16
Vladimír Špidla Türkiye’nin kadına yaklaşımında “kökten bir değişim” çağrısında bulundu Holger Schröder: “Türkiye’nin dinamik nüfusunun tüm potansiyelini kullanması gerekmektedir” Türkiye’de çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinin ortadan kaldırılması Emine Bozkurt: “Türkiye kadınlar için, kadınlar da Türkiye için çalışmalı” Ana konu: Sosyal Politika Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu’nun periyodik yayını • Mart Nisan 2006 • Sayı 2 görünüm AB Türkiye

Vahdi Boydaş, Mensur Boydaş, Avrupa Birliği ve Türkiye

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Vahdi Boydaş, Mensur Boydaş, Avrupa Birliği ve Türkiye

Citation preview

Page 1: Vahdi Boydaş, Mensur Boydaş, Avrupa Birliği ve Türkiye

Vladimír Špidla Türkiye’nin kadına yaklaşımında “kökten bir değişim” çağrısında bulundu

Holger Schröder: “Türkiye’nin dinamik nüfusunun tüm potansiyelini kullanması gerekmektedir”

Türkiye’de çocuk işçiliğinin enkötü biçimlerinin ortadan kaldırılması

Emine Bozkurt: “Türkiye kadınlar için, kadınlar da Türkiye için çalışmalı”

Ana konu:Sosyal Politika

Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu’nun periyodik yayını • Mart – Nisan 2006 • Sayı 2

görünümAB Türkiye

Page 2: Vahdi Boydaş, Mensur Boydaş, Avrupa Birliği ve Türkiye

� görünümAB Türkiye

Editörden

vrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu’nun AB Türkiye Görü-nüm dergisinin ikinci sayısına hoş geldiniz. Bu sayımızda, AB ve Türkiye’nin tarama süreci kapsamında ele almakta olduğu, Müktesebatın 19. Bölümü olan, Sosyal Politika ve İstihdam ko-

nusuna yakından bakacağız.

Derginin “Ana konu” bölümünde Türkiye’de uygulanmakta olan Sosyal Po-litika alanındaki projeler ve etkinlikler hakkında önemli bilgiler sunuyoruz. AB Sosyal Politika Komisyoneri Vladimir Špidla’nın Türkiye ziyareti önce-sinde hazırladığı makale ve Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu, Mali İşbirliği ve Yatırım Koordinasyonu Bölümü Başkanı Holger Schröder’in, Türkiye’de Avrupa Sosyal Politikası standartlarının uygulanması çalışma-larına ilişkin sağladığı bilgiler konuya farklı boyutlar getirmekte.

Daha fazla ve daha iyi iş ile eşit fırsatlar, Avrupa istihdam ve sosyal poli-tikasının öncelikleridir. Birlik, herkesin bilgi tabanlı bir ekonomideki deği-şime ayak uyduracak şekilde donanımlı olmasını istemektedir. İstihdam ve sosyal politika, ‘Lizbon gündemi’ olarak bilinen büyüme ve iş yaratma konusunda AB politika çerçevesi için büyük önem taşımaktadır. Avrupa sosyal modeli hem ekonomik hem de sosyal ilerlemenin sağlanmasına da-yalıdır. Farklı sosyal sistemlere ve geleneklere sahip olmalarına karşın tüm Üye Ülkeler ortak temel değerlere sahiptirler ve eğitim ve sağlık bakımı konusunda evrensel erişim amacını paylaşırlar. AB genelinde istihdam ve sosyal politika; üretkenliği ve büyümeyi geliştirmek için şirketler arasında güçlü rekabet ortamının yaratılmasını desteklerken, aynı zamanda uyumlu ve kapsayıcı bir toplum yaratacak olan koşulları iyileştirmek için vatandaş-lar arasında da güçlü bir dayanışmanın da gerekliliğini ortaya koyar.

Avrupa Komisyonu ve Türkiye kısa süre önce Türkiye’nin cinsiyet eşitliği, ayrımcılık karşıtlığı ve sosyal dışlanma konusundaki AB programlarına ka-tılımını sağlayan üç mutabakat zaptını imzaladılar. Bu programlar politika işbirliğini ve Avrupa düzeyinde iyi uygulama değişimini desteklemek üzere tasarlanmışlardır. Bu sosyal problemlere karşı verilen savaşta Türkiye’nin katılımını memnuniyetle karşılıyoruz.

Öte yandan bültenimizin bu sayısında, Türkiye ile ilgili diğer önemli alan-lardaki gelişmeleri sunmaktayız. “Katılım/Genişleme” hakkındaki birinci bölümde, AB Türkiye Katılım Ortaklığını ve tarama sürecinin mevcut du-rumunu inceliyoruz. “Genel Bilgiler” başlıklı üçüncü bölümümüzde AB ile ilgili en yeni gelişmeleri bulacaksınız.

AB Türkiye Görünüm dergisini derlemekteki amacımız, Türkiye’de Avrupa Birliği hakkındaki bilincin ve anlayışın artırılmasına yardımcı olmak ve AB üyeliğini gerçekliğe dönüştürmek için halen devam etmekte olan kapsamlı çalışmalar ve çabaların hızı hakkında sizi bilgilendirmektir. Bu Görünüm dergisini okuduktan sonra sadece daha iyi bilgilenmiş olmakla kalmayıp, Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin bir üyesi olma konusunda olumlu bir görüşe sahip olacağınızı umuyorum.

KATILIM / GENİŞLEME

Türkiye’nin AB ile yeni katılım ortaklığı..................................3

Türkiye’nin üyelik başvurusu içinAB “taraması” devam ediyor.................................................4

AB, kuş gribi ile mücadele için.Türkiye’ye.€8.35 milyon destek veriyor.................................5

TAIEX: Katılım müzakerelerisürecinde katalizör...............................................................6

ANA KONU: SOSYAL POLİTİKA

Špidla Türkiye’nin kadına yaklaşımında “kökten bir değişim” çağrısında bulundu...............................7

“Türkiye’nin dinamik nüfusunun tümpotansiyelini kullanması gerekmektedir”...............................8

Türkiye’de çocuk işçiliğinin enkötü biçimlerinin ortadan kaldırılması ................................10

Emine Bozkurt: “Türkiye kadınlar için, kadınlar da Türkiye için çalışmalı”......................................11

AB sosyal politikası’na genel bakış....................................12

Avrupa’daki sosyal politika göstergeleri.............................13

AB GENEL BİLGİLER

AB geniş açı......................................................................14

AB Bilgi Merkezi etkinlikleri................................................15

Sık Sorulan Sorular...........................................................16

A

Editörden

´

´

´

İçindekiler

Büyükelçi Hansjörg Kretschmer Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu Başkanı

Page 3: Vahdi Boydaş, Mensur Boydaş, Avrupa Birliği ve Türkiye

görünümAB Türkiye

Katılım / Genişleme �

Türkiye’nin AB ile yeni katılım ortaklığı

ürkiye � Ekim �005’de AB’ye katılım görüşmele-rine başladı. AB üyeliğine giden yolculuğun yaklaşık on yıl sürmesi bekleniyor. Müzakereler çaba gerek-tirecek ve AB, Türkiye’nin

Avrupa’nın bir parçası olmaya hazır oldu-ğunu göstermesini isteyecektir. Bu nedenle aslında 10 sene böylesi büyük bir iş için çok uzun değildir. Aşağıdaki genel bakış önümüzdeki bir kaç yılda neler olacağını, kritik “Katılım Ortaklığı”nın ne olduğunu özetlemektedir.

Katılım Ortaklığı nedir?Katılım Ortaklığı, Türkiye’nin katılım önce-si stratejisinin temel noktasıdır: yol haritası gibi Türkiye’nin Brüksel ile müzakerele-ri sırasında ele alacağı kısa ve orta vadeli önceliklerini belirler. (AB’ye katılım görüş-melerinin bazı gözlemcileri “müzakere” te-riminin yanıltıcı olduğunu düşünmektedir, zira katılım sürecinde Türkiye, AB kanunla-rını ve politikalarını bütünlüğü bozulmadan benimsemelidir, ancak sadece zamanlama ve usuller hakkında müzakere marjı bulun-maktadır.)

İlk AB-Türkiye Katılım Ortaklığı 2001 yılın-da kabul edildi. Bu döneme değin belge iki defa revize edildi ve güncellendi. Avrupa Konseyi 23 Ocak’ta Türkiye’nin katılım ön-cesi süreçte ele alacağı prensipleri, önce-likleri ve koşulları belirleyen en son Katılım Ortaklığı belgesini kabul etti.

Türkiye’nin, Katılım Ortaklığı’nda belirlen-miş olan öncelikleri kapsayacak şekilde ve belirli önlemlerin detaylarını içeren bir çalışma programı hazırlaması ve Katılım Ortaklığı’ndaki sorumluluklarını yerine getir-mesi beklenmektedir. Önceliklerin uygulan-masındaki ilerlemeler, Avrupa Komisyonu ve tüm 25 Üye Devlet tarafından yakından izlenecek ve Avrupa Parlamentosu bilgilen-dirilecektir.

Kopenhag kriterleriAB üyeliği için hazırlanan Katılım Ortaklığı, Kopenhag kriterlerine dayanmaktadır. Ko-penhag kriterleri ilk kez 1993 Kopenhag Zirvesinde, Avrupa Konseyi tarafından Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri için katılım süreci göz önüne alınarak tanımlandı. Aynı kriter-ler 1999 yılında tam aday statüsünü alan Türkiye’ye de uygulanmaktadır.

Bu kriterler, AB üyeliği için tüm adayların karşılamayı garanti etmek zorunda oldukla-rı şartlardır. İlk kriter siyasidir ve demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan haklarına saygı ve azınlıkların korunması ile ilgilidir. İkinci olarak, yeni üyelerin AB’nin ve küresel pi-yasa güçlerinin rekabetçi baskısına uyum sağlayabilecek işleyen bir pazar ekonomi-sine sahip olmaları gerekir.

Üçüncü kriter topluluk müktesebatı ile ilgili-dir. Bir AB Üye Ülkesi olmak için Türkiye’nin

AB kanunlarının ve politikalarının ana bö-lümünü (müktesebat) kabul etmesi, be-nimsemesi, uygulaması ve yürütmesi ge-rekecektir. Bu, Türkiye’nin aynı zamanda kurumlarını, idari ve yargı sistemlerini, hem ulusal hem de bölgesel düzeyde AB stan-dartlarına getirmek zorunda olduğu anlamı-na gelir.

Dördüncü kriter, AB’nin özümseme kapa-sitesi ile ilgilidir. Buna göre AB’nin geniş-lemesi Avrupa entegrasyonunun canlılığına engel olmamalıdır.

2002 yılındaki ikinci Kopenhag Zirvesinde Avrupa liderleri Türkiye’nin siyasi kriterle-re 2004 yılına kadar ulaşması durumunda,

T

AB’ye katılım müzakerelerinin başlatılaca-ğını söylediler.

Kurumsal değişimAvrupa Komisyonu’nun açıklamasında “Avrupa Topluluğu mevzuatının ulusal mevzuata aktarılması önemli olmakla birlik-te, mevzuatın uygun idari ve yargı yapıları ile etkin bir şekilde uygulanması çok daha önemlidir. Bu, AB üyeliğinin gerektirdiği karşılıklı güvenin ön şartıdır” denilmekte-dir. AB, Türkiye’nin kurumlarının Avrupa standartlarına geçmesi durumunda, katılım gerçekleştiğinde ve hatta daha da önce- müktesebatı tam olarak uygulayabileceği-ne inanmaktadır.

Belge hakkında daha fazla bilgi için: http://europa.eu.int/comm/enlargement/turkey/

Page 4: Vahdi Boydaş, Mensur Boydaş, Avrupa Birliği ve Türkiye

� görünümAB Türkiye

Katılım / Genişleme

Türkiye’nin üyelik başvurusu için AB

“taraması” devam ediyor

Ekim 2005’te Türkiye AB ile katılım müzakerelerine resmen başladı. İlk aşama, katılımdan önce hangi çalış-maların yapılması gerektiği-ni görmek için AB üyeliğinin getirdiği yükümlülükleri kar-

şılama konusunda Türkiye’nin mevcut du-rumunun “taranmasını” içerir. Katılım sü-reci daha sonra Şubat 2006 başında yeni bir aşamaya girdi ve Avrupa üye ülkeleri Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan ilk “tarama raporlarını” incelemeye başladı-lar. Diğer konularda tarama süreci devam ederken spesifik sektörlerde müzakereler, Üye Ülkeler raporlar baz alınarak belirli temel koşulların karşılanmış olduğunu dü-şündüğünde başlayabilir.

Tarama titiz bir süreçtir ve iki aşamada ger-çekleşir. Tüm sürecin yaklaşık 12 ay sürme-si beklenmektedir. İlk olarak AB Komisyonu yetkilileri Türk muhatapları ile bir araya ge-lerek topluluk müktesebatını – AB’ye katıl-mak için tüm aday ülkelerin benimsemesi ve uygulaması gereken AB kanununun ana bölümü – açıklarlar ve Türkiye’nin kriter hakkında ve kendileri ile ilgili AB şartları hakkında tamamen bilgi sahibi olmalarını sağlarlar.

Müktesebat 35 bölüme ayrılmıştır. Müza-kerelerde her bölüm ayrı ayrı değerlendirilir. Örneğin bilim ve araştırma bir bölümdür, gıda güvenliği ise ayrı bir bölümdür. Bazı bölümler diğerlerinden daha zor olacaktır ve analiz edilmesi daha uzun sürebilir; ör-neğin yargı ve temel haklar, tarım, çevre, adalet, özgürlük ve güvenlik politikaları.

Komisyonun bir bölüm hakkındaki açık-lamalarını takiben Ankara’dan kendi ka-nunlarını ve politikalarını AB kanun ve politikalarını uyarlamak için nasıl ilerleme-yi düşündüğünü belirtmesi istenir. Buna dayanarak Komisyon bir “tarama raporu” hazırlayabilir. Bu iki aşamalı süreç şu anda birkaç bölüm için tamamlanmış durumda-dır. Tamamının 2006 sonuna kadar tamam-lanması beklenmektedir.

Böylece Şubat ayında Avrupa üye ülkeleri-nin her birinin dışişleri bakanları (Bakanlar Konseyinde) Türkiye hakkındaki ilk tarama raporlarını incelemeye başladılar. Bilim ve araştırma hakkındaki bölüm gözden geçiri-len ilk bölüm idi ve Konseyin genişleme ko-nusunda çalışan grubu Türkiye’nin kanun-

Türkiye’nin tarama süreci ile ilgili daha fazla bilgi için: www.abgs.gov.tr

�larının bu alandaki AB kurallarına ne ölçüde uyduğu konusundaki görüşmeleri başlattı. Taranacak ikinci bölüm eğitim ve kültürdü, ve Avrupa Komisyonu bu konudaki rapo-runu Bakanlar Konseyine kısa zaman önce gönderdi.

Şubat ayı içinde Konseyin genişlemeden sorumlu çalışma grubu Türkiye’nin bilim ve araştırma bölümünde bir sonraki adı-ma geçmek için ne ölçüde hazır olduğunu değerlendirdi. Üye Ülkeler Türkiye’nin mü-zakere aşamasına geçmeye hazır olduğu konusunda emin olduğunda tavsiyelerini onay için COREPER’e – Konsey’in üye ül-kelerin AB Büyükelçileri komitesi – iletti.

Büyükelçiler bu tavsiyeleri onaylama-ya karar verdiklerinde Konsey Başkanlığı Türkiye’yi bilim ve araştırma konusundaki müzakere pozisyonunu sunmak amacıyla davet etmek üzere Ankara ile temasa geç-ti.

Türkiye, bu aşamadan sonra kendi müza-kere pozisyonunu Avrupa Komisyonu’na sundu. AB Üye Devletleri buna karşılık, komisyonun hazırlayacağı “taslak ortak pozisyonu” temel olarak bir “AB Ortak Po-zisyonu” kabul edecektir. Bu ortak pozis-yon, Türkiye’den daha ileri reform önlemle-ri yada bilgiler talep edebilir. Bu durumda,

Türkiye kendi müzakere pozisyonunu yeni-den revize etmelidir. AB, Türkiye’nin yeterli şekilde hazırlıklı olduğuna karar verdiğin-de, bölüm başlığı tarama sürecinde geçici olarak kapatılır. Ancak, tüm müzakere sü-reci tamamlanmadan – bu çok uzun zaman alabilir – bölümler tamamen kapatılmaz. AB müzakerecilerinin söylediği gibi, “Her konuda mutabık kalıncaya kadar hiç bir konuda mutabık kalınmış sayılmaz”.

Türkiye’nin AB’ye girmesi için bu çok uzun süren süreçten 35 kez geçmesi gerekecek-tir – her bölüm için bir kez. Avrupa Komis-yonu Aday Ülkeler Direktörü Pierre Mirel rapor yapısının müzakere sürecinin daha verimli olmasında yardımcı olduğunu söy-ledi. Pierre Mirel “Bu sistemle, her bölüm hakkındaki tarama raporu örneğin ülkenin müktesebata uyum için net bir strateji ve programı olup olmadığını ortaya koyacak-tır” şeklinde açıklama yaptı.

Pierre Mirel titiz sürecin sonunda Türkiye’ye faydası olacağını ileri sürdü. “Bu bir gecik-me gibi görülebilir, ama değil. Bu hazırlık-lar adayın müzakerede ilerleyebilmek için yaptığı – ve her koşulda yapmak zorunda olduğu – bir yatırımdır. Müzakerelere baş-landığında daha hızlı ilerleme sağlanacağı anlamına gelir”.

1 Bu takvim düzenli olarak güncellenmektedir ve genel takvim www.abgs.gov.tr adresinde bulunabilir. Tarihler gösterge mahiyetinde-dir ve belirli koşullar altında değiştirilebilir.

Tarama Takvimi1 Mart – Nisan 2006

Bölüm başlığı Avrupa Komisyonu açıklaması Türkiye’nin sunumu

Gümrük birliği 31 Ocak – 1 Şubat 2006 13 – 14 Mart 2006

Sosyal politika ve istihdam 8 – 10 Şubat 2006 20 – 22 Mart 2006

Ekonomi ve para birliği 16 Şubat 2006 23 – 24 Mart 2006

Balıkçılık 24 Şubat 2006 31 Mart 2006

Gıda güvenliği 9 – 15 Mart 2006 24 – 28 Nisan 2006

İşletme ve endüstriyel politika 27 – 28 Mart 2006 4 – 5 Mayıs 2006

Finansal hizmetler 29 – 30 Mart 2006 2 – 3 Mayıs 2006

Çevre 3 – 11 Nisan 2006 29 Mayıs – 2 Haziran 2006

Page 5: Vahdi Boydaş, Mensur Boydaş, Avrupa Birliği ve Türkiye

görünümAB Türkiye

Katılım / Genişleme 5

AB, kuş gribi ile mücadele için Türkiye’ye €8.35 milyon destek veriyor

vrupa Komisyonu �� Şubat’ta Türkiye’ye kuş gribi ile mücadele için acil yardım olarak €8.35 milyon verme kararı aldı. Bu yardım H5N1 virüsünün

ilk görüldüğü 2005 yılı Ekim ayından bu yana ilk AB finansmanıdır. Kuş gribi batıya yayılarak Almanya ve Fransa gibi AB üyelerine ulaştığında H5N1 virüsü ve yol açtığı riskler ile ilgili Avrupa bilinci manşetlere çıktı. Bu Avrupa’daki pek çok kişiye Türkiye gibi ülkelerin karşılaşmış olduğu olumsuz durumu net bir şekilde ortaya koydu.

Acil yardım, Sağlık Komiseri Markos Kyprianou ve Genişlemeden sorumlu Komisyon üyesi Olli Rehn tarafından acil prosedür kullanılarak Brüksel karar alma sürecinden geçirildi. Finansmanın, Komisyonun Ankara’daki Delegasyonunun Başkanı Hansjörg Kretschmer ve Türk makamları tarafından imzalandıktan sonra Mart ayında aktarıma hazır hale gelmesi bekleniyor.

Türkiye eş finansman olarak €2.04 milyon katkıda bulunarak toplam finansmanı €10.4 milyona çıkaracak. AB finansmanının büyük bir bölümü – €6.15 milyon – laboratuar donanımına yatırılacak. Türkiye’nin tecrübe etmiş olduğu ve AB’nin 25 üye bölgesinde

A İnsanlarda belgelenmiş kuş gribi vakaları

Türkiye200612 vak’a� ölüm

Azerbaycan20067 vak’a5 ölüm

Çin2005-200616 vak’a11 ölüm

Hong Kong199718 vak’a6 ölüm2003� vak’a1 ölüm

Hong Kong1999� vak’a20031 vak’a

Vietnam2004-200593 vak’a�� ölüm

Endonezya2005-200629 vak’a�� ölüm

Kamboçya 2005-20065 vak’a5 ölüm

Tayland 2004-2005�� vak’a14 ölüm

Irak2006� vak’a� ölüm

Hollanda200389 vak’a1 ölüm

Kanada2004� vak’a

H5N1

H7N7

H9N2

H7

24.03.2006 tarihli verileri

birinci elden öğrenmekte olduğu bilgiye göre hayvan hastalığı gözetimini hızlandırmak için, hızlı test kitleri ve güvenlik tertibatı kritik önemdedir. Yetkililer nakit paranın Türkiye’deki tanı amaçlı test ve erken yanıt kapasitesini yükselterek H5N1’e karşı ön cephede mücadelede çok işe yarayacağına inanıyorlar. AB’den gelecek diğer €2.2 milyon – hem hastalık kontrolü hem de kuş gribinin yok edilmesini amaçlayan – Türk veteriner hizmetleri eğitiminde ve simülasyon uygulamalarının finansmanında yardımcı olacaktır. (Bu yeni harcama kararlaştırılmadan önce, yüksek düzeydeki AB veterinerlik uzmanları tarafından yapılan Türkiye’deki danışma çalışması, TAIEX – aday ülkelerde görevlilerin ve yöneticilerin eğitimine yardımcı olmak için kullanılan bir Brüksel finansal enstrümanı – kapsamında zaten finanse edilmekteydi.)

Finansman kararı Kyprianou’nun Ocak sonunda Türkiye’ye yapmış olduğu ziyaretin sonrasında geldi ki bu ziyaret sırasında Kyprianou, Türk Tarım Bakanı Mehmed Mehdi Eker ve Türk Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile görüşmelerde bulundu. Kyprianou’ya, hastalığın kontrolü ve yok edilmesi konusunda destek ve tavsiye sağlamak üzere, üst düzey veterinerlik uzmanlarından oluşan bir AB ekibi eşlik etti – ki bu deneyim sonraki haftalarda H5N1 virüsü batıya kaydığında hayati önem taşıyacaktır. Kyprianou, kuş gribinin söz konusu olduğu yerlerde tüm Avrupalıların – AB’nin içinde ve dışında – tehdide karşı birlikte karşı koymak zorunda olduklarını

vurguladı. Kyprianou şöyle konuştu: “Kuş gribinin Türkiye’de ortaya çıkmasından bu yana eğer hastalıkla etkin bir şekilde mücadele edeceksek ve Avrupa’nın diğer ülkelerine yayılmasını önleyecek isek “herkes güverteye” şeklinde bir yaklaşıma ihtiyacımız olduğu açıktır. Türk makamları, AB ve uluslararası ortaklarımızın hepsinin oynayacağı bir rol var”.

Kuş gribi batıya yayılırken Türkiye’nin deneyimi ve dört çocuğun trajik ölümleri Avrupa’nın tepkisini şekillendirdi. Türkiye’deki tüm insan vakaları çocuklar ve enfekte kuşlar arasında yakın temastan kaynaklandı. Hayvanlara bakıcılık yapan ve hasta veya ölü kuşlarla teması olan çocuklar özellikle tehlike altındadırlar. Türkiye’de yapılan kamu bilgilendirme kampanyasının sonucu olarak insan vakalarının bildirimi azaldı ve bu deneyime dayalı Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi tarafından yapılan benzeri bir tavsiye daha fazla ölümlerin önüne geçilmesine yardımcı olabilir.

Enfekte olmuş çocuklardan 10 tanesinin tedavi edildiği Türkiye’deki Van Yüzüncü Yıl Hastanesinde öğrenilen diğer dersler H5N1 virüsünün AB’de ortaya çıkması durumunda hayati önem taşıyor. Doktorlar kuluçka döneminin hasta bir kuşla temastan hastalığa kadar üç ila onüç gün arasında olduğunu belirttiler. AB ve diğer uluslararası oyuncular kuş gribi ile mücadeleyi hızlandırırken bu tür bilgiler son derece önemlidir.

Page 6: Vahdi Boydaş, Mensur Boydaş, Avrupa Birliği ve Türkiye

6 görünümAB Türkiye

Katılım / Genişleme

TAIEX faaliyetleri hakkında daha fazla ve düzenli olarak güncellenen bilgi için lütfen: http://taiex.cec.eu.int

AIEX, Avrupa Komis-yonu Genişleme Genel Müdürlüğü’nün Kurum Oluşturma biriminin Teknik Yardım ve Bilgi Değişim ofisidir. 1996 yılından beri faaliyette olan TAIEX, mev-

zuatın yaklaştırılması, uygulanması ve yürü-tülmesi sahasında merkezi olarak yürütülen kısa vadeli teknik destek sağlar. Hizmetleri, Avrupa Komisyonu’nun yeni Üye Ülkelere, Avrupa Birliği’ne katılım adaylarına ve Batı Balkan ülkelerine sunduğu çeşitli alternatif yardım programlarını tamamlayıcı nitelikte-dir.

TAIEX’in hizmetleri yardım taleplerini kanali-ze eden bir katalizörlük ve problemleri kısa süre içinde ele almak üzere özel tasarlanmış uygun uzmanlığın sağlanması için ilgili ku-rumlar ve Avrupa Birliği Üye Ülkeleri arasın-da bir aracı görevi yapmak suretiyle kolay-laştırıcılıktır.

TAIEX, sağlanan yardımların çoğu yararla-nıcı Ülkeler, Komisyon Servisleri ve Üye Ül-kelerden gelen taleplere yardım şeklinde ol-ması nedeniyle isteğe bağlı olarak, taleplerin Komisyon tarafından belirlenen önceliklere göre ele alınması nedeniyle de strateji ba-

zında çalışır. Stratejik yaklaşım TAIEX’in çok sayıdaki kendi girişiminde de belirgindir.

TAIEX tarafından sağlanmakta olan hizmetler şunlardır:´ Yasama işlemleri ve müktesebatın yo-

rumlanması hakkında tavsiyede bu-lunmak üzere veya müktesebatın uy-gulanması ve yürütülmesi için idari düzenlemeler konusunda rehberlik sağ-lamak üzere bir yararlanıcı ülkeye gön-derilen uzmanlar.

´ Yararlanıcı ülkelerin yetkililerinin Üye Ülkelerin müktesebatın uygulanması ve yürütülmesi ile ilgili pratik konuları ve paydaşlarla etkileşim ile ilgili konuları nasıl ele aldıklarını anlamaları için çalış-ma ziyaretleri.

´ Müktesebat ile ilgili konuları daha geniş bir kitleye sunmak ve açıklamak için Se-minerler ve Çalıştaylar. Bu tür yardım bir ülkenin veya benzer zorluklarla karşıla-şan bir grup ülkenin ihtiyaçları üzerine odaklanabilir.

´ İdarelerdeki müfettişlere gerekli teknik yardımı sağlamak için eğitim.

´ Stratejilerin düzeltilmesine yardımcı ol-

mak üzere diğerlerine ilaveten Emsal Taramalarla ilerlemenin izlenmesi ve analiz edilmesi ve daha fazla yardımın hedeflenmesi.

TAIEX yardımından yararlananlar kim-lerdir?TAIEX yardımından yararlananlar arasında yararlanıcı ülkelerde AB mevzuatının akta-rılması, uygulanması ve yürütülmesi konu-sunda rol oynayacak kamu sektörü ve özel sektör bulunur. Ana hedef gruplar şunlardır:´ Kamu idarelerinde çalışan memurlar;´ Ulusal düzeyin altındaki idarelerde ve

yerel makamların kurumlarında çalışan memurlar;

´ Milletvekilleri ve Parlamentolarda ve Ya-sama Konseylerinde çalışan memurlar;

´ Sosyal ortakları temsil eden mesleki ve ticari kurumlar ve sendikaların ve işve-ren örgütlerinin temsilcileri;

´ Yargı ve Kanun Yürütme makamları;´ Yasal metinlerin mütercimleri, düzelt-

menleri ve tercümanları.

TAIEX, vatandaşlara veya şirketlere doğru-dan destek sağlamamaktadır. Katılımcılar yararlanıcı ülkenin ilgili bakanlığı veya ulusal makamı tarafından aday gösterilirler.

T

Tarih Adı Yeri Yararlanıcı

Nisan 2006

5–6 Havacılık Sektöründe Yolcu Bagajı Eşleştirmesi Antalya Türkiye İçişleri Bakanlığı ve Havalimanları ve Ulaştırma Dairesinden memurlar

26–27 İfade Özgürlüğü hakkında Seminer Ankara Aşağıdaki kurumlardan 100 yetkili: Adalet Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, RTÜK, Türk Basın Konseyi, İlgili İnsan Hakları STK’ları ve akademisyenler

Mayıs 2006

5–6 Havacılık Sektöründe Hava Mareşali/Gökyüzü Polisi konulu Çalıştay

Antalya. Sivil Havacılık ve Teknik Komite uzmanları, havaalanlarından yetkililer

11–12 Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakları konulu Konferans Ankara. Türkiye’den hükümet temsilcileri, akademisyenler, avukatlar

11–12 Halka Arz Çalıştayı Ankara Sermaye Piyasası Kurulu Uzmanları, Türkiye

Haziran 2006

14–16 Yatırım Firmalarının Sermaye Yeterliliği konulu Çalıştay

Ankara Sermaye Piyasası Kurulu Uzmanları, Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Türkiye

Temmuz 2006

3 Karayolu Ulaşımı Politikası İstanbul Türkiye’den memurlar ve özel sektör kuruluşları

Eylül 2006

12–14 Sivil Havacılıkta Yeni Teknolojiler ve Biyometri Antalya Türk idaresinden memurlar

Ekim 2006

30 AB Deniz Ulaşımı İstanbul Türkiye’den memurlar ve özel sektör kuruluşları

Kasım 2006

1–2 Finans sektöründe piyasa manipülasyonu İstanbul İstanbul Borsası, Takasbank ve Merkezi Kayıt, Türkiye

TAIEX: Katılım müzakereleri sürecinde katalizör

Page 7: Vahdi Boydaş, Mensur Boydaş, Avrupa Birliği ve Türkiye

görünümAB Türkiye

Ana konu: Sosyal Politika 7

Špidla Türkiye’nin kadına yaklaşımında “kökten bir değişim” çağrısında bulundu

“Türkiye ve özellikle laikliğe dayalı olarak Kemal Atatürk tarafından ulaşılan moder-nizasyon beni her zaman etkilemiştir. Çek Cumhuriyeti Başbakanı olarak ziyaretim sırasında ülkenin dinamizmi ve vatandaş-larının demokratik amaçlarındaki canlılık beni güçlü bir şekilde etkiledi. Bu nedenle Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki katılım müzakerelerinin başlamasını memnuni-yetle karşılıyorum: Bu, zaman gerektiren, Türkiye’nin tüm katılım şartlarına uyumunu gerekli kılan ve inanıyorum ki uzun vadede daha güçlü bir Birlik oluşmasına yardımcı olacak bir sürecin başlangıcıdır.

Birliğin temel bir hedefi, rekabetçiliği sos-yal adalet ile birleştirmektir. Bu, büyüme ve istihdam için Avrupa stratejisinin ve tek pa-zarın merkezindedir; ayrıca siyasi, sosyal, ekonomik ve çevresel hakları kapsayan Te-mel Haklar Sözleşmesi’nin de merkezinde-dir. Türkiye, Birlikle daha yakın bir uyuma ulaşmak için önemli reformları başlatmış durumdadır. Bu reformların ulusal ve yerel kamu makamları, sosyal oyuncular ve sos-yal ortaklarla iş birliği içinde uzun vadede takip edilmesi gerekecektir. Türk idaresi-nin kalitesi müzakere süreci için önemli bir değerdir ve Komisyon, ülkenin yönetiminin güçlendirilmesine yardımcı olmak için özel bir çaba gösterecektir.

Müzakere sürecinin ilk aşaması ülkenin Topluluk Müktesebatı karşısındaki durumu-nu gözden geçirmektir ve “tarama” süre-ci olarak bilinmektedir. Komisyon ve Türk makamlarının bu gözden geçirme ile meş-gul olduğu bir dönemde İstihdam, Sosyal İşler ve Eşit Fırsatlar Komisyoneri sıfatımla Türkiye’ye gelmekten mutluyum. Türkiye’nin katılım yolculuğunda özellikle üç alanda yar-dımcı olmak üzere geliyorum.

Birinci olarak, Türk kadınlarının hakları. Türkiye’nin yasal temellerin güçlendirilme-sine yönelik ilerleme kaydettiğini görüyo-rum. İş Kanunu eşit fırsatlar hakkında Top-luluk müktesebatının bir kısmını içeren pek çok hüküm içermektedir. Yeni Ceza Kanu-nu kadına yönelik şiddet ile ilgili çok daha sert hükümler içermektedir. Bununla birlik-te ayrımcılık, şiddet, eğitim ve istihdama erişim, veya siyasi temsil açısından ciddi problemler halen mevcuttur. Mahkemeler ve İş Müfettişleri kanunun düzgün bir şekil-de uygulanmasının sağlanmasında önemli bir role sahiptir.

Vladimír Špidlaİstihdam, Sosyal İşler ve Eşit Fırsatlar’dan sorumlu Komisyon Üyesi

İkinci alan, sendika hakları ve sosyal diya-log ile ilgilidir. Bunlar, Avrupa demokratik modelinin temsili demokrasi ve katılımcı demokrasi ile birlikte köşe taşlarıdır. Avru-pa Birliği bunu Anlaşmalarında tanımakta-dır. İşverenlerin ve işçilerin çıkarlarının dile getirilmesi ve şirket, sektör veya ulusal dü-zeyde anlaşmaların sağlanması sosyal di-yalog ile olur. Ne yazık ki Türkiye bu saha-da Avrupa standartlarının hala gerisindedir. Örneğin bir sendikaya girişin noter ile ya-pılması, veya memurlarla ilgili belirli kısıt-lamalar gibi sendika haklarının önündeki engellerin kaldırılması kesinlikle gereklidir.

Küresel ekonomide rekabetçilik insan kay-naklarının kalitesine bağlıdır. Türk işletme-leri sosyal diyalogdan korkmamalı aksine teşvik ederek gerçekleşmekte olan ekono-mik değişimlerde işçilerin ve temsilcilerinin yer almasını sağlamalı ve ülkenin modern-leşmesine yönelik katkı sağlayacak antlaş-malar üretmelidirler. Hem sendikalar hem de işveren örgütlerinin burada bir sorumlu-luğu bulunmaktadır. Bu, Türkiye’nin Avrupa birliğine katılımına yönelik katkı sağlayabi-lecekleri en iyi yoldur.

Üçüncü alan, ayrımcılıkla mücadele ve dezavantajlı grupların korunmasıdır. Sos-yal katılım politikası, istihdam politikası ve ayrımcılık karşıtlığı politikasını etkileyen gerçekleri incelememiz gerekir, zira bun-lar katılım müzakereleri bağlamındaki gö-rüşmelerimizin bir kısmını oluşturmaktadır.

Avrupa toplumlarının yaratıcılık ve büyüme potansiyellerini en üst düzeye çıkarabil-mesi ancak çeşitliliğin tanınması ile müm-kündür. Eşit haklar ve eşit fırsatlar Avrupa ülkelerince paylaşılan çekirdek değerler ol-makla kalmayıp aynı zamanda dinamik bir ekonomi için yapıtaşlarıdırlar. Türkiye’nin ilgili grupların durumları hakkındaki anlayı-şını iyileştirmesi ve koşullarını geliştirmesi gerekmektedir.

Bu yıldan itibaren Komisyon Türkiye’ye ka-tılım öncesi yardım olarak yaklaşık 500 mil-yon Euro sağlayacak ve bu tutar Türkiye’yi Avrupa birliğine giriş için hazırlamak üze-re tasarlanmış projelerin finansmanına ve sosyal ortakların ve sivil toplumun katılımı-nın geliştirilmesine yardımcı olacaktır.

Atatürk ‘Önümüzdeki en büyük mücadele ulusal yaşamımızı medeniyet ve refahın en üst düzeyine çıkarmaktır’ demiştir. En bü-yük isteğim AB üyeliğine giden yolculuğun bu sözlere yeni bir anlam katmasıdır. ”

“Kadın haklarının ve eşit fırsatların tanınması sadece siyaseten doğru-luk meselesi değil, ayrıca özgürlük ve hür iradeye giden çetin yolda atıl-mış büyük bir adımdır.”

Vladimír Špidla

Bu makale 5 Mart 2006 tarihinde Hürriyet gazetesinde yayınlan-mıştır

Page 8: Vahdi Boydaş, Mensur Boydaş, Avrupa Birliği ve Türkiye

8 görünümAB Türkiye

Ana konu: Sosyal Politika

“Türkiye’nin dinamik nüfusunun tüm potansiyelini kullanması

gerekmektedir”

ürkiye’deki Avrupa Komisyonu Delegasyonu Mali İşbirliği ve Yatırım Koordinasyonu Bölüm Başkanı Holger Schröder ile Sevim Kılıç tarafından yapılan röportaj.

Türkiye Mart ayında “Sosyal Politika ve İstih-dam” bölümü hakkındaki açıklamalarını sundu. Türkiye’deki sosyal politika ve istihdam ile ilgili ana alanlar nelerdir? Bu bölümdeki ana alanlar diğerlerinin yanı sıra iş sağlığı ve güven-cesi, sosyal diyalog, sendika hakları, iş kanunu, istihdam, sosyal dışlanma, ayrımcılık karşıtlığı ve cinsiyet eşitliğidir. Lizbon Strateji-sine bağlılık düşünüldüğünde, istihdam ve sosyal politikanın Avru-pa Komisyonu için önemi giderek artmaktadır. Türkiye bu konuda ilerleme kaydetmiştir ancak katılım şartlarını yerine getirmek için gerçekleştirilmesi gereken pek çok çalışma bulunmaktadır. Sendi-ka haklarının güçlendirilmesi için özel çaba gösterilmelidir. Sosyal diyalog sadece masada eşit taraflar bulunduğunda etkin olabilir.

Ancak, Türkiye’de halen çok düşük derecede bir sendikalaşma vardır. Türkiye’nin toplu sözleşme eşi-ğini kaldırması gerekir. İş kanunu alanlarında belirli bir ilerleme gerçekleşmiştir. Ancak bazı sektörler hariç tutulduğundan (kamu sektörü veya örneğin 50’den az çalışana sahip tarımsal işletmeler), iş kanununun uygulama kapsamı hala sınırlıdır.

Türkiye’nin mevzuatını müktesebata uygun hale getirmek için ne türde bir katılım öncesi yardım gerçekleşmiştir? Komisyonun Türkiye’ye katılım öncesi desteği yu-karıda bahsedilen tüm alanlarda desteği kapsar. Birincisi ve en önemlisi, katılım öncesi destek Türk Bakanlıklarının ve kurumlarının istihdam ve sosyal politikadaki AB standartlarının uygulanması ve akta-rımı için hazırlanmalarına yardımcı olur. Ancak katılım öncesi destek ayrıca istihdam oluşturulmasının ve sosyal katılımın kolaylaştırılmasına yardımcı olmayı amaçlar. İşyerinde sağlık ve güvenlik ile aktif iş gücü stratejisi konusunda iki proje henüz tamamlandı. Di-ğer projeler cinsiyet eşitliğini, sosyal diyaloğu teşvik eder ve çocuk işçiliğine karşı mücadeleyi destekler. Ayrıca kamu kurumlarına desteğe ek olarak bu alan-larda çalışan pek çok sivil toplum örgütü bu amaçla Avrupa Komisyonundan hibeler almıştır.

2003 yılında Komisyon ve Türk makamları İstih-dam Politikası Öncelikleri Ortak Değerlendirme Belgesi (ODB) üzerinde çalışmaya başladılar. ODP’nin içeriği ve amacı nedir?ODP, (Lizbon stratejisinin bir bölümü olan) istihdam politikaları ile ilgili olarak Avrupa düzeyinde politika koordinasyonu için bir araçtır. ODB tüm aday ülkeler-de hazırlanır ve istihdam için ulusal eylem planlarının hazırlanmasına öncülük eder. İş piyasası ve istihdam politikası kurumlarının Avrupa İstihdam Stratejisi-ni uygulama konusundaki hazır olma durumlarını gösterir. ODB, kadınların işsizliği, kayıt dışı sektör, iş üretkenliği, dezavantajlı gruplar, genç işsizliği ve istihdamda bölgesel eşitsizlikler gibi konuları ele alır.

Hangi alanlarda Türkiye AB şartlarını karşıla-maktadır?Sosyal politika ve istihdam alanındaki AB mevzuatı Türkiye tarafından aktarılması ve uygulanması gere-ken asgari şartları ortaya koyar. Bu, ilgili bakanlık-lar – burada ana ortak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’dır – sosyal ortaklar ve sivil toplumun ortak çabası ile yapılmalıdır. İşyeri güvenliği ile ilgili mevzu-atın aktarımı ileri bir aşamadadır, ve şu andaki hedef AB standartlarının uygulanmasıdır. Sendika hakları

T

Holger SchröderAvrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu Mali İşbirliği ve Yatırım Koordinasyonu Bölüm Başkanı

Page 9: Vahdi Boydaş, Mensur Boydaş, Avrupa Birliği ve Türkiye

görünümAB Türkiye

Ana konu: Sosyal Politika 9

ile ilgili olarak sınırlı bir ilerleme kaydedilmiştir. İş kanunu ve cinsi-yet eşitliği alanlarında müktesebata uyum için daha fazla çabaya gereksinim vardır.

Uyum sürecinin en büyük boşlukları ve en zayıf noktaları ne-lerdir ve Türkiye’nin karşı karşıya olduğu en büyük problem nedir? Halen iş gücünün sadece %5’i toplu sözleşmeler kapsamında olduğundan, Türkiye’nin toplu sözleşmeler için var olan eşikleri kaldırması gerekir. Cinsiyet konuları ile ilgili olarak Komisyonun belirlediği minimum standartlar tamamen yerine getirilmiş değildir. Genel olarak ekonomik ve politik hayatta kadının katılımı düşüktür. İş gücünde kadının katılımı sadece %25 civarındadır ki bu rakam AB ortalamasının yarısından azdır. Orta ve uzun vadede ekonomik ve sosyal hayatta değişimleri başarabilmek için cinsiyet eşitliği ko-nuları hakkındaki bilinci artırmak çok önemlidir.

Uygulama sürecinde yer alan çeşitli bakanlıklar, sosyal ve sivil or-taklar arasındaki koordinasyonu geliştirmek aynı şekilde büyük bir sorun teşkil edecektir. Ayrıca, bakanlıkların teknik kapasitelerinin iyileştirilmesi ve sivil toplumun daha da güçlendirilmesi gerekmek-tedir.

Sosyal dışlanma ile mücadele konusunda Türkiye halen Top-luluk programlarına katılmaktadır. Bugüne kadarki katılım nasıl oluştu ve gelecekte hangi girişimler planlanmaktadır?Sosyal katılım sahası Türkiye için çok önemlidir. Halen çok sayıda faaliyet mevcuttur ancak bunlar verimli bir şekilde koordine edilmiş değildir. Bu nedenle problemle mücadele için kapsamlı bir yakla-şım gereklidir. Ancak Türk makamları ve Avrupa Komisyonu ta-rafından hazırlanan Karma Katılım Zaptı kabul edildiğinde, AB’nin sosyal katılım ile ilgili problemlerle mücadelesini yönlendirecek ve ilgili bakanlıklar ve kurumlar arasındaki faaliyetlerin etkinliğinin iyi-

Türkiye son dere-ce genç ve dina-mik bir ülkedir. Bu, ekonomik büyü-me için sağlam bir dayanak oluştur-maktadır. Fakat ne yazık ki bu gerçek, işe dönüşmemiştir.

İstihdam ve Sosyal Politika hakkında daha fazla bilgi için lütfen: www.europa.eu.int/pol/social/index_en.htm

leştirilmesine yardımcı olacaktır.

Yakın gelecekte Türkiye için 2007’den 2013’e kadar yeni bir fi-nansman aracı planlanmaktadır. Bu finansman aşağıdaki alanları kapsayacaktır: kurum oluşturma, sınır ötesi işbirliği, bölgesel kal-kınma (ortam, taşıma ve bölgesel rekabetçilik), insan kaynakları gelişimi (Avrupa Sosyal Fonunun habercisi) ve kırsal kalkınma. Bu Türkiye’nin sadece tam üyelikle mümkün olan Avrupa Sosyal Fonu’nda yer alabilmesi için sağlam bir yapı oluşturmaya başla-ması açısından büyük öneme sahiptir.

Türkiye’ye hangi mesajı vermek istersiniz?Türkiye son derece genç ve dinamik bir ülkedir. Bu, ekonomik bü-yüme için sağlam bir dayanak oluşturmaktadır. Fakat ne yazık ki bu gerçek işe dönüşmemiştir. İstihdam politikalarının uygulanması ile Türkiye’nin dinamik nüfusunun tüm potansiyelini kullanabilece-ğini ve AB standartlarına yönelik büyük adımlar atabileceğini dü-şünüyorum.

Page 10: Vahdi Boydaş, Mensur Boydaş, Avrupa Birliği ve Türkiye

10 görünümAB Türkiye

Ana konu: Sosyal Politika

Türkiye’de çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinin ortadan kaldırılması

ocuk işçiliği tüm dün-yada yaygın bir prob-lemdir. Çocuk işçiliği çocukları, sömürüye meyilli hale getiren ve incinebilir bir duruma sokar. Sağlık tehlikeleri ve potansiyel suistimal içeren çalışma koşul-

larına katlanmaktadırlar. Çalışma koşulları düzgün fiziksel, eğitimsel ve zihinsel ge-lişme için uyarım sağlamaz. Çocuk işçiliği ayrıca ulusal kalkınma çabalarına büyük bir sosyal ve ekonomik engeldir ve toplumun sosyal ve insan sermayesini yıpratmakta-dır.

Avrupa Birliği’nin tam ve eşit bir üyesi ol-mayı hedefleyen Türkiye, kendisini yaşam kalitesi ve insan haklarının iyileştirilmesi ile birlikte demokratikleşmeye ve sosyal katı-lıma odaklı, genel, dengeli bir kalkınma ve modernizasyona adamıştır. Bu kalkınma bağlamı içinde Türkiye’de çocuk işçiliği konularına karşı bilinç ve ilgide artış ol-muştur.

Çocuk işçiliği problemi, özellikle en kötü şekilleri, geçiş içindeki bir ülke olarak Türkiye’nin ele alması gereken bir prob-lemdir. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) Çocuk İşçiliğinin En Kötü Biçimleri ile ilgili 182 sayılı Sözleşmesi acil olarak 18 yaşın altındaki tüm çocuklar için bu tür işçi-lik şekillerinin yasaklanması ve giderilmesi-ni sağlayacak acil ve etkin tedbirleri gerekli kılmaktadır. Türk Hükümeti bu sözleşmeyi 2001 yılında onaylamıştır.

Türk Hükümeti çocuk işçiliğine özel bir önem atfetmektedir ve resmi rakamlar

son on yılda bir iyileşmenin sağlandığını göstermektedir. Ancak, halen geliştirilmesi gereken pek çok alan bulunmaktadır. Avru-pa Komisyonu, 2 yıl olarak planlanan proje süresi için 5.3 milyon Euro toplam sözleş-me tutarından oluşan “Çocuk İşçiliğinin En Kötü Biçimlerinin Ortadan Kaldırılması” hakkında bir projeyi onayladı. Bu projenin yararlanıcısı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çocuk İşçiliği Dairesi’dir (ÇSGB-ÇİD). Proje, sosyal adalet ve uluslararası düzeyde tanınan insan ve çalışma hakla-rının desteklenmesini amaçlayan bir BM uzman kurumu olan ILO’nun Ankara Ofisi tarafından uygulanacaktır. 6-17 yaş guru-bundaki çalışan ve risk altındaki çocuklar ve aileleri projenin asıl yararlanıcıları ola-caklardır.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, iş-veren ve işçi örgütleri ve Sivil Toplum Ör-gütleri ile işbirliği halinde Türkiye’deki ço-cuk işçiliğinin en kötü şekillerini mevsimsel ticari tarımsal alanda işler; tehlikeli koşul-lardaki küçük ve orta ölçekli işletmelerdeki (KOBİ’ler) işler; ve sokak işleri olarak ta-nımladı.

Komisyonun “Çocuk İşçiliğinin En Kötü Biçimlerinin Ortadan Kaldırılması” projesi ÇSGB’nin Çocuk İşçiliği Dairesinin bu alan-daki kapasitesini artırmaya yönelik oluştu-rulmuş bir teknik yardım programıdır. Bu programın amacı, hükümetin 2015 yılına kadar çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinin ortadan kaldırılması stratejisi doğrultusun-da, 2007’nin sonuna kadar çocuk işçiliğin-de önemli bir düşüş sağlanmasına yardım-cı olmak ve çocukların çocuk işçiliğinin en kötü şekillerinden uzaklaştırılması ve risk altındaki çocukların bu tür işlere girmesinin engellenmesi için ulusal ve bölgesel kapa-siteyi artırmaktır. Bu problemle mücadele için bilinç artırılması alt yapı oluşturan bir ortam sağlanması açısından bu tür koşul-lardaki çocukların velileri, ilgili hükümet ku-rumları ve STK’lar da hedeflenmiştir.

Program faaliyetleri yedi adet ilave ile ge-nişleterek mevcut ve planlanmış hükümet çalışmalarını tamamlayacaktır. Çankırı, Kastamonu, Ordu, Erzurum, Elazığ, Van ve Sinop illeri pek çok çalışan çocuğa sahip alanlar olarak tanımlanmıştır. Pro-je, Türkiye’de iki alanda program müda-halelerine odaklanacaktır: ulusal politika düzeyinde; ulusal kurumların programları, politikaları ve stratejileri içerisinde sömürü içeren çocuk işçiliği konularının normal-leştirilmesinin hedeflenmesi ve bir Çocuk İşçiliği İzleme Sistemi (ÇİİS) kurulması ve il düzeyinde ve yerel düzeylerde; eğitim ve danışma hizmetlerinin sağlanması ile

çocuk işçiliğinin engellenmesi ve kaldırıl-ması için bir pilot program uygulayacak olan Program Koordinasyon İl Ofisleri’nin (PKİO’lar) çalışması ile tehlikeli koşullarda çalışan çocuklara odaklanılması.

Bu program müdahalelerinin başarılı olarak uygulanması için Çalışma ve Sosyal Gü-venlik Bakanlığı’nın Çocuk İşçiliği Dairesi (ÇİD) bünyesinde ILO uzmanlarından olu-şan bir Teknik Yardım Ekibinin (TYE) Çocuk İşçiliği Dairesindeki meslektaşları ile işbirli-ği yapacağı iyi yapılandırılmış bir kurumsal ve yönetim çerçevesi ile sürdürülecek olan kapasitenin oluşturulması gerekmektedir.

Ç

Temel Bilgiler• 15 yaşın altında olan ve zorunlu eğiti-

mini tamamlamamış olan çocukların çalışması yasaktır.

• Zorunlu eğitimin 8 yıla çıkarılması ile çocuk işçilerin sayısında %50 bir azal-ma olmuştur.

• Sosyal Hizmetler ve Çocuk Koruma Merkezlerinde 23,000 çalışan çocuk kayıtlıdır.

• Kayıtlı olmayan çocukların sayısı düşü-nüldüğünde çalışan sokak çocuklarının gerçek sayısı yaklaşık 50,000 olarak tahmin edilebilir.

• İki yılda bir yapılan, 2003 Hane Halkı İşgücü Anketi’ne göre 12–17 yaş gru-bunda 948,000 çocuk çalışmaktadır.

• 12–17 yaş grubundaki çalışan çocuk-lardan %58.9’u tarımda, %21.1’i hiz-met ve %20.1’i sanayi sektöründe çalı-şıyor.

• Kentsel alanlardaki çalışan çocukların %55.6’sı kırsal alanlardan göçen ailele-rin çocuklarıdır.

Sevim Kılıç ve Osman Zaim, Baş Teknik Danışman, ILO Ankara Ofisi

Program hakkında daha fazla bilgi için lütfen:www.ilo.org/public/english/region/eurpro/an-kara/

Page 11: Vahdi Boydaş, Mensur Boydaş, Avrupa Birliği ve Türkiye

görünümAB Türkiye

Ana konu: Sosyal Politika 11

Emine Bozkurt hedefi ortaya koydu:

ürkiye İşveren Sendikala-rı Konfederasyonu (TİSK) 10–11 Şubat 2006’da bir Kadın İstihdam Zirvesi düzenledi. Ana konuşma-cılardan Avrupa Parlamen-tosu Üyesi ve Türkiye’deki

Kadın Hakları “Raportörü” Emine Bozkurt ana teması olan iş gücünde kadınların dü-zeyini artırma ve koşullarını iyileştirme ihti-yacı konusundan önce Türkiye’nin AB üye-liği yolunda karşı karşıya olduğu sosyal ve istihdam ile ilgili problemlere değindi – Türk işçilerin AB içinde dolaşımı hakkında “sü-rekli korunma” konusu ve sendikalara daha büyük bir rol veren sağlam bir sosyal politi-kaya duyulan ihtiyaç.

Bozkurt, konuşmasına kadınların kağıt üzerinde sahip olduğu haklarla bu hakları pratikte kullanabilme imkanları arasında-ki farkın altını çizerek başladı. Bozkurt’a göre gerçekte, kadınların haklarına erişi-mi anne babalarından, toplumlarından ve kocalarından ekonomik olarak bağımsız olmaları ile ilgilidir. Bu açıdan iş pazarında kadınların önemi düşünüldüğünde teorinin gerçeğe dönüşmesi hayati öneme sahiptir. AB, Lizbon Stratejisinde kadın istihdamı için %60’ın üzerinde bir hedef oran belirle-miştir ancak hem AB hem de Türkiye kadın istihdamı potansiyeli yeterince kullanma-maktadır.

Bozkurt, Türk işçilerin AB içinde serbest dolaşımı ve AB içindeki bazı taraflarca ileri sürülen “sürekli korunma” ihtiyacı ile ilgili olarak Türk ekonomisinin mevcut hızında büyümeye devam etmesi durumunda bu tür bir önlemin gereksiz ve hem AB hem de Türkiye için gerçekten de dezavantajlı ola-cağını belirtti. Bozkurt, politika oluşturma-

da hem işverenleri hem de sendikaları dahil eden güçlü bir sosyal politikanın meydana getirilmesine odaklanmanın daha önem-li olduğunu vurguladı. Ayrıca, toplu söz-leşme zorluğu, iş organizasyonunda eski mevzuat, işverenlerin işçileri için sorumlu-luk almaları gereği ve en sonuncusu ama aynı derecede önemli olarak iş pazarında kadının istihdam düzeyi gibi Türkiye’deki endüstriyel ilişki zayıflıklarına da değindi.

Bozkurt, Türkiye’de kadın hakları konu-sundaki raporuna atıfla, Yaşam ve Çalışma Koşullarının İyileştirilmesi için Avrupa Vakfı tarafından yapılan en son araştırmaya göre iş piyasasında kadının rolünün 1998’de %35 iken bugün %27’ye düşüşüne işaret etti. Kadın girişimcileri, kadın çalışanları, mesleki eğitimi destekleyen çeşitli prog-ramlar ve mevzuattaki ve çocuk bakımı im-kanlarındaki ilerlemeler dikkate alındığında bu düşüşün şaşırtıcı olduğunu ifade eden Bozkurt’a göre diğer olumlu bir sürpriz ka-nun, tıp ve akademisyenlik gibi alanlarda kariyer yapan kadınların oranının %30 gibi yüksek bir rakam olmasıdır. İş sahibi kadı-nın toplam oranındaki düşüşünü ise kırsal alanlardan kentsel alanlara göç ve “kayıt dışı sektör” ile açıklamaktadır. Bu eğilimin azaltılması için, kadınlara daha fazla ba-ğımsızlık verme ve fiziksel olarak evden çıkmalarına yardımcı olma konusundaki uzun vadeli hedefi terk etmeden kadınların evlerinden yürütebilecekleri küçük işletme-ler kurmalarına yardımcı olacak projelerin başlatılmasını ve desteklenmesini önerdi. Bozkurt, ayrıca sadece yasal bir çerçeve oluşturulmasının ötesinde çocuk bakımı hizmetlerinin iyileştirmesi ve cinsel taciz ve ayrımcılıkla etkin bir şekilde mücadele edil-mesinin gerekli olduğunu belirtti.

Bozkurt, kadınların iş pazarına erişimleri-nin iyileştirilmesi sorunu hakkında sorumlu taraflara doğrudan hitap etti ve kendilerine bu süreçteki rollerini hatırlattı. Sendikalar ve işveren örgütlerinden başlayarak ka-dınlara iş bulmalarında yardımcı olmadaki rollerinin altını çizdi. Ayrıca Türkiye’deki ve AB’deki sendikalar arasında işbirliğine atıfta bulundu ve sendikaların ve işveren örgütlerinin ve sosyal ortaklar nosyonunun karar verme ve sosyal konularda görev ala-

1 Mart 2000’de Lizbon’da toplanan AB siyasi liderleri yeni bir hedef belirlediler: on yıl içinde “ daha fazla ve daha iyi işler ve daha büyük sosyal uyum ile sürdürülebilir büyüme kapasitesine sahip dünyanın en rekabetçi ve dinamik bilgi tabanlı ekonomisi olmak.”

T

cak şekilde dahil edilmesinde hükümetin rolünü vurguladı. Sendikalarda ve işveren örgütlerinde kadınların görev düzeylerinin artırılmasını önerdi, örneğin TİSK başkanı veya Devlet Bakanı olarak bir kadının atan-ması gibi.

Emine Bozkurt sonuç olarak her iki cinsi-yetin de kadın hakları ve kadınların iş pa-zarındaki katılımlarında yer almasını istedi. Her iki cinsiyete de “Türkiye kadınlar, ka-dınlar da Türkiye için çalışmalı” çağrısında bulundu.

“Türkiye kadınlar için,kadınlar da Türkiye için çalışmalı”

TİSK hakkında daha fazla bilgi için lütfen: www.tisk.org.tr

Emine BozkurtAvrupa Parlamentosu Üyesi

Page 12: Vahdi Boydaş, Mensur Boydaş, Avrupa Birliği ve Türkiye

12 görünümAB Türkiye

Ana konu: Sosyal Politika

AB sosyal politikası’na genel bakış

vrupa sosyal politikası-nın enstrümanları 1957 yılında Avrupa Toplu-luklarının oluşturulma-sından bu yana sürekli gelişti. Bu süreçteki ana köşe taşları şunları içerir:

1957’den itibaren işçilerin serbest dolaşı-mını ve Avrupa Sosyal Fonu’nun (ESF) ku-rulmasını sağlayan yönetmelikler; Tek Av-rupa Senedi’ni takiben 1986 yılında sağlık ve güvenlik yönergeleri; 1993’te Maastricht Antlaşmasına ekli Sosyal Politika hakkında bir Anlaşma içeren bir protokol; ve Amster-dam Antlaşmasından beri, tüm Üye Ülkele-rin Lizbon Stratejisi bağlamında sürdürme kararı aldıkları gönüllü bir süreç olan Açık Koordinasyon Yöntemi (OMC).

1990’ların ortalarından beri istihdam ken-di içinde ana bir politika alanı olmuştur ve AB istihdam ve sosyal politikasının hem siyasi hem de kurumsal açıdan önemli derecede güçlenmesini sağlamıştır. Ön-celikle, İstihdam hakkında bir başlığın su-nulması ve Sosyal Politika Anlaşmasının Amsterdam’daki Avrupa Komisyonu Ant-laşmasına entegrasyonu sosyal politikaya yeni bir boyut getirdi. İkinci olarak Lizbon Gündemi bir hedefler listesi belirledi ve OMC’yi sosyal politikayı ele almada yeni bir enstrüman olarak başlattı.

AB’nin yakın zamandaki ve gelecekteki ge-nişleme turları yeni ve daha iyi bir sosyal politika geliştirmeye ek bir zorluk getiriyor.

Mevcut ve gelecekteki Üye Ülkelere ye-tecek sosyal modelin uyarlanması AB’nin başarısı için önemlidir.

Lizbon Stratejisi ve Sosyal GündemlerLizbon Stratejisi Avrupa’nın “2010 yılına kadar daha fazla ve daha iyi işlere ve daha büyük sosyal uyum içeren sürdürebilir eko-nomik büyümeye sahip dünyanın en reka-bete dayalı ve dinamik bilgi tabanlı ekono-misi” olabilmesi için başarılması gereken bazı hedefleri belirledi.

Nice Avrupa Konseyi tarafından Aralık 2000’de, 2000-2005 dönemi içine onay-lanan önceki AB Sosyal Politika Gündemi Lizbon’da ana hatları çizilen ekonomik ve sosyal yenilenmenin elde edilmesine yö-nelik entegre bir Avrupa yaklaşımının bir kısmını oluşturdu. Ekonomik, istihdam ve sosyal politikanın olumlu ve dinamik etki-leşimini sağlamayı ve tüm önemli aktörleri yeni stratejik amaca doğru ortak bir şekilde seferber eden bir politik anlaşmayı şekil-lendirmeyi amaçladı.

2006-2010 dönemi için Şubat 2006’da başlatılan mevcut sosyal gündem, daha önce benzeri olmayan ve sürekli bir geniş-leme çerçevesi içersinde uygulanmakta-dır. Avrupa’nın sosyal modelini, yenilenen Lizbon Stratejisi kapsamında modernize etmeyi amaçlar. Gündem iki ana önceliğe odaklanır: istihdam ile eşit fırsatların ve sosyal katılımın desteklenmesi. Bunların

ikisi de Komisyonun önümüzdeki beş yıl için stratejik amaçları olan refah ve daya-nışma ile iç içedir.

Bu kez, yaklaşım farklıdır. Önceki gündem bir eylemler kataloğu olarak görülebilirken yeni gündem somut önlemler içeren ve ge-lecekteki eylem için yolların ana hatlarını çizen bir pakettir. Bu anlamda değişime neden olan üç temel unsur tanımlanmış-tır: küresel bağlamda artırılmış bir rekabet; teknolojik gelişmeler; ve yaşlanan bir nüfus. Sosyal politikanın modernize edilmesinde-ki nihai amaç, vatandaşların bu değişimleri etkin bir şekilde yönetebilme becerisinde güven kazanmalarını sağlamaktır.

Topluluk Müktesebatı ve diğer sosyal politika enstrümanlarıSosyal politika alanındaki AB mevzuatı, iş sağlığı ve güvenliği, iş kanunu ve çalışma koşulları, erkek ve kadın için eşit fırsat-lar ve göçmen işçiler için sosyal güvenlik programlarının koordinasyonu gibi pek çok sahayı kapsar. Bu alanların tümünde AB mevzuatı mevcut Üye Ülkeler için güvenlik maddeleri ile birlikte minimum şartları or-taya koyar.

Türkiye’deki İlerlemeAvrupa Komisyonunun 2005 İlerleme ra-poru Türkiye’nin istihdam ve sosyal poli-tikalarını Topluluk Müktesebatına uyumlu hale getirmekle sınırlı olmakla birlikte bir miktar ilerlemenin sağlandığı belirtmekte-dir. İş kanunu ile iş sağlığı ve güvenliği sa-halarında yasal değişimler gerçekleşmiştir, ancak sosyal diyaloğun, cinsiyet eşitliğinin ve ayrımcılık karşıtı politikaların oluştu-rulmasında çok az ilerleme sağlanmıştır. Türk makamları halen İstihdam Politikası Öncelikleri Ortak Değerlendirme Belgesi (JAP) ve Ortak İçerme Zaptı (JIM) üzerinde çalışıyorlar. Çalışma Bakanlığının idari ka-pasitesi de güçlendirilmiştir. Bugün itibarı ile Türkiye’nin önündeki ana problem Mük-tesebatın tamamen uygulanması ve yürü-tülmesidir.

Daha fazla bilgi için, lütfen: http://www.europa.eu.int/comm/employment_social/

Ana istihdam verileri: Türkiye değerlendirmesi

´ İstihdam politikası – 2004 yılındaki genel istihdam oranı %43.7, kadın istihdamı ise %25’in biraz altında.

´ İş kanunu – Çocuk çalıştırma yaşı 12’den 15’e çıkarıldı.

´ Sosyal güvenlik – Sistemde mali istikrarsızlık ve önemli ölçüde kayıt dışı kesim bulunmaktadır.

´ Kamu sağlığı – Çoğu sağlık göstergesi üye ülkelerdekinden oldukça düşüktür.

´ Sosyal diyalog – Tam sendika hakları henüz oluşturulmuş değildir.

´ İş sağlığı ve güvenliği – Mevzuat kamu sektörünü kapsayacak şekilde genişletil-melidir.

´ Cinsiyet eşitliği – Cinsiyet eşitliği konusundaki yönergelerin tamamen aktarılma-sına gereksinim sürmektedir.

´ Ayrımcılıkla mücadele – Etnik köken, din veya inanç, özürlülük, yaş veya cinsel eğilim temelli yönergelerinin aktarılmasına gereksinim sürmektedir.

´ Sosyal içerme – Hassas grupların durumunun iyileştirilmesi için yapılması gere-ken büyük çapta iş bulunmaktadır.

A

Page 13: Vahdi Boydaş, Mensur Boydaş, Avrupa Birliği ve Türkiye

görünümAB Türkiye

AB Genel Bilgiler 13

Avrupa’da sosyal politika göstergelerii

Yeni Sosyal Gündem 2005–2010: yeni büyüme ve iş stratejisinin önemli bir şartı Sosyal Gündem iki ana önceliğe sahiptir; (i) istihdam ve (ii) yoksullukla mücadele ve eşit fırsatların desteklenmesi. Bu ana öncelikler önümüzdeki beş yıl için Komisyonun stra-

tejik hedeflerinden ikisini desteklemektedir: refah ve dayanışma.

Gündem, sokaktaki erkek ve kadına nasıl yardım etmektedir?

Avrupa vatandaşlarına küreselleşme, tek-nolojik kalkınma ve yaşlanan nüfuslar ne-deniyle toplumun önündeki zorluklarla baş

edebilme becerileri konusunda güven ver-meyi amaçlar. Gündem normal insanların bu fırsatları – becerilerine, refah sistemine ve en önemlisi adapte olabilme becerilerine – güvenle kullanmalarında yardımcı olmak üzere tasarlanmış istihdam ve sosyal poli-tikaları belirler.

İstihdam oranlarıGeçen birkaç yılda, kadınların ve erkek-lerin istihdam oranları arasındaki boşluk %18.1’den %15.2’ye düştü. Bu düşüşün ana sebebi pek çok ülkede erkelerin istih-dam oranlarındaki durgunluk ve kadınların istihdam oranlarındaki büyümedir.

Kadınlar AB’de erkeklerden % 15 daha az kazanıyorlar ve hala çalışma/yaşam denge-sini zor bulmaktadırlar

Yeni bir Avrupa Komisyonu raporuna göre AB’deki kadınlar erkeklerden %15 daha az kazanıyor ve cinsiyet farkının kapatılmasın-daki ilerleme yavaş olmaktadır. “Kadınlar ve Erkekler arasında eşitlik Raporu 2006” AB ülkelerinin kadınlara ev ve iş baskıları ile baş etmede yardımcı olmak üzere daha iyi yollar sağlamaları çağrısında bulunuyor.

Avrupa işgücü ne ölçüde hareketli? Coğrafi hareketlilik25 üyeli Avrupa Birliği vatandaşlarının yak-laşık %1.5’i kendi menşe ülkelerinden fark-lı bir Üye Ülkede çalışıyor ve yaşıyor – bu oran son 30 yılda çok az değişmiştir. (Kay-nak: Eurostat).

AB’de serbest dolaşım ve genişlemeAB Üye Ülkelerince sunulan istatistikler pek çok ülkenin Orta ve Doğu Avrupa’dan beklenenden az emek akışı yaşadığını göstermektedir. Yeni Üye Ülke (AB10) va-tandaşları tüm ülkelerde çalışan yaş nüfu-sunun %1’den daha az bir kısmını temsil ettiler – Avusturya (2005’te %1.4) ve İrlan-da (2005’te %3.8) hariç.

Yaşlanan iş gücü AB, toplum ve ekonomi üzerinde önemli bir etki yapacak olan benzeri görülmemiş demografik değişimlerle karşı karşıyadır. İnsanlar daha uzun ve daha sağlıklı ola-rak yaşamaktadırlar. Doğum oranları kadın başına 1.5 çocuğa düştü, ve 2030 yılında Avrupa’da bugünkü rakamdan 18 milyon daha az çocuk ve genç insan bulunacaktır. O zamana kadar “yaşlı işçilerin” sayısı (55-64 yaş arası) 24 milyon artmış olacak ve

AB’de 80 yaşın üstünde 34.7 milyon vatan-daş bulunacak (bugün 18.8 milyon).

2005’ten 2030’a kadar 65 ve üstünde yaşa sahip insanları sayısı % 52,3 (40 milyon) ar-tacak ve 15-64 yaş grubu %6,8 oranında (2.8 milyon) düşecek.

Çalışan yaş grubuna bağımlı genç ve yaşlı insanların sayısı 2005’te %49 iken 2030 yı-lında %66’ya çıkacaktır.

2010 için toplam istihdam oranı Liz-bon hedefi

2010 için kadın istih-dam oranı Lizbon hedefi

Kadın Erkek

2004 AB Üye Devletler istihdam oranları (15-64 yaş arası erkek ve kadın)

Kaynak: Eurostat İşgücü araştırması

Yaşlanan Toplum İleri yaş grubuna bağımlılık oranı

AB-15

AB-�5 ön görülen

AB-15 ön görülen

Page 14: Vahdi Boydaş, Mensur Boydaş, Avrupa Birliği ve Türkiye

14 görünümAB Türkiye

AB Genel Bilgiler

AB geniş açıAvrupa Konseyi, 23–24 Mart 2006, BrükselÜye ülkelerin Lizbon hedeflerine ulaş-mada yeterli ilerlemeyi gösterememe-leri nedeniyle Avrupa Konseyi Mart

2005’de Lizbon Stratejisini yeni-den lansmanına karar verdi. ”Yeni Lizbon” şimdi iki ana görev üzerine odaklanmaktadır: sürdürülebilir bü-yüme ve istihdam. Ana hedefler şun-lardır: 1. Yüksek öğretim, araştırma ve yenilik konusun-

daki yatırım tutarının artırılması. 2. Bu tür bir süreçte yer alan idari engellerin azaltılması, işletmelerinin kurulmasını ve büyümesini teşvik eden bir ekono-mik ortam yaratılması. 3. Tüm yaştaki insanlara iş bulmada ve önlerindeki engelleri aşmada yardım sağlanması, ve son olarak güvenli ve dayanıklı bir enerji tabanının sağlanmasını garanti etmek.

Belçika AB Anayasasını OnayladıBelçika Parlamentosu, 8 Şubat 2006’da Avrupa Anayasasını onay-ladı. Bununla Belçika anayasa bel-gesini onaylayan 14. üye ülke oldu. Belçika’nın onay haberi geçen sene Fransız ve Hollandalıların reddettiği anayasanın destekçilerinin ümitlerini artırdı. Avrupa Komisyonu diğer üye ülkeler için olumlu bir işaret olması ümidiyle bu adımı memnuniyetle kar-şıladı.

Komisyon işçilerin desteklenmesi için yeni bir Avrupa Küreselleşme Fonu için yılda €500 milyon öneri-yorAB işçileri toplam €500 milyonu bu-lacak yeni bir yıllık fon ile işe dönme konusunda yardım alacaklar ki dünya ticaret modellerindeki ana değişimler-den etkilenen bölge ve sektörlere özel vurguyla AB içinde her yıl 50,000 işçi bu yardımdan faydalanabilir. Komis-yon tarafından önerilen yeni ”Avrupa Küreselleşme Fonu” (AKF) örneğin küreselleşmeden etkilenen işçilere bireysel ücret bağlama, yeniden eği-tim veya yeni işlerim bulunmasında somut destek şeklinde yardım etmek üzere özel tasarlanmış hizmetler için

bir kerelik, zaman kısıtlı destek sağ-layacak.

Komisyon yeni yol haritası ve €50 milyon bütçeli cinsiyet enstitüsü ile cinsiyet eşitsizliğine karşı mü-cadele edecekAvrupa Komisyonu önümüzdeki beş yılda AB’deki cinsiyet eşitsizliği ile mü-cadele için 21 spesifik faaliyet önerdi. Komisyonun ”Erkek ve kadınlar ara-sındaki eşitlik için Yol Haritası 2006-2010” içerisinde ana hatları çizilen faaliyetler arasında şunlar bulunmak-tadır: cinsiyet eşitliği için yeni bir €50 milyon bütçeli Avrupa enstitüsünün kurulmasına yardım edilmesi; mevcut tüm AB cinsiyet kanunlarının gözden geçirilmesi; cinsiyet eşitsizliğine karşı bilincin artırılması; cinsiyet eşitliğinin tüm politikalarda dikkate alınmasının sağlanması ve daha iyi istatistik tutul-ması konusunda baskı yapılması. Yol haritası, diğer amaçlarının yanı sıra, erkekler ve kadınlar arasındaki ücret farkı ile mücadeleyi, daha iyi iş/hayat dengesinin desteklenmesini, kadı-na yönelik şiddet ve kadın ticaretinin yok edilmesi, cinsiyet bütçelemesinin desteklenmesi ve AB içinde ve dışın-da cinsiyet eşitliğinin teşvik edilmesini hedeflemektedir.

Avrupa semaları güvenli olmayan hava yollarına karşı korunuyorAvrupa Komisyonu 22 Mart’ta Avru-pa Birliğinde yasaklanmış olan ilk AB havayolları listesini kabul etti. Güven-li olmayan hava yollarından oluşan kara liste şimdi Komisyonun web si-tesinde yayınlanacak. Kara liste, Üye

´

´

´

´

´

´

Ülke uzmanlarının derinlemesine bir analizinden sonra ve ulusal katkılara dayanarak derlendi. Liste, komple bir yasaklamaya uğrayacak olan 92 firma ve operasyonel kısıtlamaya gidilecek olan 3 firmadan oluşmaktadır. Bun-dan sonra bir Üye Ülkede yasaklanan firmaların tüm AB’de yasaklanması prensibi geçerli olacak.

Komisyonun ulaştırmadan sorumlu Başkan Yardımcısı Jacques Barrot ”Avrupa Birliği şu anda hava yolları-nın yasaklanması konusunda uyumlu bir yaklaşıma sahiptir” dedi. ”Bu kara liste şüpheli hava yollarını Avrupa’nın dışında tutacaktır. Ayrıca Avrupa gök-lerinde çalışan tüm havayollarının en yüksek güvenlik standartlarına uyma-sını sağlayacaktır”.

Birlik için sürücü belgesi27 Martta Bakanlar Konseyi, Avrupa sürücü belgesi ile ilgili 2003 yılına ait

bir Avrupa Ko-misyonu teklifi hakkında siyasi bir anlaşma-ya vardı. Ortak Avrupa kural-ları AB sürücü-lerinin serbest dolaşımını ko-

laylaştıracak, sürücü belgeleri kimlik kartları gibi kullanırken dolandırıcılığı önleyecek ve özellikle motosikletler söz konusu olduğunda yol güvenliğini artıracaktır. Halen kullanılmakta olan 110 farklı modellerin yerini kredi kartı formatında tek bir model alacaktır.

Page 15: Vahdi Boydaş, Mensur Boydaş, Avrupa Birliği ve Türkiye

görünümAB Türkiye

AB Genel Bilgiler 15

Edirne AB Bilgi BürosuTel: +90 284 214 93 13 [email protected]

AB Bilgi Merkezi etkinlikleri

vrupa Birliği Bilgi Merke-zi (ABBM), Avrupa Ko-misyonu Bilgi ve İletişim Destek Programı kapsa-mında yinelenen kamu görüşmeleri ve faaliyetle-rini organize etmektedir.

Bu faaliyetler “AB destekledi, Biz faydalan-dık” adı altında sunulmaktadır.

“�� Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bay-ramı” süresince ABBM’de Tarih Vakfı ile iş-birliği içindeki bir İşkur Projesinin sonucu olan Eyüp Ahşap Oyuncaklar Sergisi ger-çekleştirecek. 23 Nisan Pazar günü ABBM 14–17 saatleri arasında açık olacak ve AB boyutlu çeşitli faaliyetlerle 8–10 yaş arasın-daki çocukları ağırlayacak.

9 Mayıs Avrupa Günü’nde gençlik grupları ve organizasyonların katılımı ile ABBM’de kültürel etkinlikler düzenlenecek. ABBM tarafından Avrupa Günü dolayısıyla gerçek-leştirilecek olan aktiviteler şunları içeriyor: Avrupa Takımı1 tarafından seminerler, bel-gesel gösterimleri, Karagöz Hacivat Kukla Şovu: “Karagöz AB’yi anlatıyor” ve Taksim Meydanında hafta sonu etkinlikleri.

AB hakkında tüm sorularınız için ABBM uz-manları ile temasa geçebilir ve çeşitli alan-lardaki etkinliklere katılabilirsiniz.

A

Avrupa Birliği Bilgi MerkeziMete Cad. Park Apt. No: 30–32 Taksim • PK 34437 İstanbul-TÜRKİYETel: (+90 212) 244 89 29 • Faks: (+90 212) 244 89 [email protected] • http://www.abinfoturk.net

1 Avrupa Takımı, çeşitli hedef gruplara seminerler, konferanslar, eğitim uygulamaları aracılığıyla AB ile ilgili konularda tarafsız bilgiler sağlar. Avrupa Takımı hakkında daha fazla bilgi için: www.avrupa.info.tr

Edirne AB Bilgi Bürosu açıldıTürkiye’de AB Bilgi Ağının bir parçası ola-rak, Edirne şehrinde 24 Mart’ta yeni bir AB Bilgi Bürosu açıldı. Büro, AB ve AB-Türkiye ilişkileri hakkında sorulara yanıt verecek, AB veri tabanlarına erişim sağlayacak ve uzmanlaşmış kaynaklardan ilave bilgilerin nasıl ve nereden elde edileceği üzerine bir referans noktası olarak görev yapacak. Ay-rıca büro AB-Türkiye ilişkileri ve AB politi-kaları hakkında uzmanların konuşmacı ola-rak katılacağı seminerler düzenleyecek ve AB hakkında bilgi kitapçıkları ve diğer yazılı materyali dağıtacak ve Avrupa Komisyo-nunca finanse edilen kültürel faaliyetler or-ganize edecek.

´ABBM Nisan/Mayıs 2006 Etkinlikleri´18 Nisan Ahşap Oyuncak Sergisi – “Eyüp Ahşap Oyuncak Projesi” (“AB destekledi, Kadınlar faydalandı, ABBM sergiledi” serisi)´23 Nisan ABBM’de Çocukların günü; sergi ve çocuklar için sunum, resim atölyesi, Avrupa çocuk şarkıları

9 Mayıs haftası “ABBM Kültür Haftası” olarak kutlanacak

´10 Mayıs Karagöz Hacivat Kukla Şovu: “Karagöz AB’yi anlatıyor”´11 Mayıs “Avrupa Günü” hakkında halka sunum´12 Mayıs Belgesel Gösterimi: “Dünya yazarları gözünden İstanbul’a yolculuk”

Mehmet Güreli, Yapımcı

Page 16: Vahdi Boydaş, Mensur Boydaş, Avrupa Birliği ve Türkiye

16 görünümAB Türkiye

AB Genel Bilgiler

Avrupa Birliği’nin Sosyal Politikası nedir?Özetle AB Sosyal Politikası AB’nin çalışan nüfusu için daha iyi yaşam ve çalış-ma koşulları sağlamak, işçiler ve işverenler arasında diyaloğu teşvik etmek ve sosyal alanda Üye Ülkeler arasındaki koordinasyonu iyileştirmek için oluşturul-du. AB, Üye Ülkeleri herhangi bir spesifik sosyal modeli uygulama konusunda zorlamamaktadır, bu nedenle kendi sistemlerini seçmekte özgürdürler. Ancak, ortak Sosyal Politika için bu sistemin uyması gereken standartlar vardır.

Türkiye’nin AB Sosyal Politikasına uyumundaki ana konular nelerdir?2005 Katılım Ortaklığı Belgesi Türkiye’nin AB katılımı bağlamında mücadele edeceği öncelikli alanlar olarak aşağıdakilere atıfta bulunur:Kısa vadeli hedefler:´ kadın hakları, ´ sendika hakları, ´ sosyal diyalog ve AB ortakları ile işbirliği, ´ çocuk işçiliği problemi.Orta vadeli hedefler:´ topluluk müktesebatının aktarımı (AB kanunun gövdesi), ´ idare ve yürütme yapılarının güçlendirilmesi, ´ ulusal bir istihdam stratejisi, ´ sosyal katılım konusunda ulusal bir strateji, ´ sosyal korumanın daha da geliştirilmesi.

Avrupa Sosyal Fonu nedir?Avrupa Sosyal Fonu (ESF) insanların becerilerini ve sonucunda iş beklentileri-ni iyileştirmelerine yardım eder. 1957 yılında oluşturulan ESF, AB’nin istihdam edilebilirlik ve insan kaynaklarını geliştirme çabaları için ana finans kaynağıdır. Üye Ülkelere işsizlikle mücadele, insanların iş piyasasının dışına çıkmalarının engellenmesi konusunda yardımcı olur ve Avrupa’nın iş gücü ve firmalarının yeni, küresel sorunlarla mücadelede daha donanımlı hale getirilmesinde eğitimi teşvik eder.

İşyeri Sağlığı ve Güvenliği ile ilgili olarak AB düzeyinde hangi çalışmalar yapılıyor?İşyerinde sağlık ve güvenlik ile ilgili AB eyleminin yasal dayanağı AB Anlaşması-nın 137. Maddesidir. Fakat Topluluk eylemi yasama ile sınırlı değildir. Komisyon, küçük ve orta ölçekli işletmelere özel ilgi göstererek bilgi ve rehberlik sağlanması ve sağlıklı bir çalışma ortamının desteklenmesini içine alacak şekilde Avrupa İş Sağlığı ve Güvenliği Ajansı ve Yaşam ve Çalışma Koşullarının İyileştirilmesi için Avrupa Vakfı ile işbirliği halinde faaliyetlerinin kapsamını geliştirdi. Komisyonun “İş ve toplumda değişime uyum: iş sağlığı ve güvenliği konusunda yeni bir Top-luluk stratejisi 2002-2006” başlıklı tebliği tüm Avrupa’daki işyerlerini daha gü-venli ve daha sağlıklı hale getirmek için yapılacak eylemlerin ana hatlarını çizer.

Avrupa Sosyal Politikası cinsiyet eşitliği hakkında neler içerir?Kadınlar ve erkekler arasındaki eşitlikle ilgili olarak AB politikası yasama, eşitle-me ve olumlu eylemler içeren kapsamlı bir yaklaşım içindedir. Bir eylem prog-ramı üzerinden mali destek de mevcuttur (2001-2006 5. Eylem Programı). Ana amaç, AB Anlaşmasının 2. ve 3. maddeleri (cinsiyet eşitleme) ile 141. madde (istihdam ve meslek konularında kadın ve erkek arasında eşitlik) ve 13. madde-ye (işyeri içinde ve dışında cinsiyet ayrımcılığı) göre Avrupa Topluluğu içerisinde eşitsizliği gidermek ve cinsiyet eşitliğini teşvik etmektir.

Avrupa Sosyal Politikasının özürlüye yaklaşımı nedir?AB tüm ilgili alanlarda özürlülük konularını dikkate almayı ve herkes için engel-siz bir şekilde katılımcı bir toplum doğrultusunda çalışmayı hedefler. AB Sosyal Politikası çerçevesinde, İstihdam Stratejisi, AB Ayrımcılık Karşıtlığı Yönergesi, Sosyal Katılım hakkında Ulusal Eylem Planları, Avrupa Sosyal Diyaloğu, İşye-rinde Sağlık ve Güvenlik ve Sosyal Koruma öğelerinin tamamı özürlü insanlara özel önem vermektedir. İstihdam Topluluğu Girişimi (EQUAL) işyerindeki ve iş arayan özürlü insanlara karşı ayrımcılıkla mücadelede yeni yollar geliştirmeye odaklanır

AB ile ilgili sorularınızı, merak ettiğiniz konuları her zaman ABBM’YE iletebilir-siniz. ABBM’ye ulaşan sık sorulan sorular ve yanıtları AB Türkiye Görünüm’de yayımlanacaktır.

Sık Sorulan Sorular

Daha fazla bilgi için:

Avrupa Birliği Bilgi MerkeziMete Cad. Park Apt.No: 30–32 Taksim34437 İstanbulTÜRKİYETel: (+90 212) 244 89 29Faks: (+90 212) 244 89 [email protected]

Avrupa KomisyonuTürkiye DelegasyonuUğur Mumcu Cad. No: 884 Kat GOP 06700 AnkaraTÜRKİYETel: (+90 312) 459 87 00Faks: (+90 312) 446 67 [email protected]://www.avrupa.info.tr

İletişim

Genel KoordinatörEbru TAŞKIN

Yayın MüdürüSevim KILIÇ

Görsel TasarımDLG İletişim ve Halkla İlişkiler

BaskıSemih Ofset