7.SINIFMaddenin Yapısı
veÖzellikleri
ÜNİTE BÖLÜMLERİ
1. MADDENİN TANECİKLİ YAPISI 2. SAF MADDELER 3. KARIŞIMLAR 4. EVSEL ATIKLAR VE GERİ DÖNÜŞÜM-
KİMYA ENDÜSTRİSİ
1. MADDENİN TANECİKLİ YAPISI
1.1 Atomun Yapısı 1.2 Atom İle İlgili Gelişmeler
1.3 İyonları Tanıyalım 1.4 Moleküller
1.1 ATOMUN YAPISI Çevremizde sayısız madde görürüz. Maddelerin
taneciklerden oluştuğunu biliyoruz. Peki maddeyi oluşturan tanecikler nasıl bir yapıya sahiptir? Maddelere baktığımızda bütünsel bir yapıda görürüz. Bütünsel yapıda görünen bu maddeler aslında taneciklerden oluşur. Örneğin cam bardağı düşünelim. Bu bardak kırıldığında küçük cam parçalarına ayrılır. Bu küçük cam parçaları tekrar kırılırsa yine cam parçası elde edilir. Bu olayı birçok kez tekrarladığımızda elde ettiğimiz en küçük parça yine cam özelliği taşır. Bu örnekten yola çıkarak maddeyi oluşturan yapı taşlarına atom denir.
Aynı şekilde demir maddesi demir atomlarından bakır maddesi bakır
atomlarında altın maddesi ise altın atomlarından oluşur. Atomlar gözle görülemeyecek kadar küçüktür. Atomları ışık mikroskobu gibi büyütme özelliği olan araçlarla görmek mümkün değildir. Atomların renk, koku sertlik gibi fiziksel özellikleri bulunmaz. Bazı görsellerde atomların renkleri farklı gösterilir. Bunun nedeni ise şudur farklı maddelere ait olan atomların farklı olduğunu ifade etmek için yapılır.
Atomlar küresel yapıdadır ve kendinden daha küçük parçacıklardan oluşmaktadırlar. Atomu oluşturan temel parçacıklar proton, nötron ve elektrondur. Proton ve nötron atomun çekirdeğinde, elektron ise çekirdeğin etrafında hareket etmektedir. Elektronlar çok geniş bir alanda bulunmaktadırlar. Bir atomu futbol sahası kadar büyüttüğümüzde çekirdek başlama noktasında bulunan bir böcek kadar olsa, elektronların bulundukları hacim futbol sahası kadardır.
Proton: Çekirdekte bulunur. Yükü + dır. Nötron: Kütlesi protonun kütlesine eşittir. Çekirdekte
bulunur. Yüksüzdür(Nötr). Elektron: Kütlesi protonun 1/2000 kadardır. Çekirdek
etrafında çok hızlı hareket eder. Yükü (-) dir.
Aynı cins her atomun nötron ve elektron sayıları farklı olabilir. Elektronlar alınıp verilebilir, nötron sayıları da değişebilmektedir. Bir atomun kimliğini protonlar belirler. Aynı cins atomların proton sayıları da aynıdır. Atomun çekirdeğinde bulunan proton ve nötronun kütlesi hemen hemen birbirine eşittir. Elektronun kütlesi ise proton ve nötronun kütlesinden çok daha küçüktür. Protonun veya nötronun kütlesi, elektronun kütlesinin yaklaşık olarak 2000 katı kadardır. Bu durumda atomun kütlesinin yaklaşık olarak proton ve nötron kütleleri toplamı olduğunu söyleyebiliriz.
Elektronlar çekirdek çevresinde belirli bir konumda durmaz. Elektronlar hem kendi etrafında hem de çekirdeğin etrafında döner. Proton ve nötron ise elektronun hareketi ile kıyaslandığında hareketsiz sayılabilecek kadar yavaştır.
1.2 ATOM İLE İLGİLİ GELİŞMELER
Democritus (Demokritus) Yunanlı bir filozoftur. Maddenin
taneciklerden oluştuğu fikrini ortaya attı. Bu taneciklere atomos adını verdi. Bu görüşü bilimsel olarak değil varsayım olarak söylemiştir. Democritus’a göre bütün maddelerin atomları aynıdır, atom görülemez ve bölünemez demiştir.
John Dalton Atom hakkında ilk bilimsel açıklamayı yaptı.
Dalton’a göre maddenin en küçük yapı birimi atomdur. Atomların içleri dolu berk kürelerden oluşmaktadırlar. Bütün maddelerin farklı cins atomlardan oluştuğunu da söylemiştir.
J.J. Thomson Atomu üzümlü keke benzettiği modelle
açıkladı. Atomun dış katmanı pozitif (+) içinde ise negatif (-) yükler bulunmaktadır. Negatif yüklerin hareket etmediğini söylemiştir. Atomun parçalanabileceğini belirtmiştir.
Rutherford Pozitif yüklere proton
adını vermiştir. Protonun bulunduğu yeri çekirdek demiştir. Çekirdek etrafında elektronların hareket halinde olduğunu keşfetti. Yaptığı model güneş sistemine benzetmiştir.
1.3 İYONLARI TANIYALIM
Modelleri verilen atomların proton, nötron ve elektron sayıları arasında hangi farklılıklar vardır?
Bir atom dışarıdan herhangi bir etkiye maruz kalmadıysa bulundurduğu proton sayısı, elektron sayısına eşittir. Yani atomdaki pozitif(+ ) yük sayısı, negatif (-) yük sayısına eşittir. Proton ve elektron sayıları eşit olan atomlara nötr atomlar ( nötral atomlar ) denir.
1. modelde 8 proton, 8 nötron, 8 tane de elektron bulunur ve bu atomda pozitif (+) ve negatif(-) yük sayıları eşittir. Bu nedenle nötr bir atomdur ve nötr atomun yükü sıfırdır.
2. modeldeki atomun yapısında 8 proton, 8 nötron ve 10 elektron bulunur. Bu model 8tane pozitif (+) yük, 10 tane negatif(-) yük içermektedir. Pozitif (+) ve negatif (-) yük sayıları birbirine eşit olmadığı için bu atom nötr bir atom değildir.
Bu şekilde yüklü olan atomlara veya atom gruplarına iyon denir. Pozitif iyonlar katyon, negatif iyonlar anyon olarak adlandırılır. Atomlar, elektron aldıklarında elektron sayıları proton sayılarından fazla olacağı için negatif yüklü iyon yani anyon olur. Elektron verdiklerinde ise proton sayıları elektron sayılarında fazla olacağından atom pozitif yüklü iyon yani katyon olur.
1.4 MOLEKÜLLER
Bu tanecik modelleri arasında hangi benzerlik veya farklılıklar var? Demir maddesi demir atomlarından oksijen ise oksijen atomlarından
oluşmuştur. Demir, bakır gibi bazı maddelerin atomları birbirinden bağımsız, oksijen ve hidrojen gibi bazı maddelerin atomları ise gruplar halinde bulunur. Tanecikleri birbirinden bağımsız yapıdaki atomlar atomik yapılı, tanecikleri gruplar halinde bulunan atomlar ise moleküler yapılıdır.
Aynı cins ya da farklı cins iki ya da daha fazla atomun birbirine bağlanması sonucu oluşan atom gruplarına (yapıya) molekül denir.
Aşağıda görsellerde olduğu gibi hidrojen molekülleri aynı atomlardan, su ve şeker molekülü farklı atomlardan oluşmuştur.
Atomların çoğu doğada tek başlarına bulunmazlar. Aynı cins ya da farklı cins atomlar bir araya gelerek molekülleri oluştururlar ve doğada molekül halinde bulunurlar. Molekülleri oluşturan atomların kendisine özgü yapıları ve dizilişleri vardır. Maddeyi oluşturan moleküllerin arasındaki boşluk miktarı, maddenin haline göre değişir.
Moleküller, atom sayısına göre basit ve karmaşık yapılı moleküller, atom çeşidine göre aynı cins ve farklı cins atomların molekülleri olarak gruplandırılırlar.
Moleküller iki ya da daha fazla atomdan oluşurlar. Az sayıda atomdan oluşan moleküllere basit yapılı moleküller, çok sayıda atomdan oluşan moleküllere karmaşık yapılı moleküller denir.
2. SAF MADDELER
2.1 Saf Maddeleri Tanıyalım 2.2 Elementlerin Sembolleri
2.3 Bileşikler, İyonlar
2.1 SAF MADDELERİ TANIYALIM
Emre ve Büşra kendi aralarında bir oyun oynamaya karar verir. Oynamaya karar verdikleri oyun ise ellerinde bulunan oyun hamurları ile hayali madde oluşturup o maddeyi modellemektir. Emre ve Büşra farklı modeller yaparak oyunun sonunda modellerini karşılaştırırlar. Oyunun sonunda Büşra’nın modeli aynı tür moleküllerden oluşmakta iken Emre’nin modeli ise farklı moleküllerden oluşmaktadır.
Emre bunun üzerine şu soruyu sorar “ Yaptığım hayali modeldeki gibi farklı yapı birimleri içeren maddeler var mıdır? Yoksa bütün maddeler Büşra’nın modelindeki gibi tek tip yapı birimlerinden mi oluşur?”
Aynı cins atom veya moleküllerden oluşan
maddelere saf madde denir. Büşra modelinde kırmızı ve mavi oyun hamurlarını kullanarak bir molekül modeli oluşturdu. Toplamda 4 tane molekül modeli yaptı ve hepsi birbirinin aynısı olduğu için Büşra’nın modeli saf bir madde diyebiliriz. Emre ise farklı oyun hamurları kullanarak farklı büyüklükte ve şekilde moleküller oluşturdu. Emre’nin modelinin yapı modelini belirleyemeyiz. Emre’nin modeline saf madde diyemeyiz.
Elementler ve bileşikler saf maddelerdir. O halde
saf maddeleri aşağıdaki şemada olduğu gibi sınıflandırabiliriz.
2.2 ELEMENTLERİN SEMBOLLERİ
1650 yıllarında Robert Boyle (Rabırt Boyl) elementi tanımlamıştır.
Kendinden daha basit maddeye dönüşmeyen ve aynı türdeki taneciklerden oluşan saf madde olarak tanımlamıştır.
Element, aynı tür atomlardan oluşan saf maddelerdir. Bakır elementinin içerisinde sadece bakır atomları bulunmaktadır.
Elementin Özellikleri Saf maddelerdir İçerisinde tek cins atom bulunur. Fiziksel ve kimyasal yollarla başka maddelere ayrılamaz. Sembollerle gösterilir. Belirli bir erime, kaynama, yoğunluk değerleri vardır. Farklı elementlerin atomları da farklıdır. Homojendir.
Günümüzde yaklaşık 115 elementin var olduğu bilinmektedir. Yaklaşık 90 kadar element yeryüzünde doğal halde bulunmaktadır. Geri kalanı laboratuvarda elde edilmiştir. Doğada bilinen yaklaşık 90 element olmasına karşın bu elementlerin birleşmesiyle birçok madde elde edilmiştir. Çevremizdeki maddelerin hepsi elementlerle sınırlı kalsaydı sadece 90 çeşit madde olması gerekirdi. Oysa çevremizde milyonlarca farklı madde bulunmaktadır.
Her dilde element isimleri farklı isimlendirilmektedir. Element sembolleri ise bütün dünya da aynıdır. Bu sayede bilimsel iletişim kolaylaşır, bileşiklerin formülleri yazılırken kolaylık sağlar. Element sembolleri ise Latince element adlarının ilk harfi, ilk harf kullanılmış ise ilk iki harfi şeklinde kullanılır.
Türkçe’de Hidrojen elementi Latince de Hydro-genes’dir. Ancak bütün dillerde Hidrojen elementinin sembolü “H” dir.
Elementler periyodik çizelge adı verilen bir çizelgede gösterilir. Aşağıdaki çizelgede periyodik çizelgedeki ilk 18 element ve bazı yaygın olarak kullanılan elementler belirtilmiştir.
Yukarıdaki çizelgede elementlerin 1, 2, 3 …… 18 şeklinde
numaralandırıldığını görebiliriz. Günlük yaşamımızda da yaygın olarak demir (Fe), bakır (Cu), altın (Au), gümüş (Ag), çinko (Zn), kalay (Sn), kurşun (Pb), cıva (Hg), krom (Cr) ve iyot (I) gibi elementleri kullanırız.
2.3 BİLEŞİKLER, İYONLAR Farklı tür atomlar içeren saf maddelere bileşik denir. Bileşiklerin
oluşması için en az iki elemente ihtiyaç vardır. Bileşikleri oluşturan elementler arasında belli bir oran vardır.
Amonyak (NH3), karbondioksit (CO2) , kükürtdioksit (SO2), hidrojenklorür (HCl) bileşiklere örnek olarak verilebilir.
BİLEŞİKLERİN ÖZELLİKLERİ Saf maddedir. Homojendir. Formüllerle gösterilir. Belirli bir erime ve kaynama noktası vardır. Elementlerin belirli oranlarda birleşmesi ile oluşur. Kimyasal yollarla elementlere ayrılabilir. Kendini oluşturan elementlerin özelliklerini göstermezler. Yeni fiziksel ve kimyasal özelliklere sahip olur. En küçük yapı birimleri moleküllerdir. Kimyasal tepkime (değişme) sonucu oluşur. Öz kütleleri (Yoğunlukları) sabittir. En az iki farklı elementten oluşurlar. Bileşik oluşurken yeni kimyasal bağlar oluşur. Bileşikler iyonik yapıda ve ya molekül yapıda olabilir.
Bazı iyon formülleri ve isimleri aşağıdaki tabloda verilmiştir.
3. KARIŞIMLAR
3.1 Karışımlar 3.2 Karışımların Ayrıştırılması
3.1 KARIŞIMLAR Büşra annesine akşam yemeği için yardım etmek
ister. Annesi Büşra’dan ayran yapmasını ister. Büşra annesinin isteği üzerine boş bir tabak içerisine bir miktar yoğurt ve tuzu koyup karıştırır. Daha sonra üzerine su ekleyerek karıştırmaya devam eder. Büşra ayranı yaparken istediği kadar su, yoğurt ve tuz kullanmıştır.
Sizce Büşra’nın hazırladığı ayranın görünümü bu karışımı oluşturan maddenin başlangıçtaki görünümü ile karşılaştırdığımızda arasındaki farklılık nedir? Siz de günlük hayatta farklı maddeleri karıştırarak hazırladığınız karışımlara örnekler verir misiniz?
Birden çok element veya bileşiğin kimyasal özelliklerini kaybetmeden bir araya getirilmesiyle oluşan madde topluluğuna karışım denir.
Karışımlar elementler ve bileşikler gibi saf madde değildir. Karışımların belirli bir kimyasal formülü yoktur.
KARIŞIMLARIN ÖZELLİKLERİ
1)Karışımı oluşturan maddeler kendi özelliklerini kaybetmezler. Tuzlu suda su ve tuz tadı algılanır.
2)Karışımı oluşturan maddelerin miktarları arasında belirli bir oran yoktur. İstenildiği oranda karıştırılabilirler. Az şekerli veya çok şekerli çay olur.
3)Karışımların erime ve kaynama noktaları sabit değildir.
4)Karışımların belirli bir kimyasal formülleri yoktur.
5)Karışımlar fiziksel yollarla oluşur ve bileşenlerine fiziksel yollarla ayrılırlar.
Karışımlar, görünümlerine göre homojen karışımlar ve heterojen karışımlar olmak üzere iki çeşittir.a) Homojen Karışım
Özelliği her yerinde aynı olan, dışarıya karşı tek bir maddeymiş gibi görünen ve karışımı oluşturan maddelerin ayrı ayrı görülemediği karışımlara homojen karışımlar denir.
b) Heterojen Karışım Özelliği her yerinde aynı olmayan (farklı olan) ve karışımı oluşturan maddelerin
ayrı ayrı görülebildiği karışımlara heterojen karışımlar denir.
Kavanoz içindeki suya şeker atıp karıştırdığımızda şeker taneleri suyun her yanına dağılır. Şekerin su içerisinde görülmeyecek şekilde dağılmasına çözünme denir. Şekerin su içinde çözünmesiyle oluşan saydam sıvı çözeltidir. Çözeltilerdeki su çözücü, şeker ise çözünen maddedir. Çözünme olayında;
Çözücü ve çözünen maddeleri oluşturan tanecikler yani moleküller veya iyonlar çözünme olayı gerçekleşmeden önce birbirlerine çok yakındır.
Çözücü maddelerin tanecikleri ile çözünen maddelerin tanecikleri yani molekülleri veya iyonları etkileşir.
Çözücü ve çözünen maddenin tanecikleri yani molekülleri veya iyonları arasında elektron alış verişi veya ortaklaşması gerçekleşmediği için çözücü ve çözünen madde sadece fiziksel değişime uğrar, kimyasal değişime uğramaz ve maddelerin kimliklerinde değişme meydana gelmez.
Çözünme sonrasında, çözücü ve çözünen tanecikleri birbirlerinin etrafını sardığı için çözücü ve çözünen tanecikleri çözeltinin her tarafında eşit miktarda bulunur.
Çözücü madde tanecikleri, çözünen madde taneciklerinin etrafını sardığı için çözücü maddenin tanecikleri de birbirinden ayrılır.
ÇÖZÜNME HIZINA ETKİ EDEN FAKTÖRLER
Çözünenin çözünme hızının artması için, çözücü moleküllerinin (daha
fazla ve hızlı şekilde) birim zamanda daha fazla çözünen molekülünün veya iyonunun etrafını sarması gerekir.
a) Sıcaklık : Çözeltilerde, sıcaklığın arttırılması, katı ve sıvı haldeki maddelerin
çözünme hızını arttırır, gaz halindeki çözünen maddenin çözünme hızını azaltır.
b) Tanecik Boyutunu Küçültme : Çözeltilerde, çözünen maddenin tanecik boyutunun küçültülmesi, yani
maddenin ufalanıp toz haline getirilmesi katı haldeki maddelerin çözünme hızını arttırır.
c) Sallama, Karıştırma : Katı ve sıvıların çözünme hızını arttırır, gazlarınkini
azaltır.
d) Basınç Artışı : Katı ve sıvıların çözünme hızına etki etmez, gazların
çözünme hızını arttırır.
e) Çözücü Miktarı : Çözücü miktarı artarsa genelde çözünme hızı artar.
f) Çözünen Miktarı : Çözünen miktarı artarsa genelde çözünme hızı azalır.
3.2 KARIŞIMLARIN AYRIŞTIRILMASI
Emre ve Büşra sofra tuzu ve deniz tuzunun kıyaslanması ile ilgili
bir haber izler. Bu haberde deniz tuzunun daha sağlıklı ve doğal olduğunda bahsedilir. İki tuz arasındaki farkı tadı, kokusu ve geçirdiği işlem olarak belirtmektedir.
Bu haberden etkilenen emre ve Büşra deniz tuzunu elde etmek isterler. Büşra deniz suyunun su ve tuzdan oluşan bir karışım olduğunu ve karışımların fiziksel yöntemlerle kendi özelliklerini kaybetmeden ayrışabildiklerini söyler.
Sizce karışımlar kendisini oluşturan maddelere tekrar ayrılabilir mi?
Karışımların Ayrılma Yöntemleri1. Buharlaştırma Yöntemi Karışımlar ısıtılarak içerisindeki sıvılar buharlaştırılır. Karışım içindeki
katı madde çökerek ayrışmış olur. Tuz gölünde suyun buharlaşması sonucu tuz dibe çöker. Şeker üretilmesi, pestil yapımı buharlaştırma yöntemi ile yapılır.
2. Yoğunluk farkı ile ayırma Yoğunlukları farklı olan maddeler karışımların içinden ayrılabilir. Su-
yağ karışımı ayırma hunisine alınır, suyun aşağıya çökmesi beklenir. Su musluktan akıtılır, bu şekilde su yağdan ayrılmış olur.
3. Damıtma ile Ayırma Birbiri ile karışmış olan sıvıların ayrılmasında kullanılan bir
yöntemdir. Sıvıların kaynama noktaları farkı ile birbirinden ayrılır. Kaynama noktası düşük olan sıvı önce kaynayarak sıvıdan ayrılacaktır. Başka bir kapta buhar yoğunlaştırılarak sıvılar birbirinden ayrılır.
Su ve alkol, rafineride petrol damıtılarak ayrıştırılır.
4. Mıknatısla Ayırma Mıknatıs demir, nikel, kobalt elementlerini ve bunlardan
yapılan maddeleri çekmektedir. Karışım içerisinde demir, nikel ve kobalt varsa mıknatısla ayırım sağlanabilir. Kum içerisinde demir tozları mıknatısla ayrılabilir.
5.Elektriklenme ile Ayırma Sürtünme ile elektrik yükü kazanan plastik, cam gibi
maddeler bazı maddeleri çekerler. Örneğin elektrik yüklü cam çubuk tuz karabiber karışımından karabiberleri çeker. Bu şekilde şeker-kükürt karışımından da kükürt ayrılabilir.
6. Erime Noktası Farkı ile Ayırma Erime noktaları farklı olan iki katı karışım birbirinden bu
şekilde ayrılabilir. Örneğin çinko ve kalay karışımı
7. Tanecik Boyutu Farkı ile Ayırma Tanecikleri farklı olan maddeler bu şekilde ayrılabilir. Buna
eleme yöntemi de denilmektedir. Örneğin kum ile çakıl elenerek ayrılabilir.
8. Özkütle Farkı ile Ayırma Farklı yoğunluktaki iki maddenin ayrılmasında kullanılır.
Örneğin kum ile talaş karışımını ayırmak için su içerisine atarız. Talaş suda yüzerken, kum suda batacaktır.
9. Çözünürlük Farkı ile Ayırma İki katının ayrılmasından çözünürlüklerinden yaralanılarak
ayırma yapılabilir. Bu katılardan birisi sıvıda çözünmesi diğerinin ise çözünmemesi gerekmektedir. Örneğin demir tuzu – tuz karışımını su içerisine attığımızda tuz çözünürken demir tozu çözünmez. Karışım süzüldüğünde demir tozu süzgeçte kalacaktır.
4. EVSEL ATIKLAR VE GERİ DÖNÜŞÜM- KİMYA ENDÜSTRİSİ
4.1 Evsel Atıklar 4.2 Kimya Endüstrisi
4.1 EVSEL ATIKLAR
Evde kullanımdan düşmüş veya çöp durumunda
olan maddelere evsel atık denir. Evde kullanılan atık sular, atık yağlar, kağıt, poşet, pil, şişe, kutu, plastikler, boya atıkları, eski mobilyalar, eskimiş elbiseler, metaller, eskimiş elektronik araçlar, sebze ve meyve atıkları, yemek atıkları evsel atıktır. Bitki ve hayvan kaynaklı atıklara organik atık denir.
Geri dönüşüm terim olarak kullanım dışı
kalan geri dönüştürülebilen atık malzemelerin çeşitli geri dönüşüm yöntemleri ile ham madde halinde tekrar imalat sürecine kazandırılmasıdır. Tüketilen maddelerin yeniden geri dönüşüm halkası içine katılabilmesi ile öncelikle hammadde ihtiyacı azalır. Böylece insan nüfusunun artışı ile paralel olarak artan tüketimin doğal dengeyi bozması ve doğaya verilen zarar engellenmiş olur. Bununla birlikte yeniden dönüştürülebilen maddelerin tekrar hammadde olarak kullanılması büyük miktarda enerji tasarrufunu mümkün kılar. Örneğin, yeniden kazanılabilir alüminyumun kullanılması alüminyumun sıfırdan imal edilmesine oranla %35'e varan enerji tasarrufu sağlamaktadır.
Atık malzemelerin hammadde olarak kullanılması çevre kirliliğinin engellenmesi açısından da önemlidir. Kullanılmış kağıdın tekrar kâğıt imalatında kullanılması hava kirliliğini %74-94, su kirliliğini %35, su kullanımını %45 azaltabilmektedir. Örneğin bir ton atık kağıdın kâğıt hamuruna katılmasıyla 8 ağacın kesilmesi önlenebilmektedir.
Geri kazanımla, doğal kaynaklarımız korunur, enerji tasarrufu sağlanır, ekonomiye katkı sağlanır, çöplüğe giden atık miktarı azalır ve geleceğe yatırım yapılır.
Geri Dönüşümün Aşamaları
1. Ayırma: Plastik, kağıt, cam ürünler için ayrı ayrı toplama alanlarda ayrıştırılmalıdır.
2. Sınıflandırma: Ayrılan atıklar sınıflandırılmış olur. Sınıflanan malzemeler ayrı ayrı taşınmalıdır.
3. Değerlendirme: Değerlendirilebilen atıklar, fiziksel ve kimyasal işlemlerden geçirilerek yeni ürün oluşur.
Evsel atıkların bazıları geri dönüştürülebilir.
1. Kağıt ürünleri: Kağıt, karton, gazete, dergi, kitap vb. 2. Metal ürünleri: Teneke kutu, alüminyum folyo, içecek kutuları, kablolar,
eski mutfak araç gereçleri vb. 3. Plastik ürünleri: Pet şişe, poşet vb. 4. Cam ürünleri: Cam şişe, kavanoz vb. 5. Piller: Pillerin çok büyük kısmı geri dönüştürülür. Akümülatör (Akü), şarjlı
piller, bataryalar
Bunlar geri dönüşümle tekrar kullanılabilir.
Geri dönüşümü olmayan evsel atıklar
1. Yağlı kağıt, ıslanmış kağıt, besin atığı bulaşmış kağıtlar
2. Pencere camı, ayna, kristaller, borcam3. Naylon, köpük, pipet4. Elektronik cihazlar, ampul, oyuncaklar5. Bebek bezleri, seramik ürünler6. İçinde motor yağı, antifriz, benzin konulan şişeler
Geri dönüşümün sağladığı yararlar
Çevremizin temiz tutulması sağlanır. Çöp kutusuna ve doğaya atılan atıklar azalır. Geleceğe temiz çevre bırakmış oluruz.
Ekonomiye katkı sağlanır. Petrol ürünlerinin tüketiminin azalması ülke ekonomisine katkı sağlamaktadır.
Doğal kaynaklar korunmuş olur. Orman ve su kaynakları daha az zarar görür.
Yeni iş imkanları oluşur. Hurdacılıkla ve kağıt toplayarak geçinen insanlar vardır.
Enerji tasarrufu sağlanır. Ham madde kullanımı azalacağı için enerji tasarrufu yapılmış olur.
Atık miktarının azalmasına neden olur. Geri dönüşüm ile oluşan atık miktarı da azaltılmış olmaktadır.
Yeniden Kullanma
Evde kullanılan bazı araçlar ve eşyalar değiştirildiğinde bunlar başkaları tarafından tekrar kullanılabilmektedir. Evdeki kullanılabilir durumdaki mobilyalar, çalışır durumdaki elektronik araçlar başkaları tarafından yeniden kullanılabilir. Evimize yeni aldığımız LCD televizyonun gelmesi ile eski tüplü televizyon başkaları tarafından yeniden kullanılabilir.
Geri Kazanım
Geri kazanım, yeniden kullanma ve geri dönüşüm kavramlarını da kapsar. Geri kazanım atık ürünlerin ayrıştırılmasıyla yeni ürünler veya enerji
üretilmesidir. Geri kazanım sayesinde çevre kirliliği azalır. Ham madde ihtiyacı
azalmış olur. Bitkisel ve hayvansal atıklar geri dönüştürülemez ancak geri kazanımla
gübre veya yakıt üretilebilir. Otomobil lastiklerinden asfalt, atık yağlardan yakıt üretilmesi de geri
kazanımdır.
4.2 KİMYA ENDÜSTRİSİ
Kimya endüstrisi birçok sektör için gerekli olan ham madde ihtiyacını karşılamaktadır. Otomotiv, deri, çimento, petrol, kağıt, kozmetik, gıda, tekstil, sağlık, boya, ilaç, gübre ve enerji sektörlerinde kullanılmaktadır.
Kimya endüstrisi yeni ürünlerin ortaya çıkmasını sağlar. Evimizde kullandığımız deterjanlar, yapıştırıcılar, kağıt ürünleri, plastik ürünler, cam malzemeler, boya maddeleri, tekstil ürünleri vb. birçok ürün kimya endüstrisi sayesinde üretilmektedir.
Kimya endüstrisi ülkenin gelişmişlik seviyesinin bir göstergesidir. Kimya endüstrisi diğer sektörlerin gelişmesini sağlamayan önemli bir lokomotiftir.
Kimya endüstrisi son yıllarda ülkemiz için çok önemli bir sektör olmuştur. Kimya sektörünün yapmış olduğu ihraç ürünleri ekonomiye katkı sağlamaktır.
Türk plastik sektörü, Avrupa`nın en büyük 2., dünyanın ise en büyük 7. üreticisidir.
Türkiye, dünyanın en büyük 17. otomotiv üreticisidir. Türkiye, Avrupa`nın en büyük 4. boya üreticisidir.
KAYNAKÇAhttp://www.fenbilim.net/7-sinif-maddenin-tanecikli-
yapisi
(Özoğlu, H.H, Mısırlıoğlu, Z., (2015),Fen Bilimleri 7, Ankara)
http://www.fenokulu.net/yeni/Fen-Konulari/Konu/
Molekul-Nedir_1649.html
http://www.fenbilim.net/7-sinif-saf-maddeler/
http://www.karmabilgi.net/kimyasal-bilesikler/
KAYNAKÇAhttp://www.fenokulu.net/yeni/Fen-Konulari/Konu/Cozunme-
Olayi-Nasil-Gerceklesir_1667.html
http://www.fenbilim.net/7-sinif-karisimlarin-ayristirilmasi/
http://www.fenokulu.net/yeni/Fen-Konulari/Konu/Geri-donusum-nedir-Neden-Geri-donusum-yapmaliyiz_2024.html
http://www.fenokulu.net/yeni/Fen-Konulari/Konu/Evsel-atik-
nedir_2063.html
http://www.fenokulu.net/yeni/Fen-Konulari/Konu/Kimya-Endustrisi-2_2064.html
Emine Büşra Yıldız Marmara Üniversitesi
Fen Bilgisi Öğretmenliği 100613045
İLETİŞİM
e.busra.yldz@gmail.comwww.maddeninyapisivozellikleri.blogspot.com.tr