70
ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi AYŞEGÜL KAPTANOĞLU

ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

  • Upload
    others

  • View
    19

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp TarihiAYŞEGÜL KAPTANOĞLU

Page 2: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

ORTA ÇAĞ AVRUPA TIBBIYakındoğu ve Avrupa, ortaçağ boyunca, iki inancın temsil ettiği medeniyetleresahipti. Bunlardan biri, Doğu’da bütün bilimlere destek olan, gelişmesini teşvikeden ve antik dönem eserlerini kaybolmaktan kurtaran İslam medeniyeti25;diğeri ise Batı’da Hıristiyan medeniyetiydi.

Ortaçağın karanlık döneminde, düşünce yerine inanç, eleştiri ve tartışma yerinekörü körüne benimseme, bilgi yerine skolastik felsefe, bilim yerine din, bilimselyapıt yerine Kutsal Kitap (İncil), ulus yerine Hıristiyan topluluğu, ülke yerinekilise, hükümdar yerine papa, bu dünya yerine öbür dünya önemliydi.

İnsanlığın daima utanç duyacağı bu kapkaranlık çağı “biraz kilise, biraz teoloji,biraz engizisyon, biraz da yanmış insan eti kokar” diye niteleyenler vardır.

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 2

Page 3: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Ortaçağ’da KiliseOrtaçağ’da Kilise, Hristiyanlara şuinançları benimsetiyordu: Kilise kandökülmesinden nefret eder, o nedenleanatomi uygulamalarına ve otopsiyapılmasına karşıdır. Ölülerin dirildiğigün gövde bütünlüğü olmalıdır. Otopsiyapılırsa, dirildikleri gün parçaları biraraya gelemez... Hastalık, Tanrınıninsanlara günahlarından dolayı verdiğibir cezadır, aşı yaptırarak cezayı etkisizkılmaya çalışmak, Tanrıyı kızdırır; bunedenle aşı yaptırmamak gerekir.

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 3

Page 4: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi
Page 5: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Deride ve genellikle de boyunda görülen, lenf boğumlarının şişkinliğiyle kendini gösteren bir tüberküloz türü, yani bir tür deri veremidir.

Ortaçağda kralların gazabı olarak isimlendirilensıraca (scrofilosis= Deride ve daha çok boyundagörülen, lenf düğümlerinin şişmesiyle seyredentüberküloz türü) hastalığının kralların elinisürmesiyle geçeceğine inanıldığından, kral,yılın belli günlerinde, bir altın karşılığında elinihastaların başından çenesine ve bir kulağındandiğerine gezdirmiş (haç işareti), bir taraftan da“kral sana dokundu, Tanrı seni iyileştirecektir”demiştir.

Fransa kralı Charle’ın 1662-82 yılları arasında92 000 sıracalı hastaya elini sürdüğü rivayetedilmektedir.

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 5

Page 6: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 6

Page 7: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 7

Page 8: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Skolastik Düşünce: Ortaçağ’da Kilise’nin baskın olduğu bir dönemde Kilise’nin özgür düşünce ortamının önüne geçip tek doğrunun İncil’deki bilgilerin olduğunu savunan bir düşünce tarzıdır.

Ki artık İncil’e göre değil tamamen kendi çıkarları doğrultusunda din adamları hareket etmeye başlamış, Cennetten toprak satmak, insanların topraklarını almak için Engizisyon mahkemelerinde bir çok insan idam edilmiştir. Kilise böylelikle toplumun yeni icatlara, buluşlara engel olmuştur.

Örnek olarak Dünya’nın düz bir tepsi olduğunu, bunun tersini iddia edenleri idam etmeye çalıştığını söyleyebiliriz.

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 8

Page 9: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Orta Çağda Sağlık Hizmetleri ve Hekimlik Gerilemiştir.

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 9

Page 10: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 10

Page 11: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Roma İmparatorluğu zamanında en gelişmiş kurumlar olan hukuk ve tıp, ortaçağın başlarında devletin yıkılmasıyla ortadan kaldırılmıştır

Eskiçağa nazaran Ortaçağ tıp zihniyeti bukurumun düşünceyi baskılayan ve sekülerodakları tehdit olarak algılayan yapısısebebiyle kazanımlarını kaybetme tehlikesiylekarşılaşırken, kilise tekeline girmekten dekurtulamamıştır.

Kilisenin baskıladığı ve arka bahçesidurumunu getirdiği tıp dünyası, XI. yüzyılakadar tüm dogma ve batıl itikatlarlasarılmıştır.

Ancak bu tarihten sonra Antik çağın ve İslammedeniyetinin eserleri ve ilerlemeleri, azınlık- seküler kesimlerden oluşan hekimlertopluluğunca kiliseden gizlide olsa üzerindeçalışılmaya başlanması, Avrupa tıbbı için yenibir dönem oluşturmuştur.

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 11

Page 12: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Tıp Din Adamlarının Egemenlik Sahasına Girince Gelişme Durmuştur.

Dinin ve din adamlarının egemenliksahasına giren tıp, ortaçağ Avrupa’sında biröğrenme dalı olarak değil, iyileştiricifaaliyet olarak görülmeye ve VI. yüzyılın ilkyarısıyla birlikte Hristiyan fikirlerinde farklıve daha karmaşık bir konuma yükselmiştir.

En genel ifadeyle, hastalıklar, ortaçağdainsan hayatını etkileyen tüm kötülükler gibiinsanların düşüşünün ve dolayısıylagünahlarının bir sonucu şeklindeymiş gibikilise tarafından yorumlanırken tek çareninbu kuruma sığınmaktan geçtiğininpropagandası Avrupa’da sıkça yapılmıştır

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 12

Page 13: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Hastalık Bir CEZA

zannedilmiştir. Aziz Augustinus olarak bilinen, ünlü Hristiyandüşünür, filozof ve tanrıbilimci ilk kez “devletitanrının yeryüzündeki temsilcisi olaraktanımlarken” insanların ise dizginlemesi içinhastalıkların ceza olarak gönderildiğini aşağıdakidizelerinde açıkça beyan etmiştir.

“Bu dünyada yaşananlar açıklanabilseydi, oldukçakorkunç kötülükleri bünyesinde barındırdığı ve enbaşından beri insanoğlunun tüm soyununlanetlenmiş olduğu gerçeğini anlardık…

Aslında, vücudun kendisinden ötürü, doktorlarınkitaplarında dahi bulunmayan pek çok hastalığınortaya çıktığını ve çoğu durumda ya da neredeysehepsinde tedavi ve uyuşturucuların kendilerininasıl acı verici olduğu anlaşılır. İnsanlar bundandolayı hastalıkla uyarılır (Tanrı tarafından) veöldürülmeden doğru yola girmeleri sağlanırdı»

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 13

Page 14: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Orta Çağın Hastalıklar Hakkındaki Kanıta Dayalı Olmayan Bilim Dışı

Düşüncesi

Orta çağda Katolik inancında :

“Bu dünyada yaşananlar açıklanabilseydi, oldukça korkunç kötülükleribünyesinde barındırdığı ve en başından beri insanoğlunun tüm soyununlanetlenmiş olduğu gerçeğini anlardık…

Aslında, vücudun kendisinden ötürü, doktorların kitaplarında dahibulunmayan pek çok hastalığın ortaya çıktığını ve çoğu durumda ya daneredeyse hepsinde tedavi ve uyuşturucuların kendilerinin asıl acı vericiolduğu anlaşılır. İnsanlar bundan dolayı hastalıkla uyarılır (Tanrıtarafından) ve öldürülmeden doğru yola girmeleri sağlanırdı

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 14

Page 15: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Skolâstik DüşünceAugustinus’un hem din adamı olması hem de ortaçağ kilise düşüncesinitemsil etmesi sebebiyle söz konusu dizelerinden hastalıkların insanlarıngünahlarının sonucunda Tanrı tarafından verilen bir uyarma cezasıolduğu anlaşılmaktadır.

Bu anlayış sebebiyle kiliseye bağlı cemaatin başına musibetlergelmeyeceğini tek reçete olarak sunan Augustinus’un resmi kilisegörüşü, tamamen o döneme kadar kazanılan tüm tıbbi bilgilerireddetme anlamında iken yenilerinin üretilmesinin yolunu da doğrudankesen skolâstik düşünce tarzının tezahürünü de yansıtmaktadır.

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 15

Page 16: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Ortaçağ Avrupa’sında

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 16

Tıbbın içine sokulun bu etkenlere değindikten sonra ilk olarak sihir-mucize ikilisinin nasıl tıp anlayışı haline getirildiğini açıklamak önemli bir noktayı teşkil etmektedir.

Bu noktadan hareketle yıllar geçtikçe, ortaçağ Avrupa’sında kültürel ilerleme ve dinamik gelişmelerin, genellikle 1050-1300 yılları arasındaki dönemde yeni bir boyut kazandığı ve kilisenin savaşlarda dâhil her oluşumda yer aldığı bilinmektedir.

Kuşkusuz zikredilen zaman aralığında Roma Katolik Kilisesi ve Hristiyanlık, toplum üzerinde güçlü bir etki yaratmış ve paganlıktan kalma putperest inançlar minimal düzeylere inmiştir.

Ancak Avrupa’nın bu inanç çağında bile, mistisizm ve batıl inançlar, halkın büyük çoğunluğu tarafından anlaşıldığı üzere dinin önemli bir parçası olmayı sürdürmüştür.36 Hastalıkların tanı ve tedavisinin bilinmemesinden dolayı mantıklı bir açıklama getirilememesi insanları hastalıkları anlama ve iyileştirme arayışı içinde görünmeyen manevi güçlere yöneltmiştir ancak görünmeyen manevi güçler bu süreçte bizzat din adamları eliyle Hristiyanlaştırılmıştır

Page 17: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Bitkisel tedavilerin zirve yaptığı Ortaçağ Tıbbı deyince akla gelen 3 isim Hipokrat, Galen ve İbn Sina’dır.

Matematikçi ve filozof Pisagor. Pisagor’a göre 4 en mükemmel oran temsilcisidir.

Ortaçağ Tıbbının çıkış noktası 4’ün en mükemmel oran temsilcisi olması varsayımı yani işin temeli.

Peki neden 4 seçilmiş.

Doğaya 4 ana yön (kuzey, güney, doğu, batı), 4 temel eleman (ateş, hava, su, toprak) ve bunların 4 fiziksel özelliği (sıcaklık, soğukluk, kuruluk, yaşlık), doğanın 4 ürünü (insan, hayvan, bitki, maden), 4 mevsim (ilkbahar, yaz, sonbahar, kış) hakimdir. Bu nedenle dörtgen ve ideal türü olan kare, asırlarca yeryüzünün sembolü olarak kullanılmıştır.

Ortaçağ Tıbbını anlamak için bu 3 kahramanı ve yaşadığı dönemleri bilmek lazım.

Hipokrat milattan yaklaşık 500 yıl önce yaşamıştır. Galen Hipokrattanyaklaşık 500 yıl sonra, İbn Sina da Galen’den yaklaşık 1000 yıl sonra yaşamıştır.

Bu 3 kahramanın hekimlik ve insanlık üzerine etkileri yaklaşık 2000 yıl sürmüştür. Ortaçağ Tıbbında geçerli olan HumoralPatoloji Teorisi’dir.

.

Page 18: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Ortaçağ Avrupa’sında kilise eşittir ilaç, çare, güvenli yer ve günahlardan arınma mekânı olarak kendine rakip hiçbir bilimsel aktiviteye yaşama hakkı vermemiştir.

Özellikle Hristiyanlık öğretisi ve kitaplarında bir kişi veya bir gruptan ziyade genel manada toplumların yaşadıkları hastalıkların ve felaketlerin onların günahlarının sonucunda gönderildiği, bağışlanmalarının ise reddedilmesi durumunda ölecekleri yolundaki büyük cezayla karşılaşacakları, din adamlarının vaazlarında en temel konu iken bu durum kuşkusuz kilisenin karşısında hiçbir tıbbi bilginin gelişememesi sonucunu meydana getirmiştir.

Hem söz konusu yaklaşımı hem de din adamlarının doktorluğu üstlenme çabalarını modern tıbbın kurucularından biri olduğu kabul edilen ve XV. yüzyılın ünlü tıp insanlarından olan Paracelsus’da sıkça eleştirmiştir.

PARACELSUS

Orta Çağ'da dogmatik hale gelen Galen, İbn-i Sina gibi, yeni gelişmelerin önündeki engeller olarak gördüğü hekimlerin kimliklerinde, eski tıbba son verdiğini sembolize ediyordu.

Bu hareketiyle büyük bir tepkinin doğmasına sebep olan Paracelsus, hemen hiçbir yerde fazla kalamayıp, kent kent dolaşmıştır.

Paracelsus, tıp eğitiminde geleneksel olarak kullanılan Latince yerine derslerini Almanca vermiştir.

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 18

Page 19: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

19

Sarı Safra (Karaciğer)

Ateş

SuBalgam (Beyin)

Toprak – Kara Sevda (Dalak)(Kalp) Kan - Hava

Kuru

Soğuk

Sıcak

(Nemli) Yaş

13.10.2020

Page 20: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

4 HILT / HUMOR / SIVI

Hılt Mîzaç Unsur Özellik (Tr)

Renk Tat Mevsim Ömür Yön

Safra Safravî Ateş Soğuk Sarı Acı Yaz Gençlik Güney

Sevda Sevdavî Toprak Kuru Siyah Ekşi Sonbahar Olgunluk Batı

Kan Demevî Hava Sıcak Kırmızı Tatlı İlkbahar Çocukluk Doğu

Balgam Balğamî Su Nemli Beyaz Tuzlu Kış Yaşlılık Kuzey

20

Bu öğreti, Humoral patologları, her zaman, tek tek vakalara özel tedavi

belirlemeye teşvik etmiştir.

13.10.2020

Page 21: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Farmakolojinin Kurucusu

Paracelsus modern tıbbın yanında, modern farmakolojinin (ilaçbilimi) de kurucusu olarak nitelendirilebilir.

Pek çok kimyasal madde üzerinde araştırmalar yapmış ve antimonu bulmuştur ki, daha sonra 17. ve 18. yüzyıllarda antimon, iatrokimya görüşlerini destekleyenler tarafından sıkça ilaç olarak ya da ilaç karışımları içinde kullanılmıştır; bu tip ilaçlara arkana tipi ilaçlar denir. Paracelsus'unbazı terimleri Arapça'dan aldığı söylenir, alkol terimi de, örnek gösterilir.

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 21

Page 22: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Antik Yunan Tıbbı Ortaçağda da Kilisenin soruşturmaları (Engizisyon) gizli olarak devam etmiştir.

Antik Yunan filozoflarından Aristoteles'in temellerini attığı ve Hippocrates'in devam ettirdiği bu teoriye göre, dünyanın dengesini sağlayan bu dört madde gibi insan vücudunun dengesini sağlayan dört madde vardır.

İnsan bedeninde bulunan bu maddeler: safra,koyu safra, kan ve mukustur.

Fakat bu tip bilgiler günah sayılırdı. İnsanın kaderinde ölüm varsa tedavi reddedilirdi.

Bu durum, Bağdat tıp okullarının etkisiyle kurumsallaşmasını oluşturan Avrupa’da Salerno’da Tıp okulu açılması, İngiltere’de Oxford ve Cambridge’in kurulmasıyla değişmeye başladı. Cadı avında çok fazla insan el fallarına bakılarak öldürüldü.

Engizisyon (Latince: inquisitio, soruşturma), Katolik Kilisesi'ne bağlı bir mahkeme sistemi idi.

Gerek kararları, gerek siyasi ve dini görüşleri nedeniyle dört büyük engizisyon adından çok söz ettirdi.

1 Orta Çağ Engizisyonu

2 İspanyol Engizisyonu

3 Roma Engizisyonu

4 Portekiz Engizisyonu

Page 23: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Üniversite içerisinde ilk tıp okulu Salerno, İtalya’da açılmıştır.

Salerno tıp okulu söz konusu dersleriniseküler bir müfredat ile yürütmüş veen parlak dönemini 1096-1260 yıllarıarasında yaşamış olmasına karşınbüyük hekimler yetiştirememiş veönemli tıbbi keşifler ortayakoyamamıştır.

Ancak bu okulun asıl ününü ve tıptarihindeki yerini Rönesans’ta ortayaçıkacak olan uyanışın temellerini attığıiçin hak ettiği, otoritelerce kabuledilmektedir

İlk tıp okullarından biri olan CundişapurOrta Çağ İslam döneminde İran’dakurulmuştur. El-Razi ve İbn-i Sina butopraklarda yaşamış ve yazdıkları kitaplar16. yüzyıla kadar Avrupa’daki tıpokullarında referans kitapları olarakkabul görmüştür.

Orta Çağ, üniversitelerin yükselişdönemidir. Üniversite içerisinde ilk tıpokulu Salerno, İtalya’da açılmıştır. Ayrıca,12-16. yüzyıllar arasında Montpellier,Paris, Padua, Leiden, Edin-burg ve dahabirçok üniversitede tıp okulları açılmıştır

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 23

Page 24: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Ortaçağda tıbbi uyanışın ilk adımı IX. yüzyılda Napoli’nin 5 km güneyindeki Salerno kasabasında kurulan Instituto Universitario di Salerno’da atılmıştır. İmparator Carolus Magnus’un (Charlemagne) veya Arap, Yahudi, Yunan, Latin kökenli 4 kişinin kurduğu

rivayet edilen bu kurumda, tıp eğitimi veren ve Hippokrates’in prensiplerini benimsediği için Civitas Hippocratica adıyla anılan bir tıp okulu da bulunmaktaydı

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 24

Page 25: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Avrupa toplumunda aydınlanma çağı XV. yüzyıla kadar hızla

devam ederken tıp bilimi ve uygulamaları

açısından da bu yeni süreçte pek çok kurumsallaşma,

müfredat ve yenilikler getirilerek İSLAM

uygarlığından bayrak devralınmıştır.

Birçok aslı astarı olmayan uygulamanın içine girdiğitıp bilimi insanlar için şifacı özelliğini kaybederkentehlike arz eden bir alan haline dönüşmüş vemanastırların hastaneler şeklinde örgütlenmeçabalarına karşın hiçbir dini kimliği olmayan sekülerkesimin hekimlerine hayat hakkı tanınmamıştır.

Ancak durum bu şeklide altı asır boyunca devamederken tıp bilimi açısından ilk işaret fişeği XI.yüzyılda İtalya’da atılmıştır. Salerno’da kurulan okulBatı toplumu için başta tıp bilimi olmak üzere pekçok gelişme açısından da atılan ilk cesurca atımıtemsil ediyordu.

Bu önemli gelişme daha sonra yaşanacak olanRönesans içinde belirleyici ilham kaynaklarındanolmuştur. Papalık kurumu karşısında seküler tıpbilimi ve hekimleri bu okulla birlikle güç kazanırkentakip eden süreçte Fransa, İngiltere gibi önemliülkelerde kurulan diğer okullarda toplanmayabaşlamışlardır.

KİLİSENİN skolâstiğin içinde boğulan özgür düşünce, toplumda yaşanan sosyal, ekonomik ve dinsel tıkanıklıkları gidermede yetersiz kalmaktaydı.

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 25

Page 26: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Geç Orta Çağ’a gelindiğinde

Aydınlanma Çağı Geç Orta Çağ’a

gelindiğinde Aydınlanma Çağı olarak

bilinen dönemin alt yapısı şekillenmeye

başlayacak ve bilimsel düşüncenin

önündeki engeller bir bir ortadan

kalkamaya başlayacaktır

AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 26

Page 27: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Batı Avrupa’da Tıp biliminin gelişimini anlayabilmek için Doğu’daki Tıp

biliminin gelişimine bakmak gerekir.

Şöyle ki; İslam Tıbbının Batı Tıbbına etkisi, bazen direkt bazen de dolaylı yollardan olmuştur. Bunun için öncelikle İslam dünyasındaki Tıp bilimini tanımak gerekmektedir. İslam dünyasında, Tıp bilimi büyük bir öneme sahipti.

Çünkü Müslüman âlimlerin üzerinde en çok durdukları ve eser verdikleri bilim dallarının başında Tıp bilimi gelmektedir. Peki, İslam Tıbbı bu noktaya nasıl geldi? Veya bu tür çalışmalar, kimler tarafından ne zaman ve nasıl yapıldı? Gibi sorular, hemen akla gelebilir.

Bu soruların bulacağı ilk cevap, şüphesiz Müslüman âlimler tarafından yürütülen tercüme faaliyetleridir. Tercüme faaliyetleri esnasında Tıp alanındaki Süryanice ve Yunanca eserlerin Arapçaya kazandırılmasıyla İslam âleminde

Tıbbî çalışmalar başlamış ve Bilim Tarihine yüzyıllarca damgasını vuran bilim insanlarının yetişmesi sağlanmıştır. Tabi İslam Tıbbının gelişimi tek başına başarılmış bir durum değildir. Bunun içerisine Türkleri ve İranlıları dâhil etmek gerekir.

Page 28: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Bu noktada şunu da belirtmek gerekir ki; yukarıda bahsetmiş olduğumuz tercümanlar, Hıristiyan hekimlerdir.

Bunlar, hem Müslümanların arasında yaşamanın verdiği avantajları kullanmışlar hem de tercümeler vasıtasıyla Yunan Tıbbına ait kitapları İslam dünyasına kazandırmışlardır.

Burada Hıristiyan hekimlerin de İslam dünyasındaki Tıp biliminin gelişimine katkıda bulunduklarını unutmamak gerekir. XI. yüzyıldan önce

Arap dünyasında sonra da Yunan dünyasında yapılan çevirilerle Latince olan Tıp kitaplarının sayısı fazlalaşmıştır.

Bu dönemde Avrupa’daki en önemli çevirmenlerden birisi ConstantineAfricanus (ölüm tarihi: 1087)’dur. Constantine, Güney İtalya’daki Monte Cassino’da bir rahiptir. Arapçadan “Pantegni” adlı eseri çevirmiştir. Bir diğeri ise XII. yüzyılda Cremonalı Gerard’dır. İbn Sina ve er-Râzî’dençeviriler yapmıştır

Page 29: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Tıp alanındaki Doğu etkisinin özellikle Kurtuba’da bulunan hekim Harranî ile büyük bir ilgisi vardır.

Endülüs Halifesi II. Abdurrahman’ın sarayında hekimlik yapan Harranî, dönemi itibarıyla oldukça meşhur bir hekimdir.

MS.941-962 yıllarında Bağdat’ta Sabit b. Sinan b. Sabit b. Kurra ile çalışmış olan erkek torunları Ahmed ve Ömer b. Yunus, Harranî’den bahsederler.

Bunlar, Endülüs’e dönüşlerinde Sabit b. Kurra’nın eserlerini ve Ebu MeslemeMecritî’nin “Gayetü’l-Hekim (Picatrix)” adlı eseri ile filizlenen tılsımlı büyü tekniklerini ülkeye tanıtmışlardır.

X. yüzyılda İbn Cülcül de “Tabakatü’l-Etıbba” adlı eserini yazmak için Latin ve Arap kaynakları kullanmıştır. Yahya b. İshak da tüm Yunan Tıbbının bir araya getirildiği bir Tıp el kitabı yazmıştır.

İbn Cülcül ise Tıp öğrencilerinin bilmesini gerekli gördüğü Galen’in 16 eserinin listesini temin etmiştir.

Bu dönem, Endülüs Tıbbının gelişmeye başladığı bir dönemdir. Arif b. Saîd, yaklaşık olarak MS. 964 yılında doğum ve çocuk hastalıkları ile ilgili bilimsel bir inceleme yazmıştır.

Bu kitap, ilk Endülüs Tıbbî astroloji kaynaklarını da içermesi nedeniyle oldukça önemli bir eserdir.

Page 30: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

İslam tarihinde ilk hastane, Emevî halifesi el-Velidzamanında yapılmıştır. Bu hastane, kronik bulaşıcı hastalığa tutulanlar, cüzamlılar, körler ve fakir insanlar için inşa edilmiştir. Bakımın ücretsiz yürütüldüğü bu hastanede birden fazla hekim bulunmaktadır. Burada Hint etkisi de vardır

Endülüs’te Ebu’l-Kâsım ez-Zehrâvî (Ölüm tarihi:1013), “et-Tasrîf limen Aceze an’t-Teâlîf” adlı eseri ile gerek İslâm dünyasında ve gerekse de Batı’da cerrahinin gelişmesinde önemli rol oynamıştır.

İlk resimli cerrahi risalesi olan bu eser, üç bölümden oluşmaktadır. İlk bölümü inme üzerine dağlama ile ilgili önerileri içerir. İkinci bölüm, ameliyat bıçağı ile yapılan ameliyatlara, ayrıca ağız ve göz ameliyatlarına ayrılmıştır.

Son bölümü ise, kemik kırık ve çıkıklarının çeşitli şekilleri ile doğum konularından oluşmaktadır.17 Bu eserde canlı hayvanlar üzerinde deney amacıyla ameliyatlar gerçekleştirme ve kadavra üzerinde inceleme ve araştırma yapma gibi yeni fikirlerden de bahsedilmiştir

Doktorların çoğu, yaşamlarını saray doktorları ya da sarayın atadığı yöneticiler veya resmî memurlar olarak devam ettirmişlerdir.

Örneğin; Aristo konusunda yorumlayıcı olarak bilinen İbn Rüşd, İspanya’da saray doktoru ve dinsel hukuk uzmanı olarak çalışmıştır. İslam’ın Galen’iolarak ün yapmış ve ansiklopedik bilgilere sahip İbn Sina ise felsefe ve bilim yapmak için çeşitli saraylarda ücretli doktor olarak çalışmıştır.

Ünlü Yahudi filozof Musa b. Meymûn, Kahire’de sultanın doktoru olarak görev yapmıştır. Saray desteği, doktor ve bilim insanları için fen bilimlerini iyice öğrenip geliştirebilecekleri bir ortam yaratmış, baskın olan kurumlardan ve dinsel hukukun üstünlüğünden korunan kurumsallaştırılmış görevler sağlamıştır

Page 31: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

İslam Medeniyetinde Tıpve Gazanhan / Çinli Filozoflar

İslam diğer tek Tanrılı dinler gibi ortadoğuda ortaya çıkmış ve yakın doğu, Afrika, İspanya’ya kadar yayılmıştır.

Çoğu Yunan ve Roma eserleri Arapçaya çevrilmiş.

Daha sonraki yüzyıllarda bu eserler Latinceye çevrilmiş ve Avrupa’da Rönesansın ana kaynağı olmuştur.

Page 32: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

İSLAM TIP BİLGİSİ AVRUPA ORTA ÇAĞINDA BİLİMİN GÜCÜNÜ KANITLAMIŞTIR.

Haçlı seferleri sırasında İslam dünyasındaki hastahaneleri tanıyanAvrupalılar 1200’den itibaren Avrupa’daki ilk hastahanelerin kurulmasınısağlamışlardır. Kilise ve belediyeler büyük kasabaların çoğunda hastahaneyapımını maddi olarak desteklemiştir. Ayrıca birçok kasaba kendi sınırlarıiçindeki tıp hizmetlerini denetlemek için ayrıntılı düzenlemelerhazırlamıştır. Ancak, bu dönem hastahaneleri -manastırlar gibi- tedavi veeğitim kurumu olmaktan ziyade, ölümü bekleyen kişilerin barınağıdurumundaydı.

Ortaçağda 1200-1500 yılları arası, tıbbın daha sonra yeşerecek tohumlarınınatıldığı dönemdir. 1500 ve sonrası ise erken modern dönem olarakadlandırılır ki, tıpta yüzyıllarca sürecek devrimci atılımların ve metotlarınbaşlangıcıdır.

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 32

Page 33: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Ortaçağ Avrupa’sındaki tıp yazarları, İslam bilim adamlarının takipçisi oldukları halde onların seviyesinden uzaktılar. Avrupa’da bilimde yaratıcılık

XVI yüzyılda başlamış, XVII. yüzyılda İslam dünyasını geçmiştir

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 33

Page 34: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Roma İmparatorluğu gibi döneminde rakipsiz birkurumsallaşmaya sahip medeniyetin yıkılmasıylabaşlamak üzere XV. yüzyılın sonuna kadar uzananzaman dilimini kapsayan ortaçağda, Avrupatoplumu için birçok değişim ve dönüşümyaşanmıştır.

En belirgin değişimlerden biriside yine budönemde Avrupa tıbbi gelişmelerinde meydanagelmiştir.

Papalık kurumu, Roma sonrasında oluşanboşluğu değerlendirmek için her alanı baskısıaltına alırken tıp sahasını da bu durumdanfazlasıyla etkilenmiştir

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 34

Page 35: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

İslam Coğrafyası ve Sağlık HizmetleriİSLAMI KABUL EDEN ÜLKELER NABIZ KONTROLÜ

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 35

Page 36: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 36

Page 37: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Rönesans’la birlikte tıp adamları, felsefi tartışmaları bırakıp ampirik deneme-yanılma metodunu bilimsel bilgi üretim metoduna dönüştürmeye çalışmışlardır. Leonardo da Vinci’nin insanları ve nesneleri titiz biçimde gözleyip resimlemesi, Machiavelli’nin politika konusundaki çözümleri, Copernicus’un astronomik çalışmaları.. toplumun rasyonelliğe güvenmesini sağlamıştır

İSLAM MEDENİYETİ İnsanlığın binlerce yıllık tarihi birçok medeniyetin yükselişi ve çöküşüyle dolu olsa da, bunların büyük kısmı bölgesel kaldığından, dünya kültürü üzerindeki etkileri evrensel medeniyetlere verdikleri malzemeyle sınırlı kalmıştır.

Kültür tarihinde 3 evrensel medeniyet ortaya çıkmıştır: Yunan medeniyeti, İslam medeniyeti ve günümüzde yaşadığımız Batı medeniyeti.

Bunları evrensel kılan, evreni bütün olarak kavramaya ve açıklamaya çalışmaları, bu amaçla çağlarının bütün bilgilerini kullanarak felsefelerini ortaya koymalarıdır.

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 37

Page 38: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

3 Evrensel Medeniyetten Söz Edilir

Yunan medeniyeti,

İslam medeniyeti

Günümüzde yaşadığımız Batı medeniyeti

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 38

Page 39: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

“İkra!” (Oku)

Şam Üniversitesi profesörlerinden Muhammed Ali Cezûl el-Kâtib, Kurân’da yasa koyucu 250 ayete karşılık, inananlara tabiatı incelemeleri,

düşünmeleri, akıllarını en iyi şekilde kullanmaları ve bilimle uğraşmayı toplum hayatının bir parçası haline getirmelerini emreden yaklaşık 750 ayet bulunduğuna dikkat çekmiştir. İlk nazil olan ayetin “İkra!” (Oku) emri [Alak,

1], okumanın yanısıra, gerçeği araştırmak, öğrenmek, tefekkür etmek, tanımak, anlamak, anlatmak, bilmek, tebliğ ve talim etmek gibi birçok mefhumla yakından ilgilidir. Allah’ın insanlara bağışladığı ve meleklere

üstün kıldığı bilme yeteneği [Bakara, 31-3] ile Kurân’ın insanı tabiat olaylarını araştırmaya ve düşünmeye davet etmesi, deney ve delile dayalı

bilmenin İslam için büyük önem taşıdığını gösterir.

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 39

Page 40: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

İSLAM VE TIP (TIBBU’N-NEBEVÎ / TIBB-I NEBEVÎ)

Kurân, her zaman geçerli olabilecek sağlık prensipleri (koruyucu hekimlik) üzerine genel hükümler ortaya koymuştur.

Beden, ruh, elbise ve çevrenin temiz tutulmasını önemle vurgulamış; zararlı yiyecekler, kan, ölü hayvan ve domuz eti yenmesini, her türlü hastalığın bulaşabildiği evlilik dışı ilişkileri, alışkanlık yaparak ruhu ve bedeni tahrip eden içkiyi yasaklamıştır.

Bebeklerin ana sütüyle beslenmesini, yeme-içmede aşırıya gitmemeyi, -genetik bozukluklar ortaya çıkabileceği için- yakınlar arasında evlenmemeyi tavsiye etmiştir.

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 40

Page 41: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

İslam kültüründe öncelikli bilimler (ulûmu’l-evâil) arasında yeralan tıp sanatı kısa zamanda iki safhada büyük gelişme göstermiştir.

Bu aşamalar :

Kabullenici

Yaratıcı dönemelerdir.

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 41

Page 42: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Bu hareket 2 safhada gerçekleşmiştir:

1. Kabullenici dönem: Dinin teşvikiyle, İslamcoğrafyasının üzerinde oturduğu antik kültür vetıp benimsenmiş; Cündişapur’daki hastahane vetıp eğitimi örnek alınmış; Antik Yunan ve Hinttıbbına ait bilimsel kitaplar Abbasiler dönemindeBağdat’ta kurulan Beytü’l-Hikme’de 200 yıliçinde tercüme edilmiştir.

2. Yaratıcı dönem: Antik dönem tıp bilgileriöğrenildikten sonra, gözlem ve deneylerle eldeedilen yeni tıp bilgileriyle, XII. yüzyılda, -bilimtarihçisi Hartner’in ifade ettiği gibi- düşünceyitehlikeye düşürecek ortaçağ modası eskiotoritelere dayanma düşüncesinden vazgeçilmiş,bilimsel düşünce orijinalitesi, o zamana kadargörülmemiş bir noktaya ulaşmıştır.

Kabullenici dönem:

Dinin teşvikiyle,

İslam coğrafyası

nın üzerinde oturduğu

antik kültür ve

tıp benimsen

miş

• Yaratıcı dönem: Antik dönem tıp bilgileri öğrenildikten

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 42

Page 43: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Cündişapurİran Sasani hükümdarı I. Şapur’un[241-73] Sûs ile Hemedan’ı birbirinebağlayan yol üzerinde kurduğuCündişapur şehri uzun süre yöreninbilim-sanat merkezi olarak tanınmıştır.I. Şapur’un Roma imparatoru Valerian’ıhezimete uğrattığı savaşta, esirlerlebirlikte Suriye’deki sanatçı, bilgin veişçilerden oluşan büyük bir grubunyerleştirildiği Cündişapur, V. yüzyılınsonunda mezhep anlaşmazlığısebebiyle Anadolu’dan sürülenNesturilerin de sığınağı olmuştur.

İslamiyet’in ortaya çıktığı sırada Arabistan’ın kuzeyinde güçlü bilim ve felsefe merkezleri vardı. Arap orduları, Cündişapur’da gelişmiş bir tıp okulu ve hastahane [638], büyük bir bilim ve araştırma merkezi olan İskenderiye’de ise Antik Mısır ve Yunan medeniyetinin bilimsel mirasıyla karşılaşmıştı [642]. Ayrıca, Antakya ve Edessa (Urfa) da önemli bilim merkezleriydi.

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 43

Page 44: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Dârüşşifâların en gelişmişi, V. yüzyıl ortalarında, Batı

Asya’nın en önemli kültür merkezi olan Cündişapur’dadır

Hastahaneler(Dârüşşifâlar) İslamdünyasında hastahanekelimesi karşılığındadârüşşifâ, dârüssıhha,dârulafiye, dârulmerzâ,bîmârhâne, bîmâristân,şifâiyye, tımârhânekelimelerikullanılmıştır. XIX.yüzyıldan bu yanabizde hastahane olarakisimlendirilen sağlıkkurumları ortaçağİslam medeniyetindehasta tedavisi ile tıpeğitiminin yapıldığıtesislerdi.

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 44

Page 45: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Şehir kalıntıları Dezful ile Şuşter şehirleri arasında, Dezful'un 14 km.

güneydoğusunda, 39 numaralı karayolundan biraz

içeride bulunmaktadır.

Cündişapur’dakihastahaneyi, İslammedeniyetininkuruluş döneminde,İran’ın fethi sırasındatanıyanMüslümanlar, bunuörnek bir kurumolarak benimseyippekçok şehirdebenzerini kurmuş vegeliştirmişlerdir.

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 45

Page 46: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

İlk dönem İslam hastahaneleri

Hârûn er-Reşîd’in ve dönemin vezir ailesi Bermekiler’inBağdat’ta, halife Mütevekkîl’in[847-61] nedimi Türk el-Fethbin Hâkân’ın [ö. 861] Mâristânü’l-Magafîr adıyla Kahire’de; Tolunoğulları’ndanAhmed ibn Tolun’un 874’te Kahire’de; İhşidiler’den EbûBekir Muhammed bin Tugaç’ın[882-942] Mısır’da; Bedrü’l-Mutaddîd Gulâm’ın 902’de Bağdat’ta; halife Muktedîr’in[908-32] Şam kapısında; vezir Ali ibn el-Furat’ın [ö. 924] Bağdat’ta Dâru’l-Mufaddala’da; halife Muktefî’nin [902-08] kumandanlarından AmîrEbû’l-Hasan Baghâm et-Türkî’nin 940’da Bağdat’ta; Büveyhi meliklerinden Mu‘izzüddevle’nin 966’da Bağdat’ta; açılmıştır.

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 46

Page 47: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 47

Page 48: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 48

Page 49: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 49

Page 50: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 50

Page 51: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 51

Page 52: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 52

Page 53: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Huneyn bin İshâk [810-73] Hireli Hıristiyan Arap kabilesimensuplarından bir eczacınınoğludur. Baba mesleğine ilgiduyduğu için tıbbı seçmiş, 12yaşında Bağdat’a tahsil için gitmiş,dönemin ünlü hekimi ve hocası İbnMâseveyh’in öğrencisi olmuştur.

Tahsili sırasında Yunanca daöğrenmiş ve temel kaynaklarıtoplamıştır.

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 53

Page 54: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Tıbbı teorik ve pratik olmak üzere 2’ye ayırmıştır.

Huneyn bin İshâk göre insan bedeni 3 durumdadır: sağlıklı, hasta ve nötr. Sağlık, bedenifonksiyonların tabii, hastalık ise tabiat dışı olmasıdır; nötr ise ne sağlık, ne de hastalıkdurumudur.

Bu 3 durum, bedeni şartlar, sebepler ve belirtilerle ilgilidir. Sağlık veya hastalığa yolaçansebepler 2’ye ayrılır. Tabii sebepler hastalığı iyileştirir, tabii olmayan sebepler ise patolojikveya nötr duruma yol açar.

Sağlık ve hastalıkta ortak sebepler, hava, yiyecek ve içecekler, uyku, boşaltım, hareket vepsikolojik davranışlardır. Tıp bilimine giriş mahiyetindeki Kitâbu’l-Mesâ’il fî’t-Tıb li’l-Müte‘allimîn adlı eseri sonraki dönemlerde birçok hekim tarafından şerh edilmiştir.Kitâbu’l-‘Aşr Makalât fî’l-‘Ayn (Göz Üzerine On Makale) adlı eseri, göz hastalıkları üzerineyazılmış en eski eserdir. Burada, göz anatomisini, beyin-göz ilişkisini, göz sinirlerini ve gözhastalıklarının tedavilerini şekillerle anlatmıştır. Bunlar göz anatomisiyle ilgili bilinen ilkresimlerdir. Diğer eseri ise yine göz hastalıkları konusunda soru-cevap tarzında yazdığı el-Mesâ’il fî’l-‘Ayn’dır.

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 54

Page 55: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Ebûbekir er-Râzî [865-925] Günümüzde Tahran’a 12 km mesafede bulunan Rey’de doğmuştur. 20 yaşınakadar burada felsefe, matematik, astronomi ve edebiyat tahsil ettikten sonra geçdenebilecek bir yaşta tıbba merak salmış, kendini bu yönde geliştirerek tıptarihinin en büyük hekimlerinden biri olmuştur. Rey ve Bağdat hastahanelerininyöneticiliğini yapmış, tıp dışında felsefe ve kimyayla meşgul olmuş, bu alanlardada önemli eserler yazmıştır. Batılı bir yazarın ifade ettiği gibi, “meslek vesorumluluk duygusu olan bir hekim, çaresizlerin yardımcısı, öğretmen, iyiyetişmiş hekim jenerasyonunun terbiyecisi, topladığı önceki hekimlerin çokyönlü bilgilerini geliştiren ansiklopedik temkinli bir klinisyen, mütefekkir birgözlemci, bağımsız bir kimya araştırıcısı, deneyci, nihayet kendi dönemine kadargelen tıbbi birikimi düzenleyip ortaya koyan sistematikçi” idi. Büyük kısmı tıbbaait olmak üzere 200’den fazla risale ve kitap yazmıştır. Önemli tıbbi eserlerişunlardır:

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 55

Page 56: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Ebubekir Er RaziKitâbu’l-Mansûrî: Horasan valisi Mansûr bin İshâk’a sunduğu bu 10 bölümlük

eser, o döneme kadar gelmiş tıbbi bilgilerin bir özeti mahiyetinde olup Cremonalı Gerhard tarafından Liber Almansoris adıyla Latince’ye tercüme

edilmiş, 1480’lerde Milano’da basılmıştır.

Kitâbu’l-Hâvî: Son yayınlara göre 25 cilt olduğu tespit edilmiştir. 15 yılda tamamladığı bu eser, Yunan, Hint, Süryani ve İslam tıbbına dair literatürü

aktarması yanında, bir ömür boyu hasta başında edindiği bilgi ve tecrübeleri ihtiva etmesi sebebiyle ortaçağın en önemli orijinal tıbbi eserlerindendir

Kitâbu’l-Cüderî ve’l-Hasbe: Çiçek ve kızamık hastalıkları hakkında yazılan ilk eserdir. Bu küçük eserde, çiçeğin deri, göz, kulak, boğaz, eklemlerdeki

belirtilerini sistematik olarak vermiş, kızamık hastalığıyla arasındaki farkları ortaya koymuş, bu hastalıkların diyet ve tedavisini vermiştir.

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 56

Page 57: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

İbn Sînâ [980-1037]

Öğrencisine yazdırdığı hayat hikâyesisayesinde hakkında diğer İslam filozof vehekimlerinden daha fazla şey bildiğimizİbn Sînâ, İslam dünyasında Şeyhü’rreis,Batı’da Avicennae olarak tanınmıştır.

Buhara yakınlarındaki Afşena’da varlıklı vebilimsever Abdullah’ın oğlu olarakdoğmuş, küçük yaşta deha belirtilerigöstermiş, hocalardan aldığı derslerle 16-17 yaşlarında döneminin hemen hemenbütün bilimlerini öğrenmiş ve tıptaotorite olmuştur.

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 57

Page 58: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Kanûn fî’t-Tıb

En büyük tıbbi eseridir. Batı dünyasında tıbbın İncil’iveya tıbbın mukaddes kitabı olarak nitelendirilir.Yaklaşık 1 milyon kelimelik ansiklopedik bir tıpkitabıdır. Antik Yunan’dan o zamana kadar gelendağınık tıbbi bilgilerin sentezlenerek sistemleştirildiğive şahsi gözlemlerle güncelleştirildiği bu eser, Doğuve Batı dünyasındaki tıp eğitiminde yüzyıllarca derskitabı olarak okutulmuş ve güncelliğini korumuştur.

UZUN YILLAR AVRUPA’dabu tıp bilgileri anlatılmıştır.

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 58

Page 59: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

CanonXII. yüzyılda Canon adıyla Latince’ye tercüme edilen eserin yazma nüshalarımatbaanın icadına kadar kullanılmış, son baskısı 1658’de olmak üzere, XV. veXVI. yüzyıllarda çeşitli yerlerde 35 defa basılarak XVII. yüzyılın sonlarına kadarLouvain ve Montpellier tıp fakültelerinde okutulmuştur. Ayrıca, 1491’deİbranice’ye tercüme edilmiş, 1593’te Roma’da Arapça baskısı yapılmıştır.

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 59

Page 60: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

AbbasilerAslında İslam tıbbı Avrupa’ya ilk olarak Abbasiler döneminde Sicilya yoluyla girmiştir. X. yüzyıldan itibaren Palermo, İslam tıp eğitiminin yapıldığı bir merkez olmuş, buraya İtalya yoluyla gelen öğrenciler eğitimleri sonrasında bu tıbbi anlayışı ülkelerine (ilk olarak Salerno’ya) taşımışlardır.

Bu yolda çalışanların başında, Palermo’da Domnulus/Donnola olarak tanınan Sebbetai [ö. 982] gelir. 1185’de Sicilya’yı ziyaret eden Endülüslü gezgin İbn Cübeyr, Kral II. William’ın Arapça okuyup yazdığını, Palermo’daki Hıristiyanların Müslümanlar gibi giyindiklerini ve Arapça konuştuklarını yazmıştır. Bu durum II. Frederik [1215-50] zamanında da devam etmiştir.

13.10.2020 AYŞEGÜL KAPTANOĞLU 60

Page 61: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

İSLAM MEDENİYETİNDE TIPUyuz

Mediastinit

Tüberküloz

Perikardit

Ünlü islam hekimleri

Razi (865-925)

Abul Kasım Zahravi (936-1013)

İbni Sina (970-1037)

Page 62: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

TedaviKoterizasyon ÖZELLİKLE LEPRA’da

Anestezi

Bitkisel tedavi

Page 63: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Ünlü Hekimler

Razi (865-925)

Sadece yatak başında eğitim vermemiş aynı zamanda bağımsız bir düşünür.

(İranlı) Gözlemlerini yazmaktan korkmamıştır.Al-Hawi adlı kitabıyla dönemin tıbbi ve cerrahi bilgilerini özetlemiştir.

Page 64: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Ünlü Hekimler

Abul Kasım Zahravi (936-1013) Daha çok cerrahi üzerine yazdığı kitabı al-Tasrif adlı eseriyle Batı Hristiyan dünyası üzerinde etkili olmuştur.

Zehrâvî; genel olarak tıp, daha özel ve dar anlamda ise cerrahi alanında kendisinin selefleri konumunda bulunan ünlü hekimlerin (Galenos, Aulus Cornelius Celsus, Aeginalı Paulus, Ebû Bekir erRâzîvd.) uygulamış oldukları yöntem ve tekniklerle sınırlı kalmamıştır.

Aksine, o, yetenekli bir hekim olarak, tıp alanında kullanılan çok sayıda araç-gerecin var olduğu durumlarda bile, cerrahide kullanılmak üzere, yeni âletler geliştirmiştir. Bu hususu onun elli yıllık bir birikim ve tecrübenin ürünü olarak ortaya koyduğu tıp ansiklopedisi niteliğindeki Tasrîf adlı eserinde de görmek mümkündür.

Page 65: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Ünlü Hekimler

İbni Sina (970-1037 AD) (Arap)

Sadece İslam dünyasında değil, tıp tarihinde çok etkili olmuş yüzyıllar boyunca bilinen en önemli üç hekimden biridir. Diğer ikisi: Hipokrat ve Galen. “Kanun” adlı kitabı diğer dillere çevrilmiş olup birçok öğrenci ve hekimin tıp bilgisinin temelini oluşturmuştur. Hatta batıdaki tıp okullarında 17. yüzyılın ortalarına kadar eğitim kitabı olarak kullanılmıştır.

Page 66: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Ünlü HekimlerFarabi (870-950): Hekim ve Filozof. Asıl adı, Muhammed bin Muhammed bin Tahran bin Uzlug’dur. 870 tarhinde Farab [Otrar] kentinde doğdu. Farabi [Farablı] diye anılır. Medrese öğrenimi gördükten sonra, Harran’da felsefe araştırmaları yaptı.

Halep’te Hemedani hükümdarı Seyfüddevle’ninkonuğu oldu. Arap ülkelerinde yaşamıştır. 950 tarihinde Şam’da vefat etti.

Aristo’nun etkisinde kaldı. Farabi, ilimleri sınıflandırdı.

Onun bu metodu, Avrupalı bilginler tarafından kabul edildi.Hava titreşimlerinden ibaret olan ses olayının ilk mantıklı izahını Farabi yaptı.

O, titreşimlerin dalga uzunluğuna göre azalıp çoğaldığını deneyler yaparak tespit etti.Bukeşfiyle musiki aletlerinin yapımında gerekli olan kaideleri buldu.

Aynı zamanda tıp alanında çalışmalar yapan Farabi, bu konuda çeşitli ilaçlarla ilgili bir eser yazdı.

Page 67: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Ünlü HekimlerBiruni (973-1051)Matematikçi, hekim. “Kitap al saydala” bir farmakoloji kitabı, Asurca’dan diğer dillere çevrilmiştir.

Yunan filozoflarından Aristo, Arşimet ve Demokritus'un çalışmalarından etkilenen El-Biruni, bilimsel çalışmalarına 17 yaşında başladı.

Güneşin yüksekliği ve şehrin boylamını hesapladı.

Güneşin hareketlerinden, mevsimlerin ne zaman başladığını belirledi.

Dünyanın çapını, bugünkü değere çok yakın olarak buldu.

Page 68: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Ünlü Hekimlerİbni Rüşd

(1126-1198) (kordoba) Hekim ve filozof

İbn Rüşd (Ebū'l-Velīd Muḥammed ibnAḥmed ibn Muḥammed ibn Rüşd )

Averroes, d. 14 Nisan 1126 - ö. 10 Aralık 1198).

Endülüslü-Arap felsefeci, hekim, fıkıhçı, matematikçi ve tıpçı. Kurtuba'da doğdu ve Marakeş, Fas'ta öldü.

Tercüme ve yorumlamalarıyla Aristo'yu Avrupa'ya yeniden tanıtmıştır. İslam felsefesinde Aristocu akım olan meşşailiğin temsilcilerindendir.

Page 69: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

Ünlü Hekimler

İbn al-Nefis

(1210-1288): Pulmonerdolaşımı tanımlamış ve Galen’e ait anatomi bilgilerini sorgulamıştır.

21 Zilkade 687 (17 Aralık 1288) tarihinde Kahire’de vefat etti. İbnü’n-Nefîs küçük kan dolaşımının kâşifi, ortopedinin de kurucusudur.

Page 70: ORTA ÇAĞ ve İSLAM Dünyasında Tıp Tarihi

İslam Düşünce Atlası

https://www.islamdusunceatlasi.org

13.10.2020 70