1
BİLGİSAYAR DİLİ NEDİR? - Mrb Nslsn - Saol iiiim. - ne yapıyon - bişi yapmiom - sen n yapion - ymk yiom - hadi by - by... Bu, nedir bu? Bu nasıl birşeydir anlamış değilim. Bu okuduklarınız çocuklarımızın Internet üzerinde birbirleri ile yazışma (chat) dilidir. Bırakın bu dil ile yazışmayı, bir de birbirleriyle de böyle konuşuyorlar. Yani mümkün olduğu kadar kısa. Bu türlü yazışmalarda görüyorum ki çocuklarımız duygularından, hissettiklerinden değil sadece o an olanlar üzerine dayalı konuşmalar yapıyorlar birbirleriyle. Yani A-SOSYAL gençlik kendine garip bir dil yaratarak gitgide robotlaştırıyor kendini. Duygu yok, kendini ifade etmek, üretilmiş düşünceler yok. Hani daha önceki yazılarda bahsetmiştik ya, teknoloji söz konusu olduğunda kendimizi ifade edemiyoruz diye. Bakın kendimize nasıl bir dil yaratmaya başladık. İş yerimi arayan bir müşterim telefonda bilgisayarının kendi “ŞİFRESİNİ KABUL ETMEDİĞİNİ” söyledi. İnanın gülsem mi, ağlasam mı, şaşırdım kaldım. Sonra kendimi toplayıp cevap verdim. “Bilgisayarınızın KABUL GÜNÜ mü var?” Yani dün kabul ediyordu da bugün keyfi yerinde değil şifre kabul edemeyeceğini mi söyledi. Görmeyeli bilgisayarlar epey akıllanmışlar, bir de EKABİR olup keyfe keder çalışmaya başlamışlar. Bin yaşayın emi? heheheh… Bir başka durumda, Teknoloji merklısı bir müşterim satın almış olduğu bir ekran kartını yüklerken, sorun yaşadığını söyledi. Tam olarak dediğine göre, ne yapmış etmiş ancak bilgisayar bir türlü ekran kartının sürücünü “YEMEMİŞ. Beni oturduğum yerden düşürmek istiyorsunuz galiba… Yeni bilgisayar alan bir müşterim, yazıcısını aradan vakit geçtikten sonra almıştı. O’na yazıcının bilgisayara tanıtılması gerektiğini söyledim. O da bana “oldu olacak bir de karşılama töreni yapalım” dedi. Sonra da “Bu yazıcının daha basiti yok mu? Tanıtmadan çalışsa” dedi. Bana göre olması gerekenler ise çok farklı. Şifre kabul etmiyor yerine, şifremi onaylamıyor diyebiliriz. Sürücüyü yemiyor, yerine sürücüyü yüklenmiyor diyebiliriz. Böylece çok sevdiğimiz, milli bütünlüğümüz, canım TÜRKÇE’mizi katletmeyiz. Doğru bir kaynak var mı diye sorarsanız, evet var derim. En azından şu an bu kaynağı okuyorsunuz. Zaten doğduğumuz günden beri herkes bize “OKU” diyor. Okuyalım ve düzgün yazalım. Herkesi uyaralım, öğrenmemini yaşı yok. Bu bozukluk zaten Türkçe olarak anlaşamayan ebeveyn ve çocuklar arasına kara duvar gibi örülecek ve bizler onları hiç anlamayacağız. Bakın sonra “Allaam sen bna yrdm et!” diye çok ağlarsınız.

Habertrak teknoloji yazilari--bilgisayar dili nedir (giray özer)

Embed Size (px)

Citation preview

BİLGİSAYAR DİLİ NEDİR?

- Mrb Nslsn

- Saol iiiim.

- ne yapıyon

- bişi yapmiom

- sen n yapion

- ymk yiom

- hadi by

- by...

Bu, nedir bu? Bu nasıl birşeydir anlamış değilim. Bu okuduklarınız çocuklarımızın Internet üzerinde

birbirleri ile yazışma (chat) dilidir. Bırakın bu dil ile yazışmayı, bir de birbirleriyle de böyle

konuşuyorlar. Yani mümkün olduğu kadar kısa. Bu türlü yazışmalarda görüyorum ki çocuklarımız

duygularından, hissettiklerinden değil sadece o an olanlar üzerine dayalı konuşmalar yapıyorlar

birbirleriyle. Yani A-SOSYAL gençlik kendine garip bir dil yaratarak gitgide robotlaştırıyor kendini.

Duygu yok, kendini ifade etmek, üretilmiş düşünceler yok.

Hani daha önceki yazılarda bahsetmiştik ya, teknoloji söz konusu olduğunda kendimizi ifade

edemiyoruz diye. Bakın kendimize nasıl bir dil yaratmaya başladık. İş yerimi arayan bir müşterim

telefonda bilgisayarının kendi “ŞİFRESİNİ KABUL ETMEDİĞİNİ” söyledi. İnanın gülsem mi,

ağlasam mı, şaşırdım kaldım. Sonra kendimi toplayıp cevap verdim. “Bilgisayarınızın KABUL

GÜNÜ mü var?” Yani dün kabul ediyordu da bugün keyfi yerinde değil şifre kabul edemeyeceğini

mi söyledi. Görmeyeli bilgisayarlar epey akıllanmışlar, bir de EKABİR olup keyfe keder çalışmaya

başlamışlar. Bin yaşayın emi? heheheh…

Bir başka durumda, Teknoloji merklısı bir müşterim satın almış olduğu bir ekran kartını yüklerken,

sorun yaşadığını söyledi. Tam olarak dediğine göre, ne yapmış etmiş ancak bilgisayar bir türlü ekran

kartının sürücünü “YEMEMİŞ”. Beni oturduğum yerden düşürmek istiyorsunuz galiba…

Yeni bilgisayar alan bir müşterim, yazıcısını aradan vakit geçtikten sonra almıştı. O’na yazıcının

bilgisayara tanıtılması gerektiğini söyledim. O da bana “oldu olacak bir de karşılama töreni

yapalım” dedi. Sonra da “Bu yazıcının daha basiti yok mu? Tanıtmadan çalışsa” dedi.

Bana göre olması gerekenler ise çok farklı. Şifre kabul etmiyor yerine, şifremi onaylamıyor

diyebiliriz. Sürücüyü yemiyor, yerine sürücüyü yüklenmiyor diyebiliriz. Böylece çok sevdiğimiz,

milli bütünlüğümüz, canım TÜRKÇE’mizi katletmeyiz.

Doğru bir kaynak var mı diye sorarsanız, evet var derim. En azından şu an bu kaynağı okuyorsunuz.

Zaten doğduğumuz günden beri herkes bize “OKU” diyor. Okuyalım ve düzgün yazalım. Herkesi

uyaralım, öğrenmemini yaşı yok.

Bu bozukluk zaten Türkçe olarak anlaşamayan ebeveyn ve çocuklar arasına kara duvar gibi örülecek

ve bizler onları hiç anlamayacağız.

Bakın sonra “Allaam sen bna yrdm et!” diye çok ağlarsınız.