Upload
others
View
3
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
tasavvuf· İlrrli ve Akademik Araştırma Dergisi
Ankara 2004
Abdulahad Nuri'nin Divanında Tasavvuf
Nilüfer ÇELİK
Fırat ü. ilahiyat fakü1tesi
özet {Nilüfer Çelik, "Abdulahad Nuri'nin Divanında Tasavvuf", Tasauvu:f it
mf ve Akademik Araştırma Dergisi, Ankara 2004, Yıl 5, S. 12, ss. 197-204) Abdulahad Nuri. şiirlerinde tasavvufu ön plana çıkarmıştır. O, tasavvuf
anlayışını Ku'ran ve Hadis' e uymak, insanları tarikate gitmeye davet etmek
ve son olarak da hale ermek şeklinde ortaya koymuş ve bunu tasavvufta sıkça kullanıtan keliınelerle açıklamıştır. O , t:ıs.ıvvuflı en yüksek makama
ermek için takip edilecek yol, mü rşidi ise bu yola götürecek yegane kimse olarak gönnüştür. Şiirlerinde, insanlığı vahdetin özünde birleşıneye çağırmış ve ancak aşk yolu ile Allah'a ulaşılabileceği görüşünü savunmuştur.
Genel olarak ımıtasavvıfların büyük bir bölümünün tasavvufun hikmetli söz
lerini şiirle ifade .ettikleri bilinmektedir. Özellikle divan şiirlerinin tasavvuf ile olan
sık ı ilişkisj hemen bütün araştırmacılar ta rafından kabul edilmişti r.' Mutasavvıf şa
irler tarikatlerle olan ilişkileri, amaçları ve şi irdeki sanatiarına göre ikiye ayrı lır.
Bunlardan hir kısmı HaUac-1 Mansur, Niyaz-i Mısri, Ahmed-i Yesevl gibi aynı za
manda bir tarikatın kurucusu yada büyük şeyhlerinden biri olan mutasavvıf şair
lerclır. Bu şairlerde amaç tasavvuftur ve şiir irşad ıçin bir araçtır. Diğerleri ise şi ir
de tasavvufu işleyen ve tasavvufu sanat yönünden gören şairlerdir. '
Halveti tarikatı şeyhlerinin ileri gelenlerinden biri olan Abdulahad Nuri 17.
yy'da yaşamıştır.' Döneminde zahiri ve batıni ilimlerde ehil bir kişi o larak irşad
vazifesiyle meşgul olmuş ve bu sahada 30'a yakın eser yazmıştır.' Eserleri arasın
da bir de divan bulunmaktadır. Edebiyat tarihi içerisinde şairlik yönü ile ilgili faz
la bilgi bulunmamaktadır. Divanında da sanat yönünün pek öne çıkmadığı görül-
ı Bk. Mehmet Kahraman, Diuarı Edebiyatı Üzerine Tartışmalar, Istanbul 1996.
2 Haluk ipekten. Naflf. Hayaıı, Sanatı, Eseı-leı'i, Ank:ır.ı 1991, s. 83 ..
3 Abdulkadir Öı<::an. Şakayık- ı Nı1miiıtiye ve Zeyilfcn ( ~'ekayt '111-Fw:lalii Şeybi Mebnıet ~fendi
c. ıın. isı:ırıbul1989, s. 47. 4 Mehmeı Tahir (BursaM, Osmanlı Mii.ellifkrı, İst:mbul 1918, c. 1, s. 51.
198 ıasawı~f
mekle beraber şiirlerinde genel olarak vahdet temasını işlemiş, ilahiler yazmış ve
birçok tasavvuf ehlinin yaptığı gibi şiiri bir irşad aracı olarak kullanmıştır.
İstanbul'da Abdulmecid Sivas! 'nin yanında mükemmel bir tahsil gördükten sonra zahiri ve batıni ilimlerden i ca zet alarak irşad vazifesiyle Midilli'ye gönderildi.' Burada bir müddet ilim ve tarikatın yayılmasıyla meşgul olduktan sonra tek
rar İstanbul'a gelerek Mehmet Ağa Tekkesi ~eyhliğine6 daha sonra Fatih Camii Şerifi vaizliğine , Sultan Beyazıd Camii Şerifi'nde kürsü şeyhliğine, son olarak da Büyük Ayasofya Kürsüsü'ne vaaz ve nasihat etmek üzere tayin edildi.7
Abdulahad Nuri tasavvut'tın derinliklerinde büyük mesafeler katetmiş bir zattır. Şakayık-ı Nurnaniye ve Zeyilleri adlı eserele Abdulahad Nuri den övgüyle söz edilerek onun için şu ifadeler kullanılmıştır. "Seleften gelen bütün ilimleri yudumlarnış, şeyhler arasında himmet ve tev~ccühü ile yad edilen, alim, faztl abid, muttaki, mücahid, en gizli sırlam nurları~a muttali, dünyevl alakalardan korunmuş, meclisinde bulunan kişilerin ahireti hatırladığı , ıüyaları revilde ilham sahibi, bütün alemin ilmine güvendiği; batıni bilgilere vakıf, ilahi tecellilere mazhar, arif, Allah'a kavuşmuş, mürşld-i kamil, hidayet feleklerinin güneşi ve gizli bilgilere sahiptir."8
Aşağıda zikredeceğimiz ve Abdulahad Nuri'ye ait olan şiir onun yukarıda anlatılan özelliklerini içermektedir.
Virdi yağmaya yine bı:lş-i dili gayret-i dşk Ne aceb hale düşürdi bizi bu balet-i aşk
Sunalı ağzuma şeker-lebini şahid-i zevk Tat/u canumdan usandıtrdı beni lezzet-i aşk
Ehl-i derdün dökilii.p sfnele1i tabi-asa Tutdı ajiJkı yine tantana-i şevket-i aşk
Aşk vasftnda zebtin-ı 'ureja /al otdı Gitdi eglenmecli ta 'n} ile mahiyyeı-i aşk
Akla tfmiir ide/üm. gelmeden eyyam-ı cunun Gele dfvane senün/e içetüm şerhet-i aşkı
Yakdı eı·bab-ı di/üıı canını suz-ı suhtınun
Nuriya sende ııe bu. mertebe germtyyet-t aşk (K-1/1,3,4,5, 18, 19Y
5 Büyük Türk Klasikle-ri, istanbull918, c. vı . s. 35. 6 Şakiiyık-ı Numarıt:ye ı:e Zeyilleri, c. ll, s. 47.
7 Sicill-i Osmdni, istanbul 1308, c. ıır, s. 284. 8 Şakilyık-ı Nurnaniye ve Zeyillert, c. ll, s. 47.
9 Makalede geçen şiir numaralan Nilüfer Çelik, Abdulahad Nuri ve Divanı'nın Terıkiıli Meıııl,
Elazığ 1999 (Yayınlaıunaınış yüksek lisans tezi) adlı çalışınaya aittir. G: Gazel, K: Kaside, M:
Musaınmat.
nilüfer çelik/ abdulahad nuri'nin divanında tasav~f 199
Mutasavvıf bir şair olan Abdulahad Nuri'nin ele aldığı nazım türlerinin hemen
hepsinde tasavvuf ön plandadır. Sanat, ikinci planda kalır. Fuzfıli'de olduğu gi
bi rasavvuf şiirin derinliklerinde değildir ve hemen göze çarpar. Bu nedenle o önce mutasavvıf, sonra şairdir. Tüm divanına örnek olabilecek şekilde aşağıdaki beyitlerde bu özelliği bariz olarak göıülmektedir.
Gönül maksudını buldı cihan envar ile toldı
Bıtl?ı'in Nuri imam öldru.yangelsün bu. meydane (G-9815)
Zabir ü batında çün fetva ile nı 'ya ile
HaJli cümle müşki/aı olduk gelen gelsün beri (G-10615)
O, tasavvuf anlayışını önce Kur'an ve hadise uymak, daha sonra insanları tarikate girmeye davet, son olarak da hiile ermek şeklinde ortaya koymuştur.
Anlayup '"ikra"' kitabın sımnı
Gayrıyı elden salan gelsı'in beri (G-10813)
Ey babib-i Hak kerfmu 'ş-şan Muhammed Mustafa Nazenfn-i Hazret-i Yezdan Muhammed Mustafa (G-411)
Sana bir mürşid-i kilmil gerek ahvalüni muslih Selfnı itmek içün kalbün ola ol malüni muslih (G-23/1)
Kasr-ı kurba yol bulut· mı aklile itmeyen bir mürşide hiç irtibat (G-53/6)
Çün buyurdı Mustafa şeytan ycılunuzlal'iadur Rab-ı Hakk'a yalımuz gitme sakın kim olma şaz (G-27/5)
Hale it-üp bırakdı ol kalf
Gayriden kıldı kalbini mali Bu/dı fanfde btıki ikbiılf Zikrinüii lezzetin bulan eliller (M-7/!V)
İnsanın, kurtuluşa erebilmesinde tasavvufun önemini ortaya koyarken, bunu
tasavvufta sıkça kullanıları bazı kelimelerle ifade etmiştir.
Sanma ki esir-i ekl ü şürbüz
Rı2htini gıdaya ma/iküz biz (K-2/19)
Fethide tişıka aşkuii babın içüre oiia olmey-i nCibın (M-22/V!)
200 ıasawuf
Gözle o esn'ik kııllan Sadpare olmış diliert Fark itmez olnıış düleri
Aştklanm n 'i tmek gerek (M-9/U)
Yine O, tasavvuftaki nefsin "seb'a-i etvar" denilen yedi halinden, tarikatlerde
ibadet şekli olan sema ve devrandan da bahserederek bir anlamda tarikatlerde en
yüksek makama ulaşmak için takip edilecek yolu da Ortaya koymaya çalışmıştır.
Hak yolına giden ün kalini Ml iden ün Cümle sıfaıı anıt'li seb'a-i etvar ola (G-1213)
Şevkilesernil eylese ya aşkla devran Soyınsa si vd donını çiik ilse giryan (M-20/3)
Tasavvutl halleri aniatmada kullanılan "top-çevgan" ikilisi Abdulahad Nu
ri'nin divanında da geçmektedir.10
·Görmekte dilersen dilberi teık- i cihan it gel beri Bu arsada top it seri çevgiirw gel çeı{~an.<.· Rel r C-6813)
Mutasavvıflar nazannda ilim ikiye ayrılır. Zahir ilmi veya şeriat ilmi, bitm il
mi veya hakikat ilmi. Barın ilmine mutasavvıflar irfan derler. Asıl ilmin vasıtası
his, akıl ve nakildir. İrfanın kaynağı ilhamd1r. Medreseler zahiri ilim mahallidir.
Halbuki ası l irfan mahalli, !~kke o lup mürşidlerden ilham yoluyla elde edilir.
Abdulahad Nuri de'diğer tüm mutasawıflar gibi akıl yolu ile Allah'a ulaşılamayacağına inanmaktadır..
Daniş iımez bakfkat-ı zate
Milveraya ııe vara akl-ı veril (G-213)
Allah'ı bilmek, kendimizi bilmekle o lur. O halde en mühim ilim asıl ilim yani sırları öğreten ilimdir. Bu da ;ıncak bir mürşid yardımıyla olur.
Abdulahad Nuri'ye göre eşya mn hakikatine vakıf olan ve bas·irede idrak eden;
Arif, eşyanın hakikatine vakıf olamayan ve basar ile gören .şahıs da; Zili:iddir.
Koduk cübelaya kıl ü ktili
· Asl-ı fukahtıya miiliküz biz (K-2123)
ister· ise zdhid semt-i irşad
Mitıb&c-ı büddya mii/ikiz biz (K-2/27)
10 fuat Köprü'Ri. Türk Edebiyatmda lik Mutasavvifl.ar, Ankara 1976.
nilüfer çelik/ abdukthad ufiıi'ııin divanmda ıasavvuf 201
Cebeıiiımı Sidreden seyr it ArifoJ vabdet-i vüd'tda temam (M-3QIV)
Abdulahad Nuri, aşk yolu ile Allah'a ulaşılabileceğini savunmaktadır.
"Küntü kenz"ün sımdur dünya vü ukbtıdan garaz Ana mektebbanedür bu çarb-ı mfniidan gamz (G-5111)
Cenab-ı Hakk'ın, aşk-ı zatı sebebiyle kendini görmek ve göstermek istemesi tekvine sebeb olmuştur. Nasıl ki insan, kendini görmek için aynaya bakarsa Ce
nab-ı Hakk't::ı kendi güzelliğini teınaşa etmek için ayna hükmünde gördüğü kai natı ve insanı yaratmıştır.
Abdulahad Nlıri , insanı varlığın özü, bu Jlenı in bürün sıfatlarının toplandığı ve kainata nazaran adeta adia nn sahibi olarak ifade etmektedir.
Abdulahad Nuri, bir aşk şa i ridir. Maşuk, sevgili, cinan, can olarak bahsettiği
sevgili ilahi sevgilidir. DolayısJyla aşkı da maddi değildir.
Ben.ı'im gönlüm alan s<::•n.sin beni ş<-yda kılan sensin
Bana canan olan sensin şii.kür ya Rabbi ya Rabbi (G-16/4)
Şiirlerinde, içten ve samimi yakarışiara yer vermiştir.
Aşık/ara ihsaıı it derdiilere demıan it Vus/at yolunı asim it lut{ eyle imiyel kıl ( G- 71/2 )
Ey Ker-ı!ın -kani ey Gani sultan
Umantz senden l..!ullam ibsiirı
Fazlutıa bad yok lu({ una payiin
Umamz senden kul/ara ibsiin ( iH-13/1)
Bütün insanlığı vahdetin özünde birleşıneye çağınr.
Ey gönül vahdet iline gideltm
Koyalıt.m kesret i/ini ıı'idelüm Kalbi hazırla cem olup gidelüm
Halı1et-i la iliibe iltallab r M-22/VII)
Dünya, O'nun için fanidir
Düşmesitı dünya meta 'ma heves
Olmasın vahdet yolımı har u has
Nıiri'ye iı•gür med<->d ahir nefe.~
El gıyiis ey 'aşk-ı Mevltl ei-:,.~ıyas (M -4/V)
202 tasavvuf
Nuri 'ye olsa luff-ı Rahmanım
Ten olursa da sa,~ olur cı:hıun. Çünkü yokdur bekôsı dünyc1nuıı Merbaba ey.fena-yı ahil'l-mevt (M-3/V)
A§ık, O'na göre ağlayan , inleyen ve bu yolun zorluklarına katianan kimsedir.
Aşıkı seçmek elilersen müddeilerderı eğer Anda ah ıt zara bak dfde-i hımhtıra bak (G-6215)
Allah'a teslimiyeri tamdır. O'nun yardımıyla O'na ulaşmak ister.
Nılri uyandı aşkla yandı
Sana tayandı ey Gctni Mevla (G-10 /8)
Abdulahad Nuri'ye göre gönül, ilahi aşkın tecelli yeridir.
Sultii.n-ı aşka memleket olalı mü/k .. i dil
Ey Nuri tutdı alemi sft-i sada-yı iışk (G-6417)
Abdulahad NCıri'nin, tasavvufun ön planda olduğu ve irşad amacıyla yazmış olduğu şiirlerinde iktibas olunmuş birçok ayete rastlanınakwdır.
Bdtını eşyada sırnı 'Ilahı seyr itmek içün itibariylenazariden ulü 'l-ebsaı·d' bak (G-6212)
"Elbetde bunda gözleri olanlar için ibret vardır." ınealindeki ayeti kerimeden
"akı l sahipleri" anlamına gelen "ulu'l-ebsar" ifadesini Kur':.ın'dan iktibas etmiştir. Bu ifade Kur'an'ın birçok ayetinde tefekkür ve düşünme anlamında geçmektedir. Akıl sahibi insanları düşünmeye böylece Hakk'a vasıl olmaya çağırınakradu·.
"Kütle yevmin hüve.fi şan'" ayetinden at haber Aç göziin eşyadaki zahir olan etvara bak ( G-6213)
"O hergün yeni bir iştedir. Göklerde ve yerde bulunanlar (herşeyi) O'ndan isterler (Çünkü tüm varlıklar O'na borçludur). O, her gün (her an) yeni bir iştedir
(Kimilerini yararırken kimilerini öldürür, her an hayatı tazeler bir hali giderir, başka hale getirir). Bu ayeti kerime ile ibretle bakıldığı takdirde bütün varlıkla
rın mutlak varlık olan Allah 'ın yeryüzündeki Leeeliisi olduğunu vurgular.
ll Al-i İınran/17. 12 Rahman/23.
nilüfer çelik/ abduluhud ııul'l'rıin divanında /asawuf 203
Çün Keliimında Hz. Yezda.n
Buyurur "Kullü men aleyhaffm '"·1 (M-30/lll)
"Yeryüzünde bulunan herşey yok olacaktır." Bir sonraki ayette ise "Rabbinin Celal ve İkram sahibi yüzü (zatı) baki kalacaktır. " Bu ayet ile mutlak varlık'dan kopan varlıkların birgün yine O'na dönecekleri anlatılır.
Abdulahad Nuri, ayetlerden iktibas yaptığı gibi hadislerden de iktihaslarda bulunmuştur.
Kusurı kullarm oldukıda tebyfn
Diyince n~j~·f ne.fsf hep nebiyyfn
O gan hayriin olunca Nuri miskfn
Eğisna ya gıyase'l-Mustegisfn (M-23/Vl)
"Mahşerde veliler ve neb'iler nefs!!, nefs!! deyip dehşete düşecek, Hz. Muham
med (s.) ise ümmeti', ümmeti! diyerek Allah (c.)'tan şefaar taleb edecek."'4 mealindeki hadisden iktibasda bulunarak Peygamber efendimizin diğer peygamberlere kıyasla üstünlüğü ve mahşer gününü mü'minlere haurlatmaktadtr. insanda Mutlak Varlığın bütün özelliklerinin toplandığını düşünecek olursak sanki diğer peygamberler binattaki varlıklardır da Hz. Muhammed insandır.
Mahşerde u.siila yetişüp ide şefaat
Ol babr-ı kerem Rahmet-i Ga:ffr2ı·-ı Muhammed (G-713)
I-Iz. Peygamber efendimizin kıyamet günü yapacağı büyük şefaate telmihte bulunmuştur.
"Ölmeden evvel öldiler" Hak yolunun iişıklcm Baki bayiitt buldı/ar Hak yolunun aşıkları (G-103/1)
"Ölmeden önce ölünüz" '~ hadisi şerifinden il<tibasda bulunmuştur. Tasavvufta fani olmak, fena bulmak, aranan istenen bir ş~ydi r. Murasavvıf buna ulaşmak için uğraşır. Nefsin öldürülmesi, dünya ile ilişkilerin kesilmesi demektir. Tasavvufta ilerleyebilmek, dolayısıy la baki hayata ulaşabilmek için dünyada iken nefsin öldürülmesinin gerekli olduğunu bildirir.
Zahiri ve barın! ilimlerele icazet sahibi olan Abdulahad Nuri'nin tasavvuf an
layışını bütünüyle ortaya koyabilmek ancak eserlerinin tamamını incelemekle
13 Rahman/ 26. 14 Heysemi Nureddin Ali 1.>. Ebi Bekr, Mecmeu'z-Zet.lclid, K:ılıire 1987, c. X, ss. 367-.380 flabu
Ma Cae fı's-şefa;ı.
15 Acllıni, Keşfıı'I-Ha:fcl ve Müzflü'l-ilbös, B~yrur 1988, c. 1-11, ~- 291.
mümkündür. Bi.ı çalışmada konumuz gereği, eserlerinden sadece birisi olan Divanı'ndaki tasavvuf anlayışını ortaya koyan ve irşacl amacıyla yazmış olduğu şiideri incelenmiştir.
Abstract
INilüfcr Çelik. ''The Sufi Vision in Abdulahad Nuri's Divan",
Tasavvuf ilmf ve Akademik Araştııma Dergisi,
Ankara 2004, Yıl 5, S. 12, ss. 197-204)
Abdulahad Nuri focused on tasawwufi subjects in his poets. By apply
ing the ofren used sun terıns, he deseribes his u nderstanding of Sufisın as
ad herence to the Qur'an, eınbodiment of the sun na h of the Prophet, ca ll
ing on of people ro the iniciation into Sufi ordcr.s, and ultimarely attain
ınem ıo the divine union. He viewed Sufisın as ; ı way through which ro
reach the highest spirirual level. He also sa w the ınurshid tspiritual ınen
tor) as ı:he only person capable of Icading to this goal. He suınmoned on
the people ro become united in the essence of unity. [n addition, he took
the love as the unique way to access the divine unity.
BİBLİYOGRAFYA
ACLÜNİ, K eş/it 'J-Hafa ve Müzflü'l-ilbils, Beyrut 1988.
BURSAU Mehmet Tahir Osmanlı Müell~jleri, istanbul 1918.
Büyük Tilriz Klasikleri, istanbul 1918.
ÇELİK , Nilüfer, Abdulahad Nuri ve Divanı 'nın Tenkilli Metni. Elazığ 1999. (Yayınbn-maınış yüksek lisans tezi).
HEYSEMI, Nureddin Ali b. Ebi Bekr, Mecrrıeu 'z.zı:uil id. K:ıhire 1987.
İPEKTEN, Haluk, Naflf, Hayatı, Sanaıı, Berlerı, Ankara 1991.
KAHRAMAN, Mehmet, Divan Edebiyah Üzerine Tartışmalar, İsmnbull996.
KÖPRÜLÜ, Fuat , Türk Edebiyatmda ilk Mutasaw!flar. 1TK Basıınevi, Ankara 1976.
ÖZCAN, Abdulkadif', Şakayık-ı Numan~ye ue Zeyilleri ( Vekayi 'üt-Fudala Ş(..>ybi Meh-
met Efendi) istanbul l9R9
SÜREYYA, Mehrned, Sicill-i Osmclni, isranbul1308.
UÇMA.i\1, Abdullah, Büyük Türk Klasikleri, İstanbul1918