187
DÖNEM : VI YASAMA YILI: 2005/1 KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ CUMHURİYET MECLİSİ TUTANAK DERGİSİ 24’üncü Birleşim 24 Haziran 2005, Cuma

dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

  • Upload
    others

  • View
    0

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

DÖNEM : VI YASAMA YILI: 2005/1

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ

CUMHURİYET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

24’üncü Birleşim24 Haziran 2005, Cuma

Page 2: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

İÇİNDEKİLER

Sayfa:

I. GELEN EVRAK 1556

II. BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) ONAYA SUNULANLAR:

1) Cumhuriyet Meclisi Başkanlık Divanının, 12/1/2005 Sayılı Kararının İptal Edilmesine ve Cumhuriyet Meclisinden Bir Heyetin Karikatür Sergisi Etkinlikleri için Üsküp'e gitmesine ilişkin Kararı. (B.D.K.No: 22/1/2005) 1557

2) Başbakanlığın, Hukuk ve Siyasi İşler Komitesi gündeminde bulunan ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampüsü (Kuruluş, Görev, Çalışma ve Denetleme) (Değişiklik) Yasa Tasarısının Komitede ivedilikle görüşülmesine ilişkin Tezkeresi. 1560

3) Başbakanlığın, İdari ve Sosyal İşler Komitesi gündeminde bulunan Temel Sağlık Hizmetleri (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) (Değişiklik) Yasa Tasarısının Komitede ivedilikle görüşülmesine ilişkin Tezkeresi. 1560

4) Başbakanlığın, Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi gündeminde bulunan Birikmiş Kamu Alacaklarının Tahsili (Geçici Kurallar) Yasa Tasarısının Komitede ivedilikle görüşülmesine ilişkin Tezkeresi. 1561

5) Başbakanlığın, Ekonomi,Maliye,Bütçe ve Plan Komitesi gündeminde bulunan Birikimiş Kamu Acaklarının Tahsili (Geçici Kurallar) Yasa Tasarısının Komitede ivedilikle görüşülmesine ilişkin Tezkeresi. 1562

6) Demokrat Parti Gazi Mağusa Milletvekili Sayın Dr. Ertuğrul Hasipoğlu ve Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefkoşa Milletvekili Sayın Ahmet Barçın ile Sayın Ali Seylani ve Girne Milletvekili Sayın Bayram Karaman, Dr. Abbas Sınay'ın, İdari ve Sosyal İşler Komitesi gündeminde bulunan Bakanlıkların Kuruluş İlkeleri (Değişiklik) Yasa Önerisinin Komitede ivedilikle görüşülmesine ilişkin Tezkersi.

1563

1554

Page 3: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

7) Başbakanlığın, Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi gündeminde bulunan Gelir Vergisi (Değişiklik) Yasa Tasarısının Komitede ivedilikle görüşülmesine ilişkin Tezkeresi. 1564

8) Başbakanlığın, Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi gündeminde bulunan Güvenlik Kamu Görevlileri (Değişiklik) Yasa Tasarısının Komitede ivedilikle görüşülmesine ilişkin Tezkeresi. 1565

9) Başbakanlığın, Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi gündeminde bulunan Kamu Görevlileri (Değişiklik) Yasa Tasarısının Komitede ivedilikle görüşülmesine ilişkin Tezkeresi. 1566

10) Başbakanlığın, Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesinin gündeminde bulunan Öğretmenler (Değişiklik) Yasa Tasarısının Komitede ivedilikle görüşülmesine ilişkin Tezkeresi. 1567

11) Başbakanlığın, Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi gündeminde bulunan Emeklilik (Değişiklik) Yasa Tasarısının Komitede ivedilikle görüşülmesine ilişkin Tezkeresi. 1568

B BİLGİYE SUNULANLAR

1) Cumhurbaşkanlığının, Yayın Yüksek Kuruluna üye atanmasına ilişkin Tezkeresi. 1568

III. ÖZEL GÜNDEM

2) Kurumsal 02: Cumhuriyet Meclisi Bütçesinin görüşülmesi. 1617

3) Kurumsal 16, Sayıştay Başkanlığı Bütçesinin görüşülmesi. 1656

4) Kurumsal 04; Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı Bütçesinin görüşülmesi. 1662

1555

Page 4: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

I.GELEN EVRAK

BAŞKANLIK DİVANI KARARLARI

1. Cumhuriyet Meclisi Başkanlık Divanının, 12/1/2005 Sayılı Kararın İptal Edilmesine ve Cumhuriyet Meclisinden Bir Heyetin Karikatür Sergisi Etkinlikleri İçin Üsküp’e Girmesine İlişkin Kararı. (B.D.K.No:22/1/2005) (Başkanlığa Geliş Tarihi: 24.6.2005)

RAPORLAR

2. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hudutları Dahilinde Kalan ve Anayasamızın 159’uncu Maddesinin (4)’üncü Fıkrası Kapsamına Giren Taşınmaz Malların Tazmini (Değişiklik) Yasa Tasarısı (Y.T.No: 57/1/2005) ve Hukuk ve Siyasi İşler Komitesinin Tasarıya İlişkin Raporu. (Başkanlığa Geliş Tarihi: 24.6.2005)

PROTOKOLLER

3. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İmzalanan “Ekonomik ve Mali İşbirliğine Ek Protokol”, “2005 Mali Yılında TC Bütçe Kaynaklarından Finanse Edilecek KKTC Projelerine İlişkin Protokol’e Ek Protokol”, “Mutabakat Zaptı” ile “Yeniden Yapılandırma ve Ekonomik Kalkınma Programı’na ilişkin Protokoller. (Başkanlığa Geliş Tarihi: 24.6.2005)

TEZKERELER

4. Hukuk ve Siyasi İşler Komitesi Başkanlığının, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hudutları Dahilinde Kalan ve Anayasanın 159’uncu Maddesinin (4)’üncü Fıkrası Kapsamına Giren Taşınmaz Malların Tazmini (Değişiklik) Yasa Tasarısının (Y.T.No:57/1/2005) Genel Kurulda ivedilikle görüşülmesine ilişkin Tezkeresi. (Başkanlığa Geliş Tarihi: 24.6.2005)

5. Cumhurbaşkanlığının, Yayın Yüksek Kuruluna Sayın Özgül Mutluyakalı’yı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı üyesi olarak atadığına ilişkin Tezkeresi. (Başkanlığa Geliş Tarihi: 23.6.2005)

6. Başbakanlığın, Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi gündeminde bulunan, Kuzey Kıbrıs Türk Hava Kurumu Yasasını Yürürlükten Kaldıran Yasa Tasarısının (Y.T.No:69/1/2005) Komitede ivedilikle görüşülmesine ilişkin Tezkeresi. (Başkanlığa Geliş Tarihi: 24.6.2005)

7. Yurt dışına giden Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Sayın Eşref Vaiz’e, İçişleri Bakanı Sayın Özkan Murat’ın vekalet etmesinin uygun bulunmuş olduğuna ilişkin Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi. (Başkanlığa Geliş Tarihi: 24.6.2005)

8. Yurt dışına giden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Sonay Adem’e, Gençlik ve Spor Bakanı Sayın Özkan Yorgancıoğlu’nun vekalet etmesinin uygun bulunmuş olduğuna ilişkin Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi. (Başkanlığa Geliş Tarihi: 24.6.2005)

1556

Page 5: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

- BİRİNCİ OTURUM - Açılış Saati: 10.58

BAŞKAN: Fatma EKENOĞLUKATİP: Teberrüken ULUÇAY

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri; Cumhuriyet Meclisinin VI’ncı Dönem, 1’inci Yasama Yılının 24’üncü Birleşimini açıyorum. Ad okumak suretiyle yoklama yapılacaktır.

Buyurun Sayın Kâtip.

(Ad okunarak yoklama yapıldı.)

KATİP – Toplantı yeter sayısı vardır Sayın Başkan.

BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı vardır.

II.BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

Sayın milletvekilleri; önce Başkanlığın Genel Kurula Sunuşları yapılacaktır.

Okutulup Onaya Sunulacaklar:

1. Cumhuriyet Meclisi Başkanlık Divanının 12/1/2005 Sayılı Kararının İptal Edilmesine ve Cumhuriyet Meclisinden Bir Heyetin Karikatür Sergisi Etkinlikleri için Üsküp’e Gitmesine ilişkin Kararı.

KATİP –

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİCUMHURİYET MECLİSİ BAŞKANLIĞI

Sayı: B.D.K.No: 22/1/2005 Tarih: 23 Haziran 2005

Cumhuriyet Meclisi Genel Kuruluna,

Cumhuriyet Meclisi Başkanlık Divanının, 23 Haziran 2005 tarihinde yapmış olduğu toplantıda oybirliği ile almış olduğu, 12/1/2005 Sayılı Kararın İptal Edilmesine ve Cumhuriyet Meclisinden Bir Heyetin Karikatür Sergisi Etkinlikleri İçin Üsküp’e Gitmesine ilişkin Kararı, ilişikte onayınıza sunulmaktadır.

Dr. Fatma EKENOĞLUCumhuriyet Meclisi Başkanı

1557

Page 6: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

DÖNEM: VIYIL : 1

TARİH: 23 Haziran 2005

B.D.KNO: 22/1/2005

CUMHURİYET MECLİSİ BAŞKANLIK DİVANININ12/1/2005 SAYILI KARARIN İPTAL EDİLMESİNE VE CUMHURİYET MECLİSİNDEN

BİR HEYETİN KARİKATÜR SERGİSİ ETKİNLİKLERİ İÇİN ÜSKÜP’E GİTMESİNE İLİŞKİN KARARI

Cumhuriyet Meclisi Başkanlık Divanı, 12/1/2005 Sayılı Kararın iptal edilmesine ve 8-18 Temmuz 2005 tarihlerinde Cumhuriyet Meclisi üyelerinden Cumhuriyetçi Türk Partisi Gazi Mağusa Milletvekili Sayın Dr. Arif Albayrak, Demokrat Parti Gazi Mağusa Milletvekili Sayın Dr. Ertuğrul Hasipoğlu, Ulusal Birlik Partisi Güzelyurt Milletvekili Sayın Kemal Dürüst’ün Karikatür Sergisi Etkinliklerine katılmak üzere Makedonya’nın başkenti Üsküp’e gitmesine ve Heyete görevli olarak Karikatürcüler Derneğinden Karikatürist Sayın Mustafa Tozakı ve Meclis Protokol İşleri Şube Amiri Sayın Aygün Sakallı’nın eşlik etmesine ve bu amaçla yapılacak harcamaların, Program 02 Cumhuriyet Meclisi Bütçesi, Madde/Proje 12 “Yurt Dışı Görev Yollukları” kaleminden karşılanmasına Karar verir.

Dr. Fatma EKENOĞLUCumhuriyet Meclisi Başkanı

(İzinli)Mehmet BAYRAM

Cumhuriyet Meclisi Başkan Yardımcısı

Dr. Hatice FAYDALI(İdare Amiri)

Ahmet BARÇIN(Divan Katibi)

Kenal DÜRÜST(Divan Katibi)

Türkay TOKEL(İdare Amiri)

Mehmet CEYLANLI(Divan Katibi)

Teberrüken ULUÇAY(Divan Katibi)

1558

Page 7: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

BAŞKAN – Kararı oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler?...Etmeyenler?...Çekimser?... Oybirliği ile kabul edilmiştir.

İki; Başbakanlığın, Hukuk ve Siyasi İşler Komitesi gündeminde bulunan ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampüsü (Kuruluş, Görev, Çalışma ve Denetleme) (Değişiklik) Yasa Tasarısının Komitede ivedilikle görüşülmesine ilişkin Tezkeresi.

KATİP –

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİBAŞBAKANLIĞI

SAYI: BB/12/04-173KONU: İvedilik

16.6.2005

KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanlığı,Lefkoşa.

İLGİ: 16.5.2005 tarih ve BB/12/04-173 sayılı yazımız.

İlgi yazımız ile sunulan ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampüsü (Kuruluş, Görev, Çalışma ve Denetleme) (Değişiklik) Yasa Tasarısı ile Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kıbrıs Kampüsünün bir an önce faaliyete geçirilmesi için Kampüse ait taşınmaz malların kamulaştırılması ve diğer sorunların giderilmesini sağlayacak sözkonusu Yasa Tasarısının ivedilikle görüşülmesi gerekli görülmektedir.

Bilgilerinizi ve Cumhuriyet Meclisi İçtüzüğünün 86(1) maddesi uyarınca, bahse konu Yasa Tasarısı için ivedilik kararı verilmesini saygılarımla istirham ederim.

Ferdi Sabit SOYERBaşbakan

BAŞKAN - ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampüsü (Kuruluş, Görev Çalışma ve Denetleme) (Değişiklik) Yasa Tasarısının Komitede ivedilikle görüşülmesini kabul edenler?...Etmeyenler?... Çekimser?... Oybirliği ile kabul edilmiştir.

3. Başbakanlığın İdari ve Sosyal İşler Komitesi gündeminde bulunan Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) (Değişiklik) Yasa Tasarısının Komitede İvedilikle görüşülmesine ilişkin Tezkeresi.

1559

Page 8: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

KATİP -

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİBAŞBAKANLIĞI

20.6.2005

SAYI:BB/12/04-162

KONU: İvedilik

KKTC Cumhuriyet Melcisi Başkanlığı Lefkoşa.

İLGİ: 6.6.2005 tarih ve BB/12/04-162 sayılı yazımız.

İlgide kayıtlı yazımız ile sunulan Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) (Değişikik) Yasa Tasarısı ile anılan Dairede eksikliği duyulan bazı kadroların ihdas edilmesi ve dairenin işleyişindeki sıkışıklığın giderilmesi amaçlandığından sözkonusu Yasa Tasarısı’nın görüşülmesi gerekli görülmektedir.

Bilgi edinilmesini ve Cumhuriyet Meclisi İçtüzüğü’nün 86(1) maddesi uyarınca bahse konu Yasa Tasarısı için ivedilik kararı verilmesini saygılarımla istirham ederim.

Ferdi Sabit SÖYERBaşbakan

BAŞKAN - Temel Sağlık Hizmetleri (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) (Değişiklik) Yasa Tasarısının Komitede ivedilikle görüşülmesini Kabul edenler?...Etmeyenler?... Çekimser?... Oyçokluğu ile kabul edilmiştir.

4. Başbakanlığın Ekonomi Maliye Bütçe ve Plan Komitesi gündeminde bulunan Birikmiş Kamu Alacaklarının Tahsili (Geçici Kurallar) Yasa Tasarısının Komitede ivedilikle görüşülmesine ilişkin Tezkeresi.

1560

Page 9: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

KATİP -

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİBAŞBAKANLIĞI

20.6.2005

SAYI:BB/12/04-178

KONU: İvedilik

KKTC Cumhuriyet Melcisi Başkanlığı Lefkoşa.

İLGİ: 6.6.2005 tarih ve BB/12/04-178 sayılı yazımız.

İlgi yazımız ile sunulan Birikmiş Kamu Alacaklarının Tahsili (Geçici Kurallar) Yasa Tasarısı ile günümüz ekonomik koşulları uyarınca yükümlülerin 31 Aralık 2004 tarihi itibarıyla ödemedikleri veya ödeyemedikleri kamu alacaklarını ve bu kamu alacaklarından doğan gecikme zamlarını yeniden düzenlemek, ödenebilmesine olanak sağlamak, kamu alacaklarının tahsilatının hızlandırılmasını sağlamak ve tahsil maliyeti kamu alacaklarından fazla olan kamu alacaklarının silinmesine olanak sağlayacağından sözkonusu Yasa Tasarısı’nın ivedilikle görüşülmesi gerekli görülmektedir.

Bilgileirnizi ve Cumhuriyet Meclisi İçtüzüğü’nin 86(1) maddesi uyarınca, bahse konu Yasa Tasarısı için ivedilik kararı verilmesini saygılarımla istihram ederim.

Ferdi Sabit SOYER Başbakan

BAŞKAN - Birikmiş Kamu Alacaklarının Tahsili (Geçici Kurallar) Yasa Tasarısının Komitede ivedilikle görüşülmesini kabul edenler?...Etmeyenler?... Çekimser?... Oyçokluğu ile kabul edilmiştir.

5. Başbakanlığın Ekonomi Maliye Bütçe ve Plan Komitesi gündeminde bulunan Kamu Alacaklarının Tahsili Usul (Değişiklik) Yasa Tasarısının Komitede ivedilikle görüşülmesine ilişkin Tezkeresi.

1561

Page 10: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

KATİP -

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİBAŞBAKANLIĞI

20.6.2005

SAYI:BB/12/04-179

KONU: İvedilik

KKTC Cumhuriyet Melcisi Başkanlığı Lefkoşa.

İLGİ: 6.6.2005 tarih ve BB/12/04-179 sayılı yazımız.

İlgi yazımızla sunulan Kamu Alacaklarının Tahsili Usul (Değişikik) Yasa Tasarısı ile Kamu Alacaklarının gecikme zamları ile birlikte ana paranın 4 katını aşmasının engellenmesi ve bu kamu alacaklarının iki yıl içinde ödenmesini sağlayarak, birikmiş kamu alacaklarının azaltılması amaçlandığından sözkonusu Yasa Tasarısının ivedilikle görüşülmesi gerekli görülmektedir.

Bilgilerinizi ve Cumhuriyet Meclisi İçtüzüğü’nün 86(1) maddesi uyarınca, bahse konu Yasa Tasarısı için ivedilik kararı verilmesini saygılarımla istirham ederim.

Ferdi Sabit SOYER Başbakan

BAŞKAN - Kamu Alacaklarının Tahsili Usul Yasa Tasarısının Komitede İvedilikle görüşülmesini kabul edenler?...Etmeyenler?... Çekimser?... Oyçokluğu ile kabul edilmiştir.

6. Demokrat Parti Gazi Mağusa Millletvekili Sayın Dr. Ertuğrul Hasipoğlu ve Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefkoşa Milletvekilleri; Sayın Ahmet Barçın ile Sayın Ali Seylani ve Girne Milletvekili Sayın Bayram Karaman, Dr. Abbas Sınay’ın İdari ve Sosyal İşler Komitesi gündeminde bulunan Bakanlıkların Kuruluş İlkeleri (Değişiklik) Yasa Önerisinin Komitede ivedilikle görüşülmesine ilişkin Tezkeresi.

1562

Page 11: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

KATİP –

Tarih: 20 Haziran 2005

Cumhuriyet Meclisi Başkanlığı,Lefkoşa.

Öz: Bakanlıkların Kuruluş İlkeleri (Değişiklik) Yasa Önerisi hakkında ivedilik Önergesi.

Öz’de adı geçen Yasa Önerisi ile bir kamu görevlisinin üst kademe yöneticisi atanabilmesi için Kamu Görevlileri Yasası ile Üst Kademe Yöneticileri Yasasında belirtilen koşulların birbirine aynı olması gerekmektedir. Bu kural, Bakanlıklar bünyesinde yer alan üst kademe yöneticileri için de geçerlidir. Bu amaçla 35/2004 Sayılı Kamu Görevlileri (Değişiklik) Yasası ile Yöneticilik Hizmetleri Sınıfına yapılan değişikliğin bu Yasada da yapılması öngörüldüğünden Önerinin süratle yasalaşması gerekli görülmektedir.

Bu nedenle Önerinin ivedilikle sonuçlanmasını sağlamak için İçtüzüğün 86’ncı maddesinin (1)’inci fıkrası uyarınca, hakkında ivedilik kararı verilmesi yönünde gereğini saygılarımızla arzederiz.

Dr. Ertuğrul HASİPOĞLU(DP Gazi Mağusa Milletvekili)

Ahmet BARÇIN(CTP Lefkoşa Milletvekili)

Ali SEYLANİ(CTP Lefkoşa Milletvekili)

Bayram KARAMAN (CTP Girne Milletvekili)

Dr. Abbas SINAY(CTP Girne Milletvekili)

BAŞKAN – Bakanlıkların Kuruluş İlkeleri (Değişiklik) Yasa Önerisinin komitede ivedilikle görüşülmesine ilişkin Tezkereyi kabul edenler?... Kabul etmeyenler?... Çekimser?... Oyçokluğu ile kabul edilmiştir.

7. Başbakanlığın, Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi gündeminde bulunan Gelir Vergisi (Değişiklik) Yasa Tasarısının Komitede ivedilikle görüşülmesine ilişkin Tezkeresi.

1563

Page 12: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

KATİP -

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİBAŞBAKANLIĞI

SAYI: BB/12/04-194KONU: İvedilik

21.6.2005

KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanlığı,Lefkoşa.

İLGİ: 21.6.2005 tarih ve BB/12/04-194 sayılı yazımız.

İlgi yazımız ile sunulan Gelir Vergisi (Değişiklik) Yasa Tasarısı ile AB normlarını yakalamak ve vergi yükünün hafifletilmesi amaçlanarak vergi dilimleri, oranları ve muafiyetleri yeniden düzenleniyor.Bu nedenle sözkonusu Yasa Tasarısının ivedilikle görüşülmesi gerekli görülmektedir.

Bilgilerinizi ve Cumhuriyet Meclisi İçtüzüğünün 86(1) maddesi uyarınca, bahse konu Yasa Tasarısı için ivedilik kararı verilmesini saygılarımla istirham ederim.

Ferdi Sabit SOYERBaşbakan

BAŞKAN – Gelir Vergisi (Değişiklik) Yasa Tasarısının Komitede ivedilikle görüşülmesini kabul edenler?... Etmeyenler?... Çekimser?... Oybirliği ile kabul edilmiştir.

8. Başbakanlığın, Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi gündeminde bulunan Güvenlik Kamu Görevlileri (Değişiklik) Yasa Tasarısının komitede ivedilikle görüşülmesine ilişkin Tezkeresi.

1564

Page 13: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

KATİP -

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİBAŞBAKANLIĞI

SAYI: BB/12/04-193KONU: İvedilik

21.6.2005

KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanlığı,Lefkoşa.

İLGİ: 21.6.2005 tarih ve BB/12/04-193 sayılı yazımız.

İlgi yazımız ile sunulan Güvenlik Kamu Görevlileri (Değişiklik) Yasa Tasarısı ile devlette çalışanların 2005 mali yılı maaş ve özlük haklarının iyileştirilmesi amaçlandığından sözkonusu Yasa Tasarısının ivedilikle görüşülmesi gerekli görülmektedir.

Bilgilerinizi ve Cumhuriyet Meclisi İçtüzüğünün 86(1) maddesi uyarınca, bahse konu Yasa Tasarısı için ivedilik kararı verilmesini saygılarımla istirham ederim.

Ferdi Sabit SOYERBaşbakan

BAŞKAN – Güvenlik Kamu Görevlisi (Değişiklik) Yasa Tasarısının Komitede ivedilikle görüşülmesini kabul edenler?... Etmeyenler?... Çekimser?... Oybirliği ile kabul edilmiştir.

9. Başbakanlığın, Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi gündeminde bulunan Kamu Görevlileri (Değişiklik) Yasa Tasarısının Komitede ivedilikle görüşülmesine ilişkin Tezkeresi.

1565

Page 14: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

KATİP -

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİBAŞBAKANLIĞI

SAYI: BB/12/04-196KONU: İvedilik

21.6.2005

KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanlığı,Lefkoşa.

İLGİ: 21.6.2005 tarih ve BB/12/04-196 sayılı yazımız.

İlgi yazımız ile sunulan Kamu Görevlileri (Değişiklik) Yasa Tasarısı ile devlette çalışanların 2005 mali yılı maaş ve özlük haklarının iyileştirilmesi sağlanacağından, sözkonusu Yasa Tasarısının ivedilikle görüşülmesi gerekli görülmektedir.

Bilgilerinizi ve Cumhuriyet Meclisi İçtüzüğünün 86(1) maddesi uyarınca, bahse konu Yasa Tasarısı için ivedilik kararı verilmesini saygılarımla istirham ederim.

Ferdi Sabit SOYERBaşbakan

BAŞKAN – Kamu Görevlileri (Değişiklik) Yasa Tasarısının Komitede ivedilikle görüşülmesini kabul edenler?... Etmeyenler?... Çekimser?... Oyçokluğu ile kabul edilmiştir.

10. Başbakanlığın Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesinin gündeminde bulunan Öğretmenler (Değişiklik) Yasa Tasarısının Komitede ivedilikle görüşülmesine ilişkin Tezkeresi.

1566

Page 15: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

KÂTİP –

SAYI : BB/12/04-197 21.6.2005

KONU: İvedilik.

KKTC Cumhuriyet Meclisi BaşkanlığıLefkoşa.

İLGİ: 21.6.2005 tarih ve BB/12/04-197 sayılı yazımız.

İlgi yazımız ile ile sunulan Öğretmenler (Değişiklik) Yasa Tasarısı ile devlette çalışanların 2005 mali yılı maaş ve özlük haklarının iyileştirilmesi sağlanacağından sözkonusu Yasa Tasarısı’nın ivedilikle görüşülmesi gerekli görülmektedir.

Bilgilerinizi ve Cumhuriyet Meclisi İçtüzüğü’nün 86(1) maddesi uyarınca, bahse konu Yasa Tasarısı için ivedilik kararı verilmesini saygılarımla istirham ederim.

Ferdi Sabit SOYERBaşbakan

BAŞKAN – Öğretmenler (Değişiklik) Yasa Tasarısının Komitede ivedilikle görüşülmesini kabul edenler?... Etmeyenler?... Çekimser?... Oyçokluğuyla kabul edilmiştir.

11. Başbakanlığın Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi gündeminde bulunan Emeklilik (Değişiklik) Yasa Tasarısının Komitede ivedilikle görüşülmesine ilişkin Tezkeresi.

KÂTİP –

SAYI : BB/12/04-195 21.6.2005

KONU: İvedilik.

KKTC Cumhuriyet Meclisi BaşkanlığıLefkoşa.

İLGİ: 21.6.2005 tarih ve BB/12/04-195 sayılı yazımız.

İlgi yazımız ile sunulan Emeklilik (Değişiklik) Yasa Tasarısı ile devletten emekli olanların 2005 mali yılı maaş ve özlük haklarının iyileştirilmesi sağlanacağından sözkonusu Yasa Tasarısı’nın ivedilikle görüşülmesi gerekli görülmektedir.

Bilgilerinizi ve Cumhuriyet Meclisi İçtüzüğü’nün 86(1) maddesi uyarınca, bahse konu Yasa Tasarısı için ivedilik kararı verilmesini saygılarımla istirham ederim.

Ferdi Sabit SOYERBaşbakan

1567

Page 16: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

BAŞKAN – Emeklilik (Değişiklik) Yasa Tasarısının Komitede ivedilikle görüşülmesini Kabul edenler?... Kabul Etmeyenler?... Çekimser?... Oyçokluğuyla kabul edilmiştir.

Okutulup Bilgiye Sunulacaklar:

Cumhurbaşkanlığının Yayın Yüksek Kuruluna Sayın Özgül Mutluyakalı’yı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı üyesi olarak atadığına ilişkin Tezkeresi.

KÂTİP –

Sayı: 194/05 22 Haziran 2005

Sayın Fatma EKENOĞLUKKTC Cumhuriyet Meclisi BaşkanıLefkoşa.

Cumhuriyet Meclisi’nin 21 Temmuz 1997 tarih 83 sayılı Resmi Gazetesi’nde yayımlanarak yürürlüğe giren “Kamu ve Özel Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Yasası’nın 7’ncı maddesi ve (1) ve (3)’üncü fıkraları uyarınca Yayın Yüksek Kurulu’na Özgül Mutluyakalı’yı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı üyesi olarak atadığımı bildirir, saygılar sunarım.

Mehmet Ali TALATKKTC Cumhurbaşkanı

III.ÖZEL GÜNDEM

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri; şimdi Genel Kurulca onaylanan görüşme programı uyarınca 2005 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısını görüşmeye devam ediyoruz. Rapor ve Tasarının bütünü üzerinde görüşmeler tamamlanmıştır. Şimdi Tasarının madde madde görüşülmesini oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler?... Etmeyenler?... Oyçokluğuyla kabul edilmiştir. Tasarının 1’inci maddesini okuyunuz lütfen.

KÂTİP –2005 MALİ YILI BÜTÇE YASA TASARISI

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar:

Kısa İsim 1. Bu Yasa, 2005 Mali Yılı Bütçe Yasası olarak isimlendirilir.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler?... Etmeyenler?... Oyçokluğuyla kabul edilmiştir.

1568

Page 17: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

KÂTİP –

31 Aralık 2005 Tarihinde Sona Erecek Mali Yılı Hizmetleri İçin Tahsis Edilen Ödenek“A”,”C” ve “D” Cetvelleri

2. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin, 1 Ocak 2005 tarihinde başlayan ve 31 Aralık 2005 tarihinde sona erecek olan 2005 Mali Yılında, bu Yasaya ekli “A”, “C” ve “D” (Ödenek, Kadro ve Araç) Cetvellerinde saptanan hizmet ve faaliyetlerin yürütülmesi için 1,444,624,000.-YTL (Bir Milyar, Dört Yüz Kırk Dört Milyon, Altı Yüz Yirmi Dört Bin Yeni Türk Lirası) ödenek tahsis edilir.

BAŞKAN – Görüşmeler, İçtüzüğün 103’üncü maddesinin (5)’inci fıkrası gereğince, her kurumsal bütçenin üzerinde yapılacak ve her kurumsal bütçenin görüşmesi tamamlandıktan sonra o kurumsal bütçe oya sunulacaktır.

Şimdi bu çerçevede önce Kurumsal 01 Cumhurbaşkanlığı Bütçesinin görüşülmesine geçiyoruz. Ödenekleri okuyunuz lütfen.

KÂTİP – Kurumsal 1’inci Düzey 01 Cumhurbaşkanlığı Bütçesi. 2’nci Düzey 01 Yönetim Hizmetleri. 01 Personel Giderleri: 3 milyon 975 bin 764.

02 Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Prim Giderleri: 367 Bin 968. 03 Mal ve Hizmet Alımları Giderleri: 5 Milyon 410 Bin. 05 Cari Transferler: 500 Bin. 06 Sermaye Giderleri yok. 07 Sermaye Transferleri yok. 08 Borç Verme yok. II. Düzey Toplamı 10 Milyon 235 Bin 750. Kurumsal Toplamı: 10 Milyon 235 Bin 750 YTL.

BAŞKAN - Cumhurbaşkanlığı Bütçesi üzerinde söz isteyen var mı?

Buyurun Salih Bey.

SALİH MİROĞLU (Girne) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yılın yarısı geride kaldı, yarısında 2005 Yılı Bütçesini tartışmaktayız. Ben bu koşullarda da ülkemize, halkımıza hayırlı olsun dileklerimi sunuyorum ve hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Bugün de bütçe görüşmelerine geç başladık değerli arkadaşlarım. Hükümetin bir mazaret beyanı vardı. Mazaret beyanı şuydu: Mal Tazmin Komisyonunun süresini uzatmakla ilgili, ilgili komite aşağıda toplandı idi. O bakımdan bekledik. Yalnız beklerken şu aklıma geldi. 2003 yılında Ulusal Birlik Partisi – Demokrat Parti Hükümeti Türkiye ile Ankara İşbirliği ve anlayış birliği ve karar birliği içerisinde Mal Tazmin Komisyonunu oluştururlarken 2003 yılında şu anda iktidar koltuklarında oturmakta olan ve sabahleyin bir saat kadar bu Komisyonun süresinin uzatılma çalışmasını yapan Cumhuriyetçi Türk Partisi neyin komisyonunu kuruyorsunuz? Dünya bize güler arkadaşlar diye buralardan ifadeler kullanıyordu. Neyse ki aradan 2 yıl geçti ve Ulusal Birlik Partisi Hükümeti döneminde kurulan Mal Tazmin Komisyonunun dünyanın güleceği birşey olmadığı ortaya çıktı ve Cumhuriyetçi Türk Partisi de bugün bu komisyonun süresini uzatma iradesini ortaya koydu. Bunu dikkatlerinize getirmek,halkımızın dikkatlerine getirmek istedim ve bu anımı bir de bu Kürsüde yaşama ihtiyacını duydum.

1569

Page 18: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

Değerli arkadaşlarım; bugün elbette devletin, halkın çıkarları doğrultusunda ne gerekirse yapacağımızı peşinen söyledik ve bunu da Sayın Serdar Denktaş sizlerle, hükümetle diyalog içerisinde mutlaka emin olunuz bir sonuca ulaştıracağız.

Değerli arkadaşlarım; bugün Cumhurbaşkanlığı Bütçesi görüşülecek. Önce Cumhurbaşkanlığı makamına nasıl baktığımızı müsaade ederseniz ifade etmek istiyorum. Biz üzerine titriyoruz. Biz, herşeyin önüne koyuyoruz. Neyi? Devletimizi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin başı bizim için son derece saygın, son derece saygı gösterilmesi gereken bir makam ve aynı zamanda şahsiyettir. Yeter ki orada bulunan o göreve halk tarafından getirilen kişi, o saygıya karşılık verebilsin. Bunun da bir tek yolu vardır. Anayasanın emrettiği kurallar çerçevesinde tarafsız olmayı başarabilmesidir. Sayın Talat’ın Cumhurbaşkanlığı makamında tarafsız olmasını diliyorum. Bütün siyasal partilere, bütün halk kesim ve katmanlarına, sosyal katmanlara aynı mesafede olmasını diliyorum. Seçim öncesinde ifade ettiği gibi herkesi kucaklamasını, sevmesini diliyorum. Çünkü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin böyle bir Cumhurbaşkanına, böyle bir başa ihtiyacı vardır halkın. Ne yazık ki değerli arkadaşlarım, Sayın Talat, Sayın Cumhurbaşkanı bir yıllık Başbakanlığı döneminde o portreyi ortaya koyamadı. Başbakanlığı döneminde biraz önce söylediğim unsurları bünyesinde toplayamadı ve gösteremedi. Bir yıllık Başbakanlığı döneminde yine halkın bütününü kucaklaması gereken bir siyasal portre çizeceği yerde tam tersine militan ruh ve karakter özelliği taşıyan bir fotograf sergiledi Sayın Talat. Eğer arşivleri karıştırır bakarsanız, eğer şöyle başınızı geriye doğru çevirir, geçtiğimiz bir yıla bakarsanız, Sayın Talat’ın bu söylediklerimi doğrulayan ne kadar tarafgir ve ne kadar militan çıkışlar yaptığını anımsayacaksınız.

MUSTAFA YEKTAOĞLU (Lefkoşa) (Yerinden) – Örnek.

SALİH MİROĞLU (Devamla) – Örnek, Sayın Talat, bu ülkenin bir siyasal partisi için, UBP için sürekli olarak aşağılayıcı, karalayıcı ifadeler kullanmaktan hiç imtina etmemiştir, çekinmemiştir. Sayın Talat Avrupa’ya UBP’nin yüzünü gözünü göstermekten çekineceğini söylemeye kadar işi vardırabilmiştir. Avrupa nezdinde UBP’nin utanılacak, sakıncalı bir parti olduğunu söyleyebilecek kadar aymazlığa ve ne yazık ki gaflete düşmüştür. Ama sonra süreç, tarih, Sayın Başkanın, Sayın Talat’ın söylediklerinin doğru olmadığını kanıtlamıştır. Şu anda Avrupa Konseyi Parlamenterler Assamblesinde CTP’nin çok değerli bir milletvekilinin yanında, çok değerli bir de UBP milletvekili bulunmaktadır ve şu anda bugün için elan Strazbourg’da bizler adına, Kıbrıs Türkü adına görev ifa etmektedirler. Bu nasıl bir şeydi ki değerli arkadaşlarım, Sayın Başbakan o zaman, şimdiki Sayın Cumhurbaşkanı bunları ifade edebiliyordu? Ve yine örneklediniz, yine Sayın Talat, değerli arkadaşlar bu kürsüden daha Cumhurbaşkanı olmasına 15 – 20 gün kala yaptığı bir konuşmada, UBP’nin mutlaka aşağıya çekilmesinin şart olduğunu, küçültülmesi gerektiğinin koşul olduğunu ifade etme şansızlığını yaşamış ve bu parlamentoda bulunanlara yaşatmıştır. Dilerim ki değerli arkadaşlarım; geçen zaman Sayın Cumhurbaşkanının da yaptığı bu hataların bir öz eleştiri süzgecinden geçirilmesine olanak sağlasın ve Sayın Talat Başbakanlığı döneminde gösterdiği militan ruh ve hareket özelliğini bir yana bırakarak tarafsız bir Cumhurbaşkanı olabilme erdemini gösterebilsin. Ve o zaman herkes değerli arkadaşlarım, görecek ki en az CTP kadar UBP de Cumhurbaşkanına derin ve büyük bir saygı gösterecek ve bunu her vesileyle yanlış yapmadığı sürece ortaya koymayı başaracaktır.Çünkü bunun da tabanı ifade ettiğim gibi biz, üzerine titrediğimiz ve herşeyin önüne koyduğumuz devletimiz ve Cumhuriyetimiz adına yapacağız.

1570

Page 19: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

Değerli arkadaşlarım; Sayın Talat, Sayın Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine giderken çok net bir ifadede bulunmuş ve az önce söylediğim şekliyle bütün halkı kucaklayacağını ifade etmiş ve sarayın kapılarını halka açacağını da eklemişti.

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Gazi Mağusa) (Yerinden) – E, kapattı?

SALİH MİROĞLU (Devamla) – Çok heyecan verici, çok da güzel bir ifade biçimiydi. Yani ben eski Cumhurbaşkanı ya da birinci Cumhurbaşkanı kapılarını halka kapatmıştı anlamında söylemiyorum. Ama gene de bir halkcı milletvekili olarak beni hakikaten Talat’ın Sayın Cumhurbaşkanı adayının bu söylemi fevkalade heyecanlandırmıştı. Ve öğrenmekteyim ki Sayın Cumhurbaşkanımız Sayın Talat 53’üncü gündür şurada Meclis önünde çadırlarda eylem yapan, eğitim hakkını elde etmek için eylem yapan 20 yaşında genç öğrencilere halâ daha sarayın kapısını açtırmamıştır. Ve aynı Talat, aynı Cumhurbaşkanı sevgili kardeşlerim, “ben elimi Papadopulos’a uzatıyorum, barış adına, barış için”. Çok güzel. “Bekleyeceğim. Ne kadar bekleyeceğimi de bana sormayınız, benim kolum havada Papadopulos’un kolunu, elini bekleyecek” dedi, hala daha el havada beklemeye devam ediyor. Ona bu aşamada bir diyeceğim yok bu aşamada. Ama o aynı elin Papadopulos’u aylarca, yıllarca bekleyeceğini söyleyen aynı elin parlamento önünde kendine uzanan 20 yaşındaki genç bir kızımızın, genç bir öğrencinin elini havada bırakmasını anlayamam ve yadırgarım ve üzülürüm değerli arkadaşlar.

MUSTAFA YEKTAOĞLU (Lefkoşa) (Yerinden) – Karıştırdın. Elma ile armutları karıştırdın sen.

MALİYE BAKANI AHMET UZUN (Yerinden) – Yok canım...

SALİH MİROĞLU (Devamla) – O bakımdan bunlar Sayın Uzun, gazetelere de yansıyan, televizyonlara görüntüleri yansıyan... Sizler de izlediniz. Bilemem, belki çok yoğun uğraşlarınız vardır. Belki izleyemediniz. Ama bizim ve halkın izlediği görüntüler oldu. Ne yazık ki oldu bunlar. İyi mi oldu? İyi olmadı. Bunların düzeltilmesi çağrısını yapıyorum. Yani burda ne kötü bir niyet arayın, ne de başka birşey.

MUSTAFA ARABACIOĞLU (Lefkoşa) (Yerinden) – Çözülecek efendim.

SALİH MİROĞLU (Devamla) – Tam tersine ifade ediyorum bütün bunlar düzelsin. Bütün bunlar istediğimiz şeylerdir ve biz Ulusal Birlik Partisi olarak ve biz halk olarak Sayın Talat’a en derin saygıyı göstereceğiz, bunu anlatmaya çalışıyorum. Yani bunların arkasında lütfen art niyet aramayınız.

Değerli arkadaşlarım; üç yıl tabii ki Cumhurbaşkanlığı Bütçesi konuşulurken, mevzu konuşulurken elbette dış politika, dış politik gelişmeler ağırlıklı olarak yıllarca bu parlamentoda görüşüldü. Sayın Denktaş Cumhurbaşkanı iken de bütçesinde ağırlıklı olarak dış politika konuşuldu. Üç yıl bizim ülkemizde büyük devinim yaşandı. Bunu bir yere saptama olarak koyuyorum. Büyük devinim yaşandı, büyük olaylar oldu, büyük siyasi hareketlenmeler izlendi ve önemli değişiklikler arkasından geldi. Hükümet değişti, parlamento çoğunlukları değişti, Cumhurbaşkanlığı değişti vesair, vesair. Bütün bunlar hepsi doğal. Bütün bunlar demokrasinin doğal sonuçları ve demokrat olanlar, demokratik nizama, rejime inananlar, kurallarına inananlar elbette ki bunlara saygı duyarlar.

1571

Page 20: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

Şimdi Sayın Talat bu süreç içerisinde değerli arkadaşlarım, Sayın Cumhurbaşkanımız abartmıyorum. İnanın eksajere etmiyorum. Bir simge olarak ortaya çıktı. Neyin simgesiydi bu? Anti ambargo, anti izolasyon simgesi. İzolasyonlara, ambargolara karşı verilen, verilmekte olan ya da verilecek olan mücadelenin bir simgesi olarak ortaya çıktı idi Sayın Talat. Gerek halkın burdaki yarattığı devinim, gerek mensup olduğu partinin diğer o hareketlere katılan siyasal oluşumlara göre avantajlı örgütlülükten gelen avantajlı yapısı, gerekse dış etkenlerin birer faktör olarak, yardımcı faktörler olarak ortaya çıkmaları, Sayın Talat’ı bir simge olarak ortaya koydu. Sayın Talat hakikaten ambargoların başında; izolasyonların ve Kıbrıs Türküne uygulanmakta olan tecrit politikasının kalkacağına inanmıştı ve inandırılmıştı. O bakımdan da dönüp bunu Kıbrıs Türküne ve dünyaya çok açık, çok güvenli bir hava içerisinde ve çok net olarak ifade etmekten de bir gün bile geri kalmamıştı. Bu konuda doğrusu Sayın Talat şanslıydı da, Kıbrıs’ta olayı bir noktaya getirmek isteyen çevreler de Sayın Talat’tan desteği esirgemiyorlardı. ABD Dışişleri Bakanının o zamanki Collin Powel’in Sayın Talat’ı ofisinde kabul etmesi, arkasını sıvazlaması, Barroso’nun Sayın Talat’la görüşmesi, Avrupa Birliği Komisyonu Başkanının efendim Rusya Federasyonunun Dışişleri Bakanının Lavrov’un ve Avrupa Birliğinin daha nice yetkilisinin Sayın Talat’la iyi bir diyalog içerisine girmeleri, Sayın Talat’a bu avantajları peşi sıra getiriyordu ve Sayın Talat ve arkadaşları ve siyasi hareketi hakikaten inanmışlardı ki referandumdan, yani 24 Nisan Referandumundan 3 – 4 ay sonra bu izolasyonlar Kıbrıs Türkü üzerinden kalkacak, ambargolar son bulacak ve ileride olabilecek bir anlaşma için de ciddi bir Papadopulos’a ve Rum tarafına dönük bir caydırıcı unsur olarak ortaya çıkacak. Buna inanmıştı. Ve bunun ancak 3 – 4 aylık sürede olabildiği takdirde olacağına da inanmıştı. Bu ya 3 – 4 aylık bir sürede olacaktı, başarılacaktı, referandumdan sonraki , 3 – 4 ay içerisinde Avrupa Birliği bize verilen ve Talat’a verdiği sözleri yerine getirecekti. Ya da sonrası tufandı. Şimdi olduğu gibi. Ne yazık birincisi olmadı. İkincisi oldu. Evet, 3 – 4 ay, burada ben bazı dayanaklara bağlıyorum konuşmamı değerli arkadaşlarım, size anımsatayım. 24 Nisan’dan sonra DP – CTP Hükümeti anımsayınız azınlığa düştü. Doğal olarak ondan sonra muhalefet partisi azınlığa düşen bir Hükümeti istifaya davet etti. Yapılması gereken de oydu. Doğallıkla oydu. Demokratik gelenekler, siyasi teammüller onu gerektiriyordu. Mutlaka istifa etmesi gerekiyordu. Ama ne diyordu Sayın Talat, şimdiki Cumhurbaşkanımız, o günün değerli Başbakanı, yapamam, buna hakkım yok, Kıbrıs Türküne ihanet edemem.Eğer ben şu anda şu günlerde, şu haftalarda ambargoların, izolasyonun kalkacağına dair verdiğim mücadelenin başarılı olacağına inanıyorsam ve bana Avrupa Birliğinde Brüksel’lerde vesaire, vesairlerde bu sözler veriliyorsa ne olur benden bunu istemeyin. Beni Kıbrıs Türk halkına ihanet noktasına getirmeyin. İstifa ettirmeyin. İstifa etmiş ambargo mücadelesi veren bir Başbakan pozisyonuna sokmayın demiyor muydu? Anımsayınız değerli arkadaşlarım; ben bu konuşmayı afaki olarak yapmıyorum. Bu konuşmayı işte bu temel dayanaklara ulaştırarak, onlarla ilişkilendirerek ifade etmeye çalışıyorum dilimin döndüğünce tabii. Ama acaba Sayın Talat ve arkadaşları, yani Sayın Talat’ın mensup olduğu siyasi hareket Cumhuriyetçi Türk Partisi acaba hakikaten 3-4 ay sonra olmayınca gerçekten olamayacağını kavramadılar mı? Ben buna inanamam.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SONAY ADEM (Yerinden) – Murad ettiğiniz nedir onu söyleyin.

SALİH MİROĞLU (Devamla) – Ben buna inanamam değerli arkadaşlarım.

MUSTAFA YEKTAOĞLU (Lefkoşa) (Yerinden) – Tersini mi söyleyelim?...

1572

Page 21: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) – Allah Allah, anlamadım ben yahu. Ne yapalım? Söyleyin ne yapalım.

SALİH MİROĞLU (Devamla) – Mutlak ki... geleceğim Sonay Bey, geleceğim.

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) – Ne yapalım? Söyleyin ne yapalım?

SALİH MİROĞLU (Devamla) – E, söyleyeceğim izin verirsen.

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) – Ağlama duvarı.

DERVİŞ EROĞLU (Gazi Mağusa) (Yerinden) – Kalacağım dedin kaldın.

BAŞBAKAN FERDİ SABİT SOYER (Yerinden) – Bırakın, dinleyeceğiz.

SALİH MİROĞLU (Devamla) – Yahu ben hiç kimsenin konuşmasından bildiğiniz gibi rahatsız olan bir arkadaşınız değilim. Kimseyi incitmemeye, kırmamaya da özellikle özen gösteren biriyim.

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) – Ama ne yapalım?

SALİH MİROĞLU (Devamla) – E, sabırlı ol söyleyeceğim. Yani diyor, yani son elbette ki ne yapmamız gerektiğini de ifade edeceğim. Yani ne yapmamız gerektiğini de ifade edeceğim ama sabırlı olalım.

Evet, bana göre Sayın Talat da, değerli arkadaşlarımız da referandumdan sonra geçen 3-4 aydan sonra artık bu işin olamayacağını biliyorlardı. İmkân yok bilmemelerine. Ama bir şeyden de vazgeçemiyorlardı. O da kafalarına koydukları seçim hedefi ve o seçime giderken ve o seçimden sonra gelecek olan Cumhurbaşkanlığı seçimini de hedefleyerek o avantajı ellerine geçirdikleri, o avantajı, o rüzgârı devam ettirmeyi bir defa kafalarına koymuşlardı. Ve topluma bile bile...

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) – Şimdi anladık derdini. E, ne Derviş Beyi mi bırakacaktık yahu çıksın saraya?

SALİH MİROĞLU (Devamla) – Halka bile bile, halk takdir etmiştir, biz ona saygı duyduk Sayın Adem.

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) – Ee?

SALİH MİROĞLU (Devamla) – Yani o geçmiş, bitmiştir. Ama ben kaybedilenleri veyahut da o gün yapılması gerekenlerin neden yapılmadığını ifade etmeye çalışıyorum.

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) – Söyle ne yapılmadığını.

SALİH MİROĞLU (Devamla) – İşte onu söylüyorum. Sırf seçimlerde bu yelkene doldurulan rüzgârı terk etmesinler diye aynı ifadeler kullanılmaya, aynı türküler söylenmeye devam edildi değerli arkadaşlarım. Yoksa ne Sayın Talat’ın ne de onun liderliğindeki Cumhuriyetçi Türk Partisinin bunu bilmemesine imkân yoktur.

1573

Page 22: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

MUSTAFA YEKTAOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Burada neyi kasteddiğinizi de izah edin Sayın Miroğlu.

SALİH MİROĞLU (Devamla) – Nitekim Şubat seçimlerine giderken de Sayın Talat Barosso ile bir defa daha görüşme imkânı buldu ve dönüşünde Avrupa Birliği bize verdiği sözü yerine getirecek sevgili vatandaşlarım diye ifadede bulundu olmayacağını bile bile ve ardından Cumhurbaşkanlığı seçiminde de aynı teraneler ne yazık ki devam etti değerli arkadaşlarım.

Şimdi en sonunda nihayet anladı ve bir hafta önce ya da 10 gün önce Brüksel'e bir heyet gönderdi, gizli bir toplantı organize edildi Brüksel'de. Üç kişilik bir heyet. Bu heyette Dışişleri Bakanlığının işte sıkça görmediğimiz Sayın Dışişleri Bakanımız da burdadır. Hiçbir meslek memuru yahutta meslek görevlisi, yahutta Dışişleri Bakanlığında yetkinleşmiş bir arkadaşımız, bir kardeşimiz, bir görevlimiz de olmadan Brüksel'e gidildi ve Brüksel'de Sayın Pertev'in Türk tarafında başkanlığını, Sayın Conis’in de Rum tarafında başkanlığını yaptığı iki heyet oturdular ve görüştüler ve o görüşmeden sonra Sayın Talat, Sayın Cumhurbaşkanımız nihayet halka hiçbir şey olmayacağını, Avrupa Birliğinin verdiği sözleri tutmadığını ve tutmayacağını söyleme noktasına geldi. Aynı gece TRT'nin Büyüteç Programını bizzat izledim. Orada Sayın Talat Türk tarafının asla kabul etmeyeceği önerileri Avrupa Birliği yetkililerinin getirdiğini ifade ediyor. Bizzat dinledim ve bunun Türklerce kabul edilemeyeceğini de ekliyordu.

Böylece Sayın Talat bu üç yıllık büyük devinimler sonucu gelişen olaylardan sonra nihayet Avrupa Birliğinin ne Direk Ticaret Tüzüğünü, ne Mali Yardım Tüzüğünü, ne şunu, ne bunu, ambargoları, izolasyonların bizim kendilerinin Kıbrıs Türk tarafının arzu ettiği şekilde ortadan kaldırılmayacağının itirafını yapıyordu.

Biz değerli arkadaşlarım; Ulusal Birlik Partisi olarak o 3-4 ayın sonrasında gerekli uyarılarımızı yaptıydık. O gün parlamentoda bulunmayan arkadaşlarım var daha sonra gelenler ama bulunanlar anımsayacaklar, yahutta dışardan takip edenler yine anımsayacaklar Ulusal Birlik Partisi gerekli uyarılarını hep yaptıydı ve bir sonuç, bu şekli ile bir sonuç alınamayacağını mutlaka bir araya gelmek gerekliliğini ve tekrar Ankara ile birlikte bir değerlendirme toplantısına ihtiyaç duyulduğunu söyleye gelmişti ama Ankara'nın yanına gitmeden, Ankara'nın karşısına geçmeden, derdimizi ifade etmeden kendi kendimize bir birliktelik, bir anlayış çerçevesinde, bir dayanışma çerçevesinde bir birliktelik sunmamız gerektiğini hep ifade ettik ve bunun adını da koyduk. Ulusal Uzlaşı Kurulu diye bir kurul oluşturalım. Sayın Cumhurbaşkanının başkanlığında bunu hayata geçirelim, kafa kafaya verelim Kıbrıs Türkünün hangi noktada olduğunu Kıbrıs konusunun hangi Sayın Başbakanın ifadesi ile hangi konağa geldiğini, hangi konağa gitmesini arzu ettiğimizi hep beraber tartışalım, ondan sonra da kendimize bir yol çizelim dedi. Bu kadar iyi niyetli bir öneriyi aylarca ortaya koymaya hiç usanmadan ve yüksünmeden ortaya koymaya devam ettik.

Doğrusunu söylemek gerekirse Cumhurbaşkanlığı görevini aldıktan sonra Sayın Talat bu öneriye oldukça sıcak baktığını açık bir dille bizim bulunduğumuz toplantılarda ifade etti ve bunu siyasi partilerin arasında çözdükleri takdirde katılacağını da ekledi ama biz hala daha Sayın Başbakanımızı beklemekteyiz. Kendimize göre yaptığımız bir çalışmayı bitirdik. Sayın Başbakan kendilerine bir çalışma yaptıklarını ifade ettiler ama bir türlü o çalışmaları bir masa etrafına sebebini bilemiyorum doğrusu diğer siyasl partimizin Genel Başkanının Sayın Serdar Denktaş'ın bu konudaki görüşlerini de tam bilemiyorum net değil kafamda yani nasıl baktıkları konusunda, acaba Sayın Soyer'in, Sayın Başbakanın bu konuda bir sıkıntısı var mı,

1574

Page 23: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

olur mu diye doğrusu çok ufakta olsa bir tereddütüm vardır. Biraz sonra heralde bunun açılımını alacağız.

Değerli arkadaşlarım, şimdi bunu anladıktan sonra Sayın Talat ve CTP, yumuşak geçiş süreci yaşıyor. Brüksel iktidarsız. Bunu ben söylemedim. Bunu Sayın Talat söylüyor, Sayın Cumhurbaşkanı söylüyor. Brüksel iktidarsız diyor. Bu, Avrupa Birliğinin bizim için verdiği sözleri tutacağı yok. Bunu ben söylemiyorum. Ben söyledim zaten daha önce, Sayın Talat söylüyor şimdi. Rum tarafı Papadopulos artık herkesin dilinde ezberlediği, bizlen anlaşmaya hiç yakın değil, bizle paylaşmak istemiyor. Bırakın anlaşmayı, bırakın paylaşımı hakça, eşitçe bizim soluk almamızı, hayat hakkı bulmamızı dahi istemiyor diyen bendim ama şimdi Talat’tır. Bunlar artık yumuşak geçiş oluyor. Hiçbir sorun yok değerli arkadaşlar. Yumuşak geçsinler ama geçsinler bu merhaleyi aşsınlar. Yumuşak geçmelerinde birşey yok, bir maraz, bir gayle yok. Geçsinler gerçeği görsünler ve gelinecek noktaya gelsinler. Bizim beklediğimiz odur. Çünkü eninde sonunda bizim selametimizi sağlayacak olan da bu görüş birliğidir.

Değerli arkadaşlarım, bunları ifade ettikten sonra...

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SONAY ADEM (Yerinden) – Hala daha çözümsüzlük çözümdür politikasında devam edersiniz.

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Hiç değil.

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) - Ben dedim gençler daha iyi davranacaklar bu işlerde. Ama bakarız Eroğlu çizgisi tamam devam eder gider.

SALİH MİROĞLU – Ulusal Birlik Partisinin çizgisi tek çizgidir.

MUSTAFA YEKTAOĞLU (Lefkoşa) (Yerinden) – Ayrıcalıklı çizgi.

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Söyler misiniz. İfade edeyim. Ulusal Birlik Partisinin çizgisi, çizgiler yoktur.

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) - Çözümsüzlük çözümdür.

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Hayır. En az barış değerli arkadaşlarım. Barış, insan hakları, barış demokrasi özgürlük bütün bunlar en az sizin kadar bizim de sevdalı olduğumuz kavramlardır. Ne kadar siz inanıyorsanız ki et kemiğe bürünmüş gibisiniz bu yüce kavramlarla, inanın aynı kavramlarla biz de et ve kemiğe bürünmüş gibiyiz. Ne anlaşma ne barış, ne özgürlük, ne demokrasi sayın değerli arkadaşım. Hiç kimsenin tekelinde değildir ve olamaz.

ARİF ALBAYRAK (Gazi Mağusa) (Yerinden) – İstanbul’dadır onlar.

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Hiç kimsenin tekelinde değildir değerli arkadaşlarım.

ARİF ALBAYRAK (Yerinden) (Devamla) - İstanbul’dadır onlar.

MUSTAFA YEKTAOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Öyle birşey söylemedik biz. Ayrıcalıklı olduğunuzu söyledik. Hep ayrıldık.

1575

Page 24: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Ulusal Birlik Partisi hep bütün siyasal hayatı boyunca, otuz yıllık siyasal hayatı boyunca Kıbrıs Türkünün adil, kalıcı, yaşayabilir bir barışa ülkenin ulaşması için kendine düşen her görevi yaptı. Bakarsanız tarihi sürece 74’ten bu yana gelen yapılan bütün görüşmelerin Perez de Cuellar’a...

MUSTAFA YEKTAOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Kıbrıs Türkleri hep göç etti dışarıya.

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Butros de Galli vesaire vesaire 77-79 Doruk Anlaşmalarına varıncaya kadar bütün onayın Ulusal Birlik Partisinin iktidar dönemlerinde bu parlamento çatısı altında alındığını hatırlarsınız ve görürsünüz değerli arkadaşlarım. Ama bunu söyleyeceksiniz. Ulusal Birlik Partisi çözüm istemez diyeceksiniz. Çünkü başka malzemeniz kalmadı.

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) - Yoktur be Salih.

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Olan malzemenizi daha iki ay olmadan iktidarda tükettiniz değerli arkadaşlarım.

HASAN TAÇOY (Lefkoşa) (Yerinden) – Argümanları tükendi artık, argümanları kalmadı.

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) - Yok merak etme.

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Dolayısıyla son malzemeniz artık halkın inanmadığı ve inanmayacağı Ulusal Birlik Partisine dönük karalama kampanyalarınız olabilir.Ama bir süre sonra bunun da boş çıkacağını hep beraber göreceksiniz.

Değerli arkadaşlar; siz haz mı duyarsınız, yani Ulusal Birlik Partisi veya bir başka parti çözüm istemese, anlaşma istemezse bu belirsizlik devam etmesini istese haz mı duyarsınız değerli arkadaşlarım ve Ulusal Birlik Partisi nasıl çözüm istemez? Ulusal Birlik Partisi nasıl bir anlaşma istemez? Ulusal Birlik Partisi nasıl bir belirsizliğin daha devam etmesini isteyebilir değerli arkadaşlarım?

(Milletvekilleri kendi aralarında konuşurlar.)

Güzelyurt'a, dinleyin sevgili arkadaşlar...

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) - Nasıl davadır bu!

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Sayın Adem, Sayın Bakan müsaade eder misiniz Sayın Bakan?

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) - Başkanınıza söyleyiniz.

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Sayın Bakan müsaade eder misiniz Sayın Bakan. İstirham ederim?

1576

Page 25: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

Şimdi Güzelyurt'ta, Akdoğan'da, Paşaköy'de, Türkmenköy'de vesaire vesaire vesaire 52 yerleşim biriminde senin vatandaşının, benim vatandaşımın canı yanıyor. Yarın başını nereye sokacağının bilememezliğinin tedirginliği ve endişesini yaşıyor.

MUSTAFA YEKTAOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Ya seçim sonuçlarını en güzel oy o verdi.

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Bırakın seçim sonuçlarını.

MUSTAFA YEKTAOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Niçin bırakayım?

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Sevgili Yekta sen çok iyi bilin ki sen siyasi alt yapısı olan bir arkadaşımızsın.

MUSTAFA YEKTAOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Öyle düşünürsünüz?

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Seçimleri...

(Milletvekilleri kendi aralarında konuşurlar.)

BAŞKAN - Devam edin.

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Bakın sevgili arkadaşlar, değerli arkadaşlar; seçimleri...

(Milletvekilleri kendi aralarında konuşuyorlar.)

BAŞKAN - Dinleyelim arkadaşlar.

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, seçim...

MUSTAFA YEKTAOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Çok demokratiksin niçin referandum hakkını dahi bırakmadınız bu halk versin ha? Nasıl demokratik?

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Onun da izahını yaparım ben. Ben ve arkadaşlarım bu kürsüde siz gelmezden önce yemin ettik. Benim beş yeminim var burda. Benden fazla yemini olan büyüklerimiz var. Bu beş yeminde biz bu devleti koruyacağımıza and içtik değerli arkadaşlarım. Bu devleti ortadan kaldıracak, Kıbrıs Türk halkını devletsiz bırakacak hiçbir yaklaşımın tarafı olmayacağımızı açık ifade ettik.

(Meclis Başkanı Sayın Fatma Ekenoğlu Meclis Başkanlık Kürsüsünü Sayın Hasan Bozer'e devreder.)

Ve ifadeler bir yanda dediğim gibi andiçtik, sen de and içtin.

ARİF ALBAYRAK (Yerinden) (Devamla) - E, tamam şarap mı içtik?

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Sen de andiçtin ama şimdi andiçmek yemin etmek önemli değil. Tutmak, ona sadık kalmak, yemine sadık kalalım. Efendim...

1577

Page 26: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

ÖZKAN YORGANCIOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Yani Anayasanın girişindeki barışı...

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Eğer devlet diyorum Sayın Gökmen siz dışarda olduğunuz için devlet ortadan kaldırılmak istenirse elbetteki ben yaparsam elbetteki o yemine sadık kalmamış olurum. Ben devletle yemin arasındaki ilişkiyi ifade ediyorum.

Gelelim şimdi bir başka konuya değerli arkadaşlarım; kısır döngüden çıkalım.

ARİF ALBAYRAK (Yerinden) (Devamla) - Çıkalım.

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Tamam, ben yaratmadım.

MUSTAFA YEKTAOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Sen çık kısır döngüden.

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Ben yaratmadım lütfen. Hayır, lütfen her şeyden önce demokrasiye inanan insanlar olarak hoşgörülü, birbirimize karşı saygılı, sevgili olmayı başarabilelim. İnan onlardan daha güzel duygular da yoktur. Şimdi Birleşmiş Milletler, Cumhurbaşkanlığı Birleşmiş Milletler, Cumhurbaşkanı Annan Planı ilişkisi ile ilgili bir şeyler daha söylemek isterim. Hatırlar mısınız referandumdan hemen sonra %50-65 evet bizde, %75 kusur 76 neyse Rum tarafında hayır çıktıktan sonra birtakım çevreler konuştu Birleşmiş Milletlerden, AB’den, ABD’den vesaire, vesaire. Sayın Talat çok doğru birşey ifade etti o günlerde. Yani bunları tabii ki başında söylediğim üzere afaki olarak anlatmıyorum, bunları belgelere dayandırarak izah ediyorum. Burada göstermememin nedeni aklımda sıkıca tutmamdan dolayıdır. Sayın Talat demişti ki, Türkiye de öyle söylemişti, Türkiye’deki hükümet yetkilileri. Evet yapacağımızı yaptık, Kıbrıs Türkü görevini yerine getirdi. Eğer bundan sonra Annan Planı ile ilgili birşey olacaksa noktasına, virgülüne dokunulmadan Rum tarafı kendi içinde görüşsün, eğer arzu ederlerse bir referandum yapıversinler ve inşallah onlar da evet sonucunu çıkarırlar ve Kıbrıs’ta anlaşma olur. Bu ifade Cumhurbaşkanımız Sayın Talat’ın ifadesidir. Bu ifade, o günkü durumun tespitidir. Ve bu ifade, ayakta alkışlanacak kadar doğru bir tespitti.

Şimdi aradan zaman geçtikten sonra bu konuda ne yazık Sayın Cumhurbaşkanımız geri adımlar atmaktan kendisini alıkoyamadı. Ve son yaşadığımız olaylara dikkatinizi çekmek istiyorum. Birleşmiş Milletler çerçevesinde gelişmekte olan olaylara dikkat buyurunuz göreceksiniz ki o geri adımların Sayın Talat’ın, Sayın Cumhurbaşkanının ve orada elbette ki tabiatıyla hükümetin geri adımlarının izlerini bulacaksınız.

MUSTAFA GÖKMEN (İskele) (Yerinden) – Hükümetin böyle bir adımı yok ki.

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Hükümetin öyle bir adımı yoksa Sayın Gökmen, Conis, Tassos Conis’in New York’ta Prendergast ile işi neydi? Kendisine verdiği sözlü şifai olarak Annan Planındaki değişiklik önergeleri gaipten gelen seslerle mi kendisine işar olmuştu da Prendesgast’ın huzuruna çıkmıştı. Elbette burada söylenen, görelim getirsin bakalım Papadopulos ne istiyor Annan Planında. Hangi değişikliklerin yapılmasını arzu ediyor.

MUSTAFA GÖKMEN (Yerinden) (Devamla) - Herhalde bizim de isteklerimiz olacak.

1578

Page 27: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

SALİH MİROĞLU (Devamla) - İşte bütün bunları söyleye söyleye nihayet o geri adımlar atıldı ve Conis Prendergast ile gitti değişiklik önergelerini şifai olarak da sundu. Onların da ne olduğunu hep beraber öğrendik Sayın Gökmen.

MUSTAFA GÖKMEN (Yerinden) (Devamla) - Evet öğrendik. Kabul edilir şeyler değil.

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Bunlar Kıbrıs Türkünün kabul...

GENÇLİK VE SPOR BAKANI ÖZKAN YORGANCIOĞLU (Yerinden) - Ama ne korkarsınız bunlardan?

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Neyi nerden? Ben korkarım.

ÖZKAN YORGANCIOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Niçin korkacan?

SALİH MİROĞLU (Devamla) – Ben korkarım değerli arkadaşlar.

ÖZKAN YORGANCIOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Sen kendine güvenmen. Biz kendimize güveniriz. Her önerdiklerini kabul mu edeceğiz yani?

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Eğer Türk Silahlı Kuvvetlerinin ilanihaye Kıbrıs Türkü üzerindeki garantisini kaldırmayı öneriyorsa, ben korkarım. Ben korkarım değerli arkadaşlarım. Otuz yıl, kırk yıl sonra bu memlekete gelip kök salmış insanları yurdundan, toprağından, evinden söküp koparıp götüreceksiniz geldikleri yerlere derlerse, ben bundan ürkerim değerli arkadaşlarım.

ÖZKAN YORGANCIOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Her önerdiklerini kabul mu edeceksin? Sen kendine güvenmen demek ki. Biz kendimize güveniriz.

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Korkarım. Korkarım arkadaşlar.

MUSTAFA YEKTAOĞLU (Lefkoşa) (Yerinden) – Hayır, korkma yahu.

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Korkarım arkadaşlar.

ÖZKAN YORGANCIOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Korkma da seni de koruruz.

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Ve bu korku yalnız benim değil, bu korku benim yurttaşımın iliğine işledi. Ama korkutmaya hakkınız yok. Tabii bunları hiç kimse başaramayacak ve şimdiki Cumhurbaşkanı taviz verirse ne bu hükümet bu konularda duyarsız kalırsa geri adım atarsa ne de Avrupalılar bunu böyle isterse bunu başaracak güçleri olmaz değerli arkadaşlar ve şimdi hangi noktaya geldik?

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) - Bizi kürsüden tehdit etmeye kalkma da biz öyle şeye çarık bırakmayız.

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Çarık değil pabuç, çarık değil pabuç.

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) - Kimse korkutamaz bizi onu sana söyleyim.

1579

Page 28: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Çarık değil o pabuç. E, nasıl şimdi bir çok yani üzüldüm bu ifadeye. Herhalde benim seninle güreşçi pozisyonunda...

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) - Kim teslim edecek Kıbrıs Türkünü yahu söyle bana bakayım.

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Sayın Adem, Sayın Bakan, Sayın Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanı...

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) - Kullandığınız kelimeleri daima dikkatli kullanın.

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Hükümetimizin değerli üyesi Sayın Bakan.

ARİF ALBAYRAK (Yerinden) (Devamla) - Hayır Papadopulos'a da karşı çıktığında Başbakan bağırırsınız.

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Hükümetimizin değerli üyesi Sayın Bakan ben buraya görüşlerimizi partim adına ifade etmeye çıktım. Siz dinleyeceksiniz efendim. Siz ondan sonra buraya geldiğiniz zaman bunun yanıtını vereceksiniz.

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) - Salih Bey gradonuza yakışmaz.

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Usül budur ama çıkacaksınız Sayın Adem yanıtını vereceksiniz.

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) - Bu Kürsüden birini teslimiyetçilikle suçlamak size yakışmaz, sizin gibi bir adama. Bak başkası söylesin, bak Taçoy söylesin ama sen söyleme.

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Prendergas'ın değerli arkadaşlarım; bir de şu yanlıştan vazgeçin. Ulusal Birlik Partisi bütün halk emin olsun ve bilsin ki bu Parlamentoda bir tektir ve bir bütündür. Bu sözler arkadaşlarımız arasında nifak açmaya matuf bu sözler hiçbir işe yaramaz. Hiçbir işe yaramaz değerli arkadaşlar ve biz nasıl ki bir partinin, başka partinin içişlerine, içişleri ile ilgili tek bir kelime sarf etmiyoruz. Bir başka siyasal görüşe sahiplerinin de aynı şekilde o saygıyı ve hürmeti göstermesini beklemek hakkımızdır diye düşünüyorum.

Evet ve nihayet geldik şeye değerli arkadaşlarım, evet bu son derece önemlidir. Birazcık şeye kaçtı, bu son derece önemlidir. Sayın Cumhurbaşkanı önce eğer bir anlaşma arzu ediyorsa Rum tarafı otursun noktasına, virgülüne dokunulmadan Annan Planını Güney'de oylasın diyordu. Ardından fikir değiştirdi. Görelim bakalım Papadopulos'un değişiklik önergeleri, değişiklik arzuları nelerdir dedi ve ondan sonra onlar geldi. O gelenler de doğrusu bizi alabora edecek, bizi yok edecek gerçekleştiği takdirde önerilerdir.

KADRİ FELLAHOĞLU (Lefkoşa) (Yerinden) - Nerdedir o değişiklikler?

SALİH MİROĞLU (Devamla) - O değişiklikleri sayın kardeşim Fellahoğlu, “Mısır'daki Sağır Sultan” da zannederim biliyor biraz önce söyledim.

1580

Page 29: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

KADRİ FELLAHOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Tepkisi ne oldu?

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Sayın Cumhurbaşkanı kabul etti demedim. Hayır. Sayın Cumhurbaşkanı bir dakika izah edeyim. Sayın Cumhurbaşkanı kabul etti demedim. Sayın Cumhurbaşkanın bu konuda ne düşündüğünü de doğrusu şu anda bilemiyorum. Çünkü Brüksel'de...

ÖZKAN YORGANCIOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Kamuya açıkladı.

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Sayın Bakan müsaade ederseniz. Çünkü...

ÖZKAN YORGANCIOĞLU (Yerinden) (Devamla) - E, bilemiyorum diyorsunuz kamuya açıkladı bunu.

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Ben bilemiyorum ben Sayın Cumhurbaşkanı Prendergast’a Conis'in ya da Papadopulos'un yaptığı önerileri kabul etti demedim ama benim eleştirdiğim önce eğer arzu ediliyorsa bir barışı, bir anlaşmayı otursunlar bu referandumu, bu planı noktasına, virgülüne dokunmadan oylasınlar diye beyanatı vardır Sayın Talat'ın. Yok mu?

MUSTAFA GÖKMEN (Yerinden) (Devamla) - O beyanatı da ısrarlı değil efendim.

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Öyle değil efendim çünkü durum değişti diyorum dinlemiyorsunuz Sayın Gökmen, Sayın Talat göreyim diyor şeyi diyor verin diyor, Ferdi Bey de aynı şeyi söylüyor. Getirin diyor göreyim şeyi bakalım neler istersiniz, yani ne değişiklikler istersiniz. Ben de istediği değişiklikleri söyledim. Yani Conis'in Prendergast'a ve dünyaya açıkladığı işte garantilerle, askerle Türkiye'den gelen kardeşlerimizle, efendim ne bileyim ben iki bölgeliliği ortadan kaldıracak olan mal mülk tam anlamı ile sahip çıkma önerileri ile onları ifade ettim. Yani ben onların tercümanlığını, yani ben onların söylediklerini aktardım konu ile ilişkili olduğundan dolayı. Yoksa herhangi ben kabul ettiler demedim. Ama sürekli geri adım atarsanız, eğer dik durmayı başaramazsanız, sürekli geri geri gitmeyi içinize sindirirseniz sonunda kendinizi bir köşede sıkıştırılmış olarak bulabilirsiniz. Sizin sıkışmış olmanız beni hiç enterese etmez, hiç ılgalamaz. Ama sizin sıkışmanızdan dolayı halk sıkışır, millet sıkışır o zaman da ben sizin boğazınıza sarılırım.

FERDİ SABİT SOYER (Yerinden) (Devamla) - Ha, kim kimin boğazına sarılacak.

SALİH MİROĞLU (Devamla) - Evet değerli arkadaşlarım, ve şimdi bir başka tartışma konusu, gelinen noktada işte bütün bunların... Ha, 63 Ankara Anlaşmasının parafe edilmesi. Kıbrıs Cumhuriyetinin, tırnak içinde söylüyorum tabii ki ben, kapsama alınması. Ve bir tartışma, tanınma tanınmama. Bu, tanınma tanınmama tartışması değil. Ne yazık iki gün önce Rum basınında çıktı, Türkiye basını bunu iktibas etti Papadopulos, bu işten ne anladığını ve bu işin nereye gitmekte olduğunu ifade etmektedir. Ben eminim Sayın Başbakanımız bunu okudu. Papdopulos’un bu tanınmayı nasıl düşündüğünü, yani kendilerini Türkiye Cumhuriyeti’nin güngele nasıl tanınacağını peyderpey adım adım Papadopulos’un ağzından okuduk. Son derece tehlikeli bir durum. Çok dikkatli davranmamız gerektiğine inanıyorum. Birlikte bu konu üzerinde çaba göstermemiz ve bu anlaşmanın güngele bizi çok zor durumlara getirmeyeceğini, daha açık ifade edeyim, mazallah Ruma bir yama pozisyonu yaratmayacağının güvencesini almamız gerekiyor. Bu öylesine es geçilecek veyahutta teğet geçilecek bir konu değildir. Türkiye’de çeişitli tartışmalar yapılmaktadır. Bu doğaldır ama asıl

1581

Page 30: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

bizim de burda kendi içimizde bunu özgürce, rahatça tartışmamız gerekiyor ve bir sonuç üretmemiz gerekiyor. Geride kalan acı deneyimler vardır. Bunun adı 4 Mart 64’tür değerli arkadaşlarım. Eğer bugün Kıbrıs’ta bir uzlaşıya bir anlaşmaya varılamıyorsa, eğer kırk yıldır Kıbrıs Türk Halkı büyük ezgiler içerisinde yaşatılıyorsa bilelim ki bunun kaynağı 4 Mart 64 Güvenlik Konseyi kararıdır. Ve 4 Mart 64 Güvenlik Konseyi kararı alınırken dünya, Türkiye’ye, Ankara’ya bunun geçici olduğunu da kaldırılacağını da ifade etmişti. 64 2005, yani kırkbir yılda değişmedi, kalkmadı değerli arkadaşlarım. Ve bugün uzlaşmazlığın, bugün çekilen acıların, ızdırapların kaynağında yatan asıl neden etken odur. Dolayısıyla Ankara Anlaşmasına Yüce Meclisin dikkatini getirmek istiyorum. Ve bu konuda birlik ve beraberlik içerisinde üreteceğimiz sonuçlarla yarının güvencesini istememiz gerektiğini işaret ediyorum.

Çok kısa olarak şuna da değinip bir çağrımı yapıp huzurlarınızdan ayrılacağım değerli arkadaşlar. Bir yanılgı da özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızda bütçesini konuşurken bunu da ifade etme ihtiyacını duyuyorum. Referandumdan sonra Rum yönetimi Başkanı Papadopulos’un Rum tarafında çıkan hayırdan ötürü son derece zor durumda kaldığına dair mesajlarıdır. Hatta Papadopulos’un izole edileceği, tecrit edileceği noktaya kadar getirileceği şeklindeki beyanlarıdır. Bu da yanlış, bu da inanılacak bir şey olarak ortaya çıkmadı. Hiç inandırıcı olmadı. Evet Papadopulos bugün maalesef, maalesef bugün Papadopulos bütün Avrupa ülkelerini dolaştı son derece önemli kabul gördü Avrupa Birliğinin bir üye ülkesinin bir Cumhurbaşkanı olarak Başkanı olarak neyse kabul görmektedir. Sayın Talat bu Kürsüden ifade etti söylediklerinin tam tersini aylarca Papadopulos’un tecrit edileceğini ifade etti. Ama mal mülk olaylarının tartışılma pozisyonunda bu kürsüden Sayın Cumhurbaşkanı hadd-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır noktasına geldiğinde evet biz her yerde mücadelemizi yapma noktasındayız, zorundayız dedi. Doğru olarak ama maalesef nereye gitsek karşımıza Papadopulos çıkmaktadır. Papadopulos’un engelleri çıkmaktadır dedi. Demek ki Papadopulos’un Sayın Talat’in ifade ettiği gibi bir tecrite maruz kaldı iddiası ve öngörüsü de doğru çıkmadı. Sevgili arkadaşlarım bütün verileri dikkatle değerlendirerek önümnüzdeki günlere bakmak zorunda olduğumuza inanıyorum. Öngörülerimizi, yapacaklarımızı el ele verekek, kafa kafaya vererek yanlışlarımızla doğrularımızla bir noktaya varmamız gerektiğine parti olarak yürekten inanıyoruz. Buna mecburuz. Çünkü geleceğimizin hakikaten özellikle bizden sonra gelecek kuşaklarının geleceğinin tehlikelerle dolu bir yaşama gebe olduğunu hissetmekteyiz. Onun için buna mecburuz. Ve Talat’ın Papadopulos’a uzattığı el gibi biz de elimizi sizlere uzatıyoruz. Bir araya gelelim konuşalım. Doğrularımız yanlışlarımızı ortaya koyalım. Sonra Ankara ile oturalım ve Kıbrıs konusunda bundan sonra bizi güvence altında tutacak yaşatacak olan hangi noktaya getireceğimizi hep beraber belirleyelim şu anda bir öneri yapmak istiyorum. Bu öneriyi aslında yaparken belli bir sıkıntıyı da duyduğumu ifade etmek isterim. Samimi olarak çünkü bunun Cumhurbaşkanından ve hükümetten gelmesini bekliyordum. Gene de biz yaparız derlerse yapılan öneriyi devrederek buradan çekilirim. Bizler değerli arkadaşlarım Kıbrıs Türkü bir bütün olarak, bir günlüğüne, bir akşamlığına parti bayraklarımızı sandıklara koyalım günü geldiğinde gene çıkarırız. Parti bayraklarını sandıklara koyalım ve isterseniz İnönü Meydanında, isterseniz bizim buluştuğumuz Atatürk Meydanında bir araya gelelim. 100 bini aşkın Türkü, Kıbrıs Türkünü o meydana toplayalım ve dünyaya hak ettiğimiz, istediğimiz ama hak ettiğimize inandığımız yeri hep bir ağızdan talep edelim.Avrupa Birliğine de Sayın değerli kardeşim Yektaoğlu hitap edelim ve Avrupa Birliğine girmek istiyoruz, hakkımızı istiyoruz diye hep beraber o meydandan haykıralım, saygılar sunarım değerli arkadaşlarım.

BAŞKAN – Gruplar adına söz isteyen var mı?... Buyurun.

1582

Page 31: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

MUSTAFA GÖKMEN (İskele) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de Demokrat Parti adına Cumhurbaşkanlığı Bütçesi görüşülürken birkaç kelime sarfetmek isterim.

Değerli arkadaşlar, Bütçe görüşmeleri komitede bütçe görüşmeleri esnasında Cumhurbaşkanlığı Bütçesi çok tartışıldı, enine boyuna orda da dile getirdiğim bazı cümleleri burda da dile getirmek isterim. Şimdi değerli arkadaşlar, Cumhurbaşkanlığı makamına elbette Sayın Miroğlu’nun dediği gibi, her Kıbrıs Türkünün kayıtsız şartsız saygı duyması gereken bir yüce makamdır, Devletimizin temsil edildiği en yüce makam. Bu nedenle ben bu makama hiçbir vatandaşımızın saygısızlık göstereceğine inanan birisi değilim açıkçası. Buna her parti bu duygu ve düşünceye sadıktır. Değerli arkadaşlarım, Sayın Miroğlu’nun yine söylediği gibi, gerçekten Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Talat’ın toplumda gerek kişiliği gerek bence dürüstlüğü, geçmişindeki hiçbir eksisi olmayan bir geçmişi ile bu yüce makama seçilmesi bence bu sebeplerden dolayıdır. Ama en önemli sebeplerden birisi de, elbette Sayın Miroğlu’nun söylediğidir. Nedir bu? Adeta Sayın Talat’ın şahsında Kıbrıs Türkü artık özgürlüğüne kavuşacak, izolasyonlardan kurtulacak, dünyaya açılacak, dünya vatandaşı olacak, bu da çok etkili olmuştur. Evet, Sayın Talat bunu hareketleri ile, söylemleri ile, konuşmaları ile, tavırları ile topluma yansıtabilmiştir, bu başarıyı gösterebilmiştir. Şimdi bu sebepten dolayı Sayın Talat’a destek veren Kıbrıs Türk seçmeni elbette Sayın Talat’ın şahsında hem kendisinden, hem de Hükümetten bu yönde bir açılım istemektedir, bir açılım istemesi de en doğal hakkıdır. Biz Sayın Miroğlu kadar endişe içinde değiliz açıkçası, öyle bir kaygumuz da yok. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dimdik ayakta...

TURGAY AVCI (Gazi Mağusa) (Yerinden) – Verilmeyecek bölgedesin Sayın Gökmen.

MUSTAFA GÖKMEN (Devamla) – Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dimdik ayakta.

Değerli arkadaşlar, yani Sayın Cumhurbaşkanımızın veya bir başka yetkilinin, Sayın Başbakanın veya bir başkasının, yahu bu Güney’deki komşularımız ne isterler şöyle bir sergilesinler bakayım isteklerini demek çok endişe edecek bir durum olmasa gerek. Yani bu geri adım atmak anlamına gelmemeli diye düşünüyorum. Bir bakalım bu kahramanlar ne isterler? Yani bunları Annan Planının kabulu noktasında ne isterler? Biz nesini verebiliriz bu işin?Böyle düşünce olabilir. Bu düşüncede olmak bu efendilerin isteklerini kabul etme anlamına gelmez. Şimdi değerli arkadaşlarım Sayın Talat’ın ben Annan Planının noktasına, virgülüne dokunmadan evet bu çağrıyı bu söylemini biz de okuduk, duyduk. Bu söyleminde Sayın Talat’ın samimi olduğuna inananlardan birisiyim açıkçası. Sayın Talat Türkiye Cumhuriyeti devleti ile de dengeli bile bildiğim kadar dengeli saygı ölçüsünde bir icraat yürütmektedir. Biz henüz Sayın Talat’ın bu noktada toplum nezdinde kredisi bitmiş de değildir. Sayın Miroğlu endişe içindedir. Saygı duyarım. Belki endişe içinde olması da Cumhurbaşkanımızın zannetmiyorum ama insandır olabilir, mümkündür. Bir yanlışa acaba yönelebilir mi bu noktada bir emniyet subabı da olabilir toplumun baskısı ama biz Sayın Talat’a Cumhurbaşkanımıza Kıbrıs Türkünün çıkarlarını koruyacağına inanıyoruz. İnanmak istiyoruz demiyorum inanıyoruz açıkçası. Bize göre kredisi devam etmektedir. Ve Kıbrıs Türkünün çıkarılarını elbette hükümetimiz ile birlikte koruyacağına da inanıyoruz. Değerli arkadaşlarım bu kürsüden söylemek isterim. Özellikle komite çalışması esnasında Kıbrıs Türkünün tabii lideri 1’nci Cumhurbaşkanı Sayın Dentaş’a karşı UBP Grup Başkan Vekili arkadaşımızın yaklaşımları inanın ki bir türlü yani içine sindiremedim desem daha doğru olur. Yani Sayın Cumhurbaşkanımızı Ulusal Birlik Partisini bölmekle, parçalamakla uğraştığını sergileyebilmiştir. Anlıyorum Cumhurbaşkanıyken bu işi beceremedi. Şimdi köşesinde çekildi

1583

Page 32: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

sade bir vatandaş durumunda. Şimdi mi Ulusal Birlik Partisini bölme, küçültme çabası içerisindedir bu çok gülünç bir iddiadır.Bunu gerçekten talihsiz bir değerlendirme olarak görüyorum.Bir de değerli arkadaşlarım aslında buna her Kıbrıs Türkü tepki göstermesi gerekirdi ama gördüğüm kadarı ile yazılı basını takip ettim ne acıdır ki hiçbir kesimden bu anlamda bir tepki gelmedi.Nedir o? Birinci Cumhurbaşkanımızın efendim almış olduğu ödülle alakalı bir durum. Neymiş efendim madem bu ödülü Sayın Cumhurbaşkanımıza verildi Denktaş Beyden bahsediyorum biz sanatçılar bu ülkenin kahramanları sanatçıları biz bu ödülü, bu ödülü iade ediyoruz böyle bir yaklaşım. Aslında...

TURGAY AVCI (Gazi Mağusa) (Yerinden) - Hükümetten ses çıktı mı?

MUSTAFA GÖKMEN (Devamla) - Aslında değerli arkadaşlarım ben hükümete de sesleniyorum bu anlamda. Herhalde tabii. Yani ben şunu söylüyorum. Bugün Rauf Denktaş’a yapılan saygısızlık şunu söylemek istiyorum ki her Kıbrıs Türküne yapılan saygısızlıkla eşdeğer buluyorum. İsterseniz Sayın Denktaş’ı sevin veya sevmeyin o farklı bir olaydır. İsterseniz Sayın Denktaş’ın geçmişte Cumhurbaşkanlığı dönemindeki icraatlarını tasvip edin etmeyin, o da başka bir hadisedir. Ama bugün bana göre Kıbrıs Türkü’nün tabii lideri olan, babamızın yaşında çok saygın bir insana yapılan bu hakaret, her Kıbrıs Türkü’ne yapılmış gibi görüyorum. Elbette bu noktada sivil toplum kuruluşlarından, partilerden, Hükümetse Hükümetten bu anlamda tepki gelmemesi gerçekten düşündürücüdür. Kıbrıs Türkü bu kadar vefasız olamaz, bu bir vefadır vefasızlıktır.

Değerli arkadaşlarım, sanatçı olmak mutlaka aykırı olmayı mı gerektiriyor? Aykırı söylemlerle mi gündeme gelmemiz gerekiyor sanatçı olabilmek için? Ben bu türden adamların sanatçı olabileceğine de inanan birisi değilim. Sanatçı centilmen olur, sanatçı insan kırmaz kalp kırmaz, sanatçı ince ruhludur. Nasıl sanattır bu? Ben değerli arkadaşlarım, aslında bu hakaret Denktaş Bey’e yapılmış değildir, bu hakaret Kıbrıs Türkü’nün değerlerine yapılmıştır, Kıbrıs Türkü’nün şahsına yapılmıştır. Birilerini memnun etmek adına yapılmıştır ben hala Sayın Denktaş’a Cumhurbaşkanımıza, Kıbrıs Türkü’nün tabii liderine tahammülsüzlüğü anlayabilmiş değilim. Anlayan birisi varsa lütfen gelsin bu halkın kürsüsünden dile getirsin. Evet bu sözde sanatçı, sözde sanatçıları ben bu halkın kürsüsünden protesto ediyorum, kınıyorum, lanetliyorum. Bana hakaret yapamazsınız, o hakkınız yok. Sayın Denktaş halkın malıdır, vatandaşın sevdiğine hakaret etme hakkınız yok. Halkın malı bir insan, halka mal olmuş birisi. Belki biz göçüp gittiğimizde bu diyardan, Sayın Denktaş’ı bugünün gençleri, bugünün sözde sanatçıları çok daha iyi anlayacaklar bundan eminim, bunda hiç tereddütüm yok değerli arkadaşlar. Değerli arkadaşlarım, bu noktayı şu sözlerle bitirmek istiyorum. Ben Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşı olarak bu duygularımı içten ve samimi bir şekilde ortaya koydum. Ben Sayın Cumhurbaşkanımızla çok yakın olan bir insan da değilim, belki ömrü hayatımda 5-6 kere görüşmüşlüğüm olabilir. Emin olun bunun ötesinde böyle bir hukuğum da yok. Ama bu olay bu Kıbrıs Türkü’ne yapılan bu hakareti ben Kıbrıs Türkü’ne yapılmış olarak addediyorum, Kıbrıs Türkü’nün geleceğine yapılmış olarak görüyorum bu hakareti. Hiçbir yetkili makamın, hiçbir yetkili zevatın dile getirmemesi düşündürücü ve üzücüdür. Bir gün bu makamları işgal edenler, bir gün bu tür davranışlarla karşı karşıya gelindiğinde o zaman daha iyi anlaşılacak. Bu sanatçı kahramanları, sözde bu sanatçı kahramanları bir kez daha ayıplıyorum, kınıyorum.

Değerli arkadaşlarım, hatırlarsanız bu Meclis Demokrat Parti – Ulusal Birlik Partisi Koalisyon Hükümeti döneminde bir yasa tasarısını yasalaştırdı. Neydi o yasalaşan kanun? Köy muhtarlarının parti kimliği altında değil, bağımsız bir kimlikle muhtar adayı olmaları mecburiyeti. O günün büyük ortağı Ulusal Birlik Partisi bu yasa tasarısına şiddetle karşı

1584

Page 33: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

gelmiş Demokrat Partinin öncülüğünde, rehberliğinde o günün muhalefeti olan Cumhuriyetçi Türk Partisi ile Toplumcu Kurtuluş Partisinin desteği ile Yüce Meclisimizden onay aldı. O tarihten bugüne köydeki muhtarlarımız artık bağımsız bir kimlikle aday olabilmekteler. Şimdi ne mantıkla yapıldı, hangi ruhla ortaya kondu o gün Yüce Mecliste konuşuldu, tartışıldı. Şimdi aynı ruh ve mantıkla Reisi Cumhurluk makamının bağımsız bir kimlikle seçilmesi sizce doğru değil mi değerli arkadaşlarım ?

Evet Sayın Miroğlu konuşmasının bitiminde bir teklifle karşımıza geldi, elbette o teklife bu Meclis, bu Meclisteki bütün partiler olumlu yaklaşırlar burda bir şüphe görmüyorum. Zaten bu Meclis geçmişte hatırlayacağımız gibi, Ankara Anlaşması sebebi ile iktidar ve muhalefet ilk kez hem dünyaya hem Anavatan Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine Türkiye’ye bir mesaj verdi. O mesaj da gayet açıktı, yani biz Sayın Miroğlu’nun aslında söylemek istediğini biz bundan Sayın Talat Hükümeti döneminde Mecliste gerçekleştirdik. Kıbrıs Türkü bir bütün oldu, bir yumruk haline geldi. Yine aynı biçimde meydanlarda da gelebiliriz ve gelmeliyiz de değerli arkadaşlarım. Belki zamanı gelecek kendiliğinden oluşacak bu düşünce, kendiliğinden oluşacak bu hareket. Biz Hükümet olarak bu noktada duyarsız asla değiliz. Değerli arkadaşlarım, yine konuya döneyim ben, cumhurbaşkanlarının önümüzdeki süreçte bilmiyorum Sayın Hükümete burdan ben öneriyorum, böyle bir çalışma içerisine girsinler. Nasıl ki geçmişte muhtarlarımızı, o zaman Cumhuriyetçi Türk Partisi ve Toplumcu Kurtuluş Partisi muhalefetteydi, çok anlamlı buldular ve iktidarın küçük ortağı Demokrat Partinin önerisini, yasa önerisini destekleyip UBP’ye rağmen Yüce Meclisten geçirip kanun haline getirmişseniz. Bugün de sizden samimiyetimle bir öneride bulunuyorum, bunu lütfen bir düşünün Sayın Başbakan. Her ne kadar Sayın Talat diyorsa şayet ben tarafsızım bütün vatandaşlarıma eşit mesafedeyim diyorsa bile, yine bir kimlikle o yüce makama seçilmiştir. Duygusallıklar vardır, organik bağı söylemek istemiyorum duygusallıklar olur, kendisinde yoksa bile seçmeninde olur vatandaşında olur. Dolayısıyle bunu Yüce Meclis özellikle Hükümet tabii bu önerimi lütfen ciddiye alın, bundan böyle Reisi Cumhur adaylarımızın bağımsız bir kimlikle seçilmesini sağlayalım. Hiçbir partinin malı olmasın değerli arkadaşlar. Vatandaş sandık başına giderken şu partinin bu partinin Cumhurbaşkanı değil, bağımsız bir Cumhurbaşkanına oy verebilsin. Ben Sayın Hükümetin bu öneriyi dikkate alacağına inanıyorum ve hepinize saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Buyurun.

BAŞBAKAN FERDİ SABİT SOYER – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün Cumhurbaşkanlığı Bütçesini görüşüyoruz ve Sayın Cumhurbaşkanımız genel olarak siyaseti ile ilgili, görüşü ile ilgili ve genel Kıbrıs Sorunu ile ilgili çeşitli görüşler dile getirildi, ifade edildi. Elbette bu konuda Cumhurbaşkanlığı Bütçesi görüşülürken bu bütçenin kendi özelliği nedeniyle, hali ile parlamenter demokrasi kuralları çerçevesinde Sayın Cumhurbaşkanı bu görüşmelere katılamaz. Ancak Cumhurbaşkanlığının Bütçesinde onun siyasetinin, tutumunun, görüşünün, eylemlerinin, Hükümetle işbriliği diyaloğunun getirdiği özellikler nedeniyle, genel olarak Kıbrıs Sorununun irdelenmesi ve farklı görüşlerin serdedilmesi haktır ve bunların da değerlendirilmesi ve eleştirilerin ela alınması gerekir. Ancak ilginçtir, geçen gün bütçenin genel görüşmesi sırasında da ifade etmiştim, bunu dile getirmiştim, Ulusal Birlik Partisinin saygıdeğer Genel Başkanı ve Anamuhalefet Partisi Başkanı Sayın Eroğlu eleştirilerini yaptı, bilahare cevap verme aşamasına geldiğimde kendisi ve önemli sayıda Ulusal Birlik Partisi milletvekili salonda yoktu. Bilmiyorum bugün de aynı tutum sürecek mi?... Sayın Miroğlu görüşlerini ifade etti, Sayın Eroğlu da bugün yok ve biz buna rağmen bu ifade edilen görüşleri yanıtlamak durumundayız, bu görüşleri dile getirmek zorundayız.

1585

Page 34: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dün de üzerinde ağırlıkla çizdiğim ve durduğum bir nokta vardı, bu da çok açıktı ve netti. Yeniye gitmek istiyorsak, yarına yürümek istiyorsak düne dair meseleleri dar bir şekilde ele almamak gerekir. Ve düne dair mevzuları yalnızca kendi önüne koyarak yarına yürümeye çalışanları suçlamak siyasetini güttüğünüz sürece, ister istemez otomatikman tartışmayı düne dair başlatırsınız ve düne dair tutumlarla ilgili tartışmayı yapmak zorunda kalırsınız. Bunu yapamazsınız çünkü o zaman bugünü tanımlayamazsınız, bugünü ele alamazsınız. Kıbrıs Sorununda öyle bir noktadır bu ki, bugünkü konjonktürü büyük ölçüde değerlendirebilmek için, içinde bulunduğumuz noktaları bütün unsurları ve verileri ile ele almak gerekmektedir. Kıbrıs’ta bugün çözümsüzlük vardır ve bu çözümsüzlük şartlarına karşın dünden farklı olarak Kıbrıs Rum Tarafı çözüm olmadan tek başına Avrupa Birliğinin üyesi olmuştur.

Bir başka unsur daha vardır, 1999’da Helsinki Kararının kabul edilmesi ile ve Türkiye’nin bunu benimsemesi ile başlayan aday olma süreci sonucunda, en nihayet 17 Aralık’ta da aldığı tarih çerçevesinde Türkiye’nin Avrupa Birliği ile görüşme süreci vardır. Eğer bu yeni koşullarda ve yeni olgularda orta yere çıkan bu verileri dikkate almadan değerlendirmeye esas teşkil etmeden Kıbrıs Meselesini konuşursanız birşey üretmemiş olursunuz. Dolayısıyla ben Ulusal Birlik Partisi Genel Sekreteri Sayın Miroğlu’nu dinlerken büyük bir dikkatle dinlerken Sayın Talat’a onun şahsında çözüm siyasetine eleştiriler getirirken büyük bir enerji harcadım ne önerdiğini öğrenebilmek için görmedim.

MUSTAFA YEKTAOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Gerek yok.

FERDİ SABİT SOYER (Devamla) – Ne önerdiğini. Bugünün çıkmazından yarına doğru gidebilmek için ne öneriyor bize, bu halka ana muhalefet partisi.

KADRİ FELLAHOĞLU (Lefkoşa) (Yerinden) – Papadopulos’un söylediğini anlattı bize.

FERDİ SABİT SOYER (Devamla) – Bu değişik konjonktürün orta yere çıkardığı unsurlara karşı Güney tek yanlı Avrupa Birliğine üye olmuştur.

Türkiye 99’dan Helsinki Kararını kabul etmesinden sonra başlayan süreçte işte Ekim Ayında Avrupa Birliği ile görüşmeye oturacaktır. Ayni zamanda dünya siyasetinde yeni unsurlar orta yere çıkmıştır. Bu yeni unsurlar Avrupa Birliği içerisinde Fransa ve Hollanda’nın referandumlarda doğrudan doğruya bu anlamda ret oyu kullanması ile orta yere çıkan AB’nin kendi içindeki yeni bir kriz ya da ilişki biçimindeki yeni arayış. İlişki biçimindeki yeni arayış. Bütün bu konjonktürlerin değiştiği bir ortamda Sayın Salih Miroğlu’nun ne yapmamız gerektiğine dair hiçbir önermesini görmemek beni üzdü. Beni üzdü çünkü farklı dünya görüşlerine sahip bir siyasi partimizin muhakkak ne yapmamız gerektiğine dair öngörüleri olması gerekir. Bu öngörüler yoktur konuşmanın bütünlüğünde. Yalnız dar anlamda dün böyle dediydiniz, bugün bunu yapıyorsunuz gibi bir argümana dayalı bir siyaset yapma ustalığı. Bu siyaset yapma ustalığına da yanıt vermek zorundayız artık.

Özellikle bir nokta üzerinde durmak istiyorum. Sayın Salih Miroğlu şöyle dedi; eğer Prendergast’ın ya da Kıbrıs Rum tarafının bu anlamda getirdiği görüşleri dik durmazsanız boğazınızı sıkarım halk adına sıkarım dedi boğazınızı. Ben şunu söylemek isterim. Boğaz sıkma hadisesini bugüne kadar biz hiçbir gündeme getirmedik. Ancak bizim sıkılacak boğazımız yok. Çünkü hata yapma noktamız yoktur. Hata yapma noktamız yoktur. Çünkü Kıbrıs Türk Halkının eşitliği ve Kıbrıs Türk Halkının iradesi ki bu da 24 Nisan iradesidir. Bu

1586

Page 35: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

iradenin özünden ve ruhundan ne Sayın Talat’ın, ne hükümetin, ne de partimin ve buna evet diyen bu iradenin çıkmasına evet diyen insanlarımızın taviz vermeme ve sapma noktası yoktur.

Şimdi bunu söylerken Sayın Salih Miroğlu boğaz sıkma konusunu gündeme getirme noktası ile birlikte eğer boğaz sıkılacaksa 1999’da Helsinki Kararı kabul edildikten sonra Türkiye tarafından Kıbrıs’ta çözüm olsun ya da olmasın Kıbrıs’ın Avrupa Birliği Üyesi olacağı noktasını dönemin Ecevit Hükümeti Bahçeli Hükümeti kabul ettikten sonra ve bunu deklare ettikten sonra bu değişen siyasal ortama karşın Avrupa Birliği ilişkilerini ve Kıbrıs Sorunu’nun bu değişimde karşı karşıya geleceği değişimleri değerlendirmeden eski tutumla dik duracağım diye inat ve ısrarla siyaset sürdürmeye çalışan Ulusal Birlik Partisi’nin liderliği vardır. Eğer boğaz sıkılacaksa bu halk bunu gözardı edemez. Sayın Salih Miroğlu’nun haklı olarak getirdiği bir başka nokta daha varır. O da 4 Mart 1964 Kararıdır. 4 Mart 1964 Kararı zorunluluk ilkesi nedeni ile Makariyos hükümetine meşru hükümet ünvanı verdi ve bunun arkasına saklanarak bu noktalara kadar gelebildiler ve bu toplum tarihinde Kıbrıs Sorunu her açıldığında konuşulan ve hayıflanan ya da eleştirilen ya da değiştirilmeye çalışılan tarihi bir haktır ve haklı olduğumuz bir eleştiridir. Ancak bundan sonraki kuşaklar eğer Kıbrıs Sorununda bir gelişme yaratamazsak ilave edecekleri bir şey daha olacak 4 Mart 1964 Kararı ve 1 Mayıs 2004’te Rum tarafının bütün Kıbrıs adına Avrupa Birliğine üye olduğu gün ve bunu sağlayan Kopenhag ve Lahey yanılgıları diye konuşacaktır. Şu anda konuşuyor. Sayın Salih Miroğlu’na hatırlatmak isterim 4 Mart 1964 Kararı çıktığında dönemin bazı Kıbrıs Türk politikacıları 4 Mart 64 Kararının önemli olmadığını dile getirmişlerdir. Çok üstünde durulacak bir karardır, hayır hata değildir demişlerdir bu tarihimizin bir sayfasıdır ama şimdi herkes bu kararın büyük ölçüde ne gibi siyasi sakıncalar taşıdığını rahatlıkla gönül rahatlığıyla söylemektedir. Önümüzdeki günlerde herkes daha fazla işaret edecektir 1 Mayıs 2004’te Rum tarafının çözüm olmadan Avrupa Birliğine üye olması ve bunu sağlayan Kopenhag ve Lahey’deki yanlış tutum. Bu gözardı edilerek hiçbir zaman dünkü siyaset ve gelişmeler incelenemez.Bunu siz gözardı ederek bu durumu inceleme dışı bırakamazsınız. Bundan ötürü söyledim hep kısır bir siyasal döngü içerisinde dün böyle dediydiniz izolasyonlar kalksın dediydiniz, kalkmadı, şunu yaptıydınız bunu yaptıydınız gibi özü ve bunların nasıl kalkması gerektiğine dair önermeler ve siyaset bütünlükleri gelmeden yapacağınız her argüman ister istemez yalnızca dünün irdelenmesini ve tartışlmasını davet edecektir ve böylece Kıbrıs Türk Halkının siyasal düşünce yapısı bir üst platformda bugünün ve yarının ihtiyaçlarını üretme tartışmasını yapabilme kabiliyetine sahip olmayacaktır. İşte bundan ötürü bunu kimsenin biz boğazını sıkmak sözcüğünü kullanmadık Kopenhag ve Lahey’i bile bile, bugün ek protokolle Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı ve Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanır mızdı, tanımaz mızdı nasıl bundan çıkacağız diye tartışmaların bir anlamda getirmeyecek noktaları önerdiğimiz tarihleri hiç unutmuyorum yaptığımız konuşmaları da unutmuyorum bu noktada. Ama buna rağmen biz kimsenin boğazınızı sıkacağız ifadesini kullanmadık ve kullanmayacağız. Onun için arkadaşlar...

SALİH MİROĞLU (Yerinden) (Devamla) - Mecazi anlamda.

FERDİ SABİT SOYER (Devamla) - Mecazi anlamdadır evet bu. Ancak ben de bunu mecazi anlamda kullanıyorum. Dolayısıyla bu tartışmada bu açıldığı anda Papadopullaos’un Avrupa Birliği organlarında Jack Chiraq gibi, Schroder gibi, Tony Blair gibi, İspanya’nın Başbakanı gibi, diğer bütün ülkelerin başbakanları gibi aynı hak ve yetkiye sahip olarak veto yetkisi bulunacağını söyleyen bizdik, bu uyarıları yapan bizdik ve buna fırsat verilmemesi için istediğimiz tek bir şey vardı tek, Annan Planının görüşmeye zemin kabul edilmesi ve görüşme sonuçlarının en büyük olana halka referandum olarak sunulması sözünün verilmesiydi.

1587

Page 36: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; istediğimiz tek nokta buydu. Annan Planının zemin olarak kabul edilip görüşmelere başlanması ve en büyük olana yani halka kararı verme yetkisinin referandumun verilmesiydi. Ulusal Birlik Partisi liderliğinin reddettiği buydu. Çıkmazı sağlayan buydu. Toplumdaki gerginliği yaratan faktör buydu. Ve bu nedenden ötürü bu süreçler önümüzde büyük bir kısım engeller olarak geldi.

Bugün dünyada Kıbrıs Türk Halkını belli bir konakta bütün bu olumsuzluklara rağmen tutan faktör vardır. O da 24 Nisan’da referandumdur. Gerçekleşen referandumdur. Bir kere önce şunun altını çizelim. 24 Nisan Referandumu bir değerdir ve en büyük değeri referandumun bizzat olmasıdır.

(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu Başkanlık Kürsüsünü Sayın Hasan Bozer’den devralır.)

Şimdi Papadopullos’un bu noktada dinamitlemek istediğinin bu olduğunu nasıl görmüyoruz. Çünkü bu referandumu sağlayan süreç 14 Aralık sonrasında oluşan hükümetin Türkiye Hükümeti ve dönemin Cumhurbaşkanı Sayın Denktaş’la birlikte New York’a gidip, üzerinde bir uluslararası anlaşmayı yapmış olmalarıdır. Bu anlaşma da Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin hakemliğinde belli bir zaman süreci içerisinde ve bunun sonucunun referandum olarak orta yere konacağı bir noktanın oluşmasıydı. Bu uluslararası bir anlaşmaydı. Bu uluslararası anlaşma herşeyden evvel Kıbrıs’ın Kuzey’inde Kıbrıs Rumları kadar ayni yetkiye sahip bir halkın varolduğunu, uluslararası arenaya teyit ettiren bir anlaşmaydı. Bunu dile getiren bir anlaşmaydı ve bu anlaşmadan sonra yeni bir hukuk doğmuştur. Bu yeni hukuk Birleşmiş Milletlerin onayladığı, önerdiği ve uluslararası anlaşmanın temel unsuru olan bir zeminde referandumun eş zamanlı, eşit bir zeminde yapılmasıdır. Peki bunu Rum tarafı kabul ettiğinde niye konuşmuyoruz biz, ne oldu? Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Meclis’i Referandum Yasası yaptı. Kıbrıs Rum Tarafının Meclis’i de Referandum Yasası yaptı ve her iki iradenin yaptığı iç hukuğuna göre gerçekleştirdiği bu yasalarla referandum gerçekleşti. Bu ilk defa Kıbrıs’ta olan ve uluslararası camianın gözardı edemeyeceği ve yarın Kıbrıs Türk Halkının siyasi eşitlik mücadelesinde sahip olduğu yeni bir uluslararası siyasi ve hukuki temeldir bu. Bunu nasıl gözardı edebilirsiniz arkadaşlar? Bu bir sonuç çıkardık. Bu sonuç bize anlaşmayı getirmedi. Güney bunu reddetti. Şimdi Kıbrıs Rum tarafının üzerinde durduğu ana nokta bu anlaşmanın ve bunun orta yere çıkardığı siyasi ve hukuki bütün temellerin külliyen silinmesidir. Bunun için Annan’ın rapor olarak sunduğu noktanın Güvenlik Konseyinde onaylanmaması için Rusya faktörünü kullanarak girişim yaparken ikinci bir nokta olarak bunun sürekliliğini sağlayacak en temel unsur olan Annan Planı ki 24 Nisan’da referanduma sunulmuştur. Onun referans belgesi haline döndürülmesine uğraşılmaktadır. Böylece o zemini onu orta yere çıkan yeni siyasi ve hukuki çerçeveyi tamamen kadük duruma düşürmeye çalışmaktadır. Bundan ötürü görüşme süreci için Annan’ın yani Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin öne sürdüğü koşulları reddetmeye, etkisiz kılmaya, unutturmaya çalışmaktadır. Siyasi hattı budur. Onun için denmektedir ki görüşmelerin ucu kesinlikle açık olsun. Annan’ın ve Birleşmiş Milletlerin hakemliği olmasın. Ayni zamanda Annan Planı temel olmasın, referans olsun. Böylece yeni bir başka platforma geçmeye çalışmaktadır.Yani bu halkın kendisini var eden, dünyaya siyasi ve hukuki olarak yeni bir konum kazandıran o birlikte sağlanan zemini orta yerden kaldırmaya çalışmaktadır. Bu noktada Cumhurbaşkanının ve hükümetin tavrı açıktır, bu zemin buradadır ve bu zemini doğuran uluslararası aktörlerin başkında gelen Annan’ın görüşme sürecini yeniden başlatmak için öne sürdüğü şartlar yerine getirilmelidir. Bu şartlar nedir? Annan Planının zeminine, esasına ve parametrelerine bağlı olarak Rum tarafı listelenmiş, değişiklik önerilerini sunmalıdır. Bütün uluslararası camianın beklentisidir bu ve Cumhurbaşkanı ve hükümetimiz

1588

Page 37: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

halkımızın elde ettiği bir konumun müdafa edeceği durumundadır. Onun için demek ki Cumhurbaşkanı ve hükümetimiz uluslararası camianın bu beklentisini Papdopullas karşılamalıdır parametrelere uygun, Annan Planının özüne, ruhuna temeline yani halkımızın 24 Nisan’da onayladığı iradenin özüne uygun önerilerini sunsun. Sunamıyor çünkü bu önerileri sunduğu anda Annan Planının parametrelerini resmen ya reddeder duruma gelecektir veya kabul eder duruma gelecektir. Papdopullos’un zamana oynayarak ucu açık diye ve Annan Planının ki onaylandı halkımızın 24 Nisan’daki iradesi ile özüne boşaltmaya ve yeni bir durum yaratıp o 24 Nisan’da çıkan ve bu topraklarda Kıbrıs Rumu kadar hak sahibi bir halk vardır olgusuna uluslararası teyit getiren o uluslararası antlaşmanın özünü, sözünü ve lafzını yıkmaya çalışmaktadır. Eğer bu tespiti bu tahlili böyle yapamazsanız o zaman Sayın Talat niçin söyledi sunsun önerilerini işte Papdopullos öneri sunduydu ve bunları mı kabul edecek yoksa taviz mi vereceksiniz dik durun, dik durursanız boğazınızı sıkarız gibi günlük iç siyasete dönük siyasal argümanlarla hala daha uğraşır oluruz arkadaşlar. Burada Papadopullos öneri sunamadı, sunamıyor ve alın basında da çıktı arkadaşlar Prendergast’ın Birleşmiş Milletler sekreteryasına sunduğu kendine göre raporu değerlendirme ve yaptığı izlenimler, bu bir değerdir diyor ki Sayın Talat 24 Nisan’da onayladığı planın arkasındadır Kıbrıs Türk Halkı adına bunu desteklemektedir, görüşmeye açıktır ve hazırdır, bizim öne sürdüğümüz koşullar yani parametrelere bağlılığı, hakemliği belli bir zaman dilimi ile görüşme sürecine bağlı olduğunu teyit etmektedir diyor Talat. Öbür taraftan da raporun içerisinde Papdopullos’ın sunduğu, görüşleri, önerileri değil görüşleri değerlendirmekte ifade etmekte ve herkes de görmektedir ki bunun parametrelere uygunluğu yoktur. İşte bu durumun orta yere çıkması bile bir değerdir. Bu durumun orta yere çıkması bir değerdir. Sayın Salih Miroğlu geçen gün Sayın Eroğlu da bunu söylemişti Genel Başkan olarak, Sayın Talat sürekli olarak Rum tarafının Papadopullos’un izolasyona doğru gittiğini söylemektedir nerden izolasyona gitti Papadopullos bütün dünya tanıyor diye büyük bir Papadopullos hayranlığı seyrettim kendilerinden.

SALİH MİROĞLU (Yerinden) (Devamla) - Estağfurullah, yok öyle bir şey.

FERDİ SABİT SOYER (Devamla) - Ama ben Rum tarafını ve Rum tarafındaki yayın organlarını izliyorum en büyük endişeyi Papadopullos’un ziyaretinden Rum toplumuna dönük olarak izolasyonların başladığını söyleyen Rum basın yayın organlarıdır arkadaşlar. Rum basın yayın organları bu en büyük endişeyi izole etmektedirler ve Avrupa Birliğinin bütün organlarında suçlanıyoruz, dışlanıyoruz bir kenara itiliyoruz ve etkimiz zayıflıyor diye Papadopullos’u kritik etmektedirler, eleştirmektedirler, siyasetini sorgulamaktadırlar. Ben bütün siyaset dünyasındaki arkadaşlarıma şunu söylüyorum. Lütfen Enformasyon Dairemizin ve ilgili birimlerin Rum Basınından tercüme edip yayınladığı farklı, farklı bizi de eleştiren bütün görüşleri okuyun, inceleyin, O eleştirileri dikkate alın ki Güney’deki siyasi eğilimlerin neyi değiştirdiğini, neyi öngördüğünü hep birlikte daha iyi kavrama noktasına gelelim. Papadopulos’un bu noktadaki pozisyonuna en büyük eleştiri Kıbrıs Rum siyasi güçlerinden düşünce dünyasındaki insanlardan ve karşı karşıya getirdikleri pozisyonlardan orta yere çıkmaktadır. Yalnız bir örnek vermek isterim arkadaşlar. Çok değersiz gösterilmeye çalışıldı, bunu reklam gibi takdim etti arkadaşlar bunu. Bundan çok üzüldüm.

Amerika Birleşik Devletleri’nden bir Kongre Heyeti bu tarafa geldi , Ercan’dan. Bunu bir nevi değersiz hadise veya Cumhurbaşkanının ya da Hükümetin insanları aldatmaya dönük bir hareketi olarak yorumladı arkadaşlar.

Şimdi arkadaşlar; bu insanlar bu tarafa gelirken ne oldu? Bütün bunları gözardı ederek bir anlamda bir sonuca gitmek mümkün değildir. 24 Nisan iradesinden sonra bir Yeşil

1589

Page 38: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

Hat Tüzüğü çıktı. Bu Yeşil Hat Tüzüğü eksiktir. Bu Yeşil Hat Tüzüğü yetersizdir veya bu Yeşil Hat Tüzüğünü kullanarak Rum tarafı farklı sonuçlara gitmek istiyor. Bunlar hepsi doğru. Ama bunun çıkarttığı imkan ve pozisyonları, sana sağladığı ve yarına doğru gideceği noktasındaki değerleri nasıl gözardı edebilirsin? Bunu bizim yok farzetmemiz mümkün müdür? Amerikan Kongre Heyeti buraya geldi. Neden geldi? Yeşil Hat Tüzüğü’nde 3 tane unsur vardır. Bir, AB Üyesi ülkelerin yurttaşları Ercan’dan giriş yapabilir. Güney’den giriş yapıp Kuzey’e geçebilir. İki, Kıbrıs’a bakın bu Avrupa Birliği kararıdır. Kıbrıs’a girişinde vize koşulu olmayan ülkelerin yurttaşları Ercan’dan gelebilir, serbestçe Güney’e de geçebilir. Güney’den de girip Kuzey’e geçebilir. Yalnız AB üyesi yurttaşlar değil. Kıbrıs’a girişinde vize koşulu olmayan ülkelerin yurttaşları Kıbrıs’a girişlerinde vize gerektiren ülkelerin yurttaşları da yine Ercan’dan gelip Güney’e gidebilir. Güney’den gelip Kuzey’e gidebilir. Bu üç ana unsur var Yeşil Hat Tüzüğü’nde. Bu size yeni bir siyasi ilişki biçimi, farklı bir nokta getirmedi mi? Bugün ekonomimizde dış dünyaya açılma ya da gelişme noktasındaki yolumuzda bu bize bir mesafe kat ettirmedi mi?

Turizmde doğan hareketlilikte bunun hiç mi payı yoktur? Nasıl olur da o zaman 24 Nisan’dan sonra hiçbirşey elde edemedik diye bir argüman sürekli dinlendirilir. Bu dün olmayan yeni bir faktördür. Bu yeni faktör ekonomide, siyasette, kültürde bize yeni imkanlar getiriyor. Yeterli mi? Söylüyorum değil. Bunu kullanarak Papadopulos bir başka sonuca gitmek isteyebilir mi? İsteyebilir. Bütün bunları bizim nasıl gidereceğimiz ve bu imkanı nasıl aşacağımıza dairdir. Siyasette yapmamız gereken tartışma ve düşünce biçimi. Yoksa bunu reddederek, gözardı ederek, değersizleştirerek yapamayız. Bu Heyet buraya geldi ve dedi ki benim gelişim yasaldır. Papadopulos dedi kendilerine gelişiniz yasal değildir. Yasaldır dedi. En ilginci şudur; bunu nasıl bir ana muhalefet partisi görmez ve değerlendirmez. Hele KKTC’nin tanınması siyasetini kendisine büyük ölçüde rehber edilmiş bir parti. Öbür taraftan da 18 kişilik bir Amerikan Heyeti Larnaka’dan geldi. Ve Larnaka Havaalanında bu Heyetin Başkanına soru soruldu. Kuzey’e gelen Amerikan Kongre heyeti yasal değildir. Neden Bu Amerikan Kongre Heyeti gayri yasal limandan girdi dediler. Cevabı Larnaka’ya gelen Heyetin Başkanı onların gelişi de benim gelişim kadar yasaldır dedi. Siz bunu okumadınız mı arkadaşlar ?Bunu görmediniz mi? Rum tarafı kalktı oturdu Rum tarafındaki bağnaz görüşler bu noktadan ötürü ve bundan ötürü Papadopulos’un siyasetinin kendilerini büyük bir felakete götüreceği noktasını getiriyordu. Şimdi bunlar yeterli mi, söylüyorum değil. Ama bir değerdir, bu değeri siz gözardı ederek siyaset üretme noktasında bulunabilir misiniz, mümkün müdür bu? Değildir. Onun için bu noktadaki tartışmaların kısırlıktan çıkarmak gerekmektedir. Yaşilhat Tüzüğü bir başka noktayı daha bize getirdi bunun üzerinde de durmamız lazım. Yetersizdir içeriksizdir. Bugün bu noktada Kuzey Kıbrıs’ta üretilen bir kısım ürün miktarı ne isterse olsun Güneye gitmektedir. O sahte devlet dediği o sahte kurumlaşma dediği o sahte yapılanma dediği toplumsal kurumlaşmanın ürünleridir bunlar. Bu Güney’e gidiyor ve bu ilişki bize 135 Euro ile gelen çok sınırlı bir nokta ile bir başka eleştiri biçimini getirdi. Bundan huzursuzluk duyan Papadopullos’un bizatihi kendisidir ve bu sınır kapılarının kapanmasını bu zeminin kalkmasını büyük ölçüde arzulayan budur çünkü bu noktada Kıbrıs’a sahip çıkan hakimiyetçi anlayışının büyük ölçüde kendisine süreci kaybettireceğine inanmaktadır ve tanıma ve tanınma paronayası ile bütün ilişkileri tıkamaya çalışmaktadır bundan ötürü de sürekli ve devamlı AB ile bir tartışma içerisine girmektedir ilgili bütün kurumlarla. Ben bu tartışmanın devam etmesini arzularım daha fazla tartışsın, daha fazla çelişki içerisine girsin daha fazla açılsın. İşte burada bu zemini bizim gözardı edeceğimiz bir argüman bizi bugünü tanımaya ve yarını ileriye doğru taşıma noktasında büyük bir çıkmaza sokabilir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi Türkiye’nin Ek Gümrük Birliği imzalama olayı ile ilgili KKTC Meclisinde böyle çok çerçeveli ifadeler yapılmasa da dışta bir kısım

1590

Page 39: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

ifadeler yapılmaktadır ki Türkiye bunu imzalarsa Kıbrıs Türk Halkını bir kenara atacaktır. Şimdi burada eğri oturup doğru konuşmamız lazımdır. Türkiye Avrupa Birliğine üyelik sürecini kendisine ulusal hedef olarak seçmiş bir ülkedir ve bu ülkenin bu hedefinde ileriye doğru gitmesi Türkiye halkının büyük bir çoğunluğunun arzusudur birey olarak da benim ve eminim ki toplumumun çok büyük bir çoğunluğunun da arzusu ve hedefidir bu. Şimdi bu noktada Türkiye yeni bir durumla karşılaşmıştır. Bu yeni durum nedir? Bu yeni durum Kıbrıs’ın çözüm olmadan Avrupa Birliğine üye olması koşulunun gelmesidir, olgusunun gerçekleşmesidir. Artı Avrupa Birliği organlarının içinde bir herkesle eşit konumda bir idare vardır Güney’de bu idare oradadır, realite budur. Dolayısıyla Türkiye Avrupa Birliği ile muhatap olacağı her noktada Kıbrıs Cumhuriyeti olarak ifade edilen Papadopullos yönetiminin rolü ve fonksiyonu vardır, gerçek budur. Peki bu gerçeğe rağmen biz Papadopullos yönetimini bütün Kıbrıs’ın meşru hükümeti kabul edip onun önünde boyun mu bükeceğiz teslim mi olacağız. Hayır. O zaman Türkiye bu zorunlulukla ilgili elde ettiği bir başka konumu değerlendirmek zorundadır. Kıbrıs Türk halkı ile işbirliği, diyalog ve ortak çıkarlar temelinde. Bu da nedir? 17 Aralıkta Türkiye görüşme tarihi almıştır o gün de bazıları haykırıyordu, Türkiye 17 Aralık’ta tarih almasın bunu onaylamasın. Şimdi soruyorum daha sonraya aktarsın da pazarlık şansını artırsın Türkiye. Peki 17 Aralık’ta Türkiye bunu kaybetmiş olsaydı Fransa ve Hollanda’daki referandumların hayır oyu çıkmasından sonra Türkiye artı bir görüşme tarihini kolay kolay alabilir mizdi? İşte bundan ötürüdür arkadaşlar konjonktürü iyi yakalayamazsanız o konjonktürün getirdiği bir kısım imkanları kullanamazsanız artık onu kolay kolay yakalama şansınız yoktur.Dolayısıyla Lahey ve Kopenhag’ı bize kaybettirenler, o konjonktürün içerisinde bu noktayı kaybettirenler, bu yeni durumu otuz iki defa düşünmek zorundadır ve kendi öz eleştirilerini yapmak mecburiyetindedirler. Biz söylüyoruz kimsenin boğazını sıkmayız. Ama artık bu öz eleştiriyi yapmayanlara da eleştiri yapmak ve hatırlatmak da sürekli ve devamlı bir görev olsa gerek. Çünkü unutturmamak gerekir bunu. İşte bu noktada Türkiye 17 Aralık’ta Ekim’i kendine hedef aldı. Bunun bir unsuru da ek gümrük birliğini yeni üye ülkelerin tümü ile birlikte onaylamasıdır. Bunun kuralı bu. Buna uymak zorundadır ve buna uymamasını önerenler Türkiye’nin, bir soruya cevap vermek zorundadırlar. O da şudur. 1980’li yıllarda Yunanistan’la Türkiye’ye Avrupa, ki o dönemde Avrupa Ekonomik Topluluğu’ydu, üye olma teklifi yapıldı. Dönemin Türkiye idareleri bunu reddetti. Yunanistan üye oldu ama. Ve bugün Yunanistan Avrupa Birliğinin bütünü ile gelişmesinin içerisinde üye bir ülke olarak oradadır ve Türkiye hala daha görüşme sürecine başlama noktasında bulunan bir ülkedir ve Yunanistan’ın Gayri Safi Milli Geliri 1980’li yıllarda idari ve sosyal yapısı, Türkiye’nin pek çok alanda gerisindeydi ve bugünkü günde Yunanistan, Avrupa Birliği üyesi olarak milli geliri 15 bin Dolara, hatta daha fazlaya doğru tırmanmış ve ekonomisinde belli bir yapıya doğru ulaşmış bir ülke konumundadır. Şimdi bugün bu imzalanmasın diyenler, dün bu noktanın yarattığı ve bugün çoğunun hemfikir olduğu bu tarihi hatanın getirdiği sonuçları değerlendirme ve bununla ilgili pozisyonları ele almak noktasında değil mi? Üstelik Türkiye bunu imzalamasın diyenler, şu anda daha yakın geçmişimizde, Lahey ve Kopenhag’ı bize kaybettiren siyasi görüşün temsilcileri ise o zaman bunu söylerken iki kere daha düşünmek mecburiyetindedirler. Çünkü o anın konjonktürünü bize kaybettirenlerin gerek Türkiye’ye, gerek Kıbrıs Türk Halkına getirdiği ve taşıdığı ve şu anda temizlemek için uğraştığımız felaket meydanda iken ve buna katkıları meydanda iken, bugün Türkiye bunu imzalamasın diyenlerin bu noktada, kendilerini bir muhakeme noktasından geçirmeleri gerekmiyor mu? 24 Nisan’da evet dedik mahvolduk diyenler, Kopenhag ve Lahey’i kaybettirmekle ne elde ettiklerini bu topluma açıklayabilirler mi? Soruyorum, açıklayabilirler mi bu topluma? Niye açıklamıyorlar? Kopenhag ve Lahey’i bilerek kaybettik ve şunu elde ettik. Niye söylemiyorlar ki bu halkın 24 Nisan’daki iradesine o “Yes be annem”ine hala daha büyük bir hırsla, kinle saldırmaktadırlar. Ben Sayın Eroğlu’nu davet ediyorum, biz Kopenhag’ı, Lahey’i

1591

Page 40: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

kaybettirdik, bunu hususi kaybettirdik, buna biz ilgi göstermedik. 1 Mayıs 2004’te Rum tek başına Avrupa Birliğine üye oldu, şunu, şunu, şunu elde ettik desinler bize. Söylesinler, referandum yaptırmayı bu halka reddettik, şunu, şunu elde ettik. Siz geldiniz referandumu yaptınız ama şunu şunu kaybettik desinler bize. Bunu söyleyenler bunu söylemek mecburiyetindedir. Siyaset bu anlamda bir değer bulur ve geleceğe doğru taşınmayı sağlayabilir. Hala daha dinliyorum, hiçbir söz yok. Peki Türkiye bunu imzaladığında ne olacaktır? Tanıyacak mıdır Kıbrıs Cumhuriyeti’ni bu noktadaki pozisyonla? Hayır, tanımayacaktır. Söylüyor da tanımayacağını. Bizzat Papadopulos’un kendisi bunun siyasal tanınma olmayacağını ama adım adım Türkiye ile ilişkiye doğru gideceğini ifade etmektedir. Söylediği doğrudur onun kendi açısından ama bunun kendi açısından söylediğini dominant veri olarak kabul edip bu noktada endişe içerisinde bulunmak, ben çaresizim, yapacak hiçbir şeyim yoktur ve öyle dik dururum derken boyun eğici olmanın ifadesidir.Doğru birinin söylediği değildir. Doğru onu söyleyenle, benim söylediğimin ve iddiamın orta yere konmasıdır. Sen iddia koyacaksın orta yere. Sen iddia koymuyorsun ki orta yere. Onun bütün söylediğini doğru veri kabul ediyorsun ve bunun geleceğini söylüyorsun. Hayır, onun söylediğinde bir kısım unsur vardır doğrudur. O zaman ben kendi iddiamı koyacağım orta yere ve bunun olmaması için ne yapacağımı arayacağım. Siyaset budur. Onun için bu noktada Türkiye açık ve kesin bir şey söylüyor, Gümrük Birliği sanayi ile ilgilidir. Tarım ve hizmet sektörüyle ilgili Gümrük Birliği yoktur Türkiye’nin Avrupa Birliği ile. Yalnız sanayide olan bu Gümrük Birliği görüşme sürecinde hem o hizmet sektörü ve tarım sektörü de Avrupa Birliği ile görüşme sürecinde sonuçlanıp bağıtlanacak ve Gümrük Birliği olgusunu, üyelik süreciyle birlikte getirecek iki tane unsurdur. Limanlar ve ticaret de bu anlamda hizmet sektörüdür. Hukuki bir argümandır bu. Açmama zorunluluğu açmama kararı Türkiye’nin bu anlamda hukuki bir temele dayanmaktadır. Onun için bu ciddi hukuki temeli ısrar ettirmesi gerekmektedir. Peki Papadopulos niçin bu noktada büyük ölçüde bu limanların açılmasını istemektedir? Çünkü Bakü – Ceyhan Petrol Boru haddı devreye girecek ve dünyada altıncı sıradadır tanker taşımacılığında, böylece bundan en az 3 – 4 milyar, hatta 5 milyar Dolar nema alacaktır Güney Kıbrıs’taki hakimiyetçi, büyük sermayenin haris ve muhteris temsilcileri. İşte bundan ötürü bu bürokratik büyük sermaye ısrarla siyasi bir argümanla dar milliyetçi çıkarlarla bu limanların açılmasını istemektedir. Eğer bu limanların açılmaması gündeme gelirse, iş dünyasıdır bu, nasıl derler, sermaye kuş gibi ürkek, su gibi akışkandır. Bir şey daha söylerler onun için. Bir ifade daha kullanırlar. Böylece bu siyasi argümandan ötürü, açılmazsa bu limanlar. O bandıralı Kıbrıs Rum tarafından alan şirketlerin tankerler, çok daha başka bayraklarla ve bandıralara geçip bu işten nemalanma noktasını arayacaktır. Onun için endişeleniyor Papadopulos yönetimi. Peki bir taraftan Mağusa limanının bu anlamda kapalı tutulmasını öbür taraftan bu noktada Türkiye limanlarının açılmasını sürekli öneren bir zihniyet dünyada karşılık bulabilir mi? Bulamadığı orta yere çıkıyor. Brüksel’deki ziyaret bir öngörüşmedir. İşte bu karşılığı bulamamanın arayışıdır bu arayış ve bu arayıştan uzak duramazsınız siz. Bu yalnız bizi ilgilendiren bir mesele değildir. Bütün dünyayı ilgilendirdiği için bu sorunu aşmaya dönük eksersiz yapmaya çalışıyorlar. Siz bu eksersizden burada kendi kendinize konuşarak burada sürekli 30 senedir yaptığımız gibi hep Sarayönünde nutuk atarak kendimizi izah edebilir miyiz? Gideceksiniz ve görüşeceksiniz. Orada sözkonusu olan nedir? İşte teklifler, açık ve net teklif ve bütün dünyada ciddi bir zemin bulan bir tekliftir bu. Türkiye limanlarını açacak ama Mağusa Limanı ve Ercan üstündeki yasak geri dönülmez bir şekilde kaldırılacak. İşte Türkiye ile birlikte ürettiğimiz siyaset budur. Ve bu siyaset bir argümandır. Ciddi bir tezdir bu noktada. Bununla ilgili sizin bir öneriniz var mı? Yok. İmzalamasın Türkiye ne olsun? Avrupa Birliği’yle bütün ilişkilerini mi kessin? Görüşme süreci bu anlamda ret mi edilsin yoksa siz de Türkiye’yi istemeyen Avrupa’daki en bağnaz Hiristiyan Demokratlar ya da Le Pen gibi ırkçılarla beraber aynı düşüncede misiniz? Bunu anlamam benim mümkün değil. Onun için bu noktada bu argümanla hareket edenlerin orta yere

1592

Page 41: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

sundukları hiç bir ciddi tez yoktur. Dolayısıyla Türkiye Hükümetinin KKTC Hükümetinin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Talat’ın bu noktada geliştirdiği bu siyaset şu anda en ciddi alternatiftir.Onun için zaten yol yürüyebiliyoruz. Bunun dışında bu siyasete karşı çıkanların bize önerdiği hiçbir şey yoktur. Yalnızca çözüm olmaması ve Avrupa Birliği sürecinin dinamitlenmesi için beyinlerinin arkasında var olan gizli düşünceye zemin yaratabilecek kaotik bir siyasi ortam yaratmaya çalışmaktadırlar. Yaptıkları budur. Onun için bu tanımlamayı yapmaktan da hiç çekinmiyorum, açıklıkla yapıyorum çünkü bu tanımlamaları yaptıkça yarına dair yürüyüşte doğru ve sağlıklı siyasetlerin gelişip serpilmesine yol açabilirsiniz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi burada Sayın Salih Miroğlu merak ediyorum dedi Başbakanın ve partisinin görüşü nedir ulusal uzlaşım komitesi noktasında ve söylediği tek bir öneri vardır Sayın Miroğlu’nun, el ele verelim, kafa kafaya verelim. Ne güzel. Sarılıp sarmaşalım. Bundan daha güzeli olamaz.

ALİ GULLE (Gazi Mağusa) (Yerinden) – Birlik, mücadele, dayanışma.

FERDİ SABİT SOYER (Devamla) – Evet, birlik beraberlik. Çok güzel. Biz buna hazırız. Ama nasıl? Bir taraftan elimi uzatıyorum size Rumlara uzattığım gibi diyecek. Buyur uzatalım, sıkışalım elimizi, çok güzel. Ama öbür taraftan sizin Genel Başkanınızı dinliyorum, teslimiyetçi hükümet, halkı kandıran Talat, ulusal değerlere zıt dönen bir hükümet. Bu mudur sizin bu anlamdaki sevgi dolu sözcüğünüz, kusura bakmayın ama bunu dinleyince aklıma ne geldi bilir misiniz? Afrika’da bazı kirpiler varmış ki durduğu yerden dikenini savurur böyle ok gibi, o geldi aklıma. E, kirpiyi ben dikenini açtığında elimi uzatamam, batar bana. Hem sev beni, hem de kirpi gibi dikenlerini dikecen ve Afrika’daki kirpiler gibi ok da atacan. E, böyle ne sarılınır, ne sarmaşılır. Ne de birlik ve beraberlik olur. Onun için orta yere tez koyacaksınız.

HASAN TAÇOY (Yerinden) (Devamla) – Bunu söyleyenlere bak sen.

FERDİ SABİT SOYER (Devamla) – Tez koyacaksınız, görüş koyacaksınız. Ve usluba büyük dikkat göstereceksiniz. Büyük dikkat. Siz kendinizden farklı düşünen herkesi hala daha, kendinizden farklı düşünen herkesi ulusal değerlerin ve toplumsal değerlerin dışında olarak tanımlayarak bir ortak konsensusa varabilme zeminini yaratamazsınız. Ulusal uzlaşma komitesidir, partiler arası diyalogtur, birlik ve sentezdir. Bütün bunlara evet. Buyurun. Ama görüşlerinizi zikrederken sizi dinleme nezaketini gösterdiğimiz kadar siz de bize göstereceksiniz. Çıkacaksınız, görüş beyan edeceksiniz, Genel Başkanınız cevabi konuşmayı dinlemeyecek. Genel Sekreteriniz çıkacak konuşacak, cevabi konuşmayı dinlemeyecek.

HASAN TAÇOY (Yerinden) (Devamla) – Dinlerler dinlerler, merak etme.

FERDİ SABİT SOYER (Devamla) – Ve bu noktada da, bu anlamda da sözde protesto ve aşağılayıcı bir tutum sözde takınarak memlekette birlik beraberlik nutku atacaksınız. Sayın Miroğlu dedi ki Atatürk Meydanında, yolda, İnönü Meydanında buluşalım. Evet, buluşalım. İstersen Girne’de, istersen Mağusa’da, istersen Omorfo’da, istersen Güzelyurt’ta, nerede istersen gel, bütün meydanlarda buluşalım. Ama nasıl? Bu soruya da cevap verecen. Nasıl? AB’ye üye olduğumuzu haykıralım diyor Sayın Salih Miroğlu.

SALİH MİROĞLU (Yerinden) (Devamla) – Olalım. Hakkımız.

1593

Page 42: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

FERDİ SABİT SOYER (Devamla) – Nasıl? Hakkımız, nasıl? Bu soruya yanıt verecen. AB’ye üye olma siyaseti 24 Nisan iradesindeki Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti sentezine sahip çıkarak, Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti tezi ile birlikte bütünleşen bir siyasetle mümkündür bunu sizin ifade etmeniz lazım.

SALİH MİROĞLU (Yerinden) (Devamla) – Saygı duyduğumuzu söyledik iradeye.

FERDİ SABİT SOYER (Devamla) – Saygı duymak başkadır. Ben sana da saygı duyarım. Sen de bana saygı duyarsın.

SALİH MİROĞLU (Yerinden) (Devamla) – İradeye.

FERDİ SABİT SOYER (Devamla) – İradeye saygı duysan bunu parti politikana yansıtacaksın. Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti tezine ve 24 Nisan’ın öngördüğü tez ve temele bağlı ben bir siyasi çözüm arzuluyorum diyeceksin. Bunu söylemiyorsun. Ha, istersen sen bu noktada diyesin ki ben ayrı tanınma ile, ayrı devletle Avrupa Birliğine üye olmak isterim, bilesin ki birlik ve beraberlik burada sağlanmaz. Çünkü bu tezi savunarak takip ettiğin siyasi hakla Kopenhag ve Lahey’i bize kaybettirdin ve olduğumuz sonuç meydandadır. Dolayısıyla bunları açmak lazım. Evet, istediğin yerde el ele tutuşalım.Birlik beraberlik olalım. Ama ortak bir politikayı ve bugünün ve halkın iradesi doğrultusunda şekillenen bir politikanın temelinde bunu birlik ve beraberlik yapalım.

Bir diğer nokta ise şudur, izolasyonların kaldırılması. Evet, hani diyor kalkmadı. Sanki da kalkmamaktan memnundurlar. Hayretler içerisinde kalıyorum ben bundan. Bunun mücadelesini sürdüreceğiz. Ama izalasyonları bu noktada tanımladığında ve hâlâ daha başaramadınız, ister istemez hem bir dün hatırlatması yapmak durumundayım ben sana, hem de bugüne dair izolasyonların hangi temelde kaldırılması gerektiğine dair siyasete bir açıklık getirmek mecburiyetindeyim. Düne dair nedir? Bugün biz izolasyonlar kaldırılsın derken, talep ettiğimiz nedir? Avrupa Birliğine tercihli ticaret hakkı istiyoruz. Öyle değil mi? Gümrüksüz Avrupa pazarlarına girme hakkı ve aynı zamanda Mağusa Limanı üstündeki yasağın kalkmasını istiyoruz haliyle. Peki bu neyle geldi? ABAD Kararıyla geldi. Eğer ABAD Kararı olmamış olsaydı 1962’de Kıbrıs Cumhuriyetinin ortak kararıyla AET’ye üye olan Kıbrıs’ın kurucu ortağı olan ve 73’te de görüşmelerin AET ile başlamasında Cumhurbaşkan Muavinliğinin imzasıyla onayı olan bir halk olarak Kıbrıs’ın Avrupa’ya tercihli ticaret yapma kotasından yararlandığımız ve 74’ten 95’e kadar da bu kotadan yararlanarak sürdürdüğümüz ilişki kesilmemiş olacaktı, ABAT Kararı çıkmasaydı. Ama ABAT Kararının çıkmasına sebep teşkil eden 91’de Mağusa Limanındaki Port of Famagusta mühürünün kaldırılması kararı ve bununla ilgili de açılan davaya dönemin iktidarının taraf olmaması. Benim boynum diktir, ben havadayım, efeliği içerisinde buna taraf olmamasıdır. Biz şimdi kaybettiğimizi kazanmaya çalışıyoruz. Bunu kaybettiren bize işte bu zihniyettir. Bunu kazanmaya çalışıyoruz. İzalasyonların kaldırılması dediğimiz noktanın temelinde yatan unsur budur. Bunun için düne dair hatırlatmayı da böyle olunca anlatmak zorundayım. İkinci nokta nedir? Sayın Salih Miroğlu bunu benimser mi? Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Raporunun 93’üncü maddesinde diyor ki Birleşmiş Milletlerin ilgili kararları baki kalmak kaydıyla izolasyonların kaldırılması ve izolasyonlar bu noktada bizim için çok önemli bir unsurdur. Bunun kaldırılması mücadelesini bizim sürdürmemiz gerekmektedir değerli arkadaşlarım. Onun için Sayın Salih Miroğlu bunları yaparken, bunu dikkate almak zorundadır.

1594

Page 43: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

Sevgili dostum ve Başbakan Yardımcısı Dışişleri Bakanı arkadaşım Serdar Denktaş bana dedi ki unutma, bütçe Hükümetin bütçesidir. Daha fazla uzatma dedi konuşmayı yani bundan ötürü uzatmayacağım ve bunun biran evvel oylamaya girmesi ve gerekenin yapılabilmesi için büyük bir gayret sarf edeceğim.

Son olarak şunu söylemek isterim değerli arkadaşlar; bütün bu süreçlerin içerisinde Cumhurbaşkanımızla Hükümetimiz işbirliği içerisinde Kıbrıs Sorununun bütün süreçlerinde büyük taraf olarak bu süreci ileriye taşımak noktasındayız. Birlikte işbirliğiyle bunu geliştireceğiz inancındayım. Dinlediğiniz için hepinize teşekkür ederim.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Ertuğruloğlu.

TAHSİN ERTUĞRULOĞLU (Lefkoşa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkedeki tansiyonun düşürülmesi gerekliliğini bir kaç kez vurgulayan birisi olarak ve buna inanan birisi olarak, tansiyonu daha da artırıcı söylemlerde bulunmamaya özen gösterdim. Ama bütçe görüşmelerinde ısrarla vurgulanan, bariz yanlışlara baktığımda mümkün değil. Gereken yanıtların, gereken eleştirilerin gündeme getirilmesi kaçınılmaz olmuştur. Tansiyonu düşürür veya artırır artık ayrı konu.

(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü Sayın Hasan Bozer’e devreder.)

Fakat göz göre göre bir yanlış veya yalan, ısrarla gündeme getiriliyorsa ve de halk ısrarla yanlışa yönlendiriliyorsa, buna da cevap vermek kaçınılmazdır. Kopenhag-Lahey, Kopenhag-Lahey. Bir kere Kopenhag’ta ne olduğunu bilmediklerine emnim bu eleştiriyi gündeme getiren arkadaşların. Hakikaten bilmiyorlar diye ümit ederim. Çünkü bilerek yapıyorlarsa, daha da büyük ayıp işliyorlar. Kopenhag’a hatırlarsınız basın temsilcilerimiz gitmişlerdi veya Avrupa Birliği tarafından götürülmüşlerdi. Beş-altı tane basın mensubumuz, gazetecimiz Kopenhag’a gitmişti. Bu arkadaşlarımız Kopenhag’taki Avrupa Birliği Zirvesini izlemek üzere Kopenhag’a götürüldüklerinden, zirvenin gerçekleştirildiği merkeze gitmişler ve ordaki uluslararası basın mensupları arasında yerlerini almışlardı. Biz ise Zirveye davetli değildik. Biz De Soto ile Kopenhag’ta görüşmeye davetli idik ve bunun gereği olarak da Kopenhag’a gittim. Sayın De Soto ile üç gün boyunca da görüştüm. Danimarka Dışişleri Bakanlığı binalarında De Soto ile üç gün görüştüm. Sonradan öğrendim ki Kopenhag’ta bulunan basın mensuplarımız buraya geçtikleri haberlerde bizim Bakan nerede, bizim Bakan ortaya çıkmıyor, saklandı. Efendim bir odaya kilitlediler, saçma sapan haberler geçiyorlarmış buraya. Ben Kopenhag’ta olduğum için bunları izleyemiyordum, sonradan öğrendim. Bu basın mensuplarımız olayla ilgili o kadar bilgi yoksunu idiler ki, Dışişleri Bakanlarının Kopenhag’a niye geldiğini, nerede kiminle görüşmekte olduğunu dahi bilmiyorlardı. Çünkü buraya geçtikleri haberler bunu gösteriyor. Bilmiyorlardı. Halbuki benim bulunduğum binada Türkiye basınının bütün temsilcileri ordaydı. Meşhur Annan Planı destekleyicilerinden Mehmet Ali Birand dahil benim olduğum lokaldeydi. Ve ben dört gün boyunca Kopenhag’ta bulunduğum lokalde Türkiye televizyonlarına sürekli mülakat da verdim. Canlı yayınlara katıldım. Buna rağmen bizim basın mensuplarımız buraya, Kıbrıs Türk Halkına verdikleri mesajlarda Bakan kayıp, Bakan ortada yok. Korkuyor, karşımıza çıkmıyor. Herkes burda, bizim Bakanımız yok gibi resmen yalan haberler geçtiler. Maksadı da belli. Şimdi De Soto ile görüşmelerimizin sonuncusunda Sayın De Soto önüme iki tane metin koydu. Birisi Annan Planını imzalamamız halinda Kopenhag Zirvesinin Sonuç Bildirgesinde Kıbrıs’la ilgili çıkacak olan metin,diğeri imzalamamamız halinde sonuç bildirgesinde yer alacak Kıbrıs’la ilgili bölüm, ikisini de okuduğumda Sayın De Soto’ya dedim ki, bu ikisinin arasında netice

1595

Page 44: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

itibarıyla bir fark yok. İmzalasak da imzalamasak da 1960 Cumhuriyeti Kıbrıs’ı Avrupa Birliğine üye yapıyorsunuz. İmzalamam halinde dedim, üç talebimiz var. Bu taleplerimizi onaylar, sonuç bildirgesinde bunların yer almasını sağlayacaksanız imzalarım. Neydi o üç talep birincisi Avrupa Birliğine üye olacak olan Kıbrıs, yeni kurulacak olan ortaklık olacak dedim. 60 Cumhuriyeti Kıbrıs değil, yeni kurulacak ortaklık Avrupa Birliğine üye olsun. İkincisi Türkiye – Yunanistan dengesi, Kıbrıs adası üzerinde korunsun. Üçüncüsü de bizler üzerindeki ambargolar kaldırılsın. Bu üç talebimize onay verirseniz imzalarım dedim. Sayın De Soto’nun yanıtı, bu önerdiklerinden tek birini bile ben Avrupa Birliğine öneremem, hikaye bitmiştir 1960 Cumhuriyeti Kıbrıs üyedir. Siz bugün ya imzalarsınız ve o şemsiye altında Avrupa Birliğine girersiniz, ya da imzalamazsınız, bugünden itibaren Kıbrıs Hükümeti size bugüne kadar olduğu kadar cömert olamayacaktır. Bunları çok kez anlattım. Televizyon ekranlarından da anlattım. Şimdi bütün bunları göz ardı ederek hâlâ daha Kopenhag, Lahey derseniz en azından bir art niyet arama hakkımdır. Kopenhag’ta fırsat kaybettik diyorsunuz. Kopenhag yüzünden Rum tarafına Avrupa Birliği üyeliğini tepside hediye ettik diyorsunuz. Ben de ısrarla size diyorum ki, Kopenhag’ta bir fırsat yoktu ki kaçırılsın. Rum tarafının Kıbrıs Cumhuriyeti adıyla Avrupa Birliği üyeliği zaten gerçekleştirilmişti. Ve Yunasnistan’ın genişlemeyle ilgili veto tehditi karşısında ve çifte dikiş olsun diye sözde Kıbrıs’ın Avrupa Birliği üyeliği genişlemeye tabi 10 ülkenin üyeliği bir blok halinde oylanacağı gerçeği ışığında, yani tek tek oylanmayacaktı, 10 yeni ülke. Bir blok olarak oylanacaktı. Ve zaten Avrupa Parlamentosundan geçmişti. Nasıl Türkiye evet diyen Avrupa parlamentosunda o pankartlar açıldı, televizyon ekranlarında saatlerce gösterilen, evet, yes, we see, neyse, genişlemeyle ilgili o süreç zaten yapılmıştı, bitmişti. Bizim Kopenhag’da Rum tarafının tek başına Avrupa Birliğine üyeliğini engelleyecek bir mekanizmamız zaten yoktu. Lütfen tekrar ediyorum, bu Kopenhag, Lahey suçlamalarından artık vazgeçin. Yazık ediyorsunuz. Bu halka yazık ediyorsunuz, çok yanlış bilgi veriyorsunuz. Kopenhag’a gidildiğinde Rumun Avrupa Birliği üyeliği garanti altına alınmıştı zaten. Ben De Soto’ya imzalamam halinde yeni kurulacak ortaklık Avrupa Birliğine üye olsun dediğimde bunu öneremem bile dedi.Bana inanmıyorsanız, işinize gelmiyorsa bana inanmak, görüşme tutanaklarını okuyup onlara da inanmak işinize gelmiyorsa De Soto’yu bulduğunuzda De Soto’ya sorun. Veya bugün Avrupa Birliği yetkilileri var adamızda, onlarla zaten görüşüyorsunuz, onlara sorun. Kopenhag’ta Türk tarafının, Rumun Avrupa Birliği üyeliğini engelleme fırsatı var mıydı, yok muydu? Bu kadar açık izah ediyorum. Daha hangi dilde izah edeceğim bilemiyorum. İmzalarım dedim ama yeni kurulacak ortaklık üye olsun, 60 Cumhuriyeti Kıbrıs değil. Hayır, öneremem bile. Hikâye bitmiştir. “The history has finished”, aynen. Kıbrıs Cumhuriyeti üyedir. Bunları da geçelim. Ki bunlar öyle geçilecek detaylar değil, işin esasıdır Kopenhag’la ilgili. İmzaladık farzedelim Kopenhag’ta. Şubat’ta yanlış hatırlamıyorsam, Kopenhag Kasım’daydı. Yanlış hatırlamıyorsam Şubat’ta referandumlara gidilecekti. O referandumlarda Rum yine hayır demesi halinde Nisan’da Yunanistan’da Katılım Anlaşmasını imzalamayacaktı zannedersiniz? Yine Nisan’da Yunanistan’da Katılım Anlaşmasını 1960 Cumhuriyeti Kıbrıs olarak imzalayacaktı. Dolayısıyla artık vazgeçin. Kopenhag’ta bize şunu, bunu kaybettirenler, bu mentalite, bu zihniyet, yoktur böyle birşey. Olay oraya gidene kadar bittiydi zaten. Burda suçlamanız gereken bizim güttüğümüz politika değil. Burda suçlamanız gereken biri varsa o da Avrupa Birliğidir. Hukuku, hakkı, eşitliği savunduğunu iddia eden Avrupa Birliği uluslararası anlaşmalara veya hukuka göre Kıbrıs denen bir ülkenin üyeliğinin önünde Türkiye’nin veto hakkı varken Avrupa Birliği göz göre göre Rumun müracaatını yasal kabul ettiği andan itibaren sürdürdüğü bilinçli politika ile bugün Türkiye’nin üyeliği önünde Kıbrıs diye bir ülkenin veto hakkı var. Avrupa Birliği bu. Hakkı, hukuku, demokrasiyi, ulvi değerleri temsil ettiğini söyleyen Avrupa Birliği bu. Niye böyle yaptı Avrupa Birliği? Çıkarları onu gerektiriyor herhalde bilmiyorum, kendileri cevap versin. Kendileri cevap versin. Bu haksızlığa karşı direnmek suç ise ben o suçu kabul ediyorum, suçluyuz. Avrupa Birliğinin bu

1596

Page 45: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

yanlışına karşı direnmek, bu yaptığınızı kabul edemeyiz, Kıbrıs diye aldığınız bir Rum Devletidir, Kıbrıs değildir. Bizim adımıza müracaat hakkı yoktur. Sizin de böyle bir gayrı yasal müracaatı yasal bir müracaat gibi işleme koymanız hatadır. Uluslararası hukuka da aykırıdır, insanlığa da aykırıdır. Politikamız eğer suç iseydi bugün de bu suçu işlemeye devam ediyoruz, edeceğiz de. Çünkü doğru olan bu haksızlığa karşı gelmektir.

Lahey, 20 saatlik bir maraton, bu kürsüden çok defa izah ettim Lahey’in niye sonuçlandı, nasıl sona erdi izah ettim, tekrar edeyim. Lahey’in sona ermesinin nedeni Rum tarafının şu ısrarına Türkiye Cumhuriyeti’nin yanıt verememesi olmuştu. O da neydi? Referandumlara gidileceği, referandum sonuçlarına Türkiye'nin uyacağına dair taahhüt vermesi istendi Türkiye'den Lahey'de ve orda bulunan Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Heyeti başında o dönemin müsteşarı Uğur Ziyal Bey, böyle bir taahhüt veremeyeceğini bunun sadece ve sadece Türkiye Büyük Millet Meclisinin yetkisinde olduğu, bu yetkiyi ipotek altına alma durumunda olmadığını, dolayısıyla bu taahhütü veremeyeceğini söyledi. Genel Sekreter de o zaman fişi prizden çekiyorum dedi. Uğur Ziyal Bey de fişi prizden çekin dedi ve 20 saatlik maraton Lahey'de böyle bitti.

Dolayısıyla Kopenhag ve Lahey'de bizim o dönemin hükümeti deyin, Ulusal Birlik Partisi politikası deyin, ne derseniz deyin bizim kaybettiğimiz bir fırsat yoktu. Bunu lütfen biraz olsun düşünün üzerinde hiç olmazsa, size bir takım detaylar verdim, yaptığımız öneriyi söyledim, imalamamız halinde hangi koşullarda imzalayabileceğimizi önerdim. Bunları De Soto öneremeyeceğini bile söyledi ve hikaye bitti dedi. Lütfen bunları biraz düşünün öyle ulu orta Kopengah-Lahey'i kaybettirenler zihniyet. Bunlar belki, size Annan Planı sürecinde o fırtına zamanında bir şeyler kazandırdı. Halkın o günkü psikolojik yapısında yer etmiş olabilir ama geçti artık, yani yalanı daha ne kadar sürdüreceksiniz, resmen yalandı çünkü, o dönemde biz çok izah etmeye çalıştık. Duymaya hazır bir muhatap bulamadık, geldi geçti ama şimdi bugünlere geldik hala daha Kopenhag-Lahey takıntısından artık kurtulun çünkü gerçek değil.

Annan Planı müzakere zemini, müzakere edilmeli mi? İkisi arasınaki fark çok izah ettik bunu da yine algılanamadık belki hata bizdeydi Annan Planının müzakere zeminini kabul etmemiz mümkün değildi, müzakere zeminini kabul ettiğiniz zaman Annan Planınını bizim vizyonumuza, bizim hedeflerimize göre müzakere zemini kabul ettiğiniz zaman Annan Planı üzerine oturtulduğu temel ilkeleri ve çizmiş olduğu çerçeveyi tartışamaz konuma gelirdiniz sadece içindeki detayları konuşabilirdiniz, bizim için bu kabul edilebilir bir siyaset değildi, hala daha da değildir. Ama Annan Planını müzakere etmek talebini üç gün boyunca Sayın De Soto'ya Kopengag'ta gündeme getirdim. Şu anda önümüzde duran metin tarafların müzakere ederek imzalama aşamasında getirdiği bir metin değildir dedim. Biz Annan Planını müzakere etmek istiyoruz, Annan Planının temellerini tartışmaya açmak istiyoruz, Annan Planının çizmiş olduğu çerçeveyi tartışmaya açmak istiyoruz. Bu ikisi arasındaki farkı bir türlü anlatamadık veya anlama niyeti yoktu muhtaplarımızın ama bugün dinliyorum hala daha Annan Planı zemininden bahsediliyor.Bir kere Annan Planı sizin için bu kadar vazgeçilmez bir zemin ise hiç olmazsa Hükümet Programınıza koysaydınız. Hükümet Programınızda Annan Planı diye bir ifade görmedim. Gözümden kaçmış olabilir, bilmiyorum. Eğer varsa programınızda beni düzeltin. Ama bu kadar vazgeçilmez bir plansa bu sizin için Hükümet Programınıza koymanız gerekirdi.

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Gazi Mağusa) (Yerinden) – Var Tahsin. Şöyle var Annan Planı halkın iradesine saygılı olacağı programda var.

1597

Page 46: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

TAHSİN ERTUĞRULOĞLU (Devamla) – Halkın iradesi konusuna da geleceğim Sayın Hasipoğlu.

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Bu var. Tabii bu nedir? Annan Planıdır.

TAHSİN ERTUĞRULOĞLU (Devamla) – Tamam geleceğim, onlara da geleceğim.

Şimdi Birleşik Kıbrıs hedefi, ısrarla üzerinde durduğunuz hedef ve bize diyorsunuz ki siz de parti olarak 24 Nisan iradesi ve Birleşik Kıbrıs hedefinde olursanız o zaman hedefte birlik gerçekleşmiş olacak. Sözkonusu değil. Şimdi, evet halkımız %65’i 24 Nisan referandumunda evet demiştir. Bu bir istatistiki realite. Bunu da çok söyledim, tekrar edeyim. Halkımız bir blok halinde tek bir nedenle görüş birliği içerisinde gidip de Annan Planına evet demiş değil. %65’lik kitle bir mozaiktir. Çeşitli nedenleri vardır evet diyenlerin. Ama ezici çoğunluğunun ortak bir yönü vardır, planı okumamıştı bile. Bilmediği, anlamadığı, okumadığı bir plana...

ÖMER KALYONCU (Girne) (Yerinden) – Geçersiz bir plandır bu?

TAHSİN ERTUĞRULOĞLU (Devamla) – Hayır, geçersizdir demiyorum. Geçersiz kılan o çok sevdiğiniz Güney komşularımızın hayır demiş olmasıdır. Şimdi halkımız evet, %65 oranında gidip evet demiştir. Bu, dediğim gibi bir istatistiki realitedir. Fakat istatistiki realitenin altını doldurmak lazım niye %65 evet demiştir. Bu niyenin en az 10-15 çeşitli nedeni vardır. Bu nedenlerden bazıları halkın kendi yönetimlerinin o güne kadar halka sağlayamamış olduğu güven duygusu diyelim. Ülkedeki yanlış politikalar, yanlış uygulamalar , rejim şekli, popülizm, adamcılık, hak ve hukukun yerine oturtulamadığı imajı ülkede bezginlik, bıkkınlık, bu nedenle belki bazı vatandaşlarımız gitmiş ve ne olursa olsun yeter ki bu olmasın düşüncesiyle gitmiş ve hiç bilmediği, kendisini nereye götüreceğini anlamadığı, daha kötüsü anlama gereği bile duymadığı bir plana gitti evet dedi. Vatandaşlarımızdan başka bir bölümü sırf Anavatan Hükümeti evet diyor diye gidip evet demiştir. Ve bunu da çok kez vurguladım, bizler için en azından bir ilkti. Anavatanımızın Başbakanı Kıbrıs Türküne yönelik bir de tehditte bulunmuştu. Ya evet derler, ya bedelini öderler dedi. Bu nedenle de gidip evet diyenler var. Onun ötesinde medyamızın, yazılı veya görsel medyamızın pompalaması. Amerikan Elçiliğinin faaliyetleri, Avrupa Birliği yetkililerinin faaliyetleri, İngiliz Yüksek Komiserliğinin faaliyetleri. Ve hatta Azerbaycan Cumhurbaşkanının bile düşünün ne noktalara gittiler sırf bu Kıbrıs Türküne evet dedirtsinler diye, Azerbaycan Cumhurbaşkanını bile kullandılar. Ne dedi o; siz evet deyin Rum hayır derse ilk ben tanırım sizi dedi ve sonunda %65'lik bir mozayik bu plana evet dedi, tamam dedi, Rum tarafı ise hayır dedi ve plan yürürlüğe girmedi.

Şimdi iki gencin evlenme olayına benzetecek olursak, iki gencimiz masaya oturmuş nikah memuru soruyor bir tanesi evet diyor evliliğe, diğeri hayır diyor. Şimdi belki çok basite indirgedim ama o evet diyen müstakbel eşi, ki artık müstakbelliği de olmuyor ama hayır dedi ama ben evet demenin avantajlarını kullanmak istiyorum. O hayır dedi Birleşik Kıbrıs oluşmadı amma bizden şimdi beklenen biz evet dedik ya o ortadan kalkan plana o plan yürürlüğe girmiş gibi bizim üzerimize düşenleri yerine getirmemiz isteniyor. Öyle bir dünya var mı, böyle bir olay olabilir mi? Planın kendisi zaten diyor ki taraflardan biri hayır derse plan yürürlükte değil, “non and void” geçersiz.

1598

Page 47: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

Şimdi muhatabınız sizi eşit olarak kabul etmiyor. Bu da bir realite. İnkar ederbilir misiniz Kıbrıs Cumhuriyeti diye tanınan Rum Devleti Kıbrıs Türk halkını eşit muhatabı kabul etmiyor, etmediğini de her gün yüzümüze vuruyor. Bizler onun için onun hakimiyetini kabul etme durumunda olan, işgal altında yaşayan vatandaşlarız, bireyleriz, kitlesel hak, eşitlik talep etme durumunda değiliz.

Böyle bir Rum tarafının kapısında sabah, öğlen, akşam yıllarca Kıbrıs Türk halkını yalvarır konuma koyma hakkınız yoktur. Adam açık açık ben seni eşit kabul etmiyorum, sen ancak benim hakimiyetimi kabul edersen bu devletin imkanlarından yararlanma hakkın vardır birey olarak, eşit ortaklık değil, siz hala daha Birleşik Kıbrıs'tan bahsediyorsunuz, hangi Birleşik Kıbrıs kardeşim? Hangi Birleşik Kıbrıs? Kimlerin birleşmesi ile Birleşik Kıbrıs yaratıyorsunuz ki? Siyasal eşitliği kabul edilmiş iki toplum olarak, bravo müthiş bir buluş, korkunç bir yaratıcılık. Bu dediğiniz 60'da oldu işte. Bu dediğiniz 1960'da kurulan ortaklığın zeminidir, siyasal eşitliği kabul edilen iki kurucu ortak, toplum. O ortaklığın başına neler geldi halâ daha yaşıyoruz. Garantilenmiş bir anlaşmaydı üstelik. Dolayısıyla eğer bundan sonra Rumla yeni bir ortaklık gündeme gelecekse bu yeni ortaklığın bir önceki ortaklığın koşullarından, kuruluş koşullarından çok daha sağlam temeller üzerine oturtulması gerekir ki eğer bu yeni ortaklık olursa bunun da başına bir öncekinin başına gelenler gelmesin. Bunun yolu da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden geçer. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti gerçeğini geri plana iterek bundan vazgeçmeye hazırız görünümü vererek Rumla eşitliğe dayalı bir ortaklık kurmanız sözkonusu değildir. Birleşik Kıbrıs istiyorsanız bunun yolu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinden geçer. Başka deneyeceğiniz her tür yol çıkmaz yoldur, tökezlersiniz. Artık suçlanmıyormuşuz. Şimdi arkadaşlar; savunduğunuzdan emin değilseniz, savunduğunuz davaya inanmıyorsanız, emin değilseniz, suçluluk duygunuz varsa önceliklerinizi saptamada yanlış yaparsınız. Ben eğer savunduğum davadan eminsem, doğru olduğuna inanıyorsam kim isterse suçlasın beni, Genel Sekreterin son Raporunda bizi suçlamazmış. Çok teşekkür ederiz, midemiz doldu. Suçlamadı da ne oldu? Kıbrıs Türk halkı ne kazandı? İzolasyon kaldırılması konusu, Sayın Başbakan da değindi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin Kıbrıs’la ilgili kararları baki kalmak koşuluyla izolasyon kalkması. Bu ne demektir arkadaşlar? Bunu halka izah etmek mecburiyetindeyiz. Güvenlik Konseyi Kararları baki kalmak koşuluyla izolasyon kalksın. Bu ne demektir? Şu demektir; Ki, bunu İngiliz Parlamentosunun Avam Kamarası Dış İlişkiler Komitesi Raporu da aynen yazmıştır. Rum yönetimi Kıbrıs Cumhuriyeti diye tanındığı sürece, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yok farzedildiği sürece izolasyon kalkmasının tek bir yöntemi vardır, tek bir. Siyaset budur diyor Sayın Başbakan. Politika yaratacaksınız, alternatif koyacaksınız. Bir dakika Sayın Başbakan, tekrar edeyim, Güney Kıbrıs Rum Devleti Kıbrıs Cumhuriyeti diye tanındığı sürece, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de yok farzedildiği sürece izolasyon kalkmasının tek bir yöntemi vardır, o da Kıbrıs adındaki Rum Devletinin vereceği onaydır. Rum evet demezse hiçbir, ama hiçbir şekilde izolasyon kalkmaz. Amerika’dan buraya uçaklar gelecekmiş. Gelmez. Niye gelsin? Ticari hiçbir getirisi olmayan bir haktan bahsediyorsunuz. Ama bu Amerika dünyanın tek süper gücü ne Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararı dinler, ne Genel Kurul onayı ister. Çıkar, Irak’a gittiği gibi çıkar gider. Eğer Amerika gün gele bir hava yolu şirketinin, ki bunlar hiç biri devletin şirketi değil, hepsi özel şirkettir. Ama devlet yönlendirmesi ile, şu veya bu nedenle buraya yanlışlıkla bir uçak gönderir mi? Belki gönderir. Ama bu izolasyon kalktı demek değildir. İzolasyon Rum onay vermediği sürece kalkmaz. Rumun icazeti ile yaşamayı hazmedebiliyorsanız söyleyecek lafım yok. Rum onay versin, Rum sivil havacılık otoritesi ICAO' ya bildirsin, desin ki Ercan Hava Alanı uluslararası trafiğe açık hava alanlarından biridir desin. Derse Ercan uluslararası hava trafiğine açıktır. Bunu kabul ederseniz tamam. İşte Kıbrıs Türkünü kendi hakimiyetine girecek bireyler olarak görme politikası budur Rumun ve bu sadece Papadopulos'un siyaseti de değildir. Bu, bütün Rum-

1599

Page 48: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

Yunan siyasetinin, ulusal siyasetinin gereğidir. Kilisenin de gereğidir, askerinin de gereğidir, politikacının da gereğidir. Papadopulos bugün öldü, yarın başka biri geldi Rum Devletinin başına. Ne fark eder? Hiçbir şey fark etmez. Dünkü basınımıza yansıyan Rumun önerileri. Okuduğunuzda göreceksiniz ki hepsi 1989 Rum Ulusal Konseyi Kararlarına harfiyen uygundur harfiyen. Bunlar Papadopulos'un siyaseti değildir. Rum Ulusal Konseyinin politikasıdır. Dolayısıyla kendi kendimize bir takım izahatlar üreterek, kendi kendimizi inandırma ve dönüp daha da kötüsü halkı yönlendirme politikasından artık lütfen vazgeçelim. Bu halka yapabileceğimiz en büyük kötülüklerden bir tanesidir. Gerçekleşmeyecek beklenti yaratmak ve onun sonrasında doğacak hayal kırıklıkları ile bu halka verebileceğimiz zararı lütfen düşünün. Bu Kıbrıs konusu parti çıkarlarının ötesinde bir konudur. Partisel veya kişisel çıkarlarımızın hiçbir anlamı yoktur. Kıbrıs konusu çok daha büyük bir konudur. Ulusal bir konudur. Her ülkenin söz konusu olan ulusal çıkarları vardır. Her ülkenin vardır ve bu ulusal çıkarlar her ne pahasına olursa olsun korunur ve daha da güçlendirilmesi için gerekenler yapılır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak bizim içinde bulunduğumuz en büyük zafiyet de zaten budur. Hiçbir zaman ulusal dava dediğimiz Kıbrıs konusunda görüş birliği içerisinde olamadık, çünkü önceliklerimiz farklı oldu, hedefelerde farklılık oldu. Hala daha Birleşik Kıbrıs. Tekrar ediyorum, esas olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’dir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti alternatif değildir, esastır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bir anlaşmanın önünde engel de değildir. Tam tersine eğer bu bütünlüğü sağlayabilmiş olsaydık bunca yıldır bir anlaşmayı sağlayacak tek yoldur Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti. Devlet olgumuzdan vazgeçerek, bir anlaşmaya giderek Kıbrıs Türk Halkına eşitlik, egemenlik, hak, hukuk vereceğinize inanıyorsanız çok yanılırsınız. Söz konusu değildir, veremezsiniz. Bu adada insan gibi yaşamamızın iki tane temel garantisi vardır. Biri devlet olgumuzdur. Diğeri, Anavatanın garantisidir. Ne birinden ne öbüründen vazgeçemeyiz. Vazgeçtiğiniz anda Kıbrıs Türkünü eşitliğe, egemenliğe, anlaşmaya, çözüme, barışa götüremezsiniz. Lütfen. Partisel kişisel önyargılarımızı bir tarafa koyalım. Gelin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti esasında bir hedefte buluşalım. Sizler birtakım çelişkiler içerisindesiniz. Şimdi ben basit politika yaparak işte geçmişte şunu dediydiniz şimdi bunu dersiniz gibi söylemlere girecek değilim. Buna hiç gerek yoktur. Çok şey değişmiştir. Ama bir örnek olarak vereyim. Geçmişte kimin malını kime verirsiniz deyip bugün verilen koçanların garantisi devlettir. Bunun çok güzel bir örneğidir. Biz bundan sadece ve sadece mutluluk duyarız. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine sarılın, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini tartışma konusu yapmaktan vazgeçin, tartışılmasına izin vermeyin, varsın yüz sene hükümet edin hiç umurumda değil. Burda sırf muhalefet, iktidar tartışması düşüncesi ile konuşmuyorum, ulusal çıkarlarımızı, önceliklerimizi saptayabilmemiz lazım. Bunu yapmadığımız sürece hiçbir faaliyetimizin bir anlamı yoktur. Muhalefet milletvekili çıkar klasik alışılagelmş konuşmalarını yapar, eleştirilerini yapar, hükümet görevlisi, yetkilisi çıkar ona cevabını verir sonra oylama yapılır matematiksel çoğunluğu olan geçeririr bu iş biter. Peki ama günün sonunda bu devlete, bu halka, ulusal davamıza ne kazandırdık? Onun hesabı nerde? Biz bu Mecliste sokak köşelerinde veya kahve köşelerinde kavga eder gibi kavga da edebiliriz. Kim kimi daha zor duruma sokacak yarışı içine de girebiliriz. Halkımız bunu onaylar mı sanırsınız. Halkımız bu sahneleri gördüğünde Meclisinde, ne güzel bak milletvekillerimizi seçtik gittiler sokak kavgası eder gibi birbirleri ile hakaretler, sataşmalar, laf atmalar ne güzel, işte devletimiz, işte Meclisimiz, bunlar bizim çıkarlarımızı koruyor bize hizmet ediyor mu der? Politika yapalım. Çünkü siyasetçiyiz, politikacıyız. Halkın temsilcileri olarak seçimde burda görev yapmaya geldik. Politika yapacağız. Farklı partililer olarak farklı politikalar benimseyede biliriz, halkın oyunu kazanmak için farklı farklı görüşler de öne sürebiliriz ama ulusal dava denen davalarda parti politikaları artık gündeme gelmemesi lazım. Ziraatta tartışalım, hangi politikamız çiftçiye, hayvancıya daha fazla imkan sağlayacaktır bunu tartışalım, sağlık sistemimizi tartışalım, sosyal güvenlik sistemimizi tartışaım, ekonomik yapımızı tartışalım, mali yapımızı tartışalım.

1600

Page 49: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

Ama ulusal dava Kıbrıs konusu bu kapsamın dışında olması gerekir. Olmadığı sürece ne siz, ne biz birşey kazandırmıyoruz bu halka. Bu davaya hizmet de etmiyoruz. Aşalım bu konudaki takıntılarımızı. Yoksa bu kürsüye çıkıp çok farklı şeyler de söyleyebilirdim bugün hiçbir anlamı olmayacaktı ama. İşte Sayın Talat bilmem hangi tarihte şunu dedi, bugün bak ne der. Samimi mi söylediğinde? Yoksa takiye mi yapıyor? Sayın Soyer böyle dediydi, şimdi böyle der. Sayın şu böyle dediydi, bugün böyle der. Tamam ama ne kazandık?Bütçe komitesinde de benm bu önerimi gündeme getirdim. Gelin şapkalarımızı önümüze koyalım. Bugünlere geldiysek bugünlere gelmekte hepimizin payı vardır. İktidarı ile muhalefeti ile hepimizin payı vardır. Kimse kendini soyutlayamaz. Ankara’daki hükümetler de soyutlayamaz, buradaki hükümetler de soyutlayamaz. Ankara’daki muhalefetler de soyutlayamaz, buradaki muhalefetler de soyutlayamaz. Geçen yıllar zarfında herkesin payı vardır. Ama bu halkı perişan ettik. Bu halk bir belirsizlik içerisinde yarın ne olacağı endişesi ile hala daha ezgi çekiyor ve biz burada çıkıp parti politikası yapacağız.Kim kime satıştı, kim kimi zor duruma soktu. Kim kimi çelmeledi. Yok böyle bir şey. Yapmayalım. Yazıktır, bu halka yazıktır. Bize yazıktır. Bu Birleşik Kıbrıs o kadar sevdalısısınız tekrar edeyim Birleşik Kıbrıs’a giden yok Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden geçer. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni esas olarak savunmaktan niye çekindiğinizi ben hala daha anlamış değilim. Bir zamanlar yıllar önce Meclis kafeteryasında Sayın Talat’a sormuştum söylemlerinde güzel noktalar var Mehmet Ali Bey dedim ama bir yere gelip tıkanıyorsun. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti noktasına aşamasına gelemiyorsun. Rumlar onu kabul etmez dedi bana.E bu bir cevap değildir arkadaşlar bu bir cevap değildir. Rum Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ini kabul etmiyorsa etmesin. O onun sorunu. O etmiyor diye ben devletimi geri plana itme, devletimden vazgeçme politikası güdebilir miyim? Böyle bir mantık olamaz. Papadopulos’un tecrit edilmesi daha doğrusu Rum tarafının yani Papadopulos üzerinde durmanın bir anlamı yoktur. Çünkü Papadopulos değildir konu. Ulusal konseydeki bütün partiler ve onlara oy verenler hepsi bu politikanın sahibidir. Yani şimdi Anastasiadis plana güya evet dedi. Anastasiadis Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine atıfta bulunurken işgal altındaki bölge, işgal altındaki topraklarımız söyleminden vazgeçti mi? Anastasiadis Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’na, Başbakanına, Bakanına atıfta bulunurken sözde Başbakan, sözde Cumhurbaşkanı, sözde Bakan demekten vazgeçti mi? hayır. Ama Annan Planına güya evet demiş. Ne anlamı var? Avrupa Birliği Rum tarafını tecrit ediyormuş. Lütfen. Yok böyle bir şey. Avrupa Birliğinde kararlar oybirliği ile alınır. Bu oybirliğinin içinde Rumlar da vardır, Rumlar yokken Yumanistan vardı. Şimdi komitede de bunu söylediğimde komitedeki arkadaşlar dediler ki işte sizin politikalarınız yüzünden bugün Rumlar Avrupa Birliğinde. Yine aynı noktaya geldik. Hala daha o yanlış izlenim, yanlış inanç, yanlış suçlama. Bizim politikalarımız Rumu Avrupa Birliği üyesi yapmadı. Vazgeçin bundan. Avrupa Birliği bile bile bunu gerçekleştirdi. Hep ne diyorlardı? Katalizatör olacak Avrupa Biriği üyeliği Kıbrıs Konusunun çözümüne. Yani şuydu planları; Avrupa Birliği üyeliği o kadar cazip gelecek ki Kıbrıs Türklerine, günün sonunda dayanamayacaklar ve Avrupa Birliği üyeliği için her türlü tavizi verecekler. Avrupa Birliği bu beklenti ile göz göre göre bir yanlışı sürdürdü yıllarca ve getirdi bağladı. Bizim ne yapmamız gerekirdi yani? Bizim politikalarımızla Rumu Avrupa’ya sokmuşuz. Ne yapmamız gerekirdi? Şunu mu diyecektik. Yahu, tamam yanlış yapıyor Avrupa Birliği ama koskoca Avrupa Birliği yahu buna karşı gelmek de olmaz yani. Madem yanlış da olsa Avrupa Birliği bu politikayı götürüyor, biz de buna artık onay verelim, bunun ucundan bakalım bir şeyler koparacak mıyız? Böyle bir politika mı gütmemizi bekliyordunuz? Bekliyorsaydınız çok yanlış beklenti içindeydiniz, bu söz konusu değil. Çünkü bizim temel hareket noktamız Kıbrıs Türk Halkının devlet sahibi bir halk olarak algılanılması kabul edilmesidir. Bu statü ile muhatap kabul edildiğimiz takdirde söylediklerimizin bir anlamı vardır. Siyasi eşitliği tanınmış bir toplum sıfatı ile hiçbir söylediğinizin bir ağırlığı ve anlamı yoktur. Avrupa’nın, Amerika’nın da işine gelmiyorsa söylediğiniz, sizi uzlaşmaz diye suçlar,

1601

Page 50: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

işte bizim suçlandığımız gibi. Halbuki yıllarca sürdürülen Kıbrıs konusundaki görüşmelerde Rum tarafının neyi kabul ettiğini bugüne kadar kim gösterebildi ki? Neyi kabul etti Rum tarafı bunca yıldır? Ama uzlaşmaz biziz. Niye? Çünkü Avrupa’nın, Amerika’nın hesaplarına ters gelen bir hedef sahibiyiz. O da nedir? Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti.Savunmayacaksınız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini. Onu savunursanız uzlaşmazsınız.

Tekrar başa döneyim. Dün Genel Sekreterin raporu ile bağlantılı, o raporda Türk tarafının suçlanmadığı söylenilmeye çalışıldı. Bu mu önemli sizin için? Bu mu önemli? Kazandık şimdi? Suçlanmadık kazandık. Suçlanmıyorsun. Çünkü onların beklentileri doğrultusunda konuşuyorsun ve hareket ediyorsun o yüzden suçlanmıyorsun. Doğruyu yaptığın için değil. Büyüklerin beklentilerine cevap verdiğin için, büyüklerin talimatları doğrultusunda hareket ettiğin ve konuştuğun için suçlanmıyorsun.

Tekrar edeyim, savunduğun davadan emin değilsen önceliğin birilerinin seni suçlamaması olur o zaman ve yanlışa dönersin. Yani Kıbrıs Türk halkının Ruma eşit devlet iddiasında olmasının yanlışı nerdedir? Bizlerin böyle bir iddiadan nerdeyse utanır gibi hareket etmemiz niyedir?Dünyanın hiçbir ülkesinde kendi devletine sahip çıkmaya çalışanların suçlanıldığı görülmemiştir. Özellikle kendi içinde. Yani dış güçler suçlayabilir, işine gelemeyenler. Tek söylediğim Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hedefinde, zemininde, temelinde, esasında buluşalım. Bir anlaşmaya gideceksek Rum tarafı ile gün gele Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak o anlaşmaya muhatap olalım. Ancak o zaman bunca yıllık varlığımız ve icraatlarımız ve meşrutiyetimiz kabul edilmiş olur. Annan Planındaki gibi imza açılan bölüme Kıbrıs Türk toplumu adına diye imza açılmaz. Sonra da dendi ki Annan Planında iki devlet var.Yapmayın Annan Planında nerede iki devlet var?Annan Planında kuzeyde adına Kıbrıs Türk devleti denmiş olsa bile plana göre ki aldatmacanın gereğiydi o. Bizim insanımıza işte devlet var dedirtsin diye kullanılan bir ifadeydi. Kuzeyde öngörülen Türkün, Rumun, Ermeni’nin, Fransız’ın, İngiliz’in her kim varsa içinde yaşayacağı çok çok otonomi yetkisi olan bir eyalet. İki devlet olgusu diye bi şey yok. İki devlet noktasından hareketle bir ortaklık kurarsak o zaman sağlam bir ortaklığa girmiş olacağız aksi takdirde kimse kimseyi kandırmasın. Devlet statüsü dışındaki bir statü ile Rumlarla bir ortaklığa gidemezsiniz. Dünya da Rumu tecrit edecek değildir. Yani bizim hatırımıza Avrupa Birliği veya Amerika veya biri kimse Rusya mı? Kim?Bizim hatırımıza Rumu köşeye sıkıştıracak. Böyle bir beklentiniz mi var?Niye yapsın? Yıllar önce Madrid’de Dışişleri Bakanlığında Avrupa Birliğinden sorumlu Müsteşarım bana söylediği aynen şuydu. Günün sonunda Güney’i Kıbrıs diye alırız Kıbrıs defterini kapatırız siz ne yaparsınız bilmem ama Rumlara dedik ki sizin hatırınıza da kuzeyi size vermek için kimse ile mücadele etmeyiz. Madrid’te Dışişleri Bakanlığı binasında Avrupa Birliğinden sorumlu Müsteşarın bana söylediği aynen bu. Şimdi Avrupa Birliği şunu yapacak, Avrupa Birliği bunu yapacak, Avrupa Birliğinde Rum zora girdi, köşeye sıkıştı, tecrit edildi, yok böyle bir şey. Yok. Yapamaz ki Avrupa Birliği bunu. Kendi eli ile Rumu alıp oraya koydu. Veto hakkı olan bir üye. Almanya mı? Fransa mı? İtalya mı? Bizim hatırımıza Rumu zora sokacak politika kabul ettirecek Avrupa Birliğine. Söz konusu değil. O kulübün üyesi değilseniz o kulüp üyesi olmayan dışarıdan biri olan sizin o kulüp içerisinde savunmak durumunda değildir. Haa Avrupa Birliği bir ülkeyi tanıma, tanımama noktasında değildir. O da doğru. Avrupa Birliği Birleşmiş Milletlerin üye kabul ettiği ülkeleri muhatap kabul eder, doğrudur. Dolayısıyle olay gene Birleşmiş Milletlere gelir. Şimdi işin teknik realitelerine bakacak olursak ve sırf poltika yapma için konuşmuyorsak tamamen kişisel görüşümü burada belirtmek isterim.Şu Güvenlik Konseyinden geçmeyen Genel Sekreterin raporu var ya, iyi ki de geçmiyor. İyi ki de geçmiyor. Çünkü o raporun içerisinde Kıbrıs Türkünün ayrı devlet olma, ayrı egemenlikte ısrar etme noktasında olmadığı referandum sonucuna göre Kıbrıs Türk halkının artık, Kıbrıs Türkünün daha doğrusu, halkının

1602

Page 51: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

demiyor herhalde ayrı devlet ve egemenlik iddiasında olmadığı yazıyor, kaldı ki Birleşmiş Milletler daha önce de vurgulandığı gibi bizzat Başbakan tarafından da Kıbrıs konusu ile ilgili bugüne kadar aldığı kararlar baki kalmak koşulu ile Kıbrıs konusunda muhatap olmaya devam ediyor. Bu da nedir? Yasal Kıbrıs Cumhuriyeti vardır, hükümeti de vardır, 186 Sayılı Kararla başlayan bu politikaya devam ediyor. Şimdi bu kararlar var diye, Birleşmiş Milletlerden umudunu kesmek de doğru değil. Çünkü Birleşmiş Milletlerin Güvenlik Konseyinin Kıbrısla ilgili aldığı bütün kararlar bu kadar yıldır altıncı çapter altında alınan kararlardır, bağlayıcı nitelikleri yoktur, tavsiye ile niteliklidir, uymayanlara karşı herhangi bir yaptırım gücü de Birleşmiş Milletlerin yoktur. Yedinci çapter altında alınan kararlar bağlayıcıdır, uymayanlara yaptırım gücü vardır. Dolayısıyla işte Güvenlik Konseyi kararları durduğu sürece Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini tanıtamazsınız iddiası da diğer iddialar gibi doğru değil. Türkiye Cumhuriyeti işte en güzel örneği, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin ilanında bu devleti tanıyan, yıllardır buraya büyükelçi gönderen, itimatneme sunan, buranın büyükelçilerini Ankara’da kabul eden, itimatname kabul eden Türkiye Cumhuriyeti Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin Kıbrısla ilgili aldığı kararlara ters hareket ediyor. Ne oluyor? Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı Birleşmiş Milletlerin bir yaptırımı mı var? Dolayısıyla işin başından biz bu işi kaybettik. Devlet iddiasında olmakla kaybediyoruz gibi teslimiyetçi yaklaşımlarla ama bunu çok güzel retorikle, çok güzel edebiyat ile başka türlü ambalajlayarak halka satmaya çalışmakla sanki yeni vizyonlar yaratıyormuşuz gibi, sanki dünyaları bu halka veriyormuşuz gibi teslimiyetçiliği ambalajlarsanız bu halka dünyaları değil, sadece ve sadece zarar verirsiniz. Biz yıllarca Saray önünde nutuk atmadık. Yedi düvele karşı mücadele ettik. Siz de dediniz ki biz dünyanın anladığı dilden konuşuruz. Siz yani. Biz ise o dili bilmemişiz. Ben de size diyorum ki, dünyanın anladığı dil, dünyanın konuştuğu dil, bağımsızlığına, egemenliğine, hakkına, hukukuna, statüsüne sahip çıkma mücadelesini veren insanların konuştuğu dildir. Devletinden vazgeçme eğilimi gösteren, konuştuğu dil dünyanın anladığı dil değildir. Eğer sizin dediğiniz olmuş olsaydı 1.5 senedir iktidardasınız dünyanın anladığı dilden konuşuyorsunuz. Bütün dünya seferber oldu sizleri buralara getirmek için. 1,5 yıldır niye çözemediniz? Yani bunca yıldır biz size derken arkadaşlar Güneyde bizimle anlaşmak için can atan kollarını kucağına aşmış Kıbrıs Türkünü kucaklamayı bekleyen eşiti olarak, sevgi duyduğu, saygı duyduğu bir kitle olarak bekleyen bir Rum yoktur. Siz hayır dediniz ve yıllarca süren görüşme süreçlerinde bütün dünyaya kendi hükümetlerinizi celallediniz. Bunlar anlaşma istemez dediniz. Bunlar çözüm karşıtıdır dediniz. Kendi hükümetlerinizi celallediniz. Peki yani bizler hükümette iken bu Rumlar çözüm istiyordu da biz engelledik ne oldu bu Ruma ki biz gidip siz geldikten sonra çözüm istememe noktasına geldi. Bir şey mi oldu? Değişti mi Rum? Siz de Rumun ne istediğini çok iyi bilirdiniz. Sizi aslında şaşırtmamış olması lazım Rumun. Yani Rum bizi kandırdı iddiasında değilsiniz herhalde. Bilmeniz gerekirdi. Yıllarca görüştünüz. Yılarca ortak deklerasyonlar yayınladınız. Rumun neyi isteyip neyi istemediğini satır aralarını belirtilen kelimeleri, sözlerin arkasında neyi murat ettiğini bilmeniz lazımdı. Ve ben iddia ediyorum ki bilirdiniz. Ama partisel çıkarlarınız o kadar ön plana getirildi ki sizler için sırf paretisel kazanç elde edesiniz diye Kıbrıs konusu gibi bir konuda kendi haklarınızı dünyaya jörnallemeyi tercih ettiniz. Yoksa işin başında sizler de bizler de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olgusunda birleşmiş olsaydık çok farklı yerlere gidecektik. Çok farklı yerlere gidecektik. Ama eğer siz gene bir bütünsellik arz etmiyorsanız Kıbrıs Türk Halkı olarak dünya baktığında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olgusunda bir bütünsellik arz etmiyorsanız o bölünmüşlüğünüzü bal gibi size karşı kullanırlar ve kullandılar, kullanmaya da devam ediyorlar. Bize dediniz ki bu kadar heveslisiyseydiniz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin niye bu kadar yıldır tanıtamadınız? Bize yönelttiğiniz eleştirilerin bir tanesi de bu. Ve bunun nedenlerinden bir tanesi az önce değindiğim kendi içimizdeki bütünselliği oturtmamış olması 2) Sürekli görüşme sürelerine bağlı tutulmamız, sürekli, yıllarca görüşme süreçlerinde oturduğunuz sürece kalkıp Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

1603

Page 52: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

tanınması diye aktif bir politika ayrı bir zeminde sürdüremezseniz size derler ki neyi yaptık, sen ortak olasın diye görüşüyoruz, gelip benden tanıma istiyorsun. Eğer sen onunla ortak olacaksan niye benim başımı belaya sokacan. Benim seni tanımamı isteyerek. Dolayısıyle yıllar süren görüşme süreçleri zaten aktif bir şekilde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıtma politikamızı ortaya koymamıza engel oldu.Ve bu devletin kabul edilmesini müzakere süreçleri içerisinde gündeme getirme şansımız oldu ancak. O kadar ileriye gidildi ki bu konuda da, Birleşmiş Milletler belgelerine bir uzlaşıya varılacaksa 48 saat öncesinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması yazıldı. Belgelerde vardır bu, Birleşmiş Milletler belgelerinde. Bir anlaşmaya gidiliyorsa o anlaşmanın yürürlüğe gireceği günden 48 saat önce Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin yapacağı bir deklerasyonla alacağı bir kararla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Uluslararası Platformda tescil edilmiş olacaktı, 48 saat sonrasında da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak yeni ortaklığın tarafı olacaktık. Buralara kadar gelindi ama dediğim gibi, biz en büyük zafiyeti biz kendi içimizde yaşadık. Kıbrıs Türk Halkı bir bütün olarak bu noktaya getirilemedi maalesef. Gerek muhalefetin bunu öngörmemesi, gerekse iktidarların iç politika uygulamaları ile haklı veya haksız vatandaş nezdinde yaratılan tepkiler nedeniyle, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devletine olan inanç, güven, bağlılık olması gereken düzeye bir türlü gelemedi ve bu zafiyetlerimizi de uluslararası camia kendi çıkarları doğrultusunda bizim aleyhimize Annan Planı gibi bir planı en sonunda karşımıza getirerek, tamamen bizi çökertme politikasını uyguladı. Bizim üzerimizde bu kadar yoğun bir şekilde bu plana “evet” dedirtme yaklaşımı içerisinde olan uluslararası camia Amerika’sı, Avrupa’sı Rum’un hayır diyeceğini biliyor muydu acaba bilmiyor muydu? Biliyorsaydı niye Rum’un “evet” demesi için gerekeni yapmadı?...

Üsluba büyük önem vereceksiniz dedi Sayın Başbakan. Doğrudur, üslup çok önemli ama daha önemlisi savunduğunuz davaya olan inancınızdır. Eğer savunduğunuz davaya inancınız yeterli düzeyde değilse üsluba dikkat edeceksiniz diye teslimiyetçiliğe gidersiniz. Olumsuz görünmemek kompleksi ile onu da verelim bunu da verelim, ne olmuş canım bunu da tartışalım, ne olmuş kardeşim bunu da yapalım diye diye üsluba önem vereceksiniz diye savunduğunuza inanmıyorsanız yeteri kadar, iş maalesef çok daha çirkin yerlere gider. Reel politik dünyada yaşadığımızı unutmayın. Politikacı olarak edebiyat, retorik, söylem, üslup doğrudur çok dikkat edilmesi gerekir ama reel politik dünyada ülkelerin çıkarları acımasız bir şekilde yarış halindedir. Ya örtüşür ya çatışır, böyle bir dünyadayız. Dolayısıyle güzel edebiyat yaparak şöyle olacaktır böyle olacaktır, Avrupa Birliği buna mı karşı çıkacaktır? Avrupa şu sözü verdi, Kıbrıs Türkü çözümsüzlüğü savunan imajından kurtuldu, şunu kazanacaktır bunu kazanacaktır gibi hayallerle ulusal dava savunulamaz. Sanırım Dışişleri Bütçesi görüşülürken tekrar tekrar bu konulara değinme gereği duyulacaktır. Daha fazla sözü uzatmak istemiyorum. Son söz o kadar sevdalısı olduğunuzu ısrarla belirtiyorsunuz, Birleşik Kıbrıs Birleşik Kıbrıs tek hedefiniz de bu. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini tanıtma hedefi değil, sizler için hedef Birleşik Kıbrıs’tır. Ben de size tekrar ediyorum onuncu kez Birleşik Kıbrıs’a giden yol Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden geçer. Eğer Birleşik Kıbrıs’ı yaratmakta samimiyseniz önce Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini savunacaksınız, kabul ettireceksiniz ancak o şekilde kalıcı gerçek çalışabilir, Kıbrıs Türkünün eşitliğini koruyabilecek egemenliğine halel getirmeyecek bir Birleşik Kıbrıs yaratırsınız. Aksi takdirde Kıbrıs Türkünü anlaşma aldatmacası ile çözüm aldatmacası ile Rum’un boyunduruğu altına sokmaktan başka bir netice elde edemezsiniz. Dinlediğiniz için teşekkür ederim.

BAŞKAN – Buyurun Hasan Taçoy Bey.

HASAN TAÇOY (Lefkoşa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; pek tabii ki Sayın Dışişleri Bakanımız, eski Dışişleri Bakanımız Kıbrıs konusunda söylenmesi gereken bir çok

1604

Page 53: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

olayı dile getirdi ve hükümetin bugüne kadar veyahut da kükümet kanadını temsil eden siyasi partilerden büyük kanadı bugüne kadar yapmış olduğu suçlamaları ve gündeme getirmiş olduğu sözleri bir yerde bir nebze olsun gündeme getirmeye çalıştı. Şunu bilmek lazım. Şunu kavramak lazım, idrak etmek lazım. Biz bu salon içerisinde 50 tane milletvekili hangi siyasi partiden istersek olalım, hangi dünya görüşünü savunursak savunalım hepimiz bir çatı altında yaşamaya mecburuz. Nasıl ki bu çatı altında yaşamaya mecburuz, dışarda halkımız da bu çatı altında yaşamak mecburiyetindedir KKTC Bayrağı altında.

Pek tabii ki bu bağlamda söylenen sözler, yapılan suçlamalar hepimizi birbirine bağlıyor. Hepimizi birbirinden ayırır ve işte bugün görüşmekte bulunduğumuz devletin en üst makamını, Cumhurbaşkanlığı Makamının Bütçesinde bazı olayları da dile getirmemiz şarttır ve bunları daha önce yapılan söylemlerle bugünkü söylemlerler arasındaki farkı irdelememiz gerekir.

Şimdi Sayın Başkan, değerli milletvekilelri; daha bir hafta önce bu Meclis’te, bu salonda Sayın Cumhurbaşkanımız gelmiş ve genel görüşmesine mülk konusundaki genel görüşmeye katılmış ve milletvekillerine üstü kapalı dahil olsa bir çok şeyi açık, açık söyleyemeceyeceğini iddia ederek burdan milletvekillerine bazı bilgiler aktarmıştır fazla detaya girmemekle birlikte ve orda birşey daha söylemiştir. Rum Basınına ve Rum Basınının ön plana çıkardığı konulara sakın ola inanmayınız. Bugün Başbakanımız geliyor ve diyor Rum Basınında çıkanları alın görün ve bunları irdeleyin. Ona göre çıkın Kürsüde ve konuşun. Dışarda ona göre konuşun. Şimdi Cumhurbaşkanı başka söyler, Başbakan başka söyler. Biz bu karmaşıklığı anlayamıyoruz ayni dünya görüşünü paylaşmalarına rağmen. Bunları istesek de istemesek de bu ülkenin içerisinde yaşayan kişiler olarak bizler takip etmek mecburiyetindeyiz zaten. Siyasiler olarak Rum Tarafında basında çıkan olayları günlük olarak gerek Enformasyon Dairesinin gerekse başka noktalardan gelen bilgilerin hepsini derleyip toparlayıp bir bütün halinde irdelememiz gerekmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kıbrıs Meselesi 1960 yılından bu yana yapılan ve Lefkoşa’da atılan bir imza ile Lefkoşa’da 16 Ağustos 1960’ta atılan bir imza ile gündeme gelmiş ve o gün bugündür de problemlerin daha önceden başlayan problemlerin ardının arkasının kesilmediği hep bilinmekte.

(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü Sayın Dr. Hasan Bozer’den devralır.)

Hepimiz Birleşim Milletlerin 186 No’lu Kararını her kürsüye çıktığımızda değişik yorumlar. 186 No’lu Kararı Kıbrıs Cumhuriyeti Hükümetinin Rumlar tarafından tek taraflı idare edileceğini iddia eden görüşler vardır bu Mecliste. Bunun tamamen yanlış olduğunu belirtmek isterim. 186 No’lu Karar, Birleşmiş Milletlerin 186 No’lu Kararı Kıbrıs Cumhuriyetinin Rum’lar tarafından tek taraflı olarak idaresine verilmiş olan bir hak değildir, 186 No’lu Karar önümdedir. İngilizce orijinal metin ve başlar anlatmaya. “16 Ağustos 1960, Lefkoşa’da taraflar arasında imzalanan anlaşmalardaki pozisyonları dikkate alınır. 1960’taki anlaşmaların taraflara vermiş olduğu toplum diye geçen taraflara vermiş olduğu pozisyonları dikkate alınarak yapılmış bir anlaşmadır” diyor. Ve 1’inci madedesinde, İngilizce olmasından dolayı ben kendim Türkçeleştirmeye çalıştım. 1’inci maddesinde, ulusal barışın ve/veya Egemen Kıbrıs Cumhuriyetinin durumu kötüleştirmemek için üye devltere çağrı yapar. Hangi üye devletlere? Birleşmiş Milletlere üye olan devletlere. Bunlar kimlerdir? İşte Kıbrıs konusunda 1960 Anayasasına veyahutta Anlaşmasına göre Kıbrıs Konusunda müdahil olan ülkelere çağrıda bulunur ve der ki, Kıbrıs’taki olayların büyümesine sebep vermeyiniz der. Bu

1605

Page 54: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

Yunanistan ve Türkiye’yi bağlar daha fazla, onlara verilmiş olan bir mesajdır. Birleşmiş Milletlere 186 No’lu Kararında 4 Mart 64 Kararında 2’nci maddesinde, Kıbrıs Cumhuriyeti Hükümetine çağrı yaparak kanun ve düzenin korunmasına karşı sorumlu olduklarını ve Kıbrıs Adası üzerindeki şiddetin ve akıtılan kanın kendilerinin de ortaya koyacakları gayretle bir an önce durdurulmasını talep eder Birleşmiş Milletler. 3’üncü maddesinde, Kıbrıs toplumlarının liderlerine çağrı yaparak, en içten ve yüksek derecedeki sorumluluklarının bilerek davranmalarını tavsiye eder ve bu tavsiyesi çerçevesinde de Kıbrıs’taki olayların liderler tarafından daha düşük bir seviyeye getirilebileceğini iddia eder. 4’üncü maddede, Kıbrıs Hükümeti ile görüşülerek, Kıbrıs Cumhuriyeti Hükümeti ile görüşülerek Birleşmiş Milletlerin Barış Gücünün ülkeye getirilebileceğinden bahseder 186 No’lu Karar ve bunu da yine Genel Sekreteri tarafından oluşturulacak olan ve Kıbrıs Hükümeti Yunanistan, Türkiye ve Birleşik Krallığa İngiltere’ye bilgi vererek yapılacak bir görüş olarak ortaya koyar. 5’inci maddede, ulusal barışı ve güvenliği korumak için kanun ve idarenin normale dönmesine kadar bu Barış Gücünün adada görev yapacağından bahseder. 6’ncı maddede, yine bu Barış Gücünün nasıl ödeneceğinden, masraflarının nasıl karşılanacağından bahseder ve Genel Sekterin gönüllü bağışları kabul edebileceğini söylemekte. 7’nci maddede, Kıbrıs’ta anlaşılmış bir çözümü ve problemleri ortadan kaldıracak barışçıl anlaşmaların sağlanması için hakem olarak Genel Sekterin davranması gerektiğini ve bunun yanında da bir anlaşmaya bir çözüme ulaşmak için 4 Mart 64’ten bugüne kadar,Hakem görevini Genel Sekreter’e vermekte, 8’inci maddede ise Birleşmiş Milletler fonlarının ve harcamalarının hakem veya hakem dediği de Genel Sekreter onun çalışanları tarafından, yetkilileri tarafından yapılması gerektiğini iddia etmektedir. Bunun içerisinde ben hiçbir şekilde bu 8 maddede ki 8 maddeden oluşuyor Birleşmiş Milletler Kararı, 186, 4 Mart 1964 Kararı. Hiçbir şekilde Kıbrıs Cumhuriyetine sadece Kıbrıs Cumhuriyeti Hükümetinin Rumlar tarafından idare edilmesi gibi bir ibare görmedim. Ama benim siyasilerim bu Kürsüye çıkar yıllardır ve 186 Nolu Kararın öyle bir hak verdiğini ve sadece Rumlar tarafından idare edilmesi gerekli olan bir Kıbrıs Cumhuriyeti olduğunu iddia eder. Öyle birşey yok. Yani yorumları yaparken bizim daha dikkatli ve daha titiz bir şekilde yapmamız lazım. Buralara çıkıp işte söylemek için söyleyelim, yapmak için yapalım olgusundan fazla bu konuların gerçekten bilimsel şekli ile ortaya konması şarttır. İşte arkadaşım söyledi yani benim söylememe gerek yok. Birbirimizi kötülemek, birbirimize karşı çamur atmak efendime söyleyim sen öylesin, sen böylesin gibi laf söylemek yanlıştır. Ama doğruları ortaya koymak, doğruları söylemek ve bu belgeleri tamamen doğru bir şekilde yansıtmak hem dünya kamuoyuna karşı, hem kendi kamuoyumuza karşı bizlerin asli görevidir.

Geldik yaşanan süreçte işte Birleşmiş Milletlerdeki süreçte belli 77, 79 Doruk Anlaşmaları 75 Nüfus Mübadelesi, Viyana Anlaşması 541, 550 bunlar hepimiz için geçerli olan süreçler. Hepsinin detayına girecek değilim ben ama biz bazı şeyleri sahiplenmemiz lazım. Mesela neyi sahiplenmemiz lazım? Lozan Anlaşması yapıldı zamanında. Lozan Anlaşması yapıldı. Türkiye’deki Yunanlılar çıktı gitti Yunanistan’a herşeyini bıraktılar Nüfus Mübadelesi Anlaşması yolu ile herşeylerini bıraktılar gittiler. Yunanistan’daki Türkler herşeylerini bıraktılar Türkiye’ye geldiler. Bu bir Nüfus Mübadelesi Anlaşmasıydı. Sonucunda ne oldu bu insanların mal varlıkları ne oldu? Bu insanlarla yapılan bu anlaşmanın neticesinde nereye varıldı? Biz de bir Nüfus Mübadelesi Anlaşması yaptık 1975’de. Bizler ne yaptık? Bizler hala daha bunun yükünü ve sıkıntısını çekiyor muyuz? Çekiyoruz. Neden çekiyoruz? Çünkü biz kendi içimizde politikaları birbirimize karşı kötüleyerek kullanmamızdan dolayı ve bundan da malzeme, argüman sağlamaktan dolayı geçen bir yolda ilerliyoruz. Bu yanlış. Hem de büyük yanlış. Büyük yanlışın da dönüşü ne zaman olacak? Hep beraber bunu oturup gerekirse tartışarak, gerekirse kavga ederek bulmalıyız. Bu yanlıştan hepimizin bir an önce geri dönmesi lazım. Ben hiç bunları daha fazla irdelemek istemiyorum.

1606

Page 55: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

Çünkü bunlar konuşuldu. Lakin şuna değinmeden geçemeyeceğim. Elimde bir belge var. AB tarihindeki en büyük genişleme 16 Nisan’da Atina’da gerçekleşti. 16 Nisan 2004’de Atina’da gerçekleşti. Ve 10 ülke daha Avrupalı oluyor. Böylece son genişleme ile birlikte toplam 75 milyon nüfuslu 10 aday ülke AB’ye katılıyor. 25 üyelik birliğin nüfusu 450 milyon’a ulaşıyor. AB’nin nüfusu %20, yüzölçümü ise %23 oranında artıyor. AB’nin Kurucu Anlaşmaları temelinde oluşturulan AB Hukuğunun ve kurallarının bütünü olarak kabul edilen müktesebatın Accuse diye bilinen müktesebatın aday ülke kanunlarına uyarlanmasında oluşmaktadır. Her aday ülke ile ayrı, ayrı sunulan müzakerelerden konu başlıklarını kapanması ve müzakerelerin tamamlanması, aday ülkelerin yasal uyum sürecini tamamlamak hızlarına bağlı olmaktadır. Ve nasıl üye olunur konusu gündeme gelmekte bu Raporda, 1990 yılında kabul edilen bir başvuru var müzakere başlangıç tarihi için, başvuru tarihi Türkiye’nin 1987, Kıbrıs’ın 1990, müzakere başlangıç tarihi 1998 olarak geçer. Bu sürece 12 ülke katılır, bu 12 ülkeden 10 tanesi bu süreci tamamlar. 1997 sonunda Lüksemburg Zirvesinde alınan kararla Kıbrıs Cumhuriyeti adı altında Kıbrıs Adası müzakereleri Mart 1998’de başlar. Bunun yanında 1996’da adaylığını geri çeken Malta’nın 1997 sonunda Lüksemburg’ta tekrar adaylığını ilan etmesi ve adaylığının kabulü dile getirirlir. 12 aday ülke 29 temel konu başlığı adı altında tamamlamış olduğu müzakereleri 2002 yılı sonunda Kopenhag’a götürür ve Kopenhag’ta 2004 Mayıs’ında Avrupa Birliğine girileceğini gündeme getirir. Tabii buna gitmezden önce AB Üyeliği aday ülkelerde referanduma gitme kararı alır, o da 10 Mart 2003. Oturur hepsinde referanduma gitme kararlarını konuşur ve bu çerçevede Kıbrıs’ın referanduma gitmemesi gerektiğini, Kıbrıs Cumhuriyetinin referandumsuz Avrupa Birliğine üye olmasını kararlaştırır.Bunları niye saydım niye söyledim? Bir ek daha yapmak istiyorum oraya, 1 Mart 2002 tarihi itibarıyle başlatılan çalışmaların yaklaşık 1 yıl sürmesi ve 2004 yılı sonunda gerçekleştirilmesi beklenen Hükümetler arası konferans süreci ile referandumların somutlaşması beklenmektedir. Yani 1 Mart 2002 tarihinden itibaren bu referandumların nasıl yapılacağı ve bu 12 tane aday ülkenin Avrupa Birliğine nasıl gireceği önceden tesbit edilmiş olmuştu o muktesebatın tamamlanması ile. Biz burda neyin kavgasını yapıyoruz? Her kürsüye gelen veyahutta her kürsüye çıkanı eleştirmek için Kopenhag ve Lahey, Kopenhag ve Lahey, Kopenhag ve Lahey... Akşam yine konusu oldu yine konuştuk, az önce arkadaşım da söyledi, Kopenhag ve Lahey’de sizin yapacağınız hiçbirşey yoktu. Bu ister Hasan olsun, ister Hüseyin olsun, ister Ali olsun, ister Veli olsun kim isterseydi gitsindi oraya, daha farklı olabilecek hiçbir unsur bu yerde yoktu kim isterseydi olsundu. Çünkü siz Avrupa Birliğinin davetlisi olarak gitmediniz oraya, siz oraya Birleşmiş Milletlerin davetlisi olarak gittiniz ve Birleşmiş Milletler zaten o ana kadar, Avrupa Birliği o ana kadar hep bütün muktesebatı tamamlamış olan, hep bütün muktesebatı tamamlamış olan Kıbrıs Cumhuriyeti’ni Kıbrıs’ı kendi uhtesi altına almıştı zaten. Olay bitmişti. Siz ne isterseniz yapınız, bu olayın gerçekleşmesi 98 Mart’ında başlamış ve 1 Mart 2002 tarihine kadar da hep bütün süreç tamamlanmıştı. İşte bu çerçeveler üzerinde biz hala daha kendi aramızda kavgalara girmekte ve kavgaları kendi içimizde gerçekleştirmeye çalışmaktayız.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hala daha Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti tezine bağlı kalmamız gerektiği iddia ediliyor. 24 Nisan halkın kararına karşı saygı duymamız gerekiyor, pek tabii ki saygı duyarız. Halk karar verdi, halkın kararını uygulamamız lazım deriz her zaman ama şimdi Kıbrıs, Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti tezine saygı duymak onu kabullenmek ve o sentez üzerinde konuşmak, kiminle konuşmak sorusunu getirmez mi akla. Biz kiminle muhatap olup da Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti’ni oluşturmak için yola çıkacağız. Burda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Meclisi var ve bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının Bütçesini tartışmak için buralardayız. Ve bu çerçevede bir ülkenin, bir devletin en üst makamını Cumhurbaşkanı Makamının Bütçesini tartışırken kendi ülkemizi bir

1607

Page 56: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

başka ülke ile veyahut da bir başka şekle, şekil olarak değiştirmekten bahsediyoruz zama bunu karşısında herhangi bir muhatabımızın olmadığını hep birlikte takip ediyoruz.

Bugün gazetelerde Genel Sekreter Yardımcısının açıklamaları, raporun açıklamaları mevut. Kıbrıs’ta anlaşma zor diyor. Bunu niye söylüyor? Daha bir ay yoktur bu adam çıktı Kıbrıs’a geldi. Kıbrıs’ta hem Rum kesimindeki Cumhurbaşkanı ile hem de siyasilerle görüştü, hem de Türk tarafındaki siyasilerle görüştü. Bu siyasilerle yapmış olduğu görüşmede şunları da dile getirdi ve söyledi Sayın Prendergast ve dedi ki Sayın Papadopulos ile görüşmeyi yaptım, onların taleplerini aldım. Onların taleplerini Sayın Cumhurbaşkanı Talat’a aktarmazdan önce Sayın Talat’ın görüşlerini de aldım. Ondan sonra Sayın Papadopulos’un görüşlerini Sayın Cumhurbaşkanı Talat’a sundum ve tepkilerini de aldım. Bu akşam yine Sayın Papadopulos ile buluşacağım. Sayın Papadopulos’a da Sayın Talat’ın görüşlerini aktaracağım ve onun da tepkilerini alıp raporumu ona göre düzenleyeceğim. Siz Türk tarafı olarak bir müzakere sürecine evet dediniz. Müzakere sürecini kabul ediyorsunuz. Halen daha bir müzakere sürecini kabul ediyorsunuz taraf olarak ve bu müzakere sürecinin devam etmesi üzerinde sizlerin vermiş olduğu görüş bizi memnun eder. Ancak yuvarlak bir şekli daire biçiminde olan bir şekli kareye döndürmek de sizin elinizdedir. Bunun anlamı ne? Bir değişiklik yapılacaksa eğer bu anlaşmada bu değişikliği de yine Kıbrıs Türk’ü yapmalıdır. Rum tarafının herhangi bir değişiklik yapmaya niyeti yoktur. Bu değişikliği sizler yapacaksınız sizler gündeme getireceksiniz. Ve bu değişiklik çerçevesinde bir anlaşmaya varabilecekseniz varacaksınız anlamını ortaya koyarak söylenmiş olan sözlerdir bunlar. Şimdi biz hala daha bir anlaşmanın peşinde koşmaktayız. Bir çözümü arzuluyoruz bu adada. Halkın vermiş olduğu %65’lik oya da saygı duyuyoruz. Ama karşımızdaki muhatabımız nerde diye de soruyoruz. Karşımızdaki muhatap bizden ne isityor? Karşımızdaki muhatabımız bizden 16 Nisan 2004’de imzalamış olduğu Atina Anlaşması’nın 10 Nolu Protokoluna aynen uymamızı isityor. 10 Nolu Protokol neyi getiriyor? Tüm ada Kıbrıs Cumhuriyeti’nindir. Ne Birleşik Kıbrıs’ındır, ne yapılacak olan çözümündür, varılacak olan anlaşmanındır ne de başka bir şeydir. 10 No’lu Protokol tüm adanın Avrupa Birliği müktesebatı adı altında idare edilmesi gerektiği, Kıbrıs Cumhuriyetine bağlı bir toprak parçası olduğunu dile getirir. Ve onun 2’nci paragrafında şunu söyler ve der ki Kıbrıs Cumhuriyeti Hükümetinin kontrol edemediği bölge. Tüm müktesebat geçerli ama kontrol edilemeyen bölge. Bu durumda bizler endişelerimizi ortaya koyduk.

ALPAY AFŞAROĞLU (Lefkoşa) (Yerinden) - Yani bu Kıbrıs Cumhuriyeti Hükümeti 64’te dediğiniz hükümettir.?

HASAN TAÇOY (Devamla) - Efendim?

ALPAY AFŞAROĞLU (Yerinden) (Devamla) - Biraz önce de 64 dediğiniz.

HASAN TAÇOY (Devamla) - 64’te öyle bir hükümetin öyle bir antlaşmanın olmadığını söyledim. Bu ancak ve ancak belli bir kesimlerin yapmış olduğu iddiadır dedim.

ALPAY AFŞAROĞLU (Yerinden) (Devamla) - İkisinde de Kıbrıs Cumhuriyeti hükümeti geçer değil mi?

HASAN TAÇOY (Devamla) - Kıbrıs Cumhuriyeti Hükümeti diye geçer ama yapılan tüm müktesebat çalışmaları Kıbrıs üzerine yapıldı. Alırsanız ve raporları okursanız 98 yılından bu yana raporların içerisinde Kıbrıs Cumhuriyeti diye bir kelime bulamazsınız. Sadece Kıbrıs söylemi bulursunuz. Rum tarafı bunu yaparken gerçekten oturmuş düşünmüş

1608

Page 57: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

ve ona göre gerçekleştirmiş ve son 16 Nisan 2004’deki Protokol de ona göre yazılmıştır ve referandumdan bizlerin kendi içimizde self-determinasyon hakkı kullandığımız tarihten 8 gün önce bu antlaşmaya 10 tane ülke ile birlikte imzalamıştır. İşte o noktada bizim geleceğimizi ve önümüzü tıkamaktadır bu antlaşma. Bizim iddiamız o noktada ve şimdi şu anda Ankara Antlaşması ile gündeme gelen nokta bizi bağlar. Sayın Başbakan yüreğimize su serpti dedi ki; bu bir sanayi antlaşması olacak sadece, sanayi ürünleri için bir antlaşma olacak. Limanlar açılmayacak, öyle olmayacak, böyle olmayacak gibisinden bazı şeyler verildi. Yüreğimize bir nebzecik olsun su serpildi. Ama işin sonucunda günün sonunda eğer bu imza atıldıktan sonra Kıbrıs Cumhuriyetinin Avrupa Birliğine katılmış olduğu muktesebatın ve yapmış olduğu antlaşmaların tümü kabul edilirse biz bunun içerisinde ne bir antlaşma, ne de müzakare, ne de bir çözüm yolunda tek adım dahi atamayız bunu da böylece gerekli olan unsurlar arasına yazmamız gerekir tabii bunların tartışması çok yapıldı, çok da yapılacak. Bunlar belki de bu Meclisin içerisinde oluşturulması gereken ve konuşulması gereken bir komite, ayrı bir komite çalışması da gerektirecek bir ortamdır. Sayın Cumhurbaşkanının ortaya koyacağı görüşler ve Sayın Cumhurbaşkanının bu Meclise Kıbrıs konusunda verilmesi gerekli bilgileri hala daha bizler beklemekteyiz. Gerçekten gelişmeler içten derinden etkilemektedir. Sadece bizi değil bu ülkede yaşayan herkesi şimdi şu andaki gelişmeler etkilemektedir ve bu konuda milletvekillerine verilen herhangi bir bilgi yoktur. Milletvekilleri dışarıya çıktığı zaman sorulan sorulara nasıl yanıt vereceğini dahi kendi düşüncesi çerçevesinde sadece ve sadece ortaya koyabilmektedir. Bunun dışında herhangi bir gündemde bu konuları konuşamadılar ve bakıyorum son günlerde tabii ki bu mülkiyet meselesinde de ortaya çıkan birçok olay var ve devletin yapması gereken bazı işleri de özel sektör devam ettirmektedir ve İngiltere’ de Parliament Brief diye isimlendirilen bir dergide bu derginin içinde bir reklam mı diyeyim, haber mi diyeyim artık bilemem, reklam değil yazı şeklinde çıkmış bir bilgi çıkmış ve orda demektedir ki İngiltere’nin Kuzey Kıbrıs’a vermiş olduğu sözler. Hatırlatma yapıyor ve Jack Straw’a atfen bunu söylüyor. Jack Straw’a dönüp soruyor hani direkt yardım yapacaktınız, hani direkt uçuşlar gerçekleşecekti, hani direkt ticaret gerçekleşecekti diye bir yazı çıkmış. Parlamentonun brifinginde böyle bir yazı çıkmış, böyle bir değerlendirme çıkmış ve Jack Straw’a bu sorular sorulumuş. Jack Straw’un vermiş olduğu yanıtların hemen hemen hepsinde Kıbrıs Cumhuriyeti Hükümetinin o az önce bahsetmiş olduğumuz 10 Nolu Protokol var ya, Atina’da imzalanan o Protokol çerçevesinde izin vermezse eğer bunların hiçbirini gerçekleştiremeyeceğimiz söylenmekte.Şimdi bunları aşabilmek için bizim ne yapmamız lazım? Bu Meclis, Sayın Cumhurbaşkanı, sayın hükümet yetkilileri ve tüm ilgili kişilerle bir araya gelip bunun üzerinde konuşmalı. Çünkü biz burda oturduk ve başka kararlar daha aldık ve dedik ki Türkiye Cumhuriyeti’ne, Kıbrıs Cumhuriyetini sakın ola tanıma. Ve ilk defa oybirliği ile aldık bu kararı. İlk defa oybirliği ile bu Mecliste otuz yılda bir karar alındı Kıbrıs konusunda. O da Kıbrıs Cumhuriyetini tanımaması konusu Türkiye’nin. Bunları gelip bu Mecliste bizlere anlatılması gereklidir. Konuşulması gerekli olan hususlar arasındadır. Olağanüstü bir genel kurulsa, olağanüstü bir genel kurulda Sayın Cumhurbaşkanı gelip burda milletvekillerine izahat vermek konumundadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben bugün sizlerin pek fazla vaktini bu konuda daha fazla almak istemiyorum. Çünkü gerekli olan herşey hemen hemen söylendi. Yalnız şunu belirtmek istiyorum. Cumhurbaşkanlığı Bütçesi 2004 Yılı Bütçesine atfen baktığımız zaman %25 gibi bir artış göstermektedir. 8 trilyon 117 milyar olan 2004 yılı Bütçesi, bu yıl 10 trilyon 235 milyara ulaşmıştır. 2005 yılında 10 trilyon 235 milyar lira olarak belirtilmektedir. Bu bütçenin...

EKONOMİ, MALİYE, BÜTÇE VE PLAN KOMİTESİ BAŞKANI ALPAY AFŞAROĞLU (Yerinden) – 2004’te...

1609

Page 58: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

HASAN TAÇOY (Devamla) – 2004’te. 2004’te 8 trilyon 117 milyar.

ALPAY AFŞAROĞLU (Yerinden) (Devamla) – Nerden buldun?

HASAN TAÇOY (Devamla) – 2004 Yılı Bütçesinde. En arka sayfasında. En altta toplamları vardır, 8 trilyon 117 milyar olarak yazar.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu Bütçenin içerisinde yurt dışı geçici görev yollukları 700 milyar, temsil ve tanıtma giderleri 1 trilyon 900 milyar, hibe yardımlarından gelen yurt dışı temsil ve tanıtma giderleri ise 750 milyar olarak belirtilmekte ve toplam görev yollukları, artı temsil ve tanıtma giderleri 3 trilyon 350 milyar olarak belirtilmektedir. Bu da bu bütçenin üstüne beklenmedik giderler kalemini koyduktan sonra 500 milyar daha koyduktan sonra yaklaşık %40’ını, %38’ini temsil etmektedir. Yani bu bütçenin %38’i Cumhurbaşkanlığının sadece yolluk ve beklenmedik giderler kaleminden oluştuğunu belirtmek isterim. Geçen yıl beklenmedik giderler 439 milyar olarak Cumhurbaşkanlığında gerçekleşmiş, bu yıl ise beklenmedik giderler kalemi iki değişik isimle açılmış. Bir tanesi dernek, kurum ve kuruluşlara yapılacak olan yardımlar, diğeri ise hane halkına yapılan diğer transferler adı altında gerçekleşmiş ve 500 milyar olarak ortaya konmuştur. Akşam yapmış olduğum söylemde ki Sayın Maliye Bakanının konuşmasında yanıt beklerdim buna, siyasi partilere yardım yapıldığını bu beklenmedik giderler kaleminden söylemiştim. Maliye Bakanına yazmış olduğumuz bir soru neticesinde almış olduğumuz yanıtta siyasi partilere yardım yapıldığını beklenmedik giderler kaleminden dile getirmiştim ve siyasi partilere paralar ödendiğini dile getirmiştim. Bu konuda herhangi bir yanıt almadığımı tekrar gündeme getirmek isterim. Artı, bir de yabancılara verilen zarar giderleri var demiştim.

MUSTAFA GÖKMEN (Yerinden) (Devamla) – Çok acelecisiniz. Acele ediyorsunuz.

HASAN TAÇOY (Devamla) – Nere acele ederim?

MUSTAFA GÖKMEN (Yerinden) (Devamla) – Daha dün sordunuz, bugün yanıt istiyorsunuz.

HASAN TAÇOY (Devamla) – Akşam yanıtı verildi bu söylediğimin Mustafa Bey.Yabancılara verilen beklenmedik giderler kaleminin hasıl olan zararın herkese eşdeğer olduğu gözlemlenmektedir o bütçenin içerisinde, yabancılara ödenen paranın hepsinin de eşit olduğu gözlemlenmektedir 552 milyon. Bir felaket olduğu ve verilen hasar hep eşit olduğu, 552 milyon liralık hasar oldu herkese? Yani orda bir tuhaflık hissetmemden dolayı söyledim. Bunu sırf içimde kalmasın çünkü gerçekten rahatsız oldum o konuda, ondan dolayı tekrardan söyleme ihtiyacı hissettim ama beklenmedik giderler kaleminin de gerekli yerlere tabii şimdi şu andaki ismi beklenmedik giderler kalemi değil kar amacı gütmeyen kuruluşlara yapılan transferler ve hane halkına yapılan transferler adı altındaki paraların veyahutta harcamaların amacına uygun bir şekilde dağıtılması gerekliliği iddia ediyorum. Saygılar sunar, teşekkür ederim.

BAŞKAN - Buyurun Hasan Bey.

HASAN BOZER – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sabahtan beridir Cumhurbaşkanlığının Bütçesini görüşüyoruz, ben de bu konuda Komite üyesi olarak da şahsi fikirlerimi ve sizleri sıkmadan özet bir şekilde aktarmak istiyorum. Komite aşamasında da

1610

Page 59: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

yaptığımız buydu, Cumhurbaşkanlığı bizim Cumhuriyetimizin başıdır ve orda oturan kişi bizim için ülkemizin en saygın makamının, en saygın kişisidir ve biz bu konuda vatandaş olarak, milletvekili olarak o makamın saygınlığının gereği olarak her türlü hoşgörüyü ve saygı gösteriminde kusurumuz olmayacağını belirtmek isterim. Orası ülkemizin, devletimizin en kutsal ve en yüce yeridir. Yalnız bütün bunları söyledikten sonra birkaç noktaya temas etmek istiyorum. Bundan önce Cumhurbaşkanlığı ve diğer bazı makamlarda örtülü adı altında ödenekler mevcuttu ve bunlar çok şiddetli bir şekilde eleştiriliyordu. Yan gelinen çağda artık örtülü ödenek olmaması gerektiği konusunda, ben o dönemler siyasi değildim ama burada yapılan görüşmeleri gayet sıkı bir şekilde takip eder ve ilgi duyardık ve bunlar hep bizim kulaklarımıza çınlamış şeylerdi. Şimdi burada ben size bir iki cümle okumak istiyorum. Bu okuyacağım cümleler TC Lefkoşa Büyükelçisinin bir bülteninden alınmıştır bütçe ile ilgili bir bülteni yayınlandı, ordaki cümlelerdendir. “Lefkoşa kaynaklı projelerden Cumhurbaşkanlığı tanıtma ve enformasyon hizmetlerine katkı projesinde yer alan ödenek aylık miktarlar halinde Cumhurbaşkanlığına aktarılacak ve KKTC’nin yüksek menfaatleri, siyasi, sosyal ve kültürel amaçlar ve hizmetlerden Cumhurbaşkanınca takdir edilecek alanlarda kullanılacaktır.” Bir kısa cümle daha okuyayım müsadenizle. Bu miktar Lefkoşa kaynaklı TC yardımlarından Cumhurbaşkanlığı Bütçesine aktarılan miktar 900 bin Yeni Türk Lirasıdır.Burdaki cümle şöyle: Cumhurbaşkanlığı tanıtma ve enformasyon hizmetlerine katkı projesi diyor, Sayın Cumhurbaşkanının takdirlerine göre karşılanacaktır. Tabii bu diğer bir deyimle, yani bundan önceki söylem şekilleri ile bir örtülü ödenektir. Buna şiddetle karşı çıkıldığı için, şu dönemde de karşı çıkılan bir bütçe kullanım şeklinin şu anda bütçemizde de mevcut olduğunu ifade etmek adına size bunları dile getirdim.

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) – Bizim Bütçemizde var mı Hasan Bey bunlar?

HASAN BOZER (Devamla) – Var. Tanıtım şeyinde var.

Bir diğer temas etmek istediğim konu Cumhurbaşkanlığı Bütçesi görüşülürken, benden önce Demokrat Parti Grubu adına konuşma yapan değerli dostum Mustafa Gökmen Bey çok kibar bir şekilde Ulusal Birlik Partisi Grubuna ince bir sitemi olmuştur, emekli Cumhurbaşkanımızın ödenekleri ile ilgili bizim komitede yaptığımız konuşma ile ilgili olarak. Ben yine o konuda birkaç cümle söylemek istiyorum. Bizim emekli Cumhurbaşkanına kesinlikle şahsi veya partisel bir tavrımız yoktur. Bizim burda ifade etmeye çalıştığımız, belki kendimizi iyi ifade edemedik, yapılacak olan yardımların belli bir prensibe ve yasaya ve hakkaniyete dayalı olmasıdır. Şimdi Cumhurbaşkanımız emekli oldu, büyük hizmetleri geçmiştir. Tabii her insan gibi hatası da olmuştur. Ama bu davada bir ömür harcamıştır. Bizim ona saygımız sonsuzdur. Emeklilik döneminde de birtakım katkıların konmasını ilke olarak doğal karşılıyoruz. Yalnız yapılış şeklinin yanlış olduğunu belirtmek istiyoruz. Yapılış şekli nedir? 10 tane personel verildi, 2 tane araç verildi, ayda 2 milyar TL’lik ödenek verildi. Tabii bu Bakanlar Kurulu kararı ile...

MALİYE BAKANI AHMET UZUN (Yerinden) – 10 personel nerde verildi?

HASAN BOZER (Devamla) – Dağıttığınız şeyde öyle okudum ben yanlış hatırlamıyorsam. Ne kadardır Sayın Bakanımız?

AHMET UZUN (Yerinden) (Devamla) – Personeli bilmem ben. Belki bir kişi, iki kişi görevlendirme olabilir ama Bakanlar Kurulu Kararı öyle değildir.

1611

Page 60: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

HASAN BOZER (Devamla) – Ama...

FERDİ SABİT SOYER (Yerinden) (Devamla) – Ben izah edeceğim.

HASAN BOZER (Devamla) – Neyse, orda rakamsal şeyimiz olabilir. Bize orda verilen, eğer ben yanlış hatırlamıyorsam 10 personel, 2 araç, ayda 2 milyar da para.

ALPAY AFŞAROĞLU (Yerinden) (Devamla) – Komitede 10 personel denmedi Hasan Bey.

HASAN BOZER (Devamla) – Ben orda sayıyı yanlış hatırlamış olabilirim. Bizim burda rakamlar üstünde de değil sorunumuz. Yalnız biz burda, orda bir bina tutulacaksa, devlet personeli olacaksa, bir veya iki, üç, neyse rakamı, memur alınacaksa bunların bir teşkilat yasası ile şekillenmesi gerekir, bir. Daha da mühimi, şimdi Cumhurbaşkanına bunları verdik de tartışmamız gereken ve aslolan nokta şudur. Bizim ülkemizde emekli Başbakanlar da var. Bizim ülkemizde emekli Cumhurbaşkanları da var ve bilfiil yaşamda görüyoruz ki bunların yaşamlarında bazı zorlukları var.

AHMET UZUN (Yerinden) (Devamla) – Emekli Cumhurbaşkanı kimdir?

HASAN BOZER (Devamla) – Yanlış söyledim. Meclis Başkanı diyecektim. Emekli Meclis Başkanlarımız var, emekli Başbakanlarımız var, Başbakanların eşleri var, yalnız yaşayan var. İcabında bir törene, bir davete bile gitmekte zorlandıklarını ben şahsen biliyorum. Ha, eğer emekli olan ve devlete yüce makamlarda hizmet etmiş insanlara devlet katkı yapacaksa ki yapması gerektiğini de burdan söylüyoruz. Burda samimiyiz. Bunun bir ilkesi çizilir. Denir ki Cumhurbaşkanlarına bu kadar personel verilir, bu kadar yardım verilir. Başbakana veya emekli Meclis Başkanına da bu verilir veya verilmez. Ama bu bir sisteme bağlanır ve değişen hükümetler, değişen yönetimlerle de değişmemiş olur. Bir ilkesi olur. Benim burda vurgulamak istediğim işin ilkesidir. Şimdi böyle verilir, yarın yönetim değişir, ya çoğalır, ya azalabilir. İlkesidir benim itiraz etmek istediğim. Prensibini koyalım. Cumhurbaşkanına bu verilir, Başbakana bu verilir veya verilmez, Meclis Başkanı emekli olduysa bu verilir veya verilmez. Yani benim vurgulamak istediğim konu budur. Yoksa biz Birinci Cumhurbaşkanımıza niye personel verdiniz noktasında değiliz. Burda bir yanlış anlama vardır.

SALİH MİROĞLU (Yerinden) (Devamla) – Kurallar şeyini öneriyorsunuz.

HASAN BOZER (Devamla) – Kuralını koyalım. Herkese şamil olsun. Bundan sonrasi için de şamil olsun. Bu prensip, rahatsızlık da yaratmasın. Benim demek istediğim odur.

İkincisi; Cumhurbaşkanlığı bizim en yüce makamımızdır. Cumhurbaşkanlarımızın söyledikleri, bugün de iz bırakır, yarına da iz bırakır, gelecek yıllara da iz bırakır. Hatta ve hatta tarihte de iz bırakır.Yani bir cumhurbaşkanının söylediği bizim, sizin veyahutta diğer insanların söylediği derecede değil, en top insandır, yerine göre tarihte dahi iz bırakır. Dolayısıyla Cumhurbaşkanımızın söylemlerine çok dikkat etmeleri gerekir. Ben burada kendi adıma 1-2 nokta üzerinde sitemim olacaktır, bu da benim şahsi fikrimdir. Yani mesela ki tabii şu anda bu söylem Cumhurbaşkanı olmazdan önceki söylemiydi, yani Türk tarafının işte yıllar içerisinde Kıbrıs konusunda anlaşmaz olarak gösterilmesi çok bana göre yanliş bir şeydi, bunun yapılmaması gerekirdi çünkü bu bizim davamıza ve savunduğumuz mücadelesini verdiğimiz davamızda inanıyorum ki bize bir ölçüde zarar vermiştir, bunların

1612

Page 61: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

yapılmaması gerekirdi. Bir de yeni bir söylem yani esas buna atıfa bulunmak üzere ona da girdim. Mesele geçen hafta Sayın Cumhurbaşkanımız bir söylemi; işte biz kaybedilmiş bir davayı kazanmaya çalışıyoruz, ben kendi adıma burada diyorum ki Cumhurbaşkanlarımızın bu söylemlere hakkı yoktur, bunları siyasi parti, siyasi parti mensupları belki söyleyebilir ama Cumhurbaşkanlarımızın hele hepimizin olan ve bir ömürdür uğrunda mücadele ettiğimiz yani Kıbrıs meselesi davası konusunda böyle radikal bir söylemi yapmamasını dilerdim. Bu benim görüşümdür, bunun yanlış olduğunu düşünüyorum ve Cumhurbaşkanımızın bu tür davaya zarar verebilecek şeylerin konuşmaları yapmamasını temenni ederim çünkü kaybedilmiş dava diyoruz ama daha dün gibi kısa geçmişte biz Annan Planı tartışmalarında iki eşit taraf olarak masaya oturduk, tartışsak dahi ne kadar beyan edebiliriz orda serbestiz ama iki devlet temelinde orda oturduk, öngörülen antlaşma iki devlet temeliydi. İki eşit taraf olarak masaya oturduk, ya bu dava kaybedilmişti ya bu dava... Annan Planı görüşmelerinde biz eşit iki taraftık. Yani...

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) - Rum tarafı Avrupa Birliğine yalnız başına girdi, kaybedilen dava odur işte kastedilen.

HASAN BOZER (Devamla) - Şimdi biz bunları tartışalım siyasi partiler de ben Cumhurbaşkanımız için...

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) - Siz yoktunuz tabii ama Sayın Miroğlu ordaydı.

HASAN BOZER (Devamla) - Tamam ben Cumhurbaşkanımız için çünkü Cumhurbaşkanının söyledikleri bizim söyledilerimizden çok daha ehemiyetlidir, önemlidir, iz bırakır. Yani bu tur söylemlerin bize yarar getirmediği, keşke söylememiş olsaydı diye düşünüyorum. Kısa konuşacağımı belirttim hepinize teşekkür ederim saygılar sunarım.

BAŞKAN - Teşekkür ederim. Buyurun Sayın Başbakan.

BAŞBAKAN FERDİ SABİT SOYER – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; saatimi de çıkarıp önüme koyuyorum ve 12 dakika konuşacağım fazla konuşma yapmayacağım.

SALİH MİROĞLU (Yerinden) (Devamla) - Kravatın de çok güzel, her gün bir tane takıyorsun.

FERDİ SABİT SOYER (Devamla) - Teşekkür ederim kravatıma yaptığınız iltifattan dolayı.

Sayın Başkan, değerli milletvekiller; Cumhurbaşkanlığı Bütçesi konuşulurken ben konuştuktan sonra Sayın Tahsin Ertuğruloğlu, Hasan Taçoy ve Hasan Bey söz aldı.Dolayısıyla kısaca bir cevap vermem gerekiyor söylenenler. Öncelikle şunu söylemektedir Sayın Tahsin Ertuğruloğlu’nu sabırla dinledim Dışişleri Bütçesinde herhalde daha geniş tartışacağız. Ancak belirtmek istediğim bir nokta var açıklıkla bunu belirtmek istiyorum. Ben KKTC Başbakanıyım, Sayın Talat da KKTC Cumhurbaşkanıdır, amacımız bu halkı bu devleti en güzel bir şekilde geliştirilmesine ve halkımızın ihtiyaçlarına cevap veren politikaları olgunlaştırmaktır. Biz ülkemizi, insanımızı ve devleti daha güzele taşımak için bu görevlerdeyiz. Yoksa devlete sırt dönmek gibi bir olgu ile yapılan tanımlama buradan son derece yadırgadıcı.

1613

Page 62: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

İkincisi; getirilen görüşlerde diyor ki seneler boyunca bizi jurnal ettiniz. Getirilen eleştirilere. Biraz evvel Hasan Bey de bu noktada böyle bir benzetme yaptı.

HASAN BOZER (Girne) (Yerinden) – Öyle keskin konuşmadım.

FERDİ SABİT SOYER (Devamla) – Öyle keskin değil, siz daha tatlı söylediniz bu şekilde. Ancak ben şunu söylüyorum. Çok ilginç bir şekilde Sayın Tahsin Ertuğruloğlu da gerek Başbakan olarak bana, gerekse Cumhurbaşkanı olarak Sayın Talat’a dış ülkelerin ve büyük güçlerin talimatları ile hareket eden insanlar tanımlaması yaptı. Eğer dün bizim eleştirilerimiz jurnalse, bu jurnalin dik alasıdır. Biz halkımızın talimatları ile hareket ediyoruz. Kendi insanımızın talimatları ile hareket ediyoruz ve öngördüğümüz nokta da bu ülkede siyasal eşitliğe dayalı bir çözümdür.

Bir diğer nokta ise şudur; Sürekli bir kısım yakıştırmalar yaptı. Üzüldüm ama. Sayın Tahsin Ertuğruloğlu da yok burda şu anda. Dedi ki ben Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin raporunun Güvenlik Konseyinden onaylanmasını istemiyorum dedi birey olarak. Hasan Bey de kürsüdeydi o an ve dedi ki uh, bu da yeni çıktı dedi kürsüden, oturduğu yerden. O uh dedi yani çıktı, ben de içimden hayret ettim. Kıbrıs Türk Halkı olarak biz ve Türkiye, topyekün Birleşmiş Milletlerde bloke edilen bu raporun bir an evvel onaylanması için gayret sarf ediyoruz ve buna büyük ölçüde karşı çıkan Papadopulos’tur ve geçen gün Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Amerika’ya yaptığı ziyarette Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri bu noktada bu rapor yeniden ele alınması için çalışacağım dediği anda Sayın Eroğlu da söylüyor, hiç tenkit etmiyorsunuz diyor siz Hristofyas’ı. Sayın Hristofyas büyük bir öfkeye düştü, sert bir açıklama yaptı. Arkasından da AKEL Politbürosu çağrı yaptı Annan’a bu raporu sakın ele alma diye ve biz birey olarak da, parti olarak da, hükümet olarak da bu görüşe karşı çıktık ve eleştirdik. Şimdi bir taraftan Türkiye, bir taraftan biz bu raporun Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde ele alınmasını istiyor, bir taraftan Papadopulos, Hristofyas ve diğer çevreler bu rapor zinhar Güvenlik Konseyine gelmemelidir diyor. Öbür taraftan Rusya’nın veto pozisyonunu devam ettirmek için her türlü çabayı yapıyor ama bizi dış dünyadan talimat almakla suçlayan Sayın Tahsin Ertuğruloğlu da diyor ki ben de istemem bu rapor alınsın. Ben Milletvekili Tahsin arkadaşımı, bize yaptığı yakıştırma gibi yakıştırmalarla tanımlamak istemem. Görüşüdür. Ancak bu görüş ne kadar doğrudur, bunu bu Meclisin ve halkın vicdanına bırakıyorum.

Kopenhag konusunda çok hassas Ulusal Birlik Partili arkadaşlar. Ama ben bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Peki, madem Sayın Tahsin Ertuğruloğlu söylediği noktalarda, imzalama ya da imzalamama noktasında Kopenhag’ta kendine sorulan ve sunulan noktayı burada izah etmeye çalıştı, peki soruyorum ben ondan sonra Kopenhag Zirvesi bittikten sonra ve bu zirve sonuçlanıp karar alındıktan sonra, bu karara ilave edilen bir ek paragrafla Kıbrıs görüşmeleri 28 Şubat’a kadar Annan Planını zemin olarak kabul edip başlarsa, yeniden referandum noktası gündeme gelip Kıbrıs birleşik olarak Avrupa Birliğine alınacaktır kararını Avrupa Birliği Zirvesi Kıbrıs’ı üye olarak alıp yazdıktan sonra Sayın Tahsin Ertuğruloğlu’nun Dışişleri Bakanı bulunduğu Hükümet, Ocak ayında niye Annan Planını bu kez zemin kabul ederek görüşmeye oturdu ve Lahey’e gitti? Soruyorum ben. Kopenhag’a kadar Annan Planı zemin değildir. Şimdi gene aynı tutumunu burda söyledi. Görüşülsün ama zemin olamaz demiştir. Savunduğu buydu. Ama Kopenhag’a gidildi bu tezle ve bu şans kaybedildi resmen. Kopenhag’tan sonra da Ocak ayında Annan Planı görüşme zemini olarak kabul edildi ve Lahey’e kadar görüşme zemini oldu. Dolayısıyla bu noktadaki pozisyonu anlatmamız lazımdır, izah etmemiz lazımdır. Buna bağlı olarak pozisyonu şekillendirmemiz gerekir.

1614

Page 63: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; UBP Genel Başkanı Sayın Eroğlu partisinin 1977 Doruk Anlaşmalarına bağlı olduğunu söylemişti bu Meclis kürsüsünden. Ben de bunu duyduğuma çok sevindim demiştim. Şimdi...

DERVİŞ EROĞLU (Gazi Mağusa) (Yerinden) – Evet dedik yani o anlaşmada evet dedik.

FERDİ SABİT SOYER (Devamla) – Evet, yani ve buna da bağlı olduğunuzu söylediniz. Dolayısıyla şimdi gerek Sayın Taçoy’un, gerekse diğer konuşmacıların bu 77’nin bu öngördüğü bir çözümü şimdi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden vazgeçme olarak yine tanımlamalarını da doğrusu yadırgadım.

SALİH MİROĞLU (Girne) (Yerinden) – Öyle demedi.

FERDİ SABİT SOYER (Devamla) – Bu bakımdan ben Sayın Tahsin Ertuğruloğlu Beyini son derece iyi dinledim. Bunu açık bir şekilde ifade etti. Bu bakımdan da bunun altını çizmek istedim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; son olarak da şunu söylemek isterim, mal-mülk meselesi üstünde çok duruldu. Sayın Eroğlu geçen gün olmadığı için kendisine söylemedim. Biraz evvel Sayın Tahsin Ertuğruloğlu da aynı sözü söyledi. Ben size şunu söylüyorum, geçen yıl Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Güvenlik Konseyine bir rapor verdi. Ve bu verdiği raporda açıkça vurguladığı bir kural vardır. Mal-mülk meselesi bütünlüklü çözümün içinde ele alınacaktır. Kıbrıs Rum tarafının davalar yoluyla girişime başlamasına gerek Cumhurbaşkanının; gerekse Hükümetin hem hukuk yolunda, hem siyaseten verdiği cevap, bu sonucu çıkardı. Yani bizim savunduğum tez dünyanın yeniden üstünde hassasiyetle durduğu ve Papadopulos’un önüne çıkarttığı büyük bir engel oldu. Bu büyük bir başarıdır. Bunu biz başarıdır diye övünmedik diye, bunu yok farzetmeye de doğrusu insanın yüreği dayanmaz. Cumhurbaşkanlığı ve Hükümetin bu hukuk davalarını karşılama metodu ve bu hukuk davalarını top gibi getirip Papadopulos yönetiminin Kıbrıs Türk halkını köşeye sıkıştırma tavrına geliştirilen topyekün siyasi tavır sonuçta çok yakın zamanda Güvenlik Konseyinde bu karşılığı buldu. Mal mülk meselesi, Kıbrıs Sorununun bütünlüklü çözümü içinde alınacak. Ki bunu Genel Sekreter rapor olarak Güvenlik Konseyine sundu ve Güvenlik Konseyi de bunu benimsedi. İşte bu, bu anlamda Cumhurbaşkanlığının ve Hükümetin bu konuda ne kadar doğru ve ileriyi gören bir siyaset geliştirdiğini gösteren temel bir başka örnektir, argümandır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Tahsin Ertuğruloğlu’nun bir söylemine katılıyorum. Kıbrıs Sorunu ve ulusal davalar parti çıkarlarının ötesinde telaki edilecek davalardır ve bunun için muhakkak konsensus gerekir. Ama konsensus sağlayabilmek için de açık yürekli tartışmalar gerekir. İçten tartışmalar gerekir. Ben hazırım Sayın Tahsin Ertuğruloğlu ile, sabahtan akşama kadar meseleyi görüşmeye, tartışmaya ve üstünde uzlaşabilecek noktalar varsa, bunu yakalamaya katılırım. Ama bizi talimatçı diye tanımlayan bir yaklaşımla değil. Ve üstelik kendi içinde bulunduğu hükümetlerin görüşme sürecine 77 ve 79 Doruk Anlaşmaları ve ilgili Birleşmiş Milletler Kararlarını kabul ederek başlatıp sağladığı noktayı reddederek ve kendisinin bu süreçlerde neden bu görüşmelere buna rağmen katıldığı unsurlarını halka izah etmeden yapılacak bir tartışmayla bu olamaz. Biz bireysel hakları kabul etmiyoruz. Bunu hâlâ daha burdan söylemenin ne hikmeti var bunu anlayamadım. Biz eşitlik istiyoruz. Elbette toplumsal hakkımız. İnandığımız davaya sonuna kadar bağlı olduğumuz için, bu dava da Kıbrıs Türk Halkının eşitliği davasıdır. Kıbrıs Rum Toplumu kadar bu topraklarda hak sahibi olma davasıdır. Ve bu davaya sonuna kadar bağlı olduğumuz için bu

1615

Page 64: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

siyasi mücadeleyi sürdürüyoruz. Ve birleşik Kıbrıs noktası devletten vazgeçmek değildir. Kıbrıs Türk Devleti ve Kıbrıs Rum Devletinin siyasi eşitliğinde ve eşit yetkisinde şekillenecek bir noktadır. Bundan vazgeçmek değildir. Türkiye’nin garantörlüğünden de vazgeçmek değildir. Onun için unutmaması gerekir ki 1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilan edilirken, Kuruluş Bildirgesinde bu Cumhuriyeti iki bölgeli bir federasyona ulaşmak için ilan ettik.Kuruluş bildirgemiz bunu yazar. Onun için federal bir çözümü ve bunun gereklerini dile getirmek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine karışıklık olarak yorumlanamaz, ele alınamaz. Bu da gerçeğin bizatihi kendisidir ve eğer Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kuruluş bildirgesi iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyona ulaşmak için ilan edildi noktasını ifade ediyorsa bunu bugün burada bu şekliyle ifade etmek de doğrusu büyük haksızlıktır kanısındayım. Çünkü her bir federasyon merkeze verilecek delege edilecek yetkileri ve ortak yetkileri siyasal eşitlik temelinde paylaşmayı öngören bir idari ve siyasi sistemdir, bir devlet sistemidir ve bunu Meclisimiz böyle zikrettiğine göre ve bu noktada bütün davaları sürdürdüğümüze göre bugün Annan Planına dayalı bir çözümü ele alacak yaklaşımı bu şekilde tanımlamak doğrusu yadırgatıcıdır, bunun da altını çizmek istedim, vurgulamak istedim. Elbette bütün diyaloglara, eleştirilere, görüşlere açığız. Ama Kıbrıs Türk Halkının eşitliği ve Kıbrıs Rumları kadar hak sahibi olma iddiası ve sürecinden asla geri çekilmeden bir çözüme ulaşma gayretimizi de kimse yadsıyamaz. Sayın Tahsin Ertuğruloğlu bunları izah ederken bize burada aynı zamanda 1999’da Türkiye’nin Helsinki Kararını kabul etmesiyle meydana gelen değişimi ve Türkiye’nin Kıbrıs’ı ister çözüm olsun, ister üye olmasın, üye olma noktasındaki benimseme prensibinin Kıbrıs Sorunununa getirdiği yeni içeriğin ne olduğunu da ve buna uygun neden siyaset geliştirilmediğini de izah etmesi gerekiyordu. Bunları dinlemedim. Bunlara yanıt vermek istedim.

Son olarak da şunu söyleyim. Hasan Bey Birinci Cumhurbaşkanına dönük olarak yapılan hükümetin bu noktadaki desteği için bir kısım görüşler ve eleştiriler getirdi, sürekli bu konuda delegasyonlar yapıldı. Bunu Bakanlar Kurulu Kararı ile aldık. Öyle 10 kişi değil. 1 şoför, işte koruma ve orda bir kısım hizmetleri gerektirecek bir düzenleme yaptık. Bunu aynı şekilde başka başbakanlar için de yaptık ve bu noktada bu doğrudur. Bunun bir yasaya kavuşturulması noktasında ben tutuğum, bunu açık bir şekilde söylemek istiyorum. Çünkü bu Yasanın kapsamını nereye doğru götüreceğiniz belli değildir. Sonuç itibarıyla Başbakanlar ve Yüksek Mahkeme Başkanları niye yok? Aynı zamanda o yok demeden Başsavcılar yok noktası gündeme gelebilir. Bu, bu devletin sınırlı imkânları ile göğüsleyemeyeceğimiz bir genişlik yaratabilir. Dolayısıyla bu gerçeği de dikkate alarak bunun ihtiyaçlara göre cevap verme noktasındaki pozisyonunu dikkate alıp elimizden geleni yapmaya çalışacağız. Dolayısıyla gerek Sayın Denktaş’ın, gerekse diğer Başbakanların şahsında yapılan bu tür spekülasyonlara da gerek olmadığının altını çizmek istedim. Dinlediğiniz için teşekkür ederim.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri; Cumhurbaşkanlığı Bütçesi üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır. Şimdi bu Bütçeyi oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler?... Kabul etmeyenler?... Oyçokluğuyla kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri; şimdi de Kurumsal 02: Cumhuriyet Meclisi Bütçesinin görüşülmesine geçiyoruz. Ödenekleri okuyunuz lütfen.

1616

Page 65: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

KÂTİP –

Kurumsal I’inci Düzey. 02: Cumhuriyet Meclisi Bütçesi. II’nci Düzey, 01: Yönetim Hizmetleri. 01 Personel Giderleri; 7 Milyon 447 Bin 310. 02 Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Prim Giderleri; 68 Bin 361. 03 Mal ve Hizmet Alımları Giderleri; 1 Milyon 942 Bin 129. 05 Cari Transferler; 19 Bin 500. 06 Sermaye Giderleri; 150 Bin. 07 Sermaye Transferleri; Yok. 08 Borç Verme; Yok. II’nci Düzey Toplamı; 9 Milyon 627 Bin 300. Kurumsal Toplamı; 9 Milyon 627 Bin 300.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri; Cumhuriyet Meclisi Bütçesi üzerinde konuşmak isteyen var mı? Buyurun Sayın Turgay Bey.

TURGAY AVCI (Gazi Mağusa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Oylama bittiğine göre evet, yoğun bir bütçe maratonu devam ediyor. Ben Meclis Bütçesinde Komitede de katılıp bazı düşüncelerde ve bazı görüşlerimi ifade etmiştim. O görüşleri burada da paylaşmak istedim. Esasında Meclis dediğimiz halkın seçtiği milletvekillerimizin oluşturduğu bir kurum. Ülkede bütün sorunların çözüm noktası olan Hükümetten gelecek olan önerilerin tartışıldığı, görüşüldüğü, yeni yasaların yapıldığı bir yer. O bakımdan Meclis Bütçesine rakamsal olarak girecek değilim ben. Ancak Meclisin bir devletteki yerini önemini hepimiz biliyoruz. Meclisi oluşturan milletvekillerinin, biraz önceki konuşmacı arkadaşlar da değindi. Tabii ki eleştiriler olacaktır. Ancak milletvekilliğine uygun uslüplar içerisinde olmalıdır. Çünkü halkının temsilcileriyiz. Çünkü halk bizi buraya onları temsil etmek için, sorunlarını tartışmak için ve sorunlarını çözmek için gönderiyor. Ancak Meclisin bugünkü yapısında muhalefet, iktidar partileri devamlı çatışan, şu andaki iktidar partilerinin bazen iktidarda olduklarını unutup, muhalefet gibi çıkışları dahi görülebiliyor. Esasen bu çatı altında bir bütünlük içerisinde, halkın sorunlarını çözücü çalışmalar yürütülmelidir. Ve bu çalışmaların süratle dünya standartlarına uyumlu olması dikkate alınmalıdır. Bir baktığımız zaman Mecliste son bir buçuk yıldır, ikinci dönemimi yaşıyorum, Meclis sadece iki kez bir araya gelip iki konu üzerinde hemfikir oldu. Bunlardan bir tanesi geçen yıl aldığımız bir karar vardı, Türkiye Cumhuriyeti’nin “Kıbrıs Cumhuriyeti”ni tanımaması konusunda ve bütün bunlar burda hemfikir, çok süratli bir çalışma sonucunda çok güçlü bir ses getirdi.

İkinci bir araya geldiğimiz konu, yine geçen yıl üniversiteler krizinden dolayı YÖK’ün aldığı bir karardan dolayı olağanüstü toplandık. Ve bir komite oluşturuldu, yoğun çabalar sonucu Kıbrıs Türk Halkını rahatlatacak sonuçlar çıktı.Şuraya gelmek istiyorum; Ad Hoc Komitesi. Demek ki Meclis bir araya geldiği zaman, partiler bir masaya oturduğu zaman büyük bir güç, güçlü bir ses çıkabiliyor ve bunu da ...

BAŞBAKAN FERDİ SABİT SOYER (Yerinden) – Kaç tane oybirliği ile yasa çıktı?

MUSTAFA GÖKMEN (İskele) (Yerinden) - Yani sıkışınca bir araya geliyoruz.

TURGAY AVCI (Devamla) – Oybirliği ile kaç yasa mı çıktı?

SALİH MİROĞLU (Girne) (Yerinden) – Çok.

FERDİ SABİT SOYER (Yerinden) (Devamla) – E, tamam, demek ki ...

TURGAY AVCI (Devamla) – Halkın çıkarları için. Şimdi şuraya gelmeye çalışıyorum Sayın Başbakan. İç yasalardan bahsetmiyorum. Tabii ki halkın çıkarlarına uygun

1617

Page 66: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

olan yasalara oy verdik. Siz birçok kez bunu eleştirdiniz de muhalefet muhalefet. Muhalefet değil. Halkın çıkarlarına olan yasalara evet verdik. Yani Ulusal Birlik Partisinin, diğer partilerin...

KADRİ FELLAHOĞLU (Lefkoşa) (Yerinden) – Sadece bu dönem değil böyle, her dönem bu böyle olur.

TURGAY AVCI (Devamla) – Ben bu dönem denen eleştirilere cevap veriyorum. Muhalefet yapıyorsunuz, demek ki muhalefet de doğru konularda tezlerimizi ortaya koyacağız.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SONAY ADEM (Yerinden) – Muhalefet yoktur karşınızda nasıl.

TURGAY AVCI (Devamla) – Evet, yani bunları bile kabul edemiyorsunuz Sayın Bakanım.

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) - Allah Allah.

TURGAY AVCI (Devamla) – Sayın Bakan, bak biraz önce...

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) – Beceremiyorsunuz, bizim şikâyetimiz odur. Yoksa başka birşey değil.

TURGAY AVCI (Devamla) – Sayın Bakanım, esas sizdeki sorun şudur: Siz, hiç iktidar olacağınızı düşünmemiştiniz, çünkü...

ALİ SEYLANİ (Lefkoşa) (Yerinden) – Siz de hiç muhalefet olacağınızı.

TURGAY AVCI (Devamla) – Olabilir, doğrudur. Çünkü geçmiş tutanakları okuyorum şimdi, bir bakıyorum ki sizlerin bütün konuşmalarında bugün öneri yaptığınız tamam mı, konulara geçmişte hep ret verdiniz, onun için onlara girmeyelim, zamanı geldikce girebiliriz.

Biraz önce Cumhurbaşkanının örtülü ödenekleri konusu vardı. Çok iyi hatırlıyorum geçen yıl bu Kürsüden şu andaki hükümetteki arkadaşlardan, tutanaklarda vardır. Gelsin bakalım Cumhurbaşkanının Bütçesi, nasıl onları kapatacağız, yok edeceğiz denmişti. Yani insan bu Kürsüye çıktı mı çok dikkatli konuşmalı demek ki, çünkü tekerlek dönüyor, siz bu konuda herhalde iktidar olacağınızı düşünmemiştiniz, onun için geçmişte bu tür konuşmalar yapmıştınız.

MUSTAFA YEKTAOĞLU (Lefkoşa) (Yerinden) – Rüya gördün gene akşam.

TURGAY AVCI (Devamla) – Evet, Meclisin bir çatı altında güçlü bir ses getirmesi gerekiyor özellikle dış politikada. Birçok konuşmacı bunu dile getirdi. Demokrat Partiden çıkan Mustafa Arkadaşım da dile getirdi, bizim milletvekili arkadaşlarımız da dile getirmiştir. Maalesef Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Meclisi, partileri bu noktaya gelemedi. Ulusal Birlik Partisi Referandumdan beridir gelin birlikte masaya oturalım, bir uzlaşı içerisine girelim. Adı ulusal uzlaşı mı olur, ulusal uzlaşı platformu mu olur, bunlar önemli değildir ismi. Önemli olan...

1618

Page 67: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) – İlle ulusal olacağız yani, çünkü dominant zanneder kendini. Kardeşim, seni bu halk tokatladı.

TURGAY AVCI (Devamla) – Siyasi Uzlaşı Platformu olabilir Sayın Bakanım, isimlere takılmayın.

DERVİŞ EROĞLU (Gazi Mağusa) (Yerinden) – Sen 30 sene tokat yedin.

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) – Ne ulusal uzlaşı? Al yahu gazeteni de oku.

TURGAY AVCI (Devamla) – Şimdi 5 politikada...

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) – Oku göresin nasıl Uzlaşı Kurulu olur.

TURGAY AVCI (Devamla) – İşte iktidara alışamadınız Sayın Bakan.

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) – Olur, olur.

TURGAY AVCI (Devamla) – Dinleyeceksiniz.

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) – Neyi dinleyeceğiz?

DERVİŞ EROĞLU (Yerinden) (Devamla) – Dinleyecen.

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) – Ben faşizmin sesini okurum her gün anladın? Neyi dinleyeceğim?

TURGAY AVCI (Devamla) – Evet, gazeteleri de okuyacaksınız, değişik görüşlere de tahammül edeceksiniz.

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) – Okurum işte.

TURGAY AVCI (Devamla) – Buna alışacaksınız tamam mı.

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) – Faşist parti ile ben nasıl yan yana gelebilirim onu izah et bana bilelim.

DERVİŞ EROĞLU (Yerinden) (Devamla) – Sen faşizmin kucağındasın şimdi.

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) – Ha, faşizmin kucağındaymışım.

TURGAY AVCI (Devamla) – Faşist parti nitelenmeniz...

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) – Sen ne söylediğinin farkında bile değilsin Sayın Eroğlu.

TURGAY AVCI (Devamla) – Sayın Bakan, izin verecekseniz devam edeceğiz.

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) – E, buyurun, buyurun ama oportinisce davranmayın lütfen.

1619

Page 68: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

TURGAY AVCI (Devamla) – Sayın Bakanım, bakın, halk hepimizi izliyor. Sizi de izliyor, bizi de izliyor tamam mı. Herkesi izliyor.

ALİ SEYLANİ (Yerinden) (Devamla) – BRT sizi gösterir.

TURGAY AVCI (Devamla) – Allaha şükür ki bu canlı yayın vardır, yoksa BRT ekranlarına çıkmak çok zordur.

(TESPİT EDİLEMEYEN MİLLETVEKİLİ) – Canlı yayın yoktur.

TURGAY AVCI (Devamla) – Yok mu?

MUSTAFA GÖKMEN (Yerinden) (Devamla) – Canlı yayın yok yahu.

TURGAY AVCI (Devamla) – Canlı yayın da mı bitti? Tamamsınız, demek bunu da yok ettiniz. Bravo.

AHMET BARÇIN (Lefkoşa) (Yerinden) – Alıştık senden.

TURGAY AVCI (Devamla) – Sayın Barçın, burası sokaktaki mitinglere benzemiyor.

AHMET BARÇIN (Yerinden) (Devamla) – Nereye benzer?

TURGAY AVCI (Devamla) – Burası... Kamera geldi.

AHMET BARÇIN (Yerinden) (Devamla) – Gözünaydın.

TURGAY AVCI (Devamla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir çok arkadaş bu konuya değindi. Bizler kamera için konuşmayız. Ancak medyanın, BRT’nin, bütün milletvekillerine, bütün partilere eşit davranması gerektiği çağrısında da bulunuyoruz. Bunu diğer arkadaşlar dile getirdi. Birçok konuşmalar, eleştiriler, kürsüdeki görüşler BRT televizyonunda saniyelerle geçiştiriliyor ve vatandaş yahu, bu sorunumuzu dile getirmiyor musunuz diye devamlı şikayette bulunuyor. O bakımdan burdan yine BRT’ye çağrıda bulunuyoruz. Görüşmeleri, konuşmaları detaylı olarak versinler.

ALİ SEYLANİ (Lefkoşa) (Yerinden) – Kanal T de var, ART da var.

TURGAY AVCI (Devamla) – Biz devlete bağlı televizyondan bahsediyoruz Sayın Seylani. Diğerleri özel televizyonlardır. Onlar istedikleri programları yapabilirler. Ama size bağlı bir televizyonun eşit davranması gerekiyor. Çünkü Hükümet programınızda da bir sayfa yazdınız tamam mı? O bakımdan Kanal T, kanal A’ya B’ye girmeyin. Siz elinizdeki kanala bakın. Onu demokratik hale getirin.

KADRİ FELLAHOĞLU (Lefkoşa) (Yerinden) – Ne yapar da eşit davranmaz BRT? Hiç ilgisi yoktur.

TURGAY AVCI (Devamla) – Evet, Sayın Vekilim, vardır, vardır.

KADRİ FELLAHOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Ne yaptı? Her gün çıkarır bizi televizyonlara da sizi çıkarmaz?

1620

Page 69: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

TURGAY AVCI (Devamla) – Sizi çıkarır, görüşlerinizi çıkarır. Bizim görüşlerimiz kesilir. Çıkarılır. Ve çok kısa bir cümleyle geçiştirilir.

Evet, bu Meclisin birlikte çalışması gerektiğini tekrar vurguluyoruz. Aksi halde hiç bir yere varılacak değil. Ne düşündüğümüz, özlediğimiz izolasyonlar kalkacaktır. Ne ticaret tüzüğü, mali yardım gelecektir. Ne de hiç bir arzuladığımız noktaya gidemeyeceğiz. Öyle parti bazında,kişisel bazda bir yere varılmaz. İç siyasette olabilir. İç siyasetteki yasalarda olabilir, bir gruba yönelik, kişilere yönelik, bölgelere yönelik. Ancak dış siyasette bu Meclisin oturup kapıları kapatıp, bir çerçeve etrafında birleşmesi lazım. Bakıyoruz Güneye, Ulusal Konseyin kararları herkesçe kabul edilmiş..

AHMET KÂŞİF (Gazi Mağusa) (Yerinden) – Ulusal demek...

TURGAY AVCI (Devamla) – Benim değil, Güneydeki Ulusal Konseyin. Onu değiştiremezler. Ulusal Konseyin kararları tektir. O devamlı görüştüğünüz Güneydeki partiler hiç bir zaman dış siyasete yönelik bir açıklama yapmıyor. Çünkü partilerin dış siyasette görüşleri olsa dahi, bir tek düşünceyle ortaya çıkıyorlar. Güç, birliği. Biz bunu maalesef bir buçuk yıldır haykırıyoruz. Gelin diyoruz, içine girdiğimiz bu süreçte birlik olalım. Ama bilmiyorum parti politikasından mı, yoksa sadece biz yapabiliriz düşüncesinden mi, bugünlere kadar sürüklendik. Bir süre önce Sayın Genel Başkanımız Partimiz tarafından yapılan önerilerdi bunlar. Ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce bu düşünceler görüşülecektir, bu fikirler uygun olur görüşleri ortaya atılmıştı. Ama halen bugün bakıyoruz, böyle bir uzlaşı birliği sağlanamadı. Yine çağrıda bulunuyoruz dışarıda güçlü bir ses olacaksak, kazanımlar istiyorsak, birlikte hareket etmemiz gerekiyor. Bu Meclisin önemi odur. Yoksa bakanlıklar çalışabilir, kendi yasalarını yapabilir. Bu Meclisin bu yasaları geçirmesi yanında dış siyasette birliğe ihtiyaç vardır. Biliyoruz referandumdan iki gün sonra 26 Nisan’da izolasyonlar kalkacak, mali yardım tüzüğü, Direk Ticaret Tüzüğü ve Kuzey’de bir Avrupa Birliği ofisinin açılması sözü verildi. Bunlar belgeleriyle vardır. Hatta alınan kararda bu Tüzüklerin geçirilmesi, uygulamaya konulmasıyla ilgili görüşler de karara bağlandı. Ancak bir yılı aşkın süredir, sürekli ertelenen, iki ay sonra, bir ay sonra, üç ay sonra dedik, Haziran’ın sonuna geldik.

ALİ SEYLANİ (Yerinden) (Devamla) - Aynı şeyi 500 bin kere oldu duyarız. Nasıl birlik olacağız bu politika ile?

TURGAY AVCI (Devamla) – Sayın Vekilim, geleceksiniz, birlik olacağız, o zaman kimse kimseye bunu hatırlatma ihtiyacı duymayacak.

ALİ SEYLANİ (Yerinden) (Devamla) – 5 yıla kadar burdayız, içerdeyiz.

TURGAY AVCI (Devamla) – Geleceksiniz.Bir buçuk yıldır bunun çağrısında bulunuyoruz tamam mı.

ALİ SEYLANİ (Yerinden) (Devamla) – İşinize geldiğinde geleceğiz, işinize gelmediğinde...

TURGAY AVCI (Devamla) – Bizim işimize bir tek şey gelir, Kıbrıs Türk Halkının geleceği ve çıkarları tamam mı? Şu anda halkımızın içinde bulunduğu durum bellidir. Sayın Seylani, sadece sağ tarafa, 30 metre sağımıza bakmak da yeterlidir.

1621

Page 70: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

KADRİ FELLAHOĞLU (Lefkoşa) (Yerinden) – Madem çok isten bu ... geldiğinde randevu al CTP’den de git görüş kendisiyle bu konuyu. Öyle ortaya konuşma.

TURGAY AVCI (Devamla) – İşte Sayın Vekilin görüşü budur. Randevu al da git, randevu al da gel.

KADRİ FELLAHOĞLU (Yerinden) (Devamla) – E, budur. Çıkan ortaya da şov yapan.

TURGAY AVCI (Devamla) – Bu Meclis çatısı altında parti farkı gözetmeden sen önde, ben önde demeden bunu anlamanız gerekiyor. Bu düşünceden kurtulmamız gerekiyor tamam mı.

MUSTAFA GÖKMEN (Yerinden) (Devamla) - Bu işin reklamını yapmadan.

TURGAY AVCI (Devamla) – Yapmadan, bakınız söylüyorum.

KADRİ FELLAHOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Reklamdan başka birşey yapmıyor.

TURGAY AVCI (Devamla) – Ama Sayın Mustafa Gökmen, bir buçuk yılı söylüyoruz ki yok, bir ilerleme yok, bir ses yok.

MUSTAFA GÖKMEN (Yerinden) (Devamla) – Yani bu olayı hepimiz...

TURGAY AVCI (Devamla) – Aynı konu eğitim politikasında da vardır. Ona bugün değil ama önümüzdeki Salı günü değineceğiz tamam mı.

MUSTAFA GÖKMEN (Yerinden) (Devamla) – Orda değineceğiz tabii.

TURGAY AVCI (Devamla) – Eğitim dediğiniz bir partinin politikası olamaz. Eğitim dediğiniz hepimizin çocuklarını içeren bir politika olacaktır tamam mı.

DERVİŞ EROĞLU (Yerinden) (Devamla) - Milli bir politika.

TURGAY AVCI (Devamla) – Milli bir politikadır.

ALİ SEYLANİ (Yerinden) (Devamla) – Kıbrıs politikası sizin politikanızdır, yoksa Meclisin? Lahey varken, Kopenhag varken siz banana bahçelerinde gezerdiniz. Sizin mi, yoksa devletin?

TURGAY AVCI (Devamla) – Şimdi siz herhalde Lahey’le, Kopenhag’la yatıyorsunuz Sayın Seylani. Şimdi bakın; çok iyi başardığınız bir konu var. Bu Kürsüden ne zaman damarınıza basılırsa başlıyorsunuz yön çevirmeye. Ben buna gelmeyeceğim tamam mı? Sağa bakacaksınız. Senin solundadır Sayın Seylani, aç perdeyi ve bak tamam mı?

ALİ SEYLANİ (Yerinden) (Devamla) – Görürüz, görürüz.

TURGAY AVCI (Devamla) – Aç perdeni ve bak. Eğitim de milli politika olmalıdır Sayın Gökmen. Her gelen hükümet, her gelen Bakan, her gelen müsteşar ya da her gelen sendika bunu değiştirmemeli. Üzerinde durduğumuz budur.

1622

Page 71: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

MUSTAFA GÖKMEN (Yerinden) (Devamla) – Milli Eğitim.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SONAY ADEM (Yerinden) – Tarım da milli. O zaman siyasi partilere ne gerek var be ama? Her gelen aynı düşünüyorsa siyasi parti...

TURGAY AVCI (Devamla) – Sayın Bakanım...

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) – Kimin adına konuşun sen? Allah Allah!

TURGAY AVCI (Devamla) – O zaman açıklayın. Eğitim sadece bizimdir, kapalı kapılar arkasında karar verilir. Bütün çocuklarımız bizim alacağımız gece kararları ile ortaya çıkacaktır. Eğitim budur deyin. Bugün 24 Haziran mı? Hani, eğitim politikanızın açıklaması?Yok. Biraz önce sordurttum tekrar Milli Eğitim Bakanlığına gönderin bana aldığınız kararları, daha yok. Bu mu?

MUSTAFA GÖKMEN (Yerinden) (Devamla) – Onu Eğitim Bütçesinde görüşeceğiz.

TURGAY AVCI (Devamla) – Onu tartışacağız ama Sayın Adem dokunuyor açılalım diye.

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) – Sırf konuşmak için kalktın. İşte Milli Eğitimi de görüşeceğiz, onu o Bakanlık ile görüşürüz.

TURGAY AVCI (Devamla) – Siz başka şey için mi kalkardınız Sayın Adem? Milli Eğitime girecek değildik, siz dokundukca giriyoruz tamam mı.

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) – Nereye dokunuruz da giren?

TURGAY AVCI (Devamla) – Evet, bırakacaksınız konuşalım Sayın Adem tamam mı.

Seçimler öncesi Brüksel’e yapılan ziyaretler vardı Arı Grubunun organize ettiği ziyaretler vardı.

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) – Bırak da dışişlerinde konuşun onları yahu.

TURGAY AVCI (Devamla) – Evet, kürsü serbesttir.

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) – Tamam serbesttir, alaka limited olsun.

TURGAY AVCI (Devamla) – Hiç olmazsa bırakın da burda olsun düşüncelerimizi ifade edelim. Alaka limittedir? Meclise döneceğiz, bağlayacağız merak etmeyin. Ve ordaki ifadeler şöyleydi: Avrupa bize verilen sözleri yine yineledi, arkasındadır. Sözlerin arkasında ama icraat yok. Ancak Flori’nin bir açıklaması var aynı günlerde. Gazetelerden aldığımız açıklama; 26 Nisan’da AB Konseyi tarafından Kıbrıslı Türklere yardım için bir program hazırlanmasının kendilerinden istendiğini açıklamış Flori. Çalışma Konseyi de bloke oldu. Bu bloke olunca Yeşil Hat Tüzüğünü daha kapsamlı hale getirdik, bu da bloke oldu.

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) – Kim bloke ediyor onu okudun mu?

1623

Page 72: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

TURGAY AVCI (Devamla) – E, kim bloke ettiğini benden daha iyi bileceksiniz.

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) – E, kim bloke ediyor?

TURGAY AVCI (Devamla) – Sizin çok yakın çalışma içinde olduğunuz...

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) – Sizin yarattığınız sorun. Onu bile saklıyorsunuz. Yarattınız onu.

TURGAY AVCI (Devamla) – Yıllardır birleştireceğiz, bunlarla beraber yürüyeceğiz dediniz Güney Kıbrıs.

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) – Yarattınız onu.

TURGAY AVCI (Devamla) – Yine tahammül edemiyorsunuz gazetlerden bir metni okumama Sayın Bakan.

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) – Utanır insan biraz da söylerken.

TURGAY AVCI (Devamla) – Rumlar AB üyesi.

Biz bu tüzükleri ne kadar iyileştirsek, güncelleştirsek de Rumların politik kararlılığı, onayı olmadan hiçbir şey yapmayacak durumdayız. Yani halen o tüzükleri kapalı kapılar arkasında biz halledeceğiz de, bizim başarımızdır düşünceleri var bugün. Geçen hafta aniden vatandaş soruyor vekillerine bir gizli görüşmeler varmış, nedir bu görüşmeler Milletin Meclisinin vekilleri haberi yok, haberi yok.

MUSTAFA GÖKMEN (İsekele) (Yerinden) - Duyduk.

TURGAY AVCI (Devamla) - E, nerden duydunuz Gökmen? Size bilgi verildi mi?

MUSTAFA GÖKMEN (Yerinden) (Devamla) - Görüşme olduğunu duyduk.

TURGAY AVCI (Devamla) - Medyadan duydunuz.

Evet, Sayın Vekilim milletvekili vatandaşına bilgi verebilecek durumda olacaktır. Gizlilik varsa, karanlık odalar varsa onu açıklayacaksınız. Biz olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Hükümet Programı çok şeffaf, açık deniyor.

ALİ SEYLANİ (Lefkoşa) (Yerinden) - Siz Bakanlar Kurulu kararlarını bile gizli tutardınız bırak görüşmeleri, Avrupa Birliğini.

TURGAY AVCI (Devamla) - Bakın siz her konuştuğunuzda demek ki dokunuyorum demektir o. Onun için devam.

Bu konuyu tekrar tekrar gündeme getireceğiz. Bu Meclisin görevi birlikte yürümektir. Halkın beklentisi budur. Özellikle girdiğimiz bu süreçte ki biraz sonra değineceğim. Gizli görüşmeler dendi, söyleyemeyiz içeriğini dendi. Biz de zannettik ki artık iş son noktaya geldi, ertesi gün bir açıklama gelecek,tüzükler yarın yürürlüğe girecektir. İyi dedik. Çünkü gizli açıklanamaz dendi mi demek ki büyük başarıya gidiliyor açıklanamaz.

1624

Page 73: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

MUSTAFA GÖKMEN (Yerinden) (Devamla) - Heycanlandın yani.

TURGAY AVCI (Devamla) - Ben de heycanlandım her zaman ümitlerimiz yaşıyor Sayın Gökmen ama üzüldüğüm şudur ki, yani ben heycanlandım ama siz benden daha çok heycanlandınız. Vatandaş medyada okuyor gizli görüşmeler, gizli görüşmeler. Bu vatandaşa hesap veremeyecek duruma geleceksiniz. Bu vatandaşa hesap veremeyecek duruma geleceksiniz. Geleceksiniz geleceksiniz daha azdır. Bu süreç yaşanacak Sayın Bakanım, yaşanacak vereceksiniz.

GENÇLİK VE SPOR BAKANI ÖZKAN YORGANCIOĞLU (Yerinden) - Siz hiç üzülmeyin merak etmeyin.

TURGAY AVCI (Devamla) - Evet yine dokunuldu demek ki.

(Milletvekilleri kendi aralarında konuşuyorlar.)

BAŞKAN - Arkadaşlar müsaade edin de konuşmacı devam etsin.

TURGAY AVCI (Devamla) - Evet bakın ilk günlerde kürsüye çıktığımızda sizlerin haykırışlarında tamam mı duraklardık. Ondan sonra baktım ki ne zaman size dokunuluyor böyle tamam mı damarınıza o zaman haykırıyorsunuz. Demek ki siz karşı çıktıkça doğru şeylere değiniyoruz.

Evet, gizli görüşmeler, bu mu şeffaf CTP Hükümeti? CTP Hükümetinin şeffaflığı bu mu? Cumhurbaşkanlığının şeffaflığı bu mu? Ve gizli görüşmeler sonunda ne görüyoruz? Tüzüklere karşılık Rum mallarının bloke edilmesi, yani...

KADRİ FELLAHOĞLU (Lefkoşa) (Yerinden) - Sonuçta ne oldu onu söyle sen?

TURGAY AVCI (Devamla) - Sonuçta ne oldu evet diyeydiniz memleketten herhalde o gece kaçmak durumunda kalacaktınız.

KADRİ FELLAHOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Sonucu söyle hikaye, Allah için olsun!

TURGAY AVCI (Devamla) - Sayın Vekilim tüzükler Kıbrıs Türk Halkına, Referandum sonrası verilen haktır.

KADRİ FELLAHOĞLU (Yerinden) (Devamla) - E, tamam.

TURGAY AVCI (Devamla) - Bunu sen tartıştıramazsın, pazarlık yaptırmazsın.

KADRİ FELLAHOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Ne oldu yahu sonuçta?

TURGAY AVCI (Devamla) - Pazarlığa girdin, kayıtlara geçmiştir.

KADRİ FELLAHOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Geçsin.

1625

Page 74: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

TURGAY AVCI (Devamla) - Rum mallarının bloke edilemsi moratoryum, limanların ortak kullanımı tartışmaya açılmıştır. Daima bir adım onlara yol açıyoruz. Bu Tüzükler Avrupa Birliği tarafından verilen sözlerdi, haklardı bunlar tartışılmaz.

MUSTAFA YEKTAOĞLU (Lefkoşa) (Yerinden) - Siz kaçırdınız biz değil.

TURGAY AVCI (Devamla) - Yine Kopenhag?

MUSTAFA YEKTAOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Sizin yüzünden geldi bunlar hep başımıza.

TURGAY AVCI (Devamla) - Sayın Vekilim, galiba siz bu partiye aday olurken heralde size binlerce defa Kopenhag-Lahey diye ezberlettiler. Ben böyle görüyorum. Başka birşey söyleyemiyorsunuz, ben size gizli görüşmeyi söylüyorum siz yine Kopenhag-Lahey.

MUSTAFA YEKTAOĞLU (Yerinden) (Devamla) - İşte sizin görüşmeciden oldu hala daha farkında değilsin. Neyin üstüne politika yapan, yıkık bina üstüne politika yapmaya çalışın.

TURGAY AVCI (Devamla) - Evet bu vatandaşımıza Kıbrıs Türk Halkına Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri ve tabii ki sizler yığınla söz verdiniz, ey halkım izolasyonlar kalkacak, Eurolar yağacaktır, dünya ile birleşeceğiz dediniz.

ALİ SEYLANİ (Yerinden) (Devamla) - Siz de dediniz Meclise Yunan Bayrağı çekeceğiz dediniz değil mi?

ALİ SEYLANİ (Yerinden) (Devamla) - Utanırsınız cevap vermeye değil? Bunu söyleyince utanırsınız.

TURGAY AVCI (Devamla) - Ve bir yıla aşkın süredir. Sonucu olmayan aldatılmışlığın üzüntüsünü yaşıyorsunuz.

ALİ SEYLANİ (Yerinden) (Devamla) - Ya üzüntü üzüntü.

TURGAY AVCI (Devamla) - Aldatılmışlığın üzüntüsünü yaşıyorsunuz.

Yine buradan çağrıda bulunuyoruz. Birlikte hareket etmemiz gerekiyor dış politikada. Gerekirse birlikte yürüyeceğiz, gerekirse birlikte haykıracağız.

AHMET BARÇIN (Yerinden) (Devamla) - Yarın gel Kuğulu Parka. Sabahtan 9.00’da gel Kuğulu Park’a gezdireyim seni.

TURGAY AVCI (Devamla) - Ne oldu Sayın Barçın?

AHMET BARÇIN (Yerinden) (Devamla) - Sabahtan gel de beraber gezdireyim seni.

DERVİŞ EROĞLU (Gazi Mağusa) (Yerinden) – Neyi gezdirecen?

TURGAY AVCI (Devamla) - Neyi gezdireceksin Sayın Barçın?

1626

Page 75: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

AHMET BARÇIN (Yerinden) (Devamla) - Beraber yarın gel de gezelim.

TURGAY AVCI (Devamla) - Senin yaklaşımın işte bu. Yarın Meclisteki bütün katkın budur Sayın Barçın. Bütün katkın. Sayın Barçın, sana miting olmayınca yaşam yok sana. Miting olmayınca heyecanlanamıyorsun. Bak o çocuklarla biraz destek ver onlara. Yok ki çocukları mahvettiniz.

AHMET BARÇIN (Yerinden) (Devamla) - Çocuklar bitti.

TURGAY AVCI (Devamla) - Nereye bitti?

AHMET BARÇIN – Bitti.

TURGAY AVCI (Devamla) - Mahvettiniz çocukları.

AHMET BARÇIN (Yerinden) (Devamla) - Olanı olmayanı ikide bir de tutturdu beraber olalım, beraber olalım.

TURGAY AVCI (Devamla) - Bu bir yıllık sürede sadece bir, iki konuya değinip bu halkı nasıl çökerttiğinizi bunun nasıl hesabını vereceğinizi siz düşüneceksiniz.

SALİH İZBUL (Girne) (Yerinden) – Siz de bunu doladınız dilinize yahu. Kandırdınız halkı.

TURGAY AVCI (Devamla) - Ülkede bir gelişmişlik oldu. Doğrudur. Rakamlara baktığınız zaman büyüme oldu. İnşaat sektöründeki büyüme Güney’e giden çalışan vatandaşlarımızın getirdiği sıcak para ve Yeşil Hat Tüzüğünden dolayı geçiş yapan, günlük geçiş yapan turistlerde bir artış oldu. Turizm konusunda ona da değineceğiz. Artış oldu diye beklemeyin, bu yıl düşüş vardır. Rumlar bir kuruş harcamıyor ve harcatmıyor. Onlara değineceğiz. Ama konu, turizm konusudur.

MUSTAFA GÖKMEN (İskele) (Yerinden) – Yani tespitlerin var bu noktada.

TURGAY AVCI (Devamla) - Tabii ki tespitlerimiz var. Tur operatörlerimizin, acentelerimizin hepsinin tespitleri vardır. Sokağa çıkıp dinlerseniz o turizmcileri, dinleyeceksiniz. Evet, o konu da haftaya Cumartesi günkü konu. Yani öyle düşündüğünüz turizm patlaması da yoktur. Zaten ulaşımı da felç ettiniz, o da bir bilinmeyene gidiyor. Tamam mı?

KADRİ FELLAHOĞLU (Yerinden) (Devamla) - İstemen de olsun galiba. Öyle bir söylen yani sevinin olmasın diye.

TURGAY AVCI (Devamla) - Yok, turizmdeki patlamalar için yıllardır uğraşıyoruz onu da öldürdünüz. Milyonlarca turist gelecekti pompaladınız bu halka. İnşaat sektöründeki patlama bir ekonomik katkı getirdi. Ne yaptı bu Hükümet? Leasing Yasası. Bir gece oprasyonu ile kalktık geldik. Sabahleyin baktık ki bir Leasing Yasası geldi. 125 yıllık kiralama.

MUSTAFA GÖKMEN (Yerinden) (Devamla) - Ama geri dönüldü.

1627

Page 76: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

TURGAY AVCI (Devamla) - Dur sayın vekilim. Önce adım adım gelişeni konuşacağız.

MUSTAFA GÖKMEN (Yerinden) (Devamla) - Ama takdir etmek lazım.

TURGAY AVCI (Devamla) - Hükümet getirdi bunu. Tamam mı? Hükümet bunu getirdi. Bunu eleştirdik. Dedik ki, bu sıkıntı yaratacaktır. Nitekim ilk günden yabancı mülk alan almakta olan kişilerde sıkıntı yarattı. Bunu biz sokakta görüyoruz, siz demek ki dışarıya çıkmıyorsunuz. Ve bu bir süre devam etti. Biz yine bu Kürsüden bu sıkıntıyı dile getirdik. Bu Leasing Yasası bu sektörü öldürecektir. Ne oldu daha sonra?

GENÇLİK VE SPOR BAKANI ÖZKAN YORGANCIOĞLU (Yerinden) – Mustafa Bey, Meclis herşey içindedir Meclisin. Meclisin içinde herşey vardır. Tamam mı? Meclis dediniz mi hepsini içerir. Leasing Yasası geldikten sonra sektör felç oldu.

MUSTAFA GÖKMEN (Yerinden) (Devamla) - Sayın Avcı, vekillerin durumundan bahsedin biraz da.

TURGAY AVCI (Devamla) - Oraya da geleceğiz. Vakit çok geç. Oraya da geleceğiz.

ÖZKAN YORGANCIOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Avcı Bey, siz hiç Bakanlar Kurulundan çıkan bu istatistiklerle ilgili rakamları takip etmezsiniz galiba.

TURGAY AVCI (Devamla) - Bakanlar Kurulundan çıkan kararlara biraz sonra değineceğim Sayın Bakanım.

ÖZKAN YORGANCIOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Lütfen onlara da bakın da Resmi Gazete’de yayınlanır. Hiçbir şekilde saklanmaz onlar.

TURGAY AVCI (Devamla) - Meclise sorabilirsiniz. Bir haftadır Bakanlar Kurulu kararlarını istiyorum daha gelemedi. Tamam mı? Biraz sonra değineceğiz onlara. Onlara da değineceğiz biraz sonra. Bakanlar Kurulu kararlarına da değineceğiz, izin vereceksiniz konuşalım.

(Milletvekilleri kendi aralarında konuşurlar.)

Evet, Leasing Yasası bir süre sonra geri çekildi.

MUSTAFA ARABACIOĞLU (Lefkoşa) (Yerinden) - Ne ilgisi var, ülkeyle ne ilgisi var?

TURGAY AVCI (Devamla) - Mustafa Bey Yasa değil mi Leasing Yasası?

MUSTAFA ARABACIOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Ne ilgisi var yahu.

TURGAY AVCI (Devamla) - Vardır, vardır yaptığınız hatalar, getiriyorsunuz sektörü öldürüyorsunuz sonra geri çekiyorsunuz.

MUSTAFA ARABACIOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Yahu, Hükümetin, Meclisin Bütçesidir görüştüğümüz.

1628

Page 77: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

TURGAY AVCI (Devamla) - Evet.

MUSTAFA GÖKMEN (Yerinden) (Devamla) - Konuya gelelim.

TURGAY AVCI (Devamla) - Arkasından inşaat sektöründe mal alanlara %15 KDV dediniz, o KDV indirimlerini burdan çıkaracağız dedi Bakanlar Kurulu. Yanlış mı Sayın Bakanım?

MUSTAFA GÖKMEN (Yerinden) (Devamla) - Bu da yanlıştır.

TURGAY AVCI (Devamla) - KDV artırıldı, yine felç edince sektörü yine düşürüldü. Bu hataları yapmayın, oturun düşünün, hükümette olmak muhalefette olmak gibi değil. Konuşurum yine konuşurum yanlışsa düzeltirim. Çok icraatları ciddiyet ister. Leasing Yasasını getirdiniz geri çektiniz, KDV'yi artırdınız, düşürdünüz ve bu sektörü felç ettiniz.

KADRİ FELLAHOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Hangi sektörü?

TURGAY AVCI (Devamla) - İnşaat sektörünü.

KADRİ FELLAHOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Demin tamam dediniz.

TURGAY AVCI (Devamla) - Tamam idi geçen sene, arkasından davalar, davaların getirdiği sektörümüzün hakikaten içinde olduğu kriz.

Önümüzdeki günlerde diğer konularda bunlara değineceğiz. Ancak o düşündüğünüz inşaat patlaması devam etmiyor. Eğer sokağa çıkarsanız, sektöre inerseniz bunu göreceksiniz. Ümidimiz ve temennimiz iflas edecek olan şirketlerin bütün topluma zarar vermemesidir. Çıkıp işadamları ile, sektörle konuşursanız bunu göreceksiniz. Onun için dikkatli olalım. Önümüzde zor günler yaşanacaktır bu konuda da.

Bu süre içerisinde tabii ki değinmeden geçemeyeceğim. Sayın Gökmen sabahki konuşmasında ben daha rahatım bazı konularda huzursuz değilim demiştiniz. Ancak huzursuz olan 50 bini aşkın vatandaşımız vardır yarının ne olacağını bilmeyen. Gizli görüşmenin arkasından çıkacak kararın ne olacağı onları etkileyecek.

MUSTAFA GÖKMEN (Yerinden) (Devamla) - Onları derken kimleri?

TURGAY AVCI (Devamla) - Onları derken özellikle o planda yerinde olması muhtemel vatandaşlarımız ve bölgeler, Güzelyurt'tan Mesarya, Meserya'dan Maraş'a hepimiz bunların içerisinde yaşıyoruz. Özellikle bu bölgelere yönelik çalışmalar yapılması gerekir diye vurguladık. Söylüyoruz Hükümet Programında yok dedik, yine yok, yine yok. Özellikle bu bölgere özel önlem alınması gerekiyor. Vatandaşlar perişan, huzursuz, yatırım sıfır. Bunlara dikkat etmemiz gerekiyor, özel önlem almamız gerekiyor, yine çağrıda bulunuyoruz, yani ille bu bölgeler ayaklanacak, mitingler düzenleyecek o zaman dinleyeceksiniz. Gelin bu sorunlar çıkmadan dinleyin.

ALİ SEYLANİ (Yerinden) (Devamla) - Siz onu da dinlemezsiniz. Onun için birşey değil daha yol var.

1629

Page 78: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

TURGAY AVCI (Devamla) - Yani Sayın Vekilim diyor ki biz dinlemeyiz daha vakit var, isyan başlayana kadar var diyor.

ALİ SEYLANİ (Yerinden) (Devamla) - 80 bin kişi yürürdü de dinlemezdiniz.

TURGAY AVCI (Devamla) - Evet Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; biz size önceden uyarıda bulunuyoruz. Yok ki sizin başarınız için vatandaşın rezil olmaması için. Vatanaş bu bölgelerde perişandır. Sayın Seylani o bölgelere gelirseniz bir gün Maraş'a gelin de ben sizi götüreyim o arkadaşlarla bir görüşün tamam mı?

ALİ SEYLANİ (Yerinden) (Devamla) - Siz gazete okumazsınız.

TURGAY AVCI (Devamla) - Çıkın çıkın bölgenizden.

ALİ SEYLANİ (Yerinden) (Devamla) - Siz gazete okumazsınız.

TURGAY AVCI (Devamla) - Evet, Sayın Prendergast'ın ziyareti olmuştu, dün de ifade edildi.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SONAY ADEM (Yerinden) - Meclisin Bütçesini bile böyle hale getirdiniz, memleket idare edecen!

TURGAY AVCI (Devamla) - Evet, dün de ifade edildi.

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) - Memleket idare edeceksiniz!

TURGAY AVCI (Devamla) - Sayın Sonay Adem bölgenizdir. Biraz oralarda kalın da vatandaşlarla ilgilenin.

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) - Merak etme de ben her gün ordayım.

TURGAY AVCI (Devamla) - Sayın Prendergast'ın...

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) - Siz çıkın.

TURGAY AVCI (Devamla) - E, her gün ordaysan bakanlıkta yoksun demektir.

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) - Sen lüks villanda otur da biz otururuz Maraş'ta merak etme.

TURGAY AVCI (Devamla) - Evet, Prendergast'ın bizlere de getirdiği görüşler doğrultusunda Rumların istekleri, kabul edilemez istekler ve Prendergast'ın bugünkü açıklaması çözüm şansı yoktur, öyle bir ortam görülmüyor. Bize yaptığı ziyarette de belli olmuştur. Evet, madem ki Meclisin özellikle ilgili alanına girmemizi istiyorsunuz, oraya da gireceğiz. Milletvekillerimizin çalışma ortamına...

SALİH İZBUL (Yerinden) (Devamla) - Gel gel.

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) - Sayın Avcı, Dışişleri Bakanlığının Bütçesi var be kardeşim.

1630

Page 79: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

TURGAY AVCI (Devamla) - Yani Genel Başkanım dile getirdi diye yeterli mi? Dile getireceğiz.

SALİH İZBUL (Yerinden) (Devamla) - Tamam dile getirin de çok üst üste oldu.

TURGAY AVCI (Devamla) - E, üst üsteye alışacaksınız. Muhalefettir bu. Muhalefet konuşacak. Alışamadınız iktidar olmaya. Alışamadınız.

ÖZKAN YORGANCIOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Yok, zamanında vatandaşın zamanını ve mekanını harcadınız ekomesajla. Şimdi yine böyle zamanı boşuna harcarsınız, üst üste verimsiz kullanırsınız. Tekrar etmenin hiç kimseye yararı yoktur.

TURGAY AVCI (Devamla) - Sayın Bakanım, vatandaşın zamanını kimin öldürdüğü bellidir.

ÖZKAN YORGANCIOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Bellidir 30 sene kimin kimlere...

TURGAY AVCI (Devamla) - E, bellidir belli. Oturduğunuz koltuk varsa, makam varsa, aldığınız o beyaz araba varsa otuz yılın sonucunda alınan. Ha, öyle eğer bu Meclisin içinde oturuyorsanız, ha bu Cumhuriyetin içindeyseniz bu otuz yılın ürünüdür bu. Tamam mı?

ÖZKAN YORGANCIOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Bizim yaptığımız muhlefet sonucunda değil.

AHMET BARÇIN (Yerinden) (Devamla) - Tamam.

TURGAY AVCI (Devamla) - Üniversiteleriniz de, her şeyiniz. Onun için otuz yıllık dönemde. Otuz yılın sonunda.

ALİ SEYLANİ (Yerinden) (Devamla) - Tütün Fabrikasından çıktık yine Tütün Fabrikasına girdik. Otuz senede budur olmamız gereken yer ha.

TURGAY AVCI (Devamla) - Evet sayın vekiller, sabredeceksiniz, dinleyeceksiniz. Bırakırsanız daha hızlı gideriz.

Sayın Başkan da hiç uyarmıyor müdahale eden vekilleri ama.

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) - O bile huylandı konuşmasına yahu.

BAŞKAN – Yok, öyle bir şey yok.

TURGAY AVCI (Devamla) - Evet, Meclisin işleyişi ile ilgili bazı konulara değinmek istiyorum.

AHMET BARÇIN (Yerinden) (Devamla) - Değin Turgay. Değin.

TURGAY AVCI (Devamla) - Mecliste milletvekilleri çalışmak için gelmelidir. Sadece bu koltuklarda evet veya hayır oyları için değil. Meclisin çalışma ortamının bizleri, sizleri buraya çekecek bütün imkanları tanıyacak bir yapıya kavuşturulması gerekiyor. Ancak

1631

Page 80: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

bu konulara girmeden önce Meclisteki çalışan arkadaşlarımızın büyük çabaları vardır. İmkanlar çerçevesinde hakikaten sabırlılar da. Çünkü her milletvekili her gün bir yasayı tekrar tekrar istiyor. Onlar da çıkarıp print out yapıp getiriyor. Hiç hayır yok. Sağolsunlar büyük bir özveri vardır, büyük bir güler yüz vardır. Ancak sadece burdaki personelin güler yüzü bazı ihtiyaçlara karşılık vermiyor.

Biraz önce bir vekilin de değindiği bir konu vardı. O Bütçe kitapçığı üç defadır bize geldi. Üç tane Bütçe kitabı aldık. Çünkü ufak değişiklik, bir değişiklik daha geliyor. Artık bu çağda Hükümet Programında e-devlet deniyor ya, gelin önce biz e-Meclis olalım.

ÖZKAN YORGANCIOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Ne güzel. Tamam. Güzel bir öneri.

TURGAY AVCI (Devamla) - Gelin elli kişilik milletvekili ve herhalde ekibi vardır, belki sayıları yoksa o da olması gerekiyor, gelin bu Meclisi bir e-Meclis yapalım önce. Yani her gün fotokopiler binlerce sayfalar ve inanın köşeye atılan sayfalar. Çünkü, nerde biriktirilecek? İhtiyaç duyulduğunda yine fotokopi yine fotokopi.

DERVİŞ EROĞLU (Yerinden) (Devamla) - İki oda ister.

TURGAY AVCI (Devamla) - Onun için birinci önerim, e- meclisi oluşturalım.

ÖZKAN YORGANCIOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Doğru söze ne denir? Tamam.

TURGAY AVCI (Devamla) - Doğru söze değil. Maliye Bakanı biraz önce buna da olmaz şimdi galiba dedi.

KADRİ FELLAHOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Öyle demedi yahu.

TURGAY AVCI (Devamla) - Şimdi olmaz dedi.

KADRİ FELLAHOĞLU (Yerinden) (Devamla) - E, şimdi olmaz tabii.

TURGAY AVCI (Devamla) - Ama bunu geçen sene de söyledik Sayın Vekilim. Açın 2004 Bütçesini orda da söyledik.

MUSTAFA GÖKMEN (Yerinden) (Devamla) - Bu işin çaresi vardır Turgay Bey. Olabilir yahu.

ALİ SEYLANİ (Yerinden) (Devamla) - Ne zaman 2004 Bütçesi.

TURGAY AVCI (Devamla) - 2004’ün Eylül’deki görüşmelerinde. Sayın Seylani, komite çalışmalarında.

ÖZKAN YORGANCIOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Bu doğru bir sözdür.

DERVİŞ EROĞLU (Yerinden) (Devamla) - Doğruya doğru.

ALİ SEYLANİ (Yerinden) (Devamla) - Öneriyi destekleriz Sayın Avcı.

1632

Page 81: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

TURGAY AVCI (Devamla) - Meclis çalışma ortamı maalesef şu anda bizlere evinize gidin diyor. Meclis çalışma ortamının buraya gelin mutlu bir ortamda çalışın bütün imkanlar sizin olması gerekiyor.

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) - Ertuğrul Bey yapıyordu Meclisi.

TURGAY AVCI (Devamla) - Odalarınızı açmayan kullanmayan , kullanamayan çok vekilimiz vardır. Çünkü odalarda bir sandalye, bir masa. Bu tabii ki şu andaki Meclis personelinin bir sorunu değildir. Bu, Bütçe meselesidir ve herhalde vizyon meselesidir. O bakımdan biran önce bu alt yapının çalışabilir bir düzeye çıkarılması gerekiyor. Teknolojik alt yapı yanında odalarda bilgisayar, internet hakikaten bakanlıklarda bilgisayar olmayan oda var mı Sayın Bakanım?

ÖZKAN YORGANCIOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Yani çok az belki de.

TURGAY AVCI (Devamla) - Ama Mecliste, ki bütün dünyayı inceleyip, araştırıp, halka yönelik Avrupa Birliği Yasaları yapacaktır. Bir araştırma imkanı yok. O bakımdan biran önce vekillere bu imkanların, bunlar da çok aşırı istekler değildir. Bizim düşüncelerimiz içerisindedir, ancak bu teknolojik destek yanında bir de insan gücü desteği, bütçede gördüğümüz kadarı ile 97 yeni münhal, herhalde kadro açılacaktır veya bulunacaktır. Bu 97 münhalin özellikle içinde bulunduğumuz süreçte ihtiyaç duyacağımız yeni açılımlara yönelik olması gerekiyor. Nedir bunlar? Yasalarımız Avrupa Birliğine uyum yasaları diyoruz, dünyaya açılıyoruz diyoruz. Ancak bir yasa geliyor zaten bir günde gelip ertesi günü geçme durumunda kalıyor. Bu yasaların uluslararası standartlara, uluslararası yasalara uygun olup olmadığı. Farklılıkları nelerdir araştıramıyoruz. Eğer bana vekiller arasında bütün yasaların bu yöndeki çalışmalarını yapıyoruz denen varsa düşünüyorum. İnanmıyorum ama böyle bir şeyin olması da beklenemez. Önerimiz Meclis bünyesinde konulara göre uzmanların bulunması, yani son gündemdeki bir konu; okul öncesi öğretmenlik, bir konudur bu. Girmeyeceğim o konuya. Bu konuda dünyadaki uygulama nedir, Avrupa Birliğindeki uygulamalar nedir diye bir araştırma istediğimiz zaman bu arkadaşların bize yapabilmesi gerekiyor. Bu ne istiyor? Çok iyi hukuki bir İngilizce istiyor. Çok iyi bir araştırma gücü istiyor. Bunların olması gerekiyor. Aksi halde buraya gelip işte bazen okumaya yetiştirmediğimiz yasalara evet veya hayır diyeceğiz. Eğer düşündüğümüz seviyede Avrupa Birliği sürecine giriyorsak, Avrupa Birliği yasaları çıkaracaksak, ki bazı bakanlıkların çalışmaları vardır. Bizim bunlara hazır olmamız gerekiyor.

Özellikle uluslararası hukuk, özellikle hukuki konularda çünkü sadece İngilizce bilmek de yeterli değildir, vekil arkadaşlarımız İngilizce bilebilir, biliyoruz ancak hukuksal ingilizce farklıdır, hatta Türkçe hukuku bile yorumlamak bile farklıdır. O bakımdan bu kadroları doldururken önümüzdeki süreçte ihtiyaç duyacağımız Ali'nin, Veli'nin akrabası, ahbabı, torpili değil de bu uzmanların buraya yerleşmesi, yerleştirilmesini istiyoruz ve talep ediyoruz. Çünkü halkımıza doğru yasalar, dünya standartlarında yasalar çıkaracaksak bu kadroların burda oluşması gerekiyor.

Sayın Başkan, değerli milletvekillerimiz; bir başka konu vatandaşların sorunlarını dinlemek, çözmek, cevap vermek için vekiller seçilir. Tabii ki yasaları yapmak ama bunun yanında yasalar niye yapılır vatandaşlar için yapılır, yani esas olan vatandaşa hizmet. Peki bugün bir vatandaş bir vekilden belli konularda düşünce, görüş, uygulamalar hakkında bilgi isterse ne yapar o vekil? Vekil eğer iktidardaysa işi biraz daha rahattır. İlgili bakanı arara, ilgili müsteşarı arar direk telefonundan ve sorularına cevap alabilir.

1633

Page 82: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

KADRİ FELLAHOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Arayabilir seni.

TURGAY AVCI (Devamla) - Daha kolay dedim benim önerim direk bakanın, müsteşarın aranması da doğru değildir. sorunlarının çözümü, Sayın Vekilim aradım da cevabı vermedi demiyorum. Doğru değildir diyorum. Bakanların çok daha yoğun işleri olmalıdır. Aksi halde 50 milletvekili vardır, 200 bin vatandaşımız vardır. Benim önerim her bakanlıkta Meclisten gelecek, yani milletvekillerinin sorularını cevaplayabilecek. Nasıl ki danışma hatları vardır şirketlerin bile, şirketlerin ücretsiz hattır. Bizim ücretli olsun doğal olarak. Biliyorsunuz 800’lü hatları vardır uluslararası Avrupa’da, Amerika’da neyse. Yani, ürünleri ile ilgili, şirket ile ilgili herhangi bir konu ile ilgili danışabilirsiniz. Bakanlıkların, bizlerin ulaşabileceği ve çok süratle vatandaşa dönebileceğimiz personelin bizlere bildirilmesi. Bence bakanlıklardaki yoğun personel içerisinde bu imkanlar yaratılabilir diye düşünürüm. Bunu yapmamız gerekiyor. Çünkü yine Hükümet Programından bir, iki cümle okumak istiyorum. Birey devlet için değil, devlet birey içindir ilkesi esas alınacaktır. Birey memnuniyetine yönelik hizmet anlayışı sürdürülecektir. Çok güzel bir düşünce, toplam kalite içerisindeki bir düşünce. Ancak bugünkü şartlarda ben şahsen vekil olarak bu hizmeti sunamıyorum. Bilmiyorum diğer vekillerde de muhakkak sıkıntılar vardır. Ben işleyiş açısından da Bakanın, müsteşarın bulunması, cevap vermesi o ortamlara uygun olmayabilir. Önerim, her bakanlıktan bizlerin ulaşabileceği vatandaşın uygulamalarına yönelik, sorunlarına yönelik cevaplarının yönlendirilmesidir. O bakımdan bu belki de sizleri de rahatlatacaktır, Sayın Bakanım. Yani vatandaşa daha hızlı hizmet için ve bu tür çalışmaların, bu tür görüşmelerin bir an önce ortaya çıkması gerekiyor.

Biraz önce Bakanlar Kurulu kararları dediniz.TC-KKTC Protokolu imzalandı Cumartesi gün imzalandı. Bir sonraki hafta Meclisten istemeye başladım. Ve yukardaki kayıtlarda da vardı. Dört, beş gün sonra alabildik. Bakın, bu tür protokolların, yazımların bizlere biran önce ulaştırılması gerekiyor. İşte o söylediğim internet e- meclis olsaydı bu gibi kararlar, bu gibi protokollar direkt oraya düşerdi ve milletvekilleri onlara ulaşabilirdi.

ÖZKAN YORGANCIOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Yani bir açıklık olsun diye bir soru sorayım. Yani burda elde edilememesinin nedeni bunun gizlenmesi olması değildir. İmkansızlıklardan elde edilemedi o anlamda söylediniz?

TURGAY AVCI (Devamla) - Hayır. Meclisten istedim ben. Doğal olarak milletvekili nerden istiyor?

ÖZKAN YORGANCIOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Yok, basında çıktı. Yani aynısı çıktı.

TURGAY AVCI (Devamla) - Bakın, basında çıktı. Doğrudur. Ancak ben basında eksik yazılan, fazla yazılan değil, ben imzası altında olan... Çünkü milletvekilleri inanın hepiniz biliyorsunuz sokağa çıktığı anda vatandaş bizden daha ilgilidir, daha çok takip ediyor, kendisini ilgilendiren konularda soru bombardımanına tutuyor. Medyaya çıkıyorsunuz sorular soruluyor. O bakımdan doğru bilgiue ulaşabilmemiz gerekiyor. Bakanlar Kurulu kararlarını istedim. Bir düşünce geldi, Resmi Gazetenin hepsinin temini çok pahalıya mal olabilir. Meclis Bütçesi uygun olmayabilir dendi arkadaşlar tarafından. Ben dedim ki, yok sadece fotokopileri olabilir. Bunu aylardır dile getiriyor miletvekillerimiz. Yine Bakanlar Kurulu kararlarının şeffaf isek...

1634

Page 83: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

ÖZKAN YORGANCIOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Resmi Gazete’de hepsi yayınlanır yahu istisnasız.

TURGAY AVCI (Devamla) - Sayın Bakanım, ben her bütün elli milletvekili Resmi Gazetelere mi koşması lazım?

ÖZKAN YORGANCIOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Şeffaflık açısından söylüyorum. Bireye hizmet açısından.

TURGAY AVCI (Devamla) - Biz daha erken ulaşım hizmet. Bakın ne dediniz? Bireye hizmet. O zaman milletvekiline hizmet.

MALİYE BAKANI AHMET UZUN (Yerinden) – Daha önce nasıl yapılıyordu?

TURGAY AVCI (Devamla) - Daha önce protokolda zannedersem o şey yoktu, e-Devlet.

Sayın Bakanım bakın, sizi bu vatandaş oraya bakan yaptı yenilik getiresiniz diye. Biz de sizden beklentimiz budur. Daha önce nasıl yapılırdı? Otuz sene evvel bilgisayar yoktu, şimdi vardır.

ÖZKAN YORGANCIOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Tamam, tamam.

AHMET UZUN (Yerinden) (Devamla) - Otuz sene değil. Bir sen önce. Şimdi daha önce siz hükümetteyken bunları nasıl düşünemediniz. Biz düşünüyoruz. Programlayacağız yapacağız.

TURGAY AVCI (Devamla) – Sayın Bakanım düşünüyorsunuz değil. Bunlar olması gereken şey. Allahaşkına içinden çıkmaya çalışmayın. Hemen icraata koyacaksınız. Koymamız gerekiyor işleyiş açısından.

Bakın, Sayın Bakan dedi ki, sizin bakanlıkta herhalde bilgisayarsız kimse yoktur. Olmaması da gerekiyor. Ama Mecliste bilgisayar yoktur.

KADRİ FELLAHOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Öyle deme de zannedecekler hiç yoktur. Her odada vardır yahu.

TURGAY AVCI (Devamla) - Çalışanlarında.

KADRİ FELLAHOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Milletvekillerin de.

TURGAY AVCI (Devamla) - Milletvekillerinde gerek yoktur. Evet.

KADRİ FELLAHOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Milletvekilleri de alsın yahu bir tane bilgisayar. Ne yapalım yani? Milli Eğitim Bakanlığının eğitim politikasının dökümanlarını istedim dün ve bugün hala ulaşılamadı. Yani bu bürokrasinin daha hızlı çalışması gerekiyor. Özellikle bizlere çünkü biz vatandaşa karşı sorumluyuz. Evet Sayın Başkan değerli mlletvekilleri; bu Meclis çatısı altında milletvekillerinin daha iyi bir çalışma ortamına kavuşturulması gerekiyor. Aksi halde vekil bir uğraşır, iki uğraşır ondan sonra o da burayı sadece oy vermek için kullanır ve evin yolunu tutar. Bizim hedefimiz Meclisin bizim

1635

Page 84: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

yuvamız olması, çalışma ortamlarının günün şartlarına göre, dünya şartlarına göre uyarlanmasıdır. Saygılar sunarım.

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Avcı. Gruplar adına konuşma istemi var mı? Milletvekili sıfatı ile Ahmet Bey söz istemiştir ama gruplar adına söz isteyen varsa verebilirim.

AHMET KAŞİF (Gazi Mağusa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Meclis Bütçesi görüşülürken bir cümle de Meclisin çalışma düzeni gerek Genel Kurulda gerekse diğer kurullarındaki çalışma düzenleri hakkında bir kaç cümle de ben etmek istiyorum. Meclis bu ülkenin en yüce organı ve bu en yüce organının Genel Kurulunda bilhassa son 2 gündür söz almak istemedim, almak da içimden gelmemişti.

TURGAY AVCI (Gazi Mağusa) (Yerinden) - O hale getiriyorlar demek istiyorsunuz?

AHMET KAŞİF (Devamla) - Almak da içimden gelmemişti maalesef çünkü az önce izledim yani bu şekilde kürsüye çıkan ve görüşülen konu hakkında görüşlerini kendince ortaya koyan bir vekile karşı bu şeklilde uslupla çoğu kez usluplar da bozularak, dil söylemleri de bozularak saldırılar yapılmaktadır. Onun için zaten üretken olamıyoruz. Birbirimizin ayağına dolanarak birşeyler yapmaya çalışıyoruz.. Birbirimizin ayağına dolanmayı artık bırakalım. Sabahleyin Sayın Cumhurbaşkanlığının bütçesi görüşülürken Kıbrıs konusu tabi ki ağırlıkta olacaktı. Ve ben de ayni şeyi söyleyeceğim. Bu hükümet programını açıklarken, hükümet programını deklare ederken her şeye açık ve şeffaf olacak denirdi. Bir vekil olarak bu parlamentoda bir vekil olarak bizler eğer Kıbrıs konusunda neler döndüğünü medyadan öğreneceksek o zaman vazgeçelim beyler. Daha önce Kurucu Cumhurbaşkanı’na daha önceki hükümetlere bu konuda acımasızca eleştiriler yapıyorduk biz. Meclise bilgi verilmiyor, milletvekilleri bilgilendirilmiyor deniyordu. Ama maalesef ayni şeyler şimdi yapılmaktaıdr. Onun için en yüce organa karşı kim isterse olsun bilgi vermeden kaçınan saygısızlık yapıyor arkadaşlar. En yüce organdır burası. Bu yüce organa bilgi vermekten kaçınan bu yüce organa saygısızlık yapılıyor.

KADRİ FELLAHOĞLU (Lefkoşa) (Yerinden) - Yani Cumhurbaşkanı saygısızdır diyorsunuz?

AHMET KAŞİF (Devamla) – Hayır ben Cumhurbaşkanı demiyorum.

KADRİ FELLAHOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Eeee odur bu işleri yürüten.

AHMET KAŞİF (Devamla) - Daha önce bu konuda çok büyük eleştiriler yaptık. Haksızca saldırılar yaptık ayni şeyleri yapmayalım arkadaşlar.

ARİF ALBAYRAK (Gazi Mağusa) (Yerinden) - Ahlak dersi veriyorsunuz başlangıçta ondan sonra sergilediğiniz tutuma bak, laf atıyor diyorsunuz.

AHMET KAŞİF (Devamla) - Sabahki konuşmalarda yine Sayın Gökmen arkadaşım da vurguladı Sayın Rauf Raif Denktaş’a bir Cumhurbaşkanı’na bir ödül, bir kurumun sunmuş olduğu, bir ödüle karşı sanatçı arkadaşların yapmış olduğu tepki ve ve bu tepkiye vekillerin yahut da diğer arkadaşların tepkisiz kalmasını eleştirdi. Şimdi bugün bir kurum oturur bana bir değer verebilir. O Kurumun kendi şartlarına kendi özelliklerine göre değeri olabilir ama o

1636

Page 85: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

değeri verirken o kurum o değeri vermiştir. Sanatçılar da kendi bireysel görüşleri doğrultusunda o tepkilerini koymuşlardır. Yani bireysel tepkilere karşı tepki koymak bence yanlış olur. Onun için her bireyin bir değeri vardır, her sanat eserinin de bir değerli vardır, her sanatçının da bir değerli vardır. Verilen değerler kim tarafından verilirse verilsin bir değerdir, takdir etmek lazım.

Meclis çalışmalarında hakikten aksaklıklar vardır. Bütçemiz görüşülürken bile Meclis çalışmalarımız yine zamanında açılmıyor, yine zamanında toplanamıyoruz. Artık toplanamadığımız için zaten bu saatlere sarkıyor, verimli olamıyoruz. Uzadıkça sözler uzuyor ve bu saatlere kadar geliyoruz. Ve İçtüzüğün artık ele alınması gerekir inancındayım. Şimdi sözümüzü kessek hemen oylamaya geçilecek ve zillere basılacak, arkadaşlar toplanacak. Artık işte o nisap vardı, oylama yapılsın yapılmasın, bu konuda da grupların bir araya gelip bir konsensusla artık açılış yoklamasından sonra, yarım saatte bir 15 dakikada bir yoklamaların, okullardaki gibi yoklamaların olmaması gerekir inancındayım. Bu konuya da bir çözüm getirilmeli.

Çalışanlara da biraz bugünlerde fazla yükleniliyor gibime geliyor. Son 15 gündür öğle arası işte az önce vurguladığım olay, eğer ara verirsek nisap sorunu nedeniyle toplanamayacağız düşüncesi ile maalesef ara veremiyoruz. Maalesef ara veremiyoruz ve çalışanlarımız da belki bu yemek arasını değerlendiremiyorlar, belki de çoğu yemeğini de yiyemeden koşuşturmaktadır. Onun için bu çalışanlarımıza da Meclis çalışanlarımıza da bir yerde ara verip o dinlenme fırsatını, yasalarımızın elverdiği dinlenme fırsatını onlara takdim etmemiz gerekir düşüncesindeyim.

Bir de komite çalışmalarına değinmek istiyorum. Komite çalışmalarında da muhalefet pek bazen kaale alınmıyor sayısal parmak çoğunluğu nedeniyle. Komite ne gün toplanacak, toplantının gündemine neler alınacak hangi yasayı komite o gün görüşecek hiç muhalefetle görüşülmüyor, konuşulmuyor. Ya Komite Başkanı veya Komite Başkan vekili veya iktidar kanadının milletvekilleri ile işte bu hafta bunu getirelim, bunu görüşelim tartışalım diyerekten konuşuyorlar ve bu işi götürmeye çalışıyorlar. İlk defa bu yıl da bütçe görüşmeleri esnasında komiteler toplanmaya başladı. Az önce elime bir belge geldi, komite toplantısı. Çok acil birşey değil ama artık yani o kadar bir olmaya başladı ki Hava Kurumunun, Kıbrıs Türk Hava Kurumu hakkında basında çıkan usulsüzlük iddiaları ile ilgili kurulan Araştırma Komitesinin toplanması. Ne ivediliği var bunun?

HASAN TAÇOY (Lefkoşa) (Yerinden) – Hava Kurumundaki paraları aktaracağız Spor Bakanlığına.

AHMET KAŞİF (Devamla) – Ne ivediliği var bunun? Toplanalım, toplanmaktan da kaçmıyoruz ama bütçe görüşmeleri başladı, buraya yoğunlaşırken başka şeylere yönelmek, tekrar oralara çalışma yapmak. Yani bir insan kaça bölünecek, kaç yönde bir çalışma yapacak ve verimli olacak? Bunlara da artık imtina mı gösterilir, bundan sonra bu tip toplantılar veya komite çalışmaları bütçe görüşmelerinden sonraya mı kalır, daha uygun olur inancındayım. Yıllardır böyle birşey olmuyordu, ilk defa bu yıl olmaya başladı nedendir bilemiyorum.

Tabii ki milletvekillerinin de çalışma ortamlarının, Sayın Avcı vurguladı, bırakınız çalışma ortamlarını her vekile, üç vekile 6 metrekarelik bir oda düşmektedir. Az önce bir arkadaşım galiba işte, tütün fabrikasından çıktık tütün fabrikasına geldik dedi. Nasıl demişse bilmiyorum da öyle dedi. Vallahi artık parlamentonun da Hükümetin de bunu düşünüp devletine, Cumhuriyetine yakışır bir parlamento binası ve vekillerin çalışabileceği,

1637

Page 86: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

çalışanların da daha rahat bir ortamda çalışabileceği bir bina nasıl ki Bakanlıklar, Sayıştay binaları, kurum binaları Hükümet Programı yine bir şekilde çalışma ortamları daha güzel, çalışma ortamları daha güzel, çalışma şartları daha uygun hale getirmiş binalara dönüyoruz. Sayın arkadaşımın dediği gibi artık sigara fabrikasından çıkalım modern bir fabrikaya girelim biz de. Yani bunu da artık düşünelim. Yıllar önce karşı tarafa bir ek bina yapıldı ama o yapılan ek binada tamamen amaca hizmet etmiyor. Sadece çalışanlar belki biraz rahatlamıştır. Ama vekillerin 6 metre karelik bir odada 3 tane milltvekilinin oturması veya çalışma yapması da herhalde biraz zor olur. Onun için bu yönde de bu dönemde Sayın Maliye Bakanı da burada bu yönde de bir çalışma yapılırsa ve bu yönde de bir yer ayrılıp da gelecek yıllar için ülkeye, devletimize yaraşır bir Meclis binası yapılırsa uygun olur inancındayım. Tekrar ediyorum az önceki söylemimde Kıbrıs konusunda veya diğer konularda işte bu yüce organın bilgisiz bırakılması, bilgilendirilmemesi, saygısızlık demekle ben kimseyi suçlamıyorum. Ben de eğer bir şey biliyorsam ve buraya gelip sunmazsam veya grubum veya Genel Bbaşkanım veya hükümetin sunmaması bizlere karşı bir şeydir. Yani bunu büyütüp işte şuna karşı ben kimseye karşı bir şey söylemedim. Bir şey bilip buraya sunmamaktır Kıbrıs konusu çetrefilli günlere gelmiştir. Kıbrıs konusunda bir araya gelip daha derin düşünmemiz lazım ve bundan sonra atacağımız adımları da hep birlikte karar verip atmamız lazım. Onun için kelimelerin peşine düşüp fikirler üretecekseniz ...

ARİF ALBAYRAK (Gazi Mağusa) (Yerinden) - Düşmeyin bu kelimenin peşine.

AHMET KAŞİF (Devamla) - Biz kelime peşine düşmüyoruz. Biz gizli yapılan toplantıların ki daha önce bu gizli toplantılar yapılırdı hep beraber eleştiriyorduk, hep beraber eleştiriyorduk biz de eleştiriyorduk buradaki arkadaşlarla birlikte. Ve bu eleştirilere de maalesef cevap da alamıyorduk zamanında maalesef. Şimdi daha önce yapılanlar, şimdi fazlası ile yapılır ve eleştirilirse ve bunlar da artık katlanılamayacaksa artık buradan kimse konuşmasın, kimse bir şey de söylemesin.

(Meclis Başkanı Fatma Ekenoğlu Meclis Kürsüsünü Hasan Bozer’den devralır).

Çünkü bu memleketin en yüce organının bilgi dışı kalması, sahne dışı kalması kabul edilmez. Bunu da kabul etmemiz mümkün değildir. Meclis bütçesinin kalemlerine tek tek zaten girmeye gerek yok. Yarısını geçtik. Kalemler üzerinde, rakamlar üzerinde fazla oynamaya gerek yok ve 3 ay sonra kısmetse bir sonraki yılın bütçesi artık programlanacaktır. Onun için kalemlere girmeye gerek yoktur. Bütçenin Meclisimize, çalışanlarımıza ve ülkemize hayırlı olmasını diler, saygılar sunarım.

BAŞKAN - Buyurun Kadri Bey.

KADRİ FELLAHOĞLU (Lefkoşa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkedeki demokratik rejim gereği ve ülkemizdeki yaklaşık 147 bin seçmenin oy kullanması neticesinde ve halkın bir iradesi, halkın bir istenci sonucu partiler ve partilerin altında milletvekilleri bu parlamentoya geliyor. Parlamento sonuç olarak halkın temsil edildiği, halkın kendisinin yansıtıldığı, halkın kendisini bulduğu bir yerdir. Dolayısıyle her milletvekili arkadaş ben de dahil olmak üzere konuşmalarımıza, uslubumuza, eleştirilerimize dikkat etmek zorundayız. Bu zaman zaman dozu kaçıyor bu bir gerçek, bunu hepimiz biliyoruz ve kabul ediyoruz, etmemiz gerekiyor. Buna dikkat edersek eğer çok doğru bir iş yapmış olacağımıza inanıyorum. Yani belli alışkanlıklar, eski alışkanlıklardan artık uzaklaşmamız gerekiyor. Yasama Organı olarak Meclis gerçekten çok önemli fonksiyonu olan, çok önemli işlevi olan bir organ ve bugün en son seçimlerin sonrasında kurulan Cumhuriyetçi Türk Partisi-Birleşik

1638

Page 87: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

Güçler ve Demokrat Parti Hükümeti, yeniden yapılandırma adı altında icraatlarını, uygulamalarını gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Meclis de gerek yapısal olarak, gerek içerik olarak, gerekse işlerlik olarak kendisini yeniden bir yapıya kavuşturmak zorundadır. Gerek görünüm açısından, gerek donanım, gerekse altyapı açısından. Bu Meclisin buna ihtiyacı olduğuna inanıyorum ve en önce İçtüzüğün, Meclis İçtüzüğünün ele alınması gerektiğine inanıyorum. Meclis İçtüzüğü ele alınmalı, konuşma saatlerinden konuşma sürelerine kadar ve buna bağlı diğer ihtiyaçlara kadar, kendi aramızda zaman zaman konuştuğumuz pekçok düzenlemeye ihtiyaç duyulmaktadır. Bunları ele almak, bunları yeniden düzenlemek gereklidir diye düşünüyorum.

Bu bina, bu altyapı milletvekillerinin ve çalışma arkadaşlarımızın birlikte kullanıldığı bir altyapıdır. Ve az önce de bazı arkadaşlar birtakım sorunlara dikkat çekti, bunlara biz de katılıyoruz ama bunları sadece Cumhruiyet Meclisinin Bütçesinin görüşüldüğü bir günde sadece konuşmak ve dile getirmek yeterli değildir. Faydası vardır, iyi de yapılıyor ama yeterli değildir. Bunu her fırsatta yılda bir defa değil yani, her fırsatta Meclis Başkanına, Danışma Kurulunda Başkanlık Divanında ki bu kurullarda her partinin temsilcisi vardır, dile getirilmeli, ortaya konulmalı, taleplerde ve isteklerde bulunulmalı. Bu yılda bir defa Cumhuriyet Meclisinin Bütçesi görüşüldüğünde konuşulduğunda dile getirilmesinin yararı vardır diyorum doğrudur ama yeterli değildir. Birşeyi eğer çok istiyorsanız, birşeyin eğer çok doğru olduğuna inanıyorsanız, ısrarla talepkar bir şekilde bunu istemeniz gerekir ve dile getirmeniz gerekir.

Bir de bu yeni bir dönem sözkonusu ülkemizde, bunu hepimzi kabul ediyoruz. Bu yeni döneme uygun, yeni duruma uygun Meclisin de yeniden yapılandırılması kesinlikle kaçınılmazdır. Yani milletvekillerinin ben öyle inanıyor ve öyle düşünüyorum ki, en azından İngilizce lisan kursunun yapılmasına büyük ihtiyaç duyulmaktadır. Meclisin bunu programlayıp bu çalışmayı gerçekleştirmesi gerekir, bunun yararlı olacağına inanıyorum. Personelin de lisan kursu dahil olmak üzere, diğer pekçok konularda ileriye dönük, Avrupa Birliği normlarına dönük hizmet içi eğitimden tutun da lisan kurslarına kadar yeniden yapılandırma çalışmaları adı altında bu tür çalışmalar içerisine Meclisimizin girmesi gerekiyor. Ve birşeyi daha gözden kaçırmamak gerekiyor, bugün Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinde iki tane milletvekili arkadaşımız seçilmiş milletvekilleri olarak görev yapmaktadır. Bu bir adımdır, bu bir sonuçtur. Yeterli midir? Değildir. Çok kısa bir süre öncelerine kadar kafeteryalarda temaslar kurulmaya çalışılıyordu, diyaloglar kurulmaya çalışılıyordu. Güç bela randevular alınıyordu ama bugün Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinde bir Ulusal Birlik Partisinden temsilci, bir de Cumhuriyetçi Türk Partisi-Birleşik Güçler’den bir temsilci olmak üzere iki tane arkadaşımız Konseye Giriyor Konsey toplantılarına katılıyor, görüş düşünce üretiyor komitelere katılıyorlar,Oy hakları yok. Bunu da ortaya koymak lazım. haa önemli mi? Önemli. Ama az önce saydıklarım daha düne kadar bunlar da yoktu. Bu bir kazanım. Sonuçta Meclisimiz farklı bir şekilde, farklı bir boyutta Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde temsil ediliyor. Meclis değil doğrudur. Özür dilerim. Yani onu düzeltmek gerekir yani Meclis adına bulunmuyor ama seçilmiş milletvekilleri olarak Kıbrıs Türk Halkını temsil ediyorlar. Doğrudur, düzeltmek gerekir. Tam doğrusunu ortaya koymak gerekir. Doğrudur.

AHMET KAŞİF (Gazi Mağusa) (Yerinden) - Keşke olsa.

KADRİ FELLAHOĞLU (Devamla) - Keşke olsa ,o da olacak inşallah belki bu alanlarda da girişimleri artırmak gerekiyor. Örneğin Avrupa Parlamentosu Meclisine de bir takım girişimler yapmak gerekir.Yani Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisine gidildiği gibi

1639

Page 88: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

daha önce gidildiği gibi o şekli ile Avrupa Parlamentosu Meclisi’ne de imkanları zorlayarak, araştırmalar yapılarak belki de Türkiye Meclisinden giden milletvekillerini veya onların ordaki temsilciliklerini, elçiliklerini de kullanarak yararlanarak bu adımları atmak gerekiyor diye düşünüyorum.

TURGAY AVCI (Gazi Mağusa) (Yerinden) - Mecliste bu adımları atmamız lazım.

KADRİ FELLAHOĞLU (Devamla) - İşte Meclisin bu adımları atması gerekiyor. Ben de ayni şeyi söylüyorum. Sonuç olarak arkadaşlar Meclisteki çalışmalara ben şunu söyleyim az önce Ahmet Bey değindi komite çalışmalarından bahsetti, Meclisteki çalışmalardan bahsetti ben Hukuk ve Siyasi İşler Komitesinin Başkanıyım ve ben ordaki çalışmalardan muhalefetteki arkadaşların tutum ve davranışlarından memnunum. Eleştiriyorlar, görüş ortaya koyuyorlar, kendilerinin evet demelerine inandıkları zamanlarda evet diyorlar, hayır demelerine inandıkları zaman da hayır diyorlar bu da çok doğaldır ve biz bir anlayış içöerisinde buradaki çalışmalarımızı sürdürüyoruz bazen çok acil durumlarda biz de 1-2 yasayı çağırmak zorunda kaldık. Örneğin Yayın Yüksek Kurulu üyeliklerini belirlemek için. Orda da arkadaşlarımız bize anlayış gösterdi, gösteriliyor da. Dolayısıyle biz de bu Mecliste artık farklılıklarımızı koruyarak, birbirimize saygı ve sevgiyi de gözeterek yine bir anlayış içerisinde çalışmalarımızı sürdürmek zorundayız.Bu dönem buna ihtiyaç vardır. Şimdi arkadaşlar diyor hep birlikte hareket edelim. Doğru güzel bir şey. Ama bunun alt yapısının hazır olması gerekir. Bunun alt yapısını hazırlamamız gerekir demekle, söylemekle, bunu yapmak çok farklı şeydir. Belli kademelerde, belli aşamalarda, komitelerde, Genel Kurullarda, usluplarımıza dikkat ederek, davranışlarımıza dikkat ederek, hal ve hareketlerimize dikkat ederek bunun alt yapısını hazırlayarak birlikte belli konularda hareket edilebileceğinin zemininin yaratabileceğine inanıyorum ve burada da Meclis en uygun ortamdır. Burada hep beraberiz, komitelerde beraberiz, Genel Kurulda beraberiz, pek çok, yemekleri beraber yiyoruz, ayni ortamı paylaşıyoruz burada, ayni salonu paylaşıyoruz. Hep bir arada bulunduğumuz mekan ve ortam burası. Birlikte yasalar yapıyoruz, birlikte tartışıyoruz. Dolayısıyle Mecliste bu ilişki biçimini daha çağdaş, daha ileri noktaya taşıyarak birlikte en azından belli konularda birlikte hareket edilebileceğine de inanıyorum. Hepinize teşekkür eder, saygılar sunarım.

BAŞKAN - Buyrun Sayın Taçoy.

HASAN TAÇOY (Lefkoşa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii ki Cumhuriyet Meclisi Bütçesi ülkemizin en yüce organı, Yasama Organının Bütçesi görüşülmekte ve bu Yasama Organının Bütçesinin geçen yılla bu yılki farkı ve Meclisimiz içerisindeki çalışma sistemi ve bu çalışma sistemi ile birlikte verimlilik konusu her zaman için tartışılan bir konu. Hepimiz çıkıyoruz burdan işte Avrupa Birliği diye söylüyoruz ama İçtüzüğün değiştirilmesine geldiği zaman hiçbirimiz de elimizi taşın altına koymuyoruz. İşte Avrupa Birliğinde 10 dakika konuşuluyor, 3 dakika konuşuluyor, 2 dakika konuşuluyor belli süreler çerçevesinde konuşuluyor. Çıkıp saatlerle konferans verirmişcesine konuşma yapamıyorsunuz, konferans saatleriniz tamamen ayrıdır. Onu bir brifing şeklinde değişik odalarda, Genel Kurulun dışında gidip oturup verebileceğiniz bir ortam vardır. Bunu bu Mecliste niye gerçekleştirmeylim? Bunu niye yapmayalım? İşte bu konsensusa varmak ve bu konsensus çerçevesinde bunu gerçekleştirmek hepimizin elinde. Konulara ilgi mi bulamayacağız? Bulabiliriz. Kendimizi ifade mi edemeyeceğiz? İfade edebiliriz, kısa süre içerisinde ifade edebiliriz. Bu Mecliste hepimizin belli noktalarda belli araştırmaları yapıp gündeme getirmemiz gerekmektedir. Bu araştırmaları yapmak için de arkadaşlarım dile getirdi, mekan ve zeminin uygun olma şartı yanında çalışma saatleri, ki en fazla

1640

Page 89: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

etkilendiğimiz açıdır çalışma saatleri açısından kısıtlıyız Meclisimizde, çünkü belli saatler içerisinde ancak ve ancak Meclisimizde mesai saatleri içerisinde çalışma yapabiliriz, mesai saatleri dışında bir milletvekilinin tamamen boşa çıktığı anda Meclisimiz bizlere kapalı sayılmaktadır herkese olduğu gibi. Bir tek bütçe zamanları hariç Meclisi geç saatlere kadar açık bulmanız imkansız. Bu demek değildir personel gerekeni yapmıyor. Hayır, tam tersine personel mesai saatleri içerisinde gerçekten çok büyük bir özveri ile, tutun kolluk görevlerini yapan arkadaşlardan, bahçecisinden Meclis içerisinde çalışanına, bilgisayarcısına, raportörüne ve tüm kademelerine kadar olan kişileri gerçekten Meclis içerisinde bir milletvekilinin gerekli imkanı bulabilmesi için ellerinden gelen herşeyi yapmaktadırlar. Bu bir gerçektir ve bunu kesinlikle gözardı edemeyiz.

Meclisin e-devleti yakalaması diye konuşuldu. Meclisimizin gerçekten bir güzel web sayfası vardır ve bu web sayfasından çıkan tutanaklara kadar herşeyi bulabileceğiniz bir ortam vardır ve bu ortamı kullanmak pek tabii ki bağlı olduğu hattan oraya geçiş zor olsa dahi, onu da geliştirmek ve biraz daha ileriye götürmek elimizde. O da biraz bütçeye olan katkı ve harcamalara olan katkı. O Sayın Maliye Bakanımıza düşen bir görev olarak orda beklemektedir. Ve bilgiye ulaşmak gerçekten halkımızın en büyük ihtiyacıdır, bilgiye ulaşmak için bir milletvekilini aramaktansa artık o bilgisayar ortamında o noktalara gitmesi mümkündür. İlk baktığımızda bütçeye bütçe kalemlerine, bir görüyoruz ki geçen yılla bu yılın bütçesi arasında yaklaşık %300 bir artış var. Ben ilk baktığımda biraz şaşırdım, ondan sora rakamları takip ettiğim zaman bir de gördüm ki, milletvekilinin maaşı da artık Cumhuriyet Meclisi rakamları altında bulunmakta. Tabii ki bir milletvekilinin maaşı Cumhuriyet Meclisi Bütçesinin altında bulunacak, bulunmasına da. Bu maaşların yanında burdaki alet-edevat ve diğer gereçler de sözkonusu. Ben daha dün, dün dediğim yani bir hafta içerisinde, 10 gün içerisinde 15 gün içerisinde Meclisin bahçesinde yeni bir Meclis aracı gördüm, üstünde de bir güzel kapısına arkasına, “KKTC Meclisinindir” diye yazılmış. Araba belli Meclisin arabası olduğu ama kadro teşkilatta böyle bir harcamanın Meclis kaleminden yapılmadığı da ortada. Meclisin dışında bir kalemden, Maliyenin bir kaleminden yapıldı. Onu tespit etmek gerçekten bu analitik bütçe içerisinde zorlandık, göremedik. Bunların pek tabii ki artık ileriki dönemlerde herhalde bu analitik bütçenin tam incelenmesi ve ortaya çıkacak sonuçları ile daha yakından bulacağız.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Analitik Bütçenin içerisinde yenilikler bol, bol var. Bu yenilikleri şöyle değerlendirmek istiyorum. Eskiden göremediğimiz ama şimdi görebildiğimiz kalemler ortaya çıktı. Güzel birşey olumlu bir olay. Bu olumluluğun içerisinde ben bazı şeyleri de biraz fazla bulmaktayım. Mesela geçen yıl harcanan 213 Milyar var Yurt Dışı Geçici Görev Yollukları. Bu yıl 500 Milyar olarak öngörülmüş. Geçen sene kullanılan bana göre herşeyden fazla ve normaldi. Bu yıl tam iki mislisinden fazla bir artış gözükmekte orda. Giyecek alımları 3 Milyar 137 Milyon’dan 11 Milyar’a çıkarılmış epeyi yükseltilmiş. Enteresandır, Kültür Varlıkları Alımı Giderleri. Bakanlıkların kalemi altına girmiş ve Kültür Varlıkları Alımı hemen hemen bütün Bakanlıkların kalemi altında yer almış. Tabii ki bunlar sergidir ve ne bileyim ben...

ARİF ALBAYARAK (Gazi Mağusa) (Yerinden) – Kitap, kaset, CD.

HASAN TAÇOY (Devamla) – Kitaplar ayrı. Onlar fikir alımlarıdır. Fikri alımlardır daha doğrusu. Değişik bir isimleri var onların. Değişik, değişik isimler girdi oralara onları da tesbit etmemiz gerçekten zor. Bizim Meclisimiz içerisinde Bütçe görüşmelerinde bu kurslarla ilgili öneri oldu arkadaşımızın konuşmaları esnasında ve bu kurslarla ilgili görüşlerini de

1641

Page 90: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

Oybirliği ile yansıtabildiler bu Meclis’in içerisine. O da kurslara katılma giderleri adı altında 8,5 Milyar gibi bir miktar görülmektedir. Onu 30 Milyar Lira artırdılar. 38.5 Milyar Lira yaptılar. Yani Meclisin ileriki dönemde herhalde düşünülen, planlanan, programlanan bazı kursları vardır. Onları gündeme getirmek için. Burda Temsili Giderler ağırlama, tören, fuar, organizasyon giderleri ve Genel Kurul ve Komite Giderleri 350 Milyar’dır. Geçen yıl ile bu yılın arasındaki en büyük fark burda. Geçen yıl Meclisin kafeteryasının işlemesi ve bu kafeteryanın katkı giderleri olarak oraya 110 Milyar Liralık bir kalem konmuştu.Bu kalemden 40 Milyar Liralık bir harcama yapıldı Meclis gündeminde. Bu yılki kalemler arasında bu kafeteryanın özelleştirilmesinden dolayı büyük ihtimalle kalemi yoktur. Yalnız burda Genel Kurul ve Komite Giderleri açısından konan kalem dikkati çekmekte. Bu kalemin açılımının ne kadar ve kime, nasıl yapılacağı yahut da Genel Kurul ile Komite Giderleri ne olur diye düşünüyorum. Aklıma gelen fazla birşey yok. Orda bir açıklama getirilmesi kanaatindeyim. Ve yine tanıtma. Bol, bol tanıtma var dedik bu Bütçesinin içerisinde yaklaşık 200 Milyar da tanıtmaya konmuş ve diğer makine teçhizat alımları 150 Milyar. 150 Milyarlık makine ve teçhizatın bu Meclis’in içerisinde bizim en fazla ihtiyacımız olan benim bildiğim kadarı ile bilgisayar. Arkadaşımın dile getirdiği bilgisayarın ötesinde başka bir malzeme veyahut da teçhizat almaya veyahut da öyle bir ihtiyacı olduğu gündeme getirilmedi. Ve ilk defa Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Başbakan Yardımcılığı dışında ve daha eskiden ismi beklenmedik giderler kalemi olarak nitelendirilen kalemlerden bir tanesi diğer dernek, birlik, kurum ve benzeri kuruluşlara 19.5 Milyar Liralık bir ödenek. Yani eskiden sadece üç Bakanlıkta olan beklenmedik giderler kalemi şimdi şu anda Cumhuriyet Meclisi’nin Bütçesine girmiş ve orda da bir kalem bu konuda açılmış.Şimdi bu bütçe içerisinde tabii ki bütçe çalışmalarını en mükemmel şekilde götürecektir, ne kadar eleştirisel veyahutta ne kadar fazla eleştirilirse de ve konuşulsa da Meclis ve Meclis çalışmaları bu Meclis çalışmalarını devam ettirecek ve gündeme getirecektir. Benim her zaman için Meclisten ve Meclisin geçen yıl tam bundan bir yıl önce Strazbourg’da yapmış olduğumuz görüşme sonrasında elde etmiş olduğumuz sonuçla ilgili olarak gündeme getirdiğim ve ortaya koyduğum bir argüman vardır bu argüman neydi? 20 Haziran 2004 yılında Strazbourg’a arkadaşlarımızla birlikte üç siyasi parti temsilcileri ile birlikte yapış olduğumuz görüşmelerde Meclisin çatısı altında devletin seçilmiş milletvekillerinden Strazbourg’a temsilci gönderecektik ama orda Sayın Burguridist Hristofyas’ın aynı partisinin temsilcisi, Avrupa Birliğindeki temsilcisi AKPA’daki temsilcisi bize tehditvari bir şekilde şunu söylemişti; Bizi genç de gördü herhalde kendi yaşına göre çocuklar çocuklar dedi burası benim çiftliğimdir sizin çiftliğiniz değil diye bir ibare kullandı Sayın Burguridis. Bu Burguridis daha sonra Temmuz ayı içerisinde, Ağustos ayı içerisinde KKTC’ine de geldi hatta ve hatta birçok dedikoduya maruz kaldı işte pasaport göstermeden geçti gibi unsurlar ve Sayın Başbakan Mehmet Ali Talat o dönemde ve bizimle de ayrı ayrı görüştü. Bize yapmış olduğu teklif şuydu;Strazbourg’da bize söylenen ve bize tüm grup başkanlarının Strazbourg’daki genel sekreterliğin ve bununla birlikte birçok devlet temsilcisi kişilerin orda bize vermiş olduğu garanti şuydu ki bu sizin önünüze konulan, değişiklik, sizler için konulan değişiklik hiçbir zaman için değiştirilmeyecekti. Buraya geldi Burguridis geldi bazı görüşmeler yaptı Sayın Hristofyas’ın mektupları biz orda iken Strazbourg’a gönderdi, 2 tane mektubu geeldi Sayın Hristofyas’ın bizim orda milletvekili olrak değil seçilmiş temsilci olarak değil, parti temsilcisi olarak bulunmamız gerekliliğini önümüze koydu Sayın Burguridis ve bu Ekim’in 3’ünde Strazbourg’da yapılan toplantıda alınan kararlarla aynen Sayın Burguridis’in söylediği şekle döndürüldü ve biz Meclis temsilcisi değil seçilmiş temsilci değil parti temsilcilerini Strazbourg’a göndermek mecburiyetinde kaldık ve bunu hiçbir zaman Meclis içerisinde değerlendirmedik.Bizim bu konuyu Meclis içerisinde değerlendirip Meclisin bu yerlere temsilci gönderdiğini ve Meclisin bu temsilcileri seçme hakkını bulundurduğunu her ne kadar da onları bize bunları partilerden göndereceksiniz deseler bizim bunu tam tersine bizim kabul etmek istediğimiz süreç içerisinde ve orda elde

1642

Page 91: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

etmeye çalıştığımız o kazanç çerçevesinde üzerinde ısrarla durmamız gerekirdi ve bunu seçilmiş temsilciye döndürmeye çalışan arkadaşlarımız Strazbourg’daki temsilcilerimizin önünü daha da açmamız lazım ve gerekirse buradan bir yasa çıkarmamız lazım ve bu yasa ile birlikte bu arkadaşların seçilmiş bireyler olarak oraya gittiklerini, oraya gönderildiklerini gündeme getirmemiz lazım. Tabii ki oraya giden arkadaşlarımızın Strazburg’a giden arkadaşlarımızın bütçe içerisinde yolluk masrafları ve bu çerçevede giderleri ödenecek olan giderlerin sunumunu belki de tamamen ayrı bir kalem altına alınmalıdır bütçe çalışmalarıanda. Bunun tamamen ayrı bir şekilde bütçenin içerisine özellikle analitik bütçe içerisinde gösterilmesi lazımdır. Biz bunu yasal hale sokabilmemiz için bir uğraş içerisine girmemiz lazım ve bunu da gündeme pek yakın bir zamanda getirmemiz lazım ve ilk önce bizim bazı şeyleri kabul edip bir devlet olgusu adı altında bu insanları oraya gönderdiğimizi ve bizleri temsil etmelerini istediğimizi açıkca aşikar bir şekilde ortaya koymamız gereklidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Meclisindeki oy doğrultumuzu arkadaşlarımız belirtti bundan dolayı Cumhuriyet Meclisinin önümüzdeki dönemdeki çalışmalarında biz aynı katkıyı Meclis Çalışmalarına koyacağımızı ve Meclis çalışmalarının daha da hızlı bir şekilde ilerlemesini yakınen takip edeceğimizi, insanlarımızın denetim görevini vemriş olduğu bizlere, milletvekillerine düşen görevi de layıkı ile yerine getireceğimizi bir kez daha belirtir saygılar sunar, teşekkür ederim.

BAŞKAN – Buyurun Arif Bey.

ARİF ALBAYRAK (Gazi Mağusa) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; bütçeleri görüştüğümüz bugünde aslında üslup dersleri ile başladı, onunla devam etti ancak görüyorum ki ders veren arkadaşlar burda yoklar. Gönül arzu ediyor ki bu üslup ve bu tartışmalar her zaman bu salonda olduğumuz sürece hatırlansın ve hep böyle devam etsin. Ancak sadece yerimizde otururken bu üsluba dikkat etmek gerekmiyor. Bu Kürsüye geldiğimiz zaman da ayni üslubu burda devam etmek durumundayız.

Nasrettin Hoca’nın ünlü fıkrasını hatırlarsanız hırsızın hiç mi suçu yoktur diye söylemesi boşuna değildir diye düşünüyorum. Tabii ki Meclis çalışanlarının bu olağanüstü koşullarda da özveri ile çalışması takdire şayandır. Ben de onları bu bölgeden seçime katılmamış olmama rağmen yürekten kutluyorum bütün samimiyetimle.

HASAN TAÇOY (Lefkoşa) (Yerinden) – Birşey değil. Mağusalı da var burda çalışan.

ARİF ALBAYRAK (Devamla) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; iki konuşmacının dile getirdiği bir konu vardı. Aslında çoktan bu konuda konuşmak gerekiyor diye düşünüyordum ama Meclis Kürsüsünden bu nokta dile getirildiği için ben ısrarla bu konuyu burda açmama düşüncesinde olduğum halde bunu konuşma ihtiyacını hissettim.

Cumhuriyetçi Türk Partisi- Birleşik Güçler, Demokrat Parti Hükümet Programında yazmış olduğu gibi kültür, sanat konusuna fevkalade ciddi bir şekilde bakmaktadır. Ve Kültür, sanatı sonuna kadar desteklemektedir. 1918 yılından beri gerek sanata bakış açısında gerekse telif haklarında birazcık da çağ dışı kalmış, 2000 yılında birazcık desteklenmiş ama hala daha bir hayli eksiği olan bir noktada uğraş göstereceğini Hükümet Programına zaten yazmıştır ve dikkat edileceği gibi Telif hakları Yasası onun haricinde Düşünce ve Sanat Ürünleri Yasası geçtiğimiz 10 gün içerisinde geçirmiş olduğumuz Vergi (Değişiklik) Yasası ile sanatın %60’a kadar sponsörlüğü olayı sponsörlük başlığı altında ayrıca Sponsörlük Yasası konusu ve

1643

Page 92: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

Kültür Derneklerini Destekleme Tüzüğü ile Bakanlar Kurulu’nun aldığı karar ve bunların hepsi ortadadır ve hedef koyduğu özerk sanat kurumu olayında da sorun toptan çözüme gidileceğini açıklanmıştır.

Tabii son dönemde basını çok ciddi bir şekilde meşgul eden bir ödül olayı oldu. Hükümet kanaatime göre bu konuda direkt olarak taraf değildir. Ancak Kıbrıs Türk toplumu buna taraf olmuştur. Hükümetin ve devletin sanat yapmadığı ortadadır. Onun görevi sanatın önünü açmaktır, sanatçıyı desteklemektir. Ve bu dönemde sanatçılarla, Kıbrıs Türk sanatçıları ile ki bunlar ülke sanatına gerçekten damgasını vuran insanlardır. Eski Cumhurbaşkanı arasında ortaya çıkan bu argüman Türk Bankası Ödülleri münasebeti ile bence hangi açıdan bakarsanız bakın belki de yaşanması gereken bir olaydı. İki yönden bakabilmek lazım olaya. Ve tarihe Kıbrıs Türk Tarihinin yaşamına bir şekilde geçecektir. Bunun sorgulanması, yorumlanması yıllar sonrasına kaldığında da zannederim süzülerek gelen bazı veriler ışık tutacaktır bazı gelişmelere. Burda çok prensip düşünerek konuşacak olursak bu değerli arkadaşlarımın benim içimden gelen keşke bu sanat ödüllerini hiç almasalardı şeklindeki bir yorumdur. Neden? Mehmet Yaşın örneğin böylesi bir tavır sergilemiştir. Veyahut da Marlon Brando’ya Oscar Ödülü verildiği zaman Amerikan film sanayisinin kızılderililer üzerine yapmış olduğu Amerika’nın yapmış olduğu yaklaşımı protesto etmek amacı ile bu ödülü çıkıp ödül alacağı sahnede reddetmiş olması fevkalede daha ilkeli bir olay olarak ortaya çıkmıştır. Ancak hal böyleyken Sayın eski Cumhurbaşkanına 52 kitap yazdı. Kültür, sanata katkıları oldu diye Türk Bankası Ödül vermiştir.Bu Türk Bankası Yönetim Kurulundaki arkadaşların bakış açısı ile ilgili bir olay, bunu çok ciddi tartışma boyutuna getirmenin veyahutta basında çok çirkin usluplarla kullanmanın hiçbir anlamı yoktur diye düşünüyorum. Sanatçılar kendi demokratik tavırlarını ortaya koymuşlardır ve bu tepkiyi göstermişlerdir. Ben de birazcık bu işten anlayan birisi olarak şunu söylerim ki eğer şahsen orda ben de bu ödülü almış olsaydım belki bu süreç içerisinde değerlendirir ve aynı şekilde bu ödülün iadesinde ben de tavrımı koyabilirdim. Bunu Kıbrıs Türk toplumuna yapılmış bir hakaret veya bir ahlaksızlık diye telaki etmek ve özellikle uslubunu ve yaklaşımını fevkalade beğendiğim değerli arkadaşlarım tarafından, incelik gösteren arkadaşlar tarafından “sözde kahramanlar” yahutta “sözde sanatçılar” olarak bu kürsüden konuşulmasını duymak beni çileden çıkarmıştır değerli arkadaşlar. O nedenle eğer bu konu ile alakalı yorum yapacaksak lütfen bir kısım basının bu konuda yaptığı yorumları görelim, okuyalım önerdiği bazı şeyleri görelim ve yorumlarımızı bunun üzerine yapalım. Sanatçılar değerli arkadaşlar evet aykırıdırlar, absürtdürler zaman zaman ve toplumun önündedir, toplumun önünü açarlar. Siz çırılçıplar duran bir kadının birazcık üzerine boya sürdüğü bir sergi salonunda bir sanatçı tarafından bir sanat eseri diye sergilendiğini biliyor olmanız lazım. Ancak bunun yorumlaması yapılırken başka türlü yorumlara bunu götürmek çok da yakışık değildir örneğin. Eğer bir gazeteyi okuduysanız, gördüyseniz bir heykelin alınıp da yatak odasına asılması bilmen ne şeklinde kullanılması şeklindeki yaklaşımlara tepki konacaksa bunlara konması gerekir diye düşünüyorum ve bu bahse konu arkadaşların da Kıbrıs Türk mücadele tarihinde barış sürecinde ne kadar katkı koyduklarının unutulmaması gerektiğinin de altını çizmek istiyorum. Çünkü bu insanlar değerli arkadaşlar, sıradan insanlar değildir. İsimlerini hepiniz biliyorsunuz, defalarca gündeme geldi, konuşuldu bunlar Kıbrıs Türk toplumunun hem kendi içinde, hem de dış dünyada fevkalade iyi örneklerle temsil etmiş değerli arkadaşlarımızdır. Bir şekilde dediğim gibi bu hareket Kıbrıs Türk tarihine geçmiştir, bu farklı şekilde değerlendirilecektir. Bunu başka türlü değerlendirsin varsın insanlar ve belki de artık sanat eserlerinin, sanat ödüllerinin nasıl verilmesi gerektiği, hangi kurumlarca verilmesinin daha doğru olacağı tartışması da başlar ve daha iyiye gider, daha doğruya gideriz. Ben tartışmaların olması gerektiği kanaatindeyim, her insanın bir bakış açısı olduğunu ve buna saygı duyulması gerektiği kanaatindeyim. Tabii ki eski Cumhurbaşkanı Denktaş fevkalade bir kişilik, dünyada üç lider

1644

Page 93: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

sayınız deseniz birini Kastro diyecekler, öbürünü Arafat diyecekler, üçüncüsü de herhalde Denktaş olurdu. Ancak politik duruşu belki farklı tutulmalıdır, kültür sanat olayı belki biraz daha farklı tutulmalıdır. O nedenle hiç bir olayın hakaret boyutuna getirilmemesi gerektğidir benim üzerinde durduğum konu ve bakış açısı ile alakalıdır. Sözlerimi bu olayla noktalamak isterim. Arjantinli bir golf oyuncusu ünlü bir golf oyuncusu Robert De Vincenzo büyük bir turnuvaya katılır ve bu turnuvada çok büyük bir para ödülü kazanır, duşunu alır, arabasına bineceği sırada yaşlı bir kadın yanına yaklaşır, der ki; oğlum ben seni takdir ediyorum ama mutluluğunu paylaşırken üzüntümü de seninle paylaşmak istiyorum. Nedir der, benim ölmek üzere olan bir kızım var ve senden para yardımı rica ediyorum.Adam da duygulanır ve para yardımında bulunur bu kadıncağıza. Menaceri gelir arkadan der ki sen ne yaptın, ben bir hafta sonra ölecek kızı olan bir hanımefendiye para yardımında bulundum. Sen bilir misin diyor o kadın seni dolandırdı, yalancıdır o kadın ve onun bir hafta sonra ölecek bir kız çocuğu yoktur. Ciddi misin diyor, yani o kadının bir hafta sonra ölecek bir çocuğu yok mudur? Bu son bir ay içerisinde duyduğum en güzel şeydir diyor.

Değerli arkadşlar insanlar aynı pencereden dışarıya bakarlar ama kimisi hep yerdeki çamuru görmeye alışıktır,Lütfen biraz da gökyüzüne kaldıralım gözlerimizi ve parlayan yıldızları görelim. Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Hasan Bey buyurun.

HASAN BOZER (Girne) (Yerinden) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; her zaman olduğu gibi konuşmamı kısa tutacağım. Meclis Bütçesi görüşülürken konuşmak istemezdim ama bu bir, iki günde ceryan eden olaylar beni çok kısa bir konuşma yapmaya itti. Onun için peşinen sizden af diliyorum. Biliyorsunuz bizler buraya halkın temsilcileri olarak giriyoruz. Uzun bir maratondan sonra halkın takdirine gidiyoruz. Bizi uygun görür müsünüz Meclise gitmek adına. Onlar da aramızdan pek çok kişi çünkü bu göreve talip. Seçiyor ve bizi buraya gönderiyor. Ve kendi adlarına burda bir görev yapmamızı istiyorlar. Yani bu Yüce Meclis’te bizler kendimizi değil de hitap ettiğimiz kitleler adına görev yapıyoruz. Hakikaten bu Bütçe görüşmeleri esnasında müşahade ettiğim bir olay vardır.Bilmiyorum belki muthattır bu ama bana pek muthat gibi gelmedi. Saygı kurallarına çok riayet etmiyoruz. Konuşan kişilere olan yahut da konuşan kişinin Genel Kurula hitabında yani her iki tarf için de bunu dile getireyim. Birbirimize saygılı olmak durumundayız. Bunu bu Bütçe görüşmelerinde ihlal ettiğimiz kanaatindeyim. Halbuki ben müşahade ediyor ve görüyorum ve bundan da çok büyük mutluluk duyuyorum. Bu Genel Kurul salonunun dışında bizler halk bunu duysun, bilsin diye istedim. Çok samimiyiz. Şurda kapıyı dışarı çıktığımızda kimse kimse ile dargın değildir,herkes herkesle çok samimidir.Bu da mutluluk verici birşey esasında güzel,yalnız orda sergilediğimiz medeni halimizi ki burdaki gayri medeni değil yani sakın bir tartışma konusu açmayın bu konuda. Burdaki tavrımızın daha da düzgün olması gerekir diye düşünüyorum.

Dünkü Meclis görüşmelerinden sonra benim bir kaç tane arkadaşla tesadüfen lokalde görüşme şansım oldu. Ben birşey söylemedim. Bunlar üniversite mezunu, iş, güç sahibi insanlardı. İki tanesinin bana söylediklerini söyleyim. Ama nedir yaptığınız diyorlar. Kahvedeki konuşmalar bile daha güzel. Siz orda birbirinize çok kırıcı davranıyorsunuz. Yani kahve standartının da altına düştünüz. Tabii burda kahveleri de çok küçümser gibi olmayım benim de gittiğim bir yerdir çünkü ama örnekleme adına bana arkadaşlarım böyle bir sitemde bulundular. Dolayısıyle bizi izleyen insanlara bu Genel Kuruldaki konuşmalarımız ve hareketlerimizle ki biz onların temsilcileriyiz biraz daha dikkatli davranıp örnek olmamız gerekiyor diye düşünüyorum. Hele hele bir taraftan hedef olarak Avrupa Birliği’ni

1645

Page 94: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

gösteriyoruz ve bunu her iki cümlemizde bir kullanıyoruz. Güzel bir hedef. Çağdaşlıktır, olması gerekendir ama sanmıyorum ki Avrupa Meclis’lerinde de durum bizdeki gibi olsun. Burda biraz daha dikkatli davranmamız gerekir. Meclis Bütçesi görüşülürken yani bu milletvekillerine dağıtılan el kitapçıkları vardır. Onların içerisindeki 71, 72, 73, ve 74’üncü maddelerde gerek konuşmacıların gerekse Genel Kuruldaki katılımcıların nasıl davranılması gerektiği konusunda sınırlayıcı düzenlemeler vardır. Sanırım onları arkadaşlarımızın tekrar okumasını ve onlara daha da riayet etmeleri gerekir. Bu toplumun bir genel beklentisidir. Ben bu konuşmayı onlar adına yaptım. Çünkü akşam beni bu konuda motive ettiler.

Son olarak da Meclisimiz, Yüce Meclisimiz oy doğrultumuzun evet olacağını belirtmek isterim. Teşekkür eder saygılar sunarım.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Hasipoğlu.

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Gazi Mağusa) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ben de hem grubum adına, hem de bir eski Meclis Başkanı olarak yaşadıklarımı, neler yapılması gerektiğini geçmişe dayanan tecrübelerimi de katarak aktarmak istiyorum. Onun için söz aldım. Demokratik ülkelerde kuvvetler ayrılığı yasama yürütme ve yargı arasında bir denge vardır. Bir kuvvetler ayrılığı vardı ancak çok partili parlamenterler sistemlerde kuvvetler ayrılığı hemen hemen ortadan kalkar. Yani yasama yürütme arasında pek de o özlenen, beklenen istenen kuvvetler ayrılığı yoktur. Bu tabii hem tenkit edilebilecek bir husustur hem de kabul edilebilecek bir husustur, yapısında bu vardır. Ancak başkanlık sistemlerinde gerek yasama, gerek yürütme ve gerekse yargı arasında kuvvetler ayrılığı tamdır. Ancak bizim de içinde bulunduğumuz sistemde bu mümkün değildir. Daima hükümetler grupları aracılığı ile Meclisi istediği gibi yönlendirebilir, istediği gibi çalıştırabilir. Yani hükümetler ister Meclisi çalıştırır, isterse çalıştırmaz. Bu yetki istesek de istemesek de, beğensen de beğenmesek de milletvekillerinin ve Meclis Başkanlığının veyahutta Meclisin yönetiminin elinde değildir. Bunu evvela doğru olarak ortaya koyalım, işin gerçeği budur. Tabii ki bize mutluluk veriyor hemen hemen her dönemde ben aşağı yukarı 90’dan beri parlamentodayım, bütçelerde teammül haline gelmiştir bütün partiler Meclis Bütçesine ister muhalefet olsun, ister iktidar olsun olumlu oy verir ret oyu vermez. Bu güzel bir davranış şeklidir, bu olumludur ancak bu hoşgörü her zaman kendi aramızda sağlayabilir miyiz, sevgili Hasan arkadaşımın da söylediği gibi hayır. O da maalesef mümkün olmuyor, olması gerekmektedir, doğruların yapılması lazımdır. Bir parlamento konseyini oluşturamadık, hele 24 Nisan süreci yaşadığımız, çözüm süreci yaşadığımız dönemde buna çok büyük bir ihtiyacımız vardı. Çok önemli bir konuydu bu bunu başaramadık, kapris uğruna başaramadık. Ben daima kelimeleri kullanırken dikkatli kullanırım ama burada açık ve net söylüyorum kapris uğruna yapamadık, gerçekleştiremedik. Bir kelime, bir kelime girecekti oraya Meclis karar alma aşamasında yetkilidir. Elbette zaten bunu yazsak da yazmasak da önemli değildi çünkü bizatihi yapısında, karakterinde kuruluşunda bu vardır, Meclistir karar organı.Gene bir antlaşma yapsanız gelip buradan onaylatacaksınız Kıbrıs Cumhuriyeti kurulurken burada onaylatıldı ve bu cümleye itiraz edildi ve bir parlamento konseyi oluşturamadık. En fazla ızdırap duyduğum hususlardan bir tanesidir. Bu hoşgörüsüzlük topluma da yansıyor tabii. Biraz evvel sevgili arkadaşım hoşgörüsüzlükten bahsetti sanat konusuna da değindi. Buna bile tahammül edemiyoruz. Rauf Denktaş sanatçı mıdır değil midir. Şimdi 40-50 tane yayını olmuş bir insan, hemen hemen dünyada en iyi fotoğraf sanatçılarından bir tanesi.

(Meclis Başkanı Sayın Fatma Ekenoğlu Meclis Başkanlık kürsüsünü sayın Hasan Bozer’den devralır. )

1646

Page 95: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

Siz kalkarsınız dersiniz ki bu adam sanatçı değildir. Saygı duyuyorum, herkesin fikri var. Ama bırakın, başkalarının fikrine de saygı duyun. İşte bu karşılıklı hoşgörüsüzlük ve saygısızlıktır bizi bu ülkede zor duruma düşüren. Bizim artık birlik ve beraberlik içerisinde olmak zorunluluğumuz vardır. Bir parlamento konseyini mutlaka oluşturmamız lazım. Bakın çok enteresandır, bir İçtüzüğü değiştiremedi bu Meclis. Benim zamanımda hazırladık, Cumhuriyet Meclisi İçtüzüğü (Değişiklik) Karar Önerisi. Hukuk Komitesine götürdük. Bugün oldu, hala çıkmadı o komiteden bu. Olamaz böyle birşey, ki burda konsensus da vardı. Bütün partiler oturdu bu İçtüzük değişikliğini yaptık ve götürdük ve ordan çıkaramadık. Utanırım gerekçelerini söylemeye.

MUSTAFA GÖKMEN (Yerinden) (Devamla) – Nedir efendim gerekçeleri?

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Devamla) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; bizim hakikaten evet, ülke olarak çok kritik bir dönemdeyiz. Çözüm süreci, Kıbrıs’ın içinde bulunduğu siyasal durum, bölgenin içinde bulunduğu siyasal konjonktür, bizim hakikaten birlik ve beraberlik içerisinde olmamız gerektiğinin altını çizer. Başka türlü bizim mücadele etmemiz mümkün değilidir. Bazı şeyleri işte bu demokrasidir diyerek geçiştiremezsiniz. Böyle birşey mümkün değildir. Yani biri için demokratik olan bazı şeyler, başkaları için maalesef demokratik olmuyor ve bir kavga zeminine doğru gidiyor. Onun için parlamentoya büyük görev düşüyor, hepimize büyük görev düşüyor. Bizler halkın seçilmiş temsilcileriyiz. Atanmış temsilcileri değiliz. Bakın ve bugün haklar itibarı ile bile baktığımızda konuya, bizim, seçilmiş olan insanların, atanmış olan insanlardan bile daha az hakları vardır. Artık bunu silkinip kendimize gelmemiz lazım. Ve hiçbir şekilde bana göre popülist politikalara da gerek yoktur bunun için. Bugün bir milletvekilinin aldığı maaş, siyasi kamu görevlisi, yoktur dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir maskaralık. Seçilmiş insan siyasi kamu görevlisi olarak addedilemez. Bareme bağlanamaz. Müsteşar baremi ile bir seçilmiş insan. Yoktur dünyanın hiçbir ülkemizde böyle birşey. Bir kişi çıksın bana bunu söylesin ve göstersin. Siyasi kamu görevlisi. Ne demek? Hayır efendim, seçilmiş insan demektir milletvekili. Evvela bu teşhisleri doğru koyalım. Benim artık hiçbir şeyden beklentim olmadığı için, ben artık doğruları ortaya koymak zorundayım. Ve onun için konuşuyorum.

MUSTAFA GÖKMEN (Yerinden) (Devamla) – Destekliyoruz sizi efendim.

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Devamla) – Kim ne isterse söylesin, kim ne isterse yazsın.

MUSTAFA GÖKMEN (Yerinden) (Devamla) – Gerekeni yapacağız.

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Devamla) – Milletvekilleri, seçilmiş insanlar, haklarını alması lazım. Bakın, bir müdürün bugün elinde cep telefonu var, laptopu var. Devlet bunları vermiştir kendisine. Ama bir milletvekilinin yok böyle birşeyi. Olamaz. Olamaz Sayın Maliye Bakanı bunlar, olamaz.

TURGAY AVCI (Gazi Mağusa) (Yerinden) – Doğrudur.

BAŞKAN – Makam aracı da var Sayın Hasipoğlu.

TURGAY AVCI (Yerinden) (Devamla) – Sayın Maliye Bakanı dinle, doğrudur.

1647

Page 96: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Devamla) – Bir kamu görevlisi bir görev yapacak, Lefkoşa’dan Mağusa’ya giderken, yahut Mağusa’dan gelirken yazar şu kadar mil yaptım, harcırahını alır. Bugün Karpaz’dan gelir arkadaşım, ben Mağusa’dan gelirim, sen Lefkoşa’dan gelin. Sen de birşey alman, ben de birşey almam. Hani bunun adalet neresinde? Çıksın bir kişi bana bunun adaletini söylsin.

MUSTAFA GÖKMEN (Yerinden) (Devamla) – Yirmi dört saat mesai.

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Devamla) – Çıksın bir kişi bana bunun adaletini söylesin.

TURGAY AVCI (Yerinden) (Devamla) – Herşey Lefkoşa’ya doğru düzenlenmiş.

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Devamla) – Artık bizim doğruları yapma zorunluluğumuz vardır. Doğruları yaparken de bu Meclisten başlamamız lazım. Eğer siz bir parlamento konseyini oluşturamazsanız, bir İçtüzük değişikliğini komitenizden geçiremezseniz, siz bana çıkıp da milletvekili iradesinden ve bu Mecliste yasama ile yürütme arasında kuvvetler ayrılığı vardır, böyle bir sav kullanazsınız. Söyleyemezsiniz böyle bir sav. Onun içina artık milletvekili arkadaşlar silkinip kendimize gelmek zorunluluğumuz vardır. Ben bu Mecliste hemen hemen hepinizden eskiyim ve bu makamların hepsinden geçtim.Hep bunları gördüm. Yaşadım. Onun için ben rahatlıkla doğruları söylemek durumundayım.

Şimdi bakınız söylüyorum, Meclis Başkanı da burda, Maliye Bakanı da burda. Bu yolluk işini süratle herkesin halletmesi lazım.Hiç kimsenin hakkı yoktur böyle bir haksızlığa, böyle bir adaletsizliğe. Bu ülkede seçilmiş insanın, seçen insanların, atadığı insanlardan farkı olsun da demiyorum. Ama aynı hakkı almak zorunluluğu vardır. Bu kadar aciz mi devlet? Maaş olarak baktığınız zaman barem 19. Siyasi kamu görevlisi. Ne demek siyasi kamu görevlisi? Var mı böyle bir maskaralık dünyanın hiç bir yerinde yoktur. Yoktur böyle bir şey.

Değerli arkadaşlar; zaman zaman basın bizi Strasbourg konusunda eleştirdi. Bana göre yanlış yaptı. Strazbourg bir okuldur. Bu okula zaman zaman herkesin gidip o okuldan ders alması lazım. Eskinden gidiliyordu. Şimdi yalnız IPC toplantılarına gidiliyor. Strazbourg’a iki arkadaş gidiyor. İki kişinin gitmesi çok doğru oldu. Yani bir hak kazanıldı orda. Gözlemci statüsünde de olsa, kafelerden kurtulduk, koridorlardan kurtulduk. Genel Kurulda sözümüz var, çıkıp konuşabiliyoruz, oyumuz olmasa bile konuşabiliyoruz. Bu büyük bir aşamadır. Bu çok doğrudur. Ama zaman zaman yılda dört defa olur Strazbourg’daki Avrupa Konseyi Parlamenterler Assamblesi toplantılarına en azından bir veya ikisine milletvekillerinin gönderilmesi lazım. O havayı teneffüs etmesi lazım Avrupa Birliğine gireceğiz diyoruz. Hep hikaye anlatıyoruz. Halka da hikaye anlatıyoruz. Gidin, Avrupa Birliği nedir? O parlamento nasıl çalışır, yerinde görün. Bunlardan aciz değil bu devlet. Bu devlet bundan aciz değil. Onun için biz daha seçim 20 Şubat’ta oldu. Bu milletvekillerinin kartvizitini de halledemedik. Bastıramadık bir kartvizit yahu şu milletvekillerine: Haziran bitiyor. Olamaz böyle bir şey.

TURGAY AVCI (Gazi Mağusa) (Yerinden) – Kimlik kartı geçer mi?

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Devamla) – Olamaz böyle bir şey. Fizik yapı bu, tabii biz hep tevazzü gösterelim, popülist politikalar, düşünün siz bu Meclisin yan tarafı araba garajıdır. Dilimizde tüy bitti. Onu alıp da bu yapının içerisinde, çünkü başka bir yer verilmezse, yer istedik. Domuz Burnunun orda, o gazetecilerin bina yaptığı yerin yanı, güzel bir Meclis binası yapılsın. Bu ülkenin şanına şerefine yakışır bir meclis binası yapılsın dedik.

1648

Page 97: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

Hooop dediler, olamaz böyle bir şey. Dedik burası, araba garajı hiç olmazsa bunun içerisi daha geniş, daha güzel, bütün milletvekillerine hizmet edecek. Bugün Türkiye’ye gidin milletvekillerinin her birinin bir ofisi, sekreteri, danışmanı vardır. Biz demedik birer sekreter verin milletvekillerine, birer danışman verin. Maaşını da Türkiye’deki gibi 10 milyar yapın demedik. Ama iki tane, iki kişi bir odada, iki milletvekili bir vatandaşı alıp görüşemez. Bir gizli görüşme yapamaz milletvekilleri. Bir odası yok milletvekillerinin. Neden? Bu fizik yapının yetersizliğinden. Ve siz bütün bunlara rağmen Avrupalı olacan. Avrupa Birliği olacağız, Avrupa Birliği bizi alacak. Evvela arkadaşlar; bakın bir şey söyliyeyim, ben artık öyle bir noktadayım ki ne isterse olsun, doğruları söylerim, söylerken de çekinmem. Kıbrıs meselesini ne geçmiş Cumhurbaşkanı Denktaş, ne Talat, ne şu, ne bu, ne biz, ne Rum tarafı, ne Papadopulos halledemez. Bu kadar açık ve net söylüyorum.Kıbrıs meselesi, uluslararası bir meseledir ve o uluslararası güçlerin istediği doğrultuda çözülecektir. Üzülerek de söylüyorum bunu. Ama Kıbrıs o kadar önemli ve stratejik konumu o kadar önemli bir ülke ki, bir Avrupa Birliği yıktı. Tarihi iyi bilmek lazım, tarihi değerlendirirken de analiz ve sentezini de çok doğru yapmak lazım. Nasıl yıktı Avrupa Birliği? 1850’li yıllarda da vardı. 1856’da Osmanlıyı da aldılar Kırım Savaşından sonra. Ne zaman ki 1869 Suveyş Kanalı açıldı, İngiliz gözünü Kıbrıs’a dikti. Hem Suveyş’in güvenliği, hem Akdeniz’deki egemenliği, hem Orta Doğrudaki zenginlikler, hem de Uzak Doğu’daki Hindistan, Pakistan gibi sömürgeleri ile ittifak sağlamak açısından Kıbrıs’ı alması lazımdı. Ancak Osmanlı ile aynı paktta olduğu için savaşamazdı. Ne yaptı bu İngiliz ve Prusya ile Fransa’yı savaştırdı. Prusya yoktu Avrupa Birliğinde. Prusya’ya destek verdi, Fransa mağlup oldu, Avrupa Birliği dağıldı. Bakınız, çok enteresandır arkadaşlar. Birinci Avrupa Birliğinde öne çıkarılan devlet Fransa, ikinci Avrupa Birliğinin yıkılışına giden yolda gene öne çıkarılan Fransa. Bakınız, çok önemli. İngiltere sahnede yok. İngiltere ne zaman sahneye girdi? 77’de Rus’a destek verdi, 78’de Ruslar payitahtın kapısına dayandı, İngiliz donanmasını geçilmez dediğimiz Çanakkale’den geçirdi, Boğaz’ın önüne demirledi, Abdülhamit’e dedi ki ya payitaht, ya Kıbrıs. Kıbrıs böyle gitti. Kıbrıs bir Avrupa Birliği yıktı. Şimdi hedef bu kadar basit değil bir Kıbrıs meselesinde. Amerika’nın hedefleridir önemli olan. Amerika diyor ki Avrasya’ya hakim olan dünyaya hakim olur. Avrasyanın da hakimi, Avrasya’da olmayan bir ülkedir diyor, Amerika ve sayıyor nasıl, kimler Avrasya’ya hakim oldu? Cengizhan, Roma, Osmanlı. Nasıl hakim oldular, nasıl kaybettiler? Amerika nasıl kaybedebilir? Niçin kaybetmeyecektir. Söylüyor, diyor ki, eğer diyor Avrupa uzak doğuda Çin veya Japonya ve Rusya birleşirse, bir Avrasya İmparatorluğu oluşabilir ve bu, Amerika’nın egemenliğini yıkar. Şimdi bu stratejinin ortaya konduktan sonra şöyle veyahutta bu stratejiyi öğrendikten sonra, okuduktan sonra dünya haritasına şöyle bir bakın neler oldu. Rusya 1887’da parçalandı. Geldi bu taraftan Rusların sıcak denizlere iniş nedir, Doğu Avrupa Adriyatik üzerinden iniş, Balkanlar. Neresi Balkanlar? Avrupanın giriş çıkış kapısı, iki Cihan Savaşının olduğu yer. Oraya yerleştirdi askerini. Uzak Doğunun giriş kapısı neresi? Afganistan, Bin Ladin’i yarattı Rus’a karşı, Afganistan’dan attı, gitti yarattığı canavarı, kendisi öldürmeye kalktı, Afganistan’a yerleşti. Neresi? Hint Okyanusuna inişinin önünün kesildiği yer. Ortası neresi? Orta Doğu, Irak. Hem ekonomik zenginlik var, hem de ortayı hakimiyete almak. E, baktı gördü ki Jack Chirag, Putin, Shröder bir muhabbete girdi. Bir de Türkiye’yi de almamız lazım dedi. Çünkü Türkiye’yi almazsak içimizde Kürdistan, Çeçenistan var, Tataristan var, Güneyde Türk Cumhuriyetleri var, başımız tehlikede. Oraya gidelim dedi.Çernişev’le Dukin’i Ankara’ya yolladı, Putin de 6 Eylül’de Türkiye’ye gelecekti. Neler oldu, hatırlayın. PKK ateşkesi bozdu, Kuzey Irak’ta Türkmen köyleri basıldı, örfi idare kondu, Türkmenler öldürüldü, Güney Osetya’da bir okul basıldı, 500 öğrenci öldü, Putin Ankara’ya gelemedi.

AHMET UZUN (Yerinden) (Devamla) – Valahi Sayın Hasipoğlu, Vehbi Zeki’yi geçtiniz ama ha. Alıyorsunuz elinden diplomayı.

1649

Page 98: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Devamla) – Ben kimse ile yarış halinde değilim. Öyle bir iddiam da yok. Ben hep doğruları ortaya koyma düşüncesi içerisindeyim. Doğruları söylediğim zaman kiminin hoşuna gider, kiminin de hoşuna gitmez.Ama en azından benim buram, vicdanen rahat olurum. Ben doğruları söyleyeceğim, söylemeye de devam edeceğim ve takipçisi de olacağım. Onu da söyliyeyim. Çünkü ben karakter itibarıyla da mücadeleyi seven bir insanım. Onun için bundan da hiç vazgeçmeyeceğim. Ha, şimdi Avrupa’yı yıkacak kim ne derse desin, Avrupa Birliği yıkılacak. Ya Ekonomik Topluluğa geri dönecek, siyasallaşmaktan vazgeçecek ve yıkılacak ve sebep olarak da yine Kıbrıs ile Türkiye’yi ortaya koyacak. Hiç, tarih daima tekerrürdür, ders alınmasını bilirseniz. Onun için hayal etmeyelim. Biz evvela kendi ev ödevimizi doğru yapalım. Kendi evimizin önünü temizleyelim. Ekonomik olarak ülkemizi kalkındıralım. Refah düzeyini artıralım. Kimseye muhtaç etmeyelim, insanlarımız başka arayışlar içerisinde olmasınlar. Doğru olan odur. Şu anda yapılanlar doğrudur. Gidiş doğrudur. Bu neyi getirir? Ülkede çatlak seslerin çıkmasını engeller, ekonomi iyi olduğu takdirde. Bakınız, fert başına düşen milli gelir arttı, bir yılı geçti, mazota, benzine, elektriğe, telefona zam yok. Turizm gelirleri 300 milyon Dolara çıktı, bu yıl 500 milyon Dolar hedeflenir. Tarımda işler iyi gidiyor. Ülkede bunlar yapılan doğrular. İşte biz kendi ev ödevimizi yaparsak, doğru yaparsak, o zaman bizim hiç kimseden korkumuz olmaz. Ama kendi içimizde de kavga etmeden, kendi içimizde de doğruları takip ederek, doğruları ortaya koyarak, seçilmiş insanlarla atanmış olan insanlarla arasındaki farkı doğru, popülist olmadan yaratmak lazım. Onun için ben zaten oybirliğidir bu bütçe. Demokrat Parti olarak zaten biz Hükümetteyiz.Oyumuz elbette evet olacaktır bu Hükümetin. Programına da icraatlarına da ortak olduğumuz cihetle elbette katkı koyacağız, elbette evet diyeceğiz. Ama günü geldiği zaman da eleştireceğiz günü geldiği zaman da halkımız yararına tavrımızı ortaya koyacağız. Hiç kimsenin gocunmasına gerek yoktur. Onun için hep beraber, Meclis Başkanımıza yardımcı olacağız. Burda bu çatı altında birlik, beraberliği sağlayacağız. Bir parlamento konseyi oluşturacağız. Eğer bu Hukuk Komitesindeki İçtüzük değişikliği gözden geçirilir, başka ilaveler yapılması gerekirse onlar da yapılır. Ama takipçisi olacağız. Karpaz’dan geliyorsa arkadaşım, eğer kamu görevlisi yolluk alıyorsa, o da alacak bu yolluğu. Hiç kimsenın hakkı yoktur bunun aksini yapmaya. Gerekirse mahkeme, mahkeme kapısına...

MUSTAFA GÖKMEN (İskele) (Yerinden) – İskele bölgesi gariban bölgesidir.

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Devamla) – Ben misal olarak verdim. Hiç, müdürün telefonu var devlet öder.

TURGAY AVCI (Gazi Mağusa) (Yerinden) – Bakanların sorunu yoktur.

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Devamla) – Labtop’u var. Onun için artık bu Meclis bir Anayasayı değiştiremedi. Bu da en büyük ayıplardan bir tanesidir. Oturduk bu Mecliste bütün partiler, hangi maddeleri değiştireceğimizin konsensusuna vardık. Seçimlerde götüremedik. Herkeste bir kapris, bir sen-ben kavgası.

Bakınız bilir misiniz biz Türkiye ile suçluların iadesi anlaşması yaptık ama, suçluları biz iade ediyoruz Türkiye’ye, Türkiye bize iade ettiğinde alamıyoruz. Neresinde görüldü böyle bir maskaralık.

MUSTAFA GÖKMEN (Yerinden) – Tek taraflı çalışıyor.

TURGAY AVCI(Yerinden)-İçişleri Bakanlığı.

1650

Page 99: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Devamla) – İçişleri Bakanlığıyla alakası yok bu işin. Bu iş maalesef başsavcılığın ve onu günü geldiği zaman onun bütçesinde konuşacağım bunları, Sayıştay seçemiyor bu Meclis. Neymiş efendim, ben hep söylüyorum, hukuk yorum ister. Ama siz hukuğu salt hukuk açısından, kamu yararı açısından almak zorundasınız.Yani yorumlarken kamu yararını öne çıkarmak zorundasınız. Ama ne yapıyor? Hayır diyor burda Sayıştayı Meclis seçer diye yazmaz. E, peki aksini yazıyor mu? Seçmez diyor mu? Demez. Ne diyor? Meclis yasa yapar. Meclis yasa yaptı, Sayıştay seçti, hayır efendim diyor sen seçemezsin diyor Sayıştayı. Bitti. Suçluları iade edemezsin diyor sen. İade ettin ben serbest bırakacağım diyor burda sana Başsavcı. Ben bu adamı serbest bırakacağım.

SONAY ADEM (Yerinden) (Devamla) – Hukuk sistemimizin zafiyetidir.

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Devamla) – Biz bunlar için bir Anayasayı değiştiremedik, bu iradeyi ortaya koyamadık arkadaşlar.

BAYRAM KARAMAN (Girne) (Yerinden) - UBP’nin yüzünden.

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Devamla) – Onun için oturalım, silkinelim, kendimize gelelim. Sizler, bizler, hepimiz seçilmiş insanlarız. Bu halkın oy verdiği insanlarız. Bu halk bizden hizmet bekler, iş bekler, laf değil. Teşekkür eder, saygılar sunarım.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Maliye Bakanı.

MALİYE BAKANI AHMET UZUN – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; aslında bir süreden beri sayın milletvekillerimizin tedirginlikleri veya mağduriyetleri bizi de etkiliyor ve o konuda çalışma da yaptık Sayın Başkanla. Gerçekten Sayın Hasipoğlu’nun söylediklerinin belki tümü doğru. Bizim yaptığımız çalışmalar içerisinde bir işte yurt dışı harcamalarını artırdık. Sayın milletvekillerinin bayağı zorlarına gidiyordu bu seyahatlerde tıkanmalar vardı Meclisin seyahatlerinde. Yaptığımız başka birşey, sayın milletvekillerimizin kullandığı telefon ücretlerine bir katkı. Sayın Başkan ayarlayacak onu artık Meclis içerisinde tüm sayın milletvekillerimize şamil olacak şekilde ve yine bilgisayar alımı için sayın milletvekillerine. O konuda da Sayın Başkanla mutabakata vardık. Tabii ki kağıt kullanımını ortadan kaldırmak şartı ile.

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Gazi Mağusa) (Yerinden) – Ek mesaiyi de.

AHMET UZUN (Devamla) – Hem kağıt, hem bilgisayar değil.

Araç konusunda da takviye ediyoruz Meclisi. Ancak bunları hep yerine getireceğiz. Bir tek kalıyor maaş konusu. Maaş konusunda da sayın milletvekilleri haklıdırlar. Çünkü bizim yaptığımız hesaplar da şunu gösteriyor. Normalde diğer ülkelerde maaş yelpazesi bire yedi şeklindedir. Yani en düşük ücretle, devlet memuru ile en yüksek devlet memuru arasında ki bu müsteşarı kastediyor burda, bire yedi oranı vardır. Diğer kesimler, artı tahsisatla daha yukarıda olmaları gerekiyor. Bizim ülkemizde bu uzun yıllar 5,5 oranında seyretti. Şimdi ise 3,5’le 4 arasındadır bu oran. Yani yelpaze oldukça daralmıştır. Nitekim son maaş düzenlememizde, ben dünkü konuşmamda da belirtmiştim. En düşük ücretliye 2000 Ocak’ına göre gelen artış %20 artı pozisyonunda iken, müsteşar seviyesinde eksi altıdır. Bu tabii ki sayın milletvekillerinin seviyesine ulaştığında bu herhalde eksi on, oniki durumundadır reel gerileme olarak. Bunda da haklıdırlar. Ancak tabii ki mali olanaklarımız sınırlı biliyorsunuz

1651

Page 100: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

ve kimisi bu hakkı almak için eylem yapıyor, grev yapıyor. Halbuki sayın milletvekillerimiz gayet sakin...

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Yani diyor musunuz ki eylem yapalım, grev yapalım?

AHMET UZUN (Devamla) – Bilmem, Ahmet Barçın mı örgütler sizi, Ali Seylani mi bilemiyorum ama... Bir de tabii şunu gayet iyi biliyorsunuz ki hak verilmez, alınır.Dolayısıyla mali olanaklarımız sınırlı olduğu için, işin esprisi tabii bir tarafa, bir yerden tutup gitmeye çalışıyoruz. Onu ümit ediyoruz ki mali olanaklarımız daha iyi bir noktaya olacak ve şey edeceğiz. Onu da değerlendirelim. Diğerlerini hallettik, bunları da değerlendirelim.

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Büyük haksızlık ve adaletsizlik...

AHMET UZUN (Devamla) – Vallahi Sayın Hasipoğlu, örgütleneceksiniz. Ne diyeyim size. Yani Meclisin kapısında bilemiyorum yani bu tafafa da...

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Şart koyacağız.

AHMET UZUN (Devamla) – Ahmet Barçın örgütlesin. Peki teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Bakan. Buyurun Sayın Meclis Başkanı.

MECLİS BAŞKANI FATMA EKENOĞLU – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tüm arkadaşlara katkılarından dolayı teşekkür ederim. Ama bir kaç söz de ben söylemek isterim. İlginçtir hep eleştiriyoruz, eleştiriyoruz ama bizler galiba birazcık da kendimize münhasır insanlarız yukarıdan oturup dinlemek de çok farklıdır. Uzun uzun konuşuyor arkadaşlarımız. Bir bakarsınız bir öncekini dinlemeden aynı şeyler sürekli tekrarlanıyor. Ve her kürsüye çıkan Tüzüğün değiştirilmesi gerektiğini söylüyor. Bundan da şikayet ediyor. Ama ben diyorum ki Tüzük değiştirilmeden önce, değiştirilsin, doğrudur. Ama değiştirilmeden önce birazcık da kendi kendimize bakalım ve biz meramımızı, derdimizi ne kadar sürede anlatırız olayına bakalım, doğrudur AKPA toplantıları bir okul gibidir. Bizler muhalefet dönemindeyken, sırayla hepimiz gittik, gördük, yaşadık. Orda büyük bir salon. Salonlar ses düzeni ona göre ayarlanmış ve uyarıldığınız zaman arkadan, bir dakika vardır. Ve o dakika içerisinde ses düzeni kapatılıyor ve konuştuğunuz duyulmuyor.

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Gazi Mağusa) (Yerinden) – Hem de beş dakika diyor size.

FATMA EKENOĞLU (Devamla) – Konuşma süresi de beş dakika. Yani insanlar meramını beş dakikada anlatabiliyorlar. Bakıyorum bize, öyle bir sistemimiz olsa dahi uyardığınız zaman, mikrofonu kapattığınızı farz edin. Küçük bir salondayız. Yine insanlar konuşmaya devam ederlerse, bu salondan duyuluyor. Yani diyorum ki her şeyden önce kendi kendimizi alıştıralım, terbiye edelim. Doğrudur, tüzüklerle yapılması gerekir belli şeylerin ama buna da dikkat edersek, bazı şeyleri kontrol altına alabiliriz diye düşünüyorum.

Yine sondan başlayarak gitmek isterim,Sayın Hasipoğlu işte AKPA’ın yurt dışının bir mektep gibi olduğunu söyledi. Doğrudur. Buna katılıyorum. Ve daha önce eleştirile de geldi,yurt dışı kalemlerini niye bu kadar fazla artırdık diye. İşte bütün arkadaşlarımıza da oraya gitme oranın ortamını görme olanağını yakalamak, belki süreç içerisinde AKPA’da

1652

Page 101: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

başlattığımız olayı, Avrupa Birliği Parlamentosunda da bir adımla başlatarak, arkadaşlarımıza bu deneyimi kazandırmak istedik. Bu kalemin artırılmasının nedeni de ondan dolayıdır. Sağ olsun Maliye Bakanı da bu isteğimizi yerine getirdi ve bu kalemimizi artırdı.

Yine bilgisayar ortamına geçilmesi olayını, istedi arkadaşlarımız, Tüm odalarda, tüm milletvekillerinin bilgisayarları olsun dediler. Belki birer bilgisayar tipinde, belki labtop tipinde olabilir o.Şu anda bizim bütçemize iyi bir kalem bilgisayar alımı vardır. Bu süreç içerisinde de odaların alt yapısını da hazırlayıp bütün milletvekillerine belki birer bilgisayar, belki birer labtop geliştireceğiz ama bu yılın bütçesinin içerisinde değil de yıl sonu hazırlığımızı yaparak 2006 Yılı Bütçesinin içerisinde halledeceğiz onu.

Yine bizim Meclisimiz içerisinde bir Meclis TV olayı vardır. Çünkü BRT naklen yayın yapıyor burdan, diğer kanallarımız da naklen yayın yapmak istiyor burdan. Düşününüz ki kaç ekip burda teknik tesisatını kuracak. Bunun çok rantabıl olmadığını düşündük. Teknik elemanlara danıştık. Dendi ki bir Meclis TV kurulması olayı daha pratik olacak. Bir kanaldan tüm kanallara verilecek. O alt yapının hazırlığını yapıyoruz ve Meclis yeni döneme, tatil sonrası yeni döneme bu yapıyı gerçekleştireceğiz, onun için bir teknik alım olayı var.

Bunun dışında özürlü vatandaşlarımızın Meclisi gelip dinlememiz bizim için ızdırap diyorlar. Meclise bir asansör olayı da koyduk teknik teçhizat içerisinde. Ve bu kalemimiz de o alım olayındaki kalem rakamını artırmıştır. Bu süreç içerisinde, bu yıl içerisinde onu da gerçekleştireceğiz.

Bunun dışında yine bazı milletvekillerimizin şikâyetleri işte Resmi Gazetede çıkıyor. Tüm yasalar, yasa tasarıları, öneriler, Bakanlar Kurulu Kararları çıkıyor. Burdan ulaşmak zor diyor arkadaşlarımız ama biz tüm gruplar için, bütün milletvekilleri için değil, gruplar için Resmi Gazetelerin dosyaları hazırlanmıştır. Yani milletvekilleri o dosyalardan Resmi Gazetelerdeki bilgilere ulaşabilirler.

E- devlet olayının hazırlığı da yapılıyor. Biz de bu alt yapımızı bu süreç içerisinde hazırlayarak belki 1-2 ay içerisinde değil ama yıl sonuna kadar biz devletten daha önce gerçekleştirip e-meclis olayını sene sonunda belki ona geçişi yapabiliriz. Bunu da burdan hatırlatmak istedim.

Bir de çok önemlidir, Meclis bilgilendirilmiyor diyor arkadaşlarımız ama Cumhurbaşkanlığının her görüşmesinin notu, bilgi notu Meclise geliyor ve her grup için birer dosya hazırlanıyor ama ben milletvekillerimizin o dosyaları alıp okuduklarını bir ikisinin dışında hiç görmedim. Bak o Annan Planı tartışmalarının, o sürecin devam ettiği süre içerisinde milletvekillerinde daha çok ilgi vardı. Geliniyordu, o dosyalar okunuyordu. Hatta önce tek dosya idi ve çakıştığı için arkadaşlarımız her gruba birer dosya hazırlatıldı. Hatta dedik ki ihtiyaç olursa büyük gruplara daha fazla dosya da hazırlayabiliriz ama maalesef arkadaşlarımızda o ilgi yok, sonra da buraya gelip de burdan işte bilgilendirilmiyoruz denilmesini de ben anlayamıyorum çünkü ilgilenen arkadaş ordan o bilgilere ulaşabilir diye düşünüyorum. Bunu da burdan belirtmek istedim.

Yine bütçe görüşmelerinin komite aşamasındaydı yanılmıyorsam bir arkadaşımız münhaller sayısının çok fazla olduğunu söyledi. Nedir bunlar diye bir açıklama istedi. Doğrudur, toplam münhal sayısı 97 olarak görülüyor Meclisimizde ama bizim doldurulmasını talep ettiğimiz münhal sayısı 31 münhaldir. Bunun da 28 münhal yeri daire içerisinden terfidir. Sadece üç tane münhal ilk atama yeri olarak gözüküyor. Onun dışında münhal

1653

Page 102: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

sayılarımızı bu şekilde kullanacağız. Yalnız işte sanıyorum Avcı arkadaşımızdı işte hukuk bürosu, hukukla ilgili AB yönünde çalışmaların yapılsın Mecliste, araştırmalar yapılsın diyor. AB birimi vardır devletin. Orda bu hazırlıklar yapılıyor. Bunun dışında yine bu konuyla ilgili yasalar daha iyi hazırlansın, daha detaylı hazırlansın diye düşünürken bunun hükümetle de bir önceki Başbakanla da, şimdi ki Başbakanla da görüştümüz zaman ne yapabiliriz? Biz Meclis içindeki o hukukçular sayısını mı artıralım diye düşünülürken gördük ki Başbakanlığın altında boş bir mevzuat bölümü var. Ordan orası güçlendirilecek ama bunun araştırmasını yaparken de dışta hukukçuları araştırdık, yani yabancı ülkelerden, İngiltere'den mezun olan hukukçu arkadaşlarımızı İngilizce hukuku okuyabilen, anlayabilen, kendini ifade edebilen insan olsun diye o kolay da bulunmuyor. Onu da söylemek isterim. İnşallah Başbakanlıkta o mevzuat birimi bu tip hukukçular bulunupta tam çalışır pozisyona getirilebilir.Biz Yasa yapımını iyi bilen bir arkadaşımızı da oraya verdik ki yaslar Meclise gelirken daha iyi, daha detay bir hazırlık ordan yapılsın diye, yani bu AB biriminden bilgi istenildiği zaman ulaşabilir elimize. Ben istediğim zaman milletvekilliği dönemimde de o bilgilere ulaşabildim. İstenirse ordan o bilgilere ulaşılabilir diye düşünüyorum. Biz küçük bir ülkeyiz, 200 bin nüfusu olan bir ülkeyiz. Düşünün hem AB birimini güçlendireceksiniz, hem Başbakanlıkta o mevzuat biriminde o yapıyı kuracaksınız hukukçulardan, bir de Meclis içerisinde kuracaksınız. Sanırım çok fazla lüks olur bizim bu ekonomik yapımız içerisinde. Bir yerde tam iyi yapmak bunu sanırım şu an için daha rantabıl olur. Bunları belirtmek istedim.

Meclisimizde o İçtüzüğü değiştirme iradesi varsa hep birlikte onu da yaparız ve burdan meramımızı bir çeyrekte, 10 dakikada anlatabiliriz diye düşünüyorum. Kaldı ki tıpta insanın dinleme ve algılama süresinin 10 dakika olduğu söyleniyor, yani ilk 10 dakikada ifade ettikleriniz algılanıyor karşıdan da 10 dakikanın üstüne çıktığınız zaman konuştuklarınız ne kadar algılanıyor ama bütün bunlar tutanaklarımıza geçiyor. O da ayrı konu onu da burdan belirtmek istedim. Tekrar tekrar herkese katkılarından dolayı teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkürler.

Sayın milletvekilleri...

TURGAY AVCI (Gazi Mağusa) (Yerinden) - Sayın Başkan söz istiyorum.

BAŞKAN - E, artık görüşmeyi tamamlandık. Başkandan sonra vermeyelim, öteki görüşmelerde dile getirirsiniz Sayın Avcı.

TURGAY AVCI (Yerinden) (Devamla) - Yerimden birşey söylemek istiyorum.

BAŞKAN - Olabilir buyurun.

TURGAY AVCI (Yerinden) (Devamla) - Sayın Başkan heralde yanlış anlamıştır. Başbakanlıktaki Avrupa Biriminin tamamen burda aynisinin kurulmasını önermedim ben. Yasalar konusunda görüş alabileceğimiz, bize burda yardımcı olabilecek bir veya iki uluslararası hukuktan anlayan arkadaşın istihdam edilmesinden bahsettim. Yoksa bütün ekiplerin aynen burda kurulmasını söylemedim.

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Gazi Mağusa) (Yerinden) - Gurur duyarım. Mevzuat Dairesi Başbakanlık yerine Mecliste olması lazım.

1654

Page 103: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

TURGAY AVCI (Yerinden) (Devamla) - Ben yani Başbakanlığa gideceğim her gün, oraya gideceğim lütfen bana vakit ayırın diyeceğim. Bu değildir işleyiş tamam mı. Ben doğru iş yapacaksam, bağımsız iş yapacaksam, yan aynı ekibin burda kurulmasını isterim değildir. Tamam mı lütfen yani bu yanlış saptırılmasın. Ben ordaki 30-40 kişilik ekip buraya gelsin demedim.

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Avcı.

TURGAY AVCI (Yerinden) (Devamla) - Ama bize yön verecek arkadaşların burda bir kaç kişi olmasını önerdim.

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Avcı.

Sayın milletvekilleri; Cumhuriyet Meclisi Bütçesi üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır. Şimdi bu Bütçeyi oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler?... Etmeyenler?... Çekimser?... Sayın milletvekilleri; Cumhuriyet Meclisi Bütçesi oybirliği ile kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri; şimdi de Kurumsal 16, Sayıştay Başkanlığı Bütçesinin görüşülmesine geçiyoruz.

Ödenekleri okuyunuz lütfen.

KÂTİP –

Kurumsal I’inci Düzey, 16 Sayıştay Başkanlığı Bütçesi. II’nci Düzey. 01 Personel Giderleri; 1 Milyon 490 Bin 520. 02 Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Prim Giderleri; 23 Bin 493. 03 Mal ve Hizmet Alımları Giderleri; 180 Bin 900. 05 Cari Transferler; Yok. 06 Sermaye Giderleri; Yok. 07 Sermaye Transferleri; Yok. 08 Borç Verme; Yok. II’nci Düzey Toplamı; Yok. Kurumsal Toplamı; 1 Milyon 694 Bin 913.

BAŞKAN - Evet, Sayıştay Bütçesi üzerinde söz isteyenler? Buyurun Sayın Hasipoğlu.

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Gazi Mağusa) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Sayıştay Bütçesini görüşüyoruz. Zaten bütçenin önemli olan bana göre rakamları değil. Rakamlar konur, Maliyenin imkânları nisbetinde işte bu kadardır, bu kadarı personel gideridir, bu kadar yatırıldı, şudur, budur, bunlar geçer. Önemli olan işlerdir. Sayıştay, nedir Sayıştay? Devletin mali denetçisi. Şimdi devletin mali denetçisi Sayıştay. Sayıştay, hakkı ile bu işi bu ülkede yapıyor mu? Veyahut da yaptığı halde sonuçları doğru çıkıyor mu? Veyahut da dava etmiştir, netice alınıyor mu? Bana göre hayır. Sayıştayın yapısının da değişmesi lazım. Eğer Sayıştay bu ülkenin denetleme organı Meclis ise Meclis seçecektir Sayıştay Başkanını. Şimdiki gibi değil. Dünyanın hiçbir ülkesinde yoktur böyle bir maskaralık ve bu Meclis bu iradeyi koyup bu Anayasayı değiştiremedi ve bu yukarıdaki ağaları aşamadı. Fetva verdi yukarıdaki ağalar. Dediler ki hayır bu Meclis Sayıştay Başkanı seçemez. E, ne seçer bu Meclis? Ne iş yapar bu Meclis?

MUSTAFA ARABACIOĞLU (Lefkoşa) (Yerinden) – Yasa yapar.

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Devamla) – Eee? Yaptı, Sayıştay Yasasını yaptı, hayır diyor sen seçemen. Yoktur diyor, yazmadın oraya. E, aksini yazdım mı ben oraya? Yani

1655

Page 104: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

Sayıştay Başkanını Meclis seçemez dedim mi? Dünyanın her yerinde böyle, Türkiye’de de böyle. Ama maalesef biz Sayıştay Başkanınını seçemiyoruz ve dolayısıyla da bu Meclis bu denetleme görevini yerine getirmiyor, getiremiyor. Üstelik Sayıştay Raporları ve Sayıştayın bugün Türkiye’de böyledir, başka ülkelerde de böyledir. Kendisinin yaptırım gücü vardır belli oranlarda, belli konularda. Yani Sayıştay bir yerde Savcılık görevi de yapar, müeyyide uygular eğer doğru ise yaptığı. Zaten eğer yanlış bir şey yaptıysa Sayıştay, o mağdur olanın mahkemeye gitme hakkı var. Demokratik ülkelerde bu böyledir. Ama ne yapıyor? Savcılık suç buluyor, Savcılığa veriyor, Savcılık da aylar, yıllar, mahkemeler 2 sene, 3 sene, 5 sene hepsi gitti. Bir suistimal yapan memur. Ben daha ceza alanını görmedim. Elektrik Kurumu önünüzde var. O Sayıştay denetledi getirdi önünüze koydu bunları. Ne oldu? Mahkûm mu oldu bunlar? Halâ daha davalar görülmüş değil kaç senedir. Peki, nasıl olacak bu iş böyle? Nasıl olacak bunlar böyle?

MUSTAFA ARABACIOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Savcılığa der.

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Devamla) – Hayır, benim söylemek istediğim Sayıştayın yapısını değiştireceksiniz. Sayıştay Türkiye’deki gibi icra yetkisi de olacak Sayıştayın. Olması gerekir.

MUSTAFA ARABACIOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Olmaz öyle şey.

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Devamla) – Nasıl olmaz?

MUSTAFA ARABACIOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Hayır.

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Devamla) – Belli oranlarda böyledir bu. İnceleyeceksiniz dünyadaki sistemleri. Kendi başınıza sistem yaratmayacaksınız.

MUSTAFA ARABACIOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Yargı yerini alır o zaman.

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Devamla) – Hiç, hayır. Dünyanın her yerinde böyledir.

MUSTAFA ARABACIOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Savcılığın altına verir onu da.

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Devamla) – Hayır, hayır.

HASAN TAÇOY (Lefkoşa) (Yerinden) – Mahkemeye gitme hakkı vardır adamın.

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Devamla) – O zaman vatandaş mağdursa gitsin mahkemeye. Dünyadaki sistem budur. Biz kendi başımıza uyduruk... Çünkü ordaki ağalar bütün yetkileri kendileri ellerinde tutacaklar.

(Meclis Başkanı Sayın Fatma Ekenoğlu Başkanlık Kürsüsünü Sayın Hasan Bozer’den devralır.)

Herşey onların elinde olacak. istediklerini geçirecekler, istemediklerini geçirtmeyecekler, fetva verecekler ordan. Hayır bu Meclis oluğunu hatırlayacak, hatırlamalıdır ve görev yapmalıdır bana göre. Ben Sayıştay konusuna söyleyeceğim budur. Demokrat Parti olarak da bizim oyumuz olumludur.

1656

Page 105: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

BAŞKAN - Teşekkürler.

Başka söz isteyen var mı?...

Buyurun.

HASAN TAÇOY (Lefkoşa) - Sayın Başkan, değerli üyeler; Sayıştaylık Bütçesi ve Sayıştaylık her zaman için tartışmalara konu olan ve ülkemizde son yanılmıyorsam 4 ya da 5 yıldır sürekli gündemde olan bir başkanlık seçimi var Sayıştaylığın ve bu seçimin yapılabilir miydi, yapılamaz mıydı konusu gündemde. Sayıştay kuruldu, kurulduktan sonra epeyi yıllar Meclis tarafından seçilen Sayıştay başkanları mahkemeye yapılan bir başvuru sonucunda Anayasa Mahkemesinden aldığı bir kararla Meclis tarafından seçilemeyeceği mevzu bahis oldu ve şimdi şu anda seçilemez. Bu çerçevede Sayıştaylık Bakanlar Kurulu kararı ile belli olan bir sistem içerisine girdi ama gelin görün ki biz Sayıştaylığın kendi içinde çalışmasını henüz daha tam olarak yerine oturtamadık. Sayıştaylıklar nedir, Sayıştaylık nedir? Bir aritmetik kurumudur. Aritmetiksel olarak devletin yapmış olduğu harcamaları tutun yatırım projelerinden taa ki sonuçlanana kadar denetim mekanizmasının aritmetiksel olarak denetimini yapan kurumdur. Tüm harcamaları denetleyen kurumdur ve Sayıştaylık bu görevi yaparken pek tabii ki bunun yanında suç unsurlarını, yaptırım olgularını da birlikte taşır. Dünyanın bir çok yerinde Sayıştaylıklar aritmetik mahkemeleri olarak geçer ve bu aritmetik mahkemelerinde yapılan tüm araştırmaların sonunda çıkan sonuca atfen Sayıştaylığın elinde yaptırım yetkisi vardır. Bizim ülkemizde ne biri var, ne obürü var. Sayıştaylık sadece Sayıştaylıktır. Orda işte dönetimi yapar, raporunu düzenler Savcılığa gönderir. Savcılık eğer işlem yaparsa o işlem yapılır. Ülkemizde bir çok ilkler yaşandı ve yaşanmakta. Az önce de Sayın Hasipoğlu burdan şey söyledi.

GENÇLİK VE SPOR BAKANI ÖZKAN YORGANCIOĞLU (Yerinden) - Elektrik Kurumu.

HASAN TAÇOY (Devamla) - Elektrik Kurumunu söyledi. Başka dairelerin de geçmiş dönem içerisinde Sayıştaylığın raporu ile ortaya çıkan bir yolsuzluğu vardı ve bir çok kişi de ceza yedi bu konuda cezalandırıldı, mahkemeye götürüldü, hapis yattı veyahutta parasını ödedi. Yine hapis yattı suçu işledi diye.Bunların içinden belli bir kısmı geri döndü işe de. Şimdi yani sil baştan daha üç gün önce, beş gün önceki bir olay Posta Dairesinin içerisindeki çerçevede Sayıştayın yapmış olduğu denetimlerden sonra cezalandırılan kişiler şimdi şu anda görev başındadır yeniden. Bir kişi hariç galiba. Geriye kalanların hepsi döndü.

Şimdi burda pek tabii ki ben kendi kendimi sorgularım. Devletin ve devletin yetkililerini öyle yahutta böyle bir şekilde kurumun içerisinde yolsuzluk yapan kişiler geri işe döner mi, dönmez mi? Yani bu gerçekten bir soru işaretidir ve ben görüyorum ve izliyorum Posta Dairesinin içerisinde çalışıpta hapse giden arkadaşlarımız işlerinin başına geri dönmüşlerdir. Şimdi buna yanıtı kim verecek?

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu aksaklıkların hepsinin tabii ki biz tutturduk işte Mecliste Sayıştayı seçemez. E... Meclis, Sayıştayı denetler, seçemez ama denetleyeceğiz. E, denetim sonucunda ne olacak? 1900 Fi zamanından kalan Sayıştay raporları var Mecliste. Benim odamda sanırım benim boyumdan daha yüksektir dizdiğimde kendilerini bir sıra Sayıştay raporlarını hala daha biz bu Mecliste görüşmedik yıllardır. Bir yığın bekler hepsi orda. Raporlar, denetim raporları. Ha, bunların hepsinin biran önce elden çıkması lazım veyahutta bir yasa yapacağız diyeceğiz hepsi işte tamamdır. Sayıştayın öngördüğü şekilde

1657

Page 106: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

geçmiştir hepsini kaldıracağız, yeni gelenleri sil baştan gündeme alacağız sırf vakit kaybetmeyelim diye. Ama bizim birşeyler yapmamız lazım bu konuda.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; denetim mekanizması olarak birçok soru sordum Ulusal Birlik Partisi Lefkoşa Milletvekili olarak hükümete birçok soru sordum, hepsinin de yanıtını aldım. Sağolsun hükümet kanadı bu yanıtları gönderdi bize. Yalnız bu yanıtları incelerken bazı aksiliklerle de karşılaştım. Bu aksilikler nedir? İşte seçim yasaklarının içerisinde istihdam yapılması, yapılır mıydı, yapılmaz mıydı. Yapıldı, bana gelen bilgi o. 3 Ocak 2005’te işe alınan kişiler vardır. Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından işe alınmış 3 Ocak 2005.

MUSTAFA ARABACIOĞLU (Lefkoşa) (Yerinden) – Mülakatı ne zaman oldu Hasan?

HASAN TAÇOY (Devamla) – Bilmem. Bana gelen tarih, işe başlama tarihi.

MUSTAFA ARABACIOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Tamam da mülakatı ne zaman?

HASAN TAÇOY (Devamla) – Ben, mülakatı ne zaman yapıldı diye soru sormadım. İşe ne zaman başladı diye soru sordum Sayın Arabacıoğlu.

MUSTAFA ARABACIOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Yok, açıklık gelmesi açısından soruyorum.

HASAN TAÇOY (Devamla) – Hayır, ben o soruyu sormadım. Beni enterese eden, bu adam maaş almaya ne zaman başladı?

İÇİŞLERİ BAKANI ÖZKAN MURAT (Yerinden) – Atama yapılamaz.

MUSTAFA ARABACIOĞLU (Yerinden) (Devamla) – 3 Ocak 2005. Yazısı yazılabilir de...

HASAN TAÇOY (Devamla) – Sayın Arabacıoğlu, herhangi bir şekilde atama da yapılamaz, tayin de yapılamaz. Bir şey olmaz. Bana denirse 3 Ocak 2005’te başlandı işe, 3 Ocak 2005’te. Seçim yasakları 25’inde başladı. 25 Aralık’ta başladı seçim yasakları.

GENÇLİK VE SPOR BAKANI ÖZKAN YORGANCIOĞLU (Yerinden) – Ama biraz önce farklı bir ifade kullandınız. Dediniz ki ilk maaşı ne zaman aldı diye sordum dediniz.

HASAN TAÇOY (Devamla) – Hayır, işe ne zaman başladı, sorum odur. İşe ne zaman başladı? Ve bana maaş...

ÖZKAN YORGANCIOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Yani maaşını aldığı tarih...

HASAN TAÇOY (Devamla) – Şimdi işe alındığı tarih maaşın başladığı tarih değil mi? İşe girmeden önce siz maaş vermeye başlayabilir misiniz?

ÖZKAN YORGANCIOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Hayır, yani aldığı tarih 1 ay sonra.

1658

Page 107: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

BAŞKAN - Hayır, 1 ay sonra alır. Yani 1 ay sonra alır.

ÖZKAN YORGANCIOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Dolayısıyla eğer 3’ünde başladıysa, Aralık’ın içinde başladı.

HASAN TAÇOY (Devamla) – İşe başladığı tarih, maaşın işlemeye başladığı tarih, işe başladığı tarih 3 Ocak 2005.

ÖZKAN YORGANCIOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Yani aydınlığa çıksın diye söylüyorum.

HASAN TAÇOY (Devamla) – Evet, 3 Ocak 2005 işe başladığı tarih.

ÖZKAN MURAT (Yerinden) (Devamla) – Belki de maaşın başladığı tarih ileri kondu.

HASAN TAÇOY (Devamla) – Hayır, işe başladığı tarihtir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; aynı şekilde seçim yasaklarının içerisinde akşam yine söyledim, seçim yasakları içerisinde sanayi bölgesinden arazi verildi. Seçim yasakları içerisinde sanayi bölgesinde...

ÖZKAN MURAT (Yerinden) (Devamla) – Biz onların durdurulduğunu bilirdik de onun için. Ama...

HASAN TAÇOY (Devamla) – Arazi verildi.

ÖZKAN MURAT (Yerinden) (Devamla) – Geri alındı.

HASAN TAÇOY (Devamla) – Geri alınmadı efendim. Bunlar geri alınmadı, bunlar raporlarda var. O sizin bahsetmiş olduğunuz geri alındı dediğiniz Gönyeli Sanayi Bölgesi dağıtıldı, ondan sonra geri alındı Alayköy, Gönyeli neyse.

ALPAY AFŞAROĞLU (Lefkoşa) (Yerinden) – Öteki de daha önce yapılmış. Yani seçim yasakları başlamadan.

HASAN TAÇOY (Devamla) – Vallahi bakın, benim yazdığım soruya giden cevap bilmiyorum siz hangisini algılarsınız.

ALPAY AFŞAROĞLU (Yerinden) (Devamla) – Bilmem ben.

HASAN TAÇOY (Devamla) – Bakın, ben yazdım, Maliye Bakanı bana yanıt gönderdi. Başbakanın imzası var üzerinde ve diyor ki 16 Ocak 2005 – 6 Ocak 2005.

ÖZKAN MURAT (Yerinden) (Devamla) – Bir yerde bir yanlışlık olabilir.

HASAN TAÇOY (Devamla) – Yahu bakın, ben...

ÖZKAN MURAT (Devamla) – Olabilir. Sana garip gelebilir ama irade olarak...

1659

Page 108: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

AHMET KÂŞİF (Gazi Mağusa) (Yerinden) – İstihdam tarihi.

HASAN TAÇOY (Devamla) – Ben ajan gibi kaşırım, birşeyler bulurum, çıkarım burda söylerim.

ÖZKAN MURAT (Yerinden) (Devamla) – Ona bir itirazımız yok.

HASAN TAÇOY (Devamla) – Ha, eğer bu suç ise söyleyin. Ben bunu işte nasıl isterseniz algılayın siz. Denetim yaparız...

KADRİ FELLAHOĞLU (Lefkoşa) (Yerinden) – Suç demedi biri yahu. Yani öğrenmeye çalışıyoruz.

HASAN TAÇOY (Devamla) – E, yok yanlıştır, yok odur, yok budur, yani her taraftan birşey gelir böyle şey gibi.

ALPAY AFŞAROĞLU (Yerinden) (Devamla) – Sen yazdın, sana cevap verildi.

BAŞKAN - Maaş aldığı tarihi başlama tarihi gibi gördüler.

AHMET KÂŞİF (Yerinden) (Devamla) – İstihdam tarihidir.

HASAN TAÇOY (Devamla) – İstihdam tarihidir, öyledir.

ÖZKAN MURAT (Yerinden) (Devamla) – Bazılarına yazarlar...

HASAN TAÇOY (Devamla) – İstihdam tarihidir Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; her ne isterse olsun verilen bilgi resmi bir bilgidir. Bu resmi bilgiyi biz aldık değerlendirdik, ikaz ediyoruz, söylüyoruz.

ÖZKAN YORGANCIOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Dikkate alınacak.

HASAN TAÇOY (Devamla) – Söylüyoruz, ikaz ediyoruz Sayıştaylık Bütçesinde sadece bu Bütçe olmasından dolayı değil, daha önce de bunu dile getirdik, akşam da dile getirdik, daha önce de dile getirdik. Bu konuların lütfen kaale alınması lazım. Eğer böyle birşey varsa ve o yasakların içerisinde öyle birşey yapıldıysa o insanların suçu nedir? Biz ne yapacağız bu insanlara bir de bana onu söyleyin. Diyeceğiz kendilerine çıkın işten? Diyeceğiz kendilerine inşaat yaptın bu arazinin içine, gel yıkalım sana bu inşaatı bu arazinin içinden?

MUSTAFA ARABACIOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Hasan, bunların müracaatları önceden yapıldı söyleyim sana. Bunların kâğıtları verildiydi yani.

HASAN TAÇOY (Devamla) – Sayın Başkan, ben onu bilmiyorum. Ben daha dün sordum, bu 6 ay önceki bir olay. Bana yanıt geldi, böyle geldi.

MUSTAFA ARABACIOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Kamudan çıkış yapıldı. Vergi Dairesinin yaptığı sınavlardır bunlar Aralık ayı öncesinde.

1660

Page 109: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

HASAN TAÇOY (Devamla) – Sadece Vergi Dairesi değil, orda Sivil Havacılık var, bilmem ne var, başka yerler var.

MUSTAFA ARABACIOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Kamudan hep isimleri önceden yazılmıştır.

ÖZKAN YORGANCIOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Neyse, araştırılacak efendim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; benim az önce söylemiş olduğum ve gündeme getirmiş olduğum olaylar ve bu olayın Sayıştayın belli bir yerde, belli bir noktada bir aritmetik mahkeme olması şartı sırf matematiksel olarak yapılan yolsuzluk varsa eğer o yolsuzlukları matematiksel olarak gidermek için yapılması gereken bir olgudur. Ha, bundan ileriye gidilecek olan bir olgu varsa mahkeme olayı ve az önce bahsetmiş olduğum işte adam hapis girecek, geri işinin başına dönecek gibi olgular yaşanacaksa eğer, ki onlar mahkeme kanalı ile yapılan işlerdir. Mahkeme ortamında gerçekleşen durumlardır, bunlarında daha farklı bir şeklde gündeme gelmesi lazım ve bu işi sadece ve sadece işte Sayıştayın mı suçudur, hükümetin mi suçudur, yasaların mı bir eksikliği vardır gibi tartışmaların ötesinde bazı düzenlemelerin bu ülkede yapılması gerekir. Ama biz hala daha oturduk burda işte Sayıştay Başkanının Meclis seçecekti, Bakanlar Kurulu seçtiydi de o yaptıydı da, Anayasayı eleştiririz ilk önce kendi içimizi temizleyelim bir bakalım nedir ne değildir? Sayıştaylık Başkanlığı altında dört tane Sayıştay Başkan Yardımcılığı, onların görevleri beş tane yanılmıyorsam, beş tane Sayıştay Başkanlığı Yardımcılığı onların görevleri ve diğer geriye kalan unsurların nasıl çalışması gerektiğini, nasıl çalıştırılacağını da gündeme getirelim, nasıl yasalaşacağını da gündeme getirelim. Ona göre oturalım hepsini bir topyekün tartışalım. Evet, beni dinlediğiniz için teşekkür eder, saygılar sunarım.

BAŞKAN - Başka söz isteyen var mı?...

Ad okunarak yoklama yapılsın lütfen.

(Ad okunarak yoklama yapıldı.)

KÂTİP - Toplantı yeter sayısı vardır Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayıştay Başkanlığı Bütçesi üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Şimdi bu Bütçeyi oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler?... Etmeyenler?... Oyçokluğu ile kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri; şimdi de Kurumsal 04 Başbakan Yardımcılığı ve Dışişileri Bakanlığı Bütçesinin görüşülmesine geçiyoruz.

Ödenekleri okur musunuz lütfen.

KÂTİP –

Kurumsal I’inci Düzey, 04 Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı Bütçesi. II’nci Düzey. 01 Yönetim Hizmetleri. 01 Personel Giderleri; 1 Milyon 725 Bin 524. 02 Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Prim Giderleri; 111 Bin 339. 03 Mal ve Hizmet Alımları Giderleri; 2 Milyon 341 Bin. 05 Cari Transferler; 240 Bin. 06 Sermaye Giderleri; 100 Bin. 07

1661

Page 110: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

Sermaye Transferleri; Yok. 08 Borç Verme; Yok. II’nci Düzey Toplamı; 4 Milyon 517 Bin 923.

02 Tanıtma Dairesi. 01 Personel Giderleri; 1 Milyon 74 Bin 23. 02 Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Prim Giderleri; 46 Bin 896. 03 Mal ve Hizmet Alımları Giderleri; 77 Bin 75. 05 Cari Transferler; yok. 06 Sermaye Giderleri; yok. 07 Sermaye Transferleri; Yok. 08 Borç Verme; Yok. II’nci Düzey Toplamı; 1 Milyon 197 Bin 994.

03 Enformasyon Dairesi. 01 Personel Giderleri; 977 Bin 860. 02 Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Prim Giderleri; 16 Bin 710. 03 Mal ve Hizmet Alımları Giderleri; 237 Bin 180. 05 Cari Transferler; Yok. 06 Sermaye Giderleri; Yok. 07 Sermaye Transferleri; Yok. 08 Borç Verme; Yok. II’nci Düzey Toplamı; 1 Milyon 231 Bin 750.

04 Kadın Çalışmaları Dairesi. 01 Personel Giderleri; 70 Bin 646. 02 Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Prim Giderleri; Yok. 03 Mal ve Hizmet Alımları Giderleri; 5 Bin 790. 05 Cari Transferler; Yok. 06 Sermaye Giderleri; Yok. 07 Sermaye Transferleri; Yok. 08 Borç Verme; Yok. II’nci Düzey Toplamı; 76 Bin 436.

05 Dışişleri Dairesi. 01 Personel Giderleri; 2 Milyon 40 Bin 779. 02 Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Prim Giderleri; 32 Bin 900. 03 Mal ve Hizmet Alımları Giderleri; 370 Bin 300. 05 Cari Transferler; Yok. 06 Sermaye Giderleri; Yok. 07 Sermaye Transferleri; Yok. 08 Borç Verme; Yok. II’nci Düzey Toplamı; 2 Milyon 443 Bin 979.

06 Ankara Büyükelçiliği. 01 Personel Giderleri; 747 Bin 202. 02 Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Prim Giderleri; 72 Bin 583. 03 Mal ve Hizmet Alımları Giderleri; 211 Bin 950. 05 Cari Transferler; Yok. 06 Sermaye Giderleri; Yok. 07 Sermaye Transferleri; Yok. 08 Borç Verme; Yok. II’nci Düzey Toplamı; 1 Milyon 31 Bin 735.

07 Londra Temsilciliği. 01 Personel Giderleri; 1 Milyon 406 Bin 150. 02 Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Prim Giderleri; 50 Bin 234. 03 Mal ve Hizmet Alımları Giderleri; 874 Bin 423. 05 Cari Transferler; 2 Bin 900. 06 Sermaye Giderleri; Yok. 07 Sermaye Transferleri; Yok. 08 Borç Verme; Yok. II’nci Düzey Toplamı; 2 Milyon 333 Bin 707.

08 New-York Temsilciliği. 01 Personel Giderleri; 266 Bin 958. 02 Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Prim Giderleri; 16 Bin 623. 03 Mal ve Hizmet Alımları Giderleri; 240 Bin 171. 05 Cari Transferler; Yok. 06 Sermaye Giderleri; Yok. 07 Sermaye Transferleri; Yok. 08 Borç Verme; Yok. II’nci Düzey Toplamı; 523 Bin 752.

09 Brüksel Temsilciliği. 01 Personel Giderleri; 469 Bin 523. 02 Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Prim Giderleri; 30 Bin 940. 03 Mal ve Hizmet Alımları Giderleri; 310 Bin. 05 Cari Transferler; Yok. 06 Sermaye Giderleri; Yok. 07 Sermaye Transferleri; Yok. 08 Borç Verme; Yok. II’nci Düzey Toplamı; 810 Bin 463.

10 İstanbul Başkonsolosluğu. 01 Personel Giderleri; 456 Bin 27. 02 Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Prim Giderleri; 51 Bin 852. 03 Mal ve Hizmet Alımları Giderleri; 156 Bin 329. 05 Cari Transferler; Yok. 06 Sermaye Giderleri; Yok. 07 Sermaye Transferleri; Yok. 08 Borç Verme; Yok. II’nci Düzey Toplamı; 664 Bin 208.

11 Mersin Konsolosluğu. 01 Personel Giderleri; 258 Bin 126. 02 Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Prim Giderleri; 35 Bin 671. 03 Mal ve Hizmet Alımları Giderleri; 36 Bin

1662

Page 111: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

946. 05 Cari Transferler; Yok. 06 Sermaye Giderleri; Yok. 07 Sermaye Transferleri; Yok. 08 Borç Verme; Yok. II’nci Düzey Toplamı; 330 Bin 743.

12 Washington Temsilciliği. 01 Personel Giderleri; 228 Bin 990. 02 Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Prim Giderleri; 16 Bin 329. 03 Mal ve Hizmet Alımları Giderleri; 291 Bin 653. 05 Cari Transferler; Yok. 06 Sermaye Giderleri; Yok. 07 Sermaye Transferleri; Yok. 08 Borç Verme; Yok. II’nci Düzey Toplamı; 536 Bin 972.

13 İslamabad Temsilciliği. 01 Personel Giderleri; 152 Bin 269. 02 Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Prim Giderleri; 5 Bin 200. 03 Mal ve Hizmet Alımları Giderleri; 139 Bin 434. 05 Cari Transferler; Yok. 06 Sermaye Giderleri; Yok. 07 Sermaye Transferleri; Yok. 08 Borç Verme; Yok. II’nci Düzey Toplamı; 296 Bin 903.

14 İzmir Konsolosluğu. 01 Personel Giderleri; 155 Bin 235. 02 Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Prim Giderleri; 13 Bin 230. 03 Mal ve Hizmet Alımları Giderleri; 123 Bin 86. 05 Cari Transferler; Yok. 06 Sermaye Giderleri; Yok. 07 Sermaye Transferleri; Yok. 08 Borç Verme; Yok. II’nci Düzey Toplamı; 291 Bin 551.

15 Abu-Dabi Temsilciliği. 01 Personel Giderleri; 156 Bin 950. 02 Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Prim Giderleri; 6 Bin 523. 03 Mal ve Hizmet Alımları Giderleri; 130 Bin 895. 05 Cari Transferler; Yok. 06 Sermaye Giderleri; Yok. 07 Sermaye Transferleri; Yok. 08 Borç Verme; Yok. II’nci Düzey Toplamı; 294 Bin 368.

16 Bakü Temsilciliği. 01 Personel Giderleri; 137 Bin 225. 02 Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Prim Giderleri; 7 Bin 657. 03 Mal ve Hizmet Alımları Giderleri; 101 Bin 466. 05 Cari Transferler; Yok. 06 Sermaye Giderleri; Yok. 07 Sermaye Transferleri; Yok. 08 Borç Verme; Yok. II’nci Düzey Toplamı; 246 Bin 348.

17 Cenevre Temsilciliği. 01 Personel Giderleri; 238 Bin 414. 02 Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Prim Giderleri; Yok. 03 Mal ve Hizmet Alımları Giderleri; 338 Bin 809. 05 Cari Transferler; Yok. 06 Sermaye Giderleri; Yok. 07 Sermaye Transferleri; Yok. 08 Borç Verme; Yok. II’nci Düzey Toplamı; 577 Bin 223. Kurumsal Toplamı; 17 Milyon 406 Bin 55.

BAŞKAN - Evet, Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı Bütçesi üzerinde söz isteyen var mı?...

Buyurun Sayın Tahsin Bey.

TAHSİN ERTUĞRULOĞLU (Lefkoşa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; fazla konuşmaya pek niyetim yok iyi bir haber olarak size. Çünkü zaten sabahtan beridir en azından bugünü ele alırsak sabahtan beri zaten dış politika konuşuldu. Yalnız belirli konulara kısa da olsa değinmekte fayda vardır diye düşünüyorum. Bir kere 1,5 yıldır gündemde olan Cumhuriyetçi Türk Partisi – Demokrat Parti koalisyon hükümetleri diyelim döneminde inkar edilemeyecek bir gerçek maalesef Dış İşleri Bakanlığının büyük ölçüde geri plana itilmiş, nerede ise etkisizleştirilmiş bir konuma itilmiş olmasıdır. Yürütülen faaliyetler Dışişleri Bakanlığı bünyesi dışında makamların Bakanlıkların yürüttüğü faaliyetler gerçekleştirdiği ziyaretler Dışişleri Bakanlığı’nın bilgisi dışında yürütülmüş ve ne yazıktır ki Dışişleri Bakanlığı mensupları bu faaliyetleri bu Başkent ziyaretlerini bunları dahi gazete sütunlarından okumuşlardır. Ve Bakanlıkta personel arasında büyük bir huzursuzluk olduğu kesin. Haklı olarak. Hiçbir devlette, devlet geleneğine saygı varsa eğer dış politika

1663

Page 112: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

bağlamındaki temaslar gerek ülke içerisinde olsun gerek ülke dışında olsun Dışişleri Bakanlığı mensuplarının yokluğunda gerçekleştirilmemesi gerekir. Her türlü temasta ülke dahilinde dahi olsa Dışişleri Bakanlığı en azından meslek memurlarından bir tanesi hazır bulunur, görüşme tutanağı tutar ve gerekli dağıtım belirli mercilere gerçekleştirilir. Bu yıllarca böyle geldi Dışişleri Bakanlığı’nda ama son 1,5 yıllık dönemde maalesef bu kesinlikle uyulması gereken kural sürekli ihlal edildi bunun en son örneği de Brüksel’de gerçekleştirilen gizli temaslar oldu, orda bırakın Dışişleri Bakanlığı mensuplarının olaya müdahil olmasını kabinenin üyeleri bile olayın dışında tutularak gerçekleştirildi. Bunlar üzücü gelişmeler. Şimdi bir Dışişleri Bakanlığı her şeyden önce ülkenin temsiliyetini böyle bir sorumluluğu üstlenmiş bir Bakanlıktır. Ülke içine yönelikten fazla ülke dışına yönelik bir misyonu vardır. Eğer bu misyonundan Bakanlığı arındırırsanız aslında varlığı ile yokluğu hiçbir şekilde fark etmeyen olmasa da olabilecek olan bir Bakanlık konumuna itersiniz. Bu da devlet ciddiyeti ile bağdaşmaz. Çünkü Dışişleri Bakanlığı olmayan bir devlet zaten dünyada yok. Ayni çerçevede hükümetin dış politikası nedir? Sorusunu sorduğumuzda da net bir yanıt almamız maalesef mümkün değil.Hükümet Programına baktığımızda da net bir politika ortada yoktur. Birtakım söylemler var tabii mecburiyetten. Ama dış politikamız budur diyebileceğimiz bir ifade ben göremedim. Dış politikayı zaten büyük ölçüde tek başına Sayın Cumhurbaşkanı götürüyor. Ve maalesef Dışişleri Bakanlığı da kendi koalisyonu içerisinde bu Hükümetin hiç de hoş olmayan bir alay konusu haline getirildi kamuoyunda. Şakavari dahi olsa dış temaslar gündeme geldiğinde Asya ve Afrika gündemdeyse Dışişleri Bakanı gider, Avrupa sözkonusuysa CTP kanadını temsilen birileri gider diye bir maalesef şaka konusu halk arasında gündeme geldi. Bu da çok üzüntü verici bir gelişme. Böyle bir konunun gündeme dahi gelmemesi gerekir. Kimsenin bir Bakanlığı orda oturan bakan kim olursa olsun böyle bir konuma gitme hakkı bana göre yok, olmaması gerekir.

İÇİŞLERİ BAKANI ÖZKAN MURAT (Yerinden) – Yani Afrika ülkeleri de değerlidir.

TAHSİN ERTUĞRULOĞLU – Tabii ki değerlidir. Ama sözünü ettiğim alayımsı, şaka...

ÖZKAN MURAT (Yerinden) (Devamla) - O başka. Yani olmaması...

TAHSİN ERTUĞRULOĞLU (Devamla) - Kapsamında alay edeceksiniz. Gündeme getiriliyor. Ben Afrika ülkeleri önemsizdir demedim. Ben üç, dört tane Afrika ülkesine giden kişi olarak Afrika ülkeleri, Asya ülkeleri, Avrupa ülkelerinden daha önemsizdir iddiasını kesinlikle gündeme getirmeyen, buna inanmayan. Müteaddit defalar Malezya’ya giden, Asya Malezya’da ve belki de Malezya çoğu Avrupa ülkesinden çok daha huzurlu ve uyumlu koşularda yaşayan bir ülkedir de. Dolayısıyla coğrafyasına bakarak bir ülkeyi küçümsemek veya önemsemek yanlışını ben tasvip etmiyorum.

Şimdi sabahleyin Cumhurbaşkanlığı Bütçesi görüşülürken tabii bazı konular gündeme getirilmedi. Şimdi dış politika üzerinde fazla konuşmak gerekmez dedim ama dış politikayı büyük ölçüde Cumhurbaşkanı temsil ettiğine ve götürdüğüne göre bazı konuları gündeme getirmekte fayda var. Yanlış hatırlamıyorsam Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakanlığı döneminde tanınma istersek yanarız diye bir ifadede bulunmuştu. Ve tabii ki çok tenkit ettik o dönemde böyle bir ifadeyi. Çünkü bir ülkenin Başbakanı olacaksınız ve o ülkenin tanınmasını gündeme getirmenin yanma anlamına gittiğini söyleyeceksiniz. Sanırım dünyada eşi emsali olmayan ve herhalde olmayacak olan bir ifadeydi, talihsiz bir ifadeydi.

1664

Page 113: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

MUSTAFA ARABACIOĞLU (Lefkoşa) (Yerinden) – İngiltere’de de öyle.

TAHSİN ERTUĞRULOĞLU (Devamla) - Farketmez. Başbakandı ama yani öyle bir hakkı da yoktur hiç kimsenin adı ne olursa olsun, partisi ne olursa olsun. Eğer bu ülkenin bu makamlarına talip olursanız vatandaşın oyunu alıp gelip bu makamlarda oturuyorsanız dönüp ondan sonra bu Devletin tanınmasını yanma anlamında yorumlamaya hakkınız kesinlikle yoktur. Şimdi tabii ayni kişi şu anda Cumhurbaşkanı olarak görev yapmaktadır. Ve Cumhurbaşkanlığı bütçesi ile ilgili sözlerimin sonrasında Sayın Başbakanın verdiği cevaplar arasında şu ifade vardı. Ben demişti Soyer Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin Başbakanıyım, beni cevaplama anlamında Sayın Talat da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanıdır. Gayet güzel. Biz bu ifadelerden ancak mutluluk duyarız. Fakat bunun gerekleri yerine getiriliyor mu? Sayın Cumhurbaşkanı, başbakanken söylediği sözü bugün nasıl yorumluyor ben şahsen bunu merak ediyorum. Cumhurbaşkanı olarak hala daha tanınma istersek yanarız görüşünde midir?Yoksa dış politikamızın esası Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin tanınmasını sağlamaya mı yöneliktir? Bu arada Sayın Dışişleri Bakanı iki yıllık bir süre tanıdığını gündeme getirdi çeşitli beyanatlarında. Rumlara iki yıl süre verdik dedi. Bu iki yıl süre içerisinde bizimle ya anlaşırlar ya da ondan sonra gereğini yaparız türünden bir ifadesi oldu. Bütçe komitesinde Dışişleri bütçesi görüşülürken bu soruyu tekrar gündeme getirmiştim. Bu iki yıl süre tanıma Dışişleri Bakanının kendisinin güttüğü bir politika mı? Yoksa hükümetin politikası mı? O da belli değil. Ayni çerçevede bu iki yılın nereden kaynaklandığını da merak ediyoruz. Niye 2 yıl da 5 yıl değil, 1 yıl değil, 3 yıl değil, 6 ay değil, 2 yıl. Bu 2’nin maksadının ne olduğunu samimi olarak öğrenmek isityoruz tabii ki.

Hükümet programı mı? Yoksa parti politikası mı?Ve Dışişleri Bakanı olarak sadece kendi Bakanlığının güttüğü bir politika mı? Zambiya ziyareti esnasında oradaki Devlet Başkanının Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile ülkesi arasında diplomatik ilişki kurulmasına hazır olduğu ifadesi basına yansıdı. Bu iki yıl süre tanıma konusu bağlamında ben şahsen Sayın Bakanın Zambiya Devlet Başkanına nasıl bir yanıt verdiğini de merak ediyorum. Sayın Başkan siz bizimle diplomatik ilişki kurmaya hazırsınız dedi ama çok teşekkür ederiz bizim Güney komşumuza tanıdığımız bir iki yıllık süre var. Bu iki yılın bitmesine ne kadar zaman kaldıysa o kadar zaman daha var. Dolayısıyle şimdilik sizin bu teklifinize biz teşekkürlerinizle beklemeye alalım bu iki yıl bitsin da onun sonrasında eğer Rumlar yola gelmiyorsa o zaman diplomatik ilişki kurarız diye bir cevap mı verildi? Onu da bilmiyorum nasıl bir yanıt verildiğini de bilmiyorum bu ifadeye. Fakat maalesef bu konunun basına yansıtılması ile Rum tarafının Zambiya üzerinde başka aracılar vasıtası ile uyguladığı baskı sonucu bu olayı da sabote etme fırsatı doğmuştur Rum tarafına. Dolayısıyla şimdi Gambiya Devlet Başkanına sorulursa eğer Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile siz diplomatik ilişki kurmaya hazır mısınız hala daha? Nasıl bir yanıt alınacağını da bilmiyorum.

Bir de İslam Konferansı Örgütü bağlamında yıllarca biz bu toplantıları görüşülürken bizler de alay konusu edilmeye çalışıldı. Müslüman Kıbrıs Türk toplumu temsilcisi olarak katıldığımız için. Annan referandumu sonrasında iddia ediyorum ki bakanlık tarafından da İslam Konferansı Örgütündeki temsilcimiz devlet düzeyine çıkarıldı evet demenin bir ödülü olarak referandumda.

Sayın milletvekilleri; bu doğru değil evet önümüzdeki tabelada Kıbrıs Türk Devleti yazıyor olabilir Annan Planında öyle bir ifade bulunduğu için. Fakat İslam Konferansında gözlemci üyeler iki başlık altındadır. Biri katılımcı devletler, bunlar arasında Tayland vardır, Bosna Hersek vardır, Rusya Federasyonu son girmişti benim son katıldığım toplantıda. Bir de gözlemci statüsü ile müslüman topluluklar ve azınlıklar vardır.

1665

Page 114: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

Şimdi Sayın Bakana bu soruyu daha önce de sormuştum. O da kesin bir yanıt veremedi. Çünkü bir sonraki toplantıda bu net bir şekilde ortaya çıkacak. Çünkü katılımcılar listesi yayınlandığı zaman asıl üyelere ilaveten gözlemciler başlığı altında kimlerin katıldığı yazıldığında bizlerin gözlemci devlet başkanlığı altında mı katıldığımız, yoksa Kıbrıs Türk Devleti adı ile ama hala daha gözlemci müslüman topluluklar ve azınlıklar başlığı altında mı yer aldığımız ortaya çıkacak. Dolayısıyla İslam Konferansında da Annan referandumu sonrasında mesafe kat etmeye başladık. Çıkan kararlarda şu veya bu kazanım elde edildi. Aldatmacalarına da gerek yoktur. Benim görevim süresince Tanıtma Dairesi bir kitapçık bastırmıştı İslam Konferansının bizlerin katılımcı olduğu tarihten o tarihe kadar aldığı bütün kararlar bir kitapçık halinde basılmıştır. Annan referandumu sonrasında katılınan İslam Konferansı Örgütü Toplantıları sonrasında Dışişleri Bakanlığının basına yansıttığı sözde kazanımlar, ödüllendirmeler ne kadar bir aldatmaca olduğu çok basit bir yöntemle ortaya çıkarılabilir. Çünkü o kitapçığı alalım Tanıtma Dairesinin bastırdığı ve bugün bize yeni kazanım diye yutturulan Kıbrısla ilgili karar maddelerinin aynıları kelime kelime aynıları en az 10 yıldır İslam Konferansı Örgütü Toplantılarında karar altına alınıyor. İslam Konferansının en tipik özelliğidir bu maalesef. Aldığı kararlara bakarsanız Kıbrısla ilgili ne güzel kararlar dersiniz yıllardan beridir ama uygulamasına gelindiğinde hiçbir şekilde uygulanmayan kararlardır.Dolayısıyle Annan Planına evet dedik dolayısıyle dış dünya bizi yavaş yavaş ödüllendirmeye başladı, aldatmacasına Dışişleri Bakanlığının gelmiş olması da üzücüdür. Çünkü kesinlikle alakası yoktur. Özellikle Sayın Bakan’ın kendisinin bir ifadesi vardı. Referandum sonrası yaşanan süreçte kazana kazana kuru bir sempati kazandık ifadesi Sayın Dışişleri Bakanına ait bir ifadedir. Kuru bir sempati kazandık. İşin doğrusu budur. Ne kadar sempati kazandığımızı da bilmiyorum. Sempati mi?Acıma duygusu mu? Alay etme duygusu mu bilmiyorum, kazancımız ama tamamen Rumun insafına terk edilmiş bir kitle olarak algılandığımız da bir realite. Sabahki görüşmelerde de söyledik izolasyon kaldırması aldatmacası artık yeter mide bulandırmaya başladı. Rum onay vermediği sürece Kıbrıs adası bağlamında sürdürülen tanıma ve tanımama politikaları sürdürüldüğü sürece izolasyon sadece tek bir yöntemle kalkar demiştik dekrar edelim o da Rumun icazet vermesi ile. Maalesef ne Anadolu halkına ne Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkına doğru mesajlar verilmiyor. Anavatandaki hükümet yetkilileri de ısrarla sakız etti. İzolasyonlar kaldırılsın Kıbrıs Türküne verilen sözler yerine getirilsin. İzolasyon kaldırılsın. Onu yaparız bunu yaparız. Yoktur böyle bir şey. Sabah da belirttim eğer Rumun icazeti ile yaşama birilerini tatmin ediyorsa o ayrı bir konu. Mağusa Limanı Rum onay verirse işlemeye başlar, Ercan Hava Alanı Rum onay verirse uluslararası trafiğe açılır, bunlar bizler için kabul ise ve referandumda evet demiş olmanın ödüllendirilmesi olarak algılanacaksa benim söyleyecek başka bir sözüm tabii ki olmaz. Şimdi Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yaşadığımız adada Güney komşularımızla aramızda yeni bir anlaşma yapılır mı yapılmaz mı? İnşallah gün gele yapılır. Şimdi şimdi böyle bir olasılık ortadan yok. Hükümet kanadının en azından büyük ortağının hala daha vermeye çalıştığı mesajların hilafına Rumlarla Birleşik Kıbrıs yaratma olasılığı söz konusu değil. Rumun böyle bir niyeti yok, hiçbir zaman olmadı. Bir Annan Planı gündeme getirildi. Halkımız korkunç bir saldırıya uğradı dünya tarafından evet desin diye. Evet diyerek yeni bir sayfa açacağını zannetti. Kazanımlar elde edeceğini zannetti. Orda da hayal kırıklığına uğradı. Şimdi yavaş yavaş basına gerçekler yansımaya başladı. Bugünün basınında da var, yeni bir süreç önerme diye bir düşüncesi Birleşmiş Milletlerin yok. İki taraf arasındaki belirtilen görüşler arasındaki uçurum yeni bir süreci gerektirecek, tavsiye ettirecek şeyi gerektirmiyor. İki taraf arasındaki görüş farklılığı büyük. Peki biz ne yapacağız o zaman? Hala daha Rum’un kapısında yalvaran, Birleşik Kıbrıs Birleşik Kıbrıs diye tutturup bu halkı Rum’un insafına terkedecek politikaları daha fazla gündemde tutacak mıyız? Sayın Bakan iki yıllık bir süre vermişti, kendileri salonda yokken bu konuya değindim, iki yıllık sürenin Hükümet politikası mı olduğu Bakanlık insiyatifinde yürütülen bir politika mı olduğu sorusunu gündeme

1666

Page 115: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

getirmiştim, bu iki yıl ne zaman sona erer onu da şu anda bilmiyorum. Fakat Koalisyon ortaklarından böyle bir ifade bugün kadar duymuş değilim. Koalisyon ortaklarının ifade edilen politikalarına ve ana hedeflerine baktığımızda, iki yıllık süre verme ile kesinlikle bağdaşmayan bir politikaya sahip oldukları ortaya çıkıyor. Sayın Başbakan sabahleyin kendilerini eleştirmeme karşılık demişti ki, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devletinden vazgeçme politikalarını eleştirmeme karşılık demişti ki, ben Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Başbakanıyım. Tamam güzel, peki bu politikanın sahibiyseniz, Rumlarla bir uzlaşıya gidilme noktasına gelindiğinde gün geliyor, şimdi şimdi olmayacağı belli herkes telafuz ediyor, bu anlaşmanın altına imza atan kişi eğer o gün Sayın Ferdi Sabit Soyer ise, bu Sayın Talat ise sıfatı ne olacaktır? Öngörüsü nedir Sayın Cumhurbaşkanı ile Sayın Başbakanın? O anlaşmanın altına imza atarken Kıbrıs Türk Toplumu adına çılacak bir imzaya mı razıdırlar Annan Planında olduğu gibi yoksa Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakanı veya Cumhurbaşkanı sıfatı ile mi imza atacaklardır? Burda parti politikası yapma niyetinde değilim. Sabah da söyledim, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine sahip çıkılsın, ana hefefin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olduğu ortaya konsun ortak hedefimiz olarak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine sahip çıkılma politikasında bütünleşelim, isterseniz yüzyıl daha Hükümet olun hiç problemimiz olmaz. Bizim sıkıntımız Ulusal Birlik Partisi olarak, ulusal davamız gereği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine sahip çıkma noktasındaki zaafiyettir. Ha bizler bu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine sahip çıkma noktasında herşeyi dörtdörtlük yaptık da demiyorum, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne sahip çıkmak nutuk atmakla da olmuyor, bunun gereğini yapmak lazım. Bu konularda bizlerin de tabii ki geçen yıllar zarfında eksiklerimiz, yanlışlarımız olmuştur ama misyon olarak, hedef olarak her zaman Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini temel ve esas kabul etmiş insanlar olarak hareket ettik ve etmeye devam ediyoruz.

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Evet Tahsin’im.

TAHSİN ERTUĞRULOĞLU (Devamla) – Sayın Hasipoğlu, acele ettiğinizi biliyorum. Şimdi bugünün gazetelerinin birinde bir başlık okudum. İşadamları Derneğinin Başkanı Sayın Nailer bir beyanatta bulunmuş ve demiş ki Avrupa Birliği’nin verdiği her söz Rumların onayına mı bağlı? E, günaydın. Yani bu soruyu sorma gereği hissediyorsa birisi demek ki o ana kadar Avrupa Birliği’nin ne olduğunu bilmiyordu. Evet, Avrupa Birliği’nin atacağı her adım Rumların onayına tabiidir. İzolasyon konusu da bu kapsam içerisinde değerlendirilmesi gerekir. Sayın Cumhurbaşkanı mal, mülk konusu ile ilgili geldi Meclis’te izahatlarda bulundu. Daha fazla kafaları karıştırdı gitti. Ondan sonra İnsan Hakları Mahkemesi’ndeki davalar ertelenirse Papadopulos masaya gelecek diye bir beyanatta bulundu. İzolasyon kalkarsa Rumlar çözüme istekli olacak diye hiçbir anlamı olmayan ama hiçbir anlamı olmayan beyanatda da bulundu. Malesef Cumhurbaşkanımız göreve geldiği günden bugüne hala daha Anavatan Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilmedi, görüşülmedi.

Sayın Prodi geçen günlerde “Anneciğim Türkler” diye bir ifadede bulundu Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği konusuna değinirken ve en nihayet Sayın Cumhurbaşkanı dedi ki kaybedilmiş Kıbrıs davamız var. Ve biz bu davanının yeniden oluşturulup kazanılması sürecinde yaşıyoruz şu anda.

Bir gazetenin sütununda çok doğru bir yorum okumuştum o günlerde. Sayın Talat diyordu acaba bunun doğrusu tam tersi mi? Kazanılmış bir davanın kaybedilme sürecini gündeme değil miyiz acaba? Dünya dili konuşacağız diyerek şuna, buna hoş görünme sevdası ile Annan Planı’na evet diyerek kazanılmış bir davanın kaybedilme sürecini gündeme getirmedik mi acaba? Yani Sayın Cumhurbaşkanı’nın söylediğinin tam tersi doğrudur bana

1667

Page 116: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

göre. Bir soruna çözüm bulunacaksa uzlaşı, anlaşma sağlanacaksa o soruna taraf olanların her birinin en az diğeri kadar uzlaşıya ihtiyacı olması gerekir.

SALİH İZBUL (Girne) (Yerinden) – Kandırdın bizi Tahsin Bey. Kısa konuşacaktın.

TAHSİN ERTUĞRULOĞLU (Devamla) – Şimdi çok şeyler söylenmesi gerekir Sayın İzbul ama...

HASAN TAÇOY (Lefkoşa) (Yerinden) – Devam et Sayın Ertuğruloğlu. Daha 15 dakikadır konuşursun.

TAHSİN ERTUĞRULOĞLU (Devamla) – Çünkü önümde bir başka gazete sütunu var. Sayın Hristofyas’ın CTP ile birlikte hayal kurduk ifadesi var.

MUSTAFA GÖKMEN (Yeni İskele) (Yerinden) – CTP ile beraber.

TAHSİN ERTUĞRULOĞLU (Devamla) – Hristofyas tırnak içerisinde okuyorum. “CTP ile birlikte askerden arındırılmış özgür bir Kıbrıs’ı Kıbrıslı Rumların haklarına zarar vermeden Kıbrıslı Türklerin insan haklarının gerçekten sağlanması hayalini birlikte kurduk” diye bir beyanaatı var. Komitede de bunu gündeme getirdiğimde CTP’den bir milletvekili arkadaşın bunu işte Rum söyledi. Yani yalan söylüyor diye birşeyi sorgulaması oldu. Yalansaydı CTP’den bir açıklama bekleme hakkımız vardı. Ben partiden böyle bir açıklama duymuş değilim.

MUSTAFA GÖKMEN (Yerinden) (Devamla) – Ciddiye almamışlardır efendim.

TAHSİN ERTUĞRULOĞLU (Devamla) – Ciddiye almamışlardır evet. Bir zamanların meşhur Annanist gazetelerinden bir tanesinin dünkü manşeti, “KKTC’yi Yıkma Planı.” Birşeyler oluyor birşeyler tuhaf şeyler oluyor.Siz canıyürekten Annan Planını destekleyeceksiniz, her gün gazetenizde her akşam televizyon ekranlarında söylemediğinizi bırakmayacaksınız, ondan sonra bugün de çıkıp manşet atacaksınız. “KKTC’yi Yıkma Planı”, Rum Tarafının verdiği BM’ye aktardığı görüşleri sıralarken. Yeter artık Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, bu halkla alay etmeye yeter. Politika yapacağız diye şu kişi ötekinden daha üstün görünecek diye, bu parti ötekinden daha fazla puan toplayacak diye ulusal davamızı ayaklar altına almaya, bu halkı rezil etmeye kimsenin hakkı yoktur. Bu halka gerçekler söylenmesi zamanı artık geldi. O hayal bu hayal, Avrupa Birliği şunu verecek, Amerika şunu açacak, yine bu gazetenin manşet haberiydi. Rusya izolasyonların kaldırılması ile ilgili insiyatif alıyor diye, sonra baktık ki turizmle ilgili bir faaliyeti Rusya’da engellediler diye Dışişleri Bakanlığımız Rusya’yı haklı olarak protesto etti. Başka bir gün baktık ki, Lübnan modeli arzulanıyormuş Kıbrıs ile ilgili. Bir başka gün baktık Tayvan model arzulanıyor, bir gün Amerikalılar insiyatif başlıyor, bir gün Ruslar bir gün Fransızlar, bir gün Avrupa Birliği. Halkımız da bunları her gün okur, televizyonlardan duyar neye inanacağını şaşırdı. Kimin doğru söylediğini bilmiyor, kendisi ile resmen alay ediliyor. Biz politika yapacağız diye bu halkla alay ediyoruz. Artık yeter. Birleşik Kıbrıs hedefi gerçekleşecekse, sabah da söyledim, bunun yolu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinden geçer. Bugüne kadar olanlar oldu, hiç olmazsa bundan sonra olması gereken olsun. Dış politikamızın esası Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine sahip çıkmak ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin tanınmasını sağlamak temeli üzerine oturtulsun. Bunun dışında sürdüreceğimiz bütün politikalarda mağlup olmaya mahkumuz. Kimse kimseyi aldatmasın. Devlet statümüzün gerisine düşerek girebileceğimiz herhangi bir senaryo, herhangi bir angajmanda birilerinin boyunduruğunu kabullenmeden

1668

Page 117: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

başka bir sonuca gitmeyeceğimizi lütfen artık bilelim ve halka da doğruyu söyleyelim. Hayallerle bu halkı daha fazla avutmayalım. Halk tahminimizden çok daha ileridedir, bu halk politikacısının önündedir. Çok iyi yorumluyor ve politikacılarının kendilerine sürekli yalan söylemesinden de bıkmıştır usanmıştır. Sandığa gitme oranındaki azalmanın başlıca nedenlerinden bir tanesi de budur, politikacısına güvenmiyor. Politikacısının Meclise gittiği zaman halka hizmet maksadı ile gittiğine inanmıyor. Kıbrıs Konusunda yaşadıklarımıza, son 5 yıllık süre içerisinde yaşadıklarımıza baktığımızda, yerden göğe kadar da haklıdırlar. Çünkü ulusal davanın gerekleri ön plana geçmiş değil, partisel ve kişisel çıkarlar ön plana geçmiş, ulusal dava geriye itilmiş, biz psikolojisi unutturulmuş ben psikolojisi ön plana itilmiş ve bu halka, gemisini kurtaran kaptandır mentalitesi alıştırılmıştır maalesef.O yüzden büyük bir kaos yaşıyoruz. Mal satışı da o yüzdendir. Pasaport almak da o yüzdendir. Gemisini kurtaran kaptandır çünkü. Böyle bir mentalite ile böyle bir psikoloji ile ulusal davayı yürütemeyiz. Meclis olarak görevimiz birbirimizle cebelleşme değildir. Ulusal davada Rumları dahi örnek alarak birlik ve bütünlüğü sağlamak mecburiyetindeyiz. İç politikalarında birbirlerinin boğazına sarılırlar. Dış politika olduğu zaman biz söz konusu olduk mu Türk olarak hepsi de ayni çizgidedirler. Hangi partili olursa olsun Kilisesi de, askeri de politikacısı da...

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Gazi Mağusa) (Yerinden) – Sağcısı da solcusu da doğrudur.

TAHSİN ERTUĞRULOĞLU (Devamla) – Hepsi de. E, takdir etmemek mümkün değil.

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Biz bir Parlementer Konseyini oluşturamadık.

TAHSİN ERTUĞRULOĞLU (Devamla) – Evet, dolayısıyle aklımızı başımıza toplayalım. Lafı daha fazla uzatmanın gereği yok. Yeterince söylendi daha çok şey söylenebilir ama birbirimizi üzmenin de bir anlamı yoktur. Artık hiç olmazsa bundan sonra doğrusunu yapalım. Bu devlete sahip çıkmadığımız sürece ve sadece beyanattlarla da değil, icraatlarla bu devlete sahip çıkmadığımız sürece Kıbrıs Türk Halkını bu adada eşit statüde Rumla egemenliğine saygı gösterilen bir kitle olarak bu adada varlığını güvence içerisinde, ekonomik refah içerisinde bir kitle olarak yaşatma olasılığımız yoktur. Bu lütfen böyle biline. Gemisini kurtaran kaptanla kimse gemiyi kurtarmaz. Bu gemide hep beraberiz gemisini kurtaran kaptan kurtarmış zannedebilir kendisini ama ne büyük felaketlere gideceğini gün içinde de görür, pişmanlık da artık fayda vermez. Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim, saygılar sunarım.

BAŞKAN – Başka söz isteyen?

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Biz de teşekkür ederiz.

BAŞBAKAN YARDIMCISI VE DIŞİŞLERİ BAKANI SERDAR DENKTAŞ – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bazı dezanformasyona dayalı söylemleri geçmişte televizyonlarda zaman, zaman cevapladım. Bundan sonra da cevaplarım. Ama onun dışında yapılan eleştirilere teşekkür ediyorum. Olumlu eleştirileri not ederek önümüze aldık.

Önümüzdeki dönemde Dışişlerinin çok, geçmişten çok farklı bir çalışma temposu içerisinde ve teşkilatı içerisinde olacağını göreceksiniz. Saygılar sunarım.

1669

Page 118: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

BAŞKAN – Başka söz isteyen var mı? Yoktur. Oylarınıza sunuyorum. Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı Bütçesini Kabul edenler?... Etmeyenler?... Çekimser?... Oyçokluğu ile kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri; bugünkü görüşmelerimiz tamamlanmıştır. Program gereğince yarın Başbakanlık sunuşlarından sonra 1. Kurumsal 03; Başbakanlık Bütçesinin görüşmesi. 2. Kurumsal 12; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bütçesinin görüşülmesi. 3. Kurumsal 18; Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Bütçesinin görüşülmesi yapılacaktır. Birleşimi burda kapatıyorum. Teşekkür ederim.

(Kapanış Saati: 19.34)

1670

Page 119: dönem 6 yıl 1 birleşim 24evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web view(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Fatma Ekenoğlu, Başkanlık Kürsüsünü

DÖNEM:VI YIL:1

CUMHURİYET MECLİSİ GÜNDEMİ

24’üncü Birleşim24 Haziran 2005, Cuma

Saat:10.00

GÜNDEM:

I. BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI:

II. ÖZEL GÜNDEMDE YER ALACAK İŞLER:

2005 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısı ve Ekonomi, Maliye Bütçe ve Plan Komitesinin Tasarıya ilişkin Raporu.

(1) Tasarının madde madde görüşülmesine başlanması.

(2) Kurumsal 01; Cumhurbaşkanlığı Bütçesi.

(3) Kurumsal 02; Cumhuriyet Meclisi Bütçesi.

(4) Kurumsal 16; Sayıştay Bütçesi.

(5) Kurumsal04; Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı Bütçesi.

1671