8
ANAYASA BÖLÜM KARAR MEHMET YÜZGEÇ 2014/2282) Karar Tarihi: 2/2/2017

ANAYASA MAHKEMESİ...bulunduğunu ve bu farklılığın meşru bir temeli olmaksızın ırk, renk, cinsiyet, din, dil vb. ayırımcı bir nedene dayandığını makul delillerle ortaya

  • Upload
    others

  • View
    7

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: ANAYASA MAHKEMESİ...bulunduğunu ve bu farklılığın meşru bir temeli olmaksızın ırk, renk, cinsiyet, din, dil vb. ayırımcı bir nedene dayandığını makul delillerle ortaya

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

BİRİNCİ BÖLÜM

KARAR

MEHMET YÜZGEÇ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası : 2014/2282)

Karar Tarihi: 2/2/2017

Page 2: ANAYASA MAHKEMESİ...bulunduğunu ve bu farklılığın meşru bir temeli olmaksızın ırk, renk, cinsiyet, din, dil vb. ayırımcı bir nedene dayandığını makul delillerle ortaya

Başvuru Numarası

Karar Tarihi

Başkan

Üyeler

Raportör

Başvurucu

Vekili

: 2014/2282 : 2/2/2017

BİRİNCİ BÖLÜM

KARAR

: Burhan ÜSTÜN

: Serruh KALELİ

Hicabi DURSUN

Hasan Tahsin GÖKCAN

Kadir ÖZKA YA

: Abuzer Y AZICIOGLU

: Mehmet YÜZGEÇ

: Av. Şehnaz TURAN DÜNDAR

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, disiplin cezası bulunması gerekçe gösterilerek çalıştığı kurum tarafından üç ay süreyle sosyal denge yardımının ödenmemesi ve bunun üzerine açılan iptal ve tam yargı davasının reddedilmesi nedenleriyle eşitlik ilkesinin ve toplu sözleşme hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

il. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 14/2/2014 tarihinde İstanbul Bölge İdare Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.

3. Birinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca 30/4/2015 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

111. OLAY VE OLGULAR

A. Olaylar

4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

5. Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı (Belediye) ile Belediye ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikası (BEM-BİR-SEN) arasında 1/1 /2010 ile 31/12/2012 tarihleri arasında geçerli olmak üzere "Sosyal Denge Sözleşmesi" düzenlenmiştir.

6. Kocaeli Su ve Kanalizasyon Genel Müdürlüğü (İSU) Gebze Şube Müdürlüğünde memur olarak çalışan başvurucuya, 2011 yılı Aralık ile 2012 yılı Ocak aylarında sosyal denge yardımı ödemesi yapılmamıştır.

7. Başvurucu, söz konusu ödemenin yapılması istemiyle İSU'ya başvurmuş; idare tarafından 2008 yılında kınama cezası ile cezalandırıldığı ve Sosyal Denge Sözleşmesi'nin 19. maddesine göre üç ay süre ile ödemenin yapılmayacağı belirtilerek başvurucunun başvurusu reddedilmiştir.

2

Page 3: ANAYASA MAHKEMESİ...bulunduğunu ve bu farklılığın meşru bir temeli olmaksızın ırk, renk, cinsiyet, din, dil vb. ayırımcı bir nedene dayandığını makul delillerle ortaya

--

Başvuru Numarası

Karar Tarihi : 2014/2282 : 2/2/2017

8. Başvurucu, İSU aleyhine Kocaeli 2. İdare Mahkemesinde açtığı davada anılan işlemin iptalini ve yoksun kaldığı sosyal denge yardımının ödenmesini talep etmiştir.

9. Mahkeme 6/12/2012 tarihli ve E.2012/144, K.2012/1383 sayılı kararıyla

sözleşme döneminden önce gerçekleştirilen fiile verilen cezaya dayanarak ödeme yapılmamasının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:

"Bu durumda, dava konusu 09/01/2012 tarih ve 78 sayılı işlemde de kesintinin 25/09/2008 tarih ve 2008/3-8 sayılı soruşturma raporu üzerine verilen "kınama" cezasına dayanılarak yapıldığı görüldüğünden, sözleşmenin kapsadığı O 1 /O 1/2010-31/ 12/2012 tarihleri arasındaki dönemden önce işlenilen fiil ve verilen kınama cezası sebebiyle, 01/01/2010 tarihinde yürürlüğe giren sözleşme uyarınca kesinti yapılmasının mümkün olmaması karşısında, davacıya Aralık 2011, Ocak ve Şubat 2012 aylarını kapsayacak şekilde üç ay süreyle sosyal denge ödemesi yapılmamasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. "

10. Karar, Sakarya Bölge İdare Mahkemesinin 26/4/2013 tarihli ve E.2013/588, K.2013/619 sayılı ilamıyla bozulmuştur. Bozma ilamının gerekçesi şu şekildedir:

" ... Bu durumda, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile Bem-Bir-Sen arasında çalışanların ekonomik durumunu iyileştirmek, bilgi ve becerilerini geliştirmek, aynı işi

yapan kişiler arasında ücret dengesini sağlamak, çalışanların performansını arttırarak

demokratik ve katılımcı çalışma düzenini oluşturmak amacı ile akdedilen sözleşmenin 19. maddesi gereğince "kınama cezası alınması" hali 3 ay süre ile sosyal denge yardımından yararlanılmasına engel olarak belirlendiğinden çalışanların ekonomik durumlarını

iyileştirmek amacı ile birlikte performanslarını arttırmak amacı ile de akdedildiği kanaati oluşturan sözleşme hükmü gereğince 10/1/2011 gün ve 1920 sayılı onay ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/B-a maddesi uyarınca "Kınama" cezası ile cezalandırıldığı sabit bulunan davacıya sosyal denge yardımı ödemesi yapılmaması yönünde tesis edilen işlemde hukuka aykırılık, aksi yönde verilen Mahkeme kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır.

Öte yandan, davacı tarafından, Aralık 2011 ve Ocak 2012 aylarında sosyal denge yardımı ödemesi yapılmaması üzerine, davalı idareye yapıldığı belirtilen başvuru üzerine tesis edilen 9/1/2012 tarih ve 78 sayılı bildirim işleminde Sosyal Denge Yardımı ödememe gerekçesinin 2008 yılı disiplin soruşturma raporu olduğunun belirtildiği görülmekle birlikte, davalı idare savunma yazısı ve eki belgelerden davacı hakkında, ayrı bir fiilden dolayı 10/10/2011 gün ve 1920 sayılı onay ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/B-a maddesi uyarınca ''Kınama" cezası ile cezalandırılması yönünde işlem tesis edildiği ve esasen sosyal denge yardımı ödememe gerekçesinin 2011 yılı disiplin cezası ile cezalandırma işlemi olduğu görülmekle, bildirim işleminde gerekçenin hatalı belirtilmesi, sebep unsuru yönünden işlemi sakatlamamaktadır. "

11. Karar düzeltme istemi; aynı Bölge İdare Mahkemesinin 11/12/2013 tarihli ve E.2013/13 86, K.2013/1702 sayılı ilamıyla, kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen hususların 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54. maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.

12. Karar 17/1/2014 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.

13. Başvurucu 14/2/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

B. İlgili Hukuk

14. 25/6/2001 tarihli ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'nun "Toplu sözleşmenin kapsamı" başlıklı 28. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları şöyledir:

"Toplu sözleşme; kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarını düzenleyen mevcut mevzuat hükümleri dikkate alınarak kamu görevlilerine uygulanacak katsayı ve göstergeler,

3

Page 4: ANAYASA MAHKEMESİ...bulunduğunu ve bu farklılığın meşru bir temeli olmaksızın ırk, renk, cinsiyet, din, dil vb. ayırımcı bir nedene dayandığını makul delillerle ortaya

Başvuru Numarası

Karar Tarihi : 2014/2282 : 2/2/2017

aylık ve ücretler, her türlü zam ve tazminatlar, ek ödeme, toplu sözleşme ikramiyesi, fazla çalışma ücreti, harcırah, ikramiye, doğum, ölüm ve aile yardımı ödenekleri, cenaze giderleri, yiyecek ve giyecek yardımları ve diğer mali ve sosyal hakları kapsar.

Toplu sözleşme ikramiyesi hariç olmak üzere toplu sözleşme hükümlerinin uygulanmasında sendika üyesi olan ve sendika üyesi olmayan kamu görevlileri arasında ayrım yapılamaz. "

15. 4688 sayılı Kanun'un "Mahalli idarelerde sözleşme imzalanması " başlıklı 32. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları şöyledir:

"27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 15 inci maddesi hükümleri çerçevesinde sosyal denge tazminatının ödenmesine belediyelerde belediye başkanının teklifi üzerine belediye meclisince, il özel idaresinde valinin teklifi üzerine il genel meclisince karar verilmesi halinde, sözleşme döneminde verilecek sosyal denge tazminatı tutarını belirlemek üzere ilgili mahalli idarede en çok üyeye sahip sendikanın genel başkanı veya sendika yönetim kurulu tarafından yetkilendirilecek bir temsilcisi ile belediyelerde belediye başkanı, il özel idaresinde vali arasında toplu sözleşme sürecinin tamamlanmasını izleyen üç ay içerisinde sözleşme yapılabilir. Bu sözleşme bu Kanunun uygulanması bakımından toplu sözleşme sayılmaz ve bu kapsamda Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurulamaz.

Yapılacak sözleşme, toplu sözleşme dönemi ile sınırlı olarak uygulanır ve sözleşme süresi hiçbir şekilde izleyen mahalli idareler genel seçimi tarihini geçemez. Mahalli idareler genel seçim tarihini izleyen üç ay içerisinde de toplu sözleşme dönemiyle sınırlı olmak üzere sözleşme yapılabilir. Bu sözleşmeye dayanılarak yapılan ödemeler kazanılmış hak sayılmaz. "

16. 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Karamame'ye 4/4/2012 tarihli ve 6289 sayılı Kanun'un 33. maddesi ile eklenen ek 15. maddesi şöyledir:

"Belediyeler ve bağlı kuruluşları ile il özel idarelerinin kadro ve pozisyonlarında istihdam edilen kamu görevlilerine sosyal denge tazminatı ödenebilir. Sosyal denge tazminatının ödenebilecek aylık tutarı, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununa göre yapılan toplu sözleşmede belirlenen tavan tutarı geçmemek üzere ilgili belediye ve il özel idaresi ile ilgili belediye ve il özel idaresinde en çok üyeye sahip kamu görevlileri sendikası arasında anılan Kanunda öngörülen hükümler çerçevesinde yapılabilecek sözleşmeyle belirlenir. "

17. 1/1/2010-31/12/2012 dönemlerine ait Sosyal Denge Sözleşmesi'nin "Sosyal denge yardımından yararlanma şartları" başlıklı 19. maddesi şöyledir:

"a- Olumsuz sicil alması, uyarma cezası alması halinde 2 ay,

b- Kınama cezası alması halinde 3 ay,

c- Maaş kesim cezası alması halinde 4 ay,

d- Kademe ilerleme cezası alması halinde 5 ay,

e- Geçici olarak görevden uzaklaştırılanlar, doğum izninde olanlar, yılda 30 günden fazla rapor kullananlar ile ücretsiz izin alanlar (Sendikal çalışmalar için verilen haftada bir gün izinde olanlar hariç), görevden uzak kaldıkları süre içerisinde bu yardımdan

yararlandırılamazlar (heyet raporları hariç). "

18. Başvurucunun iddialarına dayanak gösterdiği Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 15/6/2012 tarihli ve E.2008/142, K.2012/941 sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir:

"... herhangi bir disiplin cezası alanlara ayrıca bir de aylıktan kesme cezası niteliği taşıyacak şekilde belli bir süre ek ödemeden yararlandırmama yoluna gidilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Zira, disiplin cezasına konu eylemler için uygulanacak yaptırım mevzuatta belirlenmiş olup, dava konusu işlem tarihi itibariyle idari düzenlemeye

4

Page 5: ANAYASA MAHKEMESİ...bulunduğunu ve bu farklılığın meşru bir temeli olmaksızın ırk, renk, cinsiyet, din, dil vb. ayırımcı bir nedene dayandığını makul delillerle ortaya

Başvuru Numarası

Karar Tarihi : 2014/2282 : 2/2/2017

dayanılarak disiplin cezasının yanında aynı eylemden dolayı bir de gelir mahrumiyetine yol açacak biçimde düzenleme getirilmesine olanak tanıyan bir yetki davalı idareye tanınmamıştır. "

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

19. Mahkemenin 2/2/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

20. Başvurucu; Belediyede memur olarak görev yaptığını, kınama cezası nedeniyle ödeme yapılmamasının bir fiile iki ceza verilmesi anlamına geldiğini, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararına aykırı olarak idari düzenlemeyle disiplin cezası yanında maddi gelirden mahrum bırakıldığını, bu durumun eşitliğe ve sosyal denge yardımının amacına aykırı olduğunu belirterek Anayasa'nın 10. ve 53. maddelerinde güvence altına alınan

haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüş ve tazminat talebinde bulunmuştur.

B. Değerlendirme

21 . Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16).

22. Sosyal denge yardımının niteliği gereği kamu çalışanlarının yararlandırılması gereken bir ödeme olması ve disiplin cezası alan kamu görevlisine farklı muamele yapılması nedeniyle eşitlik ilkesi ihlal iddiasında bulunan başvurucunun, kendisiyle benzer durumdaki başka kişilere yapılan muamele ile kendisine yapılan muamele arasında bir farklılığın

bulunduğunu ve bu farklılığın meşru bir temeli olmaksızın ırk, renk, cinsiyet, din, dil vb. ayırımcı bir nedene dayandığını makul delillerle ortaya koyması gerekir. Somut olayda başvurucu, benzer olaylar ile kendi durumunun aynı olduğunu ortaya koyamadığı gibi kendisine hangi ayrımcılık temelinde ve nasıl bir ayrımcılık yapıldığına ilişkin herhangi bir açıklayıcı beyanda da bulunmamıştır. Aksine disiplin uygulamalarına bağlı olarak personel rejiminde düzenleme yapılmasının ayrımcılık temelinde değerlendirilemeyeceği açıktır. Bu nedenle eşitlik ilkesinin ihlaline ilişkin iddianın, başka bir haktan bağımsız ve soyut biçimde ileri sürülmesi mümkün olmadığından ayrı bir başlık altında incelenmemiştir.

23. Başvurucunun diğer iddiaları, hakkındaki kınama cezası gerekçe gösterilerek sosyal denge yardımından üç aylık süreyle mahrum edilmesi nedeniyle toplu sözleşme hakkı ile ilgili olduğu belirtilmiş ise de bu iddiaların -Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme/ AİHS) 11 . maddesinin uygulama çerçevesine ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) yerleşik kararları da (Demir ve Baykara/Türkiye, B. No: 34503/97, 12/ 11 /2008, § 35; Wilson§Ulusal Gazeteciler Birliği ve diğerleri/Birleşik Krallık, B. No: 30668/96, 30671/96, 30678/96, 2002, § 44) dikkate alınarak- toplu sözleşme yapma hakkının sendikal faaliyetle ilgili olarak örgütlenme özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir (Adalet Mehtap Buluryer, B. No: 2013/5447, 16/10/2014, §§ 40-43).

24. Nitekim daha sonraki kararlarında sendikal haklar lehine görüş geliştiren AİHM; toplu iş sözleşmesinin sendikal özgürlüğün bir parçası olarak değerlendirilmesi gerektiğini, sendikal haklar çerçevesinde sendikalar ile devlet arasında toplu görüşme ve bu görüşme sonunda toplu iş sözleşmesi yapılabileceğini ve bu sözleşmenin geçerli olduğunu kabul etmiştir. Öte yandan kamu görevlileri olan memurlar tarafından kurulan sendikaların, işveren konumundaki idare ile toplu görüşme ve sonucunda yapılan toplu sözleşmenin Türkiye tarafından imzalanmış olan uluslararası sözleşmelere uygun olduğunu, toplu sözleşmenin sendika için üyelerinin çıkarlarını iyileştirme ve korumanın temel bir yolu olduğunu ortaya koymuştur (Adalet Mehtap Buluryer, § 44).

5

Page 6: ANAYASA MAHKEMESİ...bulunduğunu ve bu farklılığın meşru bir temeli olmaksızın ırk, renk, cinsiyet, din, dil vb. ayırımcı bir nedene dayandığını makul delillerle ortaya

Başvuru Numarası

Karar Tarihi : 2014/2282 : 2/2/2017

25 . Sosyal Denge Sözleşmesi; 4688 sayılı Kanun kapsamında düzenlenebilen, toplu sözleşme niteliği taşımayan, toplu sözleşme güvencesi veya yükümlülükleri barındırmayan, kendine özgü dönemsel bir düzenlemedir. Bu sözleşme, kamu görevlilerinin ekonomik durumlarının daha iyi hale getirilmesi, ekonomik ve sosyal barışı sağlamak ve devam ettirmek, adaletsiz ücret dağılımını önlemek amacıyla kamu kurum ve kuruluşlarında işçi

olarak çalışanlar dışındaki kamu görevlilerinin aylık maaşlarına ek olarak ödenmesi yasal düzenlemelerle öngörülen sosyal denge tazminatının ödeme şekil ve şartlarına ilişkin

kuralları içermektedir.

26. Anayasa'nın "Sendika kurma hakkı" kenar başlıklı 51. maddesi şöyledir:

"Çalışanlar ve işverenler, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir. Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz.

Sendika kurma hakkı ancak, milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlak ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebepleriyle ve kanunla sınırlanabilir.

Sendika kurma hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.

(Dördüncüfıkra mülga: 7/5/2010-5982/5 md.)

İşçi niteliği taşımayan kamu görevlilerinin bu alandaki haklarının kapsam, istisna ve sınırları gördükleri hizmetin niteliğine uygun olarak kanunla düzenlenir.

Sendika ve üst kuruluşlarının tüzükleri, yönetim ve işleyişleri, Cumhuriyetin temel niteliklerine ve demokrasi esaslarına aykırı olamaz. "

27. Anayasa'nın "Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı" kenar başlıklı 53. maddesinin ilgili fıkraları şöyledir:

"İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.

(Ek fıkra: 7/5/2010-5982/6 md.)Memurlar ve diğer kamu görevlileri, toplu sözleşme yapma hakkına sahiptirler.

(Ekfıkra: 7/5/2010-5982/6 md.)Toplu sözleşme yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde taraflar Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurabilir. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararları kesindir ve toplu sözleşme hükmündedir.

(Ek fıkra: 7/5/2010-5982/6 md.)Toplu sözleşme hakkının kapsamı, istisnaları, toplu sözleşmeden yararlanacaklar, toplu sözleşmenin yapılma şekli, usulü ve yürürlüğü, toplu sözleşme hükümlerinin emeklilere yansıtılması, Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun teşkili,

çalışma usul ve esasları ile diğer hususlar kanunla düzenlenir. "

28. Örgütlenme özgürlüğü, bireylerin kendi menfaatlerini korumak için kendilerini temsil eden kolektif bir oluşum meydana getirerek bir araya gelme özgürlüğünü ifade etmektedir. Örgütlenme özgürlüğü, bireylere topluluk halinde siyasal, kültürel, sosyal ve ekonomik amaçlarını gerçekleştirme imkanı sağlar. Sendika hakkı da çalışanların, bireysel ve ortak çıkarlarını korumak amacıyla bir araya gelerek örgütlenebilme serbestisini gerektirmekte ve bu niteliğiyle bağımsız bir hak değil örgütlenme özgürlüğünün bir şekli veya özel bir yönü olarak görülmektedir (Tayfun Cengiz, B. No: 2013/8463, 18/9/2014, §§ 30 ve 32).

29. Anayasa'nın 51. maddesiyle bağlı olarak 53 . maddesi, örgütlenme özgürlüğünün bir parçası olan toplu sözleşme hakkını güvence altına almakta, bu bağlamda

6

Page 7: ANAYASA MAHKEMESİ...bulunduğunu ve bu farklılığın meşru bir temeli olmaksızın ırk, renk, cinsiyet, din, dil vb. ayırımcı bir nedene dayandığını makul delillerle ortaya

Başvuru Numarası

Karar Tarihi : 2014/2282 : 2/2/2017

kolektif bir çabanın ürünü olan sendika ile bireylerin özgür iradelerinin toplu sözleşmeye ve uzantılarına yansımasını sağlamaktadır. Bu yönü ile sosyal denge sözleşmelerinin, idare ile memurlar arasındaki somut olaya benzer sorunların çözülmesinde dikkate alınması,

yorumlanması gereken ilk kaynak olduğu ve Anayasa, ilgili kanunlar, AİHS ve diğer uluslararası sözleşme hükümleri ile çelişmediği dikkate alınmalıdır.

30. Son olarak örgütlenme özgürlüğü, sınırlanabilir bir haktır ve Anayasa'da yer alan temel hak ve özgürlüklerin sınırlama rejimine tabidir. Örgütlenme özgürlüğüne ilişkin Anayasa' nın 3 3. maddesinin üçüncü ve 51. maddesinin ikinci fıkralarında sınırlama

sebeplerine yer verilmiştir. Ancak bu özgürlüğe yönelik sınırlamaların da bir sınırının olması gerektiği açıktır. Temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasında Anayasa'nın 13. maddesindeki ölçütler gözönüne alınmak zorundadır. Bu sebeple örgütlenme özgürlüğüne getirilen sınırlandırmaların denetiminin Anayasa'nın 13. maddesinde yer alan ölçütler çerçevesinde ve Anayasa'nın 51. maddesi kapsamında yapılması gerekmektedir (Tayfun Cengiz, § 38).

31. Öte yandan Anayasa hükümleri ile uyumluluğunun incelenmesi saklı kalmak kaydıyla ilk derece mahkemelerinin belli bir yönde karar almasına yol açan dava konusu olayları değerlendirmek, Anayasa Mahkemesinin görevi kapsamında kabul edilmemiştir.

İdare ile bir sendika arasında düzenlenen sözleşmenin yorumlanma yetkisi öncelikle ilk derece yargı makamlarınındır. Bu bağlamda Anayasa Mahkemesi, sosyal denge tazminatından yararlandırılmaması için gösterilen gerekçenin hatalı olduğunu beyan eden başvurucunun, örgütlenme özgürlüğünün ihlal edildiğine yönelik iddiasını incelerken yetkili yargı makamlarının sonuca ulaşmada ortaya koyduğu gerekçenin, ilgili ve yeterli olup olmadığını değerlendirmesi gerekir. Bu değerlendirme Anayasa Mahkemesinin ikincil nitelikte yargı yolu olmasının bir sonucudur.

32. Somut olayda başvurucu, idare ile sendika arasında düzenlenen Sosyal Denge Sözleşmesi kapsamında tüm memurlara ödenmesi gereken sosyal denge tazminatının, disiplin cezası gerekçe gösterilerek ödenmemesinin anayasal haklarını ihlal ettiğini iddia etmektedir. Belediye, sosyal denge tazminatının üç ay süreyle ödenmemesini Sosyal Denge Sözleşmesi'ne dayandırmakta ve başvurucunun aldığı disiplin cezasını (kınama) gerekçe göstermektedir. İdare Mahkemesi, sosyal denge tazminatının ödenmemesine gerekçe gösterilen disiplin cezasının Sosyal Denge Sözleşmesi'nin geçerli olduğu tarihlere (1 /1/2010-31/12/2012) uygun olmadığını değerlendirerek başvurucunun talebini kabul etmiş ise de itiraz incelemesini yapan Bölge İdare Mahkemesi, başvurucuya verilen disiplin cezasının 2011 yılına ait olmasını dikkate alarak ve Sosyal Denge Sözleşme hükümlerini esas alarak başvurucunun talebini reddetmiştir.

33. Başvurucunun emsal olarak gösterdiği Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararına konu olayda; 3/3/2004 tarihli ve 5102 sayılı Yüksek Öğrenim Öğrencilerine Burs, Kredi Verilmesine İlişkin Kanun'un 5. maddesi ile düzenlenen "ek ödeme" ile ilgili olduğu ve kanuni herhangi bir sınırlama bulunmamasına karşın Yüksek Öğretim Kredi ve Yurtlar Kurumu (YURT-KUR) Yönetim Kurulu tarafından ek ödemeden yararlanma şartları adı

altında tek taraflı idari işlemle sınırlama getirilmesinin dava edildiği ve somut olayla örtüşmediği anlaşılmaktadır. Zira Sosyal Denge Sözleşmesi'nin, 4688 sayılı Kanun'un 32. maddesine uygun olarak belirli süreli olarak yapılan, ödeme şartlarının belirlenmesinde taraf iradelerinin yansıdığı ve idare ile sendika arasında akdedilen bir sözleşme olduğu

unutulmamalıdır.

34. Dolayısıyla Anayasa, uluslararası sözleşme hükümleri ve AİHM kararları dikkate alındığında üyelerinin çıkarlarını korumak amacıyla toplu görüşme ve toplu sözleşme yapma hakkı verilen ve kamu görevlileri tarafından kurulan bir sendika ile Belediye arasında

7

Page 8: ANAYASA MAHKEMESİ...bulunduğunu ve bu farklılığın meşru bir temeli olmaksızın ırk, renk, cinsiyet, din, dil vb. ayırımcı bir nedene dayandığını makul delillerle ortaya

Başvuru Numarası

Karar Tarihi : 2014/2282 : 2/2/2017

"Sosyal Yardım Sözleşmesi" yapıldığı, İdare Mahkemesince tarafların iradelerinin yansıdığı Sosyal Yardım Sözleşmesi hükümleri esas alınarak taleplerin incelendiği, sosyal denge tazminatından yararlanma şartlarının önceden belirlenmiş objektif kriter özelliği taşıdığı

görülmektedir.

35. Yukarıdaki değerlendirmeler gözetildiğinde başvurucunun iddiaları ile davalı

Belediyenin savunmalarının İdare Mahkemesince tartışılarak başvurucu taleplerinin reddine karar verildiğinden, mevcut uygulamada keyfilik olmadığı ve adil dengenin bozulmadığından başvurucunun aldığı disiplin cezası nedeniyle sosyal denge tazminatından geçici süreyle yararlandırılmamasının toplu sözleşme bağlamında örgütlenme hakkına yönelik olarak bir müdahale olduğu söylenemez.

36. Sonuç olarak başvurucunun Anayasa'nın 51 . maddesinde güvence altına alınan örgütlenme hakkına yönelik iddialarının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir

V.HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUÖUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına 2/2/2017 tarihinde OYBİRLİÖİYLE karar verildi.

Başkan

Burhan ÜSTÜN

Üye

Üye Serruh KALELİ

Hasan Tahsin GÖKCAN Üye

Üye Hicabi DURSUN

Kadir ÖZKA YA

8