40
H O L L A N D A D İ Y A N E T V A K F I A Y L I K H A B E R B Ü L T E N İ 5 31 10 T.C. Lahey Büyükelçisi Uğur Doğan HDV Rotterdam Kocatepe Camii’nde Kütüphane Açılışına Katıldı HDV Utrecht Ulu Camii İnşaatı Devam Ediyor HDV Başkanı Varşova’da AGİT Toplantısına Katıldı KASIM • 2010 SAYI 20

HDV BULTEN SAYI 20

Embed Size (px)

DESCRIPTION

HDV BULTEN SAYI 20

Citation preview

Page 1: HDV BULTEN SAYI 20

H O L L A N D A D İ Y A N E T V A K F I A Y L I K H A B E R B Ü L T E N İ

5

31

10

T.C. Lahey Büyükelçisi Uğur Doğan HDV Rotterdam Kocatepe Camii’nde

Kütüphane Açılışına Katıldı

HDV Utrecht Ulu Camii İnşaatı Devam Ediyor

HDV Başkanı Varşova’da AGİT Toplantısına Katıldı

KASIM • 2010SAYI 20

Page 2: HDV BULTEN SAYI 20

HDV Bülten Kasım ayı sayısında yine birlikteyiz. Hac mevsimi dolayısıyla Hac ibadeti ve Kurban Bayramı’nın idrak edildiği Kasım ayında çıkan

20. sayımızla siz değerli okuyucularımızı başbaşa bırakmadan önce, sizlerle iki müjdeli haberi paylaşmadan geçemeyeceğim. Şöyleki;

Bildiğiniz gibi Hollanda Diyanet Vakfımızın, HDV Bülten’in yayın hayatına başladığı Nisan 2009 tarihinden iti-baren bununla paralel olarak internet sayfasının yenilenmesi ve ayrıca diyanethaber.nl ve hdvbulten.nl ismindeki sitele-rin de aktif hale getirilmesi için çalışmalar yapacağımızı daha önce belirtmiştik. Bu çalışmalar elhamdülillah neticelendi ve HDV şubelerinin HDV Bülten’de de geçen faaliyetleri, Cami-lere göre kategorize edilerek dijital ortamda diyanethaber.nl ve hdvbulten.nl web sitelerinde okuyucularımızın hizmetine sunuldu. Okuyucularımız HDV Bülten’in yanısıra bu siteden de HDV şubelerinin faaliyetlerini artık takip edebilirler.

İkinci güzel bir gelişme ise, Hollanda Diyanet Vakfı’mızın kurumsal sitesi olan www.diyanet.nl web sitesinin takip edil-me oranıdır. Geçen bir yıl içindeki istatisiklere baktığımızda sitemizi ziyaret eden insanların yoğunluğu dikkatimizi çeki-yor. Bu durumu, Hollanda Diyanet Vakfına gösterilen tevec-

cühün bir göstergesi olarak kabul ediyoruz. Sitemizin zirve yaptığı tarih 15 Kasım 2010 tarihidir. Bu tarihte sitemizi top-lam 4.279 kisi ziyaret etmistir. Bu sayı kanaatimizce büyük bir sayıdır. İnanıyoruz ki, Vakfımızın hizmetlerinin geniş bir kitle tarafından takip edilmektedir.

En son istatistiki rakamlara baktığımızda, 7.11.2010 ve 7.12.2010 (son 1 ay) içinde toplam 18.148 kişi www.diyanet.nl sitesini ziyaret etmiş ve 44.761 sayfa bakılmıştır. Sitemizin yenilendiği 21 Şubat 2009 tarihinden itibaren, 7 Aralık 2010 tarihine kadar, toplam ziyaretci sayısı 56.883 dür. Bu rakamın 35.369’u da siteyi ilk defa ziyaret etmis ve 153.956 sayfaya bakılmıştır.

Bu istatistikler bize gösteriyor ki, Hollanda Diyanet Vakfı hizmetleri internet ortamında da oldukca yoğun takip edil-mektedir. Dolayısıyla bundan sonraki hedefimiz; sitemizin Hollandacasını da bir an önce aynı içerikte ve zenginlikte fa-aliyete geçirmektir.

Bu konuda çalışmalarımız devam etmektedir. İnşaallah kısa bir süre sonra Vakıf web sayfamızı Hollandaca dilinde de okuyucularla buluşturacağız. Daha nice güzel hizmetlerde buluşmak dileğiyle sizleri Yüce Mevla’ya emanet ediyor, sağlık sıhhat ve afiyet temenni ediyorum.

Cevdet KESKİNHollanda Diyanet Vakfı

İdari Koordinatör

Bu sayıda

Hollanda Diyanet Vakfı Aylık Haber Bülteni

SAYI 20 | KASIM [email protected]@diyanet.nl

Islamitische Stichting NederlandHollanda Diyanet Vakfı

Javastraat 22585 AM Den Haag

T. 070-3624481F. [email protected]

Genel Yayın YönetmeniDoç. Dr. Bülent ŞenayHollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüCevdet Keskin

HDV İdari Koordinatörü

HDV Bülten Yayın KuruluCevdet Keskin

Sabri GündoğanAbdullah Kaya

Yunus Türkyılmaz

TasarımBülent Yiğittop

BaskıDrukkerij Dizayn 010-4254030

HDV PersoneliAdı Soyadı Görevi

1 Cevdet Keskin İdari Koordinatör2 Sabri Gündoğan Muhasebe3 Abdullah Kaya Sekreter4 Erdal Çetinkaya Cenaze Fonu5 Ali Korkmaz İletişim&Medya6 Uğur Kaya Gençlik Koordinatörü7 Orhan Yemenoğlu Cenaze Fonu8 Turgay Ergezen Cenaze Firması9 Osman Ergin Cenaze Firması

10 İ lhan Karataş Cenaze Firması

2 | SAYI 20 | KASIM 2010

ÖNSÖZ

Page 3: HDV BULTEN SAYI 20

Değerli Dostlar,

Her sene Kurban Bayramımız yaklaştık-ça, inananların bu özel bayramını ve Hac ile birleşen ibadetini tabiri caizse

dillerine dolamayı vazife bilenlerin “kurbanofobi”si ile muhatap oluruz. Bu çağda bir televizyon ka-nalına çıkıp ‘hayvan kesmenin neresi ibadet anla-mıyorum’ deyip milyonlarca müslümanın yüzüne karşı konuşabilmedeki “edep” ve “akıl” yoksullu-ğunu hiç bir zaman anlayamamışımdır. Bugünler-de Türkiye’de Bayram mizahı yeniden devredeydi. Veteriner Hekimler Odası Başkanının açıklaması kayda değerdi: ‘Kurban-lık hayvan seçerken yere bakanını, düşünenini almayın.. sağlıksızlığa işaret eder’ diye. Ertesi gün bir gazete yakala-dı nükteyi hemen. Yere bakan bir koç resmi ve altında ‘düşünüyorum o halde kurtardım’. Hayvan haklarını korumak adına konuşanların da “müs-lümanların kurbanına saldırmak” yerine, biraz “düşünmeleri”ni beklemek çok mu? Paris’in Şan-zelize’sinde lüks lokantalarında yenilen az pişmiş bonfileler sanki ağaçta yetişiyormuş da hiç bir mez-bahanede hayvan kesimi yapılmıyormuş da şu müs-lüman denilen insanlar ‘ibadet olsun diye hayvan kesimi’ni icat emişler’ diye düşünenleri mi düşün-sek? Neden insanların bir kısmı,’kurban’ın ‘hayvan kesme ibadeti’ olmadığını anlamaya karşı direnirler mi diye düşünsek? ‘Allah için kurban takdimi’ ifa-desinde ‘Allah için’ ifadesinin antik pagan ritüelle-rindeki ‘Tanrı’ya kurban adamak’ anlamında olma-dığını, yani kurbanın Allah için olmasının ‘Allah’a kurban etme’ olmadığını neden anlamıyoruz ya da anlatamıyoruz? Soruyorum kendime, çok mu zor-

dur, kurbana ‘kurban’ denmesinin ‘kurban’ kelime-sinin ‘akraba, kurbiyyet’ kelimeleriyle aynı kökten gelip ‘yakınlaşma’ anlamına geldiğini, bunun da etlerin muhtaçlara paylaştırılması, hayvancılığın devamını temin sayesinde ihtiyaç gidermenin ge-tirdigi ‘insanlararası yakınlaşma vesilesi’ olmaktan ibaret olduğunu, bu vesileyle yani insanlara yardım etmenin ‘isar’ın, diğergamlığın, ötekini kollamanın kaygı ve merhameti vesilesiyle Allah’a da kurbiyyet/yakınlaşma olacağını anlamak? Hem sonra, en ba-sit uygarlık tarihi okuyucuları da bilir ki, ‘hayvan kesimi’ ya da ‘kurban takdimi’ İslam’ın ya da mus-lümanların icad ettiği bir şey değildir. İslam şöyle

anlatır: “Bunu, ‘madem yapıyorsunuz bu kesi-mi ey Allah’ın kulları, evet Allah size bunları istifade edin diye Verdi, bitkiler de dahil, ama madem yapıyorsunuz, sahte tanrılara insan

kurban etmeyin, ayrıca hayvanları da ‘zebh’ederken bunu pagan tanrılarına sunak/adak olarak yapma-yın, Tevhide gelin, ve yardımlaşmaya vesile yapın, fakirleri doyurmak için yapın, madem yapıyor-sunuz bunu o hayvanlara merhamet ederek bunu yapın, şah damarından, tek dokunuşla ve dualarla yapın ki acı çekmesinler, ve etini yününü de muh-taçların ihtiyaçlarını gidermek için kullanın ve tüm bunu da Allah (rızası) için yapın... zaten ‘kurbanla-rınızın etleri ve kanları Allah’a ulaşmaz, ulaşan sizin takvanızdır’ ayeti buna işaret etmektedir” Kentsel yaşamın estetiğine, hijyenine ve adabına aykırı ‘kırsal’ alışkanlıklarla uygun olmayan ortamlarda ortaya çıkan bazı gayr-i medeni ‘kurban kesim’ görüntülerini kullanarak ‘hayvan kesimi ibadeti’ diye konuyu istihzaya/alaya/hakarete götürenlerin ‘anlamazlıkları’nı hayretle karşılıyorum. Kurbanla-

Bayramınız ve Haccınız KUTLU OLSUNŞanzelize’nin Lüks Restorantlarındaki Bonfileler Ağaçta mı Yetişiyor?

Doç. Dr. Bülent ŞenayHollanda Diyanet Vakfı

Yönetim Kurulu Başkanı

Kurbanın Allah için olmasının ‘Allah’a

kurban etme’ olmadığını neden anlamıyoruz ya da

anlatamıyoruz?

KASIM 2010 | SAYI 20 | 3

BAŞYAZI

Page 4: HDV BULTEN SAYI 20

rın hatırına onları insafa ve iz’ana davet ediyorum. Ayrıca konu bir noktadan sonra yeryüzü yaşamının kozmik anlamına kadar geri gider. İnsanın, hayva-nın, bitkinin yaşamsal değeri ve yeri konusuna ka-dar başa gider. Neden varoldukları meselesi? Kendi aralarındaki varlıksal ve doğal ilişki. İnsan hayatı-nın dokunulmazlığı. “Bir cana haksız yere kıyan tüm insanlığı öldürmüş gibidir” buyuran Kurani beyan. İnsanın insana şiddet duygusunun terbiye edilmesinde kurbanın tedavi edici rolü bile kayda değer. Psiko sosyal süreç olarak kurban bayramı. Hac ile ilgisi. Kurbanın takdimi, sadece insanın Rabbi’ne karşı kulluk ilişkisini düzenlemek için değil insan ile insanın iletişimini düzenlemek için, yardım, paylaşma, diğergamlık v.s. ilişkisini geliştir-mek için de tayin edil-miştir. Konu bir kınalı koçun gökyüzünden indirilmesi hikaye-si değil, Hz. İbrahim çağında Sibirya’dan Nil’e, İskandinavya’dan İnka’ya sahte tanrıla-ra insan kurban etme vahşetinin (bu gerçekten tesbit edilmiş bir ko-nudur) Gayret-i İlahiyye’ye, Rahmet-i Rahman’a, Vedud (Çok Seven) olan Allah’ın Mağfiretine do-kunması hadisesidir. İfade acziyeti içinde söylersek, İlahi İrade’nin kullarına ‘YETER artık!’ çığlığıdır Kurban Kıssası. İlahi İrade şöyle buyurur tam da o noktada: ‘Başkalarının ana kuzularını kurban edi-yorsun (ey insan!), hadi bakalım sıkıysa kendi oğlu-nu kurban et de görelim! Kurban et kendi İsmailini bakalım’ şeklinde yapılan bir uyarı! Ne dramatik bir uyarıdır insanlığa “insan hayatının dokunulmazlı-ğını anlatamak için. Kurban kıssasında, bir başka açıdan bakılırsa, İsmail insanın nefsini, kibrini, is-yanını, düşkünlüklerini, egosunu temsil eder ve as-lında kurban edilecek olan da bunlardır. O nedenle ‘bıçak kesmemiştir’ zaten. Konu rüya ya da babanın oğlunu kurban etmesi değildir. Yeryüzünde gökku-benin altında başka benzer bir diyalog yaşanmış mıdır acaba? İbrahim ile İsmail in diyalogu, bir babayla bir oğulun diyalogu. Ürperten ve düşün-düren, düşündürmek için ürperten. ‘Ey babacığım Rab ne diyorsa onu yap! Beni itaat edenlerden bu-lacaksın. Rabbimin en iyisini bilir!’ diyen bir evlat.

Bir baba olarak bu satırların yazarı kardeşiniz, hep kendine sormuştur her Kurban Bayramında: “ben İbrahim olabilir miydim? İsmail olabilir miydim?” Gerçekliği, hakikatı bu kadar içselleştirmiş bir ev-lat. Ve fakat babanın gözyaşlarıyla ıslanmış bıçak kesmeyecektir! Çünkü İlahi Sevgi’nin muradı baş-kadır. Maksat “insan öldürmeye SON VERMEK-TİR”. Nil’de, Mezopotamya’da, Babil’de, İnka’da, Avrupa’da, Sibirya’da… Bunu böylesi bir dram ile anlayabilirdi insan. Ve fakat isyan devam etti. Kur-banı kesen de kesmeyen de. Yaşama sınavı devam edecekti, ta ki Hak yerini bulana kadar.

Dostlar işte ben kurban bayramını bunun için ayrıca seviyorum... bana hayatın anlamına dair çok

‘gerçekçi’ geliyor… bana her defasında ya-şam ile ölüm arasındaki “temel duruşma”yı ha-tırlatıyor. Tıpkı haccın tavafı, arafatı ve vakfesi gibi. Her şey fani. Kur-ban, bizi yaşamanın ne kadar ciddi ve bir o ka-dar da geçici olduğunu düşünmeye götürüyor.

İnsan yaşamının kutsallığını ve her şeyin üstün-de olduğunu, bir canın yaşaması için bazen nele-re katlanmak gerektiği gerçeğiyle -ne kadar kaçsak da- yüzleştirerek bizi hayata, kainata ve yaradılışa karşı tevazuya davet ediyor. Kibirden uzaklaştırıyor. Aslında ne kadar muhtaç varlıklar olduğumuzu bir daha hatırlatıyor. Ganj nehrinden Nil nehrine, Tanrı dağından Hira’ya insanlık sırtını dağa vermiş, suyu-nu dağdan almış ama gönlünü sahillere kaptırmış ve her geçen gün hiç son nefesini vermeyecekmişcesine yaşıyor ve “kurbanın ihtişamını” unutuyor. Kurban o nedenle bir ZİKİRDİR. Bir “hatırlama”dır. Haya-tın gerçekleri karşısında bir “duruş”tur. Bir duadır: “buradayız ya Rab, halimizi Sana arzediyoruz, bize takatımızı aşan zorluklar yükleme, biz Seni seviyo-ruz ey Allahım, Rahmetine, Sevgine ve Mağfiretine ermişlerden eyle, sevdiklerimizi ve sevenlerimizi de senin Hoşnutluğuna/Rızana kavuşmuş olanlardan eyle, dünyanın pek çok yerinde mağdur ve muh-taçlardan yardımını esirgeme dualarımızı vasıl eyle.” Amin. Sevdiklerinizle ve sevenlerinizle Nice Bay-ramlara ulaşmanızı diliyorum.

Tanrı dağından Hira’ya insanlık sırtını dağa vermiş, suyunu dağdan almış ama gönlünü sahillere kaptırmış ve her geçen gün hiç son nefesini

vermeyecekmişcesine yaşıyor ve “kurbanın ihtişamını” unutuyor. Kurban o nedenle bir ZİKİRDİR.

4 | SAYI 20 | KASIM 2010

HDV BÜLTEN

Page 5: HDV BULTEN SAYI 20

HDV Rotterdam Kocatepe Camii’nde, “Kütüphane“, “Çocuk Kreşi“, “Gençlik Lokali“ ve “Özürlüler İçin Asansör“ gibi birçok yeni birim hizmete açıldı.

Başta kütüphane olmak üze-re yapılan yeni birimlerin hizmete açılışı için bir tören

düzenlendi. Törene Türkiye Cumhu-riyeti Lahey Büyükelçisi Uğur Doğan ve eşi Manolya Doğan, T.C. Lahey Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşavi-ri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı, Doç. Dr. Bülent Şenay, Büyükelçilik İkinci Katibi Alper Bosuter, Hukuk Müşaviri Melike Bosuter, HDV Yö-netim Kurulu üyeleri, Kocatepe Ca-mii Başkanı Mehmet Aydın, Kocate-pe Camii Din Görevlisi Lütfi Aydın, cemaat ve gençler katıldı. Kocatepe Camii’nin tanıtıldığı sinevizyon gös-terisi ile başlayan açılış programında, kısa bir konuşma yapan cami yönetim kurulu üyesi Ahmet Karacan, Ko-catepe Cami’nin, Rotterdam’da ayrı bir dinamiğe sahip olduğunu, HDV şubeleri içinde güzide bir yere sahip olduğunu belirtti. Karacan, “Adeta

bir kulliye işlevi gören tarihi binamız, içerisinde Türk nüfusuna hizmet ver-mektedir. Hollanda genelinde en ge-niş kitleye hizmet sunan camimiz, 600 erkek, 400 bayan,100 gençlik ve bine yakın spor kulübü üyesi bulunmakta-dır. Cemaat, hanımlar, gençler ve ço-cuklarımıza yönelik birçok faaliyetle Kocatepe, birçok resmi kurumun da ilgi odağı durumundadır.” dedi.

T.C. Lahey Büyükelçiliği Din Hiz-metleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay da yaptığı konuşmada “Gerek kulliye hacmi gerekse cemaat sayısı bakımın-dan Vakfımız şubeleri içinde Kocatepe ayrı bir yere sahip. Özellikle hanımlara yönelik el işleri kursları ve değişik fa-aliyetler düzenleyerek topluma faydalı hizmetler sunuyor. Öte yandan, bün-yesinde gençlere spor imkanı sunan Kocatepe Kulübü ise gençlerimizin

kötü alışkanlıklar edinmesine engel olmaktadır. Kocatepe Camii, senenin belirli dönemlerinde tertiplediği orga-nizasyonlarla yoğun ilgi görmektedir. Bugün açılışı gerçekleşen birimlerle, cemaat ve vatandaşlara daha iyi hiz-met sunacaktır.” şeklinde konuştu.

“Bugün aranızda olmaktan büyük

T.C. Lahey Büyükelçisi Uğur Doğan HDV Rotterdam Kocatepe Camii’nde Kütüphane Açılışına Katıldı

KASIM 2010 | SAYI 20 | 5

HDV BÜLTEN

Page 6: HDV BULTEN SAYI 20

mutluluk duydum” diye sözlerine başla-yan Türkiye Cumhuriyeti Lahey Büyü-kelçisi Uğur Doğan, özellikle bayanların el emeği ve göz nuru ile hazırladıkları sergiyi çok beğendiğini ifade etti. Büyü-kelçi Uğur Doğan şöyle konuştu: “Asil ve temiz bir milletin mensubu olmaktan gurur duyuyoruz. Kendi kendine yetebi-len, barış sever bir milletiz. Bu güzellik-leri Hollandalı dostlarımızla paylaşmak çok hoş. Büyükelçilik çalışanları olarak sizleri, bu güzel organizasyonunuz için takdir ediyoruz. Sanat, spor ve kültürel çalışmalar gelecek nesiller açısından çok önemlidir. Sporu, dinamizmin bir parçası olarak görüyorum. Öyle ki spor, bizleri kötülüklerden uzak tutan bir uğraştır.” “Çocuklarımızın geleneksel enstrümanla-rımızdan en az birini (ney, saz v.s) çalabil-mesi önemlidir. Hanımlarımızın özellikle Ebru gösterisi mükemmel. Kurs sonunda sergiledikleri değişik motiflerdeki ebru tablolar görmeye değerdi. El işleri keza öyleydi. Sizlerden hiçbir zaman uzakta değiliz, yanınızdayız. Dört yıl Cidde’de görev yaptım, bu tür çalışmalara orada da şahit olduk. Dil ve din çok önemlidir. Çocuklarımıza mutlak suretle dilimizi öğretelim. Avrupa’da zaman zaman tedir-gin gelişmeler olabilir, ancak devletimiz her zaman yanınızda olacaktır. Devleti-miz, milletimizin her zaman yanındadır.” şeklinde sözlerini tamamladı.

Yapılan konuşmaların ardından HDV Kocatepe Camii bünyesinde yaptırılan, “Kütüphane›”, “Çocuk Kreşi”, “Gençlik Lokali” ve “Özürlüler İçin Asansör” bi-rimleri törenle hizmete açıldı.

6 | SAYI 20 | KASIM 2010

HDV BÜLTEN

Page 7: HDV BULTEN SAYI 20

KASIM 2010 | SAYI 20 | 7

HDV BÜLTEN

Page 8: HDV BULTEN SAYI 20

8 | SAYI 20 | KASIM 2010

HDV BÜLTEN

Page 9: HDV BULTEN SAYI 20

KASIM 2010 | SAYI 20 | 9

HDV BÜLTEN

Page 10: HDV BULTEN SAYI 20

Avrupa’da güvenlik ve is-tikrarın sağlanması, üye ülkeler arasında bu ama-

ca yönelik işbirliğinin geliştirilme-si ve doğu batı arasında çok taraflı bir müzakere ve diyalog forumu oluşturma amaçlarıyla faaliyet gös-teren Avrupa Güvenlik ve İşbirli-ği Teşkilatı (AGİT), zirve öncesi gerçekleştirilecek olan üç aşamalı geniş tabanlı gözden geçirme kon-feranslarının ilk ayağını 30 Eylül-8 Ekim tarihleri arasında Varşova’da gerçekleştirdi. Geniş ve bölge-sel anlamda insan hakları, inanç özgürlüğü, demokratik seçimler, hoşgörü ve ayrımcılık gibi ana baş-lıklarla bir araya gelen 56 ülkeden hükümet temsilcileri, uzmanlar, uluslararası kuruluşların, sivil top-lum kuruluşlarının temsilcileri, in-san hakları savunucuları ve medya temsilcileri de dahil olmak üzere

yüzlerce katılımcı gözden geçirme konferanslarının Varşova bölü-münde biraraya geldiler. Verilen konferanslarda genel itibariyle şu başlıklar tartışıldı:

- İnsan temel hak ve özgürlüklerinin güçlendirilmesi ve korunması

- Avrupa kıtası temelli, siyasi, ekonomik ve askeri, dengesiz ve eksik uygulamaların değerlendirilmesi

- Mevcut insani boyut uygulamalarını gözden geçirilmesi, güçlendirilmesi ve yapılacak tavsiyeleri değerlendirmek.

- Medya özgürlüğü, son yıllardaki hızlı değişim

(internet vs.) ve sistematiği üzerine.

- Özellikle nefret ve nefrete dayalı suçlar, mahiyetleri, ayrımcılık, hoşgörüsüzlük biçimleri ve bunlarla mücadele, dine ve etnik kökene dayalı ayrımcılık, cinsiyet, yaş engellilik ya da cinsel yönelim, cinsiyet kimliği çerçevesindeki tartışmalar.

- Hukukun üstünlüğü, iyileştirilmesi, azınlık hakları, kişilerin ulusal hakları ve korunması.

- İşkence, zalimane davranışlar, insanlık dışı veya aşşağılayıcı muamele etmek ve ölüm cezasıyla mücadele hakkında.

HDV Başkanı Varşova’da AGİTToplantısına Katıldı

10 | SAYI 20 | KASIM 2010

HDV BÜLTEN

Page 11: HDV BULTEN SAYI 20

Varşova’da, bu mahiyette yapı-lan görüşme ve konferanslara T.C. Lahey Din Hizmetleri Müşaviri ve HDV Başkanı Doç. Dr. Bülent Şe-nay “İslamofobi: Avrupa’da Kimlik Krizi-Dünü ve Bugünü” başlıklı bir konuşmayla katıldı. Konuş-masına BM konferansında Kofi Annan’nın “dünya eğer bir saldır-ganlığı adlandırmak için bir terim-isim de bulmuşsa, artık o konu, üzerine eğilmeyi gerektirecek kadar vahim ve üzücü bir hale gelmiş-tir” ifadesiyle başlayan Şenay’ın, Avrupa’da İslamofobi’nin 9/11’den daha öncelere giden, Avrupa Hı-ristiyan tarihindeki İslam düşman-lığının uzantısı olan, oryantalist, sömürgeci ve köktenci bir kültürel ‘şiddet’ olduğu ve dolayısıyle soru-nun derin olduğunu tespit ederek çözüme gidilebileceği tezini savun-duğu konuşması, Avrupa’dan katıl-mış olan sivil toplum kuruluşları ve Hollanda AGİT daimi temsil-cileri de dahil geniş bir diploma-tik temsil topluluğu tarafından dikkatle dinlenildi. Doç. Şenay: Her ne kadar Avrupa’da mevcut ırkçı söylem ve eylemler daha önce başka dini ve etnik topluluklara da yönelmiş olsa da bu genişlikte ve çapta Müslümanlara yönelik İslamofobik nefret söylemlerinin, Avrupa’nın sosyal güvenliğini teh-dit edecek derecede bir nefret suç-ları eğilimini körüklediğini, buna ek olarak da ırkçı nefret söylemine göre siyaset yapan politilkacıların da bazı Avrupa ülkelerinde ciddi gerilimlere yol açtığını, medyanın bu nefret söylemini besleyecek ya-yınlar yaptığını belirterek, sonuçta bir tür kültürel terörizmin ortaya çıktığını ifade etmiştir. Entegras-yon politikalarının İslamofobik ayrımcılığa teslim olmaması ge-rektiğini, Müslümanların Avrupa kültürüne önemli katkıları oldu-ğunu ve olacağını, eğitim sistem-lerinde İslam başta olmak üzere

dinler hakkında Avrupalı yeni kuşaklara önyargısız bilgi verilme-sinin “birlikte yaşama”kültürünün gelişmesine katkı sağlayacağını da ifade etti. Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı ve Lahey Din Hizmetleri Müşaviri, Avrupa Güvenlik İşbirli-ği Teşkilatı (AGİT) tarafından üç aşamalı müzakere ve konferanslar çerçevesinde gerçekleşecek olan Kazakistan (Astana) ve Viyana gö-rüşmelerine de davet edildi.

KASIM 2010 | SAYI 20 | 11

HDV BÜLTEN

Page 12: HDV BULTEN SAYI 20

Hollanda Mimarlar oda-sından 50 kişilik bir grup HDV Amsterdam Eyüp

Sultan Camii’ni ziyaret etti. HDV Amsterdam Eyüp Sultan Camii 1986 yılında okul olarak hizmet veren bir binada açılmış olup, yıllarca bu şekilde hizmet verirken, daha sonraki zaman diliminde yetkili makamlarca yıkılma-sına karar verilerek bir kısmı Cami, bir kısmı Amsterdam Oost Belediyesi Sosyal Kültürel Merkezi olarak Avru-pa Fonları desteğiyle Amsterdam Oost Belediyesi tarfından inşa edilerek 2009 Haziran ayında yeniden hizmete açıl-mıştı.

Amsterdam Eyüp Sultan Camii’nin

Mimarı Marlies Rahmer nezaretinde 50 bayan Mimar Camiyi ziyeret ederek camii hakkında Din Görevlisi Cema-lettin Yiğit’ten bilgi aldılar. Hollandaca bilgilendirme konusunda T.İ.S.C.C. sekreteri Emine Somuncu yardımcı oldu. Sorulan sorulara din görevlisi ta-rafından cevap verildi. Mimar ziyaret-çiler ayrıca din görevlisinden Kur’an-ı Kerim okumasını istediler. Din görevli bu isteği yerine getirerek Kur’an-ı Ke-rimden Tevbe süresi 126-129. ayetleri-ni okudu.

Din görevlisi daha sonra ziyaretçilere kısa bir konuşma yaparak, Avrupa’da camilerin, toplumları bir arada tutan, birlik ve beraberliğin hamuru ve maya-

sı olduğunu belirtti ve camilere yapılan bu tür ziyaretlerin müslümanları sevin-dirdiğini ifade etti. Mimarlar adına söz alan, Amsterdam Eyüp Sultan Camii Mimarı Marlies Rahmer yaptıkları bu ziyaretten kendilerinin ve arkadaşları-nında çok memnun olduklarını, mi-marı olduğu bu caminin arkadaşları tarafından da, görülmesini arzu ettiğin-den dolayı, bu ziyareti gerçekleştirmek istediklerini belirtirken, geçirdikleri bu zaman diliminde huzur ve rahat bul-duklarını belirterek Cami din görevlisi ve yönetiminin gösterdiği misafirper-verlik için çok teşekkür ettiğini belirtti. Ziyaretçilere Hollanda Diyanet Vakfı tarafından Hollandaca basılan ‘’DE IS-LAM’’ adlı kitapçık hediye edildi.

Hollanda Mimarlar Odası’ndan HDV Amsterdam Eyüp Sultan Camii’ne Ziyaret

Hollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu

Adı Soyadı Vakıf Görevi GöreviDoç. Dr. Bülent ŞENAY Başkan T.C. Lahey Din Hizmetleri MüşaviriVeysel Kükrek Sekreter Leerdam HDV Anadolu Camii Din GörevlisiRahim Usan Muhasip Heerhugowaard HDV Mimar Sinan Camii BaşkanıNevruz Özcan Üye Roermond HDV Fatih Camii BaşkanıRecep Erkoç Üye Kampen HDV Nebi Camii Denetleme Kurulu BaşkanıZekeriya Açkalmaz Üye Rotterdam HDV Eğitim Merkezi KoordinatörüAbdurrahman Aydeğer Üye Rotterdam HDV Mevlana Camii Başkanı

12 | SAYI 20 | KASIM 2010

HDV BÜLTEN

Page 13: HDV BULTEN SAYI 20

HDV 2010 Yılı Hac Orga-nizasyonu ile Kutsal top-raklara giden hacılar bugün

itibariyle Hollanda’ya dönmeye baş-ladılar. Bu yıl altı kafile halinde kutsal topraklara giden hacılarımızın ilk kafi-lesine ait bir grup, 29 Kasım 2010 ta-rihi itibariyle Hollanda’ya geldi. Birinci kafilenin tamamı 01.12.2010 tarihinde TK-1955 uçuş numarasıyla saat 22:50 de Amsterdam’a indi.

Organizasyonumuzla hacca giden hacılarımız görevli dahil 993 kişiden oluşmaktaydı. Altı kafile (uçak) halinde Kutsal topraklara giden hacılarımız aynı şekilde altı kafile halinde Hollanda’ya dönecekler. İkinci kafile 1 Aralık Çar-şamba günü, son kafile ise, 7 Aralık Salı günü Hollanda’ya dönmüş olacak. HDV Hac Organizasyonuyla hacca gi-den ve hacı olarak Hollandaya dönecek olan kafilelerimizin dönüş programları Hollanda Diyanet Vakfı’nın www.di-yanet.nl internet sayfasından hacıların yakılarına duyuruldu.

Amsterdam Schiphol havalimanı yet-kilileri de bu yıl Hollanda’dan hacca gi-den hacıların için havaalanında kurduk-ları bir stand da, hacıların yakınlarına, cay ve hurma ikramında bulunuyorlar. Yine hacıların dönüşlerinde kayıp olan

veya zamanında gelmeyen zemzem ve diğer eşyaları, Schiphol havalimanı yet-kililerince oluşturulan bir büroda top-lanıyor ve buradan sahiplerine ulaştırıl-maya çalışılıyor. Her yıl hac sezonunda yaşanan kayıp bagaj problemi için de Schıphol yetkilileri tedbir aldılar. Buna göre kayıp olan bagajlardan Schiphol’e ulaşanlar, bir büroda toplanıyor ve sa-hipleri bagaj kuponu ve pasaportla mü-racaat etmeleri halinde bu bagajlarının kayıp eşya bürosunda olup olmadığını kontrol edebiliyorlar.

Hollanda Diyanet Vakfı Hacıları Hollanda’ya Dönmeye Başladı

16 Kasım Salı günü Kurban Bayramı münasebetiyle Assen HDV Mevlana Camiinde bayram coşkusu yaşandı.

Kalabalık bir cemaatle kılı-nan sabah namazının ar-dından bayram namazına

kadar din görevlisi tarafından vaaz ya-pıldı. 12 farklı milletten Müslümanın katılımıyla kılınan bayram namazı ve Arapça, Türkçe ve Hollandaca olarak okunan hutbeden sonra büyük küçük herkes sevgi ve coşkuyla kucaklaşıp,

bayramlaştı. Bayramlaşma sonunda hep beraber kahvaltı yapıldı. Kurban Bayramı’nın hafta içine denk gelmesi münasebetiyle cemaatin coğunluğu çalıştıkları işyerlerinden sadece bir gün için izin aldılar. 20 Kasım Cu-martesi günü ise kurbanların kesil-miş olması ve herkesin izinli olması münasebetiyle geniş katılımlı ikinci

bir bayram programı daha yapıldı. Kurban etlerinden hazırlanan yemek-ler, bayanların ve çocukların da katı-lımıyla afiyetle yendi. Samimi sohbet, muhabbet ve yapılan dualarla bayram coşkusu ikinci defa yaşandı. Böylelik-le bayramdan umulan maksatlardan birisi olan kardeşliğin pekişmesi bir daha gerçekleşmiş oldu.

Assen’da Kurban Bayramı Kutlaması

KASIM 2010 | SAYI 20 | 13

HDV BÜLTEN

Page 14: HDV BULTEN SAYI 20

Limburg Bölgesinde bulunan Hollanda Diyanet Vakfı camileri din görevlilerinin bölge toplantısı HDV Roermond Fatih Camii’nde yapıldı. Rotterdam Din Hizmetleri Ataşesi Dr. M. Fevzi Hamurcu’nun başkanlığında yapılan toplantıya Limburg ve Noord Brabant Bölgelerinde görev yapan din görevlileri katıldı.

Öğle namazından önce din görevlileri tarafından Kur’an-ı Kerim tilaveti ve

kasidelerden oluşan kısa bir program düzenlendi. Cami cemaatinden ebedi âleme irtihal edenler için dua edildi.

Namazı müteakip cami yönetimi ta-rafından ikram edilen öğle yemeğinin ardından ev sahibi caminin başkanı Nevruz Özcan ve din görevlisi Men-duh Karslı, bu toplantıya ev sahipliği yapmaktan duydukları memnuniyeti dile getirerek Din Hizmetleri Ataşesi Hamurcu’ya ve diğer katılımcılara te-şekkür ettiler.

Caminin Kadınlar Kolu yöne-ticileri de Din Hizmetleri Ataşesi Hamurcu’ya, yaptıkları faaliyetler hakkında bilgi verdiler. Yapılan faali-yetlerden dolayı kendilerine teşekkür eden Hamurcu, onlardan Hollanda’da yetişen çocuklarımızın ve gençlerimi-

zin karşılaştığı sorunların çözümünde daha fazla inisiyatif almalarını bekle-diklerini belirtti. Gençlerin ihtiyaçla-rının ve beklentilerinin önceki yıllar-dan çok farklı olduğunu ve bu sebeple sosyal hayattaki gelişmelerin yakından takip edilmesi gerektiğini hatırlata-rak gençlerin iyi bir eğitim almaları için daha çok gayret gösterilmesinin önemini vurguladı. Çocuklarımıza ve gençlerimize etkin ve sahih bir din

eğitimi verilmesinin yanında Türkçeyi de düzgün şekilde konuşmalarını sağ-lamak için Kadınlar Kolu’ndan daha aktif çalışmalar bekledikleri belirten Hamurcu, daha sonra din görevlileriy-le toplantı yaptı. Toplantıda cami hiz-metleri, din eğitimi ve din görevlisinin görev alanına giren konular müzakere edildi. Toplantda ayrıca bölgede yeni göreve başlayan din görevlileride, meslektaşlarıyla tanıştılar.

Din Görevlileri Bölge Toplantısı Roermond’da Yapıldı

14 | SAYI 20 | KASIM 2010

RÖPORTAJ

Page 15: HDV BULTEN SAYI 20

Roermond da düzenlenmiş olan Kurban Bayramı ta-nıtımı ve fakirler yasası

hakkında bilgilendirme, Limburg medyasında geniş yankı buldu. Limburg bölgesinde ilk kez dü-zenlenen böyle geniş bir faaliyet başarıyla tamamlandı. Tanıtım programı Roermond’da bulunan Müslüman kuruluşlar tarafından belediyeyle işbirliği içerisinde dü-zenlendi. Hollanda halkının Müs-lümanlar hakkında ön yargılı olma-sı kanatimizce bizlerin kendimizi iyi ifade edemediğimizden kay-naklanmaktadır. Özellikle Kurban Bayramında kurban edilen hayvan-ların vahşice katlediklerini düşün-meleri bu önyargının bir örneğidir.

Ön yargıları giderebilmek ve ken-dimizi anlatabilmek adına, HDV Roermond Fatih Camii ve Lisiemo Vakfı tarafından düzenlenen bu fa-aliyete diğer Müslüman kuruluşlar da davet edilmiştir. Katılan diğer Müslüman kuruluşlar, Fas Camii El Nour, Fas Camii El Islam, Bos-na Camii Nur’dur. Bu kuruluşlar-

dan bir çalışma grubu oluşturarak 18-11-2010 tarihinde Roermond şehrinin en gözde yerinde kurban kesenlerin verdiği etlerden yapılan yaprak döner ve çeşitli kültürlerden oluşan sekerleşmeler dağıtılmıştır. Ayrıca Kurban Bayramını açıkla-yan broşürler dağıtılmış ve insanla-rı bilgilendirmek amacıyla Hollan-daca Kurban Bayramının anlamını açıklayabilecek gençler görevlendi-rilmiştir.

Kurban Bayramını tanıtmak amaçlı yapılan böyle bir organizeye geniş bir katılım olması programın gayesine ulaşmış olduğunu göster-di. Bir çok Müslüman olmayan insan bu vesileyle İslam dininin en önemli bayramlarından olan Kurban Bayramı hakkında bilgi-lendirmiştir. Belediye başkanı başta olmak üzere Roermond belediye encümenleri de böyle bir aksamda bizleri yalnız bırakmamış ve mem-nuniyetlerini dile getirmişlerdir. Ayrıca Roermond halkı ile sohbet-ten de kaçınmamış ve bu akşamın önem ve anlamını Roermond halkı

ile paylaşmışlardır.

Bu çalışmaların çeşitli ülkelerden gelen Müslümanlardan oluşması ise ayrıca önemlidir.Böylece Müs-lümanlığın, kardeşliğin ve bera-ber çalışmanın pekiştiği bir ortam oluşturulmuş ve sadece bu değil daha farklı organizelerde de bira-raya gelebileceklerini göstermiştir. HDV Roermond Fatih Camisi bu konuda Limburg da öncülük yapa-rak örnek bir cami olmak için çaba göstermektedir. Bu çalışmaların istenilen düzey ve kalitede yürütü-lebilmesi için yetenekli, istekli ve çalışkan gençlerden oluşan geniş kadrolu “Lisiemo Vakfı” ile beraber çalışılmaktadır.

Roermond’da farklı bir Kurban Bayramı

Sagdan Sola: bay Wim Kemp (Belediye encümeni), Nevruz. Ozcan, Henk.van Beers(Belediye baskanı), Gerard. Ijff (Belediye encümeni), ve Ismail Aksoy

KASIM 2010 | SAYI 20 | 15

RÖPORTAJ

Page 16: HDV BULTEN SAYI 20

Diyanet İşleri Başkanlığı-mızca Hollanda’da yaşa-yan bayanlara daha fazla

hizmet götürebilmek ve dini konu-larda onları daha fazla aydınlatabil-mek ve özellikle genç kızlarımızın daha iyi bir din hizmeti alabilmesini sağlamak amacıyla Hollanda’ya üç yeni bayan din görevlisi gönderilmiş olup, bunlardan ikisi Deventer Din Hizmetleri Ataşeliği’ne bağlı olarak hizmet vermek üzere görevlendiril-mişlerdir.

Deventer’de ikamet etmekte olan Aysun Dündar ve Amersfoort’da ikamet eden Mukaddes Adışen isimli bayan din görevlilerini, görev yapacakları bölgedeki hanım kolla-rıyla tanıştırmak, camilerde bayan-lara ve genç kızlara yönelik ne tür programlar yapılabileceğini istişare etmek ve hizmetteki verimliliği ar-tırmak gibi hususunda neler yapıla-bileceğini görüşmek üzere 17 Ekim Pazar günü, Deventer Din Hizmet-leri Ataşesi Dr. Mustafa Kahraman tarafından bölgedeki tüm hanım

kollarıyla bir toplantı gerçekleştiril-di. Toplantı HDV Deventer Merkez Camii konferans salonunda yapıldı. Katılımın yüksek olduğu toplantıda bayanlar devletimizin bu hizmetin-den çok memnun olduklarını ifade ettiler. Dilek ve temennilerin dile getirilmesinin ardından toplantı sona erdi.

Deventer Din Hizmetleri Ataşesi, Deventer Bölgesi Camileri Kadın Kolları İle Toplantı Yaptı

16 | SAYI 20 | KASIM 2010

HDV BÜLTEN

Page 17: HDV BULTEN SAYI 20

Eyüp Sultan Camiinde dini bayramlarımızdan ikincisi olan Kurban Bayramı güzel bir coşku ile karşılandı. Gücü yetenlerin kestikleri kurbanlar ile yakınlarıyla paylaşmanın, kesilen kurbanın etlerinden komşulara ikram edilerek, ayrıca vekalet yoluylada anavatanda ve dünyanın bir çok yerinde başta Pakistan olmak üzere bir çok İslam ülkesinde ihtiyaç sahiplerine gönderilen kurbanların oradaki kardeşlerimizin sevincine ortak olmanın heyacanı yaşandı.

Amsterdam Eyüp Sultan Camii’nde Kurban Bayra-mında aile ziyaretleri ya-

pılarak evinde ve hastanelerde yatan hasta cemaat ve vatandaşlar ziyaret edildi. Camide geçmişte büyük eme-ği bulunan Mustafa Dokudur ve eşi Woonzorgcentrum Bernardus huzur evinde ziyaret edilerek hal ve hatırları sorularak bayram sevinçleri paylaşıldı. Yine, HDV Amsterdam Eyüp Sultan Camii’nde 21.11.2010 Pazar günü saat 13.30 da Kadın kollarının dü-zenlediği bir bayramlaşma programı tertip edildi. Sunuculuğunu Zübey-de Aygün’ün yaptığı program İstiklal Marşı’nın ardından Kur’an tilaveti ile başladı. din görevlisi Cemalettin Yiğit’in programa katılanlara konuş-ması ve bayramlarını tebrik etmesiyle devam etti. Ardından din görevlisinin eşi Gülüzar Yiğit hoca hanımın kız öğ-rencilerle hazırlamış olduğu bayram-laşma programı ilahiler, şiir ve konuş-malarla ve “Gerçek zenginlik sağlıktır’’ adlı skeçle devam etti. Gülüzar Yiğit konuşmasında bayramların önemine vurgu yaparak “Bayramlar, özellikle Avrupa’da giderek yitirdiğimiz sev-gi, kardeşlik, paylaşma ve dayanışma gibi insani değerlerimizi yeniden ka-zanmamıza, toplumda barış ve huzur ortamının yaygınlaşmasına, kulluk bilincimizin canlanmasına vesile olan müstesna zaman dilimleridir.’’ dedi. Programın sonunda Kadın Kolları Başkanı Müzeyyen Ali Yazıcıoğlu bu tür programlara katılmanın ve kay-naşmanın önemi üzerinde durarak programa katılan bayanlara teşekkür etti. Yapılan ikramların ardından Zeh-ra Solak hoca hanımın yaptığı dua ile program son buldu.

HDV Amsterdam Eyüp Sultan Camii’nde Bayramlaşma Heyecanı

KASIM 2010 | SAYI 20 | 17

HDV BÜLTEN

Page 18: HDV BULTEN SAYI 20

Pazar ayininden sonra gerçek-leştirilen karşılıklı konuşma ve sorular bölümünde top-

lantıya katılanlar ayin hakkında, ve genel anlamıyla Hristiyanlık hakkında karşılıklı konuşma imkanı buldular ve akıllarındaki soruları uzman kişilere sordular.

22 Ekim 2010 Cuma günü HDV Dieren Selimiye Camii’ne Cuma na-mazını izlemeye gelen Hristiyan ve Yahudi konuklar, Deventer Din Hiz-metleri Ataşesi Dr. Mustafa Kahra-man Bey’in ingilizce vaazını dinledi-ler. Okunan ezanı huşu ile dinleyen katılımcılar, din görevlisi Abdullah Söylemez’in önce Türkçe sonrada Hollandaca okuduğu “İslamda Ev-rensel Ahlak İlkeleri” konulu hutbeyi dinlediler. Namaz sonrasında cami lokalinde konuşma ve sorular bölü-müne geçildi. İkram edilen çay, kahve, kek ve kurabiyeleri konuklar yerken, kendilerine HDV’nin Kutlu Doğum için hazırlattığı Hollandaca CD iz-letildi. İslamın temel inanç ve ibadet

esasları ana başlıklar halinde slayt olarak anlatıldı. Karşılıklı soru cevap bölümünden sonra konuklardan genel bir değerlendirme yapmaları istendi. Yapılan değerlendirmelerden bazıları: “Sizin namaz kılarken rabbinizle ile konuştuğunuza şahit oldum.” “Ezan insanı büyülüyor.” “Camide her ku-

şaktan insan var. Çocuklar, gençler, yaşlılar. Bizim kiliselerimizde genç nesil bulmak çok zor.” “ İslam bu ka-dar güzel ve mükemmel bir din iken neden müslümanların hali içler acısı?” “Katılmaktan sonderece memnunum, önyargılarım kırıldı.” Program sonun-da katılımcılara islamı anlatan birer

HDV Dieren Selimiye Camii, Kiliseler Birliği ve Sinagog ortaklaşa “Üç Gün Üç Din” isimli bir proje gerçekleştirdiler. Üç semavi dini tanımaya ve bu din mensupları ile diyoloğu güçlendirmeye yönelik gerçekleştirilen proje kapsamında bir pazar Katolik Kilisesine, bir pazar Ortadox kilisesine gidildi.

Dieren’de “Üç Gün-Üç Din”

18 | SAYI 20 | KASIM 2010

HDV BÜLTEN

Page 19: HDV BULTEN SAYI 20

kitapcık, kutlu doğum CD si ve kitap-cığı hediye edildi. Kiliselere ve sinago-ga da HDV’nin Kur-an’ın Nüzülünün 1400. yılı anısına hazırlattıgı Hollan-daca Kur-an’ı Kerim hediye edildi.

Programın son bölümü için 20 Ka-sım 2010 Cumartesi günü Sinagoga gidildi. Cumartesi ayininden sonra karşılıklı soru cevap ve değerlendir-meler yapıldı. Tüm bunlardan son-ra katılımcıların ortak kanati bu tür programların daha sık yapılmasının birbirimizi daha iyi tanımaya ve anla-maya yönelik cok ciddi faydalar sağla-dığı yönünde oldu.

KASIM 2010 | SAYI 20 | 19

HDV BÜLTEN

Page 20: HDV BULTEN SAYI 20

Avrupa’daki üçüncü kuşağın evlilik yaparken eş seçiminde etkili olan başlıca nedenleri ele alma-ya geçen yazımızda başlamıştık. Şimdi bunları temel başlıklar altında ele almaya çalışalım.

Eş seçiminde etkili olan sosyal ve kültürel nedenler:

Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımız sosyal ve kültürel ha-yatlarında genellikle kendi akrabaları ve hemşehrileriyle ilişki içerisinde olmaktadırlar. Ülkemizin diğer kentlerinden gelen vatandaşlarımızla kurdukları ilişkiler, eksiye oranla büyük ölçüde artmış olmakla birlikte, hâlâ gereken düzeyde olduğunu söylemek oldukça zordur.

Bu durumun yansımaları başka alanlarda da kendini gös-termektedir. Mesela düğün ve sünnet merasimleri, bayram-laşmalar, ev ziyaretleri, yardımlaşmalar ve diğer etkinlikler, istisnaları bir kenarda tutacak olursak, genellikle çok geniş bir çerçevede olamayıp akraba ve hemşehriler arasında ce-reyan etmeye devam etmektedir. Hatta çok sayıda vatan-daşımızın bulunduğu iş yerlerindeki sendikal faaliyetlerde, cami ve dernek hizmetlerinde, sosyal ve siyasal alanlarında-ki yardımlaşma ve dayanışma çabalarında da buna paralel yaklaşımlar görülmektedir. Bunun bir uzantısı olarak, evlilik konusunda ve eş seçiminde de aynı dar kalıpların içine sıkı-şıp kalınabilmektedir.

Eş seçiminde etkili olan sosyolojik nedenler:

Vatandaşlarımız Avrupa’ya ilk geldikleri günlerden itiba-ren pek çok yönden kendilerine yabancı olan çevreye uyum sağlamak için büyük mücadeleler verdiler. Özellikle birinci neslin lisan yetersizliği, yeni çevreyi algılama, özümseme ve öz kimliğini muhafaza ederek yeni şartlara uyum sağlama hususlarında ilave sorunlara sebep oldu.

Kendilerini bu sorunlardan koruyabilmek ve güvende hissedebilmek için genellikle aynı sorunları yaşayan kişilerle birlikte yaşamaya başladılar. İçine kapalı, dışarıyla fazla irti-batlı olmayan getto benzeri ortamlarda yaşamak, başlangıçta onlara bir rahatlık ve güven sağlamıştı. Çoğu aynı köyden, kentten gelmiş olan vatandaşlarımızın, bulundukları ülke-nin sosyo-kültürel ortamından izole olarak yaşamasının,

ileride kendilerine ne büyük zararlar getireceği, o zamanlar yeterince fark edilemedi. Ayrıca, bulundukları ülkelerin yet-kilileri de, kendi vatandaşlarının huzurunun bozulmaması ve uyumsuzluk yaşanmaması gibi gerekçelerle Türklerin toplu hâlde yaşamasına göz yumdular, hatta bunu teşvik ve temin ettiler.

Kapalı devre yaşayan çok sayıdaki vatandaşımızın ilişki-leri, düşünceleri, çözümleri ve tercihleri de, kaçınılmaz bir şekilde, dar çerçevede cereyan etme eğilimde olmuştur.

Eş seçiminde etkili olan ekonomik nedenler:

Ülkemizin pek çok alanda olduğu gibi ekonomik alanda da son zamanlarda gösterdiği gelişmeler nedeniyle önceki ka-naatlerde büyük değişmeler görülmekle birlikte, Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımıza Türkiye’deki akrabalarının genel-likle gıpta ile baktıkları bilinen bir husustur. Türkiye’ye izne gittiklerinde akrabaları tarafından gözlemlenen ekonomik güçleri, onların Avrupa’da yaşamaya olan ilgisini artıran bir etken olmuştur. Özellikle daha iyi bir hayat seviyesine bir an önce ulaşmak isteyen gençler, bir yolunu bulup akrabaları-nın bulunduğu ülkelere gitmek için her fırsatı değerlendir-meye çalışmaktadırlar.

Avrupa’daki vatandaşlarımız da Türkiye’deki genç yakın-ları için Avrupa’da daha rahat bir hayat sağlama imkânlarını düşünmektedirler. Günümüzde oldukça zorlaştırılmış ol-makla birlikte, Avrupa ülkelerinde oturum ve çalışma izni almanın en kolay ve hemen hemen tek yolu, son zaman-lara kadar Avrupa’da yaşayan biriyle evlilik yapmak olarak görülmüştür. Burada Türk insanının, kendi ulaştığı yüksek hayat standardının getirdiği rahatlık ve kolaylığı eş, dost ve akrabalarıyla paylaşmak istemesinin de etkisi olduğu hatır-lanmalıdır.

Daha sonra çeşitli sorunlara sebep olsa da, akrabasının kızını veya oğlunu ailesine katmakla, bir anlamda, onlarla varlığını paylaşmak istemekte, kendince bir tür dayanışma örneği sergilemektedir. Zaman zaman çok derin ekonomik krizlerin neden olduğu mağduriyetlere rağmen ülkemizde ve Türk insanında büyük bir çözülmenin görülmemesinin nedenlerini biraz da bu noktalarda aramak isabetli olacak-tır. Miras paylaşmaları sonucunda mal ve mülkün bölünerek azalmasını önlemek amacıyla da akraba evlilikleri yapılmak-tadır. Gelecek yazımızda devam edeceğiz.

Dr. M. Fevzi HamurcuRotterdam Din Hizmetleri Ataşesi

Avrupa’daki Üçüncü Kuşağın Yaptığı Evlilikler (II)

20 | SAYI 20 | KASIM 2010

HDV BÜLTEN

Page 21: HDV BULTEN SAYI 20

KASIM 2010 | SAYI 20 | 21

HDV BÜLTEN

Allah Teala insanoğlunu yaratmış, onu tek başına bırak-mamış, ona nimetlerin en büyüğü olan akıl nimetini vermiş, bununla da kalmamış, kendilerine ilahi mesaj-

larını ulaştıran, onlara güzel örnekleri sunan, onları doğru yola kendi yoluna davet etmeleri için yine kendileri arasından pey-gamberler göndermiştir.

Hz. Adem’in yaratılışı ile ilgili Kur’an’da pek çok ayet varken, onun ne zaman yaratıldığına dair bir bilgiye sahip değiliz. İşte ilk insan ve ilk peygamber olan Hz. Adem’den Hz. Muhammed’e kadar pek çok peygamberler gelip geçmiş ve peygamberlik halkası Hz. Muhammed (sav) ile son bulmuştur. Bu arada pek çok pey-gamber gelmiş, Allah Teala Kur’an-ı Kerimin ifadesi ile bunların bir kısmının hayat hikayesini Kur’an’da anlatmış, bir kısmını da anlatmamıştır. “(Ey Muhammed,) gerçek şu ki senden önce elçi-ler göndermiştik: onların kiminden sana bahsettik, kimi hakkın-da da sana bir bilgi vermedik. (Mü’mün, 78) Daha önce kıssala-rını sana anlattığımız peygamberler gönderdik. Anlatmadığımız (nice) peygamberler de gönderdik. (Nisa, 164) Kur’an geçmiş peygamberlerin ve geçmiş milletlerin hayat hikayelerini anlatan bir tarih kitabı olmadığından insanlık tarihi boyunca gelen tüm peygamberlerin hayat hikayelerinden bahsetmemiş, bahsettiği peygamberlerin hayatlarından da Allah Teala kendisinin uygun gördüğü miktarda kesitler sunmuştur. Tüm peygamberlerin ha-yat hikayeleri Kur’an’da anlatılmış olsaydı, Kur’an ciltler dolusu olurdu. Mesela Elyesa ve Zülkifl peygamberler sadece ikişer yerde ve sadece isimlerinden bahsedilirken, Hz. Adem, Hz. Nuh, Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. Süleyman ve Hz. İsa gibi peygamberle-rin hayatlarından çokça bahsedilmiştir.

Kur’an-ı Kerim’de isimleri geçen 25 kişinin peygamber olduğu-nu yine o yüce kitaptan öğrenmekteyiz. Ancak Allah Teala geçmiş milletlere ait olayları bizlere ders ve öğüt olsun diye anlatırken sadece geçmiş peygamberlerin hayatlarından kesitler sunmamış, onların dışındaki topluluklardan ve kişilerden de bahsetmiştir. İşte Kur’an’da peygamber mi yoksa veli birer kişiler mi oldu-ğu tam olarak bilinmeyen üç kişiden de bahsedilmiştir. Bunlar Üzeyr, Zülkarneyn ve Lokman aleyhimüsselamlardır. İşte biz bu yazıda Lokman aleyhisselam’dan ve özellikle de onun oğluna olan nasihatlerinden bir nebze bahsedeceğiz.

Allah Teala Lokman aleyhisselam’dan sureye de kendi ismi ve-rilen Kur’an’ı Kerim’in 31. Suresi olan Lokman suresinde bahset-miştir. Mekke döneminde inen bu sûrede başlıca, Hz. Lokmân’ın oğluna öğütleri, tevhid, peygamberlik, öldükten sonra dirilme ve haşr konularına dikkat çekilmekte, kıyamet günü için hazırlık-lı olunması öğütlenmektedir. Sure 34 ayetten müteşekkil olup,

Tefsirlerde ifade edildiğine göre Kureyşlilerin Hz. Muhammed (sav)’e Lokman hakkında sorular sormaları üzerine Lokman aley-hisselam ve oğluna nasihatleri hakkındaki bu ayetler Allah Teala tarafından indirilmiştir.

Kur’an’ın tüm ayetlerinde olduğu gibi Lokman suresi 12-19 ayetlerde de bizler için çok büyük öğütler vardır. Muciz bir ke-lam olan Kur’an’ın pek çok ayetinde olduğu gibi burada da sanki İslam’ın ve pek tabiî ki Kur’an’ın bir özeti sunulmuştur. Mesela Kur’an’ın 103. Suresi olan Asr suresi Kur’an’ın bir özeti gibidir. Üç ayetten oluşan ve Kur’an’ın en kısa surelerinden biri olan bu surede, asra yemin edildikten sonra, insanın muhakkak surette hüsranda, zararda, ziyanda olduğu beyan edilmiş, ama peşinden de iman edip salih amel işleyen, doğruyu, gerçeği ve sabrı tavsiye edenlerin bundan müstesna olduğu açıklanmıştır. Anlayabilenler yada anlamak isteyenler için bu üç ksacık ayet bile insanın doğru yolu bulmasına ve akabinde cenneti hak etmesine vesile olabil-mektedir. İşte Kur’an’ın bu muciz yönüdür ki ilk nazil olmaya başladığı andan bu güne kadar asırlar boyu insanları etkilemiş, hala etkilemeye devam etmekte ve kıyamete kadar da etkilemeye devam edecektir.

İşte Lokman suresi 12-19 ayetlerde Allah Teala şöyle buyur-maktadır. “Andolsun, biz Lokmân’a “Allah’a şükret” diye hikmet verdik. Kim şükrederse ancak kendisi için şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse, bilsin ki Allah her bakımdan sınırsız zengin-dir, övülmeye lâyıktır. Hani Lokmân oğluna öğüt vererek şöyle demişti: “Yavrum! Allah’a ortak koşma! Çünkü ortak koşmak el-bette büyük bir zulümdür.” İnsana da, anne babasına iyi davran-masını emrettik. Annesi onu her gün biraz daha güçsüz düşerek karnında taşımıştır. Onun sütten kesilmesi de iki yıl içinde olur.3

(İşte onun için) insana şöyle emrettik: “Bana ve anne babana şük-ret. Dönüş banadır.” “Eğer, hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadı-ğın bir şeyi bana ortak koşman için seninle uğraşırlarsa, onlara itaat etme. Fakat dünyada onlarla iyi geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonra dönüşünüz ancak banadır. Ben de size yapmak-ta olduğunuz şeyleri haber vereceğim.” (Lokmân öğütlerine şöyle devam etti:) “Yavrum! Şüphesiz yapılan iş bir hardal tanesi ağırlı-ğında olsa ve bir kayanın içinde, yahut göklerde ya da yerin içinde bile olsa, Allah onu çıkarır getirir. Çünkü Allah en gizli şeyleri bi-lendir, (herşeyden) hakkıyla haberdar olandır.” “Yavrum! Namazı dosdoğru kıl. İyiliği emret. Kötülükten alıkoy. Başına gelen mu-sibetlere karşı sabırlı ol. Çünkü bunlar kesin olarak emredilmiş işlerdendir.” “Küçümseyerek surat asıp insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Çünkü Allah hiçbir kibir-leneni, övüngeni sevmez.” “Yürüyüşünde tabii ol. Sesini alçalt. Çünkü seslerin en çirkini herhalde eşeklerin sesidir!”

Hz. Lokman (AS) veOğluna Nasihatleri (I)

Dr. Mustafa KahramanDeventer Din Hizmetleri Ataşesi

Page 22: HDV BULTEN SAYI 20

Hengelo’dan 2010 Hollan-da Diyanet Vakfı Organi-zasyonu ile Hacca giden

hacı adaylarımıza din görevlisi Ahmet Gözcü tarafından 6 haftalık, hac önce-si seminer verildi. Cuma ve Cumartesi akşamları devam eden seminere hacı-ların ilgisi yoğun oldu.

HDV Ayasofya Camiinde hem teo-ri hem de pratiğe yönelik hacılarımıza faydalı olabilecek konular işlendi, ha-cılarımız öğrenmek istedikleri sorulara cevaplar buldular.

Ayrıca haftasonu yapılan ve çok sayıda cematin iştirak ettiği bir mev-lidi şerif programı yapıldı. Hacılar cemaatten helallik isteklerinden sonra kendileriyle görüşüp helallik aldılar, hacıların yaptığı ikramlarla program son buldu. Hacıların yoğun duygular yaşadığı uğurlama programından son-ra yine Hengelo ve komşu şehirlerden hacca giden hacılar Mekke’ye varacak-ları günün sabahı Hengelo şehrinde buluşup sabah namazını HDV Aya-sofya Camiinde kıldıktan sonra ya-pılan dualarla hep beraber mukaddes yolculuğa uğurlandılar.

Hengelo Hacılarını Dualarla Uğurladı

22 | SAYI 20 | KASIM 2010

HDV BÜLTEN

Page 23: HDV BULTEN SAYI 20

ULUSLARARASIİLAHİYAT PROGRAMI

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI DESTEĞİYLE AVRUPA’DA LİSE ÖĞRENİMİNİ TAMAMLAMIŞ

TÜRK GENÇLERİNE

TÜRKİYE’DE İLAHİYAT ÖĞRENİMİ İMKÂNIANKARA VE MARMARA ÜNİVERSİTELERİ

İLAHİYAT FAKÜLTELERİ’NDE OKUMAK İSTEYENTÜRK GENÇLERİNE BÜYÜK FIRSAT

GEREKLİ BİLGİ VE MÜRACAAT İÇİN: Lahey Din Hizmetleri Müşavirliği

Jan Evertstraat 152514 BS Den HaagTel.: 070-3617641Fax: 070-3616912

E-mail: [email protected]

DUYURU - DUYURU - DUYURU - DUYURU - DUYURU - DUYURU - DUYURU

Müracaat şartları ve broşür için www.diyanet.nl

Page 24: HDV BULTEN SAYI 20

Tâbiîn devrinde yeti-şen kırâat âlimlerinden. Meşhûr “Kırâat-ı Seb’a”

adı verilen yedi büyük kırâat âliminin beşincisi. Allahü teâlânın kelâmı olan Kur’ân-ı kerîmin kırâatini, okunuşunu bildiren âlimlerden. Asıl adı, Ebû Bekir Âsım bin Behdele Ebû Necûd el-Esedî el-Kûfî’dir. Meşhûr adı “Âsım”dır. Künyesi Ebû Bekir’dir. Babasının künyesi, Ebû Necûd olup, asıl adı da Abdullah’dır. An-nesinin adı, Behdele’dir. Kûfe şehrinde doğan İmâm-ı Âsım’ın, doğum târihi kesin olarak biline-miyor. Bütün hayatı Kûfe’de geç-miş olup, bir ara Şam’a gittiği de rivâyet edilmektedir. Vefât târihi hakkında muhtelif rivâyetler vardır. İbni Cezerî’nin Gâyet-ün-Nihâye adındaki eserinde 127 (m. 745) târihinde vefât ettiği bildirilmek-tedir. O’nun 80 yaşına kadar yaşa-dığı ve son Emevî halifesi Mervân bin Muhammed’in hilâfetine kadar Kûfe’de kaldığı kaynaklarda zikre-dilmektedir. Kabri Semâve’dedir. İmâm-ı Âsım’ın yetiştiği Kûfe şeh-ri, İslâmî ilimlerin tedris edildiği (okutulduğu) ilim merkezlerinden biriydi. Burada, son sahabî Hz. Abdullah bin Ebî Evfâ’nın 86 (m. 705) yılında vefâtına kadar yüzlerce Eshâb-ı kirâm yaşadı. Hz. Ali bin Ebî Tâlib, halifeliği zamanında bu-rayı İslâm devletinin başşehri yap-mıştı. Diğer sâhâbîlerden Abdullah İbn-i Mes’ûd, Ammâr bin Yâsir, Huzeyfet-ül-yemânî, Ebû Mûsâ el-Eş’arî, Selmân-ı Fârisî, Zeyd bin Erkâm (r.anhüm) ve daha nice-leri, bu şehirde Peygamberimizin mübârek ağızlarından işitip öğren-dikleri bütün ilimleri taliplerine arz etmişler ve sohbetlerinde bulunan binlerce insanı yetiştirmişlerdir. O yüksek ilim ve marifet sahibi in-sanların sohbetine kavuşup yetişen Tâbiînin büyük âlimlerinden biri de, Âsım bin Behdele hazretleriydi.

Bu altın halkının Kûfe’de yetiştirdi-ği büyük âlimlerin meşhûrlarından bazıları; Alkame bin Kays, Şüreyh bin el-Hâris, İbrâhîm en-Nehaî ve meşhûr mezheb imamımız İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe’dir. İmâm-ı Âsım, Kûfe’de “Reis-ül-kurrâ” idi. Kur’ân-ı kerîmi, Peygamberimiz-den öğrenildiği şekilde en güzel okuyan âlimlerin başıydı. O, bu kırâat ilmini Ebû Abdurrahman es-Sülemî’den öğrendi. O’ndan Kur’ân-ı kerîm dersleri almaya baş-ladığı zaman, henüz çocukluk ça-ğını yaşıyordu. Uzun bir müddet, derslerine devam ederek O’nun kırâat usûlünü öğrendi. Ebû Abdur-rahman es-Sülemî ise, Resûlullah efendimizin sağlığında dünyâya gelmiştir. Babam, Resûlullah (s.a.v.) ile sohbet etmiştir. Kur’ân-ı kerîm okumak, tecvîd ve zabtı yönün-den O’na dayanmaktadır. Ayrı-ca Hz. Osman bin Affân’dan, Ali bin Ebî Tâlib’den Abdullah İbni Mes’ûd’dan, Zeyd bin Sâbit’ten ve Ubey bin Ka’b’den arz yolu ile yani baştan sona kadar hatim ederek okumuştur. Eshâb-ı kirâmın kırâat ilminde önde gelenlerinden olan bu zâtlar da, bizzat Peygamberimiz-den arz yolu ile okuyup öğrenmiş-lerdir. Hz. Osman’ın halifeliği za-manında çoğalttığı Kur’ân-ı kerîm mushaflarından birini de Kûfe’ye göndermiştir. İmâm-ı Âsım otuzüç-bin Sahabînin doğruluğunda icmâ ettiği (birleştiği) bu mushaflara uy-gun olarak Kûfe’de Kur’ân-ı kerîmi ilk okuyan kırâat âlimlerindendir. Ölünceye kadar kırk yıl Kûfe şeh-rinde Kur’ân-ı kerîm okutan Ebû Abdurrahman es-Sülemî’nin yeri-ne, İmâm-ı Âsım geçmiştir. İmâm-ı Âsım’ın kırâattaki ikinci hocası Zîr bin Hubeyş el-Esedî’dir. Bu hususu kendisi şöyle bildiriyor:

“Ebû Abdurrahman’ın yanından kalkıp Zîr’e gider, okuduklarımı O’na da arz ederdim.” Zîr bin Hu-beyş de, Abdullah İbni Mes’ûd’dan

okumuştur. İmâm-ı Âsım, çok güzel Kur’ân-ı kerîm okurdu. Sesi de çok güzeldi. Her kelimenin, her harfin hakkını verirdi. Kur’ân-ı kerîmin belâgat ve fesahatini, yüce mânâsını canlandırmak hususunda öyle güzel bir edası, öyle bir okuyuş tarzı var-dı ki, eşine çok az rastlanırdı. Çok fasîh konuşurdu. Konuştuğu za-man, kalbe büyüklüğü girerdi. Ge-rek İmâm-ı Âsım ve gerekse diğer kırâat imamları, Kur’ân-ı kerîmin okuyuşunu zabt hususunda çok bü-yük itina ve ihtimam göstermişler, Peygamberimizin okuduğu şekil-de müslümanlara ta’lîm etmişler, öğretmişlerdir. Eshâb-ı kirâmın ve asrının en büyük âlimlerinden olan bu mübârek zâtların, akıllara şaşkınlık verecek derecedeki yük-sek himmetleri, gayretleri sayesinde Kur’ân-ı kerîmin Peygamberimizin kırâat ettiği şekil üzere okunması hususu, gayet sağlam ve esaslı bir surette zabt olunarak emniyet altı-na alınmış ve nesilden nesile intikal ederek, zamanımıza kadar hiçbir değişikliğe uğramadan gelmiştir. Bu kırâat şekli, inşaallah kıyâmete kadar da böylece devam, edecektir. İmâm-ı Âsım’ın kırâat silsilesi, iki yol ile ve her birinde ikişer vasıta ile Peygamber efendimize (s.a.v.) ulaşmaktadır. Birinci yol ile İmâm-ı Âsım, Ebû Abdurrahman es-Sülemî’den O da Hz. Osman’dan, Hz. Ali’den, Zeyd’den ve Ubey’den, onlar da Resûlullah (s.a.v.) efendi-mizden okumuşlardır. İkinci yol ile, İmâm-ı Âsım, Zîr bin Hubeyş’ten, o da Abdullah İbn-i Mes’ûd’dan ve o da Resûlullah (s.a.v.) efendimiz-den okumuştur. İmâm-ı Âsım’ın kırâat rivâyeti zamanımıza kadar ulaşmış olup, İslâm memleketleri-nin çoğunda bunun kırâati üzere Kur’ân-ı kerîm tilâvet olunmak-tadır (okunmaktadır). İmâm-ı Âsım’ın kırâat usûlü, talebelerin-den iki râvîsi vasıtasıyla yayılmıştır. (Gelecek sayıda devam edecek)

İMÂM-I ÂSIM (Âsım Bin Behdele)

24 | SAYI 20 | KASIM 2010

İSLÂM BÜYÜKLERİ

Page 25: HDV BULTEN SAYI 20

Hengelo HDV Ayasofya Camii’nde ihtida töre-ni düzenlendi. Hollanda

uyruklu bayan Marije İslamiyet hak-kındaki araştırmaları ve bu konuda zaman zaman bilgi almak, kafasındaki sorulara cevap bulmak amacıyla din görevisi Ahmet Gözcü’ye müracaat etti. İslamiyetin insanlara dünya ve ahieret hayatında yegane mutluluğu sağlayan insanlara sevgi ve kardeşlik gibi güzel duygu ve ahlakı öğütleyen yüce ve hak bir din olduğuna kanaat getiren Marije, hiçbir baskı ve zorlama olmaksızın sadece kendi hür iradesi ile bu dini seçtiğini programa katılan ai-lesinin ve diğer konukların şahitliğin-de Kelime-i Şehadeti de bizzat hafıza-sından söyleyerek müslüman olmaya karar verdiğini ilan etti.

İslamiyeti severek ve benimseyerek müslüman olmaya karar verdiğini be-lirten Marije için, Ayasofya camiinde bir ihtida töreni düzenlendi. Program iki aşamada gerçekleşti, önce ailesi ile programa katılan Marije din görevli-

si ve eşi tarafından evinde karşılandı evde birkaç saat süren sohbet ve ardın-dan yapılan ikramın ardından camiiye geçildi. Din Görevlisi tarafından oku-nan Kur’an-ı Kerimin ve Hollandaca Mealinden sonra İslam konusunda gelen konuklara kısa bir sunum ya-pıldı. Ardındanda Marije’nin şehadeti gerçekleşti, Törende hanımefendiye

Meryem ismi verildi. Akabindede Din Görevlisi ve Camii Yönetim Kurulu üyelerince Kur’an-ı Kerim, Hollanda Diyanet Vakfımızca hazırlanan Hol-landaca Kur’an Meali ve Kabe resmi-nin bulunduğu güzel bir pano ken-dilerine hediye edildi. Yapılan dua ve katılımcılara teşekkür konuşması ile program sona erdi.

Hengelo’da İhtida Töreni

KASIM 2010 | SAYI 20 | 25

HDV BÜLTEN

Page 26: HDV BULTEN SAYI 20

(Fot

o’s C

opyr

ight

© N

ico R

oodh

art 2

010)

Hollanda milli takımı ile yapacağı özel maç için bayram öncesi Amsterdam’a gelen Türkiye A Milli Futbol Takımı Kurban Bayramı namazını HDV Zaandam Sultan Ahmet Camii’nde kıldı.

Bayram sabahı, A Milli Ta-kım futbolcuları ve Fede-rasyon çalışanları, kendi-

lerine tahsis edilen özel bir otobüs ile Amsterdam’da ikamet ettikleri otelden Sultan Ahmet Camii’ne geldiler. Vatandaşlar tarafından sevgi gösterisi ile karşılanan A Mil-li Takımı, huzur içerisinde bayram namazını eda ettiler.

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanvekili Lutfi Arıboğan ve teknik direktör Guus Hiddink’in yardımcılarından Okan Buruk’un öncülüğünde milli futbolcularımız ve diğer görevliler yaklaşık üçbin kişiyle birlikte bayram namazını kılarak dualar ettiler.

A Milli Takım kafilesi, na-mazın ardından sevgi gösteri-leri arasında Zaandam Sultan Ahmet Camii’nden ayrılarak Amsterdam’da konakladıkları Wyndham Apollo Hotel’e geri döndü. Vatandaşlar sabahın ilk ışıklarıyla birlikte bayram sahabı camiye akın etti. Çok sayıda vatan-daşın katıldığı namazda Din go-revlisi Dursun Boz tarafindan bay-ram öncesi verilen vaazda Kurban

bayramı’nın önemine değinildi, birlik ve beraberliğe vurgu yapıldı. Hollanda Diyanet Vakfı Koordi-natörü Cevdet Keskin ise, irad etti-ği bayram hutbesinde Bayramların kardeşlik, dostluk, sevgi ve saygı gibi insani ilişkilerin pekiştirildiği, küskünlük ve kırgınlıkların gide-rildiği günler olduğunu belirtti. Namaz sonrası cami cemaati camii içerisinde ve avlusunda bayramlaş-tıktan sonra kurbanlarını kesmek üzere evlerinin yolunu tuttu.

A Milli Futbol Takımımız Kurban Bayramı’nda Zaandam’daydı

26 | SAYI 20 | KASIM 2010

HDV BÜLTEN

Page 27: HDV BULTEN SAYI 20

Dini ve Kültürel değerle-rimizi nesillerimize öze-lilkle de küçük yaştaki

çocuklarımıza tanıtmak ve kavrat-mak maksadı ile geçen yıllarda oldu-ğu gibi bu yılda da görevlisi olduğu HDV Ayasofya Camii’nde Kurban Bayramının 1. günü öğlen namazını müteakiben yaklaşık 100 kadar kız ve erkek çocuklara din görevlisi Ah-met Gözcü tarafından yapılan gü-nün anlam ve manasını ifade eden konuşmanın ardından, çoçuklarla karşılıklı diyaloğa geçildi, Özellikle bayramların bizler için neyi ifade ettiği, bayramlarda neler yapmamız gerektiği, ailemize ve diğer insanlara karşı sorumluluklarımız neler olabi-leceği, insanlara karşı nasıl davran-mamız gerektiği vb. konularda soru-lara cevaplar arandı ve önemli me-sajlar verildi. Din görevlisi ve camii yönetimi tarafından temin edilen

hediyelerin gelen öğrencilere dağıtıl-masından ve bayramlarını tebrikten sonra program sona erdi.

Ayrıca Kurban Bayramı coşkusu ve manevi etkisi büyükleride etkisi altına aldı. Kurban Bayramı namazı-na katılan çok sayıdaki vatandaşımız namaz öncesi yapılan vaazı büyük bir huşu içerisinde dinlediler. Sevgi, kardeşlik, birlik beraberlik mesajla-rının verildiği vaazda Allahın, kul-larına merhametinin, mağfiretinin kulların yaptığı güzel amellerle, akıl-lı ve şuurlu davranışlarla ancak tecel-li bulacağı vurgusu yapıldı. Kılınan namaz ve akabinde okunan hutbe-nin ardından din görevlisi ve vatan-daşlarımız birbirlerinin bayramını kutlayarak daha nice bayramların milletçe birlik ve beraberlik içerisin-de kutlanmasını temeni ettiler.

Hengelo’da Bayram Sevinci

KASIM 2010 | SAYI 20 | 27

HDV BÜLTEN

Page 28: HDV BULTEN SAYI 20

HDV Venray Hacı Bayram Camii’nde T.C. Rotterdam Başkonsolosu ve Başkon-

solosluk memurlarının katıldığı bir bil-gilendirme toplantısı düzenlendi. Top-lantıya katılan vatandaşlar başta T.C. Rotterdam Başkonsolosu Esen Altuğ ve başkonsolosluk yetkilileri tarafından pasaport, nüfus, askerlik, emeklilik ve benzeri konularda bilgilendirildi.

Toplantıya ayrıca Rotterdam Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Fevzi Hamur-cu da katıldı. Din Hizmetleri Ataşesi

Cami bünyesinde yapılan hizmetler konusunda cami yöneticilerinden bil-gi aldı. Yapılan çalışmalardan dolayı

din görevlisi, cami Yönetimi, Kadın ve Gençlik Kolları Yöneticilerini tebrik etti.

17.10.2010 tarihinde Hollanda Milli ta-kımıyla özel bir maç

oynamak için Hollanda’ya gelen Türk Milli Takımını desteklemek için Uden Yıldırım Beyazıt Camii gençlik kolları 50 kişilik taraftar

topluluğuyla özel bir otobüs kira-layarak maçı izlemeye ve millile-rimizi desteklemeye Amsrterdam Arena stadyumuna gittiler. Genç-lerimizin beraberce maçı izleme-leri için Yıldırım Beyazıt Gençlik sorumlusu Seyfullah Yüksel özel

bir şirketten otobüs kiraladı. Daha sonra gençlerimiz maç akşamı bi-raraya gelerek beraberce maça gi-derek millilerimizi canu gönülden desteklediler. Gençlerimiz bu or-ganizasyondan büyük memnuni-yet duyduklarını belirttiler.

HDV Venray Hacı Bayram Camii’nde Bilgilendirme Toplantısı

HDV Uden Yıldırım Beyazıt Camii Gençliği Milli Maça Gitti

28 | SAYI 20 | KASIM 2010

HDV BÜLTEN

Page 29: HDV BULTEN SAYI 20

Den Helder Ayasofya Camii’nde Çocuklar için Bayram Programı

Den Helder HDV Aya-sofya Camii’nde fahri görevli olarak görev

yapan Fatma Küçükçakır, Cami derneği ve velilerin destekleriy-le 14.11.2010 tarihinde çocuklar için bir Kurban Bayramı programı düzenledi.

Programda kurban, bayram ve hac konuları anlayabilecekleri dil-de çocuklara anlatıldı. Kabe make-ti hazırlanarak hac ibadeti uygula-malı bir şekilde çocuklara tanıtıldı. Daha çok çocukların etkin olduğu program, dolu dolu geçti. Çocuk-ların Kabe maketini heyecanla tavaf ettikleri gözlenen, katılımcı-ların ve velilerin büyük beğenisini toplayan program, çocuklara hedi-ye takdimiyle sona erdi.

Amaçlarının çocuklara bayram bilincini verebilmek, çocukları

o şekilde bayram coşkusuna da-hil edebilmek olduğunu söyleyen Hoca Hanım programa gösterilen ilginin memnuniyet verici olduğu-nu belirtti.

Camii dernek başkanı Seyfettin Çınar’da, bu tür eğitici faaliyetlere bugüne kadar olduğu gibi, bundan

sonra da desteklerinin devam ede-ceğini ifade etti.

Hac görevinden dönen din gö-revlisi Feyzullah Küçükçakır bu programların çok faydalı olduğu-nu, çocukları bu şekilde kültürü-müzle tanıştırmaya devam edecek-lerini ifade ederek programa emeği geçenlere teşekkür etti.

KASIM 2010 | SAYI 20 | 29

HDV BÜLTEN

Page 30: HDV BULTEN SAYI 20

30 | SAYI 20 | KASIM 2010

ŞİİR KÖŞESİ

EHL-İ BEYT’E SELÂM

Ben onun âline ashâbına kurban olayım,Ben onun ashâb ü ahbâbına kurban olayım.. Niyazi Mısrî

Beni reddetme evlâdın başıyçün bâb-ı lütfundanZiyâ’yım bende-i Âl-i abâyım yâ Resûlallâh! Ziya Paşa

Bir lahza cüdâ olmayayım ‘Âl-i abâdan,Yâ Rab beni dûr eyleme evlâd-ı Alî’den. Şeref Hanım

Biz ezelden tâ ebed meydâne gelmişlerdeniz,Şâh-ı Merdân aşkına merdâne gelmişlerdeniz. Hatâî

Bozuldu gülşen-i bâğ-ı Risâlet, hâr ile doldu.Gül ağlar, bülbül ağlar, lâle ağlar, erguvân ağlar… Osman Kemâlî

Düştü atından Hüseyn sahrayi Kerbelâ’ya,Cibrîl yetiş haber ver sultân-ı enbiyâya! Kâzım Paşa

Ey gönül umma vefâ bu sitemkâr-ı denîden,Bir yudum suyu esirgedi evlâd-ı Nebî’den. Mahmut Kaya

Fasîhâ nüh felek yâkût-ı zamân ile pür olsa,O mihr-i âlemin bir katre kanına bahâ olmaz. Fasîhî

Page 31: HDV BULTEN SAYI 20

İnşaatına 2009 yılının Mart ayında başlanan HDV Ut-recht Ulu Camii inşaatı

devam ediyor. Yaklaşık 7 milyon Euro›ya malolması beklenen HDV Utrecht Ulu Camii gerek ibadetha-ne ve gerekse sosyal alanlar ve kiralık dükkanları bakımından oldukca bü-yük bir cami olma özelliğini taşıyor. Kanaalstraat 36 Utrecht adresindeki caminin kaba inşaatı tamamlanmak üzere. Cami Yöneticileri yüksel bir maliyeti bulunan Cami inşaatının tamamlanması için bütün müslü-manların maddi manevi yardımları-nı bekliyor.

Utrecht’de bulunan iki Diyanet camiinden biri olan HDV Utrecht Ulu camii sadece Utrecht’de otu-ran müslümanların değil bütün Hollanda’nın gururu olacak gü-zellikte projelendirilmiş durumda. HDV Utrecht Ulu Camii yönetimi cami inşaatını kurdukları bir kamera ile internetten canlı olarak takip etmektedirler. Cami Yönetimi müslüman-ları Camiye yardıma davet etmekte ve aşağıdaki hesap numarasını vermektedirler.

HDV Utrecht Ulu CamiiHesap no : 507578082

HDV Utrecht Ulu Camii İnşaatı Devam Ediyor

KASIM 2010 | SAYI 20 | 31

HDV BÜLTEN

Page 32: HDV BULTEN SAYI 20

Sözlükte “yaklaşmak, Allah’a yakınlaşmaya ve-sile olan şey» anlamlarına

gelen kurban, dinî bir terim ola-rak, belirli şartları taşıyan ve usu-lüne uygun olarak zebhedilmiş bir hayvanın takdimi vesilesiyle ifa edilen bir yardımlaşma ibadetini ifade eder.

Kurban ibadeti, akıllı, büluğ ça-ğına ermiş, dinen zengin sayılacak kadar mal varlığına sahip ve misa-fir olmayan Müslüman›ın yerine getireceği mali bir ibadettir. Temel ihtiyaçlarından ve borcundan baş-ka 20 miskal (80.18 gr.) altın veya bunun değerinde para veya eşyaya sahip olan kişi dinen zengindir; dolayısıyla Allah›ın kendisine bah-şetmiş olduğu nimetlere şükran ifadesi ve Allah yolunda fedakarlı-ğın nişanesi olarak kurban takdim etmelidir. İbadetlerde sorumluluk ve bu sorumluluğun bir neticesi olan ceza ve mükafat da bireysel-dir. Bu nedenle, dinen zengin olan karı-kocadan her birinin ayrı ayrı kurban ibadetini yerine getirmesi uygun olur. Kurban ile mükellef olan şahsın, satın alacağı hayvanın ücretini kredi kartıyla ödemesi, kurbanın sıhhatine engel teşkil et-mez.

Kurban; koyun, keçi, sığır, man-da ve deveden olur. Bunların dı-şındaki hayvanlar kurban için tak-dim edilmezler. Kurban olabilmesi için, kurbanlık hayvanın süt diş-lerini değiştirmiş olması gerekir. Bu da genel olarak, deve 5; sığır ve manda 2; koyun ve keçi 1 yaşını doldurunca gerçekleşir. Bunun ya-

nında, 6 ayını tamamlayan koyun, bir yaşını doldurmuş gibi gösterişli olması halinde kurban edilebilir.

Kurban edilecek hayvanın, sağ-lıklı, azaları tam ve besili olması, hem ibadet açısından hem de sağ-lık bakımından önem arz eder. Bu nedenle, kötürüm derecesinde hasta, zayıf ve düşkün, bir veya iki gözü kör, boynuzları kırık, dili, kuyruğu, kulakları ve memesi ke-sik, dişlerinin tamamı veya çoğu dökük hayvanlardan kurban ol-maz. Ancak, hayvanın doğuştan boynuzsuz olması, şaşı, topal, hafif hasta, bir kulağı delik veya yırtıl-mış olması, kurban edilmesine mani teşkil etmez.

Kurban edilecek hayvana acı çektirilmemeli ve eziyet verilme-melidir. Hayvanlar ehil kişiler ta-rafından kesilmeli ve kesim işlemi süratli bir şekilde yerine getiril-melidir. Ayrıca, çevre temizliği ve ekolojik dengenin korunması için gerekli tedbirler alınmalıdır. Kur-ban kesimi esnasında, psikolojik açıdan etkilenmemesi için çok kü-çük çocukların kesim mahallinden uzak tutulmalarına dikkat edil-melidir. Aynı şekilde, hayvanların diğerinin kesimine şahit olacak şekilde yan yana bulundurulma-ları da uygun değildir. Sonuçta unutulmamalıdır ki, kurban iba-detinde maksat et ve kan ile ilgili değildir. Yeryüzünde hala çok sa-yıda insan kurban etine muhtaçtır. Kurban geleneği aynı zamanda çok önemli bir sosyal yardımlaşma faaliyetidir. İnsan kurban ibadeti vesilesiyle esasen tarihte ve günü-

müzde insane hayatının dokunul-mazlığı ilkesini yüceltmekte, zalim krallar tarafından sahte tanrılara ve güçlere insanların kurban edil-diği bir dönemde Hz.İbrahim di-liyle “kimin canını kime kurban ediyorsun? Eğer o kadar kolaysa kendi oğlunu sahte tanrılara kur-ban et de görelim” şeklindeki uyarı mesajının ifadesidir aynı zamanda. Esas olan insan hayatının doku-nulmazlığıdır. İlgili kıssada anla-tılan İsmail’in dokunulmazlığıdır. “Allah insanlara nice nimetler vermiştir. Bu nimetlerden gereği gibi yararlanın” denmiştir. Kurban vesilesiyle, insan “kendisinin ne sayesinde ve neye rağmen hayatta kaldığını da idrak edip haddini bilme bilincine erer”. Bir lüks res-torantta seçkin menüden sipariş ettiği yarı pişmiş bonfilenin hangi canlıdan geldiğini ve nerede nasıl kesildiğini sorgulamayan modern insan, özünde başkalarına yardım maksadı taşıyan bir ibadeti vahşet-le ilişkilendirip, ‘hayvan kesmenin neresi ibadet anlamıyorum” de-diğinde “kendi iki yüzlülüğünü” itiraf etmektedir belki de. Kurban ibadetiyle insana hatırlatılan bir anlamda şudur: “Hayat devam et-mektedir. Siz insanlar zaten yaşa-mak için doğada mevcut hayvan ve bitkilerden yararlanıyorsunuz. Hiç değilse bunu yaparken Allah’ın hoşnutluğunu gözetip, O’nun yüce adını anıp, diğer muhtaç kul-larına da yardım ederek bunu ya-pın.” İşte kurbanın anlamı budur. Haccın bereketiyle birleşip insanı arındıran bu kurbiyyet bir Bayram olarak da kutlanmaya değerdir.

KURBAN

32 | SAYI 20 | KASIM 2010

FIKIH KÖŞESİ

Page 33: HDV BULTEN SAYI 20

7 Ekim 2010 tarihinde HDV Dieren Selimiye Camii Başak Kadın Kolları kahvaltı dü-

zenledi. Yaklaşık 100 kişinin katıldığı programın amacı hanımlar arasında-ki birlik beraberliği güçlendirmek ve yeni seçilen hanım kollarının projele-rini halkla paylaşmaktı. Hanım kolla-rının hazırladığı çok güzel kahvaltının ardından Başak Kadın Kolları Başkanı Şengül Kalıncı yoğun katılımdan do-layı gelenlere teşekkür ederek şunları söyledi: “Hepimizin amacı camimize hizmet etmektir. Bu hizmeti bizlere nasip eden mevlaya şükürler olsun. Sizlerin desteği ile inşallah camimizin ve halkımızın istekleri doğrultusunda en güzel hizmetleri sunacağız.”

Daha sonra 9 asil, 2 yedek toplam 11 kişilik yeni yönetim ve görev alan-ları açıklandı. Uzun zamandır Başak Kadın Kolları olarak görev yapıp gö-

revlerini yeni arkadaşlarına devreden Başak Kadın Kolları eski başkanı Gönül Acem ise “Bu güne kadar eli-mizden geldiğince arkadaşlarımızla beraber camimiz için çalıştık. Görevi devrettiğimiz arkadaşlarımız ne zaman

isterlerse onlara elimizden geldiğince yardım etmeye de hazırız. Cami hepi-mizin” dedi. Program kadar yaptıkları hizmetlere şükran için eski yöneticile-re verilen plaketle son buldu.

HDV Dieren Selimiye Camii Başak Kadın Kollarından Kahvaltı

KASIM 2010 | SAYI 20 | 33

HDV BÜLTEN

Page 34: HDV BULTEN SAYI 20

Bu sene 3. senesi yapılan Di-alog Günü Faaliyeti HDV Steenwijk Tuba Camiinin

öncülüğünde 8 ayrı sivil toplum ku-ruluşu ile birlikte yapıldı. Bu faaliyete, Steenwijkerland belediyesinden birçok sivil toplum örgütüne mensup Hollan-dalılar, belediye meclis üyeleri ve cema-timiz katıldı. Steenwijk belediye başkan yardımcısı Sayın Boxum’da katılarak Steenwijk Tuba camiine 3 sene önce geldiğini, o geldiğinde de etkilendiğini ve bu faaliyetlere müslümanların katılı-mının önemsediğini ifade etti. Yemekli sohbetin ardından toplu olarak gurup-lar halinde birlik ve beraberlik, saygı ve sevgiyi ön plana çıkaran şiirler yazıldı.

HDV Steenwijk Tuba Camii gençliği ile kilise gençliği arasında karşılıklı zi-yaretler yapıldı. Cami gençliğimiz kilise gençliğini ziyaretlerinden sonra, kilise gençliği ve görevliler camimizi ziyarette bulundular. Ziyarette; mihrap, minber, kürsü, mahfel gibi caminin bölümleri öğrencilere tanıtıldı.

Sorularına kısa cevaplar verildi. Din görevlisi Zeki Güven, öğrenci ziya-retlerine çok önem verdiklerini ve bu ziyaretten de çok mutlu olduklarını söyleyerek, daha bu yaşlarda, dinler hakkında kültürel anlamda bilgi edin-melerinin önemine işaret etti. Böylece birbirimizi daha iyi tanıma fırsatı bulu-yoruz dedi. Ziyaretlerde yapılan video çekimleri öğrencilerle birlikte camii kantininde izlendi.

Başkan Faruk Ersoy’un idaresiyle sorulan sorular cevaplandırıldı, ortak yönlere işaret edildi. Gelen hiristiyan öğrenciler camide namaz kılmayı de-neyip, kız öğrenci başörtüsünü takmayı denedi. Öğrencilerden biri ibadet yeri-nin kendilerinkinden daha sıcak bir ha-vası olduğunu söyleyince duygulu anlar yaşandı.

HDV Steenwijk Tuba Camii’nde Kültürel FaaliyetlerHDV Steenwijk Tuba Cami kendi toplumuna yönelik pek çok kültürel faaliyetleri yanı sıra, diğer çevre kültürlerle karşılıklı topluma katılım anlamında faaliyetlerine devam etmektedir.

34 | SAYI 20 | KASIM 2010

HDV BÜLTEN

Page 35: HDV BULTEN SAYI 20

Vay, Kitabı elleriyle yazıp,

sonra da onu az bir değere satmak için,

“Bu Allah katındandır” diyenlere! Vay ellerinin

yazdıklarına! Vay kazandıklarına! (Bakara 79)

Ebu Mâlik el-Eş’ari radıyallahu

anh anlatıyor: “”Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Allah sizi üç hasletten himaye etti: “Hepinizi helak edecek olan peygamberinizin bedduasından, batıl ehlinin hak ehline (nurunu söndürecek kesin) bir galebesinden, dalalet üzerine birleşmenizden.”

Ebu Dâvud,Fiten 1, (4253)

KASIM 2010 | SAYI 20 | 35

Bir Ayet, Bir Hadis-i Şerif

Page 36: HDV BULTEN SAYI 20

Kuzey Hollanda (Noord Holland) bölgesinde görev yapan din görevlileri HDV Amsterdam Osdorp Hacı Bayram Camii’nin ev sahipliğinde toplandı. Rotterdam Din Hizmetleri Ataşesi Dr. M. Fevzi Hamurcu’nun başkanlığında 19 Ekim 2010 Salı günü yapılan toplantıya 19 din görevlisi katıldı.

Din eğitimi, cami hizmetleri ve görev alanına giren ko-nuların müzakere edildiği

toplantıda ayrıca bölgede yeni göreve başlayan din görevlileri, meslektaşlarıy-la tanışarak onların tecrübelerinden is-tifade etmeye çalıştı. Toplantının ardın-dan akşam yemeği, cami yöneticileri ve cemaatle birlikte yendi.

Akşam ve Yatsı namazları arasın-da din görevlileri tarafından camide icra edilen programda tilavet edilen Kur’an-ı Kerim, okunan ilahi ve kaside-ler cemaat tarafından huşu ile dinlendi. Caminin yapımında ve yaşatılmasında emeği geçenlerden ebedi âleme irtihal edenler hayırla yâd edildi ve onlar için dua edildi.

Din Hizmetleri Ataşesi Hamurcu’nun cemaate yaptığı konuşmada yapılan hizmetlerden dolayı ev sahibi caminin başkanı Mustafa Gün ile diğer Yönetim

Kurulu Üyelerine, din görevlisi Ahmet Yazıcı’ya ve cemaate teşekkür etti. Bu gün Hollanda’da yaşayan üçüncü ve dördüncü neslin karşılaştığı sorunların, ihtiyaçların ve beklentilerin önceki yıl-lardan çok farklı olduğunu belirten Ha-murcu, gençlerin iyi bir eğitim alması için ebeveynlerinin hiç bir fedakarlık-tan kaçınmamalarını istedi.

“Sahih dinî bil-gilerin çocukları-mıza ve gençleri-mize etkin şekilde aktarılması kadar anadillerini düz-gün şekilde konuş-malarının sağlan-ması da çok önem-lidir” diyen Ha-murcu, Avrupa’da yetişen nesillere kültürümüzün be-nimsetilmesi, millî

değerlere bağlılıklarının sağlanması ve tarih bilincinin geliştirilmesi için cami-lerin müstesna mekanlar olduğunu da belirtti.

Din Hizmetleri Ataşesi Hamurcu, Yatsı namazının ardından Caminin Kadınlar Kolu üyeleriyle ve Cami yö-neticileriyle ayrı ayrı görüşerek onlarla yapılan hizmetleri değerlendirdi.

Kuzey Hollanda Bölgesi Din Görevlileri HDV Amsterdam Hacı Bayram Camii’nde Toplandı

36 | SAYI 20 | KASIM 2010

HDV BÜLTEN

Page 37: HDV BULTEN SAYI 20

HDV Apeldoorn Eyüp Sultan Camii Kültür Merkezi’nde 21-11-10 Pazar günü, Hollandaya ilk gelen birinci nesli anma amacıyla bir program yapıldı.

Program Kur’an tilavetiyle başladı. Ardından Din Gö-revlisi Abdil Karakuş’un

açılış konuşmasıyla devam etti. Din görevlisi açılış konuşmasında kısaca göç tarinine değindi. Çin denizinden başlayan göçün yüzyıllar boyu devam ettiğini hala da devam edeceğini söyle-di. Bir zamanlar Avrupa’ya işçi olarak gelen ve şimdilerde Avrupalı Müslü-manlar olarak adlandırılan dindaş ve soydaşlarımızın aslında birer Anadolu ereni olduğunu vurguladı. Başlangıçta geri dönme amacıyla buraya gelen bü-yüklerimizin zaman içinde geldikleri yere çınar gibi kök attıklarını ve şimdi de oğul, kız, torun bırakılıp gidileme-diğini anlattı. Abdil hoca, birinci nes-lin, güçleri nispetinde, üzerine düşeni yapmaya çalıştığını, camilerin, kültür merkezlerinin onların eseri olduğunu, şimdiki neslin ise çağın gereklerine göre yeni çalışmalar yaparak, hem ata-larına layık olamaları hem de kendi-lerinden sonra gelecek olan nesile iyi örnek olmaları gerektiğini belirterek sözerini tamamladı.

Program Mesut Aksoyun yoğun çalışmalarıyla ortaya koyduğu birinci neslin eski resimlerinden oluşan bir sı-layt gösterisiyle devam etti. Ardından da, kuruluşundan bu güne kadar gelip geçen dernek yönetim kurullarının fotoğrafları gösterildi. Büyüklerimiz kendi gençlik resimlerini, kesin dönüş yapmış veya vefat etmiş olan arkadaş-larının resimlerini gördüçe çok mutlu oldular. Ayrıca Mayıs 2010’da düzen-lenen “İlk Nesil Gezisi”nin fotoğrafla-rı da slayt halinde sunuldu.

Programın son kıs-mında Apeldoorn’da yetişen iki şair, yaz-mış oldukları şiirler-den güzel örnekler sundular. Kendi yazmış olduğu kitap-tan üç şiir okuyan Seyfullah Uyar’ın ardından, Şair Ömer Albayrak yine kendi şiir kitaplarından çe-şitli örnekler sunarak

ve her şiirin hikayesini de anlatarak dinleyicilere güzel bir sunum yaptılar. Programın sonuna doğru Ozan Ömer Kadan sahneye çıktı. Ömer Kadan söylediği Türkçe-Hollandaca türkü-lerle salondakileri hem güldürdü hem düşündürdü.

Programın yapılış amacı büyüklerin unutulmadığı ve onlara saygı duyul-duğunu göstermekti. Program sonun-da alınan olumlu tepkiler bu amacın gerçekleştiğini gösterdi.

Apeldoorn’da Birinci Nesil ile Bayramlaşma Programı

KASIM 2010 | SAYI 20 | 37

HDV BÜLTEN

Page 38: HDV BULTEN SAYI 20

Muhterem kardeşlerim !

Yüce dinimiz İslâm’ın, diğer zaman dilimlerinden farklı kabul ettiği, kutsallık atfettiği belirli gün-ler ve aylar vardır. İnsan hayatında önemli bir

yere sahip olan ilim, amel, ihlas ve diğer bütün önemli değerler, zaman içerisinde ve zamanın değerinin bilinme-siyle elde edilebilir. İşte Kur’an-ı Kerîm, zamana yeminle başlattığı Asr sûresi’nde sanki insanlığın varoluş mahi-yeti ve gayesini şöyle özetlemiştir: “Asra yemin ederim ki insan gerçekten ziyan içindedir. Bundan ancak imân edip iyi ameller işleyenler, birbirbirlerine hakkı tavsiye edenler, sabrı tavsiye edenler müstesnâdır”1

Değerli Mü’minler!

Îdrak etmiş olduğumuz mu-harrem ayı da bu kutsal zaman dilimlerinin en mühimlerin-dendir. Allah (c.c) ayrıcalıklı kıldığı vakitlerde, yaratılanlara ayrı bir bereket ihsân edip, aynı zamanda insana, küçük hareketlerle büyük işler başarmanın fırsatını da verir. Rahmet ve fazilet kapılarını açar, dileyenler girsin diye. Bu kapılardan kim girmek istemez ki! Rabbimizin önem atfettiği zaman dilimlerinden olan muharrem ayında da ‘yapılacak ibadetlere daha çok sevap, günahların ise Al-lah katında diğer vakitlerden daha çirkin kabul edileceği söylenmiştir’2 Örneğin Peygamber efendimiz, ‘Aşûre günü tutulan orucun bir önceki yılın günahlarına keffâret olacağı-nı, Yüce Allah’dan umduğunu bizlere bildirmiştir’3.

Dolayısıyla, Muharrem ayında ilk akla gelen ibadet, oruç tutmaktır. Bununla beraber Yüce Rabbimizin “Görmedin mi, Allah güzel bir sözü nasıl misal getirdi.(Güzel bir söz), kökü sağlam, dalları göğe yükselen bir ağaç gibidir.”

1 2 3

ayet-i kerimesinden hareketle tüm zikir ve tesbihât, kökü sağlam ve dalları insanın maddi mânevi hayatına men-faatler sağlayan bereketli uzantılar gibidir. Bu sebeple kutsal olan zaman dilimlerinde Allah’a olan zikrimizi (kelime-i şehâdetlerimizi, kelime-i tevhidlerimizi, tekbir ve salavâtlarımızı) artırmamızın, hepimiz adına hayır-lara vesile olacağını unutmamalıyız.

Aziz müslümanlar!

İnsan, dünyanın göz alıcı bütün güzelliklerine de sahip olsa eğer Allah’tan ve bizlere bildirdiği değerlerden uzak

bir hayata mahkum olmuşsa, hiç bir zaman mutlak anlam-da huzurlu olamaz. Herzaman bir yerlerde birşeyler eksik kalmış hisseder. Bu sebeple, gerçek huzuru yakalamanın tek yolu, Allah bilinci içeri-sinde İslamî bir hayat sürüp iyilerden (ebrâr) olarak haya-tımızı tamamlamaktan geç-

mektedir. Bu husus Kur’an-ı Kerîm’de şöyle bildirilmiş-tir: “Mü’minler, inananlar ve kalpleri Allah’ı anmakla huzura kavuşanlardır. Biliniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.” 4

Sevgili Kardeşlerim!

Bütün bunları bildikten sonra bizlerin zaman içeri-sinde, yüce Rabbimizin râzı olduğu şekilde iz bırakabil-memiz için ‘dosdoğru bir yolda dimdik yürümemiz’5 ve kendimizi, amel ve ibadetlerimizle daha şerefli hale getir-memiz gerekmektedir. Hutbemizi Efendimizin bir duasıy-la bitirmek istiyorum. “Allah’ım, seni zikretmemiz, sana şükretmemiz ve sana güzelce ibadet etmemiz için bizlere yardım et”6

4 5 6

Yunus TürkyılmazHDV Din görevlileri

Koordinatörü

Kutsal Zamanlarda Kutsal İzler Bırakabilmek

“Allah’ım, seni zikretmemiz, sana

şükretmemiz ve sana güzelce ibadet etmemiz için bizlere yardım et”

1 Asr, 103.,1-3.2 Casâs, Ahmed b. Ali er-Râzî, Akmâmu’l-Kur’an, II. 110-1113 Tirmizî, Savm, 48,III, 126.

4 Ra’d, 13, 28.5 Mülk, 67, 22.6 Ebu Davûd, II, 86.

38 | SAYI 20 | KASIM 2010

HUTBE

Page 39: HDV BULTEN SAYI 20
Page 40: HDV BULTEN SAYI 20

Çoktanrılı (pagan) Greko-Roman kültü-ründe tanrı heykelleri önünde tapını-

lırken kutsanma ve bereket ifadesi olarak yağ-lanan heykeller için kullanılan christos (yağla kutsanmış), zamanla Christ (İsa) için kullanıl-mış ve “yağla kutsanmış bereket tanrısı”na dönüştürülmüştür. “Christ-mass”daki “mass” kelimesi Farsça mizd (tanrı adına yenilen ak-şam yemeği) kelimesinin Latince karşılığı missa kelimesinden Batı dillerine geçmiştir. Roma pagan kültüründeki yaygın dinlerden olan Fars kökenli Mitraizm’de tanrı Mithra’nın yeryüzüne inerek, Zodiak’ın 12 simgesine kar-şılık gelen 12 havarisiyle dünyayı dolaştığına, sonunda insanlığın günahları için kendini feda ettiğine inanılırdı. Bir boğanın öldürülerek tanrıya adanması, kanının içilip etinin yen-mesi şeklinde uygulanan Mitraist festival Hı-ristiyan Pazar ayinini etkilemiş ve Christ-mass ortaya çıkmıştır.

Christmas’ın aslı eski Roma’daki Hıristiyan-lık öncesinde varolan ve Aralık sonunda kut-lamaları başlayan Saturnali festivaline daya-nır. Bu festivale çok-tanrılı inanç öğeleri karış-maktaydı. “Güneş tanrısı” Mitra’ya tapınmak oradaki putperest ayinlerinin en önemlilerin-dendi. Mitra’nın doğum günü olarak 25 Aralık kabul edilirdi. Hıristiyan bilginlerine göre İsa Peygamber’in doğum günü de tam olarak bili-nemediği için 25 Aralık Batı Hıristiyanlığı tara-fından İsa’nın doğum günü olarak kabul edildi. Her ne kadar İsa Peygamber Cumartesi gün-leri ibadet geleneğini devam ettirmişse de, Pazar (Sunday/güneş günü) günlerinin Hıris-tiyanlarca ibadet günü kabul edilmesi de bu döneme rastlar ve aslen “güneş festivali”nden kaynaklanır. Kilise babalarından Tertullian bu dönüşüm ve etkileşimden bahseder. Saturnali festivalinin, Christmas kutlamasına dönüştü-rülmesi ilk kez M.S. 353 veya 354’te Roma’da Papa Liberius zamanında olmuştur. Hıristiyan ilahiyatçılara göre bazı putperest festival ve ayinlerinin Hıristiyanlarca da kutlanmasının nedeni o dönemlerde Roma’daki Hint-İran kökenli Mitra inancına karşı Hıristiyanlığı ko-rumaktı. Christmas bunların en çok bilinen örneğidir ve günümüzde Batı Hıristiyanları tarafından 25 Aralık’ta kutlanır, 1 Ocak’ta Noel eğlenceleriyle birleşir. Doğu Hıristiyanları ise aynı kutlamayı 6 Ocak’ta yaparlar. Fark, bir tarihlendirme ihtilafından ibarettir.

Christmas ve yılbaşı eğlenceleri, zamanla Noel efsanesiyle birleşmiştir. Efsanevi Hıristi-

yan azizi Santa Claus için “noel baba” ifadesi kullanılmaya başlamıştır. Bilinen özellikle-ri ilk kez 1870’de Thomas Nast adlı bir res-sam tarafından çizilmiş ve ayrıca Clement C. Moore’un “Noel babanın ziyareti” adlı şiirinde anlatılmıştır. Efsaneye göre evi buzlar ülkesi kuzey kutbunda, kızağını ren geyiği çekmek-te. Tarihte 4.yy’da (352’de Aralık ayında öl-müş) bugünkü Antalya’nın Demre ilçesinde Hıristiyan piskoposu olarak yaşayan Santa (aziz) Nikolas’nın yardımseverliği hikâyesi, za-manla Noel Baba adıyla çocuklara hediyeler getiren bir efsaneye dönüşmüştür. Hıristiyan ilahiyatçılarına göre aslında Hıristiyan inanç-larında yeri olmayan Noel kutlaması, eski çok tanrılı Roma kültüründen geçmiştir. Aziz Ni-kolas ismi zamanla Santa Claus’a dönüşmüş ve Hollanda’da Sinter Klaus, Amerika’da ve Kanada’da Santa CLAUS, İngiltere’de Peder Christmas, İspanya, Brezilya ve Peru’da Noel Baba denilmiştir.

Batı ülkelerinin çoğunda insanlar birbirle-rini “mutlu doğum kutlaması” anlamında “ merry Christmas” ifadesiyle kutlarlar. Noel Babanın (Santa Claus) Demre’de yaşadığı ileri sürülmüşse de, 1087 yılında İtalyan tüc-carlarının onun mezarından cesedini çalarak İtalya’ya götürdüklerine inanıldığı için bugün onun adıyla anılan ziyaret yeri, İtalya’nın gü-neyinde küçük bir Katolik kasabası Bari’dedir.

Süslü çam ağacı, bazı kaynaklara göre Yu-nan ve Roma çok tanrılı kültürlerindeki At-tis tanrısına ibadet ayininden kaynaklanır. Attis’in bereket tanrısı olduğuna ve sonradan bunu görmek için çam ağacında vücut buldu-ğuna inanılırdı. Çam ağacına bereket sembolü olarak tapınılırdı. Başka kaynaklarda noel’de-ki çam ağacının İskandinav dini inançları ve efsanelerindeki kutsal olduğuna inanılan bir çam ağacı inanışına dayandığı anlatılır. Efsa-neye göre İskandinav tanrılarından Odin dün-yayı yarattıktan sonra kendisini evrenin ağacı denilen hiç solmayan bir çam ağacına asar. Böylece hikmet ve bilgiye dönüştüğüne inanı-lır. Bu çam ağacı efsanesinde Odin’in kendisini feda edişi, Hıristiyanlarca İsa’nın çarmıha ge-rilişine benzetilir. Bir başka anlayışa göre çam ağacı ve mumlar antik Aryan inançlarında Yule festivalinden kaynaklanmaktadır. Çam ağacı ölümsüzlüğü temsil eder, mumların ise kötü ruhları ve cadıları kovmak için yakıldığı-na inanılırdı. Mumlar yakılarak ağaca bağla-nırdı. Gündüzlerin çok kısa olduğu İskandinav

ülkelerinde Hıristiyanlıktan önce var olan Yule kutlanması, yılın en kısa “gündüz”ünde yapı-lan bir pagan kutlamasıyla Yılbaşı-Noel kutla-ması olarak 25 Aralık’a denk geliyordu. Noel-Yılbaşında domuz eti yenilmesi de putperest Yule festivalinin uygulamalarından gelmek-tedir. Bu gelenek, yani çam ağacı, yılbaşın-da özellikle domuz eti ve mumlar, Avrupa’da devam etmiş, her türlü kutlamada mumlar ya da daha geniş aydınlatma yöntemleriyle sür-dürülmüştür. Ağaca asılan küçük ay, güneş ve yıldız süsleri de Babil tanrılarının simgeleridir. Yahudiliğe ve Hıristiyanlığa eski Mezopotam-ya, Yunan ve Roma inançlarından geçerek gü-nümüze kadar gelmiştir.

Noel ve yılbaşı kutlamaları sadece eski çok tanrıcı inanç ve efsanelere dayanmakta olup Hıristiyanlığa da sonradan girdiği ve günü-müzde aşırı tüketime yönelten bir eğlenceye dönüştüğü için dünyada pek çok Hıristiyan tarafından da hoş karşılanmamaktadır. Noel, pagan köklerden gelerek Hıristiyanlaşmış bir Hıristiyan bayramı olmakla beraber, Hıristi-yan olmayan ülkelerde de en azından birer tüketim ve eğlence fırsatı olarak Yılbaşı tatili şeklinde kutlanmaktadır. Noel’in dini boyu-tunun anlaşılması için Yunan ve Pagan mito-lojileri ile Hıristiyan inançlarının tarihi ilişkisi anlaşılmalıdır.

Bu bilgilerden anlamamız gereken sonuç ise şudur: özellikle Müslüman olmayan ülke-lerde yaşayan müslümanlar, içinde yaşadıkla-rı hakim toplumda yılbaşını “kutlayan” kom-şularına, bu onların kültürü ve örfü olduğu için, “yeni yıl – mutlu yıllar” dileğinde bulu-nabilirler, ancak “Hıristiyan inançları kapsa-mında bir ayin ya da kutlamaya katılmaları “kurumsal düzeyde Müslümanları temsilen bir dua vesilesi olarak davet edilmeleri” hali dışında, caiz değildir. Her nasıl tanımlanırsa tanımlansın, yaşadığımız zaman dilimi, tak-vim bir şekilde Batılı ve Hıristiyan bir takvim anlayışıyla yeni bir yıla girmektedir. Bunu dahi “maruf ve münker terazisi”nde bir vesile göre-rek ellerimizi açıyor semaya ve şöyle yalvarı-yoruz “zamanın ve mekanın Sahibi”ne,

“Rabbic’alnî mukîmessalatî ve min zürriyetî. Rabbenâ ve tekabbel duâ. Rabbenağfirlî ve-li vâlideyye velil muminîne, yevme yekûmu-l’hisâb”

“Rabbim beni namazını dosdoğru, mükem-mel şekilde kılan bir insan yap. Zürriyetimden de böyle insanlar yarat. Ey Rabbimiz! Duaları-mızı kabul et. Rabbimiz, Kıyametin kopacağı günde, beni ana ve babamı ve müminleri ba-ğışla.” ( İbrahim sûresi 40–41 )

YILBAŞI ve NOELHıristiyan kültüründe yılbaşı kutlamalarını ifade eden Noel kelimesi, Latince natalis (doğuş) kelimesinden türeyerek Batı dillerine geçmiştir. Yılbaşı kutlaması için Christmas (kırismıs) da kullanılır ki “Mesih’in doğumunun kutlanması” anlamına gelen Christ-Mass kelimesinden gelir.

(Kaynak: İslam Ansiklopodisi Noel Maddesi Doç. Dr. Bülent Şenay)