1
Yayın Tarihi : 08.04.2004 Sayfa : 2 r e PoweH'ın Konuşması ve Anlamı... Türkiye'yi kolay kolay bir İslam devleti yapamazlar. Çünkü Türkiye'nin özgürlükler yolunda, hukuk devletini kurma yolunda 150 yıllık geçmişi ve savaşımı var. Osmanlı Imparatorluğu'nda başlayan, I. ve II. Meşrutiyet'ten gelen birikimler var. 1876'da I. Meşrutiyet Anayasası'nın yapılışı, Abdülhamit döneminin uzun baskı yönetimine direniş, tekrar II. Meşrutiyet'in kazanımı kolay olmadı. Mithat Paşa'lar, Ziya Paşa'lar, Namık Kemal'ler zindanlarda çürüdü, yaşamlannı yitirdiler. Dr. Alev COŞKUN Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Öğretim Cyesi üıkiyehakkın lüman olan, fakat anaya yapması, Tann'nın kela T da "fslam Cumhuriye ti", "ıhmb Is lamdemokra ssrgibı nitelemelerkımı Amerikalar tarafindan öte den ben yapılmaktadır. Bu açıklamalara fazla önem verilmiyordu. Ama ABD Dışişleri Bakanı CoünPö weü, Türkiye"yı bir "Isla mi Cumhumet" olara ni teleyince, üzerinde ciddi yetle durulması gereken bir konu ortaya çıktı. Po well ne dedi, önce ona ba kalım. Alman ZDF kanalında, geçen hafta yapılan röpor tajda Povvell 'a şu soru so ruldu: "Amerika savaşı kay betti mi? Çünkü görülü vor ki serbest seçimden sonra Irak İslanıi bir eum hum et olacak mollalar başına gelecek." Povvell'ın cevabı: Ha\Tr,ABDka>t)eüne di Irak'ta da diğer tslam cumhumederindeki, Tür kiye ve Pakistan'daki gibi bir tslam cumhurryeti ola cak Ancak bu bir anaya sal çerçevede olacak ve şe riat hukuku, Kuran huku ku yasabnn temel kaynak larîndan biri olacak" Bu konuşmada birçok kavram bırbirinin içine gir miş bulunuyor. Önce bun lan aynştıralım. Halkının çoğuniuğu nun Müslüman olduğu ül ke; Islami cumhuriyet; Şeriat hukuku, Kuran hukuku; Laik cumhuriyet ve la ik demokrasi. Bu kavramlar birbiriyle uyuşmazlar. Islami cumhu riyet başka bir modeldir. Halkının çoğunluğu Müs sal kurumlan laikJik ilke sine uyan cumhuriyet da ha başka birolgudur. Bun lar birbirine zıt siyasal mo dellerdir. Pakistan, Afganistan ve İran, Islam cumhuriyetleri dir. Bu husus anayasalann da açıkça belirtilmektedir. Cstelık Pakistan'da askeri bir yönetim egemendir. Türkiye ise anayasası nın 2. maddesinde belirtil diği gıbi "Laikdemokra tik sosyal bir hukuk dev ktidr". Anayasasında Tür kiye'nin dinüıi belirtenhiç bir madde yoktur. Türki ye'nin hukuk sistemi çağ daştır, temeli Avrupa hu kukuna dayanır. Türk hu kuk sisteminde şeriat hu kukuna atıf (gönderme) yoktur. Üstelık Türkiye 80 yıl önce 3 Mart 1924'telsla mın en üst kurumu olan halifelik makamını birya sa ile kaldırmıştır. Türki ye, anayasasını ve tüm ya salannı aklın ürünü olan çagdaş hukuk kurallanna dayamış bir devlettır. Genelkurmav 2. Başka Orgeneral üker Baş buğ'un Washington'da çok doğru olarak belirttiğı gi bi, "Hem laik deviet hem dc ıfamh ya da ıhmsc tslam devleti bir arada olamaz" Çünkü böyle bir husus, ge rek toplumbilim, gerekse siyaset bilimi kurallanna ve oluşumlanna aykındır. Çünkü: Şeriat kanunlan kut sal kitap Kuranıkerim'den çıkar ve Kuranıkerim Al lah'ınkelamıdır. Kuran'a ve şeriat kural lanna dayalı Islam devle tinde insan aklının üretti ği laik yasalargeçerli ola maz. Insanın yeni yasalar LLER YARATIR ır\hiç bitmez! mına karşı gelmek olaca ğından, çelişki ortaya çıkar. Böyle bir durumda şe riat kurallanna dayalı bir demokrasinin kurulması olanaksızdır. Bunlann hep sini birkefeye koymak ise karmaşa çelışkiler ve zıt lıklar yaratır. Laiklik olmadan gerçek demokrasi kurulamaz. La iklik olmadan İran'da, Af ganistan'da olduğu gibi ts lam cumhunyeti olabilir. Ama laikJik olmadan ger çek demokrasi olmaz. Çünkü laiklik demokrasi nin olmazsa olmaz ön ko şuludur. Irak'a demokrasi getir mek isteyen ABD'li yetkı lilere anımsatalım ki de mokrasi bir gecede oluşu verecek, patates tarlasında yetişebilecek bir kavram değildir. Karanlık ortaçağ tşte bu nedenle karanlık ortaçağ da Avrupa'da kut sal kitabın kurallan geçer li olduğu için demokrasi yoktu. Kral ile kilise bir leşmişti. Kral, gücünü kut sal kitaptan alıyordu ve krala karşı çıkmak, kutsal kitaba karşı gelmekti. Işte bu nedenle Avrupa 300 yıl süren büyük uğ raşlar ve oluk oluk kan dökmek pahasına, aydın lanma sürecinden de geçe rek ve sonunda devlet ile dini birbirinden ayırarak önce cumhuriyet yöneti mine, sonra 100 yıl daha savaşarak demokrasiye ge çebildi. Özetle, egemen liğin halka verilmesi, de mokrasinin kurulması, din devletine karşı verilen sa vaşla gerçekleşti. Din ve din devleti başkadır, de mokrasi başkadır. Birbiri ile kayrraşıp uyuşamazlar. Bütün bunlan ABD şişleri Bakanlığı bilmez mi? Kuşkusuz çok iyi bi lir ya da bilmesi gerekir. Öyleyse neden böyle ko nuşuyorlar? Bu durum, ABD'nin yıllardır uygu ladığı politikanın yeni ver siyonudur. Islam, ABD için Ortadoğu'da daima bir politika aracı olarak kulla nıhnak istenmiştir. Örne ğin Soğuk SaN'aş dönemin de Washington, Sovyetler Birliği'ni, "Yeşil Kuşak" kuramı ile çembere almak istediğinde Islam cumhu riyetleri tezini ortaya at mıştı. (Pakistan, Afganis tan, Bangladeş, Iran ve so nunda Türkiye Islam cum huriyetleri yaratılmak iste niyordu.) Afganistan'ın Taliban'ı, Vahabiliğin de El Kaide örgütünü üstlendi ği ve bunlara ,\BD tarafin dan her türlü desteğin \e rildiği bugün artık herkes tarafindan biliniyor. Son olarak, Büyük Or tadoğuProjesi(BOP)adı venlen yeni bir politika ile karşı karşıyayız. Bu proje de Türkiye'ye önemli rol veriliyor. Türkiye'nin 80 yülık laik cumhuriyet ve 50 yıllık demokrasi deneyi minden laiklik ilkesi so yutlanarak model üretil mektedir. Bu modelde toplumun çoğunluğunun Müslüman olmasına \ r urgu yapılmak ta, Türkiye ılımlı bir Is lam demokrasisi (mode rate İslam) olarak öne çı kanlmak istenmektedir. Yukanda belirtildiği gi bi, aslında bu politika ye ni değildir. En az 10 yıllık bir geçmişi var. Prof. Sa muei Huntington, Rkhard Perle, Graham Fuller bu modelin öne çıkan kuram cılandır. Uzun yıllar CIA görev lisi olarak Türkiye'de bu lunmuş olan Graham Ful ler, "TürknegeçmişteOr tadoğu için bir modeldi. bugün de olmava de>am edrvor. Hele demokrasi ile İslanıı bir arada j aşatabi lecek bir formül bulursa İran ve Arap dünyasına büyük bir entelektüel ön cülük yapmış olacak" di ye dâhiyane fıkirler ıleri ye sürmüştü. (Cumhuri yet. 28.2.1990) Amerika 'nın ünlü sosyal bilımcisi, Hanard Üniver sitesi Stratejik Araştırma lar Enstitüsü Müdürü Prof. Samuel Huntington, 1997'de Türkiye'ye geldi, bir dizi konferans vererek ABD'nin yeni Ortadoğu modelini ve bu modelde Türkiye'ye nasıl bir rol bi çildiğini anlattı. Huntıng ton'un sözlerini anımsa yalım: "Türkiye, Avnıpa ile As ya. tslam ile laiklik arası nda bölünmüş bir ülke. Eğer Türki\« Baüh bir ül ke otana tsranndan vazge çer, modernleşme \e de mokrasinin bir İslam ül kesinde de nıümkün ol duğunu gösterme> e daha çok ağırhkvçrirse, İslama büyük bir model olur. yük bir katkı olur" deme dimi?(l). Bunlar, Powell'ın ko nuşmasına ve ABD'nin bu konuda süregelen politi kasına açıklık getinyor. Powell ne gaf yapmıştır. Ne de "sürçüfisan"etmiş tir. Povvell, ABD Dışişle ri Bakanlığı'na egemen olan politikayı ve modeli açıklamıştır. Ama Türkiye'yi kolay kolay bir Islam devleti ya pamazlar. Çünkü Türki ye'nin özgürlükler yolun da, hukuk devletini kur ma yolunda 150 yıllık geç mişi ve savaş,ımı var. Os maniı İmparatorluğu'nda başlayan, I. ve II. Meşru tiyet'ten gelen birikimler var. 1876'da I. Meşrutiyet Anayasası 'nın yapılışı. Ab dülhamit döneminin uzun baskj yönetimine direniş, tekrar II. Meşrutiyefin ka zanımı kolay olmadı. Mit hat Paşa'lar, Ziya Paşa'lar, Namık Kemal'ler zindan larda çürüdü, yaşamlannı yitirdiler... " Hele 1923 1938 yıllan arasında, Atatürk'ün li derliğinde geçirdiğimiz görkemli aydınlanma dö nemimiz nasıl unutulur. Atatürk Türkiye 'si kolay kolay geriye döndürüle meyecektir. Kim ısterse is tesin Türkiye'de bir tslam cumhuriyeti kurulmaya caktır. Çünkü, suyun akı şı tersine döndürülemez. Gerek sosyal bilimler, gerekse siyaset bilimi bu nu böyle söylüyor. Çünkü 80 yıldır modern Türki ye'de çağdaş yaşam sürü yor. Kadınlar, yaşamın her alanına etkin olarak katı lıyorlar Çağdaşlaşmayı özümsemiş büyük birkit le var. Bu kitleyi alıp ne oldu ğu belirsiz olan "İslami cumhurivet" ya da "tsla mi demokrasi" yönetim lerine genye döndüremez siniz. Amenkalı yetkililere şa şınyorum. Neden ABD'de yaşayan, ABD üniversite lerinde ders veren, toplum bilimci, tarihçi, Arap ve Ortadoğu sosyal ve siya set bilimcileriyle bu ko nuda konuşmuyorlar? Türkiye'nin yolundan neden dönmeyeceğinı öğ renmek istiyorlarsa uzun incelemelere gerek yok. ABD'deki üniversiteler de ders veren Prof. Dr. Stanford Shon'un 'His tor\ of Ottoman Empire and Modern Turke>\ yi ne aynı profesörün 6 cilt lik 'From Empire To Re pubüc'; Prof Bernard Le wis'in 'The Emergenceof Modern Turkey'; Prof. Fe ruz Ahmad'ın 'The Tur kish Experiment in De mocracy' ve IVijazi Ber kes'in 'The Devetopment of Secularizm in Turkey' adlı, üstelik lngilizce ya zılmış yapıtlanna bakabi lırler. Biz laik cumhuriyeti ço ğulcu, sosyal adalete ve hukukun üstünlüğüne da yalı demokrasiyi yolda bul madık. (1) Alev Coşkun, Sepette ki Laleler, Cumhurivet Ya vını, 1997, s. 15 Orijinal Boyut : 20 * 36 cm

OLAYLAR VE GORUÞLER EVET/HAYIR PoweH'ýn ...alevcoskun.com/files/2004/2004-5.pdfDr. Alev COÞKUN Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Öðretim Cyesi T üýkiyehakkýn- lüman olan, fakat

  • Upload
    lamminh

  • View
    229

  • Download
    5

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: OLAYLAR VE GORUÞLER EVET/HAYIR PoweH'ýn ...alevcoskun.com/files/2004/2004-5.pdfDr. Alev COÞKUN Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Öðretim Cyesi T üýkiyehakkýn- lüman olan, fakat

Yayın Tarihi : 08.04.2004Sayfa : 2

SAYFA CUMHURİYET 8 NİSAN 2004 PERŞEMBE

OLAYLAR VE GORUŞLER

EVET/HAYIROKTAY AKBAL

Evet mi, Hayır mı?"Evefdemek birsonjmluluğu yüklenmektir. "Ha-

yır" demekdeöyle!..Kırk yıldır bu köşenin adı "Evet-Hayır"... Soranlar

oldu, hatta suçlayanlar oldu.. Kimi zaman evet, kimizaman hayır diyeyanıtlamak birçeşit, zamanazemi-ne uymak sayjlmaz mı? işine gelirse evet, işine gel-mezse hayır!

Oysa, belli bir kişiliğin yansımasıdır, konuya göreevetyadahayırdiyebilmek... Ben böyle yorumladım.Yıllarca da bu tutumu sürdürdüm. Evet ya da hayırdemenin sorumluluğunu bilerek, okurfanma da evetya da hayır denecek anlan iyi seçmeleri gerektiğiniduyurarak...

Bir de "belki" var! 0 da olur, bu da olur anlamın-da..Haninederter,siyahvarbeyazvarbirdegrivar...Gricileri hiç sevmemişimdir, Kaypak bulmuşumdur.Kaçamak arayanlardır, sorumluluk almak istemeyen-lerdir boyleleri! Bir kesişme noktasındasındır, önün-de iki yol var, hangisini seçeceksin, ya birini ya öte-kini.. Verkarannı, verebilirsen!..

Zordur, tehlikelidir, başını dertlere sokmaktır yan-lış bir yanıt vermek. Evet, doğrudur yaptığınız, bensizin yanınızdayım... Ya da hayır, bu iş yanlış, destek-lenemez diye direnmek...

Herkes evet derken, sen niye hayır diye karşı çıkı-yorsun? Kaç kez yaptın bunu? Olamaz dedin, yan-lış dedin. Anayasayı lüks buldular, aftüst ettiler, so-nundatümüyledeğıştirdiler. Oylamanı istediler, "ha-yır" dedin, mahkemeler, hapisJikleryaşadın... YÖK ku-ruldu "hayır" dedin. yalnız kaldın. Deniz BaykalCHP'yiyanlışlıklarasürüklediğinde "hayır" dedin. Bu"hayırlardan hiç vazgeçmedin...

Şimdi bir dört yol ağzındasın. Dün "hayır" dedik-lerinebugün "evet"diyorsun. "Aman anayasaya do-kunmayın, yenisi daha beter olacak. Aman YÖK'edokunmayın, yenisiniyapanlaragüvenimyok".. Şim-di de CHP'de Baykal'ı savunacak durumdasın: Yinede o kalsm, ABD'nin bir yandaşı, daha önce Ecevit'i,Cem'i DSP'yi, YTP'yi perişan eden bir kişi CHP'ninbaşına geçmesin diyorsun! Dün yanlış, zararlı buldu-ğun tutumları bugün korumak gerekliliğini duyuyor-sun. ABD'yi yönetenlerin Türkiye'yi "Islam cumhuri-yeti" saydığı günleri yaşıyoruz. Ülkeyi de zaten gidegide bir Islam cumhuriyeti haline getirmek isteyenleryönetmiyor mu?

Kıbns Adası'nda birkaç gün sonra bir halkoylama-sı yapılacak. Kimsenin bilmediği, okumadığı AnnanPlanı'na K/bns halkı evet mi, hayır mı demeye çağrı-lacak. Evet demenin neler getireceğini değil de ne-ler götüreceğini bir düşünmemeli mi? Kıbns'ın birRum adası olacağını önceden görmemeli mi? "Ha-yır"\n hangi açılardan yararlı olacağını!..

Birdeulusaionurvar... Bağnaz bir tutum değil, ulu-sal duyguyu bir yana itmek... Yetmiş milyonluk birhal-kız. Daha önceleri yanmış yıkılmış, askeri, silahı elin-den alınmış bu ulus, bu halk, 'hayır' diyerek tam ba-ğımsızlığmı dünyaya kabul ettirmedi mi?

öyleyse, bugün niye bu ezilme, korkma, yenilme,teslim olma durumu? Niye 'hayır' diyerek onurunu,kişiliğini kurtarmama?..

PoweH'ın Konuşması ve Anlamı...Türkiye'yi kolay kolay bir İslam devleti yapamazlar. ÇünküTürkiye'nin özgürlükler yolunda, hukuk devletini kurma yolunda150 yıllık geçmişi ve savaşımı var. Osmanlı Imparatorluğu'ndabaşlayan, I. ve II. Meşrutiyet'ten gelen birikimler var. 1876'da I.Meşrutiyet Anayasası'nın yapılışı, Abdülhamit döneminin uzunbaskı yönetimine direniş, tekrar II. Meşrutiyet'in kazanımı kolayolmadı. Mithat Paşa'lar, Ziya Paşa'lar, Namık Kemal'ler zindanlardaçürüdü, yaşamlannı yitirdiler.

Dr. Alev C O Ş K U N Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Öğretim Cyesiüıkiyehakkın- lüman olan, fakat anaya- yapması, Tann'nın kela-

T

İDİL ERDALaramıza hoşgeldin

Kelime-GültekinERDAL

22 Mart 2004

da "fslamCumhuriye-ti", "ıhmb Is-lamdemokra-

ssrgibı nitelemelerkımıAmerikalar tarafindan öte-den ben yapılmaktadır. Buaçıklamalara fazla önemverilmiyordu. Ama ABDDışişleri Bakanı CoünPö-weü, Türkiye"yı bir "Isla-mi Cumhumet" olara ni-teleyince, üzerinde ciddi-yetle durulması gerekenbir konu ortaya çıktı. Po-well ne dedi, önce ona ba-kalım.

Alman ZDF kanalında,geçen hafta yapılan röpor-tajda Povvell 'a şu soru so-ruldu:

- "Amerika savaşı kay-betti mi? Çünkü görülü-vor ki serbest seçimdensonra Irak İslanıi bir eum-hum et olacak mollalar iş-başına gelecek."

Povvell'ın cevabı:-Ha\Tr,ABDka>t)eüne-

di Irak'ta da diğer tslamcumhumederindeki, Tür-kiye ve Pakistan'daki gibibir tslam cumhurryeti ola-cak Ancak bu bir anaya-sal çerçevede olacak ve şe-riat hukuku, Kuran huku-ku yasabnn temel kaynak-larîndan biri olacak"

Bu konuşmada birçokkavram bırbirinin içine gir-miş bulunuyor. Önce bun-lan aynştıralım.

- Halkının çoğuniuğu-nun Müslüman olduğu ül-ke;

- Islami cumhuriyet;- Şeriat hukuku, Kuran

hukuku;- Laik cumhuriyet ve la-

ik demokrasi.Bu kavramlar birbiriyle

uyuşmazlar. Islami cumhu-riyet başka bir modeldir.Halkının çoğunluğu Müs-

sal kurumlan laikJik ilke-sine uyan cumhuriyet da-ha başka birolgudur. Bun-lar birbirine zıt siyasal mo-dellerdir.

Pakistan, Afganistan veİran, Islam cumhuriyetleri-dir. Bu husus anayasalann-da açıkça belirtilmektedir.Cstelık Pakistan'da askeribir yönetim egemendir.

Türkiye ise anayasası-nın 2. maddesinde belirtil-diği gıbi "Laikdemokra-tik sosyal bir hukuk dev-ktidr". Anayasasında Tür-kiye'nin dinüıi belirtenhiç-bir madde yoktur. Türki-ye'nin hukuk sistemi çağ-daştır, temeli Avrupa hu-kukuna dayanır. Türk hu-kuk sisteminde şeriat hu-kukuna atıf (gönderme)yoktur.

Üstelık Türkiye 80 yılönce 3 Mart 1924'telsla-mın en üst kurumu olanhalifelik makamını birya-sa ile kaldırmıştır. Türki-ye, anayasasını ve tüm ya-salannı aklın ürünü olançagdaş hukuk kurallannadayamış bir devlettır.

Genelkurmav 2. Başka-nı Orgeneral üker Baş-buğ'un Washington'da çokdoğru olarak belirttiğı gi-bi, "Hem laik deviet hemdc ıfamh ya da ıhmsc tslamdevleti bir arada olamaz"Çünkü böyle bir husus, ge-rek toplumbilim, gereksesiyaset bilimi kurallannave oluşumlanna aykındır.Çünkü:

- Şeriat kanunlan kut-sal kitap Kuranıkerim'dençıkar ve Kuranıkerim Al-lah'ınkelamıdır.

Kuran'a ve şeriat kural-lanna dayalı Islam devle-tinde insan aklının üretti-ği laik yasalargeçerli ola-maz. Insanın yeni yasalar

RENAULT OTOMOBILLER YARATIR

Bizde eğitır\hiç bitmez!

22tSdL kili Smislerinde çalısanher servis eferSİl|pSBffitEğitirrı Merkezi'nde (REM) düzenli olarak eğitimdengeçer. Kendi alanmda Türkiye ve Avrupa'nın en büyük eğitim komplekslerindenbiri olan REM'de, Renault servis elemanları en son teknolojik gelişmelerkonusunda eğitilirîer. Farklı uzmanltk aşamaları ve zorlu sınavları içeren bueğitim sonucunda tüm servis elemanlan aracınızın yüksek kalitesinin gerektirdiğiteknik bilgi birikimine sahip olurlar. Renault'nuza bu nitelikte serviselemanlarının bakmasını istiyorsanız siz de her zaman Renault YetkiliServislerine gelin!

R E N A U L T ' N U Z A E N İ Y İ B I Z B A K A R I Z

www.renault.com.tr

mına karşı gelmek olaca-ğından, çelişki ortaya çıkar.

Böyle bir durumda şe-riat kurallanna dayalı birdemokrasinin kurulmasıolanaksızdır. Bunlann hep-sini birkefeye koymak isekarmaşa çelışkiler ve zıt-lıklar yaratır.

Laiklik olmadan gerçekdemokrasi kurulamaz. La-iklik olmadan İran'da, Af-ganistan'da olduğu gibi ts-lam cumhunyeti olabilir.Ama laikJik olmadan ger-çek demokrasi olmaz.Çünkü laiklik demokrasi-nin olmazsa olmaz ön ko-şuludur.

Irak'a demokrasi getir-mek isteyen ABD'li yetkı-lilere anımsatalım ki de-mokrasi bir gecede oluşu-verecek, patates tarlasındayetişebilecek bir kavramdeğildir.

Karanlık ortaçağtşte bu nedenle karanlık

ortaçağ da Avrupa'da kut-sal kitabın kurallan geçer-li olduğu için demokrasiyoktu. Kral ile kilise bir-leşmişti. Kral, gücünü kut-sal kitaptan alıyordu vekrala karşı çıkmak, kutsalkitaba karşı gelmekti.

Işte bu nedenle Avrupa300 yıl süren büyük uğ-raşlar ve oluk oluk kandökmek pahasına, aydın-lanma sürecinden de geçe-rek ve sonunda devlet iledini birbirinden ayırarakönce cumhuriyet yöneti-mine, sonra 100 yıl dahasavaşarak demokrasiye ge-çebildi. Özetle, egemen-liğin halka verilmesi, de-mokrasinin kurulması, dindevletine karşı verilen sa-vaşla gerçekleşti. Din vedin devleti başkadır, de-mokrasi başkadır. Birbiriile kayrraşıp uyuşamazlar.

Bütün bunlan ABD Dı-şişleri Bakanlığı bilmezmi? Kuşkusuz çok iyi bi-lir ya da bilmesi gerekir.Öyleyse neden böyle ko-nuşuyorlar? Bu durum,ABD'nin yıllardır uygu-ladığı politikanın yeni ver-siyonudur. Islam, ABDiçin Ortadoğu'da daima birpolitika aracı olarak kulla-nıhnak istenmiştir. Örne-ğin Soğuk SaN'aş dönemin-de Washington, SovyetlerBirliği'ni, "Yeşil Kuşak"kuramı ile çembere almakistediğinde Islam cumhu-riyetleri tezini ortaya at-mıştı. (Pakistan, Afganis-

tan, Bangladeş, Iran ve so-nunda Türkiye Islam cum-huriyetleri yaratılmak iste-niyordu.) Afganistan'ınTaliban'ı, Vahabiliğin de ElKaide örgütünü üstlendi-ği ve bunlara ,\BD tarafin-dan her türlü desteğin \e-rildiği bugün artık herkestarafindan biliniyor.

Son olarak, Büyük Or-tadoğuProjesi(BOP)adıvenlen yeni bir politika ilekarşı karşıyayız. Bu proje-de Türkiye'ye önemli rolveriliyor. Türkiye'nin 80yülık laik cumhuriyet ve 50yıllık demokrasi deneyi-minden laiklik ilkesi so-yutlanarak model üretil-mektedir.

Bu modelde toplumunçoğunluğunun Müslümanolmasına \rurgu yapılmak-ta, Türkiye ılımlı bir Is-lam demokrasisi (mode-rate İslam) olarak öne çı-kanlmak istenmektedir.

Yukanda belirtildiği gi-bi, aslında bu politika ye-ni değildir. En az 10 yıllıkbir geçmişi var. Prof. Sa-muei Huntington, RkhardPerle, Graham Fuller bumodelin öne çıkan kuram-cılandır.

Uzun yıllar CIA görev-lisi olarak Türkiye'de bu-lunmuş olan Graham Ful-ler, "TürknegeçmişteOr-tadoğu için bir modeldi.bugün de olmava de>amedrvor. Hele demokrasi ileİslanıı bir arada j aşatabi-lecek bir formül bulursaİran ve Arap dünyasınabüyük bir entelektüel ön-cülük yapmış olacak" di-ye dâhiyane fıkirler ıleri-ye sürmüştü. (Cumhuri-yet. 28.2.1990)

Amerika 'nın ünlü sosyalbilımcisi, Hanard Üniver-sitesi Stratejik Araştırma-lar Enstitüsü Müdürü Prof.Samuel Huntington,1997'de Türkiye'ye geldi,bir dizi konferans vererekABD'nin yeni Ortadoğumodelini ve bu modeldeTürkiye'ye nasıl bir rol bi-çildiğini anlattı. Huntıng-ton'un sözlerini anımsa-yalım:

"Türkiye, Avnıpa ile As-ya. tslam ile laiklik arası-nda bölünmüş bir ülke.Eğer Türki\« Baüh bir ül-ke otana tsranndan vazge-çer, modernleşme \e de-mokrasinin bir İslam ül-kesinde de nıümkün ol-duğunu gösterme> e dahaçok ağırhkvçrirse, İslamabüyük bir model olur. Bü-yük bir katkı olur" deme-dimi?(l).

Bunlar, Powell'ın ko-nuşmasına ve ABD'nin bukonuda süregelen politi-kasına açıklık getinyor.Powell ne gaf yapmıştır.Ne de "sürçü fisan" etmiş-tir. Povvell, ABD Dışişle-ri Bakanlığı'na egemenolan politikayı ve modeliaçıklamıştır.

Ama Türkiye'yi kolaykolay bir Islam devleti ya-pamazlar. Çünkü Türki-ye'nin özgürlükler yolun-da, hukuk devletini kur-ma yolunda 150 yıllık geç-mişi ve savaş,ımı var. Os-maniı İmparatorluğu'ndabaşlayan, I. ve II. Meşru-tiyet'ten gelen birikimlervar. 1876'da I. MeşrutiyetAnayasası 'nın yapılışı. Ab-dülhamit döneminin uzunbaskj yönetimine direniş,tekrar II. Meşrutiyefin ka-zanımı kolay olmadı. Mit-hat Paşa'lar, Ziya Paşa'lar,Namık Kemal'ler zindan-larda çürüdü, yaşamlannıyitirdiler..." Hele 1923-1938 yıllanarasında, Atatürk'ün li-derliğinde geçirdiğimizgörkemli aydınlanma dö-nemimiz nasıl unutulur.Atatürk Türkiye 'si kolaykolay geriye döndürüle-meyecektir. Kim ısterse is-tesin Türkiye'de bir tslamcumhuriyeti kurulmaya-caktır. Çünkü, suyun akı-şı tersine döndürülemez.

Gerek sosyal bilimler,gerekse siyaset bilimi bu-nu böyle söylüyor. Çünkü80 yıldır modern Türki-ye'de çağdaş yaşam sürü-yor. Kadınlar, yaşamın heralanına etkin olarak katı-lıyorlar Çağdaşlaşmayıözümsemiş büyük birkit-le var.

Bu kitleyi alıp ne oldu-ğu belirsiz olan "İslamicumhurivet" ya da "tsla-mi demokrasi" yönetim-lerine genye döndüremez-siniz.

Amenkalı yetkililere şa-şınyorum. Neden ABD'deyaşayan, ABD üniversite-lerinde ders veren, toplum-bilimci, tarihçi, Arap veOrtadoğu sosyal ve siya-set bilimcileriyle bu ko-nuda konuşmuyorlar?

Türkiye'nin yolundanneden dönmeyeceğinı öğ-renmek istiyorlarsa uzunincelemelere gerek yok.

ABD'deki üniversiteler-de ders veren Prof. Dr.Stanford Shon'un 'His-tor\ of Ottoman Empireand Modern Turke>\ yi-ne aynı profesörün 6 cilt-lik 'From Empire To Re-pubüc'; Prof Bernard Le-wis'in 'The EmergenceofModern Turkey'; Prof. Fe-ruz Ahmad'ın 'The Tur-kish Experiment in De-mocracy' ve IVijazi Ber-kes'in 'The Devetopmentof Secularizm in Turkey'adlı, üstelik lngilizce ya-zılmış yapıtlanna bakabi-lırler.

Biz laik cumhuriyeti ço-ğulcu, sosyal adalete vehukukun üstünlüğüne da-yalı demokrasiyi yolda bul-madık.

(1) Alev Coşkun, Sepette-ki Laleler, Cumhurivet Ya-vını, 1997, s. 15

'Rumlar Kabul Etmez' Aldatmacası...

R E N A U L T Y E T K İ L İ S E R V İ S L E R İ

Fuat VEZİROĞLL Lefkoşa

A nnan planı bütün ihtilaflı nokta-lan ve binlerce sayfaya ulaşanboşluklanyla referanduma götü-

riilmek istenirken AB üyeliği Kıbns Türkhalkına bir "dma şeken" olarak sunulmuş-tu. "AB'ye girecek. zengin olacaksınız"deniliyordu. Empoze ürünü referandumtatlandınlmak suretiyle sonuç alınmakistenmişti. Şimdi yeni bir "ehna şekerTveya "haMiç" piyasaya sürülmektedir.Bunun adı "Rumlar Annanplanınıkabuletmez* aldatmacasıdır. Amerika, AvrupaBirlıği \e Rum tarafı, şimdi bu silahı kul-lanarak Kjbns Türk halkını Annan planılehine etkileme kampanyası sürdürmek-tedir.

"Rumlar nasü olsa referandumda ha-\ir di> ecek, o halde biz Türkler e et diye-lim ki düm a> a şirin gönineUm ve de dün-\a kanıuo>u baslasını Rum tarafına yönet-teüm."

Basılmakta olan hava budur.Nasıl ki sıcak savaşlarda "savaş aldat-

macalan" vardır. bu da bir "soğuk savaşaJdamıacasrdır; zaten Kıbns Türk hal-kı, Karen Fogg'un Ankara'da olduğu gün-lerden beri, içten parçalama ve kaleyi iç-ten fethetme amacına yönelik amansızbir soğuk savaşla karşı karşıyadır.

Ingiliz Dışişleri Bakanı Jack Straw.Ankara'da, "Rum tarafı referandumdahayır dediği takdirde 1 Mayıs'ta AB'yevine girer, fakat bütün ada\ı değil, sadeceGüney Kıbns'ı temsilen girer" demiştir.

Amerikan Dışişleri Bakanlığı Kıbns

Koordinatörü Thomas W'eston, "Referan-dumda hayır diyen taraf bunun bedetiniöder" yollu tehdidi, belki onuncu kez tek-rarlamış olmaktadır. Ankara'daki siyasaliktidar bu konuda kesin bir gaflet içinde-dir. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan veDışişleri Bakanı Abdullah Gül, "Rum ta-rafi referandumda havır diyecek, Türki-ye'nin sjründaki yük kaJkacak AB yoiuaralanacak KKTC'ye uygulanan ambar-golar kaJkacak belki tanınma yolu bileaçılabilecek" şeklinde bir hayal içınde-dirler. Aldatmacaya kanmayın... Annanplanının Rumlar aleyhine olduğu ve Rum-lann bunu reddedeceği yolundaki kam-panya ile Kıbns Türk halİana verilmek is-tenen mesaj şudur: "Mademki bu planRumlar alev hinedir, o halde Türklerin le-hinedir; daha ne duruyorsunuz, Denk-taş'a boş verin, bu planın üstüne aüayın."

Oysa ben ve benim kuşağım bu "fÜmi"daha önce de görmüştük. Zürih ve Lond-ra anlaşmalan imzalandığı zaman da bi-ze "Kabul edin, rahata kavuşacak, zenginolacaksınız" denılmişti. Ben o zaman 25yaşında idım. Amerikan ve Ingiliz dip-lomatlan o zaman bize ne demişse. bugünde aynı şeyi söylüyorlar.

"Refah" vaatlerinin ardından, 3 yıl son-ra, "kanhNoeT geldi. Kıbns "kangölü"oldu, 1974'te Türk askeri gelinceye kadar11 yıl boyunca o kan gölünde boğulduk.Annan planı, Türk haklan bakjmından,Zürih ve Londra'nın getirdiği 1960düzeninden bile çok daha geridedir.

PENCERESol?..

Korkut Boratav'ın dün Cumhuriyet'te çıkan ya-zısını okudunuz mu?..

Medyada egemenleşen bir propagandaya göreTürkiye ekonornisi bunalımlan geride bırakarak bü-yümektedir; 'pembe ufuklar' edebiyatı başlatıldı.

Boratav, 'IMF gözetimi altındaki Türkiye ekono-misi'nin bilançosunu yazısında sergileyerek sayı-larla gerçekleri ortaya döküyor... Kişi başına milligelir bakımından 1998 (IMF gözetimi 1999'da baş-ladı) ile 2003 yıllan arasında Türkiye yoksullaşmış-tır.

Aynı gün Güngör Uras Milliyet'teki köşesindeişsizlik belasını vurguluyordu. 2003 yılında çalışan-ların sayısında çoğalma değil azalma var. 1998'denüfusumuz 65 milyon iken çalışanların sayısı 21.9milyondu; aradan geçen sürede nüfusumuz 5 mil-yon arttı, 2003 yılında çalışanların sayısı 207 binazaldı, 21.1 milyona düştü.

Sonuç:Ulusal gelir açısından Türkiye yoksullaşıyon iş-

sizlik çoğalıyor.Ya dünyada?..Olumsuzluğa doğru tartışılamaz birdeğişim var;

Küreselleşme yoğunlaştıkça zenginler daha zen-gin, yoksullar daha yoksul oluyorlar.

•Sol sözcüğünün politikada Fransız devrimiyle

ortaya çıktığı çok yazıldı..Toprak sahibi aristokratların parlamentoda sa-

ğa, sanayileşmeyi vurgulayan burjuva temsilcile-rinin sola oturmalarıyla politikaya giren sol sözcü-ğü, zamanla emekçilerin haklarını ve felsefesinisavunanları vurgulayan birterim oldu.

Peki, gelir dağılımı gittikçe adaletsizleşen dün-yada ve Türkiye'de solun durumu ne?..

Arkadaşımız Oral Çalışlar dünkü Cumhuri-yet'te, "CHP Solcu Bir Parti mi?" başlığı altındayazdığı yazıda CHP'nin "Kıbns, AB, Kürt sorunugibi 'temel konular'da/c/ fufumu"nu sorguluyor.

Peki nerede alınteri?..Nerede sosyal adalet?..Temel ölçü bu değil mi?..Çalışlar'ın yazısını okurken düşündüm ki biz sol-

cular alınterinin Türkiye'de ve küreselleşen dünya-da hakkını savunmayı, Sovyetler 1991 'de çöktük-ten sonra iyiden iyiye unuttuk...

Solu ben şöyle tanımlıyorum:Emperyalizme karşı durmak..Alınterinden yana olmak..

•Ülkemizde sol, sosyalist, komünist partiler var;

bunlardan kimileri ikinci Cumhuriyetçi, Kemalizmekarşıt ve Kürtçülüğe göz kırpıyorlar...

Kaçoy alıyorlar?..Sol siyaset. hayatın içinde çok incelikli bir yak-

laşımın hesabını öngörür.Anadolu Kürtlerinin haklarını savunmak ve ezil-

melerine karşı çıkmak solculuktur..Ama Amerikan emperyalizminin 'bölgede kuk-

la bir Kürt devleti kurarak yoksul ülkeleri birbirinedüşürüp kırdırmaksiyasetine' karşı çıkmak da sol-culuktur..

Her ikisi de alınterinin evrensel siyasetindeki te-mel mantığın ürünüdür.

•Ülkemizde sağ ile sol üzerine bir geçiş sürecinin

kördövüşü yaşanıyor.Daha bir süre yaşanacak..Solun temel ilkesini unutmayalım..Solun özünde alınteri felsefesi odaklanmaktadır;

bunu hiç unutmayalım.

NOVITAS rurizmllkbahar Kültür Turları

Beypazarı-Gordion

Kastamonu-SafranboluAmasya-Tokat-ÇorumFrigya ÜlkesiSaraybosnaSelanik-Kavala

GAPKastamonu ve ilçeleri

Konya ve çevresi

Tel: (0 212) 251 28 08-09 Faks

17-18 Nisan

17-18 Nisan22-25 Nisan23-25 Nisan22-26 Nisan

23-25 Nisan

19-23 Mayıs27-30 Mayıs

27-30 Mayıs

: (0 212) 292 08 78e-mail: novitastanovitas.com.tr

web: www.novttas.com.tr

Cilim ve Gelecek •,ikinci sayısı bayilerde!

KAPAK DOSYASI;İnsanlık nasıl"Dünya dönuyor" diyebildi?

Kopernik Devrimi ,YAZItARIYLA:Afsar TimuçinAhmet inamAli Nahit BabaoğluAli Nesin ;

Arslan KaynardağCengiz GündoğduCem MumcuErdal AlabekGencay GürsoyHakan TanıttıranHasan AydınKaan ArslanoğluM. Halim Spatar •Metin ÖzbeltOnay SözerTeo Grünberg w>vw.bilimvegelecek.com

Genel Vayın Yönttmeni: Ender Helvocıoglu Fdıtörier: Nalân Mohseıeo - Ruken Ktzıler

Sak'zogacı Caddesi Nane Sokak 1 5/4 Beyoğlu • İSTANBULTel 0212 244 97 95

UNIX ve RM COBOLBİLEN ELEMAN

Ön muhasebe biigisine sahip Unix veRM Cobol program dilini bilen elemanaranıyor. (Logo bilgisi tercih nedenidir.)

Özgeçmişinizisistemrg cumhuriyetcom.tr'yegöndermenizi bekliyoruz.

Bağlantı telefonunuzu belirtiniz.

Orijinal Boyut : 20 * 36 cm