6
•l a V*u ide î-Vnı i.) VIL : 1 SAYI: 44 SAHİBİ: HİKMET A FİF MAPOLAR FİATI: 15 Mil İDARE MECİDİYE SOKAK 11-13 TEL: 2824 BASIMEVİ GİRNE YOLU LEFKOŞE TEL: 73838 8 Haziran 1963 Cumartesi HERGÜN SAYFA İleti Arkadan Vuranların Davası Dün Başladı Aydemir Şehitlerimizi Andık! Nasıl Harekete Geçtiğini Kuçuk ve î>avuı.ma ba kanı O. Örek Şehitler abidesi k koyuyor________ Foto . BAS1N inyada 5 Milyar işi Açtır alık tarihinde en önem- tılardan birini teşkil sk olan bir Dünya Gıda bu ay içerisinde dil- ektir. Kongre, düııya- sınıfına, imt(\a7.dan bulunanlara daha iyi yat bahşetmek hususun pılacak tavsiyeleri for- Bleştirecektir. iongre, 1960 yılında Birleş- I Milletler Gıda ve Tarım Bizasyonu önderliğinde Açlığı Önleme Kampan yüksek bir merhaleyi etmektedir. Kongrenin enmesinden takriben j on hafta önce dünyanın her ta rafında 80’i mütecaviz mem- leket, Kongrenin önemini yüz milyonlarca insanın fakdir et meşini sağlıyan bir Açlığı Ön- leme Haftası tertip etmiştir. Kıbrıs’ta Açlığı Önleme Haf tası münasebetile aralarında 25 ve 75 millik pullar bulunan seri halinde özel posta pulları çıkarılmıştır. Halihazırda 1.5 milyar in- san, açtır veya noksan gıda al maktadır. Posta pulları bu is- tatistikleri insan seviyesine düşürmek bakımından vorarlı dır. Kıbrıs Radyosu Halka Yardım Etmekten Uzaktır gün Kıbrıs Radyo - orporasyonu İdaresi litler günü hakkında kararın, dün, maalesef sına konduğunu . Güne uygun oiarak ha programlara ınlıdaha niş ama bu ağırbaşlı ular arasına reklâm nakla, ikinci bir emek- ürlanmış programların ı ve mahiyetinin sıfıra in ı sağlamıştır. Bu hareke zereti de Koıporas- paraya ihtiyacı varmış »n dolayı reklâmlara önemi gösterme* ge- nuş. Korporasyonun ıu merkezde Oıabilir. İ gelir kaynağının da gibi çalışması ma- ki, matlûptur. Ama andığımız, her yıl koyduğumuz ' günde milli hisleri- İlerimize karşı gös- ilâhi duygulara hiç den, sadece maddi hareket edip, radyo- »isini düşünmek, : aşırı bir titizlikten ittdir. Bu titizliğin, pek kritik bir eko- fundan doğduğu- asi vermiyoruz. Böyle bir durum kendini çok tan göstermiş olurdu. Nerede kaldı ki, radyonun prestij me selesi de bunda rol oynuyor Şöyle ki, bir radyo, bulundu- ğu memleketin halklarına hür met etmek, ve onlann hisleri- ne tercüman olmakla mükellef tir. Daha önceden çizilen, kut lanan, anılan günleri tesbit et mek, günü gününe, bunları ye rine getirmek, böyle bir mtfes- sesenin, kaçınması imkânsız şartlarındandır. Ancak bu şe- kilde, halka hizmet edebilir. Geçen yıllarda buna riayet et, bu yıl, bir bahane icad ederek bundan vazgeç. Bu gibi davra nışlar, halkın radyoya karşı o- lan sevgi ve bağlılığını azaltır; onun resmiyetini sıfıra indirir. Kıbrıs Radyosunun, sadece bir reklâm radyosu olmadığı- nı da unutmamak gerekir. Bu gerçekleri burada uzun boylu kaydetmemiz boşuna - dır. Zjra, İdareci olarak rad- yonun başında bulunamar, bü tün bunları her şeyden iyi bi- liyorlar; veya bilmeleri icabe- der. Hakikat böyle iken, ne- den halkın hislerinin hilâfına kararlar alınıyor? Programla- ra reklâmlar karıştırılarak, gü nün manası bozulmak isteni- Dün, Şehitler Günü rrınase- betjyle tertib edilen tören sa- bah saat 9 da Şehitler Meyda- nında yapılmıştır. “Ti” boru- sundan sonra Şehitler Anıt'ına çelenkler konmuştur. Bunlar arasında Cumhurbaşkan Mua- vini Dr. Fazıl Küçük, Türkiye Büyükelçisi Dr. Mazhar Özkol Türk Bakanlar, Türk Cemaat Meclisi Asbaşkanı Dr. Şemsi Kâzım, Müftü Dânâ Efendi ile muhtelif okul, kulüp, ve ku- rumlann çelenkleri göze çarp- maktaydı. Çelenkler konduktan sonra Şehitlerimiz için saygı duru- şunda bulunmuştur. Bunu öğ- retmen Kolejinden bir öğrenci nin okuduğu “Bayraktar Des- tanı” adlı şiir takibetmiştir. Şehitler meydanındaki tören den sonra, Selimiye Camiinde, Şehitlerimizin istirahat ı ruhu için mevlût okunmuştur. Bura da, daha önce Cemaat Meclisi Başkanı Rauf Denktaş’ın hazır ladığı konuşma Meclis Asbaş- kanı Dr. Şemsi Kâzım tarafın- dan takdim edilmiştir. Bu konuşmada Derıktaş, Türklüğün adada kuvvetle va- roluşunun tarihçesini yapmış ve bütün güçlükleregöğüs ge- rerek, şeref, haysiyet, namus ve varlığımızı nasıl konduğu- muzu anlatmıştır. Bayraktar'ın Kıbrıs a 1571 de canı pahasına diktig: Türk Bayrağının gül yüzünü karart- mamağı düşündük” diyen Denktaş, daha sonraki olayla- ra temasla, Kıbrıs Türkünün yeniden bir koloni idaresine gi rjp uşak olarak yaşamaktansa, ölmeği daha şerefli bir yol say dığını bildirmiştir. Rauf Denktaş, konuşmasının son kısmında şunları belirtmiş tir: “Kıbrıs Türkü bu adada ya- şamaya devam edecektir. Çün- kü bu toplum hak ve adalet yo lunda gerilemiyen, vatan için canını vermesini bilen bir kit- lerdir. Aziz Şehitlerimizin zafe ri, Türk Gençliğinin el'nde e- manettir.” Kibri içki ihracatının Geliştirilmesine Çalışılıyor Ticaret ve Endüs'.' i Bakrın lığı, Kıbrıs içkilerinin ih’î'catı- nı geliştirmek maksaıiıy'-j Bir- anlam Ankara 7 (Basın • Yayın) : 20-21 Mayıs olaylarının sa - nıkları, dün saat 9.00 dan iti- baren Mamak’taki 1 numaralı Sıkı Yönetim Mahkemesi Hu- zuruna çıkarılmak üzere, Mu İNTİHARA TEŞEBBÜS ETTİ | Dün öğleden sonra Dipkar- paslı Hristos Yannakis Kitreo dis adında 50 yaşında bir Rumi habere Okuluna götürülmüş boğazını kesmek suretiyle inti-ı 1er ve bu saatten itibaren du- hara teşebbüs etmiştir. Mağu- ruşma salonuna alınmaya baş sa Genel Hastahanesine naldırı jlanmışlardır lan Hristos’un durumu t'ihlike lidir. , ATEŞE TUTTULAR TEL - AVİV— İsrail askeri kaynakları tara leşik Kırallık’tan bir £vı~P itha fından iddia edildiğine göre, lâtçısını Kıbns’a davet elmiş Suriye sahil kuvvetleri bugün bulunuyor, 9 Haziran Pa:-.ır ak (dün) Tiberya gölünde devriye şamı Kıbrıs’a gelecî* heyet jyapmakta olan bir İsrail polis mensupları burada bulundukla devriye botunun top ateşine r> müddet zarfında içki fabrika tutmuşlardır. Bildirildiğine gö- larım ziyaret ederek içki ima- re Suriyelilerle zırhlı bot ara- lâtçıları ile görüşecekledir. İt sında ateş teali edildT^İ açık- halâtçılar, ayni zamanda bağ lanmıştır. İnsanca herhangi bir bölgeleri ile turistik ye • rj de zayiat olmadığı da bildirilmek- ziyaret edeceklerdir. tedir. Saat 09.30’da Başkan Tuğge neral Fevzi Basmacı, duruşma hakimi, ve bir üyeden müte- şekkil Mahkeme Hey’eti ve bu nu takiben de Hakim kinbaşı Turgut Aka’nın başkanlığında ki iddia makamı yerlerini al- mışlar, Başkan tarafından du- ruşmaya başlanacağı bi'diril- idikten sonra, duruşma hakimi Türk Ulusu adına bağımsız ola rak duruşma yapmaya yetkili bulunan 1 numaralı siKı Yöne- tim Askeri Mahkemesinin sa- nıkların alenî duruşmac-ını yap mak üzere toplandığım ve ha- ;kimlerin davaya bakmaya memnu halleri olmadığını bil direrek sanıklardan Hey’eti Hakimiyeye karşı itimatları sorulmuştur. 103 sanık ayrı ayrı itimat beyan ettikten sonra mikro - fon önüne gelerek hüviyetleri tesbit edilmiştir. Duruşma ha kimi son tahkikatın açılması kararı okunmak üzere söz id dia makamına verilmiştir. Son tahkikatın açılması ka- rarını okumak üzere söze baş İ vetlerin en yüksek kademesi ile dahi irtibatlı olduğunu id- ıdia etmesine rağmen, bu hare keti tatbik mevkiine koyarken ve plânlama toplantıları yapar jken, bu Devlet Teşkilâtının hiçbir kademesini haberdar et mediği de açık beyanından an laşılmıştır. Muvaffak olması takdirinde demokratik nizama son vere- ceğini ve hiçbir partinin, ken di düşüncesine göre, işe sokul mayacağını ve böylece kendi- ne göre bir sistemi memlekete kabul ettireceğini ve bunun belirsiz bjr zamana kadar de- vam edeceğini de ifadelerine kattığı öğrenilmiştir. Fethi Gürcan’a gelince : Ev [velâ avukat tuttuktan sonra ko 'nuşabileceğini ileri sürmüş, lıyan Hakim Binbaşı Turgut İMahkemenin, sorguya evvelâ Akan, “bugün huzurunuza a- ğır olduğu kadar acı, çirkin ol duğu kadar adî bir suçun fail lerini getirmiş bulunuyoruz. Bugün, Aziz Milletimizin bü- tün halkının ellerinden gas betmek istiyenlerin davasına giriyoruz. Bugün, Silâhlı Kuv vetlerimizin temelini kazıyan- ların, Silâhlı Kuvvetlerimizi kendisinin cevap vermesi za- ruretini beyanı karşısında şun lan ifade ettiği anlaşılmıştır : Son tahkikat kararında da a- çıklandığı gibi, gerek Ankara içinde Zırhlı Birlikler Okulu, Harb Okulu ve diğer birkaç yerde kendisine teşkilâtlandır ma vazifesi ve bunları fiilen 'harekâta katma görevinin Ay- Atatürk Anıtım Zafer Bayramında Dikiyoruz Türk Cemaat Meclisinin ye- rinde bir karariyle Kıbrıs’ta büyük boy ve tunçtan bir Ata- türk anıtı dikilmesi için girişi- len gayretlerin müspet bir so- nuç verdiğini derin bir ıt em- nuniyetle öğreniyoruz. Bu münasebetle Bal'kesir Atatürk Anıtı yaptırma Deme ğı derhal faaliyete geçmiş ve Türkiye’nin tanınmış hocala- rından Hüseyin Gezer e Kıb- rıs’ta dikilecek olan Atatürk Anıtı için gerekli direktifi ver miştir. Baükesir Atatürk Anıtı Yap tırma Derneği tarafından Türk Cemaat Meclisi Başkan- lığına gönderdiği bir mektup- ta şöyle demektedir : “Teklifiniz idare heyetimiz- ce incelenerek ittifakla kabul edilip heykeltraş Hüseyin Ge- zer’e gerekli talimat verildi. yor? Bunda başka sebepler ara mak ve zamanın modasının or taya çıkramak çok kolaydır. Kanaatimizce bu, yine aynı zih niyetin, baskı düşüncesinin, millî hislerimizi rencide etme- nin başka bir tezahhüruJür. Davranışları ve ellerindeki sa- lâhiyetin istismar edilmesi ile verilen kasıtlı kararlar.n bizi şaşırtacağını, zayıflatacağını, susturacağını tahmin ediyorlar Yanlış kararlarının kendi iste- dikleri yoldaki semeresini bek liyorlar. Ama işte asıl bunda yanılıyorlar. Zira yanlış karar- lardan ancak yanlış neticeler alacaklardır. İsterlerse kalkıp da, verilen bu kararın iki cemaatin hayrı- na olduğunu iddia edebilirler. “Cemaatlerimizi tahrik etme- den kardeşlik havası içinde, Ada için çalışalım” diyerek tez vir yoluna gidebilirler. Bu datmaca ile de birşey kazana Devamı Sayfa fi da Telif hakkı dergilerimize ait o- lan eser’in, Lefkoşa’da da ya- pılmasından dernek olarak haz duyacağız. Ayrıca Yeşil Kıbrıs’ta da Atanıız’a ait bir a nıtın yükselmesi ve bu anıtın yapılmasında derneğimizin de payı bulunması bu hazzı bir kat daha arttıracaktır.” Balıkesir Atatürk Anıtı yaptırma demeği başkanı avukat-Necat Tuncsiper” Bunun üzerine Türkiye Müh Talebe federasyonu Kıbrıs’da kurulacak Atatürk anıtı ile il- gili faaliyeti takip ve süratle sonuçlandırmak için bir komi te teşkil etmiş, çalışmalara başlamıştır. Bu komite şu şe kilde kurulmuştur : Türkiye milli gençlik teşki- lâtı genel başkanı C evdet Hocaoğlu Türkiye milli talebe lederas yonu başkanı Erdoğan Tuncer Türk devrim ocakları genel başkanı Prof. Tarık Zafer Tunaya Halkevleri : Behçet Kemal Çağlar Gazeteciler Cemiyeti : Fa- ruk Demirtaş (Milliyet ya- zarı) Kıbrıs Türk Kültür Derneği temsilcisi Kıbrıs Türk Talebe cemiyeti başkanı Mustafa Özgür öğrendiğimze göre Türkiye İş Bankası, komitenin bir ta- lebini müsbet karşılamış ve ATATÜRK’ün heykelinin ya- pılması ile ilgili masraflar için elli bin türk liralık bir teberrü de bulunmuştur. Heykeltraş Hüseyin Gezer, İstanbul güzel sanatlar akade misi heykel hocasıdır. Antalya için hazırlanmakta olan ATA- TÜRK anıtının müsabakasını da 30’a yakın heykeltraş ara- sında Hüseyin Gezer kazan- mıştır. Tunçtan ve bir buçi'k ton ağırlığında, 3 metre C0 boyun da olacak olan ATATÜRK’ün heykeli İstanbul’dan vapurla bir gençlik kafilesi tarafından getirilecektir. Açılış töreni 30 Ağustosta yapılacaktır Diğer taraftan hürriyet kah ramanı Turan Emeksiz adına kurulmuş olan (TURAN E- MEKSİZ ARAMAGAN’ jürisi) geçenlerde Kıbrıs Tlirk cema- atini, yurt dışında kaimış Türk toplulukları arasında en fazla cumhuriyet ve ATA- TÜRK devrjmlerine ve ilkele- rine bağlı bulmuş ve Kıbrıs Türk cemaatine armağan ve- rilmesini kararlaştırmıştı. Res mi belge Türk cemaatine, ATATÜRK’ün heykeli ile bir- likte getirilecektir. DEVRİMİN DÜNKÜ SAYISI 5330 ADET BASILMIŞTIR kemirenlerin, O’ nu ve Mhfcti !demir tarafından verildiğini jarkadan vuranların yaptıkla- rını önünüze seriyoruz. Olayın nasıl hazırlandığı, ve S daima yeraltı çalışması şeklin ide sinsi bir faaliyetin nasıl yü jrütüldüğü, lider olmak için ge rek Aydemir’in ve gerekse 14’ İlerle diğer bazı kimselerin na- sıl yarıştıkları, birbirlerine jyaklaşma veya zaman zaman uzaklaşma ve tekrar irtibatlan ma çalışmaları anlatıldıktan I sonra hepsini geride bıraka- rak Aydemir’in nasıl harekete [geçtiği, ve türlü menfa?c temi J ni veya vaadlerle işin nasıl teş kilâtlandığı ve olup bitm'; yo- luna konduğu beyan eoilmiş- tir. Son tahkikat kararının o- kunmasından sonra sanıkların soruşturmalarına başlanmıştır. Bu meyanda, Talât Aydemir, Fethi Gürcan ve Rıfkı Ertem’- in soruşturmaları^apılmıştır. Bunlardan Aydemir’in ihtilâl hazırlığını yaptığını ve türlü toplantılara girdiğini; partile- rin, Millet Meclisi, Senato ve ve o gece bu hareketlere Zırh lı Birlikler Okulundan başlıya rak. Süvari Grubu, Radyoevi, Harb Okulu ve diğer yellerde fiilen katıldığını ve İstanbul Teşkilâtı ile de irtibat vazife- si gördüğünü, bazan inkâra ka çan beyanlarla ifade etmiştir. Rıfkı Ertem’in ise, gerek Ha rekâttan evvel, ve gerekse fi- ilen harekâta katılarak, bilhas sa 229. Piyade Alayının Garni zonundan uzaklara götürülme sinde ve yollar üzerindeki bir çok faaliyetlerde rol oynadığı ve bunu, emekli bir asker ol- masına rağmen her türlü kan- dırıcı vasıtaya ve düzene baş vurarak yapmaya çalıştığı, be yanlarından anlaşılmıştır. Türkiye Radyoları, alabildik leri bilgilerin özetini duyurur ken, açık olarak devam eden Askerî Mahkemenin usul Ka- nununa göre aynen neşri ya- sak olduğundan, vakıalara ta- mamen bağlı olarak yukarıda belirtilen özetleri takdim et- tiklerini bildirmektedirler Du Devlet Başkanından başlıya- ruşmalara bugün devam edi rak; Hükümet ve silâhlı Kuv- lecektir. tez ■1 •VW»AI^ S E Y A H T . . ! Az para ile çok yer görmek herkesin arzusudur. Siz de LEFKOŞA TÜRK BANKASI LTD.SEYAHAT BÜROSUNA müracaatla bunu elde etmiş olabilirsiniz. Lefkoşa Mağusa Lârnaka Limasol Baf T el: 74474 T el: 2389 T el: 2435 T el: 3834 T el: 2382 OEVRiM’in Hamlesi Bir Müsabaka Açıyoruz Tafsilât Yarınki ______ MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞTIR ___

TEL: 2824 SAHİBİ: HİKMET A FİF MAPOLAR FİATI: …evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/devrim/1963/Haziran/...leme Haftası tertip etmiştir. Kıbrıs’ta Açlığı Önleme Haf

  • Upload
    others

  • View
    5

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: TEL: 2824 SAHİBİ: HİKMET A FİF MAPOLAR FİATI: …evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/devrim/1963/Haziran/...leme Haftası tertip etmiştir. Kıbrıs’ta Açlığı Önleme Haf

• la V*u ide

î-Vnı i . )

VIL : 1 S A Y I: 44SAHİBİ: HİKMET A FİF MAPOLAR FİATI: 15 Mil

İDAREMECİDİYE

SOKAK 11-13 TEL: 2824

BASIMEVİGİRNE YOLU

LEFKOŞE TEL: 73838

8Haziran

1963Cumartesi

HERGÜN

S A Y F A

İleti Arkadan Vuranların Davası Dün Başladı

Aydem ir

Şehitlerimizi Andık!

Nasıl HareketeGeçtiğini

Kuçuk ve î>avuı.ma b a kanı O. Örek Şehitler abidesi k koyuyor________ Foto . BAS1N

inyada 5 M ilyar işi Açtıralık tarihinde en önem-

tılardan birini teşkil sk olan bir Dünya Gıda

bu ay içerisinde dil­ektir. Kongre, düııya-

sınıfına, imt(\a7.dan bulunanlara daha iyi

yat bahşetmek hususun pılacak tavsiyeleri for-

Bleştirecektir. iongre, 1960 yılında Birleş- I Milletler Gıda ve Tarım

Bizasyonu önderliğinde Açlığı Önleme Kampan

yüksek bir merhaleyi etmektedir. Kongrenin

enmesinden takriben j

on hafta önce dünyanın her ta rafında 80’i m ütecaviz m em ­leket, K ongrenin önemini yüz m ilyonlarca insanın fakdir et meşini sağlıyan b ir Açlığı Ö n­leme H aftası te rtip etm iştir.

K ıbrıs’ta Açlığı Önleme Haf tası m ünasebetile aralarında 25 ve 75 millik pullar bulunan seri halinde özel posta pulları çıkarılm ıştır.

H alihazırda 1.5 m ilyar in­san, aç tır veya noksan gıda al m aktadır. Posta pulları bu is­ta tis tik leri insan seviyesine düşürm ek bakım ından vorarlı dır.

Kıbrıs Radyosu Halka Yardım Etmekten Uzaktırgün Kıbrıs Radyo - orporasyonu İdaresi

litler günü hakkında kararın, dün, m aalesef

sına konduğunu . Güne uygun oiarak ha

programlara ınlıdaha niş ama bu ağırbaşlı

ular arasına reklâm nakla, ikinci bir emek-

ürlanmış program ların ı ve mahiyetinin sıfıra in ı sağlamıştır. Bu hareke

zereti de K oıporas- paraya ihtiyacı varm ış

»n dolayı reklâm lara önemi gösterme* ge-

nuş. Korporasyonun ıu merkezde O ı a b i l i r .

İ gelir kaynağının da gibi çalışması m a­

ki, matlûptur. Ama andığımız, her yıl

koyduğumuz ' günde milli hisleri-

İlerimize karşı gös- ilâhi duygulara hiç den, sadece maddi

hareket edip, radyo- »isini düşünmek,

: aşırı bir titizlikten ittdir. Bu titizliğin, pek kritik bir eko-

fundan doğduğu- asi vermiyoruz.

■ Böyle b ir durum kendini çok tan gösterm iş olurdu. Nerede kaldı ki, radyonun prestij me selesi de bunda rol oynuyor Şöyle ki, b ir radyo, bulundu­ğu m em leketin halk larına hür m et etm ek, ve on lann h isleri­ne tercüm an olm akla m ükellef tir. D aha önceden çizilen, ku t lanan, anılan günleri tesb it et mek, günü gününe, bunları ye rine getirm ek, böyle b ir mtfes- sesenin, kaçınm ası im kânsız şartla rındand ır. Ancak bu şe ­kilde, halka h izm et edebilir. Geçen yıllarda buna riayet et, bu yıl, b ir bahane icad ederek bundan vazgeç. Bu gibi davra n ışlar, halkın radyoya karşı o- lan sevgi ve bağlılığını azaltır; onun resm iyetini sıfıra indirir. K ıbrıs R adyosunun, sadece b ir reklâm radyosu olm adığı­nı da unutm am ak gerekir.

Bu gerçekleri burada uzun boylu kaydetm em iz boşuna - d ı r . Z jra , İdareci o larak rad ­yonun başında bulunam ar, bü tün bunları her şeyden iyi b i­liyorlar; veya bilm eleri icabe- der. H ak ikat böyle iken, n e ­den halkın hislerinin hilâfına k a ra r la r alınıyor? P rogram la­ra rek lâm lar karıştırıla rak , gü nün m anası bozulm ak isteni-

Dün, Şehitler Günü rr ın a se - betjyle tertib edilen tören sa­bah saa t 9 da Şehitler M eyda­nında yapılm ıştır. “Ti” boru­sundan sonra Şehitler A nıt'ına çelenkler konm uştur. Bunlar arasında C um hurbaşkan Mua­vini Dr. Fazıl Küçük, Türkiye Büyükelçisi Dr. M azhar Özkol T ürk Bakanlar, T ürk Cemaat Meclisi A sbaşkanı Dr. Şemsi Kâzım, Müftü Dânâ Efendi ile m uhtelif okul, kulüp, ve ku- rum lann çelenkleri göze çarp­maktaydı.

Çelenkler konduktan sonra Şehitlerim iz için saygı duru­şunda bulunm uştur. Bunu ö ğ ­retm en Kolejinden bir öğrenci nin okuduğu “B ayraktar Des­tan ı” adlı şiir takibetm iştir.

Şehitler meydanındaki tören den sonra, Selimiye Camiinde, Şehitlerim izin istirahat ı ruhu için m evlût okunm uştur. Bura da, daha önce Cem aat Meclisi Başkanı Rauf D enktaş’ın hazır ladığı konuşm a Meclis Asbaş- kanı Dr. Şemsi Kâzım tarafın ­dan takdim edilmiştir.

Bu konuşm ada Derıktaş, Türklüğün adada kuvvetle va­roluşunun tarihçesini yapmış ve bütün güçlükleregöğüs ge­rerek, şeref, haysiyet, nam us ve varlığımızı nasıl k o n d u ğ u ­

muzu anlatm ıştır.B ayraktar'ın Kıbrıs a 1571

de canı pahasına d ik tig : Türk Bayrağının gül yüzünü karart- mamağı düşündük” diyen Denktaş, daha sonraki olayla­ra tem asla, Kıbrıs Türkünün yeniden bir koloni idaresine gi rjp uşak olarak yaşam aktansa, ölmeği daha şerefli b ir yol say dığını bildirmiştir.

Rauf Denktaş, konuşmasının son kısmında şunları belirtmiş t i r :

“Kıbrıs Türkü bu adada ya­şam aya devam edecektir. Çün­kü bu toplum hak ve adalet yo lunda gerilemiyen, vatan için canını vermesini bilen b ir kit- lerdir. Aziz Şehitlerimizin zafe ri, Türk Gençliğinin el'nde e- m anettir.”

Kibri içki ihracatının

Geliştirilmesine Çalışılıyor

Ticaret ve Endüs'.' i Bakrın lığı, Kıbrıs içkilerinin ih’ î'catı- nı geliştirm ek maksaıiıy'-j Bir-

anlamAnkara 7 (Basın • Yayın) :

2 0 - 2 1 Mayıs olaylarının sa­nıkları, dün saa t 9.00 dan iti­baren M am ak’taki 1 num aralı Sıkı Yönetim Mahkemesi Hu­zuruna çıkarılm ak üzere, Mu

İNTİHARA TEŞEBBÜS ETTİ | Dün öğleden sonra Dipkar- paslı Hristos Yannakis Kitreo dis adında 50 yaşında bir Rumi habere Okuluna götürülm üş boğazını kesmek suretiyle inti-ı 1er ve bu saatten itibaren du- hara teşebbüs etm iştir. Mağu- ruşm a salonuna alınmaya başsa Genel Hastahanesine naldırı jlanmışlardır lan H ristos’un durum u t'ihlike lidir. ,

ATEŞE TUTTULAR TEL - AVİV—İsrail askeri kaynakları tara

leşik K ırallık’tan bir £vı~P itha fından iddia edildiğine göre, lâtçısını K ıbns’a davet elm iş Suriye sahil kuvvetleri bugün bulunuyor, 9 Haziran Pa:-.ır ak (dün) Tiberya gölünde devriye şamı Kıbrıs’a gelecî* heyet jyapm akta olan bir İsrail polis mensupları burada bulundukla devriye botunun top ateşine r> m üddet zarfında içki fabrika tutm uşlardır. Bildirildiğine gö- larım ziyaret ederek içki ima- r e Suriyelilerle zırhlı bot ara- lâtçıları ile görüşecek led ir. İt sında ateş te a li edildT^İ açık- halâtçılar, ayni zamanda bağ lanmıştır. İnsanca herhangi bir bölgeleri ile turistik ye • rj de zayiat olmadığı da bildirilmek- ziyaret edeceklerdir. tedir.

Saat 09.30’da Başkan Tuğge neral Fevzi Basmacı, duruşm a hakimi, ve bir üyeden m üte­şekkil Mahkeme Hey’eti ve bu nu takiben de Hakim kinbaşı T urgut A ka’nın başkanlığında ■ ki iddia makam ı yerlerini a l­mışlar, Başkan tarafından du­ruşm aya başlanacağı bi'diril-

idikten sonra, duruşm a hakimi Türk Ulusu adına bağımsız ola rak duruşm a yapm aya yetkili bulunan 1 num aralı siKı Yöne­tim Askeri M ahkemesinin sa­nıkların alenî duruşmac-ını yap mak üzere toplandığım ve ha-

; kim lerin davaya bakmaya

mem nu halleri olmadığını bil direrek sanıklardan Hey’eti Hakimiyeye karşı itim atları sorulm uştur.

103 sanık ayrı ayrı itim at beyan ettik ten sonra mikro - fon önüne gelerek hüviyetleri tesbit edilmiştir. D uruşm a ha kimi son tahkikatın açılması kararı okunm ak üzere söz id dia m akam ına verilm iştir.

Son tahkikatın açılması ka­rarını okumak üzere söze baş

İvetlerin en yüksek kademesi ile dahi irtibatlı olduğunu id-

ıdia etm esine rağmen, bu hare keti tatb ik m evkiine koyarken ve plânlam a toplantıları yapar

jken, bu Devlet Teşkilâtının hiçbir kademesini haberdar et mediği de açık beyanından an laşılmıştır.

M uvaffak olması takdirinde dem okratik nizam a son vere­ceğini ve hiçbir partinin, ken di düşüncesine göre, işe sokul mayacağını ve böylece kendi­ne göre bir sistem i mem lekete kabul ettireceğini ve bunun belirsiz b jr zam ana kadar de­vam edeceğini de ifadelerine kattığı öğrenilm iştir.

Fethi G ürcan’a gelince : Ev [velâ avukat tu ttuk tan sonra ko 'nuşabileceğini ileri sürm üş,

lıyan Hakim Binbaşı T urgut İM ahkemenin, sorguya evvelâAkan, “bugün huzurunuza a- ğır olduğu kadar acı, çirkin ol duğu kadar adî b ir suçun fail lerini getirm iş bulunuyoruz. Bugün, Aziz Milletimizin bü ­tün halkının ellerinden gas betm ek istiyenlerin davasına giriyoruz. Bugün, Silâhlı Kuv vetlerim izin tem elini kazıyan­la r ın , Silâhlı Kuvvetlerimizi

kendisinin cevap verm esi za ­ruretini beyanı karşısında şun lan ifade ettiği anlaşılm ıştır : Son tahkikat kararında da a- çıklandığı gibi, gerek A nkara içinde Zırhlı B irlikler Okulu, Harb O kulu ve diğer birkaç yerde kendisine teşkilâtlandır m a vazifesi ve bunları fiilen 'h arekâta katm a görevinin Ay-

Atatürk Anıtım Zafer Bayramında Dikiyoruz

Türk Cem aat Meclisinin ye­rinde bir karariyle K ıbrıs’ta büyük boy ve tunçtan bir A ta­tü rk anıtı dikilmesi için girişi­len gayretlerin m üspet b ir so­nuç verdiğini derin bir ıt em- nuniyetle öğreniyoruz.

Bu m ünasebetle Bal'kesir A tatürk Anıtı yaptırm a Dem e ğı derhal faaliyete geçmiş ve Türkiye’nin tanınm ış hocala­rından Hüseyin Gezer e Kıb­rıs’ta dikilecek olan A tatürk Anıtı için gerekli direktifi ver m iştir.

Baükesir A tatürk Anıtı Yap tırm a Derneği tarafından Türk Cem aat Meclisi Başkan­lığına gönderdiği bir m ektup­ta şöyle dem ektedir :

“Teklifiniz idare heyetim iz­ce incelenerek ittifakla kabul edilip heykeltraş Hüseyin Ge- zer’e gerekli talim at verildi.

yor? Bunda başka sebepler ara mak ve zam anın modasının or taya çıkram ak çok kolaydır. Kanaatim izce bu, yine aynı zih niyetin, baskı düşüncesinin, millî hislerimizi rencide etm e­nin başka b ir tezahhüruJür. Davranışları ve ellerindeki sa ­lâhiyetin istism ar edilmesi ile verilen kasıtlı kararlar.n bizi şaşırtacağını, zayıflatacağını, susturacağını tahm in ediyorlar Yanlış kararların ın kendi is te­dikleri yoldaki sem eresini bek liyorlar. Ama işte asıl bunda yanılıyorlar. Zira yanlış kara r­lardan ancak yanlış neticeler alacaklardır.

İsterlerse kalkıp da, verilen bu kararın iki cem aatin hayrı­na olduğunu iddia edebilirler. “Cem aatlerim izi tahrik etm e­den kardeşlik havası içinde, Ada için çalışalım ” diyerek tez v ir yoluna gidebilirler. Bu datm aca ile de b irşey kazana

Devamı Sayfa fi da

Telif hakkı dergilerimize ait o- lan eser’in, Lefkoşa’da da ya­pılmasından dernek olarak haz duyacağız. Ayrıca Yeşil Kıbrıs’ta da Atanıız’a ait bir a nıtın yükselmesi ve bu anıtın yapılmasında derneğimizin de payı bulunması bu hazzı bir kat daha arttıracaktır.”

Balıkesir Atatürk Anıtı yaptırma demeği başkanı avukat-Necat Tuncsiper”

Bunun üzerine Türkiye Müh Talebe federasyonu Kıbrıs’da kurulacak A tatürk anıtı ile il­gili faaliyeti takip ve süratle sonuçlandırm ak için bir komi te teşkil etmiş, çalışm alara başlam ıştır. Bu komite şu şe kilde kurulm uştur :

Türkiye milli gençlik teşki­lâtı genel başkanı C evdet

Hocaoğlu Türkiye milli talebe lederas

yonu başkanı Erdoğan Tuncer Türk devrim ocakları genel başkanı Prof. Tarık Zafer

TunayaHalkevleri : Behçet Kemal

ÇağlarGazeteciler Cemiyeti : Fa­ruk Demirtaş (Milliyet ya­

zarı)Kıbrıs Türk K ültür Derneği

temsilcisiKıbrıs Türk Talebe cemiyeti başkanı M ustafa Özgür öğrendiğim ze göre Türkiye

İş Bankası, kom itenin bir ta ­

lebini m üsbet karşılam ış ve ATATÜRK’ün heykelinin ya­pılması ile ilgili m asraflar için elli bin tü rk liralık bir teberrü de bulunm uştur.

H eykeltraş Hüseyin Gezer, İstanbul güzel sanatlar akade misi heykel hocasıdır. A ntalya için hazırlanm akta olan ATA­TÜRK anıtının müsabakasını da 30’a yakın heykeltraş a ra ­sında Hüseyin Gezer kazan­mıştır.

Tunçtan ve bir buçi'k ton ağırlığında, 3 m etre C0 boyun da olacak olan ATATÜRK’ün heykeli İstanbul’dan vapurla bir gençlik kafilesi tarafından getirilecektir. Açılış töreni 30 A ğustosta yapılacaktır

Diğer taraftan hürriyet kah ramanı Turan Emeksiz adına kurulm uş olan (TURAN E- MEKSİZ ARAMAGAN’ jürisi) geçenlerde Kıbrıs Tlirk cem a­atini, yu rt dışında kaimış Türk toplulukları arasında en fazla cum huriyet ve ATA­TÜRK devrjm lerine ve ilkele­rine bağlı bulmuş ve Kıbrıs Türk cem aatine arm ağan ve­rilmesini kararlaştırm ıştı. Res mi belge Türk cemaatine, ATATÜRK’ün heykeli ile b ir­likte getirilecektir.

DEVRİMİN DÜNKÜ SAYISI5330 ADET BASILMIŞTIR

kem irenlerin, O’ nu ve M hfcti !dem ir tarafından verildiğini jarkadan vuranların yaptık la­rını önünüze seriyoruz.

Olayın nasıl hazırlandığı, ve S daim a yeraltı çalışm ası şeklin i de sinsi b ir faaliyetin nasıl yü jrütüldüğü, lider olmak için ge rek A ydem ir’in ve gerekse 14’İlerle diğer bazı kim selerin na­sıl yarıştıkları, b irbirlerine

j yaklaşm a veya zaman zaman uzaklaşm a ve tek rar irtibatlan ma çalışm aları anlatıldıktan I sonra hepsini geride b ıraka­rak Aydem ir’in nasıl harekete

[geçtiği, ve tü rlü menfa?c tem i J ni veya vaadlerle işin nasıl teş kilâtlandığı ve olup bitm '; yo­luna konduğu beyan eoilmiş- tir.

Son tahk ikat kararının o- kunm asından sonra sanıkların soruşturm alarına başlanm ıştır. Bu meyanda, T alât Aydemir, Fethi G ürcan ve Rıfkı E rtem ’- in so ru ştu rm aları^ap ılm ıştır . Bunlardan A ydem ir’in ihtilâl hazırlığını yaptığını ve türlü toplantılara girdiğini; partile­rin, Millet Meclisi, Senato ve

ve o gece bu hareketlere Zırh lı Birlikler O kulundan başlıya rak. Süvari Grubu, Radyoevi, Harb Okulu ve diğer yellerde fiilen katıldığını ve İstanbul Teşkilâtı ile de irtiba t vazife­si gördüğünü, bazan inkâra ka çan beyanlarla ifade etm iştir.

Rıfkı E rtem ’in ise, gerek Ha rekâ ttan evvel, ve gerekse fi­ilen harekâta katılarak , bilhas sa 229. Piyade Alayının Garni zonundan uzaklara götürülm e sinde ve yollar üzerindeki bir çok faaliyetlerde rol oynadığı ve bunu, emekli b ir asker ol­m asına rağm en her türlü kan ­dırıcı vasıtaya ve düzene baş vurarak yapm aya çalıştığı, be yanlarından anlaşılm ıştır.

Türkiye Radyoları, alabildik leri bilgilerin özetini duyurur ken, açık olarak devam eden A skerî M ahkemenin usul Ka­nununa göre aynen neşri ya­sak olduğundan, vakıalara ta ­mamen bağlı olarak yukarıda belirtilen özetleri takdim e t­tiklerini bildirm ektedirler Du

Devlet Başkanından başlıya- ruşm alara bugün devam edirak; H üküm et ve silâhlı Kuv- lecektir.

tez

■1

•VW»AI^

S E Y A H T . . !

Az para ile çok yer görmek herkesin arzusudur. Siz de LEFKOŞA TÜRK BANKASI LTD.SEYAHAT BÜROSUNA

müracaatla bunu elde etmiş olabilirsiniz.Lefkoşa Mağusa Lârnaka Limasol Baf

T e l: 74474 T e l: 2389 T e l: 2435 T e l: 3834 T e l: 2382

O EV R iM ’in Hamlesi Bir Müsabaka Açıyoruz

Tafsilât Yarınki

______

MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞTIR___

Page 2: TEL: 2824 SAHİBİ: HİKMET A FİF MAPOLAR FİATI: …evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/devrim/1963/Haziran/...leme Haftası tertip etmiştir. Kıbrıs’ta Açlığı Önleme Haf

Sayfa 2

GÖRÜŞLER AFİFMAPOLflft

Lefkoşa’nm hemen dışında, I efkoşa - Glrne yolu Üzerinde henüz adlandırıl mamış, fakat eskldenberl Kumsal djye bilenen bir mahalle var. Hani bizim şu Basımevinin bulunduğu yer. Sakinleri iyi insanlar, daha doğrusu gUngörmliş kimseler.

Karma bir mahalle Kumsal... Türkü var, Ermenisi var, Rumu var, İr.gtljzi var. Hepsi de iyi anlaşıyorlar, iyi kom suluk münasebetleri kuruyorlar. Soh­beti seviyor bu mahallenin insanları. Birbirlerine karşı iyi niyet besliyorlar, birbirlerine karşı samimidirler. Ama bu insanların büyük bir derdi var. Ya- nayakıla şikâyet ediyorlar, durmadan yaz, belki bir çaresini bulurlar diyor­lar, ben de yazıyorum.

Bu mahallenin listbaşında rok e - saslı bir cadde açılmış. Caddenin he­men gerisinde de bir dere var Adıyla, şanıyla Lefkoşe’nin kanlı dereci bu ma hallenin yeni açılan cadde üzerinden geçiyor, tâ aşağılara kadar uzanıyor.

Fakat okadar bakımsız bir dere ki, yazın çıkardığıçirkeften bu mahalle sakinleri oturamaz oluyor evlerinde. Bunun yanında bir de sivrisinek istilâ­sı başlamış. Evlerin kapılan, pancurla- rı açılamıyor. İnsanların, zavallı insan­ların sinek avıyle meşgul olduklan i - çin, geceleri gözlerine uyku giremiyor, bir bunaltı bir huzursuzluk meydana getiriyor bu durum.

Yaşamak güçlerini seve seve tak­viye eden bu insanlar, çok saıı<imi bir lıava içinde yaşamanın formülünü bul­dukları halde, sinek mücadelesi yüzün­den herşeylerini kaybeder gibi oluyor­lar. Kendi kendileriyle mücadele ede­bildikleri halde, her nedense sineklerle mücadele edemiyorlar, âdeta yenelge- ye uğruyorlar.

Buna bir çare bulunmaz mı? Diz bu bölgedeki sinek savaşım tehlikeli görüyoruz. Kısa bir zamanda sinekle- lerjn Lefkoşe’yi baştan işğâl edebildik leri tehlikesini görüyoruz. Biiyiık bir

GeçilmezMahalledeYaşıyanlar

şehri sinekler işğâle kalkışırsa, küçük bir mahallede sinekleri yene'.geye ug- ratmıyan bir teşkilât koskoca bir şe­hirdeki sineklerle nasıl savaşabilecek? Doğrusu bunu çok merak ediyoruz.

ö y le sanıyoruz ki memlekette bir Sağlık Teşkilâtı var. İnsan sağlığına karşı sorumlu bir teşkilât. Fakat her nedense bu teşkilât da gerektiği bir şe kilde insan sağlığıyle İlgilenemiyor.

Öyle sanıyoruz ki, her ne pahası­na olursa olsun, Sağlık Teşkilatı ha­rekete geçmek, bu sinek tehlikesini ön lemek zorundadır. Belediyelerin de sağ lık kolları bulunmaktadır. Bu Mahalle­nin sakinleri Belediye vergilerini seve seve verdikleri halde, Belediyelerin sağlık kollan her nedense onlarla ilgi­lenmiyorlar, bu büyük tehlikeye mâni olmıya çalışmıyor.

Herşeyin başında insan sağlığı gel mektedir. Bununla yalnız bir Sağlık eTşküâtı değil, büyük memleketlerde olduğu gibi, bizim memleketimizde de devlet ilgilenmelidir. Fakat Devlet, bir takım oyunlar, siyasi dalâvcralar pe - şinde koştuğu için, halkın sağlık duru­mu ile gerektiği bir şekilde ilgilenemi­yor ve bu durum yavaşta olsa bir teh­like şeklini akyor.

Yirminci asnn sonlarına doğru, dünyanın hiçbir yerinde sinek mücade­lesi diye birşey kalmış değildir. Halbu ki bizim memleketimizde sineklerle bi le mücadele edemiyecek bir durum mevcuttur. Bunu bir âcizlik olarak mı yoksa bir ihmal olarak mı kabül ede­lim. Bizde galiba her ikisi de mevcut­tur.

İnsan sağbğını garantileyen De iz­letin harekete geçmesini zaruri bulu­yoruz. Buluyoruz ama, bu buluş ve görüş yalnız bizim olarak kalmamalı, devletçe tatbikine gidilmeli. Yoksa Kumsal Mahallesi bir gün gelip geçil­mez, yaşanmaz bir mahalle şeklini ala cak ve bu mahallelerin sakinlen teker

teker başka mahallelere göç e*rnek zo­runda kalacak.

Çok Geıi Kalmış Bir ülke: SwazilandÜç yanı, beyazların idaıcsi al- an'anelerine tam arıen saoık tındaki Güney A fr'ka ile çev- bir şekilde ya çıp.ak dolaşırrili bulunan ve Portekiz müs­temlekesi Mozambik ile m üş­terek hudutları olan Swazi- land dünyanın en geri kalmış ülkelerinden biridir. 260 bin mevcutlu zenci n-jfusunun bü yük ekseriyeti sıkı sıkıya aşi­ret örf ve âdetlerine bağlıdır. Çoğu hayatında mekt.jp nedir

M baban e, Swa?i.and —

tedirler.Swaziler, kom şularının taz-

lar veya üstlerine hay an post yiklerinden kurtulm ak ve gü- ları giyerler. Pabuç kullanmaz yenliklerini muhafaza '*lar ve halâ beyaz adamdan korkarlar.

Diğer Afrika nıenaeKetleri m uhtariyet veya çogunıuk ida resi için mücadele ederken Swaziler böyle bir şeyf'en çe-

etm ekiçin Ingiltereye bakrnaKta ve lngiltereden yardım beklemek tedirler.

Mbabane başkentinin yegâ­ne karm a (siyah • beyaz) oku lunda ancak 16 ('.grenci var­dır. Umumî nakil vasıtaların-________ r ____ kinm ekte ve îngilk'ieıın ço- ^

görmemiştir. Çok az paraya ğunluk esasına dayanacak bir da siyahlarla/beyailar bir ara- kanaat eden Svvız'ler.n istik- Anayasa hazırlam a teklifini ih td a seyahat ederlerse de, be- balde daha iyi hayat şartları tiyatla karşılam akla ve siyah-Byazların daima ön kollukları için kalkınmağa çalışacakları larla beyazların aynı hak la ra ljşg a l ettikleri gö<e çaıpar. şüphelidir. sahip olacakları bir Aııavasayı,

Syvazilerin büyük bir kısmı tercih edeceklerini belirtmek-

1 2 H 4 5 S 7 8 3 □ □ □ □ □ □ » O D □ □ □ ■ □ □ □ □ □ □ □ □ □ □ ■ □ □ □ □ ■ □ □ □ ■ □ □ □ □ □ □ □ □ □ ■ ■ ■ □ □ ■ ■ □ □ □ □ □ ■ □ □ □ ■ □ □ □ ■ □ □ □ □ ■ □ □ □ ■ □ □ □ □ ■ □ ■ ■ ■

Soldan Sağa Yukarıdan Aşağıya

1. Yapışkan; bir nota 2. Büyük; gidilmesi düşünü­len gezegenlerden en uza

|ğı 3. Şimdilerde ev yap- jinak için taş yerine Kulla- jnılan; bal yapan 4 Türki- lyede bir topluluk; taşıt a-

’racı ışıklarına deniı 5. Es­kiden yaşamış savaşçı ka­dın topluluğu vfya G. A- merikada bir ne*ıi* 6. Ter­si bir uzvumuz; felç 7. Ter si taşıt aracı ışığr tavla onsuz olmaz 8. Bir para adı; çoğal 9. Hayvanların yaşadığı.

F D ü n k ü B u l m a c a n ı n H a l l e d i l m i ş Ş e k l i

Soldan Sağa Yukarıdan Aşağıya

1. Firavun 2 İran; ani 3. Rakı; ün 4. Anımsamak 5. Suzana 6. Us; az, SSL 7. Na; masa 8. Nüans; er 9. tnkalar.

' » ^ Y ı L d ı z ^ a i r . y .

KOÇ BURCU : (21 Mart - >0 Nisan) — Huzur dolu bir gün yaşayacaksınız. Her teşet t üşünüz ger^ckleşe t k.

BOQA BURGU : (21 Nisan • 20 Mayın) — Simdi-.k kü­çük ve önemsiz görünen bir nu-ceranız var. Faka , ileride önem kazanacaktır.

! İKİZLER BURCU : (21 Mayıs - 20 Hazi.in) — bağa so- la söz verişiniz boşuna. Bugünlerde verdiğiniz s^z»vr ye­rine getirmeğe fırsat bulamıyacaksınız.YENGEÇ BURCU : '21 Harran - 20 Temmuz) - Karan lık düşünceler içerisinde yaşarmanın saçmalığını arLınanı- zın zamanı gelmedi mi daha?ARSLAN BURCU : (21 Temmuz - 20 A*U3t06>— Şansı-

' nız sandığınız gibi değil. Artıyor bugünlerde. Şd'.j oyunla rina önem veriniz.BAŞAK BURCU : (21 Ağustos - 20 Eylül) — Aljivannı zı dikkatli atınız. Malûm söz • “Su uyur, lüşraan uyu­maz” .TERAZİ BURCU : (21 Eylül - 20 Ekim) - - İnadın zdan vazgeçiniz. Olmayacak duaya “ amin" ie.ncğe l*wı;: yor

I. sizin davranışınız.l AKREP BURCU : (21 Ekim - 20 Kasım) — ödediğiniz i neticeye kısa zamanda varacaksınız. YılnuJan u^ratığınız ' takdirde elbette.

B YAY BURCU : (21 Katım - 21 Aralık) - iyice düşünü- I nüz; kalbini kırdığınız biri var. Gerektiği şekilde gönlünü I alınız.I' OĞLAK BURCU : (21 Aralık 20 Oca*> - "S:l gider.

J kum kalır" Yerinde bir nuhış değil mı? 1-irşatlar lan ya- I r arlanınız.1 KOVA BURCU : (21 Ocak - Z) Şubat) — ‘Zor » pı*>el- | lik olmaz." Üstüne vardıkça daha da kaybedecek"J BALIK BURCU : (21 Şubat - 20 Mart) — Hamı«ıeı u s

yerinde. Yılmadan çalışırı/. Prşan üstü ıe başarı kazana­lı caksımz.

Sw aziland’da 9.000 beyaz var [dır.

Svvaziland’ın en yüksek Re- isi Sobhuza II ye yerliler Kral nazariyle bakarlar. Sobhuza II n in 70 karısı ve 100 den fazla çocuğu vardır.

Memleketin en nıühırr. m e­selesi, istiklâlden sonra bu ka d ın lann ne olacağıdır. Sobhu- za’nın 70 karısı: “B?*ımsızlığa kavuşup da efendimi z Swazi- land Kralı ilân edilince hepi­miz Kraliçe mi olacağım?” di­ye sorm aktadırlar.

64 yaşında bir “genç” olan Sobhuza um um iyetle A vrupa­lIların elbiselerini giymekten hoşlanmaz. An’anevi hayvan postunu örtünm eyi ve başına tüylü aşiret serpuşunu takm a yı tercih eder. Yalnız nadiren, resmî ziyaretlerde veya resmî kabullerde uzun bir sınokin ile gayet sert kolalı bir gömlek ▼e çizgili b ir pantolon giyer, başına da silindir şapkasını takm ayı ihmal etmsz.

Dizgi, Baskı, K lişe: DEVRİM Basımevi

Lefkoşa.

ı olan- i

Y A K U TÜMİT DENİZ

SABAH YAYINI :06.29 Açtlış ve program C6.30Sabah Melodileri07.00 Haber Bülteni0.M5 Sevim Tanürek’ten şar­

kılar(•7.45 Org ve Akordiyon MGzi

ğ>08.15 Korodan Türküler08.30 Kapanış

ÖĞLE YAYINI •11.59 Açılış ve program İv.00 Beraber ve Solo şarkılar *2.30 öğ le Melodileri13.00 Sabite Tur Gülerman’-

dan Şarkılar13.30 Haber Bülteni 13 45 Kapanış

AKŞAM YAYINI : îC.59 Açılış ve program17.00 Muzaffer Gülek’ten şar

kılar1 /.30 Dans ve Caz Müziği If.OG lnce*az'dan Mahur Faslı İS 30 Çigan Melodileri İS.45 Koka Kola Programı 19.0U Kâmuran Aziz ve arka­

daşları

P 20 Gitar Müziği 19.3C Haber Bülteni ly.45 Lanitis Programı21.00 Spor Dünyasından Ha­

berler2M 5 Meşhur Uvertü. 3. 20.30 Müzikli Bulmara21.00 Birleşmiş Milisti *r Ha-

21.10 Aylfl Büüykataın n dan şarkılar

T 1.30 Londra Mecmua1»-M.45 Saz Eserleri 2£.00 Haber Bülteni 12.15 Tatil Mürıgi 23.0C Kapanış

TELEVİZYON ( U M A R İ S İ t 8 .6. 6 . .

19 *-’• Açılı*19.32 Çocuk Köşesi »o,47 Abbot ve Caste/. ı 21.11 Los Aınicos Tri'»>*. i'i

programı 2 r.2(» Fen Haberleri 21.39 Dr. Kildare

— “Çık dışarı!... Ycusa se­ni ayağımın altında ez.ceğim şim di!.."

Ses çıkarmadı, y ıiııı biraz daha kımıldadı, o k îdar... O zaman, perde olarak Kullanıl mış bu goblen yığınına eğilip hırsla, üsteki kısmı çektim. Yumruğumu da bütün hızım la, çıkacak olanın suratına yapıştırm ağa hazırlamıştım..

Birden, böğrüme darbe ye­miş gibi sarsıldım . Adeta ne fesim kesildi. Z ua, kum aşla­rın açtığım kısmının altın­dan iki mevzun bacak görün müştü!...

Sırtımdan aşağıya buz gi­bi te r boşandı. Heyecandan kalbim duracak gibiydi. Der­hal perdeleri kaldırdım K ar­şımda sımsıkı, iideta jambon gibi paketlenmiş ‘lalde Aylin yatıyordu.

Kızın ağzını ‘ıkmnışlar, dudaklarını da plflsteıie bant lamışlardı. Rengi ölü gibi bembeyazdı. Vücudu sıcak olduğuna göre, ha la ttaydı. Hemen çakımı çıkar.n ipleri­ni kestim. Zavallı yo 'rucak kaç saa ttir bu şekilde yatı­yorm uş olmalı ki, iplerin geç tiği yerler m orarm ışı. Üze­rinde naylon ipekliden koyu renk bir döpiyes vardı. Göğ­sünün üst tarafındaki düğ­me kopmuş, kombinezonu­nun danteli de y rtılmıştı. Bu halinde bile Aylin, insa­nın nefesini kesecek kadar güzeldi.

Arka üstü yarı yatırıp, sır tını kumaş yığınına nayadım ve daha rahat teneffüs ede­bilmesi için, ağzındaki plâs- te ri söktüm. A cıyh inledi. Çenesini açm akta bayağı güç lük çektim. Dişleri, ağzına sokulmuş olan tıkaca geçmiş ti..

Bileklerini oyuD, yanakla­rına vurduğum hafi, tokat­lar sonunda nihayet kendine gelebildi ve göz erini açtı. Karşısında beni görünce, ağ­layarak boynuma sanidı. Si­nirleri perişan olmuştu yav­rucağın...

Saçlarını okşayarak onu teskine çalıştım:

— “Üzülme canını... Üzül­me hayatım... Geçti Artık hiçbir şey kalmadı... Ben de yanındayım bak...”

Hıçkırmaktan, güçlükle ko nuşuyordu:

— “Çok... Çok.. Korktum, Murat... Sen... Sen vetişme- seydin, burada ölüp... Ölüp gidecektim...”

Müdafaasız bir çccuk gi­biydi.

— “Korkma a r t ık . ” de­dim. “Seni b ir cıaha hiç yal­nız bırakmıyacasym!..’

Yavaş yavaş onu yanakla­rından ve alnından öpüyor­dum. Her şiddetli heyecan­dan sonra gelen gevştroe o- nu da sarsmış, bana sokul­dukça sokulmuştu:

— “Pt-ki ama, benden ne istediler, Murat? Ben kimse­ye birşey yapmadım ki?...”

A rtık konuşacak hale gel­mişti.

— “Seni kim bu hi le koy­du?...”

— “Bilmiyorum .. Görme­dim...”

— '‘Nasıl?...”— “Cenazeden geldikten

sonra odama çıkmıştım. Pe­rişan haldeydim. Yatağıma uzanıp biraz dinlenmek iste­dim. Bir aralık kp.pının altın­dan atılm ış b ir kâğıt parçası gözüme çarptı. Halbuki çok İyi hatırlıyorum , odaya gir­diğim zaman bu < ra 'la değil­di. Kalkıp baktım , tenden gelmiş bir n o ttu ..”

— “Hayır, benim değildi. Bunu da, dedeni .lldüren ka- atil göndermişti! .”

Güzel gözlerini iri iri açıp sordu:

— “Ne biliyorsun?...”— "Çünkü a y r yaz- ile ya

zilmiş başka bir pusıı'ayı da dedenin cesedi ürerinde bul­muştuk. Ne ise, sen devam et!...”

— “K abristana gitmeden evvel bir kere seni aram ış­tım. Annenle konuştum. Se­ni bulam ayınca pusulanın mânasını daha iyi anlamış ol dum. Fakat notunu bu şekil­de gönderişin de tuba'im a gitmişti. Hemen h tm e tç ile -

Tefrika No. 41

ri sorguya çektim. Bizim ka­ta hiçbiri çıkmadığı gibi, se­ni gören de olm sm ıjtı Şüp­heden kurtulm an için, seni bir kere daha aram ağa ka­ra r verdim. Eve "âlâ oönme miştin. O zaman şüpheden sıyrılarak randevu mahalli­ne gitmeğe karar verdim. Tekrar odama dönüp elbise değiştirecektim Vı, birden ba şıma vurulan bir darbeyle kendimden geçtim.”

— “Kimseyi görm toin mi?— “Hayır, hücum pek anî

olmuştu.”— “Peki, son ra? ..”— “Kendime geldiğim za­

man boğulacak gibiydim ve kapkaranlık bir yerdeydim. Ellerimie ayaklarım birbiri­ne bağlanmış, ağzım da tı­kanmıştı. Nefes alabilmek i- çin yan dönm eci çalışırken nerede ise boğulacaktım. Ça­resizlikten ve korkudan bir­kaç kere kendimi kaybettim . Son seferinde oir patırdı ile kendime geldim. Civarımda birisi dolaşıyordu. Kımılda­narak kendimi belli etmeğe çalıştım. Sonra kaatilin m i­deme vurduğu b 'r darbeyle yine kendimi kaybettim . Göz lerimî açtığım zaman da sen yetişip beni kurtarm ıştın..”

Kulaklarıma kadar kızardı ğımı hissediyordum. Kıza, o- nu tekmeliyenin ben olduğu­mu söyliyemezdim ya.. Ses çıkarmadan tek rar saçlarını okşayıp başını göğsüme bas­tırdım. Birden, Kollarımın a- rasından kayar gibi oldu. Baktım; bayılmıştı. O zaman birden aklım başın a geldi, ö y le ya, zavallıcık iki gün­den beri aç ve susuzuu. Üs­telik, çektiği eziyet ve heye­can da cabası...

Hemen kucaklayıp doğrul­dum. K ollan aşağıya sark­mış, başı omuzumda uyur gi biydi. İri gözlerinin £>lt. mo­rarmış, rengi büsbütün sol­muştu. Kıymetli yüKüm ku­cağımda olduğu halde, dik­katle merdivenleri inip, alt kata, Aylin’in odası olduğu­nu tahm jn ettiğim b r yatak ı odasına girip onu, bozulm a­

mış yatağın üzerino bırak­tım. Hâlâ bayjm dı. İkinci kattan gelen sesıer azalmış, Hüsniye hanımın feryatları dinmişti. Ama yine de açılıp kapanan kapılann; koşuşan insanların ayak patıı d ılan hafiften hafife bulunduğum yere kadar geliyordu.

Köşk çok eski olmasına rağmen, sonradan g{?> düğü tadilâtla modern oir şekle if­rağ edilmişti. Het odanın ya nında biı de baııyo dairesi yapılmıştı. Nitekim en son tadilâtı da, M uhtar bey için inşa ettirilen asansö ■ tertiba tı ile görmüştü.

Banyoda bu lduğun küçük bir havluyu ıslac.p ^er. dön­düm ve Aylin’in yüzünü, en sesini bununla ovalamağa başladım. Kız, do>rin derin ne fes alarak kendine Reldı. He­men baş ucundaki süı ahiden bardağa su koyuo biı kaç yu dum içirmek istedim. Heye­can ve korku bir yana Ay­lin üstelik açlık ve susuzluk tan böyle baydı hayılıveriyor du. Bardağı bir d ik i te bo­şalttı.

— "Dur,” dedjm. ‘ ben yat burada, kımıldama! Ben, hem aşağıdakilere haber vereyim, hem de sana yiveceK birşey- ler hazırlatayım 1 ”

— "Teşekkür ede .:m Mu­rat, zahm et o laca k ..”

— “Bırak şimdi bu lâfları. Sen kendin soyunabilir misin yoksa ben soyayım mı?..”

Güzel yüzünü bir kızıllık kapladı. Bu haliyle hakika­ten enfesti.

Ulan M urat, s»n adam o- lursan, sokaktaki l.upekler de atom âlimi olurlardı! Aşa ğıda ev halkı birbirine girer­ken, bak sen burada re le r dü şünüyorsun?...

YAĞMUR AĞAÇLARI Yazan : Fikret Deınirağ

Yalnız DEVRlM’ln roman

ll&vesldir.

B entr Hakkı HAK'vRtN lSA N ’danberl sinem aya pidtm edim . Halimi

nem a cansıkıntılarım ı, üzüntülerim i, günlük h* da ağır basan düşüncelerim i kısa bir zaman olsa

nu ttu ran b ir görüntüydü. Hep böyle olsa gcıçekh gidemeylş üzerdi beni. Ama öyle değil. Siniri yönleri de var film lerin. O lmayacak, olmasına belki hiç imkân ve ihtim al olm ayan konuları ele

\ nünden İnsanları anlatılm az şekilde öfkelendiriyor I le bu, bizim film lerimizde, nedense daha <;ok [ Bakarsınız zayıf - nahif birisi hiçbiı maharete i m adan dev gibi b ir insanı o lur olmaz bir ! taklıyor. Ya da film kahram anlarından biri* ansızın değişiveriyor. Y ahut adam kemanı eline I dan bir kem an sesi kaplıyor salonu.I Bu kadar olsa neyse ne! Sa'ondaltl durum inşam lj çok kere sinem adan nefret ettirecek şekildedir. Bir ö.

püşm e sahnesi geçmeyi versin s. lalardan türlü* yükseliverir çok kere. Çevrenizde konuşkan birkaç jn.

san varsa film bitinceye kadar onların iırdımn Jinle. mek zorundasınız. Hele yerinizi terkedecek bir tipte değilseniz... O turduğunuz sıranın ortalarındaysanız ve

1 yerinizden bir m üddet ayrılm ak zorunluluğunu duvar, sanız sandalyelerin âdeta b irb irine yaklaşık olusundan o turanların tüm ünü rahatsız etm eniz gereklidir. Styir- çiler çok kez bundan şikâyetçi olurlar ama seslerir.i du yurtacak bir makam olm adığından - olduğu halde - du­rum her yıl aynı kalır.

Bunun yanında kanunen belirli yaştan aşağı lar sinemaya götürülm ezken, buna ne ana - bahalar, de sinema sahipleri d ikkat etm em ektedirler cılarımız çıkarlarını düşünerek ses çıkaı lar. Peki ama kanun adam ları, tununla ilgililer ni gerekli faaliyete geçm iyorlar? İşte küçüklerin si ya getirilm esi insanın huzurunu bozmaktadır, en ilginç yerinde bir çocuk ağlaması kulaklarınızı hatsız eder, sinirlerinizi bozar, gördüğünüz fi b ir şey anlam az olursunuz. Kalkıp filmi yarıda bırak­mak istersiniz. Güzel film olduğundan ya| bunu. İçinizden bir ses, balkl ananın ya da babanın si­nemayı terkedeeeklerini, söyler. Çok kere yanılır

ses.Çevrenizde fıstık, badem yiyenler caba. Fı

rın kırılm asından ortaya çıkan gürültüden Istı sinirlenmeyiniz. Bir şeyler söylemek, bundan melerini rica etm ek mj? Sakın ha, kim kimi din'er. Çok kez böyleleri hem suçlu hem güçlü olanlar sınıfından- dırlar.

Sinem alarım ızın b ir kötü yanı da yerlerin numa­ralı olmaması. Sakın bazı kısım ların numaralı olduğu­na bakmayınız. Bu salt b ir sınıfın ayrımını ortaya çı­karm ak için yapılan düşüncesiz bir davranıştır. Aksi ac olsaydı tüm yerler num aralı olurdu. Ama buna karşı- lık sinemacılarımızın özürleri ha2ir: Halkımız buna rl- ayet etmez. O nlar diyor bunu. B jr yapsınlar, bir ısrar etsinler bunda. O lur muym uş, elm az mıymış görünür, anlaşılır kısa zam anda. Balkonlarda numara metodu yürüyor da salonda niçin olmsın bu. Böyle olduğunda; gördüğüm ve burada söylemek istemediğim neler ön­lenir, kavrarsınız.

Bütün bunlardan ve daha sayam adığım bir çok ne denlerden dolayı sinemaya gidtm eyişim e üzülmüyO' rum. Bu bir grev değil. İyi film olduğunda kaçırmal niyetim yok. Böyleleri de ayda yılda bir geliyor sine> m alarımıza. Bu film lerin hangileri olduğunu bulmak, anlam ak güç değil. İyi oluşlarından ötürü bütün dedik-

jijŞSf lerim de çekilebilir. Ama devamlı olarak asla!

tutunan Pek îk (’r-

bir sanatçı-

s s s ^ - dbe kâğıda y a z * v e renkte zarf ku’ anıi-^ 300 m e k u ın a lı l .

larffl çoğu n u c e v a p la n d ­

ı n b a şk a re s im b ü

ienlerede imzalaya"*®en postalar.

S a b a h la n Dır deta ol ihmal etn-eden, yaz

^ 40 dakika kiiltür-fizik

yapar.Lisedeyken vo ley b o l oy

nayanPekak, avni z?m an da okul takımının K apta­nıydı da. Ü nıvers i i t d e de ’ jleybola bir n ü d J e t de-

FERRUH DERVİŞ Tuhafiye Mağazası

ATATÜRK MEYDANI 56 - 58, Girne Caddesi

TEL: 5785 LEFKOŞA — KIBRIS

*Her zevke uygun giyim eşyası * Kadın elbiseleri

* Etek, caket, blûz, ve twin setler * Zengin kolye ve parfüm ç<îşit’f“ri

* Erkek spor caket ve pantolonları * Her kalitede gömlek ve kravat

* Trençkot ve kabardinler * Kadm, erkek ve çocuk mayo

ve iç çamaşırları* El çantaları ve seyahat va­

lizleri* Battaniyeler, yatak çarşaf­

ları* vs. vs. vs. vs.

FİYATLAR REKABET KABUL ETMT.7.♦I* I <«♦&♦/• 4 ^

BlBaşsavcı Avrupa da

Cyprus Mail gazetesi yuka ndaki başlık altında şunları yazmaktadır:

“Cumhuriyet Başsavcım Tor naritis ve Hakim Triantafilli- dis ve Münir de bu I onuda yardımda bulunmaktad.ı. Tor naritis, Avrupa kanun’aııntn birleştirilmesi ve hukuK saha sında işbirliği yapılması koni ta ile meşgul olan Avrupt Konseyi özel Komitesin'n top tasında hazır bulunmak fi­lere dün Strazburg’a hareket

liştir. Komitenin toplantısı uartesi yapılacaktır.Toranritis daha sonn kum

«Andlaşmadan doğan bazı Nılemler konusunda temas-

bulunmak üzere ! ondr» B ve müteakiben de Hukukf o l u y l a Dürry, B,nş,fa n ım a katılmak L*re

geçecektir, bu Kon- J “s3°Haziran’da başlay».^ î î aİkenkcndisine * mesi hakim1' - L- ' ^ " ' ld|s üe M ü n ir itti

lerdir- H a k l e r d e

/ün:u

»Jnikonf, Tı katllauktJr I

’d s b u ^ d a A v m -

Ha^»n Ko.Itlsın« katılmak u.

«ine ^ ' ‘«'nın bil M

^ T°maritisC? Urİ-m JıvaA1 ‘ 1 j

^ r t I

Y IL D IZ T E M İZLE M E EVİMüfti Ziyai Efendi Sokak No. 32

L E F K O Ş A Modem tesislerimizde en ileri teknikle

ELBİSE TEMİZLEME işleri deruhte edilir.Her bakımdan teminatlı olan işlerimiz­

deki özellik, müşterilerimizi daima tatmin et­mektir.

SÜR’AT, UCUZLUK, TEMİZLİK PRENSİBİMİZDİR.

Tek bir tecrübe iddialanmızı ispat ba­kımından yeterlidir.

MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞT

Page 3: TEL: 2824 SAHİBİ: HİKMET A FİF MAPOLAR FİATI: …evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/devrim/1963/Haziran/...leme Haftası tertip etmiştir. Kıbrıs’ta Açlığı Önleme Haf

1 9 6 ,■

, g Haziran 19& t

k> h a k i r i

r Ha,i'uki si. l ÜUk h *Vatım.

,an ol^a da u ««Ç ekten bu Sinirltndirlci 1

asm a belki de f le alm ası yjj. | ind iriyor H e .!1 £ °k oluyor, rete S£,1*>P ol. >sahnede pa.

birisin,n sesj

Ü* e »*ne alma.

lu ru ™ insanı 1 •« » * « '. b ir ö-J ■ tü rlü s,>sler i

a n birkaç j Jinle- L

bir tipte | |«»aysanız ve $ ğunu duyar. Ik oluşu ,dan ıtlidir. Styir- j seslerin i du i ! h ak 'c - du- ■

aşağ ı olan- bahalar, ne ir. Sinema- tamak tadır- tililor niçin in sinema-

dır. Filmin larm ızı ra- Uz filmden nda bırak- namazsınız jabanın si-

yanılır buJ

U F ıs tık la - ' isterseniz

m vazgeç- lin 'er. Çok $ ımfınJan-

rin numa- l ı olduğu- o rtaya çi­ş tir . Aksi ına karşı- s buna ri-

h ir ısrar görünür,

a m etodu duğunda; ne le r ön-

ir çok ne tülmüyo- caçırmak yor sine- . bulmak, i

ir dedik- •

ülbül Sesli Sanatkâr

rtan İ Hekak

Sayfa 3

es ve pf'rde sa- vam ettikten sonra işleri- ı d ? e n çok nin ve derslerinin i.öır basbirici de : tır. Viicu- ilgi (,eken

)IC U Pekak’ n boyu

76 giydiği a- sı 42 dir.

daima pem- yazar ve ayni kullanır. Haf-

sktun alır. Bun iu cevaplandır-

resitn isti- 1 imzalayarak he

îr.bir deta ol-

etmeden, yaz kiiltiir-fizik

eyken voleybol oy avni zaman

takımının Kapta- Unıversiıu le de bir n ü d ie t de-

ması üzerine voleybolu bı rakmak zorunda kalan ses yıldızı bunun için üz­gün.

EN SEVDİĞt ŞEY : DOMATES

Adnan Pekak abur cu­bur yiyenlerden değil. Ye meklerde de pek telrik yapm a/. Yaş sebzeleri da­ima tercih edenıerden. Do m atese bayılır. İcabında fırsat bulursa İtalya’dan bile domates getirvtıği o- lur.

DENİZİ DE SEVERAdnan Pekak denizi de

çok sever. D en iı mevsimi nin gelmesini daima dört gözle bekler. Geld: mi de­denize gitmediği günlerin ahdim çokça çıkarır. Her gün en azından bir saat yüzmeden edemez.

L ’•

m : i r e n e P a p a s

DİĞER ÖZEI.MKLERİ ~ Biraz BurdukTan sonra Telefonlara bizzat ken- devam etti:

disi çıkar. Meslekdaşların — Hanımlardan da Mü dan bazılarının geten tele zeyyen Senar... fonlara hizmetçileri ara- Aklımıza bir -'ora takıl cıyla cevap verdirmeleri- dı. Müzeyyen Senar m et- ni tuhaf bulur. Buna asla kişinde olduğunu söyle-

Uzun zamandır !ilm çe virmekte olmasına rağ­men Yunanlı yıldız İrene Papas'ı Cannes film festi- valine kadar peK az kim­se tanıyordu. Ama bu yıl Cannes da gösterilen “E- lektra” filminden sonra cazibeli oyuncu bir çok prodüktörden teklif aldı; adı dergilere, gazetelere geçti, resmi kapaklara ba sıld>.

Korent’te doğup Atma­daki güzel sanatlar akade misini bitiren İrene Papa­mı ilk keşfedenler Metro politan tiyatrocunun iki rejisörü Alekos Sakerali- os ile Hristos Yarakopo- lis onu tiyatrolarına şarkı cı ve dansöz olarak almış jlardı. Papas’ın kendini sahnede göstermesi, başa n kazanması Prosper Me- rimee’n:n ünlü Cjrmen” ivle olmuştur.Bu oyundan !sonra “Kayıp Melekler” ve “ö lü Şehirle ” aulı iki

İRENE PAPAS’I DÜNE KADAR PEK AZ KİŞİ TANIYORDU, AMA ŞİMDİ ADI DÜNYAYA

YAYILDI

ı hem de kabiliyetine hay­ran oldular. Bu fırsatı ka­çırmak istemiyen prodük

IS IN ... B A S IN ... BASIN

^rı ıJarı a vat

mayo

ıt va-

Başsavcı Avrupa daCyprus Mail gazetesi yuka ­

rıdaki başlık altında şunları

B aşsavcısı Tor T riantafilli-

ür de bu 1 onuda 'Uİunmaktad.ı, Tor-

vrupa k anun’arının Imesi ve hukuk saha- p-Iiği yapılm ası konu leşgul olan A vrupa öze l K om itesin’» top

hazır bulunm ak ü- Strazburg’a hareket

K omitenin toplantısı yapılacaktır,

ıritis daha sonra kuru ilaşmadan doğan bazı

konusunda tem as- bulunmak üzere i ondra

müteakiben de Hukuk İdaresi Yoluyla D ünya Barışı Konferansı ’na katılm ak üzere

geçecektir. Bu K on­ferans 30 H aziran'da başlaya­caktır. Atina'da iken kendisine Anayasa Mahkemesi hak im le­ri Triantafillidis ile Mi:ııir ün

edeceklerdir. H akim ler de ayni konferansa katılacaktır,

llidis bu arada Avru- ____İnsan H akiarı K o­

ntesi toplantısına katılm ak ü- Strazburg’a gidecektir. Tomaritis’ln Demeci

s gazetesinin bil güre. C um huriyet

Tomaritis, dün Lef- Hava Alamndan h a ,ek e t

önce verdiği d- m eçte memleketlere vapaca

ğı z iyare tle r ve oradaki tem as la r hakkında kısa bilgi V'-rmiş A tina’da iken, diğer şahsiyet­ler arasında, A vustraıya’lı Hu kukçu lar Cem iyeti başkanıyla da görüşeceğini bildirm iştir.

D iğer Rumca gazeteler, Forsthoff konusunda sadece K ıbrıs H aberler A jansı tarafın dan verilen haberi yayınlam ak la yetinm ektedirler. “Halkımızın Takip Ettiği Yol’

Solcu Haravgi gazetesi, yu ­karıdaki başlık altında yayın­ladığı yorum da şöyle a emek te d ir :

“A nkara’da yayınlanan ve H üküm eti dsetekliyen U 'us ga zetesi, K ıbrıs Cum hurbaşkanı ve halkım ızın dem okratik g a ­yelerine karşı tah rik k â r b ir şe kilde sa ld ırgan lık ta bulunm uş­tu r. Bu gazete b ir yandan tah k irde bulunm akta, diğer yan­dan da tehd it savurm aktad ır

tahammül etmediğini de söyler. Bu konuda:

— Benimle konuşmak isteyenler, zahmet'erini e- sirgememiş ve beni ara­mış; kendisine t ı-senkür et mem gerekir, dedi

— Ztki Müren’i sever misiniz?

Bunu sorduğumuzda yü zündeki mimiklerde deği­şiklik olur mu diye bak­tık. Olmadı.

— Takdir ederin!. . di­ye cevap verdi.

Demek ki Pekak’ın özel likleri arasında kıska: ma mak da var.

— Başka kimleri beğe­niyorsunuz?

— Dr. A lâediin Yavaş ca.

kip edilecektir. Güçlükler ne kadar çok olursa olsun, Kıbrıs tuzağa düşm eyecek ve Emper yalizm e yeni b ir enkac ya ra t­m ak fırsatını verm iye :ektn- ”

“Hükümet ve Ba-ın'1 Mahl gazetesi, yukarıdaki

başlık altında yayınladığı baş yazıda, Hüküm eti, sön.urge idaresinden bu yana Basın hak

Sonuçta bu A da’n ın Pum ve y k,nda hiçbir şey yapm am aklaT ürk halkının müştereK m en­faa tle rine z a ra r getiren uzlaş, mazlığı teşh ir etm ektedir. U- lus gazetesi safsatasında o ka d a r ileri g idiyor ki, barış se­v e r dünyanın ‘m enfaatlerin i’ Z ü rih ’in sefil hüküm leriyle bağdaştırıyo r ve ‘garan tö r’ ya bancıların m üdahalesi konusu o rtay a atıyor.

F ak a t tah rik ler, hangi ta raf tan gelirse gelsin, halkım ızın soğuk kanlılığını o rtadan kal- dırm ıyacak tır. İh tilâfların u- lu slararası dem okratik ilkele­re gö re halledilm esi yoıu ta-

itham etm ekte, şöyle dem ekte d ir

“Sömürge devresinden kal­m a Basın K anunun’da hangi tad iller yapıldı? Hiç. Tu Ka - nun incelendi mi? Asia. Gaze telerin hâlâ söm ürgenlerin dev kanunlarının bask:sı altın da yayınlanm akta oldukları bi liniyor mu? Bilinmiyor”.

G azete enform asyon dairesi ni ele a larak tenkid etınckte, bu dairenin uzun b jr süreden beri bir Türk M üdür Y ardım ­cısının elinde bırakıldığını ile­ri sürm ektedir.

yenleri hatırladık. Sora­lım dedik, d o ğ u mu ya­lan mı bu. S'orouk.

— ıVüzeyyetı Senar’m etkisinde olduğunuzu söy lüyorlar. Ne d.f“rsıuız siz buna?

— Pek tab iî.. diyor. E- sasen kim değil kı... Ben şahsen, Müzeyyen Senar- ın iyiliklerini v i yardımla rını asla unutmuş değilim Sonra unutulacak gibi de değil k i ..

Bunu der demez de ye­rinden doğrularak sinirli bir ifadeyle:

— Bazı kimseler kendi­lerini /Ulâmei Cih. n görü yorlar, diyor. Ben, bunun tamamen zıd bir fikir ta­şıyorum ve ne şahane, ne de Bursa şeftalisi çibi oğ­lan olduğumu iddia ediyo rum. Allah bana fizikî ya­pı ve tabiî güzellikleri cö ­mertçe vermiş,- bu bakım dan böyle iddialar ortaya atmağı lüzumsuz buluyo­rum. Halk daima “üzeli ve iyiyi takdir etmiştir. Be­nim de meziyecîerimi ve bu hasletlerimi gördp de takdir ediyor. l?u benim için en büyük b.'r kazanç­tır.

Adnan Pekak; Kandil­de, Ramazanda çalışmağı ’tronik Sistemler Dairesi âlim­

lerinden Dr. Eberhard Wahl,

film ile sinemaya atılmış, daha sonra bazı tcaıyan ve Amerikan filmlerinde oynamıştı. Son çevirdiği eseri “Navarona’un Top­la r ım gören Yananlı re­jisör Michael Cacoyannis,

onda güzelliğin yan; sıra büyük bir sanat gücü de bulunduğunu anlamış çe­vireceği “Elektra”da baş rolü İrene Papas’a verme yi kararlaştırmıştı.

Film Cannes’dan sonra Avrupamn öteki şehirle­rinde ve Amerikada gös­terilmeye başlandı. Ten- kidçilerde, halkta İrene

törler şimdi kısa saçlı yıl­dıza teklif üstüne teklif yağdırıyorlar.' 1947 de evlenin H51 dejboşanan Papas, Avrupayı da Amerikayı na adım a- idım dolaşmıştır. En beğen diği şehirler Nevv«'ik ile Roma’dır. Ama en çok A-

|tinayı sevdiğini söylemek İtedir. Çok güzel dans e- ,der; güneş banvosundan jhoşlanır. Ara sıra şiir ya­zar; ama yazdığı .gürleri­ni yalnız yakın dostlarına göstermiştir. Ar.a d ünden başka İngilizce ve Itaiyan cayı su gibi koruşur. “E- lektrada beraber oynadığı Yannis Fertis’e âşık oldu­ğu” dedikoduları yayıl­mış, iki yıldız da bunu ya­lanlamışlardır. Kendisin­den genç olan F ;rtisle ev- llenmiye bile kat ar verdiği |ni bazı gazeteler yazm ış­lardı; ama zamanla bu de­dikodular sönmeye başla­dı. İrene Papas an ünü arttıkça dedikodular da ar

Papas’m hem cazibesine Itacak mı bakalım

48000 KtLOMETREDI N DA­HA UZAKTA OLAN PEYK­LERİN HAREKETİ ERİNİ TESBİT VE TAKİP EDEBİ­LECEK YENİ BtR ELEKTRO OPTİK TELESKOP YAPIL­DI — YEN! TEIESKOBUN ASTRONOMİK DEGERt ÇOK BÜYÜK

CHİCAGO — B Amerikan Hava Kuvvetleri S isteki Elek-

doğru bulmuyor. Bayram da camiye de gittiğini söy lüyor. Gül ve salı günleri­ni çok seviyor.

YÜZE YAKIN BESTE Adnan Pekak sadece

ses ve sinema sanatkârı tambur değildr; Kanun

i ve piyano da çahr. Ke­manda da fena değildir.

, Besteleri de var ve pekço- jğunu arkadaşlan okumak tadır. Bu konuda şöyle dedi bize:

— Bestelerim kendimin dir; başkalarından külli­yat alıp, ismimi koymak

4,800 kilometreden ddha uzak­ta olan peyklerin hareketleri­ni tesbit ve takio edebilecek yepyeni bir elektro - optik te- leskobun yapıldığını iç Kİamış

(bulunmaktadır.

Wahl, yeni teleskop m aske­ri maksatlarla olduğu gibi, sulh maksatlarıyla da kullanı­labileceğini ve astronomi ilmi­ne fevkalâde büyük b:* 'ard ı­mı dokunacağını söylüyor.

Bildirildiğine ^O-e, elektro - optik teleskopun Lç t'»mel par çası vardır : a) ışımar. loplıya- cak 67.5 santimetrelik bir op­tik, b) ışınlan ölçecek elektron optik bir cihaz ve c) s^yyarele rin takibini kontrol edecek e

Na z /H, Ç a M A Ş IG L ARJHtZ\/ç/az 6us/£NL £ TEMİZ

%

J(U L L AA//A//Z...!

istemem. Herkesin hakkı . . . , . ----------. .. .. t , 0 , lektronık beyinli bir '-umandakendinedir: tıpkı Sezar ın listemi hakkı Sezar’a olduğu gi- 1 bi.

Leymosun Türk Ocağı Sekreterliğinden •

Ç A G R IKulübüm üzün Yıllık Genel

Kurul Toplantısı 10 H aziran, 1963 Pazartesi akşam ı saa t 8’ de kendi lbkalim i’de yapıla­cak ve nisab aranm ıvacaktır. Sayın üyelerin iştiraki özlenir Günden :1. B ir yıllık faaliyet raporunun

okunması;2. V eznedar ve M üfettişlerin

raporunun okunması;

W ahl: "Bugün fedada 322 yabancı cisim vardır. Bunlar- devamlı surette takjp edilmek­tedirler. Fakat bunlann yalnız

|18’i, yâni ancak yüzde 5'inden az bir kısım, elan tadv) sin­yalleri voı diklerinden diğerleri nin takip ve tesbit edilmeleri gerekmektedir.” demiştir.

Yeni teleskopun asfnmomi ilmi için büyük faydalar sağlı- yacağını söyliyen vvahl, elek­tro - optik teleskopun yardı­mıyla astronomi u/malılarının şunları yapabilecekler nı belirt miştir.

t e m i z//e t ?

T E M / ' z

y>KARDİKKAT

HEDİYE verilir-Her ilç paket TEMİZ Çamaşır Tozuna süslü bir su bardafil

MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞTIR

Page 4: TEL: 2824 SAHİBİ: HİKMET A FİF MAPOLAR FİATI: …evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/devrim/1963/Haziran/...leme Haftası tertip etmiştir. Kıbrıs’ta Açlığı Önleme Haf

DEVRİM. 8!SAVFA ' 4 —

Hanımlarla Başbaşa

MODALARANNELERE

BU GÜNKÜ MÜSTAKPEL MÜSAİT

Bugünkü modalar m üstak­bel annelere bilhassa m üsait­tir. A rtık şekilsiz iç elbisesi ve bol eteklerle tehdit edilmeksi­zin müstakbel a n n e le r geniş bir listeden giyecekleri elbise­yi seçebilirler. Meselâ m unta­zam ve zarif rob, veya uzun uzun bir gömlek iis düz b ir e-

tek veya bu seneı.’n en büyük moda mükâfatını alan * shift’ elbisesini seçebilir. Özel su re t­te tazırlanmış iç çamaşırları, güzel kumaş ve dikitleri ile destek ve rahatlığı bir arada tutabilm ektir. Hactâ volanlı gözalıcı terilin ev elbiseleri bi­le bir israf sayılmaz. 7 ıra Bri- tanyanın hazır eıbise sanayii, herkesin bütçesine uygun fiat- lar temin etmektedir.

İNGLİZ AKIL SAĞLIĞIUZMANI ORTA DOĞUDAKONFERANS VERİYOR Akıl hastalığı bu gün dünya

da gittikçe artan t ir d tiecede alâka çeken bir konu haline mektedir. Zira onun cinayet ve suçlar ile olan ilgisi a’ tık a- çıkça kabûl edilmekte ve bu sa yede tedavi imkâmarı genişle­mektedir. 1960’da g i r i l e n İn­giliz Akıl Sağlığı Kanunu bu konuya yepyeni bir veçhe ver miştir. D ikkate şa an bir cihet varsa o da hastalıktan i-iyade sağlığa ehemmiyet verilm esi­dir : hasta saklanacağına anla­yışla yardım görmesi ; c°miyet ten uzaklaştırılacağına onunla kaynaşması tem in edilecektir.

On iki yıldan beri b ıu an y a Akıl sağhğı Millî feş'olâtım n Genel Sekreteri bulunan Miss

Mary Appleby geçen'erde bu görüşlerin orta doğu âzimli bir müdafii kesilmiştT. Gayri resmî olan bu teşkilât, gönüllü teşekküller, okullar ve hasta- hanelerın faaliyetlerini koordi­ne etmeğe yardım ettiği gibi faydalı tenkitlerde de bulun­maktadır. BBC’n;n İstişare Konseyinde bir üye s.fatiyle Miss Appleby akıl sağlığına da ir hususlarda radyo ve ieıeviz- yon problem ve ıpıkâniatı ile de özel su ıette ılgi'.enrraktedir

Halen Orta Doğuda uzun bir tatil gezisine çıkm 'ş o'.an Miss Appleby Beyrut, Tahran ve Ka hirede kendi sahasındaki m ü­tehassıslar ile görüşrr.rlv ve a- kıl sağlığı üzerinde çanşan te ­şekküllerin daveti üzerine kon feranslar verm ekten büyük bir zevk duyrruştur.

TEKERLEKLER ÜZF<tNDE TOPUK

Yürüdükçe yayajça dönen tekerlekler üzerindeki topuk­lar, geçenlerde Londra Moda ve Giyim Eşyası S?>rg>sinde ilk defa olarak teşhir edilmiştir. Yakında bu tip topakların tam

ölçüde imâline L'eçi'ecektir. Bunlar kaymağı önlemekte ve stileto topuklar gibi döşemeye zarar yapm am aktadır

Topuğun üst kısmı t-yakkabı na uygun ise de alt kısmı kü­çük, prezısyon yapısı e tlik bir tekerleği ihtiva etmektedir.

B.B.C.’NİN YENf TELE­VİZYON KANALININ PLAN LANMASINDA KADINLA­RIN ROLÜKadınların prodüktör, prog­

ram hazırlayıcısı, anonser ve sanatkâr olarak televizyonda oynadıkları roller o kadar ö- nemle artm ıştır ki, BBC’nın ge lecek yıl Nisanda hizmete gire cek olan yeni Televizyon için plân hazırlam ak üzeri' kurulan komiteye iki de kadın konmuş tur.

Britanya Radyo Korporasyo nunun telvizyon konuşmaları ve günlük konular şubesinin başkanı sıfatıyle îskoçya do­ğumlu Mrs. Grace Wy>ıdham Goldie televizyonla yaj'ilan ilk siyasî yayından mes’ıddur. 56 yaşında olan Mrs. Spicer ise BBC’nin şimdiki telev zyon ka [nalından neler göster'leceğini ı bunların tarihlerini kararlaş­

tırm aktadır. Bu münasebetle her iki kadın üye de tecrübe ve nüfuz sahibi olup erkek meslektaşlarıyla b>rlik*e yeni televizyon kanalından jay ın la nacak pıogram la lgili siyase­tin tes'oitinde yardanla -ı doku­nacaktır.

5000 Liralık ElbiseKadın elbiseleri çjn veni ve

orijinal kumaşlar tık sık denen mektedir. Fakat e.reıısel mo­da haline giremiyecek bir mo­da varsa o da kâğıt paradan yapılan bir elbisedir. Bııtanya- nın ileri gelen ku*:ye;ıerinden Norman Hartnell, geçenlerde Britanyada memleket çapında yapılan bir müsabakada mükâ fat olarak hazırlanan bir elbi­se için bin tane beş liröiık kâ­ğıt para kullanılm ştır.

Bu elbiseyi giyen manken Margot Greenfield, Loadra si­nemalarının birince tertiple­nen m ükâfat dağıtma m erasi­mine emniyet meıııurlaıı ve po lisin nim ayesindj gitmiştir. M üteakiben elbise parçalanıp mükâfatını daha raha; bir şe- şilde sahibine takciimi için Mar got hususî bir odaya çekilmiş­tir.

KRALİÇENİN DOĞUM GÜ­NÜ MÜNASEBETİYLE ST. JOHN CEMİYETİNİN KIB­RIS ŞÛBESİ MESUL ME­

MURU M.B.E. ÜNVAM İLE TALTİF EDİLDİ

St. John Cemiyetinin Kıbrıs Şûbesi Memuru Miss irene Ma ry Chekley, Kıbrıs’taki St. John Cemiyetine yaptığı hiz­metlerden ötürü M.B.E Unva­nı ile taltif edilmiştir.

İngiltere’nin Northampton- shire eyaletinde dünyava ge - len Miss Chekley, son Jç yıl- danberi Kıbrıs’ta bulunm akta­dır. St. John teşkilâtına bir öğrenci (cadet) olarak iltihak eden Miss Chekley, bu teşkilâ tın liyakat madalyası ve nişa­nı ile taltif edilmiştir.

Kıbrıs'a tayininden önce Miss Chekley, yedi yıl müddet le Malaya ve Kuzey Borneoda vazife görmüş ve gerek Sela- ngor Sultanı ve gerek.-e Ma­laya Hükümeti tarafından ta l­tif edilmiştir.

Yıllık izninj geçirmek üzere Miss Chekley 10 Temmuzda Britanya’ya müteveccihen Kıb rıs’tan ayrılacaktır.

Kitap SarayıADANIN EN BÜYÜK TÜRK KİTAPUGl

Mecidiye Sokak 11-13 Lefkoşa.

Uzun yıllardan beri Türk kültürüne hizmet et­mekte olan KİTAP SARAYI beğeneceğiniz telif ve tercüme romanlar deposudur. Onbinlerce cilt ara­sından siz de beğeneceğiniz kitapları seçebilirsiniz.

KlTAP SARAYI aynı zamanda Türkiye’nin belli başlı gazete ve dergilerini günü gününe ithal eden, tevzi eden en büyük bayiilik teşkilâtlarından birine sahiptir.

KlTAP SARAYI her zaman için emrinizdedir. Her istediğinizi, her aradığınız yalnız KlTAP SARAYI’n- da bulabilirsiniz.OKUYACAĞINIZ KİTAPLARI KALİTELİ SEÇEBİL­

MEK İÇİN KlTAP SARAYINA BAŞVURUNUZ.Kitap Sarayı

Tel. 2824.

GiiNEŞ Sigorta Ltd. Şti.MAL VE CANINIZIN KORUYUCUSUDUR

GÜNEŞ SigortaEMNİYETTİR. GARANTİDİR SÜRATTİR

%

*

E. .♦j JL JL .y. -T- jt. .y. .T. •fV V "♦'TVvVVVVVVVTÎHîf£*SADIKOGLU

TEMİZLEME EVİ Yavuz Selim Sokak No. 6, 7, 9

î Modern Tesislerimizde, her sınıf halkımı-t> zı her bakımdan tatmin etmenin huzuru için-*’> deyiz. • •H Uzun Yılların, önemli çalışmaların sonucu* '> 5 edindiğimiz büyük tecrübe, sanatımızın ge-ü j üşmesinde ciddi bir rol oynamaktadır. *;

Bu bakımdan SADIKOGLU TEMİZLE-;, ! ME EVİNİ tercih ediniz. Güvenebileceğiniz" I bir servise sahip olduğunuzu iftiharla söyll-I! I yebiliriz. !!I •

V A IA N TAKSİ SERVİSİ Kasaba • Bat

T e l: 2242Halkımızın hizmetine girmiş bulunan

“VATAN TAKSİ SERVİSİ” 1 Haziran 1963 ta­rihinden itibaren BAF — LEFKOŞA. T.FFKO- ŞA — BAF arası seferlerine başlamıştır Hareket Saatleri:

Baftan : Sabah 5.30 „ 7.30

Lef koşadan : Sabah 11.00 ö.s. 1.30

Pazar günleri Baf : 8 sabah Lefkoşa 2 ö.s.

Atatürk Meydanı (Kambilili’nin eski yazıhanesi)

Tel : 2722

*

Kıbrıs M üm essili:CAN KARDEŞLER LTD. ŞTt.50, Atatürk Meydanı, Lefkoşa.

5668 P.K. 885T e l: 6351-

Şübeler:MAĞUSA

4481

LÂRNAKA: 3101, 3170.

BAF: 2310.

Otello Seyahat Bürosu. Tel.

JET Seyahat Bürosu. Tel 2381

LÂRNAKA’DA YENİ PLAJ AÇILIYOR

1958 yılından beri ka­palı bulunan Makenzi plâ- jı yarın merasimle halka açılacaktır. Yeni b;r görü nüşle açılacak ulan plâjm servisi eskisinden daha i- yi olacak ve ye ıilikıeri ta şıyacaktır.

Yeni sahibi Türk olan plâjın adının açılışından bir müddet som a değişti­rileceği de söylenmekte­dir.

Dene? mevsirrinın baş- lamasiyle açılacak olan plâjın Lârnaka Türk hal­ikının ihtiyaçlaı‘ndar. biri- Ini gidereceği ortadadır.

KİRALIKLefkoşa’da Köşkiü Çift

likte üç odalı ve garajlı bir ev kiralıktır.

Müracaat:Bayan Pervir Riza

10, Sabri Kazmaoğlu Sok. Lefkoşa. TEL.: 4862

veya 4560

2 Kişiye Sari

1 0yı

Limasol Türk Kadınlar Birliği’nden

ÇAĞRIbirliğimizin yıllık genel

kongresi, 12 Haziran 1963 Çarşamba günü ö s. sa­at 3’te Limasol Halkevi sa lonunda yapılacaktır.

Bütün üyelerin teşrifi ri ca olunur.

Tam o dakikada b ir vapur bir iskeleye yanaşır Ne i- nen olur, ne binen .. Sulu, cı­vık b :r kar nenede ışık gö­rü rse o ıaya yağar... Bir d ü ­dük sesi şehri doıaşır ve pen cereler kara rır azıcık . O sı­ra, lâstik çizmeleri ve gocu­ğuyla çımacı soğuğun içinde durur. K asketini alm na yıkıp en sesi ıi i kaşır, besbelli bir şeyi düşünür...

Bir a ra sokaktan adam ın biri çarçabuk iner. Kar. bu duru beyaz, ele alnısa sert ve pürüzlü ve kendi aydınlı­ğıyla yfığacak en g(i/ol y e r­leri; b ir erik ağacının, oir ma halle camiini, alektiıikleri söndürülm üş am a açık bira kılmış kapağının *rd ' ç ıtır çı tır, kırmızı sarı b ir fırın ka pisini bularak düşer, konar, birikir...

Pencerenin perdeleri çeki li değildir. K ararı'ıkta, sonra ışıkta kadınlar erkekler öpü­şürler...

Bir k;/dın bir balkona çı­kar. Köprüler, H ıliçte gemi- lçr kar altında yen:den ol- m aktad.rlar. Çıt yoktur. Son ra bir cıkek gelir balkona... Aralık kapının gerisinde b ir turuncu ışık b ir kö leye düş-! müştür. Sıcacıktır. Yorulm ak ve uzar.ıp uyuma-c is ter Rad yoda gitarlı b ir n ü z ik çalar. Yerdeki bardak lar şarap kır- mızılıgıııdadır.

Karşıda b ir Kaoı açılır. So kağa b ir kalabalık boşanır. Bir kahkaha uza-. On adım, yirmi adım, otuz adım yü­rüdüğü kadar, bir otom obile binene kadar, ye-deki beyaz eğri - büğrü, yuvarlak rast- gele çizerek uzar .

Şehrin uzak sem tleri uyur İnsanları o gece r 'le rı, ağızla rı portakal, m andalina tadla- rı, kokuları içinde yatak ları­na girerler. Onların b ir genç kızı bir piyango bil î t inin ü- mitsizliğini yastığ ım ı altında ki tertem iz b ir aşk m ektubu­nun yanına koyarak rüyaları na gider. Geçen s «ne. gelecek sene ve herşey devamlı bir masalın içindedir. Bir /arm ış bir yokmuş,, gene bahçeyi karla örter, ötele^dek' b ah ar­ları, sıcaklık bilmeyi n bir kuş camı tıkrdatır. SaUaha in ce mavi dum anlar peşpeşe tü terler. Elleri, dizlari, bu .un la rı menekşe moru '■ocuklar be yaz topları rastgele fuvurur- lar.

Bunların hepsini t.lirsin iz . Ama her sene provas’m yap­tığınız halde, bu oyunda ge­ne acem isin izdr. Gene bir yerde kekeler raKilırrıuız. Sa kin, soğuksuz, yağrruis,uz bi le olsa ı> geceyi her vazı, her resim karla an la ':-. V ıtunler, oyuncaklar ille Ut ak-paktır- lar.

Bütün günler H n d s yalnız olmamız içe işler, m elankoli­ye kadar uzayan t ir duyguy­la çevremizi sa ra r da o gece yalnızlığınız ayıplanır Neden se yılbaşı, hep, iki k ijiıik b ir oyundur.

Siz de istemezsiniz; elbet yalnızlığı !... Birisini şurada burada orada beklersiniz. Kır mızı kurdeleli ufak b ir kutu iç cebinizde duru>\ Şehrin i- kinizle güzel senitlerinden bi rinde b ir oda sıcacıktır. P er­deleri örtülüdür. İçleri m or kasım patı resimI iriv1 a süslü iki tabak, uçları yeşil dallı i- ki beyaz peçete, sapsarı b ir şişe ve iki bey iz mum bir m asanın üzerindedir. İki a la­tu rka şarkı, b ir hüzzam tak ­siminin u ttaki hali, b ir kaç tango ve S inatradan sonra o siyah adamdan bir şeyler plâklarla b ir kenardadır. K ar sonu b ir lodos, vağm ur bu-

GÜNDEM1- Yıllık faaliyet raporu

nun okunması ve müzake resi.

2- Murakkıplar raporu­nun okunması ve eiA.i yö­netim kurulunun ib. ası.

3- Yeni yönetim kurulu­nun seçimi.

4- DileklerYönetim Kurulu

Y azan Safa (lutlarını akşamla 1 tjrm iştir... Yağmur gelm ez '.. Çıkar, ,ür Söylenirsiniz. Yeni ı papurlann ıza, gO taralı saçlarınıza Belki ce bu, kaderdir..

Ve gecenin oı yeniden başlar. BU lan n güzel oldu*» avucunun içinde b ir kadın elinin üçüncü, dördüncü biî çıkm ışsınızdır. O vapur, keleden kalkmış, ç* sigara > ı.kmış, nen adam sofrasının geçmiş, kadınla erkek dan içeri girmişlord'.

Y ağan ve eski yı dam larını yollarmı, ni, denizledini örten lın beyazlığıdır, dty* nürsünüz. Daha iyii'ı.i daha gli; elini düşünü anıa anlatamazsınız, sı zordur İşin içinde kı kurdeleli kutuyu da girince, iyice cıvıl bu beyazlığın aU'nda tek b» şınıza romantik uir kukuluk olduğunuzu ve mçbir ku»«n _ m sizden korkmadan is t^ lita j . humu ı.tediğişfiKildP&agaU-’l • yacağını anlar, d irur, avuçiı nnızı hohlarsınız. Ccvn, * nun siyah gözlerini ve gülü- şünün ardındaki cer,d anlıyı] ş, hatırlar, gözler mi zi sıkıca kaparsır.ız...

En sonunda, bir yet de, şınıza biri çıkar. Yanıl leri tanır, selâm verir i! den sert ve dik oln.aK* men çıkıp Se“de, yakınında bir y î » şıp oturursunuz. Kiri bakışlau kırgın ama o alınmaK istiyen bir ııcfes M dar sizı^dir. A nların ız w birden, herkesten an'ıyışlı ve derin olduğu 1UTU mak, birşeyler yapmak, W geçmeK, bütün kı madiğiniz adı l»r.ını duygudan kurt-ılmık MK, cebinızoen yavaşça Çikanr, kutuyu, kucağına ko?İrsiniz.

Gözleri istediğiniz gibi o- lur. Ağzı şakaKUnnı aoputitrer;

__A vlar sonra, avıar son­ra... Bunu hiç l dilemiyor­dum, d.ye boşanır. b itti sanıyordum. Seni * * fj başkasıyla görüyordum. “ viştiğinizi söylüvjrlaıdı

__ Seni unutamadım. O*dan kaçtım. Bu <;W her yer­de sem aradım, diye cevap verirsiniz...

Onu bekledim. Çelmedi Kahroldı m! Sana burada rastlaınasaydım , aklıma gelmezdin, d em etsin ii- ^

Gözlerindeki damlalar ya­lanınızı görmesine engel olur lar. Omuz silker:

— 'r ılbaşı İKİ kişilik W* oyundur, dersiniz ••

Anlamaz, elinizi tutfi*. ü“

Sizin içinizden aÇlamak g«lir

/fu U rınptrt* hrtk&hSYobgittnrk'tf/bf/ÜkM frin dfgmhjmtkiçingıyret urfIvııaksıkvtridolm^m cıkm m r

H erkes, her topturbir yol çiım iye çakftr.

i pürüzleri, diken o yoki» yu r

inde iken, yu ıi t ün, kânıdüzeltim

. t * # * * * "tecrübenin W

dfvrf*1

“k)u« î*® I k . * »

y ü k leri >’*'

t ariyet yem na kendine ^ götüren yollara >«n„r; bir örnek vesilesi»

Anlatmava cali»» cak tam bir aklıselim insanlık duygularınınmen iyi harcı diye g

M_ hızının verdiği ku dini göstermesi ile tal bir insanlık duygusuı ğuracağı tehlikeli ma

Bazı topluluklar rin kurbanı olurlar. I gelir. Böyle toplumlı ni bilmez. Ama yine ı fidirler. İşte bu e ıradan, öne arkaya t ra doğru büyük bir Y lar. Onlan durdurmı hızı onlan fırtına gi! lata doğru uçurmak ve daha büyük bir k bir gem vurabilir. Bı devamını sağlamak l ce bazı hallerde, mu elde edilmiş olur. Tt| sükûneti gibi...

Fanatik düşüncele liyorsa, ve hele bu a karşı tatbik edilmek hal alır. Düşünceler, kar; tamamile tufeyl afraşıboş tufeyliler | PV ıklarım bilmezleı°iâer hemcinslerini ı lanu bulabileceklerir evelerine, hatu beş zurunu elde edecekle '«•»öyleleri pek g da muhakkak iş |şteı

Halbuki, ilksel dan kendilerini kurt

'^yada hak ve hür 0«renip bu yolda ç*| ^ y a r ,e nparlakb hakkaktir. Aksi hald f^iket yoluna düşnıj

Ç A Ğ R I Bu gün (8 Haziran Cu­

martesi) ö.s. saat 4.30 da Küçük Kaymaklı Püyük- ler İlkokulunda, *ıer iki ilkokulun iştirakiyle ter­tip edilen gösterileı'c, Ka dınlar Kursunun Dikiş - Nakış Sergisine çocuk ve lileriyle sayın halkımızın teşrifleri saygı ile rica olu nur.Küçük Kaymaklı ilkokul­

ları Tertip Hey’ti.

SEYAHAT EDECEKLERE

Otomobilleri ile veya Avrupaya seyahat ede çeklere Trafik Sigorta P°*« lerinin gidecekleri memlek^ lerde muteber olması için

K ut* £ z ° . s aS jü î^ SRİkasi nda yap

Sîr"0* * -ÇÇamaştn

AVKJ mV'

m^ t ay1?

Si-Igorta Acenteliğimiz taraf'”

müddet ' î ,n verildi*'

dan istenilen “GREEN CARD"

' RÜSTEM SİGORTA V- ACENTELlÛl”

Londra Sokağı, Tel: 4334 Lefkoaa.

MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞ

Page 5: TEL: 2824 SAHİBİ: HİKMET A FİF MAPOLAR FİATI: …evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/devrim/1963/Haziran/...leme Haftası tertip etmiştir. Kıbrıs’ta Açlığı Önleme Haf

»»•sn 1963

Saadet

’ Sar" % A lr 1*4 berafc Sm ur «* 8e.

reljf

t gerek fert olarak gerekse toplum ola- ı gitmeleri her zaman için mukadderdir

ı değiştiği, milletlerin istikrar kazan- ! gayret sarfettiğl bu çağda, böyî* yanılma

id olması hayreti mucib olaylar ol- ştır.

- i ı e>bıs

1o r,ta s m ^ kar I

t * " * » insan. I erkek f

İ e ' n u t 'aka bir ,in b u 'un d Uâu

* VerdS° va°ur, o is

1 ^ ’ ç a m - c a bt:

s <*<>ktan j. f:

as,nın U İI erk«* balkc I

Byl>‘rdi.P* yılın bütün p'nı, bahçeleri ör,en yeni yı.• 'JİVP cilişyja ‘ V H 'i. i daha p'ünürsUnUjiII «nlatm*'Cinde kırmıau hatırlatmak1 cıvı!flıgınızıı it.nda tek ba w r kcıkuluk

niçbir kuşun an istt-uıgi to k ıld r gagala- Burur, avuçla 2- Ccnra, o- rini va gülü-: cerıu anlayı

frınizi sıkıca

Herkes, her toplum kendine muhakkak ki uygun bir yol çizmiye çalışır. Onu bulur; gözden geçirir: a rJdaki pürüzleri, dikenleri temizler ; sonra da onu ka bullenerek o yolda yürümiye başlar. Fakat, acemilik devresinde İken, yani tuttuğu yolu tam olacak Lafet- mjj, bulunmadan, karşısına çıkan engelleri rle v.kmı- ya,’grilikleri düzeltmiye bakar. Eğer bunda muvaf­fak olamazsa, veya tuttuğu yolun yanlış bir netice ge titreğini önceden tahmin edebilecek bir olgunluğa ekmişse, kendine çeki düzen verir ; daha iyi. daha büyük bir kolaylıkla uygulayabileceğine usullerin, yollan dener. BU ikinci denemede, pürüzlerle karşı­laşması birincide olduğu kadar sık değildir. Çünkü iecıübelid ir artık. Bu tecrübe içinde karşıs m vıkan

) güçlükleri yenerek saadet yolunu tutmuş «hır. İşte o n, tecrübenin kıymeti kendiliğinden meydana ış ve insanlar hakiki benliklerini bulmuş say.lır.

B ariyet yeni değerler kazanmıştır artık... Zira insa­nın kendine yardım etmesi, kendini iyiliğe, doğruluğa götüren yollara yönelmesi, beşeriyet için bir kazanç­tır ; bir örnek vesilesidir.

Anlatmaya çalıştığımız bütün bu hasletler, an­cak tam bir aklıselimin, mantık ölçülerile kavr.aşmış

Oil Meselesi

Fransızcaİngilizceye Bıraktı

YİRMİNCİ ASIRDA İNGİLİZCENİN EHEMMİYETİ YENİ AVRUPA MÜŞTEREK BİR LİSAN MF

KULLANACAKB İR ZAMANIN DİPLOMATİK LİSANI OI.AN FRANSIZCA BUGÜN YERİNİ İNGİLİZCEYE

BIRAKMIŞ BULUNUYOR

SA Y fa: 5

R ü y a l a r ı n D i l i

STRASBURG —17 m em leketten müteşekkil

jAvrupa Konseyinin buradaki m erkezinde vazifeli u /rıan la - rm kanaatince, yeni A vrjpa- nm m üşterek bir lisan kullan­ması ihtim ali pek azdır. Bu­gün A vrupada kullcinrpn r>ıuh

|telif lisanların ne vakit sa\ ı ba kım ından azalacakları veya m üşterek b ir lisanüa tculana- cakları tahm in edil rn ivor. E s­ki A vrupa k ıt’ası yen: siyasi ve İktisadî durum larla karşıla­şırken devamlı su n -1 w lisan bolluğu ve karışıklığı içinde kalm akta ve bunun için harca-

Avrupadaki Amerikan mevcu­diyeti, günümüzde İngilizceyi dünyanın her tarafında kolla­nılan ve bilhassa Avrupadc çok mühim ve faydalı addedi­len bir lisan haline soknıustur. Fransa Reisicumhuru Charles de Gaulle’ün AvrupalIları bü­tün Anglo - Sakson ü;f, âdet, düşünce ve hareketlerinden a- yırm ak için sarfettifcı bütün gayretlere rağmen lng lizce ha lâ bütün kıym et ve ehemmiye­tini m uhafaza ediyor. O kadar ki, buradaki “Maison de l’Eu- rope (Avrupa Evi’nde)” diplo­m at ve resmî şahsiyetler, bir-

nılan para ile insan gücü hay- birlerinin lisanım bilmemekten tich"tir lı yekûn tutm aktadır.

Beynelmilel konferanslar ı- çin olsun, resm î ve özel tica­re t m üesseseleri için olsun, bin erce ve

re tam Uç lisan konuşulur. Nor veç’in iki millî lisanı vardır: Nynnorsk ve Bokmal O rtao­kul talebelerinin iki lisanı da öğrenm esi ve konuşması mec­buriyeti var.

Belçika’nın Liege m adenci­lik şehrine arabasiyle gitm ek istiyen bir yabancı yolda şaşı­rır kalır, çünkü yol boyunca dikilmiş olan istikam et levha­ları ayrı yerlerde ayrı lisanlar­da yazılmıştır. Biri Fransızca “Liege,” der, diğerine bakarsı­nız Flam anca “Luik” der, baş­ka bir istikam et levhasında şehrin adı Almanca “Luet-

ötürü husule gelen güçlükleri bertaraf etm ek için İngilizce konuşurlar. Herhangi b ir hal çaresi bulm ak veya bir konu-

ir yeıde, kar . Yanındaki* veri'-: içinjz- oln.aK, be1”

c geıdiği haı r y?re sıkı-

Kirp.klerj, am a o geri t»ır nefes ka ia ren iz ve ı anlayışlı ıu-»u anlat- npmak, öne cxe kurtula âzım değil) ilm ik ister, ;ça çıkarır, ko< arsınız,

iniz gibi o- ırma aoğru

, ayıar son- leklemiyor- ıır ilerşey

Seni b i^ jrdu.n. Se- ırlaıdı »adım. Ön­ce her yer­liye cevap

, Çelmedi! burada

klim a bile siniz— mlaiar ya- engel olur

kişilik bir

tu ta ; , gü-

»lam ak ge

Iİran Cu-4.30 da Püyük- ner iki

yıe ter- er’e, Ka

Dikiş - ocuk ve kımızın rica olu

llkokul-ey’tl.

KLERF

Türkiye ıhat ede ta poliçe ıemleket ı için Si-

tarafın- Jet için

iyi harcı diye gösterilebilecek olan bu kaynaş- verdiği kuvvetle, tatbikat sahasmda ken­

dini göstermesi ile tahakkuk edebilir. Aksi halde, hiç-

duygularının bir araya gelm esi ve beşeriye- j ihtiyaç v a r d ^ T v ^ p T İ5m tngilızceyeketleri arasındaki işbirliği ve

I m ünasebet arttıkça, bunların sayıları ve işlerinin de paralel bir şekilde artacağına hiç şüp

bir in san lık duygusuna uymıyan aşırı hareketlerin do he yok Peki bun(Jp iç£ J tehlikeli maceralara boyun eğmek gerekir. şeyler yapılm ıyor mu? Evet.

Lisan meselesi hakk. ı ‘d karşı laşılan zorlukları yenebilmek rraksadiyle kendi kendine ye­ni b ir cereyan orcaya çıkmış.

topluluklar, hiç te iyi netice vermiyen îıisle- kurbanı olurlar. Bunların arasında fanatik ölçüler

Böyle toplumlann gözü kördür. Nereye gittiği- Ama yine de bön bir inanışla kendilerinden

x. İşte bu em niyet içinde kötü yol’arda dur- öne arkaya bakmadan girdaplara, uçurumla-

büyük bir hızla ilerleyip akıbetlerini bulur- durdurmak kolay değildir. Çünkü kötülük fırtına gibi sarsmış ; bilitımiyen karanlık- uçurmaktadır. Ancak karşı taraftan gelen

büyük bir kuvvetle saldıran tayfunlar onlara vurabilir. Bu da dünyadaki kötü esintilerin

sağlamaktan başka bir işe yaramaz. Sade­ce bazı hallerde, muhakkak bir zaman için, sükûnet elde edilmiş olur. Tıpkı bir tayfun sonrasının perişan sükûneti gibi...

Fanatik düşünceler kendini millî meselelerde göste liyorsa, ve hele bu aşırı ölçüler başka bîr topluma karşı tatbik edilmek isteniyorsa, daha tehlikeli bir hal alır. Düşünceler, davranışlar, millî olmaktan çı­kar ; tamamile tufeyli bir manzara arzeder. Mensupla

şıboş tufeyliler gibi nereye gideceklerini, ne ya - klannı bilmezler. İnsanlık, her şeyi unutturur.

Diğer hemcinslerini ortadan kaldırmakla, saadet yo - lunıı bulabileceklerine inanırlar. Ve bu şekilde, millîg a y e l e r i n e , h a t t a beşeriyete hizmet etmiş c .'maran hu dan sonra, esare t altında kazurunu elde edeceklerine inanmak gafletinde bulunur lan m em leketler Almanca öğ-

lar. Böyleleri pek geç uyanırlar. Uyandıkları /am an­da muhakkak iş işten geçmiştir.

Halbuki, ilksel çağların bu canavar ruhluluğun- dan kendilerini kurtara bilseler, ve her insanın bu dünyada hak ve hürrüyetine saygının ne olduğunu öğrenip bu yolda çalışsalar, bulundukları meırleketi en uyar, en parlak bir seviyeye çıkarabilecekleri mu­hakkaktır. Aksi halde özledikleri saadet yoîuna değil, fcl&ket yoluna düşman olurlar.

Esas adı S trasbourg olan bu şehrin adı Ren nehrinin karşı kıyısında S trassburg’dur.

Bilhassa Fransa ve Alman- yadaki m ütefekkirler lisanlara

AvrupalIlar b irbirlenyle ko- yabancı tâbirlerin ithalinden laylıkla m uhabere edebilmek ve bahusus “Amerike.nizm”- için evvelemirde birçox engel den şikâyet ediyorlar. Spor ve leri ortadan kaldırm ak mecbu cazdan teknik terim lere varın- riyetindedirler. Lisan mesele- vaya kadar hergün İngilizce­si birçok Avrupa memleketle den Avrupa lisanlarına devam rinde yalnız m illetlerarası bir h surette birçok kelime ilâve

Lisan öğrenm e ve öğretm e ce­reyanı. Muhtelif m jıılekf-tle- rın eğitim m akam ıan, çoci. k lura, kendi ana lisanlarının ha jrıcınde iki ve h a tt ı üç yaban­cı lisan öğretm ek için hazırla- jd k la rı plânları t£>t;jtk m evki­ine sokm uşlar bile.

A vrupa ne şe k 'l ıe gelişirfu gelişsin, yarın üç ayrı lisana v V ı f liderlerin i< n ..s : \ J e ut­m ak mecburiyetinde. İlkönce, gayet tabiî, kendi ana lisanla­rını konuşacaklar. İkinci lisan olarak muhtem elen İngilizce bilecekler ve üçünc i lisanı da I'ransızca veya İtalyanca ve­ya A lmanca veya İspanyolca teşkil edecek.

Fransızca, Napolyon un Av­rupa hegem onyası de'rın-.l' n kalm a bir m iras halinde yalnız Avrupanın değil, fak-u diğeı jkıt’alardaki birçok memleke­t i n diplom atik lisanı olmuştu. Nazilerin A vrupayı istilâs n-

renm ek m ecburiyetinde kal­mıştı.

Amerikanın bugün dünya li­deri olması ve harpten sonra ______________________ ____ 1

problem değil, fakat aynı za­manda millî b ir müşkiLât ha­lindedir. Meselâ Belçika’da, Fransızca konuşan W ailon’lar ile Hollanda lisanına jak ın bir lisan kullanan Flam an’lar a ra ­sında sık sık hâdiseler, çarpış m alar olur. Muh ;lif Flaman şehirlerinde yacıyan Walloon- lar, çocuklarına Fransızca öğ- retilmediği için insan Hakları Avrupa Komisyo ıuna m üra­caatla, Belçika Hükümetinden tazm inat talebinde bulunm uş­lardır. Öte yandan İtalya’da, Almanca konuşan güney Ti- rol’lüler, İtalyan lisan ve âdet lerinin baskısı altında tu tu l­dukları iddiasiyle sık sık ayak lanm akta ve H itler ile Musso- lini arasında yapılan anlaşma gereğince A vusturyadan ayrı­lıp Italyaya verilen Alto Adi- ge’de hâdise çıkarm aktadırlar.

Ren nehrinin batı kıyısında­ki bu tarih î S trasburg şehri Almanya ile Fransa atasında üç kere el değiştirm iştir. S tras burg sakinleri vatanperver Fransızlar olmakla heraber A l­m anca konuşm ayı tercih eder ler. Fakat hepsi Fransızcayı da mükemmelen bilir.

İsviçre’de, Fransızca, İta l­yanca ve Almanca olmak üze-

edilmektedir. Bu cereyan kar­şısında m ütefekkir ve bilginle rin de neticede boyun eğmele ri ve millî lûgatlenne yabancı tâb ir ve kelimelerin ilâvesini kabul etmeleri beklenm ekte­dir.

Lisan neselesi ve yabancı tâbirlerin kullanılması proble­mini bir m isâl zikrederek bi­raz daha açıklıyabm . Alman- yanın Yüksek M üttefik Komis yonunda b ir aralık İngiliz as- k e$ valisi Gçneral S;r Brian Robertson, firari askerler hak­kında konuşurken “Fransız u- sulü izin alm ışlar” demiş. Fran sız tercüm an, kullanılan tâb i­ri anlam adığından bocalamış. Bunun üzerine Fransız Yüksek Komiseri Andre Franrois Pon- cet, tercüm enin o kısmını “In­giliz usulü izin alm ışlar” şek­linde düzeltivermiş.

Netice itibariyle, Avrupada m üşterek bir lisanın vakın ge­lecekte kullanılmıyacağı ve li­san meselesini halletm ek ama- ciyle birçok mem leketin başta İngilizce olmak üzere birden fazla lisan öğrenm ek mecbu­riyetinde kalacağı anlaşılm ak­tadır.

Baftan Emine Ali:Rüyanızın yorum u : Mühim

bir şahıs tarafından yardım gö receksiniz. Bir işiniz düzele­cek. Elinize mal veya para ge­çecek. Belkj bir piyango çıka­cak, belki de m irasa kı'nacak­sınız. Ardından ha! ;f bir sıkın tınız olacak, fakat k ıs ı süre­cektir bu.Mağusadan A. 1.:

Rüyanızın yorum u Y atar­ken beyaz veya yeşil renk gör meği n iyet ettiğinizi söylüyor sunuz. Demek ki İFtihaneye yatmışsınız. Derenin iuyu ma vi miydi, yeşil miydi yazm a­mışsınız. Elinizde beyaz maka ra, beyaz yün örgü olduğunu söylediğinize göre demek ki arzuladığınız beyaz rengi gör­müşsünüz. Yeşili belki gör­mediniz. Demek l i n iyetiniz b ir kısım olacak, uir kısmı da olmayacak. Yeşil rengi de gör müşseniz tam amen o l* .ak de­mektir.Lefkoşa’dan Oğuz Ahmet:

Rüyanızın yorum u . Y akın­da bir gönül m acerasına başla manız ihtimali var. Fakat bu gelip geçici olacak. Aydoğan’dan Ramadan Mus tafa;

Rüyanızın yorum u • İstekle rinizin olacağı anlam ınadır rü yanız.

Y O R U M L A R

ALÜMİNYUMRüyada, alüm inyum dan ya­

pılmış m utfak takım ları veya kabları görmek, aile saadetin i­zin artacağına işarettir.Başka b ir tâbire {töre, büyük­lerinizin sözlerini dinlemeniz

icap ediyor* ancak bu şekilde yükselebilirsiniz dem ektir. ALEV

Rüyanızda alev görürseniz, işleriniz önce ters gidecek, fa­kat gayretleriniz sayesinde sonradan düzelecek, feraha kavuşacak rahatlıyacausınız demektir.

Barbaros H ayrettin Paşa, rü yasında Andrea Ooria’nın ka­dırgalarının alev alev yandığı­nı görm üştü. Ertesi sabah baş lıyan Preveze Savaşı pek zor­lu geçmiş, rüzgâr t i le bir ara ters istikam etten eserek Bar- barosu müşkül vaz /e t te bırak mıştı. Fakat, sonradan her şey düzelmiş, büyük fedakârlıklar ve kahram anlıklar «ayesinde Doria yenilmiş, donanması ha kikaten alevler içi id e kalm ış­tı.ALAY

Rüyanızda askerlerin alay halinde geçit resmi yaptık ları­nı görürseniz, yüksek bir şa ­hıs size yardım edecek demek tir. A layın içinde buıanursa- ınız, ticarî işlerinizde biraz za- !rar etm eniz ihtim ali vaı. Dü­ğün alayı görürseniz, işleriniz de büyük kazançıar bağlıya­caksınız.ALIN

Rüyada alnınızı parlak veya iyi b ir halde görürseniz, m es­leğinizde yükseleceksiniz, bü ­yük adam olacaksınız dem ek­tir. A lında yara görmek üzün­tüye, siyahlık görm ek başka­larının iftirasına uğram ak ih ­timaline, alnın maden v^ya taş gibi sertleşm iş olduğunu gör­mek, sizi çekem iyenlerden fe­na muamele göreceğinize işa­rettir.

[APARTMAN

Rüyada döşeli bir apartm an veya ev görm ek zenginliğe işa rettir. K endi evinizi görürse­niz saadet, sıhhat, para kazan ma şansı, m esut b ir evlenme, çocuk sahibi olmak m ânasına gelir. Para sıkıntısı çeken bir kimse böyle b ir rüya görürse talihinin artık açıldığı, yakın­da refaha ve paraya kavuşaca ğı m üjdeleniyor demektir. ANNE

Ecnebi tâbircilere göre, rü ­yanızda annenizin sesini du ­yarsanız sevinçli bir la b e r a- lacaksınız; annenize m ektup yazarsanız âm irlerinizden tak d ir göreceksiniz; annenizin si ze çocukluğundaki pibi bak tı­ğını görürseniz, sıhhatiniz dü zelecek, uzun öm ürlü olacak­sınız; annenize fena muamele ederseniz, günah işliyorsunuz; annenizi ölmüş görürseniz, se vineceksiniz dem ektir. ANORMAL

Rüyada anorm al bir kimse görmek, yakında sevinçli bir haber alacağınıza işarettir. Şa jyet b ir deli üzerinize hücum j ederse üzüntülü bir haber ala caksınız veya tehlikeli b ir hâ­dise ile karşılaşacaksınız, ih ti­yatlı olun dem ektir.

Bazı tâbircilere göre, rüya­da ahm ak veya n n o rn s l bir kim se görm ek, düşm anlarını­zın size zara r verecek bir ha­rekette bulunm ayı düşündük­leri ih tar ediliyor m ânasına ge lir. Ecnebi tâbircilere göre, rü yada anorm al b ir kimseyi gör-

jmek, onunla karşılaşm ak veya konuşm ak, talihsizlik, üzüntü işaretidir.

A JA N S TÜRKHaziran Sayısı Çıktı

Dış Olaylar Edebiyat,

Dergisi, iç Ve Sanat,Devlet Tiyatrosunda Revii

Ankara ■ Ajans ■ Tiirk P K 1091 Kıbrıs - Çardak Yayınevi Lefkoşa

BİN AH DİNLE

Kutu Kutu KutuKUTU işlerinizi LITO FIPOĞRAFtK bas­

kılı 2 - 3 - 4 renk baskılı yalnız ve yalnız TE- ZEL MATBAASI’nda — TEZEL KUTU FAB-RİKASI’nda yaptırabilirsiniz. Gömlek, Potin, Sabuntozu,yemek tuzu, diş macunu, Kravat iç çamaşırları ve daha aklınıza ne gelirse iste­nilen hacim ve şekilde yaptırabilirsiniz

AYRICA 5 — 6 renkli etiketler, matbaa işleri ve benzerlerini en makul fiatlarla yap­maktayız.

TEZEL MATBAASI TEZEL KUTU FABRİKASI

80 A Ankara Caddesi TEL: 2961 LİMASOL

- T > ^ - T K S n i l |zlu «G u N EŞ » notası içiniz

Bazan bir yokuşu netes ne fese çıkanlar, az so»na aynı yokuştan aşağıya, kör bir i- fade ile iniyorlardı. Her so- kazın her evin kanısında ası­lan küçük, renk renk bayrak lar çoğalmıştı. Baza;, b ir e- vin içinden, havayı yırtan b ir çığlık duyuluyor sonra sokağı derin b ir sessizlik kap lıyordu.

Hamza bey K onstantin Fo­rum una varınca af im yukarı­ya çevirip çevirnıem tkte te ­reddüt etti. Y ukarıdan aşağı­ya kalabalık b ir D eni/ci kafi­lesi geliyordu. Avazları çıktı ğı kadar haykır.yorlar, elle­rindeki kılıçları bu j ü k bir coşkunluk içinde *ıava boşlu­ğuna çalarak b ağ .rıyo rla rd ı:

__Gazamız m übarek bad!.G azamız m übarek bad!,

A ralarında tüyü bitmemiş genç T ürklerin Oe bulundu­ğu bir kafile bu Kalabalıktan ayrılarak S o fi/a limanına doğru koşm ağa başladılar. Sofiya sarayının henıtn yanı başında m ermer cephesi ile lim ana bakan büyük bir Bi­zans evi görünür gö ünmez

Rağıp Şevki YEŞİM

I

kafilede bağırışnnılar oldu :— İşte, işte burası:.. H a­

vuzlu falcının evi huıası Yoldaşlar koşun bi/ırn ola­cak !..

Pos bıyıklı bir kalyoncu :— Ben dem ed::n tii size ?

Kalyondaki kâfir forsa iyi belletmiş bize '. İşte burası ! İçi m ücevher dola bu bina­nın !.. Üzerinde de bayrak di kilmemiş daha !... d iye bağır­mağa başladı.

Hamza bey, dizaıısta ge­çirdiği yıllar içince b:ı “Ha­vuzlu falcı” yı «ilildi. Jan Hillas adlı bir BizanslInın to ­runuydu bu adaıi... ı.oskoca m erm er bir havuzun suyuna gözlerini dikerek fala bakar­dı. Zengin, çok zenginui. Lu- kas N otaras kadar zengin bir adamdı Saray yavrusu gibi, bu koskoca binada bir im pa­ratorun refahı içinde yaşardı

Leventler kafilesi kapıya dayandıkları s ıra la hı bek­lem edikleri bir şey le karşılaş tılar : Birdenbire mermer cep

heli binanın pencerelerinden b ir kaç Bizanslı söründü ve aşağıya taç yağdum ağa baş­ladılar. En az otuz denizci­den ibaret olan kalabalık acı haykırışlarla, küfürlerle d a r­madağınık oktyla'. Bir iki le­vent kafalarından aiuıkları yaralarla kanlar irinde yerle re yuvarlandılar. Ö tekiler :

— Bre hay kahpe çölleri!. Bre mel’un kâfirler !. diye ba ğ ırarak açıldılar. İçlerinden kır saçlı bir kalyoncr. kılıcı ile evin arkasını göstererek b a ğ ırd ı;

— Bre çevirin etrafım! Bre taş toplayın ! Osman, zenbilli Hoca Halife, M urtaza. hazır olun siz! Biz k£Erleri taşa tu tarken siz kapıyı kıracaksı nız.

Hamza bey bu heyecanlı m anzaraya dalmış, neticeyi bekliyordu. Türklerin konuş­m alarından hiç bir şey anlıya mıyan BizanslıUr bu dört dev yapılı deniz ;inin birden kapıya koşup om uzlan jle ha

hini boyalı kapıyı k ı.m ağa çalıştıklarını görünce pence­reden uzanıp yine taş yağdır m ak istediler. Fakat görün­dükleri anda b ir taş yaşmu- runa tu tuldular, ir is i acı fe r­yatlar kopartarak odanın içi­ne kaçtı. Ötekiler de korku i le çekildiler.

Kuvvetli omuz darbeleri ni hayet kana tlan açtı İşte o anda, taş yağdıran leventler­in hiddetten kudurm uş b ir halde ve yıldırım gibi hızla koşm ağa başladıkları görül­dü. Bir solukta hepsi birden i çeriye girdiler v*- m eıuıvenle re saldırdılar. Hamza bey i- çinden : “Tam arı, dedi, içer- dekilerin işi b i tki ! Üstelik çok da kızdırıldılar. Cezaları ağır o laca k !”

Az sonra açık elan pence­relerden birine doğru geri ge ri gelm ekte olan Bizanslınm ihtim al kam ını deşen bir k ı­lıç darbesinden dolayı acı bir çığlık kopararak aşağıya uç­tuğu görüldü. N hnvcr içeri­

den kapıya çıkan genç bir le­vent kapının kenarına küçük mavi bir bayrak astı.

Hamza bey 'Savaş kanu­nu bütün şehirde hükm ünü y ü rü tü y o r!. diye dükündü iş te burası da şimdi içeriye giren Türk deniz ;ilerinin ma lı... Sivil halk tan askere k a r­şı gelenlerin cezalın ı yine bu kanun tayin etm iş : Ölüm...

Atını bu m erm er cepheli büyük evin önünden sürüp bir kiliseyi ve bir seki ham a­mı geçen Hamza bey. az son ra kapıları ardına kadar açıl­mış bulunan Sofiya lim anın­daki kadırgaları ?örc?';.

Bütün gem iler bomboştu. İçinde ne kadar -^vent varsa hepsi birden karaya çıkm ış­lardı. Ne b u rç la rla ne kule­lerde, ne de ardına kadar a- çık kapılarda Mr tek canlı mahlûk vardı.

Hamza bey b o a la rd a hiç­bir şey görem eyince, Şişman Zoi’den ayrıldığı dakikadan beri aklından çık’np.van Tori

Tefrika N.o 41

Forum una dönmeği daha uy­gun buldu. Lima.nn ağzında­k i geniş sahadan atını çevir­di ve yokuş yuka.ı çıkmağa başladı.

iren buralarda ne aııyordu Nereye kaçm ak istem işti? Bil diği b ir yer, b ir ev mı, b ir in san mı vardı ? A ;aba şu Bi­zans evlerinden birinde miy d i?

Tori forum una çıkan so­kaklardan geçercen hep sa ­ğındaki ve solun lak i evlere bakıyordu. B ura!arda henüz bayraklar görüImCıyarou. ka- lşn,G irit işi perdelerle örtülü pencerelerden dışarısını ko l­layan bir çok gö derin m ev­cu t olduğuna inanıyoıau.

Bazen bu perdelerden biri hafifçe oynuyor ve arkasın­daki Bizanslı, sokağa bir ye­niçerinin girdiği ıi içudek ile re heyecanla hansr veriyor­du.

Bu ağır yürüvi'sle nihayet Tori Forum una ç'kınca, Ham

Devamı var.

MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞTIR

Page 6: TEL: 2824 SAHİBİ: HİKMET A FİF MAPOLAR FİATI: …evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/devrim/1963/Haziran/...leme Haftası tertip etmiştir. Kıbrıs’ta Açlığı Önleme Haf

Sayfa 6

Yenicaminin Kaya FutbolcusuFe vzi Adanır

İngiliz Okulu Tiirk Atletleriyle Konuşmalar:Zafer N iyazi

Röportaj: AH Ömer YAKS — Kısaca hayatınızı

anlatır mısınız?C — 1945 de Lârnaka’

da doğdum. İlkokul tahsi lime Baf’ta başlayıp Lef­koşa Haydarpaşa il’- oku­lundan mezun oldum. Ha­len 1. O’lunun son sınıfın dayım.

S— Atlpfizme nerede

ne zaman ve kimin teşvi- yapılan kiyle başladınız?

C — İngiliz Okulunun üçüncü sınıfında Mr Bro- vvn’un teşvikiyle başladım

S — Atletizmin hangi brançında çalışıyorsunuz?

C — 100 yarda koşuyor ve dis katıyorum.

S — Bu yıl aldığınız en iyi derece

C — 100 yardayı 10.5 saniyede koştum.

S — Atletizmden baş­ka hangi sopr branşına merakisiniz?

C — Okulun futbol ta­kımında üç seneden beri oynamaktayım.

S — Sahaya indiğiniz zaman ne hissedersiniz?

C — Oldukça hevecan lamrım. (yanımızdaki iki arkadaşına dönerek; se­yirciler arasında arkadaş­larım Şener ve Zübeyr o- lunca cesaret alarak takı- î

mimin galip gelmesi için çalışırım.

S — 100 yardada en korktuğunuz rakibiniz j kimdir?

C — (gülerek) kendime rakip göremiyorum

S — En fazla heyecan­landığınız müsabaka han­gisidir?

C — İngiliz okuıunda

guruplar arası100 yardada birinci f;eldi ğim koşu

S. — Okulu bitrdikten sonra, atletizme devam e- ve isabetli şutları vardır.

öporUj : Soner NidaiFevzi’ye, Yenicaminin

aya futbolcusu dememi-1 zin sebebi sapsağlam bir vücuda sahip olmasından dır. Okadar ki kendisine faul yapan karşı tıraf o- yuncusu düşer yere Bunu bildikleri için de faul yapmamıya başlarlar Fevziye.

Fevzi saha ortasında çok rahat futbol oynar. Soğukkanlıdır. Çok sert

decek misiniz?C — HayırS — Gelecek yıl okulu

nuzun derecesi ne olabi­lir?

C — Bu seneki gibi şil­di İngiliz okulu alacaktır.

S — Hangi atletleri tak dir ediyorsunuz?

C — (Herhalde şana ma hiyetinde olacak) kendi­mi.

S — Okulu bitirdikten sonra ne yapmayı düşünü yorsunuz?

C — Yüksek tahsil için Amerika’ya gitmeyi.

S — Hangi kulübü tutu yorsunuz?

C — 1962 — 63 Yusuf jKaptan kupası şamoiyonu Y.A.K.

S — Elinize bol miktar da para geçse ne yaparsı­nız?

C — YAK külüne bir bi na bir de futbol sahası yaptırırım.

S — Kendi kendinize sorup cevap vermek iste­diğiniz soru var mı?

Atletizmde iyi ne

Bu bakımdan ön çizgide oynadığında gol şansı çok tur. Nitekim geçen sezon, lig’in ikinci devresinde, Doğanda oynayıp Yenica- miye dört gol attığı unu­tulmaz.

Fevziye sorduğumuz so rular ve aldığımız cevap- ler aşağıdadır :

1 - Futbola ne zaman ve nerede başladınız?

Futbola doğduğum semt olan Yenicarı>de Ji- sans çıkardım.

2 — Kimin teşviki ile

BUGÜNKÜMAÇLAR

Saat 4.30 daTaksim Sahasında

Gönyeli — Pergama *

İstanbul’da,K. Paşa — G.Birliği

F. Bahçe — H. Tepeİzmir’de,

K. Yaka — Altay İzmirsopr — Beşiktaş

tice almamın sebebini so­rar ve sahaya indiğimde rakibimden korkmama­nın olduğunu söylerim.

4 - Yenicamiden ayrıl­manızın sebebi neydi?

Yenicamiyi hersevden fazla seviyorum. Fakat be ni kader herşeyimden faz la sevdiğim bu kulüpten ayrılmağa mecbur ediyor-

ya’ya kafa ile attığım go­lü hiç unutamayacağım. En fazla heyecan duydu­ğum maç ise Limasol’da kulübüme 4 gol attığım maçtır.

7 • Türkiye’de hangi ta !mı tutuyorsunuz?

Kara Kartalların hayra­nıyım.

8 - Hangi futboıculan beğeniyorsunuz?

Güven, Necmi, Birol

DEVRİM, 8 Haziran 1963 KIBRIS RADYOSU Sayfa: 1 den kalan

ırayacaklarını şimdiden söyll. yebiliriz. Çünkü, Radyonun Türkçe Yayın Şubesinin hazır,

ladığı program dan hiçbir, tah. rik edici değildir. Milli gun ., rimizj ulusum uza yaraşan bil-

i yük bir vekarla kutlamaktayu ■ Şimdiye kadar aşırı herhangi bir konuşm a veya prı mız olm amıştır. Tarih pı lannda bile sadece, tarihi katlerin nezih bir şekii tılm asından öteye geçil tir.

Eğer hava bulandtnlrnıisteniyorsa ve bunda samiı seler, önce, Radyonun Rm Şubesinde yayınlanan ve

du. 1960 - 6i ders yılında <BJK)- Suad (GS)* Leftermezun olmuştum. 6 ay ka <FB)' Klbns’tan ise futbodar işsiz kaldım Bu za- ,u futbo] diye oynıyan herman zarfında ilk olarak futbolcuyu takdir ederim. romanlardanÇTSB’den transfer teklifi Sevdiğim futbolcu Enver- (ahrikkâr vg ^

dir.9 - Kıbrıs Türk FutboluI

ihakkında düşünceleriniz?Kıbrıs futbolu düşük fa

jkat ilerisi için ümit verici dir. Bunda da bütün vazi jfe antrenörlere düşüyor.Halkın desteği ikinci plân da geliyor.

almıştım. Bunun üzerine Çetinkaya’ya kayıd olmak istemiştim, kayıd oldum- da. Fakat Yenicam.yi u - nutamıyordum. Bunun ü- zerine tekrar külübüme döndüm. Bu defa küçük yaştan beri bana teklifte bulunan DTB’liğinin teklifini kardeşimi kırmamak için kabul ettim ve 1960- 61 sezonunun ikinci dev­resinin DTB ğinde dım.

5. Hemen arkasına ekle

10 - Beğendiğiniz antre nör?

Takımda disiplin kuran cvna- ı b e r antrenör bence beğe-

jnilmeğe lâyıktır. Oğuz Ka rayeli ve Halil özyazıcı'-

#85Yenicamiye girdiniz?

Küçük yaştan beri kar­deşimin kulübü olan DTB ne sempatim vardı fakat Yenicaminin Siyah - Be­yaz renklere kavuşmasiy le YAK’lı oldum, bunda Tansu ve Azmi’nin rolü büyüktü.

3 - İlk resmi maçınızı ki me karşı yaptınız?

İlk resmi maçımı 1957- 58 sezonunda Çetınkaya’ ya karşı solbek ol.irak yaptım. Bu maçta heyeca mm büyüktü. Gerek kü - çük olmam gerekse Çetin kaya’mn kuvvetli bi rta- kım olması beni şaşatıyor

dim. Dönüşünüz nasıl ol- y1 takdir ederim.du? Yenicamiden avnlma- 11 ' Başka bir diyeceği

niz var mı ?mın bana tesir etmesi ve DTB’liğimin bana vaadet tiği işi bulmaması üzerine pek sevdiğim külübüme döndüm. Burda D l B ida­recilerini düşürmek iste­miyorum. Ellerinden gele ni yapmışlardı, fakat arzu ettiğimişi bana bulama­mışlardı. Bunun üzerine çok sevdiğim kulübümün bana iş temin etmesi üze rine tekrar YAK’a dön­düm.

6. Unutmadığınız gol ve en fazla heyecanlandığı­nız maç?

1960 - 61 sezonunun bi rinci devresinde Çe.inka-

Futbolumuzun ilerleme sini arzu eden şahısların başında gelmekteyim. Fa kat bugün bu ilerlemeye engel olan bazı sebepler vardır. Bunları her halde bizden büyükleri düşün-

kin b ir şekilde dil uzatan I di program larını kaldırs'Ve bir toplum un kendi duyguları içinde sessiz gı bir güne müdahale < ler.

GENÇLİK GÜCÜ ÜYELERİNE

10 Haziran, 1963 tesi gecesi saat 20.30 kulübümüz lokalinde ya­pılacak olan hasbü.al top lantısına sayın üyelerimi­zin iştiraki özlenir.

Konu : Kulübümüzü il­gilendiren çeşitli mesele­ler.

müştür ve düşünüyorlar. Bunun için bana bırşey düşmez. Ayrıca Devrim gazetesinin bana poster - miş olduğu yakın alâkaya teşekkürü bir borç saya­rım.

J ı ı i Bir

Anketimize dit Kuponlarınız En Geç Saat 7 ye Kadar idaremi­ze Varmalıdır.A d re s : DEVRİM Anket Servisi

©

P .K . 363 Lefkoşa

FER A H Serinletici içkiler FabrikasıKİMYAGERLE İŞLEYEN TEK FABRİKADIR KİMYAGER NECDET OKTEKİN

Baharlı ŞEK ER PO RTAKALI Suyu ServisteFERAH “ SPEC IAL ”

©

KALİTELİ İÇKİLER VE UCUZ FİYATLA* BÜYÜKLER 400 ve KÜÇÜKLER 285 mils

TALAT AYDEMİR

Y ayırı s;

d ül,„nın a u r u î - - - M a m a k Muhabere Oku

Ankara 8

2Q_21 Mayısolayliduruşmasına

Turizm Polisi d ü n b is ye b is ik le t sü rücü le ri ile olarak bir tebliğ y a y ın h tır. Enformasyon D a ir e s i tisiyle yayınlanan te b l i f {grencilerin ve b is ik le tl i Ledra, Onasagoras so k a g Ginıe Caddesi ve A ta tü r k

ıdan geçerken y a n : gitmemelerini r ic a e tm iş

Tebliğde ay rıca , k a ld ı r m üzerlerine b is ik le t v e engeller konm asın ın y a s ; duğu da önem le h a t ı r l a t

Selçiidtrj

///,ALAMETİ FARİKA

Biralı Şeker Portakal suyu taklitlerinden sakınınız

NOT :

t’azaı gün Lefkoşa’da bedelsiz olarak dağıtılacak olan buzlandırılmış Biralı Portakal suyundan sîzler de tadınız.

f iş le r i B a k a n lığ ın d a ™ fe Belçika a r a s ın d a ( ™ l»r Hava S e rv is le r i a ^ 11 imzalanmıştır,

« a şm a y ı, K ıb rıs C u

fiuîJtJnetiadlna Dıı^Piros Kipriam

adına !'îika Büyükelçi,' C ina,a

H î ? nde' »M *

Ç a r e s iHanlı» ; ° Nos' D|5'Ş

.... £ s s :

B A Şıra s

ı / r

Büyük şişelerde 2 kadeh biralı meşrubat ve 4 şeker portakalı suyu vardır

Küçük şişelerde bir kadehin fazla biralı meşruhat ve 2 Şeker Portakalı suyu vardır.

FERAH SERİNLETİCİ İÇKİLER FABRİKASI L İ M A S O L

!JÖ . | aı'a GtVk

f e | J ı Î ! S >

H Î S n inak ba‘, n S * s .

i: M, “Ofeı

H;

5 ^ !

MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞTIR