32
HAREZMİ (MS 770-840) Tam adı Muhammed Bin Musa el-Harezmi olan bu büyük bilim adamı, Horasan’da (Özbekistan’ın Karizmi kentinde) doğmuştur.Hayatının büyük bir bölümüBağdat’da (Beytü’lHikme’de) matematik, astronomi ve coğrafya konularında çalışarak geçmiştir. Cebirin kurucusu olan Harezmi’nin iki önemli matematik kitabı vardır; “Cebir” ve “Hint Hesabı”.Harezm’de temel eğitimimini alan Harezmi gençlinin ilk yıllarında Bağdat’taki ileri bilim atmosferinin varlığınıöğrenir. İlmi konulara doyumsuz denilebilecek seviyedeki bir aşkla bağlı olan Harezmi ilmi konularda çalışma idealini gerçekleştirmek için Bağdat’a gelir ve yerleşir. Devrinde bilginleri himayesi ile meşhur olan abbasi halifesi Mem’unHarezmidekiilmkabliyetten haberdar olunca onu kendisi tarafından Eski Mısır, Mezopotamya, Grek ve Eski hint medeniyetlerine ait eserlerle zenginleştirilmiş Bağdat Saray Kütüphanesinin idaresinde görevlendirilir. Daha sonra da Bağdat Saray Kütüphanesindeki yabancı eserlerin tercümesini yapmak amacıyla kurulan bir tercüme akademisi olan Beyt’ülHikme ‘de görevlendirilir. Böylece Harezmi Bağdat’ta inceleme ve araştırma yapabilmek için gerekli bütün maddi ve manevi imkanlara kavuşur. Burada hayata ait bütün endişelerden uzak olarak matematik ve astronomi ile ilgili araştırmalarına başlar. Bağdat bilim atmosferi içerisinde kısa zamanda üne kavuşan HarezmiŞam’da bulunan KasiyunRasathanesin’deçalışan bilim heyetinde ve yerkürenin bir derecelik meridyen yayı uzunluğunu ölçmek için Sincar Ovasına giden bilim heyetinde bulunduğu gibi Hint matematiğini incelemek için Afganistan üzerinden Hindistana giden bilim heyetine başkanlık da etmiştir. Harezmi ‘ninlatinceyeçevrilen eserlerinden olan El-Kitab‘ul Muhtasar fi ‘l Hesab‘il cebri ve ‘l Mukabele adlı eserinde ikinci dereceden bir bilinmeyenli ve iki bilinmeyenli denklem sistemlerinin çözümlerini inceler. El Harizmi matematiğin yanısıra astronomi ve coğrafya ilimlerinde de eserler vermiştir. Astronomik cetvellerle ilgili kitaplar yazmış ve bu eserler 12. y.y. da Latince’ ye çevrilmiştir. Bunu yanısıraPtolemy’nin coğrafya kitabını düzeltmelerle yeniden yazmış, 70 tane bilim adamıyla birlikte çalışarak 830 yılında bir dünya haritasıçizmiştir. Dünyanın çevresini ve hacmini hesaplama çalışmalarında yer almıştır. Güneş saatleri, usturlaplar ve saatler üzerine yazılmış eserleri de vardır.

HAREZMİ - ortaokulmatematik.org · 2018. 3. 7. · lar Teorisi zerine uluslararasü. ı. bir sempozyum 1990da 3 ve 7 ′ Eylül tarihleri aras. ı. nda Arf’in onuruna Silivri’de

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: HAREZMİ - ortaokulmatematik.org · 2018. 3. 7. · lar Teorisi zerine uluslararasü. ı. bir sempozyum 1990da 3 ve 7 ′ Eylül tarihleri aras. ı. nda Arf’in onuruna Silivri’de

HAREZMİ(MS 770-840)

Tam adı Muhammed Bin Musa el-Harezmi olan bu büyük bilim adamı, Horasan’da (Özbekistan’ın Karizmi kentinde) doğmuştur.Hayatının büyük bir bölümüBağdat’da (Beytü’lHikme’de) matematik, astronomi ve coğrafya konularında çalışarak geçmiştir.

Cebirin kurucusu olan Harezmi’nin iki önemli matematik kitabı vardır; “Cebir” ve “Hint Hesabı”.Harezm’de temel eğitimimini alan

Harezmi gençlinin ilk yıllarında Bağdat’taki ileri bilim atmosferinin varlığınıöğrenir.

İlmi konulara doyumsuz denilebilecek seviyedeki bir aşkla bağlı olan Harezmi ilmi konularda çalışma idealini gerçekleştirmek için Bağdat’a gelir ve yerleşir. Devrinde bilginleri himayesi ile meşhur olan abbasi halifesi Mem’unHarezmidekiilmkabliyetten haberdar olunca onu kendisi tarafından Eski Mısır, Mezopotamya, Grek ve Eski hint medeniyetlerine ait eserlerle zenginleştirilmiş Bağdat Saray Kütüphanesinin idaresinde görevlendirilir. Daha sonra da Bağdat Saray Kütüphanesindeki yabancı eserlerin tercümesini yapmak amacıyla kurulan bir tercüme akademisi olan Beyt’ülHikme ‘de görevlendirilir. Böylece Harezmi Bağdat’ta inceleme ve araştırma yapabilmek için gerekli bütün maddi ve manevi imkanlara kavuşur. Burada hayata ait bütün endişelerden uzak olarak matematik ve astronomi ile ilgili araştırmalarına başlar.

Bağdat bilim atmosferi içerisinde kısa zamanda üne kavuşan HarezmiŞam’da bulunan KasiyunRasathanesin’deçalışan bilim heyetinde ve yerkürenin bir derecelik meridyen yayı uzunluğunu ölçmek için Sincar Ovasına giden bilim heyetinde bulunduğu gibi Hint matematiğini incelemek için Afganistan üzerinden Hindistana giden bilim heyetine başkanlık da etmiştir.

Harezmi ‘ninlatinceyeçevrilen eserlerinden olan El-Kitab‘ul Muhtasar fi ‘l Hesab‘il cebri ve ‘l Mukabele adlı eserinde ikinci dereceden bir bilinmeyenli ve iki bilinmeyenli denklem sistemlerinin çözümlerini inceler.

El Harizmi matematiğin yanısıra astronomi ve coğrafya ilimlerinde de eserler vermiştir. Astronomik cetvellerle ilgili kitaplar yazmış ve bu eserler 12. y.y. da Latince’ ye çevrilmiştir. Bunu yanısıraPtolemy’nin coğrafya kitabını düzeltmelerle yeniden yazmış, 70 tane bilim adamıyla birlikte çalışarak 830 yılında bir dünya haritasıçizmiştir. Dünyanın çevresini ve hacmini hesaplama çalışmalarında yer almıştır. Güneş saatleri, usturlaplar ve saatler üzerine yazılmış eserleri de vardır.

Page 2: HAREZMİ - ortaokulmatematik.org · 2018. 3. 7. · lar Teorisi zerine uluslararasü. ı. bir sempozyum 1990da 3 ve 7 ′ Eylül tarihleri aras. ı. nda Arf’in onuruna Silivri’de

CAHİT ARF

(1910-1997)

1910 yılında Selanik’te doğdu. Yüksek öğrenimini Fransa’da Ecole Normale Superieure’de tamamladı (1932). Bir süre Galatasaray Lisesi’nde matematik öğretmenliği yaptıktan sonra İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nde doçent adayı olarak çalıştı. Doktorasını yapmak için Almanya’ya gitti. 1938 yılında Göttingen Üniversitesi’nde doktorasını

bitirdi. Yurda döndüğünde İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nde profesör ve ordinaryusprofersörlüğe yükseldi. Burada 1962 yılına kadar çalıştı. Daha sonra Robert Koleji’nde Matematik dersleri vermeye başladı.1964 yılında Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (Tübitak) bilim kolu başkanı oldu.

Daha sonra gittiği Amerika Birleşik Devletleri’nde araştırma ve incelemelerde bulundu; Kaliforniya Üniversitesi’nde konuk öğretim üyesi olarak görev yaptı. 1967 yılında yurda dönüşünde Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde öğretim üyeliğine getirildi. 1980 yılında emekli oldu. Emekliye ayrıldıktan sonra TÜBİTAK’a bağlı Gebze Araştırma Merkezi’nde görev aldı. 1985 ve 1989 yılları arasında Türk Matematik Derneği başkanlığını yaptı.

Arfİnönü Armağanı’nı (1948) ve Tübitak Bilim Ödülü’nü kazandı (1974). Cebir ve Sayılar Teorisi üzerine uluslararası bir sempozyum 1990′da 3 ve 7 Eylül tarihleri arasında Arf’in onuruna Silivri’de gerçekleştirilmiştir. Halkalar ve Geometri üzerine ilk konferanslarda 1984′te İstanbul’da yapılmıştır. Arf, matematikte geometri kavramıüzerine bir makale sunmuştur. Cahit Arf 1997 yılının Aralık ayında bir kalp rahatsızlığı nedeniyle aramızdan ayrıldı.

Page 3: HAREZMİ - ortaokulmatematik.org · 2018. 3. 7. · lar Teorisi zerine uluslararasü. ı. bir sempozyum 1990da 3 ve 7 ′ Eylül tarihleri aras. ı. nda Arf’in onuruna Silivri’de

ALI KUŞÇU

(1474-1525)

Türk İslam Dünyası astronomi ve matematik

alimleri arasında, ortaya koyduğu eserleriyle

haklı bir şöhrete sahip Ali Kuşçu,

OsmanlıTürkleri’nde, astronominin önde gelen

bilgini sayılır. “Batı ve Doğu Bilim dünyası onu

15. yüzyılda yetişen müstesna bir alim olarak

tanır.” Öyle ki; müsteşrik W .Barlhold, Ali

Kuşcu’yu“On Beşinci Yüzyıl Batlamyos’u” olarak

adlandırmıştır. Babası, Uluğ Bey’in kuşcubaşısı

(doğancıbaşı) idi. Kuşçu soyadı babasından

gelmektedir. Asıl adı Ali Bin Muhammet’tir.

Doğum yeri Maveraünnehir bölgesi olduğu ileri

sürülmüşse de, adı geçen bölgenin hangi şehrinde ve hangi yılda doğduğu kesinlikle

bilinmektedir.

Ancak doğum şehri Semerkant, doğum yılının ise 15. yüzyılın ilk dörtte biri

içerisinde olduğu kabul edilmektedir. 16 Aralık 1474 (h. 7 Şaban 879) tarihinde

İstanbul’da ölmüş olup, mezarı Eyüp Sultan Türbesi hareminde bulunmaktadır.

Ölüm tarihi; torunu meşhur astronom Mirim Çele-bi’nin (ölümü, Edirne 1525)

Fransça yazdığı bir eserin incelenmesi sonucu anlaşılmıştır. Mezar yerinin 1819

yılına kadar belirli olduğu ve hüsn-ü muhafazasının yapıldığı; ancak 1819 yılından

sonra, Ali Kuşcu’ya ait mezarın yerine, zamanının nüfuzlu bir devlet adamının

mezar taşının konmuş olduğu anlaşılmaktadır. Uluğ Bey’in Horasan ve

Maveraünnehir hükümdarlığı sırasında, Semerkant’ta ilk ve dini öğrenimini

tamamlamıştır. Küçük yaşta iken astronomi ve matema-tiğe geniş ilgi duymuştur.

Devrinin en büyük bilginlerinden; UluğBey , Bursalı Kadızade Rumi,

GıyaseddünCemşid ve Mu’in al-Din el-Kaşi’den astronomi ve matematik dersi

almıştır. Önce,Uluğ Bey, tarafından 1421 yılında kurulan Semerkant Rasathanesi ilk

müdürü, GıyaseddünCemşid’in, kısa süre sonra da Rasathanenin ikinci müdürü

Kadızade Rumi’nin ölümüüzerine, Uluğ Bey Rasathaneye müdür olarak Ali

Kuşcu’yu görevlendirmiştir. Uluğ Bey Ziyc’inin tamamlanmasında büyük emeği

geçmiştir. NasirüddünTusi’ninTecrid-ül Kelam adlı eserine yazdığışerh, bu konuda

da gayret ve başarısının en güzel delilini teşkil etmektedir. Ebu Said Han’a ithaf

edilen bu şerh, Ali Kuşcu’nun ilk şöhretinin duyulmasına neden olmuştur.

Kaynakların değerlendirilmesi sonucu anlaşılmaktadır ki; Ali Kuşcu yalnız telih

eseriyle değil, talim ve irşadıyle devrini aşan bir bilgin olarak tanınmaktadır. Öyle

ki; telif eserlerinin dışında, torunu Mirim Çelebi, Hoca Sinan Paşa ve Molla Lütfi

(Sarı Lütfi) gibi astronomların da yetişmesine sebep olmuştur. Bu bilginlerle beraber,

Ali Kuşcu’yu eski astronominin en büyük bilginlerinden birisi olarak belirtebiliriz.

Page 4: HAREZMİ - ortaokulmatematik.org · 2018. 3. 7. · lar Teorisi zerine uluslararasü. ı. bir sempozyum 1990da 3 ve 7 ′ Eylül tarihleri aras. ı. nda Arf’in onuruna Silivri’de

ÖMER HAYYAM

(1048-1131)

Asıl adı GiyaseddinEbu’lFeth Bin İbrahim El

Hayyam’dır. 18 Mayıs 1048′de İranınNişabur

kentinde doğan Ömer Hayyam bir çadırcının

oğluydu. Çadırcı anlamına gelen soyadını

babasının mesleğinden almıştır. Fakat o

soyisminin çok ötesinde işlere imza atmıştır.

Daha yaşadığı dönemde İbn-i Sina’dan sonra

Doğu’nun yetiştirdiği en büyük bilgin olarak

kabul ediliyordu. Tıp, fizik, astronomi, cebir,

geometri ve yüksek matematik alanlarında

önemli çalışmaları olan Ömer Hayyam için

zamanın bütün bilgilerini bildiği söylenirdi. O

herkesten farklı olarak yaptığı çalışmaların çoğunu kaleme almadı, oysa O ismini çokça

duyduğumuz teoremlerin isimsiz kahramanıdır. Elde bulunan ender kayıtlara dayanılarak

Ömer Hayyam’ın çalışmaları şöyle sıralanabilir.

Yazdığı bilimsel içerikli kitaplar arasında Cebir ve Geometri Üzerine, Fiziksel Bilimler

Alanında Bir Özet, Varlıkla İlgili Bilgi Özeti, Oluş ve Görüşler, Bilgelikler Ölçüsü, Akıllar

Bahçesi yer alır. En büyük eseri Cebir Risalesi’dir. On bölümden oluşan bu kitabın dört

bölümünde kübik denklemleri incelemiş ve bu denklemleri sınıflandırmıştır. Matematik

tarihinde ilk kez bu sınıflandırmayı yapan kişidir. O cebiri, sayısal ve geometrik

bilinmeyenlerin belirlenmesini amaçlayan bilim olarak tanımlardı. Matematik bilgisi ve

yeteneği zamanın çok ötesinde olan Ömer Hayyam denklemlerle ilgili başarılı çalışmalar

yapmıştır. Nitekim,Hayyam 13 farklı 3. dereceden denklem tanımlamıştır. Denklemleri

çoğunlukla geometrik metod kullanarak çözmüştür ve bu çözümler zekice seçilmiş konikler

üzerine dayandırılmıştır. Bu kitabında iki koniğin arakesitini kullanarak 3. dereceden her

denklem tipi için köklerin bir geometrik çizimi bulunduğunu belirtir ve bu köklerin varlık

koşullarını tartışır.

Bunun yanısıraHayyam, binom açılımını da bulmuştur. Binomteoerimini ve bu açılımdaki

kat sayıları bulan ilk kişi olduğu düşünülmektedir. (Pascal üçgeni diye bildiğimiz şey aslında

bir Hayyam üçgenidir). Öğrenimi tamamlayan Ömer Hayyam kendisine bugünlere kadar

uzanacak bir ün kazandıran Cebir Risaliyesi’ni veRubaiyat’ı Semerkant’ta kaleme almıştır.

Dönemin üç ünlü ismi Nizamülmülk, Hasan Sabbah ve Ömer Hayyam bu şehirde bir araya

gelmiştir. Dönemin hakanı Melikşah, adı devlet düzeni anlamına gelen ve bu ada yakışır

yaşayan veziri Nizamül-mülk’e çok güvenirdi. Ömer Hayyam ile ilk kez Semerkant’ta tanışan

Nizam onu İsfahan’a davet eder. Orada buluştuklarında O’na devlet hülyasından bahseder ve

bu büyük hayaliningerçekleşmesi için Hayyam’dan yardım ister. Fakat Hayyam devlet

işlerine karışmak istemez ve teklifini geri çevirir. 4 Aralık 1131′de doğduğu yer olan Nişabur’

da fani dünyaya veda eder.

Page 5: HAREZMİ - ortaokulmatematik.org · 2018. 3. 7. · lar Teorisi zerine uluslararasü. ı. bir sempozyum 1990da 3 ve 7 ′ Eylül tarihleri aras. ı. nda Arf’in onuruna Silivri’de

KERİM ERİM

(1894-1952)

İstanbul Yüksek Mühendis mektebi’ni bitirdikten (1914) sonra Berlin Üniversitesi’nde Albert Einstein’in yanında doktorasını yaptı (1919). Türkiye’ye dönünce, bitirdiği okulda öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı. Üniversite reformunu hazırlayan kurulda yer aldı. Yeni kurulan İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nde

analiz profesörü ve dekan olduğu gibi Yüksek Mühendis Mektebi’nde de ders vermeye devam etti. Yüksek Mühendis Mektebi İstanbul Teknik Üniversitesi’ne dönüştürülünce buradan ayrıldı ve yalnızca İstanbul Üniversitesi’nde çalışmaya devam etti. Daha sonra burada ordinaryüs profesör oldu. 1948 yılında Fen Fakültesi Dekanlığı’na getirildi.

1940-1952 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’ne bağlı Matematik Enstitüsü’nün başkanlığını yaptı. Türkiye’de yüksek matematik öğretiminin yaygınlaşmasında ve çağdaş matematiğin yerleşmesinde etkin rol oynadı. Mekaniğin matematik esaslara dayandırılmasına da öncülük etti. Matematik ve fizik bilimlerinin felsefe ile olan ilişkileri üzerinde de çalışmalarda bulunan Erim’in Almanca ve Türkçe yapıtları bulunmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır:

Nazari Hesap (1931), Mihanik (1934), Diferansiyel ve İntegral Hesap (1945), ÜberdieTraghe-its-formen einesmodulsystems (Bir modül sisteminin süredurum biçimleri üstüne – 1928)

Page 6: HAREZMİ - ortaokulmatematik.org · 2018. 3. 7. · lar Teorisi zerine uluslararasü. ı. bir sempozyum 1990da 3 ve 7 ′ Eylül tarihleri aras. ı. nda Arf’in onuruna Silivri’de

MATRAKÇI NASUH (Bilinmiyor-1553)

Türk, minyatürcü. Ayrıca matematik ve tarih konularında kitaplar da yazmış çok yönlü bir bilgindir. Doğum tarihi ve yeri bilinmiyor. Kâtip Çelebi ölüm tarihi olarak 1533′ü

vermekteyse de, bunun doğru olmadığı bugün kesinleşmiştir. Çeşitli kaynaklarda onun 1547′den, 1551′den, 1553′ten sonra ölmüş olabileceği ileri sürülmektedir. Yaşamı üstüne bilgi de yok denecek kadar azdır. Saraybosna yakınlarında doğduğuna, dedesinin devşirme olduğuna ilişkin kesinleşmemiş ipuçları vardır.

Enderun’da okumuştur. Matrakçı ya da Matrakî adıyla anılması, lobotu andıran sopalarla oynandığı ve eskrime benzeyen bir tür savaş oyunu olduğu bilinen “matrak” oyununda çok usta olmasından ve belki de bu oyunun mucidi bulunmasından ileri gelmektedir. Nasuh ayrıca çok usta bir silahşördü. Bu nedenle Silahî adıyla da anılırdı. Türlü silah ve mızrak oyunlarındaki ustalığı nedeniyle Osmanlı ülkesinde “üstad” ve “reis” olarak tanınması için 1530′da I. Süleyman (Kanuni) tarafından verilmiş bir beratı da vardı. Çeşitli silahların nasıl kullanılacağını ve dövüş yöntemlerini anlatan Tuhfetü’l-Guzât adlı bir kılavuz kitap bile yazmıştı.

Nasuh, özellikle geometri ve matematik alanlarında önemli bir bilim adamıydı. Uzunluk ölçülerini gösteren cetveller hazırlamış ve bu konuda kendinden sonra gelenlere önderlik etmiştir. Matematiğe ilişkin iki kitabı Cemâlü’l-Küttâb ve Kemalü’l- Hisâb ile Umdetü’l-Hisâb’ı I. Selim (Yavuz) döneminde yazmış ve padişaha adamıştır. Bu yapıtlardan sonuncusu uzun yıllar matematikçilerin elkitabı olarak kullanılmıştır.

Page 7: HAREZMİ - ortaokulmatematik.org · 2018. 3. 7. · lar Teorisi zerine uluslararasü. ı. bir sempozyum 1990da 3 ve 7 ′ Eylül tarihleri aras. ı. nda Arf’in onuruna Silivri’de

Hüseyin Tevfik Paşa (1832-1901)

Vidin’de doğmuş, genç yaşta İstanbul’a gelmiş ve Askerî Okul’da okumuştur. Burada, matematik derslerindeki yeteneğiyle Cambridge Üniversitesi’nden mezun olmuş olan matematik hocası Tahir Paşa’nın dikkatini çekmiş ve Tahir Paşa kendisine özel dersler vermiştir. Tahsilini bitirdikten sonra Harbiye’ye cebir hocası olarak atanmış, Tahir Paşa ölünce onun matematik dersleri de Hüseyin Tevfik Paşa’ya kalmıştır.Harbiye’deki hocalığı devam ederken, Tophâne Tecrübe ve Muayene Komisyonu’na da getirilmiştir. 1868′de Paris’teki Mekteb-î Osmanî’ye müdür

muavini olarak gönderilmiş ve aynı zamanda balistik ve tüfek imalatı üzerine incelemelerde bulunmakla görevlendirilmiştir. Bu arada matematik bilgisini geliştirmek için üniversiteye de devam etmiş ve Paris’te kaldığı iki yıl boyunca bazı makaleler yayımlamış ve bilimsel toplantılara katılmıştır. Hüseyin Tevfik Paşa, 1872′de Amerika’daki bazı silah fabrikalarına ısmarlanan tüfeklerin imalatını ve şartnâmeye uyulup uyulmadığını kontrol etme göreviyle Amerika’ya gönderilmiştir. 1878 yılına kadar Amerika’da kalmış ve bu süre içinde matematikle uğraşmıştır; Lineer Cebir adlı İngilizce kitabını bu sırada yazmış ve Argand’ınkompleks sayılarla ilgili teorisinde ileri sürdüğü çarpımı üç boyutlu uzaya uygulamanın bir yolunu bulmuştur. Tevfik Paşa’nın başka pek çok görevleri olmuş, Fransa ve Amerika’da kaldığı sıralarda Fransızca ve İngilizce’yi, bu dillerde kitap yazabilecek kadar iyi öğrenmiştir. Gazi Ahmed Muhtar Paşa ve Yusuf Ziya Paşa ile birlikte Cemiyet-i Tedrisiyye-i İslâmiye’nin ve Dârüşşafaka’nın kurucularındandır. Burada matematik dersleri vermiş, yine bu sıralarda arkadaşlarıyla çıkarttığı Mebâhis-i İlmiyye adlı aylık dergiye makaleler yazmıştır. Bu dergide yayımladığı makaleleri arasında “Mahsûsât ve Gayr-ı Mahsûsât” isimli felsefî bir yazısı, ayrıca türev ve fonksiyonlar üzerine yazıları bulunur.

Hüseyin Tevfik Paşa, daima devlet memuriyetiyle görevli olmasına rağmen, matematik bilimlerle ilgilenmeye zaman ayırabilmiş, zengin bir kütüphane oluşturmuş, çevresindeki SâlihZekî gibi yetenekli gençlere, vakit ayırmış, periyodik yayınlarla entellektüel bir ortamın oluşmasına gayret sarf etmiştir.

Page 8: HAREZMİ - ortaokulmatematik.org · 2018. 3. 7. · lar Teorisi zerine uluslararasü. ı. bir sempozyum 1990da 3 ve 7 ′ Eylül tarihleri aras. ı. nda Arf’in onuruna Silivri’de

Gelenbevi İsmail Efendi (1730-1790)

1730 yılında şimdiki Manisa’nın Gelenbe kasabasında doğan Gelenbeviİsmail Efendi, Osmanlı

İmparatorluğu matematikçilerindendir. Asıl adı İsmail’dir. Gelenbe kasabasında doğduğu için ikinci adı onun bu doğduğu kasabadan gelir. Daha çok Gelenbevi adıyla ün kazanmıştır. Önce, kendi çevresindeki bilginlerden ilk bilgilerini almıştır. Daha sonra, öğrenimini tamamlamak üzere İstanbul’a gitmiştir. Burada, çok

değerli ve kültürlü öğretmenlerden yararlanıp matematik bilgisini oldukça ilerletmiştir. Müderrislik sınavına kazananarak 33 yaşında müderris olmuştur. Bundan sonra kendisini tümüyle ilme verip çalışmalarına devam etmiştir.

Gelenbevi, eski yöntemle problem çözen son Osmanlı matematikçisidir. Sadrazam Halil Hamit Paşa ve Kaptan-ı Derya Cezayirli Hasan Paşa’nın istekleri üzerine, Kasımpaşa’da açılan Bahriye Mühendislik Okulu’na altmış kuruşla matematik öğretmeni olarak atandı. Bu atama ona parasal yönden bir rahatlık getirdi. Hakkında şöyle bir öykü anlatılır: ‘Bazı silahların hedefi vurmaması, padişah III. Selim’i kızdırmış ve bunun üzerine Gelenbevi’yi huzuruna çağırarak ona uyarıda bulunmuştur. Gelenbevi bunun üzerine hedefe olan uzaklıkları tahmin ederek gerekli silahlardaki düzeltmeleri yapmış ve topların hedefi vurmalarını sağlamıştır. Gelenbevi’nin bu başarısı padişahın dikkatini çekmiş ve padişah tarafından ödüllendirilmiştir. Gelenbevi, Türkçe ve Arapça olmak üzere tam otuz beş eser bırakmıştır. Türkiye’ye logaritmayı ilk sokan Gelenbeviİsmail Efendi’dir.

Page 9: HAREZMİ - ortaokulmatematik.org · 2018. 3. 7. · lar Teorisi zerine uluslararasü. ı. bir sempozyum 1990da 3 ve 7 ′ Eylül tarihleri aras. ı. nda Arf’in onuruna Silivri’de

Salih Zeki Bey(1864-1921)

1864 yılında İstanbul’da yoksul bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi. Babası Boyabatlı Hasan Ağa, annesi Saniye Hanımdır. Anne ve babasının ölümü üzerine ninesi tarafından on yaşındayken Darüşşafaka’ya verildi. 1882 yılında Darüşşafaka’yı birincilikle bitirdi. Aynı yıl Posta ve Telgraf Nezareti Telgraf Kalemi (Fen Şubesi)’ne memur olarak

atandı. 1884 yılında Nezaretin Avrupa’da uzman telgraf mühendisi ve fizikçi yetiştirme kararı üzerine birkaç arkadaşıyla birlikte Paris’e gönderildi ve burada Politeknik Yüksekokulu’nda elektrik mühendisliği öğrenimi gördü. 1887 yılında İstanbul’a döndü ve eski dairesinde elektrik mühendisi ve müfettiş olarak çalıştı. Ek görev olarak Mekteb-i Mülkiye’de (bugün Ankara Üniversitesi’ne bağlı Siyasal Bilgiler Fakültesi) fizik ve kimya dersleri verdi (1889-1900). Bu arada Rasathane-i Amire müdürlüğünde ve II. Meşrutiyetin ilanından (1908) sonra Maarif Nezareti Meclis-i Maarif üyeliğinde bulundu. 1910’da Mekteb-i Sultani (bugün Galatasaray Lisesi) müdürlüğüne atandı. 1912’de Maarif Nezareti müsteşarı, 1913’te Darülfünün-ı Osmani (bugün İstanbul Üniversitesi) rektörü oldu. 1917’de rektörlükten ayrıldıysa da üniversitedeki görevini Fen Şubesi (Fakültesi) Müderrisi (Profesör) olarak sürdürdü. Ömrünün sonuna doğru aklî dengesini kaybetti ve tedavi altındayken 1921 yılında Şişli’deki Fransız Hastanesi’nde öldü. Fatih Camiinin bahçesine gömüldü.

3 kez evlenmiş olan Salih Zeki, bu evliliklerden birini Halide Edip’le (Adıvar) yapmış, ölümünden kısa bir süre önce ayrılmıştı. Salih Zeki, önde gelen son dönem Osmanlı matematik bilginlerindendi. İkdam, Darüşşafaka ve İktisadiyat gazeteleri ile Darülfünun dergisine sayısız katkıda bulundu. Dönemin ünlü bilginleriyle matematik ve fen bilimleri konusunda yazılı tartışmalara girdi ve bu konularda bir kısmı ders kitabı olmak üzere çok sayıda yapıt verdi.

Yapıtları: Hendese (Geometri) [lise ders kitabı]; Hikmet-i Tabiiye (Fizik) [lise ders kitabı]; Mebhas-ı Savt (Fonetik); Mebhas-ı Elektrik-i Miknatisi (Elektro Magnetizma); Mebhas-ı Hararet-i Harekiye (Termodinamik); Mebhas-ı Cazibeyi Umumiye (Genel Çekim); Mebhas-ı Elektrikiyet ve Şariyet (Elektrik ve Kılcallık); Hesab-ı İhtimali (İhtimaller Hesabı); Mebhas-ı Hareket-i Seyalat (Akışkanların Hareketi); Hendese-i Tahliliye (Analitik Geometri); Mebhas-ı Nazariye-i Temevvücat (Dalga Teorisi); Heyet-i Riyaziye (Matematik Astronomi); Kamus-u Riyaziyat (Matematik Ansiklopedisi)

Page 10: HAREZMİ - ortaokulmatematik.org · 2018. 3. 7. · lar Teorisi zerine uluslararasü. ı. bir sempozyum 1990da 3 ve 7 ′ Eylül tarihleri aras. ı. nda Arf’in onuruna Silivri’de

Masatoşi Gündüz İkeda (1926-2003)

Cebirsel sayılara katkılarıyla tanınan Japon asıllı Türk matematik bilgini. 1948′de Osaka Üniversitesi Matematik Bölümü’nü bitirdi. 1953′te doktor, 1955′te de doçent unvanlarını aldı. 1957-59 arasında Almanya’da Hamburg Üniversitesi’nde HelmuthHasse’nin yanında araştırmalar yaptı. Hasse’nin önerisi üzerine 1960′ta Türkiye’ye gelerek Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinde İstatistik dersleri

vermeye başladı. 1961′de aynı üniversitenin fen fakültesinde yabancı uzmanlığa atandı. 1964′te Türk uyruğuna geçerek, 1965′te doçent, 1966′da profesör oldu. 1968′de Ege Üniversitesi’nin izniyle bir yıl süreyle çalışmak üzere Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ne gitti. İzninin bitiminde Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin sürekli kadrosuna girdi. Çeşitli tarihlerde Hamburg, ABD’deki California ve Ürdün’deki Yermuk üniversitelerinde konuk öğretim üyesi,1976′da Princeton’daki Yüksek Araştırma Enstitüsü’nde araştırmacı olarak çalıştı. Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu’nun (Tübitak) Temel Bilimler Araştırma Kurumunda yer aldı. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Pür Matematik Araştırma Ünitesi başkanlığı yaptı. Cebir ve sayılar kuramına katkılarından dolayı 1979′da Tübitak Bilim Ödülü’nü kazandı. Japonya’da bulunduğu dönemde halkalar kuramı ve grupların matrisle gösterimi üzerine araştırmalar yapan İkeda, 1970′lerde cebirsel sayılar kuramına yönelerek, rasyonel sayılar cisminin salt Galois grubunun otomorfizimleri ve tümelliği konularında önemli çalışmalar gerçekleştirdi. Ünlü matematik dergisi Crelle’sJournal’da yayımlanan bir çalışmasında Galois grubunun çok özel bir yapıda olduğunu gösterdi.

Page 11: HAREZMİ - ortaokulmatematik.org · 2018. 3. 7. · lar Teorisi zerine uluslararasü. ı. bir sempozyum 1990da 3 ve 7 ′ Eylül tarihleri aras. ı. nda Arf’in onuruna Silivri’de

ALİ NESİN (1956- )

1956′da İstanbul’da doğdu. İlkokuldan sonra ortaokulu İstanbul’da Saint Joseph Lisesi’nde, liseyi de İsviçre’nin Lozan kentinde tamamlayan Nesin 1977-1981 yılları arasında Paris VII

Üniversitesi’nde matematik öğrenimi gördü. Daha sonra ABD’de Yale Üniversitesi’nde matematiksel mantık ve cebir konularında doktora yapan Ali Nesin, 1985-1986 arasında Kaliforniya Üniversitesi Berkeley Kampusü’nde öğretim üyeliği yaptı. Türkiye’ye kısa dönem askerlik görevi için geldiği sırada “orduyu isyana teşvik” iddiasıyla tutuklanarak yargılandı. Yargılanma sonunda beraat ettiği halde pasaport verilmediği için işine dönemeyen Nesin, sonunda yeniden passaport alarak yurtdışına gitti. 1987-1989 arasında Notre Dame Üniversitesi’nde yardımcı doçent, ardından 1995′e kadar Kaliforniya Üniversitesi IrvineKampusü’nde doçent ve daha sonra profesör olarak görev yaptı. 1993-1994 Öğretim Yılı’nı Bilkent Üniversitesi’nde misafir öğretim görevlisi olarak geçirdi. 1995′te, babası Aziz Nesin’in ölümü üzerine yurda kesin dönüş yaptı ve Nesin Vakfı yöneticiliğini üstlendi. Ayrıca Bilgi Üniversitesi Matematik Bölümü Başkanı olan Ali Nesin iki çocuk sahibidir. Kasım 2004′den beri de Nesin Yayınevi genel yönetmenliğini yapmaktadır.

Ali Nesin’in Matematik ve Korku, Matematik ve Doğa, Matematik ve Sonsuz, Develerle Eşekler, Önermeler Mantığı adlı kitaplarının yanısıra çeşitli dergilerde çıkmış bilimsel makaleleri ve İngilizce bir kitabı bulunmaktadır. Matematiksel araştırma alanı “Morley mertebesi sonlu gruplar”dır. Aynı zamanda, üç ayda bir yayımlanan, Matematik Dünyası adlı bir matematik dergisi çıkarmaktadır.

Matematik araştırmaları, bölüm başkanlığı ve Nesin Vakfı yöneticiliğinin yanı sıra yağlıboya resim, desen ve portre çalışmaları da yapmaktadır.

Page 12: HAREZMİ - ortaokulmatematik.org · 2018. 3. 7. · lar Teorisi zerine uluslararasü. ı. bir sempozyum 1990da 3 ve 7 ′ Eylül tarihleri aras. ı. nda Arf’in onuruna Silivri’de

EL-BIRÛNI

Bîrûnî (4 Eylül 973 - 13 Aralık 1048 1061?) Fars kökenli İslam bilgini Türk kökenli olduğunu iddia edenler de olmuştur Tam adı Ebu Reyhan Muhammed bin Ahmed el-Birûnî Batı dillerinde adı Alberuni veya Aliboron olarak geçer Gökbilim matematik doğa bilimleri coğrafya ve tarih alanındaki çalışmalarıyla tanınır

Bîrûnî Merkezî Asya'da tarihi bir bölge olan Harezm'de doğdu Küçük yaşta babasını kaybetti Harizmşahlar tarafından korundu sarayda

matematik ve astronomi eğitimi aldı Buradaki hocaları İbn-i Irak ve Abdussamed bin Hakîm'dir Bu dönemde daha 17 yaşındayken ilk kitabını yazdı Harizmşah Devleti Me'mûnîler tarafından alınınca Bîrûnî de İran'a giderek bir süre burada yaşadı Daha sonra ise Ziyârîler tarafından korunmaya başlandı El Âsâr'ul Bâkiye adlı kitabını Ziyârîlerin sarayında yazmıştır İki yıl da burada çalıştıktan sonra memleketine geri döndü ve Ebu'lVefâ ile gök bilimi üzerine çalışmaya başladı

1017'de Gazneli Mahmut Harezm Devleti'ni yıkınca Bîrûnî de Gaznişehrine gelerek burada Gazneliler'in himayesine girdi Sarayda büyük itibar gördü ve Gazneli Mahmut'un Hindistan seferine katıldı Burada Hintli bilim adamlarının dikkatini çekti ve Hind ülkesi alınınca da Nendeneşehrine yerleşerek bilimsel çalışmalarına burada devam etti Sanskritçeyi öğrenerek Hind toplumunun yaşamı ve kültürü üzerine çalıştı

Buradan tekrar Gaznişehrine döndü ve yaşamının geri kalan kısmını bu şehirde tamamladı Bu dönem Bîrûnî'nin en verimli zamanı sayılmaktadır Uzun zamandır hazırladığı TahdîduNihâyet'ilEmâkin adlı eserini bu döneme denk gelen 1025 yılında yayınladı Astronomi üzerine yazdığı Kanûn-i Mes'ûdî adlı eserini GazneliMahmud'un oğlu Sultan Mesud'a ithaf etmiştir Sultan Mesut da bunun üzerine kendisine bir fil yükü gümüşü hediye edince "Bu armağan beni baştan çıkarır bilimden uzaklaştırır " diyerek bu hediyeyi geri çevirdi Aslında Birûni eczacılıkta uygulamalı eğitime kitaplardan çok daha fazla önem vermiştir Birûni elle tutarak ve gözlemleyerek veri toplamanın insana kitap okumaktan çok daha fazla yarar sağladığına inanmış ve bunu uygulamıştır Gerçek bir bilim anlayışına sahip olan Birûni ırk kavramına da önem vermezdi Başka bir halkın ileri kültüründen derin bir saygıyla söz ederdi Aynı şekilde dinler ve düşünceler konusundaki anlatımı sırasında o dinler hakkında itiraz veya eleştiride bulunmadığı gibi o dindeki deyimleri aynen kullanmasıyla da dikkat çekmektedir Sanskrit dilinden Arapça'ya çevirdiği Potancali adlı kitabının önsözünde "İnsanların düşünceleri türlü türlüdür dünyadaki gelişmişlik ve esenlik de bu farklılığa dayanır " şeklinde yazmıştır

Eserleri Bîrûnî'nin onlarca yapıtı arasında en çok bilinenleri aşağıdaki gibidir:

1. El-Âsâr'il-Bâkiye an'il-Kurûni'i-Hâli-ye2. El-Kanûn'ül-Mes'ûdî3. Kitâb'üt-TahkîkMâli'l-Hind4. Tahdîd'üNihâyeti'l-Emâkinli Tas-hîh-i Mesâfet'il-Mesâkin5. Kitâbü'l-Cemâhir fî Mâ'rifet-i Cevâ-hir6. Kitâbü't-Tefhîm fî EvâiliSıbaâti't-Tencîm7. Kitâbü's-Saydele fî Tıp

Page 13: HAREZMİ - ortaokulmatematik.org · 2018. 3. 7. · lar Teorisi zerine uluslararasü. ı. bir sempozyum 1990da 3 ve 7 ′ Eylül tarihleri aras. ı. nda Arf’in onuruna Silivri’de

ULUĞ BEY (1394 – 1449)

Timur'un oğlu Şahruh'un oğludur. 1393 yılında Sultaniye kentinde doğmuştur. Timur'un öldüğü sıralarda Uluğ Bey Semerkand'da bulunuyordu. Maveraünnehir'inHalil Sultan'ın saldırısı ve işgali üzerine, babasının yanına gitmek zorunda kalmıştır. Babası buraları yeniden yönetimine alarak on altı yaşında olan Uluğ Bey'e yönetimini bırakmıştır. Uluğ Bey, bu tarihten sonra, hem hükümdarlık yapmış ve hem de öğrenimine devam etmiştir.

Uluğ Bey, bilgin ve olgun bir hükümdardı. Boş zamanını kitap okumak ve bilginlerle ilmi konular üzerinde konuşmakla geçirirdi. Tüm bilginleri yöresinde toplamıştı. Uluğ Bey, dikkatlice okuduğu kitabı sözcüğü sözcüğüne hatırında tutacak kadar belleği vardı. Matematik ve astronomi bilgileri oldukça ileri düzeydeydi. Bir söylentiye göre, kendi falına bakarak, oğlu Abdüllatif tarafından öldürüleceğini görmüş ve bunun üzerine oğlunu kendisinden uzak tutmayı uygun görmüştür. Baba ile oğlu arasındaki bu soğukluk, Uluğ Bey'in küçük oğluna karşı olan yakınlığı ile daha da şiddetlenmiş ve sonunda Uluğ Bey'in korktuğu başına gelmiştir.

Uluğ Bey, Semerkant'ta bir medrese ve bir de rasathane yaptırmıştır. Kadı Zade bu medreseye başkanlık etmiştir. Rasathane için yörede bulunan tüm mühendis, alim ve ustaları Semerkant'a çağırmıştır. Kendisi için de bu rasathanede bir oda yaptırarak tüm duvar ve tavanları gök cisimlerinin manzaralarıyla ve resimleriyle süsletmişti. Rasathanenin yapım ve rasat aletleri için hiçbir harcamadan kaçınmamıştır. Bu gözlemevinde yapılan gözlemler, ancak on iki yılda bitirilebilmiştir. Gözlemevinin yönetimini Bursalı Kadızade Rumi ile Cemşid'e vermiştir. Cemşid, gözlemlere başlandığı sırada ve Kadı Zade de gözlemler bitmeden ölmüştür. Gözlemevinin tüm işleri o zaman genç olan Ali Kuşçu'ya kalmıştır. Bu gözlem üzerine Uluğ Bey, ünlü Zeycini düzenlemiş ve bitirmiştir. ZeyçKürkani veya Zeyç Cedit Sultani adı verilen bu eser, birkaç yüzyıl doğuda ve batıda faydalanılacak bir eser olmuştur. ZeyçKürkani, bazı kimseler tarafından açıklanmış ve Zeyç'in iki makalesi 1650 yılında Londra'da ilk olarak basılmıştır. Avrupa dillerinin birçoğuna, çevrilmiştir. 1839 yılında cetvelleri Fransızca tercümeleriyle birlikte, asıl eser de 1846 yılında aynen basılmıştır. ZeyçKürkani'nin asıl kopyalarından biri Irak ve İran savaşlarından sonra Türkiye'ye getirilmiş ve halen Ayasofya kütüphanesindedir.Uluğ Bey'in yönetimi zamanında fetihlerden çok babası zamanında olduğu gibi yönetim güçlendirilmiş ve önemli bilimsel gelişmeler yaşanmıştır.

1449 yılında bir hile ile oğlu Abdüllatif tarafından öldürüldü.

Page 14: HAREZMİ - ortaokulmatematik.org · 2018. 3. 7. · lar Teorisi zerine uluslararasü. ı. bir sempozyum 1990da 3 ve 7 ′ Eylül tarihleri aras. ı. nda Arf’in onuruna Silivri’de

PISAGOR

Pisagor insanlık tarihinde önemli yere sahip olup insanlara yol göstermiştir. Yunan düşünür olarak tanındı filozof sınıfından olmaktadır. Dünya tarihinde bilinip insanlığa yol göstermiştir.

Pisagor M.Ö 570 ve 495 yılları arasında yaşamını sürdürmüştür. Dilek Yarımadası’nın karşısında olan Sisam Adası’nda dünyaya geldi. Babası yüzük taşı yapımcısıdır. Babası ticaret ile uğraştığından dolayıçeşitli şehirleri gezip bilgi sahibi olmuştur. Mısır onun hayalindeki ülke olduğundan dolayı ortaya gitmek istiyordu. Mısır dilini öğrendi Mısır’a gelerek

buradan kendi ülkesine doğru yolculuğa çıkmıştır. Yunan kentlerinden Kroton’a gitmiştir. Gizli bir topluluk kurdu bunlara matematikçiler adı verilmişti. Yunanistanlı matematikçi ve filozof olarak pisagorculuk akımını ortaya çıkarmıştır. Matematik alanında yaptıkları ile sayıların babası lakabını almıştır. Öğrencilerini yetiştirerek matematik alanında büyük tarihi adımlar sağladı.

Bilgeliğe önem verip insanın en yakın dostu olduğunu kabul etmiştir. Düşüncelerini asla yazılara dökemedi onu tanıyanlar ile birlikte bilgiler ifade edildi. Pisagor’a ait olan eserlerin bir çoğuöğrencilerine ait olduğu dahi düşünülmüştür.

Pisagorculuk Okulu Öğrencilerine pisagorcular olarak sesleniliyordu. Yüzyıllar boyunca yaptığı geometri ve matematik alanında çalışmaların bir kısmıöğrencilere ait olduğu düşünülmüştür.

Matematik, fizik, felsefe, astronomi ve müzik gibi alanlarda çalışmalar yaptı. Hızlı bir şekilde ilerleyen pisagorculuk akımı siyasetçiler için tehdit olduğu düşünülerek Pisagor ve öğrencilerini okulunun içine yakılıp öldürülmüşlerdir.

Page 15: HAREZMİ - ortaokulmatematik.org · 2018. 3. 7. · lar Teorisi zerine uluslararasü. ı. bir sempozyum 1990da 3 ve 7 ′ Eylül tarihleri aras. ı. nda Arf’in onuruna Silivri’de

THALES (MÖ 624-MÖ 546)

Thales’in tam adı Miletli Thales’dir ve MÖ 624 yılında doğmuş MÖ 546 yılında ölmüştür.Bir Anadolu filozofu olan Thales, Sokrates öncesi dönemde yaşamıştır.Felsefenin ve bilimin öncüsü olarak kabul edilen Thales aynı zamanda ilk filozoflardan biridir.

Eski Yunan’ın Yedi Bilgelerinin ilkidir. Ticaretle uğraşmış ve bu nedenle Mısır’da bulunmuştur. Elimize ulaşmış hiçbir metni yoktur. Yaşadığı döneme ait kaynaklarda da adına rastlanamaz ancak hakkındaki bilgiler Herodot veDiogenesLaertios gibi antik yazarlardan edinilir. BertrandRussell’e

göre Felsefe Thales’le başlamıştır.

Thales Neler Yapmıştır?

Milas’lıThales, Mısır matematik okulunun ilk öğrencisidir. Büyük bir matematik bilgini ve filozofudur. Hz. İsa’dan önce yaşayan yedi büyük bilginden en eskisi ve en ünlülerinden biridir. Hayatı hakkında kesin ve derin bilgiler yoktur.

Bir daire içine üçgen çizilmesi problemini çözümlemiştir. Ters açıların eşitliğini doğruladığı söylenir. Üçgenlerin özellikleri ve Thales bağıntıları, Mısır’daki piramitlerin yüksekliğinin bulunmasında kullanılmıştır.

Eski Yunan matematiği, öğretim yöntemlerine pek bağlı değildi. Belli okulları da yoktu. Thales, Pisagor ve Öklit, bu öğretim yöntemini ve kurallarını Yunan matematiğine getirmişlerdir.

Thales Matematik-Geometri Buluşları

Matematik alanında çığırlar açmış birisidir. Eski Yunan bilginlerinden Kallimakhos’un aktardığı bir düşünceye göre denizcilere kuzey takım yıldızlarındanBüyükayı yerine Küçükayı’ya bakarak yön bulmalarınıöğütlemiştir. Aynı zamanda Mısırlılardan geometriyi öğrenip Yunanlılara tanıtmıştır. Bulduğu bazı geometri teoremleri şunlardır:

• Klasik thales teoremi• Çap çemberi iki eşit parçaya böler.• Bir ikizkenar üçgenin taban açıları birbirine eşittir.• Birbirini kesen iki doğrunun oluşturduğu ters açılar birbirine eşittir.• Köşesi çember üzerinde olan ve çapı gören açı, dik açıdır.• Tabanı ve buna komşu iki açısı verilen üçgen çizilebilir.

Page 16: HAREZMİ - ortaokulmatematik.org · 2018. 3. 7. · lar Teorisi zerine uluslararasü. ı. bir sempozyum 1990da 3 ve 7 ′ Eylül tarihleri aras. ı. nda Arf’in onuruna Silivri’de

ÖKLID (İÖ 4. yüzyıl-3. yüzyıl)

MÖ 330 - 275 tarihleri arasında yaşamış olan egeli matematikçi Öklid’in kişisel hayatı hakkında hemen hiçbir şey bilinmemektedir.Bilinenİskenderiye Kraliyet Enstitüsü’nde döneminin en saygın öğretmeni,geometri alanında yüzyıllar boyu eşsiz kalan bir ders kitabının yazarı olmasıdır.

Öklid M.Ö.300′lü yıllarda yazdığı 13 ciltlik yapıtıyla ünlüdür. 19.yüzyıl sonlarına gelinceye değin geometri alanında tek ders kitabı olarak

akademik çevrelerde okunan ve okutulan Elementler’in kimi yetersizliklerine karşın değerini bugünde sürdürmektedir. Geometri onunla başlamamış fakat bıraktığıçalışmalar ve yaptığıçalışmaları ispatlayarak mantıksal bir dizgeye oturtmuştur.Öklid“geometrinin babası”olarak bilinir. Kaleme aldığıElementler,kendindenönceki Thales,Pythagoras,Eudoxus gibi bilgin matematikçiklerin çalışmalarıüstüne kurulmuştu.18.yüzyıldan başlayan eleştirel çalışmalar “Öklid dışı”adı verilen çalışmaları meydana getirmiştir.

Öklid geometrisini değil, Riemann geometrisini kullanan Einstein'ın, Elementler'e ilişkin yargısı son derece çarpıcıdır: "Gençliğinde bu kitabın büyüsüne kapılmamış bir kimse,

kuramsal bilimde önemli bir atılım yapabileceği hayaline boşuna kapılmasın!"

Öklid'in bilimsel kişiliği, unutulmayan iki sözünde yansımaktadır: Dönemin kralı I. Ptolemy, okumada güçlük çektiği Elementler'in yazarına,

"Geometriyi kestirmeden öğrenmenin yolu yok mu?" diye sorduğunda, Öklid; "Özür dilerim, ama geometriye giden bir kral yolu yoktur" der.

Bir gün dersini bitirdiğinde öğrencilerinden biri yaklaşır, "Hocam, verdiğiniz ispatlar çok güzel; ama pratikte bunlar neye yarar?" diye sorduğunda, Öklid kapıda bekleyen kölesini çağırır, "Bu delikanlıya 5-10 kuruş ver, vaktinin boşa gitmediğini görsün!" demekle yetinir.

Page 17: HAREZMİ - ortaokulmatematik.org · 2018. 3. 7. · lar Teorisi zerine uluslararasü. ı. bir sempozyum 1990da 3 ve 7 ′ Eylül tarihleri aras. ı. nda Arf’in onuruna Silivri’de

CARL FRIEDRICH GAUSS

(30 Nisan 1777 – 23 Şubat 1855)

Alman kökenli matematikçi ve bilim adamı. Katkıda bulunduğu alanlardan bazıları; sayılar kuramı, analiz, diferansiyel geometri, jeodezi, elektrik, manyetizma, astronomi ve optiktir. "Matematikçilerin prensi" ve "antik çağlardan beri yaşamış en büyük matematikçi" olarak da bilinen Gauss, matematiğin ve bilimin pek çok alanına etkisini bırakmıştır ve tarihin en nüfuzlu matematikçilerinden biri olarak kabul edilir.

Gauss'un çocukluk yıllarından beri dahi olduğunu gösteren pek çok hikâye vardır, nitekim pek çok matematiksel keşfini henüz 20 yaşına gelmeden yapmıştır. Sayılar kuramının önemli sonuçlarını derleyip kendi katkılarını da ekleyerek yazdığı büyük eseri DisquisitionesArithmeticae'yi 21 yaşında (1798) bitirmişse de, eser ilk olarak 1801'de basılmıştır. Gauss tam bir mükemmeliyetçi ve bir işkolikti. Bir hikâyeye göre, bir problem üzerinde çalışırken karısının ölmek üzere olduğu haberini alınca "biraz beklesin, bitirmek üzereyim" demişti.Kafasındaki fikirler tam olgunluğa erişmeden onları yayımlamak istemezdi. Bu konudaki ilkesini paucasedmatura (az ama olgun) sözüyle özetliyordu. Ölümünden sonra incelenen günlükleri ortaya çıkardı ki, meslekdaşları tarafından yayımlanmış olan pek çok önemli matematiksel keşfi o daha önceden yapmış, ama yayımlamamayı tercih etmişti. Matematik tarihçisi EricTempleBell'e göre, Gauss günlüklerine yazdığı tüm matematiksel fikirleri hayattayken yayımlamış olsaydı matematik 50 yıl ileri atlamış olurdu.

Gauss, kendisini örnek alan genç matematikçileri desteklemediği için çok eleştirildi. Pek çok meslekdaşı onu mesafeli ve katı buluyordu. Gauss, yazdığı zeki kanıtları nasıl akıl ettiğini asla açıklamazdı. Kanıtı bir kere bulduktan sonra sanki vahiyle gelmiş gibi yazar, sonuca nasıl ulaştığı konusunda özellikle ipucu vermezdi. Gauss 23 Şubat 1855'te, 78 yaşındayken, yıllardır yaşadığı Göttingen'de hayata gözlerini yumdu ve bu şehirdeki Albanifriedhof 'a gömüldü. Cenazesinde damadı HeinrichEwald ve yakın arkadaşı (aynı zamanda biyografisinin yazarı) Wolfgang SartoriusvonWaltershausen birer konuşma yaptılar. Beyni araştırma için muhafaza edildi, ve bugün hala Göttingen Üniversitesi'nin tıp fakültesinde formaliniçinde korunmaktadır.

Page 18: HAREZMİ - ortaokulmatematik.org · 2018. 3. 7. · lar Teorisi zerine uluslararasü. ı. bir sempozyum 1990da 3 ve 7 ′ Eylül tarihleri aras. ı. nda Arf’in onuruna Silivri’de

BLAISE PASCAL

(19 Haziran 1623 – 19 Ağustos 1662)

Fransız matematikçi, fizikçi ve düşünürdür. En bilinen eseri "Düşünceler"dir.

Pascal (1623-1662) küçük yaşta kendini gösteren bir deha örneğidir. Henüz 12 yaşında iken hiç geometri bilgisine sahip olmadığı halde daireler ve eşkenar üçgenler çizmeye başlayarak, bir üçgenin iç açılarının toplamının iki dik açıya eşit olduğunu kendi kendisine bulmuştur. Çünkü avukat olan ve

matematik ile çok ilgilenen babası, onun Latince ve Yunancayı iyice öğrenmeden matematiğe yönelmesini istemediğinden, bütün matematik kitaplarını saklayarak Pascal'ın bu konu ile ilgilenmesini yasaklamıştı.

Pascal çocukluğunda "geometri neyi inceler?" sorusunu babasına sormuş, o da "doğru biçimde şekiller çizmeyi ve şekillerin kısımları arasındaki ilişkileri inceler." demiştir. Pascal, işte bu cevaba dayanarak gizli gizli geometri teoremleri kurmaya ve kanıtlamaya başlamıştır. Sonunda babası onun yeteneğini anlamış ve ona Euclides'inElementler'ini ve Apollonius'unKonikler'ini vermiştir.

Dil derslerinden arta kalan boş zamanını bu kitapları okuyarak değerlendiren Pascal, 16 yaşında konikler üzerine bir eser yazmıştır. Bu eserin mükemmelliği karşısında, Descartes bunun Pascal kadar genç bir kimsenin eseri olduğuna inanmakta çok güçlük çekmiştir. Pascal 19 yaşındayken, aritmetik işlemlerini mekanik olarak yapan bir hesap makinesi icat etmiştir.

Pascal yalnızca teorik bilimlerde değil, pratik ve deneysel bilimlerde de yetenekli bir filozoftu. 23 yaşında, Torriçelli'nin(1608-1647) atmosfer basıncı ile ilgili çalışmasını incelemiş ve bir dağa çıkartılan barometredeki cıva sütununun düştüğünü, yani yükseklerde hava basıncının azaldığını, cıva sütununu hava basıncının tuttuğunu, yoksa Aristotelesçilerin söylediği gibi, tabiatın boşluktan nefret etmesinin rolü olmadığını göstermiştir. Diş ağrısından uyuyamadığı bir gece de rulet oyunu ve sikloid ile ilgili düşünceler üzerinde durmuş ve sikloid eğrisinin özelliklerini keşfetmiştir. Pascal, Fermat ile yazışarak olasılık teorisini kurmuş ve bir binom açılımında katsayıları vermiştir. "Pascal Üçgeni"nin keşfi de ona aittir. 25 yaşında iken kendisini felsefi ve dini düşüncelere adamıştır. Sağlığıçok bozuk olan Pascal, 39 yaşında iken Paris'te ölmüştür.

Page 19: HAREZMİ - ortaokulmatematik.org · 2018. 3. 7. · lar Teorisi zerine uluslararasü. ı. bir sempozyum 1990da 3 ve 7 ′ Eylül tarihleri aras. ı. nda Arf’in onuruna Silivri’de

LEONHARD EULER

Euler, Leonhard (1707 - 1783), İsviçreli matematikçi ve fizikçi. Basel (İsviçre)de doğmuş, Petersburg (Leningrad - Rusya) da ölmüştür. Matematik, astronomi ve fizik alanlarında genişçalışmalar yapmıştır.

Euler, ilk matematik derslerini babasından almış, Basel Üniversitesi'nde okumuş, matematik dışında ilahiyat, tıp ve doğu dilleri de çalışmıştır.

Üniversitede profesör olan Johann Bernoulli ile oğullarının Petersburg akademisinin kuruluşunda I. Ekaterina tarafından görevlendirilmesi üzerine Euler de Petersburg'a gitmiş (1727) ve orada 1730'da fizik profesörlüğüne tayin edilmiştir. 1733'te yüksek matematik profesörlüğüne geçen Euler, 1714'te Büyük Friedrich'inçağrısıüzerine Berlin Bilimler Akademisi'ne girmiş ve 1744'de bu akademinin matematik bölümü müdürlüğüne getirilmiştir.

1735'de sağ gözünü kaybeden Euler 1766 yılında görme yeteneğini hemen tamamen kaybetmiştir. Bununla birlikte, görme kaybınıfotografik hafızası ile dengelemiş; bilimsel çalışmaları rahatsızlığından etkilenmemiştir.

Logaritmayı bulan matematikçi. 800'den fazla makalesi bulunmaktadır. Sayı teorisi, grafik teorisi, uygulamalı matematik, fonksiyonlar ve günümüzde kullanılan diğer bir çok konunun kaşifidir.

Matematikçiler ve fizikçiler bir keşif yapan ya da teorem geliştiren meslektaşları ile "Euler' den sonra onu keşfeden ilk kişi" şeklinde şakalaşırlar. Euler temel analiz, grafik teorisi ve şu anda inşaat, makine, elektrik ve havacılık mühendislerine temel teşkil eden matematiğin fiziksel uygulamalarının birçoğunun kurucusu olmuştur.

Matematikte kullanılan ve yaklaşık 2.71828 değerindeki e (Euler sabiti) onun adını taşımaktadır. Ayrıca PI sayısının da isim babasıdır.

18 Eylül 1783'te yeni keşfedilen Uranüs'ün yörüngesi üzerinde fikir alışverişinde bulunurken beyin kanaması geçirmiş ve saatler içinde yaşamını kaybetmiştir.

Page 20: HAREZMİ - ortaokulmatematik.org · 2018. 3. 7. · lar Teorisi zerine uluslararasü. ı. bir sempozyum 1990da 3 ve 7 ′ Eylül tarihleri aras. ı. nda Arf’in onuruna Silivri’de

ISAAC NEWTON (1642 - 1727) 1642 yılında İngiltere'nin Woolsthrope

kasabasında dünyaya gelen Newton'un en önemli buluşu, diferansiyel ve integral hesabı keşfetmesidir. Zaten Newton'u dünyada gelip geçmişüç büyük matematikçiden biri yapan

buluşu budur.. Newton, bir ara teolojiye de ilgi duydu. Bu konuda bazı yorumları

ve düşünceleri de vardır. Newton, 1661 yılının haziran ayında Cambridge'deki TrinityCollege'e girdi. Giderlerinin bazılarını karşılamak için okulda bazı işlerde çalışıyordu. İç harp İngiltere'de tüm şiddetiyle sürüyordu. Önceleri yavaş, fakat sonralarıçabuk olarak kendini toparladı ve çalışmalarına daldı. Newton'un matematik öğretmeni Isaac Barrow (1630 - 1677), hem ilahiyatçı ve hem de matematikçi biriydi. Matematikte parlak fikirli olan Barrow, öğrencisinin kendisinden çok ileride olduğunu kabul ediyor ve 1669 yılında matematik kürsüsünü bırakıp sırası gelince, yerini o eşsiz büyük deha Newton'a bırakıyordu. Barrow, geometri derslerinde kendine özgü yöntemlerle, alanları hesaplamak, eğrilere üzerindeki noktalardan teğet çizmek için yollar gösteriyordu. İşte bu dersler Newton'u diferansiyel ve integral hesabı bulmaya ve bu sahada çalışmaya yönelten ilk adımlardır. Diferansiyel ve integral hesabın bulunmasında, değişken, fonksiyon ve limit kavramı kullanılmıştır. Fonksiyon kelimesini ilk kez Leibniz kullanmıştır. Bugüne kadar da bu sözcük değiştirilmemiştir. Limit fikrini ve kavramını Newton ve Leibniz kullanmıştır. Özellikle Newton bu sahada başarılı olmuştur. Her ikisi de çok yönlü olan bu dahiler, aynı zamanda birbirlerinden habersiz az çok farklılık gösteren yöntemleriyle diferansiyel ve integral hesabı bulmuşlardır.

Isaac Newton, 1727 yılında böbreklerindeki rahatsızlık yüzünden yaşamını yitirdi.

Page 21: HAREZMİ - ortaokulmatematik.org · 2018. 3. 7. · lar Teorisi zerine uluslararasü. ı. bir sempozyum 1990da 3 ve 7 ′ Eylül tarihleri aras. ı. nda Arf’in onuruna Silivri’de

Pierre De Fermat (1601-1665)

Pierre de Fermat ( Türkçe okunuşu piyerdö ferma dır) 1601 yılında doğmuş ve 1665 yılında ölmüştür. Kendisi aslen Fransızdır ve ünlü bir hukukçu ve matematikçidir. Hukuk ile ilgili çalışmalarını Fransa’nın Toulouseşehrinde yapmıştır. Kısaca Fermat olarak bilinir, mesleği memurluktur. Mesleğindeki işlerinden geriye kalan zamanlarında matematikle uğraşmıştır. Arşimet’in eğildiği diferansiyel hesaba geometrik görünümle yaklaşmıştır. Sayılar teorisi üzerinde çalışmış ve önemli sonuçlara ulaşmıştır. Olasılık ve analitik geometri konularında da önemli katkılarda bulunmuştur.

Bu kadar meşhur olmasının ve halen hatırlanmasının en önemli sebebi Fermat’nın Son

Teoremi’dir. Modern sayılar kuramının kurucusu olarak kabul edilen 17. yüzyıl matematikçisi

Pierre de Fermat’nın adını taşır bu teorem. Teorem ise aşağıdaki gibidir:

Herhangi x, y, ve z pozitif tam sayıları için

xn+yn=zn ifadesini sağlayan ve 2'den büyük bir doğal sayı n yoktur. Fermat, bu problemi

çözmüş, kanıtı da Eski Yunanlı matematikçi Diaphontos'unArithmetika adlı kitabının

kendindeki kopyasının sayfalarından birinin kenarına 1637'de şöyle yazmıştı:

“x, y, z ve n pozitif tamsayılar ve n>2 olmak koşuluyla, xn+yn=zn denkleminin çözümü

yoktur. Ben bunun kanıtını buldum, ama kanıtı bu kenar boşluğuna sığdırmak

olanaksız.”Ancak bu kanıt bulunamamıştır. Fermat'tan sonra matematikçiler bu önermenin bir

türlü içinden çıkamamışlardır. Fermat'ın bıraktığı defterler arasında teoremin kanıtına

rastlayamadıkları gibi, kendileri de ne doğruluğunu ne yanlışlığını kanıtlayabilmişlerdir.

Yıllar boyunca (300 yıl sonrasına kadar) bu konuda yapılan çalışmalar sonucu bu teoremin

Shimura-TaniyamaKonjektürü'nün bir özel durumu olduğu anlaşılmış, ardından da 1993'te

İngiliz matematikçi Andrew Wiles, eski öğrencilerinden Richard Taylor'ın da yardımıyla ve

cebirsel geometrinin çok karmaşık araçlarını kullanarak teoremi kanıtlamanın bir yolunu

bulmuş ve bu kanıtı 1995'te Annals of Mathematics adlı dergide yayımlamıştır. Shimura-

TaniyamaKonjektürü'nün böylelikle ispatlanması sonucu Fermat'nın Son Teoremi de 1995'te

ispatlanmış oldu.

BlaisePascal'la yazışarak olasılık kuramını kurdu.Fermat; buluşlarını yayınlamayı

savsaklayan, düzenli not tutmayan, kitapların kenarına acele notlar alan, buluşlarını

arkadaşlarına alelade mektuplarla bildiren savruk bir kişiydi. Bu yüzden, analitik geometrinin

kurucusu olarak Descartes'i, diferansiyel hesabın başlatıcısı olarak da Newton'u biliyoruz

bugün.Ama fark etmez. O, bütün bunları zevki için yapmıştı. O, bir amatördü.

Günümüzde; "Amatörlerin Prensi" olarak bilinir.

Page 22: HAREZMİ - ortaokulmatematik.org · 2018. 3. 7. · lar Teorisi zerine uluslararasü. ı. bir sempozyum 1990da 3 ve 7 ′ Eylül tarihleri aras. ı. nda Arf’in onuruna Silivri’de

Paris yakınlarındaki küçük bir kasabanın belediye başkanının oğlu olan Galois, matematiğe okul yaşamı sırasında ilgi duymaya başlamış ve 14 yaşındayken Lagrange ve Abel'in eserlerini okumuştur. Sınıfta, büyük matematikçilerin

kuramlarıüzerine düşünmesi, ödevlerini unutması ve dikkatsizliği nedeniyle öğretmenlerini kızdırdığı bilinmektedir. Galois'in matematiğe karşı duyduğu sevgi o kadar büyüktü ki birgünöğretmenlerinden birisi, "Anne-babasının Galois'e sadece matematik dersi aldırmalarının iyi olacağını düşünüyorum." demiştir. Daha 16 yaşında iken pek çok matematik klasiğini okumuş olmasına rağmen üniversiteye kabul edilmedi. Kendisini kanıtlayabilmek için 17 yaşında zamanın tanınmış matematikçilerinden Cauchy'ye verdiği makalesini Cauchy kaybetti. 18 yaşındayken bir yarışmaya soktuğu bir diğer makalesi de, yarışmanın hakemi Fourierölünce kayboldu. Zorla girebildiği öğretmen okulundan, okul yönetimini eleştirdiği için kovuldu. Bir dergiye sunduğu bir başka makalesi, hakem ispatların içinden çıkamadığı için reddedildi. Bir taraftan matematik dersleri vererek hayatını kazanmaya çalışan Galois bir taraftan da siyasete bulaşmıştır. 1830 Devrimi'ne Cumhuriyetçi olarak katıldı. Siyasi nedenlerle de iki kez hapse girip çıktı. Galois henüz 21 yaşındayken, tüm hayatı siyasi fikirler ve matematik teorileriyle geçmiş bir genç olarak insan öldürme üzerine bilgisizdir ve yapacağı bir düello sonucu, öldürüleceğini anlayarak, son gece arkadaşıChavelier'e bir mektup yazar. Bu mektupta Gauss'un kullandığı bazı teknikleri genelleştirerek, derecesi dörtten büyük olan her polinom için çalışacak bir 'kök bulma yöntemi' bulmanın neden imkânsız olduğunu anlatır. İçinde kökleri aradığımız sayı sistemleri "cisimler" ile kökleri kendi arasında döndüren permütasyon "grupları" arasında daha önce gözlenmemiş ilişkiler bulur. Bu ilişkiler yumağına bugün genel olarak "Galois teorisi" denir." Galois'nın mektubu ölümsüzlüğe doğru fırlatılmış bir çığlıkla biter: "Bütün bu karmaşık hesapları açmakta kendisine yarar görecek birilerinin çıkacağını umarım." Ertesi gün düelloda vurulur. Hastanede bir gün can çekiştikten sonra ölür. Arkadaşı bu mektubu üç ay sonra yayınlarsa da mektup ilgi görmez. Makalelerinin çoğu 1846'da yayımlanıncaya kadar gün ışığına çıkmamıştır. Bu tarihte Cauchy, grup kuramı hakkında yayınlar yapmaya başlayınca, Galois'inçalışmaları da matematikçilerin ilgisini çekmiştir." Galois'in öneminin tam olarak anlaşılması, Camille Jordan'ın 1870 yılındaki yayımlarıyla gerçekleşmiştir. Eğer Galois, Newton ya da Gauss gibi uzun yıllar yaşamış olsaydı, matematiğe yapacağı katkıların çok daha fazla olacağı kesindir. Eserleri hakkında kesin bir bilgi yoktur.

Page 23: HAREZMİ - ortaokulmatematik.org · 2018. 3. 7. · lar Teorisi zerine uluslararasü. ı. bir sempozyum 1990da 3 ve 7 ′ Eylül tarihleri aras. ı. nda Arf’in onuruna Silivri’de

Doğum: 31 Mart 1596, La Haye (şimdi Descartes), Touraine, Fransa

Ölüm: 11 Şubat 1650, Stockholm, İsveç

Descartes, bir Fransız matematikçisi, bilimadamı ve filozofudur. Modern felsefenin babası olarak bilinir. Fransa'nın Touraine bölgesinin La Haye isimli şehrinde doğmuştur.

Poitiers üniversitesinde hukuk öğrenimi görmüştür. Üniversiteyi bitirdikten sonra bir süre askeri müesseselerde görev almıştır. Daha sonra bir süre Fransanın dışına seyahatlerde bulunmuştur. Ardından 1628 yılında Fransa'ya geri döner. Aynı yıl felsefe ve optik üzerine değişik deneyler yapmıştır. Daha sonra hayatının büyük bölümünü geçireceği Hollanda'ya gider.

Descartes ilk çalışmasını felsefe üzerine "Denemeler" isimli eseriyle yapmıştir. Bu eser dört bölümden oluşmaktadır; geometri, optik, meteorlar, metod. 1649 yılında Descartes İsveç'e kraliçeyi eğitmek üzere davet edilir. Bir sonraki yıl zatürrden hayata gözlerini yumar.

Descartes bilimin ve özellikle matematiğin tümevarım metodunu felsefeye uygulamaya çalışmışır. Meşhur "Cogito, ergosum", " I think, therefore I am" "düşünüyorum öyleyse varım" sözü ona aittir. Bu noktadan başlayarak herşeyi sorgulamıştır kendi varlığını - Yaratıcı'nın varlığını da ve O'na inanma ihtiyacını ifade temiştir.

Descartes bilime ve matematiğe önemli katkılarda bulunmuştur. Optikte yansımanın temel kanununu bulmuştur; geliş açısı gidiş açısına eşittir. Matematiğe olan en büyük katkısı ise analitik geometri üzerine olmuştur. Cebirin geometriye uygulanmasıüzerine çalışmıştır. Cartesian geometri ifadesini ortaya atmıştır. Eğrileri onlarıüreten denklemlere göre sınıflandırmıştır. Alfabenin son harflerini bilinmeyen çokluklar için, ilk harflerini de bilinen çokluklar için kullanmıştır.

Eserleri:

*La Géométrie * Le Monde, ouTraité de la Lumière

*La Dioptrique, *LesMétéores,

*Meditations on First Philosophy *PrincipiaPhilosophiae

Page 24: HAREZMİ - ortaokulmatematik.org · 2018. 3. 7. · lar Teorisi zerine uluslararasü. ı. bir sempozyum 1990da 3 ve 7 ′ Eylül tarihleri aras. ı. nda Arf’in onuruna Silivri’de

GALILEO GALILEI(1564-1642)

Babası profesyonel bir müzisyen olan Galileo İtalya’nın eğik kulesi ile ünlüPisa kentinde dünyaya geldi. Rönesansın son döneminde yaşayan galileo Descartes, Kepler, Shakespeare ve Francis Bacon gibi ünlülerle çağdaştı. İlme katkısı ise matematik, fizik ve astronomi alanlarında olmuştur. Aynı zamanda sanata karşı da bir yatkınlığı vardı; ud ve org çalmanın yanında güzel resim tablolarıyla dikkati çekiyordu.

Babasının da yönlendirmesiyle öğrenimine tıp fakültesine başlar. Fakat hekimlikten daha çok ilgisini fizik, matematik çekmektedir. Bu arada dinlediği bir konferans üzerine geometriye büyük bir ilgi duymaya başlar ve önce kapı aralıklarından izlediği matematik derslerinin daha sonra ateşli takipçisi olur. Ne var ki ailesinin geçim sıkıntısı yüzünden üniversiteden ayrılmak zorunda kalır, özel derslerle geçimini sağlamaya çalışır. Çok geçmeden bazı buluşları sayesinde adını ilim meclislerinde duyurur, bunun üzerine ayrıldığıÜniversite kendisini matematik okutmanı olarak çağırır.

Pisa üniversitesinden korkusuzca ifade ettiği düşünceleri dolayısıyla ayrılmak zorunda kalır ve 1592 yılında Paduaüniversitesinde matematik pröfesörü olarak göreve başlar. Burada Euclid geometrisi ve astronomi derslerine girer.

Galileo’nun bilime başlıca katkılarışöyle özetlenebilir;

Fizikte devinime ilişkin; daha önce devinim içinde olan bir nesnenin kendi haline bırakıldığında duracağı sanılıyordu. Galileo ise bu sanıya ters düşen bir düşünce ortaya koydu; devinen bir nesne dış etkenlerden serbest kaldığında devinimini tek düze bir hızla sürdürür. Nesnelerin deviniminde dış güçlerin etkisinin hızda değil ivmede kendini gösterdiğini ifade eder. Bu olay Galileo’ya serbest düşmeye ilişkin deneylerini açıklama olanağı sağlar; O zamana kadar bilinen, cisimlerin yere düşme hızlarının ağırlıklarıyla orantılı olduğuydu. Yani aynı yükseklikten yere bırakılan 2kg. ve 1kg. ağırlığındaki iki cisimden birincisi yere ikincisinin yarısı kadar zaman diliminde ulaşmasıydı. Galileo yere düşen cisimlerin düşme hızlarının ağırlıklarıyla ilşkisi olmadığını ifade etmiştir.

Fizik ilmine bir başka katkısı ise mermilerin parabolik hareket ettiğidir.

Galileo'nun astronomi bilimine de sayısız katkıları olmuştur. İlk astronomik teleskop Galileo tarafından Venedik'te yapılmıştır(1609). (İlk teleskobu 1600'lerde Lippershey adlı Hollandalı optisyen yaptı.) Sonuç olarak teleskobu gökyüzünü incelemek için kullanan ilk bilim adamıdır.

1637'de kör olunca teleskoptan uzaklaşmak zorunda kalır. Son nefesine kadar bilimsel çalışmalarına devam eder. Galileo bilime yaptığı katkıların yanında koyu taassuba ve cehalete karşı açtığı savaşla da ölümsüzleşmiştir. Kilise işlediği ayıbın ezikliğinden bugün bile tam kurtulmuş değildir.

Otuz yıl onceBruno’yu yakarak cezalandıran Engizisyon Glileo’ya daha ılıman bir ceza verir ve ev hapsine mahkum eder. Yaşlı bilgin hayatının son döneminde iyice çökmüş bir vaziyette Floransa’da hayata veda eder

Page 25: HAREZMİ - ortaokulmatematik.org · 2018. 3. 7. · lar Teorisi zerine uluslararasü. ı. bir sempozyum 1990da 3 ve 7 ′ Eylül tarihleri aras. ı. nda Arf’in onuruna Silivri’de

JOHN FARBES NASH

Tam adı John Forbes Nash olan

dahi 1928 yılında doğmuş ve

hala yaşamakta olan bir

matematikçidir. Çok başarılı bir

kariyere sahip Nash bütün

engellere rağmen yaşamasını

bilmiş ve 1994 yılında nobel

ekonomi ödülünü almıştır. (Kısa

bir dipnot düşelim: Matematik

dalında nobelödülü yoktur . Çünkü vakti zamanında bu ödülün verilmesini sağlayan Alfred

Nobel in sevgilisi bir matematikçiyle kaçmıştır. Bu olayın ardından Sayın Alfred bu bilim

dalında ödülüöngörmemiştir) Bu ödülü almasını sağlayan eseri ise “Oyun Teorisi” dir. Bu

eseri 21 yaşında Princeton üniversitesinde doktora tezi olarak sunmuştur ve tam 45 yıl sonra

nobelödülüne layık görülmüştür.

John Nash daha çok gençken MIT de profesör olarak çalışmaya başlamıştır. Aynı zamanda

dönemde süregelen soğuk savaş ta ülkesi adına şifre çözücü olarak çalışmıştır. Çok gizli

görevleri açığa çıkaran Nash ilerleyen zamanlarda bu işi kendince biraz abartmıştır. Bu

sıralarda eşi Alicia Larde ile evlenmiş ve 30 lu yaşlara gelmeden bir çocuk sahibi olmuştur.

Herşey yerli yerinde giderken , bunobel ödüllü Profesörün, şizofreni hastası olduğu ortaya

çıkmıştır. Ve bu tanının netleşmesine neden olan en büyük etken ise üniversitede iken bir oda

arkadaşının olduğunu çevresine dilegetirmesidir. (Kayıtlara göre üniversite de yurtta tek başına

kalmıştır) Bu Dahi, hastaneye girip girip çıkmıştır. En sonunda bir akıl hastanesine

yatırılmasının uygun olduğu belirtilmiştir. Fakat eşi Alicia buna John Nash’in de isteği üzerine

karşı gelmiştir. Ve hastaneye yatırılmamıştır. Eşi Alicia’nın sayesinde hala aramızda olan

Nash 1994 teki zirvesine ulaşmıştır. Ve ödülü eşine ithaf etmiştir. Şu sıralar Dünya yı dolaşıp

“oyun teorisi” hakkında konferanslar vermektedir. 2012 yılında Türkiye’ ye gelen Nash

(İstanbul Bilgi Üniversitesine geldi) Türkiye’nin Dünya da matematikte sondan ikinci

olduğumuzu öğrenmiş ve şu cümleyi kurmuştur: ”İyi matematik bilmeyen toplumlarda adalet

yoktur.”

Page 26: HAREZMİ - ortaokulmatematik.org · 2018. 3. 7. · lar Teorisi zerine uluslararasü. ı. bir sempozyum 1990da 3 ve 7 ′ Eylül tarihleri aras. ı. nda Arf’in onuruna Silivri’de

LEONARDO FIBONACCI

Yaygınolarakismiyle Fibonacci diyeanılan, ortaçağınenyeteneklimatematikçisiolarakkabuledilenItalyanmateatikçidir. AdıortaçağınenbüyükmatematikçileriarasındageçenFibonacci’ninhayatıileilgilipekfazlabilgibulunmamaktadır.İtalya’nın Pisa şehrinde 1170’li yıllardadoğduğusanılmakta, babasınınişinedeniyleKuzeyAfrika’yaveCezayir’egitttiğiveburadaAraphocalardanmatematikderslerialdığıbilinmektedir.Hint-Arapsayılarını (1, 2, 3...) öğrenerek, bunlarıAvrupa’yatanıtmıştır. Bu bakımdan Fibonacci, matematiğiAraplardanalıpAvrupa’yatanıtankişiolarakanılır.

"Fibonacci sayıları" veözellikle“Altın Oran”, matematikçilerinoldukçailgisiniçekmişvebirçokaraştırmayakonuolmuşbulgulardır.Bununsebepleri; Fibonacci dizisindekisayılarınoranıolan 0,61803... sayısının -kibuna“Altın Oran”denilmektedir- tarihteoyunkartlarındanpiramitlerinyapımınakadarbirçokalandakullanılmışolması, sayıteorilerindeortayaçıkmasıvedoğadabirçokvarlıktagözlemlenmesidir.

İlk olarak 1202’de yazdığı Liber Abaci "The Book of Calculation" kitabınınyeniversiyonunu 1228’de tamamlayanFibonacci’nin, "PracticaGeometria The Practice of Geometry" (1220) , Flos "The flower" (1225) ve Liber Quadratorum "The Book of Square Numbers" (1225) kitaplarıisematematikalanındaelealmışolduğudiğereserlerdir. Bu kitaplarıniçindeenünlüolanı, Fibonacci sayılarıylaAltınOran’ınanlatıldığı "Liber Abaci"dir. Kitaptakarşılaşılanbirprobleminçözümünde Fibonacci dizisianlatılmaktadır.

Page 27: HAREZMİ - ortaokulmatematik.org · 2018. 3. 7. · lar Teorisi zerine uluslararasü. ı. bir sempozyum 1990da 3 ve 7 ′ Eylül tarihleri aras. ı. nda Arf’in onuruna Silivri’de

JOHN NAPIER

logaritmanın bulucusu olarak bilinir. Çarpma ve bölmeyi basitleştirmek için logaritmayı keşfetti.

John Napier, 1550 yılında İngiltere, Edinburg’da doğmuştur. BabasıArchibaldNapier, annesi JanetBothwell’dir. Merchiston Baronu da olan John Napier bir İskoç soylusuydur. Özellikle Trigonometri ve hesaplama tekniklerine

ilgi duydu. John Napier Saint Andrews kentinde Saint Andrews Üniversitesinde eğitim görmüş ve matematiği de içinden gelen bir merak olarak izlemiştir.

Sayısal hesaplamaları kolaylaştıracak bir yol ararken, önce “Napier’in Kemikleri” diye bilinen, üzerinde rakamlar yazılmış küçük değnekler yardımıyla yapılan bir çarpma veya bölme yöntemi buldu.

Çarpma ve bölmeyi basitleştirmek için logaritmayı keşfetti ve 1614’te ilk logaritma tablosunu içeren “A Description of theMarvellousRule of Logarithms” (Hayret Verici Logaritma Kurallarının Tanımı) adlı kitabı yayımladı. Yaptığı bu logaritma tablosu tam 20 yılda oluşmuştur. Napier, 1618 ve 1624 yılları

arasında kusursuz iki logaritma cetveli yayınladı. Napier’in bu konuda çok sayıda eseri vardır. Bazı hesap makinelerinin temellerini veren iki kitabı, 1617 yılında yayınlandı.

Ondalıklı sayılarda kullanılan virgül (veya nokta) Avrupa’da Napier’in çalışmalarıyla yaygınlaşmıştır. Napier’in hesapları daha çok cebirseldi. Napier kitabında taban hakkında yazmamış fakat 1/e tabanını kullanmıştır.

John Napier, 3 Nisan 1617 tarihinde Edinburg, MerchistonCastle’de 67 yaşında vefat etti.

Page 28: HAREZMİ - ortaokulmatematik.org · 2018. 3. 7. · lar Teorisi zerine uluslararasü. ı. bir sempozyum 1990da 3 ve 7 ′ Eylül tarihleri aras. ı. nda Arf’in onuruna Silivri’de

HYPATIA (370-415)

Bir matematikçi, astronom ve filozof olan

Hypatia, dönemin ünlü matematikçisi Theon'un

kızıydı. İskenderiye Kütüphanesi'nde felsefe,

matematik ve astronomi üzerine dersler

vermiştir. Hypatia doğayı; mantık, matematik ve

deney ile açıklamaya çalıştı.

Hypatia Atina'da eğitimini aldıktan sonra 400

yılına doğru İskenderiye'ye döner ve İskenderiye

Kütüphanesi'ndeki Platon Okulu'nda dersler

vermeye başlar. Hypatia bu okulda, içerisinde

Hristiyanlık, Paganizm ve Musevilik gibi birçok inanca sahip öğrencisine Platon ve Aristo'nun

öğretilerini kazandırdı. Bu öğrencileri arasında ileride İskenderiye valisi olacak olan Orestes

ve Ptolemais'in piskoposu olacak olan Synesius da vardı.

Hypatia'yı ölene kadar savunmuş olan İskenderiye Valisi Orestes ile Hypatia'yı "dinsizlik"

ve "şeytanlık" ile suçlayan İskenderiye piskoposu Cyril arasındaki kavga şehir çapında bir

provokasyona dönüşür ve olaylar Hypatia'nın 415'de taşlanarak öldürülmesine kadar varır.

Çalışmaları:

• Aritmetik üzerine 13 ciltlik bir yorum.• Apollonius'unKonik'leri üzerine yorum.• Ptolemy'nin "Almagest"i üzerine düzenleme.• Babası Theon'un yazdığı "Öklid'in Elementleri" adlı eser üzerine düzenleme.• "TheAstronomicalCanon" (Astronominin Kanunları) adlı kitabı.• Hypatia'nın bilime katkıları; gök cisimlerinin sınıflandırılmasında, hidrometre'nin

bulunmasında, sıvıların yoğunluk derecesinin belirlenmesinde ve daha birçok konuda etkiliolmuştur.

Page 29: HAREZMİ - ortaokulmatematik.org · 2018. 3. 7. · lar Teorisi zerine uluslararasü. ı. bir sempozyum 1990da 3 ve 7 ′ Eylül tarihleri aras. ı. nda Arf’in onuruna Silivri’de

SOPHIE GERMAIN (1776 – 1831)

Babası zengin bir ipek tüccarıdır. Toplumda liberal reformların

konuşulup planlandığı bir ailenin kızı olarak 1776 yılında

doğar. Daha 13 yaşındayken Arşimet'in ölüm hikayesini

okuduktan sonra matematikçi olmaya karar verir.

Kendi kendine Latince ve Yunanca öğrenir. Ailesinin

muhalefetine rağmen, anne ve babası uyduktan sonra Newton ve

Euler'i okur. Felsefeye merak sarar. Bu kadar inatçı bir çocukla

baş edemeyen babası sonunda Sophie'yi hayatı boyunca

desteklemeye karar verir.

Matematikteki zekasını ilk kez meşhur matematikçi Lagrange

keşfeder. Lagrange için hazırladığı bir ödevi kadın olduğundan

önem verilmeyeceği kaygısıyla ‘‘M. LeBlanc'' diye sahte bir isimle verir. Lagrange bu dehanın SophieGermain

olduğunu daha sonra öğrenir. Sophie'nin matematik alanında en büyük destekçilerinden biri Lagrange olur.

SophieGermain'i en çok etkileyen matematikçilerden biri de çoğu kesimlerin fikir birliği içinde matematiğin

prensi diye adlandırılan Gauss oldu. Ona da çeşitli matematik konularında bir çok mektup yazdı. Aynı

kaygıyla, mektuplarına uzun süre M. LeBlanc olarak imza attı. Gauss, M. LeBlanc'ınSophieGermain

olduğunu Fransızlar Gauss'un oturduğu şehri işgal edip Sophie'nin aile dostu olan bir Fransız generalden

Gauss için ayrıcalık istediğinde öğrenir.

SophieGermain'in matematikteki meşhur FermatTeoremi'nin çözümüne yaptığı katkılar bilinen en iyi yönüdür.

Yaptığı katkıların önemi kendinden ancak 100 yıl sonra Kummer tarafından bir adım ileri götürülebildiği

düşünülürse daha iyi anlaşılır.

Zamanın çok prestijli yarışmalarına katılmıştır. Poisson gibi matematik ve istatistiğin önde gelen isimleriyle

yarışmıştır. Başarılı olamamıştır. Hak ettiği dereceler hiçbir zaman kendine verilmemiştir. Geçmişte M.

LeBlanc ismini kullanmakla ne kadar haklı olduğunu tüm matematik dünyası adeteSophie'ye ispat etmiştir.

Poisson, Gaspard de Prony ve Laplace'dan oluşan bir jürinin seçiciliğinde katıldığı bir yarışmada sunduğu

makale bazı teknik hatalar nedeniyle kabul dahi edilmemiş ve kendisine çalışmasının neden kabul edilmediği

söylenmemiştir bile. Olaydan 55 yıl sonra Gaspard de Prony'nin yazdığı makalelerinden birinin

SophieGermain'in yazdığı makalenin düzeltilmişşekli olduğu anlaşılmıştır.

Bir çok deha gibi, SophieGermain de çok genç yaşta öldü. Rakam teorisi üzerine çalışmalarını sürdürürken 55

yaşında kanserden öldü. Ölüm sertifikasındaki mesleği bölümüne matematikçi değil, rantiye yazdılar.

Page 30: HAREZMİ - ortaokulmatematik.org · 2018. 3. 7. · lar Teorisi zerine uluslararasü. ı. bir sempozyum 1990da 3 ve 7 ′ Eylül tarihleri aras. ı. nda Arf’in onuruna Silivri’de

ADA LOVELACE (1815 – 1852)

10 Aralık 1815 yılında Londra'da doğdu. Şair baba ve matematiğe düşkün anneden olan Ada Lovelace (Augusta Ada Byron ), 13 yaşındayken uçan bir makine tasarlayıp, hesapladı. 17 yaşında matematik ve teknoloji üzerine çalışmaya koyuldu. 1840 yılında Augustus De Morgan'dan matematik dersleri almaya başladı.

İngiltere'de 1832 yılına kadar kadınların bilimsel tartışmalara katılmalarına izin verilmediği ve akademik yayın yapmalarının uygunsuz görüldüğü bir dönemde, kadın olduğunun belli olmaması

amacı ile isminin baş harfleri olan "A.A.B."yi kullanarak, bilgisayar sistemleri üzerine bilimsel bir dergide ilk akademik yayını yapan öncü kadın Ada, 1835 yılında LordLovelace ile evlendi ve bu evlilikten 3 çocuğu oldu.

Mekanik bir bilgisayar tasarlayan İngiliz Charles Babbage'ın makinesi üzerine yazılmış bir Fransızca makaleyi tercüme ederek İngiliz mühendise gönderdi. Bundan etkilenen Babbage, Lovelace Kontesi Ada'dan söz konusu makaleye kendi notlarını da eklemesini istedi. Ada, çevirdiği makalenin üç katı uzunluğuna erişen kendi orijinal notlarını Babbage'a gönderdi ve aralarında yoğun bir iletişim başladı. Leydi Lovelace'a göre bu tür bir makine uygun şekilde programlanırsa karmaşık müzik eserleri bestelemek, grafik üretmek ve karmaşık matematiksel problemleri çözmek için kullanılabilirdi. Ada Lovelace, Babbage'a gönderdiği mektuplarda söz konusu makinenin belli ve sonlu sayıda adımdan oluşan bir plan kullanarak ne şekilde Bernoulli sayılarını hesaplayabileceğini tarif ediyordu. Bu plan, bilgisayar tarihinde somut bir makineye uygulanabilecek olan ilk "bilgisayar programı" olarak kabul edilmektedir. 1979 yılında, ABD Savunma Bakanlığı tarafından geliştirilen meşhur programlama dillerinden birine de onun onurununa "ADA" ismi verildi.

Bilinen ilk bilgisayar programcılarından olan, müzikle, atlarla ve hesap makineleri ile ilgilenen Ada Augusta Byron, 27 Kasım 1852'de 37 yaşında Marylebone'de kanserden hayata gözlerini yumdu.

Page 31: HAREZMİ - ortaokulmatematik.org · 2018. 3. 7. · lar Teorisi zerine uluslararasü. ı. bir sempozyum 1990da 3 ve 7 ′ Eylül tarihleri aras. ı. nda Arf’in onuruna Silivri’de

SOFYA KOVALEVSKAYA (1850 – 1891)

Rus aristokrasisinin önemli bir ailesine mensup olan Kovalevskaia 1850 yılında doğmuş. Entelektüel bir ortamda İngiliz dadılar tarafından yetiştirilmiş. Küçük yaşlarda matematikle tanışmış. Babası, Sofya'nın yatak odasının duvarlarını, matematik formülleri ile dolu káğıtlarla süslemiş. Küçük Sofya bütün bu formülleri küçük yaşta öğrenmiş.

Komşularından ödünç aldığı kitaplar sayesinde hiçbir eğitimi olmadan trigonometriyi ikinci kez keşfeder. Kovalevskaya on yedi yaşında ailesiyle beraber St. Petersburg'a taşınır. Babasının muhalefetine rağmen düzenli olarak matematik dersleri almaya başlar. Kadın olduğu için o dönemin Rusya'sında üniversiteye

gidemez.

Üniversiteye gidebilmek için Almanya'ya taşınmak üzere olan genç bir bilim adamıyla evlenir. Genç bilimci Vladimir Kovalevski'dir. İkisi de HeidelbergUniversitesi'nde kendi ilgi alanlarında çalışmaya başlarlar. Kovalevskaya 1874 yılında Göttingen Üniversitesi'nden matematik doktorası alır. Dünyada ilk kez bir kadın, matematik alanında doktora almıştır. Bu dönemde artık yalnızca iyi bir matematikçi değil, Kovalevskaya Avrupa'da kadın haklarının da yılmaz savunucusudur.

Bir yandan matematik dergilerinde yazıları yayınlanırken, diğer yandan edebi eserler de kaleme almaktadır. Fyodor Dostoyevski, Anton Çehov ve George Elliot gibi kişilerle yakın temas içindedir.

İlk önce Rusya'dan çıkabilmek için evlendiği eşine artık áşık olmuştur. Bir de kızları olmuştur. Daha kızları beş yaşındayken Kovalevskaya'nın eşi, başından geçen talihsiz olaylar nedeniyle intihar eder. Artık, genç Sofya çocuklu bir duldur.

Matematikteki başarıları Kovalevskaya'nın Stockholm Üniversitesi'nde hayat boyu profesör olmasını sağlar. Bu da dünyada bir kadın için bir başka ilktir. Bir matematik dergisinin editörü olur. Dünyada ilk kez bir kadın bu göreve getirilmektedir.

Hermite ve Çebişev gibi matematikçilerle ilişki içindedir. Rus matematikçilerle Batı dünyasının matematikçileri arasında köprü görevi yapar. İktisat alanında da önemli uygulama alanı bulan ‘‘sabit nokta teoremi’’ (fixedpointtheorem) üzerine önemli katkılar yapar. Bu katkıları dolayısıyla Fransız Bilim Akademisi Ödülü'nü alır.

Basit bir soğuk algınlığı gibi başlayan bir hastalık nedeniyle Kovalevskaya kırk bir yaşında, 1891 yılında ölür.

Page 32: HAREZMİ - ortaokulmatematik.org · 2018. 3. 7. · lar Teorisi zerine uluslararasü. ı. bir sempozyum 1990da 3 ve 7 ′ Eylül tarihleri aras. ı. nda Arf’in onuruna Silivri’de

EMMY NOETHER (1882 – 1935)

Zamanının ünlü Alman matematikçisi MaxNoether'in kızıdır.

Yahudi bir aileden gelmiştir. Ailesi oldukça varlıklıdır. Dört

çocuğun en büyüğüdür.

Okulda Almanca, İngilizce, Fransızca ve aritmetik derslerine

ağırlık verdi. Özel piyano dersleri aldı. Dans etmeyi öğrendi.

Amacı lisan öğretmeni olmaktı. Annesi onu ev hanımı olacak

umuduyla yemek yapmasını, bulaşık yıkamasını öğreterek

büyüttü. Halbuki, o 20. yüzyılın en büyük cebircilerinden biri

olacaktı.

On sekiz yaşında Almanca ve Fransızca'da öğretmenlik lisansı

aldı. Bavyera'da kız liselerinde lisan öğretmenliği yapmaya hak

kazandı. Ama, hiç öğretmenlik yapmadı.

Emmy zor olanı seçti. Üniversite'de matematik okumaya karar

verdi. O dönemin Almanya'sında kızlar ancak resmi olmayan bir biçimde üniversitede okuyabiliyorlardı. Her

ders için profesörlerden ayrı izin alınması gerekiyordu. Babasının üniversitede profesör olması nedeniyle

gerekli izinleri almak zor olmadı. Erlangen Üniversitesi'nde matematik dersleri aldı. İki yıl sonra Göttingen

Üniversitesi'ne gitti. Hilbert, Klein ve Minkowski gibi ünlü matematikçilerden dersler aldı. Geçen hafta bu

köşede çıkan Anna Johnson PellWheeler ile de bu dönemde tanıştı.

Erlangen'e geri döndü ve bir başka ünlü isim Gordan'ın yönetiminde doktora tezini yazdı. Doktora tezi

Hilbert'in teoremlerinin birinin genelleştirmesiydi. Doktorasını almasına rağmen bir kadın olarak üniversitede

hocalık bulması olanaksızdı. Erlangen'de kalıp sakat olan babasına yardım etti. Kendi araştırmalarını yaptı.

Gordan'ın emekli olmasıyla yerine gelen Fischer ile çalıştı. Önemli dergilerde makaleleri çıkmaya başladı.

İtalya'da bir matematik kulübüne üye olması için davet aldı. Alman Matematikçiler Birliği'ne kabul edildi.

Birliğin 1913 yılında Salzburg'daki yıllık toplantısında konferans verdi. Artık matematik dünyasında iyi

bilinen bir isim olmuştu. 1915 yılında Hilbert ve Klein kendisini Göttingen'e davet ettiler. Okul idaresiyle,

Emmy'in tam zamanlı profesör olabilmesi için bu iki ünlü isim büyük bir mücadeleye girdiler. Gerekli izin

ancak dört yıllık bir mücadele sonunda elde edilebildi. Sonunda, bir kadın dünyanın en ünlü üniversitesinde

matematik profesörü olarak kabul edilmişti. Dört yıl boyunca Emmy'nin beş kuruş ücret almadan verdiği

dersler sanki Hilbert tarafından veriliyormuş gibi reklam edildi. Öğrencilerin Emmy'nin derslerini alması

teşvik edildi.

Hitler'in iktidara gelmesiyle birlikte, Yahudi olduğu için Göttingen Üniversitesi'nden 1933 yılında kovuldu.

Arkadaşı Anna Johnson PellWheeler'ın daveti üzerine Amerika'ya gitti ve BrynMawrCollege'da misafir

öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı. Princeton Üniversitesi'nin ünlü Institutefor Advanced Study'de

dersler verdi.

Çok genç yaşta, elli üç yaşında BrynMawr'da öldü.