Upload
dylan-gould
View
177
Download
0
Embed Size (px)
DESCRIPTION
NEONATAL TARAMA PROGRAMI. BURSA SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ AÇSAP ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ. TARAMALAR, BELİRTİLERİNİ VERMEDEN HASTALIKLARI TEŞHİS VE ERKEN DÖNEMDE TEDAVİ İLE MORBİDİTE VE MORTALİTEYİ ÖNLEMEK AMACI İLE YÜRÜTÜLEN TOPLUM SAĞLIĞI HİZMETLERİDİR. - PowerPoint PPT Presentation
Citation preview
NEONATAL
TARAMA PROGRAMI
NEONATAL
TARAMA PROGRAMI
BURSA SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ
AÇSAP ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ
TARAMALAR, BELİRTİLERİNİ
VERMEDEN HASTALIKLARI
TEŞHİS VE ERKEN DÖNEMDE
TEDAVİ İLE MORBİDİTE VE
MORTALİTEYİ ÖNLEMEK AMACI
İLE YÜRÜTÜLEN TOPLUM SAĞLIĞI
HİZMETLERİDİR.
Tüm yenidoğanlar dünyanın neresinde olursa olsun eşit yaşama başlama hakkına sahiptirler…
Dünyada Neonatal Tarama Yapılan Hastalıklar
Fenilketonüri Hipotiroidi Biotinidaz eksikliği MSUD (Maple Syrup Urine Disease) Homosistinüri Galaktozemi Kongenital adrenal hiperplazi Kistik fibrozis…
Türkiye’de Neonatal Taramadaki Durum
Fenilketonüri Tarama Programı; 1987 yılında başlatıldı, 1993 yılında tüm
Türkiye’ye yaygınlaştırıldı. İşitme Taraması;
2000 yılında Ankara’da pilot çalışması yapıldı. 2004 yılında S.B. Ted. Hiz. Gen. Müd.’nün
başlattığı, 2005 yılında AÇSAP Gen. Müd.’nün devraldığı program halen Başbakanlık Özürlüler İdaresi, Hacettepe, Gazi, Marmara ve Dokuz Eylül Üniversitelerinin katılımlarıyla 34 İlde yürütülmekte olup, tüm ülkeye yaygınlaştırma çabaları devam etmektedir.
Konjenital Hipotiroidi
Konjenital Hipotiroidizm Tiroid bezinin gelişimsel
hatalarından Tiroid hormon biyosentezi Tiroid bezinin regülasyonunda
doğuştan gelen bozukluklardan kaynaklanan
Tiroid hormon yetersizliği ile karakterize klinik bir durumdur.
Konjenital Hipotiroidizm
Yenidoğan döneminde en sık karşılaşılan endokrinolojik sorundur.
Sıklığı,
Dünya genelinde 3.500- 4.000 canlı doğumda birdir.
Ülkemizde yürütülen bir insidans çalışmasında ise
kalıcı konjenital hipotiroidi sıklığı 3.344 canlı
doğumda bir bulunmuştur.
Konjenital Hipotiroidi Nedenleri- Geçici
Geçici primer
hipotiroidi
Geçici
hipertirotropinemi
Geçici
hipotiroksinemi
Düşük T3 sendromu
Nedenleri– Prenatal, postnatal iyot
eksikliği ya da fazlalığı– Annenin “antitiroid”
ilaç kullanımı– Annede TSH reseptör
bloke eden antikorlar– İlaçlar (dopamin,
steroid)– Prematürelik (<27
hafta)
Konjenital Hipotiroidizm
Yenidoğan döneminde semptom ve bulgular vakaların çoğunda çarpıcı olmadığından erken tanı güçtür
Tanı Yaşı1. ay< 3 ay< 1 yaş3-4 yaş
Yüzde% 10% 35% 70% 100
Konjenital Hipotiroidi-Klinik
Uzamış sarılık Hipotoni Ödemli ve kaba yüz Dil büyüklüğü Umbilikal herni Cilt kuruluğu Guatr Kabızlık Livedo retikülaris
64,5 41,9 41,9 35,5 32,3 29 25,8 22,6 6,5
Yüzde (%)
Yenidoğan döneminde klinik tanı alan hastalarda fizik bulguların görülme sıklığı
Konjenital Hipotiroidizm
Sık görülür: 1/3000-1/4000 Erken tanı ve tedavi zeka geriliğini önler Yenidoğan döneminde klinik tanı güçtür (<
% 10) Tedavisi ucuz, basit, kolay uygulanabilir ve
etkindir. Tarama yöntemleri yeterince sensitif ve
spesifiktir Yarar / maliyet oranı yüksektir (10/1)
Tarama sonuçlarını etkileyen faktörler
Perinatal faktörler Prematürite, düşük doğum ağırlığı Monokoryonik ikizlerde feto-fetal kan
transfüzyonu Anneden geçen antikorlar Annenin kullandığı ilaçlar Yenidoğan döneminde ciddi hastalık ve
kullanılan ilaçlar İyot eksikliği İyot fazlalığı
Konjenital Hipotiroidi’de önemli bir faktör olan iyot eksikliğinin önlenmesi amacıyla iyot yetersizliği hastalıkları ve tuzun iyotlanması programı 1994 yılında başlatılmıştır.
1998 yılında çıkartılan yasa ile tüm sofra tuzlarının iyotlu üretilmesi sağlanmıştır.
1995 yılında iyotlu tuz kullanım oranı 18.2 iken, 2003 yılında bu oran 69,5’e yükselmiştir.
Bu Nedenle Sağlık Bakanlığımız İyot Eksikliği İçin;
Tanı
Yenidoğan KH taramasından geri çağrılan ya da KH şüphesi nedeniyle incelenen bebeklerde tanı, serumda T4 (ve/veya sT4) ve TSH ölçümü ile teyid edilir.
Serumda T4’ün düşük, TSH’nin yüksek bulunması konjenital hipotiroidi tanısını doğrular ve zaman yitirmeden tiroid hormon tedavisine başlanmalıdır.
Tedaviyi geciktirmemek koşulu ile tiroid bezinin görüntülenmesi disgenezi vakalarında kalıcı hipotiroidi tanısını koymada yararlıdır.
Görüntülemede sintigrafi ve/veya USG kullanılabilir.
Tedavi
L-Tiroksin kullanılmalıdır Başlangıç dozu 8-10 mcg/kg/gün
Hafif vakalarda başlangıçtaki hormon düzeylerine göre daha düşük doz kullanılabilir
L-tiroksin tedavisinin başlanmasından 1-2 hafta sonra T4/TSH ölçümü tekrarlanmalıdır
Hedef, serum T4 veya sT4 düzeylerini normal aralığın üst yarısı (üst 1/3’ünde) tutmaktır
Kesin tanı
İlk tanı sırasında konjenital hipotiroidinin kalıcı olup olmadığı kesin olarak anlaşılamamış ise Görüntüleme yapılamamış vakalar Sintigrafi ya da USG ile bez normal
Üç yaşından sonra tedavi bir ay süreyle kesilerek serum T4 ve TSH düzeyleri kontrol edilmelidir
Kesin tanı-2
T4 düşük TSH yüksek ise kalıcı konjenital hipotiroidi
T4 ve TSH normal ise geçici konjenital hipotiroidi tanısı konulur*
* Geçici KH tanısı konulan hastalar izlenmelidir.
Sonuç Tarama sonuçlarının değerlendirilmesi Hastaların tanısı, tedavisi ve izlemi
pediatrik endokrinologlar tarafından
ya da endokrinolog konsültanlığında
yürütülmelidir.
FENİLKETONÜRİ
Fenilketonüri nedir?
Otozomal resesif geçişli metabolik bir hastalıktır
Proteinli gıdalarda bulunan fenilalanin
isimli aminoasid fenilalanin hidroksilaz enzimi eksikliği nedeniyle karaciğerde metabolize edilemez.
Fenilalanin ve metabolitleri kan ve dokularda birikir
Çocuğun gelişmekte olan beynini harap ederek ileri derecede zihinsel özürlü olmasına neden olur
Klinik Özellikler 1 Tarama yapılan bölgelerde hastalık
bulguları gelişmeden tanınır Hayatın ilk birkaç ayında sağlıklı
bebeklerden ayırt edilemezler Tedavi edilmezse çocuklarda 5.-6.
aylardan sonra zekadaki gerilemebelirgin hale gelir.
Tedavi edilmeyen vakalarda ilk bir yıl içinde 50IQ’luk bir puan kaybı olur.
Klinik özellikler 2
Akranlarından farklı olarak oturma, yürüme ve konuşma gibi becerileri kazanamazlar
Beyin gelişimleri normal olmadığı için başları küçük kalır
FKU’li çocukların % 60’ında açık saç rengi, açık göz rengi, açık cilt rengi ile
karakterize görünümü vardır
Klinik özellikler 3
Ekzema benzeri cilt lezyonları (%20-40) Bebeğin idrarında, idrar veya ter ile ıslanmış çamaşırlarında küf kokusu
Klinik özellikler 4
Konvülsiyonlar ( ¼ vakada) % 80 oranında EEG
anormalliği Vakaların 1/3’ünde serebral
palsy benzeri semptomlar spastisite, DTR’lerde artış, tonus artışı
İçe kapanık veya saldırgan davranışlar
Hiperaktivite, amaçsız hareketler, ritmik sallanma, stereotipi, tremor
Genetik Otozomal resesif geçişli 12 (q22-24.1).kromozomda Hastalık çekinik genle
taşındığından, hastalığın ortaya çıkması için anne ve babanın taşıyıcı olması gereklidir.
Taşıyıcı olduğu bilinen çiftin her bebeğinde hastalığın görülme olasılığı % 25 dir.
Taşıyıcılarda herhangi bir klinik bulgu yoktur
Fenilketonüri taşıyıcılığını saptamaya yönelik bir test yoktur.
Türkiye FKU hastalığının en sık görüldüğü
ülkelerden biridir!
Amerika ve Avrupa’da 1 / 10.000- 30.000
Türkiye’de; 1 / 4500
FKU hangi sıklıkta
gözlenir?
Her yıl ülkemizde tahminen 300 çocuk FKU’li olarak doğmaktadır
Türkiye’de her 100 kisiden 4’ü FKU taşıyıcısı durumundadır
Her 20-25 kişiden birinin hastalığı taşıyor olması ve ülkemizde akraba evliliklerinin yüksek oranda (~%22) yapılması
FKU’lu hastaların ailelerinde akraba evliliği oranı ~% 70
Türkiye’de neden sık gözleniyor?
Tanı nasıl koyulur?
Klinik bulgular Laboratuvar testleri
Fe3Cl testi İdrar kan amino asit analizi Kantitatif fenilalanin ölçümü
Tarama testleriHayatın ilk 15 günü içinde bebek en az 24 saat, ideali 48-72 saat beslendikten sonra özel bir filtre kâğıdına topuktan alınan ‘’2 damla kan’’ teşhis için yeterlidir
Tarama testi süpheli bulunanbebekler merkeze davet edilir.
Kontrol testlerle hastalıkkesinleştirilir
Prenatal Tanı FKU’li çocuğu olan anne-
babadaki genetik defekt saptanmış ise ailenin bir sonraki çocuğunun hasta olup olmadığı anne karnında saptanabilir.
Genetik bozukluğun hangisi olduğu saptanmamış ise anne karnında tanı uygulanamaz.
TEDAVİ ?
Uygun ‘’DİYET TEDAVİSİ’’ ile zekageriliği önlenebilir
Tedavide genel ilke;
Besinlerle alınan fenilalanin miktarınıazaltarak kandaki fenilalanin düzeyininormal sınırlar içinde tutmak,
Enerji, protein, yağ, vitamin ve mineral ihtiyaçlarının karşılanması,
Büyüme ve gelişmenin sağlanmasıdır.
Özel ürünlerle hastaya besin çeşitliliği sağlanması,
Tedavi
Kan fenilalanin düzeyleri; 0-12 yaş arası 2-6 mg/dl, 12 yaşından sonra 2-11 mg/dl, FKU’li hastanın gebeliği süresince
ise 2-4 mg/dl değerleri arasında
Tedaviye ne zaman başlamalı?
Bebeğin bedensel ve zihinsel gelişiminin normal olabilmesi için doğduktan sonra ilk haftalar içinde veya en geç doğumdan sonraki ilk 2-3 ay içinde, diyet tedavisine başlanmalıdır
Tedaviye mümkün olduğunca erken başlanması zihinsel performansı olumlu etkileyecektir. İlk hafta tedaviye başlanan vakalar ile yaşamın ilk ayı içinde ama 2, 3, 4'ncü haftalarda tedaviye başlanan vakalar arasında, hepsi normal sınırlar içinde olsa bile zeka performansında farklılıklar gösterilmiştir.
Tedaviye ne kadar devam etmeli?
Tedaviye yaşam boyu devam edilmeli
Yenidoğan döneminde diyet tedavisi
başlanmış fenilketonürili hastalar
yetişkin çağda diyeti bıraktıklarında
algılamada güçlük, dikkat azalması ve
okul başarısında azalma gözlenir
Anne sütü ?
FENİLALANİN İÇERİR
KONTROLSÜZ ANNE SÜTÜ VERİLİRSE
BEYİN HASARI
ANNE SÜTÜ
DOKTOR VE DİYET UZMANI KONTROLÜNDE VERİLMELİDİR.
DOKTOR VE DİYET UZMANI KONTROLÜNDE VERİLMELİDİR.
Fenilketonüri Tarama Programı
1965 yılında Amerika’da New York’da tüm yenidoğanlara Gutrie testi ile tarama zorunlu hale getirilmiş
Yurdumuzda ilk olarak 1983 yılında Ankara’da bir çalışmada fenilketonürinin sıklığının yüksek olduğu saptanmış
1987 yılında Sağlık Bakanlığı’nın organizasyonu ile ilk olarak 36, ardından tüm illeri kapsayacak bir yenidoğan tarama programı başlanmıştır
Ankara, İstanbul, İzmir, Sivas Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Beslenme ve
Metabolizma Ünitesince yürütülen 74 ile ait “Fenilketonüri Taraması” son 5 yıl sonuçları
2002 yılı 791. 126 kan örneği 84 vaka 2003 yılı 804. 357 kan örneği 101 vaka 2004 yılı 843.279 kan örneği 96 vaka 2005 yılı 863.422 kan örneği 179 vaka 2006 yılı* 865.390 kan örneği 158 vaka
*İlk 9 ay
Hastalığın "Ulusal Fenilketonüri Taraması" kapsamında ülkemizde doğum hizmeti veren tüm sağlık kuruluşlarında taranması zorunludur.
Ancak ülkemizde evde doğumlar hâlâ yüksek sıklıkta yapıldığı için (ülkemizde bebeklerin %40’ı evde doğmaktadır.), Sağlık Ocakları ve Ana-Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Merkezlerinde de evde doğan bu bebeklerin taranabilmesi için uygulanmaktadır.
Neonatal Tarama Programı
Bakanlığımız tarafından tüm Türkiye genelinde uygulanacak Neonatal Tarama Programı ile, tüm yenidoğanların Konjenital Hipotiroidi ve Fenilketonüri yönünden taranacaktır.
Bu sayede; Oluşacak zeka geriliği, beyin hasarlarının
engellenmesi Topluma getirdiği yükün önlenmesi Akraba evliliklerinin azaltılması konusunda
toplum bilincinin artırılması
Tanı konan bebeklerde bu hastalıklar nedeniyle oluşacak hastalıkları önlemek amacıyla uygun tedavinin başlanması sağlanacak,
Böylece belli bir zeka seviyelerine ulaşması amaçlanmaktadır.
Neonatal Tarama Programında Kan Alınma Zamanı
Yeni doğan taraması için kan örneği ideal olarak, doğumdan sonraki 3 -5 günlerde alınmalıdır.
Fenilketonüri taraması için bebeğin en az 24 saat beslenmiş olması gerekir.
Ancak mümkün olduğunca çok sayıda bebeğe ulaşabilmek için sağlık kurumlarında doğan bebeklerin sağlık kurumunu terk ettiği son anda örneği alınmaya çalışılmalıdır.
Daha sonra mutlaka hastane personeli tarafından hastaya ilk hafta içinde en yakın sağlık merkezine (Sağlık Ocağı, AÇSAP Merkezi) başvurarak yeni kan örneği aldırması gerektiği söylenmelidir.
Yenidoğan servislerinde yatırılarak izlenen hasta bebeklerin nakli söz konusu olduğunda, bebek gönderilmeden önce hiç beslenmemiş bile olsa mutlaka tarama için topuk kanı örneği alınması ve örnek alındığının hastaneden verilen çıkış özetinde belirtilmesi gerekmektedir.
Birinci Basamak (Sağlık Ocağı ve AÇSAP Merkezi) hizmetlerinden faydalanmak üzere gelen her yeni doğan bebek daha önce hastaneden topuk kanı alınıp alınmadığına bakılmadan tekrar topuk kanı alınmalıdır.
Bebeğe kan değişimi yapılacaksa değişim yapılmadan önce ve yapıldıktan sonra, 48 -72 saat beslenmeyi takiben kan alınmalı ve bu durum guthrie kağıdı ile birlikte olan bilgi formunda belirtilmelidir
Bebeğe antibiyotik veriliyorsa, bebek prematür ise kan alma kağıdına ekli bilgi formunda belirtilmelidir.
Kan Alma Bölgesi
Bebeğin topuğu steril bir lanset ile derinliği 2.5 mm’den daha derin olmayacak biçimde delinir. Delme işlemi için topuğun plantar yüzünün mediyal ve lateral dış kenarları kullanılır.
Kan Alma İşleminden Önce
Numune alınması için kullanılacak Guthrie kağıdı üzerinde bulunan formda yer alan bilgiler tam ve eksiksiz olarak doldurulmalıdır. Çoğul bebeklerde (ikiz, üçüz vb) kaçıncı bebek olduğu formun üzerine yazılmalıdır. Formlar, elle, okunaklı olarak ve tükenmez kalem ile doldurulmalıdır.
Kan alma işlemi; Kan akışını arttırmak
için, kan alınan bölge ılık bir havlu veya avuç içi ile ısıtılabilir. Aynı şekilde, bebeğin bacağını kalp seviyesinin altında tutmak venöz kan akışını arttıracaktır.
Kan alma işlemi;
Kan almadan önce deri % 70’lik isopropyl alkol ile temizlenmeli, daha sonra kuruması beklenmeli veya steril bir gazlı bez ile kurulanmalıdır.
Kan alma işlemi; Kan alma işlemi her bebek için tek bir
steril lanset kullanılarak yapılmalı İlk kan damlası silinmelidir. Daha sonra, Guthrie kağıdının tek yüzüne ve işaretli alanın tamamını kaplayacak şekilde kan örneği alınmalıdır. Kan alma kağıdının her iki yüzünden de eşit büyüklükte kan lekesi izlenecek şekilde kan örneği alınmalıdır. Bu şekilde her dört işaretli alan doldurulmalıdır.
Kan alımı sırasında, kan alma kağıdının bastırılmamalıdır. Kanın hemoliz olmaması veya doku sıvısıyla dilüe olmaması (seyrelmemesi) için topuk sağılmamalı veya aşırı derecede sıkılmamalıdır.
Tüm topuk kanı örnekleri 4’lü daire içeren standart kan örneği kağıdına alınacaktır. Şüpheli durumlarda alınacak tekrar kan örnekleri de aynı kurala tabidir.
Kan Alındıktan Sonra Kan alındıktan sonra, Guthrie kağıdı
üzerindeki kan damlalarına dokunulmamalı, birbirleri ya da ıslak yüzeylerle temas ettirilmemeli ve kan diğer yerlere bulaştırılmamalıdır.
Kan alındıktan sonra kuruması için oda sıcaklığında (18-22°C) 2-3 saat bekletilmelidir. Bu esnada kan damlasının doğrudan ısı ve ışık ile teması engellenmelidir.
Örnek kuruduktan sonra nem almayacak şekilde zarf içine konularak il müdürlüğüne ulaştırılana kadar kurumdaki aşı için kullanılan buzdolabında kutu içinde bekletilmelidir. Aşı soğuk zincirinin kırılmaması için aşı dolabının kapağı bu amaçla günde bir kez açılmalıdır.
NEONATAL TARAMA PROGRAMINDAKAN ÖRNEĞİ TOPLAMA VE GÖNDERİLMESİ
İldeki tüm sağlık kurumlarından alınan kan örnekleri en geç her hafta CUMA mesai bitimine kadar İl Sağlık Müdürlüğü AÇSAP Şubesine teslim edilecektir.
Bu süre içinde nakil yapılamayacaksa örnekler, nakil sağlanana kadar 2-8 °C’ de buzdolabında kağıt-plastik zarf veya kapalı bir kutu içinde bekletilmelidir.
Örneklerin konulduğu zarfların su geçirmeyecek ve kolayca yırtılmayacak olmasına dikkat edilmesi gerekmektedir.
Nakil sırasında soğuk zincir uygulamasına gerek yoktur.
AÇSAP Şubesi tarafından kanlar İstanbul Hıfzıssıhha Merkezine iletilecektir.
Konjenital Hipotiroidi İçin Sonuçların Değerlendirilmesil
TARAMA LABORATUARI
<20 mlU/L >20 mlU/L
NORMAL
DOĞRULAMA (FLORESAN POLARİZASYON)
PEDİATRİ ENDOKRİNOLOJİ
KLİNİĞİNE SEVK**
<20 mlU/L 20 ve üzeri mlU/L
İLDEKİ UYGUN LAB. DA SERUM
T4 VE TSH BAKILMASI*
YETERLİ KAN ÖRNEĞİ
DANIŞMAN UZMAN HEKİM
İLK KAN ÖRNEĞİ
YETERSİZ KAN ÖRNEĞİ
KAN ÖRNEĞİ TEKRARI
<20 mlU/L >20 -50 mlU/L >50 mlU/L
TEKRAR TOPUK KANI
ŞÜPHELİ (SINIRDA NEGATİF / POZİTİF VEYA POZİTİF)
NORMAL (NEGATİF)
DOĞRULAMA (TANDEM MS)
PEDİATRİ BESLENME VE
METABOLİZMA KLİNİĞİNE
SEVK*
NORMAL HASTA
TARAMA LABO RATUARI
YETERLİ KAN ÖRNEĞİ
İLK KAN ÖRNEĞİ
YETERSİZ KAN ÖRNEĞİ
KAN ÖRNEĞİ TEKRARI
KAN ÖRNEĞİ TEKRARI
Fenilketonüri İçin Sonuçların Değerlendirilmesi
Sağlık Evi
Sağlık Ocağı
2.Ve 3. Basamak Doğum Hastaneleri
Özel Hastaneler
Kapiller Kan Örneği
Hıfzısıhha Merkezi(Ank.veya İst.)
Sonuçlar
Tanı konan vakalar
Sağlıklı yenidoğanlar
Aileler
Tedavi
Uzmanlaşmış Pediatri Departmanları
Değerlendirme ve İzlem
Dernek ve Vakıflar
Ulusal Yenidoğan Tarama Komitesi
Sağlık Bakanlığı
İl Sağlık Müd. AÇSAP Şb.
TEŞEKKÜRLER