28
H O L L A N D A D İ Y A N E T V A K F I A Y L I K H A B E R B Ü L T E N İ OCAK • 2010 SAYI 10 4 27 6 T.C. Lahey Büyükelçimiz Uğur Doğan Hollanda Diyanet Vakfı’nı Ziyaret Etti Hollanda Diyanet Vakfı’ndan Türkçe Dil Eğitimine Destek Oss HDV Ulu Camii Tuğra Gençlik Derneği’nde Konferans

HDV BULTEN SAYI 10

Embed Size (px)

DESCRIPTION

6 Oss HDV Ulu Camii Tuğra Gençlik Derneği’nde Konferans T.C. Lahey Büyükelçimiz Uğur Doğan Hollanda Diyanet Vakfı’nı Ziyaret Etti Hollanda Diyanet Vakfı’ndan Türkçe Dil Eğitimine Destek H O L L A N D A D İ Y A N E T V A K F I A Y L I K H A B E R B Ü L T E N İ OCAK • 2010 SAYI 10

Citation preview

Page 1: HDV BULTEN SAYI 10

H O L L A N D A D İ Y A N E T V A K F I A Y L I K H A B E R B Ü L T E N İOCAK • 2010

SAYI 10

4

27

6

T.C. Lahey Büyükelçimiz Uğur Doğan Hollanda Diyanet

Vakfı’nı Ziyaret Etti

Hollanda Diyanet Vakfı’ndanTürkçe Dil Eğitimine Destek

Oss HDV Ulu Camii Tuğra Gençlik Derneği’nde Konferans

Page 2: HDV BULTEN SAYI 10

2 | SAYI 10 | OCAK 2010

ÖNSÖZ

Değerli okuyucular,

HDV Bülten’in onuncu sayısında tekrar birlikteyiz. 2010 yılının bu ilk sayısında yine bizzat Hollanda Diyanet Vakfı ve onun şubeleri tarafından gerçek-

leştirilen faaliyetleri anlatan dolu dolu haberlerle devam ediyo-ruz.

HDV Bülten bu sayıda kapakta da görüldüğü üzere bazı önemli faaliyetlere yer vermiştir. Bunların başında, 2009 yılı-nın Eyül ayında Hollanda’ya ayak basar basmaz, Harderwijk Mehmet Akif Camii’nde Hollanda Diyanet Vakfı tarafından düzenlenen HDV Şube yöneticileri iftarında, halkımızla bulu-şan T.C. Lahey Büyükelçisi Sayın Uğur Doğan beyefendinin Hollanda’nın en büyük sivil Türk toplum kuruluşu olan Hol-landa Diyanet Vakfı’nı ziyaret ettiğine dair, haberi bulacaksınız. Vakıf çalışanları olarak bu ziyaretten ne kadar çok memnun olduğumuzu ve ilk defa bir Büyükelçimizi Vakfımızda görme-nin bizleri ne kadar mutlu ettiğini siz sayın okuyucularımızla paylaşmak istedim.

İkinci olarak yine Hollanda’da yaşayan Türk toplumunun geleceğini ilgilendiren önemli bir haberden bahsetmek istiyo-rum. Bu da Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı ta-rafından yurtdışında bulunan vatandaşlarımızın çocukları için

hazırlattığı Uzaktaki Yakınlarımız projesinin bir ürünü olan ve sekiz kitaptan oluşan, Türkçe dil dersi kitaplarının, yine Ba-kanlığın izniyle Hollanda Diyanet Vakfı tarafından bastırılarak Hollanda’da yaşayan Türk çocuklarının istifadesine sunulma-sı haberini sizlerle paylaştık. Evet bu kitap seti bir hazinedir. Çocuklarmızın anadili eğitimine büyük katkı sağlayacak bir eserdir. Bu eserin maliyeti HDV tarafından karşılanmıştır. Hollanda’ya getirtilen Türkçe kitap seti, maliyetin yarı fiyatı-na, öncelikle camilerimizde eğitim gören çocuklarımız olmak üzere bütün Türkçe dil dersi veren organizasyonların hizmetine sunulmuştur. Takdir edersiniz ki bir şey ücretsiz olursa kıymeti olmuyor. Dolayısıyla bu mükemmel kitap setini, maliyetinin yarı fiyatına da olsa çocuklarımızın hizmetine sunduk.

Yine bu sayımızda derneklerimizin Muharrem ayı ve Aşure Günü vesilesiyle gerçekleştirdikleri faaliyetlerden örnekler de yer almaktadır. Ayrıca Vakıf Başkanımız tarafından şube genç-lik kollarının organize ettiği gençlik konferanslarına da devam edildi. Dolayısıyla bu konferanslara dair haberi de bu sayıda bu-lacaksınız. Yine bu sayıda Din Hizmetleri Ataşelerimizin birer yazısını okuyacaksınız.

Sonuç olarak yine dolu dolu bir sayıyla sizleri başbaşa bırakı-yor, hizmetlerde manevi desteğinizi ve dualarınızı esirgememe-nizi istirham ediyorum. Allah’a emanet olunuz.

Cevdet KESKİNHollanda Diyanet Vakfı

İdari Koordinatör

Bu sayıda

Hollanda Diyanet Vakfı Aylık Haber Bülteni

SAYI 10 | OCAK [email protected]@diyanet.nl

Islamitische Stichting NederlandHollanda Diyanet Vakfı

Javastraat 22585 AM Den Haag

T. 070-3624481F. [email protected]

Genel Yayın YönetmeniDoç. Dr. Bülent ŞenayHollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüCevdet Keskin

HDV İdari Koordinatörü

HDV Bülten Yayın KuruluCevdet Keskin

Sabri GündoğanAbdullah Kaya

TasarımBülent Yiğittop

BaskıDrukkerij Dizayn 010-4254030

HDV PersoneliAdı Soyadı Görevi

1 Cevdet Keskin İdari Koordinatör2 Sabri Gündoğan Muhasebe3 Abdullah Kaya Sekreter4 Erdal Çetinkaya Cenaze Fonu5 Ali Korkmaz İletişim&Medya6 Uğur Kaya Gençlik Koordinatörü7 Orhan Yemenoğlu Cenaze Fonu8 Turgay Ergezen Cenaze Firması9 Osman Ergin Cenaze Firması10 İ lhan Karataş Cenaze Firması11 Önder Erkoç Muhasebe Yardımcısı

Page 3: HDV BULTEN SAYI 10

OCAK 2010 | SAYI 10 | 3

BAŞYAZI

HDV Bülteninin Aralık 2009 sayısında “Yılbaşı ve Noel” konusunda Müslümanca bakış açımızın ne olması gerektiği sorusunu sizlerle paylaşırken, bun-

dan önce de Kasım 2009 sayımızda, “Modern Çağda Din ve Peygamber mi?” sorusu üzerinden sohbet ediyorduk. Bu sohbe-timize devam edelim. İslam’ın vahiy tarihi anlayışına göre bütün peygamberlerin getirdiği mesajın özünün İslam olduğunu, en sonunda da Peygamber Efendimiz ile “Din”in kemâle ermiş ol-duğunu, “Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nime-timi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’ı seçtim.” (Maide, 5:3) âyet-i kermesi ile İslam’ın beşer tarihinde Vahyin kaynağın-dan gelen son din olduğunu belirtmiştik. Bununla birlikte baş-ka inançların da varlığını sürdürmesine İlâhî İrade ve Adalet izin vermiştir ki yeryüzü hayatında herkese kendi irade-siyle Hak Din’e yönelmiş olma şansı ve-rilsin. Bu çerçevede günümüzde yaşayan eski dini gelenekler arasında dört büyük dini gelenek vardır ki, Müslümanlar İslam’ın doğuşundan itibaren bu din-leri tanımışlar, mensuplarıyla birlikte yaşamışlardır. Bunlar Yahudilik, Hıristi-yanlık, Hinduizm ve Budizm dinleridir. Başka dinlerle ilgili şimdilik belirtme-miz gereken bir husus şudur: Kur’ân-ı Kerîm’de başka dinler hakkında kategorik olarak eleştiri sunul-maz; fakat, o dinlere inananlar, “yaptıkları ve yapmadıkları” ya da “inandıkları ya da inkar ettikleri” hususlardan bahsedilerek, “Allah ve kul arasında ilişki” açısından yani kulun Rabbiyle mü-nasebeti bakımından olduğu kadar “kullar arasında ilişkiler” yani insanın diğer insanların haklarına karşı tavrı bakımından uyarılır ve eleştirilirler. “Kul hakkı” ifadesi buradan çıkmıştır; ve, günümüzde bir türlü tanımındaki tartışmalar sonlanmamış olan “insan hakları” kavramının da aslında kaynağı “kul hakkı”dır. Yani “kul hakkına” saygı göstermek Allah’ın emridir.

Değerli dostlar, modern çağda bazı çevrelerden duyduğumuz ifadelerden birisi de “dinin bilimsel olmadığı” ifadesidir. Evet, hak din, bilimin varlıkla ilgili temel bulgularıyla çelişmemek-le beraber, elbetteki bilimsel değildir. Din Allah’tandır. Bilim ise insan ürünüdür. Din, vahye inanmayı gerektirir. Vahyin ise bilimsel veya tecrübi/deneysel yollarla isbatı veya inkarı müm-kün değildir. Dinin ve peygamberliğin ‘bilimselliği’nden veya ‘bilimdışılığı’ndan bahsedemeyiz. Dolayısıyla, dini bilginin kay-nağı her şeyden önce Peygamberler ve Kutsal Kitaplardır. Ancak elbette Peygamberler “akla” ve “kalbe” hitap ederler. Vahiy, pey-gamberler aracılığıyla kutsal metinler olarak insana ulaşmıştır.

İnsan kolayı ve hoşuna gideni öncelikle tercih etme eğilimin-dedir. İşte peygamberler, insanın ahlâkî erdemlere bağlılığı zayıf-ladığında, bireyi ve toplumu tekrar ahlâkî ideale yöneltmek üze-re, Allah’ın sevgi ve rahmetinin tecellisi olarak gönderilmişlerdir. Kurân-ı Kerim bir tarih kitabı ya da geçmiş zaman hikayeleri ki-tabı değildir. Bu sebeple, peygamber kıssaları ibret örnekleri için anlatılır. Tarihi detaylar yoktur. Peygamberler, ne zaman gönde-rilir? Tarih tecrübesi ve peygamber kıssaları gösterir ki, insanlar eğer aşırı maddiyata veya eğer aşırı ruhâniyete yöneldilerse, işte o zaman bir peygamber gelir ve toplumu aşırıya gittiği uçtan dengeye çeker, yani erdemli olmaya yönlendirir.

Peygamber kıssaları (yani ‘anlamlı ibretlik hikâyeler’), medeniyetlere yol gösteren işaretlerdir. İslam âlimlerinin çoğuna göre Peygamberler hakkında Kurân-ı Kerîm’e ve Sahih Hadislere dayalı olarak anlatılanların dışındaki rivayetlerin pek çoğunun efsânevî men-kıbeler olduğunu ya da İslam dışındaki İsrâiliyyat denilen kaynaklardan akta-rılarak yorumlandığını burada hatır-latmak isteriz. İsrâiliyyat, İslâm tarihi kaynaklarına ve özellikle tefsire girmiş olan Yahudi, Hıristiyan ve diger dinlere

ait kültür kalıntılarıdır. Aynı zamanda, dînin gerek lehine ve ge-rekse aleyhine uydurulup Hz. Peygamber’e (sav), sahâbe ve son-raki nesillere atfedilen haberlere de İsrâiliyyât denilir. Kur’ân’ın peygamberlerle ilgili ibretlik olarak kısaca temas ettiği hususlar, Tevrat ve İncil’de bulunan veya bunlara inanan çevrelerde şifahi olarak yaşayan detaylı bilgiler ve hurafelerle aydınlatılmaya ça-lışıldı. Cami ve benzeri yerlerde, bazı kimseler (kassaslar) ortaya çıkıp halka hikâyeler anlattılar. Bu gibi kimseler buldukları bil-gilere, gerçek olmayan birçok şey ekleyerek anlattılar.

Kur’ân-ı Kerîm’de ahlâkî emir ve yasaklar çoğunlukla, pey-gamber kıssaları çerçevesinde anlatılır. Kıssa (yani ‘anlamlı ib-retlik hikâye’), insanın beşerî tecrübeyi anlamasını kolaylaştıran ‘en anlaşılır anlatım biçimi’dir. “Andolsun ki, onların (peygam-berlerin) kıssalarında akıl sahipleri için ibret vardır. Kur’an, uy-durulabilecek bir söz değildir. Fakat kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi ayrı ayrı açıklayan ve inanan bir toplum için de bir yol gösterici ve bir rahmettir.” (Yûsuf, 12: 111) İnsanlık tarihi, bir anlamda, peygamberler tarihi etrafında oluşmuştur. Tarihte nerede bir medeniyet ortaya çıkmışsa, arkasında “Peygamberler Tarihi” vardır. Bu sayıdan itibaren, bu gözle, Kur’ân-ı Kerîm’e göre Peygamber kıssalarına bakalım. Selam ve dostlukla.

Modern Çağda Din ve Peygamber Mi? (III)

Doç. Dr. Bülent ŞenayHollanda Diyanet Vakfı

Yönetim Kurulu Başkanı

İnsanlık tarihi, bir anlamda, peygamberler

tarihi etrafında oluşmuştur. Tarihte

nerede bir medeniyet ortaya çıkmışsa,

arkasında “Peygamberler Tarihi” vardır.

Page 4: HDV BULTEN SAYI 10

4 | SAYI 10 | OCAK 2010

HDV BÜLTEN

T.C. Lahey Büyükelçimiz Uğur Doğan Hollanda Diyanet Vakfı’nı Ziyaret EttiTürkiye Cumhuriyeti Lahey Büyükelçisi Uğur Doğan, Hollanda Diyanet Vakfı’nı ziyaret etti. Lahey Büyükelçisi Uğur Dogan, beraberinde Büyükelçilik Müsteşarı Cem Utkan ile birlikte 24.12.2009 tarihinde Hollanda Diyanet Vakfı’nın, Javastr. 2 Den Haag adresinde bulunan merkez binasını ziyaret etti.

Büyükelçi Doğan’ı Vakıf bina-sında Lahey Din Hizmetleri Müşaviri ve HDV Yönetim

Kurulu Başkanı Doç. Dr. Bülent Şe-nay, Rotterdam Din Hizmetleri Ata-şesi, Dr. Fevzi Hamurcu, HDV Yöne-tim Kurulu Üyeleri ve HDV personeli karşıladılar. Vakıf binasını gezen bü-yükelçiye Din Hizmetleri Müşaviri ta-rafından, Hollanda Diyanet Vakfı’nın yaptığı hizmet ve faaliyetlerle ilgili kısa bir brifing verildi.

Page 5: HDV BULTEN SAYI 10

OCAK 2010 | SAYI 10 | 5

HDV BÜLTEN

Hollanda Diyanet Vakfı tarafından gerçekleştirilen hizmetler ve yapılan çalışmalardan memnuniyet duy-duğunu ifade eden Büyükelçi Uğur Doğan, faaliyetlerin devamını diledi. Vakıf merkezinde açılan ebru sergisini de gezen Büyükelçi, HDV Yönetim Kurulu ve Vakıf per-soneli tarafından uğurlandı.

Page 6: HDV BULTEN SAYI 10

HDV Oss Ulu camii, Tuğra Gençlik Derneği tarafından gençlik şöle-

ni düzenlendi. Hem genç kuşaklar-dan hem de yaşlı kuşaktan müzis-yenlerin katıldığı, çeşitli tanıtım ve şiirlerin okunduğu şölende ayrıca Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay da bir konferans ver-di. Şölen, Kuran’ı Kerim tilaveti ile

başladı. Oss ce-miyet başkanı Yasin Doğruyol kısa bir açı-lış konuşması yaptı. Gençlere katılımlarından dolayı teşekkür eden Doğruyol, birinci kuşak

olarak bu mekanları bu hale geti-rebildiklerini ve bundan dolayı da manevi bir rahatlık içinde oldukları-nı, budan sonra ise görevin gençlere düştüğünü ve işlerinin pek kolay ol-mayacağını o nedenle iyi çalışmaları gerektiğini dile getirirken yakında gerçekleşecek olan seçimde aday ol-mayacağını açıklayarak gençlerle ve-dalaştı. Doğruyol, uzun yıllar çeşitli

dönemlerde cami yönetim kurulu başkanlık görevini yürüttü.

Şölende konuşan Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vak-fı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, gençlerle baba-oğul, abi-kardeş soh-beti yapmaya geldiğini söyledi.

Şenay konuşmasında; “Gençler, sizler daha kendi hayat-

larınızı kontrol etmeye başlamadı-nız, sadece kendinizden sorumlusu-nuz. Daha derdinizi ve dermanınızı omuzlamadınız. Modern dünyanın en büyük sorunu cep telefonudur, bu “ötelerle” irtibatı kopartıyor. Modern çağ daha az sorumluluk yüklüyor, bugünün gençleri yalnız kalamayacak kadar korkaktır. Cep telefonunu, MSN’i kapatarak kendi-nizle baş başa kalmıyorsunuz, onun için düşünen insan olmaktan, sessiz ve yalnız kalmaktan korkuyorsunuz; sessiz kalarak gerçeklerle yüzleşebilir, zamanın kıymetini anlayabilirsiniz. Namazla hayat arasındaki bağlan-tı zamanla irtibat için önemlidir. Namaz insanın zamanla bir röpor-tajıdır, mülakatıdır. Namaz kılma-

yan zamanla ilişkisini iyi ayarlayama-yan kişidir. K e n d i n i z l e baş başa kal-dığınızda ne-ler düşündü-ğünüz bizim için önemli-dir. Karakteri-

niz, ruhunuz çok önemli; kalbinize, karakterinize, görüşünüze verdi-ğinizden daha fazla önem veriniz. Haramdan zevk alınır ama lezzet alınmaz. Helalin lezzetini haramdan alamazsınız. Helalinden olmak kay-dıyla sevgi de aşk da, Allah’ın yarat-tığı güzel duygulardır. Sizler ölümün uzak olduğunu düşünüyorsunuz, ölümün ne zaman geleceği bilinmez, ama ölüm bir bitiş değildir. Ölüm-le barışık olmalısınız ki, yaşamanın kıymetini iyi anlayasınız. Kendinize değer verin ve ciddiye alın, yüce de-ğerlerle meşgul olun ama kendinizi beğenmiş olmayın. Başarılı olmanın yolu tembel olmamaktır. Tembelli-ğin uyuşukluk, üşengeçlik gibi de-ğişik şekilleri vardır. Günlük hayatta

6 | SAYI 10 | OCAK 2010

HDV BÜLTEN

6 | SAYI 10 | OCAK 2010

Din Hizmetleri Müşaviri’nden Oss Tuğra Gençlik Derneği’nde Konferans

Page 7: HDV BULTEN SAYI 10

msn kullanır gibi dili kullanmayın, aklınızla kalbinizi birleştirin ve köp-rü kurun. Nefsinizi, nefsin zindanı-nı ‘hack’leyin!” şeklinde konuştu.

Programda ayrıca Tuğra gençlik kuruluşu başkanı Kürşad Kurtbaş Fetih marşını okuyarak gençleri he-yecanlandırdı. Yine Den Bosch’dan programa katılarak renk katan iki genç, kısa bir halk müziği konseri verdiler. Ardından Ozan Çelebi ve Ozan Mehmet atışmalarda buluna-rak gençlere bir nostalji sundular.

Gençlik şöleni, misafirlere yapılan ikramla sona erdi.

OCAK 2010 | SAYI 10 | 7

HDV BÜLTEN

OCAK 2010 | SAYI 10 | 7

Page 8: HDV BULTEN SAYI 10

Bilgilendirme toplantısında ko-nuşan HDV Haarlem Selimi-ye Camii Din Görevlisi Ahmet

Demirer ve TEMA Proje Koordinatörü Hüseyin Kızılca daha yaşanılabilir bir dünya ve daha güzel bir çevre için yapıl-ması gerekenler konusunda katılımcıları bilgilendirdiler.

Hollanda TEMA Vakfı Görevlisi Hüseyin Kızılca, Mültivizyon gösterisi eşliğinde su kullanımına değinerek dün-yanın hızla çölleştiğini ve bu anlamda yeraltı su kaynaklarının her geçen gün azaldığını belirterek, herkesin daha bi-linçli su kullanması gerektiğine değindi. Kızılca konuşmasında;

“Her tarafı sularla kaplı olan Hollan-da da bile, temiz su sorunu olduğunu ve temiz suyun elde edilmesi için büyük emekler ve masraflar yapıldığını açıkla-yarak bizim de elimizden geldiğince su kaybının önlenmesine katkıda bulun-mak için alıştığımız yöntemler yerine daha az su ve bilinçli enerji kullanımı ile

katkı sağlayabilir hatta bir ailenin yıllık bin Avro’yu bulan su giderini azaltabili-riz şeklinde konuştu.

Elimizdeki kaynakları doğru ve bi-linçli bir şekilde kullanmalıyız. Dünya bize ,bizden önce yaşayan kuşaklar tara-fından miras olarak bırakıldı. Bizde bu mirasa en güzel şekilde sahip çıkmalı, sı-nırlı olan ve insanlığın hizmetine sunul-muş olan bu kaynakları israf etmeden kullanmalıyız.

İsrafın sürmesi halinde bizleri susuz günler bekliyor. Dünyada milyonlarca insan günde 10 litreden az suyla yaşa-maya çalışıyor. Oysa şu an bile, her beş insandan biri güvenilir içme suyu bula-mazken, bu 10 litre suyu ardımızda bı-raktıgımız pislik için harcıyoruz. Suları tasaarruflu kullanalım. Suları atık mad-delerle kirletmeyelim. Hollanda da geç-tiğimiz yıllarda yapılan bir araştırmada göçmenlerin çok daha fazla ve bilinçsiz bir biçimde temizlik malzemesi ve klor kullanıldıgı saptamıştır. Temizlik iman-dan gelir sözü dogru olmasına ragmen bilinçsşizce kullandığımız bu maddeler tabiatı daha fazla kirletiyor. Daha fazla kirli olan suyun temizlenmesi için de daha büyük kaynakların harcanması ge-rekiyor”, şeklinde konuştu.

Toplantıda konuşan HDV Haarlem Selimiye Camii Din Görevlisi Ahmet

Demirer ise; “Dinimiz İslamın çevreye büyük

önem verdiğini ve bu bağlamda da kul hakkının çok önemli olduğunu ve eli-mizdeki mevcut kaynakları en bilinçi bir şekilde kullanmayı emreder. Bilinç-siz hareket ederek, bilmeden kul hakkı-na zarar vermiş olabiliriz. Dinimiz çevre temizliğine büyük önem veriyor. Çünkü temizlik ve düzenin, sağlık açısından sonsuz faydaları bulunuyor. Bizler bu dünyada emanetçiyiz. Bizlere emanet edilen Dünyamızı korumalıyız. Burada-ki görevimiz emanete saygı göstermek, amacı dogrultusunda istifade etmek, ti-tizlikle korumak, zamanı geldiğinde de güzelce devretmektir. Hatta, özümüz-den katkılar yaparak daha da geliştirerek gelecek kuşaklara bırakmak konumu-muzun geregidir. Bunun tersi bir tutum bizi kötü bir emanetçi durumuna düşü-rür. Büyük bir düzen ahenk ve denge ile yaratılıp istifademize sunulan bu nimet-ler ve bu çevre sadece bize ait değildir. Onda sayısız canlıların hukuku vardır. Çevreyi kirletmek; ona zarar vermek, canlı ve cansız tüm varlıklara doğrudan ve dolaylı yönden kötülük etmektir. Ta-biat ve çevreye verdiğimiz ufak bir zarar, yakın ya da uzak, mevcut ya da gelecek, sayısız varlık üzerinde yankılanarak gü-nah olarak bize geri dönecektir’’dedi

8 | SAYI 10 | OCAK 2010

HDV BÜLTEN

Tema Vakfı’ndan Camide Bilgilendirme

Hollanda TEMA Vakfı tarafından, HDV Haarlem Selimiye Camii ile ortaklaşa düzenlenen bilgilendirme toplantısında “Bilinçli Su Kullanma” konusu işlendi.

Page 9: HDV BULTEN SAYI 10

Cami Din Görevlisi Mahmut Arcaklıoğlu’nun, “Mehmet Akif Ersoy ve İstiklal” konulu

bir konferans verdiği bu özel geceye, Delft HDV Sultan Ahmet Camii cemaati çok

büyük bir ilgi gösterdi. Bü-tün faaliyetler-de olduğu gibi bu özel anma programında da din görevlisi çocuk ve genç-lere görev verdi.

M. Akif Ersoy’un hayatından ibretlik hatıralar ve anılar gençlerimiz tarafından anlatıldı. Özellikle Fatih ve Elif Polat isim-li öğrencinin İstiklal Marşını baştan sona duygulu ve heyacanlı bir şekilde okuması dinleyicilere duygu dolu anlar yaşattı.

Programın su-nuculuğunu da iki genç başarı ile yaptı. Programın sonunda Hakan İncicük isimli çocuğun yaptığı güzel dua büyük beğeni ka-zandı.

Gecenin sonunda din görevlisi Mehmet Akif Ersoy ve tüm istiklal şehitleri için dua yaptı.

Programda ayrıca katılan misafirlere Ca-mii yönetimi ve kadınlar kolunun gayret-leri ile Aşure ikramı yapıdı.

OCAK 2010 | SAYI 10 | 9

HDV BÜLTEN

Delft HDV Sultan Ahmet Camii’nden Mehmet Akif Programı27 Aralık tarihinde Delft HDV Sultan Ahmet Camii’nde İstiklal Marşı yazarı büyük şair Mehmet Akif Ersoy’un vefat yıldönümü sebebiyle özel bir anma programı organize edildi.

HDV Süleyman Çelebi Camii gençlerinden Adem Kahraman, Din Görevlisi Murat Öztürk’ün düzenlemiş olduğu “Etkin ve Hızlı Okuma” kursunu başarıyla tamamlayarak sertifikasını almaya hak kazandı.

Her alanda başarılı olmak için okumanın bir lüks değil alter-natifsiz zorunluluk olduğu ça-

ğımızda, okuma alışkanlığını sağlamak ve sevdirmek amacıyla Süleyman Çelebi Ca-mii Din Görevlisi Murat Öztürk, “Etkin ve Hızlı Okuma” kursu düzenledi. Kursu başarıyla tamamlayan Adem Kahraman sertifikasını almaya hak kazandı. Din Gö-revlisi Öztürk, düzenlemiş olduğu kursla ilgili olarak şunları söyledi; “Etkin ve Hız-lı Okuma tekniği, çeşitli göz egzersizleri

vasıtasıyla, göz algılama kapasite-sini ve duraklama esnasında gözün okuma alanını ge-liştirme temeline dayanmaktadır.

15-20 saat içerisinde, belirli çalışma dilimleri halinde uygulanan Etkin Hızlı Okuma, daha hızlı, etkin, esnek ve verim-li bir okuyucu olmanızı sağlayan komple bir öğrenim sistemidir ve bu eğitim ne-ticesinde okuma ve anlama hızınız %200-400 oranında yükselir. “Etkin ve Hız-lı Okuma” sistemi göz gezdirerek okuma (Skimming/Scanning) da değildir. Metnin tamamını daha hızlı ve daha iyi anlayarak okumanızı sağlar.

Adem Kahraman, büyük bir özveri ve gayretiyle almış olduğu bu bir aylık eği-timinden sonra anlayarak okuma hızını %250 oranında yükseltip eğitimini başa-rıyla bitirmiş oldu. Bu eğitim kendisine; kendi okuma tekniğini geliştirmesine, bil-giye ulaşma yollarını keşfetmesine, öğren-

meyi öğrenmesine dahası okul hayatında ve hayat okulunda başarılı sonuçlar almasına yardımcı olacaktır.”

Gorinchem HDV Süleyman Çelebi Camii’nde Bir İlk

Page 10: HDV BULTEN SAYI 10

FIKIH KÖŞESİ

10 | SAYI 10 | OCAK 2010

Namazın şartlarından birisi olan abdest, na-maz ve Kabe’yi tavaf,

tilavet secdesi gibi bazı ibadetle-ri yapmak için, vücudun belirli uzuvlarını usulüne uygun olarak yıkamak veya meshetmektir. Ab-dest müstakil bir ibadet olmayıp, belli ibadetleri yapmak için vasıta niteliğinde bir ibadettir. Manevî temizlik ve namaz başta olmak üzere ibadetlere ruhen ve bede-nen hazırlık mahiyetinde olan abdest, aynı zamanda maddî bir temizlenme vasıtasıdır.

Mâide sûresinin 6. âyetinde, abdestin namaz için farz kılın-dığı bildirilmekte ve rükünleri (farzları) sayılmaktadır. Âyette zikredilen abdestin farzları; yüzü yıkamak, kolları dirseklerle bera-ber yıkamak, başı meshetmek ve ayakları topuklarla birlikte yıka-maktır. Bu şartlara Şafiîler, niyet ve tertibi; Hanbelîler, tertip ve uzuvların peşpeşe yıkanmasını; Malikîler, niyet ve uzuvların ar-darda ovalanarak yıkanmasını ilave ederler. Bu şartlara riâyet

edilerek alınan abdestin sahih olabilmesi için, abdest uzuvla-rında kuru yer bırakılmaması ve deri üzerinde suyun temasını en-gelleyecek bir şeyin bulunmaması gerekir.

Usul ve adabına uygun bir şekilde abdest şöyle alınır: Abdeste niyet ve besmele ile başlanır, parmak aralıkları da dahil eller bilekle-re kadar üçer defa yıkanır, dişler temizlenir, ağza ve buruna üçer defa su verilip yıkanır. Yüz ve dir-seklerle beraber kollar üçer defa yıkanır. Sağ el ıslatılarak elin içiy-le başın üstü bir defa meshedilir. İki elin içi ile başın tamamının meshedilmesi daha iyidir. Eller

ıslatılarak parmaklarla kulakların içi ve dışı, sonra da ense birer defa meshedilir. En son olarak da, üç defa ayaklar topukları ile birlikte yıkanır. Yıkamaya sağ uzuvlardan başlamak, suyu iktisatlı kullan-mak, abdest esnasında ve sonun-da dua etmek, kelime-i şahadet getirmek abdestin sünnetlerin-dendir.

Kişinin önünden ve arkasından herhangi bir şeyin çıkması, vücu-dun herhangi bir yerinden kan ve irin gibi şeylerin akması, ağız dolusu kusmak, bayılmak, delir-mek, uyku ve sarhoşluk gibi şu-uru engelleyen durumlar abdesti bozar.

AbdestFarsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinin birleşmesinden meydana gelen abdest kelimesi, “el suyu” anlamına gelir. Abdest kavramı Arapça’da “güzellik ve temizlik” manasına gelen vudû’ kelimesiyle ifade edilir.

Hollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu

Adı Soyadı Vakıf Görevi GöreviDoç. Dr. Bülent ŞENAY Başkan T.C. Lahey Din Hizmetleri MüşaviriVeysel Kükrek Sekreter Den Haag HDV Ahi Evran Camii Din GörevlisiRahim Usan Muhasip Heerhugowaard HDV Mimar Sinan Camii BaşkanıNevruz Özcan Üye Roermond HDV Fatih Camii BaşkanıRecep Erkoç Üye Kampen HDV Nebi Camii Denetleme Kurulu BaşkanıZekeriya Açkalmaz Üye Rotterdam HDV Eğitim Merkezi KoordinatörüAbdurrahman Aydeğer Üye Rotterdam HDV Mevlana Camii Başkanı

(Kaynak; Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Kavramlar Sözlüğü)

Page 11: HDV BULTEN SAYI 10

OCAK 2010 | SAYI 10 | 11

HDV BÜLTEN

Hakim ve Savcılardan Zutphen HDV Barbaros Camii’ne ZiyaretHakim ve Savcılardan Zutphen HDV Barbaros Camii’ne Ziyaret

28 Ocak Perşembe günü, Hukuk ve Eğitim Vakfı tarafın-dan düzenlenen bir programla Leiden’den 25 kişilik bir grupla Zutphen’e gelen hakim ve savcılar, HDV Barba-

ros Camii’ni ziyaret ettiler. Ziyaret çerçevesinde kılınan akşam namazı-nı izleyen hakim ve savcılara, din görevlisi Hasan Seyrekli ve tercüman Osman Bozdağ tarafından camii ve ibadetlerimizle ilgili bilgiler verildi. Daha sonra, kendilerine yapılan çay ve tatlı ikramının ardından mem-nuniyetlerini ifade eden hakim ve savcılar, HDV Zutphen Barbaros Camii’nden ayrıldılar.

Vlaardingen HDV Eyüp Sultan Camii Yönetiminden Kiliseye Ziyaret

Vlaardingen HDV Eyüp Sultan Camii’nin yö-netim Kurulu ve din görevlisi tarafından, diğer dinlerin mensuplarıyla diyalog ilişkilere devam

edilmektedir. İslamı ve Müslümanlığı doğru tanımlamak ve anlatmak açısından gerçekleştirilen bu ziyaretlerde, bir takım farklı düşüncede bulunan insanların İslam, müslü-manlık, imam, cami ve cemaat gibi konular üzerinde zi-hinlerde oluşan yanlış düşüncelerden dolayı, bu kavram-ları doğru anlamalarına yardımcı olmak amacıyla ayrıca farklı din ve düşünceye sahib insanların birbirlerine inanç ve değerler konusunda her zaman saygı göstermelerinin gerekliliğini vurgulamak düşüncesiyle Vlaardingen’in en büyük kilisesi olan Grote Kerk’e yeni yıl gecesi ziyarette bulunuldu. Gerçekleştirilen bu anlamlı ziyarette Kilise din adamları ile birlikte konuşularak bu konu hakkında ortak çalışmaların yapılmasının gerekliliği konusunda fikir birli-ğine varıldı.

Din görevlisi Hüseyin Demirci ve Cami Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Kılıç’ın kilise görevlileri ile orada bulunan Hollandalılara mutlu ve huzurlu yeni yıl dilek ve temenni-lerinde bulunuldu.

Page 12: HDV BULTEN SAYI 10

12 | SAYI 10 | OCAK 2010

HDV BÜLTEN

Vlaardingen HDV Eyüp Sultan Camii İlahi Korosu Kuruldu

İlkokul Öğrencilerinden Camiye Ziyaret

Öğrencilerimizin mihra-ba, camiye ve cemaate eğilimini artırmak, dini

merasim ve özel günlerde düzen-lenecek programlarda görev alarak diğer çocuklarımızı da örnek ol-mak düşüncesiyle kurulan bu ilahi korosu, caminin Kur’an Kursunda okuyan çocuklar arasından seçilen öğrencilerden oluşmaktadır.

Din görevlisi Hüseyin

Demirci’nin öncülüğünde oluş-turulan HDV Eyüp Sultan Cami ilahi korosunda görev alan öğren-cilere düzenlenen mevlit programı sonunda göstermiş oldukları başa-rıdan dolayı teşekkür belgesi tak-dim edildi. Din görevlisine bu ça-lışmalarından ötürü teşekkür eden cami cemaati ve öğrenci velileri bu çalışmayı ilgi ve beğeniyle izleyip takdir ettiler.

Vlaardingen HDV Eyüp Sul-tan Camii’ni ziyaret eden Hollandalı öğrenciler, merak

ve ilgiyle cami müştemiletını inceleme-lerinin ardından, camileri ve İslam dini-ni daha iyi tanımak merak ettikleri ko-nuları öğrenmek maksadıyla, bir takım sorular yönelttiler. Sorularının cevap-landırılmasının ardından düşüncelerini belirten öğrenciler genel olarak camiyi beğendiklerini farklı bulduklarını belir-terek iyi dilek ve temennilerle memnun bir şekilde camiden ayrıldılar.

Page 13: HDV BULTEN SAYI 10

OCAK 2010 | SAYI 10 | 13

HDV BÜLTEN

(Mücadele Suresi, 8)

‘Gizli toplantıların fısıldaşmalarından’ (kulis) 

men’ edilip sonra men’ edildikleri şeye dönenleri; günah, düşmanlık ve Peygamber’e isyanı

(aralarında) fısıldaşanları görmüyor musun? Onlar sana geldikleri

zaman, seni Allah’ın selamladığı biçimde selamlıyorlar. Ve kendi

kendilerine: “Söylediklerimiz dolayısıyla Allah bize azab etse ya.” derler. Onlara cehennem

yeter; oraya gireceklerdir. Artık o, ne kötü bir

gidiş yeridir. Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:“Dört huy kimde bulunursa,o adam tam münafık olur. Bir kimsede bu huylardan biri bulunursa, o huydan vazgeçinceye kadar onda münafığın özelliklerinden biri var demektir. O dört huya sahip olan kimse:Kendisine bir şey emanet edilince hiyânet eder. Konuşunca yalan söyler. Bir antlaşma yapınca sözünde durmaz. Düşmanlık yapınca da aşırı gider.”

Buhârî, Îmân 24, Mezâlim 17, Cizye 17; Müslim, Îmân 106. Ayrıca bk. Tirmizî, Îmân 14; Nesâî, Îmân 20

Page 14: HDV BULTEN SAYI 10

14 | SAYI 10 | OCAK 2010

HDV BÜLTEN

Çocuk, anne ve babaya Yüce Allah tarafından verilen en güzel bir armağan ve paha biçilmez bir emanettir. O,

anne ve babanın göz nuru, ailenin neşe kaynağı ve fanî dünya-nın süsüdür. İslâm dini, bu değerli emanetin iyi eğitilmesi için anne ve babalara büyük görevler yüklemiştir.

Çocuk, dünyaya gözlerini açar açmaz, ruhsal ve bedensel pek çok özelliğini de kendisiyle birlikte getirir. Onun fıtratında bu-lunan bu özellikler, fıtrat dini olan İslâm’ın prensipleriyle de aynen örtüşmektedir. “Her doğan çocuk fıtrat üzerine doğar...” (Buhârî, Cenâiz, 80, 93; Müslim, Kader, 22; Muvatta, Cenâiz, 52; Tirmizî, Kader, 5; Ebu Dâvûd, Sünnet, 18) buyuran Pey-gamber Efendimiz bu gerçeği dile getirmektedir. Çocuğun fıt-ratının, yaşı ilerledikçe bozulmaması ve saflığını koruması için çok iyi bir eğitime ihtiyaç vardır.

Çocuk eğitimi, dünyanın en zor işlerinden biridir. Hz. Eyüp Peygamber (a.s.) sabrı ister ve meyvesini çok geç veren bir ağacı dikip yetiştirmeye benzer. Ona bakmak, onu okşamak, onu sevgi ırmağı ile sulamak gerekir. Kıymeti dünyalara bedel olan bu küçük fidanı, dünyanın bin bir türlü felâketinden korumak için üzerine kol kanat germek ister. Onun selâmeti için gözünü daldan, budaktan sakınmayan bir anne ve bir baba ister. Ayrıca, sevgi ve şefkatle dolu bir kâlp, vefakâr ve cefakâr bir gönül ister.

Eğitim, beşikten mezara kadar devam eden bir süreç olmakla birlikte, en fazla verim ve en iyi sonuç, çocukluk döneminde alınır. Bu dönemde alınan eğitim, onların kişiliklerinde derin izler bırakır. Çocuk eğitiminde başarılı olabilmek için pek çok alanda sınırsız fedakârlık yapmak gerekir: Onların dünyasına hitap eden kitaplar, düzgün bir çevre, iyi bir arkadaş grubu, ka-liteli eğitim kurumları, çarpık olmayan medya desteği ve daha pek çok şey… Ancak, bunların hepsinden daha önemlisi, so-rumluluğunun bilincinde olan anne ve babaların çabaları.

Yaşadığımız her ânın sorgulandığı şu dünya sınavında, ana babalara yöneltilen önemli sorulardan biri de çocuklarıyla il-gilidir. Başka bir ifade ile söyleyecek olursak, çocuklarımız, başarmak zorunda olduğumuz bu zorlu sınavın önemli bir bö-lümünü oluşturur. Yüce Rabbimiz bu gerçeği şöyle belirtmek-tedir: “Biliniz ki, gerek malınız mülkünüz gerekse evlatlarınız aslında birer imtihan vesilesidir. En büyük mükâfat ise Allah

katındadır.” (Enfâl suresi, ayet 28) “Gerek malınız mülkünüz gerekse çoluk çocuğunuz aslında sizin için bir imtihandır; Allah katında ise büyük bir mükâfat vardır.” (Teğâbûn suresi, ayet 15)

Anne ve baba, çocukları konusunda Yüce Allah’ın yüklediği bu onurlu görevin ağırlını anlamak ve ona göre davranmakla yükümlüdürler. Çünkü çocuk, her şeyiyle onlara emanettir. O, yeni tanıştığı hayatı, annesi ve babası ile birlikte anlamaya ve yorumlamaya başlar. Fiziksel ve ruhsal gelişimde derin izleri olan ilk izlenimleri yine onlardan edinir. İyi ve kötü alışkanlık-ları önce onların üzerinde görür ve tanır.

Anne ve baba, bir çocuğun küçücük iç dünyası ile kocaman dış dünya arasında ona tercümanlık ve aracılık yapar. Ona ana-dilini öğreten ilk öğretmeni de annesidir. Konuşulması gereken yerlerde konuşabilecek kadar cesaretli olmasını, susması gere-ken yerlerde de bunu başaracak kadar sabırlı olmayı öğreten de anne ve babadır. Özgüvene sahip ve kendine yetebilen biri

olmayı öğretenler de onlardır.

Anne ve babalar bilirler ki, çocuklarına bırakacakları en güzel miras, onlara verecekleri

iyi bir eğitimdir. Yine onlar bilirler ki, eğitmek, sadece çocuğun hafızası ve zihinsel yetenekleri ile ilgilenmek değildir. Eğitimci-nin asıl amacının, ona güzel ve ahlâkî davranışlar kazandırmak olduğunu da çok iyi bilirler. Bu yüzden anne ve baba, çocuğu-nun kafasını bilgi yığınlarıyla doldurmakla yetinmez, ona güzel davranışlar ve alışkanlıklar kazandırmaya da çalışırlar. Ancak, onlar bunu, çocuğa talimatlar yağdırarak ve yasaklar koyarak yapmazlar; ona iyi örnek olmaya çalışırlar. Çünkü bilirler ki ço-cuklar, birilerinden öğüt almaktan çok birilerini örnek almayı tercih ederler.

Çocuğunu eğitme konusunda sorumluluğunun bilincinde olan anne ve babalar, aynı zamanda Hz. İbrahim’in şu duasını da ihmal etmemelidirler: “Ey Rabbim! Bana hayırlı olacak bir çocuk bağışla.” (Sâffât suresi, ayet 100) Bu dünya hayatında çocukları ile ilgili sınavı kazanan anne ve babalar, sonuç olarak, Yüce Allah’ın şu müjdesine muhatap olacaklardır: “O mutluluk yurdu Adn cennetleridir. Onlar Adn cennetlerine Allah’ın hoş-nutluğuna layık bir hayat yaşamış olan ataları, eşleri, çocukları ve torunlarıyla birlikte girecektir. Melekler de dört bir yandan onların yanına akın edip ‘esenlik ve mutluluğunuz daim olsun’ diyeceklerdir.” (Ra’d suresi, ayet 23)

Dr. M. Fevzi HamurcuRotterdam Din Hizmetleri Ataşesi

Çocuk Eğitiminde Anne Babanın Sorumluluğu

“Kim demiş, çocuk küçük bir şeydir…Bir çocuk -belki- en büyük şeydir…”

Page 15: HDV BULTEN SAYI 10

OCAK 2010 | SAYI 10 | 15

HDV BÜLTEN

Kıymetli okurlar,

Hicret kutlu yolculuk, hicret kaçış değil yeni bir başlangıç, hicret yeni umutlar, hicret vatandan yardan anadan ata-dan evlattan vazgeçebilmek. Hicret kelime anlamı itiba-

rıyla göç.

Hz. Muhammed (sav)’in Mekke’den Yesrib’e daha sonra kendi-siyle nurlandığı için el-Medinetü’l-Münevvere, Nurlu Şehir yada Medinetü’n-Nebi, Peygamberin Şehri olarak isimlendirilen ve kısaca Medine olarak adlandırılan o kutlu şehre yaptığı yolculuğun 1431. senesine yaklaşık iki ay önce girdik.

Bilindiği üzere Hz. Peygamber zamanında ilki içlerinde, Hz. Osman’la berber eşi ve sevgili Peygamberimizin muhterem kızı olan Rukiyye, Zübeyr b. Avvâm, Abdurrahman b. Avf ve Abdulllah b. Mes’ûd gibi güzel insanların da bulun-duğu, 4 ü hanım 12 si erkek olmak üze-re toplam 16 sahabenin, ikincisinde de 13 ü hanım, 77 si erkek olmak üzere 90 sahabenin dinlerini rahat yaşayabilmek, canlarını korumak için yaptıkları ikisi Habeşistan’a olmak üzere üç defa Hicret olayı vuku bulmuştu. Peygamber Efendi-miz, müşriklerin eziyetleri karşısında Pey-gamberliğin beşinci yılında Müslüman-lara hicret emri verdi. Çünkü onlara akıl almaz, insanın dayanma gücünü aşan işkenceler yapılıyordu. Başka bir amaç da İslam’ı yaymaktı. Bu onların en büyük görevi idi. Ashab, nereye hicret edebileceklerini sorduklarında Peygamber Efendimiz: “Habeşistan’a! Çünkü orada, halkına zulmetmeyen bir hükümdar vardır. Hem orası bir doğruluk ülkesidir. Allâh Teâlâ, içinde bulun-duğunuz sıkıntılardan bir kurtuluş yolu lütfedinceye kadar orada ka-lın!” buyurdu. (İbn-i Hişam, I, 343) Burada iki önemli mesaj vardır. Birincisi hicret eden Ashabın güven içinde bir başka ülkede yaşaması, diğeri bu insanların yabancı bir ülkede dinlerini rahatça yaşamaları. Bunun sonucunda da İslam’ın Habeşistan’da kısa sürede belli oranda da olsa yayılması.

Bu tecrübe bizlere Müslümanlar nerede olursa olsun kendilerine dinlerini yaşama, can güvenliğini sağlama ve pek çok haktan yarar-lanma hususunda kendi vatandaşlarından ayrılmadığı çok kültürlü toplumlarda, içinde bulundukları ülkenin kurallarına uymaları ve bu hakları kötüye kullanmamaları gerektiğini göstermektedir. Batı Avru-pa ülkelerinde yaşayan Müslümanlara bu açıdan çok büyük görevler düşmektedir. Bizler gerçekten iyi bir Müslümanın yapması gerektiği gibi İslam Ahlakının güzel örneklerini ortaya koyarak hayatlarımızı sürdürürsek işte o zaman içinde komşu olarak yaşadığımız insanların İslam’ın güzel yüzüyle tanışmalarına vesile oluruz. Geçmişte Malezya, Endonezya ve pek çok yerde bu böyle olduğu gibi, günümüzde de bunun pek çok örneğini ihtida olaylarında görebilmekteyiz. Ne yazık ki özellikle belli çevreleri kasıtlı çalışmalarıyla İslam dendiğinde içinde bulunduğumuz toplumda çok da iyi şeyler akla gelmemektedir. Bu anlayışı değiştirmeye çalışmak da bizleri en başta gelen görevidir.

Pek kıymetli dostlar; Bazen bazı şeyler herkesçe biliniyor olsa da ha-

tırlatmada fayda var olduğu kanaatindeyim. Sizler tarafından en ince noktasına kadar bilinen hikayeler. Başka bir ifadeyle sizin hikayeniz, özellikle de ilk neslin. Vatanından, anasından, babasından, eşinden, çocuklarından ve yakınlarından ayrılıp nereye gittiğini bilmeden, adı-nı sanını o güne kadar duymadığı yerlere doğru bir yöneliş. Başka bir açıdan farklı bir Hicret.

Burada geçtiğimiz yıl ülkemizden Kutlu Doğum Haftası progra-mı için Hollanda’ya gelen ve Din Dersi öğretmeni olarak 15 sene Belçika’da kaldığından dolayı Avrupa’yı ve Avrupa’da ki insanımızın durumunu çok iyi bilen bir il müftümüzün ifadesini sizlerle paylaş-mak isterim. ‘Bizler bazen farkında olmasak da bazı şeyler için görev-lendirilmiş olabiliriz. Siz Avrupa’da yaşayan insanlarımız farklı farklı ama en çok da daha rahat bir yaşam için birkaç seneliğine gelmiş in-sanlar olarak kendinizi artık böyle görmeyin. Dönmek için geldiniz ama çesitli sebeplerle dönemiyorsunuz. Siz kendinizi farklı ve özel

bir görevle görevlendirilmiş olarak görün. Artık bunun farkına varın. Kendinizi eği-timiniz veya işiniz sebebiyle sıradan in-sanlar olarak görmeyin. Sizler 20. Yüzyılın muhacirlerisiniz. Batı Avrupa’da yaşayan Müslüman nüfusunun önemli bir kısmını oluşturan siz vatandaşlarımız kendinize farklı bir şekilde bakmalısınız. Kendinize ayrı bir değer vermelisiniz. Zaten sizler değerli insanlarsınız. Böyle olduğu içindir ki bizim insanımız 30-35 kişi bile olsa bir

araya gelmiş mütevazi de olsa bir cami açmış, orada kendi örfünü, adetini, dilini ve özellikle de dinini yaşama gayreti içerisinde olmuş-tur.’ Bu hakikaten de böyledir. 1960 lardaki işçi göçü öncesinde Batı Avrupa’da bırakın minareli, kubbeli bir cami, küçük bir mescidi bile bulmak mümkün değilken, bugün büyük bir çoğunluğu bizim inanç-lı Anadolu insanımızın eseri olan iftihar vesilesi olacak yüzlerle ifade edebileceğimiz kubbeli minareli camilerimiz mevcuttur. Bu bizim in-sanımızın yani sizlerin dininize bağlılığınızın açık bir işaretidir.

Yukarıda da ifade edildiği gibi bizim insanımız Batı Avrupa’ya farklı bir amaç için hicret etmiş olsa da içinde yaşadığı toplumda İslam ahla-kını yaşayarak güzel örnekler oluşturmak zorundadır. Bizler olayların ancak görünen yüzünü bilebiliriz. Ayrıca geleceği kendisinin bildirdi-ği dışında Allah’tan başka hiç kimse bilemez. Hoca Ahmet Yesevi’nin yolundan giden erenler daha sonra Anadolu diye isimlendirdiğimiz Bilad-ı Rum’a geldiğinde bu topraklar 100-200 yıl içinde İslam’la yoğ-rulacak deselerdi kimse inanmazdı.

Son olarak yukarıda da ifade edildiği gibi kendimize değer vermeli, kendimizin özel görevle görevlendirilen kişiler olduğunu düşünmeli, attığımız her adımın, yaptığımız her işin İslam’la ilişkilendirildiğini bilmeli, hayatımızı sürdürürken de buna çok dikkat etmeliyiz. Zaten Allah yarın ahrette bizi hesaba çekerken, -Niye Avrupa’daki insanların tümünü İslam’la şereflendirmeniniz, diye sormayacaktır. Ama yapabi-leceğimiz şeyleri yapıp yapmadığımızdan dolayı hesaba çekecektir. En çok da içinde yaşadığımız toplumda başta İslam’ın komşuluk ilişkileri olmak üzere güzel örnek olup olmadığımızdan hesaba çekileceğimizi bilmeli ve buna göre hayatımızı dizayn etmemiz gerektiğinin bilincin-de olmalıyız. Hepimiz birer yaşayan Kur’an olmalıyız.

Bir Başka Açıdan HicretDr. Mustafa Kahraman

Deventer Din Hizmetleri Ataşesi

Hoca Ahmet Yesevi’nin yolundan giden erenler daha sonra Anadolu

diye isimlendirdiğimiz Bilad-ı Rum’a geldiğinde bu topraklar 100-200 yıl içinde İslam’la yoğrulacak

deselerdi kimse inanmazdı.

Page 16: HDV BULTEN SAYI 10

16 | SAYI 10 | OCAK 2010

HDV BÜLTEN

Uden HDV Yıldırım Beyazit Camii’nde Cemaate Sohbet Akşamı

HDV Uden Yıldırım Beyazıt Camii’nde Yönetim Kurulu ve

cami gençliğinin organizesiyle 06.02.2010 Cumartesi akşamı yatsı namazından sonra bir soh-bet toplantısı düzenlendi. Geceye cami dernek yöneticileri, din gö-

revlisi ve çok sayıda cemaat katıldı. Geceye özellikle gençlerin yoğun ilgi gösterdiği dikkat çekti. Camii cemaati camide bu tür faaliyetlerin devam etmesini desteklediklerini, bu tür faaliyetlerin cemaatin birbi-riyle kaynaşmasına, birlik beraber-lik duygularının pekişmesine vesile

olduğunu söylediler. Cami cemaati ayrıca bu güzel gecenin tertip edil-mesinde emeği geçen dernek yöne-ticileri ve Uden Yıldırım Beyazıt gençligine teşekkürlerini sundular. Gece yapılan hoş sohbetlerin ar-dından çiğ köfte ikramıyla prog-ram sona erdi.

Page 17: HDV BULTEN SAYI 10

OCAK 2010 | SAYI 10 | 17

HDV BÜLTEN

Her yıl olduğu gibi bu yıl da bütün insanlık alemi-nin barış ve huzur içinde

yaşaması amacıyla yaptıkları ortak duanın arkasından, bu yılki çiçek takdimini Biddinghuizen’de yaşayan müslümanlara vermeyi kararlaştırmış-lar ve müslümanları temsilen de Ca-mii imamı Dr. Ahmet Emin Seyhan’a çiçek sunmak üzere, Protestan ve Ka-tolik kiliselerinin koordinatörlüğünü yapan Wim Kaptein ve eşi, HDV Mimar Sinan Camiini ziyaret ettiler.

Bilindiği üzere, kültürler ve medeni-yetler arası iletişimi güçlendirmek, bü-tün insanlığın huzuru için dua etmek ve birbirini daha yakından tanımak amaçlı bu faaliyet Biddinghuizen’de her yıl gerçekleştirilmektedir.

Biddinghuizen Mimar Sinan Camii Dernek Başkanı Burhan Akçe, çiçek takdim töreninde yaptığı konuşma-da camii derneği olarak her yıl kutlu doğum haftasında Protestan ve Kato-liklerin kiliselerini ziyaret ederek çiçek

takdim ettiklerini ve Hz. Peygamber’in doğumunu kutladıklarını ifade etmiş, bu vesilelerle insanların birbirlerini ziyaret etmelerinin birbirlerini daha iyi anlamalarına imkan sağladığına ve çok güzel etkinlikler olduğuna işaret etmiştir.

Cami imamı Dr. Ahmet Emin Sey-han ise, yaptığı konuşmasında bu tür etkinliklerin kültürler arası etkileşime olumlu anlamda katkılar sağladığı-nı, insanların birbirleri hakkında bu şekilde dua etmelerinin çok mühim olduğunu, farklı kültürlere mensup insanların ortak insani değerler etra-fında kolayca birleşmelerine imkan sağladığını ve bu şekilde başkaları için dua etmenin ve gereken yardımları zamanında ulaştırmanın devamında çok büyük yararlar olduğunu ifade etmiştir.

Hoogeveen HDV Hicret Cami’inde ihtida töreni dü-zenlendi. Hollanda uyruklu

bir lise öğrencisi arastırmalar sonucu müslüman olmaya karar verdiğini be-lirterek HDV Hoogeveen Hicret Camii din görevlisi Cengiz Aydemir’e müracat etti. Gönüllü olarak müslüman olmaya karar verdiğini belirten bu kisi için Ho-ogeveen HDV Hicret Cami’inde ihtida töreni düzenlendi. Bu kişiye Enes ismi verildi. Tören sonrası cami gezdirildi. Cami Yönetimi tarafından yapılan ik-ramla tören son buldu. Müslüman olan sahsa din görevlisi Cengiz Aydemir ta-rafından Hollandacaya tercüme edilmiş Kur’an-ı Kerim ve cesitli dini bilgiler kitapları hediye edildi. Ayrıca HDV Hoogeveen Hicret Camii’ine Hollan-dalı bir grup öğrenci islam dini ve cami

hakkında bilgi almak ve Kur’an-ı Keri-mi bizzat görmek için camimizi ziyaret ettiler. Din görevlisi Cengiz Aydemir islam dini hakkında ögrencilere bilgi-ler verdi ve Kur’an-ı Kerimi öğrencilere göstererek onları bilgilendirdi. Öğrenci-lere çesitli ikramlar yapıldı. Öğrenciler camiden memnun ve mutlu bir sekilde ayrıldılar.

Biddinghuizen’de Dünyada Barış ve Huzur İçin Dua Etkinliği

Hoogeveen HDV Hicret Camii’inde İhtida Mutluluğu

Page 18: HDV BULTEN SAYI 10

18 | SAYI 10 | OCAK 2010

HDV BÜLTEN

Zaandam HDV Sultan Ahmet Camii’nde Muharrem Ayı münasebetiyle “Aşure” programı düzenlendi. Programda din görevlisi Mehmet Akif Karabulut, Muharremin Ayının önemi konulu bir konuşma yaptı. Karabulut konuşmasında, “Şehrullahi’l-Muharrem” olarak meşhur olan, yani “Allah’ın Ayı Muharrem”olarak bilinen Muharrem Ayı, İlahi bereket ve feyzin, Rabbani ihsan ve keremin coştuğu ve bollaştığı bir aydır.

Allah’ın Ayı, günü ve yılı ol-maz, ancak Allah’ın rah-metine ermenin önemli bir

fırsatı olduğu için Peygamberimiz tarafından bu şekilde ifade edilmiş-tir. Aşure Günü ise, Muharrem’in 10. günüdür. Aşure Gününün, Allah katında ayrı bir yeri vardır. Bu günde Cenâb-ı Hak, on peygamberine on çeşit ikramda bulunmuş ve kudsiyeti-ni arttırmıştır. Bu günlerde oruç tut-mak çok faziletlidir. Hicrî Senenin ilk ayı olan Muharrem ayının 10. günü Aşure Günüdür. Muharrem Ayı’nın diğer aylar arasında ayrı bir yeri ol-duğu gibi, Aşure Günü’nün de diğer günler içinde daha mübarek ve be-reketli bir konumu bulunmaktadır. Aşure Günü’nün Allah katında da çok seçkin bir yerinin olduğunu Fecr Sû-resinin ikinci âyeti olan “On geceye yemin olsun” ifâdelerinin tefsirinden öğrenmekteyiz. Bazı tefsirlerimizde bu ongecenin Muharrem’in Aşure-sine kadar geçen gece olduğu beyan edilmektedir. Aşure orucunun fazileti hakkında da şu mealde hadisler zikre-

dilmektedir. Bir zat Peygamberimize geldi ve sordu: “Ramazan’dan sonra ne zaman oruçtutmamı tavsiye eder-siniz?” Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam, “Muharrem ayında oruç tut! Çünkü o, Allah’ın Ayı’dır. Onda öyle bir gün vardır ki, Allah o günde bir kavmin tövbesini kabul etmiş ve o günde başka bir kavmi de affede-bilir” buyurdu.(Tîrmizî. Savm: 40.) Yine Tirmizi’de de geçen bir hadiste Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır: “Aşure Gününde tutulan orucun Al-lah katında, o gündenönce bir senenin günahlarına kefaret olacağını kuvvetle

Zaandam HDV Sultan Ahmet Camii’nde Aşure Sevinci

ümit ediyorum.”(A.g.e., Savm: 47) “Ramazan ayından sonra enfazilet-li oruç, Allah’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur” (İbni Mâce. Siyam:43) hadis-i şerifi ise, bu gün-lerde tutulan orucun faziletini ifade etmektedir’’ dedi. Kılınan öğle nama-zının arkasından cemaatimize aşure ikram edilmesiyle program sona erdi.

Caminin kadınlar kolu tarafından da aynı gün bayanlara yönelik Aşure programı Aşure ikramıyla sona erdi.

Page 19: HDV BULTEN SAYI 10

Almelo’da Aşure Günü KutlamasıAlmelo HDV Yunus Emre Camii Yönetim Kurulu ve

Din Görevlisi Abdulkadir Canlı’nın önderliğinde, Almelo’daki diğer Türk vakıfları ve derneklerinin

katılımıyla Aşure günü kutlamaları 27 Aralık 2009 tarihinde Almelo HDV Yunus Emre Camisin’de yapıldı. Aşure gününe,

Almelo HDV Yunus Emre Camii, Almelo Türk-İslam Gençlik Derne-ği, Almelo Yabancı Yaşlıları Platfor-mu, Rozentuin Vakfı, Almelo HDV Yunus Emre Kadınlar Çalışma Gru-bu, Soem Vakfı, Almelo Atatürk Derneği , Sosyal Yardımlaşma Vakfı Almelo ve Almelo İslam Merkezi

Vakfı katıldılar. Hanımların itinayla hazırladıkları Aşure, yak-laşık bin kişiye ikram edildi. Yoğun bir ilginin olduğu aşure gününde, katılımcı dernek ve vakıflar birlikte olmaktan hoşnut olduklarını ve Aşure gününün birlik, dirlik ve ortak çalışma için bir vesile oldu-ğunu dile getirdiler. Bu günden sonrada, vakıf ve dernekler gerektiği zaman bir-likte hareket etmeye ve çalışmaya hazır-lıklı olduklarını be-lirtmişlerdir.

Sunuculuğunu Gültepe Camii Kuran-ı Kerim ve Dini Bilgi-ler Kursu öğrencilerinden Elif

Tiryakioğlu’nun yağtığı program, saygı duruşu ve İstiklal Marşımızın okunma-sıyla başladı. Ardından yine öğrenciler-den Mehmet Ayvaz Kur’an-ı Kerim oku-du. Okunan Kur’an-ı Kerim’den sonra Gültepe Camii Din Görevlisi Yusuf Ka-bakcı, Muharrem ayı ve Aşure gününün önemini anlatan bir konuşma yaptı. Yu-suf Kabakcı konuşmasında Muharrem ayının insanlık tarihi açısındadndan çok önemli hadiselerin yaşandığı bir ay oldu-ğunu belirtti.

Peygamber Efendimizin de bu günü oruçlu geçirdiğini ve sahabesine de bu günde oruç tutmalarını tavsiye ettiğini söyledi. Ancak biz Müslümanların pey-gamberimizin tavsiyesi üzerine Yahu-dilere benzememek için Aşure gününü birgün öncesi veya sonrasıyla oruçlu ge-çirmeleri gerktiğini belirtti. Muharrem

ayında yapılan aşure tatlısının da tarih boyunca yaşanan bu hadiseleri anmak için tatlı bir vesile olduğunu söyledi. Kabakcı konuşmasında ayrıca yaşanan bu güzel hadiselerin yanında bir de aşure gününde Hz. Peygamber (sav) in torunu Hz. Hüseyin’nin şehit edilmesi gibi bü-tün Müslümanları üzüntüye boğan bir hadisenin yaşandığını dile getirdi. Hz. Hüseyin’nin Peygamber Efendimizinin ehl-i beytinden olduğunu, ehl-i beyte karşı da bütün Müslümanların gönülden muhabbet beslediklerini söyledi. Kabak-cı ayrıca bu tür programların özellikle çocuklarımıza kültürümüzü öğretebil-mek açısından büyük önem taşıdığını, bu programın asıl kahramanlarının ço-cuklar olduğunu söyledi ve konuşmasını programa yoğun ilgi gösteren katılımcı-lara teşekkür ederek bitirdi.

Programda daha sonra Gültepe Camii Kuran-ı Kerim ve Dini Bilgiler Kursu öğrencilerinden oluşan gruplar ilahi söy-ledi. İlahilerin ardından kürsüye davet edilen Rotterdam Din Hizmetleri Ataşe-si Dr. Fevzi Hamurcu, konuşmasında bu

tür programların Hollanda’da yaşayan vatandaşlarımızı biraraya getirmesinin yanısıra değerlerimizi geleceğe taşıma-sı açısından da büyük önem taşıdığını belirtti. Özellikle anne babaların bu tür programlara ilgisinin çocuklarda da ilgi uyandıracağını ifade etti ve emeği geçen-lere teşekkür etti.

Rotterdam Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Fevzi Hamurcu’nun konuşmasının ardından daha önce okunan hatimlerin duası yapıldı ve program sonunda cami derneği ve kadınlar kolunun hazırladığı aşure ikramı yapıldı.

OCAK 2010 | SAYI 10 | 19

HDV BÜLTEN

Rotterdam HDV Gültepe Camii’nden Aşure ProgramıMuharrem Ayı ve Aşure günü münasebetiyle Hollanda Diyanet Vakfı Gültepe Camii tarafından 27 Aralık 2009 Pazar günü HDV Rotterdam Eğitim Merkezi konferans salonunda bir program düzenlendi.

Page 20: HDV BULTEN SAYI 10

20 | SAYI 10 | OCAK 2010

HDV BÜLTEN

Din görevlisi Hüseyin Demirci’nin daveti üze-rine Vlaardingen’de bu-

lunan gönüllü kuruluşlardan “Vele Vlaardingers een Huis” başkanı ve çalışanları Vlaardingen HDV Eyüp Sultan Camii’ni ziyaret ettiler.

Diyalog çerçevesi içinde, kendi-lerine camiyi ve çalışmalarını daha yakından tanıtmak ve bilgilendir-mek amacıyla, ayrıca ibadetlerin ne şekilde uygulandığını göstermek dü-şüncesiyle Kurban Bayramı Cuma namazı saatinde konuklar camide ağırlandılar.

Cuma vaazı, hutbesi ve namazını ilgi ve merakla izleyen misafirlere na-maz sonrası cami ve çalışmaları hak-kında merak ettikleri konulardaki soruları cevaplandırıldı.

Gönüllü Kuruluşlardan HDV Vlaardingen Camii’ne Ziyaret

İbadetlerin toplu olarak nasıl ya-pıldığını canlı olarak görme fırsatı bulan misafirler bu kadar kalabalık bir cemaat topluluğunu daha önce görmediklerini ve bu durumdan çok etkilendiklerini belirterek memnun olarak camiden uğurlandılar.

HDV Amsterdam Fatih Camii tarafın-dan her yıl geleneksel hale getirilen Aşure Günü programında bu yıl da yüzlerce davetliye Aşure dağıtıldı.

İslam Tarihi’nde önemli dönüm noktası olarak kabul edilen ve İslam

alemi tarafından hicri yılbaşı olarak kutlanan “ Muharrem Ayı ve Aşure günü” dünya-nın dört köşesinde olduğu gibi HDV Amsterdam Fa-tih Camiinde de, 27 Aralık 2009 Pazar günü mütevazi bir programla kutlandı. Mevlid-i Şerif in okunmasından sonra Aşure: birlik, beraberlik ve paylaşmanın simgesidir’ baş-lıklı bir konuşma yapan Fatih Camii Din Görevlisi Mehmet Yürek, tarihte birçok önem-

li olayın Muharrem ayında meydana geldiğinden ve özel-likle de Kerbela vak’asından Müslümanların dersler çıkar-ması gerektiğinden bahsetti. Okunan Hatm-i Şeriflerin duasının yapılmasından sonra öğle namazı kılındı.

Amsterdam HDV Fatih Camii’nde Geleneksel Aşure Programı

Hafta sonu Kursuna devam eden bayanlar ta-rafından hazırlanan Aşu-renin ikram edilmesiyle program sona erdi.

Page 21: HDV BULTEN SAYI 10

OCAK 2010 | SAYI 10 | 21

HDV BÜLTEN

Din Görevlisinden Hasta Ziyareti

HDV Zutphen Barbaros Camii din görevlisi Ha-san Seyrekli, hasta olan cemaatini evlerinde ziya-ret etti. Hastalarımızı ziyaret etmenin dinimizde

çok önemli olduğunu ve bu ziyareti alışkanlık haline getir-memiz gerektiğini ifade eden din görevlisi, ziyaret esnasında hastalarımıza iyi dileklerimizi iletip hal ve hatırlarını sor-manın ve bu ziyaretlerin hastalarımızı çok memnun ettiğini görmenin de ayrıca bir mutluluk vesilesi olduğunu söyledi.

19 Ocak Salı günü 20’şer öğ-renci grubu ile Veenendaal İhlâs Camii’ni 3 grup ziyaret

etti. Ziyarette öğrencilerin ve öğret-menlerin sorularını tercüman Tekin Kürkçü aracılığı ile cevaplayan din görevlisi İlyas Demirci, bu ziyaretten çok memnun olduklarını bildirdi. Camii Yönetim Kurulu Başkanı Va-hap Saliman da öğretmen ve öğren-cilere bazı ikramlarda bulundu.

Ziyaretin çok faydalı geçtiği ve öğ-rencilerin, özellikle Kur’an ve Ezan dinlemek istemeleri memnuniyetle karşılanmış ve kendilerine kısa bir Kur’an tilaveti din görevlisi İlyas De-mirci tarafından, Ezan ise gelen öğ-renciler arasında bulunan din görev-lisinin öğrencilerinden olan Özgür Cild tarafından okundu. Öğrenciler ayrılırken bu ziyaretleri sürekli yap-mak istediklerini ve çok memnun kaldıklarını bildirdiler.

Öğrencilerden Veenendaal HDV İhlâs Camii’ne Ziyaret

Page 22: HDV BULTEN SAYI 10

22 | SAYI 10 | OCAK 2010

HDV BÜLTEN

Yüksek Okul Öğrencilerinden Camiye ziyaret

Breda’da bulunan Avans Yüksek okulunda okuyan bir grup öğrenci Breda

HDV Yeni Camii’ni ziyaret ettiler. Özellikle cuma günü ve namazı hakkında bilgi almak isteyen

öğretmen adayı öğrenciler, cuma günü cuma saatinde cuma namazının kılınışını ilgiyle izlediler. Namazdan önce din görevlisi Cemal Turan tarafında okunan Kur’an-ı Kerim ile başlayan program, vaaz, hutbe

ve namazın kılınışıyla devam etti. Namaz sonrası öğrencilerin soruları cevaplandırıldı. Ziyaretten memnun kalan öğrenci ve öğretmenleri, böyle ziyaretlere devam edeceklerini ifade ederek camiden ayrıldılar.

Alblasserdam HDV Yunus Emre Camii’nde Öğ-rencileri teşvik etmek,

velilerin ilgisini artırmak amacıyla organize edilen yarışma program-larının ikincisi, 02.01.2010 da cami lokalinde düzenlen-di. Bilgi yarışmasında soru-lan sorular dev ekran yardı-mıyla programa katılanlar tarafından da takip edildi. Yarışmaya katılan çocukları-mızın performansı izleyenler tarafından takdirle karşılan-dı. Programda yedi yaş altı çocukların, hocalarının ken-dilerine yönelttiği sorulara verdikleri cevapların salon-daki izleyenleri bir hayli he-

yecanlandırdığı gözlendi. Yarışma-ya katılan ve katılamayan tüm öğ-renciler cami yönetimi tarafından ödüllendirildi. Ayrıca programın sonunda Kur’an-ı Kerim okuma-

sını öğrenen beşi bayan üçü erkek toplam sekiz öğrenci din görevlisi Mustafa Er tarafından teşekkür belgesiyle onurlandırıldı.

Alblasserdam HDV Yunus Emre Camii’nde Bilgi Yarışması

Page 23: HDV BULTEN SAYI 10

OCAK 2010 | SAYI 10 | 23

HDV BÜLTENHDV BÜLTEN

Esnaf ve İşadamlarından Vlaardingen HDV Eyüp Sultan Camii’ne ZiyaretVlaardingen HDV Eyüp Sultan Camii din görevlisi

Hüseyin Demirci ve cami yönetim kurulu başka-nı İbrahim Kılıç tarafından şehrimizin esnaf ve iş

adamlarına bir takım ziyaretlerde bulunuldu. Caminin çeşit-li ihtiyaçları ile boyatılmasındaki bütün masrafları üstlenen Rijnmond Maintenance Service B.V’ nin sahibi ve yönetim çalışanları Hüseyin Taner, Tugay Taner ve Şevket Toker’e cami-mize yapmış oldukları hayırlarından dolayı nezaket ziyaretinde bulunularak kendilerine çiçek takdim edildi. Ayrıca, yapmış olduklarını yardımlardan dolayı kendilerine teşekkür edildi.

Schiedam’da bulunan Ark kilisesi Papazı yar-dımcısı ve kilise mensuplarından 25 kişilik bir grup, HDV Schiedam Muradiye Camii’ni

ziyaret ettiler. Ziyaretçilere Cami Yönetimi yemek ikra-mında bulundu. Samimiyet icerisinde yenen yemekten sonra Caminin ibadet edilen bölümüne geçilerek Din Görevlisi Abdurrahim Peker tarafından Cami hakkın-da bilgiler verildi. Hollandaca’ya tercemesini de Başkan Selahattin Mazlum ve yardımcısı Ekrem Tatlı yaptılar. Cami, ibadetlerimiz, dinimiz, kadınların ibadetlerde ayrı bölümde neden oldukları gibi konularda sorular sordular. Her soruya aldıkları cevaplardan memnun ve tatmin olan gruba ziyaretin sonunda Din Görevlisinin okuduğu ezanla birkac ziyaretcinin duygulandığı ve ağ-ladığı görüldü. Böyle ziyaretleri sık sık yapmak istedik-lerini ifade ederek memnuniyetle ayrıldılar.

Kilise yetkililerinden Schiedam HDV Muradiye Camii’ne Ziyaret

Page 24: HDV BULTEN SAYI 10

Tahsili: Tebe-i tâbiînden (Tâ-biinden sonra) olan İmâm-ı Mâlik, ilim ve hadîs rivâya-

tiyle meşgul olan bir ailede ve çevrede eritmiştir. Dedesi Mâlik, babası Enes ve amcası Süheyl, hadîs rivâyeti yapmışlar-dır. Yaşadığı muhit, Peygamberimizin (s.a.v.) yaşamış olduğu ve İslâmın hü-kümlerinin va’z edildiği, Hz. Ebû Bekr, Hz. Ömer ve Hz. Osman zamanlarında İslâmın merkezi olan ve çok ilim ehli-nin bulunduğu Medîne-i münevvere idi. Önce Kur’ân-ı kerîmi ezberledi. Kendisinin isteği ve ailesinin yardım ve teşvikiyle ilim öğrenmeye başladı. Bu hususta kendisine en çok annesi ilgi göstermiştir. Annesine, ilim tahsiline gitmek istediğini söyleyince, ona en gü-zel elbiselerini giydirerek sarığını sarıp: “Şimdi git, oku, yaz” demiştir. Ayrıca oğluna zamanın meşhûr âlimi Râbi’at’ur Rey’in yanına gitmesini, ondan ilim ve edeb öğrenmesini söylemiştir. Bu teş-vik üzerine Râbi’a bin Abdurrahman’ın derslerine devam edip, genç yaşta re’ye dayanan fıkıh ilmini öğrendi. Diğer âlimlerin de derslerine devam etti ve bilhassa yanından hiç ayrılmadığı hocası Abdurrahman bin Hürmüz’ün dersle-rinden çok istifâde etmiştir. Genç bir talebe olan Mâlik, hocasına karşı büyük bir hayranlık, muhabbet duyar ve üstün bir edeb gösterirdi. Bu hocası hakkında şöyle derdi: “İbni Hürmüz’ün dersleri-ne onüç sene devam ettim. Ondan öyle ilimler öğrendim ki, bunların bir kısmı-nı hiç kimseye söylemiyorum. O, bid’at ehlini red bakımından ve insanların ih-tilâf ettikleri şeyler hususunda onların en bilgilisi idi” İmâm-ı Mâlik, muhitin-deki bütün âlimlerden faydalanmış ve ilim uğrunda büyük fedâkârlık göster-miştir. Bu hususta her türlü zorluğa kat-lanmış ve herşeyini harcamış, hattâ tah-sil uğruna evini dahi satmıştır. Kendisi şöyle demiştir: “Öğle vakti Hz. Ömer’in oğlu Abdullah’ın azatlısı olan Nâfi’ye giderdim ve kapısında beklerdim. Nâfi’

Hz. Ömer’den nakledilen ilimleri ve onun oğlu Abdullah’ın ilmini biliyordu. Güneşten ve şiddetli sıcaktan korunmak için hiç bir gölge bulamazdım. Nâfi’, dışarı çıkınca edeble selâm verirdim ve onu kırmadan arkasından içeri girip, “Abdullah bin Ömer şu mes’elelerde ne buyurmuştur?” Diye sorardım. O da suâllerimi cevaplandırırdı.” İmâm-ı Mâlik, Nâfi’ vasıtasıyla Hz. Ömer’in ve oğlu Abdullah’ın ilimlerini öğrendi. Ayrıca İbni Şihab ez-Zührî’den ve Saîd bin el-Müseyyib gibi Tâbiîn’lerden ilim öğrenmiştir. Bu hocalarından da ders almak için üstün bir gayret ve edeb gös-terirdi. İmâm-ı Mâlik şöyle anlatmıştır: “Bir bayram günüydü. Bayram namazı-nı kıldıktan sonra, bugün İbni Şihab’ın boş vakti olur diyerek evine gidip ka-pısının önüne oturdum. Hizmetçisine kapıda kim var bak dediğini duydum, o da kumral yüzlü talebeniz var deyince, onu derhal içeri al demesi üzerine beni içeri aldılar. Biraz bekledim, İbni Şihab yanıma gelip bana “Herhalde evine git-meden buraya geldin, yemek yemedin değil mi?” dedi. Daha ben hayır deme-den yemek hazırlanmasını emredince, “Yemeğe, ihtiyâcım yok” diye mukabe-lede bulundum. Bunun üzerine, öyleyse söyle bakalım ne istiyorsun dedi. Bana hadîs-i şerîf öğretmenizi istiyorum efen-dim deyince, yazı yazacak sahifelerini çıkar dedi. Ben de çıkardım ve bana kırk tane hadîs-i şerîf rivâyet etti. Biraz daha rivâyet etmesini isteyince, şimdilik bu kadar yeter, bunları ezberleyip nakleder-sen sen de muhaddis olursun” dedi.

İmâm-ı Mâlik, Ehl-i beytden Ca’fer-i Sâdık hazretlerinden de ilim almış, onun sohbetinde bulunmuştur. Bu hu-susda kendisi şöyle anlatır: “Ca’fer bin Muhammed’e giderdim, o çok yumuşak ve güler yüzlü idi. Yanında Resûlullah (s.a.v.) anılınca yüzü sararırdı. O’nun meclisine uzun zaman devam ettim. Her görüşümde ya namaz kılar ya oruç-

lu olur veya Kur’ân-ı kerîm okurdu. Abdestsiz hadîs-i şerîf rivâyet etmezdi. Ma’nâsız sözleri hiç ağzına almazdı. O takva sahibi, zâhid, âbid ve âlimlerden-di. Yanına geldiğim zaman yaslandığı yastığını alır, mutlaka bana ikrâm eder-di.”

Bir gün hocası Ebu’z Zinad’a hadîs rivâyet ederken rastlamış ve halkasına katılmamıştır. Daha sonra hocası bi-zim halkamıza niçin oturmadın? Diye sorunca şu cevâbı vermiştir: “Yer dardı, oturamadım. Peygamberimizin (s.a.v.) hadîsini ayakta dinlemek, edebsizlik olur diye ayakta dinlemek istemedim.” Netice itibariyle İmâm-ı Mâlik, ilmini İmâm-ı Zührî’den, Yahyâ bin Saîd’den, Muhammed İbni Münkedir’den, Hişâm bin Amr’dan, Zeyd İbni Eslem’den, Râbi’a bin Abdurrahman ve daha bir-çok büyük âlimlerden almıştır. Üçyüzü Tâbiînden, altı yüzü de onların talebe-lerinden olmak üzere dokuzyüz hoca-dan hadîs-i şerîf aldı. Ayrıca; Eshâb-ı kirâmın büyüklerinden Hz. Ömer’in, Hz. Osman’ın, Abdullah bin Ömer’in, Abdurrahman bin Avf ’ın, Zeyd bin Sâbit’in fetvalarını ve vahyin gelişine şa-hit olan, Peygamberimizi (s.a.v.) görüp onun hidâyet nurundan aydınlanarak, ondan öğrendiklerini nakleden diğer Es-hâbın fetvalarını ve kendisinin yetişeme-diği Tâbiînin fetvalarını da öğrenmiştir. Akaide dâir bilgileri ve diğer bütün ilimleri öğrenip, zamanının en büyük âlimlerinden olup; ictihâd derecesine yükselmiştir. Peygamberimiz (s.a.v.): “Öyle bir zaman gelir ki, insanlar her tarafı ararlar, Medine’deki âlim-den daha âlim bir kimse bulamazlar.” buyurmuştur. Süfyân ve Abdullah İbni Ömer’in âzâdlısı olan Nâfi’, Zührî, Medine’deki âlimden maksad İmâm-ı Mâlik’dir demişlerdir. Bu hadîs-i şerîfte, onun geleceği ve üstünlüğü bildirilmiş-tir. (Devam gelecek sayıda)

Ehl-i sünnetin amelde dört hak mezhebinden biri olan Mâlikî mezhebinin imâmı. Künyesi, Ebû Abdullah’tır.95 (m. 711) senesinde Medine’de doğdu. 179 (m. 795)’de yetmiş altı yaşında iken Medine’de vefât etti. Soyu Yemen kabilelerinden “Beni Esbah” kabilesine ve Himayerîlerden bir hükümdar hanedanına dayanır. Dedele-rinden biri Medine’ye yerleşmişti. Eshâb-ı kirâmdan olan dedesi Ebû Amr’dır.

İMÂM-I MÂLİK (I)

İSLÂM BÜYÜKLERİ

24 | SAYI 10 | OCAK 2010

Page 25: HDV BULTEN SAYI 10

OCAK 2010 | SAYI 10 | 25

HDV BÜLTEN

Amersfoort HDV Mevlana Camii’nden Yetişkinlere Spor Organizesi

Amersfort HDV Mevlana Camii Yönetim Kurulu ta-rafından 1. İhtiyar Delikan-

lılar salon futbol maçı düzenlendi. Maça, 50 yaş üstündeki ihtiyar deli-kanlılar katıldı. Bu etkinliğin amacı, Hollanda’ da yaşayan gençlerimize özgüvenin, birliğin, beraberliğin ne olduğunu göstermek. Maça çok sayı-da vatandaşın yanında gençler de ka-tıldı. Oyuncular saha içine teker teker isimleri ile çağrıldı. Açılış konuşması-nı Amersfoort Mevlana Camii din gö-revlisi Fatih Özen yaptı. Din görevlisi mesajında “Bu camilerin yapılmasın-da, yaşatılmasında emeği geçen bütün vatandaşlara teşekkür etti. Birliğin ve beraberliğin ne kadar önemli oldu-ğunu, bu ihtiyar delikanlılarımızın Hollanda 142 camii yaparak birlik ve beraberliğin en güzel örneğini göster-diklerini ama gençlere de örnek olma-sı için bu organizasyonun yapıldığını

söyledi. Emeği geçenlere teşekkür etti. İstiklal Marşı’nı okunmasından sonra takım kaptanlarının birbirlerine çiçek takdimi yapıldı. Kura atışıyla saha ve top seçimi yapıldı. 20 şer dakikalık 2 devre halinde yapılan maç çok zevkli ve heyecanlı geçti. Maç 4-4 berabere bitti. Maç sonunda her iki takıma, en çok gol atan oyuncuya ve hakeme kupa, bütün oyunculara da madalya takıldı. Maç sonunda caminin loka-linde çiğ köfte partisi yapıldı. Bu eğlenceli et-kinliğe çok sayıda vatandaşımız ka-tıldı. Bu organi-zasyona gelenek-sel olarak devam edileceği mesajı verildi.

Page 26: HDV BULTEN SAYI 10

ŞİİR KÖŞESİ

EHL-İ BEYT’E SELÂM

26 | SAYI 10 | OCAK 2010

Ben onun âline ashâbına kurban olayım,

Ben onun ashâb ü ahbâbına kurban olayım..

Niyazi Mısrî

Beni reddetme evlâdın başıyçün bâb-ı lütfundan

Ziyâ’yım bende-i Âl-i abâyım yâ Resûlallâh!

Ziya Paşa

Bir lahza cüdâ olmayayım ‘Âl-i abâdan,

Yâ Rab beni dûr eyleme evlâd-ı Alî’den.

Şeref Hanım

Biz ezelden tâ ebed meydâne gelmişlerdeniz,

Şâh-ı Merdân aşkına merdâne gelmişlerdeniz.

Hatâî

Bozuldu gülşen-i bâğ-ı Risâlet, hâr ile doldu.

Gül ağlar, bülbül ağlar, lâle ağlar, erguvân ağlar…

Osman Kemâlî

Page 27: HDV BULTEN SAYI 10

OCAK 2010 | SAYI 10 | 27

HDV BÜLTEN

Hollanda Diyanet Vakfı, T.C. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yurtdışında bulunan çocuklarımızın Türkçe dil eğitimi için “Uzaktaki Yakınlarımız” projesi çerçevesinde hazırlanan Türkçe ders kitaplarının bastırılarak Hollanda’ya getirilmesini sağladı.

Bilindiği üzere Hollanda Eğitim Bakanlığı okul-larda Türkçe derslerinin

önce okul saatleri dışına alınma-sı daha sonra da kaldırılması yö-nündeki uygulamasından sonra Hollanda’da doğup yetişen çocuk-larımız, ana dilleri Türkçe’nin yok olması tehlikesiyle karşı karşıya kalmışlardı. Dilini öğrenemeyen nesillerin dinini de öğrenemeye-cekleri prensibinden hareket eden Hollanda Diyanet Vakfı, şubele-rinde Türkçe derslerinin verilmesi için çeşitli çareler aramaktaydı. Bu amaçla Vakfımız HDV’ye bağlı bü-tün şubelerde din eğitimi haricinde başta Türkçe dersleri olmak üzere hangi ek derslerin verildiğine dair bir araştırma yapılmıştı. Camileri-mizin bir kısmında Türkçe dersleri verildiğinin tespit edilmesi üzerine bu derslere destek olmak üzere,

T.C. Milli Eğitim Bakanlığı tara-fından yurtdışındaki çocuklar için hazırlanan Türkçe ders kitaplarının bastırılarak Hollandaya getirilmesi-ne karar verildi. Bu maksatla Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri ile gö-rüşülerek kitapların Vakfımız tara-fından bastırılması konusunda ge-rekli izin alınmış ve adı geçen kitap serisi Vakfımız tarafından bastırıla-rak Hollanda’ya getirtilmiştir.

HDV’den Türkçe Dil Eğitimine Destek

Dört ders kitabı ve dört çalışma kitabı olmak üzere toplam sekiz ki-taptan oluşan Türkçe ders kitapları serisi, maliyetinin bir kısmı Vakfı-mız tarafından karşılanarak mali-yetin yarı fiyatına öncelikle Türkçe dersi verilen şubelerimize dağıtıl-maktadır. Takım halinde dağıtımı yapılan bu sekiz kitabın şubeleri-mize maliyeti “bir set 20 Avro” olarak tespit edilmiştir.

Page 28: HDV BULTEN SAYI 10

T.C.Lahey Büyükelçiliği

DİN HİZMETLERİ MÜŞAVİRLİĞİile

HOLLANDA DİYANET VAKFItarafından

KAMPANYASI

Dergilerimize abone olmak için;1. Yıllık abone ücretini Bureau van Sociale Zaken adına ABN AMRO bankası,

Den Haag şubesindeki 51.77.34.958 nolu hesabına yatırınız.2. Adres bilgilerinizin yer aldığı ekteki formu doldurarak Din Hizmetleri Müşavirliğine gönderiniz

veya bölgenizdeki HDV camii din görevlisine veya yöneticilerine teslim ediniz.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI SÜRELİ YAYINLARI YURTDIŞI YILLIK ABONE ÜCRETLERİ

Derginin Adı Yıllık Abone Ücreti 

Diyanet Avrupa Aylık Dergi 24 AvroDiyanet Çocuk Dergisi 24 Avro

Diyanet İlmi Dergi 20 Avro Diyanet Aylık Dergi 30 Avro

Adı :.......................................................................................................................................

Soyadı :.......................................................................................................................................

Adresi :.......................................................................................................................................

Posta Kodu :.......................................................................................................................................

Şehir :.......................................................................................................................................

E-mail adresi :.......................................................................................................................................

Telefonu : +31-......................................................................................................................

ABONELİK MÜRACAATI

Tarih : . . . . . . . . . ./ . . . . . . . . . ./2010

HOLLANDA DİYANET VAKFI’NA

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından süreli yayınlar olarak çıkarılan dergilerden aşağıdakilere abone olmak istiyorum. (Abone olmak istediğiniz dergiyi/dergileri işaretleyiniz.)

1. Diyanet Avrupa Aylık Dergi (24 Avro)2. Diyanet Çocuk Dergisi (24 Avro)3. Diyanet Aylık Dergi (30 Avro)4. Diyanet İlmi Dergi (20 Avro)

Bir yıllık abonelik ücretini, Bureau van Sociale Zaken adına ABN AMRO bankası, Den Haag şubesindeki 51.77.34.958 nolu hesabına ödedim. Ödeme belgesinin fotokopisini ekte gönderiyorum. Adres bilgilerim aşağıda verilmiştir. Aboneliğimin bugünden itibaren başlatılmasını talep ediyorum.

Abonenin: