde tutmaya kökünden itiraz etmeyen,boyunduru¤a boynunu uzatm›fl baz› lapalarlaidare olmay› benimseme siyasetidir.

Türkiye’de faflist diktatörlük, Misak-› Milliyeçivilenmeye, dayatt›klar› siyasi-askeri ilhak› kabuletme kofluluyla, Kürtçe flark›lar›n, dinlenmesi dilinher yönlü özgürlü¤ü de¤il, evde, sokakta konuflul-mas› özgürlü¤ünü (!!) ne güzel de vaat ediyor, icraaediyor (!!), de¤ilmi? Devlet s›n›rlar›yla oynamayan“milli özerklik”çilerin ç›kt›¤› kap›, Kürt ulusuna-az›nl›klara, Türk egemen s›n›flar›n›n dayatt›¤› millizulüm statüsünün allan›p-pullanmas›d›r. En fazla,sivri kötülüklerin törpülenmesidir.

Hay›r, devrimci proletarya, egemen ulusunegemen s›n›flar›n›n Kürt ulusuna dayatt›¤› boyun-duru¤u, “vatan›n bölünmezli¤i” ad›na, Kürt ulu-sunun kendi kaderini tayin hakk›n›n ilhak edil-mesini, zoraki misak-i milli denilen s›n›rlar içinde

tutulmas›n› vb. kesinkes reddediyor!.. “Kutsal”denilen bu çerçeveyi paramparça edece¤imiziaç›kça söylüyoruz.

UKKTH engellenemez. Bu hakk›n özgürceicraa edilmesi koflullar›n›n yarat›lmas›, devrimciproletaryan›n boynunun burcudur. Proleter-halkç› çözüm olan bölgesel özerklik plan›, millimeselenin esasl› halini hedefler. Proletarya devle-tinde bölgesel s›n›rlar, ekonomik koflullar venüfusun ulusal bileflimi esas al›narak belirle-necektir. Bu belirlemede, “genel-do¤rudan eflit vegizli oyla nispi temsil esas› çerçevesinde seçilecekkurullar” (Lenin) yetkili olacaklard›r. “Kurul üyesiseçemeyecek kadar küçük olan ulusal az›nl›klar,ifltiflar› görev yapacak olan bir kurul üyesi seçe-ceklerdir.” (Lenin)

“Yeni s›n›rlar ülkenin merkez parlamentosuncaonaylanacakt›r.” “Hiçbir ayr›m yapmaks›z›n ülke-nin her yöresinde genel, do¤rudan, eflit ve gizli oylave nispi temsil esas› çerçevesinde seçilmifl yerelözyönetim kurulacakt›r. Özel yer konumsal ya daiktisadi koflullar ve yaflam koflullar› alt›ndabulunan ya da nüfus bileflimi özellik gösterenbölgeler, özerk bölge olma ve özel bölge diyerekseçme hakk›na sahip olacakt›r.”

“Devletteki bütün uluslar mutlak olarak eflit-tir.”

“Hangi dilin kullan›laca¤›n› yerel özyönetimkurumlar› ve özerk diyetler karar verecektir. (..)Ulusal az›nl›klar› da kapsayan dillerin eflitli¤iilkesini ihlal eden (parasal-yönetsel-yasal ve ötekialanlarda al›nm›fl karar ve önlemler) (..) devletinherhangi bir yurttafl›nca yap›lacak itiraz üzerineiptal edilecektir.”(age.Sf.179-180)

Bölgesel özerklik çözüm plan›n›n genel çerçe-vesini k›saca, yoldafl Lenin’den de aktarmalarlaizah etmeye çal›flt›k: Ulusal ve az›nl›klar sorununagerçek devrimci çözüm program› budur.

Bölgesel özerklik, kesinlikle federasyonla kar›fl-t›r›lamaz. Proletarya devletinde, demokratik-mer-keziyetçilik prensiptir. Bu, somut ekonomik ya-flam koflullar› ve nüfusun ulusal bileflimi konusun-da farkl› karakteristik gösteren bölgeleri d›fllamaz,merkeziyetçilik gibi, özerkli¤i de kabul eder. Anla-mayanlar, bürokrat ve keyfiyetçidirler. Geliflmeninönünde engeldirler.

2) Federasyon Meselesi;Proletarya devleti içinde, Tüm uluslar için tam hakeflitli¤i, ulusal az›nl›klar›n haklar›n›n güvencesi,neden bölgesel özerklik program›yla sa¤lanabilir?

Page 76: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

76

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

Sorusunun cevab›n› k›saca vermeye çal›flt›k. “Kül-türde ulusal özerklik” yönelimli, Otto Bauer’ci“çözüm” (Avusturya’da) Bund’çu “çözüm” (Rus-ya’da) pratik taraf›ndan da yanl›fll›¤› ispatland›.Avusturya sosyal demokrat partisinin Brünn pla-n›n›n ç›kmaz› da görüldü. Bir devletin s›n›rlar›içinde, “bir ulusal toplulu¤a ba¤l› ulusal bölgelerinbirli¤i” Lenin’in deyimiyle “fiyaskoyla sonuçlan-d›.” Çekler’in kopmas›na götürdü. Tam bir bölün-meye götüren (Avusturya’da) Bauer’in “ulusalözerkli¤i”ni, ç›kmaz›n›, teorinin sahibi de kabuletti.

Yaflananlar, federalizmin ç›kmaz›n› gösterdi.Devlet ve parti örgütlenmesinde federasyon yanl›-lar›n›n ç›kmaz›n› sosyal pratik teyit etti. Bu tecrü-beyi de özetleyen Lenin Letonya bölgesi SosyalDemokratlar›n›n 4. Kongresi için program tasla¤›önerisinde flunlar› vurguluyordu:

“Biz, partimizin yap›s›nda da federasyona kar-fl›y›z. Biz (yalanc› merkezin de¤il) ama bütün ulu-sal-topluluklar sosyal demokratlar›n›n yerel örgüt-lerin birli¤inden yanay›z.

Konfederasyon hem kültürde ulusal özerklikslogan›n›, hem parti yap›s› içinde federasyon ilke-sini reddetmelidir. (..) sosyal demokrat enternas-yonalizmine sad›k kalmal›d›r.” (US ve UKS. Sf.93)

Federasyonu Lenin “yarars›z bir devlet biçimi”olarak gördü. Ekonomik ba¤lar› zay›flataca¤›n›söyledi. Ancak Ekim devriminden sonra geçifldönemi sürecinde, Sovyet devletinin bu plan›izleyebilece¤ini kabul etti. Marks ve Engels’tedemokratik merkeziyetçilik prensibi ve birleflikcumhuriyet projesi savunuyorlard›. “Federasyonumonarfliden merkezi cumhuriyete geçifl biçimiolarak baz› özel koflullar alt›nda bir ileri ad›molarak” görüyorlard›. Tarihsel zorunluluklarzeminindeki bu siyaset, teori yap›lamaz. Genelolan, federasyonun teorilefltirilemeyece¤idir.Rusya Komünist Partisi (RKP) 8. Kongresi, “fede-rasyonu bir geçifl biçimi olarak” onaylam›flt›.Genel teori de¤il, tamam›yla tarihsel zorunlu-luklarla ilgili bir politikayd› bu. Bölgesel özerklikbölümünde konuya teorik yaklafl›m› ele alm›flt›k.Do¤ru prensip, federalizm de¤il, demokratik mer-keziyetçiliktir.

UKKTH, yani ayr›l›p ayr› devlet kurma hak-k›n›, “federatif ba¤lanma hakk›, özerklik hakk›”biçiminde ele alan fiaumyan’a mektubunda Leninflöyle yaz›yordu:

“Kesinlikle hemfikir de¤ilim o federasyon hakk›anlam›na gelmez. Federasyon, eflit olanlar›n bir

ittifak›d›r, genel muvafakati gerektiren bir itti-fakt›r. Nas›l olur da bir taraf›n di¤er taraf›n onunlamuvafakati üzerine hakk› olabilir? Biz ilke olarakfederasyona karfl›y›z; federasyon ekonomik birli¤izay›flat›r.” (Ulusal ve Söm. Ulusal Sorun Üzerine‹nt. Yay. Sf. 117)

Tabii ayn› flekilde Lenin, UKKTH’n›, “Özerk-lik hakk›” biçiminde çarp›tan yaklafl›mlar› damahkum ediyordu. Özerklik bir hak de¤il,sorunun çözümünde ortaya konulan bir pland›r.Bu plan do¤rudur diye, ayr›lma hakk› gasp edile-mez. Komünistlerin bölgesel özerklik plan›, ayr›l-ma hakk›n› yads›maz. Ayr›lma hakk›, komünist-lerin ayr›l›ktan yana olduklar› anlam›na gelmez.Meseleye, her somut durumda proletaryan›n genels›n›f menfaatleri aç›s›ndan bak›l›r. Bölgeselözerklik, proleter demokratik bir devlet sistemiplan›d›r. Komünistlerin plan›, ayr›lma olmaz.Genelde, ayr›lmalara onlar karfl›d›rlar. Eflit vegönüllü birli¤i savunurlar.

3) Ulusal-Kültürel Özerklik;Bu proje, her ulusal topluluk için nerede olursaolsunlar ayr› e¤itim, ayr› okullar (ulusal) plan›d›r.Ulusun ve az›nl›klar›n üyelerinin yerleflti¤i toprak-lar, onlara göre hiç önemli de¤il. Nerede olurlarsa,olsunlar, onlar söz konusu ulusal ve az›nl›k toplu-lu¤un üyesidirler. Nerede olurlarsa, olsunlar, res-men tan›nm›fl ulusal ve az›nl›klar toplulu¤ununüyesi olarak ayr› e¤itime tabii tutulmal›d›rlar. Bu,saçmad›r!..

Plan›n öze, Lenin yoldafl›n ifadesinde, “e¤iti-min milliyetlere göre ayr›lmas›ndan ibaret”görülür. Her bireyi, nerede yafl›yor olursa olsun,mensubu oldu¤u ulusun aiddiyetinde gördü¤üiçin, “topraktan ba¤›ms›z olarak exteritoryelözerklik” dahiline sokan bu anlay›fl, milliyetleregöre bölünmeyi mutlaklaflt›rmaktad›r. Ekonomik,siyasi, hukuki hiçbir ba¤a, (ayn› devlet s›n›rlar›içinde olsalar da) yer verilmemektedir. Oysaobjektif olarak bu ba¤ vard›r. E¤itim, bu objektifba¤› aflmamal›d›r. Bu objektif ba¤a ra¤men, uluslar›e¤itim sorununda ay›rma, Lenin yoldafl›n isabetlicevurgulad›¤› gibi “gerici”dir!.. Okullar›, millet-milliyetlere göre ayarlama, ulusal eflitsizliklerin birsonucu olarak, daha geri milletler aleyhine birdurum yarat›r. “‹kinci s›n›f insanlar okullar›”n›meflru (!) k›lar.! Sosyalizm bir yana, burjuvademokrasisi aç›s›ndan dahi, bu, son derece geridir.“Kültürde Ulusal Özerklik” teorisyeni Brünnkurultay›nda (Avusturya 1899) dahi, bu projereddedilmiflti “Topra¤a ba¤l› ulusal özerklik”

Page 77: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

77

SINIF TEOR‹S‹

kabul edilmiflti. Ulusal kültür maskeli “incelmifl,en tehlikeli bu ulusalc›l›k”, ideolojik alandaburjuva gericiliktir. MLM’lerin ›srarla savuna-caklar›, UKKTH’dir!..

Proletarya devletini, uluslar›n bir federasyonuve her ulustan her bireyi, devletin hangi bölgesindeyaflarsa-yaflas›n, ayn› kökenden bireylerle birlefl-tirmek, kapitalizmin dahi gerisine düflmektir.Ekonomik iliflkilere ra¤men bu yapay ulus teflkiletme program›, nasyonalizmdir. UKKTH’n›nyerine geçirilmek istenen biçimi ne olursa olsunözlem ayn› olan burjuva ideolojisin, Lenin çok net“en zararl› milliyetçilik” “milliyetçi dar kafa-l›l›k” olarak de¤erlendirdi.

Uluslar›n siyasi ayr›lma hakk›n›n yerine burju-va ulusalc›lar›n geçirmeye çal›flt›¤› “ulusal kültürelözerklik”, egemen ulus egemenlerinin ayr›cal›k-lar›n› korudu¤u gibi, ezilen ulus ve az›nl›klar›,“ulusal kültür” gerici zehriyle kendi burjuva vefeodallerine de alet etmektedirler. Komünistlerinprogram› nettir. Hiçbir ulus bir devletin s›n›rlar›içinde zorla tutulamaz.

“Ulusal kültürel özerklik” peflinen egemen ulusayr›cal›klar›na boyun e¤mek, baz› tali hak k›r›n-t›lar›na tav olmak demektir. Proletarya ve emek-çilere karfl›, ulusalc› bu burjuva dayan›flmas›, iflçi-lerin birli¤i ve kaynaflmas›n› önleme koalisyonu-dur. E¤itimin, uluslara göre bölünmesi gibi uluslararas›na s›n›rlar çeken milliyetçili¤e karfl›, proletar-yan›n bayra¤›, enternasyonalizmdir. Peki bu,“anadilde e¤itimi komünistler savunmuyor” di-yen iftirac›lar›n savlar›n› m› do¤rular? Kesin-likle hay›r.! Dillerin tam hak eflitli¤ini, resmidevlet dili uygulamas›n›n zorunluluk olamaya-ca¤›n›, komünistler net ifade etmektedirler.Anadilde e¤itim hiçbir gerekçeyle, s›n›rland›r›la-mayacak bir hakt›r. fiuras› aç›kt›r ki, kapitalistekonomik geliflme seviyesi itibar›yla daha ilerikoflullar içinde bulunan ve ço¤unluk olan ulusundili, Lenin’in vurgulad›¤› gibi, “ekonomik iliflki-lerin gerekleri”sonunu, ayn› devlet s›n›rlar› içindeyaflamak istiyorlarsa, di¤er ulus ve milliyetleri,di¤er dili ö¤renmeye de objektif olarak zorlaya-cakt›r. Bu, objektif bir realitedir. Bu objektifolguyu anlamak, kapitalizmle iliflkisini kavramakbaflka, zoraki Türklefltirme, zoraki asimilasyon isedaha baflkad›r. Biz zoraki asimilasyona, milli bas-k›ya, ulusal eflitsizliklere karfl›y›z. Ço¤unluk dili-nin zoraki dayat›lmas›na karfl›y›z. “Ekonomikiliflkilerin gerekleri, ço¤unluk için elveriflli olandilin” zorla de¤il, “kendili¤inden belirlenmifl”olmas› (Bkz. age. Sf. 137) çeflitli uluslar›n “bunu

gönüllü olarak kabul etmesi”nin önüne geçme, darkafal›l›¤›na ise düflemeyiz.

Saf bir ulusal kültür, yoktur. Gerici bir safsa-tad›r. “Her ulusal kültürde geliflmemiflte olsa,demokratik ve sosyalist bir kültürün unsurlar›vard›r.” (Lenin) Çünkü proletarya ve emekçilerde vard›r. Fakat her ulusal kültürde, egemen du-rumda olmalar› dolay›s›yla, egemen kültür, burju-valar›n-feodallerin papazlar›n dincilerin kültürü-dür. Meseleye s›n›flar üstü bak›p, biri birlerine z›ts›n›flar›n kültürünü zevkle yutma, devrimci prole-taryan›n ifli olamaz. Ulusal kültür de¤il, demok-ratik ve devrimci proletaryan›n enternasyonalkültürünü savunuyoruz. Her ulusal kültürde de-mokratik ve sosyalist unsurlar› sahipleniyoruz.Büyük Türk ulusal kültürü, Türk egemenlerininfliar›d›r. Feodal-burjuva egemen kültüre hiçbirtaviz verilemez. Bu, ulusal kültürde, demokratik-sosyalist unsurlara da düflman olmay› gerektirmez.Türk ulusundan proletarya ve emekçilerin ilerikültürünü yads›yan, baflka milliyetçilikleri tasvipetmeyi gerektirmez.

Büyük Kürt, Ermeni, Rum vb. gibi ulusal kül-tür de bizim fliar›m›z olamaz. K›sacas›, biz “ulusalkültür” aldatmacas›na karfl›y›z. Ulusal kültür bur-juva milliyetçili¤inin, proletarya enternasyo-nalizmi devrimci proletaryan›n bayraklar›d›r.

Tüm millet ve milliyetlerden iflçi ve emek-çilerin, s›n›f örgütlerinde tam bir birlik ve kaynafl-mas›n› savunmay›, tarihte de Bund’cular, “asimi-lasyoncu lafazanl›k” olarak damgalam›fllard›r.

Lenin diyordu ki;“Geliflen kapitalizm ulusal sorunda iki tarihsel

e¤ilim tan›r. Birinci e¤ilim: Ulusal yaflam›n veulusal hareketlerin uyan›fl›, her türlü ulusal bask›yakarfl› mücadele, ulusal devletlerin yarat›lmas›.‹kinci E¤ilim: Uluslararas›nda çok çeflitli iliflkileringeliflmesi ve yo¤unlaflmas›, ulusal çitlerin yerle biredilmesi, sermayenin bir bütün olarak ekonomikyaflam›n, politikan›n, bilimimiz vs. uluslar aras›birli¤inin yarat›lmas›” (age.Sf.143-144)

Toplumun geliflmesinin nesnel yasalar› yokfarz edilemez. Materyalist diyalektik tarih anlay›fl›ile alakas› olmayan keyfiyetçilere, idealistlere ra¤-men, gerçek-gerçektir. Kabul edilir, nesnel yasalaratlanarak de¤il, bilinçli müdahaleyle toplum de¤ifl-tirilir. Tarihin tekerle¤i geriye mi döndürülecek?(!) Lenin’in yukar›daki pasajda iflaret etti¤i ger-çekler, “Kapitalizmin evrensel yasas›d›r”Yineyoldafl Lenin’in belirtti¤i gibi, bu iki tarihsel e¤i-limden birincisi kapitalizmin gelifliminin bafllang›çevresinin ikincisi; sosyalist topluma dönüflüme yol

Page 78: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

78

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

alan, “olgun kapitalizm”, “karakterize eder.”Ulusal sorunun ele al›n›fl›nda bu gerçekler elbettehesaba kat›lacakt›r. Lenin titizlikle dedi ki, “birin-cisi; uluslar›n ve dillerin hak eflitli¤i, ikincisi; (..)enternasyonalizm ilkesi”dir. En ufak bir ulusalayr›cal›¤›n kararl› düflman› olan Leninistler, kapi-talizmin ulusal çitleri y›kan e¤iliminin, kendimezar kaz›c›s› sosyalizme kendi iradesine ra¤menyol açt›¤›n›, f›rsatlar›, görmeyecekler midir? Evet,sermaye tamam›yla kendi ç›karlar› için, yerleflik-uyufluk topluluklar› vahflice dinamitliyor. Onunvahfli sömürü eylemi, mezar kaz›c›s› proletaryay›da sahneye ç›kar›yor. Bu temelde ortaya ç›kanasimilasyonun alternatifi, geri kapal› toplumlar›savunma projeleri olamaz. Sermayenin zalim-vahflikarakterini Leninistler çok iyi biliyorlar. Barbarmedeniyetlerinin ne oldu¤unu da çok iyi biliyorlar.Sermayeye, sömürgecili¤e “ilericilik” rolü biçen,sömürge siyasetini kutsayan sosyal flovenistleri çokiyi tan›ma durumunday›z. Avrupa merkezci, re-vizyonist üretici güçler teorisyenleri, ezen ulusfetihlerini “uygarl›k götürüyor” ad›na hep alk›fl-lad›lar, alk›fll›yorlar! Kristof Kolombo gibi fetih-leri, “keflif” olarak selaml›yorlar. Aztek-maya uy-garl›¤›n›n yarat›c›lar›n›n k›r›mdan geçirilmesi olanbu barbarl›¤›n uygarl›¤›, zalimane k›y›mlard›r.Sömürge siyasetiyle emperyalistlerin, ezilen ulusve halklar› ya¤malamalar›ndan pay alan iflçi aris-tokrasisinin ayr›cal›klar›n›n besledi¤i sosyalemperyalist flovenizm, ezen ülkelerde proletar-yan›n bilincini zehirleme, dejenere etmeye götürenmaddi temelin bafll›cas›d›r.

Hollanda’l› Van Kol gibi 2. Enternasyonalihanetçileri, sosyal demokrasinin de bir “sömürgeprogram›n›n” olmas›n› istiyorlard›. Sosyal demok-rat sömürge siyaseti “olumlu” olur muflmufl (!)sömürgenin “cahil” topluluklar›nda, genel oygerekmezmifl. ‹lkel insanlar bunu anlayamazm›fl.Hapishane yerine, angarya sistemi gerekebilir-miflmifl diye buyuruyorlard›.

Kemalist jenositleri, Türkiye’de de uygarl›kyürüyüflü olarak destekleyenler vard›, var. Kaut-sky, Brenfltein markal› bir revizyonist sosyal floventeorilere köklü olarak meydan okuyan Maoist’lerdi. Kaypakkaya bu meydan okuyuflun ö¤reticibir bayra¤›d›r. Maoist’ler bundan ö¤renerek,komünist miras› daha ileriye tafl›d›lar. Uluslar aras›komünist hareketin saflar›nda, üretici güçler teorisieksenli Avrupa merkezcili¤ine “ideolojik muha-sebe” belgesinde, ciddi önemli elefltiriler yürüt-tüler. Bunu, tekrar etmeyece¤iz. ‹ncelemek iste-yenler söz konusu belgeye bakabilirler.

Sorun fiudur; Egemen-ezen ulusun egemen-lerine, ezilen ulus ve az›nl›klar›n hakl›-do¤al nef-reti, mücadelesi son derece anlafl›l›rd›r. Mücadelehak ve görevdir. Struvelerin büyük Rus kültürüsafsatas›n› Marksistler hakl› olarak y›rtt›lar. Ama,Rus diye Çerniflevski, Plehanov edebiyat›na-kül-türüne düflman olunabilinir mi? Ezilen ulus iflçive emekçileri bu kültürden elbette yararlanacakt›r.Onlarla birlefleceklerdir. Yararland›lar, birlefltiler.Komünistlik bir yana, demokrat olmak dahi, ezilenulusun tam hak eflitli¤ini bir an unutamaz. Ayr›devlet kurma hakk›n› her flart alt›nda savunur.Ezen ulus flovenizmine karfl› mücadeleyi esas al›r.Ezilen ulus milliyetçili¤ine anlay›flla da yaklafl›l-mas›n› hoflgörüyle bakmas›n› bilir. Proletaryahareketinin ulusal özellikleri, dili, propagandas›naise mutlak hoflgörüyle yaklafl›r.

Proudhon’a göre; kötü olan kapitalizmin ken-disi ve kapitalizmin temelini oluflturan meta üre-timi de¤il, adil olmayan baz› fleyler ve suiistimal-lerdi. Yap›lmas› gereken ise, kapitalizmi yok etmekiçin mücadele de¤il, kapitalizmi suiistimallerdenkurtarmak, adil hale getirmekti (!!) De¤iflim, de¤i-flim de¤erini ortadan kald›rmak de¤il, gerekli olanadilane yeniden düzenlemektir diyordu. Yani metaüretimini mutlaklaflt›r›yor, kapitalizmi ebediyenkutsuyordu.

Sosyalist devrim mücadelesini gerçek anlamdakavramaktan uzak, ütopik küçük burjuva demok-ratlara göre, kapitalizmde uluslar özgür-eflit vebar›fl içinde yar›flabileceklerdi. Sonra ise Pru-don’cular, UKKTH’n› ulusal sorunu reddettiler.Ulusal topluluklar› ve eflitsizlikleri red çizgisiyleFrans›z Prudon’cular, Frans›z flovenizmininyede¤ine düflüyorlard›. Kapitalizmin temellerinedokunmayan, iyilefltirmeyi sal›k veren bu küçükburjuva sosyalizmi ve anarflizmi, daha sonra “mil-let milliyet olgular›n› günü geçmifl önyarg›lar”olarak ilan ettiler. Ulusal ayr›cal›klar› kutsad›lar.Ulusal kurtulufl savafllar›na karfl› ç›kt›lar.

Ulusal kültürel özerkçiler de, burjuva milli-yetçili¤ini ebediyen kutsamaktad›rlar. Oysa, mil-liyet ilkesi tarihsel bir olgudur. Burjuva toplumunortaya ç›kard›¤› tarihsel bir sonuçtur. Evet tarihselolarak burjuva toplumunda kaç›n›lmazd›r. Dev-rimci proletarya bunu bilir, mücadelesinde yoksaymaz, bu tarihsel kaç›n›lmazl›¤›n› bir sonucuolarak, “ulusal hareketlerin tarihsel meflrutiyetinitan›r.” Ancak devrimci proletarya, milliyetçi de¤il,proleter enternasyonalisttir. Bu tan›may›, ulusalharekette ilerici ö¤eyi desteklemekle s›n›rlar.Ulusal bask›ya karfl› mücadele ilericidir. Devrimci

Page 79: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

79

SINIF TEOR‹S‹

proletaryan›n, ulusal bask›-ulusal eflitsizliklerekarfl› “en tutarl› demokratizmi savunma mutlakgörevi” vard›r. Ezilen ulusun, egemen ulusunegemen s›n›flar›na karfl› mücadelesinde, burjuvamilliyetçi bir rotada olsa dahi, demokratik bir yönvard›r. Bu yön görmezden gelinemez, destekle-nemez tutumu içinde olunamaz. Lenin yoldafl›ndada dedi¤i gibi; “Bu, esas itibar›yla negatif birgörevdir. Fakat proletarya milliyetçili¤i destekle-mede daha öteye gidemez. Çünkü buradan iti-baren, milliyetçili¤i güçlendirmeyi amaçlayanburjuvazinin pozitif faaliyeti bafllar.” (age. Sf. 151)

Ulusal bask›ya, ulusal ayr›cal›klara karfl› müca-delede en tutarl› demokratizmi mutlaka savunmas›gereken proletarya, “ulusal kültürü” savunmaz.Zoraki asimilasyon ve imtiyazlara karfl› mücadeleederken bunun d›fl›ndaki “uluslar›n her türlü asi-milasyonunu selamlar.” (Lenin) Burjuva toplu-mun tarihsel bir ilkesi olarak, milliyet ilkesi veulusal hareketin tarihsel meflrutiyetini tan›mak, bus›n›r› ebedilefltirmek, milliyetçili¤i sa¤lamlaflt›r-makla meflgul ulusal kültürel özerkçilere karfl› ol-may› da gerektirir. Uluslar aras› farkl›l›klar›, s›n›r-lar›, imtiyazlar› aflmaya katk›da bulunan, iliflkilerinis›klaflt›ran-kaynaflmalar›na hizmet eden geliflme-leri desteklemeyi asla yads›maz. Zoraki dayatmalarhiçbir flekilde kabul edilemez. Gönüllü asimilas-yona ise karfl› ç›k›lamaz.

4-Uluslar›n Kendi Kaderini TayinHakk›, fiimdiki Güncel Çarp›tmalar veTarihsel Dayanaklar›!Kaypakkaya yoldafl di¤er tüm temel meselelerdeoldu¤u gibi ulusal sorun konusunda da, sa¤lam-bütünlüklü-bilimsel teorik bir temel ve genelstratejik-siyasal bir güzergah ortaya koydu.

UKKTH, ayr› devlet kurma hakk›d›r. Çok netolan ba¤›ms›z devlet kurma hakk›n›, soyutlafazanl›k ve hukuki hokkabazl›klarla i¤difl etmegiriflimlerine tarih çok tan›kl›k etti, etmektedir.

Uluslar ve UKKTH, kapitalizmin flafa¤›ndaortaya ç›km›fl tarihsel-siyasi olgulard›r. “Metaüretiminin kesin zaferi için burjuvazi iç pazar› elegeçirmek zorundad›r.” Ekonomik temel budur.Siyasal aç›dan ise “birleflmifl, halk› tek bir dilkonuflan topraklara ihtiyaç vard›r. (....) dilin gelifl-mesini önleyen tüm engeller ortadan kald›r›lm›flolmal›d›r.” Ça¤dafl kapitalizmin mutlak gereksi-nimidir bu! Serbest-yayg›n ticaret, ayr› s›n›flardagruplaflma, pazarla iliflki içindir bu gereksinim.Milli hareketlerin, do¤al e¤ilim olarak, milli devlete

yönelmesi bundand›r. Tarihi ve ekonomik koflul-lar›n bu gerçekleri, milli devletlere neden yönelin-di¤i meselesini anlamaya yeterlidir.

Bat› da ve do¤u da geliflmenin nas›l bir seyirizledi¤ine ilgili bölümlerde de¤indik. Görülmek-tedir ki, Rosa Luxemburg’un “soyutlama” olarakgördü¤ü, teoride savunulsa da, pratikte “gerçe¤euymad›¤›” için reddetti¤i, UKKTH, tarihi somutve savunulmas› gereken bir gerçekliktir. Soyut vemetafizik olan, bu gerçe¤i tarihi ve ekonomikkoflullar› içinde görmemekte inat edenlerdir. Rosabu olguyu görme yerine, uluslar›n siyasi kader-lerini tayin hakk›n› reddederek, “milletlerin eko-nomik ba¤›ms›zl›klar›” sonucuna ç›k›yor.

Avrupa da, burjuva demokratik devrimlerle,milli devletlere (emperyalizm öncesi) nas›l ula-fl›ld›¤›, ulusal sorunun çözümlendi¤i bile Rosa’n›nteorisinin ç›kmaz› için yeterlidir. Asya’ya gelince,kapitalizmin orada da nas›l milli hareketlere yolaçt›¤›, milli devletlere yöneltti¤i de tarihi olaraksabit bir gerçekliktir. Lenin do¤ru söylüyordu.“Milli devlet kapitalizmin kural› ve ‘düsturu’dur.”Çünkü onun ihtiyaçlar›n› her yönlü en iyi millidevlet karfl›lar.

Kapitalizmin bafll›ca iki dönemi aras›nda,koflullardaki de¤iflikliklere ba¤l› olarak, millihareketler de ortaya ç›kan farkl›l›klar elbette var-d›r. Milli meselenin özünü ele ald›¤›m›z bölüm-de, tarihi-ekonomik-siyasi-sosyal koflullarla ilifl-kili, bunu, k›saca cevaplamaya çal›flm›flt›k.

Rosa Luxemburg, UKKTH’n› reddederkengerekçelerinden biri de, onun niye Almanya-‹sviçre-Amerika’da “yaflayan milletlere de aynenuygulanabilir olan UKKTH’n›n, (...) sosyalistpartilerin hiç birinin program›nda olmad›¤›”sorusudur. Lenin bunu, “mant›k hatalar› koleksi-yonu” olarak de¤erlendirdi. Rosa’n›n çekti¤i“z›lg›t”›n “tarihi somut koflullarla alay etmek”oldu¤unu söyledi. Burjuva demokratik hareket-lerin olmad›¤›, tarihte kald›¤›, milli meseleninçözüldü¤ü, burjuva demokratik devrimlerin 1789-1871 aras›nda tamamland›¤›, milli devletlerinkurulufl dönemini aflm›fl bat› Avrupa da, Rosa’n›nböyle bir k›yaslamas› ebetteki gülünçtü. Do¤uAvrupa ve Asya’da, kendi özgün koflullar› teme-linde, milli hareketler, 1905 y›l›ndan sonra baflla-m›flt›. Dolay›s›yla, UKKTH, Rosa anlamasa daelbette, Rusya komünist partisi program›nda yeralacakt›, yer ald›.

1896 Enternasyonal Kongresi, bu hakk› ilanetti. UKKTH, baflka uluslar› ezen, kendi ulusalsorunlar›n› çözmüfl, örne¤in Amerika ve bat›

Page 80: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

80

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

Avrupa da ölü bir sözcüktür. Aldatmacad›r. Millihareketler dönemi bu emperyalist kapitalistülkelerde çoktan tarihte kalm›flt›r. Ulusal sorun,ezilen uluslar gerçe¤inin bir olgusudur. UKKTH,buralarda diri bir siyaset ve yükseltilmesi gerekenbir bayrakt›r. Lenin’in anlatmaya çal›flt›¤› buydu.

Di¤er bir yanl›fl çizgide, UKKTH’n› reddedenbunun yerine, ezenleri, “sömürgelerden ç›k›n”diye karfl›layanlard›. Sebep ise, UKKTH’n›n“uygulanabilir olmamas›”imifl (!) “Emperyalizmtaraf›ndan ezilen küçük milletlerin canl›l›¤›n›nkalmamas›”imifl. Ezilen uluslar›n-az›nl›klar›n“milli emellerini desteklemekten bir hay›r gelmez”mifl. Zimmerwald grubu 1916’da ‹rlanda ayaklan-mas› vesilesiyle “Bu perde burada kapanm›flt›r”diyordu. ‹rlanda isyan›n› “darbe” olarak ilanediyordu. Zimmerwal solcular›na göre, ‹rlandasorunu “bir tar›m sorunu” idi. Oysa yap›lm›flreformlarla köylüler art›k “yat›flt›r›lm›flt›.” ‹syansosyal temeli zay›f sadece kentli küçük-burjuva birkesimden ibaret umutsuz bir “darbe”y di. (Put-sch’tu). Muhteflem sol’lar›n (!!) çizgisi, liberalKadet’lerle ortaklafl›yordu. Lenin yoldafl, emper-yalizmle bu “kazara” çak›flman›n, nas›l sosyalfloven bir batak oldu¤unu deflifre etti. Leninbunlar›n devrimi reddeden tasfiyeciler olduklar›n›söyledi. Ezilen ülkelerde, Avrupa da küçük millet-lerin ayaklanmalar›n› yads›yan bir devrimin müm-kün olmayaca¤›n›, milli hareketleri küçümseyenbu emperyalist ekonomistleri flöyle cevapland›-r›yordu.

“Sanki bir ordu bir yerde safa girecek. Bizsosyalizm istiyoruz diyecek, bir baflka ordu birbaflka yerde safa girecek, ‘Biz emperyalizmdenyanay›z’ diyecek ve bu sosyal devrim olacak.”(Do¤uda Ulusal Kurt. Hareket. Sf.226)

Yoldafl Lenin bu görüfl aç›s›n› “gülünç-kaka-van” olarak niteledi.

“Kim ki ‘saf’ bir sosyal devrim beklemektedirasla murad›na ermeyecektir. Böyleleri devriminne oldu¤unu anlamam›fl lafta devrimcilerdir.”(age.Sf.226) diyordu.

Zimmerwald solcular›n›n yapt›klar›, gerçekten-de sadece devrimci lafazanl›kt›. Devrimci de¤il,devrimci-ci-lik-ti. Kievski’de bu tür dev-rim-çi-ci-lik içindeydi. Diyordu ki; sömürgelerde “keli-menin do¤ru anlam›nda bir proletarya yoktur”,“öyleyse kimin için kendi kaderini tayin” diyesoruyordu. “Sömürge burjuvazi-fellahlar-köylüleriçin mi” diye alaya al›yordu. “UKKTH saçmad›r.Çünkü sömürgelerde iflçi s›n›f› yoktur” diyegerekçelendiriyordu. Öyle ya (!) millet s›n›flardan

meydana geldi¤ine göre, iflçiler de¤ilde, millet içinhaktan niye bahsedelim (!) “‹flçi partisinin fliarlar›,iflçi s›n›f› için olur” (!), bu, sözde iflçiciler. ‹flçis›n›f›n›n ezilenlere öncülük rolü ve tarihi sorum-lulu¤unu anlayamayan, emperyalist ekonomistleriLenin yerden-yere vurdu.

Ezilen uluslar›n ayr›lma özgürlü¤ü hakk›n›tafl›mayan, “sömürgelerden ç›k›n” siyaseti bofl biraldatmacad›r. Marksizm’in bu karikatürünün,Marksizm’le zerrece alakas› yoktur. Ezilen ulus-lar›n kendi kaderlerini tayin hakk›, ayr› devletkurma hakk› marksizmi karikatürlefltirenlerinsöyledi¤i gibi ezen uluslar›n iflçi ve emekçilerindenayr›lma olarak yorumlanmaz. ‹flçi s›n›f› ve emek-çilerin birli¤i, devrimci proletaryan›n fliar›d›r. Bubirlik, ezilen uluslar›n ayr›lma özgürlü¤ü hakk›n›savundu¤u oranda gerçek anlamda tutarl›d›r. Zira“baflka ulusu ezen hiçbir ulus özgür de¤ildir”Kievski, UKKTH, emperyalizm koflullar›nda“gerçeklefltirilemez” oldu¤undan anlams›zd›rdiyordu. Gerçeklefltirilebilir, ürün verecek fleyleriçin mücadele biçimindeki kaba ekonomizmin birbaflka varyant›d›r bu.

Emperyalist ekonomizmUluslar›n eflit-demokratik birlik ve kaynaflma-lar›n›, UKKTH’n› savunmak, zay›flatmaz, güçlen-dirir. UKKTH’n› çarp›tan bir baflka örnekte Bu-harin’dir. Burjuva demokratik talepleri ve proletar-yan›n asgari program›ndan vazgeçilmesini söylü-yor, azami program› sözde savunuyordu.

Buharin’e Lenin, “Ormandan ç›k›ncaya kadarbu huu diye ba¤›rma” diyordu. Buharin tarihselzorunluluklar›, geçilmesi zorunlu kurallar› esgeçiyordu. UKKTH’n› reddediyor, “çal›flan s›n›f-lar›n kendi kaderini tayin hakk›n› savunuyorum”diyordu. Bu sapmalar günümüzde de teorizeedilmektedir. 1970—80-90’larda da co¤raf-yam›zda çokça edildi. fiovenizme vitrin edilmekistendi. fiampiyon, 1970’lerde revizyonist Ayd›n-l›k’t›. (PDA) Tezleri Kürt sorununda, UKKTHde¤il, “Halk›n kendi kaderini tayin hakk›” idi.(T‹‹KP Prog. Tas.)

Oysa, halk ve ulus yoldafl Kaypakkaya’n›n daMLM temelde berrak ifade etti¤i gibi farkl›kategorilerdir. Halk›n kaderini tayin etmesi, hakims›n›flar›n iktidar›n› alafla¤› etmesi, iktidar›n halk›neline geçmesidir. Halk›n kaderini tayin hakk›,proletarya ve emekçilerin devrim hakk›d›r.UKKTH ise milletin ayr› bir devlet kurma hakk›demektir. Millet, sadece proletarya ve emekçilerikapsamaz. Burjuvaziyi de-feodalleri de kapsar.

Page 81: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

81

SINIF TEOR‹S‹

Buharin bu yüzden “biz burjuvaziye de niye buhakk› tafl›yal›m” diye ba¤›r›yordu. Ulusal ayr›ca-l›klar›n, kararl› düflman› olan komünistler, tümuluslar için tam hak eflitli¤inin gere¤i olarak,UKKTH’n› ›srarla savunurlar. Savunmayan ger-çek demokrat dahi olamaz. Kürt ulusunun devletkurma hakk›n›, sözde halkç› devrim yanl›s› (!)taraftarl›¤›yla rafa kald›rmak, Türk flovenizminisavunmak, kutsamakt›r. fiafak revizyonistleri,UKKTH’n› böyle çarp›tt›ktan sonra, “Halklar›nkendi kaderlerini tayin hakk›”n› birde üstelik“isterlerse ayr› bir devlet kurma hakk›” biçimindedaha bir labirente dönüfltürüyorlard›.

UKKTH, “isterlerse” gibi gevelemelerle içeri¤iboflalt›lamayacak kadar nettir. Bu, ulusun ayr›l›p,ayr› devlet kurma hakk›d›r!.. TDKP hiç geridurmad›. Ayd›nl›k (PDA) bayra¤›n› Kaypak-kaya’ya sald›rarak dalgaland›rd›. Kürt ulusunauygulanan milli bask›ya karfl› ç›kt›¤›, feodal veburjuvalar önderli¤inde de olsa, Diyorlard› ki;

“O, Kürdistan da TKP/ML’nin ancak Kürtburjuvazisi ve küçük toprak a¤alar›n› destek-leyerek ve bunlara dayanarak geliflece¤i inanc› ilerevizyonizme ve Türk milliyetçili¤ine karfl› ger-çekten bir alternatif oluflturamad›.” (Pb. 8, Sf. 87)

“Burjuvazi önderli¤inde milli meselenin kesinçözümünde hatta çözümünde iflas›n› ve proletaryaönderli¤inde köylülü¤e dayanan, özü toprakdevrimi olan milli hareketlerin gündeme girdi¤inide¤il, hala özünde burjuvalar aras› Pazar kavgas›olarak görmeye devam etti.” (age. Sf. 103)

Öncelikle bu anlay›fllar manzumesinin, millimeseleyi hiç anlamad›¤›na iflaret edelim. Buharin,Kievski’de yanl›fl çizgiye ra¤men bir kalite var.Yanl›fl çizgi, TDKP’da ne konufltu¤unu dahi bil-meyen bir müsvetteye dönüflmektedir. Türk flove-nisti, kara bayrak emperyalist ekonomist müsvete-lerle sözde maskelenmek istense de, yine de yakay›bariz ele vermektedir.

Neymifl, milli mesele-milli hareket art›k toprakdevrimiymifl (!) burjuvazinin önderli¤inde bugünmilli hareket art›k gericiymifl(!) desteklenmezmifl(!) proleter önderlik yok gerekçesiyle, ezilenuluslar›n burjuva-feodal önderlikli, milli isyan-lar›n›n demokratik bir yan tafl›d›¤›n› görmeyen vetop-yekün hedefleyen bu yeni yetme fiefik Hüs-nü’cülük, modern revizyonist TKP’cilik, Martov’cu tasfiyecilik, ekonomizmcilik, milli meselelerdeköklü olmasa da k›smi burjuvazi çözümleri dahireddetmesi, köklü çözüm sevdas› ile ilgili de¤ildir.Milli hareketlerin demokratik yönünü görmeme,bast›r›lmas›nda ezen ulus egemenleriyle suç ortak-

l›¤›na, teorik temel döfleme gayretidir. fiovenizmaflk›d›r.

Partimiz de, KK denilen 1974-1976 önderli¤i-mizde, milli meselenin ekonomik özünü, siyasal-sosyal içeri¤iyle kar›flt›rd›. Kaypakkaya yoldaflahaks›z elefltiriler yöneltti. fiovenist hatalara düfltü.Türkiye devrimci hareketi benzer hatalarla hepsakatlanm›flt›. Hem bu, hem ezilen ulus milliyetçi-li¤ine karfl› proleter devrimci alternatif Kaypak-kaya idi.

Rekabetçi kapitalizm dönemi tarihte kald›.Milli hareketler Asya’da, do¤u Avrupa da toprakdevrimini çözmüyorlard›, çözemezdiler. Leninbunlara karfl›m› ç›kt›? fiimdide do¤alar› gere¤içözemezler karfl› m› ç›k›lmal›d›r? TDKP’nincevab› “evet karfl› ç›k›lmal›”d›r. TDKP, emper-yalizme darbe vursa da, milli hareketler destek-lenmez diyor, destekleyen Kaypakkaya’y›; “geçicive k›smi bir siyasi ba¤›ms›zl›k elde edebilecek milliburjuvazinin önderli¤inde milli hareketleri destek-lemesi perspektifi edinmekle kalmad›, (..) komp-rador burjuvazi önderli¤indeki milli hareketialk›fllamay› da teorilefltirdi”. (PB 8Sf.103)

Kompradorlar› alk›fllad›¤› iftiras›na, Kemalizmidevrimcilik olarak gösteren TDKP’nin aksine,Kemalist hareket konusundaki Kaypakkaya tahlil-leri yeterli bir cevapt›r. Bu konuda da Kaypakkayaco¤rafyam›zda (di¤er meseleler gibi) yeni-nitelkomünist bir ç›k›flt›r. Di¤er meseleye gelince, evetmilli burjuvazi önderli¤inde milli hareketler, millimeseleye kendi ç›karlar› temelinde bir çözümgetirebilirler. K›smi ba¤›ms›zl›k sa¤layabilirler. Buhareketlerin önderli¤inin imtiyazlar›na karfl› ç›k-mak, hareketin egemen ulusun egemen s›n›flar›n›nmilli bask›s›na yönelen devrimci-demokratikyönünü desteklememek, dayat›lan milli boyun-duru¤a objektif olarak hizmettir. Desenize TDKP’ye göre, Lenin Finlandiya’y› satt›. (!!) Desenize,Lenin Afgan emiri Emanullah’a kuyruk oldu (!)TDKP’ye kalsa, proletarya devleti flartlar›nda,UKKTH sosyalizme ihanet olur (!) Zavall› birerdüflünüfl tarzlar›d›r bunlar. Ama görüldü ki,UKKTH’n› savunmadaki kararl›l›k, bölünmelerkaosuna de¤il, eflit ve özgür birli¤e götürdü. SovyetCumhuriyetlerinin birli¤ini, Leninist politikagüçlendirdi. TDKP, tutarl› demokratizme opor-tünist niteli¤i gere¤i tabiiki yabanc›d›r.

TDKP’ye göre, ezilen ulus kendi kaderiniburjuvazi önderli¤inde tayin etme hakk›na sahipde¤ildir. Böyle bir hak ancak TDKP perspektifininkabulü durumunda, kabul görebilir aksi haldehiçbir flekilde, hiçbir yönüyle desteklenemez.

Page 82: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

82

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

Zinhar. Sak›n ha!. TDKP ötesinde, zapt›-rap duru-muna sokulmufl uluslar, baflka hiçbir hareket hak-k›na sahip de¤illermifl (!)

UKKTH, genel olarak demokrasinin temelilkeleri, ezilen uluslar› bir devlet s›n›rlar› içindezorla tutmaya karfl› ç›kma vb. için savunulmas›vazgeçilemez bir hakt›r. Ezilen ulus milli hareke-tinin tarihsel meflruiyetini anlamayanlar asl›nda,objektif olarak Türk flovenizmine hizmet etmek-teydi. Bunlar, devrimi anlamam›fllard›r. Leninyoldafl›n deyimiyle sosyal devrimi hiç anlama-m›fllard›r. (Bkz.. Do¤uda Ulus. Kurt. Haret. Sf.226)

Diyordu ki Lenin;“Avrupa’da sosyalist devrim, tüm ve her türlü

ezilenlerin ve hoflnutsuzlar›n kitlesel savafl›n›npatlak vermesinden baflka türlü olamaz. Küçük-burjuvazi (..) kaç›n›lmaz olarak ona kat›lacakt›r.”(Ulusal ve Sömürgesel ulus. Sorn. Sf. 391) Anlama-yanlar›n ö¤retmeni Troçki’dir. Lafta UKKTH’n›sözde savunuyordu. Pratikte ise yan çizerekreddediyordu. Onlar›n da niyetleri proletaryan›nkendilerince “soylu ç›karlar›yd›”.. Niyet meselesibir yana burada “Soyluluk” hiç yoktur!.

Kievski’nin “enternasyonalist monist eylemi”söylemi gibi, kuru-s›k› atan, ulusal sorunla ilgiliezen ve ezilen ulus iflçileri aras›ndaki farklaragözünü kapayan, ezilen ulus üzerinde egemen-lerinin ayr›cal›klar›n› koruma anlam›na gelen,ezilen ulus milli hareketine karfl› ç›kma ve kay›ts›z-l›k; hangi maske tak›l›rsa tak›ls›n flovenizmdir.

“Parti Bayra¤›” oportünistlerinin Kaypakka-ya’y› Kürt toprak a¤alar›na dayanarak ML hareketyaratma” perspektifinde oldu¤u iftiras›na Kaypak-kaya’y› dinleyerek cevap verelim. Diyordu ki;

“ML hareket, bugün Türk hakim s›n›flar›n›nKürt milletine ve az›nl›k milliyetlere uygulad›¤›milli bask›lar›n en amans›z kararl› düflman›d›r. (..)milli imtiyazlara karfl› en önde mücadele eder.”

“ML hareket (..) Kürt milletinin kendi kaderinitayin hakk›n› yani ayr›lma ve ba¤›ms›z bir devletmeydana getirme hakk›n› her dönemde ve kay›ts›zflarts›z tan›r ve savunur.”

“ML hareket, genel olarak ezilen milliyetlerinve özel olarak Kürt milletinin milli bask›lara,zulme ve imtiyazlara yönelmifl mücadelelerinikesinlikle destekler. Ezilen milletin milli hareket-lerindeki demokratik muhtevay› kesinlikle des-tekler.”

“ML hareket, Kürt milli hareketinin bafl›n›çeken burjuva ve küçük toprak a¤alar›na karfl›daKürt proletaryas›n›n ve emekçilerinin s›n›f müca-

delesini yürütür ve yönetir. Kürt burjuva ve topraka¤alar›n›n milliyetçili¤i güçlendirmeyi hedef alaneylemine karfl›, Kürt iflçi ve emekçilerini uyar›r. MLhareket, çeflitli milliyetlerin burjuva ve topraka¤alar› s›n›flar›n›n kendi üstünlükleri için girifltik-leri mücadeleler karfl›s›nda kay›ts›zd›rlar.”

“ML hareket, milli bask›lara karfl› mücadeleyitoprak a¤alar›n›n, fieyhlerin, mollalar›n vb.durumunun güçlenmesiyle ba¤daflt›rma çabas›ndaolanlara karfl› mücadele eder.”

“ML hareket, Lenin yoldafl›n da iflaret etti¤igibi, bütün ülkelerin ve hele ezilen ülkelerin geniflemekçi y›¤›nlar› önünde b›kmadan, usanmadansiyasi bak›mdan ba¤›ms›z devletler kurma maskesialt›nda, gerçekte iktisadi, mali ve askeri alanlardakendilerine tamamen tabi devletler yaratan em-peryalist devletlerin sistemli biçimde uygulad›klar›aldatmacay› aç›klar ve suçlar.” (‹K. BY. Sf. 206-207-208)

Tezlerden baz›lar›n› aktard›k. Bu tezler, Kay-pakkaya “Toprak a¤alar›na dayan›yor. Yar›-sömürge statüye raz› kompradorlar› alk›fll›yor”iftiralar›na, keskin-net cevaplard›r ve benzeriftiralar› cevaplamakta art›k gereksiz.

B›rakal›m ezen-ezilen uluslar gerçe¤inde,sosyalizmde de, UKKTH’ ›ndan asla vazgeçi-lemez. Aksini Lenin “ihanet” olarak de¤er-lendirdi. Sosyalizme “UKKTH uygulanamaz”diyenlerin gerekçesi, sosyalizmin ulusal bask›lar›ortadan kald›rd›¤› gerekçesiydi. Mesele, sosya-lizm de olsa herhangi bir ulusun zorla devlets›n›rlar› içinde tutulup-tutulamayaca¤›d›r. Bizde, Lenin de “tutulamaz” diyoruz. Politik ay-r›lma özgürlü¤ü hakk›, sosyalizmin zaferi baha-nesiyle kald›r›lamaz. Emperyalizmin sosyalizmedevretti¤i “daha az demokratik s›n›rlar” ve “birdizi ilhaklar”›n üstüne yat›lamaz. Sosyalizm,“demokratik s›n›rlar›n yeniden belirlenmesin-den” vazgeçemez. Halk›n e¤ilimlerine önemverir. Uluslar›n eflit birli¤i ve kaynaflmas›n›nyolu budur.

Büyük usta ve özellikle ulusal sorunda bilimselö¤retiye muazzam katk›lar sunan yoldafl Stalindahi baz› hatalar yapt›. Yoldafl Stalin’in proletaryaemekçilerinin ç›karlar›na sonsuz bir sadakatle ba¤l›oldu¤undan zerrece bir kuflkumuz yoktur. Ancak“otonomizasyon” plan›n›n zaman ve uygulama-s›nda baz› tali hatalara da düfltü.

Sovyet Cumhuriyetlerinin, Rusya SosyalistFederal Sovyet Cumhuriyeti (RSFSC)ye özerkliktemelinde birlefltirilmesi plan›, Stalin’in önerisiüzerine MK komisyonu taraf›ndan kabul edilmiflti.

Page 83: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

83

SINIF TEOR‹S‹

MK Plenumuna haz›rlan›lmaktayd›. Lenin budönem hastayd›. 1922 -27 Eylül’ünde Polit Büro’ya mektubunda Lenin söz konusu tasar›y› elefltirdi.Lenin, di¤er Sovyet Cumhuriyetlerinin RSFSCekseninde de¤il, RSFSC ve di¤er Sovyet Cumhu-riyetlerin tam eflitlik temelinde, gönüllü yeni birdevlet içinde birli¤ini savunuyordu. fiöyle diyordu;

“Biz kendimizi ve Ukrayna Sovyet SosyalistCumhuriyetini ve di¤erlerini eflit görüyoruz ve bizonlarla ayn› anda yeni birli¤e, yeni federasyonaad›m ataca¤›z.” (ulusal ve sömürgesel ulusal sorunüzerine Sf. 661)

MK Komisyonu, Lenin’in görüflü temelinde,karar›n› flekillendirdi. MK Plenumu da bunuonaylad›. 1922 Sovyetler 1. Birlik Kongresi, birlikkarar›na vard›. Yine de Lenin bu plan›n uygulan-mas›nda flunlar› söylüyordu:

“Sadece Kafkasya’dan gelmifl olan ve sorununGürcistan’da ne durumda oldu¤unu anlatan Cer-jinski yoldaflla konuflabildim. Zinovyev yoldafllada bu konuya iliflkin bir fleyleri konuflup kayg›-lar›m› ifade etme olana¤› buldum. (..) Kayg›lar›mçok artt›. E¤er mesele, (..) Orkonikidze’nin hangiçamura batt›¤›m›z› düflünebilirsiniz. Besbelli kitüm bu ‘özerklefltirme’ teflebbüsü temelden yanl›flve zamans›zd›.” (Do¤uda Ulus. Kurt. Hareketleri.Sf. 609)

Devam›nda “Ayg›t›n birli¤i zorunluydu deni-yor. (..) Çarl›ktan devrald›¤›m›z ve üzerine sadecebirazc›k Sovyet ya¤› sürdü¤ümüz ayn› Rus ayg›t›olmas›n?” (age. Sf. 610)

“Bana öyle geliyor ki burada Stalin’in acele-cili¤i, yönetme tutkusu ve netameli ‘sosyal milli-yetçili¤e’ duydu¤u öfke vahim bir rol oynam›flt›r.”(age. Sf. 610)

‹DEOLOJ‹ adl› belgenin Stalin yoldafl üzerinebölümünde de bu elefltiriyi ele ald›¤›m›zdan ötürügeçiyoruz. Evet, Kafkasya’da da bir milliyetçireaksiyon vard›. Buna, genel ve soyut bak›lamaz.“Ezen bir ulusun milliyetçili¤i, ile ezilen bir ulusunmilliyetçili¤ini (..) ay›rmak zorunludur. ‹kincitürden milliyetçilikle ilgili olarak, büyük bir ulusunüyeleri olan bizler tarihsel pratik içinde (..) çoksay›da zorbal›k suçu iflledik. (..) Polonyal›lara hep‘poloklar’ dendi¤ini, Tatarlarla ‘Prensler’ diye alayedildi¤ini, Ukraynal›lar›n ‘Hohol’ takma ismiyleça¤r›ld›¤›n›, Gürcü ve di¤er Kafkasyal› kabilelere‘Kapkazlar’ diye alay edildi¤ini hat›rlamam yeter”.(Lenin age. Sf. 612)

Buradan hareketle Lenin, Rus olmayanlar›ngüvenini kazanmaya azami dikkatin gösterilmesiniistiyordu. Gerekirse “taviz” verilmelidir diyordu.

“Sa¤a-sola düflüncesizce ‘sosyal milliyetçi’ suçla-malar› ya¤d›ran Gürcü, asl›nda proleter s›n›f daya-n›flmas›n›n ç›karlar›n› çi¤nemektedir” diyordu.Stalin’in sorumlu oldu¤u, Lenin’in elefltirdi¤i icraataç›kt›r. (age. Sf. 613) Ve pratik önlemler öneriyor-du. Sosyalist Cumhuriyetler Birli¤i’nin sürdürül-mesi, Birli¤e Çarl›k ayg›t›nda etkili olanlardantemizleninifl olmas›na vurgu yap›yor, dostu olsada Orkonikidze cezaland›r›lmal› yanl›fl ve önyarg›-lar düzeltilmeli, bunlardan Stalin ve Cerjinskisorumlu tutulmal›, birlik içinde Rus olmayanlar›ndilinin kullan›lmas› için s›k› talimatlar ç›kar›l-mal›d›r diyordu. (Bkz. Age. Sf.614)

Büyük Rus kampanyas›ndan, Kafkasya’da,Stalin’in de sorumlu tutuldu¤u aç›kt›r. Enternas-yonalizm ad›na bu hatalar görmezden gelinemez,bu hatalardan ö¤renerek daha do¤ru bir rotadayürümek ertelenemez. Milliyetçi hatalar›, enter-nasyonalizm ad›na, kaba uygulama-hakaret-fliddethedefi haline getirme yanl›flt›r. Bu yanl›fl yap›ld›.Bu yanl›fllar, burjuva milliyetçili¤i aflmaz-güçlen-dirir. Ulusal önyarg›lar› gelifltirir. Nitekim öyle deoldu.

Türkiye devrimci hareketi, enternasyonal vit-rini alt›nda, hatal› çizgisi yüzünden Türk floveniz-miyle aras›na kesin ayr›m çizgisi çekemedi. MLMgüzergahta yürüyen Kaypakkaya idi. fioven hasta-l›¤› co¤rafyam›zda ilk kez o deflifre etti.

5-Milli Bask› Üzerine ve Baz›Çarp›tmalar!Kar›flt›r›lan önemli meselelerden biri de budur.Her bir toplumsal sorun onu belirleyen ekono-mik-siyasal -kültürel koflullar ve tarihsel özelliklerçerçevesinde ele al›n›r. Ve herhangi bir co¤rafyadada, söz konusu toplumsal sorunun kendine hasözelliklerinin de elbette titiz bir analizini gerektirir.Do¤ru senteze böyle var›l›r. Özleri ortak olsa da,milli mesele milli bask› her bir ülkede baz› özgülözellikler tafl›yabilir, tafl›m›flt›r, tafl›r.

“Pazar iflte, genç burjuvazi için ana sorun.Genç burjuvazinin ere¤i, emtias›n›sürmek ve bir baflka milliyetin burjuvazisiile rekabetten zafer kazanm›fl olarakç›kmakt›r. Kendi “öz” ‘ulusal’ pazar›n›sa¤lama ba¤lama iste¤inin nedeni budur.Pazar, burjuvazinin milliyetçili¤iö¤rendi¤i ilk okuldur.” (age. Sf. 22)

Page 84: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

84

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

Milli bask›, Kaypakkaya yoldafl›n da ifade etti¤igibi genelde:

“Ezen, sömüren ve hakim milletlerin hakims›n›flar›n›n, ezilen, ba¤›ml› ve uyruk milletlereuygulad›¤› bask›d›r.”

Toplumun ulusal eflitsizliklerle tan›flmas› ilegündeme gelmifl olan ulusal bask›, tarihi çok eskiolan s›n›fsal bask›dan ayr›d›r. Millet, kapitalizmintarihsel-ekonomik bir olgusudur. Milli bask› butarihi dönemde gündeme geldi. Halk ise her tarihidönemde mevcut olan ve olacak olan bir kate-goridir. Halka uygulanan s›n›fsal bask› ile millet-lere uygulanan milli bask› kar›flt›r›lamaz. Dolay›-s›yla iki tür bask›n›n niteli¤i ve amaçlar› ayr›d›r,ayn›laflt›r›lamaz. Kar›flt›rman›n, ayn›laflt›rman›nco¤rafyam›zdaki önemli simgelerinden biri, sosyalfloven PDA idi (T‹‹KP) tezleri fluydu:

“Feodal a¤alarla ittifak kuran büyük burju-vazi, Kürt halk›na karfl› da milli bask› ve eritmepolitikas› uygulad›.” (program tasla¤› madde 10)

“Kürt halk›na karfl› yürütülen milli düflmanl›kve eritme politikas›”

“Kürt halk›na uygulanan milli bask›larla mü-cadele” (KS‹ Kurulmas› meselesi üzerine)

Bu türden onlarca al›nt›dan, orijinal bir-ikiörne¤i aktarmakla yetindik. Baz›lar›n›n zannetti¤igibi, bu, basit bir kelime hatas›, yanl›fl kavramkullanma meselesi de¤il, milli mesele milli bask›y›tamam›yla çarp›tma, flovenizmi meflrulaflt›rmad›r.PDA, milli bask›n›n, Türk egemen güçleriyle heryönüyle birleflmifl bir avuç komprador büyüktoprak a¤as› hariç Kürt milletinin tümüne uygu-land›¤›n› söz konusu anlay›fl›yla reddetmektedir.Türk egemen s›n›flar› ayn› flekilde bütün az›nl›kmilliyetlere de milli bask› uygulamaktad›rlar.Yukar›da halk ve milletin farkl› kategoriler olduk-lar›n› vurgulam›flt›k. Milli bask›, halka uygulananbir bask› olarak tan›mland›¤›nda, egemen ulusunegemen s›n›flar›n›n ezilen ulus ve az›nl›klara uygu-lad›¤› milli bask› perdelenmifl olur. Dayat›lan milliboyunduruk gizlenmifl olur. zira, devrimden men-faati olan ve her bir tarihsel dönemde koflullaraba¤l› olarak kapsam› geniflleme ve daralma durumugösteren halk’ a egemen s›n›flar›n uygulad›¤› s›n›f-sal bask›, sadece Kürt halk› de¤il, her millet vemilliyetten halka uygulanmaktad›r. Hakim ulusunhakim s›n›flar›n›n ezilen ulus ve az›nl›klara uygula-d›¤› milli bask› bu bask›dan tamam›yla farkl›d›r.Milli bask›, sadece halka uygulanan bir bask› de¤il,hakim uluslar›n egemen s›n›flar›n›n ve hatta ezenulusun ulusal (milli) burjuvazisinin de flampiyon-lu¤unu yapt›¤› ezilen ulus ve az›nl›klar›n (bir avuç

hain d›fl›nda) bütün s›n›flar›na uyguland›¤› birbask›d›r. Kürt burjuvalar›, küçük toprak a¤alar›da bu bask›n›n hedefidirler. Bir avuç hain d›fl›ndaKürt milleti ve az›nl›klar genel olarak Türk hakims›n›flar›n›n milli bask›s› alt›ndad›rlar. S›n›fsal bask›-n›n yan›s›ra ayr›ca bir milli bask›yla Kürt emekçi-leri üzerindeki sömürü ve zulüm çok daha katmerlibir hal gösterir. Ancak, milli meselenin Pazar olanekonomik özünün bir sonucu olarak, milli bask›birinci derecede ezilen ulus ve az›nl›klar›n burjuva-zisini hedefler. Hakim ulusun hakim s›n›flar›,pazarlar›n rakipsiz sahibi olmak isterler. Bu neden-le, devlet kurmay› kendi tekellerinde görürler.Pazarlarda hakimiyetini muhafaza için ezilenulusun yaflad›¤› topraklar› kendi devlet s›n›rlar›içinde zorak-i tutarlar. Pazar da çok önemli olandil faktörü gere¤i, di¤er dilleri yasaklarlar. Pazar›nakendisi sahip olmak ezilen ulus burjuvazisininmuazzam bir ihtiras›d›r. Egemen ulusun egemens›n›flar› bu ihtiras›n önünde engel oldu¤undankendi s›n›f ç›karlar› için onun karfl›s›na dikilirler.Birinci hedef olmalar›n›n nedeni budur. Tarihselgeliflmelerin anlatt›¤› da budur. Ulus kapitalizminflafa¤›nda do¤mad›m›? Evet, tarihsel geliflimin oaflamas›nda do¤du. Neden? Çünkü, “meta üreti-minin tüm zaferini sa¤lamak için yurt içi pazar›ele geçirmek zorunda olmas›, ayn› dili konuflan birhalk›n yaflad›¤› bölgeleri siyasi bak›mdan birlefl-tirmek zorunda olmas› gerçe¤inde yatar.” (LeninUKKTH sol yay›nlar›. Sf. 55)

Bütün milli hareketlerin iktisadi temeli buydu.Ulusal birlikler pazarda do¤du. Elbette millihareket bat› Avrupa da, feodalizmin tasfiyesi,ulusal merkezi devletlerin kurulmas› süreciniizledi.

Do¤u Avrupa ve Asya’da milli hareketlerin ik-tisadi temeli ayn› olmas›na ra¤men, sosyal-siyasalfarkl›l›klar, geliflme seyrinde özgünlükler içeriyor-du. Do¤u’da merkezi devletler, bat›n›n tersinefeodalizm döneminde ortaya ç›km›fllard›.

“Bat› da, uluslar, devletler biçiminde geliflirkenDo¤u’da çok uluslu devletler, birçok milliyet-lerden birleflik devletler kurulmufl bulunuyordu.”

“Devletlerin bu özel kurulufl biçimi; ancakhenüz tasfiye edilmemifl feodalizm koflullar›nda geriplana itilmifl milliyetler, uluslar biçiminde kurulmaküzere, henüz iktisadi bak›mdan sa¤lam-laflmayavakit bulamad›klar› zaman görülebilirdi.”

“Ama kapitalizm, Do¤u Avrupa devletlerindegeliflmeye bafllar. Ticaret ve ulaflt›rma yollar› geliflir.Ortaya büyük kentler ç›kar. Uluslar iktisadi ba-k›mdan sa¤lamlafl›r. Ezilmifl milliyetlerin dingin

Page 85: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

85

SINIF TEOR‹S‹

yaflam›na birden bire giren kapitalizm, onlar›etkiler ve harekete geçirir.

“Ama kendilerine özgü bir yaflam bilincinevarmaya bafllam›fl ezilmifl uluslar henüz ba¤›ms›zulusal devletler biçiminde örgütlenmezler; yollar›üzerinde egemen ulusun, art›k uzun zamandanberi devletin bafl›na geçmifl bulunan yönetici kat-manlar›n›n sert direnci ile karfl›lafl›rlar.” (Stalin,Marksizm ve ulusal sorun ve sömürge. Sorunu Sf.21-22)

Do¤udaki farkl› geliflme yolunu yoldafl Stalin’den aktard›k. Bat›da iç pazar›n birlefltirilmesininönündeki engel feodallerdi. Milli hareket buradafeodalizmin tasfiyesine yöneldi. Do¤u da bafl engelhakim ulusun hakim s›n›flar›yd›. ‹ç pazar›n birlefl-tirilmesi öncelikle bu engelin afl›lmas›n› gerekti-riyordu. Burada da Pazar kavgan›n temelindekiekonomik özdü. Farkl›l›klar, tarihi koflullardad›r.Bunun sonucu olarak farkl› geliflme yollar› sözkonusu olmufltur. Ekonomik öz ise her iki durum-da ortakt›r. PAZAR!

“Pazar iflte, genç burjuvazi için ana sorun. Gençburjuvazinin ere¤i, emtias›n› sürmek ve bir baflkamilliyetin burjuvazisi ile rekabetten zafer kazan-m›fl olarak ç›kmakt›r. Kendi “öz” ‘ulusal’ pazar›n›sa¤lama ba¤lama iste¤inin nedeni budur. Pazar,burjuvazinin milliyetçili¤i ö¤rendi¤i ilk okuldur.”(age. Sf. 22)

Emperyalizm dönemi ve Büyük Ekim Devrimiile aç›lan emperyalizm ve proletarya devrimleriça¤›nda milli meselenin ele al›n›fl ve çözümündeköklü de¤iflikliklere yol açt›. Ancak ekonomik özüoluflturan Pazar sorunu de¤iflmedi. Milli bask›n›nbirinci hedefi, neden ezilen ulus ve az›nl›klar›n bur-juvazisidir meselesi veya egemen ulus hakim s›n›f-lar›yla, ezilen ulus burjuvazisi aras›ndaki çelifl-menin temeli ekonomik olarak Pazar meselesindeyatar.

Yoldafl Lenin’de ayn› gerçe¤e dikkat çeki-yordu.

“Ulusal hareketlerin iktisadi temeli buradayatar.” Diyordu. Sapla-saman› kar›flt›rd›¤› içinfiafak revizyonistleri, milli bask›n›n amac›n› “Kürthalk›n› y›ld›rmak” olarak görüyorlard›. Halklar›ve özel olarak Kürt halk›n› y›ld›rmak elbette gericiiktidarlar›n amac›d›r. Konufltu¤umuz, milli bask›-n›n mahiyeti amac› vb. meselesidir. Yuvarlak laflarde¤il, bu tahlil gerektirir. Türk egemenlerinin millibask›n›n amac›, pazarlar›n rakipsiz sahibi olmaimtiyazlar›n› koruyup pekifltirme, devlet kurmatekelini elde tutma, ezilen ulus topraklar›n› TC.

devlet s›n›rlar› içinde zorla tutma, UKKTH’n›gasbetme içindir. Hakim ulusun hakim s›n›flar›n›nStalin yoldafl›n da iflaret etti¤i gibi “kast amaçlar›”içindir. (Bkz. Marksizm ve Milli Mesele Sf. 25)

Ayd›nl›k revizyonizmi tarihte kald›, bunutart›flmak niye? Diye sorulabilir. Oysa bu düflünceflimdi de var, olacak. Türk flovenizmine hizmeteden argüman olarak sürmektedir de. Kald› kisadece ülkemiz aç›s›ndan de¤il, Buharin-Bund-Kievski vb. kaynakl› teorik sapmalar geneldesorunu tan›nmaz hale sokmakta, tamam›yla hatal›yanl›fl çizgilere götürmektedir. Üzerinde durma-m›z›n nedeni bu. Özelde Kürt milli hareketigenelde milli hareketleri “gerici” diye damgalay›p,karfl›ya almalar›n, ezilen uluslar›n mücadelelerinekay›ts›zl›¤›n, karfl› durufllar›n nedeni, bu anti-MLM yaklafl›mlard›r. Kaypakkaya’ya karfl›,birleflmifl bir koro olarak ortaya ç›kmak, Türkiye-Kuzey Kürdistan’da tüm oportünist-revizyonisthareketinin karakteristik bir özelli¤idir. TDKPörne¤i üzerinde durmaya devam edelim. Millibask›n›n amac›n› flöyle izah ediyorlard›?

Milli bask›n›n amac›, “iflgücünü sömürmek”tir!.. S›n›fsal bask›yla, milli bask›n›n kar›flt›r›l-mas›n›n “flaheser” (!) bir örne¤iyle yine karfl›-karfl›-yay›z. Çal›flan emekçilerin iflgüçleri sömürül-mektedir. Milli bask›n›n amac› iflgücünü sömür-mekte, flu ifl gücü sömürülmeyen aksine kendileriemekçilerin iflgücünü sömüren Kürt burjuvalar›üzerindeki milli bask›n›n amac› nedir? Ya da Kürtburjuvalar› ve küçük toprak a¤alar› üzerinde Türkhakim s›n›flar›n›n milli bask›s› yok mudur? Yokturdenilecekse, bu genel olarak Kürt milleti üzerin-deki milli bask›y› inkar etmek,hakim ulusun hakims›n›flar›n›n milli bask›s›n›n allan›p-pullanarakaklamak olacakt›r. ‹fl gücünün sömürülmesi,sömürücülerin her milliyetten emekçileri maruzb›rakt›klar› s›n›fsal bir sorundur.Lütfen konuyagelin,Ulusal mesele ve ulusal bask›dan bahs edi-yoruz. Yoksa, ulusal denilen bir mesele yok mu?Ya da üzerinde durulmay› gerektirmez basit birmesele mi?

Troçki, Kautsky takipçileri “evet-evet öyledir”diyebilir. Biz MLM’tiz.

Milli bask›n›n tarih sahnesine ilk ç›k›fl›n›n sos-yal temelini, yok olman›n efli¤ine feodal aristokrasioluflturmufltu... Stalin bunu izah etti:

“Ulusal bask› alt›na alman›n kökeni, bunu k›fl-k›rtan ve buna özendiren kuvvet, can çekiflmekteolan toprak soylular› s›n›f›d›r. Bu s›n›f devlet ikti-dar›na ne kadar yak›n olur ve ne kadar s›k› sar›-

Page 86: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

86

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

l›rsa, ulusal bask› da o kadar s›k› ve bunun biçimlerio kadar i¤renç olur.” (Ulusal s›n›rlamalar›n kald›-r›lmas› üzerine, Stalin 18 Mart 1917)

Milli bask›n›n kökeni bu olmas›na ra¤men,milli bask›y› uygulayan ve destekleyen s›n›flarsadece feodal aristokrasiden ibaret de¤ildir. Tarih-sel geliflmenin emperyalizm aflmas› ve onu takipeden süreçte, emperyalistler; kendi sömürgelerindemilli bask›n›n bizzat uygulay›c›lar› olmufllard›r.Yar›-sömürgelerde ise dolayl› uflaklar›n›n millibask› politikas›n›n destekçili¤ini yapm›fllard›r.Lenin burjuvazinin egemenli¤ini sürdürmede baflvurdu¤u milli bask› politikas›n› aç›klar. Yani millibask›y› uygulayan s›n›flar, tarihsel koflullara ba¤l›olarak farkl›l›klar gösterebilir. Ancak kökenifeodal aristokrasidir. En kaba-vahfli karakteri, ayn›zamanda feodal karakterli komprador bürokratburjuvazi gerçe¤inden, büyük toprak a¤alar›ylaortak bir faflist diktatörlük uygulamalar› gerçek-li¤inden gelmektedir.

Co¤rafyam›zda, Kürt milleti ve az›nl›klar üze-rindeki milli bask›n›n sahibi ve uygulay›c›lar› esasolarak Türk hakim s›n›flar›d›r.Yoldafl Kaypak-kaya’n›n iflaret etti¤i gibi bu milli bask›n›n suçortaklar›ndan bir s›n›fta milli burjuvazidir. ‹flteburada ezilen ulus (Kürt) milli burjuvazisiyle ezenulusun (Türk) milli burjuvazisi aras›ndaki nesnelfarkl›l›k da ortaya ç›k›yor. Ulusal sorun boyutuylaezilen ulusun burjuvazisinin demokratik-ilericiyönü var iken, ama Türk milli burjuvazisinin buba¤lamda ilerici-demokratik yönü yoktur. Özcesi,Türk Milli burjuvazisi Kürt ulusal sorunu karfl›-s›nda fiovendir; kendi egemen s›n›flar›yla bu konu-da iflbirli¤i içerisindedir. Do¤u Perinçek’lerin yap-t›¤› da tam da bu s›n›f karakterlerine uygundur.Onun (Türk) demokratik-ilerici yönü ise daha çokemperyalizme karfl› olmakta yatar. KendisiniMarksist olarak tan›mlayan küçük burjuva solak›mlar›n kavramad›klar›, kavramak istemedikleribir noktada buras›d›r. Ayr›ca bizim ki gibi çokuluslu ülkelerde Emperyalizm de kendi ç›karla-r›yla orant›l› olarak milli bask›y› destekler.

Stalin, “Toprak aristokrasisi, durumu gere¤i herçeflit özgürlü¤ün, bu arada milli özgürlü¤ün de enkararl› ve uzlaflmaz düflman›d›r.

(...) Fakat milli bask› sadece toprak aristokrasisitaraf›ndan sürdürülemez. Yan›nda yeni, baflka birgüç daha vard›r. Sömürgelerden ö¤rendikleriyöntemleri kendi ülkelerindeki halklara da uygu-layan ve böylece toprak aristokrasisine do¤al müt-tefik haline gelen emperyalist gruplar onlar›n ar-kas›nda, ayn› flekilde ya¤madan pay alan küçük

burjuvazi, ayd›nlar›n bir bölümü ve iflçilerin üsttabakas›n›n bir bölümü geliyor.” (Prol. Dev. Ça¤.Milli Mesele. sf, 23-24)

Milli mesele, milli bask›n›n mahiyetindeki çar-p›tmalar, UKKTH’n› redde götürmektedir. Partibayra¤› flöyle diyor. Ki bugün de bir çok küçükburjuva siyasi ak›m demeye devam ediyor:

“ Ulusal meselenin çözümü ve onun en önemlimeselesi olan UKKTH’n›n gerçekleflmesi; köylü-lü¤ün genel olarak ezilen halklar›n kurtuluflumeselsidir. Toprak devrimi meselesidir..” (Pb. 5.61)

Ulusal meselenin çözümü, UKKTH kar›flt›r›l-makta. Sadece “toprak devrimi”ne ba¤lanmak-tad›r. Proletarya önderli¤inde olmayan, Ulusalkurtulufl mücadeleleri ,milli hareketlere yer yok!..Bu mücadeleler elinin tersiyle itiliyor. Ezilen ulu-sun, proletarya önderli¤i ve program› d›fl›ndaözgür iradesi yok!..

Bir ulus kendi kaderini tayin hakk›nda ayr› birsiyasi devlet (bu yar›-sömürge fleklinde de olabilir.)kurabilir, fakat bu durum orada toprak sorunununçözüldü¤ü anlam›na gelmez. Örne¤in, Türk ulusukendi kaderini tayin etmifltir, fakat burada topraksorunu çözülmedi.

Burada kar›flt›r›lan ulusal sorunun UKKTHboyutuyla köylülük sorunu olarak kendisini da-yatan toprak devrimi sorununun birbirine kar›fl-t›r›lmas›d›r.‹kisi farkl› fleylerdir. Bundand›r ki birçok hareket UKKTH meselesinde do¤ru bir bak›flaç›s›na sahip de¤illerdir.

Dolay›s›yla “Proleter” TDKP’ye, ulustan ne,ne hakk›ym›fl. Hakk› TDKP gibiler belirler. Baflkada hak-mak yok!..

Zaten aç›kça söylüyor: “Sosyal kurtuluflu amaç-layan, kapitalizmi yaflatmaya çal›flan ve onuns›n›rlar› içinde kalan ulusal kurtulufl ve UKK-TH’nin gerçekleflmesini esas alarak savunma-yaca¤›z ve desteklemeyece¤iz.” (age. sf. 73)

Uluslar›n kendi kaderlerin tayin de¤il (bu,proletaryan›n genel menfaatleri temelinde somutolarak ele al›n›r.) Tayin hakk› dahi desteklenmiyor,savunulmuyor. fiovenizmin dik kalas›d›r bu. Neyaz›k ki bu flovenizm günümüzde de egemendir.Ulusal sorunda bafl tehlikedir.

Bir isyan oca¤›d›r Kürdistan! Yanl›fl, hatal›siyasi çizgilerine, burjuva-feodal önderlerine ra¤-men Kürt milli isyanlar›, egemen ulusun millibast›rma siyasetine karfl› büyük bir kahramanl›körne¤idirler. Topra¤›n haz›rlanmas›, siyasi uya-n›flta önemli rolleri olmufltur. Görmek isteme-yenler için Lenin’in uyar›lar› ö¤reticidir:

Page 87: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

87

SINIF TEOR‹S‹

“Her ezilen ulusun burjuva milliyetçili¤i, zul-me karfl› yönelmifl olan genel bir demokratikmuhteva tafl›r. Ve bizim ulusal imtiyazlar› sa¤lamae¤iliminden bunu kesin olarak ay›rt ederek...kay›ts›z flarts›z destekledi¤imiz iflte bu muhte-vad›r.”

6) Kuzey Kürdistan Formülasyonu:Kürdistan co¤rafyas›n›n ilk köklü bölünmesi,Osmanl› imparatorlu¤u ile ‹ran devletleri aras›ndayap›lan 1639 Kasr-› fiirin antlaflmas› ile gerçek-lefltirildi. 1. Emperyalist dünya savafl›na Osmanl›imparatorlu¤u da kat›lm›flt›. Alman yanl›s› ittihatve terakki ile Osmanl›lar savaflta yenik ç›kt›lar.Anadolu, ‹ngiliz-Frans›z-‹talya emperyalistlerininiflgal alt›na girdi. Sevr antlaflmas› imzalam›fllard›.Emperyalistler Kürt ve Ermenilere sözde “ba¤›m-s›z” devlet lütfedeceklerdi. Oysa icraa edilen em-peryalist ç›karlar ve oyunlard›.

1923 y›l›nda da Lozan antlaflmas› imzalanm›flt›.Bu antlaflmayla Kürdistan 4’e bölündü. Kürtlerçeflitli devletler taraf›nda parçaland›, hegemonyaalt›na al›nd›. Kürt milletinin iradesinin, kendi kade-rini tayin hakk›n›n alçakça çi¤nenmesi olan, em-peryalist ve uflaklar›n›n bu barbar tecavüzü, büyükbir tarihi haks›zl›kt›r. Bu tarihi haks›zl›¤› lanetliyorve kararl›ca protesto ediyoruz. Sosyal geliflme ves›n›f mücadelesi aç›s›nda bugünkü durumda butarihi haks›zl›¤›n düzeltilmesini programlaflt›rmak,s›n›f mücadelesinin flimdiki gerçekli¤inde, dikkat-leri sapt›rma durumuna götürür. Elbette komü-nistler, emperyalizm ve uflaklar›n›n çizdikleri s›n›r-lar› tabu görmemekte ve kutsamamaktad›rlar.Proletarya ve emekçilerin, Kürt ulusu ve az›nl›k-lar›n ‹radesine ra¤men de olsa, devletlerin s›n›rla-r›n› görmeme tutumu içinde olamay›z. Her birdevlet s›n›r› içinde, proletaryan›n tüm emekçileriproletarya partisi önderli¤inde ortak bir sancakalt›nda birlefltirmesi görevi vard›r. Biz s›n›rs›z,s›n›fs›z bir dünya istiyoruz. Ancak s›n›rlar mevcutemperyalist dünyan›n bir gerçe¤idir ve yok farzedilemez. S›n›rlar› kald›rmak, gerçe¤i görüp-onabilinçli müdahaleyi gerektirir. Nesnel olgularatlanamaz. S›n›f mücadelesi ona göre biçimlenir.Bu aç›dan “büyük Kürdistan” yada Kürdistan’›nbirlefltirilmesi günün fliar› olamaz. ‹flçi ve emek-çileri aldatmak için ulusal kurtulufl sloganlar›n›kullanan burjuvazi, bunu daha çok milli önyar-g›lar› kullanma, milliyetçi demagoji ile dikkatlerisapt›rmak için yapmaktad›r. Kürdistan’› bölün-mesi ve flimdiki mevcut devlet s›n›rlar›, elbette

kutsal de¤ildir. UKKTH, kararl›l›¤›m›z bunuyeterince anlatmaktad›r.

“Büyük Kürdistan”› bir demagoji olarak kul-lanan pragmatistler, b›rakal›m “Büyük Kürdistan”kendi burjuva realist kafa ve dar kafal› “pratik-likleri”nin sonucu olarak, her bir parçada, ayr›devlet kurma hakk›nda da vazgeçtiklerini, en fazlaotonomi ve baz› kültürel haklarla yetineceklerinibeyan etmifl durumdad›rlar. Bu asla savunulamaz.Her yerde, Kürt ulusu özgürleflmelidir. Böylebir durumda, Kürdistan’›n birlefltirilip-birlefl-tirilmeyece¤ine Kürtler ad›na baflkalar› de¤il,Kürt ulusunun kendisi karar verebilir. Her par-çada Kürt ulusunun boyunduru¤u k›rd›¤›n› dü-flünelim. Kendi kaderini tayin etme hakk›n›, okendi iradesiyle ortaya koyaca¤› yönde kulla-nacakt›r. Bu aç›dan bile, Kürdistan’›n birleflti-rilmesinin program›m›z›n konusu olamayaca¤›aç›kt›r.

Kürdistan reddedilemez bir realiteydi. Parça-land›. Bununla birlikte, Kuzey kesimi (Orta-Bat›’da dahil) Türk egemenlerinin askeri ve siyasiilhak› alt›na girdi. Güney Irak, Do¤u ‹ran, güney-bat› Suriye egemenlerinin kontrolündedir. Bu daflimdiki objektif bir olgudur. ‹flgal-ilhak alt›ndaolmas›, bir ulusun yaflad›¤› co¤rafyay›, “devletleriyok” bahanesiyle onlar›n ad›yla adland›rmamatutars›zl›¤›na götürmemelidir. Böyle bir tutar-s›zl›k, objektif olarak boyunduru¤u meflru gör-mek, ezilen ulusun varl›¤›n› reddetmek olur. Ege-menlerin dayatt›¤› terminoloji, yans›tt›¤› içerikdikkate al›nmaks›z›n, egemenlerin ç›karlar›ylaalakas› kavranmaks›z›n, rasgele kullan›lamaz.Masumane niyetlerin hiç önemi yoktur. Kürdistanismini, Türk egemenleri gibiler yasakl›yor. Sömür-gelerde dahi böyle bir yasa¤a zor rastlan›r. Sömür-geciler dahi boyunduruk alt›nda tuttuklar› baz›topraklar›, baz› durumlarda, isimleriyle nitele-mifllerdir. Öyleyse “biz devlet s›n›rlar› anlam›ndasöylüyoruz” gerekçesiyle, Kürdistan tan›mlanmas›es geçilemez. Parçalanm›fl Kürt bölgeleri, hege-monyac›lar›n de¤ifltirilemez tapusu de¤ildir. Buaç›dan her parça, onu boyundurluk alt›ndatutanlar›n meflru aidiyetinde telakki edilemez.Onlar›n haklar› olarak görülemez. Egemenlerinhegemonyas› tecavüzdür, siyasi ve askeri ilhak-t›r, iflgaldir, UKKTH’nin çi¤nenmesidir. Tan›m-lamalar›m›z bununla araya kesin-net-temel ay-r›m çizgisi çekmelidir. Türkiye, ya da Irak Kür-distan› gibi isimlendirmeler, evet hangi devletinhegemonyas› alt›nda oldu¤unun kastedildi¤iparça aç›s›ndan söyleniyor denilebilir. Ancak

Page 88: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

88

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

bizim tan›mlamalar›m›z ezen uluslar›n hakims›n›flar›n›n, Kürdistan’› mutlak aidiyetleri ola-rak gören anlay›fllar›na da keskin tav›r almal›d›r.Bu aç›dan söz konusu tan›mlamalar eksiktir. Do¤-rusu Kuzey-Güney-Do¤u-Güney bat› Kürdistanolarak her parçay› adland›rmakt›r.

Filistin devleti yoktu diye Filistin’den bahsedil-meyecek miydi? ‹srail’in aidiyetinde bir bölge midenilecekti? Çarl›k Rusya’s› hakimiyeti alt›ndaBolflevikler, hatta ilerici demokratlar, Ukrayna,Türkistan, Gürcistan, Ermenistan vb. isimlerdenbahsederken yoksa “hata”m› yap›yorlard›. ‹ngilizboyunduru¤unda diye, ‹rlanda’dan bahsedil-memeli miydi? Timur, vb isimler, uluslar›n yafla-d›¤› topraklar› önemsemeyen, “devletleri yoksaonlar› ülke olarak görmeyenler” taraf›ndan, ege-men ulus argümanlar› ile asl›nda kolayca redde-dilebilirler.

7-‹lhak Sorunu:Kuzey-Kürdistan’›n Türk egemen güçleri, di¤erparçalar›n di¤er gerici egemen devletler taraf›ndan“ilhak” edildi¤inin söylenmesinden de, flovenizm-den kurtulamayacaklar rahats›z olmaktad›rlar.Kürt ulusunun siyasi kaderini tayin hakk› çi¤nen-mifl midir? Bu siyasi haktan zorla mahrum edil-mifller midir? Devlet kurmay›, hakim ulusunhakim s›n›flar› yaln›zca kendi tekeli olarak icraaetmekte midir. Evet denilecekse iflte bu siyasi ilhakoldu¤u anlam›na gelir. Askeri olarak egemenuluslar Kürdistan’› iflgal alt›nda tutmakta m›d›rlar?Mesela Kuzey-Kürdistan’da II. III. Ordular, özelkuvvetler, gibi olgular neden ve niçin bulunu-yorlar. Bu askeri iflgal de¤ilmidir. Evet ise, askeriolarak da ilhak edilmifltir demektir. Her ilhaksömürge statüsü demek de¤ildir. Sömürge statüsüsiyasi ve askeri ilhak›n yan›s›ra ekonomik ilhak›da gerektirir. Kürdistan da ilhaka karfl› ç›kmakdemek, Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hak-k›n› kay›ts›z flarts›z-ödünsüz savunmak demektir.‹lhak baflka türlü protesto edilemez, ilhaka baflkatürlü gerçek anlamda karfl› ç›k›lm›fl olunamaz.

Lenin, ilhak sorununu tart›fl›rken, özetle flusenteze ulafl›yor:

“Bir ilhak, ulusun kendi kaderinin çi¤nen-mesidir, devlet s›n›rlar›n›n halk›n iradesine karfl›nsaptanmas›d›r. ‹lhaklara karfl› olmak, kendi kade-rini tayin hakk›ndan yana olmak demektir.”(Ulusal ve sömürgesel ulusal sorun üzerine. Sf. 162)

Demek ki, Kürdistan ilhak edilmifl denilirken,hiddetlenmenin, karfl› ç›kman›n gere¤i yoktur.

Çünkü bahsedilen bir gerçektir. Hiddet, gerçe¤era¤men egemen ulus imtiyazlar›n› savunan gericibir reaksiyonsa, o zaman o gerici özü deflifre et-mek, mücadeleyle püskürtmek görevdir. Zorlaegemen ulusun devlet s›n›rlar› içinde tutulan, kendikaderini tayin hakk› zincire vurulan-çi¤nenmiflKürdistan’da yurt savunmas›, emperyalist ve ezenbaflka uluslardaki gibi sosyal yurtseverlik de¤il,devrimci bir görevdir. Yurtseverlik böyle yerlerdeenternasyonalizmle çeliflmez, aksine enternasyo-nalizm bunu gerektirir.

Ezilen ulus burjuvazisinin egemen ulus burju-vazisine karfl› ulusal savafl›, emperyalistler aras›savafllardan, gerici klikler aras› savafllardan kesin-kes ayr›d›r, hakl›d›r! Bu savafllarla ittifak içindeolmamak, proletaryan›n görüfl aç›s›ndan uzaklafl-makt›r.

Parti olarak geçmiflten kongremize kadar içindeyaflad›¤›m›z co¤rafyay› sadece Türkiye söylemiyleifadelendirmeye çal›fl›yorduk. Bu söylem siyasalbir co¤rafyay› ifade etmektedir. Fakat bu söylembirden fazla ulusun yaflad›¤› topraklar› uluslar›ntam hak eflitli¤i aç›s›ndan ifade etmemektedir.Neden böyle bir de¤iflikli¤e gittik, daha do¤rusuTürkiye’nin yan›na birde Kuzey-Kürdistan söyle-mini ekledik? Sorusunu çeflitli yönleriyle yan›tla-maya çal›flal›m:

Bu bölünmüfllük ve co¤rafik durumdan dolay›her bir parçay› yukar›da ifade etmeye çal›flt›¤›m›zflekilde tan›mlamak en do¤ru ve bilimsel bir yak-lafl›m olacakt›r. Gerisi, yani her bir parçay› ilhakeden devletin ad›yla anarsak, o zaman bu, haks›zl›kolur. Zaten uluslar aras›nda ciddi bir eflitsizlik var.Bir de bu eflitsizli¤e biz hatal› ve yanl›fll›klar›m›zlakatk›da bulunmayal›m.

Türkiye-Kuzey Kürdistan tan›mlamas›n›n po-litik arka plan›nda yatan gerçeklik uluslar›nüzerinde yaflad›¤› toprak parças›n› o ulusun ad›ylaanmakt›r. Baflka ulusun ad›yla ezilen uluslar›anmak do¤ru bir anlay›fl olamaz. Bunun, ezilenulus milliyetçili¤iyle uzaktan yak›ndan iliflkisiyoktur. Burada sorun bafll› bafl›na, yani Kuzey-Kürdistan’da ayr› ba¤›ms›z bir örgütlenme savu-nulmuyor. Ulusa göre örgütlenme anlay›fllar›reddediliyor. Meselenin kilit noktas›n› ezen ulusile ezilen ulus aras›ndaki eflitsizli¤e her alandakarfl› ç›k›p ç›kmama sorunu oluflturmaktad›r.Bu eflitsizli¤i yar›na, yani devrim sonras›nab›rakamay›z. Teorik olarak da olsa bu gündençözmemiz gereken sorunlar mevcuttur. ‹fltebunlardan birisi de Kuzey-Kürdistan’› Türkiyeile eflit bir flekilde anmak oluflturmaktad›r. Dev-

Page 89: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

89

SINIF TEOR‹S‹

rim sonras›n›n devleti hiçbir ulusun ad›ylaan›lmayacak. Ama biz Maoistler bugün isimlen-dirme bak›m›ndan da olsa her iki ulus için eflitli¤itemsil eden belirlemelerden hareket etmeliyiz.

Bunun için partimizin isminin ön ekindeTürkiye kelimesini kald›rd›k. Bunun için “Tür-kiye-Kürdistan’›” yerine Türkiye-Kuzey Kür-distan isimlendirmesini koyduk. Maoist partininsöylemi flovenizmin ve milliyetçili¤in her türünekarfl›d›r.

Özcesi, Türkiye-Kuzey Kürdistan söylemininard›nda bu gerçekler yatmaktad›r. Bu söylemekarfl› ç›kmak “uluslar›n tam hak eflitli¤i” Leninistilkesini kuramsal düzeyde de olsa yeterince kavra-mamak demektir. Bu söyleme karfl› ç›kmak, nead›na yap›l›rsa yap›ls›n flovenizmin ideolojiketkisinde kalmak demektir. Ulusal sorunda bilinciaç›k olmayanlar bu söyleme karfl› ç›kabilir.

E¤er uluslar›n kendi aras›ndaki eflitsizli¤ekelimenin gerçek anlam›yla karfl›ysak, o zamanneden-niçin her iki ulusun eflit bir flekilde an›ld›¤›bu söyleme karfl› ç›k›yoruz ki? Dahas›, bu türdurumlarda Lenin yoldafl›n dedi¤i gibi “hoflgö-rüyü ezilen ulus lehine kullanmal›y›z.”

Partimizin hangi siyasi co¤rafyan›n komünistpartisi oldu¤u veya yaflad›¤›m›z co¤rafyay› Tür-kiye-Kuzey Kürdistan adland›rmas› ifade etmiyormu? Meseleye bu ba¤lamda bakmak gerek. ‹çindeyaflad›¤›m›z co¤rafyada Maoist Komünist Partisiismiyle an›lan baflka bir parti var m›? Hay›r, yok-tur! Uluslar aras› düzlemde ise partimizin ismininyan›na Türkiye-Kuzey Kürdistan eklememizyeterlidir. ‹talya’da ki kardefl partimiz de ülkeismini kullanmadan direkt olarak Maoist Komü-nist Partisi ismini kullanmaktad›r. Ancak onlar dabizimki gibi ek olarak ‹talya ismini kullan-maktad›r.

Türkiye Devrimci Hareketi Devrim ‹çinÖncelikle Kendisinde DevrimYapmal›d›r:Enternasyonalizm ve halklar›n kardeflli¤i Maoistçizgi ile çok daha büyük bir maddi güç halinegetirebilir. Kürt ulusunun ulusal-demokratik hak-lar›n›n gerçekten savunucusu olanlar pratik daya-n›flma yoluyla daha iyi gösterebilirler. Milliyet-çili¤in ön yarg› ve güvensizlik siyasetine, buçizgiyle daha iyi cevap verebilir. Bunu yapma-yanlar, kendi görev ve sorumluluklar›n›n bilin-cinde olmad›klar›, hakim ulus milliyetçi¤indenköklü olarak kopamad›klar›, ciddi ideolojik-siyasi

hastal›klardan muzdarip olduklar›n› da sergile-mifllerdir. Türkiye devrimci hareketi, kendi tari-hinde epeyce ac›s›n› çekti¤i kamburu s›rt›ndanatmay› becerebilmeliydi. Yeterli tecrübe, ders veolumlu mirasta vard›r. Sorunlar› aflma yolunagirmek için Kaypakkaya miras› tayin edicidir.Kökleri Mustafa Suphi döneminde olsa da, fiefikHüsnü ve sonras› TKP’ de pekiflmifl olan hakimulus milliyetçili¤i ve bu milliyetçili¤in temelinioluflturan Kemalizm kuyrukçulu¤u, ad›na “sol”denilen hareketin, pasifist-parlamenterist-floven-tasfiyeci kulvar› aflamamas› ve düzen d›fl›na ç›ka-mamas›n›n as›l nedeniydi. Burjuva ordu hayran-l›¤›-darbecilik, T.C.’nin esas harc›n› oluflturanKemalist ideoloji sevdac›l›¤› ’71 devrimci hareke-tiyle belli ölçülerde elefltirildi. O dönemlere kadarsol içinde egemen olan; s›n›f iflbirlikçili¤i, pasifizm,legalizm, Deniz ve Mahir’lerin açt›klar› direniflbayra¤›yla ciddi flekilde sars›ld›. Çin’deki BP-KD’nin dünyay› derinden sarsan etkilerininyank›s›, onu bütünüyle kavram›fl, anlam›fl vegereklerine uygun bir güzergaha girmifl olmasalarda, THKO ve THKPC’nin geleneksel pasifizmemeydan okuyufllar›nda önemli bir rol oynuyordu.Ne var ki pratikte militan-ihtilalci bir devrimcitutum sergileyen THKO ve THKPC, ideolojikve siyasi çizgi itibar›yla, geleneksel kronik hastal›k-lardan tümden bir kopuflu ifade etmekten yine deuzakt›lar.

Kemalizm konusundaki iyimserlik devamediyordu. Ordu’daki, asl›nda egemen olan Kema-listlere dost gözüyle bak›l›yor, burjuva orduya belba¤lan›yordu. 27 May›s türü darbelerin gerici-faflist özü kavranm›yor belli ölçülerde destek-leniyordu. Kürt ulusal sorunu, nispi baz› ad›mlar›nötesinde esasta do¤ru flekilde ele al›nam›yordu.Uluslar aras› komünist hareket içindeki saflaflmadado¤ru bir saf tutulam›yor, modern revizyonizmhalen sosyalizm de¤erlendiriliyordu. Ortaya ko-nulabilecek daha birçok hatas›na ra¤men, ’71hareketi, Türkiye devrim tarihinde ileriye at›lm›flciddi ve tarihsel önemi büyük olan bir ad›md›.

M. Suphi sonras› ideolojik-politik olarak esastaolumlu bir miras devralmama, hareketin gençolmas›n›n sonucu olan dezavantajlar, deney vetecrübe eksikli¤i, gibi çok yönlü koflullar çerçe-vesinde ele al›nd›¤›nda, tüm eksiklik ve hatalarara¤men Deniz ve Mahir’lerin açt›klar› devrimbayra¤›n›n büyük önemini görüyor, sayg›ylaan›yoruz.

’71 Hareketi bu çerçeve ile s›n›rl› de¤ildi. Okonjöktür, önemi sadece Türkiye, Kürdistan’la

Page 90: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

90

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

s›n›rl› olmayan, uluslar aras› planda büyük biranlam› olan Kaypakkaya’ya da tan›kl›k etti!Kaypakkaya, sadece militan ihtilalci bir devrimcidireniflçili¤in de¤il, devrim-sosyalizm ve komü-nizm için sa¤lam mücadele güzergah›n›n, gelece¤ikazanman›n teori ve prati¤inin ad› idi. Gelenekseltüm fikirlerden komünist tarzda kopuflun bayra-¤›yd›. Marks-Engels-Lenin ve Stalin’in ve onlar›nö¤retisinin yeni nitel bir kilometre tafl› olan MaoZe Dung bayra¤›n›n, bu bayra¤›n alt›nda gerçek-lefltirilen, komünist hareketin tarihinde, flimdiyekadar en ileri tecrübeyi oluflturan BPKD’ninuluslar aras› önemde bir silah›yd›.

O, en büyük otorite kabul edilseler de, Komün-tern’i aflt›. Kemalizmin floven-faflist karakteriniortaya koyabildi. Yine Komüntern’in aksineDersim-fieyh Sait hareketlerini feodal-gerici olarakdamgalay›p, Kemalist bast›rmalara alk›fl tutanyaklafl›mlara düflmedi. Meydan okuyup, söz konu-su hareketlerin hakim ulusun, hakim s›n›flar›n›nmilli imtiyazlar›na ve milli bask›lar›na yönelendemokratik muhtevas›n› destekleme cüreti göste-rebildi. Bu hareketlerin önderli¤inin, feodal karak-terlerine ra¤men ba¤r›nda tafl›d›klar› ilerici yönüa盤a ç›karabildi.

Türkiye devrimci hareketini revizyonist TKPile eflitlemek yanl›flt›r. O gelene¤e önemli darbelervurulmufltur, küçümsenmeyecek ad›mlar at›lm›fl-t›r. Ne ki, köklü bir kopufl söz konusu de¤ildir.Ulusal hareketin hatal› bir çizgide olmas›, yanl›flpolitikalar izlemesi ezilen ulus hareketiyle dayan›fl-ma yapmaman›n, seyirci kalman›n gerekçesiolamaz, olmamal›d›r.

Evet, bugün ezen ulus devrimci hareketi, ezilenulus hareketinin T.C. taraf›ndan bast›r›lmas›na eskiTKP gibi alk›fl tutmuyor, TC.’yi lanetliyor vemücadele ediyor ama bu kadar› bunca tecrübedensonra yeterli mi? TC.’ne karfl› ç›kmak iyi de, yeterlimi? Biz hay›r diyoruz!.. Sadece TC.’ne karfl›ç›kmak, ayn› zamanda Kürt hareketinin Türkhakim s›n›flar›n›n milli bask›s›na, yönelen müca-delenin demokratik yönü ile fiili dayan›flma içindeolmay› emreder. TC.’ne karfl› mücadelede, Kürthareketine kay›ts›z kalmak meflru gösterilemez.

“fiu veya bu politikas› yanl›fl” gerekçesiyle,ulusal hareket yaln›z b›rak›lamaz. Hele, hele bu,ezen ulus komünistlerine hiç yak›flmaz. GeçmiflteTKP, Kürt isyanlar›n›n Kemalist diktatörlüktaraf›ndan bast›r›lmas›n›, feodalizmin ezilmesiharekat› olarak destekledi. Arkas›nda “emperyalistparmak var” siyasetiyle, Kürt ulusunun kendikaderini tayin hakk› görmezden gelindi. Katliam-

lara jenoside u¤ramalar›n› mazur gördü. Çokflükür flimdi bu yok! Türkiye devrimci hareketi,TC.’ne gerçekten düflmand›r ve bu çok iyidir. Evetama yeterli de de¤ildir. Çok derken iyili¤in,do¤rulu¤un s›n›r› olmad›¤›, her zaman en iyisiniyapman›n görev oldu¤unu vurgulamak isteriz.‹yilik TC. nin desteklenmemesi,karfl› ç›k›lmas› iles›n›rland›r›lamaz. Bu iyili¤i, Kürt sorununda Kürtulusal hareketiyle fiili dayan›flma, ittifak gerçek-lefltirme vb. seviyeye ulaflt›rmal›y›z.

Devrimci komünistler bu dayan›flma ve müca-deleyi flöyle anl›yorlar: Ulusal Hareketin, hakimulus hakim s›n›flar›n›n ezilen ulus ve az›nl›klar›ezme, bast›rma politikas›na yönelen ilerici-demok-ratik yan›n› destekleme, ilerletme. Ancak ulusalharekette burjuva-feodal beylerin kendi hüküm-ranl›k ve imtiyazlar›na karfl› ç›kma. Çünkü bizeflitsizli¤in hiçbir biçimini savunmuyoruz. Önce-likle hakim ulus milliyetçili¤ine karfl› ç›k›yoruz.Ezilen ulus milliyetçili¤iyle bunu eflitlemiyor aksi-ne onun oynad›¤› ilerici yönle dayan›fl›yor, amakendi lehine imtiyaz isteyen, milli çitlerle di¤ermilletlerin proleterleriyle birleflmeyi baltalayan,ulusal bayrak sloganlar›yla kendi emekçileriüzerindeki ayr›cal›klar›n› buland›rmaya çal›flanemekçileri kendi s›n›f ç›karlar›n›n aleti halinegetirmeye u¤raflan burjuva emellerini de a盤aç›karmay› vazgeçilmez bir görev olarak kavr›-yoruz.

Kürt ulusal hareketinin ikili niteli¤ine vurguyap›yoruz: Bunlardan birincisi; Türk egemen-lerinin imtiyazlar›na, zulmüne yönelen genelilerici-demokratik yöndür. Biz, bu yönle tam birdayan›flma içindeyiz.

‹kincisi; Ezilen ulus milliyetçili¤idir. Biz, pro-letarya enternasyonalizmini savunuyoruz.

Sonuç: Önderlik Sorumlulu¤u!Elefltirdi¤imiz sadece d›fl›m›zdaki devrimci dostla-r›m›z›n hatalar› de¤ildir. Her konu ve ulusal sorun-da en ileri teori ve çizgiyle tarih sahnesinde yeralm›fl Kaypakkaya kurucu önderli¤indeki komü-nist partisi, Kaypakkaya sonras› bu teori ve çizgiyigere¤i gibi temsil edemedi. Baz› sapmalara düfltü.Kaypakkaya’dan bu uzaklaflmay› görme yerine,platonik Kaypakkaya’c›kla geçifltirme tutumuiçinde olmak, Maoist komünistlerin tutumuylaba¤daflmaz. Hiçbir halis niyet, sapma ve yalpala-malarla savafl›m› ertelemeyi gerektirmez. Takmabir adla yürüme de¤il, Maoist Komünist Partisi;Maoizm’in rehberli¤inde-Kaypakkaya önderli-¤inde yeni nitel bir do¤rulufl azmi içindedir. Evet,

Page 91: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

91

SINIF TEOR‹S‹

o bilmektedir ki siyasal demokrasi meselesininsorunlar›ndan biri olan UKKTH, burjuva demok-ratik di¤er görevlerin ele al›nmas› ya da demokrasimücadelesi, s›n›fsal bask›y› ortadan kald›rmaz.Proletarya-emekçiler sosyalizm-komünizm pers-pektifiyle donanmal›, bu ruhla e¤itilmelidirler.Ancak bu, karikatür Marksistlerin yapt›¤› gibi,demokrasi için mücadeleyi yads›maz, gerekli k›lar!Çünkü, “demokrasi, yaln›zca s›n›f mücadelesinidaha do¤rudan, daha genifl daha aç›k, daha belir-gin hale getirir. Gerek duydu¤umuz fley de budur.(..) Ulusal eflitlik tam hale geldikçe ezilen uluslariflçileri, ezilifl nedenlerinin hak eksikli¤i de¤il,kapitalizm oldu¤unu daha aç›kça göreceklerdir.”(Lenin Ulus. Sor. Ulus. Kurt. Sav. Sf. 287)

Kapitalizm s›n›rlar›n› aflmayan “haklar” çözü-mü görelidir. Kesin-kal›c› bir çözümü içermez diyebu haklar için mücadele ve “derhal ilan›ndan” vazm› geçilecek. Kievski gibi emperyalist ekonomist-lerin çizgisi, vazgeçiflti. Gerekçeleri; “kendi kade-rini tayin hakk›, kapitalizmde olanaks›z, sosya-lizmde gereksizdir” görüflleriydi. Lenin net söy-ledi:

“Bu görüfl, teorik bak›mdan saçma, pratiksiyasal bak›mdan flovenisttir. Bu görüfl, demok-rasinin önemini takdir edemez. (..) demokrasiolmaks›z›n sosyalizm olanaks›zd›r. Çünkü; 1-Pro-letarya, demokrasi savafl›m›yla sosyalist devrim içinhaz›rlanmad›kça, o devrimi yapamaz. 2-Zafereulaflan sosyalizm, tam demokrasiyi uygulamak-s›z›n zaferini pekifltiremez”. (age. Sf. 288-289)

Ultra keskinli¤in, Kürt milli hareketinin baz›demokratik taleplerine “tu kaka” diye dudakbüken çizgisinin ultral›¤›, sadece bir küçüklükörne¤idir. Büyük düflünmeliyiz! Lenin’in ö¤retti¤ide budur. Kürdistan’›n her bir parças›nda, millibask›n›n bizzat uygulay›c›lar› ezen ulus hakims›n›flar›d›r. Kürt sorununa masumane bir duyar-l›l›k de¤il, emperyalist ç›karlar› do¤rultusundaözellikle I. Dünya savafl›ndan bu yana özel ilgigöstermifl olan emperyalist güçlerin tüm hesap vekontrole alma paketlerine ra¤men, Kürt ezilen-lerinin mücadelesi bizzat kendi deneylerinde deö¤renerek, devrimci proletarya aç›s›ndan önemlibir dinamik potansiyel biriktirmifl durumdad›r.Öncülükten önderlik sorumlulu¤una, Maoizm’inrehberli¤inde yüklenerek-Halk Savafl› ile ilerlemeçizgisi ile cevap olunabilir. Bu durumda, acilönderlik ihtiyac› içindeki ezilenlere karfl› acil birgörevdir. Kürt bölgeleri, k›z›l siyasi iktidar müca-

delesinde muazzam elverifllilikler sunan bir arazi-dir. Ne ki, hiçbir zaman ve hiçbir yerde, ezilenlerinkahramanca mücadelesi kendili¤inden do¤ru birrotaya ç›kmaz.

Devrimci proletaryan›n önderlik sorumlulu-¤unun gereklerini yerine getirmek acil sorumlu-lu¤unu yerine getirme yerine, zaaflar›ndan ötürüKürt milli hareketini suçlama ile idare etmek birbasiretsizlik örne¤i olabilir. Herkes bildi¤i gibisavafl›yor. Proletaryada bildi¤i gibi savaflmal›d›r.Milli hareketlerin önderlik gerçekli¤iyle alakal›hatalar-zay›fl›klar anlafl›labilir. Ne var ki; UKHve onun bir parças› olarak örgütlenen taburlar›nhata ve zay›fl›klar› asla maruz görülemez. Gerek,TC. denilen devlet s›n›rlar› içinde, gerek di¤er-lerinde, Kaypakkaya öncesi komünist hareketflovenizmle sakatlanm›fl bir yürüyüfl içindeydi.UKH’›n hem önceleri ve sonra Komüntern döne-mi ve yine ertesinde çok ciddi hatalar› olmufltur.Bu hatalar, tekrar edilemez! Tekrar etmeyenKaypakaya’n›n güzergah›nda köklü kopuflu dahaileriye tafl›ma kararl›l›¤›ndaki Maoist komünistpartisi, devrimci milliyetçili¤in önderli¤inde oyna-mas› muhtemel ve oynad›¤› devrimci rolü (PKKgibi) asla yads›madan, ittifaka önem vererek, kendiba¤›ms›z ideolojik-siyasi mecras›nda proleterenternasyonalist çizgiyi bölgede tesis etmek içincüretle öne at›lmas› yak›c› bir görevdir.

Zengin petrol ve enerji kaynaklar›, jeopolitikönemiyle Orta-Do¤u hem tarihte, hem de bugünemperyalistlerin seferlerinin hedefi olmufltur,olmaktad›r. Bölgeyi denetim, emperyalistlerinvazgeçmedikleri, vazgeçemeyecekleri önemli birhassasiyettir. Emperyalist planlar›n tarihsel tec-rübeleri, bugünkü emperyalist planlar›n kitleleregösterilmesinde önemli bir avantajd›r. Irak’a vegenelde Orta-Do¤u’ya dayat›lan emperyalist iflgalsavafl›na karfl› kitleleri haz›rlamak, seferber etmekbugün çok daha özel bir önem tafl›maktad›r.

Kitlesel ve biyolojik silahlar›n üreticisi ve uflak-lar›n›n bu do¤rultuda donat›mc›s› olanlar›n busilahlardan sözde “flikayetçi” olmalar›, tam birsahtekarl›kt›r. Mesele bu silahlara karfl› olmalar›de¤il, kendi marifetleri gere¤i bu sonucu, bahaneederek, emperyalist hegemonyalar›n› pekifltirmeyönelimidir. Kendi eserleri olan “bir taflla iki kuflvurma” ifltah›ndad›rlar. Bu yalana adan›lamaz.Halepçe’ye çevrilen namlular›n zehir makinalar›emperyalistlerdir. Tetikçiler kiral›k katillerdi.Patronlar›, emperyalistlerdi.

Page 92: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

92

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

MAO‹ST KOMÜN‹STPART‹S‹ 1. KONGRES‹MARKS‹ZM LEN‹N‹ZMMAO‹ZM’‹N ZAFER‹YLESONUÇLANDI!TKP(ML) Türkiye Komünist Partisi (Marksist-Leninist) 30 y›ll›k mücadele tarihinde her birineredeyse bir kongrenin sahip olaca¤› gündemlerleyüklü birçok konferans gerçeklefltirdi. Kongre iseParti tarihimizin ilkidir ve Parti tarihimizde TKP(ML)’den Maoist Komünist Partisi’ne evrildi¤i-miz bir tarihsel dönemeçtir.

Kongremizin ifade etti¤i ideolojik ve politikbilinç s›çramas›n› enternasyonal proletaryaya,ülkemiz ve dünya halklar›na ilan etmekten mutlu-luk duyuyoruz.

Türkiye-Kuzey Kürdistan’da Maoizm bayra-¤›n› daha da yükselten Kongremizi selamlarken,proletaryan›n büyük ö¤retmenleri Marks, Engels,Lenin, Stalin ve Mao yoldafllar›n, Kurucu Önde-rimiz ve Baflkomutan›m›z Maoist Önder Yoldafl‹brahim Kaypakkaya baflta olmak üzere tümParti flehitlerimizin, tüm dünya devrim ve komü-nizm flehitlerinin an›lar› önünde sayg›yla e¤ili-yoruz.

Partimiz Maoist Komünist Partisi, BüyükProleter Kültür Devriminin ürünü olarak, Yol-dafl Kaypakkaya önderli¤inde Nisan 1972’de ku-rulan TKP(ML)’nin ideolojik, siyasi ve örgütseldevam›d›r.

Maoist Komünist Partisi, Marksizm Leni-nizm Maoizm rehberli¤inde 30 y›ll›k Partitarihimizin tecrübelerinin iki çizgi mücadelesiyoluyla, muhasebe edilerek teorik ve pratikalanda Maoist kavray›fl›m›z›n ileri bir seviyeyetafl›nmas›d›r.

Kongremiz, Türkiye-Kuzey Kürdistan prole-taryas› ve halklar›n›n tasfiyecilik rüzgar›yla örgüt-süzlefltirilmeye ve devrimci belle¤inden ar›nd›r›l-maya çal›fl›ld›¤›; feodal-faflist diktatörlü¤ün sis-temli bir flekilde sürdürdü¤ü Stratejik Sald›r› veTasfiye plan›n›n görece k›smi baflar›lar elde etti¤ibir tarihsel süreçte tasfiyecili¤e meydan okumaklakalmayan alternatif bir durufl, Maoist öncününtarihsel bir ideolojik sald›r› hamlesidir.

Kongremiz, ABD öncülü¤ünde emperyalistsald›rganl›¤›n tüm dünya halklar›na karfl› “terö-rizme karfl› savafl” ad› alt›nda terörizmi fliddetlen-dirdi¤i uluslar aras› konjonktürde gerçeklefltirildi.Kongremiz emperyalist sald›rganl›¤›n özellikle yo-¤unlaflt›¤› Ortado¤u’da, emperyalizmin bu halk-lara sald›r› plan›n›n ileri karakollar›ndan Türkdevletinin egemenlik s›n›rlar› içerisinde gerçek-lefltirildi.

Kongremiz, emperyalizme, emperyalist hege-monya ve sald›rganl›k planlar›na ve onlar›n ufla¤›Faflist Diktatörlü¤e karfl› k›z›l bayra¤› coflkuyladalgaland›rm›fl, “Maoizm’le Yüklen, Halk Savafl›ile ‹lerle!” fliar›yla meydan okumufltur.

2002 Eylül ay›nda tüm olumsuz nesnel flartlarakarfl›n Dersim Gerilla Bölgesi’ nde gerçeklefltirilenKongremiz, Partimizi daha yüksek bir irade veeylem birli¤ine tafl›yarak baflar›yla sonuçlanm›flt›r.Düflman›n yo¤un kuflatmas› ve sald›r›s› koflul-lar›nda Kongremizin toplan›p sonuçland›r›lmas›dahi bafll›bafl›na bir baflar›d›r. Kongremizin sonuç-lar›nda da kendisini ifade eden bir meydan okuyufl,

Page 93: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

93

SINIF TEOR‹S‹

savaflma ve kazanma ›srar›d›r. Kongremizin bafla-r›s›, Marksizm Leninizm Maoizm’in baflar›s›d›r.

Kongremiz, ABD öncülü¤ündeki dünya em-peryalist sisteminin “globalleflme” ad› alt›nda tümdünya halklar›na karfl› mutlak hegemonyas›n› vesonsuz bir sömürü ve zulüm sistemi hayaliylehalklar› kölelefltirmesini hedefleyen ekonomik,politik, askeri ve ideolojik sald›rganl›¤›na karfl›emperyalizmi ve uflak diktatörlüklerin Halk Savafl-lar› yoluyla parça parça yoketme ve tüm dünyadaemperyalist sisteme son vermekle kalmay›p Prole-ter Dünya Devrimi ile özel mülkiyetin ve s›n›flar›nolmad›¤› komünist dünya için sebatla ve savaflarakilerlemenin k›z›l bayra¤›n›, MAO‹ZM bayra¤›n›yükseltmifltir.

Kongremiz, enternasyonal proletaryan›n Tür-kiye-Kuzey Kürdistan kolunun öncü MaoistMüfrezesi olan, Maoist Komünist Partisi’ni öncübir güç olmaktan önder bir güç olmaya tafl›makararl›l›¤›yla, enternasyonal dünya proletaryas›nakarfl› merkezi görevi ve sorumlulu¤u olan kendiülkesinde devrimi sonuna kadar zafere tafl›ma›srar›n› daha berrak bir bilinç, daha derin bir kav-ray›flla yineleyerek ba¤›ms›zl›k, halk demokrasisi,sosyalizm ve komünizm yoluna iflaret etmifl;“ideolojiler öldü” diyen ve halklar›n kurtulufl mü-cadelelerini ve halk savafllar›n› “terörist” ilan edenemperyalizme ve her türden gerici sistemlere, sal-d›rganl›¤a ve tasfiyecili¤e karfl› y›k›lmaz ve tavizsizbir durufl alm›flt›r.

Partimiz Maoist Komünist Partisi, politik ön-derli¤indeki Halk Kurtulufl Ordumuz ve MaoistGençlik Birli¤imiz, Kongremizin çizgisinde, Kon-gremizin kararlar› ›fl›¤›nda Maoizm’le yüklenerekHalk Savafl› ile ilerleme kararl›l›¤›n› ilan eder!

Kongremiz, enternasyonal proletaryan›n flanl›k›z›l bayra¤›n› daha yükseklerde dalgaland›rmakve proletaryan›n Kaypakkaya yoldafl›n güzer-gah›nda Halk Savafl›yla iktidara yürüyüflünü ko-münizm zaferiyle taçland›rmak için Maoizm sila-h›n› tavizsizce kuflanma coflkusuyla enternasyonalproletaryay›, ülkemiz ve dünya halklar›n›, yoldaflve dost parti ve örgütleri selamlar!

KKK

Kongremiz, 30 y›ll›k mücadele tarihimizindeneyim ve birikimlerini Maoist bir ideolojikbak›fl aç›s›yla muhasebeye tabi tuttu ve ulaflt›¤›sentezle bu birikimi zafere do¤ru maddi bir gücedönüfltürerek, tecrübeleriyle silahlanarakkazanma azmini ilan etti.

Partimiz 30 y›ll›k mücadele tarihine sahipolmas›na karfl›n, bu süre zarf›nda niteli¤i ve amaç-

lar›na uygun bir flekilde konuflland›r›lamad›. Butarihi hak etti¤i flekilde Marksist- Leninist-Maoistbir tarzda sorgulay›p, do¤ru sonuçlara varmabecerisini gösteremedi. Bu tarihe gerçek anlamdasahip ç›kmak, onun olumluluk ve olumsuzluk-lar›n› Marksist Leninist Maoist bir tarzda muha-sebeye tabi tutmak, olumsuzluklar›n› aflmak veolumluluklar› üzerinde yükselmek demektir.

Partimizin tarihi muhasebesi noktas›nda söyle-nen her yeni fleye tutucu tarzda bir direnç göste-rildi. Bu dirençten dolay›d›r ki 1. Kongremizekadar bütün Parti önderliklerimiz ve yöneticiorganlar›m›z Partimizin tarihi muhasebesini do¤rubir politik bak›fl aç›s›yla yapamam›fl, zaman zaman“sol”dan, zaman zaman ise “sa¤dan” elefltirilerlePartimiz tarihinin de¤erlendirilmesi eklektik birtarzda ele al›nm›flt›r. Hatalardan, yan›lg›lardando¤ru dersler ç›karmak yerine geçmifli tekraretmek neredeyse Partimizde bir gelenek halini ald›.Gelece¤in, geçmiflin tecrübe ve birikimleri üzerin-de bina edilece¤i bilince ç›kar›lamad›. Çeflitlidönemler Parti tarihine iliflkin özelefltirel yakla-fl›mlar gelifltirilse de soruna bilimsel yaklafl›l-mad›¤›ndan esasta do¤ru sonuçlara ulafl›lamad›. .

Do¤ru bir muhasebe yap›lmad›kça, Partimizin1. Kongresinde Marksizm Leninizm Maoizmideolojisi ve onun ilkeleri ›fl›¤›nda ortaya ç›kard›¤›Parti program›m›z› gerçeklefltirmek mümkünde¤ildir. Bu, diyalektik yöntemin kendisidir. Buyöntemi benimsemeyerek ideolojiden önemlik›r›lmalar yaflayan, buna ba¤l› olarak politik hattasa¤ ve sol sapmalara düflen Parti önderliklerimiz,hata ve olumsuzluklar›n› kavrama, bunlardan dersç›kararak Partinin gelece¤ini garantiye alma yerine,sorunu Partimizin programatik görüfllerine ba¤la-yarak Partimizin ald›¤› taktik yenilgiler ve çeflitlidüzeylerde örgütsel darbelere sebep oldular. Kon-gre gündemleriyle yüklü olan bütün konferans-lar›m›z Partimizin geçmiflini de¤erlendirmede yainkarc›l›¤a ya da abart›ya düflerek adeta birbirinitekrarlamaktan öte bir ifllev görmediler. Örne¤inParti tarihindeki hizipleflmeler ve ayr›l›klar nokta-s›nda hiçbir konferans›m›z sorunun tarihsel köke-nini ve önderliklerin pay›n› a盤a ç›karma nokta-s›nda bir e¤ilim dahi gösteremedi. Her örgütselkopufl ve hizipleri mekanik bir flekilde daha dagüçlenmenin vesilesi olarak alg›lad›lar. Her ayr›l›kve hizipleflmenin bir önceki olumsuz ideolojik vesiyasi zemininden beslendi¤ini önderliklerimiz neyaz›k ki göremediler.

1978-81 y›llar› aras› dönem hariç, Parti tarihiboyunca sorunlar ideolojik ve siyasi düzlemde

Page 94: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

94

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

tart›fl›lmam›fl, yüzeysel ele al›nm›flt›r. Sebepleriüzerinde yeterince kafa yorulmay›p sonuçlar üze-rinde durulmufl ve bu düflünce tarz›yla partimizingeliflmesinin motoru olarak Maoist parti ‹ki ÇizgiMücadelesi yöntemi de¤il, AEP’çi revizyonistyöntem hayata geçirilerek kadrolar biçilmifl, ör-gütsel sektarizmle geliflim engellenmifltir.

1. Kongremiz, Partimiz tarihi hakk›ndagerek inkarc› ve benmerkezci yaklafl›mlar› ge-rekse de dogmatik tutuculu¤u aç›kça mahkumederek Partimiz tarihinin Marksizm LeninizmMaoizm’in rehberli¤inde elefltiriye tabi tutul-mas›n›n ve her Maoist’in bu tarihi muhasebe›fl›¤›nda kendi iç hesaplaflmas›n› da yaparak ken-disini önümüzdeki zorlu yolun ihtiyaçlar›nagöre flekillendirmesinin zorunlulu¤una iflaretetti.

Kongremiz, bu do¤rultuda ciddi bir flekildekafa yorup çaba sarfetmeyen kifli veya kiflilerin,s›fatlar› ne olursa olsun gerçek anlamda komünistolamayaca¤›n› ve Partiyi kronikleflen oportüniz-min bata¤›ndan kurtaramayaca¤›n› aç›k ve net birbiçimde vurgulad›. Aksi anlay›fl ve pratikler Par-tinin mevcut oportünist hatt›n› kabullenmektenbaflka bir anlama gelmeyecekti. Bu, dünü tekraretmek, ideolojide k›r›lmay› hofl görmek, politikave taktiklerde esnek olamamay› ideolojik sa¤laml›ksanmak anlay›fl›yla Partimizin geliflimine ketvurmak olacakt›.

Kongremiz, gelece¤in, politika ve taktikte dü-nün kafas›yla de¤il bugünün kafas›yla fethedile-bilece¤ini aç›kça ilan etti. Somut durumun somuttahlili Marksist Leninist Maoist prensibine uygunolan da budur. Baflkan Mao’nun bir KomünistPartisi ve onun üyeleri için belirtti¤i, önündekiengelleri aflman›n olmazsa olmaz bir kanunuolarak formüle etti¤i, subjektif olanla objektifolan›, teoriyle prati¤i ve bilme ile yapmay› bir-lefltirme ilkelerinin somut koflullara uyarlan-mas›d›r. Eskiye körü körüne ba¤lanmak ve bugün-le yetinmek Maoistlerin ifli de¤il, dogmatik,statükocu ve sa¤ oportünist liberallerin iflidir.

Kuruluflundaki programatik görüfller ileMarksist-Leninist-Maoist genel bir siyasi çizgiyesahip Partimizin, öncü bir Parti olmaktan, önderbir Parti seviyesine ç›kmas›n›n ana yolu; buprograma uygun do¤ru bir örgütsel politikadan,bunun için Maoizmle donanm›fl, süreklili¤i sa¤-lanm›fl gerçek bir ideolojik-politik Parti önder-li¤inin kurumlaflarak stratejik ve taktik önderli¤insa¤lamlaflt›r›lmas›ndan geçer.

Bu, günün geliflen siyasal olaylar›na karfl›Partiyi ve oradan da kitleleri do¤ru bir siyasetleharekete geçirmektir. Tek ideoloji, tek programama binbir türlü politika ve taktik: Devriminçeliflkileri ancak böyle çözülebilir.

Politika, bir ideolojiyi uygulatma, uygulamabiçimiyse o halde do¤ru bir politika izledi¤imizzaman o ideoloji kitlelere nüfuz eder. ÇünküMarksizm-Leninizm-Maoizm bir bilimdir. Bubilimin do¤ru diyalektik sahas› da politikan›nkendisidir. Özcesi, do¤ru bir politika izlendi¤izaman o ideoloji maddi güç haline gelir, yanl›flpolitika izlendi¤i zaman ise Marksist LeninistMaoist ideoloji de¤il burjuva ideolojisi ve ondandokusunu alan küçük burjuva ideolojiler geliflir.

Partimizin deneyimleri büyük avantajd›r. Enbüyük avantaj›m›z ise Kurucu Önderimiz veBaflkomutan›m›z Yoldafl ‹brahim Kaypakkayagibi Maoist bir öndere sahip olmam›zd›r. Genelsiyasi çizgimiz do¤rudur, bunun teorik temeli30 y›l öncesinden at›lm›flt›r. Teorik-ideolojikkökümüz sa¤lam ama en büyük dezavantaj›m›zYoldafl Kaypakkaya sonras› do¤ru bir politikönderlik kurumunu oluflturamay›fl›m›zd›r.

Kongremiz, Maoizm kavray›fl›nda köklü birgeliflme, güçlü bir donan›m, büyük bir derinleflmeile enternasyonal proletaryan›n Türkiye-KuzeyKürdistan öncü kolu olarak Proleter DünyaDevrimi’ne daha ileri katk›larda bulunma; prole-tarya ve halklar›m›z› sonuna dek devrim fliar›ylazafere tafl›ma kararl›l›¤›n› ilan eder!

Kongremiz, beflyüzü aflk›n flehidimizin flanl›an›lar› üzerinde yükselen muazzam deneyim biri-kimini Maoizmin süzgecinden geçirerek ulaflt›¤›sentezle flehitlerimize, proletarya ve halklar›m›zaverdi¤i parlak gelecek sözünü tutma ›srar›n›,doruklar› fethetme cüretini ilan eder!

KKK

Komünizm nihai amac›m›zd›r. Parti olarakkuruluflumuzdan itibaren bu amac›m›z› ve buamaca nas›l ulaflaca¤›m›za iliflkin görüfllerimiziaç›kça beyan edegeldik. Bugüne kadar savun-du¤umuz gibi devlet zorla y›k›lacakt›r. Bu, dev-rimimizin evrensel kanunudur. Partimiz, s›n›fs›ztoplum için mücadele ediyor. Yeni DemokratikDevrim asgari program›m›zd›r. Durmaks›z›nsosyalizme geçmek, tekrar tekrar Büyük ProleterKültür Devrimleriyle devrimi komünizme kadarsürdürmek Maoist bilincimizdir.

Yeni Demokratik Devrim ve Sosyalizm, Ko-münizme yürürken tarihsel zorunluluklar itiba-

Page 95: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

95

SINIF TEOR‹S‹

riyle geçti¤imiz aflamalard›r. Dolay›s›yla Partimi-zin ismi nihai amac›m›z olan Komünizmi mutlakaiçerecekti. Politik sahtekarl›kla komünist etiketikullanan her tür revizyonizmle kesin bir ayr›mçizgisi çekmek durumunday›z.

Marksizm-Leninizm-Maoizm, enternasyonalproletaryan›n komünizm yürüyüflünün ortak-evrensel ideolojisidir. Herhangi bir ülkede tekbafl›na komünizme ulafl›lamaz. Dünyan›n üçteikisinde sosyalizmin kesin zaferi sa¤lanmadandünya çap›nda komünizme geçiflten söz edilemez.Bu ortak yürüyüflte, dünyan›n her bir halkas›ndakiproletarya elbette öncelikle kendi egemen s›n›fla-r›n›n hesab›n› görecektir. Proletarya enternasyo-nalizmi her bir ülkede, komünizmin hizmetinde,devrimin gerçeklefltirilmesini emreder. Somutkoflullardaki farkl› görevler itibariyle, biçimde ay-r›l›klar gösteren proletarya devrimleri, özündeenternasyonaldir. Nerede olursa olsun proletaryaörgütlenmesini Marksizm Leninizm Maoizmyönlendirir. Proletarya enternasyonalizmi herhalkadaki proletaryan›n mücadelesinin özüdür.Görevler aç›s›ndan, her halkada, somut koflul-lardan kaynakl› farkl›l›klar biçimseldir. Her halka-da proletarya, dünya proletaryas›n›n bir müfrezesiolarak örgütlenir.

Maoizm, Marksizm Leninizm’den ayr› de¤il,onun yeni-nitel üçüncü aflamas›d›r. Maoizm savu-nulmadan Marksizm Leninizm savunulamaz.Komünist Partisi isminde Maoizm vurgusunun dabulunmas› tayin edicidir. Yoldafl Kaypakkayaaç›kça ilan etti. Hareketimiz BPKD’nin ürünüdür.Bu, kesin bir ayr›m çizgisidir. Kongremiz, TKP(ML) isimlendirmesini bu ideolojik nedendendolay› Maoist Komünist Partisi olarak de¤ifltir-di¤ini coflkuyla duyurur.

Parti isimlendirmesinde siyasal co¤rafyay›belirtme elbette ki yanl›fl de¤ildir, ancak mutlakda de¤ildir. Kongremiz, bizimki gibi çok ulusluve ezen ulus burjuvazisi ile ezilen ulus burju-vazisi aras›ndaki çeliflkinin bafll›ca çeliflkilerdenbiri oldu¤u bir siyasal co¤rafyada, Kürt, Türkve çeflitli milliyetlerden proletaryan›n ortaköncü müfrezesinin isminde de bu özgünlüktendolay› herhangi bir ulusu ça¤r›flt›racak siyasalco¤rafya ad›n› kullanmamay› tercih etmifltir.Aslolan çeflitli uluslardan ve az›nl›klardan prole-taryan›n ortak bayra¤› olan Maoizm’i vurgula-makt›r.

Kongremiz, Partimiz Maoist Komünist Parti-si’nin TKP(ML)’nin ideolojik, siyasi, örgütseldevam› ve Maoist temelde ilerletilip derinlefl-

tirilmesini de ifade etti¤ini de k›vançla vurgular.Bilindi¤i gibi Partimizin politik önderli¤i alt›n-

daki Ordumuzun ismi Türkiye ‹flçi Köylü Kur-tulufl Ordusu (T‹KKO)’ydu. Proletarya önder-li¤inde iflçi-köylü temel ittifak› devrimci ittifaklarsiyasetimizin temel eksenidir. Bu temel üzerindeküçük burjuvazi ve milli burjuvazinin sol kanad›ile birlikte Halk›n Birleflik Cephesi siyasetimizinbileflenleridir. Dolay›s›yla devrimci ordumuzsadece ‹flçi-Köylüleri de¤il, halk›n di¤er güçlerinide kapsayacakt›r. Bu bilinçle Ordumuzun ismiHalk Kurtulufl Ordusu (HKO) olarak de¤ifl-tirildi...

Kongremiz, Türkiye Marksist Leninist Genç-lik Birli¤i (TMLGB) olan komünist gençlik örgü-tümüzün ismini de Parti isimlendirmesine ba¤l›olarak Maoist Gençlik Birli¤i olarak de¤ifltirdi¤iniilan eder.

Kongremiz flahs›nda Partimiz Maoist Ko-münist Partisi’ni bir kez daha selaml›yoruz!

Partimiz Maoist Komünist Partisi önder-li¤indeki Ordumuz Halk Kurtulufl Ordusu’nunyi¤it Savaflç›lar›n› selaml›yoruz!

Maoist Gençlik Birli¤imizin genç militan-lar›n› selaml›yoruz!

Maoist Komünist Partisi, Maoizm,Marksizm Leninizm Maoizm´ineseridir!Kongremizde TKP(ML)’den Maoist KomünistPartisi’ne 30 y›ll›k tarihimizin muhasebesindegeçmifl muhasebe yöntemleri de afl›lm›flt›r. Geç-miflte tüm tarihi muhasebelerde hatalar›n ideolojik,s›n›fsal, siyasal ve örgütsel boyutlar›na girilmemifl,ya da es geçilmiflti. Kongremiz bu geri bilinçlehareket edemezdi.

Maoist Partiyi ileriye götürecek, üyelerininbilincini ve düflünce sistemati¤ini derinlefltirecektek itici gücün parti içi ideolojik mücadele oldu-¤unu kavramak gerekir.

Karfl›t düflünce sahiplerine hoflgörülü davran-makla ideolojik olarak uzlafl›ld›¤› anlafl›lmama-l›d›r/anlafl›lamaz. Do¤ru bir ideolojik mücadeleninolmad›¤› ve yürütülmedi¤i yerde, parti, ad› istersekomünist olsun, niteli¤i ve amac›ndan flaflarakçürümeye, yozlaflmaya do¤ru yol al›r. Parti içi so-runlarla, parti d›fl› sorunlar birbiriyle ba¤lant›l›d›r.Parti içi iki çizgi mücadelesi do¤ru kavrand›¤›ndave bunun ruhuna uygun hareket edildi¤inde partiyiideolojik-siyasi ve örgütsel olarak ayaklar› üzerineoturtmak mümkündür.

Page 96: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

96

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

Kongremiz Parti tarihimizi bu bilinçle muha-sebe etmifl ve yoldafllar›m›z›n önüne bu muhasebeekseninde üç temel görev koymufltur:

Birincisi; faal ideolojik mücadele yürütmek.Her komünist bu silah› eline almal› ve 1. Kong-remizin kararlar› ›fl›¤›nda Partinin her alandakiinflas›n› sa¤lamlaflt›rmak için kullanmal›d›r.

‹kincisi; bu muhasebenin ana merkezini baflkanMao’nun iflaret etti¤i gibi “Partinin program›na,Tüzü¤üne ve kararlar›na uymay› istemesi flar-t›yla kim olursa olsun, her yoldaflla birlik kur-mak” oluflturmal›d›r.

Üçüncüsü; geçmiflin muhasebesinin ana hede-finin, çekirdek düzeyde de olsa do¤ru bir politikönderlik kurumunu oluflturmak, bunun teme-lini atmak, bununla diyalektik bir ba¤›nt› içeri-sinde Partinin bütün güçlerini DemokratikMerkeziyetçilik ilkesi etraf›nda örgütlemek,demir disiplin ilkeleri ›fl›¤›nda güçlü ve çeliktenörgütsel birli¤i sa¤laman›n at›l›m› oldu¤u aslaunutulmamal›d›r..

Bilimimiz, Maoizm’e Büyük Proleter KültürDevrimi ile ulaflt›. Maoist nesil, her bir halkadade¤iflik iktisadi-siyasal-kültürel koflullar orta-m›nda bulunsalar da, Büyük Proleter KültürDevrimi’nin tayin edici politik-ideolojik etkisiyledo¤dular. Büyük Proleter Kültür Devrimi, yaniMaoizm olmasayd›, ne TKP(ML), ne de baflkagerçek anlamda Maoist Komünist Partiler olurdu.

Enternasyonal proletaryan›n evrensel ortakideolojisi Marksizm Leninizm Maoizm ile dona-n›p dünyan›n her bir parças›na yarat›c› bir tarzdauygulanmas›n› ifade eden devrimin somut güzer-gah›, önder çizgisi yarat›lmadan, Komünist Partisitesis edilmifl olamaz.

Partimiz TKP(ML), Kurucu Önderimiz veBaflkomutan›m›z Maoist Önder ‹brahim Kay-pakkaya Yoldafl ve di¤er önder kadrolar tara-f›ndan, Yoldafl Kaypakkaya’n›n Maoizmi ustacaülkemizin somutuna uyarlad›¤› befl temel belgeve onbir ilke ile somutlanan k›z›l güzergah›temelinde, 24 Nisan 1972’de Malatya’n›n Kür-ecik da¤lar›nda kuruldu.

Yoldafl Kaypakkaya ve kurucusu oldu¤uTKP(ML), Mustafa Suphi Yoldafl önderli¤indekiTKP’nin komünist miras›n›n savunucusu ve onunyeni nitel bir aflamaya ulaflt›r›larak yeniden yarat›l-mas›d›r.

Büyük Proleter Kültür Devriminin ürünüolarak TKP(ML), Türkiye-Kuzey Kürdistan’da1965’ten sonra h›zla geliflen ve 1970’lerin baflla-r›nda doruk noktas›na ulaflan halk›n kendili-

¤inden gelme mücadelesi flartlar›nda do¤du.TKP(ML) Türkiye-Kuzey Kürdistan’›n çe-

flitli milliyetlerinden proletarya ve halk›n geçmi-flinde ilerici, devrimci olan ne varsa ona sahipç›kma, Türkiye-Kuzey Kürdistan iflçi s›n›f› hare-keti içinde hüküm süren parlamentarizmi, sos-yal flovenizmi, reformizmi ve revizyonizmi kök-ten reddetme temelinde do¤du.

TKP(ML), T‹‹KP içerisinde keskin iki çizgimücadelesi temelinde, reformizmin, legalizmin,pasifizmin, parlamentarizmin, her türden reviz-yonizmin köklü elefltirisiyle ve alternatif Maoistbir ideolojik, politik, örgütsel ve askeri çizgi ekse-ninde kuruldu.

Yoldafl Kaypakkaya 1970 y›l›ndan itibarenT‹‹KP yöneticilerini revizyonist olarak de¤erlen-dirdi¤i halde, örgütsel ayr›l›¤› düflünmedi, iki y›lboyunca amans›z bir ideolojik mücadele yürüttü.

Yoldafl Kaypakkaya’n›n bafl›n› çekti¤i Mark-sist Leninist Maoist muhalefet, T‹‹KP yöneticikli¤inin revizyonist niteli¤ini görmesine karfl›n,Demokratik Merkeziyetçilik ilkesine ba¤l› kalarakPartinin bütün kararlar›n› uygulad› ve 12 Martkoflullar›nda s›n›f mücadelesinin en keskin alan›olan Kuzey Kürdistan’da faaliyeti aksatmad›, tamtersine 12 Mart yar›-askeri Faflist Diktatörlü¤ünügerekçe yaparak mücadeleyi tatil edenlere karfl›yo¤un bir ideolojik mücadele verdi. Parti içi ‹kiÇizgi Mücadelesi yönteminde Maoist bir hatizledi.

Marksist Leninist Maoist muhalefet, T‹‹KPiçinde kal›p mücadeleyi sürdürmekten yanayken,ancak hakim olan revizyonist yönetici klik ken-disine karfl› tutarl› ve amans›z muhalefetin geliflti-¤ini görünce Demokratik Merkeziyetçilik ilkele-rini aç›kça çi¤neyerek baflta Yoldafl Kaypakkayaolmak üzere önder kadrolar› teflhire yöneldi.Muhalefete hayat hakk› tan›mad›. Hem de kongretart›flmalar›n›n oldu¤u dönemde. MLM muhale-fetin varl›¤›n› ve görüfllerini kadrolardan gizle-yerek burjuva entrikac›l›¤›na baflvurdu.

1972’nin bafllar›nda T‹‹KP yönetici kli¤ininiflah olmayaca¤›, örgüt içerisinde DemokratikMerkeziyetçilik ilkesinin iflletilmedi¤i noktas›ndanet bir görüfle var›ld›ktan sonra Yoldafl Kaypak-kaya önderli¤inde Partimizin temelleri at›lmayabaflland›.Bu belirleme ve giriflim tamamen hakl› vedo¤ruydu.

Partimizin 1. Kongresinin bu tarihi tecrübeler›fl›¤›nda önemle vurgulad›¤›; bir partide önderli¤inrevizyonist olmas› ve hatta muhalefete gerçekanlamda bir demokratik ortam›n yarat›lmamas›

Page 97: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

97

SINIF TEOR‹S‹

durumunda hemen ve mutlak bir flekilde örgütselkopuflu gerçeklefltirmek do¤ru de¤ildir. ‹çindebulunulan tarihsel koflullar ve somut durumdikkate al›narak Parti içi ‹ki Çizgi Mücadelesininmümkün oldu¤unca zorlanmas› en do¤ru yöntem-dir.

1. Kongremiz 1976 ve 1981 y›llar›nda Partidenat›lan hizipleri saymazsak Partimizde yaflanan tümörgütsel kopufllar›n ideolojik ve siyasi temeldegerçekleflmedi¤ini, ideolojik ve siyasal çizgi teme-linde muhtemel örgütsel kopufllarda izlenmesigereken yöntemin ise Yoldafl Kaypakkaya’n›nizledi¤i Maoist yöntem olmas› gerekti¤ini önemlevurgulad›. Bunun d›fl›ndaki bütün tutum ve pra-tiklerin Maoizmle dolay›s›yla Kaypakkayac›l›k’lauzaktan-yak›ndan bir ilgisi olmad›¤›n›n önemlealt›n› çizdi.

Partimiz Maoist Komünist Partisi, TKP(ML)’nin ideolojik, siyasi ve örgütsel devam› ve onuyaratan Maoizm’in ve onun Türkiye-Kuzey Kür-distan’daki en üst düzeydeki temsilcisi Kaypak-kaya Güzergah›’n›n kararl› savunucusu ve takip-çisidir.

Partimiz TKP(ML) kurulduktan sonra KurucuÖnderimiz ve Baflkomutan›m›z Yoldafl Kaypak-kaya baflta olmak üzere tüm kurucu yoldafllaryo¤un bir teorik-pratik faaliyete girifltiler. Aç›kçabelirtmek gerekir ki TKP(ML)’nin bütün temelteorik görüfllerini kaleme al›p, örgütle buluflturantek kifli Yoldafl ‹brahim Kaypakkaya’d›r. Teorikalanda Türkiye- Kuzey Kürdistan devriminin birdizi meselesine aç›kl›k getirmek, gerek modernrevizyonizm gerekse her türden oportünizm ileMarksizm Leninizm Maoizm aras›na kesin çizgilerçekmek gerekiyordu. Bu görevi TKP(ML)’ninkurucusu Önderimiz ve Baflkomutan›m›z ‹brahimKaypakkaya yoldafl yerine getirdi. TKP(ML)’ninteorik görüflleri Yoldafl Kaypakkaya taraf›ndansistemlefltirilerek: “Genel elefltiri”, “Kemalizm”ve “Türkiye’de Milli Mesele” adl› belgelerdeortaya kondu. Bu belgeler, T‹‹KP içindeki mu-halefet döneminde yaz›lm›fl olan “T‹‹KP prog-ram Tasla¤›n›n Elefltirisi” ve Mao Zedung’un“K›z›l Siyasi ‹ktidar Ö¤retisini Do¤ru Kavra-yal›m” adl› yaz›larla ve ayr›l›¤a temel teflkil eden“DABK KARARLARI” adl› belge ile birliktepartimizin temel teorik ve programatik görüfl-lerini ortaya koyan belgelerdir. Bu belgelerde,Türkiye-Kuzey Kürdistan Komünist Hareke-tinin tarihinde ilk kez devrimin bütün temelkonular›nda Marksist Leninist Maoist görüflleroraya konmufltur.

Partimiz, Uluslararas› Komünist Hareketiçinde 1956 y›l›nda SBKP 20. Parti Kongresindeideolojik-teorik temelleri at›lan, 1968 Çekosla-vakya iflgaliyle karfl›-devrimci ve emperyalist birniteli¤e bürünen SBKP ve onun bafl›n› çekti¤imodern revizyonist cepheye karfl› Marksizm Leni-nizm Maoizm bayra¤›n› dalgaland›ran ÇKP vebaflkan Mao önderli¤indeki Maoist komünistçizgiyi savunarak do¤ru bir saf tutmufltur. MaoZedung Düflüncesini savunmakla bütün revizyo-nist, Troçkist, reformist ve oportünist ak›mlarlaMarksizm Leninizm Maoizm aras›na aç›k ve netbir çizgi çekmifltir.

Bütünlüklü olarak Partimiz TKP(ML)’ninMarksist Leninist Maoist tezleri Türkiye-KuzeyKürdistan devriminin manifestosu niteli¤in-dedir…

Partimiz kurulduktan bir y›l gibi k›sa bir süresonra daha Kongresini yapamadan ve gerillasavafl›n› bafllatmadan onu giderek 1. örgütselyenilgiyle tan›flt›racak bir dizi örgütsel darbe ald›.Ayn› süreçte Kurucu Önderimiz ve Baflkomu-tan›m›z Yoldafl Kaypakkaya da yakaland› veard›ndan aylar süren iflkencelerde komünizmikazanma azmiyle direnerek flehit düfltü. YoldaflKaypakkaya’n›n katledilmesi, örgütsel ve önderlikbak›m›ndan çok büyük bir darbeydi. Çünkü O,stratejik, ideolojik ve politik önderli¤imizi en billurnitelikte temsil ediyordu.

Kurucu Önderimiz Kaypakkaya yoldafl›nkayb›, ile ortaya ç›kan stratejik önderlik bofllu¤uonlarca y›l, otuz y›ll›k tarihimiz boyunca doldu-rulamam›fl, günümüze kadar önderlik sorunuPartimizin temel sorunu olarak kalm›flt›r. Yol-dafl Kaypakkaya sonras› önderlikler, gerek Mao-izm’den gerekse de onun Türkiye-Kuzey Kürdis-tan somutuna bilimsel bir tarzda uyarlan›fl› olanKaypakkaya Güzergah›’ndan sapmalar içerisindeolmufllar ve Partimiz bir türlü Kaypakkaya döne-mindeki nitel stratejik önderlik çizgisini yenidenkurumlaflt›ramam›flt›r.

Bununla birlikte Partimizin ald›¤› 1973 1. ör-gütsel yenilgisinin sebebi tek bafl›na YoldaflKaypakkaya’n›n kayb› de¤il, yenilginin esasnedeni subjektif hatalar›m›zd›r. Nesnel koflul-lar›n a¤›rl›¤› yenilgimizi daha da derinlefl-tirmifltir. Bu dönemde flu taktik hatalar yap›ld›:

Geri çekilme ile sald›r› dönemlerini isabetlicetespit edememek, bu dönemlere uygun mücadeleve örgütleme biçimlerine baflvurmamak.

Devrimci durumun geriledi¤i 12 Mart yar›-askeri faflist diktatörlü¤ü flartlar›nda, gerilla sava-

Page 98: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

98

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

fl›n›n ön haz›rl›klar›n› sab›rl› ve ihtiyatl› bir çal›fl-mayla tamamlamadan, çal›flma bölgelerindeki halky›¤›nlar›yla sa¤lam ba¤lar kurmadan, çal›flmabölgelerine iyice yerleflmeden, partiyi kongreyehaz›rlama ve merkezi yap›s›n› (kongrede veya birkonferansla) oluflturmak vb. gibi görevleri tamam-lay›p yerine getirmeden, eldeki tecrübesiz kadro-larla k›rlar ve flehirlerde “sol” taktik sald›r›laragiriflmek. Devrimci durum gerilemeye devam etti¤ihalde, k›smi kay›plar verildi¤i ve darbeler al›nd›¤›,faflist diktatörlü¤ün bütün dikkati ve sald›r›lar›partimize yöneldi¤i halde geri çekilmemek, yap›lan“sol” taktik hatalar› sürdürmek.

Partimiz çok k›sa ama yo¤un mücadele pra-ti¤i içinde henüz hatalar›n› kavray›p düzeltmezaman› bulamadan, komprador-bürokrat bur-juvazi ve büyük toprak a¤alar›n›n faflist dikta-törlü¤ünün vahfli ve a¤›r sald›r›lar›na maruzkald›. Kimi önder kadrolar bu sald›r›larda katle-dildi. Kimileri hapishanelere at›ld›. Kimileri isemücadelenin zorluklar›na dayanamayarak aktifmücadeleyi terketti.

Partimizin u¤rad›¤› bu a¤›r örgütsel yenilgininesas nedeni Partimizin askeri, taktik hatalar›d›r.Partimiz e¤er mevcut durumu (objektif ve süb-jektif koflullar›) do¤ru de¤erlendirip bu do¤rultudamücadele ve örgütlenme biçimlerini seçebilseydi,örgütsel yenilgi al›nmayabilir; veya yenilgi bu denlia¤›r olmayabilir; Faflist Diktatörlü¤ün yo¤un veazg›n sald›r›lar› az bir kay›pla atlat›labilirdi.

Parti tarihimizdeki bu ilk örgütsel yenilgi, 30y›ll›k tarihimiz boyunca Maoizm biliminin ›fl›¤›n-da muhasebe edilemedi ve Yoldafl Kaypakka-ya’dan sonra stratejik önderlik kurumlaflmas› dayarat›lamad›¤›ndan o dönemde Yoldafl Kaypak-kaya’n›n da kayb› sonras› düzeltilemeyen sözko-nusu hatalar Parti önderliklerimizin kronik hatalar›olarak hemen her dönem sürdürüldü¤ü gibi esasentüm di¤er örgütsel yenilgilerin de tekrar edensebepleri oldular.

Partimizin KURULUfi DÖNEM‹’N‹ (1972-73 sürecini) bir bütün olarak de¤erlendirdi¤imizde,Partimiz TKP(ML)’nin bu süreç içerisindekihatalar›n›n onun tali yönünü oluflturdu¤unu görü-rüz. Bu hatalar stratejik konularda de¤il taktikkonulardayd› ve embriyonik bir haldeydi. Dola-y›s›yla bu hatalar Partimizin genel siyasal çizgisine,niteli¤ine ve önderlik çizgisine damgas›n› vurma-maktad›r. Partimiz, Marksist-Leninist-Maoisttemeller üzerinde kurulmufl, Mustafa Suphi önder-li¤indeki TKP’nin komünist miras›n›n savunucusuolan tek komünist partisidir. Partimiz TKP(ML)

çeflitli millet ve milliyetlerden proletaryan›n buco¤rafyadaki bilinçli tek öncü örgütü olarak kuru-luflu ve kuruluflundan sonraki k›sa mücadele tarihiiçerisinde önemli taktik hatalar sonucu a¤›r biryenilgiye u¤ram›flt›r. Yenilgide objektif koflullar›nönemli pay› olsa da yenilgiye damgas›n› vuran esasfaktör bu de¤il, sübjektif hatalard›r.

Yoldafl Kaypakkaya sonras› hemen tüm ön-derliklerimiz çeflitli sa¤ ve sol çizgiler izlemifllerdir.Bu oportünist önderlik çizgileri, Partimizi varedenMarksist Leninist Maoist temelden bir k›r›lma vesavrulmay› ifade eder. Tüm yaflanm›fl krizler, Mao-izm’den ve onun ülkemiz somutuna uygulan›fl›n›ifade eden, Kaypakkaya Güzergah›nda somut-lanan genel stratejik siyasal çizgimizden sapmalartemelinde varolmufllard›r. Maoizmi ve dolay›s›ylaKaypakkaya Güzergah›n› kavramak ve uygu-lamak esas halkad›r. Temel mesele Maoizm’dir.Tarihi tecrübelerimiz göstermifltir ki temeldekik›r›lmalar hatalara götürmüfltür. Yoldafl Kaypak-kaya sonras› bugüne kadar Maoizm temelindeideolojik-politik stratejik önderli¤imiz kurum-laflt›r›lamam›fl; önderli¤in tayin edici önemi yete-rince kavranamam›flt›r.

Parti tarihimizin bilimsel bir tarzda muhasebeedilmesinin ve Maoist ideolojik bak›fl aç›s›ylaköklü bir elefltiriye tutulmas›n›n tayin edici önemikavranmam›flt›r. Tarihimizdeki önderlik çizgile-rinin hiçbirisi bir önceki yanl›fl çizgiyi köklü birelefltiriye tabi tutamayarak ondan kopamam›fl vebir sa¤ bir sol oportünist çizgiyle adeta kendinitekrar etmifltir. Bu düflünce yönteminden dolay›Partimizin edindi¤i muazzam deneyimleri birsilaha dönüfltürerek ilerleyememifltir.

Parti tarihimizde Maoizmden k›r›lmave sapmalarPartimizde Maoizm’den k›r›lman›n tarihselkökleri 1973 Örgütsel yenilgisinin ard›ndanyeniden örgütsel infla dönemine, yani sa¤ opor-tünist tasfiyeci “Koordinasyon Komitesi” HizibiDönemine denk düflmektedir.

Partimizin 1973 y›l›n›n ortalar›na do¤ru a¤›rbir yenilgiye u¤ramas›ndan sonra merkezi görev,do¤ru bir politik bak›fl aç›s›yla geçmiflin de¤erlen-dirilmesi ve bu de¤erlendirmenin ›fl›¤›nda merkeziyap›n›n yeniden oluflturulmal›yd›. Partinin ideo-lojik-siyasi ve programatik görüfller noktas›ndahatt› net ve berrakt›. Dolay›s›yla merkezi görevbu genel çizgi ve ç›kar›lan dersler ›fl›¤›nda yenidenörgütsel inflayd›. Di¤er bütün görevler bu görevetabi k›l›narak ele al›nmal›yd›. Ancak Koordinas-

Page 99: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

99

SINIF TEOR‹S‹

yon Komitesi bu do¤ru politik perspektifle hareketetmeyerek, gerçek görevlerini yerine getirmek ye-rine ilk baflta Partinin ideolojik-siyasi ve progra-matik hatt›ndan uzaklaflt›.

Yeniden örgütsel infla döneminde Koordi-nasyon Komitesi üyesi kimi oportünist kadrolarbir darbe ile Parti yönetimini 1974 sonlar›ndaele geçirdi. Esas görevleri olan; Partinin merkeziörgütsel ifllerli¤ini yeniden sa¤lamak, partininideolojik-siyasal alandaki hatt›n› korumak, onuzenginlefltirmek ve örgütsel inflas›n› gerçeklefl-tirmek yerine tam aksini yapt›lar. Örgütselalanda var olan da¤›n›k yap›y› ayakta tutupkaosu daha da derinlefltirdiler. ‹deolojik-siyasialanda partimizin net ve berrak olan siyasi çiz-gisini savunmak ve geçmiflte ifllenen taktik “sol”hatalar›n özelefltirisini yap›p, partiyi geçmiflhatalar›ndan ar›nd›rmak yerine, önce var olanbaz› “sol” hatalar› daha da derinlefltirdiler, sonrabütünüyle sa¤a döndüler. Partimizin geçmifltehep yanl›fl yapt›¤›n› söyleyip Partinin prog-ramatik görüfllerine sald›rarak taktik hatalar›,MLM ‹deolojik hat ve siyasi çizgiye ba¤lad›lar.Tarihimizdeki ilk sa¤ sapma da bu flekilde ortayaç›kt›.

Bu darbeci ve tasfiyeci kli¤in uygulamalar›nakarfl› Partimizin Maoist dinamikleri bölgeseldüzeyde de olsa tav›r ald›lar. 1976 y›l›n›n sonla-r›nda Partimizin çal›flma yapt›¤› bütün bölgeler-de saflar belirginleflti. Parti tasfiyecisi KK hiz-biyle parti aras›ndaki örgütsel ba¤ da kopart›l-m›fl oldu.

Ancak “KK” Hizibi ile mücadele yöntemindeMLM parti kadrolar› önce liberal hatalara düfl-tüler, ard›ndan ise sekter bir mücadele yöntemiizlediler. “KK” Hizibinden örgütsel kopuflu-muzdaki siyasetimiz ve yöntemimiz Hocac› par-ti içi iki çizgi mücadelesi siyasetine denk düflmek-teydi:

“KK” hizibine karfl› önce liberal hatalar›nard›ndan sergilenen aceleci ve sekter mücadeleyöntemi, “KK”n›n sa¤ oportünist çizgisi karfl›-s›nda berrak bir ideolojik durufl gelifltirmemeye,Partiyi ideolojik olarak daha fazla silahland›r-maya ve sa¤lamlaflmaya ket vurdu¤u gibi, buçizgiden köklü bir kopuflu sa¤layamad›¤› içingelecekte yeniden güçlenerek boy vermesine ola-nak sunmufl ve üstelik “isyan” tarz›yla Partitarihimizde daha sonraki birçok hizipleflme veörgütsel ayr›l›¤a tarihsel olarak örnek olufl-turmufltur. Parti tarihimizdeki ‹lk Sol Sapmada bu zeminde geliflmifltir:

“KK” tasfiyeci hizibi ile örgütsel ba¤›m›zkesildikten sonra, Partimizin hayat›nda yeni bircanl›l›k dönemi bafllad›. “KK” hizbinin pasifistçizgisi, yerini parti içinde ve d›fl›nda aktif birideolojik-siyasi-örgütsel infla mücadelesine b›rakt›.Bu mücadele örgütsel alanda yeniden merkezi biryap›y› oluflturma hedefine yöneldi. Bu mücadeleyöntemi içinde, Partimizin çeflitli bölge teflkilatlar›,kendi bölgeleri ad›na yay›n organlar› ç›kard›lar;bu yay›n organlar›nda Partinin görüfllerini savun-ma ve gelifltirmeyi hedeflediler. Bu dönemdebölgeler aras›nda iliflkiler kuruldu, merkezi yap›n›nsa¤lanmas› için giriflimlerde bulunuldu. Bölgeleraras›ndaki iliflkilerin düzenli bir flekilde yürütü-lebilmesi için “bölgeler aras› toplant›lar” sistemikuruldu; daha sonra bölge temsilcilerinden oluflanbir “Örgütlenme Komitesi” 1977 y›l›n›n ortas›n-da oluflturuldu. Örgütlenme Komitesi, Partimizin1. Konferans›n› haz›rlayarak, tarihi önemde birgörevi yerine getirdi.

Örgütleme Komitesi ve bölge teflkilatlar›m›zgerilla savafl›n› bafllatma merkezi görevi yerine,Parti kadrolar›n› flehirlere y›¤arak Partiyi mer-kezi göreve göre flekillendirmeyerek “KK” hizi-binin oportünist ve kendili¤indenci hatt›ndanbir bütün olarak kopamam›fl, küçük burjuva soloportünist ak›mlar›n örgüt ve mücadele biçim-lerini tekrarlayarak sol oportünist bir çizgiizledi.

Bu sol sapmada “KK” hizbinin sa¤ pasifistçizgisine karfl› tepkinin önemli bir pay› oldu¤ugibi, sol oportünist küçük burjuva örgütlerinetkilerinin pay› da büyüktür. Özellikle de devrimcihareketin, daha çok da THKP-C ile THKOkökenli sol hareketlerin flehir silahl› eylemlilikleriPartimiz ve taban›n› etkilemekteydi. Devimcidurumun yüksek oluflu kadrolarda macerac› birhatta yürüme e¤iliminin öne ç›kmas›na nesnelzemin oluflturuyordu.

Bu hatalar›m›z›n ideolojik kayna¤› subjek-tivizmdi. Bu kabaran devrimci dalga karfl›s›ndageliflmelere, küçük burjuvazinin macerac› ve solruh haliyle yaklafl›lm›flt›. Genel çizgi ve as›lgörevler yerine ani ve k›sa vadeli etki yaratacakve sonuçlar alacak sol-macerac› bir ruh haliylepolitika ve taktik belirlenmifltir. Bu noktadado¤ru bir politika ve askeri hat izlenmeyerek,sol sapma içerisine düflülmüfltür.

Bu dönemde hatalar›n do¤du¤u objektif ortam,Partimizin merkezini ele geçiren bir hizibin,kendisine duyulan körce güveni kötüye kullanarakPartiyi tasfiyeye kalkt›¤›, bunun sonucunda par-

Page 100: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

100

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

tiden at›ld›¤›, bu hizbin tasfiye hareketinin partidea¤›r bir tahribat yapt›¤› bir ortamd›. Bu ortamdaat›lacak yanl›fl bir ad›m, bölgeler aras›nda sa¤lan-maya çal›fl›lan güveni sarsacak bir davran›fl, Partiyea¤›r zararlar verebilirdi. Merkezi ifllerli¤in sa¤lan-mas›nda geliflmenin belli bir ölçüde kendili¤in-dencili¤e b›rak›lmas›nda bu objektif durum önemlirol oynad›.

1978 y›l›nda gerçeklefltirilen ve MarksistLeninst Maoist bir nitelik ve yönelime sahip olan1. Konferans›m›z’la Uluslararas› alanda modernrevizyonizme ve s›n›f iflbirlikçisi Üç Dünya Teo-risine karfl› ideolojik ve siyasi olarak esasta do¤rutav›r tak›n›ld›.

Partimizin ilk örgütsel yenilgisinin ideolojikpolitik ve örgütsel nedenleri de¤erlendirilerekkamuoyuna özelefltiri yap›ld›.

Partimizin asgari ve azami program›n›n esastaonaylanmas› ve bunun Konferans gibi yüksek birorgan karar›yla tarihsellefltirilmesi 1. Konferan-s›m›z›n en önemli baflar›lar›ndan biridir. Bu Kon-feransta Partimiz ilk kez örgütsel iflleyiflini birtüzükle somutlaflt›rd›.

Partimizin yan örgütlerinin inflas›n› yenidenkarar alt›na ald›.

Gerek illegal gerekse legal yay›n organlar›n›nç›kart›lmas› Parti tarihinde ilk kez bu Konferanstakarar alt›na al›nd›.

Parti 1. Konferans›m›z’la Partimizin 1. Ör-gütsel Yenilgisinin ard›ndan demokratik biryöntemle yeniden merkezi yap›s›na kavuflturul-mas› küçümsenmeyecek tarihi bir ad›md›r.

Marksist Leninist Maoist niteli¤ine karfl›n 1.Konferans›m›z küçümsenmeyecek ciddi hatalarada düfltü.

Konferans›m›z tali de olsa birçok noktadaoportünist görüfllere de sahipti. Bu oportünizmkimi zaman sa¤ kimi zaman sol biçimlerde ken-disini gösterdi

1. Konferans›m›z ideolojik alanda Mao Ze-dung Düflüncesini savunmayarak hem Parti-mizin ideolojik-siyasi ç›k›fl›nda temel bir faktörolan Maoizm’den hem de günün tarihsel-siyasalgörevleri bak›m›ndan Mao Zedung ve onundüflüncelerinin Marksizm-Leninizm’e katk›danöte nitel bir aflamas› oldu¤u bilimsel gerçekli¤inigöremedi.

1. Konferans›m›z bununla ba¤›nt›l› olarak“emperyalizmin toptan çöküfle gitti¤i ça¤” tesbitiniMao Zedung düflüncesiyle ayn›laflt›rmakla temelbir yan›lg›ya düfltü. Ça¤ tespitine iliflkin 1. Konfe-rans›m›zda ortaya konulan görüfller genel hatla-

r›yla do¤ru, fakat bunun ideolojik kayna¤›n› MaoZedung Düflüncesi’nin oluflturdu¤u belirlemesiyanl›fl ve hatal›d›r. Mao Zedung Düflüncesi’ninsavunulmas› “Leninizmin art›k eskidi¤i” anlam›nagelmez. Nas›l ki Marksizm’in yan›na Leninizm’ineklenmesiyle art›k Marksizm eskimiyorsa öyle deMaoizmin, o günkü tarihsel koflullarda formüleedildi¤i flekilde “Mao Zedung Düflüncesi”nineklenmesi, “Leninizmin eskidi¤i” anlay›fl›n› getir-mez. Maoizm, Marksizm Leninizm biliminin yenibir nitel aflamas›d›r. Bunu, “ça¤ de¤iflikli¤iyle”özdefllefltirip reddetmek do¤ru de¤ildi.

1. Konferansta teorik ve ideolojik kaos kendi-sini dünya çap›nda “bafl çeliflki ve bafl düflmantespiti yap›lmaz” anlay›fl›nda da göstermektedir.1. Konferans›m›z “bafl çeliflki, bafl düflman” tespi-tini reddetmekle yanl›fl bir düflünceyi savunmaklayetinmemifl, bunun ideolojik kökenini Mao Ze-dung Düflüncesi’yle iliflkilendirerek dürüst davran-mam›flt›r. Bu düflünce, sahiplerini daha sonrakisüreçte Mao Zedung’u Marksizm’in 5 (befl) klasi¤iolmaktan ç›kartmaya kadar götürdü. Mao ZedungDüflüncesinin savunulmamas› ilk baflta ideolojiksavrulmay›, sonras› süreçte ise düflünce sahiple-rinin sistemleflmifl anti-Maoist düflünce ve çizgiyeevrilmesine neden oldu. Bu ideolojik savrulma ayn›zamanda Partide de uzun y›llar Mao Zedung Dü-flüncesi ve bunun en bilimsel formülasyonu olanMaozm’i savunmamay› beraberinde getirdi.

Oysa bilimsel olan ideolojik tutum BaflkanMao’ya ve Maoizm’e yap›lan sald›r›lar› gö¤üs-lemek ve Maoizm’i daha da öne ç›kartmakt›. 1.Konferans ak›ma karfl› gö¤üs germe yerine ondanideolojik olarak beslenmifl, Maoizm’i kavramak veöne ç›kartmak yerine hem ideolojik afl›nd›rmayaratm›fl hem de bu ba¤lamda uluslararas› düz-lemde ideolojik ve siyasi görevlerini yerine getir-mede; yetersiz, cesaretsiz ve çekingen davranaraközellikle de ülkede Maoizm’e yönelik sald›r› fur-yas›na prim vermifltir. Dolay›s›yla Yoldafl Kaypak-kaya döneminin gerisine düflerek MLM ideo-lojiden sapm›flt›r.

1. Konferans›m›zla iflbafl›na gelen 1. MerkezKomitemiz Konferans›n hatalar›ndan beslendi veKonferans›n Maoizm noktas›ndaki k›r›lmas›n›büyüterek Baflkan Mao’ya sald›rd›. Partimizeideolojik önderlik etmek, Partimizin ideolojisine,programatik görüfllerine, devrimimizin stratejiksorunlar›na ›fl›k tutan ve bilimimizin üçüncü nitelaflamas› olan Maoizmi kavramak ve sahiplenmekbir yana, Partimizin kurulufl belgelerinde MaoZedung Düflüncesi olarak formüle edilen ve Bafl-

Page 101: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

101

SINIF TEOR‹S‹

kan Mao’nun nitel katk›lar›n› içeren Maoizmideolojisine yap›lan sald›r›lar› gö¤üsleyememiflhatta bu sald›r›lar›n bir bölümüne ortak olmufltur.

Konferansta kendisini gösteren k›r›lma, dahakonferans›n bitiminden k›sa bir süre geçmedengüçlenerek teorik inflas›n› oluflturdu. 1978 y›l›n›nTemmuz ay›nda Avusturya Marksist LeninistParti ve Partimiz MK’lar› ad›na yap›lan ortakaç›klamada somutland› ve süreç içerisinde YurtD›fl› Hizibinin daha da sistemleflmifl çizgisinedönüfltü.

Uluslararas› Komünist Hareketin Mao Ze-dung’u incelemeye almas› gerekti¤ini belirten 1.Merkez Komitemiz Mao Zedung’un hayat›n›n sondöneminin tam olarak de¤erlendirilmesini imkan-s›z k›lan faktörlerden de sözederek asl›nda ciddibir araflt›rma yapmayaca¤›n›n zeminini olufltur-mufl, ayr›ca son dönem belgelerinin Mao’ya aitolup olmad›¤›n›n bilinmedi¤ini söyleyerek Maove düflünceleri üzerine sinsice flaibe yaratm›flt›.

Baflkan Mao’nun katk›lar› ve bu katk›lar›ndakibak›fl aç›s› ekonomi politik, felsefe ve sosyalizmsorunlar›na iliflkin ortaya koydu¤u tezler 70’lersonras› ortaya ç›kmam›fl, daha önce Çin devrimisürecinde sistematize edilmifl ve Büyük ProleterKültür Devrimi ile en üst düzeyde senteze ulaflm›flbilimsel tezlerdir. Elefltirilecekse elefltirinin butezler üzerinde yap›lmas› gerekirken tezlerinMao’ya ait olup olmad›¤› fleklinde flaibeler yarat›l-mas› Merkez Komitemizin kaçak dövüfl yönte-midir. Bu yöntemle amaçlanan önce flaibe yarat-mak sonra ise bu flaibelerle ideolojik ve siyasi etkialan›n› parti içerisinde yay›p geniflletmek, arka-s›ndan ise anti-Maoist çizgiyi hakim hale getirerekMao’yu tümden reddetmektir. Bunun Partimizinasgari ve azami programatik görüfllerinin redde-dilmesi anlam›na geldi¤ini Merkez Komitemizbilmek durumundayd›. Aç›ktan bunu göze ala-mayan 1. MK daha sinsi yöntemlere baflvuraraktasfiyecili¤i tedricen uygulamaya çal›flm›flt›r. Nite-kim bu çizginin ideolojik-siyasi önderli¤ini yapanYurt D›fl› Hizibi 2. Konferans’a do¤ru ve hemenarkas›ndan sistemleflmifl çizgisiyle Partinin karfl›-s›na ç›karak daha önce bafllatt›¤› hizipçi faaliyet-lerini 1981 y›l› ortas›nda örgütsel ayr›l›kla nokta-lam›flt›r.

1. Merkez Komitesi’nin sa¤ oportünizminingiderek sistemleflmifl bir çizgi halini almas›nda1. Konferans›m›z›n dolay›s›yla Partimizin ‹kiÇizgi Mücadelesi kavray›fl›n›n önemli bir pay›vard›r. 1. Konferans›m›z, parti içi ‹ki ÇizgiMücadelesinde Hocac› bir çizgiye sahipti:

‹ki Çizgi Mücadelesini sadece farkl› farkl› sis-temleflmifl programatik görüfllerin çat›flmas› olarakalg›l›yor, Parti içerisindeki burjuva düflüncelerekarfl› Marksist Leninist Maoistleri silahs›z vesavunmas›z b›rak›yordu. Farkl› görüflleri çizgiolarak de¤il görüfl ayr›l›klar›n›n kendi içinde dahiMarksizm’den sapma olarak de¤erlendirmiyordu.

1. Konferans›m›zla iflbafl›na gelen 1. MerkezKomitemiz, bafl›n› Enver Hoca’n›n çekti¤i yenirevizyonist ak›m›n argümanlar›na dayan›yordu. 1.MK, “KK” Hizibi çizgisinden tamam›yla kop-mam›fl ve bu çizginin ideolojik-siyasi nedenlerinibilimsel temelde inceleyerek do¤ru derslerç›karamam›flt›. Komintern ve Stalin’in hatalar›n›elefltirmek yerine bu hatalar› ideolojik hatt›n›ntemeli haline getirdi. Rus Sosyal Emperyalizmi’ninModern Revizyonist siyaset ve düflünceleriniideolojik olarak a盤a ç›kar›p teflhir etme göreviniyeterince yerine getirmedi.

AEP’in 1978 ortalar›nda Mao flahs›nda Mark-sizm Leninizm Maoizm’e yapt›¤› ideolojik sald›r›-lara karfl› Baflkan Mao’yu savunup net bir tav›rtak›nmak ve Arnavutluk Emek Partisi’nin bafl›n›çekti¤i Troçkist/revizyonist görüflleri mahkumetmek yerine karfl›s›nda sallant›ya düfltü.

1. MK’ya politik-taktik yönelimi olarak dam-gas›n› vuran çizgi kendili¤indenci liberal sa¤oportünizmken, örgütsel alanda sekterizm, genelteorik ve ideolojik sorunlardaki düflünsel e¤ilimiise daha çok Troçkizm’e yak›nd›.

1. MK’ya hakim olan çizgi, 2.konferans tart›fl-malar›na kadar kelimenin tam anlam›yla henüzsistemleflmemiflti. l. MK’ya çizgisel olarak dam-gas›n› vuran kanat MLM’ler de¤il Partideki sa¤oportünist kanatt›. Bu çizgi (Yurt D›fl› Hizibi) 2.konferans tart›flmalar›nda tamam›yla sistemli birçizgiye dönüfltü. Baflka deyiflle farkl› bir programve çizginin bütünlüklü bir bak›fl aç›s› fleklindekendini ifade etti¤i nitel olarak farkl› bir biçim ald›.

Bununla beraber 2. Konferans›m›z›n ve 2.MK’m›z›n da bu çizgiden köklü bir kopufl sa¤laya-bildi¤inden sözedemeyiz. 2. MK’n›n Partiye 2.örgütsel yenilgiyi yaflatmas›na neden olan ideo-lojik, siyasi, örgütsel, askeri çizgilerinin tarihselkökleri 1. MK ve onun sa¤ oportünist çizgisindenköklü bir flekilde kopmamas›ndan kaynaklan-maktad›r.

KKK

2. Konferans›m›z Marksist Leninist Maoist-lerin zaferiyle sonuçlanan, bu ba¤lamda partiçizgisi ve ideolojisinin Yoldafl Kaypakkaya son-

Page 102: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

102

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

ras› ilk kez bu kadar bilince ç›kar›ld›¤› bir niteli¤esahiptir.

2. Konferans›m›z, 57 Deklarasyonu ve 1960Bildirgesi’nin devrimci özünü kararl›l›kla sa-vundu, keskin solcu ve devrimci görünüm al-t›nda bu özü reddetmek isteyen revizyonist-Troçkist k›rmas› ak›m› altetti.

2. Konferans›m›z 1963 polemiklerinin, partiçizgimizin üzerinde infla edildi¤i ML platformniteli¤inde oldu¤unu belirtti. Bu anlamda, bubelgeleri ask›ya alman›n parti çizgisini ask›yaalmak oldu¤una iflaret etti.

K›sacas›, 2. Konferans›m›z Uluslararas› Komü-nist Harekette (UKH) önemli ayr›flmalar ve saflafl-malarda gerek ÇKP’nin bafl›n› çekti¤i Modernrevizyonizmin de¤iflik bir biçimi olan “Üç Dün-yac›” Oportünist cepheye karfl›, gerekse AEP kli-¤inin çevresinde kümelenen modern-revizyonistyeni Troçkist kanada karfl› aç›k ve kesin bir flekildeMarksist Leninist Maoist kampta saf tutmufl; hemMao’ya, hem de AEP’e karfl› olan, yani her ikisinide reddetme yönünde geliflen ortayolcu yeni-Troçkist e¤ilimleri de deflifre etmifltir.

2. Konferans›m›z›n bir di¤er gündem mad-desi de Mao Zedung yoldafla getirilen elefltiril-erden Demokratik Halk Devrimi (DHD) veDemokratik Halk ‹ktidar› (DH‹)’n›n bileflimi veözüne iliflkindi. Bu gündem maddesinde deHocac› yar›-Troçkist revizyonist Yurt D›fl› Hizi-bi çizgisi ile keskin bir ideolojik mücadeleyesahne olan 2. Konferans›m›zda Baflkan Maobilimimize yapt›¤› nitel katk›larla birlikte sahip-lenildi.

2. Konferans›m›z Baflkan Mao’nun sosyalizmve sosyalizmde s›n›f mücadeleleri, ekonomi poli-tik, felsefe, Demoratik Halk Devrimi, DemokratikHalk ‹ktidar› ve bunlar›n özü ve bileflenleri, HalkSavafl› konular›nda bilimimize yapt›¤› katk›lar›kararl›ca savundu ve revizyonizm-Troçkizm k›r-mas› YD Hizibini mahkum etti.

Enver Hoca önderli¤indeki AEP revizyonistkli¤inin Mao Zedung yoldafl nezdinde MarksizmLeninizm Maoizme sald›r›s›n› kararl›l›kla püs-kürttü

2. Konferans, 1. Merkez Komitesinin MaoZedung Ö¤retisinin “Ask›ya Al›nmas›” yaklafl›-m›n› hakl› ve do¤ru bir temelde reddetti.

2. Konferans›n Mao’ya sahip ç›kma ve onusavunma noktas›nda izledi¤i tutum, MLM’dir.Buradaki temel eksikli¤i, 1. Konferansta “MaoZedung Düflüncesi”nin reddedilmesi anlay›fl›n›hala da savunuyor olmas›yd›. 2. Konferans “Mao

Zedung Düflüncesi” formülasyonuna karfl› ç›ka-rak, bu konuda ne 1. Konferans›n ve ne de 1.MK’n›n düflünce yönteminden kurtulamam›fl-t›r. O tarihi koflullar itibar›yla ve Yoldafl Kay-pakkaya’n›n ortaya koydu¤u “MLMZD” for-mülasyonuna karfl› ç›kmak, Baflkan Mao’nun,daha do¤rusu Mao Zedung Düflüncesi’ninMarksizm’in yeni bir nitel aflamas› olarak kav-ranmamas› gerçekli¤idir.

Kongremiz, 1. Konferans›m›z›n Maoizmkonusundaki k›r›lmas›n› mahkum ederken 2.Konferans›m›z›n rehber ideolojimiz ve varl›kflart›m›z olan Maoizm’e o zamanki kavray›fldüzeyiyle s›n›rl› olsa da Mao flahs›nda sahipç›kmas›n› ve “Mao’nun ustal›¤›n›n ask›ya al›n-mas›n›n Parti çizgisinin ask›ya al›nmas› oldu¤u”fleklindeki do¤ru ç›k›fl›n› selamlar.

Kuflkusuz Partimizin ve Kongremizin bugü-nün flartlar›nda Maoizm’i kavray›fl› daha derin,bilinci daha ileridir. Bununla beraber 2. Konfe-rans›m›z›n eksiklerine, kavray›fls›zl›klar›na veyetmezliklerine karfl›n Maoist safta aç›k ve kesintavr› Partimiz tarihi aç›s›ndan son derece önemlibir dönemeç olmufl; Parti içindeki iki çizgimücadelesi Marksist Leninist Maoistlerin zaferiylesonuçlanarak Büyük Proleter Kültür Devrimininürünü olan Partimizin Maoist özü ve bu temeldekido¤ru ve bilimsel Parti çizgimiz, program›m›z vestratejimiz, dolay›s›yla Partimizin Marksist Le-ninist Maoist niteli¤i korunmufltur.

Gelinen aflamada Partimiz aç›s›ndan sorunMaoizm’in savunulup savunulmamas› de¤il,Maoizm’e iliflkin teorik kavray›fl›n ne oldu¤u soru-nudur. Parti 1. Kongremizin gündem maddele-rinden biri olan ‹deoloji Sorunu bu yan›yla detayl›bir flekilde tart›fl›lm›fl ve çözüme ba¤lanm›flt›r.Bütünlüklü olarak Maoizmi tarihsel kökleri içindeele al›p inceleyen bir Kongre belgesini aç›k ideo-lojik tart›flmalar›n ard›ndan tam bir irade birli¤iiçerisinde onaylam›flt›r.

Kongremiz Maoist olunmadan komünistolunamayaca¤›na iflaret eder.

Aç›kt›r ki Marksizm, flimdi Marks’›n tekrar›olamaz. Lenin’in tekrar› ile Leninizm de temsiledilip uygulanamaz. Proletarya bilimi yaflayancanl› bir silaht›r. Statik ve dogma de¤il, eylemk›lavuzudur. Art›k komünist olmak sadece prole-tarya diktatörlü¤ünü savunmakla s›n›rland›r›-lamaz. Büyük Proleter Kültür Devrimi ö¤retti.Tüm sosyalizm dönemi boyunca s›n›flar›n varl›¤›-n›n bir sonucu olarak s›n›f mücadelesi devamediyordu. Proletarya ve burjuvazi aras›ndaki s›n›f

Page 103: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

103

SINIF TEOR‹S‹

savafl›m› tüm sosyalizm döneminin de gerçe¤iydi.Komünizme kadar proletarya iktidar› alt›nda daproletarya devrimini sürekli devam ettirmek, keyfide¤il, s›n›fs›z-burjuvazisiz asla düflünülemeyecekolan sosyalizm gerçe¤inin de bir zorunlulu¤udur.Kültür Devrimi enternasyonal proletaryan›n bukolektif tecrübesinin günümüzdeki doru¤uydu.

Maoizm. tabii ki Marksizm Leninizm’e dayan›-yor, onun sadece kaba bir tekrar› ile yetinmiyor,cereyan eden olgular›n sebeplerinin bilimsel tahliliile, bilimimizin yeni nitel bir aflamaya ulaflt›r›l-mas›d›r. Komünizme yürüyüflte evrensel bir geçer-lilik olan Kültür Devrimlerine iflaret eder.

Kongremiz, rehber ideolojimiz MarksizmLeninizm Maoizm kavray›fl›m›z› derinlefltirdi.Bu temelde titiz bir muhasebe ile hatalar›m›z›nkayna¤›n› politik ve ideolojik boyutuyla deflifreederek, Partimize Marksist Leninist Maoistgüçlü bir yönelim kazand›rd›.

Kongremiz merkezci eklektizmi mahkumetti. Baflkan Mao’nun Stalin ve Komüntern’eelefltirilerinin bilimselli¤ini teyid etti. Enter-nasyonal proletaryan›n ö¤retmeni Yoldafl Sta-lin’in esasta bilimsel ö¤retisini reddederlerkenhatalar›na sar›lan modern revizyonizmin ortaktemelini deflifre etti. Maoizm, Baflkan Mao’nunproletarya bilimine yeni nitel katk›lar›n›n yan›-s›ra, ayn› zamanda Marksizm Leninizm’in yeniüçüncü aflamaya bütünlüklü yükseltilmesidir.Marksizm Leninizm ile Maoizm birbirlerindenayr› de¤illerdir.

Bilimimiz s›n›f mücadelesi, üretim süreci,bilimsel deney zemininde Marksizm LeninizmMaoizm aflamalar›na ulaflm›fl, Marksizm Leni-nizm Maoizm senteziyle proletaryan›n ideolojisiolarak bilimsel rehberli¤ini pratik taraf›ndan daortaya koymufltur.

Marksizm Leninizm Maoizm’e yabanc› ideo-lojik ak›mlara karfl› Maoizm’i daha etkili halegetirmenin birincil yolu kuflkusuz ki Maoizm›fl›¤›nda prati¤e yüklenmekken ikincil yan› ise buyabanc› ak›mlara karfl› amans›z bir ideolojikmücadele yürütmektir. Bu konuda Partimizinbugüne kadar görevini yeterince yerine getirmedi¤iaç›kt›r.

2. Konferans›m›z ve iflbafl›na getirdi¤i önder-li¤in de bu görevi yerine getirmeyerek Partininkaoslara, krizlere aç›k olmas›n›n zeminindeküçümsenmeyecek katk›s› vard›r. Mao’yu sahip-lenme tutumlar› do¤ruyken uluslararas› burju-va ak›mlara karfl› ideolojik alanda sald›r›ya geç-memesi onun temel eksikli¤i ve 1. Konferans ve

1. MK’dan köklü bir kopufl sa¤lamad›¤›n›n gös-tergesidir.

S›n›f mücadelesinin önemli görevleri ara-s›nda, daha do¤rusu üç temel görevinden birisi-nin de ideolojik alanda mücadele yürütmekoldu¤u aç›kt›r. Kongremiz, bu soruna önemledikkat çekmifl ve bu bilinçten hareketle de Kon-gre kararlar› ›fl›¤›nda ideolojik mücadele göre-vimizin ciddiyetle yerine getirilmesini vurgu-lam›flt›r.

2. Konferans›m›z Parti çizgisini savunma konu-sunda ›srarl› olmakla birlikte 1. Konferans düflün-celerinden, ayn› zamanda revizyonist Yurt D›fl›Hizibi çizgisinin etkisinden kurtulamamas›, buba¤lamda her ne kadar Mao’nun ö¤retisini ve onunklasik oldu¤unu savunsa da ancak MZD formulas-yonunu savunmamas›; hatta bu yanl›fl tutumunudaha sonra Devrimci Enternasyonalist HareketDeklarasyonuna konu olan MZD formülasyo-nunu elefltirmeye kadar götürmesi, Mao’yu savu-nurken dahi Stalin’in argumanlar›n› temel almayaçal›flmas›, Kongremize kadar afl›lamayan Maoiz-min eklektik kavran›fl›n›n da dayana¤› olmufltur.Temeldeki k›r›lmalar do¤ru ve bilimsel bir ideo-lojik mücadele siyaseti ›fl›¤› alt›nda Maoist ‹ki ÇizgiMücadelesi ile köklü bir flekilde muhasebe edilipafl›lmad›¤›ndan, Kongremize dek strateji ve tak-tikte sürekli sapmalara ve giderek ideolojik dejene-rasyona götürmüfltür.

2. Konferans›m›z çok zor koflullarda ve her-hangi bir fiziki yara al›nmadan 1981 fiubat bafl-lar›nda Dersim’in da¤lar›nda baflar›yla sonuçland›.Bu, bir anlamda TKP(ML)’nin l. yenilgi sonras›ilk kez stratejik örgütlenme ve mücadele biçimineuygun ad›m atmas›yd›. Bu ad›m ayn› zamandaHalk Savafl› konusundaki bir ›srar›n ve kararl›l›¤›ngöstergesiydi. Ancak tarihimiz ö¤retmifltir ki bukararl›l›k ve ›srar do¤ru bir stratejik plan do¤rul-tusunda yürütülmez ve gelifltirilip büyütülmezse,o partinin genel çizgisi konusundaki bu ideolojikdurufl bilince ç›kar›l›p do¤ru bir siyaset yönetimialt›nda gelifltirilip zenginlefltirilmezse pek tabii kio genel çizgi kitlelere nüfuz edemez.

Halk Savafl›n› ve do¤ru bir stratejik ve ideolojikkavray›fl› belirleyecek olan da kuflkusuz Maoizmkavray›fl› ve bu temelde flekillenen ve kurumlaflanbir önderlik olacakt›. Ancak bu yarat›lamad›.

2. Konferans›m›z›n, 1. MK’n›n geçmifl siyasaldurumunu göremedi¤i, örgütü devrimci durumauygun harekete geçirip gerilla savafl›n› bafllatmakiçin gerekli haz›rl›k yapmad›¤› ve kendili¤indencisa¤ oportünist hat izledi¤ine dair yöneltti¤i elefltiri

Page 104: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

104

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

do¤ruydu. Fakat buna karfl›l›k 2. Konferans cuntakoflullar›nda, nesnel koflullar›n parti ve devrimaleyhine oldu¤u bir dönemde befl bölgeye güçle-rimizi da¤›tarak bir mücadele ve örgütlenme biçi-mini savunarak güçleri gerçekçi bir flekilde de¤ilmacerac› bir flekilde mevzilendiren sol bir taktikizlemifltir. O koflullarda, “yak›nda patlamalarolacak” gibi subjektif belirlemelerle pek yak›ndadevrim dalgas›n›n yükselece¤i beklentisine girmekbir ad›m önünü görememektir. Koflullara bu abar-t›l› yaklafl›m, politikada abart›, kendi gücünü deoldu¤undan fazla görerek düflman› küçümse-mektir ki örgütsel politikada güçlerin da¤›t›lmas›n›da beraberinde getirmifltir. Halbuki önderlik sanat›sadece genel tespitler yapmak de¤il gelece¤i deöngörebilmek ve ona göre bir siyaset izlemektir.

Kongremiz, Yoldafl Kaypakkaya sonras› dö-nemler boyunca idelojimizin ortaya konulantaktik politikalarla stratejimizin ise belirlenen tak-tiklerle sürekli afl›nd›r›ld›¤›n› tespit etmifl ve buanlay›fllar› alt etmifltir.

2. Konferans›m›z›n Halk Savafl› stratejisinikavray›fl› zay›f ve hatal›, dolay›s›yla ona yol gös-teren siyaseti de hatal› oldu¤undan Parti, sorunlar›pratikte do¤ru olarak çözemedi ve aradan fazlazaman geçmeden önce sol, sonra sa¤a evrilen pratikhat sonucu yenilgiyle tan›flt›. Yanl›fl taktik önderlikideolojik temeldeki k›r›lmay› büyüterek, ideolojikberraklaflma ve sa¤lamlaflman›n de¤il aksine dahabüyük bir teorik ve ideolojik karmaflan›n sebebioldu. Maoist stratejik ve taktik önderlik bofllu¤usubejktivizm kaynakl› taktik hatalarla s›n›rl› kal-mayacakt›. Zira taktik politikalardaki sapmalarproleter d›fl› ideolojik bak›fl aç›lar›ndan besleniyorve onlar› daha da büyütüyordu.

Örgüt ve mücadele biçimlerinin yanl›fl kavran-mas›ndan ve stratejik kavray›fls›zl›klardan beslenentaktik hatalar sonucu iradeyi temsili kritik biraflamaya gelen 2. Merkez Komitesi GüçlendirmeKonferans› ile güçlendirildi. Ancak Merkez Komi-tesinin bilefliminin niteli¤i de¤iflmek bir yana dahada zay›flad›¤›ndan, ideolojik olarak proleterlefle-memifl ve siyasi olarak geri bir önderli¤in yönelimide farkl› olmayacakt›. Gerçekte ise yönetim vegenel siyasi çizgiyi temsil gücünden yoksun olanbu önderli¤i, dönem boyunca hapishanelerdekikadrolar (Fahri Üyeler) yönetmifltir.

Bilindi¤i gibi Partimizin uluslararas› düzlemdesavundu¤u rehber ideolojimiz, Büyük ProleterKültür Devrimi ile bilimimizin nitel üçüncü afla-mas› olan Maoizmin rehberli¤inde, Partimizin deiçinde yer ald›¤› Devrimci Enternasyonalist Hare-

ket (DEH)’in Genel Siyasi Çizgisi, ilk olarak 1984y›l›nda ortaya konulan Deklarasyon’la belirlen-mifltir. Partimiz ve Güçlendirme Konferans› son-ras› 2.Merkez Komitemiz de bu Deklarasyon’u -baz› hatal› yanlar›na dikkat çekmekle birlikte temelilkelerin esas›n›- “ML” de¤erlendirdi¤i için alt›naimza atm›fl ve DEH’in üyesi ve örgütleyicileri içe-risinde yer alm›flt›.

Kongremiz, 2. Merkez Komitemizin bukonuda do¤ru bir siyaset izledi¤ine dikkat çek-mifltir. DEH ve temel belgeleri “Deklerasyon”ve “Yaflas›n Marksizm Leninizm Maoizm”,belgeleri, Marksist Leninist Maoist’tir. Dekla-rasyon’da elefltirdi¤imiz kimi yönler onunMarksist Leninist Maoist niteli¤ini de¤ifltir-medi¤i gibi bu hatal› yönlerin bir ço¤u Yaflas›nMarksizm Leninizm Maoizm belgesinde afl›l-m›flt›r. Dolay›s›yla 2.MK’n›n flerhli de olsa Dekla-rasyon’a imza atmas› olumluyken, ancak BaflkanMao’nun Stalin ve Komüntern’e iliflkin elefltirileritemelinde yükselen Deklerasyon’da vurgulananelefltirileri paylaflmamas› olumsuzluktu. Çünkü 2.Merkez Komitemiz, Yurt D›fl› Hizibini mahkumederken bunu esasta Stalin’in argumanlar›ylamahkum etmeye çal›flm›fl, dolay›s›yla BaflkanMao’nun Stalin ve Komüntern’e iliflkin elefltiri-lerini paylaflmam›fl, esasta elefltirilen konulardasaf›n› Stalin ve Komüntern’den yana belirlemifltir.Bu konudaki di¤er bir olumsuzlu¤u ise, Partiiçinde yükselen anti Maoist itirazlara gö¤üs germe-yerek Devrimci Enternasyonalist Hareket’ten fiiliolarak çekilmesidir.

Fakat mesele sadece Uluslararas› KomünistHareketin genel siyasi çizgisini do¤ru bir flekildeortaya koymakla bitmedi¤i gibi, bu MarksistLeninist Maoist çizgi do¤rultusunda devriminprogramatik görüfllerini ortaya koymakla da bit-mez. ‹kisinin baflar›ya ulaflmas› için MLM ilkeler›fl›¤›nda do¤ru bir ideolojik-politik ve taktikönderlik çizgisi oluflturmak ve bunu istikrarl› birflekilde yürütmek flartt›r. Do¤ru bir çizgi tayinedicidir.

Güçlendirme sonras› 2. MK’n›n DevrimciEnternasyonalist Hareket’in (DEH) genel siyasiçizgisini savunmas› ve bunu örgütün resmi düflün-celeri haline getirmeye çal›flmas›, onun Maoizmigüçlü bir flekilde kavrad›¤› anlam›na gelmedi¤i gibiher alanda do¤ru bir çizgi izledi¤i anlam›na dagelmez. Bununla beraber 2. MK bu alanda esastaMLM bir çizgi izlemifltir. Güçlendirme sonras› 2.MK, Parti Program› ve devrimin genel çizgisinoktas›nda da esasta MLM bir çizgiye sahiptir.

Page 105: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

105

SINIF TEOR‹S‹

Partimizin kongremize kadar haz›rlanm›fl birprogram› yoktuysa da, Yoldafl Kaypakkaya’n›nkaleme ald›¤› 5 temel belgede ortaya konulanlar,Partimizin bütün Konferanslar›nda onaylanm›fl veprograma denk düflen genel fikirlerini ifade edenprogramatik görüfllerimiz olagelmifltir.

Partimizin programatik görüfllerinde nihaihedefimiz belli, bu hedefe yürürken gerçeklefl-tirilmesi gereken istekler de genel hatlar›yla konul-mufl durumdayd›. 2. MK’n›n Partinin programatikgörüflleri noktas›nda tezatl›k teflkil eden stratejik(ilkesel) bir görüfl ayr›l›¤› yoktu. 2. MK, Yeni De-mokratik Halk ‹ktidar›, Sosyalizm dönemi için içve d›fl siyaset, iktidar›n biçimi ve bileflimi, iktidar›nbilefliminde yer alacak s›n›flara karfl› izlenecekpolitika vb. tüm temel konularda Yoldafl Kaypak-kaya’n›n ortaya koydu¤u temel fikirleri savundu.

K›sacas›, 2. MK Yeni Demokratik Devrimprogram›n› ve nihai hedef komünizmi savunmanoktas›nda Partinin programatik görüflleriyletezatl›k teflkil eden ilkesel bir görüfl ayr›l›¤›na sahipde¤ildi. Devlet, devrim, parti ve gelece¤in yak›nve uzak hedefleri/amaçlar› konusunda MLM birçizgiye sahipti. Tüm bu olumsuzluklara karfl›n2. MK Partimizin bu program› gerçeklefltirmekiçin önüne koydu¤u genel stratejisini kavraya-mad›¤›ndan Partimizi stratejik bir plan do¤rul-tusunda konuflland›rmay› önderli¤i süresincebaflaramad›. Partimizin temel belgelerinde stra-tejik meseleler olarak ele al›nan tezlerden baz›la-r›n› taktik derekesine düflürerek tart›flt›rmayaçal›flmas› aç›k bir oportünizmdir. Buna ba¤l› ola-rak da taktik meselelerde genel olarak MarksistLeninist Maoist yöntemlerden sapm›fl, Partiyiönce sol sonradan ise sa¤ oportünist hatta çek-mifltir. Sa¤ oportünist çizgisini örgütsel tasfiye-cilikle birlefltirmifltir.

2. MK’n›n oportünizmi örgütsel ve askerialana da yans›m›flt›r. Ayn› flekilde mücadelebiçimlerine iliflkin ileri sürdü¤ü tezler de opor-tünistti; 2. MK bu konuda da anti-MLM görüfl-ler ileri sürerek bilinç bulan›kl›¤› yaratm›flt›r.Güncel siyasal geliflmeler karfl›s›nda gerek somutdurumu tespiti noktas›nda olsun gerekse bunauygun örgütsel, askeri ve di¤er alanlarda siyasetbelirlemede olsun sa¤ bir siyaset izleyen 2. MKçal›flma tarz›nda da kendili¤indencili¤in damga-s›n› vurdu¤u menflevik bir tarz izlemifltir. ‹llega-lite konusunda ise oldukça dejenerasyona yolaçt›. Siyasal oportünizmi örgütsel meselelerdeliberalizm fleklinde yans›m›fl, zaman zaman dadarbeci yöntemleri benimsemifltir.

2. Merkez Komitesinin Sa¤ Oportünist siyasiçizgisi ve örgütsel liberalizmi Partimizde ideo-lojik ve örgütsel kaos yaratm›fl ve bu tasfiye sü-reci 1987’de Parti güçlerimizin iki ayr› sol opor-tünist önderlik çizgisi alt›nda ayr›l›¤›na evril-mifltir. Baflka deyiflle bu süreç de do¤ru bir ideo-lojik mücadele yöntemiyle, Parti içi Maoist ‹kiÇizgi Mücadelesi yoluyla afl›larak Marksist Leni-nist Maoist önderlikli ileri bir Maoist birli¤ede¤il, oportünist çizgilerin ayr›l›¤›na götür-müfltür.

1987’de Parti Güçlerimizin ayr›l›¤›; PartimizinDo¤u Anadolu Bölge Komitesi’nin, esas olarakOrdu güçlerimizin, Partimizin 3. Konferans›nagitmeyerek “revizyonist” olarak nitelendirdi¤i sa¤oportünist 2. Merkez Komitemizi tan›mama veisyan temelinde Parti ve Konferans iradesine dekarfl› ç›karak ayr›l›k ilan etmesiyle gerçekleflti. Busebeple Parti tarihimizde ve kamuoyunda, 1987’den 1992’ye kadar ayr› örgütsel yap›lar fleklindevarl›¤›n› sürdüren Partimiz güçlerinden biri“DABK (Do¤u Anadolu Bölge Komitesi) Ka-nad›” ad›yla, di¤eri ise “Konferans Kanad›” ad›ylaan›lmaktad›r. Konferans Kanad›, Partimizin 3.Konferans›n›n seçti¤i 3. Merkez Komitesi önder-li¤inde mücadeleyi sürdürmüfl, bu süreçte DABKKanad› da kendi merkezi önderli¤ini tesis etmifltir.

Y›¤›naktaki Hatalar Kurulufl TemellerimizdeK›r›lmalara Neden Oldu.

1. Konferans›m›z yapt›¤› özelefltiride MZDformulasyonunun Leninizmin eskidi¤i ve ça¤›nde¤iflti¤i anlam›na geldi¤i gerekçesiyle bu formu-lasyonu reddetmiflti. Bu haks›z ve Partimizinideolojik hatt›na aç›ktan bir elefltiriydi. Gene 2.Konferans›m›z Baflkan Mao’nun bilimimize nitelkatk›lar›n› savunmufl ve yeni tipte modern reviz-yonistlerin Baflkan Mao flahs›nda MarksizmLeninizm Maoizme yapt›¤› sald›r›lar› gö¤üslemeyeçal›flm›flt›r. Ancak ne MZD formülasyonunu nede Maoizm formülasyonunu savunmufltur. Bun-lara karfl›l›k Ancak 3. Konferans›m›z MZDformülasyonunu savunarak Parti tarihimizdeMaoizm kavray›fl› noktas›nda olumlu bir yöne-lime girmifltir.

Fakat Kongremiz, gerek 3. Konferans’tagerekse o günden Kongremize kadar geçen süreiçerisinde Partimizin Maoizm üzerine çözüm-leme ve belgelerinin bir bütün olarak ikna edicioldu¤unu söylemenin abart› olaca¤›na iflareteder. 3. Konferansta teorik olarak MZD formu-lasyonunun savunulmas›, bu formülasyonunard›ndaki teorik siyasi gerçeklerin net ve doyurucu

Page 106: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

106

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

bir flekilde ortaya konuldu¤u anlam›na gelmez. 3.Konferans ML-MZD formülasyonunu savun-mas›na karfl›n, Baflkan Mao’nun Marksizm Leni-nizme yapt›¤› nitel katk›lar›n› ve onun bilimimizinüçüncü nitel aflamas› oldu¤unu bilimsel bir flekildeortaya koyamad›. Bununla birlikte DEH Dekle-rasyonunu oportünist olarak de¤erlendirdi.

Partimizin DABK kanad› ise, Devrimci Enter-nasyonalist Hareket’in Deklarasyonunu “reviz-yonist” olarak de¤erlendirmekle hatal› bir tespittebulundu.

Kongremiz Deklarasyonda baz› oportünistdüflünceler mevcut olmakla birlikte Deklaras-yonun özüne damgas›n› vuran yan›n MLM düflün-celer oldu¤una bir kez daha dikkat çeker.

DABK Kanad› gerçeklefltirdi¤i 3. Konferan-s›nda Mao Zedung Düflüncesi formülasyonunusavunmamakla eksik ve yetersiz kalm›flt›r. BaflkanMao’nun Marksizm’in her üç alan›nda yapt›¤› nitelkatk›lar› kavramad›¤›ndan gerek MZD formülas-yonunu, gerekse de Maoizm formülasyonunukullanmaktan itinayla kaç›nm›flt›r.

Parti güçlerimizin 1992’deki Birlik Komisyon-lar›n›n görüflmelerinde ise gerçeklefltirilen Ola-¤anüstü Parti Konferans›na kadar MZD fliar›n›nsavunulmas› karar› al›nd›. Bu karar olumluydu veher iki yap› için de uyumluydu. DABK Kanad›formülasyon olarak bu düflünceyi savunmuyordu.Ama DABK’›n kendisi de öz olarak KonferansKanad›yla ayn› görüflleri savunuyordu. Bununyan›s›ra Partimizin DABK ve Konferans Kanat-lar›n›n birli¤i sonras› Ola¤anüstü Parti Konferan-s›m›za kadar Devrimci Enternasyonalist Hare-ket’in ML olarak, 84 Deklerasyonu’nun ise opor-tünist olarak de¤erlendirilmesi karar›, o koflullaraç›s›ndan, yani iki örgütün birli¤i aflamas›nda heriki yap›n›n da DEH ve Deklerasyona iliflkin belir-lemelerine denk düflmesi ve ayr›ca geçifl dönemiiçin uygun çözüm karar› olarak de¤erlendirile-bilinir.

Fakat Kongremiz daha sonraki aflamalarda“DEH’in MLM, Deklarasyonun ise oportünist”olarak de¤erlendirilmesinin yanl›fl oldu¤u kadartutars›z oldu¤una da dikkat çeker. Deklarasyonve DEH konusunda 1992’den itibaren de tipikbir oportünist tav›r sergilendi. DEH ve Dekla-rasyona iliflkin bu tav›r Kongremiz taraf›ndan“Program ve taktikler içerik, örgüt ise biçimdir”Leninist tezinden hareketle tam bir cehalet ör-ne¤i olarak tan›mlanm›fl ve mahkum edilmifltir.

1992 Birli¤i sonras› dönemin önderlikleri yay›norganlar›na da ideolojik ve siyasi olarak do¤ru bir

önderlik etmemifl ve zaman zaman yay›n organ-lar›nda Partimizin ideolojik hatt›na ve program›natezat düflünceler resmi görüflmüfl gibi yay›nlanarakParti kitlesi böyle flekillendirilmifltir. Örne¤inStalin yoldafla yap›lan sald›r›lar› gö¤üsleme ad›alt›nda Maoizme sald›r›lmakta, revizyonist EnverHoca’n›n düflüncelerinin propagandas› yap›lmak-tayd›.

Uluslararas› Komünist Hareket çizgisi nokta-s›nda da geçmiflten beri varolagelen oportünistçizgi sürdürülmüfl, Uluslararas› Komünist Hare-ketin embriyonik merkezi olan Devrimci Enter-nasyonalist Hareket (DEH) ile iliflkileri gelifltiril-memifl, bu alandaki görevleri yerine getirilme-mifltir. Uluslararas› çizgide 2. MK’n›n, DABK veKonferans Kanatlar›n›n oportünist çizgileri derin-lefltirilerek sürdürülmüfltür.

K›sacas›; Partimizin gerek Parti güçlerimizinbirli¤i s›ras›nda gerek OPK’da ve gerekse de sonra-s›nda Deklerasyon’a iliflkin tespitleri eklektik veyanl›flt›r: DEH’in temel belgelerinden olan Dekla-rasyon’da hatal› görüfller olsa da bu görüfller Dek-larasyon’a damgas›n› vurmamaktad›r. Deklaras-yon’a damgas›n› vuran genel ilkeler MLM’dir.Dolay›s›yla Deklarasyon’un özünü MLM ilkeleroluflturdu¤u gibi, bu ilkeler etraf›nda kurulanDEH’in kendisi de MLM’dir.

Kongremiz Partimizin Devrimci Enternas-yonalist Hareket’in de¤erlendirilmesinde veonunla iliflkilerinde izledi¤i tutumu de¤erlen-dirmifl ve 1985 y›l›ndan günümüze kadar, Parti-mizin bu alanda izledi¤i sol sekter oportünistsiyaseti mahkum etti ve afla¤›daki sonuçlaravard›:

“Geçmiflte Partimizde hakim hale gelen solsekter çizgi ve bölünmeler nedeniyle DevrimciEnternasyonalist Hareket ile iliflkilerimiz aksa-m›flt›r. ‹liflkilerin aksamas› esasen Partimizinyanl›fl de¤erlendirme ve tutumundan ileri gel-mekteydi. Bunun as›l nedeni Maoizm’den sap-mayd›. Gelinen aflamada Partimiz DevrimciEnternasyonalist Hareketi ve onun yay›nlad›¤›‘Deklarasyon’ ve ‘Yaflas›n Marksizm LeninizmMaoizm’ belgesini MLM olarak de¤erlendir-mekte ve sahiplenmektedir.” (Maoist KomünistPartisi 1. Kongre Kararlar›’ndan)

KKK

1992 Birli¤i sonras› 1993’te gerçeklefltirilenOla¤anüstü Parti Konferans›m›z’da MZD for-mulasyonu yerine Maoizm formulasyonununkabulu karar alt›na al›nm›flt›r:

Page 107: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

107

SINIF TEOR‹S‹

“MZD ile Maoizm formülasyonlar› aras›ndaözde bir fark yoktur. Ancak MZD formülasyonuML formülasyonunun yan›nda e¤reti durdu¤u veMaoizm Mao’nun katk›lar›n› daha net ifade etti¤iiçin Maoizm formulasyonu daha uygundur. Maobilimsel sosyalizm, ekonomi-politik ve felsefealanlar›nda bilime nitel katk›larda bulunarak onugünümüzde en üst aflamaya s›çratm›flt›r.

“Maoizmin en önemli katk›s› sosyalizmdeantagonist s›n›flar›n varl›¤›n›, s›n›f mücadeleleri vegeriye dönüflleri temellendirmesi katk›s›d›r. Di¤erönemli katk›lar› Yeni Demokratik Devrim, De-mokratik Halk ‹ktidar› teori ve taktikleridir.”

Ola¤anüstü Parti Konferans›m›z›n günde-minde yer alan “MZD mi Maoizm mi” tart›flma-s›n›n içeri¤i ve yukar›da aktar›lan karar, bu konudaPartimizin o dönemki bilincini yans›tmas› aç›s›n-dan çarp›c›d›r. Maoizm formülasyonunun kabu-lüyle sonuçlanan tart›flmalarda Maoizm bir yanaMZD formülasyonunun savunulmas›n› bile Kay-pakkaya Güzergah›na sald›r› olarak de¤erlendirenanlay›fllar ç›km›flt›r. Bu anlay›fllarda bilimsel birbak›fl aç›s› olmad›¤› gibi tam bir cehalet örne¤ivard›. Komünist Önderimiz ve Baflkomutan›m›zYoldafl Kaypakkaya’n›n “Partimizin KültürDevriminin ürünü oldu¤u” belirlemesi ve kuru-lufl belgelerindeki MZD formülasyonunun bilin-memesi ancak cehalet örne¤i olarak de¤erlen-dirilebilir. Kuru bir Kaypakkayac›l›k ve kuru s›k›“program savunuculu¤u” nun içine düfltü¤ü pozis-yon buydu. Bu anlay›fl sahipleri Partimizi kurulufltemelleri üzerinden uzaklaflt›ran, Partimizi ideo-lojisinden yabanc›laflt›ran ve onu anti-Maoist birhatta çekmeye çal›flan revizyonist AEPçilerinMZD formülasyonunu neden reddettiklerini bil-me ihtiyac›n› bile duyumsamamaktayd›lar. Mese-lelere bilimsel olarak yaklaflmak yerine kuru s›k›“program savunuculu¤u”yla yaklafl›ld›¤›nda, hertürlü niyetten ba¤›ms›z olarak kiflinin nereleresavruldu¤una en tipik örneklerden biri de buydu.Marksizm Leninizm Maoizm’den kopar›lm›fl birKaypakkayac›l›k, Marksizm Leninizm Maoizm’lebirlefltirilmeyen bir silahl› mücadele ve Halk Savafl›savunuculu¤u tarihimizin önemli bir hatas›d›r.

Maoizm TKP(ML)’nin ideolojisi, TKP(ML)Maoizmin Türkiye-Kuzey Kürdistan’daki bay-raktarl›¤›d›r. Yoldafl Kaypakkaya taraf›ndan or-taya konulan progamatik görüfller, MaoizminTürkiye-Kuzey Kürdistan flartlar›na bilimsel birflekilde uyarlanmas›d›r.

Yoldafl Kaypakkaya, bilimimizin üçüncü nitelaflamas› olan Maoizmi her ne kadar “Mao Zedung

Düflüncesi” olarak formüle etse de, onun dünyagörüflünün gerek kavray›fl›yla gerek uygulan›fl›ylaMaoizm oldu¤u befl temel belge ile ortadad›r.

1993 y›l›nda Ola¤anüstü Parti Konferan-s›m›z›n Maoizm formülasyonunu benimsemesive o günkü kavray›fl düzeyiyle Maoizm’i bilimi-mizin üçüncü nitel aflamas› olarak belirlemesiniderinlikli bir Maoizm kavray›fl›yla yapmam›flolsa da Parti tarihimizde son derece olumlu birad›md›r.

1987 y›l› ve sonras› ayn› zamanda Partimizönderli¤inde Gerilla Savafl›n›n bafllat›ld›¤›, ideo-lojik, stratejik ve taktik kavray›fl konusunda sava-fl›n ve nesnel durumun ihtiyaçlar› ve zorunlu-luklar› paralelinde ve savafl içerisinde do¤al birgeliflimin ve iki çizgi mücadelelerinin yafland›¤›;dolay›s›yla Partimizde Marksist Leninist Maoist-lerin bilinç s›çramalar› yaflad›¤› y›llard›r. Bir yan-dan sa¤ ve sol oportünist önderlik çizgileri Partiyehakim olmaya devam ederken ve Partide veOrduda ciddi ideolojik hastal›klar ve dejenerasyon,Parti tarihinde görülmemifl düzeyde örgütsel kriz-ler ve kaoslar yaflan›rken; öte yandan ise, budiyalektik süreçte karfl›tlar birbirlerini güçlendi-rerek ilerlemifl ve 1992 y›l›nda Partimizin her ikikanad›n›n sol oportünist önderliklerince gerçek-lefltirilen ilkesiz ve oportünist birlik, ard›ndanyeniden hizipleflmeler ve 1994’te örgütsel ayr›l›kladevam eden tasfiye süreci 1996 y›l›nda Partimizibir varl›k yokluk aflamas›na kadar getirmifltir. Buideolojik, politik ve örgütsel kaynama noktas›ndaPartimiz Kongre Haz›rl›k Konferans› ile düflman›nbir aleti durumuna gelmekten kurtar›larak yeni biryönelime sokulmufltur.

Tüm bu süreçlere ve ilgili ideolojik, siyasi,askeri ve örgütsel çizgilere, iki çizgi mücadelelerineiliflkin Kongremizin çözümlemeleri ortaya koy-maktad›r ki 1993 y›l›nda Maoizm formulas-yonunun kabul edilmesiyle at›lan ad›m Maoizmkavray›fl›nda ilerleyen bir sürece iflaret etmeklebirlikte ancak bu, parti içi sorunlar› çözmedeyeterli de¤ildi. Çünkü Kongremizden önce ideo-lojik mücadelede gerçek Maoist ‹ki Çizgi Müca-delesi yöntemi izlenmemifl, yanl›fl çizgilerdenkopulmam›flt›r.

Partimizin Kaypakkaya sonras› tarihi gelifli-minde karfl›lafl›lan olumsuzluklar›n, yüzyüzegelinen krizlerin temelinde MLM’den uzaklafl-malar yatmaktad›r. Ürünü oldu¤umuz BüyükProleter Kültür Devrimi’nin bilince ç›kar›l-mamas›, yanl›fl çizgilere karfl› Maoist ‹ki Çizgimücadelesi yöntemiyle sürekli ideolojik müca-

Page 108: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

108

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

dele yürütülmeyerek onlarla uzlafl›lmas›, bilim-sel bir muhasebeye gidilmemifl olmas›, kurulufltemellerimizden bir k›r›lmay›, savrulmay› ifadeeder. Tüm kriz ve savrulmalar bu k›r›lma teme-linde varolmufllard›r.

Esas mesele, ana halkan›n kavranmas› ve çözül-mesidir. Bunun yerine flu veya bu hatal› sonuç üze-rinde münakaflalar, at›lacak baz› olumlu ad›mlarve do¤rular köklü çözümlere ulaflmaya yetmez.Gerçek çizgi mücadelesi böyle ele al›namaz.

Maoizm mi, oportünizm ve revizyonizm mi?Temel mesele budur. Bu temel meselenin do¤ruanlafl›l›p ele al›nmamas› Partimizi varl›k yoklukaflamas›na dek getirmiflti.

Temel mesele atlanarak sonuçlar üzerinde birmücadelede, parti ve kitlelerin oyaland›¤› bitmeztükenmez suçlamalar hengamesinde, her yenigelenin de suçlad›¤› eskiden kopamad›¤› gerçe¤i,30 y›ll›k Parti tarihimizin hiç de kaderimiz olma-yan, as›l halkay› yani Marksizm Leninizm Maoi-zm’i özellikle de Maoizm ve Kültür Devrimi mese-lesini çözmek bir yana ondan uzaklaflma olgu-sunun cilvesidir.

Kurucu Önderimiz ve Baflkomutan›m›z Yol-dafl Kaypakkaya’n›n önderli¤inde Partimiz kuru-cusu yoldafllar›m›z›n Maoist iki çizgi mücadelesiyoluyla kesin bir ayr›m yaparak koptu¤u fiafakrevizyonistleri de sözde “MZD savunucular›”kesiliyorlard›. Sorun görünmek de¤il uygulay›psavunmakt›r. Devrimci Enternasyonalist Hare-ket’in embriyonik merkezi oldu¤u Yeni Komünistbir enternasyonalin güçleri ancak Baflkan Maoönderli¤indeki Çin Komünist Partisinin modernrevizyonizme karfl› mücadelede “Uluslararas›Komünist Hareketin Genel Hatt› için öneri” vebunu izleyen polemiklere dayananlar, savunupuygulayanlar olabilirdi. 2. Enternasyonal’denköklü bir kopufl gerçeklefltirilmeden 3. Enter-nasyonal olamazd›. Olsayd› da bir devam›,revizyonizmin bir tekrar› olurdu. Zay›fl›klar›na,kimi hatalar›na ra¤men 3.Enternasyonal ML idi.Sonras›nda Partilerin büyük ço¤unlu¤u hatalar›aflmak bir yana, sistemlefltirmekle kalmad›lardo¤ru olan ne varsa da buzlu sulara gömdüler.Hatalara ve bunun üzerinde yükselen revizyo-nizme Baflkan Mao ile neflter vuruldu. NeflterTürkiye-Kuzey Kürdistan revizyonist reformistgelene¤ini dinamitleyen Yoldafl Kaypakkaya ’y›yaratt›.

Yoldafl Kaypakkaya sonras› önderliklerimizMao savunmas›n› merkezci bir güzergahta Hoca-c›l›kla birlefltiren ikiyi bir yapma maharetiyle

Partimizde Maoizmin eklektik kavran›fl›n› uygu-laya gelmifllerdir. Mao Zedung Düflüncesi formu-lasyonu böyle terkedilmiflti ama yeniden savunul-mas› ve hatta Maoizm formulasyonunun kabulüde ayn› kavray›fl›n devam›yd›.

‹ki Çizgi MücadelesiParti tarihimizde ‹ki Çizgi Mücadelesinin eklek-tik bir flekilde savunulmas› ve uygulanmas› biryandan ayr›l›kç›l›k, ba¤›ms›zl›kç›l›k, isyan vehizipçilik kültürünü ve dolay›s›yla Maoistlerinbirli¤i hedefini merkezine oturtmayan y›k›c›,sekter ve sol tasfiyeci çizgileri di¤er yandan damücadelesiz birlikler ve ilkesiz uzlaflmalarlaliberal ve sa¤ tasfiyeci oportünist çizgileri bera-berinde getirmifltir.

Parti içi iki çizgi mücadelesinin do¤ru ile yanl›flaras›daki mücadele oldu¤u kavranmad›¤›ndan, bukonuda ideolojik ve teorik kaos içerisindeki ön-derlik çizgileri do¤al olarak bir çok hizipsel bölün-melerin geliflmesine de zemin haz›rlad›lar. Hizip-leri savunmak, bu hiziplerin ç›k›fl gerekçelerinido¤ru bulmak ve savunmak Maoist Parti içi ikiçizgi mücadelesi ile ba¤daflmaz. Aç›kt›r ki bütünhizipler anti-Maoist bir örgütsel çizgiden hareketlepartiye bayrak açm›fl ve zarar vermifllerdir. Ancakbu durum içerisinde önderliklerin hatal› çizgile-rinin pay› ciddi bir de¤erlendirme konusu yap›l-mam›flt›r.

Örne¤in Parti taban›nda 1. Merkez Komitesi-nin sa¤ oportünist çizgisi ve önderli¤ine yo¤untepkinin olmas› GKK hizibinin beslendi¤i zeminolmufltur. GKK hizibinin baflar›s› ve yaratt›¤›tahribat, bu zemini “ustal›kla” kullanmas›ndayatmaktad›r. GKK hizibinin temel elefltirileri Partiiçindeki Marksist Leninist Maoist muhalefettaraf›ndan da paylafl›l›yordu. Konferans›n ve yenibir önderlik seçiminin gündemde olmas›na karfl›nsekter ve aceleci bir tutumla Partiye bayrak açmakParti içi iki çizgi mücadelesini dejenere etmektir.GKK, yöntemde sekter ve düflüncede ise, sol süb-jektif bir hareket çizgisine sahipti. Bu konuda neGKK çizgisi ne de önderli¤in çizgisinin bütün-lüklü bir elefltiriye tabi tutulmamas› Parti tarihi-mizde benzeri birçok hizipleflmenin ve önderlikyönteminin tarihsel kökü olmufl ve model olufltur-mufltur.

Parti içi do¤ru ideolojik, siyasi ve örgütselpolitika ve Maoist ‹ki Çizgi Mücadelesi yöntemihiziplerin geliflmesini engelleyebilece¤i gibi,hiziplerin ç›kmas› durumunda ise etkisiz k›l›n-mas›nda temel bir silaht›r. Parti tarihimizi diyalek-

Page 109: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

109

SINIF TEOR‹S‹

tik ve tarihsel materyalist bak›fl aç›s›yla analizetmedi¤imiz sürece Parti tarihinde ç›kan hiziplerinneden ve sonuçlar›n› bilince ç›kar›p bunlara karfl›partiyi donatmak olanaks›zd›r. Bu tür düflünce veyöntemlerin tarihsel kökleri a盤a ç›kar›l›p mah-kum edilmekçe yeni yeni hiziplerin bu tarihselköklerden beslenerek ortaya ç›kmas› kaç›n›l-mazd›r. Parti tarihinde yaflanan da üç afla¤› beflyukar› bundan farkl› bir fley de¤ildir. Bu konudakieksikliklerimizi ve kavray›fls›zl›klar›m›z› gidermekyerine “tarihimiz hiziplere karfl› mücadele tari-hidir” söylemiyle kendi kendimizi aldatmaktan ötebir fley yapamad›k. Siyasi, örgütsel ve askeri çiz-gimizi sorgulamak, bu çizgilerin hiziplerin ç›kma-s›ndaki pay›n› görmek yerine hatalar› hep hizip-lerde bulduk. Bundand›r ki Maoist bir partidebugüne kadar ayr›l›kç› kültürün kökünü kaz›mabaflar›s›n› gösteremedik.

Geçmifl hizipleri mahkum etme ad› alt›nda,gerçekte ise bu hiziplerle ideolojik kopuflu köklübir flekilde yaflayamad›k. Soruna çizgi meselesiolarak bakmad›¤›m›zdan dolay› giden her hizibinideolojik siyasi çizgisini Partimizin içerisinde yeni-den yeniden yeflerttik ve yaflatt›k.

Hizipçilik parti tüzü¤ünde geçti¤i gibi sadeceidari tedbirlerle önlenemez. Maoist bir partide bubir ilkesel yasad›r. Bu ilke uygulanmaz ve parti içimeseleler do¤ru bir yöntemle ele al›nmazsa hizip-çili¤in önüne asla geçilemez.

Parti ‹çi ‹ki Çizgi Mücadelesi Maoist TemeldeEle Al›nmad›.

Yoldafl Kaypakkaya’n›n Maoist kavray›fl sevi-yesi yakalanmadan ortaya ç›kan örgütsel kopufl-lar›n kendilerini Yoldafl Kaypakkaya’n›n kopufluile benzefltirmeleri ve “revizyonizme karfl› k›z›lbayrak açma” iddialar› sadece tarih çarp›t›c›l›¤› veYoldafl Kaypakkaya’n›n miras›n› tahriftir. YoldaflKaypakkaya uzun süreli ve ›srarl› Maoist parti içi‹ki Çizgi Mücadelesi siyasetiyle hareket ederekörgütsel ayr›l›¤a giderken, tarihimizde yaflananhiziplerin ço¤u parti içi iki çizgi mücadelesindeHocac› revizyonist yöntemi esas alm›fllard›r.

Parti içi ‹ki Çizgi Mücadelesi, Parti içindekido¤ru ile yanl›fl›n mücadelesidir. Do¤ru ile yanl›fl›nmücadelesinin kendisi diyalektik tarihsel mater-yalizmle idealist-metafizik düflüncelerin çat›flma-s›ndan baflka bir fley de¤ildir. Parti içerisinde do¤ruile yanl›fl›n, farkl› görüfllerin varl›¤› eflyan›n do¤as›gere¤idir. Farkl› çizgilerin varl›¤›n› kabul etmekde yetmez. Bu, farkl› görüfllerin, sistemleflmifl hal-leriyle” bir arada bulunmas›n›n mümkün olmaya-ca¤›n› mutlaklaflt›rmak da idealizmdir.

Baflkan Mao, sistemleflmifl sol çizginin temsil-cisi Wang Ming çizgisine karfl› ve daha öncesindeMK’ya hakim olan Li-Lisan ve di¤er sol çizgilerekarfl› sonuna kadar ideolojik mücadele etme yön-temini benimsedi. Özellikle de Wang Ming çiz-gisine karfl› ne örgütsel ayr›l›¤› gündeme getiricibir pratik içerisine girdi, ne de bu çizgi sahiplerininhemen partiden at›lmas›n› savundu.

Partimizde ayr›l›k ve hizipleflmeler sürecindeen yayg›n gerekçelerden biri de taban edebiyat›d›r.Örne¤in “2. MK’y› tan›mayan ve onlar›n Partidenat›lmas›n› sa¤layan esas güç savaflç›lard›r” anla-y›fl›na sahip bir önderlik, önderlik bilincinde de¤ildemektir. Çok aç›kt›r ki burada kitle kuyruk-çulu¤u önderlik olarak teorilefltirilmifltir. Geçmifl-ten bugüne kadar bütün ayr›l›k ve hiziplerde tabanedebiyat› yap›larak parti yanl›fl yönlendirilmifl,taban bilimsel bir flekilde yönlendirilmeyerektaban sömürüsü yap›lm›flt›r. Burada taban kuyruk-çulu¤unun elefltirisinin yap›lmas›, taban›n küçüm-sendi¤i fleklinde yorumlanamaz, tam tersine tabanedebiyat› yapanlar, taban›n ideolojik ve siyasitart›flmalara kat›lmas› sözkonusu olunca en sertbiçimde onlar karfl› ç›kmaktayd›lar. Çünkü tümhizipler ve ayr›l›kç›lar aç›kl›¤› sevmez, onlar kapal›kap›c›l›¤a bay›l›rlar. Kapal› kap›c›l›kla ne bulun-maz Hint kumafl› olduklar›n› tabana yuttura-bileceklerini düflünmektedirler. ‹deolojik ve siyasiolarak kendilerine güvenmedikleri için aç›k ze-minde ve meseleleri çizgi boyutuyla tart›flmaktanziyade esrarengiz atmosfer yaratmak ve sorunlar›kiflisellefltirmek bütün hiziplerin ortak özelli¤idir.

Parti kitlesinin de kat›ld›¤› canl› ideolojik,politik tart›flmalar üzerinden de¤il, geri kitleler,gruplar ve kifliler üzerinden “politika” yap›larak,Parti içi Maoist ‹ki Çizgi Mücadelesi yerinekiflisellefltirilmifl ve yüzeysel polemikler temelal›nd›. Bu flekilde do¤ru ile yanl›fl ayr›flt›r›la-mad›¤›ndan ‹ki çizgi mücadelesi üzerindenayr›flma ve birleflme zemini ortadan kald›r›ld›. Bu,do¤ru ile yanl›fl›n, farkl› çizgilerin mücadelesizbirli¤inde ve nihayetinde örgütsel, idari tedbirlerletasfiyesinde somutland›¤›ndan Partinin birlik-mücadele – daha yüksek birlik prensibi ile ideolojiknetleflme ve sa¤lamlaflma yoluya ilerlemesi engel-lendi.

Saflarda evet efendimcilik gelifltirilirken, elefl-tirel yaklaflanlar ya ileriye tafl›nmam›fl, ya da bukiflilere sekter yaklafl›larak savafltan ve partidenkopmalar› sa¤lanm›flt›r. ‹nceleyen, araflt›ran, sor-gulayan, elefltiren kiflilik adeta partiden d›fllan›-yordu. Partimizde özellikle 1987 sonras› ayd›n

Page 110: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

110

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

damar› böyle kesilmifltir. Buna karfl›l›k partidefeodal ve küçük burjuva kiflilikler öne ç›kar›l›yorve parti içi iliflkiler zehirleniyordu. Bu ortamdanfaydalanarak her türden proleter d›fl› ak›m rahat-l›kla Partide kendini varedebiliyordu.

1996 y›l›nda gerçeklefltirilen Kongre Haz›rl›kKonferans›m›zda a盤a ç›kt›¤› gibi karfl›-devrim-cilerin parti saflar›na yo¤un olarak s›zd›r›ld›¤›dönem 1987 ayr›l›k sonras›d›r. Kand›ra bask›n›,fiiran bask›n›, fioran deresi pususu,vb. ciddi gerillaeylemlerinin yo¤unlaflmas›yla birlikte düflman›ns›zma faaliyetleri de ivmelenmifltir. Örgütsel ilifl-kilerdeki gruplaflmalar, klikleflmeler, karfl›devriminbu yöndeki çabalar›n› daha da kolaylaflt›rm›flt›r.Gerek partiye üye al›m›nda gerekse orduya savaflç›al›m›nda hiçbir rapor sistemi iflletilmemifl, ne idü¤übelirsiz birçok unsur kimi “fleflerin” referanslar›ylaparti ve ordu saflar›na doldurulmufltur. Örgütselilkeler iflletilmedi¤inden savaflç›s›ndan üyesinekadar, kimin, nas›l ve kimler taraf›ndan Partiyeveya Orduya kat›ld›¤› konusunda bile ciddi birrapor veya arfliv sistemine gidilmemifltir.

Do¤ru Bir ‹deolojik Mücadelenin Olmad›¤›Yerde Komünist Partisi’nin Safl›¤›n› Korumak‹mkans›zd›r…

Maoist ‹ki Çizgi Mücadelesinin olmad›¤› yerdeideolojik ve kültürel yozlaflman›n, burjuva kültürleuzlaflman›n ve amaca yabanc›laflman›n kaç›n›lmazolaca¤› aç›kt›r. Bu yabanc›laflman›n ürünü olarakilkesiz, kiflisel, grupsal ve bölgesel ç›karlar teme-linde birlikler, her türlü proleter d›fl› düflünce veyaflam tarz› ile uzlaflmalar sözkonusu olmufltur.Bunun da ötesinde yabanc›laflma, Parti ad›na, Partive devrimin ç›karlar› ad›na ilkelerin ayaklar alt›naal›nd›¤› en dejenere pratiklere girilebilmesine kadargötürmüfltür. Partimiz tarihinde bunun iki karaleke fleklinde iki uç örne¤i varolmufltur.

Birincisi, Partimizin Konferans Kanad›’n› birkast fleklinde yönetmeye çal›flan kimi benmerkezcikadrolar›n amac› ve örgütsel ilkeleri hiçe sayarakPartimize bulaflt›rd›klar› eroin ticaretidir. Amacaulaflma ad› alt›nda “ne yararl›ysa o do¤rudur” fel-sefesinden hareket edilmifl ve Partimizin komü-nizm mücadelesine büyük bir leke sürülmüfltür.Bu leke Ola¤anüstü Parti Konferans›m›za kadarpartiden gizlenmifl, Ola¤anüstü Parti Konferan-s›m›z anlay›fl düzeyinde bu lekeyi mahkum et-mesine ve böyle bir prati¤i engellemesine karfl›nbunun ideolojik ve örgütsel gereklerini yerinegetirmeyerek lekeyi daha da büyütmüfltür.

Kongremiz insanl›¤›n kurtuluflu ad›na insanl›¤›uyuflturan, zehirleyen ve emperyalizmin köleci

imparatorlu¤unun devam›na hizmet eden buinsanl›k suçunu bir kez daha mahkum etti ve yücekomünizm amac›na ulaflma mücadelesinde tümaraçlar›m›z›n yüce komünizm kadar temiz olmas›gerekti¤inin önemle alt›n› çizdi.

‹kincisi ise Partimizde a盤a ç›kar›lan Karfl›-Devrimci Hücre elemanlar›na uygulanan yöntem-de ortaya ç›kt›. Bu hücreyi a盤a ç›karan KongreHaz›rl›k Konferans›m›z›n ana gündemini deKarfl›-Devrimci Hücre oluflturmufltu. Nihat diyebilinen bir unsurun bafl›n› çekti¤i bu karfl›-dev-rimci örgütlemenin a盤a ç›kart›lmas›, Konferan-s›m›za tarihsel, politik bir anlam yükledi. Partimiztümden tasfiye olma ya da karfl›-devrimin aletihaline dönüflme tehlikesiyle karfl› karfl›yayd›.Karfl›-devrimci örgütlenme Partimizin önderli¤iniele geçirmeyi ve partiye hakim olmay› hedefli-yordu. Karfl›-devrimin bu oyunlar› Konferans›m›ztaraf›ndan baflar›yla bofla ç›kar›ld›. PartimizinMarksist Leninist Maoist özü korunarak Partimizyeni bir merkezi önderli¤e kavuflturuldu. Parti-mizin Marksist Leninist Maoist özünün korun-mas›nda ve karfl›-devrimci örgütlenmenin a盤aç›kar›lmas›nda Komünist Önderimiz CüneytKahraman yoldafl tayin edici bir rol oynad›.

Konferans›m›z bu tarihi rolü oynamakla vePartimizde son derece boyutlanm›fl olan ve karfl›devrimci hücreye de varl›k zemini sunmufl olanideolojik dejenerasyona karfl› ilk kez KardelenHarekat› ad› alt›nda bir müdahale ve ç›k›fl sürecineönayak olmakla birlikte ondan köklü kopama-yarak ciddi ilkesel hatalara da düfltü.

Partimiz böylesine ciddi bir karfl›-devrimciörgütlenmeyle ilk kez karfl› karfl›ya kald›¤›ndan,bu noktada yeterli bir deneyim birikimine sahipde¤ildi ve “devrimci fliddet” ad› alt›nda sorgu-lama ve soruflturmalarda kiflilere fliddet uygu-lad›.

Karfl›-devrimci olsalar da bir kifliye kötümuamele, psikolojik bask›, insani onurunu zede-leme, hakaret, küfür ve fiziki fliddet, vb. yöntem-ler uygulamak iflkencedir ve insanl›k suçudur.Bu, Marksist Leninist Maoistler için ilkesel birsorundur. Konferans›m›z ne yaz›k ki bu ilkeyiyeterince bilince ç›karamam›fl ve bu noktadailkesizli¤e düflmüfltür. Bu, Partimiz tarihine birkara leke olarak düflmüfl, Partimizin adaletinive hukukunu tart›fl›l›r hale getirmifltir. Bu, biryan›yla sekter, di¤er yan›yla liberal, ama özündeher halükarda burjuvazinin siyaset ve eylemtarz› olan gerici pragmatist bir politikad›r. Kar-fl›-devrimci olsalar da bir tutukluya bask› yap-

Page 111: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

111

SINIF TEOR‹S‹

mak, iflkence yapmak, hakaret etmek, onurunuk›rmak, küfür ve dayak atmak, proleter hukukve adalette yasakt›r, suçtur.

Bu bilinçledir ki Kongremiz burjuvazidenödünç al›nm›fl bu karfl›-devrimci yöntemi mah-kum etti¤ini ilan eder ve bu suçtan dolay› Tür-kiye-Kuzey Kürdistan proletaryas› ve ezilenhalklar› baflta olmak üzere enternasyonal prole-tarya ve dünya halklar›ndan özür diler.

Kongremiz bu sorunu ideolojik-siyasi boyu-tuyla en detayl› bir flekilde ele alarak, tart›flm›fl vebütün kat›l›mc›lar›n›n oybirli¤iyle flu karar› alm›fl-t›r:

“Kongre Haz›rl›k Konferans›m›zda kararalt›na al›nan, sonraki süreçte sorgulama yön-temi olarak uygulanan ve ad›na ‘devrimci fliddet’denilen uygulama devrimci fliddetle alakas›olmayan ve karfl›-devrimden ödünç al›nm›fl birmetottur. Bu, devrimci ilkelerin çarp›t›lmas›d›rve tamam›yla pragmatizme düflülmüfltür.”(Maoist Komünist Partisi 1.Kongre Kararlar›’n-dan)

Kongremiz, gerek Kardelen Harekat›ndagerekse KHK sonras› örgüt içinde ve örgüt d›fl›ndaa盤a ç›kar›l›p ölümle cezaland›r›lan ajan veiflbirlikçilere karfl› izlenen siyaseti detayl› birflekilde ele alm›fl ve de¤erlendirmifltir. Bu de¤er-lendirmeler sonucunda Karfl›-Devrimci Hücreelemanlar›n›n ölümle cezaland›r›lmas› genel olarakdo¤ru bulunurken, ancak kimi ajan ve iflbirlik-çilerin ölümle cezaland›r›lmas› noktas›nda afl›r›yakaç›ld›¤› sonucuna vard›. Ajan ve iflbirlikçi oldu¤uhalde her unsurun mutlaka ölümle cezaland›r›l-mas›n›n do¤ru olmad›¤› sonucuna vard›. ‹çindengeçilen andaki tarihsel, siyasal koflullar, kiflilerinPartiye ve halka verdikleri zarar, bu suçu iflleme-lerine neden olan iç ve d›fl koflullar›n etkisi, suç-lar›na yaklafl›mlar›, Partiye ve halka karfl› samimidavran›p davranmad›klar›, vb. etmenler dikkateal›narak sonuca var›l›r. Bu bilinçten hareketle baz›ajan ve iflbirlikçiler ölümle de¤il teflhir, tecrit,vbcezalarla cezaland›r›l›p etkisizlefltirilebilinir.

Siyasetimiz ‹deolojiyi, Takti¤imiz StratejiyiAfl›nd›rd›.

Kongre Haz›rl›k Konferans›m›zda hakl› olarakKarfl›-Devrimci Hücrenin Partimizde yaratt›¤›ideolojik siyasi örgütsel ve askeri tahribatlar›ntarihsel kökleriyle a盤a ç›kar›l›p Partideki dejene-rasyonun düzeltilmesi için Kardelen Harekat›kapsam›nda Parti içinde de düzeltme çal›flmas›yaplmas› karar alt›na al›nm›flt›. Kongre Haz›rl›kKonferans›nda a盤a ç›kar›lan karfl›-devrimci

hücrenin beslendi¤i ve parti içerisinde bir güçhaline gelebildi¤i iç dinamiklerin a盤a ç›kar›l›p buzeminin kurutulmas›, karfl› devrimcileri cezalan-d›rmaktan çok daha önemliydi. Üstelik bu dina-mikler KDH’n›n yaratt›¤› de¤il varl›k flart› bularakdaha da derinlefltirdi¤i ideolojik k›r›lmalar›m›z vehastal›klar›m›zd›.

Daha önce de belirtildi¤i gibi parti organlar›do¤ru dürüst ifllemiyor/iflletilmiyordu. Organ top-lant›lar› siyasal ve örgütsel sorunlar üzerine canl›ideolojik tart›flmalar yerine kiflisel sürtüflmeler üze-rinden yürütülerek, hem bofluna zaman öldürü-lüyor hem de toplant› sonucu insanlar demoralizeoluyordu. Tart›flmalarda b›rakal›m Maoist tutumu,asgari demokrasi kültürü dahi hakim hale getirile-miyordu; siyasi ve ideolojik dilden çok yar›-lümpen bir üslupla karfl›l›kl› küfür ve hakaretlerevaran sürtüflmeler toplant›lar› tart›flma platformlar›olmaktan ç›kar›yor, suni hesaplaflma platform-lar›na dönüfltürüyordu. Bu kültürün tarihselkökeni eskiye dayanmakla birlikte esas olarak1986-87 y›llar›nda partinin gündemine sokulmuflve sonras›nda ise bir çizgi halinde sürdürülmüfltür.DABK Kanad›nda bu çizgi Nihat kiflili¤indebillurlaflm›fl ve parti içerisinde etkiledi¤i bütünyoldafllar da bu kültürün Maoist bir kültür oldu¤ubilinciyle hareket ederek “kraldan daha kralc›”kesilerek bu çizgiyi sürdürmüfllerdir. Kuflkusuzbu çizgi partinin d›fl›nda aranamaz ve sadece karfl›-devrimci unsurlar›n örgütsel ve ideolojik s›zmas›olarak da tan›mlanamaz.

Gerek dar deneyci bak›fl aç›s› gerekse dogma-tizm Marksizm-Leninizm-Maoizm’in evrenselgerçe¤ini Türkiye-Kuzey Kürdistan devrimininnesnel prati¤inden ay›rarak, k›smi gerçeklerievrensel gerçeklermifl gibi gösterir. Her ikisi denesnel gerçeklikten kopuk öznelci yani tek yanl›düflünce yöntemidir. Partimizde bir dönem dog-matizm hakimken, bir baflka dönem ise özelliklede son y›llarda dar deneyci bak›fl aç›s› hakimolmufltur. Bunlar›n hepsinin de derin sosyalkökleri vard›r. Yani her hatal› çizgi s›n›fsal kök-lerinden ayr› ele al›namaz. Do¤ru ve bilimsel çizgi-lerin kayna¤› proletaryan›n ideolojisi MarksizmLeninizm Maoizmken; yanl›fl ve hatal› çizgiler iseburjuvazinin ideolojisinden beslenir. Ülkemizküçük burjuvalar ülkesidir. Bizimki gibi ülkelerdemücadele ve örgütlenme ve savafl biçiminin esas›n›Halk Savafl› ve Ordu örgütlenmesi oluflturdu-¤undan temel güç köylülüktür.

Bütün bu nesnel koflullardan kaynakl› olarakkomünist partisinin saflar›na köylüler ve küçük

Page 112: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

112

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

burjuvaziden yo¤un kat›l›m olur. Bunlar›nörgütsel olarak komünist partisine kat›lmalar›ideolojik olarak kat›ld›klar› anlam›na gelmez.Burada temel sorun bunlar› ideolojik olarakdönüfltürüp proleterlefltirmektir. Ayr›ca s›n›fl›toplum olman›n bir gere¤i olarak burjuva ideo-lojisinin Parti içerisine yans›mas› her zamanolacakt›r. Yani komünist partisinin bütün üye-leri sanayi proletaryas› kökenli olsa bile irademizd›fl›nda küçük burjuva ideolojisi bir biçimde butoplumdan kopuk olmayan komünist partisiüyelerine etkide bulunacakt›r. Maoist KomünistPartisi bütün bunlar›n bilincinden hareketleamans›z bir ideolojik mücadele, döne döne birdönüflüm ve yeniden kal›ba dökme siyasetiyürütmesi yani iki çizgi mücadelesi tüm Maoistkomünist partileri için evrensel bir ilkedir.Yukar›da sözünü etti¤imiz nesnellikten hare-ketle bizimki gibi ülkelerde bu ilkeye ba¤l›l›kdaha da yak›c› bir hal almaktad›r.

Pek do¤ald›r ki partiye gelen unsurlar›nço¤unlu¤unun s›n›f kökenleri de küçük burjuvaolacakt›r. Ancak as›l sorun s›n›f kökenleri küçükburjuva olan unsurlar› ideolojik olarak prole-terlefltirmektir. Özellikle k›r küçük burjuvazisiyayg›n bir flekilde örgütsel olarak partiye kat›l›rkenbu s›n›ftan insanlar›n ideolojik dönüflümünüsa¤lamak, ideolojik olarak partiye katmak, partiönderli¤inin görevidir. Büyük Proleter KültürDevrimine Çin ifli olarak bakan ve Maoist HalkSavafl› Stratejisini salt bir askeri savafl stratejisiolarak alg›layan, Maoist kitle çizgisinden vekitleleri savafl içerisinde dönüfltürmenin HalkSavafl›n›n zaferinin yegane garantisi olaca¤›ndanbihaber, dahas› demokrasi kültüründen yoksun,Maoist parti içi demokrasi anlay›fl›n› bütün kötü-lüklerin anas› olarak belirleyen bir anlay›fl›n k›rküçük burjuvazisinin yar›-lümpen ve feodalkültürünü, onun y›k›c› ve da¤›t›c› yan›n› törpü-lemesi, dahas› onu proleterlefltirmesi beklenemez.Bu, baflar›lmad›¤› için küçük burjuvazinin örgütiçi iliflkilerdeki y›k›c› tarz› bir çizgi halinde partiyehakim olmufltu. Bu çizgi özellikle 1986-87 y›lla-r›nda daha da boyutlu bir hal alm›flt›. Öznelcilikve flekilcili¤in düflüncede hakim oldu¤u bir partide,onun da ötesinde son y›llarda devrimci teorininküçümsend›¤›, deneyci ideolojinin daha çokhakimiyetini sa¤lad›¤› bir parti çizgisi tabii kiMarksizm-Leninizm-Maoizm’den sapacakt› vesapm›flt›r.

Kongre Haz›rl›k Konferans› ve sonras› iflbafl›nagelen önderlikler de Kardelen Harekat› ve Düzelt-

me çal›flmas› karar›na karfl›n bunu yeterince kavra-yamam›fl ve uygulayamam›fllard›r. Dolay›s›yla üyeve militanlar›n› ideolojik olarak proleterlefltirmekve yeniden kal›ba dökmek için parti içinde canl›bir ideolojik tart›flma ortam› yaratamam›fllard›r.Onlar da kendilerinden öncekiler gibi Maoist ‹kiÇizgi Mücadelesini Hocac› tarzda yorumlam›fl veuygulam›fllard›r.

Parti tarihini bilmeyen, Partinin programatikgörüfllerini bilmeyen, ülke tarihini bilmeyen,Marksizm Leninizm Maoizmi asgari düzeyde deolsa incelememifl kiflilerin üye olarak, hatta kadroolarak de¤erlendirilmesi ve konuflland›r›lmas›Partinin siyasi seviyesini düflürmüfl ve meselelerinçözümüne bilimsel yöntemlerle de¤il el yorda-m›yla gidilmifltir. Bunun da ötesinde bu niteliktekikiflilere MK apoleti tak›l›rsa tabii ki o parti do¤ruve bilimsel bir tarzda s›n›f mücadelesine önderlikedemez, çünkü kendisinin önderli¤e ihtiyac› var-d›r. Böylesi bir parti ortam›nda ve parti içi ilifl-kilerin dejenere edildi¤i bir örgütsel iflleyiflte Mark-sizm Leninizm Maoizm’e yabanc› her türdendüflünce ak›m›n›n ve kiflili¤in yan›s›ra karfl›-dev-rimci unsurlar›n da parti içerisinde boy vermesive uzun süre varl›¤›n› devam ettirebilmesi anlafl›l-maz de¤ildir.

Bu zemini kurutmayan bir komünist partisindeayn› kifliliklerin döne döne hayat bulmas› kaç›n›l-mazd›r. Sahtekarca Kaypakkayac›l›k bayra¤›n›elden b›rakmayarak parti içi yaflam› zehirleyipdejenere eden, organlar› ifllemez hale getiren,Maoist kiflilik ad›na yoz kiflili¤i gelifltiren anlay›fl-lara karfl› do¤ru yöntemle mücadele edilmemifl,tam tersine bu flekillenmenin bask›lanmas› alt›ndakal›narak birçok fleye göz yumulmufl ve parti orta-m›n›n daha da dejenere olmas›na imkan sunul-mufltur. Bir komünist partisi bu çizgi ve kifliliklerlehesaplaflmadan, tüm çabalara karfl›n bu çizgide›srar eden de¤iflip dönüflmek istemeyen iflah olmazoportünistlerden ar›nmadan, sadece amac›ndanuzaklaflmakla kalmaz, nitelik de¤iflime u¤ramatehlikesiyle karfl› karfl›ya gelir. 1993-96 sürecindePartinin bu tehlikeyi çok ciddi boyutta yaflad›¤›Kongre Haz›rl›k Konferans›m›zca a盤a ç›kar›ld›.

Maoist bir partinin proleter d›fl› düflünceak›mlar›, davran›fl ve kiflilik yap›lar› karfl›s›ndaMaoist ilkelere ve komünist kültür ve yaflamtarz›na ›srarla ve keskin ideolojik mücadeleleriçerisinde sahip ç›kma d›fl›nda bir güvencesiyoktur. ‹deolojik mücadele, parti içerisindeMaoist ‹ki Çizgi Mücadelesi, Maoist partinindöne döne ar›narak kendi komünist özünü

Page 113: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

113

SINIF TEOR‹S‹

korumas›n›n tek silah›d›r. Maoist bir parti busilah› her alanda ve sürekli bir flekilde kullan-mad›¤›nda veya bu silah› kullanmada gevflekdavrand›¤›nda, onun proleter çizgiye ve ama-c›na yabanc›laflarak giderek yozlaflmas› kaç›n›l-mazd›r. Mesele sadece tek tek iflah olmaz unsur-lar›n örgütsel tedbirlerle saflardan temizlenmesimeselesi de¤ildir. Bununla birlikte esasta MLMolan birçok yoldaflta birçok eksiklik ve birçokzaaf mevcuttur. Bu yoldafllar›m›z›n küçükburjuva yanlar›yla ideolojik olarak amans›z birflekilde mücadele verilmedi¤inde onlar da iflaholmaz unsurlar haline gelebilirler. Bundandolay› ideolojik mücadele parti içerisindeki hertürden yanl›fl e¤ilime karfl› gerekli ve zorun-ludur. Bir komünist partisinin geliflmesininmotoru da ideolojik mücadeledir.

Politika Bir Kez Belirlendikten Sonra TayinEdici Olan Kadrolard›r.

Kongremiz bu bilinçten hareketle Maoist çiz-ginin bir partide hakim olmas›n›n tek bafl›na yeterliolamayaca¤›na, bu çizginin garanti alt›na al›nmas›gerekti¤ine dikkat çekti. Çizgiyi garanti alt›naalacak olan, Maoist kadrolard›r. Dolay›s›yla Kon-gremiz 30 y›ll›k kadro politikas›n› da muhasebeyetabi tutarak bundan böyle eskinin zay›fl›klar›ndanar›nman›n gereklili¤ine iflaret etti.

Parti olarak, geçmiflten bugüne kadar kadropolitikas›nda olsun, partiye üyelik al›m›nda olsun,gerçek bir MLM politik hat tutturdu¤umuz neyaz›k ki söylenemez. Do¤ru bir kadro politikas›izlenmedi¤i için yeni kadrolar yetifltirilmedi.Özelliklede son y›llara do¤ru bu konuda dahaliberal ve ilkesiz bir politika izlendi¤ini belirte-biliriz. Eski kadrolar›n bir ço¤u sekter bir tarzdad›fltaland›. Kendi yönetimlerine körü körüne itaatetmeyen kadrolar ve üyeler ya örgütten d›fltaland›,ya da önleri t›kand›. Tecrübeli ve birikimli kadrolart›rpanlan›rken tecrübesiz ve evet efendimci “kad-rolar” öne ç›kart›larak üst kademelere getirildi vebu anlay›fllar temelinde örgüt içerisinde kastlafl-maya gidildi.

Niteli¤i de¤il niceli¤i öne ç›kar›p üyelik vas›f-lar›na sahip olmayan birçok yoldafl liberal veilkesiz bir politikayla üye ve kadro olarak partiyeal›nd›. Bu da yetmiyormufl gibi gerek yetenekgerek birikim ve örgütsel tecrübe bak›m›ndanönderlik vasf›na sahip olmayan birçok yoldafl,ola¤anüstü koflullar gerekçesiyle parti önderli¤ineseçildi. Bu durumdaki kifliler do¤al olarak politikaüretemediler. Siyaset yönetme yönlendirme sana-t›d›r, bir partiyi yönetip yönlendirme de çok yön-

lülü¤ü üzerinde bar›nd›rmay› flart koflar. Yoksageliflmeler karfl›s›nda bo¤ulur kal›rs›n. Yeteneksizyoldafllar›n MK ve SB üyesi oldu¤u yerde devrimive partiyi gerçek mecras›nda gelifltirmek olanaks›zhale gelir ve hatta onun geliflmesi önünde engeloluflturur.

Nicel de¤il nitel örgütlenme esas al›nd›¤›ndaMaoist bir parti olunabilir. Sadece fedakarl›k,çal›flkanl›k ve dürüstlük parti üyeli¤inin yeterlikriterleri de¤ildir. Parti tüzü¤ünde belirtilen “üye-nin görevleri ve haklar›”n› bilinçli bir flekildeyapacak ve kullanabilecek vas›flara sahip de¤ilseher istek duyan yoldafl›n partiye üye al›nmas›Maoist komünistlerin irade ve eylem birli¤i olanpartiyi s›n›fa ve halka devrim yolunda öncülükgörevinden al›koyacakt›r. Bu menflevik tarzla hemüyelik vas›flar›n› yerine getirebilecek durumdaolmayan kifliye zarar verilmifl, geliflimine ket vurul-mufl olunur hem de bu politika flahs›nda partinindevrimin bir bütün olarak geliflip-güçlenmesiönünde baraj oluflturulmufl olunur.

Nitelik denilince, bundan davaya kesin birba¤l›l›k, ideolojik sa¤laml›k, siyasi uyan›kl›k,örgütsel tecrübe ve birçok alanda çok yönlüyetene¤i üzerinde bar›nd›rmak anlafl›l›r. Yoksasadece birini temel al›r di¤erlerini göz ard› eder-sen daha iflin bafl›nda kaybetmiflsin demektir.Kadro yetenektir, fikir üretendir, fikirleri uygu-layand›r, kadro siyasettir, bilinçtir, kadro siyasiuyan›kl›k ve ideolojik sa¤laml›kt›r. Ve kadroyöneten ve yönlendirendir. K›sacas› kadro ör-güttür.

Kadrolar›n nitelik ve kapasitesinin zay›f vegüçsüz oldu¤u durumlarda, özellikle de bu du-rumlarda nicel de¤il nitel örgütlenme siyasetinde›srar etmek gerekir. Çünkü bir kadronun kendikendisini örgütleme ve yönetme sorunu varsa, budurumdaki kadrolardan s›n›f› ve halk› örgütleme,öncülük etme ve yönetmeyi beklemek ham hayal-dir. Nitekim son onbefl y›ll›k Parti önderliklerimizönderlikten çok artç›l›k yapm›fllard›r. Önderlik-lerimiz güncel siyasal geliflmeleri zaman›nda takipetmedikleri gibi, gerek teoride gerek pratikte bunauygun do¤ru polit›k tutumlar gelifltiremediler.Geliflmelerin gerisinde kalarak esasta kendili¤in-denci oportünist bir hat izlediler.

Örne¤in Türkiye-Kuzey Kürdistan halklar›n›derinden etkileyen, uluslararas› demokratik kamu-oyunu arkas›na alan ve Partimizin hapishaneörgütlülüklerinin örgütleyicisi olarak içerisinde yerald›¤›, nicelik ve nitelik olarak direnifli omuzlayangüçlerin bafl›nda geldi¤i, flehitler ve gaziler verdi¤i

Page 114: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

114

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

1996 May›s-Temmuz Ölüm Orucu direniflinedönemin önderli¤i tav›r tak›nmam›flt›r.

Ölüm Orucu direniflinden k›sa bir süre sonrapatlak veren Susurluk skandal›na yönelik politikabelirleyememifl, esasta kitlelerin kendili¤indengelme tepkilerine seyirci kalm›fl, hapishaneler bafltaolmak üzere yerel örgütlerimizin bu noktadakiçabalar›na seyirci kal›nm›flt›r. Merkez Komitemizbu süreçte kendili¤inden gelme kitle hareketiniörgütleme, yönlendirme noktas›nda tek bir sözsöyleyememifl, kitleleri ve yerel örgütlerimizi adetaönderliksiz b›rakm›flt›r. Bununla da yetinmemiflyer yer köstek bile olmufltur. Keza egemen s›n›f-lar›n bile “post-modern darbe” olarak nitelen-dirdi¤i 28 fiubat sürecine de tav›r tak›nmam›flt›r.Bu ve benzeri konularda Parti ad›na Partinin genelsiyasi ve ideolojik hatt› do¤rultusunda do¤rupolitika üretme görevi yerel örgütler ve alt kademekadrolar taraf›ndan yerine getirilmifltir.

Ulusal Harekete karfl› yeterince duyarl›l›kgösterilmemifl, önceki önderlik çizgileri oldu¤ugibi devam ettirilmifltir. Ancak Ölüm Orucu,Susurluk Skandal›, 28 fiubat Süreci vb. konulardaoldu¤u gibi Ulusal Hareket konusunda da Parti-mizin politikas›n› yine alt kademeler ve yerelörgütlenmeler tayin etmifl ve bu politikalar esastaMarksist Leninist Maoist temelde belirlenmiflti.Özellikle PKK ve bir k›s›m devrimci örgütlerlebirlikte oluflturulan Birleflik Devrimci GüçlerPlatformu prati¤i bu dönemin en önemli siyasigörevleri aras›ndayd›. Parti örgütlerimiz bu göreviesas itibariyle baflar›yla yerine getirmifl ve MerkezKomitesi bu politikalar› arkadan takip ederekonaylamakla yetinmifltir.

Stratejik Önderli¤i Örgütlemek Partiyi veDevrimi Örgütlemektir.

Kongremiz stratejik önderli¤in tayin edicili-¤ine önemle vurgu yapt› ve bugüne kadar bafla-r›lamayan Maoist önderli¤in kurumlaflt›r›l-mas›n› birincil görev olarak belirledi:

Do¤ru bir politika demek somut durumu veçeliflkileri do¤ru analiz ederek öngörülü bir flekildebu duruma uygun do¤ru ve devrimci müdahaleyibelirlemek ve buna uygun örgütü ve mücadelearaçlar›n› önceden haz›rlayarak zaman›nda dev-reye sokabilmektir. Parti tarihimizde iflbafl›na gelenMK’lar›n ve bu MK’lar› iflbafl›na getiren Konfe-ranslar›n bu konuda iyi bir s›nav verememifl oldu-¤u; örgütün ve toplumun içinde bulundu¤u ger-çekli¤i bilimsel bir flekilde tahlil edemedi¤i içinihtiyaçlar› da do¤ru bir anlay›flla ortaya koya-mad›¤› aç›kt›r. Mevcut nesnel durumu ve de kendi

gerçekli¤ini bilimsel bir flekilde tan›madan birKonferans›n do¤ru bir önderlik çizgisi oluflturmas›da do¤al olarak düflünülemez. Bu ideolojik, politik,örgütsel ve askeri her alanda belirlenen taktikleraç›s›ndan da böyledir.

Önderlik çizgisinin do¤ru olmas› veya do¤rubir taktik önderlik için mevcut durumun tümyönleri, tüm dinamikleri, tüm iliflkileri ve iç-d›flba¤lant›lar›yla incelenmesi ve analizi; k›sacas›,diyalektik materyalist yöntemle, nesnel bir flekildeanlafl›lmas› ve yorumlanmas› flartt›r. Aksi taktirdeöznelci tespitlerle yanl›fl çizgiler ve politikalar,dolay›s›yla baflar›s›zl›k kaç›n›lmaz olur. Ancakdo¤ru taktik önderlik için bu yeterli de¤ildir.Meseleleri bilimsel olarak kavramak yetmez. Çün-kü komünistlerin ve komünist partisinin görevisadece s›n›f mücadelesinin seyircisi olmak, göz-lemlemek ve yorumlamak de¤il; bunlar üzerindenbu mücadelenin öncü ve etkin bir öznesi olabil-mek, buna do¤ru ve de¤ifltirici, dönüfltürücü iradimüdahalelerde bulunabilmektir. Yani do¤ru birideolojik hat üzerinden toplumun ve s›n›f müca-delesinin dinamiklerine amaca uygun müdaha-lelerle yön verildi¤inde Maoist bir nitelik kazan›r.Her s›n›f›n iyi taktisyenleri olabilir ancak iyi tak-tisyen de¤il iyi komünist taktisyenler olabilmektamamen bu taktiklere yön verecek olan amaçberrakl›¤›, bu amaç berrakl›¤›n› ifade eden s›n›fduruflu yani ideolojik duruflla ilintilidir. K›sacas›bir Komünist Partisinin birincil ihtiyac› herfleydenönce do¤ru bir ideolojik önderliktir. Do¤ru birideolojik önderlik olmadan do¤ru bir taktik veyapolitik önderlik de olamaz.

Amaçlarda netlik ve ideolojik durufl siyasalco¤rafya somutuna parti program› ile indirgen-di¤inden, komünist partisinin önderli¤inin birincilniteli¤i ideolojik önderlik olabilmesi ve program›do¤ru ve bilimsel kavray›fl› ile belirlenecektir. ‹sterazami, ister asgari Program› gerçeklefltirmek içindebulunulan süreci bütünlüklü kavray›fl do¤rul-tusunda ortaya konulacak bir stratejik planla,strateji ile mümkündür. Dolay›s›yla stratejik plan,savafl› yönetmenin ve kazanman›n genel plan›,baflka deyiflle zaferin anahtar›d›r. Komünist Parti-sine niteli¤ini veren ideolojisi, program› ve bunugerçeklefltirmek için ortaya koydu¤u stratejik planoldu¤una göre; o plan›n kurmay›, komünistpartisinin önderli¤i ideolojik önderlik kurumuolarak ayn› zamanda ideoloji, program ve stratejikkavray›fl›n billur çekirde¤i, kolektifin tüm tarihsel,teorik ve pratik birikiminin kristalize olmuflstratejik önderli¤i olmak durumundad›r.

Page 115: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

115

SINIF TEOR‹S‹

Stratejik plan›n uygulanmas› stratejik önderli¤eba¤l›d›r. Bu anlam›yla stratejik önderlik tayinedicidir. Çünkü stratejik önderlik bütünü, tüm birsavafl› yöneten merkez olarak tüm parçalar›n iflle-yiflini, politikas›n› ve prati¤ini hem tek tek hem debirbirleriyle iliflkileri içerisinde bir bütün olarakkavray›p yöneten ve yön verendir. Taktiklere yönveren stratejiyi her somut koflulda bütünün, kolek-tifin tamam›n›n gerçekli¤ine, parçalar›n tüm iliflki-lerini ve tarihsel, sosyal, politik flartlar›n bütününüdikkate alarak uygulamas› ve bütünü hareketegeçirmesi gereken orkestra flefi odur. Genele, güç-ler dengesinin bir bütününe ve önderli¤i alt›ndakitüm alanlara, o alanlar›n birbirleriyle ve di¤ergüçlerle s›n›f iliflkilerinin bilgisine, hem genelolarak toplumdaki s›n›flar›n mevzilenifline ve hemde tek tek alanlardaki duruma vak›f olmakdurumundad›r ki merkezi bir stratejik önderliksorumlulu¤unu yerine getirebilsin. Parçalar› bir-birleriyle uyumlu bir flekilde yönetebilsin. Tek tektaktik önderlikleri stratejinin hizmetindeki birmerkezi taktik plan›n baflar›lmas› gibi kolektif birzorlu iflin ekseninde koordine edebilsin.

‹deolojik- politik bir stratejik önderlik olmak-s›z›n tek tek alanlarda, tek tek sorunlarda k›smibaflar›lar elde etmek mümkündür. Tek tek muha-rebelerde zaferler kazanmak mümkündür. Amauzun süreli bir stratejik mücadelenin baflar›s›n›ntek garantisi bu stratejik önderli¤in kendisidir.Merkezi taktik baflar›lar›n olmazsa olmaz› stratejikönderlik kurumlaflmas›yken; tek tek alanlar›ntaktik baflar›lar›n›n bütünü, devrim mücadelesiniilerleten bir nitelik alabilmesi yani ayn› zamandamerkezi bir taktik baflar›n›n kendi üzerine düflenpay›n› gerçeklefltiriyor olabilmesi de savafl›n bütü-nünün kurmay› olan stratejik önderli¤e ba¤l›d›r.Gene merkezi taktik baflar›lar›n stratejik bir zafereyürüyüflü de bu stratejik önderli¤in kurumlafl-mas›na ba¤l›d›r.

Bir Komünist Partisinin önderli¤i, o ülkedekiaflamal› ve kesintisiz devrim mücadelesinin stra-tejik plan›n›n o dönemdeki uygulay›c›s›, savafl›nbütününün kurmay›, komutas› , yani ideolojik,politik stratejik önderli¤i olarak kurumlaflmakdurumundad›r. Ancak böyle bir stratejik önderlikkurumlaflmas› ve bunun süreklili¤inin sa¤lan-mas›yla hem dönemsel merkezi taktik planlarbaflar›yla ortaya konur ve uygulan›r, hem de budönemsel taktik planlar birbirini bütünleyerekilerleyen bir stratejik plan›n sonuç al›c›l›¤›n›nhizmetine girer. Gene ancak bu flekilde merkezitaktik plan her alan, her bölge ve her birimde somut

ve özgül olana uygun biçimlerini al›rken merkezibir plana uyum gibi ana bir halkay› yitirmez.

Öyleyse, stratejik bir ideolojik-politik önderlikkapasitesine sahip bir önderlik bile, bu misyonyeterince kavranmadan ve bunu gerçeklefltirmeflartlar› oluflturulmadan, süreklili¤i sa¤lanm›fl vekurumlaflm›fl bir durufl gere¤i anlafl›lmadan bukapasitesini maddi bir güç haline getiremez. Bukapasitenin maddi bir güç haline gelmesi herfley-den önce önderli¤in gerçekten de bütünü görebi-lece¤i, bütünün tüm hareketinin bilgisine sahipolabilece¤i bir yerde ve buna uygun araçlarla dona-t›lm›fl olarak konuflland›r›lmas›ndan geçer.

Ülke ve dünyadaki geliflmelerden, s›n›f müca-delesindeki her bir hareketten, tek tek her bir birparçan›n, yani her faaliyet alan›n›n, her bölgeninçeliflkilerinden, gerçeklerinden, hareketinden, anbe an de¤iflen sosyal, siyasal, askeri, ekonomik vb.geliflmelerinden bihaber olan bir kurmay›n birdevrimi, çok parçal› ve çok ifllevli bir organizmay›tek bir amaca kilitleyerek harekete geçirme veyönetme becerisi beklenemez. Öyleyse önderli¤ebu flartlar sa¤lanmal›, bunun araçlar› yarat›lmal›,süreklili¤i sa¤lanmal›, önderlik bu asli göreviniyerine getirmeye kilitlenmeli ve bunun için destratejik ve tayin edici önemi kavranarak korun-mal›d›r. Ondan sonra da o önderlikten kolektifinyani partinin tüm kadrolar›n›, üyelerini, militan-lar›n› ve savaflç›lar›n›, tüm örgütlerini ve bölgelerinitek bir stratejik ve taktik plan dahilinde ustacabirlefltirmesi, farkl› renkleri, farkl› alanlar›, farkl›farkl› olanlar› tek bir yumruk gibi hareketegeçirebilmek olan önderlik sanat›n› icra etmesi;bunun için ideolojik ve politik bir merkez, ideo-lojik ve politik önderlik misyonunu oynamas›beklenmelidir. Aslolan, asli görevini yerine getir-mesidir. Bu tayin edicidir. Bu asli görevini yerinegetirmeyen bir önderlik savafl›n en k›zg›n alan-lar›nda, en büyük fedakarl›klar içinde en büyükemekleri sarfetse de, çok iyi bir savaflç›, çok iyi birmilitan, çok iyi bir devrimci, çok iyi bir komünist,çok iyi bir taktisyen, çok iyi bir komutan veya çokiyi bir teorisyen olabilir; ama savafl›n bütünününkurmay› yani gerçek bir önderlik, stratejik bir ön-derlik olamaz. ‹rade ve eylem birli¤inin, stratejikbir plan dahilinde çelikten bir birlikle devrimizafere tafl›man›n baflkaca da garantisi yoktur. Partiihtiyaçsa, önderliksiz bir partinin dört bir yanayumruk sallayan ve tek tek baflar› ve zaferlerinihiçbir zaman sonuç al›c› ve nihai, kal›c› bir zaferyolunda birlefltiremeyen bir militanlar, kahra-manlar ve savaflç›lar toplulu¤u olmaktan öteye

Page 116: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

116

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

gidemeyen, gerçek bir parti olamayan bir partioldu¤u asla unutulmamal›d›r.

Parti tarihimizde merkezi önderliklerden hepküçük iflleri baflarmas› beklenegeldi. Hemen hiçbir zaman s›radan bir taktik önderli¤in veya tekbir alan›n önderli¤inin ötesinde bir beklentiyegirilmedi¤i gibi bazen daha da ileri giderek önder-likten beklentilerin ç›tas› bir savaflç›dan bekle-nenler derekesine dahi düflürüldü. Tepeden t›rna¤aböyle flekillenen bir partide önderler de önderliketme ihtiyac› duymazlar ve bir savaflç›n›n teorisive prati¤i ile yetinir ve kuflkusuz kendili¤indencibir çizginin bürokratlar›na dönüflür çürür ya daiyi bir halk savaflç›s›n›n devrimci fedakarl›¤›yla k›savadeli baflar›lar ve küçük muharebelerin zafer-leriyle yetinirler. Büyük düflünmeyen bir partininönderli¤inin büyük düflünmesi beklenemez. ‹yisilah kullanman›n veya iyi yaz› yazman›n önderlikzannedildi¤i bir örgüt parça parça baflar›lar eldeedebilir ama sonuç al›c› bir stratejik plan do¤rul-tusunda iç birli¤ini dahi sa¤layamaz.

Halk Savafl› Stratejisi dahilinde Partinin, dev-rimin ve savafl›n en iyi yönetilece¤i yer, savafla vepartiye en iyi vak›f olunabilecek yerse; bu partininde esas›n›n konuflland›¤› köylük bölgeler olacakt›r.Önderli¤in kurumlaflt›r›lmas› ve korunmas› aç›s›n-dan da politik ve askeri olarak en güçlü ve engüvenlikli noktalar da gene bu köylük bölgelerolacakt›r. Ancak bu bölgelerin gerçekten bu flart-lara sahip olmas› tamamen stratejinin icras›na,bunun için de öncelikle önderli¤in misyonunuyerine getirmesine ba¤l›d›r. O halde yap›lmas›gereken öncelikle önderli¤i stratejik bir kavray›fllastratejik önderlik misyonunu yerine getirebilece¤ialanlarda konuflland›rarak Halk Savafl›n› ilerlet-mek ve köylük bölgeleri gerçekten devriminüslerine dönüfltürebilmektir. Önderlik kuflkusuzki devrimin flahdamarlar›nda, bu ileri ve flehirlereoranla kuflkusuz daha güvenlikli bölgelerde hempartiyi, hem devrimi hem de savafl› daha iyi yöne-tebilecektir.

Maoistlerin Birli¤i Stratejik Bir SorundurMaoist Komünist Partisi nihai amac›na ulaflmakiçin öncelikle Parti içerisinde Maoistlerin ilkeli veçelikten birli¤ini sa¤laman›n öneminin bilinciylehareket etmektedir. Kuflkusuz bunun arac› Maoist‹ki Çizgi Mücadelesidir. Maoist Komünist Partisikendi içinde birli¤i yeterli görmemekte, belirli birsiyasal co¤rafyada tüm gerçek Maoistlerin tek birMaoist Komünist Partisi çat›s› alt›nda birleflmesizorunlulu¤una iflaret etmektedir. Maoistlerin

birli¤i sorunu taktik de¤il stratejik bir sorundur.Bu bilinçle Maoist Komünist Partisi Maoistlerinbirli¤i siyasetinde flu kriterlerden hareket eder:

1- ‹deolojik Birlik2- Asgari ve Azami Devrim Program›nda

Birlik3- Devrim Stratejisi ve Temel Taktiklerde

Birlik4- Örgütsel ‹lkelerde Birlik5- Tarihi Muhasebenin Yap›lmas›Kongremiz co¤rafyam›zda farkl› örgütsel

yap›lar olarak mücadele eden Maoistlerin, tarihimuhasebe hariç di¤er tüm konularda esasta birlikkoflullar›na sahip oldu¤u görüflündedir. Partimizörgütsel önderlik çizgilerinin bu temel kriterlersa¤land›¤› müddetçe birli¤in önünde engel olma-d›¤› ve Maoist güçler aras›nda ‹ki Çizgi Müca-delesinin tek bir Parti içindeyken de varoldu¤u veolaca¤› konusunda berrak bir bilince sahiptir.Maoist Komünist Partisi, tarihi muhasebe nokta-s›nda yakalad›¤› bilinç ve ç›kard›¤› tarihi dersler›fl›¤›nda 1992 Birli¤i’ni de de¤erlendirmifl ve buoportünist birlikten ö¤renilmesinin önemine dik-kat çekmifltir.

1992 y›l›nda Partimiz güçlerinin birli¤i siyasalbir geliflme olarak tarihsel bir olayd›. Ama hertarihsel olay›n do¤ru ve yanl›fllar› oldu¤u datart›flmas›z bir gerçekliktir. Bir olay› MLM aç›dantarihsel k›lacak ana faktör, söz konusu olayadamgas›n› vuran siyasi karakteridir. Dolay›s›ylabu olaya ilk bak›flta bir tarihi-toplumsal olaydememek elde de¤ildir. Ama sorun derinli¤ineirdelenerek MLM’lerin ilkeli birli¤i aç›s›ndanbak›ld›¤›nda ise bu tarihin oportünist ve ilkesizbir tarih oldu¤u a盤a ç›kar. Bizim tart›flt›¤›m›zs›radan birlik de¤il MLM’lerin örgütsel birli¤idir.Bu anlamda bu tarihin alt›ndaki imzan›n gerçekideolojik adland›rmas› oportünizmdir. .

‹lkeli birli¤in MLM anlamda gerçekli¤e dönüfl-mesinin anahtar› her iki yap›n›n kurulufltan günü-müze kadar Parti tarihine do¤ru yöntemle yaklafl›pbilimsel sonuçlara varmas›d›r. Maoist KomünistPartisi 1. Kongre ile bu görevi yerine getirmifldurumdad›r. Maoist Komünist Partisi’nin birlikönerdi¤i TKP/ML’nin mevcut siyasal çizginioportünist olarak de¤erlendirmesi, onun MLMniteli¤ini inkar etti¤i anlam›na gelmez. Bununlaberaber Marksist Leninist Maoistler, iki oportünistçizgi ve önderlikten bir Marksist Leninist Maoistçizgi ve önderli¤in ç›kmayaca¤›n›n da bilincin-dedirler. 1992 birli¤i bunun en somut örne¤i vetecrübesi olarak Marksist Leninist Maoistlerin,

Page 117: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

117

SINIF TEOR‹S‹

önünde durmaktad›r. Marksist Leninist Maoistlerbirli¤in, bütün oportünist çizgilerin mahkumiyetiüzerinde yükselmesi gerekti¤i konusunda tered-dütsüzdürler. Bu baflar›lamad›¤› müddetçe hangis›fatla olursa olsun hiçbir birli¤i Marksist LeninistMaoistler kabul edemezler. Bunu bilimimize vedavam›za sald›r› olarak alg›larlar.

Bu sorun Partimiz Maoist Komünist Partisiaç›s›ndan esasta çözülmüfltür. 1. Kongremizin 30y›ll›k muhasebe, program, tüzük, ideoloji, Ulus-lararas› Komünist Hareket vb. konularda yakala-d›¤› seviye bütün Maoistlerin birli¤inin temelinioluflturmaktad›r. Bu seviye yakalanmad›kça opor-tünist çizgilerin birli¤i 1992’de oldu¤u gibi gruplarkonfederasyonundan öte bir anlam ifade etmez.TKP/ML aç›s›ndan bu tarihi görev orta yerdedurmaktad›r. Maoistlerin birli¤i gibi yüce birdavaya inan›l›yorsa bu tarihi görevden kaç›lamaz.

Bütün bu MLM belirlemelerden sonra Kon-gremizin dolay›s›yla Partimizin yakalad›¤› Maoistbirlik seviyesini anlamaya çal›flmak ve bu seviyeyeuygun pratikler sergilemek yerine eskinin tek-rar›ndan ibaret olacak olan seviyesiz nitelemelerlebu tarihsel görevin önüne geçmeye çal›flmak boflbir çabad›r. Sorumsuzca yap›lacak subjektifde¤erlendirmeler sadece Partimize de¤il Maoizmdünyas›na yap›lm›fl sald›r› olacakt›r. MarksistLeninist Maoistler, birli¤in stratejik oldu¤u bilin-cinden hareket ederken yukar›da belirlenenprensiplerden de vazgeçmeyeceklerdir.

Ulusal Sorun, Kürt Ulusal Hareketi ve TaktikÖnderlikDo¤ru önderlik do¤ru bir siyaset ve taktikle oran-t›l›d›r.. Ama bunun için sadece teorik formülas-yonlar ortaya koymak yetmez. Özelle genelibirlefltirmek önderlik sanat›n›n olmazsa olmaz birkofluludur. Baflkan Mao’nun dedi¤i gibi, “Görev-leri ortaya koymak yeterli de¤ildir, ayn› zaman-da bunlar› yerine getirmeyi sa¤layacak metodlarsorununu da çözümlememiz gerekir. Diyelimki görevimiz nehri geçmektir, ama bir köprüveya bir kay›k yoksa nehri geçemeyiz veya kay›ksorunu çözümlenmedikçe nehri geçmekten sözetmek neye yarar? Metotlar da çözümlenme-dikçe görevler üzerinde çene çalmak gereksizgevezelikten baflka bir fley de¤ildir”.

Partimiz Yoldafl Kaypakkaya ile birlikte birçokkonuda oldu¤u gibi ulusal meseleye iliflkin de endo¤ru ve en bilimsel bir politik perspektif ortayakoymufl, ancak bu genel politikay› özel politi-kalarla birlefltirme görevini yerine getirememifltir.

Partimizin kurulufl belgelerinde Yoldafl Kaypak-kaya ulusal sorun, ulusal hareket, Uluslar›n KendiKaderlerini Tayin Hakk›, tarihteki Kürt ulusalhareketleri, Kemalizm, Türk flovenizmi, sosyal-flovenizm, ezilen ulus milliyetçili¤i vb. konular›Marksist Leninist Maoist bir görüfl aç›s›yla ortayakoymas›na ve Partimizin Ulusal Soruna Maoistçözüm projesini berraklaflt›rmas›na karfl›n Kay-pakkaya sonras› önderliklerimiz bunu maddi birgüce dönüfltüremedikleri gibi zaman zaman buçizgiden sapt›lar.

Kendisini Kürt, Türk ve çeflitli milliyetlerdenproletaryan›n öncü partisi olarak tan›mlayan birkomünist partisinin Kuzey Kürdistan’da faaliyetsürdürmesi farkl› fley ama o partinin ezilen ulusiçin somut sloganlar ve politikalar ›fl›¤›nda iradifaaliyet yürütmesi farkl› fleydir. Ezilen Kürtulusuna karfl› görev ve sorumluluklar›n› yerinegetirmeyen bir komünist hareketin Kürt milliyet-çili¤inin geliflmesinden yak›nmaya hakk› yoktur.Bilindi¤i gibi PKK önderli¤indeki Kürt UlusalHareketi 15 y›l boyunca devrimci bir ulusal kur-tulufl savafl› yürütmüfl ve Kürt kitlelerinin ezici birço¤unlu¤unu ulusal burjuvazinin bayra¤› alt›ndatoplam›flt›. Gerek Kürt kitlelerinin ulusal burjuva-zinin arkas›na tak›lmas›nda gerekse Faflist dikta-törlü¤ün bu hareketi tasfiye sald›r›s›n›n baflar›s›ndaPartimizin hiçbir bir sorumlulu¤unun olmad›¤›düflünülemez.

Önderliklerimiz Kürt milliyetçili¤inin gelifl-ti¤ini belirlemesine karfl›n bunun nedenlerinido¤ru bir siyasetle sorgulamaktan uzakt›. Kürtulusunun üzerinde yaflad›¤› topraklar› “Kürdis-tan” olarak ifade etmeye bile cesaret edemediler.Ezilen bir ulusun yaflad›¤› topraklar “Bölge Komi-tesi” olarak adland›r›ld›. Bu kavramlar›n, sankimilliyetçilerin tekelinde olan kavramlarm›fl gibi,yaz›n›m›za girmemesi için fazlas›yla hassas davra-n›ld›. Enternasyonalizm ve her türlü milliyetçili¤ekarfl› olma ad›na, sosyal flovenizmin üzerimizdekiideolojik ve siyasi etkilerini k›rmak için cüretkardavran›lmad›, tam tersine bu olumsuz yanlar›m›zlauzlafl›ld›. Bunun sonuçlar› boyutludur: Bir yandansosyal flovenizme hizmet ederken öte yandan ezi-len ulus proletaryas› ve halk›n›n Parti önderli¤indebirlefltirilmesine de¤il ezilen ulusun reformist vedevrimci burjvazisinin ideolojik ve siyasi etkialan›na akmas›na neden oldu.

Sorunun ulusal boyutunu bir yana b›raksakbile, Maoist Partinin güven vermeyip ezilen ulusunburjuva hareketlerine itti¤i yoksul Kürt köylü-sünün devrimimizin temel gücünün az›msan-mayacak bir bölü¤ü oldu¤u gerçe¤i görülemedi.

Page 118: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

118

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

Partimizin 1. ve 2. Merkez Komiteleri ve Kon-ferans Kanad› önderlikleri, ezilen ulus milliyetçisiparti ve örgütlerin niteli¤ini do¤ru ve bilimsel birflekilde de¤erlendiremedi. Bu konudaki siyasetimizzaman zaman sol-sekter bir hat flekline büründü.PKK’nin karfl› devrimci pratiklerinden kaynakl›olarak Partimizle iliflkilerinin gerginleflmesiylePartimiz ideolojik siyasi duruflunda sebat etme-yerek subjektif de¤erlendirmelere ve sekter tutum-lara girdi. Fiili olarak bir yönelime girilmemesinekarfl›n bu niteleme sonucu Parti kitlemiz KürtUlusal Hareketine karfl› olumsuz bir flekildeflekillendirildi.

PKK´nin hiçbir dönem “karfl›-devrimci” olarakde¤erlendirilmesini gerektirecek yeterli siyasalnedenler yoktu.

Bir ezilen ulusun ulusal hareketini karfl›-dev-rimci olarak de¤erlendirmek için o hareketin em-peryalizme darbe vurmamas›, onunla iflbirli¤iiçerisinde olmas› ve proletaryan›n (komünistlerin)propaganda/ajitasyon ve örgütlenme faaliyetleriniengellemesi gerekir. Bir ulusal hareket e¤er emper-yalizme darbe vurmuyor ve proletarya devriminingeliflmesine hizmet etmiyorsa bu gibi ulusal hare-ketler reformist olarak de¤erlendirilir. Ve budurumda bu karakterli ulusal hareketler deslek-lenmez, ancak bu hareketlere karfl› zor da kulla-n›lmaz. Onlar›n önderliklerinin ideolojik olarakteflhiriyle yetinilir. Daha önce de iflaret etti¤imizgibi PKK’nin pratik hatt›nda, zaman zaman karfl›devrime hizmet eden politika ve taktikleri olmufl-tur, ancak bu, PKK’nin genel karakterine veçizgisine damgas›n› vuran yan de¤ildi.

Parti içerisinde yanl›fl e¤ilimlerden biri de Kürtulusal sorununa iki asgari bir azami program vebunun için de seksiyon örgütlenmesini savunanoportünist anlay›flt›. Bu anlay›fl daha çok PKK’ninsilahl› mücadeleyi bafllatmas›yla boyverdi. Ezilenulus milliyetçili¤inden etkilenerek sözümonado¤ru bir siyaset ortaya koymaya çal›flanlar, üzer-lerinde olan “inceltilmifl milliyetçili¤in” fark›ndaolamad›lar.

Kongremiz, ezilen ulus burjuvazisi ile ezen ulusburjuvazisi aras›ndaki çeliflkinin bafll›ca çeliflmeleriçerisinde say›lmamas› ve Partinin buna gözünükapatmas› esas itibariyle yukar›da aç›klad›¤›m›zanlay›fllar›n ürünü oldu¤una dikat çekti. Kürtulusal sorunundan s›kça bahsedip bu çeliflkiyibafll›ca çeliflkiler kategorisinde saymamak do¤rude¤ildi. Proletarya önderli¤inde, DemokratikHalk Devrimi ile gerçek anlamda çözüme kavufl-turulacak bu mesele konjöktürel taktik bir sorun

de¤il. Dolay›s›yla ezen ulus burjuvazisiyle ezilenulus burjuvazisi aras›ndaki çeliflme öyle basitçeüzerinden atlan›larak tespit edilse de edilmese deolur türünden yads›nacak veya bafll›ca olmayanonlarca irili ufakl› çeliflki çerçevesinde izah edilecekbir çeliflme de¤il, devrimimizin bafll›ca çeliflme-lerinden biridir. Egemen güçlerin kendi aralar›n-daki çeliflmeyi do¤ru olarak bafll›ca çeliflmeleriçinde de¤erlendirdik. Peki ezen ulus burjuvazisiile ezilen ulus burjuvazisi aras›ndaki çeliflki bundandaha m› önemsizdir?

Çeliflkiler keyfi tespit ve icat edilmez, varsa dareddedilemez. Her karmafl›k sürecin içinde vard›r-lar. Objektif olarak tahlil edilmeli, süreçteki yer-leri-rolleri ortaya konulmal›d›r. Ezen ulus burju-vazisi ile ezilen ulus burjuvazisi aras›nda bafll›cabir çeliflme yoksa, Kürt ulusal sorunundan sözedi-lebilir mi? Bu bafll›ca çeliflmeyi yok sayarsak Türkegemenlerinin ezilen ulus ve az›nl›klara uygulad›¤›milli bask›n›n ayaklar› havada kalmaz m› ?

Bu, bafll›ca ve kendine özgü niteli¤i olan çelifl-kiyi baflka bir torbaya koyup yads›mak hem Kürtulusal meselesine, hem de genel olarak milli mese-leye, onu vareden nedenlere, bu meselenin kendineözgü ekonomik-sosyal-siyasal niteli¤ine do¤ruyaklaflmamak olur. Milli hareket ile halk hareketi,s›n›fsal bask› ile milli bask›, milli mesele ile topraksorununun kar›flt›r›lmas›, bir ve ayn› fleyler olarakgösterilmesi, UKKTH’dan savrulmalar›n dayan-d›¤› önemli hatalardan biridir.

Ezen ulus burjuvazisi ile ezilen ulus burjuvazisiaras›ndaki çeliflmeyi feodalizmle halk y›¤›nlar›veya emperyalizmle halk ya da burjuvazi- prole-tarya, egemen güçlerin kendi aralar›ndaki çeliflkileriçinde göstermek mümkün mü? Farkl› niteliktekiçeliflkileri diyalektik bir yaklafl›mla birbirleriyleolan iliflkilerinde kavrayarak, özgüllükleriyle deay›rdetmek flartt›r. Bunlar “bir torbaya doldurul-mamal›” dendi¤inde esas olarak bu kastedil-mektedir. Bir torbaya dolduranlar mevcut olmufl-tur ve halen de mevcutturlar, olacaklar da. Bofl yereyak›nman›n da, k›zman›n da anlam› yoktur. ‹kiçizgi mücadelesini yürütmek, do¤ru ile yanl›fl›ay›rdetmek, do¤ruda birleflmek, yanl›fl› deflifreetmek ve hatal› yoldafllar› dönüfltürerek do¤ruyakazanmak, ilerletmek asoland›r.

Örne¤in ezen ulus burjuvazisi ile ezilen ulusburjuvazisi aras›ndaki çeliflkiyi emperyalizmle halkaras›ndaki çeliflki kategorisinde ele alan anlay›fllarvard›.Ezen ulus burjuvazisiyle ezilen ulus burjuva-zisi aras›ndaki çeliflki, emperyalizmle çeflitli milli-yetlerden halk›m›z aras›ndaki çeliflki kapsam›nda

Page 119: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

119

SINIF TEOR‹S‹

ele al›nd›¤›nda nelerin kar›flt›r›l›p çarp›t›ld›¤›n›flöyle ifade etmek mümkündür.

Birinci olarak; emperyalizmin deste¤inde veona uflakl›k zemininde olsa da Türk egemen güçlerihedeften ç›kar›lm›fl olur. Do¤u Perinçek’in ÜçDünya Teorisi rehberli¤inde sistematik bir teoriolarak bunu nas›l bayraklaflt›rd›¤›n› pratik olarakgörmek durumunday›z. Türk devleti ve onuntemel dire¤i ordu savunuculu¤unun biraz da buteorik belirlemeden geldi¤ini nas›l inkar edebiliriz.Parti saflar›m›zdaki yanl›fl anlay›fl›n böyle birpozisyonu olmad›. Ancak bu pozisyona düflme-mek demek bu yanl›fl anlay›fltan köklü bir kopuflungerekli olmad›¤›, yetersizliklerin giderilmemesisonucuna götürmez.

‹kinci olarak; birbirleriyle iliflkili ancak özgünnitelikleri itibar›yla ayr› ve farkl› olan bu çeliflmeleriyukar›da ifade edildi¤i gibi ayn› torbada ele almakTürk komprador bürokrat burjuvazisinin vebüyük toprak a¤alar›n›n milli bask›n›n esas uygu-lay›c›lar› ve flampiyonlar› oldu¤unu niyet ne olursaolsun gizlemeye hizmet edece¤i aç›kt›r. PDArevizyonizminin geçmiflte yapt›¤› buydu. YoldaflKaypakkaya bu katmerli sosyal-flovenizmi o günmahkum etmiflti. Ancak Yoldafl Kaypakkaya’dakibilinç ne yaz›k ki bugüne tafl›nmad›.

Yoldafl Kaypakkaya, keskin anti-emperyalistmaskeyle örtülmek istenen Türk flovenisti yüzüa盤a ç›karm›flt›. Bütün yaz›lar›nda, milli bask›n›nesas uygulay›c›lar› kimdir, kimlere uygulanmak-tad›r, özü nedir, konular›n› di¤er temel görüflleriylebirlikte aç›klam›flt› .

Milli hareketler s›n›f karaketerleri gere¤i veözellikle de devrimci proletaryan›n güncel alter-natif olmad›¤› koflullarda emperyalizmle uzlafl-maya çok belirgin bir flekilde meyletmektedirler.fiuras› aç›kt›r ki ulusal kurtulufl mücadelesiningerçekten sonuca götürülmesi, çözülmesi meselesisosyal kurtulufl gibi devrimci proletaryan›n omuz-lar›ndad›r. Ama bu devrimci proletaryan›n ulusalkurtulufl mücadelelerine ilgisiz kalaca¤› anlam›nagelmez. Bu sorunlar› milliyetçi burjuvaziye havaleetmez. Kendi ba¤›ms›z denenmifl sanca¤›n› yük-seltmekle, gerçek çözüm alternatifini göstermekleyükümlüdür. PKK ve KADEK’in baz› sözdedostlar› Kürt meselesindeki sorumluluklar›ndankendilerini azat etmifllerdir. Bu sorunu milli hare-ketin mutlak el at›lamaz sahas› olarak görmek,pratiklerinin baflta gelen özelli¤idir. Kendilerinebiçtikleri rol hiç de pratikte varolmayan hamasidestek söylemidir. Gerçek ise, egemen ulus dev-rimcili¤inin kabulüdür.

Halbuki Maoist Komünist Partisi Kürt veyaTürk partisi de¤ildir. Enternasyonal proletaryan›nbir parças› olan Türkiye-Kuzey Kürdistan’da hermillet ve milliyetten proletaryan›n öncü birli¤idir.Amac› komünizmdir. Buna ulaflmak için Mark-sizm Leninizm Maoizmi rehber al›r. Bulundu¤uhalkada, koflullar aç›s›ndan farkl›l›k içeren görev-leri ele al›rken enternasyonal proletaryan›n görev-lerinin özde ortak oldu¤u bilinciyle hareket eder.Proletaryan›n mücadelesi her halkan›n farkl›koflullar› yüzünden içeri¤i de¤iflmese de, biçimdefarkl›l›klar gösterecektir. Lenin yoldafl›n dedi¤igibi, görev, “herkes için ayn› olan uluslararas›sorunu” her bir somutta özel olanla birlefltirmektir.Proletarya enternasyonalizmi budur. Troçkizmin“komünizm” ad›na bunu atlayan, köylü sorunu,ulusal sorun, vb sorunlar› keskin sosyalist tek tipdevrim 盤›rtkanl›¤›yla burjuvaziye havale eden,özünde s›rt dönen Çin Devrimi aleyhtarl›¤›ndagösterdi¤i gibi, Yeni Demokratik Devrimi yads›-yan, burjuva diye damgalayan Avrupa merkezcianlay›fl›n› Maoistler her zaman kararl›ca reddet-tiler, reddedeceklerdir.

S›n›rlar mutlak de¤il, ancak dünyam›z›n flim-diden reddedilemez objektif bir olgusudur. ‹rade-miz d›fl›nda varolan bu olguyu dikkate alarakproletarya, örgütlenmesinde bunu yoksayamaz.Her bir halde de somut koflullar aç›s›ndan farkl›l›¤›,bu aç›dan görevlerinin biçimde zorunlu olarakalaca¤› somut flekli görmezden gelemez.

Devlet s›n›rlar› aç›s›ndan proletarya meseleyenas›l bakar? Ayr› milletlere göre ayr› milli örgüt-lenmeleri reddeder. Her millet ve milliyetten iflçi-lerin ulusal de¤il s›n›f örgütü olan partilerde kenet-lenmesini savunur. Bunu yaparken de ulusal eflit-sizlikler, bölgesel farkl›l›klar› görmezden gelemez.Her bir yerdeki özgül görevleri do¤ru saptar.MLM rehberli¤inde onu somutla birlefltirerekgüçlenir. Kongremizde ezen ulus burjuvazisi ileezilen ulus burjuvazisi aras›ndaki çeliflmenin bafl-l›ca çeliflmeler içerisinde görülmesi bu gerçekli¤inbilince ç›kar›lmas›n›n ürünüdür. Görevler aç›s›n-dan bu anlams›z m›d›r? Co¤rafyam›z genel olarakYeni Demokratik Devrim süreci içinde bulundu-¤umuzu göstermektedir. Özgül farkl›l›klar butemelde baz› özgül görevler içerse de Yeni Demok-ratik Devrim co¤rafyam›z›n asgari genel progra-m›d›r. De¤iflmeyen bu genel programa ra¤men ,her konuda oldu¤u gibi bu konuda da hem özgülgörevler hem de her bir zamanda gündeme gelecekde¤iflikliklere ba¤l› olarak özel siyasetlerin gerek-lili¤i do¤al olarak kendini dayatacakt›r.

Page 120: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

120

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

Ulusal meselenin çözümünde devrimci prole-taryan›n ayd›nlat›c›l›¤›n› Türkiye - Kuzey Kürdis-tan devrimci hareketinin geleneksel hatalar›n›ndüzeyine düflerek , onlarla benzeflerek karartmayaçal›flan durufllara özellikle Yoldafl Kaypak-kaya’n›n ›fl›¤›yla meydan okuma cüreti Maoistleriçin vazgeçilmezdir. Maoistler milliyetçi burju-vazinin Bundçu federal milletler eksenli projesinede, inkara ve UKKTH’nin gasp›na dayanan Üniterdevletçi flovenizme de karfl›d›rlar.

Kad›n-Erkek ‹liflkisi ve Kad›nlar›n KurtulufluKongremiz, ilk toplumsal iflbölümü ile ortayaç›kan ve özel mülkiyet ve s›n›fl› toplumlar dünya-s›n›n bir ürünü olan kad›n-erkek çeliflkisininçözümü do¤rultusunda Parti tarihimizde somutpolitikalar üretilmemifl olmas›n› bir eksiklik veegemen erkek floveniziminin inceltilmifl bir yans›-mas› olarak görmüfl ve ezilen cins olarak kad›n›nözgürleflmesi do¤rultusunda özgün politikalar›n,özgün mücadele örgütlerinin önemi ve zorunlu-lu¤una dikkat çekmifltir.

Toplumsal devrimin önemli bir parças› vepolitik gücü olarak kad›n›n kurtuluflu hareketineöncülük ve önderlik misyonununu somut olarakyerine getirmeyen bir Maoist Komünist Partisiinsanl›¤›n kurtuluflu projesinde kad›nlara verdi¤igüvende de zay›f kalacakt›r. Kad›n ile erkek ara-s›ndaki çeliflki halen s›n›flar›n ve antagonist çelifl-kilerin varl›¤›n› sürdürdü¤ü sosyalizmde devarolacak ve ancak büyük proleter kültür dev-rimlerinin nihai halkas› olarak yani komünizmleköklü çözüme ulaflarak cinsler aras› salt do¤albir farkl›l›¤a dönüflecektir. Kad›n ile erke¤iniliflkisinde de devrim gerçekleflip son efendi-köleiliflkisi de yeryüzünden silinmeden tüm düny-am›zda gerçek anlamda komünizmin zaferin-den sözetmek olanaks›z olacakt›r.

Kongremiz, maoist komünist kad›n kadrolar veonlar›n öncülü¤ünde gelifltirilecek ve komünizmekadar sürdürülecek kad›n›n kurtuluflu hareketini,hem bugün kad›nlar›n demokratik hareketi içeri-sinde zincirlerini kopararak devrimci enerjilerinina盤a ç›kar›lmas›, hem de sosyalizm sonras› nihaizafere ilerlenebilmesinin tayin edici olabilecekteminat› ve araçlar›ndan biri olarak görmektedir.

Kongremiz bu bilinçten hareketle saflar›m›z-daki kad›n erkek iliflkilerini de bir de¤erlendir-meye tabi tutmufl ve bu iliflkilerin, özellikle de ikiliözel iliflkilerin önemli oranda burjuva-feodal ideo-loji ve kültürün etkisi alt›nda oldu¤u sonucunavarm›flt›r.

“Evliliklerde” ideolojik-siyasi birliktelik temeliüzerinde sosyal, kültürel ve örgütsel durufllar›nuyumlulu¤u ancak cinsler aras›nda özgür ve eflitbir iliflkinin zemini olabilir. Karfl›l›kl› paylafl›m veçok yönlü ortaklaflma yani ortak düflünme, ortaküretim zemininde bir iliflki ile kad›n ile erkekaras›ndaki çeliflki komünist insan iliflkilerini inflatemelinde çözülebildi¤i oranda özgür bir kad›nerkek iliflkisinden ve do¤ru bir “evlilik” anlay›-fl›ndan bahsedebilinir. Buna karfl›l›k Partimizsaflar›ndaki “evliliklerde” komünist iliflkiler, kad›nve erkek aras›ndaki çeliflkilerin çözülmesi veyabanc›laflman›n k›r›lmas› ve yeni kültürün inflas›ölçütleri baz al›nm›yordu. Tam tersine sosyal,siyasal ve örgütsel statüleri aras›nda uçurum olankiflilerin geleneksel tarz evlilikleriyle evlilik kuru-mu ve dolay›s›yla giderek düzeniçilik yenidenüretiliyor ve iliflkiler ilerleten de¤il gerileten, pro-leterlefltiren de¤il düzene yeniden ba¤layan, üretende¤il tüketen, mülkiyetçili¤i, bireyci bencilli¤iyeniden üreten araçlar oluyordu. Örne¤in bir partikadrosunun geleneksel bir ev kad›n› ile evlili¤iyad›rganm›yor, karfl›l›kl› bir sosyal ve siyasalpaylafl›m ve üretim zemininde olmayan iliflkininsahteli¤i ve “evlilikle” örülen efendi-köle iliflkisigörülmüyordu. “Evlilikler” salt maddi temeli olancinsellik üzerinde infla ediliyor, komünistlerininsan›n insana yabanc›laflmas›n›n k›r›lmas› hede-finden sap›l›yor, sosyal bir varl›k olarak emek vepaylafl›m zemininde geliflen insanl›¤›n yeni kültürüde¤il, geleneksel feodal veya burjuva insan iliflkisive evlilik kültürü yaflat›l›yordu.

Salt cinsellikle temellendirilen bir evlili¤in özü-nün hayvani cinsel ihtiyac› karfl›lamaktan öteyegeçmeyece¤i ve komünistlerin insan iliflkisi olama-yaca¤› aç›kt›r. Kad›n ve erkek komünistlerin ilifl-kisi komünistlerin özgür insan iliflkileri bilinci-nin en billur biçimi ve görüngüsü, modeli ola-bilmelidir. Kald› ki salt cinsellik üzerinde yükse-len birlikte yaflam›n, siyasi paylafl›m ve üretiminolmad›¤› bir “evlilik” iliflkisi ne yürür, ne de dev-rimci bir iliflkiyi gelifltirir. Tam tersine bu türiliflkiler kiflileri daha da geriletir. Böylesi evlilikiliflkileri düzen içidir, burjuva fedodal insan iliflki-lerini yeniden üretir. Profesyonel devrimci veyagerilla da olsalar, siyasi ve örgütsel konum ba-k›mdan aralar›nda ciddi farklar olan kiflilerin“evlilik” iliflkisi de eflitlerin özgür iliflkisi olamaz-özellikle de kad›n›n aleyhine- köleli¤i, ba¤›m-l›l›¤› pekifltirir. Erke¤in lehine kad›n üzerindesiyasi iktidar iliflkisini güçlendirir. Her ikisini dekölelefltirir.

Page 121: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

121

SINIF TEOR‹S‹

K›sacas›, geleneksel evlilik kurumu kuflkusuzkomünistlerin sahiplenip savunaca¤› bir iliflkiolamaz. Kad›n ile erke¤i birbirinin mülkü olarakkavrayan ve özellikle de kad›n baflta olmak üzereher ikisini de kölelefltiren geleneksel evliliklereister burjuva ister feodal ahlak temelinde olsunkarfl› ç›k›lmal›d›r. Bu konudaki yanl›fl çizgi vekavray›fllar›n kad›n militanlar›n ideolojik vepolitik olarak yeterince geliflememesinin temelsebeplerinden biri oldu¤u ve önemli bir politikgüç ve savafl gücü olarak kad›n› etkisizlefltirdi¤i,kad›n›n özgürleflmesinin önünde set olufltur-du¤u özel olarak anlafl›lmak durumundad›r.Aile ve evlilik kurumu komünistlerin y›kmakistedikleri özel mülkiyet sisteminin en temelhücresidir. Bu kavray›fl›n Parti güçlerinde ha-kim hale gelememifl olmas› son derece ciddi birideolojik sorundu ve gerek kad›n kadrolar›nyetiflmesinin önünde gerekse de kadro üye vemilitanlar›n ideolojik durufllar›n›n daha dakeskinleflmesi önünde ciddi engeller oluflturmufl,örgütsel zararlar da vermifltir.

Maoizm´le yüklen, Halk Savafl›´ylailerle!Her devrimin temel meselesi siyasi iktidar soru-nudur. Siyasi iktidar›n zora dayal› al›nmas› evren-seldir. Bu, bir ilkedir. Bu evrensel ilkenin ald›¤›somut biçimler ve devrim sürecinin hangi aflama-s›nda esas hale gelece¤i somut flartlarla belirlenir.Sömürge, yar› sömürge yar› feodal ülkelerde builkenin ald›¤› biçim Uzun Süreli Halk Savafl›Stratejisi’yken, kapitalist, emperyalist ülkelerdesilahl› genel ayaklanmad›r.

Yar›-sömürge yar›-feodal ülkelerin devrimstatejisi olan Halk Savafl› özünde uzun süreli köylüsavafl›d›r. Komünist Partisinin yar›-sömürge yar›-feodal ülkelerde Yeni Demokratik Devrimi asgariprogram› olarak kabul etmesi onun subjektif birtercihi de¤ildir. Komünist Partisinin amac› komü-nizmdir. Ancak bu nihai amaca ara aflamalar atla-narak ulafl›lamaz. Bundan dolay› komünist partisiyar›-sömürge yar›-feodal ülkelerde bu ara aflama-lara ulaflmak için bu ülkelerin somut koflullar›nauygun bir devrim program›na, savafl stratejisinesahip olmak zorundad›r. Uzun Süreli Halk Savafl›Stratejisi, özü toprak devrimi olan Yeni Demok-ratik Devrimi gerçeklefltirmek ve üç büyük da¤›,feodalizm, emperyalizm ve komprador bürokratkapitalizmi devirerek proletarya öncülü¤ünde iflçi-köylü temel ittifak› üzerinde devrimci halk s›n›fve tabakalar›n›n Demokratik Halk ‹ktidar›’n› kur-

mak ve durmaks›z›n sosyalizme do¤ru ilerleye-bilmek için proletaryan›n politik ve askeri stratejisiolarak tüm sömürge, yar›-sömürge yar›-feodalülkeler için evrenseldir. Bu ülkelerde K›z›l Siyasi‹ktidarlar için Köylü Gerilla Savafl›n›n somut biçi-mi oldu¤u stratejik savunma aflamas› ile bafllayanbu stratejinin, bafl›ndan sonuna kadar ana müca-dele biçimi silahl› mücadele, ana örgütlenme biçimiordudur. K›rlardan flehirlere do¤ru bir stratejikplan›n nesnel zemini bu ülkelerin sosyo ekonomikyap›s›, baflçeliflkinin feodalizmle genifl halk y›¤›n-lar› aras›ndaki çeliflki olmas› gerçekli¤idir. Di¤eryandan k›rlar›n egemen s›n›flar›n yumuflak karn›olmas›, askeri planda da stratejinin bilimselli¤inibelirleyen bir di¤er sebeptir.

Her gerilla savafl› halk savafl› de¤ildir. Hersilahl› eylem veya silahl› mücadele halk savafl›de¤ildir. Halk›n kat›ld›¤›, halk›n verdi¤i her savaflhalk savafl› de¤ildir.

Gerilla bölgelerinde, yo¤unlaflarak yayg›n-laflma, kitleleri örgütleme ve silahland›rma ve k›z›lsiyasi iktidarlar politikas› ile bafl›ndan itibarenkitleleri de¤ifltirip dönüfltürme Halk Savafl›’n›ntüm aflamalar› boyunca temel oland›r. StratejikSavunma Döneminde temel mücadele biçimi olanKöylü Gerilla Savafl›n›, kumanda eden de bu siya-settir.

Stratejik Denge aflamas›na gelindi¤inde halk›niktidar organlar›n›n varoldu¤u, proletarya önder-li¤inde halk›n birleflik cephesi bileflenlerinin k›z›lsiyasi iktidarlar› bizzat yönetti¤i kurtar›lm›fl alanlaryarat›lm›fl ve düzenli ordu ve halk›n birleflik cep-hesi gibi stratejik silahlar infla olmufltur. Stratejikdengeyi stratejik sald›r› aflamas› izler.

Ülkemizde ezilen ulus burjuvazisi önderlikliKürt Ulusal Hareketi 15 y›l boyunca devrimcisavafl yürütmüfl ve Kuzey Kürdistan halk›n›nönemli deste¤ini alm›fl ve önderli¤ini kabul ettirmiflolmas›na karfl›n ciddi tasfiye sürecine girmifltir.Çünkü ulusal burjuva önderliklidir. Çünkü HalkSavafl› vermemifltir. Çünkü iktidar perspektifi, k›z›lsiyasi iktidarlar, kurtar›lm›fl bölgeler perspektifi hiçolmam›flt›r. Çünkü gerici üretim iliflkilerine do-kunmam›fl, hatta yer yer onlarla pragmatist birflekilde bütünleflmifltir. Ve 15 y›l›n sonunda bur-juva karakterinden dolay› düzene entegre olma yo-luna girmifltir. Halkta savafl yorgunlu¤u, demora-lizasyona sebep olmufltur. Bu bizim için çarp›c›bir tarihi derstir.

Bafl çeliflki neredeyse orada yo¤unlaflmak ge-rekir. Stratejik darbe oradan vurulur. Bu, dünyadasömürge, yar›-sömürge ve yar›-feodal ülkelerdir.

Page 122: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

122

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

Yar›-sömürge yar›-feodal ülkelerde ise köylükalanlard›r. Buralarda devrimin temel gücünü köy-lülük oluflturur. Kapitalist emperyalist ülkelerdebu sanayi proletaryas›d›r. Stratejik darbeyi vuracakolan sanayi proletaryas›d›r. Stratejik kavray›fl vestratejik plan dahilinde olmayan taktikler yenilgiyeve baflar›s›zl›¤a götürür. ‹ktidar bilinci ve iktidar›ele geçirme plan› net olan kurmay, kitlelerin eseriolacak devrimi baflar›yla yönetir. Bunun için ideo-lojik-siyasi çizgi tayin edicidir.

1970’li y›llarda 15-16 Haziran iflçi ayaklan-malar› deneyimi yaflad›k. Partimizin kurulufluöncesi stratejik kavray›fl›m›z›n ve programatikgörüfllerimizin flekillendirilmesinde önemli birderstir. Proletaryan›n bizimki gibi bir ülkede bumilitan politik ç›k›fl› sonuç al›c› olamam›flt›r.Politik olarak güçsüz olan proletaryan›n ala-bildi¤ine yüksek devrimci durum koflullar›ndaiktidar hamlesi yenilgiye nesnel olarak mahkum-dur. Çünkü baflçeliflkiyi çözmekten, devrimintemel gücüyle birleflerek politik bir güç halinegelmekten henüz uzakt›r.

‹lk örgütsel yenilgimizi parti haz›r olmadansilahl› mücadeleyi bafllatarak ald›k. Üstelik bafl-latt›¤›m›z, Halk Savafl›’n›n Stratejik Savunmadakisomut biçimi olan köylü gerilla savafl› da de¤ildi.Tek tek silahl› eylemler, tek tek gerilla eylem-leriydi. Devrimci durum aleyhimizeyken izledi¤i-miz sol taktik hatalar bizi örgütsel yenilgiyegötürdü.

2. Örgütsel yenilgimizi de gerilla savafl›, halksavafl› ad›na, k›ra yo¤unlaflmak gerekirken güçle-rimizin önemli bir bölümünü flehirlerde yo¤un-laflt›rarak ald›k. Stratejik plan dahilinde ana müca-dele ve örgüt biçimlerinde berrak bir bilinç ve bubilinçle somut koflulun do¤ru tahliliyle her alanve koflula uygun taktikler uygulanmad› m› baflar›-s›zl›k kaç›n›lmazd›r. Stratejik kavray›fls›zl›¤›m›ztaktik hatalar› getirmifl, taktik stratejiyi, strateji deideolojiyi kemirmifltir. ‹ktidar perspektifini yitirenflehirlerde yo¤unlaflm›fl baflar›l› askeri eylemler,devrimci durum yüksek oldu¤u müddetçe bizizafer sarhofllu¤u içerisinde tuttu. Ama devrimcidurum gerileyip de sald›r›lar art›nca, k›rl›k alanlard›fl›nda hiçbir parti ve ordu gücümüzü darbedenve tasfiyeden koruyamad›k.

Gene ülkemizde düflman›n 1993-96 stratejiksald›r› ve tasfiye konsepti sürecinde Partimiz dahiltüm devrimci örgütler flehirlerde darbe alm›fllard›r.Tüm cunta süreçlerinde böyle oldu. Sadece köylükbölgelerdeki gerilla güçlerimiz en fliddetli sald›r›-lara karfl›n diri kalabildi. Demek ki taktiklerimiz

stratejik bir plan dahilinde gitmiyor, stratejik kav-ray›fl›m›z devrimci durumun dalgalanmalar› vehalk›n kendili¤inden gelme mücadeleleriyle birlik-te dalgalan›yor, uzun süreli ve sonuç al›c› bir strate-jik kavray›fl ve iktidar bilincindeki zay›fl›k bunasebep oluyor.

Partimiz Maoist Komünist Partisi Kongresi 30y›ll›k tarihimizin Maoizm bilimi rehberli¤indemuhasebesiyle ç›kard›¤› derslerde Maoizm kavra-y›fl›n›n, özellikle de Kültür devrimi derslerininbilince ç›kar›lmas›n›n tayin edici önemini bir kezdaha a盤a ç›kard›. Halk Savafl› stratejisini salt biraskeri savafl stratejisi olarak alg›laman›n ve Maoistkitle çizgisinden sapman›n asla kal›c› ve sonuç al›c›baflar›lara tafl›yamayaca¤›na bu dersler ›fl›¤›nda birkez daha iflaret etti.

Parti inflas› kuflkusuz gerek ideolojik gerekpolitik ve örgütsel aç›dan olsun savafl içerisindegerçeklefliyor ve gerçekleflecektir. Partimiz esasolarak ordu içinde örgütleniyor. Partimiz kadro-lar›n›n esas› köylük bölgelerde ve ordu içerisindekonufllan›yor. Partimiz bir savafl örgütüdür. An-cak bunun Partinin ideolojik ve politik önderli¤i,stratejik önderlik kurumu kurumlaflt›r›lmadan,bunun tayin edici önemi küçümsenerek tek yanl›bir flekilde yap›ld›¤›nda salt askeri bak›fl aç›s›n›nve dar deneycilik kaynakl› sol oportünizmin bizinas›l bir tasfiye sürecine soktu¤unu tecrübe-lerimizle gördük.

Partinin ve ordunun savafl içerisinde inflas› saltaskeri planda kavran›p ele al›nd›¤›nda bununideolojik ve politik boyutu özellikle de yeni politikiktidarlar somutunda kendisini gösteren Partininideolojik politik önderli¤i ve nüfuzunun do¤ru birkitle çizgisi üzerinden halk›n yaflam›nda somutde¤iflim ve dönüflümlere iflaret etmesi zorunlulu¤ugözard› edildi¤inde gerçek bir Halk Savafl›ndanbahsedemedi¤imizi gördük. Yo¤unlaflarak yayg›n-laflma, parça parça iktidarlaflma bilinciyle Kültürdevriminin dersleri ›fl›¤›nda halk›n yaflam› vebilincinde, üretim iliflkilerinde somut de¤iflim vedönüflümlere önderlik etmektir; salt bir askeritaktik de¤ildir.

Yo¤unlaflma kitlelerin Parti önderli¤inde ör-gütlenmesi ve silahland›r›lmas›, ad›m ad›m ikti-darlaflt›r›lmas›d›r. Bunun somut biçimleri, somutmücadele ve örgüt biçimleri do¤ru tespit edilmekdurumundad›r. Bu derinlik, devrimin kitlelerineseri olaca¤› noktas›nda bilinç berrakl›¤› ve net biriktidar perspektifi olmay›nca, devrimci durumunsürekli varoldu¤u bir ülkede süreklili¤i sa¤lanm›flgerilla savafl›n›n dahi hiç bir flekilde baflar› ve zafere

Page 123: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

123

SINIF TEOR‹S‹

iflaret etmedi¤i görülmüfltür. Çünkü bu, ad›na halksavafl› dense de halk›n savafl› olmam›fl, halk ad›nahalk savafl› yani öncü savafl› olmufltur.

Öncü savafl› devrimci durum varoldu¤u zamanveya yüksek oldu¤u zaman halkta çok güzel duy-gular, kurtar›c›, öncü ve kahraman olarak gördük-lerine hayranl›k duygular› uyand›rabilir amahalk›n ideolojik ve politik bilincinin dönüflmesineyetmez. Halk›n kendi savafl prati¤i içerisinde özgüven ve cüretle, uzun süreli ve sab›rl› bir mücadeleiçerisinde dönüflerek ve dönüfltürerek kendi ikti-dar›n› diflle t›rnakla kurmaya götürmez. Baflar›lar›geçici olur. Halk›n öncüye güvenmesi iyidir. An-cak halk öncüye bir kurtar›c› olarak de¤il, önderolarak güvenmelidir. Halk öncelikle kendi gücünegüvenmelidir. Kültür devrimleri bunu ö¤retiyor.Gerçek güç, gerçek politik güç, tarihin öznesi,halkt›r, bir avuç öncü de¤il.

Parti ile kitleler aras›nda bu bilinçle bir iliflkikurmayan devrim çizgisi ile iktidar al›nsa dahi oiktidar›n yozlaflmas›, gericileflmesi engellenemez.Geriye dönüfller engellenemez. O politik zaferkal›c› olamaz. Öyleyse mesele halkla birleflerekhalk› savaflt›rmakt›r. Halk› savaflarak savaflt›r-makt›r. Partinin askerileflmesi, bir savafl örgütüolarak kurumlaflmas›, budur.

Halk Savafl› halk› silahland›rmal›, halk› ideo-lojik ve politik önderli¤iyle donatarak savaflt›rmal›ve ordulaflt›rmal›d›r. Ne için savaflt›¤›n› bilen vebu bilinç geliflimi ile diyalektik iliflki içinde savafl›yükselten halk sadece askeri olarak de¤il ideolojik,politik ve kültürel olarak da devrim sürecindengeçecektir. Basitten karmafl›¤a, zay›ftan güçlüye,küçükten büyü¤e parça parça geliflerek iktidar-laflacakt›r. Bu iktidar›n özü proletarya diktatör-lü¤üdür. Proletarya diktatörlü¤i halk ad›na parti-nin veya proletarya ad›na partinin diktatörlü¤üde¤ildir.

Canl› politik yaflama kat›lmayan proletarya vehalk gerçekten iktidar de¤il demektir. Bu durumdageriye dönüfller kaç›n›lmazd›r. Maoizm rehber-li¤inde stratejik önderlik kavray›fl› budur. Öncüsavafl›n› içeren, halk ad›na veya proletarya ad›naiktidar› belirsiz ve soyut bir planla ele geçirmeyeçal›flan iyi niyetli stratejiler Maoizmden sapmad›r.Gueverac›l›kt›r. Sol oportünizmdir. Halk›n geniflkesimleriyle birleflme prensibinden sapmad›r. Buçizginin olas› bir devrimi, proletarya diktatörlü-¤üne götürmez.

Proletayan›n ve halk›n ileri kesimleriyle birlefl-mek birincildir. Ancak bu yetmez. Orta kesimleride ileriye tafl›mak, geri kesimleri ilerletmek veya

tarafs›zlaflt›rmak gerekir. Sadece ileri kesimlerlebirleflerek izlenen sol sekter bir kitle çizgisi, ilerikesimlerin örgütlendi¤i kitle örgütlerine yükledi¤isol subjektif dogmatik görevler ve politikalarla sa¤bir pratik hat içine düflmekten kendisini kurtara-maz.

Demokratik alanlar, demokratik kitle örgütlerinefes borular›d›r. Onlarla devrim olmayaca¤›kesindir. Ancak bunlar› kullanmak gerekir. Kitle-ler gerçek mücadeleleri içerisinde örgütlenecek veonlara d›flar›dan bilinç tafl›nacakt›r. Kendi müca-dele deneyimleri içerisinde politik ajitasyonlabilinç seviyeleri yükselecektir. Bunun için legalolanaklardan da sonuna kadar yararlanmak gere-kir. Stratejik duruflu sa¤lam, iktidar bilinci net birPartinin bu temelde kitle çal›flmas› birikimcilikde¤ildir, aksine somut durumun somut tahliliüzerine kurulu stratejik bir kavray›flla taktiklereyön verilmesidir. Güç biriktirmek, geri çekilme,savunma vb. taktikler flartlar olgunlaflt›¤›ndasald›rabilmek içindir.

Halk Savafl›’n›n politik iktidarlaflma perspek-tifine yön veren ideolojik özü tüm ülkeler ve tümdevrimler için geçerlidir. Bu, Maoizmin uygulan-mas›d›r. Kitle inisiyatifini esas almakt›r. O, do¤ruöncü- kitle iliflkisi, do¤ru önderlik çizgisidir. O,devrimin kitlelerin eseri oldu¤u bilincidir. K›sacas›o, her fleyden önce Maoist kitle çizgisidir. ‹nsan›nbilinçli dinamik rolünün tarihsel materyalist kav-ran›fl›, diyalektik materyalist uygulan›fl›d›r. O,ideolojik mücadeleyi, ideolojik, kültürel de¤iflimdönüflüm ve ilerlemenin motoru olarak kavray›p,proletaryan›n ideolojik ve politik önderli¤inikitlelerin gerçek mücadeleleri içerisinde insanbilincinde ve yaflam›nda iktidarlaflt›rarak gelece¤ibugünden infla etme; y›karken yapma prati¤idir.Muhalif de¤il alternatiftir. Yaflam›n her alan›ndadevrimcidir. Bilinçlerde devrimdir.

Partimiz Maoist Komünist Partisi Maoizminve Halk Savafl› Stratejisinin her türlü sol ve sa¤yorumunu berrak bir flekilde alt etti.

Kongremiz Halk Savafl› Stratejisinin sol vesa¤ yorumlar›na ve Maoizmden sapmalara karfl›keskin ideolojik mücadelenin zorunlulu¤unuönemle vurgulad›.

Partimizin kurulufl belgelerinde Maoist UzunSüreli Halk Savafl› Stratejisi parlak bir flekilde or-taya konulmas›na karfl›n Partimiz Türkiye-KuzeyKürdistan’da Halk Savafl›’n› stratejik bir plandahilinde bafllatma ustal›¤›n› gösteremedi. Kuru-luflundan k›sa bir süre sonra 1. Örgütsel Yenil-gisiyle tan›flan Partimiz, Halk Savafl›’n› merkezi

Page 124: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

124

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

bir plan dahilinde bafllatmak bir yana, uzun y›llarörgütsel olarak merkezi bir yap›ya kavuflamad›. 1.Konferans›m›zla Parti önderli¤inin tesis edilmesiHalk Savafl›’n›n da merkezi bir plan dahilindebafllat›lmas› anlam›na gelmiyordu. 1. Konferans vesonras› önderliklerimizin Halk Savafl› kavray›fl›kurulufl belgelerimizdeki Maoist görüfllerin olduk-ça gerisindeydi ve yer yer de onun tahrifat›na daya-n›yordu. Halk Savafl›, baflvurulan s›radan bir fliddetbiçimi olarak alg›lan›yor ve silahl› her eylem HalkSavafl› olarak görülüyordu. Gerek Partimizin böl-gesel döneminde gerekse de 1. ve 2. Konferans-lar›m›z sonras›ndaki önderlik çizgilerimiz esasolarak bu kavray›fltayd›. Bu kavray›fl öz olarakfokoculu¤a ve salt askeri bak›fl aç›s›na denkdüflüyordu. Stratejik bir plan dahilinde olmasa da1987 y›l›nda bafllat›lan gerilla savafl›yla HalkSavafl›’n›n salt bir askeri strateji oldu¤u yanl›flkavray›fl› afl›lamad›.

Halk Savafl›n’daki kavray›fls›zl›k Yoldafl Kay-pakkaya sonras› Parti tarihimiz boyunca esasolarak yanl›fl taktik yönelimlere girilmesine sebepoldu ve halk savafl› stratejisinin hizmetinde venesnel gerçekli¤e uygun olmayan, yenilgiye mah-kum bu taktik yönelimlerin gerçeklefltirilmesi içinde yanl›fl mücadele ve örgüt biçimleri belirlendi.Söz konusu “taktik” mücadele ve örgüt biçimlerimerkezi ve stratejik mücadele ve örgüt biçimlerinehizmet etmek bir yana, ana mücadele ve örgütbiçimlerini taktik düzeyinde kavrad›, takti¤eindirgedi ve devrimin üç temel silah›n›n kavran›fl›n›ya erteledi ya da bofla ç›kard›. Deyim yerindeysebu dönem boyunca taktiklerimiz stratejimizikemirdi ve devaml› zay›flatt›.

Partimiz y›llarca taktik yönelimde bar›flç›lmücadelenin mi yoksa silahl› mücadelenin mi esasoldu¤u tart›flmalar›yla teorik ve ideolojik kaosasürüklendi. Tek tek silahl› eylemler ve tek tekgerilla eylemleri Halk Savafl› zannedilirken, “sa-vunma takti¤i” “bar›flç›l mücadelenin esasl›¤›” ile,“sald›r› takti¤i” ise “silahl› mücadelenin esasl›¤›”ile özdefllefltirilerek tam bir kafa kar›fl›kl›¤› yafland›.

Merkezi görevin gerilla savafl›n› bafllatmak ol-du¤u her dönemde Parti stratejik olarak konufllan-d›r›lmayarak flehirlere tafl›nd›. Özellikle devrimcidurumun yükseldi¤i dönemlerde flehirlerde san-sasyonal, baflar›l› askeri eylemlerle zafer sarhofl-lu¤una kap›l›nd›. Devrimci durumun ve devrimcihalk hareketlili¤inin geri düflmesiyle birlikte al›nanörgütsel darbelerin etkisiyle tasfiye ve demoralizeolundu ve sa¤a savrulundu. Parti tarihimizdeki busa¤a savrulufllar solu besledi ve giderek hakim çizgi

haline gelmesini sa¤lad›. 1987’de gerilla savafl›n›nbafllat›lmas› ayn› zamanda sürekli bir sol opor-tünist çizginin kendini sürdürebildi¤i nesnel koflul-larda varoldu. Gerilla savafl› bafllat›ld›ktan sonrada merkezi görev do¤ru olarak kavranmad› ve busavafltaki “yo¤unlaflarak yayg›nlaflma” prensibidört tarafa yumruk atma prati¤ine dönüfltürüldüve Parti ve Ordu güçleri tasfiyeyle yüzyüze getiril-di. Yo¤unlaflmadan yayg›nlaflma çabas› iktidarperspektifi bir yana, süreklili¤i sa¤lanm›fl bir gerillasavafl› düzeyine bile ç›kar›lamad›.

Gerilla bölgelerinde kitleleri örgütleyip sefer-ber etme, silahland›rma, yeni demokratik kültürlede¤ifltirip dönüfltürme bilincinden yoksun saltaskeri bak›fl aç›s›yla, halk ve milis gücü HalkSavafl›n›n özneleri haline getirilemedi. Bu sebep-ledir ki halk ad›na halk savaflç›l›¤›, halk›n seyircive destekçi k›l›nd›¤› bir öncü savafl› derekesineindirgendi. Bunun, teoride savunulan K›z›l Siyasi‹ktidarlar için Köylü Gerilla Savafl›’n›n prati¤iolmad›¤› çok aç›kt›. Halk Savafl› sadece bir askerisanat olarak ele al›n›yor, Halk Savafl›n›n kitleçizgisi, siyaseti, ideolojisi, kültürü, ekonomisi,k›sacas› devrim süreci iflletilemiyordu. Bu çizgideyükseltilen gerilla savafl›n›n karfl›s›na kolaycainsans›zlaflt›rma politikas›yla ç›kan düflman›ny›ld›rma, sindirme, köy boflaltma vb. politika-lar›n›n baflar›s› da engellenemiyordu.

Kongremiz Devrimin kitlelerin eseri olaca¤› veUzun Süreli Halk Savafl› Stratejisinin temel ilke-sinin kitle ba¤lar› ve kitlelere dayanma oldu¤u;Halk Savafl›n›n bir avuç öncünün, bir grup kahra-man›n de¤il halk›n savafl› oldu¤u bilincinin mutlaksuretle güçlendirilmesi gerekti¤ini vurgulam›flt›r.

Kongremiz, Halk Savafl› boyunca halk›n ikti-darlaflmas› ve kitle inisiyatifine iliflkin kavray›fltakizay›fl›¤›n afl›lmas› ve salt askeri bak›fl aç›s›ndankopularak, Halk Savafl›’n›n ayn› zamanda savafliçerisinde bir ideolojik, politik ve kültürel devrimsüreci oldu¤unun bilince ç›kar›lmas› ve buna görehareket zorunlulu¤una iflaret etti. Halk Savafl›herfleyden önce halk kitlelerinin savafl içerisindeyaflam›n›n ve bilincinin de¤iflim ve dönüflümü ilebirlikte kitleleri örgütlü bir politik güç haline geti-rerek iktidara tafl›r. Maoist önderlikli Halk Savafl›,kitleleri yeni demokratik kültürle donatman›n;feodalizmin ve her türden gericili¤in kitleler üze-rindeki etkilerini k›rararak -sadece askeri plandade¤il- ideolojik, politik, ekonomik ve kültürelcephelerde de feodalizmi savafl›n seyri içerisindead›m ad›m tasfiye etmenin temel arac› ve sürecidir.Halk Savafl› Büyük Proleter Kültür Devriminin

Page 125: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

125

SINIF TEOR‹S‹

dersleriyle, kitle çizgisiyle yani Maoizmle içerik-lendirilmeden gerçek bir Halk Savafl› olamaz. HalkSavafl› kitlelerde sonu gelmez de¤iflimin bugünkübiçimidir.

Büyük Proleter Kültür Devrimi proletarya aç›-s›ndan dünya çap›nda ve komünizme kadar somutkoflullarda özgül biçimler alsa da evrensel birniteli¤e sahiptir. Temel mesele budur. Temelmeseleyi bir yana b›rak›p “sa¤c›l›k”, “solculuk”,“mücadele kaçk›nl›¤›”, vb. söylemler Parti kitlesinive militan duygular› okflayabilir ama rehberideolojimiz önderli¤inde zincirlerinden koparakdünyay› komünizm do¤rultusunda de¤ifltirmekiçin gerçek anlamda fethetmeye götürmez. Sa¤-c›l›k, solculuk ve mücadele kaçk›nl›¤› tabii ki vard›rve olacakt›r da. Mesele bunlar›n Partinin önderlikçizgisi olarak varolabilmesinin kayna¤›n› bulupa盤a ç›karmakt›r. Kongremiz bunu Maoizm’denk›r›lman›n bir sonucu oldu¤unu parlak bir biçimdeortaya koydu ve Maoizm rehber al›nmad›kçagerçek anlamda bir Halk Savafl›n›n yürütülüpbaflar›ya ulafl›lamayaca¤›n›n alt›n› önemle çizdi.Parti önderliklerimiz taraf›ndan bu kavray›fl bilinceç›kar›lmad›¤›ndand›r ki ideolojik temeldeki busavrulufl genel politik çizgiden kimi zaman sa¤kimi zaman sol bir sapman›n hakim olmas›naneden oluyordu.

Bizimki gibi ülkelerde Halk Savafl›’n› baflla-tarak ilerletmenin nesnel koflullar› vard›r. Tek birk›v›lc›m tüm bozk›r› tutuflturabilir. Bununla bera-ber devrimci savafl› devrimin zaferiyle taçland›r-mak için gerekli olan subjektif koflullard›r. Bunlar-dan esas ve tayin edici olan› ise stratejik önderli¤inikurumsallaflt›rm›fl, Parti içi iki çizgi mücadelesinive elefltiri-özelefltiriyi geliflmesinin motoru sayan,çelikten eylem ve irade birli¤ine sahip MaoistKomünist Partisi flartt›r. Bu Parti savafl içerisindead›m ad›m infla olacak ve giderek öncü partidenönder parti seviyesine ulaflacakt›r. Öncü Parti,Halk Savafl›n› bafllatman›n olmazsa olmaz›d›r.Önder Parti Halk Savafl›n›n zaferinin teminat›d›r.

Silahl› mücadeleyi bafllatmak için askeri, örgüt-sel, lojistik altyap› çal›flmas› asgari bir zorun-luluktur. Savafl› bafllatmak için yap›lan haz›rl›¤›nbar›flç›l biçimlerle yap›lamayaca¤› aç›kt›r. Haz›r-l›ktan kastedilen savafl bölgesi olarak belirlenenköylük alanlara kadrolar›n aktar›lmas›, savaflç›lar›naktar›lmas›, örgütlü hale getirilen iliflkilerin silah-land›lmas›, bu iliflkilerin asgari düzeyde teorik veaskeri e¤itimden geçirilmesi, propaganda ve ajitas-yon çal›flmas›n›n çok çeflitli flekillerde yap›lmas›ve di¤er teknik haz›rl›klar›n tamamlanmas› anla-

m›na gelir. Bu görevlerin legal örgütlenme ve bar›fl-ç›l mücadele ile yerine getirilemeyece¤i, tersineillegal örgütlenme ve mücadelenin silahl› biçim-leriyle yerine getirilmeleri zorunlulu¤u aç›kt›r.

Bizde silahl› mücadelenin Stratejik Savunmadöneminde ald›¤› biçim Köylü Gerilla Savafl›d›r.Gerilla savafl›n› bafllatmak ve büyütmek için degerilla birimleri örgütlemek gerekli ve zorunludur.Silahl› mücadelenin esas oldu¤u yerde ordu örgüt-lenmesi temel örgütlenme biçimidir. Silahl› müca-dele ve ordu örgütlenmesi hiçbir zaman taktik birsorun derekesine indirgenemez. Taktik olarak daolsa bar›flç›l mücadele ve bar›flç›l örgütlenmebiçimleri bizimki gibi ülkelerde esas olamazlar.Kimi dönemlerde baflvuraca¤›m›z askeri, siyasi veörgütsel geri çekilmeler, bar›flc›l mücadele veörgütlenmelerin esas hale geldi¤i anlam›na gelmez,böyle yorumlanamaz.

Savafl bafllat›lmadan önce bütün mücadele veörgüt biçimleri savafl› bafllatmak içindir. Savaflbafllad›ktan sonra ise bütün mücadele ve örgütbiçimleri savafl›n gelifltirilip güçlendirilmesi içindir.Gerek savafl bafllat›lmadan gerek savafl bafllat›l-d›ktan sonra bir yenilgi al›nm›flsa, buradada bütünmücadele ve örgüt biçimleri yeniden savafl› bafllat-mak içindir.

Savafl› bafllatt›ktan sonra veya daha savafl›bafllatmadan yenilgi al›nmas› durumunda bile ilkbaflta yap›lmas› gereken, Partiyi toparlamak, yenil-ginin derslerini özetleyip savafl› yeniden bafllat-mak için bir geri çekilme takti¤i uygulamakt›r.Hatta savafl› bafllatmadan düflman taktik sald›r›yageçmifl, devrimci durum ve devrimci harekette birgerileme varsa buna uygun bir taktik politika belir-lenir. Bu durumda yeniden sald›r›ya geçmek içindüflman›n durumunu ve yönelimini gözetlemek,güçleri derleyip toparlamak bir taktik politikaolarak belirlenebilir. Bu da silahl› mücadelenin tali,bar›flç›l mücadelenin esas hale geldi¤i anlam›nagelmez. Yani silahl› mücadele hep sald›r› ve tekbafl›na silahl› eylemler olarak anlafl›lmamal›d›r.

Mücadele biçimlerini mekanik biçimde kavra-mak ve ortaya koymak Marksizm Leninizm Mao-izmin ruhuna ters bir bak›fl aç›s›d›r. Maoistlerdünya ve ülke tarihinin ve toplumsal yap›s›n›nhangi süreçlerden geçti¤i, hangi çeliflkileri yaflad›¤›ve bu çeliflkilerin hangi yöntemlerle çözülece¤ininet ve bilimsel bir flekilde ortaya koymak ve bu iflikendili¤indencili¤e b›rakmayarak, mücadele veörgüt biçimlerini esas ve tali iliflkisinde net birflekilde ayr›flt›rmak durumundad›rlar. Bu düflünceve tespitler baz› küçük burjuva anlay›fl ve ak›mlar›n

Page 126: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

126

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

iddia etti¤i gibi masa bafl›nda iradi olarak yarat›landüflünce ve tespitler de¤il, tamam›yla ülkenin veayn› toplumsal yap›ya sahip di¤er ülkelerin tarih-sel-toplumsal gerçekliklerinin sonucu olarakMarksist Leninist Maoistler taraf›ndan devrimteorisi ve siyaseti haline getirilmifltir.

Bu bilinçle Kongremiz Baflkan Mao‘nun ideo-lojik siyasal katk›lar›n›n pratikte muhteflem biruygulamas›n› anlatan Nepal ve Peru tecrübe-lerinden de ö¤renerek Halk Savafl›‘n›n ruhuna terskendili¤indenci oportünizme meydan okudu.

Bu dönem boyunca Partinin inflas›n›n derin-lefltirilmesi, strateönderli¤in kurumlaflt›r›lmas›,yeni Marksist Leninist Maoist kadrolar yetifl-tirilmesi, Partinin genifl halk y›¤›nlar›yla bulufltu-rulmas›, savafl kapasitesinin nicelik ve nitelik olarakyükseltilmesi görevleri ekseninde Stratejik SavaflPlan›’yla, Temkinli ‹lerleme Takti¤i‘ne iflaret etti.

Devrimci Enternasyonalist Hareket Komi-tesi‘nin ve Nepal Komünist Partisi (Maoist) Bafl-kan› ParaçandaYoldafl›n mesajlar› Kongremizidaha da anlaml› k›ld›.

Kongremiz, DEH‘in tecrübelerini ciddi olarakele ald›, ö¤rendi, güçlendi.

Kongremiz, DEH üyesi tüm Parti ve örgütlere,di¤er Marksist Leninist Maoist güçlere Partimizinproleter enternasyonalist selamlar›n› ve dayan›flmaduygular›n› sunar.

Kongremiz, Paraçanda yoldafl liderli¤indeNKP (Maoist) önderli¤indeki flanl› Halk Sa-vafl›‘n›n k›z›l bayra¤›n› bayra¤›m›z olarak sahip-lendi¤ini duyurur.

Kongremiz, Peru Komünist Partisi Baflkan›Gonzalo yoldafl›n 24 Eylül konuflmas›n›n coflku-sunu paylafl›r, Gonzalo yoldafl›n egmenlerce esiredilmifl olmas›na karfl› mücadele kararl›l›¤›n›belirtir, sa¤ oportünist teslimiyetçi tasfiyeci çizgi-leri nerede olursa olsunlar mahkum eder.

Kongremiz, 21.Yüzy›l›n Maoizm önderli¤indeHalk Savafllar› yüzy›l› olmas›na, enternasyonalproletaryan›n bir parças› olarak gerekli katk›y›yapma ›srar›ndad›r.

Kongremiz, Partimizin tarih serisindeki kopufl-lar›n üstesinden ancak Maoizmle gelinebilece¤ininalt›n› önemle çizdi.

Kongremiz, Yoldafl Kaypakkaya güzergah›n›ndo¤ru genel siyasi çizgimiz oldu¤unu yeniden te-yid etti ve bu temelde Parti program›m›z› ilan etti.Parti tüzü¤ümüzdeki eksiklikleri ortaya koyarakaflt›.

30 y›ll›k Parti tarihimizin tecrübelerinin ana-liziyle Marsist Leninist Maoist sentezlere ulaflanKongremizin belgelerindeki tüm fikirleri bir Sem-pozyumda ifade etmenin zorlu¤unu tüm yoldafllarinan›yoruz ki anlay›flla karfl›layacaklard›r.

‹deoloji, Halk Savafl›, Program, Tüzük, TKP(ML)’den Maoist Komünist Partisi’ne Bu TarihBizim (Tarihi Muhasebe), Uluslararas› KomünistHareket’in Tarihi, Enternasyonalist Çizgi ve Dev-rimci Enternasyonalist Hareket, Önderlik veKadro Siyaseti, Ulusal Sorun, Maoistlerin Birli¤ivb. konular›n› kapsayacak belgeler yoldafllar›n vedevrimci kitlelerin denetimine sunulacakt›r. Birlik–mücadele –daha yüksek birlik perspektifi ve ‹kiÇizgi Mücadelesi yoluyla daha ileri seviyeleryakalanacak, Maoist temelde ileri at›l›m ruhuyladünya proleter devriminin hizmetinde görevlericra edilecektir.

Sonlarken, Peru’da, Nepal’de, Hindistan’da,Filipinler’de yürütülen Halk Savafllar› ve dalga-land›r›lan k›z›l bayrak bizim! Türkiye-KuzeyKürdistan’da yükseltilen ayn› k›z›l bayrakt›r.

Tehlikeler ve zorluklarla dolu bir yolda yürü-dü¤ümüzün bilincindeyiz. Bununla birliktetarihi sorumlulu¤umuzun da bilincindeyiz. Hiçbir zorluk afl›lmaz de¤ildir. Çünkü Maoizmideolojisine ve Yoldafl Kaypakkaya gibi komü-nist bir öndere sahibiz. Coflkumuz ve umudu-muz bundand›r.

Yürüyüflümüz sadece iktidara de¤il, komü-nizmedir.Maoizm’le Yüklenecek, Halk Savafl›yla ilerleye-ce¤iz!fiAN OLSUN 1. KONGREM‹Z’E!YAfiASIN HALK SAVAfiI!YAfiASIN PROLETARYA ENTERNASYO-NAL‹ZM‹!YAfiASIN DEVR‹MC‹ ENTERNASYO-NAL‹ST HAREKET!YAfiASIN MARKS‹ZM LEN‹N‹ZMMAO‹ZM!YAfiASIN MAO‹ST KOMÜN‹ST PART‹S‹!YAfiASIN MAO‹ST KOMÜN‹ST PART‹S‹ÖNDERL‹⁄‹NDEK‹ HALK KURTULUfiORDUSU VE MAO‹ST GENÇL‹KB‹RL‹⁄‹!11.01.2003MAO‹ST KOMÜN‹ST PART‹S‹/ Türkiye-Kuzey Kürdistan

Page 127: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

127

SINIF TEOR‹S‹

Bu mesaj, ayn› zamanda Kondre´ye gönderilmifltir.

Devrimci Enternasyonalist Hareket KomitesiSevgili Yoldafllar;Partinizin bu Kongresini, 1972’de kuruluflundan beri Parti tarihindegerçeklefltirilecek böylesi ilk Kongreyi ve Türkiye ve dünyada devriminilerlemesi için kritik bir dönemeçte geleni, büyük sevinç ve büyükbeklentilerle selamliyoruz.

‹brahim Kaypakkaya Marksizm-Leninizm-Maoizmi Türkiye koflullar›nauygulayarak Halk Savafl› ateflini tutuflturarak kurdu¤undan beri partiniz uzunve flanl› bir fedakarl›k ve devrimci mücadele gelene¤ine sahiptir. ‹brahimKaypakkaya’n›n ve çok say›da di¤er parti önderlerinin ve kadrolar›n›nflehadetine ra¤men, ABD emperyalizmince silahland›r›lan güçlü bir düflman›nsald›r›lar›na ra¤men hakim s›n›flar asla silahl› mücadeleyi yoketmeyibaflaramad› ve Türkiye’deki milyonlarca iflçi, köylü ve di¤er ilerici halkpartinizi ve öncülük etti¤iniz mücadeleyi kurtulufl umudu olarak görüyor.

Ülkenizdeki mücadele uluslararas› Komünist Harekette, yoldafl MaoZedung’un ölümünün ard›ndan devrimci Çin’in Hua Teng kli¤incedevrilmesinden sonra zor bir dönemden geçti. Önceki komünnist hareketinbir kesimi aç›kça di¤erlerinin afla¤›ya do¤ru teslimiyet ve ihanet yolundaDeng’i takip etmesini istedi. Di¤erleri Mao Zedung’u karalamak ve onunbilimsel ideolojimizi bütünüyle yeni bir düzeye do¤ru gelifltirmesini inkarveya dejenere etmek için bu büyük yenilgiden faydaland›. Bildi¤imiz gibi heryerde oldu¤u gibi Türkiye’de bu ak›mlar devrimci harekete oldukça zararverdi ve partiniz flu veya bu biçimde bu ak›mlara karfl› tekrar tekrarmücadeleler yürütmek zorunda kald›. Bunun ›fl›¤›nda, TKP/ML taraf›ndantemsil edilen dahil olmak üzere tüm yanl›fl ak›mlara karfl› yürüte gelmekteoldu¤unuz mücadeleyi selaml›yoruz. Güveniyoruz ki bu mücadele tümpartinin Marksizm-Leninizm-Maoizmi kavray›fl›n› daha fazla derinlefltirecekve tüm gerçek Maoist devrimcilerin do¤ru çizgi temelinde birli¤ine yolaçacakt›r.

Partiniz 1984’te Hareketimizin oluflumunda önemli bir rol oynad›. Fakatbildi¤imiz gibi y›llarca iliflkilerimiz de¤iflik etmenlerce engellendi. Son birkaçy›ld›r bu niteliksel olarak de¤iflmifltir ve partiniz yeniden Hareketimizin enileri cephesinde bir rol oynuyor. Bu, s›n›f düflmanlar›n› ve oportünistlerikorkutur ve çileden ç›kar›rken, tüm dünyadaki gerçek komünistlerinkalplerine sadece sevinç getirebilir. Eminiz ki önümüzdeki dönemdeba¤lar›m›z daha da s›k› büyüyecek ve partiniz uluslararas› plandaHareketimizin büyümesine daha da büyük katk›larda bulunacakt›r.

Yoldafllar; gerici Türk rejimi ve onun destekçileri ABD biçimindemuazzam bir düflmanla karfl› karfl›ya oldu¤unuzu biliyoruz. Böylesi birdüflmana karfl› Halk Savafl›n› sürdürmek ve gelifltirmek hiç de kolay bir fleyde¤ildir. Bugün partiniz Türkiye’de devrimci silahl› mücadelenin zengindeneyimini özetlemek ve bu temelde uluslararas› planda s›n›f›m›z›ndeneyimlerini incelerken partiye Halk Savafl›n›n güçlü bir yeni aflamas›naöncülük kudretini verecek uygun dersleri ç›karmak göreviyle karfl› karfl›yad›r.

Aç›klama:

Uluslararas› sempozyum toplant›s›na gelen mesajlar› oldugu gibiyay›nl›yoruz.

Page 128: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

128

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

Uluslararas› düflman, ABD öncülü¤ündeki dünya emperyalist sistemi,dünya halklar›na sonu belirsiz bir savafl açm›flt›r. Ortado¤u, önümüzdekidönemde artaca¤› kesin olan kriminal faaliyetlerini yürüttükleri kilit birbölgedir. Fakat Mao’nun dedi¤i gibi emperyalistler ellerine bir tafl al›r ve onukendi ayaklar› üzerine düflürürler. Bölgenin komünistleri yenilenenemperyalist sald›rganl›¤a direnmek için halka önderlik etme zorlu¤u ile yüzyüzedir. Bugünün güçlükleri mücadele yoluyla dünya proleter devriminindaha fazla ilerlemesi için f›rsatlara dönüfltürülebilir.

S›n›f düflmanlar› partinizin onlara karfl› temsil etti¤i tehlikeyi çok iyianl›yor. Partiye ve önderli¤ine sald›rmaya asla ara vermediler. Düflmanentrikalar›n› bofla ç›karmay› ve parti önderli¤ini güçlendirmeyi ve korumay›baflaraca¤›n›zdan eminiz. Marksizm–Leninizm–Maoizm’in sonsuz derinleflenkavray›fl›yla silahlanm›fl olarak, ülkenizdeki kitlelerle derin ba¤larla vedevrimci mücadelenin zengin tarihiyle. Devrimci Enternasyonalist Hareketve uluslararas› planda öncü MLM partilerle daha ve daha yak›n iliflkilerle.Türkiye Komünist Partisi (Marksist-Leninist) kesinlikle yeni zaferlerkazanacak ve dünya proleter devrimine daha da büyük katk›lardabulunacakt›r.

Devrimci komünist selamlar›m›zla!

Devrimci Enternasyonalist Hareket Komitesi

KKKKK KKKKK KKKKK KKKKK KKKKK KKKKK KKKKK KKKKK KKKKK KKKKK

Bu mesaj, ayn› zamanda Kondre´ye gönderilmifltir.

Nepal Komünist Partisi (Maoist)

Türkiye Komünist Partisi (Marksist-Leninist)Merkez Komitesi’neYoldafllar;Partinizin Kongresini yapaca¤ını ö¤renmekten çok mutluyuz. NepalKomünist Partisi (Maoist) Merkez Komitesi adına bu de¤erli Kongreyeyürekten komünist selamlarımızı ifade etmekten memnunluk duyar ve büyükbaflarısını dilerim.

Partilerimiz, Devrimci Enternasyonalist Hareket’in kurucu üyeleri olarak,özellikle Partinizin Hareket içerisinde daha faal katılıma karar vermesindensonraki son yıllarda kuvvetle derinleflmekte olan uzun bir kardefllik iliflkisitarihine sahip olmufltur. Bu daha fazla entagrasyonun, Partiniz için veHareket için de¤iflik açılardan ciddi ilerlemelere yol açmıfl oldu¤ugörüflündeyiz.

Kom. ‹brahim Kaypakkaya tarafından kurulan Partiniz, kuvvetli askerigüce sahip ve ABD emperyalizmince himaye edilen bir düflmanla savaflıyorolmanıza karflın tam 1972’de kuruluflundan beri çeflitli düzeylerde silahlımücadeleye devam ede gelmifltir. Fakat o hiçbir flekilde yenilmez de¤ildir.Umuyoruz ki Partiniz yenilmez Marksizm-Leninizm–Maoizm ideolojisiniTürkiye’nin somut gerçekli¤ine uygulayarak bu düflmanı yenmeyibaflarabilecek ve Yeni Demokratik Devrimi zafere götürecektir.

Partiniz içinde beliren ve uzun bir zaman boyunca ülkenizdeki komünistharekete oldukca zarar veren zararlı akımlara karflı keskin iki çizgi mücadelesiverdiniz ve partiyi oportunizmin bu türünden çekip çıkarabilecek duruma

Page 129: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

129

SINIF TEOR‹S‹

geldiniz. En son olarak bazı devrimci tabirler vaaz ederek Türkiye’de veyurtdıflında devrimci kitlelerin kafasını karıfltırmaya ve onları aldatmayahalen çokça çabalayan TKP/ML grubunun oportunist çizgisiyle mücadeleettiniz. O, gerçek oportunist karakterini DEH karflıtı igrenç propagandakampanyaları aracılı¤ıyla açı¤a vurmufltur. Partinizin, kendisini bazı“devrimci kisveler” altında saklamaya çalıflan bu türden oportunizmi teflhiretmeyi baflarabilece¤ini umuyoruz.

Bildi¤iniz gibi, Marksizm–Leninizm–Maoizm ve Parachan’da Yolu’nunrehberli¤indeki Partimiz, son altı bucuk yıldır önemli bir Halk Savaflınaönderlik ediyor. Alt seviyeden üst seviyeye geliflim süreci içerisin de,oluflumu tabur ve tugay düzeyine geliflmifl olan bir Halk Kurtulufl Ordusuyaratmıfltır, genifl kırlık alanlarda üs alanları kurmufltur, Halkın DevrimciBirleflik Cephesi’ni, Merkezi ‹ktidar Koordinasyon Komitesi’ni yaratmıfltırve Nepal halkının ezici bir ço¤unlu¤unun deste¤inin, yani Halk SavaflınıStratejik Denge aflamasına gelifltirmenin sevincini yaflıyor. Parti MerkezKomitesi’nin en son gerçeklefltirilen plenumu, Halk Savaflını daha yüksekaflama olan stratejik saldırıya do¤ru gelifltirmek için bir plan yapmıfltır.Bildi¤iniz gibi ABD emperyalizmi ve onun suç orta¤ı ‹ngiliz emperyalizmiyerli gerici Gyanendra kligi ile elele Nepal’e de¤iflik düzeylerde müdahaleediyor ve daha fazla askeri müdahaleyi planlıyor. Dolayısıyla önümüzdemükemmel olasılıklar ve dev zorluklar vardır. Açıktır ki bu zorluklarsınıfımızın uluslararası planda kolektif çabalarıyla gögüslenebilir.Nihayetinde, kazanacak olan, halktır.

Peru, Nepal, Türkiye, Hindistan ve dünyanın de¤iflik yerlerinde Maoistdevrimci hareketler büyüyor beraberinde kurtulufl hareketleri dünyadevriminin yeni dalgalarını yükseltiyor. Bu koflullarda, Maoist Parti veörgütleri, dünya çapında inisiyatifi ve önderli¤i almak için muktedir kılmakve gelifltirmek ve DEH’in eskisinden de daha fazla güçlendirilmesi zorunluhale gelmifltir. Partilerimizin bu sorunlarda yüksek düzeyde kavrayıfla sahipoldu¤unu düflünüyoruz.

Bir kez daha komünist dayanıflmamızı ifade ederek, Kongrenizin büyükbaflarısını diliyoruz.

Komünist selamlarlaParachanda, BaflkanNepal Komünist Partisi (Maoist)

KKKKK KKKKK KKKKK KKKKK KKKKK KKKKK KKKKK KKKKK KKKKK KKKKK

Devrimci Enternasyonalist HareketKomitesi´ndenSevgili Yoldafllar;1972’de TKP(ML) olarak kurulan Partiniz tarihinin I.Kongresini Dünya veTürkiye devriminin ilerletilmesi bak›m›nda kritik bir anda yap›ld›¤›n› büyükbir memnuniyet ve beklentiler içinde ö¤renmifl bulunuyoruz.

‹brahim Kaypakkaya’n›n MLM’yi Türkiye’nin somut koflullar›nauygulamak ve Halk Savafl›n›n ateflini içtenlikle yaymak için yürüttü¤üdevrimci mücadeleden bu yana partiniz uzun, flanl› fedakarl›k gelene¤inesahiptir. ‹brahim Kaypakkaya’n›n ve büyük say›da parti önder ve

Page 130: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

130

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

kadrolar›n›n flehit olmalar›na, Birleflik Amerika emperyalizmininsilahland›rd›¤› gerici bir düflman›n sald›r›lar›na ra¤men, egemen s›n›flar silahl›mücadeleyi asla ezememifl ve milyonlarca iflçi, köylü ve Türkiye’nin di¤erilerici halk› partinizi ve kurtulufl umudu olarak yönetti¤iniz mücadeleyigörmelerini engelleyememifltir.

Mao Zedung’un ölümünün takriben Hua-Deng kli¤inin devrimci Çin’idevirmeleri sonras›nda ülkenizdeki mücadele, enternasyonal hareket süreciiçinde zorluklardan geçti. Eski komünist hareketin bir bölümü aç›kçaDeng’in teslimiyetçi ve ihanetçi çizgisine girmelerini sal›k verdiler. Di¤erleriise bilimsel ideolojimizi toptan yeni bir düzeye gelifltiren Mao Zedung’aat›lan bu çamuru ve iftiray› reddederek bu yenilgiyi bir avantaj olarakkavrad›. Bildi¤imiz gibi bu yanl›fl e¤ilimler di¤er ülkelerde oldu¤u gibi,Türkiye’de de devrimci harekete hat›r› say›l›r zararlar verdi. Partiniz flu veyabu biçimde bu yanl›fl e¤ilimlere karfl› tekrar tekrar mücadele yürütmekzorunda kald›. Bu geliflme ›fl›¤› alt›nda içinde TKP/ML’nin de bulundu¤u buyanl›fl e¤ilimlere karfl› mücadelenizi selaml›yoruz. Bu mücadele tüm partininMLM’yi daha derinden kavrayaca¤› ve do¤ru çizgi temelinde gerçek Maoistdevrimcilerin birli¤ine götürece¤ine eminiz.

DEH’in 1984’de kuruluflunda partiniz önemli bir rol oynad›. Ancakbildi¤imiz gibi uzun y›llar iliflkilerimiz de¤iflik faktörlerden kaynakl›engellendi. Son birkaç y›l içinde bu sorunlar afl›ld› ve partiniz yenidenhareketimizin en önünde rol oynamaya bafllad›. Bu geliflme düflman› veoportünistleri korkutup ürkütürken, dünyadaki gerçek komünistlerinyüre¤ine memnuniyet tafl›m›flt›r sadece. Daha ileriki süreçlerde partilerimizdaha s›k› birleflerek yürüyecek ve partinizin enternasyonal alandaki katk›lar›büyüyece¤ine eminiz.

Yoldafllar; ABD destekli gerici Türk rejimi biçiminde ortaya ç›kan zor birdüflmanla yüzyüze oldu¤unuzu biliyoruz. Böylesi bir düflmana karfl› HalkSavafl›n› koruyup, gelifltirmek basit bir mesele de¤ildir. Bugün partinizTürkiye’de devrimci silahl› mücadelenin zengin tecrübelerini özetlemegöreviyle yüzyüzedir ve bu temelde enternasyonal s›n›f›m›z›n da tecrübeleriüzerinde çal›flarak partiyi Halk Savafl›n›n güçlü aflamas›na götürecektir.

Uluslararas› düflman, dünya emperyalist sistemini yöneten BirleflikAmerika emperyalizmi, dünya halklar›na yönelik s›n›rs›z bir savaflla ilan etti.Suç ve cinayet faaliyetlerini sürdürdü¤ü ve ilerde bu suçlar›n› art›raraksürdürece¤i Orta-Do¤u bölgesi, anahtar bölgedir. Fakat Mao’nun dasöyledi¤i gibi emperyalistler bir tafl kald›rd› ve bu tafl› kendi ayaklar›nadüflüreceklerdir. Bölgenin komünistleri yenilenen emperyalist sald›rganl›¤akarfl› halk›n direniflini yönetme görevleriyle yüzyüzedirler. Bugününzorluklar› mücadele içinde proleter dünya devriminin daha ileri aç›l›mlar›nadönüflecektir.

S›n›f düflmanlar›, partinizin onlar için temsil etti¤i tehlikenin çok iyifark›ndad›rlar. Onlar partiye ve parti önderli¤ine sald›rmaya asla aravermeyeceklerdir. Düflman›n bu sald›r›lar›n› bofla ç›karaca¤›n›z› ve partiönderli¤ini güçlendirip koruyaca¤›n›za güven duymaktay›z. MLM’yiderinden kavram›fl, ülke halk›yla derin ba¤lar› ve devrimci mücadele tarihinintecrübeleri ile DEH, enternasyonal öncü partilerle iliflki içinde, MaoistKomünist Partisi, kesin yeni zaferler kazanacak ve dünya proleter devriminedaha büyük katk›lar yapacakt›r.

Devrimci komünist selamlar›m›zla!

Page 131: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

131

SINIF TEOR‹S‹

Devrimci Komünist Partisi-ABD

Türkiye-Kuzey KürdistanMaoist Komünist Partisi’neSevgili Yoldafllar;Devrimci Komünist Partisi-ABD, parti tarihinizde önemli bir kilometre tafl›olan bu geliflmeye k›z›l selamlar›n› iletir.

Partilerimizin her ikisi ortak düflman› olan Birleflik Amerikaemperyalizmine karfl› mücadele içindedirler. Birkaç çeyrek as›rdan bu yana,birleflik Amerika emperyalizmi Türkiye’de tahakkümü olan as›l emperyalistgüçtür ve gerici rejimi sistematik olarak destekleyip ayakta tutmaktad›r. Bunakarfl›l›k Türk egemen s›n›flar›, birleflik Amerika ad›na bölgede polislikyapmaya yeminlidirler. Bugün efendi ile köle iliflkileri çok daha u¤ursuzyo¤unluktad›r ve B. Amerika, aktif olarak planlad›¤› sald›rganl›k savafl›ndaTürkiye’yi bir kez daha kullanmak istemektedir.

Kongreniz çok önemi bir zamanda yap›lm›flt›r ki, bu sadece Türkiyedevrimi aç›s›ndan de¤il, fakat bu dünya devrimi içinde önemlidir. B. Amerikaegemenleri, “Terörizmle savafl” ilan ederek kendi ç›karlar›na çomaksoktu¤una inand›klar› birilerini veya tüm güçleri ortaya ç›karmayayönelmifllerdir. Büyük bir imtihan ile karfl› karfl›yay›z ve devrim için cepheyiparçalay›p geçmenin gerçek f›rsatlar› ile yüzyüze bulundu¤umuzdanflüphemiz yoktur. Bu zorluklar› karfl›layabilmenin anahtar› MLM’dir.

Üç çeyrek as›rdan fazla bir zamand›r ve ‹brahim Kaypakkaya’n›n uzunsüreli Halk Savafl› olarak Türkiye devrimi için yönelimini ortayakoydu¤undan bu yana –ki o zamanlar partiniz TKP(ML) olarak biliniyordu-zorlu koflullar alt›nda emperyalizme, feodalizme, bürokratik kapitalizmekarfl› kahramanca savaflarak ülkeniz halk›n›n genifl bir kesiminin deste¤inikazand›n›z.

Birleflik Amerika’da halk›n genifl ezici bölümü ABD emperyalizmininyönetimi alt›nda eziyet çekmekte ve bu halk dünya halklar›yla dayan›flmaamaçl› emperyalist sald›rganl›¤›na karfl› daha çok mücadele yürütmektedir.Partimiz, B. Amerika devrimini ilerletmek için çal›flmalar›m›z›n bir parças›olarak ilerici kitleleri, ezilen halk› ve proletaryan›n mücadelesine h›zvermifltir. Partiniz, uzun y›llard›r sahip oldu¤u çizgi ile Türkiye KomünistHareketine zarar veren TKP/ML kli¤ine karfl› yürüttü¤ü mücadeledenö¤renmektedir. Kazand›¤›n›z zaferleri selaml›yor ve partiniz için MLM’yidaha derinden kavraman›n büyük okulu olarak bu mücadele, partiyi HalkSavafl›nda yeni bir yükselifle tafl›yaca¤›ndan eminiz. Oportünizme karfl›mücadeleniz, ülkenizdeki tüm gerçek MLM’leri tek bir parti merkezi içindebirlefltirmenin daha uygun temellerini yaratm›flt›r.

Partimiz, sizinle DEH içinde birlikte olmaktan onur duymaktad›r.Kongrenizin zaferi bu kritik zamanda kesinlikle birli¤imizi daha dagüçlendirece¤inden eminiz.

Merkez Komitesi

Page 132: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

132

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

Maoist Komünist Partisi’ne‹ran Komünist Partisi (ML)Sevgili Yoldafllar;TKP(ML)’nin ad›n› Maoist Komünist Partisi olarak de¤ifltirdi¤i I. Kongresiniyo¤un coflku ve derin devrimci duygularla kutluyoruz.

Yoldafllar; Bu son derece önemli Kongre, dünyadaki durumda büyükde¤iflimlerin ortas›nda ve uluslararas› Komünist Hareketi bekleyen devrimciolanaklar ve muazzam güçlüklerle dolu bir dönemin bafl›ndagerçeklefltirilmifltir. Bu flartlarda, kitlelere kurtulufllar›na giden do¤ru yolugösterebilecek ve beklentilerine cevap olabilecek, güçlenmifl bir MLMpartinin varl›¤› Türkiye’deki kitleler için büyük bir tarihi avantajd›r. MLMbir parti olmad›¤›nda umutsuz ve isyankar kitlelerin, nesnel s›n›f ve toplumsalç›karlar›na denk düflmeyen ve gerici olan önderlikler ve programlar› takipedece¤i aç›kt›r. Örnek olarak ‹ran ve di¤er ülkelerde ‹slami kökten dincilerinyoksul kitleler üzerinde etkili olabildiklerini gördük.

Sevgili Yoldafllar; Kongreniz ABD emperyalizminin dünyaya ve Orta-Do¤u ve orta Asya’y› direkt olarak görülmemifl yeni bir sald›r› bafllatt›¤› birkoflulda gerçekleflmifltir. Emperyalizmin sad›k köpe¤i olan gerici Türkcumhuriyeti -ister islami k›l›fta, ister asker olsun- ABD’nin savaflmakinas›nda ve dünyaya karfl› s›n›rs›z savafl›nda önemli bir rol oynuyor. Bupartinizin önemini ve partinizin bu savafla karfl› Türkiye’deki devrimcikitlelere öncülük etmede oynayabilece¤i tarihi rolü vurguluyor.

Maoist Komünist Partisi’nin merkezi görevi olan, Türkiye’de HalkSavafl›n› gelifltirmek, önümüzdeki büyük çarp›flmada dünya proletaryas› vehalklar› için çarp›c› bir zafer olacakt›r.

Yoldafllar; Partiniz yoldafl ‹brahim Kaypakkaya taraf›ndan kurulanTKP(ML)’nin flanl› miras›n› temsil ediyor. Yoldafl ‹brahim KaypakkayaTürkiye’nin somut flartlar›na MLM’i uygulamaya cüret etti ve buradadevrimin çizgisini gelifltirdi ve onu prati¤e kesin bir flekilde uygulad›.Güveniyoruz ve partiniz yoldafl Kaypakkaya’y› sadece sahiplenmeyecek,onun bayra¤› daha da yükseltecektir.

Sevgili Yoldafllar; Partimiz ve partiniz Orta-Do¤u’nun iki ülkesindebulunan MLM partiler olman›n yan›s›ra, dünyan›n tüm MLM parti veörgütlerini birleflmesi ve Uluslararas› Komünist Hareketin merkezini temsileden Devrimci Enternasyonalist Hareket içerisinde birarada olmaktan onurduyuyorlar. DEH’le birlikte dünyadaki MLM parti ve örgütler proletaryan›ntükenmez gücünü harekete geçirebilmektedirler.

Yoldafllar; fiunu net bir flekilde belirleyelim ki partiniz milyonlarca iflçi-köylü ve di¤er ilerici güçlerin umududur ve bizlere tüm dünyadaki yoldafllarailham kayna¤›d›r.

Yaflas›n Maoist Komünist Partisi!Yaflas›n DEH!Kahrolsun Türk Cumhuriyeti ve Emperyalist Efendileri!Dünya Halklar›, ABD Emperyalizmi ve Uflaklar›n›Altetmek ‹çin Birlefl!

Iran Komünist Partisi (MLM)Kas›m 2002

Page 133: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

133

SINIF TEOR‹S‹

Afganistan Komünist Partisi

S›cak Devrimci Selamlar›m›zla, Kad›n ve Erkek Yoldafllar;Maoist Komünist Partisi, sevgili yoldafl›m›z ‹brahim Kaypakkaya taraf›ndanbafllat›lan mücadelenin geliflmesinin yeni bir aflamas›d›r. Partiniz,emperyalistlerin ve Türkiye gericilerinin korumaya çal›flt›¤› s›n›fl› toplumakarfl›, dünya proletaryas›n›n mücadelesinin bir parças›d›r. Partiniz, MaoZedung’un Sovyetler Birli¤i sahte komünizmine karfl› bafllatt›¤› mücadeleninürünüdür.

Afganistan Komünist Partisi ve Afganistan halk› ad›na sizleri kutluyoruz.Türkiye iflçi s›n›f›n› kutluyorum. Bu büyük bir baflar›d›r. Bu baflar› uzun,devaml› ve zorlu ideolojik mücadeleden do¤mufltur. Bu mücadele sadecekaç›n›lmaz de¤il, fakat de¤iflik sapma ve oportünizmi söküp ortaya ç›karmakiçin gerekliydi. Bu büyük baflar› ve geliflme için Türkiye’nin sömürülen iflçi veemekçileri kutluyorum.

Bu haberi duydu¤umda; bu büyük kutlamay› duyan tüm Afganl›Maoistler, bana buraya gelmemi ve kutlamaya kat›larak size flunu iletmemiistediler: “E¤er Türkiye ve ‹ran’da Halk Savafl› alevleri tutuflursa, Afganistanhalk›n›n kurtuluflu çok daha rahat olacakt›r.” Bu nedenle bu büyük baflar›sadece Türkiye’nin milyonlarca iflçi-köylünün kalplerine umut de¤il, daha daötesi dünyan›n ve genel olarakta, Asya’n›n sömürülen milyonlarca ezilenkad›n ve erke¤in kalbine de umut olmufltur.

Yoldafllar; Millenyum bafllar›nda Devrimci Enternasyonalist HareketKomitesi flunu söyledi: “Bu yüzy›l, devrim ve Halk Savafl› yüzy›l›d›r. Buyüzy›l sürmekte olan emperyalizmi insanl›k tarihinin sayfalar›nda silipatacakt›r.” Bu do¤rudur. Geçmifl yüzy›lda büyük baflar›lar ve kay›plaryaflad›k, fakat bafla ç›kmak için bunlardan ö¤rendik. ‹ran proletaryas›,Maoizmi yarat›c› ve baflar›l›ca uygulayarak ‹ran Komünist Partisi (MLM)’yikurdu. ‹talyan proletaryas› da partileflmeyi baflar›l›ca gerçeklefltirdi. Nepalbüyük Halk Savafl› büyük bir baflar› ile stratejik dengeye ulaflt›. Güney-AsyaMaoist Parti ve Örgütler Koordinasyon Komitesi (CCOMPOSA) baflar›l›cakuruldu ve flimdi Türkiye’nin Maoistleri Maoist Komünist Partisini yenidenörgütlediler.

Yoldafllar; Kuruluflundan beri Afganistan KP Halk Savafl›n› bafllatmakiçin çok yo¤un çal›flt›. Emperyalistler ve gericilerin iflgalinden sonra parti“emperyalizme ve gericili¤e karfl›, halk› örgütle, direnifl savafl›n› bafllatmakiçin ileri” slogan›n› ileri sürdü. Afganistan KP ve Afganistan’›n kurtuluflu içinmücadele örgütü, Afganistan ilerici Gençlik Birli¤i, Afganistan halk›n›nkurtuluflu mücadeleleri, Afganistan Devrimci ‹flçiler Birli¤i gibi örgütlerdenoluflan, Komünist Hareket Birlik Komitesi (MLM) yeni bir AfganistanKomünist Partisi kurmak için, Maoist örgütler birlik süreci içindedirler.Yak›n zamanda içinde Afganistan’da proletaryan›n yeni bir zaferinikutlayaca¤›z.

Yoldafl Bob Avakian’n›nda dedi¤i gibi: “en sonunda kazanacak çizgibudur.” fiuna flahit olaca¤›z. Emperyalistler ve gericiler Afganistan’› ilhak veiflgal ettikleri andan itibaren herkes flu iki seçenekle karfl› karfl›ya kald›; yaMaoistlere kat›larak çabalar›m›z› birlefltirip direnifl savafl›n› bafllatmak, veyaemperyalistlerin ve gericilerin merhametleri alt›nda yaflamak, sahte Maoistleroportünizme yönelerek Hamid Karzai kukla hükümetinin hizmetinegirdiler. Avrupa’daki küçük burjuva entelektüeller, Karzai hükümetininseçilmifl, meflru hükümet oldu¤unun ça¤r›s›n› yapmaktan çekinmediler.

Page 134: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

134

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

Bat› medyas›, Afganistan’da emperyalistlerin ve gericilerin davulunuçalarken, onlar›n problemleri ve hatalar› o kadar muazzam durumdad›r ki,bunlar› gizleyemiyorlar. S›k› kontrol alt›nda tuttuklar› Kabil’de her 47 vevatandafla bir polis düflmekte.

fiehirler, Kabil’e savafl a¤alar› taraf›ndan yönetilmektedirler. Biçimde kuklahükümetini kabul etmekteler ancak onlardan emir almay› reddetmektedirler.Afganistan halk› dostlar›n› düflmanlar›ndan ay›r›p tan›maya bafllam›flt›r. Buyolda, sadece MLM devrimin gerçek ›fl›ldayan yoludur.

Yaflas›n Maoist Komünist Partisi!Yaflas›n Afganistan Komünist Partisi!Yaflas›n Devrimci Enternasyonalist Hareket (DEH)!Yaflas›n Nepal’da, Peru’da ve Tüm Dünyada Halk Savafl›n›n Zaferi!

KKKKK KKKKK KKKKK KKKKK KKKKK KKKKK KKKKK KKKKK KKKKK KKKKK

8 Mart Kad›n Örgütünün Afganistanflubesi ad›na ve Afganistan’daki tüm ezilen kad›nlar ad›na,kad›nlar› ezen sisteme karfl› yürütmekte oldu¤unuz anti-emperyalist ve anti-gerici mücadelenizi kutluyoruz.Biz inan›yoruz ki, Afganistan’daki kad›nlar›n özgürlü¤ü, ancak tümdünyan›n emperyalizmin ve gericili¤in bask›s›ndan kurtulmas› ilemümkündür. Sizin yürüttü¤ünüz mücadelenin hedefi de tamda budur.Genelde emperyalizme ve gericili¤e, özelde ise Türkiye’deki gericili¤eyönelerek Türkiye’deki kad›nlar› da özgürlefltireceksiniz.

Bütün insanl›¤›n bask› ve sömürüden özgürleflmesi gerçekleflmedenkad›nlar›n özgürleflmesi de gerçekleflemez. Emperyalizmin ve gericili¤ingüdümünde cins ayr›mc›l›¤› ve erkek flovenizmi varl›¤›n› sürdürdü¤ümüddetçe kad›nlar›n özgürlü¤ünden bahsetmek sadece bir hayaldir.

Sizler, emperyalist dünya düzenini yerle bir etmeyi hedefledi¤inize göre,ayn› zamanda, Türkiye’deki kad›nlar› da özgürlefltirmeyi hedefliyorsunuz.Dolay›s›yla, Türkiye’deki kad›nlar›n özgürlü¤ü bütün dünyadaki kad›nlar›nözgürlü¤ünün bir parças›d›r.

Afganistan’daki kad›nlar, emperyalistlerin ve gericilerin Afganistan’› iflgaletmesiyle, Taliban’›n kökten dinci-erkek flovenizminin vahfli bask›lar›ndankurtulmufl olmad›lar! Emperyalistler her türden cinsiyet ay›r›mc›l›¤›n›uygulayan feodal-bürokratlar› bizzat korumakta ve onlar›n bask›lar›naolanak tan›maktad›r.

Bizce, kad›nlar ancak toplumdaki s›n›flar›n ve her türden imtiyazlar›nvarl›¤›na son verildi¤inde özgür olabilir. ‹flte bu do¤rultuda sizin tümbaflar›lar›n›z› ve ilerlemelerinizi kutluyoruz.

Kahrolsun Emperyalizm!Kahrolsun Afgan ve Türk Gericileri!Yaflas›n Tüm Dünya Halklar›n›n Devrimci Birli¤i!

Page 135: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

135

SINIF TEOR‹S‹

Purba Bangla (PBSP/Bangladefl) ProleterPartisi’nden

Maoist Komünist Partisi’ne Mesaj

K›z›l Selamlar!Purba Bangla (PBSP/Bangladefl) Partisi’nden, Türkiye’de Maoist KomünistPartisi’nin bir süre önce baflar›l›ca tamamlad›¤› kurulufl Kongresine s›cakkutlamalar›m›z› iletiyoruz. Halk Savafl› yüzy›l› bafllang›c›nda partinizinkuruluflu, Maoizmin zaferini birkez daha yükseltmektedir. TKP(ML) 1972’de‹brahim Kaypakkaya yoldafl önderli¤inde, Büyük Proleter KültürDevriminin ileri s›çrayan Marksizm-Leninizm Mao Zedung düflüncesitemelinde kuruldu. Bugünün Maoist Komünist Partisi, TKP(ML)’ninmiras›n› onurla temsil etmektedir. Bu partinin, Türkiye proletaryas› ve ezilenhalklar›n kurtuluflu için yürüttü¤ü ciddi silahl› mücadele tüm dünyayaheyecan vermifltir. Büyük Maoist önder ‹brahim Kaypakkaya ve bir çokyoldafl olmak üzere; özellikle de geçti¤imiz y›llarda 30 y›ll›k Türkiyecezaevlerinde faflist zülme karfl› Maoist tutsaklar kahramanca mücadeleverdiler. MKP; uzun 30 y›ll›k parti mücadelelerini özetleyen, özellikleenternasyonal çizgi ile MLM do¤ru kavray›fl›n›z›n sonucunda yarat›lm›flt›r.MKP’nin kuruluflu, Maoistlerin embriyonik merkezi DevrimciEnternasyonalist Hareket (DEH) ile güçlü iliflkileri içinde kurulmufl olmas›enternasyonal proletaryaya büyük bir mutluluk vermifltir.

Partimizde parti kurulufl haz›rl›k aflamas›nda 1968’den beri Mao’nundüflüncelerini ideolojik, politik, teorik temelini, üçüncü ve en ileri aflamaolarak kabul etmektedir. 3 Haziran 1971’de partimiz ülkede iki defa flanl›silahl› mücadeleyi infla etmifltir. ‹lki, 1973-1974’de parti kurucusu önderi S›rajSikder yoldafl›n önderli¤i alt›nda ve daha sonra 1987-1989’da flimdikisekreterimiz yoldafl Anver Kabir önderli¤inde yürütmüfltür. Fakat bu her ikisilahl› direnifl de¤iflik askeri ve politik çizgideki sapma ve hatalar nedeniyledüflman›n a¤›r sald›r›lar› alt›nda yenilgiye u¤rad›lar.

Partimiz ayr›ca, t›pk› sizinki gibi, bir bütün olarak 30 y›ll›k geçmifl de¤erlitecrübelerin özeti; dünya çap›nda Maoist Halk Savafl›n›n ileri tecrübelerininve MLM’in en ileri düzeyde kavray›fl› temelinde ülke devrimi için inflas›n›sürdürmektedir.

Maoist Komünist Partisi (MKP) ve PBSP, iki ülke partileri birbirlerindenuzak olufllar›na ra¤men, ortak ideolojiye sahibiz ve bu temelde her ikisi deDEH içinde örgütlüdürler. Her iki partinin çal›flma bölgeleri ayn›d›r. Budünya devriminin f›rt›na merkezleridir. -yada üçüncü dünya- Biz Nepal,Halk Savafl›n›n bütün parlakl›¤› ve ihtiflam› ile yükseldi¤i Güney-Asya ateflhatt›nda bulunmaktay›z ve sizlerde önemli bir bölge merkez Asya ve Orta-Do¤u’nun kaynamakta olan iliflkileri içinde bulunuyorsunuz.

Devrimci Enternasyonalist Hareket (DEH) olan iki kardefl parti, dünyadevriminin omuz omuza kavga verece¤imizi umut etmekteyiz.

Sonuç olarak; yeni merkez komitesine, tüm parti üyelerine, halkkurtulufl ordusu savaflç›lar›na ve parti taraftarlar›na ve Türkiye devrimcikitlelerine komünist selamlar›m›z› iletiyoruz. Geliflme ve baflar›dileklerimizi iletiyoruz.

Page 136: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

136

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

KANADA

Devrimci Komünist Partisi (Örgütlenme Komitesi)Partinizin I. Kongresini baflar›yla tamamlaman›z vesilesiyle sizleri kutluyorve s›cak selamlar›m›z› iletiyoruz. Elde etti¤iniz baflar›lar ve ald›¤›n›z kararlarsadece Türkiye-Kuzey Kürdistan devrimi için de¤il, fakat ayn› zamandadünya çap›nda devrimci hareketin mücadelesinde ileriye at›lm›fl önemli birad›m› temsil eder.

Birleflik Amerika emperyalizminin kendisine karfl› ç›kan, onun bask›lar›nameydan okuma cüreti gösteren ve katliamlar›na dur diyenlere savafl açt›¤› birdönemde; ayn› zamanda her ülkenin özgül koflullar›na ba¤l› olarak devrimcisavafl› bafllatma ve ilerletme –ki bu uzun süreli Halk Savafl›d›r- MLMtemelinde kendilerini haz›rlamak Maoist partilerin en önde gelen görevleridir.

Bunu yaparak Maoist Komünist Partileri, dünya çap›nda proleterdevrimin zaferi için can al›c› enternasyonal önderli¤i kuracaklar› ve tesisedecekleri kesindir. Bu mücadelenin her bir parças› DEH’e kat›larak bugörevlere önemli katk›lar yapt›¤›n› partiniz zaten teyit etmifltir.

Bizim örgütümüz MLM bilimini gerçek derinli¤i ile kavramak veKanada’n›n somut koflullar›na uygulamak için bu y›l I.Kongresini toplamaküzeredir.

I. Kongrenizin devrimi ileriye tafl›yan 30 y›ll›k tecrübelerin sentezsonuçlar›n›n bize coflku verdi¤inden flüphemiz yoktur.

Yaflas›n-MLM!Yaflas›n Proletarya Enternasyonalizmi!

KKKKK KKKKK KKKKK KKKKK KKKKK KKKKK KKKKK KKKKK KKKKK KKKKK

Maoist Komünist Partisi-‹talya

Maoist Komünist Partisi’ne,

“Sempozyumu Selaml›yoruz!”Dünya proleter devrimin hizmetinde Halk Savafl› yolunda Marksizm-Leninizm-Maoizm’i kavray›flta daha da ileri bir duruflu iflaret etmesini diliyoruz!

Maoist Komünist Partisi-‹talya

Not: ‹talya Delegasyonu baz› aksakl›klardan dolay› gelmedi¤ini belirtir.

Page 137: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

137

SINIF TEOR‹S‹

Maoist Komünist Partisi’ne;

De¤erli Arkadafllar;Partinizin gerçeklefltirdi¤i I.Kongre kararlar›n›n kamuoyuna aç›kland›¤› butoplant›ya partimiz TKP/ML’yi davet etmenize TKP/ML-YDB olarakteflekkür ediyoruz. Ayr›ca partinizin gerçeklefltirdi¤i I.Kongreyi devrimciduygular›m›zla selaml›yoruz. I.Kongre kararlar›n›z›n partinizin önünü açan,siyasal aç›l›mlar›n›z do¤rultusunda s›n›f mücadelesinde üzerinize düflengörevleri yerine getirmede partinize baflar› dileklerimizi iletiyoruz ve buradanbir kez daha 19 Aral›kta kahramanca çarp›flarak flehit düflen 28 devrimcitutsak olmak üzere, ölüm oruçlar›nda yitirdi¤imiz devrimcileri, da¤lardadüflmanla girifltikleri muharebelerde flehit düflen, iflkencehanelerde katledilen,sokak ortalar›nda kurflunlanarak öldürülen devrimci ve komünistleri bir kezdaha an›yor, an›lar› önünde sayg›yla e¤iliyoruz.

De¤erli Arkadafllar;Dünya ölçe¤inde emperyalist sald›rganl›k her geçen gün daha da art›yor.Bafl›n› ABD’nin çekti¤i bu sald›rganl›k politikas›n›n temelinde yatan,emperyalist sistemin içine girdi¤i krizdir. Bu krizden ç›kmak her yere sald›ranemperyalistler, yeni Pazar ve enerji kaynaklar›na sahip olmak vehakimiyetlerini pekifltirmek için sald›r›yorlar. ABD’nin Irak’a sald›rmak içinyapt›¤› haz›rl›k temelinde bu vard›r. Ortado¤u’ya tam ve hakimiyet kurarakyerleflmek isteyen ABD’nin sadece Irak’la s›n›rl› kalmayaca¤› aç›kt›r. Budurum ayn› zamanda emperyalistler aras› çeliflkinin giderek k›z›flt›¤›n› vearalar›ndaki çeliflkinin daha da derinleflece¤ini gösteriyor. Emperyalistler aras›çeliflkiler bugün itibariyle bir yanda, ABD-‹ngiltere, di¤er yanda AvrupaBirli¤i, öbür tarafta Rusya-Çin ve Japonya aras›nda sürmektedir.

11 Eylül sonras›nda emperyalistler aras› çeliflkilerin göreceli olarakgeriledi¤i yans›t›lmaya çal›fl›ld›ysa da bunun böyle olmad›¤› k›sa süredeanlafl›ld›. Emperyalizmin ayn› zamanda rekabet ve çat›flma oldu¤u gerçe¤içok geçmeden kendisini ortaya koydu. Emperyalistlerin 11 Eylül sonras›ndaantlaflt›klar› bir konu vard›, buda ulusal ve sosyal kurtulufl mücadelesiniezmek ve yok etmek için her cepheden sald›rma karar› almalar›d›r. ‹stisnas›ztüm emperyalist ülkelerde ç›kar›lan anti-terör yasalar› bunun ifadesiydi.ABD’nin bu f›rsat› kendi lehine kullanmak için di¤er emperyalist bloklardandaha erken davranmas›, ABD’nin dünya jandarmal›¤›n›n yeniden ve bir kezdaha onaylat›lmas› giriflimidir. ABD’nin K.Kore, Irak gibi ülkelerin yan› s›raesas olarak, Filipinler, Nepal, Hindistan, Peru, Türkiye gibi ülkelerde sosyalkurtulufl mücadelesi veren MLM ve devrimci güçleri yok etmek için planlargelifltirdi¤ini biliyoruz. ABD’nin Filipin Komünist Partisi ve onun önde gelenkadro ve kurucular›n› “Terör” listesine almas› bofluna de¤ildir.

Emperyalistler sadece bu sald›rganl›¤›yla da kalm›yorlar. ‹deolojikolarakta sald›ran emperyalist sistem küreselleflme politikas›yla bu ideolojiksald›rganl›¤›na daha da bir h›z verdi. Rus sosyal emperyalizminin aç›ktanhavlu atmas›yla, sözüm ona sosyalizmin art›k bitti¤ini, ideolojilerin öldü¤ünüve kapitalizmin bir kez daha kazand›¤›n›n propagandas›na h›z verenemperyalistler, bu yönlüde sald›r›ya geçtiler. Bundan etkilenen güçlerinolmad›¤›n› söyleyemeyiz. Dünya ölçe¤inde savrulmalar›n, ideolojik olaraktökezleyen ve özelliklede tasfiyeci, reformist ve legal mücadeleye bel ba¤layankesimler az›msanmayacak derecede geliflti. Bunun alt etmenin ideolojik

Page 138: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

138

N‹SAN-{AYIS K 1 K 2003SINIF TEOR‹S‹

silah›n›n MLM oldu¤u aç›kt›r.Dünya korkunç bir açl›k, yoksulluk, iflsizlik ve sefalete do¤ru ilerliyor.

Bunun tek sorumlusu emperyalist sistemdir. Buna karfl› halk kitlelerininörgütlülü¤ü zay›f denebilecek seviyededir. Emperyalist kapitalist ülkelerdegeliflen anti-emperyalist gösterilerin önemli bir bölümünün düzen s›n›rlar›n›aflmayan bir çerçevede geliflti¤i aç›kt›r. Bunu tersine çevrilmesi tamamendo¤ru önderliklerle orant›l› geliflece¤i aç›kt›r. Buna karfl› sömürge ve yar›-sömürgelerde geliflen sosyal kurtulufl mücadeleleri gelece¤in müjdecisi olarakezilen dünya halklar›na umut veriyor. Filipinlerde, Nepal’de, Hindistan’da,Peru ve Türkiye’de verilen halk savafllar› emperyalistleri en çok korkutanmücadelelerdir. Bu halk savafllar›n› özelliklede MLM’lerin önderli¤indeverilmesi tesadüfü de¤ildir. Bunu kimse inkar edemez. ‹deolojik olarakMLM’nin dünya ölçe¤inde giderek güçlenmesi ezilen dünya halklar›na umutveriyor.

De¤erli Arkadafllar;Partimiz TKP/ML’nin yak›n zamanda gerçeklefltirdi¤i 7.Konferans›yla s›n›fmücadelesine yeni bir hamleyle girmifl bulunuyor. Geçmifl sürecinide¤erlendiren ve dersler ç›karan partimizin, bu hamlesini ileriye tafl›madakimsenin kuflkusu olmamal›d›r. Partimiz; ÓParti bilinci, devrim bilinci›fl›¤›nda süreklili¤i sa¤lanm›fl gerilla savafl› için, parti inflas›nda derinlefl, kitleçal›flmas›nda yo¤unlaflÓ fliar›n› kendisine rehber alm›flt›r.

Partimiz 7.Konferans›nda tüm devrimci güçlerle önümüzdeki süreçteeylem birliklerine daha da önem vermek gerekti¤ini ilan etmifl bulunuyor.Bunun getirdi¤i sorumluluklar› flimdiden karfl›lamaya haz›r oldu¤umuzuyeniden ilan ediyoruz.

Birkez daha çal›flmalar›n›zda baflar›lar dilerken, ezilen dünya halklar›n›selaml›yor, Nepal, Filipinler, Peru, Yunanistan ve Hindistan’daki kardeflpartilerimize, partimizin s›cak selamlar›n› gönderiyor, mücadelelerindebaflar›lar diliyoruz.

TKP/ML-Yurtd›fl› Bürosu

11 Ocak 200

Page 139: Sınıf Teorisi - Sayı 1

○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○ ○

2003 K 1 K N‹SAN-{AYIS

139

SINIF TEOR‹S‹

De¤erli Yoldafllar ve Devrimci Arkadafllar,

TKP/ML Maoist Parti Merkezi ad›na devrimci selamlar›m›z›iletmek istiyoruz.Proletarya partisini ilgilendiren bu canal›c› meselelerin tart›fl›ld›¤›n›görmekten büyük memnuniyet duyuyoruz. Baflta devrimci proletarya olmaküzere emperyalist dünya düzeninin ezip sömürdü¤ü büyük halk kitlelerinezdinde bu cehennem düzenini ortadan kald›rmak kadar de¤erli baflka birmesele yoktur. Bu zahmetkefl devrimci sürecin kilit noktas› olan ve kitlelerindevrime kat›labilmesi ve o arzulad›klar› devrimi gerçeklefltirebilmelerininyegane garantörü olan proletarya partisi üzerine canal›c› önemde geliflmeleriniçinde bulunuyoruz. Türkiye ve tüm dünyadaki durum mazlumlar dünyas›aç›s›ndan merkezi meselenin devrim meselesi oldu¤unu her geçen gün dahafazlas›yla ortaya dökmektedir.

Dünden önce kabul edilemez olan› dün r›za gösterilebilir bir çözüm bugün ise eriflilebilecek en büyük hayalimiz derekesine getirilmeye çal›fl›ld›¤› birortamda emperyalistlerin baflta ABD olmak üzere tüm dünyaya yeni bir kanl›ve ceberut bir soyk›r›m› ve talan rejimi empoze etmeye çabalad›klar› fludönemde flu yönünü flafl›rm›fl tarihe yolu kim gösterecek sorusunu ancakproletarya kudretli ve bilinçli bir flekilde yan›t verebilir. Tarihe yolunu ancakMarksist-Leninist-Maoist devrimci proletarya önderli¤inde aya¤a kalkm›flmazlumlar dünyas› gösterebilir. Bu canal›c› meselelerin tart›fl›ld›¤› bu ortam›nmerkezindeki proletarya partisi sürecinde Maoist Komünist Partisi’ndenyoldafllar›n I.Kongre sonuçlar›n›n sunuflunu sayg›yla selamlar›z.

Tüm zahmetkefl halk›m›z ve flehit düflen yoldafllar›m›zla birlikte;‹flçinin Köylünün Yi¤it Sesiyiz,Namluya Sürülmüfl Halk Mermisiyiz.

TKP/ML Maoist Parti Merkezi

11.01.2003

Page 140: Sınıf Teorisi - Sayı 1