Upload
vuonghuong
View
224
Download
4
Embed Size (px)
Citation preview
MERSİN–2012
i
T.C.
MERSİN ÜNİVERSİTESİ
TIP FAKÜLTESİ
GENEL CERRAHİ ANABİLİM DALI
İNCE BAĞIRSAKTA İSKEMİ VE REPERFÜZYON
UYGULANAN DENEKLERDE RHO-KİNAZ İNHİBİTÖRÜ
Y-27632 UYGULAMASININ KAN VE DOKU LİPİD
PEROKSİDASYONU, ROCK EKSPRESYONU VE İLEAL
PATOLOJİ ÜZERİNE ETKİSİ
Dr. Serkan BAİKOĞLU
UZMANLIK TEZİ
DANIŞMAN
Prof. Dr. Mustafa Musa DİRLİK
MERSİN–2012
ii
T.C.
MERSİN ÜNİVERSİTESİ
TIP FAKÜLTESİ
GENEL CERRAHİ ANABİLİM DALI
İNCE BAĞIRSAKTA İSKEMİ VE REPERFÜZYON
UYGULANAN DENEKLERDE RHO-KİNAZ İNHİBİTÖRÜ
Y-27632 UYGULAMASININ KAN VE DOKU LİPİD
PEROKSİDASYONU, ROCK EKSPRESYONU VE İLEAL
PATOLOJİ ÜZERİNE ETKİSİ
Dr. Serkan BAİKOĞLU
UZMANLIK TEZİ
DANIŞMAN
Prof. Dr. Mustafa Musa DİRLİK
Bu tez, BAP-TF CTB (SB) 2012-2 TU kodlu proje olarak Mersin
Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından desteklenmiştir
iiiiiiiii
TEŞEKKÜR
Mersin Üniversitesi Rektörü hocam sayın Prof. Dr. Süha AYDIN başta
olmak üzere, tezimin planlanması ve sürdürülmesinde tecrübelerinden ve
bilgilerinden faydalandığım değerli hocam tez danışmanım Mersin Üniversitesi
Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Musa DiRLiK’e,
cerrahi eğitimim sürecinde her konuda yardım aldığım ve bana bu mesleği
öğreten Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalının
değerli öğretim üyeleri sayın Prof. Dr. Tahsin ÇOLAK’a, Prof. Dr. Ahmet Koray
ÖCAL’a, Doç. Dr. Tamer AKÇA’ya, Doç. Dr. Hakan CANBAZ’a, Yrd. Doç. Dr.
Özgür TÜRKMENOĞLU’na, Yrd. Doç. Dr. Ahmet DAĞ’a, Farmakoloji Anabilim
Dalı Başkanı sayın Prof. Dr. Kansu BÜYÜKAFŞAR’a, Biyoistatistik Anabilim
Dalı öğretim üyesi sayın Prof. Dr. Bahar TAŞDELEN’e Tıbbi Biyokimya
Anabilim Dalı Öğretim üyesi sayın Prof. Dr. Lülüfer Tamer GÜMÜŞ’e, Patoloji
Anabilim Dalı öğretim üyesi sayın Yard.Doç. Dr. TUBA KARA‘ya birlikte
çalıştığım, yardımlarını esirgemeyen tüm araştırma görevlisi arkadaşlarıma ve
kliniğimizin tüm hemşire ve personeline teşekkürü borç bilirim.
Ayrıca desteğiyle her zaman yanımda olan sevgili eşim Selin ve kızım
Rima,ya eğitimim için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan aileme sevgi ve
saygılarımı sunarım.
Dr. Serkan BAİKOĞLU
MERSİN-2012
iviv
İÇİNDEKİLER
ÖZET
Sayfa No
5
İNGİLİZCE ÖZET 6
I.GİRİŞ VE AMAÇ 7
II.GENEL BİLGİLER 9
III. GEREÇ ve YÖNTEMLER 28
IV. BULGULAR 36
V. TARTIŞMA 45
VI. SONUÇ VE ÖNERİLER 49
VII. KAYNAKLAR 50
VIII. SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ 59
IX. ŞEKİLLER VE RESİMLER DİZİNİ 60
X. TABLOLAR DİZİNİ 61
5
ÖZET
İskemi reperfüzyona maruz kalan bütün dokularda olduğu gibi ileumda
süre bağımlı olarak hasar oluşmaktadır. Çalışmada rho kinaz inhibitörü Y-27632
nin ileal dokuda iskemi reperfüzyon hasarı üzerine etkilerini araştırdık.
Bu çalışma Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı
tarafından Nisan 2012- Ekim 2012 tarihleri arasında yapıldı.
Çalışma 3 kontrol olmak üzere 6 gruptan (7 şer rat) oluşturuldu. Kontrol
gruplarında laparatomi yapılarak Superior Mezanterik Arter (SMA) bulunup
prepare edildikten sonra klemplenmeden batın kapatıldı. Kontrol grubu ratlar 3
gruba ayrıldı. Birinci gruba hiçbir ilaç verilmedi, ikinci gruba 1 mg/Kg Y-27632
intra peritoneal olarak ve üçüncü gruba 5mg/Kg Y-27632 intra peritoneal olarak
verildi. Çalışma gruplarında SMA bulunup 30 dakika klemplenerek iskemi
oluşturuldu. 30 dakika sonunda klempler açılarak 90 dakika reperfüzyon yapıldı.
İskemi ve reperfüzyon yapılan ratlar 3 gruba ayrıldı. Birinci gruba laparatomiden
60 dakika önce serum fizyolojik intra peritoneal olarak verildi, ikinci gruba
laparatomiden 60 dakika önce 1 mg/Kg Y-27632 intra peritoneal olarak ve
üçüncü gruba 5 mg/Kg Y-27632 intra peritoneal olarak verildi. 3 saat sonunda
kontrol ve çalışma gruplarındaki tüm ratlar sakrifiye edildi. Kanda MDA, MPO,
nitrit-nitrat seviyeleri, dokuda (ileum) MDA, MPO, nitrit-nitrat, ROCK aktivitesi ve
mRNA ekspresyonu ölçüldü. Ayrıca ileal doku hasarı Hematoksilen-eozin ile
boyanarak ışık mikroskobunda Chiu yöntemi ile değerlendirildi.
İskemi reperfüzyon ileal dokuda hasara sebep oldu. İskemi reperfüzyon
oluşturulan deneklerde ROCK aktivitesi arttı. Y-27632 uygulanan deneklerde
doz bağımlı olarak ROCK aktivitesinde anlamlı düşüş saptandı. 5 mg/kg Y-
27632 uygulanan deneklerde iskemi reperfüzyon hasarını histopatolojik
incelemede engellediği görüldü. İskemi reperfüzyon hasarı oluşturulan denekler
ile tedavi uygulanan deneklerde MPO ve MDA değerleri açısından fark
saptanmadı. Nitrit-nitrat düzyi iskemi reperfüzyon yapılan deneklerde
yükskelirken Y-27632 verilip iskemi reperfüzyona maruz kalan deneklerde
düşüş saptandı.
Rho kinaz inhibitörü Y-27632 nin uygulaması ileal dokuda doz bağımlı
olarak iskemi reperfüzyon hasarını azaltığını düşünmekteyiz.
Anahtar kelimeler: İntestinal iskemi reperfüzyon hasarı, lipid
peroksidayonu, Rho-kinaz, Y-27632
6
ABSTRACT
The damage occurs in the ileum like in the other tissues exposed to
ischemia reperfusion depending on the time. In this study we searched the effects
of kinase inhibitor Y-27632 in preventing ileal tissue ischemia reperfusion damage.
This study has been performed in Mersin University Medicine Faculty,
Department of General Surgery between April 2012 and October 2012.
The study was consisted of 6 groups (7 rats), of which 3 were control
groups. After laparotomy, Superior Mesenteric Artery (SMA) was prepared without
being clamped in control groups. Rats in the control group were divided into 3
groups. Serum physiologic was given in the first group. 1 mg/Kg Y-27632 was
given intraperitoneally (IP) in the second group and 5mg/Kg Y-27632 in the third
group. In the study groups, we found SMA and clamped it for 30 minutes and
created ischemia. After 30 minutes we made reperfusion for 90 minutes. The rats
exposed to ischemia and reperfusion were divided into 3 groups. 60 minutes
before the laparatomy, IP serum physiologic was injected in the first group. 60
minutes before the laparatomy, IP 1 mg/Kg Y-27632 was given in the second
group and IP 5 mg/Kg Y-27632 was given in the third group. After 3 hours the rats
in the control and study groups were sacrificed. We evaluate the MDA, MPO and
nitrite-nitrate levels in the blood and the MDA, MPO, nitrite-nitrate, ROCK activity
and mRNA expression in the tissue. Also the ileal tissue damage was stained with
hematoxylon-eosin in the light microscope and evaluated by the Chiu method.
Ischemia reperfusion (IR) caused tissue damage in the ileal tissue. The
ROCK activity increased in the subjects in which IR was created. A significant
decrease was detected in the ROCK activity depending on the dose in the subjects
exposed to Y-27632. It is revealed in histopathological evaluation that reperfusion
damage was prevented in the subjects exposed to 5 mg/kg Y-27632. There was
no difference in the MPO and MDA values in the subjects with IR. While the nitrite-
nitrate levels were increased in the subjects exposed to IR, they decreased in the
subjects which were given Y-27632 and exposed to IR. We consider that Rho
kinase inhibitor decreases the IR damage in the ileal tissue with the exposition of
Y-27632 depending on the dose.
Key Words: Intestinal ischemia reperfusion injury, lipid peroxidation, Rho-
kinase, Y-27632
7
GİRİŞ VE AMAÇ
İnce bağırsaklarda oluşan iskemi ve reperfüzyon (İ/R) hasarı yüksek
morbidite ve mortaliteye sebep olan önemli bir problemdir. Abdominal aort
anevrizması, kardiyopulmoner bypass, boğulmuş fıtık cerrahisi, ince bağırsak
transplantasyonu ve neonetal enterokoliti gibi durumlarda bağırsaklara gelen
kan akımının devamlılığının kesintiye uğraması sonucu oluşur 1-3 . Ayrıca,
septik ve hipovolemik şok sırasında da gelişir. Metabolik olarak aktif dokulara
kan akımının kesintiye uğraması iskemik hasara sebep olur ve bu iskemik
dokulara kan akımının yeniden sağlanması öncekinden daha şiddetli olan
reperfüzyon hasarına sebep olan bir takım olaylar zincirini başlatır. Bu olaylar
zinciri olarak serbest oksijen radikallerinin oluşması, demir depolarının
salınması, mikrosürkülasyonun bozulması, enflamatuar sitokinlerin salınması,
kompleman aktivasyonu ve neutrofil infiltrasyonu sayılabilir 4,5. Rho/Rho-kinaz
yolağı, hücre içi kalsiyum düzeylerinin düşmesine rağmen düz kaslarda (damar
Çeperi) kasılmanın sürdürülmesini sağlayan bir Ca2+ duyarlılığı
mekanizmalarından (Ca2+-sensitization) biri ve belki de en önemlisidir6. Rho ile
indüklenen sinyal, trombin gibi bir takım uyarılara cevap olarak gelişen endotel
hücre şekil değişikliği, endotelyal kontraktilite ve kapiller permeabilite artışı gibi
olaylara önemli katkı sağlar. Ayrıca nötrofiller tarafından başlatılan endotelyal
hiperpermeabiliteden de Rho/Rho-kinaz yolağı sorumludur7. Bu yeni sinyal ileti
mekanizması ayrıca trombosit, nötrofil, lenfositlerin kemotaksisine ve hücre
membranı şekil değişikliklerine ve ayrıca mast hücrelerin salgılama
fonksiyonuna önemli katkı sağlamaktadır6. İnflamatuar hücrelerin migrasyonu
hücre iskeleti aktini tarafından düzenlenmektedir ve bu olayı düzenleyen en
önemli mekanizmalardan birisi Rho-ile indüklenen sinyal ileti mekanizmasıdır.
Rho-kinaz (ROCK, ROK): Rho-kinaz bir serin-treonin protein kinazdır. Şu an için
en az 2 izoformu tanımlanmıştır. Bunlar aynı zamanda ROCK-1 olarak da
bilinen ROKβ ile ROKα olarak da bilinen ROCK-2 dir8. Rho/Rho-kinaz yolağı,
ayrıca inflamasyon olaylarına da aracılık edebilmektedir. İnflamatuar hücrelerin
migrasyonu hücre iskeleti aktini tarafından düzenlenmektedir ve bu olayı
düzenleyen en önemli mekanizmalardan birisi Rho-ile indüklenen sinyal ileti
mekanizmasıdır8. İskemi/reperfüzyon hasarlanmasında Rho/Rho-kinaz yolağı
belirgin rol oynamaktadır zira ROCK inhibitörleri, kardiyak9,10, renal11, hepatik12,
8
serebral13 ve nöronal14 iskemi/reperfüzyon hasarlanmalarını önlemede oldukça
etkili bulunmuşlardır.
Rho/Rho-kinaz sinyal mekanizması fizyolojik ve patofizyolojik olaylarda
rol oynamaktadır. Gastrointestinal Sistemde kobay ileumunda Rho-kinaz,
agonistle indüklenen artmış myozin fosforilasyon düzeylerine düz kas
kasılmasına aracılık eder (6). Bir çalışmada gastrik fundus düz kasında Rho-
kinaz enziminin gerek agonist, gerek nöronal ve gerekse depolarizasyonla (KCl
ile) oluşturulan kasılmalarına iştirak ettiğini, ayrıca kolinerjik sinirlerden
nörotransmiter, asetilkolin salıverilmesine karıştığını gösterildi15
. Ayrıca bu
sinyal ileti mekanizması, koyun ve insan safra kesesi kontraktilitelerine de
aracılık etmektedir16,17
Ayrıca ROCK, monosit kemoatraktant protein-118 plazminojen aktivatör
inhibitör-1 (PAI-1)12 ve osteopontin19 gibi vasküler fonksiyonla ilişkili inflamatuar
moleküllerin gen ekspresyonlarında ilgili tutulmaktadır. Ayrıca, anjiotensin-II ve
interlökin-1 ile kültür hücrelerinde oluşturulan inflamasyon20 ve bakteriyel
endotoksinle (lipopolisakkaridlerle) in vivo olarak oluşturulan sistemik
inflamatuar yanıtta Rho kinaz upregüle olmaktadır21.
Bu çalışmada bir ROCK inhibitörü olan Y-27632 nin intestinal iskemi ve
reperfüzyon uygulanan deneklerde kan ve doku lipid peroksidasyonu, ROCK
ekspresyonu ve ileal patoloji (nekroz ve apoptozis) üzerine etkilerini araştırmayı
amaçladık.
9
GENEL BİLGİLER
Anatomi
Gastrointestinal sistem abdominal aortanın üç viseral dalı tarafından
beslenmektedir. Çölyak trunkus embriyoda foreguttan oluşan organları besler.
Bunlar mide, karaciğer, dalak, safra kesesi, pankreas ve duodenum ikinci
parçasına kadar bağırsaklardır. Kısa ve kalın bir damardır. Hiatus
aortikusun hemen aşağısında abdominal aortanın ön yüzünden T12 vertebra
düzeyinden çıkar. Kısa bir seyirden sonra üç dala ayrılır.
-A. gastrika sinistra
-A. hepatika komunis
-A. gastroduodenalis
-A. hepatika propria
-A. gastrika dekstra
-A. lienalistir22.
Ana hepatik arter karaciğere doğru gider. Gastroduodenal arteri
verdikten sonra sağ ve sol (bazende orta) hepatik arterlere ayrılır.
Gastroduodenal arter pankreas boynu ve duodenum arasında ilerler. Daha
sonra ilk ana dalı olan pankreatikoduodenalis süperiyor posteriyor dalını
vererek terminal dalları olan pankreatikoduodenalis süperiyor anteriyor ve sağ
gastroepiploik arteri verir. Bunlar SMA’nın dalı olan pankreatikoduodenalis
inferiyor ile yoğun anastomotik bağlantılar yapar23.
10
Şekil 1. Çölyak trunkus ve dalları
Süperiyor mezenterik arter embriyoda kökenini midguttan alan
organları besler. İnce bağırsakların tamamı ile transvers kolonun 1/3 distal
bölümüne kadar olan kolon kısmının kanlanmasını sağlar. Trunkus çölyakusun
yaklaşık 1 cm aşağısından ve aortanın ön yüzünden L1-2 düzeyinden çıkar. A.
pankreatikoduodenalis inferiyor SMA’nın ilk dalıdır. Daha sonra
-A. jejunalis ve A. İlealis
-A. İleokolika
-A. çekalis anterior
-A. çekalis posterior
-A. Apendikular
-R. İleali s
-R. Kolikus
-A. kolika dekstra
-A. kolika media dallarını vermektedir.
11
Şekil 2. Superior mezenter arter
İnferiyor mezenterik arter (İMA) kökenini hindguttan alan organlar olan
transvers kolonun 1/3 distalinden inen kolonun sonuna kadar olan kolon
kesmi, sigmoid kolon ve rektumun ampulla rektiye kadar olan kısmı bu arter
tarafından beslenir. İMA diğerlerine göre küçük çaplıdır ve aortanın sol
anterolateralinden L3-4 düzeyinden çıkar. İMA’nın dalları
-A. kolika sinistra
-A. Sigmoidalis
-A. rektalis süperiyordan oluşmaktadır (24).
12
Şekil 3. İnferior mezenterik arter
Mezenterik arterler ile nonmezenterik sistemik arterler arasında ve
mezenterik arterlerin kendi aralarında oldukça fazla miktarda kollateral akım
vardır. Bu sayede iki veya üç ana arterde tıkanıklık olsa bile, yeterli visseral
perfüzyon sağlanır25. Tıkanıklığın distalinde oluşan arteryel hipotansiyona
yanıt olarak mevcut kollateral damarlar açılır. Distaldeki basınç sistemik
basınçtan düşük olduğu sürece bu kollaterallerdeki akım artarak devam eder26.
13
Şekil 4. SMA ve İMA arasındaki kollateraller
İnce bağırsakların kanlanmasını sağlayan 3 temel arter ve bu arterler
arasında önemli anastomozlar vardır27 (Şekil4).
Temel mezenterik arteriyel kollateral yollar ;
-İnter çöliyak damarlar,
- Gastrik ark (sol ve sağ gastrik arterler),
- Gastroepiploik ark (sol ve sağ gastroepiploik arterler),
- Barkow arkı (sol ve sağ epiploik arterler),
-Çöliyak ve süperiyor mezenterik arterler arasında,
- Pankreatik ark (gastroduodenal ve inferiyor pankreatikoduodenal
arter),
- Buehler arkı (direk embriyolojik bir yoldur.)
-Süperiyor ve inferiyor mezenterik arterler arasında,
14
arasında)
- Drummondun marjinal arteri (sağ, orta ve sol kolik arterler
- Riolan arkı (orta ve sol kolik arterler arasında santral
anastomozdur).
- İnferiyor mezenterik ve iliak arterler arasında
- Rektal=hemoroidal ark (süperiyor, orta ve inferiyor rektal
arterler arasında izlenmektedir).
- İMA ile abdominal aortanın lomber dalları, sakral arter ve internal
iliyak arter arasında anastomotik bağlantılar mevcuttur.
Süperiyor ve inferiyor mezenterik venler (İMV) aynı isimdeki
arterlerine parelel seyrederek bağırsakları drene etmektedirler. İMV ile
splenik ven birleştikten sonra SMV ile de birleşerek portal veni
oluşturmaktadırlar28.
İskemi Reperfüzyon
Arterlerde herhangi bir nedene ağlı olarak ortaya çıkan tıkanma sonucu,
dokuya giden kan akımının bozulması iskemi olarak tanımlanmaktadır. Bir
dokuya giden kan akımı kesildiğinde, o dokudaki hücrelerin işlevlerinin
bozulması ile başlayan ve hücre ölümüne kadar ilerleyen bir dizi kimyasal olay
gerçekleşmektedir. Hücresel işlevlerin gerçekleşebilmesi için gerekli temel
molekül oksijendir. Normal hücre işlevleri için gerekli olan yüksek enerjili fosfat
bağları aerobik metabolizma ile sağlanmaktadır. Oksijen yetersizliği durumunda
ise anaerobik metabolizma devreye girmektedir; bu olay da laktik asit ve
toksik metabolitlerin birikimi ile sonuçlanmaktadır. Ayrıca, ortaya çıkan
asidoz nedeni ile normal enzim kinetiği değişmekte ve yüksek enerjili fosfat
bağlarının yapımı azalmaktadır; bu durumda ise hücre kendi homeostazı
için gerekli olan enerjiden yoksun kalmaktadır29,30
.
Reperfüzyon, iskemiye neden olan etkenin ortadan kaldırılarak dokuya
kan akımının yeniden düzenlenmesidir. Reperfüzyonun, iskemik dokuda enerji
gereksiniminin sağlanması ve toksik metabolitlerin uzaklaştırılması gibi iki
olumlu etkisi vardır. Böylece, reperfüzyon iskemik hasarın düzeltilebilmesi için
gerekli bir süreçtir. Ancak, oksijenlenmiş kanın iskemik dokuya dönüşü, o
dokuda daha fazla hasara yol açan bir reaksiyon sürecini başlatmaktadır31-34.
İskeminin ardından gelişen reperfüzyon hasarı özellikle kardiyovasküler
cerrahide sıklıkla karşılaşılan bir sorundur. İskemi/reperfüzyon (İ/R) hasarı,
15
travma, beyin ya da miyokart enfarktüsü gibi beklenmeyen durumlarda ya da
organ transplantasyonu gibi nedenler ile arteriyel sisteme klemp uygulanması
gibi cerrahi işlem sırasında gözlenmektedir. İ/R hasarı yalnızca doğrudan
etkilenen organ ile sınırlı kalmayıp, uzak organlarda da hasar oluşumuna
neden olmaktadır. Uzak organ hasarı, İ/R'nin ilk ortaya çıktığı organ dışındaki
dokularda özellikle böbrek ve akciğerde, gelişen önemli bir hasardır. Yapılan
çalışmalarda, hastalarda yerel hasar ve sistemik inflamatuvar yanıt ile birlikte
iskelet kası, bağırsak, karaciğer ve aortik oklüzyon reperfüzyonu durumlarında
gelişen böbrek, akciğer veya karaciğer işlev bozukluğu ya da çoklu organ
yetersizliğinin ölüme neden olduğu da bildirilmiştir. İ/R hasarının klinik
yansımaları yerel, uzak ve sistemik düzeyde etkiler olmak üzere üç grupta
incelenmektedir. Yerel düzeydeki etkiler hemen hemen tüm organlarda ortak
bir etiyolojiden kaynaklanmaktadır; ortaya çıkan hücresel değişiklikler ise
organa özgüdür. Genellikle sızıntılı kapiller yatakların yol açtığı sıvı
ekstravazasyonu ve doku ödemi ile belirgin olan sistemik düzeydeki etkiler ve
uzak organlarda işlev bozukluğu ise tam olarak açıklanamamış olup, genellikle
"çoklu organ işlev bozukluğu sendromu" olarak da adlandırılan bir durum ile
sonuçlanabilen son derece karışık süreçlerin bir sonucu olarak ortaya
çıkmaktadır. Klinik olarak çoklu organ işlev bozukluğu sendromu renal
yetersizlik ve iveğen (akut) respiratuvar yetersizlik ile kendisini
göstermektedir35-49
.
İskemi Reperfüzyon Fizyopatoloji:
Günlük uygulama içerisinde tıbbın pek çok dalında İR'nin rol oynadığı
olgular bulunmaktadır. Şok, yanık, sepsis, pankreatit gibi olgularda ortaya
çıkan hipovolemi ile iskemi ve bu durumların resüsite edilmesi ile de
reperfüzyon hasarı ortaya çıkmaktadır. Serebrovasküler olaylarda, miyokart
infarktüsünde, mezenteriyovasküler olaylarda uygulanan trombolitik tedavi
veya revaskülarizasyon ameliyatları da yine reperfüzyon hasarına neden
olmaktadır. Travmalarda ve travma cerrahilerinde hipovolemi ya da kanama
kontrolü nedeni ile yapılan klemp ve tampon uygulamaları iskemiye neden
olurken, resüsitasyon sonrası mutlak bir reperfüzyon ile yine İR hasarı ortaya
çıkmaktadır. Kardiovasküler cerrahide aort ya da periferik arter klemp
uygulaması sonrası ortaya çıkan tablo İR hasarı ile belirgindir.
16
Transplantasyon cerrahisinde kaçınılmaz olarak transplante edilecek organın
iskemi ve reperfüzyonu söz konusu olup, oluşan hasar yama (graft) işlevlerini
etkilemektedir. Sonuç olarak, bütün cerrahi işlemler sırasında dokuların
iskemisi ve sıklıkla bunu izleyen bir repefüzyon periyodu bulunmaktadır35-49.
İ/R'ye maruz kalan postkapiler venüllerde gözlenen inflamatuvar
yanıtları açıklayan endotele bağımlı mekanizmalar Şekil 5'te özetlenmiştir.
eNOS aracılığı ile nitrik oksit (NO), ksantin oksidaz tarafından da süperoksit ve
hidrojen peroksit oluşumunun artması İR ile sonuçlanmaktadır. Oluşumu
artmış olan bu oksidan moleküller bir yandan NF-κB gibi özgül nükleer
faktörlerin transkripsiyonuna neden olurlarken, diğer yandan kompleman
sisteminin bileşenlerinden C5'in etkinleşmesine ve fosfolipaz A2 enzimi
aracılığı ile lökotrien B4 (LTB4) ve trombosit etkinleştirici faktör (TEF)
oluşumunda artmaya neden olmakta ve endotel hücrelerinde P-selektin
ekspresyonundaki artışa aracılık etmektedirler. LTB4, TEF ve C5a ise
lökositlerin membranında bulunan reseptörleri aracılığı ile β2-integrinlerin
(CD11/CD18) salıverilmesine ve böylece endotel hücrelerinin yüzeyinde
bulunan E-selektin ve intraselüler adezyon molekülü-1 (ICAM-1) gibi adezyon
molekülleri aracılığı ile lökositlerin adezyonuna neden olurlar. İR'ye yanıt
olarak gelişen inflamatuvar yanıtlar mast hücreleri ve makrofajlardan
salıverilen h i s t a m i n , TNF-α, hidrojen p e r o k s i t , süperoksit r a d i k a l i v e
N O g i b i moleküller ile daha da artırılmaktadır 35, 38, 40, 47.
17
Şekil 5. İR'ye maruz kalan postkapiler venüllerde gözlenen inflamatuvar yanıtları açıklayan endotele bağımlı mekanizmalar. CD, cluster of differentiation; eNOS, endoteliyal nitrik oksit sentaz; H2O2, hidrojen
peroksit; ICAM, intraselüler adezyon molekülü; İ/R (I/R), iskemi/reperfüzyon; LT, lökotrien; NF-κB, nükleer faktör-κB; NO, nitrik oksit;
O2-, süperoksit; PAF, trombosit etkinleştirici faktör; TNF, tümör nekroze
edici faktör; VCAM, vasküler hücre adezyon molekülü.
İR hasarında hipoksinin ilk etkisi hücrenin aerobik solunum, yani
mitokondrilerdeki oksidatif fosforilasyon üzerinedir (Şekil 6). Oksijen
basıncının azalması sonucunda hücre içi adenozin trifosfat (ATP) oluşumu
belirgin olarak azalmaktadır. ATP oluşumunun azalması ise hücre içindeki
birçok sistemi etkilemektedir. İR hasarında hücre içindeki serbest kalsiyum
düzeylerinin artmasına karşın, hücre membranındaki Na+/K+-ATPaz
pompasının etkinliğinin azalmasına bağlı olarak hücre içinde sodyum
birikmekte, potasyum ise hücre dışına çıkmaktadır. Hücre içinde sodyum
düzeylerinin artması ise, suyun izoozmotik artışı ile birlikte olup, hücrenin
şişmesine neden olmaktadır. Hücresel şişme inorganik fosfatlar, laktik asit
ve pürin nükleozitleri gibi metabolitlerin birikmesi ile artan ozmotik yük ile
daha da artmaktadır. Hücresel ATP düzeyindeki azalma ile birlikte, siklik
18
adenozin 5′- monofosfat (siklik AMP) oluşumundaki artma da
fosfofruktokinaz enzimini uyararak glikojenden ATP üretimi ile hücrenin
enerjisini sağlamak amacı ile gelişen anaerobik glikoliz hızında artmaya ve
glikojenin hızla tükenmesine neden olmaktadır. Artan glikoliz ise fosfat
esterlerinin hidrolizi ile laktik asit ve inorganik fosfatların birikimine neden
olarak hücre içi pH değerinin düşmesine yol açmaktadır. Bütün bu olayları
ribozomların granüllü endoplazmik retikulumdan ayrılması ve polizomlardan
monozomların oluşumu ile protein sentezinde azalma izlemektedir. Bu
aşamadan sonra isteminin sürmesi durumunda dönüşümsüz hasar
gelişmektedir. Morfolojik olarak geri dönüşümsüz hasara mitokondrilerin
vakuolizasyonu ve mitokondri matriksinde şekilsiz, kalsiyumdan zengin
yoğunlukların birikimi eşlik etmektedir. İskemi sırasında ATP sentezi
durmakta, ancak tüketimi sürmektedir. ATP önce AMP’ ye, sonra da
adenozine kadar parçalanmaktadır. Adenozin hızla hücre dışı ortama
çıkarak burada inozin üzerinden hipoksantine çevrilmektedir. Normoksik
durumlarda hipoksantin ksantin dehidrojenaz enzimi aracılığı ile ürik aside
metabolize olmaktadır. Öte yandan, hipoksik durumlarda hipoksantin ürik
aside metabolize olmadan iskemik dokuda birikmekte, ksantin dehidrojenaz
enzimi ise ksantin oksidaza çevrilmektedir. Reperfüzyon ile moleküler
oksijenin dokuya gelmesi ile hipoksantin, ksantin oksidaz enzimi ile ürik
aside çevrilmesi sırasında serbest oksijen radikali oluşmaktadır. Serbest
oksijen radikali SOD enziminin etkisi ile hidrojen peroksit ve oksijene
dönüştürülürken, hidrojen peroksit ise katalaz enziminin etkisi ile su ve
oksijene çevrilmektedir. Serbest oksijen radikalleri hem dokuya doğrudan
zarar vermekte, hem de polimorfonükleer lökositler (PMNL)'lerin hasarlı
dokuda birikmesine neden olmaktadır. Dokuya gelen PMNL'ler
miyeloperoksidaz, elastaz, proteaz, kolajenaz, laktoferrin ve katyonik
proteinler gibi enzimler ile moleküller açığa çıkmaktadır. Bu enzimler ise
hem dokudaki hasarı artırmakta, hem de daha fazla radikal oluşmasına
neden olmaktadırlar. Serbest oksijen radikalleri proteinler, polisakkaritler,
nükleik asitler ve doymamış yağ asitleri gibi tüm biyolojik maddeler ile
reaksiyona girebilmektedir. Oksijen radikalinin en belirgin özelliği hücre
membranındaki doymamış yağ asitlerinden metilen hidrojen atomunu
ayırmasıdır. Bu reaksiyon hücre membranında lipit peroksidasyonunu
19
başlatması sonucunda lipit hidroperoksit radikalleri ve lipit hidroperoksitler
gibi lipit türevi radikaller oluşmaktadır. Lipit peroksidasyonunun son ürünleri
malondialdehit ve öteki aldehitler ile hidrokarbon gazlar ve konjüge
dienlerdir35-49.
Şekil 6. Hipoksi sırasında hücre içinde ATP derişiminin azalması ile ilgili olarak hücre metabolizması, iyonik denge ve yapısal proteinlerde ortaya çıkan değişiklikler. ADP, adenozin difosfat; Apaf-1, apoptotik proteaz etkinleştirici faktör-1; ATP, adenozin trifosfat; Can-L, L-türü kalsium kanalı; NADPH2, nikotinamit adenin dinükleotit fosfat; OP, oksidatif fosforilasyon zinciri; Pi, inorganik fosfat; PTP, mitochondrial permeability transition pore; [i], hücre içi iyon derişimi; ψm, sarkoplazmik membran potansiyeli; ψmito, mitokondriyal membran potansiyeli.
İntestinal İskemi
İnce bağırsakta oluşan iskemi ve reperfüzyon hasarı yüksek morbidite ve
mortaliteye sebep olan önemli bir problemdir. Abdominal aort anevrizması,
kardiyopulmoner bypass, boğulmuş fıtık cerrahisi, ince bağırsak
transplantasyonu ve neonetal enterokoliti gibi durumlarda bağırsaklara gelen
kan akımının devamlılığının kesintiye uğraması sonucu oluşur1-3. Ayrıca, septik
ve hipovolemik şok sırasında da gelişir.
İskeminin süresi ve yoğunluğuna bağlı olarak, oksijenin dokulara tekrar
ulaşmasıyla birlikte doku hasarı daha da fazla artabilmektedir (oksijen
20
paradoksu)50. Deneysel mezenter İR modelinde, reperfüzyon sırasında oluşan
doku lezyonlarının iskemi sırasında oluşanlara göre daha büyük olduğu
gösterilmiştir51. İR, endotel ve değişik hücre tipleri arasında kompleks
etkileşimlere sebep olarak mikrovasküler hasar, hücresel nekroz ve/veya
apopitoz oluşmasına öncülük edebilir52. Splanknik arterlerin oklüzyon ve
reperfüzyonu, çoğunlukla vasküler permeabilitedeki artış sonucunda meydana
gelen sirkülatuvar şoku hızlandırarak polimorfonükleer nötrofillerin adezyonuna,
proinflamatuvar maddelerin salıverilmesine ve hem azota- hem de oksijene-
bağımlı serbest radikallerin oluşmasına neden olur53. Splanknik İR sonucunda
oluşan hasar çoğunlukla mukoza ve submukozada görülen ve endoteliyal
yıkıma neden olan yoğun inflamasyon ile karakterizedir54.
İntestinal İR sonucunda kontraktil aktivitede azalma, mikrovasküler
permeabilitede artma ve mukozal bariyer disfonksiyonu görülmektedir55.
İskemik dokunun reperfüzyonu süperoksit anyonu, hidroksil radikali, hidrojen
peroksit ve peroksinitrit gibi toksik serbest oksijen radikallerinin oluşması için en
önemli sebeptir56. Serbest oksijen radikalleri, çok miktarda fosfolipid ve protein
içeren sellüler membran ve subsellüler tabakada hasar meydana getirerek lipid
peroksidasyonuna sebep olurlar ve sonucunda yapısal ve metabolik
değişikliklere neden olarak hücre ölümü ve nekroza yol açarlar. Ayrıca İntestinal
İ/R’nin özellikle reperfüzyon sırasında artan bir akut inflamatuvar cevap
meydana getirdiği ve lokal etkisinden daha zararlı bir sistemik cevap
oluşturduğu bilinmektedir. Aktive olan nötrofiller sitotoksik serbest oksijen
radikalleri ve proteolitik enzimler ile birlikte iskemik hasarı artırırlar57.
İnce bağırsaklardaki İR, mukoza bariyeri rüptürüne neden olarak
bakteriyel translokasyon ve inflamatuvar cevabın aktivasyonu ile birlikte uzak
organlarda da gösterilen asit-baz denge bozukluğuna yol açmaktadır58.
Bakteriyel translokasyon, yaşayabilen bakterilerin intestinal mukozadan diğer
doku ve uzak organlara dolaşım yoluyla geçmesi sonucunda
gerçekleşmektedir. Reperfüzyon ile birlikte kalsiyumun intraselüler ortama
geçişi artmakta ve bu durum fosfolipaz A2 aktivitesinde anlamlı bir yükselme
meydana getirmektedir. Fosfolipaz A2 etkisi ile salıverilen araşidonik asitten
siklooksijenaz (COX) enzimi ile prostaglandin (PG)’ler, tromboksan A2 (TXA2)
ve prostasiklin (PGI2), lipoksijenaz (LOX) enzimi ile ise lökotrien (LT)’ler
oluşmaktadır59. Bu oluşan ürünler vazokonstriksiyona (TXA2, LTC4, LTD4,
21
LTE4), vazodilatasyona (PGI2, PGE1, PGE2, PGD2), vasküler permeabilitede
artışa (LTC4, LTD4, LTE4), trombosit kümelenmesine ve polimorfonükleer
lökositlerde kemotaksiye neden olmaktadır (LTB4).
Bütün bu olaylar sonucunda İR, ileumun elektriksel aktivitesini ve
kontraktil cevaplarını etkileyebilmektedir60. Literatür bilgilerine göre serbest
oksijen radikalleri, inflamatuvar mediyatörler ve ekstravaze lökositler ile birlikte
NO metabolizmasında oluşan bozukluk da İR sonrası görülen kas
disfonksiyonunda rol oynamaktadır61. İntestinal dokudaki kas ve sinir hücreleri
iskemiden ileri derecede etkilenebilmektedir. İskemiye maruz kalan intestinal
dokuda hücrelerde enerji deplesyonu görülmektedir62. Bununla birlikte
reperfüzyon sırasında oluşan serbest oksijen radikalleri de iyonik homeostazisi
bozarak hücre fonksiyonlarına zarar vermektedir63,64.
Yapılan çalışmalarda nötrofillerin İR hasarında kritik bir rolü olduğu
bildirilmektedir. Bu hipoteze dayalı çalışmalarda nötrofil deplesyonunun ve
nötrofil- endotel hücre etkileşmesi inhibisyonunun İ/R hasarını önleyebildiği
gösterilmiştir 65-67.
Nötrofiller ilk olarak damar duvarına yaklaştıktan sonra endotel boyunca
yuvarlanırlar ve sonunda da endotelin içinden göçmeden önce sıkıca
yapışırlar68. Adezyonu ve sonrasında endotelin içinden göçü takiben aktive
nötrofiller daha fazla serbest radikal, proteolitik enzimler (kollajenaz, elastaz,
katepsin G) ve peroksidaz salıverilmesini sağlayarak lokal yıkıma sebep olurlar.
Aktive nötrofillerin akciğer ve diğer organlar tarafından tutulması, çoklu organ
yetmezliği gelişmesindeki önemli bir basamaktır69.
Rho-Kinaz
Özellikleri
Rho-kinaz yaklasık 1388 amino asit dizisinden oluşmuştur. Bu dizide,
amino (N) ve karboksil (C) uçları bulunmaktadır. Rho-kinaz aynı zamanda Rho-
kinaz α/ROKα/ROCK2 veya ROKα/ROCK-II ve Rho-kinaz β/ROKβ/ROCK1
veya p160ROCK/ROCKβ olarak da adlandırılmaktadır. İnsanda ROCK1 ve
ROCK2 genleri sırası ile 18. kromozom (18q11.1) ve 2. kromozomda (2p24)
yer almaktadır. Rho-kinaz enziminin hemen hemen her dokuda varlığı
gösterilmiştir; ancak, ROCK2'nin beyin ve kalpte, ROCK1'in akciğer, karaciğer,
dalak, böbrek ve testiste daha fazla eksprese edildiği de bildirilmiştir. Rho-
kinazın N-terminalinde kinaz bölgesi, orta bölgesinde kuramsal olarak kangal
22
gibi kıvrılmış (coiled-coil) bölge ve C-terminal bölgesinde plekstrin homoloji
bölgesi bulunmaktadır. Etkinleşen Rho, Rho-kinazın kangal gibi kıvrılmış
bölgesinin C-terminal parçası ile etkileşerek kinaz bölgesini etkinleştirir. Bu olay
sonucunda etkinleşen Rho-kinaz Tablo 1 de belirtilen substratlarını fosforile
ederek çeşitli hücre içi olaylara katkıda bulunmaktadır70-91.
Tablo 1. Rho kinazın substratları
Substratlar İşlevleri Hücresel yanıtları
Miyozin fosfatazın miyozin bağlayıcı alt birimi
Miyozin fosfatazın inhibisyonu
Düz kas kasılmasında kalsiyum duyarlaşması
Miyozin hafif zinciri
Miyozinin F aktine
bağlanmasında artma
Stres lifleri oluşumu, fokal adezyon oluşumu, nörit
retraksiyonu, hücre kasılması, hücre motilitesi
CPI-17 proteinib
Miyozin fosfatazın etkisizleştirici özelliğinin
uyarılması
Düz kas kasılmasında kalsiyum duyarlaşması
Kalponin F aktine bağlanmada azalma
Düz kas kasılmasında kalsiyum duyarlaşması
ERMb ERM'nin etkinleşmesi Mikrovilüs oluşumu
Adusin F aktine bağlanmada artma
Membran ile ilgili olaylar (ruffling), hücre motilitesi
Vimentin Filamentlerin dağılımı Filamentlerin sitokinez için
ayrılması
Na+/H+ değiştiricisi Değiştirici etkinliğin uyarılması
Stres lifleri oluşumu
Zipper interacting-kinase. Miyozin fosfatazın inhibisyonu
Düz kas kasılmasında kalsiyum duyarlaşması
*CPI-17, 17-kDa protein kinase C-potentiated inhibitory protein of protein phosphatase-
1; ERM, ezrin-radiksin-moesin;
Rho Aktivitesinin Düzenlenmesi
Küçük G proteinleri diğer G proteinleri gibi guanindifosfat (GDP) ve
guanin trifosfat (GTP) ile spesifik etkileşme ve GTP‟az aktivitesi için gerekli
aminoasit dizilimine sahiptirler ve efektörleri ile etkileşime girecek
özelleşmiş bölgeleri vardır90.Küçük G proteinleri, GDP-bağlı inaktif ve
GTP-bağlı aktif olmak üzere birbirine dönüşebilen iki forma sahiptir.
Rho‟nun aktivitesi siklik olarak düzenlenir. Rho aktivitesinin GTP‟az
aktive edici protein (GAP) ve GTP‟az ayrıştırıcı inhibitör (GTPase-
23
dissociation inhibitor; GDI) olmak üzere iki negatif ve guanin nükleotid
değiştirici faktör (guanine nucleotide exchange factor; GEF) olmak üzere bir
pozitif düzenleyicisi vardır. İstirahattaki hücrelerde Rho-GDP disosiyasyon
inhibitörü (Rho-GDI), GDP-Rho‟ya bağlanır ve onu membrandan sökerek
sitozole getirir. Hücreler bazı agonistlerle stimüle edilirse Rho spesifik
GEF‟ler, GDP ayrıĢmasını ve bunu izleyerek GTP bağlanmasını
baĢlatarak Rho‟nun aktivasyonunu arttırırlar. Bundan sonra GTP-Rho C-
terminali geranil- geranillenmiş kuyruğuyla hücre membranına tutunur ve
spesifik hedefleriyle etkileşir. GAP Rho‟nun intrinsik GTPaz aktivitesini
hızlandırarak ve onu inaktif GDP-Rho‟ya dönüştürerek negatif regülatörler
gibi çalışırlar. GAP, Rho‟nun intrinsik GTPaz aktivitesini arttırarak GTP
bağlı aktif formunu inhibe eder. Bu GDP/GTP dönüĢüm reaksiyonunun
hız kısıtlayıcı basamağı GDP-bağlı form‟dan GDP‟nin ayrılmasıdır (şekil
5). Bu reaksiyon oldukça yavaştır ve GEF tarafından stimüle edilir92,93.
Rho‟nun aktivitesi G12 ve G13 proteinleri ile düzenlenir. G12 ve G13
küçük molekül ağırlıklı GTP bağlayıcı Rho proteinini aktive eder94,95.
Sfingozin1 fosfat (S1P), lizofosfatidik asid (LPA), sfingozilfosforilkolin
gibi lizofosfolipidler G proteinlerinin aktivasyonuna aracılık ederek RhoA/
Rho-associated coiled coil-forming protein serine/threonin kinase (ROCK)
yolunu aktive ederler96.
24
Agonist
Plazma membranı
Şekil 7. Rho ailesi GTPazların aktivasyonu
Fizyolojik Olaylardaki Rolü
Küçük G proteinleri moleküler kütleleri 20-40 kilodalton olan monomerik
G proteinleridir. Mayalardan insanlara kadar bütün ökaryot hücrelerde bulunan
ve 100'den çok üyesi bulunan büyük bir aileyi oluşturmaktadırlar. Rho, Ras,
Rab, Sar1/Arf ve Ran gibi küçük G proteinleri hücre içi sinyalleri
düzenlemektedirler. Rho ailesinin üyeleri arasında RhoA, RhoB, RhoC, RhoD,
RhoE, RhoG, Rac1, Rac2 ve Cdc42 bulunmaktadır. RhoA, RhoB ve RhoC
proteinlerinin efektör bölgelerinin amino asit dizilişleri aynıdır ve benzer
hücresel işlevleri bulunmaktadır. RhoA, vücutta en bol bulunan ve eksprese
edilen, ayrıca ve en çok çalışılan Rho proteini alt türüdür. RhoE'nin ise
genotoksik stres sırasında ROCKI'i inhibe ettiği ve böylece apoptozu önlediği
bildirilmiştir16-37.
Rho proteinleri, başlıca hücre iskeleti kontrolünden, stres liflerinin
yapılanmasından, fibroblastların fokal adezyonundan ve düz kas
kasılmasında kalsiyuma duyarlılığın düzenlenmesinden sorumludurlar. Ayrıca,
aktin iskeletinin yapılanmasını sağlayarak hücrenin biçimi, motilitesi, adezyonu,
göçü, kasılması ve sitokinez gibi birçok hücresel işlevde önemli rol
25
oynamaktadırlar. Sitoplazmik serbest kalsiyum düzeyindeki artış düz kaslarda
kasılmayı tetikleyen temel mekanizmadır. Bunun ile birlikte, düz kaslarda
agonist ile indüklenen kontraksiyon, büyük oranda membran potansiyelinden
bağımsız mekanizmalar ile düzenlenmektedir. Serotonin ve fenilefrin gibi
agonistler, fosfotidil inozitol yolunu etkinleştirerek sarkoplazmik retikulumdan
kalsiyum salıverilmesinde artışa neden olmaktadırlar. Hücre içi kalsiyum
düzeyindeki artış kalsiyumun kalmoduline bağlanmasını artırmakta, oluşan
kalsiyum/kalmodulin kompleksi ise, miyozin hafif zincir (MHZ)'yi fosforile etmek
için, MHZ kinaz (MHZK)'nin etkinleşmesine neden olmaktadır. Düz kaslarda
kasılmanın büyüklüğünü belirleyen etkenin, MHZ'nin fosforilasyonunun
derecesi olduğu düşünülmektedir. MHZ fosforilasyonu düz kaslarda kasılmaya
neden olurken, hücre içi kalsiyum düzeyindeki azalmanın ardından gerçekleşen
MHZ defosforilasyonu sonucunda gevşeme ortaya çıkmaktadır. Rho-kinaz yolu,
miyozin II'nin MHZ'nin fosforilasyon düzeyini başlıca miyozin fosfatazı inhibe
ederek düzenlemekte, ayrıca düz kas kasılmasında agonist ile uyarılan
kalsiyum duyarlığına katkıda bulunmaktadır. Öte yandan, hücre içi kalsiyum
derişiminin MHZ'nin fosforilasyonu ve düz kas kasılması ile her zaman paralel
olmadığı görülmüştür. Sonuç olarak, yapılan çalışmalarda GTP bağlayıcı
protein olan Rho'nun agonist aracılıklı kalsiyum duyarlığında yer aldığı
gösterilmiştir. Daha da önemlisi, belirli bir kalsiyum derişiminde artmış olan
kasılmaların, etkinleşen Rho ile MHZ fosforilasyonu oranındaki artıştan çok,
defosforilasyon oranındaki azalmadan kaynaklandığı ileri sürülmüştür. Rho
proteinleri bu etkiyi "downstream" efektörleri olan Rho-kinaz aracılığı ile
oluşturmaktadırlar. Rho- kinaz için özgül inhibitörler kullanılarak daha sonra
yapılan çalışmalarda, Rho-kinaz aracılıklı kalsiyum duyarlılığının hipertansiyon
ve koroner arter spazmı gibi hastalıklarda rolü olduğu gösterilmiştir. Düz kas
kasılmasının düzenlenmesinde Rho/Rho-kinaz sinyal ileti yolunun rolü Şekil
8'de özetlenmiştir70-91
.
26
Şekil 8. Düz kas kasılmasının düzenlenmesinde Rho/Rho-kinaz sinyal ileti yolunun rolü. Çeşitli agonistler ile uyarılan reseptörler, Gq türü heterotrimerik G proteinleri aracılığı ile hücre içi kalsiyum düzeylerini artırarak MHZK'yi etkinleştirirken, aynı zamanda G12/13 alt birimleri aracılığı ile de GEF'leri etkinleştirirler. GEF'ler etkisiz olan Rho'yu (Rho-GDP) etkinleştirerek (Rho-GTP) onun membrana translokasyonunu sağlar. Etkin Rho da alt efektörlerden (downstream) biri olan Rho kinazı etkinleştirir. Rho kinaz MYPT1'yi fosforilleyerek miyozin fosfatazı inhibe eder. Rho kinaz aynı zamanda doğrudan MHZ'yi de fosforiller. Ayrıca Rho kinaz arakidonik asit ile de uyarılır. Bunlara ek olarak Rho kinaz, miyozin fosfatazın fosforilasyona bağımlı inhibitörü olan CPI-17'yi de, PKC gibi, fosforilleyerek etkinleştirir. Böylece, Rho kinaz başlıca miyozin fosfatazı inhibe ederek, ayrıca MHZ'yi doğrudan fosforilleyerek hücre içi kalsiyum düzeyinden bağımsız bir biçimde düz kasın kasılma derecesini artırır. CaM, kalsiyum-kalmodulin kompleksi; CPI-17, 17-kDa protein kinase C-potentiated inhibitory protein of protein phosphatase-1; DAG, diaçil gliserol; DMPK, miyotonik distrofi protein kinaz; FLC, fosfolipaz C; GEF, guanin nükleotit değişim faktörü; LIMK, LIM kinaz; M20, miyozin fosfatazın 20 kDa katalitik olmayan alt birimi; MHZ, miyozin hafif zincir; MHZK, miyozin hafif zincir kinaz; MYPT1, miyozin fosfatazın miyozin bağlayan alt birimi; P, fosforilasyon; PIP2, fosfoinozitol
(4,5) bifosfat; PKC, protein kinaz C; PP1, miyozin fosfatazın katalitik alt birimi; SR, sarkoplazmik retikulum; Y-27632, seçici Rho- kinaz inhibitörü; ZIPK, zipper interacting protein kinase;. Kesiksiz çizgiler uyarıcı, kesikli çizgiler inhibe edici etkileri göstermektedir.
27
Rho-kinaz İnhibitörleri
Rho-kinazın etkinleşmesini önleyen çok sayıda bileşik geliştirilmiştir.
ROCK1 ve ROCK2'yi seçici olmayan biçimde inhibe eden bileşikler arasında
fasudil, Y-27632, Y-39983, Wf-536, SLx-2119, azabenzimidazol,
aminofurazanlar, DE-104, olefinler, izokinolinler, piridilalken türevleri, H-1152P,
bir ROKα inhibitörü, XD-4000, HMN-1152, 4-(1-aminoalkil)-N-4-
piridil)siklohekzan-karboksamitler, rostatin, BA-210, BA-207, BA-215- BA-285,
BA-1037, Ki-23095, VAS-012 ve kinazolin gibi maddeler bulunmaktadır. Bu
bileşiklerden fasudil ile serebral vazospazm, iveğen inme, anjina ve pulmoner
hipertansiyon, Y-39983 ile glokom ve BA-210 ile maküler dejenerasyon, omurilik
hasarı, glokom ve kanser tedavisine yönelik klinik çalışmalar sürmektedir.
Fasudil, Y-39983 ve BA-210 dışındaki bileşikler ise reperfüzyon hasarı,
ateroskleroz, hipertansiyon, serebrovasküler hastalık, inme, astım, kanser,
glokom, maküler dejenerasyon, inflamasyon, erektil işlev bozuluğu, insan
immün yetersizlik virüsü (HIV) enfeksiyonu, osteoporoz, saç kaybı ve kulak
çınlaması gibi durumların tedavisinde kullanılmak üzere geliştirmeye
çalışılmaktadır70-91.
28
GEREÇ VE YÖNTEMLER
Bu çalışma Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Yerel Etik Kurulu‟nun
04.01.2012 tarih ve 2012/04 sayılı oturumunda alınan karar doğrultusunda Mersin
Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı tarafından planlandı
ve uygulandı. Çalışmanın deney aşaması Nisan 2012- Mayıs2012 tarihleri
arasında Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Deney Hayvanları Araştırma Birimi‟nde
gerçekleştirildi. Bu birimde üretilen 200-250 gr ağırlığında W istar-Albino cinsi
sıçanlar kullanıldı. Denekler 22±1 oC ısıda, 12 saat karartılıp 12 saat aydınlatılan ve
%50-60 oranında nemlendirilen bir ortamda tutuldular. Deney gününe kadar
sıçanların beslenmesinde standart pellet yem ile şehir içme suyu kullanıldı. Giderler
için Mersin Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri kapsamında destek sağlandı
(BAP-TF CTB (SB) 2012-2 TU). Deney sonunda çıkartılan dokuların histopatolojik
incelemesi Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı, mpo mda m rna
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı, Rho-kinaz ekspresyonları
ve aktiviteleri ise Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı
tarafından çalışıldı
On iki saat açlıktan sonra deneklere 3 mg/kg dozuna xylazin hidroklorür
(Rompun, Bayer-İstanbul) ve 90 mg/kg dozunda ketamin hidroklorür (Ketalar, Pfizer -
İstanbul) kas içine uygulanarak anestzisağlandı. Tüm ratların karın cildi %10 ‘luk
povidon iyot çözeltisi ile temizlenerek örtüldü ve orta hat kesisi ile karına girildi.
Kontrol gruplarında laparatomi yapılarak Superior Mezanterik Arter (SMA)
bulunup prepare edildikten sonra klemplenmeden batın kapatıldı. Kontrol grubu ratlar
3 gruba ayrıldı. Birinci gruba hiçbir ilaç verilmedi, ikinci gruba 1 mg/Kg Y-27632 intra
peritoneal olarak ve üçüncü gruba 5mg/Kg Y-27632 intra peritoneal olarak verildi.
Çalışma gruplarında SMA bulunup prepare edildikten sonra buldok pensi ile 30
dakika klemplenerek iskemi oluşturuldu. 30 dakika sonunda klempler açılarak 90
dakika reperfüzyon yapıldı. İskemi ve reperfüzyon yapılan ratlar 3 gruba ayrıldı.
Birinci gruba reperfüzyondan 60 dakika önce serum fizyolojik intra peritoneal olarak
verildi, ikinci gruba reperfüzyondan 60 dakika önce 1 mg/Kg Y-27632 intra peritoneal
olarak ve üçüncü gruba 5 mg/Kg Y-27632 intra peritoneal olarak verildi.(Resim 1)
3 saat sonunda kontrol ve çalışma gruplarındaki tüm ratlar sakrifiye edildi.
Kan ve dokuda (ileum) MDA, MPO, Western Blot yöntemi ile İleal ROCK aktivitesi
29
ölçülecek,ileal dokuda mRNA ekspresyonu ölçülecek ileal doku hasarı hematoksilen-
eozin ile boyanarak ışık mikroskobunda Chiu yöntemi ile eğerlendirildi.
Tablo 2 deney grupları
Deney Grupları Hayvan Sayısı/Grup
Grup I: Sham
7
Grup II: İskemi-reperfüzyon (İ/R) + serum fizyolojik
7
Grup III: Sham + 1 mg/Kg Y-27632
7
Grup IV: İ/R + 1 mg/Kg Y-27632 7
Grup V: Sham + 5 mg/Kg Y-27632
7
Grup VI: İ/R + 5 mg/ Kg Y-27632
7
30
RESİM 1 : A:SMA diseksyonu , B : SMA klemplenmesi, C: kontrol grubu D:
iskemi reperfzyon grubu
Rho-Kinaz Enzim Aktivitesinin Değerlendirilmesi
Dokular lizis tampon [TrisHCl (pH 7.4) 50 mM, NaCl 400 mM, EGTA 2 mM,
EDTA 1 mM, dithiothreitol (DDT) 1 mM, phenylmethylsulphonyl fluoride (PMSF) 10
M, leupeptine 10 g ml/ml, pepstatin 1 g/ml, benzamidine 1 mM ile homojenize
edildi. Homojenizasyon işleminden sonra 13.000 rpm’de 10 dk +4 C ’de santrifüj
sonrası süpernatantlar alınarak Bradford yöntemi ile total protein tayini yapıldı93.
Total protein tayinini takiben ROCK aktivasyonunu ölçmek için ROCK Ativity
Assay Kit (Cell Biolabs, Inc. USA) kullanıldı. Eşit miktarda protein içeren örnekler
MYPT-1 ile kaplı platelere yüklendi. 45dk 30 oC’de inkübasyonun ardından yıkanan
platelere anti-fosfoMYPT-1 antikoru eklenerek oda ısısında 1 saat inkübe edildi. 1
31
saat sonrasında tekrar yıkanan platelere HRP ile konjuge sekonder antikor eklenerek
tekrar 1 saat oda ısısında inkübasyona bırakıldı. 1 saatin sonunda plateler yıkanarak
substrat solusyonu eklendi ve 20dk sonrasında 450nm de optik dansiteleri ölçüldü.
Malondialdehid (MDA) Ölçümü
Serum ve doku örneklerindeki MDA düzeyleri lipid peroksidasyon ürünü olan
MDA'in tiyobarbütirik asit ile reaksiyonu sonucu oluşan pembe rengin 532 nm dalga
boyunda spektrofotometrik ölçülmesi prensibine dayanmaktadır105.
Doku MDA Ölçümü
Homojenizasyon: Tüm dokular tartıldı. Doku ağırlıkları 50 mg. dokuya 500 μL
0.15 M KCl eklenerek homojenize edildi.
Metod: Aerobik şartlarda homojenatın pH:3.4’de tiyobarbitürik asit ile 95˚C’de
inkübasyonu sonucu eğer lipid peroksidasyonu var ise bunun sekonder bir ürünü
olan malondialdehit oluşur. Oluşan MDA tiyobarbitürik asit ile pembe renkli bir
kompleks oluşturur. Bu renk şiddetinin 532 nm.’de spektrofotometrik olarak ölçümü
ile lipid peroksidasyonu saptanır.
Kör Çalışma
SDS (%8.1) 100μl 100 μl
Asetik asit (%20, pH:3.5) 750 μl 750 μl.
TBA* (%0.8, pH:3.5) 750 μl 750 μl
Distile su 400 μl 350 μl
Homojenat - 50 μl
‡SDS: sodyum dodesil sülfat
*TBA: Tiyobarbitürik asit
Hazırlanan solüsyonlar 95˚C’de 30 dakika inkübe edildi. Daha sonra musluk
suyunda soğutuldu. 1 ml distile su eklendi. 2.5 ml. n-bütanol: piridin (14:1 oranında
hazırlandı) solüsyonu eklendi. Vorteksde karıştırıldı. 4000 rpm.’de 15 dakika
santrifüje edildi. Üstteki kısmı alınarak spektrofotometrede 532 nm.’de absorbsiyonu
okundu.
Sonuçlar: Konsantrasyon (nmol/ml olarak) aynı yöntemle çalışılarak değişik
konsantrasyonlarda hazırlanan standart eğri yardımı ile hesaplandı.
Serum MDA
Biyokimya tüplerine alınan Kan örnekleri 3000 rpm de 10 dakika santrifüj
edilerek elde edilen serum çalışılana kadar -20 0C’de saklandı
32
SDS (%8.1)
Kör
100μl
Çalışma
100 μl
Asetik asit (%20, pH:3.5)
TBA* (%0.8, pH:3.5)
750 μl
750 μl
750 μl.
750 μl
Distile su 400 μl 350 μl
Homojenat - 50 μl
‡SDS: sodyum dodesil sülfat
*TBA: Tiyobarbitürik asit
Hazırlanan solüsyonlar 95˚C’de 30 dakika inkübe edildi. Daha sonra musluk
suyunda soğutuldu. 1 ml distile su eklendi. 2.5 ml. n-bütanol: piridin (14:1 oranında
hazırlandı) solüsyonu eklendi. Vorteksde karıştırıldı. 4000 rpm.’de 15 dakika
santrifüje edildi. Üstteki kısmı alınarak spektrofotometrede 532 nm.’de absorbsiyonu
okundu.
Sonuçlar: Konsantrasyon (nmol/ml olarak) aynı yöntemle çalışılarak değişik
konsantrasyonlarda hazırlanan standart eğri yardımı ile hesaplandı.
Myeloperoksidaz (MPO) Ölçümü
Serum ve doku örneklerindeki MPO düzeyleri Golowich ve ark. nın104
geliştirdikleri yönteme göre saptandı. Yöntem hidrojen peroksitin homojenat
tarafından oksitlenerek o-dianozidini redüklemesi ve redükte o-dianozidinin 410
nm’de ölçülmesi prensibine dayanmaktadır.
Doku MPO Ölçümü
Homojenizasyon: Tüm dokular tartıldı. 300 mg dokuya 5 ml. 0.02 M EDTA
(pH:7.4) hesabıyla doku miktarına göre EDTA konularak 60 saniye homojenize edildi.
Homojenatın 1.5 ml’si 20.000 devirde (15 dakika +4°C’de) santrifüje edildi,
süpernatant atıldı. 0.05 M KPO4 (pH:6) tamponu içinde %0.5 HETAAB (Hekza Adezil
Trimetil Amonyum Bromid) hazırlandı. Pellet 1,5 ml HETAAB ile yeniden
homojenize edildi. Homojenat 20.000 devirde tekrar (15 dakika +4°C’de) santrifüje
edildi, süpernatant çalışma için alındı104.
Metod: Hidrojen peroksitin homojenat tarafından oksitlenerek o-dianosidini
redüklemesi ve redükte o-dianosidin 410 nm.’de ölçülmesi prensibine dayanır.(104)
33
Tampon
Kör
0.2 ml.
Çalışma
0.2 ml.
H2O2
O-dionisidin (%1,metanol)
0.09 ml
0.1 ml.
0.09 ml.
0.1 ml.
Distile su 1.6 ml 1.3 ml
Homojenat - 0.3 ml.
H2O2 %30, den 1/10 oranında distile su dilue edilir
Hazırlanan kör ve çalışma örnekleri 37˚C’de 30 dakika bekletildi. 0.2 ml 3 M
HCl eklendikten sonra 410 nm.’de köre karşı okutuldu.
Sonuçlar: Spesifik aktivite =Ünite / gr doku olarak hesaplandı.
Serum Miyeloperoksidaz (MPO) Ölçümü :
Hidrojen peroksitin örnek tarafından oksitlenerek o-dianozidini redüklemesi ve
redükte o-dianozidinin 410 nm’de ölçülmesi prensibine dayanmaktadır104. Tam
kandan ayrılan serum örnekleri aşagıdaki tablodaki pipetlenerek MPO düzeyleri
ölçüldü.
Tampon
Kör
0.2 ml.
Çalışma
0.2 ml.
H2O2
O-dionisidin (%1,metanol)
0.09 ml
0.1 ml.
0.09 ml.
0.1 ml.
Distile su 1.6 ml. 1.3 ml
Örnek - 0.3 ml.
H2O2 %30, den 1/10 oranında distile su dilue edilir
Hazırlanan kör ve çalışma örnekleri 37˚C’de 30 dakika bekletildi. 0.2 ml 3 M
HCl eklendikten sonra 410 nm.’de köre karşı okutuldu.
Sonuçlar: Spesifik aktivite =Ü /l olarak hesaplandı.
Nitrik Oksit Düzeyinin Belirlenmesi
Nitrik oksit düzeyleri kolorometrik yöntem ile ölçüldü. Yöntemin prensibi nitrat
redüktaz varlığında, nitratın NADPH kullanarak nitrite indirgenmesi esasına
dayanmaktadır101.
Oluşan nitrit sülfamit ve N-(1-naftil)-etilendiamin dihidroklorür ile reaksiyona
girer ve kırmızı-mor diazo boyasını verir.
34
Bu renk 550 nm de ölçülürerek elde edilen absorbans standart eğri
kullanılarak konsantrasyon hesaplandı.
mRNA Gen Ekspresyonu
High Pure RNA Tissue Kit ile yapılmıştır.
Her örnek için; dokular 30-35 mg tartıldı ve Roche MagNA Lyser
Homojenizatörde 350 ul High Pure RNA Tissue Kit Tisssue Lysis/Binding Buffer ile
MagNA Lyser Green Bead’ler içerisinde 6500 devirde 40 sn.homojenizasyon
işlemine tabi tutuldu, +4 C ‘de 2 dk soğuk blok üzerinde tutuldu, tekrar 6500 devirde
40 sn. homojenizasyon işlemine tabi tutuldu, 5-10 dk +4 C de soğuk blok üzerinde
bekletildi. Beadler üzerine 175 er ul Absolute Ethanol eklendi ve izolasyon
aşamasına geçildi ve aşağıdaki protokol uygulandı.
cDNA Sentez Aşaması
Transcriptor First Strand cDNA Synthesis Kit ile yapılmıştır.
2 aşamalıdır. Her bir örnek için;
9 ul Pure Total RNA + 2 ul Random Hexamer Primer + 2 ul PCR Grade Water
= 13 ul Total Hacim
Bu karışım Termal Cycler da, 65 C de 10 dk bekletildi.
13 ul ürün + 4ul Transcriptor Reverse Transcriptase Reaction Buffer + 0,5 ul
Protector Rnase Inhibitor + 2UL Deoxynucleotide Mix + 0,5 ul Transcriptor Reverse
Transcriptase = 20 ul Final Volume
Bu karışım Temal Cycler da 25 C 10 dk, 50 C de 60 dk, 85 C de 5 dk bekletildi
ve cDNA’lar elde edildi.
Real Time PCR Aşaması
Light Cycler 480 Real Time Sisteminde çalışılmıştır.
Referans Gen Mix
1 ul Primer + 1 ul Probe + 4 ul Taqman Master + 9 ul PCR grade water = 15 ul total
hacim
Target Gen Mix
1 ul F primer + 1 ul R primer + 1 ul Probe 42 + 4 ul Taqman Master + 8 ul PCR grade
water = 15 ul total hacim
Herbir örnek için yukarıdaki mixlere 5 er ul cDNA eklenerek Light Cycler 480
Sistemine ait plateler üzerinde çalışıldı.
35
Çalışma sonucunda Absolute Quantification yöntemiyle amplifikasyon eğrileri
kontrol edildi. Relative Quantification Hesaplamalarıylada expresyonu olan örneklerin
Target/Referans hesaplamaları sistem tarafından otomatik yapıldı.
Histopatolojik İnceleme
% 10’luk Formaldehit ile fiske edilen ileum örneğinin parafin kesitleri
hazırlandıktan sonra Hematosilen-Eozin ile boyanır. Histopatolojik değerlendirme
Chiu yöntemi ile yapılıdı:
Grade Histolojik görünüm
0 Normal
1 Subepitelial ödem, apikal epitel hücrelerinde kısmi ayrılma
2 Villus uç kımında epitel hücrelerinde dökülme
3 Epitel hücrelerindeki dökülme villu tabanına uzanır
4 Lamina propria da nekroz (Kısmi mukozal nekroz)
5 Total mukozal nekroz
Hesaplamalar ve İstatistiksel Değerlendirme
Klinik bulguların sunumunda sürekli değişkenlerden normal dağılım
gösterenler için ortalama ± standart sapma, Medyan(min-maks) değerleri
kullanılmıştır. Sürekli verilerin normal dağılıma uygunluğunu test etmek için Shapiro
Wilk testi uygulanmıştır. Normal dağılım gösteren sürekli değişkenler (MPO, nitrit,
UML ve UMOL) açısından gruplar arasında fark olup olmadığı ortalamaları ANOVA
ve post-hoc Tukey testi ile karşılaştırılarak belirlenmiştir. Normal dağılım
göstermeyen değişkenler (MDA, NMOL, Ekspresyon ve Patoloji) açısından gruplar
arasında fark olup olmadığı medyanları Kruskal-Wallis testi ve devamında Conover
çoklu karşılaştırma yöntemi ile karşılaştırılarak belirlenmiştir. İstatistik analizler
MedCalc 12.1.3 paket programı kullanılarak yapılmıştır. İstatistik anlamlılık sınırı
p0,05 olarak belirlenmiştir.
36
Ser
um
MD
A (
Nm
ol/
ml)
Serum MDA
BULGULAR
Serum MDA düzeyleri ortalama ve standart sapmalarına göre yapılan
istatistiksel değerlendirmede (Tablo 3) gruplar arasında istatistiksel olarak farklılık
saptanmadı. p>0.05 (şekil 9)
32
30
28
26
24
22
20
18
16
14
1 2 3 4 5 6
M edian
25%-75%
Şekil 9: Serum MDA düzeyi ile ilgili grafik
Serum MPO
Serum MPO düzeyleri ortalama ve standart sapmalarına göre yapılan
istatistiksel değerlendirmede (Tablo 3) gruplar arasında istatistiksel olarak farklılık
saptanmadı. p>0.05 (şekil 10)
37
Ser
um
MP
O (
U/g
r)
0,6
0,5
0,4
0,3
0,2
0,1
0,0
1 2 3 4 5 6
M ean
M ean±0,95 Conf. Interval
Şekil 10 Serum MPO düzeyi ile ilgili grafik
Serum Nitrit+Nitrat
Serum nitrit+nitrat düzeyleri ortalama ve standart sapmalarına göre yapılan
istatistiksel değerlendirmede (Tablo 3) sonucunda iskemi reperfzyon grubunda sham
grubuna göre nitrit-nitrat seviyesindeki artış istatistiksel olarak anlamlı (p<0,05)
bulunmuştur.Y27632 uygulanan bütün tedavi gruplarında (grup 3-4-5-6) nitrit-nitrat
seviyelerinde iskemi reperfüzyon grubuna göre düşüş saptandı ve bu düşüş
istatistiksel olarak anlamlı bulundu p<0,05. (Şekil 11)
38
Ser
um
Nit
rit+
Nit
rat
(Um
ol/
gr)
120
100
80
60
40
20
0
1 2 3 4 5 6
M ean
M ean±0,95 Conf. Interval
Şekil 11 Serum Nitrit-Nitrat seviyeleri ile ilgili grafik
Doku MDA Düzeyi
Doku MDA düzeyleri ortalama ve standart sapma değerlerine göre (tablo 3)
istatistiksel değerlendirilmesi sonucunda iskemi reperfüzyon yapılan grubun MDA
düzeyi sham grubuna göre daha düşük saptanmıştır (P<0.05). İskemi reperfüzyon
yapılan grup ile 1mg/kg ve 5 mg/kg Y27632 + iskemi reperfüzyon uygulanan denekler
arasında anlamlı farklılık saptanmadı (P>0.005). (şekil 12)
39
MD
A
(Nm
ol/
ml)
DO
KU
MP
O (
U/g
r)
34
32
30
28
26
24
22
20
18
16
14
1 2 3 4 5 6
M edian
25%-75%
Şekil 12: Doku MDA düzyleri ile ilgili grafik
Doku MPO
Doku MPO düzeyleri ortalama ve standart sapma değerlerine göre yapılan
istatistiksel değerlendirme (tablo3) sonucunda sham ile iskemi reperfüzyon grubu,
sham + 1 mg/kg Y27632 ve sham + 5 mg/kg Y27632 grubları arasında istatistiksel
olarak anlamlı fark oluştu (p<0.05). (şekil 13)
8
7
6
5
4
3
2
1
0
1 2 3 4 5 6
M ean
M ean±0,95 Conf. Interval
Şekil 13. Doku MPO düzeyleri ile ilgili grafik
40
Nitr
it+N
itra
t (U
mo
l/g
r)
Doku Nitrit-Nitrat
Doku nitrit + nitrat düzyleri ortalama ve standart sapma değerlerine göre
(tablo 3) istatistiksel değerlendirilmesi sonucunda gruplar arasında istatistiksel olarak
farklılık saptanmadı. p>0.05 (şekil 14)
65
60
55
50
45
40
35
30
25
20
15
1 2 3 4 5 6
M ean
M ean±0,95 Conf. Interval
Şekil 14. Doku nitrit nitrat seviyesi ile ilgili grafik
m-RNA Ekspresyonu
Doku m-RNA ekspresyon düzyleri ortalama ve standart sapma değerlerine
göre (tablo 3) istatistiksel değerlendirilmesi sonucunda gruplar arasında istatistiksel
olarak farklılık saptanmadı. p>0.05 (şekil 15)
41
RO
CK
Acti
vati
on
(O
D)
Ek
spre
syo
n
0,04
0,03
0,02
0,01
0,00
-0,01
1 2 3 4 5 6
M edian
25%-75%
Şekil 15. mRNA ekspresyon düzeyi ile ilgili grafik
ROCK Aktivitesi
Doku ROCK aktivite düzeyleri iskemi reperfüzyon grubunda sham grubuna
göre anlamlı derecede yükselmiştir (p<0.05). Ayrıca, iskemi repürfüzyon + 1 mg
Y27632, iskemi reperfüzyon + 5 mg Y27632 uygulanan gruplarda sadece iskem
reperfüzyon uygulanan gruba göre düşme görülmüştür ve bu düşme sadece iskemi
reperfüzyon + 5 mg Y27632 uygulanan grubta anlamlı bulunmuştur. (p<0.05). (şekil
16)
0.3
0.2
Sham
I/R
I/R + 1 mg/kg Y-27632
I/R + 5 mg/kg Y-27632
1 mg/kg Y-27632
5 mg/kg Y-27632
0.1
0.0
* İR grubunda ROCK aktivitesi Sham grubuna göre anlamlı derecede artmıştır (p<0.05)
+ İR grubuna göre İ/R + 5 mg/kg Y27632 uygulan grubun ROCK aktivitesi anlamlı derecede baskılanmıştır(p<0.05)
Şekil 16. Serum ROCK Aktivitesi ile ilgili grafik
42
Pat
olo
ji
Histopatolojik inceleme sonuçları
Chiu sınıflaması ile değerlendirilen deneklerin median ve min-max değerlerine
göre (Tablo 3) iskemi reperfizyon grubu ve sham grubu arasında istatistiksel olarak
anlamlı fark oluştu. 5 mg/kg Y 27632 + İR ve 1 mg/kg Y 27632 + İR yapılan grupta
iskemi reperfüzyon yapılan gruba göre daha az hasar oluştuğu fakat sadece yüksek
doz uygulanangrup ile iskemi reperfüzyon uygulanan gruplar arasındaki fark
istatistiksel olarak kanıtlandı. P<0.05 (şekil 17)
4,5
4,0
M edi an
25%-75%
3,5
3,0
2,5
2,0
1,5
1,0
0,5
0,0
-0,5
1 2 3 4 5 6
Şekil 17. Chiu sınıflamasına göre gruplara ait grafik
43
Resim 2. Deneklerde elde edlilen ileal dokunun ışık mikroskobi bulguları (A:
Grade 0, B: Grade 4, C: Grade 3, D:Grade 1)
44
Grup1 Grup2 Grup3 Grup4 Grup5 Grup6 P Doku MPO U/gr
2,5444±0,57296
5,1349±2,27786
a 2,2697±1,29775
b
4,7841±1,1513
2,3325±1,15321
b
3,4887±2,33661
0,003
(1,48-3,18)
(3,16-9,9)
(0,01-4,16)
(2,91-5,83)
(1,17-4,05)
(0,01-6,87)
Doku MDA nmol/ml
30,0035±6,9027
23,5275±6,17733
24,894±4,8288
21,6263±4,44049
16,1603±6,87762 18,2397±7,11253
<0,001
26,20 (25,37- 44,08)
23,29 (11,23-30,36)
a
26,62 (16,64- 29,94)
23,29 (12,06-
24,95)a
18,30 (1,25-
22,46)a,b,c,d
20,79 (2,5-
22,87)a,b,c
Doku NİTRİT+ NİTRAT umol/gr
36,8909±4,00929
41,493±19,07043
30,8322±8,85599
42,1747±10,71157
27,4622±7,43905
46,4268±14,6532 9
0,052
(29,36-41,22)
(23,93-82,14)
(20,37-47,75)
(31,06-61,69)
(20,19-41,83)
(23,67-71,04)
Serum MPO U/ml
0,1426±0,05117
0,2613±0,25099
0,1266±0,04388
0,0837±0,03253
0,0863±0,03699
0,2427±0,2025
0,07
(0,07-0,21)
(0,11-0,81)
(0,07-0,18)
(0,05-0,14)
(0,04-0,14)
(0,04-0,53)
Serum MDA Nmol/ml
15,8632±5,59229
15,6256±6,61887
18,2398±1,61838
20,5569±11,24662
14,4967±6,48055
18,2397±7,85957
0,4019
17,88 (3,33-19,55)
18,29 (0,83-19,13)
17,88 (16,22- 20,79)
19,13 (1,66-37,43)
16,63 (0,00-18,3)
18,29 (4,99- 32,02)
Serum NİTRİT+ NİTRAT Umol/ml
8,9355±2,27016
74,5142±34,39502
a 7,3985±3,34739
b 11,1764±2,49254
b 8,9675±3,51985
b 16,2178±5,51585
b
<0,001
(6,52-12,4)
(16,81-113,49)
(2,31-12,17)
(8,57-14,69)
(4,86-13,84)
(10,49-27,31)
mRNA Ekspresyo nu
0,00 ,00
0,0023 ,0061
0,0034 ,0091
0,0149 ,0219
0,0021 ,0054
0,0055 ,0105
0,4283
0,00 (0,00-0,00)
0,00 (0,00-0,02)
0,00 (0,00-0,02)
0,00 (0,00-0,05)
0,00 (0,00-0,01)
0,00 (0,00-0,03)
Patoloji
0,00 ,00
2,43 ,39
1,00 ,00
1,57 ,13
1,00 ,00
1,14 ,68
0,0004
0,00 (0,00-0,00)
3,00 (1,00-4,00)
a
1,00 (1,00-1,00)
1,00 (1,00-4,00)
1,00 (1,00-1,00)
0,00 (0,00-4,00)
b
Tablo 3. çalışma gruplarıa ait doku ve serum MPO,MDA,Nitrit-Nitrat, Patoloji,
mRNA ekspresyonuna ait OrtalamaStandart Sapma (Min-Max) değerleri ve p değerleri
a: Grup1’den farkı istatistiksel olarak anlamlı p<0,05
b: Grup2’den farkı istatistiksel olarak anlamlı p<0,05
c: Grup3’den farkı istatistiksel olarak anlamlı p<0,05
d: Grup4’den farkı istatistiksel olarak anlamlı p<0,05
45
TARTIŞMA
İskemi ve ardından gelişen reperfüzyonun serbest oksijen radikal formasyonu,
demir depolarının salınması, organların mikrovasküler hasarı, inflamatuar sitokinler,
kompleman aktivasyonu, hasar alanında nötrofil infiltrasyonu gibi çok sayıda etken
araclığı ile doku hasarı çarpıcı bir şekilde büyür. İnflamatuar cevabın gelişmesi
intestinal hasarın patogenezinde kilit rol oynar. Özellikle nötrofillerin infiltrasyonunun
ve sonrasında yaptıklarının intestinal iskemi reperfüzyon hasarının takip ettiği intestin
içindeki doku hasarından sorumlu olduğuna inanılır.
Aktive olmuş endotelyum tarafından eksprese edilen çeşitli adezyon
moleküllerinin aracılık ettiği lökositlerin doku içine migrasyonunda en önemli
basamak lökosit endotel hücresi etkileşimidir. Doku hasarı aktive edilmiş nötrofillerce
geniş bir dizi enzim salınımı sonucu olarak meydana gelmektedir.
Endojen antioksidan sisteminin temizleme potansiyelini aşan nötrofillerce
aktive edilen reaktif oksijen türlerinin üretimi, protein modifikasyonu, DNA hasarı ve
lipit peroksidasyonu ile sonuçlanan oksidatif strese yol açabilir. Oksidan hasarıda,
kapiller permabilitesinde artışla ilişkili olan epitelyum hücrelerinin şekil değişikliğini
ortaya çıkarabilir.
İnflamatuar hücrelerin migrasyonu hücre iskeleti aktini tarafından
düzenlenmektedir ve bu olayı düzenleyen en önemli mekanizmalardan birisi Rho-ile
indüklenen sinyal ileti mekanizmasıdır8. Rho ve alt efektörleri bu olayların bazılarının
patogenezinden sorumlu tutulabilir.
İskemi/reperfüzyon hasarlanmasında Rho/Rho-kinaz yolağı belirgin rol
oynamaktadır. Daha önceki çalışmalarda, ROCK inhibitörlerinin kardiyak9,10, renal11,
hepatik12, serebral13 ve nöronal14 iskemi/reperfüzyon hasarlanmalarını önlemede
oldukça etkili olduğu gösterilmiştir.
Bu sebepten, biz rho kinazın nötrofil infiltrasyonu-serbest oksijen radikalleri -
organ hasarı ekseni ile olası ilgisini ortaya çıkarmak için serum ve doku oksidatif
stres markerlarını (MPO,MDA ve Nitrit-Nitrat) araştırdık.
Çalışmamızda iskemi reperfüzyon yapılan grup ile kontrol grubu arasında
patolojik açıdan farklılık saptanmış olup iskemi reperfüyon uygulamamız sonucunda
hasar oluşturulabildik. Ayrıça çamalışmamız sonucunda iskemi reperfüzyon
46
uygulanan deneklerde rock aktivitesinin istatisiksel olarak anlamlı derecede arttığı
görüldü.
İskemi reperfüzyon ile kontrol grubu arasında mRNA ekspresyonu açısından
istatistiksel olarak anlamlı bir sonuç elde dilemedi. Bu durumun mRNA nın yapı
itibariyle labil olup çabuk yıkılması sonucunda incelemede ekprese mRNA tespitinde
güçlük yaşandı. Daha çok örnek ile çalışmanın tetkrarlanması halinde genetik
düzeyde daha anlamlı sonuçlar çıkabileceğini düşünmekteyiz
Çeşitli nedenlerle gelişen nötrofillerin aktivasyonu sonucu myeloperoxidase
(MPO) gibi enzimlerin üretimi ve salınımı gerçekleşir. MPO salınımı daha çok iskemi
aşamasında artış gösteren bir belirteçtir. Dokuda MPO aktivitesinin ölçümü ile nötrofil
aktivasyonu indirekt olarak saptanabilir66,69. Malondialdehit Lipit peroksidasyonunun
son ürünüdir. MDA yağ asidi oksidasyonunun spesifik ve kantitatif bir indikatörü
olmamakla beraber lipit peroksidasyonunun derecesiyle iyi korelasyon gösterir 72,76.
Lipit peroksidasyonuna bağlı MDA birikimi daha çok reperfüzyon fazında gelişen
hasarın önemli bir komponentidir.
NO, siklik guanozin monofosfat üzerinden etki gösteren güçlü bir çevresel
düz kas gevşeticisidir97. NO hem hücre içi hem de hücre dışında düzenleyici işlev
gören küçük, reaktif bir serbest radikal molekülüdür. Nitrik oksitin damar
tonusunun düzenlenmesi, bağışıklık sisteminin düzenlenmesi, düz kas
hücrelerinin çoğalmasında rol aldığı ve kollajen sentezini engellediği
gösterilmiştir 97,98. Nitrik oksit sentaz (NOS) arjininden sitrulin oluşumunu uyarır
ve bu reaksiyon sırasında NO oluşur. Nitrik oksit sentazın üç farklı şekli vardır69.
Nöronal (nNOS), indüklenebilir (iNOS) ve endotelyal (eNOS). Üç NOS izoformu
aminoasit dizilişi bakımından %50 benzerlik gösterir.
Kanda NO hızlı bir biçimde nitrit ve nitrata dönüşmektedir. Kandaki NO'nun
asıl dayanıklı olan metaboliti nitrattır. Ayrıca, NO amino asit ve proteinlerdeki tiyol
grupları ile de etkileşmekte ve nitrozotiyol bileşikleri biçiminde depolanabilmektedir.
NO bir serbest radikal olmasından dolayı oldukça reaktiftir ve çeşitli yapılar ile
etkileşmektedir. NO'nun serbest oksijen radikalleri ile de etkileşebilme özelliğinden
dolayı, serbest radikal yakalayıcısı ve dolayısı ile hücre koruyucusu olduğu
düşünülmektedir
Bir serbest radikal olarak NO da öteki serbest radikaller ile reaksiyona girerek
peroksidan veya antioksidan etkilerini oluşturur. NO'nun lipit peroksidasyonu
üzerindeki etkisi ile ilgili bulguların çelişkili olmasının çeşitli nedenleri bulunmaktadır.
47
Aşırı veya eşit derişimde süperoksit ile NO aynı anda ve yerde bulunduklarında güçlü
bir oksidan molekül olan peroksinitrit oluşumuna neden olarak lipit peroksidasyonuna
neden olurken, aşırı miktarda oluşan NO ise süperoksit ve lipit peroksit radikallerini
nötralize ederek, SOD'u etkinleştirerek ve NADPH oksidaz veya sitokrom P450 gibi
süperoksit kaynaklarını inhibe ederek oksidatif strese karşı koruma da
sağlamaktadır100-103.
Bu çalışmada iskemi grubunda sarum nitrit-nitrat düzeyleri kontrol grubuna
göre istatistiksel olarak anlamlı birşekilde yükselmiş olup bu durum doku örneklerine
yansımamıştır. Buda deneklerde iskemi reperfüzyon hasarının serum düzeyindeki
nitrit nitrat artışını oksidan stres artışı olarak yorumlamak mümkündür.
Bizim çalışmamızda iskemi reperfüzyon uygulanan deneklerin doku
örneklerindeki MPO seviyesi kontrol grubuna göre anlamlı derecede yükselmiştir.
Buna karşılık çalışmadaki deneklerin doku örneklerinde MDA düzeylerinde beklenen
değişiklik saptanmadı. Deneklerin serum örneklerinde gruplar arasında MPO ve MDA
seviye arasında anlamlı farklılık saptanmadı. İskemi reperfüzyon uygulanan
deneklerde NO seviyesinin yükselmesi NO nun oksidan özelliğinin yanında
antioksidan özelliğinin sonucunda MPO ve MDA yı baskılaması mümkündür. Bu
nedenle iskemi reperfüzyon uygulanan deneklerde MPO ve MDA yükselmemiştir.
Çalışmamızdaki iskemi reperfüzyon uygulanan ve Y27632 uygulanan grupları
karşılaştırmasında elde edilen major bulgularının ilki intestin iskemi reperfüzyon
hasarı yapılan denekler ile rho kinaz inhibitörü Y-27632 uygulanan denekler arasında
farklılık saptanmıştır. Y-27632 uygulanan deneklerde ROCK proteininin aktivitesinin
azalırken iskemi reperfüzyon uygulanan deneklerinde aktivite artmıştır. Çalışmanın
ikinci major bulgu ise histopatolojik inceleme olarak değerlendirilen düşük doz (1
mg/kg) uygulaması intestinal hasarı azaltmasına rağmen yeterli koruma
sağlıyamamıştır. Buna karşılık yüksek doz (5 mg/kg) uygulaması halinde intestinal
hasarın oluşumunu engellediği görülmüştür. Buna ek olarak Y-27632 uygulanan ve
ulanmayan denek gruplarının biyokimyasal değerlendirmeleri sonucunda sadece
ratların selektif Rho-kinaz inhibitörü olan Y-27632 (1-5mg/kg) ile ön işlemi serum
nitrit-nitrat düzeylerini karşlaştrması istatistiksel olarak anlamlı sonuç verdi. Diğer
yandan doku nitrit-nitrat düzeyi ,serum ve doku mpo ve mda ya yönelik yapılan
biyokimyasal inceleme sonucunda istatistiksel olarak anlamlı bir sonuç elde edilmedi.
Bulgularımız, Rho-A/Rho-kinaz yolunun etkinliğindeki artışın önlenmesi
durumunda serum düzeyinde aşırı miktarda NO oluşumu ve antioksidan enzimlerin
48
etkinliğindeki artmaya lipit peroksidasyonu ve nötrofil infiltrasyonunun eşlik ettiği
İ/R'ye bağlı olarak gelişen inflamasyon ve oksidatif stres sonucunda ortaya çıkan
organ hasarının doz bağımlı önlenebileceğini düşündürmektedir
. Bu bulgular gösterdiki oksidatif strese bağlı nötrofil infiltrasyonu sadece
5mg/kglık Y-27632 uygulaması ile engellendi. Fakat 1mg/kg lık Y-27632 uygulanan
iskemi reperfüzyon grubundaki ratlarda oksidatif stresi ve organ hasarını önlemede
yetersiz kaldı. Bu yetersizlik ajan dozunun az oluşuna bağlı olabilir. Bu sebepten Y-
27632 nin yüksek dozlarına biyokimyasal parametreleri geliştirmek için ihtiyaç
duyulabilirdi.
Ek olarak bu çalışmada tedavi grubundaki histopatolojik sonuçlar
biyokimyasal incelemelerdeki kısmi olumsuz sonuçlara rağmen doz bağımlı olarak
yüksek dozda olumlu etkisi istatisksel olarak gösterilebildi. Y-27632 uygulamak
(1mg/kg ve 5mg/kg) intestinal histolojide doz bağımlı olarak anlamlı bir korumaya
sebep oldu. Başka bir deyişle biyokimyasal parametereler sadece serum nitrit- nitrat
düzeyleri intestinedeki yapısal değişikliklerin iyileşmesinden daha önce
düzelmektedir. İskemi reperfüzyon yapılan dokularda histopatolojik iyileşmede daha
iyi sonuçlar alabilmek için Y-27632nin daha yüksek dozlarına ihtiyaç vardır. Y-
27632nin etkisizliğinin bir diğer sebebide bu ajanın hasarlı bölgeye arteryel kan akış
miktarını azaltarak hasarı kötüleştiren splankinik kan damarlarının hasar
alanlarından başka bölgede vazodilatasyonu indüklemesi olabilir. Bu iskemi
süresinin genişlemesine ve intestinal iskeminin agreve olmasına ağırlaşmasına yol
açar. Bu sebepten ratların düşük doz Y-27632 ile ön tedavisi intestinal histolojiyi
olumlu yönde etkiliyemedi.
49
SONUÇ ve ÖNERİLER
Sonuç olarak bu çalışma ratlarda intestinal iskemi reperfüzyon hasarında
rho/rho-kinaz iletişiminin (etkileşiminin) etksini ve ilgisini kanıtlamaya çalştık.
Çalışmadaki bazı parametreler ile intestinal iskemi reperfüzyon hasarında rho/rho-
kinaz iletişiminin belli ölçüde gösterebildik. Bunun yanında ratların bir Rho kinaz
inhibitörü olan Y-27632 ile ön tedavisi lipit peroksidasyonunu kısmi olarak engelledi.
Y-27632 uygulaması intestinal hasarı engellemede doz bağımlı olarak başarılı oldu.
Böbrek, kalp ve karaciğer gibi çeşitli iskemi perfüzyon hasarı modellerinde yagın
olarak koruyucu ajan olarak gösterilmesinin yanında bizim modelimizde Y-27632 doz
bağımlı bir koruma sağladı.İntestinal histolojide daha güçlü iyileşme saptanabilmesi
için daha yüksek doz ile araştırmalara yetki verilmesi gerekmektedir. Ayrıca Y-27632
uygulanma süresi, iskemi süresinde, reperfüzyon süresinde değişikliklerle yapılacak
çalışmalar ile intestinal iskemi reperfüzyon hasarında rho/rho-kinaz iletişiminin
arasındaki ilişkiyi daha net ortaya koyabilir.
Sonuçta ratlarda intestinal iskemi reperfüzyon hasarı Rho/ Rho kinaz
etkileşimi iletişimi gerektirmektedir.
50
KAYNAKLAR
1.Collard ,C.D., Gelman,S.: pathophysiology , clinical manifestations and prevention
of İschemiareperfusion injury. Anesthesiology,94,1133-1138(2001
2.Granger DN.Role of xanthine oxidase and granulocytes in ischaemia-reperfusion
injury.Am L Physiol 1988;255.HI269-75 ).
3.Vural KM., öz MC.: Endothelial adhesivity, pulmonary hemodynamics and nitric
oxide synthesis in ischemia – reperfusion. Eur.J.Cardiothorac. Surg.,18,348-352
(2000
4.Toyokuni S: Reactive oxygen species-induced molecular damage and its
application in pathology.Pathol int 1999;49:91-102)
5.Wellbourn CRB, Goldman G, Paterson IS, Valeri CR, Shepro D, Hectman HB.:
Pathophysiology of ischaemia-reperfusion: central role of the neutrophil. Br J Surg
1991; 78:651-5.
6.Sward K, Dreja K, Susnjar M, Hellstrand P, Hartshorne DJ, Walsh MP. Inhibition of
Rho associated kinase blocks agonist-induced Ca2+ sensitization of myosin
phosphorylation and force in guinea-pig ileum. J. Physiol., 522: 33-49, 2000.
7.Breslin JW, Yuan SY. Involvement of Rho A and Rho kinase in neutropil-stimulated
endothelial hyperpermeability. Am. J. Physiol. Heart Circ. Physiol., 286: H1057-1062,
2004.
8.Fukata Y, Amano M, Kiabuchi K. Rho-Rho-kinase Pathway in smooth muscle
contraction and cytoskeletal reorganization of non-muscle Cells. Trends Pharmacol.
Sci., 22: 32-39, 2001.
9.Yamamoto Y, Ikegaki I, Sasaki Y, Uchida T. The protein kinase inhibitor fasudil
protects against ischemic myocardial injury induced by endothelin-1 in the rabbit. J.
Cardiovasc.Pharmacol., 35:203-211, 2000.
10.Bao W, Hu E, Tao L, Boyce R, Mirabile R, Thudium DT, Ma XL, Willette RN, Yue
TL. Inhibition of Rho-kinase protects the heart against ischemia/reperfusion injury.
Cardiovasc. Res., 61, 548-558, 2004.
11. Teraishi K, Kurata H, Nakajima A, Takaoka M, Matsumura Y. Preventive effect of
Y 27632, a selective Rho-kinase inhibitor, on ischemia/reperfusion-induced acute
renal failure in rats. Eur. J. Pharmacol., 505 205-211, 2004.
12.Takeda K, Jin MB, Fujita M, Fukai M, Sakurai T, Nakayama M, Taniguchi M,
Suzuki T, Shimamura T, Furukawa H, Todo S. A novel inhibitor of Rho-associated
51
protein kinase, Y 27632, ameliorates hepatic ischemia and reperfusion injury in rats.
Surgery, 133:197-206, 2003.
13.Satoh S, Utsunomiya T, Tsurui K, Kobayashi T, Ikegaki I, Sasaki Y, Asano T.
Pharmacological profile of hydroxy fasudil as a selective rho kinase inhibitor on
ischemic brain damage. Life Sci., 69:1441-1453, 2001.
14.Yamashita K, Kotani Y, Nakajima Y, Shimazawa M, Yoshimura S, Nakashima S,
Iwama T, Hara H. Fasudil, a Rho kinase (ROCK) inhibitor, protects against ischemic
neuronal damage in vitro and in vivo by acting directly on neurons. Brain Res.,
1154:215-224, 2007.
15.Büyükafşar K, Levent A. Involvement of Rho/Rho-kinase signalling in the
contractile activity and acetylcholine release in the Mouse gastric fundus. Biochem.
Biophys. Res. Commun., 303, 771-781, 2003.
16.Şahan-Fırat, Tiftik RN, Nacak M, Büyükafşar K. Contribution of Rho-kinase in
human gallbladder contractions. Eur. J. Pharmacol., 540:162-167, 2006.
17.Büyükafşar K, Akca T, Tiftik RN, Sahan-Firat S, Aydin S. Contribution of Rho-
kinase in human gallbladder contractions. Eur. J. Pharmacol., 540:162-167, 2006.
18.Funakoshi Y, Ichiki T, Shimokawa H, Egashira K, Takeda K, Kaibuchi K, Takeya
M, Yoshimura T, Takeshita A. Rho-kinase mediates angiotensin II-induced monocyte
chemoattractant protein-1 expression in rat vascular smooth muscle cells.
Hypertension, 38: 100-104, 2001.
19.Kawamura H, Yokote K, Asaumi S, Kobayashi K, Fujimoto M, Maezawa Y, Saito
Y, Mori S. High glucose-induced upregulation of osteopontin is mediated via Rho/Rho
kinase pathway in cultured rat aortic smooth muscle cells. Arterioscler. Thromb.
Vasc. Biol., 24:276 281, 2004.
20.Hiroki J, Shimokawa H, Higashi M, Morikawa K, Kandabashi T, Kawamura N,
Kubota T, Ichiki T, Amano M, Kaibuchi K, Takeshita A.. Inflammatory stimuli
upregulate Rho-kinase in human coronary vascular smooth muscle cells. J. Mol. Cell
Cardiol., 37:537-546, 2004.
21.Büyükafşar K, Arıkan O, Ark M, Kubat H, Özveren E. Upregulation of Rho kinase
(ROCK-2) expression and enhanced contraction to endotelin-1 in the mesenteric
artery from lipopolysaccharide-treated rats. Eur. J. Pharmacol., 498: 211-217, 2004.
22.Arıncı K, Elhan A. Anatomi dolaşım sistemi (1.baskı) Güneş Kitabevi Ltd. Şti,
Ankara 1995 , syf. 68-78.
52
23.Wiesner W, Khurana B, Ji H, et al. CT of acute bowel ischemia. Radiology
2003;226:635-50
24.Arıncı K, Elhan A. Anatomi dolaşım sistemi (1.baskı) Güneş Kitabevi Ltd. Şti,
Ankara 1995 , syf. 68-78
25.Rosenblum JD, Boyle CM, Schwartz LB. The mesenteric circulation, anatomy
and physiology. Surg Clin N Am 1997; 77: 289-306.
26.Törüner A. Mezenterik vasküler hastalıklar: Sayek İ (Ed). Temel Cerrahi.
Ankara:Güneş Kitabevi, 2004: 1499-1502.
27.Valji K. Vascular İnterventional Radiology mesenteric arteries (1th ed. ) W.B.
Saunders Company , California 1999, pp.182-203
28.Wiesner W, Khurana B, Ji H, et al. CT of acute bowel ischemia. Radiology
2003;226:635-50
29.Lin E, Lowry SF, Calvano SE. The systemic response to injury. Schwartz SI (ed),
Principles of Surgery. McGraw-Hill 7th Edition 1999; Vol I: 13-32.
30.Semenza GL. Cellular and molecular dissection of reperfusion injury ROS within
and without. Circ Res, 2000; 86: 117-118.
31.Granger DN, Korthuis RJ. Physiologic mechanisms of postischemic tissue injury.
Annu Rev Physiol, 1995; 57: 311-332.
32.Grace PA. Ischaemia-reperfusion injury. Br J Surg, 1994; 81: 637-647.
33.Kuzu MA, Koksoy C, Kale IT, Tanık A, Terzi C, Elhan AH. Reperfusion injury
delays healing of intestinal anastomosis in a rat. Am J Surgery, 1998; 176: 348-351.
34.Zimmerman BJ, Granger DN. Mechanisms of reperfusion injury. Am J Med Sc,
1994; 307: 284- 292.
35.Carden DL, Granger DN. Pathophysiology of ischemia-reperfusion injury. J
Pathol, 2000; 190:255-66.
36.Davidge ST. Prostaglandin H synthase and vascular function. Circ Res, 2001;
89(8): 650-660.
37.De Rougemont O, Lehmann K, Clavien PA. Preconditioning, organ
preservation, and postconditioning to prevent ischemia-reperfusion injury to the liver.
Liver Transpl, 2009; 15(10):1172-1182.
38.Gourdin MJ, Bree B, De Kock M. The impact of ischaemia-reperfusion on the
blood vessel. Eur J Anaesthesiol, 2009; 26(7): 537-547.
39.Granger DN, Korthuis RJ. Physiologic mechanisms of postischemic tissue injury.
Annu Rev Physiol, 1995; 57: 311-332.
53
40.Latanich CA, Toledo-Pereyra LH. Searching for NF-kappaB-based treatments of
ischemia reperfusion injury. J Invest Surg, 2009; 22(4): 301-315.
41. Machado NG, Alves MG, Carvalho RA, Oliveira PJ. Mitochondrial involvement in
cardiac apoptosis during ischemia and reperfusion: can we close the box
Cardiovasc Toxicol, 2009 (baskıda).
42.McCord JM. Oxygen-derived free radicals in postischemic tissue injury. N Engl J
Med, 1985; 312:159-163.
43.Phillips L, Toledo AH, Lopez-Neblina F, Anaya-Prado R, Toledo-Pereyra LH.
Nitric oxide mechanism of protection in ischemia and reperfusion injury. J Invest
Surg, 2009; 22(1): 46-55.
44.Raat NJ, Shiva S, Gladwin MT. Effects of nitrite on modulating ROS generation
following ischemia and reperfusion. Adv Drug Deliv Rev, 2009; 61(4): 339-350.
45.Seekamp A, Ward PA. Ischemia-reperfusion injury. Agents Actions Suppl, 1993;
41: 137-52.
46.Snoeijs MG, van Heurn LE, Buurman WA. Biological modulation of renal
ischemia-reperfusion injury. Curr Opin Organ Transplant, 2009.
47.Steffens S, Montecucco F, Mach F. The inflammatory response as a target to
reduce myocardial ischaemia and reperfusion injury. Thromb Haemost, 2009;
102(2): 240-247.
48.Vanlangenakker N, Vanden Berghe T, Krysko DV, Festjens N, Vandenabeele P.
Molecular mechanisms and pathophysiology of necrotic cell death. Curr Mol Med,
2008; 8(3): 207-220.
49.Welbourn CRB, Goldman G, Peterson IS. Pathophysiology of ishemia-
reperfusion injury: central role of the neutrophil. Br J Surg, 1991; 78: 651-5.
50. McCord, JM. (1985). Oxygen-derived free radicals in postischemic tissue injury.
The New England Journal of Medicine, 312, 159-163.0
51. Parks, DA., ve Granger, DN. (1986). Contributions of ischemia and reperfusion to
mucosal lesion formation. The American Journal of Physiology, 250, 749-753.
52. Massberg, S., ve Messmer, K. (1998). The nature of ischemia/reperfusion injury.
Transplantation Proceedings, 30, 4217- 4223.
53.Cuzzocrea, S., Chatterjee, P., Mazzon, E., Dugo, L., De Sarro, A., Van de Loo,
FAJ., ve diğerleri. (2002). Role of induced nitric oxide in the initiation of the
inflammatory response after postischemic injury. Shock, 18, 169-176.
54.Cuzzocrea, S., Chatterjee, P., Mazzon, E., Dugo, L., De Sarro, A., Van de Loo,
54
FAJ., ve diğerleri. (2002). Role of induced nitric oxide in the initiation of the
inflammatory response after postischemic injury. Shock, 18, 169-176.
55.Lodato, RF., Khan, AR., Zembowicz, MJ., Weisbrodt, NW., Pressley, TA., Li, YF.
ve diğerleri. (1999). Roles of IL-1 and TNF in the decreased ileal muscle contractility
induced by lipopolysaccharide. The American Journal of Physiology, 276(6), 1356-
1362.
56.Poussios, D., Andreadou, I., Papalois, A., Rekka, E., Gavalakis, N., Aroni, K., ve
diğerleri. (2003). Protective effect of a novel antioxidant non-steroidal anti-
inflammatory agent (compound IA) on intestinal viability after acute mesenteric
ischemia and reperfusion. European Journal of Pharmacology, 465(3), 275-280.
57.Takahashi, A., Tomomasa, T., Kaneko, H., Watanabe, T., Tabata, M.,
Morikawa, H., ve diğerleri. (2001). Intestinal motility in an in vivo rat model of
intestinal ischemia-reperfusion with special reference to the effects of nitric oxide on
the motility changes. Journal of Pediatric Gastroenterology and Nutrition, 33(3), 283-
288
58.Turnage, RH., Guice, KS., ve Oldham, KT. (1994). Endotoxemia and remote
organ injury following intestinal reperfusion. The Journal of Surgical Research, 56,
571-578.
59.Cuzzocrea, S., Rossi, A., Serraino, I., Di Paola, R., Dugo, L., Genovese, T., ve
diğerleri. (2003). 5-Lipoxygenase knockout mice exhibit a resistance to splanchnic
artery occlusion shock. Shock, 20, 230-236.
60.Hassoun, HT., Weisbrodt, NW., Mercer, DW., Kozar, RA., Moody, FG., ve
Moore, FA. (2001). Inducible nitric oxide synthase mediates gut
ischemia/reperfusion-induced ileus only after severe insults. The Journal of
Surgical Research, 97(2), 150-154.
61.Hierholzer, C., Kalff, JC., Audolfsson, G., Billiar, TR., Tweardy, DJ., ve Bauer, AJ.
(1999). Molecular and functional contractile sequelae of rat intestinal
ischemia/reperfusion injury. Transplantation, 68(9), 1244-1254.
62.Takahashi, A., Tomomasa, T., Kaneko, H., Watanabe, T., Tabata, M.,
Morikawa, H., ve diğerleri. (2001). Intestinal motility in an in vivo rat model of
intestinal ischemia-reperfusion with special reference to the effects of nitric oxide on
the motility changes. Journal of Pediatric Gastroenterology and Nutrition, 33(3), 283-
288.
55
63.Takahashi, A., Tomomasa, T., Kaneko, H., Watanabe, T., Tabata, M.,
Morikawa, H., ve diğerleri. (2001). Intestinal motility in an in vivo rat model of
intestinal ischemia-reperfusion with special reference to the effects of nitric oxide on
the motility changes. Journal of Pediatric Gastroenterology and Nutrition, 33(3), 283-
288.)
64.Okatani, Y., Wakatsuki, A., Reiter, RJ., Enzan, H., ve Miyahara, Y. (2003).
Protective effect of melatonin against mitochondrial injury induced by ischemia and
reperfusion of rat liver. European Journal of Pharmacology, 469(1-3), 145-152.
65.Hernandez, LA., Grisham, MB., Twohig, B., Arfors, KE., Harlan, JM., ve Granger,
DN. (1987). Role of neutrophils in ischemia- reperfusion-induced microvascular
injury. The American Journal of Physiology, 253(3), 699-703.
66.Sisley, AC., Desai, T., Harig, JM., ve Gewertz, BL. (1994). Neutrophil
depletion attenuates human intestinal reperfusion injury. The Journal of Surgical
Research, 57(1), 192-196.
67. Kurose, I., Anderson, DC., Miyasaka, M., Tamatani, T., Paulson, JC., Todd,
RF., ve diğerleri. (1994). Molecular determinants of reperfusion-induced leukocyte
adhesion and vascular protein leakage. Circulation Research, 74(2), 336-343.
68.Xia, G., Martin, AE., ve Besner, GE. (2003). Heparin-binding EGF-like growth
factor downregulates expression of adhesion molecules and infiltration of
inflammatory cells after intestinal ischemia/reperfusion injury. Journal of Pediatric
Surgery, 38(3), 434-439.
69.Grace, PA. (1994). Ischaemia-reperfusion injury. The British Journal of
Surgery, 81, 637-647.
70.Amano M, Fukata Y, Kaibuchi K. Regulation and function of Rho-associated
kinase. Exp Cell Res, 2000; 261: 44-51.
71.Barman SA, Zhu S, White RE. RhoA/Rho-kinase signaling: a therapeutic target in
pulmonary hypertension. Vasc Health Risk Manag. 2009;5:663-71. Epub 2009 Aug
20.
72.Boettner B, Van Aelst L. The role of Rho GTPases in disease development. Gene,
2002; 286: 155-174.
56
73.Calò LA, Pessina AC. RhoA/Rho-kinase pathway: much more than just a
modulation of vascular tone. Evidence from studies in humans. J Hypertens, 2007;
25(2): 259-264.
74.Dhanasekaran N, Dermott JM. Signaling by the G12 class of G proteins. Cell
Signal, 1996; 8:235-245.
75.Fukata Y, Amano M and Kaubuchi K. Rho-Rho-kinase pathway in smooth muscle
contraction and cytoskeletal reorganization of non-muscle cells. Trends Pharmacol
Sci, 2001; 22(1): 32-39.
76.Hirano K. Current topics in the regulatory mechanism underlying the Ca+2
sensitization of the contractile apparatus in vascular smooth muscle. J Pharmacol
Sci, 2007; (104): 109-115.
77.Kume H. RhoA/Rho-kinase as a therapeutic target in asthma. Curr Med Chem,
2008;15(27): 2876-2885.
78.Lee DL, Webb RC, Jin L. Hypertension and RhoA/Rho-kinase signaling in
the vasculature: highlights from the recent literature. Hypertension, 2004; 44(6): 796-
769.
79.Liao JK, Seto M, Noma K. Rho kinase (ROCK) inhibitors. J Cardiovasc
Pharmacol, 2007; 50(1): 17-24.
80.Lo Grasso PV, Feng Y. Rho kinase (ROCK) inhibitors and their application
to inflammatory disorders. Curr Top Med Chem, 2009; 9(8): 704-723.
81.Loirand G, Guilluy C, Pacaud P. Regulation of Rho proteins by
phosphorylation in the cardiovascular system. Trends Cardiovasc Med, 2006; 16(6):
199-204
82.Nobes C, Hall A. Regulation and function of the Rho subfamily of small GTPases.
Curr Opin Genet Dev, 1994; 4: 77-81.
83.Noma K, Oyama N, Liao JK. Physiological role of ROCKs in the cardiovascular
system. Am J Physiol Cell Physiol., 2006; 290(3): C661-C668.
57
84.Puetz S, Lubomirov LT, Pfitzer G. Regulation of smooth muscle contraction by
small GTPases. Physiology, 2009; 24: 342-356.
85.Rikitake Y, Liao JK. Rho GTPases, statins, and nitric oxide. Circ Res, 2005;
97(12): 1232-1235.
86.Seasholtz TM, Brown JH. Rho signalling in vascular diseases. Mol Interv, 2004;
4(6): 348-357.
87.Shimokawa H, Takeshita A. Rho-kinase is an important therapeutic target in
cardiovascular medicine. Arterioscler Thromb Vasc Biol, 2005; 25: 1767-1775.
88.Somlyo AP, Somlyo AV. Signal transduction by G-proteins, rho-kinase and protein
phosphatase to smooth muscle and non-muscle myosin II. J Physiol, 2000; 15: 177-
185.
89.Somlyo AV. New roads leading to Ca2+ sensitization. Circ Res, 2002; 91: 83-84.
90.Takai Y, Sasaki T, Matozaki T. Small GTP-binding proteins. Physiol Rev, 2001;
81: 153-208.
91.Zhou Q, Liao JK. Rho kinase: an important mediator of atherosclerosis and
vascular disease. Curr Pharm Des, 2009; 15(27): 3108-3115.
92.Casey PJ, Seabra MC. Protein prenyl transferases. J Biol Chem 1996;
271:5289-5292.
93.Olofsson B. Rho guanine dissociation inhibitors: pivotal molecules in cell
signaling. Cell Signal 1999; 11:545-554.
94.Casey PJ, Seabra MC. Protein prenyl transferases. J Biol Chem 1996;
271:5289-5292.
95.Olofsson B. Rho guanine dissociation inhibitors: pivotal molecules in cell
signaling. Cell Signal 1999; 11:545-554.
96.Somlyo AV. New roads leading to Ca2+ sensitization. Circ Res 2002;91:83-
84.
97.Radomski MW, Palmer RM, Moncada S. Endogenous nitric oxide inhibits human
platelet adhesion to vascular endothelium. Lancet. 1987;2:1057-1058.
98.Garg U, Hassid A. Nitric oxide-generating vasodilatators and 8- bromocyclic
guanosine monophosphate inhibits mitogenesis and proliferation of cultured rat
58
vascular smooth muscle cells. J Clin Invest. 1989;83:1774-1777.
99.Payne D, Kubes P. Nitric oxide donors reduce the rise in reperfusion induced
intestinal mucosal permeability. Am J Physiol. 1993;265:189-195.
100.Armitage ME, Wingler K, Schmidt HH, La M. Translating the oxidative stress
hypothesis into the clinic: NOX versus NOS. J Mol Med, 2009
101.Bloodsworth A, O'Donnell VB, Freeman BA. Nitric oxide regulation of free
radical- and enzyme- mediated lipid and lipoprotein oxidation. Arterioscler Thromb
Vasc Biol, 2000; 20: 1707-1715.
102.Esposito E, Cuzzocrea S. Superoxide, NO, peroxynitrite and PARP in
circulatory shock and inflammation. Front Biosci, 2009; 14: 263-296.
103.Hogg N, Kalyanaraman B. Nitric oxide and lipid peroxidation. Biochim Biophys
Acta, 1993; 1411:378-384.
104.Yagi K. Lipid peroxides and related radicals in clinical medicine. In: D. Armstrong
(eds). Free Radicals in Diagnostic Medicine. Plenum Press, New York: 1994: 1-15.
105.Golowich SP, Kaplan SD. Methods in enzymology. Vol. II. New York: Academic
Press, 1955; 769.
59
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ
ATP : Adenozin Trifosfat
AMP : Adenozin Monofosfat
Ca : Kalsyum
COX : SİKLooksijenaz
eNOS : Endoteliyal Nitrik Oksit Sentaz
GDP : Guanin Difosfat
GTP : Guanin Trifosfat
H-E : Hematoksilen-Eozin
ICAM- : İntraselüler Adezyon Molekülü-1
İ/R: : İskemi Reperfüzyon
İMA :İnferiyor mezenterik arter
İMV :İnferior Mezenterik Ven
LT : Lökotrien
LPA : Lizofosfatidik Asid
MHZ : Miyozin Hafif Zincir
MPO : Miyeloperoksidaz
MDA : Malondialdehid
LTB4 : Lökotrien B4
NF-κB : Nükleer Faktör-κB
NO : Nitrik Oksit
PAİ: :Plazminojen Aktivatör İnhibitör-1
PG :Prostaglandin
PMNL : Polimorfonükleer Lökositler
SMA : Superior Mezenter Arter
SMV : Superior Mezenter Ven
SOD : Serbest Oksijen Radikali
TEF :Trombosit Etkinleştirici Faktör
TNF : Tümör Nekroze Edici Faktör
Y-27632 :Trans-4-[(1R)-1-Aminoetil]-N-4-Piridinilsiklohekzankarboksamit
Dihidroklorit
ZIPK : Zipper İnteracting Protein Kinase
60
ŞEKİLLER ve Resimler Dizini
Şekil-1 Çölyak trunkus ve dalları 10
Şekil-2 Superior mezenter arter 11
Şekil-3 İnferior mezenterik arter 12
Şekil-4: SMA ve İMA arasındaki kollateraller 13
Şekil-5. İ/R'ye maruz kalan postkapiler venüllerde gözlenen inflamatuvar 17
yanıtları açıklayan endotele bağımlı mekanizmalar.
Şekil-6 Hipoksi sırasında hücre içinde ATP derişiminin azalması ile
19
ilgili olarak hücre metabolizması, iyonik denge ve yapısal proteinlerde
ortaya çıkan değişiklikler.
Şekil-7 Rho ailesi GTPazların aktivasyonu 24
Şekil-8. Düz kas kasılmasının düzenlenmesinde Rho/Rho-kinaz 26
sinyal ileti yolunun rolü
Şekil-9: Serum MDA düzyi ile ilgili grafik
36
Şekil-10 Serum MPO düzyi ile ilgili grafik 37
Şekil-11 Serum Nitrit-Nitrat seviyeleri ile ilgili grafik 38
Şekil-12: Doku MDA düzyleri ile ilgili grafik 39
Şekil-13. Doku MPO düzeyleri ile ilgili grafik 40
Şekil-14. Doku nitrit nitrat seviyesi ile ilgili grafik 40
Şekil-15 mRNA ekspresyon düzeyi ile ilgili grafik 41
Şekil-16: Serum ROCK Aktivitesi ile ilgili grafik 42
Şekil-17: Chiu sınıflamasına göre gruplara ait grafik 42
Resim-1: A:Sma Diseksyonu , B : Sma Klemplenmesi,
C: Kontrol Grubu D: İskemi Reperfzüyon Grubu
30
Resim-2: Deneklerde Elde Edlilen İleal Dokunun Işık Mikroskobi Bulguları 43
61
Tablolar Dizini
Tablo-1: Rho kinazın substratları 22
Tablo-2: Deney grupları 29
Tablo-3: Çalışma gruplarıa ait doku ve serum mpo,mda,nitrit-nitrat, 44
patoloji, mrna ekspresyonuna ait OrtalamaStandart Sapma (Min-Max) değerleri ve p değerleri