43
ideolo- haberci- ma 15yil zisinden ina ettigi ardma teli'ye genan- bu iklim Sis, dev- :, biz7at .endisine yalruz.t. -a elbet. if GOren, de olsa • iIti filrrile- aun bir ie getiril- dnemasi- mticade- ;mlenleri- aktan de- ' de biri- tha dOke- na yarat- maz GO- unsal do- i yeniden Myle bir kanallan e bir yol i. Bu izi yaran- ile birlik- 2 Eyiai si- aslango- cunu ta- Y6NETMENLER NE DiYOR? 12 Eyli.11 Filmleri dosyasi icinde, filmlerinde direkt ya da sembolik olarak 12 deginen veya 12 filmleri- ne fon yapan yOnetmenlere iig maktu soru yOnelttik: 1. Siz kisisel olarak 12 Eyli1r0 ve Oncesini nasd det,Serlendiriyorsu- nuz? 2. BugLine kadar yapilan 12 EylUre deginen filmleri na- sd degerlendiriyorsunuz? 3. Sizin X filminizi bu filmier iginde nasd bir yere koyuyorsunui? yOnetrnenterin bir bolumu sorulann tOramil cevaplarken bir bolumu yalmz- ca bid veya ikisini cevapladilar. Ses filminin yOnetrneni Zeki Okten'e ulasamad)girna igin gartislerini yaymlayarruyoruz. Diute filmi ise henEiz hig gOsterilmedigi igin, yOnetmeni Omit Efekan'i sorusturrnanin clismda biraktik.

Türk Sinemasi Notları - 2

  • Upload
    soyluu

  • View
    298

  • Download
    0

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Yönetmenler Ne diyor?: Erden Kıral - "Av Zamanı" Mesut Uçakan - "Öç" Sinan Çetin - "Prenses" Tunç Başaran - "Uçurtmayı Vurmasınlar" Yavuz Özkan - "Yağmur Kaçakları" Memduh Ün - "Bütün Kapılar Kapalıydı" Zülfü Livaneli - "Sis" Ali Özgentürk - "Suda Yanar" Melih Gülgen - "Kimlik" Ziya Öztan - "Baharın Bittiği Yer" Genç Türk Sineması Yapım ve Yönetim Sorunları - Prof. Dr. Alim Şerif Onaran 1980 Sonrasında Türk Sineması - Tuğrul Eryılmaz Türk Sinemasında Amerikan Hakimiyeti - Mehmet Açar 1990'lı Yıllar ve Türk Sineması - Emin Alper, Zahit Atam Sinemamızda Bir Dönem Kapanırken - Meral Gündoğdu "Salonlar Artarken Koltuk Sayıları Azalıyor": 1990'lı Yıllarda Türkiye'de Sinema işletmeciliği - İ. Altuğ Işığan Mutlu Parkan Godard'ı Anlatıyor - Söyleşi: Seray Genç - Yusuf Güven

Citation preview

Page 1: Türk Sinemasi Notları - 2

ideolo-haberci-ma 15yilzisindenina ettigi

ardmateli'ye

genan-bu iklimSis, dev-:, biz7at.endisine

yalruz.t.-aelbet.

if GOren,de olsa •

iIti filrrile-aun

birie getiril-dnemasi-

mticade-;mlenleri-aktan de-' de biri-tha dOke-na yarat-maz GO-unsal do-i yenidenMyle birkanallane bir yoli. Bu izi

yaran-ile birlik-2 Eyiai si-aslango-

cunu ta-

Y6NETMENLER NE DiYOR?12 Eyli.11 Filmleri dosyasi icinde, filmlerinde direkt ya da

sembolik olarak 12 deginen veya 12 filmleri-ne fon yapan yOnetmenlere iig maktu soru yOnelttik: 1. Sizkisisel olarak 12 Eyli1r0 ve Oncesini nasd det,Serlendiriyorsu-nuz? 2. BugLine kadar yapilan 12 EylUre deginen filmleri na-sd degerlendiriyorsunuz? 3. Sizin X filminizi bu filmier igindenasd bir yere koyuyorsunui? yOnetrnenterinbir bolumu sorulann tOramil cevaplarken bir bolumu yalmz-ca bid veya ikisini cevapladilar. Ses filminin yOnetrneni ZekiOkten'e ulasamad)girna igin gartislerini yaymlayarruyoruz.Diute filmi ise henEiz hig gOsterilmedigi igin, yOnetmeni OmitEfekan'i sorusturrnanin clismda biraktik.

Page 2: Türk Sinemasi Notları - 2

12

ERDEN KIRAL(A V ZAMANI)12 Eylul Oncesinde genclik Sosyalist Parti'den kopup, di-

agilch. Kitleye ragmen, kitleyle saglikli baglar kurmadanonun Onctllagana yaklendi. Sartlar'm belirleyiciligi ye-rine kendi idealize edilmis iradesini yerlestirdi. Dolayistylabu geng grup kendi ideolojik sOylemini gelistirdi ve bu ku-ramsal bir soylemdi.

12 Eylul roman ye 12 Ey1E11 dOnetnir.i anlatan filmleride degerlendirmek kategorik olur ye konuyu daraltmak olur.Ama Av Zamaru' run Tarkiye'de yasanaus Onemli bir done-me ye ciddi bir soruna parmak basmast, filmin bu kategoriiginde degerlendirilmesine yol agabilir.

Genellikle bu dOnemi isleyen filmier ideolojik.temeldenyoksundu, daha gok 12 Ey tin insan ilstande yaptigi tah-ribatlar anlauhyordu. Nereden nereye gelindigi gOsterilemedi.Tabii ki bunlan bir film iginde anlatmak kolay degil. YO-netmenin bir sosyolog veya psikolog olrnadiguu bilmek ge-rekir. Sinemada bigim ve teknik gok Onemli, belirleyici birunsurdur.

12EytaldOnernindeki yasamin anlamstzligt, yazmaninanlamsizligt, aYihnin yalruzhgfve geri gekilmesi Av Zamanenin sabitleriydi. Bu shade iyasam-alum',...'-yairnak eYle-mi",:clostluk".temalan kadm Ozveri ve sev-giyi simgeliyordu. Sevginin ye Ozverinin olmadmgm bir dun-yada ya.siyoruz. Yazar kadinin gergekligiyle bag kurup (ki

o yasamla olan gergekligidir) yeniden yazmaya baslar. Fil-min 'agilc sonu' seyirciye biraluhr. Tarn anlaulanlar belkide yazann fantazisiydi. Siddet varsa bu yalruzca kentte de-gil her yerdedir. Film bizim sinemanuza Riskin bir tekliftir.Bir uslup, bigem teklifidir . Ben gergekligin sareklilib, ger-gekligin billurlasmast sorunsalma taktlip kaldtm. Bir planuiuzunlugu metreyle degil barornetreyle Olgalmeli; yard pla-mn igindeki basing, zaman duygusu Onemlidir,ALZarna-

_nenda yazandis hesaplgrnast YOnetrneni yazannyerine gegirirsek, bu yOnetmenin de ig hesaplasmasidir. BuSu da Yamiai filiriinde gok belirgindii ye gok da ba.sarilichr.Ama anlamstz bir sekilde sinema elestirmenleri tarafmdanmahkam edilmistir. Av Zamam 12 Eyltil Oncesi terOr veanar-si donemine kagak Olgekte de olsa deginen bir filmdir.

Kamm:a korku birikerek cesaret olur. Cesaretin teme-linde korku vardir. Ben bir ayduun terOr ortammdaki kor-kulanna degindim. Bu nedenle de film gOrmezlikten gelin-di; cankil aychnlarin kendi iclerinde gOrmek istemediklerikorkularuu ele almyordu. Oysa korku cra insahcildir. Ne kiinsan kendini savunabilmeli. Cesaret giderek gOzakaraligadOnasebilir. 12 Eylul Oncesi ban umutsuz.eylemleri antm-styonim.

Av Zamartenda 12 Eylul Oncesinin sosyo-ekonomik ko-sullanndan, cok ktictik divide ve bireysel bir oykil anlan-hr. Ama arkada da bir seyleri sezdirdigi karusmdayun. 12Eylill Oncesi belirsizlik ortamt korku vericiydi. Bu belirsiz-lik ortamini yansitrnaya calistun. Insanlarm birbirlerine ga-venleri kalmanusti. Eski dostluk, yeni ideolojik ditsmanlik-lara donasmtista.

(ucLiBugan.,

bunlarda,gini,pan siner,Ttpkt gecrdeli gibiminemak gereyasamarngibimays yap.sanlard tr.

• Ucurtr,ilgisi yokt'bir sevgimesini yesmlar belde bu big

Page 3: Türk Sinemasi Notları - 2

t

MESUT UCAKAN00"12 Eylid Oncesi ideolojik yogunlasmalann One cdctigt,

sosyal planda buyuk patlamalann beklendigi bir ortamdt.Sinemada 12 EyKB sonrasi ideolojik yogunluk kayboldu, es-tetik kaygilar On plana Estetik endiselerin belirgin birsekilde On plana gikmast ve sinemaguzin kazandii sanatsalseviye son zamanlarda beni sevindiren bir olay. Benim TurkSinemasinda 1976'ya kadar yapilan ideolojik amagli filmle-ri inceledigim bir galismarn var. Sivri ve saldirgan bir bigimdesosyal meselelere yaklasan filmleri basanli olsa da kabul et-miyorum. Belirgin bir Ornek vereyim: "UGURTMAY1VURMASINILAR" filmindc ucurtmaya aces sahnesine ka-dar olan yaklasimi benimsiyorum, ama sonrasi itici geliyor.Bence "OC" 12 EyItilsonrast Ogrenci olaylanna deginen ilkfilm °Imam ve bakis aosindaki sicaklik nedeni ile Ozgun bircaltsma oldu. Filmde sag ya da sot belirlemesi yapmadan,eylemlere girmis tiniversiteli bir grubu ve gruptaki arkadas-lanndan koparak degisime ugramts bir genci konu aldim.Tekrar karsilasuklanndaki gatismalanni ye sonunda t)irbir-lerine tebessum etmeleri gerektigi yorumu ile bitirdim: Da-ha sonra cekilen bu tur filmlerin higbirinde bu sicak baktsiyakalayamachm."

14

SINAN cETIN(PRENSES)Tarihin.ayirdigt bir dOnem 12 Ey1(11. 60 It yillarda Turk

gencligi, bir gelinlik, bir tual kadar beyaz, birbirine sunsiktbaglarla sanlmisn. Gegen zaman iginde bir duyguyla tants-ti Komilnizm Onun kurallanyla, onun istedigi dOgrultudayeni bir dtizenin kurtanlmastna ugras verildi. Bunun icin

OlUndii. 12 Eylul bir hizlandirths donemi olmus-tur. Bu clOneme ait, Yesilcarn'tn yarattigi hicbir film yeterliolamamisur. Benim cektigim "Prenses" filmi, bu filmiericinde en basarch, en masum anlattma sahip olantydi. Ken-di kendimize yettik ve bizim seyircimiz bu filmi begendi.

Page 4: Türk Sinemasi Notları - 2

star. Fil-lar belkientte de-tekliftir.liki, ger-ir planetani pla-y Z311118-

i yazannside. Busanlichr.rafuadanye anar-

Madir.in teme-laki kor-en gelin-nedikleritr. Ne kitkaralfgaxi arum-

TUNC BASARAN(IJCURTMAY1 VURMASINLAR)Bugtine kadar yapilnus 12 Eyhil filmlerine baktignmzda

btinläidan higbirinin o dOnemi bit bigirnde ifade edemedi-Iini;degerlendiremedigini gOraYaii. Bence bu film1eri ya--Pan sinemacilar 12 Eyldl'e oportuniSf bit agulan bakular.Tiplu geginiste turk sinemastmn zengin luz-fakir oglan mo-deli gibi kaliplasmis bir model olusturdular. 12Ey11.11 dOne-mine iliskin dogru bir film yapmak igin, dOnemi iyi anla-mak gerekir. Oysa bu filmleri yapan insarlar, bu dOnemiyasamanns insanlarchr. Bunlan sadece sinemasal bir etyktgibi &1$t-into gekti1er. Bugtln Tiirkiye'de entellektile1 sine-mar yapmaya calisan insanlar da entellektuel olmayan in-sanlarchr.

• Ucurtmayi Vurmastnlann 12 Eylill.filmi olmakla hig birilgisi yoktur. Olusturrnar dilstindiiktim halkamn ikincisi olanbit sevgi filmidir. Bu us filmle sevginin aranmasini, yeser-mesini ve kaybedilmesini anlatacagtm. Ucurtmar Vurma-sinlar belli bh dOnemi irdelemiyor, bundan onbes yil Oncede bu bicimde gekilebilirdi.

YAVIJZ OZKAN(YA 01111IR KACAKLARD

"12 Eyltil hakkmdaki dasÜncelerim, 12 Mart ve 27 Ma-ps igin diistindaklerimin aynist olabilir. Uygulam.s ye bigimdefarkhhkar var gibi gOrtinilyorsa da sonunda hepsinin aril ye-re varchkuu gOrtlyoniz.

Ozgiirliiklerin Insitlanmasi, hatta tamamen yok edilmesiye insanlann asla haketmedikleri bigimde baikt aluna alm-malan sonucunu getirdi. 12 Eylul Oncesi bu baskir gerek-tinniyordu. Askeri miidahalelen onaylamak mumkun degdl.

12 Eylill'e filmlerin hepsini gOrmedim. Mudahaletarusmaya acthyorsa bu filmlerle suurlarunamah, o dOnemdaha Beni; tarnsilmalt. Filmlerden sadece yola

"Yakmur Kacaklan" 12 Will ftlmi olarnaz, kapah bir dO-nemde gegen bir hikaye. Biz iki ayn kultur, sistem ve anla-rstan yola sikuk. Birbirlerinin -dillerini . bilmedikleri haidekendi segmedikleri bir ortamda karsilastrlar. En Onemli un-sur insan ye sevgidir. Iletisim yalniz clillerle saglanamaz. Buinsanlar sonunda birbirlerini destekler. Bu, 12 Mart, 12 Ey-

cinernlerinde de ayruchr ye bu sistemin oldugu her yer-de bu gibi olaylara rastlamak mtimktindUr."

13

amik ko-ti anlau-ayun. 12belirsiz-

trine g8-7-rinitk-

A-4g.

Page 5: Türk Sinemasi Notları - 2

a Turksimstkis tams--ultudain igino1mus-yeterlifilmier1. Ken-gendi.

MEMDUH UN(BUTUN KAPILAR KAPALIYDI)

"Askeri yOnetimlerin taplitt ortak Ozellik toplumsal yebireysel dilzeyde tizgdrliiklerin kisalanmasiyla kendini gOs-terir. Bunun igin de bir yilgnalik silreci yaratmada en gecerliyol olarak bireyden yakm gegrnisin hesabt sorulur. Yanikos-koca devletle tek basma varolma savant veren birey karsi kar-stya kahr.

Turk sinemast bu dtMeme iliskin Oyktilere daha gok bi-rey set bylcitlerdenyola.gikarak,yaklastr: "Sen TurkuleriniSoyle", "Ses", "Su da Yanar", "Ugurtrnayi Vu.rmasinlar",

—Tark , sinemast uzun pllar seyirciyi her ;eye ragmen mut-lu sonlara, kihrairianlari kosullandirdt. Ve bu tiirden mo-tiflerle bash bastna ,bir khltfuel form olustu. Kap'-

-lar Kapabych" bu formla hig ca11smayacak bigimde bir ye-Coy. kiisU. -YOnetmen olarak boyle bir Oykilyil sine-

maya aktanrken ben_ ini kaygun savasin galipleri ya da mag-luplanyla olmalctan gok, y-asama hakkmm sonuna kadar sa-yunulmastych. "Birtiln Kapilar Kapallych"nin bOylesi birkayguun gereklerini yerine getirdigine inaruyorum. Bununchsindaki degerlendirmelei5 ise filmin yOnetmeni olarak yap-mam gilg. Bu bir annedencocugunti diger gocuklarla kiyas-

• lamasuu istemek gibi bir sey."

ZULFU LiVANELi(SIS)

"Filmlerin katogorilere yerlegUilmesine karllyun; 12 Ey-keni kadm ya da genglik filmleri aninilania-,

Tara inantruyorum..Her fihnin kendi estetik dilnyan igindedogrulan ve vanlislanyla degerlendirilmesi gerektigini du-liiniiyorum. Genellemeler tistan kOrij yargtlara yol agurn iyinkammca tehlikelidir. Kaldt ki politik bir ortarmn arka fo-nunu o1ustuidugu "Sis" filmi bir ailenin yasanundan ye cap-rastk ask-nefret ye kusaklar arastlikten sozeden bir filmdir. Ve kendi basina degerlendirilme-si gerekmektedir."

ALI OZGENTIJ-RIC••

(SU DA YANAR)12 Eyliil Oncesi Be 12 Eyliil arasuada sadece fink kosul-

lar agnindan fark varchr. 12 Eylinin ruhu, dastincesi, sid-deti, ideolojisi, 12 Eylui'den Once de bu toplumda Varch.Sim-di de var. Ozetlersek, butun bunlar Turkiye'de asiretler arastbir savastan, toplum olmaya dogru gitmenin belirtilerindenba.ska bir sey deg:Mir.

Sanatsal metinleri, sanatsal olmayan Olglitlerle alma-ya Icarsirm. Ktiy film', sehir filmi, 12 EY1U1 filmi gibi ta-'nunlamalar, sentetik bir balus agrsulir. Her metindeki insa-

-rtui"Ve - eStetigin titresimleri, o metnin butunlugu igiiide -ere'alittrnalichr.

Su da Yanar'a gelince: Bana kahrsa bu filmin 12 Eylul'-den gok, 14 Temmuz Franaz Devrimi'yle ileisi vardu (hadilimdi biraz dtisiinfm). Krsacast, Turkiye gibi bir alkedebenkendi 131/2'umu cektim. Anlasalar da, anlamasaLar da...

Page 6: Türk Sinemasi Notları - 2

GOrtisünU almak igin aradiguruz Sen Tiirktilerini SOyleminin yOnetmeni erif GOren, BEYAZPERDE dergisiyle gO-rilsmedigini belirtip, "Daha Once bu dergiyi akaran insan-lar da arlcadasimth, ama ne yaptilar ? Sevin Okyay'ui gs.karmasi daha da kotO. 0 Once benim film im naktundayazdigi yazilarioturup yertiden okusun" diyerek sorusrur.manuzi cevaplandirmarnistir.

MELTll GULGENacimitio12 Eylul, ortayigikan durum tamamen politik ilctidarla-

nn kabahatidir. Bu dOnemde hapseatilmis, iskence garmilsve yava benzeri yaralar alms; genc insanlar politikaalann ma-sasi konumundaydi. - -

Bu konuda cekilen diger filmier hakkinda bir degerlen-dirme yapamam sunktl hig birini gOrmedim..

yapimasi otmasma karsin Mahmut Tezcan'in mu-halefeti yilzUnden hakettigi yere gelemedi. Mahmut Tezcanstlrekli sete gelip "Komunist film cekmeyin" diye basks ya-myordu. Barka bir yapima olsaydi Kimlik bugim bilinen,uzerinde konus-ulan bir film olurdu. Kimlik'te bir grup

Ogrencisi halla uyandirmaya galisiyorlar. Bir sabahihtilal oluyor, tank sesleriyle uyamyorlar ye grup pargalam-yor. Sonugta grup lideri konumundalci Tank Akan ye Ne-bahat cehre yapayalniz kahp, hayaun gergekleriyieze kahyorlar. Daha Once bu tip kovustunnalara ugrimis ar-kadaslara ve emniyete sorarak cekmemize ragmen fihnin birsahnesi akanIch. Bu sahnede polisier Tank Akan'in evinearama yapmaya gelir. Yalnizca bir tek yasak kitap bulup,basica bir ;ey bulamazlar. Sonucta bunlan tutuklams7larama kimliklerine zi1nba basarlar. Kimligine zimba basmako kisinin sakincah oldugunu belirtiyor. Benim 12 EylCil On-cesi ccktigim Cemil DOniiyor filmimde, 12 Eylill Oncesi ser-bestge gOsterilirken, 12 Eytill'ten sonra sans& yasasmin de:gisimiyle yani yerel yOnetimterin kendi bOlgelerinde oyna-yan filmleri tansur edebilmeleri nedeniyle Mersin'de oynar-ken gOsterimden kaldinldi. Aynca ihtilalden sonra, pollsterOnceden yanIt bilgi vermeden, buroma gelip Cemil Dann-yor'un orijinalini ve kopyalaruu gOtUrdtller.

ZIYA OZTANHAREV BIT1161 YER

"12 Eylul Turkiye'ye giydirihnesi dastindlen elbiseninprovasiych. 12 Eyliile ili;kin filmier, Oznel filmier oldu bun-

tar. Bir YayOnetniii:iniiiitle &Shim araiinaki heiaplasina-run dar suurlan icinde kahnch, ya da, yapay tragedya kah-ramanlan uretilmeye

"Baharm Bittigi Yer" bu Oznel ye suurh filmterin bir de--vaith idi. Sadece lanlan bir bahar daluun 'at' sest olmak

Diferlerinden farlu boyle iddiastzhk gibi bir iddiasi ola-bilir.".

/6

Page 7: Türk Sinemasi Notları - 2

Con yillarda gerek yurdurrwzdki. filmsenliklerinde, gerekse dis illkelerdeki •

senliklerde kendinden s8z ettiren ve Oc101-lerle onurlandinlan bir sinemamiz var.

Ilkin Avrupa'da 8Ikemizin geri kalmisli-gins ve like! yOrelerini yansittigindan OW-ru ilging bulunduOu sanilan filmier, butemalara uygun ozgun OslOplanyla da dik-kati gekmis; daha sonra 'kentsel sorunla-ra ve insan haklarina de'ginentemalarindan ve yeni OslOp denenielerin-den dolayi da tutulmustur.

k.ury, seiN PI T (t`in)S116

32

Gen; Turk Sinemam

Yawn' ve Winetim Sorunian

Prof. Dr. Aiim *erif Onoran

Yeni Turk sinemasi, "Eski Kusak", "Or-ta Kusak" ve "Geng Ku§ak" yOnetmenle-ri olarak Oc kusaga mal ediimektedir.

Biz burada bu sinemarfin tumunu degil,_

1968'd& by yana yogunlapn OzgOn ga-lismalarla belirgin hale gelen "Geng TurkSinemasi'ni ye "Geng Ku*ak Sinemacila-rinin Yapim ve Dagitim Sorunlari"ni ince-lemekle yetinecOiz.

GENIC KIJAK YONETMENLERI

Geng Ku§ak yOnetmenlerinin buyuk co-g' unlugu "Yeni Gergekgi" bir sinema an-layisindan yola gikmaktadirlar. Bubakimdan "Tannnin Bagist Orman" adlibelgeseliyle bu belgeselin vurgulamak is-tediklerini Anadolu Uglemesi'nde verenLAM Omer Akad'in etkisinde kaldiklari gi-bi, onun en iyi kaifasi iken ustasini da asanb8yOk yOnetmen Yilmaz dejzip:,den gittikleri sOylenebilir bu yOnet-menlerin...

Yilmaz GOney, L8tfi Akad'in"Kizifirmak-Karakoyun", "HudutlarinKanunu" ve "Kurbanlik Katil" filmlerindebasarili kompozisyonlar cizdikten ve bufilmierin senaryogalismalanna katildiktansonra, 1969'da, kendi adina "Umut"ugevirdi.

Bu fiimde Adana'da paytonculuk yapar-ken definecilige soyunan bir garip kisinindram; ba§anyla sergileyen ve ayniAdana Alin Koza Film 5enligr nde birinci-lik &WIG alan Yilmaz ainey, bunu izleye-rek "Seyyid Han" (Topragin Gelini), "YarnSon GOncliir", "Umutsuzlar", "Aci","Agit", "Baba", "Arkada§", "Endie" gibifilmleriyle segkinle§mis; senaryolarini ken-disinin hazirladigt ve kendi direktifleriYlegevirttigi "Sara" ve "Yol" gibi filmleriyleyurt . disinda da taninmi§tir.

Bu filmlerde Turk Yeni Gergekgi Sine-masi'mn gamic' Orneklerini gOrmek mum-kandOr. TUrkiln bin yillik, ya da binlerceydlik gelenek ye gOrenekleri igindeki da y

-ramlarint vurgulayan Ulusal Sinema veMilli Sinema akimlarina karpl, "Yeni Ger-

Page 8: Türk Sinemasi Notları - 2

Ses' filminden Nur Stier Yavuzer cetinkaya

cekci Turk Sinemasi", bugunku yasantisiiginde Turk insaninin sorunlanni sergileme-yi islev (mission) adinmistir.

Yilmaz ainey'in etkisi altinda film ya-pan Genc Kusak YOnetmenleri iginde Er-den Kiral, Yavuz Ozkan, All HabibOzgenturk ande gelmektedir.

Erden Kiral, sinema veislekligi ile belirginlesmis genc bir yanet-men... Yasar Kemal'in "Teneke" adll ay-kOsOnden yola gikarak Tank Akan, MeralOrhansoy ve Tuncel Kurtiz'le cevadigi, Cu-kurova'da oeltik sorununu ele alan "Ka-nal"la adini duyurduktan sonra; OrhanKemal'in en iyi roman! "Bereketli Toprak-lar Ostande"yi sinemaya uyarlayarak cu-kurova'nin sorunlanni, bu kez, gurbetcileriele al6rak vurguladi.

Onun basyapiti "Hakkari'de Bir Mev-sim", Ferit Edgu'nun "0" ve "Kimse" adliiki romaninin tek konuya danOstikalmesin-den olusmustur: Hakkdri'de bir yedek su-bay Ogretmenin, Mete Carlo Levi'nin ONOroman] "Isa Eboli'de Durdu" (Christo siFermato a Eboli)'dan Francesco Rosi'ninsinemaya uyarladigi aynl adli filmin kah-ramaninin duydugu yabancilasmayi vUrgu-ladigi bir calismadir. Burada basoyuncaGenco Erkal'in katkisi da'unutulmamalidir."Hakkari'de Bir Mevsim", 33. Berlin FilmSenligi'nin ikinci ac1010 olan "GUrniis Ay'-'y! kazanmistir. Bunu izleyerek Osman Sa-hin'in bir aykOsiinden filme gektigi "Ayna",1985 Istanbul Film GOnleri'nin en iyi film-lerinden biri olmustur.

Ayni kusaktan Yavuz Ozkan ise ilk fil-mi 'fans"! 1974'te gerceklestirdikten son-ra 1978'de ."Maden' ve 1979'da"Demiryol" ile isci sorunlanna egildi. 1978Antalya Film Senligrnin hem yerli, hemuluslararasi kategorilerinde birincilik

alan "Maden" onun basyapitidir.All Habib Ozgenturk, bir sure sinema-

da reji asistanligi ve senaryo yazarligi yap-tiktan, 1974 ye 1977 yillannda "Ferhat" ye"Yasak" adli yan-belgesel orta metrajlifilmleriyle dikkatleri Lizerinde topladiktansonra; "Hazel" (1980), "At" (1982) ve"Bekgi" (1985) ile kendine uluslararasialanda hakli bir Grrsagladi. "Hazal'da, kä-

geleneklere karsi gikan Ozgenturk, "At'-'da gocugunu okutmak Ozere istanbul'ag6g eden bir kOylOniin ve oglunun drarrn-ni sergiliyor; Orhan Kemal'in romanindanuyarladigi "Bekgi"de ise Murteza adli birfabrika bekgisinin gOrevine a§indolayisiyle neleri yitirdigini vurguluyor; as-linda sembolik olarak ele aldrgi Murteza ti-pinde fasizmin tutarsizligini vurguluyorglu.

Bu gizginin bazen iginde ("Yusuf ile Ke-nan"), gogy zaman disinda ve kendine Oz-

gi) bir igerik ve bicim anlayisi igindefilmlerini gergeklestiren Omer Kavur ise,Refik Halid'in bir aykilsOnden sinemayauyarladigi "Yatik Emine", Selim ileri'ninsenaryolarint gerceklestirdigi "Kink Bir AskHikäyesi" ve "Gal" ile Onun kazandiktansonra, MOjde Ana gevirdigi, biraykUsiinCin sinema uyarlamasi "Ah GUzelIstanbul", Bans Pirhasan'in senaryolarin-dan T0rWan Soray'la gevirdigi "KOrebe" veZuhal Olcay'la gevirdigi "Amansiz Yol" ileOnOn0 sbrdOrmOstOr.

Genc Kusak iginde isveg'te gevirdigi"OtobOs" adli filmiyle uluslararasi alandahakli bir On saglayan eski sinema oyuncu-su Tung Okan' la, "Firat'in Cinleri" ile Os-man Sahin'in "Kirmizi Yel" adli kitabindakiiki 'Oyk0y0 bir konu yOresinde sinemadacanlandiran Korhan Yurtsever'in ayn bireryeri vardir. Bunlara Ahmet Muhip Dranas'-

ayni adli siirinden yola gikarak Wide /V-ia gergeklestirdigi "Fahriye Abla" (1984)ile yeni bir sima olarak Turk Sinemasinakatilan Yavuz Turgul'u da ekleyebiliriz..

Ama geng kusak iginde asil Oviilmeyedefier yetenek, son yillarda and arda ger-ceklestirdigi filmlerle dikkati ceken SinanCetin'dir.

Sinan cetin, 1984'de gerceklestirdigi"Bir GOnOn HikAyesi"nde Fikret Hakan,Serif Sezer ve Nur SOrer'i basanyla yOnet-tikten sonra MOjde Ar ve ilyas Salmanlagergeklestirdigi "Cirkinler de Sever" agllifilmde halkci gOld6rOnCin gercek ipuclan-ni ortaya koyuyordu. Nitekim bunu izleye-rek gevirdigi "Cicek Abbas" Turksinemasinin gercekten gereksinme duydu-01.1 halk gOld0rOsiintin en tutarli Ornegi ola-

rak gerceklesmistir. Bu filmde iki bayOk'komedyen, Sener Sen ile ilyas Salman birminibus sofOrG lie muavininin ask ve i§ ha-yatinda yasadiklan aykin durumlan buyukbir baari ile sergilemiSlerdir. Sinan Cetin'inbir sonraki filmi "14 Numara", Serpi! Cak-makli ile Keriman Ulusoy'a bir genelev ger-gevesinde insansi boyutlar igindeoyunlanni vurgulamak olanagi tarndigi gi-bi; yer yer gekim ve kurgunun plastikfierier kazandigi bir ortam yaratabilmistir.Yavuz Turgul'un "Fahriye Ablasi"nda iseWide Ar, 'Meta OykiinCin kahramarn ile Oz.deslesmis ve son yillarda kazandigi Onegercekten layik oldugunu gOstermistir.

Yeni Turk Sinemasi'nin Genc Kusak yO-netmenlerine, 1965'te gevirdigi "SonKuslar" ile siirsel gercekciligin tipik bir or-.ne'gini sunmus olan Erdogan birgok ticari film cevirdikten sonra, son yillar-da yeniden bularak gerceklestir-digi "Fidan" ve "Sey,icl" adli filmlerinden

33

Page 9: Türk Sinemasi Notları - 2

Ottir0; aslinda buyuk bir oyuncu iken is-vegle sanat yavamini sOrdaren ve ShimonDotan'in "Hiug Hagdi" (Kuzunun GGICim-seyivi) adlt israir filmindeki oyunundan Otil-r6 Berlin Film Senligrnde birincilik Od016alan Tuncel Kurtiz'i, gevirdigi ilging film,"GUI Hasan"dan Ot6r0; yine Isvec'te ya-vay-an bir Turk, MuaMmer Ozer"i, bir cokkasa filmlerden sonra 1985'te Pargalan-ma", 1985'te "Bir Avug Cennet"le isveg'-teki Turk insane ile TCirkiye'de.ig gOgan

-dramini yasayan insanlarimizin davraniv-lanni bavanyla verdiginden oturU, YusufKurgenli'yi, televizyondaki galivrnalanndansonra, son yilarda gergeklestirdigi"... VeRecep ve Zehra ve Ayse" (1983) ve "61-mez Mag i" (1985), "Gramafon Avrat"(1987) adli cahvmalannda yurdumuzda ye

Avrupa'da yavayan Turk insanini yepyenibir bakivla bize yansittigindan OtOr0; Ba-var Sabuncu'yu tiyatro yasamindaki Onemlideneyimlerinden sonra "Ciplak Vatandav"(1985) ve "Kupa Km" (1986) ile TOrk si-nemasina ycni boyutlar kazandirdigindanOtOrfi; ye nihayet Nesli COlgegen'i,cu sinif bir sinema oyuncusunu sanatsalye Ozel yavantisi iginde olanca tutarfiligi ileveren "Kardesim Benim" (1983) ye aga-lik mOessesesini bavanyla tavlayan "ZO-gun Aga" (1986)'da tutarlicizgiden Otarli eklemek gerekir.

SON BIRKAC YILDA GENCTURK SINEMASI

Gegen yil enflasyonun, resmi kayitlaragore, en az % 70'e ulavtigi Olkemizde, si-nema, kuvkusuz, kaginilmaz bigimde cid-di sonuglarla karvi karsiya kalmivtir.

Son asked darbenin ortaya giktigi 1980Uretim seviyesi, Tiirkiye'de, 68 fil-

me dOsmOvtil Sonra yavas yavas 1984'te124, 1985'te 127, 1986'da 185'e yOksel-di. 1987'de de bu rakamin 186'ya ulavtigianlavilmaktadir. Bununla birlikte vimdi cad-delerde yijrCirnek ve geceleyin sokaga gik-mak gOvencesi varsa da, film seyredenkimselerin miktanni asarcasina televizyonve video seyircisi artarken, sinema seyir-cisi azalmaya devam etmektedir.

Gegen yil gekilmiv bulunan -162'si 35,geri kalani 16 mmlik- 186 filme ek olarak50'den fazla film de, serf video pazari icinOretilmistir. Ve vimdi gittikge artan bir mik-tarda film Ureticisi, video sanayii fizerinegalivmakta ve kimi video dagiticilanprodUktOrleri desteklemektedir.

Son yillarda Oretilen kaliteli filmin yOz-desi, tOm Uretimin % 10'unu gegmemiv-tir. Bu, sadece 15-20 filmin' Uzerindeciddiyetle durulmaga layik oldugu antami-na gelir. Ancak pazardaki, daha Onceki

egilimlerin aksine, son iki yildir bu kalitelifilmier, bOyOk kasa gelirleri saglamivtir.1987'de en cok give hasilati saglayan film-ier, vOhretli yOnetmenlerin sanat filmleridir.

En cok kasa geliri saglayan filmier vun-lardir: Ali Habib OzgentOrk'Cin "Su daYanar" (64.000.000 TL), Erden Krarin"Hakkarrde Bir Mevsim" (50.816.000 11),Atif Yiimaz'in "Hayallbrim, Avkim ve.Sen"(37.711.296 TL), Omer Kavur'un "AnayurtOteli" (34.031.700 TL). Geriye kalan altsfilmden sadece dOrdt, tOmil Ibrahim Tat-Imes ve delikanliligin ilk yavlarindakicf.* Emrah gibi oldukga popOler varkicilannbavrolsoynadiklan "Arabesk' melodram-lardir; Irstede 6 ve 8. siralan ivgal eden Ote-ki iki film: Atif Yilmaz'in "Asiye Nast!Kurtulurru, Bavar Sab 'uncu'nun "Asila-cak Kadin"idir.

Tiirk film elestirmenlerin yillik begeni-leri bu listedeki filmlerin goguna yOnelik-tir. "Anayurt Oteli" elestirmenlerce en iyifilm ye Omer Kavur en iyi yOnetmen segil-

Yapildiktan ancak alts yil sonra gas-

Bavir Sabuncu

terilmesine izin verilen "Hakkari'de BirMevsim", Onat Kutlar'a en iyi senaryocuunvanini kazandirmivtir. Ayni filmin kameragalivrnalanni yapan Kenan Ormanlar, eniyi kameraman Ilan edilirken; Macit Koper"Anayurt Oteli"ndeki oyunundan OtCirii eniyi erkek oyuncu, TOrkan Soray "Hayalle-rim, Avkim ve Sen"deki oyunundan OtarCien iyi kadin oyuncu Oddlerini, ayni filmdekirola dolayisiyla MUsfik Kenter en iyi yardim-ci erkek oyuncu, "Anayurt Oteli"ndeki ro-lOnden OtOrCi Serra Yilmaz en iyi yardimcikadin oyuncu Od011erini, Atilla Ozdemirogluayni filmdeki mCizik galismalarindan OtUrCien iyi besteci odulunu kazanmivtir.

SINEMAYA YEN GELENLER

Bir Oncekiyle sinemada en cok ilgi uyan-diran bir nokta da ilk filmlerini yapan yo-netmenlerin coklugudur. "Si.irir de ve"Yol"da Yilmaz GOney'le calivan beste-ci/varkici ZOlf0 Livaneli Yasar Kemal'in ro-manindan sinemaya uyarladigi "Yer Demir

GOk Bakela ilk gikisini yapti ye gegen yilikinci filmini gevirmege bavlach. Bir digeryeni isim, unlu fotografgi ve Atif Yilmaz veOmer Kavur'un galismalarinda sanat y6-netmeni olan Sahin Kaygun, gegen yil ken-di bavina iki film Oretmivtir: MUjde Ana"Afife Jale" ve bir tutku ve iletiimsizlik Oy-kijs0 olan "Dolunay":

iki film elevtirmeni de ilk filmleriyle, birOnceki yil, devreye girdi: Gergekgi vurgu-lamalarla oluvturdugu ye 1988 NanteS FilmSenligrnde bavoyuncusu HOlya Kogyigit'een iyi kadin oyuncu Oc1010n0 kazandiran(daha sonra TV'de gOsterilmesi dolayisiy-la TV denetimi tarafindan epeyce kesile-rek hirpalanan) "Bez Bebek"le Engin Aygaye Izmir Gfizel Sanatlar Fakaltesrnde ye-tistikten ye Fransa'da sinema Uzerine dok-bora yapip yurda dOndOkten sonra filmelevtirrnenligine soyunan, sonra da ilk fil-mi "Deniz Kizi"ni geviren Yavuzer Ce-tinkaya.

TOrkiye'de pek cok filme kameramanolarak katki sagladiktan sonra "Her SeyeRagmen" adli filmiyle 1988 Ankara Film$enligrnde en iyi film Oclillan0 kazanip Av-rupa'da da pek cok venlikte onurlandinlanOrhan Oguz buniarin bir digeridir.

Hapisten ciktiktan sonra bir kilisenin ce-naze arabasinin vofOrlOgOnfi yapan ve kOt6yola dCiven annesinin cocuklukta kendisin-de biraktigi izler,imler yOzOnden kadinla-ra pek gfivenemeyen, ama cocuk vehayvan sevgisiyle insanlsgsni vurgulayan birerkegin duyarliligini ve davranislanni ve-ren bu film, TOrk sinemasindabir uslupla gergeklevtirilmiv ve basoyun-cusu Talat Bulut'a da ayni venlikte Odd ka-zandirmivtir.

KADIN YONETMENLER

Son birkac yildir, daha once ticari film-lerde yOnetmen yardsmcsligs yapmiv bir ha-rm, Nisan Yonder yaptigi Cig filmlebirdenbire parlarnivtir. Bu filmier, cok

fotograflarla donatilmis foto-roman film-•len olarak nitelendirilmivlerse de, Ozellikle

kadin oyunculann canlandirdigi "naive"karakterler bakimindan da dikkati gekmiv-tir. Bunlardan "Beyaz Bisiklet", ClaudeGoretta'nin "Dantelci Kiz"indan bir uyar-lamayi olustururken, "Bir Kink Bebek" rek-lam filmciliginden sinemaya yol alan "star"olma istidadindaki bir kizin durumu Ozerin-de yoguplavmakta; "Danden Sonra, Yann-dan Once" kani-koca arasindakiilesitimsizlikten sOz etmektedir.

Bir diger kadin y6netmen Bilge Olgag,1962'den bu yana film piyasasinda galls-makla birlikte "Ipekce" ile (TOrkiy6'de da-ha cok erkek yOnetmenlerin ele aldigi bir

A

Page 10: Türk Sinemasi Notları - 2

'

konu olan) daha iyi bir yagarn Ozlemi igindeki kOta yoldaki bir kadinin dramtni igle-mektedir. Gegen yd FirOzan, kendi roman!"Benim Sinemalarim"i, ressam ye sanatyOnetmeni olarak isim yapmigGillsOn Ka-ramustafa ile birlikte gevirmeye bagtamig,henOz tamamlayamamigtir.

TURLER VE TEMALAR

Sinema ile Turk edebiyati arasinclakiiligki her zaman Onem tagimigtir. Gegen yil-larda da'0n1i) Turk romanlanndan veyaoyunlanndan sinemaya uyariamalar

Yusuf Kurganli TilrkAn Soray'la"Gramafon Avrat"i, Irian TOzUm "RumuzGoncagOI"O, Erdogan Tokatli ' 1 72 Kogug'-'u, Omit Elci "Bir Avug GOkyOzirnO, SO-reyya Duru "Cil Horoz"u sinemayauyarlamigtir.

1980 Asked darbesiyle birlikte sinema-da siyasal temalar da devreye sokulmug;gogunlukla da darbe-Oncesi dOnetnin so-runlan ele almmigtir.

All Habib Ozgenturk'le isimleri yeni du-yulan Umit EICi, Sami Guglu ve MuzafferHigdurmaz, genglerin ve Olkede suskun-luk dOnemini izleyerek gittikge artan yeni-den "politize" olan kitlelerin sorunlannianlatan filmier yaprniglardir. Ancak yenidenazenlenmig sans& sistemini de gOzete-rek, Turk politik yagamina usOlce sokulma-ga yOnelik gabalardir bunlar... Bunaragmen, Ozgent0rk'On "Su da Yanar"i yeUmit Elgi'nin "Bir Avug GOkyazG"sti ke-sintilere ugratilarak sans& edilmig; hatta"Su da Yanar", bir sure g6sterimdenkonulthug, gegen yilki Istanbul Film Senli-gi'nde yangmasi da miimkOn olmamtgtir.

Erden Kiral, kirsal bir agk Oykiisa olan"Dilan"dan sonra, 1980 Oncesi dOnemininsiyasal tedirginligini sergileyen ve 1988Berlin Film Senligi'ne de katilmig "Av Za-mani"ni cevirdi. Ancak iki film de, onun da-ha Once gevirdigi filmlere gOsterilen ilgiylekargilanmadi.

Ote yandan but yOnetmenleryetinirken, bazilan da degigen Turk

toplumunu ve kOltilir0nO anlatan filmier ge-virerek bagan kazandilar.

Yavuz Turgul, ilk filmi "Fahriye Abla'-Jan sonra ikinci filmi "Muhsin Bey"le. Se-nor Sen'e ve yanibaginda Ugur Y0cere enparlak oyunlanni sergilemek olanagini ya-kaladigi gibi, Arabesk k0It0rOn

taglamak firsatini da buldu. 1987 AntalyaFilm Senligi"nde Od011endirilen film, katil-dig] Avrupa film genliklerinde de "onore"edildi. Nesli COlgegen'in "KardegimBenim'i' ye "AigCirt Aga"dan sonra gevir-digi "Selamsiz Bandosu", hig gelmeyecekolan Cumhurbagkanini kasabalannda kar-

gilamak !gin hazirlanan bir belediye ban-dosunun OyldisOn0 anlatiyordu,

Gerek bu filmde, gerekse Atif"Degirmen" (Sanpinar 1914) adli filmindeSener Sen, "ZigOrt Agedaki iist0n oyu-nunu aratmayacak dOzeyde bagan sagla-mig ve 1987 Antalya Film Senligrnde eniyi oyuncu OclOkin0 hak etmig; ve bizceTOrkiye'nin bugOn yagayan en iyi komed-yeni oldugunu kanitlamigtir. Yilmazney'in adli senaryosunu filmedOntigtfirerek hakli bit On kazanan Zeki Ok-ten, Kemal Sunal'la gevirdigi gogu kirsalyOrede gegen gOld0rOlerle gabasini sOrdOr-milgtOr.

Zeki Okten'le aym kugaktan (GOney'in"Yol" fliminin yOnqtrneni) Serif GOren,kentsel ye kirsal sorunlan veren "Beyoglu'nun Arka Yakasi", "Katircilar", "On Ka-din", "Yilanlann bc0" gibi filmlerle, herzamanki gibi Oretkenligini sOrdarmektedir.Onun film yapimina ticari yaklagimi, yete-rince elegtirel degerlernelerden yararlan-masini engellemigtir. Alman sermayesi ile

Atli Yilmaz

son olarak Kemal Sunal'la gevirdigi"Polizei" (Polls), TOrk-Alman iligkilerini tag-layan bir Nava tagimaktadir.

Eski kugaktan, ama kendisini yenileme-yi bildigi igin "her dem taze" kalan Atif

"Add Vasfiye" ye "A.aah Belinda" ilebirer bagan sagladik-

tan sonra, "Women's Lib" hareketine kat-kida bulunmak Ozere Duygu Asena'ninpopOler feminist roman' "Kadinin Ad' Yok'-'u, Hale Soygazi ile sinemaya uyarladi."Hayallerim, Agkim ve Sen" de Tfirkán So-ray'i, birsinema heveslisi gencin hayalle-rinde yagayari yildiza dOnf.)gtOrd0 ve bumilnasebetle Yegilgam'in sinema

elegtirdi. TUrk sinemasinin UM]da, sanki eskiden gevirdigi filmlerin bir

Oz-elegtirisini yaptirtti. Soray, bu rokindenOtEiri) hem Antalya Film Senligrnde, hemde film elegtirmenlerince "yilin en iyi ka-din oyuncusu" segildi.

Atif Yilmaz'da oldugu kadar Bagar Sa-buncu'da da kadinin toplumdaki rok)

Onemli bir terra olugturmaktadir.cak Kadin", da garesiz bir kadinin cinsel s6-mOrtilOgOnO; "Kagamak"ta, egleri bir trafikkazasinda birlikte Olen bir kadinla bir er-kegin, bu mOnasebetle tanigip, birliktekiiligkileri icinde kendilerini bulmalan

Wide Ar gok degigik iki kompozisyon-da, yeniden sanatini kanitlamaktadir bufilmlerde...

Bagar Sabuncu bu yd Londra Film Sen-ligi'ne de katilan filmleriyie gergeveleme-de ye cyuncu yOnetimindeki 0stfin bagansiile dikkatleri geken bir yOnetmen olmug;"Zengin fvlutfagt"nda ise Vasil OngOren'-in oyununda verilen 1980 Oncesi siyasalgatigmalann bir zenginin mutfagindaki yan-simalanni sinemalagtirmig ve Sener Sen'-in Turk sinemasindaki yerini pekigtirmigtir.

Omer Kavur hic kugkusuz Turk sinema-sindaki yaratici (auteur) yOnetmenlerin enOnemlilerinden biridir. Onun "Anayurt Ote-Ii", son yillarda Turkiye'de gergeklegtirilenen Onemli filmdir. Cevre seciminde ye me-kani, oyunculardan da on loran gikaripbagrolde gOstermede sagladigi baganylaKavur, gerek yurt iginde gerekse yurtginda Ovgiiler alan bu filmde Macit Koper'ibirinci smif bir karakter oyuncusu olarak&se etmig; Koper araciligi ile ruhsal yo-rumlamalarin doruguna gikmigtir. Koper'-le rol arkadagligi yaptirdigi Aytag Arman da"Gece Yolculugu"nda en iyi oyununu ve-rerek, hem film, hem de Arman bu yil An-talya Film Senligi'nin gOzdeleri olmugtur."Gece Yolculugu"nda Kavur, kokugmuggevresinden kagan bir film yOnetmenini an-latmakta; bu filmde de terkedilmig bir Rum

oyuncu kadar gevrenin de sinemaigin ne denli Onemli oldugunu bir kez da-ha gösteriyordu. "Gece Yolculugu"

bu yilki Cannes Film Senligrnde ilgiylekargilanmigtir.

Bu arada Orta Kugaktan bir yOnetmenolan Tung Bagaran, 1972'deara verdigi se-nama galigmalanna gegen yil yeniden bag-layarak bir "dOniig" filmi yapti. "Bin veDigerleri" admi tagiyan bu filmde, Baga-ran, Istanburdaki entel barlardan birinderastlagarak yalnizliklarini paylagan bir ka-dinla bir erkegin tek g0n10k serOvenlerini,Fransiz "Sairane Gergekcilik" ye "YeniDaiga" akimlarinin etkisi altinda, ama yi-ne de Ozgiin bir deneme filminde su-nuyordu.

ORTAK YAPIMLAR

Son zamanlarda Turk filmlerinde hatin-sayiltr bir teknik geligme gOrOlmektedir. Or-negin Erden "Dilan" ve all() Li-vaneli'nin "Yer Demir, GOk Bakir"inda. Bufilmlerin ikisi de Bati Alman sermayesi ve

35

Page 11: Türk Sinemasi Notları - 2

"2. aa.̀01::g1,.aA4face.a.:aafaia

teknigiyle destekienen ortak-yapimlardir.Fransa'da yasayan Yavuz Ozkan da Fran-siz sermayesi He "Yagmur Kagaklan"ni ce-virerek Fransa'daki bir TOrk stirgijnii He birFransiz kadini arasindaki iliskiyi sergile-mektedir.

Diger bir film, "Otobils"ii isveg serma-yesi lie geviren Tung Okan'in, bu kez, is-vigre ve Fransiz sermayesi lie gevirdigiAdalet Agaoglu'nun "Fikrimin Inceadlt romanindan, Ilyas Salmanla sinema-ya uyarladigi "Sari Mersedes"tir. FilmdeAlmanya'dan daniis yapan Tark isgilerininsorunlan ele alinmaktathr.

Isvecle yasayan bir Tiirk olan Muam-mer Ozer'in Tiirkiye'de gevirdigi "Kara'Sevdali Bulut" da garip bir sans& serave-ninden sonra serbest biraldrnishr.

Zeki Okten de Fransiz sermayesi lieFransa'daki gOgmen Ttirklerle ilgiii bir filmolan "Kirlangtg'in Dasii"nil gevirme plan-lan gergeklestirmis bulunmaktadir.

GENT TURK SiNEMASININYAPIM VE DAdITIM

SORUNLARI

16 Temmuz 1988 Cumartesi Mo-da Sinemasi'nda gerceklestirilen bir panel-de "Gang Sinemanin Yapim YOnetimSorunlan" tartisilmis; panele katilan ErdalCretin, Omer Ugur, Korhan Yurtsever veTuncer CCicenoglu'nun gOrtisleri asagidarizetlenmistir:

Erdal Cahn: Teknik, Turk Sinemasiruncan damari, Onemli bir konu... Tark sine-mast son ytilarda kendiliginden bir tirman-ma ve evrensellige acilma gosterdi.

'Uluslararast Odilllere ragmen, Tiirk si-nemasi uluslararasi pazarda ve is pazar-da yer tutamada Ozellikle dagitimkonusundaki acmazian cOzemedi. Bugeinbu konuyu inceleyecegiz.

ilk soru: Turkiye'de yapim 'last( gelisi-yor? Yaratto yapimci var nit? Hangi dona-mmla yola cffiffiyor? Batt donammtyla mi,Teirkiye olanaklariyla mi?

Tuncer ,Oticenojiu: Vara Film Sirke-ti mensubuyum. iki yillrk bir deneyle Ogren-mis bulunuyorum sorunlan... YOnetmenarkadaslar daha cok icin icinde... Bundandolayi ilkin yaptmo-yOnetmen Korhan Yurt-sever konussun.

Korhan Yurtsever: 1946 tarihli bir o-sur elimde... TUrk Film Yap/molar Ce-miyeti'nin ctkardig 1... Deg isen bir sey yoko zamandan bu yana...

Bizde yaptian filmier Og kisma aynlite 1)Video filrnleri; 2) Sinema filmleri; 3) T.V.amagh filmier (tasaron filmleri).

Yapim bakimmdan 1) Ticari amach film-

ler 2) Sanatsal kaygist clan ve 4 pazarapikarbima amao olan filmier...

Gang Turk Sinemasitim yapim sorunIan genellikle TOrk sinemastmn,sorunlanlie ayni... Ancak katmerli... SansOr day'

Sansik, en azmdan oto-sansar0 zor-luyor. Parasal sorunlar: Yapano parasimgeri almak istiyor. Harcadigi en az effi mil-yonu kán lie kazanmak istiyor. Stnirlankoyuyor.

iyi stOdyolar: $afak Sineray, Fono var.Daha cok reidamolara gahstiklan igin pa-halt ydayor filmi bunlar... Senaryocu, oyun-cu, yOnetmen var mi TOrk sinemasindaecaba? Suntan yanitlarnak sonra da dag-trm sorunlanna yarn vermek gerek...

Clicenoglu: Korhan Ozetledi. Ben da-ha net olarak meseleyi ortaya koymak is-tiyorum. Turkiye'nin meseleleri gOzal-meden, sinemanin sorunlan da geiza-lemez. Gang sinemacilann sorunlan, da-ha da asilmaz gOreilayor.

Yazann iketim maliyeti oldukca dasak-tar. Nihayet daktilosu ile idg it Ozanne ya-

Yuma Kurcenll

zacaktir. Film icin en az yaz milyon ister.Varhk Film, Yesilcam'a ragmen ortaya

iyi niyetle... 8-9 ydnetmene film yapttr-dt. Ancak sonunda o da Yesilcam cizgisinegeldi. Heiseyin Karakas, Heiseyin Ganesdahil, yeni yOnetmentere olanak saglathfirmannz.

Ama sinema durdu; yeni film yapmakcok gag (mall ve iktisadi nedenlerle). Faiz

nakit para... Elhastl Tarkiye'ninsorunlan gOzillmeden, sinemanin, ozellikleGang Turk sinernasinin sorunlart bundandolayt

Omer LIjur: Turkiye genelinde, GangSinema iizelinde derdik evvelce. Simdi ay-rim yapmiyoruz. Sinema dtstndan insanlarOrnegin kabztmallar filme ph= yapmis,seks filmledyle takviye gOrmas. Para k5i-

dir film cevirmek: Negatif film, kamera, istkolmazsa, film okmaz.

Turk insam kendini anlatmak icin fajtara yazar. Kaiemidefter Ancak yOnet-men icin para Ikarn. Bu piyasada

denenecek, okul bitirecek, bunun tepkisi-.ni yasayacaksina.

1-ark sinemasi Yesilcam sokagindan ay-rrldigr halde, hala ayni isimle anthyor. Bu,tutuculugu gOsterir. "Her seye Ragmen"(Orhan Og'uz'un filminin ath gibi) film ya-

• piyorsunuz.

Otuz ganden asag't set galtsmasi olmaz-di. krrdilar. (Yabanci menseli parabulan arkadaslar bunaa istisnast)... Sine-mar cok seven vazgepip gitmez asistan-liktan • sonra... KOtamser olmakistemiyorum; ama, yOnetmen filmi olacak-ken, prodaktOran mantalitesi lie 10 panda35 bin metre filmle calismak sino getirifir-se, ne olur? ProdaktOr filmi olur. 15 gat)caltstyorsun, filmini camasir yikar gibi yt-leyorlar. Gang sinemaci olarak dayatmasansmiz yok. 100 milyon harcamaya niyetliclan da, bana degil, filmini /Of Yilmaz'averiyor.

Video pazart da ttkanth. .5atyo istiyoruz.Ozgun mazik yaptism diyoruz. Latfi Akadistemezdi diyorlar.

Dojal sonucu: Filmi yOnetmendenbaska herkes yaptyor. Ornejin prodaksi-yon âmirinden, falan mekd run saglanma-sini. olmuyor; baska yetOneriyor.

En azindan yaptlmasi gerekli Oen Oy-le Ozetliyorum: 1) Mecburf programasyon,2) Her yeni 4 hanina tuvalet yapildigi gibikagiik bir sinema salonu yapilmah; 3) W U/

vadeli, az faizfi kredi saglanmala 4) TV'thyan yariya yerli yapim gOSterilmell; 5) Filmler vergiden muaf tutulmah.

Erdal Catin: Zor ortama ragmen atiliryapildi. Uluslararast sermaye de geliyaYavas Omejin Warner yabanisermaye getiriyor. Deviere, TRT'ye goredasayor, ne dersiniz?

Korhan Yurtsever: Tarkiye'de ve Amanya'da video day, okti. Duruldu son ylarda... Daha Once isletmecilerin istekleyard,. Bu, sonra video isletmecilerinavansina dOkeildei. Belli kosullarla bu avasr verdiler.

1978'lerde Gang Turk SinemasiOrder gepirerek ortaya oktt. Ayr birluk, ayn bir heyecan getirdi. Dtsanya databilmek gayesiyle deg isik filmier °maokti. Ahmet Tuner Kislah KulBakant) destek verdi. Yapimdan sonra fE

tivallere katilmak igin Kaltik ye DqOari fkanlffilan ugak bileti, alt yazt dashsagladt.

(Ama yeter mi?) Bir yeinetmen chatve crane'i bilmiyorsa, filtreyi taint-two,:rank analizi yapamiyor, senaryo igin all/apranwor ye "on gande 35 bin metrecaltslyor" diyen bir prodaktOre boyun E

yorsa... Sanatonm karsisma sansiir c

Page 12: Türk Sinemasi Notları - 2

yorsa... (diger kolayliklann anlann kaltyormu?)

Ben 34 kutu negatifle "Firatin Cinieri'-ni gektim. Bunun dicandan getirdigi pa-. ra ile (bu kez) 200 kutu negatifie "KaraKala"p gektirn (1979). Almanya dOnOsO,Taner Arkin, Nejat Ozbek, Varlik Film'denteklif aldlm. Bu iclere 1,5 - 2 milyon, 2,5milyona yakm faturasa para aynimish. is-tediklerimizi sagladilar. Ozgfin milzik, ye-terince negatit. film... Macaristan'dapkattilar.

MOzik, efekt ve diyaloglann ayn banttabulunmast kocullan kabul edildi. 17 mm.degil, 35 mm.lik optik ses band/ ile Avru-pa standartlanna gore gekim bittikten son-ra gok zorlandik. iyi niyete karst saglikholusturamadigi yaptm kadrosu dolayistyla"Zincir" kutularda kaldl. Ayrupa7daki fes-tivallere kahlamadt. Yabanct para geleme-di.

Dag atm Sen bashracaksin.kop-yeyi, maliyeti karstiamayan bir parap

sang verecek.Uguncu jenerasyon Almanya'da Turk

filmi seyretmek istemiyor. Tarkiye'de deOyle... Almanya'da dagthm igin Sanat Ba-kanhg l'ndan, 15 sene seireyle %o • .3 faiz-le destek para ahyor gang filmciler...Yapimcidan, filmciye, dag itictya kadar...

Teirkiye'de de TRT aynt ceyi yapabilir.Ancak TCirkiye'de TRT'nin istedigi senar-yo olursa... Geleceh aydinhk, agik degilbence... Yine de iyi niyetli sena'yodan ya-pilacak disanya satts saglanabi-fir diyorum.

Ciicenojlu: Nast' bir Orgiitlenme? Ka-ranhk gOrOse kattlnyorum. Tikkiye'nin de,Turk sinemasmin da gelecegi aydmhk...

Eskiden bOlge icletmecisinin etkisi var-di. Video °lay,. TV olar cikh. Insanlar vi-deodan da Mt!. 0 heves, o moda bitti.kende de olsa, dicanda da olsa, parazim. 2000 kliibe film dagthyorsun, parasaglanamiyor. Karsihkstz cekler dolastyorortalikta. Yesilgam 'in disindan ciddi olaraksermaye konmah. Devletten yardtm mum-kfin degil. TRT, sunu,..cunu yaparsan di-ye veriyor. Bandrol indirimi, vergi indirimiolabilir belki... Baska iktidarlar gelirse...

Omer Irjur: Avukat/Mahkeme, dok-tor/hasta iliskileri need sarkiyorsa, prodlik-thr/yeinetmen iliskisi de aynt... ErtemEgilmez, Yesilgam'in hilt& dazeyi orta ileilk okul arasindadir diyor. 0 da birkagversiteli yemetme ri yOzanden.. Cogu sine-ma yapmaktan gok, rekldm filmi yaptyor,"gagdas Bir yapan Irfan TOzOm,"Kirlangic Firtmast"nt yapan Ati11,1 Cande-mir... Rekla'molann yaptigt filmier bunlar...

Hasbelkader sinemactlik yok. Program-lan ile geliyor. 0 zaman prodliktOr bulmak

Omer Kavur

lázim. Babas/Inn oglu prodiktell'oluyor. Ay-n/ zihniyeti tastyor.

Film var, sinema salonu yok. cunku si-nema mafyast (ayagi) var. Bir de bu me-sele var. Iva Moda, Ortakoy KaltiirMerkezi'nin, DOnya Sinemasi'm gengle-ri tutmast da bundan kaynaklandi. Avrupa'-da bOyiesi filmier, kampOslerde dag thhyor,gizlice gdsteriliyor. Misyoner sinemadanyana degilim ama, yine de sinemanin bel-li bir misyonu var. Bunu yapamaz hale gel-di. Video film yaph bunu... Ucuz oluyorgiink0... 3-5 gOnde film gekilip, bunlar Al-manya'ya gOnderildi. "Kerizlik Boyutu"durbu... Almanya'dan biz art& 35 mm.lik ka-mera filmi istiyoruz dediler.

Artlk 10 -40 milyon kaynakli film yok.Varlik Film'e ragmen, kOtii stOdyo olmasi,salon bulunmamasi dolayisiyle hedefe ula-silarmyor.

Arsel Artu'O, Estet, Varlik ye Ulusal Film.kurumlarinin listeleri var. Bu listelerdeki

filmlik repertuan doldurmak igin herke-se film cektiriyorlar. YOnetmen enflasyonuciktt ortaya...

SONUC

Devlet, turn sanatlann r4mina Turk si-nemasina yardim elini gok geg uzatti.

Daha 1930'lu yillarda Tiyatro ve Musi-ki, Devletin ilgi alanina girmis; okullar, kon-servatuarlar, tiyatro ye konser salonlanyapilmis; Devlet tiyatrolannin ye orkestra-lann ugrasilanna uygun alanlar

Devlet'in sinema Ile iliskisi ise sadecevergi ve sansUr uygulamalanndan ibaretolumsuz bir ilgidir. Ancak son fig, bes

Katt& BakanI4, Ozel tiyatrolara yardim‘elini uzatti6i gibi, sinemayla da1986 yilinda gikardi "Sinema, Video yeMazik Eserleri Kanunu" sansOrii yenidendOzenlemekle birlikte, bir fon olusturaraksinemaya yardimi Ongiirmas; Ozellikle filmsenliklerine katIlan filmlere verilecek Oaklere katkida bulunmak Ozere Odenekler ay-nImasina olanak saglamistir. Antalya yeIstanbul film senliklerine son yillarda ya-

erlf Garen

pilan yardimlar bu kabildendir.Bundan &cal dänemde ise, Turk mu-

cizesi, sinema alaninda da kendini Oster-Devletin ve buyuk sermaye ile

bankalann iii alaninin disinda kalan sine-ma, kendi basina ilerlemis ye son yillardabilyOk bir gelisme gOstererek yurt igindekiye disindaki film senliklerinde kazandCgiOd011erle bunu kanitlamistir.

Sinemanin Olkemizde geregince kalki-nabilmesi 'gin; yukanda sayilanlardangayrl: Beige ve deneme filmi gevirecekgenglere parasal yardim ya da arag-gerecyardimi yapmak; film kurumlanndan ihti-yaci olanlara uzun vadeli, dfigfik faizli kre-diler saglamak; salon ve perde dUzenleriniyenilemek isteyen sinema sahiplerine vestOdyo kurmak isteyenlere kredi vermek;bir Devlet stOdyosu kurarak filmcilerin ge-reksinmelerini yegnilemek; yurt igi ye di-sindaki senliklerde OdOI kazanan filmleriegence resminden aynsik tutmak; Od011eridaha fist dOzeylere ulasttrmak ve zorunluprogramasyon olanaklan sa6lamak hemenakla geliveren ek Devlet desteklerindenbazilandir.

130yOk sermayelerin sinemaya yatirimyapmalannin zamani da coktanhatta gegmektedir. q

KAYNAKCA:

/Vim Serif Onaran, "The New Turkish Cinema anditns Origins", TURKISH REVIEW (Quarterly Di-gestn), Directorate General of Press and Informati-on yayini, Bahar 1987 sayisi, sh. 99-112, Ankara.Agdh Ozgag, TURK FILMLERI SOZLOGO (6 cilt)(1968-1987 yillarina ait bOltimler), Yayinlayanlar: Ca-hit Poyraz, Mehmet Ezici ve Kadri Yurdatap, Is-tanbul.VIDEO-SiNEMA Dergisi (1-12) (May's 1984-Haziran1985), Iletisim Yayinlan, Istanbul.

VIDEO-HABER Dergisi, says 1-46 (Mart 1985-Aralik1988), Ajans Vipress yaymt, Istanbul.1968-1988 yillarinda yapnlanan CUMHURIYET veMILLIYET gazeteleri.1968-1988 yillannda yayinlanan MILLIYET SANATDergileri.BUM VE SANAT (Sinema Clzel Sayisi) (Sayi: 87Mart 1988), Bilsan Yayim, Ankara,GERGEDAN (Turk Sinemasi Ozel Sayisi), (Sayi 20,Ekim 1988), DOnemli Yayinctlik, Istanbul.

9) 4-23 Tammuz 1988'de KadikOy Moda Sinemasr nda"Gene YOnetmenlerin ilk Filmleri" UstOne dazenle-nen gdsteriler ve agik olurumlar.

Page 13: Türk Sinemasi Notları - 2

teknigiyle destekienen ortak-yapimlardir.Fransa'da yasayan Yavuz Ozkan da Fran:siz sermayesi ile "Yagmur Kacaklaerti ce-virerek Fransa'daki bir Turk stirgOn0 ile birFransiz kadini arasindaki iliskiyi sergile-mektedir.

Diger bir film, "Otobas"0 isvec serma-yesi ile geviren Tung Okan'm, bu kez, is-viva ye Fransiz sermayesi ile cevirdigiAdalet Agaoglu'nr "Fikrimin Ince GOIO"adli romanindan, Ilyas Salmarela sinema-ya uyarladigi "San Mersedes"tir. FilmdeAlmanya'dan donus yapan Turk iscilerininsorunlan ele almmaktadir.

Isvec'te yasayan bir TOrk ()Ian Muam-mer Ozer'in Thrkiye'de gevirdigi "KaraSevdali Bulut" da garip bir sansOr serOve-ninden sonra serbest

Zeki Okten de Fransiz sermayesi ileFransa'daki gdcmen Tiirkierle ilgiii bir filmplan "Kirlangic'in cevirme plan-lan gerceklestirmis bulunmaktadir.

GENC TOM SINEMASININYAPIM VE DAdITIM

SORLJNLARI

16 Tammuz 1988 Cumartesi gums, Mo-da Sinemasi'nda gerceklestirilen bir panel-de "Gang Sinemanin Yapim YOnetimSorunlan" tartisilmis; panele katilan Erdalcetin, Omer Ugur, Korhan Yurtsever yeTuncer COcenoglu'nun gOrtisleri asagidaOzetlenmistir:

Erdal Cetin: Teknik, Turk Sinemasimncan daman, Onemli bir konu... Turk sine-mast son yillarda kendilijinden bir hrman-ma ve evrensellije agilma gOsterdi.

Uluslararast Od011ere ragmen, Turk si-nemast uluslararast pazarda ve ig pazar-da yer tutamadk Ozeilikle dajihmkonusundaki agmazlan gdzemedi. Bugeinbu konuyu inceleyecejiz.

ilk soru: TOrkiye'de yapim nasilyor? Yaratict yaptmci var mi? Hangi dona-nunla yola gikillyor? Batt donanianyla mi,TOrkiye olanaklanyla mi?

Tuncer Oitceno§lu: Varhk Film $irke-ti mensubuyum. iki yiilik bir deneyle Ojren-mig bulunuyorum sorunlan... YOnelmenarkada.s.:lar dana gok igin iginde... Bundandolay ilkin yapimci-ydnetmen Korhan Yurt-sever konugsun.

Korhan Yurtsever: 1946 tarihli bir bro-var elimde... Turk Film Yap/me/tar Ce-

miyetrnin Dejigen bir gay yoko zamandan bu yana...

Bizde yapilan filmier bc kisma aynine 1)Video filmleri; 2) Sinema filmleri; 3) T.V.amagh filmier (tagaron filmlere.

Yapim balumindan 1) Ticarl amagh film-

ler 2) Sanatsal kaygisi plan ve dig pazarapikartilma amaci clan filmier...

Genp Tikk Sinemasirim yapim sorunIan genellikle Turk sinemasinin,sorunlanile ayni... Ancak katmerli... Sansik olayi

Sansik, en azindan oto-sans0r0 zor-luyor. Parasal sorunlar: Yapimci parasungeri almak istiyor. Harcadigi en az elli mil-yonu kan ile kazanmak istiy-or. Sinn-Ian• koyuyor.

iyi stikyolar: $afak Sineray, Fono var.Daha pok reklämCilara galighklan igin pa-hall *Tor filmi bunlar... Senaryocu, oyun-cu, yOnelmen var mi TOrk sinemasindaacaba? Bunlan yamtlanlak sonra da dagi-trm sorunlarina yanit vermek gerek...

Ciicenonlu: Korhan Ozetledi. Ben da-ha net olarak meseleyi ortaya koymak is-tiyorum. TOrkiye'nin meseleleri gOz01-meden, sinemanin sorunlan da Ora-lemez. Gang sinemacilann sorunlan,ha da agilmaz gOrillityor.

Yazarm iketim matiyeti oldukga daglik-tOr. Nihayet daktilosb ile Idjit Ozerine ya-

Yusuf Kurcenll

zacaktir. Film igin en az yik milyon ister.Varhk Film, Yegilgam'a ragmen ortaya

iyi niyetle... 8-9 ydnetmene film yaptir-di. Ancak sonunda o da Yegilgam gizgisinegeldi. HOseyin Karakag, Kiseyin ainegdahil, yeni yOnetmeniere olanak sajlathfirmamiz.

Ama sinema durdu; yeni film yapmakgok gag (mall ve iktisadi nedenlerie). Faizpolitikasi, nakit para... Elhasil TOrkiye'ninsorunlan gOzOlmeden, sinemanin, Oz. ellikleGang. Turk sinemasmin sorunlan bundandolay gOzCilemez.

Omer Unur: Teirkiye genelinde, GangSinema Ozelinde derdik evvelce. Simdi ay-rim yapmiyoruz. Sinema digindan insanlarOrnejin kabzimallar filme yahrun yaprmg,seks filmleriyle takviye gOrmag„ Para igi-dir film gevirmek: Negatif film, kamera,olmazsa, film gikmaz.

Tfirk insane kendini anlatmak igin hat,-ra yazar. Kalem/defier Ancak yOnet-men igin para lazrm. Bu piyasada

denena cek, okul bitirecek, bunun tepkisi-.ni yagayacaksiniz.

Turk sinemasi Yegilgam sokajmdan ay-nichji halde, halá ayni isimle arnhyor. Bu,tutuculuju gOsterir. "Her geye Ragmen"(Orhan Ojuz'un filminin ad/ gibe film ya-plyorsunuz.

Otuz gunden agaji set galigmasi olmaz-di. kirdilar. (Yabanci mengeli parabulan arkadaglar burin'? istisnase... Sine-may/ gok seven vazgegip gitmez asistan-iiktan sonra... KOteimser olmakistemiyorum; ama, ydnetmen filmi olacak-ken, prodakteirik mantalitesi ile 10 gOnde35 bin metre filmle galigmak slum getirilir-se, ne olur? ProdOktek filmi olur. 15 gungahglyorsun, filmini gamagir ytkar gibi y-loyorlar. Gang sinemaci olarak dayatmagansintz yok. 100 milyon harcamaya niyetliclan da, bana de il, filmini At,! Yllmaz'avariyor,

Video pazari da tikandi. Saryo istiyoruz.Ozgun mOzik yaplisin diyoruz. Lutfi Akadistemezdi diyorlar.

Dona! sonucu: Filmi yOnetmendenbasica herkes yaplyor. Omenin prodasi-yon âmirinden, falan meld= sajlanma-smi . istiyorsunuz; olmuyor; bag/fa yerOneriyor.

En azindan yapilmasi gerekli igleri gdy-le Ozetliyorum: 1) Mecburt programasyon,2) Her yeni ig hanina tuvalet yapildigi gibikuguk bir sinema salonu yapilmale 3) Uzurvadeli, az faizli kredi sajlanmah; 4) TV'diyan yanya yerli yapim gOSterilmeli; 5) Filmler vergiden meal tutulmah.

Erdal getin: Zor ortama ragmen atihryapildi. Uluslararasi sermaye de gaily)]Yavas yavag... Omenin Warner yabanisermaye getiriyor. Devlet'e, TRT'ye gorecfligOyor, ne dersiniz?

Korhan Yurtsever: Tarkiye'de ve Amanya'da video °lap gad'. Duruldu son ylarda... Daha Once igletmecilerin isteklEyard,. Bu, sonra video igletmecilerinavansina dOkOldii. Belli kogullarla bu avasr verdiler.

1978'lerde Gang Tiirk Sinemast zgeinler gegirerek ortaya gilch. Ayn birluk, ayn bir heyecan getirdi. Diganya databilmek gayesiyle de jigik filmier orta

Ahmet Taner K/glah (C.H.P.Ii Ku!,Bakani) destek verdi. Yapimdan sonra fetivallere kahlmak igin Kaltik ve Digiglerikanliklan ugak bileti, alt yazi densajladr.

(Ama yeter mi?) Bir yOnetmen chatve crane'i bilmiyorsa, filtreyi tanimiyoi;rank analizi yapannyor, senaryo iginayiramiyor ve "on gOnde 35 bin metregaligiyor" diyen bir prodaktdre boyun eyorsa... Sanatginm kargisma sansUr g

Page 14: Türk Sinemasi Notları - 2

Y0l211L SM0_ t.z.-CLArAl-U.IgNE:1 1.,CA'SviA

7-C12-V \k'q 1\t-U .

1180 1980 sonrasindaTurk sinemasi

TIARUL ERYILMAZ

Ve*ilcam'm 1960 ve 19701i yillardaya.sachgl seyirci patlamasi 1980'ler

geldiginde coktan gerilerde kalmi*u.Ayni egilim, istisnai birkac film di*in-da,1990'11 pllarda da stirdia. 1972 yi-linda tam Lamina 299 film cevrilmi*ti.Sabtrli ve mUtevazi sinema yazan -arastirmact Agah Ozgac'un 80.YiltridaTurk Sinernasi adh kitabmda yer clanrakamlara gore, bu say' 1989'da 117,1990'da 75, 1991'de 33, 1992'de 38ve 1993'de ise 83 oldu. Ne var ki buoldukca yantltici olabilir. Ornegin1993'un 83 filminden ancak 11'i gOs-terime girme*ansini yakalayabildi.

1980 sonrasi sinemamizda gOzecarpan kimi ázellilder *öyle Ozetlene-bilir:

80'li yillann ba*lannda sOza edil-meye ba*lanan "Degi*en kadin imaji"filmleri sonralan iyice yerle*ti. Ozel-likle 1984-90 arasi ses getiren filmle-rin ana tunas' genellikle "yeni kadin"tipi oldu. Muhterem Nur, Belgin Do-ruk tiplemeleri gecmi*in karanlikla-rinda tamamen kayboldu. Turkan $o-ray ile Hitlya Kocyigit degi*ime ayakuydurdular ye Mujde Ar, Hale Soyga-zi, Nur Surer gibi "yeniler"in kervaru-na kaulchlar. Aruk sinemada, gecmi-

in tersine, bir kadin oyuncular haki-miyeti acikca vardt.Onca sinyallerWide Ar'dan ye hemen ardindan Mi-ne ile Turkan $oray'dan geldi. Amabize gore esas bombar kadin cinselli-gine ilk dolaysiz yaklastmi ile SerifGOren'in Firar't (1984) patlatu. SusuzYaz'dan (1963) ben cinselligini ba*a-nyla Olchiren Hulya Kocyigit de yeni-den dogdu.

Yine de clOnemiu simgesi kacirul-maz olarak Mujde Ar oldu: Gizli Duy-gular, Adt Vasfiye, Aaah Belinda, Dagt-nth Yatah, Astlacah Kadtn,Teyzem. Bufilmier, daha sonra, 1995 pima girilir-ken Mujde Ann adim ANAPlibir po-litikaci araciligtyla pornoya kansura-cakti ama Ar sinema tarihimizdeki ye-rini coktan almi*u bile. 1993 yilindayap tigi Yolcu filmindeki kadin tiple-mesiyle farkh gOrtinii* ama aym cizgianlayi*ini stardardia. Ansiklopedininbu maddesi yaytna hazirlanirkenMujde Ar, Metin Kacan'in Agir Ro-man'ini gercekle*tirmenin pe*indeydi.

Turk sinemasinin tarti*masiz enbuyuk star's Turkan foray da kadinagirlikh film1erin bir ba*ka aranilanismi oldu. 198.7 yiltnda yapugi YusufKurcenlinin Gramafon Avranyla, 5e-

Aaahh Belinda (1986), Yon: Auf Yamaz.

t.

Page 15: Türk Sinemasi Notları - 2

SINENIA • 1980 SONRASINDA TURK SINEMASI

rif GOren'in On Kadin% bunun iyi Or-nekleriydiler. $oray, 1994'te TV diziside denedi ancak Anna Karenina uyartamast Dian yapirn beklenen sesi getir-medi. $oray'in 1996 yth icinde yenibir TV dizisine baslamasi wan-demdeydi.

1980 sonrasmin yeni ye basanti ikiismi ise Nur Surer ye Zuhal Olcay ol-dular. Tiyatro kOkenli Zuhal Okay1983 ythnda Halit Refig'in /htirasnnasi adlt filmiyle sinemaya gecti yeadiru hemen Yesilcam'in Odul rekort-menteri arasma yazdirdi. OzellikleOmer Kavueun yanetmenliginde oy-nachgn Gizli Yuz, Mahinur Ergun'unyOnettigi Medcezir Manzciralan, Ya-vuz. Ozkan'la yaptigi ad Kadin ye BirSonbahar Hihayesi Olcay'm sinemada-Id yerini iyice saglamlasurchlar.

1979 yilinda Berehetli Toprahlarüzerinde filmiyle yart amatOr bir bi-cimde sinemaya achm atan Nur Sta-rein, Ozellikte, sot egilimli sinernase-verlerin gazdesi haline gelmesi uzun

Zeki Okten'le Ses, Auf Yil-maz12. Dul Bir yapan Surer,iyi yabanct film Oscar's kazanan Umu-da Yolculuh ve Ucurtmayt Vurmasin-larla hem elestirmenler nezdindehem de Licari olarak Onemli basantarkazandt. Nur Starefin de, tipkt Ttar-kan $oray ve Zuhal Olcay gibi, sine-madaki ba,ansim televizyonaetme girisimi beklenen ba*artyi getir-medi.

Nur SOrer'in bir baska Ozelligi deHalil Ergun ve Tank Akan gibi top-lurnsal olaylara karsi gosterdigi du-yarttlikta betirgintesti.

1980'lerden itibaren sinemadaOnemli .basanlar kazanan diger kadinoyuncular sunlar oldu: Hale Soygazi,Serif Sezer, Late Mansur, Serap Aksoy,$ahika Tekand, Meral Oguz,Av*ar. Bunlardan Hale Soygazi, BirYutium Sevgi y e lrfan TOziam'tin cekti-eti Cazibe Hammitt GOndaz Dasten ad-

Zagart Aga (2985), Yon: Nesli Colgecen.

kompozisyonlar cizdi. Gitzel fizigineye zaman zaman iyi oyunculugunakarsin Hnlya Av*ar sahne-plak dunya-sr gidi.p gelerek tam bir filmstart olamadi.

1980'lere kadar Bilge Olgac yeoyuncu-yOnetmen Tiirkan $oray'lanull p lan kadin yOnetmenter aramnaNisan Akman, Mahinur Ergun,Ozgenturk, Seckin Yasar, Yesim lista-oglu, Canan Gerede ve TRT kOkenliTomris Giritliogiu ile Canan IcOz dekauldtlar. Sinemaya 1962 plinda bas-layan Bilge Olgac't (Kasth Dasmant,Ipehce, Galasan) 1994 yittnda uziaciabir kaza sonucu kaybettik.

Tabii bu arada erkek oyuncu ve yb-neLmenter de bo* durmuyorlardi.Sungu Capan'in deyisiyle Her DevrinAdams Auf Yilmaz bu Ozelliginden birgram yitirmeden bn stradaki yerinihep korudu. Tiarkan $oray, Mujde Arve Hale Soygazi gibi kadin oyuncularen iyi filmlerini Auf yapular.Aul Ythrtaz ciatia gene yotietinealoctas cikartan bir tiretkenlikle gecirdigibu dOnemde Adi Vasfiye, Aaah Belindave Hayallerim, Ashtm ye Sen gibi film-lere imza atu. Hayallerim, Ashtm ye

di parodisi belki de bu Liar filmterinOnciasta ye ikisi de gile rekoru ktracakfilmlerin habercisi oldu: Arabesh(1988) ye Amerihalt (1993). ErtemEgilmez Arabesh'i yaptiktan bir yilsonra ararnizdan ayrildt.

Sara ve Diasman filmleriyle enOnemli yanetmenler arasinda basare*en Zeki Okten 80'lerde dart Onem-li filmle yetindi: Faize HOcum (1982),Pehlivan (1984), Ses (1986), ve Datta-rii Dunya (1988).

Zeki Okten'in Kemal Sunal'la tele-vizyon icin yapugi dizi ise umulan it-giyi gOrmedi.

Ytlmaz yakinp lan diger yOnetmen Serif Gbren de80 onalannda Firar ve Kurbagalar gi-hi cok Onemli iki kadin filmine imzaatti. 1988'de Kemal Sunal'in basrolu-nU oynachgi Polizei filmiyle duzeylibir komedi kotardi. 1993'te yanettigiHollywood parodisi Amerihali ilemeslek yasammin en parlak ticari

Ama bu GO-ren'in filmografisine fazia bir *ey kat-mach.

1990'11 yillann en flas )161-lamentise Yavuz Ozkan oldu, Sinemaya 1970

Ozkan. Ihi Kadin

1181

Page 16: Türk Sinemasi Notları - 2

Mavi Siirgtin (1992), YOn: Erden Kiral.

Ucurunayt Vurrnasinlar (1989), Ydn: Tunc Basaran.

1182 SiNEMA • 1980 SONRASINDA TaIK SINEMASI

(1992), Bir Sonbahar Hihayesi (1993)ve Yengec Sepeti (1994) filmleriylehem elestirrnenler tarafindan yere go-ge konamadi hem de haun saythr gisebasansi kazandi. 1995'te yapugi BirKadtntn Anatomist ise elestirmenlercepek basanli bulunmadi.

Turkiye'nin belki de en kisisel si-nema dilini kullanan yOnetmeniOmer Kavur 1982'de Gale ba.slayanfarkliligtni Amansiz Yol (1985), Ana-yurt Oteli (1986), Gece Yolculugu(1987) ye Orhan Pamuk'tan esinlen-digi Giz!i Ytiz'le (1990) stirchirdia.

80 . 1i yillarda veya esiginde yOnet-menlige baslayan ve iddiali filmlerlei.lerini siarchiren diger yOnetmenleri-miz, Erden Kral, All Ozgenturk, Ba-sar Sabuncu,Yusuf Kurcenli, Irfan TO-zUm Nesli COlgecen, Sinan Cetin, Ya-vuz Turgul, Dmit Elci y e KutlugAtaman oldular. Keyifli stirprizler iseFehmi Yasar (Camdan Kalp) ye Here-

ye Ragmen'le Orhan Oguz ve Yalanctile Osman Sinav, C Zeki De-mirkubuz'du.

1995 yilinda gOsterime giren ve 10UnIn yemetmenimizin katkida bulun-dugu iki ayn film elestirmenler ve iz-leyici tarafindan pek coskuyla karsi-lanmadi.

1996'nm en ganaltu koparan filmiIstanbul Kanatlanmin Altinda oldu.Mustafa Altioklar'in matevazi filmi"IV. Murat escinsel miydi?" gUraltiasuicinde sinemasal olmaktan cok "ide-olojik" tartish& Ama son yillann encok gise yapan filmlerinden (yerli-yabanci) oldu.

Erkek oyunculanmiza gelince tele-vizyonda oynayan filmlerin tarusma-siz kahramani Kemal Sunal, sinema-ninki ise $ener $en oldu. Kemal Su-nal'in filmlerinin daha dogrusu eskifilmlerinin televizyondaki basansi,bona karsihk TV dizilerindeki baiari-sizligi herhangi bir Bait ulkesindeherhalde birden fazla arastirmaninkonusu olurdu.

1990'larla beraber 50 yasin astimecikan $ener $en ise, pek moda bir de-yisle, gec gelen sahretin keyfini chcar-maya devam ediyor. Yesilcam'in encok i$ yapan iki filminin Arabesh(1989) ye Amenhali (1993) basrolle-rinde $ener $en'in olmasinin biapakkatkisi varch, veya en azindan, bu birrastlanu degildi. $ener $en, ZitgUrtAga, Selamstz Bandosu, Muhsin Bey ye

GOlge Oyunu gibi nitelikli filmlerle si-

nema severlerin yantstra elestirmen-lerden de Ovgialer aldi.

1970'den bu yana Turk sinemasi-urn erkek starligt icin basa gUresencok sevilen iki oyuncu, Kadir Inanirye Tank Akan, son 10 yth cok rahatgecirmediler. Ttirkan $oray gibi onlarda sinemamn genel krizinden nasiple-rini aldhar. Buna ragmen Kadir Inaniren iyi oyunlannt 80'den sonra verdi:Bir Yudum Sevgi, Ytlanlann Ocit, Kan-

Page 17: Türk Sinemasi Notları - 2

Karartma Geceleri (1990), Yon.: Yusuf Kurcenh.

SiNEMA • 1980 SONRASINDA TURK SINEMASI 1183

lar Kogusu. 1984'te kazanmast bekle-nen Alum Portakal'un 1986 Antal-ya'da Yilanlann Ociendeki yorumuylaaldi. 1991'de Ah Garda,nm filmiyle yö-netmentige soyunan Kadir Ina= kisabir sure icinde oyunculugu birakabi-lecegini soyledi. Kadir Inamr son ola-rak (1996) bir televizyon kanah icin"Boyle Gitmez" adli haber programa/1yaps.

Oda/ actstridan Kadir Inantedan

daha sansh olan Tank Akan, cizgisiniKan (1985), Ses (1986) ye KarartmaGeceleri (1991) gibi filmlerle sOrdnr-dii. Onun TV dizisi denemesi de, -buda ayn bir arasurma konusu- TOrkanSoray, Kemal Sunal ye Kadir Inanir gi-bi pek basanh olmadt.

Sinemaya 80 Oncesi baslayan ikiOnemli oyuncu, Halil Ergun ye AytacArman, son yillarda yalnizca iddialtfilmlerde oynamaya calisarak yerleri-

ni saglamlasurdilar. Arman OzellikleAy Zamam ye Gece Yo/cu/ugu'nda Er-gun ise Yolcu'da unutulmaz karakter-ler cizdiler. Omit Elci'nin yOneunenli-ginde cevirdigi BOceh filmiyle o vimbutim Onemli en iyi erkek oyuncuod011erini topladi

Son pllarda sinemaya giren erkekoyuncular arasinda gecirdigi agt, r kriz-den sonra uzunca bir sure iyilesmesavant veren ancak sonunda yenilenYilmaz Zafer ye Fikret Kuskan, HalukBilginer ye Mehmet Aslantug saplabi-hr.

Bu arada Yesilcam cok zamansizkayiplar da verdi. Bilge • Olgaclan bas-ka Yavuzer Cetinkaya ye Yaman Okayen verimli yaslannda aramadanddar.

1991 yihnda yapilan ve meslek ku-ruluslan, ilgili bOlUm Universite Ogre-tim uyeleri ve sinema yazarlannm ka-tildigi Sinema Tarihinin En Iyi 10Turk Filmi yansmast ise söyle bir so-nuc verdi (alfabetik stray/a):

Adt Vasfiye ATIF YILMAZ

Anayurt Oteli OMER KAVUR

Galin LOTFU AKAD

Hakkari'de Bir Mevsim ERDEN KIRAL

Muhsin Bey

YAVUZ TURGUL

Susuz Yaz mEnn ERKSAN

SCIr0 ZEK1OKTEN

Ucurtmayi Vurmasinlar TUNC SA$AftAN

Umut YILMAZ GUNEY

• Yol

$ERIF GOREN

Kolaylikla gOzlenebilecegi gibifilmlerin ezici cogunlugu 80 sonrasifilmlerdi. Ttarkiye'de cevrilen niteliklifilmlere imza atmts Halit Refig veMemduh On gibi isimler daha Oncele-ri kolaylikla girdikleri En lyi 10 liste-sindeki yerlerini kaybetmislerdi. TabiiYesilcam'm 1970 Oncesi yitz aklann-cian Clc Arluidas (On) ve HuditaannKanunu (Akad) gibi filmlerin listedeolmamasi belki de herseyde oldugugibi sinemada da belleksizlik veyagunceilikle actklanabilirdi.

Page 18: Türk Sinemasi Notları - 2

Altin Portakal yeIstanbul Film FestivaliUlusal Yarimaleri

Antalya Altin PortakalFilm Festivali

1985En Iyi Film: Dul Bir Kadin (Atif

Yilmaz), En lyi Yönetmen: SinanCetin (Bir Yudum Sevgi), En Iyi Er-kek Oyuncu: Hakan Balamir (14Numara), En lyi Kadin Oyuncu: Zu-hal Okay (Amansiz Yol), En lyi Yar-climo Erkek Oyuricu: Engin trial(Bir Kadin, Bir Hayat), En lyi Senar-yo: Muammer Ozer, En lyi Mazik:Tank Ocal, En lyi GdrOnte): OrhanOguz

1986En lyi Film: Aaahh Belinda (Atif

Yilmaz), En Iyi YOnetmen: Atif(Aaahh Belinda), En Iyi Erkek

Oyuncu: Kadir Inanir (Yilanlanndc0), En lyi Kadin Oyuncu: MOjde

Ar (Aahh Belinda, Adi Vasfiye), Enlyi Yardimo Erkek Oyuncu: ErdalOzyagcilar (Yilanlann Oc0), En IyiYardimo Kadin Oyuncu: FOsun De-mirel (zogort Aga), En lyi Senaryo:Yavuz Turgul, En Iyi MOzik: AtillaOzdemiroglu, En Iyi GOrCint0: Ay-tekin Cakmakci

1987En Iyi Film: Muhsin Bey (Yavuz

Turgul), En Ydnetmen: OmerKavur (Anayurtbteli), En Iyi ErkekOyuncu: 5ener en (Muhsin Bey),En lyi Kadin Oyuncu: TOrkan foray(Hayallerim, Askim ye Sen), En lyiYardimo Erkek Oyuncu: Ugur Y0-cel (Muhsin Bey), En Iyi YardimaKadin Oyuncu: HOmeyra (Asiye Na-sal Kurtulur), En Iyi Senaryo: YavuzTurgul, En lyi Mazik: Atilla Ozde-miroglu, En lyi GOrilntf): Cetin Tun-ca

1988.En lyi Film: Gece Yolculugu

(Omer Kavur), En lyi YOnetmen:Omer Kavur (Gece Yolculugu), Enlyi Erkek Oyuncu: Aytac Arman(Gece Yolculugu), En lyi KadinOyuncu: GOIsen Bubikoglu (Kurtar

Beni), En lyi Yardima Erkek Oyun-cu: Tanju GOrsu (Kurtar Beni), Enlyi Yardimo Kadin Oyuncu: FatosSezer (Kurtar Beni), En lyi Mazik:Atilla Ozdemiroglu, En lyi

Salih Dikisci

1989En lyi Film: Ucurtmayi Vurmasin-

lar (Tung Basaran), En Iyi YOnet-men: Halit Refig (Hanim), En lyi Er-kek Oyuncu: Tank Akan (UcuncuGOz), En lyi Kadin Oyuncu: Nur Su-rer (Ucurtmayi Vurmasmlar), En lyiYardimo Erkek Oyuncu: MenderesSamancilar (Sis), En lyi YardimoKadin Oyuncu: Meral Oguz, EnSenaryo: Feride Cicekoglu, En lyiG-OrCintti: Erdal Kahraman

1990En Iyi Film: Kanlar Kogusu (Halit

Refig), En lyi Ydnetmen: Halit Re-fig (Kanlar Kogusu) ye Yusuf Kur-cenli (Karartma Geceleri), En lyi Er-kek Oyuncu: Tank Akan (KarartmaGeceleri), En Iyi Kadin Oyuncu:Hulya Kocyigit (Karilar Kogusu), EnIyi Yardimo Erkek Oyuncu: TuncerNecmioglu (Kanlar Kogusu), En lyiYardimo Kadin Oyuncu: AysegillUnsal (Kanlar Kogusu), En lyi Se-naryo: SiTheyla Acar Kalyoncu, Enlyi Mazik: Atilla Ozdemiroglu, Enlyi GdrOnta: Ertunc Senkay

1991En lyi Film: Gizli YOz (Omer Ka-

vur), En lyi Yönetmen: Yavuz Oz-kan (Ater Ustunde YOrt:Imek), EnIyi Erkek Oyuncu: Ekrem Bora (So-guktu ve Yagmur Ciseliyordu) yeFikret Kuskan (Gizli YOz), En lyi Ka-din Oyuncu: Sumru Yavrucuk (SenaSeviyorum Rosa), En lyi YardimoErkek Oyuncu: Hayati Hamzaoglu(Tatar Ramazan), En lyi YardimoKadin Oyuncu: GUIsen Tuncer (So-guktu y e Yagmur Ciseliyordu), Enlyi Senaryo: Orhan Pamuk, En lyi

Bocell (1995), Ytiti.: Omit Elci.

1184 - 5INE1V1A • 1980 SONRASINDA TURK SINEMASI

Page 19: Türk Sinemasi Notları - 2

kek Oyuncu: Mustafa Avkiran (So-kaktaki Adam), En lyi Yardima Ka-din Oyuncu: Tomris Oguzalp (Ge-rilla), En Iyi Senaryo: Aykut Tanku-ter - Artun Yeres, En Iyi Walk:Mazium Cimen, En lyi GtirOntii:Jurgen Jurges

Uluslararasi Istanbul FilmFestivali Ulusal Yansma

Eczaabast VakflädUlleri

1985Bir Yudum Sevgi (Atif Yilmaz)

1986Adi Vasfiye (Atif Yilmaz), algart

Aga (Nesli COlgecen), Amansiz Yol(Omer Kavur)

1987Anayurt Oteli (Omer Kavur)

ABC ARVVI 1988

Sen. Seviyorum Rosa (1991), YOn.: Ozgentarh. Biri ve Digerleri (Tunc Basaran)

MOzik: Cahit Berkay, En lyi GeirCin-tO: Ertunc enkay

1992

En lyi Film: Cazibe HaniminGiindOz DOsleri (Irfan TOzi:Im), Enlyi YOnetmen: Tunc Okan (FikriminInce Gi.110), En lyi Erkek Oyuncu:Mehmet Aslantug (Kapilari Ac-mak), En lyi Kadin Oyuncu: daleMansur (Du; Gezginleri), En lyiYardimci Erkek Oyuncu: TuncerNecmioglu (Yagmur Beklerken), Enlyi Yardima Kadin Oyuncu: SerapAksoy (Iki Kadin), En lyi Senaryo:Macit Koper, En lyi GOrant0:-UgurIcbak

1993

En lyi Film: Mavi SOrg(in (ErdenKiral), En lyi YOnetmen: Erden Ki-ral (Mavi SOrgOn), En lyi ErkekOyuncu: Mehmet Aslantu, (YalAn-cl), En lyi Kadin Oyuncu: MOjde Ar(Yolcu), En lyi Yardimci ErkekOyuncu: Fikret Hakan (Yalanci), Enlyi Yardimci Kadin Oyuncu: Demet

Akbag (Tersine DOnya), En lyi Se-naryo: Yavuz Turgul, En lyi Mazik:Can Akgiiler, En lyi VilkoFlac

1994

En lyi Film: Yengec Sepeti (Ya-vuz Ozkan), En lyi YOnetmen: Ya-vuz Ozkan (Yengeg Sepeti), En lyiErkek Oyuncu: Sadri Alisik ve Meh-met Aslantug (Yengec Sepeti), EnIyi Kadin Oyuncu: TOrkan Soray(Bir Ask Ugruna), En lyi YardimaErkek Oyuncu: Tuncel Kurtiz (BirAsk Ugruna), En lyi Yardima KadinOyuncu: Derya Alabora (YengecSepeti), En lyi Senaryo: NurayOguz, En lyi MOzik: Serdar Kalafa-toglu, En lyi GOrOnt0: Ugur Icbak

1995

En lyi Film: BOcek (Omit Elci), EnYdnetmen: Canan Gerede (Ask

Olumden Soguktur), En lyi KadinOyuncu: Zuhal Gencer (SekizinciSaat), En lyi Erkek Oyuncu: HalilErgOn (BOcek), En lyi Yardimci Er-

1989

Ucurtmayi Vurmasinlar (TuneBasaran)

1990

Karartma Geceleri (Yusuf Kur-cenli)

1991

Camdan Kalp (Fehmi Yasar)

1992

En lyi Film: Gizli YOz (Omer Ka-vur), En lyi YOnetmen: Omer Kavur

1993

En lyi Film: Iki Kadin (Yavuz Oz-kan), En Iyi YOnetmen: Yavuz Oz-kan (Iki Kadin)

1994

En Iyi Film: Bir Sonbahar Hikaye-si (Yavuz Ozkan), En Iyi YOnetmen:Yusuf Kurcenli (COzOlmeler), YavuzOzkan (Bir Sonbahar Hikayesi)

1995

En lyi Film: lz (Yesim Ustaoglu),En lyi Ytinetmen: Tunca Yonder(Bir Ask Ugruna)

MI- thk5"/Sir 4,40". !&*.ISAB.a. tir1,41,

S1NEMA • 1980 SONRASINDA TURK SINEMASI

1185

Page 20: Türk Sinemasi Notları - 2

1184 - SINE/VIA • 1980 SONRASINDA TURK SINEMASI

Altm Portakal yeIstanbul Film FestivaliUlusal Yam maleri

Beni), En lyi Yarchma Erkek Oyun-cu: Tanju GOrsu (Kurtar Beni), EnIyi Yardimci Kadin Oyuncu: FatalSezer (Kurtar Beni), En lyiAtilla Ozdemiroglu, En lyi Göri)n-ti): Salih Dikisci

Ar (Aahh Belinda, Adi Vasfiye), Enlyi Yardimci Erkek Oyuncu: ErdalOzyagalar (Yilanlarin Oc0), EnYardimci Kadin Oyuncu: Fasun De-mirel (zogort Aga), En Iyi Senaryo:Yavuz Turgul, En lyi AtillaOzdemiroglu, En Iyi GiirOntd: Ay-tekin Cakmakci

Antalya Akin PortakalFilm Festivali Odiilleri

1985

En Iyi Film: Dul Bir Kadin (AtifYilmaz), En Iyi YOnetmen: SinanCetin (Bir Yudum Sevgi), En lyi Er-kek Oyuncu: Hakan Balamir (14Numara), En lyi Kadin Oyuncu: Zu-hal Okay (Amansiz Yol), En lyi Yar-dima Erkek Oyuncu: Engin Ina)(Bir Kadin, Bir Hayat), En Iyi Senar-yo: Muammer Ozer, En Iyi Mazik:Tank Ocal, En lyi Geiranta: OrhanOguz

1986En Iyi Film: Aaahh Belinda (Atif

Yilmaz), En lyi Yeinetmen: Atifmaz (Aaahh Belinda), En Iyi ErkekOyuncu: Kadir Inanir (Yilan)annOcO), En lyi Kadin Oyuncu: Mikide

1989

En lyi Film: Ucurtmayi Vurmasin-lar (Tunc Basaran), En lyi YOnet-men: Halit Refig (Hamm), En lyi Er-kek Oyuncu: Tank Akan (O4iinct.1GOz), En Iyi Kadin Oyuncu: Nur SO-rer (Ucurtmayi Vurmasinlar), En lyiYardimci Erkek Oyuncu: MenderesSamancilar (Sis), En lyi YardtmaKadin Oyuncu: Meral Oguz, En lyiSenaryo: Feride Cicekoglu, En lyiGeorOntD: Erdal Kahraman

1987

En lyi Film: Muhsin Bey (YavuzTurgul), En Iyi YOnetmen: OmerKavur (Anayurtbteli), En lyi ErkekOyuncu: 5ener 5en (Muhsin Bey),En Iyi Kadin Oyuncu: Tiirkan foray(Hayallerim, Asktm ve Sen), En lyiYardimci Erkek Oyuncu: Ugur YU-

cel (Muhsin Bey), En Iyi YardimciKadin Oyuncu: HOmeyra (Asiye

Kurtulur), En Iyi Senaryo: YavuzTurgul, En lyi Atilla Ozde-miroglu, En lyi GärCintii: Cetin Tun-ca

1988

En lyi Film: Gece YolcutuOu(Omer Kavur), En Iyi Yeinetmen:Omer Kavur (Gece Yolcu)ugu), EnIyi Erkek Oyuncu: Aytac Arman(Gece Yolculugu), En lyi KadinOyuncu: Gal§en Bubikoglu (Kurtar

1990En Iyi Film: Kanlar Kogusu (Halit

Refig), En Iyi Yeinetmen: Halit Re-fig (Karilar Kogusu) ve Yusuf Kur-cenli (Karartma Geceleri), En Iyi Er-kek Oyuncu: Tank Akan (KarartmaGeceleri), En Iyi Kadin Oyuncu:1-161ya Kocyigit (Kanlar Kogusu), EnIyi Yardima Erkek Oyuncu: TuncerNecmioglu (Kanlar Kogusu), EnYardimci Kadin Oyuncu: AysegalOnsal (Kanlar Kogusu), En lyi Se-naryo: SiTheyla Acar Kalyoncu, Enlyi Atilla Ozdemiroglu, Enlyi GärOntd: Ertunc 5enkay

1991En lyi Film: Gizli YGz (Omer Ka-

vur), En Iyi YOnetmen: Yavuz Oz-kan (Ater Ostande YilrOmek), EnIyi Erkek Oyuncu: Ekrem Bora (So-guktu ye Yagmur Ciseliyordu) veFikret Kuskan (Giz)i YOz), En lyi Ka-din Oyuncu: Sumru Yavrucuk (SeniSeviyorum Rosa), En Iyi YardimciErkek Oyuncu: Hayati Hamzaoglu(Tatar Ramazan), En lyi YardimciKadin Oyuncu: alsen Tuncer (So-guktu ve Yagmur Ciseliyordu), EnIyi Senaryo: Orhan Pamuk, En Iyi

Bi)ceh (1995), Yein... Omit

Page 21: Türk Sinemasi Notları - 2

1186 10.N

Y62-11L. ZITEkic

CYr 'VIA... 4/4 44%

Turk sinemasmdaAmerikan h5kimiyeti

MEHMET AGAR

Son 6 yil, en cok is yapan filmin800 bin seyirciyi cok zor gectigi

bir filkede faaliyette bulunan yabancisirketler icin muhtelif deneylerle gec-ti. Sinema salonlarmin teknik dona-nimlanyla yakindan ilgilendiler, hava-landirma tertibatmdan koltuklara ka-dar calisuklan sinemalara gayri resmibazi ytikiimliilukler getirdiler. Bu sa-Ionian desteklediler ve Ozellikle bes-yildtzh oteller ve ahsveris merkezle-rinde acilan sinema salonlarina daOnayak oldular.

Baslangtctan ben uyguladiklan birstrateji geregi, sinema salonu isletme-ciligine gitmemeyi tercih ettiler amaisletmecileri profyoneke kontrol et-meyi ye onlan kendilerine mahloametmeyi de ihmal etmediler. Ama bumahkemiyet, Istanbul'daki bircok si-nema salonu icin keyilli ye karli birmahkumiyet halinde. Bugiin (1996)Titrkiye'de UIP, Warner Bros ve OzenFilm (yabancilarla rekabet edebilentek yerli dagium *irked) ile calisina-yan bir sinema icin ayakta kalmak ar-uk cok zor.

Sinema salonlarina kontrol edenUIP ile Warner Bros, bircok yerli da-glum sirketinin satin aldigi filinlerindagium ye isletmesini de ustlenmeyebasladi. Ornegin 94-95 sezonundaFilm Pop'un satin aldigi Kacith Buda

ye Ucuz Roman gibi filmlerin daginmibi7-,at Warner Bros tarafindan yapildi.Umut Sanat ile UIP arasinda da bazenbuns benzer iliskiler goruldu. BOyleceWarner Bros ye UIP, Turkiye'nin befitbash kentlerinde bircok sinemarine sahip olan yerli ithalatci OzenFilm'e karsi, ellerindeki filmleriterecek sinema salonu bulamayan kn-ctik yerli film ithalatcilarini da des-teklemis oldu.

TOrk sineniasi iizerindeki etkileri

Meselenin en can alici sorusu, yarnArnerikahlann Turk sinemast Uzerin-deki etkilerine gelince... Bu konuya

girmederi Once belirtilmesi gerekencok Onemli bir nokta var. 1995 itiba-riyle yazilan bu yazt, son 6 yilin(1989-1995) elde olan verileri lazeri-ne yazthyor, dolayisiyla nihai tespit-ler icin gercekten erken bir &mem.

Her seyden Once objektif bir ger-ceklik var. Amerikan sinemasinin et-kisi altinda gerileyen Turk sinemastbugun, burin Avrupa ulkeleriyle armkaderi paylasiyor. Bu da, Turk sine-masini dunya genelinde Avrupa mer-kezli Onemli bir ittifakin dogal parca-st haline getiriyor. Boyle bir ittifakinicinde olmak Turk sinemasi icin hisde kucumsenmeyecek bir avaritaj. It-tifakin adi malum: Eurimages. Avru-pa sinemasini desteklemek amaciylakurulan ve uye filkelerin netle-rinden gelen aidatlarla yasayan birkurulus. Belli bash tek bir amaci var.Bir Avrupa sinemasi kimligi olustura-bilmek ye Avrupa'nin Hollywood'akarat direnisinde yapim ve dagiumgibi iki temel konuda maddi yard=saglamak. Eurimages, su aria kadarbircok Turk filmine maddi desteksagladi, ayrica belirli bir oranda Av-rupa filmi gosteren sinema salonlan-na da son derece uygun kosullardakrediler verdi.

Bu arada, Kialtiar Bakan1.1,,icla 5 Ni-san krizine kadar yerli film Ureticileri-ne maddi destek verrneyi araliksizolarak sUrdiardil ye bircok filmin ya-piminda birinci derecede mali yapim-ci islevini Ustlendi. Ozel televizyonlarda bircok yerli filmin yapimina birin-ci ya da ikinci derecede mali yapunciolarak kauldi.

Dolayistyla 5 Nisan'a kadar "Darksinemasma ac ayn koldan (Eurima-ges, Kultar Bakanligi ve ozel televiz-yonlar) duzenli olarak para akmayadevam etti. Oyle ki, bir ara Yesil-cam'da kendi parasiyla film ceken birLek yapimci bite kalmadi ama sektbrbu bash gercegi kendi d p;ilna hic ci-karniadi. Mesetelerin ekonomik bo-

Page 22: Türk Sinemasi Notları - 2

A8C AR5M

Bans Pirhasan'zn KUctik Baliklar üzerine Bir Masal adlt filmi mali zor/uhlarnedeniyle yanda halints hatta mahhemelilz olmushen Warner Bros'un filme mali desteksaglayip "Warner Bros Tarhiye" adryla dagarnasi Ameri ban sirhetlenne harp sicIdedielestirilerin dozunu bir nebze hafifletmisti.

1.4

-

MAMMA • TURK SINEMASINDA AMERIKAN HAKIMIYETI

1187

yutundan cok duygusal tarafryla ilgi-lenen ye Türk sinemasma acimak gibibir misyonu gontilluce benimsemisbasinin da etkisiyle, Turk sinemasm-da kendi parasiyla film ceken cok azyapimcz kaldtgr gercegi [Oral:1) ,k Ort-bas edildi. Hatta tarn aksi bir tutumla,"Turk sinemasi OlUyor", "killtUrelkimligimiz yokoluyor" iddiasindaydi-lar. Oysa, UnlU yOnetmenler istedikle-ri proje icin fazla zorlanmadan parabuluyor ve ieknik kalitesi yUksekfilmier yapabiliyordu. Ustelik bircokfilm, daha vizyona bile cikmadan lacayn kanaldan gelen paralarla kucukkarlar bile elde ediyordu. Fakat tambunlara ragmen yerli filmier, birkacistisna haric sinema salonlannda gos-terime girdiginde seyirci bularmyor-du.

Turk filmlerinin gosterime gireceksalon hularnad: i; 1 datam anlamryla gecerli degil. Son altsydda —Amerikan filmleriyle karsilasu-nldiginda son derece kacak bir oran-da bile olsa (200 civarindaki yabanci

filme karsi yilda ortalama 10 yerlifilm)— gosterime given filmier gisedeumduklarini bulamadilar. Bu basan-sultkta, filmlerin promosyonlannincok zayif olmasi da saphesiz Onemlibir etkendi.

Son alts yilda sinema salonlannibelirli oranlarda yerli film gOstermeyemecbur edcn bazz yasalar damaya calistIch. lsletmeci ve dagrumci-lann basktlanyla bu yasalar ytinarhagekonarnadi. Kaldi ki, bir yr1 icinde si-nema salonlannda gosterime girecekuarden (35 mm formaunda) topu to-pu 25 filmin cekilebildigi bir talkedebOyle bir yasanin pek bir anlami ol-mayacagi da aciku.

BUtfin bu surer icinde Yesilcam'mtalepleri devletten, Ozel televizyonlary e sponsorlardan daha fazla maddiyardim talep etmenin Otesine gecrne-di. Ornegin, film yapunr icin dLI;akfaizli kredi taleplerini kimse gundemegetirmedi; teknik altyapi (laboratuvar,cekim ekipmaru ye studyo), promos-yon ve dagrum (yerli filmleri aim

clUnyada dagamaya, pazarlamaya, fes-tivallerde tanitmaya yonelik bir ku-rum) konulari da ciddi olarak ele

Baran bu ayrintilar, hatta estetik-artistik problemler bir yana, son yil-larda Turk sinemasimn en temeldekiekonomik meselesi de hic konusul-madi. Turk sinemasimn astl eksikligi-ni cektigi sey, tiplo yundisinda oldu-gu gibi yatirdigi serrnayesinin geri do-necegini bilen mali yapirncilardi. Bukonu fizerine nedense hic gidilmedi.Tam aksi'bir tutumla, Turk sinemasidevlet, sponsorlar, Eurimages ve Ozeltelevizyonlar tarafmdan korunmasigereken bir kUltUrel kurum olarak su-nuldu. Seyircisinin yirzde 99'unun ya-banci film seyretmeyi tercih ettigi birulkede rekabet sansuu narnityle yitir-mis bir sektbrün devletten ulusaltar adina korunma talep etmesi sup-hesiz olagan bir durum. Ama uzunvadeli hesaplan bir yana birakip her-kesin kisa vadede kendini kurtarmayacalismasi pek de olagan degil. Devle-tin ve diger kurumlann kendilerinesundugu imkanlan sadece ye sadecefilm cekmeyi sUrdUrrnek icin isteyenyapimm-yOnetmenlerin taremesi ilkbakista normal bir gelisme gibi gbzü-ktiyor. Ama bu besaba gore, varolandestekleme politikasimn tekailt olanaRadar istedigi filmi zarar etmedencekme sansina sahip bir yaptmcn-yO-neranenler kusaginz ortaya cikartmasrda siddetle muhtemeldi. Kaldi ki 5Nisan krizine kadar ortaya cikan tab-lo da pek farkli degildi.

1995'in ikinci yansina dogru, ciddibir mali stkIntr bas gOsterince yerlifilm sektOnantin belli bash, prestijli10 yOnetmeni biraraya gelip Turk Si-nemasi Vakfent kurdular. Bu, kagauzerinde s311 yillardaid L:n anlamliOnemli cabalardan bin. 1995 yilinda,Bay E., Istanbul Kanatlanmrn Alttnda

gibi yerli filmlerin sinema salonlann-dan gelecek geliri hedefleyerek proje-

Page 23: Türk Sinemasi Notları - 2

1188

SINEMA • TURK SINEMASINDA AMERIKAN HAKIMIYETI

lendirilmesi de Oyle... Gfinkfi bu film-lerde mali yaptmo sermayesi de kul-lantich. Turk Sinema Vakft'nin dauzun vadeli amactrun bagimstz birsermaye havuzu olu*turmak olduguclii*finfibarse, son bir rim ban kfigfikama olumlu geli*melere sahne oldu-gunu sOyleyebiliriz.

Suphesiz bfitfin bunlar kendi ba*la-nna bir deney. Gelecek yillar bir Larkfilminin kendi ayaklan fizerinde du-rarak para kazantp kazanmayacagi so-rusuna cevap aramakla gececek. Ame-rikaltlann yogun hakimiyeti alundacereyan eden bir din-1)ra sinemast kon-jonkturunde bu cevabtn kisa suredebulunmast muhtemel degil. Ama enazmdan, bir Turk filminin seyirci sa-rsun 10 ile 50 bin arasindaki bir ra-kama gekmek gibi hedefler koyup,bunun igin ciddi gah*malar yapmakmamken. Bunun igiu de, her *eydenonce sermayenin Dirk sinema sektO-nine akmast gerekiyor. Ote yandansermaye Tfirk sinemasma konulrriadt-gt de sermayenin gekilmesiimkansiz.

Amerikalt yapirricilann faaliyetegegmesinin alnnci ydinda ilk andakitahminler 90'lann ortalanna gelindi-ginde gercek amach. Yani, Turk si-nemast Olmez. Ama varliguu zar zorsUrclaren Turk sinemasuun ne seyir-cileri, ne de kendi gali*anlanni tatminetmedigi de sikca telaffuz ediliyor.

Amerikalt dagitimcdarin yalniz'nark sinemast fizerinde degil, ABDhark turn dunya sinemast fizerindesallanan bir kik oldugu taru*ilmazbir gercek. Ama Avrupa, Hollywood'akarst ciddi bir sava* veriyor ve ayaktakalmaya cali*tyor.

1989 sonbahannda, yani yabancidaguim *irketlerinin Tiirkiye'de ser-bestge faaliyete gecmesinin kesinlo-rnesinden hemen sonra, Turk sinema-sindaki film uretiminin neredeysedurma noktasma geldigi bir suada, si-nema cevrelerinde yogun bir tarti*ma

ABC ARVVI

5erif GOren'in 1993 tarihli ArnerilcalifiI-mi o ytl 354 bin'lih bir seyirci toplamtnaulasarah yabanctlann dihhatini Turk se-yircisinin begeniterine cehmi*ti.

ortann ba*larrn*u. Tarti*manin bircephesi icinde kabaca uce ayrthyordu.Sol aychnlann ba*Im cektigi bir grup,dikkatleri ABD'nin kfiltfirel emperya-lizmine cekmeye gali*iyor ye bundada epey basanh oluyordu. Onat Kut-lar, Yavuzer Cetinkaya gibi bugunaranuzda olmayan sinema yazarlari,dtizenlenen panellerde, seminerlerdesiarekli bu konuya dikkat cekiyor yeyasanin Turk sinemasuun Obarrui an-lamtna vurguluyorlardt. Ye-lilcam ise taru*maya gazetelerin kul-tfir-sanat sayfalanndan cok magazinsayfalanndaki dramatik agtklamalarlakaulmayt tercih ediyor, AmerikahlanTfirkiye'ye davet eden devletinkalanni sert bigimde elestirmektenkagiyor ve duygu sOmanisil agirliklibir protesto yapmaya cahstyordu. Butavrin altinda, Kultfir BakanligininTurk sinemasina verdigi maddi deste-gi olden kagirmarnak gibi bir korku-nun oldugu soylenebilir. Karst cephe-nin u4uncu grubunda ise daha ba-gimsiz hareket etmeye galt*on yerlifilm ithalatgilan varch. Onlar da yll-

lardir hAkim olduklan bir pazara gire-cek yabanci rakiplerine karp ellerin-den geldigince kaisi durmaya

Ama sesleri hayli kink gilu-yordu gfinkft kimse onlari fazlaOnemsemiyordu.

Amerikalilar tarti*malannasil durdurdu?

Bu fig grubun ortak bir tavn yoktuama son tahlilde aria *eyi sOylfiyor-larch: Bu yasa Tfirk sinemasuu baura-cak. Karst taraf, yani Tfirkiye'ye gelenyabanct dagutm *irketleri UIP veWarner Bros ise, genel olarak s-usinayttercih etti. 0 zamanki suskunlukla-nnda ozellikle Ye*ilgam'a yonelik ba-nsgt bir tavir vardt. Belki de disardangelen bir talimatla son derece soguk-kanh bir tavir icindeydiler. Saldinlarasadece kendilerine sOz haklu tamnch-guida cevap veriyorlar ve OzellikleTurk sinemasma yapacaklan katkilaradair higbir sOz vermemeye dikkat edi-'radar&

Kar*t cephenin yogun saldinlanfazla uzun vadeli olamadi. WarnerBros, Ban* Pirhasan'm cekimleri yan-da kalan ilk filmi Ktictih Balthlar't ic-radan kurtardi ve gerekli maddi des-tegi verip filmin bitmesini sagladt.Bununla da kalmaytp Micah Balthiar'tetkin bir promosyonla sinema salon-lanna Warner Bros Turkiye imzastyladaguti. Bir Amerikalt *irketin genebir Turk sinemacisinin hit; de Licarisayilamayacak filmine verdigi bu des-tek, herkesi *a*irtmi* ve daha daOnemlisi tarti*rnalann hizun bir andabicak gibi kesmisti. Bitmesi bile *Up-heti olan bir filmin yogun bir rekliFnkampanyasiyla Emek gibi Onemli si-nctnalarda bizzat Warner Bros eliylegOsterilmesi, belki tie bu tara*malarabasit ama hayli etkin bir cevap niteli-gi ta*tyordu ya do uzun vadeli birstratejinin bir pargastydt. Bir sonrakiytl, bu kez UIP, ticari *ansi Kaoh Ba-Ithlar'dan da az blan, bir anlaum de-

Page 24: Türk Sinemasi Notları - 2

•_

A1714;110

SINEMA • TURK SINEMASINDA AMERIKAN HAKIMIYETI 1189

nemesi saytlabilecek Seni SeviyorumRosa'nin dagiummi Ustlenecekti. U1Pve Warner Bros, pek de parlak sonuc-lar alamasalar bile ileriki yillarda dabazi Turk filmlerinin dagiummi yap-maya devam ettiler. Ama Kticith Ba-Ithlar ve Seni Seviyorum Rosa gibi

sans' az olan filmlere bir dahahic el surmediler.

Gectigimiz alts ytl icinde WarnerBros ye UIP, karsi cephenin baslangic-ta en cok savundugu tezlerden bidolan "Ttirkiye'yi uctincu stud filmcoping-1i yapacaldar" tezini de acik birsekilde ciirtattn. Tam aksine, gelmele-riyle birlikte Dirkiye'nin —sadeceABD menseili filmier baglammda daolsa— sinema hayatun bastan sona de-gistirip, Istanbul, Ankara, Izmir, Bur-sa, Adana, Mersin gibi metropolleriBate),la ayni anda gösterilen en yenive populer filmlerle doldurdular.

Bugun Amerikan sinemasina kOk-ten karst olanlar disinda hic kimseTurkiye'nin sinema hayaundaki bucanlanmanin yaranni artik inicar ede-miyor.

1989 Oncesi: Minimumfilm maksimum kAr

1989'dan Once yurtchsinda populerolan, festivallerde bduller kazananOscarli filmlerin Tfirkiye'deki salonla-ra gelmesi en az bir rh, bazen de dartbes rli bulurdu. cunku o zamanlar,faaliyette bulunan yerli dagium sir-ketleri Oscar almis bir filmiye'ye getirmek icin ucuzlamasim bek-lerdi. Dunya sinemalanni dolasmis,kär-zarar defterlerini kapaums filmle-rin ucuz ye kotu kopyalan (filmlerde-Id soluk renkleri, beyaz cizgileri,rannus jenerikleri ye kopuk salmelerihaurlarn) en az bir ytl sonra TUrki-ye'ye gelirdi. Yeni dagmm sirketleribu ucuz kopyalan bazen filmin Ayru-pa haklanni almis bir sirketten, co-gunlukla da Italyanlar'dan(701i yillarda sinemaya gidenlerinalistigi o Italyanca afisli Hollywoodfilmlerinin sim da budur.)

Yerli dagium sirketlerinin ucuzagetirdikleri bu kOtii kopyalar, kentiniyi film gOstermek isteyen prestijli si-nema saionlannda bazen haftalarca

gOsterimde kahrth. 70'lerin olagan gO-runtillerinden biriydi, afisin uzerindeyazan o meshur 32. ya da 52. ZaferHaftasi ibaresi...

Ornegin Batfyi bir Jaws furyasi sa-rardi ama Turk seyircisi Jaws filminigOremezdi. Onun yerine, Ortadogupazanna yönelik fason is yapancak firmalann taklit filmlerini, hilelibir pazarlama yOntemiyle "Jaws geldi"diye takdim ederlerdi. Ayni yontem,yalmz Jaws'da degil, daha baska bir-cok filmde de uygulannusti. Jaws,5eytan vb. populer ye Onemli filmier,hatta Onun Hihayesi ve Emmanuellegibi Avrupa menseli erotik yapimlannsahteleri asillanndan cok daha Once

gelini*lerdi. Amadeus, Guguh Ku,su gi-bi Oscarh filmier ise Bati'da yaratugisansasyonlardan cok daha sonra Os-

Kzaca Ozetlemek gere-kirse, Amerikah dagiumolar gelme-den Once yerli dagiumcilann Turk se-yircisine reva gOrchign manuk, "Mini-mum sarda ucuz filmle maksimumkar" olarak Ozetlenebilirdi.

Amerikah dagiumcilann Turk sine-ma seyircisini, Ortadogu pazanna yO-

nelik ucuz taklit filmlerden, kOtnkopyalardan, rilar suren sikinult bek-leyislerden kunardigini soylemek hicde zor degil. Bugun aruk daha iyi si-nema salonlannda, teknik olarak da-ha iyi filmier seyrettigimizi de kimsereddedemez. Faint turn bunlan Ame-rikahlann gelisine baglamarun nereyekadar dogru oldugu da tartismalt.Amerikalilar gelmeseydi yerli film it-halatcilan Oral clôneminin getirdigikapitalistlesme ruhuna uygun hareketedip Turk sinema hayaunt eski ilkelli-ginden kurtanr miydt, yoksa eskimanukla daha az sarda filmle maksi-mum kAr ilkesini sUrdUrtirler miydisorusuna kesin bir cevap vermek arukasla mamktin olmayacak. Ama kesinolan Tarkiye'deki gundelik sinemakUltiminti dcgistirme serefi, tarihnezdinde aruk Amerikahlara ait.

ABC ARVVI

/UP'nin Turhiye piyasasina girdihten sonra dagaugi ilh film olan Dokunulmazlar(Untouchbles) neredeyse yurdtstyla ayrn anda Turhiye'de de gosterime giren filmlerdenbiri oiarah di/that cehti.

Page 25: Türk Sinemasi Notları - 2

za

t,C 9. /5 6 iter(intii

1)/11liarye

tiirk Cinemas'.

4t i

G1111$1 POL1T1x ORTAN1

Bu yazida inceleyecegimiz nesneyi 1990'h yillara yak-lawken Tiirkiye'nin biitiinsel killtiir ye sanat ortarmnin birparcasi olarak Turk sinemasi ve sinemacilann durumu olarakbelirledigimizde, oncelikle 19801erin maddi ko§ullanndanbahstmenin gerekliligi kendini dayatiyor. Ilk olarak 80'lerdeneyin nasil degi§itigini neyin ce§itli dOnilm noktalanndasicramalar yaparak nasil evrimle§tigini fazla detaylandir-madan anlatacagiz. "Ashnda 1980'lerden soz etmek

miimkiin." (1) Bu ctimle icinde de belli birddnemlendirme geregini ifade ediyor. Ancak §ukesin ki, 80'leri ve 90'lan diger on-yirrnidOnemlerden ayiran cok oremli bilelenler var.Her§eyden Once Nurdan Giirbilek'in VitrindeYa§amak kitabinda belirttigi gibi, iki farkli

birbirleri arastndaki eecisi ye iletisi-mi olanaksiz kilan iki farkli dunyah bir Tiirkiyevar 80'Ierde. Bir yanda ekonomik liberalizmsOylemiyTe ortaya cikan bir gorece ozgurluk, pekcok §eyin stize dokuldugu, konu§uldugu, medya-da enformasyon olarak. Ogiltiildilgii, reklamcilik-la birlikte bir imaj patlamasintn ya§andigiimkanlar Turkiyesi, bir yanda siyasi soyleminyasaklarla sinirlandirildigt, kanh bir sava§in,baskinin, sanstiriln y e i§kencenin ya§andigiTiirkiye. Ozellikle metropollerde cograft bOlilm-leme gOzetmeksizin aniden ortaya cikan kalinduvarlarin ikiye 1)61dt:tilt', bir tarafta yaptlan

yargisiz infazm ytikselen duvann Usttindeki ciplakreklam panolanyla, gazete kiiptirleri ye her§eyin insafsizca

ipe sapa. gelmez haberleriyle kendi seyrettirerekobur tarafta olanlann gorulmesini engelleyen ye hatta infazingercekle§tigi yerin hemen Otesinde oracikta peydahlaniparaya giriveren duvarin Ustiinde oynayan Kurtulu§ Sava.51belgeselleri, Misak-i milli, bblOnmez butunluk hikayeleri vekahramanlik filmleriyle balkonlardaki insanlan alki§latan birTiirkiye.80'lerin ba§indan itibaren ahrsak: 1980-83 arastrida olanca

Tiirkiye'nin size-rine cbreklenencunta bir taraftan "12 Eyliil Oncesi", "anar§i","terOr" paranoyalanni empoze ederek, halkiehlile§tirmeye, yaptigini cerrahi bir miidaheleyebenzeterek, darbeyi me§rula§tirmaya bir taraftanda gatlak seslerin gikmasim Onlemek icin koyubir basks ye sanstir politikasi izlemeye ba.ladi.83'de parlamenter demokrasinin belli sinirlariginde yeniden uygulanilmaya ba§lamasiyla bir-likte gazetelerde yayinlanan aile cinayetlerihaberlerinin ye cunta bildirilerinin yerini yava§yava§ siyasi tarti§malar almaya ba§ladi. BunudOrt farkli ucu icinde erittigini ye bunlan temsilettigini iddia eden, bu anlamda da Turksiyasetindeki bir merkezile§menin sinyalleriniveren ANAP`in iktidari almasi izledi. Ozalhilkiimetiyle birlikte stk sik telaffuz edilmeyeba§lanan ekonomik liberalizm sOylemi pratigediiktIlmeye kimse siyasi libera-lizm-

xa

is

0,9 ye..4

1

Page 26: Türk Sinemasi Notları - 2

051-Until say' 4

den bahsetmiyordu.lk gruplanni ternsil iddiasiyla olus-mus olan bilyLik siyasi partiler merkezileserek tek birclUsiince etrafinda toplanmaya bashyor, bOylelikle TV vebasin kullantlarak hem sOylem diizleminde; darbe sonrasitaktikler ve baskici yOntemler uygulanarak hem siyasi atandaradikal dlistincelere yer verilmiyor, dolayistyla teklesen ikti-dar tek tip bir ideolojiyi tek alternatifmiscesine iiretiyordu.Radikal diyebilecegimiz islamct hareket ise, 80'lerin basm-dan itibaren sola karst kullanilmak amaciyla bizzat devlettarafindan beslenirken 90'lara gelindiginde kontrolden cikanbir gilg haline gelecekti.80-83 arasinda karanlik bir basks ye sanstir uygulamasinamaruz kalan aydin, derin bir yalnizlik hissiyle, Oltimctil birsuskuntuga bOrtindii. Bu sure iginde de kendisiyle vegegmisiyle hesaplasacak zamant buldu. Ama ttim buhesapla.malarda garesizlik baskm bir guc olarak kendini his-settirdi ve umutsuz rengini kattt aychnin dtistince diinyasina:Bunu izleyen Lig-dOrt yillik dOnemde ise, aydinlar, gesitliyollar izlediler. Bir grup aydin bugUnlere ve bugtinkiithistincelerine gegmis deneyimlerinin araciliglyla ve onlannsayesinde ulastiklarinin bilincinde gegmislerini elestiripdegerlendirdi. Diger bir grup ise - ki bunlann biiyiik gogun-lugu Ozarci neo-liberalizmi ayakta alluslayarak karsilamistt- gegmislerini nereye giderlerse birliktesandtklan, garip bir paranoyayla, siirekli lanetleyerek kurtul-mak istedikleri, hareketlerini engel olduklanna inandiklanbir kuyruk gibi kabul ederek ondan kurtulmak istediler.Saninz bu garip paranoyanin sebebi, bukalemunlann kuyruk-lannin her defasinda yenidenAydinlar cephesinde ve de ktiltiirel alan igerisinde en Einemlibelirteyen "bireyin" ve birey diistincesinin ortaya gikmasi veaydinlarin kafasinda bireyi ezen kosullan ye yaptstyla 80Oncesiyle bireyi olusturan 80 .sonrasi kosullar arasinda birkar.itligin sekillenmesiydi. Nurdan arbilek'in de bahsettigigibi hem kisisel sohbetlerin hem de medyanin iki yeni nesne-si Ozel hayat ve cinsellik olarak belirmisti.•Aydinlann gergekbireyler haline gelmesi istenen bir seydi. Ancak bireycilikinantImaz bir htzla ve dehsete du uriicu sonuclar vererek Ulmorta stnila yaythyordu. Bu yeni bireyler kOse clOnmecilik zih-

.

niyeti kafalardanakseclilmis para hirstylagOzlericesur yatintuct sOylemiylektskirtilmis siskin burjuvaegolariydi. Bireysel olandokunulmazhgint Ilan etti.Bireysel olarakadlandirilan da belli birkavrayisa sahip insaninkendini toplumsaldanfarklilastirmasi degil.toplumsala iliskin bent birkavrayis gergeklestirme-den insanin kendiiiretilmis ihtiyaglartclogrultusuncla yasamastanlanitna geliyordu. Sartreve Carnus'da yetkin biranlatimini bulan birey

kendi ahlaki varolusu ve nesnellige tasanintylatoplumsalin yapisindan ayrilmisti. Ancak TOrkiye'de bireybelki bir varolussal, ahlaki, ideolojik bir yeniden-yapilanmaanlaminda degil, iginde yasadtgi topluma bUtiinsorumluluklarindan ayrilmasi, onu yok saymasi anlamindakendini ifade etti. Bunu yaparken yapilan onermeler iki

altinda toplanlyordu: 1. Sen kimsin de kimi kurtanyor-sun, sen once kendini kurtar; 2. Bu toplum diizelmez ki, diy-erek topluma yOneltilen, kimi yerde agik kimi yerde Ustiiortulii asagilama.Simdi de sorulmast gereken, aychnimizin bu kadar ilkel birzemine oturtulmus bir ele,tiriye nasil curet edebildigidir.Birincisi bizim aydinimiz olarak adlandinlanlann aslindabirer aydin degil, ya yari-aydin ya da aydinimsi denilebilecekbir yapiya sahip olmasidir. "Yarz-aydin, tophimun ye done-min attlgt satandart sorulara yanit veren, belki debunlara pratik cOzamler Oneren insandir. Bu anlamda,Tiirkiye'nin politiknctsi da, biirokrati da yari aydindir."(Metin Culhaoglu) Bu anlamda Ttirkiye'de aydin denilenleredebiyatta bir dilnya gartistinden daha ro ok zevk almayi,edebi eser verirken bulmacalarla Ormeyi ya da bu ortalamaytda ortalamact sekilde anlaur. Sinemact dogru diirtist toplum-salt izlemezken ye onlar hakkinda oturmus bir fikre sahipdegilken, onun itzerine oturdugu yerden ahkam keser.BOylelikle piyasada ne tutuluyorsa onun seri tiretimi ba,larve o talep bitene kadar konu-mesele tiiketilir. Ortaya daahmalcga seyler gikar. Yalniz Sinan cetin'i degil, simdiyekadar yapilan bilttin 12 Eyliil filmlerini veya kid& roman-lannt ele alto, ayni seyi gOrtirstinUz. Sabah aksam birey diyesaytklayanlartn ne filmlerinde birey gorursuniiz, ne de ve-rilen eserin arkasinda bir birey.Aydin ise, sOyle anlatilabilir: "Haze- sorulari yanalamakyerine, topluma ya da toplumun ozel bir kesimine hazerolmadiklarr gorilla/1 yiineltir; tophimun dithyasinaolarak, ortaya kendi sorulari ve yanalartyla dolu bir diinyacikarir. Ve elbette, bunu belirli kesimlere, belirli Olcnilerdede olsa benimsetir. Yari aydin kendi kimligini, giincellikler-den ye verili sorunlardan ayrunadigi icin, bir tiirlii arilaka-mayan insandir. Aydin ise, giincelligin Ye cagdai sorunlarin

drie 3C ZI\

Page 27: Türk Sinemasi Notları - 2

a6riintii say' 4

iizerine kendi art kimligi Tilrkiye'de yan aydinolarak adlandirdigimtz insanlar ilzerine bunlannart kimligi olinadigi sorununun tarastlacak bir yam yoktur.Ister Atif Yilmaz, ister Atilla Dorsayi. isterseniz MesutUgakan't ya da Halit Retig'i aliniz; hepsi ortalamacidirhepsi duiiniir olarak birer sifirchr.Bireylik davastna tekrar dOnersek, birey baskasina karstgerek baskasint gerekse de kendini tarttsmaya agar.TUrkiye'de olan ise herbiri kendine gore daha "zengin"

sundugunu sanan, her thrill tartismadan kacan, riyakarinsanlar oldugunu gOrtirstinOz. Farkh olmak baskadir, bOyle-si bir sey yokken farklilik ye zenginlik pazarlamak baskadir.Belli bir toplumsal iliskiler bUtUniinU paylasan insanlann bir-birlerini, Ozellikle bu toplumsal ils kilerin sagligi tehlikeyedOsilrOcti hareketlerde bulunuldugunda, uyarmalan yeelestirmeleri dogal bir hakken, bu elestiriler kiisel hak ihlalisayilmaya baslandt. "Sana ne ulan" soylemi kamusal aimyavas yavas parcalamaya basladt. Karsitatza gtkan bir baskamanzara ise, &giltlilltik kavramtnin y e cliistIncesinintoplumsallik anlayisinin yok olmasi ve kamusal alaninigaliydi. Bu durum yeni bir soruyu mu ima ediyordu?Feodal ye kapitalist ilretim bigitnlerini icinde banndiran, feo-dal ye modern burjuva degerlerinin sancili biraradaligimyasayan tarihin cenderesindeki TUrkiye, yeni bir durumla,post modern durumla, mi karst karsiyaych? Son yillardaaydin gevrelerde cbk fazla tartisilan bu konuya buradagirmemiz imkanstz. Ancak "temsil ideolojilerinin krizi","toplumsalin sonu", "kamusal alanin Ozel alanca isgali","ytizeysellik" ve "seyirlik iliskiler" gibi belirleyenlerle aytrdediliyorsa bu durumda bu tantsmalara kayastz kalmak toimkansiz. Tartismalar bir yana, su bir gergek ki, 80'lerle bir-likte baslayan y e 90'larda hizlanan siirecte kurumOznelerinin dag'ilisina ye yerini kisi-Oznelerin alisma tarokolmaktaytz. Antic bilttinsel ahlak sistemlerinin ve defieryargilanrun yerini, kisiye Ozel ahlak (veya ahlaksizlik) kural-Ian aliyordu. Hatta son lid iig ylldir, Can •Kozanoglu'nun dabelirttigi gibi "kiyiye Orel hukuk", ling adaletine ve sokakinfazIanna giden yolu aciyordu. (2) Yeni orta smif postmo-dern filozoflar gibi "bUttinseli terOrist" Ilan edecek "toplum-salm baskictligint" farkedecek, kurumsalligin sona yebireyligin en geliskin evresine gegildigini miljdeleyebilecekkadar entelektiiel bir birikime ye duunsel arkaplana sahipofmadigindan "seni hig ilgilendirmez", "battyor mukardesim?", "hayatta kalmak icin mecbursun abi, mecburenyapacaksin" laflanyla idare ediyordu. Tarihimizde sayist act-nacak derecede az olan si yil toplum kurumlan acisindan isedegisen pek birey yoktu. Iki sebepten: Devlet baba yeOrgittlenme diIsancesinin cozulu u. Halkin azimsanmayacakbir kesimi, bizleri temsil ettigi iddia edilen siyasi partileriancak secim giinti hatirhyor ye son zamanlara kadar karar-sizligint koruyordu. Hos tek tip bir tUketim ideolojisininboyundurugundaki insanlar igin bu partiler arasinda birsecim yapmak pek de elzem gibigOzOktntlyordu aslinda.Yukanda kabaca agiklamaya galtsuguntz 80'lerin ortalarindabaslayan y e 90'larla birlikte i y melenen bu slirecin okulntifusuna oranlandiginda komik sayilacak bir rakkaminkulUp faaliyetleri ile y e siyasi OrgUtlenmelerle ugrastigi, okulidaresinin kararlanna kart diizenlenecek son derece ihmli,demokratik bir eyleme bile Wm propoganda ye afisleme

calismalartna karsin okul nlifusunun I/12 . sinin katildigiiiniversitelerde okuyan insanlar igin anlamak gok daha kolay-dir satunz.BUtUn bu durumun belirginlesmeye baslarnasi 89 sonrasinarastliyordu. 89 ciddi bir dOntlm noktascycli. Bir yandan doilublokunun cifikmesiyle birlikte yeni ditnya ditzeni sOylemigegerlilik kazanmts, bir yandan da 86-89 arasi yasanangOrece &Orin ile birlikte gergeklesmeye baslayan smirlibir politizasyon, Universitelerde hareketliiik veGilneydogu'da sitren savas, devlet dilzeyinde belirli tehlikesinyalleri vermeye baslamtstt. Yeni dilnya dilzenin ilkelerineo-liberal politikalar her yerde konusulmaya baslarken.devlet de milli bilainlilk adina babadan kalma yiinteminesikica sanhyordu. Medyanin her kiisesinde neoliberal poll-tikalar ve yeni bir yasann tarzt Ovtilerek bataci edilirken Yekendileri gibi dilsiinmeyenler "geri .kafalilik", "dinazorluk"."salaklik" ye buna benzer bilumum kuciiltucU sitatlartagaginlirken karat gOritslillere sOylem ditzeninde alan birak-mamak hatta bununia da yetinmeyip, basks aygalanyla suN-turmaya galtsmak ya da dis mihrak yaftast yaptstinp zorlamarjinal noktalara itmek pek. adilce bir davranis sayilmazdikammizca. TUrkiye'nin iki gOninitsil keskin bir .ekildeayriliyordu birbirinden. Smirlan . belidenmis bir ideolojiksOylem igensinde serbestce konusan, eglenen, tabu sayilan

3]

Page 28: Türk Sinemasi Notları - 2

Evire: karhigranit

seriinLii sayl

her§eyi stize didken, cok sesli, i hull bir Ttirkiye ve bu ide-olojik sinirlarin di.ina cikilmak istendiginde karsina ucufiziksel giice kadar varan bir zorbaliklar zinciri cikariverenTiirkiye... llginctir ki, Tiirkiye'nin bu iki yilzii, sadece soyut-lama dtizeyinde kalan bir ayrim da degildi. Mekansal olarakda yasaniyordu, soz konusu bblidnme. Bu noktaya dikka-timizi ceken Can Kozanoglu, Beyoglu'nun tekrar kravatlibeyfendilere kavusturulmasi icin nasil liimpenlerden, fahise-lerden ve serserilerden arindinlmaya anlatir. (3)Yoksullann hic olmadigi, varsa da Ozelmekanlar olu§turulur. Ama bu stipiirme ki en vahsicekidltilrel alanda yapilmaya baslanir. Yeni dilnyanin killtiiril veyasam bicimi medya Wm list yapiya dagilir.Arabesk popla§ir. Levi's almak icin para biriktiren kapicicocuklan [firer. Ancak bu kulturun idretilmesi ye yaygin-lastinlmasi gOrevini iizerine alanlar aslen bu kulturun aitoldugu yeni burjuvazi dkindaki siniflan ve toplumsaltabakalan pek dikkate almak niyetinde degildir. Basin ve TVmuhattaba aldigi bu sindfin disindakileri yok sayar gibidir.Yeni Yiizyil, hafta sonu ne yapsak diye kara kara dikiineninsanlara Heybeli Ada'daki bilmem ne restoraninda gilnesinbatisini izleyerek Rodos sarabi yudumlamalanni taysiyeeder. Bir haftalik dergi, zengin mahallelere ku,e kagidabasili, daha fakir bOlgelere ise, saman kagida basili olarakdagitir. Tiraji yiiksek gazetelerde ve TV'lerde bir"life-style" tanifilir. Cildinizi korumanin 101, kizlannlt1nti calmanin 1001 yolu ogretilir. Kadinlann ucuz deodo-rant kullanan erkeklerden nefret ettikleri itina ile belletilir.Du uk gelirli siniflan ilgilendiren haberler ise "zor gtinlerihep birlikte atlatacagiz", "esit paylasilan sikinti" vs. sosuylasunulur. itilmislerin ve ezilen kesimlerin temsilciligi iddi-asiyla ortaya cikanlann ise bu cok seslilik ortaminda kabuledilmeyecegi malumdur. Bu insanlar yazi yazmak ve lire-timde bulunmak yerine vakitlerini iilkiicu satinndan ve poliscopundan kagmakla harcamak zorunda kalirlar.(sten eve, evden i.e giderken yasadigi sokaktan gecerken,

kendi gelir diizeyindeninsanlarla kar§ila,sipili.'kiye gegen, TV vemedyada da alt gelirseviyeli gruplara rastla-mayan, dolayisiyla onlarlave onlarin sorunlanylailgilenmeyen insanlannolu§turduitu kapali birdidnyaycli TOrkiyenin birylizil. "Gtireintile gore dean( Tiirkiye oran •th - (41Medya, siyasi gu4leri, bilgiidretim ye dagitim mekaniz-malananlatilanlar gOsteriyordu ki.her§ey bu Tiirkiye icindey-di, bu Tiirkiye icindi. Bunoktada bizim ileri stire-cegimiz tez ise, aydin-lanmizin da (bu durumundisinda kalan gercek aydin-lara haksizlik etmemek icinsOzde aydinlar diyelim)

sanatcilanmizin da kendi konumlanni bu Tiirkiye icindebelirledi =i ve dolayisiyla duvarlarla cevrili kendi dilnyalanicinde Tiirkiye nesnelliginden koptuklan dtkidncesidir. kte

• bu nokta kendimize sordugumuz soruya verecegimiz cevabinilk cikk noktasidir. Sorumuz ise, Tiirk sinemasinda i.lenenkonularin ve yOnetmenlerin nicin marjinallestigi ye nicinTiirkiye nesnelliginden uzakla.tigidir.Sanatci, keskin bir gOzlem gilciiyle ve duyarlilikla, gilnilmtizTtirkiyesi'ni ele almak yerine 80 sonrasi ktiltidrel ortamininsanlara sundugu konulan, cinselligi ve bireyin bzel ha-yatini silje olarak aliyor ye bunu yaparken de asla derinligiyakalayamiyordu. (5) Bizim soylemeye calktigimiz ise,apacik bir olgu halinde duran ve bilinen cinselligin, dahaOnceleri sinemacilarimizin dikkatinden kacrni§ olmasinakarsin (0, yaygin bir sekilde soze datilmeye ve telaffuzedilmeye ba.ladigi bir dOnemde birden ilgilerini cezbetmi§olmasi durumudur. Bu noktada trajik olan ise yine apacikolgular halinde duran ancak politik cevreler chsinda sOztiedilmeyen baskilann ve yasaklann ayrn sinemacilanmizingOrti§ alani yer almasidir. Yanli anlasilmamasigereken sey, cinsellik ve birey iizerine yapilan filmlerin top-tan reddedilmedigidir. Elbette bunlar da bir sanatci tarafin-dan duyarli bir sekilde irdelenmeyi bekleyen konulardir.Ancak sorun, Ozel olarak Tiirkiye konjonktiiriinde cok dahabaskadir ye aciklanmasi gereken tarn da budur. Son on yildaglindeme yerlesen kitle ileti. im aygitlarinda fazlasiyla

olan ye ayni zamanda tabu sayilan cinselligi ir-delemeye baslayan, 80 tincesi ortamin bireyi ezen kosullannibir tarihci gOztiyle incelemek yerine, o giinlere yine tam dagidniimtlz nesnelliginin belirlenimiyle, Karagtimnikliidelikanlilari bile hayrete diistirecek ktifiirler etmeyiyegleyen, 80 Oncesinde cok fazla telaffuz edilen, tekabillettikleri gerceklik hala var olmasina ragmen, glintimilzdesoylendiginde bu kelimelere cagdisilik ve modasi gecmislikyaftasini yapistiran, Ozal yOnetimiyle birlikte ya.anan gOrece

32 /I\

Page 29: Türk Sinemasi Notları - 2

szi5riintti say' 4

OzgUrItik ve gok seslilik yaninda, inandmaz bir basktmn,i§kencenin ve yargistz infazIann ya§andt,g; Ttirkiye'nin budeli ik yaptstru giiremeyen ya da gtirmeyen bilttin bunlannsonucu olarak asla politikle§tneyen sinemacinin yenisegeneginin stizde bir marjinallik olarak belirmesiyle ba§h-yordu sorun. Oncelikle bu durumu deride agtklamak tizeregegici olarak kabul edersek, kar§innza, ele alman konulannki.iye tizel bir sinema dilinden yoksun ve son derece derin-liksiz bir §ekilde i§lendigi durumu gikar. Bu durumu agikla-mak icin ileri sUrtilecek tezler, aslinda bir Onceki stizde mar-jinallik durumunu da agtklayacakttr. Sorun,bizce oldukga net ve acikttr. Marjinal olanin ki§isel vekendine ozgu °Imam gerektigi kabul edilirse ye "kiliselligin

kLyinin varolan karp konundant • t actstnclan bit-diizey gerektircligi, bu diizeyin bir boyutunun diizenle,

yascznanla Itesaplalma oldugu, bir diger boyuttuum da sine-

ma clili" oldugu konusunda anla§thrsa sorun kendini acik bir§ekilde dtizeysizlik olarak koyar. Hal bbyle olunca, gergekbir marjinallikten de soz edilemez. Gergekte soz konusu olanpopiller bir aydin kimligi olarak marjinalliktir.

KOLTOREL ORTANI

Duzeysizlik konusunu incelerken iki olgudan yararlanacagtz:Birincisi Turkiye'nin entelekttiel bir gelenekten yoksunlugu,ikincisi ise donup dola§tp geldigimiz ktiltiirel ortamm belir-leyiciligi noktast. Birinci durum, tizerinde gok tarti§dandolayistyla fazla agiklanmaya ihtiyag duyulmayan birdurumdur. Tiirkiye tarihinde nesnel pratige karli mesafesinidengeli bigimde korumu§ ve onu ciddi bir bigimde analizetmi§ bir aydinlar topluluguna - tabii ki istisnalan saymazsak- ve bu aychnlann olu§turdugu kalici bir entelekttiel gelenegerastlanmarm§tir. Bu actdan bakildiginda "60'larda durum§tiyleydi, bizde §byleydik, 70'lerde durum oyleydi, bizdebyleydik, 80'lerde durum bbyle, biz de bOyleyiz" diyensinemactlara rastlamak pek §a§truct degildir.

DEFOLITIZASYON

Kulturelcolumn belirleyiciliginden bahsedeceksek eger,incelemeyi 12 Eylid rejimiyle ba§layan depolitizasyonsurecinden ba§latmamiz bir gereklilik olacakur. 80-83 arastaSkeri cunta insanlann kafasindan politikayi zorla ya damaniptilasyon araglanyla ikna ederek kazirm§, yerine IMF'cipolitikalara tam entegrasyon igin gerekli restorasyonun fa-turasimn kesildigi ezilen kesimlere fedakarliginhaurlatip, ag ama inangh bir haiku' erdemlerinden soz ederekvatan-millet edebiyatuun en gOrkemli abidelerini dikmi§ti.Gazetelerde siyaset haberleri yerine ordu brifingleriylekar§ila§maktan biltan halk ise Tan gazetesinin gmlak kadinfotogratlan ve dagittigt kuponlarla avunmaya BuciOnemde tek tip bir sbylem ntifusun %90'i gibi geni5 bir ke-sime hakim olmu§tu. Ozal yOnetimiyle birlikte isehegomonya varligindan bir §ey kaybetmeyecek .fakatstiylemin bigimi degi§ecekti. 1nsanlartn gUndemindensiyaseti koparmak sadece Lizerinde konqup tarNabilecekleribit alant yok etmek degil, hayatlarma ve eylemlerine yOnverecek bir programs, bir gelecek tasartmtni da eritmekanlarruna geliyordu. Aristo insant "homo-politicus" yard

politik bir hayvan olarak tarif eder. 1nsanlann, bilincindeolsun °Imam eylemlerinin politik °Imam demektir bu. isterLukasein htimanist gOrti§Unil benimseyip insanlann eylem-lerini fikirleri dogrultusunda koydugunu, inter Althusserinanti-hiimanist bakt§int sahiplenerek fikirlerin eylemlerin birsonucu olduguna inanahm, 80'lerin ortasindaki Tiirkiye'ninmanzarast turn kUtupsalla§mt§ ideolojilerin terki ve yerinetilketim ideolojisinin ikame edilmesi olarak kar§untza gikar.Bu oylesine abartilmi§nr ki, toplumun gelecegi igin sonderece Onernli tarti§malar bile inandmaz bir cehalet icindeyaptImaktadtr. Bu konuda ahlakstzltkta dizboyu gidenbastmmtzm Onde gelenlerinden Taha Akyol agztyla (eski

sermayenin yeni borazanlanndan) "ekottomiyi poli-tik bit- olay olmaktan &dm agirltklt olarak teknik bir olayolarak Oren ye uzmanla§cm bir toplum" arzu edilinektedir.Oysa bu stireg ddriist tarihgi ye siyasetbilimci Taha Parlatarafmdan §Oyle agtklanmaktada; "Son derece &lentil politikve ekonomik-politik bir gok konuytt sistemli bir teknokratekibi, bir yeni 'profesyottel politikact tipi', 'tetniz', politikayapan teknokrat ekip, depolitizasyon sUrecinin tamandayictparcalarmdan biridir."80 Oncesinde rastlayamadigimiz tiirden Ecevit'in

Ttirke.5'in karartiligint. ve Ozal'in zekastn;Oven insanlar peydah olur. Omurgastzlik olarak adlandira-bilecegimiz, bu durumun sebebi gercekten de bu liderlerinsbylediklerinin birbirlerinden pek farkt kalmachgunn yarundagegmi§te temsil ettikleri ideolojilerin ku§atici ye kurucu yOn-lerinin silinmesi olarak koyulabilir. Artik insanlan yOn-lendiren hareket bigimleri kO§e dOnmecilik seylemiyle belir-leniyor ye tek birey tistii gtig tiiketim tannst ilan ediliyordu.Tiirkiye Avrupa'dan biraz geg to olsa 80'lerin sonuna dogruAristo'yu yanli§hyordu. Artik insan "homo-ttiketimus"tu yettiketebildigi kadar insandt.Elbette tiiketim ideolojisinin ku§auciligindan etkilenensadece halkirruz degil, aychnlarunizdt da aynt zamanda.Tarihsel dOnemeglerde uretilen politikalara ug yorumlardabulunanlar ve dengede duramayanlar varchr; tic Ornek isim,biri televizyondan Engin Ardig, diked basmdan HadiUluengin, sonuncusu da sinemadan Sinan cetin. Bu iig awlyarank gelecekte elbetteki tarihin gOplUgUnde yerlerini §im-diden aldilar. egiintin ortak Ozelligi de*dtizeysizlik,yalanctlik, sosyalizm dil§manligi ve para ve tliketim a§lodirye her bin farkh alanda birbirinden inamlmaz Olgtidemaktadirlar; algalmarun teorisyenligine soyunmaktadirlar.Vecdi Sayar lki Film Birden ku§ag,Inda Tavianni karde§lerin"Allonsanfan" adh filmini gtisterdiginde zihinlerimiz aydin-lanch birden. lhanetin psikolojisi ilzerine gergekten de ibretverici bir yaputt. 19. yUzythn ba§inda mticadele eden Italyandevrimcilerini y e &gilt Uyesi bir aristokratt anlanr film.Mastrioanni'nin canlandirdigi aristokrat girdikleri yenilgidOneminin etkisiyle bunahma differ. Yillar yill mticadeleiginde kendi mutluluklanni hep ileri bir tarihe, devrim son-rasma ertelemi§tir, fakat bu devrim yakin tarihte gercekle§e-cege benzemediginden bezgin y e inangstz bir §ekilde mutlu-lugu ve huzuru bulmak arzusuyla davasindan vazgecip eskiihti§amli ya§arnma geri dOnmeye kararverir. Fakat eskiarkada§lan onun bir tiirlu buakmaz. Onlardan kagmakigin elinden geleni yapar, ancak bir turlu kurtulamaz.Ya§adigt en bliyilk geli§ki ise, yanhz kaldiginda davanm

33 In

Page 30: Türk Sinemasi Notları - 2

saryl

anlainsizligini ve mutlulugu hive sayarak bir insanin kendinibir inanca adamasmin sacmaligint kendi kendine anlatinasinaragmen bundan eski arkadaslarmin Ontinde hicbir sekildesOyleyip davadan kopmak istedigini onlara anlatarnaz. Bunnyapamamasinin sebebi dilsiincelerini dogru bir •ekildegerekcelendiremeyeceginin ve aslinda yaptiginin ki isel birtercihin rasyonalizasyonu oldugunun farkindadir. En sonun-da arkadaslanndan kurtulmak icin ihaneti sever ye hepsinibilerek oliime gOnderir. Tam filmin kahramanina zaylf birinsan olarak bakip acimayla kanstk bir tsinma hissedip buzavallt adamin yasadigi ye actyt hakhlastirmayabaslarken Olen yirmi insanin geni§ bir ovada kanli gOmlek-leriyle yerde uzandigi sahneyi carpar ytiztimtize Tavianni'ler.Ya bu insanlar'? Ya bu insanlann dtinyalan? 80 Oncesi Oznelmutlulugu ve huzuru yok saymi yan aydinlarimiz 80 son-rasinin bolluk ortamiyla cliinyastrida anin mutlulugunuyakalayabileceklerini farkettiler. Inanglar ve utnutlar kilciim-sendi, solcular lanetlendi, fakat bir sey eksitti: Ne "ya Olen-ler", "ya hapishanede giirilyenler denilebilecek bir gazete,ne de kamuoyunun gOzil Oniinde yargisiz infazlarda Olenlerekilfreden Ardic'in suratina Maras'ta, Corum'da, Sivas'ta,karakollarda Olenlerin gOrtintiilerini garpabilecegimiz biralan. Hic kimse hesap vermek zorunda kalmadan ahlaksizcaayaklari altina almaya devam ettiler insant ve insanlik onu-runu. SOylediklerimiz ihanetin psikolojisi igin kaba yeindirgemeci gelebilir. Oysa yaptigimiz soyutlamanin bu zat-larin nasil OrttistOgilnii gOrmek bizi bilehayrete Tek bir Ornek yeterli. Sinan cetin 92'deKirmizi Koltuk'ta yaptigi konu§mada 68 kusagint ktictim-silyor ye onlan boylanndan bilytik i§lere kalkismakla suclu-yordu. Gilnilmhz gencligine tivgiiler dtizerek, diskolarda,arkada§ toplantilannda anin tadmi glIcanp diledigince egle-nen insanlara ne kadar imrendigini anlatiyordu. Okul mas-raflannt gikarmak igin ek i§lerde caltsan ogrenciler,gengliginin atesini tamir atolyelerinde, sokak tezgahlanndave fabrikalarda tuketen insanlar saninz cetin'in yolunun pekdii§medigi bir Tiirkiye'de yasiyorlardi.Bu insanlann durumuna fikirlerin degisen gaga ye olgularagore yeniden kurulmasi olarak da bakilabilir. Gercekten debir insanin iginde bulundugu durumu rasyonalize etmesiylesavundugu fikirlerin sahiciligi arasindaki gizgi higbir zamannet olarak cizilemez. Fakat saninz ki bu cizgiyi cizmek icingerekli ayrac kiifiir ile ele§tin arasindaki aynmlarda gizlidir.80 ortalanndaki bu dalganin yeni siyasi fikilerini agiklamakicin ise 80 Oncesinin bogucu &gilt yaptsindan kopan buinsanlann durumuna Isaac Deutscher'in Stalinizm'den kopaninsanlar icin yaptigi yorum uyarlanabilir: "Ergec o niyetlerunutulur ya da terkedilir. Ayktrt kisi, komiinizm adina partibiirokrasisinden koptuktan sonra, bu kez komiinizmdenkopma yolunda ilerler. kOkiiniin ilk bastasantldtg'indan cok daha derinlere indigini kesfettigini iddiaeder; o "kok"ii kazip czkarmast cok uyusukca ve yiizeydekalmts olsa bile. Arttk, sosyalizmi, ahlakszzca kotiiye kul-lantlmaszna karst savunmaz; bundan bOyle insanhgt, sosya-Harlin safsatalartndan korur... Sekter olarak kalir. Tersylizedilmis bir Stalinist'tir. Diinyayt ak ye kara gormeyi

ancak simdi renkler degisik bicimde dagzlmtstir.Komiinistken, fasistlerle sosyal demokratlart ayiramiyordu.Anti-komiinistken de, Nazizmle komanizmi aytramaz. Bir

zamanlar partinin yantImazlik iddiasuit oltunlardt; sandiysekendisinin yandmazh§ma inatur. "En bilyiik yandsanza"yabir kez ktsktvrak yakalantntsttr; simdi de zcanantnnzin enbiiyak hayal ktrikligina takilir kahr." (6)Bu konu uzerinde bu kadar fazla durmamizin nedeni §tiyleozetlenebilir. Sol dil§iInceye yaktn olmak, toplumsalkavramsa yakin olmak demektir. Solun mesrulugu toplum-sala dOntilebilecek ve toplumsalla kucakla§tlabilecek kanal-lann actImast demektir. 80 sonrasinda sol, hem resmi ideolo-ji tarafindan hem de eski solcular tarafindan asagilamp la-netlendi ve marjinal bir konuma itildi. Burada eklenmesigereken bir §ey var. Biz sadece bunca ciddi toplumsal sonmvarken bunlarin incelenmemesinden sikayet etmiyoruz.Sorun ayni zamanda kavrayis ye algilayt§ sorunudur. Sanat,bireysiz varolamaz. Birey, romanm heiseyi, sinemanin da enOnemli dayanaklanndan biridir. Biz, bireyin ancak toplum-satin dolaytmtyla aciklanabilecegine inaniyoruz. Gtinilmtizdebu kavtlyisin sanat camiasmda yen kalmami§nr. Fakat sozkonusu sinema olunca durum cok daha vahimdir. Birakintoplumsal dolayimi, bu dolayimi reddederek, bireyin Ozneldilnyasindan hareket eden ye kistinlints insanin acilannianlatan modernist sanat da Tilrkiye'de anla.ilip, gerceklesti-rilmemis hatta sOmtirillmtisttir. Bunlan yazinin ilerleyenkistmlarinda cok daha agik bigimde ortaya koyacagiz.

POSTMODERN SANAT

Az Once genel bir durum olarak omurgasizliktan bahsettik.Fakat stiz omurgasizliktan actlinca belli bir tipolojinin ugornegi sayabilecegimiz Bedri Baykam'dan sbz etmemekolmaz. Baykam bir taraftan dadaci oldugunu sOyleyip actigibarda camur banyosu icinde ciplak kadinlari giirestiriyor, birtaraftan da Devinim dergisinde AtattirkciiIiik kompozisyon-lan yanyor. Fakat her§eyin farkinda: Ttirkiye'de sanatct neiiretirse iiretsin kendini iyi sunarsa, tiriinlerini satabileceginiye melhur olabilecegini sOyltlyor. Baykam'in mirasinialdigi Dada hareketinden baslayarak durumu agtklamamizgerekiyor. Dada, 1. Diinya Sava§t'ndan sonra ortaya cikan,yilannlar ilzerinde duzene yikici ye nihilist bir bicimdesaldiran bir hareketti. Yerlelik algi kaltplanni yikmak icinellerinden geleni yaptyorlar, rahatsiz edici gOrtintillerlealiciyi iirkiittiyorlar ve en ug deneysel cali§malara varan&tinier ortaya koyuyorlardi. Sava§ sonrast Avrupa'nin kar-malasinda, icsel sikmttlarim bir ttir tiksintiyle actga vuruyor-lard]. Dunya gOrtislerinin nihilist oldugunu sOyleyen busanatgilar, bir-iki yil icinde nesnel dayanaklanninkalmadtgim farkettikleri an, toplu bicimde gercekiistiictihigekaydilar. Aslen bOyle bir tepki hareketinin uzun OrniirItiolmasi da imkansizdt. Bedri Baykam ise bu hareketi uzunsoluklu bir hareket yapmaya calisiyordu. Hareketin nesneldayanagi olmasi gerekmiyordu, cunku bu insanlann meramive igsel huzursuzluklan ile ilgilenmiyor, deneysel galls-malanni, iclerini bo§altarak, bir ge§it zuppeligin verdigirahatlikla sUrcitirtiyordu. Modernist sanatcilar dertlerinianlatabilmek icin verili anlatim bigimlerini bozup carpit-mi§lar, iclerindeki §iddet duygusunu daha etkili bir lekildeanlatabilmek icin deneysel galtsmalara girmislerdi.Avrupa'da refah toplumlarinin olusmaya bailamasi gelirseviyesinin ciddi Olciide yUkselmesi yilzyll bali kaotik

Page 31: Türk Sinemasi Notları - 2

Re,,,,,ztteon,arszijleSi a !Mar

t

KiiIiiirel imgelerin y e cinsel-Kiz. Kulest

A.;. tklart (irfan Tiizam)

toplum yapismin istikrara kavu§masive devrimci duygularm yava§ yava§erimesiyle birlikte sanatgintn igselsikinttst azahyor ve anlatmak

ikinci planda kalmaya ba§liy-ordu. Bu belli OlgUlerde bir kon-formizmin de habercisiydi. Bu gegi§diinemine taniklik eden Artaud,"Tiyairo Ohnektedir" diyordu,

devrimci ve tehlikeli olandan

uzaklaynaktadzr." Post modernsanat olarak .adlandtrilan bu durumigi.ndeki sanatgi ya hig denenmemi§§ey.leri deneyip bigimsel oyunlarlainsanlan §a§irtiyor ya da mistik vebilinemez bir diinya yaratip hicbir §ey anlatmiyordu. 80 son-rasinda birey Lizerine ba§arth filmier yaprnt§ olan OmerKavur da Gizli Ydz ile ikinci tiirden bir yOnelimin iginegiriyor, Orhan Pamuk'un senaryosuyla mistik atmosferinagirligi altinda anlatilmak istenene yer birakmiyordu. Sanattaigerigin kaybina bir de imaj patlamasi eklenince ortaliksal ve tarihsel anlammdan soyutlanmi imgeler ve simgeler

clOniiyordu. Ideolojilerin sonu olarak adlandirilanaslinda tek tip bir ideolojinin hegomonyasi ve kutupsal ide-olojilerin merkezile§mesi anlamina gelen durum Avrupa'dasoguk sava§ paranoyasi ye komtinist histeri ile 2. DilnyaSava§t'ndan sonra ya§attlmaya ba§lanmi§ (tabii 60'11 yillankisa stireli bir kirilma dOnemi saymak §artlyla) DoguBloku'nun gOkii§tlyle de me§rula§tirilmt§ti. Tiirkiye'de aymideolojinin kble haikalan once cuntayla . sonra Ozalmedyayla en sonunda da 89 He birlikte yeni dilnya dtizenisoylemiyle boyunlara takilmi ti. Gok degil, sadece bir kac yilonce soguk sava§m sonuyla birlikte, "tarihin sonu mu" tarti§-malart ba§lamip.Bir ideolojik gati§manin, carman fikirler arastfidaki gerilim-in yok olmasi ye derinle§menin temel guduleyici geli§kininsona ermesiyle dh§tince hayati belli bir yazeysellige mahkumediliyordu. Artik derinlik yerine ilk anda oldugu gibialgilanan gOrtintii on plana cikiyordu. Angelopoulos, Ulis'inBaki§1 ile kirletilmi§, gOrtiniimilnden baka birey ifadeetmeyen iki gOztin yerine yuzyrl ba§indaki iki masum baki§mardinda gizlenmi§ derinlikleri anyordu. Thrk sinernasi isekat-Hintz' dondurmakta azimliydi. Canan Gerede'nin Robert'sMovie tilminde duvardaki Che resmini gOsteren erkegin "Buresmi niye astir'?" sorusuna Ash Altan'in canlandirdigi tip"Yaks vklt adam." yanttint veriyordu.SOz konusu durumu agiklamak igin verecegimiz bir ba§kaOrnek de 5arkiiteri filmi iizerindedir. Konu olarak izlayiciyehigbir §ey anlatmayan bu film, yaginact bir yakla§tmla sanattarihinden dev§irilen imgelerin igleri bo§altilarak ilst tisteyigildtgi bir istiften ibarettir. Sadece modernist sanatinimgeleri degil, bir tarih imgesi de - 2. Dtinya Sava§t sonrast

save 4

sancili Fransa imgesi de - baglamindan kopartilarak sunuluy-ordu izleyiciye. Videoklip estetiginin verdigi hazdan tatmi§olmu§ seyirci, ayakta alki§hyordu filmi.

SANAT ESERI META AYRINII VE TOKETICILiK

Metropollerde nefes almaya ba§layan bu igeriksiz ktilttirtingok Onemli bir ba.ka yOnii daha y ard'. Sanat eseri - metaayrunt ya da ili§kisi - 18. ytizyilda iyice serpilip geli§enpiyasa ekonomisinin tahripkarligint her§eyi kendi birimineindirgemeye gali§an paraninin yabancila§ttrici gtictinii yeya§amin her alanina yayilmaya ba§layan metala§manintehditkar ve ag baki§larim sezen sanatgi kendi ruhunun biruzantisi saydigi eserini kurtarabilmek igin onu alabildigineuhrevile§tiriyor ve maddi olandan uzakla§hriyordu. Bundanyakla§tk 200 yil sonra ise estetik iiretimin meta tiretimiyleblittinle§tigi artik kabul edilen bir durum haline gelmi§ti.Dolaytstyla da "yiiksek kiiltUrle ticari ya du kitle kiatUriiarasuzdaki o eski (dziinde den modernist) sin inn silinmesi"

(Jameson) ile kar§i kar§tya kahniyordu. Bu durumu ilk farke-den Bedri Baykam olmu§ ve urtinleri igin bir piyasa olu§tur-mak amaciyla thin kadm-erkek, akttiel dergilerinde ve TV'dekendini pazarlamaya koyulmu.tu. Sinemada onciiliik, SerifGoren'e, tiiketim panaytrinin cigirtkanhgi da Sinan cetin'e

Amerikali filmi haftalarca Onceden Amerikanfilmlerini aratmayacak bir §ekilde pazarlanmi§ ve oldukgagOrkemli Hollywood'vari bir galayla seyirciye sunulmu§tu.Istisnasiz herkesin filmden gikarken yuziinu buru§turmasinaragmen son yillarm en fazla gir yapan TOrk filmi olmu§tuAmerikali. Piyasa kurallart yOntemi hakli Sinancetin ise bu i§i cok daha prolesyonelce yaptyordu. Berlin inBerlin'i Hillya Av§ar'm yart giplak masturbasyon anindakifotografi afi§ haline getirerek tanitiyor, Bay E'deen papier §arkicilartni topluyor ve her iki film ardindan•skandal dLizeyinde tarti§malar yumurtluyordu. Halkt ahmaksayarcasina, planlanmi§, yutturmak amactylahazirlanmt§ senaryolardi bunlar. Berlin in Berlin'den sonra

Page 32: Türk Sinemasi Notları - 2

7„)

ea-Until WWI 4I

Hiilya Av§ar rni gLizel Ciller mi giizel, Bay Eden sonra isene hikmetse senaryoyu okumadan filmde rol almi§ olanBedri Baykam ile Sinan Cetin arasinda "bu senaryo banaait" tarti§malan medyada konu olup, filmlere dikkat cektihaliyle. Sinan Cetin meselesine daha fazla girip, sinirlerimizitahrip etmeye niyetimiz yok. Fakat sinernanin nasil birendiistri olarak onaylandigi ve Baykam'in sOyledigi gibi hertiirlii supruntuniin ba§anli bir pazarlamayla nasilacik. Eklenmesi gereken bir ba§ka nokta ise sanat eseri-meta

sadece bir kac yazar ve yOnetmenin Oznelniyetleri ve eserlerini sunu§ bicimiyle ilgili olmadigidir. 80sonrasinda ortaya clIcan ve giindemini belir-lemede one cikan mekanlarda sanat eserinin sunulupyla dailgilidir aym zamanda. Bu yerler, kabaca, gunumuzde cok sikrastladigimiz, festivaller ye fuarlardir. Bu mekanlar artik"entelektherlerin bir ideolojik kendini tammayi ye kendiniadlandirmayi ya§adiklan yerlerin olmasi Otesinde, medyaninda destegiyle sanat eserlerinin toplu olarak tiiketime sunul-dugu yerler Istanbul'da bir yilda satilankitap sayisi ayni )1;,1.1 IUYAP'ta satilan kitap sayisina eri§e-memektedir. Festivallerde ise, salonlan hinca hinc dolduranyOnetmenler aym ilgiyi Tank Zafer Tunaya gibi merkezlerdegOrmemektedirler. Yakin tarihten bir brnek ise GeziciFestival'in kar§ila§tigi ilgi yoklugudur. Tiiketimzihniyeti isehad safhadadir. Falanca e§cinsel ylinetmenin filanca bisek-siiel oyuncunun filmlerinin oynatildigini haber veren Festivaltaninm yazilartm okuyarak gelen ancak filmier iizerinederinlemesine yOnelmeyen y e yOneltilmeyenizleyicinin bir filmden otekine stirekli devam eden giri§-cila§lar sonunda, hatinnda kalan, Marceilo Mastroianni'nin,Pasolini'nin Othello filminde (Orson Welles), RomySchneider ile Sicilya'run bir kiyi kasabasinda, kayaliklarLizerinde (Yer Sarsillyor) Opii§tiigh tikiinden sahnelerdir.Baku' bu tuketici kimligi icselle§tirmi§ bir yOnetmen adayiSabri Kalic, ...ve sinema'nin 8. sayisindaki FestivalGiincesi'nde neler sbylilyor: "Sabah onbirde girdigitn sine-madan akpm 21 'de ciktim. On scat! Yeni rekorum!... Evediiniince de Bobby McFerrin iistii az Kafka... Olu gibi yat-

Arti 35ZI\

tun." (7) Birilerinin BobbyMcFerrin'in pilav, Kafka'nin dadOner olmadigini anlatmasigcrkiyor. Sonuc, bir estetik popiil-izm ye "... film bir yeni imge veyabenzqim (simulation)uzatatsznt bulan yeni szglik"tir(Jameson).

ict BosALTILAN ESERLER VE

KiNILIKLER

Siglik sorununda Onemli bir yeride Ulm imaj dolaniminin yepazarlama i§lerinin icinde gergek-le§tigi medya i§gal etmektedir.Gilbert Adair ise "Postmodernkaplyi Iki Kere Calm." adit den-emesinde sanat ye Lilt& arasindabir aynm belirleyerek farkli birnoktaya vurgu yapar.sanat eserleri ilzerine yazilmi§

yazilar ve onlar fizerine yapilmi§ her tiirlii iiretim olarakkabul edip, kelimenin anlammi daraltir. Daha sonra Adair,gunumuzde kitle ileti§im aractanyla siirekli iiretilen yeyayginla§tinlan kulturun sanat eseri etrafinda cok kalin birhale olu§turdugundan, bunun sonucu olarak insanlann sanateserine ula§makta zorlandigindan, esasen pek cogu icinsebOyle bir gereksinim kalmadigindan bahseder. Artik insaniar,sanat eserini okuma veya gbrme, i§itme zahmetine katlan-madan, onlar uzerinde yazilan bir takim yazilan tuketerekeserler hakkmda bilgi sahibi olduklanni dii§Onmekte ye heryerde bu eserler tizerine konu§acak yetkinligi kendilerindegOrmektedir. Goncarov'mn romanin pek rook kimse tarafin-dan okunmami§ oldugu halde Oblomovluk sifatimn ne kadaryaygtn bir §ekilde kullanildigindan ye entelektiiel sayilanhemen herkesin bu roman ye karakter iizerine az cok bir§eyler bildigini brnek gOsterir Adair. Tarti§malar eserlerlizerine yazilmi§ yazilarda, kendine dOnlik bir fist-dilde yemetinlerarasi bir duzeyde gercekle§mektedir. Turkiye'yebalaldiginda ise durumun hentiz bu kadar geli§kin olmadigiancak medyanin bu i,e yava§ yava§ soyundugu gOzilkinekte-dir. Genellikle ytl dOniimlerinde, bazen de alcillara estigindegazetelerde, haftalik dergilerde kismen de TV'lerdesanatcilann hayatlan ye eserleri kismen deyanli§ bilgilerle, hayatlanndaki veya eserlerindeki sansas-yonel yaniar ki§lortici bir §ekilde vurgulanarak ye biiti.in bun-lar salt birer enformasyona indirgenerek sunulmaktadirinsanlara. Gazetelerde ye haftalik aktiiel dergilerde filmele§tirisi ads altinda yapilan §ey, yOnetmen ye film hakkindaakilda kalici bir kac ciimlenin icinde bulundugu y e siizkonusu filmi diger filmlerden "ayiran" enteresan Ozellikleredikkat ceken tanitim yazilanndan ileri gitmemektedir. Budurumun daha ileri bir evresi, sanatin y e sanatgininmajlannin toplamindan olu§an bir dilin geli§tigi, dolayislylasanat eserinin iceriginin kendisinden kopartilarak ye tarihselbaglamindan soyutlanarak salt bir forma indirgendigi birevredir. Imaja indirgeme siirecinden nasibini alan sadecesanat eseri degil, sanatcmin ki§iligidir de aym zamanda.

tar.

Page 33: Türk Sinemasi Notları - 2

gt-Tiintii say' 4

Boyle bir ortamda yetisen gene aydin adayi ise varolan dillOgrenmeye calisacak, gazete ye dergilerdeki yazilari olancasamimiyetiyle okuyup kendini sanarak ham-lanacaktir entelektilel piyasaya girmeye. Bir siire soma, onunicin Kafka, zayitligi ve iktidarsizligi, Dostoyevski mazosiz-mi, Nietsche fasizmi simgelemeye baslayacak ve bunlan bil-menin aslinda yeterli olacagina inanacaktir. Bahsettigimizdurumu cok iyi aciklayacak bir ornek verilebilir. Gecensezon sinemalarda oynayan, iceregi itibariyle Kafka ve eser-leriyle .hic ilgisi olinayan ancak yaygin Kafka imgesini,siyah-beyaz, is kararfici, karanlik sokak cekimleri ye gblgel-erle kurulu mizansenlenyle basanli bir sekilde yansittigisanat cevresi ve aydin adayi Ogrenciler tarafindan ayaktaalki§lanan Soderbergh'in son derece popiiler ve like! Katkayorumunu hatirlamak yeterlidir. Katka'yi Kafka yapan sey,bireyi ezen kosullann anlamlandinlainaz ve anlasilamazmetafizik bir giic olarak cizilmesi ve bu dilnyanin allegorikbir bicimde gercekligi disanda birakan bir karabasan sek-linde resmedilmesi iken, filmde somut, gOzle gorulur iktidarmekanizmasi..ve de bu mekanizmayla miicadele eden birKafka anlatilmistir. Bu rezil ve kof Kafka yorumu Kafkaimajim yansitabildigi icin begenilmistir. llginc olan bir ndktada,-.daha Once staiinii ettigimiz arkiiteri y e Kafka film-lerinde begeninin, tam da . kitle killtilril ile yijksek killtUrarasindaki srnrrrn silinmesini dogrularcasina hem ticari sine-ma izleyicisi hem de sinema elestirmenleri arasinda ortakolmasichr. Buradan bir baska iddiaya sigrayacagimizdantekrar edilmesi gereken bir nokta var. lcleri bosaltilan sanateserleri degil, sanatgi kisilikleridir de ayni zamanda.

POPOLER BIR KIMLIK OLARAK MARJINALLIK

Bu gercekten cok onemlidir, ciinkiin 80'lerin ortalanyla yenibir kimlik edinmeye baslayan sozde entelektilel yesanatcilanmiz olu§turduklan yeni kisiliklerde bazi Bansanatcilannin kisiliklerinin kof ye yanli§ yorumunu modelalmi§lardir kendilerine, 80 Oncesinin politik sanatcisi yerinetoplumdan kopuk, ug ve slizde marjinal bir kimlik konulmus-tur. Yukanda sebeplerini anlattigimiz depolitizasyonla birlik-te ice kapah mekanlarda kimsenin onu anlayamadigi, anla§11-mayan, is dunyasmin kesfedilemez oldugunu sanan, gevre-siyle uzlasmanin imkansiz oldugunu dilsiinen ve &sit Onem-lisi bu halinden hoslanan "ug" bir kimliktir bu. Etrafinikilcilmser, ne kadar duyarli ve yaratici oldugunun bi-lincindedir giinkii. Nedenini anlayamadigimiz bir sebeptendolayi bikkindir, acilidir, kendini ickiye verir. 0 yilgindir, oyenilmi§tir. Brod, Kafkaesk olarak adlandirabilecegimiz birinsan tipolojisinden bahseder. Kafka toplumsal iliikilereayak uyduramami§, ezilmis, zayif ye gercekten marjinal birtipken, kendine Kafka'yi model alan insanlar bu ezilmi§lik,yllginlik y e marjinallik durumunu korunma amaciylacevrelerine Ordijkleri bir kabuk haline getirmisler, birtaraftan da bolluk icinde, dilzene en yagh yerinden eklemlen-mi§ olarak, gayet koriformistce yasamlanniGunumuzun sanat ortann bunlardan gecilmemektedir.

_Okuduklan yazarlann kendi acilanni anlatiklanna inanmak-ta, kendilerini o yazarlarla Ozdeslestirerek, bir tun haz almak-ta ve durumlanni barlarda baskalanna anlatarak, duyarlilik-lanni ispatlamaktadirlar. Bu isi yani ya§amayi becere-

memisierdir. Nedenleri kimse tarafindan bilinmez.Yenilmislerdir. Peki neye yenilmisleniir? Hem denemedenmist! yenilenilebilir? Bunlar da bilinmez. Oguz Atay'inTutunamayanlan kutsal kitapur. Herkes bir "homo-eroctus"herkes bir Turgut Ozben'dir. Dostoyevski ile baslamakiizere, belki de tilm modernist edebiyat gelenegi metafizikolarak giicsiiz gizilmis belli tiir bir bireyin hayata karsikorunmasizlibm, zayitligini y e ezilmisligini anlaur. OguzAtay'in kitabi da turn bu gelenekten yararlanarak, sezkonusu bireyin hayatini oldukca basit ye ironik bir dilleanlatilmis bir dokumudur. Bir insanin kendi dogasini tarn-masi, neyi yapabilip, neyi yapamayacagini bilmesi vekendine karsi, kendisini degistirmek ve yeniden yaratmakicin nasil hareket edeceginin farkinda olmasi cok ciddi yeayni zamanda da ahlaki bir sorundur. SOz konusu cevredeise, bu zayiflik, varolanin onaylanmasi ve mesrulastinlmasianlamina gelmektedir. Birey (!) baska turlu bir ya§ama bici-mini Konformizmin bataginda sahteacilann serefine Jack Daniels yudumlamaktachr. Farkin nekadar keskin oldugunu gOrmek icin Kafka'ninDostoyevski'nin yeralti adaminm, Yusuf Aulgan'in ve OguzAtay'in yasamina bakmak yeterlidir. Seckin Ya§ar, SariTebessiim'de bbyle bir cevresyi anlatir. YOnetmenin yakmcevresidir bu. Nicin, neden oldugunu anlayamadigimiz"bunalimlar" yasanmaktachr. Acilan o kadar yogun vekeskindir ki, hepsi kendini ickiye vermistir. Filmin duyarlierkegi (Seckin Yasar'in deyimiyle) Idris inithan dii§iinmek-tedir. Olsa olsa ilzerindeki baskilardan diye alai yiiriitiirseyirci. lyi de hangi baski? SOzde acilarla mastiirbasyonyaparlar. Birikimlerini kadinlann gonlunu calmak icin kul-lanirlar. Etkilemek icin duyarlrlrklartnr pazarlarlar.Bunlardan gayn amaglan da yoktur zaten. Filmin bir yerinde"hayvan" diye baginr kadm erkege ve ekler: "Senin gibibiriyle birlikte oldugtun icin ben de hayvatum." Dogru sOyle-mektedir. Nitekim Dostoyevski'de katrlrr ayni dilsiinceye:"Amacsiz kalints bir insant can sdanast bile bir hayvanagevirebilir." Hayvanlar diinyasi resmedilmektedir.Midemizin saglamligina pek glivenemedigimizden bu yerli"9.5 Hafta" versiyonunu daha fazla incelemiyor ancakTamer Baran'in Antrakt'in 26. sayismda yapmi§ olduguelestiriyi benimsedigimizi soylemekle yetiniyoruz: SanTebessiim, insanliga ve insanlik dururnuna ihanet ediyor.

ELEREY PAZARLANARILIR

Son olarak en genel anlannyla piyasa ve piyasanm tiiketici-Ivo lizerinde durmak gerekiyor. Nurdan GUrbilek, VitrindeYasamak kitabinda, bir miizayerieden bahseder: "RumeliHisan'nelaki bir antikacuun varininde 19. yilzyddan kaltnabazi ibrikler var. Zamaninda defolu sayildtklart iginpazarlancnamt.ylar. Defolan, veremli soluklart ilebirlikte canna iifledikleri kan cicunlalart. Ibrikler bugiin anti-ka ftyatinda." Ya§adiklan dOneinde bu i tiler, cigerleri be§para etmez yoksullar olarak kabul edilirdi; .iimdi o cigerler-den Own kan milyonlar ediyor. Benetton, AIDS'1i biradamm Olmeden Onceki son anlarmi goruntuleyip reklamhaline getiriyor. Acilar metala4t1r111yor, satillyor. NurdanGiirbilek, oldukca radikal bir hareket olarak doganpunkcilarin aykirr aksesuarlarmin battli modacilarm ye

37 IN

Page 34: Türk Sinemasi Notları - 2

ai5riintii say' ‘i

reklamcilann sintrsiz hammadde depolanna girdiginden S67.

eder: "Naszl alt kaltii •ler egemen kiiltiiriin simgelerini calipayktrt bir sintgeler sistemi nirmaya calLyt •larsa, tiiketnntoplumu cia aynt simgeleri sztufsal ya da tarihsel icerik-lerinden ct •intlzrzp piyasaya jade eder. Piyasa ise kendiilkeleri isledi,i i siirece nrultalif simgeleritz serbest clolafuninaizin verecektir." Acili olan, huzunlu olan, umutlu olan,sevgiyle dolu olan, aykirt olan, muhalif olan ne varsapazarlanmaya aciktir. Ustelik bu piyasa medyanm insa ettigibir makro pazar da degildir. Barlarda toplanan entellerin debir piyasasi vardir. Yukanda Sari Tebessiim'de resmedilenbir pazardan, duyarliliklarin ve birikitnlerin satildirzt birpazardan bahsettik. Peki ya sinema piyasasi'? En tiiyler &per-tici manzaralar burada giktyor karsimiza, her devrin adarmAnt' Yilmaz, kadin filmlerinin posasmi ctkardiktan sonra,Beyoglu'nun arka sokaklanna daliyor, Gece Melek ve BizimCocuklar'da toplum disc yasamlan sOmtiriiyor, yatak odalan-na dalip Dui Gezginleri'nde fahiseligi ve lezbiyenlikolgusunu pazarhyordu. Irfan TOziim, Onceki filmlerinde

bir Bey anlatmadigi halde derinmis gibi yaparak entelek-tiializmi somuruyor, Kiz Kulesi AsiklarCnda ise yasadtgimizmimari kirlenmeye karstlik bir satlik ye tarih arm' olarakduran Kiz Kulesi imgesini Nurseli ldiz'in giplak pozlanylastisleyip, aliciya sunuyordu. Ornekler cogalttlabilir; fakatkarsimiza gikan hep ayni Bey olacaktir: Yasamayan insan-lann olmayan sorunlan, 01-Unit:Is bir cevrenin sahtelik kokanacilan, anlastlmaz diyaloglar, birsey anlatmak istermis gibiuzun tutulan plan-sekanslar, derin gOninmesi icin diisiik tutu-lan tempolar, fahiseler, lezbiyenler, escinseller, travestiler,cticeler ve seslendikleri kitleye sOzde marjinalliklerinisonuna kadar duyumsatacak marjinal temalar, konular,insanlar. YOnetmenlerin bir grubu, alictst olan konuldra susekilde yOnelirler: Samimiyetten ve ictenlikten uzakfirlar.Tiiketilebilecek konulan bilirler ye ona gore hareket ederler.Sabah gazetesindeki bir sOyleside "Ozerinde film cekti§iniztopragin kiiltiiriinii tatuyor musunuz?" sorusuna "Yoo, aslm-da bu gerekli_de cevabint veren bir AtifAntrak'in 20. sayisinda Amerikalt iizerine yapilan birselyleside, kendisine yOnetilen, "Bir ZAZ guldiirusu mu?"seklindeki soruya, "Hic bOyle bir di4iinmeditn." diyenancak ayni sOyleside Lale Mansur'un hakkinda"Bilmiyorum, ne diyor, ama... hem ZAZ filmi, hem deesas fikir bu, bu fekilde konuimuftuk." dedigi serifGoren'in, gektikleri "sanat filmleri"ni stihret sahibi basoyunculannin ctplak fotograflartyla pazarlayanlannsamimiyetine nastl inanilabilir? Bir baska grup ise, yoz sanatcOpliiklerinin kokusunu sigara dumaniyla birlikte, cigerlerinecekmis yeni yOnetmenlerdir. Bu insanlarin cigerlerindencikan dumanin havaya ancak, ucube goruntuler cizebilecegiaciktir, ispatlanmistir.Bu yOnetmenlerin samimiyetsizligi isevaroluslarindadir. Ne . kendilerine ne de icinde yasadiklandiinyaya karst samimi olabilmi lerdir. Aslinda kendisi, buyazinin gtkis noktast olan bir diyalogu Ornek olarak sunup,konuyu toparlamak istiyoruz. TV'deki bir sinema programin-da rOptirtaj yapmak icin lair film setine gelen sunucu ileyOnetmen arasinda, gekmekte oldugu film ilzerine yapilan birdiyalogdu. Sunucu yOnetmenden filminin konusu tizerinebirseyler sbylemesini isteyince, yOnetmen "Cok szradqz birfilm. Kimlik arayquzdaki bir kaditun tinsel bunalunlarmi

38

wilanyor." gibi ya da buna benzer stizler sarfetmisli. lsteytikseltilmesi gereken itiraz tam da bu noktadadtr.AnlastImast gereken, bu konunun hit to stradist olmadigtaslinda popiiler oldugudur. 80 Oncesinde cekilmis Yesilcammelodramlanni y e ucuz avantUr filmlerin bzelliklerini Turksinemastrun gene) karakteristigi kabul edip, bu filmleriwad's! saymantn hicbir anlami yoktur. Aynksilik egermerkezi ve popiiler olana,karst konulan mesafe ile Olcilliiyor-sa. son yillarda gerceklestirilen filmlerin bu Ozelligindenbahsetmek imkansrichr. (Elbette istisnalar var)

SONK

Buraya kadar, politik ve kiiltUrel ortami bir sinema yazistigin fazla detaylandirarak actklamamizin sebebi, sine-mamizin bugunku halinin ancak sOz konusu politik yektilttirel minim belirleyiciliginde anlasabilecegine duydugu-muz inarictir. Bu ortam icinde sivrilmis belli filmlerin ince-lenmesine ise daha sonraki saytlarda gecilecektir. Son olaraksunlan sbyleyebiliriz: Depolitizasyon, Tiirkiye'nin sadece biryuzunii gOrebilme, nesnellikten kopus, igeriksizlesme, imajpatlamasi, geleneksizlik, sanat eseri-meta aynminm kalk-mast, tiiketici kimlik, cehalet, kavramlan ye hosagiden bir kimlik olarak marjinallik, koca bir piyasa, semtini,samimiyetsizlik ve sonuc: Tam anlarmyla bir yuzeysellik yebir stglik ye... Ve de sinemamiz.

Notlar:

Nurdan GUrbilek, Vitrinde Yasamak, Metis, 1992Can Kozanoglu, Pop Cagi Atesi, IletisimageNurdan Giirbilek, ageNurdan Gurbilek, Vitrinde Yasamak adli kitabinda 80 sonrasinda

cinselligin nasil yaygin bir sekilde sOze dokuldugunu genic birbigimde agikliyor. Bu konuda Foucault'nun "Cinselligin Tarihi"nebasvuran Giirbilek, Foucault'nun klasik toplumdan, liberal topluma,cinselligin merkezi bir yapinin iktidarmin boyundurugundanmerkersiz ve parcali bir sbylem iktidarmin boyunduruguna nasilgegtigini agiklayisindan bahsediyor ve ayni sekilde 80 sonrasiTiirkiye'de merkezi devletin iktidan yantnda, cinselligin, sOzekiskirblarak, teleffuza zorlanarak "sivil topluma" Ozgii iktidar strate-jisinin buyruguna nasil girdigini ortaya koyuyor. (Aynnttli bilgi icinbkz. Vitrinde Yasamak, Nurdan Gfirbilek, Metis, 1992)

Boris Kagarlitski, Du unen Sazlik, Metis, 19917. Sabri Kalic, ... ye sinema-8, Festival Giincesi

Gizli Yiiz (Omer Kavur)

Page 35: Türk Sinemasi Notları - 2

Dervi Zaim - Tabutla REwcwia

80 sonrasi Turk sinemasr iizerine bu call§ma hazirlanchgr sirada,pek de all§kin olmadigrrniz bicimde, vizyonda 5 Turk filmi bulunuyor-du. Mustafa Altroklar'in yOnettigi "Istanbul Kanatlanmin AltInda"ninAmerikan filmleri duzeyinde yapmasirun arch-1Jan, bir ba§ka §a§rr-ttcr geli§rneydi bu. Dervi§ Zaim'in yOnettigi "Tabutta ROva§ata", Irfan

yOnettigi "Mum Kokulu Kadinlar", Tomris Giritlioglu'nun yO-nettigi "80. AcIrm", Reis Celik'in yOnettigi "I§Iklar SOnmesin" ve YavuzTurgul'un yOnettigi "E§krya" birbiri ardrna gOsterime girdi. Ustelik izle-yicinin de hayli ilgisiyle kar§rIondi bu filmier. • .

"80 sonrasi sinema" altInda ele alinabilecek olan ve Turksinemasinin Oliip Olrnedigi Ozerine olan tartr§ma, bOylece bir yaruylasonlanmi§ bulunuyor. GOrrilriyor ki sinemamiz ayakta. Ancak, sine-mamizin w andaki entelektbel ve estetik duzeyine bakildiginda, sOz-konusu tadismanin yalnizca Turk filmlerinin vizyona girmemesi, seyir-cinin ilgisizligi gibi hasrlat sorunlanni ele almak iizere ortayacrkmacligi da gOrriliiyor. Turk sinemasinin Oliip Olmedigi iizerine tar-tr§ma, Turk sinemasinin esas olarak bundan sonra nasal bir hayat ya-ayacagina, ic dinamiklerine iliskin bir tartismaydt. Yani ne tiir Filmier

izleyecektik biz ye bu izleyecegimiz filmlerle sinemanin oiumu arasin-daki kosulluklar nelerdi? 010m yalnizca, gise yapilmamast, finansprodiiksiyon problemleri olarak ele altnnyorsa, bu aynt zamandabir "degerler degi§imi" olarak goriiluyorsa "Turk sinemasr Oliiyor mu"gibi, hemen her aydrnIn yuregini hoplatacak sansasyonel tartr§ma

SIR DONEMKAPANIRKEN...

Meral GONDOGDU

tC.111LE 15

da ayaklan iizerine oturuyor. Turk sine-mastnin Old0g0 yok, ancak Turk sinema-srnda baslayan kabuk

yeni bir taktm terra ve formlancanlandinrken, pek cok degeri dererek yoluna devam ediyor.

12 Eylul 1980 darbesi sonrasi Turksinernast lizerine pek cok saptama yaptl-di, yazildt ve konu yogun bicimde tarti§11-di. Evrensel KUltOr dergisinde biz de ko-nuyu ele alan bir dosya calivnast yaptikve Oyle umuyorum ki, cok aynntill ele ala-mamakla birlikte, Turk sinemasinin 1980-1993 arasinda gästerdigi niteliklerin ge-nel bir dokumunu yapahildik (EvrenselKultur Eylul 1993, sap 21). Ancak, §uanda Turk sinemasinin yeni bir dOnemegirdigini, sinemarnizin artik "12 Eylul1980 darbesi sonrasi sinema" stnirlanicinde ele altnamayacak ozellikler gOster-digini di_i§itnUyorum. Gerci sinemamiz,girdigi yeni dOnenide de, ideolojik plan-da 1 2 Eylul sonrasi sinema ile sareklilikili§kilerini koruyor. Ancak seyirci lie giri-len iliski, artik yeni yeni Kurt sorununun si-nemada kendine yer Ipulmast, Amerikanfilmlerinin haz ve dinarnizmiyle yarivrla(ya da uygulama olanagt bulabilme);bunlar Turk sinemasinin yeniolarak ortaya ciktyor.

1980'DEN ONCE

Yukanda da deginildigi gibi "Turk si-nemasi oluyor mu" gibi buyuk bir tants-ma, '80 darbesinin depolitizasyon sure-cinde ortaya cikmr§ti ve kimi finans,salon sorunlannr cra icermekle birlikte,esas olarak sinemantn bir anlamda mo-ral degerlerine iliskin bir tarttsmaydt. Si-nemamtz bir deger yitimi, daha acik soy-leyi§le "eski" degerlerin yenileriyietakasina ili§kin bir ic lartr§ma ya§iyordu.Turk sinemasr '60'lann melodramlanna,Yesilcam sinemastria, '70'lerin porno filmfuryasina ragmen, "sanat filrnlen" ba§ligi

9

Page 36: Türk Sinemasi Notları - 2

6bb- (51-`Vim LAO

'Peon' `stay'`' tt,3,14'`jg,,,,Y,Aver

CIO kt-Li rA4 •

projelerinin ortaya atildigina ya da im-paratorluk Ozlemlerinin canlandigina,yuk milliyetcilik dalgalanna taruk oluyo-ruz.

Dunya, bir calkantinin icinden geci-yor. Yerel savaslarin gLindemimizde isgalettigi yer, bu calkantinin aliskanlik boyu-tunda kaybolmasini sagliyor. Lokal ola-rak siirmekte olan bu catisma aslinda ge-.nel bir dunya catismasi. Kutupludijnyanin iki temel teori nezdindeki acikyorumlanislanyla bilinebilir, taninabilirolan bu olgu, icinde bulundugumuz "gi-rifr ortamda "anlasilmaz" bir hal aliyor.Nirengi noktasini kaybetmis bir gaziintum olan biteni anlayabilmesine de ola-nak yok gercekten. Merkezini -ve cliinya-nin, toplumlann yasalanni kaybetmis birbakisi teorize eden postmodernist anlayisda, yine globallesmenin bir bileseni ola-rak karsimiza cikiyor , ve genel entelektiielduyusun cercevesini ciziyor. Bir yanda

bir kOye" dOnen dunya, Cite yan-da merkezini yitirmis", ve iistelik bunu turnbir tarihe yaymis idealist, kaygan batikpostmodernizm. Butane ulasmak lizeresUregiden toplum kanunlanni, tersine par-calara, farklilik ve cokseslilik actin° ce-maat kulturlerine ve yerellige ayirma iddi-asindaki bu teori, globallesme ilebulusuyor.

calkantinin icinden gecerken,bu calkantinin icinden bakarakzt yorumlama cabasiru da beraberindegetiriyor. Bu konuda clUnyada entelektiielbir Saba sOzkonusu ve bu Saba, tariheiliskin konusurken giincelden hareket etti-gi icin oldukca pager.

ülkemizde- de vizyona giren us film,Angelopulos'un "Ulis'in Bakisr, MilchoManchevslanin "Yagmurdan Once" veEmir Kusturica'nin "Yeralti" filmleri, dunyaOlcegindeki son bLiyiik gelismelerin sine-maya nasil yansidigi konusunda buyukipuclan vermekteydiler. ()Ike tarihimizlesinemamiz arasindaki iliski de, bundanfarkli degil. Son 25 ydin en Onemli yOnet-menleri tarafindan cekilmis olan Lic filmbize oncelikle, cliinyanin icinde bulundu-gu durumun gene) kavranisina iliskinipuclon sundu. $imdi, son yiizyilin moto-ru, iki ana sinif, iki ayri gelenek turn biri-kimini, deneyimini ortaya dokuyor ve "ku-tupsuz", "postmodern" diinyada iki ayrigelenegin turn unsurlan tam bir kafakari-

7

n(_A-v�,\t Ake:

altinda toplanan filmlerin Ozellikleri bakiminOzellikleri oldukca geliskin ve basarili bir sinemaLiitfLi Akad, At& Yilmaz, Yilmaz Gliney, Metin Erkanlerinin merkezlerine "kOy"Li clip koymus, kirdan kenteyogun bicimde ele alindigi bir bOyiik filmsel alan olusturfu Aka in "Gelin-DLigiin-Diyet" Uclemesi, Atif Yilmaz'in

Metin Erksan'in "Susuz Yaz" ve "Kuyu"su bu alan ilo-metre taslanycli. Elbette her Lic yOnetmen de filmlerinde farkli atmos-ferler yaratti, farkli konulan da ele aldi. Ornegin Metin Erksan'in"Sevmek Zamani" ya da "Suclular Aramizda"sirun merkezinde koyyoktur, ama gerek "Sevmek Zamanrnin gerekse "Suclular Ararniz-da"nin -kahramanlan arasindb belirgin sinif farkliliklan vardir. Ote.yandan Erksan, psikolojik boyut ve gerilimi perdeye tasima basarisi-nlda gOstermisti.

Yesilcam filmlerinin, zengin delikanlrfakir kiz ya da tersi ask hi0-yeleri ve mutlu son filmlerine dek yansiyan sinif farkldigt boyutunu,burad,a ele almak cok gerekmiyor ama bunun da bir parantez ola-rak yer almasiyla birlikte diyebiliriz ki, Turk sinemasi her halLikardatoplum sorunlanyla iliskili, baglantili bir sinema olmak zorunda kaldi.Sanat filmleri biciminde tabir edilen filmler ise gene) olarak "hulk so-

runlarr, "kirdan kente gOc"., "agalik kurumu" benzeri temleri icererek,ulusal ve uluslararasi basanlar kazandi. Yilmaz Giney sinemasi isegerek ulusal sinema birikiminin derlenip toparlanmasi ve bunUn dev-rimci bir icerik kazanmasi yOnLinde cok bLiya bir adim olarak orta-ya cikti ve maalesef ki daha asilamadi.

Tekrar, 1980'e donersek; sinemalann OnLindeki kuyruklar cocuk-luk andarinda kalmisti, salonlar bombostu, arka arkaya kapanip pa-sal oluyorlar, sinema salonlan ancak eski sinemanin balkonunclanibaret duruma geliyordu. Film cevrilmiyordu, video salginli gimlet ya-saniyordu.

Yalnizca, nitelikli, hike sorunlanna duyarli sanat . filmleri degil, ge-nel olarak film, sinemada izlenen birsey olmaktan cikmisti. Turk sine-masinin popi.iler filmleri de yoktu artik. Halk ayagini sokaktan cek-mis, sokaklar tanklara kalmisti.

Bu, belki icinden cabuk S iktlabilir bir siirecti, ancak tarihsel birrastlantiyla Lilkemizdeki darbe sUreci, dunyadaki yeni politik

eklemlendi. Ozal'in actigi kOsedOnmeci kapidan cikan libe-ral birey, kisa bir mliddet sonra yeni dunya clOzeni'nin yuppie'sine

dunyamizdaki ideololik tahribati biiyUk Olcitde, bizimhike icinde yasadigimiz basks, zuliim ve * iddetten Ote, yeni dijnya-clitzeni ideolojisi yaratti. Kisa sure icinde, yukselen degerler, trend-ler, globallesme, ki.iresellesme, liberalizm kavramlanyla tanistik veonlarla birlikte yasamaya mahkum edildik. Sovyetler Birligi dagilmis-ti, duvar sira tabulardaydi. Onlar da bir bir yikildi.

DUNYADA DURUM

Son yillarda, gerek iilkemizcle gerekse diinyada, tarihi yenidenele almak yOnLinde bir egilim gOzlOyoruz. Son yiiz yilda dLinyarnizinkaderini sosyalizm ve kapitalizm arasindaki catisma belirledi. Simdibu iki temel paradigmadan birinin gOrece iflasinin ardindan, her iki-sini de dislama iddiasinda olan ancak globallesme ideolojisinebaglanan "yeni" akimlar ortaya ciklyor. Siniflar savasiminin yerine,dinsel, etnik, cemaat kultur ve OrgOtlenmelerinin; yine bununlaolarak dlinyanin bUyiik sistemler degil, yerel idarelerle yOnetilmesi

toplumcu, halkci'80'lere kadar.ibi ustalar, film-

Oc temasinin-uslarch.

u•utlanna

10

Page 37: Türk Sinemasi Notları - 2

Zulfii Iivonell - Sis

sikligi icinde "tek bir sey" haline geliyor. Bugun, gene) olarak isyancigelenek ach altinda toplanabilecek, dilnyanin daha yasantlast birdi.inya almost igin verilmis turn mijcadelelerden trijkler barindiran birdegerler dizgesi kendini kulturel urunlerde ortaya koyuyor. Ote yan-dan yine ayni kLiltiirel Oriinlerde, "dunyanin kutupsuzlugu" icinde pu-sulastz, actyla dolasan, arayan, mutsuz bireye rastliyoruz. Bir durumvar, bir sikinti; ama hicbir tez yak! Hersey yanIts, hersey kaii, her-sey icice, kaynak yok, merkez yok, cevre yok, yalnizca bir kaos, birarayis ve act var. Ulis'in Bakis'm YOnetmen A.:si arar, Yeraltt bUyiikbir kaostur; cOziilmez bir yumak, Yagmurdan Once ise acidir,bir act. Her bir filmin, bu bakimlardan desifre edilmesi bu yazininnirlartni asacagi gibi, bu genellemeyle birebir Ortiismesinden sOzedemeyiz. Ancak, her Us film de "degisen cliinya"nin filmleridir, sos-yaiizrnin yikilmasi sonrast cekilmis filmierdir, yeni bir yerde duruyor-lar.

Sinemamiz, ice kapali bir sinema degil ve nabiz atislan diinyalie ayni anda attyor. Deniiebilir ki anda cldnya neyi, nasal tartist-yorsa -bu aynt bicimler altinda ve Oykijnmecilikle degil elbette- ayni°rand() ve parole] cliizeyde tartIsillyor Turk sinemasinda ve entelektii-el zeminde. Gerek entelektiiel ve siyasal gUndemin bir tartismasinadahil olmanm, gerekse add: dlinya lie baglcmni daha acik kuran birkullur ortaminin getirdigi etkilenmenin bir sonucu olarak Turkiyeli sine-macilar da kendi yakin tarihlerine benzer bir bakis attyorlar.

Ote yandan, Tiirkiye sinemasumn son 10 yth i 4 in saptayabilece-.gimiz marjinaiite ve nostaljinin dijnya sinemasi icinde de bir karsilikbulundugunu saniyorum. Ornegin Fransiz yonetmen Bertrand Blier'in"M'on Homme" (Erkegim) isimli filmi bu bakimdan oldukga ilgincti.Fransa'r Onceki sonbaharda sarsan sosyal haklann kisitlanmasi ve

karsi eylemlerle, yalnizca erkekleri mutlu etmekten zevk aldt-gi icin fahiselik yapan bir kadinin oykusunun icice gectigi bu arapsa-clnin, -kirk sinemasinin nitelikleri hakkinda da bir bilgi verdigi kanaa-tindeyim.

Boyle iste, bir yanda gercek dijnyanm savasirnlan, Ozlemleri var,bir yanda da marjinaliteyi kutsayan ve ondan baska cikts yolu bula-mayan lantastik bir

12 EYLUL SONRASINDAURETILEN FILMLERiN GENELKARAKTERISTIKLERI

12 EylLil sonrasinda, merkezine dog-rudan 12 Ey161 darbesini ve sonrasindagelisen olaylan koyan pek cok film cekil-di. Sinan Cetin'in "Prenses", Erden Kf-rarin "Av Zamani", ZUIFU Livaneli'nin "Sis",Oguzhan Yalcin'in "Bir Irmaga Yolculuk",Serif GOren'in "Sen TOrklilerini SOyle", AliC5zgentLirViin "Su da Yanar", Tunc Basa-ran'in "Ucurtmayi Vurmasinlar", HasmetZeybek'in "Kimlik", Orhan Oguz'un "Her-;eye Ragmen" adh filmleri, bu filmierarasindaydi. Kimi zaman karst devrimcinitehkler tasfyarak, kimi zaman devrimcidegerlerin canlandinlmasinf hedefleye-rek, cezaevi, iskence, cezaevi sonrasiyeniden ayakta kalmaya calisan devrim-ci ya da "yanlisini anlamis devrimci" gibidegisik bicimlerle, 12 EylUi darbesinidogrudan sinemaya tasiyan filmlerdibunlar.

Ancak, 12 EyId filmleri dendiginde,gerek karsi-devrimci siddetin elestirisininyapildigi, gerekse karsf-devrimi savunanfilmleri saymak yeterli degil ve yanflticisonuclar dogurabilecek bir yaklasfm.Bunion belki, "dOnem filmleri" bicimindenitelemek daha dogru olacak. 12 Ey161filmleri dendiginde ise, 12 Ey birvaka °tarok ortaya cikmamakia birlikteturn kiilturel moral degerlerinin hegemo-nik etkisi altinda cekilmis ve zaman za-man iierici olmak istemesine karsin, 12EylLil ortaminin gericiligi tarafindan sekil-lendirilmis bir sinemayf aniamak gerekirdiye dLisiiniiyorum.

Turkiyeli sinemacflar bir yandan budegerlere karsi direnmek istediler, amaOle yandan da karst-devrimci hegemon-yanin gucU altinda ezildiler. Bu f acik sid-det, yozlasma, metalasmadan kacmakadina, gecmisin degerlerine sIginarakmaalesef bir baska gericiligi iirettiler. Buyol, Turk. sinernasinin marlinaliteye venostaljiye gOtiirdij. Bir yandan, turn di.in-yada oldugu gibi, tarihi yeniden eie al-ma, anlama cabasi, Ote yandan sikintive buhran icinde olma, Uretememe, bu-gun de kendini ifade edemezken gecmi-sin degerlerini kutsama; bunlar 12 Eyidsonrasi sinemasini yaratti.

11

Page 38: Türk Sinemasi Notları - 2

Yusul Kurcenli - Karortmo Geceleri

SOyle bir bakalim, "Karartma Geceleri", "Kardar Kogusu", "SuyunOte Yani", "Baharin Bittigi Yer". 1980 Oncesinde Tiirkiye yakin tanhi-ne ancak "Simal Yildizt" ya da "Kahpe Konstantin" cliizeyinde'yakla-san filmier bulabiliriz. Bu yeni ve iyi bir sorudur; neler olmustu? An-cak, buradaki ikili karakteri de gOzardi etmememiz gerekir, nedensimdi, neden 1975'te degil de simdi? Bugiin'de, herhangi bir nokta-da durmanin bir anlam tasimadigina inanmanin ve bugUne ilis-kin bir defier yitimine ugramis olmanin hi t mi pays yoktur bunda?

$u da var ki, Turkiye de kiilturel degerienyle 1979'un TOrkiye-si'ne benzemiyordu. Yalnizca, thinyanin degisebilecegine bir inancyitimi yasamadt Turkiye, birlikte cogu eski devrimcilerce olusTturulan yeni tipte bir devrimcilikle tanistinIcit. Hatirlardadir, burjuvagazeteleri bir devrimcinin olumu biciminde sundu.Ozal Tiirkiye'ye liberal bir soluk getirdi, binlerce kOsedönmeci yarat-ti, sinif atlamak isteyene kapilar ardina kadar acildi, kara para edin-me ve akiama yollan gOclendi. Ozal, televizyona sortla 4 ikti, birbasbakan olarak Ibrahim Tatlises dinledi. Mecliste cigkOfte partileriyapildi diigUnlerde milleivekilleri silahiar patlatti. Yani, toplumunOniinde yukardan asagiya o giine dek model olarak konmus, az bu-cuk sakinilmis ne varsa sakinilmaz oldu. 0 guns kadar kriy-kentara-smda kurulmu§ Jan iliskinin de bicimi degisti. Topraga bagli Uretimbuyuk Olcirde azalirken, rant gehrieri arch, borsa, faiz, binlerce &vizbUrosunun bulundugu bir ulke haline geldi Tiirkiye. Binlerce yabancimarka, binlerce yabanci fast-food cliikkant, ama bunun yani sera bin-lerce isporta tezgahi. (Yavuz Turgul'un "Muhsin Bey", senaryosunuyazdigi "Ziigiirt Aga" ve "Eslaya"si bu dOniistim gOzardi edilerek ca-ziimlenemez.)

Televizyon ve radyo iizerindeki devlet tekelinin kalkmasi da ol-dukca Onemli bir kiiitiirel degisimdi Turkiye icin. Bastinlmis degerlerburadan kendilerine kanailar buldular ve bu, eski devrimci burjuvaideologlarca sozkonusu degisim devrim olarak adlandirildi.

Degisim kisa zamanda kadinlar iizerinde de etkisini gOsterdi. 0giine dek evde oturmasi, kocasinin arkasinda durmast gereken ka-din, simdi en aztndan kocasi kadar biliyor gOriinmek durumundaydi.

Reklam ajanslan, eglence programlan,reklam panolan onion bekliyordu. Gercidaha once de filmierde kOyde ya dagecekonduda, fabrikada kendilerine yerbulmuslarch. Ama sehir merkezinde kadrni ya pavyonda ya da sarkici . olarak ta-nyorduk, simdi modern, yalniz, sehirli,isi olan bir kadin olarak karsimada duru-yordu. curtiku, daha cok tOketmek icindaha cok bilmek gerekirdi.

12 Eyliil doneminin kadin filmleriboyle bir ortam Uzerinde yukseldi. An-cak, burada da kadin sorunu yine top-lumsal iliskiler icinde kendi kurtulusunuarayan bir kadin yerine, sikismis oldugudar clan& "bireyini" insa eden bir kadinolarak perdeye yansidi. Bir erkekle girdi-gi iliskide, mutSuz olunca bir kadina gi-den kadinlardi bunlar, sorun politikti,ama kadin celiskilerini politika yaparakcOzmeyi denemiyordu bile. Kadin filmle-ri, maalesef sehirli kadin cinselarayisi duzeyinde kaldi ve ozgur kadin,martinal kadina indirgendi.

Ote yandan, bu yillarda bir aydir. st-kintist musallat oldu Turk sinemasma. En-telektiiel bunalti, yarahcilik, aydinin halk-la iliskileri de tartisilmak zorunda kalmankOnulan arasindayd,. "Uci_incii a:3z","Camdan Kalp", "Suda Yanar", "GeceYolculugu", "Sari Tebessiim" bu bunaltiylacekilmis filmlerdi ve bir (*Ude defier yiti-minin ulastigt boyutlan gOsteriyordu, birsilindirin ezip gectigi aydiniar yenidenyeniden ayaga kalkmayi deniyorlar, ba-saramiyorlardt. "Sari Tebessiim"iin sairi,iktidarsizliktan muzdaripti, "CamdanKalp"in sinema yOnetmeni Kirpi'si ise ev-deki temizlikci kadini dayak atan koca-sindan kurtarmaya kalkistiginda, Oliiyor-du. Halki kurtarmak da neyin nesiydi!

12 Eyliil sinemasinin en Onemligercek hayattan ve alt sinifIcrdan film

kahramaniart yaratmak adina sokak ser-serileri, orospular, travestiler, escinseller,

lezbiyenleri kesfetmek ve marji-naliteye teslim olmak 6Hu...Bu filmier ilkbakista, farkli cinsel tercihlerin de °labile-cegine, buniann anlasilabilir oldugunadair mesa.jlar iceriyor goruntusu veriyor-du, ancak asil sorun, "degisim" ve "Oz-gOrliik" dedigimiz buyulu isiltinm, geniskapsamli, kitlesel ve topluca gerceklese-bilecegine dair bir inancin yitisiydi. "Kur-julu§ yok tek basma nydi bir zamanlar,

12

Page 39: Türk Sinemasi Notları - 2

Fehmi Yosor - Comdcin Ko1p

evet, hala kurtulus yoktu, ama OzgUrliik ancak bireysel tercihlerinve "kahramanlik" da bunun icin bedelin Odenebilirligi-

ne (Beyoglu'nda yasamak, travestilerin polisten dayak yemesi, yok-sulluk, uyusturucu) indirgenmisti. DOzenin ittikleri, kendiliginden . birmuhalefetle lutuflandirildi. ("Diinersen Islik Cal", "Gece, Melek ve Bi-zim Cocuklar", "Asiye Nasil Kurtulur", "Iki Kadin", "Diis Gezginleri").Degerlere baglilik adina ise gecmise Ozlem canlandi.

EKIYA; YENI BIR KANAL

Bugun gelinen asamada, Yavuz Turgul sinemasi, sinemamizinanki durumunu anlamak acisindan oldukca onemli malzemeler iceri-yor. Turgul tum filrnlerini '80 sonrasinda cek.ti. Once "Fahriye Abla".Ahmet Muhip Dranas'in ayni isimli siirinden esinlenerek senaryosuda Yavuz. Turgul tarafindan yazilan bu film, 12 Ey101 sonrasi cekilendiger kadin filmlerinden belirgin bicimde ayrildi. Atif Yilmaz'in "BirYudum Sevgi"si ve Omer Kavur'un "Kink Bir Ask Hikayesi" ile birlikte,.bu dönemden cikan en saglam filmier arasinda yer aldi. Bu filmde,genc, giizel, alimli ve neseli bir kadin clan Fahriye Abla, herhangibir kadin olarak, tasrada ya da kenar mahallede alt siniflardan birkadin olarak kendini gerceklestirme yollan anyor, aski kesfediyor,ama yine bir Erzincanliya variyor ve deyim yerindeyse hayatin bir di-zi yollarindan geciyordu. Sonunda Fahriye Abla, ne kisa yoldankendini kurtanyor, ne de sokaklara dUsiiyordu, Fahriye Abla kendiayaklari Uzerinde durma kavgasina devam ederek emegiyle bir fob-rikada calismayi seciyordu.

Arkasindan senaryosunu Yavuz Turgul'un yazdigi Nesli COlge-cen'in "Zi_igurt Aga"si ye Yavuz Turgul'un 'Muhsin Bey" filmi geldi.Turgul ; ilkinde kirda kaybolan bir degerin, ikincisinde ise belki

iD;1- tcmamlayani olarak rehire gOcrniis bir Giineydogu-ri !.,n if °Lima duygusuna parole' olarak sehrin kaybolancle. ‘zje;ierinie savunucusu olarak karsimiza cikti. Bu kaseyi don-me1, Kira yoldan zengin olmak isteyen Dogulu delikanlilar sehreakin edecker, agaq kurumunun cOziilmesi sLireci, sevimli bir aganin

zora diismesi olarak perdeye geldi. Z U-gurt Aga, sehirde patates, lahmacun sa-tarak simdi icine dijsmiis oldugu bu yeniduruma yaziksanma etkisi yaratirken,"Muhsin Bey"in Urfali All Nazik'i eski Is-tanbul beyefendisi bestakar MuhsinBey'in yakasina olacagim" diyeyaps ti. Sonunda, sinif atladi ve MuhsinBey'i de cigneyip gecti.

Turgul, daha sonra "Golge Oyu-nu"nda ve 'Ask Filmlerinin Unutulmaz Yo-netmeni"nde de kaybolmus hayatlara de-gindi.

Basta da degindigimiz Uzere, eskiyikorumaci bir egilim, "kaybolan deger-ler"in salt kaybolmasindan gelen bir sem-pati, yeni degerlere karsi koymak adinavar Yavuz Turgul sinemasinda. YavuzTurgul sinemasi, anlamaya calisan, "k&

ve kendi durduklan yerdentarif etme 1pasansini gosteren bir sinema.Turgul, son filmi "Eskiya"da sinemasininRim Ozelliklerini bu kez cok daha oturmusbir bicimde karsimiza cikardi.

"Eskiya" uphesiz, gerek izleyici nez-dinde, gerekse Turk sinemasi icinde ol-dukca Onemli bir yere oturdu. Yavuz Tur-gul sinemasini vareden toplumsalbilesenler gibi, bu ilgi ve sempatiyi devareden topluinsal bilesenler vardi. Tur-gul sinemasinin artik karakteristik Ozelligiha line gelmis plan, tiikenene, kaybola-na, azalana yaziksanma ve yeni gelenianlama ama onaylamama tutumu bufilmde de belirgin bir bicimde karsimizacikti. Turgul, cikarcligi sesleridinlemeyi bilen bir yonetmen. Yani butopraklarda neler oluyor, hayat hasil birhayat, bu insanlar nasil insanlar? Turgul

iyi taniyor. Onlannhayallerini, sorunlarim, hayatlarindakisarsintilan biliyor ve bunlarla ugrasmak-tan cekinmiyor. Dolayisiyla Turgul'un tiimfiinnleri, her zaman sinema seyircisi tara-findan begeniyle izlendi ve sevildi. An-cak, Eskiya'nin bUyiik basansinin arkasin-da cok Onemli bir toplumsal siirecgizliydi ve bu kez son derece ilginc birbicimde, "kaybolan degerin boynu bi3kUknzasi" leis tepti ve Turgul'un eskiya ro-mantizmi, son derece giincel politik birsiirecle birlesti. "Eskiya", Kurt meselesineclank &ski. BOylece, sinemamizda uzunyi!lar sonra ilk defa, guncel bir toplumsalyaranin, sorunun, son derece estetik bir

13

Page 40: Türk Sinemasi Notları - 2

Yavuz Turgul - Filmierinin Unutulmaz YOnetmeni

Yovuz Turgul -E5/uyo

bicimde perdeye yansidtgint ye izleyiciden buyuk olcude ilgi cektigi-ni gäri.iyoruz k bu artik i 2 Ey161 filmleri ya da sinemada '80 sonrasi.dOneminin bittigini artik acik bicimde Ilan eden bir Ornek. Burada“Eskiya“ filminin ideolojik hall Ozerinde aynca durmayi gerekli gOr-mOyorum. Filmin giincel politikaya degen yam, tastchgt geriye do-

romantizm, popiilizm ya da sehrin damlan ile Cudi dagt ara-kurulan paralellik benzeri yanks egilimlerini geriye attyor.

Uzun zamandir ilk defa, bu Olkeye ait bir ses duyuyoruz ye izleyicide sinema koltugunda bu sesin coskusuyle yer alarak Firat'mne kalhyor.

Kurt sorunun sinemaya tasima iddiastyla ortaya ctkan bir digerhlm olan "Isiklar Sanmesin" hakkinda da tasimis oldugu zaaflar, ide-olojik-politik yanlislar iizerine, senaryodaki aksaklikiar, tiplerin ye

olaylann gercekligi, filmin dill Lizerinepek cok sOz edilebilir. Ancak, bu film deartik Turk sinemasinin bir baska yeredogru gittigini gOsterdi ve Turk sinema ta-rihinde yerini, icini ne kadar doldurdugu

Kurt sorununu perdeye ilk kez ge-tiren film olma iddiastyla yer alacak sant-yorum.

SONUCOzetle diyebiliriz ki artik sinemarntz

son derece yeni ve gelismeye acik biryerde duruyor. 12 Ey101 . 0n mirasini dev-ralarak yoluna devam eden bir film tarzioldugu gibi, Uzerindeki yeni dijnyani hegemonyasini ufak ufak kiran filmlerlede karstlasiyoruz. Genet olarak sinema-mizin yuzunu dandUgiiyer, seyircinin tep-kisi ve sinemaci ile arasindaki karsilikli et-kilesimi, sinemamizin su an tasimaktaoldugu zaaflardan kendisini arindiracakbir potonsiyele sahip oldugunu dUsiindO-rOyor.

NOT: Elbette, boyle bir calismadaadinin anilmasi gereken pek cok film bu-lunuyor. Ancak, yazi boyunca 12 Eyliilsonrasi dOnemin niteliklenyle olumlu yada olurrisuz bicimlerde clogruclan OrtC4enen belirgin Ornekleri konu ettik.

TURKSANEMASIUZERINEYAZILAR

Nilgan Abisei

imge Kitabevi

14

Page 41: Türk Sinemasi Notları - 2

TN 2003/03

45

"Salonlar Artarken Koltuk Sayilarz Azaliyor":1990'h Yillarda Tiirkiye'de Sinema tOetmeciligi

I. Altitg 1pgan

Yon: KW Refit

bu iki uyarlama hem de Turk sinema tarihindeki diger filmlerde Yunan kelimesigegmez. Nijat Ozon Kurtulu Sava§) ezerine yapilan filmlerin her zaman Terkiye'ninis ve dfs siyasetiyle ilgili oldugunu ve 1923'ten 1950'ye dek uzanan denemde KurtuluSava§Crun beyazperdede az yer tutmasini yeni kurulan Cumhuriyet'in Yunanistan iledost gecinmek kaygistyla alakali oldugunu belirtir. Bu durum bir Kurtulu Saval filmiolan Vurun Kalipeye icin de gecerlidir.

Noflare

I. Berna Moran, Tiirk Rnmanina Elestirel Bir Baku, Yay., 2002, s. 156.

Vurun Kahpeye (I)

Yen.: Liitfi Akad / Sen.: Liitfi Akad, Selahattin KucOk / Ger. Yen.: Lazar Yazicioglu /Oyn.: Sezer Sezin, Tercel Karamahmut, Set-tar Keirnekge, Kemal Tannever, Ar§avirAlyanak / 1949, TiirkiyeVurun Kahpeye (H)

Yen. ve Sen.: Orhan A ksoy / Ger. Yen.: Kriton ilyad is / Oyn.: Hulya Kogyigit, AhmetMekin, Talat Gezbak, All Sen, Reha Yurdakul / 1964, TiirkiyeVurun Kahpeye (III)

Yen.: Halit Refit / Sen.: Berrin Giz, Naci celik Berksoy / Ger. Yen.: Ali Yaver / Oyn.:Hale Soygazi, Tanju Giirsu, Tu gay Toksez, Muharrem Curses, Kalman Usluer, AtifKaplan / 1973, Tiirkiye

Gin§Tiirkiye'de sinema salonu sayisirun 290'a gerileyerek ikinci Minya Savasi'm izleyen

yillardaki en dilsilk seviyesine indigi 1990 yilmdansonra, sinema isletmeciligi alanmdasevinetirici mi yoksa uzucu mu olduguna tam olarak karar verilemeyen bir gelismegOzleroli: Salon sayisi her gecen gun arhyor, buna karsilik koltuk sayisi azahyordu (1).

Bu garip bir gelismeydi, ciinkii salon ye koltuk sayisi arasinda dogru orantili.biriliskiyi varsaymak gerekirdi kuskusuz: bin artarken, digeri azahyor olamazdi. Ancakrakamlar bOyle gOsteriyordu; duruma aciklama getirme cabalan-lcla ise bir sonucavanlamadi ve hic olmazsa salon sayisinin artmasmin iyiye isaret oldugu sOylendi (2).

Bu yazida, bir takim verilere dayanarak, salonlar artarken koltuklann nasilazaldigi sorusuna yarut aranacak ve bu garip giiriinen denklemin sektOrdeki degisim yeyeniden-yapilanma ile iliskisi kurulmaya

Ilk GOsterim iliskilerinin tesis edilmis ve yeniden yapilanma projesinin basanyaulasmis oldugunun bir gOstergesi olmasi bakimindan (daha ziyade 1990'11 yillara aitbir gorungu olup Cinepleks ye Moviepleks adlan ile Ozdeslesmis) Cok Salonlu Sinemaisletmeleri (cSI), calismamizda ayncalrkli bir ilgiye mazhar olacak ve siniflandirmagirisimlerinin temel kriterlerinden birisi olarak karsimiza cikacaktir (3).

Sinema isletmelerinin durumu ortaya konulmaya cahsthrken cok basit islemlereve kategorilere basvurduk. Once turn illerdeki koltuk ve salon sayilanni belirledik (4).Bunun yaninda ilk Glisterim sinemalan, Porno sinemalan, csi ye konvansiyonel (teksalonu olan) sinemalar gibi kategoriler gelistirdik. Bu aynmlan yaptiktan sonra, salonlanbu farkh kategorilere göre simflandirmaya basladik ye hangi it ya da bOlgelerde hangikategorilerin yogunlastigmi ortaya koyduk.

COzUmlememiz agisindan iinem tasiyan diger bir kategorilendirme calismasiise salonlann koltuk kapasiteleri ile ilgili. Salonlan, koltuk kapasitelerine Ore(300 ve daha az koltuklu), Orta Boy Salon (301-599 koltuk arasi) ye Bilyilk (600 ye iizerikoltuklu) olarak ayirdik. Bu ayrim, sektOrdeki gelismeleri anlamlandirmak acisindanoldukca yararli oldu.

Toplanan veriler isiginda bu farkli kategoriler arasmda basit korelasyonlarkurmayi denedik. Aynca 1995 sonu ve 1997 ortasina ait verileri karsilashrarak zamanicindeki degisim agismdan da bir degerlendirmeye gittik.

Bu basit ayristarnalar ye hesaplamalar sonucunda, salonlar artarken koltuklannnasal azaldigi konusunda bir takurt kestirimlerde bulunmamiz mumkun oldu.

Verilerin degerlendirilmesinde ve yorumlanmasinda ekonomi-politigin kavramsalve kuramsal araclanna sadik kalmaya

1995 -1997 Yillan Arasinda Sinema1995 yilmin verileri degerlendirildiginde dikkat ceken ilk nokta, salon ye

koltuklann it ve bOlgelere gore dagihrnlarinin dengesizligi. Istanbul, Ankara ye Izmirillerinde bulunan salonlann sayisi, toplam salon ,sayismin %50'sini olusturmaktadir.

Page 42: Türk Sinemasi Notları - 2

46 I flIm2003/03

Istanbul tek basma alindiginda bile bu oran hala %35'tir. Buna karsilik 20'den fazla ildehic sinema bulunmamaktadir.

Dikkat ceken ikinci nokta, porno sinemalanrun toplam salon ve koltuk sayisiicerisindeki paylarinin yOksekligi. Salonlann %41'i, koltuklann ise %52'si pornosinemalanna ait. 19 ilde, porno sinemasindan baska sinema bulunmamaktadir. Bununbir anlami da Turkiye'deki gösterim altyapisinm sadece yansinin Ilk GOsterim zincirinedahil oldugudur.

Sinemalan isletme tiplerine gore ayirdigimizda da bOlgesel farkliliklarlakarsilasiyoruz. CSI tipi sinemalara sadece yedi ilde rastlaniyor: Istanbul, Ankara, Izmir,Bursa, Balikesir, Kocaeli ye Eskisehir. TUrkiye'deki sinema salonlannin cogunlugu buillerde bulunuyor. 364 salondan yani mevcut salonlarin yaklasik olarak %60'i buillerdedir. Koltuk sayilari agisindan bakildigmdaysa bu oran %53'e dilsilyor. Salon yekoltuk sayisi arasmda goriilen bu farkblik, CSI sayisinin fazIaligindan ileri geliyor. csitipi sinemalar genellikle isletmedeki bilyOk salonlarin kiiciik salonlara biiliinmesiylekurulduklanndan, koltuk tayisini degistirmemekle birlikte salon sayisinin artmasinaneden oluyor (5). Bu illerde, CSi tipi sinemalarin varligma bagh olarak, koltuk kapasitesidilsiik salonlariri sayisi da ister istemez fazladir.

Yukarida anilan yedi ile karsilik CSI tipi sinemalarin bulunmadigi illerin sayisi51'dir. Bu illerde toplam salon sayisinin sadece %41'inin bulunmasma karsilik, toplamkoltuk sayisi icindeki oranlan %47'ye cikmaktadir. Koltuk oraninin salon oranina gorefazla olmasinin temel nedeni, koltuk kapasitesi yilksek olan buyuk salonlarin sayisalfazlaligi. Bu illerde porno Anemalannin sayisal ustunlugu da dikkat ;ekiyor. csi tipisinemalarin bulundugu illerde porno sinemalarinin oran %27 iken, bu tip sinemalarinolmadigi 51 ilde sinemalarin %65'i porno film gOstermektedir.

Bu tablo, porno sinemalan ile buyuk salonlar ve csi tipi sinemalar ile kiichksalonlar arasinda bir baglantinin varligini akla getirmektedir. Yukarida saydigimiz yediilde, CSI tipi sinemalar salonlarin % 50'sini ellerinde bulundururken, koltuklarm sadece%32'sine sahiptir. Buna karsilik ayni illerdeki porno sinemalannin salonlardaki payi%27, koltuklardaki payi is %40'tir. Baglanti baska bir hesapla da dogrulanmaktadir.csi tipi sinemalardaki salonlarin %67'si kucuk kapasitelidir, bOyiik salonlarin orani ise%10. Buna karsilik porno sinemalannda kucuk salonlarin oram %14 iken, %86 gibi ezicibir cogunlugu orta bilyilkliikteki ya da bilyilk salonlardan olusmaktadir (6). TOrkiyegeneline baktigimizdaysa, toplam 112 adet buyuk salonun %57'sinin porno sinemasicatisi altinda bulundugu anlasiliyor. Buna karsilik 122 adet ktictik salonun %69'i csitipisinemalarin catasi altinda yer almaktadir.

1997'ye gelindiginde Tiirkiye'deki toplam sinema salonu sayisi 364'den 402'yebuna karsilik 147.000 olan koltuk sayisi 138.000'e diismOs. Tarkiye geneli

olarak baktigimizda muamma gibi gOriinen bu gelismeyi iller ya da yerlesik tecimselili§ki aglan cercevesinde ele aldigimizda manzara berraklik kazanmaktadir. Bu cercevedesalon sayismdaki artista en Onemli rolti CSI tipi sinernalann oynadigi goriiliiyor. CSItipi sinemalarin bulundugu illerde salon sayisi 214'den 255 crkrnis, fakat koltuk sayisiyaklasik olarak ayni kalmistir. Salonlann artisindaki temel etken, zaten cok sayidasalonu bulunan sinema isletmelerinin bunlara yenilerini eklemeleridir. Buna karsilik CSItipi sinemalarin bulunmacbgi illerde sinema sayisi 151'den 101'e gerilen istir. Bu durum,koltuk sayisinda da Onemli bir clUsilse neden olmustur, ctinkti kapanan salonlarincogunlugu, buyuk salonlu porno film gOsteren sinemalardir.

III. Sonuc ye Degerlendirme1995-1997 yillari arasinda ne oldu da salon sayisi anti, koltuk sayisi azaldi?

Yukarida sunulan veriler cercevesinde bu soruya sOyle bir aciklama getirmek

film nom I 47

gOrtinilyor:

Yeniden yapilanma sOrecinde, ilk GOsterim zincirine dahil olacak giice yada istege sahip isletmeler luzla gerekli teknolojik ve yapisal degisimleri gecirdiler yeellerindeki biiyiik salonlan cok sayida kiiciik salona bOldiiler. Belli bash illerde gOrtilenbOlanme olgusu, (baska illere) genigemekten ziyade (ortaya cikttgr illerde) yogunlatt.Toplam salon sayisim aittiran temel etken bu yOndeki gelismeler olmustur.

Yeni egilimi su ya da bu nedenle yakalayamayan isletmeler ise -bir zamanlargereksinimlerini karsilamak iizere insa edildikleri ."Altin Cag" Yesilcam'i hala varmisgibi-. BOlge isletmeleri dOneminden kalma gOriiniimlenyle kaldilar: Yer yer 2000 koltugubulan devasa salonlanyla. Kapanma tehlikesi karsisinda bilinen en gecerli savunmayOntemi olan porno filmlere yOnelmek disinda pek hareket gOrmeyen bu salonlarinOnemli bir boliimii gene de kapanmistir. cok miktarda koltugun da yok olmasianlarnilla gelen bu biiyak salonlarin kapanmasi, koltuk sayisinin azalmasi arkasindatemel etkendir.

Bu cercevede, salonlar artarken koltuk sayilarinin azalmasi, pazann geneldekticiilmeye devam etmesinin, ama kalan bolumunun de hizla yeni dOnemin clagitimiktidannin egemenlik alanina girmesinin bir yansimast olarak karsimiza cikmaktadir.

Sinema sektOriine iliskin istatistiklerin Tarkiye Geneli gibi kategoriler cercevesindeele alinmasl, bu yaziya temel olusturan sorunun yamtlanmasim gticlestirmekte kuskusuz.Genel diishnmek, salonlarin genelde arttigt ye koltuklann genelde azal ilgi gibi celiskili bircliisiinceyi de beraberinde getiriyor. Ote yandan bu genelleyici bakis acisi, ele alinansorunun, birbirleriyle rekabet halindeki iiretim tarzlannin eklemlertme bicimleriyle deilgili oldugunun algt lanmasim zorlastinyor. •

Bilmecemsi sorumuz, ciddi boyutlan olan bir yaniti da beraberinde getirmi§oldu: Yanitimiz belli iktidar Onintillerine ye bunlar aracinglyla yayginlik kazanan

-ya da tersi- isaret etmektedir. SOzkonusu siirec, pazardaki giiclerdenbirinin digerleri iizerinde egemenlik kurmasi olarak da anlasilmalidir. Thrkiye'desinema pazarinin BOlge 41ettnelerinin eski niifuz alannu oluguran bokimu tasfiye olurken-yani koltuklar azahrken-, bilyiiyen Bey -yani artan salonlar- aslinda buyuk dagitimsirketlerinin artnnlar iizerindeki niifuzudur.Knynakca:Yavuz S. (1996) "Salonlar Artarkeir Kultuk Sayilan Azahyor", Antrakt, Says 53: 5.29-32Yavuz S. (1997) "Sinema Salottlan", Ha ftalik Antrakt Sinema Gazetesi, Says 23: s.8-9.

Sinema isletmeciligi alanmda yasanan bu gelismenin ne zamana kadar devam ettigini, gunumuzde de sliz konusu olupolmadsgsm ne yazdk ki bilemiyonsz.

Bkz. Yavuz, 1997.csitipi sinemalarin baglamma oturtulmast, bu yaziclaki sorunun ele alsnmasmda merkezi bir Cinema sahip, Sunku bu

isletme tipi tarn anlamsyla cagin tecimsel sinemassrun Onceliklerini ye stratejisini ale vermektzdir. ilk GOsterim zincirinedahil olan sinema isletmelerinin Ozellikle 1990'llyillann bassndan itibaren yeni pazar ye rekabet kosullanna uyumlanmakitzere bir dizi degisiklige gittikleri bilinmektedir. Bu isletmeler bir yandan salonlanni teknik acidan modernlestirirken,diger yandan da daha esnek film gristerim programlannm olusturulmasim olanakh kslan salon bilesimlerini insaetrneye giristiler. Tiir filmlerinin belli bash &set kodlama ye Oykilleme bicimleriyle sekillenen begenileri ve sayslanruncokluguyla bilyiik sinema salonlannin gerekcesi olan eski zamanlann buyuk izleyici kitleleri 1970'lerden itibaren yitmeyebaslachkca; kuciilen pastantn icabsnda en ufak kinntisms bile toplamayt olanakh Wan koltuk kapasitesi daha kucuksatonlann verimli kullanmum One cskaran bir isletme stratejisine gecis kactrulmaz oldu.

Tilm hesaplamalanmszda Sab r Yavuz'un sundugu verileri kullandik (bkz: Yavuz, 1996 N e 1997). Hesap hatalan yebunlann uzantssinda ortaya Akan gecerlilik, giivenirlik ye tutarlslik sorunlari elbette bizden kaynaklaniyor.

Bu tipteki salonlardan kacmin beliinme sonucu ortaya Ssktsgs, kac isletmenin ise dogrudan CS' olarak hayata basladtgsise ayn (ne yazik ki atlarligimsz) bir incelemeyi gerektiriyor. Sinema islet-rneleri alanmdaki clOnemsel hareketleri dahaiyi ortaya koyabilmek ye Ornegin alana yahnlan parantn tam olarak neye yahrildrgons anlamak actsindan faydals bilgilersunabilirdi bu tiir bir inceleme.

Salonlann buyuklukleri ye isletme tiplerine Ore dagthmlan (1995 ysls sonu itibartyla).Isletme Tipi Kilciik Salon Orta byk. Salon BOyiik Salon

(1-300 koltuk) (301-599 koltuk) (600+ koltuk)csi 72 24 11Porno 21 67 64

Page 43: Türk Sinemasi Notları - 2

film2003/03 film2003/03

Mutlu ParkanGodard'i Anla twor

Seray Genc-Yusuf Giiven

Fransiz Yeni Dalga "akimi" icinden cikanJean-Luc Godard, tartismasiz sinema tarihininUzerinde en cok konusulan yenetmenlerindenbiridir. Yeni Dalga'run bir akim olarakdegerlendirilmesini cok sag,111:11 bulmuyorum.Ortak cizgi var ama birbirine taban tabanazit yonetmenlerin bir araya gelmesindenolusuyor. Alman Ekspresyonizmi bir akimdirye yOnetmenlerin diinya goriisleri acisindantartisilmayacak kadar belirgindir. EkspresyonistAlman sinemasi bbyle bir akimdir. Italyan Yeni Gercekciligini de bir akirn olarakdegerlendirebiliriz. Fransiz Yeni Dalga'si ise asgari mUstereklerle bir araya gelmissinemacilann film yapma miicadelesidir. En Onemli iki yOnetmeni ele alirsak; Truffautye Godard cok yakin arkadas olmalarina ragmen dunya gOnisleri farklidir. Truffautgeleneksel sinemayl reformize etti, yenilestirdi ve geleneksel sinemaya bir rub katti;onun sanatsal icerigini zenginlestirdi ama geleneksel (konvansiyonel) sinemanin icindekaldi. Godard'sa geleneksel sinemanin karsisma yeni bir sinemayl koydu ye bir kopmayigerceklestirdi. Bu Godard'i farklilastiran birinci neden. Godard'in sinemasi gelenekselsinemanin cizgisinclen yapisal olarak koptu. Godard Brecht'i biliyordu ve bu kopusuonun estetik kurami Uzerinden yapti. Brecht'i bire bir uygulacligi clOnemler de varayrildigi clOnemler de var. Godard'in deneyselci yanindan kaynaklaniyor bu durum.Dolayisiyla aym akimm icinde iki farkli akimdan stiz ediyoruz clemektir.

tkincisi Godard'in, Dziga Vertov grubu icerisincle en onemli filmi Her

Yolunda'dir (Toes va Bien, 1972) ye Her ,5ey Yolunda, Brecht estetiginin miikemmel biruygulamasidir. Godard'in sinernada yaptigtrun kuramini Brecht 19501ercle olusturuyonEgemen s,nifin ideolojisi dogrultusunda yapilan Osten sanatlannin alternatifi olansinifli toplumlann ortadan kalkmasi icin miicadele edecek olan yeni bir s,nifin -isci

ortaya koyuyor. Godard', bu cerceyede degerlenclirebiliriz.

Geleneksel sinemadaki oykii yay seklinde gelisin Bu Aristoteles'tentragedya geleneginden gelen meshur yaydir. Biitiin egitim kurumlarinda tartismasizkabul edilmistir bu yay. Godard, Serseri Afikfar'da yayi ortadan kaldinr. Zigzaglar cizeninisli cikish bir yap, vardir. Yapisal bir degisiklik gerceldestirir. bykiA gins gelismedoruk ve cOztilmeye bagh degildir. Gerilime clayal, bir yapis, yoktur. Seyirciye bir filmseyret-tigi hissettirilir. Godard'in beyanlanna bakilirsa bunu cok da bilincli yapmiyor.Biraz da beceriksizliginden, acemiliginden daha Once uzun metrajli film yapmamasindankaynaklaniyor: Fakat zaman icinde yapmak istediginin bu oldugunun da farkma vanyor.Bu farkindalikla adim adim geleneksel sinemayl kirmaya dogru gidiyor.

Alphaville'de (1965) epizotlar halinde geli,gim belirginlesmeye baslar. Cinli Kiz (LaChi niose, 1967), Clip' Pierrot'da (Pierrot le Fort, 1965) da aym bicimde devam eder. Godardtarzi, Brecht estetiginin karsiligichr sinemada-. Serseri baslar bu, Dziga VertovciOnemine kadar gittikce tirmanir, sistematize olur, her gecen filmde daha da gelisir,

49

seyirciyi siirekli dusunmeye yOnlendirir. 10 yildan fazla yaklasik 20 filmi kapsayan birsUrectir bu.

Cbdard'in filmlerinin bazilarinda yapimc, filmin dagitimint bildigimiz bicimdeyaptyor. Bazilannda ise yapimci sendika ya da sendika konfederasyondur. Daginmmekanizmas, da ona gore olusturuluyor ve sendika salonlanni, tiniversite salonlanrukullaruyorlar. Ornegin British Sounds filminde yapimct Ingiliz televizyonudur. Godard'aparayi veriyorlar, Godard da filmi yapiyor. Fakat o kadar agir bir kapitalizm yeAnglosakson dilnyasi elestirisi var ki -kapitalizm esittir Anglosakson dilnyast- yapimtfinanse etmis olan BBC ne kendi televizyonunda ne de baska bir salonda filmi gosteriyor.Dogrusu Godard ancak kendisibazi kiiciiksalonlarda, sendika salonlarmda gOsterebiliyorfilmi. Godard isin bu yaninda da cok beceriklidir. Bakti ki geleneksel yapim kosullanylabir filmi gerceklestirmesi olanaksiz; alternatif yollar buluyor; kiiciik bir biltceyle filminiyapiyor. Brecht'in dar ye derinlemesine calismak ilkesinden hareket ediyor. Dar birseyirci icin derinlemesine calismayi bilincli bicimde seciyor. Amerikan aksiyonfilmlerini avam seyrediyor. Onlarm bu filmleri izledigi sinemalarda Godard'in birfilminin oynamasmin o seyirciye bir katkisi olup olmayacagi belli degildir. Belli tilrsinemaya sartlandinlims seyirci bekledigini gOrmedigi anda filmi birakip cikacaktir.Dolayisiyla Godard sendikalar, Ogrenci Orgiltleri yoluyla yaptigi gosterimlerde kendiifadesiyle burjuva entelektdellerine ye sosyalist entelektidellere hitap etmeyi seciyor.

toplumda onciilugii yapanlar entelektiiellerdir. DUstinceler balk kitlelerine dahasonraki dalgalarda mal olacaktir. Burjuva entelektdellerinin secilmesinin nedeni de cogudururnda Marx, Engels, Lenin Orneginde oldugu gibi sosyalist entelektiiellerin onlarinarasindan cikmasidir. Godard'in bu seciminden dolayi dagihm mekanizmalan da digersinemacilara gore farklilik gOstermistir.

Godard deyince clOneminde dogru degerlendirilmeyen Sartre-Marx iliskisinede deginmek gerekiyor. Gerek Marksistler gerekse Sartre'tn kendisi onceleri meseleyicok ayn olgularmis gibi getirdiler. Neden karsitlik kuruluyor sorusunu hep kendimesormustum. 16-18 yaslanndaydim ve marksizmle varolusculuk arasmdaki thismancatavir bana rahatsizhk veriyordu, dogru bulmuyordum. Sonra Sartre cok Onemlibir aciklama yapti ye insanligin yol almasinda marksizm tek dogru yoldur dedi:"Benim kurucularindan oldugum varolusculuk ise insanligin online engel koyan birclidstince sistematigi degildir; bireysel bir diisiincedir. Marksizmin bir parcast olarakclegerlendirilrnesi bence dogru olmahydi. Bunun yapilmamas, beni sasirtti ama benoyle giiniyorum ki varolusculuk marksizmin icinde bireyi aciklayan bir parca olarakvarhgnv sUrddrebilecektir" demisti. Godard bu cerceve icinde ikisinin alisverisiniPierrorda disa vurmustur. Pierrot ismi bile alegoriktir. Pierrot aristokratlan soyan yeganimetleri koyli.ilere, yoksullara dagitan bir haydudun adidir. Ingiltere Robin Hood'uncok reklamini yapmistir ama Pierrot'da Fransa'da ortacagda yasayan gercek bir tarihikisiliktir. Godard ozellikle Pierrot admi seciyor. Pierrot son derece zengin, burjuvabir ailedendir. Film biiyilk bir apartman dairesindeki partiyle baslar. Pierrot evi terkeder, kendine bir kiz bulur ye onunla birlikte giineye dogru yola vicar. Kizin bir takimma fyatik iliskiler icinde oldugu, soygun, cinayet gibi islerle baglantisi oldugu ortaya

Fakat Pierrot bundan hic etkilenmez, burjuva hayatindan kacismi varoluscu biryasam adina siirdiirur. Kizla romantik bir ask yasar. Sonunda issiz biz adaya gelirler,kiz ortadan kaybolur. Pierrot, bir yerlerden dinamit bulur, dinamitleri viicuduna sarar,

maviye boyar ye fitili atesler. Fakat o anda vazgecer fitili yakalamaya calistr.Bu final Godard'in varolusculaktan uzaklasarak Marksist bir sinemaya dogru baslangicnoktasi olarak

Dziga Vertov clOneminde sinemayl politik gOrilsleri dogrultusundabir arac olarak kullanmistir. Fakat tabii ki Godard sinemayla devrim yapilacagmi

48