40
H O L L A N D A D İ Y A N E T V A K F I A Y L I K H A B E R B Ü L T E N İ HAZİRAN • 2010 SAYI 15 5 7 6 Büyükelçimizden HDV Utrecht Ulu Camii’ne Ziyaret Amsterdam Arena Genel Müdüründen HDV’ye Ziyaret HDV Bergen op Zoom Ulu Camii Gençlik Derneği’nden Kosova Ziyareti

HDV BULTEN SAYI 15

Embed Size (px)

DESCRIPTION

HDV BULTEN SAYI 15

Citation preview

Page 1: HDV BULTEN SAYI 15

H O L L A N D A D İ Y A N E T V A K F I A Y L I K H A B E R B Ü L T E N İHAZİRAN • 2010

SAYI 15

5

7

6

Büyükelçimizden HDV Utrecht Ulu Camii’ne Ziyaret

Amsterdam Arena Genel Müdüründen HDV’ye Ziyaret

HDV Bergen op Zoom Ulu Camii Gençlik Derneği’nden Kosova Ziyareti

Page 2: HDV BULTEN SAYI 15

ÖNSÖZ

Değerli HDV Bülten Okuyucuları,

Haziran sayımızda yine birlikteyiz. HDV Bül-ten’in onbeşinci sayısı olan bu sayımızda 23 Nisan kutlamaları, camilerde düzenlenen

açık gün organizeleri, kermesler, futbol turnuvaları, vb. gibi faaliyetlere dair dolu dolu haberleri bulacaksınız.

Gençlik faaliyetleri olarak düzenlenen kültür seyahetle-ri, muhtelif camilerimizde, Din Hizmetleri Müşavirimiz ve Din Hizmetleri Ataşelerimiz tarafından verilen genç-lik konferanslarına dair haberleri ve Hollanda Diyanet Vakfı sanat danışmanı Dr. M. Refii Kileci’yle yapılan bir ropörtajı yine bu sayımızda bulmanız mümkündür.

Ayrıca 2010 yılı Hac organizasyonumuzun başladığı-na dair duyuruyu bu sayımızda sizlere sunuyoruz. Buna göre, 2010 yılı Hac organizasyonumuz, iki aşamada ya-pılacaktır. Birinci aşama, önkayıtların yapılması, ikin-ci aşama ise kesin kayıtların yapılması. Başarılı bir hac

organizasyonu için bu iki aşamayı faydalı buluyoruz. Çünkü henüz fiyatların ve kontenjanın belirlenmemesi sebebiyle kesin kayıt yapamıyoruz. Ancak önkayıt yo-luyla kontenjandan önce hacı adaylarının sayısını tespit etme imkanı buluyoruz. Kontenjan ve fiyatlar belirlen-dikten sonra da, kontenjan sayısına göre kesin kayıtları yapıyoruz.

Hac organizayonumuzla ilgili bu yıl uygulanacak önemli kuralları 2010 yılı Hac Organizesi duyurumuz-da okuyabilirsiniz. Çok önemli olan bir diğer husus da, bu yıl, Türkiye’den yakınlarını götürmek isteyenlere Su-udi Arabistan’ın koyduğu sınırlama nedeniye olumlu cevap veremeyeceğimiz hususudur.

Son olarak, Hac önkayıtlarının Haziran ayının sonun-da bitirileceğini hatırlatarak sözlerimi bitirirken, HDV bülten okuyucuları olarak sizlere, izne giden veya gitme-yen bütün HDV Bülten okuyucularına, hayırlı tatiller diliyor, Yüce Mevla’ya emanet ediyorum.

Cevdet KESKİNHollanda Diyanet Vakfı

İdari Koordinatör

Bu sayıda

Hollanda Diyanet Vakfı Aylık Haber Bülteni

SAYI 15 | HAZİRAN [email protected]@diyanet.nl

Islamitische Stichting NederlandHollanda Diyanet Vakfı

Javastraat 22585 AM Den Haag

T. 070-3624481F. [email protected]

Genel Yayın YönetmeniDoç. Dr. Bülent ŞenayHollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüCevdet Keskin

HDV İdari Koordinatörü

HDV Bülten Yayın KuruluCevdet Keskin

Sabri GündoğanAbdullah Kaya

TasarımBülent Yiğittop

BaskıDrukkerij Dizayn 010-4254030

HDV PersoneliAdı Soyadı Görevi

1 Cevdet Keskin İdari Koordinatör2 Sabri Gündoğan Muhasebe3 Abdullah Kaya Sekreter4 Erdal Çetinkaya Cenaze Fonu5 Ali Korkmaz İletişim&Medya6 Uğur Kaya Gençlik Koordinatörü7 Orhan Yemenoğlu Cenaze Fonu8 Turgay Ergezen Cenaze Firması9 Osman Ergin Cenaze Firması

10 İ lhan Karataş Cenaze Firması11 Önder Erkoç Muhasebe Yardımcısı

2 | SAYI 15 | HAZİRAN 2010

HDV BÜLTEN

Page 3: HDV BULTEN SAYI 15

BAŞYAZI

3. İnsan ve ÇEVRE – II

HDV Bülteninin muhterem okuyucuları, bundan önceki sayıda çevre kirliliğinin, bir metafizik kirlenme olduğundan, çev-

re kirliliğinin çözümünün, insanın yeniden eğitimiyle mümkün olduğundan bahsetmiştik. Ekolojik kri-zi azaltmak ve aşmak için, insanın eğitileceği husus, “geri dönüşüm” yöntemlerinin nasıl kullanılacağı gibi konular değildir. Ekolojik krize karşı ilk çözüm, bizzat insanın fıtratı, tabiatı ve kai-natı Allah’ın yarattığı emanetler ola-rak görmeye başlamasıdır.

Modern insan tabiata olan saygı ve sevgisini kaybetmiş durumdadır. Pikniğe giderken bile müzik setini aracının bagajında götüren insan, kuş sesini dinleme, ya da ağaç hışır-tılarındaki armoniyi, veya rüzgarın melodisini duyma melekesini kay-betmiş demektir. Bu da tabiatı ve varlıkları Allah’ın âyetleri olarak görmekten uzaklaştı-ğı içindir. Fıtratına yabancılaşan insan, artık tabiat-taki güzellik ve canlılığı yeterince takdir edemez hale gelir. Dolayısıyla doğal güzellikler en fazla bir resim tablosu gibi görünmeye başlar. Oysa doğada görüle-cek, algılanacak ne kadar çok güzellik vardır. Canlılar bu güzelliğin ifadesi olarak Allah’a şükrederler. Bu hu-sus, bizzat tabiatın yaratıcısı olan Yüce Allah tarafın-dan pek çok âyette haber verilmiştir:

“Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar Allah’ı tesbih ederler. Her şey O’nu hamd ile tesbih eder. Ancak, siz onların tesbihlerini anlamazsınız. O, Halîm’dir (he-men cezalandırmaz, mühlet verir), Çok Bağışlayandır.” ( İsrâ, 17: 44; Nur, 24: 41.)

İnsanın içinde yaşadığı çevrenin “yaratılmış bir dengesi-ölçüsü” vardır. Maddî hırslar etrafında oluş-muş sanayi ekonomisi ve bunu tüketim sonuçları, bu ölçüye zarar vermektedir. “Gerçekten biz, her şeyi bir ölçü ve dengede yarattık.” (Kamer, 54: 49) Bu “ölçü” meselesine dikkat edilmediği zaman, toprak çorakla-şır, nehirler, göller kurur, denizler balıkların bile ya-şayamayacağı bir kirliliğe bürünür. Sanayi atıklarının zararları kadar, kentsel yerleşim alanları oluşturmak adına ormanları talan etmek de, medeniyetimiz için

bir kriz anlamına gelir. “Biz bu dünyayı atalarımızdan bir miras değil, çocuklarımızdan ödünç al-dık” şeklinde düşünürsek, sorumlu-luk anlayışımız dengesini bulacaktır.

İnsanın, çevre temizliğine özen göstermesi, kendi özel hayatındaki, beş vakit abdest alan insanın “te-mizlik” duyarlılığına denk olmalı-dır. Kişisel ibadet insanın kendi rû-hunu imar etmesi, güzelleştirmesi,

ihya etmesidir. Kur’an-ı Kerim, aynen öyle, yeryüzü-nün de “imar edilmesi”ni emretmektedir. Bu manevi bir sorumluluktur aynı zamanda. Yeryüzünü imar et-mek, ekolojik dengeyi korumak için duyarlı olmakla başlar. “Dedi ki: “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. Si-zin ondan başka hiçbir ilahınız yok. O sizi yeryüzünden (topraktan) yarattı ve sizi oranın imarında görevli (ve buna donanımlı) kıldı.” (Hûd, 11:61)

İslam alimleri, bu ayete dayanarak, ağaçlandırma çalışmaları, su kanallarının açılması, meskenlerin ya-pılması gibi imar işlerinin, tabiatı özellikle tahrip et-memek kaydıyla, topluma farz olduğunu söylemişler-dir. Dolayısıyla çevre duyarlılığı aynı zamanda bir ahlâkî-manevî sorumluluktur.

Modern Çağda Din ve Peygamber mi? (VI)

Doç. Dr. Bülent ŞenayHollanda Diyanet Vakfı

Yönetim Kurulu Başkanı

Pikniğe giderken bile müzik setini

aracının bagajında götüren insan, kuş

sesini dinleme, ya da ağaç hışırtılarındaki

armoniyi, veya rüzgarın melodisini duyma melekesini

kaybetmiş demektir.

>>HAZİRAN 2010 | SAYI 15 | 3

HDV BÜLTEN

Page 4: HDV BULTEN SAYI 15

Hz. Peygamber (s.a.s.) Efendimiz, çevreyi koruma konusunda Müslümanlara örnek olmuştur. Medi-ne’de imar faaliyetlerine katılarak yaşadıkları şehrin mamur hale gelmesi için çalışmıştır. Ayrıca Mek-ke’nin yanında Medine ve Taif bölgelerini de harem alanı ilan ederek oralarda ağaç kesmeyi ve avlanmayı yasaklamıştır. (Ebu Davud, “Menasik”, 96) Mese-la, Taif halkı Müslüman olmak üzere Medine’ye bir heyet gönderdiklerinde, Hz. Peygamber bir anlaşma hazırlatmış, anlaşma metninde Taif bölgesi vadileri-nin de koruma altına alındığını kaydettirmiştir. Bu kayıtta, oradaki bitki örtüsünü tahrip etmenin, hay-van avlamanın yalnız yasaklanma-dığı, bu yasağa uymayanların ayrıca cezalandırılacağı da belirtilmiştir.

Ayrıca İslam Peygamberi (s.a.s), yaşanılan mekanın ve suların temiz tutulması, (Buhari, “Vudu’”, 68; Müslim, “Taharet”, 94–96; Ebu Davud, “Taharet”, 36), hayvanlara iyi davranılması konusunda Müslü-manlara tavsiyelerde bulunmuştur. O, susuz kalmış bir köpeğe kuyu-dan ayakkabısıyla su çıkarıp susuzluğunu gideren kişi-nin cennetlik olduğunu beyan eden bir Peygamberdir. (Buhari, “Bed’ü’l-halk”, 17; “Edeb”, 27).

O’nun hayata dair örnekliği, “Kıyamet kopmaya ya-kınken elinizde bir ağaç fidanı var ve onu dikmeye vakit bulabilirseniz onu dikin”, ya da “Kim bir ağaç dikerse onun için ağaçtan hasıl olan ürün kadar Allah sevap yazar” ve “Müslümanlardan bir kimse bir ağaç dikerse o ağaçtan yenen mahsul mutlaka onun için sadakadır. Yine o ağaçtan çalınan meyve de onun için sadakadır. Vahşi hayvanların yediği de sadakadır. Kuşların yediği

de sadakadır. Herkesin ondan yiyip eksilttiği mahsul de onu dikene ait bir sadakadır “ gibi hadis-i şeriflerde gö-rülmektedir. Bu hadisler, çevre bilinci oluşturmaya konusunda teşvik etmektedir.

Sonuç olarak, Ku’rân-ı Kerîm, ekolojik krizin te-melinde manen bozulmayla başlayan bir ifsat ve israf kültürü bulunduğunu hatırlatmakta, çözüm olarak geridönüşüm medeniyeti değil, ıslah ve imar me-deniyeti oluşturulmasını önermektedir: “Rabbin, halkları salih ve ıslah edici kimseler iken memleketleri zulmederek helak etmez.” (Hûd, 11: 117)

Çevre duyarlılığının metafi-zik bir temele dayanması, çevre ahlakını geliştirecek ve dolaylı olarak da insanın ve toplumların zulüm ve şiddetten de uzak dur-masını sağlayacaktır. Dua ediyor ve diyoruz ki, “Allahım! Takatimizi aşan güçlükleri ve yükleri bizim için kolaylaştır. Nefsimizi ve çevremizi, fesat ve fitneden muhafaza buyur. Rahmet ve Kudretinle mazlumun “âh”ını dindir, zalimin zulmünü

helâk eyle Ya Rabbi!. Şer odaklarını kendi şerlerin-de men eyle Allahım! Çocuklarımızın rıza-i ilahine uygun salih ve muttaki kullarından olmalarını nasip eyle. Ruhlarımıza inşirah (ferahlık) ve sekîne (huzur), gönüllerimize merhamet ve meveddet (sevgi) lutfeyle. Unutarak ya da gafletle işlediğimiz günahlarımızı ve hatalarımızı dergâh-ı ilahinde mağfiret eyle. Rahme-tine ve İlahi Sevgine ermiş kullarından eyle. Amin ve vel-Hamdü-lillahi Rabbi’l-Alemiyn”.

Selam ve dostlukla.

Hollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu

Adı Soyadı Vakıf Görevi GöreviDoç. Dr. Bülent ŞENAY Başkan T.C. Lahey Din Hizmetleri MüşaviriVeysel Kükrek Sekreter Den Haag HDV Ahi Evran Camii Din GörevlisiRahim Usan Muhasip Heerhugowaard HDV Mimar Sinan Camii BaşkanıNevruz Özcan Üye Roermond HDV Fatih Camii BaşkanıRecep Erkoç Üye Kampen HDV Nebi Camii Denetleme Kurulu BaşkanıZekeriya Açkalmaz Üye Rotterdam HDV Eğitim Merkezi KoordinatörüAbdurrahman Aydeğer Üye Rotterdam HDV Mevlana Camii Başkanı

“Kıyamet kopmaya

yakınken elinizde

bir ağaç fidanı var

ve onu dikmeye

vakit bulabilirseniz

onu dikin”

4 | SAYI 15 | HAZİRAN 2010

HDV BÜLTEN

Page 5: HDV BULTEN SAYI 15

T.C. Lahey Büyükelçisi Uğur Doğan, beraberinde Lahey Din Hizmetleri Müşaviri

Doç. Dr. Bülent Şenay olduğu halde HDV Utrecht Ulu Camii’ni ziyaret etti. 13.05.2010 tarihinde gerçek-leşen ziyaretlerinde kendilerine Ulu Cami Din görevlisi Muttalip Karataş tarafından Müslümanlara ve Hollan-dalılara yönelik kültürel faaliyetler ile camide yürütülen din hizmetleri

konusunda ayrıntılı bilgiler verildi. Cami Yönetim Kurulu Başkanı Mus-tafa Alaca ve Yönetim Kurulu Üyeleri tarafından ise, şu anda hizmet vermek-te olan Ulu Camii’nin, açılışından bu-güne kadarki tarihi geçmişi hakkında da bilgi verildi. Yeni yapılmakta olan Ulu Cami inşaat ve projesiyle ilgili de Cami Muhasibi Muhsin Köktaş ayrın-tılı bilgiler verdi. Yeni Cami projesinin gerek Utrecht Belediyesi, gerekse semt

sakinleri tarafından, memnuniyetle desteklendiğini söyledi. Lahey Büyü-kelçisi ve Din Hizmetleri Müşaviri bu ziyarette, Ulu Cami’den Müslümanla-ra ve mahalle sakinlerine yönelik daha faydalı hizmetin nasıl yapılabileceği ile ilgili değerlendirmelerini arzettiler. Büyükelçimiz Uğur Doğan ve Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay hizmetlerde başarı temennile-rinde bulunarak camiden ayrıldılar.

Büyükelçimizden HDV Utrecht Ulu Camii’ne Ziyaret

HDV Sliedrecht Ulu ca-miinde “Anneler Günü” programının üçüncüsü

09.05.2010 tarihinde gerçekleştirildi. Aygül Torun’un sunumunu yaptığı program, Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Sliedrecht Ulu Camii öğ-rencilerinden Işıl Tuzcu ile bayanlar adına Halime Tuzcu okudukları şi-

irler, minikler ilahi grubu da sōyledikleri ilahi ile programa renk kattılar. Din görevlisi Harun Durak’ın eşinin hazır-ladığı slaytlar ilgiyle izlendi. Din Görevlisi Harun Durak günün anlam ve önemi ile il-gili olarak yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Anne-Baba’ya itaat Allah’ın emridir. Annele-rimiz, dünyada saygıya, sevgiye

ve hürmete en lâyık olan varlıklarımız-dır. Dünya ve âhiret mutluluğumuz için annelerimizle olan iletişimimize çok dikkat etmeliyiz. Anneler olarak çocuklarımızdan nasıl saygı ve sevgi bekliyorsak bizler de çocuklarımızı sevgi ve şefkatle en iyi şekilde yetiş-tirmeliyiz. Annelerimize karşı olan

sorumluluğumuzu sadece bir gün de-ğil, ömrümüzün her anında yerine ge-tirmeliyiz. Unutmayalım ki, Allah’ın hoşnutluğunu kazanmanın bir yolu da anne-babamızı hoşnut etmektir.”

Yoğun ilginin olduğu program, ka-tılımcılara gül takdimi ile sona erdi.

Sliedrecht’de “Anneler Günü” Programı

HAZİRAN 2010 | SAYI 15 | 5

HDV BÜLTEN

Page 6: HDV BULTEN SAYI 15

Gençler, yoğun bir hazırlık sürecinde Hollanda’da çeşitli etkinlikler ve yardım kam-

panyaları düzenleyerek Kosova’ya va-lizlerle oyuncaklar götürerek dağıttılar. Gençler ayrıca okulun tadilatını yapmak için gereken malzemeyi getirerek Vuçi-tırın şehrindeki “Ali Kelmendi” İlköğre-tim Okulunun tadilatını yaptılar.

Bir hafta geceli gündüzlü tadilat ve temizlik çalışmasından sonra “Ali Kel-mendi” İlköğretim Okulu yenileşmiş bir halde törenle hizmete açıldı. İkindi namazından sonra ise mevlit okutul-du. Vuçitırın Belediye Başkanı Bayram Mulaku, gençlere akşam yemeği verdi. Yemekte Vuçitırın sakinleri adına te-şekkürlerini ifade eden Mullaku, bu tür kaynaşmaların önemine vurgu yaptı. Hollandalı gençler yoğun bir çalışma temposuna rağmen bazı tarihi ve kültür yerlerini de gezme fırsatı buldular. Sul-tan Murat Türbesi, Adem Yaşari Anıt Mezarı, Prizren’de Kosova Türk Tabur Görev Kuvvet Komutanlığı’nın konuş-landığı Sultan Murat Kışlasını, Priz-

ren’de tarihi ve kültürel yerleri gezdiler.

Prizren’de gelişlerinde Kosovahaber’e konuşan Ulu Cami Gençlik Derneği Başkanı Hasan Türk ve arkadaşları, Hol-landa dışındaki faaliyetlerinden ilki olan bu geziden çok memnun kaldıklarını belirttiler. Hasan Türk duygularını şöyle ifade etti: “Okul tadilatında bizlere Vu-çitırınli gençler yardımcı oldu. Çeşme Derneği gençleri ile yakından tanıştık ve dostluk ilişkilerini kurduk. Amacımız yerli halka ümit kapılarını aralamaktı. Hollanda’da tanıştığımız Florim Kam-beri bizleri Kosova’ya davet etti. Çoğun-lukta öğrenci olan gençlerimiz yol mas-raflarını kendileri karşıla-dığı gibi topladıkları yar-dımları da beraberlerinde getirdiler. Gezi masrafları-nın bir kısmı da Hollanda Diyanet Diyanet Vakfı ta-rafından karşılandı” dedi. Hasan Türk, Prizren’i ve Kosova’yı beğendiklerini ve yeniden geleceklerini de ifade etti. Vuçitırın’da

“Ali Kelmendi” İlköğretim Okulunun tadilatını yapan Hollanda’nın Bergen op Zoom şehrindeki HDV Ulu Camii Altın Ay Gençlik Derneğinin 15 üyesi, hafta sonu Kosova’dan ayrılmadan önce giderayak bir yardım etkinliğine daha vesile oldular.

Hollandalı gençler, Vuçitırın’da tadi-lat projesinden artan parayı kendilerine her alanda yardımcı olan, Çeşme Kültür Sanat ve Spor Derneği’ne bağışlamayı uygun gördü. Çeşme Derneği üyeleri bu bağışı değerlendirerek 4 küçükbaş kurban kesti ve yardıma muhtaç ailelere dağıtımını gerçekleştirdi.

HDV Bergen op Zoom Ulu Camii Gençlik Derneği’nden Kosova ZiyaretiHollandanın Bergen op Zoom şehrinde bulunan HDV Ulu Cami Gençlik Derneğinden 15 kişilik bir genç grup Hollanda Diyanet Vakfı’nın da desteğiyle, Kosova’yı tanımak, Hollanda’da tanıtmak ve dostluk bağlarının kurulması gayesiyle bir haftalık Kosova ziyareti gerçekleştirdiler.

6 | SAYI 15 | HAZİRAN 2010

HDV BÜLTEN

Page 7: HDV BULTEN SAYI 15

Kutlu Doğum Avrupa 2010 programının yapıldığı Amsterdam Arena Stadyu-

munun idarecileri Hollanda Diyanet Vakfı’nı ziyaret etti. Amsterdam Arena Genel Müdürü Henk Markering ve Pazarlama Müdürü Laurens de Graaf, 27 Mayıs 2010 tarihinde Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bü-lent Şenay’ı HDV Merkezinde ziyaret ettiler. Ziyarette 4 Nisan 2010 tarihin-de yapılan ve gayet başarılı olan Kutlu Doğum Avrupa 2010 programının

bir değerlendirilmesi yapıldı. Değer-lendirmede tarafların bu başarıdaki katkısı konuşuldu. Karşılıklı mem-nuniyetler ifade edildi ve gelecekte birlikte çalışma istekleri dile getirildi. Gayet samimi bir ortamda gerçekleşen

görüşme sonunda Amsterdam Arena Genel Müdürü Doç. Dr. Bülent Şe-nay’a Arena Stadyumunun bir tablo-sunu hediye etti. HDV Başkanı Şenay da kendilerine HDV Yönetim Kurulu adına birer plaket takdim etti.

Amsterdam Arena Genel Müdüründen HDV’ye Ziyaret

HAZİRAN 2010 | SAYI 15 | 7

HDV BÜLTEN

Page 8: HDV BULTEN SAYI 15

Hollanda Sivil Toplum Kuruluşları’ndan İsrail’e Kınama

Hollanda Diyanet Vakfı (HDV), Hollanda İslam Merkezi Vakfı (SICN),

Hollanda İslam Federasyonu (NIF), Eğitim ve Kültür Merkezleri Fede-rasyonu (FECC), Hollanda Türk Federasyonu (HTF), Hollanda Türk İslam Kuruluşları Birliği (STNU-TIO), Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu (TICF), Hollanda Ni-zam-i Alem Derneği (SNA), Hollan-da Fas Camileri Kurulu (RMMN), Hollanda İslam Dernekleri Federas-yonu (FION), Uluslararası Fakirlere Doğrudan Yardım Derneği (ISRAA), Filistin İnsan Hakları ve Dayanışma Platformu (PPMS), Hollanda Müs-lüman Boşnaklar Derneği (IVBN), Hollanda İmamlar Birliği (VIN), İnsani Barış İstişare Vakfı (HBV), Hollanda Azerbaycan Türk Kültür Derneği, Hollanda Uygur Federas-yonu ve Avrupa Türk Demokratlar Birliği’nden oluşan, Hollanda’nın önde gelen sivil toplum kuruluşları, Den Haag’da yaptıkları bir basın top-lantısıyla aşağıdaki kınama metnini basına duyurdu. Basın toplantısına Türk ve Hollanda basın mensupları iştirak ettiler.

İnsani yardım maksadıyla Gaz-ze’ye ulaşmaya çalışan yardım konvoyundaki masum sivilleri

hedef alarak, insan hayatını ve ba-rışçı girişimleri hiçe saydığını açık bir biçimde bir kez daha göstermiş olan İsrail hükümetinin uluslarara-sı denizlerde, uluslararası hukuku ihlal ederek gerçekleştirdiği kanlı saldırıyı şiddetle kınıyor; iki yüzlü ve kanlı politikaya son vermeye, İs-rail’de vicdanlarının sesini hala du-yabilenleri insan haklarından yana olmaya, Filistin/Gazze halkının insani dramına empati duymaya, “tüm dünya İsrail’e düşman” para-noyasına dayanarak şiddet politi-kası uygulamaktan vazgeçilmesine, ve uluslararası kuruluşları, Arap Dünyasını, Avrupa Birliği’ni, İnsan Hakları Komisyonunu, Birleşmiş

Milletler ve insani yardım filosunda vatandaşları bulunan ilgili ülkeleri, bu devlet terörüne karşı sorumlu-luklarını yerine getirmeye, Hollan-da toplumunda dini-etnik köken farkı olmaksızın tüm insani sivil kuruluşları bu insanlık suçuna karşı demokratik seslerini yükseltmeye, ayrıca Gazze’ye insani yardım blo-kajının kaldırılmasına, sonuçta tüm dünyayı akl-ı selime davet ediyoruz. Bu kanlı saldırıda hayatını kaybe-denlere Allah’tan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı ve sabır, yara-lılara acil şifalar diliyor, bu insani yardım filosuna katılan kahraman-ları yürekten kutluyor, gerekenlerin yapılarak zulmün durdurulacağına ve böylece dünya barışına ümit bağlıyoruz. Allah mazlumların ya-nındadır.

K I N A M A M E T N İ

8 | SAYI 15 | HAZİRAN 2010

HDV BÜLTEN

Page 9: HDV BULTEN SAYI 15

HAZİRAN 2010 | SAYI 15 | 9

HDV BÜLTEN

Page 10: HDV BULTEN SAYI 15

2009-2010 Öğretim döneminde, HDV Zwijndrecht Yavuz Sultan Selim Camii’nde haftada 3 gün,

Kur’an-ı Kerim ve Dini Bilgiler dersi

alan bayan kursiyerlerimiz, Hatim Me-rasimi düzenleyerek öğrendiklerini sergi-leme imkanı buldular. İlk defa gerçekle-şen bu programdan herkes çok memnun

oldu. Mutlulukları gözlerinden okunan bayan kursiyerlerimiz, bu merasimlerin her sene daha da güzelleşerek devam et-mesi gerektiğini vurguladılar.

Zwijndrecht’te Bayanlardan Hatim Merasimi

HOLLANDA DİYANET VAKFICENAZE YARDIMLAŞMA FONU

ISLAMITISCHE STICHTING NEDERLANDONDERSTEUNINGFONDS IN GEVAL VAN OVERLIJDEN

FONA KAYIT OLMAYI İHMAL ETMEYELİM!!!!

Meşhur, meşhur olduğu kadar da gerçek bir sözdür. “Acılar paylaşıldıkça azalır. Sevinçler paylaşıldıkça çoğalır.”

Vatanımızdan, aile ve sevdiklerimizin birkısmından çok uzaklarda yaşadığımız şu gurbette, başımıza gelebilecek ve bize en çok acı verecek gerçek, ölümdür. Bu gerçekle karşılaştığımızda acımızı paylaşacak, bizi anlayacak ve hepsinden önemlisi yapılması gerekenleri bizim için yapacak bir hizmet kurumuna, ne büyük ihtiyaç vardı.

İşte bu ihtiyaçtan doğdu Cenaze Yardımlaşma Fonu. Onun şemsiyesi altına girenler, en acılı gününde bir yardım eliyle karşılaşır, bu yardım eli cenaze sahibine hiçbir külfet yüklemeden gerekli bütün hizmeti görür. O yardım eli, Hollanda Diyanet Vakfı Cenaze Yardımlaşma Fonu’dur ve yirmiyedi yıldır bu hizmeti başarıyla sürdürmektedir.

O halde bu fona kayıt olalım. Çevremizdekileri kayıt olmaya teşvik edelim. Bu mükemmel hizmetten hiçkimsenin mahrum kalmasına razı olmayalım.

Sağlık ve mutluluklar dileriz.

HOLLANDA DİYANET VAKFICENAZE YARDIMLAŞMA FONU

10 | SAYI 15 | HAZİRAN 2010

HDV BÜLTEN

Page 11: HDV BULTEN SAYI 15

HDV Yavuz Sultan Selim Camii’nde bu yıl ilk defa gerçekleştirilen kermes

büyük ilgi gördü. Katılan ve ilgi göste-ren büyük, küçük, kadın, erkek herkes canla başla çalışarak yardımlaşmanın büyük örneklerini gösterdiler. Herke-sin ortak görüşü, bu tür faaliyetlerin artarak devam etmesi yönünde oldu. Kermese gerek el emekleriyle, gerekse destek amacıyla güç veren kadın erkek bütün dost Yönetim Kurulu tarafın-dan teşekkür edildi.

HDV Zwijndrecht Yavuz Sultan Selim Camii’nde Kermes

Bir grup öğrenci din dersleri kap-samında, İslam hakkında bilgi almak için HDV Zwijndrecht

Yavuz Sultan Selim Camii’ne ziyarette bu-lundu. Ziyarette; Mihrap, minber, kürsü, mahfel gibi caminin bölümleri öğrencilere tanıtıldı. Sorularına uygun cevaplar veril-di. Din görevlisi Muammer Yaman, öğ-rencilere genel olarak şu öğütte bulundu: “Sevgili öğrenciler! Değişik dinlere inanı-yor olabiliriz. Ama ortak paydamız; insan olmak ve birbirimizi anlamaya çalışmak olmalıdır. Bugün dünya barışına çok ihti-yacımız var. Geleceğin dünyasında sizler, inançlı inançsız, şu dinden bu dinden ayı-rımı yapmadan bibirinizle anlaşabileceği-niz bir dünyayı mutlaka kurabilmelisiniz. Hepinizde bu ışığı görüyor ve ziyaretinize teşekkür ediyorum.” dedi.

HDV Zwijndrecht Yavuz Sultan Selim Camii’ne Öğrencilerden Ziyaret

HAZİRAN 2010 | SAYI 15 | 11

HDV BÜLTEN

Page 12: HDV BULTEN SAYI 15

Daha ortaokul sıralarında iken alanlarında duayen olarak kabul edilen isimlerden hat

ve ebru dersleri alan Kileci, ilerleyen yıllarda ise bu sanatları bizzat icra eder. Orta Asya’dan Orta Doğu’ya de-ğin bir çok farklı ülkede uzun yıllar hem akademisyen hem de bir sanatçı olarak görev yapan Kileci, dokuz sene-dir de Hollanda’da çalışmalarını sür-dürmektedir. Avrupa’da yaşayan Türk toplumuna geleneksel Türk-İslam sa-natlarını ve özellikle de ebru’yu sevdir-mek için geceli gündüzlü çalışan Dr. Kileci’yle bu bitmez tükenmez sanat sevdasını konuştuk.

Kimlerden ders aldınız?Benim, son dönem hocalarının hepsi-ne de yetişme imkanım oldu. Mesela Hattat Hamid Aytaç. Kendileri Os-

manlıdan kalan en son ve en büyük hattattı. 1982’de vefat etti.. Bunun yanı sıra rahmetli Hafız, Bestekar ve Tamburi Kemal Batanay’dan da ders aldım. O da hat sanatında çok önemli bir isimdir. Aslında son dönem üstat-ların hepsinden de ders aldım. Şimdi böyle bir imkan yok tabii. Ebru konu-sunda da önemli isimlerden dersler al-dım. Ebru sanatının en önemli temel taş-larından kabul edilen Mustafa Düzgünman ve Neyzen Niyazi Sa-yın bunlardan bir kaçı. Bu ikisi içinde, Türk ebrusunun üstatları diyebiliriz. Ebruculukta dev isimlerdir. Allah’ın bir lütfü olarak kabul ediyorum bu gibi ustalardan ders almayı. Hatta bazıları duyunca inanmıyorlar. “Nasıl yetiştiniz bu gibi üstatlara?” diye soru-yorlar. Benim şansım bu işe çok erken yaşlarda başlamamdır. Onun için yeti-şebildim bu isimlere.

Hollanda Diyanet Vakfındaki göreviniz ile birikte camiler-de ne türlü sanat faaliyetleri yapıyorsunuz, sanat kursları-na olan alaka arttı mı, cami-lerdeki faaliyetler nasıl gidi-yor?Camilerde sanat ile alakalı sohbet, konferans, sergi ve canlı sanat göste-rileri ayrıca özellikle kurslar organize ediyoruz. Ebru, hat kurslarını ben-deniz veriyorum. Ayrıca bir hanım arkadaşımız tezhip kursu veriyor. Malumunuz tezhip sanatı, geleneksel Türk süsleme sanatı demek. Özellikle

hanımlar bu sanatlarla çok daha ya-kından ilgileniyorlar. Ayrıca istendin-diği takdirde camilerimizin içini sanat eserleri ile süslüyoruz veya camiye ait bir odayı sanat odası haline getiriyo-ruz. En son Rotterdam da bulunan Ulu caminin yeni binasını hat, ebru, tezhip eserleri ile donattık. Hollanda-lılar sanata değer verdikleri için bu tarz

hizmetler çok alaka çekiyor, camilerimiz-le ve islam ile alakalı önyargıları azaltıyor. Şu anda Rotterdam

Kocatepe Camii’nde ve Amsterdam Hacı Bayram Camii’ndeki ebru kurs-larımız devam ediyor. Yakında Ams-terdam Eyüp Sultan Camii’nde ve başka camilerde de hat ve ebru kursla-rımız başlayacak. Peki hocam özellikle ebrusanatı nereden geliyor?Ebru menşei olarak Orta Asya kö-kenli. Buhara Semerkant merkezli bir sanat. Bir Türk sanatı olarak dünyaya yayılmış. 15. asırdan önce nerde, nasıl ve kim tarafından bulunduğu bilin-miyor. Ama gelişmesi ise daha ziyade İslam’dan sonra olmuştur. Önce Ana-dolu ve ordan İstanbul’a, İstanbul’dan da diğer ülkelere yayılmış bir sanat. Bugün Amerika başta olmak üzere bir çok ülkede bu sanat icra edilmek-te. Zaten 18. asra kadar Avrupa’da ebru’ya Türk kağıdı denilmiş. Daha sonra matbaanın gelişmesiyle birlikte ebruculuk baskı haline gelmiş ve ismi değiştirilmiş. Şimdi Türk kağıdı de-ğilde daha ziyade mermer kağıdı diye

Bu sayımızda Hollanda Diyanet Vakfı’nın sanat danışmanlığı görevini yapan, Hattat ve Ebru sanatkârı Dr. Mehmet Refii Kileci ile görüştükDr. Mehmet Refii Kileci bir akademisyen olmasına rağmen toplumda daha çok sanatçı kimliğiyle tanınmaktadır. Dr. Kileci bir yıldan beri Hollanda Diyanet Vakfının sanat danışmanlığını yapıyor. Özellikle ebru ve hat sanatıyla ilgili olarak yaptığı çalışmalar ve verdiği kurslar büyük bir ilgi görüyor. İstanbul’da sanat camiasının merkezi sayılabilecek bir yer olan Fatih’te dünyaya gelen Kileci, içinde doğduğu çevreninde etkisiyle küçük yaşlarda sanata ilgi duymaya başlar.

“Ebru suya yüzmeyi

öğretmektir”

12 | SAYI 15 | HAZİRAN 2010

HDV BÜLTEN

Page 13: HDV BULTEN SAYI 15

anılıyor. Ama bu işi bilen uzmanların, sanatçıların hepside bunun bir Türk sanatı olduğunu dile getiriyorlar. Hol-landaca papiermarmeren deniyor.

Ebru, Orta Asya kökenli ama daha ziyade Anadolu’da yay-gınlık kazanmış. Şu an dünya üzerindeki kullanımı nasıl?Şu an Anadolu’da da çok yaygın de-ğil maalesef, daha ziyade İstanbul’da rastlamak mümkün. Bursa ve Anka-ra’da da sanatçılar var ama merkez İstanbul. Buradan Avrupa’ya yayıl-mış. Ama bugün Avrupa’da görsel malzeme olarak kullanılmıyor. Daha çok ciltcilikte kullanılıyor. Kitap cilt-lemede filan. Seri imalat yapıyorlar ve ciltcilikte çok yaygın. Aynı meto-du kullanmalarına rağmen, mesela çiçek motiflerini yapamıyorlar. Yani bizdeki ebru’nun maksadı ile burdaki farklı. Biz tamamen görsel malzeme olarak kullanıyoruz. Bu açıdan Av-rupa’da çok fazla gelişmemiş. Bugün bir iki usta var sadece bu işi yapan. Ebru’nun temel malzemeleri nelerdir?Türk ebru’sunda kullanılan malzeme-ler tamamen doğaldır. Yani kimyasal hiçbir malzeme kullanılmaz. Eb-ru’nun suyunu, Kitre diye adlandırı-lan doğal bir tutkal ile hazırlıyoruz. Kitre, Keven bitkisinin kökünden elde edilen ve suda eritilerek tutkal halinde kullanılan sıvı maddedir. Şu anda denizkadayıfı denilen bir toz var onu da kullanıyoruz.Bunun yanı sıra sahlep veya bamya suyuyla da ebru suyunu oluşturmak mümkün. Bo-yalar ise tabii kök boyalardır. Hatta toprak dahi kullanılabiliyor. At kı-lından hazırlanan bir fırçaylada şekil veriyorsunuz. Birde boyaların birbi-rine karışmasını önleyen ve sığırların içinden elde edilen öd denilen bir madde kullanıyoruz. Ebru demek, boyanın su yüzünde yüzdürülmesi demektir. Suya yüzmeyi öğretmektir.

Avrupa’daki insanlarımıza sanat zevkini aşılamak için neler yapılmalıdır sizce?Bu konuda sivil toplum kuruluşları-

na vakıf ve dernekler ve de camiilere büyük görevler düşüyor. Bu vesile ile Müşavirimiz Doç. Dr. Bülent Şenay hocamıza teşekkür etmek istiyorum. Gerçekten hocamızın bu konuda çok ciddi destek ve gayretleri var. Ken-disi sanattan anlayan ve sanata ve sanatçıya değer veren gönül insanı. Onun desteği ile şu anda camiler-de sanat kursları başladı ve inşaal-lah yakın zamanda semere verecek Ebru sanatı nedir kökü nere-ye dayanıyor?Ebru, kâğıt üzerine, özel yöntemlerle yapılan geleneksel bir süsleme sana-tıdır. Ebru sözcüğüne köken olarak, bulut anlamına gelen Farsça “ebr” söz-cüğü gösterilmektedir. Bu sözcükten türetilen ve “bulut gibi” ya da “bulu-tumsu” anlamına gelen “ebri” sözcü-ğü, Türkçe’de değişerek “ebru” biçimi-ni almıştır. Gerçekten de ebru bulut izlenimi uyandıran bir görünümdedir. Ebru sözcüğü bir başka görüşe göre “yüz suyu” anlamına gelen Farsça “âb-rûy” tamlamasından gelmektedir.

Ebru sanatının ne zaman ve hangi ülkede ortaya çıktığı kesin olarak bi-linmemekle birlikte bazı kaynaklara göre de ebru Türkistan’daki Buhara kentinde doğmuş oradan Anadoluya yayılmıştır. Batıda ebru “Türk Kâğıdı” diye adlandırılır.

Avrupalılar öğrenmek için sizden destek istiyorlar mı?Fuar ve sergilerden sonra çok fazla talep oluyor. Kursa gelmek istiyorlar, veya bizi başka programlara davet edi-yorlar. Yoğunlaştırılmış kurslar veya atölye çalışması istiyorlar. En son bir fuarda tanıştığımız Hollandalı yaşlı bir ebru ustası Türk tarzı ebruyu çok öğrenmek istediğini belirtti ve bizden bu konuda destek istedi. Avrupa da el yapımı özel cilt çok yaygın, çok iyi us-talar var. Sık sık fuar yapıyorlar ve bu klasik cilt ustaları ciltlerinde el ebrusu kullanıyorlar. Bu sebeple özellikle cilt-çiler ebru sanatı ile çok ilgileniyorlar. Bunun dışında tabii ki gittiğimiz her yerde müze, sanatevleri, kütüphane vb. müesseselerden de ebruya çok ilgi var.

Kendi ağzından; 1962 İstanbul Fatih doğumluyum. Medine İslam Üniversitesi mezunuyum daha sonra Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde tefsir dalında master ve doktora yaptım Yaklaşık 20 seneden beridir de değişik üniversitelerde öğretim üyesi olarak görev yaptım. 2007’de Rotterdam da kendime ait Rumii Sanat Enstitüsü adıyla bir sanat evi açtım. Aynı zaman da HDV sanat danışmanı olarak müşavirimiz Doç. Dr. Bülent Şenay hocamızın desteği ile camilerimizde sanat hizmetleri veriyoruz .

HAZİRAN 2010 | SAYI 15 | 13

HDV BÜLTEN

Page 14: HDV BULTEN SAYI 15

Açılan sergilere ilgi nasıl?En son Finlandiya’da büyük bir sergi açtım. Sergilerde eserleri sergilemekle yetinmeyip aynı zamanda canlı ebru gösterisi yapıyoruz. Bu da çok ilgi çe-kiyor. Sergi ile birlikte ebru sanatını teorik ve pratik olarak tanıtmak için bilgisayar destekli ve görüntülü kon-ferans veriyoruz. Böylece sergi, canlı ebru yapımı ve konferansı ile birlikte iyi bir ebru tanıtımı olduğu kanaatin-deyiz. Bildiğim kadarı ile Avrupa’da bizden başka bu tarz çalışan sanatçı olmadığı için ciddi bir boşluk var ve alakada her geçen gün artıyor. Bizde bu Türk sanatına hizmet ettiğimiz için çok mutlu oluyoruz. Geçen hafta Ut-recht turizm furında dört gün boyun-ca canlı gösteri yaptık. İnsanların çoğu ilk defa böyle bir şey gördüklerini ifa-de ettiler.

Ebruyu öğrenmek zor mu?Ebru çok zor değil ama çok kolay da

değil. Zira ebruda fiziğin, kimyanın, matematiğin kanunları câri. Bütün bu kanunlara uymazsanız, hassas dengele-ri, ayarları yapamazsanız boyaları yüz-düremezsiniz. 3-4 aylık yoğun kurslar-la insan ebrunun temelini öğrenebilir. Daha sonra daha ileri seviye bir kursla veya kendisi çok çalışarak deneme-ya-nılma yoluyla kendisini geliştirebilir.

Geleneksel sanatlarımızın Av-rupa’daki önemi nedir, veya bu sanatlar sizce niçin önemlidir?Türkler olarak yaklaşık 40 yıldır Av-rupa’dayız, ama malesef şartlar gereği milletimizi tam manası ile medeniye-ti, kültürü, sanatı ile buralarda temsil edemedik. Gerçekten çok zengin bir geçmişe sahibiz. Musiki, mimari, çini, tezhib, nakış, hat, minyatür, cild, ebru vb. geleneksel güzel sanatlarımızla Av-rupa toplumuna çok şeyler verebiliriz. Ama bu alanda ciddi bir gayret yok. Buradaki insanımızın özellikle 3. ve 4.

kuşağın eğitilmesi lazım. Kendi kültü-rünü, medeniyetini, ruh dünyasına ait zenginlikleri bilmeyen bir kuşak kimlik bunalımından ve kompleksten kurtula-maz. Bırakın Avrupa’ya faydalı olmayı, kendine hayrı olmaz. Biz tamamen şahsi gayretimizle kendi imkanlarımızla bu sanatları bir iddiamız olmadan temsil edip Hollanda içi ve dışı tanıtmaya ve sevdirmeye çalışıyoruz. Buradan Türki-ye’de klasik sanatlarla uğraşan özellikle gençlere seslenmek istiyorum. Bu sanat-ları biran önce öğrenip Avrupa’ya hicret etmeliler, bu boşluğu doldurmalılar. Ulaştırmamız gereken kudsi mesajları sanat köprüsü ile rahat ulaştırabiliriz. Tabii vereceğimiz güzel şeyler olduğu kadar alacağımız güzellikler de var, tek-nik sistem, metod, intizam vs. Bu alış veriş neticesinde güzel ve yaşanılabilir bir Avrupa oluşabilir yoksa çatışmalar kavgalar artar gider.

14 | SAYI 15 | HAZİRAN 2010

HDV BÜLTEN

Page 15: HDV BULTEN SAYI 15

12 Mart 2010 Cuma günü Cuma namazından evvel “Mehmet Akif Ersoy ve İstik-

lal Marşı” konulu bir vaaz yapılmış, akabinde de Yasin-i Şerif ve sureler okunarak Gazi Mustafa Kemal, silah arkadaşları ve tüm şehitlerimiz için dua yapılmıştır. 12 Mart-2010 Cuma günü Cuma hutbesinde de, “Mehmet Akif ve İstiklal Marşı” konusu işlen-miştir.

19 Mart 2010 Cuma günü Enkhui-zen’de, New Doelen salonu kiralanarak T.C. Rotterdam Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Fevzi Hamurcu ile Hollanda Diyanet Vakfı Muhasibi, Heerhugowaard HDV Mimar Sinan Camii Başkanı Rahim Usan, Din Görevlisi Muzaffer Karaduman, Me-demblik HDV Fatih Camii Başkanı Önder Şahin, Din Görevlisi Hüseyin

Korkmaz ve Enkhuizen çevresinde ya-şayan yaklaşık 200 kişinin katılımıy-la Enkhuizen HDV Alaaddin Camii Gençlik Kolları tarafından “İnsanlığın savaşı yendiği yer ÇANAKKALE” adlı bir program düzenlemiştir.

Programda misafir katılımcıları-mızın konuşmalarının ardından “18 Mart Çanakkale Zaferi ve 12 Mart İstiklal Marşının kabulü” ile ilgili çe-şitli slayt gösterisi, iki sahnelik piyes, şiirler, kız ve erkek gençlerimizin oluş-turduğu koromuzdan müzikli kahra-manlık türküleri okunmuştur.

Şanlı ecdadımız ve tüm şehitlerimiz için cemaatimiz arasında hatim cüz-leri dağıtmış ve 19 Mart 2010 Cuma günü yapılan programımızın sonunda duası yapılmıştır.

HDV Enkhuizen Alaattin Camii’nde Çanakkale ve İstiklal Marşı Programı

HAZİRAN 2010 | SAYI 15 | 15

HDV BÜLTEN

Page 16: HDV BULTEN SAYI 15

30 Mayıs 2010 Pazar günü HDV Delft Sultan Ahmet Camii’nde, geleneksel hale

gelen “Open dag” programı gerçekleş-tirildi.

Nyama Festivali ile aynı zaman di-limine gelen “açık gün” etkinliğinde, Wereld reis programına katılan üç otobüs dolusu ziyaretçi HDV Sultan Ahmet Camii’ni de ziyaret ettiler.

Camii içerisinde din görevlisi tara-fından ziyaretçilere bilgi verildi. Ay-rıca Cami lokalinde yönetim kurulu, bayanlar ve gençlik kolları desteğiyle Türk kültürünü tanıtıcı ürünler sergi-lendi ve geleneksel Türk mutfağından yemekler misafirlerimize ikram edildi.

HDV Delft Sultan Ahmet Camii’nde “Açık gün” Düzenlendi

16 | SAYI 15 | HAZİRAN 2010

HDV BÜLTEN

Page 17: HDV BULTEN SAYI 15

23 Mayıs 2010 tarihinde HDV Beverwijk Akşem-seddin Camii’nde Açık

Kapı günü ve Kermes programı dü-zenlendi. Panayır havasında yapılan kermesde Caminin bahçesinde ve lokallerinde kurulan tezgahlarda kitap satışı, hediyelik eşya satışı, çocuklar için oyuncak satışı, kadın-lar için takı, başörtüşü, şal vb. eşya satışı, faydalı bitkisel baharat satışı, Camimizin bahçesinde Türk mutfa-ğında çeşitli yiyecek içecek satışları yapıldı. Cami yararına yapılan satış-lara Beverwijk ve çevresinde bulu-nan şehirlerden Türk toplumunun ilgisi oldukça yüksek oldu.

29 Mayıs 2010 Cumartesi günü Delft Poptahofta bü-tün kültürleri bir araya geti-

rip kaynaştıran çok renkli bir festival organizasyonuna HDV Delft Sultan Ahmet Camii Yönetimi, bayanlar ve

gençlik kolunun yanısıra çok sayıda vatandaş da katıldı. Cami yararına hazırlanan, Türk kültürünün birbi-rinden lezzetli yiyecekleri, sarma, bak-lava, döner, lahmacun satışı yapıldı. Oldukça yoğun bir katılımın olduğu

bu özel günde Hollandalı ve diğer ül-kelerin vatandaşları da kendi ülkeleri-ne özgü yiyecek ve ürünlerini satma fırsatı buldular. Festivalde ayrıca Ana-doluya özgü türkü ve eserler gençler tarafından başarıyla seslendirildi.

HDV Beverwijk Akşemsettin Camii’nde Kermes

HDV Delft Sultan Ahmet Camii Kültürler Arası Festivale Katıldı

HAZİRAN 2010 | SAYI 15 | 17

HDV BÜLTEN

Page 18: HDV BULTEN SAYI 15

Hollanda Diyanet Vakfı camilerinde Kur’an-ı Kerim ve Dinî Bilgiler Kursuna devam eden öğrenciler arasında her yıl düzenlenen Dini Bilgiler ve Genel Kültür Yarışmasının bu yılki Hollanda finali 2 Mayıs 2010 Pazar günü Zaandam HDV Sultan Ahmet Camii’nde yapıldı.

17 Nisan 2010 Cumartesi günü yapılan bölge yarışma-larında birinci olan Oldenzaal

HDV Fatih, Amersfoort HDV Mev-lana, Doetinchem HDV Merkez, Te-gelen HDV Sultanahmet, Roosendaal HDV Yeşil, Rotterdam HDV Mevla-na ve Zaandam HDV Sultanahmet Camiilerinin öğrencileri Hollanda bi-rinciliği için kıyasıya yarıştılar.

Jüri üyeliğini Rotterdam HDV Gül-tepe, Vlaardingen HDV Eyüp Sultan, Almere HDV Sultanahmet ve Utrecht HDV Ulu Camilerinin din görevlileri Yusıf Kabakcı, Hüseyin Demirci, Ab-dullah Yılmaz ve Muttalip Karataş’ın yaptığı yarışma, Rotterdam Din Hiz-metleri Ataşesi Dr. Fevzi Hamurcu ta-rafından başlatıldı. Cami cemaatinin ve yarışmacı öğrencilerin ailelerinin de ilgi gösterdiği yarışma heyecanlı

ve tatlı bir rekabete sahne oldu. Dinî bilgiler ve genel kültür konularında 30 sorunun sorulduğu yarışmayı Betül Yavuz, Mevlüt Yıldırım ve Muradiye Yıldırım’dan oluşan Oldenzaal HDV Fatih Camii öğrencileri kazandı. Yarış-mada ikinciliği ise Ebru Doğan, Os-man Celil Zeylan ve Şerife Yıldız’dan oluşan Amersfoort HDV Mevlana Camii öğrencileri kazanırken, üçün-cülüğü de yedek sorular neticesinde Okan Huy, Ö. Faruk Bal ve Emre Kumru’dan oluşan Doetinchem HDV Merkez Camii öğrencileri elde etti.

Yarışma sonunda her bir yarışmacı-ya Hollanda Diyanet Vakfı tarafından verilen 50 şer Euro hediyeler Rotter-dam Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Fevzi Hamurcu tarafından dağıtıldı. Ayrıca Zaandam HDV Sultanahmet Camii Yönetim Kurulu da dereceye giren öğ-

rencilere çeşitli hediyeler verdi. Hol-landa genelinde HDV camilerinde 10 bin öğrencinin Kur’an-ı Kerim ve Dinî Bilgiler Kurslarında ders gördü-ğünü ifade eden Dr. Fevzi Hamurcu, bu yarışmalarla öğrencilerin çalışmala-rının teşvik edilmesinin amaçlandığını da belirtti. Program, ev sahibi caminin tüm katılımcılara yiyecek ikramında bulunmasıyla sona erdi.

Dini Bilgiler ve Genel Kültür Yarışması Finali Zaandam’da Yapıldı

18 | SAYI 15 | HAZİRAN 2010

HDV BÜLTEN

Page 19: HDV BULTEN SAYI 15

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Sultan Ahmet Camii konferans salonunda 24 Nisan Cumartesi akşamı coşku ile kutlandı. Programa T.C. Rotterdam Başkonsolosu Esen Altuğ, T.C. Rotterdam Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi, Dr. Fevzi Hamurcu, basın mensupları, veliler ve çok sayıda çocuk katıldı.

Açılış konuşmasını HDV Sul-tan Ahmet Camii Sekreteri Recep Ayaz yaptı. Ayaz konuş-

masında, konuklara günün anlamını ve çocuklarımız için Hollanda’da Türkçe dili ve Kültürünün önemine değindi. T.C. Rotterdam Başkonsolosu Esen Altuğ kutlamada yaptığı konuşmada “Her çocuğumuz çok önemli. Eğitime önem verelim. Çünkü özellikle burada Hollanda’da yaşayan, çocuklarımızın iyi bir eğitim alması şart. Hepinizden çocuklarınızın eğitimi ile tek tek ilgi-lenmenizi okulla çok yakın bir işbirliği içinde diyalog içinde olmanızı rica edi-yorum. Tabii Hollanda’daki eğitim çok önemli ancak çocuklarımızın Türkçesi-ni de unutturmamamız lazım. Lütfen bugünden sonra, belki yapıyorsunuz

ama çocuklarımıza uykuya yatırırken bir Türkçe hikâye kitabi okuyalım ya da onu okuyamıyorsak lütfen bir Türk-çe masal anlatalım. Ben bunun çok

önemli olduğuna inanıyorum. Bugün bizler fazla uzun konuşmayacağız söz çocukların tekrar hoş geldiniz.” dedi.

HDV Zaandam Sultan Ahmet Camii’nde 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı

(Fot

o’s C

opyr

ight

© N

ico R

oodh

art 2

010)

HAZİRAN 2010 | SAYI 15 | 19

HDV BÜLTEN

Page 20: HDV BULTEN SAYI 15

HDV camiler arası minik-ler futbol turnuvası Ri-jen’de yapıldı. HDV Ri-

jen İmam-ı Azam Camii’nin organize etmiş olduğu turnuvaya Hollanda’nın çeşitli bölgelerinden 24 Cami katıldı. Turnuvaya iştirak eden Rijen Belediye Başkanı da turnuva boyunca futbolse-verlerle birlikte oldu ve yapılan orga-nizeden çok mutlu olduğunu söyledi. Rijen İmam-ı Azam Camii Başkanı İsmail Aydın da turnuvaya katılanlara ve Belediye Başkanına teşekür etti.

Rijen İmam-ı Azam Cami din gö-revlisi Mücahit Demirel, Şube dernek başkanı İsmail Aydın ve organizeyi düzenleyen fahri din görevlisi Mustafa Aydın da turnuvaya katılan camilere teşekür ettiler. Güzel bir organizasyon-la düzenlenen ve bir festival havasında geçen Minikler Futbol Turnuvasında birinciliği, Drunen, İkinciliği Delft, Üçüncülüğü ise Oudenbosch camile-rinden katılan futbol takımları aldılar.

HDV Rijen İmam-ı Azam Camii’nden Minikler Futbol Turnuvası

20 | SAYI 15 | HAZİRAN 2010

HDV BÜLTEN

Page 21: HDV BULTEN SAYI 15

Toplantıya T.C. Rot-terdam Başkonsolosu Esen Altuğ’un yanı

sıra, Din Hizmetleri Ataşe-si, Dr. Fevzi Hamurcu da ka-tıldı. Ayrıca Başkonsolosluk görevlilerinden askerlik işleri, pasaport/vatandaşlık işlemleri ve Çalışma ve sosyal güvenlik işlemlerinin birim amirleri de toplantıya katılarak vatandaş-larımızın sorularını yanıtlayıp isteklerini dinlediler.

Vatandaşlarımız genelde ça-lışma ve sosyal güvenlikle ilgili soru ve sorunlarına cevap bul-maya çalıştılar. Toplantıda kon-solosluk işlemleri ve e-konso-losluk hakkında bilgi verilerek vatandaşlarımızın birçok işlem-lerini internet yoluyla yapabi-lecekleri anlatılarak vatandaşla-rımızın konsolosluk işlemlerini kolay ve hızlı bir şekilde kullan-ma yolları gösterildi. Başta Baş-konsolos olmak üzere toplantı-ya katılanlar, memnuniyetlerini ve bu gibi toplantıların daha sık yapılması konusunda ki temen-nilerini dile getirdiler.

21 Mayıs 2010 Pazar günü HDV Leiden Mimar Sinan Camii Toplantı Salonunda Vatandaşları Bilgilendirme Toplantısı Düzenlendi

HAZİRAN 2010 | SAYI 15 | 21

HDV BÜLTEN

Page 22: HDV BULTEN SAYI 15

HDV Veghel Selimiye Camii tarafından 22 ve 23 Mayıs 2010 Cumartesi ve Pazar

günleri düzenlenen Kermes ve Açık Kapı programı yerel toplum tarafından büyük ilgi ve alaka gördü. İlk defa iki gün süren kermeste ziyaretçilere çeşitli yemekler ve gösteriler sunuldu.

Cumartesi günü saat 11.00’den, 22.00’a kadar ve Pazar günü saat 20.00’ye kadar süren açık kapı prog-ramı iki gün boyunca yoğun ilgi gör-düVeghel Belediye meclis üyelerinin ve encümen azalarının da katıldığı prog-ramda cami içerisinde, din görevlisi

Resul Sağır ile yeni cami konusunda görüşmeler yapıldı. Mevcut caminin hizmet veremeyecek durumda olduğu için, üzerine yeni cami yapılacak arsa konusunda yardımcı olmaları talep edildi. Veghel’da ilk defa dışarıya öğle ve ikindi namazları vakitlerinde oku-nan ezan, tüm kentte duyuldu. Uzak-tan ve yakından cami içerisinde düzen-lenen açık kapı programına ilgi çoğaldı ve cami Hollandalı ziyaretçi akınına uğradı. Eğitimli gençlerimizin rehber-liğinde cami içerisinde İslam hakkında bilgilendirmeler yapıldı. Namaz sonrası din görevlisi tarafından Kur’ân ziyafeti verildi. Daha sonra Hollandaca meali

okundu. Ziyaretçiler bu bilgilendirme-lerden çok memnun kaldıklarını hem sözlü hem de ziyaretçi defterine yazılı olarak ifade ettiler. Cumartesi günü ise podyumda genç türkücü Oktay Cüre-bal, Türk Halk Müziği ziyafeti verdi. Adana kebabı, döner, tavuk dürüm, künefe ve bayanlarımızın yaptığı çeşit-li böreklerin tadı herkesin damağında kaldı. Sahneye çıkan Türk Okul-Aile Birliği öğrencilerinden oluşan komedi grubu izleyicilerden büyük alkış top-ladı. Programın sonunda, din görevlisi ve cami başkanı tarafından maddi ve manevi katkıda bulunan bütün Veghel halkına teşekkür konuşması yapıldı.

HDV Veghel Selimiye Camii’nde Açık Günü ve Kermes

22 | SAYI 15 | HAZİRAN 2010

HDV BÜLTEN

Page 23: HDV BULTEN SAYI 15

Zwijndrecht ’ l i bayanların or-ganize edip,

belediye ve ev bürosunun katkılarıyla gerçekleştiri-len “Çocuk Şenliği” renkli görüntülere sahne oldu. Cami Kur’an Kursu öğ-rencilerinden bir grup kız öğrenci de folklor göste-rileriyle şenliğe katıldılar. Gösteriler ilgiyle izlendi. Her yıl Mayıs ayının so-nunda gerçekleştirilen bu şenlikle, çocuklarımıza hoş zamanlar yaşatabil-mek ve Hollandalı çocuk ve ailelerle Türk aileler arasında tanışma ve kay-naşmayı sağlamak amacı güdülüyor. Şenlik, Zwi-jndrecht’te bir gelenek ha-linde devam ediyor.

Zwijndrecht’te Çocuk Şenliği

HAZİRAN 2010 | SAYI 15 | 23

HDV BÜLTEN

Page 24: HDV BULTEN SAYI 15

A) MAHİYETİ ve ÖNEMİFarsça âb (su) ve dest (el) kelimele-rinden oluşan ve “el suyu” anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifası-nın ön şartı olan ve kendisi de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir. Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına ge-len «vudû»dur. Fıkıhta abdest, «belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek» şeklindeki ibadet temizliği olarak tarif edilir.

Abdestle ilgili olarak Kur’ân-ı Kerîm’de, “Ey iman edenler! Nama-za kalktığınızda yüzlerinizi, dirsekle-re kadar kollarınızı yıkayın, başınızı meshedin ve topuklara kadar ayağı-nızı yıkayın. Eğer su bulamazsanız temiz toprakla teyemmüm edin” (el-Mâide 5/6) buyurulur. Bu âyet Me-dine döneminde nâzil olmuş ise de, müslümanların Mekke döneminde mi‘rac gecesinde namazın farz kılın-masından itibaren namaz öncesinde mendup bir davranış olarak abdest aldıkları bilinmektedir. Âyet bunu müstakil bir hükümle teyit etmiş, ayrıca abdestin her amel için değil namaz için farz kılındığını açıkla-mıştır. Hz. Peygamber de hem müs-lümanlara fiilî olarak abdestin nasıl alınacağını göstermiş hem de abdest-siz olarak kılınacak hiçbir namazın Allah katında kabul olunmayacağını belirtmiştir (Buhârî, “Vudû”, 2; İbn Mâce, “Tahâret”, 47).

Abdest başlı başına maddî temizlik özelliği de taşıyıp sağlık açısından bir dizi faydalar içermekle birlikte esa-sen hükmî temizlik işlemi ve arınma yoludur. Bunun için de fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme «necâ-setten tahâret» olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise bi-rer hükmî temizlik usulleri olan ab-dest ve gusülle olur. Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mik-

roplara en açık uzuvlar günde birkaç defa su ile temizlenir. Bu sayede vü-cudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha düzenli hale gelir ve vücuda fi-zikî-tıbbî birçok fayda sağlar. Ayrıca abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah’ın huzuruna çıkacak müminin mânevî ve ruhî hazırlık ve temizli-ği de demektir. Bu yüzden abdest, maddî temizlikle mânevî temizliği birleştirici, müslümana mânevî yön-den destek ve güç sağlayıcı bir anlam ve öneme sahiptir.

B) ABDESTİN GEREKLİLİĞİAbdest başlı başına ve bizzat amaç olan bir ibadet değil belli ibadetleri yapmayı mubah kılan, kulun bu iba-detlere mânen ve ruhen hazırlanma-sına ve bu ibadetlerden âzami verim elde etmesine yardımcı olan vasıta (vesile) ibadettir. Bazı ibadetler ve fiiller içinse abdestli olmak dinen gerekli görülmemiş olsa bile, taşıdı-ğı birçok maddî ve mânevî faydalar sebebiyle tavsiye edilmiştir. Bundan dolayı abdestin dinî değer ve bağla-yıcılık hükmü farz, vâcip ve mendup şeklinde üç çeşittir. Namaz kılmak, Kâbe’yi tavaf etmek, tilâvet secdesi yapmak, Kur’an’a dokunmak için ab-dest dinen gereklidir. Sünnî mezhep-lerin çoğu bunların farz olduğunda görüş birliğinde olup yalnız Hanefî-ler Kâbe’yi tavafta abdesti vâcip gö-rürler. Kur’an’a dokunmak için ab-destin farz olduğu hükmü, Kur’an’a ve Sünnet’e de (el-Vâkıa 56/79; Beyhaký, Sünen, I, 87-88) dayandı-rılmakla birlikte esasen müslümanla-rın Kur’an’a atfettikleri önemi ve on-dan istifadeyi âzami ölçüye çıkarma gayretlerini yansıtan ve bünyesinde birçok sosyal ve psikolojik gerekçeyi barındıran kolektif şuur konumun-dadır. Yatmadan önce abdest almak, vakit namazları için ayrı ayrı abdest almak, ezan okurken abdestli bulun-mak mendup görülmüştür. Hatta mümine mânevî destek sağladığı, âdeta müminin silâhı olduğu, ayrıca

Hz. Peygamber’in mümkün olduğu ölçüde abdestli halde bulunduğu göz önünde tutularak İslâm âlimleri mü-minin imkân ölçüsünde her işe ab-destli olarak başlamasını ve abdestli bulunmasını tavsiye etmişlerdir. Ab-destin yukarıda özetlenen bu dinî hükmünün tabii sonucu olarak ab-destsiz kimsenin, cenaze namazı da dahil namaz kılması, şükür ve tilâvet secdesi gibi namaz hükmüne tâbi fi-illeri yapması, Kâbe’yi tavaf etmesi, Kur’an’a dokunması ve onu elle tut-ması câiz görülmez. Abdestsiz olarak Mushaf ’a bakarak veya ezberden Kur’an okumak ise câizdir. Kur’an yüce Rabbin kelâmı olduğu için ona her zaman âzami saygı göstermek, sû-i edeb olarak algılanacak davra-nışlardan kaçınmak gerekir. Kur’an tilâveti, öteden beri sünnet değer hükmü atfedilen bir ibadet olarak telakki edildiği için, Kur’an tilâvet ederken hem bu kolektif şuuru in-citmemek ve hem de esasen her çeşi-diyle ibadetin abdestli olarak ifasının ibadeti tamamlayan bir boyut olma-sı sebebiyle böyle davranıp ibadet lezzetini daha derinden almak için abdestli olmaya özen göstermelidir. Fakihlerin Kur’an tilâvetini sünnet olarak nitelendirip ona ibadet içeriği yüklemeleri bu anlamda doğrudur ve bunun için abdestli olmanın şart ko-şulması da yerindedir. Ancak Kur’an okumaktan asıl maksat mânasını an-lamaksızın okuma değil, anlamak ve gereğini yerine getirmek üzere oku-madır. Zaten Kur’an’ın indirilişinin aslî amacı da budur. Birinci okuyuşta ibadet niteliği ön plana çıktığı, ikin-cisinde ise anlama önem kazandığı için iki tür okuyuş arasında abdest açısından bir ayırım yapmak müm-kündür. Bu ayırım sebebiyle olmalı ki, bazı bilginler, ikinci tür okuyuş biçiminde abdest almayı şart koşma-mışlardır.

Abdest

(Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı İlmihali)

24 | SAYI 15 | HAZİRAN 2010

FIKIH KÖŞESİ

Page 25: HDV BULTEN SAYI 15

HDV Enkhuizen Alaaddin Camii’nde 24-25 Nisan 2010 tarihlerinde Cami-

imiz yararına bir kermes düzenlendi.

Enkhuizen de gelenek haline gelen ve cemaatin kadın, erkek, genç, yaşlı bütün kesimlerinin destekleriyle dü-zenlenen kermeste, kültürümüze has yiyecek ve içecekler Enkhuizen halkı-nın damak zevkine sunuldu. Gençlik Kollarının orjinal fikirleriyle ortaya koydukları çeşitli oyunlar da kermese neşe kattı. Enkhuizen ve çevresinden Hollandalı ve Türklerin yoğun bir şekilde iştirak ettikleri bu program-da hanımlarımız yiyecek ürünlerinde maharetlerini sergileyerek, gençleri-miz değişik eğlenceleriyle, erkekleri-miz de hanımlarına pişirme ve satışta ki yardımlarıyla tam bir işbirliği örne-ği sergileyerek Camii bütçesine katkı-da bulundular.

Enkhuizen’de Kermes

HAZİRAN 2010 | SAYI 15 | 25

HDV BÜLTEN

Page 26: HDV BULTEN SAYI 15

25 Nisan 2010 tarihin-de HDV Utrecht Ulu Camii yönetim kurulu,

din görevlisi, Kadın ve Gençlik Kolları tarafından cami öğren-cilerinin milli değerlerinin canlı tutulması maksadıyla 23 Nisan kutlaması tertip edildi. Progra-ma cami öğrencilerinin yanısıra çok sayıda insan katıldı. Prog-rama İstiklal Marşı okunarak başlandı. Ardından 23 Nisan’ın anlamı çocuklar tarafından an-latıldı. Programda ayrıca çocuk-ların çok sevdiği çeşitli yarışma-lar da yapıldı. Program öğren-cilerin ve katılımcıların büyük beğenisini kazandı.

HDV Utrecht Ulu Camii Öğrencilerinden 23 Nisan Kutlaması

6 Haziran 2010 tarihinde HDV Utrecht Ulu Camii’nde Kur’an-ı Kerim’e geçen 15

öğrenci için diploma töreni düzenlen-

di. Törene öğrenci velileri başta olmak üzere çok sayıda insan katıldı. Cami din görevlisi Muttalip Karataş tören-de Kuran-ı Kerim’in ve din eğitiminin

öneminden bahsetti. Tören 15 öğrenci-ye diplomaların ve hediyelerin verilme-siyle sona erdi.

HDV Utrecht Ulu Camii’nde Diploma TöreniHDV Utrecht Ulu Camii’nde Diploma Töreni

26 | SAYI 15 | HAZİRAN 2010

HDV BÜLTEN

Page 27: HDV BULTEN SAYI 15

Ali İmran Suresi 7. Ayet

Sana Kitap’ı indiren O’dur. Onda Kitap’ın temeli olan kesin anlamlı ayetler vardır, diğerleri de çeşitli

anlamlıdırlar. Kalblerinde eğrilik olan kimseler, fitne çıkarmak, kendilerine göre yorumlamak için onların çeşitli

anlamlı olanlarına uyarlar. Oysa onların yorumunu ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar: “Ona inandık,

hepsi Rabbimiz’in katındandır” derler. Bunu ancak akıl

sahipleri düşünür. 11. Ebû Hüreyre

radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:“Bir kimsenin câmide cemaatle kıldığı namaz, işyerinde ve evinde kıldığı namazdan yirmi küsur derece daha sevaptır. Şöyleki bir kişi güzelce abdest alır, sonra başka hiçbir maksatla değil, sadece namaz kılmak üzere câmiye gelirse, câmiye girinceye kadar attığı her adım sebebiyle bir derece yükseltilir ve bir günahı bağışlanır. Câmiye girince de, namaz kılmak için orada durduğu sürece, tıpkı namaz kılıyormuş gibi sevap kazanır. Biriniz namaz kıldığı yerden ayrılmadığı, kimseye eziyet etmediği ve abdestini bozmadığı müddetçe melekler: Allahım! Ona merhamet et!Allahım! Onu bağışla!Allahım! Onun tövbesini kabul et! diye ona dua ederler. ”Buhârî, Salât 87, Ezân 30, Büyû` 49; Müslim, Tahâret 12, Mesâcid 272. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât 48; İbni Mâce, Tahâret 6, Mesâcid 14

HAZİRAN 2010 | SAYI 15 | 27

HDV BÜLTEN

Page 28: HDV BULTEN SAYI 15

Vahyedilmeye başladığı günden itibaren in-sanlığın sorunlarına ve ihtiyaçlarına çözüm-ler sunan Kur’an-ı Kerim’in öncelik verdiği

şeylerin başında okuma-yazma gelmektedir. Vahyedilen ilk ayetlerin muhtevası bunu açıkça göstermektedir: “Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı alak’tan yarattı. Oku! Senin Rabbin en cömert olandır. O, kalemle yaz-mayı öğretendir, insana bilmediğini öğretendir.” (Alak suresi, ayet 1–5)

Bu ilk vahyin ardından gelen “Hokkaya, kaleme ve satır satır yaz-dıklarına and olsun” (Kalem suresi, ayet 1) diye kaleme ve yazıya kasem edilen bu ayette de aynı noktaya vur-gu yapılmaktadır.

Bu ayetlerin geldiği günlerde Mek-ke’de okuma-yazma bilenlerinin sayısının parmakla sayılacak kadar az olduğu hatırlanmalıdır. İslâm’ın okuma-yazmaya büyük önem ver-mesi, ilme verdiği büyük değerden kaynaklanmaktadır. Çünkü dinimize göre bilgi, insanoğlunun maddî ve manevî ihtiyaçlarını giderme yolları-nın başında gelmekte, ilerlemenin ve gelişmenin en büyük etkenlerinden sayılmaktadır. Bu sebeple, okuma-yazmaya ve eğitim-öğretime öncelik ve önem verilerek o günlerde başlatılan seferberlik, tarih boyunca da devam etmiştir.

“Allah beni sizlere bir muallim olarak gönderdi” (İbn Mâce, Sünen, Mukaddime, No: 299) diyen Hz. Pey-gamber (s.a.s.), hayatı boyunca bu konuda en güzel örnek olmuştur. O, Medine’ye hicret eder etmez inşa ettirdiği Mescid-i Nebevî’nin bir bölümünü eğitim-öğ-retim için ayırtmıştır. (Ahmet Çelebi, İslâm’da Eğitim Öğretim Tarihi, İstanbul 1983, s. 211) Suffe denilen bu bölümün sevk ve idaresiyle bizzat kendisi ilgilenmiş,

orada ilim tahsil edenlerin geçimlerini de kendi üzerine almıştır. Suffe’de Hz. Peygamber’in rahle-i tedrisinden geçen sahâbîler, ileriki yıllarda dünyada eşine rastlanma-yan bir medeniyetin kurucuları olmuşlardır.

Sistemli ders verilen okulların İslâm tarihindeki ilk örneği olarak kabul edilen Suffe, diğer ilimlerin yanı sıra okuma-yazmanın da öğretildiği bir yer olmuştur. Oku-ma-yazma bilenler, Hz. Peygamber’e vahyedilen ayetleri yazmakla görevlendirilerek “vahiy kâtibi” olma onuru-

nu kazanmışlardır.

Bedir savaşında müşriklerden elege-çirilen esirler, belli bir fidye karşılığın-da salıverilirken, içlerinden okuma-yazma bilenler, 10 Müslümana oku-ma-yazma öğretmeleri karşılığında serbest bırakılmışlardır.

Bilindiği gibi, insanlık için hayatî önem taşıyan ve içinde yaşadığımız bilgi çağında daha da önem kazanan bilgi, kişiler ve toplumlar arasında çe-şitli vasıtalarla aktarılır. Bu vasıtalar, tarihten günümüze gelinceye kadar büyük gelişmeler ve çeşitlenmeler gös-termiş olsa da, okuma ve yazı, eskiden

olduğu gibi günümüzde de önemini ve değerini koru-maktadır. Konunun uzmanlarınca kabul edilmektedir ki, radyo, televizyon, sesli ve görüntülü diskler, kasetler ve benzeri bilgi aktarma araçları ne kadar çoğalırsa ço-ğalsın “okuma” ve “yazı” hâlâ en önemli bilgi edinme ve aktarma araçlarıdır.

Okuma ve yazı; ekonomik, sosyal, kültürel, bilimsel ve diğer alanlarda kalkınmanın, gelişmenin ve ilerleme-nin temel şartlarından olduğu bilinmektedir. Bu şartları yerine getirenler aynı zamanda Allah’ın ilk vahyettiği “oku” emrini de yerine getirmiş olacaklardır.

Dr. M. Fevzi HamurcuRotterdam Din Hizmetleri Ataşesi

İslâm’ın Okuma-Yazmaya Verdiği Önem

Bu ayetlerin geldiği günlerde

Mekke’de okuma-yazma bilenlerinin

sayısının parmakla

sayılacak kadar az olduğu

hatırlanmalıdır.

28 | SAYI 15 | HAZİRAN 2010

HDV BÜLTEN

Page 29: HDV BULTEN SAYI 15

“Hesaba çekilmezden önce kendinizi kendiniz hesaba çekiniz, amelleriniz tartılmadan önce amellerinizi siz tartınız.” Yukarıdaki söz farklı

kaynaklarda farklı şekilleriyle ifade edilmiş olsa da sözün kendi-sinin anlamının ne olduğu önemlidir. Bu sözün farklı bir for-mu Sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’e atfedilirken, sözün bu şekli ile Hz. Ömer’e (ra) ait olduğu kaynaklarımızda yer almaktadır. (İbn-i Ebi Şeybe, Kitabu’l-Musannef, 7/96, No:34459)

Kur’an’da insanın yaratılış gayesi Zariyat suresi 56. Ayette “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” şeklinde belirtilmiştir. İnsanlar yaratılışları itibarı ile bir yaratı-cıya iman etmeye meyilli olarak yaratılmıştır. En ilkel ya da ücra topluluklarda bile insanların bir şeylere inanmış olmaları kişide yüce bir yaratıcıya inanma duygusunun fıtri olduğunu gösteren en açık delildir. Tarihen görülmüştür ki, çok mükemmel olan in-san aklı, tek başına Allah’ı bulmada yeterli olsa da, onun sıfatları konusunda ve detaylarda yolunu şaşırmış ve çoğunlukla da Yüce yaratıcıyı müşahhaslaştırıp elle tutulur gözle görülür hale getir-miştir. Bu ise yanlıştır. Doğru olan ise yüce yaratıcıyı ve inanılma-sı gereken şeyleri doğru kaynaktan öğrenmektir ki bu da Kur’an ile mümkün olmaktadır.

Kur’an da iman esasları detaylı bir şekilde belirtilmiştir. Bun-lardan birisi ise ahirete imandır. Ahiret hayatı bu dünya haya-tından sonra başlayan bir hayat olsa da esas olan bu dünya ha-yatıdır. Çünkü insan bu dünya hayatında yapı ettiklerine göre hesaba çekilecektir. Onun için güzel bir söz olan “Dünya ahiretin tarlasıdır” sözü bizlere çok şey ifade ederken, yukarıdaki hesaba çekilmeden önce kişinin kendisini hesaba çekmesi de büyük bir önem atfetmektedir.

Allah’ın insana verdiği en büyük nimet ona verdiği akıl nimeti-dir. İnsana vermiş olduğu akıl sebebi ile de onu sorumlu tutmuş-tur. İnsan genel olarak bulüğ çağına eriştikten sonra ana hatları ile ne yapıp ettiğini kolaylıkla hatırlamaktadır. Hele bunlar, namaz, oruç, hac, zekat, ana babaya iyilik, yetimlere yardım, işini doğru ve dürüstçe yapma, emanete riayet gibi Allah’ın emirleri ve Al-lah’a ortak koşmak, adam öldürmek, ana babaya karşı gelmek, yetim malı yemek, dürüst kadınları iffetsizlikle suçlamak, sihir ve büyü yapmak, yalancı şahitlikte bulunmak, içki içmek, ku-mar oynamak, yalan söylemek, iftira etmek, dedikodu yapmak ve zina etmek gibi Allah’ın yasak ettiği şeyler olunca çok daha

kolay olmaktadır. İnsan günün meşgalesinden kendini bir tarafa çekip birkaç dakika düşündüğünde yukarıdaki sorumlulukları-mızdan hangisini yerine getirdiğini yada uzak durması gerekirken uzak durmadıklarını çok kolay bir şekilde hatırlayabilmektedir. Öyleyse Müslümana düşen iş işten geçmeden, eyvah demeden, dönülmez yola girmeden kendine çeki düzen vermesidir. Kul hakkını sahibiyle helalleşerek diğer konularda ise tevbe istiğfar ederek içinde bulunduğumuz mübarek üç ayları da fırsat bilerek kendisine yeni bir başlangıç yapmalıdır.

İslam kişinin bütün hayatını ihata etmektedir. Müslümanın sade-ce inandım demesi ona yememekte tam tersine onun bütün hayatını, yani doğumdan ölüme kadar olan süreci kapsamaktadır. Bunun so-nucunda da yapıp ettikleri ahrette karşısına çıkacaktır. Doğumda anne- babanın çocuğuna güzel bir isim vermesi, çocukluğunda ona dinini öğretmesi, daha sonra da buluğ çağından itibaren bütün her şeyi ile ömrünün sonuna kadar dinin bütün boyutları ile muha-tap olmasıdır. İşte kişi bu dünyadaki kısacık hayatını yaşarken sonsuz hayatı olan ahiret hayatını mahvetmemelidir. Dünyayı ahiretin tarlası gibi kullanabilmelidir. Çünkü dünya hayatı ahiret hayatının yanında bir gün ya da daha kısa bir zaman dilimini içermektedir. Bu durum Mü’minün suresi 112-114 ayetlerde şöy-le ifade edilmektedir. “Allah (inkarcılara) «Yeryüzünde kaç sene kaldınız?» diye sorar. Onlar, «Bir gün, ya da bir günden daha az bir süre kaldık. Hesap tutanlara sor» derler. Allah şöyle der: «Çok az bir zaman kaldınız. Keşke bunu (daha önce) bilmiş olsaydı-nız.»” Kişi bu dünyada en küçük bir iyilik yada kötülük yapsa onu muhakkak karşısında bulacak ve ahirette “Oku kitabını! Bu-gün hesap sorucu olarak sana nefsin yeter” denilecek (İsra, 17/14) ve böylece hesaba çekilecektir.

Ahiret hayatına hazırlıklı olmak dünya hayatından uzaklaşma-yı gerektirmez, tam tersine dünya hayatımızı düzgün bir şekle koymamıza yardım eder. İslam, dünya hayatını asla ihmal etme-memizi, dünyadaki nasibimizi unutmamamızı emrederken, ahi-ret yurdunu da aramamızı emreder. “Allah›ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu ara. Dünyadan da nasibini unutma. Allah›ın sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik yap ve yeryüzünde bozgunculuk isteme. Çünkü Allah bozguncuları sevmez.” (Kasas, 28/77). Al-lah Kur’an’da hesap vermekten kaçmanın ve yaptıklarımızı orada gizlemenin mümkün olmadığını (yasin, 36/65) ve hesapta kim-seye haksızlık yapılmayacağını (Enbiya, 21/47), kimseye zulmet-meyeceğini (Kehf, 18/49) fakat cezayı hak edenlerinde cezasını en şiddetli bir şekilde çekeceğini (Nisa, 4/56) haber vermektedir.

Hesap Verme Şuuru (1)Dr. Mustafa Kahraman

Deventer Din Hizmetleri Ataşesi

HAZİRAN 2010 | SAYI 15 | 29

HDV BÜLTEN

Page 30: HDV BULTEN SAYI 15

30 Nisan 2010 tarihinde HDV Uden Yıldırım Beyazıt Camii ve Yıldırım Beyazıt Gençlik

Uden’in 4. kez düzenlemiș olduğu salon futbol turnuvasına Hollanda genelinde toplam 24 takım katıldı. Düzenlenen turnuva, bu yıl kapalı bir spor salonunda yapılan en bü-yük salon futbol turnuvalarından biri oldu. Yașlısı genci yaklașık 400 spor sever turnuvayı takip etti. Turnuva 4 gruptan oluștu. 2 grup sabah ve 2 grup ögleden sonra birbiriyle kıyasıya mücadele ettiler. Her grubun grup bi-rincisi ve grup ikincisi olan takımları çeyrek finale gitmeye hak kazandı. A grubunda Hatayspor ve Dadașspor, B Grubunda Yıldırım United ve Tiel Ahmet Yesevi Camii, C grubunda Oda Koeriersdiensten ve Druten Gençlik, D grubunda, TZN Veghel ve Veghel Selimiye Camii çeyrek finalde müca-dele etmeye hak kazandılar. Turnuva sonunda Tiel Ahmet Yesevi Camii turnuva dördüncüsü ve Oda Koerier-sdiensten turnuva üçüncüsü oldular. Son iki yıldır üst üste șampiyon olan Veghel Selimiye Camii yine çok güçlü bir takım olduğunu kanıtladı ve final’e

kaldı. Final maçına adını yazdıran di-ğer takım ise Hatayspor oldu. Final maçı çok yüksek bir tempoda oynandı. Hatayspor’lu gençler zoru bașardılar ve Veghel Selimiye Camii gibi zor bir ekibi mağlup edip turnuva şampiyonu oldular. Turnuvanın en centilmen ta-kımı ise Hollandalı arkadaşlarımızdan oluşan Tegelhandel Verwijst oldu. Tur-nuva sonunda dereceye giren takımlara kupalarını Uden belediye meclisi üye-si Sultan Günal hanımefendi takdim

etti. Turnuva sonunda Yıldırım Beya-zıt Gençlik Başkanı Seyfullah Yüksel turnuvaya katılan bütün takımlara şükranlarını bildirdi. Yıldırım Beyazıt Yönetimi ve Yıldırım Beyazıt Gençlik büyük bir jest yapıp turnuvaya katılan bütün takımlara günün anısına birer kupa takdim ettiler. Bu turnuva ve-silesiyle gençlerimiz birbirlerini biraz daha yakından tanıma fırsatı buldular. Dostlukla başlayan bir gün yeni dos-lukların kurulmasıyla sona erdi.

Uden’de Futbol Turnuvası

30 | SAYI 15 | HAZİRAN 2010

HDV BÜLTEN

Page 31: HDV BULTEN SAYI 15

Sliedrecht HDV Ulu Camiinde 25.04.2010 tarihinde gençlere yönelik bir konferans düzenlendi. Rotterdam Din Hizmetleri Ataşesi Dr. M. Fevzi Hamurcu tarafından verilen konferansı çok sayıda gencin yanı sıra cami yönetimi kurulu da izledi.

Hollanda’da yaşayan Türk gençlerinin karşılaştıkla-rı sorunlara dikkat çeken

Fevzi Hamurcu, farklı kültür atmosfe-rinde yaşamaktan kaynaklanan sorun-ların, kimliğine sahip çıkmakla daha kolay çözüleceğini ifade etti ve özetle şunları söyledi:

“Dil ve kültür birbirinden bağımsız değildir. Anadilimiz, bizi biz yapan değerlerden birisidir ve kültürümü-zün ayrılmaz bir parçasıdır. Bu se-beple Hollanda’daki gençlerimizden, Türkçeyi çok güzel konuşacak ve kul-lanacak düzeye gelmelerini istiyor ve bekliyoruz. Özdeğerlerini benimseye-meyen ve bunları iftiharla sunamayan gençlerimizin Türk toplumuna da Hollanda toplumuna da fazla bir kat-kısı olamayacaktır.”

“Farklılıklarımız, toplumların uyum içinde yaşamasına engel teşkil eden hususlar değildirler. Hayat paylaşılın-

ca daha güzeldir. Bilgiyi paylaşmak da çok önemlidir. Hayat bir öğrenme sürecidir. Kuşaklar arası çatışma, bir-birlerini daha iyi tanıdıklarında ve an-ladıklarında daha kolay önlenebilir.”

“Gençlerimizin, Hollandaca’yı da bir Hollandalı kadar güzel konuşma-larını ve eğitimlerini en üst noktaya

kadar tamamlamalarını istiyoruz” di-yerek sözlerini tamamlayan Hamur-cu, bir başka programda buluşmak dileğiyle konferansı bitirdi. Sliedrecht HDV Ulu Camii yönetim kurulu baş-kanı Asım Gürsoy ve din görevlisi Ha-run Durak’ın teşekkür konuşması ile program sona erdi.

HDV Sliedrecht Ulu Camii’nde Gençlere Konferans

28 Mayıs Cuma günü Rot-terdam HDV Mevlana Camii`nde, Kur`an-ı Kerim

Kursuna katılan 57 bayan öğrenciye Hatim ve Mezuniyet merasimi dü-zenlendi. Programın açılış konuş-masını yapan din görevlisi Bayram Danacı, camide bayanlara yöne-lik Kur’an Kursunun açılmasının Kur’an’a hizmet olduğunu, Kur’an’a hizmetin de en büyük hizmet oldu-ğunu hatırlatarak, Kur’an-ı Kerimi öğrenmek için bu kurslara katı-lan hanımefendilerin, Peygamber efendimizin “Sizin en hayırlınız Kur’anı öğrenen ve öğretendir” hadis-i şerifindeki müjdeye nail ol-duklarını, Kur’anın gönüllere huzur ve hayat getiren, bütün bir beşeriye-tin önünden ve arkasından karanlık-

ları kaldırıp bertaraf eden ilahi bir hidayet kaynağı olduğunu söyledi. Daha sonra program Hoca Hanımın başkanlığında Kursa katılan bayan-lardan oluşan ilahi grubunun ilahiler

söylemesiyle devam etti. Program, bayan hoca Aslı Danacı’nın Kura’n-ı Kerim kursuna katılan kursiyerlere teşekkür etmesiyle ve yapılan hatim duasıyla son buldu.

HDV Rotterdam Mevlana Camii’nde Hatim Merasimi

HAZİRAN 2010 | SAYI 15 | 31

HDV BÜLTEN

Page 32: HDV BULTEN SAYI 15

İSLÂM BÜYÜKLERİ

İmâm-ı a’zamın talebelerinin en başta gelenlerinden, Hanefî mezhebinde yetişmiş müctehid-

lerin en büyüğüdür. Asıl adı, Ya’kub bin İbrâhîm’dir. Ebû Yûsuf künyesidir. 113 (m. 731) senesinde Kûfe’de doğ-du. 182 (m. 798)’de Bağdâd’ta vefât etti. İmâm-ı Ebû Yûsuf ’un soyu Es-hâb-ı kirâmdan Sa’d bin Hâtem el-En-sârî’ye dayanır. Peygamber efendimiz (s.a.v.) hazret-i Sa’d bin Hâtem’e hayır duâ etmiştir. Küçük yaşta iken Uhud Savaşı’na katılmak için Peygamber efendimizden izin istedi. Peygamber efendimiz başını okşayıp, “Küçüktür, gazaya gidemez” buyurdu. Sa’d bin Hâtem Kûfe’ye yerleşip orada vefât etti.

Ebû Yûsuf önceleri bir müddet Ebû İshâk Şeybânî, Süleymân Temimî, Yahyâ bin Sa’îd el-Ensârî, Süleymân bin Mihran el-A’meş, Hişam bin Urve gibi büyük fakîh ve muhaddislerin derslerine devam etti. Muhammed bin Abdurrahman bin Ebî Leylâ’nın ders-lerine de devam ettiği sırada, bu zâtın ba’zı müşkil mes’elelerde İmâm-ı A’za-ma müracaat ettiğini ve onun talebe-lerinin ilimde daha üstün yetişmekte olduğunu görünce İmâm-ı A’zamın büyüklüğünü anlayıp, ona talebe oldu. Yetim olup fakîr bir ailenin çocuğu ol-masına rağmen, İmâm-ı A’zamın ders-lerine büyük bir gayretle devam etti. İmâm-ı A’zam, onun keskin zekâsını görüp derslere sürekli devam etmesi için fakîr olan ailesinin geçimini de kendi üzerine aldı. Ailesini rahatlıkla geçindirip ilme yönelmesi için ona de-vamlı yardımda bulundu.

Birgün İmâm-ı Ebû Yûsuf hazretle-ri çok hasta oldu. Birisi gelip İmâm-ı A’zama Ebû Yûsuf ’un öldüğünü söy-ledi, İmâm-ı A’zam “O ölmedi” bu-yurdu. Ölmediğini nereden bildiniz dediklerinde: “İlme çok hizmet etti, meyvalarını toplamadan ölmez” bu-yurdu. Hakikaten ölüm haberinin doğru olmadığı anlaşıldı.

İlmi, üstünlüğü ve talebeleri her ta-rafa yayılıp, meyvalarını aldıktan sonra vefât etti. İmâm-ı A’zam hazretleri bir defasında “Bu genç hayatta iken ona muhalefet eden bulunmaz” buyurdu. Ebû Yûsuf; Ebû Hanîfe’den, İshâk Şeybânî’den, Hişam bin Urve’den, Ab-dullah bin Amr-ı Ömerî’den, Hanzala bin Ebû Süfyân’dan, Ata bin Sa’ib’den, Muhammed bin İshâk bin Beşâr’den, Haccâc bin Ertat’den, Hasen bin Di-nar’dan, Leys bin Sa’d’den, Ebû Eyyûb bin Utbe’den ve daha birçok âlimler-den hadîs-i şerîf dinledi ve öğrendi. Bir hadîs dersinde elli, altmış hadîs ezber-ler, dersten çıkınca bunları yazdırırdı. Muhammed bin Hasen Şeybânî, Amr bin Muhammed-i Nâkıd, Ahmed İbni Müni, Ali İbni Mûsâ-i Tûsî, Abdüs bin Bişr, Hasen bin Şebib ve daha birçok âlimler de Ebû Yûsuf ’dan hadîs-i şerîf rivâyet etmişlerdir.

Ebû Yûsuf İmâm-ı A’zamın dersleri-ne onaltı yıl devam edip, ilimde yük-sek dereceye ulaştı ve müctehid oldu. İmâm-ı a’zamın fıkhını ve mezhebini yayan talebelerinin başında Ebû Yûsuf gelir. Bu hususta ilk kitap yazan da odur.

Ebû Yûsuf, hakkında nass bulun-mayan bir mes’eleyi hükme bağlarken önce hocası İmâm-ı a’zamın ictihâdına bakar, bulursa ona göre hüküm verir-di. Bulamazsa kıyas ve kendi re’yi ile hareket ederdi. Bu hususta da hocası-nın koyduğu usûl ve kaidelere baka-rak mes’eleyi hükme bağlardı. Tefsîr, ûkıh ilimlerinde yüksek dereceye sa-hip ve üçyüzbin hadîs-i şerîfi ezbere bilen Ebû Yûsuf (r.a.), hocası İmâm-ı A’zamın vefâtından sonra onun ba’zı talebelerine ders vererek onları ilimde yetiştirmiştir. Ayrıca İmâm-ı A’zamın fıkhını ya’ni Hanefî mezhebini nak-letmiş ve bu hususta kitaplar yazmış-tır. Ebû Yûsuf ’un muasırlarına göre üstünlüğünü gören Abbasî halifesi Mehdî onu kadılığa ta’yin etti. Abbasî halifelerinden Hâdî ve Hârûn Reşid

zamanlarında da kadılık yaptı. İlk defa “Kâd-ül-kudâd” unvanını alan Ebû Yûsuf (r.a.), Hârun Reşid zamanında bütün kaza (hâkimlik) işlerinde, hü-küm verdiği için “el-Kâd-ül-Kudâd-üd dünyâ” unvanı ile anılmıştır. Onaltı yıl kadılık yaptı ve bu vazifesi sırasında da halkın suâllerine fetva verip müşkül-lerini hallederdi. Hanefî mezhebinde fetva verilirken İmâm-ı a’zamın sözüne uygun olarak fetva verilir. Aranılan hu-sus onun sözlerinde açıkça bulunmaz-sa İmâm-ı Ebû Yûsuf ’un sözü alınır ve bu hususdaki usûl takip edilerek fetva verilir.

Eserleri:1- Fıkıh ve usûle dâir eserleri şun-

lardır: Kitâb-üs-salât, Kitâb’uz-Zekât, Kitâb’us-Siyam, Kitâb’ül Ferâiz, Kitâb-ül-buyu’, Kitâb-ul-hudûd, Kitâb-ul-vekâle, Kitâb’ül vesâyâ, Kitâb’ül sayd ve’z-zebâyıh, Kitâb-ul-gasb ve İstibra, Kitâb-ül-ihtilâf-ul-emsâr.

2- Kitâb-ul-haraç: Halife Hârun Reşîd’in isteği üzerine yazdığı bu ki-tapda: Devletin mâlî kaynaklarını, devletin gelir yollarını geniş bir şekil-de anlatmaktadır. Bu hususta Kur’ân-ı kerîme, Peygamberimizden (s.a.v.) ri-vâyet olunanlara ve Sahâbe fetvalarına dayanmaktadır. Bu eser Fransızcaya, İngilizceye ve başka dillere de tercü-me edilmiştir. er-Ritâc adlı şerhi Bağ-dâd’da 1980 yılında yayınlanmıştır.

3- Kitâb-ul-Âsâr: İmâm-ı A’zamdan rivâyet ettiklerini topladığı bir kitaptır.

4- İhtilâf-u Ebû Hanîfe ve İbn-i Ebî Leylâ: Bu kitapta Ebû Hanîfe ve Ebî Leylâ’nın ihtilâf ettikleri mes’eleleri toplamıştır. Bu kitabı ondan İmâm-ı Muhammed nakletmiştir. Ba’zı ilâveler yapmış ve bölümlere ayırıp bir tertibe tâbi tutmuştur.

5- Kitâb’ur red âlâ Siyer-i Evzâî: Bu kitabında İmâm-ı Evzâî ile İmâm-ı a’zamın ihtilâf ettikleri mevzuları an-latmıştır.

6- Kitâbu İhtilâf-ül-emsâr, Kitab-ül-Gevâmi, El-Emâli, El-İmlâ, En-Neva-dir gibi eserleri vardır.

İMÂM-I EBÛ YÛSUF (r.a.):

32 | SAYI 15 | HAZİRAN 2010

Page 33: HDV BULTEN SAYI 15

Kermesde yiyecek satışının yanısıra, şark odası, Türkiye’nin tanıtımına yönelik tablolar, Anado-lu yöresine ait halk oyunları ve kolbastı oyunu

gibi etkinlikler de düzenlendi. Çocuklara yönelik oyunlar çekilişler ve zıp zıp balonlarda (springkussen) kermese ayrı bir renk kattı. Kermese Maassluis ve çevresindeki şehirlerde yaşayan Türk, Marokkaan ve Hollandalı ziyaretçiler yoğun ilgi gösterdiler.

Ayrıca ker-mesin 3. günü olan 24 Mayıs 2010 tarihin-de “açık gün” düzen lendi . Açık gün ve-silesiyle cami 10:00-18:00 saatleri ara-sında açık bu-

lunduruldu. Gelen ziyaretçilere İslam dini, cami ve dini yaşantı hakkında bilgiler verildi. Aynı gün camide misa-firlerle ilgilenmek ve gerekli tanıtımı yapmak üzere başta din görevlisi Sait Yozgat ve tercümanlık yapan dernek gö-revlilerimizden Tekin Ateş de hazır bulundular. Açık günde ayrıca gelen misafirlere zengin Anadolu mutfağından çeşitli yiyeceklerde ikram edildi.

HDV Maassluis Yeni Camii’nde 22-24 Mayıs 2010 tarihlerinde cami yararına gelir elde etmek amacıyla bir kermes düzenlendi. Camii Yönetim Kurulu ve Kadın Kolları tarafından hazırlanan Türk mutfağına ait çeşitli yiyecekler, geliri cami yararına olmak üzere satışa sunuldu.

HDV Maassluis Yeni Camii’nde Kermes ve Açık Gün

HAZİRAN 2010 | SAYI 15 | 33

HDV BÜLTEN

Page 34: HDV BULTEN SAYI 15

İlahî bir güneşsin, nûruna pervânedir âlem,

Yakan uşşâkı ol muhrık sadâsın yâ Rasûlallâh!

A. Ulvi Kurucu

Kudûmün rahmet ü zevk u safâdır yâ Resûlallâh.

Zuhûrun derd-i uşşâka devâdır yâ Resûlallâh.

Aziz Mahmud Hüdâî

Muhammed’den mahabbet oldu hâsıl,

Muhammed’siz mahabbetten ne hâsıl!

Mechul

Müjdecim, kurtarıcım, efendim, Peygamberim,

Sana uymayan ölçü, hayat olsa teperim!

Necip Fazıl Kısakürek

Namazım yok, niyâzım yok, benim bir kuru âhım var;

Ümîdim kesmezem Hak’tan, Muhammed gibi şâhım var…

Mechul

Perîşân sözlerimden bıkma, hoşgör yâ Rasûlallâh!

Kulun şeydâdır ammâ, açtığın vâdîde şeydâdır.

Mehmed Âkif

Sana Ahmed mi Muhammed mi mahabbet mi diyem,

Yoksa mahbûb-ı Hudâ şâh-ı melâhat mi diyem!

Nigârî

Sen bildirdin kimdir Allâh

Sensiz kimdir O’ndan âgâh

Fuzûlî

Sen ol şâhinşeh-i levlâk-mesnedsin ki bin Mûsâ,

Asâ ber kef kapında pâsbândır yâ Rasûlallâh!

Kâzım Paşa

34 | SAYI 15 | HAZİRAN 2010

ŞİİR KÖŞESİ

Page 35: HDV BULTEN SAYI 15

29/30 Mayıs tarihlerinde Hel-mond Fatih Camii’nde 2 günlük kermes etkinliği dü-

zenlendi. Hollandalı ve Türk misafir-lerin iştirak ettiği kermeste çok değişik program sunumuyla gelen ziyaretçiler hoş vakit geçirdiler. Cumartesi günkü programa katılan Ozan Çelebi muhte-şem bir konserle bilhassa birinci kuşak vatandaşlarımıza duygulu anlar yaşat-tı. Kardelen grubu da ikinci günde verdiği konserler ve muhteşem sema gösterileri ile hem Hollandalılar hem de Türk ziyaretçiler tarafından ilgiyle izlendi. HDV Helmond Fatih Camii minikler folklor ekibi de gösterilere ayrı bir renk kattı. Kadınlar kolunun hazırlamış olduğu Türk mutfağından güzel örnekler de gelen konuklar tara-fından afiyetle yenildi. Kermeste ay-rıca Ebru sanatı ve kitap stantına ilgi büyük oldu.

Hollanda Diyanet Vakfı’na bağlı camiler arasında ya-pılan “Ezanı Güzel Oku-

ma” yarışmasına HDV Dordrecht

Mevlana Camiini temsi-len katılan ve bölge birin-cisi olan Abdullah Enes Uysal isimli öğrencimize, Dordrechtli Türkler Plat-formu Başkanı ve Güler Advisering’in sahibi ha-yırsever işadamı Bahat-tin Güler ile Advocaten Kantoor Sarıer’in sahibi Avukat Gökhan Sarıer bir adet laptop bilgisayar he-diye ettiler.

İşadamı Bahattin Güler ile Avukat Gökhan Sarıer hediye takdimi sıra-

sında bu başarıda büyük payı olan din görevlisi Hakan Açıkgöz ve birin-ci olan Abdullah Enes Uysal’ı tebrik ederek, bundan sonra da başarılı olan gençlerimizi teşvik amacıyla ödül-lendirmekten mutluluk duyacakları-nı ifade ettiler. Din görevlisi Hakan Açıkgöz de kendilerine teşekkür etti ve başarılı öğrencilerin bu tür hediyelerle ödüllendirilmelerinin onları gelecek-te daha başarılı olmaları noktasında motive edeceğini, diğer öğrencilerin de teşvik edilmesine çok büyük katkı sağlayacağını vurgulayarak bu anlamlı davranışın herkese örnek olması te-mennisinde bulundu.

HDV Helmond Fatih Camii’nde Kermes

Dordtrecht’ de Örnek Davranış

HAZİRAN 2010 | SAYI 15 | 35

HDV BÜLTEN

Page 36: HDV BULTEN SAYI 15

Hollanda Diyanet Vakfı tarafından her yıl HDV Şube Gençlik Kolları futbol takımları arasında düzenlenen Vakıf Kupası Turnuvası’nın finalleri, 6 Haziran 2010 tarihinde Rotterdam Kocatepe Spor Tesislerinde yapıldı.

HDV Şube Gençlik Kolları arasındaki dostluk ve kar-deşlik duygularını geliş-

tirmek, gençliği kötü alışkanlıklardan uzaklaştırarak spora yönlendirmek amacıyla düzenlenen Vakıf Kupası Turnuvası, her yıl olduğu gibi bu yıl da sporcu gençlerimizin ve takım so-rumlularının olgun ve centilmen dav-ranışları sayesinde olumsuz bir olay yaşanmadan sporun ruhuna uygun bir şekilde tamamlanmıştır. 6 Haziran 2010 tarihinde Rotterdam Kocatepe Spor Kulübü tesislerinde yapılan Vakıf kupası Finali ve Kupa törenine katılan Lahey Din Hizmetleri Muşaviri ve HDV Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, Turnuvaya katılan

HDV Vakıf Kupası Finali Rotterdam’da Yapıldı

36 | SAYI 15 | HAZİRAN 2010

HDV BÜLTEN

Page 37: HDV BULTEN SAYI 15

takımlara ve turnuvada emeği geçen herkese teşekkür ederek, turnuvanın güzel bir organizasyonla tamamlan-masına yardımcı olan seyirci, yönetici ve katılımcıları kutladı.

Kupa birincisi Veghel takımı oldu

30 Mayıs’ta yapılan musabakalar-da Yarı Finale kalan dört takım hava şartlarının müsait olmaması nedeniyle yarı final ve final maçlarını tamam-layamamış, organize ekibi tarafından final karşılaşmaları bir hafta sonraya ertelenmişti. 6 Haziran’da karşılaşan dört takımdan, Rotterdam Kocatepe, Den Haag Ah-i Evran, Veghel Selimi-ye ve Nijmegen Eyup Sultan takımları yapılan karşılaşmalar sonunda yarı fi-nale yükseldiler. Yarı final karşılaşma-ları Rotterdam Kocatepe – Den Haag Ah-i Evran ve Veghel Selimiye – Nij-megen Eyup Sultan takımları arasında yapıldı. Bu karşılaşmalar sonunda ra-kiplerini eleyen Den Haag Ah-i Evran

ile Veghel Selimiye takımları finalde karşılaştılar. Büyük heyecan ve çekiş-menin yaşandığı maçın normal süresi 0-0 bitti. Seri penaltı atışları sonunda rakibine üstünlük sağlayan Veghel Se-limiye Camii futbol takımı Turnuva şampiyonu olarak HDV 2010 Vakıf Kupası’nı almaya hak kazandı. Turnu-vada ikinciliği Den Haag Ah-i Evran Camii futbol takımı alırken, Rotter-

dam Kocatepe futbol takımı ise rakibi-ni yenerek turnuva üçüncülüğünü ka-zandı. 2010 Yılı Vakıf Kupası Turnuva-sında, Vakfımızın çok önem verdiği ve Futbol Turnuvasını Organize ederken amaçladığı dostluk, kardeşlik, saygı ve sevgi gibi özellikleri sergileyen takım-lar arasından seçilen HDV Groningen Eyup Sultan futbol takımı ve yönetimi Centilmenlik kupasına layık görüldü.

HAZİRAN 2010 | SAYI 15 | 37

HDV BÜLTEN

Page 38: HDV BULTEN SAYI 15

Avrupa Din Hizmetleri Müşavirliklerinin düzenleyecekleri Hac Organizasyonlarında takip edecekleri çalışma takvimini düzenleyen ve Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından gönderilen talimat gereği, Din Hizmetleri Müşavirliğimiz ve Hollanda Diyanet Vakfı tarafından düzenlenecek 2010 Yılı Hac Organizasyonu ile ilgili aşağıdaki konuların, din görevlilerimiz ve şube dernek yöneticilerimiz tarafından iyice anlaşılıp vatandaşlarımıza duyurulması ve Hac önkayıtları esnasında dikkate alınması önem arzetmektedir.

Bu itibarla;1. Bu yıl Diyanet İşleri Başkanlığımızın talimatıyla

yurtdışından sadece aşağıdaki kategorilerde hac orga-nize edilecektir. Bu kategorilerin fiyat ve şartları kesin kayıtlar esnasında hacı adaylarımıza bildirilecektir. Bununla birlikte bahsedilen bu tiplerin genel özellik-leri şunlardır; I. Normal Yemekli 1.Tip;Binadaki ikamet durumu genelde oda sistemine uy-gun olan “Normal Yemekli 1.Tip”te, en fazla 6 kişiye 1 wc-banyo düşecek şekilde yerleşim yapılabilen, fizi-ki yapısı iyi, asansör sayısı yeterli, lobisi geniş ve ferah, müstakil yemekhane/irşat salonu bulunan, ortak kul-lanım mekanları hacı sayısına göre yeterli, kadın ve erkeklerin ayrı ayrı odalarda en çok 5 kişinin birlikte kalacağı ve genel olarak değerlendirildiğinde diğer normal tip standardındaki binalara göre daha olumlu özellikleri ve rahatlığı bulunan, Mekke’de Hareme en fazla 7 km, Medine’de ise Merkeziye’de en fazla 700

metre mesafede yer alan binalarda, konaklama yaptı-rılacaktır.

II. Müstakil Odalı Tip;Diğer Normal Tip Hac organizasyonlardan farkı; sa-dece tuvaleti ve banyosu içerisinde olan iki veya üç ki-şilik odalarda konaklanmasıdır. Diğer hizmetlerden, Normal Tip Hac Organizasyonlarını tercih edenlerle aynı sekilde yararlanacaklardır. Bu tip hac organi-zasyonunda otel hizmeti (oda servisi vs.) verilmez. Geçmis yıllarda olduğu gibi bu yıl da bu tipte konten-jan sınırlı olduğundan, kontenjanın dolması halinde yedekte kalanlar, yer açılması durumunda kesin kayıt yaptıracaklardır.

2. 2010 Yılı Hac Organizasyonu kesin kayıtları, Diyanet İşleri Başkanlığımızın 2010 yılı Yurtdışı Hac Yönergesinin yayınlanmasından sonra 10 Agustos 2010 tarihinden itibaren başlayacaktır.

2010 Yılı Hac Organizasyonu 1 Haziran’da Başladı

38 | SAYI 15 | HAZİRAN 2010

HDV BÜLTEN

Page 39: HDV BULTEN SAYI 15

3. Bu sebeple, 2010 Yılı Hac Organizasyonu ile il-gili kontenjan ve fiyatlar henüz belli olmadığından bu yıl da, Hollanda’dan Organizasyonumuzla hacca gi-decek hacı sayısının tespit edilmesi amacıyla ön kayıt sistemiyle kayıt alınacaktır.

4. Kontenjan belli olduktan sonra ön kayıt yapılan hacı adaylarının sayısının kontenjandan fazla çıkması durumunda, hacı adayları ön kayıt numarasına bakıl-maksızın aşağıdaki ölçülere göre öncelik sırasına tabi tutulacak ve şartları tutmayan önkayıtlılar yedek ola-rak kaydedilecektir. Kesin kayıtlarda tercih edilecek ve öncelik verilecek özellikler sırasıyla şunlardır.a) Hollanda Diyanet Vakfına bağlı camilerimizden birine üye olmak veya kaydadeğer katkıda bulunmuş olmak.b) Hollanda Diyanet Vakfı Cenaze fonu üyesi olmak. c) İlk defa hacca gidecek olmak.

5. Ön kayıtlar, 01.06.2010 tarihinde başlayacak, 30.06.2010 tarihinde de sona erecektir.

6. Hacı adaylarımız, 01.06.2010 tarihinden itiba-ren din görevlilerimiz ve cami yöneticilerimizin yar-dımıyla ekte hazırlanan ön kayıt formunu doldurarak imzalayacaklar ve herbir hacı adayı ön kayıt için 250 Avro Hac hesabına ödeyecektir.

7. Daha sonra kesin kayıt esnasında yapılan bu ön ödeme fiyattan düşülecektir. Ön kayıt yaptırdığı halde geçerli bir sebep olmaksızın vazgeçenlerden 50 Avro kesinti yapılacaktır.

8. Önkayıtlı sayısının kontenjandan az olması du-rumunda ise, ön kaydı yapılan bütün hacı adayları daha sonra kendilerinden istenilen belgeleri zamanın-da teslim etmeleri halinde kesin kayıtları yapılacaktır.

9. Hollanda’da yasal oturumu olmayanlar ile Tür-kiye’den müracaat edenlerin müracaatları –(Suudi Arabistan Hac Bakanlığı tarafından)- kabul edil-meyecektir. Kayıt için Hollanda’da yasal oturumlu olmak şarttır.

10. Hollanda dışında herhangi bir Avrupa ülkesin-de oturumlu olan veya Hollanda ikamet edip Türk vatandaşlarıyla herhangi bir akrabalık bağı bulunma-

yan, Faslı, Iraklı, Afganistanlı, Somalili vb. gibi diğer ülke vatandaşı müslümanlar, Hollanda pasaportu olsa dahi (Suudi Arabistan Hac Bakanlığı kabul etmediği için) kayıt yapılmayacaktır.

11. 45 yaşın altında olup mahremi bulunmayan bayanlar, hac vizesi Suud Hac Bakanlığının kararı nedeniyle alınamayacağından kesinlikle kayıt yapıl-mayacaktır.

12. Sağlık yönünden, hac ibadetini kendi başına yapabilmesine mani durumu olanların ve yürüme engeli bulunanların ve tekerlekli sandalye kullanan-ların hac müracaatları kesinlikle kabul edilmeyecek-tir. Bu durumda olanlar vekalet yoluyla hacca teşvik edilecektir. Hac ibadetini kendi başına yapabilmesi-ne mani durumu olduğu halde kayıt yaptıran kişi-lerin durumu tespit edildiği an yapılan müracaatlar iptal edilecektir.

13. Hacca hangi pasaportla gidilecekse o pasapor-tun verileri müracaat formuna doldurulacaktır. Hol-landa pasaportu olanların bu pasaportla müracaat etmeleri daha uygundur. Türk pasaportuyla müracaat edenler oturum kartı, veya Hollanda pasaportunu ya-nında götürmek durumundadırlar.

14. Doldurulup imzalanmış önkayıt formu ve 250 Avro’luk ön ödemenin yapıldığına dair belge Hol-landa Diyanet Vakfının, 070-3644565 nolu faksına, [email protected] e-mailine veya mektup adresine gön-derilecektir. Vakfımıza ulaşan müracaatlara önkayıt numarası verilecek ve önkaydı yapılan hacı adayları-mız internet aracılığıyla ilan edilecektir.

15. 2010 Yılı Hac Organizasyonu ile ilgili güncel bilgi ve gelişmeler www.diyanet.nl internet adresin-den duyurulacaktır.

16. Önkayıtta ödenecek ücretin yatırılacağı hesap numarası bu yıl değişmiş olduğundan yeni hesap nu-marası ve bilgileri aşağıda verilmiştir.

Hac Hesap No : 55.84.78.948Hesap İsmi : Bureau van Sociale ZakenŞehir : Den HaagBanka : ABN-AMRO Bank

HAZİRAN 2010 | SAYI 15 | 39

HDV BÜLTEN

Page 40: HDV BULTEN SAYI 15

T.C.Lahey Büyükelçiliği

DİN HİZMETLERİ MÜŞAVİRLİĞİile

HOLLANDA DİYANET VAKFItarafından

KAMPANYASI

Dergilerimize abone olmak için;1. Yıllık abone ücretini Bureau van Sociale Zaken adına ABN AMRO bankası,

Den Haag şubesindeki 51.77.34.958 nolu hesabına yatırınız.2. Adres bilgilerinizin yer aldığı ekteki formu doldurarak Din Hizmetleri Müşavirliğine gönderiniz

veya bölgenizdeki HDV Camii Din Görevlisine veya yöneticilerine teslim ediniz.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI SÜRELİ YAYINLARI YURTDIŞI YILLIK ABONE ÜCRETLERİ

Derginin Adı Yıllık Abone Ücreti 

Diyanet Avrupa Aylık Dergi 24 AvroDiyanet Çocuk Dergisi 24 Avro

Diyanet İlmi Dergi 20 Avro Diyanet Aylık Dergi 30 Avro

Adı : ......................................................................................................................................

Soyadı : ......................................................................................................................................

Adresi : ......................................................................................................................................

Posta Kodu : ......................................................................................................................................

Şehir : ......................................................................................................................................

E-mail adresi : ......................................................................................................................................

Telefonu : +31- .....................................................................................................................

ABONELİK MÜRACAATI

Tarih : . . . . . . . . . ./ . . . . . . . . . ./2010

HOLLANDA DİYANET VAKFI’NA

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından süreli yayınlar olarak çıkarılan dergilerden aşağıdakilere abone olmak istiyorum. (Abone olmak istediğiniz dergiyi/dergileri işaretleyiniz.)

1. Diyanet Avrupa Aylık Dergi (24 Avro)2. Diyanet Çocuk Dergisi (24 Avro)3. Diyanet Aylık Dergi (30 Avro)4. Diyanet İlmi Dergi (20 Avro)

Bir yıllık abonelik ücretini, Bureau van Sociale Zaken adına ABN AMRO bankası, Den Haag şubesindeki 51.77.34.958 nolu hesabına ödedim. Ödeme belgesinin fotokopisini ekte gönderiyorum. Adres bilgilerim aşağıda verilmiştir. Aboneliğimin bugünden itibaren başlatılmasını talep ediyorum.

Abonenin: