156
SINIF TEORİSİ DEVRİMCİ TEORİ OLMADAN, DEVRİMCİ PRATİK OLMAZ! 2004 n HAZİRAN-TEMMUZ n 2 AYLIK TEORİK DERGİ n FİYATI: 3.000.000 TL 4 BAŞKAN MAO, ÖLÜMÜNÜN 29. YILINDA YOLUMUZU AYDINLATIYOR! 4 PROGRAMDAN (4) 4 GERÇEK KOMÜNİST GÜÇLERİ BİRLEŞTİRME MÜCADELESİ ÜZERİNE 4 İLLEGAL PARTİ ÇALIŞMASININ KURALLARI 4 KOMSOMOL VE GENÇLİK FAALİYETİ ÜZERİNE 4 NATO ZİRVESİ’NİN ARDINDAN... ORTAYA ÇIKAN GERÇEKLER, ÇIKARILMASI GEREKEN DERSLER 4 TKP/ML, SEKTER SİYASET TARZINI ELEŞTİRENLERİ “APTALCA YÖNTEMLER” OLARAK DEĞERLENDİRECEĞİNE, ÖNCE TARİHİNİ VE ÇARPIK TARİH BİLİNCİNİ BİLİMSEL BİR ŞEKİLDE SORGULAMALI! 8

Sınıf Teorisi - Sayı 8

Embed Size (px)

DESCRIPTION

2002’den bu yana yayınlanan, Marksist-Leninist-Maoist teorik dergi.

Citation preview

Page 1: Sınıf Teorisi - Sayı 8

SSIINNIIFFTTEEOORRİİSSİİDDEEVVRRİİMMCCİİ TTEEOORRİİ OOLLMMAADDAANN,, DDEEVVRRİİMMCCİİ PPRRAATTİİKK OOLLMMAAZZ!!

22000044 n HHAAZZİİRRAANN--TTEEMMMMUUZZ n 22 AAYYLLIIKK TTEEOORRİİKK DDEERRGGİİ n FFİİYYAATTII :: 33..000000..000000 TTLL

2200

0044

PHH

AAZZİİ

RRAA

NN--

TTEEMM

MMUU

ZZ P

22 AA

YYLLII

KK TT

EEOORR

İİKK DD

EERRGG

İİ

4 BAŞKAN MAO, ÖLÜMÜNÜN 29. YILINDAYOLUMUZU AYDINLATIYOR!

4 PROGRAMDAN (4)

4 GERÇEK KOMÜNİST GÜÇLERİ BİRLEŞTİRME MÜCADELESİÜZERİNE

4 İLLEGAL PARTİ ÇALIŞMASININ KURALLARI

4 KOMSOMOL VE GENÇLİK FAALİYETİ ÜZERİNE

4 NATO ZİRVESİ’NİN ARDINDAN...ORTAYA ÇIKAN GERÇEKLER, ÇIKARILMASI GEREKEN DERSLER

4 TKP/ML, SEKTER SİYASET TARZINI ELEŞTİRENLERİ“APTALCA YÖNTEMLER” OLARAK DEĞERLENDİRECEĞİNE,ÖNCE TARİHİNİ VE ÇARPIK TARİH BİLİNCİNİ BİLİMSEL BİRŞEKİLDE SORGULAMALI!8

8SI

NIF

TEOR

İSİ

Page 2: Sınıf Teorisi - Sayı 8

3

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Ç NDEK LER

SINIF

TEOR S

2 ayl›k teorik dergi

2004 .8. Haziran-Temmuz

KARDELEN BASIM YAYIM REKLAM GÖSTER‹ORGAN‹ZASYON LTD. fiT‹.

Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Erdal GÜLER Yönetim yeri: Millet Cad. Nevbahar Mah.F›nd›kzade Saray Apt. No:57 D:11 K:5F›nd›kzade/‹ST.Tel: (0212) 584 18 04Fax: (0212) 584 18 05Dizgi: Kardelen Yay›mc›l›kBask›: KAYHAN MATBAASI

BAfiKAN MAO, ÖLÜMÜNÜN 29. YILDÖNÜMÜNDE YOLUMUZU AYDINLATIYOR!.................................................... 7

PROGRAMDAN (4)....................................................................39

GERÇEK KOMÜN‹ST GÜÇLER‹ B‹RLEfiT‹RME MÜCADELES‹ ÜZER‹NE...........................................................63.

Yeni Demokratik Cumhuriyet Program›................................................39Kooperatif Sektörü..................................................................................54

Mao’nun Nitel Katk›lar› Ve Maoizm Üzerine Genel Bir De¤erlendirme..........................................................................8

A) Maoizm’in Tarihsel Arkaplan›............................................................8B) Neden Maoizm................................................................................11

Bir Elefltiri Ve Bir Vurgu.... ....................................................................111) Sosyalizm Sorunlar› Alan›ndaki Katk›lar›........................................152) Felsefe Alan›ndaki Katk›lar›............................................................313) Ekonomi Politik Alan›ndaki Katk›lar›...............................................37

Sonuç.......................................................................................................38

Birlik-Mücadele-Birlik.............................................................................65Bir ‹kiye Bölünür Veya ‹kinin Tekleflmesi.............................................67Bölücü Kimdir? Birli¤i Kim Temsil Ediyor?.........................................71Birlik ‹çin Mücadele Görevdir................................................................72Komünist Partisinin Enternasyonal Çizgisi.........................................74

Page 3: Sınıf Teorisi - Sayı 8

4

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Gençlik Nedir?..................................................................................................107Halk Gençli¤i..........................................................................................109Yüksek Ö¤renim Gençli¤i......................................................................112Orta Ö¤renim Gençli¤i...........................................................................113

Komsomol.........................................................................................................114Komsomol Olmazsa Olmaz m›d›r?........................................................115Komsomol-Parti ‹liflkisi...........................................................................116Komsomol’un ‹deolojik Çizgisi...............................................................118Komsomol Ve Silahl› Mücadele.............................................................119Komsomol Üyeli¤inin Niteli¤i..................................................................122

‹llegal Parti Çal›flmas›n›n Kurallar›...................................................................76Almanya’da ‹llegal Parti Çal›flmas›n›n Prati¤inden.........................................81

1) Ajanlara ve Provokatörlere Karfl› Örgütlü Kitle Mücadelesi................812) Örgütleyici Faktör Olarak KDP............................................................823) Kitlelerin Mücadeleye Çekilmesi..........................................................85

KDP’nin Alt Kadrolar› Üzerine...........................................................................87Ajan-Provokatörlü¤e Karfl› Mücadele...............................................................94Polise Karfl› Hapishanede Ve Mahkeme Önünde Tav›r Üzerine..................102Bir Komünist ‹llegal Çal›flma S›ras›nda Nas›l Davranmal›d›r?.....................103

“Eski NATO Öldü, Yaflas›n Yeni NATO”............................................................125ABD Emperyalizmi Zirveden Kazançl› Ç›kt›.......................................................127Irak Ve Afganistan:.............................................................................................127Türk Hakim S›n›flar› Zirveden ‹stedi¤i Sonucu Alamad›....................................130NATO Karfl›tl›¤›, Olumluluklar, Olumsuzluklar...................................................131

KOMSOMOL VE GENÇL‹K FAAL‹YET‹ ÜZER‹NE.................106

‹LLEGAL PART‹ ÇALIfiMASININ KURALLARI........................76

TKP/ML, SEKTER S‹YASET TARZINI ELEfiT‹RENLER‹“APTALCA YÖNTEMLER” OLARAKDE⁄ERLEND‹RECE⁄‹NE, ÖNCE TAR‹H‹N‹ VE ÇARPIK TAR‹HB‹L‹NC‹N‹ B‹L‹MSEL B‹R fiEK‹LDE SORGULAMALI!...........143

NATO Z‹RVES‹’N‹N ARDINDAN... ORTAYA ÇIKAN GERÇEKLER, ÇIKARILMASI GEREKENDERSLER................................................................................124

Page 4: Sınıf Teorisi - Sayı 8

5

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Her s›n›f kendi bildi¤i gibi dövüflü-yor. Bu dövüflte de her s›n›fkendi araç ve yöntemlerini olufl-turarak ona göre konumlan›yor.Proletarya yüzy›llard›r zincirle-rinden baflka bir fley kaybetme-di. Fakat sömürücüler insanl›¤›-n› kaybettiler. ‹nsan› insana ya-banc›laflt›rd›lar. Katliamlarla, ifl-gallerle, soyk›r›mlarla insanl›¤›ncan› kan› pahas›na zenginlikleri-ne zenginlik katt›lar. Bununlabirlikte insanl›¤a empoze etmekistedikleri bilinç de kul-köle olmave biat etme bilinciydi. Bu kendiçarklar›n›n dönmesi için zorunlu-luktur. Bu bilinç Paris Komünübaflta olmak üzere Ekim, Çin vb.devrimlerle k›r›lm›fl, halklara ger-çek kurutulufl yolunu göstermifl-tir. Tarih denen kavramdan bah-sedeceksek bu s›n›f mücadele-sinden baflka bir fley de¤ildir. S›-n›f mücadelesi de düz bir yol de-¤il, engebeli, iniflli-ç›k›fll›d›r. Dev-rimci durumun nispeten geriledi-¤i durumlarda karamsarl›k ve y›l-g›nl›k bafl gösterecektir. Bu bizimgibi küçük burjuvazinin yo¤un-lukta oldu¤u ülkelerde daha be-lirgin bir biçimde ortaya ç›kmak-tad›r. Fakat bugün gerek devrim-ci harekette, gerekse devrimcidurumda bir ilerleme söz konu-sudur. Ve buna paralel olarakBaflta Maoistler olmak üzere tümdevrimci ve komünistler küçükburjuvazinin bu ruh halinin kitle-ler üzerinde yaratt›¤› olumsuz et-kileri k›rmak için düne k›yasla da-ha bir mücadeleyi yo¤unlaflt›r-mal› ve bu yo¤unlaflmay› teorikanlamda da daha bir üst seviye-ye ç›kararak, revizyonistlerin, re-formistlerin ve oportünistlerindegerçek yüzünü teflhir etmelidir.

Bugün aç›s›ndan bakacak olursakemperyalizmin “demokrasi”,“uygarl›k” ve “bar›fl” korosunadünyada oldu¤u gibi Türkiye-Kuzey Kürdistan’da da çeflitliton ve renklerde bu koroya efl-lik eden, kurtuluflu AB ve ABDgibi emperyalistlerin “demokra-si”lerinde gören revizyonist vereformistler vard›r. Bunlar›n bir-lefltikleri en temel noktada si-lahl› mücadele düflmanl›¤› ol-maktad›r. Bu düflmanl›k halkla-ra gerçek kurtuluflu de¤il, dev-rimci öfkenin ve isyan›n emper-yalistlerin ve uflaklar›n›n de¤ir-meninde nas›l ö¤ütülece¤ininaç›k bir ifadesidir.

Silahl› mücadele düflmanl›¤›n›nyükseldi¤i bu dönemlerde ko-münistler aras›nda birli¤in yan›s›ra kavgay› yükseltmek Maoist-lerin boynunun borcudur.

Kazanaca¤›m›z kocaman bir dün-ya var. Ve Bin k›l›ç darbesiyleparamparça olmaktan korkmu-yoruz ve imparatorlar› tahtlar›n-dan alafla¤› edece¤iz. Çünkü‹nsanl›¤a karfl› sorumluyuz. ‹n-san olabilmenin, insanca yafla-yabilmenin onuruyla, cüretimiz,isyan›m›z ve sevdam›z büyüsündiyor sözü yoldafl Kaypakka-ya’ya b›rak›yoruz; “Önümüzdeçetin ama flanl› mücadele gün-leri var. S›n›f mücadelesinin de-nizine bütün varl›¤›m›zla at›la-l›m!”

Yarat›lmak istenen yan›lsamalarakarfl› halklar›m›za gerçekleri an-latmaya devam edece¤iz. Yenibir say›da buluflmak dile¤iyle...

SU

NU

Page 5: Sınıf Teorisi - Sayı 8

7

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

BAfiKAN MAO, ÖLÜMÜNÜN 29. YILINDA

YOLUMUZU AYDINLATIYOR!

Mao, bedenen ara-m›zdan ayr›ld›. Fakat fi-kirleri yafl›yor ve yolu-muzu ayd›nlatmaya de-

vam ediyor. Hem deMaoizm olarak. ‹flte busay›m›zda 29. Ölüm y›l-

dönümü vesilesiyleO’nun Marksizm-Lenni-

nizm’e katk› tezlerini,“Maoizm” olarak belir-lememizin nedenlerini

bir kez daha okurlapaylaflaca¤›z.

Baflkan Mao 10 Eylül 1976 gü-nü aram›zdan bedenen ayr›l-d›. Hiç flüphesiz ki Mao’nunbedenen aram›zdan ayr›l›fl›

çok büyük kay›pt›. O’nun ayr›l›fl› bir bak›-ma çok erken oldu. Çünkü Marksizm-Leni-nizm’e nitel katk›lar› bilimsel sosyalistdünya görüflünün bir üst aflamas› olarakUluslararas› Komünist Hareket içerisindegerek ideolojik gerekse politik bak›mdanönemli etkiler yapmak ve bunun veriminialmak üzere iken, o hayata gözlerini yum-du. En önemlisi de O’nun Rus Sosyal Em-peryalizmi ve Sosyalizm sorunlar›na iliflkinortaya koydu¤u tezler 80’li y›llar›n sonu,90’l› y›llar›n bafl›nda her bak›mdan nesnel-li¤ini kan›tlad›. Rusya’n›n kendi yüzündekimaskeyi atmas› ve aç›ktan karfl›-devrimcephesine iltihak etti¤ini ilan etmesi, bunaba¤l› olarak di¤er sosyalist maskeli dikta-törlüklerin de ayn› yolu izlemeleri tam daMao’nun 20 y›l önce Modern revizyonisttezlere iliflkin ortaya koydu¤u (57 ve 60 y›-l›nda) tezlerin aleni bir flekilde somutla-

Page 6: Sınıf Teorisi - Sayı 8

flmas›yd›. ‹flte bu tarihsel süreçte yaflama-s› durumunda, Mao’nun ortaya koydu¤uMarksist-Leninist tezler, Uluslararas›Komünist Hareket üzerinde daha etkilive sonuç al›c› olacakt›. Bu da Marksizm-Leninizm’in yüksek aflamas› olan Ma-oizm temelinde yeni bir Komünist Enter-nasyonalin güçlü bir flekilde do¤uflu ola-cakt›.

Mao, bedenen aram›zdan ayr›ld›. Fa-kat fikirleri yafl›yor ve yolumuzu ayd›n-latmaya devam ediyor. Hem de Maoizmolarak. ‹flte bu say›m›zda 29. Ölüm y›ldö-nümü vesilesiyle O’nun Marksizm-Len-ninizm’e katk› tezlerini, “Maoizm” ola-rak belirlememizin nedenlerini bir kezdaha okurla paylaflaca¤›z.

Mao'nun Nitel Katk›lar› VeMaoizm Üzerine Genel Bir

De¤erlendirmeMaoizm üzerine gerek ulusal gerekse

uluslararas› düzlemde oldukça fazla ide-olojik polemiklerin yap›ld›¤›n› biliyoruz.Gelinen aflamada en olumlu ve ayn› za-manda sevindirici geliflme ise DevrimciEnternasyonal Hareket (DEH) içerisindebu yönlü bir polemi¤in yaflanm›yor ol-mas›d›r. Bu konuda netli¤in sa¤lanm›flolmas› UKH aç›s›ndan çok büyük veönemli bir kazan›md›r. DEH üyesi tümParti ve örgütler teorik düzlemde de olsabu sorunu aflm›fl durumdad›r. DEH'e ya-k›n duran baz› parti ve örgütler Maoizmsorununu teorik olarak hala aflm›fl de¤il-lerdir. Ki DEH’e uzak durufllar›n›n teme-linde de bu önemli sorun yatmaktad›r.Maoizm, Marksizm-Leninizm’in nitel veyüksek bir aflamas›d›r, ama bu ideolojinas›l ortaya ç›kt›, bunun tarihsel arka pla-n› nereye dayan›yor, vb. sorular› öncelik-le yan›tlamam›z gerekir.

Bilinir ki hiç bir fley birden bire orta-ya ç›kmaz. Her olgunun bir evrimleflme

süreci vard›r. Politik ve ideolojik olgula-r›n ise mutlak bir flekilde tarihsel geçmi-fli vard›r. Diyalektik olarak hiçbir fley bir-den bire ortaya ç›kmad›¤› gibi Ma-oizm'de durup dururken ortay ç›kmad›-ç›kmaz. O halde tarihi geliflimi ortayakoyal›m:

A-Maoizm'in Tarihsel

Arkaplan›Maoizm'in tarihsel aç›dan do¤um tari-

hini e¤er not düflmek istersek hiç flüphe-siz ki bu tarih, ÇKP Polit Bürosu’nun1935 y›l›nda yapt›¤› ZUNYI toplant›s›-d›r. Bu toplant› ÇKP'nin her cephedeki(siyasal, askeri, örgütsel ve ideolojik)çizgisine Mao Zedung yoldafl›n görüflle-rinin hakim oldu¤u tarihtir. Mao'nun ba-fl›n› çekti¤i çizginin ÇKP' ye hakim ol-mas›yla birlikte 14 y›l sonras› ancakÇin'de Yeni Demokratik Halk Devrimigerçekli¤e (1949) dönüflmüfltür.

Bu tarih, yani 1935 ZUNYI toplant›s›ÇKP tarihinin 2.Büyük aflamas›d›r. Birin-cisi,1921 y›l›nda Partinin kuruluflu iken,di¤eri ise baflkan Mao'nun çizgisininÇKP' ye Uzun Yürüyüfl sonras› yap›langeniflletilmifl Polit Büro toplant›s›nda ha-kim olmas›d›r.

Evet bu tarihte Maoizm henüz olgun-laflmam›flt›. Fakat bu tarih Mao'nun Ma-oizm'le ÇKP özgülünde olsa da buluflma-s›n›n do¤um günüdür. Bu tarihten sonraMao'nun ulusal ve uluslararas› düzlemdeMarksizm'e yapt›¤› nitel katk›lar›n Ma-oizm'e do¤ru evirilifli Büyük ProleterKültür Devrimi ile doru¤a ulaflm›flt›r. Busürecin ideolojik, Politik ve tarihsel geli-flim seyri özet olarak flöyledir:

Bütün ülkelerde devrim yolu olarakSovyet Devrim Tipinin (genel ayaklana-ma yolunun) tüm ülkeler için evrenseloluflunun yanl›fll›¤› bu tarih itibar›yla netbir flekilde ortaya ç›kt›.

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

8

Page 7: Sınıf Teorisi - Sayı 8

Mao, Sovyet devrim modelini soldogmatik bir flekilde takip eden WangMing ve Lili San çizgilerini alt etti. Bukonuda Komüntern çizgisini takip etmiflolsayd› o zaman Çin devrimi Halk Sava-fl› stratejisi ile baflar›ya ulaflmayacakt›.Bu sol dogmatik ve flabloncu çizgilerinMao taraf›ndan alt edilmesi ayn› zaman-da yar›-sömürge yar›-feodal ve sömürgeülkelerin Yeni Demokratik Devrimler so-rununun nas›l ve hangi yolla gerçekli¤edönüflece¤inin evrensel teorisinin yolunuda açt›. Baflka bir deyiflle ÇKP önderli-¤indeki Çin Devrimi yar›-sömürge, yar›-feodal ülkelerdeki S›n›fsal Kurtulufl Dev-rimleri için evrensel bir nitelik tafl›mak-tad›r. Biraz açarsak bütün yar›-sömürge,yar›-feodal ülkelerin S›n›fsal KurtuluflDevrimleriningerçekli¤e dö-n ü flm e s i n i nideolojik-poli-tik anahtar›,özellikle dePolitik güzer-gah aç›s›ndanBaflkan Mao'nun Yeni De-mokratik Dev-rim'in hedefleri, bileflenleri, kapsam› vekarakteri üzerine ortaya koydu¤u tezler-dir. Ancak bu tezler ›fl›¤›nda hareket edil-di¤inde yar›-sömürge, yar›-feodal sosyo-ekonomik yap›ya sahip ülkelerde prole-tarya önderli¤inde s›n›fsal kurtulufl mü-cadelesi zafere ulafl›r; ve oradan da ke-sintisiz bir flekilde sosyalizme do¤ru iler-leyebilir.

1935 Zunyi toplant›s› sonras›nda ÇinDevrimi'nin izledi¤i hat Lenin önderli-¤indeki Sovyet devrim modelinin art›kÇin gibi yar›-sömürge, yar›-feodal ülke-ler için kapanmas›n›n da bafllang›c› oldu.O tarihe kadar gerek Çin'de, gerekse di-¤er yar›-sömürge yar›-feodal ülkelerde

savunulagelen devrim modeli genel ola-rak Sovyet tipidir. fiehirlerden k›rlarado¤ru bir devrim modeli bütün ülkeleriçin dogmatik bir flekilde savunulmak-tayd›. Önce flehirler, sonra k›rlar kurtar›l-mal›d›r çizgisi egemendi. Sovyet modeli-nin dogmatik ve flabloncu bir flekildeÇin'e uygulanmas›n› savunan ve bu do¤-rultuda pratik bir hat izleyen çizgilereburada de¤inmeye gerek görmüyoruz.Bunlar yaz›m›z›n hem konusu de¤il hemde kapsam›n› asmaktad›r. Bu gibi ülke-lerde devrimin, "k›rlardan flehirleri ku-flat" perspektifi do¤rultusunda, dahas›ancak Halk Savafl› stratejisiyle baflar›yaulaflaca¤›n› yine Mao'nun, do¤ru devrimçizgisi, teori-pratik diyalekti¤i içerisindeevrensel bir gerçeklik olarak kendisini

ortaya koymufltur.

Yeri gelmiflken bir kez daha belirtelimki Halk Savafl› stratejisini, askeri bir stra-tejiye indirgemek, bu savafl›n özünde ya-tan Maoist Partiler önderli¤inde yürütü-len Uzun Süreli Köylü Savafl›n› inkar et-mektir. Bu devrim, proletaryan›n politikönderli¤inde köylülerin toprak devriminigerçeklefltirmek için yap›lan siyasi birörgütlenmedir ve bu örgütlenmenin te-mel insan-gücünü köylülük s›n›f› olufl-turmaktad›r.

Halk Savafl›n›n stratejisinin ve bütünbu olgulardan dolay› oluflturulacak HalkOrdusu' nun insan gücü de esas olarakköylülerden oluflacakt›r.

9

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Yeri gelmiflken bir kez daha belirtelim ki Halk Savafl› stra-tejisini, askeri bir stratejiye indirgemek, bu savafl›n özündeyatan Maoist Partiler önderli¤inde yürütülen Uzun SüreliKöylü Savafl›n› inkar etmektir. Bu devrim, proletaryan›n po-litik önderli¤inde köylülerin toprak devrimini gerçeklefltir-mek için yap›lan siyasi bir örgütlenmedir ve bu örgütlenme-nin temel insan-gücünü köylülük s›n›f› oluflturmaktad›r.

Page 8: Sınıf Teorisi - Sayı 8

Köylülü¤ün, bizimki gibi ülkelerdedevrimin temel gücünü oluflturdu¤u te-orisini ilk kez Baflkan Mao do¤ru bir fle-kilde ortaya koydu.

Dolay›s›yla bu tez Marksizm'in dev-rim teorisi hazinesine yap›lan belli bafll›katk›lardan birisidir.

Kapitalist ve emperyalist ülkelerdedevrimin temel gücü köylülük de¤il, iflçi-lerdir. Bir baflka ifadeyle ‹flçi s›n›f› bu gi-bi ülkelerde hem öncü, hem de temelgüçtür. Oysa 1935'lere kadar tüm ülkeleriçin bu tez savunulmaktayd›. BaflkanMao' nun çizgisi ÇKP' ye hakim olunca-ya kadar da di¤er “yar›-feodal yar›-sö-mürgelerde de devrimin temel gücünüköylüler oluflturmaktad›r” diye bir tez or-taya atan ve savunan yoktu. Dolay›s›ylavarolan tüm Komünist Partileri o günekadar Sovyet devrim modelini flabloncuve dogmatik bir flekilde kendi ülkelerineuygulamaya çal›fl›yorlard›. Ve sonuçtabaflar›s›zl›¤a u¤ruyorlard›. Ancak görül-dü¤ü gibi bu konuda ilk kez baflkan Maobu dogmatik ve flabloncu anlay›fllar› altetmeyi baflararak, Marksizm-Leninizm'inevrensel gerçekli¤ini Çin somutuna usta-l›kla uygulad›.

Baflkan Mao'nun Marksizm-Leninizmhazinesine yapt›¤› katk›lar sadece K›r fie-hiri Kuflats›n, Halk Savafl›, Yeni Demok-ratik Devrimin özelliklerine iliflkin ortayakoydu¤u tezlerle tabii ki s›n›rl› de¤ildi.

Dahas› Mao'nun devrim aflamas›ndaiken Marksizm hazinesine yapt›¤› katk›-lar sadece Çin devrim sorunlar›n›n çözü-mü ile s›n›rl› de¤ildi. Bu tarihi kesitte,özellikle de 30'lar›n ilk yar›s›nda Mark-sizm'e yapt›¤› nitel katk›lar birbirini takipetmektedir. Çin Devrimi ve baz› boyutla-r›yla evrensel olan tezlerine ek olarak fel-sefe alan›nda da nitel katk›lar yapm›flt›r.Baflkan Mao'nun 1937 y›l›nda kaleme al-d›¤› çeliflki yasas› üzerine düflünceleri,felsefe alan›nda Marksizm-Leninizm'e

nitel bir katk›d›r. Teori ve Pratik üzerineyazd›¤› fikirler o zaman flekillenmifltir.Bugün savundu¤umuz tezlerin tarihselkökleri o tarihe dayanmaktad›r. Ayn› fle-kilde Sovyet Deborin okuluna yönelik"felsefi idealizme düflüyorlar" diye yapt›-¤› elefltiriler de o dönemde kaleme al›n-m›flt›r.

1949 y›l›na kadar, yani devrime kadarMao'nun evrensel düzlemde yapt›¤› kat-k›lar s›ralad›klar›m›zla da s›n›rl› de¤ildir.

Yar›-sömürge yar›-feodal ülkelerdeHalk›n Birleflik Cephesi, özellikle de bubileflen içerisinde milli burjuvazinin solkanad›na yer verilmesinin savunulup-uy-gulanmas›, bu gibi ülkelerde kurulacakolan Demokratik Halk ‹ktidar›'n›n özdeproleter, biçimde ise burjuva karakter ta-fl›mas›; bu iktidar dönemi boyunca HBCbileflenlerinin tümünün iktidarda yer al-mas›, Demokratik Halk Devrimi'nin ke-sintisiz bir flekilde sosyalizme do¤ru gö-türülmesi gibi temel konularda da katk›-larda bulunmufltur.

Buraya kadar s›ralad›¤›m›z katk›lar›,konumuzun bafl›nda da iflaret etti¤imizgibi 30'lu y›llar sonras›d›r.

Bu tarihsel kesitte ÇKP ve Mao, Ko-müntern'in "yavru parti-ana parti" siyase-tinden de köklü kopufl sa¤lad›¤› y›llard›.Mao ve ÇKP, bu kopuflu sa¤lamay›p daonun yerine Komüntern çizgisinden hare-ket etmifl olsalard›, en az›ndan "genelayaklanma" tezinden kopmam›fl olsayd›Çin devrimi o tarihsel kesitte baflar›yaulaflmam›fl olacakt›. Mao sonras› ÇKP,Komüntern’e dogmatik ve flabloncu birflekilde ba¤l›l›¤› bir kenara b›rak›p Mark-sizm-Leninizm’i Çin'in somutuyla birlefl-tirmenin evrensel yolunu tuttular.

Devrimin gerçekleflmesi ise Mao veÇKP'nin ülke içindeki ideolojik-siyasigücünü uluslararas› düzleme tafl›m›flt›r.50'li y›llar›n ortalar›nda Krusçev'in bafl›n›çekti¤i SBKP Modern revizyonist tezleri-

10

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 9: Sınıf Teorisi - Sayı 8

ne karfl› Marksizm-Leninzm'i üst düzey-de savunmas› uluslararas› düzlemde ide-olojik etkisinin güçlenememesini sa¤lad›.1957-1963 y›llar› aras›nda sosyalizm so-runlar›na iliflkin gelifltirdi¤i tezler (Sos-yalizmde geriye dönüflün temeli parti içe-risindeki bürokratizm, antagonist s›n›fçeliflkilerinin varl›¤›, bürokratik devletkapitalizmi gibi) ve Çin Sosyalist Toplu-munda Kültür Devrimi'ni bafllat›p baflar›-ya ulaflt›rmas›yla Maoizm (tarihsel, eko-nomi-politik, felsefi ve sosyalizm sorun-lar› ) doru¤a var›yordu.

Buna göre Maoizm'in tarihsel evrimi-ni dört büyük dönemeç olarak belirlemekyerinde olacakt›r.

Birinci dönem: 1935; Zunyi toplant›-s›nda Mao'nun çizgisinin ÇKP' ye hakimoldu¤u dönem,

‹kinci dönem: 1949; Çin DemokratikHalk Devrimi'nin baflar›yla gerçekleflme-si, ayn› zamanda Mao'nun ulusal ve ulus-lararas› düzlemde yar›-feodal yar›-sö-mürgeler devrimi için evrensel olarak ile-ri sürdü¤ü tezlerin gerçekli¤e dönüflmesi,

Üçüncü dönem : 1957-1963 aras›;1957 Deklarasyonu ve 1960 Bükrefl bil-dirisinde SBKP ve Kruflçev'in bafl›n› çek-ti¤i Modern revizyonist tezlere karfl›Marksizm'in her üç alanda (ekonomi-po-litik, felsefe ve sosyalizm sorunlar›) üstdüzeyde savunularak gelifltirilmifl olmas›,

Dördüncü dönem: 1966 Çin’de KültürDevrimi; Mao önderli¤inde Parti yöneti-mi ve ayn› zamanda Çin Halk Cumhuri-yeti yönetimindeki bürokratizm ve bü-rokrat burjuvaziye karfl› "burjuva karar-gâhlar› bombalay›n!" fliar› eflli¤inde bafl-lat›lan Büyük Proleter Kültür Devrimidir.

B- Neden Maoizm?Maoizm dedi¤imizde iki temel öner-

meyle karfl› karfl›ya kal›yoruz. Birincisi"Maoizm'i savunmakla Marksizm-Leni-

nizm'i reddetti¤imiz" elefltiri ve sald›r›s›iken, di¤eri ise; "günümüz de sadeceMarksizm-Leninizm formülasyonunu sa-vunmakla s›n›fsal kurtulufl devrimleriningerçekte baflar›ya ulaflamayaca¤› ve ora-dan da sosyalizm ve nihai hedefimiz olankomünizme var›lamaz", fikridir. ‹kincitez, ayn› zamanda Partimizin de savundu-¤u görüfltür.

Bir Elefltiri Ve Bir Vurgu:"Maoizm" formülasyonunu "ça¤ de¤ifl-

memifltir" gerekçesiyle reddeden veya an-ti-Maoist tezler için "ça¤›n de¤iflmedi¤ini"gerekçe göstererek Maoizm tezine sald›r›yapan küçük-burjuva anlay›fllar üzerindek›saca da olsa durmakta fayda var.

Bir kez daha vurgulayal›m: Dün oldu-¤u gibi Maoizm tezini savunmakla birlik-te yine "ça¤›m›z›n emperyalizm ve prole-ter devrimler ça¤› oldu¤u" Leninist ça¤tespitini savunmaktay›z. Dolay›s›yla bukonuda gerek Partimize gerekse Ulusla-raras› Komünist Harekete yönelik yap›-lan suçlamalar bir sald›r›; spekülasyon vedemagojiden ibarettir.

Marksist-Leninist-Maoist'lerin Ma-oizm formülasyonunu savunmas›n›n ide-olojik arka plân›nda yatan gerçeklik ça-¤›n de¤iflip de¤iflmemesiyle iliflkili de¤il,tamam›yla Marksizm-Leninizm bilimineMao'nun nitel anlamda, hem de üst dü-zeyde her üç cephede yapt›¤› katk›larlado¤rudan ilintilidir. Bu, Marksizm’in da-ha ileri-yüksek aflamaya s›çrat›lmas› ger-çekli¤idir.

Bilindi¤i üzere Partimiz gerek birincigerekse ikinci Konferansta Mao ZedungDüflüncesi formülasyonunu reddetmeyi"ça¤" sorunuyla orant›l› olarak ele almak-tayd›. Buna dayanak ise ÇKP 9.Kongre-sinde ileri sürülen ça¤ tespitindeki yanl›flbelirleme yap›lmaktayd›. Do¤rudur, ÇKP9. Kongresi taraf›ndan "Emperyalizmin

11

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 10: Sınıf Teorisi - Sayı 8

toptan çöküfle sosyalizmin ise bütündünyada zafere ilerledi¤i ça¤" belir-lemesi yap›lmaktayd›. ÇKP, bu ya-n›lg›l› ve hatal› ça¤ tespiti anlay›fl›-n›n özelefltirisini 1974 y›l›nda yapt›-¤› Parti 10. Kongresinde vermifltir.Partimiz ise bu hatal› tespitin öze-lefltirisini ancak 1978 y›l›nda (dahaönce bölgesel dönemde de yapm›fl-t›) yap›lan 1.Konferans' la resmilefl-tirebilmifltir.

Bilincimiz flu noktada aç›k ve netolmal›d›r:

Marksizm olarak bilinen bilim-sel dünya görüflünün üzerinde yük-seldi¤i nesnel zemini ortaya koya-l›m. Bu konuda hemfikirlik yakala-d›ktan sonra gerisi kolay anlafl›l›r.

Marksizm'in üzerinde yükseldi-¤i, yani Marksizm'in üç kayna¤›n›n‹ngiliz ekonomi politi¤i, Alman ‹de-olojisi ve Frans›z Ütopik Sosyaliz-mi oldu¤unu her Marksist kabuleder. Daha aç›k bir deyiflle Mark-sizm, teorik düzlemde ‹ngiliz eko-nomi politikçilerine, Alman idealistfilozoflar›n›n bafl›n› çeken Hegel’indiyalektik anlay›fl›na Ve FransaÜtopik Sosyalistlerinin tezlerine

karfl› amans›z ideolojik mücadeleiçerisinde ortaya ç›k›p flekillendi.K›sacas›, Marksizm, bu her üç alan-daki burjuva ve küçük burjuva ide-olojisinden köklü bir flekilde kopa-rak flekillendi.

Kuskusuz ki bu üç alanda da bur-juva ve küçük-burjuva ideolojilerinMarks taraf›ndan alt edilmesinin ta-rihsel-siyasal zemininin olgunlafl›pdoru¤a ç›kt›¤› dönem ise 1840'lar vesonlar›na do¤ru Avrupa çap›nda ge-liflen proletarya ile burjuvazi aras›n-daki çeliflkilerin (1848 Avrupa dev-rimleri) boyutudur. Ayn› y›l içerisin-de Komünist Manifestonun yaz›ld›-¤›n› da bu arada belirtelim. Gerekdiyalektik, gerekse materyalizmalan›nda bin y›llar boyu kaydedilengeliflmeler ›fl›¤›nda 1840'lara gelin-di¤inde ise Marks taraf›ndan mater-yalizm idealizmden, diyalektik isetüm metafizik anlay›fllardan ar›nd›-r›l›p gerçek bilimselli¤i üzerineoturtularak teorilefltirilmifltir. Bu te-orinin proletaryan›n bilimsel dünyagörüflü olmas›n›n gerçek zemini deProletarya ile burjuvazi aras›nda da-ha önce tabiat› gere¤i varolan çelifl-kinin ayn› tarihsel kesitte antagonist( çeliflkinin bir arada varolma ve ko-puflma zorunlulu¤u boyutu) bir halebürünmesidir.

Bilindi¤i gibi gerek diyalektikgerekse materyalizm alan›nda bin-lerce y›ll›k tarihsel evrimleflme sözkonusudur. Dahas› her iki alandakibilimsel görüfllerin tarihsel kökleriHereklitoslara kadar gitmektedir.Demek istedi¤imiz o ki materya-lizm ve diyalektik alan›nda Mark-s’›n bilimsel olarak teorilefltirdi¤i fi-kirler çat›flmas›n›n tarihsel köklerimevcuttur. Birden bire olgunlafl›portaya ç›kmad›.

12

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Maoizm dedi¤imizde iki temel öner-meyle karfl› karfl›ya kal›yoruz. Birincisi"Maoizm'i savunmakla Marksizm-Leni-nizm'i reddetti¤imiz" elefltiri ve sald›r›s›iken, di¤eri ise; "günümüz de sadeceMarksizm-Leninizm formülasyonunu sa-vunmakla s›n›fsal kurtulufl devrimleriningerçekte baflar›ya ulaflamayaca¤› ve ora-dan da sosyalizm ve nihai hedefimiz olankomünizme var›lamaz", fikridir. ‹kincitez, ayn› zamanda Partimizin de savun-du¤u görüfltür.

Page 11: Sınıf Teorisi - Sayı 8

Yine her ideolojinin tarihsel köklerioldu¤u gibi s›n›fsal zemini de mevcuttur.S›n›fsal zemini olmayan bir ideolojidensöz edilemez. Daha aç›k bir deyiflle ide-olojiler s›n›flarla birlikte ortaya ç›kt›, s›-n›flar ortadan kalk›nca farkl› ideolojilerde ortadan kalkm›fl olacakt›r. ‹flte Mark-sizm'de bu bilimsel gerçekliktendir ki birs›n›fsal zemine dayal›d›r ve onsuz düflü-nülemez diyoruz. Bu da proletarya s›n›-f›ndan baflkas› de¤il. Proletarya s›n›f ola-rak ortaya ç›kmasayd› Marksizm de orta-ya ç›kmam›fl olacakt›.

Kavramlar, nesnel varl›klar›n zihni-mizdeki yans›mas› oldu¤una göre Mark-sizm denen bilimsel dünya görüflü de ge-rek fikir gerekse pratik alan›nda proletar-ya-burjuva modern s›n›flar›n›n ortaya ç›-k›fl›; bu s›n›flar›n kendi aralar›ndaki çe-liflki ve bu çeliflkinin antagonist aflamayavarmas›yla kendisini olgu olarak tamam-lam›flt›r. Marksizm'in dura¤an (statik) ol-mad›¤›n›, sürekli olarak geliflip zenginle-flen bilimsel bir dünya görüflü oldu¤unu;bir dogma de¤il, bir eylem k›lavuzu oldu-¤unu Lenin belirtmektedir.

Marksizm, Lenin taraf›ndan e¤er bireylem k›lavuzu olarak de¤il de bir dogmaolarak ele al›nm›fl olunsayd›, o durumdaLenin önderli¤indeki Sovyet Devrimi degerçekli¤e dönüflmemifl olacakt›. SovyetDevrimi, Marksizm'in özü ve onun bes-lendi¤i nesnel zemin üzerinden hareketedilerek gerçekli¤e dönüflmüfltür. Baflkabir ifadeyle Leninizm denen olgunun"Proleter devrimleri ve emperyalizm ça-¤›n›n" ilk çeyrek asr›n›n teori ve prati¤iolmas› gerçekli¤inin ideolojik arka plâ-n›nda yatan Lenin'in Marksizm'e her üçalanda üst düzeyde niteliksel katk›lar ya-parak Marksizm'i daha ileri bir aflamayatafl›mas› ve bu teori ›fl›¤›nda pratik olarakSovyet Devrimi'nin gerçekli¤e dönüfltü-rülmesidir.

fiüphesiz ki Lenin, Marksizm'i sadece

siyasi alanda gelifltirmedi. Leninizm’i;Sovyet Devrimi'ni do¤ru bir ideolojik- si-yasi çizgide sürdürerek siyasi zafere ulafl-t›rmayla s›n›rl› tutmaya kalk›flmak hatal›bak›fl aç›s›d›r. Leninizm'in özü, Leninyoldafl›n Marksizm'e her üç cephede deüst düzeyde (bununla aflamal› s›çramay›kastediyoruz) nitelik katk› sunmas›ndanve bu bilimin daha bir ileri aflamaya s›ç-rat›lmas›d›r. Bundand›r ki Leninizm de-nen olgu, Marksizm'den koparak de¤il,tam aksine onun emretti¤i ilkeler ›fl›¤›ndaMarksizm'i aflamal› ve bir üst noktayas›çratan bir boyutta (hem teorik, hem depratik olarak) geliflimini sa¤lamakla, so-mut ifadesini bulmufltur.

Ça¤ de¤iflti de üretim güçleriyle üre-tim iliflkileri aras›ndaki çeliflki de¤ifltimi? Ya da iki modern s›n›ftan proletaryaile burjuvazi s›n›fsal bak›mdan özsel birde¤iflikli¤e mi u¤rad›? Oysa Marks döne-mi, “kapitalizmin serbest rekabet ve bur-juva devrimleri ça¤›" olarak bilinmekte-dir. Ça¤ de¤iflmesine karfl›n ama sözünüetti¤imiz her iki s›n›f da kendi temel özel-liklerini oldu¤u gibi koruyor. Her iki s›n›faç›s›ndan da özsel bir de¤ifliklik olmad›.Marks döneminin en devrimci s›n›f› olanproletarya emperyalizm ça¤›nda da ayn›karakterini korudu ve korumaya da de-vam ediyor. Burada olan önemli bir de¤i-fliklik proletarya önderli¤inde Paris Ko-münü deneyiminden sonra ilk kez baflar›-l› bir flekilde proletaryan›n kendi siyasiiktidar›n› gerçekli¤e dönüfltürmesi olgu-sudur.

Elbette ki burjuvazi de de¤iflikli¤e u¤-rad›. Fakat bu de¤ifliklik özsel bir de¤i-fliklik de¤il, niteliksel bir de¤iflim kapsa-m›ndad›r.

Bu belirlememizden hareketle flöylebir soru sorulabilir: Bir fley özsel de¤iflik-li¤e u¤ramadan nitelik de¤iflikli¤ine u¤-rayabilir mi? Bu konu önemlidir. Bu ko-nu üzerine yapaca¤›m›z tart›flmalar do¤ru

13

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 12: Sınıf Teorisi - Sayı 8

ve bilimsel bir flekilde kavran›rsa o za-man Maoizm'in savunulmas› daha kolayalg›lanm›fl olacakt›r. Dolay›s›yla sorunubir-kaç örnekle açmaya çal›flal›m: Bununiçin ilk örnek olarak su molekülünü tar-t›flma konusu yapal›m:

Bilindi¤i gibi su denilen olgunun üçhali vard›r. Bütün nesnel (yani irademizd›fl›nda varolan her fley) fenomenlerinhepsinin de üç hali vard›r. Yani do¤adae¤er bir maddeden söz ediyorsak, bumaddelerin hepsinin de üç hali (gaz, s›v›ve kat›) vard›r. Evet, do¤a olaylar›n›noluflumu ve birbirleriyle olan diyalektikiliflkisi toplumsal siyasi olaylarla ayn›-laflt›r›larak ele al›namaz. Ancak biz yinede sorunun kavranmas› aç›s›ndan bu ör-nek üzerinde dural›m. Sadece bu örnekleyetinmeyece¤iz. Daha sonra toplumsalnitelik tafl›yan bir-iki örnekle de konu-muzu felsefi boyutuyla ayd›nlatmaya ça-l›flaca¤›z.

Az›c›k kimya bilgisi olanlar su mole-külünün hidrojen ve oksijen elementleri-nin bileflimi sonucu olufltu¤unu, bilir. ‹flinbu kadar›n› bilmek tek bafl›na yeterli bil-gi olmaz. Evet su; hidrojen ve oksijenmoleküllerinden olufluyor fakat bu kada-r›n› söylemek suyun iç diyalekti¤ine ilifl-kin bilgi aç›s›ndan yeterli bilgi olmaz.Kaç hidrojen ve oksijen atomundan olufl-tu¤u gerçekli¤ini de bilmek flartt›r. Çünkühidrojen ve oksijenin bilefliminden baflkamoleküller de meydana gelmektedir.

Molekül, maddenin en küçük miktar›oldu¤una göre, o halde o maddeyi meyda-na getiren, maddenin en küçük parças›olan (gelinen aflamada maddenin en kü-çük parças› olarak nötron, protonlard›r)atom say›s›n› da bilmeliyiz. Çünkü en kü-çük miktar bile en küçük parçac›k olanatomlardan meydana gelir. Buna göre SUiçin do¤ru ve bilimsel bilgi 2 hidrojen, 1oksijen atomundan olufltu¤u gerçekli¤idir.

Bu noktaya dikkatleri çekmemizdeki

amaç suyun her üç halinde de özündekiatom say›s›n›n de¤iflikli¤e u¤ramadan ay-n› say›da kalmas›d›r. Daha aç›k ifadeylesu, buhar halinde iken de 2 hidrojen,1 ok-sijen atomuna sahiptir, kat› (buz) ve s›v›halinde iken de ayn› atom say›s›na sahip-tir. Görüldü¤ü gibi öz de¤iflmemekle bir-likte her üç durumun da nitelik olarak bir-birlerinden farkl› olgu ve çeliflkileri yan-s›tmaktad›r.

‹flte bu örnekte çok somut bir flekildeortaya ç›kt›¤› gibi öz ve nitelik hem ayn›,hem de ayr›d›r.

Bunun gibi Marksizm ile Leninizm debirbirine göre öz olarak ayn› ama nitelikolarak farkl› bir durumu yans›tmaktad›r.Çünkü her ikisinin de beslendi¤i üç kay-nak ve s›n›flar ayn›d›r. Fakat her ikisi debilimsel sosyalizmi farkl› niteliksel bo-yutta gelifltirmifllerdir. Bir baflka deyiflleMarksizm'in ideolojik bak›mdan beslen-di¤i s›n›flar nesnelli¤i, üretim güçleriyleüretim iliflkileri aras›ndaki çeliflkinin(emek-sermaye, proletarya-burjuvazi çe-liflkisi gibi) zemini, Lenin döneminin ze-miniyle özde ayn›d›r. Fakat bir dizi de¤i-fliklik olmufltur.

Örnekler üzerinden tart›flmaya devamedelim.

Örnek 2: Emperyalizm ile kapitalizmaras›ndaki öz ve nitelik sorunu:

Bilinir ki kapitalizmin serbest rekabetdönemindeki özellikleriyle (örne¤in, karve azami kar gibi) emperyalist aflamadakiözellikleri bir ve ayn› de¤ildir. Emperya-lizmin 5 (befl) özelli¤ini s›ralamaya gerekduymuyoruz. Bu befl farkl› özelli¤in dahikapitalizmin serbest rekabetçi dönemin-deki özelliklerinden farkl›l›k oluflturdu-¤u, Lenin'in emperyalizm üzerine tezleri-ni okuyanlar bilir. Tart›flmay› flu noktayagetirmek istiyoruz: Kapitalizmin yüksekbir aflamas› olan emperyalizm dönemindeburjuvazinin ekonomik dokusu olan ka-pitalizmin beslendi¤i s›n›f esas olarak

14

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 13: Sınıf Teorisi - Sayı 8

proletarya ve onun ifl gücü oldu¤u gibiayn› s›n›f›n serbest rekabetçi dönemdeüzerinde yükseldi¤i s›n›f, yine proletar-yad›r.

Her iki dönem de ekonomik düzlemdeemek-sermaye çeliflkisi, s›n›fsal olarakise proletarya-burjuvazi çeliflkisi hükümsürmektedir. Yine her iki dönemde çelifl-kinin ana yönünü burjuvazi olufltururken,ikinci yönünü ise proletarya oluflturmak-tad›r.

Özcesi, kapitalizmin gerek serbest re-kabet, gerekse emperyalizm aflamas›ndaspesifik çeliflkisi ayn› olmas›na karfl›n an-cak her iki dönem de bafll› bafl›na ayr› birniteli¤e sahiptir. Bunu bir kenara b›raka-l›m. Bugün dünyada kapitalist olmas›nara¤men emperyalist ülke olmayan bir di-zi yar›-sömürge ülke mevcuttur. Bu du-rum dahi kapitalizmle emperyalizm ara-s›ndaki nitelik fark› ortaya koymak içinyeterli bir argümand›r. Görüldü¤ü gibiher ikisinin ekonomik ve s›n›fsal düzlem-de spesifik (özgül) çeliflkisi ayn›d›r.

Örnek 3: Demokratik Halk ‹ktidar›özünde proleter ama biçimde burjuva biriktidard›r.

Bilindi¤i üzere burjuva devrimleri ça-¤›nda feodalizmi tasfiye edip bu anlamdaköylü sorununu çözen s›n›f burjuvaziydi.Fakat bu sorun emperyalizm ve proleterdevrimleri ça¤›yla birlikte (burjuvazininilerici-devrimci barutunu tüketmesi sonu-cu) proletaryan›n omuzlar› üzerine bindi.Dolay›s›yla Ekim Devriminden sonra busorunun çözümünü gerçeklefltirecek teks›n›f proletarya idi. Proletarya da ancakbu sorunu Komünist Partisi öncülü¤ündeve iflçi-köylü temel ittifak›na dayal› birtoprak devrimiyle çözebilir.

Dahas› bir hareketin karakteri, o hare-kete hangi s›n›f ve çizginin önderlik etti-¤iyle orant›l› oldu¤undan, bu tür hareket-lere de proletarya önderlik etti¤indendirki proleter karakter tafl›maktad›r diyoruz.

Yoksa köylülü¤ün bu sorunu burjuva de-mokratik bir sorundur.

Proletarya önderlik ediyor. Bundand›rki bu devrim sosyalizme tedricen geçiflinalt basama¤›n› oluflturan iktidar biçimi-dir. Sosyalist devrimlere de s›n›f olarakproletarya önderlik yapmaktad›r. Ama budevrime de proletarya yine siyasi önderli-¤ini Komünist Partisi arac›l›¤›yla yürüt-mek zorundad›r.

Anlafl›ld›¤› gibi her iki devrim de Ko-münist Partisinin siyasi önderli¤i alt›ndagerçekleflti¤inden öz itibar›yla proleter-dir. Fakat her iki devrimin görevleri çokfarkl› niteliktedir. Bu ba¤lamda da farkl›olgular› oluflturmaktad›rlar.

Daha önce baflkan Mao'nun sosyalizmve devrim sorunlar› alan›nda Marksizm'een önemli katk›lar›ndan birisini de bu ko-nunun oluflturdu¤unu belirtmifltik.

Bu örnekler daha da ço¤alt›labilinir.Ancak biz bu örneklerin öz ve nitelik tar-t›flmas› bak›m›ndan konumuza yeterinceaç›kl›k getirdi¤i bilincinden hareketle da-ha fazla örneklemeye girmek istemiyoruz.

Bu örnekler ve onlar üzerinden derinlefl-tirdi¤imiz teorik aç›l›mlar sonras› Mao yol-dafl›n Marksizm-Leninizm'e her üç alandaüst düzeyde yapt›¤› nitel katk›lar› tek tekaktar›p Maoizm tart›flmas›n› yürütelim.

1- Sosyalizm Sorunlar›

Alan›ndaki Katk›lar›Mao, sosyalizmin inflas› ve geriye dö-

nüfller konusunda proletaryan›n bilimseldünya görüflüne nitel katk›lar yapt›.

Sosyalizmin inflas› konusunda önceflunu belirtelim: Sosyalizmin tek bir ülke-de zaferiyle kesin zaferinin farkl› durum-lar› ifade etti¤i bilinmelidir. ‹lkinin ger-çeklenmesi ne kadar tart›flmas›z bir do¤-ru ise ikinci durumun ("kesin zafer") tekbir ülkede gerçekli¤e dönüflmeyece¤i de

15

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 14: Sınıf Teorisi - Sayı 8

o kadar nesnel bir gerçekliktir. Bir tek ül-kede sosyalizmin zaferi konusunda Stalinyoldafl do¤rular› savunurken, ancak "tekbir ülkede sosyalizmin kesin zaferini" sa-vunmakla Leninist anlay›fllardan sapm›fl-t›r. Stalin yoldafl›n hatalar› üzerinde ay-r›nt›l› olarak durmayaca¤›z. Fakat Ma-oizm'i bilimsel temelleri üzerine oturt-mak için de Stalin yoldafl›n hatalar›n›görmezlikten gelerek do¤ru-bilimsel so-nuçlara gidilemez. Bu nedenle bir yandanMaoizm'i bir bütünsellik içerisinde teorikaç›klamaya giriflirken, öte yandan ise Sta-lin yoldafl›n sosyalizmin sorunlar› ve de-¤iflik konulara iliflkin bariz hatalar›na dade¤inmek zorunday›z.

Stalin yoldafl sosyalizmin inflas› vedevletin ifllevi noktas›nda 1936 y›l›ndahatal› ve yan›lg›l› de¤erlendirmelerde bu-lundu:

"Bu yolla anayasa, Sovyet SosyalistCumhuriyetleri Birli¤i'nin yeni bir gelifl-me aflamas›na, sosyalist toplum kurulu-flunun tamamlanmas› ve 'herkesten yete-ne¤ine göre, herkese gereksinimi kadar'biçimindeki Komünist ilkenin toplum ya-flam›na yol gösterici ilkesi olaca¤› ko-münist topluma kerte kerte geçifl aflama-s›na girmifl oldu¤unu gösteriyor ve yenibir ça¤ açan bir olguya yasal bir nitelikveriyordu." (abç) (Bolflevik Partisi Ta-

rihi, sf. 436)

Bu tespitlerin hatal› oldu¤u ortadad›r.Yap›lan bu tespit kapitalizmden komüniz-me bir geçifl dönemi olan sosyalizmdegerçe¤i ifade etmez. Çünkü; bu, geçifl sü-reci oldukça uzun bir tarihi süreci kapsa-yacakt›r. Çünkü sosyalizm öylesine birkaçon y›l içerisinde kendi inflas›n› tamamla-yamaz. Bu belirleme ayn› zamanda sosya-lizmin zaferinden öte kesin zaferi de ken-di içinde bar›nd›rmaktad›r. Kald› ki ayn›hatal› ve yan›lg›l› yaklafl›m› devlet konu-sunda kendisine sorulan bir soruya verdi-¤i su yan›tta da aç›kça göstermektedir:

"Devlet, komünizm döneminde de var-l›¤›n› sürdürecek mi? Evet, e¤er kapita-list kuflatma ortadan kald›r›lmazsa, e¤erd›fl askeri sald›r› yok edilemezse, sürdü-recek. Ve kolayca anlafl›l›r ki, devletimi-zin biçimleri, iç ve d›fl durumda ortayaç›kabilecek de¤ifliklikler uyar›nca yeni-den de¤iflecektir.

Hay›r, e¤er kapitalist kuflatma orta-dan kald›r›l›r, e¤er onun yerine sosyalistkuflatma geçerse, devlet, varl›¤›n› sürdür-meyecek, yok olacakt›r." (Stalin. Leni-

nizm'in Sorunlar› Sf, 731-732)

Emperyalist-kapitalist kuflatma devametti¤i müddetçe komünizmden bahsedile-mez. Komünizm, böylesine bir kuflatmasürdü¤ü müddetçe tek veya birkaç ülke-nin s›n›rlar› içerisinde gerçekli¤e dönüfl-türülemez. Çünkü komünizm ve komü-nist toplum tek bir ülkenin s›n›rlar› içer-sinde gerçekli¤e dönüflecek basit olay de-¤il, dünya çap›nda bir olayd›r.

Teorik yan›lg›n›n bir boyutunu buras›olufltururken, di¤er boyutunu ise komü-nizmde devlet diye bir olgudan söz etmekoluflturmaktad›r. Komünizm devleti red-deder. Komünizmde devlet olmaz. Ko-münizm, ulusal s›n›rlar›n ortadan kalk-mas› demektir. Komünizmde devlet diye

16

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Stalin yoldafl›n hatalar› üzerin-de ayr›nt›l› olarak durmayaca¤›z.Fakat Maoizm'i bilimsel temelleriüzerine oturtmak için de Stalinyoldafl›n hatalar›n› görmezliktengelerek do¤ru-bilimsel sonuçlaragidilemez. Bu nedenle bir yandanMaoizm'i bir bütünsellik içerisindeteorik aç›klamaya giriflirken, öteyandan ise Stalin yoldafl›n sosyaliz-min sorunlar› ve de¤iflik konularailiflkin bariz hatalar›na da de¤in-mek zorunday›z.

Page 15: Sınıf Teorisi - Sayı 8

bir mekanizma olmayacakt›r. Çünkü s›-n›flarla birlikte ortaya ç›kan devlet, s›n›f-lar›n ortadan kalkmas›na paralel olarakda ortadan kalkacakt›r. Tabii bu ortadankalk›fl birden bire olmayacakt›r, ad›mad›m sönerek ortadan kalkmak fleklindegerçekleflecektir. Bu da çok uzun tarihsel-siyasal süreci kapsayacakt›r. S›n›flar›n,s›n›rlar›n ortadan kalkt›¤› ve herkestenyetenek ve eme¤ine göre ilkesinin geçer-li oldu¤u sürece devlette siyasal varl›¤›n›sürdürecektir.

Hem ara geçifl dönemi olarak sosya-lizmde antagonist s›n›f karfl›tlar›n›n ürü-nü olan devlete gereksinim, "kapitalistkuflatma" ve "d›fl askeri sald›r› tehlikesi"ile s›n›rlamak da hatal› bir yaklafl›md›r.Bu anlay›fl, sosyalizmde proletarya dev-letinin varl›¤›na yol açan, sosyalizmin iççeliflmelerini, hem de antagonist düzey-deki çeliflmelerini görmezden gelen, Le-ninist devlet teorisinden bir sapmay› ifa-de etmektedir.

Marksist-Leninist-Maoistler, bu, vebenzeri konulara iliflkin yanl›fl ve hatal›anlay›fllar› 2. Konferansta revizyonist-Troçkist k›rmas› Yurtd›fl› Hizibi’ne (Bol-flevik Partizan diye bilinen) karfl› yürüttü-¤ü ideolojik mücadelede alt etmifltir. Do-lay›s›yla bu konu üzerinde daha fazla ay-r›nt›ya girmeden geçiyoruz.

Geçerken flunun da alt›n› çizelim: Sta-lin yoldafl “Tek Ülkede Sosyalizmin Za-feri” 'üzerine Troçki ile yapt›¤› ideolojikpolemiklerde Leninizm'i savunarak Troç-ki'yi alt etmifl, dahas› bu tart›flmalardaesas olarak Leninizm'i gelifltirmifl ve uy-gulam›flt›r. Bu olumlu yanlar› yan›nda an-cak sözünü etti¤imiz noktalarda hatal›d›r.Bu yan›lg›lar› tali düzeydedir. Söz konu-su hatal› yaklafl›mlar›n›n ideolojik kayna-¤› "Sosyalist toplumu antagonist s›n›fkarfl›tlar›n›n olmad›¤›" bir toplum olarakde¤erlendirmesiyle orant›l›d›r.

Bu anlay›fl, diyalektik ve tarihsel ma-

teryalizmin özünü oluflturan çeliflki yasa-s›n›n tek yanl› kavranmas›ndan kaynakla-n›yordu. Bu konuda, yani "Sosyalist top-lumda antagonist s›n›f karfl›tlar›n›n yok-lu¤u"na iliflkin ileri sürülen tezler sorunu,Mao önderli¤inde 1966 y›l›nda bafllat›lanBüyük Proleter Kültür Devrimiyle çoksomut tarihsel ve siyasal bir flekilde afl›l-d›. Bir baflka deyiflle Çin'de gerçeklefltiri-len Kültür Devrimi sosyalizmde antago-nist s›n›f karfl›tl›klar›n›n nesnel bir olguoldu¤unu komünistlere ve Komünist Par-tisine çok yal›n bir flekilde gösterdi.

Bu devrim, ayn› zamanda sosyalizmsüresince bir de¤il, birden fazla KültürDevrimi yapmaya ihtiyaç oldu¤unu dagösterdi. Bu devrimin a盤a ç›kartt›¤› di-¤er bir politik olgu ise Komünist Partile-rin mücadele dönemindeki (devrim önce-si aflama) niteli¤iyle Devrim sonras› nite-liklerinin bir ve ayn› olmad›¤› gerçekli¤i-dir. Evet her iki dönemde de özü ayn›d›r.Fakat Komünist Partileri devrim öncesimuhalefet iken devrim sonras› iktidar›nen tayin edici gücüdür. Yani iktidard›r;yönetilen de¤il, yönetendir. Dolay›s›ylaiktidar gücünün yanl›fl ve hatal› çizgisidevrimi geri götürebilir, iktidar› tekrarburjuvaziye teslim edebilir. Nitekim bü-tün geriye dönüfllerin temelinde Komü-nist Partilerin içten içe bürokratlaflmalar›devlet içerisinde bürokrat kapitalizmi ha-kim k›larak geriye dönüfllerin ideolojik-siyasi arka plan›n› oluflturdu.

Sosyalizmin inflas› sorununda Stalinyoldafl›n en belirgin hatas› az önce de be-lirtti¤imiz gibi tar›m ve sanayide sosya-list mülkiyetin baflar›ya ulaflmas›ndan ha-reketle, "antagonist çeliflkilerin" art›k yokoldu¤u tespitine gitmesidir. Sosyalizminçeliflkilerinin dayand›¤› zeminin sadecey›k›lm›fl eski güçler ve emperyalist mü-dahalelerle s›n›rland›r›lmas›yd›. Oysa,Stalin taraf›ndan bu saptamalar yap›ld›¤›dönemde, durum hiçte öyle de¤ildi. Sov-

17

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 16: Sınıf Teorisi - Sayı 8

yetlerde bizzat o dönem yaflanan gerçek-ler , bu saptamay› çürütecek durumdayd›.Örne¤in Troçki-Zinovyev-Buharin olgu-lar› yeni burjuvazi ve dayand›¤› nesnelzemini ortaya koymaktayd›. Stalin, neyaz›k ki, bu gerçekli¤i göremeyerek veyaküçümseyerek öznelci bir flekilde yan›l-g›ya düfltü.

Sanayi ve tar›m›n kolektiflefltirilmesi,kapitalist özel mülkiyetin kald›r›lmas›,sosyalist kamu mülkiyeti ve kolektif mül-kiyetin kurulmas›ndan sonra da Yeni Bur-juvazi vard›r, varolacakt›r. Eski burjuvazive di¤er sömürücü s›n›flar da tümden yokedilmemifltir.

Stalin yoldafl, 1936 y›l›nda SSCB'deki"s›n›flar›n de¤iflimine" iliflkin flunlar›söylüyor:

"‹lk olarak, iflçi s›n›f› ile köylülük ara-s›ndaki, ayn› flekilde bu s›n›flar ile ayd›n-lar aras›ndaki s›n›r çizgisinin silindi¤inive eski s›n›f tekelcili¤inin yok oldu¤unugösterir. Bu demektir ki, bu toplumsalgruplar aras›ndaki mesafe gitgide azal›-yor.

‹kinci olarak, bu de¤iflmeler, bu top-lumsal gruplar aras›ndaki ekonomik çe-liflkilerin yok oldu¤unu, silindi¤ini göste-rir. Ve son olarak, ayn› flekilde, bu top-lumsal gruplar aras›ndaki politik çeliflki-lerin de yok oldu¤unu, silindi¤ini göste-rir." (abç) (Stalin. Leninizm'in Sorun-

lar›. Sf, 625)

Bu saptama, bir yandan mevcut Sov-yet toplumunun siyasal, ekonomik veideolojik sorunlar›n nesnel topra¤› olans›n›flar gerçekli¤ini görmezlikten gelir-ken, öte yandan ise sosyalizm boyuncas›n›flar›n var olaca¤› gerçekli¤ini de gö-rememektedir. Üretim araçlar› üzerindekiözel mülkiyetin kald›r›lmas›ndan, dahas›üretim ve sanayinin kolektiflefltirilmesin-den hareketle iflçi s›n›f› ile köylülük ara-s›ndaki, ayn› flekilde bu s›n›flarla ayd›n-lar aras›ndaki s›n›r çizgisinin silindi¤ini,

söz konusu toplumsal gruplar aras›ndakiekonomik çeliflkinin ortadan kalkt›¤›n›tespit etmek oldukça büyük bir teorik ya-n›lg›d›r. Bu, sosyalizm süresi boyuncakafa ile kol eme¤i, köy ile kent aras›nda-ki fark›n, yöneten ile yönetilen aras›nda-ki (parti içi ve parti d›fl› fark etmez) çelifl-kinin, eme¤in özel mülkiyetiyle toplum-sal mülkiyeti aras›ndaki çeliflkinin, daha-s› s›n›flar›n temelini oluflturan zorunlusosyal ifl bölümlerinin varl›¤›n› görmez-likten gelen subjektif ve ütopik bir de¤er-lendirmedir. Bu, diyalektik ve tarihselmateryalizmden belli bir uzaklaflman›nifadesiydi.

Baflkan Mao bu gibi görüflleri, 1957y›l›nda Çin'de burjuva sa¤c›lar›n ç›lg›ncasald›r›lar›, özellikle de SBKP 20. Kongre-si'nde Krusçev modern revizyonistinin buyanl›fl düflünceler üzerinden teori olufltu-rarak kendi çizgisini resmi hale getirdik-ten sonra, ÇKP, Krusçev-Brejnev dönekkli¤ine karfl› yürüttü¤ü ideolojik mücade-lede çok net bir flekilde alt etmifltir. Diya-lektik ve tarihsel materyalizm teorisi ›fl›-¤›nda hareket eden Mao Zedung yoldafl,önemle flunlar›n alt›n› çizmektedir:

"E¤er sadece üretim araçlar›n›n mülki-yet sisteminde bir sosyalist devrim yap›l›r,ama siyasi ve ideolojik cephelerde köklübir sosyalist devrim yap›lmazsa, sosyalistsistem sa¤lamlaflt›r›lamaz." (Çin Komü-

nist Partisi K›sa Tarihi, sf, ;19)

Mao, sosyalist toplum üzerine Krufl-çev modern revizyonistiyle 1963 y›l›ndaproletarya diktatörlü¤ünün tarihi dersleriüzerine yapt›¤› derin ve kapsaml› ideolo-jik polemikte sosyalist toplum için flunla-r›n da alt›n› çiziyor:

"‹kincisi, sosyalist toplum çok uzunbir tarihsel dönemi kapsar. Bu toplumdas›n›flar ve s›n›f mücadelesi var olmayadevam eder ve sosyalizm yolu ile kapita-lizm yolu aras›ndaki mücadele hala sürer.Ekonomik cephedeki (üretim araçlar›n›n

18

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 17: Sınıf Teorisi - Sayı 8

mülkiyetindeki) sosyalist devrim kendibafl›na yetersizdir ve zaferi sa¤lamlaflt›-r›lamaz. Siyasi ve ideolojik cephelerdede temelli bir sosyalist devrim olmal›d›r.Sosyalizm ile kapitalizm aras›nda siyasive ideolojik alanda kimin kimi yenece¤isorusunu sonuca ba¤lamak için uzun birzaman süresi gereklidir. Üç-befl on y›lbunun için yeterli de¤ildir; bu soruyumuzaffer bir sonuca ba¤lamak için biryüzy›l, hatta birkaç yüzy›l gereklidir. Sü-re aç›s›ndan, kendini k›sa bir zaman dö-nemine haz›rlamaktansa, uzun bir za-man dönemine haz›rlamak daha iyidir.Çaba aç›s›ndan, kendini kolay bir göre-ve haz›rlamaktansa, zorlu bir göreve ha-z›rlamak daha iyidir. Bu flekilde düflün-mek ve buna uygun davranmak dahaavantajl›d›r ve daha az zararl›d›r. Bunugörmeyen veya bunu tam olarak takipetmeyenler muazzam hatalar yapacak-lard›r. E¤er kapitalizmin restorasyonuönlenecek, sosyalist infla ilerletilecek vekomünizme geçiflin flartlar› yarat›lacak-sa, sosyalizm dönemi boyunca proletar-ya diktatörlü¤ünü sürdürmek ve sosya-list devrimi sonuna kadar götürmek ge-reklidir." (abç) (Uluslar aras› Komü-

nist Hareketin Genel Çizgisi Hakk›n-

da Polemik (1963) sf, 523)

Burada bilince ç›kart›lmas› gerekenteori, Mao'nun iflaret etti¤i gibi sosyaliz-min inflas› sorunu veya sosyalizmde''farkl› toplumsal gruplar›n ve s›n›flar›nvarl›¤›"n›n sosyalizm dönemi boyunca

devam edece¤i gerçe¤idir. Sosyalizmboyunca üretim araçlar›n›n özel mülki-yeti ortadan kald›r›lm›fl olsa da ancak budurum bizi proletarya diktatörlü¤ünü sa-vunmak ve uygulamak anlay›fl›ndan-si-yasetinden vazgeçirmemelidir. Tam ter-sine ekonomik cephedeki zaferi tek ba-fl›na yeterli görür. Ve bu zaferin arkas›nas›¤›narak onunla yetinirsek, bir baflkaifadeyle sosyalist devrimi siyasi ve ide-olojik cephede de sa¤layamazsak, budurumda o iktidar kaç›n›lmaz bir flekil-de, hem de çok k›sa bir süre içinde kapi-talist cepheye yeniden iltihak edecektir.

fiüphesiz ki geriye dönüflleri engelle-yecek ana faktör Komünist Partilerininizleyece¤i do¤ru bir siyasi-ideolojik çiz-gi olacakt›r. Bu ba¤lamda bu tür toplum-larda üst yap› belirleyici olaca¤›ndan,üst yap›n›n da temel dire¤i KomünistPartisi'nin do¤ru bir siyasi, ideolojik çiz-gi ›fl›¤› alt›nda her cephede (ekonomik,siyasi, kültürel ve ideolojik) do¤ru biryöntemle mücadele yürütmesiyle müm-kündür.

Bunun d›fl›nda yak›n nihai zafer tes-pitlerine gitmek sübjektif ve ütopiktir.Ki, bu öznelci yaklafl›mlar bizi gerekdevrim mücadelesi aflamas›nda gereksedevrim sonras›nda devrimi nihai zaferedo¤ru götürmek yerine yeniden burjuva-ziye teslim etmeye ve yenilgiye götürür.Baflkan Mao nihai zafer üzerine flunusöylüyor:

19

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Mao çok aç›k bir flekilde belirtiyor ki; bu çeliflki, sosyalist dönem bo-yunca devam edecektir. ‹leri sosyalist sistemle geri toplumsal üretici güç-ler aras›ndaki çeliflkiyi bafl 'çeliflki olarak belirlemek, sosyalist toplumdatekni¤i öne ç›kartmak demektir. Bu, üretici güçlerin geliflmesine a¤›rl›kveren, ama toplumdaki s›n›f mücadelesinin esas oldu¤unu reddeden biranlay›flt›r. Ki, daha önce Mao'dan yapt›¤›m›z al›nt›daki gibi sosyalizm dö-nemi boyunca s›n›flar ve s›n›f mücadelesi ortadan kalkmaz, s›n›f karfl›tla-r› ve antagonist çeliflkiler devam eder.

Page 18: Sınıf Teorisi - Sayı 8

"Leninist bak›fl aç›s›na göre, bir sos-yalist ülkede nihai zaferin kazan›lmas›sadece o ülkenin proletaryas›n›n ve geniflhalk kitlelerinin çabalar›na ba¤l› de¤il-dir. Nihai zaferin elde edilmesi ayn› za-manda bütün insanl›¤›n kurtulufluna yolaçacak olan dünya devriminin zafereulaflmas›na ve insan›n insan taraf›ndansömürülmesi sisteminin yeryüzünde kal-d›r›lmas›na ba¤l›d›r." (abç) (Çin Komü-

nist Partisi K›sa Tarihi. Sf, 46)

Mao'nun sosyalizm sorunlar›na iliflkinkatk›lar›n› aktarmaya devam edelim.

Mao Üretici Güçler, Üretim ‹liflkileri,Altyap›-Üstyap› Sorununu flöyle ortayakoyuyor:

Mao, sosyalizmde “üretici güçleri ge-lifltirmek esas, s›n›f mücadelesi talidir”tespitini yapan Kruflçev ve onun Çin'dekibir numaral› temsilcisi olan Liu fiao fii'yirevizyonist olarak ilan etti. “Tarihi yara-tan kitlelerdir, tarihi yaratan s›n›f müca-delesidir", Marksist tarihsel bilgi teori-sinden hareketle Çin'de bafl çeliflmeyi "...proletarya ile burjuvazi aras›ndaki, sos-yalist yol ile kapitalist yol aras›ndaki çe-liflme, kuskusuz bugünkü Çin toplumununbafl çeliflmesidir. Bugünkü görevimiz geç-mifltekinden farkl›d›r. Eskiden proletar-yan›n esas görevi kitlelere, emperyalizmeve feodalizme karfl› verilen mücadeleler-de önderlik etmekti ve bu görev flimdi ye-rine getirilmifl bulunmaktad›r. O haldeflimdi bafl çeliflme nedir? fiimdi, m›zra¤›nucunu burjuvaziye yöneltmifl olan sosya-list devrimi sürdürüyoruz ve bu devrimayn› zamanda bireysel üretim sisteminidönüfltürme, yani kooperatifleflmeyi ger-çeklefltirme hedefi gütmektedir; Dolay›-s›yla bafl çeliflme sosyalizmle kapitalizmaras›nda, kolektifleflme ile bireycilik ara-s›nda ya da en özlü ifadesiyle sosyalistyol ile kapitalist yol aras›ndad›r. 8.Kong-re karar› bu meseleye hiç de¤inmemekte-dir. Kararda, bafl çeliflmenin ileri sosya-

list sistemle geri toplumsal üretici güçleraras›nda oldu¤undan söz eden bir yervard›r. Meselenin bu flekilde konmas›yanl›flt›r. Yedinci Merkez Komitesi'nin 2.Genel toplant›s›nda, ülke çap›nda zaferkazan›lmas›ndan sonra bafl çeliflmeninülke içinde iflçi s›n›f› ile burjuvazi aras›n-daki çeliflme, uluslararas› alanda ise Çinile emperyalizm aras›ndaki çeliflme ola-ca¤›n› belirtmifltik." (abç) (Seçme Eser-

ler Cilt-5. Sf, 537-538}

Mao çok aç›k bir flekilde belirtiyor ki;bu çeliflki, sosyalist dönem boyunca de-vam edecektir. ‹leri sosyalist sistemle ge-ri toplumsal üretici güçler aras›ndaki çe-liflkiyi bafl 'çeliflki olarak belirlemek, sos-yalist toplumda tekni¤i öne ç›kartmak de-mektir. Bu, üretici güçlerin geliflmesinea¤›rl›k veren, ama toplumdaki s›n›f mü-cadelesinin esas oldu¤unu reddeden biranlay›flt›r. Ki, daha önce Mao'dan yapt›-¤›m›z al›nt›daki gibi sosyalizm dönemiboyunca s›n›flar ve s›n›f mücadelesi orta-dan kalkmaz, s›n›f karfl›tlar› ve antagonistçeliflkiler devam eder. Kültür Devrimi bu-nun somut aynas›d›r. Tekni¤in belirleyicioldu¤u yerde, insan›n bilinçli dinamik ro-lünün tarihin yarat›lmas›nda tayin edicigücünü reddetmek demektir. Bu, emper-yalist ve kapitalistlerin teknik olarak güç-lü isen, her fleye kadirsin ideolojik-siyasipropagandas› ve dünya üzerinde kurdu¤uhegemonyaya hizmet eden ideolojik-siya-si belirlemedir. Dahas›, bu ideolojik-siya-si belirlemeler burjuvazi ve onun ideolog-lar› taraf›ndan tarihi yaratan gerçek gücünkitleler oldu¤u gerçekli¤ini karartmakiçin ileri sürdükleri ideolojik-siyasi çar-p›tmalard›r. Tarihi inkardan gelerek, onungerçek yarat›c›s›, olan kitlelerin devrimesar›lmalar›n› ve gelece¤in kendi toplum-lar›na sahip ç›kmalar›n› önlemek için uy-durulmufl demagojik tezlerdir.

Üretim iliflkileriyle üretici güçler ara-

20

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 19: Sınıf Teorisi - Sayı 8

s›nda ve alt yap› ile üst yap› aras›ndakiçeliflmelerin oldu¤unu sosyalist toplumdagöremez ve bunu reddedersek veya kü-çümsersek, bu durumda sosyalizme karfl›olan kapitalist yol sahiplerini tabii ki pro-letarya diktatörlü¤ünü her cephede y›k-mak için (ekonomik, siyasi ve ideolojik)daha aç›k ve kolay f›rsat vermifl olaca¤›z.Bu, kitlelerin kendi iktidarlar›na sahipç›kma ve onlar›n her alanda (özellikledesiyasi ve ideolojik olarak) kafalar›n›n de-¤ifltirilip-dönüfltürülmesini sürekli olarakgelifltiren, dahaki sosyalist iktidar dönemiboyunca Mao'nun bafl›n› çekti¤i gibi Kül-tür Devrimleri vas›tas›yla iktidar› sahip-lenmenin önünü de t›kayacakt›r. Çünkükendi iktidarlar›n› sadece üretici güçleringeliflmesi ve ekonomik refahla s›n›rl› gö-renler, bu iktidarlar içerisinde (Parti için-de ve d›fl›nda) ideolojik ve siyasi olarakMarksist k›l›kl› burjuvalar› ve Yeni Bü-rokrat Burjuvalar› da do¤al olarak göre-meyeceklerdir.

Siyasi zaferi sa¤lamak tek bafl›na ye-terli olmad›¤› gibi, ayn› flekilde siyasi za-feri ekonomik zaferle pekifltirmek de yet-miyor. Pek tabii ki her cephede zafer içinMarksizm'e yabanc› düflünce ak›mlar›nave siyasetlerine karfl› ideolojik mücadele-yi bir an dahi olsa gevfletmeden kitlelerinkafas›n› sürekli olarak siyasi ve ideolojikfikirlerle donatmak ve bu mücadeleyisosyalizm süreci boyunca devam ettir-mek flartt›r. Bu görevi bir anl›k dahi unut-tuk mu orada Marksizm'den sapma baflla-m›fl demektir. Bunu, bir an savsaklad›km› proletarya diktatörlü¤ü yerine yenibürokrat burjuvazi ad›m ad›m iktidarayol al›yor demektir.

Parti içinde de böyledir. KitlelerinMarksist-Leninist-Maoist bilinçle donan-mas›n›n anahtar› Parti üyelerinin ideolo-jik-siyasi ve teorik olarak donanmas›ylaorant›l›d›r.

Kruflçev-Brejnev hainleri, söz konusurevizyonist düflünceleri teorilefltirdikleriiçin, Sovyetlerdeki proletarya diktatörlü-¤ünü gelifltirmek yerine onun burjuva ik-tidar›na evrilmesini sa¤lad›lar. Kuflkusuzki, bu hainlerin, revizyonist teorilerini bukadar kolayca kitlelere nüfuz ettirmele-rinde önemli bir faktör Komünist Partisi-nin gücünü arkalar›na almalar› iken, di-¤er bir faktör ise Stalin yoldafl›n bu konu-daki hatal› düflüncelerini kendilerine pa-yanda yapmalar›d›r.

Stalin yoldafl Sosyalizmde s›n›f farkl›-l›klar›n›n ortadan kalkt›¤›n› 1936'da be-lirtmiflti. Kimilerinin iddia etti¤i gibi buyan›lg›l› düflüncelerinden 1952 y›l›ndaözelefltiri yaparak vazgeçti¤i yorumudo¤ru de¤ildir. Bu konuda baz› de¤inilerde bulunmuflsa da, oysa özde ad› geçenhatal› görüfllerden vazgeçmifl de¤ildir.

Stalin yoldafl›n bu yönlü yan›lg›laradüflmesinin kayna¤›n› oluflturan faktörle-rin bafl›nda Sovyet devriminin ilk olmas›,yani bu konuda bir tecrübenin olmamas›-d›r. Fakat tüm bu dezavantajl› durumlarbizlere Stalin yoldafl›n hatal› ve eksik yan-lar›n› elefltirmemeyi de¤il, tam tersineelefltirmeyi zorunlu k›lmaktad›r. Marksist-Leninist-Maoistler geçmiflin bilimsel ö¤-retileri ve de¤erlerine her alanda sahip ç›k-may› kendilerine görev bilirler. Bu nokta-da hangi büyük ö¤retmen olursa olsun onuelefltirel gözle de¤erlendirmek bu bilim-selli¤in emretti¤i hükümdür. Yoksa elefltir-memekle bilime ayk›r›l›k yapm›fl oluruz.Tabii ki elefltirmek için elefltiri yap›lmaz.Marksist-Leninist-Maoistler, ustalar›nolumlu yanlar›n› gelifltirmeyi ne kadarvazgeçilmez görev olarak görüyorsa, öylede eksik ve hatal› yönleri de elefltirmeyi vebunun yerine do¤rular› koymay› büyükgörev olarak benimserler. Yoksa Mark-sizm'in büyük ö¤retmenlerinin flapkas›n›nalt›na s›¤›narak sahte devrimci ve kürsüsosyalisti olmaktan öteye geçemeyiz.

21

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 20: Sınıf Teorisi - Sayı 8

Devam edelim:

Stalin yoldafl›n üretim iliflkileri ileüretici güçler, üst yap› ile ekonomik te-mel aras›ndaki çeliflmeleri do¤ru bir fle-kilde kavramad›¤›, hatta bunlar aras›nda-ki çeliflkiyi reddetti¤i hususunda sözüMao yoldafla b›rak›yoruz:

"Stalin, sosyalist sistemde üretim ilifl-kileri ile üretici güçler aras›nda ve üstyap› ile ekonomik temel aras›nda çelifl-meler oldu¤unu uzun süre reddetti. Sos-yalist sistemde üretim iliflkileriyle üreticigüçler aras›ndaki çeliflki meselesini ilkolarak, ölümünden bir y›l önce 'SSCB'desosyalizmin ekonomik sorunlar›' adl› ya-z›da tereddütlü bir flekilde söz etti. Yinede sosyalist sistemde üretim iliflkileri ileüretici güçler aras›ndaki çeliflme mesele-sini, önemli bir mesele olarak ele almad›,bunlar›n sosyalist toplumu ileriye götü-ren temel çeliflmeler oldu¤unu da kavra-mad›." (aktaran Öncü Partizan Dergisi.

Say› 2, Sf, 33).

Krusçev, Stalin yoldafl›n sözü geçenyan›lg›l› yaklafl›mlar›n› teorik-pratik po-litika olarak Sovyet Komünist Partisindehakim k›ld›ktan bu düflüncelerden cesaretalarak "Halk›n devleti", "Halk›n Partisi"gibi teoriler Leninist devlet ve parti teori-lerini rafa kald›rd›¤›n› söyleyebiliriz. Yada en az›ndan Stalin yoldafl›n bu yan›lg›-l› fikirlerden cesaret alarak revizyonist fi-kirlerini daha cüretli bir flekilde ileri sür-meye çal›flt›lar.

Sosyalizmi, antagonist karfl›tl›klardanmuaf tutan, özü bir fiil olarak uzlaflmaz-l›k olan çeliflmeyi, "sosyalizmde çeliflme-ler uzlaflmaz de¤ildir" hatal› anlay›fl›n›ntarihsel temeli, 1936 y›l›nda Stalin yolda-fl›n Sovyetler Birli¤i'nin toplumsal anali-zini (ekonomik, siyasi, ideolojik) yapt›¤›raporda iflçiler-köylüler-ayd›nlar aras›n-daki ekonomik çeliflkilerin ortadan kalk-t›¤›ndan söz etmesiyle bafllam›flt›r.

Her Maoist, çeliflkinin, diyalektik vetarihsel materyalizmin özü oldu¤unu bi-lir. Dolay›s›yla bir toplumda s›n›flar›nvarl›¤›ndan söz ediyorsak-ediliyorsa ozaman buradaki çeliflkilerin ortadan kalk-t›¤›ndan söz edemeyiz. Alt yap› ve üst ya-p› diye bir gerçekli¤in de sosyalizmde va-roldu¤una vurgu yap›ld›¤› yerde çeliflki-lerin yoklu¤undan de¤il, uzlaflmazl›¤›n-dan söz etmeliyiz.

Kald› ki çeliflkinin kendisi uzlaflmaz-l›k demektir. Her fark bir çeliflkiyi ifadeeder. Dahas› Sovyetlerde hala farkl› top-lumsal gruplardan ve s›n›flardan söz edil-mesi dahi eflyan›n tabiat› gere¤i olarakfarkl› toplumsal gruplar aras›ndaki çelifl-ki de uzlafl›r de¤il, uzlaflmazd›r.

Tersi durumda ise e¤er fark›n olmad›-¤›n› ya da farklar›n ortadan kalkt›¤›n› sa-vunursak, söz konusu toplumsal gruplar-dan ayr› ayr› söz edemeyiz. Tam tersinehepsini birden halk kategorisine sokmam›zgerekir. Tutarl› olmak gerekirse, bu kavra-m› kullanmal›y›z. Ama bu, yanl›flt›r. Sov-yet gerçekli¤inde olsun, sosyalizmin tümdönemi boyunca olsun ne s›n›flar ortadankalkar ne de bununla koflut olarak bütün s›-n›flar› temsilen "halk›n devleti," "halk›npartisi" gibisinden kavramlar kullan›l›r.Komünist Partisi, s›n›flar›n bir tezahürü;proletaryan›n ihtiyac› olarak tarihin bellibir aflamas›nda do¤du¤u gibi, bu tarihselve siyasal koflullar ortadan kalkt›¤›nda ko-münist vd. partiler de ortadan kalkm›fl ola-cakt›r. Daha aç›kças› proletarya s›n›f ola-rak varoldu¤u müddetçe komünist partiside ihtiyaç olarak varl›¤›n› sürdürecektir.

Bilinir ki Komünist Partisi, iflçi s›n›f›namensup her kiflinin istedi¤i gibi üye olabi-lece¤i bir parti de¤ildir. Yani her iflçi ko-münisttir ve komünist partisinin üyesidirdiye bir anlay›fl ve siyaset Marksist-Leni-nist-Maoist'lerin de¤il, küçük burjuvaanarko-sendikalistlerin anlay›fl› ve siyasettarz›d›r.

22

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 21: Sınıf Teorisi - Sayı 8

Bu noktaya dikkatleriçektikten sonra üretim ilifl-kileriyle üretici güçler, altyap› ile üst yap› aras›ndakiuygunluk konusunda k›sacadurmakta fayda görüyoruz:

Maddenin varolufl biçi-mi olan hareketin, çeliflki-nin iki ucunu ifade etti¤iniher Maoist devrimci kifli bi-lir. Bunlardan dengesizlikmutlak, denge ise geçicidir-görelidir. E¤er dengesizlikmutlak, denge ise izafi birgerçekli¤i ifade etmemiflolsayd› o zaman ne üst ya-p›, ne üretim iliflkileri, nede üretici güçler diye bir ol-gu olurdu.

Bundand›r ki sosyalisttoplum süreci de, bu gerçek-li¤in d›fl›nda ele al›n›p yo-rumlanamaz. Yani çeliflki ves›n›f mücadelesinin kendisisosyalist toplumun da kaç›-n›lmaz bir gerçekli¤idir. Buba¤lamda sosyalist toplum-da sadece birlikten bahset-mek yanl›fl ve hatal› bir gö-rüfl aç›s›d›r. Sürekli istikrar-tam uyumluluk, diyalektikve tarihsel materyalist biryaklafl›m de¤ildir.

Stalin yoldafl, özellikle demülkiyet iliflkilerinin sosya-list dönüflümünden sonraSovyetler toplumuna iliflkintahlillerinde, birlik ve pekifl-tirme vurgular›n› tek yanl›bir tarzda ele almakta, çeliflkive mücadeleye yeterince ifla-ret etmemektedir.

"Sosyalist toplumda ç›-karlar›n uyumu" hatal› yak-lafl›m› zemininde yükselen,

birlik yönlerini görüp sosya-lizmin, uzlaflt›r›lmas›, çelifl-kili yan›n do¤as›na ayk›r›,çeliflmeleri yads›yan tali ha-talar› görmezden gelmek,Mao ve Maoistlerin anlay›fl›ve tutumu olamaz. Bu bi-linçledir ki madde-bilinç,altyap›-üstyap›, ekonomi-si-yaset vb. konularda da aç›kve net bir teorik anlay›fl veyaklafl›ma sahip olmay›z.

Bir kez daha tekrarlaya-l›m: Marksizm, idealizm vemetafizikten hem ideolojikhem de siyasi olarak köktenkoparak evrensel bir dünyagörüflü olarak ortaya ç›kar-ken, ancak ne Leninizm, nede Maoizm, Marksizm'denkoparak de¤il bu bilimseldünya görüflünün daha birileri aflamaya (nitel olarak)s›çrat›lmas›d›r. Bu, Leni-nizm ve Maoizm'le Mark-sizm'in yeniden keflfedilme-si de¤il, aksine bu, bilimselkaynak üzerinden hareketederek bilimsel dünya görü-flünün s›çramal› bir biçimdeyeni ve nitel bir aflamayavard›r›lmas›d›r.

Mao'nun, sosyalizm dö-nemi boyunca esas olaraküst yap›n›n belirleyici oldu-¤unu ileri sürmesi ve bu tez›fl›¤›nda sosyalizmin inflasorunlar›n› ele almas›,Marksizm'e nitel bir katk›-d›r. Genel anlamda madde-bilinci, altyap›-üstyap›y›,ekonomi-siyaseti belirler te-zine Mao'nun karfl› ç›kmas›diye bir durum söz konusude¤ildir. Hukuk, siyaset, üst

23

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Bir kez dahatekrarlayal›m:

Marksizm, idealizmve metafizikten

hem ideolojik hemde siyasi olarakkökten koparak

evrensel bir dünyagörüflü olarak or-taya ç›karken, an-cak ne Leninizm,

ne de Maoizm,Marksizm'den ko-parak de¤il bu bi-

limsel dünya görü-flünün daha bir ileriaflamaya (nitel ola-rak) s›çrat›lmas›d›r.

Bu, Leninizm veMaoizm'le Mark-

sizm'in yenidenkeflfedilmesi de¤il,aksine bu, bilimselkaynak üzerinden

hareket ederek bi-limsel dünya görü-flünün s›çramal› birbiçimde yeni ve ni-

tel bir aflamayavard›r›lmas›d›r.

Page 22: Sınıf Teorisi - Sayı 8

yap›, düflünce, gibi olgular iktisadi temelüzerinde yükselir. ‹nsan bilincini toplum-sal varl›klar›n belirledi¤i, düflünceninmaddi varl›ktan ayr› ele al›namayaca¤›diyalekti¤in ABC'sidir. Ancak söz konu-su iliflkilerde diyalektik, sorunu, sadecebu çerçeve ile s›n›rland›rarak kestirip at-maz, tüm bunlar iktisadi temel üzerindeyükselseler de üstyap› ve siyasete edilgenö¤eler olarak bak›lamaz. Belirli koflullar-da alt›nda üstyap›, siyaset, teori tayin edi-ci rol oynayabilir. K›sacas›, maddeninzihni, toplumsal varl›¤›n bilinci tek bafl›-na belirledi¤ini savunmak, veya siyasetinekonomi, bilincin madde, üst yap›n›n ik-tisadi temel üzerinde rol oynayaca¤›n›dahas› bazen bu faktörün (üst yap›n›n)esas düzeyde rol oynayaca¤›n› savunma-mak diyalektik bir bak›fl aç›s› de¤il, kabamateryalizmdir.

Mao, denge ve dengesizlik ve bununlaba¤›nt›l› olarak üst yap›n›n alt yap› üze-rindeki olumlu rolünü flu tezlerle özetle-mektedir:

"Sosyalist toplumun ulusal ekonomisi-nin planl›, oranl› bir geliflmesi olabilir,bu da dengesizliklerin düzenlenmesinimümkün k›lar. Ancak dengesizlik ortadankalkmaz. 'Dengesizlik fleylerin do¤as›n-dad›r'. Özel mülkiyet yok edildi¤inden,ekonominin planl› örgütlenmesi mümkünoldu. Giderek, bu da bir çok göreli dö-nemsel denge yaratmak için dengesizli-¤in nesnel yasalar›n› bilinçli olarak kont-rol etmeyi ve kullanmay› mümkün k›ld›.

E¤er üretici güçler öne geçerse, üre-tim iliflkileri üretici güçlerle uyum sa¤la-yamaz, üst yap› da üretim iliflkileriyleuyum sa¤layamaz. Bu noktada, üreticigüçlerle uyum sa¤lamalar› için üstyap›ve üretim iliflkileri ve üst yap› aras›nda,üretim iliflkileri ile üretici güçler aras›n-da dengeye yaln›zca göreli olarak ulafl›-labilece¤ini söylüyor; neden olarak da,üretici güçlerin her zaman ilerlemekte ol-

du¤unu dile getiriyorlar. Denge ve den-gesizlik bir çeliflkinin iki ucudur; bunlar-dan dengesizlik mutlak, denge görelidir.Bu, böyle olmasayd›, ne üst yap›, ne üre-tim iliflkileri, ne de üretici güçler gelifl-mezdi, toslafl›rlard›. Denge göreli, denge-sizlik mutlakt›r. Bu, sosyalist toplum içingeçerli oldu¤una inand›¤›m›z evrenselbir yasad›r. Çeliflki ve mücadele mutlak-t›r; birlik, ittifak ve dayan›flma geçici, do-lay›s›yla da görelidir. Planlamayla ulafl›-lan çeflitli dengeler dönemsel, geçici,flartl›; Dolay›s›yla görelidir. fiarts›z, son-suz bir denge durumunu kim düflleyebi-lir?" (Cilt:6, Sf 200)

Mao'nun bu dönem boyunca burjuvahukukuna iliflkin söyledikleri de k›sacaflöyledir:

"Burjuva hukuku, burjuva yasas› vee¤itimi fleklinde kendini gösterir. ...

Siyasal iktisad›n esas inceleme konu-su üretim iliflkileridir. Ancak, üretimiliflkilerini aç›k bir flekilde inceleyebil-mek için, üretici güçleri ve üst yap›n›nüretim iliflkileri üzerindeki olumlu veolumsuz etkilerini de birlikte incelemekgerekir." (abç) (Sovyet ‹ktisad›n›n

Elefltirisi Sf. 83-84)

Mao'nun üst yap›n›n belirleyicili¤in-den söz etmesi ve bunun sosyalizm döne-mi boyunca tayin edici bir öneme sahipoldu¤u tezi, sosyalizm boyunca iktisaditemeli sa¤lamlaflt›rmak, gelifltirmek, top-lumu komünizm do¤rultusunda dönüfltü-rüp ilerletmek, üretim güçlerini gelifltir-mede devrimi esas alan (S›n›f mücadele-sini kast ediyoruz bununla. Bu geçifl süre-ci kans›z bir flekilde devam etse de ancakbu devrim olgusu gerçekli¤ini ortadankald›rmaz), siyasete kumanda önemi ve-ren, ideolojik-siyasi çizginin anahtar ro-lüne iflaret eden, iktidar›n kimin elindeoldu¤u sorununu kilit önemde görmesigerçekli¤inden gelmektedir.

Bu temel bak›fl aç›s›yla Stalin yoldafl›

24

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 23: Sınıf Teorisi - Sayı 8

sosyalizmin sorunlar› konusunda elefltire-rek özetle flu noktalar›n alt›n› çizmektedir:

"A¤›r sanayi, hafif sanayi ve tar›m so-rununa gelince, Sovyetler Birli¤i son iki-sine yeterince önem vermedi ve sonuçolarak kay›plara u¤rad›. Bundan baflkahalk›n k›sa ve uzun vadeli ç›karlar›n› bir-lefltirmede baflar›l› olamad›lar. Esas ola-rak tek ayak üstünde yürüdüler. Planla-may› karfl›laflt›ral›m. Sonunda plânl›oranl› geliflmeyi hangimiz daha iyi uygu-lad›? Bir baflka nokta daha: Stalin sade-ce teknoloji ve kadrodan baflka bir fley is-temedi, siyaset yok, kitleler yok. Bu da tekayak üstünde yürümektir.

...Çeli¤in temel, makinenin de yürekve ruh oldu¤unu iddia ederek, a¤›r sana-yinin önemini büyüttüler. Bizim tavr›m›zise flöyledir; tar›m›n kilit sektörü tah›l,sanayininki ise çeliktir.

Stalin, bir yandan üretim araçlar›n›ndevletin mülkiyetinde oldu¤unu söylüyor.Di¤er yandan ise köylülerin onu sat›nalacak güçleri olmad›¤›n› söylüyor. As-l›nda, Stalin kendisini aldatmaktad›r.Devlet, köylülü¤ü çok s›k, hiç esnek ol-mayan bir flekilde kontrol etti. Stalin ikigeçifl için uygun olan yol ve araçlar› bu-lamad›, bu, onu s›kan bir mesele.

...Stalin sadece üretim iliflkilerindensöz ediyor, üstyap›dan ve üst yap› ile ikti-sadi temel aras›ndaki iliflkiden söz etmi-yor."

Mao'nun, sosyalist dönem boyunca,"üretim güçlerini gelifltirmek esas, s›n›fmücadelesi talidir" tezini savunan bafltaKrusçev revizyonisti olmak üzere Çin'de-ki sa¤ oportünistlere karfl› nas›l da aman-s›z ideolojik mücadele yürüttü¤ünü ak-tarmay› gerek görmüyoruz.

Sosyalizmin tüm alanlarda komüniz-me do¤ru inflas›n›n anahtar›n›n do¤ru birideolojik-siyasi çizgi oldu¤unu her za-man için Mao vurgulamaktad›r. Ne za-man bu do¤ru çizgiden sap›l›rsa o durum-

da sosyalizmde bir sapma bafllam›flt›r di-yor, Mao.

Do¤ru siyasetin tayin edicili¤i, yaniKomünist Partisinin ekonomik; siyasi,ideolojik ve di¤er alanlarda do¤ru bir si-yaset izlemesi durumunda baflar› sa¤laya-ca¤› ne kadar kesin ve net bir gerçeklikise siyasetteki hatal› ve yanl›fl tutumlarsonucu da baflar›s›zl›¤›n al›naca¤› kaç›-n›lmaz bir gerçekliktir.

Parti içinde bürokratizm, devlet yöne-timinde bürokratizmden söz ediyor Mao.Hem de bunlar› burjuvazinin (yeni) partive devlet içindeki temsilcileri olarak de-¤erlendiriyor.

Parti içinde iki çizgi ve iki s›n›ftan sözediyor. Kitle çizgisi ve kitle inisiyatifindensöz ederken, her fleyi kadrolar belirler tezi-ni yanl›fl buluyor, Tarihi yaratan üretimgüçleri de¤il, s›n›f mücadelesi ve kitleler-dir diyor. Sosyalist toplumda antagonistçeliflmelerin var oldu¤unun ve sosyalizmboyunca s›n›f mücadelesinin devam ede-ce¤inin alt›n› çiziyor. Sosyalist toplumdageliflmenin "itici gücü çeliflkilerin varl›¤›-d›r" diyor ve bunu da uzlaflmazl›k olarakde¤erlendiriyor. Mao, uzlafl›r çeliflki diyebir anlay›fl› felsefi olarak reddediyor.

Proletarya diktatörlü¤ünün özü zordurve bu diktatörlük komünizme kadar iç ved›fl düflmanlara karfl› sürekli olarak varo-lacakt›r. Mao, "halk›n devleti," "halk›npartisi" gibi s›n›flar üstü bir devlet ve de-mokrasi anlay›fl›n› sahtekarca dillendiriptez haline getiren Krusçev'in modern re-vizyonist düflüncelerine Marksist-Leni-nist devlet, Parti ve s›n›f teorileriyle kar-fl› ç›karak amans›z bir ideolojik mücade-le yürüttü.

Bir yandan uluslararas› bu amans›zideolojik mücadeleyi yürütürken öte yan-dan ise Çin ve ÇKP'nin içerisinde bürok-rat burjuvalara karfl› hem ideolojik hemde Kültür Devrimiyle doru¤a varan poli-tik mücadele yürüttü. Dolay›s›yla bu ta-

25

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 24: Sınıf Teorisi - Sayı 8

rihsel kesitte Marksizm-Leninizm'in bay-ra¤›n› uluslararas› düzlemde daha birgöndere çekmifltir. Bu mücadele sonucu-dur ki uluslararas› düzlemde SBKP’ninmodern revizyonist çizgiden birçok partikoparak Maoist çizgide yerini ald›.

Mao, sosyalist toplumun itici güçleris›n›f çeliflkilerin varl›¤›d›r diyerek, "bir-lik, toplumsal geliflmenin itici gücüdür"anlay›fllar›n› reddetmektedir. Ve flunusöylüyor:

"Bu ifade, sosyalist toplumdaki çelifl-kileri ve çeliflkinin toplumsal geliflmeninitici gücü oldu¤unu de¤il sadece dayan›fl-man›n birli¤ini görmektedir. Bir kereböyle denildi mi, çeliflkinin evrenselli¤iyasas› inkar edilmifl, diyalekti¤in yasala-ra ask›ya al›nm›fl olur. Çeliflki olmadanhareket olmaz ve toplum her zaman hare-ket yoluyla geliflir. Çeliflkiler, sosyalizmça¤›nda da toplumsal geliflmenin itici gü-cü olarak kal›r, içte birlik olmad›¤›ndan-d›r ki, birlik için sorumluluk, bunun içinmücadele etmenin gereklili¤i vard›r. E¤erher zaman yüzde yüz birlik olsayd›, birlikiçin çal›flmay› sürdürmenin gereklili¤inas›l aç›klanabilirdi?" (abç) (age.)

Mao, sosyalizmde s›n›f mücadelesiesas derken bununla, gerek siyasal iktida-r›n ele geçirilmesinden sonra gerekseüretim araçlar›n›n özel mülkiyetinin yeri-ne kamu mülkiyeti tümden geçirilmifl ol-sun, her dönem için ideolojik-siyasi cep-helerde sonuna kadar bir sosyalist devri-min flart oldu¤unu vurgulamaktayd›. Sa-dece vurgulamakla s›n›rl› kalm›yor. Kit-lelerin ideolojik-siyasi dönüflümünü hiç-bir zaman aksatmamal›; kendi güçlerinegüven, merkezileflmeden koparak dahafazla kitle inisiyatifi ve yönetimi, bürok-ratizm ve elitizme karfl› uzlaflmaz olma,kolektif yönetim ve disiplin, maddi olma-yan teflvikler ve kitlelerden kitlelere de-mokratik merkeziyetçili¤in temel al›nd›¤›bir yönetim fleklini daima siyasetinin

merkezine koyan Komünist Partisinin butemel ilkeleri ›fl›¤›nda pratik olarak sos-yalizmi infla etmeye çal›s›yordu. Ki butezleri sadece Çin'e özgü olmay›p evren-sel bir nitelik tafl›maktayd›. Bu temel ide-olojik ve siyasi çizgi ›fl›¤›ndand›r ki 1966y›l›nda Çin'de Kültür Devrimi'ni bafllatt›.Hem de parti içindeki revizyonistlerekarfl› "burjuva karargahlar› bombalay›n"diye kitlelere ça¤r› yaparak yeni bir ikti-dar savafl› bafllatt›.

Birçok yan› bürokratizmle sar›lm›flolan devlet ve parti kadrolar› her alandaburjuvaziye ait olan mekanizmalar› yeni-den devreye sokmaya çal›fl›yordu. Kendi-lerini kitlelerden yal›t›p, onlara yabanc›bir flekilde tepeden inmeci karar ve tali-matlarla ifli kotarmaya çal›fl›nca, bu yeniburjuvalara karfl› bafllat›lan Çin KültürDevrimi, kuflkusuz ki dünya sosyalist,komünist ve devrimci hareketini de çokderinden hem ideolojik hem de siyasi ola-rak etkiledi. Bu devrim sonras› ve onu ta-kip eden y›llarda dünyada birçok Komü-nist parti ve örgüt Mao çizgisinde hareketetmeye çal›flt› veya eski revizyonistSBKP güdümlü partiden koparak yeni si-yasi flekillenmelere gittiler. Bu geliflmele-re paralel olarak 70'li y›llar›n bafl›nda (24Nisan 1972) ortaya ç›kan bir KomünistPartisi de flüphesiz ki Partimiz oldu. K›-sacas›, Çin Proleter Kültür Devrimi Ulus-lararas› Komünist Hareket, sosyalist ül-kelerde geriye dönüfller, dahas› sosyaliz-min sorunlar› aç›s›ndan bafll› bafl›na ta-rihsel bir aflama özelli¤ini tafl›maktad›r.

Parti içinde kümelenen bu burjuva kli-¤i ayn› zamanda devletin di¤er önemliyönetim kademelerini de ellerinde bulun-durmaktayd›lar. Bunun bafl›n› Liu fiao-fiiçekmekteydi. Oysa bu burjuva klik 1956-57 y›l›nda modern revizyonizmin bafl›n›çeken Kruflçev haininin Çin KomünistPartisi içindeki ideolojik-siyasi kolu du-rumunda idi. Bu revizyonist klik Partinin

26

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 25: Sınıf Teorisi - Sayı 8

8.Kongresi'nin bildirisine kapitalist yoluizleme çizgisini s›zd›rarak k›sa bir süreli-¤ine de olsa ÇKP' ye kabul ettirdi. ‹nsa-n›n bilinçli dinamik rolü yerine tekni¤i veüretici güçleri esas alan bu kli¤in düflün-celerini ÇKP K›sa Tarihi adl› kitapç›ktaflöyle özetlemektedir:

"... 1957 y›l›nda burjuva sa¤c›lar›n›nç›lg›nca sald›r›lar› ve özellikle SovyetlerBirli¤i Komünist Partisi'nin 20. Kongre-si'nden sonra Krusçev-Brejnev dönek kli-¤inin, Lenin'in vatan›nda kapitalizmi ge-ri getirmesi düflündürücü bir olayd›.. Buolay bize son derece derin bir ders verdi.E¤er sadece üretim araçlar›n›n mülkiyetsisteminde bir sosyalist devrim yap›l›r,

ama siyasi ve ideolojik cephelerde köklübir sosyalist devrim yap›lmazsa, sosyalistsistem sa¤lamlaflt›r›lmaz (alt›n› çizenÇKP)... Sovyetler Birli¤i ve bütün dünyaproletaryas›n› ideolojik bak›mdan apan-s›z yakalayan Krusçev-Brejnev dönek kli-¤i, burjuva diktatörlü¤ünü geri getirdi.Bu, kötü bir fleydir, ama kötü bir fley iyibir fleye dönüfltürülebilir. Sovyetler Birli-¤i'nde burjuva diktatörlü¤ünün geri geti-rilmesinden Sovyet halk› ve bütün dünyaproletaryas› ders ç›kard›. Sovyetler Birli-¤i'nde burjuvazinin iktidar›n›n geri geti-rilmesi, tarihin bir bütün olarak geliflme-si içerisinde sadece geçici bir olayd›r.Sovyetler Birli¤i proletaryas› ve bütünmilliyetlerden halk kitleleri, Krusçev-Brejnev dönek kli¤ini mutlaka y›kacak,proletarya diktatörlü¤ünü yeniden kura-

cak ve Lenin ve Stalin'in bafllatt›¤› EkimDevrimi yolunda ilerleyecektir." (Çin Ko-

münist Partisi K›sa Tarihi, sf; 29-30)

Baflkan Mao, gerek ÇKP içerisindegerekse uluslararas› düzlemde Marksizmdüflman› ak›mlara karfl› özellikle de1957'ler sonras› Kruflçev-Brejnev mo-dern revizyonizminin uluslararas› çizgisi-ne karfl› her cephede mücadeleyi dahagüçlü bir flekilde bafllatarak uluslararas›komünist harekete ideolojik-siyasi önder-lik etmede önemli mesafeler kaydetti.

1957'de toplanan 81 Komünist Partisiiçerisinde yaln›zca 9 Komünist Partisi,Mao'nun bafl›n› çekti¤i Marksist-Leninistçizgisinin etraf›ndan Krusçev Modern re-

vizyonist çizgi karfl›s›nda saf tuttu. 57'dedurum böyle iken ancak süreç içerisindeuluslararas› düzlemde geliflip güçlenençizgi, modern revizyonist çizgi de¤il,Mao'nun temsil etti¤i Marksist-Leninistçizgi oldu. Ki, 1966 Çin Kültür devrimin-den sonra Mao'nun baflkanl›¤›n› yapt›¤›ÇKP çizgisi etraf›ndan uluslararas› ölçek-te geçmiflin komünist partileri içerisindeyeni yeni saflaflmalar oldu. Modern re-vizyonist çizginin temsilcili¤ini yapan re-vizyonist partilerden bir bir kopufllar ya-flanarak 70'li y›llar›n bafl›na gelinceyedek dünyada güçlü Maoist ak›mlar siyasiolarak varl›klar›n› duyurdular.

Mao'nun ideolojik ve siyasi çizgisiÇin Kültür Devrimiyle birlikte gerek ül-kede gerekse dünyada sosyalizmin sorun-lar›n› ideolojik, siyasi düzlemde genifl,

27

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Denilebilir ki Kültür Devrimi, Mao'nun Marksizm-Leninizm'e herüç alanda yapt›¤› nitel katk›lar›n›n evrensel anlamda politik olarakkendisini güçlü bir flekilde duyurdu¤u ilk büyük kilometre tafl› ol-mufltur. Yani Çin Kültür Devrimi; Mao'nun evrensel tezlerinin, Ma-oizm olarak (o süreçte böyle bir düflünce henüz savunulmasa da)dünyada kabul görmesinin de tarihsel-siyasal dönüm noktas› oldu.

Page 26: Sınıf Teorisi - Sayı 8

derin ve yayg›n bir flekilde tart›fl›lmas›n›ve ayn› zamanda Maoist çizginin her üçcephede, uluslararas› yeni komünist hare-ketlerin, partilerin ve örgütlerin, ortayaç›kmas›n› beraberinde getirdi. "Mao Ze-dung Düflüncesi" vb. formülasyonlar›nkullan›lmas› da Kültür Devrimi sonras›nadenk gelmektedir.

Denilebilir ki Kültür Devrimi,Mao'nun Marksizm-Leninizm'e her üçalanda yapt›¤› nitel katk›lar›n›n evrenselanlamda politik olarak kendisini güçlübir flekilde duyurdu¤u ilk büyük kilomet-re tafl› olmufltur. Yani Çin Kültür Devri-mi; Mao'nun evrensel tezlerinin, Maoizmolarak (o süreçte böyle bir düflünce henüzsavunulmasa da) dünyada kabul görmesi-nin de tarihsel-siyasal dönüm noktas› ol-du. 1935 y›l› Zunyi Geniflletilmifl SiyasiBüro toplant›s›yla embriyon fleklinde do-¤an Maoizm, Proleter Kültür Devrimiylehem ideolojik hem de siyasi evrimini ta-mamlad›.

Çünkü Kültür Devrimi, dünya Komü-nistlerine Sosyalizm sorunlar› noktas›ndaapayr› bir ideolojik bilinç katt›. Bu devri-min di¤er önemli özelliklerinin yan› s›raen tayin edici özelli¤inin bu gibi ülkeler-de de devrimlerin, zorunlu ve gerekli ola-ca¤›n› somut bir flekilde a盤a ç›karm›flolmas›d›r.

Böylesine bir devrim daha önce neSovyetler Birli¤i'nde ne de herhangi birdemokratik ve sosyalist ülkede gerçek-leflti. Bu, ayn› zamanda Mao'nun yukar›-da iflaret etti¤imiz gibi sosyalizm dönemiboyunca burjuvaziye karfl› proletaryan›nsürekli bir flekilde siyasi ve ideolojik ba-k›mdan kendi iktidar›n› korumas› için te-tikte olmas›; komünizme kadar, kapitalistyolcular›n iktidar› burjuvaziye teslim et-melerinin önünde engel olmak için ihti-yaç duyuldu¤u zaman, bu gibi devrimle-rin bir çok kez yap›lmas›n›n da KomünistPartisi'nin/partilerinin temel görevleri

aras›nda oldu¤unun ve sosyalist çizgiyido¤ru uygulaman›n teorisidir de. Yani butürden kültür devrimleri arac›l›¤›yla sos-yalizmi infla etmenin asla vazgeçilmezbir ilke oldu¤unu Mao, Çin prati¤indeçok net bir flekilde bize gösterdi. Sosya-lizm boyunca iki s›n›f, iki çizgi mücade-lesi hem partide hem de toplumda devametmektedir diyor Mao. Mao sadece birkültür devrimiyle sosyalizmin korunaca-¤›n› ve inflas›n›n geliflece¤ini savunmu-yordu. O, proletarya diktatörlü¤ünü siya-si, ideolojik, iktisadi ve örgütsel bak›m-lardan sa¤lamlaflt›rmak için, uzun veamans›z bir mücadele yürütülmesi gerek-ti¤ine iflaret etmektedir. O'nun sadece birkültür devrimiyle yetinilmeyece¤i "bir,iki, üç ve hatta dört kültür devrimi gerek-lidir" sözlerinden anlafl›ld›¤› gibi, sosya-lizm boyunca komünist partisi do¤ru birsiyaset etraf›nda kitlelerin kafas›n› ide-olojik-siyasi olarak donatmal›d›r.

Tüm bunlar, neyi gösteriyor? Ebettekisosyalizmde s›n›flar›n varl›¤›n› ve sosya-lizm boyunca s›n›f mücadelesinin esasolarak devam edece¤ini, zaman zamanise kültür devrimleriyle kanl› savafllar›nyaflanaca¤›n› dahas› sosyalizm dönemiboyunca çeliflkilerin devam edece¤i bu-nun da antagonist bir flekilde varl›¤›n›sürdürece¤i gerçekli¤ini gösteriyor. Sos-yalizmde geriye dönüflü engellemeninanahtar›n›n ise do¤ru bir ideolojik-siyasiçizgiye sahip olmaktan baflka bir araç ol-mayaca¤› nesnelli¤ini gözler önüne ser-mektedir. ‹ktidara sahip ç›kacak ana gü-cün de kitlelerden baflkas› olamayaca¤›gerçekli¤idir. Siyaset, bunun üzerine ya-p›l›r, baflka bir deyiflle örgüt/parti ç›karla-r› de¤il de kitlelerin ç›karlar› esas al›n›r,bireyin ç›karlar› de¤il toplumun ç›kar›esas al›n›r. Kadrolar, emir ya¤d›ran birerbürokrat de¤il birer kitle önderi ve ondankopmayan teorik-pratik öncü ise, Partiiçinde iki çizgi mücadelesi do¤ru bir si-yaset alt›nda yürütülürse, halk içindeki

28

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 27: Sınıf Teorisi - Sayı 8

çeliflkilerin, bizimle düflman aras›ndakiçeliflkilerin çözümü siyaseti, sanayi ile ta-r›m aras›ndaki iliflki, köy ile kent, iflçi ileköylü aras›ndaki çeliflki, kafa ile kol eme-¤i aras›ndaki çeliflki, yönetenle yönetilenaras›ndaki çeliflki do¤ru bir siyaset alt›n-da yürütülürse, o zaman sosyalizmde ge-riye dönüfller yaflanmaz. Sosyalizmin,ileriye do¤ru inflas› daha da güçlenecekve komünizme do¤ru yol alacakt›r. D›fldüflmanlar›m›z ne kadar sald›r›rsa sald›r-s›n aslolan devrimin bafl›nda ve iktidardaolan proletaryan›n siyasi alandaki ön-cü/örgütleyici gücü olan Komünist Parti-sinin do¤ru bir ideolojik-siyasi çizgi izle-yerek önderlik etmesidir. Bu evrensel il-keye s›k› s›k›ya ba¤l› kal›nd›kça hiçbirgerici güç kendi özgücüne güvenen birMarksist-Leninist-Maoist siyasi gücü ye-nemez. Bu konuyu tek tümceyle özetle-yecek olursak, Mao'nun sosyalizmin so-runlar› ve en önemlisi de sosyalizmde ge-riye dönüfllerin siyasi/s›n›fsal ve ideolo-jik kökenleri noktas›nda ortaya koydu¤u,dahas› Kültür Devrimiyle pratik olarakkan›tlanan temel teorik tezleri savunma-yan ve bu tezler ›fl›¤›nda saflar›n› belirle-meyenler ve bu yap›lanlar› Marksizm-Leninizm-Maoizm'e katk› olarak de¤er-lendirmeyenler komünist olamaz.

Yoldafl Kaypakkaya, bu tespiti dahaT‹‹KP (Türkiye ‹htilalci ‹flçi Köylü Parti-si) içerisinde iken yapt›. T‹‹KP' ten ayr›l-madan T‹‹KP program tasla¤› tart›flmayasunuldu¤unda bu tasla¤a "HareketimizinBüyük Proleter Kültür Devrimi'nin Ürü-nü oldu¤u belirtilmeliydi" tespitini, TI-‹‹KP program tasla¤›na iliflkin önerilerinis›ralad›¤› "ekler ve düzeltmeler" bölü-münde ifade ediyor. Sözün k›sas› bu söy-lem, TKP(ML) için de¤il, T‹‹KP içindeiken söylenmifl bir söz. Ama biz bu tespi-tin do¤ru ve bilimsel oldu¤unu PartimizTKP(ML) için de kabul ediyoruz. Ve bu-na göre de tart›flmam›z› yürütece¤iz.

Önce bu soruna felsefi aç›dan aç›kl›kgetirelim:

Çünkü bu tespite karfl› ç›kan birçok in-san Çin Büyük Proleter Kültür Devrimi'ni"d›fl faktör" olarak ele al›yor. Buradan damekanik bir flekilde hareket ederekTKP(ML) "iç olgudur", yani "TKP(ML)Çin topraklar›nda do¤mam›fl ki Kültürdevriminin de ürünü olsun diye bir tez sa-vunal›m" diye elefltiri yürütenler var.

‹lk bak›flta yoldafl Kaypakkaya'n›n butespitini idealist bir anlay›fl olarak de¤er-lendirmek gerek. Ama iflin gerçek iç ved›fl nedenlerine, daha do¤rusu diyalektikyorumlamas›na indi¤imizde idealist vemetafizik görüfl aç›s› ‹brahim Kaypakka-ya’n›n aksini savunanlar›n oldu¤u a盤aç›kar.

‹nsan›n beyni düflünmek aç›s›ndan or-ganizma olarak ölmüflse, o durumda o in-san›n herhangi bir fikir edinmesi imkan-s›zd›r. Bu anlamda madde birincildir. Fa-kat iflleyen, yani organizma olarak körel-meyen bir beyin düflünceyi nereden al›r?‹flte meselenin kilit noktas› buras›d›r.Üzerinde dural›m:

Marks, "‹nsan bilincini belirleyen sos-yal çevresidir" diyor. Dahas› insan bilinci-ni belirleyen maddi varl›klard›r. Yani in-sanlar›n sosyal faaliyetleri sonucu ortayaç›kan varl›klar ve do¤a varl›klar›d›r. El-bette ki her maddede bilinç, fikir yokturve olamaz. Bu, sadece insana özgüdür. Ohalde bir insan sosyal faaliyet içerisinegirmez veya bir insanin sosyal iliflkisi ol-mazsa o insan bir fikir edinebilir mi?

‹nsan, sosyal varl›kt›r. ‹nsan, insanlar-la iliflkisi oldu¤u müddetçe insansal varl›-¤›ndan söz edilir.

Buna göre insan›n beyninin olmas› de-mek onun düflünmesi- düflündü¤ü anla-m›na gelmez. Tersi durumda insan dahado¤madan düflüncesi flekillenir idealisttezini savunmam›z gerekir. Dahas› dabeyni dumura u¤ramayan bir insan› dahaçocuk iken götürüp ormanl›k alandakihayvanlar›n içerisine b›rakal›m. Bu ço-

29

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 28: Sınıf Teorisi - Sayı 8

cuk, öz do¤as›na kavuflmufl bir insan gibimi düflünüp hareket edecek yoksa hayvangibi mi hareket edecek? fiüphesiz ki birhayvan gibi hareket edecek.

Demek ki "çeliflkinin içte olmas›, be-lirleyici olan›n iç çeliflkidir" tezini, meka-nik bir flekilde yorumlamak idealizmdir.

Buradan hareketle Çin, nesnel dünyad›fl›, dahas› nesnel varl›k d›fl› bir olgu de-¤il. Onun da ötesinde bir ideolojik-siyasihattan söz ediyoruz. Her ülkedeki bir par-tinin ideolojik-siyasi hatt›n›n kaç›n›lmazolarak uluslararas› boyutu olacakt›r. Onuda bir kenara b›rakal›m: Marksizm içiniflçi s›n›f›n›n evrensel ideolojisidir diyo-ruz. Ama bu ideolojiyi birey olarak ilkkapan iflçi s›n›f› de¤il. Aksini düflünmekMarksist-Leninist devrim ve parti teorisi-ni reddetmek olur. Marks, Lenin, Mao vedi¤er büyük ö¤retmenler "‹flçi s›n›f›na bi-linç d›flar›dan götürülür" diyor.

Bu durumda, yani "Partimizin BüyükProleter Kültür Devrimi'nin ürün oldu¤u"tezine karfl› ç›kanlara göre, ustalar›n "s›-n›fa bilinç d›flar›dan götürülür" tezini ide-alist olarak nitelendirmesi gerekir. Tutar-l›l›k budur. Marksist bilgi teorisini teorikdüzlemde de olsa ilk olarak ö¤renenlerinayd›n küçük burjuvalar oldu¤u gerçekli-¤ini, tart›flmaya bile gerek görmüyoruz.Marks, Engels, Lenin, Stalin ve Mao,hepsi de s›n›f olarak küçük burjuva kö-kenlidir. O halde, " iç faktörler belirleyi-cidir" tezini kaba bir flekilde yorumlayan-lara göre Marksist teorinin ilk kuramc›la-r› da iflçiler olmal›yd›. Dahas› ‹brahimyerine bir iflçi, Parti kurucusu olmal›yd›.

Demek ki "iç olgu belirleyicidir” soru-nunu kaba materyalist bir tarzda yorum-lamakla idealizme düflmekten kendimizikurtaramay›z.

Marksist-Leninist-Maoist bilgi teorisi-nin oluflmas›nda sadece ülke topraklar›tayin edici olmaz. Çünkü proletarya en-ternasyonal bir s›n›f oldu¤u gibi, prole-

taryay› vareden kapitalizm de ulusal de-¤il, uluslararas› bir sistemdir. Dolay›s›ylaMarksist bilgi teorisinin üç ana kayna¤›n›s›n›f mücadelesi, üretim faaliyeti ve bi-limsel deneyler oluflturur.

Burada bilince ç›kart›lmas› gerekenana halka bir partinin ideolojik-siyasi fle-kilenmesinin uluslararas› boyutunun olupolmad›¤› ve bu boyutun da tayin edici bo-yutunu kavramak olmal›d›r. Yoksa, elbet-te ki partimiz Türkiye-Kuzey Kürdistantopraklar›nda kurulmufltur. Burada s›n›f veinsanlar olmazsa Parti de kurulmaz. FakatÇin gibi bir ülkede söz konusu KültürDevrimi gerçekleflmemifl olsayd›TKP(ML) gibi Maoist çizgide bir Parti deTürkiye-Kuzey Kürdistan co¤rafyas›ndasiyasi flekillenmeye gitmemifl, en az›ndano tarihsel kesitte do¤mam›fl olacakt›. So-mutlamak gerekirse, ‹brahim Kaypakka-ya’y› THKP-C’den ya da THKO’dan fark-l› bir partinin kurulufluna sev eden gerçek-lik, proletaryan›n evrensel ideolojisidir veideoloji, yeni sorunlara çözüm üretme te-melinde Çin’de gerçekleflen Kültür Dev-rimleri ile zirveye vurmufltur. Bu gerçekli-¤i görmemek, kendi ülke gerçekli¤imizad›yla ortaya ç›kan bir darl›kt›r.

Bir yandan Büyük Ekim Devrimi dün-yada birçok Komünist Partisi'nin do¤u-flundan tayin edici rol oynam›flt›r diye sözedeceksin ama öte yandan ise PartimizinÇin Büyük Kültür Devrimi'nin ürünü ol-du¤u tezi için "idealisttir" diyeceksin. Bu,gerçekçi ve bilimsel bir anlay›fl olmaz.Nas›l ki Ekim devriminin pratik gerçekli-¤i sonucu dünyada birçok Komünist Partido¤du, öyle de Çin Büyük Proleter KültürDevrimi sonucu dünyada Maoist çizgidebir çok Komünist Partisi do¤up flekillendi.Burada bir idealizm yok. Nesnel bir du-rum sonucunda ortaya yeni komünist par-tiler ç›km›flt›r. Bu da ayn› zamanda Ma-oizm'in uluslararas› siyasi düzlemdeki nü-fuzunun güçlü bir manivelas› oldu.

30

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 29: Sınıf Teorisi - Sayı 8

2- Felsefe Alan›ndaki

Katk›lar›Maoizm'i Maoizm yapan temel ö¤e-

lerden birisi de hiç kuflkusuz ki Mao'nunfelsefe alan›nda Marksizm-Leninizm'eyapt›¤› niteliksel katk›lard›r.

Daha önce yapt›¤›m›z özet yorumlar-da Mao'nun felsefe alan›nda yapt›¤› te-mel katk›n›n, çeliflki yasas› oldu¤unu be-lirtmifltik. Dolay›s›yla bu konu üzerindeduraca¤›z. Mao'nun felsefe alan›nda çe-liflki yasas›na katk›s›ndan söz ederken,bununla do¤ada, toplumda ve düflüncedeçeliflkinin varl›¤›ndan ilk olarak söz edenustan›n Mao oldu¤u iddias›nda de¤iliz.Fakat Mao, yaz›m›z›n ak›fl› içerisinde degörülece¤i gibi çeliflki yasas›n› tüm bo-yutlar›yla derinlefltirip zenginlefltirmifltir

Diyalekti¤in dört kanunu yerine sade-ce bir kanunundan söz etmesi ve di¤erkanunlardan ayr› ayr› söz etmenin yanl›flve hatal› bir bak›fl aç›s› oldu¤unu belirt-mesi, dahas› bu konu üzerine ayr›nt›l› bi-limsel tezler ileri sürmesi gelinen aflama-da felsefi alanda en bilimsel ve berrak ni-tel bir katk›d›r.

Ayn› flekilde teori-pratik iliflkisinde,prati¤in belirleyici oldu¤una dair net,berrak ve ayr›nt›l› bilimsel tezler ortayakoymakla da önemli katk›lar sunmufltur.Bundan hareketledir ki Hegel'in ortayaatt›¤› Engels’in ise savundu¤u, "Özgür-lük, zorunlulu¤un bilincine varmakt›r"tezi yerine "Özgürlük, zorunlulu¤un bi-lincine varmakla s›n›rland›r›lamaz" deyip"esas olarak bu bilincin pratikte bir anlamifade etmesi için mücadele yürütmek ya-ni dönüfltürmek zorunludur" tezini ekli-yor. Teori-prati¤in diyalektik birli¤i için-de praksis diye ifade edilen fleydir,Mao’nun tabiriyle, de¤ifltirici/dönüfltürü-cü as›l güç düflünce ile eylem birli¤idir.

Yine Mao, Engels'in "yads›man›n yad-s›mas›" diye ortaya koydu¤u tezi elefltire-

rek, bunun yerine "olumlama, yads›ma"bilimsel felsefi bak›fl aç›s›n› oturtmufltur.

Daha önce iflaret etti¤imiz gibiMao'nun felsefe alan›ndaki katk›lar›, En-gels'in diyalekti¤in üç temel kanunu ol-du¤u anlay›fl›n› reddetmesi, ayn› zaman-da Stalin'in diyalekti¤i "Dört kategori"alt›nda ifade etmesine karfl› yürüttü¤üelefltiri ve alternatif tezlerdir de. Mao'nunEngels yoldafla iliflkin bu konuda yürüttü-¤ü elefltiriler flöyledir:

"Engels üç kategoriden söz etmifltiama, bana sorarsan›z, ben bu kategorile-rin ikisine inan›yorum (z›tlar›n birli¤i entemel kanundur, nicelik ve niteli¤in birbi-rine dönüflmesi, nicelik ve nitelik z›tlar›nbirli¤inden ibarettir ve yads›man›n yads›-mas› ise hiç yoktur.)

Nicelikle niteli¤in birbirine dönüflme-sini, yads›man›n yads›mas›n› ve z›tlar›nbirli¤i kanununu ayn› düzeyde yanyanakoymak 'tekçilik' (monizm) de¤il, ‘üç’çü-lüktür. En temel fley, z›tlar›n birli¤idir. Ni-celikle niteli¤in birbirine dönüflmesi, ni-celik ve nitelik z›tlar›n birli¤idir. Yads›ma-n›n yads›mas› diye bir fley yoktur. Olumla-ma, yads›ma, olumlama, yads›ma... fleyle-rin gelifliminde, olaylar zincirinin her hal-kas›, hem olumlama hem de yads›mad›r.Köleci toplum ilkel toplumun yads›nma-s›yd›, ama feodal toplum aç›s›ndan olum-lamay› teflkil ediyordu. Feodal toplum kö-leci toplum aç›s›ndan yads›nmayd›, amakapitalist toplum aç›s›ndan olumlamay›teflkil ediyordu. Kapitalist toplum feodaltoplumun yads›nmas›yd›. Ama o da sosya-list toplum aç›s›ndan olumlamad›r" (abç)

(Mao; cilt 6, Sf; 327)

Mao, teori-pratik iliflkisinde esas olarakpratik belirleyicidir derken bununla teori-prati¤i veya üst yap›-alt yap›y› hiçbir za-man ve dönem belirleyemez tezlerine kar-fl› ç›kmaktad›r. Daha aç›kças› teori-pratikiliflkisinde pratik esas olarak belirleyicidirderken baz› dönemler teori-prati¤i belirler

31

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 30: Sınıf Teorisi - Sayı 8

diyor. Bunu devrim sonras› iktidar dö-nemi için, do¤ru bir ideolojik-siyasiçizgi her baflar›n›n anahtar›d›r fleklin-de vurgulamaktad›r. Üst yap›n›n altyap›y› belirleyece¤ine karfl› ç›kan an-lay›fllar› mekanik materyalist olarakde¤erlendirerek flu önemli noktalar›nalt›n› çizmektedir:

"Baz›lar›, belli çeliflkilerde duru-mun böyle olmad›¤›n› sanmaktad›r-lar. Örne¤in üretici güçler ile üretimiliflkileri aras›ndaki çeliflkide, üreticigüçler ana yönken, teori ile pratikaras›ndaki çeliflkide, pratik ana yön-dür. Ekonomik altyap› ile bunun üstyap›s› aras›ndaki çeliflkide, ekono-mik altyap› ana yöndür ve bunlar›nkarfl›l›kl› durumlar›nda bir de¤iflmeyoktur deniyor. Bu, diyalektik mater-yalizm de¤il, mekanik materyalizmingörüflüdür. Üretici güçlerin, prati¤in,ekonomik altyap›n›n genellikle anave belirleyici rol oynad›klar› do¤ru-dur. Bunu yads›yan materyalist de-¤ildir. Ama belli koflullar alt›nda,üretim iliflkileri, teori ve üstyap› gibiyönler, kendilerini, bafl ve belirleyicirolde ortaya koyabilirler. Bunu dakabul etmek gerekir. Üretim iliflkileride¤iflmeksizin üretici güçler gelifle-miyorsa, üretim iliflkilerindeki de¤ifl-me, bafl ve belirleyici bir rol oynar.Lenin'in, 'devrimci teori olmadan,devrimci hareket olamaz' sözlerinisöyledi¤i s›rada, devrimci teorininyarat›lmas› ve savunulmas›, bafl vebelirleyici bir rol oynuyordu.

Herhangi bir ifl yap›laca¤› zaman,bu iflin yap›lmas› ile ilgili buyruklar,yöntemler, plan ya da ilkeler yoksa,ana ve belirleyici etken buyruk, yön-tem, plan ya da ilkedir. Üst yap›n›n(siyaset, kültür vb.) ekonomik altya-p›n›n geliflmesine engel oldu¤u za-manlarda, siyasal ve kültürel reform-lar bafl ve belirleyici rol oynarlar.Bunu söylemekle materyalizme tersmi düflüyoruz? Hay›r." (abç) (Mao,

Teori Ve Pratik. Sf, 52)

Bu yaklafl›m do¤ru bir felsefi ba-k›fl aç›s› olup Lenin'in teori-pratikiliflkisi için söylediklerinin daha üstdüzeyde gelifltirilmesidir. Lenin'in1917 Ekim Devrimi öngünlerinde,devrim sonras› siyasi iktidar›n do¤rubir ideolojik-siyasal çizgi alt›nda yü-rütülmesi durumunda bu toplumunbaflar›l› bir flekilde nihai toplumado¤ru yürüyece¤ine dair Ziyonev ileyapt›¤› bir tart›flmada flu önemli nok-talar›n alt›n› çizmektedir:

"‹ktidar› ald›¤›m›zda, ki, bu çokyak›nda olacak ve bu iktidar›m›zMarksist felsefeye dayanacak. E¤erona sözde de¤il, gerçek anlamda sa-d›k kal›rsak ve kitleleri yarat›c› ruh-lar› ve mant›klar›yla yap›lanman›niçine çekersek, iflte o zaman yeni top-lumu ciddi hatalara düflmeden kura-biliriz." (abç)

Bu bak›fl aç›s› do¤ru bir felsefibak›fl aç›s›d›r. Sosyalizm sorunlar›naancak bu temel bak›fl aç›s› ve bununüzerinden flekillenecek do¤ru siya-setler alt›ndan bak›labilir. Sosya-lizmden komünizme do¤ru ad›mad›m infla edilebilir. Bu ayn› zaman-da çeliflkinin farkl› yönlerinin belirlikoflullar alt›nda birbirine dönüflmesidemektir.

Mao, çeliflki yasas› yani z›tlar›nbirli¤i yasas›, diyalekti¤in temel ya-

32

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Daha önce iflaret etti¤imiz gibi Mao'nunfelsefe alan›ndaki katk›lar›, Engels'in diyalekti-¤in üç temel kanunu oldu¤u anlay›fl›n› red-detmesi, ayn› zamanda Stalin'in diyalekti¤i"Dört kategori" alt›nda ifade etmesine karfl›yürüttü¤ü elefltiri ve alternatif tezlerdir de.

Page 31: Sınıf Teorisi - Sayı 8

sas›d›r derken, bununla ayn› zamanda birçeliflkinin iki yönünün oldu¤u gerçekli¤i-ni vurgulamaktad›r. Çeliflkinin ana veikincil yönlerinden birisinin bafl di¤erininise ikincil çeliflki oldu¤una dair, dahas›her fleyin içerisinde bu yönlerin bir aradaoldu¤unu çok derinlikli ve kapsaml› birflekilde ortaya koymufltur.

Yine, her fark›n bir çeliflkiyi ifade etti-¤ini çok net ve berrak bir flekilde ortayakoyan Mao, bu konuda da Sovyet Debo-rin Okulunun içine düfltü¤ü hatal› yanla-r›n teorik elefltirisini yapt›. Mao, 1937 y›-l›nda Çeliflki Üzerine adl› makalesindeSovyet filozof Deborin'i flöyle elefltir-mektedir:

"fieyler içindeki çeliflkinin yasas›, yanikarfl›tlar›n birli¤i yasas›, materyalist di-yalekti¤in temel yasas›d›r. Lenin 'do¤ruanlamda diyalektik, eflyan›n özündeki çe-liflkilerin incelenmesidir' diyor. Lenin, buyasadan, s›k s›k diyalekti¤in asl› diye sözeder ve buna, diyalekti¤in özü de der. Bunedenle, bu yasay› incelerken epeyceyayg›n konulara, felsefenin birçok soru-nuna de¤inmeden edemeyece¤iz. Bütünbu sorunlar› ayd›nl›¤a kavuflturabilirsek,materyalist diyalektik üzerinde temel biranlay›fla ulaflabilece¤iz.

Bu sorunlar flunlard›r: iki dünya görü-flü, çeliflkinin evrenselli¤i, çeliflkinin öz-güllü¤ü, bafl çeliflki ve çeliflkinin ana yönü,bir çeliflkinin yönlerinin özdeflli¤i ve sava-fl›m›, çeliflkide uzlaflmaz karfl›tlar›n rolü."

Tüm bu do¤ru ve bilimsel felsefi ba-k›fl aç›s›yla çeliflkiler üzerine oldukçaderin ve kapsaml› tezler ileri süren Mao,bu tezleri do¤a, toplum ve düflünce ala-n›ndaki Marksizm-Leninizm'in felsefigörüfl aç›s›n› daha net ve berrak bir fle-kilde idealist ve metafizik ideoloji veyönteme karfl› savunup gelifltirmifltir. Bugörüfl aç›s›ylad›r ki insan kavram›ndakiher farkl›l›k nesnel bir çeliflkiyi yans›t›-yor gözüyle bak›lmamal›d›r diyen Debo-rin Okulunun konuya iliflkin görüflleriniflöyle elefltiriyor:

"Sovyet felsefe çevrelerindeki tart›fl-malara bak›l›rsa, Deborin okulu, çeliflki-nin, sürecin bafl›nda ortaya ç›kmad›¤›,ancak geliflmenin belirli bir aflamas›ndaortaya ç›kt›¤› görüflündedir. Yani o anakadar geliflme, iç nedenlerle de¤il, d›fl ne-denlerle olmaktad›r. Böylece Deborin,metafizik d›fl nedenler ve mekanizm teori-sine dönmektedir. Somut sorunlar›n tahli-linde böyle bir görüfl uygulayan Deborinokulu, Sovyetler Birli¤i'nde mevcut ko-flullar alt›nda 'kulaklar' ile genellikle'köylüler' aras›nda yaln›zca fark olup çe-liflki olmad›¤› görüflünü benimsemekte veböylece Buharin'in görüflleriyle tam birbirlik içinde bulunmaktad›r. Frans›z dev-rimini tahlil ederken, devrimden önce, ifl-çilerin, köylülerin ve burjuvazinin olufl-turdu¤u birlikte, çeliflkiler olmay›p, yal-n›z farklar oldu¤u iddias›ndayd›lar. Bun-lar, anti-Marksist görüfllerdir. Deborinokulu, dünyadaki her fark›n bir çeliflkiyiiçerdi¤ini ve bu fark›n çeliflkinin tam ken-disi oldu¤unu anlam›yor. Emek ile serma-ye, önceleri yo¤un olmamakla birlikte,var olduklar› günden beri çelifliktirler.Sovyetler Birli¤i'ndeki toplumsal koflul-lar alt›nda bile iflçiler ile sermaye aras›n-daki gibi bir uzlaflmaz karfl›tl›¤a ya da s›-n›f savafl›m›na gitmemekle birlikte, birçeliflkidir. Sosyalist kurulufl döneminde,iflçiler ile köylüler sa¤lam bir birlik kur-mufllard›r ve bu çeliflkiyi sosyalizmdenkomünizme ilerleme sürecinde yavafl ya-vafl çözeceklerdir. Bu, çeliflkilerin varl›¤›-yoklu¤u sorunu de¤il, özelliklerindeki ay-r›l›klar sorunudur. Çeliflki evrenseldir,mutlakt›r ve fleylerin bütün geliflme süre-cinde vard›r ve bütün süreçlerde bafltansona devam edip gider" (abç) (Mao, Te-

ori ve Pratik Sf; 35-36)

Farkl› çeliflkiler farkl› yöntemlerle çö-zülür. Mao'nun çeliflkilerin çözüm yönte-mine iliflkin (bununla, toplumsal-siyasalolaylar vb çeliflkileri kastediyoruz.) ilerisürdü¤ü teori ›fl›¤›nda hareket edilmedi¤i

33

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 32: Sınıf Teorisi - Sayı 8

zaman, yani halk içindeki çeliflkiler do¤-ru bir siyasetle çözülmedi¤i zaman, bu s›-n›f ve tabakalar aras›ndaki çeliflkinin bo-yutu savafla dönüflür. Çeliflki tabiat› gere-¤i uzlaflmazd›r. Buna dair daha önce vur-gu yapm›flt›k. Ancak çeliflkinin ald›¤› bo-yut, örne¤in çeliflkinin bir yönünün di¤e-rini alt etmesi veya hakim hale gelmesiiçin bir devrim gereklidir. Bizim dedi¤i-miz bu devrim, öylesine klasik anlamdaanlad›¤›m›z silaha/zora dayal› devrim de-¤ildir. Yani her devrimin illa da zora da-yal› oldu¤unu söylersek, bir demokratikhalk iktidar›ndan sosyalizme (KültürDevrimleri örne¤i hariç), oradan da ko-münizme tedricen geçifl yerine mevcuttoplumsal s›n›f ve tabakalara karfl› zorkullanarak (proletarya s›n›f› d›fl›nda ka-lanlar) devrim yapmam›z gerekecektir.Anlafl›laca¤› gibi dikkatleri çekmek iste-di¤imiz husus, bu de¤ildir. Kilit noktahalk s›n›f ve tabakalar›na karfl› yöntemi-miz, onlar› e¤itmek/ikna etmek de¤il dezora dayal› olursa, bu, proletaryan›n siya-seti de¤il burjuvazinin siyaseti olur. Busiyaset tarz› gericidir, karfl› devrimcidir.

Bunu söylerken genel olarak s›n›flarakarfl› izlenen siyasetle tek tek bireylerekarfl› izlenen politikalar› birbirine kar›fl-t›rmamal›y›z. Bir s›n›fa karfl› izlenen ge-nel siyaset farkl› olur. Ama nesnel olarakhalk s›n›f ve tabakalar›na mensup bir ki-fliye karfl› siyaset farkl› olur. Örne¤in s›-n›f yap›s› gere¤i yoksuldur-emekçidir.Fakat politik-sübjektif olarak ajan iflbir-likçi veya karfl› devrimci olabilir. Dolay›-s›yla bu özgün durum halka karfl› izlenengenel siyaseti de¤ifltirmez. Yani istisnala-ra göre genel bir politika oluflturulmaz.Nitelik bak›mdan farkl› çeliflkiler ve bun-lar›n çözümü için Mao, flunlar› belirtiyor:

"... ‹ki tür toplumsal çeliflmeyle karfl›karfl›yay›z. Bizimle düflman aras›ndaki çe-liflmeler ve halk içindeki çeliflmeler. Bu iki-si tamamen farkl› nitelikte çeliflmelerdir.

Bizimle düflman aras›ndaki çeliflmelerile halk içindeki çeliflmeler farkl› nitelik-te olduklar›na göre, farkl› yöntemlerleçözülmeleri gerekir. K›sacas›, birincidesorun, bizimle düflman aras›na kesin birçizgi çekme sorunu, ikincide ise do¤ruylayanl›fl aras›na kesin bir çizgi çekme soru-nudur. Bizimle düflman aras›ndaki ayr›-m›n da ayn› zamanda bir do¤ru ve yanl›flsorunu oldu¤u elbette bir gerçektir. Ör-ne¤in, kimin hakl› oldu¤u, bizim mi, yok-sa iç ve d›fl gericilerin, emperyalistlerin,feodallerin ve bürokrat kapitalistlerin mihakl› olduklar› sorunu da bir do¤ru yan-l›fl sorunudur, ama bu, halk içindeki do¤-ru ve yanl›fl sorunlar›ndan ayr› bir s›n›f-lamaya girer." (abç) (Mao, Seçme Eser-

ler. Cilt 5. Sf: 419-420)

Bu, çeliflki sorununda felsefi bak›flaç›s›n›n toplumsal ve siyasal alana siya-set olarak indirgenmesidir. Felsefi alanda,yani do¤ru bir ideolojimizin olmad›¤›yerde bizim siyaset alan›nda da baflar›l›olmam›z mümkün de¤ildir. Bazen baflar›-lar elde edilebilinir, ama bu her zamando¤ru bir ideoloji ›fl›¤› alt›nda elde edildi-¤i anlam›na gelmez. Her baflar› do¤rular-dan yola ç›k›larak elde edilmifltir diye birtez savunmak veya bu yönlü bir tezi sa-vunmaya kalk›flmak, Marksizm-Leni-nizm-Maoizm'i de¤il pragmatizmi savun-makt›r. Dahas›, "hareket her fley, amaç(ideoloji-teori) hiçbir fley diyen revizyo-nist- reformist Bernestain'le ayn› çizgiyisavunmakt›r.

Baflkan Mao, Stalin yoldafl›n diyalek-ti¤in dört özelli¤inden söz etmesine ilifl-kin elefltirilerini flöyle sürdürüyor:

"Stalin'de önemli ölçüde, metafizikvard› ve birçok kifliye metafizi¤i izlemele-rini ö¤retti. Stalin, Sovyetler Birli¤i Ko-münist Partisi (Bolflevik) K›sa Ders'te,Marksist diyalekti¤in dört ana özelli¤ininoldu¤unu söylüyor. Stalin, birinci özellikolarak fleylerin birbirleriyle olan iliflkile-

34

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 33: Sınıf Teorisi - Sayı 8

rini ele al›rken, bundan, sanki fleyler ne-densiz olarak birbirleriyle iliflkiliymifl gi-bi söz ediyor. Peki o zaman birbiriyleiliflkili olan nedir? Birbiriyle iliflkili olan,bir fleyin birbiriyle çeliflen iki yönüdür.Her fleyin birbiriyle çeliflen iki yönü var-d›r. Diyalekti¤in dördüncü özelli¤i ile il-gili olarak da, bütün fleylerde var olan iççeliflmeden söz ediyor, ama sonrada, z›t-lar›n birli¤inden hiç söz etmeksizin, sa-dece z›tlar›n mücadelesini ele al›yor. Di-yalekti¤in temel yasas› olan z›tlar›n bir-li¤ine göre, hem birbirlerini karfl›l›kl›olarak d›flar›da b›rakan, hem de birbirle-rine dönüflen karfl›tlar aras›nda, hemmücadele, hem de birlik vard›r.

Stalin'in bak›fl aç›s›, Sovyetler Birli-¤i'nde derlenen K›sa Felsefe Sözlügü'nündördüncü bask›s›ndaki 'özdefllik' madde-sine de yans›m›flt›r. Orada söyle deniyor:'Savafl ile bar›fl, burjuvazi ile proletarya,hayat ile ölüm ve buna benzer di¤er ol-gular aras›nda özdefllik olamaz, çünkübunlar temelden birbirlerinin karfl›t›d›r-lar ve birbirlerini karfl›l›kl› olarak d›fla-r›da b›rak›rlar.' Baflka bir deyiflle, birbir-lerine temelden karfl›t olan bu olgulararas›nda Marksist anlamda özdefllik yok-tur; tersine bunlar sadece birbirlerinikarfl›l›kl› olarak d›flar›da b›rak›rlar, bir-birleriyle iliflkili de¤illerdir ve belli ko-flullarda birbirlerine dönüflemezler. Buyorum tamamen yanl›flt›r.

Onlara göre, savafl savaflt›r, bar›fl dabar›fl; bu ikisi birbirlerini karfl›l›kl› ola-rak d›flar›da b›rak›rlar, birbirleriyle hiç-

bir flekilde iliflkili de¤illerdir ve savafl ba-r›fla, bar›fl da savafla dönüflemez. LeninClausewitz'den flu al›nt›y› yapm›flt›: 'Sa-vafl, siyasetin baflka yollarla sürdürülme-sidir.' Bar›fl zaman›ndaki mücadele siya-settir; baz› özel yollara baflvurulmas›nara¤men savafl da öyledir. Savafl da, bar›flda hem birbirlerini karfl›l›kl› olarak d›fla-r›da b›rak›rlar, hem de birbirleriyle ilifl-kilidirler ve belli koflullarda birbirlerinedönüflürler. E¤er savafl, bar›fl zaman›ndaiçin için kaynamasa, nas›l olur da bir-denbire patlak verir? E¤er bar›fl, savafls›ras›nda için için geliflmezse, nas›l olurda birdenbire bir olgu haline gelebilir?

... E¤er burjuvazi ile proletarya bir-birlerine dönüflemezlerse, nas›l oluyorda devrim yoluyla proletarya yöneten,burjuvazi ise yönetilen durumuna gelebi-liyor?" (abç) (Mao. Cilt V, Sf;399-400)

Mao, felsefe alan›nda Stalin yoldaflailiflkin elefltirilerini flöyle sürdürüyor:

"Stalin, z›tlar›n mücadelesiyle z›tlar›nbirli¤i aras›ndaki ba¤› göremedi. Sovyet-ler Birli¤i'ndeki baz› insanlar o kadarmetafizik ve o kadar kati bir biçimde dü-flünmektedir ki, z›tlar›n birli¤i diye birfley oldu¤unu kabul etmeyi reddederekbir fleyin sadece flu ya da bu olmas› ge-rekti¤ini düflünüyorlar. Dolay›s›yla siya-si hatalar yap›l›yor. Biz, z›tlar›n birli¤ikavram›na ba¤l›y›z ve yüz çiçek açs›n,yüz düflünce birbiriyle yar›fls›n siyasetinibenimsiyoruz. Güzel kokulu çiçekleraçarken, zehirli otlar›n da kaç›n›lmazolarak yeflerdi¤ini göreceksiniz. Bundakorkulacak bir fley yoktur, hatta belli ko-

35

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Özcesi, Mao'nun felsefe alan›nda Marksizm'e yapt›¤› nitelkatk›, hatta Mao'nun felsefe alan›ndaki tezleri Marksizm- Leni-nizm'den etkilenmifl ama özünde ona yabanc› bilumum opor-tünist ve revizyonist düflünce ak›mlar›na karfl› en üst düzeydesavunulmal› ve bu yolda yürünmelidir. Çünkü günümüzdeMao'nun felsefi bak›fl aç›s› ve katk›lar› savunulmadan Mark-sizm-Leninizm savunulamaz.

Page 34: Sınıf Teorisi - Sayı 8

flullarda onlar bile iyi bir fleye dönüfltü-rülebilir." (abç) (age. Sf; 401)

Mao'nun felsefe alan›nda Marksizm'eyapt›¤› katk›lar, Lenin'in sonras› nitelik-sel katk›lard›r. Gerek Sovyetlerde, gerekÇin'de gerekse Uluslararas› KomünistHareket içerisinde Marksizm'den sapan,dahas› onu revize etmeye çal›flan tüm an-ti-Marksist düflünce ak›mlar›na karfl› or-taya konulan bu bilimsel tezler, '50'li y›l-lar›n ortalar›ndan bafllayan Krusçev-Brejnev modern-revizyonist çizgi ve ide-olojisinin panzehiri olarak dünya prole-taryas›n›n elinde daha üst düzeyde felse-fi tezler olarak dalgalanmaktad›r.

Hiç süphesiz ki Mao'nun felsefi alandaderinlefltirip zenginlefltirdi¤i bir konu daParti içerisindeki iki çizgi ve siyasetidir.

Çeliflkisiz hiçbir fleyden söz edilemezyasas›ndan hareketle Komünist Partisi debir olgu oldu¤undan onun da kendi içeri-sinde farkl› görüfller sürekli olarak mev-cuttur. Çeliflkisiz bir partiden söz edile-mez. Bir baflka deyiflle toplumda s›n›fveya farkl› s›n›flar varoldu¤u müddetçeParti içerisinde iki çizgi de varolacakt›r.Bu, komünistlerin iradesi d›fl›nda nesnelbir olgudur. Bu, eflyan›n tabiat› gere¤idir.Ama bu çizgi mücadelesi veya bu çizgi-lerin sürekli ayn› boyutta parti içerisindevarl›¤›n› sürdürdü¤ünü de söylemekdo¤ru de¤ildir. Kelimenin gerçek anla-m›yla iki çizgi, farkl› fikirlerin bir aradave mücadele içerisinde olmas› demektir.Fakat bu, bazen nüans ayr›l›klar› teme-linde olabilece¤i gibi, bazen ise sistem-leflmifl çizgiler temelinde kendisini gös-terir. Dolay›s›yla bu duruma karfl› dafarkl› yöntem izlenir/izlenmelidir.Mao'nun bu konu üzerine oldukça derin-likli ve kapsaml› teorik analizleri mev-cuttur. Dolay›s›yla Mao'ya atfen ÇKPK›sa Tarihi adl› kitapta k›saca flunlargeçmektedir:

"Parti içindeki mücadele do¤ru birflekilde yürütülmelidir. Özünde birbirle-

rinden farkl› olan iki çeliflmeyi, yani bi-zimle düflman aras›ndaki çeliflme ile halkiçindeki çeliflmeleri birbirinden do¤rubir flekilde ay›rmak gerekir. ‹flte, Parti-nin, Marksizm-Leninizm-Mao ZedungDüflüncesi ilkeleri temeli üzerinde birli-¤ini güçlendirmesinin, düflman› yenerekproletaryay› ve devrimci halk kitlelerinizafere ulaflt›rmas›n›n temel güvencesibudur.

Parti içine s›zm›fl olan bir avuç burju-va tertipçisi, mevki düflkünü, dönek, ca-sus ve yabanc› ülkelerle gizli ba¤lar›olan hainler tamamen a盤a ç›kar›lmal›-d›r. Kötü unsurlar, kendilerini gizleme,gizli tertiplere giriflme ve iki yüzlü dav-ranma al›flkanl›¤›na sahiptirler. Ama giz-li faaliyetlerde bulunduklar› için önündesonunda kaçarak tam bir vatan haini vedüflman ajan›na dönüfleceklerdir; WangMing bunun örne¤idir.

Parti içindeki hatal› yoldafllara karfl›farkl› bir ilkeden hareket etmeli, ideolo-jik aç›kl›k sa¤lamak ve yoldafllar aras›n-da birlik yaratmak üzere, 'birlik-elefltiri-birlik', 'gelecekteki hatalar› önlemek içingeçmiflteki hatalardan ders ç›kartmak' ve'hastay› kurtarmak için hastal›¤› tedavietmek' ilkelerini uygulamal›y›z. ...Geç-miflte yap›lan bütün hatalar hiç ac›ma-dan a盤a ç›kar›lmal› ve gelecekte dahadikkatli ve daha iyi çal›flabilmek' için,geçmiflte kötü olan her fleyi bilimsel birflekilde tahlil etmeli ..." (Çin Komünist

Parti K›sa Tarihi. Sf; 39-40)

Özcesi, Mao'nun felsefe alan›ndaMarksizm'e yapt›¤› nitel katk›, hattaMao'nun felsefe alan›ndaki tezleri Mark-sizm- Leninizm'den etkilenmifl amaözünde ona yabanc› bilumum oportünistve revizyonist düflünce ak›mlar›na karfl›en üst düzeyde savunulmal› ve bu yoldayürünmelidir. Çünkü günümüzdeMao'nun felsefi bak›fl aç›s› ve katk›lar›savunulmadan Marksizm-Leninizm sa-vunulamaz.

36

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 35: Sınıf Teorisi - Sayı 8

3-Ekonomi Politik

Alan›ndaki Katk›lar›Mao'nun ekonomi-politik konusunda

en belirgin katk›lar›n› genel hatlar›yla or-taya koyacak olursak, bu alandaki katk›-lar› flöyledir:

Mao,Yar›-sömürge, yar›-feodal ülke-lerde milli ve komprador diye iki tür ka-pitalizmden söz etmektedir. Bunlardanmilli kapitalizm ilerici iken, kompradorkapitalizm ise emperyalizme göbektenba¤l› olup, gericidir. Bu ifade tarz›n›, ya-ni komprador kapitalizm ve kompradorburjuvazi söylemini ilk kez Mao kullan-m›flt›r. Bu kapitalizm, feodalizmle birlik-

te devrimin önünde en gerici üretim ilifl-kisini ve s›n›flar›n› temsil etmektedir.Mevcut iktidarlar da bu ekonomik temelüzerinde yükselen komprador burjuva vebüyük toprak a¤alar› s›n›f›n›n elindedir.Mao konuya iliflkin flunlar›n alt›n› çiz-mektedir:

"Ekonomik bak›mdan geri ve yar›-sö-mürge Çin'de, toprak a¤alar› s›n›f› ilekomprador s›n›f, uluslararas› burjuvazi-nin sad›k uflaklar› olup, varl›klar›n› vegeliflmelerini emperyalizme borçludurlar.Bu s›n›flar, Çin'de en geri ve gerici üre-tim iliflkilerini temsil ederler ve üreticigüçlerin geliflmesine engel olurlar. Bun-lar›n varl›¤› Çin devriminin amaçlar›ylatam uyuflmazl›k içindedir. Özellikle büyüktoprak a¤alar› ve büyük komprador s›n›f-

lar›, daima emperyalizmden yanad›rlarve en afl›r› karfl›-devrimci grubu olufltu-rurlar." (Teori ve Pratik. Sf, 110)

Mao, komprador kapitalizmin yan› s›-ra bir de komprador bürokrat kapitalizmifadesini kullanmaktad›r. Ki, bu dakomprador kapitalizm ile bürokrat kapi-talistlerin iç içe olmas›ndan, yani birçokbürokrat burjuva bir yandan ülkedekimevcut kapitalizmi elinde (sanayi vb. gi-bi) tutarken di¤er yandan ise hükümetler-de baflbakan veya bakan gibi önemlimevkileri elinde tutarak iktidarlar› yönet-mektedirler. Daha aç›k bir deyiflle bürok-rat kapitalizm devleti yöneten bürokratla-r›n ayn› zamanda veya iç içe bir flekilde

ülkedeki ka-p i t a l i z m ielinde tut-malar› de-mektir. Hemekonomidehem de siya-si yönetimdebir fiil rolo y n a m a k .Bu, ayn› za-

manda devlet eliyle yarat›lan tekellerinsöz konusu bürokrat burjuvalar›n hizme-tine sokulmas›d›r. K›sacas›, müteflebbis-likle hükümet üyeli¤inin birlefltirilerek,burjuvaziye bürokrat niteli¤inin kazand›-r›lmas›d›r. Çin'deki kapitalizm, Mao'nuniflaret etti¤i gibi üç büyük hanedan›n elin-de idi. Bunlardan birisi de Çan Kayflek veyak›nlar›n›n kurdu¤u hanedanl›kt›. Bilin-di¤i üzere Çan Kayflek neredeyse devletitek bafl›na yöneten adam durumundayd›.Ülkemizde ise komprador burjuvazi Ke-malist iktidarla, özellikle de 50'li y›llar-dan sonra daha çok boy vermifltir.

Mao'nun bu alandaki katk›lar›ndan birdi¤er nokta ise, devrim sonras› devlet ka-pitalizmini (proletaryan›n denetimindetabii ki) gelifltirmifl olmas›d›r. Lenin yol-

37

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Mao’nun, Marksizm’in kayna¤›n› oluflturan her üç alanda-ki nitel (ilkesel) katk›lar› Maoizmin bileflkesidir. Onun billur-lafl›p Marksizm-Leninizm bilimini daha bir üst aflamaya gö-türmesidir. Bundand›r ki günümüzde Maoizm savunulmadankomünist olunamaz, komünizm hedefi için do¤ru yoldan yü-rünemez. Öyleyse ‹lla da Maoizm vurgusunu her zamankin-den daha çok savunmal› ve vurgulamal›y›z.

Page 36: Sınıf Teorisi - Sayı 8

dafl›n NEP politikas›ndan önemli derece-de etkilense de ancak Çin'de ve bu gibisosyo-ekonomik yap›ya sahip tüm yar›-sömürge, yar›-feodal ülkelerde Demokra-tik Halk ‹ktidar› ve hatta sosyalizm döne-minde siyaset olarak savunulmas› ve uy-gulanmas› gereken do¤ru yolu böyleliklegöstermifl oldu Mao.

Mao'nun Demokratik ve SosyalistDevrimini yapan ülkeler ve bunlar›n ba-fl›nda Komünist Partilerinin oldu¤u ülke-lerde, Parti içerisindeki yeni bürokratburjuvalar›n oldu¤unu;bunlar›n Partiyibilimsel sosyalist yoldan uzaklaflt›rmala-r›na paralel olarak, mevcut devlet kapita-lizmini bürokratik devlet kapitalizminedönüfltüreceklerinin tezini somut bir fle-kilde ortaya koymufl olmas›d›r. Bununiçin de parti içerisindeki ve iktidardakibürokratizme karfl› amans›z olunmas› ge-rekti¤i temel siyasi vurgu olarak yap›l-maktad›r. Mao'nun yeni burjuvalar diyenitelendirdi¤i tam da Komünist Partisininiçinden ç›kan bürokratlar içindir. Bu ke-sim Partiyi gizliden gizliye ele geçirdi¤idurumda ise, pek tabii ki mevcut devletkurum ve kurulufllar›n› da yukar›dan afla-¤›ya do¤ru burjuvalaflt›r›p her alanda ka-pitalizmi tekrar yerlefltirecektir. Ki, bütünülkelerde de bu yol izlendi.

Yani önce Komünist Partileri revizyo-nistler taraf›ndan ideolojik, siyasi ve ör-gütsel olarak ele geçirildi, sonra bu geçi-fle koflutluk içerisinde ad›m ad›m kapita-lizm restore edildi. Yoksa bu kapitalizmöylesine klasik türden bir kapitalizm geli-flerek (alttan yukar›ya do¤ru) hakim ol-mad› topluma. Zaten birçok küçük burju-va ak›m› geriye dönüfller konusunda fla-fl›rtan temel ideolojik-siyasal yan›lg› nok-tas› da budur. "Nerede kiflilerin elinde ka-pitalist isletmeler, nerede holdingler?"vb. sorular sorarak, Maoist bak›fl aç›s› sa-hiplerine sald›r›yorlard›. Bürokratik te-kelci devlet kapitalizmini görmeyen veya

görmek istemeyen ideolojik-siyasi açmaziçerisindeki tüm ak›mlar, özellikle de1990 y›l›n›n bafl›nda Gorbaçov'un yüzün-deki sosyalist maskeyi de bir kenara at-mas›yla birlikte, sadece ideolojik olaraksars›lmad›lar, ayn› zamanda siyasi olarakda sars›ld›lar. Ve bunun için de bir ço¤ukendi siyasi varl›klar›na son verdi. Baz›küçük gruplar ise Sovyet, Çin vb. ülkele-rin iktidar güçleri "biz kapitalistiz" deme-lerine karfl›n, "hay›r siz sosyalistsiniz"deyip devrimci düflünüfl tarz›ndan olduk-ça uzak hareket etti. Ve etmektedirler.

Özcesi, Mao'nun ekonomi politik ala-n›nda Marksizm'e yapt›¤› üst düzeyde ni-tel katk› bu içerik ve kapsamdad›r.

Sonuç:Mao’nun, Marksizm’in kayna¤›n›

oluflturan her üç alandaki nitel (ilkesel)katk›lar› Maoizmin bileflkesidir. Onunbillurlafl›p Marksizm-Leninizm biliminidaha bir üst aflamaya götürmesidir. Bun-dand›r ki günümüzde Maoizm savunul-madan komünist olunamaz, komünizmhedefi için do¤ru yoldan yürünemez. Öy-leyse ‹lla da Maoizm vurgusunu her za-mankinden daha çok savunmal› ve vurgu-lamal›y›z.

38

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 37: Sınıf Teorisi - Sayı 8

“YEN‹ DEMOKRAT‹K

CUMHUR‹YET PROGRAMI” (1)

Daha önce program›n teorik bölümünüoluflturan belli bafll› konular›n aç›l›m›n› yap-t›k. Bu bölümde ise bafll›ktan da anlafl›laca-¤› üzere “Yeni Demokratik Cumhuriyet” dö-nemi program›n›n aç›l›m›n› yapaca¤›z.

‹lk bölümde de iflaret etti¤imiz gibi Partiolarak gelece¤in iktidar› için sundu¤umuzana program “Yeni Demokratik Cumhuriyet”bölümüyle bafllamaktad›r. O nedenle herokur, özellikle de maoist militanlar bu bölümsonras› konular üzerine daha derin ve kap-saml› tart›flmalar yürütmelidir. Özelikle Ma-oist militan diyoruz, çünkü militan›n prog-ram konusunda kafas› aç›k olmal›d›r. Aç›kolmal›d›r ki kitlelere gitti¤inde “nas›l bir top-lum projesi savunuyorsunuz” soru ve sorun-lar›n› daha kolay ve anlafl›l›r bir flekilde ya-n›tlam›fl olsun.

Programda bu bölüm bafll›¤› alt›nda su-nulan maddeler üzerinde tek tek ve kapsaml›durmaya çal›flaca¤›z. Bu nedenle program›nbu bölümünün aç›l›m› uzun sürebilir. Çünküçok kapsaml› ve derinlikli bir konudur. Kap-saml› ve önemli oldu¤u için de her bir mad-denin aç›l›m›n› da ayr› ayr› ele al›p yorumla-mak bir ihtiyaçt›r. Sorun program maddeleri-ni tek tek yazmak de¤il, bunlar› halk›n sadebir dille anlamas›d›r. Bunun için de programmaddelerinin aç›l›m› gerekli bir ihtiyaçt›r.Program halk› do¤rudan ilgilendiriyorsa, ohalde o halk›n kendi program›na sahip ç›k-mas› için program› bilmesi ve onun üzerinde

39

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

PROGRAMDAN (4)

Daha önce program›nteorik bölümünü olufltu-ran belli bafll› konular›naç›l›m›n› yapt›k. Bu bö-

lümde ise bafll›ktan da an-lafl›laca¤› üzere “Yeni De-

mokratik Cumhuriyet”dönemi program›n›n aç›l›-

m›n› yapaca¤›z. Programdabu bölüm bafll›¤› alt›nda

sunulan maddeler üzerin-de tek tek ve kapsaml›durmaya çal›flaca¤›z. Bu

nedenle program›n bu bö-lümünün aç›l›m› uzun sü-

rebilir. Çünkü çok kap-saml› ve derinlikli bir ko-

nudur. Kapsaml› ve önemlioldu¤u için de her bir

maddenin aç›l›m›n› da ayr›ayr› ele al›p yorumlamak

bir ihtiyaçt›r

Page 38: Sınıf Teorisi - Sayı 8

fikir yürütmesi flartt›r. Hiç flüphesiz kiburada öncülü¤ü ve önderli¤i parti mili-tanlar› yapacakt›r. E¤er kitleler gelece¤intoplumu için hangi projeyi savundu¤u-muz sorusunun yan›t›n› do¤ru almazsa oprograma da sahip ç›kmaz. Bunun için deher Maoist militan program konusundabilincini net ve aç›k tutmal›d›r. Bilinir kidevrim konusunda bilinci aç›k ve net ol-mayan bir faaliyetçinin kitlelere verece¤ifazla bir fley olamaz!

Yeni Demokratik CumhuriyetProletarya Önderli¤indeki

Emekçi Halk›n Egemen Oldu¤uDevlet Biçimidir

Önce programda alt› çizilen noktalar›aktaral›m:

“79) Yeni Demokratik ‹ktidar; prole-tarya önderli¤indeki halk kitlelerinin an-ti-emperyalist, anti feodal devlet iktidar›-d›r. ‹flçi s›n›f›, köylüler, flehir küçük burj-vazisi ve milli burjuvazinin devrimci ka-nad›n›n ortak diktatörlü¤ü olan yeni dev-letin ad› Kürt-Türk ulusu ve çeflitli az›nl›kmilliyetlerden halklar›n DEMOKRAT‹KHALK CUMHUR‹YET‹’dir. ‹flçi s›n›f›,halk kitlelerine ait olan bu devlete ve budevletin hükümetinde önderli¤ini; öncüsüKomünist Partisi arac›l›¤›yla yürütür.”

Bir kez daha hat›rlatmakta fayda var:Adland›rma ve kavramlar yerli yerindeve do¤ru kullan›lmad› m› orada yanl›flyap›lm›fl demektir. Bu ba¤lamda bugün-den yar›na infla edece¤imiz yeni devleti-mizin ad› da yak›n devrimimiz ve nihaihedefimizin içerik ve amaçlar›yla uygun-luk arzetmelidir.

Buradan hareket edildi¤inde yak›ndevrimimizin demokratik devrim olmas›ve bu devrimin genifl halk y›¤›nlar›na da-yanmas› gerçekli¤i, dahas› ve en önemli-si iktidar organlar›n›n afla¤›dan yukar›ya

do¤ru halk taraf›ndan hem seçilmesi hemde görevden uzaklaflt›r›lmas› gerçekli-¤inden hareketle kurulucak devlet biçi-minin de Demokratik Halk Cumhuriyetiolarak tan›mlanmas› en do¤ru ve bilimseltan›mlama olacakt›r.

Demokratik Halk Cumhuriyeti’niniktidar nüveleri daha devrim aflamas›ndaiken ad›m ad›m infla edilmifl olacakt›r.Bunun en güçlü olgunlaflma aflamas› iseK›z›l Siyasi ‹ktidarlar›n kurulmas› sonra-s› ve onu takip eden süreçtir. Bir baflkaifadeyle Halk›n Birleflik Cephesi’ninoluflmas› kendisine koflut olarak Yeni De-mokratik ‹ktidar›n oluflmas›n› da getirir.Bundand›r ki K›z›l Siyasi ‹ktidarlar›n ku-ruldu¤u alanlar için de Yeni DemokratikCumhuriyet program›n›n baz› hükümlerigeçerlidir diyoruz. Bu noktalara yeri gel-di¤inde daha detayl› bir flekilde de¤ine-ce¤iz.

Yeni Demokratik ‹ktidar’›n s›n›f bile-flenlerinden bir kez daha sözetmeye ge-rek yok. Program›n bir çok maddesindebu s›n›flara iflaret edilmifltir. Bilinmelidirki bu s›n›f ve tabakalar ayn› zamanda Ye-ni Demokratik Devrim ve Halk›n Birle-flik Cephesi’nin de bileflenleridir. Bu ko-nular› geçmifl bölümlerde ele ald›k. Do-lay›s›yla bu madde kapsam›nda teorikolarak üzerinde yo¤unlaflaca¤›m›z anakonu devletimizin ad› üzerinde olacakt›r.

Neden “Demokratik

Halk Cumhuriyeti” ‹smi?

Bu ismi bilinçli olarak tercih ettik. Bu-nun iki asli nedeni var. Bunlardan birinci-si, yak›n devrim hedefimizin sosyalist de-¤il demokratik olmas› gerçekli¤i iken,ikinci olarak ise kurulacak cumhuriyetingenifl halk y›¤›nlar›n›n (köylülük, flehirküçük burjuvazi ve milli burjuvazinin solkanad›) iktidar› olma gerçekli¤idir.

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

40

Page 39: Sınıf Teorisi - Sayı 8

Neden Sosyalist de¤il de Demokra-tik? Çünkü yak›n devrimimiz olan De-mokratik devrimin hedef güçleri içerisin-de kapitalizm (komprador bürokrat kapi-talizm hariç) yer almaz. Bu devrim anti-feodal anti-emperyalist Yeni Tipte De-mokratik Devrim’dir. Bizimki gibi yar›-sömürge yar›-feodal sosyo ekonomik ya-p›ya sahip ülkelerde bu devrim gerçek-leflmeden sosyalist aflamaya geçilemez.Sosyalist iktidar aflamas›na DemokratikCumhuriyet program› gerçeklefltirildik-ten sonra ancak geçilebilr. Yoksa bu ikti-dar atlanarak sosyalizme geçmek hayalolur. fiüphesiz ki bu geçifl, kesintisiz vebar›flç›l bir flekilde olacakt›r.

Bir baflka nokta: Bu iktidar›n özününproletarya iktidar› olmas› demek o devri-min de sosyalist oldu¤u anlam›na gel-mez. Bu sosyalizme oradan da komüniz-me geçifl için ara geçifl toplumudur. Kisosyalizm de öyle. Fakat Sosyalist evredemilli burjuvazi diye bir s›n›f olmayacak-t›r. Dahas› böyle bir s›n›f›n varl›¤›na sos-yalizm dönemi boyunca müsaade edil-mez-edilmeyecektir.

Sosyalizme geçmek için üretim araç-lar› üzerindeki özel mülkiyeti ortadankald›rmak önflartt›r. Bilindi¤i gibi milliburjuvaziye Demokratik Halk Cumhuri-yeti aflamas›nda müsaade edilecektir.Kald› ki bu dönem boyunca milli burju-vazi de iktidar›n ortak s›n›f güçlerinden-dir. Fakat sosyalist evrede üretim araçlar›üzerinde özel mülkiyet ve milli kapita-lizm diye bir fley olmayacakt›r. milli ka-pitalizm ortadan kald›r›lmadan sosyaliz-me geçifl hayal olur. Bu s›n›f ve mülkiye-ti sosyalist inflay› her bir ad›m gerçeklefl-tirdikçe ortadan kald›r›lacakt›r. Yoksasosyalizmin ekonomik ve siyasi aya¤›gerçeklefltirilemez. Siyasi aya¤› diyoruz.Çünkü; Sosyalizm döneminde milli bur-juvaziye ekonomik olarak müsaade edil-meyece¤i gibi siyasi olarak da iktidarda

yer verilmeyecektir. Bu anlamda demok-ratik iktidar döneminde eme¤in sömürül-mesine belli oranda müsaade edilirkenancak sosyalizm döneminde sömürününhiç bir biçimine müsaade edilmeyecektir.

Hat›rlanaca¤› gibi S›n›f Teorisi 7. sa-y›da (programdan/3) bu konu üzerinde,yani Yeni Demokratik Devrimin niteli¤ive amaçlar› üzerinde kapsaml› olarakdurmufltuk. Dolay›s›yla ayn› fleyleri tek-rarlamaya gerek yoktur.

Demokratik Halk Cumhuriyeti der-ken, özellikle de “Demokratik” sözcü-¤ünden heraketle bu toplum için kurals›z,yasas›z, dahas› her bak›mdan s›n›rs›z birözgürlü¤ün oldu¤u bir toplum diye anla-fl›lmamal›d›r.

Kelimenin gerçek anlam›nda demok-ratik kavram›n›n kendisi ço¤unluk veaz›nl›k haklar›n›n eflit bir flekilde bileflke-si demektir. “En yüksek” ve “ileri” diyebilinen demokrasilere sahip ülkelerde bi-le demokrasi bir iktidar, bir yönetim biçi-midir. Demokrasi sözcü¤ü s›n›flar üstübir kavram de¤il. Burjuvazi, kendi sömü-rü ve zulüm diktatörlü¤ünü gizlemek için“demokrasiyi s›n›flar üstü” göstermeyeçal›fl›yor. Ama bu kocaman bir demagojive yalandan ibarettir. Ona göre s›n›f,ulus, milliyet ve din farkl›l›¤› bile yoktur.Sözde bunu söylerken ama pratikte ulus,s›n›f, milliyet ve dinlere göre insanlar› enfazla bölmeye çal›flan da yine burjuvazi-dir. Onun demokrasisi bir avuç feodalkomprador burjuvazi içindir. Onun de-mokrasisi az›nl›¤›n ço¤unluk üzerindekidiktatörlü¤ünü korumaya yöneliktir. Bi-zim savundu¤umuz demokrasi ise ço¤un-lu¤un az›nl›k üzerindeki yönetim biçimi-dir. Demokratik yönetimin ruhu yönetimorganlar›n› halk›n kendisinin seçmesi vegörevden almas›d›r. Bu temelde hiç birdevletin hareket etti¤ini söyleyebilir mi-yiz? Hay›r söylenemez-gösterilemez!Hepsi de antidemokratik ve bir avuç az›n-

41

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 40: Sınıf Teorisi - Sayı 8

l›k taraf›ndan yönetilmektedir. Toplumuilgilendiren tüm kararlar bir kaç bürokrattaraf›ndan al›nmaktad›r. Bu ba¤lamda di-yoruz ki mevcut durumda dünyada hiç birdevletin yönetim biçimi demokratik de-¤il. Hepsi de az›nl›¤› oluflturan sömürücüegemen s›n›flar›n genifl halk y›¤›nlar›üzerindeki gerici diktatörlü¤üdür. Budevletlerin kimisi faflizm ile yönetilirkenkimisi ise gerici veya burjuva diktatör-lüklerle yönetilmektedir. Dolay›s›yla “bizdemokratik ülkeyiz” veya “demokrasiyleyönetiliyoruz” söylemleri kocaman biryalan ve demagojidir.

Demokrasi ço¤unluk ve az›nl›¤›nhaklar›n› eflit derecede savunup uygula-yan ço¤unlu¤un az›nl›k üzerindeki yöne-tim biçimidir. Bunun temel tafl› da HalkMeclisleridir. Yani toplumun yönetimininHalk Meclislerinin elinde olmas›.

S›n›fs›z ve bask›s›z devlet olmaz. Do-lay›syla devletin oldu¤u yerde bask› me-kanizmas› da var demektir. Buna göre engeliflmifl demokrasinin kendisi bile s›n›f-lar üstü olmad›¤› gibi bask›s›z da yaflaya-maz. Bu yönetim biçimi ço¤unlu¤u tem-sil etse de yine de bu yönetim biçimi ço-¤unlu¤un az›nl›k üzerindeki yönetim flek-lidir. Ço¤unlu¤un az›nl›k üzerindeki yö-netim flekli demek ayn› zamanda az›nl›-¤›n da haklar›n›n korunmas› demektir.Az›nl›¤›n haklar›n›n korunmad›¤›-savu-nulmad›¤› sistemler ad› ne olursa olsunasla demokratik olamaz. Yaln›z bu haklariçerisine özel mülkiyet iliflkileri girmez.Çünkü demokratik iktidar sürecindensosyalist topluma do¤ru ad›m ad›m geçi-fle paralel olarak üretim araçlar› üzerinde-ki özel mülkiyete de son verilecektir. Bu-rada üretimde esas ve hakim olacak üre-tim iliflkisi toplumsal mülkiyet iliflkileriolacakt›r. Buna ileride de¤inece¤iz. De-mokratik iktidar sürecindeki üretimdekiüç iliflki biçiminden sosyalizme geçifllebirlikte milli kapitalizme son verilecek,

kolhozculuk (kooperatifçilik) ise komü-nizme do¤ru giderken ad›m ad›m ortadankald›r›larak tek üretim ilflikisi olarak üre-timin toplumsal biçimine geçifl sa¤lana-cakt›r. Bir baflka ifadeyle bütün üretimaraçlar› zamanla, özellikle de sosyaliz-min belli bir aflamas›nda sonra tüm toplu-mun ortak mal› haline getirilecektir. Tabiiki bu geçifl k›sa bir süre içinde de¤il, ya-ni birden bire gerçekleflmeyecektir. Uzunbir tarihi süreci kapsayacakt›r.

Yanl›fl alg›lamalara meydan verme-mek için üretim araçlar› üzerindeki özelmülkiyete sosyalizm döneminde son ve-rilir derken bununla, üretim alet ve araç-lar›n›n (toprak, orman ve di¤er yeralt› yerüstü zengiginlik kaynaklar› da buna da-hildir) mülkiyetinin kamulaflt›r›lmas›n›kastetmekteyiz. Kifli ya da kiflilerin özelmülkünden ç›kart›lmas› ve özel mülkedinmesine müsaade edilmemesidir. An-cak yeri gelmiflken bir noktan›n alt›n› çiz-mek istiyoruz: Köylük alanda köylülerintar›mda kullanmas› için küçük çapl› alet-leri (balta, kürek vb.gibi) mülk edinmesi-ne müsaade edilecektir. Ancak bu aletle-rin sat›lmas›na, yani köylülerin bu aletle-ri satarak para kazanmas›na müsaadeedilmeyecektir.

Konuyu özel mülkiyet üzerine getir-miflken bir çok insan›n özel mülkiyetkavram›n› do¤ru kullanmad›¤›n› belirt-mek isteriz. Ço¤u kez özel mülkiyet kav-ram›yla bireysel mülkiyet kavram› birbi-rine kar›flt›r›l›yor. Yerli yerine kullan›lm›-yor. Dolay›s›yla subjektif yorumlar sek-terli¤e yolaç›yor. Bu konu üzerinde az›-c›k da olsa dural›m:

Özel mülkiyet, bireyin üretim araçla-r› (üretim aletleri, yeralt› yer üstü zengin-lik kaynaklar›n›n toplam›n› ifade eder.)üzerindeki mülkiyetini ifade eder. Bire-yin kar getiren mülke sahip olmas› de-mektir. Fakat bireysel mülkiyet öyle de-

42

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 41: Sınıf Teorisi - Sayı 8

¤il. Bireysel mülkiyetin iki boyutu vard›r.Bunlardan birincisi özel mülkiyet boyu-tuyken, di¤eri ise bireyin gereksinim bo-yutudur. Özel mülkiyet boyutunu ortayakoyduk. Kendi gereksinim boyutu isefludur: Kendi gereksinmesini karfl›laya-cak ihtiyaç malzemeleridir. Örne¤in, ti-cari amaçla kullan›lmayan bir taksi özelmülkiyete girmez. Bir çamafl›r makinesi,bir buzdolab›, bir daire, vb. vb. gibiaraçlar kar amaçl› kullan›lmad›¤› zamanözel mülkiyete girmez. Özel mülkiyet,bireyin üretim araçlar› üzerindeki mül-kiyetidir.

fiüphesiz ki bireyci ve bencil anlay›flve al›flkanl›klar s›n›flar varoldu¤u müd-detçe devam eder. Kald› ki özel mülk sa-hibi olmayanlar da bireyci ve bencil ola-bilir. Örne¤in bir insan›n özel mülkiyetiolmayabilir ama bencil ve bireyci davra-n›fllar› olabilir. S›n›flar›n varl›¤› koflulla-r›nda bireyci ve bencil davran›fllar› ol-mayan hiç bir insan yoktur. Burada soru-nun özünü azl›¤› ve çoklu¤u olufltur-maktad›r. Bir baflka ifadeyle kifli de ben-cil ve bireyci davran›fllar hakim yön mü-dür yoksa tali midir? Özel mülkiyet ves›n›flar›n varl›¤› diyalekti¤inin ürünüolarak ortaya ç›kar. Dolay›s›yla hiç birkimse benim özel mülküm yok ki “bi-reyci ve bencil de olay›m” yönlü kendi-sini savunmaya kalk›flmas›n.

Elbette ki bireyci ve bencil kifliler des›n›f dokular›na göre de¤iflir. Bir iflçi veyoksul köylü kökenli de daha az ama di-¤er s›n›f ve tabakalara mensup insanlar-da daha fazla bencillik olur. Örne¤in birparti içerisindeki ideolojik dönüflümdeiflçi ve yoksul köylü kökenlilerin dönü-flümü daha kolay ve k›sa süreli olurkendi¤er s›n›f kökenlilerde ise bu durum da-ha zor ve uzun süreyi al›r. Konumuz buolmad›¤›ndan daha fazla detaylara gir-meden geçiyoruz.

‹flçi S›n›f› Yeni DemokratikCumhuriyet’te Politik Önderli¤i-ni Komünist Partisi Aracl›¤›yla

Yürütür

Bu, ne demektir?

Bu, iflçi s›n›f›n›n en bilinçli, en seç-kin, en ileri ve en yüksek kurmay yöneti-ci unsurlar›n›n Komünist Partisi içerisin-de olmas› demektir.

Bu, iflçi s›n›f›n›n di¤er s›n›flara poli-tik olarak öncülük ve önderlik etmedeKomünist Partisi’nin bir araç olmas› de-mektir.

Komünist Partisi demek, her iflçi kö-kenli insan›n üye olmas› olarak anlafl›l-maz. Komünist Partisi’nin iflçi s›n›f›n›nkomünizme varmak için bir örgütlemearac› olmas› farkl› fley, her iflçinin üye ol-mas› durumu ise farkl› fleydir. Dolay›s›y-la bu iki farkl› olguyu birbirine kar›flt›r-mamal›y›z. S›n›f farkl›, parti farkl›d›r. Bi-risi örgüt veya örgütler toplam› ve güttü-¤ü genel siyasi çizgiye (ideolojik ve siya-si çizgisi) di¤eri ise ekonomik durumlar›ve üretimde oynad›klar› role göre de¤er-lendirilir. Partiye, parti üyeli¤i ölçütleriniyerine getiren her s›n›f ve tabakadan üyeal›n›rken, di¤erine ise (iflçi s›n›f›) az öncede iflaret etti¤imiz gibi üretimde ayn› rolüoynayan bireyler girer. Birisi proletarya-n›n nihai amac›na ulaflmak için tarihinbelli bir kesitinde bilimsel sosyalist dün-ya görüflünün siyasi arenedaki kurumuolarak ortaya ç›km›fl siyasi bir olgu iken,di¤eri kapitalizmle birlikte ortaya ç›km›flnesnel s›n›fsal bir olgudur. Bundand›rkiKomünist Partisi’nin varl›¤› yoklu¤u ta-mam›yla ‹flçi S›n›f›’n›n varl›¤›na ba¤l›d›r.Daha öz ifadeyle Komünist Partisi iflçi s›-n›f›n›n örgütleme arac› olarak do¤mufltur,dolay›s›yla bu s›n›f›n ve s›n›flar›n orta-dan kalkmas›yla orant›l› olarak Komü-nist Partisi de ortadan kalkm›fl olacakt›r.

43

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 42: Sınıf Teorisi - Sayı 8

Komünust Partisi’nin iflçi s›n›f›n›nöncü partisi oldu¤unu ve kendimizin dekomünist oldu¤umuzu aç›k aç›k hemsöylüyor hem de savunuyoruz. Ama bur-juvazi öyle yapm›yor. Onlar kendi parti-lerinin burjuvazinin partisi, kendilerininise burjuvazinin ç›karlar›n› savundu¤unusöylemiyor. E¤er söylemifl olsalar o za-man kendi saflar›na iflçi-köylü ve di¤eremekçi kesimden tek bir insan› dahi tuta-mayacakt›r. Çünkü onlar dürüst de¤il.Çünkü onlar yalan ve damagoji üzerinepolitika yap›yor. Çünkü onlar›n politikayap›fl tarz› gerçekleri gizlemedir. Gericis›n›flara hodri meydan diyoruz. Biz ko-münist oldu¤umuzu gizlemiyoruz. Onlarda burjuva ve burjuvazinin partisi oldu-¤unu aç›ktan savunsunlar! Ama bunuyapmazlar! Bunu itiraf ederseler o zamanbir gün dahi iktidarda kalamazlar.

Komünistler dürüsttür. Dolay›s›yla si-yasi görüfllerini halktan ve hiç bir kimse-den gizlemezler. Ama burjuvazi sahtekarve hilabazd›r. Bunun için de halktan ger-çekleri gizlemek için özel siyaset ve çabaharcarlar. Çünkü onlar “amaca varmakiçin her yol mubaht›r” felsefesinden hare-ket eder. Ama komünistler öyle de¤il. Herfleyi amaca uygun flekilde yapmaya ve sa-vunmaya çal›fl›r.

Bunun için de aç›k ve dürüst bir flekil-de diyoruz ki iflçi s›n›f› gelece¤in yeni de-mokratik cumhuriyet devletinde di¤eremekçi s›n›flara politik önderli¤ini öncü-sü Komünist Partisi arac›l›¤›yla yürüte-cektir.

Yeni Demokratik CumhuriyetÖrgütlenmesinin Temelini Demok-ratik Merkeziyetçilik Oluflturacakt›r

Önce konuya iliflkin program›n ilgilimaddesinde geçenleri aktaral›m:

“80) Demokratik halk cumhuri-yetinin örgütlenmesinin temel ilkesi de-mokratik merkeziyetçiliktir. Bu, bütünyetkilerin çeflitli düzeylerdeki halk kong-relerinde toplanmas›yla demokrasiye tamanlam›n› verebilen ve ayn› zamanda budüzeylerdeki halk kongrelerince kendile-rine verilmifl bütün ifllerin merkezi yöne-timini sa¤layan ve halk›n demokratik ya-flam› için her fleyi koruyan her düzeydehükümetler arac›l›¤›yla merkezileflmiflyönetimi güvence alt›na alabilen yöneti-min halk meclislerinin elinde olmas› de-mektir. TÜM ‹KT‹DAR HALK MECL‹S-LER‹NE fliar›n›n en yal›n ve somut ifade-si budur. Bu, demokratik halk iktidar›n›ntüm çal›flmalar›nda temel alaca¤› ‘kitle-lerden kitlelere’ yönetim fleklidir.”

Bu konu çok önemlidir. Bu konununanlam ve önemini bilince ç›kartan herokur ve halktan her insan DemokratikHalk ‹ktidar›n›n hangi temelde ve amaçdo¤rultusunda yönetildi¤ini de anlam›flolacakt›r. Bu iktidar›n yönetim biçimininözünü tam da buras› oluflturmaktad›r. Yö-

44

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Komünist Partisi demek,her iflçi kökenli insan›n üye ol-mas› olarak anlafl›lmaz. Komü-nist Partisi’nin iflçi s›n›f›n›n ko-münizme varmak için bir örgüt-leme arac› olmas› farkl› fley, heriflçinin üye olmas› durumu isefarkl› fleydir. Dolay›s›yla bu ikifarkl› olguyu birbirine kar›flt›r-mamal›y›z. S›n›f farkl›, parti fark-l›d›r. Birisi örgüt veya örgütlertoplam› ve güttü¤ü genel siyasiçizgiye (ideolojik ve siyasi çizgi-si) di¤eri ise ekonomik durum-lar› ve üretimde oynad›klar› ro-le göre de¤erlendirilir.

Page 43: Sınıf Teorisi - Sayı 8

netim biçiminin temel ilkesini do¤ru birflekilde alg›layan her insan hem gelece¤iniktidar›n› kurmak için canla baflla müca-dele yürütmüfl olacak hem de kurulacakiktidara gözü gibi sahip ç›km›fl olacakt›r.Öyleyse Demokratik Merkeziyetçilikderken bununla ne anlamal›y›z sorusunuyan›tlamakla ifle bafllayal›m.

Nedir Demokratik

Merkeziyetçilik?

Demokratik Merkeziyetçilik en özlüifadeyle halk›n kendisini do¤rudan ilgi-lendiren her hangi bir konu (politik, eko-nomik, askeri, kültürel, sosyal vb. gibi)üzerine yapt›¤› tart›flma ve iradeleflmiflkarar›d›r.

Demokratik yön, az önce iflaret etti¤i-miz herhangi bir soruna iliflkin halk›nyapt›¤› tart›flma iken, merkeziyetçi yönise bu tart›flmalarda ortaya ç›kan iradeninmerkezileflmesidir. Bu, bir köy kooperati-finin (kolhozlar) yönetiminden tutal›m dafabrika yönetimine oradan da en küçükHalk Meclislerinin yönetiminin seçiminekadar her alan için geçerlidir.

Bu, söz, karar ve yetkinin her düzeydehalk›n iktidarda olmas› demektir. Dolay›-s›yla halk›n her düzeyde ald›¤› karar ayn›zamanda uygulanmak içindir. Burada el-betteki az›nl›k ço¤unluk olacakt›r. Herkesayn› fikri savunmayabilir. Ki bunu sa¤la-mak çok zordur. Zaten demokratik merke-ziyetçili¤in kendisi çeliflkili bir birlik de-mektir. Sadece demokrasi ya da sadecemerkeziyetçilik, demokratik merkeziyet-çilik ilkesine ters düfler. Bir dönem birininbiraz daha a¤›rl›kta olmas› onun özünükarartmaz, karartmamal›d›r. Buradaönemli olan onun ruhundan sapmamakt›r.

Bir noktan›n önemle alt›n› çizmek is-tiyoruz:

Yap›lacak herhangi bir halk meclisiseçiminde halk›n ço¤unluk oyu hangisiniseçerse az›nl›kta olanlar bu ço¤unlu¤a veonun ald›¤› kararlara uymal›d›r. Bu enküçük yerleflim birimindeki parti üyeleriiçin de geçerlidir. Mümkündür ki halk,parti üyesini de¤il de küçük burjuva veyamilli burjuva bir kifliyi seçti. O durumdao parti üyesinin bu demokratik iradeyeuymas› zorunludur.

Tabii ki bu yönetimlerle Parti seçim-leri farkl› fleylerdir. Bunlar› biribirine ka-r›flt›rmamal›y›z. Fakat e¤er bir partilihalkla ayn› sosyal yaflam› paylafl›yor vesorunlar onu da iligelendiriyorsa buradasözkonusu sorunlar›n çözümünde tekanahtar halk›n demokratik iradesi olacak-t›r. Baflka bir hareket tarz› halk›n demok-ratik iradesine darbe vurmakt›r. Demok-ratik Halk ‹ktidar›’n›n Halk Kongreleritaraf›ndan yönetilmesi ilkesinden sap-makt›r. Bunun tüm alanlarda hakim halegelmesi halinde ise o iktidar art›k demok-ratik olmaktan ç›kar. Ve iktidar bir avuçrevizyonist bürokrat partilinin iktidar›olur. Ki geriye dönüfllerin temelinde dekomünist fikirler maskesi alt›nda anti-de-mokratik gerici yönetim anlay›fllar› veuygulamalar› yatmaktad›r.

Her düzeyde yönetim ayn› zamandaher düzeyde hükümet demektir. Bu en altdüzeydeki Halk Meclisleri yukar›ya do¤-ru, yani iktidar›n en üst merkezi yöneti-mine kadar Halk Meclislerinin seçimi budemokratik iflleyifl temelinde olacakt›r.“Tüm ‹ktidar Halk Meclislerine” fliar›n›nyal›n ifadesi budur.

Bu, kitlelerin kendi yönetim organla-r›n› kendilerinin seçmesi ve kendileriningörevden almas› demektir. Halk Kongre-leri yönetime seçtiklerini yönetimden dealabilme yetikisine sahip olacakt›r. Tersianlay›fl ve uygulamalar kitlelerin kendiöz yönetimlerini kendilerinin oluflturma-

45

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 44: Sınıf Teorisi - Sayı 8

s›ndan sapmad›r. Bu da demokratik biryönetim flekli olmaz.

“Kitlelerden kitlelere” kitle çizgisikitlelerin tüm yönetim kademelerindesöz, karar, yetki ve yönetme sahibi olma-s›ndan baflka bir fley de¤ildir. Kitle çizgi-si bu temel ilke do¤rultusunda iflletilme-di¤i zaman kitleler o iktidara sahip ç›k-maz. Çünkü kendi iradesinin yans›mad›-¤›, kendisinin yönetimde olmad›¤› bir ik-tidara niye sahip ç›ks›n ki? Kitleler ancakkendi üretti¤i, de¤er yaratt›¤› iktidarlarasahip ç›kar. Hele ki kendisinin seçmedi¤ibir yönetime hiç destek olmaz. O zamanmevcut gerici rejimlerle ne fark kal›r ki?Yani kitleler kendi yönetim organlar›n›kendileri seçmedi¤i zaman bu iktidarahalk›n iktidar› denilemez. Bunun içinHalk Meclislerinin seçiminde yukar›danafla¤›ya do¤ru en s›radan bir atamaya da-hi müsaade edilmemelidir. Öncülük veönderlik ad› alt›nda Halk Meclislerineherhangi bir atama yapmak mevcut geri-ci yönetim biçimlerine özgü siyaset tarz›-

d›r. Kitlelerin özgür iradesine darbe vur-makt›r. Bunu ister burjuvazi isterse ko-münist partisi yaps›n hepsinin de özündeyatan anlay›fl bürokratizmdir. Amir me-mur yönetim tarz›d›r. “Kitleler iktidara”slogan›n›n içini boflaltmakt›r. Dahas› ya-lan ve demagojidir. Mao, Kültür Devri-mi’ne neden gerek duydu? Parti içindekikapitalist yolcular› ve bürokratizmi yen-mek için. Dahas› iktidar›n burjuvazinineline geçmesini önlemek için ihtiyaçduydu. Hem de bir kez yetmez, onlarcakez kültür devrimi yapmak flartt›r.

Kitleler kendi yönetim organlar›n›Komünist Partisi’nin istedi¤i flekilde yap-m›yor mu? B›rak›n yanl›fl yaps›nlar. Par-tinin görevi onlar›n iradesine müdahaleetmek de¤il, onlar›n yanl›fl yapt›¤› nokta-s›nda kafas›n› açmak; onlar› ideolojik-politik bak›mdan dönüfltürmektir. Bu bi-linç tafl›man›n yard›m›yla önünde-sonun-da do¤rulara ulafl›r.

Kitlelere “biz sizin ad›n›za politikayap›yoruz, siz sadece çal›fl›n” dünya gö-rüflü ve siyaset tarz› burjuvazinin siyasettarz›d›r. Onlar, kitlelere “politikayla u¤-raflmay›n” diyor. Çünkü onlar için depo-litize olmufl kitleleri yönetmek ve sömür-mek daha kolayd›r. Ama bu durum Ko-münist Partisi için geçerli olamaz. Tamtersine o, kitleleri her bak›mdan daha faz-la politikan›n içine çekmek için özel yön-temler gelifltirmelidir-gelifltirmek zorun-dad›r. “Üreten kitleler yöneten de kitlelerolmal›d›r” ilkesinin teori-pratik diyalek-tik birli¤i içerisinde yürümesinin anahta-r› kitlelerin MLM ideolojiyle flekillenme-siyle do¤ru orant›l›d›r. Bu, kitleler ne ka-dar MLM ideolojiyle donan›rsa o kadarda kendi iktidar›na sa¤lam bir flekilde sa-hip ç›kar demektir. Bu, ayn› zamandapartinin do¤ru mu yanl›fl m› yapt›¤›n›nkitleler taraf›ndan denetlenmesi demektir.Kitlelerin denetimini istemeyen-savun-

46

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

“Kitlelerden kitlelere”kitle çizgisi kitlelerin tüm yö-

netim kademelerinde söz,karar, yetki ve yönetme sahi-

bi olmas›ndan baflka bir fleyde¤ildir. Kitle çizgisi bu te-

mel ilke do¤rultusunda iflle-tilmedi¤i zaman kitleler o ik-

tidara sahip ç›kmaz. Çünkükendi iradesinin yans›mad›¤›,kendisinin yönetimde olma-

d›¤› bir iktidara niye sahipç›ks›n ki? Kitleler ancak ken-di üretti¤i, de¤er yaratt›¤› ik-

tidarlara sahip ç›kar.

Page 45: Sınıf Teorisi - Sayı 8

mayan bir parti gerçek komünist parti de-¤il revizyonist bir parti olur ç›kar. Bir ko-münist parti kendisini ne kadar kitlelerinelefltirel denetimine sunarsa o kadar dado¤ru yolda olur. Kitleler bir partiyi, biryönetimi elefltirmekten korkuyorsa o par-ti ve yönetim do¤ru yolda de¤il demektir.Unutmayal›m ki ne kadar fazla demokra-si olursa o kadar da halk›n kendi kendiniyönetim biçimi egemen olur. Demokrasiço¤unlu¤un yönetimi demekse o haldeço¤unluk olan halk›n da her alanda yöne-time gelmesiyle “Tüm ‹ktidar Halk Mec-lislerine” fliar› yaflam bulur.

Özcesi, “Tüm ‹ktidar Halk Meclisleri-ne” bilinci budur. Bu bilinçten hareket edil-di¤i zaman gelece¤in iktidar› emin ad›m-larla önce sosyalizme, sonra ise komüniz-me do¤ru tafl›nm›fl olur. Bunun için de Ye-ni Demokratik Cumhuriyet Program›n› ön-celikli olarak partililer ve tüm militanlar iç-sellefltirmelidir. Hem de bugünden!

“81) Demokratik Halk Cumhuriyetin-de, Halk Meclisleri, merkezi halklar mec-lisinden bafllay›p bölge, il, ilçe, bucak,köy halk meclislerine kadar indirilecekve her düzeydeki meclisin kendi yönetimorganlar›n› seçmesinde ifadesini bula-cakt›r. Her devrimci s›n›f›n devlet içinde-ki yerine göre do¤ru dürüst temsil edil-mesi, halk iradesinin en do¤ru ifadesinibulmas›, devrimci mücadelelerin do¤ruyönetilmesi ve Yeni Demokratik Cumhu-riyet ruhunun do¤ru bir flekilde dile geti-rilmesi için; millet, milliyet, dini inanç,cinsiyet, mülkiyet ve e¤itim düzeyinin ay-r›m› yap›lmaks›z›n genel ve eflit oy hakk›tan›yan sistemdir.”

Daha önce ifade ettik ki DemokratikHalk ‹ktidar›n›n temel organlar› HalkMeclisleridir. Köyden, il veya bölge yö-netim organlar›na her düzeydeki alan›n

yönetilmesi Halk Meclisleri taraf›ndanyürütülecektir dedik.Ve bu noktalar›n aç›-l›m›n› da yapt›k. Dolay›s›yla ayn› konuüzerinde ayr›nt›lara girmeye gerek yok.

Bu madde içerisinde “her devrimci s›-n›f›n devlet içindeki yerine göre do¤rudürüst temsil edilmesi” ifadesi üzerindeaz›c›k durmak gerek:

Bununla anlamam›z gereken Demok-ratik Halk Devrimi mücadelesi içerisindeyer alan s›n›f ve tabakalar›n devlet yöneti-mi seçimlerinde kendilerini temsil etme-leri gerçekli¤inden öte bu s›n›flara(çeflitlidüzeylerde seçilmeseler dahi) devlet yö-netiminde yer vermek anlafl›lmal›d›r. Ör-ne¤in milli burjuvazi herhangi bir HalkMeclisi seçiminde yönetime seçilemedi.Bu durumda bile o s›n›f› temsil edecek in-sanlara yönetimde yer vermeliyiz. Bu, birköy yönetiminde olabilece¤i gibi il, bölgeyönetimleri için de geçerlidir.

Hiç bir ayr›m gözetmeksizin herkesiçin genel ve eflit oy hakk› ilkesi üzerindedurmaya ise gerek yok. Bu konuda her-hangi bir ayr›mc›l›k ve eflitsizli¤e düfl-mek Demokratik Halk Cumhuriyeti’ninruhundan sapmak demektir. Ne ad›na ya-p›l›rsa yap›ls›n oy hakk› noktas›nda enufak bir eflitsizlik kitleleri bölmektir, on-lar› birbirine karfl› k›flk›rtmakt›r. Birinibüyük görmek iken di¤erini küçümsemekve hakir karfl›lamakt›r. Bu tarz siyaset veyönetim tarz› burjuvazinin yönetim ve si-yaset tarz›d›r. Komünistler bu tarz siya-setlere asla izin vermez ve vermemelidir.Tan›nacaksa bir imtiyazl›l›k o da devrimöncesi gerici sistemler taraf›ndan bask›ve haks›zl›¤a u¤ram›fl millet, milliyet vedini inançlara tan›n›r. Bunun d›fl›nda enufak bir imtiyazl›l›k büyük eflitsizliklerinyarat›lmas› demek olur ki bu da Demok-ratik Halk ‹ktidar›n›n ruhu asla olamaz.

47

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 46: Sınıf Teorisi - Sayı 8

Emperyalist Tekelci Burjuva-zi, Komprador Bürokrat Burju-vazi Ve Büyük Toprak A¤alar›-n›n Denetimindeki Sanayi VeTicari ‹flletmelerin Tümüne ElKonulup Devletlefltirilecek

Programda flunlar›n alt› çizilmektedir:

“82) Büyük bankalar tasfiye edilecek,büyük sanayi ve ticaret iflletmeleri devlet-lefltirilecek, yer alt› yer üstü zenginlikkaynaklar›n›n tümü devletlefltirilecektir.Nitelik bak›m›ndan komprador bürokratkapitalist olan ya da özel kifliler taraf›n-dan yönetilemeyecek boyutta büyük olangiriflimler ister yerli ister yabanc›lara aitolsun devlet taraf›ndan el konularak iflle-tilip yönetilecektir. Yine emperyalist veyabanc› kapitalist devletlere, kompradorbürokrat burjuvazi ve büyük toprak a¤a-lar›na özellefltirme ad› alt›nda peflkefl çe-kilen kamu iktisadi teflekküllerinin tümüdevletlefltirilecektir.”

Ülkemiz adeta sömürge bir ülke duru-muna dönüflmüfl durumdad›r. Dolayl› sö-mürgecili¤i bir kenara b›rakal›m. Yerin-de sömürgecili¤e do¤ru h›zla bir gidiflvar. Bu konulara daha önceki bölümlerdedetayl› de¤indik. Dolay›s›yla ayn› fleyleritekrar etmeyece¤iz.

Ülkede mevcut sanayi montaj sanayi-dir. Yani emperyalizme ba¤›ml› bir sana-yidir. Burada sadece parçalar monte edil-mektedir. Üç önemli sanayi kuruluflundanAlia¤a petrol rafineri, ‹skenderun Demirçelik, Seydiflehir aliminyum tesisleri, gibitesisler ise esasta emperyalist devletlertaraf›ndan iflletilmektedir. Bunun d›fl›nda-ki önemli tesisler ve son y›llarda h›zlan-d›r›lan özellefltirme ile birlikte ülke eko-nomisi emperyalist tekelci burjuvaziyepeflkefl çekildi. Koç, Sabanc›, Eczac›bafl›,Do¤ufl grubu, Uzanlar gibi kompradorla-r›n elindeki sanayi ise esasta emperyalist

tekelci burjuvazi taraf›ndan yönlendiril-mektedir. Bunlar›n elindeki sanayi komp-rador niteliktedir.

Ayr›ca K‹T’lere (Kamu ‹ktisadi Te-flekküller) ait önemli ekonomik kaynak-lar› da emperyalist tekelci burjuvazi birbir sat›n alarak bu devleti ve ülkeyi yerin-den yönetmeyi h›zland›rm›flt›r. Bunlar›nen son örne¤ini ise Tüprafl’›n sat›lmas›oluflturmaktad›r.

Ayr›ca bu gibi ekonomik kaynaklard›fl›nda çok önemli yer alt› yer üstü kay-naklar›n› da emperyalistler ilhak etmifldurumdad›r.

Özcesi, ülkede ba¤›ms›z bir milli sa-nayiden söz etmek mümkün de¤il. Em-peryalist tekelci burjuvazi kompradorlarüzerinden yaratt›¤› montaj sanayiyi dur-durmalar› durumunda ülkedeki tümkomprador iflletmeler balon gibi bir andasönmüfl olacakt›r. Çünkü bunlar fliflirmeve uzaktan yönlendirmeli gerici kapita-lizmdir. Yani bu kapitalizm, kendi iç dina-mi¤iyle ba¤›ms›z bir flekilde geliflen mil-li kapitalizm de¤il, tam tersine emperya-lizme ba¤›ml› geliflmektedir. Ayr›ca bugerici kapitalizm milli kapitalizmin geli-flip büyümesi önünde engellik teflkil eder,onun geliflmesini istemez. Onun geliflme-sini önlemek için her türlü ekonomik vesiyasi bask›lanmay› devreye sokmaktançekinmez. Bu durumu son y›llarda iflaseden, daha do¤rusu iflas ettirilen küçük veorta boy iflletmelere bakarak görebiliriz.

‹flte bizim program›m›zda “el konul-mas› ve devletleflitrilecek” dedi¤imizekonomik kurulufllar bunlar ve büyüktoprak a¤alar›n›n topraklar›d›r. Bu s›n›f-lar›n ve emperyalist tekelci burjuvazininelindeki tüm üretim araçlar›na el konula-cak ve hepsi de devletin mal› olacakt›r.Dolay›s›yla hepsi halk›n hizmetine sunu-lacakt›r.

Tam siyasi ba¤›ms›zl›¤›n yolu ekono-

48

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 47: Sınıf Teorisi - Sayı 8

mik ba¤›ms›zl›ktan geçer. Bu ülke her ge-çen gün daha da sömürgeleflmeye do¤rugidiyorsa bunun temelini hakim s›n›flar›nemperyalistlerle olan ekonomik ba¤›ml›-l›¤›ndan kaynakl›d›r. Ondan ba¤›ms›z tekbir sanayi kuruluflu gösterebilir miyiz?Her büyük çapl› (montajda olsa) sanayikuruluflunun ard›nda emperyalist tekelciburjuvazi vard›r.

K›sacas› ülkemizi siyasi ve ekonomikbak›mdan emperyalizme ba¤›ml› durumagetirmemek için her iki alanda da tam ba-¤›ms›z olmak gerçek ba¤›ms›zl›¤›n ol-mazsa olmaz önflartt›d›r.

Eflit iliflkiler temelinde emperyalist vegerici devletlerle ekonomik ve siyasi ilifl-kiler sürdürmek reddedilmez. Ama bizimreddetti¤imiz ba¤›ml›l›k iliflkileridir.

‹flte bu ba¤›ml›l›¤›n ülkemizdeki sos-yal dayana¤› güçlerin bafl›n› da kompra-dor bürokrat burjuvazi ve büyük topraka¤alar› çekmektedir. Bu s›n›flar emperya-lizmin ülkemizdeki uflaklar›d›r. Emperya-lizmin ülkemizdeki varl›¤› ve geliflmesitamam›yla bu s›n›flar üzerinden sa¤lan-maktad›r. Dolay›s›yla bu s›n›flar›n hemelindeki tüm üretim araçlar›na el konulupdevletlefltirilecek hem de gelece¤in siyasiikitdar›nda yer verilmeyecektir. Bu s›n›f-lar stratejik düflmanlar›m›zd›r. Bu s›n›flariktidardan alafla¤› edilip emperyalizm ko-vulmadan ülkemiz ba¤›ms›z ve demokra-tik olamaz. Bu s›n›flar ve emperyalizm

alt edilmeden ülkedeki yer alt› yer üstüzenginlik kaynaklar› ba¤›ms›z bir flekildeiflletilmeyecektir. Çünkü bu s›n›flar ileri-ci olan üretici güçlerin geliflmesi önündeengellik teflkil eden en gerici güçlerdir.Dolay›s›yla bugünün devrimi ve gelece-¤in iktidar› bu s›n›flar› ve onlar›n dayan-d›¤› emperyalizmi hedeflemek ve ülke-den kovmak zorundad›r. Bunun için desiyasi devrim zafere ulafl›r ulaflmaz sözkonusu uflak s›n›flar›n ve emperyalist te-kelci burjuvaziye ait tüm üretim araçlar›-na el konularak devletlefltirilecektir.

Emperyalist Sermaye Kuru-lufllar›na Olan Tüm Borçlar Tek

Tarafl› ‹ptal Edilecektir!

Program flöyle diyor:

“83) Emperyalist devletlere, dünyabankas›na, OECD, IMF, çok uluslu flir-ketler vb. gibi emperyalist mali sermayekurulufllar›na olan borçlar ve yükümlü-lükler tek tarafl› iptal edilecek, emperya-list tekelci sermayeye ait kapitalist ifllet-melere el konulacak, emperyalistlerin ül-kede bulunan askeri üs vb. kurulufllar›nael konulucakt›r.”

Ülke ne ekonomik ne de siyasi olarakba¤›ms›z de¤il. Kültürel olarak da emper-yalizmin kültür alan› içerisine girilmifltir.Kültür emperyalizmi adeta toplumun her

49

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Daha önceki bölümlerde milli kapitalizm ve milli burjuvazinin yenidemokratik iktidar›n bilefleni oldu¤una dair aç›mlamalarda bulunmufl-tuk. Bu s›n›f›n elindeki ekonomiye devrim sonras› hemen el konulmaya-cak süreç içerisinde el konulacakt›r dedik. fiüphesiz ki bu da zorla ol-mayacakt›r. Tamam›yla ikna ve bar›flç›l yöntemlerle gerçekleflecektir.Bu s›n›fa karfl› do¤ru bir siyaset izlenmesi durumunda, bu s›n›f da kendielindeki ekonomiden vazgeçmifl olacakt›r.

Page 48: Sınıf Teorisi - Sayı 8

taraf›n› sarm›fl durumdad›r. Öyle ki nere-deyse ma¤azalar vb ifl yerlerinin tümü-nün tabelas›na ‹ngilizce isimler yaz›l-makta, diskolar-gazinolar tam bir Ameri-kan barlar› haline getirilmifltir. ‹ngilizcebilmeyenler küçümsenir hale gelmifltir.

Onu da bir kenara b›rak›yoruz: Bu ül-kede daha do¤mayan bebeler, yani annekarn›ndaki bebeler bile emperyalist hay-dutlara borçland›r›lm›fl durumdad›r. Kibu borçlar her geçen gün katlanarak art-maktad›r. Emperyalist haydutlar ülkemizihem ekonomik hem de mali (para) ba-k›mdan ba¤›ml› hale getirmifltir. IMF,OECD ve Dünya Bankas› gibi mali ser-maye kurulufllar› bebelerimizi dahi borç-land›rm›flt›r. Hem de milyarlarca. Her ta-raf› ya¤malayan bu haydutlar ifli daha daileri götürerek devletin ekonomik ve ma-li politikalar›n› da denetler duruma gel-mifltir. Her yeni hükümet IMF’ye hizmet-te kusur etmeyeceklerinin yeminini ede-rek iflbafl›na gelmektedir-getirilmektedir.IMF memurlar› bir tahsildar gibi ekono-mik ve mali politikalar› denetlemektedir.Sözümüzü fazla uzatmayal›m: Bu ülkehakim s›n›flar taraf›ndan Osmanl›n›n1860’lar sonras› durumuna dönüfltürül-müfltür. IMF memurlar› 1880’lerin Du-yun-u Umumiye (devlet içinde devlet)görevini yürütmektedir. ‹fl olsun veyapropaganda olsun diye ülke sömürgelefl-mifl demiyoruz.

Ülkeyi bu duruma getiren kim? Hiçkuflkusuz ki ülkeyi yöneten gerici ege-men s›n›flard›r, emperyalistlerdir. Yerliuflaklarla emperyalist devletler birlikteülkeyi her bak›mdan talan etmifl, kundak-taki bebeleri dahi ili¤ine kadar emip sö-mürmektedirler.

‹flte ülkemizin tüm halk›n› baflta dabebeleri bu canavarlardan kurtarmak içinonlara ödenecek bir kurufl borcumuz yok-tur diyoruz. Tam tersine onlar bize borç-ludur. Yüz y›llard›r emekçi halk›m›z›n

kan›n› ve terini ucuz bir flekilde emmek-tedirler. Hem ucuz bir flekilde sömürü-yorlar, hem de kundaktaki bebeleri borç-land›r›yorlar.

Daha önceki madde de belirtti¤imizgibi sadece borçlar› tek tarafl› iptal et-mekle yetinmeyece¤iz, onlar›n kapitalistiflletmelerine de el koyaca¤›z. Ülkemiz-den bu sömürgen güçleri kovaca¤›z. On-lara halk›m›z› sömürmeleri ve bask› alt›-na almalar› için bir kar›fl toprak dahi ver-meyece¤iz.

K›sacas›, sözügeçen emperyalist ser-maye kurulufllar› ve tekellerin ülkemizisömürmesine hiç bir flekilde müsaadeedilmeyecektir.

Halktan Gizli Hiçbir AntlaflmaYap›lmayacak Ve Bugüne KadarYap›lan Tüm Gizli Antlaflmalar

‹se Halka Aç›lacakt›r!

Program, ayn› madde alt›nda baflkadevletlerle yap›lacak antlaflmalara iliflkinflu önemli noktan›n alt›n› çiziyor:

“TC döneminde imzalanan tüm gizliantlaflmalar iptal edilip halka aç›lacakt›r.Demokratik Halk Cumhuriyeti’nde içeri-¤i ne olursa olsun halktan gizli antlaflmayapmayacak, imzalanan tüm antlaflmalarmerkezi halk meclisinin onay›ndan geçi-rilecektir.”

Bilindi¤i gibi mevcut devlet ve onunhükümetleri baflka devletlerle gizli ant-laflmalar yapmaktad›r. Zaten hiçbir ant-laflmay› halka dan›flarak yapm›yorlar.Yapmad›klar› gibi bir ço¤unu da gizliyapmaktad›rlar. Özellikle de emperyalistdevletlerle birçok gizli ve karanl›k antlafl-malar yapmaktad›rlar.

Bu siyasete niye baflvuruyorlar? Ne-deni bellidir! Halk›n ç›karlar›na ayk›r›karar almalar›d›r. Halk›n bu kararlara tep-

50

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 49: Sınıf Teorisi - Sayı 8

ki göstereceklerini bildikleri için kapal›kap›lar ve masa bafllar›nda gizli antlaflmayapmaktad›rlar. Halk›n ve uluslar›n kendikaderini masa bafl›nda pazarlad›klar› içingizli antlaflmalar yap›yorlar. Ço¤u kezkendi parlemantolar›nda da bu gibi gizlioturumlar yapmaktad›rlar. Hatta bu gizlioturumlarda konuflulanlar› on y›l gibi birsüre kamuoyuna açmay› önlemek için ya-sak bile koymufllard›r. Fakat DemokratikHalk Cumhuriyeti döneminde böyle ya-p›lmayacakt›r. Programda da alt› çizildi¤igibi d›fl siyaset bak›m›ndan devleti vetoplumu ilgilendiren hiçbir politik antlafl-ma gizli yap›lmayacakt›r. Tam tersine bugibi antlaflmalar Merkezi Halk Meclisi-nin onay›ndan geçtikten sonra gerçekle-flecektir. E¤er bu meclis onay vermezse ozaman hiçbir antlaflma yap›lmayacakt›r.Demokratik Halk Cumhuriyeti’ni yönet-menin bilinci budur. Bunun d›fl›ndaki po-litikalar Demokratik Halk ‹ktidar›n›n po-litikas› olamaz. Halks›z bir antlaflma geri-ci iktidarlar›n devleti yönetme ve yönlen-dirme siyasetidir. MLM’ler bu türden ge-rici siyaset tarzlar›na ihtiyac› yoktur veolamaz. Proletarya devletinin halktangizli sakl›s› olamaz. Bunu savundu¤u za-man o proletaryaya ihanet etmifl olur. Ozaman neden niçin devrim yap›yoruz ki?Yani halktan gizli antlaflmalar yapmay›savunan bir parti ve iktidar anlay›fl› mev-cut gerici devletlerin çizgisinden baflkabirfley olmaz. Halks›z yönetim halk›n ik-tidar› olamaz. Bizim halk› kand›rarak,gerçekleri onlardan gizleyerek siyasetyapmaya ihtiyac›m›z yoktur. Gerçeklerhalktan gizlenerek halk ad›na yap›lamaz.Biz burjuva politikac›s› de¤iliz ki kendiç›karlar›m›z için halk› kand›ral›m. Herfley halk›n ç›karlar› için diyorsak o zamanhalks›z hiçbir antlaflma yap›lamaz. Halkayalan söyleyenler ve halktan gizli siyasetyapanlar olsa olsa ya burjuvazi ya daonun ideolojisinden etkilenmifl küçükburjuvazi olur.

Ülkemizdeki mevcut düzen partileri-ne bakal›m. Yalan ve demagoji üzerine si-yaset yapt›klar› için bir seçim, bilemediniki seçim sonras› hükümete gelemiyor,dahas› parlementoya milletvekili bilegönderemez duruma geliyorlar. Yani ya-lan flatolar›n›n ömrü en fazla sekiz y›l sü-rüyor. Ama onlar yalan söylemek zorun-dad›rlar. Çünkü onlar gerçekleri halka an-latt›klar› zaman bir gün dahi orada dura-mazlar. Ancak umut tacirli¤i yaparakayakta durabiliyorlar. Bu ömürlerininuzunlu¤unun esas nedeni ise halk›n do¤-ru bir politik önderlikten yoksun oluflun-dan kaynakl›d›r. Ki halk›n bir dönem bi-rini, bir baflka dönem ise di¤er birini ter-cih etmesinde bafl faktör onun örgütsüz-lü¤üdür. Yoksa umut tacirlerinin yalanla-r› fazla para etmez.

Bundand›r ki MLM parti ve bireylerhalk›n ç›karlar›na ters düflen hiç bir siya-set tarz›n› benimsemez. Çünkü onlar s›n›fve halk›n ç›karlar› ad›na yola ç›km›flt›r.Dolay›s›yla onlars›z bir politikan›n da al-t›na imza atmaz-atamaz. Hatal› politika-lar izledikleri zaman ise bunun özelefltiri-sini zaman›nda yapmak zorundad›rlar.Yoksa t›pk› burjuva partileri gibi onlar dagerici birer parti olup ç›karlar.

K›sacas›, program›m›z net ve aç›kt›r.Halka ra¤men hiç bir antlaflman›n alt›naimza at›lmayacakt›r. Ve bugüne kadarTC’nin yapm›fl oldu¤u tüm gizli antlafl-malar da bir bir deflifre edilerek halkaaç›klanacakt›r.

Toplumsal Ekonominin ÖnderGücünü Devlet Eliyle GelifltirilenSosyalist Ekonomi Oluflturacakt›r

Yeni Demokratik Cumhuriyeti’mizinekonomisini flu üç sac aya¤› oluflturacakt›r:

Devlet sektörü, özel sektör ve koope-ratif sektörü.

51

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 50: Sınıf Teorisi - Sayı 8

Konuya iliflkin program flunlar›n alt›-n› çizmektedir:

“84) Devlet giriflimleri sosyalist nite-li¤e sahip olacak. Bu, ayn› zamanda bü-tün toplumsal ekonominin önder gücünüyaratacakt›r. Ancak bu cumhuriyet kapi-talist (milli) özel mülkiyete el koymaya-cak ve halk›n geçim koflullar›na hükmet-meyen kapitalist üretimin geliflmesine en-gel olmayacakt›r. Bu cumhuriyetin eko-nomisi; devlet sektörü, özel sektör ve ko-operatif sektöründen oluflacakt›r.”

Sosyalist nitelikten ne anlamal›y›z?

Bundan gerek devletin elindeki ge-rekse devlet eliyle gelifltirilen ekonomi-nin kiflinin özel mülkiyetinde de¤il tümtoplumun mülkiyetinde olmas› anlafl›l-mal›d›r. Bütün ekonominin önder gücü-nü oluflturmas› gerçekli¤i de bu toplu-masl mülkiyet karakterinden kaynakl›-d›r. Bilinir ki kooperatifçilik ve milli ka-pitalizm özel mülkiyetin iki türüdür. ‹fltedemokratik iktidar ve sosyalizmin bellibir aflamas›nda bu iki tür özel mülkiyetiliflkisine de son verilecektir. Tabii ki budurum ad›m ad›m gerçekleflecektir. He-def bireysel mülkiyetten kolektif mülki-yete geçifltir. Sosyalizmin temel ilkesin-de kapitalist mülkiyete yer yoktur. Baz›istisnai dönemler hariç. Bu dönem bo-yunca, özellikle de belli bir aflamadansonra tüm mülkiyet biçimi kolektif mül-kiyet (toplumun) biçimine dönüflecektir.Süreç içerisinde milli burjuvazinin elin-deki mülkiyet devlet mülkiyetine, ko-operatif elindeki mülkiyet ise, bir baflkadeyiflle emekçi halk›n elindeki özel mül-kiyet ise kolektif mülkiyete dönüflecek-tir. Yani kolhozlara dönüflecek. Kolhoz-larda hiç bir özel mülkiyete izin yoktur.Herkes eflittir. Ama kooperatif örgütlen-mesinde eflitsizlik vard›r. Emekçi halk›nözel mülkiyeti söz konusudur. ‹flte sos-yalizmin ortadan kald›rmay› istedi¤i birmülkiyet biçimi de bu emekçi halk›n

özel mülkiyet örgütlenmesinin bir biçimiolan kooperatifçili¤in kald›r›lmas› ola-cakt›r. Spekülasyonlara meydan verme-mek için milli kapitalizm üzerinde az›c›kda olsa durmakta fayda görüyoruz:

Daha önceki bölümlerde milli kapi-talizm ve milli burjuvazinin yeni demok-ratik iktidar›n bilefleni oldu¤una dairaç›mlamalarda bulunmufltuk. Bu s›n›f›nelindeki ekonomiye devrim sonras› he-men el konulmayacak süreç içerisinde elkonulacakt›r dedik. fiüphesiz ki bu dazorla olmayacakt›r. Tamam›yla ikna vebar›flç›l yöntemlerle gerçekleflecektir. Bus›n›fa karfl› do¤ru bir siyaset izlenmesidurumunda, bu s›n›f da kendi elindekiekonomiden vazgeçmifl olacakt›r. Çünküdemokratik iktidar ekonomik ve sosyalalanda önemli geliflmeler kaydetti¤inde,yani toplumun ekonomik ve sosyal yafla-m›nda ileriye do¤ru geliflmeler kaydedil-di¤inde o zaman milli burjuvazinin elin-deki ayr›cal›kl› ekonominin de pek hük-mü kalmayacakt›r. Öyle ki halk›n refahdüzeyi genel olarak ayn› olacakt›r. Bu dasosyalizme geçifl ve onu takip eden sü-reçte ad›m ad›m tüm eflitsizlikleri orta-dan kald›rmaya yönelik olacakt›r. Sosya-lizm döneminde, özellikle de ilk aflama-s›nda baz› eflitsizlikler olacakt›r. Örne¤ineme¤in özel mülkiyeti, köy ile kent, ka-fa ile kol, yönetenle yönetilen aras›ndakieflitsizlik ve çeliflkiler gibi. Ama bu eflit-sizlik üretim araçlar›n›n özel mülkiyetifleklinde kendisini göstermeyecektir.Çünkü buna yasal olarak müsaade edil-meyecektir.

Ki demokratik devrim sonras› prole-tarya ile burjuvazi aras›ndaki çeliflkininbafl çeliflki haline gelmesinin gerçekli¤isadece ideolojik düzlemde de¤il, s›n›fsaldüzlemdedir de. Bunun ilk ekonomik vesiyasi aya¤›n› milli kapitalizm ve milliburjuvazi oluflturacakt›r. Milli burjuvazi-nin ekonomik ve siyasi örgütlenme bak›-

52

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 51: Sınıf Teorisi - Sayı 8

m›ndan tasfiye edilmesi proletarya ileburjuvazi aras›ndaki çeliflkinin bafl çelifl-ki olmas› gerçekli¤ini ortadan kald›rmaz.Bu, sadece iflin bir boyutunu oluflturur.Di¤er önemli boyutu ise sosyalizm süreciboyunca bu çeliflkinin devam etmesioluflturacakt›r. Yani s›n›f mücadelesi yinedevam edecektir. Tabii ki bir devrim ön-cesi gibi de¤il. Mümkündür ki bu zamanzaman fliddete de dönüflecektir. Çünkü ik-t i d a r › n ›kaybedengeçmifl ge-rici s›n›flarbofl durma-y a c a k t › r .Her an herdakika ikti-dar› yeni-den ele ge-çirmek içinf›rsat kolla-yacaklard›r. Dolay›s›yla s›n›f mücadelesi-nin görevleri hiç bir zaman küçümsene-mez. S›n›f mücadelesini ve devletin var-l›¤›n› sadece d›fl emperyalist güçlere kar-fl› mücadeleye indirgemek anlay›fl› MLMbir anlay›fl olamaz.

Haz›r yeri gelmiflken eme¤in özelmülkiyeti konusuna aç›kl›k getirmeye ça-l›flal›m:

Öncelikle bu söylemden üretim araç-lar›n›n özel mülkiyeti anlafl›lmamal›d›rvurgusunu yapmak istiyoruz. Bundan an-lafl›lmas› gereken kiflinin gerek demokra-tik cumhuriyet, gerekse sosyalizm döne-minde eme¤iyle elde etti¤i para vb. fleyleranlafl›lmal›d›r. Elde etti¤i parayla üretimaraçlar› üzerinde mülk edinmesine müsa-ade edilmeyecektir, ama kendi gereksin-melerini karfl›layacakt›r. Buradaki çelifl-kiyi flöyle bir örnekle somutlayabiliriz:Ayn› ifl kolunda iki iflçi çal›flm›fl olsun,bunlardan birinin çocuklar› olsun di¤eri-nin ise olmad›¤›n› düflünelim. ‹flte bu ger-

çeklikten hareketle çocuk sahibi olan biriflçi eme¤iyle elde etti¤i paralar›n bir k›s-m›n› çocuklar›n›n baz› giderlerine (ufakçapl› da olsa) harcarken, di¤eri harcama-dan biriktirmifl olacakt›r. Ya da a¤›r ifl ko-lunda çal›flanlara verilen ücretle daha ha-fif ifl kolunda çal›flana verilen ücrettekifarkl›l›¤› düflünelim. ‹flte eme¤in özelmülkiyeti dedi¤imiz fley budur. Ki bu du-rum sosyalizm dönemi boyunca devam

edecektir.Bu tür ko-nular dahaderinliklive kap-saml› tar-t ›fl › lmas›g e r e k e nö n e m l ikonu la r -d›r. fiim-dilik bu

kadarl›k aç›mlama yeter deyip geçiyoruz.

Milli kapitalizme halk›n geçim koflul-lar›na hükmetmeyecek flekilde müsaadeedilecektir sözünden ise flu anlafl›lmal›-d›r: Bu sektörü elinde bulunduranlar›nafl›r› kar elde etmelerine ve büyük sanayi-yi elinde bulundurmalar›na müsaade edil-meyecektir. K›smi kar elde etmelerinemüsaade edilecektir. Bu, devlet kontro-lüyle kapitalizmin gelifltirilmesi temelin-de ifllev görecektir. Yani proleter devletiktidar›n›n denetiminde. Yoksa eski türdebir kapitalizme izin verilmeyecektir. T›p-k› Sovyetlerdeki NEP (Yeni EkonomikPolitika) politikas› gibi devlet eliyle kapi-talizmin geliflmesi süreci iflletilecektir.Lenin bu politikay› 1921’in sovyetlerindeSosyalist iktidar sürecinde bafllatm›flt›r.1953 y›l›nda Çin’deki devlet kapitalizmi-ne iliflkin flunlar›n alt› çizilmektedir:

“Bugün Çin’deki kapitalist ekonomi,büyük bir bölümü Halk Hükümtenin de-netiminde bulunan, devlet mülkiyetindeki

53

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Devrim sonras›, hatta kurtar›lm›fl bölgeler döne-minde köylük bölgelerde kooperatif kurmaya a¤›r-l›k verilmelidir. Kooperatifçilik üzerinden ülke eko-nomisine büyük katk›lar sa¤lanaca¤› ortadad›r. fiuanda kurulan kooperatiflerin ço¤unlu¤una hakimolan kesim daha çok zengin köylülerdir. Devrim dö-neminde kurulacak kooperatiflere ise zengin köylü-lü¤ün hakim olmas› önlecektir.

Page 52: Sınıf Teorisi - Sayı 8

sosyalist ekonomiyle çeflitli biçimlerdeba¤lant›l› olan ve iflçiler taraf›ndan de-netlenen bir kapitalist ekonomidir. S›ra-dan bir kapitalist ekonomi de¤il, kapita-list ekonominin özel bir türüdür, baflkabir deyiflle yeni türden bir devlet kapita-lizmi ekonomisidir. Bu ekonominin varl›knedeni esas olarak kapitalistlere kar sa¤-lamak de¤il, halk›n ve devletin ihtiyaçla-r›n› karfl›lamakt›r. Evet, iflçiler taraf›n-dan yarat›lan kar›n bir bölümü kapita-listlere gitmektedir, ama bu yaln›zca kü-çük bir bölümüdür, bütünün dörtte birikadard›r. Geri kalan dörtte üçü iflçileriçin(refah fonu biçiminde), devletiçin(gelir vergisi biçiminde) ve üretimkapasitesinin art›r›lmas› için (bunun kü-çük bir bölümü kapitalistlere kar sa¤la-maktad›r.) yarat›lmaktad›r. Dolay›s›yla,bu yeni türden devlet kapitalizmi ekono-misi çok büyük ölçüde sosyalist bir nite-lik kazanmakta ve iflçilerin ve devletinyarar›na ifllemektedir.”(abç) (Mao. Seç-

me Eserler. Cilt;5-Sf;110)

Bizim milli ve ayn› zamanda devletkapitalizmi konusunda savunduklar›m›z-savunacaklar›m›z da budur.

Kooperatif Sektörü:

Kooperatifçilik özel mülkiyete dayal›emekçi köylülü¤ün ekonomik planlama-s›d›r.

Devrim sonras›, hatta kurtar›lm›fl böl-geler döneminde köylük bölgelerde ko-operatif kurmaya a¤›rl›k verilmelidir. Ko-operatifçilik üzerinden ülke ekonomisinebüyük katk›lar sa¤lanaca¤› ortadad›r. fiuanda kurulan kooperatiflerin ço¤unlu¤u-na hakim olan kesim daha çok zenginköylülerdir. Devrim döneminde kurula-cak kooperatiflere ise zengin köylülü¤ünhakim olmas› önlecektir. Ama zenginköylülük de üye olabilir. Hiç kuflkusuz ki

kooperatifçilik emekçi köylülü¤ün eko-nomisinin planlanmas›d›r. Bu genel eko-nomik plan çok kapsaml› olmal›d›r. Buekonomik plan dahilinde “yan üretiminyap›lmas›, el sanatlar›n›, çeflitli ekonomikgiriflimleri, çok hedefli giriflimleri, çevre-deki topra¤› tar›ma elveriflli hale getirme-yi, nüfus hareketlerini, ikmal ve pazarla-ma kooperatiflerini, kredi kooperatifleri-ni, bankalar› ve tekni¤i yayg›nlaflt›rma is-tasyonlar› vb. hem de ç›plak da¤lar›n veköylerin a¤açland›r›lmas›n› kapsar.”Bunlar daha da geniflletilebilinir. Buradaaslolan emekçi köylülükle yard›mlaflmave onlar›n ekonomisini planlamad›r. Tabiibir yandan bu ekonomik planlamay› ya-parken ama öte yandan köylülü¤ü her ba-k›mdan ideolojik-siyasi ve kültürel e¤iti-me tabi tutmak flartt›r. Yoksa sosyalizmegeçiflte zorlan›rlar. Dahas› köylülü¤ün ka-fas› ideolojik ve siyasi olarak dönüflümü-ne önem verilmedi¤i zaman bu mülkiyet-çiliklerinden dolay› sosyalizme karfl› du-rabilirler. Hiç kuflkusuz ki bu durum sa-dece köylülük için geçerli de¤il. Tüm s›-n›f ve tabakalar için geçerlidir. Ama biriflçi s›n›f›yla bir köylülü¤ü k›yaslad›¤›-m›zda, özellikle de orta ve zengin köylü-lü¤ün devrim sonras› yalpalamas› kendi-sini daha çok gösterece¤i aflikard›r.

Görev bu kooperatif sektörünü, birbaflka deyiflle köylülü¤ün ekonomik plan-lamas›n›n bir ürünü olan kooperatifçiliksektörünü kolektif mülkiyete (tüm toplu-mun mülkiyeti) dönüfltürmektir. Tabii kibu da süreç içerisinde ad›m ad›m gerçek-leflecektir. Kolektif mülkiyette özel mül-kiyete yer yoktur. Kolektif mülkiyet top-lumun tümünün mülkiyetidir. Yani sov-yetlerdeki kolhozlard›r.

Özcesi, Yeni Demokratik Cumhuriyetdöneminde bu üç ekenomik sektör devamedecektir. Fakat sosyalizme ad›m ad›mgeçiflle birlikte kooperatif ve kapitalistsektör, baflta da milli kapitalizme dayal›

54

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 53: Sınıf Teorisi - Sayı 8

sektör ortadan kald›r›lacakt›r. O durumdasanayide yine solhozlar (sosyalist nitelik-li devlet mülkiyeti), köylülük alanda isekolhozlar fleklinde ekonomik planlamayap›lacakt›r.

“Toprak ‹flleyenindir” ‹lkesindenHareketle Büyük Toprak A¤alar›-n›n Topraklar›na El Konulacakt›r!

“Toprak ‹flleyenindir” fliar›na uygunProgram›n 85.maddesinde flu vurgularyap›lmaktad›r:

“85) Büyük toprak a¤alar›n›n toprak-lar›na el konulacak ve topraklar “toprakiflleyenindir” ilkesine uygun bir flekildeyoksul köylüler ve tar›m iflçileri baflta ol-mak üzere köylülere da¤›t›lacakt›r. Köy-lük bölgelerdeki zengin köylü ekonomisi-ne esasta dokunulmayacak, bunlar›n ihti-yaç fazlas› devletlefltirilecektir. Ayr›cadevletin mülkiyetinde olup da iflletilme-yen tar›ma elveriflli bütün araziler üze-rinde sosyalist nitelikte devlet üretim çift-likleri kurulacakt›r.”

Büyük toprak a¤alar›n›n topraklar›nael konulmas› için ülke çap›nda iktidar›nele geçirilmesi beklenmeyecek. Bu, bu-günden bafllayarak ad›m ad›m gerçeklefl-tirilecektir. Özellikle de kurtar›lm›fl böl-geler ve k›z›l siyasi iktidarlar dönemindedevrim sonras› yap›lacak görevler veplanlar›n ço¤unlu¤u gerçeklefltirilmiflolacakt›r. Bir baflka ifadeyle büyük top-rak a¤alar›n›n topraklar›na el koyma veyoksul köylü ve tar›m iflçilerine da¤›t›mgörevini yerine getirmek için devrim son-ras› beklenmeyecektir.

Türkiye-Kuzey Kürdistan’da toprakdevriminin gerçekleflmedi¤ini, köylülü-¤ün toprak sorununun çözülmedi¤i, 10-15büyük toprak a¤as›n›n milyonlarca yoksulköylünün s›rt›ndan geçindi¤ine dair önce-

ki bölümlerde de¤inmifltik. ‹flte bu devri-min ana gücünü yoksul köylülük olufltur-maktad›r. Yani toprak devrimi özündeyoksul köylülerin toprak sorununu çöz-mek demektir. Proletarya önderli¤indekidemokratik devrimlerin özünü toprak dev-rimi oluflturur. Burada çeliflkinin odaknoktas›n› ise yoksul köylülükle büyük top-rak a¤alar› aras›ndaki çeliflki oluflturmak-tad›r. Yoksul köylülük denilince akla top-raks›z köylü gelir-gelmelidir.

Zengin köylü mülkiyetine dev-rim aflamas›nda esas olarak

dokunulmayacak

Bu noktay› biraz açal›m:

Zengin köylülü¤ün devrimimizinmüttefiki oldu¤unu gerek programda ge-rekse daha önceki yaz›lar›m›zda vurgula-m›flt›k. Köylülü¤ün bu tabakas› feoda-lizm, kompador kapitalizm ve emperya-lizm taraf›ndan sömürülüp bask› alt›ndatutulmaktad›r. Bu tabaka ekonomik ve s›-n›fsal bak›mdan köy milli burjuvazisini(orta) meydana getirmektedir. Buna kü-çük toprak a¤alar› da dahildir. Bu tabakat›pk› flehir milli burjuvazisi gibi kaypak-t›r. Sol ve sa¤ kanada ayr›l›r. Sol kanad›devrimci iken sa¤ kanad› karfl›-devrimci-dir. Devrimimizin gerçek müttefiki ise busol kanatt›r. Sa¤ kanad› ancak fiili iflgalkoflullar›nda devrime kat›l›r. Daha öncekikonu bafll›klar› alt›nda milli burjuvazi vemilli kapitilazme karfl› nas›l bir siyaset iz-leyece¤imiz hususunu açm›flt›k. Dolay›-s›yla ayn› siyasetimiz zengin köylülükiçin de geçerlidir. Bu tabakan›n “‹htiyaçfazlas› mülkleri devletlefltirilecektir” tes-pitimiz de buna dayanmaktad›r. Dahaaç›k bir deyiflle bu tabakan›n afl›r› derece-de özel mülk edinmesine müsaade edil-meyece¤i gibi elindeki mülklerden ihti-yaç fazlas› topraklar› ve üretim araçlar›

55

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 54: Sınıf Teorisi - Sayı 8

devletlefltirilecektir. Sosyalizm aflamas›-na geçiflle birlikte zengin köylü ekonomi-si devlet ad›na el konularak topulumunmal› haline getirilecektir.

K›sacas›, milli burjuvazi için uygula-d›¤›m›z siyaset zengin köylülük için degeçerlidir.

Halk Kendi Kendisinin

Egemeni Olacakt›r:

Program›m›z Yeni Demokratik ‹kti-dar döneminde halk kendi kendisininegemeni olacakt›r diyor. Kendi yönetici-lerini onlar seçecek, onlar görevden ala-cak diyor. Programda bu konudaki siya-set flöyle özetlenmifltir:

“86) Halk›n mutlak egemenli¤i halktaraf›ndan seçilen ve her an halk taraf›n-dan görevden al›nabilir olan MerkeziHalk Meclisi temsilcilerine ait olacakt›r.”

Bu, ne demektir?

Bu, halk›n kendi kendisini yönetmesidemektir. Baflkalar› onlar› yönetmeye-cektir. Halk kendi iktidar›na kendisi seç-ti¤i yönticileri istedi¤i zaman alacak de-mektir. Bu, halk taraf›ndan seçilmiflleribaflkalar› halk ad›na görevden alamaya-cak demektir. Her düzeyde seçilenlerinayn› düzeydeki meclis taraf›ndan görev-den al›nabilirli¤ini program net bir flekil-de ortaya koyuyor. Köydekini köy halkmeclisi, ildeki ve daha yukar›dakileri iseo düzeydeki Halk Meclisleri göreve seç-ti¤i gibi görevden de onlar alacakt›r.

‹flte halk›n gerçek demokratik yöneti-mi de ancak böyle infla edilir ve sa¤lan›r.Hiç bir gerici burjuva ve feodal iktidardöneminde bu tür demokrasi yoktur veolamaz. Gerici sistemlerde göstermelikseçimler var. Hepsi de halk› kand›rmakve sermayelerine sermaye katmak için

yap›lmaktad›r. Parlementolar› tam birmaskedir. Bütün önemli politik-ekono-mik kararlar perde arkas›ndan al›n›r. Veparlemento onun yasal noteri olarak ifllevgörür. Burjuvazi ifline gelmedi¤i zamanbu parlementolar› dahi kapat›r. Ama hal-k›n iktidar›nda öyle olmayacakt›r. De-mokratik Halk Cumhiriyeti’nde bu tür-den parlemento olmayacakt›r. Onlar›n enüst karar mekanizmas› Merkezi düzeyde-ki Halk Meclisidir. Fakat bu meclis yuka-r›dan afla¤›ya do¤ru atama yöntemiyle altmeclis organlar› oluflturamayacakt›r. Bu-na müsaade edilmeyecektir. Her birimde-ki Halk Meclisi buna kendi karar vere-cektir. Onun seçtikleri o alan iktidar›n›nyöneticisi olacakt›r. Baflkalar› de¤il. De-mokratik seçim ve yönetim anlay›fl›n›nözü budur. Bunun d›fl›ndaki siyaset veyöntemler anti-demokratiktir ve gericiyönetim flekilleridir.

Bu gerici sistemlerin öylesine gericive faflist yönetim anlay›fllar› vard›r ki birmuhtar, bir belde belediye baflkan›n› dahiistedi¤i zaman en üstten bir kararla gö-revden alabiliyorlar. Seçim yöntemleridemokratik olmad›¤› gibi pek tabii ki gö-revden alma yöntemleri de demokratikolamaz. Ama halk iktidar›nda kim seç-miflse o görevden alacakt›r. Bunun d›fl›n-daki yönetim anlay›fllar› halk›n kendiegemenli¤i de¤il, bir avuç az›nl›k olan fe-odal burjuvazinin ço¤unluk üzerindekigerici e¤emenli¤idir. Ki bu anti-demokra-tik yönetim biçimlerinin hepsi gerici ol-du¤u gibi kimileri ise gericili¤in en üstbiçimi olan faflizmdir. Tüm bunlardan ha-reketle de halk›m›za flunu diyoruz: Mev-cut faflist diktatörlü¤ün alt edilmesi ancakYeni Demokratik Cumhuriyet program›-n›n iktidara gelmesiyle olur. Di¤er prog-ramlar faflist diktatörlü¤ün gerçek alter-natifi olamaz. Olsa olsa belli bir düzeyeve aflamaya kadar olur. Bununla kast›m›z,küçük ve orta burjuva parti programlar›-

56

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 55: Sınıf Teorisi - Sayı 8

d›r. Yoksa feodal burjuva partilerin prog-ramlar›n›n hepsinin özü ayn›d›r. Düzenpartileri ve di¤er orta burjuva partilerininprogram›n› bir kenara b›rak›yoruz. Mark-sist etiketli küçük burjuva partilerin prog-ram›nda dahi, özellikle de sosyalist devri-mi savunan ak›mlar›n programlar›nda kü-çük burjuvazi ve milli burjuvazinin dev-rimci kanad›na kurulacak iktidarda yervermemektedirler. Emekçilerin iktidar›deyip iflin içinden ç›k›yorlar. Bu emekçi-ler sadece iflçi s›n›f› m›? Bu söyleme han-gi s›n›flar girmektedir? Toptanc› bir man-t›kla emekçi, iflçi deyip köylülü¤ün veküçük burjuvazinin devrimdeki rolünüinkar ediyorlar. Halk›m›z ve okurlar›m›zküçük burjuva ak›mlar›n parti program-larn› aç›p okudu¤unda bu programlar›npartimizin program›yla ne kadar farkl› birnitelikte oldu¤unu anlam›fl olacakt›r. Buküçük burjuva parti programlar›n›n sade-ce iflçi s›n›f›na yönelik oldu¤u netlikleanlafl›lm›fl olacakt›r.

Bu küçük burjuva partilerin bir kesi-mi ise halk deyip halk kavram›n› belirsiz-lefltirmektedir. Bu halk kavram›nda hangis›n›f ve tabakalar var, sorusunda netlikyok. Onlara göre ülkemizde milli burju-vazi diye bir s›n›f yoktur. Ne Türk ne deKürt milli burjuvazisi vard›r. Onlar, s›n›fve tabaka olarak sadece tekelci burjuvazi,küçük burjuvazi, köylülük ve proletarya-dan sözetmektedirler. Bu tespitleriyle b›-rakal›m Türk orta (milli) burjuvazisinigörmezlikten gelmelerini, Kürt ulusalburjuvazini dahi görmezlikten gelmekte-dirler. Öyle ya bugüne kadar (PKK’dedahil) meydana gelen Kürt ulusal müca-delesine küçük burjuvazi veya kendi söy-lemleriyle Kürt “iflbirlikçi burjuvazisi”önderlik etmifltir. Sözde s›n›fsal tahlil ya-p›yorlar, ama özünde yapt›klar›, s›n›flar›birbirine kar›flt›rmakt›r. ‹deolojik kaosiçerisindedirler. Kürt ulusal sorunu vePKK’yi yanl›fl tahlil etmelerinin ideolojik

arkaplan›nda yatan nedenlerden birisi debu anlay›fllar›d›r. Bu tür anlay›fla sahipolanlar daha çok Mahir Çayan çizgisinisavunan THKP/C kökenli küçük burjuvaak›mlard›r.

Ki bütün küçük burjuva ak›mlar ulu-sal sorun konusunda oportünist tesbitleresahiptir. Ayn› hatal› tesbitleri ulusal (orta)burjuvazi konusunda da kendisini göste-riyor. Bu dar oportünist anlay›fllar› Kürtulusal hareketini de¤erlendirirken kimizaman sa¤ (ço¤u zaman böyle gösteriyor)kimi zaman ise sol bir flekilde kendisinid›fla vuruyor. Gerek Türk, gerekse Kürtulusal burjuvazisinin kendileri gibi dü-flünmesi ve hareket etmesini bekliyorlar.Türk ulusal burjuvazisi konusunda sol,Kürt ulusal burjuvazisine yaklafl›mda iseço¤u kez sosyal floven ve sa¤ s›n›f iflbir-likçi bir tutum tak›nmaktad›rlar. Konu-muzu fazla da¤›tmadan toparlayal›m.

Programda da ifade edildi¤i gibi “hal-k›n mutlak egemenli¤i” ancak halk›n ken-di yöneticilerini kendilerinin seçip kendile-rinin görevden almas›yla mümkün olur.Gerçek demokratik iktidar ve demokrasibilinci bundan baflkas› olamaz!

Her Seçmenin Tüm Temsili Ku-rumlara Seçilme Hakk› Vard›r

Önce program›n dediklerini aktaral›m:

“87) Gerek merkezi halk meclisinegerekse tüm yerel halk meclisi organlar›-na seçimlerde 18 yafl›na basm›fl kad›n-er-kek tüm vatandafllar için genel, eflit vedo¤rudan oy hakk› tan›nacakt›r. Seçim-lerde gizli oy aç›k say›m ilkesi uygulana-cakt›r. Her seçmene tüm temsili kurumla-ra seçilme hakk› tan›nacakt›r.”

Program›m›z› tüm burjuva ve gericiporgramlardan ay›ran en temel noktalar-dan birisi de hiç kuflkusuz seçme hakk›

57

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 56: Sınıf Teorisi - Sayı 8

olan her insan›n ayn› zamanda seçilmehakk›na sahip olmas› gerçekli¤idir. Bur-juvazi bu hakk› seçmene tan›m›yor. Se-çilmesi için belli bir yafl (en az 25 ve as-kerli¤ini yapm›fl olmas›) ve baz› yasakç›kurallar ileri sürmektedir. Bu, demokratikbir yönetim anlay›fl› de¤il, gericidir. Bu,gençli¤in görevini sadece oy vermek veseçmek olarak belirlemek demektir. Bu,dinamik ve enerjik gençli¤e güvensizlik-tir. Dahas› bu, gençli¤i siyaset d›fl› b›ra-kan gerici bir iktidar ve yönetim anlay›fl›-d›r. Durum böyle olunca oradaki yönetimiçin demokratik denilelinir mi art›k?Çünkü toplumun önemli bir nüfusunu vedinamik potansiyeli oluflturan gençli¤inseçilme hakk›n› elinden al›yor.

K›sacas›, mevcut gerici sistemlerinseçim yasalar› gerici ve anti-demokratik-tir. Bu sistemlerin anti-demokratik seçimyasalar› karfl›s›nda tek do¤ru alternatifyasa partimiz program›n›n 87.Maddesin-de ortaya konulan siyasettir.

Mevcut Merkezi Bürokratik An-lay›fl ve Yönetim fiekline Son

Verilecektir!

Daha önce de¤indik. Mevcut gericiiktidarlar›n tümü yukar›dan afla¤›ya do¤-ru bürokratlar taraf›ndan yönetilmektedir.Bu yönetim amir-memur tarz› yönetim-dir. Yukar›daki amirler ne derse afla¤›dakimemurlar o görevi itirazs›z bir flekildeyerine getirmek zorundad›r. Yerine getir-meyenler hemen görevinden al›n›r veyaçeflitli cezalara çarpt›r›l›rlar. Bu yönetimflekli tamam›yla kitlelerden kopuk bir ki-fli veya bir kaç kiflinin a¤z›ndan ç›kansözlerle idare edilir. Yasama, yürütme veyarg› denilen devletin temel yönetim ku-rumlar› tamam›yla kitlelerden kopuk bi-rer amir olarak hareket eder. Afla¤›dakimemurlar›n elefltiri hakk› yoktur. Amirle-

rinin karfl›s›nda haz›rola geçerler-geçmekzorunda b›rak›l›rlar. Yasama, yürütme veyarg› organlar›n›n tümü hakim-sömürücüs›n›flar için çal›fl›r. Faflist ve gerici anaya-san›n emretti¤i flekilde yürür. Buna karfl›söz söyleyenler dahi bazan çok a¤›r ceza-lara çarpt›r›l›r. Kitlelerin denetimini veinisiyatifi diye bir fley tan›nmaz. fief veflefler yönetimi geçerlidir. Bütün atamalaryukar›dan afla¤›ya do¤ru yap›l›r. Halk kü-çümsenir. Onlara tepeden bak›l›r. Heramir halk karfl›s›nda bir kral gibi hareketederek onlar› susturmaya çal›fl›r. Halklaaras›na bir mesafe koyarlar. Onlar içinhalk›n sorunlar› önemli de¤il, önemliolan devlet ifllerinin yerine getirilmesidir.Halk› sevmezler, halka güvenmezler.Halk› kand›rmak için bol bol yalan üretirve demagoji yaparlar. Onlar için en bü-yük tanr› devlettir ve özel mülkiyet iliflki-lerini korumakt›r. Oysa Demokratik HalkCumhuriyeti’nde bu örgütlenme ve idareflekline son verilecektir. Bürokratik yöne-tim fleklinin bir sonucu olan bürokratiz-me meydan verilmeyecektir. Hiyerarflikbir yönetim flekli olacakt›r. Ama bu bü-rokratizm fleklinde olmayacakt›r. ‹ktidarorganlar› daha önce de bir çok kez aç›m-lamas›n› yapt›¤›m›z gibi yukar›dan afla¤›-ya do¤ru de¤il afla¤›dan yukar›ya do¤ruHalk Meclisleri fleklinde oluflturulacakt›r.Kitle inisiyatifi ve halk ikitidar› ancakböyle olur. Bu da kitlelere dayanan de-mokratik yönetim fleklidir. Tersi yönetimflekilleri demokratik de¤il anti-demokra-tik ve gericidir. Hatta kimisi faflizmle yö-netilmektedir. Buna yol açan da burjuvaideolojisi ve mevcut devlet sistemleridir.Konuya iliflkin Yeni Demokratik Cumhu-riyet Program›n›n 88. Maddesinde flunla-r›n alt›n› çizilmektedir:

“88) Eski iktidar taraf›ndan yasama,yürütme, yarg› organlar›na merkezdentayin edilmifl ve merkeze karfl› sorumluolan bürokratlar yönetimindeki merkezi

58

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 57: Sınıf Teorisi - Sayı 8

idare kurumlar› ortadan kald›r›lacak, yö-netim afla¤›dan yukar›ya halk meclisleriyönetimi alt›nda birlefltirilecektir.”

Sözü fazla uzatmaya gerek yok. Hertürlü bürokratizme son verilecek, halk›nkendi iktidar› olan Halk Meclisleri toplu-mun tüm yönetim alanlar›na hükmedecekbiricik güç olacakt›r.

‹deolojik kampanya ve kültür devrim-leri yoluyla bürokratizmin önü al›nacak,dolay›s›yla parti içi ve d›fl›nda yeni bü-rokrat burjuvalar›n iktidar› ele geçirmesi-ne müsaade edilmeyecektir.

“89) Kiflinin özel yaflam›na, konutunave özgürce haberleflme hakk›na dokunul-mayacakt›r. Kifli haklar› güvence alt›naal›nacak, kiflinin serbest dolafl›m ve mes-lek seçme hakk›na kar›fl›lmayacakt›r.”

Bütün gerici sistemler kiflinin özelyaflam›n› o kadar ayaklar alt›na al›yor kiinsanlar neredeyse intihar eder durumageliyor. Neredeyse kiflilerin yaflam›n› pa-parazziler yönlendiriyor. Dahas› kimiburjuva unsurlardan medyatik olmak için

bu tür durumlara müsaade edenler de olu-yor. Kiflinin özel yaflam› yaz›l› ve görselbas›nda teflhir ediliyor. O da yetmiyor-mufl gibi özel dedektifler taraf›ndan kont-rol edilip denetleniyor. Yatak odalar›nakadar dahi gidip flantaj tezgahl›yorlar. Buinsanl›k d›fl› kirli yöntemleri bütün gericisistemler yap›yor. Bir bak›ma varl›klar›n›bu tür yöntemlere borçlular. Onlar›n sis-temi yönetmenin en temel anahtar› topu-lumu ne kadar yozlafl›t›r›rsan o kadar ra-hat yönetirsin siyaseti üzerine kuruludur.‹nsanlar›n birbirine karfl› güvenini y›k-mak ve bunal›ma sürüklemektir siyaset-leri. Toplumu bu tür haberlerle meflguledip apolitiklefltirmek istiyorlar.

Ayn› gerici ve faflist sistemlerin çir-kin yöntemlerinden birisi de insanlar›nhaberleflme haklar›n› engellemek olufl-turmaktad›r. Telefonlar› dinletip flantaj-lar düzenliyorlar. Birbirinin kirli çama-fl›rlar›n› ortaya dökmek için envai türlühafiye planlar› tazgahl›yorlar. Bu insan-l›k d›fl› yöntemlerini saymaya gerek yok.Etraf›na bakan her insan bu çirkinlikleriç›plak gözle görür.

Bu siyaset tarz› ad› ne olursa olsuntoplumu ajanlaflt›rma ve yozlaflt›rma si-yasetidir. Mevcut yönetici s›n›flar birbi-rlerine ve halka güvenmedikleri için bu-nu yap›yorlar. Çünkü onlar›n kendi ikti-darlar›n› yönetme araçlar›ndan birisinide komplolar oluflturmaktad›r.

K›sacas›, bu gerici sistem devam et-ti¤i müddetçe kiflinin özel yaflam› daayaklar alt›na al›nm›fl olacakt›r. Bundankurtulmak için Yeni demokratik Cumhu-riyet program› do¤rultusunda devrimingerçekleflmesi önflartt›r. Daha önceleride alt›n› çizdi¤imiz gibi toplumun ajan-laflt›r›lmas›na kesinlikle müsaade edil-meyecektir. Kiflilerin birbirine güvene-ce¤i korkusuz bir ortam yarat›lacakt›r.

59

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Yeni Demokratik Cumhuriyetkoflullar›nda siyasi kimli¤i ne olursaolsun hiç bir insan›n düflünce belirt-me özgürlü¤üne dokunulmayacak-t›r. Her isteyen özgürce düflüncele-rini ifade edecektir. Oysa mevcutgerici ve faflist diktatörlükler insan-lar›n düflüncelerini yasakl›yor. Ülke-mizdeki yönetim siyasetini yak›ndanyafl›yoruz. Yüzlerce ayd›n ve de-mokrat insan farkl› düflünce savu-nuyor diye a¤›r cezalara çarpt›r›l›-yor. O da yetmiyormufl gibi iflkencetezgahlar›ndan geçiriliyor. Yeni De-mokratik ‹ktidar döneminde bu türdurumlar yaflanmayacakt›r.

Page 58: Sınıf Teorisi - Sayı 8

Mevcut gerici sistemin bütün ajan, istih-barat örgütleri ortadan kald›r›lacak, ye-niden hiçbir ajan ve istihbarat örgütlen-mesine gidilmeyecektir. ‹nsan›n kendiöz yaflam› üzerinde hiç bir k›s›tlama ol-mayacakt›r. ‹nsan›n özel yaflam›na do-kunanlar a¤›r cezalara çarpt›r›lacakt›r.

“90) S›n›rs›z vicdan özgürlü¤ü, söz,bas›n, toplant›, gösteri, yürüyüfl, grev,dernek, sendika kurma hakk› ve örgüt-lenme özgürlü¤ü önündeki engeller kal-d›r›lacak, lokavt yasaklanacakt›r.”

Yeni Demokratik Cumhuriyet koflul-lar›nda siyasi kimli¤i ne olursa olsun hiçbir insan›n düflünce belirtme özgürlü¤ü-ne dokunulmayacakt›r. Her isteyen öz-gürce düflüncelerini ifade edecektir. Oy-sa mevcut gerici ve faflist diktatörlüklerinsanlar›n düflüncelerini yasakl›yor. Ül-kemizdeki yönetim siyasetini yak›ndanyafl›yoruz. Yüzlerce ayd›n ve demokratinsan farkl› düflünce savunuyor diye a¤›rcezalara çarpt›r›l›yor. O da yetmiyormuflgibi iflkence tezgahlar›ndan geçiriliyor.Yeni Demokratik ‹ktidar döneminde butür durumlar yaflanmayacakt›r. Kim neyisavunuyorsa, kim nas›l iktidar› elefltiri-yorsa o insan fikirlerini özgürce söyle-yecektir. Mevcut sistem insan›n kendikafas›ndaki düflüncelerin dahi söylen-mesine karfl› ç›k›yor. ‹nsanlar›n vicdaniözgürlü¤ünü ayaklar alt›na al›c› yasakç›yasalarla iktidar›n› idare etmeye çal›fl›-yor. Bas›n, toplant›, yürüyüfl, gösteri,grev ve dernek kurma gibi örgütlenme-leri kendisine ters geldi¤i zaman ya ya-sakl›yor ya da sansürlüyor. O da yetmi-yormufl gibi bu kurumlar içerisinde niyefaaliyet yürütyor diye insanlar› yarg›l›-yor; a¤›r cezalara çarpt›r›yor.

‹flçilerin, memurlar›n sendikal vegrev örgütlenmesi haklar›n› ya yasakl›-

yor ya da patronlar arac›l›¤›yla lokavt(‹flverenin iflçileri topluca iflten uzaklafl-t›rma veya iflten ç›karma yasas›) uygulu-yor.

‹flte tüm bu gerici yasalar ve uygula-malara Yeni Demokratik Cumhuriyetdöneminde söz konusu yasakç› faflist vegerici yasalara son verilerek ortadan kal-d›r›lacakt›r.

Kiflinin ‹nanç Özgürlü¤ü Önün-deki Her Türlü Bask› Ve Engel

Ortadan Kald›r›lacakt›r!

Faflist diktatörlük insanlar›n kendiinançlar›n› özgürce ifade etmesini bask›alt›na almaktad›r. ‹nsanlar egemeninanç; mezhep veya dinden de¤ilse onla-r› zorla veya de¤iflik yöntemlerle ege-men dine uydurmaya çal›fl›yor. Öylekiinsanlar farkl› din ve inançlar› savunu-yor diye ya zulme tabi tutuluyor, ya da oyetmiyormufl gibi teflhir ve tecrit edile-rek çeflitli boyutta katliamlara u¤rat›l›-yorlar. Ülkemizde yüz y›llard›r bunun enyak›n ve canl› örne¤ini Alevi mezhebiyaflamaktad›r. Devlete hakim olan sunnimezhep kendi d›fl›ndaki mezhepleri vedini inanç sahiplerini oldukça bask› al-t›na alm›fl durumdad›r. Farkl› mezhepsahipleri o kadar zulüm cenderesine s›-k›flt›r›lm›fl durumdad›r ki hangi mezhep-ten olduklar›n› dahi söylemekten korku-yorlar.

Diyanet iflleri teflkilat› tamam›ylaSunni mezhebin toplum üzerindeki nü-fuzunu gelifltirmek ve di¤er mezheplerüzerinde bask› unsuru oluflturmak içinkurulmufl bir bask› kurumudur. Halk›uyutmakta ve mezhep k›flk›rt›c›l›¤› yap-maktad›r. Tamam›yla farkl› inançlar›bast›rmak veya kendi egemen mezhep

60

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 59: Sınıf Teorisi - Sayı 8

inanc› do¤rultusunda asimile etmek içinbir bask› arac›d›r. Bilinirki tüm gericidiktatörlükler “böl, parçala ve yönet” si-yasetinin bir aya¤›n› hem de önemli biraya¤›n› farkl› inanç gruplar› aras›nda ay-r›m yaparak sürdürürler. Oldukça eflitsiz,bölücü, parçalay›c› ve zulümkar uygula-malar sözkonusudur. Oysa Yeni Demok-ratik Cumhuriyet iktidar›nda hem bubask›c›-eflitsiz uygulamalar› yaratan ku-rumlar (Diyanet iflleri teflkilat› gibi) orta-dan kald›r›lacak hem de mezhepler vedinler aras›ndaki imtiyazlara son verile-cektir. Daha önce de iflaret etit¤imiz gibibir imtiyaz tan›nacaksa o da ezilen vebask› alt›nda tutulanlar için olacakt›r. Kibu da uzun sürmeyecektir. Devlet olarakdinin halk› uyutmak için bir afyon ola-rak kullan›lmas›na müssade edilmeye-cek. Devlet ile din iflleri kesinlikle birbi-rinden ayr›lacakt›r. Temel fliar her inançgrubunu ayn› eflit haklara kavuflturulma-s› ve uygulamalara tabi tutulmas›d›r.Konuya ‹liflkin Program›n “91. Madde-sinde” flunlar›n alt› çizilmektedir. Akta-ral›m:

“91) Din ile devlet iflleri kesinliklebirbirinden ayr›lacak, kiflinin inanç öz-gürlüklerine herhangi bir k›s›tlama geti-rilmeyecektir. Diyanet iflleri teflkilat› tas-fiye edilecek, bütün mezhepler üzerinde-ki dini bask›lara ve baz› mezheplere ta-n›nan imtiyazlara son verilecektir.”

Yeni Demokratik Devrimin S›n›fBileflenlerinin Parti Ve Örgüt

Kurmas›na Dokunulmayacakt›r!

Halk s›n›f ve tabakalar› devrim son-ras› istedi¤i flekilde parti kurup örgütle-nebilecektir. Bu s›n›f ve tabakalar dahaönce de ifade etti¤imiz gibi Yeni De-

mokratik Devrimin ve ayn› zamandaHalk›n Birleflik Cephesi’nin s›n›f bile-flenleri olan Proletarya, küçük burjuvazi,köylülük ve milli burjuvazidir. Bu s›n›fve tabakalar Demokratik Halk ‹ktidar›-n›n orta¤› s›n›f güçleridir. Dolay›s›yla bus›n›flar› temsilen kurulacak herhangi birparti örgütlenmesi engellenmeyecektir.Farkl› partilerin kurulmas› demokrasi vedemokratikli¤in olmazsa olmaz koflulu-dur. Bu partilerin kurulmas› ayn› zaman-da Demokratik Halk ‹ktidar›n›n denet-lenmesi demektir. Muhalefeti olmayanbir parti, bir iktidar do¤ru mecrada geli-flip güçlenemez. S›n›flar›n oldu¤u yerdefarkl› partilerin olmas› eflyan›n tabiat›gere¤idir ve kurulmal›d›r. Farkl› siyasidüflünceleri ve genel çizgisi varsa farkl›partisi de olacakt›r. Onu yasaklarla en-gellemek olmaz. Yasalarla engellenecekolan ekonomik iliflkiler olur. O da hersüreçte ayn› boyut almaz-almamal›d›r.Örne¤in sosyalizm döneminde özel mül-kiyetin hiç bir türüne müsaade etmekdo¤ru siyaset de¤ilken, ancak Demokra-tik Halk iktidar› döneminde denetimli deolsa müsaade etmek do¤ru bir siyasetolur. Ama siyasi örgütlenme farkl›d›r.Yani siyasi olarak e¤er bir s›n›f›n ve s›-n›flar›n varl›¤›ndan sözediyorsak onunpartisi de olmal›d›r. E¤er onun kurulma-s›na izin vermezsen gizliden örgütlenir.Bu durum hem iktidar için tehlikeli hemde iktidar›n demokratik özüne ayk›r›olur. Çünkü farkl› s›n›flar›n kendileriniparti kurarak ifade etmesini engellemekdemek demokrasi ve demokratik iktida-r›n ruhuna ters düfler. Sorun az›nl›k ço-¤unluk meselesi olarak tart›fl›lmaz. Benço¤unlu¤u temsil ediyorum o halde sa-dece benim partim olacak görüflaç›s› vesiyaseti MLM de¤ildir, burjuvazi ve kü-çük burjuvazinindir. Bu tür konulara da-

61

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 60: Sınıf Teorisi - Sayı 8

ha önceki bölümlerde de¤indik. Ancakbu aç›l›mlar›n yeterli oldu¤unu da söyle-yemeyiz. Tart›flmalar› daha da derinlefl-tirmeliyiz. Çünkü sosyalizm sorunlar›daha kapsaml› ve derinlikli teorik tart›fl-malar yapmay› bir ihtiyaç olarak dayat-maktad›r. Bunu söylerken bu konudaProgram›m›z›n ileri demokratik bir nite-lik tafl›d›¤›n› da vurgulamadan da geç-meyelim. K›sacas›, sözü daha fazla uzat-madan konuya iliflkin program›n 92.maddesinde yaz›lanlar› aktararak konu-muzu ba¤layal›m:

“92)‹ktidar›n orta¤› durumundakidevrimci s›n›flar›n kendilerini ifade ede-cek parti ve örgütlenmelerine dokunul-mayacakt›r.”

Bir kez daha vurgulamak istiyoruz kikonuya iliflkin Yeni Demokratik Cumhu-riyet Program›nda ortaya konulanlarmevcut küçük ve orta burjuva program-lar içerisinde en demokratik ve devrimcibir içeri¤e sahip olan programd›r. r

(Gelecek say›da Program›n 93. Mad-desinde yer alan ulusal sorun konusunuaç›mlayaca¤›z.)

62

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 61: Sınıf Teorisi - Sayı 8

Uluslararas› Komünist Hare-ket tarihinde birleflme me-selesi üstün önemde ol-mufltur. Hem ulusal, hem

de uluslararas› düzeyde, güçlü ve iyi ör-gütlenmifl düflmana karfl› iflçi s›n›f› veezilen kitlelerin tek bir öncüde birleflme-si kendisini sürekli dayatm›flt›r. Kitlelerdevrimcilerin birli¤ini iistedi¤i gibi ço¤ukez devrimcilerin neden birleflemedikle-rini anlamakta zorlanm›fllard›r. Fakatbirli¤in aç›k ihtiyac›na ve kitlelerin aç›kisteklerine ra¤men, bunun her zaman ba-flar›lmas› zor olmufltur. Marks-Engels

zaman›ndan bugüne kadar enternasyonalhareket, bu u¤urda tekrar tekrar amans›zmücadeleler içinde olmufltur. Gerçektensadece böylesi bir mücadele ile iflçi s›n›f›ve ezilenler ad›na konuflan di¤er baflkae¤ilimlerden farkl› bir kimlik ve de pro-letaryan›n bilimsel ideolojisi ortaya ç›k-m›flt›r ve bu temelde ezilen genifl halkkitlelerini birlefltirecek yetenekte öncübir parti birli¤i temelinin hizmetinde ol-mufltur. Öncü komünist güçlerin birleflmesorununun kendisini ulusal ve uluslarara-s› düzeyde acil bir görev olarak bir kezdaha ortaya koydu¤u böylesi bir dönem-de, birlik ve mücadele aras›ndaki diya-lektik iliflkiyi ve komünist hareketin bir-li¤inin nas›l olaca¤›n› mutlaka s›k›cakavramak bir ihtiyaçt›r.

Maoist hareketin kendi geçmifline ba-karsak flayet, o zamanki komünist hare-ket içinde çürümüfl "komünist" veya"Marksist-Leninist" ya da "enternasyo-nalist" laf›n› kullanan, ancak s›n›flar› ta-mamen ortadan kald›racak olan dünyaçap›ndaki mücadelenin bir parças› ola-rak, sömürücü s›n›flar›n diktatörlü¤ünü

63

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

GERÇEK KOMÜN‹STGÜÇLER‹ B‹RLEfiT‹RMEMÜCADELES‹ ÜZER‹NE

Afla¤›daki döküman Kazan›lacak Dün-ya dergisi 2004/30. say›s›ndan al›na-rak Türkçe’ye çevrilmifltir.

Öncü komünist güçlerin birlefl-me sorununun kendisini ulusal veuluslararas› düzeyde acil bir görevolarak bir kez daha ortaya koydu¤uböylesi bir dönemde, birlik ve mü-cadele aras›ndaki diyalektik iliflkiyive komünist hareketin birli¤inin na-s›l olaca¤›n› mutlaka s›k›ca kavra-mak bir ihtiyaçt›r.

Page 62: Sınıf Teorisi - Sayı 8

y›kacak ve yerine proletaryan›n ve halkkitlelerinin yönetimini (diktatörlük) ge-çirme savafl›m›nda içerikte bofl olan re-vizyonizmle mücadele içinde do¤du¤unugörürüz.

Maoist harekete dönüflen temelin or-taya ç›kmas›nda, Sovyet Sosyalist Cum-huriyetler Birli¤i'nde (SSCB) eski iflçi s›-n›f› devletini ele geçirerek kapitalizmirestore eden revizyonist liderlere karfl›mücadele yürüten Mao'nun kendisidir.Mao'nun Sovyet modern revizyonizminekarfl› mücadelesi, ideolojik temeli sa¤-lamlaflt›rm›fl ve Çin’de Büyük ProleterKültür Devrimi (BPKD) ve proletaryadiktatörlü¤ü alt›nda devrimi sürdürmenintezini ileri sürerek enternasyonal proletar-yaya en büyük katk›s›n› sunmufltur. Bizmakalede BPKD'nin muazzam baflar›lar›-na, milyonlarca iflçi, köylü ve devrimciayd›nlar›n, devleti ele geçirerek Çin'i ka-pitalist yola çekmeye çal›flan revizyonist-lere karfl› 盤 gibi akan mücadelelerinede¤inerek geçelim.

Kendisinden önce, bir tek Ekim Dev-rimi’nin yapt›¤› gibi, BPKD’de dünyayaflok dalgalar yayd›. Ülkeden ülkeye ko-münist hareketin devrimci unsurlar›, Ma-oizm çevresinde ve Büyük Proleter Kül-tür Devrimi (BPKD) bayra¤› alt›nda top-land›lar. Her yerde yeniden ortaya ç›kangüçler, revizyonistlerin korkulu sald›r›lar›ve çetin mücadelelerle yüz yüze geldiler.Çin’deki heybetli devrimci ayaklanma-dan ilham alan ve emperyalizme karfl›dünya çap›nda muharebeler yükseltmekavray›fl› ve revizyonist elebafl›lara karfl›isyana kalkan bu genç devrimciler nesliile komünist hareket içindeki görece tec-rübeli az say›daki kiflilerdi. Marksizm-Leninizm kisvesine bürünen, ancak pra-tikte emperyalizm ve gericilikle bar›fl›puzlaflan modern revizyonizmin mevcutönderlerine karfl› mücadeleye cüret eden-ler yine bunlard›.

Dünya çap›ndaki modern revizyoniz-me karfl›, bu büyük heybetli mücadele,her ülkede de¤iflik biçimlerde geliflti. Ezi-len ülkelerde bu s›k s›k düflman›n güçlüoldu¤u kaleleri k›rlardan kuflatma biçi-mindeki Çin’in izledi¤i uzun süreli HalkSavafl›’n›, iktidara götürecek yol olarakkabul edip etmeme üzerinde yo¤unlaflt›.Modern revizyonistler, Mao’nun ö¤retile-rinin bu ülkelerin devrimci sürecine uy-gulanmas›na kendilerinden geçercesinekarfl› ç›kt›lar. Ancak yeniden ortaya ç›kandevrimci güçler, sadece teorik sahada re-vizyonistlerle muharebeye girmelerininötesinde, bu teorik tart›flman›n kendisi,“pratik hareketin” yüzleflti¤i ölüm-kal›mmeselesiyle ayr›lmazcas›na iliflkiliydi.Bugün bile burada, revizyonistlerin veoportünistlerin, Maoist hareketinMao’nun uzun süreli Halk Savafl› çizgisi-ni mütevaz› ad›mlarla uygulamalar›nakarfl› var olan histerik feryatlar›n›n yank›-lar›n› duyabiliyoruz. Hindistan’da Naxal-bari isyan›na kalk›flan Çaru Mazumdar,bu ülkenin devrimci kitlelerini elektrik-lendiren ‹lkbahar Gürlemesi hakl› s›fat›n›kazanan silahl› mücadelenin k›v›lc›mlar›-n› ve bütün k›r›n politik dönüflümünü nefl-retti. Türkiye-Kuzey Kürdistan’da ‹bra-him Kaypakkaya, bu ülkenin komünisthareketi içinde, revizyonist ve oportünist-lerin rezil hatalar›n›n elefltirisini gelifltir-mekle kalmad›, milyonlarca ezilen kitle-ler aras›nda umut ve revizyonistler ile ge-riciler içinde panik yaratan ilk silahl› eki-bi kurdu. Bangladefl’te Siraj Sikdar, Hin-distan askeri istilas›na ve eski Do¤u Pa-kistan’›n ulusal bask›lar›na karfl› ayakla-nan kitleleri çeliflkiler girdab›na sokmakiçin Maoistleri gruplaflt›rmay› baflarabil-di. Yeniden kurulan PBSP, proletaryan›npolitik program›n› h›zla gelifltirerek, uzunsüreli halk savafl› ve yeni demokratik dev-rimi ülke gündemine soktu. Jose-MariaSison, Filipinler’de, Filipin KomünistPartisi ve bugüne kadar emperyalizme ve

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

64

Page 63: Sınıf Teorisi - Sayı 8

gericili¤e karfl› savaflan Yeni Halk Ordu-su’nun kurulufluna önderlik yapt›. Bütünbu ve di¤er bir çok geliflme ve baflkaca fla-hit oldu¤umuz geliflmeler, ancak büyükmücadeleler yoluyla kazan›lm›flt›r. ‹ktidariçin politik mücadeleye ba¤l› ideolojikmücadele içindeki, revizyonistlerin“önemsiz mezhepçiler” diye ilan etti¤i bi-linen bu az say›daki önder, on binlercedevrimciyi h›zla bir araya getirebilmifl vemilyonlarca ve milyonlarca kitlenin des-te¤ini kazanm›fllard›r.

Baflka baz› ülkelerde, o zamanlar ileriideolojik-politik tutumlar içindeki güçler,bugünkü Maoist hareketin temelleriyleiliflkiliydiler. Amerika’da ABD DevrimciKomünist Partisi önderi Bob Avakian, bumücadelede önemli rol oynad›. Peru’daAbimel Guzman (Baflkan Gonzalo), son-ralar› Peru Komünist Partisi’ni do¤ru birçizgi ve önderlik alt›nda yeniden infla et-mek için revizyonizme karfl› sistemli mü-cadeleler yürüttü. Avrupa’da, 1968 May›sö¤renci ve iflçi hareketi zaman›ndaki ma-yalanma örne¤inde oldu¤u gibi önemlipartiler kuruldu ve bunlar h›zla büyüdüler.

B‹RL‹K-MÜCADELE-B‹RL‹K

Maoist hareketin ortaya ç›k›fl› diya-lektik materyalizm yasas›n›n resmidir.Mao Zedung, çeliflkiler yasas›nda bize flu-nu ö¤retti: insan düflüncesi sürecinde ol-sun, do¤a veya toplumsal süreçte olsun yada tek bir ülkede veya bütün ülkelerde ol-sun, her fley karfl›t›yla vard›r ve komünisthareket bu istisnan›n d›fl›nda olamaz.Proletaryay› temsil eden güçler ve fikirleraras›nda muharebe sürer ve uzun süredeiktidar›n ele geçirilmesinde ve komüniz-me do¤ru yürüyüflte bu güçler ve fikirlerkomünist dünya hedefini terk ederek em-peryalizm ve gericilikle uzlaflarak teslimolabilir ki, komünist hareketin kendisi debir birlik ve mücadeleden ibarettir. Z›tla-

r›n bu devam eden mücadelesi, uluslara-ras› arenada ve bir ülkedeki s›n›f mücade-lesinin koflullar›na ba¤l› de¤iflik özellik-ler gösterir ve de¤iflik dalgalar içinde iler-ler. Nicel görüfl noktas›ndan ele al›nd›¤›n-da ço¤u kere bu mücadeleler, birleflik birparti örgütü içindeki tart›flma ve münaka-flalarda; elefltiri ve özelefltiride; devrimciprati¤in özetlenmesinde ve do¤ru ile yan-l›fl fikirler aras›ndaki muharebelerde orta-ya ç›kar ve hata yapm›fl olanlar da dahil,bütün komünistler mücadele yoluyla or-tak bir bak›fl aç›s› ve politik çizgide yeni-den birleflirler.

Ancak nitel görüfl aç›s›ndan ele al›n-d›¤›nda, Maoistler kabul ederler ki, ko-münist hareketin sahip oldu¤u nihai hedefve dünya görüflünün bizzat sorguland›¤›süreçler, ço¤u kere göreceli olarak endergündeme gelen dönemlerdir. ‹ki çizgi mü-cadelesinin fliddetle cereyan etti¤i böylesidönemlerde yaflanan de¤iflim, “normaldönemlerde” yaflanan de¤iflimlerden fark-l›d›r. Birincisinde yaflanan de¤iflim s›çra-ma ve kopufl biçiminde meydana gelir-ken, ikincisinde bu de¤iflim yavafl bir se-yir izler. Bu, Lenin'in II. enternasyonalrevizyonistlerine karfl› mücadele süreciveya Mao'nun Sovyet modern revizyoniz-mine karfl› yürüttü¤ü mücadeledir ki bumücadele, komünist hareketin hem çokça

65

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Komünist hareketteki birlik-mü-cadele-birlik süreci, bafltan sonadünya proleter devrim süreci flartla-r›yla iliflkilidir. Komünist hareketiçindeki mücadele flartlar›n› ve afla-malar›n› haz›rlayan da s›n›f mücade-lesinin kendisidir. Lenin olsun Maoolsun, yürüttükleri muharebeler,onlar›n zevklerine uygun oldu¤un-dan dolay› böylesi bir mücadele yü-rütmeyi benimsemediler.

Page 64: Sınıf Teorisi - Sayı 8

kaybetti¤i ve hem de çokça kazand›¤› sü-rece benziyor. Bu tür mücadeleler, gerekuluslararas› düzeyde gerekse de tek tekülkelerde patlak verir ve kaç›n›lamayacakbir yasad›r. Ve bu tür mücadeleler patlakverdi¤inde, komünist önderlerin ve kad-rolar›n yetenekleri, komünist hareketingelece¤i için uzun y›llar ve hatta kuflaklarboyunca do¤ru bir ideolojik-politik çizgiiçin kesin bir etkiye sahip olacakt›r.

Komünist hareketteki birlik-mücade-le-birlik süreci, bafltan sona dünya prole-ter devrim süreci flartlar›yla iliflkilidir.Komünist hareket içindeki mücadele flart-lar›n› ve aflamalar›n› haz›rlayan da s›n›fmücadelesinin kendisidir. Lenin olsunMao olsun, yürüttükleri muharebeler, on-lar›n zevklerine uygun oldu¤undan dolay›böylesi bir mücadele yürütmeyi benimse-mediler. Bu mücadeleler bir yandan pro-letarya ve ezilenler, di¤er yandan ise em-peryalizm ve gerici güçlerin dünyaya fle-kil vermek için teorik ve ideolojik keskinmuharebelerinin yans›yan sonuçlar›d›rlar.Lenin gibi önderler olmasayd›, Ekim dev-rimi ve o zaman ki komünist hareket ol-mayacakt›. Lenin'in II. Enternasyonalihanetçilerine karfl› yürüttü¤ü mücadele,dünya savafl›n›n patlak vermesiyle baz›ülkelerin gündemine burjuvaziyi devirmeacil görevini koydu. Bu ikinci Enternas-yonal revizyonistleri, küçük imtiyazlar›do¤rultusunda "kendi" egemen s›n›flar›n›emperyalist rakiplerine karfl› destekleyeniflçi s›n›f›n›n bir kesimine (iflçi aristokra-sisi) dayayan iflçi s›n›f› saflar›nda yer alanburjuvazinin temsilcileriydiler. Çin’deMao’nun ölümünden sonra, Çin renk de-¤ifltirdi ve yüz milyonlarca iflçi ve köylü,kapitalist cehennemin içine itildiler ve buarada yeni burjuvazi insanl›k tarihindeefline ender rastlanan seviyede bir kölelik,yozlaflma, savrulufl ve h›rs›zl›k histerisiy-le zenginlefliyordu. Çin’in dünya proleterdevrimi kalesinden koparak emperyalizmve gerici dünya sistemi içine girmesiyle,

bugün hala ac›lar› çekilen dünya proleterdevrimci hareketi için çok derin kar›fl›k-l›klar yaratt›. Mao ve Çin’deki devrimci-ler, revizyonistlerin Çin’i ele geçirme ola-s›l›¤›na karfl› uyar›lar›na ve e¤er iktidaragelirlerse revizyonistleri devirmek içindünya devrimcilerine, Çin’li kitlelere des-tek verin aç›k ça¤r›s›na ra¤men enternas-yonalist Maoist hareket bu büyük meydanokuyufla de¤iflik tepkiler gösterdi. Büyüksay›da partiler ve örgütler, gerçekten yeniÇin’li liderleri desteklediler ve Mao’nunen yak›n taraftarlar›na “bölücü” ve “ultra-sol” suçlamas›nda bulundular. Di¤erleriise Çin’in yenilgisi sonras› Mao’nun çiz-gisine güvenlerini tamamen yitirerek, Ar-navutluk Emek Partisi lideri Enver Ho-ca’y› destekleyip, Mao Zedung düflünce-sine (sonralar› Maoizm) ve Mao’nun iti-nayla gelifltirip proleter bilime yapt›¤›katk›lar›na sald›rarak, onu tamamen terkettiklerinin iflaretini verdiler.

Az say›daki Maoist parti ve örgüt iyiki de bask›ya karfl› direnerek savaflt› veÇin’de devrimci karargah› ve Mao’nunö¤retilerini silah olarak kulland›. Kendi-lerini uluslararas› alanda Maoist güçlerinembriyonik merkezi oldu¤unu cüretle ilanettiler ve komünist bir enternasyonaledo¤ru ilerlemeye aday olan bu güçler,1984 y›l›nda Devrimci EnternasyonalistHareket’i (DEH) kurdular. DEH ilk bafl-larda, gruplar›n say›sall›¤›n›, ideolojik-politik çizgiden daha önemli bulan baz›-lar›nca görmezden gelindi, sald›r›ya u¤ra-d› ve alaya al›nd›. Politik tutumlar›n› güçiliflkilerine göre belirleyerek bir araya ge-len bu türden pragmatizm, sözünü etmekistinas› d›fl›nda, sosyalizm ile uzaktan ya-k›ndan alakas› kalmayan bir ülke olanÇin’i bile desteklediler ve baz› Maoistle-rin zihinlerini kar›flt›rd›lar. Fakat DEH veonu oluflturan partiler, dünya gericili¤i-nin, komünizme karfl› “son zafer” ilan et-ti¤i s›n›f mücadelesinde sonuna kadar se-bat ederek, hat›r› say›l›r baflar›lar elde et-

66

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 65: Sınıf Teorisi - Sayı 8

tiler. Peru Komünist Partisi Peru’da,1980’de Halk Savafl›’n› bafllatt› ve kuru-luflundan itibaren DEH’e kat›lmas› ve1980 y›llar› içersinde sa¤lam geliflmelerkaydetmesi, emperyalistleri ve gericileriMaoist bir zaferden duyduklar› hakl› kor-kuyu aç›kça dillendirmeye itmifltir. Gon-zalo yoldafl›n tutsak düflmesine ve partiiçinde ortaya ç›kan ve bar›fl anlaflmas› le-hine savafl› tamamen terk etmeyi savunansa¤ oportünist çizgiye ra¤men, parti Mer-kez Komitesi’nin Halk Savafl›’nda ›srar›,dünya çap›nda Maoistlere ilham vermiflve DEH’in benimseyip kabul etti¤i ide-oloji ve politikalar›n›n öneminin kavran-mas›na yard›m etmifltir.

‹deoloji cephesinde DEH, proletarya-n›n bilimsel ideolojisi Marksizm-Leni-nizm-Maoizm kavray›fl› çerçevesinde bir-leflti. Enternasyonalist komünist hareketiçinde bir bölünme daha yaratmak suçla-mas›yla DEH, baz›lar›n›n sald›r›lar›na u¤-rad›. “Mao Zedung Düflüncesi veya Ma-oizm” örne¤inde oldu¤u gibi, sorunu po-litik içerikte de¤il de, “kavramda bir de¤i-fliklik var” denilerek, bu geliflmeyi kü-çümsemeye çal›flt›lar. Gerçek fludur ki,DEH’in Maoizm kabulü “Yaflas›n Mark-sizm-Leninizm-Maoizm” belgesinde deaç›klad›¤› üzere, ideolojinin kavranma-s›nda, Enternasyonal Komünist Hare-ket’in bugüne kadar ulafl›p baflarabildi¤ien yüksek kavray›fl birli¤idir. DEH’inkendisi ve enternasyonal komünist hare-kete yak›nen iliflkili geliflme içinde,1996’da Halk Savafl›’na bafllayan ve flim-di ülkeyi devrim alevleriyle saran bir par-ti olan Nepal Komünist Partisi (Ma-oist)’in kuruluflu ile, yüksek kavray›fl bir-li¤inin önemi pratikte resmedildi. HalkSavafl›’na bafllamak için uzun y›llard›rNepal komünist hareketinde önder olanve Maoizm formülasyonunun kabulünekarfl› DEH içinde mücadeleyi yöneten verevizyonist duruflundan kaynakl› olarak,önce komflu ülke Hindistan’da devrim ba-

flar›lmadan Nepal’de Halk Savafl› yürüt-mek imkans›zd›r diyen M.B Singh ile he-saplaflmak flartt›. Relatif olarak küçük sa-y›da insan aras›ndaki tart›flmalar, devrim-ci isyan koflullar› alt›nda, de¤iflik karfl›t s›-n›flar›n ç›karlar› olarak ortaya ç›kar. Ne-pal'de ne zamanki MLM çizgi Halk Sava-fl›’n› bafllatt› ve ilerlemeler katetti, o za-man önceden s›n›rl› ve göreceli küçük sa-y›da liderlerin çevresi ve aktivistleringündeminde bulunan politik meseleler,genifl say›da kitleler içinde tamamen birmesele haline geldi ve yaflayan do¤ru po-litik ve ideolojik çizgi daha rahat görül-meye baflland›. Bu geliflme ayr›ca yanl›flçizgide bulunan çok say›da kadro ve ta-raftar›n do¤ru çizgiye kazan›larak devameden devrime önemli katk›lar sundu. Böy-lelikle M.B.Singh ile mücadele, (ayr›l›k)tüm herkesle; Nepal toplumunun prob-lemlerini devrimle çözüme kavuflturmakisteyen gerçek komünistler ile genifl iflçikitleleri, köylüler ve devrimci entelektü-eller aras›nda birli¤i infla etmek çok dahaönemli ve gereklilikti. Ve bir kez daha,birlik mücadelenin meyvesi evrensel ger-çekli¤ini ispat etti.

Bugün, Marksizm-Leninizm-Ma-oizm, dünya çap›nda gerçek komünistleritoparlamay› hayk›rmaktad›r. Maoizm’inDEH taraf›ndan kabulü, ayr›l›k ve parça-lanma faktörlerinden uzak oldu¤u görül-mekte ve bu hem dünya çap›nda, hem deülkeler özgülünde yeniden gruplaflman›nve birli¤in kutuplaflmas›na hizmet etmek-tedir.

B‹R ‹K‹YE BÖLÜNÜR VEYA‹K‹N‹N TEKLEfiMES‹!

Mao’nun büyük katk›lar›ndan biri, di-yalektik ve tarihsel materyalizmi geliflti-rip ileriye tafl›mas›d›r. Mao Zedung, diya-lekti¤in temel yasas› z›tlar›n birli¤i vemücadelesine yo¤unlaflarak bunu parlak

67

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 66: Sınıf Teorisi - Sayı 8

biçimde sosyalist topluma, parti inflas›na,politik ekonomi ve di¤er sahalara uygula-m›flt›r. Bizim de gördü¤ümüz gibi, bununöncü bir partinin kurulmas› ve güçlendi-rilmesi sürecine uygulanmas› hayati dere-cede önemlidir. Çin’de teorik mücadele-nin önemli arenalar›ndan biri de BPKDs›ras›nda devrilen Liu fiiao fii ve felsefesahas›nda Liu’nun esas temsilcisi, Çin’lirevizyonist lider Yang Hsien Chien’e kar-fl› Mao’nun felsefe cephesindeki mücade-lesidir. 1963’de tam da zaman›nda Mao,Kruflçev ve Sovyetler Birli¤i KomünistPartisi revizyonistlerine karfl› aç›k pole-miklere bafllad›¤›nda Yang flunu tart›flt›.“iki z›t fley istisnas›z bir içinde uzlafl›r”

(Bak. Peking Reviews 22 Ocak 1971 ve

23 Nisan 1971. Daha fazla bilgi için bu

tart›flmalar›n detaylar›n› incele) Yangflunu ileri sürdü “analizin anlam› birin iki-ye bölünmesi iken, sentezin anlam› ikininbir içinde uzlaflmas›d›r.” Çin’de ve dünyaçap›nda revizyonizme karfl› geliflen müca-delede Mao için bu yanl›fl tezi delillerleçürütmesi ve flunu birkez daha teyit etme-si çok gerekli bir ihtiyaçt›: “istisnas›z herfley ikiye bölünür”. Do¤ada oldu¤u gibi,toplum da da kendi içinde farkl› parçalarabölünür ve de¤iflik somut koflullar alt›ndade¤iflik biçim ve içerikte farkl›l›klar kaza-n›rlar. Düflünce alan›nda da bu böyledir.(Çin Komünist Partisi ulusal konferans›propaganda üzerine çal›flma, 1963)

Çin Komünist Partisi’ndeki devrimci-

ler flunun münakaflas›n› yürüttüler:“Marksist felsefe flunu söyler; analiz vesentez fleylerin objektif yasas›d›r ve ayn›zamanda insanlar›n fleyleri anlamas›n›nyöntemidir. Analiz bir varl›¤›n de¤iflikparçalara bölünmesini ve kendi aralar›n-da nas›l mücadele içinde olduklar›n› gös-terir; sentez ise görüngüdeki iki z›tt›n mü-cadele içinde di¤erine nas›l galip ve üs-tün geldi¤ini; eski çeliflkinin çözüme ka-vuflup yenisinin ortaya ç›kt›¤›n› ve eskifleyin nas›l tasfiye edilip, yeni fleyin nas›lzafer kazand›¤›n› gösterir.

Sentezin ç›plak kelimeyle anlam›, bi-rinin di¤erini “yiyip bitirmesi”dir. “Ana-

liz ve sentez yak›ndan iliflkilidirler. Ana-lizde sentez, sentezde analiz vard›r.”

“Kendi tecrübelerimizi özetlemek deyine bir analiz ve sentezdir. Sosyal pratikiçinde, de¤iflik türden mücadeleler eleal›nd›¤›nda insanl›¤›n biriktirdi¤i zengintecrübeler görülür ve bu tecrübelerin ba-z›lar› baflar›l›d›r baz›lar› de¤ildir. Tecrü-belerin özetlenmesi demek; do¤rular›yanl›fllardan ay›rt ederek, do¤ru olan› ka-bul etmek, yanl›fl olan› reddetmek demek-tir. Marksizm-Leninizm-Mao Zedung Dü-flüncesi önderli¤i alt›nda, pratikte eldeedilen zengin tarih kavray›fl›n› yenidenyorumlayarak, de¤ersizleri atmak ve ger-çe¤i kabullenmek, birinden di¤erine, d›-flar›dan içeriye, alg›sal bilgiyi akla uygunbilgi düzeyine ç›karmak, fleylerin yasala-r›n› kavramak anlam›na gelir. Z›tlar›n ha-

68

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Mao’nun büyük katk›lar›ndan biri, diyalektik ve tarihsel mater-yalizmi gelifltirip ileriye tafl›mas›d›r. Mao Zedung, diyalekti¤in temel ya-sas› z›tlar›n birli¤i ve mücadelesine yo¤unlaflarak bunu parlak biçimdesosyalist topluma, parti inflas›na, politik ekonomi ve di¤er sahalara uygu-lam›flt›r. Bizim de gördü¤ümüz gibi, bunun öncü bir partinin kurulmas›ve güçlendirilmesi sürecine uygulanmas› hayati derecede önemlidir.

Page 67: Sınıf Teorisi - Sayı 8

reketi (birin ikiye bölünmesi) bu süreçiçerisinde ifller. Tecrübelerimizin bu yoldaözetlenmesi ile gerçekler bayrak edinilir,hatalar›m›z› düzeltir, baflar›lar›m›z halkamal edilebilir ve hatalar›m›zdan derslerç›karabiliriz.” “‹kinin birleflip bir olaca-¤› teorisi kapitalizmi restore etmenin ge-rici felsefesidir” PR- 23 Nisan 1971.

BPKD’nin k›z›l s›cakl›¤›nda yaz›lanyukar›daki pasaj, tek tek ülkelerde vedünya çap›nda komünistlerin birli¤ini in-fla etmede büyük geliflmeler kaydetmekisteyenler olarak, zaman içinde s›nanm›flbu tecrübeler, bilmemiz gereken birerrehberdir, bir durufltur. “‹kinin birleflme-si” kombinizasyonu içinde yap›lacak ko-münistlerin birli¤i, mant›kl› gibi görünsede bu, gerçekten yanl›flt›r. Sentez mutlakayap›lacakt›r ve bu yeni bir birli¤i temsiledecektir. Fakat yukar›daki pasaj›nda tar-t›flt›¤› gibi sentez, “ikinin bir içinde uz-laflmas›” ile kar›flt›r›lamaz. O çeliflki veyaçeliflkiler dizisinin mücadele ve dönüflümyoluyla çözüme kavufltu¤u sonuçtur veyeni bir çeliflkinin do¤ufludur.

“‹kinin bir içinde uzlaflmas›na” tama-men z›t, “birin ikiye bölünmesi” mücade-lesi ile ba¤lant›l› olarak ÇKP’li yoldafllar,kapitalizm ile sosyalizm, burjuvazi ileproletarya önderli¤i örne¤inde ki gibi“ortak noktalar arama” teorisini keskinelefltiriye tabi tuttular. Bununla biz, Liufiiao fii, Yang Sien ve di¤erlerine at›ftabulunuyoruz. Gerçekten öze de¤il de, sa-dece yüzeye bakarsak, Marksizm ile re-vizyonizm aras›nda da çok say›da sözde“ortak noktalar” bulabiliriz. Sosyalizmve hatta komünizm lehine, proletaryay›temsil ettiklerini revizyonistlerde iddiaetmiyorlar m›? Ancak biz, MLM kavray›-fl›m›z› kullanarak, yüzeyden derine indi-¤imizde, gerçektende görece¤iz ki, re-vizyonizm ile Marksizm içerik üzerinde-ki bütün noktalarda birbirlerine amans›zdüflmand›rlar.

Birlik, ve mücadele, sentezin ürünüolarak görülmelidir. Yeni bir çeliflki teme-linde kurulan yeni bir fleyin ileri ç›k›fl›d›rki, mücadelede belli bafll› önemli noktala-r› ihmal ederek, “uzlaflmalar” temelindekefliflerle birli¤in kazan›lamayaca¤› çokkesindir. Komünist hareketin uzak ve ya-k›n tarihinde varolan çok say›daki örnek-ler de göstermektedir ki, keflfedilen “ortaknoktalar” temelindeki birlikler asla bafla-r›l› olmam›flt›r. Komünist Enternasyo-nal’in kendi kurulufluna dönersek flayet,orada da Lenin’in birlik içine çok say›dagücü katmak için büyük savafl›m verdi¤i-ni görürüz, ancak bu, temel ilkesel mese-leler üzerinde uzlaflmaks›z›n olmufltur.Lenin, özellikle Komünist Enternasyonalüyelerini, sahte yönetimi da¤›tmak, sahtebirlik kisvesi alt›nda onlarla uzlaflmayaçal›flanlara karfl› her çabay› göstermele-rinde ›srar etmifltir.

Bu noktay› daha iyi anlamak için Tür-kiye-Kuzey Kürdistan Komünist Hareke-tinin tarihine bakmak yararl›d›r. Eskidenberi Mao ve devrimci Çin’in taraftarl›¤›n›maskaralaflt›rmay› deneyen (Çin karfl›-devrim darbesini desteklemesi sürpriz ol-mayan ve gerici egemen s›n›flarla iflbirli-¤ini öneren; Türkiye-Kuzey Kürdistandevrimci hareketinin yeminli düflman› re-vizyonist Do¤u Perinçek) dahildir. Türki-ye’de, ‹brahim Kaypakkaya’n›n baflkald›-r›s›na daha önce göndermede bulunmufl-tuk. ‹brahim Kaypakkaya’n›n yürüttü¤ümücadele,binlerce, on binlerce taraftar›h›zla harekete geçiren yeni bir birli¤i;TKP(ML)’yi yaratt›. Fakat, herhangi birbirlik gibi bu birlikte mücadele ile dam-gal›d›r. ‹brahim Kaypakkaya’n›n flehitdüflmesi sonras›nda, devrimci tecrübeninözetlenmesi ve hangi ideolojik, politikçizginin uygulanaca¤› üzerine yeni birtart›flma ortaya ç›kt›.

Amac›m›z burada bu mücadele tarihi-ni detaylar›yla gözden geçirmek de¤il.

69

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 68: Sınıf Teorisi - Sayı 8

(Konuyla ilgili baz› önemli bilgiler, Ka-

zan›lacak Dünya dergisi, 28 Ocak 2002

say›s›nda, “TKP/ML’ ye aç›k mektup”

makalesinde bulunabilir.) Maoist Ko-münist Partisi (MKP) de yapt›. ( Maoist

Komünist Partisi 2002’de TKP(ML)

1.Kongre kararlar›yla kuruldu ve ‹bra-

him Kaypakkaya’n›n ölümü sonras›n-

da TKP/ML’ de egemen olan oportü-

nist çizgiyi ve özellikle de, Mao’nun

Marksizm-Leninizm’i toptan yeni bir

nitel aflamaya gelifltirdi¤i sorunu ve

Halk Savafl›’n› ve Türkiye-Kuzey Kür-

distan devriminin yolu üzerine analiz

ve özetlemelerde bulundu). Do¤ru birideolojik politik çizgi ihtiyac› nedeniyleörgütsel alanda bölünme aksediyordu.

Komünist öncü güçlerin bölünmüfllü-¤ü aç›kt›r ki Türkiye-Kuzey Kürdis-tan’da, kitlelerin mücadelesi üzerinde bü-yük bir yüktü. Gerçektende, kitleler pratikmücadeleyi s›k s›k felç eden bölünmeyigörebiliyordu. Genifl kitlelerin kendili¤in-den elde edemeyece¤i, MLM’lerin muh-taç oldu¤u Marksizm ile Revizyonizmaras›ndaki mücadelenin yüzeyinden de-rinlere inildi¤inde, yüzeye yans›yan fle-yin, derinlerdeki ideolojik- siyasi çizgiproblemi oldu¤u görülür. Kitleler içindo¤ru ve geçerli olan fley, ta ki MLM’ yiuygulamada iyice ustalaflmad›kça, bu du-rum politik bir partinin genifl üyeleri için-de ayr›ca do¤ru ve geçerlidir. (o süreçtegenel olarak TKP(ML)’nin iyi donan›-m›ndan söz etmek çok zordur) Parti üye-lerinin ço¤unlu¤uda ayr›l›k ve t›kanmada-ki özü de¤il, yüzeyindekini görüyor, amane var ki ideolojik ve politik çizgidekiesas derin problemi göremiyorlard›.

Birkaç defa TKP(ML)’nin ana grup-lar›n› tek merkez alt›nda birlefltirme giri-flimleri s›ras›ndaki varolan durum buydu.Bunlar›n içinde en önemli çaba, 1992’deGeçici Birleflik Merkez Komitesi’nin(GBMK) kurulufludur. Geçici Birleflik

Merkez Komitesi guruplar›,TKP(ML)’nin en büyük parçalar›yd› vebu geliflme TKP(ML) üye ve taraftarlar›aras›nda büyük sevince yol açt›. TKP/ML(Maoist Parti Merkez) bu birli¤e kat›lma-d›. GBMK, varolan merkezler aras›ndagörüflmelerde bulunan “ortak noktalar”laoluflturuldu. Hatta yüzeyde görünen, partiideolojisi olarak MLM’nin kabul edilifligibi konular “ortak noktalardan” olufltu-ruldu. Maoizm; özelliklede, Mao’nunStalin’in hatalar›na getirdi¤i elefltirilerinreddi; Maoizm hakk›ndaki ayn› eski hata-l› kavray›fl›n üzerinin kapat›lmas›nda for-malite, laf kalabal›¤›ndan öte bir anlam›olmad›. DEH de¤erlendirmesinde, geçmi-flin yanl›fl ve zararl› iyi bilinen tutumunu,yeni GBMK’de sürdürdü.

Bu tecrübe sonuçlar›n›n de¤eri tak-dire flayand›r. GBMK üye ve taraftarlar›-n›n beklentilerine cevap verebilmede veTürkiye-Kuzey Kürdistan’daki yeni dev-rimci yükselifle önderlik edebilmede sonderece yetersizdi. Tersine, eski grupçuluk,disiplinsizlik, bölünmüfllük ve örgütselyap›y› felce u¤ratan olumsuzluklar, yenibiçimlerde devam ediyordu. Bir kaç y›lgibi k›sa bir süre içinde parti, yeni bir bö-lünme gerçe¤i ile karfl› karfl›ya kald›.TKP(ML) içindeki gibi bir mücadele veilerleme sürecine do¤ru bir çizgi taraf›n-dan yön verilmemesinden dolay›, yaflan-m›fl olan çeflitli birlik ve bölünmeler, ger-çek bir MLM çizginin kumanda etti¤i or-tamlarda yaflanan türden bir birlik-müca-dele-birlik sürecini temsil etmiyordu. Do-lay›s›yla, Türkiye-Kuzey Kürdistan örne-¤inde daha yüksek seviyedeki bir partibirli¤i ve daha yüksek seviyedeki bir dev-rimci prati¤e hiçbir zaman ulafl›lamad›.

Ancak son y›llarda TKP(ML) önder-lerinin ve üyelerinin geçmiflteki yanl›fl tu-tumlar›n› daha kapsaml› ele al›p reddede-rek, yaflanan geçmifl tecrübeleri bir bütün-lüklü MLM temelde daha derinlemesine

70

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 69: Sınıf Teorisi - Sayı 8

özetleme sürecine girmeleri ile ve bu sü-rece ba¤l› olarak Uluslararas› KomünistHareket ile; özellikle de DEH ile dahasa¤lam bir biçimde kenetlenmeleri sonu-cunda, bu olumsuz durum de¤iflmeye bafl-lam›flt›r. ‹flte bütün bu geliflmelerin ›fl›¤›da, TKP(ML) ile TKP/ML aras›nda cere-yan etmekte olan mücadelenin geçmifltekisekter didiflmelerden çok daha farkl› birkaraktere sahip oldu¤unu görebiliyoruz.(ülkedeki devrim hareketinin kaderini et-kileyecek ölüm kal›m meselesinin do¤rubir tarzda ele al›nmas› ve TKP(ML) ileTKP/ML aras›ndaki farkl›l›klar›n iki çizgimücadelesi seviyesine yükseltilmesi gibi)

Di¤er alanlarda oldu¤u gibi, Türkiye-Kuzey Kürdistan’da da, tüm gerçek ko-münistlerin tek bir merkezde birlefltiril-meleri süreci henüz tamamlanmam›flt›r.Mevcut TKP/ML içerisinde, oluflturula-cak olan birleflik öncü parti de aktif bir roloynayabilecek ve bu rolü oynamas› gere-ken önderler, kadrolar, üye ve taraftarlarbulunmaktad›r. Bu sürecin do¤ru bir te-melde tamamlanabilmesinin koflullar› vegerçek ifadesini ancak tek bir öncü parti-

de bulacak olan “yeni bir birli¤in” ortayaç›kar›labilmesinin yolu yanl›fl anlay›fllar-dan daha köklü ve radikal bir biçimdekopmaktan geçecektir ki, bu yanl›fl anla-y›fllar bugün, giderek daha fazla yo¤un-laflm›fl bir biçimde TKP/ML içerisindegörülmekte ve TKP/ML'nin, DEH safla-r›ndan uzaklaflmas›nda ve uluslararas›komünist hareketin “birli¤ini” inflas›na

iliflkin DEH d›fl›nda yanl›fl ve merkezciyaklafl›mlar› benimsemesinde ifadesinibulmaktad›r.

BÖLÜCÜ K‹MD‹R? B‹RL‹⁄‹K‹M TEMS‹L ED‹YOR?

Tarih ayr›ca göstermifltir ki, birlik içinsavafl›mda, hizipçilik, bölünme ve entri-kalarla u¤raflanlar gerçek MLM’ler de¤il,her zaman revizyonistler ve oportünistlerolmufltur. MLM parti ve örgütler sürekliiki çizgi mücadelesi arenas› olmufllard›rve tart›flt›¤›m›z gibi bu, bazen çok keskinmuharebelere yol açar, ancak parti içinde-ki bu birlik süreci önderlerle üyeler ara-s›nda ve daha da önemlisi, parti ile kitle-lerin kendileri aras›ndaki birli¤i güçlendi-rir, sa¤lamlaflt›r›r.

Di¤er yandan burjuva ve gerici politikpartiler de¤iflik türden bir mücadeleyeodaklan›rlar. Kifliler ve klikler aras› mü-cadele; flahsi ç›kar, rüflvet ve yiyicili¤ipaylafl›mlar› içindir. Belirli bir zaman sü-recinde bu tür partiler kendi saflar›nda

görüntü-de birli¤ikoruya-b i l m i fl -lerse bu,mis i l le -me, mü-kafatlan-d › r m au m u d u ,

cehalet ve hatta terör korkusunun yüksel-mesinden olmufltur. Bu partiler ilk çatlak-ta bölünürler ve önderleri a¤a düflürülmüflbir yengeç misali sald›r›p ›s›r›rlar.

Çünkü bunun nedeni, burjuva ve geri-ci partiler, proletaryan›n ve genifl kitlele-rin ç›karlar›n› temsil etmezler/edemezlerve bu nedenle bunlar mutlaka, her zaman,kitleleri aldatmak ve yan›ltmak isterler;

71

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Nitelik olarak revizyonist partilere dönüflen eski MLM parti-lerin de, gerici partilerden farklar› yoktur. Bu türden partilerinsözde demokratik merkeziyetçili¤i ve disiplini parti üyeleri dedahil, halk kitleleri üzerinde diktatörlük uygulayan tam bir geri-ci karakteri ihtiva eder. Bugünkü ÇKP, burjuva gerici ve faflist birpartinin mükemmel örne¤i durumundad›r.

Page 70: Sınıf Teorisi - Sayı 8

kitlelerin geri duygular›na hitap ederlerve onlar üzerinde diktatörlük uygulamay›denerler. Ancak güçlü takipçilerinin oldu-¤u görüntüsündeki burjuva ve gerici par-tiler, er veya geç, mutlaka halk kitleleri-nin yarg›s›yla yüzleflirler. Bir ülkeden di-¤er ülkeye tarih bunu ispat etmifltir.

Mao Zedung bunu “üç yap, üç yap-ma”da parlakça özetledi: “revizyonizmide¤il, Marksizm uygula, bölünme birlefl,hile ve entrikayla u¤raflma, aç›k ve dürüstol” ( ) Birinci kilit mesele MLM çizgiyiuygulamakt›r. Bu çizgiden uzaklaflanlar,aç›k ve dürüst olamazlar ve MLM bak›flaç›s›na uygun, ilkeli mücadele yürüte-mezler. ‹lkeli mücadele yerine kiflisel sal-d›r›lar yaparlar, dedikodu ve söylentileryayarlar, mücadelenin önemli karmafl›kçizgi meselelerinde küçük ve tali nokta-larda yo¤unlafl›rlar. Bir kez Mark-sizm’den uzaklafl›ld›¤›nda halk kitlelerineve parti kitlesine güven duymak imkan-s›zlafl›r ve hile entrika günün kural› halinegelir. Bu tür insanlar her zaman enternas-yonal proletaryan›n uzun vadeli ç›karlar›-n›, küçük az›nl›¤›n dar ve k›sa vadeli ç›-karlar›na feda ederler. Gerçek komünist-lerin birli¤i için ve parti ile kitleler aras›n-da birlik için savaflmak, Marksist-Leni-nist-Maoistler'in sürekli olan görevlerin-den biridir. Burjuva ve gerici partilerebenzer bir çal›flma stili ve “mücadele” bi-çimlerinden uzak duracak uyan›kl›kta ol-malar› MLM’lerin hiç bir zaman gözdenkaç›rmamas› gereken bir durumdur.

Nitelik olarak revizyonist partileredönüflen eski MLM partilerin de, gericipartilerden farklar› yoktur. Bu türden par-tilerin sözde demokratik merkeziyetçili¤ive disiplini parti üyeleri de dahil, halk kit-leleri üzerinde diktatörlük uygulayan tambir gerici karakteri ihtiva eder. BugünküÇKP, burjuva gerici ve faflist bir partininmükemmel örne¤i durumundad›r. Mao’yaçok yak›n binlerce taraftar› ve efli Chiang

Ching’i tutuklayanlar; iktidar› elde tut-mak u¤runa devrimci iflçi ve köylülerezulüm uygulayanlar, dünyaca ünlü 1989Tianenmen Meydan Kasaplar› olarak bili-nenlerdir. Bu tür partilerin düzeltilmeleriimkans›zd›r ve t›pk› gerici diktatörlükleruygulayan di¤er gerici partiler misali flid-det yoluyla y›k›lmal›d›rlar.

B‹RL‹K ‹Ç‹N MÜCADELEGÖREVD‹R

Tüm ülkeler de bütün komünist güçle-rin birli¤i için mücadele sürekli bir ihti-yaçt›r. Fakat birlik ihtiyac› ve hatta birlikistemek; mücadele yoluyla tek bir öncüdebirleflme baflar›s›, her zaman yeterli olmu-yor. Belirli bir ülke de, gerçek komünistgüçlerin büyük k›sm›n›n toparlanarakmerkezin hizmetinde olmas› için do¤ru birMLM ideolojik ve politik çizginin ortayaç›kmas› bir kez daha anahtar faktördür.

Tarih göstermifltir ki, böylesi bir do¤-ru çizginin ortaya ç›k›fl›, ülkeden ülkeyede¤iflik flartlar ve komünist hareket tarihi-nin farkl›l›¤›na göre büyük de¤iflikliklergösterir. Mesela Peru’da Baflkan Gonzalo,bu ülkenin komünist hareketinin tarihininen derinlerine indi ve Gonzalo yoldafl, de-¤iflik biçimlerdeki revizyonizme ve opor-tünizme karfl› mücadele savafl›m›nda mer-kezi rol oynayarak, do¤rudan sistemlimücadeleler yoluyla PKP’ yi ortaya ç›kar-d›. Ancak Nepal’de NKP(M)’nin kurulu-flu farkl› bir yol izledi ve Paraçanda yol-dafl, daha sonralar› NKP(M)’nin kurulu-flunda merkezi rol oynayan güçlerin,1970’ler örne¤indeki gibi komünist hare-ketin ilk aflamalar›nda, ekseriyetle do¤rukomünist güçler olmad›klar› sonucunavard›.

Bir ülkede do¤ru bir çizginin yarat›l-mas› kaç›n›lmaz alt-üst olufllar, ilerlemeve gerilemeler içinde geliflen bir süreci

72

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 71: Sınıf Teorisi - Sayı 8

kapsar. Bildi¤imiz gibi do¤ru bir çizgi deasla “oldu¤u gibi kalan” bir süreç izle-mez; do¤ru bir çizgi, s›n›f mücadelesi ilekarfl›l›kl› etkileflim içinde, yanl›fla karfl›sürekli mücadele içinde korunur ve ilerle-tilebilinir. Uygun süreç ortaya ç›kt›¤›ndabaflar›lacak bir birlikten uzak kalman›ngerekçesi gibi, gaip tan›mlamalar kulla-narak hiç bir zaman elde edilmeyecek“mutlak do¤ru çizgi” aramak hatas›nadüflmek ayr›ca mümkündür. “Mutlak do¤-ru çizgi” aramak, diyalektik materyalistde¤il, idealist ve metafiziktir. Varl›kla dü-flünceyi, teoriyle prati¤i ay›rmak, sekte-rizme ve darl›¤a götürür. Dünyada ve de-¤iflik ülkelerde, büyük tecrübeler eldeedildi. Hareketimizin tarihinde büyük ba-flar›lar kazan›ld› ve Nepal Halk Savafl›-’n›n ilerleyifli örne¤indeki gibi, yenilerinede bu süreç içerisinde var›l›yor. Ancak bi-liniyor ki, Enternasyonal Komünist Hare-ketin hala ac›s›n› yaflad›¤› Çin’in yitiril-mesi de dahil, ciddi gerilemelerde yaflan-d›. Do¤ru bir çizgi, ilerleme ve gerilememücadelesinin bu zengin tecrübesi teme-linde mutlaka ifllenmelidir. Enternasyonalproletarya ve ezilenlerin mücadelesinintümü, MLM taraf›ndan özetlenmelidir.

Bir dizi ülkede bu tecrübelerin özet-lenmesi, ayr› duran komünist güçlerinfarkl› bölüklerince baflar›ld›. Ülkenin de-¤iflik köflelerinde, Halk Savafl›’n› gelifltir-mekte dahil, devrimci mücadelenin farkl›biçimlerini yürütmekte olan büyük yüzölçümlü Hindistan’›n de¤iflik ve komünistgüçleri, komünist hareketin tarihindenkaynakl› olarak, (Hindistan Komünist ha-reketinde bu önemli bir özelliktir) flimdiHindistan’da komünist hareketin hem ya-k›n y›llar›n hem de Naxalbari büyük isya-n›, her iki sürecin tecrübelerini birlefltirmegörevi gündeme keskince oturuyor. Mü-cadele arenas›nda böylesi bir özetlemeayr›ca önemlidir. Nas›l bir ders ç›kar›la-cak? Afl›lmas› gereken zay›fl›klar neler-

dir? Di¤er ülkelerdeki gibi, DEH ile bir-leflmek ve do¤ru MLM bir çizgi izleyentek bir öncü partide birleflmekten baflkabir anlama gelmeyen bu sürecin baflar›l›bir flekilde tamamlanmas› yine bir kopuflve at›l›m sürecinden geçecektir. Bu ülke-de komünist hareketin geliflmifl muazzamolumlu baflar›lar›n› reddeden görüfl vepratik, aç›kça yanl›fl bir karar olacakt›r.

Yine Hindistan'da MLM'leri "ortaknoktalar"da buluflturarak birlefltirme ça-bas›n›n baflar›s›zl›¤a u¤rad›¤› görüldü.1990 sonlar›nda Hindistan MLM hareke-tin bir parças› birkaç güç, bir hareket için-de birleflmesi ile Janashakti örgütününkuruluflu ile sonuçland›. Bu hareketin ku-ruluflu MLM hareketin bir kesim taraftarve savaflç›lar› aras›nda büyük bir coflkuyayol açt›. Ancak bu birlik sahte ve bofltu.Bu birlik söz konusu birleflen hareketleraras›nda varolan ayr›l›klar›n "ortak nokta-lar" da uzlaflmalar›yla karar verildi. Ay-r›ca bu birlik Çaru Mazumdar yoldafl›nyönetti¤i Naxalbari hareketinin yanl›fl de-¤erlendirilmesi temelinde yap›ld› ve buders ve tecrübeler ret edildi. Komünistenternasyonal hareket tarihinde di¤er birçoklar›nda oldu¤u gibi bu oportünist bir-likte "ikinin bir içinde tekleflmesi" uzlafl-mas› temelinde yap›lmas› ve Halk Sava-fl› stratejisi için bar›flç›l kitle örgütü inflaaetmek ve illegal mücadele için uzun süre-li parlamenter siyasi çal›flmaya kat›lmala-r› sürpriz olmad›. Marksizm’i oportü-nizmle eflitlemeye çal›flan bu tür bir ek-lektizm revizyonist pratik ve yöneliminbask›n oldu¤u zamanlarda bunlar içinMarksizm sadece bir vitrin anlam›na ge-lir. Janashakti örgütünün kuruluflu olay›n-da ilkesiz birlik uzun sürmedi ve sabunköpü¤ü misali da¤›ld›. Birli¤in ortaya ç›-kard›¤›/yaratt›¤› devrimci coflku kendisiniçok daha a¤›r bir demoralizasyona b›rak-t›. Ancak bu Janashkti üye ve önderleri-nin Hindistan'da gerçek bir MLM öncü-

73

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 72: Sınıf Teorisi - Sayı 8

nün kurulufluna katk› sunacaklar› tecrübeve deneyimlerin olmad›¤› anlam›na gel-mez. Ancak bu tecrübenin faydal› halegelmesi için bunun halk›n davas›na hiz-met etmesi için "ikinin bir içinde teklefl-mesi" ve özelliklede oportünist ve reviz-yonist elefltiri sürecinin derinlemesine ya-p›lmas› kaç›n›lmaz bir gerekliliktir.

KOMÜN‹ST PART‹S‹N‹N ENTERNASYONAL Ç‹ZG‹S‹

Her politik parti ve örgütlenmeye birdurufl, bir bak›fl aç›s› ve bir metot rehber-lik eder. Kendi ülkesinde devrim yapmakiçin ortaya ç›kan bir parti için tek bir ide-olojik ve politik çizgi uygulamak, ama, en-ternasyonal harekete gelindi¤inde ise fark-l› bir ideolojik ve politik çizgi uygulamakimkans›zd›r. Tarih bu zaman› tekrar, tekrargösterdi. Bafllarda da gözlemledi¤imiz gi-bi, komünist partilerin kuruluflu ve komü-nist enternasyonale ba¤l›l›k, tek bir sürecinparças›yd›.

Tsarist Rusya’s›nda ortaya ç›kan, prole-tarya diktatörlü¤ünü destekleyip destekle-meme meselesi, birinin kendi ülkesindeproletarya diktatörlü¤ü için savafl›p savafl-mamas›yla ilgilidir. Mao’nun revizyoniz-me karfl› savafl›m›n› ve Kültür Devriminidesteklemek, gerçek devrimci komünistlerile de¤iflik renkten revizyonistler aras›ndaolmazsa olmaz zorunlu ayr›m çizgisidir.

Ancak hat›rlamal›y›z ki, o zamanlar sa-vafl›m›n sanc›l› oldu¤u, bugün de çok aç›kgörülüyor. “Baflar› getiren her fley iyidir”felsefesiyle Lenin ile modern revizyonist-ler aras›nda temel ayr›m çizgisini bulun-durmaya çal›flan oportünistlerdi. Mao dev-rimcilere “revizyonizme karfl› isyan etmekmeflrudur” ça¤r›s›nda bulundu¤unda, o dö-nemler Birleflik Amerika emperyalizminekarfl› çok önemli bir mücadeleye önderlikedenlerden dikkate de¤er olan Vietnam ‹fl-

çi Partisi gibi etkili güçler, Sovyet revizyo-nist kli¤i de dahil, enternasyonal komünisthareket içinde, yanl›fl bir “birlik” koruma-ya çal›flt›lar. Birleflik Amerika ile çat›flma-lar›nda, Vietnam önderli¤inin yüzleflti¤ibüyük ihtiyac› kimse inkar edemez ve dip-lomasi yoluyla uzlaflma tart›flmalar›n› anla-mak zor de¤ildi. Ancak kitlelerin en güçlüemperyalist düflmana karfl› ülke cephesindebaflar›l› ve kahramanca savafl›ndan sonrabile, emperyalist dünya sistemi a¤›na dü-flen Vietnam’›n trajik ihanetinden ayr›cadersler ç›karabiliriz.

Geçmiflte do¤ru olan bugün daha azdo¤ru de¤ildir. Çin’de yenilgiyi takiben,bir süre için, Maoist harekette kar›fl›kl›k veenternasyonal komünist hareket bölükle-rinde ayr› ilerlemeler kaç›n›lmazd›. Çin’inkaybedilmesi ve bu kayb›n, dünya komü-nist hareketi içindeki baz› güçlerin, di¤ergüçlere göre yerini tayin etmesi bak›m›n-dan çok daha elveriflliydi. Mao’nun olduk-ça güzel aç›klad›¤› gibi “er veya geç, dev-rim yapan herkes eflit uygulamalarla müka-fatland›r›l›r”.

Bugün enternasyonal komünist güçle-rin hemen hemen tümü, uluslararas› düzey-de birlik istemektedirler. Sorun kimlerle,hangi ideolojik ve siyasi çizgi, ve hangiamaçla birleflilecek? DEH’in benimsedi¤ikararlara karfl› tutum s›radan küçük birolay de¤ildir. DEH’i önemsememek veyaona düflmanca davranmak, kendi ülkesinindevrimi için do¤ru bir karar olmas› imkan-s›zd›r. Tersine, DEH’in yanl›fl bir de¤erlen-dirmesi, bir tehlike iflareti kabul edilmeli veyanl›fl de¤erlendirme temeli üzerine kuruluhatal› ideolojik-politik görüfllerin ortaya ç›-kar›larak h›zla söküp atman›n hizmetinesokulmas› için ele al›nmal›d›r.

Ülkelerinde s›n›f mücadelesiyle iliflki-li enternasyonal düzeyde gruplaflan partile-rin takip ettikleri politik çizginin yans›ma-lar›na bakmak ayr›ca dikkate de¤erdir. Bel-

74

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 73: Sınıf Teorisi - Sayı 8

çika ‹flçi Partisi'nin parlamenter kretenizmive modern revizyonizme karfl› verilen zor-lu mücadeleyi unutturma ve komünist ha-reketle tamamen oportünist ve anti-Maoisttemelde yeniden birleflme çabas› elele gidi-yor. Almanya Marksist-leninist Partisi, Ne-pal Komünist Partisi (Maflal), HindistanKomünist Partisi (K›z›l Bayrak) bu gibiler-dir ve Marksist-Leninist Parti ve ÖrgütlerinEnternasyonal Konferans› (MLEK), dev-rimci olmayan programlar›yla birbirlerineyamanm›fl bulamaç bir birlikteliktir.

DEH’in varl›¤› tek tek ülkelerde, ger-çek Maoist güçlerin birli¤i için daha elve-riflli atmosfer yaratt›¤›n› görebiliyoruz.Mesela Afganistan’da ayr› duran güçlerin,Afganistan Komünist Partisi’ni güçlendir-meye adamalar›n da bunu aç›kça görebili-yoruz. Hindistan’da bu ülkenin en önemliiki Maoist grubu aras›nda yaflanan silahl›çat›flmaya son verilmesi için DEH’in ya-y›mlad›¤› ça¤r›. O zamanlar orada, DEHinisiyatifini önemsiz bulan veya olaya el at-mas›na hofl bakmayanlar, flimdi çat›flmay›durdurmada oynad›¤› önemli rolü ve bu ül-kenin Maoist hareketine tafl›d›¤› olumlu at-mosferi hiç kimse inkar edemiyor.

Bu, DEH’in bütün Maoist güçleri içineald›¤› ve kendisi d›fl›ndaki güçlerin Maoistolmad›¤› anlam›na m› gelir? Aç›kt›r ki böy-lesi bir tart›flma saçmal›k olurdu. Gerekulusal, gerekse uluslararas›, her iki düzey-de de, gerçek komünistlerin birli¤i müca-delesinde etkin rol oynama ihtiyac›n› du-yan DEH d›fl›nda, önemli Maoist örgütlen-meler bulunmaktad›r. Kuruluflumuzda davurgulad›¤›m›z gibi, yeni tipte bir Komü-nist Enternasyonal, flimdiye kadarki sahipoldu¤umuz tecrübelerin ve çeliflkinin nite-lik olarak daha ileri ve yüksek düzeyinintemsilcisi olacakt›r. Her gerçek komünistgücün yüz yüze bulundu¤u problem fludurki, tüm içtenli¤i ile gerçek MLM’lerin bir-

lik sürecini desteklemek veya di¤erlerininyapt›¤› gibi isteklerin gerisinde kalmakt›r.Ya Marksizm-Leninizm-Maoizm temelin-de birleflmek, yada geçici olarak güçlenme-yi düflünen di¤erleri gibi ideoloji ve politi-kay› ikincil duruma atmak. Uluslararas›alanda gerçek MLM güçlerin birli¤i süreci-ni “içtenlikle desteklemek” veya “gerisindekalmak” önemli bir çizgi sorunudur veözellikle bir ülkede tek bir öncü partininkurulufl problemi ile birbirine kar›flt›r›larakhas›r alt› edilemez. fiimdi soru fludur;DEH'in ve di¤erlerinin baflar›lar› temelin-de daha ileri yürünecek ve enternasyonalçapta gerçek bir MLM bir kutup mu binaedilecek, yoksa ilk görev Devrimci Enter-nasyonalist Hareketin (DEH) embriyonikmerkez rolünü tasfiye ederek, yerine eklek-tik, bofl ve Maoistlerle oportünistleri mibirlefltirece¤iz ve di¤er baz› yarars›z yap›-larla m› birleflece¤iz?

Bu gün esen "birlik rüzgar›" bir çok ül-kede devrimcilere umut tafl›maktad›r. Bu-gün komünist güçler yetersizlikleriyle baflaç›kmalar› bak›m›ndan flafakta görünen bü-yük mücadelelere önem vererek, varolanbirli¤i sa¤lamlaflt›rmak ve daha ileri dahasa¤lam ve daha do¤ru bir çizgiyi temsil et-mek iste¤indedirler. Maoistleri birlefltire-cek mücadele basit olmayacakt›r fakat on-suz devrimde olmayacakt›r. Çabam›z› ikikat›na ç›kararak ve yanl›fllar› at›p do¤rular›bayrak edinerek, hem ulusal hem de ulusla-raras› çapta gerçek komünistlerin birli¤iniilerletmede ve kazanmada önemli ilerleme-ler sa¤lamam›z mümkün olacakt›r.

***

Not: Bir Çin Komünist Partisi belgesiolan "‹kinin bir içinde uzlaflmas› teorisigericilerin kapitalizmi restore etme felse-fesidir." tam metnini Kazan›lacak Dünyadergisi web-sitesinde elde edebilirsiniz.(www.awtw.org.)

75

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 74: Sınıf Teorisi - Sayı 8

Afla¤›daki belge, Komünterniçindeki baz› partileringizlilik ve gizli çal›flmaüzerine kimi yaz›lar›n›n

bir araya getirilmesiyle oluflturulmufl birbroflürdür. Broflür, ilk kez Nisan 1986 y›-l›nda B. Partizan Yay›nlar› taraf›ndan ya-y›nland›.

Bu say›m›zda bu broflürün tamam›nayer vermeyi gerekli gördük.

Bunun belli bafll› nedenlerine gelin-ce. Ülkemiz devrim mücadelesinin esastaillegal olmas› ve tamamen bu nesnel du-rumdan hareketle illegalite ve illegal faali-yetin tart›flmas›z bir önemde olmas›ndan;bunun ilke ve kurallar›n›n mücadele aç›-s›ndan hayati bir önem tafl›mas›ndan; do-lay›s›yla, baflka ülkelerin de olsa, a¤›r be-deller, büyük ac›lar pahas›na edinilmifltecrübelerin kendi mücadele tecrübeleri-mizle birlefltirerek çok daha güçlü bir biri-kimle yürüyebilmemize hizmet edecektir.Bu, günümüz koflullar›nda oldukça önemve gereklilik kazanmaktad›r.

Bu sebeplerledir ki, her devrimci mi-litan›n titizlilikle incelemesi gerekmekte-dir. Ve elbette ki, kendi ülke devrimci mü-cadelesinin tafl›d›¤› özgünlükleri, temelfarkl›l›klar› hesaba katarak ve bunlar ara-s›nda do¤ru bir diyalektik ba¤ kurarak.Ül-kemizin devrimci mücadelesinde kazan›l-m›fl tecrübelerle birlefltirerek incelendi-¤inde, daha güçlü ve do¤ru bir birikim el-de edilecektir. S›n›f düflmanlar›m›z›n sa-raylar›n› bafllar›na y›kmak için bu biriki-me de gereksinim oldu¤u asla unutulma-mal›d›r.

‹LLEGAL PART‹ ÇALIfiMASI-

NIN KURALLARI

1- Hiç bir flart alt›nda parti çal›flmas›-na ve parti iflçilerine ihanet etme.

2- E¤er güvenilir flifreli yaz› ile de¤il-se, üstünde isim ve adres tafl›ma ve bulun-durma.

3- Evinde seni tehlikeye düflürebilecekyaz› ve ( kitap ) bulundurma.

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

76

‹LLEGAL PART‹ ÇALIfiMASININ

KURALLARI“Gevezeli¤e karfl› amans›z savafl! Hem sözde legal, hem de illegal partile-

rin tüm üyeleri geveze1i¤in devrimci dava aç›s›ndan her an ihanete dönüfle-bilecek olan, do¤rudan ve en kötü tahribat çal›flmas›yla eflanlaml› oldu¤u ko-nusunda aç›k olmal›d›r, iflah olmaz gevezelere devrimci partide yer yoktur.”

Page 75: Sınıf Teorisi - Sayı 8

4-Parti çal›flmas› esnas›nda kendini ge-reksiz yere tehlikeye atma.

5-Tehlikeli oldu¤u için parti iflindenkaç›nma.

6- Parti için yapabilece¤inle ya da yap-t›¤›nda övünme.

7- Gerekli olmad›kça parti ile iliflkile-rini a盤a vurma.

8- Parti çal›flmas›na ya da bir toplant›-ya giderken ispiyoncular›n seni izlememe-sine dikkat et.

9- Tehlike an›nda cesaretini yitirme.

10- Tutukland›¤›nda gerek ön sorufltur-ma gerekse de mahkeme önünde hiçbir so-ruya cevap verme.

1- Parti çal›flmas›na ve parti iflçilerineihanet etmek, parti iflçisinin affedilemez su-çudur. Hangi araçlarla ve iflkencelerle yol-dafltan bu bilgi al›nmaya çal›fl›l›rsa çal›fl›ls›n,hükümete bu konuda bilgi vermek utanmaz-ca ihanet etmek demektir. HA‹N OLMA!Kendini iyi flartland›r! Her etkiye ve iflken-ceye karfl› durabilmen için b›rak bu kararl›-l›k varl›¤›n›n en derinlerine kadar ifllesin.Hiçbir tekdir sözü bir hain için yetmez.

2-Tutuklanma s›ras›nda, yoldafllar›n,parti iflçilerinin ve toplant› yerlerinin adla-r›n› ve adreslerini herkesin anlayabilece¤iflekilde üzerinde bulundurmak, bunlar› hü-kümete bildirmekle hemen hemen ayn›fleydir; en az›ndan sonuç ayn›d›r. Böylesiisimler ve adresler bir an için bile herkesinanlayaca¤› biçimde yaz›lmamal›d›r. Bun-lar› mümkün oldu¤unca akl›nda tutmayaçal›fl. Tuttu¤un notlar, sadece sana hat›rla-manda yard›mc› olsun. Mutlaka not etmengereken fleyleri güvenilir flifrelerle yaz.

Her halükarda ama, yan›nda DO⁄RUadresin olmas› ve ( DO⁄RU adresi —ÇN) tan›man gerekti¤ini bilmek zorundas›n.Yoldan geçenlerden, hatta kap›c›dan ve evsahiplerinden sormak tamamen yanl›flt›r.Partiye ait paketlerin ve mektuplar›n gön-derilmesinde adreste yan›lmak oldukçatehlikelidir. Böylesi hatalar sonucu, yal-n›zca önemli paketler ve mektuplar kolay-l›kla kaybolmakla kalmaz, hükümetin eli-ne de geçebilir. Parti paketlerinin ve mek-tuplar›n›n gizli ulafl›m yollar› böyleliklea盤a ç›kabilir. Do¤ru adresler ortaya ç›-kart›labilir ve sonuç olarak bu bizzat o ad-reste oturanlar›n tutuklanmas›na yol açabi-lir. Bir parti adresini ö¤rendi¤inde ya daverdi¤inde hata yapmad›¤›na emin olmakiçin SÜREKL‹ OLARAK ‹K‹ KEZ GÖZ-DEN GEÇ‹R.

Bir fleyi kesinlikle yazman gerekiyor-sa, bunu iyi flifreli bir flekilde yap. Say›lariçin sürekli olarak kolay bir flifre kullan›la-bilir, örne¤in 10 harfli bir kelime — ya da5'er harften oluflan iki kelime al. ( Kelime-ler hiç bir anlam ifade etmemelidir. Çünküo flekilde rahatl›kla flifre çözülebilir.) örne-¤in "Verga Dschir" kelimelerini al, ( Ayn›harf iki kere tekrarlanmamal›d›r ) ve on-dan sonra "1" yerine "V" harfini, "2" yeri-ne "e" harfini, "3" yerine "r"yi vs. geçir."O" yerine "w" kullan.

Mümkün olan yerde, parti paketleri ve

77

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

“Provokasyona karfl› bafla-r›l› mücadelenin temel önko-flulu, örgütün do¤ru bir flekil-de infla edilmesi, yasal ve ya-sad›fl› çal›flma aras›ndaki do¤-ru ba¤lant›d›r. Bu, yasad›fl›partiler için özel bir önemesahiptir. Yasad›fl› örgütünamaca uygun inflas›, parti ça-l›flmas›n›n tek tek ifllevlerininak›lc› da¤›l›m› ve ba¤lant›s›,hafiyelerin çal›flmas›n› önemliölçüde zorlaflt›r›r.”

Page 76: Sınıf Teorisi - Sayı 8

haberleflmesi için DOLAYLI adresler kul-lan›labilir.

‹HMALKARLI⁄I sonucu parti isimle-rinin ve adreslerinin hükümetin eline geç-mesine yol açan bir örgütleyicinin bir ha-inden hemen hemen fark› yoktur.

3- Evini sürekli olarak "temiz" tut. Bukonuda biraz dikkat, seni bir tutuklama yada ev bask›n› an›nda flüpheden kurtarabilir.Evinde gazete, bildiri, kitaplar›n çok say›-da bulunmamas›na çal›fl. Ki böyleliklebundan senin bunlar›n da¤›t›m›na kat›ld›-¤›n ç›kar›lmas›n. Devrimci yaz›lar› okudu-¤un için kimse sana bir fley yapamaz, amabunlar› da¤›tt›¤›n için mutlaka hapsi boy-lars›n. Ve bundan baflka, neden evine TE-SADÜFEN giren herkesin "arkadafllar›n",iflportac›lar›n, vergi memurlar›n›n, dilenci-lerin vs. vs. senin komünist oldu¤unu ö¤-renmelerine yol açarak kendini tehlikeyeatas›n?

4-Yaln›z kendin için de¤il, ayn› za-manda partinin seni parti isçisi olarak sak-layabilmesi amac›yla parti yarar›na da,kendini gereksiz yere tehlikeye düflür-mekten kaç›nmal›s›n. Yaz›lar›m›z› da¤›t›r-ken ve iflyerlerinde ve sendikalarda ajitas-yon ve propaganda yaparken en büyükdikkati göster.

Sana parti örgütlerinde sorumlu bir ko-num verilmiflse iki kat daha dikkatli ol.

Bir bölge sorumlusunun ya da merkeziorgan›n bir üyesinin tutuklanmas›n›n örgü-tümüze hangi zararlar› verebilece¤ini ko-layca tahmin edebilirsin.

Bu yoldafllar›n kendilerini, örne¤in ev-lere ve binalara bildiri da¤›tma yoluylatehlikeye atmalar› kesinlikle budalal›kolur. Bunlar, partinin aç›k gösterilerindenkendilerini tamam›yla uzak tutmal›d›r vekendilerini asla iki ya da daha fazla kiflilikgruplar halinde göstermemelidirler. Bun-lardan birisi, önemli bir parti iflçisi olmak

flüphesi alt›ndaysa, neden ispiyoncularaflüphelerini di¤er yoldafllar›n da üstüneçekmeleri için f›rsat versin? Söz konusuparti üyesinin konumu ne kadar önemliise, içinde bulundu¤u tehlike de o denlibüyüktür ve o denli dikkatli ve tedbirli ol-mas› gerekir.

5- Parti çal›flmas›nda en büyük tedbirigösteren biri asla korkak olarak adland›r›-lamaz. Denektafl› bizzat yapt›¤› ifltir. Sözkonusu olan onun bunu yap›p yapmad›¤›-d›r, onun kendisini illegal parti çal›flmas›s›ras›nda ortaya KAÇINILMAZ olarak ç›-kan tehlikeye at›p atmad›¤› ya da flu veyabu gerekçeyle parti çal›flmas›ndan tama-men uzak durarak tehlikeyi geçifltirmeyeçal›fl›p çal›flmad›¤›d›r. Yoldafl kendi üzeri-ne düflen görevi kendisini ne derecede aztehlikeye atarak YAPIYORSA, kazan›m› odenli büyüktür. E¤er iflini YAPMIYORSA,istedi¤i kadar a¤z› laf yaps›n. Cesaretiyleövünsün, bir korkak ve kaçk›ndan öte birfley de¤ildir.

Kural sudur: PART‹ ‹fi‹ YAPILMAKZORUNDADIR ve hem de mümkün olanen az tehlikeyle ya da hatta mümkünse teh-likesiz AMAYAPILMAK ZORUNDADIR.

6-Övünmek tamamen budalal›kt›r. Amayapt›¤›n parti ifliyle övünmek ve böyleliklehem kendini hem de parti çal›flmas›n› gerek-siz yere tehlikeye atmak do¤rudan do¤ruyacinayettir. Senin bildi¤ini ya da sana verilenparti iflini, partide bilmesi gerekenlerdenbaflka kimse bilme-melidir, bunlar›n d›fl›ndaen iyi dostun, kar›n, kocan, yürekten ba¤l›oldu¤un erkek ya da k›z arkadafl›n bile bun-lar› bilmemelidir.

Parti sorunlar› üzerine konuflmak zorun-da kald›¤›nda, kimsenin seni dinlememesinedikkat et.

7- Parti çal›flmas›, parti ajitasyonu vepropagandas› ve hatta parti için para topla-ma ve yeni üye kazanma, parti üyesi olundu-¤u belirtilmeden yap›labilir ve yap›lmal›d›r.

78

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 77: Sınıf Teorisi - Sayı 8

Baz› hallerde parti program›na sempa-ti duydu¤unu ve partiyi destekledi¤ini, ba-z› hallerde de parti üyeleriyle ba¤›n oldu-¤unu belirtmen yeter. Yaln›zca yeni birüyeyi deneme amac›yla al›nan üyeleringrubuna soktu¤unda ona parti üyesi oldu-¤unu söylemen gerekir.

Seni çal›flt›¤›n iflyerinde ya da kurulufl-ta, senin faaliyetin sonucu bir "k›z›l" ola-rak nitelemeleri onca zararl› de¤ildir. Çün-kü bu mahkeme takibat› ve ceza için biripucu teflkil etmekten öte çok genel bir ni-telemedir: Ama senin Komünist PartisiÜYES‹ oldu¤unu kimse asla bilmemelidir.

8- Hepimiz bilmekteyiz ki, binlerce is-piyoncu, gece-gündüz bütün flehirlerdeüyelerimizi, toplant›lar›m›z› ve çal›flmayerlerimizi ortaya ç›karmakla meflguldür-ler. Kaç›m›z ama bunu göz önüne almaktave bir buluflmaya, bir toplant›ya ve hattaçal›flma yerlerimize giderken izlenip izlen-mediklerine dikkat etmektedir? Özelliklekuflku alt›nda bulunan, polis taraf›ndan gö-zalt›nda bulundurulan, tutuklanan ya daceza yiyen yoldafllar bunu göz önünde bu-lundurmak zorundad›rlar.

Bunlar›n ( Söz konusu olan büyük ihti-malle daha önce tutuklananlar olsa gerek.Yaz›da bu aç›kça belirtilmemifl —ÇN ) ba-zen kas›tl› bir flekilde yem olarak serbest b›-rak›ld›klar›n› ( ispiyoncular›n bunlar›n izle-rini takip ederek üyelerimizi ve adreslerimi-zi ortaya ç›karmak için ) biliyor musun?

Bu, bu yoldafllar›n her türlü parti iflinibir yana b›rakmalar› gerekti¤i anlam›nagelmez; bu, bunlar›n özellikle dikkatli veuyan›k olmalar› gerekti¤i anlam›na gelir.

Düflmanlar›m›z›n parti çal›flmam›z› iz-leyebilmek için mektuplar›m›z› açt›¤›n›,onlar›n foto¤raflar›m›z› çektiklerini veyaaynen kopya ettiklerini ve daha sonra datekrar temiz bir flekilde kapatarak adresi-mize gönderdiklerini de biliyor musun? Bu

mektuplar›n hepsini elde tutmuyorlar. Ak-si taktirde hiç mektup göndermeyiz ve yol-dafllar uyan›r.

Uzun süre tutuklama ve ev aramas› ol-mamas› nedeniyle uyan›kl›¤›n› yitirme. Bubüyük ihtimalle f›rt›nadan önceki sessiz-liktir. Büyük ihtimalle polis, yeni bilgilertoplamak, örgütün iplerini iyice eline ge-çirmek ve sonra da ans›z›n sald›rmak veOcak sald›r›s›nda oldu¤u gibi güçlerimizifelce u¤ratmakla meflguldür, ikinci bir kezböylesi bir sonuç elde etmeyi baflaramaya-caklard›r, ama yoldafllar›m›z büyük dikkatgöstermezlerse büyük zararlara katlanmakzorunda kalabiliriz.

9- ‹llegal parti çal›flmas›nda, so¤uk-kanl›l›k, kendine hakim olma, sakinlik veher türlü tesadüfe karfl› haz›rl›kl› olma sonderece önemlidir. Bir ifle giderken, önce-den seni tehdit edebilecek tehlikeleri dü-flünmeli ve gerekli haz›rl›klar› yapmal›s›n.Tehlikeden nas›l kaçabilece¤ini ve bumümkün de¤ilse tehlikeyi nas›l atlatabile-ce¤ini düflünmelisin.

Parti ifli yapt›¤›nda, üstünde seni zanalt›nda bulundurabilecek iflaretler ya dafleyler tafl›ma ya da evinde bulundurmamakonusunda kendini önceden ikna et. "Bu-rada ne yap›yorsun ya da ne ar›yorsun?","Nereye gidiyorsun?", "Nereden geliyor-sun?" gibi sorulara önceden inand›r›c› bircevap haz›rla.

Kendini beklenmeyen tehlikelere kar-fl› haz›rla. Bunlar üzerinde önceden düflünve ortaya ç›kt›klar›nda so¤ukkanl›l›¤›n›kaybetmemeye ve sakin kalmaya çal›fl.fiaflk›nl›k ve korku seni mahva sürükleye-bilir, so¤ukkanl›l›k ve d›fl görünümdekisakinlik çok kez sana yard›mc› olabilir.Senin izinde olduklar›n› gördü¤ünde,mümkün oldu¤unca bütün delilleri saklaya da yok et. Elbette ki bunu hiçbir fleyolmaks›z›n, en ufak bir provokasyonda da

79

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 78: Sınıf Teorisi - Sayı 8

yapma. Önce bunun beyhude bir telaflolup olmad›¤›n› anla.

10- Mümkün oldu¤unca bütün araçlar-la tutuklanman› engellemeye çal›fl. E¤erbuna ra¤men tutuklan›rsan, yani resmi ma-kamlar›n elinde senin komünist oldu¤unadair flüphe için yeterli delil, ya da ipucuteflkil edebilecek bir neden varsa ve böylebiri olarak, olan düzenin can düflman› ola-rak ( gerek yasal temelde gerekse de yasalbir neden olmaks›z›n ) cezaland›r›lman vezindana at›lman gerekiyorsa, senin ( tutuk-lanman —ÇN ) önce, di¤er komünistleriele geçirmek ve hatta tüm örgütü çökert-mek için kullanmak isteyeceklerdir. Seniilkönce sorguya çekmek, ‹sveç perdeleri-nin ard›na oturtmak, senden mümkün olanifadeleri almak ve sana iflkence etmek iste-yeceklerdir. Bu koflullar alt›nda yapabile-ce¤in en iyi fley, BÜTÜN SORULARACEVAP VERMEY‹ REDDETMEKT‹R. (Sana bir avukat vermelerini talep et. Busenin hakk›nd›r. Sana yard›mc› olsa da ol-masa da sorulara cevap vermeyi reddetmehakk›n da vard›r. )

Rus yoldafllar›m›z›n çarl›¤a karfl› uzuny›llar süren a¤›r illegal mücadelelerinde el-de etti¤i deneyimler bize bunun en iyi dav-ran›fl tarz› oldu¤unu göstermifltir. Bununnedenlerini onlar "Sorguda nas›l davran-mak gerekir" adl› kitapç›kta ortaya koy-mufllard›r ve kesinlikle H‹ÇB‹R SORUYUYANITLAMAMAYI ö¤ütlemektedirler.

Bizzat kendini kurtarmak ve sana karfl›kuflkular› da¤›tmak ve böylelikle seni ser-best b›rakmalar› için sorular› yan›tlasanda; di¤er yoldafllar› korumak için kendinifeda etsen de ve takibatç›lar› inand›raraketkilemek istesen de, sonuç her zaman par-timizin ç›karlar›yla çeliflecektir, isteyerekya da istemeyerek, bilinçli ya da bilinçsizsonucu önceden tahmin etsen de etmesende, onlar›n eline belli bilgileri vermifl ola-

caks›n. O anda ellerinde bulundurduklar›bilgilerin onaylanmas› bile onlara son de-rece yarar sa¤lar, bununla ispiyoncular›n›nve örgütlerinin verdikleri bilgileri kontroledebilirler, bu onlara di¤er yoldafllar›n sor-gulamas›nda yard›mc› olabilir. Senin ifa-den temelinde onlara karfl› dava açabilirler.

Di¤er yoldafllar›n itiraf etti¤ini ve on-lar›n çeflitli bilgiler verdi¤ini söyledikle-rinde onlara inanma; onlar›n seni ifadevermeye ve sorular› yan›tlamaya zorlamakiçin baflvurduklar› hilelerinden biridir. Bü-tün hapishanelerde de ispiyoncular ve ör-gütler bulundurduklar›n› unutma. Seningüvenine lay›k olup olmad›¤›n› iyice anla-madan, hapishanede hiçbir "dert orta¤›"nagüvenme.

Düflüncelere gelince, mahkeme salo-nunu kendi düflüncelerimizin propaganda-s› için kullanmak mümkündür. Hakim se-nin düflüncelerini aç›kça ifade etmeni en-gelleyecektir Yaln›zca seni flafl›rtmaya vetahrik etmeye çal›flacakt›r. Bas›n ( sosya-list bas›n da dahil ) aç›klamalar›n› tah-rifedecek ve yanl›fl bir flekilde sergileye-cek,ya da tam bir suskunlukla geçifltire-cektir. Sana yöneltilen sorulara yan›t ver-meyi reddetti¤inde, bunlarla ( yani aç›kla-malarla —ÇN ) kendi gazetelerimizde,belki de daha iyi bir baflar›yla, ajitasyon vepropaganday› sürdürebiliriz.

Yoldafllar›n› ele vermek ve partiye iha-net etmek korkunç tehlikesinin seni tehditetti¤ini unutma. Bilinçsiz de olsa, isteme-sen de, SORULARI YANITLADI⁄INDAonlar› düflman›m›z›n sald›r›lar›na hedef et-mektesin. Keza HA‹N OLMAMAYA ke-sin kararl› oldu¤un gibi, hiçbir soruyu ya-n›tlamamaya kesin karar vermeyi unutma.

AMER‹KA KOMÜN‹ST PART‹S‹MERKEZ KOM‹TES‹

"Komünist Enternasyonal" Dergisi2. Y›ll›k, 1921 Say› 16, s.395'den.

80

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 79: Sınıf Teorisi - Sayı 8

ALMANYA'DA ‹LLEGALPART‹ ÇALIfiMASININ

PRAT‹⁄‹NDEN

A. Müller

I. Ajanlara ve ProvokatörlereKarfls› Örgütlü Kitle Mücadelesi

KPD, Hitler'in iktidar› ele geçirmesin-den önceki son y›llarda güçlü bir üye art›fl›kaydetti. Kadrolar›n, özellikle de alt kad-rolar›n hiç de az olmayan bir bölümünü buyeni üyeler oluflturmaktad›r. KPD'nin kad-rolar›n ve üyelerin e¤itimine büyük önemvermesine ra¤men, üyeler aras›nda henüzkomünist dünya görüflsü ile sa¤lam bir fle-kilde yo¤rulmam›fl önemli bir bölüm var-d›. Bu gerçe¤e ve egemen iktidar ayg›t›n›nÇarl›¤›n 1905 Rus devriminden sonraki te-rörünü aflan terörüne ra¤men, faflist dikta-törlük alt›ndaki yaklafl›k 1,5 y›l›n sonunda,yüzde olarak az "sab›k parti Üyesi”nindüflman kamp›na geçti¤i ve bunlardan dayaln›z çok az bir kesimin s›n›f yoldafllar›naihanet etti¤i saptanabilir. Yine, faflistler ta-raf›ndan iktidar›n ele geçirilmesinden ön-ce, düflman›n gözetlemek ve ihbar etmekiçin önemli say›da ajan›n› KPD'nin içinesokamad›¤› saptanabilir.

Naziler, Hitler'in hükümete geçtiktensonraki ilk dönemde kudurmuflças›na tah-rik ve tehditler yoluyla ve iyi örgütlenmiflbir hafiye ayg›t›yla kendi taraftarlar› veküçük-burjuva tabakalar içinde, komünistolarak bilinenlerin kitle halinde ihbar edil-mesini baflarm›fllard›r. Küçük-burjuva kit-leler faflist polis ayg›t›n› desteklediler, çün-kü onlar Hitler'in program›n› rahatça ger-çeklefltirebilmesi için komünistlerin bast›-r›lmas›nda polise yard›m edilmesi gerekti-¤i görüflündeydiler.

Teröre ve takibata ra¤men komünistle-rin cesaretle yürüttü¤ü propaganda ve aji-tasyon çal›flmas› ve genifl kitlelerin faflistsistemden duyduklar› huzursuzlu¤un gide-rek artmas›, kitlesel ihbar› azaltt›. 30 Hazi-ran'dan sonra faflist örgütlerde meydanagelen olaylar nasyonal sosyalistlerin kitletaban›n› daha daraltt› ve kitlesel ihbarlar›daha da azaltt›. Ve yaln›z bu da de¤il. Da-ha önceleri hafiye rolü oynayan aktif Nazi-lerin ve onlara sempati duyanlar›n bir bö-lümü, -aktif ya da pasif olarak- devrimciçal›flman›n destekleyici unsurlar› oldular.

Faflist Almanya'da kitlelerin ruh hali-nin ne denli de¤iflti¤ini, nasyonal-sosya-listlerin "ihbar seferine" karfl› açt›¤› kam-panya aç›kça göstermektedir. KurmarkNSDAP bölge yöneticisi Wilhelm Kube,bu y›l›n 31 Temmuz tarihli "VölkiseherBeobachter"de flunlar› saptamaktad›r:"Devlet Bakan› ( Reichsminister ) RudolfHess, bu y›l›n 18 Nisan'›nda Alman halk›-n›n her mensubunun, dürüst olarak önderpartili yoldafllar›n ve genel olarak parti ka-demelerindeki eksikliklerin ve hatalar›nikaz edilmesi gerekti¤ine inan›yorsa, flika-yetleriyle bizzat kendisine baflvurma hak-lar› bulundu¤una kamuoyunda dikkat çek-ti. Bu emir, Almanya'da evvelden beri va-rolan profesyonel flikayetçiler taraf›ndanNSDAP' nin birçok önderine karfl› en al-çak türden, önü al›namaz bir k›flk›rtmaiçin kullan›ld›. Bu y›l›n 29 ve 30 Hazi-ran'›ndaki olaylar, yer yer nasyonal-sosya-lizme ve onun temsilcilerine karfl› tas-tamam alçakça bir ihbar seferi sahnele-mek için kullan›ld›. Her bölge yöneticisi,Rohm darbesinden buyana imzas›z mek-tuplar›n, zehirli iftiralar›n ve yalan it-hamlar›n say›s›n›n müthifl bir biçimdeço¤ald›¤› konusunda beni onaylayabilir,ilçe yöneticileri ve yerel yöneticiler debenzeri tespitler yapmaktad›rlar."

Kube, bu "ihbarc›lar›" "alçak yarat›k-lar" olarak adland›rmakta ve korkutmak

81

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 80: Sınıf Teorisi - Sayı 8

için, kendisine gelen "her tür ihbarc› sald›-r›y›" sald›r›ya u¤rayana, "bu zehirli kur-ba¤alara karfl› III.Reich'›n kanuni yollar›y-la kendini savunabilmesi" için gönderece-¤ini aç›klamaktad›r, üçüncü Reich'›n "ka-nuni yollar›"n›n nas›l oldu¤u ise herkesinmalumudur. Hatta Kube, "isimsiz ihbarc›-lar›n davran›fl›n›n vatan hainli¤i oldu¤unusöylerken, "ihbarc›lar" için cezan›n ölçü-sünü de vermektedir.

Devrimci iflçilerin ihbar edilmesini s›-n›rlayan yaln›zca bu iki faktör de¤ildi.KPD'nin hafiyelere ve provokatörlere kar-fl› yürüttü¤ü örgütlü mücadele de büyükrol oynad›. Bu mücadele bireysel eylem-lerle, KPD'nin belirli bir flubesiyle de¤il,aksine genifl kitlelerin seferber edilmesi veçekilmesiyle, tüm partinin günlük çetin ça-l›flmas›yla yürütülmüfltür.

Tam da KPD, hafiyelere ve provoka-törlere karfl› bu kitle mücadelesini devrim-ci iflçilerle birlikte yürüttü¤ü için, bu alan-da büyük baflar›lar elde etmifltir. Kötü un-surlar› bizzat saflar›ndan atan ve onlarakarfl› amans›z bir flekilde mücadele edenKPD, devrimci iflçiler aras›nda gittikçe ar-tan bir güven kazanm›flt›r.

II. Örgütleyici Faktör

Olarak KPD

Lenin yoldafl, Çarl›k Rusya's›ndaki Bol-flevik partinin önüne, salt o zaman ve o za-manki dava için geçerli olmayan, bugün dekapitalist ülkelerdeki komünist partilerinindikkate almas› gereken bir görev koymufl-tur. Lenin yoldafl flöyle yazmaktad›r:

"Hafiyeleri ortaya ç›kararak ve takip al-t›nda tutarak onlar› zarars›z hale getirmeyeyetenekli bir örgüt yaratmaya çal›flmak zo-runday›z. Hafiyelerin kökünü kurutmakmümkün de¤ildir. Ama hafiyeleri gözetleyenve iflçi kitlelerini onlara karfl› mücadeleye

aktif bir flekilde kat›lmalar› için e¤iten birörgüt yarat›labilir ve yarat›lmal›d›r." ( Le-

nin, Tüm Eserleri, Alm., c.5, s.263 )

Görevin bu flekilde ortaya konulmas›n-dan, hafiyelere karfl› mücadelenin özel birbölümün görevi olmad›¤›, aksine tüm Ko-münist Partisinin ve tüm iflçi s›n›f›n›n gö-revi oldu¤u ortaya ç›kar. Komünist Partisiher fleyden önce devrimci proletaryan›n budüflmanlar›na karfl› mücadeleyi yönetenörgütleyici faktör olarak ortaya ç›kmal›d›r.

Almanya'daki faflist egemenlerin bü-yük bask› ve hafiye ayg›t›, her fleyden ön-ce genifl iflçi kitlelerinin, Partiye sokulanve onun üyelerini sarsmaya ve ihbar etme-ye çal›flan Hitler ajanlar›na karfl› mücade-leye çekilmesini zorunlu k›lmaktad›r. Gö-ring, sosyal-demokrat emniyet müdürününelinden, komünistlere karfl› mücadele içiniyi örgütlenmifl muazzam bir polis ayg›t›teslim alm›flt›r. Bu ayg›t› yeniden örgütle-mifl, çok say›da Nazi’yi polis ayg›t›n›n içi-ne alm›fl ve böylelikle önceki sosyal-de-mokrat polis memurlar›n›n bir bölümüylebirlikte, komünist olmalar›ndan kuflkulan›-lanlara karfl› SS ve SA ile birlikte gaddar-ca hareket eden "Gestapo"sunu kurmufltur.

Eldeki bilgilere göre, "Gestapo" biryönetici daire ve befl flubeden oluflmakta-d›r. Yönetici daire, genel polis örgütü veonun yan örgütleriyle, örne¤in grev k›r›c›-lar örgütü "Teno" ( Teknik ilkyard›m ) ileu¤raflmaktad›r.

Tek tek flubelerin ifllevleri ise flöyledir:

I. fiube: Demiryollar› ve bas›n›n gö-zetlenmesi.

II. fiube: KPD, devrimci sendikalar,KJVD ( Almanya Komünist Gençlik Birli-¤i —CN ), spor kurulufllar›, vs. gibi ulusla-raras› kitle örgütlerini gözetlemek ve bun-lara karfl› önlemler almak.

III. fiube: Burjuva partilerinin gözet-lenmesi

82

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 81: Sınıf Teorisi - Sayı 8

IV. fiube: Nasyonal-sosyalist hareke-tin gözetlenmesi

V. fiube: Vatana ihanet, askeri s›rlar›naç›klanmas›, casusluk, pasifizme kars› mü-cadele ve Almanya'daki ulusal az›nl›k so-runlar›yla u¤rafl›r.

Bu flubelerin yan›nda, d›fla göç, Yahu-diler, yabanc›lar, polisteki çözülme belirti-leri, edebi ihanet, d›fl ülkelerle ve ülkeiçindeki kuflkulu kiflilerle mektuplaflma,telefon görüflmesi ve telgraflaflman›n gö-zetlenmesi gibi özel sorunlarla u¤rasanyan flubeler de vard›r. Bu son flube, özellik-le iyi örgütlenmifltir; dikkatli tahminleregöre yurtd›fl› postan›n en az yüzde 80'ikontrol edilmektedir. Bizzat nasyonal-sos-yalistlerin saflar›ndaki kontrollerin ne de-receye vard›¤›n›, Almanya'da bu y›l›n 30Haziran'›ndaki olaylar göstermektedir. SAlideri Ernest' le öldürülmesinden önce tele-fonlaflan bir baflka SA lideri, daha sonra"Gestapo" gözetleme servisinin konuflma-y› kaydetti¤i kan›s›na varm›flt›r.

"Gestapo" ile s›k› bir flekilde çal›flan veen ufak bir komünist k›m›ldanmay› bilegözetleme amac›nda olan baflka hafiye veprovokatör ayg›tlar› da oluflturulmufltur.Bunlar flunlard›r:

a) Relch Güvenlik Servisi

Relch Güvenlik Servisinde, SS'in blokbekçileri, SS' in Haberleflme Servisi veHava Koruma'n›n blok bekçileri bir arayagetirilmifltir. Bunlar bas›l› formüller al-makta ve iki haftada bir çal›flma alanlar› ileilgili rapor vermek zorundad›rlar. Bu ra-porlarda, blokta oturanlar›n say›s›, icab›n-da say›daki de¤ifliklikler, ikinci kirac›lar›n("Untermieter") say›s›, ne kadar›n›n çal›fl-t›¤› ve ne ifl yapt›¤›, oturanlar›n nas›l hare-ket etti¤i, çok ziyaretçi gelip gelmedi¤i,bunlar›n nas›l ziyaretçiler oldu¤u vs. üzeri-ne bilgi verilmektedir. Ayr›ca bunlar, otu-ranlar›n bayrak as›p asmad›¤›, ba¤›fllarakat›l›p kat›lmad›¤›, NS örgütlere ya da Re-

ich Hava Koruma ve NSV’ye mensup olupolmad›¤›, politik geçmifllerinin ne oldu¤ukonusunda rasgele yoklama ve gözetlemeyapma yolunda direktif alm›fllard›r. Blokbekçileri, rasgele yoklamalar, yani bloktaoturanlara yapt›klar› ziyaretler, ve blok sa-kinleri ve ziyaretçileri hakk›nda gözlemle-ri üzerine özel rapor vermek zorundad›rlar.

b) SA ‹rtibat Servisi

Bu, her fleyden önce kitle tutuklamala-r›nda harekete geçer. SA mensuplar›n›nbölgelerindeki eski komünistleri iyi tan›-d›klar› bilinmektedir. Her SA irtibat görev-lisi bu eski komünistler üzerine ayl›k birrapor vermek zorundad›r.

c) ‹flyeri hafiyeleri

‹flyeri polisi, bütün büyük fabrikalarda,özellikle de silah fabrikalar›nda çok güçlübölümlere sahiptir. Bunun içine fabrikapolisinin eski üyelerinin büyük bölümüal›nm›flt›r. Örne¤in Berlin-Siemens'de 200kiflilik bir bölüm, IG-Farbenwerke'de bü-tün fabrikalara da¤›lm›fl 3000 kiflilik birbölüm bulunmaktad›r. Bu hafiyelerin birbölümüne fabrika polisi üniformas› giydiril-mifltir, büyük bir bölümü ise iflçi ve hizmet-li olarak dolays›z üretim sürecine sokul-maktad›r. Bunlar salt askeri bak›mdan de¤il,ayn› zamanda iflletmede iyi bir "iflçi fonksi-yoneri" olarak geliflebilmeleri için politikbak›mdan da s›k› bir flekilde e¤itilmektedir-ler. Silah fabrikalar›nda bunlara Reichs-mehr'in karfl›-casusluk teflkilat›n›n ajanlar›da eklenmektedir. Say›lar› iflletmenin öne-mine göre belirlenir ve oldukça yüksektir.Herfleyden önce büyük kahvehane ve otel-lerdeki otel ve kahvehane hizmetlileri de za-man zaman ziyaretçileri nas›l gözetlemelerigerekti¤ine dair yaz›l› ve sözlü direktifleral›rlar. Ayr›ca pek çok kahvede, personelingard›robunda, üzerlerinde "Ziyaretçilerinkonuflmalar›na dikkat edin ve bunlar› bildi-rin" yaz›l› afifller bulunmaktad›r.

Küçümsenmemesi gereken bir hafiyelik

83

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 82: Sınıf Teorisi - Sayı 8

örgütü de NSBO’dur. NSBO'da hafiyelikçal›flmas›n› yöneten ve örgütleyen özel birbölüm vard›r.

Almanya'daki polis ve hafiye ayg›t›üzerine bu k›sa özet, faflist egemenlerinKPD'yi ve devrimci iflçileri ezmek için ne-lere baflvurmak zorunda olduklar›n› aç›kçagöstermektedir. Bu ayn› zamanda,KPD'nin kendi örgütünü sürekli olarak et-kili kalabilecek ve etkisini günden güne ar-t›racak bir flekilde düzenlemesi ve koruma-s› gerekti¤ini de göstermektedir. Bununiçin en önemli koflullardan biri, parti safla-r›n›n, Hitler'in ajanlar›ndan temiz tutulma-ya çal›fl›lmas›d›r. Muhbirlerin ve provoka-törlerin partiye s›zmalar› kaç›n›lmazd›r.Proletarya ile burjuvazi aras›nda s›n›f sa-vas› sürdükçe, burjuvazi komünist partisi-ne hafiye ve provokatör sokmaya çal›fla-cakt›r. Önemli olan, bu unsurlar›n say›s›n›ve etkisini en aza indirmektir. KPD, Al-manya'da tek parti olarak bu asalaklarakarfl› amans›z mücadele yürüttü¤ü için, fa-flist diktatörlü¤ün bafllang›c›na kadar, par-tinin büyüklü¤üne oranla az say›da hafiyeve provokatör saflar›na s›zabildi; bunlar il-legal partide de büyük zarar veremediler.Polis ajanlar›n›n partiye girmesine karfl›mücadelede önemli olan, yeni kat›lanlar›ndenetlenmesi ve partinin sürekli temizlen-mesidir. KPD'nin illegalitedeki deneyimle-ri, henüz parti örgütlerinin, parti üyelerininbileflimi konusunda yeterli uyan›kl›k veanlay›fl göstermediklerini göstermifltir.Pratik, hainlerin ve bozguncular›n öncelik-le demoralize olmufl iflsizlerden ve küçük-burjuva unsurlardan topland›¤›n› kan›tla-m›flt›r. Fabrika isçilerinin daha güçlü birflekilde parti çal›flmas›na çekilmesi halin-de, hafiyelerin, hainlerin ve bozguncular›nsay›s› önemli ölçüde azalacakt›r. Fabrikaiflçileri kolayl›kla parti ve tüm isçi kitlesitaraf›ndan s›nanabilir; di¤er tabakalarda,bunlar›n geçmifllerini ve gidiflatlar›n› arafl-t›rmak daha zordur. Pratik, herkesin kabul

edilmeden önce ve sonra sürekli bir flekil-de s›nanmas› gerekti¤ini ö¤retmektedir.S›nama, denetleme, gözetleme ve tüm par-ti üyeleri hakk›ndaki belgelerin toplanma-s› yoluyla, hafiyeler, provokatörler, sahte-karlar vb. ortaya ç›kar›l›r ve teflhir edilir.Bu zararl› unsurlara karfl› mücadele, partiyönetimi taraf›ndan merkezi olarak örgüt-lenmeli ve en küçük örgüt birimini bilekapsamal›d›r. Parti üyeleri bas›n, özel ya-y›n, kurslar vb. yoluyla bu alanda düzenliolarak bilgilendirilmelidir. Parti ve kitleörgütleri fonksiyonerlerinin, hangi üyele-rin zararl› unsur olarak ortaya ç›kar›ld›¤›hakk›nda bilgisi olmal›d›r. KPD bu alandalegal ve illegal dönemde büyük baflar›largöstermifltir. 1919'dan bu yana Parti, dü-zenli olarak hafiye y›ll›klar› ve kara listeleryay›mlam›flt›r. Hafiye y›ll›klar›n›n bask›s›1'den 2000'e kadar ulafl›rken, ayda bir yada iki kez yay›mlanan kara listeler dahafazla say›da bas›lm›flt›r. Bu listeler hemmerkezi yönetim, hem de bölge yönetimle-ri taraf›ndan yay›mlanm›flt›r. Partiye zararveren bu unsurlar›n faaliyetlerinin ne dere-cede önlendi¤ini, 1929-1931 y›llar›n›n ka-ra listeleri göstermektedir. Çok say›da sah-tekar, doland›r›c›, ufak muhbirin yan›s›ra,hafiyelerin ve provokatörlerin ortaya ç›-kar›ld›¤› 150 önemli olay bildirilmektedir.

KPD içinde, hafiyelerin örgütten uzak-laflt›r›lmalar› gerekti¤i, ama baz› dürüst ifl-çileri korkutaca¤›ndan ve içinde hafiyele-rin bulundu¤u bir örgüte girmekten al›ko-yaca¤›ndan, bu konuda gürültü kopar›lma-mas› gerekti¤i fleklinde fikirler vard› vehalen de vard›r. KPD, parti içindeki buyanl›fl anlay›fla karfl› mücadele yürütmüfl-tür ve hâlâ da yürütmektedir. KPD, örgütiçindeki bu provokatörler ve hafiyeler ko-nusunda salt susmamakla kalmamak ge-rekti¤i, ayn› zamanda devrimci iflçilerin bupolis unsurlar›na karfl› mücadeleye çekil-meleri ve bu unsurlar› sindirmek için bun-lara karfl› bir kamuoyu, bir kitle mücadele-

84

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 83: Sınıf Teorisi - Sayı 8

si örgütlenmesi gerekti¤i görüflündedir.Hafiyeler ve provokatörler yüzündenKPD’ ye girmekten çekinen dürüst iflçilereve eski sosyal-demokrat isçilere, KPD'ninbu unsurlara karfl› amans›z bir mücadeleyürüten tek örgüt oldu¤u, ( SPD'nin —ÇN)önderleri, emniyet müdürleri polis ayg›t›n›sa¤lamlaflt›rd›klar› ve KPD'nin amans›zcamücadele etti¤i hafiyeleri ve provokatörle-ri bizzat yetifltirdikleri için SPD'nin bu mü-cadeleyi yürütemedi¤ini söylemek gerekir.

III. Kitlelerin Mücadeleye

Çekilmesi

Genifl iflçi kitlelerini hafiyelere ve pro-vokatörlere karfl› mücadeleye seferber et-mede KPD legal ve illegal dönemlerde bü-yük baflar›lar göstermifltir. O bas›n, yaz›nve aleni teflhir yoluyla bu unsurlara karfl›mücadeleyi popüler hale getirmeyi bilmifl-tir, illegal dönemden baz› örneklerle, iflçi-leri seferber etme yöntemlerini karakterizeedelim. N. savafl iflletmesinde güçlü bir ha-fiye ayg›t› kuruldu. fiu veya bu flekilde ko-münist yanl›s› olarak bilinen tüm iflçiler s›-k› bir flekilde gözetlendi ve iflten at›ld›. Ha-fiyeler sürekli olarak bu iflletmede kalmad›-lar; aksine ihtiyaca göre, faaliyetlerini sür-dürmek üzere kardefl iflletmelere geçtiler,iyi iliflkiler ve titiz bir araflt›rma sonucu, ha-fiye ayg›t›n›n büyük bir bölümü ortaya ç›-kar›ld›. Parti örgütümüzün söz konusu ifl-letmedeki gazetesi yaln›zca ana iflletmeninde¤il, ayn› zamanda tüm kardefl iflletmele-rin mensuplar›n›n da kendilerini kimdensak›nmalar› ve kime karfl› mücadele etme-leri gerekti¤ini ö¤renmelerini sa¤lad›.

X.'de üç hafiyenin foto¤raf› elde edildive hepsi de kartpostallara geçirildi ve altla-r›na "Bu lümpenleri iyi tan›y›n ve her yer-de onlara hak ettikleri flekilde davran›n"yaz›l›p, bunlar halk aras›nda çok say›dada¤›t›ld›.

Hafiyelere ve provokatörlere karfl› mü-cadeleye kitlelerin iyi örgütlenmifl bir kat›-l›m›n›n hangi baflar›ya ulaflt›¤›n› afla¤›dakiiki örnek göstermektedir:

Y.'de tutuklu bir "komünist" a¤›r iflken-ceden sonra s›n›f düflman›n saf›na geçti.Aralar›nda bir kitle örgütünün fonksiyone-ri de olan bir dizi iflçiyi ele verdi. Bu fonk-siyoner daha sonra SA taraf›ndan katledil-di. Parti örgütü bu ihaneti ö¤rendi¤indeflunlar› örgütledi:

1. Hain üzerine bir makale ve resmi ilebirlikte bir yerleflim bölgesi gazetesine ya-z› yaz›ld›.

2. Ev sakinlerine bir yaz›.

3. Civar sokaklarda haine karfl› slogan-lar yaz›ld›.

4. Hainin ad› ve özel belirtileri yap›fl-kan pullarla aç›kland›.

Sonuç suydu:

1. Ev sakinlerinin protestosu sonucuhaine ç›k›fl verildi.

2. Ç›k›fl verilmesi ve özellikle de böl-gedeki isçilerin davran›fl› sonucu tafl›nmakzorunda kald›.

3. Daha bir dizi yoldafl› tan›mas›nara¤men, di¤er yoldafllar› tutuklatmay› gözealamad›.

Hafiyelere ve provokatörlere karfl› mü-cadeleye kimlerin çekilebilece¤ini flu ikin-ci örnek göstermektedir:

Z.'de, uzun zamand›r bölgede ortadadolaflan ve yoldafllar› yakalatan bir hafiyevard›. Tekrar Z."ye geldi¤inde, partili yol-dafllar sokakta pefline sürekli olarak "beflparal›k delikanl›, lümpen" diye ba¤›ran ço-cuk gruplar› örgütlediler. Hafiye, her taraf-ta boykot edildi¤i ve bir düflmanl›kla kar-fl›laflmaks›z›n sokakta görünemedi¤i içinbölgeyi terk etmek zorunda kald›.

85

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 84: Sınıf Teorisi - Sayı 8

Verilen örneklerden kitle mücadelesinin yön-temlerinin ne denli çok çeflitli oldu¤u görülebilir.Bunu, parti örgütünün iflçileri hafiyelere karfl›mücadeleye nas›l seferber etti¤ini gösteren, ifllet-meden bir örnekle tamamlayal›m. S›k s›k kullan›-lan kitle boykotu sonucu, hafiyeler sadece söz ko-nusu iflletmede ise yaramaz hale gelmekle kal-maz, ayn› zamanda kendilerini güvende hisset-mezler ve bundan dolay› "gönüllü" olarak faaliyetalan›n› terk ederler.

A. iflletmesinde bir partili yoldafl bir nasyo-nal-sosyalistle tart›flt›. III. Reich'›n "baflbu¤u"hakk›nda görüfllerini aç›kça söyleyen yoldafl, buNazi taraf›ndan ihbar edildi. Bundan k›sa bir sü-re sonra yoldafl iflletmeden at›ld› ve tutukland›.Bunun üzerine di¤er partili yoldafllar, Nazi’ninçal›flt›¤› bölümün isçilerini seferber ettiler, isçileronun ifl aletlerini çald›lar, "kazara" demir düflür-düler, ›skarta mal›n sorumlulu¤unu ona yükledi-ler vs. Nazi birkaç gün sonra polise gitti ve yol-daflla tart›flmas› üzerine söylediklerinin do¤ru ol-mad›¤›n›, o zaman bunu sadece kiflisel öç almakiçin yapt›¤›n› aç›klad›. Yoldafl bunun üzerine k›-sa bir süre sonra serbest b›rak›ld› ve yine ayn› ifl-letmede çal›flmaktad›r.

‹flçi s›n›f›n›n faflist diktatörlü¤e karfl› keskin-leflen s›n›f mücadelesi ve iktidar mücadelesininson safhas›n›n yaklaflmas›yla, parti örgütününyüksek uyan›kl›¤› ve kitlelerin daha güçlü flekildeçal›flmaya çekilmesi zorunludur.

Hafiyelere ve provokatörlere karfl› kitle mü-cadelesinin prati¤i, KPD'nin gösterebilece¤i iyiörneklere ra¤men, kitleleri flimdiye kadar oldu-¤undan daha çok çekme-nin ve mücadeleyi dahayüksek bir aflamaya ç›karman›n zorunlu oldu¤unugöstermektedir. KPD, çal›flmas›yla kitle-lerin gü-venini giderek daha fazla kazanmaktad›r. Kitlelerkomünistlerin çal›flmas›n› giderek artan ölçüdedesteklemektedirler ve KPD bu çal›flmay› yeterliderecede örgütledi¤inde bu önemli cephede deyard›m edeceklerdir.

"Komünist Enternasyonal" 1934/18. say›,S.1839-1847

86

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

“Aç›kt›r ki, gizli çal›flmaaç›s›ndan sürekli olarak yenianlar ve türler olacakt›r, Za-man zaman düflman›n yön-temleri Üzerine konuflun vedavran›fl›n›z› buna göre ayar-lay›n. Böylelikle, düflman bi-zim çal›flmam›z üzerine kafayorarken, siz sürekli olarakbir ad›m önde gitmekleavantaj› elde etmifl olacaks›-n›z. Kurallar› çi¤neyen birin-den ac›mas›zca, ama yoldafl-ça hesap sorun. Kendinizeöyle bir kitle temeli olufltu-run ki, böylesi bir kanl› terördaha size zarar verecek du-rumda olmas›n, örgütsel ça-l›flman›z›n bafl›na Lenin'in flusözünü koyun: "En az da ol-sa, kim ki ilegalite zamanla-r›nda Bolfleviklerin disiplininiihlal ederse, o ister istemezdüflman›m›za, burjuvaziyeyard›m edecektir.”

Page 85: Sınıf Teorisi - Sayı 8

KPD'N‹N ALT KADROLARIÜZER‹NE

Albert Müller

Hitler'in iktidar› ele geçirmesindensonraki KPD'nin faaliyeti, KPD'nin faflistdiktatörlükten önceki kadro siyasetinindo¤rulu¤unu onaylamaktad›r. Thâlmannyoldafl›n önderli¤i alt›nda kadro e¤itimi,özellikle faflist diktatörlükten önceki sony›llarda KPD'nin tüm devrimci çal›flmas›-n›n ve siyasetinin önemli bir bölümü oldu.Kadro e¤itimi, parti kadrolar›n› ideolojikbak›mdan daha yüksek bir seviyeye ç›kar-d›. Do¤ru kadro siyasetinin sonucu KPD,faflist terör sonucu ortaya ç›kan baz› bofl-luklar› doldurabildi. KPD'nin genifl iflçikitleleri taraf›ndan desteklenen kadrolar›-n›n ve parti üyelerinin devrimci mücadelecesaretleri ve ideolojik sa¤laml›klar›, Al-manya'da proletaryan›n tek devrimci parti-sini parçalamak için giriflilen her çabay›bofla ç›kard›.

Alt Parti Örgütlerindeki Eski Kad-

rolara Ne Oluyor?

Faflistlerin iktidara gelmesinden sonraen çok kayb›, KPD'nin alt ve orta kadrola-r› verdi. Bunlar KPD'nin iflletmelerde,köylerde ve büyük kira evlerindeki temsil-cileri idi ve bunlar› tan›yan sadece iflçilerde¤ildi, ayn› zamanda düflman da bunlar›gözetliyor ve takip ediyordu. Gerçi iflçile-rin bunlar› savunmak için girifltikleri kitleeylemleriyle tutuklamalar› zorlaflt›rmay›,öldürülmeleri önlemeyi ve hatta tutuklula-r› kurtarmay› baflarmalar› ender bir durumde¤ildir. Buna ra¤men, alt kadrolar›n çokbüyük bir bölümü, faflist egemenli¤in ilkgünlerinde ve haftalar›nda devrimci savafl-ç›lar›n saflar›ndan kopar›ld›. Büyük bir bö-lümü bir y›l› aflk›n zamand›r faflist cellatla-r›n pençesinde bulunmaktad›r.

Tutuklanmalar›n d›fl›nda kalan alt kad-rolar, orta ve yukar› kademelerin güçlendi-rilmesi için bir rezervuar oluflturdular. Ser-best b›rak›lan fonksiyonerlere gelince,bunlar›n tekrardan kullan›lmas›na, adayl›-¤›n titiz bir flekilde tart›ya vurulmas›ndanve ayr› ayr› s›nanmas›ndan sonra, tutuklu-luk s›ras›ndaki davran›fla göre yukar› kade-me karar vermektedir.

Özellikle yasad›fll›¤›n bafllang›c›nda,tek tek örgüt birimlerinin, flu veya bu fonk-siyonerin serbest b›rak›lmas›ndan sonraparti çal›flmas›na bafllamas›n› yasaklayanyukar› kademe karar›na karfl› geldikleridurumlar vard›. Bu çok az durumda mey-dana geldi, ama üyelerin daha tam olarakyasad›fl› deneyimleri özümlemediklerinigösterdi. X'deki parti örgütü, muhbir olma-s›ndan kuflkulan›lan—ki bu parti örgütüço¤unlu¤u buna inanmak istemiyordu—bir parti fonksiyonerinin her türlü parti ça-l›flmas›ndan uzak tutulmas› gerekti¤i flek-lindeki UBL'in ( Alt Bölge Yönetimi":"Unterbezirksleitung" olsa gerek—ÇN )direktifi üzerine bölündü. Ama parti örgü-tünün bu bölümüne, san›¤›n polisin eline20 aktif partili yoldafl›n ismini veren birprovokatör oldu¤una dair sa¤lam kan›tlargetirildi¤inde, bunlar da karar›n do¤rulu-¤unu kabul ettiler.

Ancak söylenilmelidir ki, parti çal›fl-mas›ndan uzak tutmak—bu genel kural-d›—ço¤u durumda sözkonusu kifliye karfl›kesinlikle güvensizli¤i dile getirmez; tamaksine bu, parti çal›flmas›n› güvenlik alt›naalmak için mutlaka gerekli bir önlemdir.Sözkonusu yoldafllar, partinin bu tecrit ön-lemlerini yaln›zca böyle kavramal›d›rlar.Partiyi devlet iktidar›n›n sald›r›lar›na karfl›güvenlik alt›na almak, yaln›zca parti kade-melerinin belirli yoldafllar› parti çal›flmala-r›ndan soyutlamalar›n› talep etmez, ayn›zamanda tüm parti üyeleri, gözetlendikle-rini fark ettiklerinde kendiliklerinden partiçal›flmas›ndan geri çekilmek, parti kade-

87

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 86: Sınıf Teorisi - Sayı 8

melerini bundan haberdar etmek ve partikademesinin alaca¤› karar› beklemekleyükümlüdürler. Parti çal›flmas›ndan bukendi kendini geri çekme, parti aç›s›ndan,sözkonusu yoldafl›n çal›flmaya devam et-mesiyle istemeden polisin iflini kolaylafl-t›raca¤› ve destekleyece¤i bir durumdankat kat yararl›d›r. Ama parti yönetimiböylesi her olay karfl›s›nda hemen tav›ralmal›d›r. Bir örnek:

Bir yoldafl, hapishanede a¤›r bir flekil-de iflkenceye maruz tutulduktan sonra ser-best b›rak›ld›. Belli bir tecrit dönemindensonra, ilçe çap›nda veznedar olarak kulla-n›ld›. Yoldafl, s›nand›ktan sonra parti ka-demesi taraf›ndan çal›flmaya çekildi¤i içinkendini güvenlik içinde hissetti. Tan›nd›-¤›n› ve iki misli, üç misli daha fazla gizli-li¤e dikkat etmesi gerekti¤ini unuttu. Di-¤er veznedarlardan para toplamak içingezdi. Onu göz-lemeyi b›rakmayan polisde onun peflinden gezdi ve iliflkide bulun-du¤u 20 ile 30 veznedar› tutuklad›. Ayr›caüzerlerinde buldu¤u adresler üzerinden detutuklamalara giriflti. Serbest b›rak›lm›flyoldafllar›, baflka bir bölgenin—ki buradabir dizi halde illegal kalmalar› da gere-kir— kullanmak, genel olarak amaca enuygun olan›d›r:

Di¤er yandan KPD'nin prati¤i, flimdiyekadar eski kadrolardan yeterince yararlan-may› baflaramayan alt parti birimlerinin deoldu¤unu göstermifltir. Bu kademeler bu-nu, görüfllerine göre bunlar›n çok tan›nd›k-lar› ile gerekçelendirmektedirler. Ne var kibunlar bu güçlerin bir bölümünün kitleler-le iyi iliflkileri oldu¤unu düflünmüyorlar.Örne¤in ...'de büyük bir iflletmede, serbestb›rak›ld›ktan sonra kalifiye iflçi oldu¤u içinayn› iflletmede tekrar ifle al›nan eski bir k›-z›l iflyeri temsilcisi vard›. Bu k›z›l iflyeritemsilcisi, parti örgütü taraf›ndan destek-lenmemesine ra¤men, devrimci çal›flmay›ilerletmeyi baflard›. Onun önderli¤i alt›n-daki bir iflçi delegasyonu, yönetimden y›-

kanmak için s›cak su talep etti¤inde, bu ta-lep gerçeklefltirildi. Çal›flman›n baflar›s›,Nazi iflyeri temsilcisinin etkisinin azalma-s› ve iflçilerin gözünde KPD'nin temsilcisiolan bu eski k›z›l iflyeri temsilcisine iflçile-rin güveninin oldukça artmas›yd›.

Elbette ki bu "sab›k" KPD fonksiyone-rinden daha iyi yararlan›labilirdi; di¤er bir-çoklar› için de durum ayn›d›r. Nispeten iyibir siyasi e¤itim görmüfl, ama kolayl›klaörgütsel çal›flma yürütemeyecek pek çok"eski" fonksiyoner, örne¤in iflçi muhabiriya da bunun benzeri olarak çal›flmaya çe-kilebilir. Evvelce tutuklanm›fl olan fonksi-yonerlerde önemli olan, bunlar›n belirli birtecrit döneminden sonra amaca uygun ola-rak da¤›t›lmas›d›r. Alt fonksiyonerler polistaraf›ndan oldukça çok gözetlendikleri veissizlik paras› almaya gittiklerinde devrim-ci faaliyetleri kontrol alt›na al›naca¤› için,alt fonkslyonerler hiçbir flart alt›nda çal›fl-malar›n› önceki faaliyet alan›nda sürdür-memelidir. Bu fonksiyonerler bundan do-lay›, olanaklar ölçüsünde baflka yerlerdekiveya mahallelerdeki iflletmelerde, yol infla-at›nda ifl almaya veya devrimci faaliyetle-rini köyde tar›m iflçisi olarak sürdürmeyeteflvik edilmelidir.

Parti örgütünün güvenlik alt›na al›n-mas› için önemli bir faktör, parti örgütü-nün küçültülmesi idi. Bu küçültme saye-sinde, düflman›n herhangi bir provokas-yonda ya da ihanette çok say›da partili yol-dafl› ve fonksiyoneri tutuklama olas›l›¤›zordu. Do¤ru örgütlenme büyük bir rol oy-nar. Gizlilik örtüsü mükemmel olmal›d›r.Bu alanda gözlemlenen ihmalkârl›¤›n ne-reye götürebilece¤ine dair çarp›c› bir ör-nek, polisin ba¤lar›n› ve verdi¤i bilgileriaraflt›rarak befl UB ( "Alt Bölge" olsa ge-rek: "Unterbezirk" —ÇN ) yönetimini vealt kadrolar›n bir bölümünü —hepsi birlik-te 60-70 kadar fonksiyoneri— tutukla-d›¤›bir parti fonksiyonerinin tutuklanmas› ola-y›d›r. Befl örgütün ba¤lar›n› bilen ve hain

88

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 87: Sınıf Teorisi - Sayı 8

olan bir adam, polise ayn› say›da çok ba¤›ve kifliyi teslim edecek durumda idi.

Di¤er bir örnek: Polis, beflli bir partigrubunu bildiri da¤›t›m› s›ras›nda tutukla-may› baflard›. Bu beflli grubun di¤er örgütbirimleri ile ba¤lar›n›n ortaya ç›kar›lmas›sonucu iki UB afla¤›dan yukar›ya toparlan-d› ve yaklafl›k 60 yoldafl, öncelikle defonksiyoner tutukland›.

Son anlat›lan iki olayda polisin ifliniiki esasl› hata kolaylaflt›rd›: Birincisi, bü-tün direktiflere ra¤men, bu AB'nin tek teksokak hücreleri hâlâ yaklafl›k 30 yoldafl›kaps›yordu; ikincisi, hücre yöneticisindenbafllayarak AB yönetimine kadar bütünfonksiyonerler birbirlerini tan›yorlard› vetutuklananlar›n "itiraflar›" sonucu kitleseltutuklamalara giriflmek kolayd›. Bu ör-nekler, her bir örgüt biriminin gerçektenyeniden örgütlenmesi ve KPD MK'n›n il-legal çal›flma yöntemleri ve gizlilik üzeri-ne kararlar›n›n s›k› s›k›ya uygulanmas›,tek tek örgüt birimleriyle fonksiyonerleraras›ndaki iliflkilerin daha çok dikkatleörgütlenmesi, çaprazlama iliflkiler sonucudi¤er örgüt birimlerinden ve kitle örgütle-rinden yoldafllar›n tehlikeye düflürülme-mesi için tek tek fonksiyonerlerin birdenfazla ifllevi yerine getirmemeleri ve alt ör-güt birimlerinin ve alt fonksiyonerlerinbölgesel bilefliminin s›k s›k de¤ifltirilmesigerekti¤ini göstermektedir.

Bu son olarak an›lan olaylarda da ol-

du¤u gibi, tüm tutuklamalarda her tutuklu-nun kiflisel davran›fl› tayin edici rolü oyna-maktad›r. Son olarak verilen örneklerde,polis baflka fleylerin yan›s›ra, salt baz› tu-tuklular›n kendilerini feda etme yerinebaflka yoldafllar› feda etmesi sonucu kitle-sel tutuklamalara giriflebilmifltir. KPDMK, daha illegalitenin bafllang›c›nda, tu-tuklama s›ras›nda en ufak bir fleyi bileaç›klayanlar›n partiden at›lmalar› karar›n›

alm›flt›. Baz› örgüt birimlerinde partinin"gönüllü" ve "iflkence ve ölüm tehdidiyle"elde edilen itiraflar aras›nda fark gözetme-si fleklinde kendisini gösteren, bu karar›gevfletme e¤ilimi ortaya ç›kt›. Meseleyeböyle yaklaflmak do¤ru de¤ildir. Bir ihanethiçbir fleyle hakl› ç›kar›lamaz. Keza bir tu-tuklunun, gönüllü olarak de¤il de zorla po-lisle birlikte buluflma yerine gitmesi de birsavunma de¤ildir. Çünkü böylelikle di¤eryoldafllar› polisin eline vermektedir. Polistaraf›ndan buluflma yerine gitmeye fliddetyoluyla zorlanan, fakat buna ra¤men tu-tuklamalar› bofla ç›karan yoldafllara yete-rince örnek vard›r. Böylesi durumlarda heryoldafl böyle davranmal›d›r.

‹ki Berlinli fonksiyoner tutukland›. Bi-rinin üzerinde buluflmalara iliflkin bilgilerbulundu ve di¤erinin ihaneti sonucu polisbuluflma yerini ö¤rendi. Birinci fonksiyo-ner buluflma yerine götürülmek üzere ara-baya bindirildi. Ancak o, araba giderkenkendini afla¤› att› ve ezildi. Polis böylelik-le orada hiçbir tutuklamaya giriflemedi.

89

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Özellikle yasad›fll›¤›n bafllang›c›nda, tek tek örgüt birimleri-nin, flu veya bu fonksiyonerin serbest b›rak›lmas›ndan sonraparti çal›flmas›na bafllamas›n› yasaklayan yukar› kademe karar›-na karfl› geldikleri durumlar vard›. Bu çok az durumda meyda-na geldi, ama üyelerin daha tam olarak yasad›fl› deneyimleriözümlemediklerini gösterdi.

Page 88: Sınıf Teorisi - Sayı 8

John Scheer yoldaflla birlikte katledi-len fonksiyoner Rudi Schwarz, polis tara-f›ndan buluflma yerine götürüldü. Uzaktanorada bekleyen yoldafl› gördü¤ünde, ba¤›-rabildi¤i en yüksek sesle "S›v›fl hemen, ay-nas›zlar burada!" diye ba¤›rd›. Sözkonusuyoldafl kaçmay› baflard›.

Sorumlu bir mevkide olan bir yoldafltutukland›. Polis onu, fonksiyonerleriyemlemek için belirli bir lokale götürdü.Ancak niyetleri bofla ç›kt›. Çünkü yoldaflgürültü ç›kard› ve "Sizden hiçbir fley sat›nalm›fl olmak istemiyorum, ifllerinizi baflka-lar›na gördürün" diye ba¤›rd›.

Pratik çal›flmada, eski kadrolar›n bellibir bölümünün, k›smen bu yoldafllar parti-nin henüz legal oldu¤u dönemde çok ta-n›nm›fl olduklar› için ve k›smen de pratik-te yeni kadrolar›n geliflmesini önledikleriiçin, illegal parti çal›flmas›na ket vurdukla-r› görülmüfltür. KPD raporlar›ndan baz› ör-nekler:

,..'in mahalle yönetiminin büyük birk›sm› polisçe tan›nan yoldafllardan olufl-maktad›r. Devrimci çal›flma içinde kendi-lerini kan›tlam›fl, ancak polisçe tan›nma-yan yoldafllar›n mahalle yönetimine çekil-mesi fleklindeki öneriye bu fonksiyonerler,flehirde polis taraf›ndan tan›nmayan uygunyoldafllar›n bulunmad›¤› fleklinde yan›tvermifllerdir. Bu flehirde üç tane büyük ifl-letme vard›r. Bütün iflletmelerde yoldafllarolmas›na ra¤men, hücre yoktur. Bunun ne-deni, polisçe tan›nan eski kademe üyeleri-nin bir iflte çal›flmamas› ve kendi yerlerineyeni aktif kadrolar› yerlefltirmek için dehiçbir fley yapmamalar›d›r.

Di¤er bir yerde aktif parti çal›flmas›yoktur. Önceki yönetici yeniden tutuklan-maktan korkmaktad›r, yeni güçler çal›flma-ya çekilmemifltir, örgüt birimlerinin bir bö-lümünün yanl›fl kadro politikas›, di¤er fley-lerin yan›s›ra, kendilerini yaln›zca dar birparti üyesi çevresini çal›flmaya çekmekle

s›n›rlama, çal›flmay› istemeyerek de olsagemleyen yoldafllar› uzaklaflt›rmama vetutuklamalardan ç›kard›klar› ve polisin fa-aliyetine zorluk ç›karmak için uygun olandersleri uygulamamakta yatmaktad›r. Böy-lesi sapmalara karfl› kararl› bir mücadeleyeve kadro siyasetinin yukar› kademeler ta-raf›ndan günlük yönetimine ihtiyaç duyul-maktad›r.

Yeni Fonksiyonerler Kimlerdir?

KPD'nin alt kadrolar›n›n hiç de az ol-mayan bir bölümü, daha Hitler'in iktidar›ele geçirmeden önce parti fonksiyoneriolan fonksiyonerlerden olufluyorsa, bu du-rumda alt parti birimlerindeki yeni kadro-lar›n yüzdesel pay› tayin edici bir rol oyna-maktad›r. Yeni kadro, Hitler'in iktidar› elegeçirmesinden önce k›smen parti görevlisiolan yoldafllardan, KJVD ( Almanya Ko-münist Gençlik Birli¤i—ÇN ) Üyeleri veeskiden sosyal-demokrasinin üyesi olanyoldafllardan oluflmaktad›r. Bu yeni kad-rolar, öldürücü faflizme karfl› günlük mü-cadelede denenmifl, eski, deneyimli fonk-siyonerlerin önderli¤i alt›nda geliflmifller-dir. KPD'nin flimdiki kadrosunun saflar›n-da, Çarl›k Rusya's›ndaki profesyonel dev-rimciler gibi, bütün güçlerini ve zamanla-r›n› devrimci çal›flmaya adayan, parti ka-demelerinin direktiflerine göre yer de¤ifl-tiren, ço¤u zaman yaln›zca devrimci iflçi-lerin deste¤iyle yaflayan ve korkmadan,büyük bir cesaretle partinin önlerine koy-du¤u bütün görevleri yerine getiren un-surlar vard›r.

Bu partili yoldafllardan ço¤u, illegali-teden önce çok az ortada göründü. Yukar›ya da yerel parti kademelerinin emrinibeklemeksizin parti örgütünü infla edenve geniflleten böylesi say›s›z partili yol-dafl vard›r.

90

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 89: Sınıf Teorisi - Sayı 8

Kad›nlar›n parti çal›flmas›na ve hem deörgütün bütün kademelerine güçlü bir fle-kilde çekilmesi özellikle an›lmaya de¤er-dir. Kad›nlar legal dönemde ço¤unluklakad›nlara önderlik ederken ve veznedarl›kyaparken, flimdi kad›n kadrolar›n politikfaaliyeti güçlü bir flekilde de¤iflmifltir. Herne kadar illegal parti çal›flmas›n›n bafllan-g›c›nda baz› alt parti birimlerinde "tehlike-li parti çal›flmas›ndan dolay› kad›n partiüyelerinin say›lar›n› azaltma" görüflü yük-seldiyse de, bu düflünceler k›sa bir süresonra pratik taraf›ndan tasfiye edilmifltir.Kad›nlar›n "belirli bir tehlike" teflkil etme-di¤i, aksine kad›nlar›n k›smen çal›flmalar›-n› erkek kadrolar›n bir bölümünden dahaiyi gizlemeyi baflard›klar› ve kad›n kadro-lar›n mahkeme, polis ve SA önünde de yi-¤itçe davrand›klar› ve pratik parti çal›flma-lar›nda yükümlülüklerini cesaretle yerinegetirdikleri ortaya ç›km›flt›r.

Düflman›n da, yeni kadrolar›n güçlü birflekilde görevlendirilmesini ganimet bile-rek, KPD'nin saflar›na, hattâ "alt örgüt bi-rimleri" kuran ve böylelikle yaln›zca isimve adresleri elde etmekle kalmay›p, ayn›zamanda "aktif" çal›flmalar›yla orta ve yu-kar› kademelere s›zmaya çal›flan ajanlarsoktu¤u aç›kt›r. Bu gerçek ama, partili yol-dafllar›n inisiyatiflerinin bo¤ulmas›na gö-türmemelidir. Denetleyen ve düzenleyenkademe, bütün parti ile birlikte alt kadrola-r› partiye zarar veren böylesi unsurlardantemizlemeli ve bunlar› tüm iflçi kitlesiönünde teflhir etmelidir.

KJVD ülkenin her yerinde partiye, gö-revlerini korkusuzca yerine getiren kadrolarverdiyse, buna ra¤men parti kademeleriGençlik Birli¤i'nden kadrolar›n görev-len-dirilmesinde KJVD'nin durumunu gözönünde bulundurmal›d›r. Proleter gençli¤inço¤unlu¤unu kazanma mücadelesi, parti ör-gütlerinin yaln›zca KJVD'den kadro almas›-

n› de¤il, ayn› zamanda parti örgütlerininkendi paylar›na KJVD'nin sa¤lamlaflmas›nave KJVD içinde de yeni kadrolar›n geliflme-sine katk›da bulunmalar›n› talep eder.

Almanya'n›n baz› yerlerinde, devrimciçal›flmalar› sayesinde KPD'nin kadrolar›içine al›nan önemli say›da sosyal-demok-rat›n KPD’ye gelmesi gerçe¤i, komünistpartisine geçen eski sosyal-demokrat iflçi-lerin kadrolar›n oluflturulmas›nda hiç deküçümsenecek bir etmen olmad›klar›n›göstermektedir.

Birkaç örnek: örne¤in, bir yerde KPDörgütünün üye say›s› illegaliteden önceyaklafl›k 200 idi. Buras› daha önce "sol"SPD'nin kalesi idi. fiimdi illegalite s›ras›n-da KPD örgütünün yine 200 üyesi var.Aradaki fark ama, flimdiki 200 üyenin yak-lafl›k yüzde 50'sinin eski sosyal-demokratiflçiler olmas›d›r. Hatta buradaki parti ör-gütünün bafl›nda da eski bir sosyal-demok-rat iflçi bulunmaktad›r. Burada, hiç de azolmayan say›da eski SPD'li iflçileri ba¤r›n-da bar›nd›ran tümüyle yeni bir parti kadro-su ile kars› karfl›yay›z.

...'de 1926'dan beri SPD üyesi olanyaklafl›k 40 yafl›ndaki bir iflçi KPD’ye gel-di. Ama KPD’ye geçiflini yaln›z bafl›nagerçeklefltirmedi, ayn› zamanda 30-40 yol-dafl›n› birlikte getirdi. Onlardan aidat top-lad›, malzeme da¤›l›m›n› sa¤lad› ve d›flbölgelerdeki di¤er gruplar› toparlad›. Ayr›-ca bir dizi eski ifl arkadafl›na KPD'nin ya-z›lar›n› ulaflt›rd›.

Eski SPD'li iflçilerin, uzun zamandanberi KPD içinde olan komünistlerle birlik-te KPD'nin sars›lmaz kadrosunu olufltur-du¤u say›s›z yerler vard›r. Aç›kt›r ki, düfl-manlar›m›z bu kanal yoluyla da KPD’yes›zmaya çal›fl›yorlar. KJVD MK'n›n biraç›k mektubunda, SAJ ( SPD'nin gençlikörgütü "Sozialistisçhe Arbeiterjugend" ol-

91

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 90: Sınıf Teorisi - Sayı 8

sa gerek—ÇN) üyelerinin ayr›m gözet-meksizin KJVD'ye al›nmas›n›n, eski SAJfonksiyonerlerinin fraksiyonel gruplaroluflturmas›na ve KJV saflar›na sosyal-de-mokrat düflünceleri tafl›mak için olanaksa¤lad›¤› vurgulanm›flt›r. Do¤ald›r ki bugerçek bütün komünistleri uyan›k olmayazorlamaktad›r. Alt parti örgütlerinde eskisosyal-demokrat isçilerin KPD’ de ve kad-rolar›nda ancak yetersiz ölçüde görevlen-dirilmesi, s›k s›k rastlanan bir pratiktir.KPD daha 1920 y›l›nda —USPO'nin ( Al-manya Ba¤›ms›z Sosyal-Demokrat Parti-si—ÇN) büyük bölümünün KPD’ ye geçi-fli s›ras›nda— sadece bu iflçileri kabul ede-cek ve onlar› de¤ifltirecek durumda olmak-la kalmad›¤›n›, ayn› zamanda proletarya-n›n öncüsüne lay›k olmayan unsurlar› saf-lar›ndan uzaklaflt›racak durumda da oldu-¤unu kan›tlam›flt›r. Ama baz› parti birimle-ri daha hala dürüst sosyal-demokrat iflçile-ri "görmezlikten gelmekte" ve onlara "gü-venmemektedir". Hatta baz› yoldafllar,böylesi unsurlar›n "ço¤unluk olmas›ndan"korkmaktad›rlar. Dürüst eski sosyal-de-mokrat iflçilere karfl› bu politik ak›ls›zl›k,sekterlik kaybolmal›d›r. Bunun yerini,devrimci ve mücadelede kararl› her sosyal-demokrat›n güçlü bir flekilde kazan›lmayaçal›fl›lmas› ve bunlar›n içinden en aktif veen deneyimlilerin KPD'nin kadrolar› içineçekilmesi olmal›d›r. Sosyal-demokrat iflçikitlesi, öyle kolaycac›ktan KPD’ye gel-mez. Halihaz›rda büyük ölçüde sars›lm›flolsa da, bunlar daha hâlâ önceki ideolojile-rini tümüyle terk etmemifllerdir. Bundandolay› söz konusu olan, bunlar aras›nda ör-gütlü bir komünist propagandan›n güçlübir flekilde hayata geçmesini sa¤lamakt›r.

Sosyal-demokrat ve daha önce refor-mist sendikalar içinde örgütlü isçilerindevrimci mücadeleye, KPD’ye kazan›lma-s›, devrimci kitle örgütleri taraf›ndan da

yerine getirilmelidir. En iyi iflçiler, illegalsendikal örgütler, "K›z›l Yard›m", "K›z›lSpor Birli¤i" vb. kitle örgütleri yoluylaKPD’ye nakledilmelidir. Bundan dolay›,parti üyeleri aras›nda "kitle örgütlerininyeniden inflas› ve geniflletilmesinin kü-çümsenmesine" karfl› güçlü bir mücadeleyürütülmelidir. "K›z›l Yard›m"›n bir bölgeörgütünün raporunda, özellikle sosyal-de-mokrat iflçilerin bu örgüt vas›tas›yla kaza-n›lmas› olana¤› vurgulanmaktad›r. Rapor-da di¤er fleylerin yan›nda flöyle denmekte-dir: "Eski sosyal-demokrat iflçilerin kaza-n›lma flans› elverifllidir. Tam da örgütümü-zün partiler üstü karakteri yoluyla eskiSPD'li iflçilere yanaflmaktay›z."

Partiye almada özellikle dönek olduk-lar› için KPD'den at›lan unsurlara dikkatedilmelidir. Baz› örgüt birimlerinde, flim-diki durumda bütün "komünistlerin birbiri-ne ihtiyac› oldu¤u anlay›fl› yayg›nd›. Hattabu döneklerden baz›lar› partiye s›zmay›,mevki elde etmeyi ve bunu kendi grupçuk-lar› için istismar etmeyi baflard›lar. Bu an-lay›fla ve böylesi unsurlar›n s›zmas›na kar-fl› partide en keskin mücadele yürütülmeli-dir. Tam da bu durumda parti bu tür unsur-lardan ar›nd›r›lmal›d›r: Bu, yaln›zca bu un-surlar parti birli¤ini parçalamaya çal›flt›k-lar› için de¤il, ayn› zamanda bunlar›n ara-s›nda komünist fonksiyonerleri polisin eli-ne veren unsurlar oldu¤u için de yap›lma-l›d›r. Bunun hemen ard›ndan, "eski bir par-ti üyesi" maskesi alt›nda ne gizlendi¤inedair bir örnek: ...’de 1933 Eylül'ündenAral›k'›na kadar bir alt örgüt ve baz› kitleörgütleri ortaya ç›kar›ld›. Bölgedeki çal›fl-may› güçlendirmek üzere gönderilen biryoldafl da tutukland›. Tutuklanmalar›n ne-deninin, ortaya ç›kan her fonksiyoneri po-lise ihbar eden, parti saflar›na s›zm›fl birdönekler grubu oldu¤u saptand›.

Böylesi unsurlara karfl› ideolojik mü-

92

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 91: Sınıf Teorisi - Sayı 8

cadele ile gidilemez ve gidilmemelidir:Bunlar polis hafiyeleri ve provokatörlerdirve bunlara buna göre davran›lmal›d›r. Tümpartinin hafiyelere ve provokatörlere karfl›örgütlü mücadelesi, yukar› kademenin sü-rekli denetimi alt›nda flimdiden art›r›lm›fl-t›r. Genifl iflçi ve emekçi tabakalar›n›n bumücadeleye çekilmesi özellikle önemlidir.Genifl tabakalar›n provokatörlere, hafiye-lere ve hainlere karfl› olan ruh halinin kad-rolar›m›z›n ve örgütlerimizin korunmas›için kullan›labilece¤ine dair say›s›z örnekvard›r. Tüm iflletme personelinin komünistfonksiyonerlerin tutuklanmas›na karfl› ç›k-t›¤›, Nazi unsurlar›n toplumsal olarak boy-kot edildi¤i, isletmelerde ve evlerde tecritedildikleri durumlar› gösterebiliriz. Bumücadelenin de daha genifl bir temele vedaha yüksek bir aflamaya ç›kar›lmas› ge-rekti¤ini vurgulamak gerekir.

Fonksiyonerlerin E¤itimi

Yeni bir fonksiyonerler kadrosununoluflturulmas› ve eskilerin daha yüksek gö-revlerde kullan›lmas› ile s›k› bir ba¤ için-de, önemli bir sorun olan fonksiyonerlerinillegalitede e¤itilmesi durmaktad›r.

KPD bu soruna bafl›ndan beri büyükbir dikkat göstermifltir. Merkez orga-n›n,"RF"nin ( K›z›l Bayrak —ÇN ) yan›s›-ra, bölge gazetelerinin ve bölgesel ajitas-yon materyallerinin yan›s›ra, kadrolara te-orik ve pratik yard›mda bulunan MK'n›nbelli e¤itim materyalleri ve bölgelerdekifonksiyoner dergilerinin yay›mlanmas›gerçe¤i büyük bir öneme sahiptir. Bu ma-teryal, parti aktifine bilgi edinme olas›l›¤›vermektedir. Hitler hafiyeleri taraf›ndangasp edilmeyen teorik literatürün toparlan-mas›yla örgüt birimlerinin büyük bir bölü-mü, yo¤un bir flekilde kullan›lan gezici ki-

tapl›klar oluflturmufltur. Keza, kat›l›m azolsa da, politik e¤itim kurslar› yürütülmüfl-tür. Ama parti çal›flmas›n›n ç›kar›na vekadrolar›n büyümesinin ç›kar›na, KPD üyeve fonksiyonerlerinin e¤itiminin güçlendi-rilmesinin ve e¤itimin daha genifl bir teme-le yay›lmas›n›n zorunlu oldu¤unu vurgula-mak gerekir. Sadece fonksiyonerlerin bellibir bölümünün elde etti¤i yönergeler vefonksiyonerler için ajitasyon materyalleriyay›mlamakla kendini s›n›rlama fleklindebaz› örgüt birimlerinde egemen olan e¤ili-min yerine, komünist bas›n›n fonksiyoner-lere, bütün parti üyelerine ve sempatizan-lara mümkün oldu¤unca düzenli bir flekil-de ulaflabilmesi için en genifl olanaklar ya-rat›lmal›d›r. Fonksiyonerler komünist ba-s›n üyeler ve sempatizanlarla birlikte yöre-lerindeki güncel olaylarla ba¤ içinde esas-l› bir flekilde tart›flmal›, sonuç ç›karmal› veçal›flmalar›n› buna göre ayarlamal›d›r.

Yukar› ve orta kademeler, e¤itim soru-nunda daha büyük bir dikkat göstermekzorundad›rlar, ülke içinde e¤itimin müm-kün olmad›¤›, tersine bu görevin göçmen-liktekilere düfltü¤ü fleklinde militanlar›nbir bölümü aras›ndaki görüfle karfl› güçlübir mücadele yürütülmelidir. Bu görüfl yal-n›zca ülke içindeki zorluklar›n önündenkaçma anlam›na gelir. E¤itim çal›flmas›n›,gerçek profesyonel devrimcilerin, Bolfle-vik örgütçülerin ve grev önderlerinin yetifl-tirilebilece¤i bir flekilde yönetmek kade-melerin görevidir. Bu e¤itime eski, ve güç-lü bir flekilde yeni kadrolar çekilmelidir.Eski sosyal-demokrat iflçilere, KomünistPartisinin kapitalizmi devirmek için sürek-li olarak tek do¤ru mücadeleyi yürüten,yürütmekte olan tek parti oldu¤u teori vepratikte tekrar tekrar gösterilmelidir.

"Komünist Enternasyonal"1934/13-14. say›. S.1486-1496

93

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 92: Sınıf Teorisi - Sayı 8

AJAN-PROVOKATÖRLÜ⁄EKARfiI MÜCADELE

I.

Savafl sonras› kapitalizmin tarihi, onunçöküflünün, bunal›m›n›n, ve burjuvazinins›n›f egemenli¤ini korumak için verdi¤ifliddetli mücadelenin tarihidir. Savafl sonra-s› ilk y›llarda egemen s›n›flar, Bolflevikdevrimin yaln›zca geçici bir atefl nöbeti ol-du¤uyla kendilerini avuttularsa da, flimdiburjuvazinin ileri gelen politikac›lar› ara-s›nda tüm kapitalist ekonomik düzenin teh-dit alt›nda oldu¤u ve kendisini yeni, kitlele-rin yi¤itçe mücadelesi içinde yükselen top-lum düzenine karfl› koruyabilmek için ka-pitalizmin ola¤anüstü bir çabaya muhtaçoldu¤u anlay›fl› yayg›nlaflmaya bafllam›flt›r.

Egemen s›n›flar›n bütün umutlar›na,kapitalist düzenin sözcülerinin bütün temi-natlar›na ra¤men, burjuvazinin "devletadamlar›"n›n kafas›na bu anlay›fl› çekiçle-yen, sürekli büyüyen bunal›md›r. Burjuva-zi bu bunal›mdan tek ç›k›fl yolunu, ‹flçi s›-n›f›na ve emekçi kitlelere karfl› savaflta vesömürgelerdeki devrimci hareketin zorlabast›r›lmas›nda görmektedir. Milyonlarcaemekçi kitleyi en kötü sömürü boyunduru-¤una ba¤lama çabas›yla, egemen s›n›flardevlet ayg›tlar›n› sürekli olarak güçlendir-mektedirler. Bir dizi ülkede uzun zaman-dan beri zaten aç›k bir flekilde faflist dikta-törlük hüküm sürmektedir. Onlar› büyükkapitalist güçler izlemekte ve giderek h›z-lanan bir flekilde faflist hükümet yöntemle-rine geçmektedirler. KPD'nin illegaliteyezorlanmas›, yasad›fl› ilan edilen KanadaKP'nin takibat alt›nda tutulmas› vb. çaba-lar›n› anmak yeter.

Dev gibi bir s›n›f mücadelesi gelifliyor.Proleter ve yar›-proleter unsurlar karfl›-sal-d›r›ya geçiyor. Kapitalist ülkelerin emekçi-lerinin bak›fl› giderek artan sevgi ve umut-

la Sovyetler Birli¤i'ne, sosyalizm aflamas›-na giren, ne iflsizlik ne de açl›k tan›yan,üretici güçlerini f›rt›na h›z›yla gelifltiren,isçilerin ve emekçi köylülerin yaflam dü-zeylerini sürekli yükselten bu Ülkeye yö-neliyor.

Emekçi kitlelerin muzaffer sosyaliz-min Ülkesine olan sempatileri ne denli bü-yükse, emperyalist soyguncular›n Sovyet-ler Birli¤i'ne karfl› olan kinleri de o denlifliddetlidir. Kapitalist dünyay› kemiren çe-liflkilere ra¤men emperyalist büyük güçleryorulmaks›z›n Sovyetler Birli¤i'ne karfl›savafl için bütün burjuva devletlerin blo¤u-nu oluflturuyorlar.

Ama, Sovyetler Birli¤i'ne sald›r›n›nhaz›rlanmas› proletaryan›n, köylü kitlele-rin ve ezilen halklar›n devrimci mücadele-sinin ac›mas›zca bast›r›lmas›n› gerektiri-yor. Tüm kapitalist dünyada beyaz terördalgas› giderek yükselmektedir. Avrupa'daflimdilik ilk s›ray›, ateflli bir flekilde savafliçin haz›rlanan ve say›s›z dara¤açlar›n›nkurulmas› yoluyla kitlelerin devrimci mü-cadelesini bo¤maya çal›flan faflist Pilsuds-ki Polonya's› almaktad›r.

"Kim kimi?" sorusunun art›k uluslara-ras› çapta gündemde durdu¤u ve tayin edi-ci s›n›f mücadelelerinin daha aflikarca bü-yüdü¤ü bu tarihsel dönemde, egemen s›-n›flar daha inatç› bir flekilde çareyi, büyü-yen devrimci harekete karfl› en keskin mü-cadele yöntemlerinden birinde ar›yorlar:Provokasyon.

Provokasyon, egemen s›n›flar›n emek-çi kitlelere karfl› kulland›klar› en eski mü-cadele yöntemlerinden biridir. Devrimciproleter hareketin daha ilk dönemlerinde,‹ngiliz ve bunu takiben Frans›z burjuvazi-si rafine bir ajan-provokatörlük sistemi uy-gulam›flt›r. Rus çarl›¤› provokasyonu,ajan-provokatörlü¤ü sürekli bir flekilde engüvenilir bir silah olarak görmüfltür. Rus-ya'da isçi s›n›f›n›n mücadele tarihi, hafiye-

94

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 93: Sınıf Teorisi - Sayı 8

li¤in ve provokasyonun ustalar› olan Su-deykin ve Zubatov gibi "Okhrana" ( gizlisiyasi polis ) flefleri i1e Asev ve Malinovs-ki gibi devrimci mücadelenin hainlerinikaydetmektedir.

Ama ajan-provokatörlük silah›, hiçbirzaman s›n›flar aras›ndaki tayin edici müca-delenin giderek yaklaflt›¤› bugün oldu¤ukadar genifl ölçüde ve rafine biçimlerdekullan›lmam›flt›r. Bütün aç›kl›¤›yla söyle-mek gerekir ki partilerimiz bu tehlikeyiküçümsüyorlar ve flimdiki tarihsel durumile, burjuvazinin proletaryaya karfl› s›n›fmücadelesi yöntemlerinden biri olarakh›zla yefleren provokasyon aras›ndaki kop-maz ba¤› tam olarak hesaba katm›yorlar.

Egemen s›n›flar›n iktidarlar›n› sars›l-maz gördükleri ilk dönemlerde, provoka-tör faaliyetin s›n›rlar› nispeten dard›: Gizlipolis esas olarak dikkatlerini, flu veya butehlikeli devrimciyi yakalamak, flu veya bukampanyay› bofla ç›karmak, partinin flu ve-ya bu eylemini engellemek noktalar›ndatopluyordu. "Hakim s›n›flar›n komünistdevrim önünde titredikleri" flimdi ama, si-yasi polisin "ufku" genifllemifltir: O flimdihareketi içten demoralize etme, devrimingüçlerini parçalama, Komünist Partisini il-legaliteye zorlama ya da terör rejiminigüçlendirme çabas› içindedir. KP'nin çal›fl-mas›n› yanl›fl yola kanalize etme-ye, prole-ter öncünün güçlerini tayin edici anda fel-ce u¤ratmaya çal›flmaktad›r.

II.

Komünizme karfl› mücadelede burju-vazi için hiçbir araç çok kötü, çok çirkinde¤ildir. Genifl kitleleri KP’ye karfl› k›fl-k›rtmak için gizli polisin en makbul hilele-rinden, en etkili araçlar›ndan biri, dahasonra komünistlerin üstüne at›lacak ve si-yasi polisçe girifli-len tek tek terörist ey-lemler, tek tek "suikastlard›r. Bu, bugün ol-dukça genifl ve flimdiye kadar kullan›lma-

m›fl büyük boyutlarda kullan›lan bir araç-t›r. Bunun için bir örnek; geçen y›l Maca-ristan'da, Biatorbâgy köprüsünde bir treneyap›lan sabotaj, ve bundan önce Alman-ya'da Jüterbog'daki tren sabotaj› vs.dir. ilkandan itibaren bu sabotajlar komünistlerinüzerine at›ld›. Gerçi Biatorbâgy'deki sabo-taj›n, yaln›zca Macar gizli polisiyle de¤il,ayn› zamanda askeri çevrelerle ve bizzatdo¤rudan Macaristan'›n fiili diktatörü, sa-vafl bakan› Göm bos ile iliflkisi olan birMacar subay›, beyaz muhaf›z faflist Matus-ka taraf›ndan gerçeklefltirildi¤i ortaya ç›k-t›; ama bu rahats›z etmedi. KP’ye karfl›,hepsinden önce de elbette sosyal-faflistler,fliddetli bir k›flk›rtma kampanyas› bafllatt›-lar. "Moskova'n›n kanl› elleri"ne küfürlerya¤d›r›l›yor; komünistlere karfl› harp di-vanlar› kuruluyor. Provokatör eylemindo¤rudan amac›na ulafl›lm›flt›r.

Örne¤in, Macar hükümetinin resmi ya-y›n organ› "Budapeflti Hirlap" ( 15 Eylül1931 ) Blatorbâgy sabotaj› dolay›s›yla flöy-le yaz›yor:

"Moskova'n›n kanl› eli Macaristan'auzanmaktad›r... Biatorbâgy köprüsündekomünist bir saatli bomba patlam›flt›r... Bucürüm cezas›z kalmamal›d›r."

Ayn› günkü faflist gazete "Magyarâg"flunlar› yazmakta d›r:

"Biatorbâgy köprüsünde patlasa da, busaatli bomban›n ateflleme fitilinin Mosko-va'da tutuflturuldu¤una kuflku yoktur... öy-leyse Avruya'ya bu en yeni Sovyet ihrac›,Rusya'y› uygar düzene, H›ristiyan kültürü-ne karfl› tek bir k›z›l cephaneli¤e çevirecekbefl y›ll›k plan›n önemli bir parças›d›r...Yeni bir ihracatla, terör ihrac› ile geliyor-lar... Böylesi bir savafl k›flk›rt›rlarsa, bununcevab›, her dürüst yurttafl›n, her ak›ll› iflçi-nin kendi ç›kar›na, aile mensuplar›n›n veanavatan›n ç›kar›na yükümlülü¤ünü yerinegetirmek zorunda oldu¤u, son damla kanakadar savafltan baflka bir fley olamaz."

95

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 94: Sınıf Teorisi - Sayı 8

Alman burjuva gazeteleri de Jüter-bog'daki tren felaketinden sonra ayn› dilikullanm›fllard›. Komünistlerin, Bolflevik-lerin sürekli olarak devrimci kitle eylemle-rinin yerine bireysel terör eylemlerinin ge-çirilmesine ilkesel olarak karfl› olduklar›n›pekâla bilmelerine ra¤men, bu k›flk›rtma-n›n bafl›nda yine sosyal-demokratlar bu-lunmaktayd›. SPD Yönetim Kurulunun te-orik organ› "Özgür Söz"de sosyal-demok-rat milyoner ve Barmat'›n dostu Ernst He-ilmann flöyle yaz›yordu:

"Son iki hafta içinde, iki sosyal-de-mokrat polis memurunun öldürülmesindensonra, ayn› yerde, komünistlerin kararga-h›n›n hemen yak›n›nda iki polis memurudaha cinayete kurban gitti. Failler tan›n-madan kaçmay› baflard›lar. Jüterbog'dakidemiryolu facias›n›n, Almanya'da flimdiyekadar ifllenen en alçakça cürüm olan, için-de Reich Baflbakan› ve D›fliflleri Bakan› ol-du¤u san›lan Frankfurt-Berlin ekspresinekarfl› politik fanatizmin bu sabotaj›n›n dabununla iliflkisi vard›r."

Aç›k faflistler de, sosyal-faflistler gibiayn› telden çal›yorlar. "Der Angriff" 12A¤ustos'da flunlar› yazd›:

"Sabotaj›n komünist bir terör grubu ta-raf›ndan düzenlendi¤i seklindeki hemenuyanan kuflku, do¤rulanm›flt›r. ‹pler yal-n›zca Berlin'in kuzey mahallelerine de¤il,ayn› zamanda emri üzerine Avrupa'da bir-den fazla bomban›n patlad›¤› Rusya'ya daiflaret ediyor."

11 A¤ustos tarihli "Vorwa'rts"de SPDYönetim Kurulu Üyesi Otto Meier'in ifltekinik bir flekilde yazd›klar›:

"Ola¤anüstü hal yasalar› ve zalimlerüzerine yaygarayla, parçalanm›fl partiyi to-parlamak ve kendi suçlar›n› örtmek için il-legalli¤in kurtar›c› karanl›¤› aranmakta vepartinin yasaklanmas› k›flk›rt›lmaktad›r. Bu,propaganda amac›yla kurbana ihtiyaçlar›oldu¤u için, k›flk›rt›lan iflçileri güvenlikli

pusular›ndan atefle ve felakete gönderen ko-münist önderlerin ikiyüzlü takti¤idir."

Bundan k›sa bir süre sonra, tüm burju-va çeteye, Komünist Partisine karfl› k›fl-k›rtma yapmak için yeni bir f›rsat do¤du.Almanya'n›n birçok yerinde ortaya ç›kar›-lan patlay›c› madde depolar› komünistleremaledildi. Böylelikle ulumalara bafllamakve yeniden KPD'nin yasaklanmas›n› talepetmek için yeni bir neden ortaya ç›kt›. Po-lis raporlar›, KPD’ye ve do¤al olarak Mos-kova'ya götüren ipler örmeye bafllad›.KPD, ortaya ç›kar›lan patlay›c› madde de-polar› ile bir ilgisi olmad›¤›n› ve düflman-lar›n›n hiçbir provokasyonunun onu kapi-talizmin devrilmesi için Bolflevik kitle mü-cadelesi yolundan sap›k terör yoluna sok-may› baflaramayaca¤›n› aç›klad›¤› halde,faflist ve sosyal-faflist köpek sürüsü susma-d›. Polis, Karl Liebknecht Haus'u iflgal ettive olmayan kan›tlar› bulmak için her köfle-yi özenle arad›. Say›s›z komünist milletve-kilinin dokunulmazl›¤› kabaca zedelendi.Evleri arand›. En sonunda elbette ki komü-nist patlay›c› madde depolar›, komü-nistterör gruplar› masal›ndan vazgeçilmek zo-runda kal›nd›. Ama buraya gelene kadar,bütün burjuva partilerinin KPD’ ye karfl›kampanyas› en büyük fliddetiyle yürütüldüve yeniden Almanya KP’ yi illegaliteye it-mek için çaba harcand›. Yaln›zca, Almanproleter kitleleri Partilerini savunmak içinaya¤a kalkt›klar›nda, burjuva köpek sürü-sü bu kez geri çekilmeye zorland›.

Bu d›fltan örgütlenen provokatif eylem-lerden daha tehlikelisi ise, iç provokasyon-dur, düflman›n parti saflar›na s›zmas›d›r.

Önceden de söylendi¤i gibi, gizli polisbugün yaln›zca komünist partilerin içindebulunduklar› durum üzerine mümkün ol-du¤unca tam bilgi de¤il, ayn› zamanda fa-aliyetlerini yanl›fl yola kanalize edebilmekiçin onun saflar›n› demoralize etme, onunpolitik çizgisi üzerinde belirli bir etki eldeetme hedefi de gütmektedir.

96

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 95: Sınıf Teorisi - Sayı 8

Emperyalist kitle k›y›m›ndan hemensonra Avrupa'da devrimci hareketin f›rt›na-l› yükselifli döneminde, gizli polislerin entecrübelilerinden birisi olan Frans›z gizlipolisi, Frans›z isçilerinin devrimci öncüsü-nün saflar›na s›zma ve onun eylemini poli-sin istedi¤i bir raya oturtma seklindeki sis-temli çabalara giriflti. Böylelikle Anquetilad›nda bir gizli polis ajan›, isçilerin güve-nini kazanmak için, 1919 y›l›nda afl›r›"devrimci" "Bolflevik" ve "Le Titre Censu-re" gazetelerini yay›mlamaya bafllad›. Ger-çi o k›sa zamanda ortaya ç›kar›ld› ama,aç›kt›r ki, siyasi polis devrimci hareketidemoralize etmek için yeni yollar ve araç-lar aramaktan yorulmayacakt›r. O bu aradaiflçiler aras›nda KP’ye karfl› mücadeleyi k›-z›flt›rmak için tüm sa¤ ve "sol" Troçkistgruplar› kullanmaktad›r. Oportünist "Mi-noritarier" grubu, bu alanda Frans›z siyasipolisi taraf›ndan sistemli olarak kullan›ld›.

Partiyi parçalamak, faaliyetini felceu¤ratmak, yönetimini gözden düflürmekiçin, Partinin ve Komünist Enternasyona-lin genel çizgisine karfl› her fraksiyon mü-cadelesi siyasi polis taraf›ndan kullan›l-makta ve hatta bazen örgütletmektedir.Komünist partileri, siyasi polis taraf›ndankullan›lmayan ya da k›flk›rt›lmayan, ilke-siz, ya da genel olarak KE'in çizgisine yö-nelik hiçbir fraksiyon mücadelesi olmad›-¤›n› asla unutmamal›d›rlar. Hatta dahas›,fraksiyon mücadelesi, hafiyelerin partiyes›zmas›n› do¤rudan kolaylaflt›ran bir at-

mosfer yarat›r. Örne¤in, Macar gizli polisi-nin Macaristan KP içinde uzun y›llar sürenfraksiyon mücadelesinin bir sonucu olarakbir dizi parti üyesini hafiyelik için kazan-may› ve partiye hafiyeler sokmay› baflard›-¤›na hiçbir kuflku yoktur. Bu görevi kolay-laflt›rmak ve bütün ipleri birbirine dolamakiçin bizzat gizli polis, parti içindeki ajan-provokatör canavar› üzerine söylentiler ya-yar, tek tek yoldafllar› provokatörlükle suç-lar, örne¤in Kore ve Hindistan'da tek tekgruplar birbirlerini y›llar y›l› provokatör-lükle suçlad›lar.

Partiyi illegal hale getirmek ya da hali-haz›rda illegal olan bir partiye karfl› terörrejimini güçlendirmek amac›yla partiyi te-rörizm ç›kmaz›na çekmek, gizli polisin sü-rekli olarak uygulad›¤› bir yöntemdir, ör-ne¤in Polonya gizli polisi, parti içinde fa-aliyet gösteren ve daha sonra a盤a ç›kar›-

lan ajanlar›n›ny a r d › m › y l a1925 y›l›ndaki1 May›s eyle-mine teröristbir nitelik ver-meye çabala-m›flt›r. Gizlipolisin emriyleajan-provoka-törler taraf›n-dan bombalar

imal edilmifltir; bereket versin ki polisinplan› parti taraf›ndan zaman›nda ortaya ç›-kar›lm›flt›r.

Özellikle Amerikan polisi, eylemi boz-guna u¤ratmak ve kitleleri demoralize et-mek amac›yla, en uygunsuz anda proletar-yan›n grevlerini ve di¤er eylemlerini pro-voke etmek fleklinde en ince yöntemlerleçal›flmaktad›r. Bu provokatif yöntem, pat-lamas›n› önleyemeyecekleri geliflen ey-lemleri da¤›tmak için sosyal-faflist partilertaraf›ndan s›k s›k kullan›lmaktad›r.

97

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Parti üyeleri aras›nda ajan-provokatör elde etmek içinsiyasi polis çok çeflitli yöntemlere baflvurmaktad›r: hemkaba fliddet (siyasi polisin zindanlar›ndaki vahfli iflkencele-ri) hem de iflsizlerin açl›¤›, geri iflçinin ulusal ve dinsel ön-yarg›lar›, polis ajanlar›n›n "temiz yürekli" sözleriyle ayar-t›lan genç devrimcilerin deneyimsizlikleri. Polis ajanlar›y-la "ilkeler", "dünya görüflü", vs. üzerine tart›flmaya girenherkes, böyle yapmakla yanl›fl bir yola sapt›¤›n›, ihanetedo¤ru bir ad›m att›¤›n› bilmek zorundad›r

Page 96: Sınıf Teorisi - Sayı 8

IV

Partinin içten çökertilmesi ve politikçizgisinin tahrif edilmesi fleklindeki buyöntemler, parti içindeki polis ajanlar›n›nfaaliyetinin sadece bir yönüdür. Bundanhiç de daha az tehlikeli olmayan, partininfaaliyeti ve tek tek parti fonksiyonerlerininrolü üzerine rapor vermekle görevli olanhafiyelerin çal›flmas›d›r, illegal partileriçin elbette ki bunun önemi büyüktür. Amapartilerimiz bu sorunda affedilmeyecek birhafiflik göstermektedir.

Parti s›k s›k büyük çapta bir "uçufl"u(tutuklamay›-ÇN ), -ony›llar›n deneyimiböyle bir fleyin hafiyelik olmadan meyda-na gelemeyece¤ini göstermesine ra¤men-tesadüf olarak görmektedir. Ama art›k bü-tün partilerin bu cümleyi beyinlerine kaz›-malar›n›n ve her ihanetin nedenlerini dik-katle araflt›rmay› ö¤renmelerinin zaman›gelmifltir.

Yoldafllar aras›nda s›k s›k, bu sorunla-r›n tamamen sessiz ve göze çarpmadanhalledilmesi gerekti¤i görüflü egemendir.Bir hafiye ortaya ç›kart›ld›¤›nda -ve özel-likle bu ajan-provokatörler parti kademe-lerinde ortaya ç›kar›lm›flsa-, böyle bir fley,düflman›n partiyi aldatt›¤› gerekçesiylepartiye leke sürece¤inden, gere¤inden faz-la büyütülmemelidir!!!

Böyle bir görüfl kadar yanl›fl bir fleyyoktur! Sürekli olarak ve tekrar tekrar pro-vokasyonun, burjuvazinin proletaryayakarfl› s›n›f mücadelesinin bir yöntemi oldu-¤u vurgulanmal›d›r. Egemen s›n›f›n s›n›fegemenli¤i ayg›t›n› kullanarak, KP içineajanlar›n› sokabilmek için araçlar ve yolla-r› eninde sonunda daima bulabilece¤i aç›kde¤il midir? Bu soruyu sormak, hiçbir par-tinin bundan muaf olmad›¤›n› söylemektir.Sorun böyle ise, o zaman partiye hafiyele-rin aç›kça teflhir edilmesiyle de¤il, aksine

bunlar› ortaya ç›karmadaki ve bu sorunubuna uygun bir ciddiyetle ele almadaki ye-teneksizli¤inden ötürü leke sürülür.

Kuflkusuz bugün kapitalist ülkelerdebir ajan-provokatörü ortaya ç›karmak, es-kiden çarl›k Rusya's›nda oldu¤undan dahazordur. Düflman çok fley ö¤rendi: Çarl›kpolisi devrimci harekete karfl› en karmafl›kmanevralar› kulland›ysa, flimdiki (gizli po-lis-ÇN ) tüm bir taktik sistem oluflturmufl-tur. Her zaman mutlaka polisin kefliflerinitutuklamalar izlemez. Burjuvazi ajanlar›n›gözbebe¤i gibi korur ve kuflkular› ajan›,provokatörü üzerine çekmemek için (biz-zat önder illegal devrimcilerin) tutuklan-mas›ndan cayar. Siyasi polis için, partidekiajanlar›n›n y›llar boyu süren faaliyetininbüyük önemi vard›r. Çünkü böylelikle par-ti s›rlar›n› elde etmek ve hatta zaman za-man partinin faaliyetini etkilemek, onunçal›flmas›n› bir yönden felç etmek ve bu-nun yerine baflka bir yöne sokmak olana¤›vard›r.

Belki de tecrübesiz bir devrimci, du-rum buysa, bu musibete karfl› mücadeleninnas›l olanakl› oldu¤unu soracakt›r. Soru-nun bu flekilde ortaya koyulmas›ndan, pro-vokasyonun belirli bir dereceye kadar ka-ç›n›lmaz bir olgu oldu¤u ç›km›yor mu?özellikle ajan-provokatörlerin ortaya ç›ka-r›lmas›n›n siyasi polisin flimdiki takti¤i do-lay›s›yla son derece zor oldu¤u göz önüneal›n›rsa, bunun afl›lmas› nas›l mümkündür?

Düflman›n çal›flma yöntemini ö¤rendi-¤i anda kollar›n› önüne sark›tan bir dev-rimci, kötü bir devrimcidir. Provokasyon"kaç›n›lmaz" oldu¤undan teslim olmak is-teyen biri, beyaz terörün ve burjuvazi tara-f›ndan emekçi kitlelerin s›n›fsal ezilmesi-nin di¤er tezahürlerinin de "kaç›n›lmaz"oldu¤unu unutmaktad›r. Yaln›zca en berbatoportünistlerin, döneklerin s›n›f bask›s›n›n

98

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 97: Sınıf Teorisi - Sayı 8

tezahürleri önünde teslim olabilecekleri vebunlara karfl› mücadeleden cayabilecekleriaç›kt›r. S›n›f bask›s›n›n tek tek tezahürleri-ne karfl› mücadele nas›l mümkünse, provo-katörlü¤e karfl› mücadele de o flekildemümkündür. Bunun baflar›s› bir tek önko-flula, bunun tüm s›n›f›n mücadelesi, kitle-lerin ve tüm partinin mücadelesi olmas›nave tek tek kiflilerin mücadelesi olmamas›-na ba¤l›d›r. Buraya daha sonra tekrar dö-nece¤iz.

V.

Ajan-provokatörlerin devrimci bir ör-güte s›zma yöntemleri öyle çok çeflitlidirki, bu konu k›sa bir makalenin çerçevesiiçinde tamam›yla ifllenemez.

Parti üyeleri aras›nda ajan-provokatörelde etmek için siyasi polis çok çeflitli yön-temlere baflvurmaktad›r: hem kaba fliddet (siyasi polisin zindanlar›ndaki vahfli iflken-celeri) hem de iflsizlerin açl›¤›, geri iflçininulusal ve dinsel önyarg›lar›, polis ajanlar›-n›n "temiz yürekli" sözleriyle ayart›langenç devrimcilerin deneyimsizlikleri. Po-lis ajanlar›yla "ilkeler", "dünya görüflü",vs. üzerine tart›flmaya giren herkes, böyleyapmakla yanl›fl bir yola sapt›¤›n›, ihanetedo¤ru bir ad›m att›¤›n› bilmek zorundad›r.Parti yönetimleri, büyük bir özenle, dev-rimcilerin sorguda, hapiste ve mahkemeönünde davran›fllar› ile ilgili yönergelerihaz›rlamal›d›r.

Komünist iflletme hücrelerinin gelifl-mesine ket vurmakla görevli fabrika hafi-yelerinin son derece büyük tehlikesiniözellikle belirtmek gerekir. Burada da ol-dukça çok çeflitli biçimler vard›r: iflçileringözetlenmesi için (özellikle ABD'de çoksay›da olan) iflverenlerin "detektif" ve ha-fiye örgütlerinden, iflyerindeki ajanlar tara-

f›ndan kurulan "komünist" hücrelere ka-dar. Bu aç›dan Japon gizli polisi çok usta-d›r: Daha sonra "komünist" olarak sahneyeç›kabilmeleri için ajanlar› için "Marksistkurslar" düzenlemektedir.

Komünist partilerine nispeten daha ra-hat girifl olana¤› bulabilen çok say›da pro-vokatör, faflist ve sosyal-faflist partilerinsaflar›ndan gelmektedir. Hatta sosyal-de-mokrat partilerin bu durumda kendi yenilgi-lerini kullanmay› baflard›klar› aç›kt›r. Ken-disinden ayr›lan ve KP’ye geçen her iflçigrubuna, sosyal-faflist parti, daha sonra KPiçinde provokatif çal›flma yürütmek üzere"güvenilir" bir iflçi verebilir. Bir yandan enözenli denetim, di¤er yandan partiye geleniflçilerin asimilasyonu için yo¤un çal›flma,partiye, s›n›fa yabanc› ve do¤rudan düflmanunsurlar› saptama olana¤› sa¤lar.

VI.

Gizli polisin yöntemleri son derece çe-flitli, olanaklar› ise say›s›zd›r. Ama bunara¤men, provokasyona karfl› mücadele üs-tesinden gelinemez zorluklar göstermez.

Burada salt su ya da bu ajan-provoka-törün ortaya ç›kar›lmas›n›n söz konusu ol-mad›¤›na dikkati çekmek gerekir. Elbetteki bunun büyük bir önemi vard›r, ama bu-na ra¤men esas sorun bu de¤ildir. Nas›l kisiyasi polis için önemli olan yaln›zca flu yada bu devrimciyi tutuklamak de¤il de tümpartiyi parçalamak ve eylemini felce u¤rat-mak ise, KP için de yaln›zca tek tek provo-katörlerin ortaya ç›kar›lmas›, bir sistemolarak provokasyona karfl› mücadeleden,iflçi s›n›f›n›n devrimci mücadelesini yoketmek için kullan›lan bu arac› burjuvazininelinden almak için mücadeleden dahaönemli de¤ildir.

Böylece, provokasyona kars› mücade-

99

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 98: Sınıf Teorisi - Sayı 8

le yaln›zca kapitalizmin devrilmesi içingenel devrimci mücadelenin bir parças›olarak do¤ru bir flekilde örgütlenebilir. Vede tersine: iflçi s›n›f›n›n parçalanmas›n›n,burjuvazinin egemenli¤inin arac› olarakprovokasyona karfl› uzlaflmaz mücadeleonun parçalar›ndan biri de¤ilse, yaln›zsözde de¤il, ayn› zamanda eylemde de ka-pitalizme karfl› yürütülen gerçek bir dev-rimci s›n›f mücadelesi sözkonusu olamaz.

Bu ama, provokasyona karfl› mücade-leyi bir kereye mahsus olmak üzere sürdü-rülmesiyle iç rahatl›¤›na ulafl›labilecek birkampanya olarak görmenin temelden yan-l›fl oldu¤u anlam›na gelir. Partilerin önün-de duran ama yeterli dikkat göstermedikle-ri görev, provokasyona karfl› kampanyade¤il, tersine sistemli, çetin, günbegün kit-le mücadelesidir.

Her partili yoldafl, her iflçi, devrimciordunun her basit savaflç›s› bu görevinmuazzam önemi üzerine aç›kl›¤a kavufl-mal›d›r. En genifl kitlelerin dikkatini pro-vokasyon sorunlar›na çekmek, onlar›n bualandaki uyan›kl›klar›n› ve dikkatlerinibüyük ölçüde yükseltmek, onlar›n tümdevrimci enerjilerini hakim s›n›flar›n pro-vokatif eylemlerinin tüm görünümlerinekarfl› seferber etmek -iflte komünist parti-

lerinin yükümlülü¤ü budur.

Provokasyona karfl› mücadele, her fley-den önce parti içinde gizlilik için mücadeleetmektir. Bu alandaki ihmalkârl›¤a kararl›bir flekilde son verilmelidir. Gizlilik kural-lar›na uymayan, dikkatsizli¤i ile tüm örgü-tü tehlikeye düflüren, devrimci de¤ildir.

Böylesi kurallar› basitçe ezberlemek-le olmaz. Elbette ki kuflaklar boyu dev-rimcilerin bize bu alanda b›rakt›klar› de-neyimleri dikkatle incelemek gerekir.Ama bu yetmez. Ara verilmeden devrim-ci çal›flman›n günlük prati¤inden gizlilikö¤renilmelidir. Burada karfl›l›kl› s›k› de-netim gerekir. Küçük-burjuva duygusall›-¤a parti yaflant›s›nda yer yoktur: Devrim-ci partide güven, yaln›zca ve yaln›zca ör-gütlü denetime dayan›r.

Gizlili¤in temel kurallar›n›n zedelen-mesi, aynen partinin siyasi çizgisindensapma gibi cezaland›r›lmal›d›r. Ancak buflekilde, gizlilik en yüksek noktaya ulaflt›-r›labilir.

Gevezeli¤e karfl› amans›z savafl! Hemsözde legal, hem de illegal partilerin tümüyeleri geveze1i¤in devrimci dava aç›s›n-dan her an ihanete dönüflebilecek olan,do¤rudan ve en kötü tahribat çal›flmas›ylaeflanlaml› oldu¤u konusunda aç›k olmal›-d›r, iflah olmaz gevezelere devrimci parti-de yer yoktur.

Provokasyona karfl› baflar›l› mücadele-nin temel önkoflulu, örgütün do¤ru bir fle-kilde infla edilmesi, yasal ve yasad›fl› çal›fl-ma aras›ndaki do¤ru ba¤lant›d›r. Bu, yasa-d›fl› partiler için özel bir öneme sahiptir.Yasad›fl› örgütün amaca uygun inflas›, par-ti çal›flmas›n›n tek tek ifllevlerinin ak›lc›da¤›l›m› ve ba¤lant›s›, hafiyelerin çal›flma-s›n› önemli ölçüde zorlaflt›r›r. Lenin, "'SolRadikalizm' -Bir Çocukluk Hastal›¤›"nda,provokatör Malinovski ile ilgili bölümde

100

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Provokasyona karfl› baflar›l›mücadelenin temel önkoflulu, ör-gütün do¤ru bir flekilde infla edil-mesi, yasal ve yasad›fl› çal›flma ara-s›ndaki do¤ru ba¤lant›d›r. Bu, yasa-d›fl› partiler için özel bir önemesahiptir. Yasad›fl› örgütün amacauygun inflas›, parti çal›flmas›n›n tektek ifllevlerinin ak›lc› da¤›l›m› veba¤lant›s›, hafiyelerin çal›flmas›n›önemli ölçüde zorlaflt›r›r.

Page 99: Sınıf Teorisi - Sayı 8

yasal ve yasad›fl› çal›flma aras›ndaki ba¤›nson derece büyük önemini vurgular. fiöyleder orada:

"En iyi ve en sad›k yoldafllar›m›zdandüzinelercesini ele verdi... E¤er daha bü-yük zararlar veremediyse bunun nedeni,bizde yasal ve yasad›fl› çal›flma aras›ndado¤ru bir iliflkinin varolmas›yd›... Mali-novski bizim güvenimizi kazanmak için,Çarl›k alt›nda da Menflevik oportünizmekarfl› mücadele yürütmeyi ve Bolflevizminilkelerinin propagandas›n› yapmay› bilenlegal günlük gazeteleri yay›mlamak içinbize yard›m etmek zorundayd›. Malinovs-ki bir eliyle düzinelerle en iyi Bolflevik ön-deri sürgüne ve ölüme gönderirken, di¤ereliyle yasal bas›n yoluyla onbinlerce yeniBolflevi¤i e¤itmek için bize yard›m etmekzorunda kald›." ("Sol" Komünizm, Bir

Çocukluk Hastal›¤›, Sol Yay›nlar›, s.41)

Tan›nan provokatörlere karfl› mücade-leye gelince, bununla ilgili her halükârdaflu söylenmelidir: Her ajan-provokatörünortaya ç›kar›lmas› olay› genifl kamuoyunagetirilmelidir. Nispeten yasal bir KomünistPartisinde geçen afla¤›daki gibi bir olayakesinlikle izin verilmemelidir: Bu partininbir örgütünde bir hafiye ortaya ç›kar›ld› vepartiden uzaklaflt›r›ld›, ama kamuoyununbundan haberdar edilmesi ihmal edildi.Ortaya ç›kar›lan hafiye baflka bir parti ör-gütüne s›zd› ve tesadüfen bu flehre gelenbir yoldafl taraf›ndan tan›n›ncaya kadar ça-l›flmas›n› sessizce yürüttü. Ancak bundansonra yoldafla, bu hafiyelik olay› parti ka-muoyuna aç›klanm›fl olsayd›, bunun zararveremeyece¤i düflüncesi geldi.

Ortaya ç›kar›lan hafiyelerin kamuoyuönünde teflhir edilmedi¤i böylesi bir "mü-cadele"nin gerçekte bir mücadele de¤il,hafiyeli¤in gizli tutulmas› oldu¤u aç›k ol-mas› gerekir. Ancak ortaya ç›kar›lan her

provokasyon olay› konusunda en geniflneflriyat ve bundan salt kendi partisini de-¤il, tüm Komünist Enternasyonal'i haber-dar etmekle, bir yandan düflman ajanlar›-n›n suçlar›n› gerçekten kan›tlamak ve di-¤er yandan partilere bu alandaki genel de-neyimleri de¤erlendirme olana¤› vermekmümkündür.

Bütün partilerin ajan-provokatörlü¤ekarfl› mücadeleyi tüm ciddiyetiyle ele al-malar›n›n zaman› gelmifltir. Burjuvazinindevrimci hareketi kanda bo¤mak, devrim-ci s›n›f›n öncüsünün elinden önderlerinialmak için en umutsuzca çabalara giriflti-¤i, kapitalist ülkelerde yüzlerce, binlercedevrimcinin sosyalizm için canlar›n› ver-dikle-ri bugün, provokasyona karfl› vur-dumduymazl›k do¤rudan do¤ruya cina-yettir. Katledilen onbinlerce Çinli devrim-ciyi, faflist Polonya zindanlar›nda öldüre-siye iflkence edilen ya da dara¤açlar›na çe-kilen yüzlerce iflçiyi ve köylüyü, Balkanülkelerindeki siyasi polisin yüzlerce, bin-lerce kurban›n› düflünmek, provokasyonakarfl› mücadelenin devrimci hareketin fluanki yak›c› bir sorunu oldu¤unu göz önü-ne getirmeye yeter.

Burjuvazinin bütün bu zalimlikleri,onu kaç›n›lmaz çöküflünden kurtaramaya-cakt›r. Kapitalizmin azalan gücünü yeni-den canland›rabilecek bir "mucize" yoktur.

Ama biz provokasyona karfl› yorul-maz, çetin mücadele sorununu tüm boyut-lar›yla ortaya koyar ve bunu emekçi kitle-lerin kapitalizmin y›k›lmas› için verdikleritüm devrimci s›n›f mücadelesine organikolarak ba¤layabilirsek, burjuvazinin s›n›fegemenli¤inin çöküflünün tarihi saatinih›zla yak›nlaflt›rabiliriz.

"Komünist Enternasyonal1 1931/42.say›, s. 1953-1962

101

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 100: Sınıf Teorisi - Sayı 8

POL‹SE KARfiI HAP‹SHANE-DE VE MAHKEME ÖNÜNDE

TAVIR ÜZER‹NE

Özdeyifl: Bir komünist kendini, kendikiflili¤ini de¤il, komünizmi ve kendi örgü-tünü savunur.

1. buyruk: E¤er benim için mümkünse,tutuklulu¤umun ilk günlerinde ve haftala-r›nda polisten ismimi ve adresimi gizlerim;

çünkü: Yak›nlar›m ve yoldafllar›m böy-lelikle uyar›lm›fl olacak ve zaman kazana-caklard›r...

2. buyruk: Gerek Gestapo önünde ge-rekse de soruflturma yarg›c›, mahkeme yada benzeri kurum önünde, partim hakk›n-da, yoldafllar›m hakk›nda ilke olarak H‹Ç-B‹R ifade vermem;

çünkü: Buna ra¤men bunu yaparsam,harekete ve yoldafllara ihanet etmifl olaca-¤›m, eninde sonunda proleter mahkemede"ac›mas›zca yarg›lanaca¤›m".

3. buyruk: ‹lke olarak, bunlar üzerin-den yoldafllara ulafl›labilecek olan isimleri,takma isimleri, kifli tasvirlerini, adreslerive yerleri aç›klamam;

çünkü: Bu flekilde bir hain olaca¤›m›ve polisin bununla benim örgüt hakk›ndabilgim oldu¤unu görece¤ini, her adreslebizzat kendimi zor duruma düflürece¤imigörü yorum.

4. buyruk: Bana isnat edilen suçu, ba-na karfl› olan bütün deliller pefl pefle dizil-se de itiraf etmem;

çünkü: Beni itiraf ettirmek ve mahkumedebilmek için deliller çarp›t›labilir, düz-mece deliller yarat›labilir.

5. buyruk: Bana "her fleyi biliyoruz,

art›k itiraf edin" denilirse, demirden birsessizli¤in içine gömülürüm, çünkü hiçbirfleyi bilmediklerini biliyorum;

çünkü: Her fleyi bilselerdi, bana sor-mak gere¤ini duymazlard›.

6. buyruk: Bana di¤erlerinin art›k iti-raf ettikleri söylenirse, buna inanmam. Vedi¤erleri gerçekten itiraf etse de, onlar› ya-lanc› olarak nitelerim ve her fleyi inkarederim;

çünkü: Benim suçlulu¤umu ispat et-mek için, baflka birisi taraf›ndan suçlan-mak yetmeyecektir.

7. buyruk: Beni sorguya çeken kifliler-le, konuyla ilgili olmasa da, kiflisel olsa dasohbete giriflmem;

çünkü: Böylesi sohbetler çerçevesindebeni ustal›kla sorguya çekmeyi bilirler.

8. buyruk: Beni sorguya çeken kifliler-le tart›flmam ve onlar› komünizm için ka-zanmaya çal›flmam;

çünkü: Bunun için bu düflünülebileceken uygunsuz and›r. Onlara yaln›zca kendi-me karfl› kullan›lmak üzere delil veririm veböylelikle provokasyona gelme yolundailk ad›m› atar›m.

9. buyruk: Beni dövdüklerinde, ya dabana iflkence ettiklerinde, örgütüme veyoldafllar›ma ihanet edece¤ime, b›rak›r›mbeni öldürünceye kadar dövsünler, iflkenceetsinler;

çünkü: Hangi nedenlerle ihanet ederseetsin, bir hain, bir hain olarak kal›r, istersegönüllü olarak, iflkence bask›s›ndan kur-tulmak için kiflisel yararlar elde etme yo-luyla olsun, iflkenceciler, benim iflkencele-ri karfl›s›nda teslim oldu¤umu, ihanet etti-¤imi bir kez fark ettiklerinde, iflkencedenkurtulmufl olmayaca¤›m. Uzun bir süre da-

102

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 101: Sınıf Teorisi - Sayı 8

ha ihanet edemesem de bana iflkence yap-maya devam edeceklerdir.

Ama iflkencelere ve kötü davran›fllarakarfl› dayand›¤›mda, mukadderatlar› banaba¤l› olan on veya daha fazla yoldafl› elevermeyece¤imi ve bizzat kendimi zor du-ruma sokmayaca¤›m› bilirim.

10. buyruk: Benimle konuflan yoldafl-lar›n tutuklanabilmesi amac›yla beni yemolarak kullanabilmeleri için beni sokaklar-da dolaflt›rmalar›na ve bir yere oturtmala-r›na izin vermem;

çünkü: Rudi Schwarz ve di¤er birçokyoldafl, bu konuda bizim örnek alaca¤›m›zkimselerdir. Yoldafllar›n› uyarabilmek veonlar›n kitle içinde kaybolmalar›n› sa¤la-mak için onlara olanak tan›mak amac›yla,onlar kendilerini arabalar›n, otobüslerin vetramvaylar›n önüne att›lar. Caddelere ç›k-t›lar ve "Dikkat! Aynas›zlar!", "Sizin gibion paral›k adamlar›n beni caddelerde do-laflt›rmas›na izin vermem!" vs. diye ba¤›r-d›lar. Sokakta ise, ilk rastlad›klar› en iyiburjuva ile konufltular.

11. buyruk: Mahkeme önünde, kendi-mi bizzat ben savunurum. Kendi kiflili¤i-mi de¤il, partimi ve komünizm düflünce-sini savunurum. Dimitrof benim ö¤retme-nimdir.

çünkü: Almanya'daki faflist diktatörlükflartlar›nda her avukat yaln›zca kifliyi savu-nacakt›r; benim kiflili¤imi örgütüme ve ko-münizme karfl› koymaya çal›flacakt›r. Veben buna izin veremem. Avukat, komüniz-mi ve benim örgütümü savunmaya çal›fl-sayd›, bizzat kendisi san›k sandalyesindeotururdu. Bunun için faflist avukatlar› fi-nanse edecek her iflçi feni¤ine yaz›kt›r.

"Orak-Çekiç"

KPD Berlin Alt Bölgesi yay›n organ›26.4.1935 tarihli 7. say›

B‹R KOMÜN‹ST ‹LLE-GAL ÇALIfiMA SIRASINDANASIL DAVRANMALIDIR??

Baz› gizlilik sorunlar›

1. Art›k insan›n faaliyeti üzerinekendisine bir fleyler anlatabilece¤i "iyive güvenilebilir" tan›d›k ve arkadaflyoktur.

2. Öyleyse bilebilecek birine de-¤il, bilmesi gereken birine anlat.

3. Bir arkadafl›n, kiflisel ve iç örgüt-sel iliflkiler üzerine iflinin gere¤i bil-mesi gerekenden fazlas›n› bilmesi ge-rekmez.

4. "Pejmürde bir k›yafetle yürürse-niz, sokak ortas›nda göze çarpacak fle-kilde davran›rsan›z, konuflurken çok elhareketleri yaparsan›z, böylelikle polisesizi hemen tan›mlamas› ve bulmas› içinf›rsat vermifl olursunuz.

5. En k›sa yol her zaman en iyiyol de¤ildir, yani beraber çal›flt›¤›n ar-kadafllara öyle randevu ver ki, yolda or-taya ç›kabilecek bir takipçiyi atlatabile-cek kadar zaman›n olsun. Gelecek bu-luflma için yeteri kadar zaman b›rakve örnek olacak bir flekilde dakik ol.

6. Aç›k alanlarda, tafl›t araçlar›ndave lokallerde iflinizin üstüne konuflma-y›n. E¤er mutlaka gerekiyorsa, bunugenel bir sohbet havas›nda yap›n.

7. Toplant›larda, Gestapo sizi yaka-lad›¤›nda ne söylemek istedi¤inizi ka-rarlaflt›rmay› unutmay›n.

8. Yan›nda yaln›zca tafl›mak zorun-da oldu¤un belgeleri, o da mümkünolan en k›sa zaman için tafl›. Evini te-miz tut.

103

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 102: Sınıf Teorisi - Sayı 8

9. Çal›flmalar›n›z› yürütmek içinönemli olan bütün evleri, u¤rak yerleri-ni, adresleri tam› tam›na kontrol edin.

10. Bütün "çapraz ba¤lar›" düflün-meden kopar›n. Beraber çal›flt›¤›n›z in-sanlarla öyle kararlaflt›r›n ki, birbirinizitekrar bulmak için birbirinizin evini vead›n› bilmeyesiniz.

11. Materyal da¤›l›m›n› öyle bir ör-gütleyin ki, en k›sa sürede iki kiflidenfazla bir arada bulunmas›n, da¤›t›manahtar›n› ve yerini daha önce düflünün.

12. Birbirleriniz aras›ndaki aileviiliflkilere bir son verin. Güvenilir oldu-¤unu bilseniz de di¤er arkadafllarda "ki-flisel dost" olarak ifliniz yoktur. E¤erbirbirinizle buluflman›z gerekmiyorsa,sokakta birbirinizi tan›mazl›ktan gelin,yol de¤ifltirin. Sizin birbirinizi tan›ma-n›z, Gestapo'dan baflka kimseyi ilgilen-dirmez.

13. Hiçbir lokale ve sinemaya sü-rekli gitmeyin. Hiçbir park yerinde vealanda sürekli oturmay›n. Sizi tan›mas›gereken kiflilerden fazlas›n›n tan›mas›gereksizdir.

14. Belirli durumlarda dedikodularave panik havas›na karfl› kararl› ve sertbir flekilde mücadele edin. Hiç kimsedo¤rulu¤u onaylanmam›fl haberleriyaymamal›d›r. Herkes böylesi fleylerinortaya ç›kmas›ndan sorumlu olanlar›tespit etmeye çal›flmal›d›r. Belirli ha-berler aç›kl›¤a kavuflturulmadan, tümörgüte mal edilmemelidir. Böylesi fley-leri önce kendi sorumlular›n›za iletin.

15. Düflüncesizli¤in cesaretle ayn›anlama gelmedi¤ini unutma! Bizim ça-l›flma sanat›m›z, bütün dikkat kurallar›-n›n uygulanmas›, en küçük fleylere dik-

kat etme ve kitle içinde çal›flmada enbüyük çabay› sarf etmektir. Güçlerimizido¤ru bir flekilde da¤›tt›¤›m›zda ve ha-reketli bir taktik kulland›¤›m›zda bunubaflarabiliriz.

Aç›kt›r ki, gizli çal›flma aç›s›ndansürekli olarak yeni anlar ve türler ola-cakt›r, Zaman zaman düflman›n yön-temleri üzerine konuflun ve davran›fl›n›-z› buna göre ayarlay›n. Böylelikle, düfl-man bizim çal›flmam›z üzerine kafa yo-rarken, siz sürekli olarak bir ad›m öndegitmekle avantaj› elde etmifl olacaks›-n›z. Kurallar› çi¤neyen birinden ac›ma-s›zca, ama yoldaflça hesap sorun. Ken-dinize öyle bir kitle temeli oluflturun ki,böylesi bir kanl› terör daha size zararverecek durumda olmas›n, örgütsel ça-l›flman›z›n bafl›na Lenin'in flu sözünükoyun: "En az da olsa, kim ki ilegalitezamanlar›nda Bolfleviklerin disiplininiihlal ederse, o ister istemez düflman›m›-za, burjuvaziye yard›m edecektir. r

(Hamburg'da yay›nlanan illegalbir gazeteden )

104

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 103: Sınıf Teorisi - Sayı 8

G‹R‹fi:

S›n›f savafl›m› içerisinde gençli¤in ör-gütlenip konumland›r›lmas› komünistpartisinin önemli görevlerinden birisidir.Bununla birlikte bu görevi gerçeklefltir-mek bir yan›yla zor, bir yan›yla kolayd›r.Gençlik, bafll› bafl›na bir s›n›f veya ara s›-n›f olmay›p her s›n›f ve tabakadan bellibir yafl grubunun oluflturdu¤u heterojenbir sosyal tabakad›r. Bu sosyal tabakaiçerisinde her s›n›f ve tabakadan genç in-sanlar yer almaktad›r. Genel olarak genç-lik, devrimci mücadelenin yüksek oldu¤udönemlerde örgütlü saflara ve mücadele-ye kat›l›m› yüksek olurken mücadelenindurgunlaflt›¤› ya da geriledi¤i dönemlerdekopuflu da h›zl› olmaktad›r. ‹deolojik ola-rak henüz yeterince netleflmedi¤indengüçlü ideolojik müdahalelerden kolay et-kilenebiliyor ve buna ba¤l› olarak siyasisavrulmalara giriyor. Bu nedenle devrim-

ci mücadelenin yüksek oldu¤u dönemler-de devrimci-örgütlü saflara h›zl› bir flekil-de kat›l›rken gericili¤in yükseldi¤i dö-nemlerde kopuflu h›zlanmaktad›r.

Bu karakteristik sallant›l› özellikleri-ne ra¤men gençli¤in genç olmaktan kay-naklanan dinamizmi her dönemde dev-rimci mücadeleye etkide bulunmaktadevrimci ve komünist hareketlerin kadrove militan yap›s›n› oluflturmada ciddi birorana sahiptir.

‹deolojik olarak henüz netleflmifl ol-mamas› onun ideolojik etkilenmelere aç›kolmas›n› sa¤larken, bu, ayn› zamanda ara-y›fl ve sorgulama içerisine girmesini desa¤lamaktad›r. Aray›fl ve sorgulama içeri-sinde olmas› gençli¤in devrimcileflme sü-recinde rol oynar. Çünkü henüz üretimiçerisindeki yeri netleflmemifltir ve yaban-c›laflma sürecini tamamlamam›flt›r. Ha-yalleri vard›r, daha iyi bir yaflam özlemiduymaktad›r ve henüz hayat›n bafllang›-

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

106

KOMSOMOL VEGENÇL‹K FAAL‹YET‹

ÜZER‹NE

Page 104: Sınıf Teorisi - Sayı 8

c›nda o k›sa yaflam deneyimiyle hayal veözlemlerini, isteklerini karfl›layamayaca-¤›n› görür.

Bir iflçi, köylü ya da emekçi memur,sömürü sistemi içinde uzun y›llara varanüretim sürecinde yer al›fl›yla bir yandaneme¤ine yabanc›lafl›rken di¤er yandanekonomik mücadele içerisinde embriyo-nik de olsa bir siyasi bilinç edinmektedir.Bu kazan›lm›fl, ö¤renilmifl, embriyonikhaldeki siyasi bilinç devrimci veya ko-münist bir programla tan›flmad›¤› müd-detçe içine dönerek düzene k›rg›n, umut-suz ya da umars›z bir biçime dönüflmek-tedir. Bu dönüflümün boyutu ne olursa ol-sun sistemin çeliflkilerini derinden yaflarve ideolojik ve politik olarak bir egemens›n›f partisinin etkisinde olsa bile esastaumutsuz ve umars›z bir biçime dönüfl-mektedir. ‹deolojik-politik aç›dan biregemen s›n›f partisinin etkisinde olmas›,yaflad›¤› s›n›f çeliflkilerini devrimcileflti-recek bir komünist partisiyle örgütlü ilifl-ki kuramam›fl olmas›ndand›r. Tabii kibunlar genel de¤erlendirmelerdir ve ko-numuz bir bütün olarak s›n›f iliflkilerininde¤erlendirilmesi olmad›¤›ndan fazlauzatm›yoruz. Ancak k›sa da olsa de¤in-memizin nedeni gençlik ile aras›ndakifark›n anlafl›lmas› içindir. Gençlik bafll›bafl›na bir s›n›fsal karakter tafl›mad›¤›n-dan onun toplum içerisindeki yerini an-cak bu tür k›yaslamalarda ortaya koyabil-mekteyiz, biz de bunu yapmaya çal›flt›k.

GENÇL‹K NED‹R?

Gençlik ortak bir s›n›fsal karakter ta-fl›mamakla birlikte ortak özellikler tafl›-yan toplumsal bir tabaka oldu¤undan s›-n›f mücadelesinde önem tafl›r. Peki o za-man gençli¤in tan›m›n› nas›l yapmal›y›z.Buraya kadar “gençlik” olarak bahsetti-¤imiz ya da kastetti¤imiz bizim aç›m›z-dan “halk gençli¤i”dir. Ancak halk genç-

li¤inin s›n›fsal özelliklerini açmadan ön-ce genel olarak gençli¤in tan›m›n› yap-man›n do¤ru olaca¤› düflüncesiyle sade-ce gençlik kavram›n› kulland›k.

Bilindi¤i üzere “genç” ya da gençlikkavram› insan yaflam›n›n belli bir biyolo-jik geliflme dönemini ifade eder. Bu ya-n›yla genç olmaktan bahsedilirken önce-likle biyolojik yafl kastedilmektedir.

Genel olarak 15-25 yafl aras› olarak ad-land›rabilece¤imiz bu dönem ülkeden ül-keye ya da çeflitli bilimsel ekollere göre altya da üst s›n›r› de¤iflebilmektedir. Kimi ül-kelerde sorumluluk s›n›r› 16 olabilmekte-dir. Ya da seçmen yafl› olarak kimi ülkeler-de 18 iken, kimisinde ise 20 olabilmekte-dir. Ki baz› ülkelerde seçmen yafl›n›n 16’yaya da 17’ye düflürülmesi tart›fl›lmakta... ‹n-sanlar›n ortalama ömürlerine, çeflitli eko-nomik planlamalara ve yasalara, özelliklede ifl yasalar›na göre çocukluk, ergenlik vegençlik yafl s›n›r› tan›mlar›, de¤iflebilmek-te. Ancak bu farkl›l›klar sonuçta gençlik ta-n›m› yap›ld›¤›nda temel al›nan›n biyolojikyafl oldu¤unu de¤ifltirmemektedir.

107

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Gençlik ortak bir s›n›fsal ka-rakter tafl›mamakla birlikte or-tak özellikler tafl›yan toplumsalbir tabaka oldu¤undan s›n›f mü-cadelesinde önem tafl›r. Peki o

zaman gençli¤in tan›m›n› nas›lyapmal›y›z. Buraya kadar “genç-

lik” olarak bahsetti¤imiz ya dakastetti¤imiz bizim aç›m›zdan“halk gençli¤i”dir. Ancak halkgençli¤inin s›n›fsal özelliklerini

açmadan önce genel olarakgençli¤in tan›m›n› yapman›n

do¤ru olaca¤› düflüncesiyle sa-dece gençlik kavram›n› kulland›k

Page 105: Sınıf Teorisi - Sayı 8

Bizim 15-25 yafl aras›n› gençlik ola-rak ifade etmemizin bafll›ca nedenlerin-den birincisi, 15 yafl›n biyolojik olarakart›k ergenli¤e girifl dönemi yafl› olmas›ve bu büyümenin 25 yafla kadar devam et-mesidir. 15 yafl›ndan itibaren tam olarakolgunlaflm›fl olmasa da hem bedensel hemde kiflilik olarak art›k bir yetiflkindir. An-cak geliflimini hem kiflilik hem de beden-sel olarak sa¤layamam›fl bir “yetiflkin”.

Bu dönem aras›nda büyüme devametmektedir. Ve bu dönemde kiflisel ihti-yaçlar›n›n giderilmesinde art›k çocuk de-¤ildir. Kiflisel bak›m›n› (temizlik, yemekvs) yapacak ve tek bafl›na seyahat edebi-lecek durumdad›r. Yine sosyal iliflkilerde(arkadafll›k, vs) aile ba¤›ml›l›¤›ndan kur-tulmakta; kendi kiflilik yap›s›na ya da ar-kadafll›k kriterlerine göre iliflkiler gelifl-tirmektedir.

Yine bedensel olarak bu dönemdecinsel olarak geliflmifl olmas› karfl› cinseolan ilgisini vs artacak ve bu yönlü iliflki-lere de girdi¤i dönem olacakt›r.

K›sacas›, tüm bunlar yani hem beden-sel hem de sosyal olarak aile ba¤lar›ndanaz çok kopmufl olmas› onu kiflilik aray›fl›-na sokacakt›r. Moda deyimiyle bir “aidi-yet” aramaya bafllayacakt›r.

Bu tür genellemeler tek tek kiflilere yada toplumlara göre de¤ifliklik gösterecek-tir. Ama iflaret etti¤imiz gibi bunlar ge-nellemedir ve insanlar›n kiflilik ve onaba¤l› olarak ideolojik geliflimlerini anla-yabilmek ve de¤erlendirebilmek için ya-p›lmak zorundad›r.

Bu dönem kiflili¤in oturdu¤u ve ol-gunlaflt›¤› dönem oldu¤undan bu süreçteal›nacak e¤itimin de önemi büyüktür. Bil-gi birikimi ile birlikte edinilecek sosyalkültür, kiflinin ilerideki yaflam›n› belirle-yebilecek özelliklere sahiptir. Tabii ki tekbafl›na belirleyici bir özelli¤e de sahip de-¤ildir. Çünkü birey, toplumla sürekli iç

içedir ve onunla aktif bir iliflki içerisinde-dir. E¤er kendisinde de¤iflim iste¤ini sü-rekli k›larsa ve bunun koflullar›n› yarat›r-sa o ünlü halk deyiflini olanakl› k›lar:“ö¤renmenin yafl› yoktur”.

Fakat aç›kt›r ki çocuklukta ve gençlikdönemindeki e¤itim (sosyal terbiye, ide-olojik, vb) ve ö¤retim (bilgi, yetenek ko-nular› vb.) daha etkilidir. Bu dönemdekavray›fl daha kolayd›r ve kal›c›d›r. Tabiido¤ru ve bilimsel bir e¤itim ve ö¤retimprogram›yla.

Kiflili¤in oluflmas› ayn› zamanda ide-olojik formasyonun da oluflmas›d›r. Bunedenle burjuvazi belli bir yafla kadare¤itimi zorunlu k›lmaktad›r. Okuma yaz-ma ö¤renimi s›ras›nda ayn› zamanda ge-rici ideolojiyle de e¤itilmeye çal›fl›l›r vetaa iflin bafl›nda iken “bu düzenin de¤ifl-mezli¤i, devletin ve ailenin kutsall›¤›”beyinlere yaz›lmaya çal›fl›l›r. Buna ra¤-men kiflilik aray›fl›, daha çok kurulan sos-yal iliflkiler ve toplumsal yaflama aile d›-fl›nda kat›l›m, ister istemez toplumsal çe-liflkilerin kavranmas›na en az›ndan ö¤re-nilmesine dönüflür.

Genç olmak ayn› zamanda daha çokdinamizm ve etkinlik demektir. Bu dina-mizm salt bedenin biyolojik olarak gençolmas›ndan kaynaklanmaz. Düflünce ya-p›s› oturmam›fl olsa da at›lgan, merakl›bir istekle ve ona uygun bir bedenle sos-yal, siyasal yaflam karfl›s›nda atak ve ce-surdur. Eme¤ine henüz yabanc›laflmam›fltoplumsal iliflkilerde hayal k›r›kl›¤›na u¤-ramam›fl ve tecrübesizli¤in de verdi¤i he-yecanla atak ve dinamiktir.

K›sacas›, 15-25 yafl aras› biyolojikdönem olarak tan›mlad›¤›m›z gençli¤ingenel özellikleri de yukar›daki gibidir.Gençlik tan›m› yapmak bu yönleriyle çokda zor olmad›¤›ndan “Halk Gençli¤i”ninas›l anlamal›y›z sorusuna geçiyoruz.

108

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 106: Sınıf Teorisi - Sayı 8

“HALK GENÇL‹⁄‹”

Gençlik biyolojik temelde bir katego-ri oldu¤undan somut bir grubu, toplulu¤uya da kümeyi tan›mlamak için, bafl›na,mutlaka neye ait oldu¤unu belirtmek ge-rekir. Örne¤in bir ulusa aitse: Kürt genç-li¤i, Türk gençli¤i, Çerkez gençli¤i, Rusgençli¤i vs. Bir siyasal harekete ya da s›-n›fa dair tan›mlama yap›l›yorsa burjuva,küçük burjuva ya da proleter gençlik gi-bi, net olarak s›n›fsal s›fatlar› önceliklekullan›lmal›d›r.

Marksist-Leninist-Maoist literatüregöre; üretici güçlerin geliflmesi ve bu ge-liflmeye tekabül eden yeni-ilerici üretimiliflkilerinden ç›kar› ve devrimden yanaolan s›n›f ve tabakalara halk denir. Ülke-miz somutunda halk s›n›f ve tabakalar›;proletarya, köylülük (zengin, orta ve yok-sul köylülük olmak üzere), kent küçükburjuvazisi ve milli burjuvaziden oluflur.Bu s›n›flar›n nitelikleri ve devrimde oy-nad›klar› rol Komünist Partisi’nin prog-ram›nda detayland›r›ld›¤›ndan burada ay-r›ca ele almayaca¤›z.

‹lk olarak Türkiye-Kuzey Kürdis-tan’da iki ulusun ve Kürt ulusal sorunununvarl›¤› halk kategorisinin içeri¤ini de¤ifl-tirmedi¤ini belirtelim. Kürt ulusal sorunubafll› bafl›na ele al›nmas› ve konumuz d›-fl›nda bir konu oldu¤undan burada ele al-mayaca¤›z. Ancak tekrar edelim; Kürt ulu-sal sorununun varl›¤› Yeni DemokratikDevrimden ç›kar› olan ve ondan yana olans›n›flar ve ona karfl› olan düflman s›n›flar›nbileflimini de¤ifltirmemektedir. Bundandolay› da Kürt ulusal sorununu burada ay-r›ca ele almaya gerek yok.

‹kincisi, komsomol faaliyeti partiprogram› do¤rultusunda flekillendi¤in-den, dolay›s›yla program kapsam›ndakisorunlar› ayr›ca tart›flmak ya da aç›kla-maya çal›flmak örgütsel politikan›n tart›-fl›lmaya çal›fl›ld›¤› bir yaz›da gereksiz,

gereksiz oldu¤u kadar da parti- komso-mol iliflkisine terstir, ayk›r›d›r. Bu neden-le de bu tip konular›n tart›fl›lmas›na ya datart›flt›r›lmas›na hizmet edecek konularaburada girmeyece¤iz.

Halk sözcü¤ünün tan›m›n› genel ola-rak yapt›¤›m›za ve bileflimini ortaya koy-du¤umuza göre “Halk Gençli¤i” ifade-lendirilmesinden de ne anlafl›lmas› gerek-ti¤i ortaya ç›km›fl oldu. Bu gerçeklikten-dir ki Halk Gençli¤inin s›n›f yap›s› ve ni-teli¤i, Yeni Demokratik Devrimden ç›ka-r› olan ve ondan yana olan s›n›flardanayr› de¤ildir.

Bununla birlikte “halk gençli¤i” ta-n›mlamas› yap›l›rken dikkat edilmesi ge-reken noktalar vard›r. Özellikle ö¤rencigençlik içerisinde ayr›fl›m yap›l›rken dik-kat gösterilmelidir. Buna geçmeden öncehalk gençli¤inin yukar›daki tan›ma görebileflimini ortaya koyal›m.

a) Proleter (iflçi) Gençlik

b) Köylü Gençlik

c) Ö¤renci Gençlik

-yüksek ö¤renim gençli¤i

-orta ö¤retim gençli¤i (ortaokul ve lise)

d) ‹flsiz gençlik

a) ‹flçi Gençlik

‹flçi gençli¤e esas karakterini verenüretimdeki konumu, yani iflçi olmas›d›r.‹ster modern sanayide çal›fls›n ister kü-çük çapl› iflletmelerde çal›fls›n onun esasçeliflkisi emek-sermaye çeliflkisidir ve ar-t›-de¤er sömürüsüne tabi olmas›d›r. Bu-nunla birlikte daha önce belirtti¤imiz gi-bi genç olmas› ve üretimde yeni konum-lan›fl› itibariyle iflçi s›n›f› içerisinde ayr›olarak de¤erlendirilebilir. Böyle de¤er-lendirilmekle birlikte ülke gerçekli¤i so-mutunda modern sanayide, büyük ifllet-

109

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 107: Sınıf Teorisi - Sayı 8

melerde ayr› bir genç iflçi faaliyetiyürütmekten ziyade genç iflçilerindaha yo¤un olarak bulundu¤u vetercih edildi¤i küçük iflletmelerdeiflçi gençlik çal›flmas› yapmak dahado¤ru olacakt›r.

Birincisi, büyük bir iflletmedegenç iflçi, yafll› iflçi ayr›m› yapmakve buna göre örgütlenmek, özellikleillegal faaliyet içerisinde gereksizzorluklar ç›karacakt›r. ‹llegal örgüt-leme içerisinde kimin hangi komite-de yer alaca¤› ayr› bir tart›flma ko-nusu olacak ve bu da ifli karmafl›k-laflt›racakt›r.

‹kinci olarak büyük fabrikalardagenç iflçiler, iflçilerin bir bölümünüoluflturmaktad›r. Bu durumda birbüyük iflletmede iki ayr› iflçi komi-tesi (biri parti, di¤eri komsomol)kurmak yerine tek, yani parti çal›fl-mas› yapmak daha do¤ru bir örgüt-lenme politikas› olacakt›r.

Türkiye-Kuzey Kürdistan’dagenifl bir küçük iflletmeler a¤› bu-lunmaktad›r. Genç nüfusun dahafazla olmas› nedeniyle söz konusuküçük iflletmelerde genç iflçiler dahaçok tercih edilmektedir. Henüz aile-lerinden kopmam›fl ve sendikal an-lamda dahi örgütlenmemifl bu gençiflçi nüfusu, daha düflük ücretlerleçal›flt›r›lmakta ve en ufak bir hak

arama girifliminde kolayl›kla ifltenç›kar›lmayla karfl› karfl›yad›r. Ço-¤unlu¤u sigortas›z kaçak iflçi olarakçal›flt›r›lmaktad›r.

Gerek organize sanayi bölgele-rinde gerekse da¤›n›k küçük ifllet-melerde genç iflçiler aras›nda faali-yet yürütmek komsomol örgütlen-mesi aç›s›ndan daha uygun ve do¤rupolitika olacakt›r.

Bu çal›flmada göz önünde bu-lundurulmas› gereken önemli nokta-lardan birisi de gerek küçük iflletme-lerin niteli¤inden gerek iflçileringenç olmas›ndan kaynakl› olarak ifl-

çiler henüzmodern sana-yi disiplininialmam›fl ol-malar›d›r. S›ks›k iflyeri de-¤ifltirmeleri,aile ba¤›ml›l›-¤›ndan bir anevvel kurtul-ma iste¤i ve

bunun yaratt›¤› çaresizlik vs. gençiflçileri bir yandan da lümpen kültü-re yak›nlaflt›rmakta. Ayr›ca bir ma-halledeki genç toplulu¤unun ancakbir k›sm›n›n ifl bulmas› di¤erlerininiflsiz kalmas› ve mahalle kültüründeortaklaflmalar› genç iflçilerin prole-tarya kültürünü yeterince özümse-melerinin önünde engeldir.

Bu özelli¤inden dolay› da iflçigençlik çal›flmas›n› bu küçük ifllet-melerde yo¤unlaflt›rmak örgütlenmepolitikas› aç›s›ndan do¤ru olacakt›r.Örgütlenme politikas›n› ileriki bö-lümlerde ayr›nt›l› tart›flaca¤›m›zdanbu noktay› daha fazla uzatm›yoruz.‹flçi gençlik aç›s›ndan tekrar vurgu-lanacak olan ona esas karakterini

110

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Komsomol, Komünist Partisinin bir yan örgütüdür.Dolay›s›yla Partiden ayr› bir program› ve amac› yoktur.Partinin program› ne ise komsomolun program› da odur.Komsomol, Partiden ayr› ve özel kendi alan›na yönelik po-litikalar, planlar gelifltirse de Komsomol ideolojik ve poli-tik olarak komünist bir örgüttür ve program› da bu neden-le komünistlerin program›d›r.

Page 108: Sınıf Teorisi - Sayı 8

verenin iflçi olmas› oldu¤udur. Devrimdeoynad›klar› oynayacaklar› rol aç›s›ndanbunun ak›ldan ç›kar›lmamas› ve politikaüretilirken ve örgütlenirken dikkat edil-mesi gereken budur. Mesele iflçi kuyruk-çulu¤u de¤il devrimci ve öncü s›n›flar›ns›n›f savafl›m›nda do¤ru konumland›r›l-mas›d›r.

b) Köylü Gençlik

Köylü gençli¤e de esas karakteriniveren üretimde oynad›¤› roldür. Yaniköylülü¤ün (yoksul, orta ve zengin) üre-tim alan›nda oynad›¤› role koflut olarakköylü gençlik de ayn› rolü oynamaktad›r.Zengin ve orta köylü aileler genelde ken-di topraklar›nda çal›flt›klar›ndan bu aile-lere mensup gençler de do¤rudan bu ka-tegoriye girmekte. Gerilla bölgelerindepartinin zengin ve orta köylülü¤e yaklafl›-m› ne ise Komsomol’ un da anlay›fl ve tu-tumu ayn› olacakt›r. Köylü gençlik içeri-sinde dayanaca¤›m›z esas güç yoksulköylülük oldu¤undan örgütlenmede ön-celikli hedef kitle olarak yoksul gençli¤ibelirlemeliyiz. ‹kinci derecede ise ortaköylülük gençli¤ini.

Genç olman›n d›fl›nda yoksul köylügençli¤i de yoksul köylülü¤ün tüm özel-liklerini tafl›maktad›r. Türkiye-KuzeyKürdistan’da gerilla mücadelesinin tari-hine bak›ld›¤›nda gerillan›n a¤›rl›kl› ola-rak yoksul köylü gençli¤inden olufltu¤u-nu görürüz. Bu da do¤ald›r. Yoksul köylügençli¤inin büyük oranda Kürt ulusal ha-reketine kat›lmas› onun demokratik dev-rimin temel gücü olmas›ndan kaynaklan-maktad›r. Her ne kadar Kürt ulusal hare-keti yoksul köylülü¤ün s›n›fsal talepleri-ne cevap vermese de, dahas› bu özlü ulu-sal hareketlerin s›n›fsal kurtulufl diye birprogram› ve hedefi olmasa da ancak “va-tan ve hürriyet 盤l›klar›yla” yoksul köy-lü gençli¤ini ulusal burjuva bayra¤› alt›na

katmas›, Maoist Komünist gençli¤i ya-n›ltmamal›d›r. Yoksul köylülü¤ün s›n›fsalçeliflki ve özlemlerini bugün aç›s›ndankendi ulusal talepleri do¤rultusunda kul-lanmakta ve esasta da ulusal burjuva bay-ra¤› alt›nda toplam›fl durumdad›r. Kürtulusal burjuvazisinin örgütlülü¤ü ciddi veönemli bir politik boyutta olmas›, talep-lerinin içeri¤inin burjuva demokratik birmuhteva tafl›mas› ve milli bask›y› çokciddi boyutta yaflamas› gibi önemli poli-tik faktörlerden dolay› yoksul Kürt köy-lüsü s›n›fsal taleplerle ulusal talepler ar-s›ndan ayr›m yapmakta zorlanmaktad›r.fiüphesiz ki bu zorlu¤u aflmada MaoistKomünistlerin program› ve prati¤i onlarayard›mc› olacakt›r. Ve Kürt ulusal soru-nunun gerçek çözümünü de içeren YeniDemokratik Cumhuriyet program› etra-f›nda Kürt, Türk ve az›nl›k milliyetlerininortak kurtuluflu sa¤lanacakt›r.

Yoksul köylü gençli¤in genel durumuda bu flekilde özetlenebilir.

c) Ö¤renci Gençlik

“Ö¤renci Gençlik” tan›m› görüldü¤ügibi bafll› bafl›na bir s›n›fsal tan›m içer-memektedir. “Ö¤renci”, esasta ekonomiküretim içerisinde yer almay›p baflkalar›na(ailesine) ba¤›ml› asalak bir flekilde yafla-m›n› idame ettirdi¤inden küçük burjuvaözellik göstermektedir. O, genelde üreticide¤il, tüketicidir. Üretimde oynad›¤› tü-ketici rol gere¤i sosyal yaflam› da düzen-siz ve disiplinsizdir. Bundan dolay›, yaniüretim karfl›s›ndaki asalakl›¤›ndan dolay›ö¤renci gençli¤i küçük burjuva kategori-de ele almak do¤ru ve yerinde bilimselbir tespit olacakt›r. Bu konu üzerinde bi-raz dural›m:

Ö¤renci geçimini neyle sa¤lamakta-d›r? Türkiye-Kuzey Kürdistan’da e¤itimmasraflar›n›n devlet taraf›ndan karfl›lan-mamas› aksine eskiden düflük tutulan ya

111

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 109: Sınıf Teorisi - Sayı 8

da devlet taraf›ndan sübvanse edilen kimimasraflar›n da giderek özellefltirme ya da“paral› e¤itim” siyasetiyle, ö¤rencininkendisine ödettirilmesi ve burs sistemininyayg›n olmamas›ndan dolay› ö¤rencilerinhemen hemen hepsi aile bütçelerine ba-¤›ml› halde okuyabilmekteler.

E¤er yayg›n bir burs sistemi ya da ö¤-rencinin tüm masraflar›n› karfl›layan pa-ras›z e¤itim sistemi olmufl olsa idi ö¤ren-cileri bütün yönleriyle ailelerinin s›n›fsalkökenlerinden ba¤›ms›z olarak “ö¤renci”olma durumlar›ndan dolay› küçük burju-va nitelemek do¤ru olacakt›. Ancak gö-rüldü¤ü gibi Türkiye-Kuzey Kürdis-tan’da ö¤renci olmak, büyük oranda ailebütçesine ba¤›ml›l›¤› getirdi¤inden ö¤-renci gençli¤i tek bafl›na küçük burjuvaolarak nitelemeye yetmemektedir.

Çünkü ailenin s›n›fsal konumu gerekö¤rencinin seçti¤i üniversiteye gerek deayn› üniversite içerisinde kulland›¤› ola-naklar bak›m›ndan büyük farkl›l›k yarat-maktad›r. Az önce belirtti¤imiz gibi para-l› e¤itim anlay›fl›n›n giderek hakim olma-s›yla sözde paras›z e¤itim veren devletüniversitelerinde de tüm yan hizmetlerparal› olmaktad›r ve bu da ö¤rencinin ö¤-renim kalitesine yans›maktad›r.

Üniversiteler aras›ndaki farkl›laflmadaha fazla ve belirgin durumda. Vak›f üni-versitesi olma ad›na bir çok özel üniversitekurulmufl durumda ve bunlar yüksek ücret-lerle ö¤renci okutmakta. Durum buyken,ö¤renci gençli¤i ailelerinin s›n›fsal konu-mundan ayr› düflünmek anti-bilimsel ola-cakt›r ki üniversite ve orta ö¤retim ö¤ren-cileri a¤›rl›kl› olarak mensup oldu¤u aile-nin s›n›f al›flkanl›klar›na göre davranmaktave ideolojik olarak flekillenmektedir. ‹flçi,köylü ya da memur kökenli bir ailenin ço-cu¤unda en fazla s›n›f atlama duygusu ha-kimdir ki bu da mevcut durumda kendi s›-n›f›n› kabullenifl anlam›na gelmektedir.

Tüm bu nedenlerden dolay› ö¤rencigençli¤i, iflçi ve köylü gençlikten ayr› birkategori olarak ele al›rken ö¤renci genç-li¤in kendisini de kendi içinde iflçi, köy-lü, kent küçük burjuvazisi, orta burjuvaya da egemen s›n›f kökenli olarak adlan-d›rmak ve buna göre davranmak do¤ruolacakt›r.

Ö¤renci gençli¤in s›n›fsal ayr›fl›m›n›ortaya koymak yetmez. Ayr›ca bu gençli-¤i yüksekö¤renim ve orta ö¤renim genç-li¤i olarak ikiye ay›rmak gerekiyor.

Yüksek ö¤renim gençli¤i

Yüksek ö¤renim gençli¤i meslek ka-zanmaya daha yak›n oldu¤undan küçükburjuva özellikleri daha fazlad›r. Alaca¤›diploma sayesinde ifl bulmada rakiplerinegöre daha avantajl›d›r. Bu avantaj› ger-çekli¤e dönüfltürme iste¤i a¤›r bast›¤›n-dan küçük burjuva düflünüfl tarz› kendi-sinde hakimdir.

Bununla birlikte, yüksek ö¤renimgençli¤i ö¤renim koflullar› ne kadar kötüolursa olsun üniversitede burjuva temel-de de olsa belli bir ayd›nlanma süreci ya-flam›fl ve bu noktada düzenle çeliflkileride yo¤unlaflm›flt›r. Bunlar›n bafl›nda onuküçük burjuva düfllere iten diplomas›n›nifl bulmada kendisine düflündü¤ü kadaravantaj sa¤lamayaca¤›n› görmesidir. K›-sacas›, diplomal› iflsizler kervan›na kat›l-ma korkusu.

Yüksek ö¤renim gençli¤i üniversiteortam›nda ekonomik olarak aileye ba-¤›ml›l›¤› devam etmesine ra¤men soysalyaflam olarak art›k aileden kopma ba¤›m-s›zl›¤›n› kazanmaya bafllam›flt›r. Bu, “ba-¤›ms›z” olma düflünce tarz›na da yans›-makta ve kendince özgürlükçü aray›fllaragirmektedir. Ancak bu “özgürleflme” dü-flüncesi ve iste¤i do¤ald›r ki Türkiye-Kuzey Kürdistan somutunda çarp›kt›r.

112

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 110: Sınıf Teorisi - Sayı 8

Feodal ideolojiden tam kopamam›fl veemperyalist kültürden de etkilenmifl öz-gürlük aray›fl›d›r. Ve bu özellikleriyle yozbir özgürlük aray›fl›d›r ve daha çok yü-zeysel, biçimcidir. Yaflam› bütünüyle sor-gulama yerine k›l›k k›yafeti, gezme-toz-ma ve cinsellik boyutunda k›r›k-dökükburjuva özgürlükçülü¤üdür edinilen. Fe-odal düflünce tarz›ndan ve geleneklerdende tam kopamama dedi¤imiz gibi bu öz-gürlük aray›fl›n› çarp›tmakta.

Türkiye-Kuzey Kürdistan’da üniver-siteler Kemalist ideolojinin kat› elitistideolojik denetimi ve bask›s› alt›nda ol-du¤undan yüksek ö¤renim gençli¤ininküçük burjuva ideolojisi daha da çarp›k-laflmakta ve bu da k›r›lgan naif bir kiflilikflekillenmesine yol açmakta. ‹flte bu flekil-lenifl de yüksek ö¤renim gençli¤ini politi-kadan uzak, örgütsüz ve mesleki anlamdakendisini gelifltirecek u¤rafllara ve örgüt-lenmelere dahi yabanc› donan›ms›z biryüksek ö¤renim gençli¤ini oluflturmakta.

Bu karars›z, çarp›k ve naif yanlar›nara¤men yüksek ö¤renim gençli¤i ayd›nözellikleri sayesinde etraf›n› saran bu ku-flatmay› sorgulamakta ve bu çarp›k ide-olojiye karfl› direnmektedir. Bu sorgula-ma ve aray›fl ayn› zamanda egemen ide-olojiye karfl› direnmifl, s›n›f mücadelesi-nin geriledi¤i dönemlerde dahi örgütsüzve da¤›n›k da olsa politiklefltirmifl ve üni-versiteleri her zaman politik ak›mlar›nkitle deste¤i buldu¤u ve kadro yetifltirdi-¤i bir alan haline getirmifltir. Bunlar›n ay-r›nt›s›n› ileriki bölümlerde daha kapsaml›ve derinlikli tart›flaca¤›m›zdan burada ke-siyoruz.

Orta Ö¤renim Gençli¤i

Bu kesim içerisinde anlafl›lmas› gere-ken esas olarak lise gençli¤idir. Ö¤rencigençli¤in s›n›fsal özellikleri genel olarak

bunlar için de geçerlidir. Ancak lise genç-li¤inde ailenin s›n›fsal kökeni ve konumudaha belirleyicidir. Çünkü bu gençli¤inekonomik ve sosyal bak›mdan aileyle da-ha s›k› ba¤lar› söz konusudur. Bu neden-le emekçi bir aileye mensup genç do¤ru-dan ailesinin s›n›fsal özelliklerini ve dav-ran›fllar›n› göstermektedir. Köylerde, bu,daha belirgindir. Köylerde, e¤er yat›l›okunmuyorsa ekonomik üretim içerisin-de yer alarak ailesiyle birlikte üretime ka-t›lmaktad›r. Kent varofllar›nda da önemlibir bölüm ayn› flekilde bir yandan oku-makta bir yandan aile bütçesine katk›sunmaya çal›flmaktad›r. Ancak bu ifllergeçici, gündelik ve birkaç ayla s›n›rl› ifl-ler oldu¤undan gerçek anlam›yla prole-terleflmeye hizmet etmez. Köylerde ço¤uyoksul köylü gencin yaflam›nda okulikinci planda kal›rken kent varofllar›ndadurum de¤iflmifltir. Çünkü okumak bukent yoksullar› için ayn› zamanda bir kur-tulufl arac›d›r, s›n›f atlayabilmek için zo-runlu bir basamakt›r.

Ortaö¤renim gençli¤i yüksek ö¤re-nim gençli¤ine göre henüz sömürü düze-ninin çeliflkilerini görecek belli yönleriy-le bilince ç›karacak bir durumda de¤ildirki, bu da, do¤ald›r. Bununla birlikte lisegençli¤i içerisinde de belli bir “ayd›nlan-ma” söz konusudur. Fakat ald›¤› e¤itiminKemalist niteli¤i ve faflist yap›s› bu “ay-d›nlanma”y› çarp›klaflt›r›r. Otoriteye bo-yun e¤en; sorgulamayan, sorgulatmayan,aile ve devletin kutsall›¤›na biat eden, dine¤itimiyle bunlar›n desteklendi¤i bir dü-flünce tarz› hakim k›l›nmaya çal›fl›l›r. Bü-tün bunlara ra¤men ortaö¤renim gençli-¤inin ba¤›ms›z kiflilik aray›fl›na girdi¤ibir dönemdir. Ve ideolojik olarak devleti,aileyi ve bu sömürü sistemini sorgula-maktad›r. Ancak bu sorgulama henüzbafllam›flt›r. Mensup oldu¤u ailenin s›n›fkökeninden de ba¤›ms›z de¤ildir.

113

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 111: Sınıf Teorisi - Sayı 8

d) ‹flsiz Gençlik

Türkiye-Kuzey Kürdistan nüfusununkuflaklara göre oran› bak›m›ndan ço¤un-lu¤u genç nüfusa aittir. Bu genç nüfusunçok ciddi bir oran› da iflsizdir. Bu iflsizli-¤in yaratt›¤› çürüme, dejenerasyon vs, ifl-siz gençlik içerisinde yayg›nd›r. Bir k›sm›marjinal, geçici iflportac›l›k, vs ifllerdeçal›flarak sokaklara düflmemeye çal›fl›r-ken, önemli bir k›sm› ise lümpen prole-taryan›n genç bölüklerini oluflturmakta-d›r. Özellikle son y›llarda çetecilik, gasp,h›rs›zl›k olaylar›ndaki art›fl bu anlamdaiflsiz gençlik aç›s›ndan dikkate al›nmas›gereken bir durumdur. ‹flsiz genç kad›nla-r›n, önemli bir k›sm› fuhufl bata¤›na sü-rüklenirken kalan k›sm› evlenme, yani evkölesi olarak kurtulufl aramaktad›r. Hiçbirsosyal güvenceleri olmaks›z›n yaflamlar›-n› idame ettirmeye çal›flan iflsiz gençlikdevrimci mücadeleye kanalize edilmeli-dir. Bunlar devrimin bir yandan önemlibir potansiyel gücüyken ama öte yandanise sahip olduklar› lümpen kültür yüzün-den de devrimci mücadeleye ayn› orandazarar verici özelliklere sahiptirler.

Türkiye-Kuzey Kürdistan’daki kay›td›fl› ekonominin büyüklü¤ü, bu kay›t d›fl›ekonomi ve kara paran›n büyüklü¤ü dü-flünüldü¤ünde iflsiz gençli¤in esasta negibi bir “ifl” içinde oldu¤u daha iyi anla-fl›lacakt›r.

‹flsiz gençlik sorunu, bafll›ca bu sos-yo-ekonomik nedenlerden dolay› devrim-ci ve komünistlerin kay›ts›z kalamayaca-¤› bir sorundur.

KOMSOMOL

Buraya kadar “gençlik”in tan›m›n› ve“halk gençli¤i”nin s›n›fsal özelliklerini;kendi içindeki farkl›l›klar›n› ortaya koy-maya çal›flt›k. Çünkü komünist gençlikörgütü demek olan Komsomol’un ifllevi-

ni ve amac›n› ortaya koyabilmemiz için,bu, gerekliydi. Bundan sonraki bölümler-de Komsomol’un yap›s›, Partiyle olaniliflkisi ve faaliyet alanlar› ve özelliklerinisomutlamaya çal›flaca¤›z. Bunlara geç-meden önce komsomolun kelime anlam›üzerinde dural›m. Komsomol, Rusça’da“Kommunistichesky Soyuz Molodyoz-hi”, kelimelerinin k›salt›larak söyleniflidirve tam çevirisi: “Komünist Gençlik Birli-¤i” anlam›ndad›r. SSCB’de Komsomol,SBKP gibi özel bir isim olarak kullan›l-maktayd›. Ancak günümüzde komsomolkavram› komünist gençlik örgütlerini ge-nel olarak ifade etmektedir..

Komsomol:

Komünist Gençlik Örgütü

Komsomol, Komünist Partisinin biryan örgütüdür. Dolay›s›yla Partiden ayr›bir program› ve amac› yoktur. Partininprogram› ne ise komsomolun program›da odur. Komsomol, Partiden ayr› ve özelkendi alan›na yönelik politikalar, planlargelifltirse de Komsomol ideolojik ve poli-tik olarak komünist bir örgüttür ve prog-ram› da bu nedenle komünistlerin progra-m›d›r. Yeri gelmiflken vurgulamakta yararvar: 1992 y›l›nda yap›lan 1. Kongresindekomsomol, Partinin programatik görüflle-rine paralel program ve tüzük haz›rlam›fl-t›. Her ne kadar bu program ve tüzük da-ha sonraki y›llar onaylanmasa da komso-molun parti program› kapsam›nda dahiolsa ayr› bir program oluflturmas› gerek-siz ve gereksiz oldu¤u kadar da yanl›flt›r.Gereksizdir, çünkü parti program›yla ay-n› olmak zorundad›r. Yanl›flt›r, çünkü bu,komsomolun eline bir program verip, onude¤ifltirme iradesi vermemektir. Bu ne-denle komsomolun ayr› bir program ha-z›rlamas› ya da ayr› bir programa sahipolmas› do¤ru de¤ildir.

114

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 112: Sınıf Teorisi - Sayı 8

Komsomol konusunda öncelikle an-lafl›lmas› gereken yukar›daki aç›klama-lardan da anlafl›laca¤› üzere onun komü-nist niteli¤idir. Yani Komsomol, bu nite-li¤iyle herhangi bir gençlik örgütü de¤il,Marksist-Leninist-Maoist ideolojininrehberli¤inde Komünist Partisi’nin ön-derli¤inde ve onun program› do¤rultu-sunda mücadele eden bir gençlik örgütü-dür. Halk gençli¤inin öncü örgütüdür.Halk gençli¤inin öncü örgütü derken, bu-nunla partinin yerine kendisini koyan biranlay›fl de¤il, aksine partinin program›n›rehber edindi¤i Marksist-Leninist-Ma-oist ideoloji do¤rultusunda halk gençli¤iiçerisinde maddilefltiren, Halk Savafl›’nakanalize eden bir örgüt anlafl›lmal›d›r.Yani as›l görevi parti program› do¤rul-tusunda halk gençli¤ini örgütlemek ve buörgütlük gerçe¤i içerisinde partiye kadro,orduya ise savaflç› yetifltirmektir. Bu an-lam›yla partiden ayr› de¤il, bizzat onunhalk gençli¤i içerisindeki koludur, örgüt-lenmesidir. Bu noktan›n alt›n› kal›n çizgi-lerle çizmek gerekiyor. Çünkü Komso-mol örgütlenmesinin ifllevi, niteli¤i veamac› net olarak ortaya koyulmad› m›,kendi elimizle kendimizi ba¤layan, yenisorunlar ortaya ç›karm›fl oluruz ki, bu du-rum da Komsomol s›n›f mücadelesini

ilerleten de¤il, gerileten bir rol oynamayabafllar. Bu da aç›kt›r ki istenilen bir du-rum de¤ildir.

Komsomol Olmazsa

Olmaz m›d›r?

Komsomol örgütlenmesi s›n›f savafl›-m› içerisinde halk gençli¤inin örgütlen-mesinde zorunlu, olmazsa olmaz bir ör-gütlenme de¤ildir. Örne¤in Komsomolörgütlerin tarihine bak›ld›¤›nda gerekSovyetler Birli¤i’nde gerek Çin HalkCumhuriyeti’nde devrim öncesi Komso-mol örgütlülü¤ü yoktur. Bu yönüyle ba-k›ld›¤›nda s›n›f savafl›m› aç›s›ndan Kom-somol örgütlülü¤ü devrimin kaderini be-lirleyen bir flart de¤ildir. Bununla birliktedevrimin infla sürecinde ve özellikle de 2.Emperyalist paylafl›m savafl› sürecindeSovyetler Birli¤i’nde Komsomol’unönemli katk›lar› vard›r. Tarihte ilk olarakKomsomol örgütlenmesinin (devrim ön-cesini kast ediyoruz) Bulgaristan’da ya-p›ld›¤›n› da bu arada not düflelim.

Türkiye-Kuzey Kürdistan’da devri-min zorunlu ve kaç›n›lmaz üç örgütü Par-ti, Ordu ve Cephedir. Bu ba¤lamda Kom-somol örgütlülü¤ünün kurulup kurulma-mas› Partinin ihtiyaçlar›na ve subjektifgücüne ba¤l›d›r. Komsomolun hangialanlarda faaliyet sürdürece¤i, nas›l sür-dürece¤ini yine parti belirler. S›n›f sava-fl›m›n›n düzeyine, parti, ordu ve/veyacephe örgütlülü¤ünün geliflmiflli¤ine ba¤-l› olarak Komsomolun faaliyet alan› ge-niflletilebilir ya da daralt›labilir. Örnekverecek olursak gerilla bölgelerinde mü-cadelenin geliflmesi ve ordunun büyüme-siyle (özellikle de düzenli orduya geçiflle)birlikte gerilla bölgelerinin köylük alan-lar›nda ve hatta gerilla birlikleri içerisin-de dahi Komsomol örgütlenmesi ve faali-

115

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Komsomol faaliyeti halkgençli¤inin bulundu¤u her alandafaaliyet sürdürebilir ve örgütle-nebilir. Ancak Komsomol faali-yeti ve örgütlenmesinin kapsam›ve s›n›rlar› parti taraf›ndan belir-lenecektir. Bu noktada Komso-molun tek bafl›na irade belirle-mesi do¤ru de¤ildir. Bu, partininKomsomol örgütlenmesi için or-taya koydu¤u örgütlenme ilke veamaçlar›na ayk›r›d›r.

Page 113: Sınıf Teorisi - Sayı 8

yeti olabilir. Ancak mevcut durumda ge-rilla bölgelerinde, özellikle köylülük içe-risinde böyle bir örgütlülü¤ün sürdürül-mesi karmafladan ve bürokratik mekaniz-man›n artt›r›lmas›ndan öte bir anlam ifa-de etmez. K›sacas›, faydadan çok zarargetirir.

Tekrar toparlayacak olursak, Komso-mol faaliyeti halk gençli¤inin bulundu¤uher alanda faaliyet sürdürebilir ve örgüt-lenebilir. Ancak Komsomol faaliyeti veörgütlenmesinin kapsam› ve s›n›rlar› par-ti taraf›ndan belirlenecektir. Bu noktadaKomsomolun tek bafl›na irade belirleme-si do¤ru de¤ildir. Bu, partinin Komsomolörgütlenmesi için ortaya koydu¤u örgüt-lenme ilke ve amaçlar›na ayk›r›d›r.

Komsomol- Parti ‹liflkisi

Komsomolun partinin bir yan örgütüoldu¤undan bahsettik ve parti taraf›ndanne flekilde denetlendi¤ini ana hatlar›ylabelirttik. Ancak bu iliflki daha aç›k ve netolarak ortaya konulmak zorunda oldu-¤undan ayr› bir bafll›k olarak konuyu elealmak istiyoruz.

Komsomolun ideolojik hatt› Mark-sizm-Leninizm-Maoizm’dir ve program›parti program›d›r. Bununla birlikte Kom-somol’un parti taraf›ndan belirlenmifl fa-aliyet alan›na iliflkin kendi gündemleri vebu do¤rultuda haz›rlad›¤› planlar vard›r.Komsomol örgütü bu gündemler ve dö-nemsel planlar› do¤rultusunda demokra-tik merkeziyetçilik ilkesi çerçevesindetart›fl›r ve politikalar›n› belirler. Parti busüreci Merkez Komitesine ba¤l› GençlikKomisyonu arac›l›¤›yla izler ve denetler.Partinin stratejik-taktik politikalar› d›fl›n-da bir politika izlenmemesi için gerekliuyar›larda ve müdahalelerde bulunur.

Bunun d›fl›nda Komsomol örgütü tü-züksel olarak Parti örgütü karfl›s›nda

özerktir. Kendi tüzü¤ü do¤rultusunda ha-reket eder ve örgütlenmesini gerçekleflti-rir. Üye al›mlar›n›, atamalar›n› vs. bu tü-zük çerçevesinde kendi inisiyatifindegerçeklefltirir. K›sacas›, Komsomolunözerkli¤i, örgütsel özerkliktir. Bununlaberaber Komsomol kendi gündemini detüm Parti örgütlenmeleri gibi Partinin ge-nel politikalar› ve stratejik taktikleri do¤-rultusunda, onlara hizmet edecek flekildekendisi belirler.

Komsomolun örgütsel özerkli¤inin ol-mas› onun kendi kadrolar›n›, militanlar›n›yetifltirmesi aç›s›ndan zorunludur. ÇünküKomsomol ayn› zamanda Partinin kadrookuludur. Üyelerinin ba¤›ms›z inisiyatifkazanmas›, örgütsel yeteneklerinin artma-s› ve ideolojik politik yetkinlik kazanma-s› için Komsomolun özerk yap›s› korun-maktad›r. Yine bu özerk iflleyifl içerisindekadro ve militan yap›s› içerisinde ideolo-jik netleflme ve ayr›flmada sa¤lanmakta veparti örgütü en az›ndan küçük burjuvahastal›klar›n kendi içine tafl›nmas›n› bura-da engellemifl, azaltm›fl olmaktad›r.

Parti, Komsomol içerisinde ayr›ca ör-gütlenerek burada üyeler kazanarak hemkendi kadro yap›s›n› güçlendirmekte hemde partinin deneyimiyle Komsomol örgü-tünün dinamizmini bütünlefltirerek dahadinamik ve politik olarak güçlü bir partiörgütü ve faaliyeti sürdürme olana¤›nasahip olmaktad›r.

Yukar›da ortaya koyduklar›m›z aç›k-t›r ki olmas› gerekenler boyutuylad›r vebir Komsomol örgütünün s›n›f savafl›m›-na, partiye sunaca¤› katk›lard›r. Bununlabirlikte olumsuz olabilecek yanlar› davard›r.

Bunlar›n bafl›nda da Komsomol’uniflleyiflindeki özerkli¤i ve faaliyet alan›-n›n özgünlü¤ünü partiye dayatmas›d›r.Bu durum aç›k bir ideolojik sapma de-mektir. Bu tür anlay›fllar›n hakim olmas›

116

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 114: Sınıf Teorisi - Sayı 8

demek, baflta gençlik içerisindeki partitasfiyesine göz yummak demektir. Bu an-lay›fllar, sekter ve dar grupçu zihniyetinbir ürünüdür. Bir komsomol örgütlenmesikendi kendine kurulamayaca¤› gibi,sebep ne olursa olsun kendisini Parti yer-ine de koyamaz. Özünde parti faaliyetiniyürütmesi kendisini, kendi organlar›n› yada örgütlülü¤ünü Parti organ ve örgütler-ine, kararlar›na dayatmas› anlam›nagelmez. Komsomol’un bu yönüyle nite-li¤i tam olarak anlafl›lmad›¤›ndan ya dabu örgütsel özerkli¤i kullanarak anlay›fl-lar›n›, politik farkl›l›klar›n› partiye dayat-mak ve örgütsel özerkli¤i buna zeminolarak kullanmak isteyenler olabilecektir.Sorun salt bununla da s›n›rl› de¤ildir. Par-tinin ihtiyaçlar›n› görmezden gelerekkendi olanaklar›n› partiye örgütsel özerk-lik bahanesiyle sunmama tavr›, elemanve kadro aktarmama gibi tav›rlar içerisi-ne girilebilinir. Aç›kt›r ki bunlar›n gerek-çesi örgütsel özerklik olamaz. ÇünküKomsomol bafll›bafl›na bir örgütlenmede¤ildir. Partinin yan örgütüdür. Partinins›n›f savafl›m› içerisinde güçlenmesi, par-ti politikalar›n›n kitleler içerisinde en ge-nifl flekilde yap›labilmesi ve dolay›s›ylaörgütlenmesi için kurulmufl bir örgütlen-medir. Elbette bunun için kendi ihtiyaçla-r› da olacakt›r. Ancak bu ihtiyaçlar›n de-¤erlendirilmesi kendi bafl›na de¤il partiy-le birlikte partinin toplam ihtiyaçlar› içe-risinde yap›lmak zorundad›r.

Gençli¤in dinamizmi, heyecan› ve s›-n›fsal özelliklerinden gelen küçük burju-va yanlar› onu, bu ba¤›ms›zl›kç› ve da-yatmac› bir tavra götürebilmektedir. Yanibu tehlike her zaman vard›r. Bu sekter,dar grupçu ve ba¤›ms›zl›kç› anlay›fl›n y›-k›lmas› tabii ki örgütsel müdahalelerdençok, ideolojik mücadele sorunudur. Zateniki çizgi mücadelesinin konusu olan busorun esasta ideolojik mücadele yönte-miyle çözülebilir. Ancak bu sakat anlay›fl

kendisini pratikte bir dayatma olarak gös-teriyorsa elbette ki uygun bir örgütselmüdahalede de bulunulur.

Mesele bu yönüyle müdahalede bulu-nup bulunmama sorunu de¤il, Parti-Komsomol iliflkisini her düzeyde ve mü-cadelenin ileri ya da geri oldu¤u her dö-nemde olmas› gerekti¤i gibi kurmak vebu noktada oluflabilecek zaaflar› müm-kün mertebe aza indirmek olacakt›r. fiüp-hesiz ki bu tip sorunlar salt Parti-Komso-mol iliflkisi içinde ç›km›yor. Partinin ikibölge örgütü aras›nda da ayn› türden so-runlar ç›kabiliyor. Bununla birlikte bura-da sorunun özgün bir yan› var. ‹ki bölgeörgütü tek tüzü¤e ve hukuka sahipken,ancak parti ve Komsomol iki ayr› tüzü¤esahiptir. Ve genelde Komsomol’da ortayaç›kan ba¤›ms›zl›kç› dar grupçu sekterçizgiler bunu öne ç›kar›p, yani örgütselözerkli¤e yanl›fl bir flekilde dayanarakparti kararlar›n› ve direktiflerini dikkatealmama vs. gibi tav›rlar ortaya koyabil-mekteler.

Komsomol’un ayr› bir tüzü¤ü veözerk yap›s› vard›r dedik. Bu özerkli¤inba¤›ms›z inisiyatifi gelifltirmesi için ko-nuldu¤unu da belirtmifltik. Ancak ba¤›m-s›z inisiyatiften kast›m›z kafas›na görehareket eden sorumsuz, ba¤›ms›zl›kç›,dar grupçu sekter bir çizgi de¤ildir.

Ba¤›ms›z inisiyatiften kast›m›z,Marksizm-Leninizm-Maoizm rehberli-¤inde politik geliflmelere ve olgulara nes-nel bakabilen, do¤rular› oldu¤u kadaryanl›fllar› da görebilen; elefltirme cesare-tine sahip, kendi yanl›fllar›na karfl› da ay-n› flekilde cesur, ak›ma karfl› yüzme cesa-reti olmas›d›r. Zor anlarda iradesizleflipacizleflmek yerine h›zl› düflünüp tav›r ala-bilen, daha sonra bunu gerekirse de¤iflti-rebilen, yani koflullara müdahale edebil-me yetene¤ini anl›yoruz.

Komsomol kendi tüzü¤üne göre or-

117

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 115: Sınıf Teorisi - Sayı 8

gan toplant›lar›n›, kongre ve konferansla-r›n› düzenler. Kongre ve konferanslardademokratik bir flekilde ald›¤› kararlar›,Partinin onay›na sunar ve onayland›ktansonra demokratik merkeziyetçilik ilkele-rine göre Komsomol’u iflleterek uygula-maya sokar.

Parti, tüm bu süreçlerde gençlik ko-misyonu arac›l›¤›yla izleyici ve denetle-yicidir. S›k s›k vurgulad›¤›m›z gibi partiideolojik-politik çizgi d›fl›na ç›k›lmad›k-ça kararlara ve Komsomol’un kendi iç ör-gütsel düzenlemelerine kar›flmaz. Bunund›fl›nda parti, yine gençlik komisyonuarac›l›¤›yla Komsomol’a öneri ve düflün-celerini iletir ve bu koordinasyon üzerin-den ideolojik politik önderlik göreviniyerine getirir. Komsomol-Parti iliflkisindeesas mesele de partinin Komsomol’u be-lirtti¤imiz perspektif ve siyaset do¤rultu-sunda denetleyip önderlik etmesidir. Budo¤ru önderlik çizgisi oturdu¤u zamanKomsomol’un özerk yap›s› ba¤›ms›zl›kç›ve dar grupçu sekter anlay›fl ve tutumla-r›n geliflmesine de¤il, aksine özerklikKomsomol’un ideolojik politik olarakgeliflmesine yol açar. Örgütsel özerklikayn› zamanda Komsomol kadro ve mili-tanlar›n›n örgütsel olarak geliflmeleri aç›-s›ndan da gereklidir.

Gerek do¤ru bir kitle çizgisi yakala-ma ve bu konuda deneyim kazanma ge-rek iç örgütsel sorunlarda Komsomol’unözerk yap›s› onun geliflmesini sa¤laya-cakt›r. Çünkü kendi sorunlar›n› çözmekiçin yo¤unlaflacak ve sorunlar›n çözümüiçin ya da politika üretmek için önderlik-ten bekleme e¤ilimi içinde olmayacak,kendi sorunlar›n›n ve politikas›n›n üreti-mi için kendisini ve örgütünü zorlayacak-t›r. Bu zorlanma elbette kendi kapasitesi-ni aflan bir zorlama de¤ildir. Aksine mev-cut potansiyelin zorlanmas› ve devrim vemücadele sorunlar›na yo¤unlaflmay› zo-runlu k›lan bir zorlanma olacakt›r. Bu salt

örgütsel olarak bir deneyim tecrübe kaza-n›lmas›na de¤il, az önce de belirtti¤imizgibi ideolojik-politik olarak da geliflmeyehizmet edecektir. Bu nedenlerden dolay›Komsomol’un örgütsel olarak özerk ol-mas› gerekmektedir.

Komsomolun ‹deolojik Çizgisi

Buraya kadar yapt›¤›m›z vurgulardaKomsomol’un ideolojik çizgisinin Mark-sizm-Leninizm-Maoizm oldu¤unu belirt-tik. Bununla birlikte Komsomolun kendiiç çal›flmalar›nda Maoizm’in kavranma-s›na ve kavrat›lmas›na özel önem verme-si gerekti¤i aç›kt›r. Genç kadro ve mili-tanlar›n kendi iç e¤itimlerinde; tart›flmave araflt›rmalar›nda proletaryan›n bilimive rehber ideolojisini kavramalar› parti-nin ideolojik yap›s›n›n güçlenmesi aç›-s›ndan da önemlidir. Çünkü daha önce debelirtti¤imiz gibi Komsomol partiningenç kadrolar› yetifltirme okuludur. Kom-somol faaliyetlerinde piflmifl, denenmiflve Maoizm ile donanm›fl kadrolar›n parti-de görevlendirilmesiyle Parti, taze kankazanm›fl olacakt›r. Bizim ki, gibi küçüküretimin, dolay›s›yla küçük burjuvazininyayg›n oldu¤u ülkelerde partiye kat›lan-lar›n ideolojik dönüflümü do¤al olarakbelli bir zaman alacakt›r. Bu dönüflümünpartiye kat›lmadan önce Komsomol ör-gütlenmesi içerisinde gerçekleflmesi, par-tinin ideolojik hastal›klarla mücadele et-mesindeki gücüne daha fazla güç katm›flolacakt›r.

Özellikle üniversite kökenli gençkadrolar›n ayd›n özellikleri, entelektüelolarak daha geliflmifl olmalar› Marksizm-Leninizm-Maoizm’i en az›ndan teorikolarak kavramalar›n› kolaylaflt›racakt›r.“Bilme- yapma” diyalekti¤inde bu kavra-y›fllar›n› Komsomol faaliyeti içinde prati-¤e geçirme imkan› olacakt›r. Böylece te-orik kavray›fllar› soyut bir bilgi birikimi

118

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 116: Sınıf Teorisi - Sayı 8

oluflturmaktan ziyade pratikte s›nanan so-mut çeliflkilerin çözümünde yol gösterendevrimci teoriye dönüflecektir. Pratiktes›nanmayan bilgi, yani prati¤e yol göster-meyen bilgi Maoizm’le ya da Marksist-Leninist-Maoist klasiklerle ne kadar hafl›rneflir olunursa olunsun bu bilgi kitabi bil-gi olmaktan baflka bir anlam ifade etmez.Ki ö¤renci gençlik kökenlilerde daha çokdogmatik düflüncelerin olmas›n›n gerçeknedeni de pratik yaflamdan kopuk oluflla-r›ndan kaynakl›d›r. Lenin yoldafl›n ünlüsözünde (“devrimci teori olmadan dev-rimci pratik olmaz”) geçen “devrimci te-ori”den de kas›t, budur. Pratik teoriyleyol bulacak, teori de prati¤e hizmet ede-cek ki aras›ndaki diyalektik iliflki do¤ruele al›nm›fl olsun.

Ayd›n özellikleri olan genç kadrolar›nbu anlamda Maoist e¤itimi Politik müca-delenin prati¤iyle s›nanmas› Komsomo-lun kadro yetifltirmesinde önemli ve tayinedici bir olgudur. Bu, ayn› zamanda bilgi-nin, bilincin iradeleflmesi demektir. Bilin-cin, bilginin iradeleflmesi demek, biline-nin irade haline (karar) getirilerek yafla-ma geçirilmesi aflamas› iradeleflmifl bilinçdemektir. Bilgi ve bilincini karar halinegetirip prati¤e yüklenmeyen bir bilgi, boflçekmecelerde ve ka¤›t üzerinde kalmak-tan öte bir pratik de¤ere ulaflamaz.

Bunlar›n yan› s›ra Partinin de Komso-molun önüne perspektif ve politika koy-mas›, deneyim eksikli¤ini bu yönüyle gi-dermesinde yard›mc› olmas›, deneyim ak-tarmas› gerekir. Partinin sadece denetle-me görevi yoktur. Ayn› zamanda yukar›dada vurgulad›¤›m›z gibi her konuda önder-lik etmesi zorunludur. Yoksa “sald›m ça-y›ra mevlam kay›ra” misali bir siyaset iz-lemekle gençlik örgütünden baflar›l› birfaaliyet bekleyemezsin. Parti taraf›ndanhem öncülük hem de önderlik edilmeli kigençlik içerisindeki parti d›fl› çizgileringeliflip güçlenmesi önlenebilsin.

Bu bölüme sonuç olarak söyleyecekolursak Komsomol kadro, üye ve mili-tanlar›n›n ideolojik olarak Maoizmle do-nanmas›, Maoist e¤itime önem vermesive bunu prati¤iyle bütünlefltirmesi, daha-s› sözle eylemin birli¤ini ifade eden prak-sis adam› olmas› Komsomol’un önemligörevlerinden birisidir. Çünkü Komso-mol’u, di¤er küçük burjuva gençlik ör-gütlerinden ay›ran ve onu belirgin k›lacakolan en temel ölçüt Maoist örgüt olmas›;Maoist olarak düflünmesi ve Maoizm reh-berli¤inde s›n›f savafl›m›ndaki yerini al-mas›d›r.

Komsomol ve Silahl› Mücadele

Türkiye-Kuzey Kürdistan devrimindesilahl› mücadelenin esas mücadele biçimioldu¤unu tekrarlamaya gerek yok. Bu,ayn› zamanda Maoist parti önderli¤indeyürütülecek Halk Savafl› stratejisinin esasmücadele biçimi demektir. Temel örgüt-lenme biçimi ise parti örgütlenmesindensonra halk ordusudur. Bu da ilk baflta kü-çükten büyü¤e do¤ru Halk Savafl›’n›n ge-nel stratejisi içerisinde oluflur. Düzensizgerilla birliklerinden düzenli orduya, ya-ni halk›n ordulaflmas›n› esas almayan birdevrim anlay›fl› ülkemizde baflar›ya ula-flamaz. Halk Savafl› için burada söyledik-lerimiz yeterli de¤il elbette. O, ne tek ba-fl›na bir silahl› mücadele veya onun seyriiçerisinde oluflacak ordu örgütlenmesine,ne sadece bir Maoist partinin varl›¤›na,ne de k›r-flehir’i kuflats›n teorisine indir-genir. O, ideolojik-siyasi, örgütsel ve as-keri savafl (Maoist ideolojik-siyasi çiz-giyle flekillenmifl bir parti önderli¤inde)çizgisinin bütünlü¤ü içerisinde yar›-sö-mürge yar›-feodal ve sömürge yar›-feodalülkeler devriminin baflar›ya ulaflmas›n›nstratejisini ifade eder.

Halk Savafl› bütünlüklü bir stratejidir.

119

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 117: Sınıf Teorisi - Sayı 8

Legal mücadele biçimleri, örgütlenmele-ri, çeflitli düzeylerdeki kitle çal›flmalar›n›vs. de içerir. Ancak bunlar›n hepsi Partiönderli¤inde halk›n ordulaflmas› ve halkcephesinin kurulmas›na hizmet etmekte-dir. Yani tüm faaliyet bu flekilde planlan-m›fl ve hedefle-rini bu flekildeoluflturmufltur.

Dolay›s›ylaMaoist GençlikÖrgütü olanKomsomol daHalk Savafl›stratejisinin s›-n›f savafl›m›n›nsomut biçimiolmas›na hiz-met ve halkgençli¤ine bustrateji do¤rul-tusunda önderlik eder. Bundand›r ki halkgençli¤inin öncü örgütü olarak Komso-mol, silahl› mücadelenin uza¤›nda-k›y›-s›nda vs. de¤il, tam ortas›ndad›r. Kendifaaliyet alanlar›nda dönemin taktik plan-lamas›na ba¤l› olarak silahl› mücadeleiçerisindeki görevlerini yerine getirir. Bugörevlerin düzeyinde s›n›rlama yoktur,sadece planlama vard›r. Yani Komsomoltafll› sopal› sokak çat›flmalar›ndan bom-bal› sald›r›lara, halk düflmanlar›n›n ceza-land›r›lmas›ndan askeri hedeflere yöneliksilahl› sald›r›lara kadar, silahl› mücadele-nin her türlü görevini gerçeklefltirecekdonan›ma, birikime ve e¤itime sahip ol-mal›d›r. Militan, üye ve kadrolar›n› bu bi-linçle donatmal›d›r. Görevlerini yerinegetirebilmek için e¤itim vermelidir. ‹stih-barat toplamal›, haz›rl›k yapmal›d›r.

Ancak her fley gibi silahl› mücadelede basitten karmafl›¤a geliflmektedir.Komsomol da bu diyalektik geliflim içeri-sinde basitten karmafl›¤a silahl› mücadeleyürütmeli ve kendisini e¤itmelidir. Ma-

oist komünist gençlik örgütünün tarihin-de silahl› mücadele tecrübesi vard›r. Nevar ki bu birikim örgütsel süreklilik içeri-sinde bugünlere tafl›nabilmifl de¤il. Elbet-te bu bir olumsuzluk. Komsomol örgütü-nün örgütsel süreklili¤i bugünlere tafl›na-

bilmifl olun-sayd›, o za-man elbettebu konudabir çok so-run dahakolay afl›l-m›fl olacak,hatta nite-likli askerieylemlilik-lere imzaa t › l a b i l e -cekti. An-cak bu de-neyim yeni-

den kazan›labilecek bir deneyimdir. De-di¤imiz gibi Komsomol’un kuruldu¤u veilk kongresini gerçeklefltirdi¤i 1990’l›y›llar›n bafl›ndaki gibi basitten karmafl›¤adüzenlenebilecek eylemlerle bu deneyimyeniden kazan›lacakt›r.

Burada temel mesele Komsomol ör-gütünün Halk Savafl› içerisindeki yerini,ifllevini do¤ru kavramakt›r. Halk Savafl›stratejisi keyfi, iradeci ve salt radikaliz-min ispat› için ortaya at›lm›fl bir tez de¤il-dir. Türkiye-Kuzey Kürdistan nesnel ger-çekli¤inin ortaya ç›kard›¤› devrim yoluteorisidir. Devrimin stratejik yoludur.Komsomolun baflta kadrolar› olmak üze-re tüm üye ve militanlar› öncelikle devri-min bu nesnelli¤ini kavramal›d›r. Komü-nist partisinin program›n› benimsemek yada salt teorik olarak onu onaylamak yet-mez. Bu, sadece ilk ad›md›r. Devrimci,özellikle de komünist olanlar, bu teoriyibütünselli¤i içerisinde devrimci prati¤ekendi kadro üye ve militanlar› taraf›ndan

120

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Komsomol örgütü tüzüksel olarak Partiörgütü karfl›s›nda özerktir. Kendi tüzü¤üdo¤rultusunda hareket eder ve örgütlenme-sini gerçeklefltirir. Üye al›mlar›n›, atamalar›n›vs. bu tüzük çerçevesinde kendi inisiyatifindegerçeklefltirir. K›sacas›, Komsomolun özerk-li¤i, örgütsel özerkliktir. Bununla beraberKomsomol kendi gündemini de tüm Parti ör-gütlenmeleri gibi Partinin genel politikalar› vestratejik taktikleri do¤rultusunda, onlara hiz-met edecek flekilde kendisi belirler.

Page 118: Sınıf Teorisi - Sayı 8

yaflama geçirilmezse, o zaman bu progra-m›n politik edebi bir eser olmaktan ötebir anlam› olmayacakt›r.

Politik de olsa edebiyatç› olmak gibibir amaç yok ise bu devrimci ideolojininve politikan›n yaflama geçirilmesi için negerekiyorsa o yap›lmal›d›r. Öncü olmakdonan›ml› ve her bak›mdan yetkin olma-y› gerektirdi¤i kadar devrimci olmay› dagerektirir. Devrimci komünist olmak dacüretli olmay› zorunlu k›lar. Burjuva dev-rimleri döneminde burjuvazinin öncülerisermayenin s›n›rlar›n› geniflletmek içinbilinmeyen co¤rafyalara gittiler. Okya-nuslar aflt›lar. Cüret ettiler.. Dünyay› ser-mayenin önüne serdiler. Frans›z devrim-inde Danton, “cesaret, cesaret, cesaret”diyordu. Biz de dünyay› insanl›¤›n önünesermek istiyorsak ayn› cüretin dahafazlas›n› göstermek durumunday›z. Kiburjuvazinin öncüleri o da¤lar› okyanus-lar› aflarken dünyay› keflfe ç›kt›klar›ndakaybedecekleri önemli bir fley vard›:“sermaye”. Oysa bizim kazanaca¤›m›zbir dünya, kaybedece¤imiz ise sadece kö-lelik zincirleri...

Silahl› mücadele, Halk Savafl› strate-jisi içerisinde kitleleri örgütlemedir. Kit-leleri örgütlemeyen, dar kadro yap›s›ylas›n›rl› bir eylem çizgisi Halk Savafl› stra-tejisine terstir. Bu yönüyle silahl› eylemçizgisi bir yandan düflman› taciz edip,y›prat›p onun kurumlar›n›, kadrolar›n›nmoralini bozup parçalanmas›na yol açar-ken ayn› zamanda halk gençli¤ini örgüt-lemelidir. Savafl› kitlesellefltirmelidir.

Kitleleri eyleme seferber etmeyen,kitlelerin politik bilinçlerine hitap etme-yen eylem çizgisi do¤ru eylem çizgisi de-¤ildir. Bizim ideolojik, politik, askeri çiz-gimiz ve kitle çizgimiz halk›n silahlan-mas›na ve ordulaflmas›nahizmet etmelidir. Silahl› mücadeleninbasitten karmafl›¤a geliflmesinden

kast›m›z ayn› zamanda budur. Kentlerdeyap›lacak baz› silahl› eylemlerde ille-galite, gizlilik önemlidir. Elbette ki buanlam›yla baz› eylemler profesyonelkomitelerin ifli olacakt›r. Uzmanlaflm›flaskeri bir örgütlenme gerektirecektir.Meselenin bu boyutu yukar›da koydu¤u-muz eylem çizgisi anlay›fl›na ters düfl-mez. Burada önemli olan politik bütün-lüktür. Kentlerde bir cezaland›rma eylemielbette gizlilik gerektirecektir. Ancakhalk düflmanlar›n›n cezaland›r›lmas›n›nyarataca¤› politik etki di¤er mücadelearaçlar›yla tamamland›¤›nda kitlelerdeçok somut bir mücadele ve örgütlenmebilinci geliflecektir. Anlafl›ld›¤› üzere tar-t›flt›¤›m›z tek tek eylemlerin kendisi de-¤il, silahl› mücadele anlay›fl›m›z dahaaç›k deyimiyle halk savafl› stratejisininhizmetinde olacak olan silahl› mücadeleçizgisidir.

Komsomol örgütü politik bir örgüttür.Maoist komünist gençli¤in ideolojik bir-lik zemininde oluflturdu¤u politik bir ör-güttür. Halk Savafl›’nda halk gençli¤ineönderlik etme görevi vard›r. Bu nedenleKomsomol için geçmiflte yap›ld›¤› gibiyar›-askeri mi askeri mi ya da de¤il mitart›flmas› yapmak do¤ru de¤ildir. HalkSavafl›na önderlik eden bir komünist par-tisi için bu tart›flmay› yapmak nas›l an-lams›zsa, ayn› flekilde Komsomol için deanlams›zd›r. Nas›l ki komünist partispolitik bir örgüt ama Halk Savafl›gerçe¤inden ötürü askerileflmifl bir politikörgüt ise, Komsomol da, politik bir genç-lik örgütü ama Halk Savafl› gerçe¤indenötürü askerileflmifl bir politik gençlikörgütüdür. Dolay›s›yla, Komsomol halkgençli¤ine önderlik ederken onu silahl›mücadele içerisinde örgütleyecek bir ön-cü örgüttür. Bu ba¤lamda askeri konular-da uzmanlaflmas›, savafl›n askeri kurallar›ve planlamas› üzerine kafa yormas› vebizzat bunun prati¤ine yönelmesi yanl›fl

121

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 119: Sınıf Teorisi - Sayı 8

de¤ildir ve bu politik niteli¤ine zarar ver-mez. Zarar vermedi¤i gibi askeri yar›-as-keri gibi s›fatlarla da politik niteli¤i üze-rine onun içeri¤ini boflaltacak içi bofl ke-lime y›¤›n› fleklinde tart›flmalar yürüt-menin de önüne geçer.

Komsomol Üyeli¤inin Niteli¤i

Maoist komünist gençlik örgütününüyelik kriterlerini afla¤›daki gibi özetle-yebiliriz:

Komünist Partisinin önderli¤inde,program ve ilkeleri do¤rultusunda komü-nizm mücadelesine at›lmakta kararl› veistekli olmak ve Komünist Partisinin po-litikalar›n› kendi politikalar› gibi benim-semek. Maoizm rehberli¤inde mücadele-ye sonuna kadar ba¤l› olmak,

Komünist bir örgütün gerektirdi¤i çe-likten disipline girmek ve bu gönüllü di-siplinin gerektirdi¤i gibi davranarak ör-güt disiplininin örgütlenme ilke ve kural-lar›n›n demokratik merkeziyetçilikle ifa-de olunan iflleyiflin d›fl›na ç›kmamak,

Verilen her göreve, disiplin ve sorum-luluk anlay›fl›yla ve görevin küçü¤ü bü-yü¤ü olmaz anlay›fl›yla, devrim ve parti-nin ç›karlar›n›n esas oldu¤u bilinciyle ha-z›r olmak ve halk›n, devrimin ve partininç›karlar›n› her fleyden üstün tutarak, han-gi alan ve biçimde olursa olsun, verilengörevleri, kendini feda ruhu ve coflkuylayerine getirmeye çal›flmak,

Al›nan kararlara uymak. Bunu yapar-ken amir veya memur zihniyetine düflme-den örgüt içi demokrasi, elefltiri-özeleflti-ri mekanizmalar›n› iflleyifle uygun hayatageçirmek,

Kendini ve yoldafllar›n› gelifltirmekve dönüfltürmekte kararl›, istekli ve sab›r-l›; geliflime aç›k, sorumluluk sahibi veinisiyatifli olmak,

Komsomolun herhangi bir organ, ko-mite ve hücresinde aktif olarak çal›flmak,

Düzenli olarak aidat ödemek,

15-25 yafl aras›nda olmak.

Komsomolun üyelik kriterleri görül-dü¤ü gibi Maoizmi rehber edinme, partiprogram›n› benimseme ve eylem ve iradebirli¤i üzerine odaklan›yor. Her komünistparti ve örgütte olmas› gereken zorunluilkeler gibi. Bir Komsomol üye veya mi-litan›ndan beklenenle elbette bir partiüyesinden beklenen ayn› de¤il. BuradaKomsomolun kendi disiplininden bahse-diyoruz. Amaç kendi faaliyeti çerçevesin-de kendi disiplinini oluflturmas›d›r.

Komsomol, bir parti okulu oldu¤un-dan yukar›da s›ralad›¤›m›z üyelik kriter-leri ayn› zamanda bir örgüt içi demokrasive disiplin e¤itimidir. Elbette bu e¤itimerehberlik eden de Maoizm olacakt›r.Komsomol “bilmek yapmakt›r” diyalek-ti¤i içerisinde Komsomol üyelerini örgüt-sel iflleyifl konusunda da e¤itecektir.

Buradaki üyelik kriterleri kuru, me-kanik ve yaz›ld›¤› flekliyle anlafl›lmama-l›d›r. Bu maddelerin alt bafll›klar› da dü-flünülmelidir. Faaliyetin de¤erlendirilme-si, rapor haline getirilmesi, raporlar›n de-¤erlendirilmesi, ve bir dizi politik kararalmak için yap›lan tart›flmalar, al›nan ka-rarlar, bunlar›n uygulanmas›, uygulamaaflamas›nda denetim, vs. vs.

Örgütsel iflleyifl içerisinde yoldafll›kiliflkilerini gelifltirmek, güçlendirmek,ideolojik elefltirilerde ve de¤erlendirme-lerde bulunmak, yine bu tart›flmalar s›ra-s›nda demokrasi ve disiplini çi¤nemedentart›flmalar› en zengin olabilecek flekildeyürütmek ama tart›flma klubüne dönüfl-memek, dönüfltürmemek...

Üyelik kriterleri basit birer örgütselkarar olarak anlafl›l›rsa örgüt içinde ç›kansorunlar›n çözümünde araç olamaz.

122

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 120: Sınıf Teorisi - Sayı 8

Önemli olan onun nas›l kavran›ld›¤›d›r.Çünkü sonuçta en mükemmel örgütsel ifl-leyifl kurallar› ya da tüzük vs. burjuva hu-kukuna dayan›r. Burjuva hukukunun engeniflletilmifl, en eflitlikçi halidir. Eflitlikilkesine dayand›¤› için burjuva hukukunutemel al›r. Ancak s›n›fl› toplumlarda sözkonusu olan komünist bir örgüt dahi olsatüzü¤ü eflitlik ilkesine dayanmak zorun-dad›r. Çünkü Lenin’in deyimiyle “biz ko-münistler, komünist toplumun yetifltirdi¤ikomünistler de¤iliz, s›n›fl› toplumda ye-tiflmifl komünistleriz”. Bu nedenle yuka-r›da koydu¤umuz örgütlenme ilkeleridir.Tüzü¤e, örgütlenmeye iliflkin temel bak›flaç›s›n› içermektedir.

Yukar›da maddeler halinde s›ralad›k-lar›m›z birer tüzük maddesi de¤ildir. Ba-z›lar› tüzük maddesi de olabilecek üyelikkriteri ve anlay›fl›d›r. Bu kriterlerin do¤ruanlafl›lmas›ndan bahsederken önemliolan bunlar›n do¤ru olarak yerine getiril-mesidir. Yani Maoizm rehberli¤inde yü-rümek demek, kabaca söyleyecek olursakMaoizmi teorik olarak bütün yönleriylebilmek anlam›na gelmemektedir. Ya dabir hücrede görevli bir militandan kald›-ramayaca¤› görevler isteyip yapamad›-¤›nda da onu disiplinsiz olarak nitelemekanlam›na da gelmemektedir. Aksine bukriterleri böyle anlamak basittir ve meka-nik bir alg›lay›flt›r. Bu kaba ve mekaniküyelik anlay›fl›n›n elefltirisini Parti ger-çeklefltirdi¤i birinci kongresinde ele ald›ve düzeltti ve aç›klad›. Ayn› flekilde kom-somol da üyelik kriterlerini sanki bir kad-ro seçermiflçesine sekter ya da ba¤l›l›k veyetene¤e dikkat etmeksizin gelifligüzelbir flekilde liberal uygularsa elbette sorunolacakt›r. Bu nedenle üyelik anlay›fl›n›ndönemsel örgütlenme politikas› ile iliflki-si do¤ru kurularak kavran›lmas› ve uygu-lanmas› oldukça önemlidir.

Örgütsel ihtiyaçlar üyelerin niteli¤initemel olarak de¤ifltirmez., de¤ifltirmeme-

lidir. Bu kriterler az önce de belirtti¤imizgibi elbette dönemsel örgütlenme politi-kas›na göre de¤erlendirilmelidir ama buyukar›da sayd›¤›m›z temel niteliklerinde¤ifltirilmesini ya da bunlardan taviz ve-

rilmesini gerektirmez. r

***

Yaz›m›z›n birinci bölümünü bitirmifldurumday›z. Önümüzdeki say›da ikincibölümde; Komsomol’un örgütsel iflleyiflive örgüt yap›s›, çal›flma tarz›, faaliyetalanlar› temel bafll›klar›n› inceleyece¤iz.

123

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 121: Sınıf Teorisi - Sayı 8

Devrimci hareketin, genel ola-rak da sol hareketin aylarcatemel gündem maddesini

oluflturan NATO'nun ‹stanbul Zirvesi so-na erdi.

fiimdi, NATO Zirvesi'ni ve ona karfl›mücadele eden politik öznelerin gerçekli-¤ini, belli bafll› temel bafll›klar halinde elealman›n zaman›d›r.

Emperyalist sistemin uluslararas› kar-fl›-devrimci örgütü NATO’nun “yeni mis-yon”u nedir? Emperyalist sistemin kendiiçindeki uzlafl› ve çat›flma noktalar› neler-dir ve bu çat›flma noktalar› yak›n ve ortagelecekte hangi seyri takip edecektir?"Bizden" gibi görünen ama bizlerin alt›n›oyan "devrimci" kurtçuklar kimlerdir, bu-nu hangi zeminde, hangi biçimde yap-maktalar? Türkiye-Kuzey Kürdistan dev-rimci hareketi geçmifl yenilgilerinden ge-reken dersleri ç›karm›fl m›d›r, NATO kar-fl›t› mücadele bu aç›dan ele al›nd›¤›ndahangi sonuçlarla karfl›lafl›lmakta? Ya da,devrimci hareket iktidar bilincine ne ka-dar sahiptir? Kürt ulusal kurtulufl müca-delesinde yer alan genifl kesimlerin NA-TO karfl›t› mücadeleye dahil olmamas›-n›n nedenleri nelerdir ve hangi tipten so-nuçlar do¤urmufltur? Emperyalist siste-min NATO Zirvesi'nden ç›kartt›klar› ka-

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

124

Ortaya ç›kan gerçekler,ç›kar›lmas› gereken dersler

NATO Zirvesi’nin ard›ndan...

Türkiye-Kuzey Kürdistan dev-rimci hareketi geçmifl yenilgilerin-den gereken dersleri ç›karm›fl m›-

d›r, NATO karfl›t› mücadele buaç›dan ele al›nd›¤›nda hangi so-nuçlarla karfl›lafl›lmakta? Ya da,

devrimci hareket iktidar bilincinene kadar sahiptir? Kürt ulusal

kurtulufl mücadelesinde yer alangenifl kesimlerin NATO karfl›t›

mücadeleye dahil olmamas›n›nnedenleri nelerdir ve hangi tiptensonuçlar do¤urmufltur? Emperya-list sistemin NATO Zirvesi'nden ç›-

kartt›klar› kararlar ve NATO'yakarfl› mücadele deneyiminden ç›-kar›lmas› gereken tecrübeler, yu-

kar›da sorular fleklinde formüleetti¤imiz bu temel bafll›klardanhareketle irdelendi¤inde; günü-

müzü do¤ru biçimde analiz etmeve çözümleme aç›s›ndan çok

önemli gerçeklerin, verilerin orta-ya ç›kt›¤› görülecektir

Page 122: Sınıf Teorisi - Sayı 8

rarlar ve NATO'ya karfl› mücadele dene-yiminden ç›kar›lmas› gereken tecrübeler,yukar›da sorular fleklinde formüle etti¤i-miz bu temel bafll›klardan hareketle irde-lendi¤inde; günümüzü do¤ru biçimdeanaliz etme ve çözümleme aç›s›ndan çokönemli gerçeklerin, verilerin ortaya ç›kt›-¤› görülecektir.

“Eski NATO öldü,

yaflas›n yeni NATO!”Emperyalist-kapitalist ve feodal sis-

tem sahipleri, NATO’nun yeni misyonunugizli kap›lar ard›nda tart›flmad›lar. Aksine,NATO’nun ‹stanbul Zirvesi’nden neyiamaçlad›klar›n› çeflitli defalar çok aç›k birbiçimde ifade ettiler. NATO’nun bu yenimisyonu hangi güçlerin inisiyatifinde ola-cakt›? Bu süreçten hangi emperyalist güçya da güçler daha kazançl› ç›kacakt›? Em-peryalistler aras›ndaki as›l çat›flma nokta-s› buydu. Fakat, emperyalistler aralar›n-daki bu çat›flmaya ra¤men, NATO’nunoynamas› gerekti¤i rol noktas›nda net veortak bir düflünceye sahiptiler.

NATO Genel Sekreteri Jaap de Ho-

op Scheffer’in, ‹stanbul zirvesinin he-men öncesinde NATO’nun yeni misyonu-na iliflkin yapt›¤› aç›klamalar, bu gerçe¤eiflaret ediyor. Scheffer, “Nostaljik NATOöldü. Siyasi hedefleri olan yeni NATO Av-rupa’n›n ötesine bakmak zorunda” de-mekteydi. Scheffer, NATO Zirvesi’ninhemen öncesinde, Türkiye Ekonomik veSosyal Etüdler Vakf› (TESEV) ile Ger-man Marshall Fund Of The United States(GMF) taraf›ndan ‹stanbul'da düzenlenen"Yeni Bir Yol Kavfla¤›nda Atlantik ‹ttifa-k›" konferans›nda, NATO’nun sorunlar›nkayna¤›n› erken bir biçimde tespit edip,h›zl› bir flekilde çözme yolunu tutmas›gerekti¤ini ifade ederek, "Gerekli müda-hale erken yap›lmazsa sorunlar kap›m›z›

çalacakt›r. NATO, Avrupa d›fl›nda da et-kinlik göstermek zorundad›r. Afganis-tan'daki operasyonumuzu geniflletece¤iz,Akdeniz diyalogunu güçlendirece¤iz"aç›klamas›n› yapm›flt›. NATO askeri ka-pasitesinin yenilenmesi gerekti¤ini de be-lirten Scheffer, "Daha h›zl› hareket eden,daha güçlü ve çevik kuvvetlere ihtiyac›-m›z var. NATO'nun, siyasi hedeflerinigerçeklefltirmesine olanak sa¤layacakaskeri donan›ma sahip olmas› gerekmek-tedir” demekteydi. Scheffer, son olarakNATO ile Büyük Ortado¤u Projesi(BOP)aras›ndaki iliflkiyi ve daha önemlisi NA-TO’nun bahsedilen yeni hedeflerinin ne-ler oldu¤unu gayet anlafl›l›r bir flekildeaç›klamaktayd›: "Kuzey Afrika ve Orta-do¤u'da varl›¤›m›z› göstermemiz gereki-yor. Bu bölgenin deste¤imize ihtiyac› var.Hiçbir geliflme NATO'nun yeni misyonu-nu bu bölgeden daha fazla etkilemeyecek.Akdeniz diyalogumuzu güçlendirmek zo-runday›z. Bu zirvede bölge ülkeleriyle ifl-birli¤ini art›racak yeni ‹stanbul giriflimi-ni bafllataca¤›z. Eski, nostaljik NATO öl-dü, yeni NATO misyonunda Avrupa s›n›r-lar›n›n ötesine bakmak zorunda. NATOgelece¤i flekillendirecek en güçlü kaynakolmaya devam edecektir." (28 Haziran

2004, Milliyet gazetesi)

NATO’ya yeni bir kimlik kazand›rmaihtiyac› yeni oluflmufl bir durum de¤ildi.‹kinci emperyalist paylafl›m savafl› sonra-s›nda “Sovyet-Komünizm”i tehdidinekarfl›, emperyalist devletlerin ABD-Avru-pa eksenli oluflumu olarak kurulan NA-TO; ekonomik, askeri, politik vb örgütle-niflini ve imkanlar›n› belirledi¤i “düflmangüce” göre konuflland›rm›flt›. Ancak,1990’da Rus sosyal emperyalizminin da-¤›lmas›n›n ard›ndan, “K›z›l düflman”akarfl› kurulan NATO’nun varl›¤› tart›fl›l›rhale geldi. Bu noktadan sonra, emperya-list devletler ve özellikle ABD emperya-lizmi inisiyatifi ele ald›. NATO, “Sovyet-Komünizmi tehdidine karfl› kurulmufl bir

125

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 123: Sınıf Teorisi - Sayı 8

savunma örgütü” olman›n ötesinde, em-peryalist-kapitalist sistemin uluslararas›bir sald›r› örgütüydü. “So¤uk Savafl” ola-rak tabir edilen dönemde dahi bu ifllevigörmüfltü ve bu ifllevi ilerletilerek sürdü-rülmeliydi. Emperyalist güçlerin Yugos-lavya üzerinden Balkanlara çöreklenmesisüreci, NATO’nun yeni ifllevine iliflkinilk önemli pratikleri de gözler önüne ser-di. 1999’da NATO’nun konseptinde de¤i-flikliklere gidildi. “‹nsan haklar› ihlalleri,bask› rejimleri, etnik çat›flmalar, iktisadis›k›nt›lar, siyasi nizam›n çöküflü, kitleimha silahlar›” vb gerekçelerle NA-TO’nun dünyan›n herhangi bir ülkesinesald›r›s› mümkün olabilirdi, bu “Demok-ratik-hür dünyan›n” kendisini korumas›aç›s›ndan meflru görülmeliydi. Yaln›z,tüm bu gerekçelerle beraber, NATO’nunbu yeni sald›r› konseptini “gerçekçi” k›-lacak, ortaya ç›kacak tepkileri büyükoranda pasifize edebilecek yeni bir “düfl-man” gerekliydi.

11 Eylül olay›, baflka fleylerin yan›n-

da, NATO’nun yeni kimli¤inin art›k tü-müyle ilan edilerek, bu yeni kimli¤i iledevreye sokulmas›n›n da ebeli¤ini yapt›.

11 Eylül olay›n›n yank›lar› henüz sür-mekte iken, uluslararas› emperyalist ko-alisyonun Afganistan iflgali s›n›rl› bir kesi-min tepkisi d›fl›nda, çokta tepki çekmedi.

Yaln›z, ABD emperyalizminin Al-manya-Fransa eksenli AB emperyalistle-rinin, Rusya ve Çin’in tüm itirazlar› veengelleme çabalar›na karfl›n, ‹ngiltereemperyalizmini de yan›na alarak Irak’›iflgal etmesi ayn› rahatl›kta olmad›. Dün-ya halklar›, Irak’›n iflgalinin bedelinina¤›r olaca¤›n›n iflaretini veren devasa ey-lemler ve kitle gösterileri düzenlediler.

Dünya halklar›n›n ve ezilen uluslar›-n›n karfl› ç›kmas›na, Almanya-Fransa ek-senli AB emperyalistlerinin, Rusya veÇin’in itirazlar›na ra¤men Irak’› iflgaleden ABD emperyalizmi, Irak ulusal di-renifli gerçekli¤i ile de karfl› karfl›ya ka-l›nca ciddi bir açmaz içine girdi. Giderekyaln›zlaflt›.

ABD emperyalizmi NATO Zirve-si’ni, hem bu açmazdan kurtulmak, hemde rakip emperyalist güçleri gerileterekkendi hegemonyas›n› güçlendirmek içinkullanmak amac›ndayd›. NATO ABDemperyalizminin dünya çap›nda kendiyüzy›l stratejisini uygulama arac› halinegetirilirse ve di¤er rakip emperyalistgüçler buna ortak olmak durumunda b›-rak›l›rsa, sivrilen tek hedef olmaktan ç›-kacak, rakip emperyalist güçler de tafl›nalt›na elini koymaya mecbur edilerekcephe geniflletilecekti. NATO Irak iflga-linde rol almal›, daha genel olarak BOPad›ndaki ABD stratejik plan› NATO üze-rinden yürütülmeliydi. ABD emperyaliz-minin ‹stanbul Zirvesi’nden ç›kartmakistedi¤i kararlar buna dönüktü. ‹flte, NA-TO’nun ‹stanbul Zirvesi bu koflullardagündeme geldi.

126

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

ABD emperyalizmi “terörlemücadele konseptini” kabul et-

tirmifltir. Bu, ABD emperyalizmi-nin NATO ad›na dünyan›n her-

hangi bir ülkesini iflgal etmesininönünü açan, bunu meflrulaflt›ranbir karard›r. ABD emperyalizmi-nin NATO’da di¤er emperyalist

güçlere oranla daha etkili olmas›gerçe¤i de düflünüldü¤ünde, di-¤er rakip emperyalist güçler sü-rece dahil olmak, pastadan paykapmak için en az›ndan k›sa veorta vadede ABD emperyalizmi-

Page 124: Sınıf Teorisi - Sayı 8

ABD emperyalizmi

zirveden kazançl› ç›kt›Zirve sonras›nda ç›kan kararlar ve

sonras›ndaki geliflmelere bak›ld›¤›nda,ABD emperyalizminin, s›n›rl› ölçüde deolsa hedeflerine ulaflt›¤›n›, zirveden en ka-zançl› ç›kan emperyalist güç oldu¤u söyle-nebilir. Di¤er yandan, Almanya-Fransaeksenli AB emperyalistleri ABD emperya-lizmine do¤rudan karfl› ç›kamam›fllar, fa-kat zirvede de görüldü¤ü gibi, ABD em-peryalizminin hedeflerine tam olarak ulafl-mas›n›n önüne de belli oranda geçmifller-dir. Emperyalist güçler aras›ndaki bu kar-fl›l›kl› konumlan›fl, zirvede tart›fl›lan ve ka-rara ba¤lanan önemli meseleler ele al›nd›-¤›nda daha net görülecektir.

ABD emperyalizmi “terörle mücade-le konseptini” kabul ettirmifltir. Bu, ABDemperyalizminin NATO ad›na dünyan›nherhangi bir ülkesini iflgal etmesinin önü-nü açan, bunu meflrulaflt›ran bir karard›r.ABD emperyalizminin NATO’da di¤eremperyalist güçlere oranla daha etkili ol-mas› gerçe¤i de düflünüldü¤ünde, di¤errakip emperyalist güçler sürece dahil ol-mak, pastadan pay kapmak için en az›n-dan k›sa ve orta vadede ABD emperyaliz-minin peflinden sürüklenmek durumundakalacaklard›r.

NATO’nun askeri gücünün hantal veda¤›n›k yap›s›ndan kurtar›larak, daha kü-çük ancak daha etkili ve h›zl› bir yap›yakavuflturulmas›, zirvede emperyalistleraras›nda anlaflma sa¤lanan kararlardanbiriydi. ABD emperyalizminin askeri-teknik güç bak›m›ndan di¤er emperyalistdevletlerden aç›k ara önde olmas›, bunoktada da inisiyatifi eline almas›n› sa¤-layacakt›r. Yine, ABD emperyalizmi ken-di üzerine düflen yükü di¤er emperyalistgüçlerle ve uflaklar›yla paylaflm›fl, yükü-nü hafifletmifltir. NATO’ya üye ülkelerin

herhangi bir “müdahaleye” askeri güçgönderip göndermeyece¤inin, oybirli¤ineba¤l› olmaktan ç›kar›l›p iste¤e ba¤l› halegetirilmesi de çok önemli bir karard›r.Örne¤in, bu karar›n önemi, NATO üyesi26 ülkeden 16’s›n›n Irak’ta silahl› gücü-nün olmas› gerçe¤i hat›rland›¤›nda dahaiyi görülecektir. Yani, Irak art›k büyükoranda NATO’nun iflgali alt›ndad›r. ABDemperyalizmi bu argüman› bundan sonradaha çok kullanacak, rakip emperyalistgüçleri bu noktada da s›k›flt›rarak, geriad›m atmaya zorlayacakt›r.

IRAK ve AFGAN‹STAN:NATO Zirvesi’nde en çok konuflulan

ve emperyalistler aras›ndaki çeliflkilerinen çok su yüzüne vurdu¤u iki önemli me-sele Afganistan ve Irak idi.

ABD emperyalizmi Afganistan’daNATO’nun var olan güçlerinin artt›r›lma-s›n› ve sadece baflkent Kabil’de de¤il,tüm flehirlerde konumland›r›lmas›n› iste-mekteydi. Emperyalistlerin Afganistaniflgalinin de, flimdi bu iflgalin derinlefltiril-mek istenmesinin de elbette ki Afgan hal-k›n›n özgür olmas› istemiyle bir ilgisiyok. NATO’nun Afganistan’da daha ge-nifl bir sahaya ve daha etkili bir biçimdeyerleflmesi, Orta Asya’daki enerji kay-raklar›n›n kontrolü ve Rus emperyalizmiile Çin, Hindistan ve ‹ran’›n daha yak›nkontrol-markaj alt›na al›nmas› gibi biramac› var. Zirvede bir çok konuda ortaktav›r sergileyen Almanya ve Fransa em-peryalistleri bu konuda ç›karlar›n›n fark-l›laflmas›ndan kaynakl› anlaflmazl›¤a düfl-tüler. Fransa ve ‹spanya NATO’nun acilmukabele gücünün (NRF) Afganistan’dakonuflland›r›lmas›na karfl› ç›karken, Af-ganistan’da konufllanan ISAF kuvvetleri-nin komutas›n› yürüten Alman emperya-lizmi ç›karlar›n› gözeterek, ABD emper-yalizminin bu istemine onay vermifltir.

127

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 125: Sınıf Teorisi - Sayı 8

Ayr›ca, bu karar Alman emperyalizmiaç›s›ndan özel bir anlam da tafl›makta.‹kinci emperyalist paylafl›m savafl›ndayenilmesi sonras›nda, yenilginin kabulüolarak, kendi askerlerini ülke s›n›rlar›n›nd›fl›nda konuflland›rmas›n› bir hayli s›n›r-layan bir anayasa maddesi ç›karmak du-rumunda kalm›flt›. Sadece Almanya’dade¤il, tüm dünyada Hitler Almanyas›n›nmezalimli¤i halen çok canl›d›r. Fakat,emperyalist rekabet, dünyan›n yenidenpaylafl›m› gittikçe k›z›fl›rken, tekelci Al-man kapitalizmi bu pay kapma yar›fl›n-dan geri kalmak istemiyor. Bu anlam›yla,Balkanlardan sonra Alman askeri birlik-lerinin Afganistan’daki varl›¤› ayr›ca bugeri kalm›fll›¤a bir son verme amac›n› datafl›makta.

Sonuç olarak, emperyalistler aras›n-daki bu güç dengelerine ba¤l› olarak,ABD emperyalizmi istedi¤ini ald›, fakatbunun bedeli olarak da, Avrupal› emper-yalistler ABD’ye olan ba¤›ml›l›¤›ndankurtulmufl Avrupa Ordusu’nu kurma yo-lunda önemli bir ödün kopard›lar. Afga-nistan’daki NATO’nun varl›¤›n›n güçlen-dirilmesine destek verirken, karfl›l›¤›ndaBosna’da NATO taraf›ndan yönetilenSFOR iflgal kuvvetinin yerini Avrupa Bir-li¤i Kuvveti’nin (EUFOR) almas›n› ka-bul ettirdiler.

ABD emperyalizmi Irak konusundaistedi¤i sonucu da tam olarak alamasa da,bu sonuca yol açabilecek zemini yaratt›.‹flbirlikçi Irak ordusunun NATO taraf›n-dan Irak’ta e¤itilmesini isteyen ABD’yera¤men, Almanya-Fransa eksenli AB em-peryalistlerinin karfl› ç›kmas› sonucu, bumesele as›l olarak gelece¤e ertelenmifltir.Uflak Irak ordusu nerede ve nas›l e¤itile-cektir? Bu konura net bir karar ç›kmam›fl-t›r. Bu konuda taraflar aras›ndaki pazar-l›k, NATO Zirvesi öncesinde G-8 toplan-t›s›yla bafllay›p ‹rlanda zirvesi’nde desürmüfltü. Bush, k›sa süre önce ‹rlan-

da’da yap›lan ABD-AB Zirvesi sonras›n-da da, “ABD-Avrupa aras›ndaki, Irak an-laflmazl›¤› büyük ölçüde afl›ld›. 2003’edamgas›n› vuran transatlantik bölünmegeride kald›, ittifak yeniden, üstelikIrak’›, genifl Ortado¤u’yu içine alan birsahada birlikte çal›flmaya bafllad›” aç›k-lamas›n› yapm›flt›. Görünürde bir anlafl-ma vard› ve ABD emperyalizmi ‹rlandazirvesi’nde, ABD’nin uydu sistemi GPSile Avrupa’n›n uydu sistemi Galileo’nunuzayda eflit haklara sahip olaca¤› yönün-de bir anlaflman›n imzaland›¤›n› da aç›k-lam›flt›. Bu, Almanya-Fransa’ya verilenrüflvet oluyordu. Ki, bu küçümsenecekbir rüflvet de de¤ildi. Bu anlaflma,2008’den itibaren uzayda ABD tekelinink›r›lmas› anlam›na gelmekteydi. ABDemperyalizmi tüm bu giriflimlerine ve ve-rilen “uyum” mesajlar›na karfl›n, istedi¤i-ni tam olarak alamad›. Ancak, al›nan ka-rarda, uflak Irak ordusunun e¤itilmesindeisteyen ülkenin görev alabilece¤i belirtil-mektedir ve bunun nas›l olaca¤›n› as›lolarak emperyalistler aras›ndaki güç den-gesi belirleyecektir. Bu anlam›yla, ABDemperyalizmi istedi¤i karar› tam olarakç›kartamasa da, bunun için gerekli olanzemini yaratm›fl durumdad›r.

Sonuç olarak, ABD emperyalizmi Or-tado¤u’ya konufllanm›fl ve bunu di¤eremperyalist güçlere de kabul ettirmifltir.BOP ve onun uygulay›c›s› NATO’da di-¤er emperyalist güçlere de belli paylar›nverilmesine raz› olmas›, “geri ad›m att›”fleklinde yorumlanamaz. ABD emperya-lizminin NATO’yu Irak’ta daha çok dev-reye sokmas›n›n elbette ki, flu an içindebulundu¤u s›k›flt›r›lm›fll›kla ilgisi var.Ancak, ABD di¤er emperyalist güçleri dekendi inisiyatifini elde b›rakmadan süre-ce dahil etti¤i oranda var olan yükleri depaylaflm›fl ve kendi dünya jandarmal›¤›konumunu meflrulaflt›rm›fl olacakt›r. Al-manya ve Fransa eksenli emperyalist

128

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 126: Sınıf Teorisi - Sayı 8

blok ABD’nin gücünün de, kendigücünün de fark›ndad›r. Bu nedenleABD emperyalizmine aç›ktan karfl›ç›kamamakta, ABD’nin yerleflti¤iOrtado¤u’dan en az karla ç›kmas›n›sa¤lamaya çal›flmaktalar.

Zirveyi protesto eden Rus sosyalemperyalizminin tutumu ise çok da-ha farkl› oldu. Rusya D›fliflleri Baka-n› Sergey Lavrov’un, ‹stanbul’da

yapt›¤› bas›n aç›klamas›nda NA-TO’nun genifllemesine, “Bu bir ge-niflleme de¤il, askeri asimilasyonhalini ald›. Rusya s›n›r›ndaki ülkele-re NATO birlikleri y›¤›l›yor. Bununsebebi ne?” diye tepki göstermesive NATO toplant›lar›n› protesto et-mesi, emperyalist dalafl›n baflka biryönünü de gösteriyor.

Emperyalistler aras›nda var olançeliflkilerin önümüzdeki dönemdedaha da fliddetlenece¤i, bir zorunlu-lu¤un sonucu olarak daha fliddetlibir biçimde karfl› karfl›ya gelecekleriaç›kt›r.

Zirvede al›nan kararlar, yukar›daifade ettiklerimizle s›n›rl› kalmad›.Tart›fl›lan ve karara ba¤lanan önem-li konulardan biri de NATO’ya yeniüye al›mlar› ve geliflme stratejisiydi.ABD plan› olan BOP, GeniflletilmiflBüyük Ortado¤u Projesi olarak de-¤ifltirildi. Akdeniz’den Afrika’ya,

Ortado¤u’dan Güney Asya’ya kadarolan alanlar› emperyalist-kapitalistsistemin ihtiyaçlar› do¤rultusunda ye-niden düzenleme amac› çerçevesinde,bu bölge ülkelerinin NATO’ya dahiledilmesi için somut ad›mlar at›ld›.

“Akdeniz Diyalogu” olarak ad-land›r›lan ve ABD önderli¤inde 1994y›l›nda bafllat›lan giriflime h›z veril-mesi karar› al›nd›. Bu çerçevede ‹sra-

il, Ürdün, M›s›r, Cezayir, Tunus,Fas, Moritanya’y› üyeli¤e dahil et-me projesine karar verildi. Yine, “‹s-tanbul ‹flbirli¤i Giriflimi” ad›yla Su-udi Arabistan, Katar, Ba¤›ms›z ArapEmirlikleri, Umman, Bahreyn veKuveyt gibi ülkelerle de diyalogla-r›n bafllat›lmas› karar›na var›ld›. Al›-nan bu kararlar›n gerçekleflmesi,baflta ABD olmak üzere emperya-listlerin genifl bir co¤rafyaya üstlen-mesi ve bu co¤rafya ülkelerinin ikti-sadi, siyasal yap›lanmalar›n› kendiç›karlar›na dönük yeniden yap›lan-d›rma amac›nda önemli bir kazan›msa¤lamas› anlam›na gelecek.

K›sacas›, NATO art›k kimlik dö-nüflümünü sa¤lama anlam›nda temelpolitikalar›n› belirlemifl ve bunun ger-çekleflmesi için ilk ciddi giriflimlerinibafllatm›flt›r. NATO art›k uluslararas›kapitalizmin kolektif sald›r› ayg›t›olarak daha üst bir biçimde tahkimedilmifltir.

129

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

NATO yetkilileri de, Türk hakim s›n›flar› da, s›k s›k “Türkiye’nin köprüoldu¤u”ndan bahsettiler. Türk hakim s›n›flar›, bunun yan›nda kendilerininart›k NATO aç›s›ndan “çevre” ülke de¤il “merkez” ülke olduklar›n› aç›kla-d›lar. Bahsedilen köprüden kas›t, emperyalist efendilerinin uflak Türk hakims›n›flar› üzerinden Ortado¤u ve Kafkasya’daki ç›karlar›n›n korunup kollan-mas›d›r. “Çevreden merkeze geçme” durumu da, Türk hakim s›n›flar›n›n id-

Page 127: Sınıf Teorisi - Sayı 8

Türk hakim s›n›flar› zirve-den istedi¤i sonucu alamad›

Türk hakim s›n›flar›, zirveye ev sahip-li¤i yapman›n avantaj›n› da iyi kullanarak,kendi cephesinden kazançl› ç›kmaya dö-nük hamleler yapt›ysa da, bunda esasenbaflar›l› olamad›.

NATO yetkilileri de, Türk hakim s›-n›flar› da, s›k s›k “Türkiye’nin köprü ol-du¤u”ndan bahsettiler. Türk hakim s›n›f-lar›, bunun yan›nda kendilerinin art›k NA-TO aç›s›ndan “çevre” ülke de¤il “mer-kez” ülke olduklar›n› aç›klad›lar. Bahsedi-len köprüden kas›t, emperyalist efendile-rinin uflak Türk hakim s›n›flar› üzerindenOrtado¤u ve Kafkasya’daki ç›karlar›n›nkorunup kollanmas›d›r. “Çevreden mer-keze geçme” durumu da, Türk hakim s›-n›flar›n›n iddialar›n›n aksine, NATO’dadaha çok söz sahibi olmak anlam›na gel-miyor. Bu iki bölgede daha çok karfl›-dev-rimci rol üstlenmesi anlam›na geliyor. Buflekilde, Türk hakim s›n›flar› emperyalist-lerin Ortado¤u ve Kafkaslardaki may›nla-r›n üzerine sürülen efle¤i oluyor.

Türk hakim s›n›flar›, Irak politikas›,KONGRA-GEL varl›¤›, AB üyeli¤i veK›br›s konular›nda, zirve dolay›s›yla ken-di ç›karlar› do¤rultusunda önemli ad›matabileceklerini düflünmüfl, hareket tarz-lar›n› bu flekilde belirlemifllerdi.

Türk hakim s›n›flar›n›n Irak’ta dahaetkin rol alma, “Kürt devletinin” kurul-mas›na dönük kayg›lar›n›n giderilmesi,Kürt ulusal hareketinin tasfiyesine dönükABD emperyalizminin askeri “çözümü”devreye koymas›, AB üyeli¤i noktas›ndaayak sürüyen baz› Avrupa ülkelerininABD üzerinden hizaya getirilmesi,KKTC’nin tan›nmas›na dönük ABD zor-lamas› noktalar›n›n tümünde as›l olarakbaflar›s›z oldular. ABD emperyalizmi,Irak’›n daha di¤er bölgelerinde kendi ha-

kimiyetini oturtmam›flken, Kürt ulusalhareketine dönük bir askeri operasyonagiriflmeyece¤ini, Türk devletinin flimdilikIrak’a asker göndermesinin gerekli olma-d›¤›n›, Irak’taki Kürt varl›¤› noktas›ndafarkl› düflündüklerini çok aç›k bir biçim-de ifade etmifltir. AB üyeli¤i ve K›br›snoktas›nda da genel geçer aç›klamalaryapm›fl, bu konularda kendi cephesindençokta zorlay›c› olmam›flt›r.

Bush’un Türkiye’nin AB’ye al›nmas›için yapt›¤› ça¤r› olumlu hava yaratmak-tan çok, Avrupal› emperyalistlerde, Tür-kiye’nin ABD’nin Avrupa içerisindekiTruva at› olaca¤› düflüncesini daha daperçinlemifl, tepkiye yol açm›flt›r. Fransacumhurbaflkan›n›n Bush’a, “Biz Meksi-ka’n›n iç ifllerine kar›fl›yor muyuz? Siz ni-ye iç ifllerimize kar›fl›yorsunuz” diyerekcevap vermesi, Avrupal› emperyalistlerinve kapitalist devletlerin ço¤unun düflün-cesini ifade ediyor. Avrupa, ABD’nin ma-flas› konumundaki bir Türkiye’yi AB’yealmayacakt›r. Son zirvede yaflanan tart›fl-malar bunu bir kez daha göstermifltir.

Fakat, Türk hakim s›n›flar› emperya-lizmin bölgedeki en güçlü karfl›-devrimcikoçbafl› olma hevesiyle, Irak polisinine¤itimini üstlenerek, bundan sonraki sü-reçte emellerini gerçeklefltirmek için heryolu deneyece¤ini bir kez daha göster-mifltir. Türk hakim s›n›flar› BOP dahilin-de “merkezi” bir rol oynayabilmek içinekonomik ve siyasi istikrara sahip olmakzorundad›r. Fakat, her ikisinde de istik-rars›zl›k içinde yüzmektedir. Bu da, Türkhakim s›n›flar› aç›s›ndan devrimci, de-mokrat, muhalif tüm kesimlerin ezilmesidemek oluyor. Onlar, ekonomik ve siyasiistikrardan bunu anl›yorlar. Ülkede s›n›fmücadelesinin k›sa sürede bir hayli sert-leflece¤ini ve bu duruma haz›r olunmas›gerekti¤ini söylemek için kain olmayagerek yok.

130

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 128: Sınıf Teorisi - Sayı 8

NATO karfl›tl›¤›,

olumluluklar, olumsuzluklar…

Türk hakim s›n›flar› ‹stanbul’da yap›-lacak NATO Zirvesinin kendileri ve efen-dileri aç›s›ndan öneminin fark›ndayd›larve buna göre haz›rland›lar. NATO’ya fluveya bu biçimde karfl› oldu¤unu aç›kla-yan, bu karfl›tl›¤›n› prati¤e döken birçokkesime fütursuzca sald›rd›lar. Avrupa’n›nbaz› ülkelerinde ve ülkede efl zamanl›olarak bafllat›lan 1 Nisan karfl›-devrimcisald›r›s›yla, demokratik mücadele içeri-sinde yer alan yüzlerce insan›n tutuklan-mas› bunlar›n en kapsaml›s› idi. Kendile-rince, gerekli olan gözda¤›n› bu sald›r›y-la vermifllerdi. Fakat, bu yönlü üst boyut-ta sald›r›lara ra¤men NATO karfl›t› müca-dele yo¤unlaflarak ve yayg›nlaflarak sür-dü. Son y›llarda görülmeyen bir politikatmosfer, canl›l›k yarat›ld›. NATO karfl›t›mücadelede en öne ç›kan birliktelik ise,çok çeflitli ideolojik-politik çizgilere sa-hip kesimlerin bir araya gelebildi¤i “NA-TO ve Bush Karfl›t› Birlik”ti. Birlik ‹stan-bul’un bir çok semtinde, Ege’nin, Çuku-rova’n›n, ‹ç Anadolu’nun, Kuzey Kürdis-tan’›n, Marmara bölgesi ve Karadeniz’inbir çok ilinde yerel ayaklar›n› oluflturarakyo¤un bir ajitasyon-propagandaya giriflti.Merkezi ve yerel bir çok eyleme imza at-t›. Bu yo¤unlu¤un yan›nda, son y›llar›nen yayg›n faaliyetine de imza at›ld›. Mil-yonlarca halk kitlesiyle bire bir temas ku-ruldu, NATO karfl›tl›¤›n›n nedenleri anla-t›ld›, neden karfl› olmas› gerekti¤ine de¤i-nildi. NATO karfl›tlar›n›n Meclise sun-mak için NATO Zirvesi öncesinde 1 mil-yon imza toplam›fl olmalar› faaliyetinyayg›nl›¤›n› gösteren önemli bir veridir.

Birlik’in yan›nda, ÖDP’den veÖDP’li sendikac›lardan oluflan “Bar›fl veAdalet Koalisyonu”(BAK) ve TKP’ninoluflturdu¤u “‹flgal Karfl›t› Komite-ler”(‹KK) de NATO karfl›t› mücadelenin

di¤er iki önemli bilefleniydi. Daha önceHalk ‹çin Devrimci Demokrasi sayfala-r›nda da ifade edildi¤i gibi, özellikle Bir-lik tüm NATO karfl›tlar›n› bir tek merkez-de birlefltirmek için ciddi çabalar içerisi-ne girdi. Fakat, ÖDP ve TKP ›srarla ayr›kalmak için çaba gösterdiler. Bu ayr›flma,eflyan›n tabiat›na uygun bir saflaflma olduve anlafl›l›r s›n›fsal temellere dayanmak-tayd›. Milli burjuvazinin sol reformcu ke-simlerinin politik sözcülü¤üne soyunanÖDP ile sahte komünist, tatl› su devrim-cisi TKP reformcu revizyonizmi ve Birlikbileflenleri NATO’ya karfl› mücadeledenayn› fleyi anlam›yordu. NATO karfl›t› mü-cadelenin tüm dönemi boyunca bu keskinfarkl›l›k kendisini sürekli gösterdi.

NATO karfl›t› mücadele nas›l olma-l›yd›? Kimler taraf›ndan nas›l yürütüldü?Bu mücadelenin do¤rular› ve yanl›fllar›nelerdi? Bu sorulara do¤ru cevaplar ver-mek için; tek merkez oluflturmak için ge-çen dönemde yürütülen tart›flmalar› vesonuç olarak NATO karfl›t› mücadeledeüç ayr› merkezin oluflmas› sürecini ele al-mak gerekir.

131

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

ÖDP’nin NATO karfl›t› duruflu-nu, kendilerine seçtikleri bafll›ca

slogan da ele vermekteydi: “BushGelme!” Halk kitlelerini ürkütme-mek ve daha genifl kesimleri hare-

kete geçirmek gerekçesiyle kam-panyalar›nda sadece Bush’u ön

plana ç›kard›lar. Bir sistem olarakemperyalist kapitalizmi bilinçli birflekilde hedef d›fl› b›rakt›lar. Asl›n-

da bu reformist güçler, emperya-list sistemi ve onun bir parças›

olan Türk egemen sistemini karfl›-s›na almadan “muhalefet” yürüt-

Page 129: Sınıf Teorisi - Sayı 8

NATO Zirvesi’nin ülkede yap›lacakolmas› NATO karfl›tlar›n› aylar öncesin-den harekete geçirdi. Ancak, savafl karfl›-t› hareket Irak’›n emperyalist iflgalininsonras›nda iki ana gövdeye bölünmüfltü.Emperyalist iflgali benimsemeyen ve Irakulusal direniflini savunun genifl bir kesimIrak’ta Savafla Hay›r Koordinasyonu’ylayoluna devam ederken, ABD emperyaliz-minin Irak’› iflgal etmesiyle “baflar›y› el-de etti¤ini” düflünerek y›lg›nl›¤a düflen veher türlü fliddeti hakl›-haks›z ayr›m›na ta-bi tutmadan k›nayarak Irak ulusal direni-flini desteklemekten imtina eden ÖDPçevresi Koordinasyondan ayr›larakBAK’› oluflturdu. (Koordinasyon dahasonra sürece uygun olarak ad›n› Irak’ta‹flgale hay›r Koordinasyonu olarak de¤ifl-tirdi) Bu ayr›m, emperyalizm karfl›t› mü-cadeleyi de olumsuz etkiledi. 1 May›s dasuni ayr›mlarla parçal› flekilde kutlan›n-ca, devrim ve demokrasi cephesinde NA-TO karfl›t› tek bir merkez oluflturulmas›nadönük ciddi bir bas›nç olufltu. Koordinas-yon ve BAK aras›nda bir çok görüflmeyap›ld›. ‹KK’lar› oluflturan TKP de bu sü-rece dahil oldu. Bir ortakl›k sa¤lanama-y›nca, Koordinasyonda yer alan bir çokbileflen, baflka siyasi öznelerle birlikteNATO ve Bush Karfl›t› Birlik’i oluflturdu.Bu üç merkezin ortaklaflt›¤› tek eylem 27Haziran ‹stanbul buluflmas› oldu, ve buda Birlik’in ciddi tavizler vermesiylemümkün olabildi.

Siyasette ve mücadele tarz›ndaki buayr›flman›n daha önce de belirtti¤imiz gi-bi anlafl›labilir, s›n›fsal temelleri vard›. Bufarkl›laflma ve saflaflman›n do¤ru flekildekavranmas›, ülkedeki anti-emperyalist ha-reketin geliflimine do¤ru bir yol verebil-mek aç›s›ndan hayatidir. Bu süreçten do¤-ru dersler ç›karmak için, bu üç merkezintek tek ele al›nmas› faydal› olacakt›r.

Bar›fl ve Adalet Koalisyonu(BAK):

“Perflembe’nin gelifli Çarflamba’danbelli olur” diye bir söz vard›r. ÖDP çev-resinin savafl ve NATO karfl›t› tutumunubu sözle ifade edebiliriz. Çünkü, ÖDPçevresi, Irak’›n iflgal edilmesinin hemensonras›nda, Irak’ta Savafla Hay›r Koordi-nasyonu içerisinde orta s›n›f pasifizminidevrim ve demokrasi güçlerine “tek do¤-ru yol” olarak yutturamay›nca, ayr›l›pBAK’› oluflturmufltur. Bu süreç sonras›n-da da, bu orta s›n›f pasifizmini varabile-ce¤i son aflamaya kadar götürerek uçlafl-t›rm›fl, keskinlefltirmifltir. Bu kesiminNATO karfl›t› mücadeledeki siyasi pers-pektiflerini ve eylem tarz›n› ele almak, ohareketin politik niteli¤inin görülmesiaç›s›ndan yeterli olacakt›r.

Birincisi, ÖDP çevresi daha bafl›ndahalka karfl› önemli bir siyasi sahtekarl›kyapm›fl, sadece kendilerinin ve birkaç ay-d›n›n yer ald›¤› grubu, sanki çok geniflkesimler var imifl gibi, BAK fleklinde ifa-de etmifltir. BAK asl›nda=ÖDP’dir.TMMOB Baflkan› Mehmet So¤anc› da,KESK Genel Merkezi ve Sami Evren de,TTB yöneticileri ve bir grup ayd›n daBAK ile birlikte hareket etmifltir. Bu ke-simler yeri geldi¤inde kendi kurumlar›-n›n ismini, yeri geldi¤inde ise BAK’› kul-lanmakta bir sak›nca görmemifllerdir. Buda ahlaki bir tutum de¤ildir. BAK’tan ya-na tutumlar›n› aç›k olarak ifade etmek-tense, yeri geldi¤inde kendi kurumlar›n›nismini kullanarak, hiçte haklar› olmayanbir biçimde emperyalist iflgale karfl› ç›kanve Irak ulusal direniflini destekleyen yüzbinlerce insan›n iradesi ÖDP’nin orta s›-n›f pasifizmine peflkefl çekilmifltir.

‹kincisi, ÖDP’nin NATO karfl›t› duru-flunu, kendilerine seçtikleri bafll›ca sloganda ele vermekteydi: “Bush Gelme!” Halkkitlelerini ürkütmemek ve daha genifl ke-

132

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 130: Sınıf Teorisi - Sayı 8

simleri harekete geçirmek gerekçesiylekampanyalar›nda sadece Bush’u ön planaç›kard›lar. Bir sistem olarak emperyalist ka-pitalizmi bilinçli bir flekilde hedef d›fl› b›rak-t›lar. Asl›nda bu reformist güçler, emperya-list sistemi ve onun bir parças› olan Türkegemen sistemini karfl›s›na almadan “muha-lefet” yürütmek niyetindeydiler. Bu nedenlemuhalefetleri ahmakça bir s›zlanmaktanöteye gitmedi. Egemenler karfl›s›nda varolan bu ürkeklik durumu, emperyalist iflgalekarfl› olan ve Irak ulusal direniflini destekle-yen kesimlere karfl› tutumlar›nda ise “cana-var kesilme” durumuna dönüfltü. Her vesileile sald›rmaktan, kara çalmaktan geri dur-mad›lar. Çünkü, bu kesimlerin varl›¤› ve ey-lemleri ÖDP’nin gerçekte ne oldu¤unu eleveren bir iflleve de sahip oluyordu. Sürekliorta s›n›f›n al›klaflm›fl ortalama bilincine, ah-makça yavan duygular›na seslenerek kitle-selleflmeye çal›flan ÖDP devrimci mücadele-nin yenilgi dönemlerinde yenilmifl ve y›lg›n-laflm›fl genifl bir kesime de seslenmeyi ihmaletmedi. Bu kesimin ruh haline uygun argü-manlar› sürekli kullanarak yenilgili ve y›lg›nruh halini teorize etmeye çal›flt›. Balon uçur-du, bisiklet sürdü, burjuva medyan›n ilgigösterece¤ini düflündü¤ü eylemlere yönel-di… Ancak bunda da baflar›l› olmad›. Tekbafllar›na düzenledikleri ve önceki günlerin-de büyük bir gürültü kopartt›klar› Türkiyemerkezli Saraçhane eylemine sadece 500 ki-fli kat›ld›. Böyle olunca, ÖDP’ye NATO Zir-vesi sonras›nda NATO vadisini ellerinde sa-bun ve süpürge, temizlemek kald›!

ÖDP’nin devrim ve demokrasi güçleriy-le emperyalist sistem aras›ndaki bu “taraf-s›zl›k” konumu, s›n›flar mücadelesinin do-¤as› gere¤i çok uzun sürmeyecek gibi görü-nüyor. Bu tarafs›zl›k konumunun emperya-list sistemin “sivil toplumcu” yemini yutma-s› ve sol liberal burjuvazinin ideolojik-poli-tik platformuna oturmas›yla sonuçlanmas›,en az›ndan, bu çevrenin öne ç›kan baz› ide-ologlar› aç›s›ndan kuvvetle muhtemel.

133

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

TKP öyle iddial› slo-ganlarla ortaya ç›kt› ki, et-

kili bir propaganda faali-yeti yürütmesinin verdi¤iyan›lsamayla, bir çok ke-

sim TKP’den ciddi eylem-ler bekleme tutumuna gir-di. Fakat, TKP zirve günü

Taksim’de bulunan Partibinas›n›n önünde dahi

yürüyemeden, Kemerbur-gaz’da düzenledi¤i “Genç-

lik Kamp›”na gitti! TKPgerçekli¤ini yak›ndan bi-lenler, buna flafl›rmad›lar.Çünkü, TKP günler önce-sinden Kemerburgaz’dakiGençlik kamp› ile zirve-

nin ilk gününü bilinçliolarak ayn› güne denk ge-

tirmiflti. Her zamankitarzlar›yla, herhangi birbirliktelik içinde olma-

Page 131: Sınıf Teorisi - Sayı 8

Sahte TKP’nin ‹flgale

Karfl› Komiteler’i:Sahte TKP’nin devrim ve demokrasi

mücadelesi karfl›s›nda oynad›¤› teslimi-yetçi-uzlaflmac› rol de, NATO karfl›t› mü-cadelede ciddi biçimde a盤a ç›km›fl, bunoktada devrim ve demokrasi güçleri cid-di bir bilinç aç›kl›¤›na kavuflmufllard›r.

Sosyalist ‹ktidar Partisi (S‹P) döne-minde dar bir çevre olan sahte TKP, tambir siyasi sahtekarl›kla TKP ismini ala-rak, devrimci mücadelenin yenilgi döne-minden faydalanma kurnazl›¤›na gitmifl-tir. Sahte TKP devrimci mücadelenin ye-nilgi dönemlerinin bir olumsuzlu¤u ve buolumsuzlu¤un sonucu olarak belli bir kit-leselleflme yaflam›flt›r. Yasal partinin ver-di¤i olanaklardan da faydalanarak, henüzdevrimci mücadele ile tan›flmam›fl ciddibir gençlik potansiyelini kendisine çek-mifl ve bu potansiyelin devrimci çevreler-le iliflkilenmemesi için, ›srarla her türlübirliktelikten flu veya bu bahaneyle uzakdurmufltur.

NATO karfl›tl›¤›na en erken bafllayangüç de TKP’dir. TKP, NATO karfl›t› mü-cadeleye “‹stanbul NATO’ya kap›lar›n›kapat›yor” gibi, kendi cephelerinden hay-li iddial› olan sloganla bafllad›. Yapt›¤› enyayg›n faaliyet ise afifllemeydi. O, ayn›zamanda, bu süreçte kendi çizgisine uy-gun olan bir biçimde milliyetçi argüman-lar› s›kl›kla kullanmaktan da çekinmedi.

TKP kuruldu¤undan beri, Türk ege-men sistemiyle karfl› karfl›ya gelmeyen,aksine, sistemde ‘resmi TKP’ s›fat›yla yerarayan bir parti olmufltur. Kürt sorunundatam bir Türk floven çizgide yürümüfltür.28 fiubat’ta devlete göz k›rparak “‹rticaile mücadele” etmifltir! 19 Aral›k katli-am›n›n hemen sonras›nda, katledilen dev-rimcilerin kan› daha kurumadan, “dev-rimci demokrasinin bitti¤ini” iddia ede-

rek, sevinç 盤l›klar› atm›flt›r. Devrimcile-rin F tipine bir katliamla at›lmas›na sevin-mifllerdir, çünkü onlar, devrimci hareketinfiziki tasfiyesiyle meydan›n kendilerinekalaca¤›n› varsaym›fllard›r! ‹flte böylesinedüzen içi uzlaflmac› politik çizgide yürü-yen bir partidir TKP!

TKP’nin NATO karfl›t› mücadeledeizledi¤i çizgi de, yukar›da örneklerini ver-diklerimizden farkl› olmad›. TKP öyle id-dial› sloganlarla ortaya ç›kt› ki, etkili birpropaganda faaliyeti yürütmesinin verdi¤iyan›lsamayla, bir çok kesim TKP’den cid-di eylemler bekleme tutumuna girdi. Fa-kat, TKP zirve günü Taksim’de bulunanParti binas›n›n önünde dahi yürüyeme-den, Kemerburgaz’da düzenledi¤i “Genç-lik Kamp›”na gitti! TKP gerçekli¤ini ya-k›ndan bilenler, buna flafl›rmad›lar. Çün-kü, TKP günler öncesinden Kemerbur-gaz’daki Gençlik kamp› ile zirvenin ilkgününü bilinçli olarak ayn› güne denk ge-tirmiflti. Her zamanki tarzlar›yla, herhangibir birliktelik içinde olmadan, kendileriniöne ç›karacak bir biçimde (‹KK ile) görü-nüme oynama kurnazl›¤›n› sergilediler.Belli merkezi eylemlere tüm ülkeden ge-tirecekleri kitleleriyle kitlesel kat›l›m› on-lara yetecekti. Herkes TKP’nin en kitleselkat›l›m› sa¤lad›¤›n› konuflacak, böyleceçekim merkezi olacakt› vs vs. Fakat, dü-flündükleri gibi olmad› ve devrim ve de-mokrasi güçleri içinde önemli oranda tefl-hir oldular.

TKP’nin politik etkisi, devrimci hare-ketin gerilemesiyle do¤ru orant›l›d›r. Dev-rimci hareket güç kazand›¤› oranda, TKPdaha çok teflhir olacak ve güç kaybede-cektir. Çünkü TKP, devrimci mücadelede-ki gerilemenin, bunun sonucu olan yenil-gili, y›lg›n ruh halinin fliflirdi¤i bir balon-dur. TKP devrim ve demokrasi güçleriyleolan mesafesini daha çok açmak isteye-cek, Türk egemen sistemine daha çokyaklaflacakt›r.

134

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 132: Sınıf Teorisi - Sayı 8

NATO ve Bush Karfl›t›Birlik:

NATO’ya karfl› mücadelede,devrim ve demokrasi cephesindekigüçlerin en gerçekçi, güçlü ve do¤-ru birlikteli¤i “NATO Ve Bush Kar-fl›t› Birlik”le yap›ld›.

‹lk olarak birlik, çok çeflitli ve

farkl› siyasal yap›lar› kendi içindebar›nd›rd›¤› için, BAK ve TKP’nin‹KK’s›ndan farkl› bir içeri¤e sahip-ti. Bu içerik, onun en güçlü yönle-rinden biriydi. Birlik siyasi perspek-tifi ile de BAK ve ‹KK’dan çokfarkl› bir konumdayd›. Birlik, NA-TO Zirvesi’ni yapt›rmama perspek-tifi ile hareket etti. Buna uygun bireylem takvimi üzerinden yürümeyeçabalad›. Irak ulusal direniflini veFilistin ulusal direniflini net bir fle-kilde sahiplendi. Emperyalist iflgalkarfl›s›nda net bir karfl› konum ald›.

Fakat, birlik deneyimi de elbette

sanc›s›z yürümedi. Öncelikle birlikçok farkl› siyasal özneleri içinde ba-r›nd›rd›¤›ndan, emperyalist iflgal,NATO ve buna karfl› mücadeledetam ve do¤ru bir tutuma sahip ola-mad›. Bunun böyle olmas›, hetero-jen özelli¤inden dolay› do¤ald› da.Maocusu da, küçük burjuva devrim-cisi de, reformisti de, ‹slamc›s› dakendisini bu birlik içerisinde ifadeetmekteydi. Ancak, birlik içinde te-mel konulara iliflkin bir çok farkl›anlay›fla karfl›n, NATO Zirvesi’nekarfl› en do¤ru siyasi perspektife veeylem çizgisine sahip olarak, öneç›kan merkez oldu.

Birlik, iflçi ve emekçileri NATOkarfl›t› mücadeleye çekmenin büyükönemini bir çok kez ifade etse de,ancak bunu, büyük oranda baflara-mad›. Birlik’in en büyük zaafiyetinide bu oluflturdu. Bu ve buna benzerolumsuzluklar›n bafll›ca nedeni, buanlay›fla sahip politik öznelerin ge-rekli politik güce sahip olmamas›y-d›. Bunun yan›nda, baflka bir etken,ÖDP çevresinin, ‹KK prati¤inin vesar› sendikal önderli¤in kurdu¤u ba-raj›n afl›lamamas› ve bunun sonucuolarak “öncü ç›k›fllara yönelme” ko-layc›l›¤›na düflülmesiydi.

Birlik içerisinde yer alan EMEP,SDP, EHP, TMMOB gibi parti vekurumlar, BAK ve ‹KK’dan kendi-lerini ay›rmakla birlikte, reformistçizgilerinden kaynakl› olarak Bir-lik’in daha güçlü bir durufl sergile-mesini engelleyen, olumsuz bir rolde oynad›lar. “Meflru olan›n yasaloldu¤u” yanl›fl bilincine en çok bukesim çak›l›p kald›. Birlik’e getir-dikleri öneriler hep bu çerçevede ol-du. Yasal olmayan fakat meflru olanve Birlik’in çal›flmalar›na ciddi birgüç katacak olan önerilere karfl› ç›-

135

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Birlik içerisinde yer alan EMEP,SDP, EHP, TMMOB gibi parti ve ku-rumlar, BAK ve ‹KK’dan kendileriniay›rmakla birlikte, reformist çizgilerin-den kaynakl› olarak Birlik’in daha güç-lü bir durufl sergilemesini engelleyen,olumsuz bir rol de oynad›lar. “Meflruolan›n yasal oldu¤u” yanl›fl bilincineen çok bu kesim çak›l›p kald›. Birlik’egetirdikleri öneriler hep bu çerçevedeoldu. Yasal olmayan fakat meflru olanve Birlik’in çal›flmalar›na ciddi bir güçkatacak olan önerilere karfl› ç›karak,

Page 133: Sınıf Teorisi - Sayı 8

karak, bu önerileri törpüleme, “sivri yön-lerini köreltme” çabas› içerisinde oldular.

Buna karfl›n, devrimci hareketin birçok politik öznesi de Birlik’in oluflturul-ma mant›¤›n› anlamaktan uzakt›lar. Fark-l›l›klar›m›za ra¤men bir aradayd›k. Veçok farkl› ideolojik-siyasi çizgilere sahip-tik. Kendimizce do¤ru buldu¤umuz vekendi ideolojik-siyasi çizgisi do¤rultu-sunda yürütülen faaliyetin ayn›s› Bir-lik’ten beklenemezdi. Yanl›fl bir eylemkarar› al›nm›flsa ve bu ilkesel olarak gö-rülüyorsa, bu eyleme kat›l›nmaz. Ancak,ilkesel bir mesele de¤ilse, ve tüm çabala-ra karfl›n eylem karar› ç›km›flsa, politikesneklik göstererek eyleme kat›lmak endo¤rusudur. En genel haliyle, do¤ru tu-tum budur. Maoistler Birlik sürecinin ba-fl›ndan sonuna kadar bu tutuma ba¤l› ola-rak hareket etmifller, ne reformist kesim-lerin geriletici anlay›fllar›n›n, ne de küçükburjuva devrimci çevrelerin keskin amaiçi bofl elefltiri-önerilerinin yan›nda olma-m›fllard›r. Örne¤in, Al›nteri çevresi, bubirli¤in mant›¤›n› anlamam›fl, kendi do¤-rular›n›n ayn›s›n› savunmayan her anla-y›flla aras›ndaki fark› “ilkesel” göstermetutumuna düflerek, sekter-dogmatik birtutuma düflmüfltür. Yine, ESP ve HÖCçevresi baz› kereler, keskin elefltiriler veöneriler getirerek zevahiri kurtarma yan-l›fl›na düflmüfllerdir. Öyle ki, bu tutumlar›zamanla Birlik tart›flmalar›nda art›k kla-sikleflmifl bir tarz›n oturmas›na yol aç-m›flt›r. EMEP, SDP, EHP, TMMOB vb re-formist çevreler sa¤dan, ESP ve HÖC isesoldan çekifltirmifl, baflka devrimci, de-mokrat çevrelerin orta yolu sunmas›yla,ancak ortak kararlar ç›kart›labilmifltir.Böylece, ESP ve HÖC, “bize ra¤men bueylem kararlar› ç›kt›” diyerek en iyi komü-nistli¤i de, devrimcili¤i de kimselere b›-rakmam›fllard›r. Bu politika yap›fl tarz›yanl›fl, sekter ve pragmatist bir tarzd›.

Yukar›da ifade etti¤imiz olumsuzluk-

lar›na karfl›n, Birlik NATO karfl›t› müca-delenin bafl›n› çekti. Anti-emperyalist mü-cadelenin gelifltirilmesi aç›s›ndan esasolarak olumlu bir gelenek oluflturdu. Em-peryalistlere verilmesi gereken en do¤rupolitik cevap, bu Birlik içerisinde yer alanbileflenler taraf›ndan 28 Haziran’da Ok-meydan›’nda verildi.

fiimdi, eksik ve zaaflar›n giderilerek,Birlik deneyimi üzerinden anti-emperya-list mücadeleyi gelifltirmek ve süreklilefl-tirmek gerekir.

Neden uluslararas› bir ha-reket gelifltirilemedi?

Do¤ru bir anti-emperyalist ve enter-nasyonalist bilincin sa¤lanmas› aç›s›ndanbu meseleyi bafll› bafl›na ele almak gere-kir. Daha önce Avrupa ve Amerika’da ya-p›lan NATO toplant›lar›na, dünyan›n birçok yerinden on binlerce anti-küreselci,anarflist, otonomcu vs kesimler kat›lm›fliken, ‹stanbul Zirvesi vesilesiyle dünya-n›n baflka ülkelerinden komik denilebile-cek say›da insan gelmifltir. Neden?

Birinci olarak, Maoistler de dahil, ül-kedeki NATO karfl›t› hareket, NATO’nun‹stanbul Zirvesi’ni “Anti-Küresel Hare-ket” olarak tabir edilen dinami¤in günde-mine dahil edemedi. Çünkü, tüm dünya-daki Maoistler, devrimciler “Anti-Küre-sel Hareket”in devrimci kalk›flmalara ka-nalize edilmesi do¤ru politikas›n› belir-lerken, buna uygun bir prati¤i gelifltire-mediler. Bu hareket içerisinde önderli¤i,emperyalist kapitalizmin sadece sivriyanlar›na karfl› olan sosyal reformist çev-reler çekmekte. Komünistler, devrimcilerbu hareket içerisinde var olup devrimcimücadeleye kanalize etme perspektifineuygun bir çal›flmay› süreklilefltiremeyin-ce, reformist hareketler düzenledikleri“Sosyal Forum”lar üzerinden önderlikle-

136

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 134: Sınıf Teorisi - Sayı 8

rini daha da pekifltirdiler. Hareketin ana-yasas› olarak adland›r›lan belgelerle çokönemli bir dinamik gücü çok daha pasifi-ze etme yoluna gittiler. Bu nedenle, dahaönceki NATO toplant›lar› uluslararas› birhareket yarat›larak karfl›lan›rken, NA-TO’nun ‹stanbul Zirvesi’nde bu yarat›la-mad›.

Sonuç olarak, bu olumsuz durumunbafll›ca nedenini, Maoistler dahil, dev-rimci hareketlerin anti-küresel hareketiçerisindeki etkisiz konumu olarak tespitetmek gerekir. Buna ba¤l› olarak, Avrupamerkezli reformist solun hareket üzerin-deki olumsuz önderli¤i ve oynad›¤› rolde, bu olumsuzlu¤un di¤er bir nedenidir.

ÖDP, DEHAP ve EMEP’in NA-TO’nun ‹stanbul Zirvesi’ni anti-küreselhareketin gündemine getirme olana¤›varken, bu partiler de bundan kaç›nm›fl-lard›r. NATO Zirvesi öncesi anti-küreselhareketin gerçeklefltirdi¤i Berlin ve ‹stan-bul toplant›lar›nda, bu partiler kendi cep-helerinden bu noktada zorlay›c› olmam›fl-lard›r. Devletle karfl› karfl›ya gelmektenürken ÖDP’nin ve farkl› kayg›larla NA-TO karfl›t› mücadele içerisinde olmayanDEHAP’›n tavr› anlafl›l›rd›r. Fakat,EMEP kendi cephesinden neden zorlay›-c› olmad›¤›n› aç›klamak durumundad›r.

NATO karfl›t› mücadelede, Birlik’ininisiyatifinde, Avrupa çap›nda Resistan-bul 2004” örgütlenmesinin oluflturulmas›da, ele al›nmas› gereken baflka bir olum-luluktu. Bu oluflum daha çok Türkiye-Kuzey Kürdistanl› politik yap›lanmalar-dan ve onlar›n etkisi alt›ndaki demokra-tik kitle örgütlerinden oluflmaktayd›. Av-rupa’da önemli say›labilecek bir kamu-oyu yaratmakla birlikte, zirve süresincebu k›tadan ülkeye ak›fl sa¤lamas› müm-kün olmad›.

Sonuç olarak, NATO Zirvesi süresin-ce ‹stanbul’da uluslararas› bir kitle hare-

ketinin ögütlenememesinin üzerindeönemle durulmal›, gelecek aç›s›ndando¤ru dersler ç›kar›lmal›d›r.

Anti-emperyalizm nedir,ne de¤ildir?

Kapitalist sistemi tümden hedefleme-yen ve yaflad›¤› co¤rafyan›n egemen s›-n›flar›n› mücadele perspektifinin d›fl›ndatutan “anti-emperyalizm” anlay›fl›, tutar-l›-do¤ru bir anti-emperyalizm de¤ildir.Bu meselenin üzerinde ›srarla durmakgerekiyor. Çünkü, NATO karfl›t› mücade-le vesilesiyle bir kez daha a盤a ç›km›flt›rki, devrim ve demokrasi güçlerinde bukonuda ciddi bir bilinç bulan›kl›¤›, refor-mist kesimlerin ise bilinçli bir çarp›tmas›söz konusudur.

Örne¤in, “Bush Gelme!” temel slogan›ile NATO karfl›t› mücadele yürüten bir ÖDPçevresinin, halk kitlelerine verebilece¤i “an-ti-emperyalist” bilinç ne olabilir ki?

Bush de¤il de, baflka bir kifli gelse nede¤iflecektir? Bush de¤il de, örne¤in de-mokrat partiden seçimi kazanm›fl birABD baflkan› NATO Zirvesi’ne gelseydi,ABD’nin kapitalist-emperyalist sisteminbafl haydudu oldu¤u gerçe¤i mi de¤ifle-cekti? Hay›r. O zaman ÖDP çevresi ne-den bu bilinç buland›r›c› slogan›, nedenfaaliyetinin merkezine oturtuyor? ÇünküÖDP çevresi, bilinçli bir flekilde bireyleriön plana ç›kararak, meselenin özü olanemperyalist-kapitalist sistem gerçekli¤inive ona karfl› mücadele zorunlulu¤unumaskelemeye çal›fl›yor. Kendi burjuva re-formist-pasifist çizgisini hakl› ç›karmagayretiyle hareket ediyor.

Oysa, mesele ne tek bafl›na Bush soru-nudur, ne NATO Zirvesi’nin ‹stanbul’datoplan›yor olufludur. Anti-emperyalist mü-cadele her zaman için verilmesi gereken ve

137

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 135: Sınıf Teorisi - Sayı 8

emperyalist-kapitalist sistemin bütününühedef alan bir mücadele olmal›d›r.

Anti-ABD’cilik de tek bafl›na anti-emperyalizm de¤ildir. Meselenin s›kl›klayanl›fla düflülen bir baflka yönü de budur.Teorik yaz›larda, özellikle devrimci hare-ket bileflenleri bu yöne dikkat etmeye,salt bir anti-Amerikanc›l›¤a düflmemeyeçal›flsa da, meseleyi ele al›flta ve günlükajitasyon-propaganda faaliyetinde buyanl›fla s›kl›kla düflmüfl, bu anlam›yla,ayn› zamanda yanl›fl bir anti-emperya-lizm bilincinin geliflmesine de güç ver-mifltir.

Emperyalizm=NATO, NATO=ABDde¤ildir! Meseleyi bütünlü¤ü içerisindekavramak gerekir. Mesela, ABD emper-yalizmi ve NATO’nun teflhir faaliyetininmerkezine oturtulmas›na ra¤men, NA-TO’nun ikinci büyük askeri gücü olanTürk ordusunun teflhir edilmemesi, basitbir “unutkanl›k” sorunu de¤il, tam da me-seleyi bütünlüklü biçimde kavramamasorunudur. Oysa, uluslararas› burjuvazi-nin kolektif, karfl›-devrimci sald›r› örgütüolan NATO’nun sadece ülkemizde de¤il,Ortado¤u, Balkanlar ve Kafkaslardaki enbüyük gücü ve icrac›s› Türk ordusudur.Bu nedenle, NATO’ya karfl› mücadele,bu ülkede yaflayan bizler aç›s›ndan Türkordusuna karfl› da mücadele etmek de-mektir. Emperyalist kapitalizm bir dünyasistemidir. Türk egemen sistemi de busistemin pir parças›d›r. Emperyalist efen-diler ülkemizde politikalar›n› uflaklar›Türk hakim s›n›flar› üzerinden hayata uy-gulamakta. Bu gerçeklikten dolay›d›r ki,uflak Türk egemen s›n›flar›n› ve onundevletiyle mücadeleyi hedefine almayanbir “anti-emperyalizm” bofltur. Sistemiçidir ve aldat›c›d›r. Devrim ve demokra-si mücadelesini, mücadele etti¤ini düflün-dü¤ü egemenlerine objektif olarak peflkeflçeken s›n›f iflbirlikçisi bir anlay›flt›r.

Örne¤in, bir TKP’nin “Yurtseverler

karar verdi. ‹stanbul’un kap›lar› NA-TO’ya kapat›lacak” tarz›ndaki slogan› veyürüttü¤ü ajitasyon-propaganda, yukar›-da bahsetti¤imiz s›n›f iflbirlikçisi “anti-emperyalizm” anlay›fl›n›n ta kendisidir.Bu sahte komünist, tatl› su devrimcilerinesormak laz›m. “‹stanbul kap›lar›n› NA-TO’ya kapat›yor” derken, ülkedeki NA-TO üslerini ve daha önemlisi NATO’nunen büyük askeri güçlerinden Türk ordu-sunu ne yapmay› düflünüyorsunuz? Eyreformistler, NATO zaten 1950’lerden buyana Türkiye-Kuzey Kürdistan’da de¤ilmi? Türkiye 50 y›ldan fazlad›r NATOüyesi de¤il mi? Bu gerçekli¤i TKP lider-leri de tabii ki iyi biliyor. Ancak, Türkegemen s›n›flar›n› ve Türk ordusunu kar-fl›s›na almaya korkuyor. Bu yüzden, Türkordusuyla ayn› safta “irticai gericilikle”mücadeleye tutuflurken, NATO karfl›t›mücadelede halk kitlelerinin burjuva mil-liyetçi geri düflüncelerini cezbetmeye dö-nük “Yurtseverlik” makaleleri, bildirileriyay›nl›yor.

Bir EMEP’te, ifli iyice 盤›r›ndan ç›-kararak 19 May›s “Gençlik Bayram›” ve-silesiyle yapt›¤› aç›klamada, “Gün yenibir kurtulufl ve ba¤›ms›zl›k kavgas›n›n ifl-çi, ö¤renci bütün ülkemiz gençli¤ince ör-gütlenmesi için harekete geçme günü-dür... Cumhuriyetin kurucular› ve gençli-¤imizin bayram› ancak böyle an›l›r vekutlan›r... Ülkemizin gelece¤i ve ba¤›m-s›zl›k kavgam›z›n neferleri olan gençleri-mizin bayram›n› kutluyorum... Ulusalkurtulufl savafl›n›n ad›mlar›n›n at›ld›¤› vebir bayram olarak kutlad›¤›m›z 19 Ma-y›s’ta her y›l oldu¤u gibi, bu y›l da bir sü-rü laf kalabal›¤› dolu resmi aç›klamalarve gösteriflli kutlamalar görece¤iz” di-yor. Ne o, ülkemiz yabanc› emperyalist-lerin iflgali alt›nda m›? Türk hakim s›n›f-lar› ve Türk devleti asl›nda iyi niyetli de,emperyalistler mi kötü niyetli? Bu sözle-rin, Kuva-i Milliyeci bir faflist Kemalistinsözlerinden ne fark› var! Onlar da, “em-

138

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 136: Sınıf Teorisi - Sayı 8

peryalizme, ‹MF’ye karfl› mücadeleden”dem vuruyorlar. Bunlara karfl› kim müca-dele edecek? “Milli güçler”! Bu milligüçlerin belkemi¤i ve önderli¤i kim? Fa-flist Kemalist Türk ordusu! Bu tür s›n›f ifl-birlikçisi anlay›fllar›n “anti-emperya-lizm” ile hiçbir alakas› yoktur. Ve ifadeedildi¤i her yerde, flartlar›n durumuna gö-re bu türden iflbir-likçi anlay›fllar› tefl-hir etmek ve kökü-nü kaz›mak önemlibir görev olarak eleal›nmal›d›r.

Emperyal izmTürk komprador-bürokrat burjuvazive büyük topraka¤alar› s›n›f› üze-rinden, ekonomik,politik, askeri, kül-türel politikalar›ylaülkenin her yerindedal budak salm›flt›rzaten. Emperyalizmi, sadece ülke d›fl›nda-ki büyük emperyalist tekeller, ABD ya dabir ‹MF ile s›n›rlamak çok ciddi bir yan-l›flt›r. O, ekonomik taban› olan kompra-dor-bürokrat kapitalizm ve feodalizm, vesosyal taban› olan Türk komprador-bü-rokrat burjuvazisi ve büyük toprak a¤ala-r› s›n›f› üzerinden ülkenin her taraf›na ya-y›lm›flt›r. Bu anlam›yla d›fl›m›zda de¤il,tam içimizdedir.

‹flte, yukar›da izah etmeye çal›flt›¤›-m›z, s›n›f iflbirlikçisi bu anlay›fllar, halkkitlelerinde do¤ru bir anti-emperyalist bi-lincin geliflmesinin önünde engel olmak-ta, ciddi bir bilinç bulan›kl›¤›na yol aç-makta. Örne¤in, ülke halklar›n›n ezici birk›sm› ABD emperyalizminden nefretederken ve bunu aç›kça ifade ederken, yi-ne halk kitlelerinin çok önemli bir kesimiAlmanya ve Fransa gibi emperyalist güç-lerin bafl›n› çekti¤i Avrupa Birli-

¤i’ne(AB) girilmesi taraftar›d›r. Bu, çokçarp›c› bir çeliflkidir ve gerçek bir anti-emperyalist bilincin oturtulmas› için dahaçok mesafe al›nmas› gerekti¤ini gösterir.

NATO karfl›t› mücadelede, Maoistleranti-emperyalizmin ne olup ne olmad›¤›-na yay›nlar› üzerinden s›kl›kla de¤indiler.

Anti-kapitalist olun-madan ve kendi ha-kim s›n›flar›yla mü-cadeleyi göze alma-dan gerçek anti-em-peryalist bilince ula-fl›lamayaca¤›n› birçok kez ifade ettiler.“NATO’ya karfl›Halk Savafl›” fliar›-n›n öne ç›kar›lmas›bu nedenleydi. So-yut bir ça¤r› de¤ildibu. NATO’ya karfl›mücadele etmek vebunu süreklilefltir-mek için Türk ha-

kim s›n›flar› ve onlar›n devletiyle müca-dele edilmesi gerekti¤ini, bunun da HalkSavafl›’na kat›larak mümkün olaca¤›n›anlatmaktayd›.

Anti-emperyalist mücadele sürekliyürütülmesi gereken bir mücadele oldu-¤una göre, bundan sonraki mücadele veörgütlenme deneyimlerinde, yukar›da de-¤indi¤imiz yanl›fl, s›n›f iflbirlikçisi anla-y›fllara karfl› net bir ideolojik mücadeleyürütmek zorunludur. Aksi halde, müca-delenin bir aya¤› sürekli kör-topal yürü-mek durumunda kalacakt›r.

KONGRA-GEL yüzünü em-peryalist sisteme de¤il, dün-

ya halklar›na dönmelidir

Kürt ulusal hareketi, NATO karfl›t›mücadeleye bilinçli bir tercihle kat›lma-

139

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Maoistler de dahil, devrimcihareket, kendi gücü ve nesnel ko-flullarla birlikte de¤erlendirdi¤in-de NATO Zirvesi’ne karfl› müca-delede iyi bir s›nav verdi. Ne çokiyiydi, ne de çok kötü. Devrimcihareket NATO karfl›t› mücadele-nin dinamosu, canl›l›k ve hareketisa¤layan esas faktör rolünü oyna-d›. Emperyalizme ve ufla¤› Türk

Page 137: Sınıf Teorisi - Sayı 8

d›. Kat›lmad›¤› gibi, NATO karfl›t› müca-deleden, demokratik-bar›flç›l mücadelebiçimlerini “anti-küresel harekete eklem-lemeleri gerekti¤i” gibi yanl›fl bir sonuçç›kard›.

Kürt ulusal hareketi, NATO karfl›t›mücadeleye neden kat›lmad›? Bu soru-nun cevab›n›, Kürt ulusal hareketinin,Abdullah Öcalan’›n ABD emperyalizmi-nin inisiyatifinde Türk egemen sistemineteslim edilmesi sonras›nda yaflad›¤› bafl-kalafl›mda aramak gerekir. Kürt ulusalhareketi, “Demokratik Cumhuriyet” ama-c›yla, Kürt mücadelesini sistem içi kültü-rel haklara raz› olma çerçevesine kadargeri çekti. “Demokratik-bar›flç›l mücade-le”yi bafl, stratejik mücadele biçimi ola-rak benimsedi. Yüzünü ülke ve dünyahalklar›na de¤il, emperyalistlere ve Türkegemen sistemine çevirdi. Kürt sorunu-nun çözümünü emperyalist merkezlerdeve Ankara’da aramaya bafllad›. Bu durumayn› zamanda, ulusal harekette zaten varolan sallant›l› anti-emperyalist konumu-nun neredeyse tümden yitimine yol açt›.Yeni Dünya Düzeni denilen emperyalist-kapitalist sistem kutsand›. Bu olumsuzbaflkalafl›m›n ülkedeki devrim ve demok-rasi mücadelesinde, Ortado¤u ve dünya-n›n di¤er parçalar›ndaki s›n›fsal ve ulusalkurtulufl mücadelelerinde yaratt›¤› olum-suzluklar, Irak’›n iflgalinde daha net gö-rüldü. Ulusal hareket, ABD emperyaliz-minin önderli¤inde Irak’›n iflgal edilme-sine, “Saddam’›n diktatör ve Kürt katilioldu¤u, Irak’ta Kürt devletinin kurulmas›olas›l›¤›, ABD’nin demokratik bir rol oy-nad›¤›” vb gerekçelerle ya sessiz kald› yada güçlerini tam olarak harekete geçirme-di. ABD emperyalizminin hedefine gir-meme kayg›s›yla hareket etti.

Ulusal hareket ayn› düflüncelerle NA-TO karfl›t› mücadeleye de bilinçli bir ter-cihle kat›lmad›. Do¤ru mu yapt›? Tabii kihay›r. Ulusal hareket, asl›nda esas ald›¤›

hedef ve bunun stratejik arac› olan bar›fl-ç›l mücadelenin büyütülmesi için bir hay-li uygun f›rsatlar sunan bu süreci kendielinin tersiyle itti. Bu konumlan›fllar›n›nolumsuz sonuçlar› da ortadad›r. Ulusalhareketin benimsedi¤i bu tutum, en bafltadönüp dolafl›p kendisini vurmufltur. Hemde emperyalizmin yönlendirmesi bir içoluflum ile!

Ulusal hareket, flimdi ABD emperya-lizmi, YNK ve KDP tezgah›yla OsmanÖcalanlar›n ihanetine atefl püskürmekte.‹yi ama, Osman Öcalanlar›n bu rolü oy-namas› için uygun zemini bizzat ulusalhareketin yukar›da bahsetti¤imiz dönü-flüm süreci yaratmad› m›? “ABD’ye kafatutulmaz. Yeni dünya Düzeni’ne karfl› ol-mak yanl›flt›r. Onunla mücadele etmek-tense, içinde konufllanmak gerekir.ABD’nin temsil etti¤i burjuva demokra-sisi faflizm, sosyalizm gibi totaliter sis-temlerden daha üstün ve kal›c›d›r. ABDklasik sömürgeci de¤il, demokratik sö-mürgecidir” vb vb sözde siyasal tezler,Osman Öcalanlar›n ihanetine ebelik yap-t›. Osman Öcalan ve onunla birlikte hare-ket edenler, yukar›da ifade etti¤imiz veyak›n geçmiflte ulusal hareketin dillendir-di¤i “tez”leri kendilerine gerekçe yapa-rak Brütüs’ün b›ça¤›n› Sezar’›n s›rt›nasaplad›lar. Durum bu iken, “Sende miBrütüs” demenin hiç bir anlam› yok. Bunoktada, ulusal hareket dönüp as›l olarakkendisini sorgulamal›d›r.

fiimdi, bizzat Abdullah Öcalan’›n a¤-z›ndan, “ABD’ye yaslanarak Kürt devle-ti kurulamaz. Böyle bir devlet Ortado¤uhalklar›n›n birbirine düflürülmesi demek-tir ve bundan as›l olarak Kürtler zararl›ç›kacakt›r” demektedir. Öyleyse, bu söz-lere uygun bir pratik sergilenip, ABD em-peryalizmi ve faflist Türk devletine karfl›mücadeleyi yükseltmek gerekmiyor mu?

Fakat, bu yap›lm›yor. Söylenenlerbirbirini tutmuyor. K›sa sürede do¤ru

140

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 138: Sınıf Teorisi - Sayı 8

yanl›fl, yanl›fl do¤ru olabiliyor. NATO sü-recinde de ayn›s› oldu. NATO karfl›tlar›y-la olmaktan ziyade, NATO’nun neden ge-rekli oldu¤u ve ona karfl› ç›kman›n yanl›floldu¤u Kürt ulusal hareketi taraf›ndansürekli dillendirilip duruldu.

Kürt ulusal hareketi, ya bu arada kal-ma politik duruuflundan vazgeçip emper-yalist sisteme ve Türk egemen sisteminekarfl› mücadele edecektir, ya da KuzeyliKürtler içindeki unitac›l›¤›n büyümesinezemin olmaya devam ederek parçalana-rak yok olacakt›r. Ayr› bir yol, baflka birseçenek yok!

Devrimci hareketin iktidarbilinci zay›f

Yine, NATO Zirvesi’ne karfl› müca-dele gösterdi ki, devrimci harekette ikti-dar bilinci ciddi anlamda zay›ft›r.

Maoistler de dahil, devrimci hareket,kendi gücü ve nesnel koflullarla birliktede¤erlendirdi¤inde NATO Zirvesi’nekarfl› mücadelede iyi bir s›nav verdi. Neçok iyiydi, ne de çok kötü. Devrimci ha-reket NATO karfl›t› mücadelenin dinamo-su, canl›l›k ve hareketi sa¤layan esas fak-tör rolünü oynad›. Emperyalizme ve ufla-¤› Türk hakim s›n›flar›na karfl› en tutarl›duruflu devrimci hareket sergiledi.

Do¤rudur, özellikle 28 Haziran’da,Okmeydan›’na toplad›¤› güç, ulaflabildi¤ipotansiyele oranla hayli düflüktü. Bununbir çok temeli var. Fakat, genel bir tespityapmak aç›s›ndan, devrimci hareketin 30y›ll›k yenilgiler sürecini büyük oranda iyitahlil edip sentezleyemedi¤ini söyleyebili-riz. Sentezlemek, sadece eskiyi do¤ru bi-çimde elefltirmek de¤ildir. Ayn› zamanda,yanl›fl› aflmak, yerine do¤ru koymak, onumaddilefltirmektir. ‹deoloji-siyaset-örgüt-kültür bükünlü¤ünde bunu yapmakt›r.

Ancak, özellikle Okmeydan› çarp›fl-mas›n›n ele al›n›fl biçimi, devrimci hare-ketin önemli bir kesiminin bu yönelim-den hayli uzak oldu¤unu bir kez dahagösterdi.

Verilen söz ya da iddia ile var olangerçek aras›ndaki mesafe abart›l› tespit-lerle kapat›lmaya çal›fl›ld›. Zirve öncesi,“tüm taktik planlar›m›z haz›r, bu zirveyikesinlikle engelleyece¤iz” vb sözler sarfedildi. Fakat bu yap›lamay›nca, Okmey-dan› çarp›flmas› kendi gerçekli¤inden ko-part›larak abart›ld›. Deyim yerindeyse,“aç tavuk kendisini dar› ambar›nda san›r-m›fl” misali, birileri kendisine hayal ürü-nü olan önderlik misyonlar› yükledi.Kendisinin iyi oluflunu baflkalar›n›n kötüolmas›yla gösterme tarz› yeniden hortla-t›ld›. Bu de¤erlendirmelerle devrimcileraras›ndaki birlik ve güven iliflkileri zede-lendi, vs. Bu olumsuzluklar› çokta uzat-maya gerek yok. Hem, daha önce yay›n-lar›m›zda çeflitli kereler ifllenmifltir vehem de as›l de¤inmek istedi¤imiz konudevrimci hareketteki “iktidar bilinci”dir.

Okmeydan› çarp›flmas›, ço¤u devrim-ci yap› taraf›ndan “direnifl” olarak ifadeedildi, ediliyor. Yanl›fl bir de¤erlendirme-dir bu. Ve bu tespit bir yandan devrimciharekette iktidar bilincindeki zay›fl›¤›gösterirken, di¤er yandan Okmeydan›çarp›flmas›n› abartarak kendisini “dev ay-nas›nda” görme pragmatizmini ele veri-yor.

Düflünün; günler, hatta aylar öncesin-den, NATO Vadisi’nin zorlanmas›yla po-lis kuvvetleriyle çat›flma ç›kaca¤›n› herkesim ifade ediyor. Herkes haz›rl›klar›n›buna göre yap›yor. Yani, karfl›l›kl› ko-numlanm›fl, hareket tarz›n› belirlemifl vehaz›rl›klar›n› buna göre yapan iki karfl›tgüç, irade var. Okmeydan› çarp›flmas› dabunun doru¤u. Bu süreç-an nas›l olur da“sald›r› karfl›s›nda savunma yapma” du-rumunu ifade eden “direnifl” kavram›yla

141

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 139: Sınıf Teorisi - Sayı 8

aç›klanabilir? Okmeydan›’nda, NATOvadisine yürümek, polis barikatlar›n› afl-mak için toplan›lmad› m›? Böyle biramaç ve pratik yoktu da, polis kuvvetleridurduk yerde sald›r›ya geçti de, NATOkarfl›tlar› da savunmas›n› m› ald›? ‹flte,burada bilinçli, ya da bilinçsiz, çarp›t›lannoktaya geliyoruz. Taktik amaç neydi,NATO vadisini görmek. Bunun için belir-lenen askeri taktik neydi, öne ç›kan tümengelleri zorla geçmek. Peki, bu yap›la-bildi mi? Hay›r. Demek ki, ortada örgüt-sel ve askeri taktikte bir baflar›s›zl›k sözkonusu. ‹ki nedeni olabilir, ya Okmeyda-n›’nda toplananlar mevcut güçlerinin ger-çekli¤inde sübjektivizme düflmüfllerdir,ya da bu güçlerini çarp›flma öncesi do¤rumevzilendirip, do¤ru taktik önderlik ya-pamam›fllard›r. Bizce, ikisidir de. Amaaç›k söyleyelim, direnifl edebiyat›yla ger-çekler abart›lm›fl, Okmeydan› kurtar›l-m›fl, mangalar kurulmufl, düflman darma-da¤›n edilmifltir! Bu da, Okmeydan› çar-p›flmas›n› “direnifl” olarak görenlerinbaflka bir handikab›. Hem yalan yanl›flfleyler yaz, abart. Hem de Okmeyda-n›’ndaki basbaya¤› iki karfl›t gücün çar-p›flmas›n› “direnifl” olarak gör. ‹ktidar bi-lincindeki zay›fl›k iflte budur. Devrimcihareketin direnme sorunu yoktur. Bu ko-nuda halk›m›z›n flüphesi de yoktur. Dev-rimci hareketin KAZANMA diye bir so-runu vard›r. Bir süreçte, (birbirine ba¤l›karmafl›k bir süreç ya da tek tek çarp›flmaolabilir) düflman güç karfl›s›nda do¤rupolitikalarla, var olan gücü do¤ru taktikönderlikle harekete geçirip süreci kopar›palmak! ‹flte ço¤u kez bu, baflar›lam›yor.E¤er, “en az›ndan NATO vadisine ulafla-ca¤›z” demiflsek, böyle bir iddiada bulun-muflsak, neden yapamad›¤›m›z›n objektifve sübjektif nedenlerini halka aç›klamakzorunday›z. Devrimci dürüstlük bunu ge-rektirir. Yalan ve palavray› de¤il!

Bu süreçte Maoistler, uygun taktik

politikalar belirlemekte zorlanmad›lar.Fakat, bu politikalar do¤rultusunda, etki-leri alt›nda bulunan kitleleri sürece haz›r-lamakta ve katmakta zorluk çektiler. Ne-redeyse tüm alanlarda, “nelerin yap›lma-s› gerekti¤ini” do¤ru belirlediler. Fakat,bu belirlemeleri maddi bir güce çevirecekörgütsel-taktik önderlikleri yaratmadaçokta baflar›l› olamad›lar.

Burada, Maoistler aç›s›ndan, “analizetmek ama sentezleyememek” problemia盤a ç›k›yor. Eski malzeme ile yeni ola-n› yapmaya çal›flman›n do¤all›¤›nda ya-ratt›¤› problemdir bu. Bu süreçte, müca-delenin ana yükünü çeken yeni kesim iseparti ilkeleri do¤rultusunda henüz flekil-lenmeye bafllayan bir kitle. Buna karfl›n,tüm süreç boyunca ve Okmeydan›’ndaöne ç›kan güçlerden biri daima Maoistlerolmufltur. Bunu hiç kimse inkar edeme-mektedir.

Maoistler, yeniyi analiz ettikleri gibi,sentezlemenin de bilgisine sahiptir. K›sazamanda, bu noktada da önemli ad›mlaratarak, Halk Savafl›’na geçmiflte tan›kolunmad›k biçimde h›z vermeyi de bafla-racakt›r. Bunu, dostta düflman da göre-cektir.. r

DÜZELTME:

Dergimizin 7. say›s›nda, NATO’yailiflkin yaz›lan yaz›da, sayfa 80’de yanl›flbir tarih bilgisi verilmektedir. Yaz›da,“NATO’nun kurulufl amac› esasta de-mokratik-sosyalist Varflova Pakt›’na kar-fl›d›r” denilmektedir. Bu belirleme do¤ru-dur, NATO demokratik-sosyalist ülkelerekarfl› mücadele etmek için kurulmufltur.Ama Varflova Pakt›’na karfl› de¤il. Varflo-va Pakt›, 14 May›s 1955’te kurulmufltur.NATO ise yaz›da da geçti¤i gibi Nisan1949’ta kurulmufltur. Bu yanl›fll›¤› düzel-tiyor, okurlar›m›zdan özür diliyoruz.

142

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 140: Sınıf Teorisi - Sayı 8

Maoist Komünist Par-tisi’nin Tarihi

Muhasebesinde de bilimsel olarak orta-ya konuldu¤u gibi TKP/ML, ideolojikkrizinin yön verdi¤i yanl›fl siyaset tar-z›yla dergimize sekter bir flekilde sald›r-maya devam ediyor. Maoist KomünistPartisi’ne öznelci ve sekter sald›r›lar ya-parak kendini ayakta tutma siyaseti izli-yor. Dergimiz ve ayn› bünyede ç›kard›-¤›m›z gazetemizin bilimsel elefltirilerini“düflmanl›k” ve “aptall›k yap›yorlar”veya “ayn› niyete ortak oluyorlar” vb.tarzda yorumlayarak, elinin tersiyle ite-rek kaba sald›r›ya geçiyor. “En iyi sa-vunma sald›r›d›r” askeri takti¤inden ha-reket ediyor. Dün yapt›¤› a¤›r suçlama-lar› bugün hiçbir fley olmam›fl gibi birkalem darbesiyle inkardan geliyor. Özüzerinde düflünüp özelefltiri yapmak ye-rine, biçim üzerinde demagoji yap›yor.

‹flte bu yanl›fl düflünce ve sekter siyasettarz›n›n son örne¤ini; 27 A¤ustos-9 Ey-lül 2004 tarihli ‹flçi-Köylü gazetesinegönderdi¤i iki ayr› aç›klamada sergile-mifl oldu. Dolay›s›yla bu kaba, sald›r›içerikli iki aç›klamay› yan›tlamam›z zo-runlu oldu.

Önce bir düzeltme:

S›n›f Teorisi 7. say›s›nda“TKP/ML’nin, ‘yeniden infla aktivistleri-ne’ yönelik belirledi¤i (ölüm karar› vb.)siyaset, devrimci de¤il gericidir” den-mifltir. Bu elefltiride yer alan “ölüm kara-r›” ifadesi, kendi içinde abart› tafl›makta-d›r. Bu anlamda sübjektivizme düflül-müfltür. Bu abart›ya düflüldü¤ü için okur-lar›m›zdan özür dileriz. Bundan böyle bugibi ifade tarzlar›n› daha do¤ru ve nesnelolarak kullanmaya özen gösterece¤iz.

143

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

TKP/ML, sekter siyaset tarz›n›elefltirenleri “aptalca yöntemler”

olarak de¤erlendirece¤ine, önce tarihi-ni ve çarp›k tarih bilincini bilimsel bir

flekilde sorgulamal›!

M a o i s t K o m ü n i s t P a r t i s i ’nin Tarihi Muhasebesi’nde de bilimselolarak ortaya konuldu¤u gibi TKP/ML, ideolojik krizinin yön verdi¤i yanl›fl siya-set tarz›yla dergimize sekter bir flekilde sald›rmaya devam ediyor. Maoist Komü-nist Partisi’ne öznelci ve sekter sald›r›lar yaparak kendini ayakta tutma siyasetiizliyor. Dergimiz ve ayn› bünyede ç›kard›¤›m›z gazetemizin bilimsel elefltirilerini“düflmanl›k” ve “aptall›k yap›yorlar” veya “ayn› niyete ortak oluyorlar” vb. tarz-da yorumlayarak, elinin tersiyle iterek kaba sald›r›ya geçiyor.

Page 141: Sınıf Teorisi - Sayı 8

TKP/ML, ayr›lanlara karfl›zor siyasetini savunmaya

devam ediyor!

TKP/ML, dünden bugüne kendisin-den ayr›lan veya “at›l›p” da sonradangrup, çevre, örgüt vb. gibi oluflumlara gi-denlere karfl› zor siyasetini savunmaktanbir nebzecikte olsa vazgeçmifl de¤il. Bu-nun için TKP/ML’ ye yönelik gerek geç-miflte, gerekse geçen say›m›zda yapt›¤›-m›z elefltirilerin esas›n› bir kez daha tek-rarl›yoruz. Evet bir kez daha alt›n› çize-rek diyoruz ki TKP/ML, kendisinden ay-r›lan grup, örgüt vb. oluflumlara karfl› zorve fliddet uygulama siyasetinden vazgeç-mifl de¤il. Zor özlü siyaset tarzlar› flimdi-ye dek bir ölümle sonuçlanmam›fl olsa daancak bu, yine de yanl›fl ve hatal› siyaset-tir. Ölüm karar› almak bir siyaset oldu¤ugibi, al›p da uygulamamak da bir siyaset-tir. Birisi siyasetin teorik boyutunu, di¤eriise pratik boyutunu oluflturur. Kald› ki sözkonusu sekter ve kaba siyaset tarz›n› sonyapt›¤› aç›klamada bir kez daha teyit edi-yor. Dolay›s›yla “Yeniden ‹nfla Aktivistle-rine” yönelik do¤rudan “ölüm karar›” al-mam›fl olmalar›, izledikleri zor siyasetininözünü de¤ifltirmiyor. Bu, sadece iflin bi-çimsel yan›d›r. Çünkü meselenin özünü

zor siyasetini benimsemek ve bunun te-

orisini yapmak oluflturmaktad›r. Önce nediyorlar? Bir kez daha aktaral›m. Sonra buyanl›fl siyaset tarz› üzerinde dural›m.

TKP/ML’nin bu soruna ilifl-kin dün ve bugün savundu¤usiyasetin belgeleri afla¤›dad›r:

1) Y›l, 1997; TKP/ML-MK bildirisinden:

“...Zira partimiz geliflmesini parti içiideolojik çat›flmalara borçlu olarak, halafikir ayr›l›¤›ndan dolay› ellerini kanabulaflt›rmam›fl olmaktan hoflnuttur ve

bundan asla sapmayacakt›r. Ne ki bu ya-say› yads›man›n karfl›t kenar› olarak ay-n› görevi gören ve parti içi demokrasiyikendisine, gönüllü birli¤i de kafas› bo-zuldu¤u zaman ç›k›p giderek KP’yi ah›-ra çevirme e¤ilimlerini benimsemifl un-sur ve gruplara karfl› flimdiye dek göste-rilmifl liberalizm ve ilkesizli¤e evrilmifltutumun özelefltirisi de bundan böyle yi-ne partimiz taraf›ndan pratikle cevapla-nacakt›r.” (abç) (...Belgelerle TKP/MLadl› kitaptan Sf, 196)

2) Y›l, 2003 Ocak; ‹flçi-Köylü gaze-tesi, say› 11:

“ ... Böylesi karfl› devrimci giriflimle-rin (abç) karfl›l›¤›n›n o somut durumdane olmas› gerekti¤i bizce dün de aç›kt›,bugün de aç›kt›r.”

3) Y›l, 2004 Ocak; ‹fl-Köylü Gazetesi.

“ (...) Üstelik bu sahtekarl›k olgusu,flehitlerin ‘kullan›lmas›’ ifrat›na varm›fl-sa, tahammül ötesi bir durum var demek-tir. ‹flte bu durumda flehitlerin u¤runacanlar›n› verdikleri de¤erlerin, u¤ursuz-lardan titizlikle sak›n›lmas› gerekmekte-dir. Bunun yöntemlerini flüphesiz ki flart-lar belirleyecektir.” (abç) (Yeni Demok-rasi yolunda ‹flçi-Köylü gazetesinin 31Ocak-13 fiubat 2004 tarihli say›s›, S›n›f-sal Bak›fl köflesi)

4) Y›l, 2004 A¤ustos; ... ‹flçi-Köylügazetesi, TKP/ML MK-SB aç›klamas›n-dan “Yeniden ‹nfla aktivistleri” için belir-lenen politika:

“...önce ask›ya al›nan, 7. Konferan-s›m›zda da bozulan ‘ölüm kararlar›’Konferans Kaçk›n› Suçlular Güruhu ela-manlar›ndan iki kifli ile ilgilidir.”

“... ‹ki kifli hakk›nda al›nm›fl ölüm ka-rarlar›n›n nedeni çok farkl› oldu¤u haldebu görmezden gelinmifltir.”

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

144

Page 142: Sınıf Teorisi - Sayı 8

“... Partimize yönelik sald›rgan tu-tumlar›ndan vazgeçmeleri, aksi durumdapartimizin sayg›nl›¤›n› korumak üzeredevrimci adalete uygun tav›rlar alaca¤›,bu arkadafllara özellikle iletilmifltir.”(abç)

“Görülmektedir ki arkadafllar uyar›-lar›m›z› bu defa da aptalca bir yöntemlebofla ç›karmaya yeltenmifllerdir. Ve S›n›fTeorisi dergisi de bu ayn› niyeti paylafla-rak Partimize yönelik olumsuz tepkisinidikkatli davran›lma-s› flart olan bir tema-y› sorumsuzca kulla-narak kamuoyunasunmufltur.” (abç)

Görüldü¤ü gibiTKP/ML’nin ayr›lanveya kendi söylem-leriyle “at›lan” dev-rimci insan, grup ve-ya çevreye karfl› na-s›l bir siyaset izle-diklerini yukar›dakibelgeler ortaya koy-maktad›r. Kendi zorsiyasetlerinin özünüsorgulama var m›?Bir özelefltiri var m›?Yukar›ya aktard›kla-r›m›z› biz yazmad›k.1995 y›l›ndan beriTKP/ML yaz›yor.Ortada bu kadar ya-z›lm›fl belge, söz, tespit varken art›k kal-k›p S›n›f Teorisi’ne, “TKP/ML’ ye suçlaryüklüyor” diye bir elefltiri yürütmek, nekadar bilimsel bir yaklafl›m olabilir? Bizbelgelere dayanarak elefltiri yap›yoruz.Yapt›¤›m›z budur. Bu belgelerden deaç›kça görülece¤i gibi suç yükleyen S›n›fTeorisi de¤il, TKP/ML ve ‹flçi-Köylü ga-zetesidir. S›n›f Teorisi gerçekleri yaz›yor.Ve bunlar üzerinden yanl›fl buldu¤u teorive politikalar› elefltiriyor. TKP/ML bu

hakl› ve do¤ru elefltirilerden ö¤renece¤i-ne, sekter bir flekilde karfl› sald›r›ya geçi-yor. T›pk› “yavuz h›rs›z ev sahibini bast›-r›r” rolünü oynayarak kendi olumsuzluk-lar›n› baflkalar›na yükleyip iflin içerisin-den s›yr›lmaya çal›fl›yor.

TKP/ML, yapt›¤›m›z elefltirileri “suç-lar yüklüyorlar” ve “aptalca yöntemler”vb. fleklinde yorumlayaca¤›na, bu eleflti-rileri dikkate al›p kendi hatal› yanlar›n›düzeltme yolunu tutmal›d›r. Dahas› bizim

üzerimizden yeni-den infla aktivistleri-ni tehdit etmeye de-vam ediyor. “K›z›msana söylüyorumgelinim sen anla”misali. S›n›f TeorisiTKP/ML’ye, yanl›flve hatal› siyaset izle-mekten vazgeç, ça¤-r›s› yap›yor. Çünküo, devrim sorunlar›karfl›s›nda sorumsuzdavranamaz. Dostlararas›nda olumsuz vede telafisi oldukçazor hatalar›n ifllen-mesinin önüne geç-mek istiyor. Sorum-luluk budur. Dostlukve yoldafll›k bilincibudur. AmaTKP/ML ne yap›-yor? S›n›f Teorisi’ne

sald›rarak kendi sorumsuzlu¤unu gizleme-ye çal›fl›yor. Daha da önemlisi S›n›f Teori-si, sorumsuz davranm›fl olsa, “b›rak›n neyaparlarsa yaps›nlar” sorumsuz tavr›n› iz-lerdi. Sorumsuzluk bu olurdu. Yani yoldafl-lar›n ve dostlar›n yanl›fl ve hatal› yönlerinielefltirmemek, en büyük sorumsuzluk olur-du. Sonra da kalk›p f›rsatç›l›k yaparakTKP/ML’nin üzerine giderdi. fiüphesiz kiTKP/ML’nin düflünce yöntemine göre S›-

145

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

TKP/ML, yapt›¤›m›z elefltiri-leri “suçlar yüklüyorlar” ve “ap-talca yöntemler” vb. fleklindeyorumlayaca¤›na, bu elefltirileridikkate al›p kendi hatal› yanlar›-n› düzeltme yolunu tutmal›d›r.Dahas› bizim üzerimizden yeni-den infla aktivistlerini tehdit et-meye devam ediyor. “K›z›m sa-na söylüyorum gelinim sen anla”misali. S›n›f Teorisi TKP/ML’ye,yanl›fl ve hatal› siyaset izlemek-ten vazgeç, ça¤r›s› yap›yor. Çün-kü o, devrim sorunlar› karfl›s›n-da sorumsuz davranamaz. Dost-lar aras›nda olumsuz ve de tela-fisi oldukça zor hatalar›n ifllen-mesinin önüne geçmek istiyor.

Page 143: Sınıf Teorisi - Sayı 8

n›f Teorisi’nin tutumu yanl›fl da olabilir.Ama flu unutulmas›n ki 1995 y›l›ndan buyana bu sekter siyaset tarz›n›n sonucu e¤erbir ölüm olay› gerçekleflmemiflse, bundaflu veya bu boyutta Maoist Komünist Par-tisi’nin rolü de vard›r.

Ölüm gibi bir olay›n yaflanmamas›ndabirinci derecede etken Maoist KomünistPartisi ve öncelinin gelenekselleflmifl do¤-ru çizgisiyken (bu, TKP/ML’nin de gele-ne¤idir), ikinci faktör ise TKP/ML içindeyine bu do¤ru çizgiyle flekillenmifl baz›de¤erli kadrolar›n muhalefeti ve bas›nc›-d›r. Üçüncü bir faktör ise S›n›f Teorisi veMaoist Komünist Partisi’nin elefltirileriy-le yaratt›¤› bask›lanmad›r. Yoksa, 1995 y›-l›ndan bu yana TKP/ML’ye hakim olançizgi sahipleri çoktan devrimci kan›nagirmifl olurdu. Çünkü bunun teori-politi-kas›n› 1995 Konferans› ve sonras›ndaad›m ad›m oluflturdu. Ve yer yerde pratik-te zora bafl vurdu.

TKP/ML, “ayr›lanlar›n tümü için de-¤il sadece iki kifli için ölüm karar› ald›k”,savunusunu yapmaktad›r. Bu savunu ne-yi de¤ifltirir? Sorunun özünü mü de¤iflti-rir? Hay›r! Neresinden tutsan oportünizmkokuyor. Hakk›nda ölüm karar› ald›¤› ikikifli kimdir? Düflman unsurlar m›? Yoksaayr›lm›fl bir grubun, dahas› örgüt iddi-as›yla ortaya ç›kan bir grubun kadrolar›m›d›r? Onlar, bir örgütü temsil ediyorlar.Dolay›s›yla o insanlar art›k di¤er örgütüntasarrufundad›r. Bireysel olarak ayr›lma-m›fl. Ben örgüt kuraca¤›m diyor. Ve ya-n›nda 10’a yak›n üye kadro ve savaflç›ylaayr›l›yor. Üstelik daha sonra örgüt kuru-yor. Yani birey olarak malzeme al›p git-miyor. Biz de mücadele yürütece¤iz di-yor. Bu saatten sonra TKP/ML’nin örgütolarak malzeme edinmeye ne kadar hakk›varsa o demokratik-devrimci gücün de okadar hakk› var. Nicel ço¤unlu¤u temsiletmen ald›¤›n karar›n do¤ru oldu¤u anla-m›na gelmez. O da yanl›fl-do¤ru emek

vermifl. Ama devrimci mi, de¤il mi? Ko-münist olmayabilir veya öyle de¤erlen-dirmeyebilirsin? Bunu sayg›yla karfl›la-r›z. Ama bir yandan ayr›lan grup içindevrimci diyeceksin, öte yandan ise budevrimci dedi¤in grubun iki önemli kad-rosu için “ölüm karar›” alacaks›n. “Bu nelahana turflusu, bu ne perhiz”! MKP’ninde bu konuda geçmiflte hatalar› oldu.Ama bu konuda köklü bir özelefltiri yap-t›. Ve bu özelefltirisine de Ahmet Laço veSevda Y›ld›z örne¤inde sad›k kald›. Ah-met Laço ve Sevda Y›ld›z flehit düfltükle-rinde üzerlerindeki askeri malzemelerintümü MKP içerisindeyken üzerinde tafl›-d›klar› malzemelerdi. Ama MKP, ayr›ld›-lar diye bu devrimci insanlar›n üzerinde-ki malzemelere hiç dokunmad›. Bu mal-zemeler onlar›n hakk›yd› ki, zor durumdakalmas›nlar diye kendilerine önemli mik-tarda para yard›m› da yapt›. MKP, bilmi-yor muydu A. Laço ayr›ld›ktan sonraMKP’yi teflhire yönelecek? Ve yöneldide. Kald› ki malzemeleri almak için ol-sun, onlar› teflhir için olsun bildiri vb.aç›klamalarla teflhir yapmaya gücü yet-miyor muydu? Yetiyordu! Ama sorun güçve ço¤unluk sorunu olarak ele al›namaz!Sorun, çizgi sorunudur. Do¤ru siyaset iz-leyip izlememe sorunudur. Kiflileri tekrarkazan›p kazanmama sorunudur. Unutul-mamal›d›r ki yanl›fl ve hatal› tav›rlar tektarafl› olmaz. ‹ki tarafl›d›r. Birisinin fazlabirisinin az, fakat sonuçta bir bütününfarkl› yönlerini oluflturmaktad›rlar. Biriolmadan di¤eri olmaz diyalekti¤i budur.Kifli veya kifliler örgüt içerisindeykenoportünist bir prati¤in, hatta sistemleflmiflbir çizginin sahibi de olabilir. Dahas› “if-lah olmazl›klar›ndan” dolay› örgüt safla-r›ndan da at›l›r. Burada kavran›lmas› ge-reken ana mesele, o kiflilerin devrimci birnitelik ve yap› içerisinde olup olmamas›-d›r. Do¤ru siyaset, Maoist Komünist Par-tisi’nin de tarihi muhasebede alt›n› çizdi-¤i gibi örgütsel ayr›l›k ilan edenlerle el-

146

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 144: Sınıf Teorisi - Sayı 8

deki mal› mülkü say›sal bileflime görepaylaflmakt›r. Nitekim Maoist KomünistPartisi bu çizgide yürümüfltür. Kay›p m›etti? Tam tersine kazand›. Onlar›n dahafazla yanl›fla sürüklenmesini önlemekiçin elinden gelen çabay› sarf etti. Yolu-nuz aç›k olsun dedi. Oysa TKP/ML, budo¤ru siyaseti savunmad›¤› gibi, kalk›pbaflka bir örgütün tasarrufundaki kadrolarhakk›nda ölüm karar› al›yor veya devrim-ci gördüklerini tehdit edip zorla sustur-maya çal›fl›yor. Dahas› da son aç›klamadada görüldü¤ü gibi bu zor özlü sekter siya-setlerinin teorisini yap›yor. Diyelim kisözünü ettikleri iki kifliyi dövdüler veyaöldürdüler. Bu duruma karfl› taraf sahipç›kmayacak m›? Karfl›daki, bu, kiflisel birsorun deyip kadrosunu bir kenara m› ata-cak? Yani sorunun karfl› taraf› sadece sözkonusu iki kifli mi? Onun kendisini sa-vunmaya hakk› yok mu? Ama görülen oki TKP/ML, ya benden olacaks›n ya dadevrimcilik yapmayacaks›n diyor.

B›rak›n bu eklektik oportünist, sekterve kaba siyaset tarz›n›? “Yumuflat›c›” ge-rekçelerle siyasetlerini teorilefltirmeleriTKP/ML’ yi kurtarmaz. “Yok silah çek-mifl”, yok “deflifre etmifl” vb. gibi biçim-sel gerekçeler ileri sürerek kendi soloportünist siyaset tarzlar›n›n özünü mefl-rulaflt›rmaya çal›fl›yorlar!

TKP/ML için “ölüm karar›na” gerek-çe olarak sundu¤u davran›fllar, e¤er anla-t›ld›¤› gibiyse TKP/ML’nin örgütsel alan-daki sekter çizgisinin ayr›lanlardaki teza-hürüdür. Çünkü bu sekter ç›k›fllar birdenbire ortaya ç›kmaz. Bunun bir tarihsel ar-ka plan› var. Demek ki demokrasi ortam›yeterince iflletilmemifl veya geçmiflte buyönlü ciddi bir zaaf tafl›yor örgüt. Konfe-rans öncesi ve konferans an›nda MKP’nin yukar›da koydu¤umuz do¤ru siyasetiizlenmifl olsayd› ve de ayr›lanlar e¤erdüflman›n politik ajan› de¤ilse bu tarz›sergilemezlerdi, sergileme imkan› bula-

mazlard›. Demek ki meselenin can dama-r›n› do¤ru bir çizgi oluflturuyor. ‹flteTKP/ML bu nokta üzerinde yo¤unlafl›pkendisini sorgulamak yerine meseleninözünden kaç›fl› tercih ediyor. Öz üzerindekafa yorup yanl›fllar›n› alt etmek yerine,dahas› yanl›fllar›n› göstermek isteyenlerekaba suçlamalarda bulunarak politik yön-lerini daha da kötürümlefltiriyorlar. Bukaba tarzlar, komünist ve devrimcileraras› düflmanl›ktan baflka bir fley gelifl-mez. ‹flin diyalektik boyutu farkl› tabii ki.Yani z›tlar›n birli¤i gere¤i her olumsuzyaklafl›m ayn› zamanda kendi içindeolumlulu¤u da bar›nd›r›r.

Kald› ki “KKSG”lere iliflkin ald›klar›ölüm kararlar›n› önce “ask›ya ald›klar›n›”sonra ise “bozduklar›n›” ilk kez iflitiyorve okuyoruz. Bu nas›l karar “bozmad›r”ki, yukar›da al›nt›lad›¤›m›z 2003 Ocak-fiubat tarihli ‹flçi-Köylü gazetesinde ayn›sekter siyaseti aklama yolunu tutuyorlar.Ki, flimdide ayn› siyaseti savunuyorlar.Çünkü siyasetin özünden vazgeçmifl de-¤iller. O tarihten bu tarihe de¤iflen tekfley, bu yönlü bir karar de¤iflikli¤ine(ölüm karar›n› bozma) gitmifl olmalar› veölüm kararlar›n› uygulamam›fl olmalar›-d›r. Yoksa ayr›lanlara karfl› siyaset tarzla-r›nda özde de¤iflen bir fley yok. Tabii kimuhalefet yürütenlere karfl›. Hele bir degüçleri yetiyor ve de mevcut hakim sek-ter çizgi sahipleri iktidardaysa, o durum-da bu kaba karar› almaktan hiç çekinmi-yorlar. Çünkü hala “flu nedenle al›nd›, bunedenle al›nd›, iki kifli için al›nd›” gibi-sinden gerekçeler ileri sürerek al›nan ka-rar›n özde do¤ru oldu¤unun teorisi yap›-l›yor. Ortada bir özelefltiri yok. Yani al›-nan karar›n arka plan›n› oluflturan düflün-ce yöntemimiz yanl›flt›r demiyorlar. Bu-nun ideolojik temeline inerek özelefltiriyapm›yorlar. Özelefltiri mi? O da laf m›?Belki baflkalar›na karfl› yaparlar, ama iflMKP ve ayr›lanlara karfl› geldi mi özelefl-

147

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 145: Sınıf Teorisi - Sayı 8

tiri kelimesi onlar için varl›k-yokluk me-selesi olarak ele al›n›r. Daha da ileri gide-rek sald›rganlafl›rlar. Çünkü bu sekteryöntemi, ayakta durman›n bir kald›rac›olarak kullanmaktalar. Oysa büyük biryan›lg› içerisinde olduklar›na tarihimizve do¤ru teorimizle her zaman için büyükbir flamar olduk.

Bu sekter siyaset tarz›, “yöntemini

flartlar belirleyecek”, “devrimci adale-

te uygun tav›rlar” gibi inceltilmifl opor-tünist sözler alt›nda k›l›flanmak isteniyor.

Yani “minareyi çalan k›l›f›n› da bulur”,halk deyiflinde oldu¤u gibi.

Bu ifade tarz›n›n içerisinde aç›ktan

zor yöntemine bafl vuraca¤›z, tehdidi var.Tamam, aç›ktan ölüm tehdidi yok. Dola-y›s›yla bu anlamda bir yan›yla elefltirile-rinde hakl›lar. Sadece bir yan›yla, o da bi-çimseldir. Ama özünde hakl› de¤iller.Çünkü bu ifade tarzlar› kendi ba¤r›ndaölümü de bar›nd›r›r. Biz TKP/ML’ninsekter siyasetini “ölüm karar› var m› yokmu” fleklinde mi tart›flaca¤›z? Yoksa halks›n›f ve tabakalar› içerisinde gördü¤ümüzdevrimci insan, grup veya çevreye karfl›nas›l bir siyaset izlenmelidir, ekseni üze-rinde mi tart›flaca¤›z? Bizim için meseletart›flmaya yer b›rakmayacak kadar aç›kve nettir. Halk kapsam›nda gördü¤ümüzdevrimci-ilerici grup, parti ve bireylerlearam›zdaki sorunlar›n çözüm yöntemindebiricik anahtar ideolojik mücadele siya-setidir. Bir baflka ifadeyle fikir mücadele-sidir. Her bak›mdan bar›flç›ld›r. ‹kna et-mek ve ikna olmaya yöneliktir. Bunun d›-fl›nda “yok uyar›yoruz,” “flartlar belirle-yecek” “devrimci adalete uygun tav›rlar”,gibi söylemlerin hepsi de zor siyasetiniuygulaman›n farkl› biçimleridir. Meselebu kadar basit ve nettir. Art›k sorunu ne-den-niçin sa¤a sola çekip eklektik opor-tünist teoriler üretilip, demagojiler yap›l›-yor ki? Dolay›s›yla verilmesi gereken tekcümlelik yan›t: Bu güçlerle aram›zdaki

sorunlar› tehdit ve bask›yla m› çözece-

¤iz, yoksa ideolojik mücadeleyle mi?

olmal›d›r. Bunun d›fl›nda ortaya at›lantüm fikirler demagojiden ibarettir. Ger-çekleri ve do¤rular› savunmaktan kaç›-nan oportünist teorilerdir. Kendi taban›n›veya dost güçleri birbirine karfl› düflman-laflt›ran sekter siyaset tarz›d›r. Bu, bugünnicel olarak güçlüyüm, dolay›s›yla iktida-r›ma dokunan›n can›n› yakar›m, anti-de-mokratik gerici bir iktidar h›rs›d›r. De-mokrasinin ve demokratik iktidar›n özü

148

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

TKP/ML, “ayr›lanlar›n tümüiçin de¤il sadece iki kifli içinölüm karar› ald›k”, savunusunuyapmaktad›r. Bu savunu neyide¤ifltirir? Sorunun özünü müde¤ifltirir? Hay›r! Neresindentutsan oportünizm kokuyor.Hakk›nda ölüm karar› ald›¤› ikikifli kimdir? Düflman unsurlarm›? Yoksa ayr›lm›fl bir grubun,dahas› örgüt iddias›yla ortaya ç›-kan bir grubun kadrolar› m›d›r?Onlar, bir örgütü temsil ediyor-lar. Dolay›s›yla o insanlar art›kdi¤er örgütün tasarrufundad›r.Bireysel olarak ayr›lmam›fl. Benörgüt kuraca¤›m diyor. Ve ya-n›nda 10’a yak›n üye kadro vesavaflç›yla ayr›l›yor. Üstelik dahasonra örgüt kuruyor. Yani bireyolarak malzeme al›p gitmiyor.Biz de mücadele yürütece¤iz di-yor. Bu saatten sonraTKP/ML’nin örgüt olarak malze-me edinmeye ne kadar hakk›varsa o demokratik-devrimci gü-cün de o kadar hakk› var.

Page 146: Sınıf Teorisi - Sayı 8

ve niteli¤i, sadece ço¤unluk olmaya göreele al›namaz. Burada aslolan az›nl›¤›nhakk›n› korumak ve gerçekte bu ço¤unlu-¤a göre hareket edip etmemektir. Yoksademokrat›m demekle demokrat ve de-mokratiklik olmuyor. “Az›nl›¤a”, istedi-¤ini söyleyip konuflacaks›n, ama baflkala-r› iktidar›na bir fley söylemeye kalk›nca“sus sen az›nl›ks›n konuflamazs›n” deyiponu çeflitli tehdit vb. yöntemlerle sustur-maya çal›flacaks›n. Bir yandan baflka ör-gütlerden ayr›l›p TKP/ML saflar›na ge-çenleri devrimci, hatta komünist de¤er-lendirip bafl›n›z›n üzerine koyacaks›n,ama öte yandan ise ifl TKP/ML’den ayr›-lanlara gelince, onlara hayat hakk› tan›-mayacaks›n! Baflkas›ndan ayr›l›p gelendemokrasi ve sosyalizm gücüyse, sendenayr›l›p giden de öyle. Onlara iki tercih su-nuyor TKP/ML: Ya devrimcilikten vaz-geçeceksin, ya da TKP/ML’yi hiç elefltir-meyeceksin-ona karfl› muhalefet yürüt-meyeceksin. E¤er tart›fl›lan mesele “dedi-kodu yapmaksa”, bunu, hiçbir taraf yap-mayacak. Yok ben ço¤unlu¤um istedi¤imgibi hareket ederim, ama sen az›nl›ks›ndolay›s›yla yapt›¤›n elefltiri de olsa bunudedikodu olarak de¤erlendiririm vb. gibioportünist anlay›fl ve tutumlar›, hiçbir ko-münist savunamaz. Bunu savunmak ger-çek bir demokrat›n ifli bile olamaz. Çün-kü demokrasi, sadece bir taraf›n özgürlü-¤ünü s›n›rs›z bir flekilde kullanmas› diyeanlafl›lamaz. Hele ki politik yaflam›n de-vam etti¤i toplumlarda hiç kimsenin öz-gürlü¤ü s›n›rs›z olamaz. Böyle olursaorada demokrasiden söz edilmez. De-mokrasi de bir diktatörlüktür. Dedikoduyapmayacaks›n ki, dedikodu yapanlar›nüzerinde diktatörlük kurabilesin. Onunkökünü kurutabilesin. Bilinmelidir kigerçek demokrasi herkesin haklar›n› eflitbir flekilde gözeten demokrasidir. Birisiyaparsa di¤eri de yapar. Tersi, ayr›lanla-r›n devrimciliklerini kendi tekelinde gö-

ren yanl›fl bir görüfl aç›s›d›r. Demokratprati¤inle örnek ol ki iktidar›na karfl› olantaraf› da etkilemifl olas›n. Mümkündür kimuhalefet hatal› da davranabilir. Ama buhatay› asgariye indirecek yine iktidar sa-hibi olmal›d›r. Bunun liberalizmle uzak-tan yak›ndan alakas› yoktur. Meseleninözü muhalefet olan gücü nas›l de¤erlen-dirip de¤erlendirmedi¤in ve ona karfl› iz-leyece¤in siyasetle do¤rudan ilintilidir.Yani çizgi sorunudur. Yoksa iktidar›nadokunan bir grubu karfl›-devrimci olaraknitelendirmek iflin en kolay yan›d›r. Dola-y›s›yla hakk› ölümdür deyip bir siyasettebelirlersin. Nitekim Türkiye-Kuzey Kür-distan devrimci hareketi içerisinde bununörneklerine çokça tan›k olduk. Karfl›-dev-rimci olup olmaman›n kriterini kendisin-den ayr›lma ve muhalefet yürütmesineba¤layanlar›, çokça gördük ve yaflad›k.Çok hazin pratikler yafland›. Devrimcikan›na giren hiçbir yap› “biz fikir müca-delesinden dolay› baflkalar›n› öldürdük”demedi! Veya bu flekilde yola ç›karakkimseyi öldürmedi. Ama küçük burjuvaiktidar h›rs›yla hareket ederek iktidar›na-küçük dükkan›na dokunanlar› sindirmeanlay›fl›na sahip oldu¤u için bunu yapt›-yap›yorlar. Birisini önce tehdidle uyar›r-s›n, sonra uymay›nca gider döversin, ar-kas›ndan susturamay›nca bu kez ne yapa-caks›n? Öldüreceksin? Dahas› karfl›dakibir gücü dövdü¤ünde bu, bir ölüme yolaçamaz m›? O zaman flunu diyebilir mi-sin? Efendim, amac›m›z öldürmek de¤il-di ki? Nitekim bu tarz siyasetler sonucubir çok insan ölmedi mi? Pekala bununsorumlusu kim? Bu kaba ve sekter siyasettarz› de¤il mi? Art›k orada amac› tart›fla-mazs›n. Çünkü bu ölüm olay›na izledi¤inzor siyaseti yol açm›flt›r.

K›sacas›, TKP/ML kalk›p “ölüm ka-rar›m›z yok” vb. biçimsel noktalar üze-rinde teori yap›p kendisini kurtarmayaçal›flaca¤›na, tarihe dönüp sekter siyaset

149

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 147: Sınıf Teorisi - Sayı 8

tarzlar›n›n köklü özelefltiri-sini yapmalar› flartt›r. Geri-si, yani aksi bir siyaset kit-lelerin geri bilincini okfla-mak ve oradan da S›n›f Te-orisi ve Maoist KomünistPartisi’ne karfl› kriz siyasetiizlemekle, TKP/ML’ yi do¤-ru çizgiye çekmezler. Aksi-ne daha da sekter bir çizgiyegötürecektir. Biçime kafay›tak›p özü gözden kaç›rma-mal›. Bir kez daha belirte-lim ki, TKP/ML’nin bu sek-ter siyaset tarz›n›n ideolojikarka plan›n› bu konudaMLM’den sapmas› olufltur-maktad›r. Dolay›s›ylad›r kiTKP/ML, bu siyaset krizin-den ancak ve ancak bu nok-tadaki örgütsel çizgisini di-yalektik ve tarihsel mater-yalist görüfl aç›s›yla analizetabi tutarsa aflabilir.

TKP/ML’nin ayn› ka-

ba ve sekter siyaset tarz›-

na yön veren ideolojik kri-

zin bir baflka örne¤i ise yi-

ne yap›lan bir baflka aç›k-

lamada kendisini flöyle

gösteriyor.

TKP/ML, önceki sekre-terlerinden Mehmet Demir-da¤’›n flehit düfltü¤ü olay›nesas nedenini dün kimeba¤l›yordu, bugün kimeba¤l›yor? Aradan yedi y›lgeçti. Ortada kim ne demifl,bunun belgeleri mevcut. Bubelgelerin gerekli gördü¤ü-müz noktalar›n› tüm okurla-r›m›z›n bilgisine bir kez da-ha sunuyoruz. Bu belgeleriher okur karfl›laflt›rarakokumal›d›r. Okudu¤unda,

TKP/ML’nin birbiriyle çeli-flen tutars›z ve sekter tavr›n›görecektir. Dün ortaya att›¤›a¤›r suçlamalar ve iddialar›nbir kelimecik dahi özelefltiri-sini yapmad›. Ama bugünnas›l da oportünist manevrayapt›¤›n› hep birlikte okuya-ca¤›z.

Belge 1: Y›l 1997;TKP/ML 2 No’lu BölgeKomutanl›¤› bildirisinden:

"...Durum böyleyken'94 darbesi sonras› bölgede-ki güçlerini ibret verici birtarzda tasfiye ederek, o sü-reçten bu yana bölgede bu-lunmayan, Karadeniz'inesasta ordumuz olmak üze-re di¤er devrimci güçlercegündeme oturtulmas› sonra-s›, bölgeye s›n›rl› bir güçaktaran darbeci güruh;(abç) ideolojik-siyasi g›da-s›n› darbecilikten alan, da-¤›n›k, belirsiz, plans›z-programs›z askeri harekattar-z›yla bizim oldu¤u kadardi¤er devrimci örgütlerinfaaliyetlerini de olumsuz et-kilemekte, örgütler aras›iliflkiler bo-yutundaki de-¤erlere s›¤mayan, ordumuzfaaliyetlerini sabote edici,

direkt düflmana hizmet

eden pratiklere girmekten

geri durmamaktad›r. (abç)Öyle ki bir dizi olumsuzprati¤in yan›nda, hiç ha-

berleri olmayan yakalan-

malar›n›; operasyonlar›n›kendilerine aktar›p bizi ilgi-lendiren yönlerine iliflkinbilgi istemlerimize, köylü

150

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

MKP’nin de bu ko-nuda geçmiflte hatalar›oldu. Ama bu konuda

köklü bir özelefltiriyapt›. Ve bu özelefltiri-sine de Ahmet Laço veSevda Y›ld›z örne¤indesad›k kald›. Ahmet La-ço ve Sevda Y›ld›z fle-

hit düfltüklerinde üzer-lerindeki askeri malze-

melerin tümü MKPiçerisindeyken üzerin-

de tafl›d›klar› malzeme-lerdi. Ama MKP, ayr›l-d›lar diye bu devrimciinsanlar›n üzerindekimalzemelere hiç do-

kunmad›. Bu malzeme-ler onlar›n hakk›yd› ki,

zor durumda kalmas›n-lar diye kendilerine

önemli miktarda parayard›m› da yapt›. MKP,bilmiyor muydu A. La-

ço ayr›ld›ktan sonraMKP’yi teflhire yönele-

cek? Ve yöneldi de.Kald› ki malzemeleri

almak için olsun, onlar›teflhir için olsun bildirivb. aç›klamalarla teflhir

yapmaya gücü yetmi-yor muydu? Yetiyordu!Ama sorun güç ve ço-¤unluk sorunu olarakele al›namaz! Sorun,

çizgi sorunudur.

Page 148: Sınıf Teorisi - Sayı 8

politikalar›yla 'bizim de¤il’, 'haberimizyok' benzeri cevaplar vererek, uyar›c› ol-ma görevlerini yerine getirmemeleri ta-v›rlar› bir yana; karfl›l›kl› olarak hemfikirolunan, düflman›n yo¤unlaflmas›na nedenolacak eylem vb. gibi faaliyetlerden uzakdurulmas› gereken alanlar olarak tespitedilen ve önemli faaliyetlerimizi sürdür-dü¤ümüzü aktard›¤›m›z alanlarda bilinçli

askeri pratiklere girerek, faaliyetleri-

mizi direkt düflmana hedef haline geti-

rerek, neye hizmet edildi¤inin, devrim-

ciliklerini sorgulatan pratiklere girebil-

mekteler.

‹flte çarp›c› yanlar›yla ortaya koy-

du¤umuz bu objektiflik kapsam›nda,

düfl-man güçleri, d›fl›m›zdaki dost güç-

lerin dostlu¤a s›¤mayan pratiklerinin

yaratt›¤› bu dezavantajl› durumlar› da

de¤erlendirerek...”

Belge 2: Y›l, 2004 A¤ustos’u;TKP/ML MK-SB ad›na yap›lan aç›kla-madan:

“Yine, Ahmet Laço yoldafl ile ilgilias›ls›z iddialardan biri de yoldafl›m›z›n,ad›n› MKP olarak de¤ifltiren TKP(ML)saflar›ndayken, Genel Sekreterimiz Meh-

met Demirda¤ yoldafl›m›z›n flehit düflme-si olay›nda taraf›m›zdan sorumlu (abç)görülenlerden biri oldu¤u iddias›d›r.

Birinci olarak Genel Sekreterimizinflehit düflmesinde esas sorumlusu savaflkonusundaki tecrübesizli¤i nedeniyleordumuzun komuta kademesidir.(abç) ‹kinci olarak bugünkü ad›ylaMKP’nin bu ac› olaydaki sorumsuz

davran›fl›nda Ahmet Laço yoldafl›n hiç-

bir katk›s› yoktur.” (abç)

Belge 3: 16-31 Ocak 1998 tarihli,Halk›n Günlü¤ü gazetesinin 12. Say›s›:

“Bir çat›flma, bir “bildiri” ve bir

“elefltiri” vesilesiyle;

Da¤lar; S›¤›n›lacak Liman De¤il

Savafl Meydan›d›r

Yalan ve abart›c›l›k, politikada güç-

süzlü¤ün kendisidir

Önce tamam›yla güçsüz, çaresiz veher haliyle tepkicili¤in ve duygusall›¤›nyön verdi¤i bildirideki söylem ve belirle-meleri aktaral›m ki, bu hezeyanl› komu-tanl›¤›n marifetlerini herkes okusun yo-rumsuz bir flekilde.

"Durum böyleyken '94 darbesi sonra-s› bölgedeki güçlerini ibret verici bir tarz-da tasfiye ederek, o süreçten bu yana böl-gede bulunmayan, Karadeniz'in esasta or-dumuz olmak üzere di¤er devrimci güç-lerce gündeme oturtulmas› sonras›, böl-geye s›n›rl› bir güç aktaran darbeci güruh;ideolojik-siyasi g›das›n› darbeciliktenalan, da¤›n›k, belirsiz, plans›z-program-s›z askeri harekat ta-z›yla bizim oldu¤ukadar di¤er devrimci örgütlerin faaliyet-lerini de olumsuz etkilemekte, örgütleraras› iliflkiler boyutundaki de¤erlere s›¤-mayan, ordumuz faaliyetlerini sabote

edici, direkt düflmana hizmet eden pra-

tiklere girmekten geri durmamaktad›r.

Öyle ki bir dizi olumsuz prati¤in yan›nda,hiç haberleri olmayan yakalanmalar›-

n›; operasyonlar›n› kendilerine aktar›pbizi ilgilendiren yönlerine iliflkin bilgi is-temlerimize, köylü politikalar›yla 'bizimde¤il’, 'haberimiz yok' benzeri cevaplarvererek, uyar›c› olma görevlerini yerinegetirmemeleri tav›rlar› bir yana; karfl›l›k-l› olarak hemfikir olunan, düflman›n yo-¤unlaflmas›na neden olacak eylem vb. gi-bi faaliyetlerden uzak durulmas› gerekenalanlar olarak tespit edilen ve önemli fa-aliyetlerimizi sürdürdü¤ümüzü aktard›¤›-m›z alanlarda bilinçli askeri pratiklere

girerek, faaliyetlerimizi direkt düflma-

na hedef haline getirerek, neye hizmet

edildi¤inin, devrimciliklerini sorgula-

tan pratiklere girebilmekteler.

151

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 149: Sınıf Teorisi - Sayı 8

‹flte çarp›c› yanlar›yla ortaya koy-

du¤umuz bu objektiflik kapsam›nda,

düfl-man güçleri, d›fl›m›zdaki dost güç-

lerin dostlu¤a s›¤mayan pratiklerinin

yaratt›¤› bu dezavantajl› durumlar› da

de¤erlendirerek...” (abç)

Duygusall›¤›n hakim oldu¤u, tama-m›yla kinci, pervas›z bir dille yaz›lan vedostluk ad›na yutturulmaya çal›fl›lan bu"ibret verici" belgeyi her okurumuz iyiceokumal›d›r. Biz, bildiride dile getirilensöylem ve belirlemelerin yeni de¤il geç-miflte de yap›ld›¤›n›; dolay›s›yla mevcutbir politikan›n en belirgin ve uç örne¤inioluflturdu¤unu okurun daha bir yak›ndanö¤renmesi ve bilince ç›karmas› için yuka-r›daki al›nt›y› buraya aktard›k.

Bu belge sahiplerini yan›tlamam›z›nüç bafll›ca nedeni var: Bunlardan birinci-

si; dost komutanl›¤›n kay›plardaki esasne-denin kendi hatalar› oldu¤unu bilinceç›karmalar›n› sa¤lamakt›r. ‹kincisi; kul-land›klar› dilin ve elefltirinin dostlukla ya-k›ndan, uzaktan iliflkisinin olmad›¤›n› veprovakatif bir tarz sergilediklerini kavrat-mak ve olas› bir provokasyona meydanvermemektir. Üçüncüsü ise; bu mant›k vepolitika ile savafl› gelifltirip büyütemeye-cekleri gerçekli¤ini kavratmakt›r. Bir bafl-ka deyiflle, bu yaz›y› kaleme al›fl›m›z›nana gerekçesi, her halükarda söz konusukomutanl›¤›n ve siyasal örgütün yanl›flyapmas›n›n önüne geçmektir. Çünkü; birsiyasal yap›, özellikle de kendisini "Ma-ocu" diye lanse eden devrimci politik biryap›n›n ve onun komutanl›¤›n›n bir olum-suzlu¤u ele al›rken baflvuraca¤› ilk do¤ruyöntem, öncelikle kendi hata ve zaaflar›nakarfl› ciddi ve samimi bir flekilde yönelme-siyle ölçülür ancak. Bu bilinçten hareketlediyoruz ki; buraya yazacaklar›m›z› öncebildiriyi kaleme alan de¤erli komutanl›k(hem de hiçbir duygusal tepkiye girmedenözümseyerek), sonra da Özgür Gelecekyay›n kurulu okuyup içsellefltirmelidir.

Bilindi¤i gibi, daha önceki her iki sa-y›m›zda Mehmet Demirda¤ flahs›nda To-kat flehitlerine iliflkin duygu ve düflünce-lerimizi yans›tm›flt›k. Ayr›ca cenaze töre-nine de yeterli olmasa da belli bir tabankitlemizle kat›lm›flt›k. Bu konuda mevcutsiyasal iliflkiler a¤› içerisinde devrimcigörev ve sorumlulu¤umuzu yerine getir-di¤imizi de her dürüst devrimci ve ilericikamuoyu bilmektedir. Dolay›s›yla bu ko-nuyu geçiyoruz. Ancak yeri gelmiflkenbir kez daha M. Demirda¤ flahs›nda Tokatflehitlerini sayg›yla and›¤›m›z› belirtmekisteriz.

Evet kay›p büyük. Buna, bizde üzül-dük. Bir yan›yla baz› duygusal söylemle-ri anlay›flla karfl›layabiliriz de. Fakat buduygular mant›ktan, bilimsellikten vedostluktan öte bir politikaya yön verirse,bunu hofl karfl›lamam›z› da kimse bizdenbeklemesin. Bu, bir anlay›fl haline gel-mifltir. Daha önceleri de iflaret etti¤imizgibi, nerede ise bütün olumsuzluklar›n›bize ba¤layacak duruma gelmifllerdir.

‹flte bak›n›z, bir komutanl›k bir bildi-ri kaleme al›yor ama bu bildirinin esasöznesini (düflman de¤il) biz oluflturuyo-ruz. Bildirinin girifl k›sm›nda geliflmeleriaktard›¤› sütun üç bile de¤ildir. Bununyar›s›ndan fazlas›n› bize çamur atmayaay›rm›fl ve bildiride de görülece¤i gibi bukayb›n esas nedenini bize ba¤lam›flt›r.Hem de ilk sütunda hedef tahtas›na otur-tarak. Peki böyle dostluk anlay›fl› olurmu? Bîr çat›flma böyle de¤erlendirilirmi? Düflman› hedefleyen(!) bildiri böyleolur mu?

Yalan ve abart›y› kim yapar? Bafltabur-juvazi ve onun besleme ideologlar›yapar. Sonra kim yapar? Burjuva ideolo-jisinin idealist ipli¤inden dokunmufl k.burjuva birey ve ak›mlar yapar. Ayn›s›n›Marksist etiketli siyasetler ve bireyler deyapar. Peki "MLM" etiketli komutanl›kne yap›yor? O da yalan övgü ve çarp›tma

152

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 150: Sınıf Teorisi - Sayı 8

ile bunu yap›yor. Bunu nereden al›yor?K. burjuva s›n›f dokusu ve bundan kay-nakl› k. burjuva ideolojisinden al›yor. Su-çu hep baflkalar›nda arayan komutanl›¤›nzehir kusan söylem, iddia ve de¤erlendir-melerinden önemli gördüklerimizden ba-z› noktalar› yan›tlayal›m.

Evet öncünün gerilla güçleri Karade-niz'de '94 y›l›n›n sonlar›nda al›nan ka-y›plar ve çeflitli nedenler sonucu tasfiyeolmufltur. Ancak bu, say›n komutanl›¤›nbir çok kez dillendirdi¤i gibi "ibret veri-ci bir tarzda tasfiye" edilmemifltir. Bu birabart› ve uydurmad›r. Komünist ÖnderKaz›m Ekici (Cebo) komutas›ndaki geril-la birli¤imiz, önder yoldafl›m›z›n da için-de bulundu¤u toplam 7 flehit verdiktensonra, baflka sorunlar›n da ortaya ç›kmas›üzerine geri çekilmifltir. Bir anl›k bu iddi-an›n do¤ru oldu¤unu varsayal›m. Pekibunun üzerine politika yap›l›r m›? Yaniher komutanl›k yaz›s› veya röportaj›nda"bunlar ibret verici bir flekilde tasfiye et-tiler, kaçt›lar" vb. söylemleri temcit pila-v› gibi ›s›t›p ›s›t›p önümüze sürmenizinamac› nedir? E¤er bu birimde yer alanveya birimin bafl›nda olan yoldafl› kaste-derek bir yere varmak istiyorsan(›z) say›nkomutanl›k. Bu ucuz bir politikad›r ve si-ze bir fley kazand›rmaz. Tam tersine kay-bettirir. Sorun örgütün sorunudur, o örgütkendi içinde bunu çözer veya çözmez,e¤er bu konuda varsa bir önerin ve eleflti-rin bunu dostluk çerçevesinde örgüte bil-

dirirsin. Ama sende bu samimiyet ne ya-z›k ki yok! Kald› ki öylesine h›rç›n bir fle-kilde sald›rd›¤›n birimin bafl›ndaki insa-n›m›z›n kendisiz de bir tarafa kaçmam›fl-t›r ve hemen senin yan› bafl›nda savaflcephesinin tam ortas›ndad›r. Seni s›k›nt›-ya sokan bu yoldafl ve o küçümsedi¤inöncünün gerilla birli¤inin o alana yerlefl-mesidir. Sen paylaflmak istemiyorsun,paylaflmas›n› bilmiyorsun. "Biz dostlar›-m›z›n gelmesinden sevinç duyar›z" di-yorsun, ama bu sözlerin, daha öncekisöylemlerin ve bu utanç verici belgede dea盤a ç›k›yor ki samimi de¤il, tamamensahte dostluk üzerine kurulu demagojikiçeriklidir.

Birli¤imiz o alana geldikten sonra buyönlü demagojik sald›r›lar› daha fazlaartt›rman›z›n gerekçesi baflkaca ne olabi-lir ki?

(...)

Dün söylediklerinizi bir gün sonra-

s›nda inkar ediyorsunuz, iflte bunun en

somut örneklerinden biriside öncüyü

"darbeci güruh" olarak nitelendirme-

nizdir.

Güruh nedir önce bunun aç›l›m›n› ya-pal›m. Türkçe sözlük karfl›l›¤› fludur:

"Güruh, de¤ersiz, afla¤› görülen, kü-çümsenen topluluk, derinti, sürü" de-mektir. Bu tan›m›n ve nitelendirmeningerçekli¤imize uygun olup olmad›¤›n›nyorumunu biz yapmayaca¤›z. Buna ka-rar verecek devrimci dürüst insanlar vekamuoyu olacakt›r. Biz her fleyi bir ke-nara b›rak›yoruz, sadece flunu söylemek-le yetinece¤iz: Kendi OPK'lar›nda öncü-yü bir örgüt olarak de¤erlendirdiklerinihat›rlatmak istiyoruz, hepsi o kadar. Vebununla birlikte flu soruyu soruyoruz:Proletarya Partisi’ni Örgüt olarak de¤er-lendirmekten ne zaman vazgeçtiniz vebunun yerine "güruh" de¤erlendirmesinikoydunuz? Bu nitelendirme ve de¤erlen-

153

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Bu kaba ve sekter tarzTKP/ML’yi her geçen gün bi-raz daha teflhire yol aç›yor.Seçim sizindir. Ya özelefltiriverip do¤ru çizgide yürüye-ceksiniz ya da bu tutars›zl›kla-r›n›zla ideolojik krizinizi dahada derinlefltirmifl olacaks›n›z!

Page 151: Sınıf Teorisi - Sayı 8

dirme bu bildiriye özgü de¤il sadece. Da-ha önceki yaz›larda da mevcuttur. Hangikonferans ve parti iradesine dan›flaraköncüyü örgüt olmaktan ç›kartt›¤›n›z› ö¤-renmek istiyoruz? irade taraf›ndan al›n-m›fl bir karar›n›z var m›? Varsa bunu, ni-ye kamuoyuna yans›tm›yorsunuz? E¤eryoksa, konferans›n›z›n karar›n› de¤ifltir-me yetkisini bu zehir kusan kalemflorlarakim ve hangi merci verdi? Birey veya bi-reyleri örgütün karar›n› de¤ifltirmeye yet-kilimi k›ld›n›z? Hem de böylesine ilkeselbir konuda, isteyen istedi¤ini yapar diyebir karar ve politikay› tüzü¤ünüze ekledi-niz de bizim mi haberimiz olmad›? Tersiyaklafl›mlar, yani böyle bir politika ve ye-ni bir karar yoksa bay kalemflorlar yapt›-¤›n›z darbecili¤in daniskas›d›r. Yoksa bu-nu da m› biz yapt›k? Yani bu yaz›y› da m›biz yazd›k? Sen bizi bir çete derekesineindirgeyip küçümseyebilirsin, ama bizimde sana söyleyece¤imiz var. (...)

Niye bizi bu tür tart›flmalara zorluyor-sunuz? Düflmanl›¤›n›z ne? Dost denilenbir güce bu kadar kaba ve gerçek d›fl sal-d›r›larda bulunulur mu? Bu sald›r›lar se-nin güçsüzlü¤ünden baflka bir anlam ifa-de etmiyor.

Ad›na ideolojik mücadele dedi¤inama düflmanca bir üsluptan öteye geçme-yen bu tarz›ndan niye vazgeçmiyorsun?Sen "bittiler, çözüldüler" diyorsun amaher ne hikmetse bu güç bitmiyor. Hem deKDH gibi bir gücü alt ederek, hem de ya-k›n zamanda genel sekreterini yitirmesi-ne karfl›n yine ayakta duruyor. O da yet-miyormufl gibi Karadeniz'e birlik ç›kart›-yor. (...) Bunlar ucuz ve basit tart›flmalar-d›r. Bizlere bir fley kazand›rmaz. Ancakgeçici olmak kayd›yla tabanlar›m›z› bir-birine karfl› ajite eder ve oradan da bir ikiunsuru kazanabiliriz, hepsi o kadar. Ka-fl›kla kazand›¤›n› kepçe karfl›l›¤›nda kay-bedersin. Yani yanl›fl politika ve ajitatifsöylemlerle kazan›lanlar›n ömrü fazla ol-

maz. Bugün k. burjuva duygular›n› ok-flars›n senin yan›nda kal›r ama yar›n birbaflkas› nicel olarak güçlü oldu¤unda bukazand›klar›n di¤erine gider. (...) Neredekald› bilimsel politika üretmek? Neredekald› arac›n amaca hizmet etmesi gerekti-¤i flek-indeki politika ve taktik anlay›fl-lar? Nerede kald› savundu¤un MLM ide-oloji ›fl›¤›nda insanlar› flekillendirmek?(...)

Da¤a keklik avlamak için ç›k›lmaz,

savaflmak için ç›k›l›r!

Bilindi¤i gibi s›n›flar aras›ndaki sava-fl› kendi ilke ve kurallar›na göre oynad›-¤›nda kazan›rs›n. Da¤a niye ç›k›yorsun?Savaflmak için ç›k›yorsun. Bu savafl sa-dece askeri de¤ildir. En önemlisi de HalkSavafl› dedi¤imiz savafl bir askeri savaflde¤il, siyasi stratejik bir savaflt›r. Dolay›-s›yla bu savafl›n bu döneminde birinci de-recede geçerli olan gerilla savafl›n› örgüt-lemek, yürütmek için k›rsal alanda savafl›büyütece¤im diyorsun. Az öncede dedi¤i-miz gibi, bu savafl› askeri güçler aras› birsavafl olarak de¤erlendirmek salt askeribak›fl aç›s›d›r. Bunun içerisinde, enönemlisi de kitleleri örgütlemek, propa-ganda-ajitasyon faaliyetleri yürütmek vb.görevlerle karfl› karfl›yad›r, iflin bu teorikyan›n› bir kenara b›rak›yoruz flimdilik.Askeri yan› üzerinde duraca¤›z.

Bilindi¤i gibi, düflman bu dönemdestratejik sald›r›da iken biz savunmada-y›z. Dönem aç›s›ndan de¤erlendirildi-¤inde düflman, taktik olarak da güçlüdür.

Dolay›s›yla bizim bu dönemdeki poli-tikam›z vur-kaç taktikleriyle düflman›y›pratmaya yöneliktir. Biz düflmanlar›-m›z› taktik olarak küçümseyebilir mi-yiz? Hay›r! Ama stratejik olarak küçüm-seriz. Bu, ne demektir? Bu, düflman tak-tik olarak bizden güçlü iken stratejik ola-rak ise güçsüzdür demektir. Baflka bir de-yiflle biz taktik olarak düflmanlar›m›z›n

154

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 152: Sınıf Teorisi - Sayı 8

bu güçlülü¤ünden dolay› yenilebi-lir ve baflar›s›zl›¤a u¤rayabilirizama stratejik olarak ise biz düflma-n› yenece¤iz. Çünkü düflman› stra-tejik olarak alt edecek ideolojimiz,onun ›fl›¤› alt›nda yürütülecek siya-setimizin dayand›¤› as›l güç olanproletarya ve ezilen halklar nihaiolarak bizden yarad›rlar. Ve bizim-le birlikte bu güçleri alt etmek içinSavafl yürüteceklerdir. Dolay›s›yladüflman›n nesnel zemini stratejikolarak çürüktür...

Da¤a ç›km›fls›n. Köylüleri ör-gütleyip bunlar› ordu saflar›nda ha-rekete geçirece¤im diyorsun. Düfl-man›n askeri güçlerine karfl› sald›-r›lar düzenleyece¤im diyorsun.Düflman sald›rd›¤›nda geri çekile-

ce¤im, durdu¤unda sald›rmak içingözetlemeye geçece¤im, geri çe-kildi¤inde ise sald›raca¤›m diyor-sun. Bu genel askeri taktikleri he-pimiz savunur ve söyleriz ama bizde dahil buna, yani askeri savaflkurallar›na bir bütün uygun hareketetti¤imizi ne yaz›k ki iddia ede-meyiz. Yoksa siz uygun harekattarz› izledi¤inizi mi söylüyorsu-nuz? Fazla uza¤a gitmeye gerek

yok. Yani savafl› kurallar›na göreoynad›k/oynuyoruz gibi bir iddi-aya kalk›fl›rsan›z o zaman soru-muz flu olacakt›r: Neden bir çat›fl-mada, hem de düflman›n bu kadargüçlü yönelimini bilmenize karfl›nbu kadar kay›p verdiniz? Daha ön-celeri niye yer de¤ifltirmediniz?Farkl› bir alana (çevresi de olabilir)geçmek için önceden konuflland›-¤›n›z yeri de¤ifltirmediniz? Üste-likte birinci derecede Karadeniz'ikendinizin gündemlefltirdi¤inizibelirlemenize karfl›n. Buraya sonratekrar döneriz.

Bir kez daha kin ve düflmanl›kkokan baz› söylemleri aktarmaktafayda var diyoruz; "...ordumuz fa-aliyetlerini sabote edici, direkt düfl-

mana hiz-met edenpra t ik le regirmektengeri durma-m a k t a d › r.Öyle ki birdizi olum-suz prati¤inyan›nda hiçh a b e r l e r io l m a y a nyakalanma-lar›n›..."

Bu nok-ta üzerinde biraz dura-l›m. Bir kereflunu özellikle vurgulamak isterizki, "sabote edici, direkt düflmana

hizmet eden pratikleri" diye bir be-lirle-mede bulunman›n o gerillabirli¤ini düflman güç olarak de¤er-lendirmekten baflka bir anlam ifadeetmeyece¤ini her politik insan›nbilmesi gerekir. Biz bu laflara gü-lüp geçiyoruz. Bu söylemler ko-mutan›n güçsüzlü¤ünü ve çaresiz-

155

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Evet, dost güçler harekat tarzlar›nda birbirlerinin ç›karlar›-n› korurlar. Buna, bugüne kadar dikkat ettik. Ama siz çamurat›yorsunuz. Biz herkesin (dostla-r›n) ç›karlar›n› gözetiriz. Bu-na göre harekat tarz›m›z› düzenleriz. Fakat hiç kimse de biz-den kendisine göre bir harekat tarz› çizmemizi beklemesin veis-temesin. Bunu ne baflkas› bizden istesin ne de biz baflkas›n-dan isteriz. Her siyasi yap›n›n iliflkilerde ve harekat tarzlar›n-da birbirlerinin ç›karlar›n› gözetmeleri farkl› fleydir, bir hare-ketin ideolojik ve siyasi ba¤›ms›zl›¤›n› bir tarafa b›rakarak onunüzerinde tasarruf hakk›nda bulunmas› farkl› fleydir. Bu, o ha-reketin siyasi ba¤›ms›zl›¤›na karfl› yap›lm›fl bir sayg›s›zl›kt›r...

Page 153: Sınıf Teorisi - Sayı 8

li¤ini ifade ediyor. Komutan z›rval›yor.Ve ba¤›rarak diyor ki; ey kamuoyu ben

çok do¤ru taktik izledim, ama bu

"darbeci güruh" olmasayd› ben pafla

pafla yerimde yatacak ve kay›p verme-

yecektim. Bunlar gelip rahat›m› bozdu.

Benim hiç hatam yoktur, ben hatas›z

komutan›m; benim kay›plar›m›n nede-

ni d›fl faktörlerdir. Bunun bafl›n› da

"darbeci güruh" çekmektedir. Bu h›r-ç›n ve idealist bak›fl aç›s›na sahip komu-tanl›¤›n savafl› kurallar›na göre oynamaderdi yok galiba. Ben vuraca¤›m, bomba-layaca¤›m ve yakalanma olacak, üstelikteitirafç› ç›kacak ama ben yinede yerimdenk›m›ldamayaca¤›m. 23 Kas›m çal›flmas›-na gelmeden son iki ayl›k geliflmeleri k›-saca da olsa aktar›rsak, say›n ilgili komu-tanl›¤›n nas›lda keklik avlamak için da¤›kulland›¤›n› ve oradan da kay›plar›n›nesas nedeninin komutanl›ktan kaynaklan-d›¤›n› görece¤iz rahatl›kla.

Olay 1: "Darbeci güruh"tan yakalan-ma Eylül sonu ve Ekim bafllar›nda Turhal‹l-çesinde oluyor. Burada yakalanan un-surlardan sadece birisi o çevreyi biliyor.Ki, o da k›rsal kesime iliflkin özellikledesay›n makyavelist komutanl›¤›n harekattarz›na ve konuflland›klar› yerlere iliflkintek bir bilgi vermemifltir. Bu kifliyi herke-sin (di¤er devrimci yap›lar da dahil olmaküzere) huzurunda yüzlefltirmeye haz›r›z.Di¤er kiflilerin tümü o bölgeye yeni ayakbasm›flt›r. Dolay›s›yla bu konuda herhan-gi bir zarar söz konusu de¤ildir. (...) Özel-liklede özel konuflland›klar› yer için hiç-bir olumsuz yan yoktur. Aksini iddia edenvarsa beri gelsin.

Olay 2: 22 Ekim günü Özgür Kara-bulut flehit oluyor, yan›ndaki ise yakala-n›yor. Yakalanan kifli ve Özgür söz konu-su komutanl›¤›n direkt ve dolayl› iliflkisiiçerisinde faaliyet yürüten kiflilerdir. Ya-kalanan kiflinin çözülüp çözülmedi¤iniise bilmiyoruz. Buras› bizi pek ilgilen-

dirmiyor. Çözülmesi ve söz konusu ala-n› vermesi durumunda e¤er söz konusukomutanl›k tedbir almam›flsa, iflte bu ko-mutanl›k derinden derine sorgulanmal›-d›r o zaman.

Olay 3: 30 Ekim günü Tokat ve ‹stan-bul'da TMfi ekipleri taraf›ndan (...) yöne-lik yap›lan operasyonda onlarca kifli gö-zalt›na al›n›yor veya tutuklan›yor. Bu un-surlar içerisinde yer alan ve geçmiflte bumeflhur "2 No’lu Bölge Komutanl›¤›" ini-siyatifinde y›llarca da¤da (92'den 95'insonlar›na kadar! bulunan hem de partiüyesi ve komu-tanl›k kademelerinde gö-rev yapan birisi yakaland›ktan sonra çö-zülüyor. Üstelikte bas›nda itiraflarda bu-lundu¤u yönünde yaz›larda ç›kt›, itirafç›-l›¤›n› bilemeyiz, ama mücadeleyi b›rakt›-¤› ve kötü çözüldü¤ü kesindir bizim tara-f›m›zdan. Bunu, biliyoruz. Ki bu unsuruno çevreden birisi ve ayn› zamanda"önemli faaliyetler sürdürdü¤ümüz" de-dikleri yerleri çok iyi bilen unsur oldu¤usöyleniyor. Ama bizim "ak›l ve cesaretibirlefltiren" o büyük general(!) hala datedbir alm›yor. Ve önemli faaliyetlerini oalanda sürdürmeye devam ediyor. Sankikurtar›lm›fl bölge yaratm›flças›na hareketediyor. Kald› ki kurtar›lm›fl bölge dahiyaratsan, e¤er düflman senin üzerine sal-d›r›yorsa ve senin de topraklar› koruya-cak gücün yoksa geri çekilmek zorunda-s›n. Yoksa savafl› kaybedersin. Toprak m›,insan m›? tercihinde biz insan› tercih ede-riz. Toprak oldu¤u yerde durur ama insanöyle de¤il. Bir gitti mi geri gelmez.

Zafer kazanm›fl büyük general(!) eda-s›yla hareket eden söz konusu komutan-l›k halada alan› kurtarmaya devam edi-yor. Sonraki geliflmelere bakal›m.

Olay 4: 17 Kas›m '97 tarihinde TokatMerkez Bozatalan Köyü yak›nlar›ndahalk ordusu T‹KKO gerillalar› taraf›n-dan operasyona ç›kan düflman güçlerinekarfl› saat 12:3o sular›nda pusu at›lm›fl,

156

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 154: Sınıf Teorisi - Sayı 8

bu pusuda düflmandan üç kay›p ve bir çokyaral› olurken gerilladan kay›p olmam›fl-t›r. ‹flte bu olay, 23 Kas›m tarihinde M.Demirda¤lar' ›n flehit düfltü¤ü .çat›flma-dan tam 6 (alt›) gün önce meydana gel-mifltir. Daha öncede (18 Eylül günü) kar-fl›laflma sonucu çat›flma ç›km›fl fakat düfl-man kay›plar› konusunda somut bir bilgiyoktur.

fiimdi sormak gerek komutanl›¤a; di-¤er olay ve yakalanmalar› hatta itiraflar›bir kenara b›rakal›m, tam 6 gün önce ça-t›flma ç›k›yor senin önemli dedi¤in faali-yet alan›nda, ama sen bir türlü tedbir al-m›yorsun. Bir anl›kta olsa, o senin kü-çümsedi¤in ve düflmanca bir dille sald›r-d›¤›n "güruhun" senin bu önemli faaliyet-lerini dedi¤in gibi "sabote edici, bilinçliaskeri, faaliyetlere giriflti¤ini" kabul ede-lim. Bu, sizi yine aklamaz bay komutan-l›k!.. Çünkü arada en az alt› gün var. Ha-di iki günü ç›karal›m. Dört gün olsun. Bukadar süre içerisinde yer de¤ifltiremezmiydiniz? Bal gibi de de¤ifltirirdiniz.Ama sen ne yap›yorsun, olumsuzlu¤unubaflta kabullenmiyor ve teorize ediyor-sun. Yerinde çak›l›p kal›yorsun. Üsteliktekalk›p bize askeri ders vermeye çal›fl›yor-sun (...) Çünkü akl›n› cesaretinle birlefltir-mifl olsayd›n o kay›plar› vermezdin. Çün-kü devrimci bilinçle olaylara yaklaflm›flolsayd›n baflar›s›zl›¤›n›n ve kay›plar›n›nard›ndaki as›l nedeni dost diye de¤erlen-dirdi¤in "güruha" ba¤lamaz kendi öznel-ci ve düflman› küçümser tarz›na ba¤lar-d›n. Yani önce kendine yönelirdin. Amasende bu bilinç ve cesaret yok. Çünkü senalçakgönüllü bir komutanl›k de¤ilsin(...)Hatalar›ndan ders ç›karan bir ciddiyet vesorumluluk duygun yok.

Evet, dost güçler harekat tarzlar›ndabirbirlerinin ç›karlar›n› korurlar. Buna,bugüne kadar dikkat ettik. Ama siz çamurat›yorsunuz. Biz herkesin (dostlar›n) ç›-karlar›n› gözetiriz. Buna göre harekat tar-

z›m›z› düzenleriz. Fakat hiç kimse de biz-den kendisine göre bir harekat tarz› çiz-memizi beklemesin ve istemesin. Bunu nebaflkas› bizden istesin ne de biz baflkas›n-dan isteriz. Her siyasi yap›n›n iliflkilerdeve harekat tarzlar›nda birbirlerinin ç›kar-lar›n› gözetmeleri farkl› fleydir, bir hare-ketin ideolojik ve siyas› ba¤›ms›zl›¤›n› birtarafa b›rakarak onun üzerinde tasarrufhakk›nda bulunmas› farkl› fleydir. Bu, ohareketin siyasi ba¤›ms›zl›¤›na karfl› ya-p›lm›fl bir sayg›s›zl›kt›r...

Yukar›da somut bir flekilde olaylar›tarihsel anlar›yla ve geliflimleriyle birlik-te ortaya koydu¤umuz gibi, söz konusu 2No’lu Komutanl›k kendi hatas›n› görüpkavrama yerine öncüye ve onun gerillagüçlerine sald›rarak meseleyi ötüfltürüphedef flafl›rtmaya çal›flm›flt›r. Bizi katil-likle suçlamas›na ve o derekeye düflür-mesine ne akl› selim bir devrimciyi nedekendi saflar›ndaki bir savaflç›y› inand›ra-mazlar. Bununla ancak kendilerini kan-d›rabilirler. (...)

Sen bu tarz›nla iyi bir dost komutanolamazs›n. Çünkü, sen dostlar›na düfl-manca bir tarzda sald›r›yorsun.

Sen iyi bir komutan de¤ilsin. Çünkü,sen duygusal ve tepkici bir flekilde olay-lara yaklafl›yorsun. Bu duygu yönlendir-mesinden dolay›d›r ki, dost olarak de¤er-lendirdi¤in devrimci bir yap›ya pervas›zbir flekilde sald›r›yorsun.

Sen bu kafayla da¤lar› savafl meydan›olarak de¤il s›¤›n›lacak bir liman olarakgörüyorsun. Çünkü, sen daha bu aflamadakaz›¤› bir yere çakarak adeta liman gibis›¤›nm›fls›n çat›flma alan›na. Uç günlük,befl günlük hesap yap›yorsun. Böyle sa-vafl yürütülmez. Savafl kurallar› böyle de-¤ildir. Savafl ac›mas›zd›r ve hatalar› affet-mez.

Sonuç olarak: Bu bildiriye damgas›n›

157

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 155: Sınıf Teorisi - Sayı 8

vuran ruh hali çaresizlik, umutsuzluk vegüçsüzlü¤ün kendisidir. Duygusal ve ol-dukça tepkici bir tarzda yaz›lm›flt›r. Düfl-manlar›n› hedef tahtas›na koymak yerinedostunu hedef tahtas›na koymufltur. Bu-nunla her iki yap›n›n taban› aras›nda düfl-manl›k tohumlar›n›n serpilmesine hizmetetmifltir. Yalan ve abart› vard›r. Kendisinisorgulamamaktad›r. Olaylara bilimsel po-litik bak›fl aç›s›yla yaklaflmay›p idealistve metafizik bir düflünce yöntemiyle yak-laflmaktad›r.

Kendi kay›plar›n›n esas nedenini d›fl-ta arayan bu mant›k sahibi komutanlargerçek devrimci politik komutanlar ola-mazlar. Salt askeri bak›fl aç›s› ve savafla¤al›¤› çal›flma tarz›ndan ideolojik ola-rak g›das›n› almaktad›r bildiri sahipleri.Bu anlay›fllar› ve sald›r›lar› yeni de¤ildir.(...)

Biz bu provakatîf söylemler ve düfl-manca nitelendirmelerin kendilerini yara-layaca¤›n› bir kez daha vurguluyoruz."Keskin sirke küpüne zarar verir." (...)

Sekter ve hotzotçu polemiklere mey-dan vermeyelim. Yanl›fl ve gerici elefltiriyöntemlerinin üzerine bilimsel tarzda gi-delim. B›rakal›m kendi girdikleri o kötüde¤irmende kendilerini ö¤ütsünler. Bizonlar› bu kötü yoldan kurtarmak için ça-balad›k ve çabal›yoruz. Ama onlar gittik-çe daha da baya¤›laflt›r›lm›fl elefltirilerleüzerimize geldiler/gelmeye çal›flt›lar. Bil-diriye yans›yan söylem ve tan›mlamalar›da dört y›ld›r içine girdikleri bu kötü sü-reçten ayr› ele al›namaz...

Evet, onlar kendi hatalar›n› ve baflar›-s›zl›klar›n› bize ba¤layarak s›yr›lmayaçal›fl›yorlar, ama bu, onlar› daha da kötü-rümlefltiriyor. Ayn› flekilde da¤lar› s›¤›n›-lacak bir liman olarak görmeleri de onla-r› tüm alanlarda kötürümlefltirecektir.Çünkü mevcut kafa, da¤lar› savafl mey-

dan›na çevirecek bir kafa de¤ildir. Uma-r›z bildiri sahipleri ve onlar›n mensup ol-duklar› örgütün kalemflorlar› bu yazd›kla-r›m›zdan bir ders alm›flt›r.”

(...)

Üçüncü belge, aktard›¤›m›z ilk belge-ye yan›t olarak yaz›lm›flt›r. O tarihte buolaya iliflkin ne diyorduk ve hangi eleflti-riyi yürütüyorduysak, bugün de esastaayn› elefltiriyi yürütüyoruz. Dolay›s›ylaayr›nt›lara girmedik. Fakat TKP/ML nediyor? “2 No’lu bölge komutanl›¤›” bil-dirisinde olay›n esas sorumlusu olarak“darbeci güruhu” gösteriyor. 2. belgedeise bu kez esas sorumlu olarak kendi böl-ge komutanl›¤›n› göstermektedir.TKP/ML yazarlar›na soruyoruz? Bu ikibelgede yaz›lanlar aras›nda bir tutarl›l›kvar m›? TKP/ML, dün bu olay›n esas so-rumlusu olarak Maoist Komünist Parti-si’nin önceli TKP(ML)’yi gösteriyordu.Ve bu do¤rultuda kamuoyuna bildiri da-¤›tt›. Biz ne demifltik? 3 No’lu belgede deortaya konuldu¤u gibi bu olay›n esas so-rumlusu “bölge komutanl›¤›d›r”. Bugünise bizim söz konusu komutanl›k içinyapt›¤›m›z belirlemenin ayn›s›n›TKP/ML SB’de diyor. Fakat TKP/ML yi-ne dürüst davranm›yor. Neden? Birincisi,aradan yedi y›l geçmesine ve üstelik debu olay›n esas sorumlusu olarak MKPöncelini göstermesinin özelefltirisini ver-memesiyken, ikinci olarak ise,TKP/ML’nin bu olay özgülünde hala daMKP önceline “sorumsuz” vb. yönlüelefltiri yürütmesidir. Söz konusu olay na-s›l geliflmifl, öncesi ve sonras›na iliflkinyapt›¤›m›z de¤erlendirmeler Halk›n Gün-lü¤ü gazetesinde ortaya konuldu¤u gibi-dir. Dolay›s›yla bu olayda TKP/ML MK-SB’nin iddia etti¤i gibi MKP önceliTKP(ML)’nin hiçbir “sorumlulu¤u” yok.Tam tersine TKP/ML, olay›n hala bilin-cinde de¤il. Bugün gelinen aflamada biryandan sorunun esas›n› komutanl›k kade-

158

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz

Page 156: Sınıf Teorisi - Sayı 8

mesine yüklüyor olmas› iyi bir geliflmeama öte yandan MKP’ ye sald›rmaktangeri durmamas› ise kötüdür.

Bu olaya iliflkin daha fazla tart›flmakistemiyoruz. TKP/ML açt›¤› için tart›flmagere¤i duyduk. Ve bunu da belgeleriyleortaya koyduk. TKP/ML’ de do¤ru bir ta-rih bilinci ve geçmifli sorgulama bilimsel-li¤i olmad›¤› için geçmiflte söylediklerinibir anda ya unutuyor ya da çarp›t›yor. ‹fl-te oportünizm budur!

Do¤rudur, Ahmet Laço söz konusuolay›n gerçekleflti¤i tarihte o bölge faali-yetçisi de¤ildi. Fakat TKP/ML, olaya ilifl-kin de¤erlendirmesini yaparken flu kiflibu kifliyi hedefleyerek de¤il direkt “dar-beci güruh” diyerek TKP(ML)’yi hedefli-yordu. Bu, yukar›ya aktard›¤›m›z bildiri-de net bir flekilde ortaya konulmaktad›r.Pekala sormal›, TKP(ML) kimdir?TKP(ML) sadece bölgedeki güç mü? Ah-met Laço’da o tarihi süreçteTKP(ML)’nin yönetici kadrolar›ndand›r.Dolay›s›yla hedefledi¤iniz “güruh” ve“suçlular” içerisinde A. Laço’da vard›r.‹flte gazetemizin köfle yazarlar›ndan Ba-k›fl Can’›n A. Laço sömürüsü yaparkendikkatinize sunmak istedi¤i nokta da bu-ras›yd›. Ne diyor? fiehit sömürüsü yap-may›n! Dün “darbeci güruh”, “düflmanadirekt hizmet eden” diye bildiride hedefgösterdiklerinizi, ama bugün ifl flehit sö-mürüsüne gelince bir anda nas›l da unutu-yorsunuz, vurgusunu yaparak pragmatist-li¤inizi elefltirmiflti. Söylediklerinizi birç›rp›da unutma tutars›zl›¤›na düflmeyin,elefltirisini yürütüyor. Tarih bilincinizinçarp›kl›¤›n› ortaya koyuyor. Sorunlaradürüst ve bilimsel yaklafl›n ça¤r›s› yap›-yor! Bu olay özgülünde ne denli tutars›zve kaba belirlemeler yap›ld›¤› belgeleriy-le ortadayken art›k kalk›p flu flehit bu fle-hit üzerinden yazarlar›m›za ve MKP’ yesald›r› yapmalar› do¤ru yolda olduklar›n›de¤il, yanl›fl yolda yürüdüklerini gösteri-

yor. Bu kaba ve sekter tarz TKP/ML’yiher geçen gün biraz daha teflhire yol aç›-yor. Seçim sizindir. Ya özelefltiri veripdo¤ru çizgide yürüyeceksiniz, ya da bututars›zl›klar›n›zla ideolojik krizinizi da-

ha da derinlefltirmifl olacaks›n›z! r

159

SINIF TEOR S2004 *8* Haziran-Temmuz